Skip to main content

Full text of "Hakikat_Kitabevi_Turkce_Kitaplar"

See other formats


is] jsMaisisiaiaisiaiaiajsisisiaisisi3iaisisisiaiajsiMaiai3isiEiaiaisisiaiaisisjaiaisisiaiaisisisiaiaisiaiaiajsisiais s 



I 
I 
1 

i 
i 

1 

I 
I 
1 

i 

i 

i 
i 
i 

i 

1 

I 
I 
1 

i 

i 

i 
i 
i 

1 

I 
I 
1 

i 

i 



Haktkat Kitabevi Yayini 



TAM ILMIHAL 

SE'ADEM EBEDiYYE 



YUZALTINCI BASKI 



Hazirlayan 

HUSEYN HILMi ISIK 

"Rahmef iillahi aleyh" 
[1911-2001 Eyyub-Istanbul] 




HAKIKAT KITABEVI 

Darussefeka Cad. 53 P.K.: 35 34083 

Tel: 0212 523 45 56 - 532 58 43 Fax: 0212 523 36 93 

http://www.hakikatkitabevi.com.tr 

e-mail: bilgi@hakikatkitabevi.com.tr 

Fatih-ISTANBUL 

MAYIS-2009 



1 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
I 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
I 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
I 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
1 
I 

1 

1 
1 
1 
1 
1 
1 
1 



BIBElBiaBlMBMBMBlBlBlBlBlBlBlBlBlBlBlBlBlBlBlBMlBElBElBlMBlMBMBMBlBlBlBlBlBlBlBlBlBlBlBlBlBlB^ 



§i ; | 



Derin dlim, faziletli merhum seyyid Ahmed Mekki efendi hazretlerinin, (Se'adet-i 
Ebediyye) kitdbmin behind baskisi basina yazdigi arabi takriz tercemesi. 

Bismilldhirrahmdnirrahim ve bihi sikati 

Beydndan bilmediklerimizle bizleri ni'metlendiren Allahii tedldya hamd olsun! 
Dogru soyleyenlerin en iyisi ve kendilerine Fasl-i hitdb ve hikmet verilenlerin en 
ustiinii olan sdhibimiz ve efendimiz Muhammed aleyhisseldma ve Onun temiz Aline 
ve insanlar arasindan Onun icin secilmis olan Eshdbina, saldt ve seldm olsun! 

Asrimizin fddillarindan, zemdnimizin bir ddnesinin yazmis oldugu (Se'ddet-i 
Ebediyye) kitdbina goz gezdirdim. Bu kitdbda, keldm, fikh ve tesavvuf bilgilerini 
buldum. Bunlarin hepsinin, bilgilerini nubuvvet kaynagindan almis olanlarin 
kitdblarindan toplanmis oldugunu gordiim. Bu kitdbda, Ehl-i siinnet velcemd 'at 
i'tikddina uygun olmiyan hicbir bilgi, hicbir soz yokdur. Allahii tedld, Ehl-i siinnet 
dlimlerinin qahsmalarina ve bu kitdbin yazarinin qalismasina iyi karsihklar ihsdn 
buyursunl Amin. 

Ey Temiz genclerl Dint ve milli bilgilerinizi, bu latif, benzeri bulunmiyan, belki 
de, ileride bir benzeri yazilamiyacak olan, bu kitdbdan alimzl 

Yd Rabbi! Bu kiymetli kitdbin yazari olan Lofcah merhum Muhammed Sa 'id bin 
Ibrahim efendinin oglu Hiiseyn Hilmi Isiki mes 'ud ve mubdrek et, yiimiinlii eyle! 
Amin. Allahim! Onun anasindan, babasindan ve kerim olan merhum hocalarindan 
rdzi ol! Peygamberlerin en ustiinii hurmetine "sallallahii aleyhi ve sellem " bu 
duayi kabul buyur! Amin. 

Cum' a 
7 Temmuz 1967 29 Rebi'ul-evvel 1387 

Kullarin en asagisi, islam dlimlerinin hizmetcisi, 

Istanbulda Kadtkoy miiftisi, 

Arvdsi zdde 

Esseyyid Ahmed Mekki Uctstk 



Baski: Ihlas Gazetecilik A.S. 

29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna-ISTANBUL 
Tel: 0.212.454 30 00 

l iv vi a 

-2- 



TAM ILMIHAL 

SE'ADET-I EBEDIYYE 



O N S O Z U 

Iste budur, miftah-i genc-i kadim; 
Bismillahirrahmanirrahim. 

(Se'adet-i Ebediyye) kitabmi yazmaga E'uzii ve Besmele okuyarak bashyo- 
rum. E'uzii okumak, (E'uzii billahi minesseytanirracfm) demekdir. Besmele oku- 
mak, (Bismillahirrahmanirrahim) demekdir. Abdullah ibni Abbas diyor ki, Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Kur'an-i kerime saygi gostermek, 
E'uzii okuyarak baslamakla olur ve Kur'an-i kerfmin anahtari, Besmeledir). Bunun 
icin, bu kitaba bu ikisini okuyarak baslanmasim, okuyuculanmdan istirham ederim. 
Boylece kitabi, bu iki zinet ile suslemis ve bu iki hazinede, dostlar icin toplanmis 
olan faidelere kavusmus olursunuz! Allahii tealaya yaklasmak isteyenler, E'uzii- 
ye yapismakda, Ondan korkanlar da, E'uziiye sanlmakdadir. Giinahi cok olanlar 
E'uziiye sigmmisdir. Allahii teala, Nahl suresinin doksanyedinci ayetinde mealen, 
Peygamberine "sallallahii aleyhi ve sellem" (Kur'an-i kerim okuyacagin zeman 
E'uzii... soyle) buyurmusdur. Bu emr, (Allahm rahmetinden uzak olan ve gazabi- 
na ugrayarak diinyada ve ahiretde helak olan seytandan, Allahii tealaya sigminm, 
korunurum, yardim beklerim. Ona haykinr, feryad ederim de!) demekdir. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Hoca cocuga, Besme- 
le okur, cocuk da soyleyince, Allahii teala, cocugun ve anasimn ve babasimn ve ho- 
casinin Cehenneme girmemesi icin sened yazdinr). Abdullah ibni Mes'ud "radi- 
yallahii anh" diyor ki, (Cehennemde azab yapan ondokuz melekden kurtulmak is- 
tiyen, Besmele okusun! Besmele, ondokuz harfdir). Levh-i mahfuzda, ilk yazilan, 
Besmeledir. Ademe "aleyhisselam" ilk gelen, Besmeledir. Mii'minler, Besmele yar- 
dimi ile, Siratdan gecer. Cennet da'vetiyyesinin imzasi Besmeledir. 

Besmelenin ma'nasi: (Her var olana, onu yaratmakla iyilik etmis ve varhkda dur- 
durmakla, yok olmakdan korumakla iyilik etmis olan Allahii tealanm yardimi ile, 
bu kitabi yazabiliyorum. Arifler, Onu ilah olarak tanidi. Alemler, Onun merha- 
meti ile nzk buldu. Giinah isliyenler, Onun rahmeti ile Cehennemden kurtuldu) 
demekdir. Allahii teala, Kur'an-i kerime bu tic ismi ile basladi. Ciinki, insanm iic 
hali vardir. Diinya, kabr ve ahiret halleri. insan, Allahii tealaya ibadet ederse, diin- 
yada islerini kolaylasdinr. Kabrde ona acir, ahiretde giinahlanni afv eder. 

Elhamdtilillah! Herhangi bir kimse, herhangi bir zemanda, herhangi bir yerde, her- 
hangi bir kimseye, herhangi bir seyden dolayi, herhangi bir suretle hamd ederse, bu 
hamd ve senalarm, medhlerin hepsi, Allahii tealanm hakkidir. Hamd, biitiin ni'met- 
leri Allahii tealanm yaratdigma ve gonderdigine inanmak ve soylemek demekdir. 

-3- 



Siikr, blitiln ni'metleri islamiyyete uygun olarak kullanmak demekdir. Ni'met, faide- 
li sey demekdir. Ni'metler, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablannda yazilidir. Ehl-i 
siinnet alimleri, meshur olan dort mezhebin alimleridir. Herseyi yaratan, terbiye 
eden, yetisdiren, her iyiligi yapdiran, gonderen hep Odur. Kuvvet ve kudret sahibi 
yalniz Odur. O hatirlatmazsa, kimse, iyilik ve kotiiliik yapmagi irade, arzfl edemez. 
Kulun iradesinden sonra, O da istemedikce, kuvvet ve firsat vermedikce, hicbir kim- 
se, hicbir kimseye, zerre kadar, iyilik ve kotiiliik yapamaz. Kulun istedigi herseyi, 
O da irade ederse, dilerse yaratir. Yalniz Onun diledigi olur. iyilik ve kotiiliik yap- 
magi, cesidli sebeblerle hatirlatmakdadir. Merhamet etdigi kullari kotiiliik yap- 
mak irade edince, O irade etmez ve yaratmaz. iyilik yapmak irade etdikleri zeman, 
O da irade eder ve yaratir. Boyle kullardan hep iyilik meydana gelir. Gazab etdigi 
dusmanlannm kotii iradelerinin yaratilmasmi, O da irade eder ve yaratir. Bu kotii 
kullar, iyilik yapmak irade etmedikleri icin, bunlardan hep fenahk hasil olur. Demek 
oluyor ki, insanlar, bir alet, bir vasitadir. Katibin elindeki kalem gibidir. Su kadar 
var ki, kendilerine ihsan edilmis olan (irade-i ciiz'iyye)lerini kullanarak, iyilik ya- 
ratilmasmi istiyen, sevab, kotiiliik yaratilmasmi istiyen, giinah kazanir. Allahii te- 
ala, insanlarm istekli islerini onlann iradeleri ile yaratmasim ezelde dilemisdir. is- 
lerin insan iradesi ile yaratilmasi, ezeldeki ilahi irade ile yaratilmasi demekdir. 

Biitiin diialar, iyilikler, Onun Peygamberi ve en sevdigi kulu, insanlarm her ba- 
kimdan en giizeli, en iistiinii olan Muhammed Mustafaya "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" ve Ehl-i beytine ve Eshabma "ridvanullahi teala aleyhim ecma'in" ve bun- 
lan sevenlere ve izlerinde gidenlere olsun! 

ilk tahsilimi, baba yerim olan istanbulda, Eyyub sultanda, Resadiyye niimune 
mektebinde yapdim. Evimden ve ilk mektebden din terbiyesi, din bilgisi aldim. Ha- 
hcioglu Askerilisesi Orta ve Lise kisminda okurken, mekteblerden Kur'an-i kerim 
ve din dersleri kaldinldi. Allahii tealanm, sevgili Peygamberimizin ve islam alim- 
lerinin ismleri soylenmez oldu. Hicbir hocamiz din bilgisi vermiyordu. Onlari yiik- 
sek, olgun taniyor, cok saygili olmak istiyordum. Fekat, mukaddesatima saldiran- 
lan goriince, hayal kinkligma ugradim. Iman ile kiifr arasmda bocaladim. Kiiciik 
akhmla diisiinerek, miislimanlik olarak ogrendigim biitiin bilgilerimi inceliyor- 
dum. Hepsinin faideli, iyi, krymetli oldugunu goriiyor, bunlari feda edemiyordum. 
Alti sene, bu iki te'sir altinda sarsildim. Birkac sene once, beraber oruc tutdugu- 
muz, nemaz kildigimiz arkadaslarim, ogretmenlerin ve gazetelerin iftiralarma al- 
danarak, ibadetden vazgecdiler. Yalniz kalmak, beni daha da iizdii. Acaba haksiz- 
miyim, yanlis yoldamiyim diyordum. (m. 1929) senesinde, lise son smifda, onsekiz 
yasmda idim. Kadr gecesi, mektebde yatmisdik. Uyuyamadim. Saskm olarak, ya- 
tagimdan firladim. Diisiincelerimde, imanda yalniz kalmisdim. Sikihyordum, bu- 
nahyordum. Bagceye cikdim. Gokyiizii yildizlarla dolu idi. Eyyub sultamn, ya'niHa- 
lid bin Zeydin tiirbesine karsi, Halicin lsikh dalgalan, sanki bana, iiziilme, sen hak- 
hsm diyorlardi. Hickirarak agladim. (Ya Rabbi! Sana inaniyorum. Seni ve Peygam- 
berlerini seviyorum. islam bilgilerini ogrenmek istiyorum. Beni, din diismanlan- 
na aldanmakdan koru!) diye yalvardim. Allahii teala, bu ma'sum ve halis diiami ka- 
bul buyurdu. Kerametler, harikalar hazinesi, ilm deryasi Abdiilhakim efendi, on- 
ce rii'yada, sonra cami'de karsima cikdi. Beni, cezb etdi. Eczaci mektebinde tale- 
be iken, Bayezid cami'i serifinde va'zlarma, sonra evine gitdim. Bana acidi. Sarf, 
nahv, mantik, fikh ogretdi. Cok kitab okutdu. Fransizca Maten gazetesine de abo- 
ne etdirdi. Arabive farisi ogretdi. (Email kasidesi)ni, (Halid-iBagdadidivani)nm 
bir kismini ezberletdi. Sohbetleri o kadar tath, o kadar faideli idi ki, cok def'a, sa- 
bahdan gece yansina kadar yanmdan aynlmazdim. Simdi, o sohbetleri hatirladigim 
anlar, hayatimm en zevkli dakikalan olmakdadir. (m. 1936)ya kadar askeritibbiy- 
ye mektebinde miizakereci iken, hem kimya yiiksek miihendisligine devam et- 
dim, hem de o islam aliminin va'zlarmdan, sohbetinden ilm ve zevk topladim. 
Kalbimdeki kiifr pislikleri temizlendi. islamiyyetin diinya ve ahiret se'adeti icin, bi- 
ricik kaynak oldugunu anladim. Onceleri, biiyiik sandigim kimseleri, islam alimle- 

-4- 



rinin biiyiiklukleri yaninda, cocuk gibi gordiim. Onlarm ilm diye soyledikleri ba'zi 
seylerin, ilmden, fenden cok uzak, alcakca duzulmus planlar, iftiralar oldugunu an- 
ladim. (m. 1936) dan sonra, Ankarada, Mamak kimyahanesinde vazifeli iken, alman- 
ca ogrenmemi ve imam-i Rabbanmin "kuddise sirruh" (Mektubat)mi devamli 
okumami soyledi. Her firsatda istanbula gelip, ma'rifetler deryasmdan inci, mer- 
can topladim. O ilm gunesinin ufuliinden sonra, mahdum-i miikerremi, Uskiidar, 
sonra Kadikoyii muftisi, faziletli seyyid Ahmed Mekki efendinin halka-i tedrisine 
kabul buyuruldum. Biiyiik bir sefkat ve meharet ile, (fikh), (tefsfr), (hadis), ma'kul 
ve menkul, Usui ve furu' ilmlerini ta'lim buyurup beni, 27 Ramezan-i mubarek 1373 
[m. 1953] pazar giinii icazet-i mutlaka ile, tedrise me'ziin eyledi. 

(m. 1947) den sonra, ogretmenlik hayatimda, engin denizden bir damla gibi olan 
bilgilerimi, genclerin temiz ruhlarma, onlarm gonca gibi acilmakda olan korpe di- 
maglarma akitmak icin cirpmdim. icimde yanan iman lsigmdan, onlarm saf kalb- 
lerine birer kivilcim salmak istedim. Elhamdiilillah! Rabbim kolaylik gosterdi. Se- 
nelerce ugrasarak hazirladigim ve faideli ve nefis kokulu ciceklerden toplanarak 
doldurulan tatli ve sifali bal gibi, birkac sahifeye yerlesdirdigim (Se'adet-i Ebediy- 
ye) kitabi birinci kismmin basilmasi (m. 1956) senesinde nasib oldu. 

Hanefi mezhebine gore hazirlanmis olan bu kiiciik kitabm, gazete ve mec- 
mu'alarda reklami yapdmamis, divarlara i'lanlan asilmamis, kosedeki bir diikka- 
nm raflanna emanet edilivermisdi. Miisliman ecdadmm nurlu ve ugurlu yolundan 
ayrilmayan, mukaddes dinini ogrenmek aski ile daima kalbi yanan, asil ve iman- 
h gencler, bu kucuk kitabi aradi, buldu. Az zemanda kapisdi. 

Vatanma saldiran dusmana karsi, kukremis arslanlar gibi doguserek, istiklal sava- 
sim kazanan sehidlerin ve gazilerin temiz cocuklan, bugun de, aym ask ve imanla, ba- 
balannm yolunda yuruyerek, istiklalleri gibi, imanlanm da, her cesid tecavuzden ko- 
rumaga cahsiyor. Hakka, hakikate, dogruya kosuyor. Kur'an-i kerime sanhyor. 

Tarih gosteriyor ki, yalniz kendi rahatlarim, keyflerini diisunen krallar, dikta- 
torler, islam dininin, kendi zulmlerini, kotuliiklerini meydana cikardigim gorerek, 
cinayetlerini, hiyanetlerini gizliyebilmek ve yalanlanna herkesi inandirabilmek icin, 
islamiyyete saldirmislardir. Zalim dusman kumandanlan, mute'assib hach ordula- 
n, her zeman, karsilannda musliman tUrk kahramanlanni bulmuslar, ecdadimizin 
iman dolu gogiislerini asamamis, silahlarim, oliilerini birakarak hep kacmislardir. 

Tarih yine gosteriyor ki, islamiyyet, her zeman daha iistun, daha yeni ve daha 
fenni harb vasitalarmin ve medeni cihazlarm yapilmasma ve daha aklh, daha 
kahraman milletlerin yetismesine sebeb olmus; dinsizler, ilmde, fende, silahda ve 
seca'atde daima geri kalmislardir. Hatta, bir islam ordusu, her cihetden adalete bag- 
hhgi nisbetinde galib geldigi halde, aym orduda adaletden uzaklasildikca, basari- 
nin azaldigi gorulmusdUr. islam devletlerinin, kurulmasi, yUkselmesi, durmasi ve 
cokmeleri de hep, adalete baghliklan nisbetinde olmusdur. 

Dinsiz diktatorler, ellerini kana boyayip, memleketlere hakim olmus, zulm, fe- 
sad ile insanlan inleterek ve hayvan gibi cahsdirarak, agir harb sanayi'i, buyiik fab- 
rikalar, ustun silahlar yapmis, diinyayi korkutmus iseler de, cabuk yikilmislar ve ta- 
rih boyunca, la'netle amlmislardir. Oriimcek yuvasi gibi cabuk kurulan tuzaklan, 
sabah ruzgari gibi ferahlatici, hafif bir kuvvetle ucmus, insanhga yarar birsey birak- 
mamislardir. Simdi de, dinsiz bir temele dayanan devletler, ne kadar buyuk ve kuv- 
vetli gorunseler de, elbette yikilacak, zulm payidar olamayacakdir. Boyle kafirler, 
bir anda parhyan kibrite benzer ki, etrafmdaki saman, talas gibi hafif seyleri tutus- 
durur, eli yakar, evleri harab edebilir. Kendi ise, hemen soner, biter. Adalete da- 
yanan milletler ise, kaloriferlerin radyatorii gibidir. Radyator, birseyi yakmaz, 
odalan lsitarak, insanlara rahatlik verir. Sicakhgi asin, zararh degildir. Fekat ha- 
raret, enerji kaynagina malikdir. islamiyyet de, boyle faideli bir enerji kaynagi olup, 
kendisine baglanan ferdleri, aileleri ve cem'iyyetleri besler, kuvvetlendirir. 

Allahu tealamn merhameti, ihsani, ni'metleri, o kadar cokdur ki, sonsuzdur. 

-5- 



Kullanna cok acidigi icin, onlann diinyada rahat, huzur icinde, kardesce yasamala- 
n, ahiretde de, sonsuz se'adete, bitmez, tiikenmez ni'metlere kavusmalan icin, ya- 
pilmasi lazim olan iyilikleri ve sakinilmasi lazim olan kotiiliikleri, Peygamberlerine, 
melek vasitasi ile bildirmis, bunlari bildiren bir cok kitab da gondermisdir. Bu kitab- 
lardan, yalniz Kur'an-i kenm bozulmamis, digerlerinin hepsi, kotii kimseler tarafin- 
dan degisdirilmisdir. Dinli olsun, dinsiz olsun, inansm inanmasin, herhangi bir kim- 
se, bilerek veya bilmeyerek, Kur'an-i kerimdeki ahkama, ya'ni emr ve yasaklara uy- 
dugu kadar, diinyada rahat ve huzur icinde yasar. Bu, faideli bir ilaci kullanan her- 
kesin, derdden, sikmtidan kurtulmasi gibidir. Simdi, dinsiz, imansiz cok kimsenin ve 
musliman olmiyan, hatta islam diismani olan ba'zi milletlerin bircok islerinde, mu- 
vaffak olmalan, rahat, huzur icinde yasamalan, inanmadiklan, bilmedikleri halde, 
Kur'an-i kerimin ahkamina uygun olarak cahsdiklan icindir. Musliman olduklanni 
soyliyen, adet olarak ibadetleri yapan, cok kimselerin ise, sefalet, sikmtilar icinde ya- 
samalannm sebebi de, Kur'an-i kerimin gosterdigi ahkama ve giizel ahlaka uyma- 
diklari icindir. Kur'an-i kerime uyarak ahiretde sonsuz se'adete kavusabilmek icin 
ise, once buna iman etmek, inanmak ve bilerek, niyyet ederek uymak lazimdir. 

Islam dinini bilmedikleri icin, ona karsi olanlar, asrlar boyunca yapdiklan kan- 
h ve aci tecribelerle anladilar ki, imanini yikmadikca, musliman milleti yikmaga, 
imkan yokdur. Hakikatde her ilerlemenin ve yiikselmenin hamisi ve tesvikcisi olan 
islamiyyeti, ilmin, fennin ve yegitligin diismani gibi gostermege yeltendiler. Gene 
nesllerin, bilgisiz, dinsiz kalmasim, onlan ma'nevi cebheden vurmagi hedef edin- 
diler. Bu yolda milyonlar dokdiiler. ilm ve iman silahlan ciiriimus, hirs ve sehvet- 
lerine kapilmis olan ba'zi cahiller, kafirlerin bu hiicumlan ile hemen bozuldu. Bun- 
lardan bir kismi, ismlerini siper edinip, musliman goriinerek, fen adami, kalem sa- 
hibi ve din alimi, hatta muslimanlann hamisi sekline girip, temiz genclerin iman- 
lanni calmaga koyuldular. Kotiiliikleri hiiner seklinde, imansizhgi moda seklinde 
gosterdiler. Dini, imam olanlara softa, gerici denildi. Din bilgilerine, islamm kiy- 
metli kitablanna, irtica', gericilik ve te'assub diyenler oldu. Kendilerinde bulunan 
ahlaksizhk ve serefsizlikleri, miislimanlara, islam biiytiklerine atf ve isnad ederek, 
o temiz insanlan kotiilemege, evladlan babalarmdan sogutmaga ugrasdilar. Tari- 
himize de dil uzatip, parlak ve serefli sahifelerini karartmaga, temiz yazilarim le- 
kelemege, vak'a ve vesikalan degisdirmege kalkisdilar. Boylece, gencleri din- 
den, imandan ayirmaga, islamiyyeti ve miislimanlan yok etmege cahsdilar. ilmi, 
fenni, giizel ahlaki, fazileti ve yegitligi ile diinyaya san ve seref sacan, ecdadimi- 
zin sevgisini gene kalblere yerlesdiren mukaddes baglan cozmek, gencligi dede- 
lerinin kemalatmdan, ululugundan mahrum ve habersiz birakmak icin, kalblere, 
ruhlara ve vicdanlara hticum etdiler. Halbuki, anhyamryorlardi ki, islamiyyet- 
den uzaklasdikca, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" yolundan aynldikca, 
ahlak bozuldugu gibi, her vasitayi yapmakda ve her asnn icab etdirdigi yeni bil- 
gilerde, iistunliigu gayb ediyor, ecdadimizm askerlikdeki, fen ve san'atdaki basa- 
rilanni gosteremiyor, hatta geri kalmaga bashyorduk. Bu maskeli dinsizler, boy- 
lece, bir tarafdan ilmde, fende geri kalmamiza cahsiyor, diger tarafdan da, islamiy- 
yet gerilige sebeb oluyor. Garb sanayi'ine yetisebilmemiz icin, bu kara perdeyi kal- 
dirmamiz, sark dininden, col kanunlanndan kurtulmamiz lazimdir, diyorlardi. 
Bu suretle maddi ve ma'nevi kiymetlerimizi yikarak, vatammiza, milletimize, di- 
sardaki diismanlarm, asrlarca yapmak istedikleri, fekat yapamadiklan kotiiliigii yap- 
dilar. Musliman ismini tasiyan islam diismanlarma (Zindik) denir. Zindiklann is- 
lamiyyete zararlan, kafirlerin, misyonerlerin zararlanndan daha cok oldu. 

Cenab-i Hak, biitiin insanlara, sayilamiyacak kadar cok ni'met, iyilik vermisdir. 
Bunlarm en biiyiigii ve en kiymetlisi olarak da, Resuller ve Nebiler "aleyhimiissa- 
levatti vetteslimat" gondererek, islamiyyeti, se'adet-i ebediyye yolunu gostermis- 
dir ve Ibrahim suresinin yedinci ayetinde mealen, (Ni'metlerimin kiymetini bilir, 
siikr ederseniz, ya'ni cmr etdigim gibi kullamrsaniz, onlan artdinrim. Kiymetleri- 
ni bilmez, bunlari begenmezseniz, elinizden alir, siddetli azab ederim) buyurmus- 

-6- 



dur. Bir asrdan beri islamiyyetin garib olmasi ve son zemanlarda busbuttin uzak- 
lasarak, diinyamn kiifr ve irtidad karanhgi ile kaplanmasi, hep islam ni'metlerinin 
kiymetlerini bilmeyip, onlara siikr etmemenin, arka cevirmenin neticesidir. 

Allahti teala, sevdiklerini hayrli islere vasita kildigi gibi, kendisine inanmiyan- 
lari, diismanhk edenleri de, fena yerlerde cahsdirmakdadir. 

Islam ni'metlerinin elden cikmasina sebeb olanlar iki kismdir: 

Birincileri, kiifrlerini, dtismanhklarim aciklayan kafirler olup, bunlar biitiin silah- 
h kuvvetleri ile, biitiin propaganda vasitalan ve siyasi oyunlan ile, islamiyyeti yik- 
maga ugrasryorlar. Miislimanlar, bunlan biliyor ve onlardan iistiin olmaga cahsiyor. 

Ikinci kism kafirler, kendilerine miisliman ismini ve siisiinu verip, din adami ta- 
nitdirip, muslimanhgi, kendi akllan ile, keyflerine ve sehvetlerine uygun bir sek- 
le cevirmege ugrasryor, muslimanhk ismi altinda, yeni, uydurma bir din kurmak is- 
tiyorlar. Hile ve yalanlan ile, sozlerini isbat etmege, yaldizh, yaltakci yazilar ile, miis- 
limanlan aldatmaga calisiyorlar. Miislimanlarm cogu bu diismanlari, ba'zi sozlerin- 
den ve islamiyyeti yikici davramslarmdan seziyor ise de, cok kurnaz idare edildik- 
leri icin, bircok sozleri revac bulup, miislimanlar arasmda yerlesiyor. Miislimanhk 
dini, yavas yavas bozularak, bu zindiklann istedikleri, planladiklan sekle doniiyor. 

Ba'zilan da: (Bu asrda yasiyabilmemiz icin, milletce, topluca garbhlasmahyiz) 
diyor. Bu soziin iki ma'nasi vardir: Birincisi, garbhlarm fende, tecribede, san'at- 
da, i'mar ve terfih vasitalarmda bulduklarmi ogrenmek, yapmak, bunlardan isti- 
fadeye cahsmakdir ki, bunu islamiyyet de, zaten emr etmekdedir. Fen bilgilerini 
ogrenmenin farz-i kifaye oldugu, kitabimin cesidli yerlerinde, vesikalan ile bildi- 
rilmisdir. Resul-i ekrem "sallallahti aleyhi ve sellem", bir hadis-i serifde, (Hikmet 
[ya'ni fen ve san'at], mii'iniiiiii gayb etdigi mahdir. Nerede bulursa alsin!) buyur- 
du. Fekat bu, garba uymak degil, ilmi, fenni onlarda bile arayip almak ve onlarm 
iistiinde olmaga cahsmakdir. ikinci ma'nada garbhlasmak ise, ecdadimizm dogru 
ve mukaddes yolunu birakip, garbm biitiin an'anesini, adetlerini, ahlaksizhklan- 
ni, pisliklerini ve hepsinden daha aci, daha saskm olarak, dinsizliklerini ve putla- 
rmi ahp, cami'leri kilise ve eski san'at eseri sekline sokmak, miislimanhga sark di- 
ni, gerilik dini, Kur'an-i kerime col kanunu, puta tapmaga, ibadete miizik karis- 
dirmaga garb dini, modern ve medeni din demek ve islamiyyeti birakip, hiristiyan- 
hga, musiki aletleri ile ibadete donmege, (Dinde reform) ismini vermekdir. 

Herkes sunu iyi bilsin ki, bu milletin damarlarmda dolasan asil kan, ne bugiin, 
ne de, onlarm iimmid ile bekledikleri giinlerde, bu ma'nada asla garbhlasmayacak 
ve dinsiz olmayacak, zindiklann yalanlanna aldanmryacakdir. Ecdadimn mukad- 
desatim ayaklar altinda cignetmiyecekdir! 

islamiyyeti yikmaga cahsan diger bir kuvvet de, din bilgisi vermek icin, din diis- 
manlarim (guya) susdurmak ipin yazilan mecmu'alar ve kitablardir. Imandan ve 
islamdan haberi olmiyan, tesavvufun hakikatine, ruhuna, inceliklerine ermemis olan 
zmdiklar, diinya islerinde soz sahibi olunca, kendilerini din alimi goriiyor, bozuk 
diisiincelerini yaymak icin veya yalniz para kazanmak icin, din kitablan yaziyor- 
lar. Bu kitablannda, din biiyiiklerinin sozlerini anlamadiklan, bircok bilgileri 
yanhs ve ters yazdiklan, aci aci goriiliiyor. Zindiklan islam alimi olarak tanitiyor- 
lar. Bunlarm cahil kafalan ile, sapik diisiinceleri ile yazdiklan yikici ve boliicii ki- 
tablanni terceme ederek, din bilgisi diye gencligin oniine siiriiyorlar. Bunlann za- 
rarlanni, bozuk olduklanni ortaya koyan, yiizkaralanni meydana cikaran, boyle- 
ce kazanclanna, milleti somiirmelerine mani' olan kitablanmin basilmasma, ya- 
yilmasma mani' olmak icin bu fakire cahilce, ahmakca iftira ediyorlar. Diinya ci- 
karlan icin dinlerini satan miinafiklardan bir kismmm, daha da asm giderek, ta- 
rikatcihk yapiyor gibi yalanlan yaydiklanm, boylece beni kanuna karsi suclu du- 
ruma dtisiirerek, kitablanmin yasaklatilmasma ugrasdiklarim isitdim. Halbuki, hic- 
bir kitabimda boyle birsey yazih degildir. Kitabimda tarikatler iizerinde bilgiler var- 
sa da, bunlar, eski asrlarda yasamis olan, tesavvuf alimlerinin yazmis olduklan ki- 

-7- 



tablardan terceme edilmisdir. Ben de, bunlan okuyup anlamaga cahsmakdayim. 
Bir tarikat ile ve bir seyh ile hicbir ilgim olmamisdir ve yokdur. 

Evet, islam alimi gordiim. Muslimanhgin ne oldugunu ve islamiyyetin yuksek 
bilgilerini ondan ogrenmekle sereflendim. Onun islam ilmlerinde ve fen ve tarih 
bilgilerinde engin bir denize benzedigini ve islam dininden kaynaklanan giizel ah- 
lakini gorerek hayran oldum. Bu biiyiik zatdan, seyhlikle, miiridlikle ilgisi oldu- 
gunu gosteren bir soz isitmedim. Tekkelerin kapatilmasmdan once ve sonra ism- 
leri duyulan ba'zi tarikatcilarm, islamiyyete ve tesavvuf bilgilerine uymadiklan- 
ni, zararh olduklarim soylerdi. Diinyamn her yerinde, her dilde tesavvuf kitabla- 
n yazilmakdadir. Kantinlar, tesavvuf kitabi yazmagi ve tesavvuf ilmini ovmegi de- 
gil, tesavvuf perdesi altinda, sahsi menfe'at saglamagi ve tesavvufda bulunmiyan 
kotiiliikleri yapmagi sue saymakdadir. Tesavvuf alimleri de, boyle tarikatcilan red 
etmisler, bunlarm din hirsizlan olduklarim, islamiyyeti icerden yikdiklanm bildir- 
mislerdir. Kitablarimda ve konusmalanmda hep, (Miislimamn kanunlara uyma- 
si lazimdir. Fitne cikarmak haramdir) diyorum. Boyle soyliyen kimse, kanuna uy- 
miyan is yapar mi? Hasedcilerimin, beni kendileri gibi miinafik zan etdikleri an- 
lasihyor. Cok yamhyorlar! Miinafik kelimesini, burada kafir ma'nasma kullanmi- 
yorum. Disi icine uymiyan, iki yiizlii demek istiyorum. Soz ile olan bu nifakin kiifr 
olmadigi, haram oldugu, (Hadika)da, dil afetlerinde yazihdir. Bu zevalhlar, bile- 
rek veya bilmiyerek, islam diismanlarmm ekmeklerine yag siiriiyor ve islamiyye- 
te, onlardan daha cok zararh oluyorlar. Ciinki, bunlarm kitablanni ve dergileri- 
ni okuyan saf miislimanlar ve hele asil ve kahraman ecdadmm mukaddes dinini 6g- 
renmege susamis olan temiz gencler, bunlarm yaldizh kelimelerle ovdiikleri zin- 
diklan, din alimi samp, bozuk ve yanhs yazilarma din ve iman diye sanhyor. Boy- 
le, para kazanmak, mevki', etiket ele gecirmek icin, kisacasi diinyahga kavusmak 
icin, mukaddes dinimizi alet eden cahillere (Ulema-i su'), ya'ni (Zindik) denir. Bu 
din yobazlan ve fen adami olarak ortaya cikip, fen bilgilerini degisdirerek ve 
kendi hain diisiincelerini fen bilgisi imis gibi soyliyerek, islamiyyeti yikmaga ca- 
hsan (Fen yobazlan) ya'ni (Zindik)lar, bu millete cok zarar verdiler. Kardesi 
kardese diisman yapdilar. ic harblere sebeb oldular. Halbuki, islam dini, birlesme- 
gi, sevismegi, yardimlasmagi, hiikumete, kanunlara karsi gelmemegi, fitne, ya'ni 
anarsi cikarmamagi, kafirlerin haklanm da gozetmegi, kimseyi incitmemegi emr 
etmekdedir. islam alimleri, biitun istirahatlerini, menfe'atlerini feda ederek, di- 
nimizin bu giizel emrlerini bildirmek ve torunlarmin dinlerini, imanlanm korumak 
icin, cok sayida ve cok kiymetli kitab yazmis ve bizlere yadigar birakmisdir. Son- 
ra gelen alimler, bu kitablara aciklamalar yapmis, bunlara (hocamizm tarikati) de- 
nilerek cesidli tarikatlar meydana gelmisdir. Ehl-i siinnet diismanlan, bid'at sahib- 
lerinin kitablarma da bu mubarek ismleri koymuslardir. Bid'at sahibleri, Kur'an- 
dan ve hadis-i seriflerden yanhs ma'na cikanyorlar. Zindiklar, kendi anladiklan- 
na, diisiincelerine ayet ve hadis diyor. Giizel ahlaki, adaleti, cahskanhgi, fende, 
san'atda birinciligi ve yegitligi diinya tarihlerinde, parlak kelimelerle yazih olan, 
sanh ve serefli ecdadimizm, diisman elinin dokunmamasi icin, mubarek kamm dok- 
diigii ve biitiin temizligi, dogrulugu ile bizlere miras birakdigi mukaddes dinimi- 
zi, yine onlarin mubarek elleri ile yazdiklan, halis ve afif kitablanndan okuyup 6g- 
renmeliyiz. ingiliz casuslarmm tuzaklarma diismiis olan, satilmis zmdiklarm ka- 
lemlerinden cikan, siislii kelimelerle ortiilmiis, aym ismi tasiyan kitablan okuya- 
rak, aziz ve sevgili imammizi kapdirmamaga, aldanmamaga cok dikkat etmeliyiz! 

Sunu da bildireyim ki, hadis-i serifler ve islam alimlerinin aciklamalan, din adam- 
larimn siyasete kansmalarim siddetle men' etmekdedir. Ehl-i siinnet alimleri 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", bu yasaga titizlikle uymuslardir. Miisliman- 
lar, dini siyasete alet etmez. Bunun icin ben, hicbir zeman siyasete kansmadim. 
Hicbir yazimda, su veya bu devlet seklinin savunuculugunu yapmadim. Ba'zi 
kimselerin, boyle davramsimi begenmediklerini, bu yiizden de kitablanma bozuk- 
dur diyerek, vatandaslarm okuyup ogrenmelerine mani' olduklarim, (neresi bo- 



zukdur?) diyenlere karsi, bir cevab veremiyerek, sasirrp kaldiklanm isitiyorum. Ha- 
sed edenler, satilmis olanlar, her zeman Ehl-i siinnet kitablanna saldirdi. Sonun- 
da rezil oldular. Bana iftira edenlerin gafletden uyanmalan, hidayete kavusmala- 
n icin (Yiiz karasi) kitabmi hazirladim. m. 1970 de basildi. 

Otuz madde ve altmis sahife olan (Se'adet-i Ebediyye) kitabimi okuyanlann tes- 
viki ile, ikinci kismini da, iic yiiz sahife olarak hazirladim. Bu da, (m. 1957) de bas- 
dirildi. Bu iki kitab, temiz genclikde, islamiyyete karsi, oyle bir alaka ve cazibe uyan- 
dirdi ki, siial yagmuru altmda kaldim. Bu cesidli sorulan cevablandirmak icin, 
mu'teber kitablardan terceme ederek yapdigim aciklamalar ve ilavelerle, birinci 
kismm otuz maddesine yetmis madde daha ekliyerek ikinci baskisi meydana gel- 
di ve dortyiiz sahife oldu. Nihayet Allahii teala, ihsan ederek, yipratici cahsmak- 
la, iiciincii kismm hazirlanmasi da miiyesser oldu ve 1379 [m. 1960] da basildi. 

Salahiyyetim olmadigim bildigim halde, yalniz islam alimlerinin, akllan dur- 
duran iistiinliiklerine hayranhgimin ve onlara karsi tasidigim sevgi ve sayginm mii- 
kafati olarak ve bu temiz milletin, asil genclerin, din simsarlarmm tuzaklarmdan 
kurtulmalan, diinya ve ahiret se'adetine kavusmalan icin, kalbim sizlayarak et- 
digim dualarm karsihgi olarak, Allahii tealanm tevfiki ile meydana gelen bu iic 
kitabi, (m. 1963) de bir araya getirip, (Tarn ilmihal) adim verdim. Devamh siial- 
ler sebebi ile, kitabimm her baskisma yeni ilaveler yapildi. Hepsi ingilizceye de 
terceme edilerek (Endless Bliss) ismi verildi ve Hakikat Kitabevi tarafmdan al- 
ti cild olarak basdinlmisdir. Bu kitabda, bu fakire aid hicbir bilgi ve fikr yokdur. 
Terceme ve toplamakdan baska nasibim olmamisdir. Biiyiik, mubarek zatlarm ya- 
zilan oldugu icin, okuyanlann faidelendiklerini, zevk aldiklarim ve boliiciilere, 
kitablanma saldiran, iftira eden zmdiklara aldanmadiklanm gormekle, cenab-i 
Hakka siikr ediyorum. Boylece, temiz ruhlu, saf kanh, mubarek genclerin, miis- 
tecab diialarma kavusacagimi diisiinerek seviniyor, bu kitabi ve diialan kiyamet 
giinii icin, biricik sermayem biliyorum. 

(Se'adet-i Ebediyye) ya'ni (Tam ilmihal) kitabimdaki fikh bilgileri, hanefi mez- 
hebine gore yazilmrsdir. Bu bilgilerin cogu, Muhammed Emin ibni Abidinin (Redd- 
iil-muhtar) kitabimn 1272 [m. 1856] senesinde Misrda Bulak matba'asinda bes cild 
olarak yapilan baskismdan terceme edilmis, sahife numaralan bu baskiya gore 
bildirilmisdir. Hanefi mezhebindeki fikh kitablanmn en kiymetlisi olan (Redd-iil- 
muhtar)in cogunu muhterem Ahmed Davudoglu tiirkceye terceme etmis, Samil ki- 
tabevi tarafmdan [m. 1982-1986] arasmda onyedi cild olarak basdinlmisdir. Kitab- 
lanmizda ayet-i kerimelerin tercemeleri degil, tefsirleri ve mealleri yazilmisdir. 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" bildirdigi ma'nalara (Tefsir) denir. 
Bir kelimenin, Allahii teala ve Resulullah tarafmdan, acik bildirilmemis ma'na- 
larmdan, ahkam-i islamiyyeye uygun olani secmege (Te'vil) ve bu ma'naya meal 
denir. Ayet-i kerimeyi baska lisana nakl edince, tercemesi denir. Ayet-i kerimeler 
kisa ve tam terceme edilemez. islam alimleri, ayet-i kerimelerin tercemelerini de- 
gil, uzun tefsir ve te'villerini bildirmislerdir. Kitabima, en cok (Tefsfr-i Mazheri ) 
ve (Tefsfr-i Hiiseyni)deki aciklamalardan aldim. Ayet-i kerimelerin sira numara- 
lanm hafiz Osmanm "rahmetullahi aleyh" yazdigi Kur'an-i kerime gore koydum. 

Bu (Tam ilmihal)i okuyanlar, dedelerinin dinini su'urlu olarak ogrenip, bolii- 
ciilerin iftiralarma aldanmiyacak, cahillerin, miinafiklann ve tarikatci ismi altm- 
da gencligi zehrliyen zmdiklarm, maddi ve ma'nevi soygunculugundan kurtulacak- 
lardir. Hak yolda birlesecekler, sevgili kardesler olacaklardir. 

Miisliman, iyi insan, akh basmda kimse demekdir. Hakikimiisliman, Allahii te- 
alanm emrlerine itaat eder. Allahii tealanm emrlerine uymamak giinah olur. Kul 
haklanm, devlete olan borclarmi oder. Devletin kanunlarma karsi gelmez. Kanu- 
na karsi gelmek sue olur. Miisliman giinah yapmaz ve sue islemez. Vatamni, mil- 
letini ve bayragini sever. Herkese iyilik eder. Kotiiliik yapanlara nasihat verir. Boy- 
le olan miislimam Allah da sever, kullar da sever. Rahat ve huzur icinde yasar. 

-9- 



(Se'adet-i Ebediyye) kitabimn her uc kismmm simdi yiizaltmci baskisi yapildi. 
Birinci kismda doksansekiz madde, ikinci kismda yetmisiic madde, iiciincii kismda 
yetmis madde vardir. Bu ikiyiizkirkbir [241] maddeden yiizsekiz [108] maddesi, bii- 
yiik islam alimi, tesavvuf bilgilerinin, zevklerinin kaynagi, Muhammed aleyhisse- 
lamm hakiki varisi, imam-i Rabbani, miiceddid-i elf-i sani, Ahmed-i Farukmin 
(Mektubat) kitabmm ikinci ve iiciincii cildlerinden, ytizotuziic [133] maddesi de, sa- 
lahiyyetli islam alimlerinin kitablarmdan toplanmisdir. Mektubatm birinci cildinin 
hepsini tiirkceye terceme ederek, (Mektubat Tercemesi) ismi ile basdirdim. islam 
bilgilerinin deryasi ve tesavvuf ma'rifetlerinin miitehassisi seyyid Abdiilhakim 
efendi, (Kur'an-i kerimden ve hadis kitablarmdan sonra, islam kitablarmm en iis- 
tiinii imam-i Rabbaninin Mekttibatidir) ve (islam aleminde, imam-i Rabbaninin 
Mekttibati kadar kiymetli bir kitab daha yazilmamisdir) buyururdu. Bir mektubun- 
da diyor ki, (Hilmi! Mektubunuza miitesekkir oldum. Sihhatinize siikr etdim. Din 
ve diinyaniza en ziyade yarayan ve din-i islamda misli te'lif olmiyan (Mektubat) ki- 
tabim okuyup, ba'zisim anlamak, pek ziyade bir fadl ve ihsan-i ilahidir. Hilminin bu 
ihsana kavusdugunu ogrenince, Rabbime cok siikr eyledim.) Kitabimda yazih ism- 
lerden binyirmi [1020] adedinin hal tercemeleri de sonuna eklenmisdir. 

Bu kitab bir ilm kitabidir. Her ilmde oldugu gibi, din bilgisinin de kendine mah- 
sus kelimeleri vardir. Bu kelimelerin ma'nalan, sirasi geldikce bildirildi. Bunlar, 
kitabi temamen okuyunca, ogrenilir. Bunlari ogrenmiyen, kafasim yormiyan bir 
cahil, kitabdaki ilmleri anhyamaz. (Bu kitab anlasilmryor) diyerek, kendi kusuru- 
nu kitaba yiikler. (Cahil kimse, anhyamadigi seyi begenmez) sozii meshurdur. Gii- 
liin kiymetini biilbiil bilir. Altimn halisini sarraf secer. Bir kayada ne cevher bu- 
lundugunu kimyager anlar. Bunun icin, bu kitabi, gazete okur gibi, bir goz gezdi- 
rip elinden birakmamah. Her kelimesini iyi diisiinmelidir. Her ciimlesinin ma'na- 
smi iyi anlamaga cahsmah, her maddeyi bitirince tekrarlamah, bir hiilasa halinde 
hafizaya yerlesdirmelidir. Evlada, ahbaba da ogretmelidir. Cahsmah, bu yolda iler- 
lemelidir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (iki giin ayni liable bulu- 
nan, [ya'nihergiin ilerlemiyen, yeni bir sey ogrenmiyen], aldandi, ziyan etdi) bu- 
yurdu. Goriiliiyor ki, islam dini, gerilemegi degil, duraklamagi bile red ediyor. Da- 
ima ilerlemegi ve yiikselmegi emr ediyor. Bu kitabi hazirlamakdan ve nesr etmek- 
den hasil olan sevablan ve okuyup istifade eden miislimanlarm diialannin hepsi- 
ni, kitabdaki ilmlerin kaynagi olan seyyid Abdiilhakim Arvasinin mubarek ruhu- 
na hediyye ediyorum. Allahii teala vasil eylesin. Amin! Bu kitabda yazarin bos ka- 
fasmdan cikan hicbir yazi yokdur. Seyyid Abdiilhakim efendinin sohbetlerinden 
hasil olan bilgilerdir. Kiyamet giinii, Onun kolesi olarak yanmda bulunmagi, ken- 
dime se'adet biliyorum. Hakikat Kitabevinin nesr etdigi kitablar, (internet) ve bil- 
gisayar vasitasi ile her memlekete gonderilmekdedir. (Kiymetsiz Yazilar) kitabi- 
mizm sonuna bakmiz! 

TENBIH: Bugiin miisliman ismi altmda tic biiyiik islam firkasi vardir. Si'iligi ye- 
hudiler kurdu. Vehhabiligi ingilizler kurdu. islamiyyeti tiirkler korudu. Misyoner- 
ler, hiristiyanhgi yaymaga, yehudiler, Talmutu yaymaga, istanbuldaki Hakikat Ki- 
tabevi, islamiyyeti yaymaga, masonlar ise, dinleri yok etmege cahsiyorlar. Akh, il- 
mi ve insafi olan, bunlardan dogrusunu iz'an, idrak eder, anlar. Bunun yayilma- 
sina yardim ederek, biitiin insanlann diinyada ve ahiretde se'adete kavusmalan- 
na sebeb olur. insanlara bundan daha kiymetli ve daha faideli bir hizmet olamaz. 
Bugiin hiristiyanlann ve yehudilerin ellerindeki Tevrat ve incil denilen din kitab- 
larinin, insanlar tarafmdan yazilmis olduklarim kendi adamlan da soyliyor. 
Kur'an-i kerim ise, Allahii teala tarafmdan gonderildigi gibi tertemizdir. Biitiin pa- 
paslarm ve hahamlarm, Hakikat Kitabevinin nesr etdigi kitablan dikkat ile ve in- 
saf ile okuyup anlamaga cahsmalan lazimdir. 



10 



SE'ADET-I EBEDIYYE 

KITABIND A BULUNAN BILGILER 

(Se'adet-i Ebediyye) kitabinda ikiyiizkirkbir [241] madde vardir. Kitab tic kisma 
aynlmisdir. Birinci kismda bulunan doksansekiz maddenin kirkbir adedi, ikinci kism- 
daki yetmisiic maddeden otuzdort adedi ve uciincii kismda bulunan yetmis madde- 
den otuziic adedi, imam-i Rabbaninin ve birkaci da, Muhammed Ma'sum-i Serhen- 
dinin "rahmetullahi aleyh" farisiolan (Mektubat) kitablanndan terceme edilmis- 
dir. Diger maddeler, baska kiymetli kitablardan alinmisdir. imam-i Rabbaninin "rah- 
metullahi aleyh" (Mektubat) kitabi tic cilddir. Birinci cildi, (1025) senesinde, 
ikinci cildi, (1028) de, uciincii cildi ise, (1040) senesinde toplanmisdir. Hepsi bes- 
yiizotuzalti [536] mektubdan meydana gelmisdir. Son olarak, 1392 [m. 1972] sene- 
sinde Pakistanda, hepsi iki cild halinde basdinlmis ve 1397 [m. 1977] de, Istanbul- 
da ofset baskisi yapilmisdir. Muhammed Ma'sum-i Serhendi "rahmetullahi aleyh" 
(Mektubat)i da tic cilddir. Hepsi 652 mektubdur. Son olarak, 1396 [m. 1976] sene- 
sinde Pakistanda basdinlmisdir. Terceme edilen mektublarm, bu alti cildden han- 
gisinde bulunduklan ve mektub numaralan, asagidadir. Miitercim tarafmdan Ha- 
ve edilen bilgiler, bir koseli mu'teriza [ ] icine yazilmisdir. 

BiRINCi KISM ICiNDEKiLER 

Madde Mektub Sahife 

No. No. Maddenin Ozii No: 

1 1 — 114 Muhammed aleyhisselama uymak, se'adete kavusdurur 17 

2 1 — 152 Allahii tealaya ita'at icin, Resuliine ita'at lazimdir 21 

3 Miisliman olmak icin, ne yapmali? Kelime-i sehadet 21 

4 1—193 Ehl-i sunnet alimleri 22 

5 2 — 55 Ehl-i siinnetin reisi, imam-i a'zam Ebu Hanifedir 22 

6 Imam-i a'zamin biiyukliigii. (Diirr-ul-muhtar)m onsoziinden 

ve (Hayrat-iil-hisan)dan alinmisdir 22 

7 Islam alimlerinin kitablan 22 

8 1 — 234 Uydurma tefsir yazan kafir olur 23 

9 1 — 193 Kur'an tercemelerinden hangisine giivenilecegi 23 

10 1—213 Din hirsizlan 23 

11 1 — 163 Imanm gitmesine sebeb olan seyler 23 

12 1 — 191 Kalbde iman bulunmasma alamet, ahkam-i islamiyyeye uymakdir....30 

13 1 — 164 Allahii tealamn ni'metleri, diinyada herkesedir 30 

14 Ahiretde kafire merhamet yokdur 32 

15 1—165 Muhabbetin alametleri 32 

16 1 — 41 Muhammed "aleyhisselam", Allahii tealamn sevgilisidir 33 

17 Peygamberimizin mu'cizeleri. Kur'an-i kerimin iistiinliigii 33 

18 1 — 165 Resule tabi' olmak nasil olur? Evlad terbiyesi 34 

19 Hubb-i fillah, bugd-i fillah. Kazaya nza nasil olur? 38 

20 Kafirler iki kismdir 39 

21 1 — 184 Cennete girmek icin Muhammed aleyhisselama uymak lazimdir. ...40 

22 Kafirlerin iyiligi diinyada kahr 40 

23 1—214 Diinya, ahiretin tarlasidir 40 

24 Aluret bilgileri, akhn disindadir. Bunlara akl ermez 41 

25 Kur'an-i kerim nedir? Kur'an tercemeleri 43 

26 2 — 55 Ictihad hatalan. Imam-i a'zamin biiyukliigu 48 

27 Ictihad ne demekdir? Miictehid kime denir? 50 

28 1 — 231 Siinnet-i miiekkede, siinnet-i zevaid 51 

29 Kafirlerin kullandigi seyler iki diirliidiir 52 

30 2 — 54 Resulullaha uymak yedi derecedir 53 

-11- 



32 


3—38 


33 


3—101 


34 


2—19 


35 


3—22 


36 





31 2 — 67 Ehl-i siinnet i'tikadi, haramlar. Tevbe. Mehdi "aleyhirrahme" 

Fiikaha-i seb'a 54 

Bu iimmet yetmisiic firkaya aynlacakdir 68 

Kur'an-i kerirni felsefecilere gore tefsir caiz degildir 68 

Siinnete yapismak, bid'atlerden sakinmak lazimdir 69 

Miisriklerin bedenleri pis degildir. Ftikadlan pisdir 70 

Bir universiteliye cevab. Fen bilgileri, bir yaraticimn var 

oldugunu bildirmekdedir 73 

37 2 — 31 Diinyaya, burada kalacak kadar, ahirete de orada kalacak 

kadar calismahdir 77 

Diinyada ahirete yarar is gormek lazimdir 79 

Tenasuh ve iki ruhluluk yokdur. Alem-i misal, Fen 

adamlarmin sozleri 79 

Alem-i ervah ve alem-i misal ve alem-i ecsad. Kabr azabi 87 

Emr-i bil-ma'ruf, nehy-i anil-mtinker ve cihad sevabi cokdur 89 

Vera' ve takva. Halis ibadetin alameti nedir? 96 

Tevbe, vera' ve takva 98 

Farz, siinnet ve nafilelerin ehemmiyyetleri ve farklan 100 

Allahii tealamn yakm olmasi ne demekdir? 101 

Iman, ibadetler ve luzumlu nasihatler 102 

Iman, ibadetler, haramlar 115 

Genclikde yapilan ibadetlerin kiymeti 116 

Alemler, hersey yokdan var edildi. Yunan felesoflan 116 

Tesavvuf yolunda calismak istiyenin yapmasi lazim olan seyler. ...118 

Bes vakt nemaz, otuziic farz 121 

Abdest almak. Abdesti bozan seyler 122 

Mest iizerine mesh, ozr sahibi olmak 128 

Gusl abdesti nasil alinir? Ne zeman ahnir? 132 

Teyemmiim. Su bulamamak nasil olur? 149 

Necasetden taharet. Istinca. Istibra 153 

Sular, temiz su, pis su, artiklar 160 

Setr-i avret. Kadinlann ortiinmesi 163 

Istikbal-i kible. Kible ta'yini 170 

Nemaz vaktleri. Takvimler. Ezan 175 

Ezan ve ikamet. Hoparlorle nemaz 204 

Ezan kelimelerinin ma'nalan 209 

Nemazm ehemmiyyeti. Nemaz kilmiyanlar 210 

Nemaz nasil kilinir? Nemazin bes rliknil, niyyet 214 

Yolculukda, otobilsde, gemide, tayyarede nemaz 221 

Nemazin vacibleri, secde-i sehv, secde-i tilavet ve vitr nemazi 227 

Nemazi bozan seyler. Kafirlere tesebbiih 231 

Nemazin mekruhlan, nemazi bozmak icin ozr 236 

Cami'de yapilmasi caiz olmiyan seyler. Teravih nemazi 243 

Cema'at ile nemaz kilmak. Hoparlorle, radyo ile nemaz 248 

Cum'a nemazi. Ibadet ne demekdir? 257 

Bayram nemazi. Kurban bayrami tekbirleri 266 

Nemazda otururken parmak kaldirmak 267 

Kaza nemazlan. Nemaz kilmiyanm cezasi 272 

Nemaz ibadetlerin en iistunudur 287 

Nemazin ta'dil-i erkani. Kul hakki 288 

Nemazi dogru kilmah. Halal lokma. Sehid kime denir? 289 

Zekat vermek. Para, mal, hayvan ve toprak mahsullerinin zekati 292 

Ramezan-i serifin kiymeti. Oruc nasil tutulur? 313 

Sadaka-i fitri kimler verir? Kimlere vermelidir? 322 

Kurban kesmek lazimdir. Kimler keser? Nasil kesilir? 324 

Adak ne demekdir? Giinah olan adaklar 330 

-12- 



38 


2- 


-89 


39 


2- 


-58 


40 


3- 


-31 


41 


4- 


-29 


42 


2- 


-81 


43 


2- 


-66 


44 


2- 


-82 


45 


3- 


-1 


46 


3- 


-17 


47 


3- 


-34 


48 


3- 


-35 


49 


3- 


-57 


50 


4- 


-14 


51 






52 






53 






54 






55 






56 






57 






58 






59 






60 






61 






62 


1- 


-30: 


63 






64 






65 






66 






67 






68 






69 






70 






71 






72 






73 


1- 


-31: 


74 






75 


2- 


-20 


76 


2- 


-87 


77 


2- 


-69 


78 






79 






80 






81 






82 







83 Yemin nasil edilir? Yeminin cesidleri. Yemin keffareti 334 

84 Hacca gitmek. Hac nasil yapihr? 339 

85 Mlibarek geceler. Kandiller. Peygamberimizin mi'raci nasil oldu? .352 

86 Semsi seneleri kameri seneye cevirmek 358 

87 Kameri seneyi miladi seneye cevirmek 358 

88 Hicri sene basinm, hangi gtin oldugunu bulmak 359 

89 Arabi aylarin birinci gilnilnil bulmak 359 

90 Selamlasmak nasil olur? Mlisafeha nasil yapihr? 363 

91 Kur'an-i kerim, Allah kelamidir 367 

92 Isa "aleyhisselam" insan idi, Ona tapilmaz 369 

93 Isa "aleyhisselam" Peygamber idi, Ona tapilmaz 370 

94 2 — 9 Allahii teala akl ile, hayal ile anlasilamaz. Gayba iman etmek 

lazimdir 372 

95 Hilye-i se'adet. Siyer kitablan. Resulullahin zevceleri 374 

96 Muhammed aleyhisselamm giizel ahlaki 383 

97 Resulullahin ana, baba ve blitiin dedeleri hep mii'min, salih idi ...386 

98 Slibhane rabbike ayet-i kerimesi nasil okunur? 392 

IKINCi KISM ICiNDEKiLER 

Madde Mektub Sahffe 

No. No. Maddenin Ozii No: 

1 3 — 105 Unutulmus slinnetleri meydana cikarmagi ve bid'atden sakin- 

magi tesvik etmekdedir 397 

2 3 — 47 Dtta etmekdeki gizli bilgileri aciklamakdadir 400 

3 3 — 13 Resulullaha uymaga ve dinini ogrendigi kimseyi sevmege 

tesvik etmekdedir 401 

4 Iman, akl, zeka, halal, haram, adalet, zulm, kaza, kader 402 

5 Tefsir, hadis ne demekdir? Din alimi kime denir? 413 

6 Hadis-i seriflerin cesidleri ve hadis alimleri 422 

7 3 — 54 Dunya islerini yaparken islamiyyete dikkat etmelidir 425 

8 3 — 59 Derd ve belamn Allahii tealadan geldigini diisiinmelidir 425 

9 3 — 7 Insanlardan gelen sikintilara sabretmek lazimdir 426 

10 2 — 29 Uziintii ve sikintilan ni'met bilmelidir 426 

11 2 — 32 Zahir islerin bozuk olmasi, kalbin dagilmasina yol acar 427 

12 2 — 75 Derd ve belalar, giinahlara keffaretdir 427 

13 3 — 27 Kendi dileklerimizi birakip sahibimizin arzusuna uymahyiz 428 

14 2—53 Kibr ve ucb, kalbin tehlukeli hastahgidir 429 

15 Allahii tealamn ismleri. Yaratmak ne demekdir? 431 

16 Fikh ilmi. Mezheb nedir? Imam-i a'zam Ebu Hanife 437 

17 Vehhabiler ve cesidleri. Kiymetli din kitablarmi okumali. Bozuk 
kitablara aldanmamah 447 

18 Kabr ziyareti lazimdir. Olgun ruhlardan istifade edilir 475 

19 2 — 60 Luzumsuz, faidesiz islerden vazgecmelidir 480 

20 3 — 36 Kabr azabina inanmiyanlara cevab vermekdedir 481 

21 Samaniler, Behailer, Ahmediyye, Diirziler, Yezidiler, Selefiler....483 

22 Hurufilik 499 

23 2 — 96 Resulullahin vefat ederken kagid istemesi, Eshab-i kiramin 

iistiinlugu 505 

24 5 — 36 Eshab-i kiram birbirini cok severdi. Si'ilerin iftiralan 512 

25 2 — 99 Eshab-i kiramin buyukliigii. Dostlara cok derd gelmesi 515 

26 Sosyal adalet. Sosyalizm. Kapitalizm. Komimizm 523 

27 Islamiyyet, din ve dunya se'adetlerinin kaynagidir 528 

28 Nefsveakl 529 

29 Miislimanlar nicin geri kaldilar? 532 

30 islamiyyet fenni emr etmekdedir. Fen yobazlan 537 

31 Madde, atom iizerinde yeni bilgiler. Radyo-aktivite. Radar 546 

-13- 



32 






33 






34 






35 






36 






37 






38 






39 






40 






41 






42 






43 






44 






45 






46 






47 






4cS 






49 






50 






51 


2- 


-33 


52 






53 






54 






55 


2- 


-38 


56 


2- 


-28 


57 


2- 


-62 


58 


2- 


-25 


59 






60 


3- 


-86 


61 


2- 


-92 


62 


2- 


-8 


63 


2- 


-13 


64 


3- 


-62 


65 


3- 


-98 


66 


2- 


-34 


67 


3- 


-44 


68 


3- 


-39 


69 


3- 


-50 


70 


2- 


-59 


71 






72 






73 







Atom kuvveti ve sulh zemanmda kullamlmasi 554 

Atom bombasi yapilmasi, te'sfri, korunma careleri 560 

islamiyyetde nikah. Evlenmesi caiz olmiyan kadmlar 564 

Kafirlerin evlenmesi. Cocuga imam, islami ogretmelidir 577 

Islamiyyetdeki talak. Hul\ Zihar. Li'an. Iddet. Hidane 580 

Stit kardeslik. Silt He akraba olanlar 586 

Nafaka nedir? Kimler verir? Kimlere verilir? Lakit, Komsu hakki.588 

islamiyyetde kadmm kiymeti ve haklan cok buyilkdilr 598 

Halal, haram ve siibheli seyler. Vera' ve takva 607 

Yimesi ve kullanmasi haram olan seyler 618 

Icmesi haram olan ickiler 624 

Tiitiin, sigara icmek giinah midir? 629 

israf nedir? Tiitiin israf midir? Faiz haramdir 640 

Yimek, icmek adabi 648 

Hasta yemekleri. Ba'zi hastaliklann tedavisi 652 

Tevekkiil. Evlilerin tevekkiilii. Bekarlann tevekkillii 677 

Levh-il-mahfuz ve Umm-iil-kitab. Insan omriiniin degismesi 698 

Irade-i ciiz'iyye. Bir ihtiyar miislimanm kizma nasihati ve 

miinacati 701 

Ebiissii'ud efendinin (Kaza-kader) risalesi 714 

Sevgilinin her isi sevilir. Hamd, siikrden iistiindiir 716 

Teganni, miizik. Radyoda, teybde Kur'an-i kerim okumak ve 

dinlemek. Hoparlorle nemaz kilmak 718 

Cin hakkinda genis bilgi. Evliyamn ruhlan 735 

Ruhlarm hazir olmasi. Allahii tealanm sifatlan 743 

Allah adamlarmm gonliinde zerre kadar diinya diisiincesi yokdur .745 

Ruhlar insan seklinde goriiniir. Tenasiih yokdur 745 

Insan medeni olmak icin yaratilmisdir. Medeni olmak icin ve ya- 
samak icin, baska insanlara muhtacdir. insanm iisttinliigu bu 

ihtiyacindandir 746 

Resulullaha uygun her is zikrdir 747 

Mu'cize. Keramet. Firaset. istidrac. Sihr 747 

Harikalarm, kerametlerin cok veya az olmasmm sebebi 748 

Veil olmak icin harikalar ve kerametler lazim degildir 749 

Secilmislerin ve cahillerin ve bu ikisi arasmda olan tesavvuf- 

cularin gaybdan imanlan 753 

Zahir alimlerinin ve tesavvufculann ve rasih ilmli secilmislerin 

halleri 754 

insanin ash ademdir. Ademde hie iyilik yokdur 754 

Giizel suretlerin tath olmalanmn sebebi nedir? 755 

Allahii teala hicbirseye benzemez ve akl ile anlasilamaz 755 

Cennetde Allahii tealanm gortilecegine inanmiyanlara cevabdir..756 

Tesavvufculann ve felsefecilerin ( llni-iil yakin) bilgileri 763 

Ulema-i rasihin ve diger din alimlerinin istidlalleri 763 

Akla, hayale gelen ve kesf ile, stihud ile anlasilan hersey mah- 

lukdur 764 

Abdiillah-i Dehlevi hazretlerinin (Mekatib-i serife) kitabmdan 

61. ci mektubun tercemesidir 765 

Abdiillah-i Dehlevi hazretlerinin (Mekatib-i serife) kitabmdan 

85. ci mektubun tercemesidir 766 

Abdiillah-i Dehlevi hazretlerinin (Mekatib-i serife) kitabmdan 

88. ci mektubun son kismimn tercemesidir 771 



14- 



UCUNCU KISM ICINDEKILER 

Madde Mektub Sahffe 

No. No. Maddenin Ozii No: 

1 2 — 23 Isin basi, siinnet-i seniyyeye yapismak ve bid'atden sakinmakdir.775 

2 3 — 41 Resulullahin kadmlarla yapdigi sozlesme: Sirk, insan icin hayvan 

kesmek, hirsizhk, zina, cocuk oldiirmek, iftira, miska kullanmak.778 

3 islamiyyetde kesb ve ticaret. Halal kazanmak 786 

4 Bey' ve sira. Halal ve haram satislan 792 

5 Ahs-verisde muhayyerlik 806 

6 Batil, fasid, mekruh satislar. Sarrafhk 808 

Oliim hastasmm satis ve hediyye yapmasi 816 

Komsu, silf a ve diger haklar iizerinde cesidli bilgiler 817 

Sart ile soylenen seyler 819 

Selem ile satis 821 

Istisna', ismarlama yapdirmak 822 

Karz-i hasen, odiinc vermek. Kim odiinc isteyebilir? 824 

Kefalet, havale, bono, sened kirdirmak. Police 830 

Vekalet. Ahs-verisde, zekat vermekde vekil tutmak 834 

Ticaretde adalet. Ihtikar nedir? 840 

Ticaretde ihsan etmek. Bore odemek. Din kitablan 845 

Ticaretde dinini kayirmak. Haramdan sakinmak 847 

Allahii tealamn kullanna hizmet etmemiz lazimdir 850 

islamiyyetde faiz, bankalar, bono kirdirmak ve vakf 851 

islamiyyetde sirket kurmak. Sirketler 865 

Kira, iicret, iscilik. Sigortacilik. Emanetciye verilen para 869 

Ukubat: Zina, icki, kazf, sirkat ve yol kesmek cezalan 879 

Ta'zir cezalan, tefsir kitablarim degil, fikh kitablarmi okumak 

lazimdir 884 

Cinayetler, katlin cesidleri ve cezalan. Kisas 892 

Diyet cezalan. Katl keffareti 896 

ikrah, zorla yapdirmak. Hicr, birseyi yasaklamak 897 

Ahkam-i islamiyyesiz evliyalik olmaz. Kelime-i tevhid 902 

Kelime-i tevhidin ma'nasim bildirmekdedir 906 

Kelime-i tevhidin ustunliiklerini bildirmekdedir 910 

Fena ve bekayi bildirmekdedir. Mahluklarm ash, hakikatleri 911 

Eshab-i yemm, eshab-i simal ve sabikun 913 

Mii'minin kalbi krymetlidir. Hie kimsenin kalbini kirmamahdir...914 

Ars ve Kiirsf. Kalbin iistiinlukleri 915 

Alem-i emrdeki bes cevheri aciklamakdadir 917 

Fena-fillah 918 

Allahii tealaya kavusduran tesavvuf yolu ikidir 919 

Bir tesavvuf mutehassisimn mektubu 921 

Tesavvuf yolu. Siiluk dereceleri. Fena, beka 924 

Allahii tealamn ihata, kurb ve ma'iyyet sifatlan 925 

Alem vehm mertebesinde yaratilmisdir 926 

Alimlerin kalbleri ile Allahii tealayi gormesi. Alem-i misal 927 

Buyiiklerin Allahii teala ile konusmalan 929 

Allahii tealamn mahluklara yakin olmasi. Adem. iblis 930 

Nihayet, afak ve enfiisiin disindadir. Evliya kimlere denir? 933 

Fena fillah, vasl-i uryani. Ayn-iil-yakin 940 

Ka'be-i mu'azzamanin ve nemazin kemalati 941 

Vahdet-i viicud bilgisi. Viicud-i vehmi 943 

Madde, Allahii tealaya ayna olamaz 947 

Diinya gorunusdtir. Ahiret, diinyamn ashdir 947 

-15- 



9 






10 






11 






12 






13 






14 






15 






16 






17 






18 


3- 


-11( 


19 






20 






21 






22 






23 






24 






25 






26 






27 


2- 


-46 


28 


3- 


-3 


29 


2- 


-37 


30 


2- 


-94 


31 


2- 


-39 


32 


3- 


-45 


33 


2- 


-76 


34 


3- 


-11 


35 






36 


3- 


-12: 


37 






38 


3- 


-52 


39 


3- 


-63 


40 


3- 


-68 


41 


3- 


-90 


42 


3- 


-92 


43 


2- 


-98 


44 


2- 


-42 


45 


2- 


-35 


46 


3- 


-77 


47 


2- 


-44 


48 


2- 


-24 


49 


3- 


-67 



53 


2- 


-45 


54 






55 






56 






57 






58 






59 






60 






61 






62 


1- 


-10. 


63 






64 






65 






66 


2- 


-16 


67 


2- 


-17 


68 


2- 


-88 


69 


3- 


-15 


70 







50 2 — 50 Tesavvuf yolunun basinda da, sonunda da islamiyyete 

uymak lazimdir 948 

51 3 — 121 Ucilncil cildin seksenyedinci mektubundaki bilgileri aciklamak- 

dadir 953 

52 4 — 230 Zat-i ilahinin bu alem ile ilisigi yokdur. Nemazda olanin, Allahii 

tealaya yakinhgi. Nemazm hakikati 959 

Alemin, maddenin, zat-i ilahiden nasibi yokdur 966 

Madde iizerinde yeni bilgiler. Hilceyre, hayat, mikrop, zehr 971 

Oliim, oliime hazirlanmak. Sifa ayetleri 988 

Meyyite yapilacak dim vazife, kefen 994 

Cenaze nemazi. Nemazlarmi kilmak caiz olmiyanlar 999 

Cenaze tasimak ve defn 1003 

Kabr ziyareti, ibadet sevabi hediyye edilir 1008 

Kabr ziyaretinin faideleri 1013 

Resulullahin yazdigi bas sagligi mektubu 1017 

Bas sagligi mektubu. Meyyite yapilacak hediyyeler 1018 

Meyyit icin iskat ve devr yapmak. Defn izni nasil alinir? 1019 

Feraiz bilgisi. Miras alacak kimlerdir? Vasi ta'yini 1025 

Feraiz hesablan. Mirasi bolmek 1030 

Kabr hayati ve ta'undan olmenin kiymeti 1034 

Dtinya sikintilannin faidesi. Ta'unun sevabi 1035 

Kazaya razi olmahdir, hatta lezzet duymahdir 1035 

Sevgiliden gelen sikmtilar, iyiliklerinden daha tatlidir 1036 

(Se'adet-i Ebediyye)nin son sozii 1040 

(Se'adet-i Ebediyye)de adi gecenlerin hal tercemeleri 1059 

(Se'adet-i Ebediyye) icindeki kitablar 1208 

(Se'adet-i Ebediyye)nin umumi fihristi 1221 

TENBIH: 

Onsozde bildirildigi gibi, bu kitabda yalmz, ibadetlerin sahih olmalan icin lazim olan 
ve gilnliik islerin dogru olarak yapilmasim sagliyan bilgiler kisaca yazilidir. Bu kadar bil- 
ginin her ihtiyaca cevab vermesi imkansizdir. Fazla bilgi edinmek icin, bu kitabda tav- 
siye edilen, mu'teber kitablara miirace'at ediniz! 

Herkese up $ey cok lazimdir once, 
biri, iiiifin edinmekdir iyice, 

Biri, islama uymakdir her yerde, 
fikhi iyi ogrenmeli elbette. 

Bir de ihlasdir, her isde daima, 
$dyle ki, hie olmiya ucb-ii riya. 

Bu iicii birden tehakkuk etmeli, 
boyledir, islamiyyetin temeli. 

Hem bu ihlas olmasa, mukbiil degil, 
tesavvufdur Hi hi sin kaynagi bill 

Yukandaki si'r, imam-i Rabbaninin (Mektubat Tercemesi) kitabmm birinci cild, otuz- 
altinci, kirkinci, ellidokuzuncu ve yiizyetmisyedinci mektublanndan ve (Hadika-tiin-ne- 
diyye) cild 1. sahife 366 dan ozetlenmisdir. 

islamiyyetin temeli iicdiir: Dm, amel ve ihlas. 1- Ilm, Ehl-i siinnet alimlerinin kitab- 
larmdan ogrenilir. 2- lime uygun olan ameldir. 3- Ilmde ve amelde ihlas sahibi olmak- 
dir. Ihlas, ilmin ve amelin Allah rizasi, Allah sevgisi ile olmasidir. Mai, mevki' ve soh- 
ret icin olmamasidir. Bu iictine sahib olan miislimana (Hakiki luiislinian) ve (Islam ali- 
mi) denir. Bunlann yiikseklerine (Miictehid) denir. Biri noksan olup da, kendini din ada- 
mi tamtana (Kotii din adami), (Bid'at sahibi) veya (Zindik) denir. Kur'andan ve hadis- 
den yanlis ma'na cikarana (Bid'at sahibi) denir. Kendi diisiincelerine Kur'an, hadis di- 
yene (Zindik) denir. 

-16- 



TAM ILMIHAL 

SE'ADET-I EBEDIYYE 

Besmeleyle bashyalim kitaba! 
Allah adi, en iyi bir signakdir. 
Ni'metleri sigmaz olcii hisaba 
Cok aciyan, afvi seven bir Rabdir! 

(Se'adet-i Ebediyye) kitabim yazmaga, Besmele ile bashyorum. Diinyada bii- 
tiin insanlara aciyarak, faideli seyleri yaratip gondermekdedir. Ahiretde, Cehen- 
neme gitmesi gereken mii'minlerden dilediklerini, ihsan ederek, afv edecek, Cen- 
nete kavusduracakdir. Her canhyi yaratan, her van, her an varhkda durduran, hep- 
sini korku ve dehsetden koruyan yalniz Odur. Boyle bir A I hi hi n serefli ismine si- 
ginarak, bu kitabi yazmaga bashyorum. 

BiRINCi KISM 

1 — Cenab-i Hak, hepimizi diinya ve ahiretin efendisi ve biitiin insanlarm her 
bakimdan en yiiksegi ve en iyisi olan, Muhammed Mustafaya "sallallahii aleyhi ve 
sellem" tabi' olmak se'adetiyle sereflendirsin. Ciinki cenab-i Hak, Ona tabi' olma- 
gi, Ona uymagi cok sever. Ona uymanin ufak bir zerresi, biitiin diinya lezzetlerinden 
ve biitiin ahiret ni'metlerinden daha iistiindiir. Hakiki iistiinliik, Onun siinnet-i se- 
niyyesine tabi' olmakdir ve insanlik serefi ve meziyyeti, Onun dinine uymakdir. [Sun- 
net kelimesi, tic ayri ma'naya gelir. Burada, (Ahkam-i islamiyye) demekdir.] 

[Ona tabi' olmak, ya'ni Ona uymak, Onun gitdigi yolda yiiriimekdir. Onun 
yolu, Kur'an-i kerimin gosterdigi yoldur. Bu yola (Din-i islam) denir. Ona uymak 
icin, once iman etmek, sonra miislimanhgi iyice ogrenmek, sonra farzlan eda 
edip haramlardan kacinmak, daha sonra, siinnetleri yapip mekruhlardan kacmmak 
lazimdir. Bunlardan sonra, mubahlarda da Ona uymaga cahsmahdir. 

Iman etmek, biitiin insanlara lazimdir. Herkes icin iman zaruridir. Iman eden- 
lerin, farzlan yapip haramlardan kacmmasi lazimdir. Her mii'min, farzlan yapma- 
ga ve haramlardan kacmmaga, ya'ni miisliman olmaga me'murdur. Her mii'min, 
Peygamberimizi "sallallahii aleyhi ve sellem", malmdan ve camndan daha cok se- 
ver. Bu sevgisinin bir alameti, siinnetleri yapip mekruhlardan kacinmakdir. Bir 
mii'min, biitiin bunlara tabi' oldukdan sonra, mubahlarda da, ne kadar Ona uyar- 
sa, o derece kamil ve olgun bir miisliman olur. Allahii tealaya, o derece yakin, ya'ni 
sevgili olur. 

Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" soylediklerinin hepsini begenip kal- 
bin kabul etmesine, ya'ni inanmasma (Iman) denir. Boylece inanan insanlara, 
(Mii'min) denir. Onun sozlerinden birine bile inanmamaga veya iyi ve dogru ol- 
dugunda siibhe etmege (Kiifr) denir. Boyle inanmiyan kimselere (Kafir) [Allah diis- 
mam] denir. Allahii tealanin, Kur'an-i kerimde, yapilmasmi acikca emr etdigi 
seylere, ya'ni bu emrlere (Farz) denir. Yapmayimz diye acikca men' ve yasak et- 

— 17 — Se'adet-i Ebediyye 1-F:2 



digi seylere (Harain) denir. Allahti tealamn, acikca bildirmeyip, yalniz Peygam- 
berimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" yapilmasim ovdiigii, yahud devam iizere yap- 
digi, yahud yapihrken goriip de mani' olmadigi seylere (Siinnet) denir. Siinneti be- 
genmemek kiifrdtir. Begenip de yapmamak sue degildir. Onun begenmedigi sey- 
lere ve ibadetin sevabim gideren seylere (Mekruh) denir. Yapilmasi emr olunma- 
yan ve yasak da edilmeyen seylere (Mubah) denir. Bu emr ve yasaklann hepsine 
(Ahkam-i ilahiyye) veya (EPal-i miikellefin) ve (Ahkam-i islamiyye) denir. 

(Ef'al-i miikellefin) sekizdir. Farz, vacib, siinnet, miistehab, mubah, haram, 
mekruh, miifsid. Yasak edilmis olmiyan, yahud yasak edilmis ise de, islamiyyetin 
ozr, mani' ve mecburiyyet tamdigi sebeblerden birisi ile yasakhgi kaldinlmis olan 
seylere (Halal) denir. Biitiin mubahlar halaldir. Mesela, iki miislimam bansdirmak 
icin yalan soylemek halal olur. Her halal mubah olmiyabilir. Mesela ezan okunur- 
ken, alis veris, mubah degil, mekruhdur. Halbuki halaldir. 

Imam ve farzlan ve haramlan ogrenmek, bilmek de farzdir. Otuziic farz mes- 
hurdur. Bunlardan dordii esas olup, nemaz kilmak, oruc tutmak, zekat vermek ve 
hac etmekdir. Iman ile beraber bu dort farz, islamm sartidir. Iman edip de ibadet 
edene, ya'nibu dort farzi yapana (Muslim) veya (Miisliman) denir. Dordiinii bir- 
den yapip da, haramlardan kacman, tam miislimandir. Bunlardan biri bozuk olur 
veya hie olmazsa, muslimanhk bozuk olur. Dordiinii de yapmiyan, mii'min olsa da 
miislimanligi tam degildir. Boyle iman, insani yalniz diinyada korursa da, ahire- 
te lmanla gitmek giic olur. Iman, muma benzer, (Ahkam-i islamiyye) mum etra- 
fmdaki fener gibidir. Mum ile birlikde fener de, (islamiyyet)dir ve (Din-i is- 
lam)dir. Fenersiz mum cabuk soner. Imansiz, islam olamaz. islam olmayinca, 
iman da yokdur. 

(Din), insanlan se'adet-i ebediyyeye goturmek icin Allahii teala tarafmdan 
gosterilen yol demekdir. Din ismi altmda insanlarm uydurdugu igri yollara din den- 
mez, dinsizlik ve kafirlik denir. Allahii teala, Adem aleyhisselamdan beri, her bin 
senede, bir Peygamber vasitasi ile, insanlara bir din gondermisdir. Bu Peygamber- 
lere "salevatullahi teala aleyhim ecma'in" (Resul) denir. Her asrda, en temiz bir 
insani Peygamber yaparak, bunlar ile dinleri kuvvetlendirmisdir. Resullere tabi' 
olan bu Peygamberlere de, (Nebi) denir. Biitiin Peygamberler, hep aym imam soy- 
lemis, hepsi iimmetlerinden aym seylere iman etmegi istemislerdir. Fekat, dinle- 
ri, ya'ni kalb ile, beden ile yapilmasi ve sakimlmasi lazim olan seyleri baska bas- 
ka oldugundan, islamhklan, miislimanliklan da ayridir. 

Iman edip de kendini ahkam-i islamiyyeye uyduran miislimandir. Ahkam-i is- 
lamiyyeyi kendi arzularma, keyflerine uydurmak istiyen kafirdir. Bunlar bilmez- 
ler ki, Allahii teala, dinleri, nefsin arzularim, keyflerini kirmak ve taskmhklarini 
onlemek icin gondermisdir. 

Her din, kendisinden once gelen dmi nesh etmis, degisdirmisdir. En son gelen 
ve her dini degisdirmis, daha dogrusu dinlerin hepsini kendinde toplamis olup, ki- 
yamete kadar hie degismiyecek olan din, Muhammed aleyhisselamin dinidir. Bu- 
giin, Allahii tealamn sevdigi, begendigi din de, bu ahkam ile kurulmus olan islam 
dinidir. Bu dmin bildirdigi farzlan yapanlara ve haramlardan kacmanlara Allahii 
teala, ahiretde ni'metler, iyilikler verecekdir. Ya'ni bunlar, sevab kazamr. Farz- 
lan yapmiyanlara ve haramlardan kacinmiyanlara, ahiretde cezalar, acilar vardir. 
Ya'ni boyle kimseler, giinaha girer. Imam olmiyanlarm farzlan kabul olmaz. Ya'ni 
bunlara sevab verilmez. Farzlan yapmiyan mii'minlerin, siinnetleri kabul olmaz. 
Ya'ni bunlara sevab verilmez. Bunlar Peygamberimize "sallallahii aleyhi ve sellem" 
tabi' olmus olmaz. Bir kimse, biitiin farzlan yapip da, bir farzi ozrsiiz terk ederse, 
bu borcunu odemedikce, bu cinsden olan hie bir nafile ibadetine ve siinnetine se- 
vab verilmez. (Miftah-un-necat)daki (Ya All, insanlar led ail ile mesgiil oldukla- 
n zeman, sen farzlan temamlamaga calis!) ve imam-i Gazalinin (Diirret-iil fahi- 

-18- 



re) kitabimn iiciincii fash sonundaki ( Allahii teala, kazaya kalims nemaz borcu bu- 
lunan ve haram elbise given kimsenin [Nafile] nemazim kabul etmez) hadis-i se- 

rifleri, bunu acik olarak bildirmekdedir. (Miftah-un-necat), Hakikat kitabevi ta- 
rafindan basdinlmisdir. Mubahlar iyi niyyet ile giizel diisiinceler ile yapihnca, 
insan sevab kazanir. Kotii niyyetlerle yapihrsa veya bunlari yapmak, bir farzi 
vaktinde eda etmege mani' olursa, giinah olurlar. Farzlar yapihrken, kotii niyyet- 
ler kansirsa, bore odenmis, cezadan kurtulmus olunur ise de, sevab kazanilmaz. 
Belki giinah da olur. Haram isliyenlerin farzlan ve siinnetleri sahih olur. Ya'ni borc- 
lanni odemis olurlar ise de, sevab kazanmazlar. (Hadfka)da, (Bid'at sahiblerinin 
ibadetleri kabul olmaz) hadis-i serifini anlatirken buyuruyor ki, (Giinahlardan sa- 
kmmayan muslimanlann ibadetleri sahih olsa da kabul olmaz). Haramlar iyi niy- 
yet ile yapilsa da, mubah olamaz. Ya'ni haramlara hicbir zeman sevab verilemiye- 
cegi gibi, ozrsiiz haram isleyen herhalde giinaha girer. Haramdan iyi niyyet ile, ya'ni 
Allahii tealadan korkarak sakinan, vazgecen sevab kazanir. Baska bir sebeb ile ha- 
ram islemezse, sevab kazanmaz. Yalniz, giinahmdan kurtulur. Haram isleyenlerin, 
(Sen kalbime bak, kalbim temizdir. Allahii teala kalbe bakar) demeleri bosdur. Fa- 
idesizdir. Miislimanlan aldatmakdir. Kalbin dogru ve temiz olmasina alamet, ah- 
kam-i islamiyyeye yapismak, ya'ni emrlere ve yasaklara uymak oldugu (Mektu- 
bat)in birinci cildinin otuzdokuzuncu mektubunda uzun yazihdir. (Sir'at-ul-islam)m 
246. ci sahifesinde ve (Hadfka)da, takvayi anlatirken diyor ki, (Haramlann iyi niy- 
yet ile yapilmasi, bunlari haramhkdan cikarmaz. iyi niyyet, haramlara ve mekruh- 
lara te'sir etmez. Bunlari ta'at haline cevirmez). 

(Mir'at-iil-mekasid) kitabi, yetmisiiciincii sahifede ve ibni Abidin "rahmetulla- 
hi aleyh" abdestin niyyetinde ve (Milel-Nihal) tercemesi, ellidordiincii sahifesinde 
diyor ki, amel, ya'ni is iice ayrihr: (Ma'siyyet) ya'ni giinah olan isler. Bunlar, Alla- 
hii tealanin begenmedigi seylerdir. Allahii tealanm emr etdigi seyi yapmamak ve- 
ya yasak etdigini yapmak ma'siyyetdir. (Ta'at) ya'ni Allahii tealanin begendigi 
seylerdir. Bunlara (Hasene) de denir. Ta'at yapan miislimana (Ecr) ya'ni (Sevab), 
ni'met, iyilik verecegini va'd buyurdu. Uciinctisii (Mubah) ya'ni giinah veya ta'at ol- 
dugu bildirilmemis olan islerdir. Yapanin niyyetine gore, ta'at veya giinah olurlar. 

Giinahlar, niyyetsiz veya iyi niyyet ederek islenirse, giinah olmakdan cikmaz. 
(Ameller, niyyete gore iyi veya kotii olur) hadis-i serifi, ta'atlara ve mubahlara niy- 
yete gore sevab verilecegini bildirmekdedir. Bir kimse, birinin gonliinii almak icin 
baskasim incitse veya baskasinin mail ile sadaka verse, yahud haram para ile 
mekteb, cami' yapdirsa, bunlara sevab verilmez. Bunlara sevab beklemek, cahil- 
lik olur. Zulm, giinah, iyi niyyet ile islenirse, yine giinah olur. Boyle isleri yapma- 
mak sevabdir. Bilerek yaparsa, biiyiik giinah olur. Giinah oldugunu bilmiyerek ya- 
parsa, miislimanlarm cogunun bildigi seyleri onun bilmemesi, ogrenmemesi de gii- 
nah olur. Dar-iil-harbde dahi olsa, islam bilgilerinin sayi', ya'ni yaygin oldugu yer- 
de, cehl ozr olmaz, giinah olur. 

Ta'atlar, niyyetsiz veya Allah icin niyyet ederek yapihnca, sevab hasil olur. 

Ta'at yaparken, Allahii teala icin yapdigim bilse de, bilmese de kabul olur. Ya'ni 
sevab hasil olur. Bir kimse Allahii teala icin yapdigim bilerek ta'at yaparsa, buna 
(Kurbet) denir. Kurbet olan isi de yaparken sevab hasil olmasi icin niyyet etmek 
sart degildir. Sevab hasil olmasi icin, Allah nzasi icin niyyet etmek lazim olan ta'ate 
(Ibadet etmek) denir. Niyyetsiz ahnan abdest ibadet olmaz, kurbet olur. Bunun- 
la, hadesden taharet hasil olup nemaz kihnir. Goriiliiyor ki, her ibadet kurbetdir 
ve ta'atdir. Kur'an-i kerim okumak, vakf, kole azad etmek ve sadaka ve hanefimez- 
hebinde abdest almak ve benzerleri yapihrken sevab hasil olmak icin, niyyet la- 
zim olmadigindan, kurbetdirler ve ta'atdirlar. Fekat, ibadet degildirler. Ta'at ve- 
ya kurbet olan bir is yapihrken, Allah icin niyyet edilirse, ibadet yapilmis olur. Fe- 
kat bunlar, ibadet olarak emr olunmadi. Allahii tealayi tammaga yarayan fizik, kim- 

-19- 



ya, bioloji, astronomi gibi bilgileri ogrenmek ta'atdir, kurbet degildir. Ciinki ka- 
fir, Allahii tealanin varligmi, bunlan ogrenirken degil, ogrendikden sonra anlar. 
Ta'at, kotii niyyet ile yapihrsa, giinah olur. Gtizel niyyetlerle ta'atin sevabi artdi- 
nhr. Mesela, cami'de oturmak, ta'atdir. Mescidin, Allahii tealanin evi oldugunu 
diisiinerek, Allahii tealanin evini ziyareti de niyyet ederse, sevabi daha cok olur. 
Nemaz kilmagi beklemek icin de niyyet ederse ve disarda gozii, kulagi giinah is- 
lemesin diye de ve mescidde i'tikaf ederek ahireti diisiinmegi de, mescidde, Alla- 
hii tealanin adim zikr etmegi de, orada emr-i ma'ruf ve nehy-i mtinker etmegi, ya'ni 
va'z etmegi de, va'z dinlemegi de, yahud Allahii tealadan haya ederek edebli ol- 
magi da niyyet ederse, her niyyeti icin ayri sevablara kavusur. Her ta'atda boyle 
cesidli niyyetler ve sevablar da vardir. Ibni Abidin "rahmetullahi aleyh", hacca ve- 
kil gondermegi anlatirken de, bunlan ta'rif etmekdedir. 

Her mubah, iyi niyyet ile yapilmca ta'at olur. Kotii niyyet ile yapihnca, giinah 
olur. Koku siiriinen, iyi giyinen kimse, diinya lezzeti icin veya gosteris yapmak, 
ogiinmek icin veya kendini kiymetlendirmek icin, yahud yabanci kadmlan, kizla- 
n avlamak icin sik giyinirse, giinah islemis olur. Diinya lezzetini tatmak icin olan 
niyyetine azab verilmez ise de, ahiret ni'metlerinin azalmasina sebeb olur. Baska 
niyyetleri icin azab goriir. Bu kimse, siinnet oldugu icin koku siiriiniir, sik giyinir- 
se, cami'e saygi icin, cami'de yamna oturan miislimanlan incitmemek icin, temiz 
olmak ipin, sihhatli olmak icin, islamm vakanni, serefini korumak icin niyyet 
edince, her niyyeti icin ayri sevablar kazanir. Ba'zi alimler buyuruyor ki, her mu- 
bah isde, hatta yimede, icmede, uyumada ve halaya girmekde bile iyi niyyet etme- 
gi unutmamahdir. insan, mubah bir ise baslarken, niyyetine dikkat etmelidir. 
Niyyeti iyi ise, o isi yapmahdir. Niyyeti, yalniz Allahii teala icin olmazsa, yapma- 
mahdir. Hadis-i serifde, (Allahii teala, sizin suretlerinize, mallariniza, bakmaz. Kalb- 
lerinize ve amellerinize bakar) buyuruldu. Ya'ni, Allahii teala, insanm yeni, temiz 
elbisesine, hayrat ve hasenatma, malma, riitbesine bakarak sevab ve ikram vermez. 
Bunlan ne diisiince ile, ne niyyet ile yapdigina bakarak, sevab veya azab verir. 

O halde, her mii'mine once lazim, birinci farz olan sey, imam, farzlan, haramla- 
n ogrenmekdir. Bunlar ogrenilmedikce, miislimanhk olamaz. Iman elde tutulamaz. 
Hak borclan ve kul borclan odenilemez. Niyyet, ahlak diizeltilemez ve temizlene- 
mez. Diizgiin niyyet edinilmedikce, hicbir farz kabtil olmaz. (Diirr-iil-muhtar)daki 
hadis-i serifde, (Bir saat ilm ogrenmek veya ogretmek, sabaha kadar ibadet etmek- 
den daha sevabdir) buyuruldu. (Hadarat-iil-kuds) miiellifi, doksandokuzuncu sahi- 
fede diyor ki, (imam-i Rabbaniden (Buharf), (Miskat). (Hidaye), (Serh-i Mevakif) 
kitablanni okudum. Gencleri ilm ogrenmege tesvik ederdi. Once ilm, sonra tarikat 
buyururdu. Benim, ilmden kacindigimi, tarikatden zevk aldigimi gortince, halime mer- 
hamet ederek, kitab oku! ilm ogren! Cahil sofu, seytamn maskarasi olur, [Riitbetiil- 
ilmi a'ler riiteb] ya'ni, riitbelerin en iistiinii, ilm riitbesidir buyurdu). 

Ihlas ile, ya'ni Allahii tealanin nzasma, sevgisine kavusmak ve sevab kazanmak 
niyyeti ile, farzlan, siinnetleri yapmaga ve haramlardan ve mekruhlardan kacm- 
maga, ya'ni ahkam-i islamiyyeyi yerine getirmege (ibadet etmek) denir. Niyyet- 
siz, ibadet olamaz. Resulullaha "sallallahti aleyhi ve sellem" tabi' olmak icin, 
once iman etmek, sonra ahkam-i islamiyyeyi ogrenmek ve yapmak lazimdir. 

Iman etmek, Ona tabi' olmaga baslamak ve se'adet kapismdan iceri girmek de- 
mekdir. Allahii teala Onu, diinyadaki biitiin insanlan se'adete da'vet icin gonder- 
di ve Sebe' siiresi, yirmisekizinci ayetinde mealen, (Ey sevgili Peygamberim "sal- 
lallahti aleyhi ve sellem"! Seni, diinyadaki biitiin insanlara ebedf se'adeti mtijde- 
lemek ve bu se'adet yolunu gostermek icin, beseriyyete gonderiyorum) buyurdu.] 

Mesela, Ona uyan bir kimsenin, gun ortasmda bir parca uyumasi, Ona uymak- 
sizin, bircok geceleri ibadetle gecirmekden, katkat daha kiymetlidir. Ciinki, (Kay- 
lule) etmek, ya'ni ogleden once biraz yatmak adet-i serifesi idi. Mesela, Onun di- 

-20- 



ni emr etdigi icin, bayram giinii oruc tutmamak ve yiyip icmek, Onun dminde bulun- 
mayip senelerce tutulan oruclardan daha kiymetlidir. Onun dminin emri ile fakire 
verilen az bir sey ki, buna zekat denir, kendi arzusu ile, dag kadar altin sadaka ver- 
mekden daha efdaldir. Emir-iil-mu'minm Omer "radiyallahii anh", bir sabah nema- 
zini cema'at ile kildikdan sonra, cema'ate bakip, bir kimseyi goremeyince sordu: Es- 
habi dediler ki, geceleri sabaha kadar ibadet ediyor. Belki simdi uyku basdirmisdir. 
Emir-iil-mu'minin buyurdu ki, (Keski biitiin gece uyuyup da, sabah nemazmi cema'at 
ile kilsaydi, daha iyi olurdu). islamiyyetden sapitmis olanlar, sikinti cekip ve miica- 
hede edip, nefslerini korletiyor ise de, bu dine uygun yapmadiklanndan kiymetsiz- 
dir ve hakirdir. Eger bu cahsmalarma iicret hasil olursa, diinyada birkac menfe'at- 
den ibaret kalir. Halbuki, diinyanm hepsinin kiymeti ve ehemmiyyeti nedir ki, bu- 
nun bir kacinin i'tiban olsun. Bunlar, mesela copciiye benzer ki, copciiler herkesden 
daha cok calisir ve yorulur. Ucretleri de herkesden asagidir. Ahkam-i islamiyyeye 
tabi' olanlar ise, latif cevahir ve kiymetli elmaslar ile mesgul olan miicevherciler gi- 
bidir. Bunlann isi az, kazanclan pek cokdur. Ba'zan bir saatlik cahsmalan, yiizbin- 
lerce senenin kazancini hasil eder. Bunun sebebi sudur ki, ahkam-i islamiyyeye 
uygun olan amel, Hak tealanin makbuliidiir, mardisidir, cok begenir. 

[Boyle oldugunu kitabimn cok yerinde bildirmisdir. Al-i imran suresi, otuzbi- 
rinci ayetinde mealen, (Ey sevgili Peygamberim "sallallahii aleyhi ve sellem"! On- 
lara de ki, eger Allahii tealayi seviyorsaniz ve Allahii tealanin da, sizi sevmesini 
istiyorsaniz, bana tabi' olunuz! Allahii teala bana tabi' olanlari sever) buyuruldu.] 

Islamiyyete uymiyan seylerin hie birisini Hak teala sevmez, begenmez. Sevilme- 
yen, begenilmeyen seye sevab verilir mi? Belki cezaya sebeb olur. 

2 — Cenab-i Hak, Kur'an-i kerimde, Nisa suresi, sekseninci ayetinde, Muham- 
med aleyhisselama ita'at etmenin, kendisine ita'at etmek oldugunu bildiriyor. O 
halde, Onun Resuliine "sallallahii aleyhi ve sellem" ita'at edilmedikce, Ona ita'at 
edilmis olmaz. Bunun pek kat'ive kuvvetli oldugunu bildirmek icin, ayet-i keri- 
mede (Elbette muhakkak btiyledir) buyurdu ve ba'zi dogru diisiinmiyenlerin, bu 
iki ita'ati birbirinden ayri gormelerine meydan birakmadi. Allahii teala, yine Ni- 
sa suresinin yiizellinci ve yiizellibirinci ayet-i kerimelerinde mealen, (Kafirler, Al- 
lahii tealanin emrleri ile Peygamberlerinin emrlerini birbirinden ayirmak isti- 
yorlar. Yehudiler diyor ki, biz Musa aleyhisselama inamriz. Isa ile Muhammed aley- 
himesselama inanmayiz. Hiristiyanlar ise, yalniz Isa aleyhisselama inamp, Ona, ha- 
sa, Allahii tealanin oglu diyor. Bu inamslari ve dinleri kiymetsizdir. Onlarin hep- 
si kailrdir. Kafirlerin hepsine Cehennem azabini, cok aci azablari hazirladik) bu- 
yurarak, bunlardan sikayet etmekdedir. 

3 — Se'adet-i ebediyyeye kavusmak icin, miisliman olmak lazimdir. Miisliman 
olmak igin, hicbir formaliteye, miiftiye, imama gitmege liizum yokdur. (Maka- 
mat-i mazheriyye) onikinci faslmda diyor ki, (Allahii tealaya ve Resuliine ve Onun 
Allahii tealadan getirdiklerinin hepsine inandim. Allahii tealanin ve Resuliiniin 
dostlanni severim ve diismanlarim sevmem demek kafidir. Her bilgiyi delil ile isbat 
etmek, ya'ni Kur'an-i kerimdeki veya hadis-i seriflerdeki yerlerini gostermek, alim- 
lerin vazifesidir. Her miislimana lazim degildir). ibni Abidin de, (Kafirin nikahi) bah- 
si sonunda, boyle buyurmakdadir. [Imana gelen yash adamin siinnet olmasi sart de- 
gildir. Hip olmasa da olur denildi. Ciinki siinnet, avret yerinin goriinmesi icin ozr ol- 
maz diyenler de vardir. (Hadika)da ve (Berika)da diyor ki, (Miisliman olan yash adam 
ve hastalar, siinnetin acisma dayanamazlarsa, siinnet edilmezler.) Doktor Necmiid- 
din Arif beg, 1343 [m. 1925] de istanbulda basilan (Amelf Cerrahf) kitabmda diyor 
ki, (Yehudiler cocuk yedi giinliik iken, miislimanlar, herhangi bir zemanda siinnet 
yapar. Sihhi faidesinden dolayi Avrupa ve Amerikada bircok hiristiyanlar da, ken- 
dilerini ve cocuklanm siinnet etdirmekdedir.) Siinnetin nasil yapilacagi, bu kitab- 
da ve Sinop meb'usu doktor Riza Nur begin (Fenn-i hitan) kitabmda uzun yazihdir.] 

-21- 



4 — Biitiin insanlara once lazim olan sey, (Ehl-i siinnet) alimlerinin kitabla- 
rinda bildirdikleri gibi, bir iman ve i'tikad edinmekdir. Peygamberimiz Muham- 
med aleyhisselamm yolunu bildiren, Kur'an-i kerimden murad-i ilahiyi anlayan, 
hadis-i seriflerden murad-i peygamberiyi cikaran bu biiyiik alimlerdir. Kiyamet- 
de kurtulus yolu, bunlann gosterdigi yoldur. Allahii tealamn Peygamberinin ve 
Onun Eshabmm "radiyallahii teala anhiim ecma'in" yolunu kitablara geciren, 
degisdirilmekden ve bozulmakdan koruyan, (Ehl-i siinnet) alimleridir. 

5 — Dort mezhebde ictihad derecesine yiikselmis olan miictehidlere ve bun- 
lann yetisdirmis olduklan biiyiik alimlere (Ehl-i siinnet) alimleri denir. Ehl-i 
siinnetin reisi ve kurucusu, (imani-i a'zam Ebu Hanife Nu'man bin Sabit) ve iki 
imam, Ebu Menstir Ma-tiiridi ve Ebiil-Hasen-i Es'aridir. 

6 — Hakikate varmis Evliyanm biiyiiklerinden olan Sehl bin Abdullah Tiis- 
teri "rahmetullahi aleyh" diyor ki, (Eger Musa ve Isa aleyhimesselamm iimmet- 
lerinde, imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi teala aleyh" gibi bir zat bulun- 
saydi, bunlar yehudilige ve hiristiyanliga donmezdi). 

7 — Bu biiyiik imamin ve yiizlerce talebesinin ve bunlann da yetisdirdigi bin- 
lerce biiyiik insanm yazdigi milyonlarca kitab, Peygamberimizin yolunu, biitiin diin- 
yaya dogru olarak yaymis, tamtdirmisdir. Simdi, internet denilen aletler vasitasi ile, 
diinyamn her yerinde islamiyyet cok kolay ogrenilmekdedir. Bugiin islam dmini, 
duyamiyacak, hiir diinyada bir sehr, bir koy ve bir kimse kalmamisdir. islamiyye- 
ti isitince, dogru olarak ogrenmek istiyene, Allahii teala, bunu nasib edecegini va'd 
buyurmusdur. Bugiin, diinya kiitiibhanelerini doldurmus olan bu kitablarm ism- 
lerini bildiren fihristler mevcuddur. Mesela, Katib Celebinin (Kesf-iiz-zunun) ki- 
tabmda, onbesbine yakm kitab ve onbin kadar miiellif ismi vardir. Bu kitab, iki cild 
olup, arabidir. Bagdadh isma'il pasa, bu kitaba, iki cild zeyl, ya'ni ilave yazmisdir. 
Bu zeyllerde, onbine yakin kitab ve miiellif ismi vardir. Kesf-iiz-zunun, 1250 [m. 
1835] de, iistde arabi, altda latince tercemesi olarak, Leipzigde basilmisdir. Daha 
once 1112 [m. 1700] de fransizcaya terceme edilmisdi. Hemen yine o tarihde Misr- 
da da basilmisdi. Son olarak, iki zeyli ile beraber 1360-1366 [m. 1941-1947] arasm- 
da Istanbulda arabi basilmisdir. Kitablar, elifba sirasi iledir. Dordii de me'arif kii- 
tiibhanelerinde satilmakda idi. isma'il pasanin (Esma'-iil-miiellifin) ismindeki 
arabi, iki cild kitabi, 1370 ve 1374 [m. 1951 ve 1955] de istanbulda basilmisdir. Bu 
iki kitabda, Kesf-iiz-zunun ve zeyllerindeki kitablarm miiellifleri, elifba sirasi ile 
yazilmis ve her ismin yamnda, yazdigi eserleri bildirilmisdir. Bugiin, biitiin diinya- 
da mevctid, yalniz arabi islam kitablanm ve yazarlarmi ve her memleketde hangi 
kutiibhanelerde ve numarasim gosteren, cok istifadeli ve krymetli bir kitab da, 1362 
[m. 1943] de Leiden sehrinde basilmis olan, Carl Brockelmannm (Geschichte der 
Arabischen Litteratur) ismindeki almanca kitabidir. Osmanh devletinde yetis- 
mis alimlerin hal tercemesini bildiren (Saka'ik-i Nu'maniyye) kitabinin sahibi, Tas- 
koprii zade Ahmed efendinin "rahmetullahi teala aleyh" (Miftah-us-se'ade) kita- 
bi, besyiize yakm cesidli ilmi ta'rif ve izah edip, her ilmde yazilmis kitab ve bun- 
lan yazanlar hakkinda bilgi vermekdedir. islam alimlerini ve eserlerini tamtan bu 
kiymetli kitabi, oglu, Kemaleddin Muhammed, arabcadan tiirkceye cevirmis ve 
(Mevdu'at-iil-ulum) ismini vermisdir. (Mevdu'at-iil-ulum), [1313] senesinde, ikdam 
gazetesi matba'asmda basilmisdir. Piyasada mevcuddur. Bu kitabi okuyan, anla- 
yish ve insafh bir kimse, islamiyyetin yirmi ana ilmini ve bunlann kollan olan, sek- 
sen ilmi ve bu ilmlerin alimlerini ve herbirinin yazdigi kitablan gorerek, durmadan, 
yilmadan yazan, islam alimlerinin coklugu ve herbirinin, ilm deryasma dalmakda- 
ki meharetleri karsismda, hayran kalmakdan kendini men' edemez. 

[Bu kitablannda tabi'iyyecilerin ve maddicilerin sozlerini ve miisliman olmi- 
yanlarm islamiyyete sokmak istedikleri uydurmalan deliller ve tartismalar ile red 
ederek hepsini susdurmuslar, din diismam olan zmdiklann hazirladiklan fitne ve 

-22- 



fesad ateslerini sondiirmuslerdir. Aynca, kotii maksadlarla Kur'an-i kerime yan- 
ks ma'nalar vermege, bozuk tercemeler yapmaga kalkisanlarm yiiz karalanni 
meydana cikarrp, bir tarafdan iman edilmesi lazim gelen seyleri birer birer ve acik- 
ca yazmislar, bir tarafdan da, biitiin diinyada olmus ve kiyamete kadar olacak her 
vak'a ve hareketin ahkam-i islamiyyesini, pek dogru olarak, insanhgin online 
koymuslardir. 

imam-i a'zam Ebu Hanifenin "rahmetullahi teala aleyh" dersinde hazir bulu- 
nan talebesinden sekizyiizden fazlasinin ismleri ve hal tercemeleri kitablarda ya- 
zilidir. Bunlardan besyiizaltmisi fikh ilminde derin alim olarak sohret bulmus, ic- 
lerinden otuzaltisi ictihad makamma yiikselmisdir.] 

8 — Her bid'at sahibi, Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde ma'nalan acik ol- 
mayan i'tikad bilgilerinde, yanlis te'vil yaparak, yanlis ma'na cikardigi icin, hak yol- 
dan ayrilmisdir. Halbuki, Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu ki, (Kur'an-i ke- 
i linden kendi akh He, kendi diisiincesi ve bilgisi He ma'na cikaran kafirdir). (Be- 
rika) ve (Hadfka)da, dil afetlerinin ellincisini okuyunuz! Nemazdan, imandan 
haberi olmiyanlann, para kazanmak icin, piyasaya siirdiikleri, uydurma tefsirle- 
rinin, yaldizh reklamlarma aldanmamah, bunlari almamah, okumamahdir. 

9 — Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden cikanlan ilmler icinde, kiy- 
metli ve dogru olan, yalniz (Ehl-i siinnet) alimlerinin anladiklan ve bildirdikle- 
ridir. Ehl-i siinnet alimleri, bu ilmleri, Eshab-i kiramdan ogrendi. Bunlar da, 
Resulullahdan ogrendiler. Her miilhid, her bid'at sahibi ve her cahil, tutdugu yo- 
lun, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere uygun oldugunu sanir ve iddi'a eder. Bu 
halde, Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden cikanlan her ma'na, makbul ve 
mu'teber degildir. 

10 — Ehl-i siinnet alimlerinin, o biiyiik ve dindar insanlarm bildirdikleri i'tikad- 
dan, imandan kil kadar aynlanlann, kiyametde azabdan kurtulmalan imkansizdir. 
Boyle oldugu akl ile, Kur'an-i kerim ile ve hadis-i serifler ile ve din biiyiiklerinin 
(Basiretleri) ile ya'ni kalb gozleri ile gormeleri ile anlasilmakdadir. Yanhshk ih- 
timali yokdur. Bu biiyiiklerin kitablarmda bildirdikleri dogru yoldan kil kadar ay- 
nlanlann sozleri ve kitablan, zehrdir. Hele diinyahk toplamak icin, dini alet 
edenlerin ve kendilerine din adami ismini verip, her akllarma geleni yazan zindik- 
larm hepsi, din hirsizidir. Bu kitablan ve mecmu'alan okuyanlann imanlanm ca- 
larlar. Bunlara aldananlar, kendilerini miisliman samp nemaz kilar. Halbuki, 
imanlan cahnmis, gitmis oldugundan nemazlan ve hicbir ibadetleri ve iyilikleri ka- 
bul olmaz ve ahiretde ise yaramaz. 

Dinlerini diinyaya satanlar hakkmda, Bekara suresinde meali, (Cahiller, ahmak- 
lar, diinyadaki zevk ve lezzetlere kaviismak icin, dinlerini, lmanlarim verdi. Ahi- 
retlerini satip, diinyayi, sehvetlerinin istediklerini aldilar. Kurtulus yolunu bira- 
kip, helake kosdular. Bu ahs verislerinde birsey kazanmadilar. Bunlar, ticaret ve 
kazanc yolunu bilmedi. Qok ziyan etdi) olan onaltmci ayet-i kerimesi gonderildi. 

11 — Iki cihan se'adetine kavusmak, ancak ve yalniz, diinya ve ahiretin efendi- 
si olan, Muhammed aleyhisselama tabi' olmaga baghdir. Ona tabi' olmak icin, 
iman etmek ve ahkam-i islamiyyeyi ogrenmek ve yapmak lazimdir. Kalbde dogru 
imamn bulunmasina alamet, kafirleri diisman bilip, onlara mahsiis olan ve kafirlik 
alameti olan seyleri yapmamakdir. Ciinki islam ile kiifr, birbirinin aksidir, ziddidir. 
Birinin bulundugu yerde, digeri bulunamaz, gider. Bu iki zid sey, bir arada buluna- 
maz. Bunlardan birisine kiymet vermek, digerini hakaret ve kotiilemek olur. Alla- 
hii teala, sevgilisi olan Muhammed aleyhisselama, huluk-i azim sahibi olan, cok mer- 
hametli olan Peygamberine "sallallahu aleyhi ve sellem", islam diismanlan ile ci- 
had ve muharebe etmegi ve onlara sertlik gostermegi emr ediyor. Demek ki, islam 
diismanlanna sert davranmak huluk-i azimdendir. islamiyyetin izzeti ve serefi, 
kiifriin ve kafirlerin hakir ve zelil olmasindadir. Kafirlere izzet veren, hurmet eden, 

-23- 



muslimanlan tahkir etmis, alcaltmis olur. [Hak teala, Al-i Imran suresinde kafirle- 
re kiymet verenlerin ve kiifre tabi' olanlarm aldandiklanni ve pisman olacaklanm be- 
yan buyurarak meali, (Ey benim sevgili Peygamberime "sallallahii aleyhi ve sellem" 
inananlar! Eger, kafirlerin sozlerine aldanip da, Resuliimiin "'sallallahii aleyhi ve sel- 
lem' yolundan ayribrsaniz, kendilerine miisliman siisii veren din dusmanlarmin, 
ya'ni zindiklarin uydurma ve yaldizb sozlerine kapdarak, fmaninizi caldinrsaniz, diin- 
yada ve ahiretde ziyan edersiniz) olan yiizkirkdokuzuncu ayet-i kerimeyi gonderdi.] 

Allahii teala, kafirlerin, kendi diismam ve Peygamberinin "sallallahii aleyhi ve 
sellem" diismam olduklanm bildiriyor. Allahii tealamn dusmanlarim sevmek ve on- 
larla kaynasmak, insani Allahii tealaya ve Onun Peygamberine "sallallahii aleyhi 
ve sellem" diisman olmaga siiriikler. Bir kimse, kendini miisliman zan eder. Keli- 
me-i tevhidi soyleyip, inamyorum der. Nemaz kilar ve her ibadeti yapar. Halbuki, 
bilmez ki, boyle cirkin hareketleri, onun imanmi ve islamim temelinden gotiiriir. 

[Kafirler, ya'ni Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" bildirdigi islam dini- 
ni begenmiyenler, zemana, asra ve fenne uymuyor diyenler ve miirtedler, miisli- 
manlarla ve miislimanhkla, acikca ve alcakca alay ediyor, miislimanlan asagi go- 
riiyorlar. Miislimanligm dismda kalmak, keyflerine, sehvetlerine ve iclerindeki ko- 
tii isteklerine uygun geldiginden, miislimanhga gericilik, imansizliga, dinsizlige as- 
rilik, miinevverlik ve lsikh yol diyorlar. (Miirted) demek, miisliman evladi ol- 
duklan halde, miislimanlikdan haberleri olmadigmdan ve hie bir din aliminin ki- 
tabini okumadiklanndan ve anlamadiklarmdan, yalniz bir lutfe, bir tevecciihe ve 
diinyaliga kavusmak icin ve akmtiya kapilmis olmak icin, miislimanhgi begenmi- 
yenler, terakkiye mani'dir diyenlerdir. 

Bunlardan ba'zisi, temiz yavrulan aldatmak icin (islamiyyetde hersey "mis" ile 
bitiyor. Soyle imis, boyle imis diye, hep misa dayamyor. Bir sened ve vesikaya da- 
yanmiyor. Diger ilmler ise, isbat edilip, bir vesikaya dayanmakdadir) diyorlar. Bu 
sozleri ile, ne kadar cahil olduklanm gosteriyorlar. Hie de, bir islam kitabi okuma- 
mislar. islamiyyet ismi altmda, hayallerinde, birseyler tasarlayip, din bu diistinceler- 
den ibaretdir samyorlar. Bilmiyorlar ki, hayallere tapinan, mristiyanlardir. Birkac 
yehudinin ortaya cikardigi, heykellere, taslara tapmiyorlar. Halbuki miislimanlar, 
peygamberlerin en iistiinti Muhammed aleyhisselama tabi' olmakda, haber verdigi, 
mi'rac gecesinde goriip konusdugu ve hergiin Cebrail ismindeki melek vasitasi ile 
haberlesdigi bir Allaha ibadet etmekdedir. Bunlarm, islamiyyetden ayn ve uzak gor- 
diikleri ilmler, fenler, vesikalar, senedler, hep islam dininin birer su'besi, dallandir. 
Mesela liselerde okunan biitiin fen bilgileri, kimya, bioloji kitablan, ilk sahifelerin- 
de, (Dersimizin esasi, miisahede [gozetleme], tedkik [inceleme] ve tecribedir) di- 
yor. Ya'ni fen derslerinin esasi, bu iic seydir. Halbuki, bu iicii de, islamiyyetin emr 
etdigi seylerdir. Ya'ni, dinimiz, fen bilgilerini emr etmekdedir. Kur'an-i kerimin cok 
yerinde, tabi'ati, ya'ni mahlukati, canh ve cansiz varhklan gormek, incelemek 
emr edilmekdedir. Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan", birgiin Peygamberimize 
"sallallahii aleyhi ve sellem" sordu ve: (Yemene gidenlerimiz, orada hurma agac- 
lanm, baska diirlii asiladiklanm ve daha iyi hurma aldiklanm gordiik. Biz Medine- 
deki agaclanmizi babalanmizdan gordiigiimiiz gibi mi asilayalim, yoksa, Yemen- 
de gordiigiimiiz gibi asilayip da, daha iyi ve daha bol mu elde edelim?) dediler. Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bunlara soyle diyebilirdi: Biraz bekleyin! Ceb- 
rail "aleyhisselam" gelince, ona sorar, anlar, size bildiririm. Veya, biraz dusiineyim. 
Allahii teala, kalbime dogrusunu bildirir. Ben de, size soylerim, demedi ve (Tec- 
ribe edin! Bir kism agaclari, babalarimzin iisulii ile, baska agaclari da, Yemende og- 
rendiginiz Usui ile asilay in! Hangisi daha iyi hurma verirse, her zeman o Usui ile ya- 
pin!) buyurdu. Ya'ni tecribeyi, fennin esasi olan tecribeye giivenmegi emr buyurdu. 
Kendisi melekden anlar veya mubarek kalbine elbette dogar idi. Fekat, diinyamn her 
tarafmda, kiyamete kadar gelecek miislimanlann, tecribeye, fenne giivenmelerini 
isaret buyurdu. Hurma agaclanm asilama kissasi (Kimya-i se'adet)de ve (Ma'rifet- 

-24- 



name)nin yiizonsekizinci sahifesinde yazilidir. islamiyyet, biitiin fen kollarmda, 
ilm ve ahlak iizerinde, her cesid cahsmagi ehemmiyyetle emr etmekdedir. Bunlara 
cahsmak, farz-i kifaye oldugu, kitablarda yazilidir. Hatta, bir islam sehrinde, fennin 
yeni buldugu bir alet, bir vasita yapilmayip, bu yiizden bir miisliman zarar goriirse, 
o sehrin idarecilerini, amirlerini, islamiyyet mes'ul tutmakdadir. Hadis-i serifde, 
(Ogullarinrza yiizmek ve ok atmak ogretiniz! Kadinlarin, evinde iplik igirmesi ne gii- 
zel eglencedir) buyuruldu. Bu hadis-i serif, harb icin lazim olan her cesid bilgi ve ale- 
ti edinmegi, hie bos durmamagi ve faideli eglenceleri emr etmekdedir. Bunun icin- 
dir ki, bugiin, bir islam milletinin, atom bombasi, sun'ipeyk yaparak miislimanligi 
diinyaya tamtmasi farzdir. Yapmaga cahsilmazsa, biiyiik giinah olur. 

Muslimanlarm bilmesi, ogrenmesi lazim olan bilgilere (Ulum-i islamiyye) miisli- 
manhk bilgileri denir. Bu bilgilerin kimisini ogrenmek farzdir. Kimisini ogrenmek 
siinnet, bir kismini ogrenmek de mubahdir. islam bilgileri, baslica iki biiyiik kisma 
aynhr: Birincisi (Ulum-i nakliyye)dir. Bunlara (Din bilgileri) de denir. Ehl-i siinnet 
alimleri, bu bilgileri, Eshab-i kiramdan, Onlar da Resulullahdan ogrendiler. Din bil- 
gileri de ikiye aynhr: Zahiri ilmler ve batini ilmler. Birincilere, (Inian bilgileri) ve 
(Fikh bilgileri) veya (Ahkam-i islamiyye), ikincilere (Tesavvuf bilgileri) veya (Ma'ri- 
fet) denir. Iman bilgileri ve ahkam-i islamiyye bilgileri, miirsidlerden, akaid ve fikh 
kitablanndan ogrenilir. Ma'rifet, kalblere, miirsidlerin kalblerinden akar, gelir. 

Islam bilgilerinin ikinci kismi (Ulum-i akliyye)dir. Canhlan ogretene (Ulum-i 
tibbiyye), cansizlan ogretene (Ulum-i hikemiyye) denir. Semalan, yildizlan ogre- 
tene (Ulum-i felekiyye), Erd bilgilerine (Ulum-i tabf ryye) demislerdir. Ulum-i ak- 
liyye, matematik, mantik ve tecribibilgilerdir. Bunlar, his organlan ile duyularak, 
akl ile incelenerek, tecribe ve hesab edilerek elde edilir. Bu bilgiler, din bilgileri- 
nin anlasilmasina ve onlarm tatbik edilmesine yardimcidirlar. Bu bakimdan liizum- 
ludurlar. Bunlar, zemanla artar, degisir, ilerler. Bunun icindir ki, (Tekmil-i sma'at, 
telahuk-i efkar iledir) buyurulmusdur. Bunun ma'nasi (San'atin, fennin, teknigin 
ilerlemesi, fikrlerin, deneylerin birbirlerine eklenmesi ile olur) demekdir. 

Nakl yolu ile edinilen bilgiler, ya'ni din bilgileri cok ytiksekdir. Akhn, insan di- 
magi giiciinun dismda ve iistiindedir. Bunlar, hicbir zemanda, kimse tarafmdan de- 
gisdirilemez. Dinde reform olmaz soziiniin ma'nasi da budur. Akl ile elde edilen 
bilgileri, islamiyyet yasaklamamis, simrlamamis, ancak, bunlarm nakl bilgileri 
ile birlikde ogrenilmesini ve sonuclarmin ahkam-i islamiyyeye uygun, insanlara fa- 
ideli olarak kullamlmasmi, zulm, iskence, felaket vasitasi yapilmamasim emr et- 
misdir. Miislimanlar, bircok fen vasitasi yapmislar ve kullanmislardir. Pusula 687 
[m. 1288] de kesf edildi. igneli tufek 1282 [m. 1866] da ve top 762 [m. 1361] de kesf 
edildi ve Fatih tarafmdan kullamldi. islamiyyet, islama karsi olanlann, islam ah- 
lakini bilmiyenlerin, ilm sekline sokduklan, ders, vazife adini verdikleri ahlaksiz- 
liklann, uydurma tarihlerin, islamiyyete yapilan iftiralarm okutulmasim, ogrenil- 
mesini yasaklamakda, zararh, kotii propagandalardan kacmilmasmi, faideli, iyi bil- 
gilerin ogrenilmesini istemekdedir. 

islamiyyet, faideli olan her ilmi, her fenni ve her tecribeyi emr eden bir dindir. 
Miislimanlar, fenni sever, fen adaminm tecribelerine inanir. Fekat, fen adamiyim 
diyen fen taklidcilerinin iftiralarma, yalanlarma aldanmaz.] 

Kafirler ellerinden gelirse, muslimanlan ezer, imha eder. Veyahud, miisliman- 
lan, kendi uydurduklan yola sokarlar. 

[Nitekim masonlarm [m. 1900] senesi ictima'ma aid zabtlann yiizikinci sahife- 
sinde, (Dindarlara ve ma'bedlere galebe calmak kafi degildir. Asl maksadimiz, din- 
leri yok etmekdir) yazilidir. 

Bunlar, kitablarmda ve konusmalarmda, din diismanhklarmi acikca ve hayasiz- 
ca bildiriyorlar. ilmden, fenden haberleri olmadigi icin, cocukca seyler soyliiyor- 
lar. Mesela, eski insanlar cahil imis, tabi'at kuvvetleri karsismda aciz, zevalli ka- 
larak, hayali seylere inanmislar. Uydurduklan seylere tapmarak, yalvararak, kti- 

-25- 



ciikliiklerini gostermisler. Halbuki, bugiin atom asrmdayiz. Tabf ate hakim olup 
istedigimizi yapiyoruz. Tabfat kuvvetleri haricinde birsey yokdur. Cennet, Cehen- 
nem, cin, melek, eski insanlarm uydurdugu seylerdir. Gidip goren var mi? Goriil- 
miyen, tecribe edilmiyen seylere inamlir mi, diyorlar. Dinsizlerin bu sozleri, tarih- 
den de haberleri olmadigim gosteriyor. Tarih boyunca, her asrda gelen cahiller, ken- 
dilerini aklli, bilgili, eski insanlan cahil sanmis. Adem aleyhisselamdan beri, her 
asrda gonderilen dinleri, eski cahillerin sozleri diyerek bozmuslar, inkar etmisler- 
dir. Kur'an-i kerimin bircok yerinde, kafirlerin boyle sozleri bildirilmekde ve ce- 
vab verilmekdedir. Mesela Mii'minun suresinin otuzuncu ayet-i kerimesinden 
sonra, (Nun aleyhisselama inanmadilar. Onlari suda bogduk. Ondan sonra yarat- 
digimiz insanlara, iclerinden Peygamber gonderdik ve Allahii tealaya ibadet edi- 
niz. Ibadet edilecek, Ondan baskasi yokdur. Onun azabindan korkunuz! dedik. Din- 
lemiyenlerden, oldiikden sonra tekrar dirilmege inanmiyanlardan, diinya ni'met- 
lerini bol bol vermis oldugumuz bircogu, bu Peygamber, sizin gibi yiyip iciyor. Ken- 
diniz gibi bir cok se ye muhtac olan birine inamrsaniz, aldanmis, ziyan etmis olur- 
sunuz. Peygamber, size oliip, kemikleriniz ciiriiyiip, toz toprak oldukdan sonra, tek- 
rar dirilerek kabrden kalkacaksimz diyor. Hie boyle se y olur mu? Ne varsa, ancak 
bu diinyadadir. Cennet, Cehennem, hep buradadir. Bu diinya boyle gelmis boyle 
gider. Oldiikden sonra, bir daha dirilmek yokdur, dediler) mealindeki ayet-i ke- 
rimeleri gonderdi. Komiinist memleketlerde, milletin dinini, ahlakmi yikmak 
icin, mekteblerde ogretmenler ve askerlikde de subaylar, cocuklara, kizlara, asker- 
lere, Allah var olsaydi goriirdiik. istedigimizi isitir, verirdi. Benden seker isteyi- 
niz, hemen isitir, veririm. Ondan isteyin, bakin vermiyor. O halde yokdur. Ana- 
mz, babaniz cahildir. Eski, oriimcek kafahdir. Onlar gericidir. Siz ise, aydm kafa- 
h, ilerici genclersiniz. Sakin oyle hurafelere inanmaym! Cennet, Cehennem, me- 
lek, cin uydurma seylerdir diyorlar. Boyle yalanlarla, genclerin dinini, imanini, ba- 
ba ocagmdan almis olduklan edeb ve hayalarmi yok etmege cahsiyorlar. Zevalh 
yavrulan aldatip, kendi aleak istekleri, zevkleri, kotii kazanclan ugruna, gencle- 
ri feda ediyorlar. Cenneti, Cehennemi kim gormiis, goriilmiyen seye inamlmaz, di- 
yerek his uzvlanna tabi' olduklanni bildiriyorlar. Halbuki, hayvanlar, his uzvla- 
rina tabi' olur. imam-i Gazalibuyuruyor ki, (insanlar, akla tabi' olur. insanlarm 
his uzvlan, hayvanlardan geridedir. insan, kedi, kopek kadar koku alamaz. Karan- 
hkda, onlarm gordiigii gibi goremez. Sonra, herseyde, goze nasil inamlir ki, cok yer- 
de akl, goziin yanhsmi cikarmakdadir. Mesela goz, giinesi pencere icinden goriip, 
pencereden kiiciik samyor. Akl ise, diinyadan da biiyiik oldugunu soyliiyor). Bu 
kafirler acaba, biz gordugiimiize inamnz, giines diinyadan daha biiyiik olur mu di- 
yerek, akla inanmiyorlar mi? Hayir, burada onlar da, miislimanlar gibi akla ina- 
myor. Goriiliiyor ki, insanlar, diinya islerinde, hislerine degil, akllarma uyarak, hay- 
vanlardan aynlmakdadir. Bunlar, ahiretdeki seylere inanmayiz diyerek, his organ- 
larma bagh kaliyorlar da, nicin akla uymuyor, burada da, insanlik derecesine 
yiikselmek istemiyorlar? islamiyyet, insanlarm tekrar yaratilip, sonsuz yasiya- 
caklanni, hayvanlarm ise, kiyametde hesablasdikdan sonra, yok olacaklarim bil- 
diriyor. insanlara ebedi hayat va'd ederek, hayvanlardan ayinyor. Bu kafirler 
ise, hayvanlar gibi, ebedi hayatdan mahrum kalmagi begeniyorlar. Bugiin, fabri- 
kalarda binlerce ilac, ev esyasi, sanayi' ve ticaret maddeleri, elektronik aletler, harb 
vasitalan yapihyor. Bunlarm cogu, ince hesablardan, yiizlerce tecribeden sonra el- 
de ediliyor. Bunlardan birine dahi, kendi kendine var oldu diyorlar mi? Bunlarm 
bilerek ve istiyerek yapildiklanm soyliiyorlar ve hepsinin bir yapicisinm bulunma- 
si lazimdir diyorlar da, canhlarda, cansizlarda goriilen ve her asrda, daha yenile- 
ri, daha inceleri kesf edilen ve cogunun yapisi heniiz anlasilamayan milyonlarca 
maddenin ve hadisenin kendi kendilerine tesadiifen var olduklanni soyliiyorlar. 
Bu iki yiizliiliik, koyu bir inaddan veya acik bir ahmakhkdan baska ne olabilir? 
Rusyada bir komiinist mu'allim, ders arasmda, (Ben sizi goriiyorum. Siz de be- 

-26- 



ni goriiyorsunuz. O halde, biz vanz. Karsidaki daglar da var. Ciinki, bu daglan da 
goriiyoruz. Yok olan sey goriinmez. Goriilmiyen seye var denilmez. Bu soziim, bir 
fen bilgisidir. ilerici, aydm olan kimse, fen bilgisine inanir. Gericiler, bu varhkla- 
rm bir yaraticisi oldugunu soyliiyorlar. Bu yaraticmm var olduguna inanmak yan- 
hsdir. Fenne uygun degildir. Goriilmiyen seye var demek, gericilikdir) der. Bir tiirk- 
men cocugu soz istiyerek: (Bunlan akl ile mi soyliiyorsun? Sende akl olduguna inan- 
mak, bunlari akl ile soyledigini kabul etmek fenne uygun degildir. Ciinki, aklm ol- 
saydi, goriirdiik) der. Mu'allim, bu hakli soze cevab veremeyip, maglubiyyetinden 
hasil olan ofke ile, cocukcagizi, tekme tokat dershaneden disan atar. Cocuk bir da- 
ha hicbir yerde goriilememisdir. 

Bugiin, diinyadaki kafirler, iki dilrludur: Birincisi (Kitabb kafirler), ya'niyehu- 
diler ve hiristiyanlarm az bir kismi olup, bir peygambere ve bunun Allahii teala- 
dan getirdigi kitaba ve oldiikden sonra dirilmege, ahiretdeki sonsuz hayata inani- 
yorlar. Ellerindeki bozuk kitaba Allah kelami diyorlar. 

Ikincisi, (Kitabsiz kafirler) ya'ni (Miisrik)ler olup, herseyi yapan bir Allah bulun- 
duguna inanmiyorlar. Tas, agac, giines, yildiz ve insan, inek gibi ba'zi mahluklarda (iilu- 
hiyyet sifafi) bulunduguna inamyorlar. Bu inkarcilardan bir kismi, kanun ile, devlet 
baskisi ile, zulm, iskence ederek, ibadet etmegi, dini ogretmegi yasak ediyor. Bir kis- 
mi da, insanhk, iyilik duygularmi oksayici sozlerle, herkesi, zevk, safaya daldinyor. 
Ma'neviyyatdan, din bilgilerinden mahrum birakiyorlar. Diizme hikayeler, yalan 
ornekler gostererek, milyonlarca insam aldatiyor, din cahili yetisdiriyorlar. Bir taraf- 
dan, medeniyyetden, fenden, insan haklarmdan bahs edip, bir tarafdan da, insanla- 
n hayvanlasdinyorlar. ingiliz casuslan, boyle yapiyor. (ingiliz Casusuiiiiii i'tiraflan) 
kitabmi ve (Faideli Bilgiler) kitabinin 27. ci sahifesini ve devammi okuyunuz! 

Avrupa ve Amerika milletlerinin cogu hiristiyandir. Yehudilerin ve hiristiyan- 
larm bir kismi, kitablidir. Yeni astronominin kurucusu Kopernik, Fraynburg seh- 
rinde papas idi. ingilterenin biiyiik fizik adami Bacon, Fransisken tarikatinde, pa- 
pas idi. Meshur Fransiz fizikcisi Paskal, papas olup, fizik ve geometri kanunlan kesf 
ederken, din kitablan yazmisdi. Fransamn en biiyiik basvekili olup, memleketine 
Avrupa birinciligini kazandiran, meshur Risliyo, papas olup, ruhban sinifinda 
ileri derece sahibi idi. Meshur Alman doktor ve sa'iri Siller de, papas idi. Bugiin, 
biitiin diinyaca biiyiik felesof taninan, Fransiz fikr adami Bergson, kitablarmda, 
maddicilerin hiicumlarma karsi, ruhanileri miidafe'a etmisdir. (Madde ve hafiza) 
ve (Din ve ahlakin iki kaynagi) ve (Su'urun vergileri) kitablarmi okuyanlar dine, 
kiyamete seve seve inanir. 

Amerikamn biiyiik felesofu William Ceyms, Pragmatisme mezhebini kurmus, (Df- 
ni tecribeler) ve diger kitablarmda, imanli olmagi ovmiisdiir. Bulasici hastahklar, 
mikroblar ve asilar iizerinde buluslan olan, Fransiz doktoru Pasteur, cenazesinin 
dini merasim ile kaldinlmasim vasiyyet etmisdi. Nihayet, ikinci cihan harbinde diin- 
yayi idare eden, Amerika Cumhurreisi F.D.Ruzvilt ile ingiliz basvekili Corcil, 
dindar idi. ismini hatirlayamadigimiz daha nice fen ve siyaset adamlan hep, yara- 
tana, kiyamete, meleklere inanan kimselerdi. inanmiyanlarm, biitiin bunlardan da- 
ha aklh oldugunu kim iddi'a edebilir? Bunlar, islam kitablarmi goriip okumus ol- 
salardi, iyi miisliman olurlardi. Fekat papaslar islam kitablarmi okumagi, hatta el 
siirmegi yasak etmisler, biiyiik sue saymislardi. insanlarm diinya ve ahiret se'ade- 
tine kavusmalanna mani' olmuslardi. ikinci kismda yirmialtmci maddeye bakimz! 

imam-i Ali "radiyallahii anh" buyurdu ki, (Miislimanlar, ahirete inamyor. Ki- 
tabsiz kafirler, inkar ediyor. Tekrar dirilmek olmasaydi, inanmiyanlar birsey ka- 
zanmaz, miislimanlar da, zarar etmezdi. Fekat, kafirlerin dedigi olmaymca, son- 
suz azab cekeceklerdir). islam alimleri, sozlerini isbat etmekde, inanmiyanlarm hii- 
cumlarma akl, ilm ve fen ile cevab vermekdedir. Miislimanlar, sozlerini isbat et- 
meseydi dahi, kiyamet inkar olunabilir mi idi? Sonsuz azabda kalmak, bir ihtimal 
bile olsa, bunu hangi akl kabul eder? Halbuki, ahiret azablan, bir ihtimal degil, mey- 

-27- 



danda olan hakikatdir. O halde, inanmamak, aklsizlik oluyor. 

Islam dmini bilmiyenlerin ba'zisi ise, milletin saglam imamni, ilme ve akla da- 
yanarak bozamiyacaklanni, islama hiicum etdikce, kendi yuz karalarimn meyda- 
na cikdigmi gorerek, hile, yalan yoluna sapiyor. Miisliman goriiniip ve miisliman- 
hgi begenici ve medh edici yaldizh yazilar yazip, fekat, bu yazilan ve sozleri ara- 
sinda miislimanhgm esas ve temel mes'elelerini, sanki muslimanhk degilmis gibi 
ele alip kotiiliiyorlar. Okuyuculan ve dinleyicileri bunlardan sogutmaga ve ayir- 
maga cahsiyorlar. Allahti tealanm emr etdigi ibadetlerin vaktlerini, mikdarlanni 
ve sekllerini uygunsuz gorerek, boyle olacagma, soyle olsaydi, daha iyi olurdu di- 
yorlar. ibadetlerin ruhlarmdan, iclerinde sakh bulunan inceliklerden, faidelerden 
ve kiymetlerden haberleri olmadigi icin, bunlan basit ve ibtidai faidelere alet sa- 
narak, sanki diizeltmege yelteniyorlar. Birseyi bilmemek, insanlar icin kusur ise 
de, anlamadigina kansmak, ayrica pek gtilunc ve acinacak bir hal oluyor. Boyle ca- 
hilleri, aklh sanarak, sozlerini dinleyen ve inanan miislimanlar ise, bunlardan da- 
ha zevalh ve daha ahmakdir. Miisliman ismini tasiyan boyle sinsi kafirlere (Yobaz) 
denir. Zemammizdaki yobazlardan bir kismi da, (Evet, islamiyyet iyi ahlaki emr et- 
mekde, insanlan olgunlasdirmakdadir. Fekat, islamiyyetde sosyal hiikmler, aile ve 
cem'iyyet haklan da vardir. Bunlar ise, o zemanm sartlarma gore konmusdur. Bu- 
giin milletler biiyumiis, sartlar degismis, ihtiyaclar artmisdir. Bugiinkii, teknik 
ve sosyal ilerlemeleri karsilayabilecek yeni hiikmler, kanunlar lazimdir. Kur'amn 
hiikmleri bu ihtiyaclan karsilayamaz) diyorlar. Boyle sozler, islam hukukunu bil- 
miyen, islam bilgilerinden haberi olmayan cahillerin bos ve yersiz diisiinusleridir. 
islamiyyet, adaleti, zulmii, insanlarm birbirlerine karsi, aile ve komsularm birbir- 
lerine, milletin hiikumete ve birbirlerine karsi haklarmi, vazifelerini, suclan acik- 
ca bildirmis, bu degismez kavramlar tizerinde, temel hiikmler kurmusdur. Bu de- 
gismez hiikmlerin, hadiselere, vak'alara tatbikmi smirlamamis, orf ve adetlere go- 
re kullanilmasmi emr etmisdir. (Mecelle)nin 36. ci ve sonraki maddelerinin (Dii- 
rer-iil-hukkam) serhinde diyor ki, (Zemanin degismesi ile, orf ve adete dayanan 
ahkam degisebilir. Nassa, delile dayanan ahkam, zemanla degismez. Hiikm-i kiil- 
li degismeyip, bu hiikmiin hadiselere tatbiki, zemanla degisebilir. Ibadetlerde, Nass 
ile bildirilmis olmiyan bir hiikmu anlamak ve bildirmek icin, umumi adetler delil 
olur. Adetin umumi olmasi icin Eshab-i kiram zemanmdan kalma ve miictehidle- 
rin kullanmis olmalan ve devamh olmalan lazimdir. Mu'amelatdaki hiikmler icin, 
bir beldenin, Nassa muhalif olmiyan adetleri de delil olur. Bunlan, fikh alimleri an- 
hyabilir). Allahti teala islam dinini, her memleketde, her yeniligi ve bulusu karsi- 
layacak seklde kurmusdur. islam dini, yalmz sosyal hayatda degil, ibadetlerde bi- 
le tolerans, miisamaha gostermis, insanlara serbestlik vermis, baska sartlar ve 
zaruretler karsisinda, ictihad hakki tanimisdir. Hazret-i Omer ve Emeviler zema- 
nmda ve koca Osmanh imperatorlugunda, kit'alara yayilan cesidli milletler top- 
luluklan, bu ilahihiikmlerle idare edilerek, basanlan, sanlan, tarihlere iin salmis- 
dir. Gelecek zemanlarda, biiyiik, kiiciik her millet de, islamiyyetin bildirdigi, de- 
gismez olan giizel ahlaka sanlacagi, bunlan uygulayacagi kadar, rahata, huzura, 
se'adete kavusacakdir. islamiyyetin bildirdigi sosyal ve ekonomik ahlakdan, ah- 
kamdan aynlan insanlar, milletler, sikmtidan, lzdirabdan, felaketden kurtulama- 
mislardir. Gecmis milletlerde boyle oldugunu tarihler yazmakdadir. Gelecekde de, 
elbette boyle olacakdir. Tarih, tekerriirden ibaretdir. Miislimanlar, milli birlik ve 
beraberlige cok ehemmiyyet vermeli, memleketlerinin kalkinmasi icin maddi, 
manevi calismah, din bilgilerini iyi ogrenmeli, haramlardan sakmmah, Allaha ve 
devlete ve kullara karsi olan vazifelerini, borclanm yerine getirmelidir. islamm gii- 
zel ahlaki ile bezenmeli, kimseye zarar vermemelidir. Fitne, ya'ni anarsi cikarma- 
mah, vergilerini odemelidir. Dinimiz, boyle olmamizi emr ediyor. Muslimamn 
birinci vazifesi, nefsine, seytana uymayip ve kotii arkadaslara, azgm, asikimsele- 
re, anarsistlere aldanmayip, kanuna karsi suclu olmakdan, Allahii tealaya karsi da 

-28- 



gunah islemekden sakmmakdir. Allahii teala kullanna uc vazife verdi: Birincisi, 
sahsf vazifesidir. Her musliman, kendini iyi yetisdirecek, sihhatli, edebli, iyi huy- 
lu olacak, ibadetlerini yapacak, ilm ve giizel ahlak ogrenecek, halal lokma kazan- 
mak icin cahsacakdir. Ikinci vazifesi, aile icindeki vazifesidir. Zevcesine, ana-ba- 
basma, cocuklarma, kardeslerine olan haklarim yapacakdir. Uciincii vazifesi, 
cem'iyyet icindeki vazifeleridir. Komsulanna, hocalarma, talebesine, ailesine, 
emrinde olanlara, hiikumete ve devlete, biitiin vatandaslara, dini ve milleti baska 
olanlara karsi vazifeleridir. Herkese iyilik etmesi, eli ile, dili ile kimseyi incitme- 
mesi, kimseye zarar vermemesi, hiyanet etmemesi, herkese faideli olmasi, devle- 
te, hiikumete, kanunlara karsi, hie lsyan etmemesi, herkesin hakkini, vergilerini 
hemen odemesi lazimdir. Allahii teala, hiikumet, devlet islerine kansmayi emr et- 
medi. Hiikumete yardim etmegi, fitne cikarmamagi emr etdi.] 

O halde muslimanlarm Allahii tealadan haya etmeleri, sikilmalan lazimdir. Ha- 
ya imandandir. Muslimanhk hayasi zaruri lazimdir. Kafirleri ve kafirligi ve islamiy- 
yete uymiyan hangi inanis, hangi nazariyye, hangi teori olursa olsun, hepsini yan- 
hs bilmek ve zararh olduguna inanmak lazimdir. Cenab-i Hak, kafirlerden cizye 
almagi, ya'ni vergi vermelerini emr buyurmusdur. Bundan maksad, onlan tahkir- 
dir. Bu hakaret, o derece te'sirlidir ki, cizye vermek korkusundan, kiymetli elbi- 
se giyemezler, siislenemezler. Hakir ve sefil yasarlar. Cizyenin gayesi, kafirlerin 
hakaret ve riisvahgidir. Miislimanligm izzet ve serefini gostermekdir. Zimmi, 
musliman olursa, cizye vermesi sakit olur. Bir kalbde iman bulunduguna alamet, 
kafirleri sevmemekdir. [Sevmemek kalble olur. Onlarla ve herkesle iyi gecinme- 
li, kimseyi incitmemelidir. 

Ancak, zaruret ve ihtiyac icabi, gecici isbirlikleri yapilabilir ise de, bu, kalb ile 
sevismek olmamah ve zaruret bitince, sona ermelidir. 

Siial: Kimseye su'i zan etmemeli, kotii gozle bakmamah, kafir oldugunu goste- 
ren isine, soziine degil, imam oldugunu gosteren isine ve soziine bakmahdir. Iman 
kalbde bulunur. Kalbde iman oldugunu Allah bilir. Baska kimse bilemez. Kalbin- 
de iman bulunan kimseye kafir diyenin kendisi kafir olur. Miislimanhgi acikca ko- 
tiilemiyen herkese musliman gozii ile bakmak, onu sevmek lazimdir, deniliyor. Bu 
soz dogru mudur? 

Cevab: Kimseye su'i zan etmemeli sozii yanhsdir. Bunun dogrusu (Miislimana su'i 
zan etmemeli)dir. Ya'ni, musliman oldugunu soyliyen ve kiifre sebeb olan bir soz- 
de ve isde bulunmiyan kimsenin bir soziinden veya isinden hem imam oldugu, hem 
de imansiz oldugu anlasihrsa, imam oldugunu anlamah, dinden cikdi dememelidir. 
Fekat bir kimse, dini yikmaga, gencleri kafir yapmaga ugrasir veya haramlardan bi- 
rinin iyi oldugunu soyleyerek bunun yayilmasi, herkesin yapmasi icin ugrasirsa, ya- 
hud Allahii tealanm emrlerinden birinin gericilik, zararh oldugunu soylerse, buna 
kafir denir. Musliman oldugunu soyler, nemaz kilar, hacca giderse, (Zindik) denir. 
Miislimanlan aldatan boyle iki yiizltileri musliman sanmak, ahmakhk olur.] 

Hak teala, Kur'an-i kerimde Tevbe suresinin yirmisekizinci ayetinde kafirlere 
Neces ve doksanbesinci ayetinde Rics ya'ni pis buyurdu. O halde, miislimanlarm 
yamnda, kafirlik pis ve asagi olmahdir. Ra'd suresinin ondordiincii ve Mii'min su- 
resinin ellinci ayetlerinde mealen, (Bu diismanlarin diialan neticesizdir. Kabul ol- 
mak ihtimali yokdur) buyuruldu. Muslimanlardan, Allahii teala razidir ve Peygam- 
beri "sallallahii aleyhi ve sellem" razidir. Allahii tealanm nzasina, sevgisine kavus- 
makdan daha biiyiik ni'met olmaz. 

Iman ile kiifr birbirlerine zid oldugu gibi, ahiret de, diinyamn ziddidir. Diinya ve 
ahiret bir araya getirilemez. Ahireti kazanmak icin, diinyayi [ya'ni haramlan] terk 
etmek lazimdir. Diinyayi terk etmek, iki diirliidiir: Birisi, biitiin haram olan seyler 
ile beraber, mubahlan da, ya'ni giinah olmayan lezzetlerin cogunu da birakip, ya- 
samak icin zaruri olan mikdanm kullanmakdir. [Ya'ni tenbel ve issiz olarak oturup 

-29- 



da, diinyamn zevk, keyf ve eglencelerine dalmak yolunu birakarak, her diirlii zevk 
ve lezzetinden vazgecip, biitiin zemanim, ibadet ile ve muslimanlarm rahatlan ve 
islam dinini bilmiyenlerin, dogru yola kavusmalan icin lazim olan ilmi ve teknik iisul- 
leri ve vasitalan, en ileri ve en iistiin seklde yapmak ve kullanmakla gecirmek ve 
durmadan cahsmakdir ve diinya zevkim boyle cahsmakda aramak ve bulmakdir. Es- 
hab-i kiramm hepsi ve buyiiklerimizin cogu, boyle idi. Diinyayi, bu soyledigimiz sekl- 
de terk etmek, pekala ve pek faidelidir. Tekrar edelim ki, bundan maksad, islamiy- 
yetin emr etdigi seyleri yapmak icin, biitiin rahati ve zevkleri feda etmekdir.] 

Ikincisi, diinyada haram ve siibheli seylerden kacip mubahlan kullanmakdir. Bu 
kism da, hele bu zemanda, cok kiymetlidir. 

O halde, islamiyyetin haram etdigi seylerden kacmmak, her miisliman icin la- 
zimdir. Yediyiizseksendokuzuncu [789] sahifeye bakiniz! 

[Bunlann haram olmasma ehemmiyyet vermiyen ve kacmmaga ltizum gorme- 
yen, ya'ni Allahii tealanin yasak etmesine aldiris etmeyen veya bunlari begenen, 
ne guzel diyen (Kafir) [Allaha diisman] olur. Bunlar Cehennemde, sonsuz kala- 
cakdir. Allahii tealanin haram etmesine ehemmiyyet verip, kabul edip de, nefsi- 
ne maglub olarak, aldanarak, bunlari yapan ve sonra akllarmi toparlayip pisman 
olanlar kafir olmaz ve imanlarim gayb etmezler. Boyle kimselere (Asi) ve (Fasik) 
[kotii kimse] denir ve (Giinahkar) denir. Bunlar, giinahlan sebebiyle, belki Cehen- 
neme girip cezalarim cekerse de, Cehennemde sonsuz kalmiyacaklar, cikip Cen- 
nete kavusacaklardir.] 

Allahii tealanin mubah etdigi, ya'ni miisa'ade etdigi seyler pek cokdur. Bunlar- 
da bulunan lezzet, haramda bulunanlardan, fazladir. Mubah kullananlan Allahii 
teala sever. Haram kullananlan sevmez. Akli olan, dogru diisiinebilen bir kimse, 
gecici bir zevk icin, sahibinin, yaratanmm sevgisini teper mi? Zaten, haram olan 
seylerin sayisi pek azdir. Bunlarda bulunan lezzet, mubahlarda da vardir. 

[Diinya, edna kelimesinin miiennesidir. Ya'ni, ism-i tafdildir. Masdan, diiniiv ve- 
ya denaetdir. Birinci masdardan gelince, cok yakin demekdir. (Biz en yakin olan go- 
kii, ciraglarla siisledik) ayet-i kerimesindeki diinya kelimesi boyledir. Ba'zi yerde 
de, ikinci ma'na ile kullamlmisdir. Mesela (Deni, aleak $eyler mel'undur) hadis-i 
serifinde boyledir. Ya'ni (Diinya mel'undur) demekdir. Aleak seyler, cenab-i Hak- 
kin nehy-i iktizai ve nehy-i gayr-i iktizaisidir. Ya'ni, haram ile mekruhlardir. Su hal- 
de, Kur'an-i kerimde, zem edilen, kotii denilen diinya, haramlar ve mekruhlardir. Mai 
kotiilenmemisdir. Ciinki, cenab-i Hak mala hayr adim vermekdedir. Bu soziimuzii 
isbat eden vesika, biitiin mahlfiklann ve insanhgm iistiinliikde ikincisi olan Ibrahim 
halil-iir-rahmamn mahdir. Yalmz yanm milyonu sigir olmak iizere, davarlan, ova ve 
vadileri dolduruyordu. Goriiliiyor ki, islamiyyet diinya mahm kotiilememekdedir. Ib- 
rahim peygamberin bu kadar zengin olmasi, soziimiizii isbat etmekdedir.] 

12 — Haram islememek ve biitiin ahkam-i islamiyyeyi yerine getirmek, cok ko- 
laydir. Kalbi bozuk olana giic gelir. Evet, bircok isler vardir ki, saglam insanlara 
kolaydir. Hastalara ise giicdiir. Kalbin bozuk olmasi, islamiyyete temam inanma- 
masi demekdir. Bu gibi insanlar, inandim dese de, hakikitasdik degildir. Laf ile 
tasdikdir. Kalbde hakiki tasdikin, dogru imanm bulunmasma bir alamet, din-i is- 
lam yolunda yiiriimekde kolayhk duymakdir. 

13 — Allahii tealanin feyzleri, ni'metleri, ihsanlan, ya'ni iyilikleri, her an, in- 
sanlarm iyisine, kottisiine, herkese gelmekdedir. Herkese mal, evlad, nzk, hida- 
yet, irsad ve selamet ve daha her iyiligi fark gozetmeksizin gondermekdedir. 

Fark, bunlari kabulde, alabilmekde ve ba'zilanm da almamak suretiyle, insan- 
lardadir. Nahl suresinin otuzuciincii ayetinde mealen, (Allahii teala, kullanna 
zulm etmez, haksizlik etmez. Onlar, kendilerini azaba, acilara siiriikleyen bozuk dii- 
^iinceleri, cirkin isleri ile kendilerine zulm ve iskence ediyorlar) buyurulmusdur. 

-30- 



Nitekim giines, hem camasir yikayan adama, hem de camasirlara, aym seklde, 
parlamakda iken, adamin yiiziinii yakip karartir, camasirlarmi ise beyazlatir. 

[Bunun gibi, elmaya ve bibere aym seklde parladigi halde, elmayi kizartmca tat- 
hlasdinr. Biberi kizartmca acilasdmr. Tathhk ve acilik hep giinesin lsiklan ile ise 
de, aralarmdaki fark, giinesden degil, kendilerindendir. Allahii teala, biitiin insan- 
lara cok acidigi icin ve bir ananm yavrusuna olan merhametinden daha cok acidi- 
gi icin, diinyamn her tarafmdaki, her insamn, her ailenin, her cem'iyyetin ve mil- 
letin her zemanda ve her islerinde nasil hareket etmeleri lazim gelecegini, diinya- 
da ve ahiretde rahat etmeleri ve se'adet-i ebediyyeye kavusmalan icin, islerini ne 
yolda yuriitmeleri ve nelerden kacmmalan lazim geldigini, Kur'an-i kerimde bil- 
dirdi. Ehl-i siinnet alimleri, bunlarm hepsini, keskin goriisleri ile bulup, milyon- 
larca kitab yazarak, biitiin diinyaya bildirdi. Demek ki, Allahii teala, insanlan is- 
lerinde basi bos birakmamis, islamiyyetin girmedigi bir yer kalmamisdir. Demek 
ki, islamiyyeti diinya islerinden ayirmak miimkin degildir. islamiyyeti diinya isle- 
rinden ayirmaga kalkismak, islamiyyeti ve muslimanlan yeryiiziinden kaldirma- 
ga cahsmak demek olmaz mi?] 

insanlann, ahiretdeki ni'metlere nail olmamalan, Ondan yiizcevirdikleri icin- 
dir. Yiizceviren, elbette birsey alamaz. Agzi kapah bir kap, Nisan yagmuruna el- 
bette kavusamaz. Evet, yiizceviren bircok kimsenin, diinya ni'metleri icinde 
yasadigi goriiliip, mahrum kalmadiklan zan olunuyor ise de, bunlara diinya icin 
cahsmalarimn karsihgim vermekdedir. Yalmz diinya icin cahsanlara verdigi 
diinyahklar hakikatde azab ve felaket tohumlandir. Mekr-i ilahi ile, istidrac 
olarak, ya'ni Allahii tealanin aldatarak, ni'met seklinde gosterdigi musibetler- 
dir. Nitekim, Mii'minun suresi, ellialtmci ayetinde mealen, (Kafirler, mal ve 
cok evlad gibi diinyahklan verdigimiz icin, kendilerine iyilik mi ediyoruz, yar- 
dim mi ediyoruz saniyor. Peygamberime "sallallahii aleyhi ve sellem" inanma- 
diklari ve din-i islami begenmedikleri icin, onlara miikafat mi ediyoruz, diyor- 
lar? Hayir oyle degildir. Aldamyorlar. Bunlarm ni'met olmayip, musfbet oldu- 
gunu anlamiyorlar) buyurdu. Kalbleri [goniilleri] Hak tealadan yiizcevirenlere 
verilen diinyahklar, hep harabhkdir, felaketdir. Seker hastasma verilen tathlar, 
helvalar gibidir. 

[Kalb, yiirek denilen et parcasinda bulunan bir kuvvetdir. Elektrigin akiide, pil- 
de bulunmasi gibidir. Ruh [can] ise, bedenin her yerinde bulunur. Kalb, nefse uyup, 
kiifr veya giinah yapmak isteyince, Allahii teala, bu kula acirsa, kiifr ve giinah is- 
lemesini istemez. O da, yapamaz. Acimazsa, islemesini ister ve yaratir. Karsihgi- 
ni da verir. O halde insamn azablara, felaketlere suriiklenmesine sebeb, kendisi- 
dir. Kalbinin islamiyyete uymayip, nefsine uymasidir. 

Siial: Allahii teala, nefsi yaratmasaydi, insanlar onun aldatmasmdan kurtulur- 
du. Kimse kotuliik yapmaz, herkes Cennete giderdi. iyi olmaz mi idi? 

Cevab: Bu diinyada, her mahlukda, herseyde, Allahii tealanin hem rahmet si- 
fati, hem de kahr, gadab sifati tecelli, zuhur etmekdedir. Su, insanlann, hayvan- 
lann ve nebatatm yasamalan icin, temizlik icin, yemek, ilac yapmak icin lazim ol- 
dugu gibi, denizde binlerce insan bogulmakda, sel sulari evleri yikmakdadir. So- 
guk su icen, hasta olmakdadir. Ates, ekmek, yemek pisirmek icin, kism lsmmak icin 
lazim oldugu gibi, icine diiseni yakmakdadir. Elektrik, cok yerde isimize yaradi- 
gi halde, yangma sebeb olmakda, insana carpmca, hemen oldiirmekdedir. Her ilac, 
bir derde deva oldugu halde, fazlasi zararh olmakdadir. Hersey de boyledir. Nefs 
de bunlar gibidir. Hem faideli, hem zararh taraflan vardir. Nefsin yaratilmasi, in- 
sanlann yasamasi, iiremesi ve diinya icin cahsmalan ve ahiret icin cihad sevabi ka- 
zanmalan icindir. Allahii teala, nefsi boyle nice faideler icin yaratdi. Fekat, nefs, 
tegaddi ve tenasiil lezzetlerine doymaz. Allahii teala biitiin insanlara merhamet ede- 
rek, aciyarak, nefse hakim olup, zararh arzularmi onlemeleri icin, akl da yaratdi. 

-31- 



Akl, insan dimagi vasitasi ile, his uzvlanndan, seytandan ve nefsden kalbe gelen 
arzulan inceliyerek, iyilerini kotiilerinden ayiran bir kuvvetdir. Ayinrken yanil- 
mazsa (Akl-i selim) denir. Allahu teala, aynca Peygamberler gondererek, hangi 
seylerin faideli, iyi ve hangi seylerin zararh, fena olduklanm ve nefsin biitiin ar- 
zularimn kotii oldugunu bildirdi. Akl, nefsin isteklerini, Peygamberlerin iyi dedik- 
leri seylerden ayirip, kalbe bildirir, kalb de, akhn bildirdigini ihtiyar ederse, ya'ni 
tercih ederse, nefsin arzulanni yapmagi irade etmez. Ya'ni dimag [beyin] vasita- 
si ile, hareket uzvlarma bunu yapdirmaz. Kalb, islamiyyetin iyi dediklerini, ihti- 
yar ve irade eder ve yapdinrsa, insan se'adete kavusur. Kalbin, iyiden, kotiiden bi- 
rini ihtiyar ve irade etmesine (Kesb) denir. Insanin hareket organlan, dimagina, 
dimag da kalbine tabi'dir. Kalbin emrine uygun hareket ederler. Kalb, dimag va- 
sitasi ile his organlarmdan ve ruh vasitasi ile taraf-i ilahiden ve akldan, melekden, 
hafizadan, nefsden ve seytandan gelen te'sirlerin toplandigi bir merkezdir. Kalb, 
akla uyunca, nefsin yaratilmis olmasi, insanlarm sonsuz ni'metlere kavusmalan- 
na mani' olmaz. (Herkese Lazini Olan I man) 64.cii sahifeye bakiniz! Kalbin nef- 
se aldanmamasi, ona uymamasi, nefs ile (Cihad-i ekber) olur. Allahu teala, cihad 
edenlere, Cennetde yliksek dereceler verecegini bildiriyor. Nefs, insanlarm cihad 
sevabina kavusmalanna, meleklerden tistiin olmalanna sebeb olmakdadir.] 

14 — Allahu tealanm rahmeti, sefkati diinyada mii'minlere ve kafirlere, herke- 
se birlikde yetisdigi ve herkesin cahsmasma ve iyiliklerine dlinyada karsihgmi ver- 
digi halde, ahiretde kafirlere merhametin zerresi bile yokdur. Nitekim Hud sure- 
si, onbesinci ayetinde mealen, (Goriisleri kisa, akllari eksik olanlar, ahireti dii^iin- 
meyip her iyiligi, sohret, mevki' ve hurmet gibi diinya rahathklanni ve lezzetleri- 
ni kazanmak icin yapiyor. Bu yapdiklarmin karsihklarini diinyada kendilerine te- 
inainen verir, umduklarmdan birini esirgemeyiz. Bunlarm ahiretdeki kazanclari, 
yalniz Cehennem atesidir. Qiinki, iyiliklerinin karsiliklarini alinislardir. Alacak- 
lari yalniz, bozuk niyyetlerinin karsiligi olan, Cehennem atesi kalmisdir. Has ve 
sehv etleri icin, giisteiis icin yapdiklan iyilikleri ahiretde kendilerine yaramiyacak, 
bunlari Cehennemden kurtaramiyacakdir) buyuruldu. 

Isra suresinde, onsekizinci ayetinde mealen, (Goriisleri ve akllari, bu diinya cer- 
cevesine sikismis olanlar, ahireti birakarak diinyamn cabuk gecici zevklerinin ar- 
kasinda kosuvor. Gece giindiiz diisiindiikleri ve sikintilara katlanarak ozledikle- 
ri bu ni'metlerden, diledigimizi, istediklerimize kolayhkla ve bol bol veririz. Fe- 
kat, bunlara boylece iyilik etmiyoruz. Cehennem azabini hazirhyoruz. Bunlar 
ahiretde rahmetden uzaklasdirihp, kotii bir halde, Cehenneme siiriiklenecekler- 
dir. Herbiri cabuk biten ve arkasindan sikintilar ve felaketler birakan bu diinya lez- 
zetlerine baglanmayip da, va'd etdigim sonsuz ve hakiki ve hie degismeyen ahiret 
ni'metlerini istiyerek, gosterdigim ve begendigim iyilikleri yapanlara gelince, 
bunlar, Kur'an-i kenmde bildirdigini yolda yiiriidiikleri icin, biitiin iyiliklerini 
begeniriz. Diinyada, hem diinyamn asiklarina, hem de sozlerime inanip emrleri- 
mi yapanlara istediklerini veririz. Kimseyi umdugundan inahruni birakmayiz. 
Ni'metlerimizi hepsine serperiz. Senin Rabbinin ni'metlerinin yetismedigi kimse 
yokdur) buyuruldu. 

15 — Muhammed aleyhissalatii vesselama tarn ve kusursuz tabi' olabilmek 
icin, Onu tarn ve kusursuz sevmek lazimdir. Bunun alameti de, Onun dusmanla- 
rini diisman bilmek, Onu begenmeyenleri sevmemekdir. Muhabbete miidahene, 
ya'ni gevseklik sigmaz. Asiklar, sevgililerinin divanesi olup, onlara aykiri birsey 
yapamaz. Aykiri gidenlerle uyusamaz. iki zid seyin muhabbeti bir kalbde, bir 
arada yerlesemez. iki ziddan birini sevmek, digerine diismanhgi icab eder. 

Bu diinya ni'metleri gecicidir ve aldaticidir. Bugiin senin ise, yann baskasinm- 
dir. Ahiretde ele girecekler ise sonsuzdur ve diinyada iken kazanihr. Bu birkac giin- 
luk hayat, eger diinya ve ahiretin en kiymetli insani olan, Muhammed aleyhisse- 

-32- 



lama tabi' olarak gecirilirse, se'adet-i ebediyye, sonsuz necat, kurtulus umulur. Yok- 
sa Ona tabi' olmadikca, hersey, hicdir. Ona uymadikca, her yapilan hayr, iyilik, bu- 
rada kalir, ahiretde ele birsey gecmez. 

16 — Muhammed Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", mahbub-i Rab- 
bil'alemindir. Ya'ni Allahii tealanm sevgilisidir. Her seyin en iyisi, sevgiliye veri- 
lir. 

[Seyyid Abdlilhakim efendi buyurdu ki: (Her Peygamber, kendi zemanmda, ken- 
di mekamnda, kendi kavminin hepsinden, her bakimdan iistiindiir. Muhammed 
"aleyhisselam" ise, her zemanda, her memleketde, ya'ni diinya yaratildigi giinden, 
kiyamet kopuncaya kadar, gelmis ve gelecek, biitiin varhklann, her bakimdan en 
tistuniidiir. Hie kimse, hicbir bakimdan Onun iistunde degildir. Bu giic birsey de- 
gildir. Diledigini yapan, her istedigini yaratan, Onu boyle yaratmisdir. Hicbir insa- 
mn Onu medh edecek giicii yokdur. Hicbir insamn, Onu tenkid edecek iktidan yok- 
dur). Allahii tealanm, (Sen olmasaydin, gokleri yaratmazdim!) buyurdugu, (Ma'ri- 
fetname) onsoziinde ve (Mevahib-i lediinniyye)nin 6. ci ve 13. cii ve (Envar-i Mu- 
hammediyye)nin 13. cii ve 15. ci sahifelerinde yazihdir. imam-i Rabbaninin (Mek- 
tubat)inm iicuncii cildindeki, 122. ci ve 124. cii mektublannda da yazihdir.] 

17 — Allahii teala, bir insanda bulunabilecek, goriiniir goriinmez biitun iyilik- 
leri, biitiin iistiinltikleri, biitiin giizellikleri, sevgilisinde toplamisdir. Mesela, insan- 
larin en giizel yiizliisii ve gayet nurani benizlisi idi. Mubarek yiizii, kirmizi ile ka- 
nsik beyaz olup, ay gibi nurlamrdi. Sozleri gayet tatli olup, goniilleri ahr, ruhlari 
cezb ederdi. Akh o kadar cokdu ki, Arabistan yanm adasinda, sert, inadci insan- 
lar arasinda gelip, cok giizel idare ederek ve cefalarma sabr ederek, onlari yumu- 
sakhga ve ita'ate getirdi. Cogu dinlerini birakip musliman oldu ve din-i islam yo- 
lunda babalarma ve ogullarma karsi harb etdi. Onun ugrunda mallarmi, yurtlan- 
m feda edip, kanlarmi akitdi. Halbuki, boyle seylere ahsik degildiler. Giizel huyu, 
yumusakhgi, afvi, sabri, ihsani, ikrami, o kadar cokdu ki, herkesi hayran birakir- 
di. Gorenler ve isitenler seve seve musliman olurdu. Hicbir hareketinde, hicbir isin- 
de, hicbir soziinde, hicbir zeman, higbir cirkinlik, hicbir kusur goriilmemisdir. 
Kendisi icin kimseye giicenmedigi halde, din diismanlanna, dine dil ve el uzatan- 
lara karsi sert ve siddetli idi. Herkese karsi yumusak olmasaydi, Peygamberlik hey- 
betinden, biiyiikliik hallerinden, kimse yanmda oturmaga ve soziinii dinlemege ta- 
kat getiremezdi. 

Kimseden birsey okumamis, ogrenmemis, hie yazi yazmamis iken ve seyahat et- 
meyen ve gecmislerden ve etrafdakilerden haberi olmayan insanlar arasinda ha- 
sil olmus iken, Tevratda ve incilde ve biitiin baska kitablarda yazih seyleri bildir- 
di. Gecmislerin hallerinden haber verdi. Her dinden, her meslekden ileri gelenle- 
rin hepsini huccet ve burhanlar soyliyerek susdurdu. En btiyiik mu'eize olarak 
Kur'an-i kerimi ortaya koydu ki, altibinikiyiizotuzalti ayetinden biri gibi soyliye- 
mezsiniz diye meydan okudugu halde, kimse, bindortyiiz bu kadar seneden beri, 
diinyamn her tarafmda biitiin islam dtismanlan elele vererek, mallar, servetler do- 
kerek ugrasdiklan halde, soyliyemedi. Simdi de, milyonlar dokerek ve yehudi, pa- 
pas, mason giiclerini kullanarak, cahsdiklan halde soyliyemiyorlar. Hele o zeman, 
arablarda, si'r, edebiyyat, fesahat ve belagat, herseyden ileri gidip en giivendikle- 
ri basanlan oldugu halde, Kur'an-i kerim karsisinda, birsey soyliyemediler. 
Kur'an-i kerime boyle galebe calamaymca, coklan insafa gelip musliman oldu. Iman 
etmeyenleri de, islamiyyetin yayilmasmi onlemek icin, dogiismege mecbiir oldu. 

Kur'an-i kerimde kimsenin yapamiyacagi, soyliyemiyecegi seyler sayilamiyacak 
kadar cokdur. Burada altisim bildirelim: 

Birincisi: Icaz ve belagatdir. Ya'ni az soz ile ve piiriizsiiz ve kusursuz olarak, pok 
sey anlatmakdir. 

Ikincisi: Harfleri ve kelimeleri, arab harflerine ve kelimelerine benzedigi hal- 

— 33 — Se'adet-i Ebediyye 1-F:3 



de, ayetler, ya'ni sozler ve ciimleler, onlarm sozlerine ve si'rlerine ve hutbelerine 
hie benzemiyor. Kur'an-i kerim, insan sozii degildir. Allah kelamidir. Kur'an-i ke- 
rimin yaninda onlarin sozleri, cam parcalarimn elmasa benzemesi gibidir. Dil 
miitehassislan bunu pek iyi goriiyor ve teslim ediyor. 

Uciincusu: Bir insan, Kur'an-i kerimi ne kadar cok okursa okusun bikmiyor, 
usanmiyor. Arztisu, hevesi, sevgisi ve zevki artiyor. Halbuki, Kur'an-i kerimin ter- 
cemelerinin ve baska sekllerde yazmalarmm ve diger btitiin kitablarm okunmasm- 
da, boyle arzu ve lezzet artmasi olmuyor. Usanc hasil oluyor. Yorulmak baskadir, 
usanmak baskadir. 

Dordiinciisu: Gecmis insanlarm hallerinden bilinen ve bilinmeyen bircok sey 
Kur'an-i kerimde bildirilmekdedir. 

Besincisi: ilerde olacak seyleri bildirmekdedir ki, bunlardan cogu zemanla 
meydana cikmis ve cikmakdadir. 

Altmcisi: Kimsenin hicbir zemanda, hicbir suretle bilemiyecegi ilmlerdir ki, Al- 
lahii teala, ulum-i evvelini ve ahirini Kur'an-i kerimde bildirmisdir. 

Kur'an-i kerimin mu'eize oldugu (Hakikat Kitabevi)nin tiirkce ve ingilizce 
nesr etdigi (Herkese Lazim Olan Inian) kitabmda cok giizel izah edilmekdedir. 

Demek oluyor ki, biiyiik bir sehrde, herkesin arasmda dogup, yetismis, kirk se- 
ne birlikde yasayip, bir kitab okumamis, seyahat etmemis, si'r soylememis ve 
nutk vermemis iken, birdenbire, kimsenin soyliyemiyecegi ve altisim bildirdigimiz 
incelikleri ile, her soziin ve her kitabm ustiinde bir kitab getiren ve giizel huylari 
ve iistiin halleri ile, butiin insanlarm ve Peygamberlerin "salevatullahi teala aley- 
him ecma'in", her bakimdan en iyisi olan bir kimsenin, Allahii tealamn sevgili Pey- 
gamberi oldugu, akl ve vicdan sahibleri icin, pek acik bir hakikatdir. 

18 — Ona tabi' olmak (Ahkam-i islamiyye)yi begenip, seve seve yapmak ve 
Onun emrlerini ve islamiyyetin kiymet verdigi, iistiin tutdugu seyleri ve alimleri- 
ni, salihlerini biiyiik bilip, hurmet etmekdir ve Onun dinini yaymaga ugrasmak de- 
mekdir ve Allahii tealamn emrlerine uymak istemeyenleri sevmemekdir. 

[Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, (Hepiniz bir siirii- 
niin cobam gibisiniz. Cohan suriisiinu korudugu gibi, siz de evlerinizde ve emrle- 
riniz altinda olanlan Cehennemden korumahsiniz! Onlara miislimanbgi ogretme- 
lisiniz! Ogretmez iseniz mes'ul olacaksiniz). Bir kerre de buyurdu ki, (Cok miis- 
linian evladi, babalan \ iiziinden Yeyl ismindeki Cehenneme gideceklerdir. Ciin- 
ki, l)ii 11 hi i in babalan, yalniz para kazanmak ve keyf siirmek hirsina diisiip ve yal- 
niz diinya isleri arkasinda kosup, evladlarina miislimanligi ve Kur'an-i kerimi 
ogretmediler. Ben boyle babalardan uzagim. Onlar da, benden uzakdir. Qocukla- 
nna dinlerini ogretmiyenler, Cehenneme gideceklerdir). Yine buyurdu ki, (Cocuk- 
larina Kur'an-i kermi ogretenlere veya Kur'an-i kerim hocasina gonderenlere, og- 
retilen Kur'amn her harfi icin, on kerre Ka'be-i mu'azzama ziyareti sevabi veri- 
lir ve kiyamet giinii, basina devlet taci konur. Biitiin insanlar goriip imrenir). Yi- 
ne buyurdu ki, (Cocuklarimza nemaz kilmasmi ogretiniz. Yedi ya^ina gelince, ne- 
mazi emr ediniz. On yasina gelince kilmazlar ise, doverek kildiriniz). Yine buyur- 
du ki, (Bir miislimamn evladi ibadet edince, kazandigi sevab kadar, babasina da 
verilir. Bir kimse, cocuguna fisk, giinah ogretirse, bu cocuk ne kadar giinah isler- 
se, babasina da o kadar giinah yazibr). ibni Abidin nemazin mekruhlan sonunda 
buyuruyor ki, (Kendinin yapmasi haram olan seyi cocuga yapdiran kimse, haram 
islemis olur. Ogluna ipek elbise giydiren, altin takan ve igki ipiren, kibleye karsi 
abdest bozduran, kibleye ayak uzatmasma sebeb olan kimse, giinah islemis olur). 
(Miirsid-iin-nisa)daki hadis-i serifde, (Zevcesinin ve cocuklannin haklarim ffa et- 
miyenin nemazlari, oruclari kabul olmaz) buyuruldu. 

imam-i Gazali "rahmetullahi aleyh", (Kimya-i se'adet) kitabmda buyuruyor ki, 

-34- 



(Mesela kizlann, kadmlann acik gezmeleri haramdir. ince, dar, siislii, renkli sey- 
lerle ortiinerek gezmeleri de haramdir. Boyle gezenler, Allahii tealaya asf olduk- 
lan, giinaha girdikleri gibi, bunlarm basmda bulunan, baba, zevc, birader ve am- 
cadan hangisi, boyle gezmege nza verir ise, bu da, lsyan ve giinahda ortak olur). 

Din-i islamm temeli, imam, farzlan ve haramlan ogrenmek ve ogretmekdir. Al- 
lahii teala, Peygamberleri "aleyhimiissalevatii vetteslimat" bunun icin gondermis- 
dir. Genclere bunlar ogretilmedigi zeman, islamiyyet yikihr, yok olur. Allahii te- 
ala, miislimanlara (Emr-i ma'ruf) yapmagi emr ediyor. Ya'ni, benim emrlerimi, bil- 
diriniz, ogretiniz diyor ve (Nehy-i anilmiinker) emr ediyor. Ya'ni, yasak etdigim 
haramlan bildiriniz ve yapilmasma razi olmaymiz, diyor. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, (Birbirinize miisli- 
manhgi ogretiniz. Emr-i ma'rufu birakir iseniz, Allahii teala, en kotiiniizii basini- 
za musallat eder ve diialarinizi kabul etmez). Ve buyurdu ki, (Biitiin ibadetlere ve- 
rilen sevab, Allah yolunda gazaya verilen sevaba gore, deniz yaninda bir damla su 
gibidir. Gazanin sevabi da, emr-i ma'ruf ve nehy-i anilmiinker sevabi yaninda, de- 
nize nazaran bir damla su gibidir). ibni Abidin, besinci cild sonunda (Fikh alimi- 
nin miislimanlara sagladigi faidenin sevabi, cihad sevabindan cokdur) diyor. 

Hiilasa evlad, ana baba elinde bir emanetdir. Cocuklarm temiz kalbleri kiymet- 
li bir cevher gibidir. Mum gibi, her sekli alabilir. Kiiciik iken, hicbir sekle girme- 
misdir. Temiz bir toprak gibidir. Temiz topraga hangi tohum ekilirse, onun mey- 
vesi hasil olur. Cocuklara iman, Kur'an ve Allahii tealamn emrleri ogretilir ve yap- 
maga alisdinlirsa, din ve diinya se'adetine ererler. Bu se'adetde analan, babala- 
n ve hocalan da ortak olur. Eger bunlar ogretilmez ve ahsdinlmaz ise, bedbaht olur- 
lar. Yapacaklan her fenaligm giinahi, ana, baba ve hocalarma da verilir. Tahrim 
suresinde altinci ayet-i kerimenin meal-i serifi, (Kendinizi ve evlerinizde ve emr- 
lerinizde olanlari atesden koruyunuz!)dur. Bir babanm, evladmi Cehennem ate- 
sinden korumasi, diinya atesinden korumasmdan daha miihimdir. Cehennem ate- 
sinden korumak da, imam ve farzlan ve haramlan ogretmekle ve ibadete alisdir- 
makla ve dinsiz, ahlaksiz arkadaslardan korumakla olur. Biitiin fenahklarm basi, 
fena arkadasdir. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Biitiin cocuklar miislimanhga uy- 
gun ve elverisli olarak diinyaya gelir. Bunlari, sonra analan, babalari hiristiyan, ye- 
hudi ve dinsiz yapar) sozii ile muslimanligm yerlesdirilmesinde ve yok edilmesin- 
de en miihim isin, genclikde oldugunu bildiriyor. O halde, her miislimanin birin- 
ci vazifesi, evladma islamiyyeti ve Kur'an-i kerimi ogretmekdir. Evlad, biiyiik 
ni'metdir. Ni'metin kiymeti bilinmezse, elden gider. Bunun icin (Pedagogie), 
ya'ni cocuk terbiyesi, islam dininde cok kiymetli bir ilmdir. 

Islam dinine karsi olanlar da, bu miihim noktayi anladiklan icindir ki, asnmi- 
zm en tehliikeli dinsizlik ocagi olan mason ve komiinistler, (Gencligin ele ahnma- 
si birinci hedefimizdir. Cocuklan dinsiz olarak yetisdirmeliyiz) diyorlar. Mason- 
lar, islamiyyeti yok etmek ve Allahii tealamn emrlerinin ogretilmesini ve yapdi- 
nlmasini engellemek icin (Genclerin kafalanm yormamahdir. Din bilgilerini bii- 
yiiyiince kendileri ogrenirler) ve (Hepimiz biitiin kudretimiz ile, iman hiirriyyeti 
fikrini diinyaya yaymaga sarilmahyiz ve localanmizda verdigimiz kararlari her mem- 
lekete yerlesdirmeliyiz. Din kardesligini yok edip, bunun yerine mason kardesli- 
gi getirmeliyiz. Dinleri yok etmekden ibaret olan mukaddes gayemize, bu suret- 
le kavusacagiz) diyorlar. 

O halde, miislimanlar din cahillerinin hilelerine, yalanlanna aldanmamah, on- 
lann oksayici, aldatici, yardimsever sozlerine inanmamahdir. Miislimanlar, birbir- 
lerine (Emr-i ma'ruf) eder ve (Nehy-i miinker) eder. 

Bugiin, her memleketde genclere, kemiklerinin, adalelerinin, ellerinin, ayakla- 
nnm, hasili her uzvunun kuvvetlenmesi, giizellesmesi ve ahenkli olmasi icin, be- 

-35- 



den hareketleri, kiiltiir-fizik ogretiliyor ve yapdinhyor. Beyin cahsmalarmm ve ru- 
hf fe'aliyyetlerinin inkisaf etmesi ve tazelenmesi icin hesab, hendese, psikoloji ka- 
ideleri ve tatbikati ve kanlanm harekete getirerek hiicrelerini temizletecek ekzer- 
siz fizikler ezberletiliyor ve yapdinhyor. Biitiin bunlar ve diinya islerinde lazim ola- 
cak bilgiler, bir ders ve vazife haline konup calisdirihrken, diinya ve ahiretin ha- 
kiki se'adetini ve insanlarm rahat, huzur ve her dtirlii inkisaf ve terakkilerini ve Al- 
lahii tealamn nzasmi ve sevgisini kazandiracak olan imanin, islamin, farzlann, va- 
ciblerin ve siinnetlerin ve halalin ogretilmesi ve yapdinlmasi ve haramlann ve ka- 
firlige sebeb olan seylerin ogretilip, bunlardan sakmilmasi bir kabahat ve vicdan- 
lara tecaviiz seklinde gosterilir ise, dogru mu olur? Bugiin, biitiin hiristiyan mem- 
leketlerinde, bir cocuk diinyaya gelir gelmez, buna kendi dinlerinin icablarim 
yapiyorlar. Her yasdaki insanlara, yehudiligi ve hiristiyanhgi titizlikle asihyorlar. 
Mtislimanlarm imanlarini, dinlerini calmak ve yok etmek ve onlan da, hiristiyan 
yapmak icin, sandik dolulan kitab, brosiir ve sinema filmlerini islam memleketle- 
rine gonderiyorlar. Mesela, hiristiyanlar, Isa aleyhisselami, Allahii tealamn [ha- 
sa] oglu saniyor ve Allahii tealaya (Baba), (Allah baba) diyorlar. Yazdiklan ro- 
manlarda ve filmlerde, (Allah baba bizi kurtanr) gibi seyler soyliiyorlar. Halbu- 
ki, Allahii tealaya (Baba), (Allah baba) diyen kimsenin imam gider, kafir olur. Miis- 
limanlar, boyle hileli filmlere gitmemeli, romanlan okumamalidir. iste bunun gi- 
bi, daha nice yollarla, gencligin imanim, sinsice cahyorlar. Bu ugrasmalarma, in- 
sanhga hizmet, demokrasi rejiminin bahs etdigi bir hak ve hiirriyyet diyorlar da, 
bir mtislimamn, bir din kardesine, Allahii tealamn emrlerini hatirlatmasma, din pro- 
pagandasi, gericilik ve vicdan hiirriyyetine tecaviiz denirse, haksizlik olmaz mi? 

Miisliman olmiyanlann, miislimanliga karsi nazariyyeler, fikrler yiiriitmesi, 
gayet tabi'i karsilamp da, miislimanlarm, (Ehl-i siinnet) alimlerinin bildirdikleri 
hakiki, dogru miislimanhkdan bahs etmesine ve Muhammed aleyhisselamm lsik- 
h yolunu gostermesine irtica', te'assub, gericilik ve yobazhk gibi ismler takarak, 
ciirm, boliiciiliik seklini vermege, bu ma'sumlan, lekelemege kalkismak, bir geri- 
cilik, bir yobazhk, bir te'assub degil midir? Bu temiz riihlu, ileriyi goriislii, ilme, 
ahlaka, fenne, fazilete kosan faideli insanlara ibtidai, gayr-i tabi'i adam demek ve 
miislimanhgi begenmiyenlere asri, aydm ve uyamk insan demek, bir kin ve boz- 
gunculuk olmaz mi? Bir tarafdan, din serbestdir, Allah ile kul arasma girilmez, her- 
kes vicdanmm ilhamma gore Allahmi tanir ve tapar soziinii ileri siirerek, Emr-i 
ma'rufu ve Nehy-i miinkeri durdurup, ecdadimizdan miras kalan imammizi son- 
diirmege cahsip, diger tarafdan, miislimanhgi bozmak, yok etmek icin, (Yahova 
sahidleri) denilen misyonerlerin, hileler ve planlar ile hazirladiklan zehrli kitab ve 
mecmu'alar, yaldizh i'lanlarla, reklamlarla gencligin oniine siiriiliirse, miisliman- 
lar incinmez mi? 

Kafirler, miislimanhgi diinyadan kaldirmaga ugrasiyor, bu cahsmalarmda 6n- 
ciiliigii ingilizler yapiyor. Biitiin gayretlerine ragmen, genclerin, miislimanhgi 
merak edip arasdirmaga baslamasma bile, tehammiil edemiyerek, Ehl-i siinnet alim- 
lerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm" sozleri kulaklanna gelince, tepeden 
tirnaga kadar gayz, kin ve intikam atesi ile kiziyorlar. Mecmu'alannda, gazetele- 
rinde, televizyonlarmda sank, tesbih, sakal resmleri yaparak, hortlatilan kara 
kuvvet: irtica', diyorlar. Imansizliklannin cezasi olarak, viicudlan ve ruhlan, Ce- 
hennem atesinde, sonsuz yanacagi gibi, habis ruhlan, diinyada da, boyle kizip yan- 
makdadir. Boyle gazete ve televizyon cok zararhdir. 

Miislimanlar, birbirine hurmet eder, yardima kosar. Din yolunda ve diinya isle- 
rinde sikmtida goriince kurtanrlar. Ramezan-i serife, oruc tutanlara, cami'lere, eza- 
na, nemaz kilanlara, Allah yolunda yiiriiyenlere sevgi ve saygi gosterir. Kur'an-i ke- 
rim okunurken, sessizce ve saygi ile dinlerler. Kur'an-i kerimi her kitabin iistiin- 
de bulundurup, ustiine birsey koymazlar. Calgi ve ipki alemlerinde, oyun arasin- 

-36- 



da, eglence yerlerinde okumazlar. Uygunsuz okunurken, susduramazlar ise, din- 
lemeyip uzaklasirlar. Kur'an-i kerimi veya yapraklanni veya satirlanni veya ke- 
limelerini ve biitiin muhterem ve mubarek ismleri ve yazilan, hakir ve asagi yer- 
lerde goriince, kalbleri sizlayip hemen kaldinrlar. Kul ve hayvan haklanni goze- 
tirler. Kafirlerin, turistlerin de mallarma, canlarma ve lrzlarma saldirmazlar. Ver- 
gilerini zemanmda oderler. Kanunlara karsi gelmezler. islamin giizel ahlaki ile ya- 
siyarak herkesin sevgi ve saygismi toplarlar. Kafirler ise, Kur'an-i kerimi ve mev- 
lidi ve biitiin mubarek ismleri ve yazilan, hurmetden, kiymetden diisiirmege ca- 
lisir. Bunlan, Allahii tealamn yasak etdigi yerlerde ve sekllerde okurlar ve oku- 
turlar. Miislimanligm asagi gordiigii, pis dedigi seyler arasina yazarlar. Paketler- 
de, eglence masalarmda, ortii olarak kullamlmalari ve horlamlmalan ve yerlerde 
siiriiklenmeleri icin, mecmu'alara, kagid parcalanna ve gazetelere basarlar. Tem- 
sillerde, mizahlarda, komedilerde, karikatiirlerde, filmlerde, plaklarda, televizyon- 
larda ve radyolarda, miislimanlarla ve din biiyiikleri ile ve Allahii tealamn emrle- 
ri ile alay ederler. Biitiin buralarda miisliman olarak pis, guliinc bir serseriyi gos- 
terirler. Ya'ni, miislimanlan ve miislimanhgi tahkir ederek, onu sevimsiz ve nef- 
rete sayan olarak tamtirlar. Miisliman biiyiiklerine ve miislimanligm biiyiik tani- 
digi seylere cirkin ismler takarlar. Miislimanlar, bu gibi gosterileri ve sozleri ve ya- 
zilan ve gazeteleri gormege, dinlemege gitmemeli ve almamah ve okumamahdir. 
Imanlarim caldirmamak icin, cok uyamk olmahdir. Bir din alimini begenmiyen ve- 
ya bir din kitabim kusurlu, hatali bulan bir kimse, eger nemaz kiliyor, oruc tutu- 
yor, haramlardan sakiniyor ise, bu kimsenin sozii veya yazisi incelenmege, o alim 
veya kitab iizerinde durulmaga deger. Din kitabma, din adamma, dil uzatan kim- 
se, ibadet yapmryor ve haramdan sakinmiyor ise, onun soziiniin bir iftira, bir din 
diismanhgi oldugunu anlamali ve inanmamalidir. Din adamlanm "rahmetullahi te- 
ala aleyhim ecma'in", din kitablanm lekelemek, bugiin din dtismanlarmm adeti ve 
silahi olmusdur. Alimin kiymetini ancak alim anlar. Giiliin kiymetini biilbul, alti- 
nm ayarmi kuyumcu, incinin halisini de ancak kimyager anlar. 

Miislimanlar, Allahii tealamn yasak etdigi, zararh seyleri almaz, kullanmaz, din- 
lemez, okumaz ve bakmaz. Kimseye kotiiluk yapmaz. Kendine zarar verene kar- 
silik yapmaz. Sabr eder. Ona tath dil ile, giiler yiiz ile nasihat verir. Miislimanlar, 
Allahii tealamn emr etdigi iyi seyleri ogrenmek, ogretmek ve yapmak icin ugra- 
sir. Fen bilgilerini kafirlerde de arasdinr. Tarih boyunca, insanhgm iistiin bir var- 
lik oldugunu diisiinemiyenler, islam dinine diismanlik etmis, gencleri aldatmaga 
ugrasmis ve hie ummadiklan bir zemanda yikihp, o, simsiki sanldiklan diinya zevk- 
lerini birakmis, Cehenneme gitmislerdir. Cogunun ismi unutulmus, nam ve nisan- 
lan kalmamis, fekat islam giinesi nurunu diinyaya yaymaga devam etmisdir. 

Kafirler, diinyamn disi tath, ici aci olan ve disi yaldizh, ici zehrli olan ve baslan- 
gici hos, sonu bos olan rahathgma ve giizelligine sanhyor. Miislimanlar, Kur'an-i 
kerimin emrlerine, ya'ni Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" yoluna sa- 
rilmah ve bu lsikh yolda ilerlemege durmadan cahsmahdir. Dinde sonradan mey- 
dana cikan, din diismanlan, (Dinde reformcular) tarafmdan ve cahil, ahmak kim- 
seler tarafmdan uydurulan, bid'atlerden sakinmahdir.] 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Bid'at sahibi olanlara, [ya'ni 
Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" zemanmda ve onun dort halifesi ze- 
manlannda bulunmayip da, dinde sonradan meydana cikanlan, uydurulan sozle- 
ri, yazilan, usulleri ve isleri, ibadet olarak, inananlara, yapanlara ve yapdiranla- 
ra] hurmet eden, dirilerini ve oliilerini medh eden, bunlan biiyiik bilen, clin-i is- 
lam 1 yikmaga, diinyadan kaldirmaga yardim etmis olur) buyuruyor. 

Her miisliman, hem imanini korumaga, kapdirmamaga cahsmah, hem de, Al- 
lahii tealaya ve Onun Peygamberine inanmiyan kafirleri sevmemelidir. [Fekat, sev- 
mediklerine de, kotiiluk, zulm yapmamah, kafirlere ve bid'at sahiblerine tath dil 

-37- 



ve giiler yiiz ile nasihat etmelidir. Onlarm felaketden kurtulmalarma, se'adete ka- 
vusmalarma cahsmahdir.] Mazher-i Can-i Canan buyuruyor ki, (Kafirleri ve bid'at 
sahiblerini ve acikca giinah islemege devam eden fasiklan sevmememiz emr olun- 
du. Bunlarla konusmamah, evlerine, toplantilanna gitmemeli, selam vermemeli, 
arkadaslik yapmamalidir. Zaruret ve ihtiyac oldugu zeman, zaruret mikdan kadar, 
bu yasaklara izn verilmisdir. Bu zeman, onlarla ihtilat caiz olur ise de, kalbin yi- 
ne onlan sevmemesi lazimdir). 

Cihad, cahil ana, babalarm ve diinya cikarlan icin ugrasan papaslann ve keyf- 
leri, zevkleri icin zulm, iskence yapan seflerin aldatdigi, inletdigi insanlan kiifrden, 
felaket yolundan kurtarmak, onlan giic kullanarak, islam ile sereflendirmekdir. Ci- 
had, kiifr, iskence ve kotiiliik icinde yetisdirilmis, karanliga atilmis zevallilan, is- 
lam lsigi ile aydmlanmalanna mani' olan diktatorlerin, somuriiciilerin zararlan- 
ni yok etmek icin, canim, malini feda etmekdir. insanlan, sonsuz Cehennem aza- 
bmdan kurtarmak, sonsuz Cennet ni'metlerine kavusdurmak icin, zor kullan- 
makdir. Cihadi ferdler degil, devlet yapar. Ferdlerin baskalarma saldirmalanna ci- 
had degil, capulculuk, barbarhk denir. Cihada katilamiyanm, miicahidlere diia et- 
mesi farzdir. Kafirler, cihad sayesinde zalimlerin iskencelerinden kurtularak iman 
ile sereflenir. islamiyyeti duyup, anladikdan sonra, iman etmiyenlerden, islam dev- 
letinin adaleti altmda yasamagi kabul edenlerin dinine, camna, malma dokunul- 
maz. Bunlar, islamin adaleti, sefkati altinda hiir ve rahat yasar. Cihad sayesinde, 
hicbir kafir, isitmedim, bilseydim inamrdim diyemiyecekdir. Miislimanlarm cihad 
etmek icin cahsmasi, kuvvetlenmesi farzdir. Cahsmaz, cihad etmezse, biitiin insan- 
liga biiytik kotiiliik etmis olur. 

19 — (Kimya-i se'adet) kitabi, besinci aslinda diyor ki: Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Imaiiiii temeli ve en kuvvetli alameti, miislimanla- 
ri sevmek ve miislimanlara diismanhk edenleri sevmemekdir). Cenab-i Hakkm Isa 
aleyhisselama emr-i ilahisinin meal-i serifi, (Eger yerlerde ve goklerde bulunan bii- 
tiin mahluklarin ibadetlerini yapsan, dostlarimi sevmedikce ve cliisiiiaiilariina 
diismanhk etmedikce, hie faidesi olmaz)dir. Her mii'min, Allahii tealaya diisman 
olanlan sevmemeli, islamiyyete yapisanlan sevmelidir. Bunu sozlerinde ve miim- 
kin ise, hareketlerinde belli etmelidir. Asive fasiklarla arkadaslik etmemeli, fis- 
ki cok olanlardan, cok kacmmahdir. Zalimlerden, miislimanlara eziyyet edenler- 
den daha ziyade kacmmahdir. Fekat, yalmz kendisine zulm edenleri afv ve zulm- 
lerine sabr etmek lazimdir ve cok iyidir. Biiyuklerimizden ba'zilan, fasiklara ve za- 
limlere cok sert davramrdi. Ba'zilan da, hepsine sefkat ve merhamet gosterip, na- 
sihat ederdi. Ya'ni her seyin kaza ve kader ile oldugunu diisiinerek, fasiklara ve 
zalimlere acirlardi. Bu hal, biiyiik ve kiymetli ise de, cahiller, ahmaklar, burada al- 
danir. Imanlan za'if ve islamiyyete uymakda gevsek olanlar, kendilerini Allahii te- 
alanin kaza ve kaderine razi samr. Halbuki, bu nza ve baghhgin alameti vardir: Bir 
kimseyi doverler, malini ahrlar, hakaret ederler de, hie kizmaz, bunlan afv eder, 
acirsa, kazaya nzasi oldugu anlasihr. Fekat, kendine yapilanlara kizip da, Allahii 
tealaya karsi gelenlere aciyarak, kaderleri boyle imis derse, dinde gevseklik, mii- 
nafikhk ve ahmakhk etmis olur. iste, kaza ve kaderi bilmiyenlerin, fasiklara ve ka- 
firlere acimalan ve bunlara muhabbet etmeleri, imanlarinin saglam olmadigina ala- 
metdir. islamiyyete karsi duranlan ve miislimanlara diisman olanlan sevmemek, 
bunlan diisman bilmek farzdir. Cizye vermegi kabul edenleri de, sevmemek farz- 
dir. Mucadele suresinin son ayetinde mealen, (Allahii tealaya ve kiyamet giiniine 
iman edenler, Allahii tealamn ve resuliiniin diismanlarim sevmezler. O kafirler ve 
miinafiklar, mii'minlerin analari, babalari, ogullari, kardesleri ve baska yakinla- 
n olsa da, bunlan sevmezler. Boyle olan mii'minleri Cennete koyacagim) buyu- 
ruldu. 

Kafirlere i'timad ederek, bunlan miislimanlarm basma ta'yin etmek, mushman- 

-38- 



hgi asagilamak olup btiyiik giinahdir. Bid'at sahiblerini, ya'ni miisliman gorii- 
ntip, miislimanlann imanlarini bozmak istiyenleri sevmemek, selamlanm bile al- 
mamak, bunlarm zararlanni miislimanlara duyurmak lazimdir. Imam olup ve 
ibadet edip ve gunahlardan kacip da, yalanci sahidlik, haksiz hakimlik, yalan, 
dedikodu, iftira, alay gibi hareket ve soz ve yazilan ile miislimanlan incitenlerle 
konusmamak, sevismemek lazimdir. Imam olup da ibadet etmiyenlere, faiz almak 
ve vermek, alkollii ickileri icmek, kumar oynamak gibi haram isliyen, fekat miis- 
limanlan incitmiyen fasiklara karsi yumusak davramp, nasihat etmeli, yola gelmez- 
lerse, selam vermemeli, goriismemeli, fekat hasta olunca ziyaret etmeli ve selami- 
na cevab vermelidir. [Soz ile, yazi ile ve kaba kuvvet ile miislimanlara saldirma- 
yan kafirlere tath soz, giiler yiiz gostermeli, kimseye kotiiluk yapmamahdir.] 

20 — Islamiyyet karsismda, kafirler diirlii yollar tutmus, kollara ayrilmis ise de, 
iki kismda toplamrlar: Birinci kismdakiler, diinya islerini ve ibadetlerini yapip miis- 
limanlara saldirmaz. Bunlar, islamm kuvveti ve buyukliigii karsismda, kiicukliik- 
lerini anlamis, cizye vermegi kabul ederek islamm hakimiyyetine ve adaletine si- 
gmmisdir. Bu kafirlere (Ehl-i zimmet) veya (Zininii) denir. Boyle kafirleri sevme- 
mek, diisman bilmek lazim ise de, bunlara eziyyet etmek, kalblerini incitmek ha- 
ramdir. (Fetava-i Hayriyye)de, (Siyer) kismmda diyor ki, (Miislimamn yapmasi ya- 
sak olan seyi, zimminin de yapmasi yasakdir. Zina, acikda oruc yimek, oyun, cal- 
gi, faiz, acik gezmek onlara da yasakdir. Yalmz icki ve domuz onlara yasak degil- 
dir. Hastalarma, ziyafetlerine gitmek, onlarla yolculuk etmek caizdir). (Miilteka) 
ve (Diirr-iil-muhtar)da ve diger fikh kitablannda, ta'zir bahsinde diyor ki, (Kafir- 
lere, sen zina yapicism veya bu ma'nada fena soyliyen, onlan da gibet eden, bun- 
lara kafir diyerek inciten miisliman ta'zir olunur. Ya'ni sopa ile dogiiliir. Cunki, bun- 
lari incitmek de giinahdir. Bunlarm malma dokunmak da giinahdir). (Diirr-iil-muh- 
tar), besinci cildde diyor ki, (Zimmiye, ya'ni gayr-i miislim vatandasa zulm etmek, 
miislimana zulm etmekden daha fenadir. Hayvana zulm, iskence etmek, zimmiye 
etmekden daha fenadir. Zimmiyi eziyyetlendirmemek icin selam vermek ve mii- 
safeha etmek caiz olur. Acikca giinah isliyen fasika selam vermek de boyledir). 

(Berika) kitabi, el afetlerini anlatirken diyor ki, (insana ve yemeklere zarar ve- 
ren kanncalan, eziyyet etmeden ve suya atmadan oldiirmek caizdir. icinde karm- 
ca bulunan odunu, yere vurup silkeledikden sonra yakmak caizdir. Fare, bit, pi- 
re, akreb ve cekirgeyi her zeman oldiirmek caizdir. Biti diri olarak yere atmak ve 
her canliyi yakmak mekruhdur. Zarar veren kediyi, kuduz kopegi ve yirtici hay- 
vanlari keskin bicakla kesmek ve vurmak, zehrlemek caizdir. Dogmek caiz degil- 
dir. Dogmek, terbiye icin olur. Hayvamn akh olmadigi icin terbiye edilmez. Oldii- 
riilmesi vacib olani, baska care bulunmadigi zeman yakarak oldiirmek caiz olur). 

Gangren gibi hastaligi tedavi ipin insanm bu uzvunu kesmek caiz olur. Tas al- 
mak icin mesaneyi [bobregi, safra kesesini] yarmak caizdir. Hicbir sebeble, hicbir 
canlimn yiiziine vurmak caiz degildir. 

Ikinci kism kafirlere gelince, bunlar, islam giinesinin parlamasma dayanamaz. 
Biitiin devlet kuvvetleri ile, propaganda vasitalan ile, yalan ve cirkin iftiralar ya- 
parak, islam dinini yikmaga cahsirlar. Bu zevallilar, anhyamiyor ki, islamiyyeti diin- 
yadan kaldirmak, insanlan se'adetden, rahathkdan ve kurtulusdan mahrum birak- 
mak demekdir ve kendilerini ve biitiin beseriyyeti, felaketlere, sikintilara siiriik- 
lemek, kisaca bindigi dah kesmek demekdir. Enfal suresi, altmismci ayetinde 
mealen, (Kafirlerin hiicum ve i^kencelerine ugramamak, onlan da, se'adet-i ebe- 
diyyeye kaviisdurinak icin, insan giiciiniin yetdigi kadar durmadan cahsiniz. En mii- 
kemmel harb vasitalarini yapiniz!) buyurulmusdur. Burada kafirleri miisliman 
olmakla sereflendirmegi veya cizye kabul ederek islamiyyetin himayesi altina gi- 
renlerin calismalanna, ibadetlerine kansmayip, canlanm, mallanni, namuslarim 
korumagi emr ediyor. Bu suretle, biitiin diinyamn islam bayragi altmda birlesme- 

-39- 



sini, iman etmesini, sevismesini istiyor. islamiyyeti anladigi halde inad edip, inan- 
miyanlan da icine alan, umumibir adalet ve se'adet kurmagi, biitiin insanlara, hay- 
vanlara, dirilere, oliilere, ya'ni herseye, bir rahathk kazandirmagi emr ediyor. 

21 — Ahiretde Cehennemden kurtulmak, yalniz Muhammed aleyhisselama 
tabi' olanlara mahsusdur. Diinyada yapilan hayrat ve hasenat, ya'ni biitiin iyilik- 
ler, biitiin kesfler, biitiin haller ve biitiin ilmler Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" yolunda bulunmak sarti ile, ahiretde ise yarar. Yoksa, Allahii tealanm Pey- 
gamberine tabi' olmiyanlann yapdigi her iyilik, diinyada kahr ve ahiretin harab ol- 
masina sebeb olur. Ya'ni, iyilik seklinde goriinen, birer istidracdan baska birsey 
olamaz. 

22 — Nitekim, diinyadaki faideli ve hayrli islerden cenab-i Hakkm, en cok be- 
gendigi, cami' yapmakdir. Cami' yapmamn, cok sevab oldugunu bildiren hadis-i 
serifler vardir. Boyle olmakla beraber, Tevbe suresi, onsekizinci ayetinde mealen, 
(Kafirlerin cami' yapmalari caiz degildir. Yerinde ve yarar bir is degildir. Onlarin 
cami' yapmalari ve diger biitiin begendikleri isleri, kiyametde kendilerine yarami- 
yacak ve Muhammed aleyhisselama tabi' olmadiklari kin, Cehenneme girip, cok 
aci azablarda sonsuz olarak cezalandirilacaklardir) buyuruldu. 

Al-i Imran suresi, seksenbesinci ayetinde mealen, (Muhammed aleyhisselamin 
getirdigi islam dfninden baska din istiyenlerin, dinlerini Allahii teala sevmez ve ka- 
bul etmez. Din-i islama arka ceviren, ahiretde ziyan edecek, Cehenneme girecek- 
dir) buyuruldu. 

Bir kimse, binlerce sene ibadet etse ve omriinii, nefsini temizlemekle gecirse ve 
giizel huylari ile yamndakilere ve kesf etdigi aletler ile, biitiin insanlara faideli ol- 
sa, Muhammed aleyhisselama tabi' olmadikca ebedise'adete kavusamaz. 

Nisa suresi, oniiciincii ayet-i kerimesinde mealen, (Allahii tealanm ve Pey- 
gamberi Muhammed aleyhisselamin emrlerine aldiris etmiyenler, begenmiyenler, 
asra, fenne uygun degildir, modern ihtiyaclara kali degildir diyenler, kiyametde 
Cehennem atesinden kurtulamiyacaklardir. Bunlara, Cehennemde, cok aci azab 
vardir) buyuruldu. 

23 — Bu diinya, ahiretin tarlasidir. Burada tohumlarmi ekmeyip yiyenler, boy- 
lece bir tohumdan katkat meyve kazanmakdan mahrum kalanlar, ne kadar tali'siz 
ve ahmakdir. Kardesin kardesden kacacagi, anamn evladim tammiyacagi o giin icin, 
hazirlanmiyorlar. Boyle kimseler, diinyada da, ahiretde de zarardadirlar ve sonun- 
da pisman olacaklardir. Akh basmda olan, bu diinyayi firsat bilir. Bu kisa zeman- 
da, yalniz diinya lezzetleri ile zevklenmek icin degil, belki bu firsatda, tohum ek- 
mek ve bir hayrli is, ya'ni Allahii tealanm begendigi isi yaparak, ayet-i kerimede 
bildirilen katkat fazla meyveleri toplamak istemelidir. Cenab-i Hak, bu kisa zeman- 
da yapilacak, hayrli islere ve ibadetlere sonsuz ni'metler ihsan edecekdir. Peygam- 
berine tabi' olmiyan, islamiyyeti begenmiyenlere de, sonsuz azab yapacakdir. 

[Nitekim, Nisa suresi yiizyetmisikinci ayet-i kerimesinde mealen, (Muham- 
med aleyhisselama inanip, ahirete yarayan isleri yapanlara [ya'ni ahkam-i islamiy- 
yeye uyanlara], Allahii teala, va'd etdiklerini verecek ve aynca cok ihsan yapacak- 
dir. Allahii tealaya ibadet etmegi, ya'ni Muhammed aleyhisselama ita'at etmegi, 
asagihk, gericilik samp, kendilerine asrf ve miinevver diyerek, biiyiikliik tashyan- 
lara, cok azab edecekdir. Kendilerini herkesin iistiinde sanan bu kaflrleri, Cehen- 
nemden kurtaracak bir yardimci, Allahii tealadan baska bir kuvvet sahibi bulun- 
miyacakdir) buyuruldu.] 

Nicin boyle sonsuz azab yapacagim kendisi bilir. insanlarm kisa akllari, bunun 
sebebini kavnyamaz. Mesela, diinyada yapilan cinayetlere de, cesidli cezalar emr 
etmisdir. Bunlarm sebebini ve hikmetini hicbir insan anhyamaz. iste, boyle geci- 
ci kisa bir zemandaki kiifre, sonsuz azab edecekdir. 

-40- 



Kur'an-i kerimdeki emrlerini ve islamiyyetin hiikmlerinin hepsini akla uydur- 
maga, akla begendirmege kalkisan, Peygamberlik makamimn derecesini anla- 
mamis ve inanmamis olur. Boyle, islamiyyeti akl ile, felsefe ile izaha ve inandir- 
maga cahsan kitablan okumamahdir. 

24 — (Elmiinkizii-aniddalal) kitabinda diyor ki: Akl ile anlasilan seyler, his uzv- 
lari ile anlasilanlarm iistiinde oldugu ve bunlann yanhsim cikardigi gibi, ya'ni his 
uzvlanmiz, akl ile anlasilan seyleri anhyamiyacagi gibi, akl da, Peygamberlik ma- 
kaminda anlasilan seyleri kavramakdan acizdir. inanmakdan baska caresi yokdur. 
Akl, anhyamadigi seyleri nasil olcebilir. Bunlann dogru ve yanlis olduguna nasil 
karar verebilir? (Gada-iil-miilahazat) kitabinda akla uygun bir yazi bulunmadigi 
(Cevab Veremedi) kitabimizda uzun yazihdir. 

Naklyolu ile anlasilan, ya'ni Peygamberlerin "aleyhimiisselam" soyledikleri sey- 
leri, akl ile arasdirmaga ugrasmak, diiz yolda giic giden, yiiklii bir arabayi, yoku- 
sa cikarmak icin zorlamaga benzer. Yokusa dogru at, kamcilamrsa, cabalaya ca- 
balaya, ya yikihp cam cikar. Yahud, alismis oldugu diiz yola kavusmak icin saga, 
sola ve geriye kivrilarak arabayi yikar ve esyalar harab olur. Akl da, yuriiyeme- 
digi, anhyamadigi ahiret bilgilerini cozmege zorlanirsa, ya yikihp, insan akhm ka- 
9inr veya bunlari alismis oldugu, diinya islerine benzetmege kalkisarak, yamhr, al- 
damr ve herkesi aldatir. Akl, his kuvveti ile anlasilabilen veya hissedilenlere ben- 
zeyen ve onlara baglihklan bulunan seyleri birbirleri ile olcerek, iyilerini kotiile- 
rinden ayirmaga yarayan, bir mi'yardir, bir aletdir. Boyle seylere baglihklan ol- 
mayan varhklara eremiyeceginden, sasirip kahr. O halde, Peygamberlerin bil- 
dirdikleri seylere, akla damsmaksizm inanmakdan baska care yokdur. Goruliiyor 
ki, Peygamberlere "aleyhimiissalatu vesselam" tabi' olmak, akhn gosterdigi bir lii- 
zumdur ve akhn istedigi ve begendigi bir yoldur. Peygamberlerin, akhn dismda ve 
iistiinde bulunan sozlerini, akla damsmaga kalkismak, akla aykiri bir is olur. Ge- 
cenin koyu karanhgmda bilinmiyen yerlerde, pervasizca yuriimege ve engin deniz- 
de, acemi kaptamn, pusulasiz yol almasina benzer ki, her an ucuruma, girdaba dii- 
sebilirler. Nitekim, felsefeciler ve tecribeleri hayalleri ile izaha kalkisan madde- 
ciler, akllan dismda bulunan sozlerinin cogunda yamlmis, bir yandan bircok ha- 
kikatleri meydana cikanrken, bir tarafdan da, insanlann se'adet-i ebediyyeye 
kavusmalarma mani' olmuslardir. Tecribelerin disma tasmiyan akl sahibleri, bu 
acikh hali, her zeman gormiis ve bildirmisdir. Misalleri cokdur. Felsefecilerin iis- 
tadlanndan olan Aristo icin meshur Alman kimyageri profesor (F.Arnd)m da, is- 
tanbulda cikan, tiirkce (Tecribi kimya) kitabindaki (Fen ve ilm terakkisinin, he- 
men hemen binbesyiiz sene icinde durmus olmasi, kismen Aristo felsefesinin ka- 
bahatidir) yazisi, bu dogru sozlerden biridir. 

Din-i islamda akhn ermedigi seyler cokdur. Fekat, akla uymayan birsey yokdur. 
Ahiret bilgileri ve Allahii tealamn begenip begenmedigi seyler ve Ona ibadet sekl- 
leri, eger akhn cercevesi icinde olsalardi ve akl ile dogru olarak, bilinebilselerdi, 
binlerce Peygamberin gonderilmesine liizum kalmazdi. insanlar, diinya ve ahiret 
se'adetini kendileri gorebilir, bulabilirdi ve Allahii teala, hasa Peygamberleri bos 
yere ve liizumsuz gondermis olurdu. Hicbir akl, ahiret bilgilerini bulamiyacagi, co- 
zemiyecegi icindir ki, Allahii teala, her asrda, diinyanm her tarafma, Peygamber 
gondermis ve en son ve kryamete kadar degisdirmemek iizere ve biitiin diinyaya, 
Peygamber olarak, Muhammed aleyhisselami gondermisdir. Biitiin Peygamber- 
ler, akl ile bulunacak diinya islerine dokunmayip, yalniz bunlari arasdirmak, bu- 
lup faidelenmek icin cahsmagi emr ve tesvik buyurmus, kendileri diinya islerinden 
her birinin, insanlan ebedi se'adete ve felakete nasil siiriikliyebileceklerini anlat- 
mis ve Allahii tealamn begendigi ve begenmedigi seyleri acik olarak bildirmisler- 
dir. O halde, insaf etmeli ki, Allahii tealamn sonsuz kudretinin inceliklerini mey- 
dana cikaran, bugiinkii teknik bilgilerden ve tecribelerden haberi olmayan ve is- 

-41- 



lam biiyuklerinin kitablanni okuyup anlamak soyle dursun, bunlann ismlerini bi- 
le isitmemis oldugu, sozlerinden anlasilan, bir cahilin, felesof maskesi, profesor eti- 
keti, gazete yazari perdesi altmda cahsan bir kafirin, tam olmayan akh ile, ortaya 
atdigi bir diisiince, nasil olur da, Allahin Peygamberinin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" sozlerinden iistiin tutulur? Peygamberimizin kitablanmizda yazili ilm, sih- 
hat, fen, ahlak, hak, adalet ve biitiin se'adet kollanni kavrayan ve bindortyiiz se- 
neden beri diinyanin her tarafinda gelmis, ilm, tecribe ve akl sahiblerini hurmet 
ve hayranlikda birakan ve hie birisinde kimse tarafmdan bir kusur ve hata bulun- 
mamis olan, emrleri ve sozleri, bir cahil sozii ile nasil lekelenebilir? Bundan da- 
ha biiyiik bedbahthk ve zevalhhk olabilir mi? Tam akl, sasmiyan, yamlmayan 
akldir. Etrafa diisiinceler savuran bu cahil, degil aklm erisemiyecegi seylerde, 
belki kendi giinliik islerinde, hie yamlmadigmi iddi'a edebilir mi? Boyle bir iddi'aya, 
kimse inamr mi? Degil bir insan, bugiin en aklh tanman hiristiyanlarm, kendi ara- 
lannda, en aklhlan olarak, secdikleri meb'uslan, biitiin akllari ile, biitiin ilmleri 
ile, basbasa vererek, yapdiklan kanunlan, az zeman sonra, yine kendileri begen- 
meyip degisdiriyor. Yeryiiziinde hie bozulmiyan ve degisdirilemiyecek birsey var- 
dir ki, o da Allahii tealanm Kur'an-i kerfmi ve Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" hadis-i serifleri, ya'nimubarek sozleridir. 

Ahkam-i islamiyyeyi iyice kavramis ve bugiinkii medeniyyetin temelini teskil 
eden, fen kollannin tariheesini incelemis bir fen adami, pek acik olarak goriir ki, 
tarih boyunca hicbir zemanda, hicbir teknik basari, hicbir fenni hakikat, islamiy- 
yete karsi durmamis, daima ona uygun bulunmusdur. Nasil uygun olmasm ki, ta- 
bi'ati incelemek ve madde ile kuvvet iizerinde cahsmak ve fen bilgilerinde akla gii- 
venmek, islamiyyetin emr etdigi seydir. Allahii teala, Kur'an-i kerimin bircok 
yerlerinde, (Sizden evvel gelip gecenlerin hayatlarmi, gitdikleri yollari ve basla- 
rina gelenleri, gozden gecirip, onlardan ders aliniz. Yerleri, gokleri, canhlan, 
cansizlan ve kendinizi inceleyiniz! Gordiiklerinizin icini, oziinii arasdirimz. Biitiin 
bunlarda yerlesdirmis oldugum kuvvetimi, kudretimi, buyiikliiguiiiu ve hakimiy- 
yetimi bulunuz, goriiniiz, anlayiniz!) mealinde emrler buyurmakdadir. 

Imanm alti sartmdan birincisi, Allahii tealanm var olduguna inanmakdir. Fen 
bilgisi olan aklh bir kimse, bunu diisiinerek kolayca anlayabilir. Imanm diger 
sartlan ve biitiin ibadetler, bundan sonra ogrenilir. Allahii teala, Kur'an-i kerimin 
bircok yerinde, kafirleri, neden akllanm kullanmadiklan icin ve neden yerleri, gok- 
leri ve kendilerini inceliyerek diisiinmedikleri ve boylece imana kavusmadiklan 
icin, azarlamakda ve asagilamakdadir. (Ma'rifetname)de diyor ki, (Biiyiik islam 
alimi Seyyid Serif Curcani, akh olan, iyi dtisunen bir kimse icin, astronomi ilmi, Al- 
lahii tealanm varhgmi anlamaga, cok yardim eder diyor. imam-i Gazali "rahme- 
tullahi teala aleyh" buyuruyor ki, astronomi ve anatomi bilmiyen, Allahii tealanm 
varhgmi ve kudretini anliyamaz). 

Evet, Isa aleyhisselamm hak olan dini, az zeman sonra diismanlan tarafmdan 
sinsice degisdirilmisdi. Boliis admdaki bir yehudi, Isaya inandigmi soyliyerek ve 
Iseviligi yaymaya cahsiyor goriinerek, gokden inen incili yok etdi. Dort kisi orta- 
ya cikip, oniki Havariden isitdiklerini yazarak, incil admda dort kitab meydana gel- 
di ise de, Boliisiin yalanlan, bunlara da kansdi. Barnabas [Barnabee] admdaki bir 
Havari, Isa aleyhisselamdan isitdiklerini ve gordiiklerini dogru olarak yazdi ise de, 
bu Barnabas incili de yok edildi. Uydurma inciller zemanla cogalarak, her yerde 
baska bir incil okunur oldu. [Kitabm sonundaki ism cedvelinde (Barnabas) ismi- 
ne bakiniz!] Biiyiik Kostantin putperest iken, nasraniyyeti kabul etmis ve Istan- 
bul sehrini biiyiiltiip i'mar etmis ve Kostantiniyye ismini vermisdi. Biitiin incille- 
rin birlesdirilmesini emr etmis, miladin 325. ci senesinde, iznikde 318 papasi top- 
layip, yazdirdigi yeni incile eski dini olan putperestlikden de bircok sey sokdur- 
musdu. Noel gecesinin yilbasi olmasim da kabul etmis, yeni bir hiristiyanlik dini 

-42- 



kurulmusdu. isa aleyhisselamm incilinde ve Barnabasin yazdigi incilde Allahm bir 
oldugu bildirilmisdi. Eflatunun ortaya atdigi teslis [Trinite] fikri, ilk yazilan dort 
bozuk incilde yer almisdi. Kostantin, bu teslis fikrini de yeni incile koydurdu. Ar- 
yiis ismindeki bir papas, bu yeni incilin yanhs oldugunu, Allahm bir olup, Isa aley- 
hisselamm, Onun oglu degil, kulu oldugunu soyledi ise de, bunu dinlemediler, hat- 
ta aforoz etdiler. Aryiis Misra kacdi ve orada tevhidi nesr etdi ise de, olduriildii. 

Kostantinden sonra gelen krallar, Aryiisiin mezhebi ile, yeni hiristiyanlik ara- 
sinda saskm oldu. istanbulda ikinci ve sonra iiciincu, daha sonra, Izmir ile Aydm 
arasmda bulunan Efes [Ephesus]de dordiincii ve Kadikoyde besinci ve istanbul- 
da altinci meclisler kurulup, yeni yeni inciller meydana cikdi. Nihayet, Alman pa- 
pasi, Luther Martin ve Calvin [Kalven] 931 [m. 1524] senesinde son degisiklikle- 
ri yapdi. Bu yeni incile inanan hiristiyanlara (Protestan) denildi. Boylece, hiristi- 
yanlik dini, akl ve hakikat dismda, acaib bir sekl aldi. Avrupada hiristiyanhga kar- 
si, yerinde olarak yapilmis olan hucumlar, islamiyyete karsi nasil tevcih olunabi- 
lir? 

Ahiretde azablardan kurtulmak, ancak Muhammed aleyhisselama tabi' olma- 
ga baglidir. Onun gosterdigi yolda giden, Allahu tealanm sevgisine kavusur. Ona 
tabi' olan, Allahu tealaya sadik kul olmak se'adetine erer. Diinyaya gelmis olan 
yiizyirmidortbinden ziyade Peygamberin en biiyiikleri, Ona tabi' olmagi istemis- 
dir. Musa "aleyhisselam" Onun zemanmda bulunsaydi, O biiyukliigii ile beraber, 
Ona tabi' olmagi severdi. Isa aleyhisselamm gokden inip, Onun dini yolunda yii- 
riiyecegini herkes bilir. Onun iimmeti olan muslimanlar, Ona tabi' olduklan icin, 
biitiin insanlarm hayrhsi ve en iyileri oldu. Cennete gireceklerin cogu bunlar ol- 
du ve Cennete herkesden once gireceklerdir. 

25 — Kur'an-i kerfm, nazm-i ilahidir. Nazm, liigatda, incileri iplige dizmege de- 
nir. Kelimeleri de, inci gibi, yanyana dizmege nazm denilmisdir. Si'rler birer 
nazmdir. Kur'an-i kerimin kelimeleri arabidir. Fekat, bu kelimeleri yanyana dizen, 
Allahu tealadir. Bu kelimeler, insan dizisi degildir. Muhammed "aleyhisselam", 
Allahu teala tarafindan, mubarek kalbine bildirilen seyleri, arabca olarak anlatir- 
sa, Kur'an-i kerim olmaz. Bunlara (Hadfs-i kudsi) denir. Kur'an-i kerimdeki ara- 
bi kelimeler, Allahu teala tarafindan dizilmis olarak ayetler halinde gelmisdir. Ceb- 
rail ismindeki bir melek, bu ayetleri, bu kelimelerle ve bu harflerle okumus, Mu- 
hammed "aleyhisselam" da, mubarek kulaklan ile isiterek, ezberlemis ve hemen 
Eshabma okumusdur. Allahu teala, Kur'an-i kerimi Kureys kabilesinin liigati 
ile, dili ile gonderdi. (Redd-iil-muhtar) kitabi, iiciincu cild, yemin bahsinde buyu- 
ruyor ki, ((Feth-ul-kadir) kitabmda da denildigi gibi, Allahu teala, Kur'an-i keri- 
mi, harf ve kelime olarak gonderdi. Bu harfler mahlukdur. Bu harf ve kelimele- 
rin ma'nasi, kelam-i ilahiyi tasimakdadir. Bu harflere, kelimelere Kur'an denir. Ke- 
lam-i ilahiyi gosteren ma'nalar da Kur'andir. Bu kelam-i ilahi olan Kur'an mah- 
luk degildir. Allahu tealanm, baska sifatlan gibi, ezeli ve ebedidir). Kur'an-i ke- 
rim, Kadr gecesinde inmege baslamis ve hepsinin inmesi yirmiiic sene surmusdiir. 
Tevrat, incil ve biitiin kitablar ve sahifeler ise, hepsi birden, bir def'ada inmisdi. 
Hepsi, insan soziine benziyordu ve lafzlan mu'cize degildiler. Onun icin cabuk bo- 
zuldu, degisdirildiler. Kur'an-i kerim ise, Muhammed aleyhisselamm mu'cizele- 
rinin en biiyiigudiir ve insan soziine benzememekdedir. Bunlar, imam-i Rabbani 
(Mektubat)mm, iiciincii cildi, yiiziincu mektubunda ve (Huccet-ullahi alel'ale- 
min)de ve Zerkaninin (Mevahib) serhi, besinci cildinde uzun yazilidir. 

Cebrail "aleyhisselam" her sene bir kerre gelip, o ana kadar inmis olan Kur'an-i 
kerimi, Levh-il-mahfuzdaki sirasma gore okur, Peygamber "sallallahii aleyhi ve 
sellem" efendimiz dinler ve tekrar ederdi. Ahirete tesrif edecegi sene, iki kerre ge- 
lip, temammi okudular. Muhammed "aleyhisselam" ve Eshab-i kiramdan cogu, 
Kur'an-i kerimi temamen ezberlemisdi. Ba'zilan da, ba'zi kismlan ezberlemis, bir- 

-43- 



cok kismlanni yazmislardi. Muhammed "aleyhisselam", ahirete tesrif etdigi sene, 
halife Ebu Bekr "radiyallahii anh", ezber bilenleri toplayip ve yazih olanlan ge- 
tirtip bir hey'ete, biitiin Kur'an-i kerimi, kagid iizerine yazdirdi. Boylece, (Mus- 
haf) veya (Mishaf) denilen bir kitab meydana geldi. Otuziicbin Sahabi "radiyal- 
lahii teala anhiim ecma'in" bu Mushafm her harfinin, tarn yerinde olduguna soz 
birligi ile karar verdi. Sureler belli degildi. Uciincii halife Osman "radiyallahii anh", 
hicretin yirmibesinci [25] senesinde, sureleri birbirinden ayirdi. Yerlerini sirala- 
di. Alti dane daha Mushaf yazdinp, Bahreyn, Sam, Misr, Kufe, Yemen, Mekke ve 
Medineye verdi. Bugiin, biitiin diinyada bulunan mushaflar, hep bu yedisinden ya- 
zihp, cogalmisdir. Aralannda bir nokta farki bile yokdur. 

Kur'an-i kerimde yiizondort sure ve altibinikiyiizotuzalti ayet vardir. Ayetle- 
rin sayisinin 6236 dan az veya daha cok oldugu da bildirildi ise de, bu ayriliklar, 
biiyiik bir ayetin, birkac kiiciik ayet sayilmasmdan veya birkac kisa ayetin, bir bii- 
yiik ayet, yahud surelerin evvelindeki Besmelelerin bir veya ayri ayri ayet sayil- 
masmdan ileri gelmisdir. Bu hususda (Bostan-iil-arifin)de genis bilgi vardir. 

Her sa'irin, nazm yapmak kabiliyyeti baskadir. Mesela, Mehmed Akifin ve Na- 
bmin si'rlerini iyi bilen usta bir edebiyyatciya, Mehmed Akifin, son yazdigi bir 
si'rini gottirtip, bu, Nabinin si'ridir desek, bu si'ri, hie isitmemis oldugu halde, 
okuyunca: (Yamhyorsunuz! Ben Nabi efendinin ve Mehmed Akifin, tabf at-i 
si'riyyelerini iyi bilirim. Bu si'r Nabinin degil, Mehmed Akifindir) demez mi? El- 
bette der. iki Ttirk sa'irinin tiirkce kelimeleri nazm etmesi, dizmesi cok farkh ol- 
dugu gibi, Kur'an-i kerim hicbir insan soziine benzemiyor. Kur'an-i kerimin in- 
san sozii olmadigi tecribe ile de isbat edilmisdir ve her zeman edilebilir. Soyle 
ki, bir arab sa'iri, bir sahifede, edebi san'at inceliklerini gostererek, birsey yaz- 
mis, bunun arasina birkac satir hadis-i serif ve baska yerinde de, ayni seyi anla- 
tan bir ayet-i kerime koyup, hepsi bir arada, islamdan ve Kur'andan haberi ol- 
miyan, arabisi kuvvetli birisine, bir adamin yazisi diye okutdurulmusdur. Okur- 
ken, hadis-i serife gelince, durmus ve (Burasi, yukansma benzemiyor. Burada- 
ki san'at daha yiiksek) demisdir. Sira, ayet-i kerimeye gelince, saskm bir halde 
(Burasi hicbir soze benzemiyor. Ma'na icinde, ma'na cikiyor. Hepsini anlama- 
ga imkan yok) demisdir. 

Kur'an-i kerim, hicbir dile, hatta arabcaya da terceme edilemez. Herhangi bir 
si'rin, kendi diline bile, tam tercemesine imkan yokdur. Ancak meali ve izahi 
olur. Kur'an-i kerimin ma'nasim anlamak icin tercemesini okumamahdir. Bir 
ayetin ma'nasim anlamak demek, Allahu tealamn, bu ayetde, ne demek istedigi- 
ni anlamak demekdir. Bu ayetin herhangi bir tercemesini okuyan kimse, murad-i 
ilahiyi ogrenemez. Terceme edenin, bilgi derecesine gore yapdigi mealini ogrenir. 
Bir cahilin, bir dinsizin yapdigi tercemeyi okuyan da, Allahu tealamn dedigini de- 
gil, terceme edenin, anladim sanarak, kendi kafasmdan anlatmak istedigini ogre- 
nir. 

Koyliiye aid bir kanunu, hiikumet, dogruca koyliiye gondermez. Ciinki, koy- 
lii okuyabilse bile, anhyamaz. Bu kanun once, valilere gonderilir. Valiler, iyi an- 
layip, izahmi ekliyerek, kaymakamlara, bunlar da daha aciklayarak, muhtarla- 
ra anlatir. Muhtar, yalniz okumakla anhyamaz. Muhtar da, ancak, koylii dili ile, 
koyliiye soyler. iste, Kur'an-i kerim de, ahkam-i ilahiyyedir. Kanun-i rabbanidir. 
Allahu teala, Kur'an-i kerimde kullanna se'adet yolunu gostermis ve kendi ke- 
lamim insanlarm en yiiksegine gondermisdir. Kur'an-i kerimin ma'nasim, yalniz 
Muhammed "aleyhisselam" anlar. Baska kimse, tam anhyamaz. Eshab-i kiram 
"aleyhimurndvan", ana dili olarak arabi bildikleri, edib ve belig olduklan hal- 
de, ba'zi ayetleri anhyamaz, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" sorarlar- 
di. 

Mesela Omer "radiyallahii anh", bir yerden gecerken, Resulullahin "sallallahii 

-44- 



aleyhi ve sellem", Ebu Bekr-i Siddfka "radiyallahu anh" birsey anlatdigim gordii. 
Yanlarma gidip dinledi. Sonra, baskalan da, gordii ise de, gelip dinlemege cekin- 
diler. Ertesi giin, Omeri "radiyallahu anh" goriince, (Ya Omer, Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", diin size bir sey anlatiyordu. Bize de soyle, ogrenelim) 
dediler. Ciinki, daima, (Benden duyduklarimzi, din kardeslerinize de anlatiniz! Bir- 
birinize duyurunuz!) buyururdu. Omer "radiyallahu anh", (Diin Ebu Bekr "radi- 
yallahu anh", Kur'an-i kerimden anlryamadigi bir ayetin ma'nasim sormus, Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem", ona anlatiyordu. Bir saat dinledim, birsey an- 
hyamadim) dedi. Ciinki, Ebu Bekrin yiiksek derecesine gore anlatiyordu. Omer 
"radiyallahii anhiima", o kadar yiiksek idi ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", (Ben, Peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra Peygamber gelmiye- 
cekdir. Eger, benden sonra Peygamber gelseydi, Omer Peygamber olurdu) buyur- 
du. Boyle yiiksek oldugu halde ve arabiyi cok iyi bildigi halde, Kur'an-i kerimin 
tefsirini bile anliyamadi. Ciinki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", herke- 
se, derecesine gore anlatiyordu. Ebu Bekrin derecesi, ondan cok daha yiiksekdi. 
Fekat, bu da, hatta Cebrail "aleyhisselam" dahi, Kur'an-i kerimin ma'nasim, es- 
ranni, Resulullaha sorardi. [(Hadika)da, dil afetlerini anlatirken buyuruyor ki, (... 
Resulullahm, Kur'an-i kerimin hepsinin tefsirini Eshabina bildirdigini imam-i 
Siiyuti haber vermekdedir).] 

Hiilasa, Kur'an-i kerimin ma'nasim yalmz Muhammed "aleyhisselam" anlamis 
ve hadis-i serifleri ile bildirmisdir. Kur'an-i kerimi tefsir eden Odur. Dogru tefsir 
kitabi da, Onun hadis-i serifleridir. Din alimlerimiz, uyumiyarak, dinlenmiyerek, 
istirahatlarmi feda ederek, bu hadis-i serifleri toplayip, tefsir kitablarmi yazmis- 
lardir. (Beydavi) tefsiri bunlarm en kiymetlilerindendir. Bu tefsir kitablarmi da an- 
hyabilmek icin, otuz sene durmadan cahsip, yirmi ana ilmi, iyi ogrenmek lazimdir. 
Bu yirmi ana ilmin kollan, seksen ilmdir. Ana ilmlerden biri, (Tefsir) ilmidir. Bu 
ilmlerin ayn ayri alimleri ve cok kitablan vardir. Bugiin kullanilan ba'zi arabi ke- 
limeler, fikh ilminde baska ma'naya, tefsir ilminde ise daha baska ma'naya gelmek- 
dedir. Hatta ayni bir kelime, Kur'an-i kerimdeki yerine, aldigi edatlara gore, bas- 
ka ma'nalar bildirmekdedir. Bu genis ilmleri bilmiyenlerin, bugiinkii arabcaya go- 
re, yapdiklan Kur'an tercemeleri, Kur'an-i kerimin ma'nasindan bambaska birsey 
oluyor. Kur'an-i kerimin ma'nasindan, mezayasmdan, rumuzundan, isaretlerinden, 
herkes imammn kuvveti kadar, birsey anhyabilir. Tefsir, anlatmakla, yazmakla ol- 
maz. Tefsir, din buyiiklerinin kalblerine dogan bir nurdur. Tefsir kitablan, bu nu- 
run anahtandir. Cekmeceyi anahtarla acmca, mticevherler meydana cikdigi gibi, 
o tefsirleri okumakla, kalbe bu nur dogar. Seksen ilmi iyi bilenler, tefsirleri anla- 
yip, bizim gibi din cahillerine bildirmek icin, cesidli derecedeki insanlara gore, bin- 
lerle kitab yazmislardir. (Mevakib), (Tibyan) ve (Ebiilleys) gibi, tiirkce kiymetli 
tefsirler, bu kitablardandir. (Tibyan tefsiri), hicretin [1110] senesinde yapilmis bir 
tercemedir. Konyah Vehbi efendinin tefsiri, bir va'z kitabidir. Yeni yazilan tiirk- 
ce tefsirlerin ve ilmihallerin, en kiymetlisi samlanlannda bile, sahsi diisiinceler bu- 
lunmakda, okuyanlara zarari, faidesinden cok olmakdadir. Hele islam diismanla- 
nnm, bid'at sahiblerinin, Kur'an-i kerimin ma'nasim bozmak icin yapdiklan tef- 
sir ve terceme kitablan, birer zehrdir. Bunlan okuyan gene zihnlerde, bir takim siib- 
heler, i'tirazlar hasil oluyor. Zaten, bizim gibi, din bilgisi az olanlann, islamiyye- 
ti ogrenmek icin, tefsir ve hadis-i serif okumasi uygun degildir. Cunki, Kur'an-i ke- 
rimi ve hadis-i serifi yanhs anlamak veya siibhe etmek insamn imamm giderir. Yal- 
niz arabca bilmekle, tefsir ve hadis anlasilmaz. Arabca bilenleri, din alimi sanan, 
aldamr. Beyrut ve baska yerlerde ana dili arabca olan, arab edebiyyatim iyi bilen, 
cok papas var. Fekat, hicbirinin islamiyyetden haberi yok. Qkardiklan, m. 1956 
baskih (El-miincid) ismindeki liigat kitabmda, islam ismlerini, hatta Medinenin Ba- 
kf mezarhgimn ismini ve hatta, Resulullah efendimizin vefat tarihini bile yanhs 
yazmislardir. 

-45- 



Kur'an-i kerimin hakiki ma'nasmi anlamak, ogrenmek istiyen bir kimse, din 
alimlerinin kelam ve fikh ve ahlak kitablarmi okumahdir. Bu kitablarm hepsi, 
Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden almmis ve yazilmisdir. Kur'an tercemesi 
diye yazilan kitablar, dogru ma'na veremez. Okuyanlan, bunlan yazanlann fikrle- 
rine, dtisuncelerine ve maksadlarma esir eder ve dinden aynlmalanna sebeb olur. 

Kur'an-i kerimin, latin harfleri ile yazilmasma da imkan olmuyor. Ciinki bu harf- 
lerde, Kur'an-i kerim harflerinin hepsinin karsihgi yokdur. Bunun icin, ma'na bo- 
zuluyor. Okunan, Kur'an olmayip, ma'nasiz bir ses yigmi olacagi m. 1986 baskili 
( El-m iiallim) mecmu'asmda da uzun yazilidir. Mesela, ehad yerine ehat derse, ne- 
maz fasid oluyor. 

Bugiin, cok kimsenin, boyle bozuk tercemeleri ve latin harfi ile yazilmis, ne ol- 
dugu belirsiz kitablan (tiirkce Kur'an) diye gencligin online siirdiikleri, koylere da- 
gitdiklan goriiliiyor. (Arabca Kur'an, yabanci dildir. Onu okumayin! Oz dilimiz- 
le bunu okuyun) diyorlar. Boyle soyliyenlere dikkat edilirse, cogunun nemaz kil- 
madigi, oruc tutmadigi, haramlara, hatta dinsizlige dalmis bulundugu, miisliman- 
hga, yalniz laf ile bagh oldugu anlasihyor. Bu kimseler, radyoda, barlarda Beetho- 
venin 9 senphonisini, Mozartm Figarosunu ve Molyerin si'rlerini nicin almanca, ital- 
yanca, fransizca soyliiyorlar ve dinliyorlar? Bunlar yabanci dildir. Ozttirkce soy- 
lemek lazimdir demiyorlar? Bu senfonileri, komedileri tiirkceye terceme etmiyor- 
lar. Ciinki, tiirkceye tam cevrilemiyecegini biliyorlar. Tiirkcesinden, nefsleri zevk 
alamiyor. Tiirkcelerine Beethovenin, Sopenin eseri denilemiyor. iste muslimanlar 
da, bu tercemelerden Kur'an-i kerimin zevkmi alamaz, ruhlarmi besliyemez. 

Diyanet isleri Baskanhgi tarafmdan hazirlamp 1381 [m. 1961] de nesr edilen, 
(Kur'an-i kerimin tiirkce meali) admdaki tercemenin onsoziinde de, yukanda 
bildirdiklerimiz cok giizel dile getirilmisdir. Diyanet isleri reisi muhterem H.Hiis- 
nii Erdem imzasmi tasiyan bu onsozde diyor ki, (Kur'an-i kerim gibi ilahibelagat 
ve icazi haiz bir kitab, yalniz tiirkceye degil, hicbir dile hakkiyle cevrilemez. Es- 
ki tefsirlerin lsigi altmda verilen ma'nalara da terceme degil, meal demek uygun- 
dur. Kur'amn yalniz ma'nasmi ifade eden sozleri, Kur'an hiikmiinde tutmak, ne- 
mazda okumak ve aslma hakkiyle vakif olunmadan ahkam cikarmak caiz olmaz. 
Hicbir terceme, ashnin yerini tutamaz. Kur'an-i kerimde, muhtelif ma'nalara ge- 
len lafzlar vardir. Boyle bir lafzi terceme etmek, cesidli ma'nalanm bire indirmek 
olur ki, verilen tek ma'nanm, murad-i ilahi oldugu bilinemez. Bunun icin, Kur'an 
tercemesi demege cesaret edilemez. Kur'an-i kerimi terceme etmek baska, terce- 
meyi Kur'an yerine koymaga kalkismak baskadir). Onsozden sonra yapilan apik- 
lamalarda diyor ki, (Bu ilahi, beser iistii ve muciz kitabm tam hakkini vererek ay- 
nen tiirkceye cevrilmesi mumkin degildir. Bu i'tibarla, en isabetli yol, ayetleri ke- 
lime kelime aynen terceme etmek yerine, arabca aslmdan anlasilan ma'na ve me- 
ali tiirkce ile ifade yolu olsa gerekdir. Kur'an-i kerimin nazm-i celilini, aslmdaki 
icaz ve belagatini muhafaza ederek terceme etmek miimkin degildir. Fekat, me- 
al olarak tercemesi miimkindir. Bir dilden baska bir dile yapilan tercemelerde, her 
iki dilin hususiyyetlerini hakkiyle belirtmege imkan yokdur. Avrupada ilk Kur'an 
tercemesi 537 [m. 1141] de latinceye yapilmisdir. 919 [m. 1513] da italyancaya, 1025 
[m. 1616] de almancaya, 1056 [m. 1647] da fransizcaya ve 1057 [m. 1648] de ingi- 
lizceye terceme edilmisdir. Bugiin, bu dillerin herbirinde otuz kadar tercemeleri 
vardir. Ancak cesidli egilimli kimselerin yapdiklan tercemelerde, pek yanhs, hat- 
ta garazkarane olanlar vardir. Kur'an-i kerimi baska dillere terceme etmek caiz- 
dir. Fekat, tercemeden islam dininin ahkamimn hepsi ogrenilemez. Hadis-i serif- 
lerle, icma' ve kiyas yolu ile sabit olan hiikmler de vardir. Bunlar, tafsilati ile, fikh 
kitablarmdan ogrenilir). 

Seyyid Abdiilhakim Arvasi "rahmetullahi aleyh" buyurdu ki, istanbulda, Ba- 
yezid umumi kiitiibhanesi, seyhul-islam Veliyyiiddin efendi kisminda, binyedi- 

-46- 



yiizalti numarah kitabm 224. cii sahifesinde diyor ki, (Kur'an tercemesi, Kur'an 
degildir. Ciinki Kur'an, ma'lum muciz olan nazmdir. Terceme edilince, icazi 
zail olmakdadir. Bir si'r terceme edilince, si'r olmakdan cikar). Kitab, imam-i Ne- 
vevinin (Ezkar) kitabmin serhidir. Miiellifi, Ebu Abdullah Muhammed Semstid- 
din UkayliBehnesisafi'i naksi 1001 [m. 1592] de vefat etmisdir. Behnes, Misr-i 
viistada bir kasabadir. 

Allahii teala, Kur'an-i kerimde, (Benim kitabim arabidir) diyor. (Muhammed 
aleyhisselama, bu Kur'ani arabf dil ile indirdim) buyuruyor. O halde, Allahii te- 
alanm melek ile indirdigi kelimelerin, harflerin ve ma'nalann toplami Kur'andir. 
Boyle olmiyan kitablara, Kur'an-i kerim denemez. Bu kitablara Kur'an diyen 
miislimanlikdan cikar. Kafir olur. Baska dile, hatta arabiye cevrilirse, Kur'an 
aciklamasi denir. Ma'nasi bozulmadan da, bir harfi bile degisince, Kur'an olmaz. 
Hatta hicbir harfi degismeden, okunmasinda ufak degisiklik yapihrsa, Kur'an 
denmez. 

(Riyad-un-nasihin)de diyor ki: Arabigramer sartlarma uyan ve ma'nayi degis- 
dirmiyen, fekat ba'zi kelimeleri Osman radiyallahii anhm topladigma benzemiyen 
Kur'an-i kerime (Kiraet-i sazze) denir. Bunu nemazda da, baska yerde de okumak 
caiz degildir, giinahdir. Kiraet-i sazzeyi, Eshab-i kiramdan "radiyallahii teala an- 
hiim ecma'in" birkaci okumus, fekat sozbirligi olmamisdir. Eshab-i kiramdan bi- 
rinin okudugu bildirilmiyen bir okumaga (Kiraet-i $azze) denmez. Boyle okuya- 
m habs etmek, dogmek lazimdir. Din alimlerinden hicbirinin okumadigi seklde oku- 
mak, ma'nayi ve kelimeleri bozmasa bile, kiifrdur. 

Kur'an-i kerimin baska dillere yapilan cevirmelerine Kur'an denmez. Bunlara, 
Kur'an-i kerimin meali, ya'ni aciklamasi denir. Bunlar, miitehassis olan ve iyi 
niyyetli, halis muslimanlar tarafmdan hazirlanmis ise, Kur'an-i kerimin ma'nasi- 
m anlamak icin okunabilir. Buna birsey denmez. Bunlar, Kur'an diye okunamaz. 
Bunlan, Kur'an diye okumak, sevab olmaz. Giinah olur. Muslimanlar, Kur'an-i ke- 
rimi, Allahii tealamn indirdigi gibi okumahdir. Ma'nasim bilmeden okumak da se- 
vabdir. Ma'nasim anhyarak okumak, elbette daha cok sevab ve daha iyidir. 

Misr, Irak, Hicaz, Fas arabcalan birbirine benzemiyor. Kur'an-i kerim, bunlar- 
dan hangisinin dili ile aciklanacak? Kur'an-i kerimi anlamak icin, simdiki arabca- 
yi degil, Kureys dilini bilmek lazimdir. Kur'an-i kerimi anlamak icin, yillarca dir- 
sek ciirutmek, cahsmak lazimdir. Biz, boyle cahsip anhyan, islam alimlerinin yaz- 
mis olduklan tefsirlerden, aciklamalardan okuyup anlamahyiz. Derme catma ter- 
cemeleri okuyan gencler, Kur'an-i kerimi, mitolojik hikayeler, liizumsuz, faidesiz 
diisiinceler, bayagi sozler sanir. Kur'andan, islamdan soguyup, kafir olur. De- 
mek ki, genclerin online Kur'an tercemelerini siirerek, oztiirkce Kur'an okuyunuz, 
yabanci dil olan arabca Kur'ani okumayimz demek, musliman yavrularmm, sehid 
evladlarmm dinsiz yetismesini istiyen islam diismanlanmn, zmdiklarm yeni bir tak- 
tigi, hilesi olsa gerekdir. 

Ibni Hacer-i Mekki hazretleri, (Fetava-i fikhiyye) kitabmin otuzyedinci sahife- 
sinde buyuruyor ki, (Kur'an-i kerimi arabiden baska harf ile yazmak ve baska di- 
le terceme edip, Kur'an-i kerim yerine bunu okumak, sozbirligi ile haramdir. 
Selman-i Farisi "radiyallahii anh" Fatihayi Iranhlara farisi harflerle yazmadi. 
Tercemesini de yazmadi. Fatiha suresinin farisi tefsirini yazdi. Arabiden baska harf 
ile yazmak ve boyle yazilmis Kur'ani okumak haramdir. Kur'an-i kerimi arabi harf- 
lerle, okundugu gibi yazmak sureti ile degisdirmek bile, sozbirligi ile haramdir. Boy- 
le yapmak (Selef-i salihin)in, ya'ni ilk yillardaki muslimanlarm yapdiklanm begen- 
memek, onlari cahil bilmek olur. Mesela, Kur'an-i kerimde, (Ribu) yazili ise de, 
(Riba) okunur. Bunu, okundugu gibi (Riba) yazmak caiz degildir. Kur'an-i keri- 
mi boyle yazarken ve baska dile terceme ederken, Allah kelamimn icazi bozulmak- 
da, nazm-i ilahi degismekdedir. Herhangi bir surede bulunan ayetlerin yerlerini de- 

-47- 



gisdirmek haramdir. Ciinki, ayetlerin sirasi kat'i olarak dogrudur. Surelerin sira- 
lannin dogrulugu ise zannidir. Bunun icin, surelerin yerini degisdirerek okumak, 
yazmak mekruh olmusdur. Kur'an-i kerimi baska harflerle veya tercemesini yaz- 
mak, okumak, ogrenmesini kolaylasdinr demek dogru degildir. Kolay olsa bile, ca- 
iz olmasma sebeb olamaz). 

(Mevdu'at-ul-ulum)da diyor ki, (Kur'an-i kerimdeki bilgiler iic kismdir: Birin- 
cisini hicbir kuluna bildirmemisdir. Kendisini, ismlerini ve sifatlanni kendinden 
baska kimse bilemez. ikinci kism bilgileri, yalmz Muhammed aleyhisselama bil- 
dirmisdir. Bu yiice Peygamberden ve Onun varisi olan rasih alimlerden baska kim- 
se bunlan anhyamaz. Miitesabih ayetler boyledir. Uciincii kism bilgileri, Pey- 
gamberine bildirmis ve ummetine ogretmesini emr buyurmusdur. Bu ilmler de iki- 
ye ayrilir: Birinciler, gecmis insanlarm hallerini bildiren (Kisas) ve diinyada, ahi- 
retde yaratmis oldugu ve yaratacagi seyleri bildiren haberler (Ahbar)dir. Bunlar, 
ancak Resulullahm bildirmesi ile anlasihr. Akl ile, tecribe ile anlasilamaz. Uciin- 
cii kism bilgilerin ikincileri, akl, tecribe ve arabi ilmler ile anlasilabilir. Kur'an-i 
kerimden ahkam cikarmak ve fen bilgilerini anlamak boyledir. imam-i Nesefi "rah- 
metullahi teala aleyh" (Akaid)de buyuruyor ki, arabi ilmlere gore ma'na verilir. 
Ismaili sapiklan gibi, baska ma'nalar vermek, ilhad ve kiifr olur. 

Kendi akh ve goriisleri ile bozuk tefsirler yapanlar bes diirliidur: 

1 — Tefsir icin lazim olan bilgileri bilmiyen cahillerdir. 

2 — Miitesabih ayetleri tefsir edenlerdir. 

3 — Sapik firkalardakilerin, zindiklann ve dinde reformcularm, bozuk diisiin- 
ce ve isteklerine uygun tefsir yapanlardir. 

4 — Delil ve sened ile iyi anlamadan tefsir yapanlardir. 

5 — Nefse ve seytana uyarak yanlis tefsir yapanlardir). 

26 — Ahkam-i islamiyyenin hepsi Kur'an-i kerimden cikmakdadir. Kur'an-i ke- 
rim, biitiin Peygamberlere "salevatullahi aleyhim" gonderilmis olan, biitiin kitab- 
lardaki ahkami ve daha fazlasmi kendisinde toplamakdadir. Gozleri kor, ilmleri 
az, akllari kisa olanlar, bunu goremez. Kur'an-i kerimdeki bu ahkam iic kismdir: 

Birinci kism ahkami, ilm ve akl sahibi, (ibaret-i nass) ile ve (i$aret-i nass) ile ve 
(Delalet-i nass) ile ve (Mazinun-i nass) ile ve (iltizam-i nass) ile ve (iktiza-i nass) 
ile kolayca anliyabilir. Ya'ni, her ayet-i kerimede, ibaret, delalet, isaret, iltizam, 
iktiza ve tazammiin bakimmdan cesidli ma'nalar ve hiikmler vardir. (Nass), ma'na- 
lari acik ve meydanda olan ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere denir. 

Kur'an-i kerimdeki ahkamdan ikinci kismi acikca anlasilmaz. ictihad ve istin- 
bat yolu ile meydana cikanlabilir. 

Ahkam-i ictihadiyyede, Eshab-i kiramdan biri, Peygamberimize "sallallahii aley- 
hi ve sellem" uymayabilirdi. Fekat bu ahkam, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve 
sellem" zemamnda hatah ve siibheli olamazdi. Ciinki, Cebrafl "aleyhisselam" gele- 
rek, yanlis olan ictihadlar, Allahii teala tarafindan hemen diizeltilir, hak ile batil bir- 
birinden hemen aynhrdi. Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" ahirete tes- 
rifinden sonra meydana cikanlan ahkam ise, boyle olmayip, dogru ile yanlis ictihad- 
lar kansik kaldi. Bundan dolayidir ki, vahy zemamnda ictihad olunan ahkami, hem 
yapmak, hem de inanmak lazimdir. Peygamberimizden sonra ictihad olunan ahka- 
mi da yapmak lazim ise de, icma' hasil olmiyan ictihadlarda siibhe etmek, imam gi- 
dermez. [Bu husus (Mektubat)in ikinci cild, 36. ci mektub sonunda da yazihdir.] 

Kur'an-i kerimde bulunan ahkamdan uciincii kismi, o kadar derin ve gizlidir ki, 
bunlan anlayip cikarmaga insan giicii yetisemiyor. Bunlar, Allahii teala tarafindan 
bildirilmedikce, anlasilamaz. Bu da ancak Peygamberimize "sallallahii aleyhi ve 
sellem" gosterilmis, bildirilmisdir. Baskasma bildirilmez. Bu ahkam da, Kur'an-i 
kerimden cikanhyor ise de, Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem" tarafindan 

-48- 



aciklanmis olduklanndan, bunlara (Siinnet) denir. Birinci ve iiciincti kism ah- 
kamda kimse, Peygamberden "sallallahii aleyhi ve sellem" ayrilamaz. Biitiin miis- 
limanlann, bunlara inanmasi ve tabi' olmasi lazimdir. Ahkam-i ictihadiyyede ise, 
her muctehidin kendi cikardigi hiikme tabi' olmasi lazimdir. Baska miictehidlerin 
ahkamma tabi' olamaz. Bir miictehid, baska miictehide, ictihadmdan dolayi yanil- 
di, dogru yoldan aynldi diyemez. Zfra, her miictehide, kendi ictihadi hakdir ve dog- 
rudur. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" uzak memleketlere gonder- 
digi Eshab-i kirama, karsilasacaklan mes'elelerde, Kur'an-i kerimin hiikmii ile ha- 
reket etmelerini, Kur'an-i kerimde bulamazlar ise, hadis-i seriflerde aramalarim, 
burada da bulamazlar ise, kendi re'y ve ictihadlan ile amel etmelerini emr buyu- 
rurdu. Kendilerinden daha alim, daha yiiksek olsalar bile, baskalarmm fikr ve ic- 
tihadlanna tabi' olmakdan men' ederdi. Hicbir miictehid ve Eshab-i kiramdan hic- 
birisi "radiyallahii teala annum ecma'in" baskalarmm ictihadlarma bozuk deme- 
di. Kendilerine uymiyanlara, fasik ve sapik gibi kotii seyler soylemedi. 

Eshab-i kiramdan "radiyallahii teala annum ecma'in" sonra gelen miictehidle- 
rin en biiyiigii, imam-i a'zam Ebu Hanifedir "radiyallahii anh". Bu biiyiik imam, 
her hareketinde, vera' ve takva iizere idi. Her isinde Peygamberimize "sallallahii 
aleyhi ve sellem" tam ma'nasi ile tabi' idi. ictihad ve istinbatda, oyle yiiksek bir de- 
receye ulasmisdi ki, buraya kimse varamadi. 

[Kendisinden daha onceleri, daha alim ve daha yiiksek kimseler geldi ise de, on- 
lann zemanmda sapitmalar yayilmamis oldugundan, dogruyu ayiracak mi'yarlar 
hazirlamamislar, diger daha kiymetli islerle ugrasmislardir.] 

Imam-i Safi'i hazretleri, imam-i a'zamm ictihadimn inceliginden, az birsey an- 
hyabildigi icindir ki, (Biitiin miictehidler, imam-i a'zam Ebu Hanifenin cocukla- 
ridir) demisdir. Isa "aleyhisselam", kiyamete yakin bir zemanda, gokden inerek, 
Muhammed aleyhisselamm dmine gore hareket edecek ve Kur'an-i kerimden 
ahkam cikaracakdir. islam biiyiiklerinden imam-i Muhammed Parisa hazretleri bu- 
yuruyor ki, (Isa "aleyhisselam" gibi biiyiik bir Peygamberin, ictihad ile cikaraca- 
gi biitiin ahkam, Hanefimezhebindeki ahkama benziyecek, ya'ni, imam-i a'zamm 
ictihadina uygun olacakdir). Bu da, imam-i a'zamm "radiyallahii anh" ictihadimn, 
ne kadar cok isabetli ve dogru oldugunu bildiriyor. Evliya, kalb gozleriyle, Hane- 
fi mezhebini, biiyiik deniz gibi, diger mezhebleri, ufak dereler, irmaklar gibi gor- 
miis olduklarim soylemislerdir. imam-i a'zam Ebu Hanife hazretleri, ictihadinda 
da siinnete tabi' olmakda, herkesden ileri gitmis, Miirsel hadisleri bile, Miisned ha- 
disler gibi, sened olarak almisdir ve Eshab-i kiramm sozlerini, kendi goriislerinin, 
buluslarmm iistiinde tutmusdur. Onlarm, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve 
sellem" yanmda, sohbetinde bulunmak serefi ile kazandiklan derecelerin biiyiik- 
lugiinii, herkesden daha iyi anlamisdir. Diger hie bir miictehid boyle yapamamis- 
dir. Imam-i a'zam icin, kendi goriisii ile ahkam cikanp, Kur'an-i kerime ve hadis-i 
seriflere bagh kalmamisdir diyenler, yeryiiziinde asrlardan beri ibadet etmekde 
olan milyonlarca miislimani, yanhs ve uydurma yolda bulundurmakla ve hatta miis- 
limanhkdan ayri kalmakla lekelemis oluyor. Bunu ise, ya kendi cehllerini de bilme- 
yen kara kafali cahiller, yahud din-i islami yikmak, bozguna ugratmak isteyen islam 
diismanlan, zindiklar soyler. Birkac cahil, birkac zmdik, birkac hadis ezberleyip, ah- 
kam-i islamiyyeyi bu kadarcik sanarak, isitmedikleri ve bilmedikleri hiikmleri inkar 
ediyor. Evet, bir kaya kovugunda ilismis kalmis bir bocek, yerleri ve gokleri, bu de- 
likden ibaret sanir. 

Ehl-i siinnetin reisi, fikhm kurucusu, imam-i a'zam Ebu Hanifedir "rahmetul- 
lahi teala aleyh". Biitiin diinyada tatbik olunan ahkam-i islamiyyenin dortde iicii, 
onundur. Kalan dortde birinde de, ortakdir. islamiyyetde ev sahibi, aile reisi 
odur. Biitiin diger miictehidler, onun cocuklandir. 

[Bir muctehidin cikardigi ahkamm hepsine (Mezheb) denir. Ehl-i siinnetin 

- 49 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:4 



yiizlerce mezhebinden, bugiin dort imamin mezhebi kitablara gecmis olup, diger- 
leri kismen unutulmusdur. Bu dort imamin ismleri ve vefat tarihleri: Ebu Hanife 
150, Malik bin Enes Esbahi 179, Muhammed Safi'i 204 ve Ahmed bin Hanbel 241 
dir. Miictehid olmiyanlann biitiin hareketlerinde ve ibadetlerinde, bu dort mez- 
hebden birinde bulunmasi lazimdir. Demek ki, Peygamberimizin "sallallahu aley- 
hi ve sellem" yolu, Kur'an-i kerim ile ve hadis-i serifler ile, ya'ni siinnet ile ve miic- 
tehidlerin ictihadlan ile gosterilen yoldur. Bu tic vesikadan baska, bir de, (icma'-i 
iimmet) vardir ki, Eshab-i kiramin ve Tabi'inin sozbirligi oldugu, Ibni Abidinde 
(Habs) bahsinde yazilidir. Ya'ni gordiikleri ve isitdikleri zeman, hicbirisinin red 
ve inkar etmedigi seylerdir. Si'ilerin (Minhac-iis-salihin) kitabinda, olmiis olana 
tabi' olmak caiz degildir demeleri dogru degildir.] 

Din-i islam, bu dort vesika ile bizlere gelmisdir. Bu dort vesikaya (Edille-i 
$er'iyye) denir. Bunlarm disinda kalan hersey bid'atdir, zmdiklikdir ve dinsizlik- 
dir. Tesavvuf biiyiiklerinin kalblerine gelen ilhamlar, kesfler, ahkam-i islamiyye 
icin sened ve vesika olamaz. Kesflerin, ilhamlarm dogru olup olmadigi, islamiyye- 
te uygun olup olmamalan ile anlasihr. Tesavvufun, vilayetin yiiksek tabakalann- 
da bulunan Evliya da, ilmi olmiyan, asagi derecelerdeki mtislimanlar gibi, bir 
miictehide tabi' olmak mecburiyyetindedir. Bistami, Ciineyd, Celaleddin-i Rumi 
ve Muhyiddin-i Arabi gibi Evliya, herkes gibi, bir mezhebe tabi' olarak yiikselmis- 
lerdir. Ahkam-i islamiyyeye yaprsmak, bir agap dikmek gibidir. Evliyaya hasil olan 
ilmler, ma'rifetler, kesfler, tecelliler, ask-i ilahi ve muhabbet-i zatiyye, bu agacm 
meyveleri gibidir. Evet, agac dikmekden maksad, meyve elde etmekdir. Fekat, mey- 
ve kazanmak icin, agac dikmek sartdir. Ya'ni, iman olmazsa ve ahkam-i islamiy- 
ye yapilmazsa, tesavvuf ve evliyalik hasil olamaz. Boyle iddi'ada bulunanlar, zin- 
dikdir, dinsizdir. Boyle kimselerden, arslandan kacmakdan daha cok kacmalidir. 
Arslan, insamn yalmz camm alir. Bunlar ise, dinini ve imanmi ahr. [(Merec-iil-bah- 
reyn)de, Ahmed Zerrukdan alarak diyor ki, imam-i Malik "rahmetullahi teala 
aleyh", (Fikh ogrenmeyip, tesavvuf ile ugrasan, dinden Qikar. (Zindik) olur. Fikh 
ogrenip tesavvufdan haberi olmiyan [(Bid'at sahibi), ya'ni] sapik olur. Her ikisi- 
ni edinen, hakikate vanr) buyurdu. Fikhi dogru ogrenen ve tesavvufun zevkini alan, 
kamil insan olur. Tesavvuf biiyiiklerinin hepsi kemale gelmeden once bir fikh ali- 
minin mezhebinde idi. Tesavvufcunun mezhebi yokdur demek, mezheblerin hep- 
sini bilir, hepsini gozetir, evla olani, ihtiyath olani yapar demekdir. Ciineyd-i 
Bagdadi, Siifyan-i Sevrinin mezhebinde idi. Abdiilkadir-i Geylani, hanbeliidi. Ebu 
Bekr-i Sibli, malikiidi. imam-i Rabbani ve Ceriri, hanefiidi. Haris-i Muhasibi, sa- 
fi'i idi "Kaddesallahii teala esrarehiim".] 

27 — Seyyid Abdiilhakim efendi "rahmetullahi aleyh" (Eshab-i Kiram) kitabin- 
da buyuruyor ki, (ictihad, insan guciiniin yetdigi kadar, ya'ni cehd ile zahmet ceke- 
rek cahsmak demekdir. Ya'ni, Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde sarih ve acik 
bildirilmemis bulunan ahkami ve mes'eleleri, acik ve genis anlatilmis mes'elelere ben- 
zeterek, meydana cikarmaga ugrasmakdir. Bunu ancak Peygamberimiz "sallallahu 
aleyhi ve sellem" ve Onun Eshabinm hepsi ve diger miislimanlardan ictihad maka- 
mma yiikselenler yapabilir ki, bu cok yiiksek insanlara, (Miictehid) denir. Cenab-i 
Hak, Kur'an-i kerimin bircok yerinde, ictihad etmegi emr ediyor. O halde, ma'na- 
lari acikca anlasilmayan ayet-i kerime ve hadis-i seriflerin derinliklerinde bulunan 
ahkam-i islamiyyeyi ve mesail-i diniyyeyi, mefhum ile ve delalet ile anhyabilen bii- 
yiiklere, ya'ni mutlak miictehidlere, ictihad etmek farzdir. Miictehid olmak icin, ara- 
bi yiiksek ilmleri temamen bilip, Kur'an-i kerimi ezber bilmek, her ayet-i kerimenin 
ma'nay-i muradisini, ma'nay-i isarisini ve ma'nay-i zimni ve iltizamisini bilmek ve 
ayet-i kerimelerin geldikleri zemanlan ve gelme sebeblerini ve ne hakkmda geldik- 
lerini, kullf ve ciiz'i olduklarmi, nasih veya mensuh olduklarim, mukayyed veya mut- 
lak olduklarim ve kiraet-i seb'a ve asereden ve kiraet-i sazzeden nasil cikanldikla- 

-50- 



rmi bilmek, Kiitiib-i sittedeki ve diger hadis kitablanndaki, yiizbinlerce hadisi ez- 
berden bilmek ve her hadisin ne zeman ve ne icin irad buyuruldugunu ve ma'nasi- 
nm ne kadar genisledigini ve hangi hadisin digerinden once veya sonra oldugunu ve 
bagh bulundugu hadiseleri ve hangi vak'a ve hadiseler iizerine buyuruldugunu ve 
kimler tarafmdan nakl ve rivayet olundugunu ve nakleden kimselerin ne halde ve 
ne ahlakda olduklanni bilmek, fikh ilminin usul ve ka'idelerini tanimak, oniki ilmi 
ve Kur'an-i kerimin ve hadis-i serfflerin isaretlerini, rumuzlarmi ve acik ve kapah 
ma'nalarmi kavramak ve bu ma'nalar kalbinde yer etmis olmak, kuvvetli iman sa- 
hibi olmak ve itminan ile dolu, nurlu ve saf bir kalbe ve vicdana malik olmak lazim- 
dir. Ictihad ve tefsfr hakkmda, farisi (Redd-i Vehhabf) kitabmda uzun bilgi vardir. 
(Redd-i Vehhabf) kitabi, 1264 h. de Delhide ve 1415 de istanbulda tab' edilmisdir. 

Biitiin bu iistunliikler, ancak Eshab-i kiramda ve sonra, ikiyuz sene icinde ye- 
tisen, ba'zi biiyiiklerde bulunabildi. Daha sonralan, fikrler, re'yler dagihp, bid'at- 
ler cikip yayildi. Boyle iistiin kimseler azala azala, dortyiiz sene sonra, bu sartla- 
n haiz kimse, ya'ni mutlak miictehid olarak meshur olan goriilmedi). Hicretden 
dortyiiz sene sonra, miictehide ihtiyac da kalmadi. Ciinki, Allahii teala ve Onun 
Resulii Muhammed aleyhisselam, kiyamete kadar hayat sekllerinde ve fen vasi- 
talannda yapilacak degisikliklerin, yeniliklerin hepsine samil olan ahkamm hep- 
sini bildirdiler. Miictehidler de, bunlann hepsini anlayip, acikladilar. Sonra gelen 
alimler, bu ahkamin, yeni hadiselere nasil tatbik edileceklerini, tefsir ve fikh ki- 
tablannda bildirirler. (Miiceddid) denen bu alimler kiyamete kadar mevcuddur. 
(Fen vasitalan degisdi. Yeni hadiselerle karsilasiyoruz. Din adamlan toplanarak 
yeni tefsirler yazilmah, yeni ictihadlar yapilmahdir) diyerek, nasslara ilaveler, 
degisiklikler yapmak lazim oldugunu savunanlann (Zindik) ve islam dusmani ol- 
duklari anlasihr. islam diismanlannm en zararhsi ingilizlerdir. 

Islam diismanhgi, zulm, istibdat, hile ve hiyanet iizerine kurulmus olan ingiliz 
imperatorlugu, Kanada ve Avustralya ile Asyada ve Afrikada kirk memleketi kiil- 
tiir emperyalizmi ve kuvvet yolu ile isgal ederek, ingiliz somiirgesi yapdi. igrenc 
ingiliz politikasi geregi olarak once bu iilkelerin dilleri, dinleri, orf ve adetleri tah- 
rib edildi. Sonra da yeralti ve yeriistii zenginlikleri somiiruldu. Her diirlii direnme 
kanli bir seklde basdinldi. islam dinini ogreten biitiin medrese ve mektebleri de 
kapatdilar. Halka dogru yolu gosterebilecek biitiin alimleri ve din adamlanm, hat- 
ta talebeleri bile oldiirdiiler. Yalniz Canakkale harbinde ingilizlerin 274 bin miis- 
limani sehid etdigi, 18.3.2000 tarihli Tiirkiye gazetesinde yazihdir. Yeni nesillerin 
dinsiz yetismesi icin de islam dinini ogreten kitablan imha etdiler. 

1877 de Osmanh-Rus harbi esnasinda, ingiltere, Hindistanm ilhakmi flan eder- 
ken, Midhat Pasanm destegini daha onceden garantilemisdi. Ciinki, Midhat Pasa, 
meshur iskoc locasma kayidh olmasi sebebi ile ingiliz hiikumeti tarafmdan ingi- 
liz ajam gibi kullamlarak, Osmanli Devletini harbe sokmus ve Sultan Abdiil'aziz 
Ham da sehid etdirmisdi. 

Batiya sartlandinlan devlet adamlan ile Batih uzman olarak gorevlendirilen ajan- 
larin isbirligi sayesinde; "Fen bilgisi din adamina lazim olmaz!" iftirasmda bulu- 
narak, medreselerden fen dersleri kaldinldi. Ondan sonra da, fen bilgilerinden mah- 
rum edilen din adamlanm, "Fen bilgilerinden anlamadiklan" gerekcesi ile, cahil- 
lik ile suclayip, horlamak suretiyle gencleri dinden sogutdular. 

28 — Resulullahm "sallallahti aleyhi ve sellem" yapdigi ve kacmdigi seyler iki 
kismdir: 

Birisi, ibadet olarak yapdigi ve kacmdigi seylerdir. Her miislimanm bunlara ta- 
bi' olmasi lazimdir. Bunlara uymayan seyler bid'atdir. ikincisi, adet olarak ya'ni, 
bulunduklan sehrin ve o memleketlerdeki insanlann yapmakda olduklan seyler- 
dir. Bunlan da begenmiyen, cirkin diyen, kafir olur. Fekat, bunlan yapmak, mec- 
buri degildir. Bunlara uymayan sey, bid'at degildir. Bunlan yapip yapmamak, 
memleketlerin ve insanlann adetlerine baghdir. Mubah kismmdandirlar. Din ile 

-51- 



baghhklari yokdur. Her memleketin adeti, baska baskadir. Hatta, bir memleke- 
tin adeti, zemanla degisir. 

[Ibni Abidm "rahmetullahi aleyh" abdestin siinnetlerini anlatirken, buyuruyor 
ki, (Mesru'at, ya'ni ibadetler, ya'ni muslimanlara yapilmasi emr olunan seyler, dort 
kismdir: Farz, vacib, siinnet, nafile. Allahii tealamn acik olarak bildirdigi emrle- 
rine (Farz) denir. Acik olmayip, zan ederek anlasilan emrlerine (Vacib) denir. Farz 
veya vacib olmayip, Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" kendiliginden 
emr etdigi veya yapdigi ibadetlere (Siinnet) denir. Bunlan devamli yaparak, na- 
diren terk etmis ve terk edenlere birsey dememis ise, (Siinnet-i hiida) veya (Mii- 
ekked siinnet) denir. Bunlar, islam dininin si'andir. [Ya'ni, bu dine mahsusdurlar. 
Baska dinlerde yokdurlar.] Vacibleri terk edeni goriince, terk etmesine mani' 
olurdu. Kendisi ara sira terk etmis ise, (Siinnet-i gayr-i miiekkede) denir. Miiek- 
ked siinneti, ozrsiiz olarak devamli terk etmek mekruh olur. Kiiciik giinah olur. Al- 
lahii teala, biitiin ibadetlere sevab verecegini va'd etdi. Soz verdi. Fekat, ibadete 
sevab verilmesi icin, niyyet etmek lazimdir. Niyyet, emre itaat ve Allahii tealamn 
nzasina kavusmak icin yapdigim kalbinden gecirmek demekdir. [Bu tic kism iba- 
deti belli zemanlarda yapmaga (Eda etmek) denir. Zemanmda yapmayip, zeman 
gecdikden sonra yapmaga (Kaza etmek) denir. Eda veya kaza etdikden sonra, ken- 
diliginden tekrar yapmaga (Nafile ibadet) denir.] Farzlan ve vacibleri nafile ola- 
rak yapmak, mtiekked siinnetleri yapmakdan daha cok sevab olur. Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" ibadet olarak degil de, adet olarak, devamli yapdigi 
seylere (Siinnet-i zevaid) denir. Elbiseleri, oturmasi, kalkmasi, iyi seyleri yapma- 
ga sagdan baslamasi boyledir. Bunlan yapanlara da sevab verilir. Bunlara sevab 
verilmesi icin, niyyet etmek lazim degildir. Niyyet edilirse, sevablan cogalir. Ze- 
vaid siinnetleri ve nafile ibadetleri terk etmek mekruh olmaz.)] 

Bunlarla beraber, adete bagh seylerde de Resulullaha "sallallahii aleyhi ve 
sellem" tabi' olmak, diinyada ve ahiretde, insana cok sey kazandinr ve cesidli 
se'adetlere yol acar. 

29 — Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", nemazm mekruhlanm anlatirken 
buyuruyor ki; (Kafirlerin yapdiklan ve kullandiklan seyler de iki kismdir: 

Birisi, adet olarak, ya'ni her kavmin, her memleketin adeti olarak yapdiklan sey- 
lerdir. Bunlardan, haram olmayip, insanlara faideli olanlan yapmak ve kafirlere 
benzemegi diisiinmiyerek kullanmak hie giinah degildir. [Pantalon, fes ve cesidli 
ayakkabi, catal, kasik kullanmak, yemegi masada yimek ve herkesin oniine tabak- 
lar icinde koymak ve ekmegi bicak ile dilimlere ayirmak ve cesidli esya ve aletle- 
ri kullanmak, hep adete bagh seyler olup mubahdirlar. Bunlan kullanmak, bid'at 
olmaz, giinah olmaz.] Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" papaslann kullan- 
digi ayakkabiyi kullanmisdir). Bunlardan, faideli olmiyanlan ve cirkin ve mezmum 
olanlan kullanmak ve yapmak haram olur. Fekat, iki miisliman bunlan kullamn- 
ca (Adet-i islam) olur ve iiciincii kullanan miislimana haram olmaz. Birinci ve ikin- 
ci miisliman giinahkar olursa da, baskalan olmaz. (Kamus-iil-a'lam)da, Timiirtas 
pasada diyor ki, (Osmanh sancagmm rengini ve [bugiinkii ay-yildizh Tiirk bayra- 
gimn] seklini ta'yin eden ve o zemana kadar beyaz olan fesi kirmiziya boyayan, Ti- 
miirtas pasadir). Abbasi devletinin bayragi siyah idi. Halife Memun zemanmda ye- 
sile cevrildi. Goriiliiyor ki, fes macarlardan almmamisdir. Tiirk yapisidir. 

(Birgivi vasiyyetnamesi)nde diyor ki, (Kafirlerin kullandiklan seylerin ikinci kis- 
mi, ibadet olarak yapdiklan ve kafirlik alameti olan ve islamiyyeti inkar etmek ve 
inanmamak alameti olan ve tahkir etmemiz vacib olan seylerdir ki, bunlan yapan 
ve kullanan kafir olur. Bunlar, oliimle veya bir uzvun kesilmesi ile veya bunlara se- 
beb olan, siddetli dayak, habs, biitiin mahm almak ile tehdid edilmedikce kullam- 
lamaz. Bunlardan meshur olanlanm bilmiyerek veya saka olarak veya herkesi giil- 
diirmek icin yapan da, kafir olur. Mesela, papaslann ibadetlerine mahsus seyi kul- 

-52- 



lanmak kiifr olur. Buna (Kiifr-i hiikinf) denir.) Onlara mahsus olan seyleri kullan- 
mamn kiifr oldugu, islam alimlerinin temel kitablarmda yazilidir. (ibni Abidin) "rah- 
metullahi teala aleyh" besinci cild, dortyiizseksenbirinci sahifeyi okuyimuz! Din diis- 
manlan, mtislimanlan aldatmak icin, kafirlerin adetlerini, bayramlarmi, miisliman 
adeti, muslimanlann mubarek giinii diyerek, bunlann gavurluk ve kafirlik oldugu- 
nu ortmege ugrasiyorlar. Biiyiik Kostantinin hiristiyanlik dmine kansdirdigi Noel 
gecesini ve Cemsidin ortaya cikardigi Nevruz giinii mecusi bayramini, milli bayram 
olarak tamtiyorlar. Miislimanlarm bu giinlerde bayram yapmalarmi istiyorlar. 
Gene ve saf miislimanlar bunlara aldanmamahdir. Giivendikleri halis miislimanla- 
ra, nemaz kilan akrabalanna, dmini bilen baba dostlarma sorup ogrenmelidir. Bu- 
giin biitiin diinyada, gerek imam ve kiifrii tammakda, gerekse ibadetleri dogru 
yapmakda, cahillik ozr degildir. Meshur olan din bilgilerini bilmedigi icin aldanan, 
Cehennemden kurtulamiyacakdir. Allahii teala, bugiin, dmini diinyanm her tara- 
fma duyurmus, imam, halali, harami, farzlan, gtizel ahlaki ogrenmek pek kolaylas- 
misdir. Bunlan, liizumu kadar ogrenmek farzdir. Ogrenmeyip cahil kalan farzi 
terk etmis olur. Ogrenmege liizum gormiyen, ehemmiyyet vermiyen kafir olur. 

30 — Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" tabi' olmak yedi derecedir: Bi- 
rincisi, ahkam-i islamiyyeye inanarak, bunlan ogrenmek ve yapmakdir. Biitiin miis- 
limanlarm ve alimlerin ve zahidlerin ve abidlerin "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" tabi' olmasi, bu derecededir. Bunlann nefsleri iman etmemisdir. Allahii te- 
ala, merhamet ederek, yalniz kalbin imanini kabul etmekdedir. 

Ikincisi, emrleri yapmakla beraber, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" 
biitiin sozlerini ve adetlerini yapmak ve kalbi kotii huylardan temizlemekdir. Te- 
savvuf yolunda yiiriiyenler bu derecededir. 

Uciinciisii, Resulullahda "sallallahii aleyhi ve sellem" bulunan hallere, zevkle- 
re ve kalbe dogan seylere de tabi' olmakdir. Bu derece, tesavvufun (Vilayet-i has- 
sa) dedigi makamda ele gecer. Burada, nefs de iman ve ita'at eder ve biitiin iba- 
detler, hakiki ve kusursuz olur. 

Dordiinciisii, ibadetler gibi biitiin hayrli isler hakiki ve kusursuz olmakdir. Bu 
derece, (Ulema-i rasihin) denilen biiyiiklere mahsusdur. Bu rasih ilmli alimler, 
Kur'an-i kerimin ve hadis-i seriflerin derin ma'nalarmi ve isaretlerini anlar. Bii- 
tiin Peygamberlerin Eshabi "radiyallahii teala anhtim ecma'in", boyle idi. Hepsi- 
nin nefsleri iman etmis, mutmainne olmusdur. Boyle tabi' olmak, ya tesavvuf ve 
vilayet yolundan ilerleyenlere veya biitiin siinnetlere yapisarak biitiin bid'atlerden 
kacanlara nasib olur. Bugiin, diinyayi bid'at kaplamis, siinnetler gayb olmusdur. 
Bugiin, siinnetleri bulup yapismak ve bid'at deryasmdan kurtulmak, imkan hari- 
cinde kalmisdir. Bid'atler, adet halini almisdir. Halbuki, adetler ne kadar yerles- 
mis ve yayilmis olsalar ve ne kadar giizel goriinseler de, din ve ahkam-i islamiy- 
ye olamaz. Kiifre sebeb olan ve haram olan seyler, adet halini alsalar, halal ve ca- 
iz olmazlar. [Demek ki, bu dereceye kavusmak icin, tesavvuf yolundan ilerlenir. 
Bu yola, tarikat denir. ilk asrlarda, siinnetlerin hepsine uymak kolay idi. Tesav- 
vufa liizum yokdu.] 

Besincisi, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" mahsus kemalata, yiiksek- 
liklere tabi' olmakdir. Bu kemalat, ilm ve ibadet ile ele gecemez. Ancak, Allahii 
tealadan, lutf ve ihsan ile gelir. Bu derecede olanlar, biiyiik Peygamberler "sale- 
vatullahi teala aleyhim ecma'in" ve bu iimmetin pek az biiyukleridir. 

Altmcisi, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" mahbubiyyet ve ma'sukiy- 
yet kemalatma tabi' olmakdir ki, Allahii tealamn cok sevdiklerine mahsusdur ve 
lutf ile ele gecmez, muhabbet lazimdir. 

Yedinci derece, insan vucudiinun her zerresinin tabi' olmasidir. Tabi' metbu'a 
o kadar benzer ki, tabi' olmakhk aradan kalkar. Bunlar da, sanki Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" gibi, aym kaynakdan, herseyi alir. 

-53- 



31 — IKESCI CILD, 67. ci MEKTUB 

Bu mektub, Han-i Hanan-i cihana yazilims olup, Ehl-i siinnet i'tikadim ve isla- 
miii bes sartini ve giinahlardan tevbe etmegi bildirmekdedir: 

Mektubuma Besmele ile bashyorum. [Ya'ni, diinyada, btitiin insanlara faideli 
seyleri yaratip gondermekle merhamet eden ve ahiretde, Cehennemi hak etmis olan 
mii'minleri, afv ve inayet buyuran, mahlukati yaratan ve her an varlikda durduran 
ve korku ve dehsetden muhafaza buyuran Allahii tealamn ism-i serifi ile, bu mek- 
tubu yazmaga bashyorum.] Onun secdigi, begendigi iyi insanlara selametler olsun! 

[Ibni Abidin, birinci cild, altinci sahifede buyuruyor ki, (Hayvan keserken, av 
hayvanma ok atarken, ava ta'lim edilmis kopegi gonderirken, (Bismillah) veya (Al- 
lahii ekber) demek vacibdir. Besmeleyi temam soylemek de olur. Her rek'atde, Fa- 
tihadan once, Besmele cekmek vacib diyenler vardir. Fekat, siinnet oldugu daha 
dogrudur. Abdest almaga, yimege, icmege ve her faideli ise baslarken, Besmele cek- 
mek siinnetdir. Fatiha ile sure arasinda Besmele cekmek, caiz veya miistehabdir. 
Yiiriimege, oturmaga, kalkmaga baslarken okumak mubahdir. (Bismillahillezi 
la-yedurru ma' asmihi §ey'iin fil-erdi vela lissemai ve hiives-semi'uPalim), ya'ni bes- 
mele okuyarak baslanan her sey, zarar vermez. 

Avret yerini acarken, necaset bulunan yere girerken ve Berae suresini, evvel- 
ki sureye bitisik okurken ve sigara icmege ve bunun gibi, fena kokulu seyleri, me- 
sela sogan, sarmisak gibi seyleri yimege [ve sakal trasi olmaga baslarken], Besme- 
le cekmek mekruhdur. [Sigaramn, sogan ve sarmisak gibi fena kokulu seylere ben- 
zetilmesi, tiitiiniin, bu seyler gibi, tab'an mekruh oldugunu, ser'an mekruh olma- 
digim gostermekdedir.] Haram islemege baslarken besmele cekmek, haramdir. Hat- 
ta, kat'i haram olan seye, bile bile, Besmele ceken kafir olur dediler. Kur'an-i ke- 
rim niyyeti ile, cuniibiin Kur'an-i kerim okumasi haramdir. 

Ffamd etmek, nemazda vacib, hutbede ve her diiadan once ve yimekden, icmek- 
den sonra siinnetdir. Her hatirladikca soylemek mubahdir. Pis yerlerde soylemek 
mekruh, haram yidikden, icdikden sonra soylemek, haramdir ve belki, kiifre se- 
beb olur.)]. 

Lutf ederek gondermis oldugunuz kiymetli mektubunuz geldi. Allahii tealaya 
hamd ve siikrler olsun ki, siibhelerin artdigi su zemanda, hicbirseye ihtiyaci olmi- 
yan sizin gibi bahtiyarlar, temiz mayalarmm icabi olarak, hicbir miinasebet olma- 
digi halde, bir kosede kalmis, unutulmus olan bu fakirleri diisunmekle, iltifat bu- 
yuruyor ve bu taifeye iman ediyorsunuz. Ne biiyiik ni'metdir ki, pesidli mesgiiliy- 
yet ve baghhklarmiz, sizleri bu devletden ahkoymamis ve daginik isleriniz, onla- 
ra muhabbetinize mani' olmamis. Bu biiyiik ni'metin siikriinii yerine getirmelisi- 
niz ve (El mer'ii me'a men ehabbe), ya'ni, (Herkes, ahiretde, diinyada iken sev- 
mi$ oldugu kimselerle beraber bulunacakdir) hadis-i serifinden iimmidli olmali- 
siniz! 

Ey kiymetli ve bahtiyar insan! Yetmisiic firka icinde, Cehennemden kurtulan, 
yalmz (Ehl-i siinnet vel-cema'at) firkasidir. Her miisliman, Ehl-i siinnet i'tikadi- 
ni ogrenmeli, imanini buna gore diizeltmelidir. Asrlardan beri diinyaya yayilmis 
olan mtislimanlarm cogu, Ehl-i siinnet idi. [Gelmis olan yiizbinlerle Ehl-i siinnet 
alimlerinin, milyonlan asan kitablan, diinyamn her tarafina, islamiyyeti yaymis, 
tamtdirmisdir. Cehennemden kurtulmak istiyen, bu dogru kitablan bulup, okuyup 
i'tikadim diizeltmelidir.] Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmda yazih olan i'tikada 
uymiyan fena, bozuk i'tikadlar, imanlar, ya'ni bunlara goniil baglamak, gonlii ol- 
diiren bir zehrdir. insani sonsuz oliime, ebedi azaba gotiiriir. Amelde, ibadetler- 
de tenbellik, gevseklik olursa, afv olunabilir. Amma, i'tikadda gevsek davranmak 
afv olunmaz. (Sirki, ya'ni kiifrii, asla afv etmiyecegim. Diger biitiin giinahlan, is- 
tedigim kimselerden afv ederim!) mealindeki ayet-i kerime meshurdur. 

-54- 



Ehl-i siinnet i'tikadim kisa ve oz olarak bildiriyorum. Buna gore i'tikadi diizelt- 
melidir. Hak tealadan, yalvararak, bu i'tikad iizere daim olmayi istemelidir. 

[Herseyin yokdan var oldugunu, biitiin varhklarm yok oldugunu goriiyoruz. Bu 
hal sonsuzdan boyle gelmis olamaz. Herseyi yokdan var eden ve hie yok olmiyan 
bir yaratici yaratmisdir. Bu yaratici, varligmi bildirmek icin, Peygamberler ve ki- 
tablar gondermisdir. Peygamberler ve kitablar, meshurdur. ismleri, diinyamn 
her yerindeki kutubhanelerde yazilidir. Meydanda olan sey, inkar olunamaz. Al- 
lahti tealamn, varligma inanmamak, meydanda olan seyi inkar etmek olur. Alla- 
hii tealamn varligma ve birligine inanmamak, giinliik hadiseleri, kitabda oku- 
yup, inanmamak gibidir. Bu da, aklh bir kimsenin yapacagi birsey degildir.] Bili- 
niz ki, Allahii teala, kadim olan Zati ile vardir. Ondan baska hersey, Onun var et- 
mesi ile var olmusdur. Onun yaratmasi ile yoklukdan varhga gelmisdir. O, sonsuz 
olarak var idi. Kadimdir, ezelidir. Ya'nihep var idi. Varligmdan evvel yokluk ola- 
maz. Ondan baska hersey yok idi. Bunlarm hepsini, O, sonradan yaratdi. Kadim 
ve ezeli olan, baki ve ebedi olur. Hadis ve mahluk olan, fani ve muvakkat olur, ya'ni 
yok olur. Allahii teala birdir. Ya'ni, varligi lazim olan, yalmz Odur. ibadete hak- 
ki olan da, yalniz Odur. Ondan baska herseyin var olmasma liizum yokdur. Olsa- 
lar da olur, olmasalar da. Ondan baska hicbirsey, ibadet olunmaga layik degildir. 

Allahii tealamn kamil sifatlan vardir. Bu sifatlan: Hayat, ilm, Sem', Basar, Kutl- 
ret, Irade, Kelam ve Tekvindir. Bu sifatlan da, kadimdir, ezelidir. Varhklan 
Zat-i ilahiiledir. Mahluklarm sonradan yaratilmasi ve onlarda her an meydana ge- 
len degisiklikler, bu sifatlarm kadim olmasim bozmaz. Sifatlarm baglandigi sey- 
lerin sonradan var olmasi, sifatlarm ezeli olmasina mani' olmaz. Felsefeciler, yal- 
niz akla giivendiklerinden, akllan da noksan oldugundan, miislimanlardan mu'te- 
zile firkasi da, iyi goremediginden, esya hadis oldugu icin, bunlan var eden ve ida- 
re eden sifatlar da hadisdir deyip gecdiler. Bu suretle kadim olan (Sifat-i kamile)yi, 
inkar etdiler. ilm sifati, zerrelere kadar islemez. Ya'ni, Allahii teala, ufak tefek sey- 
leri bilmez. Ciinki, esyadaki degisiklikler, ilm sifatinda degisiklik yapar. Kadim olan- 
da ise, degisiklik olamaz, dediler. Halbuki bilmediler ki, sifatlar ezelidir. Bunla- 
rin esyaya te'alluklan, baglantilan hadisdir. 

Noksan sifatlar, Onda yokdur. Allahii teala, maddelerin, cismlerin, arazlarm, 
ya'ni hallerin sifatlarmdan ve bunlara lazim olan seylerden miinezzehdir, uzakdir. 
Allahii teala, zemanh degildir, mekanh degildir, cihetli degildir. Bir yerde, bir ta- 
rafda degildir. Zemanlan, yerleri, cihetleri O yaratmisdir. Birsey bilmiyen bir 
kimse, Onu, Arsin iistiinde sanir, yukanda bilir. Ars da, yukansi da, asagisi da, 
Onun mahlukudur. Bunlarm hepsini, sonradan yaratmisdir. Sonradan yaratilan bir- 
sey, kadim olana, her zeman var olana, yer olabilir mi? Yalniz su kadar var ki, Ars, 
mahluklarm en sereflisidir. Herseyden daha saf ve daha nurludur. Bunun icin, ay- 
na gibidir. Allahii tealamn buyiiklugii orada goriiniir. Bunun icindir ki, ona (Ar- 
sullah) denir. Yoksa, Allahii tealaya gore, Ars da, diger esya gibidir. Hepsi, Onun 
mahlukudur. Yalniz Ars, ayna gibidir. Diger esyada bu kabiliyyet yokdur. Ayna- 
da goriinen bir insana, aynamn icindedir denilir mi? O insanm aynaya olan nisbe- 
ti, karsismda bulunan diger esyaya olan nisbeti gibidir. insanm, hepsine olan mii- 
nasebeti aymdir. Yalniz, ayna ile diger esya arasinda fark vardir. Ayna, insanm su- 
retini gosterebiliyor, diger esya ise, gostermiyor. 

Allahii teala, madde degildir, cism degildir, araz, hal degildir. Hududlu, boyut- 
lu degildir. Uzun, kisa, genis, dar degildir. Ona, (Vasi') ya'ni genis deriz. Fekat; bu 
genislik, bizim bildigimiz, anladigimiz gibi degildir. O, (Muhit)dir. Ya'ni herseyi 
cevirmisdir. Fekat, bu ihata, cevirmek, bizim anladigimiz gibi degildir. O, (Karib)dir. 
Yakmdir ve bizimledir. Fekat, bizim anladigimiz gibi degil! Onun vasi', muhit, ka- 
rib ve bizim ile beraber olduguna inamnz. Fekat, bu sifatlarm ne demek oldugu- 
nu bilemeyiz. Akla gelen hersey yanhsdir, deriz. Allahii teala, hicbirseyle ittihad 

-55- 



etmez, birlesmez. Hicbirsey de Onunla birlesmez. Ona hicbirsey hulul etmez. O 
da, birseye hulul etmez. Allahu teala, aynlmaz, parcalanmaz, tahlil [analiz], ter- 
kib [sentez] edilmez. Onun benzeri, esi yokdur. Kadini, cocuklan yokdur. O, bil- 
digimiz, diisunebilecegimiz seyler gibi degildir. Nasil oldugu anlasilamaz, diisunii- 
lemez. Benzeri, niimunesi, olamaz. Su kadar biliriz ki, Allahu teala vardir. Bildir- 
digi sifatlan da vardir. Fekat kendisinde, varhgmda ve sifatlannda akla gelen, ha- 
yalimize gelen herseyden munezzehdir, uzakdir. Insanlar Onu anhyamaz. Farisf 
beyt tercemesi: 

Rabbiniz degil miyim? Soruldugunda, Onu 
anliyanlar, O vardir diyip kesdiler sozii. 

[imam-i Rabbanf 266.ci mektubda diyor ki, (Allahu teala vardir, birdir. Hayy- 
dir, diridir. Her seyi goriir. Hareketleri, diisiinceleri, diinya ve ahiretdeki seyle- 
ri, ezelde, bir anda bilir. O ve sifatlan ve isleri, akl ile anlasilamaz ve anlatilamaz. 
Insan birsey yapmak irade edince, O da isterse, hemen yaratir. insamn istemesi- 
ne (Kesb) denir. Onun istemesine (Halk) denir. Onun soylemesi de, hep bir ke- 
limedir.)] 

Islam alimlerinin, (Allahu tealanm gonderdigi ni'metleri dusiiniinuz. Alla- 
hii tealanm nasil oldugunu dtisiinmeyiniz), sozleri meshurdur. Allahu tealanm 
ismleri, (Tevkifi)dir. Ya'ni dinin sahibinin bildirmesine mevkufdur, baghdir. is- 
lamiyyetin soyledigi ismi soylemelidir. islamiyyetin bildirmedigi ism soylene- 
mez. Ne kadar kamil, giizel ism olsa da, soylenmemelidir. Cevad denir. Ciinki 
islamiyyet, Cevad demekdedir. Fekat, yine comerd ma'nasinda olan (Sahi) is- 
mi soylenemez. Ciinki islamiyyet, Ona sahi dememisdir. [Su halde, tann da de- 
nemez. Hele ibadet ederken, ezan okurken, Allah ismi yerine, tann demek, cok 
giinah olur.] 

Kur'an-i kerim Allah kelamidir. Onun soziidiir. Soziinii, islam harflerinin ve ses- 
lerinin icine sokarak, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselama gondermisdir. Bu- 
nunla kullarma emrlerini, nehy [ya'ni yasak]lerini bildirmisdir. 

Biz mahluklar, [bugazimizdaki ses iplikcikleri], dil ve damagimiz ile konusu- 
yor, arzulanmizi harf ve ses seklinde meydana cikanyoruz. Allahu teala da ses zar- 
lan, agiz dil olmaksizin, kendi kelamini, biiyuk kudreti ile, harf ve ses icinde kul- 
larma gondermisdir. Emrlerini, nehylerini harf ve ses icinde meydana cikarmis- 
dir. Her iki kelam da Onundur. Ya'ni harf ve ses icine sokulmadan evvelki (Ke- 
lain-i nefsi)si ve harf ve ses icinde bulunan (Kclam-i lafzi)si hep Onun kelamidir. 
Her ikisine de kelam demek dogrudur. Nitekim bizim de, nefsi ve lafzi kelamimi- 
zin ikisi de, sozumuzdtir. Nefsiye hakiki deyip, lafziye mecaz demek, ya'ni kelam 
gibi demek, yanhsdir. Ciinki, mecaz olan seyler red edilebilir. Allahu tealanm ke- 
lam-i lafzisini red edip, buna, Allah kelami degildir demek, kiifrdiir. Evvelce ge- 
len Peygamberlere "ala nebiyyina ve aleyhimiissalevatii vetteslimat" gonderilen 
kitablar ve sahifeler de, hep Allah kelamidir. O kitablarda ve sahifelerde ve 
Kur'an-i kerimde bulunanlarm hepsi, (Ahkam-i ilahi)dir. Her vakte uygun olan 
hukmleri, o zemanin insanlarma gondermis ve onlan bunlardan mes'ul tutmus- 
dur. 

Allahu tealayi mii'minler Cennetde, cihetsiz olarak ve karsisinda bulunmiyarak 
ve nasil oldugu anlasilmiyarak ve ihatasiz, ya'ni bir seklde olmiyarak gorecekdir. 
Allahu tealayi ahiretde gormege inamriz. Nasil goriilecegini dusiinmeyiz. Ciinki, 
Onu gormegi akl anhyamaz. inanmakdan baska care yokdur. Felsefecilere ve 
mu'tezile ismindeki miislimanlara ve Ehl-i siinnetden baska biitiin firkalara yazik- 
lar olsun ki, kor olduklarmdan, buna inanmakdan mahrum kaldilar. Gormedikle- 
ri, bilmedikleri seyi gordiikleri seylere benzetmege kalkarak iman serefine kavu- 
samadilar. 

-56- 



Allahii teala, insanlan yaratdigi gibi, insanlann islerini de, O yaratiyor. iyi ve 
fena seylerin hepsi Onun takdiri, dilemesi iledir. Fekat, iyi islerden razidir, bege- 
nir. Fenalardan razi degildir, begenmez. iyi ve kotii her is, Onun istemesi ve ya- 
ratmasi ile ise de, Onu yalniz, bir kotii seyin yaraticisi olarak adlandirmak edeb- 
sizlik olur. Kotiiliiklerin yaraticisi dememelidir. iyi ve kotiiniin yaraticisidir de- 
melidir. Mesela, herseyin hahkidir demeli. Fekat, pisliklerin veya domuzlann 
haliki dememelidir. Ona karsi edeb, boyle olur. Mu'tezile firkasi [ve ba'zi sapik 
kimseler] ne kadar bayagi diisiiniiyor! iyi, kotii her isini, insan, kendi yaratir di- 
yor. Akl da, din de bunun yanhs oldugunu gosteriyor. Dogru soyliyen alimler, ya'ni 
Ehl-i siinnetin biiyiikleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" insanin, yapdigi is- 
de, kendi kuvveti de te'sir ediyor dedi ve bu te'sire (Kesb) ismini verdiler. Ciin- 
ki, elin titremesi ile, istekle kaldinlmasi arasmda elbette fark vardir. Titremele- 
re insan kudreti ve kesbi kansmryor. ihtiyan hareketlere ise kansiyor. iste, bu ka- 
dar kansmalan, stiale ve cezaya sebeb olmakda, insan, sevab veya giinah kazan- 
makdadir. insanlann kudret ve ihtiyanna inanmiyan, insanlan aciz ve mecbur zan 
eden kimse, din alimlerinin sozlerini anlamamisdir. Bu buytiklerin insanda kud- 
ret ve irade var demeleri, insan her istedigini yapar ve istemediklerini yapmaz de- 
mek degildir. Boyle olmak kullukdan uzakdir. Biiyiiklerin sozii, insanlar, emr olu- 
nan seyleri yapabilir demekdir. Mesela, bes vakt nemaz kilabilir. Malm kirkda bi- 
rini zekat verebilir. Oniki ayda, bir ay oruc tutabilir. Yol ve yiyecek parasi olan, 
omrunde bir kerre hac yapabilir. Bunlar gibi, ahkam-i islamiyyenin hepsini yapa- 
bilir. Allahii teala, cok merhametli oldugu icin, insanlann za'ifligine ve kuvvetle- 
rinin azhgina gore, biitiin ibadetlerde en hafif, en kolay olanlan emr etmisdir. (Al- 
lahii teala, sizlere kolayhk istiyor, giicliik istemiyor) ve (Allahii teala sizlere ha- 
fif, kolay emr etmek istiyor. insanlar, za'if, kuvveti az yaratilmisdir) mealindeki 
ayet-i kerimeler meshurdur. 

[Dinde harac, zorluk yokdur, demenin ma'nasi da budur. Ya'ni, Allahii teala ko- 
layhk emr etmisdir, demekdir. Yoksa, herkes, hosuna giden seyleri yapsin, nefsi- 
ne zor gelen seyleri yapmasm, ibadetleri rahat ve kolay ve keyfine gore degisdir- 
sin demek degildir. Dinde ufak bir degisiklik yapmak, kiifrdiir, dinsizlikdir.] 

Peygamberler "aleyhimussalevatii vetteslimat" Allahii teala tarafmdan kullan- 
na gonderilmis insanlardir. Ummetlerini Allahii tealaya cagirmak, azgin, yanhs yol- 
dan, dogru, se'adet yoluna cekmek icin gonderilmislerdir. Da'vetlerini kabul eden- 
lere, Cenneti miijdelemisler, inanmiyanlan ve inamp da yapmiyanlan Cehennem 
azabi ile korkutmuslardir. Onlarm Allahii tealadan getirdikleri her haber dogrudur, 
yanhshk yokdur. Peygamberlerin sonuncusu, Muhammed aleyhisselamdir "sallal- 
lahii aleyhi ve selleme aleyhi ve aleyhim ecma'in". Onun dini biitiin dinleri nesh et- 
mis, yiiriirliikden kaldirmisdir. Onun kitabi, gecmis kitablarm en iyisidir. Onun di- 
ni kiyamete kadar bakidir. Kimse tarafmdan degisdirilmiyecekdir. Isa "aleyhisse- 
lam" gokden inecek, Onun dini ile amel edecek, ya'ni Onun ummeti olacakdir. 

[Ba'zi kimseler, din, zemana gore degisir, islam ahkami tefessiih etmis, eskimis- 
dir. Asnmizin icablanm karsilayacak bir din lazimdir diyor. Evet, din, zemanla de- 
gisir. Fekat bunu, sahibi, ya'ni Allahii teala degisdirir. Nitekim Adem aleyhisselam- 
dan beri, cok kerre degisdirmis ve en son olarak ve kiyamete kadar biitiin icablan, 
ihtiyaclan karsilayacak, en miikemmel, en iistiin bir din olarak, Muhammed aleyhis- 
selamm dinini gondermisdir. Zevalh insanlar, Allahii tealamn miikemmel dedigi din- 
den daha iyisini mi yapabilecek? Evet milletlerin kanunlan da, zemanla degisir. Fe- 
kat, bunu ancak millet meclisleri degisdirebilir. Her bekci ve coban degil! (Mecel- 
le)nin otuzdokuzuncu maddesinde ve serhinde diyor ki, (Ahkam zemanla degisir. Orf 
ve adete tabi' olan ahkam degisir. Nass ile anlasilan ahkam zemanla degismez.)] 

Muhammed aleyhisselamm kiyametden haber verdigi seylerin hepsi dogrudur. 
Kabr azabi, kabrin oliiyii sikmasi, kabrde Miinker ve Nekir denilen iki melegin sii- 

-57- 



al sormasi, kiyametde herseyin yok olacagi, goklerin yanlacagi, yildizlarm yollarm- 
dan cikip dagilacaklan, kiire-i Erdm, daglarm parcalanmasi ve herkesin mezardan 
cikmasi, mahser yerine toplanmasi, ya'ni ruhlann cesedlere gelmesi, kiyamet gii- 
niiniin zelzelesi, o giiniin dehseti, korkusu ve kiyametde siial ve hesab ve diinyada 
yapilmis olan seylere orada, ellerin, ayaklann ve her a'zanin sehadet etmesi ve iyi- 
lik ve kotiiliik defterlerinin ucarak sag veya sol tarafdan verilmesi ve iyiliklerin ve 
giinahlarm, oraya mahsus bir terazide dartilmasi hakdir, dogrudur. Orada sevabi 
agir gelen, Cehennemden kurtulacak, az gelen, ziyan edecekdir. Oradaki terazi, bi- 
linmiyen bir terazi olup, agir ve hafif gelmesi diinya terazisinin aksinedir. Yukari 
cikan kefe agirdir, asagi inen hafifdir. [Orada yer cekimi kuvveti yokdur.] 

Orada once Peygamberler "aleyhimussalevatii vetteslimat", sonra salih kullar 
ya'ni Evliya-i kiram "kaddesallahii teala esrarehiimiiraziz", Allahii tealamn izni 
ile, giinahi cok olan mii'minlere sefa'at edecekdir. Peygamberimiz "sallallahii 
aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Ummetimden biiyiik giinahlari olanlara sefa'at ede- 
cegim). Cehennemin iizerinde sirat kopriisii vardir. Mu'minler, bu kopriiden ge- 
cip, Cennete gidecekdir. Kafirlerin ayaklan kayarak, Cehenneme diiseceklerdir. 

[Sirat kopriisii deyince, bildigimiz kopriiler gibi sanmamalidir. Nitekim, simf gec- 
mek icin, imtihan kopriisiinden gecilir diyoruz. Her talebe imtihan kopriisiinden 
gecer. Hepsi buradan gecdigi icin koprii diyoruz. Halbuki, imtihamn, kopriiye ben- 
ziyen hicbir tarafi yokdur. imtihan kopriisiinden gecenler oldugu gibi, gecemeyip, 
yuvarlananlar da olur. Fekat bu, kopriiden denize yuvarlanmaga benzemez. im- 
tihan kopriisuniin nasil oldugunu, buradan gecenler bilir. Sirat kopriisiinden de her- 
kes gececek, ba'zilan da gecemeyip Cehenneme yuvarlanacakdir. Fekat, bu kop- 
rii ve buradan gecmek ve Cehenneme diismek, diinya kopriileri gibi ve imtihan kop- 
riisii gibi degildir. Bunlara hie benzemez.] 

Mii'minlere miikafat ve ni'met icin hazirlanmis olan Cennet ve kafirlere azab 
icin hazirlanmis olan Cehennem [simdi] vardir. Her ikisini de, Allahii teala, yok- 
dan var etmisdir. [Kiyametde hersey yok edilip, tekrar yaratildikdan sonra] ebe- 
di olarak varhkda kalacaklar, hie yok olmiyacaklardir. Siial ve hesabdan sonra, 
mu'minler Cennete girince, burada sonsuz kalacaklar, Cennetden hie cikmiyacak- 
lardir. Bunun gibi, kafirler de, Cehenneme girince, Cehennemde sonsuz kala- 
caklar, ebedi olarak azab cekeceklerdir. Bunlann azablarimn azaltilmasi caiz de- 
gildir. [ibni Teymiyye, kafirlerin Cehennemde sonsuz kalacaklanni inkar etmek- 
dedir.] (Onlarin azablan hafffletilmiyecek, onlara hie yardim olunmiyacakdir) me- 
alindeki ayet-i kerime meshurdur. Kalbinde zerre kadar imam bulunam, giinah- 
lanmn coklugu sebebi ile Cehenneme soksalar da, giinahlari kadar azab edip, so- 
nunda, Cehennemden cikanhr ve onun yiiziinii siyah yapmazlar. Kafirlerin yiiz- 
leri ise, siyah yapihr. Mii'minleri Cehennemde zincirlere baglamazlar. Boyunla- 
nna tasma takmazlar. Boylece kalblerindeki zerre imanin hurmeti, kiymeti belli 
olur. Kafirleri ise, kelepce ve zincirlere baglarlar. 

Melekler, Allahii tealamn kiymetli kullandir. Allahii tealamn emrlerine lsyan 
etmeleri caiz degildir. Emr olunduklarmi yaparlar. Evlenmeleri yokdur. Dogur- 
mazlar, cogalmazlar. Allahii teala, bunlardan ba'zilarmi peygamber olarak secmis- 
dir. [Diger meleklere] Vahy [haber] gotiirmek vazifesi ile sereflendirmisdir. Pey- 
gamberlerin "aleyhimussalevatii vetteslimat" kitablanm ve sahifelerini getiren bun- 
lardir. [Mesela En'am suresini Cebrail "aleyhisselam" ile birlikde yetmisbin me- 
lek getirmisdir.] Bunlar hata etmez, unutmaz. Hile yapmaz, aldatmazlar. Bunla- 
nn Allahii tealadan getirdikleri hep dogrudur. Siibheli, ihtimalli degildir. Melek- 
ler, Allahii tealamn azameti, celali, biiyukliigiinden korkudadir. Kendilerine ve- 
rilen emrleri yapmakdan baska isleri yokdur. 

IMAN: Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmda yazih olan, Peygamberimizden "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" gelen haberlere inanmak ve inandigini soylemek demek- 

-58- 



dir. [Her lisan ile soylemenin caiz oldugu, (Diirr-i yekta)da yazilidir.] ibadetler, 
imandan degildir. Fekat, imanin kemalini artdinr ve giizellesdirirler. imam-i 
a'zam Ebu Hanife "aleyhirrahme", iman artmaz ve azalmaz, buyuruyor. Ciinki 
iman, kalbin tasdik etmesi, kabul etmesi, inanmasi demekdir. inanmamn azi, co- 
gu olmaz. Azalan ve cogalan bir inamsa, inanmak degil, zan ve vehm denir. Ima- 
nin kamil veya noksan olmasi, ibadetlerin cok ve az olmasi demekdir. ibadet cok 
olunca, imanin kemali cok denir. O halde, mii'minlerin imanlan, Peygamberlerin 
"aleyhimiissalevatii vetteslimat" imanlan gibi olmaz. Ciinki, bunlarm imanlan iba- 
detler sebebi ile kemalin tepesine varmisdir. Diger mii'minlerin imanlan oraya yak- 
lasamaz. Her ne kadar, her iki iman, iman olmakda ortak iseler de, birincisi, iba- 
detler vasitasi ile, baska diirlii olmusdur. Sanki aralannda benzerlik yokdur. 
Mii'minlerin hepsi, insan olmakda, Peygamberler "aleyhimiissalevatii vettesli- 
mat" ile ortakdir. Fekat, baska kiymetler, iistiinltikler bunlan yiiksek derecelere 
cikarmisdir. insanhklari, sanki baska diirlii olmusdur. Sanki, miisterek olan insan- 
hkdan daha yiiksek insandirlar. Belki, insan bunlardir. Baskalan sanki insan de- 
gildir. 

Imam-i a'zam Ebu Hanife "aleyhirrahme" (Ben elbette mii'minim) demelidir, 
diyor. imam-i Safi'i "aleyhirrahme" ise (Ben insaallah mii'minim) demelidir, bu- 
yuruyor. Bunun ikisi de dogrudur. insan simdiki imanim soylerken (Ben elbette 
mii'minim) demelidir. Son nefesdeki imanim soylerken (Ben insaallah mii'minim) 
der. Fekat, burada da, siibheli soylemekdense, elbette demek daha iyidir. 

Mii'minin, btiyiik dahi olsa, gtinah islemekle imam gitmez. Kafir olmaz. isitdi- 
gime gore, imam-i a'zam, Bagdadm btiyiik alimleri ile, bir yerde oturmuslardi. Bi- 
ri gelip dedi ki: (Bir mii'min, babasim haksiz olarak oldiirse, (ve sonra serab ice- 
rek) serhos olsa ve zina etse, imam gider mi?), isiten alimlerin hepsi, o mii'mine 
kizdi. Bunu sormaga liizum yok! Imam elbet gider. Kafir olur dediler. imam-i a'zam 
"aleyhirrahme" buyurdu ki, (O kimse yine mii'mindir. Giinah islemekle, imam git- 
mez). Alimler, bu cevabi begenmeyip, imam-i a'zama dil uzatdilar. Sonra, imam 
soziinii isbat edince, hepsi kabul etdi. Gtinahi cok olan bir mii'min, son nefesi bu- 
gazina gelmeden evvel, tevbe ederse, kurtulmasi cok umulur. Ciinki, Allahii teala, 
tevbeyi kabul edecegini va'd buyurmusdur. Eger tevbe etmek serefine kavusama- 
di ise, onun isi, Allahii tealanm iradesine kalmisdir. isterse giinahlannm hepsini 
afv ederek Cennete sokar. isterse Cehennem atesi ile veya sikmtilar ile giinahla- 
n kadar, azab yapar. Fekat sonunda kurtularak, yine Cennete girer. Ciinki, ahiret- 
de merhamete kavusamiyan, yalniz kafirlerdir. Zerre kadar imam olan, rahmete 
kavusacakdir. Eger giinahlarmdan dolayi onceleri rahmete kavusamazsa, sonun- 
da Allahii tealanm lutfii, inayeti ile kavusacakdir. [Onbirinci maddeye bakmiz!] 
Ya Rabbi! Sen bizlere hidayet verdikden sonra, dogru yolu gosterdikden sonra, 
kalbimizin, miirtedler tarafma kaymasmdan, bizleri koru! Bizlere merhamet et! 
Su halimize aci! Bizleri bu kiifr ve irtidat karanligmdan ancak sen koruyabilirsin! 

Ehl-i siinnet alimlerine "Allahii teala onlarm cahsmasma bol bol miikafat versin!" 
gore halifelikden konusmak, dinin esas bilgilerinden degildir. Ya'niimana bagh bir- 
sey degildir. Fekat, ba'zilan bunda taskmhk yapdigindan, [hoca sekline giren, cene- 
si kuvvetli birkac zindik, kendilerine alim deyip, sozleri ile, kitab ve mecmu'alan ile, 
iftira ederek, miislimanlan zehrlediklerinden], dogru miislimanlarm alimleri, hali- 
felige aid bilgileri, kelam ilmine, ya'niiman bilgisine sokmus, isin dogrusunu bildir- 
mislerdir. Peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed Mustafadan sonra "aleyhi 
ve aleyhimiissalevatii vetteslimat" miislimanlarm halifesi, ya'niPeygamber efendi- 
mizin "aleyhisselam" vekili ve miislimanlarm reisi, Ebu Bekr-i Siddikdir "radiyal- 
lahii anh". Ondan sonra, halife Omer-iil-Farukdur "radiyallahii anh". Ondan son- 
ra, Osman-i Zinniireyn "radiyallahii anh", ondan sonra, Ali ibni Ebi Talibdir "ra- 
diyallahii anh". Bu dordiiniin iistiinliik siralan, halifelikleri sirasi gibidir. Bunlardan 

-59- 



Seyhaynm [ya'ni ilk ikisinin], diger ikisinden daha iistiin oldugunu, Eshab-i kiramm 
ve Tabi'in-i izamin hepsi soylemisdir. Bu sozbirligini, din imamlanmiz bildirmek- 
dedir. Mesela imam-i Safi'inin "aleyhirrahme" sozii meshurdur. Ehl-i siinnetin re- 
islerinden olan Ebiil-Hasen-i Es'ari buyuruyor ki, (Seyhaynm, diger biitiin iim- 
metden iistiin oldugu muhakkakdir. Buna inanmiyan, ya cahildir veya zmdikdir). 
Imam-i Ali "radiyallahii anh" buyuruyor ki, (Beni, Ebu Bekr ile Omerden "radiyal- 
lahii anhiima" iistiin tutan, iftira etmis olur. iftira edenleri dovdiikleri gibi, onu do- 
verim). Abdiilkadir-i Geylani hazretleri, (Gunye-tiit-talibin) kitabinda buyuruyor 
ki: Peygamberimiz "sallallahti aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Allahii tealadan iste- 
dim ki, benden soma All "radiyallahii anh" halife olsun. Melekler dedi ki: Ya Mu- 
hammed "sallallahii aleyhi ve sellem"! Allahii tealamn diledigi olur. Senden soma 
halife, Ebu Bekr-i Siddikdir.) Abdiilkadir-i Geylani "kuddise sirruh" yine buyurdu 
ki, Ali "radiyallahii anh" dedi ki, Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem" bana bu- 
yurdu ki: (Benden sonra halife Ebu Bekr olacakdir. Ondan sonra Omer, ondan son- 
ra Osman, ondan sonra da sen "radiyallahii annum" olacaksin!). 

Imam-i Hasen, Imam-i Hiiseynden daha iistiindiir "radiyallahii anhiima". Ehl-i sun- 
net alimleri "rahmetullahi aleyhim ecma'in" buyurdu ki: ilmde ve ictihadda Aise "ra- 
diyallahii anha", Fatimadan "radiyallahii anna" iistiindiir. Abdiilkadir-i Geylani 
"radiyallahii anh", (Gunye) kitabinda diyor ki, (Aise "radiyallahii anha" daha iistiin- 
diir). Bu fakire gore ise, ilmde ve ictihadda Aise, ziihd ve diinyadan kesilmekde ise, 
Fatima daha ileridir. Bunun icindir ki, hazret-i Fatimaya (Betul) [ya'ni cok temiz] de- 
mislerdir "radiyallahii anhiima". Aise "radiyallahii anha" ise, Eshab-i kirama isla- 
miyyeti ogretirdi. Eshab-i kiram, biitiin miiskillerini, ondan sorup ogrenirdi. 

Eshab-i kiram "aleyhimurndvan" arasmdaki muharebeler, mesela Deve vak'asi 
ve Siffin vak'asi, iyi niyyetlerle, giizel sebeblerle yapilmis olup, nefsin arzulan ile, 
inad ve dtismanhk ile degildi. Ciinki, onlann hepsi biiyiik idi. Kalbleri Peygamber 
efendimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" sohbetinde ve mubarek nazarlan karsi- 
sinda temizlenmis, hirs, kin ve diismanlik gibi seyler kalmamisdi. Bunlann sulh- 
lan da, aynhk ve muharebeleri de, Hak icin idi. Herbiri, kendi ictihadma gore ha- 
reket etmisdir. ictihadlarma uymiyanlara inad ve diismanlik etmiyerek, onlardan 
ayrilmisdir. ictihadi dogru olanlara iki veya on sevab, isabet etmiyenlere de, bir se- 
vab vardir. O halde, dogruyu bulmaga cahsip da bulamayip yamlanlanna da, 
dogru olanlar gibi, dil uzatmamak lazimdir. Ciinki, bunlar da, sevab kazanmisdir. 
Ehl-i siinnet alimleri buyuruyor ki, bu muharebelerde Emir [ya'ni Ali] "radiyal- 
lahii anh" hakh idi. Ona uymiyan ictihadlar dogru degildi. Fekat, hicbirine dil uza- 
tilamaz. Nerde kaldi ki, kafir ve fasik denilebilsin! Bu muharebelerde Ali "radi- 
yallahii anh" buyurdu ki, (Kardeslerimiz bizden ayrildi. Onlar kafir, fasik degil- 
dir. Ciinki, ictihadlarma gore hareket ediyorlar). Peygamberimiz "sallallahii aley- 
hi ve sellem" buyurdu ki, (Eshabiina dil uzatmakdan sakimniz!). Goriiliiyor ki, Pey- 
gamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" Eshab-i kiraminm hepsini biiyiik bil- 
memiz ve hepsini hurmetle, iyilikle soylememiz lazimdir. Bu biiytiklerden hicbi- 
rini fena bilmemeli, kotii sanmamahyiz! Onlann birbirleri ile olan muharebeleri- 
ni, baskalannin sulhlarmdan daha iyi bilmelidir. Kurtulus yolu budur. Ciinki, Es- 
hab-i kirami sevmek, Peygamber efendimizi "sallallahii aleyhi ve sellem" sevmek- 
den ileri gelir. Onlara diismanlik, Ona diismanlik olur. [Biiyiik alim, Ebu Bekr-i 
Siblf "kuddise sirruh" buyurdu ki: (Eshab-i kirama hurmet etmiyen bir kimse, Mu- 
hammed aleyhisselama iman etmis olmaz "radiyallahii teala annum ecma'in".)]. 

[Alusi, (Galiyye) kitabinda diyor ki, (Allahii teala, Kur'an-i kerimde Eshab-i ki- 
rami ovmekdedir. ilk hicret edenlerden ve Ensardan ve iyilikde bunlann izinde olan- 
lardan razi oldugunu bildirmekdedir. Allahii teala, ancak mii'min olarak olecegini 
bildigi kulundan razi olur. Kafir olarak olecegini bildigi kulundan razi oldugunu bil- 
dirmesine imkan yokdur. Bunun icin, Eshab-i kirami oven ayet-i kerfmeler, onlann 

-60- 



adil olmadiklanni ve Resulullahm vefatmdan sonra miirted olduklarmi soyliyenle- 
ri red etmekde, boyle soyliyenlerin kotii niyyetli, zmdik olduklarmi bildirmekdedir. 
Eshab-i kiramin hepsini oven hadis-i serifler pek cokdur. Bunlann meshurlarmdan 
biri, Dariminin ve Ibni Adinin bildirdikleri, (Eshabim yildizlar gibidir. Hangisine 
uyarsaniz hidayete kavusursunuz!) hadis-i serifidir). Ahmed Namiki Cammin "rah- 
metullahi aleyh" (Uns-iit-taibin) kitabi farisidir. Riza sah zemanmda Tahranda 
basilmis olanin kirkdordiincii sahifesinde, dort halife ismleri ile yazilarak herbiri ve 
Eshab-i kiramin hepsi cok oviilmekde ve hepsini sevmemiz lazimdir demekdedir. Es- 
hab-i kiramin "aleyhimiirndvan" kiymetini, buyuklugiinii bilemiyen, bu buyiikle- 
ri kendileri gibi samp, kotiileyen sapiklara cok sasihr. Cehenneme gidecekleri bil- 
dirilen, yetmisiki bid'at firkasinm en kotiisii bunlardir. Bunlar, hazret-i Alinin "ra- 
diyallahii anh" izinde gidiyoruz diyerek, miishmanlann cok sevdigi, mubarek (Ale- 
vf) ismini kendilerine takiyorlar. islam diismanhgim bu mubarek ismin maskesi al- 
tinda yapiyorlar. Sunu iyi bilmelidir ki, (Alevi) ismini tasiyan kimseler iki kismdir. 
Biri, miisliman ismini tasiyan sinsi islam dlismanlan, ya'nf zindiklardir. Bunlann is- 
mine aldanmamahdir. ikinci kism (Alevfler), hazret-i Aliyi seven hakiki miisli- 
manlardir. Yalanci aleviler, temiz gencleri aldatiyorlar. [m. 1958] de, istanbulda tiirk- 
ce basdirdiklan (Hiisniyye) ismli bir kitabdaki, uydurma hikayeleri, cahiller ve en 
cok koylii kadmlar arasma yayarak, islam biiyiiklerini kotiiliyorlar. Bu kitabin, 
Miirteza adindaki bir yehudi tarafmdan arabi olarak yazildigi, (Tuhfe) kitabmda bil- 
dirilmekdedir. Sonra, Ibrahim Esterabadiisminde bir hurufinin farisiye terceme et- 
digi ve 958 [m. 1551] de oldiigii (Esma-iil miiellifin)de yazihdir. (Eshab-i Kiram)da 
ve (Hak Soziin Vesikalari) kitabmdaki (Tezkiye-i Ehl-i beyt) risalesinde o bozuk ya- 
zilar, cirkin iftiralar, vesikalarla curiitiilmus, Miirteda, 436 [m. 1044] de, kardesi Ra- 
dibin Tahir de, [406] da Bagdadda olmiisdiir. Tiirkce (Menakib-i Cihar Yar-i Gii- 
zfn) kitabmda, Eshab-i kiramin ustiinliikleri uzun yazihdir. Bu kitab, m. 1998 de is- 
tanbulda (Hakikat Kitabevi) tarafmdan basdinlmisdir. 

Hurufi denilen zindiklann i'tikadda ve amelde bircok noktalan, Ehl-i siinnet- 
den aynhyor ise de, bunlann taskmhk yapanlan, kafir olmakdadir. Bunlar, yok ol- 
mak iizere iken, iclerinden, sah isma'ilin devlet kurmasi ile, cogaldilar. Memleke- 
timize de sokularak, hemen hemen butiin tekkelere bulasmis ve bircok ma'sum- 
lar bu sari hastaliga yakalanarak, ebedi oliime siiriiklenmisdir. Cenab-i Hak, biz- 
leri, Ehl-i siinnetin dogru, temiz i'tikadmdan ayirmasin. Miislimanlar arasinda bo- 
liiciiluk yapan vehhabilik ve kizilbashk tehliikesinden muhafaza buyursun! Amin. 
(Tuhfe-i isna a$eriyye) basmda diyor ki: Bu sapik inamsi kuran, Abdullah bin Se- 
be' adinda Yemenli bir yehudidir. Sen tannsm dedigi icin hazret-i Ali bunu Me- 
dayine siirdii. [Bunun yehudi oldugu, 34 [m. 654] senesinde Misrdan Medmeye ge- 
lip, miisliman oldugunu soyledigi, (Miincid)de yazihdir.] Bu dalalet firkasi, her asr- 
da baska bir hal almis, sah isma'il zemanmda, belli bir sekle sokularak, kitablar 
yazilmisdir. Si'ilik, hazret-i Ali zemanmda kuruldu. insanlar arasinda yayilmasi da- 
ha sonra basladi. Hicretin altmis senesinde (Kisaniyye), altmisalti senesinde 
(Muhtariyye) ve yiizdokuz senesinde (Hi^amiyye) firkalan ortaya cikdi ise de, tu- 
tunamadilar, yok oldular. Asrlar boyunca miislimanlan dogru yoldan ayiran (Zey- 
diyye) firkasi, yiizoniki senesinde ve oteki firkalann hepsi daha sonra meydana cik- 
di. Miislimanlar arasinda boliictiluk yapan bid'at firkalarmin birkaci Eshab-i ki- 
ram zemanmda ortaya cikmis, digerlerinin ortaya cikmasi ve hepsinin kuvvetle- 
nerek miislimanlar arasma yayilmasi, Eshab-i kiramin hepsinin oliimiinden son- 
ra olmusdur. Eshab-i kirama iftira edenler, iic grubda toplanmakdadir: 

1) (Tafdiliyye), hazret-i Ali, Eshabm en iistuniidur, diyorlar. 

2) (Sebbiyye), Eshab-i kiramdan birkacindan baskasi, zalim, kafir oldular, di- 
yorlar. Bunlan sebb ediyorlar. Ya'nikotuliiyorlar. 

3) (Gulat), hazret-i Ali "kerremallahu teala vecheh" tanndir diyorlar. (Sebeiy- 

-61- 



ye) ve (Nusayriyye) firkalan boyledir. ibadet etmezler. Bu firkayi, Abdullah bin 
Sebe' ismindeki bir yehudi kurmusdur. 

Bunlar, her zeman, hazret-i Almin ve hazret-i Abbasm "radiyallahii anhiima" 
torunlarmdan birinin etrafma toplamp cesidli firkalara ayrildilar. imam-i Zey- 
nel'abidin vefat edince, cogu bunun oglu Zeydin yanmda toplandi. Emevihukum- 
dari Hisam bin Abdiilmelik tarafmdan Irak valisi olan Yusiif-i Sekafi ile harb et- 
mege giderlerken, bir kismi Zeydden aynldi. Zeyd bunlara (Rafizf) dedi. Kendi- 
leri ise (imamiyye) adini aldilar. Zeydin yaninda kalanlara (Zeydi) denildi. Her 
ikisi de, (Resulullahdan sonra hilafet oniki imamdadir) dediler. 

(Oniki imam): Ah bin Ebi Talib, Hasen, Hiiseyn, Zeynel'abidm, Muhammed Ba- 
kir, Ca'fer-i Sadik, Musa Kazim, All Riza, Muhammed Cevad Takiy, All Nakiy, 
Hasen Askeri Zekiy ve Muhammed Mehdidir. Bu oniki imamm cesidli ogullan- 
na baglanarak baska baska firka oldular. Bugiin, cogu imamiyye olup iic ana 
inancdan birincisinde iseler de, inanclarmda, zemanla cesidli degisiklikler olmus- 
dur. Bunlar, simdi kendilerine (Ca'feri) diyorlar. Ca'ferfler hakkmda, kitabm so- 
nundaki ism cedvelinde, (Ca'fer-i Sadik) kelimesinde uzun bilgi vardir]. 

Muhbir-i sadik [ya'ni hep dogru haber verici] "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
kiyamet alametlerinden her ne haber verdi ise, hepsi dogrudur. Yanhshk olamaz. 
O zeman giines, adet disi olarak garbdan dogacakdir. Hazret-i Mehdi "aleyhirnd- 
van" cikacak, Isa "aleyhisselam" gokden inecek, Deccal cikacak, (Ye'cuc ve 
Me'cuc) denilen insanlar yeryiiziine yayilacakdir. 

[(Huccet-ullahi alel'alemin)de diyor ki, (Ye'cuc ve Me'cuc denilen kimseler, Nuh 
aleyhisselamin oglu Yafesin soyundandirlar. Yiizleri yassi, gozleri kiiciik, kulak- 
lan Qok biiyiik, boylari kisadir. Herbirinin bin cocugu olur. Cin ve insanlann 
adedlerinin onda dokuzu Ye'cuc ve Me'cucdur. Arkasmda kaldiklan seddi hergiin 
oyarlar. Gece eskisi gibi olur. Kafirdirler. Sed arkasmdan cikinca insanlara saldi- 
nrlar. insanlar sehrlere, binalara saklamrlar. Hayvanlan bitirirler. Nehrleri icip ku- 
ruturlar. Isa aleyhisselam ve Eshabi bunlara karsi diia ederler. Boyunlannda ya- 
ra hasil olup, bir gecede hepsi olur. Hayvanlar bunlari yiyerek cogahrlar. Pis ko- 
kulanndan yer yiizii yasanamiyacak bir hal ahr). (Ye'cuc) ve (Me'cuc) cok eski ze- 
manda, bir divar arkasma birakilmis, kiyamete yakm, yeryiiziine yayilacak, iki ko- 
tii millet oldugu, Kur'an-i kerimde haber verilmisdir. Arkeolojik arasdirmalar, yer 
altmda kalmis sehrleri, dag tepelerindeki deniz fosillerini bulduguna gore, o diva- 
nn bugiin meydanda bulunmasi ve bu insanlann cok sayida olmalan lazim gelmez. 
Nitekim, bugiinkii milyarlarca insan nasil iki kisiden meydana geldi ise, o iki mil- 
letin de, bugiin nerde olduklan bilinemiyen birkac kisiden iireyerek yeryiizunii kap- 
hyacaklan dusiiniilebilir]. 

(Dabbetiilerd) denilen hayvan cikacak, gokleri bir duman kaplayip, biitiin in- 
sanlara gelip, canlanni yakacak, herkes bunun acismdan diia edip, (Ya Rabbi! Bu 
azabi iizerimizden kaldir. Sana iman ediyoruz!) diyecekdir. Alametlerin sonuncu- 
su, bir atesdir ki, Adenden cikacakdir. [Aden, Yemendedir.] Hindistanda birisi, 
Mehdi oldugunu iddi'a etmisdi. Mezari da Fere sehrinde imis. Meshur, hatta 
ma'nasi tevatiir derecesine varmis birpok hadis-i serifler boylelerinin bu i'tikad ve 
sozlerini yalanlamakdadir. [Memleketimizde de, ba'zi cahiller, tesavvuf kitabla- 
rindan terceme ederek soyliyen ve yazan kimselere Mehdi diyor. Bunlari, kendi- 
si yaziyor samyorlar.] Halbuki bircok hadis-i seriflerde buyuruldu ki: (Mehdinin 
ba§i hizasinda bir bulut olacakdir. Bulutdan bir melek: Bu Mehdidir, soziinii din- 
leyiniz! diyecekdir.) Bir hadis-i serifde buyuruldu ki: (ismiui duydugunuz kimsc- 
lerden, yeryiiziine [ya'ni, o zeman bilinen memleketlerin coguna] dort kisi malik 
oldu. Ikisi mii'min, ikisi de kafir idi. Mii'min olan iki kisi, Ziilkarneyn ile Siiley- 
inan "aleyhimesselam" idi. Kafir olan ikisi de, Nemrud ile Buhtunnasar idi. Be- 
sinci olarak, yeryiiziine, benim evladimdan biri, ya'ni Mehdi de, malik olacakdir). 

-62- 



Bir hadis-i serifde buyuruldu ki: (Kiyamet kopmadan once, Allahii teala, benim 
evladimdan birini yaratir ki, ismi benim ismim gibi, babasimn ismi, benim babamin 
ismi gibi olur ve diinyayi adaletle doldurur. Ondan once diinya zulmle dolu iken, 
onun zemamnda adl ile dolar). Bir hadfs-i serifde buyuruldu ki: (Eshab-i Kehf, haz- 
ret-i Me lid in in yardimcdan olacakdir ve Isa "aleyhisselam" bunun zemamnda gok- 
den inecekdir. Isa "aleyhisselam", Deccal ile harb ederken, hazret-i Mehdi, onun- 
la beraber olacakdir. Bunun hiikiimdarhgi zemamnda, her zemankinin aksine 
olarak ve hesablarin tersine olarak, Ramezan-i serifin ondordiincii giinii giines tu- 
tulacakdir ve birinci gecesinde ay tutulacakdir). O halde, insaf etsinler ki, bu ala- 
metler, [cahillerin, Mehdi zan etdikleri kimselerde ve] o olen adamda var midir, 
yok mudur. Hazret-i Mehdinin daha bircok alametlerini, Muhbir-i sadik "aleyhis- 
salatii vesselam" haber vermisdir. Ahmed ibni Hacer-i Mekki hazretleri (Elkav- 
liilmuhtasar fi alamatil-Mehdi) ismindeki kitabmda, hazret-i Mehdinin ikiyiize ya- 
km alametlerini yazmisdir. Gelecegi bildirilen Mehdinin alametleri meydanda iken, 
baskalarmi Mehdi sananlar, ne kadar cahildir. Allahii teala, onlara, dogruyu gor- 
mek nasib eylesin! [Celaleddin-i Siiyutinin (Ciiz'iin minel-ehadis vel-asar-il-vari- 
de-ti ft hakk-il-Mehdi) kitabmda da hazret-i Mehdinin alametleri bildirilmekde- 
dir]. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Bent israfl, yetmis- 
bir firkaya ayrilmisdi. Bunlardan yetmisi Cehenneme gidip, ancak bir firkasi kur- 
tulmusdur. Nasara da, yetmisiki firkaya ayrilmisdi. Yetmisbiri Cehenneme gitmis- 
dir. Bir zeman sonra, benim iimmetim de yetmisiic kisma ayrilir. Bunlardan yet- 
misikisi, Cehenneme gidip, yalniz bir firkasi kurtulur). Eshab-i kiram, bu bir fir- 
kanin kimler oldugunu sordukda, (Cehennemden kurtulan firka, benim ve Esha- 
l)iiniii gitdigi yolda gidenlerdir) buyurdu. [Bu hadis-i serifin dort (Siinen) kitabm- 
da bulundugu (Milel-Nihal) tercemesinde yazihdir.] O kurtulan firka, Ehl-i sun- 
net velcema'atdir ki, insanlarm en iyisinin "sallallahii aleyhi ve sellem" yoluna sa- 
nlmislardir. Ya Rabbi! Bizleri, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi aleyhim ec- 
ma'in" bildirdigi imandan, i'tikaddan ayirma! Onlarla birlik oldugumuz halde, bu 
diinyadan cikar! Bizi onlarla hasr eyle, ya Rabbi! Bize hidayet verdikden sonra, 
kalblerimizi dogrudan kaydirma ve bize yiice katindan rahmet ver. Sen ihsan 
edenlerin en biiyugiisun! 

islamm birinci sarti, Allahii tealaya ve Peygamberine "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" imandir. Ya'ni onlari sevmek ve sozlerini begenip, kabul etmekdir. 

I'tikadi diizeltdikden sonra, islamiyyetin emrlerini yapmak ve yasak etdigi sey- 
lerden kapinmak, ya'ni ahkam-i islamiyyeyi yapmak, elbette lazimdir. Bes vakt ne- 
mazi, gevsek ve tenbel olmaksizm, kilmahdir. Ta'dil-i erkan ile kilmahdir ve ce- 
ma'at ile kilmahdir. (Miisliman ile kaflri birbirinden ayiran nemazdir). [Nemazi 
dogru ve iyi kilan bir kimse miislimandir. Nemazi dogru kilmiyan veya hie kilmi- 
yan kimsenin miislimanhgi siibhelidir.] Bir kimse, nemazi dogru ve iyi kihnca, is- 
lam ipine yapismis olur. Ciinki, nemaz, islamm bes sartmdan ikincisidir. 

Islamin iicuncii sarti, zekat vermekdir. 

Islamm dordiincii sarti, Ramezan-i serif aymda hergun oruc tutmakdir. 

Besinci sart, Ka'be-i mu'azzamayi hac etmekdir. 

Islamin birinci sarti, iman olup, kalb ile inanmak ve dil ile de soylemekdir. Di- 
ger dort sart ise, vticud ile yapilacak ve kalb ile niyyet edilecek ibadetlerdir. Ne- 
maz, biitiin ibadetleri kendisinde toplamisdir ve hepsinden daha iistiindiir. Kiya- 
metde evvela nemaz sorulacakdir. Nemaz dogru ise, digerlerinin hesabi, Allahii te- 
alanm yardimi ile, kolay gececekdir. 

Dinde yapilmasi yasak edilenlerden, miimkin oldugu kadar sakmmahdir. Alla- 
hii tealamn razi olmadigi seyleri, oldiiriicu zehr bilmelidir. Kusurlarim diisiiniip, 

-63- 



bunlari yapdigina mahcub olmali, utanmahdir. Pisman olup iiztilmelidir. Hie gii- 
nah yapmamaga karar vermelidir. [Bu iiziilmege ve karara (Tevbe etmek) denir. 
Giinahlanni afv etmesi icin Allahii tealaya yalvarmaga (istigfar etmek) denir.] Al- 
lahii tealanm begenmedigi seyleri utanmadan, sikilmadan soyliyen ve yapan, Al- 
lahii tealaya karsi durmus, inad etmis olur. Bu inadlan, hemen hemen onlan isla- 
miyyetden cikarir. 

[(Riyad-un-nasihin) kitabimn dordiincii kismi, ikinci babimn, iictincii fashnda 
buyuruyor ki: (Haramlan, biiyiik giinah ve kiiciik giinah diye ikiye ayirmislar ise 
de, kiiciik giinahlardan da, biiyiik giinah gibi kacinmak, hicbir giinahi kiicumseme- 
mek gerekdir. Ciinki, Allahii teala, intikam ahcidir ve ganidir. istedigini yap- 
makda hie kimseden cekinmez. Gazabini, diismanhgini giinahlar icinde gizlemis- 
dir. Kiiciik sanilan bir giinah, intikamma, gadabma sebeb olabilir). 

(Riyad-un-nasihin) iiciincii babi, birinci fashnda buyuruyor ki: (Kiifrden ve 
bid'atden baska giinahlar ikiye ayrihr: Birinci kism, Allahii teala ile kul arasmda 
olan giinahlardir. Icki icmek, nemaz kilmamak ve bunlar gibi. Bu giinahlann, 
biiyiigiinden ve kiiciigiinden, pok sakmmahdir. Resiilullah "aleyhisselam" bu- 
yurdu ki: (Bir zerrecik [ya'ni cok az] bir giinahdan kacinmak, biitiin cin ve insan- 
lann ibadetleri toplamindan daha iyidir). Giinahlann hepsi, Allahii tealanm em- 
rini yapmamak oldugundan, biiyiikdiir. Fekat, ba'zisi, ba'zisma gore kiiciik gorii- 
niir. Mesela, yabanci kadma sehvetle bakmak, zina yapmakdan daha kiiciikdiir. [El 
ile, ihtiyacmi gidermek, her ikisinden daha kiiciikdiir.] Bir kiiciik giinahi yapma- 
mak biitiin cihanm nafile ibadetlerinden daha sevabdir. Ciinki, nafile ibadet yap- 
mak farz degildir. Giinahlardan kacinmak ise, herkese farzdir. Biiyiik giinahlar- 
dan kacmabilmek icin, baska care yoksa, kiiciik giinahi islemek caiz olur. 

Her giinahi yapdikdan sonra tevbe ve (istigfar etmek) de farzdir. Her giinahm 
tevbesi kabul olur. (Kimya-i se'adet)de buyuruyor ki: (Sartlarma uygun yapilan 
tevbe, muhakkak kabul olur. Tevbenin kabul edileceginde siibhe etmemelidir. Tev- 
benin sartlarma uygun olmasmda siibhe etmelidir). Tevbe edilmiyen herhangi bir 
giinahdan Allahii teala intikam alabilir. Ciinki, Allahii tealanm gadabi, giinahlar 
icinde sakhdir. Allahii teala pek kuvvetli, herkese galib ve intikam ahcidir. Yiiz- 
bin sene ibadet eden makbul bir kulunu, bir giinah icin, sonsuz olarak red edebi- 
lir ve hicbirseyden cekinmez. Bunu Kur'an-i kerim bildiriyor ve ikiyiizbin sene ita'at 
eden iblisin [seytanm], kibr edip, secde etmedigi icin, ebedi mel'un oldugunu, ha- 
ber veriyor. Yeryiiziinde halifesi olan, Adem aleyhisselamm oglunu, bir adam 61- 
diirdiigii icin, ebedi tard eyledi. Musa "aleyhisselam" zemamnda, Bel'am bin Ba- 
ura (ism-i a'zam)i biliyordu. Her diiasi kabul olurdu. ilmi ve ibadeti, o derecede 
idi ki, sozlerini yazip istifade etmek icin, ikibin kisi hokka, kalem ile yanmda bu- 
lunurdu. Bu Bel'am, Allahii tealanm bir haramina, az bir meyl etdigi icin, fman- 
siz gitdi. (Onun gibiler kopek gibidir) diye dillerde kaldi. Karun, Musa aleyhisse- 
lamm akrabasi idi. Musa "aleyhisselam" buna hayr dtia edip ve kimya ilmi ogre- 
tip, o kadar zengin olmusdu ki, yalmz hazinelerinin anahtarlanm kirk katir tasir- 
di. Birkac kurus zekat vermedigi icin, biitiin mah ile birlikde, yer altma sokuldu. 
Sa'lebe, sahabe arasinda cok zahid idi. Cok ibadet ederdi. Cami'den cikmazdi. Bir 
kerre soziinde durmadigi icin, sahabilik serefine kavusamadi, imansiz gitdi. Pey- 
gamber efendimize "sallallahu aleyhi ve sellem" onun icin diia etmemesi emr 
olundu. Allahii teala, nice kimselerden, bir giinah sebebi ile, boyle intikam almis- 
dir. O halde, her mii'minin giinah islemekden cok korkmasi lazimdir. Ufak bir gii- 
nah isledikde tevbe, istigfar etmesi, yalvarmasi lazimdir. 

[(Riyad-un-nasihin) ikinci kism, ikinci babi, birinci faslda diyor ki, (Tevbe ve 
istigfar kalb ile, dil ile ve giinah isliyen a'za ile birlikde olmahdir. Kalb pisman ol- 
mali. Dil, diia etmeli, yalvarmah. A'za da giinahdan cekilmelidir.) Bircok ayet-i ke- 
rimede (Beni eok zikr edin) ve (iza cae) suresinde (Bana istigfar edin. Diialarini- 

-64- 



zi kahili ederim, giinahlarmrzi afv ederim) buyuruldu. Goriiliiyor ki, Allahii teala, 
cok istigfar edilmesini emr ediyor. Bunun icin, Muhammed Ma'sum hazretleri, ikin- 
ci cild, 80. ci mektubunda (Bu emre uyarak, her nemazdan sonra yetmis kerre is- 
tigfar ediyorum. Ya'ni, (Estagfirullah) diyorum. Siz de bunu cok okuyunuz! Her- 
birini soylerken ma'nasim (Beni afv et Allahim) olarak dusiinmehdir. Okuyam ve 
yanmdakileri, derdlerden, sikintilardan, hastahklardan kurtanr. Cok kimse, oku- 
du. Faidesi hep goriildii) buyurdu. Yatarken, sag tarafa yatip, bir E'uzii ve Besme- 
le, bir Ayet-el-kiirsi, uc Ihlas, bir Fatiha, bir Kul-e'uziiler, bir (tevekkeltii alellah 
la havle vela kuvvete ilia billah) oku. Biiyiiklerimiz, cinleri def icin, bu kelime-i 
temcidi okurdu. Sonra, bir istigfar diiasi ya'ni, (Estagfirullahel'azim, ellezi la ila- 
he ilia hiiv el hayyel kayyume ve etubii ileyh), bir ( Allahiimmagfirli ve li-validey- 
ye ve HI mii'minfne vel mii'minat) ve bir salevat-i serife ve bir (Allahiimme rab- 
bena atina fiddiinya haseneten ve fil-ahireti haseneten ve kina azabennar bi-rah- 
metike ya Erhamerrahimin) ve iic veya on veya kirk yahud yetmis kerre istigfar 
ve bir kelime-i tevhid okuyup uyumahdir. Biitiin gece okuyup uykusuz kalmama- 
hdir. Ffastaya sifa icin, yetmis istigfar okumah, temam olunca, basi iizerine iifiir- 
meli ve kisa bir diia etmelidir. Diialarin ve istigfann kabul olmasi icin, nemazla- 
n kilmak ve haramlardan sakmmak ve abdestli okumak lazimdir. istigfan ve dii- 
alan abdestli okumak mtistehabdir. Ey biiyiiklerin biiyiigii Allahim! Muhammed 
aleyhisselamm haber verdigi gibi, Sana inamyorum. Beni kabul et! Beni afv et! Mu- 
hammed aleyhisselam, Seni bize haber vermeseydi, bu noksan akhmizla, kendimiz 
bulmak, Seni tammak serefine kavusamazdik. Hayvanlardan asagi olur, Cehenne- 
min atesinde yanmak, cezamiz olurdu. Ey biiyiik Peygamber! Senin bizim iizeri- 
mizdeki hakkm sonsuzdur. Bizi, Allahimizi tammakla sereflendirdin. Miisliman ol- 
mak se'adetine kavusdurdun. Sonsuz yanmak azabmdan kurtardm. Bunun icin, ben- 
den sana sonsuz selamlar, sonsuz diialar olsun! Allahim! Bu biiyiik Peygamberi bi- 
ze tamtan, analanmiza, babalanmiza ve hocalanmiza ve Ehl-i siinnet kitablanni 
yazanlara ve yayanlara rahmet eyle ya Rabbi! Amin.] 

Ikinci kism giinahlar, kullar arasmdadir ki, bunlara tevbe etmek icin, o kulu hos- 
nud etmek, razi etmek de lazimdir). (Kimya-i se'adet) kitabmda buyuruyor ki, ha- 
dis-i serifde buyuruldu ki: (Gizli yapilan giinahin tevbesini gizli yapiniz! Asikare 
yapdan giinahin tevbesini asikare yapiniz! Giinahinizi bilenlere, tevbenizi duyu- 
runuz!). 

O halde islam dinine inanmiyanlar, muslimanlara sikinti verenler oldiikden son- 
ra, bunlar icin, (Belki tevbe etmisdir, irtidaddan vaz gecmisdir) demek bosdur. Bun- 
larm zulm yapan a'zalannm iyilik yapmasi, dili ile diia etmesi ve mazlumlari hos- 
nud edecek vasiyyetde bulunmalan lazimdir. Boyle tevbe etmiyen miirtedlerin olii- 
lerine hiisn-i zan edilmez]. 

Oradaki insanlann bilmedigi, belki sizin dahi anlamadigmiz, Cenab-i Hakkm 
size mahsus kildigi bir devlete, bir ni'mete sahibsiniz. Soyle ki, vaktin sultani ye- 
dinci ceddinden i'tibaren miisliman olup, Ehl-i siinnetdendir ve hanefimezhebin- 
dendir. Her ne kadar, kryametin yakm oldugu, Resulullahm zemanmdan uzak bu- 
lunan zemanimizda, bir kac seneden beri ba'zi ilm talebeleri, iclerindeki pislikden 
dogan ihtiras ve cirkin isteklerini tatmin icin devlet adamlanna ve sultanlara yak- 
lasmis ve onlarm gozlerine girmege cahsmis ve boylece saglam dinde sek ve siib- 
heler ortaya cikarmislar, ahmaklan dogru yoldan ayirmislar ise de, boyle sam bii- 
yiik bir padisahm, sizin soziiniizii dinleyip, kabul buyurmasi biiyiik bir se'adetdir. 
Ehl-i siinnet ve cema'at i'tikadma uygun olan hak ve islam kelimesini acik veya isa- 
ret ile ona anlatmiz! Onun huzurunda imkan nisbetinde hak ehlinin, dogru yolun 
alimlerinin sozlerini arz ediniz! Hatta daima, bir yolunu bulup, mezheb ve dinle 
ilgili bilgileri anlatmak icin firsat kollayimz! Boylece, islamm hakikati ortaya ci- 
kar. Sapikhk, batilhk ve kiifriin ve kafirligin cirkinligi ve kotiiliigii anlasilmis 

— 65 — Se'adet-i Ebediyye 1-F:5 



olur. Kiifriin batil oldugu zaten asikardir. Akli olan bir kimse onu begenmez. Kiif- 
rtin batil oldugunu cekinmeden soylemeli, onlann tapmdiklan batil ilahlan, tan- 
rilan, en agir dille nefy ve red etmelidir. Ciinki hak iizere ilah, ancak ve ancak te- 
reddiitstiz ve siibhesiz, goklerin yaraticisidir. Kafirlerin tapmdiklan, yaratici di- 
ye ovdiikleri seyler, bir sivrisinegi yaratmrs midir? Hepsi bir araya gelse, birsey ya- 
ratamaz. Ibadet etdikleri seylerden birini, bir sivrisinek lsirsa, kendini bundan ko- 
ruyamaz. Nasil olur da, baskalarmi zarardan koruyabilir? Kafirler, bu yapdikla- 
rinin kotii oldugunu isitince, kabahatlerini anhyarak, putlanmiz, heykellerimiz, 
Allahii tealanm yanmda bize sefa'at edecek. Bizi Ona yaklasdiracaklar. Onun icin, 
bunlara ibadet ediyoruz diyorlar. Bunlar, ne kadar abdaldir. Bu cansiz seylerin, 
kendilerine sefa'at edeceklerini nereden bilmisler? Hak tealanm, kendisine ortak 
yapilan ve biiyiik diismani olan bu putlarm, sefa'atlerini kabul edecegini, nereden 
anlamislardir? Bunlarm hali, su ahmaklara benzer ki, hiikumete karsi lsyan eden- 
lere, yardim eder. Sikisdigimiz zeman, hiikumetin yardimma kavusmamiz icin, bu 
asiler, bize sefa'at ve iltimas edecekdir derler. Ne kadar ahmaklikdir ki, asilere hur- 
met ediyor ve bunlarm sefa'ati ile hiikumet bizi afv edecekdir diyorlar. Halbuki, 
bunlarm hiikumete yardim etmesi ve asileri basdirmasi lazim idi. Ancak boylece 
hiikumete yaklasir ve dogru yolda yiiriimiis olur ve emniyyete ve rahata kavusmus 
olurlardi. Ahmaklar, birkac tasi elleri ile yontarak, senelerle ona tapiyor. Kiya- 
met giinii, ondan yardim bekliyorlar. O halde, kafirlerin dinlerinin bozuklugu mey- 
dandadir. [Putperestligin ne zeman basladigi (Mesmu'at)in 41. ci sahifesinde ya- 
zilidir.] 

Miislimanlardan, dogru yoldan aynlanlara, (Bid'at sahibi) denir. Dogru yol, Mu- 
hammed "sallallahii aleyhi ve sellem"in ve Onun dort halifesinin "aleyhimiirnd- 
van" yoludur. Abdiilkadir Geylani "kuddise sirruh" (Gunye) kitabmda buyuru- 
yor ki: (Yetmisiki bid'at yolunun esasi, dokuz firkadir ki, harici, si'i, mu'tezile, mur- 
ci'e, miisebbihe, cehmiyye, dirariyye, neccariyye ve kilabiyyedir. Peygamberimi- 
zin "sallallahii aleyhi ve sellem" ve Cihar yar-i giizinin "aleyhimiirndvan" zema- 
nmda bunlarm hicbiri yokdu. Bunlarm meydana cikmasi, ayn ayn yollara ayril- 
masi, Eshab-i kiramm ve Tabi'in-i izamin ve Fiikaha-i seb'anm "ridvanullahi 
aleyhim ecma'in" oliimlerinden senelerce sonra idi). 

[(Fiikaha-i seb'a), yedi biiyiik alim demekdir. Buharimuhtasan olan (Tecrfd-i 
sarfh) tercemesi, birinci cild, otuzdordiincii sahifesinde diyor ki, (Medine-i mii- 
nevverenin bu yedi alimi, Sa'id ibni Miiseyyib, Kasim bin Muhammed bin Ebi 
Bekr-i Siddik, Urve-tebniz-Ziibeyr, Harice-tebni-Zeyd, Ebu Seleme-tebni-Ab- 
diirrahman bin Avf, Ubeydiillah ibni Utbe ve Ebu Eyyub Siileyman "radiyalla- 
hii anhiim" idi)]. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Benden sonra miis- 
limanlar arasinda cok ayrdik olacakdir. O zemanlarda yasryanlar benim yoluma 
ve Hulefa-i rasidinin "aleyhimiirndvan" yoluna yapissin! Sonradan meydana ci- 
kan, moda olan seylerden kacinsin! Ciinki, dinde yenilik, reform yapmak dogru yol- 
dan cikmakdir. Benden sonra, dinde yapdacak degisikliklerin hepsi dinsizlikdir). 

Bu hadis-i serif gosteriyor ki, Peygamberimizden "sallallahii aleyhi ve sellem" 
ve Hulefa-i rasidmden sonra, dinde meydana cikanlan bu bozuk mezhebler, kiy- 
metsizdir. Bunlara gtivenilmez. Allahii tealaya cok siikr edelim ki, bizi, Cehennem- 
den kurtulan (Ehl-i siinnet vel-cema'at) firkasindan eyledi. Cehenneme gidecek 
olan yetmisiki bid'at firkasindan etmedi. Onlann bozuk i'tikadlarma kapilmak- 
dan muhafaza buyurdu ve ba'zi kimseleri Allahhk derecesine cikaran, [Sen yarat- 
din, senden din isteriz] diyenlerden eylemedi. insan kendi isini, hareketini ken- 
di yaratiyor diyenlerden de eylemedi. Cennetde Allahii tealayi gormege inanmi- 
yanlardan da etmedi. Halbuki bu gormek, diinya ve ahiret ni'metlerinin en biiyii- 
gtidiir. Su iki firkadan da etmedi ki, insanlarm en iyisinin "sallallahii aleyhi ve sel- 

-66- 



lem" Eshabma dil uzatarak, onlan incitiyor. Bu din btiyiiklerini fena samyor. On- 
lan, birbirine diisman idi, dusmanliklarim ve kinlerini gizliyerek iki yiizliiliikle ge- 
ciniyorlardi biliyorlar. Halbuki, Allahii teala, Kur'an-i kerimde, Eshab-i kiramin 
"aleyhimiirndvan" birbirlerini her zeman sevdiklerini bildiriyor. Bu iki firka, 
Kur'an-i kerime inanmamis oluyor. Aralarmda kin ve diismanhk vardir diyorlar. 
Allahii teala akl ve insaf versin ve dogru yolu gostersin! Yine sukrler olsun ki, biz- 
leri, Allahii tealaya madde ve cism diyen, Onu zemanh, mekanh bilenlerden, ya- 
ratani, mahluklanna benzetenlerden etmedi ve [paraya, mevki'a, riitbeye, raha- 
ta kavusmak, keyf siirmek icin, dinlerini satan, ecdadinm mukaddesatim ayaklar 
altina alan (Miirted)lerden, ahmaklardan eylemedi]. 

Sunu da iyi bilmek lazimdir ki, idareciler, cem'iyyetleri idare edenler, ruh gibi- 
dir, can gibidir. Millet, ya'ni biitiin insanlar da, cesed, beden gibidir. Ruh iyi ise, 
beden de salih, iyi olur. Ruh bozuk ise, beden de bozuk olur. O halde, amirlerin 
iyi olmalanna, [milleti idare icin, islam diismam olmiyanlann secilmesine] cahs- 
mak, herkesin iyiligine cahsmak olur. Herhangi bir kimseyi lslah etmege cahsmak, 
ona islamiyyeti bildirmekle olur. Her ne yolla olursa olsun, milleti idare edecek- 
lerin miisliman olmalanna cahsmak lazimdir. Miisliman oldukdan sonra, onlara, 
(Ehl-i siinnet vel-cema'at) i'tikadim bildirmelidir. Bozuk fikrlerin ortadan kalk- 
masma cahsmahdir. Bunlari yapmak nasib olan bir kimse, Peygamberlerin "aley- 
himussalevatii vetteslimat" varisi olur. Bu firsat, size bedava nasib olmusdur. 
Bunun kiymetini biliniz! Bu yolda ne kadar cok yazsam, yeridir. Fekat size bu ka- 
dar yetisir. insanlan herseye kavusduran, ancak Allahii tealadir. 

[(Mecelle)nin otuzdokuzuncu (39) maddesinde, (Zemanin degismesi ile, ade- 
te dayanan hiikmler degisebilir) diyor. Fekat, (Nass) ile bildirilmis olan ahkam hic- 
bir zeman degismez. Her adet, delil-i ser'i olamaz. Bir adetden hiikm cikanlabil- 
mesi icin, bu adetin Nasslara muhalif olmamasi ve salih miislimanlar arasinda Se- 
lefden gelmis olmasi lazimdir. Haram isliyenler cogahr, haramlar adet haline ge- 
lirse, yine halal olmazlar. Kiifr alametleri de adet olur, miislimanlar arasma yayi- 
hrsa, islam adeti olmaz. Kiifr alameti olmakdan cikmazlar. Mubah olan adetler- 
de ve fen bilgilerinde zemana uyulur. Teknikde ilerliyenlere ayak uydurulur. Din 
bilgilerinde, ibadetlerde zemana uyulmaz. Iman bilgileri, din bilgileri zemanla de- 
gismez. Bunlari degisdirmek, zemana uydurmak istiyenler, Ehl-i siinnetden ayn- 
hr, kafir veya sapik olurlar]. 

COK MUHIM TENBIH 

Erkek olsun, kadm olsun, her insanm, her soziinde, her isinde, Allahii tealamn 
emrlerine, ya'ni farzlara ve yasak etdiklerine [haramlara] uymasi lazimdir. Bir far- 
zin yapilmasma, bir haramdan sakmmaga ehemmiyyet vermiyenin imam gider, ka- 
fir olur. Kafir olarak olen kimse, kabrde azab ceker. Ahiretde Cehenneme gider. 
Cehennemde sonsuz yanar. Afv edilmesine, Cehennemden cikmasma imkan ve ih- 
timal yokdur. Kafir olmak cok kolaydir. Her sozde, her isde kafir olmak ihtimali 
cokdur. Kiifrden kurtulmak da cok kolaydir. Kiifrun sebebi bilinmese dahi, her- 
giin bir kerre istigfar etse, ya'ni (Estagfirullah) dese, muhakkak afv olur, ya'ni, (Ya 
Rabbi! Bilerek veya bilmiyerek kiifre sebeb olan bir soz soyledim veya is yapdim 
ise, nadim oldum, pisman oldum. Beni afv et) diyerek tevbe etse, Allahii tealaya 
yalvarsa, muhakkak afv olur. Cehenneme gitmekden kurtulur. Cehennemde son- 
suz yanmamak icin, hergiin muhakkak tevbe ve istigfar etmelidir. Bu tevbeden da- 
ha miihim bir vazife yokdur. Kul hakki bulunan gunahlara tevbe ederken, bu 
haklari odemek ve terk edilmis nemazlara tevbe ederken, farzlan kaza etmek la- 
zimdir. Kitabimizda 276 dan 287 ortasma kadar okuyunuz! 

in sun beser, durmaz sasar, eylerhata, iicerbe$er. 
Diiz ovada ytiriir iken, ayagim siirter, diiscr. 

-67- 



32 — UCUNCU CILD, 38. ci MEKTUB 

Bu inektub, Molla Ibrahim kin yazilinistlir. Bu iimmetin yetmisiic firkaya ay- 
rilacagim bildiren hadfs-i serif 1 aciklamakdadir: 

Hadis-i serifde bu iimmetin yetmisiic firkaya aynlacagi, bunlardan yetmisiki 
firkamn Cehenneme gidecekleri bildirildi. Bu hadis-i serif, yetmisiki firkanm Ce- 
hennem atesinde azab goreceklerini bildiriyor. Cehennemde sonsuz kalacaklarmi 
bildirmiyor. Cehennem atesinde sonsuz azabda kalmak, imam olmiyanlar icindir. 
Ya'ni kafirler icindir. Yetmisiki firka, i'tikadlan bozuk oldugu icin Cehenneme gi- 
recekler ve i'tikadlarmm bozuklugu kadar yanacaklardir. Yetmisiiciincii olan bir fir- 
kamn i'tikadi bozuk olmadigi icin, Cehennem atesinden kurtulacaklardir. Bu bir fir- 
kada bulunanlar arasmda kotii is yapmis olanlar varsa ve bu kotii isleri tevbe ve is- 
tigfar ile veya sefa'at ile afv olunmadi ise, bunlarm da giinahlan kadar Cehennem- 
de yanmalan caizdir. Yetmisiki firkada olanlann hepsi Cehenneme girecekdir. 
Fekat hicbiri Cehennemde sonsuz kalmiyacakdir. Bir firkada bulunanlarm hepsi Ce- 
henneme girmiyecekdir. Bunlardan yalniz kotii is yapanlar Cehenneme girecekdir. 
Cehenneme girecekleri bildirilmis olan yetmisiki (Bid'at firkalan), (Ehl-i kible) ol- 
duklan icin, bunlarm hepsine kafir dememelidir. Fekat bunlarm, dinde inanmasi za- 
ruri lazim olan seylere inanmiyanlan ve (Ahkam-i islamiyye)den her miislimamn 
isitdigi, bildigi seyleri te'vilini bilmeden red edenleri kafir olur. (Ehl-i siinnet) 
alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" bildiriyor ki, (Bir miislimamn bir so- 
ziinden veya bir isinden yiiz sey anlasilsa, bunlardan doksandokuzu kiifre sebeb ol- 
sa ve biri miisliman oldugunu gosterse, bu bir seyi anlamak, onu kiifrden kurtarmak 
lazimdir). Herseyin dogrusunu Allahii teala bilir. En saglam soz Onun soziidiir. 

Bu iimmetin fakirlerinin zenginlerinden yanm gun once Cennete girecekleri bil- 
dirildi. Bu yanm giin, besyiiz diinya senesidir. Cunki, Allahii tealanm bildirdigi bir 
giin, bin diinya senesi kadar zemandir. Boyle oldugu Hac suresinde acikca bildiril- 
misdir. Nicin bu kadar zeman oldugunu ancak Allahii teala bilir. C un ki ahiretde, 
diinyada bulunan gece, giindiiz, ay, sene yokdur. Cennete erken girecekleri bildi- 
rilen fakirler, islamiyyete uyan ve sabr eden fakirlerdir. islamiyyete uymak, isla- 
miyyetin emr etdiklerini yapmak ve yasak etdiklerinden sakinmak demekdir. Fa- 
kirligin de dereceleri ve mertebeleri vardir. Mertebelerinin en yiiksegi, fena maka- 
minda ele gecer. Bu mertebede olan fakir, Allahii tealadan baska herseyi fakir, muh- 
tac bilir. [Allahii tealaya muhtac olmiyan, ya'ni Ona karsi fakir olmiyan hicbir mah- 
luk yokdur.] Mahluklarm hepsini unutur. Hicbirini hatirma getirmez. Fakirlik 
mertebelerinin hepsine kavusan, birkacma kavusandan daha iistiindiir. Bunun 
icindir ki, fena makamina kavusan kimsenin zahiren fakir, muhtac olmasi, fena ma- 
kamma kavusup da zahiren fakir olmiyandan daha efdaldir, daha kiymetlidir. 

33 _ UCUNCU CILD, 101. ci MEKTUB 

Bu mektub seyh Abdiillaha yazilmisdir. Kur'an-i kerimin ayetlerini felsefecile- 
rin anladiklarina gore tefsir ve te'vil etmek caiz olmadigini bildirmekdedir: 

Allahii teala size selamet versin ve belalardan korusun! (Tebsir-iir-rahman) 
admdaki kitabi gondermissiniz. Ba'zi yerlerini okudum. Geri gonderiyorum. 
[(Tebsir-iir-rahman ve Teysfr-ul-menan) tefsir kitabidir. Hanbeli alimlerinden 
Zeyn-iid-din Ah bin Ahmed Ermeviyazmisdir. Yediyiizon (710) senesinde vefat 
etmisdir.] 

Kiymetli kardesim! Bu kitabi yazanm, eski yunan felsefecilerinin yoluna olduk- 
ca kaymis oldugu anlasihyor. Hemen hemen, onlari Peygamberlerle bir derecede 
tutacak "aleyhimiissalevatu vetteslimat". Hud suresindeki bir ayet-i kerimeye 
verdigi ma'na goziime ilisdi. Bu ayete, Peygamberlerin haline uymiyarak eski 
yunan felsefecileri gibi ma'na vermekdedir. Peygamberlerin sozii ile felsefecilerin 

-68- 



soziinii bir degerde tutmakda, (Onlar icin ahiretde yokdur) ayet-i kerimesine 
(Peygamberlerin ve felsefecilerin soz birligi ile) ve (Ancak ates ile azab) ayet-i ke- 
rimesine, (his ederek yahud akli, nazariolarak ) demekdedir. Peygamberlerin 

"aleyhimiissalevatii vettehryyat" sozbirligi bulunan yerde, eski yunan felsefecile- 
rinin soz birliginin ne kiymeti vardir? Ahiretdeki azabi bildiren ve hele Peygam- 
berlerin sozlerine uymiyan sozlerinin ne ehemmiyyeti olur. Onun bildirdigi gibi fel- 
sefeciler, Cehennem azabmm akli, nazari oldugunu soyliyor. Bu sozleri, cesedin 
azabi his edecegine inanmadiklanm gostermekdedir. Halbuki Peygamberler, aza- 
bin his edilecegini soz birligi ile bildirmislerdir. Bu kitab, baska yerlerinde de, 
Kur'an-i kerimin ayetlerini, felsefecilerin bildirdikleri gibi yazmakdadir. Pey- 
gamberlerin yolunda olanlara uymiyan yazilarmdan dolayi bu kitab, gizli hatta apa- 
cik zararlan tasimakdadir. Bunu size bildirmegi liizumlu gordtigum icin, birkac ke- 
lime ile basmizi agntdim. Selam ederim. 

34 — IKINCi CILD, 19. cu MEKTUB 

Bu mektub, Mir Muhibbullaha yazilmisdir. Siinnet-i seniyyeye yapismagi ve 
bid'atlerden sakinmagi bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun Peygamberlerine salat ve size diialar ederim. 
Kiymetli kardesim seyyid Mir Muhibbullah! Buradaki fakirlerin halleri, gidisleri 
cok iyidir. Bunun icin Allahii tealaya sonsuz hamd etmek lazimdir. Sizin de sela- 
metiniz icin ve halinizin degismemesi icin ve dogru yolda ilerlemeniz icin Allahii 
tealaya dua ederim. Bu giinlerde, ne halde bulundugunuzu bildirmediniz. Mesa- 
fenin uzakhgi, haberlesmeyi giiclesdiriyor. Nasihat vermek, dinimizin birinci va- 
zifesidir ve Peygamberlerin en tistiinune uymakdir "Ona ve hepsine tistiin diialar 
ve selamlar olsun ! " . Ona uymak icin Onun siinnetlerini, ya'ni butiin emr ve yasak- 
larini yerine getirmek ve Onun begenmedigi bid'atlerden sakmmak lazimdir. O 
bid'atler, gecenin karanhgmi yok eden, tan yerinin agarmasi gibi parlak goriinse- 
ler de hepsinden kacmak lazimdir. Ciinki, hicbir bid'atde nur yokdur, lsik yokdur. 
Hicbir hastaya sifa yokdur. Hicbir hastaya ilac olamazlar. Ciinki, her bid'at, ya bir 
siinneti yok eder, yahud siinnetle ilgisi olmaz. Fekat, stinnetle ilgisi olmiyan 
bid'atler, siinnetden asm, artik olduklan icin, siinneti yok etmis olmakdadirlar. Ciin- 
ki, bir emri emr olunandan ziyade yapmak, bu emri degisdirmek olur. Bundan an- 
lasihyor ki, nasil olursa olsun, her bid'at siinneti yok etmekdedir. Siinnete ters diis- 
mekdedir. Hicbir bid'atde iyilik ve giizellik yokdur. Keski bilseydim ki, kamil olan 
bu dinde ve Allahii tealanm razi oldugu islamiyyetde, ni'metler temam oldukdan 
sonra, ortaya cikan bid'atlerden ba'zilanna, nasil olmus da giizel demisler? Bun- 
lar nicin bilmemisler ki, birsey yiikseldikden, temam oldukdan, begenildikden son- 
ra, buna yapilacak eklemeler giizel olamaz. Hak olan, dogru olan birseyde yapi- 
lacak her degisiklik, dalalet ve sapikhk olur. Kamil olan, temam olan bu dinde son- 
radan meydana cikanlan birseye giizel demenin, dinin kemale ermedigini goste- 
recegini ve ni'metin temam olmadigini bildirecegini anlamis olsalardi, hicbir 
bid'ate giizel diyemezlerdi. Ya Rabbi, unutdugumuz ve yamldigimiz seyler icin biz- 
leri hesaba cekme! Size ve yanmizda olanlara selam ederim. 

[Siinnet kelimesinin dinimizde iic ma'nasi vardir: (Kitab ve siinnet) birlikde soy- 
lenince, kitab, Kur'an-i kerim, siinnet de, hadis-i serifler demekdir. (Farz ve siin- 
net) denilince, farz, Allahii tealanm emrleri, siinnet ise, Peygamberimizin "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" siinneti, ya'ni emrleri demekdir. Siinnet kelimesi yalmz ola- 
rak soylenince, islamiyyet, ya'ni biitiin ahkam-i islamiyye demekdir. Fikh kitab- 
lari boyle oldugunu bildiriyor. Mesela (Kudurimuhtasari)nda (Siinneti en iyi bi- 
len imam olur) diyor. (Cevhere) kitabmda burayi aciklarken (Siinnet demek, bu- 
rada ahkam-i islamiyye demekdir) diyor. Yetmisdordtincii maddenin sonuna ba- 
kmiz! 

-69- 



Kalbi temizlemek icin islamiyyete uymak lazim oldugu anlasildi. islamiyyete uy- 
mak da, emrleri yapmakla ve yasaklardan ve bid'atlerden sakmmakla olur. 

Bid'at, dinde sonradan yapilan sey demekdir. Peygamberimizin "sallallahii 
aleyhi ve sellem" ve dort halifesinin "radiyallahii anhiim" zemanlarmda bulunma- 
yip da, onlardan sonra, dinde meydana cikanlan, ibadet olarak yapilmaga basla- 
nan seylerdir. Mesela, nemazlardan sonra hemen (Ayet-el-kiirsi) okumak lazim 
iken, once (Salaten tiincina)yi ve baska diialan okumak bid'atdir. Bunlan, (Ayet- 
el-kiirsi)den ve tesbihlerden sonra okumalidir. Nemazdan, diiadan sonra secde edip 
de kalkmak bid'atdir. Ezam ho-parlorle okumak bid'atdir. Ho-parlor, ses cikaran 
bir aletdir. Lugat kitablarmda, mesela (Miincid)de diyor ki, (Ses cikaran aletlere 
(Mizmar) denir). Ho-parlor, mizmann bir nev'idir. (Had-id-dallfn)de diyor ki, (Ebu 
Nu'aym isfehanmin (Hilyetiil-Evliya)smda yazih hadis-i serifde, seytana (Senin 
miiezzinin mizmardir) buyuruldu). Ho-parlor ile okunan ezanm, seytan ezam ol- 
dugu, bu hadis-i serifden anlasilmakdadir. Dinde yapilan her degisiklik ve reform 
bid'atdir. Yoksa, catal, kasik, boyun bagi kullanmak, kahve, cay, tiitiln icmek 
bid'at degildir. Ciinki, bunlar ibadet degil, adetdir ve mubahdirlar. Haram degil- 
dirler. Bunlan yapmak, dmin emr etdigi seyi terk etmege veya nehy [yasak] etdi- 
gi seyi yapmaga sebeb olmazlar. (Hadika-tiin-nediyye)de diyor ki, (Bid'at, dinden 
olmiyan, ibadet olmryan, adet olan birsey ise, dinimiz bunu red etmez. Yimekde, 
icmekde, elbisede, seyrii sefer vasitalannda ve bina, mesken, ev islerinde, ibadet 
yapmak, ya'ni Allahii tealaya tekarriib niyyet etmeyip, yalniz diinya isi dusuniiliir- 
se, bunlar bir ibadeti yapmaga mani' olmadikca veya bir harami islemege sebeb ol- 
madikca, bid'at olmazlar. Dinimiz bunlan men' etmez). Bid'at tic durliidiir: 

1 — islamiyyetin kiifr alameti dedigi seyleri zaruret olmadan kullanmak, en ko- 
tti bid'atdir. Dar-iil-harbde kafirlere hud'a olarak kullanmak caiz olur denildigi (Be- 
rika)da, 467. ci sahifede ve (Mecma'ul-enhiir)un 696. ci sahifesinde yazilidir. 

2 — Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" bildir- 
diklerine uymiyan inamslar da kotii bid'atdir. 

3 — Ibadet olarak yapilan yenilikler, reformlar, amelde bid'at olup buyiik gii- 
nahdir. Alimler, ameldeki, ibadetdeki bid'atleri ikiye ayirmislar, hasene ve seyyie 
demislerdir. imam-i Rabbani "rahmetullahi aleyh" alimlerin hasene dedikleri 
bid'atlere bid'at dememis, siinnet-i hasene demisdir. Bid'at-i seyyie dediklerine 
bid'at demis, bunlan cok kotiilemisdir. Vehhabiler ise, hasene denilen, begenilen 
bid'atlere de, seyyie demis, bunlan yapanlara kafir, miisrik demislerdir. Uciincii 
kismda birinci maddeye bakmrz!] 

35 _ UCUNCU CILD, 22. ci MEKTUB 

Bu mektub, molla Maksud All Tebrizive yazilims olup, iniisriklerin pis olmasi, 
i uhlai iiim. i'tikadlannin pis olmasidir. Bedenlerinin, a'zalarmin pis olmayabile- 
cegini bildirmekdedir: 

Her hamd, Allahii tealanm hakkidir. Onun secdigi temiz insanlara selam ede- 
rim. Sefkatli efendim! Hiiseyn Va'izitefsirini nicin gonderdiginizi anhyamadik. Bu 
tefsirde, Tevbe suresi, yirmidokuzuncu ayetini tefsir ederken (Miisriklerin icleri, 
inamslan pis oldugu icin, onlar elbette pisdir) buyurmakdadir. Hanefi mezhebi alim- 
leri de, boyle tefsir etmisdir. Ya'ni, Allahii tealanm (Miisrikler pisdir) buyurma- 
si, kalblerinin, i'tikadlannin pis oldugu icindir demislerdir. (Hiiseyn tefsiri)nde de 
yazih oldugu gibi, ba'zi alimler, (Miisrikler, necasetden sakmmadiklan icin pisdir) 
demis ise de, boyle tefsir etmek uygun degildir. Ciinki, bugiin miislimanlarm co- 
gu da necasetden sakmmiyor. Miislimanlarm cahilleri de, kafirler gibi temizlige 
ehemmiyyet vermiyor. Necasetden sakinmamak, insanin pis olmasma sebeb olsay- 
di, miislimanlarm isi giic olurdu. Halbuki, (Miislimanhkda giicliik yokdur) buyu- 

-70- 



ruldu. (Hiiseyn tefsiri)nde (Abdullah ibni Abbas "radiyallahii anhuma" buyurdu 
ki, miisriklerin bedenleri, kopekler gibi pisdir) diye de yaziyorsa da, din buyiikle- 
rinden boyle umuma uymayan, herkesin soyledigine benzemiyen haberler cok gel- 
misdir. Boyle haberleri evirip cevirip, ana haberlere uydurmak lazimdir. Kafirle- 
rin dislan, bedenleri nasil pis olur ki, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", 
bir yehudi evinde yemek yidi. Bir miisrikin kabi ile taharetlendi. Omer "radiyal- 
lahii anh" da, hiristiyan kadmmm kabindan taharetlendi. Bunlar, ayet-i kerime gel- 
meden once yapilmis olabilir denirse, zan etmekle cevab verilmis olmaz. Ayet-i ke- 
rimenin sonra geldigini isbat etmek lazimdir. Eger isbat edilebilirse, onlarm necs, 
pis oldugunu, dokunduklan seyleri pis ve haram yapacagim gostermez. Nihayet, 
i'tikadlarmm pis oldugunu gosterir. Ciinki, hicbir Peygamber kendi dininde veya 
baska dinlerde haram olmus veya olacak birseyi hie yapmaz. Ya'ni sonradan ha- 
ram olacak seyi, onceden, halal iken yine kullanmaz. Mesela, serab icmek once ha- 
lal idi. Sonra haram oldu. Hicbir Peygamber hicbir zemanda serab icmedi. Eger ka- 
firlerin bedenlerinin, kopekler gibi pis oldugu, sonradan bildirilecek olsaydi, Al- 
lahii tealanm sevgilisi olan Muhammed "aleyhisselam", onlarin kablanna hicbir 
zeman dokunmaz idi. Nerde kaldi ki, sulanm icmis ve yemeklerini yimis olsun! Son- 
ra, birseyin kendisi pis olunca, her zeman pisdir. Bir vakt pis olmasi, baska vakt 
temiz olmasi dusuniilemez. Miisriklerin bedenleri pis olsaydi, her zeman pis olur- 
du ve Muhammed "aleyhisselam" hicbir vakt dokunmazdi. Nerede kaldi ki, onlar- 
dan su icsin ve yemek yisin. Bir de ayni necs olan her zeman necsdir. Once ve son- 
ra mubah olamaz. Musrikler ayni necs olsalardi, evvelden beri boyle olmalan 
gerekirdi ve Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" onceden de buna uygun 
olarak onlara muamele ederdi. O olmaymca, bu nasil olsun. Bundan baska, bun- 
larin bedenini pis bilmek, muslimanlan, cok sikmtiya sokar. Hanefi mezhebi 
alimlerine Allahii teala sonsuz iyilik versin ki, muslimanlarm isini kolaylasdirdi. 
Onlan haram islemekden kurtardilar. Bu biiyiik alimlere tesekkiir edilecek yer- 
de, dil uzatmak, yapdiklan isabetli tefsiri ayblamak nasil dogru olabilir? Mticte- 
hidlere karsi birsey soylenebilir mi? Ciinki onlarin yanlis buluslanna da, bir sevab 
verilmekdedir. Onlarin yanlis bulduklanni yapan miislimanlar, azabdan kurtula- 
cakdir. Kafirler pis olunca, onlarin dokundugu, yapdigi seyler de pis ve haram olur. 
Kafirlere pis diyenler, onlarin yapdiklan yemek ve serbetlere haram demis olur 
ki, boyle soyliyenler, kendilerini bu haramdan koruyamaz. Hele Hindistandaki mus- 
limanlarm korunmalan imkansiz gibidir. Miislimanlar, her yerde, kafirlerle temas 
halinde oldugundan, en kolay olan fetvayi vermek daha iyidir. Hatta, kendi mez- 
hebine uygun olmasa da, baska mezhebdeki kolay fetva soylenmelidir. Bekara su- 
resi, yiizseksenbesinci ayetinde mealen, (Allahii teala, size kolay olan seyleri 
yapdirmak istiyor, giic olani istemiyor) ve Nisa suresi, yirmisekizinci ayetinde me- 
alen, (Allahii teala, ibadetlerinizin hafif, kolay olmasim istiyor. insaii za'if, daya- 
mksiz yaratildi) buyuruldu. Miislimanlari sikisdirmak, onlan incitmek haramdir 
ve Allahii tealanm begenmedigi seydir. Safi'i alimleri, kendi mezheblerinde yapil- 
masi giiclesen seylerin hanefi mezhebine gore yapilmasma fetva vermis, musliman- 
lann isini kolaylasdirmislardir. Mesela, safi'i mezhebine gore, zekat vermek icin, 
zekatin, Tevbe suresi, altmisinci ayetinde bildirilen sekiz sinif insanin her smifi- 
na verilmesi lazimdir. Bunlardan, gonlunii almasi lazim gelen kafir sinifi [ve zekat 
tophyan me'mur simfi ve kolelikden kurtanlacak borclu simfi] bugiin yokdur. Bun- 
lan bulup zekat vermek imkansiz olmusdur. Bunun icin, safi'i alimleri "rahmetul- 
lahi teala aleyhim ecma'in", hanefi mezhebine gore zekat verilmesine fetva ver- 
di. Ciinki, hanefi mezhebinde, bu smiflardan herhangi birine vermek yetisir. 

[Bunun gibi, gusl abdesti ahrken, hanefi mezhebinde agzm icini, dislerin arasi- 
m ve dis cukurunu yikamak farzdir. Kaplama ve dolgulann icine su girmedigi icin, 
bunlarm gusl abdestleri sahih olmaz, pis kahrlar. Safi'i ve maliki mezhebinde ise, 
agiz icini yikamak farz degildir. Hanefi mezhebinde olan kimse, dislerini zaruret 

-71- 



ile kaplatmca veya doldurunca, gusl abdesti alirken (Ya Rabbi! Safi'i veya mali- 
ki mezhebine gore gusl abdesti aliyorum) diye kalbinden gecirse, gusl abdesti sa- 
hih olur ve temiz temiz nemaz kilabilir. (Hadfka) kitabmm yediyiizdokuzuncu sa- 
hifesinde diyor ki, (Abdest ve guslde baska mezhebi taklid etmek caizdir. Bunun 
icin, o mezhebin sartlarma da uymak lazimdir. Biitiin sartlarma uymazsa, taklid ca- 
iz olmaz. Kendi mezhebine uymiyan isi yapdikdan sonra bile, taklid yapmak caiz 
olur. Mesela Ebu Yusiif hazretlerine, Cum'a nemazmi kildikdan sonra, gusl abdes- 
ti aldigi kuyuda fare oliisii goriildii dediler. (Safi'i mezhebine gore gusliimuz sahih- 
dir. Ctinki, hadis-i serifde kulleteyn olan suya necaset kansmca, uc sifatmdan bi- 
ri degismedikce necs olmaz buyuruldu) dedi.) Kulleteyn, iki biiyiik testi dolusu, bes- 
yiiz ntldir. ikiyiizyirmi [220] kilogram sudur. (Berfka) kitabi, burayi aciklarken, za- 
ruret olan her isde de baska mezhebi taklid caizdir, diyor. (Diirr-iil-muhtar)da, ne- 
maz vaktlerinin sonunda diyor ki, (Zaruret zemanmda, baska mezheb taklid edi- 
lir). Ibni Abidin, bunu aciklarken, diyor ki, (Burada, iki kavlden biri bildirilmis- 
dir. Ikinci kavle gore, zaruret olsa da, olmasa da, harac, giicluk oldugu zeman, di- 
ger iic mezhebden biri taklid edilir. Muhtar olan da budur. Yapilmasmda giicliik 
oldugu zeman, kendi mezhebi kolaylik gosteriyorsa veya yapilmasim afv ediyor- 
sa, baska mezhebi taklid etmege liizum kalmaz). (Hadika)nm ikiyiizonbirinci sa- 
hifesinde, (Hiisn-iit-tenebbiih fit-te$ebbiih) kitabindan alarak diyor ki, (Bir kim- 
senin nefsi, kolayhklan yapmak istemezse, bunun azfmetleri birakip, ruhsatla 
amel etmesi efdal olur. Fekat ruhsatla amel etmek, ruhsatlan arasdirmaga yol ac- 
mamahdir. Ctinki nefse, seytana uyarak, mezheblerin kolay yerlerini arasdinp 
toplamak, ya'ni (Telfik) etmek haramdir.)] 

Miisriklerin kendileri pis olsaydi, iman edince, temiz olmamalan lazim gelirdi. 
O halde, onlara pis denilmesi, kalblerinin pis oldugunu bildirmek icindir. Iman edin- 
ce, bu pislik gider, temiz olurlar. i'tikadlarmin, kalblerinin pis olmasi, bedenlerinin 
pis olmasi demek degildir. Bu ayet-i kerime, miisriklerin pis oldugunu haber ver- 
mekdedir. Haberi degisdirmek olmaz. Emrde ve yasakda degisiklik yapilabilir. 
Bir seyin nasil oldugunu haber vermekde degisiklik yapilmaz. [(Hadfka)da dil 
afetlerini anlatirken diyor ki, (Allahii teala, emr ve yasaklan bildiren yirmi ayet-i 
kerimede nesh, degisiklik yapmisdir). Kisasda ve haberlerde nesh yapmamisdir.] Ha- 
ber degismedigi icin, miisriklerin her zeman pis olmasi lazim olur. Bu da, miisrik- 
lik, i'tikad pisligidir. Boylece, ana bilgiye uygun tefsir yapilmis olur. Bilgiler catis- 
maz. Kafirlere ve onlarin esyasma dokunmak haram olmaz. Birgiin, bunlari anla- 
tirken, meal-i serifi, (Ehl-i kitabin, ya'ni yehudi ve nasaramn pisirdiklerini, kesdik- 
lerini yimeniz halaldir) olan, Maide suresinin besinci ayetini okumusdum. Siz, ha- 
lal olan, bugday, nohud ve mercimekdir demisdiniz. Bugiin, bu hale diisen musli- 
manlardan biri, bu soziiniizii begenirse birsey diyemem. Fekat insaf edilirse, soziin 
dogrusu meydandadir. O halde, miislimanlara merhamet edip, kafirlerin pis oldu- 
gunu anlamamah ve kafirlerle karisan, alis veris eden miislimanlan, pis bilmeme- 
lidir. Boyle miislimanlan, pis oldu sanarak, bunlann yemek ve icmelerinden sakm- 
mamali, miislimanlardan kacmmak, ayrilmak yoluna sapmamahdir. Bu hal, ihtiyat 
degildir. Bu halden kurtulmak, ihtiyatdir. Basmizi fazla agntmiyayim. 

Beyt: 

Az soyledim, dikkat clriim. kalbini kirmamaga, 
Cckindiui kalb kirmakdan, yoksa soziiin eokdur sana! 

Selam ederim. 

Sabah diiasi: 

(Allahiimme ma esbaha hi inin ni'metin ev bi-ehadin min halkike, fe ininke vah- 
deke, la serike leke, fe lekel hamdii ve lekes^iikr). lll.ci sahifeye bakiniz! 

-72- 



36 — BIR UNIVERSITELIYE CEVAB 

Abdiilhakim efendinin, istanbulda, Sultan Selfm Cami-i serifi bagcesindeki, 
(Medrese-tiil-miitehassisin)de tesavvuf miiderrisi [Ya'ni, ilahiyyat fakiiltesinde, 
tcsa vvuf kiirsisi, ordinaryiis profesorii] iken, bir iini versitelinin siialine karsi, yaz- 
mis oldugu mektubu, kelimelerini sadelesdirerek, asagrya yaziyoruz: 

Biitiin kuvvetinizle, Allahii tealamn kudreti sahasindan disan cikabilirseniz, ci- 
kiniz! Fekat, cikamazsmiz. Bu sahanm disi, adem diyandir. O adem [ya'ni yokluk] 
diyari da, Onun kudreti icindedir. 

Bir sirasi diiserek, Ibrahim-i Edhemden "kuddise sirruh", birisi nasihat istedi. 
Buyurdu ki, alti seyi kabul edersen, hicbir isin sana zarar vermez. O alti sey sudur: 

1 — Giinah yapacagm zeman, Onun rizkini yime! Rizkini yiyip de, Ona lsyan 
etmek, dogru olur mu? 

2 — Ona asf olmak istersen, Onun miilkiinden cik! Miilkiinde olup da, Ona is- 
yan etmek, layik olur mu? 

3 — Ona lsyan etmek istersen, gordiigii yerde giinah yapma! Gormedigi bir yer- 
de yap! Onun miilkiinde olup, rizkini yiyip, gordiigii yerde giinah yapmak, uygun 
degildir. 

4 — Can abci melek, ruliiiiiii almaga geldigi zeman, tevbe edinceye kadar izn 
iste! O melegi kovamazsin. Kudretin var iken, o gelmeden once tevbe et! O da, bu 
saatdir. Zira, Melek-iil-mevt, ani gelir. 

5 — Mezarda, Miinker ve Nekir ismindeki iki melek, siial icin geldikleri vakt, 
onlari kov, seni imtihan etmesinler! Soran kimse dedi ki, (Buna iinkan yokdur). 
Seyh buyurdu ki, (Oyle ise, simdiden onlara cevab hazirla!) 

6 — Kiyamet giinii Allahii teala (Giinahi olanlar, Cehenneme gitsin!) diye emr 
edince, ben gitmem de! Soran kimse dedi ki, (Bu soziimii dinlemezler). Bunun iize- 
rine, o kimse, tevbe etdi ve oliinceye kadar, tevbesinden vazgecmedi. Evliyanin so- 
ziinde, rabbani te'sir vardir. 

Ibrahim-i Edhemden "kuddise sirruh" sordular ki, Allahii teala, (Ey kullanm 
Benden isteyiniz! Kabul ederim, veririm) buyuruyor. Halbuki, istiyoruz, vermiyor? 
Cevab buyurdu ki, Allahii tealayi caginrsiniz, Ona ita'at etmezsiniz. Peygambe 
rini "sallallahii aleyhi ve sellem" tamrsiniz, Ona uymazsimz. Kur'an-i kerfin 
okursunuz, gosterdigi yolda gitmezsiniz. Cenab-i Hakkin ni'metlerinden faidele 
nirsiniz, Ona siikr etmezsiniz. Cennetin, ibadet edenler icin oldugunu bilirsiniz, ha 
zirhkda bulunmazsimz. Cehennemi, asiler icin yaratdigini bilirsiniz, Ondan sakin 
mazsimz. Babalarimzin, dedelerinizin ne olduklarim goriir, ibret almazsimz. Ay 
bimza bakmayip, baskalarimn ayblarim arasdirirsimz. Boyle olan kimseler, iizer 
lerine tas yagmadigina, yere batmadiklarina, gokden ates yagmadigina siikr etsin 
Dana ne isterler? Diialarimn netfcesi, yalniz bu olursa, yetmez mi? 

[Allahii teala, Mii'min suresinin altmismci ayetinde, (Diia ediniz, kabul ederim), 
isteyiniz, veririm buyuruyor. Diianin kabul olmasi icin, bes sart vardir: Diia ede- 
nin miisliman olmasi, Ehl-i siinnet i'tikadinda olmasi, haram islemekden, bilhas- 
sa haram yimekden, icmekden sakmmasi, farzlan yapmasi, bilhassa bes vakt ne- 
maz kilmasi, Ramezan oruclarim tutmasi, zekat vermesi, Allahii tealadan istedi- 
gi seyin sebebini ogrenip, bunu aramasi lazimdir. Allahii teala, herseyi bir sebeb 
ile yaratmakdadir. Birsey istenince, o seyin sebebini gonderir ve bu sebebe te'sir 
ihsan eder. insan bu sebebi kullanip, o seye kavusur. Evliyasinin hatiri icin, ade- 
tini bozarak, bunlar diia edince veya Evliyayi kiram vesile edilerek diia edilince, 
bunlara (Keramet) olarak, sebebe hacet kalmadan, dogruca istenileni verir.] 

Siz, adem diyanndan, bu varlik alemine, kendiliginizden gelmediginiz gibi, 
oraya, kendiniz gidemezsiniz. Gordiiguniiz gozler, isitdiginiz kulaklar, duygu 

-73- 



edindiginiz organlar, diisiindiigiiniiz zekalar, kullandigimz eller ve ayaklar, gece- 
ceginiz biitiin yollar, girip cikdigmiz biitiin mahaller, hulasa, ruh ve cesedinize bag- 
h biitiin aletler, sistemler, hepsi ve hepsi, Allahii tealanm miilk ve mahlukudur. Siz 
Ondan hicbir sey gasb edemez, miilk edinemezsiniz! O, hayy ve kayyumdur. 
Ya'ni, goriir, bilir, isitir ve her var olan seyi, her an varhkda durdurmakdadir. Hep- 
sinin idaresinden, hallerinden bir an gafil olmaz. Miilkiinii kimseye caldirmaz. Emr- 
lerine uymayanlarm cezasmi vermekden de, aciz kalmaz. Mesela, Ayda, Merihde 
ve diger yildizlarda insan olmadigi gibi, bu Erd kiiresinde de bulunmasaydi, bir- 
sey lazim gelmezdi. Bundan dolayi, biiyiikliigiinden birsey eksilmezdi. 

Hadis-i kudside buyuruyor ki, (Once gelenleriniz, sonra gelenleriniz; kiicugu- 
niiz, biiyugunuz; dirileriniz, oliileriniz; insanlanniz, cinleriniz; en miittekf, ita'at- 
li kulum gibi olsaniz, biiyukliiguni artmaz. Aksine olarak, hepiniz, bana karsi du- 
ran, Peygamberlerimi "aleyhimiisselam" asagi goren, diismamm gibi olsaniz, iilu- 
hiyyetimden bir sey eksilmez. Allahii teala, sizden ganidir, Ona hicbiriniz lazim de- 
gildir. Siz ise, var olmaniz icin ve varhkda kalabilmeniz kin ve her seyinizle, hep 
Ona muhtacsiniz). 

Giinesden ziya ve hararet gonderiyor. Aydan lsik dalgalan aks etdiriyor. Siyah 
toprakdan, tath renkli, hos kokulu nice cicekler, giizel yiizler yaratiyor. Riizgar- 
dan goniillere ferahlik veren nefesler dokiiyor. Bircok senelik uzaklikdaki yildiz- 
lardan, su cikdigmiz, sonunda gomiileceginiz topraklara nurlar yagdinyor. Zerre- 
lerinde nice nice titresimlerle te'sirler uyandinyor. [Bir tarafdan, begenmediginiz, 
igrendiginiz pislikleri, en kiiciik, en hakir mahluklan [mikroplar] vasitasi ile, top- 
raga cevirip, cignediginiz bu topraklan bitki fabrikasmda, viicudiiniiz makinasi- 
nm yapi tasi olan, protein, ya'ni yumurta aki maddesi haline dondiiriiyor. Bir ta- 
rafdan da yine nebatat fabrikasmda, topragm suyunu, havamn bogucu gazi ile bir- 
lesdirerek ve icerisine, semadan gonderdigi enerjiyi, kudreti depo ederek, nisas- 
tali, sekerli maddeleri ve yaglan, ya'ni viicudiiniiz makinesini isletecek kudret kay- 
nagmi yaratiyor.] Boylece, tarlalarda, collerde, daglarda, derelerde, bitirdigi ne- 
batlarda ve yer yiiziinde ve denizlerin dibinde gezdirdigi hayvanlarda, mi'deleri- 
nize gidecek, sizi besliyecek nzk, gida hazirhyor. Akcigerlerinizde kimyahaneler 
acarak, burada kaninizin zehrini ayinp, yerine oksijen yakici maddesini sokuyor. 
Dimaglarmizda, fizik laboratuvarlan aparak, burada his uzvlarmdan, sinirlerden 
gelen haberler almip, demir tasma miknatis kuvvetini yerlesdirdigi gibi, beynini- 
ze yerlesdirdigi akl ve yiireginize yerlesdirdigi kalb kuvvetleri te'siri ile, bir anda, 
cesidli planlar hazirlamp, emrler, hareketler meydana getiriyor. Yiireginizi cok ka- 
nsik ve harika dediginiz te'sirlerle, geceli giindiizlii palisdinp, damarlannizda 
kan nehrleri akitiyor. Sinirlerinizde, akllarmizi sasirtan, nice nice yol sebekeleri 
dokuyor. Adalelerinizde sermayeler gizliyor. Daha ve daha bircok harikalarla, vii- 
cudiiniizii techiz ediyor, temamhyor. Hepsine fizik kanunlan, kimya reaksiyonla- 
n ve bioloji olaylan gibi ismler takdigimz, bir nizam ve ahenkle, te'sis ediyor, mon- 
taj yapiyor. Kuvvet merkezlerini icinize yerlesdiriyor. Gereken tedbirleri ruh ve 
su'urunuza tersim ediyor. Zihn denilen bir hazme, akl nammda bir mi'yar, fikr de- 
dikleri bir alet, irade dediginiz bir anahtar da, ihsan ediyor. Her birini yerinde kul- 
lanabilmeniz icin size tath, aci ihtarlar, isaretler, meyller, sehvetler de veriyor. Da- 
ha biiyiik bir ni'met olarak, sadik ve emin Resullerle acikca, ta'limat gonderiyor. 
Nihayet, viicudiiniiz makinesini isletip ve tecribelerini gosterip, maksada gore kul- 
lanmamz ve istifade etmeniz icin elinize teslim ediyor. Biitiin bunlan, size ve ira- 
denize ve yardimmiza muhtac oldugundan degil, mahluklan arasmda size ayri bir 
mevki', bir salahiyyet vererek, mes'iid ve bahtiyar olmaniz icin yapiyor. Ellerini- 
zi, ayaklannizi, kullanabildiginiz her uzvunuzu, arzunuza birakmayip da, yiiregi- 
nizin atmasi, cigerlerinizin sismesi, kanlanmzin dolasmasi gibi, sizden habersiz kul- 
lansaydi, her isinizde, zorla, refleks hareketleri ile, colak el, kuru ayak ile yuvar- 

-74- 



lasaydi, her hareketiniz bir titreme, her kimildamaniz bir sigirme olsaydi, kendi- 
liginize ve emanetlere malik oldugunuzu iddi'a edebilir mi idiniz? Sizi, cansizlar 
gibi, sade dis kuvvetler te'siri ile veya hayvanlar gibi, yalniz dis ve ic kuvvetler ile 
aklsiz, su'ursuz hareket etdirse idi ve evlerinize tasidigmiz ni'metlerden, yiik hay- 
vam gibi, agzimza bir lokma verseydi, onu alip yiyebilecek mi idiniz? 

Dogmadan evvelki, dogdugunuz zemanki halinizi diisiinuyor musunuz? Uzerin- 
de yatip kalkdigmiz, yiyip icdiginiz, gezip dolasdigimz, gulup oynadiginiz, derdle- 
rinize deva, korkulara, sicaga, soguga, acliga, susuzluga, yirtici ve zehrli hayvan- 
larm ve diismanlarm hiicumlanna karsi koyacak vasitalan buldugunuz su yer kii- 
resi yapihrken, taslan, topraklan hilkat firmlarimn ateslerinde pisirilirken, suyu 
ve havasi, kudret kimyahanesinde inbiklerden cekilirken, siz nerede idiniz, ne icin- 
de idiniz, hie dusiiniiyor musunuz? Bugiin, bizim dediginiz karalarm, denizlerden 
siiziiliip aynldigi, daglarm, derelerin, ovalann, tepelerin dosenildigi zeman, aca- 
ba nerede idiniz? Denizlerin aci sulari, Hakkm kudreti ile buharlasdmlarak, gok- 
de bulutlar yapihrken, o bulutlardan yagan yagmurlar, [cakan simseklerin ve gii- 
nesden gelen kudret, enerji dalgalannm hazirladigi gida maddelerini,] yanmis, ku- 
rumus topraklarm zerrelerine isletip, o maddeler, [ziya ve hararet su'alan te'siri 
ile] oynayip titreserek hayatm hticrelerini yetisdirirken, nerede idiniz ve nasildi- 
niz? 

Bugiin kendinize maymun tohumu derler, inamrsimz. Allah yaratir, yasatir, ol- 
dtiriir, herseyi O yapar derler inanmak istemezsiniz. 

Ey insan! Acaba sen nesin? Babamn damarlarmda neydin? Bunak, oriimcek ka- 
fah, gerici diye hakaret etdigin babana, vaktiyle damarlan icinde sikmti verirdin. 
O zeman, seni oynatan kimdi ve sen onu, nicin rahatsiz ediyordun? O, istese idi, 
seni bir copliige atabilirdi, fekat atmadi. Seni, bir emanet gibi sakladi. Bol bol bes- 
lenecegin bir giilsen seray-i ismete tevdi' etdi ve nice zeman himayene ugrasdi ise, 
sen nicin sikintilarmdan babani mes'ul tutarak tahkir ediyorsun da, ni'metlerin- 
den ona ve yaratanma bir siikr payi ayirmiyorsun? Sonra sen, emanetini nicin her- 
kesin kirletdigi copliiklere dokiiyorsun? 

Etrafm, arzu ve emellerine uydugu zeman, herseyi, aklmla, ilminle, fenninle, gti- 
ciinle, kuvvetinle yaratarak yapdigina, biitiin basanlan icad etdigine inaniyorsun. 
Hakkin sana verdigi vazifeyi unutuyor ve o yiiksek me'murlukdan isti'fa ediyor ve 
emanete sahib cikmaga kalkiyorsun. Kendini malik ve hakim tammak ve tamtdir- 
mak istiyorsun. Ote tarafdan, etrafin, arzularma uymaz, dis kuvvetler seni maglub 
etmege baslarsa, o zeman da, kendinde hasret ve husrandan, acz ve yeisden bas- 
ka birsey gormiiyorsun. Hicbir irade ve ihtiyara sahib olmadigim, herseyin cebr elin- 
de esir oldugunu ve varligimn, otomatik ve fekat zemberegi kink bir makina gi- 
bi oldugunu iddi'a ediyorsun. Kaderi bir < llm-i miitekaddim) degil, bir (cebr-i mii- 
tehakkim) ma'nasmda anhyorsun. Bunu soylerken, agzinm, gramofon gibi olma- 
digim da, sezmez degilsin. 

Sofrana, sevdigin yemekler gelmedigi zeman eline gecirebilecegin kuru ekme- 
gi yimekle, yimeyip aclikdan olmek arasmda hiir ve serbest bulundugun ve kuru 
lokmalar, agzma zorla tikilmadigi halde, elini, dilini uzatir, onlan yirsin. Hem yir- 
sin, hem de birsey yapmadigina hiikm edersin. Diisunmezsin ki, elin ve agzin, yi- 
ne arzunla oynamis ve bu oynayis bir sitma, bir titreme olmamisdir. Fekat, boyle 
mecbur oldugun zemanlannda bile, iradene malik oldugun halde, seni aciz bira- 
kan, harici kuvvetler karsismda kendini mecbur, esir, hasih bir hie bilirsin. 

Yahu! Isin yolunda, muvaffakiyyet ve muzafferiyyet yanmda olunca (Hep), is- 
lerin aksi, ters oldugu zemanmda ise, kaderin cebri altmda oyuncak bir (Hie) di- 
ye iddi'a etdigin o sen, bunlardan hangisisin? Hep misin, hie misin? 

Ey Adem oglu! Ey noksanlik ve taskinlik icinde yiizen insan! Siz, ne hepsiniz, 
ne de hicsiniz! Her halde ikisi arasi bir seysiniz. Evet siz, icad etmekden, herseye 

-75- 



hakim ve galib olmakdan, siibhesiz uzaksimz. Fekat, inkar olunamayan bir hiirriy- 
yet ve ihtiyarmiz, sizi hakim kilan, bir arzu ve secim hakkimz vardir. Siz, esi orta- 
gi bulunmiyan bir hakim ve mutlak, bash basina bir malik olan, Hak tealamn em- 
ri altmda, ayri ayn ve miisterek vazifeler alan, birer me'mursunuz! Onun koydu- 
gu ahkam ve nizam ile, Onun ta'yin etdigi mevki'leriniz ve halk edip emanet ola- 
rak verdigi salahiyyet ve vasitalarimz nisbetinde vazife yaparsimz. Amir ancak O, 
hakim yalniz O, malik yine Odur. Ondan baska amir, Ona benzer hakim, Ona or- 
tak malik yokdur. Sizin o kadar benimseyerek, hevesle atildigimz maksadlar, ga- 
yeler, girisdiginiz miicadeleler, sarf etdiginiz gayretler, duydugunuz iftiharlar, 
kazandigmiz basanlar, Onun icin olmadikca, hep yalan, hep bosdur. O halde 
kalblerinizde, nicin yalana yer veriyorsunuz da, sirklere sapiyorsunuz? Nicin, es- 
siz hakim olan, Hak tealamn emrlerine uymuyor, Onu ma'bud tanimryorsunuz da, 
binlerce, hayal olan, ma'budlar arkasinda kosuyor, hepiniz sikmtilar icinde bogu- 
luyorsunuz? Her neye kosuyorsaniz, sizi siiriikleyen bir emel, bir ihtiyar, bir iman 
degil midir? Nicin o emeli Hakdan baskasmda anyorsunuz? Nicin, o imam Hak- 
ka tahsis etmiyor, o ihtiyan bu imana ve imanin neticesi olan amellere sarf etmi- 
yorsunuz? 

Hak tealamn hakimligini tanidigimz, emaneti ve emniyyeti bozmayarak cahs- 
diginiz zeman, birbirinizi ne kadar sevecek, ne kadar bagli kardesler olacaksmiz. 
Sizin o kardesliginizden, Allahm merhameti, neler yaratacakdir. Kavusdugunuz 
her ni'met, hep Hakka imanin hasil etdigi kardesligin neticesi ve Allahii tealamn 
merhameti ve ihsamdir. Gordiiguniiz her musibet ve felaket de, hep kizgmhgm, nef- 
retin ve diismanligm neticesidir. Bunlar ise, hakki tammamanm, zulm ve haksiz- 
hk etmenin cezasidir. Bu da, hukuku kendiniz kurmaga kalkismamn, Hak teala ile 
yans edebilecek seriklere tabi' olmanm, hasih, halis tevhid ile, yalniz Hak teala- 
ya iman etmemenin neticesidir. 

Hulasa, insanhgi kaplayan sikintilarm birinci sebebi, Hakka karsi sirk ve miis- 
riklikdir. ilm ve fen, ilerledigi halde, insanhgin ufklarim sarmis olan fesad karan- 
hgi, hep sirkin, imansizhgm, vahdetsizligin ve sevismezligin neticesidir. Beseriy- 
yet ne kadar ugrasirsa ugrassin, sevip sevilmedikce, lzdirab ve felaketden kurtu- 
lamaz. Hakki tammadikca, Hakki sevmedikce, Hak tealayi hakim bilip, Ona kul- 
luk etmedikce, insanlar, birbiri ile sevisemez. Hakdan ve Hak yolundan baska her 
ne diisiiniilse, hepsi ayrilik ve perisanhk yoludur. Gormez misiniz, cami'e giden- 
ler sevisir, meyhaneye gidenler dogusiir. 

Hak tealadan baska herneye goniil verseniz, herneye tapmsaniz, hepsinin zid- 
di, mukabili vardir. Bunlarm hepsi de, Hakkm kudreti ve iradesi altmdadir. Seri- 
ki, naziri, misli, ziddi, mukabili olmayan, yegane hakim, ancak Hak tealadir ve an- 
cak Onun mukabili batildir, yanhsdir ve varligi miimkin olmiyan bir yoklukdur. 

Hak tealadan baska, herneye tabi' olur, herneye tapmir, Onun yerine, herne- 
yi sever ve hakiki hakim tamrsamz, biliniz ki, onlar da sizinle beraber yanacakdir. 
[Yukandaki mektubun ingilizce tercemesi, Abdiilhakim efendinin ingilizce hal ter- 
cemesi ile birlikde, (The Proof of Prophethood) kitabinm icinde, Hakikat Kita- 
bevi tarafmdan nesr edilmisdir.] 

Merkez-i daire-i iflas ve bi nevai 
Ser sar-i sahbay-i hodgami ve na asinai 

esseyyid 
Abdiilhakim efendi 

Kafir in topu cok, h ile si cok, azabi cokdur. 
Mu'minin ilmi cok, hayasi cok, rahati cokdur. 

-76- 



37 — IKESCI CILD, 31. ci MEKTUB 

Bu mektub, hace $erefiiddin Hiiseyne yazilmisdir. Nasfhat etmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun secdigi kullanna selam olsun! Sevgili oglum! 
Firsat ganimetdir. Ya'ni, zeman cok kiymetlidir. Bu kiymetli zemanlan faidesiz sey- 
lere hare etmemelidir. Allahii tealanm razi oldugu, begendigi seyleri yapmakla ge- 
cirmelidir. Bes vakt nemazi, diinya islerini diisiinmiyerek ve cema'at ile kilmali- 
dir. (Ta'dil-i erkan) ile kilmaga dikkat etmelidir. Tehecciid nemazim kacirmama- 
hdir. [Tehecciid, gece nafile nemaz kilmak demekdir. Farz nemaz borcu olan ge- 
celeri de, kaza nemazlanm kilmahdir.] Seher vaktleri istigrar etmelidir. Gafletden, 
nefse uymakdan lezzet almamahdir. Diinyanm gecici lezzetlerine aldanmamahdir. 
Oliimii hatirlamah, ahiretin dehset ve siddetini goz oniine getirmelidir. Kisacasi, 
yiiziimiizii diinyadan ahirete cevirmelidir. Diinya isleri ile zaruret mikdari ugras- 
mah, baska zemanlarda, hep ahireti kazandiracak isleri yapmahdir. Soziin ozii, go- 
niil Allahdan gayrisine tutulmakdan kurtulmah, beden ve a'zalan da, ahkam-i is- 
lamiyyeye uymakla siislemelidir. 

Is budur, bundan baska hersey hicdir! 

[(Ma'rifetname)de yazih hadis-i seriflerde buyuruyor ki, (Mes'ud o kimsedir ki, 
diinya onu terk etmezden once, o diinyayi terk etmisdir), (Arzusu ahiret olup, ahi- 
ret icin cahsana, Allahii teala diinyayi hizmetci yapar), (Yalniz diinya icin cahsa- 
na, yalniz kaderinde olan kadar gelir. isleri karisik, iiziinf iisii cok olur), (Ahiretin 
sonsuz olduguna inanan kimsenin, bu diinyaya sarilmasi, cok sasilacak seydir), 
(Diinya sizin icin yaratildi. Siz de ahiret icin yaratildiniz! Ahiretde ise, Cennetden 
ve Cehennem atesinden baska yer yokdur), (Paraya, yiyecege tapinan kimse he- 
lak olsun!), (Sizlerin fakir olacaginizi diisiinmiyor, bunun icin iiziilmiyorum. Siz- 
den once gelmis olanlara oldugu gibi, diinyanm elinize bol bol gecerek, Allahii te- 
alaya asi ve birbirinize diisman olmamzdan korkuyorum), (Mai ve sohret hirsimn 
insana zarari, koyun siiriisiine giren iki ac kurdun zararindan daha cokdur), (Diin- 
yayi terk eyle ki, Allahii teala seni sevsin. insanlarin mahna goz dikme ki, herkes 
seni sevsin!), (Diinya, gecilecek bir koprii gibidir. Bu kopriiyii ta'mir etmekle ug- 
rasmayin. Hemen gecip gidin!), (Diinyaya, burada kalacaginiz kadar, ahirete de, 
orada kalacaginiz kadar cahsiniz!) 

Diinya zill-i zaildir. Ona giivenen nadimdir. O seninle kalsa da, sen onunla kal- 
mazsm. Diinyadan cikmadan once, kalbinden diinya sevgisini cikar. Diinya lezzet- 
lerine aldanmiyan, Cennet ni'metlerine kavusur. iki alemde aziz ve muhterem olur. 
Diinya harabdir. Serbetleri serabdir. Ni'metleri zehrli, safalan kederlidir. Be- 
denleri yipratir. Emelleri artdinr. Kendini kovahyandan kacar. Kacani kovalar. 
Diinya bala, icine diisenler de sinege benzer. Ni'metleri gecici, halleri degisicidir. 
Diinyaya ve buna diiskiin olanlara inanilmaz. Ciinki, bunlarda vefa ve safa bulun- 
maz. Fani olanin sevgisini kalbinden cikar ki, baki olani alasm. Kendini bilen ki- 
sinin bu diinyaya diiskiin olmasma sasihr. Sakiler diinyaya sanhr. Sa'idler baki ola- 
na sanhr. Bedeninle diinyada ol, kalbinle ahireti bul! Nefsin arzulanni terk eden 
pak olur, afetlerden selamet bulur. Allahii tealanm razi olmadigim terk edene, Al- 
lahii teala ondan iyisini ihsan eder. Diinyayi anhyan, onun sikmtilanndan iiziilmez. 
Diinyayi anhyan, ondan sakimr. Ondan sakman, nefsini tanir. Nefsini tamyan, Rab- 
bini bulur. Mevlasma hizmet edene, diinya hizmetci olur. Diinya insanm golgesi- 
ne benzer. Kovalarsan kacar. Kacarsan, seni kovalar. Diinya, asiklarma mihnet ye- 
ridir. Lezzetlerine aldanmryanlara, ni'met yeridir. ibadet edenlere kazanc yeridir. 
Ibret alanlara hikmet yeridir. Onu tamyanlara selamet yeridir. Ana rahmine nis- 
betle, Cennet gibidir. Ahirete nisbetle copliik gibidir. Yediyiizseksenaltinci [786] 
sahifeye bakmiz! 

-77- 



Oliimden once olan herseye diinya denir. Bunlardan, oliimden sonra faidesi olan- 
lar, diinyadan sayilmaz. Ahiretden sayihrlar. Ciinki diinya, ahiret icin tarladir. Ahi- 
rete yaramiyan diinyahklar, zararhdir. Haramlar, giinahlar ve mubahlann fazlasi 
boyledir. Diinyada olanlar ahkam-i islamiyyeye uygun kullamlirsa, ahirete faide- 
li olurlar. Hem diinya lezzetine, hem de ahiret ni'metlerine kavusulur. Mai iyi de 
degildir, kotii de degildir. Iyilik, kotiiliik, onu kullanandadir. O halde, mel'un 
olan, kotii olan diinya, Allahii tealamn razi olmadigi, ahireti yikici yerlerde kulla- 
nilan seyler demekdir. Kendini ve Rabbini unutup, lezzetlerine, sehvetlerine diis- 
kiin olanlar, yolda hayvanmin siisii ile, palam ile, otu ile ugrasip, arkadaslarmdan 
geri kalan yolcuya benzer. Colde yalniz kahp, helak olur. insan da, ne icin yaratil- 
mis oldugunu unutup, diinya zmetlerine aldamr, ahiret hazirhgi yapmazsa, ebedi 
felakete siiriiklenir. Diinya sevgisi ahirete hazirlanmaga mani' olur. Ciinki, kalb onu 
diisiinmekle, Allahi unutur. Beden, onu elde etmege ugrasarak ibadet yapamaz olur. 
Diinya ile ahiret, dogu ile bati gibidir ki, birine yaklasan, otekinden uzak olur. Bir 
kimse, ibadetini yapmaz ve geciminde, kazancmda Allahii tealamn emrlerini ve ya- 
saklarim gozetmezse, diinyaya diiskiin olmus olur. Allahii teala herkesin kalbini 
bundan sogutur. Bunu kimse sevmez. (Ma'rifetname)nin yazisi temam oldu. 

Diinya, arabi bir kelimedir. Fen ilminde (En yakin sey) demekdir. Erd ktiresi, gii- 
nesden, aydan, yildizlardan daha yakin oldugu icin, Erd kiiresine diinya denir. Kiya- 
metden onceki zeman, kiyametden sonraki zemandan daha yakm oldugu icin, birin- 
cisine (Diinya hayati), ikincisine (Ahiret hayati) denir. Diinya kelimesinin din bilgi- 
sindeki ma'nasi, (En zararh, fena sey) demekdir. Kiifre sebeb olan seyler, haramlar, 
mekruhlar, diinya demekdir. Mubahlar, islamiyyete uymaga mani' olunca, diinya 
olurlar. Muhabbet, sevmek, hep beraber olmagi istemek, beraber olmakdan zevk, lez- 
zet duymak demekdir. insan sevdigini hie unutmaz. Muhabbetin yeri kalbdir. Kalb, 
yiirek dedigimiz et parcasmda bulunan bir kuvvetdir. Bu kuvvete goniil diyoruz. Bir- 
seyi ogrenmek, akl ile olur. Akl, dimag, beyn dedigimiz et parcasmda bulunur. Ktif- 
rii, haramlan, mekruhlan sevmek, begenmek kiifr olur. Farzlan, siinnetleri, begenme- 
mek de kiifr olur, diinya olur. Miisliman olmak icin, diinyaya ya'ni haramlara kiymet 
vermemek lazimdir. Diinyayi hatirlamagi da kalbinden cikarana (Salih) miisliman de- 
nir. Halal olsun, mubah olsun, ma-sivayi, ya'ni Allahii tealadan baska herseyi hatir- 
lamagi kalbinden cikarmaga (Fena-fillah) denir. Buna kavusan miislimana (Velf) 
denir, (Evliya) denir. insanlan miisliman ve salih yapmak icin ugrasan veliye (Miir- 
sid) denir. Evliya, herseyi ogrenir, bilir. Ahkam-i islamiyyeye uymakda, diinya isle- 
rinde akhm kullamr. Hesabim yapmakda, san'atinda, ticaretinde hie hata yapmaz. Fe- 
kat, akhndaki diisiinceler, kalbine sirayet etmez, bulasmaz. Diinyayi seven, hatirlayan 
kalb, hastadir. Kalbin temiz olmasi, diinya dedigimiz seyleri sevmekden, hatirlamak- 
dan kurtulmasi demekdir. Kalb hastahgmm ilaci, ahkam-i islamiyyeye uymak ve Al- 
lahii tealayi cok zikr etmek, ya'ni ismini ve sifatlanm hatirlamak, kalbe yerlesdirmek- 
dir. (Mektubat Tercemesi) 236. ci sahifeye bakmiz! Mtirsid-i kamilin sohbeti veya 
kitablanm okumak, bu tedaviyi kolaylasdinr. Bu sohbete, bu kitablara kavusmak, diin- 
ya ve ahiret se'adetlerine kavusmaga sebebdir. Bu tedaviye faidesi olmayan sohbetin 
ve kitablarm, taklid, sahte ve zararh oldugu, felakete sebeb olacagi anlasihr. 

imam-i Rabbani hazretleri (Mektubat) kitabmm l.ci cild, 275. ci mektubunda bu- 
yuruyor ki: Sizin bu ni'mete kavusmaniz, islamiyyet bilgilerini ogretmekle ve fikh 
hiikmlerini yaymakla olmusdur. Oralara cehalet yerlesmisdi ve bid'atler yayil- 
misdi. Allahii teala, sevdiklerinin sevgisini size ihsan etdi. islamiyyeti yaymaga si- 
zi vesile eyledi. Oyle ise, din bilgilerini ogretmege ve fikh ahkamim yaymaga eli- 
nizden geldigi kadar cahsmiz. Bu ikisi biitiin se'adetlerin basi, yiikselmenin vasi- 
tasi ve kurtulusun sebebidir. Cok ugrasmiz! Din adami olarak ortaya cikimz! Ora- 
dakilere emr-i ma'rtif ve nehy-i mtinker yaparak, dogru yolu gosteriniz! Miizzem- 
mil siiresinin ondokuzuncu ayetinde mealen, (Rabbinin nzasina kavusmak istiyen 
icin, bu elbette bir nasfhatdir) buyuruldu.] 

-78- 



38 — IKINCI CILD, 89. cu MEKTUB 

Bu mektub, seyyid Mir Muhibbullaha \ azilmisdii. Diinyada ahirete yarar is gor- 
mek lazini oldugu bildirilmekdedir: 

Allahu tealaya hamd olsun! Allahu teala bizi ve sizi, dedelerinizin dogru yolun- 
da bulundursun! Insanlann en ustunu, sevgili Peygamberinin "aleyhissalatu ves- 
selam" sadakasi olarak, dtiamizi kabul eylesin! Burada bulunan fakfrlerin hali ve 
isleri cok iyidir. Allahu tealaya daima hamd ve minnet ederiz ve Onun Peygam- 
berine sonsuz salat ve selam ederiz. Selametde ve afiyetde olmamz ve dogru yol- 
da bulunmamz ve ilerlemeniz icin Allahu tealaya diia ederim. Kiymetli ve merha- 
metli efendim! Kazanc zemani gecip gidiyor. Her gecen an, omrumiizu azaltmak- 
da, ecel zemanim yaklasdirmakdadir. Bugiin akhmizi basimiza toplamazsak, ya- 
rin ah etmekden ve pismanhkdan baska elimize birsey gecmez. Bu birkac giinliik 
saghk zemamnda, parlak dine uygun yasamaga calismahyiz! Ancak boylece kur- 
tulmamiz umulur. Diinya hayati, is yapacak zemandir. Keyf yapacak, eglenecek ze- 
man ileride gelmekdedir. Orada, diinyada yapilan islerin karsihgi ele gececekdir. 
Is zemanim eglence ile gecirmek, ciftcinin tohum ekmemesi ve mahsul almamasi 
gibidir. Daha uzatarak basmizi agntmakdan cekiniyorum. 

39 — IKINCi CILD, 58. ci MEKTUB 

Bu mektub, Muhammed Takiyye cevab olarak yazilinis olup, alem-i misal hak- 
kinda bilgi vermekde ve tcnasiih olmadigini bildirmekde ve insan ruhlarimn nakl 
edilmedigini ve kiiiiiun ve biiruz ne demek oldugunu bildirmekdedir: 

Biitiin alemlerin rabbi, sahibi olan, Allahu tealaya hamd olsun ve Peygamber- 
lerinin en yiiksegi, Muhammed aleyhisselama ve tertemiz akrabasimn ve Eshabi- 
nin hepsine selamlar olsun! Gtizel ahlakimzin ve ulvi fitratinizm eseri olan kiymet- 
li mektubunuzu okumakla sereflendik. Allahu teala, sizi biitiin ayb ve kusurlardan 
muhafaza buyursun! Soruyorsunuz ki, seyh Muhyiddin-i Arab! "kuddise sirruh", 
(Fiituhat-i mekkiyye) kitabmda, bir hadis-i serif bildiriyor. Bu hadis-i serifde, 
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Allahu teala, yiizbin Adem yarat- 
misdir) buyurmakdadir. Muhyiddin-i Arabi "rahmetullahi aleyh" sonra alem-i mi- 
salden gordiigii birkac seyi yaziyor ve diyor ki, (Ka'be-i mu'azzamayi tavaf eder- 
ken, yanimda birkac kisi vardi. Bunlan hie tanimiyordum. Tavaf yaparken, arabi 
iki beyt okudular. Bir beytin ma'nasi soyle idi: 

Yillarca, biz de sizin gibi, 
Hepimiz, tavaf etdik bu evi. 

Bu beyti duyunca, bu kimselerin alem-i misalden olmasi hatinma geldi. Boyle 
diisiinurken, iclerinden biri, bana bakarak, ben, senin dedelerinden birisiyim, 
dedi. Sen oleli kac sene oldu? dedim. Kirkbin seneden cok dedi. Bu soziine sasdim 
ve tarihciler, insanlann ilk babasi olan Ademden "aleyhisselam", bugiine kadar, 
yedibin sene gecmedigini soyliiyor dedim. Sen, hangi Ademi diyorsun? Ben, ye- 
dibin seneden cok onceki zemanlarda yasiyan Ademin evladmdamm, dedi. Bunu 
isitince, yukandaki hadis-i serifi hatirladim). 

[Tenbih: Erd kiiresinin omriinii, ya'niyaratildigi giinden kiyamete kadar olan 
zemani, eski miineccimler, ya'ni astronomlar, seyyare yildizlann adedince bin 
sene, ya'ni yedibin sene demislerdir. Zira onlar, gezegen adedini yedi biliyordu. 
Tarihlerin cogunda yazili bulunan ve ba'zi din kitablanna da gecmis olan yedibin 
sene, buradan gelmekdedir. Ba'zilan da, burc adedince, onikibin sene, bir kismi 
da, meridyen derecesi adedince, ucyiizaltmis [360] bin sene dedi ki, bu iic aded de, 
zan ve faraziyye halindedir. idris "aleyhisselam" buyurmus ki, (Bizler, Peygam- 
ber oldugumuz halde, diinyanm omriinii bilemedik). 

-79- 



Endiilils alimlerinin biiyiiklerinden, Ebti Abdiillah-i Kurtubfnin (Tezkire)sin- 
den Abdiilvehhab-i Sa'raninin "kuddise sirruhiima" hiilasa etdigi (Muhtasar) is- 
mindeki kitabmda (360 bin x 360 bin) ya'ni yilzyirmidokuz milyar, altiyuz milyon 
sene oldugu yazilidir. Bugiin fen adamlan, (Radyoaktiflik saati) denilen usul ile, 
ya'ni Pechblend filizinde simdi mevcud olan kursun ve uran ma'denlerinin mikdar- 
lan nisbeti bulunup, bu kadar kursunun, simdiki uran ile, bu kursuna tebeddiil et- 
mis bulunan uran mikdarlanndan tesekkiilii icin lazim olan zemam, Uran Fin bo- 
zulma sabitesine gore hesab ederek, Erd kabugunun yasim ya'ni diinyamn omrii- 
nii, dortmilyarbesyiiz milyon sene olarak bulmakdadirlar.] 

Kiymetli yavrum! Bu mes'ele iizerinde, Allahii tealanin bu fakire ihsan etdigi 
bilgi soyledir: ilk insan ve ilk Peygamber olan Ademden "aleyhisselam" once 
yasayan Ademler, hep alem-i misalde idi. Alem-i sehadetde degildi. Alem-i seha- 
detde, ya'ni gordiigiimiiz madde aleminde bulunan, yalmz bildigimiz bir Adem var- 
di ki, Peygamber idi. Melekler kendisine karsi secde etmislerdi. Allahii teala, 
balcik camurundan insan seklinde bir heykel yapip, bunu ete ve kemige cevirmis- 
di. 

[Bugiin biliyoruz ki, Allahii teala, toprak maddelerini, azotlu, fosforlu tuzlari, 
bitki fabrikasinda, proteinlere (yumurta aki maddelerine) dondiirmekde, bu ne- 
bati proteinleri de, hayvan viicudiinde, ete ve kemige ve a'za sekline cevirmekde- 
dir. Bugiin fen bunu anlayabildigi gibi, katalizor ismini verdigimiz maddeler yar- 
dimi ile, binlerce sene siirecek olan kimya reaksiyonlanm, bir saniyede, pek cabuk, 
yapabiliyoruz. insanlar binlerce senelik bir isi bir anda yapiyor da, Allahii teala- 
nm, toprak maddelerini, birkac senede, et, kemik maddelerine cevirdigini, bugiin 
bildigimize gore, bir anda cevirecegi fen yolu ile kolayca anlasilmakdadir. Allahii 
teala toprak maddelerini, bir anda organik hale cevirip, ruhu bu bedene baghya- 
rak, ilk Ademi yaratdigi gibi, kiyametde de, elemanlan, bir anda, bir araya topla- 
yip, insan viicudiinii yapacak ve zaten mevcud olan onceki ruhlan, bu viicudlara 
verecekdir. insanm olmesi, ruhun bedenden aynlmasi demekdir. Ruh olmez. Ki- 
yametde, herseyle beraber, ruhlar da yok edilip tekrar yaratilacakdir. Bugiin, fi- 
zik, kimya, fizyoloji ve astronomi gibi ilmlerde Allahii tealanin kudretini iyi an- 
hyan, zeki kimseler, Adem aleyhisselamin ve kiyametde biitiin insan ve hayvan- 
lann toprakdan cikanlacaklarmi, bir fen olayi olarak, kolayca anliyabilir. Bir asr 
evvel, muslimanlar, buna, anlamadan inamyordu. Bugiin ise, basit bir fenni olay 
seklinde goriiyor ve pek bedihi olarak, inamyoruz. 

Allahii teala Cenneti ve Cehennemi yaratmis, her ikisini de, cin ve insan ile dol- 
duracagmi haber vermisdir. Bunun icin, ilk insan olan Ademden "aleyhisselam" 
beri, her zeman, yeryiiziinde imanhlar ve dinsizler bulunmus ve birbirleri ile atis- 
misdir. Dinsizler, Allahdan baska seylere tapmmis, imanhlar ise, Allahii tealanin 
gonderdigi Peygamberlere ve kitablara tabi' olmusdur. ilk insanlar, ba'zi tarihci- 
lerin zan etdigi gibi ve islam dinine inanmiyanlarm uydurdugu, filmlerde goriildii- 
gii gibi, ilmsiz, fensiz, gorgiistiz, ciplak, vahsi kimseler degildi. Evet bugiin, Asya, 
Afrika collerinde ve Amerika ormanlannda tunc devrindekilere benziyen vahsi- 
ler yasadigi gibi, ilk insanlarda da bilgisiz, basit yasiyanlar vardi. Fekat, bundan do- 
layi, ne bugiinkii, ne de ilk insanlarm hepsi icin, vahsidir denilemez. Adem "aley- 
hisselam" ve ona iman edenler sehrlerde yasardi. Okumak, yazmak bilirdi. Demir- 
cilik, iplik yapmak, kumas dokumak, ciftcilik, ekmek yapmak gibi san'atlan var- 
di. Adem "aleyhisselam"m boyu ve omrii kesin olarak bildirilmedi. Bir rivayetde, 
bin sene yasayip, besyiiz yasmda iken Peygamber oldu. Allahii teala, kendisine on 
kitab gonderdi. Cebrail "aleyhisselam", oniki kerre gelmisdi. Bu kitablarda, iman 
edilecek seyler, cesidli dillerde liigatlar, hergiin bir vakt nemaz kilmak, [Bunun sa- 
bah nemazi oldugu ibni Abidinde yazilidir.], gusl abdesti almak, oruc tutmak, les, 
kan, domuz yimemek, bircok san'atlar, tib, ilaclar, hesab, hendese [ya'ni geomet- 

-80- 



ri] gibi seyler bildirilmisdi. Altm iizerine para dahi basmis, ma'den ocaklan isle- 
tilip aletler yapilmisdi. Nuh aleyhisselamm gemisinin, ates yanarak, kazam kay- 
nayarak hareket etdigini, Kur'an-i kerim acikca bildiriyor. Ba'zi tarihciler, hicbir 
vesika ve incelemege dayanmadan, yalniz dinleri inkar etmek, Peygamberleri 
kiiciiltmek maksadi ile, ilk insanlar vahsiidi, birsey bilmezdi diyerek, Adem, Sis [Sit] 
ve Idris "aleyhimiisselam" gibi Peygamberlerin birer masal, birer hurafe oldugu- 
nu gostermek, boylece miisliman evladlanm dinsiz, imansiz yetisdirmek istiyorlar. 

Hicbir dine inanmiyanlardan bir kismi da, fen adami goriinerek bozuk diisiin- 
celerini, fen perdesi altmda, etrafa saciyor. Mesela (Biitiin canhlarm yapi tasi 
olan Mere, milyonlarca sene evvel, denizlerde, tesadtifen kendi kendine meyda- 
na gelip, zemanla kiiciik deniz nebatlan ve hayvanlan ve sonra karadakiler mey- 
dana gelmis, en son insan haline donmiisdur) gibi seyler soyliiyorlar. Boylece, Adem 
aleyhisselamm toprakdan yaratilmadigmi, Kur'an-i kerimin ve mukaddes kitab- 
larin, hasa, hikaye olduklanni, ilk canh maddeyi viicude getiren biiyiik bir kudre- 
tin varligma inanmanin fenne uymiyacagmi anlatiyorlar. Boyle kafirlere (Dehri) 
denir. Bunlardan miisliman goriinenlere (Zindik) ve (Fen yobazi) denir. 

Bu fen yobazlan ne kadar zevallidir. Evet, fizyolojist Haldene, (Bundan milyon- 
larca sene evvel, sicak denizlerde, giinesden gelen ultra viole sua'lar te'siri ile, inor- 
ganik gazlardan, uzvi bilesikler meydana gelmis ve ekviproduktif hassasi olan ilk 
molekiilun, ya'ni aldigi gida maddelerini, kendi gibi canh sekle ceviren hiicre 
molekuliiniin de, bu arada, bir tesadiif eseri tesekkiil etmis) olmak ihtimalini 
soylemisdir. Fekat, bu bir hipotez [faraziyye] olup, bir tecribe ve hatta bir teori [na- 
zariyye] bile degildir. Ekviproduktif ozelligi olan bir molekiiliin nasil meydana gel- 
digini gosteren bir bilgi, hatta bir nazariyye bugiin mevcud degildir. Fen bilgile- 
ri, miisahede ve tedkik ilmleridir. Fen olaylan, once his uzvlan ile veya bunlan tak- 
viye eden aletlerle gozlenir ve olayin sebebleri tahmin olunur. Sonra, bu olay, tec- 
ribe ve tekrar edilerek, bu sebeblerin te'sirleri, rolleri tesbit edilir. Bir hadisenin 
sebebi ve olus tarzi biliniyorsa, buna inamnz. Fekat tecribe edildigi halde, sebeb- 
leri anlasilamiyan hadiseler de vardir. Bunlara sebeb olarak, bircok fikrler ileri sii- 
ruliir. Bu fikrler mutlak degildir. Bir hadiseyi, muhtelif adamlarm baska baska tef- 
sir etdikleri de olur. 

Aym sebeblerle izah edilen cesidli hadiselerin hepsini birden izah edebilecek 
umumi bir fikre, faraziyye [hipotez] diyoruz. Bir veya birkac hipotez ile, bircok ha- 
diseleri izah etmek ve bunlardan yeni hadiselere varmak ve bu hadiseleri tecribe 
ile tahkik ederek, hipotezlerin dogru goriilenlerine nazariyye [teori] denir. Bir te- 
ori, az hipoteze dayanir ve ne kadar cok hadise izah ederse, o derece mukemmel- 
dir. Haldenenin sozii, nihayet bir hipotezdir, teori olmakdan da, cok uzakdir. in- 
sanlar, bugiinkii derecede kalmayip, ilk canhlarm ne suretle yaratildigi hakkinda 
dogru bilgi edinilirse, islamiyyete zararh degil, faideli olur. Ciinki, canh ve cansiz, 
hersey yok idi. Hepsi, sonradan yaratildi. Bir ayet-i kerimenin meal-i serifi, (Her- 
scyi nasil yaratdigimi arayin, islerimdeki intizami, incelikleri goriin! Boylece var- 
hgima, kudretimin, bilgimin sonsuzluguna inaiiiii! )dii . Evet, din diismanlan, ilk can- 
h, kendi kendine meydana gelmis dedikleri gibi, giines sisteminin, yildizlarm, ce- 
sidli fizik, kimya ve bioloji hadiselerinin de, hep kendiliklerinden oldugunu soy- 
liiyor. Ehl-i siinnet alimleri, binlerle kitablarmda, bunlara, gerekli cevablan verip, 
hepsini susdurmusdur. Aldandiklanm vesikalarla isbat etmislerdir. Dinimiz, Adem 
aleyhisselamm balcikdan yaratildigmi bildiriyor. Diger hayvanlarm ve nebatlann 
ne suretle yaratildigmi bildirmiyor ki, Haldene faraziyyesinin, dine zaran do- 
kunsun. ister o soylesin, isterse Darwin veya ibni Sina soylesin, herseyi hareket 
etdiren, yapan, yaratan Allahii tealadir. Biitiin enerji seklleri, hep Onun kudreti- 
nin tezahiiriidiir. Imam gideren; herhangi bir hadisenin kendi kendine olduguna 
inanmak ve hayvanlarm, tek hiicrelilerden, yiiksek yapihlara dogru, birbirlerine 

— 81 — Se'adet-i Ebediyye 1-F:6 



ve nihayet insana dondiigiinii soylemekdir ki, fen bunu gostermiyor ve fen adam- 
lan boyle soylemiyor. 

imam-i Gazalmin "rahmetullahi aleyh" (Tehafiit-iil-felasife) kitabmdan bir 
parcasi arabiden tiirkceye terceme edilerek (Ma'rifetname)nin kirkbesinci sahi- 
fesine yazilmisdir. (Ma'rifetname)de diyor ki: (Fen adamlannm sozleri tic kism- 
dir: Birinci kismdaki sozleri, fennin, tecribenin meydana cikardigi hakikatleri 
bildiriyor. Bu sozleri, islamiyyete uyuyor ise de, yanhs kelimeler kullamyorlar. Me- 
sela bir sey kendiliginden hareket edemez. Her cismi harekete getiren bir kuvvet 
vardir. Bu kuvvetler, tabi'at kuvvetleridir. Herseyi tabi'at kuvvetleri yapiyor di- 
yorlar. islamiyyet de hicbirsey, kendiliginden hareket edemez. Her cismi hareke- 
te getiren bir kuvvet vardir. Bu kuvvetler, Allahii tealanm kudretidir. Herseyi Al- 
lahii teala yapiyor, diyor. Goriiliiyor ki, islamiyyet ve fen, ayni seyi soylemekde 
olup, arada yalniz, ism farki vardir. Boyle sozlerine i'tiraz etmeyiz. Yalniz, ism de- 
gisdirip kabul ederiz. ikinci kismdaki sozleri, islamiyyetin haber vermeyip, arayip 
bulunuz! dedigi seylerdir. Bu sozlerine inanip inanmamak, fmanm gitmesine se- 
beb olmaz. Mesela, ay tutulmasi, Erd kuremizin Giines ile Ay arasina girmesinden 
oluyor, diyor ve zemanim onceden hesab ediyorlar. Ciinki Ay, Giines karsismda 
oldugu vakt, parlak goriiniir. Ay, Erd kiiresinin golgesine girince, Gtinesden ziya 
alamayip karanr ve goriinmez, diyorlar. Giines tutulmasi da, Aym Erd ile Giines 
arasina girerek, Erd iizerinde Giinesin goriinmesine mani' olmasi sebebi iledir. Ay 
tutulmasi, arabi aylann ortasinda, Giines tutulmasi ise, aym ilk veya son giinii olur, 
diyorlar. [Giines, Erd ve Ay, karpuz gibi, kiire seklinde olup hepsi, birinci sema- 
da hareket etmekdedir. Eski fizikciler, yedi seyyare yildizdan her birinin, birer se- 
mada bulundugunu soylerdi. Halbuki, yildizlann hepsinin yer kiirenin de icinde 
bulundugu birinci semada bulunduklan, Tebareke suresinde, bildirilmekdedir.] Fen 
adamlannm, ikinci kismdan olan, boyle sozlerine de i'tiraz etmeyiz. Muslimanla- 
rm, boyle sozlere inanmamasi lazimdir diyerek, i'tiraz eden bir kimse, dine zarar 
vermege ve islamiyyeti yikmaga ugrasmis olur. Ciinki, hesab ve fizik, kimya kanun- 
lan ve tecribeler, bu sozlerin dogrulugunu gosterirken, bunlar islamiyyete uygun 
degildir denirse, fen adamlan bu sozlerinde siibhe etmeyip, bunlara uymayan is- 
lamiyyetin dogru oldugunda siibhe eder. Goriiliiyor ki, islamiyyete yersiz ve yol- 
suz yardim etmek istiyen cahillerin zarari, yolu ile hiicum edenlerin zararlanndan 
daha biiyiikdur. [Medineli Muhammed Osman efendi de, 1341 [m. 1923] de istan- 
bulda basilmis (Basfiet-iis-salikin) kitabinda, Erdin dondiigiinii red etmekde, sa- 
hih hadislere mevdu' diyerek de, gencleri yamltmakdadir. Halbuki islam alimleri, 
diinyamn yuvarlak oldugunu, dondiigiinii, bircok kitablannda, mesela Ebu Bekr 
Razi (Kiiriyet-iil-Erd) kitabinda ve (Serh-i Mevakif)de isbat etmislerdir. Fikh 
alimleri bunun uzerine mes'eleler kurmuslardir. Bekara suresinin 22. ci ayetinde 
mealen, (Rabbiniz Erdi sizin i^in, yatak gibi do§edi) buyuruldu. (Tefsfr-i Azizi)de, 
(Uzerinde oturmamz, uyuyabilmeniz icin, yerytiziinii sakin, hareketsiz yapdi) di- 
yor. Nahl suresinin onbesinci ayetinde mealen, (Erdin sizi sarsmamasi icin, iizerin- 
de daglar dosedim) buyuruldu. (Savi tefsiri), burada (Erdm hareket etmemesi, si- 
ze lzdirab yapmamasi icin daglan yaratdi) ve (Beydavf)de, (Daglar yaratilmadan ev- 
vel, Erd, yiizii diiz kiire idi. Donerken yahud baska sebeb ile hareket eder idi. Dag- 
lar yaratilinca, hareketine, lzdirabma, sarsilmasina mani' oldular) diyor. Mii'min su- 
resinin 64. cii ayetinde mealen, (Allah, Erdi size karar yapdi) buyuruldu. (Seyhza- 
de), (Abdullah ibni Abbas, karar menzil, konacak yer demekdir dedi) diyor. Gorii- 
liiyor ki, ayet-i kerimeler ve tefsirler, Erd yuziiniin bir besik, yatak gibi, sarsintisiz, 
rahat oldugunu bildiriyor. Erdm sarsintisiz, hareketsiz olmasmdan, bunun mihve- 
ri etrafinda donmedigini ve giines etrafinda hareket etmedigini anlamak dogru de- 
gildir. Erdm bu iki hareketi bugiin kat'i olarak bilinmekde, nemaz vaktleri hesab 
edilmekdedir. Uciincii kismda, 54. cii maddeye bakimz!] imam-i Gazali, soziine de- 
vam ederek, buyuruyor ki: Kat'i ve dogru olduklan, hesab ve tecribe ile anlasilan 

-82- 



hadiseler karsismda, ayet-i kerime ve hadis-i serifleri (Te'vil etmek), ya'ni ma'na- 
lanni cevirip, bunlara uydurmak lazimdir. Boyle te'viller cok yapilmisdir. [Sunu 
da soyliyelim ki, ayet-i kerime ve hadis-i seriflere ma'na vermek, bizim gibi, cahil- 
lerin isi degildir. Din alimi olmak, ya'ni dinde soz sahibi olmak icin, ictihad dere- 
cesine yiikselmek lazimdir. Simdi diinyada boyle bir alim yokdur. Simdi, alim ol- 
miyanlar, cesidli maksadlarla, din kitablan yaziyor ve ayet-i kerime ve hadis-i se- 
riflere, cala kalem, ma'nalar verip, Allahu teala boyle soyliiyor, Peygamber "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" boyle emr ediyor, diyorlar. Islamiyyeti oyun haline so- 
kuyorlar. Boyle din kitablarim almamali, okumamalidir. Din alimlerinin sozleri- 
ni degisdirmeden yazan kitab bulup okumak lazimdir. Fekat, ne yazik ki, boyle din 
kitabi, bugiin hemen yok gibidir. Din biiyuklerinin ismini koyarak, onlardan ter- 
ceme diyerek satilan kitablann cogunda da, ilaveler, degisdirmeler veya cikarma- 
lar yapilarak, kitablann zararli bir sekle sokuldugu aci aci goriiliiyor. Asrlardan 
beri cahillerin bu seklde kitablar yazmis oldugunu, hele ayet-i kerime ve hadis-i 
seriflere, kendi zemanlanndaki, fen bilgilerinden yanlis olanlarma uydurarak, 
yanlis ve giiliinc ma'nalar vermis olduklan, mevcud ve hatta meshur ba'zi kitab- 
larda esefle goriilmekdedir.] islam dinine inanmiyanlan en cok sevindiren sey, fen 
ile isbat edilen, meydanda olan hakikatleri, muslimanlarm red etmesi, bunlar ka- 
firlikdir, demesidir. Ciinki, bu suretle gencleri aldatmalan cok kolay olur. Fen 
adamlan, maddenin, hiicrenin, canlimn ve cansizin yok iken, sonradan var oldu- 
gunu soyledikden sonra, ister denizde tesadiifen olsun, ister baska diirlii meyda- 
na gelsin, islamiyyete zarar vermez. Ciinki, herseyi yapan Allahu tealadir. 

Uciincii kismdan olan sozleri, islamiyyetde acikca bildirilmis olanlara uymiyan 
sozlerdir. Bunlann hepsi faraziyye, ya'ni zan ile veya fen perdesi altmda, koyu bir 
te'assub ve fen yobazligi ile soyledikleridir. Herseyin yokdan yaratilmis oldugu, 
Adem aleyhisselamin camurdan yapilan bedeninin, et ve kemige doniip canlanma- 
si, Allahu tealanm var oldugu ve sifatlan ve kiyametde olacak seyler, tekrar diril- 
mek, imanm esaslanndandir. Bunlara uymiyan, bunlara olan imam bozacak soz- 
lere inamlmaz. Fen adami, bunlara uymiyan soz soylemez. Ciinki bunlar, fenne uy- 
miyan seyler degildir. Herkesi bunlara inandirmak ve aksini soyliyenleri red etmek 
lazimdir). 

Adem aleyhisselamin evladi cogalarak Arabistan, Misr, Anadolu ve Hindista- 
na yayilmisdi. Niih "aleyhisselam" zemanmda tufanda, hepsi bogularak, yalmz ge- 
midekiler kurtuldu. insanlar bunlardan tiiredi. Zemanla cogalarak, Asya, Afrika, 
Avrupa, Amerika ve Okyanusyaya, ya'ni biitiin yeryiiziine yayildi. Bu yayilma, hem 
karadan, hem biiyiik gemilerle, denizden olmusdu. O zemanlarda Asyadan Ame- 
rikaya ve Okyanus adalarma, belki kara yollari vardi. 

Fen ilerledikce, miislimanlarm, gormeden, akl ermeden, inandiklan bircok 
seyler, birer ikiser, fen yolu ile anlasilmakdadir. Mesela, bugiin Avrupa ve Ame- 
rikada, mekteblerde, soyle okutuluyor: (Eski jeolojik devrlerde, giiney kit'alan ara- 
smda kara yollannm bulundugu kabul edilmisdir. Meshur Meteoroloji alimi Alf- 
red Wegener, Kontinentverschiebung [karalann kaymasi] nazariyyesini kurmus 
ve bes [bugiin icin alti] kit'amn evvelce birbirine bagh olup, sonra yavas yavas ay- 
rildiklarmi soylemisdir. Baska bir profesor, kit'alar arasmda koprii gibi kara par- 
calan oldugunu, Zoocografik tecribelere dayanarak, iddi'a etmisdir. Wegenere go- 
re, Paleozoikum ve Mezozoikum devrlerinde, kit'alar birbirlerine yapisik idi. Pa- 
leozoikum sonuna kadar, hayvanlar, Cenubi Amerika ile Afrika, Asya [dogruca 
Hindistandan] ve Avustralya arasinda kara yolculugu yapmislar, Eosenden i'tiba- 
ren Afrikada yasayan hayvanlar, karadan, Cenubi Amerikaya gecmislerdir) teori- 
leri ogretilmekdedir. 

Goriiliiyor ki, Adem aleyhisselamin toprakdan yaratildigi ve insanlann, yeryii- 
ziine, Suriye, Irak ve orta Asyadan yayildiklan, fen bilgileri ile de, anlasilmakda- 

-83- 



dir. Hadiseleri degil de, propagandalan yazan ve hakikatlere degil de, siyasi men- 
fe'atlere kosan ba'zi tarihciler, islamiyyete ve islam biiyiiklerine, korii koriine ha- 
karet etmekde hala inad ederken, fen adamlan, fen bilgileri, islamm buyiikliigu- 
nii, dogrulugunu, giin gecdikce daha yakmdan gormekde ve anlamakdadir]. 

Allahii teala, Adem aleyhisselamda herseyin bir niimunesini, misalini yaratmis- 
dir. Onda bircok sifatlar, latifeler, kuvvetler vardir. Allahii teala, Onu yaratmadan 
cok once, Onun bir latffesini, bir sifatim, uzun zeman icin alem-i misalde Onun sek- 
linde yaratmis, Onun ismini vermis, Onun biitiin islerini ve kryamete kadar olacak 
evladlanm, ismleri ile birlikde, alem-i misalde meydana cikarmisdir. Hepsi zeman- 
larmda yasamisdir. Hatta Cennetlik veya Cehennemlik olmuslar, kiyametleri kop- 
mus, hesablan goriilmiis, Cennete ve Cehenneme gitmislerdir. Allahii tealamn di- 
ledigi cok uzun zeman sonra, Adem aleyhisselamm sifatlanndan ve latifelerinden 
baska birisi, yine alem-i misalde, evvelki gibi yaratihp, bunun da vakti temam olun- 
ca sifatlanndan ve latifelerinden, ticunciisunun devresi baslamisdir. Bunun devre- 
si bitince, dorduncii sifat, alem-i misalde gosterilmisdir. Boyle devam etmis ve bu- 
tiin sifatlan ve latifeleri temam olunca, en son, biitiin sifatlan ve latifeleri kendi- 
sinde toplamis olan Adem "aleyhisselam", alem-i sehadetde, ya'ni madde ale- 
minde yaratilmisdir. Allahii teala, kendisini kiymetli eylemisdir. Onceden gelen yiiz- 
binlerce Ademler, hep bu Adem aleyhisselamm parcalan ve baslangiclandir. [Gii- 
nes dogmadan once, ziyasmm sifatlarmm yavas yavas gortinmesi gibidir.] 

Muhyiddin-i Arabinin "kuddise sirruh", kirkbin sene once olen dedesi, alem-i 
sehadetdeki dedesinin latife ve sifatlanndan birinin, alem-i misaldeki varhgi idi. 
Ka'be-i mu'azzamayi alem-i misalde tavaf etmisdi. Ciinki, her sey gibi, Ka'benin 
de alem-i misalde sureti, benzeri vardir. Bu fakir, [ya'ni imam-i Rabbani "kuddi- 
se sirruh"] cok dusiintiyor, arasdinyorum, alem-i sehadetde, bir Ademden baska 
goremiyorum. Alem-i misaldeki goriiniislerden gayn birsey bulamiyorum. Kirk- 
bin sene once yasadigim soyleyen kimsenin, ben senin dedelerinden biriyim, de- 
mesi de gosteriyor ki, Adem aleyhisselamdan once bulunan Ademler, Adem 
aleyhisselamm latifelerinin ve sifatlarmm goriiniisleridir. Adem aleyhisselam- 
dan baska birer varlik degildirler. Ciinki, baska Ademin ogullan, bu Adem aley- 
hisselamm ogullarmin dedesi olamaz. 

Kalbleri hasta, bilgileri az olan ba'zi kimseler, bu vak'a ve benzerlerini isitince, 
tenasiih samyor. Boylece alemin kadim oldugunu, yokdan var edilmedigini soylii- 
yorlar ve tekrar yok olacagim, kiyametin kopacagim inkar ediyorlar. Kendilerini, 
seyh, miirsid olarak tamtan ba'zi dinsizler, tenasiiha inamyor. Ruhlar olgunlasma- 
dan once, bir bedenden aynhnca, baska bir bedene gecer. Kemale geldikden son- 
ra, insanlara gelmezler, tenasiih yolu ile olgunlasmis olurlar, diyor ve tenasiihii gos- 
teren bircok hikayeler uyduruyorlar. Halbuki tenasiiha, ya'ni olen insan ruhunun 
baska bir cocuga gecerek tekrar diinyaya gelmesine inanmak kiifrdiir. Tenasiih var- 
dir diyen, din-i islama inanmamis olur. Ya'ni, miislimanlikdan cikar. Anlamiyor- 
lar ki, tenasiih ile ruhlar kemale gelirse, Cehennem kimler icin olur, kimler azab 
goriir? Buna inanmak, Cehennemi inkar etmek ve hatta oldiikden sonra tekrar di- 
rilmege inanmamak olur. Zira onlara gore, ruhun olgunlasmasma vasita olan be- 
dene ihtiyaci kalmamisdir ki, bedenle hasr olunsun. Bu yalanci seyhlerin sozleri, 
tibki, eski felsefecilerin [ve simdiki spritizmacilann, medyumlann] sozlerine ben- 
ziyor. Eski felsefeciler, bedenlerin tekrar dirileceklerine inanmiyordu. Cennet 
ni'metleri ve Cehennem azablan yalmz ruhlara olacak, diyordu. Bunlar, o felse- 
fecilerden de daha fenadir. Ciinki, onlar tenasiihu red edip, azabin sadece ruha ola- 
cagim soyliyorlar. Bunlar ise, hem tenasiiha inamyor, hem de ahiret azabim inkar 
ediyor. Bunlara gore azab, sadece diinyadadir ve ruhlarm temizlenmesi icindir. [Cin- 
nin heykellere, hasta ve cocuklara girerek konusduklan goriilmiisdiir. Boyle ko- 
nusanlan iki ruhlu samyorlar. Boyle sanmak da, tenasiiha inanmak demekdir.] 

-84- 



Siial: Emirden "kerremallahii vecheh" ve ba'zi Evliyadan "kaddesallahti esra- 
rehiimiiraziz" gelen haberlere gore, bunlar, dunyaya gelmeden yillarca once, sa- 
silacak isler yapmislar. Tenasiih yokdur dersek, bu haberlere nasil inamlabilir? 

Cevab: Bu din biiyiiklerinin yapmrs olduklan isleri, yalniz ruhlari yapmisdir. Al- 
lahti teala, bunlann ruhlarmi insan sekline sokarak, bu sekller, insan gibi is gor- 
miisdiir. Yoksa, mubarek ruhlari, baska bedenlere girmis degildir. Tenasiih ise, bir 
insan ruhunun, kendi bedenine gelmeden once, baska bedene te'alluk etmesine de- 
nir. Bir riihun, beden sekli almasi, tenasiih degildir. Melekler ve cin de, insan sek- 
line girip bircok sey yapmakdadir ki, hie tenasiih degildir. Bir insana hulul etmek 
degildir. Bir bedene girmek degildir. 

Meleklere, cinne cesidli sekl alabilmek kuvveti verdigi gibi, Allahii teala cok sev- 
digi kullannin ruhlanna da, bu kuvveti vermekdedir. Baska bedene ihtiyac yok- 
dur. [Havada, her zeman su buhari vardir ve goriinmez. Kaynar sudan, kazan 
borusundan cikan beyaz sis, buhar degildir. Cok kiiciik su damlaciklandir. Renk- 
siz gazlar goriinmez. Havadaki renksiz su buhari, soguk sabahlarda cig halinde da- 
neler seklinde goriildiigii gibi, ruhlar da, goriilecek sekller alabilmekdedir.] isit- 
digimize, okudugumuza gore, Evliyadan bir cogu, bir anda cesidli yerlerde goriil- 
miis, birbirine uymiyan isler yapmislar. Burada da latifeleri, insan sekline girmek- 
de, baska baska bedenler halini almakdadir. Bunun gibi, mesela Hindistanda 
oturan ve sehrinden hie cikmamis olan bir Veliyi, hacilar Ka'bede goriip konus- 
duklarmi, baskalan da, mesela aym giinde istanbulda, bir kism kimseler de, bu Ve- 
il ile, yine o gun, Bagdadda gortisdiiklerini soylemislerdir. Bu da, o Velinin lati- 
felerinin muhtelif sekller almasidir. Ba'zan o Velinin bunlardan haberi olmaz. Se- 
ni gordiik diyenlere, yamhyorsunuz, o zeman, evimde idim. O memleketlere git- 
memisdim, o sehrleri bilmiyorum ve sizleri de tammiyorum der. Yine bunlar gi- 
bi, gtic halde bulunan kimseler, korku ve tehliikelerden kurtulmak icin, olii veya 
diri olan ba'zi Evliyadan yardim istemisdir. O biiytiklerin, kendi sekllerinde ola- 
rak, hemen orada bulunduklarim ve imdadlarma yetisdiklerini gormiislerdir. Bu 
Evliyanm "kaddesallahii teala esrarehiimtiraziz", yapdiklan yardimdan ba'zan ha- 
beri olmakda, ba'zan da olmamakdadir. [Bu Ml, bilhassa muharebelerde goriilmiis- 
diir.] Boyle yardimlan yapanlar, o din biiyiiklerinin ruhlari ve latifeleridir. Lati- 
feleri ba'zan, bu alem-i sehadetde, ba'zan da alem-i misalde sekl almakdadir. Ni- 
tekim Peygamberimizi "sallallahii aleyhi ve sellem" bir gecede, binlerce kimse, 
rii'yada goriip istifade etmekdedir. Bu gordiikleri, hep Onun "sallallahii aleyhi ve 
sellem" latifelerinin ve sifatlannm alem-i misaldeki seklleridir. Yine bunlar gibi, 
salikler, miirsidlerinin alem-i misaldeki suretlerinden istifade ederler ve bu yolla 
miiskillerini cozerler. 

Ehi-zade Abdiilhalim efendi (Riyadiissadat fi isbat-il-keramat lil-Evliya-i ha- 
lel-hayat ve ba'del-memat) kitabinda Evliyanm vefatdan sonra da kerametleri ol- 
dugunu isbat etmekdedir. 

Ba'zi Evliyanm kiimun ve biiruz etmesi, (Tenasiih) degildir. Ciinki, tenasiihde 
ruh, ikinci bir bedene hayat vermek, onda his ve hareket hasil etmek icin te'alluk 
eder. Biiruz etmekde ise, ruhun baska bir bedene te'alluk etmesi; bunlan hasil et- 
mek icin degil, bu bedeni olgunlasdirmak, derecesini yiikseltmek icindir. Nitekim 
cin de, bir insana te'alluk eder, onda biiruz eder. Fekat, bu te'alluku, bu kimseye 
hayat vermek icin degildir. Ciinki, bu kimse, cin te'alluk etmeden once diridir ve 
duyar, hareket eder. Te'allukdan sonra, bu kimsenin hareketleri ve ba'zi sozleri, 
o cinninin sifatlannm, hareketlerinin goriinmesidir. Evliyanm biiyiikleri "kadde- 
sallahii teala esrarehumiil'aziz" kiimun ve biiruz icin, birsey soylememis, boylece, 
cahilleri yanlis inamslara siiriiklemege sebeb olmamislardir. 

Bu fakire "rahmetullahi aleyh" gore, kiimun ve biirtiza liizum yokdur. Bir Ve- 
il, bir cahili terbiye etmek, yetisdirmek icin, onda biiruz etmeksizin, Allahii teala- 

-85- 



nin verdigi bir kuvvetle, kendi yiiksek sifatlarmi, o kimseye aks etdirir. Teveccuh 
ve iltifat buyurarak, o iyi sifatlan onda yerlesdirir. Boylece, o asagi derecedeki in- 
san, ytikselerek kamil olur. Adi sifatlardan kurtulup iyi sifatlara kavusur. Bunun 
icin de, kiimun ve biiruza hie hacet yokdur. Bu, oyle biiyuk bir ni'metdir ki, Alla- 
hii teala, diledigi kimselere ihsan eder. Onun ni'metleri, ihsanlan pek cokdur. 

Ba'zi kimseler de, ruhlar nakl edilir diyor. Bir ruh, kemale erdikden sonra, ken- 
di bedenini birakip baska bir bedene girebilir diyor. Misal olarak, bu kemale er- 
mis, bu kuvveti kazanmis bir zatm komsusu bulunan bir gene olmiisdu. Bu zatm 
ruhu, ihtiyarlamis olan bedeninden ayrihp, gencin olii bedenine girdi. Ihtiyarm be- 
deni oliip, gene dirildi, diyorlar. Boyle sozler, dogru degildir. Tenasiiha dayanan 
hikayelerdir. Ciinki, bir ruhun olii bir bedene hayat vermesi icin te'alluk etmesi, 
tenasuh demekdir. Ruh naklinin tenasiihden farki, tenasiiha inananlar, ruhun, nok- 
san oldugunu, tenasuh yolu ile kemal buldugunu saniyor. Bunlar ise, ruhu kamil 
bilip kemale erdikden sonra, baska bedene nakl edebiliyor, diyor. Bu fakire go- 
re, ruhun nakline inanmak, tenasiiha inanmakdan daha kotiidiir. Ciinki, tenasuh, 
ruhu olgunlasdirmak icindir diyorlar. Bu sozleri yanhs olmakla beraber, ruh ke- 
male erdikden sonra, baska bedene nicin gecsin? Kemal bulan kimse, diinyayi seyr 
ve temasa icin gene bedenlere neden nakl etsin? Kemal bulan ruh, bedenlere 
girmek degil, bedenlerden kurtulmak ister. Ciinki, ruhun bedene te'alluk etmesin- 
den maksad ele gecmis, kemal hasil olmusdur. Bundan baska, ruh naklinde, birin- 
ci beden olerek ikinci beden dirilmekdedir. Halbuki, birinci bedenin, kabrde 
azab veya sevab gormesi lazimdir. ikinci bedenin tekrar dirilmesi, diinyada, kiya- 
met kopup, hasr olmasi demekdir. Bilmiyorum ki, ruh nakline inananlar, kabr aza- 
bma ve kiyamet giiniine iman ediyorlar mi? Yaziklar olsun ki, boyle imansizlar, ken- 
dilerini din adami tamtmis, kitablan, mecmu'alan ile, millete miislimanlik ogret- 
mege kalkismislardir. Gencleri, kendileri gibi dinsiz, imansiz yapmaga cahsiyor- 
lar. Ya Rabbi, bizleri boyle yazilara inanmakdan, aldanmakdan koru! Sevgili di- 
nimizden, kiymetli imanimizdan ayirma! Bu kiifr ve saskmhkdan insam ancak sen 
korursun. 

EK: Sirasi gelmisken, (Alem-i misal) icin de, birkac sey bildireyim: Alem-i mi- 
sal, biitiin alemlerin en genisidir. Alemlerin hepsinde bulunan herseyin, alem-i mi- 
salde bir sureti, bir goruniisii vardir. Akla, hayale gelen seylerin, ma'nalarm, dii- 
siincelerin de bu alemde bir sureti vardir. Alimlerimiz, Allahii tealamn misli, 
benzeri yokdur, fekat misali vardir demislerdir. Bu fakir, mektublarimda yazmi- 
simdir ki, tam tenzih mertebesinde, misli olmadigi gibi, misali de yokdur. Nahl su- 
resinde, (Allahii teala icin misaller getirmeyin) mealindeki ayet-i kerime, bu mer- 
tebeye isaret etmekdedir. insana, (Alem-i sagir) denir. Alem-i kebirdeki herseyin, 
insanda bir niimunesi vardir. Alem-i misalin de, alem-i sagirdeki niimunesi, ben- 
zeri, insamn hayalidir. Cunki, herseyin hayalimizde bir sureti vardir. Tesavvuf yo- 
lunda ilerleyen saliklerin, hallerinin, derecelerinin de hayalde birer sureti vardir. 
Saliklere, hallerini haber veren hayaldir. Hayal olmasaydi veya vazifesini yapma- 
saydi, tesavvufcular, hallerini bilemezdi. Bunun icindir ki, zillerin, goriiniislerin iis- 
tiindeki mertebelere ilerleyenler, kendi hallerine cahil ve saskm olur. C un ki, in- 
san hayali, zillerin suretini gosterebilir. Hayal zillin disina cikamaz. Zat-i ilahinin 
alem-i misalde suretinin olmadigini bildirmisdik. Alem-i misalin ornegi olan ha- 
yalde, suret-i ilahi olabilir mi? Bunun icin, Zat-i ilahiden insamn nasibi, ancak cehl- 
dir, bilmemekdir. Bilinmeyen sey icin, birsey soylenemez. Bundan dolayi, (Alla- 
hii tealayi taniyanlarm dilleri soyleyemez) buyurmuslardir. Bilinen sey anlatihr. 
Bundan dolayi, ziller aleminde cok seyler soylenir. Zil aleminden cikanlarm dili 
soylemez olur. Allahii tealamn fi'llerinin, sifatlarimn, ismlerinin zillerine ve asl- 
larma yiikselenlerin halleri, iste boyledir. Goriiliiyor ki, hayalde bulunabilen her- 
sey, zilden hasil olmakdadir. Fekat, matlubun [ya'niZat-i ilahinin] nisanlan, ala- 

-86- 



metleri olduklanndan (ilm-iil-yakin) denilen bilgiye sebeb olurlar. (Ayn-iil-yakin) 
ve (Hakk-ul-yakin) denilen bilgiler, zillerin iistiinde, hayalin dismda hasil olan bil- 
gilerdir. Hayal bilgilerinden kurtulmak icin, tesavvufun (Seyr-i enfusf) dedigi yo- 
lu ve dereceleri de, (Seyr-i afaki) denilen yol gibi asmak, afak ve enfiisiin dismda 
ilerlemek lazimdir. Evliyamn cogu, ancak oldiikden sonra, buraya varmakdadir. 
Bu diinya hayatinda, hayalden kurtulmalan imkansrzdir. Evliyamn biiyiiklerinden, 
pek az secilmisleri, bu diinya hayatinda iken, bu devlete erdirmekle sereflendirir- 
ler. Diinyada olduklan halde, bilgilerine hayal kansmaz. Hayal araya girmeden mat- 
luba kavusurlar. Baskalarma, simsek gibi cakip gecen Zat-i ilahinin tecellileri, bu 
biiyiiklere daimi olur. (Vasl-i uryani)ye kavusurlar. 

Ni'mete kavusanlara, bol bol, afiyet olsun, 
Zevalh, fakir asiklar, birkac lokmayla doysun! 

Siial: Ba'zi kimseler, uykuda, rii'yada, alem-i misal ve hayalin suretlerini gore- 
rek, kendilerini biiyiik bir hukiimdar veya yiiksek mevki' sahibi goriir. Veyahud 
biiyiik din alimi olmus, herkes, ilm ogrenmek icin, etrafma toplanmis goriir. Hal- 
buki, alem-i sehadetde, ya'niuyamk iken, bunlarm hicbiri hasil olmamakdadir. Boy- 
le rii'yalar dogru mudur, yoksa ash, esasi yok mudur? 

Cevab: Boyle rii'yalar bos ve esassiz degildir. Bu rii'yayi goren kimsede, mev- 
ki' sahibi olmak, alim olmak hali ve kabiliyyeti var demekdir. Fekat, kuvveti az 
olup, alem-i sehadetde hasil olacak kadar degildir. Eger, bu hal, zemanla kuvvet- 
lenirse, Allahii tealamn liitfu ile, alem-i sehadetde de hasil olur. Eger alem-i se- 
hadetde hasil olacak kadar kuvvetlenmezse alem-i misalde goriinmekle kahr. Kuv- 
veti mikdannca, orada goriiniir. Tesavvuf yolunun saliklerinin rii'yalan da boy- 
ledir. Kendilerini yiiksek makamlarda, Velilerin mertebelerinde goriirler. Bu 
hal, alem-i sehadetde nasib olursa, pek biiyiik ni'metdir. Yok eger, alem-i misal- 
de goriinmekle kahrsa, hie kiymeti yokdur. Copciiler, hammallar, rii'yada, ken- 
dilerini hakim, pasa goriir. Halbuki, uyanik iken, ellerine birsey gecmez. Rii'ya- 
lan iiziilmekden, pismanhkdan baska birseye yaramaz. O halde, rii'yalara giiven- 
memeli, uyanik iken ele gecene sevinmelidir. 

Ben gtinesi severim, ne dersem ondan derim, 
Geceyle ishn yokdur, ben rii'yayi neylerim. 

Bunun icindir ki, biiyuklerimiz rii'yalara ehemmiyyet vermemis, talebenin 
rii'yasim ta'bir etmege liizum gormemislerdir. Uyanik iken ele gecene kiymet 
vermislerdi. Bundan dolayi, devamh goriinenlere ehemmiyyet vermisler, hie gayb 
olmryan huzuru, kazanc bilmislerdi. Allahii tealadan baska herseyi unutmak, hic- 
bir seyi hatirlamamak, bunlar icin daimi idi. Baslangicinda nihayetde ele gececek- 
ler derc edilmis olanlara, bu kemaller zor ve uzak degildir. 

40 — UCUNCU CILD, 31. ci MEKTUB 

Bu mektub, Molla Bedreddine yazilimsclir. Alem-i ervah ve alem-i misal ve 
alem-i ecsad iizerinde bilgi vermekde, kabr azabim anlatmakdadir: 

Allahii tealaya hamd olsun. Onun secdigi, sevdigi kimselere selam olsun! Diyor- 
sunuz ki, run bu bedene baglanmadan once, alem-i misalde idi. Bedenden aynl- 
dikdan sonra da, alem-i misale gidecekdir. Bunun icin, kabr azabi alem-i misalde 
olacakdir. Alem-i misaldeki elemi, acilan, rii'yada duymak gibi olacakdir. Sonra, 
bu bilginin cesidli kollari vardir. Eger izn verirseniz, bu konuda size cok seyler ya- 
zanm. 

Cevab: Boyle hayaller, aslsiz sozler, dogru olmakdan cok uzakdir. Boyle diisiin- 
celerin, sizi dogru yoldan sapdirmasindan korkuyorum. Hie vaktim yok ise de, bu 

-87- 



konuda birkac kelime yazmak icin kendimi zorlayacagmi. insanlan dogru yola ka- 
vusduran, yalniz Allahii tealadir. 

Kiymetli kardesim! Miimkinler alemini, ya'ni mahluklan, uc kisma ayirmislar- 
dir: (Alem-i ervah), (Alem-i misal) ve (Alem-i ecsad). Alem-i misale (Alem-i ber- 
zah) da demislerdir. Ciinki bu alem, (Alem-i ervah) ile (Alem-i ecsad) arasinda- 
dir. Bu alem, ayna gibidir. Diger iki alemdeki hakiki varhklar ve ma'nalar, bu alem- 
de latif sekllerde goriiniirler. Ciinki, iki alemdeki her hakikate ve her ma'naya uy- 
gun birer sekl, heyet, bu alemde bulunur. Bu alemde, kendiliginden hicbir haki- 
kat, hicbir madde ve ma'na yokdur. Buradaki sekller, heyetler, oteki alemlerden 
aks eden goriintiilerdir. Aynada hicbir sekl ve suret yokdur. Aynada bir sekl go- 
riiniirse, baska yerden gelen bir goruniisdiir. Alem-i misal de boyledir. Bu iyi an- 
lasilmca, deriz ki, ruh bu bedene te'alluk etmeden once, kendi aleminde idi. Ruh 
alemi, alem-i misalden daha ustiindiir. Ruh, bedene te'alluk edince, bedene asik 
olarak, bu madde alemine iner. Alem-i misal ile bir ilgisi yokdur. Ruh bu bedene 
te'alluk etmeden, ilgilenmeden once, alem-i misal ile ilgisi olmadigi gibi, bedene 
olan ilgisi bitdikden sonra da, bu alem ile ilgisi olmaz. Su kadar var ki, Allahii te- 
alanin diledigi zemanlarda, ruhun ba'zi halleri, bu alemin aynasmda goriiniir. 
Ruhun hallerinin iyiligi, kotuliigii buradan anlasihr. Kesf ve rii'yalar, boyle hasil 
olmakdadir. insamn hisleri, duygulan gayb olmadan da, alem-i misaldeki seklle- 
ri gordiigii cok olmusdur. Ruh, bedenden aynldikdan sonra, ulviise, yiikselir. Siif- 
li" ise, alcalir. Alem-i misal ile bir ilisigi olmaz. Alem-i misal, goriinen bir alemdir. 
Bir varhk alemi degildir. Varhk alemleri ikidir. Alem-i ervah ve Alem-i ecsad. Ya'ni 
ruh alemi ile madde alemi, varhk alemidir. Bunlarda bulunan seyler, yalniz gorii- 
niis degildir. Kendileri de vardir. Alem-i misalde ise, hicbir varhk yokdur. Yalniz, 
alem-i ervahda ve alem-i ecsadda bulunan varhklar icin bir ayna gibidir. Ru'yada, 
alem-i misaldeki elem, aci, sikinti goriiniir. Bu da, gorenin hak etdigi azabin, 
alem-i misaldeki gortintustiniin goriilmesidir. Onu gafletden uyandirmak icin, 
kendini diizeltmesi icin, kendisine gosterirler. 

Kabr azabi, rti'yada, alem-i misaldeki goriintiileri gormek degildir. Kabr aza- 
bi, rii'ya gibi degildir. Kabr azabi, azabin goriintiisii degildir. Azabin kendisidir. 
Bundan baska, ru'yada goriilen aci, azab, azabin kendisidir denilse bile, diinyada- 
ki acilar, azablar gibidir. Kabr azabi ise, ahiret azablarmdandir. Birbirlerine hie ben- 
zemezler. Ciinki, diinya azablan, ahiret azablan yanmda hie kahr. Allahii teala, o 
azablardan bizi korusun! Eger, ahiret azablarmdan bir kivilcim diinyaya gelse, her- 
seyi yakar, yok eder. Kabr azabini, ru'yada goriilen azab gibi sanmak, kabr aza- 
bim bilmemekden, anlamamis olmakdan ileri gelmekdedir. Azabin kendisi ile, go- 
runusiinu kansdirmakdan hasil olmakdadir. Boyle yanlis diisiinmek, diinya aza- 
bi ile ahiret azabini ayni sanmakdan da olur. Boyle sanmak, pek yanhsdir. Yan- 
lis ve bozuk oldugu meydandadir. 

Siial: Ziimer suresinin kirkikinci ayetinin meali, (Allahii teala, insan oliirken 
riihunii bedeninden ayirir. Olmedigi zeman, uykuda da, ruhunu ayinr)dir. Bu 
ayet-i kerimeden anlasihyor ki, insan oliirken ruhu ayrildigi gibi, uyurken de ay- 
nlmakdadir. Boyle olunca, rii'yadaki azabi, diinya azablarmdan saymak, kabr aza- 
bini ise, ahiret azablarmdandir demek nasil dogru olur? 

Cevab: Uykuda iken, ruhun bedenden aynlmasi, bir kimsenin, geziye, eglenmek 
icin, kendi vatanmdan, giilerek, sevinerek ayrilmasina benzer ki, gezdikden son- 
ra, sevinc icinde yine vatamna doner. Ruhun gezinti yeri, alem-i misaldir. Bu 
alemde gorecek merakh ve tath seyler vardir. Oliirken ruhun aynlmasi boyle de- 
gildir. Bu aynhk, vatani yikilan, evleri, binalan yok olan kimsenin vatanmdan ay- 
nlmasi gibidir. Bunun icindir ki, uykudaki aynlmasmda, sikmti ve aci yokdur. Ter- 
sine, sevinc ve rahathk vardir. Oliirken aynlmasmda ise, cok acilar ve giicltikler ha- 
sil olur. Uyuyan insamn vatani dtinyadir. Ona, diinyadaki isler gibi is yaparlar. Olen 



kimsenin ise, vatam yikihr. Ahirete goc eder. Ona ahiret isleri yaparlar. Bunun icin- 
dir ki, [Deyleminin "rahmetullahi aleyh" bildirdigi hadis-i serifde], (insan oliin- 
ce, kiyameti kopmus olur) buyuruldu. 

Sakm, hayalde hasil olan kesflere ve alem-i misalde goriinen seylere aldanarak, 
(Ehl-i siinnet ve cema'at) firkasi alimlerinin bildirdikleri i'tikaddan ayrilmaymiz! 
Allahti teala, o biiyiik alimlerin cahsmalarina bol bol miikafat versin! Rii'yalara, 
hayallere aldanmayimz! Ciinki, bu kurtulus firkasma uymadikca, ahiretde azab- 
lardan kurtulmak dusiiniilemez. Kiyametde kurtulmak istiyenler, kendi goriisle- 
rini birakarak, bu biiyiiklere uymaga canla basla cahsmahdir. [Ehl-i siinnet firka- 
si alimlerinin bildirdikleri dogru i'tikadi anlatan, her lisanda binlerce kitab yazil- 
misdir. Arabi (Email kasidesi) ve bunun arabi serhi olan (Nuhbe) kitabi ve fari- 
sf (Tiirpiisti risalesi) meshurdur. Tiirkce (Birgivi vasiyyetnamesi) ve Hiiseyn Hil- 
mi Isikm (Ehl-i siinnet kasidesi) cok faidelidir. Bu kaside (Faideli Bilgiler) ve (Ce- 
vab Veremedi) kitablannda mevcuddur.] Habercinin vazifesi, bildigini soyle- 
mekdir. Yazmizdaki gevsekligi goriince, hayallerinize kapilarak, bu biiyiiklere uy- 
mak se'adetinden ayrilmak felaketine diiseceginizden ve kendi kesflerinizin akin- 
tisina kapilacagmizdan cok korkdum. Nefslerimizin kotuliiklerinden ve islerimi- 
zin bozuklugundan Allahii tealaya sigimriz. Seytan, biiyiik diismammizdir. Dog- 
ru yoldan kaydirip sapdirmamasi icin, cok uyanik olmahsimz! Aynlik bir sene ol- 
madan, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" siinnetine [ya'ni Ehl-i siinnet fir- 
kasi alimlerinin gosterdikleri yola] uymak icin yapdigimz titizlikler ve kurtulusun, 
ancak o biiyiiklerin yoluna sanlmakda oldugunu gosteren cahsmalanniz ne olmus? 
Bunlar ne cabuk unutulmus. Hayallerinizin arkasinda siiriikleniyorsunuz. Sizin- 
le bulusmamizm cok gecikecegi anlasihyor. Yasayisma oyle diizen vermelisin ki, 
kendini kurtarmak iimmidi yok olmasin! Ya Rabbi! Bizlere merhamet et! isleri- 
mizin iyi olmasim nasib eyle! Dogru yolda bulunanlara bizden selam olsun. 

41 — DORDUNCU CILD, 29. cu MEKTUB 

Bu mektub Muhammed Ma'sum "kutltlise sirruh" tarafindan, mirza Ubeydiil- 
lah bege yazilmisdir. Nasihatin lazim oldugunu, cihadin kiymetini bildirmekdedir: 

Ba'zilan zan eder ki, tesavvuf, kendi haline bakip, baskasma kansmamak, 
kimseye ilismemekdir. Bu, dogru degildir ve dinde yara acmaga sebeb olur. Boy- 
le soyleyen, acaba tesavvuf adami ve tesavvufcu sozii deyince, kimleri hatirhyor? 
Eger, Ebu Bekr-i Siddika "radiyallahii anh" baglanan biiyiikleri demek istiyor- 
sa, bu biiyiiklerin yolu, siinnet-i seniyyeye yapismak ve bid'atlerden kacmak ol- 
dugu, kitablannda yazihdir. Halbuki, (Emr-i ma'ruf) ve (Nehy-i miinker) ve 
(Bugd-i lilhih ) ve (Cihatl-i IT scbilillah), Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" siinnetinden, belki islamiyyetin vaciblerinden ve farzlanndandir. O halde, 
emr-i ma'rufu terk etmek, bu biiyiiklerin yolunu terk etmek olur. Nitekim, bun- 
lardan imam-i Muhammed Behaeddin-i Buhari "kuddise sirruh" (Bizim yolumuz 
urve-i viiskaya yapismak, ya'ni Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" yolun- 
da ve Onun Eshabmm izinde gitmekdir) buyurdu. Bunun icindir ki, bu yolda az 
bir is, biiyiik kazanc hasil ediyor. Bu yoldan ayrilan, biiyiik tehliikelere diisiiyor. 
Eger tesavvuf, emr-i ma'rufu terk etmek olsaydi, tesavvufun reislerinden olan Mu- 
hammed Behaeddm-i Buhari "kuddise sirruh" kendi hocasi, iistadi olan Seyyid 
Emir Gilal hazretlerine emr-i ma'rufda bulunmazdi. Hocasma kansmak edebe mu- 
halif iken, yine emr-i ma'ruf yapdi ve Buharamn alimlerini toplayarak, Allahii te- 
alamn ismini yiiksek sesle tekrar etmenin islamiyyetde makbul olmadigmi, hep- 
sinin huzurunda isbat etdi ve hocasina bundan vazgecmesinin liizumunu bildir- 
di. Hocasi da, dini giizel ve dogru soze asik oldugundan, kabul edip, terk eyledi. 
Tesavvuf ehli, insani necata kavusduracak ve helake gotiirecek seyleri bildirmek 

-89- 



icin, binlerle kitab yazdi. Bu cahsmalan, emr-i ma'ruf degildir de nedir? Tesav- 
vuf biiyliklerinden hace Mu'iniiddin-i Cestiye hocasi, (Dostun yolu cok ince ve teh- 
liikelidir. Herkese nasihat et ve tehliikeyi bildir!) buyurmusdu. Seyh-i ekber 
Muhyiddin-i Arabi "kuddise sirruh" vahdet-i viicudii diinyaya yaydigi halde, ze- 
manmdaki sofileri sima' ve raksdan ya'ni musikfden ve dans etmekden nicin 
men' ediyordu? Bir kismi ita'at edip vazgecdi. Bir cogu da dinlemedi, vazgecme- 
di. Fekat, kabahatlerini i'tiraf eder oldular. [(Hadika)da ve Ehi Celebi (Hediy- 
ye) kitabmda buyuruyor ki, (Emr-i ma'ruf yapmak farzdir. Ancak, miinkere, 
fitneye yol acan emr-i ma'rufu yapmamak lazim olur).] 

Gavs-i samedani seyyid Abdiilkadir-i Geylani "kuddise sirruh" (Gunyet-iit-ta- 
libfn) kitabmda, uzun uzadiya emr-i ma'rufu anlatiyor. Bir yerinde diyor ki: (Bir 
kimse, bir giinah isliyeni goriip de men' edince, kendine zarar gelmek ihtimali bu- 
lundugu zeman, acaba men' etmesi caiz olur mu? Bize kalirsa olur. Hatta cok kiy- 
metli olur. Allahii teala icin kafirlerle cihad etmek gibi sevab verilir. Hele zalim 
hiikumet adamlan elinden mazlumu kurtarmak ve memleketi kafirlik kapladigi bir 
zemanda imam izhar icin olunca, boyle zemanlarda, nehy-i miinker yapilmasmi ule- 
ma da soyliiyor) buyuruyor. Evliyamn biiyiikleri, sofiyyenin imamlan, emr-i 
ma'rufu ve nehy-i miinkeri terk edici olsalardi, kitablarmda bunlan yazarlar mi ve 
bu derece miibalega ederler mi idi? Abdiilkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki: 
Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere ve akla uygun seylere (Ma'ruf), bunlara uymi- 
yan seylere (Miinker) denir. [(Hadika)da dil afetlerini anlatirken buyuruyor ki, 
(Nass ile ve miictehidlerin sozbirligi ile yasak edilen seylere (Miinker) denir).] Bu- 
nun beheri iki kismdir. Birinci kism ma'ruf ve miinkerler meydanda olup, alim olan 
ve olmayan bunlan bilir. Bes vakt nemaz kilmak, Ramezan-i serif aymda oruc tut- 
mak, zekat vermek, hac etmek gibi seylerin farz oldugu (Ma'ruf) ve zina, alkollii 
ickilerin icilmesi, hirsizhk, yankesicilik, faiz alip vermek, baskasimn mahni gasb 
etmek ve bunlar gibi seylerin haram oldugu (Miinker)dir. Bunlan her mii'minin 
emr ve nehy etmesi lazimdir. ikinci kismi, yalniz alimler bilir. Allahii teala icin, 
ne gibi seylere ve nasil inanmak lazim oldugu gibi. Bu kismda olanlan, alimler emr 
ve nehy eder. Eger bir alim, bunlan bildirdi ise, alim olmayanm da, giicii yeterse, 
bildirmesi caiz olur. Miinkerin ikinci kismi, daha ziyade imanda, i'tikadda olan bo- 
zukluklardir. Her mii'minin Ehl-i siinnet i'tikadma yapismasi, bozuk imandan, ya'ni 
dalaletden, i'tikadda bid'atden kacmmasi lazimdir. Din bilgilerinde alim olmiyan 
kimse, bid'at sahibleri ile miinakasa etmemeli, onlardan uzaklasmah, selam ver- 
memelidir. Bayramlarda, sevincli zemanlarda ziyaretlerine gitmemeli, cenazele- 
rine nemaz kilmamah, onlara acimamahdir. i'tikadlan bozuk oldugu icin, onla- 
n sevmemegi ibadet bilmelidir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bir 
hadis-i serifde, (Imamnda veya ibadetinde bid'at, bozukluk bulunan bir kimseye, 
Allah icin sert bakanin kalbini, Allahii teala Tmanla doldurur ve korkudan korur) 
buyurdu. 

[(Kenz-i mahfi)de diyor ki, (Cehl ve hayvaniyyet, ya'ni bid'at ve fisk cogalan yer- 
lerde oturmak nehy olundu. Dinini muhafaza icin hicret eden Cennet ile miijde- 
lendi. Bir mahallede salih, arif kimse kalmayip, fesad ve bid'at artmca, baska 
mahalleye hicret etmek veya boyle bir sehrden baska sehre hicret etmek vacib olur. 
Biitiin sehrlerde, miislimanlara saldinhyorsa, baska islam memleketine hicret 
edilir. Boyle bir idare yoksa, insan haklarma riayet edilen, ibadet etmek serbest 
olan bir memlekete yerlesmek lazim olur. ikinci kism, otuzsekizinci maddeye 
bakimz! Zira onlarm arasinda bulunan, gelecek belaya ortak olur. Enfal suresinin 
yirmibesinci ayet-i kerimesinde mealen, (Zulin edenlere ve etmiyenlere birlikde 
gelen fitne ve be lad an korkunuz, sakimniz) buyuruldu.)] 

Tesavvuf biiyuklerinden Fudayl bin Iyad "rahmetullahi teala aleyh", (Bid'at soy- 
leyenleri ve yapanlan sevenlerin ibadetlerini, Allahii teala kabul etmez ve kalb- 

-90- 



lerinden imanlarini cikanr. Bid'at sahibini sevmeyenin ibadeti az olsa da, Allahti 
tealamn bunu afv buyurmasim iimmid ederim. Yolda bid'at sahibine karsi gelir- 
sen, yolunu degisdir) ve (Siifyan bin Uyeyneden isitdim, buyurdu ki, bid'at sahi- 
binin cenazesinde bulunan kimseye cenazeden aynlincaya kadar, Allahu teala ga- 
zab eder) buyurdu. Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" (Bir kimse, bir 
bid'at meydana cikarsa veya bir bid'ati islese, Allahu tealamn ve meleklerin ve bii- 
tiin insanlarin la'neti, onun iizerine olsun. Onun ne farzlari, ne de, nafilc ibadet- 
leri kabul olmaz) buyurdu. Abdtilkadir-i Geylanmin sozii burada temam oldu. 

S6fiyye-i kiramm yolu kimseye kansmamak olsaydi, bunlann birisi (Sofiyye ara- 
smdan nikar kalkmca bunlarda hayr kalmaz) buyurmazdi. Seyh-ul islam Hirevi Ab- 
dullah Ensari buyurdu ki, (Sofiyye arasmda emr-i ma'rufa ve nehy-i munkere ni- 
kar denir). [Nikar kalkmca diyen, Ebiil-Hasen All bin Muhammed Miizeyyen 
oldugu, (Nefehat)de Ebu Sa'id-i Harraz anlatihrken yazilidir.] S6fiyye-i aliyyeye 
bu suretle iftira eden, diisunmiiyor mu ki, Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler, kiya- 
metdeki sevablar ve azablarla doludur. Giinah isliyenlere hazirlandigi bildirilen 
siddetli azablara inanan kimse, din kardesini bu tehliikeden kurtarmak istemez mi? 
Ona, elim azabdan kurtulmak yolunu gostermez mi? Bir a'mamn yolunda kuyu ve- 
ya ates bulunursa, yahud bir kimse, baska bir diinya tehliikesine diiserse, bunlar 
elbette bu kimseye bildirir ve kurtulus yolunu gosterir. Kendi haline birakmazlar. 
O halde, daha elim ve siddetli ve sonsuz olan ahiret azabim nicin bildirmesinler ve 
kurtulus yolunu gostermesinler? Bildirmeyen ve gostermeyen, ahiret azabim ka- 
bul etmiyor, inanmiyor ve kiyamet giiniine iman etmiyor demekdir. 

Allahu teala, kimseye kansilmamasini sevseydi, Peygamberleri gondermez, 
dinleri bildirmez, insanlan islam dinine da'vet etmez ve diger dinlerin yanlis, bo- 
zuk oldugunu haber vermezdi ve gecmis Peygamberlere inanmayanlan azablarla 
helak eylemezdi. Herkesi kendi haline birakir, kimseye birsey emr etmez ve inan- 
mayanlara azab yapmazdi. Allahu teala, miislimanlara [ya'ni islam devletine, in- 
sanlarin islamiyyeti isitmelerine, miisliman olmalarma mani' olan] kafirler ile ci- 
had etmegi nicin emr eyledi? Halbuki, cihadda kafirler icin eziyyet ve oliim oldu- 
gu gibi, miislimanlara da vardir. Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde cihad icin 
ve cihad eden devletler icin ve sehidler icin faziletler, meziyyetler ne sebebden bil- 
dirildi? islam diismanhgi yapan zalim krallara saldirmak, onlara sikmti vermek ve 
Allahu tealamn bu mahluklanm harab etmek, nicin emr olundu? Nitekim insana, 
kendi nefsine diismanhk etmesini ve nefslerin, Allahu tealaya diisman oldugunu 
bildirdi ve nefs ile cihad etmege cihad-i ekber ismini verdi ve Allahu teala neden 
rizasmi ve yakmligmi bu cihada bagladi? Allahu teala, nicin nefsleri kendi basi- 
na birakmadi? Demek ki bunlar, Allahu tealamn dtismanlandir. Allahu teala, diis- 
manlarmdan intikam almmasim istemekdedir. Allahu teala nihayetsiz merhame- 
tinden dolayi, evvela Peygamberleri "aleyhimiissalevatii vetteslimat" sonra bun- 
lann yerine, Evliyayi ve Ulemayi da'vetci gonderdi. Bunlann dilleri ve kalemle- 
ri ile sevablanni ve azablanni bildirerek, ozre ve behaneye yol birakmadi. Alla- 
hii tealamn iradesini ve adetini kimse degisdiremez. Hakikati bilmeyenlerin ve gor- 
miyenlerin sozii ile, nizam-i alem bozulmaz. Allahu teala, isteseydi, herkesi dog- 
ru yola hidayet eder, Cennete sokardi. Fekat, ezelde Cehennemi insanla ve cinle 
doldurmak istedi. Allahu tealamn biiyuklugiinu anlayabilen bir kimse, Ona sebe- 
bini soramaz. 

Korkusundan Ona kim agiz ucubilir; 
Tesltm olmakdan baska ne yapilabilir? 

Peygambere "sallallahu aleyhi ve sellem" tabi' olan, insanlan da'vet etmekde 
ve emr-i ma'ruf, nehy-i miinker etmekde de tabi' olur. Bunlan yapmayan, Ona ta- 
bi' olmus degildir. Azgm kafirler, Allahu tealamn dusmam olmasaydi, (Bugd-i 111- 

-91- 



lah) farz olmazdi. Insani Allahii tealaya yaklasdiran seylerin birincisi olmazdi. Ima- 
nin temamlayicisi olmazdi. Vilayetin ele gecmesine ve Allahii tealanm nzasmin ve 
hubbunun husuliine sebeb olmazdi. Peygamberimiz "sallallahti aleyhi ve sellem" 
(Ibadetlerin efdali, miislimanlari niiisliinaii olduklari icin sevmek, kafirleri, kafir 
olduklari icin, sevmemekdir) buyurdu. Allahii teala, Musa aleyhisselama, (Benim 
icin ne isledin) diye sordukda, (Ya Rabbi! Senin icin nemaz kildim, oruc tutdum, 
zekat verdim, ismini cok zikr etdim) deyince, (Ya Musa, nemazlarin sana burhan- 
dir. Oruclarin Cehennemden siperdir. Zekat kiyamet giiniiniin sicakhgindan ko- 
ruyan golgedir. ismiini soylemen de, kabr ve kiyamet karanhginda seni aydinla- 
tan mil dm . Ya'ni bunlarm faideleri hep sanadir. Benim icin ne yapdin?) buyur- 
dukda, Miisa "aleyhisselam", (Ya Rabbi! Senin icin olan ameli bana bildir!) diye 
yalvardi. Cenab-i Hak: (Ya Musa! Dostlarimi benim icin sevdin mi ve cliismaiila- 
rima benim icin diismanhk etdin mi?) mealindeki ayet-i kerime ile cevab verdi. Mu- 
sa "aleyhisselam" da, Allah icin amelin, (Hubb-i fillah) ve (Bugd-i fillah) oldugu- 
nu anladi. 

Muhabbet, sevgilinin dostlanm sevmegi, diismanlanna diismanhk etmegi icab 
eder. Bu sevgi ve diismanhk, sadik olan asiklarm elinde ve iradesinde degildir. Ca- 
hsmaksizm, zahmet cekmeksizin kendiliginden hasil olur. Dostun dostlan giizel go- 
riiniir ve diismanlan cirkin ve fena goriiniir. Diinyanm giizel goriiniislerine kapi- 
lanlara hasil olan muhabbet de, bunu icab etdiriyor. Seviyorum diyen bir kimse, 
sevgilisinin diismanlanndan kesilmedikce soziiniin eri sayilmaz. Buna miinafik, 
ya'ni yalanci denir. Seyh-ul-islam Abdiillah-i Ensari "kuddise sirruh" buyuruyor 
ki, (Ebiil-Hiiseyn bin Sem'iin, bir giin hocam Husriyi incitmisdi. O andan beri, kal- 
bimde ona karsi sogukluk duyuyorum). Biiyiiklerin meshur olan, (Ustadim inci- 
tene danlmaz, giicenmez isen, kopek senden daha iyidir) soziinii burada hatirlat- 
mak yerinde olur. Muhabbetin bu iki sarti, Kur'an-i kerimde ve hadis-i serifde bil- 
dirilmekdedir. [Arzii edenler, yirmidokuzuncu mektubun Farisi olan ashna veya 
Arabive Tiirki tercemelerine miirace'at buyursun.] Bu ayet-i kerimelerden anla- 
sildigina gore, Allahii tealanm diismanlarmi sevmek, insani Allahii tealadan uzak- 
lasdinr. Teberri etmedikce, tevelli olmaz. Ya'ni uzaklasmadikca, dostluk olmaz. 
Fekat bu, ba'zilannm yapdigi gibi, insani, Eshab-i kirami sevmemek yoluna sap- 
dirmamahdir. Ctinki, diismanhk, diismanlara olacakdir. Bunlarm zan etdigi gibi, 
dostlara diismanhk merdiiddur. Sahabe-i kiramm hepsi, Peygamberimizin "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" huzurlarma ve sohbetlerine ve kalbe, ruha sifa olan muba- 
rek nazarlarma kavusmakla sereflendiklerinden birbirlerini sever, kafirlere diis- 
manhk ederdi. Hepsi Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" sevgilileri idi. 
Bunlardan birine bile diismanhk, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" muhab- 
betin sarti olabilir mi? Boyle soyliyenler, sevgi yerine diismanhklanni bildirmis ol- 
muyor mu? 

Siial: Evliya-i kiramdan "kaddesallahii teala esrarehiimiiraziz" (vahdet-i viicud) 
vardir diyenler, bu diinyada hersey, Allahii tealayi gosteren birer aynadir. Hep- 
sinde, Hak tealanm kemal sifatlanndan baska, birsey goriinmiiyor. O halde, her- 
seyi iyi bilmek, herseyi sevmek, hicbir seyi fena gormemek lazim gelmez mi? Ni- 
tekim, 

Mutlak fenahk yokdur cihanda. 

demislerdir. [Felemenkli felesof Spinozamn panteizm felsefesi, muslimanlann 
vahdet-i viicud kitablanndan kopyadir.] 

Cevab: Kafirleri sevmemek, onlara kalb ile diismanhk etmek ve harbilere sert 
davranmak ve onlarla muharebe etmek, Kur'an-i kerimde, acik olarak emr edil- 
misdir. Bunda siibheye imkan yokdur. Kafirlerin ash ne olursa olsun, bizlere 
Kur'an-i kerime tabi' olmak farzdir ve zaruridir. Bizim isimiz nass iledir, fuss ile 

-92- 



degildir. [Ya'ni Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler iledir. Evliyanm kitabi ile degil- 
dir. Mesela Muhyiddm-i Arabi hazretlerinin (Fiisus) kitabmda bildirdigi, nassa mu- 
halif kesfleri bize sened olamaz.] Kryametde Cehennemden kurtulus, se'adet-i ebe- 
diyyeye kavusmak, nassa baghdir. Fussa bagh degildir. Hayaller, rii'yalar, Evliya- 
nm kalblerine dogan kesfler ve ilhamlar, nass yerine gecemez. Kesfi, ilhami hata- 
h olanlar, kendilerini nassa uydurmaga ve vicdan ve kesflerine uymasa dahi nass 
ile amel etmege mecburdur. Bunlar, dogru kesflerin hasil olmasi icin ve kalb goz- 
lerinin, Peygamberlerin "aleyhimussalevatii vesselam", ayaklannin tozlari ile 
surmelenmesi icin Allahii tealaya durmadan, yalvarmahdir. Sunu da soyleyelim ki, 
vahdet-i viicud taniyan Evliya, mevcudati mertebelere ayinyor. Her mertebenin 
hali ve hiikmii baska baskadir diyor. islamiyyetin esasi olan kesret, ya'ni cokluk 
ahkamini elden birakmiyor. Bunu terk etmegi, ilhad ve zindikhk, ya'ni miisliman- 
likdan aynlmak biliyorlar. Emr-i ma'ruf yapmak ve fasiklan ve kafirleri fena bil- 
mek, diger ahkam-i islamiyye gibi, kesret ahkami oldugundan, bunlari terk eden- 
leri, (miilhid) ve (zindik) bilmis oluyorlar. Mutlak fenalik yokdur diyenlerin de, 
nisbi [bir bakimdan] fenalik vardir demesi lazimdir. Kafirleri fena bilmekdeki ve 
onlardan uzaklasmakdaki nisbi fenalik kafidir. 

Vahdet-i viicud tamyanlar, zehr yimiyor. Baskalannm yimesine de mani' olu- 
yor. Akrebi, yilani olduriiyor ve baskalarma, bunlardan korkmalarmi ve sakinma- 
larini soyliiyorlar. Kendilerine ita'at edenleri begenip, dinlemeyenleri, karsi ge- 
lenleri sevmiyorlar. Vahdet-i viicud sahiblerinin biiyiiklerinden, Celaleddm-i Ru- 
mi "kuddise sirruh" (Mesnevi)de: 

Bu soze inanmayani, su anda, 
goriiyorum, bus asagi Cehennemde. 

buyuruyor. Bu biiyiikler, tath yemekleri, leziz serbetleri, nefis kumaslan, hazin ses- 
leri, nazif kokulan, latif manzaralan, melih suretleri, tatsizlarmdan, cirkinlerinden 
daha cok istiyor ve seviyorlar. Kendilerine yakm olanlan gozetiyor, bunlari hima- 
ye ediyor, kendilerini ve bunlari tehliikelerden koruyor, faideli seyleri cekip, za- 
rarh seylerden kacmiyorlar. ihtiyaclanni elde etmege ugrasiyorlar. Cocuklarmi ter- 
biye ediyorlar. Mtihim islerinde birbirlerine damsiyor ve kizlarmi ve ailelerini acik 
gezdirmeyip, yabancilarm bunlara yaklasmasma miisa'ade etmiyorlar. Cocuklan- 
m fena arkadaslardan koruyorlar. Zalimlere ve diismanlarma cezalanni veriyor ve 
hastalarmi zararh gidalardan perhiz ediyorlar. Bunlar, vahdet-i viicud mudur? Yok- 
sa kesret-i viicud mu? O halde, bu aleak diinya islerinde, kesret ahkamma riaye- 
ti terk etmek mubah oldugu halde, bunlari gozetip de, ahiret islerinde bu ahkama 
riayet farz oldugu halde, terk etmek ve vahdet-i viicud hilesi ile, kulluk vazifele- 
rinden kurtulmak istemek, insafa yakisir mi ve akla uygun olur mu? Bunun sebe- 
bi, ahkam-i ilahiyyeye inanmamak ve Peygamberlere i'tikad etmemekdir ve kiya- 
mete ve kiyametdeki azablara ve ni'metlere imansizlikdir. Vahdet-i viicud taniyan- 
lardan, halleri dogru olanlann, dinlerindeki kuvvet, islerinin ahkam-i islamiyye- 
ye uygunlugu, kitablarda uzun uzadiya yazilidir. Pederim ve iistadim, sebeb-i ha- 
yatim ve se'adetim abdestde, taharetde ve nemazda pek ziyade dikkat ve edeble- 
re riayet ederdi ve (Bunlari, babamdan gorerek ogrendim. Herbir edebe, biitiin in- 
celikleri ile riayeti, kitablardan ogrenmek kolay degildir) buyururdu. Babalan, ya'ni 
bu fakirin dedesi, vahdet-i viicud sahibi ve (Fiisus) kitabmin ma'rifetlerinde, esi 
bulunmayan bir arif iken, ahkam-i islamiyyeyi gozetmesi, fevkal'ade cok idi. Ken- 
dileri bu davranisi, iistadi Riikneddin-i Cesti hazretlerinin hareketlerinden gore- 
rek ogrendiklerini, onun ise, vahdet-i viicud Evliyasmm biiyiiklerinden oldugu ve 
hal ve kesflerine maglub oldugu halde, ahkam-i islamiyyeye yapismakda ferd-i ka- 
mil idigi, herkesce ma'lum idi, buyururlardi. Ubeydiillah-i Ahrar hazretleri vah- 
det-i viicude mail olduklan halde, ahkam-i islamiyyeye yapismakda ve islamiyye- 
ti yaymakda, misli yok idi. Cok def'a buyururdu ki, (Eger ben seyhlik etseydim, 

-93- 



hie bir seyh, kendisine talebe bulamazdi. Fekat, seyh olmak icin degil, dini, isla- 
miyyeti yaymak icin emr olundum). Seyh-i ekber Muhyiddin-i Arabi, hadis ilmin- 
de sahib-i isnad ve fikh ilminde ictihad makaminda idi. Buyurur idi ki, (Peygam- 
berimizin "sallallahii aleyhi ve sellem", (Hesaba cekilmeden evvel, hesabinizi 
goriiniiz) emrleri ile, ba'zi mesayih, hergiin ve her gece yapdiklan islerden kendi- 
lerini hesaba cekiyor. Ben, hesabda onlan gecdim ve islediklerimle beraber, diisiin- 
diiklerimde de, hesabimi goriiyorum). Vahdet-i viicudun kurucusu ve reisi gibi olan, 
Sultan-iil-arifin Bayezid-i Bistami ve Seyyidiittaife Ciineyd-i Bagdadi, tepeden 
tirnaga kadar, islamiyyete uymus idiler. Bayezid nemaz kilarken gogiis kemikle- 
rinin hinltisi isitilirdi. Hallac-i Mansurun sozlerini herkes isitmisdir. Bununla be- 
raber, her gece giindiizde bin rek'at nemaz kilardi ve i'dam olundugu giiniin ge- 
cesinde besyiiz rek'at kilmisdi. [(Ma'rifetname) de diyor ki, (Evliyanm iki alame- 
ti vardir: Etta'zim-u li-emrillah vessefakatii li-halkillah. Ya'ni, Allahii tealamn emr- 
lerine ta'zim ve hurmet ve mahluklarma sefkatdir).] 

Ne kadar sasihr ki, kimseye karismamah, vicdanlara tecaviiz etmemeli diyenler- 
den ba'zilan, her biri baska yola sapmis bulunan Yehudi, Cukiyye, Berehmen, Miil- 
hid, Zmdik, Ermeni, [Mason] ve miirted kafirleri ile iyi gorusiiyor ve sevisiyorlar 
da, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" siinnetine, ya'ni yoluna yapisan 
Ehl-i stinnet vel-cema'ate miirteci', gerici ve yobaz diyor ve (Cehennemden kur- 
tulacak yalniz bunlardir) diye miijdelenen ve (Benim ve Eshabimin yolunda yiirii- 
yenler yalniz bunlardir) diye medh-u senaya mazhar olan bu hakiki muslimanla- 
ra diismanhk ediyorlar. Kafirler ile sulh ve dostluk edip, bu dogru miislimanlan in- 
citmekden ve bunlan tahkir ve yok etmekden zevk ahyorlar. Alemlere rahmet olan 
Muhammed aleyhisselamm izinde gidenlere diismanhk, Kur'an-i kerimde adavet- 
le emr olunan kafirlere dostluk, nasil vahdet-i viicuddur ve nasil beraberlikdir? Bu 
diipediiz kafirlik ve islam diismanhgi degil midir? [Altinci cildde 55. ci mektuba ba- 
kmiz! Bu mektubun tercemesi (Hak Soziin Vesikalan) kitabimiza ilave edilmisdir.] 

Peygamberlerin, Eshab-i kiramm, Tabi'inin ve Selef-i salihinin "radiyallahti an- 
hiim ecma'in" hepsi, emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yapmak icin ne kadar ugras- 
di. Bu yolda ne kadar eziyyetlere ve cefalara katlandilar. Kimseye kansmamak di- 
nimizde iyi olsaydi, kalbin bir giinahi inkar etmesi, imamn alameti buyurulmazdi. 
Nitekim, hadis-i serifde, (Giinah isleyeni, eliniz ile men' ediniz, buna kuvvetiniz 
yetmezse, soz ile muni' olunuz. Bunu da yapamaz iseniz, kalbiniz ile begenmeyi- 
niz! Bu ise, imamn en asagisidir) buyuruldu. Emr-i ma'ruf yapmamak iyi olsaydi, 
giinah isleyen bir kavm helak olurken, bunlara emr-i ma'ruf yapmayan abid de, bir- 
likde helak olmazdi. Nitekim, bir hadis-i serifde, (Allahii teala, Cebrail aleyhisse- 
lama, filan sehri yerin dibine gecir, diye emr etdi. Cebrail, \ a Rabbi! Bu sehrde- 
ki filanca kulun sana bir an lsyan etmedi. Hep ita'at ve ibadet ediyor deyince, onu 
da beraber gecir! Zira giinah isleyenleri goriince, bir kerrecik yiiziinii degi^dirme- 
di) buyuruldu. 

Siial: Maide suresi, yiizsekizinci ayet-i kerimesinde mealen; (Ey iinan eden 
kullarim! Kendinize dikkat ediniz! Dogru yolu bulursaniz, baskasimn sapitmasi si- 
ze zarar vermez) buyurulmakdadir. Burada, emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yap- 
maga miisa'ade edilmiyor denirse? 

Cevab: Buradaki dogru yolu bulmak icin, emr-i ma'ruf ve nehy-i munkeri de yap- 
mak lazimdir. Ya'ni ayet-i kerimede mealen; (Ey mii'min kullarim! Emr etdigim 
isleri, ibadetleri yapar ve emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker eder iseniz, baskalarimn 
yoldan cikmasi, size zarar vermez) buyurulmakdadir. Bu ayet-i kerimenin, ne 
zeman ve ne icin geldigi ve bundan sonra emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker hakkin- 
da, nice ayet-i kerime ve hadis-i serifler emr buyuruldugu, kitablarda yazihdir. 

Siial: Emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker ve kafirler ile cihad, Peygamberlerin yo- 
ludur. Evliyanm yolu, vicdanlara dokunmamak, kimseye kansmamak degil midir? 

-94- 



Cevab: Bunlar nass ile farzdir. Farzlar herkes icindir. Ba'zi kimselere mahsus de- 
gildir. Farzlan yapmakda, Peygamberler, Evliya, alimler ve cahiller miisavidir. 
Tekrar soyliyelim ki, Cehennemden kurtulmak ve se'adet-i ebediyyeye kavusmak, 
Peygamberlere tabi' olmaga baghdir. Evliyanin vilayetden, muhabbetden, ma'rifet- 
den ve kurb-i ilahiden ellerine her ne gecerse, bunlan Peygamberlere tabi' ve tufeyl 
olmak sayesinde kazamrlar. Bu yolun gaynsi dalalet yoludur, seytanlarm yoludur. 
Abdullah ibni Mes'ud "radiyallahii anh", buyuruyor ki, birgiin Peygamber "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem , ' bize bir dogru cizgi cizdi ve (Bu, insani Allahii tealamn nza- 
sina kavusduran dogru yoldur) buyurdu. Sonra, bu hattm iki tarafma, bahk kilcigi 
gibi, egik cizgiler cizip, (Bunlar da, seytanlarm sapdirdigi yollardir) buyurdu. O hal- 
de, bir kimse, Peygamberlere tabi' olmadan, dogru yolda yuriimek isterse, muhak- 
kak igri yola sapar. Eger eline bir seyler gecerse, istidracdir. Ya'ni, sonu zarar ve zi- 
yandir. Ubeydiillah-i Ahrar "kuddise sirruh" buyurdu ki, (Kalbe gelen biitun kesf- 
leri, halleri bize verseler, fekat kalbimizi Ehl-i siinnet i'tikadi ile siislemeseler, 
kendimi mahv olmus ve halimi harab bilirim. Biitun harabhklan, felaketleri iizeri- 
me yigsalar, lakin kalbimi Ehl-i siinnet vel-cema'at i'tikadi ile sereflendirseler, hip 
iizulmem). Evliyaya hasil olan haller, kesfler, eger Peygamberimize "sallallahii 
aleyhi ve sellem" tabi' olmakla beraber ise, nur iistiine nur olur ve islamiyyetin in- 
celikleri, esran hasil olmaga baslar. Sahabe-i kiramm hepsi "radiyallahii teala an- 
hiim ecma'in" ve Selef-i salihin ve Mesayih-i mustakim-iil ahval, boyle idi. Tesav- 
vufda, niibiivvet yolu ve vilayet yolu diye aynlan iki yol, hakikatde islamiyyetin gos- 
terdigi tek bir yoldur. Zira her ikisi de, insani Peygambere "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" tabi' olmak sarti ile erdiriyor. Bunun gibi, Allahii tealamn nzasina, ma'rifeti- 
ne gotiiren yollar, mahluklann nefesleri kadardir, sozii de dogrudur. Ciinki, her ha- 
yali, aslma kavusduran bir yol vardir ve her mahlukun (Ayn-i sabite)si, ya'ni (Meb- 
de-i te'ayyiin)u, ya'ni yaratilmasina ve viicudda kalmasma vasita olan ism-i ilahibas- 
kadir. Bu yollarm hepsinden vasil olmak, ahkam-i islamiyyeyi yapmaga baghdir. is- 
lamiyyetden aynlan, yolda kahr veya yoldan cikar. O halde, biitun yollarm baslan- 
gici islamiyyetdir. Ya'ni islamiyyet, bir agacm govdesine benzer. Biitun tarikatler, 
ya'ni yollar, bu agacm dallari, damarlan, filizleri, yapraklan ve cicekleri gibidir. 

[Emr-i ma'ruf iki suret ile yapilir: Birincisi, soz, yazi ve her nev' yayin vasitasi 
iledir. Bunu yaparken, bilgi az ise ve sahsa, adetlere, kanunlara dikkat ve ri'ayet 
edilmezse, fitneye sebeb olabilir. ikinci yol, hal ile, islamm giizel ahlakma uyarak, 
niimune olmakdir. Herkese tath dil, giiler yiiz gostermek, kimseyi incitmemek, kim- 
senin malma, lrzma goz dikmemek, kanunlara uymak, vergilerini, borclanni ode- 
mek, en te'sirli, en faideli nasihat yapmak olur. Bunun icindir ki, (lisan-i hal, li- 
san-i kalden entakdir) demislerdir. Goriiliiyor ki, islamm giizel ahlakina uygun ya- 
samak, emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yapmanin en giizel yoludur. Miihim bir f ar- 
zi yapmakdir. ibadet etmekdir. Tesavvuf, insani, Rabbine yapdigi ibadetlerde 
lazim olan ihlasa ve insanlara karsi lazim olan giizel ahlaka kavusduran yoldur. in- 
sana bu yolu Miirsid-i kamil ogretir. Her ilmin miitehassislan vardir. insan, bir il- 
mi, bunun miitehassismdan ogrenir. Tesavvuf ilminin miitehassisi, insan-i kamil- 
dir. Baska ilmlerin miitehassislarma kamil denmez.] 

Huda Rabbim, nebim hakka Muhammeddir Resulullah, 
hem islam dinidir dinim, kitabimdir kelamullah. 
Akaidde, ehl-i siinnet oldu mezhebim, hamdolsun, 
amelde, Ebu Hanife mezhebi, mezhebim vaiiah. 

Dahi ziirriyyetiyim Adorn aieyhisseiamm hem, 
Haliiin milletiyim, dahi kiblem Ka'be, Beytuiiah. 
Hep eshab-i giizin, tabi'in ve miictehidierin, 
nekim var ehl-i siinnet vel-cema'at, ciimle ehlullah. 

-95- 



42 — IKESCI CILD, 81. ci MEKTUB 

Bu mektub Muhammed Murada gonderilmis olup, nasihat vermekde ve vera' 
ile takvayi ovmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secip begendigi kimselere selam olsun! Kiy- 
metli dostlanmin, diinyamn yaldizh, siislii giinahlarma aldanmis olmasindan kor- 
kuyorum. Bunlarm giizel ve tath goriiniislerine, cocuklar gibi kapilacaklanni dii- 
siinerek uzuliiyorum. iblis mel'ununun [ve insan seytanlannin] diirtmesi ile, mu- 
bahlardan siibhelilere, siibhelilerden haramlara kaymalarmdan ve sahibine karsi 
mahcub ve utanacak hale diiseceklerinden cok sikiliyorum. Tevbe ve istigfar devam- 
h olmak lazimdir. Haramlan ve siibheli seyleri, oldiiriicu zehr bilmelidir. Nazm: 

Sana soyliyecek soziim hep sudur, 
ki, cocuksun ve ev cok susludur. 

Allahii teala lutf ederek, kerem ederek, aciyarak, kullarma cok seyleri mubah et- 
mis, izn vermisdir. Ruhu hasta, kalbi bozuk oldugu icin, mubahlarla doymayip, bit- 
mez tiikenmez mubahlan birakarak, ahkam-i islamiyyenin hududundan disan ta- 
sanlar, siibheli ve haramlara uzananlar, ne kadar bedbaht ve zevalhdir. Ahkam-i is- 
lamiyyenin hududunu gozetmek, buradan disan tasmamak lazimdir. Adet iizere, ahs- 
kanhk ile nemaz kilan ve oruc tutan cokdur. Fekat, ahkam-i islamiyyenin hududu- 
nu gozeten, haram ve siibhelilere diismemege dikkat eden pek azdir. Dogru ve ha- 
lis ibadet edenleri, adet iizere, bozuk ibadet edenlerden ayiran fark, Allahii teala- 
nin emrlerini gozetmekdir. Ciinki, nemaz ve orucun halisi de, bozugu da goriiniis- 
de beraberdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Dfninizin 
diregi, temeli vera'dir). Bir hadis-i serifde, (Hicbir sey vera' gibi olamaz) buyurdu. 

[Ibni Abidin, imamligm sartlannda buyuruyor ki, (Siibhelilerden sakmmaga, 
ya'ni siibhelilerden ittikaya (Vera') denir. Haramlardan sakmmaga, (Takva) de- 
nir. Siibheli olmak korkusu ile mubahlann cogunu terk etmege de (Ziilitl) denir). 
(Hadfka) sonunda diyor ki, (Zemammizda vera' ve takva sahibi olmak giiclesdi. 
Simdi, kalbini ve dilini ve a'zayi haramlardan koruyan ve insanlara, hayvanlara hak- 
siz olarak zulm etmiyen ve iicretsiz olarak bir is yapdirmiyan ve herkesin elinde- 
kini onun halal miilkii bilen kimse, takva sahibi olur. Bir kimsenin elindeki malm 
gasb edilmis, calmmis, faiz [kumar, riisvet], zulm, hiyanet ile almmis haram malm 
kendisi oldugu bilinmedikce, mallanni bu yollardan edinmekde oldugu bilinse da- 
hi, elindeki bu malm onun halal miilkii oldugunu kabtil etmek lazimdir. Bunu ve- 
rince, miilk-i habis ise de, almak caiz olur. Verilenin haram mal oldugu bilinirse, 
bunu ondan hie bir suretle almak caiz olmaz. Cesidli kimselerden aldigi haram mal- 
lari birbirleri ile veya kendi halal mall ile, yahud kendinde emanet bulunan mal- 
lar ile kansdinrsa ve bunlan birbirlerinden kolayca ayiramazsa, bu kansimlar, ken- 
di miilkii olur. Bu kansimlara (miilk-i habis) denir. Haram mallan ayirabilirse ken- 
dilerini, sahiblerine veya bunlarm varislerine vermesi, ayiramaz ise, tazmin etme- 
si lazim olur. Tazmin etmek, kendi halal zekat malmdan onlarm mislini, misline ma- 
lik degilse, gasb etdigi giindeki kiymetini odemekle olur. Tazmin etmeden evvel, 
habis mah kullanmak caiz olmadigi icin, tarn miilk degildir. Tam miilk olmayan ma- 
lm zekati verilmez. Tazminden sonra, habis kansimi kullanmasi mubah olur [Ve 
zekatmi vermesi lazim olur. Sahibini bildigi halde, tazmin etmeden evvel kullana- 
maz ve sadaka ve hediyye veremez ve zekat nisabina katmasi lazim olmaz. Sahib- 
lerini, varislerini bilmiyorsa, mal-i haramm ve habis kansimin hepsini sadaka 
vermesi vacib olur. Sahibi sonra zuhur ederse, kendisine tazmin etmesi de lazim 
olur.]. Haram mah, bey', hediyye, kira, ariyyet, bore odemek ve baska suretlerle 
bir kimseye verirse, habis malm kendisi oldugunu bilenin, bunu almasi caiz olmaz. 
Sadaka olarak verdigi fakir, haram mah kendisine hediyye ederse, bunu kendisi 
de kullanabilir. Sahibi bilinen habis mah da, sadaka ve hibe olarak almak caiz ol- 

-96- 



madigi gibi, bey' ve icare gibi yollar ile almak da caiz degildir. Bu yollar ile halal 
hale donmez. Eline, sahibi bilinen haram mal, mesela para gecen, bunu sahibine 
vermeli, sahibi bilinmiyorsa, fakire sadaka vermelidir. Baska yere vermesi giinah 
olur. Bu mah almak, fakirlerden baska kimseye caiz olmaz. Yalmz varisin, haram 
mal oldugunu bildigi halde, mirasi almasi caiz olur, denildi. Yetmissekizinci mad- 
de basina bakimz! Bey' ve sirada kolayhk olmak icin, imam-i Kerhinin kavli ile fet- 
va verilmisdir. Soyle ki, bir satisda semen [para] gosterilmeden akd yapihp da, se- 
men olarak haram oldugu bilinen sey verilirse, bu sey karsiligi alinan mebf halal 
ve tib olur. Fekat, haram oldugu bilinen veya kendinde vedi'a [emanet] bulunan 
sey, semen olarak gosterilerek soz kesilir ve bu semen verilirse, satm alinan me- 
bf, haram olur. Haram semene isaret edip, baska seyi verirse veya baska semene 
isaret edip, haram semeni verirse, mebf haram ve habis olmaz.) (ibni Abidin) "rah- 
metullahi teala aleyh", gasbi anlatirken diyor ki, (Gasb, bir kimsenin mahni zor 
ile almak veya kendindeki emanet mah inkar etmekdir. Biiyiik giinahdir. Malda 
degisiklik oldu ise, sahibi, mah ile kiymetindeki degisikligi veya yalmz kiymetini 
ister. Gasb etdigi yerde odemesi lazim olur. Tazminden sonra kullanmasi caiz ise 
de, satarak etdigi kar yine halal olmaz. Kan sadaka vermesi lazimdir. Muhtelif kim- 
selerden gasb etdiklerini birbirleri ile veya kendi mulkti ile karisdinr ve aynlamaz- 
larsa, hepsi kendi habis mulkii olur. Fekat, tazmin etmedikce, bu kansimi kullan- 
masi halal olmaz. Tazmin etmekle, gasb giinahmdan kurtulmaz). Sernblali (Dii- 
rer) hasiyesinde diyor ki, (Zalim, gasb etdigi mallari kendi mah ile kansdinrsa, ken- 
di miilkii olurlar. Kendi halal mah, sahiblerine odeyecek mikdardan nisab mikda- 
n fazla kahrsa, tazmin etmeden evvel de, kansimm zekatim vermesi lazim olur. Ka- 
nsim nisab mikdari ise, fekat tazmin edecek ve nisab mikdan artacak kadar ken- 
dinin ayri halal mah yoksa, zekati lazim olmaz.)] 

Oradaki sevdiklerimiz, her ne kadar tath yemeklere, sushi elbiseye diiskiin ise de, 
hakikilezzet ve faide vera' sahiblerinin yidiklerinde ve giydiklerindedir. Misra': 

Muk fun sahiblerine veren onu, 
Vera' sahiblerine, veriyor bunu. 

Onun ile bunun arasindaki fark, cok biiyiikdiir. Ciinki, Allahii teala, onu begen- 
mez, bundan ise razidir. Sonra, kiyametde onun hesabi giic, bunun ise kolaydir. Ya 
Rabbi, bizlere aci, dogru yoldan ayirma! 

43 — IKINCi CILD, 66. ci MEKTUB 

Bu mektub, arabi olarak Hindistan valilerinden Han-i hanana "rahmetullahi te- 
ala aleyh" yazdmis olup, tevbe, inabet, vera' ve takvayi anlatmakdadir: 

Mektubuma Besmele ile bashyorum. Ya'nibu mektubu yazabilmek icin, rahme- 
ti, ihsani bol olan Allahii tealaya sigimyor, Ona guveniyorum. Her hamd, siikr Onun 
hakkidir. Onun secdigi, sevdigi iyi insanlara selam ederim. Kiymetli omrumiiz, gii- 
nah islemekle, kusur, kabahat yapmakla, yamlmakla, faidesiz, liizumsuz konusmak- 
la gecip gidiyor. Bunun icin; tevbeden, Allahii tealaya boyun biikmekden soyles- 
memiz, vera' ve takvadan konusmamiz hos olur. Nur suresi, otuzbirinci ayet-i ke- 
rimesinde mealen, (Ey mii'minler! Hepiniz, Allahii tealaya tevbe ediniz! Tevbe et- 
mekle kurtulabilirsiniz) buyurmusdur. Yirmisekizinci ciiz' sonundaki, Tahrim 
suresi, sekizinci ayet-i kerimesinde mealen, (Ey linan eden secilmisler! Allahii te- 
alaya doniiniiz! Halis tevbe edin! Ya'ni tevbenizi bozmayin! Boyle tevbe edince, 
Rabbiniz, sizi belki afv eder ve agaclarmin, kosklerinin altindan [oniinden] sular 
akan Cennetlere sokar) buyurmusdur. En'am suresi, yuzyirminci ayet-i kerimesin- 
de mealen, (Acik olsun, gizli olsun giinahlardan sakimmz!) buyurmusdur. Giinah- 
larina tevbe etmek, herkese farz-i ayndir. Hie kimse tevbeden kurtulamaz. Nasil 
kurtulur ki, Peygamberlerin "aleyhimussalevatii vetteslimat" hepsi tevbe ederdi. 

— 97 — Se'adet-i Ebediyye 1-F:7 



Peygamberlerin sonuncusu ve en yiiksegi olan Muhammed "aleyhi ve aleyhimiis- 
salevat" buyuruyor ki, (Kalbimde [envar-i ilahiyyenin gelmesine engel olan] per- 
de hasil oluyor. Bunun icin hergiin, yetmis kerre istigfar ediyorum). Yapilan gii- 
nahda, kul hakki bulunmayip, zina yapmak, alkollii icki icmek, calgi dinlemek, ya- 
banci kadmlara bakmak, Kur'an-i kerimi abdestsiz tutmak ve [si'i, nusayrf, veh- 
habi ve baska] yanhs inamslara saplanmak gibi, yalniz Allahii teala ile kendi ara- 
smda olursa, boyle giinahlara tevbe etmek, pisman olmakla, istigfar okumakla, Al- 
lahii tealadan utanip, sikilip, Ondan afv dilemekle olur. Farzlardan birini ozrsiiz 
terk etdi ise, tevbe icin, bunlarla birlikde, o farzi da yapmak lazimdir. 

[(Tergib-iis-salat)da diyor ki, Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bir nemazi ozrsiiz, 
vaktinden sonra kilan, seksen hukbe Cehennemde yanacakdir. Bir hukbe seksen 
senedir. Her senesi ucyiizaltmis giindiir. Her giinii, seksen diinya senesidir). Ka- 
zaya kalan nemazi kilacak kadar vaktlerin herbiri gecdikce, bu bir nemazm giina- 
hi katkat artar. Ya birkac nemaz olursa, cok cetin olur. Her ne behasina olursa ol- 
sun, bir an once, kaza etmek ve afvi icin tevbe etmek, cok yalvarmak lazimdir. Ne- 
maz kilmiyanm, Allahii tealamn buyiikliigii karsismda titremesi, erimesi lazimdir. 

Allahii tealamn emrlerine (Farz), yasak etdigi seylere (Haram) denir. Farzla- 
n yapmaga, haramdan sakmmaga (ibadet etmek) denir. Allahii teala, ibadet ya- 
panlari sever. Bunlari ahiretde Cennete sokacagim, sonsuz ni'metler verecegini 
Kur'an-i kerimde bildiriyor. Kur'an-i kerim Allah kelamidir. insan sozti degildir. 
Haram isleyen, Cehennemde yanacakdir. Haramlar derece derecedir. Biiyiik ha- 
ramm cezasi cok olacakdir. Biiyiik haramlardan biri, bes vakt nemazdan birini vak- 
tinde kilmamakdir. Nemazm farz olduguna inanmiyan (Kafir) olur. Kafir, miisli- 
man degildir. Cehennemde sonsuz yanacakdir. inamp da, tenbellikle kilmiyan, ka- 
fir olmaz. Buna (Fasik) denir. Fasik, yine miislimandir. Haram isledigi icin, bir miid- 
det Cehennemde yanacakdir. Bir nemazi vaktinde kilmiyanm bunu kaza etmesi 
farzdir. Kaza etmezse, bir nemaz icin seksen hukbe yanacakdir. Hie bir ibadeti, hic- 
bir iyiligi onu Cehennemden kurtarmaz. Yalniz, bir miislimana, bir farzi ogretir- 
se, bu azabdan kurtulur. Fekat, bunun hem kaza kilmasi, hem de haram islemek- 
le meshur olmamasi lazimdir. Mesela, kadinlarm basi, saci, kolu, bacagi acik so- 
kaga cikmasi haramdir. Buna nasihat vererek veya Ehl-i siinnet aliminin yazmis 
oldugu dogru bir din kitabi vererek, haram islemesine mani' olanm biitiin giinah- 
lan afv olur. Fekat, kendisinin bir haram islememesi lazimdir. Ancak bunun ka- 
za borclan afv olur. Cehennemde yanmakdan kurtulur. (Hakfkat Kitabevi)nin bii- 
tiin kitablan dogrudur.] 

Giinahda kul hakki da varsa, buna tevbe icin, kul hakkmi hemen odemek, 
onunla halallasmak, ona iyilik ve diia etmek de lazimdir. Mai sahibi, hakki olan ol- 
miis ise, ona diia, istigfar edip cocuklanna, varislerine verip odemeli, bunlara 
iyilik yapmahdir. C ocu klan, varisleri bilinmiyorsa, mal ve cinayet mikdari para- 
yi fakirlere, miskinlere sadaka verip, sevabim hak sahibine ve eziyyet yapilana niy- 
yet etmelidir. Ali "radiyallahii anh" buyuruyor ki, Ebu Bekr "radiyallahii anh" dog- 
ru sozliidiir. Ondan isitdim ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" (Giinah i§- 
liyen biri, pisman olur, abdest alip nemaz kdar ve giinahi icin istigfar ederse, Al- 
lahii teala, o giinahi elbette afv eder. Qiinki, Allahii teala, Nisa suresi yiizdokuzun- 
cu ayetinde: Biri giinah isler veya kendine zulm eder, sonra pisman olup, Allahii 
tealaya istigfar ederse, Allahii tealayi cok merhametli ve afv ve magfiret edici bu- 
lur, buyurmakdadir) dedi. Bir hadis-i serifde, (Bir kimse, bir giinah isler, sonra pis- 
man olursa, bu pismanhgi, giinahina keffaret olur. Ya'nf, afvina sebeb olur) buyur- 
du. Bir hadis-i serifde, (Giinahi olan kimse, istigfar eder ve tevbe eder, sonra bu 
giinahi tekrar yapar, sonra yine istigfar soyler, tevbe eder. Uciinciiye yine yapar ve 
yine tevbe ederse, dordiincii olarak yapinca, biiyiik giinah yazihr) buyurdu. Bir ha- 
dis-i serifde, (Miisevvifler helak oldu) buyurdu. Ya'ni, ileride tevbe ederim diyen- 

-98- 



ler, tevbeyi gecikdirenler ziyan etdi. Lokman hakim Veli veya Peygamber idi 
"radiyallahii teala anh". Ogluna nasihat ederek, (Oglum, tevbeyi yanna birakma! 
Ciinki, oliim ansizm gelip yakalar) dedi. imam-i Miicahid buyuruyor ki, (Her sa- 
bah ve aksam tevbe etmiyen kimse, kendine zulm eder). Abdullah ibni Mubarek 
buyurdu ki, (Haram olarak ele gecen bir kurusu, sahibine geri vermek, yiiz kurus 
sadaka vermekden daha sevabdir). Alimlerimiz buyuruyor ki, (Haksiz alman bir 
kurusu sahibine geri vermek, kabul olan altiyiiz hacdan daha sevabdir). Ya Rab- 
bi! Kendimize zulm etdik. Bize acimaz, afv etmezsen, halimiz pek fena olur. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Allahii teala buyu- 
ruyor ki: Ey kuluiii! Emr etdigim farzlari yap, insanlarin en abidi olursun. Yasak 
etdigim haramlardan sakrn, vera' sahibi olursun. Verdigim rizka kana'at eyle, in- 
sanlarin en ganisi olursun, kimseye muhtac kalmazsin). Peygamberimiz "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" Ebu Hiireyreye "radiyallahii anh" buyurdu ki, (Vera' sa- 
hibi ol ki, insanlarin en abidi olursun!). Hasen-i Basri "rahmetullahi aleyh" bu- 
yurur ki, (Zerre kadar vera' sahibi olmak, bin nafile oruc ve nemazdan daha hayr- 
hdir). Ebu Hiireyre "radiyallahii anh" buyurdu ki, (Kiyamet giinii Allahii teala- 
nm huzurunda kiymetli olanlar vera' ve ziihd sahibleridir). Musa aleyhisselama 
vahy edilmisdir ki, (Bana yaklasanlar, sevgime kavusanlar icinde, vera' sahible- 
ri gibi yakla$an olmaz). Biiyiik alimlerden ba'zisi buyurdu ki, (Bir kimse, su on 
seyi, kendine farz bilmedikce, tarn vera' sahibi olmaz: Gibet etmemeli. Mii'min- 
lere su-i zan etmemeli, kotii bilmemeli. Kimse ile alay etmemeli. Yabanci kadm- 
lara, kizlara bakmamah. Dogru soylemeli. Kendini begenmemek icin, Allahii te- 
alamn, kendisine yapdigi ihsanlan, ni'metleri dusiinmeli. Malim halal yere hare 
edip, haramlara vermemeli. Nefsi, keyfi icin, mevki' makam istemeyip, buralan 
insanlara hizmet yeri bilmeli. Bes vakt nemazi vaktinde kilmagi birinci vazife bil- 
meli. Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdigi iman ve isleri iyi ogrenip, kendini bunla- 
ra uydurmah. Ya Rabbi! Bizlere ihsan etdigin nuru, hidayeti artdir. Bizi afv et! 
Sen herseyi yapabilirsin). 

Kerem, sefkat ve ihsan sahibi kiymetli efendim! Biitiin giinahlara tevbe et- 
mek nasib olur ve vera' ile takva [ya'ni haramlarm ve siibheli olanlann hepsinden 
sakmmak] mtiyesser olursa, biiyiik ni'met, yiiksek devlet ele gecmis olur. Bu, ele 
gecmezse, ba'zi giinahlara tevbe etmek ve ba'zi haramlara vera' eylemek de 
ni'metdir. Bu ba'zilarm bereket ve nurlari, belki hepsine sirayet eder de, biitiin gii- 
nahlara tevbe etmege ve tam vera' sahibi olmaga yol acar. (Birseyin biitiinii ele gec- 
mezse, hepsini elden kacirmamahdir) buyuruldu. Ya Rabbi, bize begendigin sey- 
leri yapmak nasib eyle! Peygamberlerin en yiiksegi, efendisi, izzet, seref yolcula- 
nnin reisi olan Muhammed Mustafanin "aleyhi ve aleyhim ve ala al-i kiillin mines- 
salevati efdaliiha ve minetteslimati ekmeliiha" sadakasi olarak, bizleri senin dinin- 
de bulunmakdan ve sana ita'at etmekden ayirma! 

[Diinyaya milyarlarca insan gelmis. Bir miiddet yasamislar. Sonra, oliip gitmis- 
ler. Bunlann ba'zilan zengin imis, ba'zilan fakir. Kimi giizel imis, kimi cirkin. Ki- 
mi zalim imis, kimi mazlum. O hallerinin de hepsi gecdi, unutuldu. Onlarm bir kis- 
mi inanmis, miisliman idi. Geri kalanlan, inanmamis kafirlerdi. Hepsi, ya sonsuz 
yok olacak. Yahud kiyamet kopup, tekrar dirilip inanmiyanlar sonsuz azab ceke- 
cek. Her iki halde de, inanmis olanlara hie azab, hie sikmti yok. Amma ikinci hal- 
de inanmiyanlar sonsuz ve pek aci azab cekecekler. inanmis olarak olmus olanlar, 
simdi tam rahat ve huzur icindeler. Imansiz olanlar ise, sonsuz olarak atesde yan- 
mak ihtimali, korkusu icindeler. Ey insan! iyi dustin! Birkac sene sonra, sen de, bun- 
lardan biri olacaksm. Simdi, gecmis senelerin nasil bir hayal oldu ise, o zeman, bii- 
tiin omriin, biitiin hayatm, cahsmalarm, didinmelerin hep hayal, bir rii'ya gibi ola- 
cak. O zeman, sen o iki kismm hangisinden olmak istersin? Hicbirinden olmak is- 
temem diyemezsin. Buna imkan yok! Caresiz, onlarm arasina gideceksin! Sonsuz 

-99- 



atesde yanmagi, ihtimal bile olsa, ister misin? Allahin var oldugunu, Cennete, 
Cehenneme inanmagi, akl da, ilm de, fen de red edemiyor. Boyle sey olamaz diye- 
miyorlar. inanmiyanlar, inkar etmelerine akl ile, fen ile bir vesika gosteremiyorlar. 
Halbuki inanmak lazim oldugunu gosteren vesikalar sayilamiyacak kadar cokdur. 
Diinya kiitiibhaneleri bu vesikalan bildiren kitablarla doludur. Onlar nefslerine, 
zevklerine aldanarak inkar ediyorlar. Zevklerinden baska birsey dusiinmiyorlar. Hal- 
buki, islamiyyet zevki yasak etmemisdir. Zevklenmenin zararh olmasmi yasaklamis- 
dir. O halde, akh olan kimse, zevklerini Allahu tealanm gosterdigi yoldan te'min e- 
der. islamm giizel ahlaki ile siislenir. Herkese iyilik eder. Kendisine kotiiliik yapan- 
lara iyilikle karsihk verir. iyilik yapamazsa, hie olmazsa sabr eder. Bollicu olmaz. 
Yapici olur. Boylece, kendisi de hem zevklerine, hem de rahata, huzura kavusur. 
Hem de, ahiretin sonsuz azablanndan kurtulur. Goriiliiyor ki, biitiin rahathklarm, 
se'adetlerin basi, iman etmekde, miisliman olmakdadir. [Ya'm, ahkam-i islamiyye- 
ye uymak lazimdir. Allahu teala, kullarma cok acidigi icin, faideli seyleri yapmala- 
rmi emr etmisdir. Bu emrlere (Farz) denir. Zararh seyleri yasak etmisdir. Bunlara 
(Haram) denir. Farzlann ve haramlarm hepsine (Ahkam-i islamiyye) denir. Dinler, 
Allahu tealanm kullarma rahmetidir, ihsamdir. Ahkam-i islamiyyeye uyanin diiala- 
n muhakkak kabul olur. Nemaz kilmiyanm, acik kadmlara bakamn ve haram yiye- 
nin, icenin, ahkam-i islamiyyeye uymadigi anlasihr. Bunun diialan kabul olmaz. is- 
lamiyyete inanan ve uyan, Allahu tealanm ihsamna kavusur, mes'ud olur. inanmi- 
yan, bu se'adetden mahrum kahr.] Iman etmek de, cok kolaydir. Iman etmek icin, bir 
yere para vermek, mal vermek, zor bir is yapmak, birisinden izn almak gibi, hicbir 
sey yapmak lazim degildir. Hatta, imanh oldugunu kimseye bildirmek, belli etmek 
bile lazim degildir. Iman, alti seyi ogrenip, bunlara kalbinden, gizlice inanmak demek- 
dir. Iman eden, Allahu tealanm emrlerine teslim olur. Ya'ni seve seve yapar. Boy- 
lece, miisliman olur. Kisacasi, her mii'min muslimandir. Her miisliman, mii'mindir.] 

44 — IKINCi CILD, 82. ci MEKTUB 

Bu mektub, Hate Seref eclclin Hiiseyne gondeiilinis olup, haramlardan sakinma- 
gi, ahkam-i islamiyyeye yapismagi bildirmekdedir: 

Ya Rabbi, diinyayi goziimuzde kiiciilt ve ahiretin biiyiiklugunii, ehemmiyyetini 
kalblerimize yerlesdir! Ey aklh oglum! Haramlarm siisiine, yaldizma sakm aldan- 
ma ve cabuk gecen, tiikenen lezzetlerine kapilma! Biitiin hareketlerinin, durusla- 
nnin, gidislerinin, islamiyyete uygun olmasma cok dikkat et! Onun lsiklan altinda 
yasamaga cahs! Her seyden once, Ehl-i slinnet vel-cema'at alimlerinin "Allahu te- 
ala onlarm durmadan cahsmalarma, cok miikafat versin" bildirdigi, kitablannda yaz- 
digi i'tikadi ogrenmek ve imanini buna gore diizeltmek lazimdir. Ondan sonra, fikh 
ahkamini ogrenmeli, farzlan yapmaga sanlmah, halale, harama dikkat etmelidir. 
Farzlann yanmda, nafile ibadetlerin, hie kiymeti yokdur. Zemammizm miisliman- 
lan, farzlan birakip, nafile ibadetlere sanhyor, nafile ibadetleri yapmaga [mesela, 
kadm erkek kansik olarak mevlid okutmaga, cami' yapmaga, sadaka ve hayrat yap- 
maga] ehemmiyyet verip, farzlan [mesela bes vakt nemaz kilmagi, Ramezan-i se- 
rif ayinda oruc tutmagi, zekat vermegi, usr vermegi, bore odemegi, halah, haram- 
lan ogrenmegi ve kadmlann, kizlarm sokaga cikarken, baslarmi, sarkan saclarmi, 
kollanni, bacaklarmi ortmelerini, radyo ve televizyonda, din diismanlarmm lma- 
m ve ahlaki bozan sozlerini dinlemelerini] hafif ve ehemmiyyetsiz goriiyorlar. 

[Fransada, Liyon sehrine bagh Charvieu kasabasmm belediyye reisi Gerard, cami'e 
gelen miislimanlann hergiin artdigim, kiliseye giden fransizlann azaldigini goriince, 
kudurarak, cami'i dozerle yikdirmisdir. Bu vahseti, bu alcakhgi 18.8.1989 tarihli ga- 
zeteler yazdi. Hicbir islam kitabi okumamis, islamm lsikh yolundan haberi olmryan, 
bu cahil, ahmak, adi, pis kafirlerin, islamiyyete saldiran radyolanni, televizyonlanni, 
kitablanm eve sokmamah, temiz kadmlanmizi, ma'sum cocuklanmizi, bunlarm hii- 

-100- 



cumlanndan, yalanlarmdan, iftiralanndan korumahyiz! Bunlarm, din hilrriyyetini, in- 
san haklarmi, yardimlasmagi medh eden yaldizh yalanlarma aldanmamaliyiz!] 

Olur olmaz yerlere bircok para sarf ediyorlar da, bir kurus zekati bir miislima- 
na vermegi benimsemiyorlar. Halbuki, bilmiyorlar ki, bir kurus zekati yerine ver- 
mek, binlerle lira sadaka vermekden, katkat daha sevabdir. Zekat vermek, Allahii 
tealamn emrini yapmakdir. Sadaka ve hayratin cogu ise, sohret, hurmet ve nefsin 
sehvetlerini kazanmak icin olur. Farzlar yapihrken araya riya, gosteris kansmaz. Na- 
file ibadetlerde ise, gosteris cok olur. Bunun icindir ki, zekati, asikare vermek la- 
zimdir. Bu suretle insan iftiradan kurtulur. Nafile sadakayi, gizli vermelidir ki, ka- 
bul ihtimali fazla olur. Soziin ozii sudur ki, diinyamn zararmdan kurtulabilmek icin, 
ahkam-i islamiyyeye yapismakdan baska care yokdur. Diinya zevklerini biisbiitiin 
birakamiyanlann, hie olmazsa, hiikmen terk etmesi, ya'ni diinyayi terk etmis sayil- 
malari lazimdir. Bunun icin de, her sozii ve her isi islamiyyete uygun yapmahdir. 

[Kafirlerin, miirtedlerin, ba'zi emellerine kavusmak icin, islamiyyete uygun 
isler yapmalan, diinyada faideli olur, rahat, mes'iid yasamalarma sebeb olur ise de, 
kiyamet giiniinde faide vermez. Ciinki onlar, imanla sereflenmemisdir. ibadetle- 
rin kabul olmasi icin, iyiliklere sevab kazanabilmek icin, iman sahibi olmak lazim- 
dir. (Ifsah)da diyor ki, (ibadetlerin en kiymetlisi, farz-i ayn olanlardir. Farzlardan 
sonra en kiymetlisi, safi'ide siinnet nemazlar, hanbelide cihaddir. Hanefide ve ma- 
likide ise, ilm ogrenmek ve ogretmek ve sonra cihaddir.)]. 

45 — UCUNCU CILD, 1. ci MEKTUB 

Esse vyitl, Mir Muhammed Nu'man hazretlerine yazilmis olup, Allahii tealamn 
ve sifatlarimn ve fi'llerinin kullarina cok yakin oldugunu bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, begendigi kimselere iyilikler, selam- 
lar olsun! Kiymetli mektubunuz geldi. Cok zahmet buyurmussunuz. Cenab-i Hak 
sa'yinizi meskur eylesin! Allahii tealamn fi'llerinin ve sifatlarimn ve zatmm bu ale- 
me, herseyden daha yakin oldugunun aciklanmasim, tekrar tekrar, soruyorsunuz 
ve cevabim cok merak ediyorsunuz. Bunun icin, biraz bildirmege mecbur oldum: 

Hersey, kendi mahiyyeti, hakikati, ozii ile seydir. Bir sey'e kendi mahiyyetini ver- 
mege ve bir vericiye liizum yokdur. Ciinki, herseyin mahiyyeti, kendisindedir. Bunun 
icindir ki, hicbirseyin mahiyyeti yapilmaz denilmisdir. Her cismin, bir ozii, mahiyye- 
ti vardir. Cismlere, mahiyyetlerini vermek icin, bir is yapmak lazim degildir. Fekat, ma- 
hiyyetleri viicuda getirmek icin, bir is yapihr. Mesela, boyacmin isi, kumasi boyamak 
icindir. Yoksa, kumasi kumas yapmak ve boyayi boya yapmak icin degildir ki, buna 
liizum yokdur. O halde, birseye mahiyyeti, sonradan verilmez. O seyin ve mahiyye- 
tinin, birlikde meydana gelmesi icin is yapihr. Hersey, kendi mahiyyeti ile seydir. Bu 
soziimiiz, zilda, golgede dogru olmuyor. Bir seyin zilli, aksi, golgesi, hayali, aynada- 
ki goriintiisii, kendi mahiyyeti ile zil ve aks olmayip, kendilerini meydana getiren as- 
hn mahiyyeti ile zil ve aks olmusdur. Ciinki, goriintiiniin, golgenin mahiyyeti yokdur. 
Golgede bulunan mahiyyet onu meydana getiren asl seyin mahiyyetidir. O halde asl, 
golgesine, golgenin kendinden daha yakindir. Ciinki, golge ashn mahiyyeti ile ya'ni, 
asl ile golge olmusdur. Kendi mahiyyeti ile degil. Cunki, kendi mahiyyeti yokdur. 

Bu alem, mahluklarm hepsi Allahii tealamn fi'llerinin, islerinin zilleri, aksleri, 
goriiniisleri oldugundan, bu alemin ash olan fi'ller, aleme, alemden daha yakmdir. 
Fi'ller de, sifat-i ilahiyyenin zilleri oldugundan, Allahii tealamn sifatlan aleme, alem- 
den ve alemin ash olan, fi'llerden daha yakindir. Ciinki, ashn ashdirlar. Sifat-i ila- 
hiyye de, Zat-i ilahinin zilleri oldugu icin ve Allahii tealamn zati, kendisi, biitiin 
asllann ash oldugu icin, Allahii tealamn zati, aleme, alemden ve ef'al ve sifat-i ila- 
hiyyeden daha yakmdir. Bunlan dikkatle okuyup anhyan akl sahibleri, insaf eder- 
lerse, soziimiizii kabul ederler. Eger inanmiyan olursa, ne ehemmiyyeti vardir. Ciin- 
ki bizim onlara soziimiiz yokdur. 

-101- 



46 — UCUNCU CILD, 17. ci MEKTUB 

Bu mektub, dinine cok bagh olan bir hanima yazilmis olup, i'tikadlan bildirmek- 
de, ibadetlere tesvik etmekdedir: 

Goriinen, goriinmiyen, bilinen, bilinmeyen biittin ni'metleri gonderen, bizlere 
kurtulus yolunu gosteren ve cok sevdigi Muhammed aleyhisselamm timmeti yap- 
makla sereflendiren Allahii tealaya hamd-ii senalar olsun! 

Biittin mahluklara her ni'meti, iyilikleri veren yalniz Allahii tealadir. Herseyi var 
eden, var olmak ni'metini veren Odur. Her an, varhkda durduran da Odur. Kamil, iyi 
sifatlar, insanlara, Onun rahmeti ile, acimasi ile verildi. Hayat, ilm, sem', basar, kud- 
ret ve kelam sifatlanmiz hep Ondandir. Sayilamiyan ni'metleri hep O vermekdedir. 
Insanlan sikintidan kurtaran Odur. Dtialan kabiil eden, belalardan kurtaran hep Odur. 
Oyle bir Razzakdir ki, kullarinm nzklarmi, gtinahlarmdan dolayi kesmiyor. Afvi ve 
merhameti o kadar boldur ki, giinah isliyenlerin yiiz karalarmi meydana cikarmiyor. 
Hilmi o kadar cokdur ki, kullarinm cezalanni vermekde acele etmiyor. 

Oyle bir ihsan sahibidir ki, kerem ve ihsanlarmi dost ve dtisman, herkese saci- 
yor. Biittin ni'metlerinin en sereflisi, en kiymetlisi, en tisttinti olarak da, kullarma 
mtislimanhgi acikca bildiriyor ve begendigi yolu gosteriyor. Mahluklarm en iyisi- 
ne uyarak se'adet-i ebediyyeye kavusmagi emr buyuruyor. iste, Onun ni'metleri, 
insanlan Giinesden daha acik ve Aydan daha asikardir. Baskalanndan gelen 
ni'metleri de gonderen Odur. Baskalannm ihsan etmesi, bir emanetcinin, birisi- 
ne emanet vermesi gibidir. Baskasmdan birsey istemek, fakirden birsey beklemek- 
dir. Cahil de, bunu alim gibi bilir. Kalm kafali da, zeki kimse gibi anlar. 

Viicudiimiin her zerresi, gelse de dile, 
sukriinun binde birini yapamaz bile. 

Iyilik yapana tesekkiir edilecegini, herkes bilir. Bu, insanhk icabidir. iyilik 
edenlere hurmet edilir. Ni'met sahibleri, biiyiik bilinir. O halde, her ni'metin ha- 
kiki sahibi olan Allahii tealaya siikr etmek, insanhk icabidir. Aklm liizum goster- 
digi bir vazife, bir borcdur. Fekat, Allahii teala, her ayb ve kustirdan uzak, insan- 
lar ise, ayb kirlerine ve noksanhk lekelerine bulasmis oldugundan, Onunla hie mii- 
nasebetleri, alakalan yokdur. Onu nasil biiyiik bileceklerini, nasil siikr edecekle- 
rini anhyamazlar. Ona karsi soylenmesini giizel sandiklan seyler, Ona cirkin ge- 
lebilir. Onu biiytiltmek, hurmet etmek sandiklan, hakaret ve kiiciiltmek olabilir. 
Ona hurmet ve siikr seklleri, yine Ondan bildirilmedikce, Ona layik olacagina gii- 
venilemez ve Onun kabul edecegi bir ibadet olamaz. Ciinki, insanlann hamd et- 
meleri, Ona belki hakaret olur. iste, Onun tarafmdan bildirilen, ta'zim, hurmet ve 
siikr sekli, Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" bildirdikleri dinler- 
dir. Ona kalb ile yapilacak hurmetler, dinde bildirilmis, dil ile yapilacak siikrler, 
orada gosterilmisdir. Her uzvun yapacagi isleri, acik ve genis olarak, beyan buyur- 
muslardir. O halde, Allahii tealaya inanmak ile ve kalbin ve bedenin yapmasi ile 
siikr etmek, ancak dine uymakla olur. Allahii tealaya, dmin dismda yapilacak hur- 
mete ve ibadete gtivenilemez. Cok def'a tersine olup, sevab sanilan, giinah olur. 
Bu soylenilenlerden anlasihyor ki, dine uymak, insanhk icabidir ve aklm istedigi 
ve begendigi birseydir. Allahii tealaya, Onun dininin dismda siikr edilemez. 

Allahii tealanm bildirdigi her din, iki kismdir: i'tikad ve amel. Ya'niiman ve ah- 
kam. Bunlardan i'tikad, her dinde aymdir. i'tikad, dinin ash ve temelidir. Din aga- 
cinm govdesidir. Amel ise, agacm dallan, yapraklan gibidir. [Eski dinlerde bildi- 
rilmis olan i'tikadlar zemanla bozulmusdur. Simdi dogru i'tikad, yalniz islam di- 
ninin bildirdigi i'tikaddir. Bu dogru] i'tikadi olmiyan, Cehennemden kurtulamaz. 
Kryametde azabdan kurtulmasma imkan yokdur. Ameli olmiyanlarm kurtulma- 

-102- 



si umulur. Bunlarm isi, Allahii tealamn iradesine kalmis olup, isterse afv eder, is- 
terse, giinahlan kadar azab ederek, sonra Cehennemden cikanr. Cehennemde ebe- 
di kalmak, islam dininin bildirdigi dogru i'tikadi olmayanlar, ya'ni, Muhammed 
aleyhisselamm bildirdigi islam dininden olan seylere inanmiyanlar icindir. Bu 
i'tikadi olup da, ameli olmiyanlar, ya'ni kalb ile beden ahkammi yerine getirmi- 
yenler, Cehenneme girseler bile, sonsuz kalmiyacaklardir. 

i'tikad edilecek seyler, dinin esasi, muslimanhgin zaruri, lazim temeli oldugun- 
dan, bunlan bildirmek ve ogrenmek herkese lazimdir. [Bunlari ogrenmek, her in- 
sanm birinci vazifesidir. iman ve ahkam bilgilerini ogrenmiyen ve cocuklarma og- 
retmiyen, insanhk vazifesini yapmamis olur. Bunlan ogrenmek herkesin hakkidir. 
Insan haklarmin birincisidir.] 

Ahkami, ya'ni emrleri ve yasaklan yerine getirmek, temel olmayip, uzun ve ge- 
nis de oldugundan, bunlan fikh [ve ahlak] kitablarma birakarak, yalmz pek lazim 
olanlan bildirilecekdir, insaallahii teala. 

[Iman ve i'tikad aynidir. Bunlari anlatan genis ve derin ilme (ilm-i kelam) denir. 
Kelam ilmi alimleri, cok biiyiik insanlardir ve kelam kitablan pek cokdur. Bu kitab- 
lara, (Akaid kitabi) da denir. Amel edilecek, ya'ni kalb ile ve beden ile yapilacak 
ve sakimlacak seylere, (Ahkam-i islamiyye) veya sadece (islamiyyet) deriz. Beden 
ile yapilacak ahkam-i islamiyyeyi bildiren ilme (ilm-i fikh) denir. Dort mezhebin ke- 
lam kitablan aym olup, fikh kitablan baska baskadir. Halk icin, ya'ni tahsfli olma- 
yanlar icin yazilmis olan ve herkesin bilmesi, inanmasi ve yapmasi gereken kelam 
(ya'ni iman) ve ahlak ve fikh bilgilerini kisaca ve acikca anlatan kitablara (ilm-i hal) 
kitablan denir. Dinini bilen ve seven ve kayiran mubarek insanlann ilm-i hal kitab- 
lanni alip, coluguna ve Qocuguna ogretmek, her miislimanm birinci vazifesidir. 
Kendilerine din adami ismini ve siisunii veren cahil ve sapik kimselerin sozlerinden 
ve yazilarmdan din ogrenmege kalkismak, kendini Cehenneme atmakdir]. 

i'TiKAD EDiLMESi COK LAZIM OLANLAR: Allahii teala zati ile vardir. 
Varligi kendi kendiyledir. Simdi var oldugu gibi, hep var idi ve hep var olacakdir. 
Varhginin oniinde ve sonunda yokluk olamaz. Cunki, Onun varligi lazimdir. 
Ya'ni (Vacib-iil viicud)dur. O makamda, yokluk olamaz. Allahii tealamn varligi 
ilmi ve akli yollar ile anlasihr. ilmi yola (Limmi yol)da denir. Bu iki yol ile anla- 
mak, (Es-se'adet-iil ebediyye) kitabmm sonundaki risalede isbat edilmekdedir. Al- 
lahii teala birdir. Ya'ni seriki, benzeri yokdur. Vacib-iil viicud olmakda ve iiluhiy- 
yetde ve ibadet olunmaga hakki olmakda ortagi yokdur. Ortagi olmak icin, Alla- 
hii tealamn kafi olmamasi, miistekil olmamasi lazimdir. Bunlar ise kusurdur, nok- 
sanhkdir. Viiciib ve uluhiyyet icin noksanlik olamaz. O kafidir, miistekildir. Ya'ni 
kendi kendinedir. O halde serike, ortaga luzum yokdur. Serikin, ortagm liizumlu 
olmasi ise, bir kusurdur ve viicuba ve uluhiyyete yakismaz. Goriiliiyor ki, seriki ol- 
dugunu diisiinmek, ortaklardan her birinin noksan olacagim gosteriyor. Ya'ni 
serik bulunmasim diisiinmek, serik bulunamiyacagim meydana cikanyor. De- 
mek ki, Allahii tealamn seriki yokdur. Ya'ni birdir. 

Allahii tealamn kamil, noksan olmryan sifatlan vardir. Bunlara (Uluhiyyet sifat- 
lari) denir. Bunlar, hayat [diri olmak], ilm [bilmek], sem' [isitmek], basar [gormek], 
kudret [giicii yetmek], irade [istemek], kelam [soylemek] ve tekvin [yaratmak]dir. 
Bu sekiz sifata, (Sifat-i siibutiyye) ve (Sifat-i hakikiyye) denir. Bu sifatlan da ka- 
dimdir. Ya'ni, sonradan olma degildir. Kendinden ayn olarak, aynca vardir. Ehl-i 
siinnet alimleri boyle bildirmekdedir. "Allahii teala, onlarm cahsmalarmi meskur 
eylesin!". Ehl-i siinnetden baska, yetmisiki firkadan hicbiri, Allahii tealamn ayn- 
ca sifatlan oldugunu bilememisdir. Hatta, S6fiyye-i aliyyenin, ya'ni tesavvuf biiyiik- 
lerinin sonradan gelenleri, Ehl-i siinnetden olduklan halde, bu sifatlara, Zat-i ila- 
hmin aynidir diyerek yetmisiki firkaya benzemislerdir. Evet bunlar onlar gibi, si- 
fatlan yok demiyor ise de, sozlerinin gelisinden sifatlan yok bildikleri anlasihyor. 

-103- 



Yetmisiki firka, sifatlan yok bilmekle, Allahii tealayi kusurdan koruyor, Onu ka- 
mil bilmis oluyoruz diyor. Akllarmca kusuru kemal sanarak, Kur'an-i kerimden ay- 
riliyorlar. Allahii teala, onlan dogru yola, Kur'an-i kerime kavusdursun! 

Allahii tealanm, bunlardan baska sifatlan, ya i'tibari [var kabtil edilen] veya sel- 
bi [bulunmasi caiz olmiyan]dir. Mesela kidem [varligimn evvelinde yokluk olma- 
mak], ezeliyyet [varligmm baslangici olmamak] ve viiciib [yoklugu miimkin olmi- 
yan] ve iiluhiyyet gibi. Mesela, Allahii teala cism degildir. Cismden degildir. Mad- 
de degildir. A'raz, ya'nihal degildir. Mekam yokdur. Zemanh degildir. Birseye gir- 
mis, bir yere yerlesmis degildir. Hudtidlu, birseyle cevrilmis degildir. Bir tarafda, 
bir cihetde degildir. Birseye mensub degildir. Birseye benzemez. Misli, ortagi ve 
ziddi yokdur. Anasi, babasi, zevcesi, cocuklan yokdur. [Allah baba diyen kafir olur.] 
Bunlann hepsi mahlukda, sonradan yaratilanlarda olan seylerdir. Hepsi noksan- 
hk ve kusur alametleridir. Biittin bunlar, (Sifat-i selbiyye)dir. Biitiin kemal sifat- 
lan, Allahii tealada vardir. Biitiin noksan sifatlar, yokdur. 

Allahii teala kiillileri, ciiz'ileri, biiyiikleri, zerreleri, alimdir, bilir. Her gizliyi bi- 
lir. Yerlerde ve goklerde en kiiciik zerreleri bilir. Herseyi yaratan, Odur. Yaratdik- 
lanni elbette bilir. Yaratmak icin, bilmek lazimdir. Ba'zi zevalhlar, zerreleri bilmez 
diyor. Zerreleri bilmemegi, kemal, btiyiikliik saniyor. Bunun gibi, Allahii teala is- 
ter istemez, akl-i fe'al dedikleri birseyi yaratmisdir diyerek bunu da, kemal saniyor- 
lar. Bunlar, ne kadar cahildir ki, cahilligi kemal saniyor. Fizik ilminin tamdigi kuv- 
vetler gibi, ister istemez is yapmagi biiyiikliik zan ediyorlar. Akl-i fe'al diye birsey 
uydurmuslar. Hersey, bundan hasil oluyor diyorlar. Yerleri, gokleri ve bunlarda bu- 
lunan herseyi yaratani, kuvvetsiz, te'sirsiz biliyorlar. Bu fakire gore, diinyada, 
bunlardan daha cahil ve daha aleak kimse yokdur. Ba'zilan da, bu ahmaklan fen ada- 
mi, miisbet ilm sahibi samp, birsey bilir zan ediyor ve dogru soyleyici samyorlar. 

Allahii teala, ezelden ebede, ya'ni ondeki sonsuzdan, sonraki sonsuza kadar, bir 
kelam ile soyleyicidir. Biitiin emrleri, o bir sozdendir. Biitiin yasaklan, yine o bir 
sozdendir. Bunun gibi, biitiin haberleri, siialleri, hep o bir sozden cikmakdadir. Tev- 
rat ve incil kitablan o bir sozti gosteriyor. Zebur ve Kur'an-i kerim de, o soze isa- 
ret ediyor. Bunun gibi, diger Peygamberlere nazil olan kitablar ve sahifeler, hep 
o bir soziin acilmasidir. Ezel ve ebed, o sonsuzluklan ile beraber, o makamda bir 
an olunca, hatta an demek bile sigmaz ise de, baska kelime olmadigindan an de- 
niliyor, o anda bulunan soz de, elbette bir kelime, hatta harf, belki de bir nokta- 
dir. Nokta demek de, an demek gibi, baska kelime bulunmadigi icindir. Yoksa nok- 
ta demek de, yerinde olmaz. Allahii tealanm kendindeki ve sifatlanndaki genis- 
lik ve darhk, bizim bildigimiz ve ahsdigimiz gibi degildir. O, mahluklarm sifati olan 
genislik ve darhkdan miinezzehdir, uzakdir. 

Allahii tealayi mii'minler Cennetde gorecekdir. Fekat, nasil oldugu bilinmiyen 
bir gormekle goreceklerdir. Nasil oldugu bilinmiyeni, anlasilmiyam gormek de, na- 
sil oldugu anlasilmiyan bir gormek olur. Belki, goren de, nasil oldugu bilinmiyen 
bir hal ahr ve oyle goriir. Bu, bir mu'amma, bir bilmecedir ki, bu diinyada, Evli- 
yanm buyuklerinden secilmislere bildirilmisdir. Bu derin, giic mes'ele herkese giz- 
li iken, bunlara hakikat olmusdur. Bunu, Ehl-i siinnetden baska, ne mii'minlerin 
firkalan, ne de kafirlerin bir ferdi anhyamamisdir. Bu biiyiiklerden baskasi, Alla- 
hii teala goriilemez, demisdir. Bunlar, bilmedikleri seyleri, gordiikleri seylere 
benzeterek diisiindiikleri icin, yamlmisdir. Boyle benzetmelerin, olcmelerin, bo- 
zuk netice verecegi meydandadir. [Bugiin bircok kimse de, bu yanhs olpii ve ben- 
zetmekden dolayi imanlanm gayb edip, ebedifelakete siiriikleniyor.] Bu gibi de- 
rin mes'elelerde iman serefine kavusmak, ancak Muhammed aleyhisselamin siin- 
netine [ya'ni yoluna] uymak lsigi ile nasib olur. Allahii tealayi Cennetde gorme- 
ge inanmak serefinden mahriim olanlar, bu se'adete kavusmakla nasil sereflene- 
bilir ki, (inkar eden, mahriim kahr) sozii meshurdur. Cennetde olup da gormemek 

-104- 



de uygun degildir. Cunki, islamiyyet, Cennetde olanlann hepsi gorecekdir diyor. 
Bir kismi gorecek, bir kismi gormiyecek demiyor. Bunlara, Musa aleyhisselamm 
Fir'avna verdigi cevabi soyleriz ki, Taha suresi 51 ve 52. ayetlerinde mealen bu- 
yuruyor ki: (Fir'avn dedi ki: Bizden evvel gelip gecenlerin halleri ne oldu?). Ce- 
vabmda dedi ki: (Onlarin halleri ve istikballerini, Rabbim bilir. Levh-il-mahfuz- 
da yazilmisdir. Rabbim hicbir seyde yandmaz ve unutmaz.) Ben ise, sizin gibi bir 
kulum. Ancak, bana bildirdigi kadar bilirim. 

Cennet de, hersey gibi, Allahii tealanm mahlukudur. Allahii teala, mahlukla- 
nmn hicbirisine girmez, birinde bulunmaz. Fekat mahluklarimn ba'zismda Onun 
nurlan zuhur eder. Ba'zismda ise, o kabiliyyet yokdur. Aynada, karsisindaki 
cismlerin goruniisleri, zuhur ediyor. Tasda, toprakda ise etmiyor. Allahii teala, her 
mahlukuna aym nisbetde ise de, mahluklar, birbirlerinin ayni degildir. Allahii te- 
ala, diinyada goriilemez. Bu alem, Onu gormek ni'metine kavusmaga elverisli de- 
gildir. Diinyada goriiliir diyen, yalancidir, iftiracidir. Dogruyu anhyamamisdir. Bu 
diinyada, bu ni'met nasib olsaydi, herkesden once, Musa "aleyhisselam" goriirdii. 
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" mi'racda, bu devletle sereflendi ise 
de, bu diinyada degildi. Cennete girdi. Oradan gordii. Ya'ni, ahiretde gormiis ol- 
du. Diinyada gormedi. Diinyada iken, diinyadan cikdi, ahirete karisdi ve gordii. 

Allahii teala, yerlerin, goklerin yaraticisidir. Daglari, denizleri, agaclan, mey- 
veleri, ma'denleri, [mikroplan, hayvanlan, atomlan, elektronlan, molekiilleri] ya- 
ratan Odur. Birinci semayi yildizlarla siisledigi gibi, yeryiiziinii, insanlan yaratmak- 
la siislemisdir. Basit cismleri, elemanlan, O yaratmisdir. Bilesik cismler, Onun ya- 
ratmasi ile hasil olmusdur. Herseyi yokdan var eden Odur. Ondan baska hersey 
yok idi. Hicbiri kadim degildir. Biitiin dogru dinler, Allahdan baska, herseyin yok 
iken, sonradan var oldugunu, Ondan baska kadim bulunmadigmi bildirmekdedir. 
Baskasim kadim bilenlere kafir demislerdir. Huccet-iil islam, imam-i Gazali, (El- 
iniinkiz-ii anid-dalal) kitabmda, Allahii tealadan baskasim kadim bilene, kafir de- 
di. [Bu kitabi, Hakikat Kitabevi, ofset ile basdirmisdir.] 

Gokleri, yildizlan ve baska seyleri kadim bilenlerin, yalan soylediklerini 
Kur'an-i kerim bildirmekdedir. Yerlerin yokdan var edildigini gosteren ayet-i 
kerimeler cokdur. Her zeman yamlan akla uyarak, Kur'an-i kerime inanmiyan kim- 
se, ne kadar sefihdir. (Allahii teala, bir kimseye nur vermezse, o miinevver olamaz.) 

Insanlar, mahluk oldugu gibi, biitiin isleri, hareketleri de, Allahii tealanm mah- 
lukudur. Cunki Ondan baska, kimse birsey yapamaz, yaratamaz. Kendi mahluk, 
yaratilmis olan, baskasim nasil yaratabilir? Yaratilmak damgasi, kudretin az oldu- 
guna alametdir ve ilmin noksan olduguna isaretdir. Bilgisi, kuvveti az olan, yara- 
tamaz. lead edemez. insamn isinde, kendine diisen pay, kendi kesbidir. Ya'ni o is, 
kendi kudreti ve iradesi ile olmusdur. O isi, yaratan, yapan, Allahii tealadir. Kesb 
eden, kuldur. Goriiliiyor ki, insanlann ihtiyari isleri, istiyerek yapdiklan seyler, in- 
samn kesbi ile Allahii tealanm yaratmasmdan meydana gelmekdedir. insamn 
yapdigi isde, kendi kesbi, ihtiyari [ya'ni begenmesi] olmasa, o is, titreme seklini ahr. 
[Mi'denin, kalbin hareketi gibi olur.] Halbuki, ihtiyari hareketlerin, bunlar gibi ol- 
madigi meydandadir. Her ikisini de, Allahii teala yaratdigi halde, ihtiyari hareket- 
le, titreme hareketi arasmda goriilen bu fark, kesbden ileri gelmekdedir. Allahii 
teala, kullanna merhamet ederek, onlarin islerinin yaratilmasim, onlarin kasdla- 
nna, arzularma tabi' kilmisdir. Kul isteyince, kulun isini yaratmakdadir. Bunun icin 
de, kul mes'ul olur. isin sevabi ve cezasi, kula olur. Allahii tealanm kullanna ver- 
digi kasd ve ihtiyar, isi yapip yapmamakda miisavidir. Her isi yapmamn ve yapma- 
mamn iyi veya fena oldugunu, Peygamberleri "aleyhimiissalevatii vetteslimat" ile 
kullanna acikca bildirmisdir. Kul, her isinde, yapip yapmamakda serbest olup, iki- 
sinden birini elbette sececek, is, iyi veya fena olacak, giinah veya sevab kazanacak- 
dir. Allahii teala kullanna, emrlerini ve yasaklanni yerine getirecek kadar kudret 

-105- 



[ya'ni enerji] ve ihtiyar [ya'ni begenmek, secmek] vermisdir. Daha cok vermesi- 
ne, liizum yokdur. Liizumu kadar vermisdir. Buna inanmayan, kolay seyleri anla- 
yamiyan kimsedir. Kalbi hasta oldugundan, ahkam-i islamiyyeye uymamaga be- 
hane aramakdadir. 

[Allahii teala, insanlara irade denilen kuvveti vermegi ve insanlann, istedikle- 
rini yapmakda, istemediklerini yapmamakda serbest olmalanm ezelde irade etmis- 
dir. Hicbirseyi zorla yapdirmamakdadir. insanlann irade sahibi olmalan, Allahii 
teala boyle istedigi icindir. insanin, diledigini yapabilmesi, insanin irade sahibi ol- 
dugunu gosterdigi gibi, Allahii tealamn da ezelde bu iradeyi irade etmis oldugu- 
nu gostermekdedir. Allahii teala, insanda irade olmasim ezelde irade etmeseydi, 
insanda irade yaratmasaydi, insan bir isi yapmakda serbest olamaz, mecbur olur- 
du. Boyle olmakla beraber, insan birsey yapmagi irade edince, dileyince, Allahii 
teala da irade ediyor ve yaratiyor. insanlann irade etdiklerini yaratan, Allahii te- 
aladir. insan, hicbir dilegini yaratamaz, yapamaz. insanin irade etdigini, sonra Al- 
lahii teala da, irade ediyor ve yaratiyor. Herseyi yapan, yaratan, yalniz Allahii te- 
aladir. Ondan baska yaratici yokdur. Ondan baskasma yaratici demek, yaratdi de- 
mek, hem yanhsdir, hem de, Allahii tealaya baskasmi serik, ortak yapmak olur ki, 
en cok yasak etdigi, en siddetli ve sonsuz azab yapacagini bildirdigi birseydir.] 

Bu soylediklerimiz, kelam ilminin derin mes'elelerindendir. Bunun en kolay, en 
acik bildirilmesi de, yazdigimizdir. Dogru yolun alimlerinin bildirdiklerine inan- 
mak lazimdir. Bu konuda miinakasa etmekle, arasdirmakla ugrasmamalidir. 

Hiicum edilemez, her meydanda, 
siperlenmek lazimdir, ba'zan da! 

Allahii teala, kullarma merhamet ederek, Peygamberler "aleyhimussalevatii vet- 
teslfmat" gondermisdir. Bunlarla kullarma dogru yolu, se'adet-i ebediyye yolunu 
gostermis, kullanni kendine cagirmisdir. Rizasinin, sevgisinin yeri olan Cennete 
da'vet etmisdir. Boyle bir insan sahibinin da'vetini kabul etmiyen, ne kadar zeval- 
hdir. Onun ni'metlerinden mahrum kalan ne kadar ahmakdir. Bu biiyiiklerin, 
Allahii tealadan bildirdikleri haberlerin hepsi dogrudur. Hepsine iman etmek la- 
zimdir. Akl, dogruyu, iyiyi bulan bir alet ise de, yalniz basina bulamaz, noksandir. 
Peygamberlerin "aleyhimussalevatii vetteslimat" gelmesi ile temamlanmisdir. 
Kullara ozr, behane kalmamisdir. Peygamberlerin birincisi hazret-i Ademdir. So- 
nuncusu ise, hazret-i Muhammed Resulullahdir "aleyhi ve aleyhimussalevatii 
vetteslimat". Peygamberlerin "aleyhimussalevatii vetteslimat" hepsine iman etmek 
lazimdir. Hepsini ma'sum [ya'ni gunahsiz] ve dogru sozlii bilmelidir. Bunlardan bi- 
rine inanmamak, hepsine inanmamak demekdir. Ciinki, hepsi aym imam soylemis- 
dir. Ya'ni, hepsinin dinlerinin ash, temeli [ya'ni iman edilecek seyleri] birdir. 
[Vehhabiler, Adem aleyhisselamm peygamber olduguna inanmiyorlar. (Kesf-iis- 
siibiihat) kitablarimn basmda, (Peygamberlerin evveli Nuh aleyhisselamdir) diyor. 
Bozuk inanislarmdan biri de budur.] Isa "aleyhisselam" olmedi. Yehudiler, ken- 
disini oldiirmek istedikleri zeman, Allahii teala onu diri olarak goke kaldirdi. 
Kiyamete yakm bir zemanda gokden [Sama] inecek ve Muhammed aleyhisselamm 
dinine tabi' olacakdir. Evliyamn biiyiigii, tesavvuf deryasmm dalgici Muhammed 
Behaeddin-i Buharihazretlerinin yetisdirdigi Evliyamn biiyiiklerinden olan hace 
Muhammed Parisa hazretleri (Fiisul-i sitte) kitabmda buyuruyor ki: (Isa "ala ne- 
biyyina ve aleyhissalatii vesselam" gokden inip, imam-i a'zam Ebu Hanife mezhe- 
bine uygun ictihad edecek, onun halal dedigine halal diyecek, haram dedigine ha- 
ram diyecekdir). 

MELEKLER: Allahii tealamn krymetli kullandir. [iclerinden bir kismi, diger 
meleklere ve insanlann] Peygamberlerine "aleyhimussalevatii vetteslimat" haber 
getirmek vazifesi ile sereflenmislerdir. Emr olunduklanm yaparlar. isyan etmez- 

-106- 



ler. Yimeleri, icmeleri yokdur. Evlenmezler. Erkek, disi degildirler. Cocuklan ol- 
maz. Kitablan ve sahifeleri, onlar getirmisdir. Emin olduklan icin, getirdikleri de 
dogrudur. Miisliman olmak icin, meleklere, boyle inanmak lazimdir. Dogru yol- 
da bulunan alimlerin coguna gore, insanlarm yiiksegi, meleklerin yiikseginden da- 
ha iistiindur. Ciinki insanlar, seytan ve nefsleri ile savasiyor. ihtiyaclari oldugu hal- 
de yiikseliyor. Melekler ise, zaten yiiksek yaratilmislardir. Melekler, tesbih, tak- 
dis ediyorsa da, buna cihadi da katmak, insanlarm yiikseklerine mahsusdur. Nisa 
suresi, doksandordiincii ayetinde mealen, (Mallarim, canlarim feda ederek din dii$- 
manlari ile, Allah rizasi icin cihad eden miislimanlar, oturup, ibadet edenlerden 
daha iistiindiir. Hepsine de, Cenneti soz veriyorum) buyuruldu. 

Muhbir-i sadikm [ya'ni hep dogru haber verici] "aleyhi ve ala alihissalatii ves- 
selam" kabr ve kiyamet hallerinden, Hasrdan [kabrden kalkinca arasat meydanm- 
da toplanmak] ve Nesrden [hesabdan sonra Cennete, Cehenneme dagilmak], 
Cennetden, Cehennemden haber verdigi seylerin hepsi dogrudur. Ahirete inan- 
mak, Allahii tealaya inanmak gibi, imanm sartidir. Ahireti inkar eden, Allahii te- 
alayi inkar etmis gibi, kafirdir [Allaha diismandir]. 

Kabr azabi ve kabrin sikmasi vardir. Buna inanmayan kafir olmaz. Bid'at sahi- 
bi olur. Ciinki, meshur olan hadislere inanmamis olur. [Bunlar, bu hadislerin, 
dogru hadis olmasinda siibhe etdikleri icin, kabr azabma inanmiyor. Hadis olduk- 
larim kabul etselerdi, inamrlardi. Bundan dolayi, kafir olmiyor, yalniz Ehl-i siin- 
netden ayrilmis oluyorlar. Halbuki, hadis olsa da, olmasa da, kabr azabma inan- 
mam. Akl ve tecribe, bunu kabul etmiyor, diyen kafir olur. Simdi boyle inanmi- 
yanlar, kafir oluyor.] Kabr, diinya ile ahiret arasmda gecid oldugundan, kabr 
azabi, diinya azablan gibi gecicidir ve ahiret azablan cinsindendir. Ya'ni, bir ba- 
kimdan diinya azablanna, bir bakimdan da, ahiret azablarma benzemekdedir. 
Kabr azabi en cok, diinyada iistiine idrar sicratanlara ve miislimanlar arasmda soz 
tasiyanlara olacakdir. (Miinker) ve (Nekir) ismindeki iki melek kabrde siial sora- 
cakdir. Bu siiale cevab vermek, bir derddir. [Miinker ve Nekir, nasil oldugu bilin- 
miyen demekdir. Cum'a nemazi sonundaki yaziyi okuyunuz!] 

Kiyamet giinii vardir. O gun, elbette gelecekdir. O gun, gokler parcalanacak, yil- 
dizlar dagilacak, yeryiizii ve daglar, parca parca olacakdir ve yok olacaklardir. 
Kur'an-i kerim, bunlan haber veriyor ve muslimanlarin biitiin firkalan, buna ina- 
myor. Buna inanmiyan kafir olur. Bir takim hayali seylerle, inkarmi giizel goster- 
se de, ilmi ve fenni araya katip, cahilleri aldatsa da, yine kafirdir. Kiyametde, bii- 
tiin mahluklar, yok olup, tekrar yaratilacak, herkes mezardan kalkacakdir. Alla- 
hii teala ciiriimiis toz olmus kemikleri yine diriltecekdir. O gun, terazi kurulacak, 
herkesin hesab defterleri ucarak, iyilere sag taraflarmdan, fenalara sol taraflarm- 
dan gelecekdir. Cehennem iizerindeki sirat kopriisiinden gecilecek, iyiler gecip Cen- 
nete gidecek, Cehennemlikler, Cehenneme diisecekdir. Bu bildirdiklerimiz, olmi- 
yacak seyler degildir. Muhbir-i sadik "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haber ver- 
diginden, hemen kabul etmek, inanmak lazimdir. Hayale kapilarak siibheye diis- 
memelidir. Allahii teala, Hasr suresi yedinci ayetinde mealen, (Resulumiin "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" getirdiklerini ahniz!) ya'ni, her soyledigine inanmiz! 
buyuruyor. Kiyamet giinii Allahii tealanm izni ile, iyiler, kotiilere sefa'at edecek, 
araya gireceklerdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Sefa'atim, iim- 
metimden, giinahi biiyiik olanlaradir) buyuruyor. Kafirler, hesabdan sonra, Cehen- 
neme girecek, Cehennemde ve azabda ebedi kalacaklardir. Mii'minler, Cennetde 
ve Cennet ni'metlerinde sonsuz kalacaklardir. Giinahi, sevabindan cok olan 
mii'minlerin, Cehenneme girip, giinahlarma karsihk, bir miiddet azab gormeleri 
caiz ise de, bunlar, Cehennemde sonsuz kalmiyacaklardir. Kalbinde zerre kadar 
iman bulunan bir kimse, Cehennemde sonsuz kalmiyacak, rahmet-i ilahiyyeye ka- 
vusarak Cennete girecekdir. 

-107- 



[Kadizade Ahmed efendinin yazdigi (Amentii $erhi) kitabi, ikiyiizdokuzuncu 
sahifede diyor ki, (Cehennemde bir yer vardir ki, Zemherir derler. Ya'ni, soguk 
Cehennemdir. Soguklugu pek siddetlidir. Bir an dayamlmaz. Kafirlere, bir soguk, 
bir sicak, sonra soguk, sonra sicak Cehenneme atilarak, azab yapilacakdir). Cehen- 
nemde soguk Zemherir azablan bulundugu, (Kimya-i se'adet) kitabi, dorduncii 
riikn, altinci aslmda ve imam-i Muhammed Gazalmin (Diirret-iil-fahire) kitabi- 
nm tercemesi olan (Kiyamet ve Ahiret halleri) kitabmm sonunda, (Nefs muhase- 
besi) bahsinde de yazilidir. Hadis-i serfflerde acikca bildirilmekdedir. 

Din cahilleri, islamiyyete, yalan ve iftira ile saldinrken (Peygamberler, hep sicak 
memleketlerde geldigi icin, Cehennem azabinin ates oldugunu soylemisler, hep ates- 
le korkutmuslar. Kutblarda, simal soguk memleketlerde gelselerdi, buz ile azab ya- 
pilacagim soylerlerdi) diyor. Bunlar, hem cok cahil, hem de ahmak kafirlerdir. 
Zaten Kur'an-i kerimden haberleri olsaydi ve islam biiyuklerinin sozlerini duysa- 
lardi ve biraz akllan olsaydi, hemen musliman olurlardi. Hie olmazsa, boyle ulu or- 
ta, yalanlan yazmakdan, belki sikihrlardi. Dinimiz, hem Cehennemde, soguk azab- 
lar oldugunu bildiriyor, hem de Peygamberlerin "aleyhimiisselam" yalmz sicak 
memleketlere degil, yeryiiziinde, sicak ve soguk, her memlekete gonderildigini 
haber veriyor. Kur'an-i kerim, Peygamberimize sorulan siiallere, soranlarm bilgi- 
lerine ve anlayislanna gore cevab vermekdedir. Ahiretdeki bilinmiyen varhklan da, 
diinyada gordiiklerine, bildiklerine benzeterek anlatmakdadir. Mekkeliler, kutub- 
lan, buz memleketlerini duymadiklan icin, Cehennemin soguk azablarim onlara bil- 
dirmek, faidesiz olurdu. Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde bu incelige uygun ha- 
berlerin bulunmasi, simdiki kafirlerin daha cok sapitmasma sebeb olmakdadir]. 

Mii'min ve kafir, son nefesde belli olur. Bircok kimse, biitiin omriince kafir ka- 
hp, sonunda imana kavusur. Biitiin omrii iman ile gecip, sonunda tersine donen de 
olur. Kiyametde, son nefesdeki hale bakihr. Ya Rabbi! Bize dogru yolu gosterdik- 
den, iman ile sereflendirdikden sonra, sasirmakdan, yoldan cikmakdan koru! Bi- 
ze rahmet et, aci! Yol gosteren ancak sensin! 

IMAN: Dinden oldugu sozbirligi ile bildirilmis olan seylere, kalb ile inanmaga 
ve dil ile de imanini soylemege derler. Iman edilecek seyler, Allahii tealamn var 
olduguna, bir olduguna, kitablarma, sahifelere ve Peygamberlere, Meleklere 
imandir. Ahiretde Hasra, Nesre, Cennetde ebedini'metlere, Cehennemde ebedi 
azablara, goklerin yanlmasma, yildizlann dagilmasma, arzin parca parca olmasi- 
na inanmakdir. Bes vakt nemazm farz olduguna ve bu nemazlarm rek'atlarmm 
adedlerine, malm zekatim vermek farz olduguna ve Ramezan-i serif aymda her- 
giin oruc tutmanm ve giicii yetene, Mekke-i miikerreme sehrine gidip, hac etme- 
nin farz olduguna inanmakdir. Serab icmenin, [domuz eti yimenin,] haksiz yere 
adam oldiirmenin ve anaya babaya karsi gelmenin ve hirsizlik ve zina etmenin ve 
yetim mail yimenin ve faiz ahp vermenin [ve kadinlarm acik, ciplak gezmelerinin 
ve kumar oynamamn] haram olduklanna iman lazimdir. Imam olan bir kimse, bii- 
yiik bir giinah islerse, imam gitmez ve kafir olmaz. Giinaha, ya'ni harama halal di- 
yen kafir olur. Haram isliyen fasik olur. Ben elbette mti'minim demelidir. Imanh 
oldugunu soylemelidir. Mii'minim derken, insaallah dememelidir. Bundan, siibhe 
ma'nasi cikabilir. Evet, son nefes icin insaallah denirse de, dememek daha iyidir. 

Dort halifenin birbirinden yiikseklikleri, hilafetleri sirasi iledir. C un ki, dogru 
yolda olan alimlerin hepsi diyor ki, (Peygamberlerden "aleyhimiissalevatu vettesli- 
mat" sonra, insanlann en iistiinu, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" hazretleridir. 
Ondan sonra, Omer-iil-Faruk "radiyallahii anh" hazretleridir). Efdal olmak, ya'ni iis- 
tiinliik, bu fakire gore fazileti, meziyyeti, iyi sifatlan cok olmak degildir. Once ima- 
na gelmek, din icin herkesden cok mal vermek ve camm tehliikelere atmakdir. Ya'ni 
dinde, sonra gelenlere, iistad olmakdir. Sonra gelenler, herseyi, oncekilerden ogre- 
nir. Bu lie sartin hepsi, Siddik "radiyallahii anh" hazretlerinde toplanmisdir. Herkes- 

-108- 



den once imana gelmis, malmi ve camm din icin feda etmisdir. Bu ni'met, bu iimmet- 
de, ondan baskasina nasib olmamisdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ve- 
fatina yakin. buyurdu ki: (Bana mahni, camm, Ebii Bekr kadar cok feda eden, bas- 
kasi yokdur. Eger, dost edinseydim, elbette Ebii Bekri dost edinirdim). Bir hadis-i 
serifde buyuruldu ki: (Allahii teala, beni size Peygamber gonderdi. inanmadimz. Ebu 
Bekr inandi. Bana mab ile, cam ile yardim etdi. Onu hie incitmeyin ve Ona hurmet 
ve ta'zim edin!). Bir hadis-i serifde buyurdu ki: (Benden sonra Peygamber gelmiye- 
cekdir. Eger gelseydi, elbette Omer Peygamber olurdu). Emir [All] "radryallahii anh" 
buyurdu ki: (Ebu Bekr ile Omerden, her biri, bu iimmetin en yiiksegidir. Beni onlar- 
dan iistiin tutan, iftiracidir. iftira edenler doviildugii gibi, onu doverim). 

Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" arasmda olan muharebeleri, iyi sebeblerden do- 
layi bilmelidir. Bu ayriliklan, nefsin arzulan, mevki', riitbe, sandalye kapmak, ba- 
sa gecmek sevgisinden degildi. Ciinki, biitun bunlar nefs-i emmarenin kotiilukleri- 
dir. Onlarm nefsleri ise, insanlarm en iyisinin "aleyhi ve aleyhimiissalevat" sohbe- 
tinde, karsismda tertemiz olmusdu. Su kadar var ki, Emirin "radiyallahil anh" hi- 
lafeti zemamnda olan muharebelerde, o hakh idi. Ondan ayrilanlar, hata etdi. Fe- 
kat, ictihad hatasi oldugundan, birsey denemez. Nerde kaldi ki, fasik denilsin! On- 
larm hepsi adil idi. Her birinin verdigi haber, makbul idi. Emire uyanlarm ve ondan 
ayrilanlarm verdikleri haberler, dogrulukda ve giivenilmekde farksiz idi. Aralarm- 
daki muharebeler, i'timadm gitmesine sebeb olmamisdir. O halde, hepsini sevmek 
lazimdir. Ciinki, onlan sevmek, Peygamber efendimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" 
sevgisinden dolayidir. Bir hadis-i serifde, (Onlan seven, beni sevdigi icin sever) bu- 
yurmusdur. Onlan sevmemekden, herhangi birine diismanlik etmekden cok sa- 
kmmahdir. Ciinki, onlara diismanlik, Peygamberimize "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" diismanlik olur. Hadis-i serifde, (Onlara diismanlik eden, bana diisiuan oldu- 
gu icin eder) buyurmusdur. O btiyiikleri ta'zim etmek, hurmet etmek, insanlarm en 
iyisini ta'zim etmek, hurmet etmekdir. Onlara hurmetsizlik, tahkir etmek, Onu 
tahkir olur. insanlarm en iyisinin "aleyhissalatii vesselam" sohbetini, sozlerini 
ta'zim etmek, kiymet vermek icin Eshab-i kiramin hepsine ta'zim etmek, kiymet ver- 
mek lazimdir. Evliyanm biiyiiklerinden Ebu Bekr-i Sibli "kuddise sirruh" buyuru- 
yor ki, (Eshab-i kirama "radiyallahli teala annum ecma'in" ta'zim etmiyen, kiymet 
vermiyen bir kimse, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" iman etmemis olur). 

A'MAL-I $ER'IYYE: i'tikadi diizeltdikden sonra, islamiyyetin emr etdigi sey- 
leri yapmak lazimdir. Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (isla- 
min binasi bes direk iizerine kurulmusdur. Birincisi, Eshedii en la ilahe illallah ve es- 
hedii enne Muhammeden abdiihu ve resuliih, demek ve bunun ma'nasina inan- 
makdir). Bu sehadet kelimesinin ma'nasi, (Gormiis gibi bilir ve inamrim ki, Allahii 
tealadan baska, varhgi lazim olan, ibadet ve ita'at olunmaga hakki olan, hie ilah, hic- 
bir kimse yokdur. Gormiis gibi bilir, inamrim ki, Muhammed "sallallahii aleyhi ve 
sellem" Allahii tealanm hem kulu, hem Peygamberidir. Onun gonderilmesi ile, On- 
dan onceki Peygamberlerin dinleri temam olmus, htikmleri kalmamisdir. Se'adet-i 
ebediyyeye kavusmak icin, ancak Ona uymak lazimdir. Onun her sozii, Allahii te- 
ala tarafindan kendisine bildirilmisdir. Hepsi dogrudur. Yanlislik ihtimali yokdur) 
demekdir. [Miisliman olmak istiyen bir kimse, once bu kelime-i sehadeti ve ma'na- 
sim soyler. Sonra guslii, nemazi ve lazim oldukca, farzlan, haramlan ogrenir.] 

Iman edilecek, i'tikad edilecek seyleri, yukanda bildirdik. 

Islamin ikinci sarti, dmin diregi olan, bes vakt nemazi vaktinde kilmakdir. Ne- 
maz, ibadetlerin en iistuniidur. Imandan sonra, en kiymetli ibadet, nemazdir. 
Iman gibi, onun da giizelligi, kendindendir. Baska ibadetlerin giizelligi ise, kendi- 
lerinden degildir. Nemazi dogru kilmaga cok dikkat etmelidir. Once, kusursuz bir 
abdest almah, gevseklik gostermeden, nemaza baslamahdir. Kiraetde, riikii'da, sec- 
delerde, kavmede, celsede ve diger yerlerinde, en iyi olarak yapmaga ugrasmahdir. 

-109- 



Rtikii'da, secdelerde, kavmede ve celsede tumanineti [her uzvun hareketsiz durma- 
sim] lazim bilmelidir. Nemazi vaktin evvelinde kilmali, gevseklik yapmamahdir. 

Makbul olan, sevilen kul, sahibinin emrlerini, yalmz Onun emri oldugu icin ya- 
pan kuldur. Emri yapmakda gecikmek, inadcihk ve edebsizlik olur. Farisf yazilmis 
fikh kitablanndan mesela, (Tergfbiissalat ve teysfriil-ahkam) kitabi ve bunun ben- 
zeri bir kitab, her vakt yammzda bulunmahdir. [(Tergfbiissalat) kitabi, yiiz kadar 
kitabdan toplanmisdir ve vie kismdir. Birinci kism, nemazin farz olmasi, ikincisi ab- 
dest, iiciincusii abdesti bozanlardir. Bu kitab, Nur-i Osmaniyye Kiitiibhanesinde 
vardir. Hakikat Kitabevi tarafmdan yeniden tab' edilmisdir.] Din mes'elelerini bu 
kitablardan bakip ogrenmelidir. [Olur olmaz kimselerin, para kazanmak icin yaz- 
digi kitab ve mecmu'alardan din ogrenen, yanhs seyler ogrenir. Dogru miisliman- 
lann, Allah nzasi icin yazmis olduklan kitablan bulup okumahdir. Islamiyyeti 6g- 
renmek icin, en iyi tiirkce kitab, Kadizadenin (Birgivf vasiyyetnamesi serhi) ve yi- 
ne Kadi zadenin (Amentii serhi) kitablan ile (Mevkufat), (Diirr-i Yekta serhi), (Ey 
ogul ilmihali) ve (Mevahib-i lediinniyye tercemesi) ve (Mecmu'a-i ziihdiyye) ve 
(Miftah-ul-Cennet ilm-i hali)dir. Fatih cami'i serifi ders-i amlarmdan, ibtida-i da- 
hil medresesi miidir-i umumisi iskilibli Muhammed Atif efendinin (islam yolu) il- 
mihal kitabi da cok faidelidir. 1959 senesinde basilmisdir. 1926 da Ankarada i'dam 
edilmisdir. Bunlar, islam harfleri ile basilmisdir. Bir kitaba giivenebilmek icin, yal- 
mz ismine degil, kitabi yazanm ismine de bakmahdir.] Ehl-i siinnet i'tikadim ve fikh 
bilgilerini ogrenmeden once, Giilistan kitabi ve hikaye kitablan okumamahdir. Fikh 
kitablan yanmda, Giilistan ve benzeri kitablar liizumsuzdur. [Giilistan liizumsuz 
olursa, din diismam olan gazetelerin ve mecmu'alarm tiryakilerine acaba ne denir.] 
Dinde lazim olanlan, once okumak ve ogrenmek ve ogretmek lazimdir. Bunlardan 
fazlasi ikinci derecede kahr. [Ya, din bilgilerini ogrenmeden, baska seyler ogrenen- 
ler ve cocuklanna dogru din bilgisi ogretmiyerek, para, mal, mevki' kazanmalan- 
na ugrasanlar, ne kadar aldamyor. istikbali te'min etmek, acaba bunlan kazanmak 
midir? Yoksa, Allahii tealamn nzasim kazanmak midir?] 

Tehecciid nemazini zaruret olmadikca, elden kacirmamahdir. [Tehecciid, gecenin 
iicde ikisi gecdikden sonra, kihnan nemaza denir, imsak vaktinden once kilmir. Te- 
hecciid, uykuyu terk etmek demekdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" 
muharebelerde bile, tehecciid kilardi. Kaza nemazlan olan, tehecciid zemamnda, ka- 
za nemazi kilmahdir. Hem kaza borcu odenir, hem de tehecciid sevabina kavusur. Te- 
hecciid ve diger nafile nemazlann nasil kihnacaklan (islam Ahlaki) kitabimizda 
yazihdir.] Gece uyanmak giic olursa, hizmetcilerinizden birkacina emr ediniz! Sizi o 
zeman uyandirsmlar, uykuda birakmasmlar. Birkac gece kalkmca, artik adet olur, uya- 
mrsimz. Tehecciid ve sabah nemazlarma uyanmak isteyen, yatsiyi kihnca hemen yat- 
mahdir ve gece, bos seylerle uykusuz kalmamahdir. Tehecciid zemamnda tevbe, is- 
tigfar etmek, Allahii tealaya iltica etmek, yalvarmak, giinahlanni dtisiinmek, aybla- 
nni, kusurlanm hatirlamak, kiyametdeki azablan diisiiniip korkmak, Cehennemin 
sonsuz acilarmdan titremek lazimdir. Afv ve magfiret icin cok yalvarmahdir. O ze- 
man ve her zeman yiiz kerre ( EstagliiullahtTazfiii ellezf la ilahe ilia hiiv el hayyel kay- 
yiime ve etubii ileyh) demeli ve ma'nasim diisiinerek soylemelidir. [Azim, zati ve si- 
fatlan kemalde demekdir. Kebir, zati kemalde, celil, sifatlan kemalde demekdir.] Bu- 
nu ikindi nemazindan sonra [tesbihlerden ve diiadan sonra] yiiz def a okumahdir. Ab- 
destsiz okunabilir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Kiyametde, sahffesinde cok istig- 
far bulunanlara, miijdeler olsun!). [Muhammed Ma'sum-i Faruki, ikinci cildin 80. ci 
mektubunda buyuruyor ki, (Belalardan, sikintilardan kurtulmak icin, istigfar okumak 
cok faidelidir ve tecribe edilmisdir. Oliimden baska, her derdden kurtanr. Eceli 
gelenin de, agnsiz, sikintisiz olumtine yardim eder. Her sikmtidan kurtaracagi ve nz- 
ki artdiracagi, hadis-i serifde bildirildi. Her farz nemazdan sonra, bunu iic kerre oku- 
mah ve yalmz (Estagfirullah) diyerek yetmise temamlamahdir). (Hak Soziin Vesf- 
kalari) kitabmm 344. cii sahifesine bakimz! istigfan ve biitiin diialan, ma'nalanni dii- 

-110- 



siinmeden, temiz kalb ile soylemezse, yalniz agiz ile soylerse, hie faidesi olmaz. 
Agiz ile iic kerre soyleyince, temiz kalb de soylemege baslar. Giinah islemekle ka- 
rarmis olan kalbin soylemesi icin, agiz ile cok soylemek lazimdir. Nemaz kilmiyamn 
ve haram lokma yiyenin kalbi simsiyah olur. Boyle kalbler de soylemege baslamasi 
ipin, agiz ile en az yetmis kerre soylemelidir.] Duha ya'nikusluk vakti, hie olmazsa 
iki rek'at nemaz kilmak lazimdir. Tehecciid ve kusluk nemazlarmm en cogu oniki 
rek'atdir. [Nafile nemazlarda, gece iki rek'atde, giindiiz dort rek'atde selam verilir.] 

Her farz nemazi kilmca, Ayet-el-kiirsi okumaga cahsmahdir. Peygamberimiz 
"sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Farz nemazlarindan sonra Ayet-el- 
kiirsi okuyan kimse ile Cennet arasinda, oliimden baska inani* yokdur). Bes vakt 
nemazdan sonra, sessizce, otuziic kerre kelime-i tenzih (Siibhanallah) ve otuziic 
kerre tahmid (Elhamdiilillah) ve otuziic def a tekbir (Allahii ekber) ve en sonra, 
bir kerre (La ilahe illallahii vahdehu la serike leh, lehiiliniilkii velehiil hamdii yiih- 
yi ve yiimit ve hiive ala kiilli sey'in kadfr) demelidir ki, hepsi yiiz olur. 

Hergiin ve her gece yiiz kerre (Siibhanallahi ve bi-hamdihi siibhanallahH'azim) 
demelidir. Cok sevabdir. Her sabah bir kerre (Allahiimme ma esbaha bimin ni'me- 
tin ev bi-ehadin min halkike, fe minke vahdeke, la serike leke, fe lekel hamdii ve le- 
kessiikr) demeli ve her aksam (Ma esbaha) yerine (Ma emsa) diyerek, hepsini ay- 
nen okumahdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bu dii- 
ayi giindiiz okuyan, o giiniin siikriinii yapmis olur. Gece okuyunca, o gecenin siik- 
riinii ffa etmis olur). Abdestli okumak sart degildir. Hergiin ve her gece okumahdir. 

islamm iiciincii sarti, malm zekatim vermekdir. Zekat vermek, elbette lazimdir. 
Zekati seve seve ve islamiyyetin emr etdigi kimselere vermelidir. 

Biitiin ni'metlerin, mallarm hakiki sahibi olan Allahii teala, zenginlere verdi- 
gi ni'metlerin kirkda birini, muslimanlarm fakirlerine vermelerini, buna karsilik, 
cok sevab, katkat miikafat verecegini [ve zekati verilen mail elbette artdinrim ve 
hayrli yerlerde kullanmanizi nasib ederim. Zekati verilmiyen mail, derd ile, bela 
ile istemiyerek hare etdiririm, elinizden ahr, diismanlarmiza veririm, siz de bu ha- 
li goriir, kendinizi yer, yanip kavrulursunuz!] buyurup da, bu kadar az bir seyi [is- 
tedigin herhangi bir din kardesine] vermemek, ne biiyiik insafsizhk ve inadcihk olur. 

Allahii tealamn emrlerini yapmamak, hep kalbin bozuk olmasmdandir. Kalbin bo- 
zuk olmasi, islamiyyete tam inamlmamasidir. Mii'min olmak icin, yalniz kelime-i se- 
hadeti [Eshedii en la...] soylemek yetismez. Miinafiklar [kalbi kafir oldugu halde, miis- 
liman goriinen zmdiklar] da bunu soyliiyor. Kalbde iman bulunduguna alamet, isla- 
miyyetin emrlerini seve seve yapmakdir. Zekat niyyeti ile fakire bir altm vermek, yiiz- 
bin altin sadaka vermekden daha sevabdir. Ciinki, zekat vermek, farzi yapmakdir. Ze- 
kat niyyeti olmadan verilenler ise, nafile ibadetdir. Farz ibadetin yanmda nafile iba- 
detlerin hie kiymeti yokdur. Deniz yanmda, damla kadar bile degildir. Seytan alda- 
tarak, kazalan kildirtmiyor, nafile kilmagi, [nafile hacca ve omreye gitmegi] giizel gos- 
teriyor. Zekat verdirmeyip, nafile hayrlan, goze giizel gosteriyor. [Siinnetlerin ve na- 
filelerin, soz verilen biiyiik sevablan, farz borcu olmiyanlar, kazalanm odeyenler icin- 
dir. Kazasi olanlarm, farzlardan baska hicbir ibadetlerine, hie sevab verilmez.] 

Islamin sartmm dordunciisii, mubarek Ramezan aymda, hergiin oruc tutmak- 
dir. Mubarek Ramezan ayinda hergiin, muhakkak oruc tutmahdir. Olur olmaz se- 
beblerle, bu miihim farzi elden kacirmamahdir. Peygamberimiz "sallallahii aley- 
hi ve sellem" buyurdu ki, (Oruc, mii'mini Cehennemden koruyan bir kalkandir). 
Hastahk gibi, mecburibir sebeble oruc tutulmazsa, [gizli yimeli ve ozr bitince] he- 
men kaza etmelidir. Hepimiz Onun kuluyuz. Basi bos, sahibsiz degiliz. Sahibimi- 
zin emrlerine, yasaklarma gore yasamahyiz ki, azabdan kurtulabilelim. islamiyye- 
te uymiyanlar, inadci kul, aksi, asi me'mur olur ki, ceza cekmeleri lazim gelir. 

Islamm besinci sarti hacdir [omriinde bir kerre, Mekke sehrine gidip, hac vazl- 
felerini yapmakdir]. Hac vazifesinin sartlan vardir. Hepsi, fikh kitablarmda yazi- 
hdir. Hadis-i serifde, (Kabul olan bir hac, gecmis giinahlari yok eder) buyuruldu. 

-Ill- 



Cehennemden kurtulmak istiyen, halal ve haramlan iyi ogrenmeli, halal kaza- 
nip, haramdan kacmmahdir. islamiyyetin sahibinin yasak etdigi seylerden sakin- 
malidir. islamiyyetin hududunu asmamahdir. Gaflet uykusu ne zemana kadar 
siirecek, kulaklardan pamuk ne vakt atilacak? Ecel gelince, insani uyandiracak- 
lar, gozleri kulaklan acacaklar. Fekat, o zeman pismanlik ise yaramiyacak. Rezil 
olmakdan baska, ele birsey gecmiyecekdir. Hepimize oliim yaklasiyor. Ahiretin 
cesid cesid azablan, insanlan bekliyor. insan oldiigii zeman, kryameti kopmus de- 
mekdir. Oliim uyandirmadan ve is isden gecmeden once uyanalim! Allahii teala- 
nm emrlerini ve yasaklarmi ogrenip, su birkac giinliik omrumiizii, bunlara uygun 
gecirelim. Kendimizi ahiretin cesidli azablarmdan kurtaralim! Tahrim suresi altm- 
ci ayetinde mealen, (Ey liiian edenler, kendinizi ve coluk cocugunuzu oyle bir ates- 
den koruyun ki, onun tutusdurucusu insanlarla taslaidu) buyuruldu. 

Imam, i'tikadi diizeltdikden ve islamiyyete uygun ibadetleri yapdikdan sonra, 
vaktleri, kalbi temizlemek ile ma'mur etmek lazimdir. Allahii tealayi hatirlamadan, 
bir an gecirmemelidir. Viicud, eller, ayaklar diinya isleri ile ugrasirken, kalb hep Al- 
lahii teala ile olmali, Onu hatirlamakla lezzet duymahdir. Bu devlet, biiyuklerimi- 
zin gosterdigi yolda, herkese, az zemanda nasib oluyor. Elhamdiilillah siz, boyle ol- 
dugunu biliyorsunuz. Belki de, cok az olsa bile, birsey hasil olmusdur. Ele geceni 
birakmamak ve siikr etmek lazimdir ve artmasma cahsmahdir. Herkesin, sonradan 
kavusabildigi seyler, bu yolda, baslangicda ele gecer. O halde, kazanclanmn azi da, 
pek cokdur. Ciinki, daha baslangicda nihayetden haberleri olur. Fekat, ele gecen, 
ne kadar cok olsa da, az gormelidir. Ama siikr etmegi elden birakmamahdir. Hem 
siikr etmeli, hem de daha artmasim istemelidir. Kalbin temiz olmasmdan maksad, 
Ondan baskasmm sevgisini kalbden cikarmakdir. Kalbin hasta olmasi, iste bu ce- 
sidli baghhklardir. Bu baghhklar kesilip atilmadikca, hakiki iman nasib olmaz. is- 
lamiyyetin emrlerini ve yasaklarmi yerine getirmek kolay ve rahat olmaz. 



Onu diisiin, oldukcu canin! 



Kalbin temizligi, zikri Hedir amn! 

[Zikr etmek, Allahii tealayi hatirlamak demekdir. Bu da, kalb ile olur. Zikr 
edince, kalb temizlenir. Ya'ni kalbden diinya sevgisi cikar. Allah sevgisi yerlesir. Bir- 
cok kimselerin, bir araya toplanarak hayhuy etmesi, oynamasi, donmesi, zikr degil- 
dir. Yiiz seneden beri, tarikat diyerek, bircok sey uyduruldu. Din buyiiklerinin, Es- 
hab-i kiramm yolu unutuldu. Cahiller, hatta fasiklar seyh olarak zikr ve ibadet is- 
mi altinda, giinah isledi. Hele son zemanlarda, haram girmeyen, kizilbashk, mezheb- 
sizlik kansmayan bir tekke kalmamisdi. Bugiin ne istanbulda, ne de Anadoluda ve 
Misr, Irak, Iran, Suriye ve Hicazda, ya'ni hicbir islam memleketinde, tesavvuf ali- 
mi yok gibidir. Fekat sahte miirsidler, miislimanlan somtiren tankatcilar cokdur. Din 
biiyiiklerinin, eskiden kalma, halis kitablarim okuyup, ibadetleri bunlara gore dog- 
rultmahdir. Tarikatcihk, seyhlik, miiridlik gibi ismlerin perdesi altinda is goren zin- 
diklara, mal ve din hirsizlanna aldanmamah, bunlardan kacmmahdir]. 

Yemekleri, keyf icin, lezzet icin yimemeli, Allahii tealamn emrlerini yerine ge- 
tirmege kuvvet bulmak icin yimelidir. Eger onceleri, boyle niyyet edemezseniz, her 
yemekde, zor ile boyle niyyet ediniz. Hakiki niyyet yapabilmeniz icin, Allahii te- 
alaya yalvarmiz! Tesavvuf, az yimek, az icmek degildir. Herkesin halalden kazamp, 
doyuncaya kadar yimesi lazimdir. Ubeydiillah-i Ahrar "rahmetullahi aleyh" (Mes- 
mu'at) kitabmda, 110. cu sahifede diyor ki, (Sah-i Naksibend Behaiiddin-i Buhari 
buyurdu ki, birsey yimek, ac kalmakdan iyidir. Alaiiddevle Riikneddin buyurdu ki, 
birsey yimek, ac kalmakdan iyi oldugunu, onceden bilseydim, az yiyiniz demezdim.) 
Yeni ve temiz giyinmeli ve giyinirken ibadet icin, nemaz icin siislenmege niyyet et- 
melidir. Bir ayet-i kerimede mealen, (Her nemazi kdarken siislii, temiz, sevilen el- 
biselerinizi giyiniz!) buyurulmusdur. Elbiseyi herkese gosteris icin giymemelidir ki, 

-112- 



giinahdir. [Ibni Abidin orucun mekruhlanm anlatirken, giizel giyinmek mubahdir 
diyor.] Biitiin hareketler, isler, sozler, okumak, dinlemek, [oglunu mektebe gonder- 
mek] hep Allah rizasi icin olmahdir. Onun dinine uygun olmasma cahsmahdir. 
Boyle olunca, insanm her a'zasi ve kalbi Allahii tealaya miiteveccih olur. Onu zikr 
eder [ya'ni hatirlar]. Mesela, biisbiitiin gaflet olan uyku, ibadetleri kuvvetle ve sag- 
lam yapmak niyyeti ile uyunursa, biitiin uyku ibadet olur. Ciinki, ibadet niyyeti ile 
uyumakdadir. Peygamberimiz "sallallahti aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Alimlerin 
uykusu ibadetdir). Evet, bunlan yapmak, size bugiin icin giic olacagim biliyorum. 
Ciinki, cesidli mani'ler etrafmizi sarmisdir. Adete, modaya kapilmis bulunuyorsu- 
nuz. Ayblanmak, izzet-i nefse dokunmak kuruntulanna tutulmussunuz. Biitiin bun- 
lar, ahkam-i islamiyyeyi yerine getirmenize mani' olmakdadir. Halbuki, Allahii te- 
ala, islamiyyeti, bozuk adetleri, cirkin modalan kaldirmak icin ve nefs-i emmarenin 
benlik, izzet-i nefs cilgmliklarmi yatisdirmak icin gonderdi. Fekat, Allahii tealamn 
ismini, kalbde hatirlamaga devam nasib olursa ve bes vakt nemaz gevsek davranma- 
dan, sartlan ile kilmirsa ve halal ve harama, elden geldigi kadar dikkat edilirse, bu 
mani'lerden kurtulmamz, oraya cekilmeniz umulur. Bu nasihatleri yazmanm ikin- 
ci bir sebebi de, bunlar yapilmasa bile, kendi kusur ve kabahatini anlamaga yarar 
ki, bu da biiytik ni'metdir. Bulmayrp da, bulmadigim anlamamakdan ve kusurunu 
bilmemekden ve vazifeyi yapmadigina utanmamakdan, Allahii tealaya sigminz. 
Boyle kimseler, islamiyyeti tammiyan, kullugunu yapmiyan inadci cahillerdir. 

[Muhammed Ma'sum Serhendi "rahmetullahi aleyh", ikinci cildin yiizkirkinci 
mektubunda diyor ki, (Hadis-i kudside (Bir Veil kuluma diisnianlik eden, be- 
nimle harb etmis olur. Kulumu bana yaklasdiran seyler arasinda, en sevdigim, ona 
farz etdigim $eydir. Nafile ibadet [de] yaparak, bana yaklasan kulumu cok seve- 
riin. Qok sevdigim kulumun isiten kulagi, goren gozii, tutan eli, yiiriiyen ayagi olu- 
rum. Istedigini elbette veririm. Bana sigmdigi zeinan, elbette korurum) buyurul- 
du.) Bu hadis-i kudsi, ikinci kismm onyedinci maddesinin ticiincii sahifesinde ve 
Nevevinin (Hadis-i erba'in)i, 38. ci hadisinde ve(Hadika)mn yiizseksenikinci ve (Ki- 
yamet ve Ahiret)in yiizaltmisdordiincii ve (Faideli Bilgiler)in altmisbirinci sahife- 
sinde izah edilmekdedir. Farzlarla hasil olan kurb, ya'ni Allahii tealaya yaklasmak, 
nafilelerle hasil olandan, elbette daha cokdur. Fekat, ihlas ile yapilan farzlar kurb 
hasil eder. ihlas, ibadetleri, Allahii teala emr etdigi icin yapmakdir. Ehl-i siinnet 
olan her mii'minde biraz ihlas vardir. Takva ile ve ibadet yapmakla, kendisine 
(Feyz) denilen kalb nurlari gelir. Bir Velfnin kalbinden sacilan bu feyzlerden ahr- 
sa, ihlasi cabuk ve cok artar. (Takva), haramlardan nefret etmek, haram islemegi 
hatira bile getirmemekdir. Allahii tealaya yaklasmak, Onun nzasma, sevmesine ka- 
vusmak demekdir. Son soziin sonuna bakiniz! Allahii tealamn mu'minlerin kalb- 
lerine gonderdigi nurlar, feyzler, ibadetleri ve takvasi cok olanlara, gelmekdedir. 
Ya'ni, bunlann feyz almak isti'dadlan, kabiliyyetleri artar. Feyzler, Resulullahm 
mubarek kalbinden yayilmakdadir. Gelen feyzleri almak icin, Resulullahi sevmek 
lazimdir. Sevmek de, Onun ilmini, giizel ahlakmi, mu'cizelerini, kemalatmi ogren- 
mekle hasil olur. Resulullah da, onu goriip severse, feyz almasi cogalir. Bunun 
icin,sohbetinde bulunup, giizel yuziinii gorenler, tath sozlerini isitenler, daha cok 
feyz aldilar. Eshab-i kiram, bunun icin, cok feyz alip, kalbleri diinya sevgisinden 
temizlenerek, ihlas sahibi oldular. Kavusduklan nurlar, feyzler, Evliyanin kalble- 
rinden dolasarak, zemammiza kadar geldi. Bir kimse, kendi zemanmda bulunan 
bir Veliyi tamyip, cok sever ve sohbetinde bulunarak, kendini sevdirirse, Resulul- 
lahm mubarek kalbinden Velinin kalbine gelmis olan nurlar, bunun kalbine de aka- 
rak kalbi temizlenir. Sohbetine kavusamazsa, onu diisiinmesi, ya'ni Velinin sekli- 
ni, yuziinii hatirma getirmesi de, sohbetinde bulunmus gibi olur. Mazher-i Can-i 
Canan, Delhiden Kabildeki sah Behike tevecciih ederek, yiiksek derecelere kavus- 
durdu. Mazher-i Can-i Canan hazretleri, (Biitiin feyzlere, biitiin ni'metlere, iistad- 
lanma olan sevgim sebebi ile kavusdum. Kusurlu ibadetlerimiz, bizi Allahii teala- 

— 113 — Se'adet-i Ebediyye 1-F:8 



ya yaklasdirmaga sebeb olabilir mi?) dedi. Ya'ni, miirsidi sevmek, onun kalbinden 
sacilan feyzleri almaga sebeb olur. Feyz almca, ihlas hasil olur. ihlas ile yapilan iba- 
det de, insani hakiki imana kavusdurur. (Kiinuz-iid-dekaik)deki hadis-i serifde, 
( Herse yin menba'i vardir. ihlasin, takvamn menba'i, kaynagi, Ariflerin kalbleri- 
dir) buyuruldu. Veil olmak icin, ya'ni Allahii tealaya yakin olmak, ya'ni Onun 
sevgisine kavusmak icin, ihlas ile ahkam-i islamiyyeye uymak lazimdir. Ahkam-i is- 
lamiyyeye uymak, once Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdikleri gibi iman etmek, son- 
ra haramlardan sakinmak ve farz olan ibadetleri, ihlas ile yapmakdir.] 

(Ehl-i siinnet) i'tikadi, nazm iizre ey civan, 
oldu asagida sana, acik dil He beyan: 
Dogru olan i'tikadi, ister isen kardesim, 
gece giindiiz, bu kitabi oku hem de, pek candan! 
Ruhuna rahmet eylesin, Hak, Ebu Hanifenin, 
Km' an vol u nu gosterdi, bize o yiice Nu'man. 
Diinyaya goniil baglama, akar iimiir su gibi, 
Islaniiyyete uyan kimse, her dent olur sadiiman. 
Once ilmihali ogren, cocuguna da ogret. 
din bilgisi ogrenmezsen, olursun sonra pisman! 
Diismanlarimiz sinsice, nasil saldiriyor bak, 
sen de dini yaymak icin, cahsgayb etme zemanl 
Dinsizler hep yalanla, gencleri aid at ry or, 
I si fun i v ok edecekler, artik gafletden uyan! 
Miislimanlar da susirnus, tuzaga diismiis cogu, 
(Ehl-i kible) sbzde hepsi, ayrilmislar hak yoldan, 
ilm-i hali ogrenmiyen, kendini koruyamaz. 
Kafir veya sapik olur, (Ehl-i siinnet) olmiyan! 
Dogru olan bilgileri, yayanlara yardim et! 
cihad sevabmi kazan, olsun bunda mal reran. 
Resulullah hie durdu mu. Eshabi uyudu mu? 
dini yaymak icin hepsi, olmusdu bir kahraman! 
Cahs bos durma sen dahi, din diismam pek kavi, 
icden disdan ezecekler, gidecek, dinle iman. 
Eshaba cirkin sbyleme, hepsinin kadrini bil, 
birbirini se verier di, buna sahiddir Km' Cm! 
En iistiin Ebu Bekrdir, Omer, Osman, Alihem, 
Mu'aviyeyi de cok sev, Odur Kur'ani yazan! 
Rabbimiz cism degildir, zemani, mekani yok, 
maddeye liiilul eylemez, boyle olmali iman! 
Mahliika muhtac degildir, ortagi, benzeri yok, 
herseyi Odur yaratan, hem de varlikda tutan. 
Iyi, kotii, iman, kiifr, madde, kuvvet, enerji, 
hepsini O var ediyor, yaratamaz hie insan! 
herkese akl, irade verdi, hem yol gosterdi, 
kim iyilik diler ise, yaratir hemen Rahman. 
Once, i'tikadi diizelt, emri, yasagi gbzet, 
se'adete kavusamaz, islamiyyetden ayrilan! 
Ta bnceden adet oldu, kim ekerse o bicer, 
pek aldandi, ziyan etdi, ekmeden bugday uman! 
Yetmisiic firkadan ancak (Ehl-i siinnet) kurtulan, 
Resulullahm volutin onlardir bize sunan! 

-114- 



47 — UCUNCU CILD, 34. cii MEKTUB 

Bu mektub, in fr Muhammed Eiiiinin annesine yazilinisdir. 

Nasihatlerin birincisi, Ehl-i siinnet alimlerinin, kitablarmda bildirdiklerine go- 
re, i'tikadi diizeltmekdir. Ciinki, Cehennemden kurtulan yalmz bu firkadir. Alla- 
hii teala, o biiyiik insanlarm calismalanna, bol bol miikafat versin! [Dort mezhe- 
bin ictihad derecesine yiikselmis miictehidlerine ve bunlann yetisdirdikleri biiyiik 
alimlere (Ehl-i siinnet) alimi denir. Ehl-i siinnet alimlerinin kitablan cokdur. 
Mearif nezaretinin 465 numarah ruhsati ile 1217 senesinde istanbulda yazihms olan 
tiirkce (Necat-iil miisalli) kitabmda Ahmed Sevki efendi cok giizel anlatmakda- 
dir.] i'tikadi (Imam) diizeltdikden sonra, fikh ilminin bildirdigi ibadetleri yapmak, 
ya'ni islamiyyetin emrlerini yapmak, yasak etdiklerinden kacmmak lazimdir. Bes 
vakt nemazi, iisenmeden, gevseklik yapmadan, sartlarma ve ta'dil-i erkana dikkat 
ederek, kilmahdir. Nisab mikdan mail ve parasi olan, zekat vermelidir. imam-i 
a'zam buyuruyor ki: (Kadinlarm stis olarak kullandiklan altm ve giimiisiin de ze- 
katim vermek lazimdir). 

Kiymetli omrii, liizumsuz mubahlara bile harcamamahdir. Haram ile gecirme- 
mek, elbette lazimdir. Tegannive sarki [ve calgi aletleri] ile mesgul olmamah, bun- 
lann nefse verecekleri lezzete aldanmamalidir. Bunlar bal kansdinlmis, sekerle 
kaplanmis zehrdir. 

(Gfbet) etmemelidir. Gibet haramdir. [Gibet, bir miislimamn veya zimminin giz- 
li bir kusurunu, arkasmdan soylemekdir. Harbilerin ve bid'at sahiblerinin ve 
acikca giinah isliyenlerin bu giinahlanm ve miislimanlara zulm edenlerin ve ahs ve- 
risde onlan aldatanlann bu fenaliklanm miislimanlara duyurarak, bunlann serrin- 
den sakinmalarma sebeb olmak ve miislimanhgi yanhs soyliyenlerin ve yazanla- 
nn bu iftiralanm soylemek lazimdir, gibet olmaz (Redd-iil muhtar: 5-263).] 

Nemime, ya'ni mtislimanlar arasinda soz tasimamahdir. Bu iki giinahi isle- 
yenlere cesidli azablar yapilacagi bildirilmisdir. Yalan soylemek ve iftira etmek 
de haramdir, sakinmak lazimdir. Bu iki fenalik, her dinde de haram idi. Cezala- 
n cok agirdir. Miislimanlann ayblanm ortmek, gizli giinahlanm yaymamak ve ku- 
surlanni afv etmek cok sevabdir. Kiiciiklere, emr altinda bulunanlara [zevceye, co- 
cuklara, talebeye, askere], fakirlere merhamet etmelidir. Kusurlanm yiizlerine vur- 
mamahdir. Olur olmaz sebeblerle o zevalhlan incitmemeli, dovmemeli ve sovme- 
melidir. [Hie kimsenin dinine, mahna, canina, serefine, namusuna saldirmamah, 
herkese ve hiikumete olan borclan odemelidir. Riisvet almak ve vermek haram- 
dir. Yalmz zalimin zulmiinden kurtulmak icin ve ikrah edilince vermek riisvet ol- 
maz. Fekat, bunu almak da haram olur.] Herkes, kendi kusurlanm gormeli, Al- 
lahii tealaya karsi yapdigi kabahatleri diisiinmelidir. Allahii tealamn, kendisine ce- 
za vermekde acele etmedigini, nzkim kesmedigini bilmelidir. [Anamn, babanm, 
hiikumetin, ahkam-i islamiyyeye uygun emrlerine ita'at etmeli, ahkam-i islamiy- 
yeye uygun olmiyanlara lsyan etmemeli, karsi gelmemeli, fitneye sebeb olmama- 
lidir.] [(Mektubat-i Ma'sumiyye) ikinci cild, 123. cii mektuba bakimz!] 

i'tikadi diizeltdikden ve fikhm emrlerini yapdikdan sonra, biitiin zemanlan, 
Allahii tealayi zikr ile gecirmelidir. Buna, biiyiiklerin bildirdigi gibi, devam etme- 
lidir. Buna, ya'ni kalbin, Allahii tealayi zikr etmesine mani' olan herseyi, diisman 
bilmelidir. Ahkam-i islamiyyeye ne kadar cok yapisihrsa, Onu anmanm lezzeti ar- 
tar. Ahkam-i islamiyyeye uymakda, gevseklik, tenbellik artdikca, o lezzet de aza- 
hr ve kalmaz olur. [Zikrin cesidleri vardir. Bunlardan biri, (Allahii ekber, Allahii 
ekber. La ilahe illallahii vallahii ekber. Allahii ekber ve lillahilhamd)dir. Buna (Tek- 
bfr-i tesrik) de denir. Her gun cok soylemelidir. (istigfar diiasi) da, faidesi pek cok 
olan bir zikrdir. islam diismanlarmm yalanlanna, iftiralanna aldamp da, onlarm tu- 
zaklarma diismemege cok dikkat etmelidir.] Daha ne yazayim? Akh olana bu ka- 
dar yetisir. Allahii teala hepimize se'adet-i ebediyyeye kavusduran seyleri yapmak 
nasib eylesin! Amin. 

-115- 



48 — UCUNCU CILD, 35. ci MEKTUB 

Bu mektub, Mirza Menu Cehre yazilmis olup, nasihat vermekdedir: 

Allahii teala, hayrli omiirler ihsan buyursun! Se'adet, iyilikler verip, basmizdan 
gecen acilari unutdursun! 

Yavrum! Genclikde, nefsin arzulan, insani kapladigi gibi, ilm ogrenilecek, iba- 
det yapilacak en karh zeman da genclikdir. Genclikde, sehvetin, asabiyyetin kap- 
ladigi anlarda, islamiyyetin bir emrini yerine getirmek, ihtiyarhkda yapilan aym iba- 
detden cok iistiln ve kiymetli olur. [Hele baska mani'ler de araya katilirsa, bunla- 
n dinlemeyip yapilan ibadetin sevabi o kadar cokdur ki, ancak Allahii teala bilir.] 
Ciinki, mani'ler karsismda, ibadeti yapmak giicliigii, sikmtisi, o ibadetlerin, sanini, 
serefini goklere cikanr. Mani' olmayarak, kolay yapilan ibadetler, asagida kalir. Bu- 
nun icindir ki, insanlann yiiksekleri, meleklerin yiikseklerinden daha iistiin ol- 
musdur. Ciinki insan, mani'ler arasmda ibadet ediyor. Melekler ise, mani' olmadan 
emre ita'at ediyor. Harb zemamnda, askerin kiymeti artar ve muharebede ufak bir 
hizmetleri, sulh zemanmdaki biiyiik gayretlerinden daha kiymetli olur. Genclik ar- 
zulan, Allahii tealanm dtismam olan nefsin ve seytamn sevdigi seylerdir. islamiy- 
yete uygun seyler ise, Allahii tealanm sevdigi seylerdir. Allahii tealanm dtismanla- 
rmi sevindirip, biitiin ni'metleri veren, hakiki sahibi gazaba getirmek, aklh ve ze- 
kf insanlann yapacagi sey degildir. Allahii teala, hepimize akla uygun hareketler na- 
sib edip, nefse, seytana ve zmdiklann, ya'ni miisliman ismini tasiyan din diisman- 
lannm sozlerine ve yazilarma aldanmakdan muhafaza buyursun! [Hele dinsizlerin, 
miislimanlarla alay edenlerin cogaldigi, miisliman evladlarmi dinden cikaran pro- 
pagandalarm yayildigi zemanda yapilan az bir ibadete, dogru olmak sarti ile, kat- 
kat cok sevab verilecekdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu 
ki, (Ey Eshabim! Siz oyle bir zemanda geldiniz ki, Allahii tealanm emrlerinden on- 
da dokuzunu yapip, birini yapmazsaniz, helak olursunuz, Cehenneme gidersiniz! Bir 
zeman gelecek ki, o zemanin mii'minleri, emrlerin birini yapabilip, dokuzunu birak- 
salar, Cehennemden kurtulurlar. O zemanda imam olanlara miijdeler olsun!) ]. 

49 _ UCUNCU CILD, 57. ci MEKTUB 

Bu mektub, mevlana Hamid Ahmedi icin yazilmrsdir. A kin in yokdan var edil- 
inis oldugunu bildirmekde ve Yunan felsefecilerinin akl-i fe'al dedikleri seyi red 
etmekdedir: 

Alemlerin rabbi olan Allahii tealaya hamd olsun ve Peygamberlerin en iistiinii- 
ne salat ve selam olsun. Allahii teala kendiliginden vardir. Allahii tealanm varli- 
gi kendisindendir. Simdi var oldugu gibi, gecmisde de hep vardi. ileride de hep var- 
dir. Varhgmdan once ve varhgimn sonunda yok olmasi miimkin degildir. Hep var 
olmasi lazimdir. Yokluk, Ona yaklasamaz. Allahii tealadan baska herseye (Alem) 
denir. Alemin hepsi, maddenin fizik halleri, [ya'ni, kati, sivi ve gaz cismler ve atom- 
lar, molekiiller, enerjiler], gokler, akllar, nefsler, [hiicreler, biitiin canhlar], element- 
ler ve bilesik cismler, Onun yaratmasi ile var olmuslardir. Yok iken, sonradan vti- 
cude gelmislerdir. Sonsuz var olan yalmz Odur. Ondan baska hersey, yok idiler. Son- 
radan var oldular. Sonra, yine yok olacaklardir. Yer kiiresini iki giinde yaratdi. Son- 
ra, gokleri ve yildizlan da iki giinde yaratdi. Ya'ni yokdan var eyledi. (Ha-mini Sec- 
de) suresinin dokuzuncu ayetinde mealen, (Yeri iki giinde yaratdi) ve onikinci aye- 
tinde mealen, (Sonra, yedi gokii de iki giinde var eyledi) buyuruldu. Bir kimse or- 
taya cikip, Kur'an-i kerimin bu ayetlerini inkar ederek, mahluklardan bir kismi- 
na ve goklere, yildizlara ve elementlere, akllara, ruhlara kadim derse, bunun ah- 
mak oldugu anlasihr. Biitiin dinler, Allahdan baska herseyin hadis olduklanni, ya'ni 
yok iken, sonradan var edilmis olduklanni bildirmislerdir. Biitiin dinlerin bu soz- 
birligini, Huccet-iil-islam imam-i Muhammed Gazali, (El-miinkizii aniddalal) ki- 

-116- 



tabmda bildirmekdedir. Alemde bulunan seylerden birkacma kadim diyenin ka- 
fir olacagmi yazmisdir. Goriiliiyor ki, miimkin, ya'ni mahluk olan seylerden biri- 
nin kadim oldugunu soylemek, dinden cikmak ve felsefeci olmak demekdir. Alla- 
hil tealadan baska hersey yok idi ve hepsi yine yok olacaklardir. Kiyamet kopaca- 
gi zeman, yildizlar yerlerinden aynlip dagilacak, gokler parcalanacak, yeryiizii ve 
daglar da parca parca olacak, hepsi yok olacaklardir. Boyle olacaklanni Kur'an-i 
kerim acikca bildirmekdedir. Miislimanlann biitiin firkalan, bunu sozbirligi ile ha- 
ber vermisdir. (El-hakka) suresinde, bir ayet-i kerimede mealen, (Sura bir kerre 
iifiiriilunce, yeryiizii ve daglar, yerlerinden kaldmhp silkilecekdir. O giin kiyamet 
kopacak, gok yardacak ve dagilacakdir) ve (Tekvif) suresinde, bir ayet-i kerime- 
de mealen, (Giinesin karardigi, yildizlann yerlerinden ayrdip dokiildiikleri ve 
daglarin dagdip sacildiklari zemana...) ve (infitar) suresinde, bir ayet-i kerimede 
mealen, (Gokiin yarddigi ve yddizlann dagdip yok olduklari zeman...) ve (Kasas) 
suresinin son ayetinde mealen, (Hersey yok olacakdir. Yalniz O kalacakdir!) bu- 
yurulmusdur. 

Kur'an-i kerimde, bunlar gibi, daha nice ayetler vardir. Bunlarm yok olacakla- 
nna inanmamak, cahillik olur. Yahud, Kur'an-i kerime inanmiyan felsefecilerin, yal- 
dizh yalanlarma aldanmakdir. Goriiliiyor ki, mahluklann yok olacaklarma inanmak, 
yokdan var edildiklerine inanmak gibi, imanm sartidir. inanmak elbet lazimdir. 
Alimlerden birkaci, yedi sey, ya'ni Ars, Kiirsi, Levh, Kalem, Cennet, Cehennem ve 
Run denilen mahluklar yok olmiyacak, sonsuz var olacaklardir dediler. Bu sozle- 
ri, bunlar yok olamaz demek degildir. Allahii teala, var etmis oldugu seylerden, di- 
lediklerini tekrar yok edecek, dilediklerini de, yalniz kendi bilecegi faide ve sebeb- 
lerden dolayi, hie yok etmiyecek, bunlar ebedi, ya'ni sonsuz var olacaklardir demek- 
dir. Allahii teala, diledigini yapar ve istedigini emr eder. Biitiin bu yazilanlardan 
anlasihyor ki, alem ya'ni hersey, Allahii tealamn dilemesi ve kudreti ile vardir. Var 
olmalan icin ve varlikda kalmalan icin Allahii tealaya muhtacdirlar. Ciinki, baki 
olmak demek, varhgin her an devam etmesi demekdir. Baska birsey olmak demek 
degildir. Hem var olmak, hem de varlikda kalabilmek, Allahii tealamn iradesi, di- 
lemesi ile olur. Eski felsefecilerin (Akl-i fe'al) dedikleri [ve simdiki din diismanla- 
rmin (Tabfat kuvvetleri) dedikleri] sey ne oluyor ki, mahluklann varligi ve yok- 
lugu, onun emrinde olsun? Bunun varhgmda bile cesidli laflar ediyorlar. Ciinki, bu 
ismi koyduklan sey, kisa akllan ile ortaya atilmisdir. islamm dogru bilgilerine go- 
re, bunlar, Allahii tealamn yaratmasma sebeb olan seylerdir. Bu sebebleri de, Al- 
lahii teala yaratmisdir ve yaratmakdadir. Mahluklann varliklarmm, Allahii teala- 
dan olduklarma inanmayip, boyle hayalf, uydurma ismlere baglamak, biiyiik ahmak- 
hkdir. Hatta varhklar, Allahm mahluklan olmayip da, akllarmm esiri olan kisa go- 
riislulerin uydurduklan birseyin kullan, koleleri olmagi asagihk bilir, utamrlar. Boy- 
le kul olmakdansa, yok olmagi isterler. Herseye giicu yeten, diledigini yapabilen bir 
yaraticimn mahluku olmayip da, uydurma birseyin kulu olarak var olmak istemez- 
ler. Boyle ahmaklara, ancak Kehf suresindeki ayet-i kerimede bildirildigi gibi, 
(Agizlanndan cikan soz, cok kotiidiir. Hep yalan soyliiyorlar) denilir. 

Imanm tohumu bes vakt nemazdir, 
muslimanim (liven, kilsa gerekdir. 

Nemazm lezzetini duyamiyanlar, 
ruhunu tedavi, etse gerekdir. 

Bilmek istersen kim, necat bulmayan, 
nemaza hie ehemmiyyet vermiyen! 

Mizan terazide hayrm bulmiyan, 
ezam isitip, geimiyenierdir. 

-117- 



50 — KAYYUM-I RABBANI, MUHAMMED MA'SUM 
FARUKIMN BiRINCi (4. cii) CILD, 14. cii MEKTUBU 

Allahii tealamn emrlerine yapismagi, neinazin ehemmiy yetini bildirmekdedir: 

Bu bir kosede unutulmusu hatirhyarak, kardesim mevlana Muhammed Hanif 
Kabili ile gonderdiginiz mektub geldi. Okuyunca, cok sevindirdi. Ortagi, benze- 
ri olmiyan cenab-i Hakka baglihgimzi ve Onun muhabbetinin atesi ile yandigini- 
zi anlaymca, sevincimiz katkat artdi. Bu ahir zeman fitne ve zulmeti icinde, Alla- 
hii teala, bir kulunun kalbine, kendi sevgisini yerlesdirir ve kendi hicrani, ayrili- 
gi ile onu yakarsa ne buyiik ni'metdir! Bu ni'metin kiymetini bilip siikriinii yap- 
mak lazimdir. Durmayip, bunun artmasma cahsarak, ask-i ilahinin, en son dere- 
cesine yiikselmesini beklemelidir. Hakiki matlubdan baska, hicbir seye goniil 
baglamamah, faidesi olmiyan seylerle ugrasmamahdir. Muhabbet atesi, nefs-i 
emmarenin azginligindan meydana gelen, benlik, izzet-i nefs perdesini yakarak, 
ezeli ve ebedi kemalatin nurlan, kalbi aydmlatmahdir. Bir ayet-i kerimede mealen, 
(Ni'metlerime siikr ederseniz, onlari artdiririm) buyurulmakdadir. 

Ey mes'ud ve bahtiyar kardesim! Madem ki, Allahii tealamn sevdigi kullarmm 
yolunda yuriimek arzusundasm, bu yolun sartlanm ve edeblerini gozetmelisin! En 
once, siinnet-i seniyyeye yapismak ve bid'atlerden sakmmak lazimdir. Ciinki, Al- 
lahii tealamn sevgisine ulasdiran yolun esasi, bu ikisidir. islerinizi, sozlerinizi ve 
ahlakmizi, dinini bilen ve seven, dindar alimlerin sozlerine ve kitablarma uydur- 
malisimz. Salih kullar gibi olmahsiniz ve onlari sevmelisiniz. Uykuda, yemekde ve 
soylemekde asin gitmeyip orta derecede olmahsiniz. Seher vakti, [ya'ni gecelerin 
sonunda] kalkmaga gayret etmelisiniz. Bu vaktlerde istigfar etmegi, aglamagi, Al- 
lahii tealaya yalvarmagi ganimet bilmelisiniz. Salihlerle diisiip kalkmagi aramah- 
simz. (insamn dini, arkadasinin dini gibidir) hadis-i serifini unutmayiniz! Sunu, iyi 
biliniz ki, ahireti [se'adet-i ebediyyeyi] istiyenlerin diinya lezzetlerine diiskiin ol- 
mamasi lazimdir. 

Mubah olan lezzetleri birakamazsaniz, hie olmazsa, haramlardan ve siibheliler- 
den kacimmz ki, ahiretde kurtulmak umulsun. Fekat, her diirlii altin ve giimiis es- 
yanm ve cayirda othyan hayvanlann ve ticaret esyasmm zekatim ve toprakdan, tar- 
ladan, agacdan alman mahsullerin usrunu da herhalde vermek lazimdir. Bunlarm 
verilecek mikdarlan, fikh kitablarmda bildirilmisdir. 

Zekati ve fitralan, islamiyyetin emr etdigi kimselere seve seve vermelidir. Ak- 
rabayi ziyaret etmeli, mektubla goniillerini almahdir. Komsulann haklanni gozet- 
melidir. Fakirlere ve bore istiyenlere merhamet etmelidir. Mali, parayi, islamiy- 
yetin izn vermedigi yerlere hare etmemeli, izn verilen yere de, israf etmemelidir. 
[Ribadan ya'ni faizden, kumarh ve kumarsiz oyunlardan sakmmahdir.] Parayi oyun- 
lara, haramlara, calgilara, siislenmege, gosteris yapmaga, ogiinmege, mal toplama- 
ga kullanmamahdir. Bunlara dikkat edince, mal, zarardan kurtulur ve diinyahk- 
lar, ahiretlik halini ahr. Belki de bunlara diinya denmez. 

Iyi biliniz ki, nemaz, dinin diregidir. Nemaz kilan bir insan, dinini dogrultmus 
olur. Nemaz kilmayamn, dini yikihr. Nemazlan, miistehab zemanlarmda ve sart- 
larma ve edeblerine uygun olarak kilmahdir. Bunlar, fikh kitablarmda bildirilmis- 
dir. Nemazlan cema'at ile kilmah ve birinci tekbiri imam ile birlikde almaga ca- 
hsmahdir ve birinci safda yer bulmahdir. [Cami'e gee gelip, birinci safa gecmek icin, 
saflan yarmak, cema'ate eziyyet vermek haramdir.] Bunlardan biri yapilmazsa, ma- 
tem tutmahdir. Kamil bir musliman, nemaza durunca, sanki diinyadan cikip ahi- 
rete girer. Ciinki, diinyada Allahii tealaya yaklasmak, cok az nasib olur. Eger na- 
sib olursa, o da zille, golgeye, surete yakmlikdir. Ahiret ise, asla yakmhk yeridir. 
Iste nemazda, ahirete girerek, burada nasib olan devletden hisse ahr. Bu diinya- 
da hasret ve firak atesi ile yanan susuzlar, ancak nemaz cesmesinin hayat suyu ile 

-118- 



serinleyip rahat bulur. Buyiikliik ve ma'budluk sahrasinda sasirmis kalmis olan- 
lar, nemaz gelininin cadir etekleri altmda vuslatin [matluba kavusmamn] kokusu- 
nu duyarak hayran olurlar. Allahii tealamn Peygamberi "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki: (Bir inii'inin nemaz kilmaga ba$layinca, Cennet kapilan onun icin 
acihr. Rabbi ile onun arasinda bulunan perdeler kalkar. Cennetde olan Inn ii'iii onu 
karsilar. Bu hal, nemaz bitinceye kadar devam eder). 

Bu yolun biiyiiklerinden birini buluncaya kadar, Kur'an-i kenm okuyarak, ibadet- 
leri yaparak ve kiymetli kitablarda ve hadis-i seriflerde bildirilen diialan, tesbihle- 
ri okuyarak vaktlerinizi ma'mur ediniz! Bu diia ve tesbihlerden ve ibadetlerden bir 
kismini, bu fakir toplamisdim. Mevlana Muhammed Hanif almisdi. Zemanmizin 
cogunu, (La ilahe illallah) kelimesini soylemekle geciriniz. Nefsi ve kalbi temizlemek- 
de cok te'sirlidir. Hergiin, belli mikdar okursaniz iyi olur. Abdestli ve abdestsiz 
soylenebilir. Bu yolun buyiiklerini sevmegi se'adetin sermayesi biliniz. Bu yolda iler- 
leten en kuvvetli vasitanm, bu muhabbet oldugunu biliniz! Farisi nazm tercemesi: 

Aradigm hazinenin nisanim verdim sunn! 
Belki sen kavusursun, biz varamadiksa da! 

Allahii teala size ve dogru yolda gidenlere selamet ve rahathklar versin! 

[(Diirr-i yekta §erhi)nde diyor ki, (Kur'an-i kerimin bircok yerinde emr olunan 
(Salat) kelimesi, hergiin bes vaktde, herkesin bildigi seklde kihnan nemazdir. Bu sa- 
latin, hususi hareketleri yapmak ve hususi seyleri okumak oldugu, Peygamberimiz 
"sallallahii aleyhi ve sellem" tarafindan bildirilmis, kendisi de boyle kilmis oldugu- 
nu, Eshab-i kiram, Tabi'ine, onlar da, Tebe'i tabi'me bildirmisler, her asrda bulu- 
nan alimlerin haberleri, tevatiir ile bizlere kadar gelmisdir. [Tevatiir, bir haberin agiz- 
dan agiza yayilmasi demekdir. Bu tevatiir haberleri, Ehl-i siinnet alimlerinin kitab- 
lari ile, biitiin dtinyaya yayilmisdir.] Tarikat seyhi oldugunu soyleyen ba'zi mtilhid 
ve zindiklar, cahil miislimanlara, (Sana nemazi bagisladim. Artik kilma) yahud 
(Allahm ve Peygamberin emr etdigi nemaz, herkesin yapdigi, yatip kalkmak ve bel- 
li seyleri okumak degildir. Allahin ismini zikr etmek ve Onun buyiikliigunii diisiin- 
mek demekdir) derse, nemazi inkar ve muslimanlan ifsad etmis olur. Mahkeme ka- 
rari ile katli lazim olur. Tutuldukdan sonra yapdigi tevbesi kabul olmaz. Nemazi in- 
kar eden, ya'nf vazife olduguna inanmiyan kafir olur. inamp da, tenbellik ile terk eden 
(fasik) olur. Ya'nibtiyuk giinah islemis olur. Kilmaga baslaymcaya kadar habs olu- 
nur. Kilmaga baslaymca, kilmadiklarmi da kaza etmesi ve aynca tevbe etmesi lazim 
olur.) Diirr-i yektanm yazisi temam oldu. Nemazin nasil kilmacagmi, kaza nemaz- 
larini, biitiin din bilgilerini, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmdan ogrenmeli, sinsi 
diismanlann ve zindiklarm yaldizh yazilarma ve tath sozlerine aldanmamahdir. 

Islamiyyetde seyh-ul-islam, ya'ni diyanet isleri reisleri ve islam miiftileri vardi. 
Mufti adini tasiyan devlet me'murlannm da bulundugu zemanlar oldu. islam 
miiftisi ile miifti denilen me'murlan birbirine kansdirmamalidir. islam miiftileri, 
Allahii tealamn emrlerini ve yasaklarim, ya'ni ahkam-i islamiyyeyi bildiren alim- 
ler idi. Miifti denilen devlet me'murlan ise, zaten ahkam-i islamiyyeyi bilmezler- 
di. Allahii tealamn yasak etdigi birseyi, kanun emr etseydi, bu seyi yapmak caiz de- 
gildir demezlerdi. Allahii tealamn emr etdigi birseyi, bir zalim terk etseydi, bu se- 
yi yapmak lazim oldugunu soyleyemezlerdi. Susarlar veya tersini soylerlerdi. 
Boylece, kendileri dinden cikar, miislimanlan da giinaha veya kiifre siiriiklerler- 
di. Cengiz askerinin, islam memleketlerine yayihp, cami'lerin yikildigi, miisli- 
manlarm oldiiriildiigii zemanlarda ve Fatimiler ve Resiililer zemanlannda, hatta 
Abbasiler zemanmda, boyle miifti denilen devlet me'murlan, haramlara caizdir de- 
diler. Hatta, Kur'an-i kerime mahlukdur dediler. Miifti adi verilen bu me'murla- 
nn boyle uydurma fetvalar vererek dinin yikildigi zemanlarda, fikh, ilmihal kitab- 
lanna uyanlar, dogru yolda kaldi. Dinlerini kurtarabildi. 

-119- 



Fetva demek, herhangi birseyin ahkam-i islamiyyeye uygun olup olmadigim bil- 
dirmek demekdir. Yalniz, (uygundur) veya (caiz degildir) demek, fetva olmaz. Bu ce- 
vabm, hangi fikh kitabimn, hangi yazisindan alindigmi da bildirmek lazimdir. Fikh 
kitablarma uymiyan fetvalar yanhsdir. Bunlara baglanmak caiz degildir. islam bilgi- 
lerini ogrenmeden, bilmeden, ayet-i kerime veya hadis-i serif okuyup da, bunlara ken- 
di kafasma, kendi gorusiine gore ma'na verenlere islam alimi denmez. Bunlar Bey- 
rutdaki papaslar gibi, arabca bilen bir terciiman olabilir. Ne kadar yaldizh, parlak soy- 
leseler ve yazsalar da, hie kiymeti yokdur. (Ehl-i siinnet alimleri)nin anladiklarma ve 
bunlann yazdigi fikh kitablarma uymiyan sozleri ve yazilan Allahii teala begenmez. 

Ibni Abidm, dordiincii cild, iicyiizbirinci sahifede, kadi, ya'ni hakimleri anlatir- 
ken buyuruyor ki, (Fasikm mufti olmasi uygun degildir. Bunun verdigi fetvalara 
giivenilmez. Ciinki fetva vermek, din islerindendir. Din islerinde fasikm sozii ka- 
bul edilmez. Diger tie mezhebde de boyledir. Boyle miiftilere birsey sormak caiz 
degildir. Miiftinin miisliman olmasi ve aklli olmasi da, sozbirligi ile sartdir. Adi- 
le, saliha olan kadmin ve dilsizin fetvasi kabul olunur. Miifti ve hakim, imam-i a'zam 
Ebu Hanifenin soziine uygun olarak fetva verir. Aradigini onun sozlerinde acik- 
ca bulamazsa, imam-i Ebu Yusiifiin soziinii alir. Onun sozlerinde bulamazsa, 
imam-i M uhammed Seybaninin soziinii ahr. Ondan sonra imam-i Ziiferin, daha son- 
ra Hasen bin Ziyadm soziinii alir. Mtictehid-i fil-mezheb alimlerinden eshab-i 
tercih olan miiftiler, ictihadlar arasmda delilleri kuvvetli olanlan secerler. Miic- 
tehid olmiyanlar, bunlann tercih etmis olduklan soze uyar. Boyle yapmiyan miif- 
tilerin ve hakimlerin sozii kabul edilmez. Demek ki, tercih ehlinin secmemis oldu- 
gu seylerde, imam-i a'zamm soziinii almak lazimdir. Miiftinin miictehid-i fil-mez- 
heb olmasi lazimdir. Boyle olmiyana miifti denilemez, nakil, fetvayi iletici denir. 
Nakiller fetvalan, meshur fikh kitablarmdan alir. Bu kitablar, meshur olan miite- 
vatir haberler gibi kiymetlidirler). (Mecelle)nin onsoziindeki mazbata [kararna- 
me]nin sonunda diyor ki, (Nasil yapilacagi Nass ile acikca bildirilmemis olup, ic- 
tihad ile anlasilan bir is icin, cesidli ictihadlar bulundugu zeman, imam-i muslimm 
hazretleri, bu ictihadlardan hangisi ile amel olunmasim emr ederse, o isi bu em- 
re gore yapmak vacib olur.) 

(Redd-i vehhabi) kitabinda diyor ki, Nisa suresinde, (Bir i§de anlasamazsaniz, 
bu i$in hukiiiiinii Allahdan ve Resulullahdan anlayiniz!) mealindeki ellisekizinci 
ayet-i kerime, (Bir isde anlasamazsaniz, bu isin nasil yapilacagim, alim olanlan- 
niz Allahm kitabindan ve Resulullahin siinnetinden anlasinlar. Alim olmiyanlan- 
niz ise, alimlerin anladiklarma uyarak yapsmlar) demekdir. Goruliiyor ki, bu 
ayet-i kerime, mezheb imamlarmi taklid etmegi emr etmekdedir. ibni Hiimam, 
(Feth-ul-kadir) kitabinda diyor ki, (Miiftinin miictehid olmasi lazimdir. ictihad de- 
recesine yiikselmis alim olmiyan din adami miifti olamaz. Miictehid olmiyan din 
adami miifti yapihrsa, bunun miictehidlerin bildirdiklerini okuyup, ogrenip, bun- 
lan soylemesi lazimdir). (Kifaye) kitabinda, orucu anlatirken diyor ki, (Miictehid 
olmiyan din adami, bir hadis isitince, bu hadisden kendi anladigma uyarak amel 
edemez. Miictehidlerin ayet-i kerimelerden ve hadis-i seriflerden anhyarak, ogre- 
nerek verdikleri fetva ile amel etmesi lazimdir. Boyle yapmazsa, vacibi terk etmis 
olur). (Takrir) kitabinda da boyle yazilidir. (Mekatfb-i serife) kitabimn seksense- 
kizinci mektubunda buyuruyor ki, (Hadis-i serif de, (Her yiiz senede bir mined did 
zahir olur. Ummetimin isleriui yeniler) buyuruldu. Mesela, sultanlar icinde Omer 
bin Abdiil'Aziz, din bilgilerinde imam-i Safi'i, tesavvufda Ma'ruf-i Kerhi, esrar bil- 
gilerinde imam-i Muhammed Gazali, feyz vermekde ve harikalar, kerametler 
gostermekde, Abdiilkadir Geylani, hadis ilminde Celaliiddin-i Siiyuti, tarikat, 
hakikat ve akaid bilgilerinin inceliklerini aciklamakda ve kalblere akitmakda 
imam-i Ahmed Rabbani miiceddid-i elf-i sani, miiceddid idiler. Hepsi, islamiyye- 
tin yayilmasma, kuvvetlenmesine hizmet etdiler.)] 

-120- 



Imanm sarti 




ALTI 


Islamin sarti 




BES 


Nemazm farzi 




ONIKi 


Abdestin farzi 




DORT 


Gusliin farzi 




tic 


Teyemmumun 


farzi 


tic 



51 — BES VAKT NEMAZ 

Her miislimanin, otuziic farzi bilmesi lazimdir. Otuziic farz sunlardir: 

(6) 

(5) 

(12) 

(4) 

(3) 

(3) 

Teyemmumun farzina iki diyenler de vardir. Bu zeman, hepsi otuziki farz 
olur. Ellidort farz baska olup, (islam Ahlaki) kitabimizda yazilidir. Emr-i ma'ruf 
ve nehy-i mtinker yapmak ve kotii, cirkin soz soylememek, ellidort farzdadir. 

Akil ve balig olan her miislimanin hergiin bes nemaz vaktinin her birinde, bir 
kerre nemaz kilmasi farzdir. Bir nemazm vakti gelince, bu nemazi edaya [kilma- 
ga] basladigi vakt, kilmasi farz olur. Kilmadi ise, vaktin sonunda, ya'ni vaktin cik- 
masma, abdest ahp nemaza bashyacak kadar zeman kahnca, kilmasi farz olur. Oz- 
rii yok iken kilmadan vakt cikarsa, biiyiik giinah olur. Ozrii olanm da, olmiyanm 
da, vaktinde kilmadigi nemazi, vakti cikdikdan sonra, kaza etmeleri farz olur. Co- 
cuk balig olunca, kafir veya miirted miisliman olunca, kadm temizlenince, deli ve 
baygm sifa bulunca, uykuda olan uyamnca da boyledir. Yeni miisliman olana ev- 
vela nemazm sartlanni ogrenmesi farz olur. Ogrendikden sonra, kilmasi da farz 
olur. Vakt girdikden sonra, kilmadan uyumak ozr olmaz. Bunun, vakt cikmadan 
uyanmasi icin tedbir almasi farz, vakt girmeden uyuyanm almasi ise, miistehabdir. 
Bes nemaz, kirk rek'at eder. Bunlardan onyedi rek'ati vaktlerinde kilmak farzdir. 
tip rek'ati vacibdir. Yirmi rek'ati siinnetdir. Bes vaktin her birinde siinnet nemaz 
kilmak da emr olundu. Siinnetler farzdan baska olduklan icin, bunlara ayrica 
niyyet edilir. Soyle ki: 

1 — Sabah nemazi dort rek'atdir. Once, iki rek'at siinneti, sonra iki rek'at far- 
zi kilmir. Bu siinnet, cok kuvvetlidir. Vacib diyenler de vardir. 

2 — Ogle nemazi, on rek'atdir. Once, dort rek'at ilk siinneti, sonra dort rek'at 
farzi, farzdan sonra da iki rek'at son siinneti kilmir. 

3 — Ikindi nemazi, sekiz rek'atdir. Once, dort rek'at siinneti, sonra dort rek'at 
farzi kilmir. 

4 — Aksam nemazi, bes rek'atdir. Once iic rek'at farzi, sonra iki rek'at siinneti 
kilmir. 

5 — Yatsi nemazi oniic rek'atdir. Once, dort rek'at siinnet, sonra dort rek'at farz, 
sonra iki rek'at son siinnet, bundan sonra iic rek'at vacib olan (Vitr nemazi) kih- 
nir. 

Ikindi ve yatsmin ilk siinnetleri, (Gayr-i miiekkede)dir. Bunlann ikinci rek'at- 
lerinde otururken, ettehiyyatii... den sonra, Allahiimme salli ala... sonra... barik ala... 
sonuna kadar okunur. Ayaga kalkmca, iicuncu rek'atde, once Besmele cekmeden, 
Siibhaneke... okunur. Halbuki, ogle nemazinin ilk siinneti (Miiekked)dir. Ya'ni, 
kuvvetle emr olunmusdur. Sevabi daha cokdur. Bunda, birinci oturusda, farzlar- 
da oldugu gibi, yalniz ettehiyyatii okunup, sonra uciincii rek'at icin, hemen aya- 
ga kalkihr. Kalkmca, once Besmele cekip, dogruca Fatiha okunur. 

Oglenin ve yatsmm farzmdan sonra dort rek'at ve aksamm farzmdan sonra al- 
ti rek'at daha kilmak miistehabdir, cok sevabdir. Hepsini bir selam ile veya iki 
rek'atde birer selam ile kilabilir. Her iki seklde de, ilk iki rek'atleri, son siinnet- 
ler yerine sayilir. Bu miistehab nemazlan, son siinnetlerden sonra ayrica kilmak 
da olur. 

-121- 



Birinci rek'at, nemaza durunca, diger rek'atler ayaga kalkmca baslar ve tekrar 
ayaga kalkmcaya kadar devam eder. Son rek'at ise, selam verinciye kadar devam 
eder. iki rek'atden az nemaz olmaz. Aksamm farzi ile vitrden baska, her nemaz, 
cift rek'atlidir. ikinci secdeden sonra, cift rek'atlerde oturulur. 

Herbir rek'atde nemazm farzlan, vacibleri, siinnetleri, mufsidleri ve mekruh- 
lari vardir. ilerideki sahifelerde bunlan (HanefT) mezhebine gore bildirecegiz. 

52 — NEMAZIN FARZLARI (ABDEST ALMAK) 

Nemazm farzi oniki olup, yedisi disindadir. Ya'nf, nemaza baslamadan oncedir. 
Bunlara (Nemazm sartlari) da denir ki, sunlardir: Hadesden taharet, necasetden 
taharet, setr-i avret, istikbal-i kible, vakt, niyyet, tahrime tekbiri. Her seyin viicu- 
dti, ya'ni var olmasi, bir isin yapilmasma baghdir. Bu baghlik, bes diirlli olur: is, 
bu seyin mahiyyetinin icinde ise, onun bir parcasi ise, bu ise, (Riikn) denir. Disin- 
da ise, bu seye te'sir ediyorsa, (illet) denir. Nikah, evlenmenin illetidir. Te'sir et- 
miyorsa, isin yapilmasi, bu seyin vucudunii icab ediyorsa, (Sebeb) denir. Vakt, ne- 
mazm sebebidir. Icab etmiyorsa, isin yapilmamasi ile, o sey de yok olursa, (Sart) 
denir. Yok olmazsa, (Alamet) denir. Ezan, nemazm alametidir. Nemazm farzla- 
rmdan besi, nemazm icindedir. Bu bes farzdan her birine (Riikn) de denir. [Ba'zi 
alimler, tahrime tekbirinin, nemazm icinde oldugunu soylemislerdir. Bunlara go- 
re, nemazm sartlari da, riiknleri de, alti olmakdadir.] 

Hadesden taharet ikidir: 

1 — Abdestsiz olanm abdest almasidir. 

2 — Ctiniib olanm, gusl etmesidir. 

Viidu, abdest; teveddi, abdest almak; gasl, birseyi yikamak; igtisal, gusl abdes- 
ti almak; gusl de, gusl abdesti demekdir. Abdesti olmiyana (Muhdis) denir. Gusl 
abdesti olmiyana (Ciiniib) denir. 

(Halebi-i sagfr)de buyuruluyor ki, (Abdestin farzlan, siinnetleri, edebleri ve men- 
hi, ya'ni memnu' olan seyleri vardir. Abdestsiz oldugunu bilerek zaruretsiz nemaz 
kilan kafir olur. Nemaz kilarken abdesti bozulan hanefi, hemen omuzuna selam 
verip, nemazdan cikar. Vakt cikmadan abdest ahp, nemazini basdan tekrar kilar. 
Maliki mezhebinde, nemazi bozulmaz. O anda ozr sahibi olur). 

Hanefi mezhebinde, abdestin farzi dortdiir: Yiizii, bir kerre yikamak. Yiiz, iki 
kulak memesi ve sac kesimi ile cene arasidir. iki kolu, dirsekleri ile birlikde, bir 
kerre yikamak. Basin dortde bir kismim mesh etmek, ya'ni yas eli basa stirmek. iki 
ayagi, iki yandaki topuk kemikleri ile birlikde, bir kerre yikamakdir. [Safi'ide ve 
malikide niyyet de farzdir. Niyyet, kalb ile istemekdir. Soylemek farz degildir. Ma- 
likide abdeste baslarken niyyet sartdir. Kafirin niyyet etmesi sahih degildir. Ku- 
lak memesi hizasmdaki deri ve saclar, hanefide yiizdendir. Yikamak farzdir. Ma- 
likide basdandir. Mesh etmesi farz olur. Safi'ide yiizii yikarken niyyet etmek la- 
zimdir. Su yiize degmeden once niyyet ederse, abdesti sahih olmaz.] Yiiz tizerin- 
deki sakali yikamak farzdir. Sarkan sakah, diger tic mezhebde yikamak farzdir. 
Si'iler, ayaklanm yikamiyor, ciplak ayak iizerine mesh ediyorlar. 

Abdestin siinnetleri onsekizdir: 

1 — Halaya girerken ve abdeste baslarken, Besmele cekmek. Tenha yer bula- 
miyan, sikismca baskalan yanmda ortiinerek, abdest bozabilir. 

2 — Elleri, bilekleri ile beraber, iic kerre yikamak. 

3 — Agzi, ayri ayri su ile, iic kerre yikamak. Buna (Mazmaza) denir. 

4 — Burnu, ayri ayri su ile, iic kerre yikamak. Buna (istinsak) denir. 

5 — Kaslarm, sakalm, biyigm altmdaki goriinmiyen deriyi lslatmak siinnetdir, 
farz degildir. Bunlarm iizerini yikamak farzdir. Killar seyrek olup altlarmdaki de- 
ri goriiniiyorsa, deriyi yikamak, ya'ni lslatmak farz olur. 

-122- 



6 — Yiizunu yikarken, iki kasm altmi lslatmak. 

7 — Sakalm sarkan kismmi mesh etmekdir. Bunu yikamak hanefide farz degil- 
dir. Safi'ide cene altmdaki deriyi yikamak farzdir. 

8 — Sakalin, sarkan kismmm icine, sag elin yas parmaklanni, tarak gibi sokmak 
[tahlil etmek]. 

9 — Disleri, birsey ile ogmak, temizlemek. 

10 — Basin her tarafini, bir kerre mesh etmek. 

11 — Iki kulagi, bir kerre mesh etmek. Kulakla yanak arasini yikamak farzdir. 

12 — Enseyi, iicer bitisik parmaklarla, bir kerre mesh etmek. 

Son iiciinii birlikde yapmak icin, iki el lslatihp, iki elde de, tic bitisik ince par- 
mak birbirine yapisdinhp, ic taraflan, basm oniinde, saclarm baslangicma konmak 
iizere iki el basa konur. iki elin bu tic parmaginm uclan, birbirine dokunmahdir. 
Bas ve sehadet parmaklan ve avuc icleri havada olup, basa dokunmaz. iki el, ar- 
kaya dogru cekilerek, iicer parmak, basi mesh eder. Eller, arkadaki sac kenarma 
gidince, iicer parmak, basdan aynhp, iki elin avuc icleri, kafanm yan tarafmdaki 
saclar iizerine yapisdinhp, arkadan one cekilerek, basm yan taraflan mesh edilir. 
Sonra sehadet parmaklan kulaklann ic tarafina ve bas parmaklarm ic yiizii, kulak 
arkasma konup, kulaklar yukandan asagi mesh edilir. Sonra, diger iic parmakla- 
rm dis yiizleri enseye konup, ensenin ortasmdan, iki tarafina dogru cekilerek 
mesh edilir. [Basi bu seklde mesh etmek, Maliki mezhebinde farzdir.] 

13 — El ve ayak parmaklannm arasini tahlil etmekdir. Ayak parmaklanni tahlil 
icin, sol elin kiiciik parmagi sag ayagin kiiciik parmagmdan ve sonra, sol ayagin bii- 
yiik parmagmdan bashyarak, ayak parmaklan arasina, sira ile, alt tarafdan sokulur. 

14 — Yikanacak yerleri, iic kerre yikamakdir. Her birinde, uzvun her yeri lslan- 
mahdir. Uc kerre su dokmek degil, iic kerre tarn yikamak siinnetdir. Ucden fazla yi- 
kamak mekruhdur. Ucii sayarken sasinrsa, iic yapar. Fazla oldu ise, mekruh olmaz. 

15 — Hanefide, yiizii yikayacagi zeman, kalb ile niyyet etmek siinnetdir. [Agiz 
ile de niyyet etmek, kalb ile yapilmis olan niyyeti tekrar etmek olur ki, bid'at olur. 
Agiz ile de niyyet etmege siinnetdir, miistehabdir veya bid'atdir denildigi (ibni 
Abidin)de yazihdir. Siinnetdir veya bid'atdir denilen bir seyi yapmamak lazim ol- 
dugu, (Berika), (Hadika)da ve (ibni Abidin)de bildirilmekdedir. Bunun icin, 
agiz ile de niyyet etmemelidir. Her ibadet yapihrken niyyet etmek farzdir ve son- 
ra insaallah demek caizdir. Yalniz yemm, tilavet [Kur'an-i kerim okumak], zikr 
ve ezan ipin ve bir ibadetin parcasi yapihrken, mesela abdest ve gusl icin ayri ay- 
n niyyet sart degildir.] 

16 — Tertibdir. Ya'ni, sira ile iki eli, agzi, burnu, yiizii, kollan, basi, kulaklan, 
enseyi ve ayaklan yikamak ve mesh etmekdir. Tertib safi'ide farzdir. 

17 — Delk, yikanan yerleri ogmakdir. Delk ve muvalat malikide farzdir. 

18 — Miivalat, her uzvu, birbiri arkasmdan yikayip ara vermemekdir. 
Abdestin edebleri: Edeb, burada yapilmasi sevab olup, yapilmazsa hie giinah ol- 

mayan seyler demekdir. Halbuki, stinneti yapmak sevab olup, yapmamak, tenzi- 
hi mekruhdur. Edeblere, mendub ve miistehab da denir. Abdestin edeblerinden, 
(Halebi-yi sagir)de bildirilenler sunlardir: 

1 — Abdesti, nemaz vakti girmeden once almakdir. Ozr sahiblerinin, vakt gir- 
dikden sonra almasi lazimdir. 

2 — Halada taharetlenirken, kibleyi sag veya sol tarafa almakdir. Abdest bo- 
zarken, kibleye oniinii ve arkasim donmek tahrimen mekruhdur. Ayaklan acip co- 
melmek edebdir. 

3 — Necaset bulasmamis ise, su ile taharetlenmek edebdir. Necaset, dirhem mik- 
darmdan [ya'ni bir miskalden, dort gram ve seksen santigramdan] az ise, yikamak 

-123- 



siinnetdir. Dirhem mikdan bulasmis ise, yikamak vacib, fazlasmi yikamak farzdir. 
Yikamakda aded yokdur. Temizleninceye kadar yikamahdir. Sol elin, bir veya iki 
veya iic parmagimn ici ile yikanir. 

4 — Taharetlendikden sonra, bez ile kurulanmakdir. Bez yok ise, el ile kurula- 
malidir. 

5 — Taharetlendikden sonra, avret mahallini, hemen ortmekdir. Tenhada lii- 
zumsuz acmak, edebi bozar. 

6 — Baskasmdan yardim istemeyip, abdesti kendisi almakdir. istemeden su do- 
ken olursa, caizdir. 

7 — Kibleye karsi, abdest almakdir. 

8 — Abdest alirken konusmamakdir. 

9 — Her uzvu yikarken, kelime-i sehadet okumakdir. 

10 — Abdest diialarmi okumakdir. 

11 — Agzina sag el ile su vermekdir. 

12 — Burnuna sag el ile su vermek, sol el ile temizlemekdir. 

13 — Agzi yikarken, disleri (Misvak) ile temizlemekdir. Sag el parmaklan uza- 
tilip, bas parmakla kiiciik parmak misvakm altmdan, diger iic parmak da iistiinden 
tutarak, iic kerre sag, iic kerre de sol yandaki disler iizerine hafifce siirulur. Kuv- 
vetle siirmemeli, disleri bozar. Hafif siiriiliince disleri ve dis etlerini kuvvetlendi- 
rir. Misvak, Arabistanda bulunan Erak agacinin dalmdan, bir karis uzunlukda ke- 
silen parcadir. Erak dali bulunmazsa, zeytin veya baska dallardan da olabilir. 
Nar dali olmaz. Ciinki acidir. Yinilen ve icilen seyler aci olmamahdir. Misvak bu- 
lunmazsa, firca da kullamlabilir. Bu da yoksa, sag elin bas parmagim sag yanda- 
ki disler iizerine, ikinci kiiciik parmagim sol disler iizerine iic kerre siirerek temiz- 
lemelidir. Birinin misvakini, taragim, bunun izni ile, baskasmm kullanmasi ser'an 
mekruh degildir. Tab'an mekruhdur. Sigara icmek de ser'an degil, tab'an mekruh- 
dur. 

14 — Agzi yikarken, oruclu degilse, agzi calkalamakdir. Bugazinda hafif garga- 
ra yapmak abdestde de, guslde de siinnetdir. Oruclu iken mekruhdur. 

15 — Burnu yikarken, suyu kemige yakin cekmekdir. 

16 — Kulagi mesh ederken birer parmagi, kulak deligine sokmakdir. 

17 — Ayak parmaklarimn aralanm tahlil ederken, sol elin kiiciik parmagi ile ve 
alt taraflarmdan tahlil etmekdir. 

18 — Elleri yikarken, genis yiiziigii yerinden oynatmakdir. Dar, siki yiiziigii oy- 
natmak ise lazim olup, farzdir. 

19 — Su bol ise de, israf etmemekdir. 

20 — Suyu, yag surer gibi az kullanmamakdir. Uc def'ada da, yikanan yerden 
en az iki damla su damlamahdir. 

21 — Abdest aldigi kabi dolu birakmakdir. ibrigin agzini kibleye karsi durdur- 
mahdir. Yolcu, kible cihetini, ibrigin agzina bakarak kolayca anlar. 

22 — Abdest bitince veya ortasmda (Allahummec'alni minettevvabin...) diiasi- 
ni okumakdir. 

23 — Abdestden sonra (Siibha), ya'ni iki rek'at nemaz kilmakdir. 

24 — Abdestli iken, abdest almakdir. Ya'ni nemaz kildikdan sonra, abdestli iken, 
yeni nemaz icin, bir daha abdest almakdir. 

25 — Yiizii yikarken, goz pinanni, capaklan temizlemekdir. 

26 — Yiizii, kollari, ayaklan yikarken, farz olan yerlerden biraz fazlasmi yika- 
mak. Kollari yikarken, avuca su doldurmah, bunu dirsege dogru akitmalidir. 

27 — Abdest alirken, kullamlan sudan, elbiseye, iiste, basa sicratmamakdir. 

-124- 



28 — Ibni Abidin, abdesti bozanlarda diyor ki, (Kendi mezhebinde mekruh ol- 
miyan birsey, baska mezhebde farz ise, bunu yapmak miistehabdir). imam-i Rab- 
bani, 286. ci mektubda diyor ki, (Malikide, abdest a'zasim ugmak farz oldugu icin, 
muhakkak ugmalidir). ibni Abidm, ric'i talaki anlatirken diyor ki, (Hanefi mez- 
hebinde olanin, maliki mezhebini taklid etmesi evladir. Ciinki, imam-i Malik, 
Imam-i a'zamm talebesi gibidir). 

Abdest alirken, yapilmasi menhi, ya'niyasak olanlar, onikidir. Bunlari yapmak 
haram veya mekruhdur ki, sunlardir: 

1 — Halada, kirda abdest bozarken, kibleyi one, arkaya getirmemelidir. 
Kibleye ve mishafa karsi ayak uzatmak da, mekruhdur. Mishaf yuksekde ise, 

mekruh olmaz. Ayri bir seye sarili mishaf, miska ile halaya girilebilir. 

2 — Taharetlenmek icin, biri yanmda avret yerini acmak haramdir. 

3 — Sag el ile taharetlenmemelidir. 

4 — Su olmadigi zeman, gida maddesi ile, giibre ile, kemik ile, hayvan gidasi ile, 
komiir ile ve baskasmm mail ile, saksi, kiremit parcasi ile, kamis ile ve yaprak ile 
ve bez ile, kagid ile taharetlenmek mekruhdur. 

5 — Abdest alinan havuza tiikiirmemeli ve siimkurmemelidir. 

6 — Abdest a'zasim, hududundan pek asm veya eksik olarak yikamamah ve uc- 
den az veya cok yikamamahdir. 

7 — Abdest a'zasim, taharetde kuruladigi bez ile kurulamamahdir. 

8 — Yiizu yikarken, suyu yiize carpmamah, aim (istiinden dokmelidir. 

9 — Suya uflememelidir. 

10 — Agzi ve gozleri siki kapamamahdir. Dudagm goriinen kismmda ve goz ka- 
pagmda lslanmadik az bir yer kahrsa, abdest kabul olmaz. 

11 — Sag el ile sumkurmemelidir. 

12 — Bas, kulaklar veya enseden birini, her def'asinda eli ayri ayri lslatarak, bir- 
den fazla mesh etmemelidir. Her def'asinda lslatmadan tekrarlanabilir. 

Tenbih: Zaruret, mecburiyyet olmadikca asagidaki onbir seye ri'ayet etmelidir: 

1 — Iki eli colak olan, taharetlenemez. Kollan topraga, yuziinii divara siirerek 
teyemmiim eder. Yuziinde de yara varsa, nemazi abdestsiz kilar, terk etmez. 

2 — Hasta olana, zevcesi, cariyesi, cocuklan, kardesleri abdest aldirir. 

3 — Tas ve benzerleri ile taharetlenmek, su yerine gecer. 

4 — Deli olan veya bayilan kimse, yirmidort saatde ayilamazsa, iyi olunca, ne- 
mazlanni kaza etmez. icki, afyon, ilac ile akh giden, her nemazi kaza eder. Yata- 
rak basi ile ima edemiyecek kadar agir hastahgi yirmidort saatden cok devam eden 
kimseden, akh basinda olsa bile, nemaz sakit olur. 

5 — Halaya hususi salvar ile ve basi ortiilii girmek miistehabdir. 

6 — Halaya girerken elinde, Allahii tealamn ismi ve Kur'an-i kerim yazili bir 
sey bulunmamahdir. Birseye sanlmis veya cebde olmalidir. Miska boyledir. 

7 — Halaya sol ayakla girip, sag ayakla cikmalidir. 

8 — Halada avret yerini, comelince acmah, konusmamahdir. 

9 — Avret yerine ve necasete bakmamah, halaya tukurmemelidir. 

10 — Halada birsey yimemeli, icmemeli, sarki soylememeli, lshk calmamah, [si- 
gara icmemeli], sakiz cignememelidir. 

11 — Hicbir suya, cami' divarma, kabristana ve yola abdest bozmamahdir. 

ABDESTI BOZAN SEYLER: (Halebi) kitabinda diyor ki, (Hanefi mezhebin- 
de yedi sey, abdesti bozar: Birincisi, onden ve arkadan cikan seyler, mesela yellen- 
mek, abdesti bozar. Yalmz, erkegin ve kadimn oniinden cikan yel, abdesti bozmaz. 
Bu, az kimsede olur. Agizdan, kulakdan ve derideki yaradan cikan kurdlar, boz- 

-125- 



maz. Ihtikan, ya'ni lavman aletinin ucu ve insan parmagi, arkadan sokup cikan- 
lmca, etrafi yas ise bozar. Kuru ise, yine abdesti tazelemek iyi olur. Bir parcasi so- 
kulup, bir parcasi disarda kalan hersey de, boyledir. Birseyin hepsi girip cikarsa, 
abdesti de, orucu da bozar. Basur memesi cikan, eli ile veya bez gibi birsey ile so- 
karsa, abdesti bozulur. 

Erkek, idrar yoluna yag sokup, sonra disari akarsa, imam-i a'zama gore bozul- 
maz. Kadm, vajinal lavaj yapmca, cikan sivi, abdesti bozar. 

Erkek, idrar kacirmamak icin, idrar yoluna nebati pamuk koymasi caizdir. Siz- 
diginda vesvese, siibhe ederse, koymasi milstehab olur. Sizmaga mani' olursa, 
koymasi vacib olur. Sun'i pamuk kullanmamahdir. Pamugun disarda kalan kismi 
lslanmadikca, abdesti bozulmaz. Pamuk, kuru olarak cikarsa, yine bozulmaz. Ka- 
dmlann onlerine sokdugu, kursiif denilen bez de boyledir. Fekat sokmayip, ara- 
liga koyarsa, ic tarafi lslaninca, bozulur. Pamugun hepsi girmisse, yas olarak cikm- 
ca, bozar. Arkaya sokulup, gayb olan nebati pamuk, kuru cikmca da bozar. Baki- 
re kizlarm yalmz hayz zemanmda, evli ve dul olanlann ise, her zeman kursiif kul- 
lanmalan miistehabdir. istincadan sonra, camasirmda leke olanlar, iki kaba eti ara- 
sina uzunca pamuk koyarak, mak'adi ortmeli, abdest alacagi zeman pamuga ba- 
kip, temiz ise tekrar yerine koymali, kirlenmis ise, degisdirmelidir. 

Idrar kaciran, camasirmm kirlenmemesine cok dikkat etmelidir. Kenar uzun- 
lugu onbes santimetre kadar murabba' [kare] seklinde bir bezin bir kosesine elli 
santimetre kadar ip baglamr. ipin diger ucu halka yapilip, dona takili olan cengel- 
li igneye gecirilir. Bez zekerin ucuna sanhr. Kenarlan iizerine ipi sarihp, ilmik ya- 
pilir. Idrar, fazla siziyorsa, bezin icine pamuk konur. idrar kacinnca, yas pamuk 
atilir. Beze de bulasmis ise, ipin ucundan cekilir, ilmik acilir. Bez yerinden cikar. 
ipin diger ucu, igneden cikanlip, bez yikanip ve kurutulup, tekrar kullanmak icin 
saklamr. Bir bez, bagi ile birlikde aylarca kullamlabilir. ihtiyarlarda zeker kiicu- 
liip, ucuna bez sanlamiyor. Bunlar, kiiciik bir naylon torbaya bez koyup, zekeri ve 
husyeleri torbaya sokar. Agzini bir ip ile baglar. idrar yapacagi zeman, ipi cozer. 
icindekileri cikanr. Bez lslanmis ise degisdirir. Boyle temizlik yapan, prostat has- 
taligma yakalanmaz. 158. ci sahifeye bakiniz! 

Abdesti bozanlarm ikincisi, agizdan cikan necs seylerdir. Bunlardan kay ve ka- 
ti kan, kan, safra, mi'deden gelen yemek, su, agiz dolusu olunca, abdesti bozarlar. 
Hepsi kaba necsdirler. Siit emen cocugun kusdugu sey de, kaba necsdir. Balgam 
kusmak bozmaz. Basdan gelen sivi kani kusunca, tiikriikden az ise bozmaz. Agzm 
ici, abdestin bozulmasmda, ic organ sayihr. Orucun bozulmasmda, bedenin disi sa- 
yilir. Bunun icin, disden ve agizdaki yaradan cikip agizdan disari cikmiyan kan ab- 
desti bozmaz. Agizdan disari cikinca, tiikriikden coksa bozar. Basdan gelen kati 
kan, cok olsa dahi bozmaz. Mi'deden, cigerden gelen kan sivi ise, Seyhayna gore 
"rahmetullahi aleyhima", az olsa dahi abdesti bozar. Kulaga damlatilan yag, ku- 
lakdan veya burundan cikmca bozmaz. Agizdan cikarsa bozar. Buruna cekilen sey, 
burundan, giinlerce sonra da, geri gelirse bozmaz. 

Uciinciisii, deriden cikan kan, cerahat, sari su, agnli cikan renksiz su, hanefide 
bozar. Bunlarm, malikide ve safi'ide abdesti bozmadiklan, farisi (Menahic-iil-ibad) 
kitabinda yazilidir. Cicek hastasmdan ve herhangi bir cibandan, kulakdan, burun- 
dan, yaradan cikan kan, sari su ve elem ile, agn ile akan renksiz su, gusl abdestin- 
de yikanmasi lazim olan yere yayihrsa bozar. Mesela, burundan gelen kan, kemik- 
leri gecerse, kulakdan gelen, kulak deliginden cikarsa bozar. Cibandaki, yarada- 
ki kani, sari suyu pamukla emerse bozar. Bunlardan elemsiz, agrisiz olarak cikan, 
akan renksiz su bozmaz [Tahtavi]. Birseyi lsinnca, o sey iizerinde kan goriirse, bo- 
zulmaz. Misvak, kiirdan iizerinde kan goriince, agzma bulasmadi ise, bozulmaz. 
Ya'ni oraya parmagini koyunca, parmagmda kan goriirse bozulur. Gozii agriyan 
kimseden, hep yas akarsa, ozr sahibi olur. Agn olmadan, herhangi bir sebeble ag- 

-126- 



lamakla ve sogan, duman, gazlar te'siri ile, goz yasi akmca bozmaz. Safi'ide ikisi 
de bozmaz. Kadm, cocugunu emzirince bozmaz. Cok da olsa, terlemekle bozulmaz. 
Kulak, gobek, memeden agri, hastahk ile gelen sivi bozar. Suluk, cok kan emer- 
se, bozar. Sinek, sivrisinek, pire, tahta biti gibi hasereler, cok emseler de bozulmaz. 
Az olup yayilmiyan derideki kan ve agizda hasil olup, agiz dolusu olmiyan kan ve 
disan cikan az kay, abdesti bozmadiklan icin, necs degildirler. 

Abdesti bozanlarm dordunciisu, uyumak, dort mezhebde de bozar. Hanefide, 
mak'adm gevsek olacagi bir halde, mesela yan veya sirt iistii yatarak veya dirse- 
gine yahud birseye dayanip uyumakdir. Dayandigi sey cekilince diismezse, bozul- 
maz. Nemazda uyumak, dizleri dikip, basmi dizlerine koyarak, diz cokerek, bag- 
das kurarak, teverriik ederek uyursa, bozulmaz. Teverriik, kadmlarm nemazda otur- 
duklan gibi oturmakdir. Bir dizini dikip, diger uylugu iizerine oturup uyursa bo- 
zulur. Ciplak hayvan ustunde uyursa, hayvan yokus cikryor veya diiz yerde gidi- 
yorsa, bozulmaz. Palan ve eger iizerinde uyursa hie bozulmaz. 

Besincisi, bayilmak ve deli olmakla ve sar'a tutmakla bozulur. Yiiriirken salla- 
nacak kadar serhos olmak da bozar. 

Altincisi, riikii' ve secdeleri olan nemazda kahkaha ile giilmek, abdesti de bo- 
zar. Cocugun bozulmaz. Nemazda tebessiim, nemazi da, abdesti de bozmaz. Ya- 
nindakiler isitirse, kahkaha denir. Kendi de isitmezse, tebessiim denir. Yalniz 
kendi isitirse (Dahk) denir. Dahk, yalniz nemazi bozar. 

Yedincisi, (Miibaseret-i fahi$e) ya'ni ciplak olarak, (Sev'eteyn)i, ya'nicirkin yer- 
lerini stirtunmek, erkegin de, kadmin da abdestini bozar). Kadimn derisine seh- 
vet ile dokunmak, hanefide abdesti bozmaz. 

Sac, sakal, biyik, tirnak kesmek abdesti bozmaz. Kesilen yerleri yikamak lazim 
olmaz. (Fikh-i Gidani)nin farisi serhinde diyor ki, (Tirnak kesince, abdest bozul- 
maz. Elleri yikamak miistehab olur). Yara kabugunun diismesi ile de bozulmaz. 

Abdest ahrken, deri iizerindeki yank yikanir. Su degdiremezse, mesh eder. Mesh 
edemezse, terk olunur. Ayagmdaki yariga merhem siirmiis ise, merhemin iistiinii 
yikar. Yikamak yaraya zarar verirse, mesh eder. Yikadikdan sonra merhem dii- 
serse, alti iyi olmus ise, altmi yikar. iyi olmamis ise, yikamaz. [55. ci maddeye ba- 
kmiz!] Iki elinde yank, yara olup su zarar verirse teyemmiim eder. Bir eli saglam 
ise, bunun ile abdest ahr. Eli dirsekden, ayagi topukdan kesilmis ise, kesik yeri yi- 
kar. 

(Halebi-i kebir)de diyor ki, (Abdest aldigmi bilip, sonra bozuldugunda siibhe 
ederse, abdesti var kabul edilir. Abdesti bozuldugunu bilip, sonra abdest aldigm- 
da siibhe ederse, abdest almasi lazim olur. Abdest arasmda, ba'zi yerini yikadigm- 
da siibhe ederse, orasim yikar. Abdest aldikdan sonra siibhe ederse, yikamak la- 
zim degildir. Abdest aldikdan sonra, iizerinde yaslik goren, idrar mi, su mu siib- 
he etse, ilk olarak basma geldi ise, yeniden abdest ahr. Birkac def'a, boyle siibhe 
etdi ise, seytanin vesvesesi oldugu anlasihr ve abdesti tazelemez. Vesveseyi onle- 
mek icin, abdest aldikdan sonra, donuna, pestemalma su serpilmesi (Kimya-yi 
se'adet)de de yazihdir. Veya nebatipamuk kullanmahdir. Kab, kacak, elbise, be- 
denin, suyun, kuyunun, havuzun ve cahillerin, kafirlerin hazirladigi yag, ekmek, 
elbise, yemek ve sairenin pis olmasmda siibhe etse, temiz kabul edilir.) 

Kur'an-i kerimi abdestsiz tutmak haramdir. Ezberden okumak caizdir. Yataga 
abdestli girmek siinnetdir. (Sir'at-iil-islam) serhinde diyor ki, (Kur'an-i kerimi ya- 
takda, yatarak ezberden abdestsiz okumak caizdir ve sevabdir. Fekat, basmi yor- 
gandan disan cikarmah ve bacaklan bitisdirmelidir.) 

Vedi, mezicikinca dort mezhebde de abdest bozulur. Hanbelide gusl abdesti de 
lazim olur. (inaye). Ciiniib ve hayzh olarak cami'e girmek haramdir. Abdestsiz gir- 
mek mekruhdur. (Diirer Gurer). Onden, arkadan cikarak abdesti bozanlar, has- 

-127- 



talikla cikar, sizarsa ve abdest almakda, siddetli soguk, hastahk, ihtiyarhk gibi se- 
beblerle, harac [giicliik] olursa, Malikide abdest bozulmaz. 

(Kitabiirrahme)de diyor ki, (Devamh idrar kacirmaga (silis-til-bevl) denir. Bundan 
korunmak icin, bir kaba bir fincan nohud ve iki fincan sirke konur. Uc gun sonra, her 
gun lie kerre iicer nohud yinir ve birer cay kasigi sirke icilir. Yahud, bir kasik yiizer- 
lik tohmu ve zencefil ve tarcin ve karabiber, ince toz edilip karisdinhr. Sabah ac kar- 
na ve yatarken bir cay kasigi toz, su ile yutulur.) 986 [m. 1578] da yazilmis olan tiirk- 
ce (Menafi' unnas) da, silis-iil-bevl icin muhtelif ilaclar vardir. Bunlardan biri, iki dir- 
hem giinnuk, iki dirhem corek otu, dort dirhem bal ile kansdirrp, sabah aksam birer 
ceviz mikdan yinir. Giinntik, bir agac zamkidir. Sakiz gibidir. Kokusundan belli olur. 

53 — MEST USTUNE MESH, OZR SAHIBI OLMAK 

MEST UZERINE MESH — Abdest ahrken ayaklan yikamak yerine, hie ozr 
ve zaruret olmasa bile, yas el ile, bir kerre, mest iizerine mesh edilmesi, erkek icin 
de, kadm icin de caizdir. Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" mubarek 
ayaklanna mest giyip, bunlarm iistiine mesh etdi ve caiz oldugunu da soyledi. Gusl 
abdesti ahrken, mest iizerine mesh edilmez. Teyemmiim ederken, ayaklan mesh 
etmek farz degildir. 

Mest, ayagin yikamasi farz olan yerini orten, su gecirmez ayakkabi demekdir. 
Mest, biiyiik olup da, parmaklar, mestin ucuna kadar gitmez ve mesh, bos yer iize- 
rine rastlarsa caiz olmaz. Mestin agiz kismi genis olup, yukardan bakinca, ayak go- 
riiniirse zaran olmaz. Mestin, bir saat yol ytiriiyiince, ayakdan cikmayacak sekl- 
de saglam ve ayaga uygun olmasi lazimdir. Agacdan, camdan, ma'denden mest ola- 
maz. Zira sert seyle bir saat yiirtinemez. Tabam ile ayak ustu veya yalmz tabani de- 
ri kaplanmis corap iistiine veya sert olup, yuriirken asagi diismiyen corap iizerine 
mesh caizdir. [Malikide, mestin deriden olmasi sartdir.] Mestli kimsenin, abdes- 
ti bozulunca, bu abdestsizlik, abdest uzvlarma yayilirken, ayaklara degil, mestle- 
re yayihr. Mestlerin hadesden temizlenmesi de, mesh etmekle olur. Demek ki, mest- 
ler abdestsizligin ayaklara gecmesine mani' olmakdadir. Yalmz ayaklanni yikayip, 
mest giyen bir kimse, sonra diger uzvlanm yikayip abdestini temamlasa, sonra, ab- 
desti bozulsa, sonra abdest ahrken, bunlar iizerine mesh edebilir. Ciinki, mestle- 
ri giyerken, tam abdest almis olmak sart degildir. Fekat, abdesti bozuldugu zeman, 
bozulan abdestin, tam almmis olmasi sartdir. Mesela, teyemmiim ederek, mest giy- 
di ise, suyu gorunce, bozulan abdesti tam olmadigmdan, su ile abdest ahrken, mesh 
edemez. Ayaklanni da yikar. Ozr sahibi olan kimse, tam abdest ahp, ozr akmadan 
once, mestlerini giyerse, sonra abdesti ozrle bozulsa da, yirmidort saat mesh ede- 
bilir. Ozrii akdikdan sonra giyerse, yalmz o nemaz vakti icinde mesh edebilir. 

Mest iizerine mesh miiddeti, mukim olan icin, yirmidort saatdir. Miisafir icin, 
tic giin iic gece, ya'ni yetmisiki saatdir. Bu miiddet, mesti giydigi zeman degil, mest 
giydikden sonra, abdesti bozuldugu zeman baslar. Ozr sahibi icin mesh miiddeti, 
nemaz vakti cikmcaya kadar oldugu (Fetava-i F£ayriyye)de yazilidir. Ozr sahibi, 
ozre sebeb olan seyi durdugu zeman, abdest ahp, o sey tekrar baslamadan once, 
mestlerini giyse, taharet-i kamile ile giymis olur [Malikide, gusl abdesti icin cika- 
nlmcaya kadar mesh etmek caizdir.]. 

Hanefi mezhebinde mesh, mestlerin yukandaki yiizlerine yapilir. Taban altma 
yapilmaz. Siinnet iizere mesh etmek icin, sag elin yas bes parmagi, sag mest iize- 
rine, sol elin parmaklan da, sol mest iizerine, boylu boyunca yapisdinhp, ayak par- 
maklan iizerine gelen ucundan, bacaga dogru cekilir. El ayalan meste degdirilmez. 
Meshin iic el parmagi eninde ve boyunda olmasi farzdir. Bunun icin de, iic parma- 
gi veya yas olup suyu damlamakda olan parmak uclan veya parmaklarla birlikde 
el ayasini veya yalmz el ayasini mest ucuna koyup, bacaga dogru cekmek yetisir. 

-128- 



Parmaklan, mestin yan kenanna koyup, mest tizerinde genisligine kaydirmak da 
caiz olur. Mesh, elin dis yiizii ile de caiz ise de, icleri ile yapmak siinnetdir. Mes- 
tin altina veya topuklarm yanlarma veya bacak tarafma mesh caiz degildir. [Ma- 
likide, sag eli lslatip, parmak dipleri sag mestin list ucuna konur. Bas parmak ucu 
sol, diger uc parmak uclan sag kenannda olarak, agzina kadar cekmek ve sol eli 
altma boyle koyup, topuga ve buradan agzma kadar cekmek ve sonra sol eli sol mes- 
tin iistiine, sag eli altina koyup cekmek vacibdir.] Bir uzvu yikadikdan sonra, el- 
de kalan yashkla, mest tizerine mesh edilir. Bir uzvu, mesela, basi veya enseyi mesh- 
den kalan yashkla, mesh edilmez. Abdest ahp, mest giymis bir kimse, yeniden ab- 
dest ahp, mesh etmiyerek, mestli ayaklanm suya soksa, bir ayagi veya yandan faz- 
lasi lslanmazsa, mesh yerine gecer. icine su girip, ayagi lslamrsa, mestleri cikanp, 
ayaklanm da yikamak lazim olur. Yas ot iistiinde yiiriiyerek veya yagmur ile, 
mestlerin iistii lslamrsa, mesh yerine gecer ve niyyet lazim olmaz. Mestli kimse, ab- 
desti bozuldukdan yirmidort saat gecmeden, sefere ciksa, bu mestlere lie gun ve 
gece mesh edebilir. Musafir iken mukim olsa, yirmidort saat gecmis ise, mestleri 
cikanp, ayaklanm yikayarak abdest ahr. Malikide mest iizerine mesh miiddeti, gusl 
abdesti icin cikanlmcaya kadardir. Mest iizerine, birinci abdest bozulmadan once, 
ikinci bir mest, cizme, plastik, naylon, lastik ayakkabi giyse, disdaki, su gecirmez- 
se, bunun iizerine mesh edebilir. Suyu cok gecirirse yine edebilir. Ctinki, icdeki is- 
lanarak, icdekine mesh etmis olur. ikinciyi, abdesti bozulunca giymis ise, yalniz ic- 
deki meste, mesh edebilir. ikinciye, ya'ni disdaki ayakkabilara mesh etdikden 
sonra bunun biri ciksa, ikincisini de cikanp, icdeki mestlere hemen mesh etmesi la- 
zim gelir. Diger ayagmdakini cikarmayrp bunun iizerine ve cikan ayagindaki birin- 
ci mest iizerine, birlikde mesh etmesi de caizdir. Ayagm iic parmagi sigacak kadar 
yirtigi bulunan bir mest iizerine mesh etmek caiz degildir. Yirtik, bundan az ise, mesh 
caiz olur. [Malikide, yirtik, ayagin iicde birinden az ise, mesh caiz olur. Malikide, 
bedenin, elbisenin temiz olmasi siinnet oldugu halde, mestin temiz olmasi farzdir.] 
Bir mestin birkac yerinde, kiiciik yirtiklar varsa, bunlar toplamnca, iic parmak olur- 
sa, buna mesh caiz olmaz. Bir mestde, iki parmak, diger mestde de iki veya bir par- 
mak goriinecek kadar yirtik olsa, bunlara mesh edilebilir. Ciinki, iic parmak, iki mest 
icin degil, bir mest icindir. Halbuki, muhtelif uzvlardaki necaset veya goriinen av- 
ret yerleri mikdarlan bir araya toplamp, hepsi iizerine hiikm olunur. Mesh caiz ol- 
miyan yirtik, iic parmagm ucu degil, iic parmagin biitiinii goriinecek kadardir. 
Yirtik, parmak iizerinde ise, o parmaklar sayihr. Yirtik baska yerde ise, iic kiiciik 
parmak goriinecek kadar olmamahdir. Yirtik, iic parmakdan uzun olsa, acilan kis- 
mi, iic parmakdan az olsa, mesh caiz olur. Mestin dikis yeri, uzun sokiilse, fekat acil- 
mayip ayak goriinmese, mesh caiz olur. Yirtik veya sokiilen yer, yiiriirken acihp, 
ayakdan iic parmak goriiniir, durunca acilmazsa, mesh edilmez. Bunun tersine 
olursa, mesh caiz olur. Topuk kemikleri yukansindaki yirtik, ne kadar olursa olsun, 
meshe mani' olmaz. Ciinki, mestlerin, burasmi ortmesi lazim degildir. Ustden ve- 
ya yandan ilikli, bagh veya fermuvarla kapah mestler, ayakkabilar iizerine mesh ca- 
izdir. [Safi'ide, mestin hie yirtigi, deligi olmamasi lazimdir.] 

Ayagin topugu, mestin topugundan cikmca, mest ayakdan cikdi sayihr. Fekat 
ekseri kitablar, ayagin yandan fazlasi, mestin topuk kemikleri hizasmdan yukan 
cikmadikca, ayakdan cikdi sayilmaz diyor. Buna gore, mest genis olup, yiiriirken, 
topugu mestden cikip, giren kimsenin meshi caiz olur. Yiiriirken abdesti bozulmaz. 

Yirtigi, tip parmakdan fazla acik olan mestin astan saglam olsa ve meste dikil- 
mis olup, ayak goriinmese, mesh caiz olur. 

Bir veya iki ayagi mestden cikmca, abdesti, o anda bozulmaz. Abdestin bozul- 
masi simdi ayaklara sirayet eder. Yalniz ayaklanm yikasa, mesh ederek almis ol- 
dugu abdesti temamlamis olur. Mesh miiddeti bitince de, yalniz ayaklanm yikar. 
Fekat, her iki suretde de, yeniden abdest almak daha iyi olur denildi. Ciinki, mu- 

- 129 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:9 



valat hanefide silnnet, maliki mezhebinde ise farzdir. 

imame, ya'ni sank ve kalensiive, ya'ni takke ve her baslik ve biirka' ya'ni pe- 
ce ve maske iistiine ve eldiven iistiine mesh etmek caiz degildir. 

Cebire ya'ni kink kemigin iki yanina baglanan tahtalar iizerine mesh caizdir. Ya- 
ranm, cibanin, derideki catlak veya yariklann iizerine veya icine konan merhem, 
pamuk, fitil, gaz bezi, flaster, sargi bagi gibi seylerin coziilmesi, cikanlmasi yara- 
ya zarar verirse veya bunlar cikmca, yikamak veya mesh etmek zarar verirse, 
bunlardan merhem, lastik gibi, su gecirmiyenler iizerine su akitihr. Su gecirenler 
iizerine mesh edilir. Yaraya soguk su zarar verirse, sicak su ile yikamak lazim olur. 
Sicak su da zarar verirse, mesh etmek lazim olur. Mesh de zarar verirse, tizerinde 
bulunan sey iizerine mesh edilir. Sargi bezinin, saglam deri iistiine rastlayan kis- 
mi iizerine de ve sargilar arasindaki deriye de, mesh edilir. Bunlann yaridan faz- 
lasina mesh caizdir. Bunlara mesh etmek de, yaraya zarar verirse, mesh edilmez. 
Bunlan mesh, yaraya zarar vermezse, bunlan mesh lazim olur. Bunlan kaldinp alt- 
lanndaki saglam deriyi yikamak, yaraya zarar vermezse, yikamak lazim olur. 
[Yara usttindeki sargiya veya merheme meshin caiz olmasi icin, yarayi yikamanm 
veya mesh etmenin, yaraya zarar vermesi, dort mezhebde de sart oldugu, (El- 
fikh-u alel-mezahib-il-erbe'a)da yazilidir. Zarar, sifamn gecikmesi yahud elemin 
ya'ni agrmm artmasi demekdir.] Mesh etdikden sonra, bunlar, yara iyi olmadan ah- 
nir veya diiserlerse, mesh bozulmaz. Yara iyi olup da diiserlerse, altlanni yikamak 
lazim olur. Biitiin bunlar iizerine mesh, altlanni yikamak yerine gecer. Bunlara 
mesh edenler ozr sahibi olmaz. Bunlar, saglam kimselere imam olabilir. Tabib-i 
miislim-i hazikm lslatilmamasi lazimdir dedigi bir yer, yara gibi olur. Bunlara 
mesh etmekde, erkek, kadin, muhdis ve ciiniib hep birdir. Hicbiri icin niyyet lazim 
degildir. Ibni Abidin "rahmetullahi aleyh" abdestin farzlan sonunda diyor ki, 
(Elinde, yara, yank bulunan kimse, suyu kullanamaz ise, ya'ni ellerine su alamaz 
ve yuziinii, basim, kulaklanm, ayaklarmi suya sokamaz ise, teyemmiim eder. Ko- 
lundan, ayagmdan bir kismi kesik olan kimse, kalan yerin ytizeyini yikar). Habs- 
de, eli ayagi bagh olan, teyemmiim edemezse, abdestsiz, birsey okumadan, riikii' 
ve secde yapar. Bunu da yapamazsa, ayakda ima eder. Kurtulunca iade eder. 

OZR SAHIBI olan, istedigi zeman abdest alir. Bu abdest ile, istedigi kadar farz 
ve nafile nemaz kilar ve Kur'an-i kerim okur. Nemaz vakti cikmca abdesti bozulmus 
olur. Her nemaz vakti girdikden sonra, yeni abdest ahp, bu vakt cikincaya kadar her 
ibadeti yapar. Ogleden baska dort nemazdan birinin vakti girmeden evvel aldigi ab- 
dest ile, bu nemazi kilamaz. Ctinki, ogle nemazimn vakti baslarken, bir nemazm vak- 
ti cikmiyor. Ozr sahiblerinin, devam eden ozrleri, abdestini bozmaz. Fekat, baska 
bir abdest bozan sebeb ile bozulur. Vakt cikmca, ozr sebebi ile de bozulmus olur. 

Ozr sahibi olmak icin, abdesti bozan bir seyin, devam iizere mevcud olmasi la- 
zimdir. Edasi farz olan herhangi bir nemaz vakti icinde, nemaz vaktinin basmdan 
sonuna kadar, abdest ahp, yalniz farzi kilacak kadar bir zeman, abdestli kalami- 
yan kimse, ozrii gordiigii andan itibaren, ozr sahibi olur. Mesela, istihada kam, id- 
rar ve baska akmtilar, ic siirmesi, yel kacmasi, yaradan kan, irin ve memeden, go- 
bekden, burundan, gozden, kulakdan kan veya agn ile herhangi bir sivi, irin ak- 
masi gibi, abdesti bozan seylerden biri, hep mevcud olur, ya'ni bir nemaz vaktinin 
basindan sonuna kadar, bir abdest ahp, farzi kilacak kadar, durdurulamazsa, o kim- 
se, ozr sahibi olur. Bir nemaz vakti girdikden, farzi kilacak kadar zeman sonra ozr 
baslasa, vaktin sonu yaklasmcaya kadar bekler, hie durmadi ise, vaktin sonunda 
abdest ahp, o vaktin nemazini kilar. Nemaz vakti cikdikdan sonra, sonraki nemaz 
vakti icinde durursa, onceki nemazini i'ade eder. ikinci nemaz vaktinin basindan 
sonuna kadar hie kesilmezse, ozr sahibi oldugu anlasihr ve kilmis oldugu onceki 
vaktin nemazini i'ade etmez. 

[(El-fikh-u alel mezahibil-erbe'a)da diyor ki, (Maliki mezhebinin ikinci kavli- 

-130- 



ne gore, ozr sahibi olmak icin, hastahk sebebi ile cikan, abdesti bozan birseyin bir 
kerre cikmasi kafidir. Bir nemaz vakti icinde devamli cikmasi lazim degildir. Ne- 
mazdan evvel veya nemaz icinde idrar, yel kaciran hastalarm ve ihtiyarlarm abdest- 
lerinin ve nemazlarmin bozulmamasi icin, harac ve mesakkat halinde, bunlann ma- 
liki mezhebini taklid etmeleri ve imam olmalan sahih olur.)] 

Ozr sahibinin ozrii, sonraki her nemaz vaktinde, bir kerre, biraz akinca, ozrii de- 
vam ediyor sayilir. Bir farz nemazm vaktinde hie gelmezse, ya'ni nemaz vakti ba- 
sindan sonuna kadar ozrsiiz gecerse, o kimse ozr sahibi olmakdan kurtulur. Ab- 
dest ahrken veya nemaz kilarken, ozrii kesilip, sonraki ikinci vaktin sonuna kadar 
hie gelmezse, ozrlii iken aldigi abdesti ve nemazi fade eder. Nemaz bitdikden ve- 
ya tesehhiid mikdari oturdukdan sonra kesilirse, nemazim i'ade etmez. Teyemmiim 
ederek nemaz kildikdan sonra, suyu goren kimse de, nemazim i'ade etmez. Bir ilac- 
la veya baglamakla veya nemazi oturarak ima ile kilmakla, ozrii durdurmak vacib- 
dir. Bir dirhem mikdari kan ve saire, yikanmca, nemaz kilmcaya kadar, tekrar bu- 
lasmiyacagi zan olunursa, yikamak vacibdir. [Ozr, yalniz abdesti bozan seylerdir. 
Abdest veya gusl abdesti alamiyan hasta, ozrlii olmaz. Yerine gore, mesh ederek 
veya teyemmiim ederek, nemazlanni saglam kimse gibi kilar.] 

Cema'at ile nemaz anlatihrken, ozrlii kimsenin saglam kimselere imam olami- 
yacagi bildirilmekdedir. Orada, devamli abdestsiz olmakdan baska, iizerinde dir- 
hemden cok necaset bulunamn, ciplak olanin, Kur'an-i kerimi dogru okuyamaya- 
nin da, boyle olmiyanlara imam olamiyacaklan bildirilmekdedir. Kaplama ve 
dolgu disi bulunan kimsenin, kaplama ve dolgusu olmiyan hanefilere imam olabil- 
mesi icin, safi'iyi veya malikiyi taklid etmesi lazimdir. Yetmisinci maddeyi okuyu- 
nuz! 

Ozrsiiz, saglam iken kilmadigi nemazlar, hasta ve ozrlii iken de kaza edilir. Sa- 
daka ve hicbir hayrli is, kaza nemazi yerine gecemez. ibni Teymiyyenin sapik ya- 
zilarma aldanmamahdir. 

Gel kardesim, dinle benden hos sozti, 
soyluyorum sunn, esrari ozii: 

Ahmed-i Serhendi, biimi serh eyledi, 
gor de (Mektiibat)i bak neyledi. 

O kitabda neler soyler, hem neler, 
Onda oynatmis ne zevkli cilveler. 

ilni-i nfifi', ctimle (Mektubat)dadir. 
Heme varsa mahzende, hepsi andadir. 

O kitabdir, se'adet hazinesi, 
Onda tevhid, madde, ma'na bilgisi. 

Mektubat-i Ahmedi sayesinde, 
Onun uliini-i bi-nihayesinde. 

Geldi (Se'adet-i Ebediyye) viicude, 
te$ekkiir eylerim Rabb-i vedude. 

Ilaht! Bu kitabi eyle mebriir! 

Herat olsun bana, mahserde, hem mil! 

Salat olsun, selam olsun Resule! ki, 
viicude geldi, (Se'adet-i Ebediyye). 

-131- 



54 — GUSLABDESTI 

Nemazm dogru olmasi icin, abdestin ve guslun dogru olmasi lazimdir. ibni 
Abidin, (Diirr-iil-muhtar) serhinde buyuruyor ki: (Ciiniib olan her kadinin ve 
erkegin ve hayzdan ve nifasdan kurtulan kadmlann, nemaz vaktinin sonuna o ne- 
mazi kilacak kadar zeman kalmca, gusl abdesti almasi farzdir). 

Farzlan yapanlara cok sevab vardir. Yapmiyanlara da, bilyiik giinah vardir. 
(Gunyet-iit-talibin) kitabimn bildirdigi hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" buyuruyor ki: (Gusl abdesti almaga kalkan bir kimseye, iizerin- 
deki kil adedince [ya'ni pekcok demekdir] sevab verilir. O kadar giinahi afv olur. 
Cennetdeki derecesi yiikselir. Guslii icin ona verilecek sevab, diinyada bulunan her- 
seyden daha hayrh olur. Allahii teala, Meleklere, bu kuluma bakinrz! Gece, iisen- 
meden kalkip, benim emrimi diisiinerek, cenabetden gusl ediyor. Sahid olunuz ki, 
bu kulumun giinahlarim afv ve magfiret eyledim buyurur). 

(Ey Ogul ilmihali)nin doksanbirinci sahifesinde yazili hadis-i serifde, (Kirlenin- 
ce, cabuk gusl abdesti aim! Ciinki kiramen katibin melekleri, ciiniib gezen kiinse- 
den incinir) buyuruldu. Yine, aym sahifede: imam-i Gazali buyurdu ki, bir kim- 
se, rii'yada bana dedi ki, (Bir mikdar zeman, ciiniib kaldim. Simdi iizerime ates- 
den gomlek giydirdiler. Hala ates icindeyim). (Zevacir) ve (Risale-i iinsiyye) ki- 
tablanndaki hadis-i serifde, (Resim, kopek ve ciiniib kimse bulunan eve rahmet 
melekleri girmez) buyuruldu. Nemaz kilan ve kilmiyan herkes, bir nemaz vakti- 
ni ciiniib gecirirse, cok aci azab gorecegi (Zevacir)de yazihdir. Ogle ezamndan son- 
ra ciiniib olan, ogle nemazim kilmamis ise, ikindi vaktine kadar; kilmis ise, aksam 
nemazma kadar gusl etmelidir. Yikanamazsa, teyemmiim etmelidir. Hanefimez- 
hebinde guslun farzi iicdiir: 

1 — Agzm hepsini iyice yikamak. Agiz dolusu su icmekle de olur ise de, yutmak 
mekruhdur diyen de olmusdur. 

2 — Burnu yikamak. Burundaki kuru kir altini ve agizdaki, cignenmis ekmek 
altmi yikamazsa gusl sahih olmaz. Hanbeli mezhebinde, mazmaza ve istinsak, 
abdest alirken de, guslde de farzdir. 

3 — Bedenin her yerini yikamakdir. Bedenin, lslatilmasmda harac olmiyan 
yerlerini yikamak farzdir. Yikanan yerleri ogalamak lazim degil ise de, miistehab- 
dir. Imam-i Malik ile imam-i Ebu Yusiif lazimdir buyurdu. Gobek icini, biyik, kas 
ve sakali ve altlarmdaki derileri ve basdaki saclan ve ferci yikamak farzdir. Goz- 
leri, kapali kiipe deligini, siinnet derisi altini yikamak farz degildir, miistehabdir. 
Kadmlar, oriilii sacm diblerini lslatinca, orgiiyii yikamak lazim degildir. Sac dib- 
leri lslanmazsa, orgiiyii acmak lazim olur. Oriilmemis saclarm her tarafim da yi- 
kamak farzdir. Tras olursa, kesilen saclan [ve diger killari ve tirnaklan] yikamak 
lazim degildir. ibni Abidin "rahmetullahi aleyh" besinci cild ikiyiizyetmisbesinci 
sahifede diyor ki, (Ciiniib iken, kasiklan tras etmek mekruhdur). [Ciiniib iken sac, 
tirnak kesmenin de mekruh oldugu buradan anlasilmakdadir.] Pire, sinek kirleri- 
nin ve kmamn ve insan kirinin, akici yaglarm, camurun altini yikamak farz degil- 
dir. Deriye yapismis, hamur, mum, sakiz, kati yag, balik pulu, cignenmis ekmek, 
[Tirnakdaki oje denilen boya] gibi su gecirmiyen seylerin altini yikamak lazimdir. 
Dislerin arasmda ve dis cukurunda bulunan yemek artiklannm altma su gecmez- 
se, alti yikanmazsa gusl abdesti caiz olmaz. Yiiziik siki ise, cikarmak veya hareket 
etdirmek lazimdir. Kiipe de boyledir. Kiipe deliginde, kiipe yoksa ve delik acik- 
sa kulagi lslatirken, delik lslamrsa, yetisir. lslanmazsa, deligi parmakla lslatmah- 
dir. Biitiin bunlarda lslandigmi cok zan etmek yetisir. Agzim veya baska yerini yi- 
kamagi unutup, nemaz kilsa, sonra hatirlasa, orasim yikayip farzi tekrar kilar. Ten- 
ha yer yoksa, baskasmm yaninda avret yerini acmaz. Tenha olunciya kadar bek- 
ler. Nemaz vakti darahr ise, baskalan yaninda taharetlenmez. Donunu da yikamaz. 

-132- 



Necaset ile nemaz kilar. Ciinki, haramdan kacmak, farzi yapmakdan daha cok se- 
vabdir. Sonra tenha yer bulunca taharetlenir, donunu yikar ve nemazi iade eder. 
Abdestin ve gusliin vacibleri yokdur. Gusliin siinnetleri, abdestin siinnetleri gibi- 
dir. Yalniz guslde, abdestdeki sira ile yikamak, siinnet degildir. Miistehablan da, 
aym olup yalniz, guslde kibleye doniilmez ve diia okunmaz. Yalniz besmele ceki- 
lir ve kelime-i sehadet soylenir. Havuzda, nehrde, denizde, yagmur altinda lslanan, 
agzini ve burnunu da yikasa, abdest ve gusl almis olur. 

Siinnet iizere gusl abdesti almak icin, once, temiz olsalar dahi, iki eli ve avret ye- 
rini yikamahdir. Sonra bedeninde necaset varsa yikamali, sonra, tarn bir abdest al- 
mali, yiiziinii yikarken, gusle niyyet etmeli, ayaklan altinda su toplanmryorsa, ayak- 
lan da yikamahdir. Sonra biitiin bedene iic def a su dokmelidir. Once iic def a ba- 
sa, sonra sag omuza, sonra sol omuza dokmeli, her dokiisde, o taraf temam lslan- 
mahdir. Birinci dokmede ogmahdir. Guslde, bir uzva dokiilen suyu, baska uzvla- 
ra akitmak caiz olup, orasi da temizlenir. Ciinki, guslde biitiin beden, bir uzv sa- 
yihr. Abdest ahrken bir uzva dokiilen su ile, baska uzv lslamrsa, yikanmis sayilmaz. 
Gusl temam olunca, tekrar abdest almak mekruhdur. Gusl ederken abdesti bozu- 
lursa, bir daha almak lazim olur. Safi'iyi ve malikiyi taklid edenler buna dikkat et- 
melidir. Abdest bozulmadan, baska yerde almak veya nemaz kihp sonra almak ca- 
izdir. 

Abdestde ve guslde, ltizumundan fazla su kullanmak israf olup, haramdir. Se- 
kiz ntl [ya'ni binkirk dirhem-i ser'i veya iic bucuk kilo] su ile, siinnete uygun 
gusl edilebilir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bir Miid [ya'ni iki ntl, ya'ni 
875 gr.] su ile abdest ahr, bir sa' hacminde su ile gusl ederdi. [Bir sa' 4200 gram su- 
dur. Ciinki, bu fakir, mercimekle yapdigim tecribelere gore, bir sa' 4,2 litredir. Ya'ni, 
dort litre ve bir litrenin besde biridir.] 

[Hanefi mezhebinde dislerin arasi ve dis cukuru lslanmazsa gusl temam ol- 
maz. Bunun icin, dis kaplatinca ve doldurunca, gusl abdesti sahih olmaz. insan ce- 
nabetlikden kurtulmaz. Evet, imam-i Muhammede gore sallanan disleri altm tel 
ile baglamak ve diisen, cikanlan dis yerine altm dis takmak caizdir. imam-i a'zam 
ise, altin caiz olmadigim ictihad buyurmusdur. imam-i Ebu Yusiif, bir rivayetde, 
imam-i Muhammed gibi buyurmusdur. Eshab-i kiramdan Arfece bin Sa'da, altm 
burun takmasi icin izn verilmesi, imam-i a'zama gore, yalniz Arfeceye mahsusdur 
denilmisdir. Nitekim Ziibeyr ve Abdurrahman "radiyallahii teala anhiima" icin, 
ipek giymelerine izn verilmisdi ve yalniz bunlara mahsusdu, denilmisdir. Fekat, fet- 
va, Imam-i Muhammed kavli ile olup, gusl abdesti ahrken cikanlabilen takma dis, 
kulak ve burunun, altmdan olmalan caiz goriilmtisdiir. imamlanmizm bu ayrih- 
gi, takma disin ve sallanan dise sanlan tellerin altindan olup olmamasmdadir ve 
gusle mani' olmiyacak seklde cikanlmasi miimkin oldugu haldedir. Yoksa, gusl bah- 
sinde, hanefi mezhebinin biitiin imamlan, dislerin lslanmasi lazim oldugunu soy- 
lemekdedir. Ya'ni, altm, giimiis ve necs olmiyan baska maddelerden yapilan kap- 
lama ve dolgularm altlarma su gecmeyince, hanefi mezhebi alimlerinin hepsine go- 
re, gusl abdesti caiz olmaz. 

(Halebi-yi kebir)de diyor ki, (Disler arasinda yemek artigi kahp, alti yikanamaz- 
sa, gusl caiz olur. Ciinki, su akici olup, bu artiklarm altina sizar. Fekat bu artiklar, 
cignenerek katilasmis ise, gusl abdesti caiz olmaz. Dogrusu da, budur. Ciinki, su, 
bunun altina sizmaz. Bunda zaruret ve harac da yokdur). (Kadfhan), (Natifi)den 
alarak diyor ki, (Dis arasinda yemek artigi bulunursa, gusl temam olmaz. Bunu ci- 
karip altini yikamak lazimdir). 

(Mecmu'a-i Ziihdiyye)de diyor ki, (Gerek az, gerek cok, dislerin arasinda ka- 
lan yemek kirmtisi, kati hamur gibi olup da, suyu gecirmezse, gusle mani'dir). 

(Diirr-iil-muhtar)da diyor ki, (Dislerin arasinda veya dis cukurunda bulunan sey, 
gusl abdestine zarar vermez diye fetva veren olmus ise de, bu sey, kati olup, alti- 

-133- 



na su gecmez ise, gusl abdesti caiz olmaz. En dogrusu da budur). ibni Abidin "rah- 
metullahi aleyh" bunu aciklarken buyuruyor ki, (Zaran olmaz diye fetva verilme- 
si, su, disdeki seyin altina sizip, lslatacagi icindir. (Hulasat-iil-fetava)da da, boy- 
le yazmakdadir. Bu fetvadan da anlasihyor ki, altina su gecmezse, gusl caiz olmaz. 
(Hilye) kitabi da boyle diyor. (Munyet-iil-musalli) serhinde de boyle yazilidir. Ciin- 
ki, su dise sizmadigi gibi, burda zaruret ve harac yokdur demekdedir). 

(Merakil-felah)i acikhyan Tahtavi buyuruyor ki, (Dis cukurunda veya disler ara- 
sindaki yemek artiklannin altina su gecerse, gusl caiz olur. Bunlar, sert olup alti- 
na su gecmez ise, gusl caiz olmaz. (Feth-ul-kadir)de de boyle yazilidir). 

Tahtavi (Diirr-iil-muhtar) hasiyesinde diyor ki, (Disleri arasma veya dis cuku- 
runa giren yemek parcasi altina su sizacagi icin gusle mani' olmaz. Suyun sizdigm- 
da siibhe ederse, bunlari cikanp dislerin arasim ve cukurunu yikamahdir). 

Her muslimamn ibadet yaparken ve haramdan sakimrken, kendi mezhebi alim- 
lerinin, (Fetva boyledir), (En iyisi budur), (En dogru soz budur) gibi bildirdikle- 
rine uymasi lazimdir. Kendi arzusu ile yapdigi bir sey, buna uymasma mani' olur 
ve bu mani' olmanm onlenmesinde (harac), mesakkat bulunursa, kendi mezhebin- 
de dogru oldugu bildirilen baska bir soze uymasi lazimdir. Mesela, odiinp verdi- 
ginin senedine odeme tarihi koymak haramdir. Faiz olur. Fekat baskasma hava- 
le edilmek yolu ile, ikisinin de belli tarihde odemeleri caiz olur. Boyle de yapamaz- 
sa, hanefimezhebinde bulunan kimse, hanefimezhebindeki alimlerin fetva olarak 
secilmemis za'if sozlerine uyarak, isini goriir. ikinci kism, 1. ci maddeye ve uciin- 
cii kism, 12. ci maddeye bakmiz! Boyle kurtulus yolu da bulamazsa, diger iic mez- 
hebden birini taklid ederek, ya'ni bir mezhebe uyarak o isi yapar. Hanefi mezhe- 
binin alimleri, bu kimsenin baska mezhebi taklid etmesinin vacib oldugunu bildi- 
riyor. Mesela, (ibni Abidfn), iiciincii cildin 190. ci sahifesinde ta'ziri anlatirken bu- 
yuruyor ki, (Biiyiik alim ibni Emir Hac, (Tahrir) serhinde: Ser'i delil gosteriyor 
ki, bir miictehidin sozii ile amel etmek ve ihtiyac olunca, baska bir miictehidi 
taklid etmek lazimdir. Bu delil, (Bilenlerden sorunuz!) ayet-i kerimesidir. Belli bir 
hadise ile karsilasilmca, bunun nasil yapilacagi sorulur. Bu is hakkmda, bir miic- 
tehidin sozii biliniyorsa, o isi bu soze uyarak yapmak vacib olur demekdedir). Go- 
riiluyor ki, baska mezhebi taklid etmesi vacib olmakdadir. Baska bir mezhebi tak- 
lid etmesi de miimkin olmazsa, haraca sebeb olan seyi yapmasinda zaruret olup ol- 
madigma bakilir: 

A — Haraca sebeb olan seyi yapmasinda zaruret varsa, o farzi terk etmesi ve- 
ya harami zaruret mikdari islemesi caiz olur. Zaruret ile yapilan seyde, zaruret bi- 
tince harac devam ederse, yine boyledir. 

B — Haraca sebeb olan sey, zaruret olmadan yapilmis veya zaruret ile birkac 
sey yapilabilir ve bunlardan harac bulunan seyi yapmagi secerse, farzi terk etme- 
si caiz olmaz. Fikh alimleri, bu ka'ideye uyarak bircok mes'eleyi cozmiislerdir: 

1 — Sallanan dis giimiis tel ile baglanmca, imam-i Muhammed, giimiis koku ya- 
par, altin tel ise yapmaz dedi. Zaruret oldugu icin altin ile baglamak haram olmaz 
dedi. Imam-i a'zam ise, giimiis tel de koku yapmaz. Altm tel ile baglamak zaruret 
olmadigi icin, haram olur dedi. imam-i Muhammedin "rahmetullahi teala aleyh" 
kavli ile amel olunur. Baska mezhebi taklide ihtiyac yokdur. 

2 — Bir erkegin, zevcesi ile silt kardes olduklan, fekat birinin veya her ikisinin 
bir kerre emmis oldugu anlasilsa, hanefi mezhebine gore nikahlan bozulur. Ya, ay- 
rihrlar. Yahud, safi'imezhebini taklid ederler. Nikahlarmda velileri bulunmamis 
ise, yeniden safi'i mezhebine gore nikah yaparak evli kahrlar. Doyunciya kadar bes 
kerre emmis ise, safi'i mezhebini taklid miimkin olmaz. Aynlmalari lazim olur. 

3 — Aksam nemazi icin otobiisii durduramiyan, inip yerde vaktinde kilar. Son- 
ra gelen baska otobiise biner. Yahud, vaktinden sonra, safi'iyi taklid ederek, yat- 

-134- 



si ile birlikde kilmasi caiz olur. ikindi nemazi icin otobtisti durduramiyanm, inip 
yerde kilmasi sartdir. Ciinki, safi'ide de ikindi aksam ile birlikde kilmmaz. 

4 — Fakir olup, nafaka te'min edemiyen kimseyi, zevcesi mahkemeye verip, bo- 
sanmak isterse, hanefi olan hakim bosayamaz. Safi'i mezhebinde olan hakim bo- 
sar. Hanefi olan zevce, safi'i olan hakime miirace'at eder. Bu hakim, bosar. Bu ha- 
kimin hiikmii nafiz olur. ikinci kismda, otuzsekizinci maddeye bakiniz! 

Insani birsey yapmaga zorhyan semavi sebebe, ya'ni insanm elinde olmiyarak 
hasil olan sebebe (Zaruret) denir. islamiyyetin emr ve yasak etmesi ve tedavi edi- 
lemiyen siddetli agn ve bir uzvun yahud hayatm telef olmak tehliikesi ve baska bir- 
sey yapamamak mecburiyyeti hep zaruretdir. Bir farzin yapilmasma mani' veya ha- 
ram islemege sebeb olam onlemenin mesakkatli, gtic olmasma (Harac) denir. 

Herhangi bir sebeb ile dis kaplatan veya dis doldurtan kimsenin, hanefi mezhe- 
bi alimlerinin "rahmetullahi aleyhim ecma'in" sozbirligi ile gusl abdestinin sahih 
olmiyacagi yukanda bildirilmisdi. Bunun gusl abdestinin sahih olmasmi saglamak 
icin uyulacak hanefi mezhebi alimlerinin baska sozleri de yokdur. Ba'zi kimseler, 
bunun dis kaplatmadan veya doldurtmadan evvel, gusl abdesti almasi ve her ze- 
man bunlar iizerine mesh etmesi caiz olur diyor ise de, bu soz dogru degildir. Ciin- 
ki, mest iizerine mesh ayaklara mahsusdur ve guslde degil, abdest almakdadir. Kap- 
lama ve dolgunun yara iizerindeki sargiya benzemedigi de birkac sahife ileride bil- 
dirilecekdir. 

Ibadet yapmakda veya haramdan sakmmakda, harac olunca, harac bulunmiyan 
baska mezhebi taklid etmek lazim oldugu, bircok kitablarda, mesela (ibni Abi- 
din)de ellibirinci ve ikiyiizellialtmci ve ikinci cild besyiizkirkikinci ve uciincii cild 
yiizdoksanmci sahifelerde ve (Mizan)m onsekizinci sahifesinde ve (Hadika) ve (Be- 
rika) kitablanmn sonunda ve (Fetava-yi hadisiyye)de ve (Fetava-yi Hayriyye)nin 
edeb-iil-kadi kismi sonunda ve imam-i Rabbani (Mektubat)i uciincii cildinin 22. 
ci mektubunda yazilidir. Bu mektub birinci kism 35. ci maddededir. Bu maddeye 
bakiniz! Safi'i alimlerinden molla Halil Si'ridinin "rahmetullahi teala aleyh" 
(Ma'fiivat) kitabmda ve serhinde de yazilidir. Taklide niyyet eden kimsenin, niy- 
yet etmeden once kilmis oldugu, o vaktin nemazi sahih olur. Daha onceki vaktle- 
rinkini kaza etmesi lazim gelir. Tahtavi, (Merakil-felah) hasiyesi, doksanaltmci sa- 
hifesinde ve aynca bunun tercemesi olan (Ni'met-i islam)da soyle yaziyor: (Bir ha- 
nefinin kendi mezhebine gore yapamadigi bir isi yapabilmesi icin safi'i mezhebi- 
ni taklid etmesinde bir be's yokdur. (Bahriirraik) ve (Nehriilfaik)da da boyle ya- 
zilidir. Fekat bu isi yaparken, safi'i mezhebinin sartlanni da yerine getirmesi la- 
zimdir. Harac olmadan ve sartlanni yapmadan taklid ederse, buna (Miileffik) 
denir ki, kolaylan arayip toplayicidir. Bu, caiz degildir. Hanefi yolcunun safi'i mez- 
hebini taklid ederek ogle ile ikindi nemazlarmi ve aksam ile yatsi nemazlanm bir- 
likde kilabilmesi icin, bunlari kilarken, imam arkasmda Fatiha okumasi, kendi 
(Sev'eteyn)ine, ya'ni iki cirkin yerine eli ayasi ve nikah ile almasi ebediharam olan 
onsekiz kadmdan baska kadinin derisine derisi degerse, abdest almasi, abdeste niy- 
yet etmis olmasi ve az necasetden de sakinmasi lazimdir). Malikiyi de taklid ede- 
bilir. 

Malikiveya safi'i mezhebini taklid etmek icin, guslde, abdest almakda ve nemaz- 
da niyyet ederken, bu mezhebe de tabi' oldugunu hatirlamak yetisir. Ya'ni, gusl ab- 
desti almaga baslarken (Niyyet etdim gusl abdesti almaga ve malikiveya safi'i mez- 
hebine uymaga) soziinii kalbinden geciren bir kimsenin gusl abdesti sahih olur. Ag- 
zinda kaplama veya dolgu bulunan hanefi mezhebindeki bir kimse, boyle niyyet 
edince, boy abdesti sahih olur. Cuniibliikden kurtulur, temiz olur. Boyle kimsenin, 
nemaz kilacagi ve Kur'an-i kerimi tutacagi zeman, malikiveya safi'i mezhebine go- 
re de abdest almasi lazimdir. Safi'i mezhebini taklid edince, cok ihtiyar veya ba- 
lig olmamis gosterisli cocuk da olsa, nikahlanmalan caiz olan erkekle kadinin de- 

-135- 



rileri birbirlerine dokununca ikisi de ve kendinin veya baskasmin iki abdest boz- 
ma uzvlanna el ayasi ile dokununca, nemaz abdesti almahdir. Cema'at ile nemaz 
kilarken de, her rek'atde Fatiha okumahdir. Necasetden cok sakmmalidir. Cema'ate 
gee gelince, imamla birlikde riikii'a egilir. Fatihanin bir kismmi veya hepsini oku- 
maz. Malikiyi veya safi'i mezhebini taklid etmesi, takva degildir, fetvadir, ruhsat- 
dir. Takva, kaplama ve dolgulan, takma disle degisdirmege denir. 

Kaplama ve dolgusu olan hanefiler, dort mezheb icin soylenmis olan (Umme- 
timin miictehidleri arasindaki ayrilik, rahmet-i ilahiyyedir) hadis-i serifindeki 
rahmete kavusarak, maliki veya safi'i mezhebine uymakla, cenabetlikden kurtu- 
luyor. Cunki, safi'i ve maliki mezheblerinde gusl abdesti alirken, agzi, burnu yi- 
kamak farz degildir. Niyyet etmek, farzdir. Baska mezhebi taklid ederken, o isin 
o mezhebde sahih olmasma mani' olan, fekat kendi mezhebinde veya diger bir 
iicuncii mezhebde mani' olmiyan ikinci bir harac hasil olursa, bu isi her tic mezhe- 
be gore yapmaga devam eder. Izzeddin bin Abdisselam safi'i ve imam-i Siibki ve 
Ibni Humam ve Kasim gibi alimlerin caiz dedikleri telfik, boyle iki ozr ile yapilan 
takliddir. Ucuncii mezhebi taklide imkan yoksa, kendi mezhebindeki ozrii zaru- 
ret haline girerek ibadeti sahih olur. ikinci ozr devamh degil ise, bu ozr bulunma- 
digi zemanlardaki ibadeti, bu mezhebe gore sahih olur. Goriiliiyor ki, ikinci mez- 
hebe gore de ozrii hasil olanin, iicuncii mezhebi taklid etmesi telfik degildir. 

Hanefi mezhebindeki bir kimsenin, disleri kaplama ve dolgulu iken gusl abdes- 
ti sahih olmadigindan, nemazlan da sahih olmaz. Safi'i veya maliki mezhebini tak- 
lide baslaymcaya kadar kilmis oldugu nemazlan kaza etmelidir. Nemazlarm siin- 
netleri yerine kaza nasil kihnacagi yetmisdordiincii maddede bildirilmisdir. 

Ba'zilan, dislerin yikanmasi icin ayet ve hadis var mi diyor. Sunu iyi bilmeli ki, 
(Edille-i §er'iyye) dortdiir. Yalmz ikisini soylemek mezhebsizlik olur. Ayet-i ke- 
rimeden ve hadis-i serifden ma'na cikaracak alim, bugiin yok gibidir. Bizler, ayet- 
lerin ve hadislerin ma'nalarmi iyi anlamis ve fikh kitablarmda bildirmis olan bii- 
yiik alimlerden birini, kendimize, imam, rehber edindik. Onun gosterdigi gibi 
ibadet ediyoruz. Bizim rehberimiz, imam-i a'zam Ebu Hanifedir. Dort mezhebden 
birini taklid eden kimse, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere uymus olur.] 

Onbir diirlii gusl abdesti vardir: Besi farzdir. Bunlardan ikisi, kadinm hayz ve 
nifasdan kurtulunca gusl abdesti almasidir. 

(Hayz), akmak demekdir. Sekiz yasim bitirip, dokuz yasina basdikdan birkac 
giin veya ay, yahud seneler sonra, sihhatli bir kizm veya adet zemani son dakika- 
smdan i'tibaren (Tam temizlik) gecmis olan kadinm oniinden cikan ve en az ile giin, 
ya'ni ilk goriilmesinden i'tibaren yetmisiki mu'tedil ya'ni vasati saat devam eden 
kana denir. Buna (Sahih kan) da denir. Adet zemanmdan sonra bashyan onbes ve- 
ya daha ziyade giin icinde hie kan goriilmezse ve oncesi ve sonrasi hayz giinleri olur- 
sa, bu temiz giinlere (Sahih temizlik) denir. Onbes veya daha ziyade temiz giin icin- 
de fasid kan ya'ni istihaza kani bulunursa, bu giinlerin hepsine (Hiikmi temizlik) 
veya (Fasid temizlik) denir. Hayz muddeti icinde kan goriilmiyen giinlere de (Fa- 
sid temizlik) denir. Sahih temizlige ve hiikmi temizlige (Tam temizlik) denir. 
Tam temizlikden once ve sonra goruliip, iic vasati giin devam eden kanlar iki ay- 
n hayz olurlar. Beyazdan baska her renge ve bulamk olana hayz kam denir. Bir kiz, 
hayz gormeye baslaymca (baliga) olur. Ya'ni kadin olur. Hayz gormiyen kizm ve 
menisi olmiyan oglanm, onbes yas temam olunca, balig sayilacagi (Diirr-i Yekta) 
serhinde yazihdir. Hayz kani goruldiigii andan, kesildigi giine kadar olan giinle- 
rin sayisma (Adet zemani) denir. Adet zemani en cok on giindiir. En az iic giin- 
diir. Safi'i ve hanbeli mezheblerinde, en cogu onbes, en azi bir giin, malikide en co- 
gu 15 giin ise de, ilk goriilen kan hayz olur. Maliki ve safi'i mezhebini taklid eden 
hanefi mezhebindeki bir kadinm adeti on giinii asarsa, bu giinlerde kilmadigi ne- 
mazlarmi temizlendikden sonra kaza eder. 

-136- 



Hayz kaninm durmadan hep akmasi lazim degildir. ilk gorulen kan kesilip, uc 
giin sonra tekrar goriilurse, aradaki temizlik, fasid temizlik olup, sozbirligi ile hep 
akdi kabul edilir. Onuncu gununden once goriiliirse, imam-i Muhammedin 
imam-i a'zam Ebti Hanifeden rivayet etdigine gore, on giin icinde hep akdi kabul 
edilir. imam-i Muhammedin bildirdigi baska bir rivayet de vardir. imam-i Ebu Yu- 
sufe ve safi'iye ve malikiye gore ise, onbesinci gUnden once gorulunce, butun te- 
mizlik gunlerinde hep akdi kabul edilir. Bir kiz, bir gun kan, sonra ondort gUn te- 
mizlik, sonra bir gun kan gorse ve bir kadm, bir gUn kan, on gun temizlik ve bir gun 
kan gorse veya uc gun kan, bes gun temizlik ve bir gun kan gorse, imam-i Ebu Yu- 
sufe gore, kizin ilk on gunu hayz olur. Birinci kadmin adet gunu kadari hayz 
olup, sonraki gunlerin hepsi istihaza olur. ikinci kadmda, dokuz gunun hepsi 
hayz olur. imam-i Muhammedin birinci rivayetine gore, yalmz ikinci kadinm do- 
kuz gunu hayz olur. imam-i Muhammedin ikinci rivayetine gore, yalmz ikinci ka- 
dmm ilk uc gunu hayz olup, digerleri hayz olmazlar. Biz, asagidaki bilgilerin hep- 
sini, (Miilteka) kitabmdan terceme ederek, imam-i Muhammedin birinci rivaye- 
tine gore yazdik. Bir gun, tam yirmidort mu'tedil, ya'ni vasati saat demekdir. Ev- 
lenmemis (Bakire) kadinlarm, yalmz hayz zemanmda, evli olanlarm ise her zeman, 
fercin agzma (Kiirsiif) denilen bez veya saf nebati pamuk koymalan ve buna ko- 
ku surmeleri mustehabdir. Sun'i pamuk sihhate zararhdir. Kursufun hepsini fer- 
cin icine sokmalan mekruhdur. Kursuf Uzerinde, aylarca, hergUn kan lekesi goren 
kiz, ilk on gUn hayzh, sonra yirmi gun istihazah kabul edilir. (istiinrar) denilen bu 
kan kesilinceye kadar, hep boyle devam eder. 

Bir kiz, uc gun kan gorup, bir gun gormese, sonra bir gUn gorse, iki gun gorme- 
se, bir gun daha gorup bir gun gormese, yine birgun gorse, bu on gunun hepsi hayz 
olur. Her ay, bir gun kan gorse, bir gun gormese, boyle on gun birer gun gorup gor- 
mese, gordugu gunlerde nemazi ve orucu terk eder. Ertesi gunlerde gusl abdesti 
alip nemazlarmi kilar (Mesail-i $erh-i vikaye). Maliki mezhebi s.889 dadir. 

Uc gunden, ya'ni yetmisiki saatden, bes dakika bile az olan ve yeni bashyan icin 
on gunden cok surunce, onuncu gunden sonra ve yeni olmiyanlarda adetden cok 
olup, on gunu de asmca, adetden sonraki gunlerde gelmis olan ve hamile ve ayi- 
se [ihtiyar] kadinlardan ve dokuz yasmdan kucuk kizlardan gelen kanlar, hayz ol- 
maz. Buna (istihaza) veya (Fasid kan) denir. Kadm ellibes yaslarmda (Ayise) olur. 
Adeti bes gun olan, gunesin yansi dogunca kan gorup, onbirinci sabahi gunesin uc- 
de ikisi dogarken kan kesilse, ya'ni on gunu birkac dakika asmis olsa, adet zema- 
m olan bes gunden sonra gelenler, istihaza olur. Cunki, gunesin dogma zemanmm 
altida biri kadar, on gunu ve on geceyi asmisdir. On gun temam olunca gusl edip, 
adetden sonraki gunlerde kilmadigi nemazlan kaza eder. 

istihaza gunlerinde bulunan bir kadin, idranm tutamiyan veya sik sik burnu ka- 
nayan kimse gibi, ozr sahibi olur. Elliuciincu maddede bildirildigi gibi, nemaz kil- 
masi ve oruc tutmasi lazim olur ve kan gelirken dahi vaty caiz olur. istihaza kani 
hastalik alametidir. Uzun zeman akmasi, tehlukeli olur. Tabibe murace'at etmek 
lazim olur. Kardes kani (Sang-dragon) denilen kirmizi sakizi toz edip sabah, ak- 
sam birer grami su ile yutulursa, kani keser. Gunde bes gram almabilir. 

imam-i Muhammedin bir kavline gore, bir kiz, omrunde ilk olarak, bir gun kan 
gorse, sonra sekiz gun gormese ve onuncu gun yine gorse, on gunun hepsi hayz olur. 
Fekat, bir gun gorse, dokuz gun gormese, onbirinci gunu yine gorse, hicbiri hayz 
olmaz. Kan goriilen iki gun istihaza olur. Cunki, onuncu gunden sonra gorulen kan- 
dan onceki temizlik gunlerinin, imam-i Muhammede gore hayz sayilmiyacagi yu- 
kanda bildirilmisdi. Onuncu ve onbirinci gunleri kan gorurse, aradaki temizlikler 
de hayz sayilarak, on gunu hayz, onbirinci gunu istihaza olur. 

Bir kadinm hayz ve temizlik zemani cok def a, her ay aym gun sayismda olur. 
Burada bir ay demek, bir hayz basmdan, ikinci hayz basina kadar gecen zeman de- 

-137- 



mekdir. Adet zemani belli olan kadm, bir kerre, baska sayida sahih kan goriince 
adeti degisir. Temizlik sayisi da, bir kerre, baska sayida sahih temizlik gormekle 
degisir. Fasid kan ve fasid temizlik, adeti degisdirmez. 

Yeni hayzdaki kan miiddeti, on glinii gecerse ve bunun tic veya ziyade giinil, on- 
ceki adet zemani giinlerine rastlamazsa, adet zemani degisirse de, gun sayisi de- 
gismez. Adet zemamna rastlarsa, rastladigi giin sayisi hayz, kalani istihaza olur. 
Adeti bes giin kan ve ellibes giin temizlik olan kadin, bes kan, kirkalti temizlik, on- 
bir kan gorse, adet zemani degisir, sayisi degismez. Bes kan, elliyedi temizlik, iic 
kan, ondort temizlik, bir kan gorse, sayisi iic olur. Zemani degismez. Buradaki on- 
dort giinltik fasid temizlik, devamh kan demekdir. Yeni hayzdaki kan miiddeti, on 
giinii gecmezse ve sonra sahih temizlik olursa, kan giinlerinin hepsi yeni hayz olur. 
Sonra sahih temizlik olmazsa, onceki adet sayisi degismez. Adetden sonra ve on 
giinden once kesildigi nemaz vaktinin sonu yaklasmcrya kadar beklemesi miiste- 
hab olur. Sonra gusl edip, o vaktin nemazmi kilar. Sonra vaty caiz olur. Beklerken, 
guslii ve nemazi kacinrsa, nemaz vakti cikmca guslsiiz vaty caiz olur. 

Kizda ilk olarak ve kadmda adetinden onbes giin sonra goriilen kan iic giinden 
once kesilince, nemaz vaktinin sonu yaklasincaya kadar bekler. Sonra gusl etme- 
den yalmzca abdest alip, o nemazi kilar ve once kilmadiklarmi kaza eder. O ne- 
mazi kildikdan sonra kan yine gelirse, nemaz kilmaz. Yine kesilirse, vakt sonuna 
dogru yalmz abdest alip, o nemazi kilar ve kilmadiklan varsa kaza eder. Uc giin 
temam olunciya kadar boyle yapar. Fekat gusl etse bile, vaty halal olmaz. 

Kan gelmesi iic giinii gecdi ise, adetden once kesilince, adet zemani gecinceye 
kadar, gusl etse bile, vaty halal olmaz. Fekat nemaz vakti sonuna kadar kan leke- 
si gormezse, gusl edip o nemazi kilar. Kilmadiklarmi kaza etmez. Oruc tutar. 
Kan kesildigi giinden sonra, onbes giin hie gelmezse, kesildigi giin, yeni adetinin 
sonu olur. Fekat, kan yine baslarsa, nemazi birakir. Tutmus oldugu orucu Rame- 
zandan sonra kaza eder. Kan durursa, yine nemaz vaktinin sonuna yakin gusl edip, 
nemazmi kilar. Oruc tutar. On giine kadar boyle devam eder. On giinden sonra, 
kan gorse de, tekrar gusl etmeden kilar ve guslden once vaty halal olur. Fekat vaty- 
den once gusl abdesti almak miistehab olur. Fecr dogmadan once kan kesilse, fec- 
rin dogmasma, yalmz gusl abdesti alip elbisesini giyecek kadar zeman olur da, Al- 
lahii ekber diyecek kadar fazla zeman kalmazsa, o giiniin orucunu tutar. Fekat, yat- 
siyi kaza etmesi lazim olmaz. Tekbiri soyliyecek kadar da zeman olursa, yatsiyi ka- 
za etmesi de lazim olur. iftardan once hayz baslarsa, orucu bozulur. Ramezandan 
sonra kaza eder. Nemaz icinde hayz baslarsa, nemazi bozulur. Temizlenince farz 
nemazi kaza etmez. Nafileyi kaza eder. Fecr dogdukdan sonra, uyamnca kiirsufun- 
de kan lekesi goren, o anda hayzh olur. Uyamnca, yatarken koydugu kiirstifunu 
temiz goren, yatarken hayzdan kurtulmusdur. ikisine de yatsiyi kilmak farzdir. Ciin- 
ki, nemazm farz olmasi, vaktinin son dakikasinda temiz olmaga baghdir. Vakt ne- 
mazmi kilmadan once hayz goren, bu nemazi kaza etmez. 

Iki hayz arasinda (Tam temizlik) bulunmasi lazimdir. Bu tarn temizlik (Sahih 
temizlik) ise, onceki ve sonraki kanlarm baska iki hayz olacaklan, sozbirligi ile bil- 
dirildi. On giinltik hayz miiddeti icinde, kan goriilen giinler arasinda bulunan te- 
mizlik giinleri hayz kabtil edilmekde, on giinden sonraki istihazah giinler ise, te- 
miz kabul edilmekdedir. Bir kiz iic giin kan goriip, sonra onbes giin kesilse, son- 
ra bir giin kan, sonra bir giin temizlik, sonra iic giin kan gorse, kan goriilen ilk ve 
son tip giinler, iki ayn hayz olurlar. Ciinki, adeti iic giin olacagindan, ikinci hayz, 
aradaki bir giinltik kandan basliyamaz. Bu bir giin, oniindeki tam temizligi fasid 
yapar. Molla Hiisrev "rahmetullahi teala aleyh" (Gurer)inin serhinde diyor ki, (Bir 
kiz, bir giin kan, ondort giin temizlik, bir giin kan, sekiz giin temizlik, bir giin kan, 
yedi giin temizlik, iki giin kan, iic giin temizlik, bir giin kan, tic giin temizlik, bir giin 
kan, iki giin temizlik, bir giin kan gorse, imam-i Muhammede gore, bu kirkbes gtin- 

-138- 



den yalniz, ondort giinden sonra olan, on gun hayz olup, digerleri istihaza olur). 
Ciinki, bu on giinden sonra tarn temizlik olmadigi icin, yeni hayz baslamaz. Son- 
raki temiz giinler, hayz zemamnda olmadiklan icin, hep akdi kabul edilmez. 
(imam-i Ebu Yusiife gore ise, ilk on gun ve iki tarafi temizlik olan dorduncii on 
gun hayz olurlar). Ciinki, sonraki fasid temizlik giinleri, imam-i Ebu Yusiife go- 
re, hep akdi kabul edilir. Asagidaki birinci maddeye gore, on gun hayzdan sonra, 
yirmi gun temizlik, sonra on gun [dordiincii on gun] hayz olur. 

Onbes gun icinde hie temiz gun olmadan, kan (istimrar) ederse, adetine gore 
hesab olunur. Ya'ni, adetinden sonra bashyarak bir evvelki ay icindeki temizlik gii- 
nii kadar temizlik ve sonra adeti kadar hayz kabul edilir. 

istimrar kizda olursa, arabi (Menhel-iil-varidin) ve tiirkce (Miirsid-iin-nisa) ki- 
tablannda, bunun dort diirlii oldugu bildirilmekdedir: 

1 — Ilk goriilen kan istimrar ederse, ilk on gun hayz, sonra yirmi gun temiz ka- 
bul edilir. 

2 — Kiz, sahib kan ve sahih temizlik gordiikden sonra istimrar ederse, bu kiz, 
adeti belli olan kadm olur. Mesela, bes gun kan gorse, sonra kirk gun temiz olsa, 
istimrar basmdan bes gun hayz, sonra kirk gun temiz kabul edilir. Kan kesilince- 
ye kadar boyle devam eder. 

3 — Fasid kan ve fasid temizlik goriirse, ikisi de adet kabul edilmez. Temizlik 
onbes giinden az oldugu icin fasid ise, ilk goriilen kan istimrar etmis gibi kabul edi- 
lir. Onbir gun kan ve ondort gun temiz olsa, sonra istimrar etse, birinci kan, on gii- 
nii asdigi icin fasiddir. Onbirinci ve istimrarm ilk bes kan giinleri temizlik giinle- 
ri olup, bu besinci giinden sonra, on gun hayz, yirmi gun temizlik olmak iizere de- 
vam eder. Temizlik tam olup, kanh gun kansdigi icin fasid ise, boyle fasid temiz- 
lik ile kan giinleri toplami otuzu gecmezse, yine ilk kan istimrar etmis gibi kabul 
edilir. Onbir gun kan ve onbes gun temizlikden sonra istimrar etmesi boyledir. 
Onalti giiniin ilk giinii kanh oldugu icin, fasid temizlikdir. istimrarm ilk dort giin- 
leri temizlik olur. Toplamlan otuzu asar ise, ilk on gun hayz olup, sonra istimra- 
ra kadar olan giinlerin hepsi temiz kabul edilip, istimrardan sonra on gun hayz, yir- 
mi gun temiz olarak devam eder. Onbir gun kan, sonra yirmi gun temizlik, sonra 
devam etmek boyledir. 

4 — Sahih kan ve fasid temizlik goriirse, sahih kan giinleri adet olur. Sonra otuz 
giine kadar temizlik kabul edilir. Mesela, bes gun kan ve ondort gun temizlikden 
sonra istimrar etse, ilk bes gun kan ve bundan sonra yirmibes gun temiz olur. Bu 
yirmi bes giinii temamlamak icin, istimrarm ilk onbir giinii temiz kabul edilir. Bun- 
dan sonra, bes giinii hayz, yirmibes giinii temiz olarak devam edilir. Bunun gibi, 
iic gun kan, onbes gun temizlik, bir gun kan ve sonra onbes gun temizlikden son- 
ra istimrar etse, ilk iic gun sahih kan ve sonra istimrara kadar olan giinlerin hep- 
si fasid temizlik olup, tic gun hayz, sonra otuzbir gun temiz olur. istimrar zemamn- 
da ise, iic gun hayz, sonra yirmi yedi gun temiz olarak devam eder. ikinci temiz- 
lik ondort gun olsaydi, imam-i Ebu Yusiife gore hep akdi kabul edileceginden, bu- 
nun ilk iki giinii de hayz, sonra onbes gun temizlik olmak iizere devam edilir. Ciin- 
ki, ilk iic gun kan ve onbes gun temizlik sahih olduklanndan, adet kabul olunur- 
lar. 

Adet zemanim unutan kadina (Muhayyire) veya (Dalle) denir. 

(Nifas), lohusa demekdir. Elleri, ayaklan, basi belli olan diisiikde gelen kan da 
nifasdir. Nifas zemamnm azi yokdur. Kan kesildigi zeman, gusl edip nemaza bas- 
lar. Fekat, adeti kadar gun gecmeden, cima' edemez. En cok zemam kirk giindiir. 
Kirk gun temam olunca, kan kesilmese de, gusl edip, nemaza baslar. Kirk giinden 
sonra gelen kan, istihaza olur. Birinci cocugunda, yirmibes giinde temizlenen ka- 
dmin adeti, yirmibes gun olur. Bu kadimn ikinci cocugunda kan, kirkbes gun gel- 

-139- 



se nifasi yirmibes giin sayilip, yirmi giinii istihaza olur. Yirmi giinliik nemazlanni 
kaza eder. O halde nifas giiniinii de ezberlemek lazimdir. Ikinci cocukda kan, kirk 
giinden once, mesela otuzbes gilnde kesilirse, bunun hepsi nifas olur ve adeti yir- 
mibes giinden, otuzbes giine degismis olur. Ramezanda, sahurdan [ya'ni fecr- 
den] sonra, hayzdan veya nifasdan kesilen o giin yimez, icmez. Fekat, o giinii ka- 
za eder. Hayz ve nifas sahurdan sonra baslarsa, ikindiden sonra da olsa, o giin yi- 
yip, icer. 

Hayz ve nifas giinlerinde nemaz, oruc, cami' icine girmek, Kur'an-i kerimi 
okumak ve tutmak, tavaf, cima', dort mezhebde de haramdir. Oruclan kaza eder. 
Nemazlan kaza etmez. Nemazlan afv olur. Her nemaz vaktinde abdest ahp, o ne- 
mazi kilacak kadar zeman oturup zikr, tesbih ederse, en iyi nemazm sevabim ka- 
zanir. 

[Sekiz yasim temamlryan kiza, anasinin, anasi yoksa, ninelerinin, ablalarmm, ha- 
la ve teyzelerinin hayz ve nifas ilmini bildirmeleri farzdir. Bildirmezlerse, kendi- 
leri ve zevcleri biiyiik giinaha girerler.] 

(Cevhere) kitabmda buyuruyor ki, (Kadmm, hayz basladigmi kocasma bildir- 
mesi lazimdir. Kocasi sorunca bildirmezse, biiyiik giinah olur. Temiz iken, hayz bas- 
ladi demesi de, biiyiik giinahdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Hay- 
zin basladigmi ve bitdigini kocasindan saklayan kadin mel'undur) buyurdu. Hayz 
halinde de, temiz iken de kadina diibiiriinden yaklasmak haramdir. Biiyiik giinah- 
dir). Boyle yapan, mel'undur. Pustluk, ya'ni cinsi sapikhk denilen oglan kirletmek 
daha biiyiik giinahdir. Buna (Livata) denir. Enbiya suresinde, livataya (Habfs is- 
dir) buyuruyor. Kadi zadenin, (Birgivi) serhinde, Peygamberimiz, (Lut kavmi gi- 
bi livata yapanlari, sue iistii yakalarsaniz, ikisini de oldiiriiniiz!) buyurdu. Ba'zi alim- 
ler, ikisini de yakmahdir, dedi. Livata yapanlar arasmda stir'at ile yayilan Aids de- 
nilen korkunc hastaligm domuz eti yiyenlerde daha vahim oldugu Amerikada tes- 
bit edilmisdir. 1985 de viriisii teshis olunan bu hastaligm ilaci bulunamamisdir. 

Farz olan gusliin iiciinciisu, ciiniib oldukdan sonra, nemaz kilmasi lazim oldu- 
gu zeman yikanmakdir. Ciiniib olmak tic diirliidiir: Hasefe, ya'ni zekerin ucu 
[siinnet derisi altmdaki, yuvarlak kism] ferce dahil olunca veya erkekde koyu 
beyaz ve kadmda akici sari mem, yerinden sehvetle kopup cikinca veya ihtilam ile, 
ya'ni rii'yada sehvetlenip uyandigi zeman, meni veya mezy akmis oldugunu goriin- 
ce, erkek ve kadm ciiniib olur. Hanefide ve safi'ide, vedi ve mezy cikinca ciiniib 
olmaz. Fekat, cikmis olan meni sicakdan incelerek mezy gibi goriiniir. 

Cum'a, fitr bayrami ve kurban bayrami nemazlan icin ve Arefe giinii, Arafat 
meydamnda gusl abdesti almak siinnet-i zevaiddir. Ciiniib oldugunu unutan, 
Cum'a nemazi icin gusl ederse, temiz olur. Fekat, farz sevabma kavusamaz. 

Meyyiti gasl etmek, vacib-i kifayedir. Cenaze yikanmadan, nemazi kilinmaz. 

Kafir, miisliman olunca, gusl abdesti almasi miistehabdir. 

Bu onbirden baska, hac ve omre icin ihrama girerken, Mekkeye, Medmeye gi- 
rerken, Miizdelifede vakfeye dururken, cenaze yikayacagi zeman, hacamat olduk- 
dan sonra, Kadr, Arefe, Berat gecesi ve deli iyi olunca, cocuk onbes yasma girin- 
ce gusl etmek miistehabdir. Hayz bitince, cima' ederse ikisi icin bir gusl yetisir. 
Cum'a ve bayramda, baska sebeble gusl edince, bu nemazlarm gusl sevabi hasil olur. 

Dayak yimek, agir birsey kaldirmak veya bir yerden diismek gibi sebeblerle me- 
ni cikinca, hanefide ve malikide gusl lazim olmaz. Safi'i mezhebinde ise, lazim olur. 
Safi'i mezhebini taklid eden hanefinin, buna da dikkat etmesi lazimdir. 

Sehvet ile yerinden ayrilan meni, idrar yolunda kalip, disan cikmazsa, gusl la- 
zim olmaz. Sonra buradan, sehvetsiz de cikinca, gusl lazim olur. ihtilam olan, 
ya'ni rii'yada sehvetlenen kimse, uyamp, eli ile zekerini sikip, meni akmasa, seh- 
veti gecdikden sonra akinca, gusl lazim olur. Ciiniib olup, bevl yapmadan gusl eden 

-140- 



kimseden, sonra meninin geri kalan kismi, sehvetsiz aksa, tekrar gusl lazim olur. 
Nemaz kilmissa, kaza etmez. Bunun icin, hanefide ve hanbelide guslden once, id- 
rar cikararak, idrar yolunda kalmis olan meni parcasmi cikarmak, sonra gusl et- 
mek lazimdir. Safi'ide, bevl etmis ise de, tekrar gusl abdesti almasi lazimdir. Ma- 
likide, bevl etmemis ise de, tekrar gusl abdesti lazim olmaz. 

Hasefe, ferce veya kadmin veya erkegin diiburiine girince, meni aksa da, akma- 
sa da, her ikisine gusl etmek farz olur. (Sodomie)de, ya'ni hayvana idhal edince ve 
(Nekrofili)de, ya'ni oliiye idhal edince akmazsa, hanefide gusl lazim olmaz. idhal 
edilen hayvan, kesilip yakihr. Etini yimek de caizdir. Bu ikisini, (Sadist) denilen 
run hastalan yapar. Cok cirkin ve biiyiik giinahdir. 

ihtilam olan kimse, uyaninca, yatakda, elbise veya bacagmda yashk gorse, bu- 
nun mezy denilen beyaz akici sivi oldugunu anlarsa veya uyanik iken mezy aksa, 
gusl lazim olmaz. ihtilam oldugunu hatirlamadan, meni gorse, gusl lazim oldugu, 
sozbirligi ile bildirildi. Mezy sansa ihtiyaten gusl lazim olur. ihtilam oldugunu, ha- 
tirlayan kimse, bir yerde meni gormezse, gusl etmez. Kadm, gusl etdikden sonra, 
zevcinin menisinin artigi ciksa, gusl etmez. Serhos ayildigi zeman, iistiinde meni 
gorse, gusl lazim olur. Bayilan da boyledir. Kadm erkek uyamp, yatakda meni gor- 
seler, ikisi de ihtilam hatirlamasa, ikisi de gusl eder. Cin, insan seklinde cima' ya- 
parsa, insana gusl lazim olur. insan seklinde gelmezse, bundan lezzet alan, gusl et- 
mez. Fercden baska yerine siirtmekle cikan erkek menisi, rahme girse, kadm gusl 
etmez. Bu suretle handle kalsa, gusl eder ve o giinden beri kildigi nemazlan ka- 
za eder. 

Cocuk zekeri, hayvan zekeri, olii zekeri, zeker gibi hersey veya parmak ve 
prezervatif kullamnca ferce sokulduklan zeman, lezzet duyarsa, gusl lazim olur. 
Lezzet duymazsa, gusl etmesi iyi olur. (Merakil-felah)da diyor ki, (Kadm erkek, 
birbirini gormekle, diisunmekle, meniakmca ciiniib olur). Kadmm gusl ve abdest 
sulan ve hamam parasmi zevci verir. ihtiyac maddelerini, kadin zengin olsa da, er- 
kegin almasi lazimdir. idrar yaparken, meni de cikarsa, zekeri miintesir ise, gusl 
eder. 

Kadm ciiniib iken hayz goriirse, isterse hemen gusl eder. isterse, hayz bitince- 
ye kadar bekleyip, sonra ikisi icin bir gusl eder. 

(Durr-iil-munteka)da diyor ki, (Erkeklerin erkek hamamma, kadinlann kadm 
hamamma gitmeleri caizdir. Avret mahallini kalin ve bol havh ile ortmek farzdir. 
Baskasmm ince ve dar havh ile ortiilu avret mahalline bakmak da haramdir. Ha- 
mamcinin uyluklan keselemesi ve ortiilii iken bakmasi caizdir. Havh altindaki av- 
ret mahalline temas etmesi, bakmasi haramdir. Erkek erkegin, kadm kadinin av- 
ret olmryan yerlerine sehvetsiz bakmasi ve temas etmesi caizdir. Erkegin kafir ka- 
dinlanna da, sehvetsiz bakmasi da haramdir). Nass ile veya icma' ile bildirilmis olan 
harama ehemmiyyet vermiyenin imam gider, miirted olur. 

Ciiniib kimse, kilmadigi nemaz vakti cikmcaya kadar gusl etmezse, giinah olmaz. 
Daha gecikdirmesi biiyiik giinahdir. Ciiniib iken uyumak, cima' yapmak giinah de- 
gildir. Zevce ile birlikde, bir kurnadan, bir kapdan gusl etmek caizdir. Ctiniibiin 
elini ve agzim yikamadan yiyip icmesi tenzihen mekruhdur. Ciinki agzma, eline sii- 
riilen su, miista'mel olur. Miista'mel suyu ipmek ise mekruhdur. Hayz goren ka- 
din boyle degildir. Ciinki hayz halinde iken gusl abdesti almasi emr olunmadi. [Hayz 
halindeki kadm, gogsiinii yikamadan, cocugunu emzirebilir. Ciiniib kadmm, yika- 
madan emzirmesi mekruh olur.] Cocuk emziren kadinm abdesti bozulmaz. 

Kendi avret yeri acik iken ve avret yeri acik olanlar yamnda Kur'an-i kerim oku- 
mak mekruhdur. Bir yeri acik olan, basmi yorgandan cikarip okumahdir. 

Miisafir oldugu evde ciiniib olan kimse, gusl abdesti ahrsa iftiraya, siibheye ug- 
rayacagmdan korkarsa, gusl etmez. Su varken teyemmum etmesi de caiz olmaz. Pis 

-141- 



olarak, niyyet etmeden, iftitah tekbiri soylemeden, ayakda birsey okumadan, rii- 
kii' ve secde gibi hareket yaparak nemaz kilar goriinmesi caizdir. [Mezhebsiz, re- 
formcu imam arkasmda kilmak zorunda olan da boyle yapar.] 

Ciiniib veya hayzli iken cami'e girmek, hatta camf icinden gecmek haramdir. Ge- 
cecek baska yol bulamazsa veya cami'de ciiniib olursa veya cami'den baska yerde 
su bulamazsa, teyemmtim edip girer ve cikar. Kur'an-i kerim okumasi ve Musha- 
fi tutmasi ve Ka'be-i mu'azzamayi tavaf etmesi, dort mezhebde de haramdir. 
Kur'an-i kerimi ve ayet-i kerime yazili seyleri abdestsiz tutmak da haramdir. Ya- 
pisik olmiyan birsey icinde, mesela cantada iken tutmak caizdir. Fatihayi ve diia 
ayetlerini, diia niyyeti ile okumasi ve her diiayi okumasi haram degil ise de, diiayi 
abdestli okumak miistehabdir. Tefsirler, Kur'an-i kerim gibidir. Baska din kitab- 
lan, diia gibidir. Fikh yazili kagidlara birsey sarmak caiz degildir. Allahii tealanm 
ve Peygamberlerin "aleyhimusselam" ismleri yazili ise, bunlari silip, sonra birsey 
sanlabilir. Fekat, bunlara da sarmamak layikdir. Ciinki, Kur'an-i kerimin harfle- 
ri de muhteremdir. (Hadfka)da ve (Letaif-iil-isarat) kitabinda (Mesela, Hud aley- 
hisselama gelen kitab islam harfleri ile idi) buyuruyor. (Hadfka), ikinci cildi, alti- 
yiizotuzucuncii sahifesinde diyor ki, (Uzerinde, dokuyarak veya boya ile mubarek 
yazi bulunan hahyi, hasiri, musallayi ya'ni seccadeyi yere sermek, iizerine oturmak 
ve her ne suret ile olursa olsun kullanmak ve paralar, mihrablar ve divarlar iizer- 
lerine yazmak mekruhdur. Bunlari divara asmak mekruh olmaz). [Ka'be-i mu'az- 
zama resmi de, yazi gibidir. Resm, naks bulunmryan seccade kullanmahdir.] 

Tekrar bildirelim ki, gusl abdesti ahrken agzin icini yikamak, hanefi ve hanbe- 
limezheblerinde farzdir. O halde hanefiler, muhtac olmadikca, dis kaplatmama- 
h ve doldurtmamahdir. Disleri ciirutmemelidir. Bunun icin de dislere, dmimizin 
emr etdigi gibi bakmah ve misvak kullanmahdir. (Larousse illustre medical) ismin- 
deki Fransamn kiymetli tib kitabi, agiz temizligi hususunda diyor ki, (Biitiin dis 
ma'cunlan ve tozlari ve sulan, dislere zarar verir. En iyi dis temizleme vasitasi, sert 
bir fircadir. Once, disleri kanatirsa da, korkmamahdir. Dis etlerini kuvvetlendi- 
rir ve artik kanamaz). Herkese uyarak, ma'cun kullamyordum. iki disim curiime- 
ge basladi. Fransizca kitabi okuyunca, misvak kullanmaga basladim. Dislerimin cii- 
riimesi durdu. Altmis seneyi gecdi, dislerimden ve mi'demden hie sikayetim olma- 
di. Ibni Abidm, (Redd-iil-muhtar)da buyuruyor ki, (Abdest ahrken misvak kul- 
lanmak stinnet-i miiekkededir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Misvak kullanarak 
kihnan nemaz, misvaksiz nemazdan yetmis kat iistiindiir). Misvak, diiz ve ikinci kii- 
ciik parmak kahnhginda, bir karis boyunda olmahdir. Misvak, Arabistanda yeti- 
sen Erak agacinin dalidir. [Diizgiin ucundan, iki santimetre kadar, kabugu soyu- 
lup, burasi birkac saat suda tutulur. Sonra, ezilince, firca gibi acihr.] Erak agaci bu- 
lunmazsa, zeytin dahndan yapihr. Nar agacindan yapmamahdir. Bunlar da bulun- 
maz ise veya bir kimsenin disleri yok ise, parmaklan ile, bu siinneti ifa etmelidir. 
Misvakm otuzdan cok faidesi vardir. Tahtavinin (Merakil-felah hasiyesi)nde hep- 
si yazihdir. Birincisi, son nefesde iman ile gitmege sebeb olur. Erkeklerin, oruc- 
suz iken de, ozrsiiz sakiz cignemeleri mekruhdur. Kadinlar, misvak yerine, oruc- 
suz iken, siinnete niyyet ederek sakiz kullanmahdir). 

Siial: Dinimizde dis yapdirmamn caiz oldugunda biitiin fukaha ve miictehidle- 
rin ittifaki vardir deniliyor. Giimiisden mi, yoksa altmdan mi yapdinlacagi husu- 
sundaki ihtilaflan, bu ittifaka te'sir eder mi? 

Cevab: Dis yapdirmak deyince, diisen disin yerine konulan ve istenilince cika- 
rilabilen takma dis veya sallanan disi baglamak anlasildigi gibi, dis doldurtmak ve 
kaplatmak da anlasihr. Hanefi alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
sallanan disleri altm ile de baglamak caiz olduguna fetva vermelerini, (Dis yapdir- 
mamn caiz oldugunda ittifak vardir. Dis doldurtmak ve kaplatmak caizdir) seklin- 
de degisdirmek, ya fukahamn beyanatim anlamamak veya bu beyanlan, kendi sin- 

-142- 



si ve adi isteklerine gore degisdirmek olur ki, her ikisi de hem ayb, hem de giinah- 
dir. Muctehidlerimiz, altin ile veya giimiis ile baglamakda ihtilaf etmisdir. Hane- 
fimezhebinin fikh kitablannda, sallanan disi (Sed etmek), (Tadbib etmek) deni- 
liyor. Sed, tel ile kuvvetli baglamak demekdir. Mesela (Scdd-iiz-ziiiiiiar), papas- 
larin kusagini baglamaga denir. Tadbib, serit ile, dadbe gibi, ya'ni kapi siirgii de- 
miri gibi, enli, yassi birsey ile sed etmek, sarmak demek oldugu, Tahtavinin ve (ib- 
ni Abidin)in (Diirr-iil-muhtar) hasiyelerinde, tadbib edilmis kiirsiiizerine oturma- 
gi bildirirken ve (Durr-iil-miinteka) ve (Cami'ur-rumuz)da yazihdir. (Bezzaziyye) 
ve (Hindiyye)de diyor ki, (Giimiis ve altm sekller ile siislenmis kapdan yimek, ic- 
mek caizdir. Fekat, elini, agzim giimiise, altina degdirmemek lazimdir. Imameyn, 
boyle kaplan kullanmak mekruhdur dedi. Tadbib edilmis kap da boyledir. Kiir- 
siyi [kanepeyi] ve hayvan semerini tadbib etmek caiz ise de, altm ve giimiis bulu- 
nan yerlerine oturmamak lazimdir. Mushafin cildini tadbib etmek caizdir. Fekat, 
altma, giimiise dokunmamak lazimdir). Buradan da anlasihyor ki, tadbib etmek, 
biitiin yiizeyi kaplamak demek degildir. Etrafina metal serid cevirmek demekdir. 
Fikh kitablannda, (Sallanan disi altin ile tadbib etmek caizdir) diyor. Bu soz, 
sallanan disi, diismekden korumak icin altin tel veya serid ile baglamak caizdir de- 
mekdir. Ciinki, bu tellerin altina su sizar. Hem de, gusl abdesti ahrken, simdi 
takma disler cikanldigi gibi, tel ve serid baglar da yerlerinden cikanlmakda, temiz- 
lenip, guslden sonra yerlerine konulmakdadir. Cikanhp temizlenmezlerse, arala- 
rinda kalan yemek artiklan agizda fena koku ve tahribat yaparlar. (Sallanan disi 
kaplatmak caiz olur dediler) demek, fikh alimlerine iftira olur. Ciinki, sallanan dis 
kaplanamaz, baglanabilir. Goriiliiyor ki, (Tadbib) soziine kaplatmak diyerek 
bundan (dis kaplatmak caizdir) fetvasmi uydurmak, hakiki bir din adaminin ya- 
pacagi sey degildir. Fikh kitablannda, (ciiriiyen disleri kaplatmak veya doldurtmak 
caizdir) diye bir yazi bulunmadigi gibi, altin ile, giimiis ile doldurtmak ve kaplat- 
mak sozii de yokdur. 

Fikh bilgisi az olan ve muctehidlerin beyanatim anlamiyanlar, (sallanan disle- 
ri baglamak veya takma dis yapdirmak) sozii ile, (dis kaplatmak ve doldurtmak) 
soziinii birbirine karisdinyor. Muctehidlerin beyanlanm, hepsine yaymaga caba- 
hyorlar. Zaruret oldugu icin, hepsi caizdir diyorlar. Bu zevallilar anhyamiyor ki, 
oynayan disi baglamak ve cikan dis yerine muteharrik dis [protez] takdirmak 
icin zaruret aramaga zaten liizum yokdur. Ciinki, yapmasi caiz olmiyan bir seyi ya- 
pabilmek icin, zaruret aranir. Disleri baglamak veya dis takmak yasak edilmemis- 
dir ki, bunlan yapmak icin zaruret aransm. Kendi agzmdaki kaplama ve dolgula- 
nn gusl abdestine zarar vermedigine miislimanlan inandirmaga kalkisan ba'zi 
kimseler, giimiis yerine altm ile baglamak icin zaruret bulundugunu goriince, bu 
zaruret kelimesini biiyiik bir silah olarak yakalamislar. (Dis yapdirmanm zaruret 
oldugu ittifakla bildirilmisdir) yaygarasmi koparmislardir. Boylece, hanefi mez- 
hebindeki miislimanlan sasirtmis, kati'-i tarik-i ilahi olmuslardir. Bunlar, sallanan 
dislerin kaydsiz sartsiz baglanacagmm beyan buyurulmasim biricik delil olarak gos- 
teriyorlar. Halbuki, disleri sallanmaz seklde baglayan teller ve cikanlan dis yeri- 
ne protez denilen sun'i takma disler, kolayca cikanlabilmekde, temizlenip tekrar 
yerine konmakdadir. Alimlerimiz "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", gusl ab- 
desti ahrken cikanlabilen baglan ve takma disleri beyan buyurmakdadir. (Gusl ab- 
desti ahrken, dis cukurlarmi ve dislerin arasini lslatmak farzdir) buyuran alimle- 
rin, kaplama ve dolgu gibi suyu gecirmiyen mani'lere cevaz verdiklerini soylemek, 
bu biiyiik insanlara, cok cirkin iftira olur. Bu alimler, giimiis yiiziik takmanm da 
caiz oldugunu soylemislerdir. Yiiziik takmanm caiz olmasi, altindaki derinin lslan- 
masi afv olur demek olmamisdir. Yiiziigii, cikararak veya oynatarak altim lslatmak 
lazimdir demislerdir. Dar yiiziigiin alti lslanmazsa, abdest ve gusl sahih olmaz bu- 
yurmuslardir. Dis kaplatmak da yiiziik takmak gibidir. Kaplamanm ve dolgunun 
alti lslanmadigi icin, gusl sahih olmaz. 

-143- 



Siial: Gusl abdesti alirken zaruret ve mesakkat olan yere suyu ulasdirmak sart 
degildir. Gozlerin icini, siinnet derisinin icini ve kadmlann orgiilii saclanni yika- 
mak, bunun icin, sakit oluyor. Basi agnyan kimse mesh edemezse, basmi mesh et- 
mesi sakit oluyor. Zaruret ile dis yapdirmca, dislerin lslanmasi sakit olmaz mi? 

Cevab: Islatilmasmda (Harac) bulunan bir yer lslanmazsa, gusl abdestinin ka- 
bul olacagi hiikmii genel degildir. Bu hiikm, bedende zaruri,kendiliginden hasil olan 
veya islamiyyetin emri ile yapilan bir sey icindir. Insanm yapdigi sey icin degildir. 

Insan tarafmdan yapilan seylerde harac oldugu zeman, harac bulunmiyan mez- 
heb taklid edilir. Siddetli bas agnsi, kendiliginden hasil olan bir zaruretdir. Bu ba- 
sa el dokunduramamak haracdir. Bunun icin, bunun basmi yikamasi, mesh etme- 
si sakit olmakdadir. Bir yara iyi oldukdan sonra, iizerindeki ilaca, merheme, sar- 
giya mesh etmek caiz olmayacagi, bunlan cikarrp, altini yikamak lazim geldigi, ce- 
bire bahsinde bildirildi. Bunlan kaldirmakda harac olursa bunlar, kendiliginden 
hasil olan bir zaruret olmadiklan icin, baska mezheb taklid edilir. Baska tie mez- 
hebde de harac varsa, altlarmi yikamak sakit olur denildi. Cunki, bunlar, zaruret 
ile konulmus idiler. Ya'ni yarayi tedavi etmek, eski haline getirmek icin konulmus- 
lardi. Gusl abdesti alirken, diger iic mezhebde de, biitiin bedeni ve sudan zarar gor- 
miyen yarayi yikamak farz oldugu icin, diger iic mezhebden birini taklid etmege 
imkan yokdur. Harac, ya'ni mesakkat, zorluk bulundugu zeman haraca sebeb 
olan sey zaruri var ise, buralan yikamak sakit olur. Saclan orgiilii kadmm, yalmz 
sac diplerini lslatmasi farz oldu. ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" buyuru- 
yor ki, (Kadmlann saclanni kazimalan yasak oldugu icin, orgiiyii cozmeleri afv edil- 
di. Erkeklerde ise, bu zaruret yokdur.) Saclanni kazimalarmm siinnet oldugu ib- 
ni Abidinin besinci cildinde yazihdir. Bunun icin, erkeklerin orgiilii saci acip yi- 
kamalan lazimdir. Kadmlann orgiilii saclanni acmamalan, erkeklerin orgiisiinii 
acmamasma sebeb olmiyor. Ciinki, birincisinde zaruret ve harac birlikde vardir. 
Erkek saemda da harac varsa da, zaruret yokdur. 

Sun'f takilan protez dislerin guslde cikanlmasmda harac [herhangi bir zorluk] 
yokdur. Kolayca cikanlip altlarmdaki deri yikanir. Boyle dis yapdinlmasi caizdir. 
Bunlann baska mezhebi taklid etmelerine liizum yokdur. 

Siial: imam-i a'zam, dis yapdirmak hususundaki zaruretin, giimiis kullanmak su- 
reti ile giderilecegini buyurmus. Bunu bir va'izin kitabinda okudum. Yine o kitab- 
da, Itkanidiyor ki, imam-i Muhammedin soyle demesi miisaiddir: (Dis yapdirma 
hususundaki zaruretin, giimiis kullanmak sureti ile giderilmis olacagini teslim et- 
meyiz. Ciinki, burunda koku yapan giimiis, disde de koku yapar). Dis yapdir- 
makda zaruret oldugu acikca meydandadir, diye okudum. Siz buna ne dersiniz? 

Cevab: Okudugunuz kitabm bir va'iz tarafmdan yazildigi dogru olmasa gerek- 
dir. Fikh kitablarmi bu kadar yanhs ve bozuk nakl eden kimse, ya cok cahil bir ze- 
valh veya biiyiik bir yalanci ve sahtekar olabilir. Bakm (Redd-iil-muhtar)da (Ha- 
zar-vel-ibaha) kisminda, bu satirlarda nasil buyuruyor: (imam-i a'zam, disi bag- 
lamak ile burun yapmagi birbirinden ayirdi. Burun giimiisden olunca, giimiisiin ko- 
ku yapmasi zaruretine binaen, altindan burun yapdirmak caizdir buyurdu. Ciin- 
ki, haram olan sey, ancak zaruret icin mubah olur. Halbuki, disde giimiis kullanm- 
ca bu zaruret kalkiyor. A'la olan altini kullanmaga ihtiyac kalmiyor. itkani dedi 
ki, bir kimse, imam-i Muhammed hazretlerine yardim etmek icin soyle diyebilir: 
Disi altmla baglamakda olan zaruretin, giimiis kullanmakla kalkacagim kabul 
etmeyiz. Ciinki, giimiis, burunda oldugu gibi, disde de koku yapar). Goriiliiyor ki, 
ne Imam-i a'zam, ne de imam-i Muhammed "rahmetullahi teala aleyhima" (Dis 
yapdirmak hususundaki zaruret) diye birsey buyurmamisdir. Bu zarureti, kapla- 
ma disi bulunan bir kimse, cema'atin goziinden diismemek icin veya dis kaplatan- 
lara yaranmak icin, kendisi uydurmusdur. imamlanmiz dis baglamakda (Giimiis 
koku yapinca, altm ile baglamak zarureti hasil oluyor. Giimiis kullanmak koku yap- 

-144- 



mazsa, bu zaruret kalmiyor) buyuruyor. Zaruret olup olmadigmi soylemek, bizim 
gibi avamin, ya'nf miictehid olmiyan din adamlannm isi degildir. Dinimiz, bura- 
da soz hakkim miictehidlere vermisdir. Miictehid olmiyan din adamlannm bura- 
da soz haklan yokdur. Soylerlerse, sozlerinin kiymeti yokdur. Hicretin dortyiiz se- 
nesinden sonra ictihad derecesine yiikselmis bir alim yetismedigini, bulunmadigi- 
m alimlerimiz sozbirligi ile bildirdiler. Alimlerimiz, miictehidlerin fetvalarmi bu- 
larak, fikh kitablarma yazdilar. Dis cukurundaki yemek artiklannin altina su siz- 
madigi zeman gusl abdestinin kabul olmiyacagi ve bunda zaruret ve harac bulun- 
madigi fikh kitablarmda acikca yazilidir. Bunu yukanda bildirmisdik. Ciinki, gusl 
abdesti almacagi zeman, dis cukurundaki ve disler arasmdaki yemek artiklanm te- 
mizlemek miimkindir ve bunu yapmakda harac, ya'ni giicliik yokdur. (Kamus) ter- 
cemesinde diyor ki, (Farzi yapmakda haraca sebeb olan, ya'ni yapmaga mani' 
olan zaruret, ya cebr, zor ile olur. Kadmlarin saclanm uzatmasi boyledir. Ciinki, is- 
lamiyyet, saclanm kesmelerini yasak etmisdir. Yahud hasta bir uzvu sihhate kavus- 
durmak ve tehlukeden korumak icin olur. Yahud da, baska sey yapmaga imkan ol- 
madigi icin olur). Harac bulundugu zeman, baska mezhebi taklid miimkin olmaz ise, 
zaruret aranir. Kadmlarin orgiilii saclanm cozmelerinde harac vardir. Bu haracdan 
kurtulmak icin, baska mezhebi taklid etmege de imkan olmadigi ve saclanm uzat- 
malannda zaruret oldugu icin, saclarmm orgulerini acmalan afv olunmusdur. 

Disi ciiriiyen, agnyan kimse, miisliman, salih bir dis tabibine gider. Dis tabibi, 
pamuk ile ilac koyarak siddetli agndan kurtanr. Sonra, bu pamuk atilir. Agnsi gi- 
derilmis dis icin, ona iki yol gosterir: Birinci yol, curiimus, telef olmus disi cikanp, 
yerine protez yapdirmasim soyler. ikinci yol, ciiriimege baslamis, hasta disin sini- 
rini alip, dolgu veya kaplama, ya'ni kron yapdirmasidir. Disin ciiriimesi yeni bas- 
lamis ise, dolgu yapilarak, ciiriimesi az veya cok zeman durduruluyor. Dis tabibi- 
nin meharetine gore, bu dis uzun sender, rahat kullamhyor. Ciirtime ilerlemis ise, 
dolgu yapilamiyor. Ancak, kaplama yapilarak, disin yalmz kokiinden istifade edi- 
liyor. Kokii de ciiriimiis ise, dis cikanhp yerine sun'idis [protez] takihyor. Prote- 
zi kullanmak, kaplama gibi, kaplama da dolgu gibi rahat olmuyor. Kaplama ve dol- 
gu, hasta disi tedavi etmiyor. Eski sihhatine kavusdurmuyor. Hasta olarak, agn- 
siz kullamlmasma yardim ediyor. Dolgusu, kaplamasi olan kimse, maliki veya sa- 
fi'i mezhebini taklid edince, ozrsiiz kimseler gibi tam sevab kazamyor. Bu mezheb- 
leri taklid imkani olmasaydi, dolgu ve kaplama zaruret haline donerdi. Guslii ve 
nemazlan sahih olurdu. Fekat, ozrlii oldugu icin sevablan az olurdu. Goriiliiyor 
ki, baska mezhebi taklid etmesi, ibadet sevabmm pok olmasma sebeb olmakda, hem 
de dislerin sokiilmesine mani' olmakdadir. 

Dis de bir uzvdur. Ciiriik disi tedavi etmek zaruret degil midir? Sallanan disi bag- 
lamamn zaruret oldugunu siz de bildirmisdiniz diyerek kaplama ve dolgunun zaru- 
ret olacagmi soylemek dogru degildir. Ciinki, kaplamak ve dolgu yapmak disi te- 
davi etmek degildir. Ciiriik disin sinirini alarak, bunu olii olarak, protez, ya'ni 
sun'i dis gibi kullanmakdir. Protez cikanlabildigi icin caizdir. Kaplama, dolgu, ci- 
kanlamadigi icin, caiz degildir. Bugiin agnyan disi protez yapmakda cok aci, harac 
olmiyor. Disin sinirini oldiirmek ise, cok aci, pek zahmetli oluyor. (Protezi kullan- 
makda harac vardir. Dolguyu, kaplamayi kullanmakda ise yokdur) diyene de safi'iyi 
taklid caiz oluyor. Dolgu ve kaplama disin kokiinde zemanla mikrop yuvasi mey- 
dana gelip, cesidli organlarda hastalik yapiyor. Sun'i dis ise, hie mikrop yapmiyor. 

Dis agnsi veya ciiriigii olmadan, zinet icin kaplama veya dolgu yapdirmis olan 
da, gusl abdesti ahrken safi'i veya maliki mezhebini taklid etmelidir. Harac bulun- 
dugu zeman, baska mezhebi taklid etmek icin, zaruret de bulunmasi sart olmadi- 
gi Ibni Abidmde, nemaz vaktleri sonunda acikca yazilidir. Agn, ciiriik sebebi ile 
kaplama, dolgu yapmamn da zaruret olmadigmi yukanda bildirdik. Bunun icin, dis 
yapdirmis miislimanlan pis bilmemeli, bunlara siibheli gozle bakmamahdir. 

- 145 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:10 



Kullanmasi erkeklere haram olan altmin, dis icin mubah olmasi, dis kaplatma- 
nm ve hatta baglamamn zaruret olacagim gosterir sanmak, pek yanhsdir. Erkek- 
lerin giimiis esya kullanmasi caiz olmadigi halde, giimiis yiiziik kullanmalanna izn 
verihnisdir. Giimiis yiiziik mubah oldu diyerek, yiiziik takmakda zaruret vardir san- 
mak ve altm, giimiis burun, kulak takmak caiz oldugu icin, bunlari takmak zaru- 
ri lazimdir sanmak ve bundan dolayi da (dis kaplatmak icin zaruret oldugunda alim- 
ler ittifak etdi) demek, yanlis ve iftira ve giinah olur. 

Son ve en kuvvetli delil olarak bildirelim ki, dort mezhebin ince bilgilerine va- 
kif, derin alim seyyid Abdiilhakim "rahmetullahi teala aleyh" efendinin mubarek 
el yazisi ile hazirladiklan (Nemaz risalesi) bu fakirdedir. Burada buyuruyor ki, (Sa- 
fi'i mezhebinde gusliin farzi ikidir: Birisi niyyetdir. Ya'ni, her uzva su ilk temas eder- 
ken, gerek ellere, gerek yiize ve gerek sair bedene su dokerken "niyyet eyledim 
cenabeti ref ' [izale] icin gusl etmege" demekdir. Ya'ni her yerini yikarken gonltin- 
de boyle bulundurmakdir. Hanefide, bu niyyet sart degildir. Ikincisi, biitiin bede- 
ni su ile yikamakdir. Bedeninde necaset varsa, izale etmek ayrica farzdir. Agzm 
ve burnun icini yikamak, ya'ni buralara suyu isal etmek safi'ide farz degildir. Ha- 
nefi mezhebinde ise, buralara suyu isal etmek farzdir. Bunun icindir ki, hanefi mez- 
hebinde olanlar, dislerini kaplatamazlar ve doldurtamazlar. Ctinki, buralara su isa- 
bet etmez. Disini kaplatan veya doldurtan, safi'i [veya maliki] mezhebini taklid e- 
der). 

[(El-mukaddemet-iil-izziyye)de diyor ki, (Maliki mezhebinde, bir kabdaki te- 
miz suya necaset diisse, iic vasfmdan biri degismez ise, bununla abdest ve gusl sa- 
hih, lakin mekruhdur. Ma-i miista'mel de boyledir. Halaya sol ayakla ve basi 6r- 
tiilii girilir. Eti yinen hayvanlarm bevli ve pisligi temizdir. Bunlann ve insamn olii- 
sii ve kemikleri ve tirnaklan, boynuz ve derileri ve meni, mezi ve alkollii ickiler 
necsdir. Necs yere serili kahn sey iizerinde ve avuc icinden az kan, irin bulasmca 
nemaz sahih olur.' 11 Gusle baslarken niyyet etmek, biitiin viicudii delk etmek, 
[avuc ici veya havlu ile hafif sivamak], muvalat [arahksiz] ve saci, sakah hilallamak, 
sik oriilti sac coziiliip her tarafim hilallamak farzdir. Agiz, burun ve kulak icini ve 
saclan yikamak siinnetdir. Yikamadik yer kaldigmi bir ay sonra bile hatirlaymca, 
yalniz orayi hemen yikar. Hemen yikamazsa, guslii batil olur. Her guslden evvel 
veya sonra abdest alinir. 

Abdeste baslarken veya yiizii yikarken niyyet etmek ve basm hepsini ve sarkan 
saclan, kulak iistiindeki deriyi ve altmdaki deri goriinen hafif sakah mesh et- 
mek, kesif sakah yikamak, muvalat ya'ni a'zalan ard arda yikamak, yikanan yer- 
leri, kurumadan evvel delk etmek de farzdir. Oriilii sac coziilmez. Avuc ve parmak 
icleri ile zekere dokunmak, abdest aldiginda veya bozuldugunda siibhe etmek, og- 
lanin veya mahrem olmiyan gene kadmm derisine veya sacma sehvet ile dokun- 
mak, abdesti bozar. [Lezzet kasd etmeden dokunursa ve dokunurken lezzet duy- 
mazsa, abdesti bozulmaz. Yolda, nakl vasitalarmda ve ahs verisde temas korkusu 
olan safi'i, hanefi veya maliki mezhebini taklid etmelidir.] Bedenden kan ve diger 
seyler cikmasi abdesti bozmaz. Kulaklann ici ve disi, yeni lslatilmis parmak ile mesh 
edilir. Tirnak kesince, tras olunca abdest bozulmaz. Sakal trasmda ihtilaflidir. El 
ile istibra vacibdir. Teyemmtim ederek giyilen mest iizerine mesh edilmez. Mesh 
mtiddeti yokdur. ikindi vakti isfirar vaktine kadardir. Yatsinm ahir vakti, gecenin 
ilk siiliisiidiir. Mekkede olamn Ka'beye, Mekkede olmiyanm Ka'be cihetine don- 
mesi farzdir. Nemaza baslarken (Allahii ekber) demek, Fatiha okumak, kavmede 
dikilmek, celsede oturmak, oturarak bir tarafa selam vermek ve selam verirken (Es- 
selamii aleykiim) demek farzdir. ilk iki rek'atde Zamm-i sure okumak, iki teseh- 



[1] Maliki mezhebinde, ikinci kavle gore, her necaset, ne kadar cok olsa dahi, nemaza mani' 
degildir. Yikamasi farz degil, siinnetdir. 

-146- 



htidde oturmak, tehiyyat ve salevat okumak ve ikinci selam stinnetdir. Sabah 
ikinci rek'atde sessiz kunut okumak, tesehhiidde sehadet parmagi kaldirmak 
miistehabdir. Siinneti unutunca, secde-i sehv lazim olur. Bayram ve cenaze nemaz- 
lan siinnetdir. Fasik, imam olamaz. Baska mezhebdeki imama ve ozrlii olan ima- 
ma uymak caizdir. 

Malikide sefer mesafesi, safi'ide oldugu gibi, seksen kilometredir. Giinah olmi- 
yan seferde dort rek'at farzlan iki kilmak siinnetdir. Dort gun kalmaga niyyet et- 
digi mahalde mukim olur. Miisafir ile mukimin birbirlerine imam olmalan mek- 
ruhdur. Malikiyi taklid eden hanefi miisafir ile mukim, birbirlerine imam olurlar. 
Iki nemazi cem' etmemek efdaldir. Vitr nemazi ve bayramda onbes nemazin far- 
zmdan sonra tekbir-i tesrik siinnetdir.) Bir ibadeti yaparken, baska bir mezhebi 
taklid etmek, kendi mezhebinden aynlmak degildir. O mezhebin, farzlanna ve miif- 
sidlerine tabi' olmak demekdir. Vaciblerde, mekruhlarda ve siinnetlerde, kendi 
mezhebine uyar. Mesela, malikiyi taklid eden hanefi musafirin, dort giin kalma- 
ga niyyet etdigi yerde, farzlan dort rek'at kilmasi farz oldugu icin, dort kilar. 
Mukim olana uymasi veya imam olmasi, malikide mekruh, hanefide siinnet oldu- 
gu icin, kendi mezhebine uyarak, cema'at ile kilabilir. Bir ibadeti yaparken, bas- 
ka mezhebi taklid etmek icin, kendi mezhebine gore yapmakda harac, mesakkat 
bulunmasi lazimdir. Mesakkat, zorluk yok iken, taklid edilmez.] 

Dis kaplatmis veya doldurtmus olanlarm guslde ve abdestde ve nemaz kilarken 
maliki veya safi'i mezhebini taklid etmeleri takva degildir. Mezheb taklidi fetva 
yoludur, kurtulus caresidir. Dinde mesakkat yokdur, kolayhk vardir gibi sozleri 
zmdiklar, silah olarak kullanarak, bircok farzlan terketmekdedir. Bu soziin dog- 
rusu, Allahii tealanm biitiin emrlerini yapmak kolaydir, zor birsey emr etmemis- 
dir, demekdir. Yoksa, imam za'if olanlarm dedigi gibi, nefse giic gelen seyleri, Al- 
lahii teala afv eder. Herkes kolayina geleni yapmahdir. O rahimdir, hepsini kabul 
eder, demek degildir. Dis icin, maliki veya safi'iyi taklid etmek mesakkat degildir. 

Dartr veya Kefeki denilen ve dislerin dibinde hasil olan kireclenmeler, salgilar- 
dan, kendiliklerinden hasil olduklan icin ve buna mani' olan care, ilac bulunma- 
digi icin, bunlann mevcud olmasinda zaruret vardir. izale edilmesinde harac olan- 
lar, derideki cibamn, yaramn iistiindeki zar, kabuk gibi olup, altlarim yikamak, dort 
mezhebde de lazim olmaz. Bunun icin, baska mezhebi taklid lazim olmaz. 

(Dis kaplatma ve dolgu meselesi hal olmus, caiz olduguna fetva verilmisdir. Za- 
rari olmadigi bildirilmisdir) diyorlar. ittihadcilar zemanmda din islerine kansan 
siyaset adamlannm, sankh masonlarm, din biiyiiklerini kotiilemek, din bilgileri- 
ni bozmak icin soyledikleri, yazdiklan yikici propagandalara fetva diyorlar. 1329 
[m. 1911] senesinde istanbulda ikinci baskisi yapilan (Mecmu'a-i cedide) admda- 
ki fetva kitabmda (Dis cukuru doldurulmus kimse, gusl ederken, dis cukuruna su 
vasil olmasa, bu vechle gusl zaruret olsa, gusl caiz olur) demekdedir. Bu fetvayi 113. 
ncii seyh-ul-islam Hasen Hayrullah efendinin verdigi bildirilmekdedir. Halbuki, 
bu kitabm [1299] daki birinci baskismda bu fetva yazih degildir. Hayrullah efen- 
di ise, ikinci def'a olarak 18 Rebi-ul-evvel 1293 ve 11 Mayis 1876 da Seyh-ul-islam 
olmus ve 15 Receb 1294 ve 26 Arahk 1877 de aynlmisdir. Boyle fetvasi olsaydi, ki- 
tabin birinci baskismda bulunmasi lazimdi. ikinci baskmm onsoziinde (Birinci bas- 
kida bulunmiyan birkac fetvayi, zemammiz seyh-ul-islami Musa Kazim efendinin 
emri ile biz ekledik) demekdedir. Her fetvamn sonunda, buna kaynak olan fikh ki- 
tabmm adi ve bildirdigi sey yazih oldugu halde, dis fetvasi icin boyle bir kaynak 
bildirilmemisdir. Miislimanlan yanhs yola stiruklemek icin, sinsice hazirlanmis boy- 
le yeni tiireyen yazilan, fetva zan ederek aldanmamah, imam, ibadetleri bozma- 
mah, uyanik olmahyiz. 

Biz, dis kaplatanlarm, dolduranlann gusl abdestlerinin ve nemazlannm sahih 
olmiyacagini anlatmak istemiyoruz. Dislerini kaplatmis veya doldurtmus olan 

-147- 



hanefilere, maliki veya safi'i mezhebini taklid ederek, gusl abdestlerinin ve nemaz- 
lannm sahih olacagim anlatmak istiyoruz. Bu durumdaki din kardeslerimize ko- 
lay yolu, cikar yolu gostermek istiyoruz. Dis doldurtmayin, kaplatmaym demiyo- 
ruz. Kaplama veya dolgusu olan imam arkasmda nemaz kilmayimz da demiyoruz. 
Birinci kism, 74. cii madde, 5. ci sahifeye bakimz! Kaplamasi, dolgusu olanlara, din 
biiyiiklerinin gosterdigi kolayhgi haber veriyoruz. Hanefi mezhebinde olup da, mez- 
hebinin bildirdigi gibi ibadet etmek istiyenler icin, ya'ni mezheblere kiymet veren- 
ler icin, bu kadar uzun yaziyoruz. Mezheb kitablanna kiymet vermeyip de, ken- 
di aklma, goriisune, diisuncesine gore ibadet etmek istiyenler icin yazmiyoruz. ib- 
ni Abidin "rahmetullahi aleyh", Ramezan hilalini anlatirken buyuruyor ki, (Bir- 
cok ahkam, zemamn degismesi ile degisir. Harac olunca, za'if rivayet ile amel olu- 
nur). Bundan da anlasiliyor ki, ahkamm zeman ile degismesi demek, zor vaziyyet- 
de bulunan kimse, mezheb alimlerinin meshur olmiyan ictihadlarma uyabilir de- 
mekdir. Herkes kolayina geleni yapsm demek degildir. (Diirr-iil-muhtar) iiciincii 
cild, yiizdoksanmci sahifede buyuruyor ki, (Mezhebden cikan kimse ta'zir olunur. 
Ya'ni cezalandinlir). (Siraciyye fetvasi)nda da boyle yazilidir. ibni Abidin bura- 
da buyuruyor ki, (Diinya menfe'ati icin mezhebini birakan kimsenin son nefesde 
imansiz gitmesinden korkulur.) 

Dis kaplatan veya doldurtan hanefilerin, maliki veya safi'i mezhebini taklid et- 
meleri, hanefi mezhebinden cikmak demek, ya'ni mezheb degisdirmek demek de- 
gildir. Yalniz guslde, abdestde ve nemazda, hanefi mezhebi ile birlikde maliki ve- 
ya safi'i mezhebinin sart ve mufsidlerine de uymakdadir. Ozrii olmiyanlarm da, bas- 
ka mezhebin farzlanna ve mufsidlerine uymasmm miistehab oldugu (ibni Abidin)in 
abdest bahsinde ve imam-i Rabbaninin (Mektubat)mm birinci cild ikiyiizseksenal- 
tinci mektubunda bildirilmekdedir. Hanefide caiz olmiyan birseyi, safi'ide veya ma- 
likide caiz oldugu icin, zaruret ve harac olmadan yapamaz. Mesela saglam olanm 
veya kaplama disi oldugu icin, maliki mezhebini taklid eden hanefmin, derisinden 
kan akmca veya idrar kacinnca, abdest almasi lazimdir. Bunun, vitr nemazini 
vacib olarak kilmasi, yiizdort kilometreden az uzak yerde seferi olmamasi ve 
dort giinden az seferi oldugu yerde nemazlanm cem' etmemesi lazimdir. Hastahk 
veya ihtiyarhk sebebi ile, ya'ni, zaruret ile idrar kaciran hanefinin, tekrar abdest al- 
masi, harac, zahmet olacagi icin, bu kimse, maliki mezhebini taklid ederek, hemen 
ozr sahibi olur, abdesti bozulmaz. Ellidokuzuncu maddenin sonuna bakimz! (Tah- 
rir) kitabim serh eden, ya'ni acikhyan ibni Emir Hac buyuruyor ki, (Nahl suresi 
kirkticuncu ve Enbiya suresi yedinci ayetinde, (Zikr ehline sorunuz!), ya'ni bir ha- 
dise, olay karsisinda ne yapacagmrzi, bilenlerden sorunuz buyuruldu. Bu ayet-i ke- 
rime, miictehide tabi' olmak, uymak ve baska mezhebi taklid etmek vacib oldu- 
gunu gostermekdedir. Tabi' oldugu mezhebe uyarak, bir isi yaparken, harac ha- 
sil olursa, bu is, diger ile mezhebden, harac bulunmiyan birini taklid ederek yapi- 
hr.) Dis dolduran, kaplatan hanefinin, safi'i veya maliki mezhebini taklid etmesi, 
boyledir. Diger tic mezhebde de harac varsa, zaruret aranir. Zaruret de varsa, bu 
isi terk etmek, yapmamak caiz olur. Yara iizerindeki sargiyi cikanp, yarayi yikamak 
yaraya zarar verdigi zeman, baska mezhebi taklide imkan olmadigi icin, yarayi yi- 
kamamn afv olarak, sargiya mesh etmenin caiz olmasi boyledir. Miictehid olmayan 
bizim gibi mukallidlerin, Eshab-i kiram boyle yapardi diyerek veya ayet-i kerime- 
den ve hadis-i seriflerden ma'na cikararak, kendi anladigimiza gore hareket etme- 
miz caiz degildir. ibni Abidin tahareti anlatmaga baslarken buyuruyor ki, (Mukal- 
lidin, miictehidden gelen bilgilerin delillerini sormasi lazim degildir). [ikinci kism, 
onyedinci maddeye bakimz!]. 

Hak teala intikamm, kul eli He .////. 
ilm-i hali bilmiyenler, onu kul yapdi sunn. 

-148- 



55 — TEYEMMUM 

Teyemmiim, hanefide, vakt girmeden once de sahihdir. Diger iic mezhebde, vakt 
girmeden once sahih degildir. 

Abdest ve gusl icin su bulamamak, kullanamamak, yedi dtirlil olur: 

1 — Sudan bir mil uzak olan, niyyet etmek sarti ile, teyemmiim eder. Bir mil, 
dortbin zra'dir ki, 1920 metre eder. Sehrde her zeman su aramak farzdir. 

2 — Hastanin, abdest veya gusl ile veya hareket etmek ile, hastaliginm artaca- 
gi veya iyi olmasi uzayacagi, kendi tecribesi ile veya mutehassis ve acikca giinah 
islemiyen musliman bir doktorun soylemesi ile anlasihrsa, teyemmiim eder. Has- 
talikdan sonra, ellerde ve ayaklardaki halsizlik de ozrdiir. [ihtiyarlardaki halsiz- 
lik de boyledir. Bunlar, nemazlanni oturarak kilar.] 

3 — Abdest ve gusl yapamiyacak kadar bir hasta, para ile dahi, bir yardimci bu- 
lamazsa, teyemmiim eder. Yardimci ile de teyemmiim edemiyen kilmaz. iyi olun- 
ca kaza eder. Zevc ve zevcenin birbirlerine abdest aldirmalan vacib degildir. 

4 — Gusl abdesti alinca, sogukdan olmek veya hasta olmak tehltikesi varsa, sehr- 
de dahi olsa, hamam parasi yoksa ve baska care bulamazsa, gusl abdesti icin teyem- 
miim eder ve su ile abdest ahr. 

5 — Su yakin ise de, su yanmda diisman, yirtici, zehrli hayvan, ates veya nobet- 
ci varsa veya kendisi mahbus ise veya abdest alirsan seni olduriiriiz, malmi alinz 
diye korkuturlarsa, teyemmiim ederek kilar ise de, bu sebebler kul tarafmdan ol- 
duklari icin, gusl ve abdest alinca, bu nemazlan tekrar kilmasi lazimdir. 

6 — Yolcunun fazla suyu varsa da, kendinin ve yol arkadaslarimn icmesine ve 
necaseti temizlemesine ve hayvanlanna lazim olursa, teyemmiim eder. Bu su ile 
gusl edip, necaset ile kilarsa, kabul olur ise de, giinaha girer. Once teyemmiim edip, 
sonra necaseti yikarsa, tekrar teyemmiim etmesi lazim olur. Ciinki su varken, te- 
yemmiim edilmez. Ciiniib kimse, bedeninin bir kismmi yikayacak kadar veya ab- 
dest alacak kadar su bulursa, abdest ve gusl icin, bir teyemmiim eder. Teyemmiim- 
den sonra, abdesti bozulursa, o su ile, sonra abdest ahr. Abdest ve guslde, bede- 
ne dokiilen su, bir yere diisiince [elbisesine degil], pis olur ve insan icemez. Hay- 
vana icirilebilir. Susuzlukdan olecek kimse, fazla suyu olandan satin ahr. Satmaz 
ise, zor ile, kavga ve tehdid ile ahr. Abdest icin su, zor ile ahnamaz. 

7 — Kuyudan su cikarmak icin, kova, ip veya para ile inecek kimse bulamiyan, 
teyemmiim eder ve su bulunca, nemazi iade etmez. 

(Halebi)de, mesh bahsi sonunda diyor ki, (Bir veya iki elinde catlak, ekzama ve- 
ya baska yara olup, bunlari lslatmak zarar verirse, bu kimse abdest alamaz. Bu se- 
bebden abdest alamiyan kimseye, hatir ile veya para ile baskasmm abdest aldir- 
masi, imam-i a'zama gore miistehabdir. Baskasindan yardim istemeden teyemmiim 
edip kilarsa, nemazi kabul olur. Yardimci veya para bulamazsa, teyemmiim etme- 
si, imameyne gore de, caiz olur). Bundan anlasihyor ki, yarah eline eldiven takip, 
eldiven ile abdest alabilirse, boyle abdest almasi lazim olur. 

Yukanda yazih sebeblerden birisi ile teyemmiim edildikde, bu sebeb bitince, te- 
yemmiim bozulur. Sebeb bitmeden, baska bir sebeb hasil olur ve sonra birinci se- 
beb biterse, birinci teyemmiim yine bozulur. Yeniden teyemmiim etmek lazim olur. 

Abdestsiz veya guslsiiz kimse, cenaze ve bayram nemazlanni kacirmamak icin, 
su var iken bile, teyemmiim edebilir. Cum'a nemazim ve bes vakt nemazdan her- 
hangi birinin vaktini kacirmak korkusu olsa, su varken, teyemmiim edemez. Gusl 
veya abdest lazimdir. Nemaz vakti kacarsa, kaza eder. Mesela, sabah giines dog- 
masi yakin iken uyanan kimse, ciiniib ise ve hayz ve nifasdan kesilmis ise, acele gusl 
eder. Giines dogarsa, sabah nemazim, kerahet vakti cikmca, siinneti ile birlikde 
kaza eder. (Teyemmiim), lugatde kasd etmek, demekdir. 

Teyemmiimiin farzi iicdiir: 

1 — Cenabetden temizlenmek icin veya abdestsizlikden temizlenmek icin niy- 

-149- 



yet etmekdir. Abdestsiz bir kimse, talebesine gostermek icin teyemmiim ederse, 
bununla nemaz kilamaz. 

Teyemmiim ile nemaz kilabilmek icin, yalniz teyemmiime niyyet etmek yetis- 
mez. Ibadet olan baska bir seyi, mesela, cenaze nemazi kilmak icin, secde-i tilavet 
yapmak icin veya abdest icin veya gusl icin teyemmiim etmege niyyet lazimdir. 

Teyemmiime niyyet ederken, abdest ile guslii ayirmaga liizum yokdur. Abdest 
icin niyyet etmekle, cenabetden de temiz olur. Cenabetden temizlenmege niyyet edi- 
len teyemmiim ile nemaz kilmabilir. Abdest icin ikinci teyemmiime luzum yokdur. 

2 — (Menahic) kitabinda diyorki, (Safi'i ve Hanbeli mezheblerinde, teyem- 
miim yalniz toprakla yapilir. Hanefide ve Malikide iki kolu dirseklerinden yuka- 
n sivali olarak, iki elin parmaklan acik olarak avuc iclerini temiz topraga, tasa, top- 
rak veya kirec sivali divara siiriip ve ileriye, geriye oynatip, avuc iclerini en az vie 
parmak mikdan degmek iizere, iki avueun icleri ile yiiziinii bir kerre mesh etmek, 
ya'nisigamak.) 

[Yiizii tam mesh edebilmek icin, avuclar acik ve dort parmak birbirlerine yapi- 
sik ve iki elin ikiser uzun parmaklarmm uclan birbirlerine degmis olarak, avuc ic- 
leri sac kesimine konup, ceneye dogru yavasca indirilir. Parmaklar yatay vaz'iy- 
yetde aim, goz kapaklanni, burnun iki yamni ve dudaklann iizerlerini ve cenenin 
yiiz kismini iyice sigamahdir. Bu esnada avuc icleri de yanaklan sigar]. 

3 — Iki avueu tekrar topraga siiriip, birbirine carparak, tozu topragi silkeledik- 
den sonra, once sol elin dort parmagi ici ile, sag kolun alt yiiziinii, parmak ucun- 
dan dirsege dogru sigayip sonra, sag kolun ic yiiziinii, sol avuc ici ile, dirsekden avu- 
ca kadar sigamakdir. Bu esnada sol bas parmak ici sag bas parmak dismi sigar. Bir 
rivayetde, yiiziigii cikarmak ve parmaklarm yanlarmi diger elin parmaklarmm ic- 
leri ile mesh etmek lazim degildir. Genis yiiziik hareket etdirilir. Sonra, yine boy- 
le sag el ile, sol kol siganir. El ayasmi topraga siirmek lazimdir. Topragm, tozun 
elde kalmasi lazim degildir. Avuc icleri yiiziiniin ve kollarimn igne ucu kadar ye- 
rine degmezse, teyemmiim sahih olmaz. 

Abdest ve gusl icin teyemmiim aynidir. 
Teyciniiiuiiiiin siinnetleri onikidir: 

1 — Topraga avueun ipini koymak. 

2 — Avuclan, toprak iizerinde ileri ve geri cekmek. 

3 — Avucda toprak varsa, toprak kalmaymcaya kadar, iki eli, bas parmaklan 
ile birbirine carpmak. 

4 — Elleri topraga koyarken parmaklan acmak. 

5 — Besmele ile baslamak. 

6 — Evvela yiizii, sonra kollan mesh etmek. 

7 — Abdest ahr gibi, cabuk yapmak. 

8 — Mtisafir bir mil icinde su bulundugunu bilirse, aramasi farz, zan ederse siin- 
netdir. 

9 — Once sag, sonra sol kolu mesh etmek. 

10 — Elleri, topraga vurarak, kuvvetle koymak. 

11 — Kollan, yukanda anlatilan seklde mesh etmek. 

12 — Parmaklar arasini mesh etmek. 

Suyu bulunmiyan kimsenin, ciiniib olmasi caizdir. 

Toprak cinsinden olan her temiz sey ile, iizerinde bunlarm tozu olmasa bile, teyem- 
miim edilir. Yamp kill olan veya sicakda eriyebilen seyler, toprak cinsinden degildir. 
O halde, agac, ot, tahta, demir, pirinc, yagh boya sivali divar, bakir, altm, cam ile te- 
yemmiim edilemez. Kum ile olur. inci, mercan ile olmaz. Kirec ve alci ile, yikanmis 
mermer, cimento, sirsiz fayans, sirsiz porselen canak comlekle, camur ile olur. Yal- 

-150- 



mz camur varsa, suyu yandan az ise, bununla teyemmiim edilir. Suyu coksa, bir bez 
camura sokulup, cikanhp riizgarda kurutup, bu tozlu bezle teyemmiim edilir. Camur- 
lu su ile teyemmiim olmaz. Bununla abdest almak lazimdir. Kirecle badana edilmis 
divardan teyemmiim edilir. Bugday, kumas, elbise, yasdik gibi, teyemmiim caiz ol- 
miyan esya iizerine el koyunca, el, teyemmiim caiz olan seylerin tozu ile veya kiil ile 
tozlamrsa veya silkildikleri zeman havaya boyle toz, kiil cikarsa, bunlarla teyemmiim 
edilebilir. Ev esyasi iizerinde bulunan organik tozlar boyle degildir. Bir toprakdan 
birkac kimse teyemmiim edebilir. Ciinki, teyemmiim edilen toprak ve benzerleri, miis- 
ta'mel olmaz. Teyemmiimden sonra, elden, yiizden dokiilen toz miista'meldir. 

Teyemmiim edilebilecek sey ile teyemmiim edilemiyecek sey kansik ise, yandan 
cok olanin ismi verilir. Teyemmiimii, nemaz vaktinden once yapmak ve bir teyem- 
miim ile cesidli nemaz kilmak hanefide caizdir. Diger ile mezhebde, nemaz vakti ci- 
kmca teyemmiim bozulur. Miisafir, bir milden [ya'ni 1920 metreden] az, malikide 
iki milden az uzakda su bulunacagmi alametlerle veya aklh, balig ve adil bir miis- 
limanm haber vermesi ile, cok zan etdigi zeman her tarafa dogru, dortyiiz zra' [iki- 
yiiz metre] giderek veya birini gondererek veya miimkin ise, yalmz bakarak suyu ara- 
masi farz olur. Cok zan etmezse, suyu aramasi lazim olmaz. Yaninda adil biri bulu- 
nan bir kimse, suyu sormadan teyemmiim edip nemaza dursa, sonra su oldugunu ha- 
ber alsa, abdest alip nemazi iade eder. Bir milden uzakda su varken teyemmiim ile 
nemaz kilmak caizdir. Esyasi arasmda su bulundugunu unutan kimse, sehrde, koy- 
de [ma'mtirehkde] degilse, teyemmiim ile nemaz kilabilir. Suyunun bitdigini zan eden 
kimse, nemazdan sonra suyunu gorse, teyemmiim ile kildigi nemazi iade eder. Ab- 
destsiz kilan da, abdestsiz oldugunu hatirlaymca, nemazi iade eder. 

Miisafirin yanindakilerden su istemesi vacibdir. Su vermezlerse, teyemmiim ile 
kilar. Arkadasi, suyu piyasadaki fiyatma satarsa, fazla parasi olan miisafirin satin 
almasi lazim olur. Sahibi suyunu, gaben-i fahis ile, ya'ni cok aldatmakla satarsa ve- 
ya piyasa fiyati ile alacak fazla parasi yok ise, teyemmiim ile kilmasi caiz olur. Bu- 
rada (Gaben-i fahi$)den maksad, piyasadaki fiyatm, iki mislinden fazlasi demek- 
dir. Ciplak insanin, avretini ortecek bez almasi da boyledir. Fekat, susuz kimsenin 
icmek icin ytiksek fiyatla su almasi caiz olur. Colde, arkadasindan ip ve kova iste- 
mek de lazimdir. Yollarda, icmek icin konulan su varken, teyemmiim edilebilir. ib- 
ni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", besinci cildde buyuruyor ki, (icmek icin ko- 
nulmus sudan abdest almak caiz degildir. Teyemmiim edilir). 

Serbest [Mubah] olan su, az ise, ciiniib olanin, haid kadmdan, abdestsizden ve 
meyyitden once yikanmasi lazimdir. Suyun sahibi, baskalanndan once yikamr. Sa- 
hibleri ayn sular bir araya getirilince, once meyyit yikamr. 

Hacmm, yamndaki zemzem suyu ile abdest alip bitirmemesi icin care, icine se- 
ker, giil gibi birsey koyup, saf su ismini degisdirmekdir. Veya emm oldugu kimse- 
ye, geriye donemiyecek seklde hediyye etmelidir. Hediyye alan kimse, karsihk, az 
birsey hediyye verirse, birinci kimse hediyyesini geri alamaz. 

Ciiniib bir kimse, teyemmiim etdikden sonra, abdesti bozulursa, hanefide cii- 
niib olmaz. Malikide olur. Az su varsa, yalmz abdest alir. 

Icmek icin, necaset yikamak icin, ekmek yapmak icin lazim olandan fazla su bu- 
lunca, teyemmiim bozulur. Nemaz icinde iken bulursa, nemazi da bozulur. Vasi- 
ta icinde uyurken, su yamndan gecerse, teyemmiim ile olan abdesti, uyudugu icin 
bozulur. Uyanik iken, vasitadan, abdest almaga inemezse, teyemmiim bozulmaz. 

Ciiniib kimsenin viicud yiizeyinin yandan fazlasi yara veya cicek, kizil gibi ise, 
teyemmiim eder. Derisinin cogu saglam ise ve yarali kismlan lslatmadan yikanma- 
si miimkin ise, su ile gusl edip, yaralarm tizerini mesh eder. Mesh zarar verirse, iize- 
rine bir veya birkac bez koyup, bunu mesh eder. Elleri yara olan, yiiziinii ve ayak- 
lanni suya sokar. Sokamazsa, teyemmiim eder. Abdest aldiracak bir yardimci bu- 
lunan hasta, teyemmiim etmez. Hasta olan ve ihtiyar olan, secde icin egilemezse ve 

-151- 



basmi secdeden kaldiramazsa, sandalyaya veya bir seye dayanarak secdeden basi- 
m kaldinr veya egilir. Yahud bunlari yapmak icin, bir kimse buna yardim eder. Ya- 
rali kismlan lslatmadan yikanamazsa, yine teyemmiim eder. Abdest uzvlanndan 
hepsinin yaridan cogu veya dort abdest uzvundan ikisi saglam ise, abdest ahp, ya- 
rali kismlan veya uzvlari mesh eder. Mesh zarar verirse, sargi iizerine mesh eder. 
Abdest uzvlanndan hepsinin yaridan cogu veya abdest uzvlarmm iicii veya dordii 
de yarah ise, teyemmiim eder. Teyemmiim zarar verirse, nemazi kazaya birakir. Mii- 
savi mikdarda iseler, teyemmiim etmemelidir. Teyemmiim eden kimsenin, ba'zi yer- 
leri yikamasi caiz degildir. Bunun gibi, birlikde yapilamiyan seyler otuzdort dane- 
dir. Basmda agn olup mesh edemiyen, abdest icin; yikanamiyan da, gusl icin teyem- 
miim edebilir denildi ise de, her ikisinin de sakit olacagim bildiren fetva daha ev- 
vel verilmis oldugundan, bu sozle amel olunmaz. 

Aland v dogru dost yokdur, 
dedikleri gercek imis. 
Kulunu sukli van Hiikdn, 
dedikleri gercek imis. 

Bulut lis ii mil mi cikar, 
topraga rahmetler yagar, 
gun dogma dan neier do gar, 
dedikleri gercek imis. 

Eger insan, eger melek, 
yalvaririm, gecer dilek. 
Vefasizdir carh-i felek, 
dedikleri gercek imis. 

Bu diinyaya gelen gecer, 
herkes kabre girer na-car. 
Insan, birgtin olur, gbcer, 
dedikleri, gercek imis. 

Aglamakdir benim isim, 
agla goziim simdengerii! 
Irmak ola kanh yiisin, 
cagla goziim simdengerii! 

Huda bize verdi sevda, 
sevmek oldu, artik gida. 
Ele gecmez bu diinyada, 
giilme goziim simdengerii! 

Diisiin halin n'oldugunu, 
omiir giilii soldugunu. 
Gece giindiiz oldugunu, 
biime goziim simdengerii! 

Aldanma nefsin tadma, 
agudur sunma bahna. 
Diisiip onun hayaline, 
daima goziim simdengerii! 

Soziin olsun, oze uygun, 
heme dersen, Ona ma'lum. 
Bu meydana diisdii yolun, 
donme goziim simdengerii! 

-152- 



56 — NECASETDEN TAHARET 

ibni Abidin (Nemazin sartlan) basinda diyor ki: (Bedende, elbisede ve nemaz 
kilacak yerde necaset, pislik bulunmamakdir. Basortiisii, bashk, sank, mest ve nalin 
da elbiseden sayilir. Boyuna sarili atkmin sarkan kismi, nemaz kilan ile birlikde 
hareket etdigi icin, elbise sayilir ve burasi temiz olmazsa, nemaz kabul olmaz. Yay- 
gmin, basdigi ve basim koydugu yeri temiz olunca, baska yerinde necaset bulunur- 
sa, nemaz kabul olur. Ciinki yaygi, atki gibi bedene bitisik degildir. Kucaga otu- 
ran iistii necasetli cocuk, kedi, kus, agzi akan kopek bozmaz. Ciinki, bunlann 
kendileri durmakdadir. Fekat insan, bunlan kucaginda, omuzunda, baska yerin- 
de tutarsa, tasimis olur ve nemazi bozulur. Salyasi akmiyan yirtici hayvamn ve ke- 
di gibi temiz hayvanlann ve cocugun iistleri temizse, bunlan tasimakla, iistiinde 
tutmakla nemazi bozulmaz. Ciinki, bunlann icindeki necasetleri, hasil olduklan 
yerde kapahdir. Nemaz kilan insanm kendi necaseti, kam da hasil oldugu yerde ka- 
palidir. Cebde kanh yumurta tasimak da boyledir. Yumurtadaki kan, hasil oldu- 
gu yerde kapali oldugu icin nemazi bozmaz. Fekat, kapali sise icinde idrar tasiya- 
nm nemazi caiz olmaz. C un ki sise, bevlin meydana geldigi yer degildir. (Halebi-i 
kebir)de de boyle yazilidir. [Bundan anlasihyor ki, cebindeki sisede, dirhemden 
fazla kan, ispirto veya kapali kutuda kanh mendil, necs bez varken nemaz kilmak 
caiz degildir.] Iki ayagm basdigi ve secde etdigi yerin temiz olmasi lazimdir. Sec- 
de etdigi bez kiiciik olsa bile, baska taraflan pis ise, nemaz caiz olur. Necaset iis- 
tiine ortulii bez, cam, [naylon] iistiinde nemaz kabul olur. Secdede, etekleri kuru 
necasete degerse, zaran olmaz. Bir ayagi altinda necaset olup, bunu kaldinp, tek 
ayak iistiinde kilmca, basdigi yer temiz ise, kabul olur. Ellerin ve dizlerin kondu- 
gu yerin temiz olmasi sart degil diyenler cokdur. Eli iistiine secde ederse, elini koy- 
dugu yerin temiz olmasi lazimdir.) 

Kati, sekl almis necaset, insan derisinde, elbisesinde ise veya bevl, kan gibi aki- 
ci necaset, mest uzerinde olsa da, ancak yikamakla temizlenir. Kan, serab, ispir- 
to, bevl gibi sivi necasetden biri bulasmis toprak, kati necaset demekdir. Kati ne- 
caset, kemer, canta, mest, ayakkabi uzerinde olunca, ugmakla, silmekle temizle- 
nir. 

Emici olmiyan, diiz parlak seyler, mesela cam, ayna, kemik, tirnak, bicak, 
yagh boyah esya, vernikli esya iizerindeki kati veya akici her necaset, el ile, top- 
rak ile veya herhangi temiz sey ile silip, iic sifati, (renk, koku, tat) gidince temiz 
olur. Kanh bicak, kelle atese tutup kani gidince temiz olur. Necaset akan toprak, 
riizgarla kuruyup, iic sifati gidince, temiz olup burada nemaz kihnir. Fekat, teyem- 
miim edilemez. Toprakdaki yaygi, hasir, elbise ve insanm derisi kuruyunca temiz 
olmaz. Bunlara necaset suriiliince, nemaz icin yikamak lazimdir. Yere dosenmis 
olan tugla, fayans, topraga dikili otlar, agaclar, kayalar, toprak gibi kuruyunca te- 
miz olur. 

Kurumus meni, ogmakla, bulundugu yer ve deri temiz olur. Meniyas ise ve kan 
kuru da, yas da olsa, elbiseyi ve deriyi yikamak lazimdir. Necasetin sekline ve bu- 
lasdigi yerlere gore, temizleme cesidi otuzu asmakdadir. 

Necasetli yag, lesin ve necs hayvanm, domuzun yagi, sabun yapihnca temiz olur. 
Biitiin kimyevi degismeler boyledir. Necs su ile yapilmis firmda ekmek pisirilebi- 
lir. Necs toprakla yapilan kiip gibi seyler, firmdan cikmca temiz olur. 

Deride, elbisede, nemaz kihnan yerde, (Dirhem mikdari) veya daha cok kaba 
necaset yok ise, nemaz sahih olur ise de, dirhem mikdari bulunursa, tahrimen mek- 
ruh olur ve yikamak vacib olur. Dirhemden cok ise, yikamak farzdir. Az ise, siin- 
netdir. Serabm damlasmi da yikamak farzdir diyen de vardir. Diger iic mezhebde 
kaba necasetlerin hepsinin zerresini bile yikamak farzdir. [Malikimezhebinde, ikin- 
ci kavle gore, necaset nemaza mani' degildir. Temizlemek siinnetdir. Safi'ide, is- 

-153- 



tincadan sonra kalan necasetin afv oldugu (Ma'fiivat)da yazilidir.] Necaset mik- 
dan, bulasdigi zeman degil, nemaza dururken olan mikdandir. 

(Dirhem mikdari), kati necasetlerde bir miskal, ya'ni yirmi kirat, ya'ni dort gram 
ve seksen santigram agirlikdir. Akici necasetlerde, acik el ayasmdaki suyun yiizii 
genisligi kadar yiizeydir. Bir miskalden az olan kati necaset, elbisenin, avuc icin- 
den daha genis ytiziine yayihnca nemaza mani' olmuyor. 

NECASET IKI DURLUDUR: 

1 — Kaba necaset: insandan cikmca abdeste veya gusle sebeb olan hersey, eti 
yinmiyen hayvanlarm, [yarasa haric] ve yavrularmm yuziilmus, dabaglanmamis de- 
risi, eti, pisligi ve bevli ve silt cocugunun pisligi, bevli ve agiz dolusu kusmugu, in- 
samn ve biitiin hayvanlarm kani ve serab, les, domuz eti ve kiimes ve yiik hayvan- 
larinm, koyun ve kecinin necasetleri, galiz, ya'ni kabadir. Kan dort mezhebde de 
kaba necasetdir. Meni, mezy ve idrardan sonra cikan vedi ismindeki beyaz, bula- 
nik, koyu sivi, hanefi ve malikide kaba necasetdirler. Safi'ide yalniz meni, hanbe- 
lide ise, her iicii de temizdir. 

Kedinin bevli yalniz elbisede ve sehidin kani, kendi iizerinde kaldikca ve yini- 
len et, karaciger, yurek ve dalakda bulunup akmiyan kanlar ve bahk kani ve bit, 
pire, tahta biti pislikleri ve kanlari hep temizdir. Ya'ni, bunlar fazla bulasmca da 
nemaz kilinabilir denildi. Serhos eden biitiin ickiler de, serab gibi kaba necaset- 
dirler. Hafif diyenlerin sozleri za'ifdir. Rakimn, [ispirtonun] kaba necs oldugu (Ha- 
lebi-i kebir) ve (Merakil-felah)da ve tiirkce (Ni'met-i islam)da yazilidir. 

2 — Hafif necaset: Hafif olan necasetlerden, bir uzva ve elbisenin bir kismina 
bulasmca, bu kismm veya uzvun dortde biri kadan nemaza zarar vermez. Eti yi- 
nen dort ayakh hayvanlarm bevli ve eti yinmiyen kuslarm pisligi hafif dir. Giiver- 
cin, serce ve benzerleri gibi eti yinen kuslarm pisligi temizdir. Fare pisligi ve bev- 
li afv edilmis ise de, suya, yaga az da diisse, temizlemek iyi olur. Az mikdarda bug- 
daya karisip un olursa afv edilmisdir. Temizlenmeleri ve siviya damlaymca necs 
yapmalan bakimmdan kaba necasetle hafif necaset arasmda fark yokdur. 

Igne ucu kadar elbiseye sicrayan bevl ve kan damlalan ve sokakda sicrayan ca- 
murlar ve necaset buharlarmm, necasete dokunarak gelen gazlarm, rtizgann ve ahir- 
da, hamamda meydana gelen buharlardan, divarlarda hasil olan damlalarmin el- 
biseye, yas deriye degmesi afv edilmisdir. Bunlardan korunmak giic oldugu icin, 
zaruret kabul edilmisdir. Fekat, necasetin imbiklenmesi ile elde edilen sivi necs- 
dir. Ciinki, bunu kullanmakda zaruret yokdur. Bunun ipin raki ve ispirto kaba necs 
olup icilmeleri serab gibi haramdir. [Rakmm, ispirtonun necs ve haram oldugu (Me- 
rakil-felah)da Tahtavi hasiyesinde yazilidir. O halde, alkollii ickiler ve zaruretsiz 
kullanilan kolonya, ispirto ve tentiirdiyod gibi alkollii ilaclar, nemaz kilarken, el- 
biseden ve deriden yikanip temizlenecekdir. ikinci kism, kirkikinci maddeye ba- 
kmiz!] Ispirto ocagmda lsitilan yemek necs olmaz. 

[(Diirr-ul-muhtar)da, istinca fash sonunda, (Toprak ve sudan biri temiz ise, ka- 
nsimlan olan camur temiz olur. Fetva da boyledir) diyor. (Esbah)in dordiincii 
ka'idesinde de boyle yazilidir. ibni Abidin, (Durr-ul-muhtar)i aciklarken diyor ki, 
(Alimlerin cogunun boyle soyledigi (Feth-ul-kadir)de yazilidir. Boyle fetva veril- 
digi, (Bezzaziyye)de yazilidir. imam-i Muhammed Seybani boyle buyurdu. Bu ca- 
mur necs olur diyenler de vardir. Fekat, bunlara gore de temiz toprak ile giibre ka- 
risimi temiz kabul edilir. Ciinki bunda ihtiyac vardir.) (Tergfb-us-salat)da diyor ki, 
[ba'zi alimlere gore] giibre karisik siva, temiz su ile yapilmis ve giibresi camurdan 
az ise, temiz kabul edilir. 245. ci sahifede 6.ci maddeye bakmiz! 

Ihtiyac oldugu icin hazirlanan kansimlardaki iki maddeden biri temiz ise ve necs 
olanin yerine temizini kullanmakda harac varsa, birinci kavle gore kansimm da te- 
miz olacagi anlasilmakdadir. ispirtolu ilaclar, kolonya, miirekkeb ve vernikler 

-154- 



ve boyalar boyledir. Safi'i mezhebinde, necs sivilarm, ilac ve itriyat islahi icin kul- 
lanilan mikdarlarmm afv edildikleri, (El-fikh-ii alel-mezahib-il-erbe'a)da ve mol- 
la Halil Si'ridinin (El-ma'fiivat) kitabmm Siileyman bin Abdullah Si'ridi "rahme- 
tullahi teala aleyhima" serhinin 1368 [m. 1949] Kamish baskisinda yazilidir. Ha- 
rac oldugu zeman, za'if olan kavle uymak caiz oldugu, bu iki kitabda ve kitabimi- 
zin ikinci kism, 1. ci maddesinde yazilidir. Bunun icin, zor durumda kahnca, hane- 
five safi'i mezhebinde olanm, boyle kansimlarin cok mikdan ile birlikde nemaz 
kilmalan caiz olmakdadir. Temiz kabul edilen ilacm, zaruret olmadan icilemiye- 
cegi, tevekkiil bahsi sonunda yazilidir.] 

Necasetden hasil olan amonyak gazinm meydana getirdigi nisadir temizdir. 
Necaset iizerinden kalkip ucan tozlar, sinekler, elbiseye, suya gelirse, pis yapmaz. 

Kopegin basdigi camurun necs [pis] olmamasi sahihdir. | (Hadika) sonunda di- 
yor ki, (Elbisenin bir yerine necaset bulassa, bulasan yeri unutsa, zan etdigi yeri- 
ni yikasa, temizlendi kabul edilir. Yas ayagi ile necs yerde yuruse, yer kuru ise, ayak- 
lan necs olmaz. Yer yas olup ayaklan kuru ise, ayaklan lslamrsa, necs olurlar. Ko- 
pegin mescidde yatdigi yer kuru ise, necs olmaz. Yas olup, necasetin eseri goriil- 
mezse, yine necs olmaz. Ayakkabi ile kilman nemazm sevabi, ciplak ayakla kih- 
nandan katkat fazladir. Uzerinde necaset gortilmedikce, sokakda gezilen ayakka- 
bi da boyledir. Vesvese ve siibheye ehemmiyyet verilmez. icki satandan alman el- 
bise, hah ve saire temiz kabul edilir. Baskasi yaninda gusl abdestinden sonra, 
pestemah cikarmadan ve sikmadan iizerine iic kerre su dokiince temiz olur. Her 
seyde asl olan, taharetdir. Necaset bulasdigi kesin bilinmedikce, zan etmekle 
necs denilmez. Ehl-i kitabin dar-iil-harbde kesmis olduklan hayvan, aksi sabit ol- 
madikca, temiz kabul edilir. Mecusinin, kitabsiz kafirlerin etli yemeklerini yi- 
mek, hayvam onlarm kesdigi kat'ibilinmedigi icin, tenzihen mekruhdur. Simdi ka- 
sabdan alman etler de boyledir.)] 

Necaset, her temiz su ile, abdest ve gusl ahnmis su ile, sirke ve gill suyu gibi aki- 
ci mayi'larla ve tiikuriik ile temizlenir. Siit ve yagla temizlenmez. 

Abdestde, guslde kullamlan suya (Miista'mel su) denir. Bu su, imam-i a'zama 
gore kaba necasetdir. Ebu Yusiife gore, hafif necasetdir. tmam-i Muhammede go- 
re temizdir "rahmetullahi teala aleyhima". Fetva da boyledir. Bununla necaset te- 
mizlenir. Fekat, abdest almmaz ve gusl edilmez. Safi'ide de boyledir. icmek ve ha- 
mur yapmak mekruhdur. Pestemala, elbiseye, kurnaya sicrarsa ve necaset temiz- 
lemekde kullamlan her su, igne ucu kadar sicrarsa, kabi ve elbiseyi pisletmez. Ne- 
caset temizlemekde kullamlmis sular, bir yerde birikirse, bu suya bulasan seyler, 
pis olur. Abdestsiz veya ciiniib olan kimse veya haid kadm veya miisrik, kafir, ne- 
caset bulasmamis olan avucunu bir yere sokup su alsa veya kolunu sokup, icinde- 
ki tasi alsa, o yerdeki su dort mezhebde de pis olmaz. Necaset iizerinden akan su- 
yun yaridan fazlasi necasete temas ederse, bu su pis olur. Azi degerse ve necase- 
tin iic sifati suda bulunmazsa, pis olmaz. Necaset yanmca, kiilii temiz olur. Tezek 
yakarak lsitilan firmda, ekmek pisirilir. Merkeb, domuz ve les, tuz icine diisiip, tuz 
olsalar, temiz olurlar. Kuyuya dtisen gtibre, zemanla camur haline gelse, temiz olur. 
Miista'mel su, malikide hem temizdir. Hem de temizleyicidir. Ya'ni miista'mel su 
ile abdest alinir ve gusl edilir. [Menahic-iil-ibad] 

Sira, ya'ni tizum suyu temizdir. Serab haline doniince pis olur. Serab, sirke 
olunca temiz olur. Elbisenin veya viicudun bir yerine necaset gelse, bu yeri bula- 
masa, zan etdigi yeri yikasa temiz olur. Nemazdan sonra meydana ciksa, nemazi 
iade etmez. Dogen hayvam bugdayin bir yerine bevl etse, herhangi bir parcasi yi- 
kansa veya hediyye verilse, yinilse veya satilsa, geri kalanlar temiz olur. 

Kurudukdan sonra da goriilen pislikler, kan, yukanda bildirildigi tizere, bulun- 
dugu yerden cikanhp, kendisi ve eseri giderilince, o yer temiz olur. Yikamakda bel- 
li bir aded yokdur. Bir kerre yikamakla da cikarsa kafidir. Necaset giderilip de, ese- 

-155- 



ri, ya'ni renk ve koku kahrsa, zaran olmaz. Sicak veya sabunlu su lazim gelmez. 

Necs boya ile boyanan kumas ve beden, iic kerre yikanmca temiz olur. Su renk- 
siz akincaya kadar yikamak daha iyidir. Deri altina necaset, mesela ispirtolu ilac si- 
nnga edilse, igne yerini tic kerre yikaymca temiz olur. Necaseti cikarmak icin deri- 
yi kaldirmak lazim olmaz. Deriye, yaraya siiriilen necs ilacm ete kansan kismi ve necs 
siirme cekilen goz yikanmaz. Disanda kalan kism ve yara iistundeki kurumus kan, 
zarar vermiyecek seklde yikamp giderilir. Zarar olursa yikanmaz. Fekat iizerinde dir- 
hem mikdari necaset bulunan kimse imam olamaz. Goriilmiyen necasetler, mesela 
ispirto ve idrar bulasan esya, legende, camasir makinesinde, ayri sular ile, temizlen- 
digi zan edilinceye kadar yikamr. Bir kerre yikamakla temizlenirse, kafi olur. Yikar- 
ken, makinedeki su ve diger esya, necs olmazlar. Vesvese, siibhe edenlerin iic ker- 
re yikamasi ve hepsinde sikmasi lazimdir. Herkesin, kendi kuvveti kadar sikmasi ka- 
fidir. Ciiriik, ince veya biiyiik oldugu icin sikilmiyan esya, mesela hah, beden, deri 
gibi necaseti emen seyler, her lie yikayisda, kurutulur. Ya'ni, su damlamasi kesilin- 
ceye kadar beklenir. Desti, canak ve bakir gibi necaseti emmiyen seyleri ve deniz- 
de, derede [muslukda] yikanan herseyi sikmak ve kurutmak lazim degildir. 

(Halebi)de diyor ki, (Mutlak su ile ve mukayyed su ile ve her temiz mayi' [si- 
vi] ile necaset temizlenir. Cocuk, memedeki kusmugunu yalarsa ve eline kan, se- 
rab bulasan kimse, bunu yalayip tiikiirse, eli de, agzi da temiz olur. Elbise, yala- 
makla temiz olmaz. Yikamak lazimdir. Her hayvanm safrasi, bevli gibidir. Hmzir- 
dan baska her hayvan ve insan oliince, kill, kemigi, siniri ve disi pis olmaz. Elini 
kediye yalatmak mekruhdur. Yas don giyen, yellense, don necs olmaz. Les deri- 
si, necs olmiyan madde ile dabaglanmca temiz olur. Necs madde ile, mesela les ya- 
gi ile dabaglanmis ise, iic kerre yikayip sikdikdan sonra temiz olur. Eti yinmiyen 
hayvan, ahkam-i islamiyyeye uygun kesilince yalniz derisi temiz olur. Domuz de- 
risi, yilan derisi ve insan derisi hie temiz olmaz. Ciplak kimse, dabaglanmamis les 
derisi ile ortlinemez. Boyle deri satilamaz. Ciinki, kendisi pisdir. Pislenmis kumas 
boyle degildir. Kati yag icine fare diiserse, fareye temas eden yag atihr. Geri ka- 
lan yag temiz olur. Sivi yaga fare diisse, hepsi pis olur. Necs yag ile ve domuz ya- 
gi ile yaglanan kosele, yikanmca temiz olur. 

Deniz hayvanlarmdan, yimesi caiz olmiyanlar da, temizdir. Bugday icine deve pis- 
ligi diisiip un yapilmis ise veya sivi yag veya siit icine diismiis, sonra cikanlmis ise, 
iic sifatindan biri goriilmedikce yiyip icmek caiz olur. Pis kumasm temiz tarafmda 
nemaz kihmr. Ayakkabisi, corabi, mesti temiz olan kimse necs yerde nemaz kilar- 
sa, kabul olmaz. Bunlari cikarip, bunlann iistiine basarsa kabul olur. Bunlarm alti 
pis olunca da boyledir). Tavuk kesilip, tliyleri dokiilmek icin, karm yanlmadan, kay- 
nar suya konursa necs olur. [Ebiissu'ud efendi fetvasi, dordiincii sahifesinde buyu- 
ruyor ki, (Bir tavuk bogazlanip ici ve gursagi cikanlmadan, kaynar suda haslasalar, 
yolsalar, yimesi halal olmaz, haramdir. Kesip ici ve gursagi cikanhp, ici yikandikdan 
sonra haslamrsa, tiiylerine necaset bulasmamis ise, yimesi halal olur). (Redd-iil-muh- 
tar)da diyor ki, (Kaynamiyan sicak suda birakilan, ici bosaltilmamis tavugun yalniz 
derisi necs olur, yolunup, ici bosaldikdan sonra, iic kerre, soguk su ile yikanmca, her- 
yeri temiz olur. iskembe de, boyle iic kerre yikamakla temiz olur).] 

Herhangi eti, serab veya ispirto ile kaynatmca, et necs olur. Hicbir suretle te- 
mizlenemez. IJc kerre temiz su ile kaynatip, herbirinde sogutulunca, temiz olur da 
denildi. Necaset kansmis siitu, bah, pekmezi temizlemek ipin, biraz su ile kansdi- 
rip, su ucuncaya kadar kaynatihr. Sivi yagi temizlemek icin, su ile calkalayip, iis- 
te ayrilan yag alimr. Kati yag su ile kaynatihr. Sonra ahnir. 

Safi'i mezhebinde, karada yasiyan hayvanlann lesleri necs oldugu gibi, bunla- 
rm biitiin parcalan, ttiyleri, killari, kemikleri, derileri ve bunlardan cikan, yumur- 
tadan baska hersey necsdir. insandan ve kara hayvanlarmdan cikan akici kanlar 
ve serhos eden her icki necsdir. Safi'ide hinzinn ve kelbin biitiin bedeni de neca- 

-156- 



set-i galfzadir. [Tiiyleri yas iken] Temas etdikleri her yer necs olur. Buralan temiz- 
lemek icin, yedi kerre yikamr. Bunlardan birine toprak katip, bu bulamk su ile yi- 
kanir veya necs sey suya konup iizerine toprak serpilir ve yikamr. Yahud iizerine 
once toprak, sonra su konur. Toprakh su ile yikamadan once necaseti izale etmek 
lazimdir. Necasetin yeri yas ise, once toprak koymamah, diger iki usulden biri ile 
yikamahdir. Necasetin izalesi birkac yikamakla olursa, bunlarm hepsi bir yikamak 
sayilip, sonra alti kerre daha yikamak ve bunlardan biri toprakh olmak lazimdir. 
Kokusunu, rengini, tadini cikarmak icin olan yikamalann herbiri ayn yikamak sa- 
yihr. Bu iki hayvandan baska necasetlerin, bir kerre de olsa, yalniz mutlak su ile 
yikamakla temizlenmeleri kafi olur. Safi'ide siit oglanimn bevli hafif necasetdir. 
Sikarak veya kurutarak izale etdikden sonra, iizerine su serpince, akmasa dahi, te- 
miz olur. Oglan siitden maada birsey, bir kerre bile yirse veya iki yasini gecerse ve 
siit emen kizin her zeman, bevllerini yalniz su ile yikayarak temizlemek lazim olur. 
[Van ulemasmdan Muhammed Mazher efendi, (Misbah-un-necat)da diyor ki, (Go- 
riinen necaset uc eseri kalmaymcaya kadar ve bundan sonra da bir kerre [mutlak su 
ile] yikamr. Bu eserler biraz kahrsa, zarari olmaz. Goriinmiyen necaset iizerinden 
suyu bir kerre akitmak kafidir. Kelb ile hmzinn yaladigi kap ve killari yas iken el- 
biseye veya baska seye degerlerse, o seyi alti kerre temiz su ile ve bir kerre toprak- 
h su ile yikamak lazimdir. Safi'ide nemaz vaktinden evvel teyemmum caiz degildir. 
Teyemmum, hastahkda ve seferde yapihr. Mest iizerinde hie delik olmamak ve 
abdest temam oldukdan sonra, ikisini aym zemanda giymek lazimdir. Butiin kara hay- 
vanlanmn oliisii necsdir. Kelb ve hmzirdan baskasimn derileri dabaglamnca, pak olur 
ise de, eti yinmiyenlerin pak olmaz, postlan iizerinde nemaz kihnmaz.)] 

ISTINCA — Onden ve arkadan necaset cikmca, bu yerleri temizlemege istinca 
denir. Gaz, tas cikmca temizlemek, ya'ni taharetlenmek lazim degildir. istinca, 
ya'ni taharetlenmek siinnet-i mii'ekkededir. Ya'ni halada abdest bozuldukdan 
sonra erkek ve kadinin, tas ile veya su ile, oniinii ve arkasim temizliyerek, idrar ve 
pislik birakilmamasi sunnetdir. Kac kerre yikamak lazim oldugu siinnet degildir. Tas 
ile temizlendikden sonra, ayrica su ile yikamak sunnetdir. Fekat, baskasimn yanm- 
da avret yerini acmadan su ile istinca yapamiyacaksa, pislik fazla olsa bile, su ile is- 
tincadan vazgecer. Avret yerini acmaz. Nemazi oyle kilar. Acarsa fasik olur. Haram 
islemis olur. Tenha bir yer bulunca su ile istinca yapar ve nemazi iade eder. Abdest 
bozmak icin ve gusl abdesti almak icin, zaruret olunca erkek, erkekler arasmda ve 
kadm, kadmlar arasmda avret yerini acabilir sozii za'ifdir. Gusl yerine teyemmum 
etmek lazim olur. Ciinki, ibni Abidin, yiizdordiincu sahifede buyuruyor ki, (Bir em- 
ri yapmak, bir haram islemesine sebeb olursa, harami islememek icin, o emr [te'hir 
edilir veya] terk edilir, yapilmaz). [Haram islememek icin farz terk edilince, haram 
islememek icin siinnet elbette terk edilir. (ibni Abidin sahife: 105). Mekruh isleme- 
mek icin bile, stinneti terk etmek lazim geldigi, (Uyun-iil-besair)de yazilidir.] 

Kemik, ta'am, gubre, tugla, saksi ve cam parcalan, komiir, hayvan yemi ve 
baskasimn mah ile ve muhterem, ya'ni para eder seyler, mesela ipek ile, cami'den 
atilan seylerle, zemzem suyu ile, yaprak ile, kagid ile istinca tahrimen mekruhdur. 
Bos kagida da saygi lazimdir. Muhterem olmiyan ismler, dine yaramiyan yazilar 
bulunan kagid ve gazete ile istinca caizdir. Fekat, islam harfleri ile yazilmis hicbir 
kagidla istinca edilmez. Meni ve bevli, bez ile temizleyip sonra, bezi yikamak ca- 
izdir. Zevci ve zevcesi olmiyan agir hastamn istinca yapmasi lazim degildir. Fekat, 
kendine abdest aldirmasi lazimdir. Onii ve arkayi kibleye donerek ve ayakda ve 
ozrsuz ciplak abdest bozmak mekruhdur. idrar toplanan yerde gusl caiz degildir. 
Gusl edilen yere bevl yapmak caiz degildir. Fekat, bevl akar, gider, toplanmazsa, 
bunlar caiz olur. istincada kullamlan su, necs olur. Elbiseye sicratmamahdir. Bu- 
nun icin, istinca yaparken, avret yerini acmak, tenha yerde yapmak lazimdir. 
Musluk basinda, elini donunun icine sokup, idrar yerini, avuedaki suya siirerek yi- 

-157- 



kamakla, istinca yapilmaz. idrar damlasi bulasinca, avucdaki su, necs olur ve 
damladigi camasir pis olur. Bu suyun damladigi yerlerin toplami avuc icinden faz- 
la olursa, nemaz sahih olmaz. imam ise, arkasmda nemaz kilmmaz. iki eli colak ola- 
nin, istinca yapdiracak mahremi yoksa, istinca yapmasi sakit olur [Kadihan]. 

Erkeklerin yiiriiyerek, oksiirerek veya sol tarafa yatarak (istibra) etmesi, ya'ni 
idrar yolunda damlalar birakmamasi vacibdir. Kadinlar istibra yapmaz. idrar 
damlasi kalmadigma kana'at gelmeden abdest almamahdir. Bir damla sizarsa, hem 
abdest bozulur, hem de elbise kirlenir. Camasira avuc icinden az sizarsa, abdest 
ahp kildigi nemaz mekruh olur. Cok sizarsa, nemaz sahih olmaz. istibrada giicliik 
cekenler, arpa kadar nebati pamuk idrar deligine koymahdir. Sizan idrari pa- 
muk emer. Hem abdest bozulmaz, hem de don kirlenmez. Yalmz pamuk uzun olup 
ucunun disarda kalmamasi lazimdir. Ucu disarda kahr ve bevl ile lslamrsa, abdest 
bozulur. Safi'iler, Ramezan-i serifde, pamuk koymamahdir. Ciinki, Safi'imezhe- 
binde orucu bozar. [Abdestde ve nemazda safi'iyi taklid eden hanefi pamuk ko- 
yunca, orucu bozulmaz. ihtiyarlarda ve hastalarda, zeker kuciiliip, iizerine sanh 
bez cikiyor. Boyle kimseler, kiiciik naylon torbaya, mendil kadar bez yerlesdirip, 
zeker ve husyeleri torbaya koyar. Torbamn agzim baglar. Beze dirhemden fazla 
idrar sizar ise, abdest ahrken, bez degisdirilir. idrar kaciran, fekat ozr sahibi olmi- 
yan kimse, temiz olarak bagladigi bezde yashk goriir, ne vakt damladigmi bilmez- 
se, yiizotuzsekizinci sahifede yazih, hayz kanmda oldugu gibi, gordiigii anda dam- 
ladi sayihr. Siibhe eden kimse, nemaza dururken beze bakar. Yashk goriir ise, ye- 
niden abdest ahr. Nemazda iken siibhelenirse, selam verince hemen bakip, dam- 
lamis goriir ise, nemazmi iade eder. Selamdan birkac dakika sonra bakip goriirse, 
nemazmi abdestli kilmis sayihr.] istibradan sonra istinca yapihr. Su ile istincadan 
sonra bez ile kurulamr. Her kadm, her zeman, oniine (Kiirsiif ) denilen bez veya 
pamuk koymahdir. Ellidorduncii maddeye bakimz! 

[idrar, kan kaciranlann ve necaset temizlemekde zahmet cekenlerin Maliki 
mezhebini taklid etmeleri, (Ma'fiivat) serhinde yazihdir. (El-fikh-u alel-mezahib- 
il erbe'a)da diyor ki, (Maliki mezhebinde, saglam insandan cikan bevl, mem, me- 
zi, vedi, istihaza kam, gait ve yel abdesti bozar. Mak'atdan ve bedenden tas, solu- 
can, cerahat, sari su, kan cikmca bozulmaz. Abdesti bozanlar, hastahk ile cikarsa 
ve cikmasi men' olunamazsa, iki kavl vardir. Birinci kavlde bevl, bir nemaz vakti- 
nin yansmdan cok devam eder ve cikma zemam belli olmazsa, abdesti bozmaz. ikin- 
ci kavle gore, bu iic sart olmasa da, hastamn abdestini bozmaz. Cikmadigi zeman 
abdest almasi mustehab olur. Hastalarm, ihtiyarlarm, abdest almakda harac ve me- 
sakkat oldugu zeman, bu kavli taklid etmeleri sahih olur. Bevlin kesildigi zemam 
belli ise, bu zemanda abdest almasi iyi olur. istibra zemam uzun siiren veya sonra- 
lan damlayan ve bir nemaz vakti devamh akmadigi icin ozrlii olamiyan hanefi ve 
safi'iler, maliki mezhebini taklid eder. Ibni Abidin, Talak-i ric'ide buyuruyor ki, 
(Alimlerimiz, zaruret olunca, malikiye gore fetva verdi. Bir mes'ele hanefide bil- 
dirilmemis ise, maliki taklid olunur.) Kulaklar iistiindeki cild, bas demekdir. Mesh 
edilmesi farzdir. Bu cildin, yiiz sayilarak gasl edilmesi, hanefi kitablannda yazih de- 
gildir. Lezzet kasd ederek, nikahlamak caiz olan kadmm cildine, sacma dokunmak 
bozar. Guslde agzi ve burnu yikamak farz degil, siinnetdir. Her nemaz vakti icin ay- 
n teyemmiim yapihr. Kelb [kopek] ve hinzir [domuz] necs degildir. Fekat, yinilme- 
leri haramdir. Bahgm dahi kam necsdir. Necasetden taharet bir kavle gore farz, di- 
ger kavle gore siinnetdir. Basur, idrar, gaita damlalan bedene, camasira bulasirsa 
afv olur. insanin ve hayvanm kaninm, yara, Qiban suyunun avuc ici kadan afv 
olur. Nemazda her rek'atde Fatiha okumak ve riikii'da, secdelerde tumaninet 
[sakin durmak] farzdir. imamin gizli okudugu rek'atlerde cema'atin Fatiha oku- 
malan mustehab, asikare okudugu zeman cema'atin de okumasi mekruhdur. Ki- 
yamda, sag el sol elin iistiinde olarak, gogiis ile gobek arasma koymak veya iki eli 

-158- 



iki yana sahvermek miistehabdir. Farzlarda (E'uzii...) okumak mekruhdur. Fati- 
hayi riikii'da temamlamak nemazi bozar.) 

(Ez-Zehire lil Kurafi) Maliki fikh kitabinm ikinci baskisi, 1402 [m. 1982] de Mrsr- 
da yapilmisdir. Buyuruyor ki, (imam-i Malik, avamm miictehidleri taklid etmele- 
ri vacibdir buyurdu. Mezhebler, Cennete gotiiren yollardir. Bunlardan birinde iler- 
liyen Cennete gider.) 

Imam-i Malikden ibniil-Kasim "radiyallahii anhiima" yolu ile gelen rivayetle- 
ri havi (El-miidevvene) kitabinm son baskisi Beyrutda yapilmisdir. Burada buyu- 
ruyor ki, (Kadimn el ayasi, fercine dokununca abdesti bozulmaz. Sogukdan, has- 
talikdan devamli mezi sizarsa abdest bozulmaz. Sehvetle, dusiindiikce sizarsa bo- 
zulur. Istihaza kam, idrar sizarsa, bir kavle gore bozulmaz ise de, her nemaz icin 
abdest almasi miistehab olur. Abdestde sakal hilallanmaz. Ehl-i bid'at arkasinda 
nemaz kilmmaz). Kas, kirpik ve seyrek sakalin altmi lslatmak, sik sakalm iistiinii 
yikamak farzdir. Ayak parmaklan arasmi hilallamak miistehabdir. Abdestden 
sonra, bez ile kurulanmak caizdir. Abdestin farzlan yedidir. Gusliin farzlan bes- 
dir. Hayatm, malm gitmesi, hasta olmak, hastahgm artmasi, sifanm gecikmesi 
korkusu varsa teyemmum caiz olur. Miisliman tabib bulamazsa, kafir tabibe ve tec- 
ribelere i'timad olunur.] El ile yikanan birsey temiz olunca, el de temiz olur. 

(Diirr-iil-muhtar) besinci cildde, altin ve giimiis kullanmagi anlatirken diyor ki, 
insanlann birbirleri arasmda olan islere (Mu'amelat) denir. Mu'amelatda bir fa- 
sikm veya kafirin sozii de kabul edilir. Aklh olan cocuk ve kadm da erkek gibidir. 
Bunlardan biri, bu eti kitabh kafirden aldim derse, yimesi halal olur. [Ciinki, es- 
kiden eti, hayvam kesen satardi.] Bir kisinin haber vermesi ile miilk yok olmaz. Bir 
miisliman, et satin alsa, salih bir miisliman (bu eti, kitabsiz kafir kesdi) dese, bu et, 
satm alman kimseye geri verilemez ve satm alanm, parasim odemesi lazim olur. 
Ciinki, etin les oldugunu bilmeden satm alinca, miilkii olmusdur. Bir miilkii gide- 
recek haberi iki erkegin veya bir erkekle iki kadmm bildirmeleri lazimdir. Mu'ame- 
lat iice ayrilir: Birincisi, ikisinin de yapmaga mecbur olmadigi mu'ameledir. Ve- 
kil, mudarib ve iznli olmak boyledir. ikincisi, ikisinin de yapmasi lazim olan isler- 
dir. Da'va konusu olan haklar boyledir. Uciinciisu, birisinin yapmasi lazim olur. 
Digerinin lazim olmaz. Vekili azl etmek, izni geri almak boyledir. Burada, vekil 
ve me'zun artik is yapamazlar. Azl eden ve izni geri alan ise, kendi hakkim kullan- 
makda serbestdir. ikincisinde, haber verende sahidlik sartlarmm bulunmasi lazim- 
dir. Uciinciisiinde, haber verenlerin sayilarma ve adalet sahibi olmalarma bakihr. 

Allah ile kul arasinda olan islere (Diyanat) denir. Diyanatda adil ve balig bir 
muslimamn soziine inamhr. Bir kadm da, bir erkek gibidir. Suyun pis oldugunu soy- 
lerse, bu su ile abdest almmaz. Teyemmum edilir. Fasik [kotii kimse] veya hali bel- 
li olmiyan bir miisliman soylerse, kendi arasdinr. Galib zannina gore hareket e- 
der. Kafir veya cocuk, suya pis derse ve inamrsa, dokmeli, sonra teyemmum etme- 
lidir. Hediyyede ve izn vermekde, bir cocuk sozii de kabul edilir. iceri buyurun de- 
yince girilir. C ocu g un satin almak icin iznli olup olmadigi satanin cok zan ile an- 
lamasma baghdir. 

Diyanatda da, miilkii giderecek haberi, iki miisliman erkegin veya bir erkekle 
iki kadinm bildirmeleri lazimdir. Mesela, zevc ile zevcenin silt kardesi olduklan- 
ni adil bir miisliman soylerse, kabul edilmez. Nikahlan bozulmaz. 

Ibni Abidin, istinca fash sonunda diyor ki, adil bir kimse, bir etin les oldugunu soy- 
lese, mesela minted kesdi dese, bir baska adil de, les degil dese, mesela miisliman kes- 
di dese, les kabul edilir. Su ve her cesid serbet icin ve ta'am pis dese, oteki de pis de- 
gil dese, temiz kabul edilir. Haber verenler cok ise, sayisi fazla olanlarm dedikleri ka- 
bul edilir. Temiz ve pis kumaslar kansmis ve temizleri az ise ve kaplar kansinca te- 
mizleri cok ise, temizlerini arasdinp, temiz zan etdiklerini kullamr. Kaplarm temiz- 
leri esit veya az ise, hepsi pis kabul edilir. ikinci kism, 41. ci maddeye bakimz! 

-159- 



57 — SULAR VE CESIDLERI 

(Diirr-iil-muhtar)da ve bunun aciklamasi olan (Redd-iil-muhtar)da buyuruyor 
ki: 

Kiiciik abdest [ya'ni nemaz abdesti] ve boy abdesti [ya'ni gusl abdesti] almak icin, 
(Mutlak su) kullamhr. Ya'ni mutlak su hem temizdir, hem de temizleyicidir. Mut- 
lak su demek, ismi yanmda, baska kelime soylenmiyen, yalniz su denilen sulardir. 
Yagmur, dere, nehr, kaynak, kuyu, deniz ve kar sulari, mutlak sudur. Musta'mel 
su ve pis su ve cicek suyu, iiziim suyu gibi, cinsi, sifati da soylenen sular mutlak su 
degildir. Bunlar ile abdest ve gusl alinmaz. Bunlara (Mukayyed su) denir. Zem- 
zem suyu ile abdest ve gusl almir. Mekruh dahi degildir. Giinesde durmus su ile 
de caizdir. Fekat tenzihen mekruhdur. 

Agacdan, otdan, meyvadan, asmadan cikan, damlayan su temizdir. Fekat bun- 
lar ile ve bunlari sikarak cikanlan sular ile abdest ve gusl caiz degildir. 

Mutlak suya, temiz birsey kansmca, karisan sey, sudan fazla ise, su mukayyed 
olur. Karisan seyin fazla olmasi dort diirlii olur: Birincisi, kati seyin mesela siin- 
gerin, otun suyu temam emmesi ile olur. Ikincisi, sabun gibi temizleyici maddeler- 
den olmiyan bir seyin, su ile lsitilmasi ile olur. Et suyu, bakla suyu boyledir. Bu hal- 
de, suyun ile sifati degismese de ve su akicihgini gayb etmese de, mukayyed su olur. 
Sabun, sedr gibi temizleyici madde ile lsitilan su, akicihgini gayb ederse, mukay- 
yed olur. Ucuncusii, bir kati cismin suya sogukda kansmasidir. Karisan madde, su- 
yun ismini degisdirirse, koyu olmasa da, mukayyed su olur. Safranh su, demir siil- 
fath [zach] su boyacilikda, mazih su dabakcilikda kullanilacak kadar madde eri- 
mis ise, boyledir. Hurma nebizi de boyledir. Hurma, kuru iiziim soguk suda bira- 
kihr. Sekeri suya gecince, kaynayincaya kadar lsitihr. Soguyunca siiziiliir. Bu si- 
viya nebiz denir. Isitmadan siizuliirse, naki' olur. Suyun ismi degismedigi zeman, 
su koyu olursa, akicihgi kalmazsa, mukayyed olur. Akicihgi kahrsa, iic ozelligi de- 
gisse bile, temiz kahr. icine safran diiserek boyanmis su, fasulye, nohud, yaprak, 
meyve ve otlarm soguk suda kalarak, rengi veya kokusu, tadi degisen su, boyle- 
dir. Doymus tuz eriyikleri ile abdest ve gusl caiz degildir. 

Dorduncusii, suya mayi' halinde bir maddenin kansmasidir. Kiiciik havuza 
mayi' [sivi] halinde bir temiz cism kansmca, bu sivimn iic sifati da suya benzemi- 
yorsa, kansimm iki sifati bozulursa, mukayyed olur. Biri degisirse, mukayyed ol- 
maz. Sirkeli su boyledir. Bir veya iki sifati suya benziyorsa, kansimda, suyun 
benzemiyen bir sifati degisince, mukayyed olur. Siitlii su boyledir. Ciinki, koku- 
suz olmalan benziyor. Kavun suyu karisan su da boyledir. Ciinki, renksiz ve ko- 
kusuz olmalan benziyor. tic sifati da suya benziyorsa, karisan sivi mikdari sudan 
cok veya miisaviise, mukayyed olup, abdest ve gusl caiz olmaz. Musta'mel [abdest- 
de, guslde kullamlmis] suyun kansmasi boyledir. Musta'mel su, temiz kabul edil- 
digine gore, boyledir. Musta'mel suyun kiiciik havuza, kurnaya akmasi ve ab- 
destsizin elini, ayagmi sokmasi veya kendi girmesi hep aynidir. icine su akmiyan 
kiiciik havuzdan abdest alanlarm derisine degen su mikdari, yansi oldugu ve ha- 
vuza, az da olsa, necaset diisdiigii bilinmedikce, buradan abdest almak caiz olur. 
Hergiin suyu degisdirilen kiiciik havuzda bircok kimseler abdest alsa ve mus- 
ta'mel sulari havuza tekrar diisse, caiz olur. Fekat, bu havuza, pek az da necaset 
diiserse, abdest almak, caiz olmaz. Ba'zi alimlere gore, kiiciik havuza, bir uzv so- 
kulup yikamnca, biitiin havuz, musta'mel su olur. Bunun icin, su bol olan yerler- 
de, uzvlan havuzda yikamamah, havuzdan avucla su ahp, disarda yikamahdir. Su- 
yu olmiyan yerlerde caiz diyen alimlere gore, havuzda abdest ve gusl almabilir. 

Gasb edilen su ile abdest sahih ise de, haramdir. 

Icinde, akici kam olmiyan hayvan olmiis mutlak su ile, abdest ve gusl caizdir. 
Akreb, tahta kurusu, sivrisinek oliisii bulunan su ile caiz olur. Kan emmis siiltik 

-160- 



oliince caiz olmaz. ipek bocegi ve yumurtasi ve necasetde yasiyan kurdlar, ba- 
girsak solucanlan ve meyve kurdlan temizdir. Bunlardaki necaset bulasiklan pis- 
dir. 

Suda yasiyan balik, yengec, su kurbagasi, suda oliince, bu su ile abdest ve gusl 
caizdir. Toprak kurbagasi ve yilanmdan, akici kani olmiyanlan da, suda oliince 
caiz olur. Biitiin bunlar, sudan cikanlip, oliince, oliileri suya diiserse, yine caiz 
olur. Kurbaga, suda parcalamrsa, yine caiz olur. Fekat icilmez. Ciinki, eti haram- 
dir. Ordek, kaz gibi karada dogup, suda yasiyan hayvan oliince, kiiciik havuz, necs 
olur. 

Hanefide, kiiciik havuza, safi'ide ise, kulleteynden az olan suya, az necaset 
diiserse, iic sifati degismese de, necs olur. insan icmez ve temizlikde kullamlmaz. 
tie sifati degisirse bevl gibi olup hicbir seyde kullamlmaz. Kulleteyn, besyiiz ritl- 
dir. Ritl 130 dirhem, dirhem 3,36 gramdir. Kulleteyn, 220 kilo gram olmakdadir. 

Uzun zeman durmakla iic sifati degisen su, pis olmaz. Kokan suyun sebebi bi- 
linmezse, temiz kabul edilir. Baskasma sorup, arasdirmak lazim degildir. Mu'te- 
zileye inad olmak icin, ba'zan nehr yanmda, havuzdan abdest almahdir. 

Goriinen veya goriinmiyen necaset, hanefide akar suya ve biiyiik havuza, safi'ide 
kulleteyn mikdari olan suya, malikide ise herhangi mikdardaki suya diiserse, pis- 
ligin iic eserinden biri, ya'ni rengi, kokusu veya tadi belli olmiyan her tarafindan 
abdest ve gusl caiz olur. Mesela les varsa veya insan veya hayvan bevl yaparsa ve- 
ya yirtici hayvan icerse, asagi tarafinda bir eseri goriilmezse caiz olur. Ba'zi alim- 
lere gore, caiz olmasi icin, necasete degen suyun, degmiyen sudan az olmasi lazim- 
dir. Suyun devamh akmasi sart degildir. Necs yere su dokiilerek, bir metre kadar 
akar, iic sifati giderse, temiz olur. Birinde temiz, otekinde pis su bulunan iki kap, 
bir metre kadar yiiksekden dokiiliince, havada kansirlarsa, yere diisen su, temiz 
olur. 

Saman copiinii siiriikliyen suya, akici su denir. Eni on zra' [4,8 metre], boyu da 
on zra' olan kare seklindeki havuza (biiyiik havuz) denir ki, sathi [alani] yiiz zra' 
kare, ya'ni yirmiiic metre karedir. Muhiti [cevresi] onyedi metre olan dairenin sat- 
hi da 23 metrekaredir. Derinligin az olmasi zarar vermez. Bir kimse, bir cukurdan 
bir yol acarak, cukurdaki su, bu yolda akarken, bundan abdest alsa, miista'mel su- 
yu bir yerde toplansa, buradan da yol acip akitilsa, akan su ile baskasi abdest al- 
sa ve su yine bir yerde toplansa, yine yol acilsa, boylece hepsinin abdesti kabul olur. 
Necaset eseri goriilunceye kadar, akan su temiz olur. Bu misalde, miista'mel su, 
necs kabul edilmisdir. icine devamh su akan ve devamh tasan [veya icinden devam- 
h su alip, iki ahs arasi, su hareketsiz kalacak kadar uzamiyan] kiiciik havuz ve ha- 
mam kurnasi, akar su demekdir. Bunlarm her tarafindan abdest almir. Miista'mel 
suyun iistden tasmasi lazimdir. Dipdeki delikden akarsa, akar su gibi olmaz. Ha- 
vuzun cok kiiciik olup, miista'mel suyun hepsinin akip gidebilmesi sart degildir. Ha- 
vuzun yiizii, buz tutmus ise, buzu delince su buza degmiyor ise, havuzdaki suyun 
yiiziidiir. Eger degiyor ise, delikdeki suyun yiizii demekdir. Necs suya, temiz su ge- 
lip, karsi tarafdan tasarsa, eseri kalmiyan taraflan temiz olur. icindeki kadar su ta- 
smca, hepsi temiz olur. Tasan su, necaset eseri goriilmedikce temizdir. Legen, ko- 
va gibi kaplar da boyledir. Mesela necs kova, doldurulur ve tasarsa necasetin iic 
eserinden biri goriilmeyince su da, kova da temiz olur. 

(Ma-i miista'mel), ya'ni abdestde veya guslde kullamlan yahud kurbet olarak 
kullamlan su, mesela, yimekden once ve sonra, siinnet oldugu icin el yikamakda 
kullamlan su, yikanan uzvdan aynhnca necs olur. Ba'zi alimlere gore, baska uz- 
va, elbiseye, yere diisdiikden sonra necs olur. ilk diisdiigii yeri kirletmez. 

Ebii Nasr Akta "rahmetullahi aleyh", (Kuduri) serhinde diyor ki, (Bir suya, te- 
miz seyler karissa, su ismi degismedikce, rengi donse bile, onunla abdest almir). 

- 161 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:11 



Yolda rastlanan bir suyun temiz oldugu iyi bilinir veya temiz oldugu cok zan edi- 
lirse, bununla abdest alinir. Hatta, su az ise, buna necaset kansdigi iyi bilinmedik- 
ce, bununla abdest ahmr ve gusl edilir. Teyemmiim edilmez. Ciinki, her suyun as- 
li temizdir, zan ile pis olmaz. Halbuki, zan ile, ash iizere kahr. Ya'ni temiz kabul 
edilir. Ibadetler, fazla zan edilmekle, temiz ve dogru olur. Iman, i'tikad ise, cok zan 
ile dogru olamaz, iyi bilinmekle dogru olur. Hamama giren kimse, kurnayi veya ha- 
vuzu dolu gorse, icine necaset bulasdigini bilmedikce, o su ile abdest ahr ve gusl 
edebilir. Su akitip, kurnayi tasirmaga liizum yokdur. 

ARTIKLAR: Bir kabdan veya kiiciik havuzdan, bir canh icerse, kalan suya (ar- 
tik) denir. Sivi ve yemek artiklannm temiz olup olmamasi, artigi birakanm tiikii- 
riigii gibidir. Her insanm tiikiiriigii ve artigi temizdir. Kafirin, ciiniibiin artigi da 
temizdir. Ciiniib, denize dahp cikinca, sonra su icerse temiz olur. Ya'ni, su icme- 
si agzim yikamak olur. Artigi, miista'mel su oluyor ki, musta'mel suya necs diyen- 
ler vardir denirse, musta'mel olan, kalan su degil, icdigi sudur. Cuniibiin, yikan- 
mak icin, tas yerine kurnaya avucunu sokup su almasi caiz olup, kurnadaki su, miis- 
ta'mel olmadigi gibi, cuniibiin artigi da, miista'mel sayilmamisdir. Kadinin artigi- 
ni, yabanci erkegin icmesi ve erkegin artigim yabanci kadinin icmesi, lezzet ala- 
cagi icin mekruhdur. Oglanlarm berberlik yapmasi ve hamamda keselemesi de, lez- 
zete sebeb olursa, mekruh olur. Baskasmin tiikiirugii de boyledir. Eti yinen hay- 
vanlarm agzma necs siiriilmedikce, artiklan temizdir. At da boyledir. Denizde ve 
karada yasayan, akici kani olmiyan hayvanlar da boyledir. Biitiin bunlann artik- 
lan ile abdest ve gusl alinir ve necaset temizlenir. At siitii temizdir, icilir. 

Domuzun, kopegin ve yirtici hayvanlann ve heniiz fare yiyen kedinin artikla- 
n, etleri ve siitleri kaba necasetdir. Bunlari yimek, icmek haramdir. Artiklarim 
abdestde, guslde ve temizlikde kullanmak caiz degildir. ilac olarak da kullanilmaz. 
Maliki mezhebinde domuz ve kopek temizdir. Fekat bunlari yimek, Malikimez- 
hebinde de haramdir. [27 Haziran 1986 tarihli Tiirkiye gazetesinde diyor ki, (Ot- 
tava iiniversitesi miitehassislari, onalti millet tizerinde yapdiklan tedkiklerde, do- 
muz etinin, karacigerdeki olduriicii siroz hastahgina sebeb oldugunu tesbit etdi- 
ler).] Fil ile maymun da, yirtici hayvandir. Bunlar, avlanni disleri ile parcalar. He- 
niiz serab [ve alkollii icki] icmis olan insanin artigi da boyledir. Serhos, ickiden 
sonra, ile kerre, dili ile dudaklanm yalayip, tukiiriigunii yutar veya atarsa, sonra 
icdigi suyun artigi necs olmaz. Ya'ni tuktiriigunde ickinin kokusu ve tadi kalma- 
masi lazimdir. Sokakda gezip, hep pislik yiyerek eti kokan tavuk, koyun ve deve- 
nin eti ve artigi mekruhdur. Boyle tavuk tic gun, koyun dort gun, deve ve sign on 
gun sokaga birakilmazsa, eti ve artigi mekruh olmaz. Necaset yidikleri bilin- 
mezse, artiklan mekruh olmaz. Temiz su varken mekruh olan artiklarla ve yirti- 
ci kuslarm artigi ile ve fare yidigi bilinmiyen kedinin artigi ile ve farenin, akici ka- 
ni olan yilanm artigi ile abdest almak tenzihen mekruhdur. Yirtici kuslarm gaga- 
si temiz ise, artiklan mekruh olmaz. Farenin, kedinin eti necs ise de, artiklanna, 
mtistesna olarak, kaba necaset denilmedi. ikisinin artigim yimek, icmek, zengin- 
ler icin mekruh oldu. Fakirler icin mekruh degildir. Esek ve katir artigi temizdir. 
Fekat, temizleyici olup olmadigi subhelidir. Yaban esegini yimek caizdir ve arti- 
gi temizdir. Su bulunmadigi yerde, mekruh olan artik ile abdest almak mekruh ol- 
maz. Boyle artik su varken teyemmiim edilmez. Temiz su yok iken, esek, katir ar- 
tigi ile abdest alinir ve sonra teyemmiim edilir. Kiiciik cocugun elini suya sokma- 
si, kedinin artigi gibidir. Ya'ni, eli temiz oldugu bilinmiyorsa, bu su ile abdest al- 
mak veya icmek, tenzihen mekruh olur. Artigi mekruh olan bir hayvanm iizerin- 
de iken, nemaza durmak mekruhdur. Bir hayvanm teri, artigi gibidir. Mesela, ese- 
gin teri temizdir. 

Ki$i noksanmi bilmek gibi, irfan olmaz! 

-162- 



58 — SETR-I AVRET ve KADINLARES ORTUNMESI 

Miikellef olan, ya'ni akil ve balig olan insanin nemaz kilarken acmasi veya her 
zeman baskasma gostermesi ve baskasinm bakmasi haram olan yerlerine (Avret 
mahalli) denir. Erkegin ve kadinin avret mahallini ortmesi, hicretin iiciincii sene- 
sinde gelen, ( Ahzab) ve besinci senesinde gelen (Nur) surelerinde emr olundu. Ha- 
nefi ve Safi'i mezheblerinde erkeklerin, nemaz icin avret mahalli, gobekden diz al- 
tma kadardir. Safi'ide gobek, hanefide diz avretdir. Buralan acik olarak kilman 
nemaz sahih olmaz. Nemaz kilarken, vucudiin diger kismlarim, [kollari, basi] ort- 
mek [ve uzun ciibbe ve antari yoksa, corap giymek] erkeklere siinnetdir. Acik kil- 
malan mekruhdur. 

Hiir olan kadinlarm ellerinden ve yiizlerinden baska her yerleri, bilekleri, sar- 
kan saclan ve ayaklannin alti, nemaz icin hanefide avretdir. Ellerin iistii avret de- 
gildir diyen kiymetli kitablar cokdur. Bunlara gore, kadmlann bileklerine kadar 
ellerinin iistii acik kilmalan caiz olur. Fekat, kitablarm hepsine uymus olmak 
icin, kadinlarm elleri ortecek kadar uzun kollu nemazhk veya genis bas ortiisii ile 
elleri ortiilii olarak kilmalan, daha iyi olur. Kadmlann ayaklan nemazda avret de- 
gildir diyen de varsa da, bu alimler de, nemazda ortmesi siinnet, acmasi mekruh- 
dur dedi. [Sarkan sacm da, ayak gibi oldugu (Kadihan)da yazilidir.] Erkegin ve- 
ya kadmm avret uzvlarmdan herhangi birinin dortde biri, bir riikn acik kahrsa, ne- 
maz bozulur. Azi acihrsa bozulmaz. Nemazi mekruh olur. Mesela, ayaginm dort- 
de biri acik olan kadmm nemazi sahih olmaz. Kendisi acarsa hemen bozulur. 
(Umdet-iil-islam)da diyor ki, (Kadinin topuk kemigi veya bilegi veya boynu ve- 
ya saci acik olarak kildigi nemazi sahih olmaz. ince olup icindeki uzvun sekli ve- 
ya rengi goriinen kumas, yok demekdir). Safi'ide kadinin iki elinden ve yiiziinden 
baska heryeri her zeman avretdir. 

Ibni Abidin "rahmetullahi aleyh", (Redd-iil-muhtar)da buyuruyor ki: 

Avret yerini ortmek, nemazda da, nemaz dismda da farzdir. ipek ve gasb edil- 
mis, calmmis kumasla ortiilii olarak nemaz kilmak tahrimen mekruhdur. Hicbir- 
sey bulamiyan bir erkegin, yalniz ipek bulunca, ipekle de ortmesi lazim olur. Yal- 
niz iken kilarken de, ortmek farzdir. Temiz elbisesi bulunan kimsenin karanlikda, 
yalniz iken de ciplak kilmasi caiz degildir. Kadmlann, nemaz dismda, yalniz iken, 
diz ve gobek arasmi ortmesi farz olup, sirtmi ve karnini ortmesi vacib, baska yer- 
lerini ortmesi edebdir. Evde yalniz iken, basi acik dolasabilir. Goriinmesi caiz olan 
onsekiz erkek yanmda, ince bas ortiisii ortmeleri evladir. iyi olur. Yalniz iken av- 
ret yeri, ancak ozr ile acilabilir. Mesela halada acihr. Yalniz olarak gusl abdesti ahr- 
ken acmak mekruh olur veya caizdir veya kiiciik yerde caiz olur da denildi. Nemaz 
dismda, necasetli elbise ile de ortiinmek lazim olur. 

(El-fikh-u-alel-mezahibil-erbe'a)da diyor ki, (Erkeklerin ve kadmlann nemaz- 
da ortmeleri farz olan ve erkeklerin erkeklere ve kadmlara ve kadinlarm mahrem- 
lerine gostermeleri haram olan yerleri, dort mezhebde aym degildir. Fekat, kadin- 
larm yiizlerinden ve avuc iclerinden ve dislarmdan baska yerlerini yabanci er- 
keklere ve musliman olmiyan kadmlara gostermeleri ve bunlann bakmalan iic 
mezhebde de haramdir. Ancak, safi'ide, fitneye sebeb olacagi zeman, yiizii ve el- 
leri de, yabanci erkekler arasmda avret olur.) Kadinlarm, yabanci erkeklere yal- 
niz yuziinii ve avuclanm acmasi caiz ise de, erkeklerin, musliman olsun, kafir ol- 
sun, yabanci kadinlarm yiizlerine ve avuclanna sehvet ile bakmasi caiz degildir. Ka- 
dmlann bakmasi caiz olan yerlerine, mesela yabanci kadinlarm yiizlerine, avuc- 
lanna ve avret yerlerinin resmlerine ve konusan cocuklarm avret yerlerine, luzum- 
suz olarak sehvetsiz bakmak mekruhdur. Konusmaga baslamamis olan kiiciik co- 
cuklarm avret mahalli, yalniz sev'eteyndir. Erkek cocuklarm, on yasma kadar, kiz- 
lann ise, gosterisli olunciya kadar galiz avretlerine, bundan sonra, biitiin avret yer- 

-163- 



lerine bakmak caiz degildir. Hayvanlann avret mahalli yokdur. Oglanlann yiizii- 
ne sehvet ile bakmak da haram olup, sehvetsiz bakmak, gtizel olsalar da caizdir. 

(Fetava-i Hayriyye)de diyor ki, (Fitne tehltikesi olunca, akil ve balig olan gti- 
zel oglam, babasi, kendi evine, terbiyesi altma ahr. Sefere, ilm ogrenmege, hacca 
sakalsiz gondermez. Bunu kadin gibi korur. Fekat yuziine pece ortmez. Sokakda 
her kadimn yanmda iki seytan vardir. Oglamn yaninda onsekiz seytan vardir. 
Bunlara bakanlan aldatmaga cahsirlar. Ananin, babamn mesru' emrlerine ita'at 
etmesi farzdir. Fitne tehliikesi olmiyan akil, balig oglunu babasi zorla evinde tu- 
tamaz). 

[(Mecma'ul-enhiir)un ikinci cildinde diyor ki, Peygamberimiz "sallallahu aley- 
hi ve sellem", (Yabanci kadinlann yiizlerine sehvet ile bakanlarin gozlerine, kiya- 
met giinii ergimis kizgin km sun dokiilecekdir) buyurdu. (Birgivi vasiyyetnamesi)ni 
serh eden, Kadi zade, goz afetlerini anlatirken diyor ki, Nur suresi, otuzuncu 
ayetinde mealen, (Ey Resuliim "sallallahu aleyhi ve sellem"! Mii'minlere soyle, ha- 
rama bakmasinlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar! Imam olan kadinlara 
da soyle, harama bakmasinlar ve avret yerlerini haram islemekden korusunlar!) 
buyuruldu. 

(Riyad-un-nasihfn)de diyor ki, Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" veda' hac- 
cmda, (Yabanci kadina sehvet ile bakan bir kimsenin gozleri atesle doldurulup, son- 
ra Cehenneme atilacakdn . Yabanci kadin ile toka edenin kollan ensesinden bag- 
lamp, Cehenneme sokulacakdir. Yabanci kadin ile, liizumsuz yere sehvet ile konu- 
sanlar, her kelimesi icin, bin sene Cehennemde kalacakdir) buyurdu. Bir hadis-i se- 
rifde buyurdu ki: (Komsu kadina ve arkadaslarin kadinlarina sehvet ile bakmak, ya- 
banci kadinlara bakmakdan on kat daha giinahdir. Evli kadinlara bakmak, kizla- 
ra bakmakdan bin kat daha cok giinahdir. Zina giinahlari da boyledir). 

(Berika) kitabmda diyor ki, (lie sey, goze cila verir: Yesillige, akar suya ve gii- 
zel yiize bakmak) ve (lie sey gozii kuvvetlendirir. Siirme cekmek, yesillige ve gii- 
zelyiize bakmak) hadis-i serifleri, bakmasi halal olan kimselere bakmanin faide- 
sini bildirmekdedir. Yoksa, yabanci kadinlara, kizlara bakmak, gozii za'ifletir ve 
kalbi karartir. Hakim, Beyheki ve Ebu Daviid bildiriyorlar ki, Ebu Umamenin "ra- 
diyallahii anh" bildirdigi hadis-i merfu'da, (Yabanci bir kizi goriip de, Allahii te- 
alanin azabindan korkarak, basini ondan ceviren kimseye Allahii teala ibadetle- 
rin tadini duyurur) buyuruldu. ilk gormesi afv olunur. Bir hadis-i serifde, (Allah 
icin yapilan cihadda diismam gozleyen ve ya Allah korkusundan aghyan veya ha- 
ramlara bakmiyan gtizler, kiyametde Cehennem atesini gormiyeceklerdir) buyu- 
ruldu]. 

Yedi veya on yasmda olan gosterisli kizlar ve onbes yasim dolduran veya bali- 
ga olan butiin kizlar, kadm hiikmiindedir. Boyle kizlann baslari, saclan, kollan, 
bacaklan acik olarak, yabanci erkeklere goriinmeleri ve erkeklere tegannietme- 
leri, onlarla yumusak, cilveli konusmalan haram olur. Kadinlann, yabanci er- 
keklerle, ahs veris gibi, ihtiyac oldugu zeman, fitneye sebeb olmiyacak seklde, sert 
konusmasi caizdir. Erkekler arasmda yiiziinii acmalan da boyledir. Kadinlann, ba- 
si, saci, kollan, bacaklan acik sokaga cikmalan ve yabanci erkeklere, liizumsuz ye- 
re, seslerini duyurmalan, erkeklere sarki soylemeleri, plak ile, film ile de duyur- 
malan, Kur'an-i kerim, mevlid, ezan okuyarak duyurmalan biiyiik giinahdir. [Ka- 
dinlann, kizlann ince, dar veya kiirklu ortii ile ve ktipe, gerdanlik gibi zinet esya- 
si acik olarak ve erkekler gibi giyinerek ve saclanm erkekler gibi tras ederek so- 
kaga cikmalan haramdir. Bunun icin, genis bile olsa, pantalon ile ortiinmeleri de 
caiz degildir. Pantalon, erkek elbisesidir. (Tergfb-iis-salat)daki hadis-i seriflerde, 
(Ortiilii olan ciplaklara ve erkek gibi giyinen kadinlara ve kadin gibi giyinen, 
siislenen erkeklere la'net edildi). Hele dar pantalon, erkeklere de caiz degildir. Ctin- 
ki, kaba yerleri disardan belli olmakdadir. Bundan baska, kadinlann pantalon giy- 

-164- 



meleri eskiden de, simdi de islam adeti degildir. Dinsizlerden, islam tesettiiriinii 
bilmiyenlerden gelmekdedir. Haramlar yayilsa, yerlesseler de, islam adeti olamaz- 
lar. Kafirlere benziyenin, onlardan olacagi, hadis-i serifde bildirilmisdir. Pantalon, 
manto altina giyilebilir ise de, mantonun pantalon yokmus gibi dizleri ortmesi la- 
zimdir. Salvar, cok genis oldugu icin, adet olan yerlerde, kadinlar icin de, iyi bir 
ortii olur. Adet olmiyan yerlerde fitneye sebeb olursa, kullanmasi caiz olmaz. Ka- 
di Senaullah-i Pani-piiti, Sah Veliyyullah-i Dehlevinin (Tefhimat) kitabi sonunda- 
ki yedinci vasiyyetini aciklarken, (Gomlekle ve pestemal sararak ve na'lm giyerek 
ve benzeri seylerle sokaga cikmak, eskiden islam adeti idi. Simdi, bu adetin bulun- 
madigi yerlerde, bunlarla sokaga cikmak, gosteris olur. Peygamberimiz "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem", gosterisi, sohret yapmagi yasak etmisdir. Mii'minlerin ade- 
ti olan seylerle ortunmelidir. Ayrilik yapmamalidir) buyuruyor. Genis manto ile 
ortiinmek adet olan yerlerde, kadimn carsafla sokaga cikmasi da boyledir. Ayri- 
ca, islam ortiisii ile alay edilmesine sebeb olarak, giinah da olur. ikinci kism otuz- 
dokuzuncu maddenin sondan 3. cii sahifesine bakiniz! (Faideli Bilgiler) 281 den 
bashyarak kadimn ortiinmesi uzun yazihdir.] 

Nemazda ve nemaz dismda, avret yerini baskalarmin yan taraflardan gormeme- 
leri icin, ortmek farz olup, kendinden ortmesi farz degildir. Riiku'da iken, kendi av- 
ret yerini kendi goriirse, nemazi bozulmaz. Fekat, bakmasi mekruhdur. Cam gibi, 
naylon gibi, altimn rengi goriinen sey ile, ortii olmaz. Ortii dar olup veya bol ise de, 
herhangi avret yerine yapisip uzvun belli olmasi, nemaza zarar vermez. Fekat, 
boyle, baskalarma karsi ortulmiis olmaz. Baskasmm, boyle belli olan kaba avreti- 
ne bakmak haramdir. Erkeklerin (Sev'eteyn) denilen on ve arka uzvlan ve kaba et- 
leri (Kaba avret)dir. Yorgan altmda ciplak yatan bir hasta, basi yorgan icinde iken, 
ima ile nemaz kilinca, ciplak kilmis olur. Basim yorgandan disan cikanp kilarsa, yor- 
ganla ortiilii kilmis olup, caiz olur. insanm ortiinmesi degil, avret yerinin ortiinme- 
si sartdir. Karanlikda, yalniz odada, kapali cadirda ciplak kilmak caiz degildir. 

Avret yerini ortmekden aciz kalan kimse, nemazda oturdugu gibi veya daha iyi- 
si, ayaklanni kibleye uzatip, elleri ile oniinii orttip, ima ile kilar. Ciinki, avret ye- 
rini ortmek, nemazm diger farzlarmdan daha miihimdir. [Goriiliiyor ki, ciplak ka- 
lanm da, nemazi vaktinde kilmasi, kazaya birakmamasi lazimdir. Tenbellikle kil- 
miyanlarm ve kaza nemazlarim odemiyenlerin, biiyiik sue altmda sorumlu ol- 
duklanni, buradan da anlamalidir.] Ciplak olan, yanmda bulunanlardan ortii ister. 
Soz verilirse, vaktin sonuna kadar bekler. Su olmaymca, suyu iimmid edenin de vak- 
tin sonuna kadar, su beklemesi, ancak bundan sonra teyemmum etmesi lazimdir. 
Parasi olanm su ve ortii almasi lazimdir. Dortde birinden azi temiz olan ortiiden 
baska birsey bulamiyan kimsenin, bu ortii ile kilmasi veya oturup ima ile kilmasi 
caiz olup, dortde biri temiz olan ortii ile, ayakda kilmasi lazimdir ve nemazmi ia- 
de etmez. 

Seferi olan, bir mil icinde, icmeden fazla su bulamazsa, necasetli ortii ile kilar 
ve iade etmez. Mukim olanm, ya'ni miisafir olmiyanin, necs ortii ile kilmasi caiz 
degildir. Temizlemesi miimkin ve lazimdir. C un ki, sehrde su bulmak ihtimali faz- 
ladir. Su bulunmadigi muhakkak ise, mukim de necasetli ortii ile kilabilir ve teyem- 
miim eder. (Redd-iil-muhtar)in besinci cildinde buyuruyor ki: 

insanlarm, birbirine goriinmesi ve bakmasi, dort diirliidur: 

Erkegin kadina, kadimn erkege, erkegin erkege, kadimn kadina bakmasidir. Er- 
kegin kadina bakmasi da dorde aynlir: 

Erkegin yabanci hur kadina, kendi zevcesine ve kendi cariyelerine ve bakma- 
si caiz olan onsekiz akrabasma, baskalarmin cariyelerine bakmasidir. 

Erkeklerin yabanci kadimn yiiziinden ve avuclarimn icinden ve dismdan bas- 
ka yerine bakmalan dort mezhebde de haramdir. Kizlarm yiizlerine sehvet ile bak- 
malan da haramdir. Bunun icin, kizlarm yiizlerini de ortmeleri lazimdir. Hasi, ya'ni 

-165- 



burulmus, husyeleri cikanlmis olanm bakmasi da haramdir. insani burmak haram- 
dir. Hayvani, ancak semizletmek icin caizdir. 

Erkeklerin, erkegin gobegi ile dizi arasma bakmalan haramdir. Bunun disma, 
sehvetsiz bakmalan caizdir. Zevcesine ve kendi cariyelerine tepeden tirnaga ka- 
dar, sehvet ile dahi bakmasi ve bunlarm ona bakmalan caizdir. 

[Erkegin avret mahalli, uc mezhebde, gobek ile diz arasidir. Hanefide diz avret- 
dir. Gobek avret degildir. Safi'ide, gobek avret olup, diz avret degildir. Malikide 
her ikisi de avret degildir. Hanbeli ve Malikfnin bir rivayetlerinde, erkegin yalniz 
sev'eteyni avret oldugu (Mizan-ul-kiibra)da yazihdir. Uyluklann avret olmasm- 
da icma' olmadigi icin, uyluklan acik olanlardan, ehemmiyyet vermiyenler, kafir 
olmakdan kurtulmakdadir. Sfilere gore avret yeri de, yalniz sev'eteyndir]. 

Erkek, nikahla almasi ebedi, sonsuz haram olan onsekiz kadimn ve baskasmm 
cariyelerinin basma, yiiziine, gerdanma, kollanna, dizden asagi bacagina, seh- 
vetden emin ise, bakabilir. Gogiislerine, koltuk ve yanlarma [bogiirlerine], uyluk 
ve dizlerine ve sirtina bakamaz. Kadinlarm buralanna da (Galiz) ya'ni (Kaba 
avret) yerleri denir. Her kadimn, buralanni nemazda, yabanci erkeklerin yanm- 
da, sekli belli olmamak iizere genis olarak ortmeleri lazimdir. Cariyeler, gorunme- 
si caiz olan yerleri acik nemaz kilabilirler. 

Islam dminde, iki durlii kadm kiyafeti vardir: Birincisi, hiir olan islam hanim- 
lan, yiizlerinden ve ellerinden baska, her yerini temam orter. (Halebi-i kebir)de, 
meyyitin kefenini bildirirken diyor ki, (Erkekler kamis ile, kadinlar dir' ile ortii- 
niir. Her ikisi de, omuzdan ayaga kadar orter. Kamisin yakasi omuzdan, dir'm ya- 
kasi gogiisden ayaga kadar acikdir). Goriiluyor ki, islam kadinlan, simdiki man- 
to ile ortiinmekde idi. Carsafla ortilnmeleri, sonradan adet oldu. Genis, uzun 
manto, kahn bas ortiisu ve uzun corap, simdiki carsaflardan daha iyi ortmekdedir. 
(Diirer-iil-Miiltekite) dordiincii sahifede diyor ki, (islamiyyet, kadinlarm ortun- 
mesi icin belli bir ortu emr etmedi). ikincisi, cariye [ya'ni, harbde esir ahnmis olan 
hizmetci kadin] kiyafeti olup, erkeklerin yanmda, baslarmi, sac, boyun, kol ve ba- 
caklanni ortmeleri lazim degildir. Miisliman adi tasiyan ba'zi kadinlarm, islam ha- 
muli kiyafetini birakip, cariye, hizmetci kiyafetini begendikleri, esefle goriilmek- 
dedir. 

Kafirler, zmdiklar, miisliman hammlanni aldatmak icin, (islamiyyetin baslan- 
gicmda kadinlar ortiinmezdi. Peygamber zemanmda, miisliman kadinlan, basla- 
n, kollan acik gezerlerdi. Sonradan, kiskanc din adamlan, kadinlarm ortiinmele- 
rini emr etdiler. Kadinlar, sonradan kapandi. Umaci gibi oldu) diyorlar. Evet, ka- 
dinlar acik gezerdi. Fekat, hicretin uciincii senesinde (Ahzab) ve besinci senesin- 
de (Nur) sureleri gelerek, Allahii teala ortiinmelerini emr eyledi. (Mevahib-i le- 
diinniyye)de diyor ki, (Hicretin yedinci senesinde, Hayber gazasmdan donerken, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", esirler arasmdaki Safiyyeyi "radiyallahii 
teala anha" bir gece cadirma aldi. Eshab-i kiram, Safiyyenin zevce olarak mi se- 
reflendigini, yoksa cariye olarak hizmet mi etdigini anhyamadilar. Zevcelere la- 
zim olan hiirmeti ve hizmeti yapabilmek icin, bunu Resulullaha da sorup anlama- 
ga sikildilar. Sabah cadirdan ortiilii cikanhp, perde arkasinda goturiiliirse, zevce 
oldugunu anlanz dediler. Perde icinde gotiiruldugunii gorerek, zevcelikle seref- 
lenmis oldugunu anladilar). Goriiliiyor ki, Resulullah zemanmda, hiir kadinlar, bii- 
tiin bedenlerini orterlerdi. Bir kadimn, hizmetci olmayip, hiir hanim oldugu, her 
yerini ortmesinden belli olurdu. 

Bakmasi caiz olan yere, sehvetden emin olanm dokunmasi da caizdir. Bir ha- 
dis-i serifde, (Ananin ayagini opmek, Cennet kapisinin esjgini opmek gibidir) bu- 
yuruldu. Fekat, yabanci gene kadimn eline ve yiiziine bakmak caiz oldugu halde, seh- 
vetden emin olsa dahi, dokunmak, tokalasmak caiz degildir. Herhangi kadin ile zi- 
na etmek veya herhangi bir yerine sehvet ile dokunmak, unutarak veya yamlarak 

-166- 



bile tutsa, hanefide ve hanbelfde (Hurmet-i musahere)ye sebeb olur. Ya'ni, o 
kadmin neseb ile ve silt ile olan anasi ve kizlan ile o erkegin evlenmesi, kizm da, 
oglanm oglu ve babasi ile evlenmesi ebedi haram olur. [Bir baba ile kizi arasinda 
hurmet-i musahere hasil olursa, kizin anasi ile, ya'ni adamin zevcesi ile adam 
arasmdaki nikah bozulmaz. Kadin baskasi ile evlenemez. Adamin bu kadim bo- 
samasi lazim olur. Bu kadin ile evli kalmasi ebedi haram olur. Damad ile kayin va- 
lidesi arasinda hurmet-i musahere hasil olursa, damadin zevcesini bosamasi lazim 
olur. Damad, bu kadm ile, sonsuz olarak, bir daha evlenemez (Bezzaziyye).] Kiz- 
lar, kendilerinden emin olsalar da, yabanci erkeklere dokunmalan caiz degildir. 
Sehvet ile dokunurlarsa, hurmet-i musahere hasil olur. Kizm ve ihtiyarlarm seh- 
veti, kalbinin meyl etmesi demekdir. Sehvete sebeb olmiyacak derecede ihtiyar ka- 
dinla musafeha etmek [tokalasmak] ve elini opmek, kendinden emin olana caiz ise 
de, yapmamak daha iyidir. 

Erkeklerin, (Ebedi mahrem)leri olan kadinlarla beraber halvet etmeleri ve 
sefere [mesela hacca] gitmeleri caizdir. Bir adamin ebedi mahrem olmiyan kadin- 
la (Halvet) [ya'ni tenha yerde yalmz kalmak], tarafeyne gore, haramdir. Baska miit- 
teki erkek veya bu adamin ebedi mahremlerinden biri veya zevcesi ile birlikde bu- 
lunursa, haram olmaz. Halvet etmekle veya oniinden baska yerine sehvetle bak- 
makla, hurmet-i musahere hasil olmaz. (ibni Abidin) "rahmetullahi teala aleyh", 
imamhgi anlatirken diyor ki, (Yabanci kadin cok olsa da, halvet olur. Cok ihtiyar 
kadinla ihtiyar erkek sefere cikar ve yalmz kalabilirler ( Esbah ). Ebedi mahrem olan 
onsekiz kadindan biri ile halvet caiz ise de, yalmz siit kardes ile ve gene kaynana 
veya gelin ile, fitne subhesi olunca, mekruhdur. Yabanci gene kadinla, zaruret ol- 
madan, konusmak caiz degildir. Mescid gibi disandan icerisi goriinen umuma 
acik yerlerde [nakl vasitalarmda, diikkanlarda] yalmz kalmak, halvet olmaz). Bir 
evin iki odasi bir yer sayilmaz. Ebedi mahrem olan kadmlarin kimler oldugu, 
ikinci kismda, 34. cii maddede [569. cu sahifede] yazilidir. 

imam-i Ebu Yusiife "rahmetullahi teala aleyh" gore, ekmek pisirmek, camasir 
yikamak [ve kaba olmiyan avret yerlerinin acik olmasi lazim gelen baska isler] icin 
iicretle cahsmaga mecbur kalan muhtac, esir, kimsesiz kadmlar [isci ve me'mur- 
lar], is icab etdirdigi kadar, ayaklarim ve kollanm acabilir. Erkeklerin, bunlari, is 
icin gormesi ve sehvetsiz bakmasi caiz olur. Baldiz ve yengenin de yabanci kadm 
olduklan (Ni'met-i islam)m hac kismmda ve (Bahriilfetava)da ve (All efendi fet- 
vasi)nda yazilidir. Bunlann da sacma, basma, koluna, bacagma bakmak haramdir. 
Bunlar gibi yabanci akraba evine gidince veya onlar gelince, kadin erkek birlik- 
de oturmak, giiliip nes'elenmek caiz degildir. Beraber oturmak adet olan ve ha- 
ram olduguna ehemmiyyet verilmiyen yerlerde, fitne cikarmamak ve akraba ara- 
sinda diismanhklara yol acmamak icin, kadmlar erkek akraba yaninda ve sofrada 
ortiilii olarak, kisa zeman oturur. Ciddi konusulur. Bu goriismenin kisa siirmesi- 
ne ve seyrek olmasma ve bilhassa bir yerde yalmz bulunmamalarma cok dikkat et- 
melidir. Dinini bilen ve uyan, bilgili ve halis miislimanlar, boyle birlikde hie otur- 
mamahdir. Cahillerle miinakasa etmemeli, dinimiz boyle emr ediyor diye israr et- 
memeli, diinya islerini ileri siirerek, tath soyleyip, akrabayi danltmiyarak, haram- 
dan kaemmaga cahsmahdir. Kole de, sahibi olan kadina yabanci erkekdir. 

Hakimin mahkemede karar verirken ve sahidlerin sahidlik yaparken ve evlen- 
mek istedigi kizi, sehvet korkusu olsa bile, bir kerre gormeleri ve doktorun, ebe- 
nin, siinnetcinin, lavman yapanm, lazim oldugu kadar bakmalan caizdir. Hastanm 
lavman [ihtikan] yapdirmasi caizdir. (Diirr-iil-muhtar), besinci cildi, dortyiizyet- 
missekizinci sahifesinde diyor ki, (Oglunu siinnet etdirmek miihim siinnetdir. is- 
lamiyyetin si'andir. Bir sehr halki cocuklarim siinnet etdirmezse, halife bunlarla 
harb eder. Cocugun siinnet olma yasi belli degildir. Yedi ile on iki arasi en iyidir). 
Siinnet ederken, topluca yiiksek sesle bayram tekbiri soylenir. Siinnet olmiyanlar- 

-167- 



da cesidli hastahklar olur. Fransiz kitablan, bu hastahklan (Affections du prepuce) 
adi altmda uzun yaziyorlar. Kizlann, ahkam-i islamiyyeye riayet etmek sarti ile, ilm 
ve doktorluk ogrenmeleri ve ogretmeleri caiz oldugu (Hadfka)da, besytizellisekizin- 
ci sahifede ve goz afetlerinde yazihdir. Kizlardan ebe, nisaiyye miitehassisi yetisdir- 
mek lazimdir. Kadinlan, kadin doktora gostermelidir. Kadm doktor bulunmazsa ve 
hastahk tehliikeli veya cok agnli ise, nisaiyye miitehassisi erkege de gostermelidir. 

Kadinlarm birbirlerine avret yeri, erkegin erkege avret yeri gibidir. 

Sehvetden emm olan kadimn yabanci erkege bakmasi, erkegin erkege bakma- 
si gibidir. (Cevhere)de ise, erkegin, mahremi olan kadmlara bakmasi gibidir, bu- 
yurmakdadir. Sehvet ile bakmasi haram olur. Gayr-i miislim ve miirted kadinla- 
nn [ve miirted amca ve dayinm], miisliman kadmlanna bakmasi, ya'm miisliman 
kadinlarm bunlara goriinmeleri, yabanci erkeklere goriinmeleri gibi, tic mezheb- 
de de haramdir. Bunlar miisliman kadmlannm bedenine bakamazlar. Hanbelimez- 
hebinde caizdir. 

Bedendeki bakmasi caiz olmiyan yerler, bedenden aynhrsa, oldiikden sonra da- 
hi, bunlara bakmak caiz degildir. Kadinlarm sac ve baska killari, ayak tirnaklan 
[el tirnaklan degil] ve kemikleri vticuddan ayrildikdan sonra, bunlara bakilamaz. 

Kadinlarm bakilmasi haram olan yerlerinin aynadaki veya sudaki goriintiileri- 
ne sehvetsiz bakmak haram degildir. Ciinki, kendileri degil, aksleri, benzerleri go- 
riilmekdedir. [Aksleri, resmleri, kendileri degildir. Bunlan gormek, kendilerini gor- 
mek olmaz. Resmlerine, sinemadaki ve televizyondaki goriintiilerine bakmak, ay- 
nadaki hayallerine bakmak gibidir. Hepsine sehvetsiz bakmak caiz olup, sehvet ile 
bakmak veya sehvete sebeb olacak goriintiilerine bakmak, boyle sesleri dinlemek 
haramdir. Bunlara sehvet ile bakan elbette vardir. Sehvete, harama sebeb olan 
resmleri yapmak, basmak, resm etmek haram olur.] Kadinlarm avret yerlerine cam, 
herhangi gozliik ve su arkasmdan sehvetsiz de bakmak ve su icindeki kadma bak- 
mak caiz degildir, haramdir. 

imamin, hafizin, miiezzinin ho-parlordeki, radyodaki sesleri de, kendi sesleri de- 
gildir, benzerleridir. Bunlara uyarak kilman nemaz sahih olmaz. Kur'an-i kerimi ve 
ezam ho-parlor ile okumak, bid'atdir. Ciinki, ses cikarmak icin kullamlan cansiz cism- 
lere (Mizmar), calgi denir. Gok giirlemesi, top, tiifek, baykus, papagan, calgi degil- 
dirler. Ses cikaran eglence aletleri, davul, diimbelek, zilli masa, ney, kaval, ho-par- 
lor, hep calgidir. Calgi, kendiliginden ses cikarmaz. Ses cikarmak icin, ya'nikullaml- 
malari icin, davul tokmagim gergin deriye vurmak, neyi iiflemek, kavala ve ho-par- 
lore soylemek lazimdir. Bunlardan cikan ses, bu calgilarm hasil etdigi sesdir. Ufle- 
yen ve soyleyen insamn sesi degildir. Ho-parlorden isitilen Kur'an-i kerim ve ezan 
sesleri, hep ho-parloriin hasil etdigi seslerdir. imam ve muezzin efendilerin sesleri de- 
gildir. Muezzin efendinin sesi ezandir. Calgidan cikan ses ilm ve fen bakimmdan ve 
din ve ahkam-i islamiyye bakimlarmdan muezzin efendinin sesi, ya'niezan degildir. 
Ezana benzedigi icin, ezan zan edilmekdedir. Ezan, muezzin efendinin, hatta, salih 
miisliman erkegin sesine denir. Bu sese benzeyen kadimn, cocugun, ho-parloriin se- 
si ezan degildir. Baska sesdir. Muhtehf calgilarm sesleri baskadirlar. Ho-parloriin se- 
si, insan sesine cok benzedigi halde, insan sesi degildir. Topraga konan bir karpuz ce- 
kirdeginden kocaman bir karpuz hasil oluyor. Bu karpuz o cekirdek degildir. Cekir- 
dek curiimiis, yok olmusdur. Ho-parloriin mikrofonuna soylenen soz de, yok ol- 
makda, baska ses hasil olmakdadir. Hadis-i seriflerde buyuruldu ki: (Kiyamet yak- 
lasinca, Kur'an-i kcifm mizmardan okunur) ve (Bir zeman gelir ki, Kur'an-i kerf in 
mizmarlardan okunur. Allah icin degil, keyf icin okunur) ve (Kur'an-i kerfm okuyan 
cok kimseler vardir ki, Kur'an-i kerfm onlara la'net eder) ve (Bir zeman gelecekdir 
ki, miislimanlann en sefflleri, miiezzinlerdir) ve (Bir zeman gelir ki, Kur'an-i kerfm 
mizmarlardan okunur. Allahii teala bunlara la'net eder). Mizmar, her nev'i calgi, dii- 
diik demekdir. Ho-parlor de, mizmardir. Miiezzinlerin, bu hadis-i seriflerden kork- 

-168- 



malan, ezani, ho-parlor ile okumamalan lazimdir. Ba'zi din cahilleri ho-parloriin fa- 
ideli oldugunu, sesi uzaklara goturdugiinii soyliyorlar. Peygamberimiz, (ibadetleri 
benden ve eshabimdan gordiigiiniiz gibi yapiniz! ibadetlerde degisiklik yapanlara 
(bid'at ehli) denir. Bid'at sahibleri, muhakkak Cehenneme gidecekdir. Bunlann 
hicbir ibadetleri kabul olmaz) buyurdu. ibadetlere faideli seyler Have ediyoruz de- 
mek dogru degildir. Boyle sozler, din diismanlarmm yalanlandir. Bir degisikligin fa- 
ideli olup olmiyacagmi yalniz islam alimleri anlar. Bu derin alimlere (Miictehid) de- 
nir. Mlictehidler kendiliklerinden bir degisiklik yapmazlar. Bir ilavenin, degisikligin 
bid'at olup olmiyacagmi anlarlar. Ezani (Mizmar) ile okumaga soz birligi ile bid'at 
denildi. insanlan Allahii tealanin nzasma, sevgisine kavusduran yol insanm kalbi- 
dir. Kalb, yaratihsmda temiz bir ayna gibidir. ibadetler, kalbin temizligini, cilasim art- 
dinr. Giinahlar kalbi karartir. Muhabbet yolu ile gelen feyzleri, nurlan alamaz olur. 
Salihler bu hali anlar, iizuliir. Giinah islemek istemezler. ibadetlerin cok olmasim is- 
terler. Her gun bes kerre nemaz kihnmasi yerine, daha cok kilmak isterler. Giinah 
islemek nefse tath, faideli gelir. Biitiin bid'atler, giinahlar, Allahii tealanin diisma- 
ni olan nefsi besler, kuvvetlendirir. Ho-parlor ile ezan okumak boyledir. Kitabdaki, 
televizyondaki, imam resmi, kendisi gibidir. O imama cok benziyor ise de, imamin 
kendisi degildir. Televizyondaki hareketlerini gorse, sesini duysa da, bunun arkasm- 
da nemaz kilmmaz. 

Viicude yapisik olmiyan, dar olmiyan elbise ile orttilu kadma sehvetsiz bakmak 
caizdir. Kaba avret yerleri dar elbise ile ortiilmus kadma, sehvetsiz de bakmak ha- 
ramdir. Yabanci kadinin ic camasirlarma sehvetle bakmak haramdir. Siki, dar 6r- 
tiilmiis, kaba olmiyan avret yerlerine sehvetle bakmak haramdir. 

Kadinlann acik ve siislii olarak sokaga cikmalan haram oldugu gibi, mahrem ol- 
miyan erkegin bulundugu yerlere boyle girmeleri de haramdir. Avret yeri acik ola- 
rak cami' icine girmek, daha biiyiik giinahdir. Avret mahalli acik olan kimselerin 
bulundugu yere veya haram islenen her yere (Fisk meclisi) denir. Miislimanlann, 
zaruret olmadikca, fisk meclislerinde, ya'ni fasiklarm toplandigi yerde oturmala- 
rinin ve zevcelerini gondermelerinin caiz olmadigi (Bezzaziyye)de yazihdir. Ima- 
m olan hanimlann, sokaga cikarken bas, sac, kol, bacak gibi kaba olmiyan avret 
yerlerini de ortmeleri bildirildi. Imanin gitmemesi icin, haramdan cok korkmah- 
dir. [Onsekizinci maddeye bakiniz!] 

[Yalniz keyflerini, zevklerini diisunenler, zevklerine kavusmak icin, baskalan- 
nin zarara, felakete diismelerinden cekinmiyenler diyorlar ki: (Umaci gibi orttin- 
miis kadini gormek, insana sikmti veriyor. Siislii, acik, giizel kadma, kiza bakmak 
ise, insana ferahhk, nes'e veriyor. Giizel bir cicege bakmak, koklamak gibi tath olu- 
yor). Halbuki, cicege bakmak, onu koklamak ruha tath gelmekdedir. Ruhun Alla- 
hii tealanin varhgmi, buyukliigiinii anlamasina, Onun emrlerine uymasma sebeb ol- 
makdadir. Kokulu, tuvaletli, acik kiza bakmak ise, nefse hos gelmekdedir. Kulak, 
renkden zevk almaz. Goz de sesden zevk almaz. Ciinki, anlamazlar. Nefs Allahii te- 
alanin diismamdir. Zevklerine kavusmak icin her kottilugu yapmakdan cekinmez. 
Insan haklanni, kanunlan cigner. Onun zevklerinin sonu yokdur. Kiza bakmakla 
doymaz. Onunla bulusmak, her zevkini yapmak ister. Bunun icindir ki, biitiin ka- 
nunlar, nefslerin taskmliklanni onlemekdedir. Nefsin taskin zevkleri, insani sefa- 
lete, hastahklara, aile faci'alarma, felaketlere siiriiklemekdedir. Allahii teala, bu 
faci'alara mani' olmak icin, kizlarm acilmalarmi, yabanci erkeklere yaklasmalan- 
m, ickiyi, kumari yasak etmisdir. Nefslerinin esiri olanlar, bu yasaklan begenmiyor- 
lar. Bunun icin, Ehl-i siinnet alimlerinin ilmihal kitablanm kotiiliiyor, genclerin bu 
kitablan okuyarak se'adete kavusmalarma mani' oluyorlar. Kadinlann, kizlarm pa- 
zar yerlerinde ve magazalarda ahs-veris yapmalannin giinah oldugu, yukandaki ya- 
zilardan anlasilmakdadir. Miislimanlann kizlarmi boyle giinahlardan korumalan 
lazimdir. Korumazlarsa, imanlari gider, kafir olurlar. islam diismanlari, kafirligi yay- 
mak icin, imam yok eden seylere memleketin adeti diyorlar.] 

-169- 



59 - ISTIKB AL-I KIBLE 

Nemazi Ka'beye karsi kilmakdir. Ka'be icin kilmak degildir. Kible once (Kudils) 
idi. Hicretden onyedi ay sonra, Sa'ban ortasmda sail giinii ogle veya ikindi nema- 
zinin iiciincii rek'atinde iken Ka'beye doniilmesi emr olundu. Goz sinirlerinin 
capraz istikameti arasindaki acikhk, Ka'beye rastlarsa, Hanefi ve Maliki mezheb- 
lerinde nemaz sahih olur. Bu zaviye takriben 45 derecedir. istanbulun kible istika- 
meti, cenubdan yirmidokuz derecelik bir zaviye [aci] kadar sarkdadir. Bu aciya (Kib- 
le zaviyesi) denir. Harita iizerinde bir sehr ile, Mekke sehri arasmda cizilen dog- 
ruya (Kible hatti) denir. Bu hat, kible istikametini gosterir. Giines bu hat iizerine 
gelince, (Kible saati) olur. Bu hat ile bu sehrden gecen tul dairesi arasindaki zavi- 
yeye (Kible acisi) denir. Bir sehrin kible istikameti, tul ve arz derecelerine ta- 
bi'dir. Simal msf kiirede, zeval vaktinde, giinesin bulundugu cihet yahud mahalli 
zevalizemana ayarh bir saat makinesi iifkiolarak yiizii semaya dogru ve akrebi gii- 
nese dogru tutulunca, akreb ile oniki rakami arasindaki zaviyenin orta hatti [aci or- 
tayi], takriben cenubu gosterir. Meyl-i sems ve ta'dil-i zeman sifira ne kadar yakm 
ise netice o kadar hassas olur. istanbulun kible istikameti iki yol ile bulunur: 1- Kib- 
le acisi ile. 2- Kible saati ile. 1- istanbuldan gecen tul dairesinin istikametinden, ya'm 
cenub cihetinden Kible acisi kadar sarkma doniiliirse, Kibleye doniilmiis olur. K aci- 
si soyle hesab olunur: Mekke-i miikerremenin arz [enlem] derecesi a' = yirmibir de- 
rece yirmialti dakika, Greenwich'den tul [boylam] derecesi t' = otuzdokuz derece 
elli dakikadir. istanbulun arzi a = 41 derece, tulii t = 29 derece oldugundan, arz de- 
recelerinin farki 19 derece 34 dakika, tul farki f = 10 derece 50 dakikadir. istanbu- 
lun takribi kible acisi K, (Ma'rifetname)deki hendesiizahdan istifade edilerek: 

sin (39,83°- t) _ sin 10 ° 50 '_ 0,18795 

" 0,33490 



tanK= 



sin (a-21,43°) sin 19 ° 34 
K= 29 ° 18 dakika bulunur. 



0,56121 



ihtar: istanbulun Mekke-i mukerremeden tul farki f, 60° den kiiciik oldugu icin, 
bu K, asagidaki kat'imiisavatm verdigi neticeye yakmdir. Tul farki 120° den cok 
ise, Mekke-i miikerremenin Erd kiiresi merkezine gore simetrigi olan nokta (tu- 
lii - 140,17°, arzi - 21,43°) icin takribi diistur ile K Kible acisi hesab edilir. Neti- 
cenin 180° den farki almarak takribi kible zaviyesi [acisi] bulunur. 

S, Seluiii sakiiliiniin kiire-i semayi kesdigi nokta, Z, zeval noktasi, AZ, Nisfiinnehar dairesidir. 





Kiirevi miisellesatdan cikanlan su musavat kat'i kible zaviyesini verir: 



tan K 



sin (39,83 ° - t) 

cos (39,83 ° - t) . sin a- 0,3925 . cos a 

-170- 



Burada a ve t, kible acisi bulunacak yerin arz ve tul dereceleridir. a ekvatorun 
simalinde (+), cenubunda (-) dir. t Londra (Greenwich)nm sarkmda (+), garbin- 
da (-) ahnir. Bulunan K, o sehrden biri cenuba, digeri kibleye miiteveccih iki hat 
[kavs] arasmdaki acidir. 

Kibleyi bulmak icin, t' = 39,83° kible tulii ile -140,17° tulu'nden ibaret cembe- 
rin ikiye ayirdigi Erd kiiresinde, cografi cenubdan i'tibaren, kiblenin sarkmda bu- 
lunan yerlerde garba, garbmda bulunan yerlerde sarka, K acisi kadar donuliir. Bu 
diistur ile bulunan K, garba doniilecek mahallerde (-), sarka doniilecek mahaller- 
de (+) cikmahdir. Hesab neticesi bunun tersi cikarsa, (+180°) veya (-180°) Mve 
edilerek kible acisi bulunur. Mesela, t=67°, a=25° olan Karachi icin CASIO hesab 
makinesinde su diigmelere basilir: 

39.83 - 67 = cos x 25 sin - 25 cos x 0.3925 = Min 39.83 - 67 = sin + MR = INV 
tan Kible zaviyesi [acisi] -87° 27 dakika bulunur. 

Istanbul icin +28 derece 21 dakika [kisacasi 29°] bulunmakdadir. Kat'i ve (tak- 
ribi) olarak hesab edilen ba'zi K'lar asagidadir. Son lie deger simetrik usul ile bu- 
lunmusdur. Miinih: 50° (47°), Londra: 61° (52°), Basel: 56° (50°), Frankfurt: 52° 
(47°), Tokyo: 113° (130°), New York: 122° (134°), Kumasi: 115° (125°). 

2- Istanbulda, kible saati ile kible istikameti soyle bulunur: 170. ci sahifede sagda- 
ki seklde B noktasi, CS kible hattmm bir AB meyl dairesini dik kesdigi noktadir. ABS 
dik kurevimusellesde, Napier musavatma gore, cos (90-a) = cotan i x cotan K dir. 
Daima tan A x cotan A=l oldugu icin, sin a = (1 / tan i) x (1 / tan K) dir. Buradan 
tan i = 1 / (sin a x tan K) olur. Mesela 2 subat giinii icin Privileg hesab makinasmda 
E/C 1+41 sin + 28.21 1°;»-»| tan = arc tan diigmelerine basmca, i=70,5 derece bulu- 
nur. Istanbul icin, daima i=70,5 derecedir. ABC dik kiirevi miisellesinde de, cos 
(i+H)= tan 5 x cot d dir. ABS miisellesinde, cos i= tan a x cot d oldugundan, cot d 
= cos i / tan a olup, cos (i+H)= tan 5 x cos i + tan a olur. E/C 16.58 1°?"— H +/- tan x 
70,5 cos + 41 tan=arc cos - 70,5 =+15= I — >q??;1 diigmelerine basinca, H fadl-i dair ze- 
mani, ya'ni CZ kavsi icin 1 sa. 45 dakika bulunur. Kedusinin Rub'-i daire hasiyesin- 
de diyor ki, (Ayarlanmis miiri, kible hattina getirilince, haytin kavs-i irtifa'da rast- 
ladigi derecenin temamisi, istanbulda Kible saati vaktinin fadl-i dair derecesi olur. 
15'e boliince, fadl-i dair saati olur). Fadl-i dair saatini 12 den cikarip, tadil-i zeman 
ve tul farkmi hesaba katarak giinesin kible hizasmda bulundugu andaki (Kible 
Vakti) veya (Kible saati) hergiin icin, miisterek saate gore hesab edilir. Misalimiz- 
de 10 sa. 33 dak. olur. Ezani zuhr vaktinden Fadl-i dair ve bir Temkin cikanhnca, eza- 
ni Kible saati 5 sa. 6 dak. olur. Bu anda giinese dontilurse kibleye doniilmiis olur. Kib- 
le, cenubun sarkmda ise, giines de sarkda, ya'ni ogleden evvel olup, vakt diisturun- 
daki H nin (-) olmasi icab eder. 5 = meyl-i semsdir. 8 = a' = 21.43° olunca, giines se- 
nede iki kerre tarn Ka'benin iistune gelir. Bu giinlerde, biitiin diinyada bu anda (kib- 
le saati vaktinde), giinese donen kibleye donmiis olur. 

Ahmed Ziya Beg, tul ve arz derecelerini biraz biiyiik ahp, hesabi logaritme ced- 
veli ile yaparak, Istanbul icin yaklasik K=29 derece bulmusdur. istanbulda, Kan- 
dilli iskelesindeki cami' tekrar yapihrken, mihrabi bu diistur ile hesab edilmisdir. 

Pusula (kible ntima) ile, cenub cihetini bulup, bundan otuzbir derece sarka donii- 
liirse, istanbulda kibleye doniilmiis olur. Fekat pusulanm ibresi magnetik kutubla- 
n gostermekdedir. Bunlar ise erd kiiresinin ekseninin kutublan degildir. Magnetik 
kutublarm yeri de zemanla degismekdedir. Altiyiiz sene kadar bir zemanda, haki- 
kikutublar etrafmda bir devr yapmakdadir. Bir sehrde pusula dogrultusu ile haki- 
kikutub dogrultusu arasmdaki zaviyeye (Sapma acisi) denir. Her yerin sapma aci- 
si baskadir. Simalden sarka (+) veya garba (-) dogru pusula ibresinin 30° sapdigi mes- 
kiin mahaller vardir. Bir yerin sapma acisi da, her sene degismekdedir. O halde, bir 
yerde cihet, pusula ile bulunursa, kible acisina, sapma acisim eklemek veya cikarmak 
lazimdir. istanbulun sapma apisi takriben + 3° dir. Bunun icin, istanbulda pusula ile 

-171- 



anlasilan cenub cihetinden: 28° + 3° = 31° sarka doniince, kibleye doniilmiis olur. 

Cenub ciheti, kutub yildizi ile veya saat ile yahud yere cizilen (Nisf-iin-nehar) 
hatti ile bulunursa, kible acisma sapma acisini eklemek lazim olmaz. Istanbulda 
cenubdan 29 derece sarka donulerek, kible ciheti bulunur. Bunun icin saatimrzi ma- 
sa iizerine koyup, alti sayisi cenuba cevrilir. Yelkovan bes iizerine getirilince, 
kibleyi gosterir. 

Hastalik ve diisman, hirsiz korkusu veya yanlis bulmak ile, kibleden ayrilmak 
farz nemazlarda da, caiz ise de, vapurda, trende kibleye donmek sartdir. 

Miisafir, vapurda ve trende, farz nemaza, kibleye karsi durup, secde yeri yam- 
na pusula koymah. Vapur ve tren dondiikce, kendisi kibleye karsi donmelidir. 
Yahud baska birisi, saga sola dondiirmelidir. Nemazda gogsii kibleden aynhrsa, ne- 
mazi bozulur. Ciinki, vapur, tren, ev gibidir. Hayvan gibi degildir. Otobiisde, tren- 
de, dalgah denizde kibleye donemiyenlerin, farz nemazlan caiz olmryacagmdan, bun- 
lar, yolda olduklan miiddetce safi'i mezhebini taklid ederek, ogle ile ikindiyi ve ak- 
sam ile yatsiyi cem' edebilir. Hanefimezhebinde olan, yolda kibleye donemiyecek 
ise, yola cikdikdan sonra, giindiiz bir yerde durdugu zeman, ogle vaktinde ogleyi 
kilmca, hemen ikindiyi de kilmah, gece duruldugu zeman, yatsi vaktinde aksami ve 
sonra yatsiyi bir arada kilmah ve bu dort nemaza niyyet ederken (Safi'imezhebi- 
ni taklid ederek eda ediyorum) diye niyyet etmelidir. Safi'i ve maliki mezhebine go- 
re, giris ve cikis giinlerinden baska iic giinden ziyade kalmaga niyyet etdigi bir ye- 
re girince, yahud dort giinden once bitecegini sandigi isi icin gitdigi yerde onsekiz 
giinden cok kalmca mukim olur. Buradan cikmca, 80 kilometreye gitmege niyyet 
etmedikce, seferi olmaz. (Fetava-i fikhiyye)de buyuruyor ki, (Seferde, ikindi ile cem' 
ederek kilmak icin, ogleyi gecikdirse, ogle vakti cikdikdan sonra, mukim olsa, on- 
ce ogle nemazmi kaza eder. Ogleyi kazaya birakdigi icin giinaha girmez.) Disinde 
kaplama veya dolgu oldugu icin maliki veya safi'i mezhebini taklid eden, iic giin- 
den cok ve onbes giinden az kaldigi yerde, farzlan kasr etmemeli, dort rek'at kil- 
malidir. Kasr ederse, iki rek'at kildigi farzlan maliki ve safi'i mezhebine gore sa- 
hih olmaz. Dort rek'at kilarsa, hanefide mekruh olur ise de, sahih olur. Derisi, ya- 
banci kadma degince veya nemazda abdesti bozulunca, maliki mezhebine gore, ne- 
mazinin sahih olmasi da, boyledir. Bu kimsenin, seferi olarak kaldigi yerde, harac 
olmadan, nemazlanni cem' edemiyecegi 54. cii madde sonunda bildirilmisdir. 

Ramezan-i serifin baslamasim hesab ile, takvim ile onceden anlamak caiz olmaz 
ise de, kibleyi hesab ile, kutup yildizi [pusula] ile ve nemaz vaktlerini astronomik 
hesablarla hazirlanan takvimden anlamak caizdir. Ciinki hesab ve alet ile, te- 
mam bulunmasa da, cok zan elde edilir. Kible ve nemaz vaktleri, fazla zan ile ka- 
bul olur. 

Mihrab bulunmiyan, hesab, yildiz gibi seylerle de anlasilamiyan yerlerde, kib- 
leyi bilen, salih miislimanlara sormak lazimdir. Kafire, fasika ve cocuklara sorul- 
maz. Kafire, fasika, mu'amelatda inamlirsa da, diyanatda [ya'niibadetlerde] ina- 
mlmaz. Kibleyi bilen kimseyi aramaga, liizum yokdur. Kendisi arasdinr. Karar ver- 
digi cihete dogru kilar. Sonradan, yanlis oldugunu anlarsa, nemazi iade etmez. 

Kible, Ka'benin binasi degildir, arsasidir. Ya'niyerden Arsa kadar, o bosluk kib- 
ledir. Bunun icin kuyu [deniz] dibinde, yiiksek daglarm tepesinde [tayyarede], bu 
cihete dogru kilmabilir. [Haci olmak icin de, Ka'benin binasma degil, o arsaya gi- 
dilir. Baska yerlere giden, haci olamaz.] 

Ibni Hacer-i Mekki hazretleri (Fetava-i fikhiyye)de buyuruyor ki, (Ka'benin bi- 
nasini, simdiki seklinden degisdirmek caiz degildir, haramdir. Bugiinkii binayi Hac- 
cac yapmisdir. Halife Harun-iir-Resid, bunu degisdirip, Abdullah ibni Ziibeyrin 
yapdirdigi dogru sekli vermek istedikde, imam-i Malik "rahmetullahi teala aleyh" 
mani' oldu. Simdiden sonra, degisdiren olursa, fitne cikmamak ve eski binayi ze- 
delememek sarti ile yapilan degisiklikleri yikmak vacibdir. Yoksa vacib olmaz). 

-172- 



Hastahk sebebi, malin calmmak tehlukesi ile veya gemide batmaga sebeb olur- 
sa veya yirtici hayvan, dusman gormek tehliikesi varsa veya hayvanmdan inince, 
yardimcisiz binemiyecek ise ve hayvani kibleye karsi durdurunca, arkadaslar 
beklemez ise, iki nemazi cem' eder. Cem' edemezse, farzi da giicii yetdigi tarafa 
dogru kilar ve iade etmez. Cunki, bu ozrlere kendisi sebeb olmamis, semavi, ya'nf 
gayr-i ihtiyari olmusdur. Kible cihetini bilmiyen kimse, mihraba bakmadan, bile- 
ne sormadan, kendi arasdirmadan kilarsa, kibleye rastlamis olsa bile, nemazi ka- 
bul olmaz. Fekat, rastlamis oldugunu, nemazdan sonra ogrenirse kabul olur. Ne- 
maz arasmda ogrenirse kabul olmaz. Kibleyi arasdinp da, karar verdigi cihete kil- 
mazsa, rastladigim anlasa bile, tekrar kilmasi lazim olur. Bunun gibi, abdestsiz ol- 
dugunu veya elbisesinin necs oldugunu veya vakt girmedigini sanarak kilan ve son- 
ra bu zanninm dogru olmadigim anhyan, tekrar kilar. 

[Kible cihetini anlamak icin, gunes goren bir yere bir cubuk dikilir. Yahud, bir 
ipin ucuna anahtar, tas gibi birsey baglanip sarkitihr. O gunku takvim yapragm- 
da yazih (Kible saati) vaktinde, cubugun, ipin golgeleri, kible istikametini, gune- 
sin bulundugu yer de, kible cihetini gosterir. Gunes, golgenin kible tarafmdadir.] 

Askm nidi harden beni, 
seviyorum Rabbim scni! 
Senin sevgin, pek tathyuus, 
seviyorum Rabbim seni! 

Ne variiga sevinirim, 
ne yokluga yerinirim. 
A skin He zevklenirim, 
seviyorum Rabbim seni! 

Emretdin ibadetleri, 
medhetdin iyi halleri, 
verdin sonsuz ni'metleri, 
seviyorum Rabbim seni! 

Ne nankor nefsim var aceb, 
zevki icin, bana kiyar hep! 
Ben hakiki zevki buldum, 
seviyorum Rabbim seni! 

Ibadeti gtizel yapmak, 
diinya icin de calismak, 
gece giindiiz isim, ciinki, 
seviyorum Rabbim seni! 

Sevmek lathi olmaz Hilmi, 
Rabbin, cahsimz dedi. 
Ha linden de aula si Is in; 
seviyorum Rabbim seni! 

Islam dusmanlari nice, 
catiyor dine sinsice. 
Durursan, dogru mu olur, 
seviyorum Rabbim seni! 

Asik tenbel oturur mu? 
Ma'suka toz kondurur mu? 
Diisman i susdur da, soyle: 
Seviyorum Rabbim seni! 

-173- 



Muhtelif arz vc till derecelerindeki mahallerin kible acilai 1 



4) 
O 
0) 

o> 

TJ 

a 

H 


1 


= 




92 87 82 77 72 67 62 57 52 47 42 36 31 26 21 16 10 5 

96 91 ,,86 82, J,7 7,2 67 61 56 51 45 40 34 26 1 23 17 12 6 _ 

J7 92 87 82 78 73 68 62 57 52 46 41 35 30 24 18 12 6 
97 93 88 83 79 74 69 64 58 53 47 42 36 30 24 18 12 6 
)g 94 89 84 80 75 70 65 59 54 49 43 37 31 25 19 13 6 
99 94 90 85 81 76 71 66 61 55 50 44 38 32 26 19 13 6 
00 95 91 86 82 77 72 67 62 57 51 45 39 33 27 20 13 7 

00 96 92 87 83 78 73 68 63 58 52 47 41 34 28 21 14 7 

01 97 93 88 84 79 75 70 65 59 54 48 42 35 29 22 15 7 11 

02 98 93 89 85 80 76 71 66 61 55 49 43 37 30 23 15 8 

02 98 94 90 86 82 77 72 68 62 57 51 45 38 31 24 16 8 

03 99 95 91 87 83 79 74 69 64 59 53 47 40 33 25 17 8 

03 100 96 92 88 84 80 75 71 66 60 55 48 42 34 26 18 9 

04 100 97 93 89 85 81 77 72 68 62 57 50 43 36 28 19 9 

05 101 98 94 90 87 83 79 74 69 64 59 52 46 38 29 20 10 
05 102 98 95 92 88 84 80 76 71 66 61 55 48 40 31 21 11 


f) t 


07 104 101 98 95 92 89 85 82 78 73 68 63 56 48 39 27 14 

07 104 102 99 96 93 90 87 S3 SO 76 71 66 59 52 42 30 15 1 

08 105 102 100 97 94 91 89 85 82 78 74 69 63 55 46 33 17 1 
08 105 103 101 98 96 93 90 87 84 81 77 72 67 59 50 37 20 1 

08 106 104 101 99 97 94 92 89 87 83 80 76 71 64 55 42 23 1 

09 106 104 102 100 98 96 94 91 89 86 83 79 75 69 61 48 28 1 
09 107 105 103 101 99 97 95 93 91 89 86 83 79 74 67 56 35 1 

09 107 106 104 102 100 99 97 95 93 91 89 87 84 80 75 65 45 2 

10 108 106 105 103 102 100 99 97 96 94 92 91 89 86 82 76 61 4 
10 108 107 105 104 103 101 100 99 98 97 96 94 93 92 90 88 84 16 


as it 




11 110 109 109 108 108 108 108 108 109 109 110 112 115 119 126 136 155 179 
11 110 110 109 109 109 109 109 110 110 112 113 115 119 123 131 142 158 179 
11 111 110 110 110 110 110 111 111 112 114 116 118 122 127 135 146 161 179 
11 111 111 111 111 111 111 112 113 114 116 118 121 125 131 139 149 164 179 
11 111 111 111 111 112 112 113 114 116 118 120 124 128 134 142 152 165 179 
11 111 111 112 112 113 113 114 116 118 120 122 126 131 137 144 154 167 180 


? 


s 
















s 


<! 


SSJKSSSJSSSSSSKSJSS 


??ssssssssss 


3 2 


S 2 


2 s « * ■* « 


2 


s 




5;o:3C;^d:oc:iSSo — ~:~~ 


s s 


SSSSSSSSjHS 


3 3 


3 3 


3 SIS S S3 


s 


s 




-t't\'t't^r^r\-t-t^r^r-t-t^r^-\-t-t 
^r-a-;-r-t--7t--7t-:-t--t--7t--7t--t--t--i--i-i-n--n- 

w^|^^^^^^|^^o^o^o*^c:^0 1r, 

OOii-ii-i^^ii-iOOOOOOOiOa 

r-.r-.;r-.r-.r-.r-.:r-.r-.r-.r-.r-.r-.r-.r-. ; r-.r-. 

i>- <~ <~ <~\ i~~ <~~'i <^ <^\ t~^ r-i r-^r-^ r-. r-^r-^r^ 

O O O O; O Oi 5 5: 5 5 55 ~ ~; ~ = 


-T -T 


WW -=r-=r ■* ■* i -* -* i -=r m 
in * ^ » ^ ^ fl » U t( 

-* ■* t CI CI N| M rl} H O 

r-i r-- r-. r-. i r-- r-.|r-. r- : r- r-. 

ca a o oio o o oio a 


W -r 


■* -+ 
■* W 


t -*>• -* m ci ei 

o o ! o o o o 


s 





Bu cedvelde tul dereceleri 5'er derece ara ile cedvelin tistiine ve altina, arz dereceleri de 
2'ser derece ara ile cedvelin ortasina yukandan asagiya dogru yazilmisdir. Tul derecelerin- 
den alti cizili olanlar garbi (-), digerleri sarki (+) dir. Simal yarim kiiresinde bulunan ma- 
haller icin birinci ve ikinci siradaki tul dereceleri, cenub yarim kiiresinde bulunan mahal- 
ler icin ise 3.cii ve 4.cii siradaki tul dereceleri kullamhr. Kible acisi aramlan mahallin tul de- 
recesinin bulundugu siitun ile bu mahallin arz derecesinin bulundugu satinn kesisdigi yer- 
deki rakam, bu mahallin kible acisi derecesidir. Birinci ve dordiincii siradaki tul derecele- 
ri icin mahallin cenubundan garbma, ikinci ve iiciincii siradaki tul dereceleri icin ise cenu- 
bundan sarkma kible acisi kadar doniiliince kibleye doniilmtis olur. Bu acilar giines veya 
kutub yildizi ile anlasilan cografi cenub istikametinden olup, pusula ile olcmelerde sapma 
acisini da hesaba katmak icab eder. 



174 



60 — NEMAZ VAKTLERI 

(Mukaddimet-iis-salat), (Tefsir-i Mazherf) ve (Halebf-yi kebfr)deki hadis-i serif- 
de buyuruldu ki: (Cebrail aleyhisselam Ka'be kapisi yaninda iki gun bana imam ol- 
du. Ikimiz, fecr dogarken sabah nemazim, jjiines tepeden aynlirken ogleyi, herse- 
yin golgesi kendi boyu uzayinca ikindiyi, giines batarken [iist kenan gaybolunca] ak- 
saini ve safak kararinca yatsiyi kddik. Ikinci giinii de, sabah nemazim, hava aydin- 
lamnca; ogleyi, herseyin golgesi kendi boyunun iki kati uzayinca; ikindiyi, bundan 
hemen sonra, aksami, oruc bozuldugu zeman, yatsiyi gecenin iicde biri olunca kd- 
dik. Sonra, ya Muhammed, senin ve gecmis Peygamberlerin nemaz vaktleri budur. 
I niiiKl in. bes vakt nemazin herbirini, bu kildigimiz iki vaktin arasinda kilsinlar de- 
di). Bu hadise, mi'racin ertesi giinii, hicretden iki sene evvel, 14 temmuz giinii idi. 
Ka'benin irtifa'i 12,24 m, meyl-i sems 21 derece 36 dakika, arz derecesi 21 derece 
26 dakika oldugundan, fey-i zeval 3,56 cm. idi. Hergiin bes kerre nemaz kilmmasi 
emr olundu. Nemaz sayisinin bes oldugu, bu hadis-i serifden de anlasilmakdadir. 

Akil ve balig olan, ya'ni akh olup, evlenme yasma gelmis olan her miisliman er- 
kegin ve kadinm, hergiin bes vakt nemazi, vaktlerinde kilmalan farzdir. Bir nemaz, 
vakti gelmeden once kilimrsa, sahih olmaz. Hem de, biiyiik gtinah olur. Nemazin 
sahih olmasi icin, vaktinde kilmak lazim oldugu gibi, vaktinde kildigim bilmek, siib- 
he etmemek de farzdir. (Tergib-iis-salat)daki hadis-i serifde, (Nemaz vaktlerinin 
bir evveli vardir. Bir de sonu vardir) buyuruldu. Bir mahalde, bir nemazin evvel 
vakti, giinesin o mahal zahiri iifk hattmdan belli bir irtifa'a geldigi vaktdir. 

Uzerinde yasadigimiz (Erd kiiresi), mihveri (ekseni) etrafmda, boslukda don- 
mekdedir. Bu mihver, Erdin merkezinden gecer ve Erdin sathim (yiizeyini) iki nok- 
tada delen bir dogrudur. Bu iki noktaya (Erdin kutublan) denir. Giinesin ve yil- 
dizlarm uzerinde hareket etdikleri zan olunan kiireye (Sema kiiresi) denir. Giines 
hareket etmez, fekat, Erd kiiresi dondiigii icin, giines hareket ediyor zan ediyoruz. 
Etrafimiza bakinca yer ile gok, biiyiik bir dairenin kavsi uzerinde birlesmis gibi go- 
riiniiyor. Bu daireye (Ufk-i zahiri hatti) denir. Giines, sabahlan, bu hattin sark ta- 
rafindan doguyor. Semamn ortasina dogru yiikseliyor. Ogle vakti, tepeye kadar ytik- 
selip, tekrar alcalmaga bashyor. Sonra iifk-i zahiri hattimn garb tarafmda, bir 
noktadan batiyor. Ufkdan i'tibaren en yiiksek oldugu vakt (zeval vakti)dir. Bu vakt, 
giinesin (iifk-i zahiri hattmdan) olan yiiksekligine, giinesin (Gaye-i irtifa'i) denir. 
Semaya bakan insana (Rasid) denir. Rasidm ayaklanndan gecen Erdin yan capi 
istikametine rasidm (Sakulii) denir. Rasid, yer kiiresinin haricinde herhangi bir yiik- 
seklikdeki bir M noktasmdadir. ME hatti rasidm sakuliidiir. Bu sakule dik olan diiz- 
lemlere rasidm (Ufk diizlemleri) denir. 

Alti iifk diizlemi vardir: Sahife 180 deki seklin altindaki yaziyi okuyunuz! 1- Ra- 
sidm ayaklanndan gecen MF (Riyadf iifk) diizlemi. 2- Yer kiiresine temas eden BN 
(Hissiiifk) diizlemi. 3- Rasidm etrafini ceviren (Zahiri iifk hatti) dairesinin (LK da- 
iresinin) cizildigi LK diizlemi (Mer'i iifk) diizlemi. 4- Erdin merkezinden gecen 
(Hakiki iifk) diizlemi. 5- Rasidm bulundugu yerin en yiiksek noktasinm zahiri iifk 
hattmdan gecen P (Ser'i iifk) diizlemidir ki, bu diizlemin yer kiiresini kesdigi q da- 
ireye (ser'i iifk hatti) denir. Bu bes diizlem, birbirlerine paraleldir. 6- Rasidm ayak- 
lanndan gecen iif k-i hissi diizlemine (Sathf iifuk) denir. Rasidm bulundugu yer yiik- 
seldikce, (zahiri iifk hatti) dairesi biiyiir ve hissi ufkdan uzaklasir. Hakiki iifka yak- 
lasir. Bundan dolayi, bir sehrde, muhtelif yiikseklikler icin, bir nemazin zahiri muh- 
telif vaktleri olur. Halbuki, bir sehrde, bir nemazin tek bir vakti vardir. Bundan do- 
layi, nemaz vaktleri icin zahiri iifk hatlan kullamlamaz. Yiikseklik ile degismiyen (Ser'i 
iifk) hattmdan olan ser'i irtifa' kullamhr. Her mahallin alti iifkundan iicii icin bir ne- 
mazin birer nemaz vakti vardir: Hakiki, zahiri ve ser'i vaktler. Giinesi ve iifku goren- 
ler, giinesin, ser'i ufkdan, nemaz vaktinin irtifa'ma geldigi ser'i vaktlerde kilar. Gor- 

-175- 



miyenler, hesab ile bulunan ser'i vaktlerde kilar. Fekat, ser'i iifk hatlanna gore irti- 
fa'lar, zahiri iifk hatlanna gore olan, zahiri irtif a'lardan uzundur. Nemaz vaktleri og- 
leden sonra olduklan icin bu iifklar kullamlamaz. Bu tic vaktden herbirinin riyadi ve 
mer'f kismlan vardir. Riyadi vaktler, giinesin, irtifa'mdan, hesab ile bulunur. Mer'i 
vaktler, riyadi vaktlere 8 dakika 20 saniye ekliyerek hasil olur. Ciinki ziya, Giines- 
den Erda 8 dakika 20 saniyede gelmekdedir. Yahud, giinesin belli irtifa'a geldigini 
gorerek anlasihr. Riyadi ve hakiki vaktlerde nemaz kilmmaz. Bu vaktler, mer'i 
vaktlerin bulunmalarma vasita olurlar. Tulu' ve gurub iifklarmin irtifa'lan sifirdir. 
Zahiri iifk hatlarmin dereceleri, ogleden evvel, giines dogarken baslar. Ogleden 
sonra, hakiki iifkdan sonra baslar. Ser'i iifk, ogleden evvel, hakiki iifkdan evvel, og- 
leden sonra, hakiki iifkdan sonradir. Fecr-i sadik vaktinin irtifa'i, dort mezhebde de, 
-19 derecedir. Yatsi nemazi vaktinin baslamasi irtifa'i, Imam-i a'zama gore, -19 de- 
rece, iki imama ve diger lie mezhebe gore -17 derecedir. Ogle vaktinin baslamasi ir- 
tifa'i, gaye irtifa'idir. Gaye irtifa'i, arz derecesinin temamisi ile meylin cebri topla- 
midir. Giinesin merkezinin, iifk-i hakikiden gaye irtifa'ma yiikseldigi goriiliince, 
mer'i hakiki (Zeval vakti) olur. Ogle ve ikindi vaktlerinin baslamasi irtifa'lan her giin 
degismekdedir. Bu iki irtifa' hergiin yeniden ta'yfn edilir. Giinesin kenarinin, zahi- 
ri iifuk hattindan, nemazin irtifa' derecesine geldigi vakt goriilemiyecegi icin, fikh ki- 
tablan bu mer'i vaktin alametlerini, isaretlerini bildirmekdedir. Ya'ni zahiri nemaz 
vaktleri, riyadi vaktler degil, mer'i vaktlerdir. Semada bu alametleri goremiyenler ve 
takvim hazirlayanlar, giinesin kenarinm ogleden sonra sathi iifuk hatlanna gore 
olan irtifa'lara geldigi riyadi vaktleri hesab eder, saat makineleri bu riyadi vaktlere 
gelince, mer'i vakt olurlar. Nemazlan bu (Mer'i vaktler)inde kilmmis olur. 

Hesab ile, giinesin hakiki iifukdan irtifa' noktasina geldigi riyadi vaktler bulun- 
makdadir. Giinesin bir mer'i vakte geldigi, bu riyadi vaktden 8 dakika 20 saniye 
sonra goriiliir ki, buna (Mer'i vakt) denir. Ya'ni, mer'i vakt riyadi vaktden 8 da- 
kika 20 saniye sonradir. Saat makinelerinin baslangiclan, ya'ni hakiki zeval ve eza- 
ni gurub vaktleri, mer'i vaktler oldugu icin, saat makinelerinin gosterdikleri riya- 
di vaktler, mer'i vaktler olmakdadir. Takvimlere riyadi vaktler yazildigi halde, sa- 
at makinelerinde mer'i vaktler haline donmekdedirler. Mesela, hesab ile bulunan 
vakt 3 saat 15 dakika ise, bu riyadi 3 saat 15 dakika, saat makinelerinde 3 saat 15 
dakika, mer'i vakt olmakdadir. Hesab ile, once, giines merkezinin hakiki iifka go- 
re nemazin irtifa'ma geldigi (Hakiki riyadi vaktler) bulunur. Bunlar, sonra (tem- 
kin) zemani ile muamele olunarak, (Ser'i riyadi vaktler)e cevrilir. Ya'ni, saat 
makinelerinde, riyadi vakte aynca 8 dakika 20 saniye ilave etmek lazim degildir. 
Bir nemazin hakiki vakti ile ser'i vakti arasmdaki zeman farkina (Temkin) zema- 
ni denir. Temkin mikdan her nemaz vakti icin takriben aynidir. 

Bir mahalde, (Sabah nemazinin vakti), dort mezhebde de, ($er'i gece)nin sonun- 
da baslar. Ya'ni, (Fecr-i sadik) denilen beyazhgm sarkdaki iifk-i zahiri hattmm bir 
noktasinda goriilmesi ile baslar. Oruc da, bu vaktde baslar. Miineccim basi Arif beg 
diyor ki, (Fecr-i sadik, beyazhk iifuk iizerinde yayildigi vakt basladigmi ve bu vakt 
irtifa' -18, hatta -16 derece oldugunu bildiren za'if kavller de bulundugu icin, sa- 
bah nemazmi, takvimde yazili imsak vaktinden 15 dakika sonra kilmak ihtiyath 
olur.) Fecr vaktinin irtifa'ini bulmak icin, berrak bir gecede, iifk-i zahiri hattma ve 
saatimize bakip, fecr vakti anlasihr. Bu vakt, muhtelif irtifa'lar icin, hesab ile bu- 
lunan vaktlerden hangisine uyarsa, o vaktin hesabmda kullamlan irtifa', fecr irti- 
fa'i olur. Safak irtifa'i da boyle bulunur. islam alimleri asrlardan beri, fecr irtifa'inm 
-19 derece oldugunu anlamislar, diger rakamlann dogru olmadigmi bildirmisler- 
dir. Avrupahlar, beyazhgm yayilmasina fecr diyor. Bu fecrin irtifa'i -18 derecedir 
diyorlar. Miislimanlann, din islerinde, hiristiyanlara ve mezhebsizlere degil, islam 
alimlerine uymasi lazimdir. Sabah nemazmm vakti, (Semsi gece)nin sonunda te- 
mam olur. Ya'ni, giinesin on [list] kenarinin, o mahaldeki, iifk-i zahiri hattindan dog- 

-176- 



dugu goruliinceye kadardir. 

(Sema kiiresi), merkezinde bir nokta gibi, Erd kiiresi bulunan ve giines ile biitiin 
yildizlar bunun sathmda kabul edilen biiyiik bir kiiredir. Nemaz vaktleri, bu kiire sat- 
hinda diisiinulen (irtifa' kavsleri ) ile hesab olunur. Erd mihverinin [ekseninin] se- 
ma kiiresini kesdigi iki noktaya (Sema kutbu) denir. Iki kutubdan gecen diizlemlere 
(Meyl diizlemleri) denir. Bu duzlemlerin sema kiiresinde hasil etdikleri dairelere 
(Meyl daireleri) denir. Bir mahallin sakuliinden gecen diizlemlere(Semt diizlemle- 
ri) denir. Semt diizlemlerinin sema kiiresini kesdiklerini diisiiniirsek, kiire sathm- 
da hasil etdikleri bu dairelere, o mahallin (Semt dairesi=Azimut)leri veya (irtifa' da- 
ireleri) denir. Bir mahallin semt daireleri, bu mahallin ufuklarmi amud [dik] olarak 
keser. Erd kiiresi iizerindeki bir mahalden, bircok semt diizlemleri ve bir tek meyl 
diizlemi gecmekdedir. Bir mahallin sakulii ile Erdm mihveri, Erdm merkezinde ke- 
sisirler. Bu iki dogrudan gecen diizlem, bu mahallin hem semt diizlemidir. Hem de, 
meyl diizlemidir. Bu dtizleme, bu mahallin (Nisf-iin-nehar) diizlemi denir. Nisf-iin- 
nehar diizleminin, sema kiiresini kesdigi daireye, o mahallin (Nisf-iin-nehar daire- 
si = Meridiyen) denir. Nisf-iin-nehar sathi, o mahallin iifk-i hakiki sathmi dik ola- 
rak keser ve iifk-i hakiki dairesini iki mtisavi kisma ayirir. Ufk-i hakiki sathini kes- 
digi dogruya, o mahallin (Nisf-iin-nehar hatti) denir. Giinesin merkezinden gecen 
semt dairesinin, bu mahallin hakiki iifkunu kesdigi semadaki N noktasi ile giinesin 
merkezi arasmdaki GN kavs [yay] parcasma (Hakiki irtifa' kavsi) denir. Bu kavsin 
derecesi, giinesin bu mahalde, o andaki (Hakfkf irtifa'i=Altitude)dir. Sems, her an, 
baska semt dairelerinden gecmekdedir. Giinesin bir Z kenarmdan gecen semt da- 
iresinin, bu kenari kesdigi nokta ile, hissi, mer'i, riyadi ve hakiki iifuk diizlemleri- 
ni kesdigi, semadaki iki nokta arasmdaki kavslerine, bu iifuklara nazaran (Zahirf ir- 
tifa' kavsi) denir. Bu kavslerin derecesine, giinesin bu iifuklara gore (Zahirf irtifa')la- 
n denir. Sathi irtifa'i, hakiki irtifa'mdan fazladir. Semsin, bu iifuklardan aym irti- 
fa'da oldugu vaktler farkhdir. Hakiki irtifa', Erdm merkezinden cikip, semadaki ha- 
kiki irtifa' kavsinin iki ucundan gecen iki yarim dogrunun hasil etdigi zaviyenin de- 
recesidir. Bu iki yarim dogru arasmda bulunan ve semadaki bu kavse muvazi [pa- 
ralel] olan muhtelif uzunluklardaki, sonsuz sayida kavslerin dereceleri, birbirleri- 
ne miisaviolup, hepsi hakiki irtifa' derecesi kadardir. Diger irtifa'lara mtisavi olan 
zaviyeleri hasil eden iki yarim dogru, rasidin bulundugu mahalden gecen sakuliin, 
tifku kesdigi noktadan cikarlar. Bu irtifa' zaviyelerinin dereceleri de, iclerindeki kavs- 
lerin dereceleri kadardir. Erdm merkezinden gecen ve mihverine amud olan sonsuz 
bir dtizleme (Mu'addiliin-nehar=Ekvator diizlemi) denir. Bu ekvator sathimn, Erd 
kiiresini kesdigi daireye (Mu'addiliin-nehar dairesi=Ekvator) denir. Ekvator sathi- 
mn ve ekvator dairesinin yeri ve istikameti sabitdir, hie degismez. ikisi de, Erd kii- 
resini, iki miisavi yarim kiireye ayirir. Giinesin merkezi ile Ekvator sathi arasinda 
kalan meyl dairesi kavsinin derecesine (Giinesin meyli) denir. Zahiritulu'dan ev- 
vel, zahiri iifuk hatti iizerindeki beyazhk, kirmizihkdan iki irtifa' derecesi evvel bas- 
lar. Ya'ni giines iifk-i zahiri hattina 19 derece yaklasmca baslar. Fetva boyledir. Miic- 
tehid olmiyanlarm, bu fetvayi degisdirmege haklan yokdur. 20 derece yaklasmca bas- 
ladigmi bildirenlerin de bulundugu, ibni Abidinde ve M.Arif begin takviminde 
yazihdir. Fekat, fetvaya uymiyan ibadetler, sahih olmaz. 

Giinesin giinliik mahrekleri, birbirlerine ve ekvator duzlemine paralel olan, se- 
ma kiiresi iizerindeki dairelerdir. Bu dairelerin bulunduklan dtizlemler, Erdin mih- 
verine ve Nisf-iin-nehar duzlemine dikdirler. TJfuk dtizlemlerini egik [mail] ola- 
rak keserler. Ya'ni, giinesin mahreki, iifk-i zahiri hattini dik olarak kesmez. Gii- 
nesden gecen semt dairesi, iifk-i zahiri hattina dikdir. Giinesin merkezi, bir mahal- 
lin Nisf-iin-nehar dairesi uzerine gelince, merkezinden gecen meyl dairesi ile o ma- 
haldeki semt dairesi aym olur ve merkezi, hakiki iifukdan gaye irtifa'mda olur. 

Giinesi gorenler icin, (Zahiri zuhr vakti), ya'ni (ogle nemazimn zahirf vakti), kul- 

- 177 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:12 



lanihr. Bu mer'i vakt, giinesin arka kenan zahiri zeval mahallinden ayrilirken bas- 
lar. Giines, her mahallin sathi iifkundan, ya'ni gordiigumiiz (Zahiri iifuk hattindan) 
dogar. Once, on kenan, sathi iifukdan, ya'ni gordugiimtiz (Zahiri iifuk hattindan) 
gaye irtifa'ma gelince, bu yiikseklige mahsus olan, semadaki (Zahiri zeval mahalli 
dairesi) ne gelerek, (Zahiri mer'f zeval vakti) baslar. Yere amtid [dik] olan bir cu- 
bugun golgesinin kisaldigi his edilmez olur. Sonra giinesin merkezi, o mahallin se- 
madaki nisf-iin-nehar [giindiiz miiddetinin ortasi] dairesine yiikselince, ya'ni haki- 
ki iifka nazaran, gaye irtifa'mda olunca, (Hakfkf mer'f zeval vakti) olur. Bundan son- 
ra, arka kenann, o mahallin, iifk-i sathisinin garb tarafmdan gaye irtifa'ma indigi vakt, 
(Zahiri zeval vakti) biterek, golgenin uzamaga basladigi gortiliir ve (Zahiri mer'f zuhr 
vakti) olur. Giines, zahiri zeval vaktinden hakiki zeval vaktine yiikselirken ve bu- 
radan zahiri zeval vaktinin sonuna alcahrken, giinesin ve golgenin hareketleri his edil- 
mez. Ciinki mesafe ve zeman pek azdir. Daha sonra, arka kenar, iifk-i sathi hatti- 
mn garb tarafmdan gaye irtifa'ma inince, (Zahiri mer'f zeval vakti) temam olup, (Ser'f 
mer'f zuhr vakti) baslar. Bu vakt, hakiki zeval vaktinden (Temkin) zemam sonra- 
dir. Ciinki, hakiki ve ser'i zeval vaktleri arasmdaki zeman farki, hakiki ve sathi 
iifuklar arasmdaki zeman farki kadar olup, bu da, (Temkin) zemamdir. Zahiri 
vaktler, cubugun golgesinden anlasihr. Ser'i vaktler, cubugun golgesinden anlasil- 
maz. Hesab ile hakiki zeval vakti bulunup, buna temkin ilave edilerek, riyadi ser'i 
zeval vakti olur. Takvimlere yazihr. Zuhr vakti, asr-i evvele kadar, ya'ni her seyin 
golgesi, hakiki zeval vaktindeki uzunlugundan, kendi boyu mikdari veya asr-i sani- 
ye kadar, ya'ni boyunun iki misli uzaymcaya kadar devam eder. Birincisi, iki ima- 
ma ve diger iic mezhebe gore, ikincisi, imam-i a'zama goredir. 

(Ikindi nemazimn vakti), ogle vakti bitince bashyarak, giinesin arka kenarmm, 
rasidm bulundugu mahallin zahiri iifuk hattindan batdigi goriiliinceye kadar ise de, 
giines sarardikdan sonra ya'ni alt [on] kenan zahiri iifuk hattina bir mizrak boyu 
yaklasmcaya kadar gecikdirmek haramdir. Bu vakt, iic kerahet vaktinin uciincu- 
siidiir. Simdi, Tiirkiyede, takvimlerde, ikindi vaktleri, asr-i evvele gore yazihdir. 
Bu vaktlerden, kisin 36, yazm 72 dakika sonra kilmca, imam-i a'zama da uyulmus 
olur. Arz derecesi 40 ile 42 arasinda olan mahallerde, ocak ayindan bashyarak, her 
ay icin 6 dakika, 36 ya ilave, temmuzdan sonra 72 den tarh edince, bu aydaki, iki 
asr vakti arasmdaki zeman farki olur. 

(Aksam nemazimn vakti), giines zahiri gurub edince baslar. Ya'ni, giinesin iist 
kenarmm, rasidin bulundugu mahallin iifk-i zahirisi hattindan gayb oldugu gorii- 
liince baslar. Ser'i ve semsi geceler de, bu vakt baslarlar. Giinesin zahiri tulu' ve 
gurubunun goriilemedigi yerlerde ve hesab yapihrken, ser'i vaktler kullamhr. 
Ziyasi, sabahlan en ytiksek tepeye gelince, ser'i tulu' vakti olur. Aksamlan bura- 
dan cekildigi goriiliince de, mer'i ser'i gurub vakti olur. Ezani saat makineleri, bu 
vakt 12 yapihr. Aksam nemazimn vakti, yatsi nemazimn vaktine kadar devam e- 
der. Aksam nemazmi, vaktin evvelinde kilmak siinnetdir. (istibak-i niicum) vak- 
tinden, ya'ni yildizlar pogaldikdan, ya'ni giinesin arka kenarmm zahiri iifuk hat- 
ti altma on derece irtifa'a indikden sonraya birakmak haramdir. Hastalik, seferi 
olmak, hazir ta'ami yimek icin, bu kadar gecikdirilebilir. 

(Yatsi nemazimn vakti), imameyne gore, isa-i evvelden, ya'ni garbdaki zahiri 
iifuk hatti iizerinde, kirmizihk gayb oldukdan sonra baslar. Diger iic mezhebde de 
boyledir. imam-i a'zama gore, isa-i saniden, ya'ni beyazlik gayb oldukdan sonra 
baslar. Hanefide, ser'i gecenin sonuna, ya'ni fecr-i sadikm agarmasina kadardir. 
Kirmiziligm gayb olmasi, giinesin iist kenarmm, iifk-i sathinin altmda, onyedi 
derece irtifa'a indigi vaktdir. Bundan sonra, ya'ni ondokuz derece irtifa'a inince, 
beyazlik gayb olur. Safi'i mezhebinde yatsi nemazimn ahir vakti, ser'i gecenin ya- 
risma kadar diyenler vardir. Yatsiyi, ser'i gecenin yansmdan sonra kilmak, bun- 
lara gore caiz degildir. Hanefide ise, mekruhdur. Malikide ser'i gecenin sonuna ka- 

-178- 



dar kilmak sahih ise de, iicde birinden sonra kilmak giinahdir. Ogle ve aksam ne- 
mazlarmi iki imamin bildirdigi vaktlerde kilamiyan, kazaya birakmayip, Imam-i 
a'zamm kavline gore eda etmeli, bu takdirde, o gun ikindi ve yatsi nemazlarim da, 
imam-i a'zamin bildirdigi vaktden once kilmamahdir. Vakt cikmadan, hanefide if- 
titah tekbiri almca, malikide ve safi'ide ise, bir rek'at kilinca, nemazi vaktinde kil- 
mis olur. A. Ziya beg (ilm-i hey'et) kitabmda diyor ki: 

(Kutba yaklasdikca, sabah ve yatsi nemazlarmm vaktlerinin baslangici, ya'ni 
fecr ve safak vaktleri, giinesin dogma ve batma vaktlerinden uzaklasir. Ya'ni sa- 
bah ve yatsi nemazlarmm ilk vaktleri, birbirine yaklasir. Her memleketin nemaz 
vaktleri, hatt-i iistiivadan [Ekvatordan] uzakligma, ya'ni arz derecesine [En- 
lem=Latitude =<p] ve giinesin meyline, [Declination=5] ya'ni ay ve giinlere gore, 
degisir.) [Arz dereceleri, (90-meyl)den fazla olan yerlerde gece ve giindiiz hie ol- 
maz. Arz derecesinin temamisi < meyl + 19 ise, ya'ni arz dereceleri ile meyl-i sems 
toplami (90-19=71) veya daha ziyade olan zemanlarda giinesin meylinin, bes de- 
receden ziyade oldugu yaz aylannda, safak gayb olmadan, fecr baslar. Bunun 
icin, mesela arz derecesi 48 ° 50' olan Paris sehrinde Haziramn 12 si ile 30 u ara- 
smda yatsi ve sabah nemazlarmm vaktleri baslamaz]. Hanefi mezhebinde vakt, ne- 
mazin sebebidir. Sebeb bulunmazsa, nemaz farz olmaz. O halde, boyle memleket- 
lerde bu iki nemaz farz olmaz. Ba'zi alimlere gore ise, arz dereceleri bunlara ya- 
kin olan yerlerdeki vaktlerinde kilmak farz olur. [Bu iki nemaz vaktinin baslama- 
digi zemanlarda, vaktlerinin oldugu en son giiniin vaktlerinde kilmak iyi olur.] 

Nehar-i ser'min ya'ni oruc zemamnm dortde biri temam olunca, (Duha) ya'ni 
kusluk vakti olur. Nehar-i ser'inin yansina (Dahve-i kiibra) vakti denir. Ezani ze- 
mana gore, Dahve-i kiibra=Fecr+(24-Fecr)-^2=Fecr+12-FecrH-2=12+Fecr-f2 dir. 
Ya'ni Fecr vaktinin yarisi, sabah 12 den i'tibaren, Dahve-i kiibra vakti olur. istan- 
bulda, 13 Agustosda, miisterek zemana gore fecr vakti, 3 saat 9 dakika, gurub vak- 
ti 19 saat 13 dakika oldugundan ser'i giindiiz miiddeti 16 saat 4 dakika ve miiste- 
rek zemana gore, Dahve-i kiibra vakti 8.02+3.09 = 11 saat 11 dakika olur. Yahud, 
miisterek saata gore, gurub ve imsak vaktleri toplaminm yansidir. 

Giines, zahiri iifuk hattma yaklasdikca, hava tabakalarmm ziyayi kirma dere- 
cesi artdigi icin, ova ve deniz gibi diiz yerlerde, giinesin iist kenan, zahiri iifuk hat- 
tmin 0,56 derece altmda oldugu zeman, dogdu goriiniir. Aksamlan iifukda gayb 
olmasi da, batmasindan bu kadar sonra olur. 

Bir mahallin sakultine, ya'ni Erdm bu yerden gecen yari papma amud [dik] 
olan sonsuz diizlemlere bu mahallin (Ufuk)lan denir. Yalmz sathf iifklar boyle de- 
gildir. Alti iifuk vardir. Bu iifuklann yerleri ve istikametleri sabit degildir. Rasidm 
bulundugu mahalle gore, degisirler. (Ufk-i hakfki), Erd kiiresinin merkezinden ge- 
cen sonsuz EN iifuk diizlemidir. Bir rasidm (Ufk-i hissi)si, bulundugu mahallin en 
aleak B noktasmdan gecen, ya'ni Erd kiiresinin sathma temas eden sonsuz bir diiz- 
lemdir. Erd kiiresinin merkezinden ve sathmdan giinesin merkezine giden iki 
dogrunun giinesin merkezinde hasil etdikleri zaviyeye [aciya] giinesin (ihtilaf-i man- 
zar)i denir. Senelik vasatisi 8,8 saniyedir. Giinesin merkezinin hakiki iifka nazaran 
irtifa'i ile riyadi veya hissi iifuklara gore irtifa'larmm farkidir. ihtilaf-i manzar, ayin, 
giinesin tulu'lanmn gee goriilmesine sebeb olur. Rasidm [Giinese bakan kimsenin] 
bulundugu, herhangi yiikseklikdeki M noktasmdan gecen F miistevisi [diizlem] 
(Ufk-i riyadi)sidir. (Ufk-i zahiri hatti), M noktasinda bulunan rasidm goziinden ci- 
kip Erd kiiresine K noktasinda temas eden MK su'a'mm M noktasmm sakuliiniin 
etrafmda deveramndan hasil olan mahrutun [koninin] Erd kiiresi ile temas eden 
K noktalarmin meydana getirdikleri LK dairesidir. Bu daireden gecen ve M nok- 
tasmm sakuliine amud olan diizleme rasidm (Ufk-i mer'i)si denir. Bu mahrutun sat- 
hi [yiizeyi] (Ufk-i sathi)sidir. (Ufk-i zahiri hatti), herhangi bir yiikseklikde bulu- 
nan rasidm, o mahallin ova, deniz gibi en asagi noktalan ile semamn birlesmis gi- 

-179- 



bi gordiigii bir dairedir. Bu daire, mer'i iifkun, Erd kilresi sathmi kesdigi noktalar- 
dan meydana gelmisdir. Bu noktalann her birinden bir semt diizlemi gecmekde- 
dir. Giinesin bulundugu semt diizleminin kesdigi (K) noktasmdan gecen iifk-i his- 
si diizlemi, semt dtizlemini dik olarak, MS hatti boyunca keser. Bu hissi iifka rasi- 
dm (Sathf iifk)u denir ki, MK dtizlemidir. Bir mahalde, muhtelif yiikseklikler icin, 
muhtelif sathi iifuklar vardir. Bunlarm Erd kiiresine temas eden K noktalan, za- 
hiri iifuk hattim hasil ederler. Rasidin goziinden cikan su'a istikametine, ya'ni 
MS dogrusuna (Sathi iifuk hatti) denir. Semt diizleminin ZS kavsi, giinesin sathi iif- 
ka nazaran irtifa'i olur. Bu kavs, Rasidin goziinden cikrp, bu kavsin iki ucundan ge- 
cen iki yanm dogru arasindaki zaviyenin derecesini gostermekdedir. Giines hare- 
ket etdigi icin, MS iifk-i sathisinin Erd kiiresine temas etdigi K noktasi da, iifk-i za- 
hiri hatti iizerinde hareket ederek, iifk-i sathi her an degisir. Rasid, K dan, semada- 
ki ZS irtifa' kavsine muvazi cizilen HK kavsinin Rasid ile giines arasindaki MZ dog- 
rusunu kesdigi H noktasma bakmca, giinesi goriir. Bu kavsi, giinesin zahiri iifuk hat- 
tma nazaran irtifa'i zan eder. Bu HK kavsinin derecesi, giinesin arka kenarmm sat- 
hi iifka nazaran ZS irtifa'i kadardir. Bunun icin, sathi iifka nazaran irtifa' olarak, 
HK (zahiri irtifa'i) kullamlmakdadir. Giines, semadaki S noktasmdan gurub etmek- 
dedir. Rasid, Erd iizerindeki K noktasmdan gurub etdi samr. Giines ve yildizlar, bir 
mahallin sathi iifkunun altma girince, ya'ni bu iifka nazaran irtifa'i sifir olunca, bu 
iifkun her yerindeki rasidlar, bunlarm gurub etdiklerini goriirler. M noktasmdaki 
rasid, giinesin K noktasmdaki iifk-i sathiden gurubunu goriir. Ya'ni, giinesin iist ke- 
narmm, sathi iifka gore, irtifa'i sifir olunca, M noktasmdaki rasidin gurub vakti olur. 
Bunun gibi, rasidin biitiin nemaz vaktleri de sathi iifka gore olan ser'i irtifa'lan ile 
ma'lum olur. M de bulunan rasid, giinesin iifk-i sathiye nazaran olan ZS ser'i irti- 
fa'mi, iifk-i zahiri hattma nazaran olan HK irtifa' olarak gordiigii icin, nemaz 

\Z__ — — 




K = Giinesden gecen Semt diizleminin LK ZS = Giinesin, sathi iifka nazaran irtifa'mi 



zahiri iifuk hattim kesdigi nokta. 

MS =Erd kiiresine K noktasinda miimas 
olan [degen] iifk-i hissi diizlemine 
Rasidin (iifk-i satht)si denir. 

HK=Giinesin kenarmm iifk-i zahiri hatti 
iizerindeki K noktasmdan irtifa'idir. 
Bu irtifa', giinesin sathi iifka nazaran 
olan ZS irtifa'ina miisavidir. 

D = C = C = Inhitat-i iifuk zaviyesi. 

M = Mahallin herhangi bir yiiksek yeri. 

ZMF= Giinesin riyadi irtifa' zaviyesi. 

-180 



gosteren, semadaki semt dairesi kav- 
sidir. Bu kavsin derecesi, HK kavsinin 
derecesine miisavidir. 

O = Ufk-i hakiki ile iifk-i sathinin kesisdigi 
dogru noktalarmdan biri. 
1- Ufk-i hakiki, 2 - Ufk-i hissi, 3- Ufk-i 
riyadi, 4-Ufk-i sathi diizlemleri, 5-Ufk-i 
zahiri hatti. 6 - Ufk-i ser'i hatti. 

G = Giinesin Erdden goriiniisii. 

GN= Giinesin hakiki irtifa'i. 

B= Mahallin en aleak yeri. 



vaktlerinin ta'yininde, (ifk-i zahiri hattma nazaran olan HK (zahiri irtifa'lar)i kul- 
lanihr. Bu irtifa'lar, rasidm riyadi, hissi, mer'i ve hakiki iifklanna nazaran irtifa'la- 
rmdan fazladir. Sathi iifka nazaran olan ZS irtifa'indan hakiki irtifa'dan ZN in fark- 
ma, M yiiksekligi icin (inhitat-i iifuk zaviyesi) denir. inhitat-i iifuk zaviyesinin de- 
recesi kadar olan semt dairesinin kavsi, ya'ni NS kavsi (inhitat-i iifk)dur. Zahiri iifuk 
hatti goriilemiyen daglik erazide, takvimde yazili ($er'i vaktler) kullamhr. 

Rasid bulundugu mahallin en asagi noktasmda iken, riyadi, hissi, mer'i ufukla- 
n aynidir. Sathi iifku yokdur. Zahiri iifuk hatti, bu en asagi B noktasi etrafmda kii- 
ciik bir dairedir ve bu hatta nazaran olan irtifa' ve biitiin iifuklara nazaran olan ir- 
tifa'lar birbirlerinin aynidir. Rasid yiikseldikce, riyadi iifku da yiikselir. Hissi iif- 
ku, sathi iifuk haline doner. Zahiri iifuk hatti, hakiki iifkuna dogru alcalir ve bii- 
yiir. Biiyiiyen iifk-i zahiri hatti dairelerinin msf kutrlan, ya'ni D acilan inhitat-i iifuk 
derecesi kadar bir kavsdir. Giinesin sathi iifka nazaran irtifa'lan olan ZS kavsle- 
ri, (inhitat-i iifuk) zaviyesi kadar hakiki irtifa'dan fazla olur. 

Giinesin, bir iifka nazaran zeval vaktine gelmesi, bu iifka nazaran gaye irtifa'ina 
gelmesi demekdir. Rasid en asagi noktada iken, biitiin iifuklara ve zahiri iifuk hat- 
tina nazaran, zeval mahalleri aym bir noktadir ve giinesin giinliik mahrekinin gtin- 
diiz kismmm, nisf-iin-nehar dairesini kestigi nokta, 185. ci sahifedeki seklde goste- 
rilen A noktasi olup, mahrekin giindiiz kismmm ortasidir. Bu noktaya (Hakiki ze- 
val mahalli) denir. Yiiksek mahallerde bulunan ve giinesi goren rasidlarm (Zahiri 
zeval mahalleri), bulunduklan yiikseklige mahsus, zahiri iifuk hatti dairelerine 
nazaran, gaye irtifa'lanndaki noktalann, semadaki hakiki zeval mahalli etrafmda 
hasil etdikleri (Zeval mahalli daireleri) dir. Gtines, mahreki iizerinde giderken, bu 
dairelerden herbirinin iki noktasma tesadiif eder. Birinci noktaya gelince (Zahiri 
zeval vakti) baslar. ikinci noktaya gelince, zahiri zeval vaktinin sonu olur. Rasid, 
yiikseldikce, inhitat-i iifuk vaki' olarak, (zahiri iifuk hatti) daireleri biiyiir. Sema- 
daki bu (Zeval mahalli daireleri) de biiyiir. Nisf kuturlan, erd iizerindeki, zahiri iifuk 
hatti dairelerinin nisf kutrlan olan kavslerin dereceleri kadardir. Rasid, bulundu- 
gu mahallin en yiiksek yerine cikmca, semadaki (zeval mahalli dairesi), en disarda 
ve en biiyiik olur. Bu en biiyiik zeval mahalli dairesine Rasidm ($er'f zeval mahal- 
li) denir. Bir mahallin en yiiksek yerinde bulunan rasidm iifk-i sathisi (Ufk-i $er'i)si- 
dir. Giinesin kenarmm, ser'i iifka gore olan irtifa'ina (Ser'i irtifa') denir. Ser'i irti- 
fa', tulu' mahallindeki ser'i iifka nazaran gaye irtifa'i kadar olunca, giinesin on ke- 
nari, ser'i zeval mahalli dairesine girer. fjzerindeki golge ve ziyah kismlan, isfirar 
zemanmda, ciplak gozle tefrik edilemiyecek uzakhkdaki tepe, o mahallin tepesi de- 
gildir. Ser'i zeval mahalli dairesinin nisf kutru, en yiiksek tepede bulunan rasidm in- 
hitat-i iifuk zaviyesi kadardir. Zeval vakti daireleri goriilmez. Giinesin bu dairele- 
re girip cikdigi, yere dikilen bir cubugun golgesinin kisalip, uzamasmdan anlasihr. 

Ibni Abidin oruclunun yapmasi miistehab olan seyleri bildirirken ve Tahtavi (Me- 
rakil-felah) hasiyesinde diyorlar ki, (Alcakda bulunan kimse, zahiri gurubu daha 
once goriince, yiiksekdekinden once iftar yapar. [islamiyyetde, hakiki vaktler de- 
gil, giinesi gorenler icin zahiri vaktler mu'teberdir.] Gurubu goremiyenler icin gu- 
rub, sark tarafmdaki tepelerin kararmasidir). Ya'ni, en yiiksek yerde bulunanla- 
rm gordiikleri zahiri gurubdur. Ya'ni, ser'i iifukdan olan gurubdur. Gurubu gor- 
miyenler icin, (Ser'i gurub) vaktinin mu'teber oldugu, (Mecma'ul-enhiir) ve safi'i 
(El-envar li-a'malil ebrar) kitablarmda da bildirilmekde olup, hesab ile bulunur. 

Ogle ve ikindi vaktlerini kolayca bulmak icin, M uhammed Ma'sum-i Faruki Ser- 
hendinin sohbetinde yetismis Abdiilhak Siicadilin farisi (Mesail-i §erh-i Vikaye) 
kitabimn Hindistanda 1294 [m. 1877] baskismda diyor ki: 

(Giines goren diiz bir yere, bir daire cizilir. Bu daireye (Daire-i hindiyye) de- 
nir. Dairenin ortasma, daire kutrunun [capmm] yansi kadar uzun, diiz bir cubuk 
dikilir. Cubugun tepesi dairenin iic muhtelif noktasindan aym uzakhkda olmali- 

-181- 



dir ki, tam dik olsun! Bu dik cubuga (Mikyas) denir. Bu mikyasin golgesi, ogleden 
evvel, dairenin disma kadar uzundur ve garb tarafindadir. Giines yiikseldikce, ya'ni 
irtifa'i artdikca golge kisalir. Golgenin ucu, daireye girdigi noktaya isaret konur. 
Ogleden sonra, dairenin sark tarafindan disan cikdigi noktaya da bir isaret konur. 
Bu iki isaret arasmda kalan kavsin [yayin] ortasi ile, dairenin merkezi arasma diiz 
bir hat cizilir. Bu hat, o mahallin (Nisf-iin-nehar hatti) olur.) Nisf-iin-nehar hat- 
tmin istikameti, simal ve cenub cihetlerini gosterir. Giinesin on kenari, o mahal- 
lin, iifk-i zahiri hattindan, gaye irtifa'ma gelince, (Zahirizeval vakti) baslar. Bun- 
dan sonra, golgenin kisaldigi his edilmez. Bundan sonra, giinesin merkezi, Nisf-iin- 
nehara gelerek, hakiki ufukdan gaye irtifa'mda olur. Bu vakt, (Hakiki zeval vak- 
ti)dir. Hakiki zeval vaktinde, vasati saat ile, zeval vaktleri, arz dereceleri ile de- 
gismez. Giines, buradan aynhrken, golge de Nisf-iin-nehar hattindan ayrihr, fekat 
his edilmez. Arka kenar, iifk-i zahiri hattimn gurub mahalline nazaran, zahiri ga- 
ye irtifa'ma inince, zahirizeval vakti biter. Bu vakt (Zahiri zuhr vakti) baslar. Gol- 
genin uzamaga basladigi goruliir. Golge boyunun degismedigi zemanm ortasi 
(Hakiki zeval vakti) dir. Londrada teleskoplarla, giinesin merkezinin meridiyen- 
den gecis am goriilerek, zevali saatler ayar edilmekdedir. Bu mer'i hakiki zeval vak- 
tinde, hakiki saat 12 dir. Bu 12 ile ta'dil-i zemanm cebri toplami, mahalli saat ma- 
kinesinde o giinun (vasati saat) baslangici ya'ni 12 si olur. Hesab ile bulunan riya- 
divaktler, saat makinelerindeki mer'i vaktleri de gosterir. Vasati saat makinele- 
rinin baslangici olan bu (Mer'i zeval vakti), giinesin zeval vaktine geldigi vakt olan 
(Riyadi zeval vakti) nden 8 dakika 20 saniye sonradir. En kisa golge uzunluguna 
(Fey-i zeval) denir. Fey-i zeval, arz ve meyl derecelerine gore degisir. 

Pergel, fey-i zeval boyu kadar acihr. Bir ayagi, nisf-iin-nehar hattimn daireyi kes- 
digi noktaya konur. Diger ayaginin nisf-iin-nehar hattimn daire dismdaki kismmi 
kesdigi nokta ile merkez arasmdaki mesafe msf kutr olmak uzere, ikinci bir daire 
cizilir. Mikyasin golgesi bu ikinci daireye geldigi vakt, (Zahiri asr-i evvel vakti) olur. 
Ikinci daireyi hergiin yeniden cizmek lazimdir. Fey-i zeval, yalmz ogle ve ikindi ne- 
mazlannm vaktlerini bulurken kullamhr. Baska vaktleri bulurken kullamlmaz. 

(Mecma'ul-enhiir)de ve (Riyad-un-nasihfn)de diyor ki, (Zuhr vakti, giinesin ze- 
valinden baslar. Ya'ni, arka kenari, iifk-i zahiri hattindan, gaye irtifa'ma yiikseldigi 
mahalden, alcalmaga baslaymcadir. Zeval vaktini anlamak icin, bir cubuk dikilir. Cu- 
bugun golgesinin kisalmasi durunca, ya'ni kisalmaz ve artmaz ise, (Zeval vakti)dir. 
Bu vaktde nemaz kilmak caiz degildir. Golge uzamaga baslaymca, zeval vakti temam 
olur). Kitabda bildirilen gaye irtifa'i, hakiki iifka nazaran olan irtifa'lar degildir. On 
kenarin, iifk-i sathiden, ya'ni iifk-i zahiri hattimn sark tarafindan gaye irtifa'ma 
yiikseldigi ve arka kenarin, iifk-i sathiden, ya'ni zahiri iifuk hattimn garb tarafma na- 
zaran gaye irtifa'ma indigi iki mahal bildirilmekdedir. Ciinki, vakt ta'yininde haki- 
ki iifkun degil, zahiri iifuk hattimn kullamlacagi (imdad) hasiyesinde yazihdir. Gii- 
nesin on kenari, iifk-i sathiden ya'ni iifk-i zahiri hattindan gaye irtifa'ma yiikselin- 
ce (zahiri zeval vakti) baslar. Arka kenari iifk-i sathiden, ya'ni iifk-i zahiri hattimn 
gurub mahalline nazaran zahiri gaye irtifa'mdan alcalmaga baslarken, zahirizeval vak- 
ti temam olur ve zahiri zuhr vakti olur. Bu vaktde mikyasin golgesi, his edilemiyecek 
kadar az uzamisdir. ikindi nemazimn zahiri vakti, bu golge, cubuk boyu kadar uza- 
ymca baslar. Hakiki zeval vakti, bir andir. On ve arka kenarlann zahiri zeval vakt- 
leri ise, bu kenarlann, merkezleri hakiki zeval noktasi ve msf kutrlan, rasidm bulun- 
dugu yerin yiiksekligine mahsus olan (inhitat-i iifuk) derecesi kadar olan, sema kii- 
resindeki (Zahiri zeval mahalli) dairelerine girip cikdiklan vaktlerdir. Zahiri zeval 
mahalli, bir nokta degil, bu dairelerin, giines mahrekini kesdigi iki nokta arasmda- 
ki kavsdir. Bu dairelerin en biiyiigii ($er'f zeval mahalli dairesi)dir. islamiyyetde ze- 
val vakti, ya'ni giindiiz mtiddetinin ortasi, giinesin on kenarmin bu ser'i daireye gir- 
digi ve arka kenannm cikdigi, iki nokta arasmdaki zemandir. Giinesin on kenari da- 
ireye girince, (Ser'f zeval vakti) baslar. Arka kenari bu daireden cikmca, ser'i zeval te- 

-182- 



mam olup, (§er'f zuhr vakti) baslar. Bu vakt hesab ile bulunup, takvimlere yazilir. 

Aksam nemazinm farzmdan sonra kilman alti rek'ate (Evvabin) nemazi denir. 

Ibadetlerin vaktlerini ta'yin ve tesbft etmek, ya'ni anlayip anlatmak, din bilgisi ile 
olur. Fikh alimleri, miictehidlerin bildirdiklerini (Fikh) kitablannda yazmislardir. Bil- 
dirilmis olan vaktleri, hesab etmek caizdir. Hesab ile bulunanlann, din alimleri ta- 
rafmdan tasdik edilmesi sartdir. Nemaz vaktlerini ve kibleyi hesab ile anlamamn ca- 
iz oldugu (Ibni Abidfn)de (Nemazda kibleye donmek) bahsinde ve (Fetava-i Sem- 
siidtlm Remlf)de yazihdir. (Mevdu'at-ul-ulum)da diyor ki, (Nemaz vaktlerini hesab 
etmek, farz-i kifayedir. Miislimanlann, nemaz vaktinin basim ve sonunu giinesin ha- 
reketinden veya alimlerin tasdik etdigi takvimlerden anlamalan farzdir). 

Erd kiiresi kendi mihveri [Ekseni] etrafinda, garbdan sarka dogru donmekde- 
dir. Ya'ni, masa iistiine konan bir Erd kiiresine yukandan bakmca, simal memle- 
ketlerinde, saat ibreleri hareketinin ters cihetine dogru donmekdedir. Buna (Ha- 
reket-i hakikiyye) denir. Giinesin ve sabit yildizlarm, sarkdan garba dogru, Erd kii- 
resi etrafinda hergiin bir devr yapdiklan goriiliir. Buna (Hareket-i ric'iyye) denir. 
Bir yildizm, bulunulan mahallin Nisf-iin-nehanndan iki gecisi arasindaki zemana 
bir (Yddiz giinii) denir. Bu zemamn 24 de birine bir (yddiz saati) denir. Giines mer- 
kezinin, Nisf-iin-nehardan iki gecisi, ya'ni iki hakiki zeval vakti arasindaki zema- 
na (Hakiki giines giinii) denir. Erd kiiresi, Husuf diizlemi [Ekliptik] iizerinde, gii- 
nes etrafinda da, garbdan sarka dogru hareket ederek, bir senede bir devr yapmak- 
dadir. Erdm bu hareketinden dolayi, giinesin, Husuf diizlemi iizerinde, Erdm 
merkezinden gecen ve Husuf diizlemine dik olan (Husuf mihveri) etrafinda, garb- 
dan sarka dogru hareket etdigi zan olunur. Bu hareket-i intikaliyyenin vasati 
siir'ati, saniyede takriben otuz kilometre ise de, sabit degildir. Erdm Husuf diiz- 
lemi iizerindeki mahreki, daire olmayip, beyzi (clips) seklinde oldugu icin, miisa- 
vi zemanlarda gitdigi kavslerin dereceleri, birbirlerinin aym degildir. Giinese 
yaklasdikca siir'ati artmakdadir. Erdm bu hareketi sebebi ile, giines hergiin, tak- 
riben 4 dakikalik bir zeman kadar, yildizlardan geri kalip, giinliik devrini 4 daki- 
ka kadar sonra temamlar. Bu (Hakiki giines giinii), yildiz giiniinden 4 dakika ka- 
dar uzun olur. Bu uzunluk, her gun 4 dakikadan biraz farkli olmakdadir. Hakiki 
giines giinlerinin uzunluklarmm birbirlerinden farkli olmalarmm ikinci sebebi, Erd 
mihverinin Husuf diizlemine dik olmamasidir. Erdm mihveri ile Husuf mihveri ara- 
sinda 23 derece 27 dakikalik zaviye [aci] vardir. Bu zaviyenin mikdari, hie degis- 
mez. Uciincii sebeb, semsin gaye irtifa'imn hergiin degismesidir. Husuf ve Ekva- 
tor diizlemleri Erdm bir kutru [capi] iizerinde kesisirler. Aralannda takriben 23,5 
derece zaviye vardir. Erdin bu kutruna (Behar hatti) denir. Bu zaviyenin mikda- 
ri da degismez. Erd, giinesin etrafinda hareket ederken, mihverinin istikameti de- 
gismez. istikametleri her zeman, birbirlerine miivazi [paralel] olur. 22 Haziranda, 
Erdm mihveri, husuf mihverinin giines tarafmdadir. Ekvatorun simalindeki, yanm 
yer kiiresinin yandan fazlasi, giines karsisindadir. Giinesin meyli +23,5 derecedir. 
Erd, mahrekinin dortde birini gidince, Erdin mihveri, giines istikametinden 90 de- 
rece aynhr. Behar hatti, giines istikametine gelir. Giinesin meyli sifir olur. Erd, mah- 
rekinin yarismi gidince, Erdin mihveri, yine giines istikametine gelir ise de, husuf 
mihverine nazaran, giinesin aksi tarafinda bulunur. Ekvatorun giines tarafindaki 
yansi, Husuf diizleminin iistiinde olup, simal yanm kiiresinin yandan noksam, ce- 
nub yanm kiiresinin ise, yandan fazlasi, giinesin karsisinda olur. Giines Ekvato- 
run 23,5 derece altmda olup, meyli -23,5 derecedir. Erd, mahrekinin dortde iicii- 
nii gidince, ya'ni 21 martda, behar hatti, yine giines istikametine gelip, giinesin mey- 
li yine sifir olur. Hasib beg, (Kozmografya) kitabinda diyor ki: (Giinesden, birbi- 
rine miivazi [paralel] olarak gelen sua'lardan, Erd kiiresine temas ederek gecen- 
lerin, bu temas noktalan, biiyiik bir daire hasil eder. Bu daireye (Tenvir dairesi) 
denir. Giinesin Ekvator iistiinde bulundugu alti ayda, Erdm simal yan kiiresinin 
yandan fazlasi (Tenvir dairesi)nin giinesi goren tarafinda olur. Bu dairenin bulun- 

-183- 



dugu Tenvir diizlemi, Erd kiiresinin merkezinden gecerek, Erdi iki miisavi kisma 
ayinr ve semsden gelen su'alarm istikametine dikdir. Erdin mihveri de, Ekvator 
dtizlemine dik oldugu icin, tenvir sathi ile Erdin mihveri arasindaki (Tenvir zavi- 
yesi), giinesin meyli kadardir. Bunun icin, arz dereceleri 90°-23° 27'=66° 33'dan zi- 
yade olan mahallerde gecesiz giindiizler ve giindiizsiiz geceler olur. Tenvir daire- 
sinin giinesi gormiyen tarafina, buna miivazi ve 19 derece uzakda bir daire cize- 
lim. Arz dereceleri bu iki daire arasmda olan yerlerde fecr ve safak hadiseleri olur. 
Arz derecelerinin temamileri, (meyl+19)dan az olan yerlerde, ya'ni arz derecele- 
ri ile meyl-i sems toplami 90-19=71 veya daha ziyade oldugu yerlerde ve zeman- 
larda, safak gayb olmadan fecr baslar). Meyl-i sems, arz derecesinden kiiciik ol- 
dugu mahallerde giines, zevalde iken, semamn cenub tarafinda bulunur. Giinesin 
ve yildizlarm giinliik devrlerini yapdiklan mahrekler, Ekvatora paralel olan da- 
irelerdir. Giinesin giinliik mahreki, efrenci Martin 21. ci giinii ve Eyliil ayinm 23. 
ncii giiniinde Ekvator diizlemi iizerinde bulunarak, giinesin meyli sifir olur. Bu iki 
giinde, Erdm her yerinde, gece ile giindiiz miiddetleri miisavi olur. Nisf fadla si- 
fir olacagi icin, gurubi zemana gore hakiki zeval vakti ile hakiki zemana gore ha- 
kiki tulu' ve gurub vaktleri her yerde 6 olur. Ezani zemana gore ser'i zuhr vaktle- 
ri de, biitiin mu'teber takvimlerde 6 olarak yazihdir. Ciinki, zuhr vaktinde de, tak- 
riben gurub vaktindeki temkin zemani mevcuddur. Bundan sonraki giinlerde, 
giinesin giinliik mahrekleri Ekvatordan uzaklasarak, giinesin meyli, 22 Haziran- 
da +23 derece 27 dakika ve 22 Aralikda -23 derece 27 dakika olur. Sonraki giin- 
lerde, meylin mutlak kiymeti azalmaga baslar. Giines ekvatorun altmda iken, si- 
mal yanm kiiresinin cogu, Tenvir dairesinin giinesi gormiyen arka tarafinda olur. 
Erd kiiresi, mihveri etrafinda donerken, bir mahallin (zahiri iifuk hatti) denilen kii- 
ciik dairenin on kenan, Tenvir dairesinin ayirdigi iki yanm kiireden miinevver olan 
kismma gelince, giines dogar. Giinesin meyli sifir derece iken tam sarkdan dogar. 
Meyl artdikca tulu' ve gurub mahalleri, yaz aylannda, zahiri iifuk hattmm simal 
tarafina dogru, kis aylannda ise cenubuna dogru kayarlar. Mikdarlan hergiin de- 
gisen bu zahiri iifuk hatti dairesi kavslerine giinesin (Si'a=Amplitude)leri denir. 
Giines, tulu'dan sonra, simal memleketlerinde, daima cenuba dogru yiikselir. 

Hakiki giines giiniiniin 24 de birine bir (Hakiki giines saati) denir. Bu saat bi- 
rimlerinin uzunluklan da hergiin baskadir. Saat makineleri kullanarak, zeman mik- 
darlanm olcmek icin secilen zeman birimlerinin, ya'ni, giin ve saat uzunluklannm, 
her giin aym olmalan lazimdir. Bunun icin, (Vasati giines giinii) dusuntilmtisdur. Bu- 
nun 24 de birine (Vasati saat) denilmisdir. ibni Abidin, hayz babinda, birinciye (mu- 
avvec), ikinciye (mu'tedil) veya (felekf) saat demekdedir. Vasati giiniin uzunlugu, 
bir senede bulunan hakiki giines giinlerinin uzunluklannm ortalamasidir. Bir me- 
dari senede 365,242216 hakiki giines giinii bulundugu icin, vasati giines, bu kadar giin- 
de 360 derecelik yol giderken, bir vasati giines giiniinde, 59 dakika 8, 33 saniyelik 
bir kavs gider, demekdir. Her giin bu kadar giden bir giines, Ekvator diizleminde, 
giindiiziin en kisa oldugu zemanda, hakiki giines ile birlikde, harekete baslasinlar. 
Once, hakiki giines bunu gecer. Hakiki giines giinii, vasati giines giiniinden daha ki- 
sa olur. Subat ortasma kadar, iki giines arasindaki fark hergiin artar. Bundan son- 
ra, hakiki giinesin siir'ati azalarak, Nisan ortasmda birlesirler. Bundan sonra, vasa- 
ti giinesden geride kahr. Mayis ortasmda siir'ati artarak, Haziran ortasmda, yine bir- 
lesirler. Sonra, vasati giinesi gecer. Temmuz ortasmda, siir'ati azalarak, Agustos so- 
nunda birlesirler. Sonra, vasati giinesin gerisinde kahr. Ekim sonunda siir'ati arta- 
rak, aralanndaki fark azalmaga baslar. Harekete basladiklari yerde, tekrar birlesir- 
ler. Iki giines arasindaki bu mesafe farklanm, vasati giinesin kac dakikada gidece- 
gi, Kepler kanununa gore hesab edilir. iki giines arasindaki bir giinliik zeman fark- 
lanna (Ta'dfl-i zeman) denilmisdir. Vasati giines ileride ise, Ta'dil-i zeman arti, ge- 
ride ise, eksidir. Bir senede takribi +16 dakika ile -14 dakika arasmda degismekde- 
dir. iki giinesin birlesdikleri zemanlarda, ya'ni senede dort def'a sifir olur. Herhan- 

-184- 



gi bir giinde vasati zemana gore bilinen vakte, o giine mahsus olan Ta'dil-i zeman, 
+ ise eklenerek, - ise cikanlarak, o andaki hakiki zemana gore olan vakt elde edi- 



(1) 





B 




= 


22 Arahkda tulu' noktasi. 


T 




= 


21 Martda ve 23 Eylulde tulu' 
noktasi. 


L 




= 


22 Hazfranda tulu' noktasi. 


B' 




= 


22 Arahkda gurub noktasi. 


R 




= 


21 Mart ve 23 Eylulde gurub 
noktasi. 


L' 




= 


22 Hazfranda gurub noktasi. 


BI 




= 


22 Arahkda giindilz miiddetinin 
yansi. 


TV 




- 


21 Mart ve 23 Eylulde giindilz 
miiddetinin yansi. 


LA 




= 


22 Hazfranda giindilz miiddetinin 
yansi. 


AV 


=CL 


=GD 


= 22 Hazfranda Semsin meyl kavsi. 


IV 




= 


22 Arahkda Semsin meyl kavsi. 


VTV'R 


= 


Semada ekvator dairesi. 


AF', 


V'F' 


IF'= 


Gaye irtifa' kavsleri. 


A 




= 


22 Hazfranda zeval noktasi. 


KLCK 1 


= 


22 Hazfranda yanm meyl dairesi. 


GN 




= 


Gunesin hakfkf irtifa' kavsi. 



KZK'Z' 


= 21 Mart ve 23 Eylulde meyl dairesi. 


TC 


= 22 Hazfran tulu' ve gurubundaki 




Nisf f adlaya musavf ekvator kavsi. 


FK=F'K' 


= Irtifa'-i kutb kavsleri. 


FK=SV 


= Arz-i belde kavsi. 


H 


= Fadl-i dair zaviyesi. 


E 


= Rasidin bulundugu mahal. 


ES 


= Sakul (semaya dogru istikameti). 


TR 


= Semada iifk-i hakfkf dairesinin 




sark-garb capi. 


FEF 1 


= Nisf-iin-nehar hatti. 


VKVK 1 


= Nisf-iin-nehar [meridyen] dairesi. 


F 


= Hakfkf iifkun simal noktasi. 


ZL 


= 22 Hazfran tulfi'undaki Nisf fadla 




kavsi. 


ZA=Z'A 


= 22 Hazfranda 6 saatlik mahrekler. 


Z'L' 


= 22 Hazfran gurubundaki Nisf 




fadla kavsi. 


LT,BT 


= Giinesin tulfi'undaki sia'lan. 



lir. Ta'dil-i zemanm giinliik degismeleri + 22 saniye ile -30 saniye arasinda olup, bir 
senedeki giinliik kiymetleri, kitabimizin sonundaki cedvelde gosterilmisdir. 

Ahmed Ziya beg diyor ki, (inhitat-i tifuk zaviyesinin aci saniyesi cinsinden kiy- 
meti, rasidin bulundugu yerin iifk-i hissiden metre olarak irtifa'inm kare-kokiiniin 
106,92 ile carpimma miisavidir). istanbuldaki rasida yakin olan en yiiksek yer 
Camlica tepesi olup, yiiksekligi 267 metredir. En biiyiik inhitat-i tifuk zaviyesi 29 da- 
kika olur. Reis-ul-muneccimin Tahir efendi, her giiniin temkinini hesab ederek, 1283 
[m. 1866] de Kahire rasadhane miidiri olunca, hazirladigi cedvelde ve fadil isma'il 
Gelenbevi (Merasid) kitabinda ve Erzurumlu isma'il Fehim bin Ibrahim Hakki, 1193 
de yazdigi tiirkce (Mi'yar-iil-evkat) kitabinda ve mtineccim-basi seyyid Muhammed 
Arif beg, hicri semsi 1286 ve kameri 1326 senesi takviminin sonunda diyorlar ki, (is- 
tanbulun en biiyiik inhitat-i iifk zaviyesi 29 dakika ve iifk-i hakikinin altmda, ya'ni 
sifirm altmda olan bu kadar irtifa'a aid ziyamn inkisan 44,5 dakika ve gunesin (Nisf- 
kutr-i zahirf)si, asgari 15 dakika 45 saniye oldugundan, bu iic irtifa', gunesin haki- 
ki tulu'dan evvel goriilmesine sebeb olurlar. ihtilaf-i manzar ise, sonra goriilmesi- 
ne sebeb olur. ilk iic irtifa'in toplamindan (ihtilaf-i manzar) mikdari olan 8,8 sani- 



185 



ye cikanhnca, bir derece 29 dakika 6,2 saniye olur ki, buna giinesin (irtifa' zaviye- 
si) denir. Giinesin merkezinin hakiki iifukdan guriibundan sonra, arka kenannm, 
bu guriib vaktinden, bu irtifa' zaviyesi kadar, daha asagiya, ya'ni iifk-i ser'iye ine- 
rek, ziyamn en yiiksek tepeden gayb olmasi icin gecen zemana (Temkin) denir. [Me- 
sela, CASIO hesab makinasi ile,] Herhangi bir giinde, Istanbulda giinesin merke- 
zinin iifk-i hakikiden hakiki gurubu ve iist kenannm iifk-i ser'iden ser'i gurubu vakt- 
lerindeki hakiki iifka nazaran irtifa'lan olan sifir derece ve eksi bir derece 29 daki- 
ka 6,2 saniye irtifa'lar icin, nemaz vaktlerini bulmakda kullamlan diistur ile, bu iki 
guriib vaktinin fadl-i dair zemanlan hesab edilir. Zeval vaktinde hakiki zevali sa- 
at sifir oldugu icin, iki gurub vakti, fadl-i dair zemani kadar olur. iki vakt arasmda- 
ki zeman farki (Temkin) olur). Mesela 21 Mart ve 23 Eyliilde irtifa' zaviyesi 1 de- 
rece 29 dakika 6,2 saniye, giinesin merkezinin, hakiki iifukdan bu irtifa' mikdan al- 
calmasi icin, mahreki iizerinde gidecegi zeman, ya'ni temkin 7 dakika 52,29 saniye- 
dir. Nemaz vaktleri diisturunda meyl-i sems ve ard-i belde bulundugundan bir seh- 
rin temkin zemani, Ard derecesi ve gun ile degismekdedir. Bir sehrin temkin mik- 
dan, her gun ve her saat aym degil ise de, her sehr icin, vasati bir Temkin zemani 
vardir. Bu temkin mikdarlan kitabimizin sonundaki cedvelde bildirilmisdir. Hesab 
ile bulunan Temkin mikdarlanna iki dakika ihtiyat ilave ederek, Istanbul icin Tem- 
kin, vasati on dakika kabul edilmisdir. Ard derecesi 44 dereceden az olan bir yer- 
de, bir senedeki a'zami ve asgari temkin mikdarlarmm farki bir iki dakika kadar- 
dir. Bir sehrde tek bir temkin vardir. Bu da, herhangi bir nemazin hakiki vaktinden 
ser'i vaktini bulmak icin kullamhr. Her nemaz icin, ayn ayri temkinler yokdur ve 
zahiri vaktlerde de temkin yokdur. Temkin mikdarim bir ihtiyat zemani zan ederek, 
imsak vaktini 3-4 dakika gecikdirenin orucu ve gurubu 3-4 dakika one alanm oru- 
cu ve aksam nemazmm fasid olacagi (Diirr-iyekta)da da yazihdir. Bir mahalde, sem- 
sin meyli ve Temkin mikdan ve ta'dil-i zeman her an degisdikleri icin ve hakiki gu- 
rubi zeman birimleri, hakiki zevali zemanlarimn birimlerinden ciiz'i farkh oldugu 
icin, hesab olunan nemaz vaktleri, tam dogru olmaz. Vaktin girdiginden emin olmak 
icin, hesab ile bulunan Temkin mikdarma 2 dakika ihtiyat zemani ilave edilmisdir. 
Uc nev'i guriib vardir: Semsin merkezinin hakiki irtifa'imn sifir oldugu vakte 
(Hakiki gurub) denir. ikinci guriib, arka kenann, rasidm bulundugu mahallin zahi- 
ri iifuk hattina nazaran zahiri irtifa'imn sifir oldugu, ya'ni bu iist kenannm, mahal- 
lin iifk-i zahiri hattmdan gayb oldugunun goriildiigii vaktdir. Buna (Zahiri gurub) de- 
nir. Uciincii gurub, arka kenann, ser'i iifka nazaran irtifa'imn sifir oldugu hesab olu- 
nan vaktdir. Buna (Ser'i gurub) denir. Bir sehrde bir aded ser'i iifuk vardir. Bu tic gu- 
rubdan, zahiri gurubu gormek mu'teber oldugu biitiin fikh kitablannda yazihdir. Hal- 
buki, her yiikseklik icin, muhtelif zahiri iifuk hatlan vardir. fjfk-i ser'iden guriib, en 
yiiksek tepeden bakinca goriilen zahiri guriib ise de, bu gurub vakti ve hakiki gurub 
vakti riyadi gurubdur. Ya'ni daima hesab ile bulunur. Hesab ile bulunan riyadi ha- 
kiki gurub vaktinde, gtines yiiksek yerlerin zahiri iifuk hatlarmdan gurub etmemis go- 
riiliir. Bu hal, aksam nemazinm ve iftar vaktinin, birinci ve ikinci guriib vaktlerinde 
degil, bunlardan daha sonra, ser'i guriib vaktinde oldugunu gostermekdedir. Ewe- 
la hakiki guriib, bundan sonra zahiri guriiblar, en sonra, ser'i gurub olur. Tahtavi, (Me- 
rakil-felah) hasiyesinde diyor ki, (Semsin gurub etmesi, iist kenannm iifk-i zahiri hat- 
tmdan gayb oldugunu gormek demekdir. Ufk-i hakikiden gayb olmasi degildir). 
Giinesin iifk-i zahiri hattmdan batmasi, iifk-i sathiden guriib etmesi demekdir. ikin- 
diyi kilamryan, aksami kildikdan ve orucunu bozdukdan sonra, tayyare ile garb ta- 
rafina giderek, giinesi gorse, ikindiyi eda ve giines batinca aksami i'ade ve bayram- 
dan sonra orucunu kaza eder. Tepeler, binalar ve bulutlar sebebi ile zahiri gurub go- 
rtilemiyen yerlerde, guriib vaktinin, sarkdaki tepelerin kararmasi ile anlasilacagi ha- 
dis-i serifde bildirilmisdir. Bu hadis-i serif, (Tulu' ve gurub vaktleri hesab edilirken, 
giinesin hakiki ve zahiri irtifa'lan degil, ser'i iifukdan olan ser'i irtifa'larimn kulla- 
mlacagini) ya'ni, Temkin mikdarim hesaba katmak lazim oldugunu gostermekdedir. 

-186- 



Biitiin nemazlarm ser'i vaktlerini hesab ederken de, bu hadis-i serife uymak, ya'ni 
temkin zemanlarmi hesaba katmak lazimdir. Ciinki hesab ile hakiki riyadi vaktler bu- 
lunur. Bir nemazin hakiki vakti ile ser'i vakti arasinda bir temkin zemani fark var- 
dir. Bir sehrin en yiiksek mahalline mahsus olan temkin zemani degisdirilemez. 
Temkin zemani azaltilirsa, ogle ve daha sonraki nemazlar, vaktlerinden evvel kilm- 
mis olur. Oruca da, sahur vakti gecdikden sonra baslamlmis olur. Bu nemazlar ve oruc- 
lar sahili olmazlar. 1982 senesine kadar, Tiirkiyede temkin zemamni kimse degisdir- 
memis, biitiin Alimler, Veliler, Seyh-iilislamlar, Miiftiler, biitiin muslimanlar, asrlar 
boyunca nemazlarim ser'i vaktlerinde kilmislar ve oruclarma ser'i vaktlerinde bas- 
lamislardir. Tiirkiye gazetesinin hazirlamis oldugu divar takvimlerinde, temkin ze- 
mani degisdirilmemis, nemaz ve oruc vaktleri, dogru olarak bildirilmisdir. 

Bir nemazin evvel vaktini, ser'i iifka nazaran hesab etmek icin, giinesin bu nema- 
za mahsus olan irtifa'im bilmek lazimdir. Giinesin [merkezinin] meyli bilinen bir giin- 
deki ve arz derecesi bilinen bir mahaldeki mahreki iizerinde, hakiki iifka nazaran 
nemazin irtifa'ina ulasdigi hakiki vaktinin, zevalden veya gece yansindan farkim bil- 
diren hakiki giines zemani hesab edilir. Bu zemana (Fadl-i dair=Zeman farki) de- 
nir. Bir nemaza mahsus olan hakiki irtifa'i ogrenmek icin, fikh kitablannda yazih 
olan nemaz vakti basladigi anda, (Rub'-i daire) tahtasi veya Usturlab ile, giinesin 
iist kenarmm riyadi iifka gore, irtifa'i olciiliir. Bundan, hakiki irtifa'i hesab edilir. 
[Sekstant ile, iifk-i zahiri hattindan olan zahiri irtifa' olciilmekdedir.] Sema kiire- 
sindeki KSG kiirevi musellesinin GK kenar kavsi, GD meyl kavsinin temami, KS 
kenar kavsi, KF irtifa'i kutbun ya'ni arz-i beldenin temami ve SG kavsi, GN haki- 
ki irtifa'inin temamidir. [s. 185 deki sekl: 1]. Miisellesin K kutup noktasmdaki H za- 
viyesinin ve bu zaviye karsismdaki GA kavsinin derecesi, Fadl-i dairdir. Bunun de- 
recesi hesab edilip, dort misli alinarak, hakiki zemana cevrilir. Fadl-i dair zemani- 
nm mikdan, hakiki veya gurubizeval vakti ile veya gece yansi ile muamele edile- 
rek, hakiki zevalive gurubizemanlara gore nemazm (Hakiki vakti) elde edilir. Son- 
ra, gurubivaktden bir temkin cikanlarak ezani yapihr. Zevaliye ta'dil eklenerek va- 
satiyapihr. Sonra, bu ezani ve vasatigurubivaktlerden, bu nemazin (Ser'i vakti) el- 
de edilir. Bunun icin, giinesin kenarmin, ser'i iifukdan, bu nemazin irtifa'inda oldu- 
gu vakt ile, merkezinin hakiki iifukdan bu irtifa'da oldugu vakt arasmdaki (Tem- 
kin zemani) hesaba katilir. Ctinki, bir nemazin hakiki vakti ile ser'i vakti arasmda- 
ki zeman farki, hakiki iifuk ile ser'i iifuk arasmdaki zeman farki kadardir. Bu da, 
(Temkin zemani)dir. Giinesin ser'i iifukdan gecmesi, hakiki iifukdan gecmesinden 
evvel olan, zevalden evvelki vaktler icin, hesab ile bulunan hakiki vaktden temkin 
cikanhnca, ser'i vakt olur. imsak ve tulu' vaktleri boyledir. Ahmed Ziya beg ve Ke- 
dusi (Rub'-i daire) kitablannda diyor ki, (Fecr, giinesin on kenari ser'i iifka 19 de- 
rece yaklasmca baslar. Hesab ile bulunan hakiki fecr vaktinden temkin zemani ci- 
kanlarak, hakiki zemana gore, ser'i imsak vakti elde edilir). (Kedusi)nin (irtifa' ri- 
salesi)ni terceme eden, Fatih medresesi ders-i amlarmdan Hezargradh Hasen Sev- 
ki efendi, dokuzuncu babmda diyor ki, (Buldugumuz hakiki imsak vaktleri temkin- 
sizdir. Oruc tutacak kimsenin bundan onbes dakika, ya'ni iki temkin zemani evvel, 
oruca baslamasi lazimdir. Boylece, orucu fasid olmakdan kurtulur). Goruliiyor ki, 
ser'i ezani imsak vaktini bulmak icin, hakiki gurubi vaktden temkin zemanmm iki 
mislini cikarmakda, iki temkin cikanlmaz ise, orucun fasid olacagmi bildirmekde- 
dir. [Gurubi vaktden ser'i vakti bulmak icin bir temkin, gurubi vakti ezani vakte ce- 
virmek icin de ikinci temkin cikanlmakdadir.] Ibrahim Hakki hazretlerinin, Erzu- 
ruma gore hazirladigi senelik evkat-i ser'iyye cedvellerinde ve Mustafa Hilmi efen- 
dinin 1307 tarihli (Hey'et-i felekiyye) kitabmda da, ezani saat ile, fecr ve tulu' ha- 
kiki vaktlerini, ser'i vakte cevirmek icin, temkin zemanmin iki misli cikanlmis ol- 
dugunu gordiik. Alibin Osmanin (Hidayet-iil-miibtedr fiMa'rifet-il-evkat bi-rub- 
id-daire) kitabmda da boyle yazihdir. Kendisi 801 [m. 1398] de vefat etmisdir. Gii- 
nesin ser'i iifukdan gecmesi, hakiki iifukdan gecmesinden daha sonra olan, zeval- 

-187- 



den sonraki vaktlerde, ser'i vakti bulmak icin hakiki vakte temkin Have edilir. 
Zuhr, asr, gurub, istibak ve isa vaktleri boyledir. A.Ziya beg, bu kitabinm zuhr vak- 
ti kismmda diyor ki, (Vasati saat ile hakiki zeval vaktine temkin zemani ilave edi- 
lince, vasati saat ile ser'i zuhr vakti olur.) Gurubi zemana gore bilinen bir vakti eza- 
ni zemana cevirmek icin, daima bir Temkin cikanhr. Ogle ve sonraki gurubi iifkla- 
ra gore bilinen bir vakti, ser'i iifka gore olan ser'i vakte cevirmek icin bir Temkin 
Have ediliyor. Sonra bunu ezani vakte cevirmek icin, bir temkin cikanliyor. Netice- 
de, bu nemazlarm ezani vaktleri, gurubi vaktlerinin aym olmakdadir. Hakiki veya 
gurubi zemana gore bulunan ser'i vaktler, vasati ve ezani zemanlara cevrilerek, tak- 
vimlere yazilir. Bulunan vaktler, riyadi zemana gore, riyadi vaktlerdir. Riyadi ze- 
mana gore riyadi vaktler, saat makinelerindeki mer'i vaktleri de gostermekdedir. 

TENBIH: islam alimleri, gurubi hakiki zeval vaktinden, ezani hakiki zemana go- 
re zuhr vaktini elde etmek icin, bundan gurub vaktindeki temkini tarh ve zeval vak- 
tindeki ser'i vakti bulmak icin, temkin zemanim ilave etmisler ve yine gurubi zeval 
vaktini bulmuslardir. Bu hal, zuhr vaktindeki temkin mikdarmm, hakiki ve ser'i iifuk- 
lar arasindaki zeman farkma, ya'ni gurub vaktindeki temkin mikdanna miisavi ol- 
dugunu gostermekdedir. Bunun gibi, biitun nemazlarm ser'i vaktlerindeki temkin 
zemanlan, tulu' ve gurub vaktlerindeki temkin zemanlarma miisavidir. (El-Hada- 
ik-ul-verdiyye)de diyor ki, (Ibni Satir Alibin Ibrahim, (En-neful'am) kitabmda, her 
arz derecesinde kullamlabilen Rub'-i daireyi anlatmakdadir. Samda Emevi ca- 
mi'ine (Basita) denilen giines saati yapdi. 777 [m. 1375] de vefat etdi. Halid-i Bag- 
dadinin halifelerinden Muhammed bin Muhammed Hani, bunu 1293 [m. 1876] de 
tecdid etdi ve aynca, (Kcsf-iil-kina'an ma'rifet-il vakt minel-irtifa') kitabim yazdi). 

Osmanh alimlerinin en yiiksek makami olan (Mesfhat-i islamiyye)nin hazirladi- 
gi 1334 [m. 1916] senesinin (ilmiyye salnainesi) ismindeki takvimde ve Istanbul iini- 
versitesi Kandilli rasadhanesinin 1958 tarih ve 14 saydi (Tiirkiyeye mahsus Evkat-i 
ser'iyye) kitabmda, nemazlarm ser'i vaktlerini ta'yin ederken, Temkin mikdarmm he- 
saba katildigini goriiyoruz. Hakiki din adamlarmdan ve hey'et ilmi mutehassislarm- 
dan meydana gelen hey'etimizin en modern aletlerle yapdigi rasad ve hesablarla bu- 
lunan nemazlarm ser'i vaktlerinin, islam alimlerinin asrlardan beri hesab ile ve 
(Rub'-i daire) aleti ile bulduklan vaktlerin aym oldugunu gordiik. Bunun icin, tem- 
kin zemanlarim ve dolayisi ile nemaz vaktlerini degisdirmek caiz degildir. 

Saat makinelerinde, bir vasati gun, 24 saatdir. Hakiki zeval vaktinde, zemanla- 
n olcen, mesela kol saatimiz, 12 de iken bashyarak, ertesi giin 12 ye kadar gecen 
tam 24 saatlik zemana bir (Vasati giin) denir. Vasati giinlerin uzunluklan hep ay- 
nidir. Yine, zeval vaktinde kol saatimiz 12 iken bashyarak, ertesi giin zeval vakti- 
ne kadar gecen zemana bir (Hakiki giin) denir. Bu giiniin uzunlugu, giinesin mer- 
kezinin miiteakib iki giinde nisfiinnehardan gecisi arasindaki zeman olup, senede 
dort def'a, vasati giiniin uzunluguna miisavi olur. Diger giinlerde, ikisinin giinliik 
uzunluklan arasmda, (Ta'dil-i zeman)m giinliik tehavvulii kadar fark hasil olur. (Gu- 
rubi giin)iin uzunlugu, giines merkezinin iifk-i hakikiden miiteakib iki gurubu ara- 
sindaki zemandir. (Ezani giin), giinesin iist [arka] kenannin bir yerin iifk-i ser'isin- 
den miiteakib iki ser'i gurubu arasindaki zemandir. Ezani saat makinesi, bu gurub 
goriiliince 12 yapihr. Ezani giiniin uzunlugu, gurubi giin uzunlugunun aym ise de, 
bundan (Temkin zemani) sonra baslamakdadir. Gurubi bir giinde sems, tek bir ga- 
ye irtifa'ina, hakiki zevali bir giinde ise, farkh iki irtifa'a cikip indigi icin, bu iki gii- 
niin uzunluklan, bir iki dakika farkh olur. Bu farklardan dolayi, hakiki ve guru- 
bi giinlerin birer saatleri arasmda birkac saniye fark mevcud ise de, bu farklar Tem- 
kinlerde yapilan ihtiyatlar ile izale edilmekdedir. Saat makineleri, ezani veya va- 
sati zemani gosterir. Hakiki ve gurubi zemanlan gostermez. Herhangi bir giinde, 
ser'i gurub vaktinde, saat makinemizin ayanm 12 yapahm. Ertesi giin, giinesin ar- 
ka kenannm iifk-i ser'iden tekrar gurub etmesi, vasati giin uzunlugundan, ya'ni 24 

-188- 



saatden bir dakikadan az farkli olur. Hakiki ve vasati giin uzunluklan aym iken, 
sonraki giinlerde hasil olan farklara (Ta'dfl-i zeman) denir. Gece-giindiiz uzunluk- 
lannin ve gurubi ve ezani zemanlann (Ta'dil-i zeman) ile alakasi yokdur. Ezani sa- 
atlarda giin ve saat uzunluklan, hakiki giinesin giin saat uzunluklan kadardir. Bu- 
nun icin, hergiin gurub vaktinde, ayarlan 12 yapilarak, vasati giin uzunlugunu de- 
gil, hakiki giin uzunlugunu gosterirler. 

Ezani saat makinesinin ayan, her aksam, vasati saate gore hesab edilen ser'i gu- 
rub vaktinde 12 yapihr. Hergiin, gurub vakti gerilerken ileri, ilerlerken geri ahmr. 
Vasati bir ezani giin uzunlugu ve Ta'dil-i zeman yokdur. 1193 [m. 1779] senesin- 
de Erzurumda hazirlanmis olan (Mi'yar-i evkat) takviminde diyor ki, (Golgenin 
en kisa oldugu hakiki zeval vaktinde, ezani saat makinesi, takvimde yazih zuhr vak- 
tinden, temkin zemani geri ahmr). Ezani saat makinesinin ayanm tashih icin, va- 
sati saat herhangi bir nemaz vaktine gelince, ezani saat de, bu nemazm, takvim- 
de yazih vaktine getirilir. Vasati ve ezani saatleri ayarlamak icin, bir noktadan ge- 
cen (Nisf-iin-nehar) ve kible istikametlerinde iki hat cizilir. Bu noktaya bir cubuk 
dikilir. Cubugun golgesi, birinci hat iizerine gelince, saat makinesi zeval vaktine, 
ikinciye gelince, kible saatine getirilir. Gurub vaktinin degismesi bir dakikadan az 
oldugu giinlerde, ezani saatin ayan degisdirilmez. Istanbulda alti ayda 186 daki- 
ka ileri, alti ayda da 186 dakika geri almmakdadir. Bu saat makineleri, zeman mik- 
darlanm, ezani giiniin basladigi vakte gore olcmekdedir. Nemaz vaktleri ise, gu- 
rubi giine gore hesab ediliyor. Ezani giin, gurubi giinden (Temkin zemani) sonra 
basladigi icin, hesab ile bulunan gurubi vaktlerden Temkin cikanlarak, nemaz vakt- 
leri, ezani vakte cevrilir. Gurubi ve ezani zeman hesablannda, ta'dil zeman hie kul- 
lanilmaz. 

Erd [yer] kiiresi, kendi mihveri [ekseni] etrafmda batidan doguya dondiigti 
i(?in, dogudaki yerler, batidaki yerlerden daha once giinesi goriiyor. Doguda ne- 
maz vaktleri daha once geliyor. Erdin iki kutbundan gecen, iicyiizaltmis tul [me- 
ridyen] yanm dairesi diisiiniilmiis ve Londra sehrinden gecen yanm cenber, bas- 
langic olarak kabul edilmisdir. Miiteakib iki yanm cenber arasinda bir derecelik 
zaviye [aci] vardir. Yer kiiresi donerken, bir sehr, bir saatde, onbes derece sarka 
[doguya] gidiyor. Aralarmda bir tul [boylam] derecesi uzaklik olan aym arz dere- 
cesindeki iki sehrden, sarkda olanda, nemaz vaktleri dort dakika once oluyor. Ay- 
m tul dairesi iizerinde bulunan yerlerin miisterek tek bir hakiki zeval vaktleri var- 
dir. Gurubi zeval ve zuhr vaktleri ve diger nemaz vaktleri, arz derecelerine gore 
birbirlerinden farkhdir. Arz dereceleri artdikca, tulu' ve gurub vaktleri, yazm 
zeval vaktinden uzaklasir. Kisin yaklasir. Herhangi birseyin mikdan, belli bir 
yerden, mesela sifirdan baslayarak olctiltir. Sifirdan daha uzak olana daha cokdur 
denir. Saat makinesini sifirdan baslatmak, ayanni sifira veya 12 ye getirmekle olur. 
Belli bir hadisenin [isin] basladigi zemana, bu hadisenin (vakt)i denir. Sadaka-i fit- 
nn vacib olma zemani boyledir. Ya'ni, bayramin birinci giinti, fecr tulu' ederken 
vacib olur. Bir saat evvel imana gelen veya diinyaya gelen veya bir saat sonra olen 
kimselere vacib olur. Bir saat sonra imana veya diinyaya gelene vacib olmaz. Bir 
vakt, bir an kadar kisa zeman olabilecegi gibi, uzun bir zeman parcasi da olabilir. 
Bu takdirde, bu vaktin evveli ve sonu olur. (Ser'i zeval vakti) ve (Nemaz vaktle- 
ri) ve (Kurban kesmenin vacib olmasi) boyledir. 

Doguda bulunan sehrlerdeki mahalli zeman makinelerinin ayarlan, batida bu- 
lunan sehrlerdeki mahalli zeman makinelerinin ayarlarmdan ileri olur. Zuhr vak- 
ti, ya'ni ogle nemazimn ser'i vakti, her yerde, hakiki zeval vaktinden Temkin ka- 
dar sonra baslar. Mahalli zeman makinelerinin ayarlan, birbirlerinden, tul dere- 
celerine gore farkli olduklan icin, aym arz derecesi iizerinde bulunan yerlerin ma- 
halli zeman makinelerinde nemaz vaktleri, tul derecelerinin degismesi ile degis- 
mez. Ezani zeman makineleri, eskiden de, simdi de, hep mahallidir. Her mahallin 

-189- 



en yuksek yerleri aym irtifa'da olmiyacagi icin, Temkin zemanlan birbirlerinden 
bir iki dakika fark ederek, ser'i nemaz vaktleri de, bir iki dakika farkli olur ise de, 
Temkin zemanlanndaki ihtiyat mikdarlan, bu farklan izale etmekdedir. Simdi, bir 
memleketin her sehrinde ayarlan aym olan musterek vasati zeman makineleri kul- 
lamhyor. Boyle (miisteiek) [ortak] vasati zeman makineleri kullamlan bir mem- 
leketin aym arz derecesinde bulunan sehrlerinde de, aym bir nemazin musterek 
saate gore vaktleri birbirlerinden baskadir. Aym arz derecesinde bulunan iki 
sehrin tul dereceleri arasmdaki farkm dort kati, bu iki sehrde, aym bir nemazin, 
musterek saate gore olan vaktlerinin dakika farkim gosterir. Kisacasi, arz derece- 
si degisince, ya'ni, aym tul dairesinde bulunan mahallerde, yalmz mahalli ve rntis- 
terek vasati saat makinelerinin ayarlan ve bunlardaki zuhr vaktleri degismez. 
Arz derecesinin mutlak kiymeti artdikca, bir nemaz vaktinin ilerlemesi veya ge- 
rilemesi, vaktin ogleden evvel veya sonra yahud yaz ve kis olmasinda, birbirinin 
aksi olmakdadir. 41 derecedeki vaktlerden, diger derecelerdeki vaktlerin hesab edil- 
mesi, (Rub'-i Daire)nin isti'mali ta'rifemizde bildirilmisdir. Tul derecesi degi- 
since, ya'ni aym arz derecesinde bulunan mahallerde, saat makinelerinin ayarla- 
n ve musterek saat makinesindeki butiin vaktler degisir. 

Londra sehrinin yedibucuk derece sarkmdan ve garbindan gecen iki tul daire- 
si arasmda bulunan her yerde Londramn vasati saati musterek olarak kullamlmak- 
dadir. Buna (Bati Avrupa zemani) denir. Sarkda yedibucuk derecedeki tul daire- 
si ile yirmiikibucuk dereceden gecen tul dairesi arasmda kullamlan musterek va- 
sati saat, Londra saatinden bir saat ileridir. Buna (Orta Avrupa zemani) denir. Yir- 
miikibucuk dereceden gecen tul dairesi ile otuzyedi bucuk dereceden gecen tul da- 
iresi arasmdaki yerlerin hepsinde (Dogu Avrupa zemani) kullamhr. Bu saat, 
Londra saatinden iki saat ileridir. Daha sarkda olan (Yakm sark), (Orta sark) ve 
(Uzak sark) zemanlan da, Londra zemanmdan (ic, dort ve bes saat ileridirler. Erd 
kiiresi iizerinde, birbirlerinden birer saat farkli, 24 musterek saat mmtikasi vardir. 
Bir memleketde bulunan onbesin katlan kadar derecelerden gecen (Saat basi 
tul yarim daireleri)nden biri iizerindeki yerlerin vasati mahalli zeman makinele- 
rinin musterek olan ayarlan, o memleketin (Mii$terek saat)i olarak kabul edilmis- 
dir. Tiirkiyenin musterek saati, izmit, Ktitahya, Bilecik ve Elmah sehrlerinden ge- 
cen 30 dereceli saat basi tul yarim dairesinin mahalli vasati saatinin ayarmda 
olup, dogu Avrupa saatidir. Ba'zi devletler, siyasi veya iktisadi sebeblerle, mus- 
terek saatlerin bu cografi taksimine uymamakdadir. Fransa, ispanya, Orta Avru- 
pamn musterek saatini kullanmakdadir. Musterek saatlerinin ayarlan birbirlerin- 
den farkli olan memleketlerin zeman makinelerinde, herhangi bir vaktde, yalmz 
saatleri gosteren rakamlar, birbirlerinden farkhdir. Sarkdaki memleketin miiste- 
rek saatinin rakami, garbdaki memleketin musterek saatinin rakammdan daha [ile- 
ri] biiyiikdur. 

Bir nemazin, Tiirkiyenin herhangi bir sehrindeki mahalli vasati saate gore olan 
vakti ile, musterek saate gore olan vakti arasmdaki fark, bu sehrin tul derecesi ile 
30 derece arasmdaki farkm dort misli dakikadir. Sehrin tul derecesi 30 dan fazla 
ise, bu fark, mahalli saatden cikanlarak 30 dereceden az ise mahalli saate eklene- 
rek, bu nemazin musterek saate gore vakti hasil olur. Mesela, Mayisin birinci gii- 
nii, bir nemaz vakti, Kars sehrinin mahalli vasati saatine gore 7 sa. 00 dakika ol- 
sun. Karsm arz derecesi 41, tul derecesi 43 dur. Bu tul derecesi, 30 dan fazla oldu- 
gundan, Karsin mahalli saati, musterek saatden ileridir. Bu nemazin musterek sa- 
ate gore Karsdaki vakti, 7 den 13x4=52 dakika evvel olur ki, 6 yi sekiz dakika ge- 
cedir. 

Gurubizemana gore zeval vakti ile, o yerdeki hakikigiines zemamna gore ha- 
kiki gurub vaktinin toplami, 12 dir. Ciinki, bu ikisinin toplami, sabah gurubi saat 
12 den hakiki gurub vaktine kadar olan zeman olup, takriben 12 hakiki saatdir. Yaz 

-190- 



aylan icin, sahife 193 deki sekle bakiniz! Hakiki ve gurubi zeman birimleri birbir- 
lerinin takriben aynidir. 

(1) Gurubi zemana gore zeval vakti + Hakiki zemana gore gurub vakti = 12 

dir. Hakiki giindiiz uzunlugunun yansi ile gece uzunlugunun yansmin toplami, 12 
hakiki saatdir. Ya'ni: 

(2) Hakiki gece uzunlugunun yansi + Hakiki zemana gore gurub vakti = 12 

dir. (1) ve (2) miisavatlan karsilasdinlmca: 

(3) Gurubi zemana gore zeval vakti = Hakiki gece uzunlugunun yansi olur. Gu- 
rubi zemana gore zeval vakti, sabah gurubi saat 12 den hakiki zeval vaktine kadar- 
dir. Sabah gurubi 12 vakti, gece yansmdan giindiiz zemanimn yansi kadar sonra- 
dir. Tulu' vaktinden kism evvel, yazin sonradir. Sabah nemazimn ve orucun evvel 
vakti, fecr-i sadik vakti ile baslar. Bu vakt, gurub vaktinde 12 den baslayan ezani 
saatin fecr vaktine gelmesinden anlasihr. Yahud, gece yansi 12 den baslayan va- 
sati saatin fecr vaktine gelmesinden anlasihr. Semsin tulu'u gece yansi 12 den, ge- 
ce muddetinin yansi kadar sonra veya gurub vaktindeki 12 den, gece miiddeti ka- 
dar sonra veya zevalden giindiiz muddetinin yansi kadar evvel baslar. Sabah gu- 
rubi saatin 12 vakti, gurub vaktindeki 12 den, 12 saat sonra veya gece yansi 12 den 
giindiiz muddetinin yansi kadar sonra veya hakiki zeval vaktinden gece yansi mud- 
detinin yansi kadar evveldir. Tulu' vakti ile sabahin 12 vakti arasmda, gece ve giin- 
diiz uzunluklarimn yanlari arasmdaki fark kadar fark vardir. Bu hesablann hep- 
si hakiki giines zemanma gore yapihr. Hakiki giines zemanlan, hesabdan sonra va- 
sati giines zemanina ve bu da miisterek zemana cevrilir. Gurubi zemana gore ze- 
val vaktinin, ezani zemana gore zuhr vakti oldugunu asagida gorecegiz. Bunun icin 
1 Mayisda, ezani zemana gore zuhr vakti 5 saat 6 dakika oldugundan, Istanbulda 
miisterek zemana gore ser'itulu' vakti 4 saat 57 dakika olur. 

Gece ve giindiiz miiddetleri birbirlerine daima miisavi olsaydi, giines, daima 
zevalden alti saat evvel tulu' ve alti saat sonra gurub ederdi. Gece ile giindiiz miid- 
detleri miisavi olmadigi icin, yaz aylarmda, zeval ve gurub vaktleri arasmda 6 saat- 
den bir mikdar fazla zeman vardir. Kis aylarmda, bu vaktler arasmda, bir mikdar 
az zeman bulunur. Alti saatden olan bu zeman farkina (Nisf fadla= Yan fark) zema- 
ni denir. Yaz aylarmda, hakiki gurub vaktleri, zeval vaktinden, 6 ile nisf fadlamn top- 
lami kadar, kis aylarmda ise, 6 dan nisf fadlamn farki kadar, farkh olmakdadir. Gu- 
rubi saatin sabah 12 si ise, zeval vaktinden, bunun aksi kadar farkh olmakdadir. 

Ezani saat ile zuhr vaktini, hakiki ve vasati saat ile tulu' ve gurub vaktlerini bul- 
mak icin, ingiliz riyaziyecisi John Napierin diisturu ile Nisf fadla bulunur. Napi- 
erin diisturu: Bir kiirevidik musellesde [s. 185 deki 2. seklde, TCL miisellesinde], 
dik acidan baska, bes unsurdan birinin cos'ii [temamisinin sin'ii], bu unsura biti- 
sik olan ikisinin cot.larinm [temamilerinin tag.larmm] veya bitisik olmayan ikisi- 
nin sin.lerinin carpimlarma miisavidir. Ancak iki dik kenarlarm kendileri degil, te- 
mamileri hesaba katihr. Buna gore: 

sin (Nisf fadla) = tan meyl [Declination] x tan arz [enlem, Latitude] 
formiilunden hesab makinesi veya logaritme cedveli vasitasi ile, (Nisf fadla) kav- 
sinin derecesi ve bunun dort misli almip hakiki giines zemani dakikasi olarak 
kiymeti bulunur. Bir sehrin Erd iizerindeki ve Semsin semadaki yerleri aym yan 
kiirede ise, nisf fadla zemanimn mutlak kiymeti, hakiki gun uzunlugunun dortde 
biri olan 6 hakiki saate eklenince, o sehrdeki hakiki zemana gore, hakiki gurub vak- 
ti elde edilir. Semsin tulu' vakti ile zeval vakti arasmda da bu kadar zeman vardir. 
Nisf fadlamn mutlak kiymeti 6 dan cikanhnca, aradaki fark, gurubi zemana gore 
hakiki zeval vakti ve hakiki zemana gore [ya'ni gece yansmdan i'tibaren] hakiki 
tulu' vakti olur. Ya'ni, gurubi zemana gore, sabah 12 vakti, hakiki zeval vaktinden, 
bu fark kadar evveldir. Giinesin giinliik meyl dereceleri, kitabm sonundadir. Seh- 

-191- 



rin ve giinesin yerleri, baska yanm kiirede iseler, Nisf fadlanin mutlak kiymeti 6 
ya eklenince, o mahallin gurubi zemana gore hakiki zeval vakti ve hakiki zemana 
gore hakiki tulu' vakti bulunur. 6 saatden cikanlirsa, hakiki zemana gore, o yer- 
deki hakiki gurub vakti olur. 

1 Mayisda giinesin meyli + 14 derece 55 dakika, ta'dil-i zeman + 3 dakika ve Is- 
tanbulun arz derecesi + 41 oldugundan, privileg elektronik hesab makinesinin 14.55 
°??? — »l tan x 41 tan = arc sin x 4 = I— >°;H diigmelerine basilmca, makinenin levha- 
sinda 53 dakika 33 saniye okunur. Nisf fadla 54 dakika ve zevali hakiki zemana go- 
re hakiki gurub vakti, 6 yi 54 dakika gece, mahalli vasati zevali zemana gore 6 yi 
51 gece ve musterek zemana gore 18 i 55 gece ve ileri saate gore 19 u 55 gecedir. 
Ser'i gurub vakti, bunlara Istanbul icin Temkin olan 10 dakika ilave edilerek ileri 
saate gore, ser'i gurub vakti, 20 yi 5 dakika gecedir. Hakiki gundiiz miiddeti 13 saat 
48 dakika ve gece miiddeti, bunun 24 den farki olan, 10 saat 12 dakika olup, nisf 
fadlanin 6 dan farki olan 5 saat 6 dakika, hakiki zemana gore, ya'ni gece yansmdan 
i'tibaren hakiki tulu' vakti ve gurubi zemana gore zeval vaktidir. Ezani zemana go- 
re hakiki zeval vakti, gurubi zemana gore olan hakiki zeval vaktinden Temkin ze- 
mani evvel, ya'ni 4 saat 56 dakikadir. Ezani zemana gore ser'i zuhr vakti, ezani ze- 
mana gore hakiki zeval vaktinden Temkin zemani sonra, ya'ni 5 saat 6 dakika ol- 
makdadir. Ezani zemana gore zuhr vaktinin iki misli olan 10 saat 12 dakika, evvel- 
ki hakiki gece miiddeti olup, bundan 20 dakika [Temkinin iki misli] cikanlirsa, 9 
saat 52 dakika, ezani zemana gore ser'i tulu' vakti olur. 5 saat 6 dakikadan ta'dil 
ve temkin cikanhr ve musterek saate cevrilirse, ser'i tulu' vakti, 4 saat 57 dakika 
olur. Ezani zuhr vaktinin 6 dan farki, Nisf fadla zemamdir. Giinesin meylinin 
mutlak derecesi, a'zami23 derece 27 dakika oldugu icin, Nisf fadlanin a'zamimik- 
dan, formulde Istanbul icin 22 derece ya'ni bir saat 28 dakika ve en uzun gurub vak- 
ti ile en kisa vakti arasmda 176 dakika fark olmakdadir. Tulu vaktleri arasmda da 
aym fark oldugundan, en uzun gundiiz ile, en kisa gtindiiz arasmda, 352 dakika [5 
saat 52 dakika] fark olmakdadir. 

Ekvator iizerindeki yerlerde, her zeman, 21 mart ve 23 eyliilde ise her yerde, 
giinesin meyli, ya'ni tan meyl sifir oldugu icin, Nisf fadla sifir olur. 1 Nisanda gii- 
nesin meyli 4 derece 20 dakika, ta'dil-i zeman - 4 dakikadir. Viyana sehrinin arz 
derecesi 48 derece 15 dakika oldugundan, hesab makinesinin CE/C 4.20 |q»>— »1 tan 
x 48.15 |o»?— »| tan = arc sin x 4 = diigmelerine basmca, Nisf fadla takriben 19 bu- 
cuk dakika olur. Viyananm mahalli vasati saati ile aksam nemazi [ser'i gurub] vak- 
ti 6 saat 33 bucuk dakika olur. Viyananm tul derecesi 16 derece 25 dakika olup, sa- 
at basi tul dairesinin 1 derece 25 dakika sarkmda oldugundan, Londradan bir sa- 
at ileri olan cografi musterek saatine gore aksam nemazi vakti 6 yi 27,5 dakika ge- 
ce olur. Parisin arz derecesi 48 derece 50 dakika oldugundan, Nisf fadlasi 20 da- 
kika, mahalli vasati zemana gore aksam nemazi vakti 6 saat 34 dakikadir. Tulii + 
2 derece 20 dakika sarkda oldugundan, cografi musterek saati ile 6 saat 25 daki- 
ka olur ise de, Fransanm musterek saati, cografi saatden bir saat ileri oldugundan, 
19 saat 25 dakika olur. Newyorkun arz derecesi 41 derece oldugundan, Nisf fad- 
lasi 15 dakika, mahalli vasati saatine gore, aksam nemazi vakti 6 saat 29 dakika- 
dir. Tulii - 74 derece olup, saat basi tul yanm dairesinin 1 derece sarkinda oldu- 
gundan, Londradan [75-^15] bes saat geri olan cografi musterek saatine gore 6 sa- 
at 25 dakika olur. Delhinin arz derecesi 28 derece 45 dakika, Nisf fadlasi 9,5 da- 
kika, mahalli vasati saatine gore aksam nemazi vakti 6 saat 23,5 dakikadir. Tulii 
77 derece olup, saat basi tul yanm dairesinin 2 derece sarkmdadir. Londradan bes 
saat ileri olan musterek saatine gore 6 saat 15,5 dakika olur. 

Trabzon sehrinin arz derecesi, Istanbul gibi, 41 derecedir. Tul derecesi ise 39 de- 
rece 50 dakikadir. 1 Mayis giinuniin Nisf fadlasini bulmak icin, ziya ile cahsan CA- 
SIO hesab makinesinin ON 14 |q»?| 55 l°?»l tan x 41 tan = INV sin x 4 = INV \°-»->\ 

-192- 



dtigmelerine basihnca, makinenin levhasmda 53 dakika 33 saniye goriiliir. Bu 
da, takriben 54 dakika olur. Muhtelif hesab makinelerinin kullanilmalan birbir- 
lerinin aym degildir. Mahalli vasati zemana gore gurub vakti, Istanbul gibi, 7 yi 01 
dakika gece ve miisterek zemana gore, bundan 39 dakika once, ya'ni 6 yi 22 gece 
olur. Mekke-i miikerremenin arz derecesi 21 derece 26 dakika, tul derecesi, Trab- 
zon gibi, 39 derece 50 dakikadir. 1 Mayis giinii icin Nisf fadlasi, 24 dakika olur. Ma- 
halli vasati zemana gore gurub vakti 6 yi 31 dakika gece ve 30 dereceden gecen sa- 
at basi tul yanm dairesi icin olan miisterek saate gore 39 dakika evvel, ya'ni gu- 
rub vakti 5 saat 52 dakika olur. 1 Kasim [Tesrin-i sani] giinii meyl-i sems -14 de- 
rece 16 dakika ve ta'dil-i zeman + 16 dakikadir. Nisf fadla, Istanbul icin 51, Mek- 
ke icin 23 dakika olup, miisterek saate gore gurub vakti, Istanbul icin 5 saat 7 da- 
kika, Mekke-i mukerreme icin 4 saat 52 dakika olur. 1 Kasim giinii, istanbulda ak- 
sam ezanmdan 15 dakika evvel, radyoda Mekkenin aksam ezani dinlenebilir. Yu- 
karda, muhtelif sehrler icin, gurub vaktlerinin hesablannda istanbulun Temkini 
kullamldi. Aym arz derecesinde bulunan sehrlerin, ezani ve mahalli vasati saat ma- 
kinelerinde, nemaz vaktleri birbirlerinden, temkinlerinin farklan kadar farkhdir. 

Mahalli vasati giines zemamna gore zeval vakti, her yerde 12 rakammdan 
ta'dil-i zemamn degismesi kadar, ya'ni yanm dakikadan az degismekde olup, bir 
sene icinde, istanbulda 12 den 16 dakika kadar once veya 14 dakika sonra olur. Miis- 
terek zemana gore, Turkiyenin her yerinde, bu yerin tul derecesi ile 30 derece ara- 
sinda olan tul farkmin dort misli dakika, mahalli vaktlerden evvel veya sonra 
olur. Zeval vaktleri, ezani saat makinesinde, her gun bir iki dakika degisir. Osman- 
hlar zemamnda biiyuk cami'lerde, bu ayarlamayi yapan Muvakkit'ler vardi. 

Ta'dil-i zeman mikdarmi, kolayca bulmak icin ogle nemazinin miisterek zema- 
na gore, mesela istanbuldaki vakti, dogru olduguna giivenilen, bir takvimden bu- 
lunur. Bundan 14 dakika cikanlmca, mahalli vasati giines zemamna gore zeval vak- 
ti olur. Hakiki giines zemamna gore zeval vakti her yerde 12 de oldugu icin, bu iki 
zeval vaktleri arasmdaki zeman farki, ta'dil-i zeman olur. Vasati saat ile zeval vak- 
ti, 12 den noksan ise, ta'dil-i zeman (+), fazla ise (-) olur. 



F.D.= Fadl-i dair 
NF= Nisf fadla zaviyesi 




Tenbih: 6+ (NF) hesablannda NF 
cebri isareti ile kullanilacakdir. 
NF yazin (+}, kisin (-) dir. 



193 



Se'adet-i Ebediyye 1-F:13 



Martin birinci gtinii, ta'dil-i zeman -13 oldugundan, mahalli vasati giines zema- 
nma gore zeval vakti, her yerde 12 yi 13 dakika gece olur. Ogle nemazi vakti, bun- 
dan temkin mikdari sonra olur. Mesela, istanbulda 12 yi 23 gece olur. Herhangi bir 
yerde, miisterek zemana gore, bu yerin tul derecesi ile saatbasi tul yarim dairesi- 
nin derecesi arasmdaki farkin dort kati kadar, mahalli vasati zemana gore olan vakt- 
den once veya sonra olur. Tiirkiyedeki bir yerin tul derecesi, 30 dan fazla ise on- 
ce, noksan ise sonra olur. Boylece, miisterek zemana gore ogle nemazi vakti An- 
karada takriben 12 yi 11 dakika ve istanbulda 12 yi 27 dakika gecedir. Miisterek 
saat makinesi, bu zuhr vaktine gelince, ezani saat makinesi, msf fadla ile bulunan 
zuhr vaktine getirilirse, ezani saat makinesinin o gunkii ayan yapilmrs olur. En yiik- 
sek yerin yiikseklik mikdari bilinmiyorsa, en yiiksek yerden ziyanin gayb oldugu 
vakt ile iifk-i hissiden gurubun goriildugii vakt arasmdaki zeman, yahud en yiik- 
sek yerden ziyanin gayb oldugu vaktde 12 yapilan ezani saat makinesi, msf fadla 
ile bulunmus olan zuhr vaktine gelince, mahalli vasati saat makinesinin gosterdi- 
gi vakt, ta'dil-i zeman ile mu'amele edilirse, neticenin 12 den farki olan zeman, ya- 
hud mahalli vasati saate gore, en yiiksek yerde ziyanin gayb oldugu vaktden msf 
fadla ile bulunan gurub vaktinin farki, o mahallin (Temkin zemani) olur. Yahud, 
ta'dil-i zeman + ise mahalli vasati zemana gore, takvimde yazih olan zuhr vakti- 
nin 12 den farki ile ta'dil toplamnca ve - ise bu farkdan ta'dil cikanlinca (Temkin 
zemani) olur. 

Ibni Abidin ve Safi'i (El-envar) ve maliki (El-mukaddemet-iil-izziyye) serhin- 
de, (Mizan-iil-kiibra) da diyor ki, (Nemazm sahih olmasi icin, vakti girdikden 
sonra kilmmasi ve vaktinde kilmdigmi bilmek sartdir. Vaktin girdiginde siibheli 
olarak kihp, sonra vaktinde kilmis oldugunu anlarsa, bu nemazi sahih olmaz. 
Vaktin bilinmesi, vaktleri bilen adil bir muslimanm okudugu ezani isitmekle olur. 
Ezani okuyan adil degil ise, [veya adil miislimanm hazirladigi takvim yoksa], 
kendisi vaktin girdigini arasdinp, kuvvetli zan edince kilmalidir. Fasikin veya 
adil oldugu bilinmeyen kimsenin, kibleyi gostermesi, temiz, necs, halal, haram gi- 
bi dinden olan seylere sehadet etmesi [soylemesi] de, ezan gibi olup, ona degil, ken- 
di arasdinp anladigma uymasi lazimdir.). 

Sabah nemazmi her mevsimde (isfar) etmek, ya'ni ortahk aydinlanmca kilmak 
mtistehabdir. Cema'at ile ogle nemazmi, yazm sicakda gee, kis giinleri ise, erken 
kilmak miistehabdir. Aksam nemazmi her zeman erken kilmak miistehabdir. 
Yatsiyi, ser'i gecenin ya'ni gurubdan fecre kadar olan zemanm iicde biri olunca- 
ya kadar gee kilmak miistehabdir. Gecenin yansmdan sonraya birakmak tahrimen 
mekruhdur. Bu gecikdirmeler, hep cema'at ile kilanlar icindir. Evinde yalniz ki- 
lan, her nemazi vakti girer girmez kilmalidir. (Kiinuz-iid-dekaik)da yazih ve Ha- 
kimin ve Tirmiizinin bildirdikleri hadis-i serifde, (ibadetlerin en kiymetlisi, evvel 
vaktinde kihnan nemazdir) buyuruldu. (izalet-iil hafa)nm besyiizotuzyedinci sa- 
hifesinde yazih, (Muslim) kitabmdaki hadis-i serifde, (Bir zeman gelecek, amir- 
ler, imamlar, nemazi oldiirecekler, vaktinden sonraya birakacaklardir. Sen, nema- 
zmi vaktinde kil! Senden sonra, cema'at olurlarsa, onlarla da, tekrar kil! ikinci kil- 
digin nafile olur) buyuruldu. ikindiyi ve yatsiyi, imam-i a'zamm kavline gore kil- 
mak ihtiyath olur. Uyanamayan, vitri yatsidan hemen sonra kilmalidir. Yatsidan 
evvel kilarsa, sonra tekrar kilar. Uyanabilen ise, gecenin sonunda kilmalidir. 

Ahmed Ziya beg, 157. ci sahifede diyor ki, bir beldede, mahalli vasati zemana 
gore ma'liim olan bir nemazm ser'i vakti ile, o giinkii ta'dil-i zemanm cebrsel top- 
lami, hakiki gtines zemanma gore vakt olur. Bunun ile, Ezani zemana gore olan zuhr 
vakti toplamp, bir temkin cikanhrsa, bu nemazm Ezani zemanma gore ser'i vak- 
ti elde edilir. Mecmu' 12 den fazla olursa, bu fazlahk, ezani vakt olur. Mesela, Mar- 
tin birinci gtinii, giines istanbulda miisterek zemana gore saat 18.00 de batiyor. Gu- 
rub vaktindeki Ta'dil-i zeman -12 dakika oldugundan, istanbulda hakiki giines ze- 

-194- 



mamna gore ser'i gurub vakti 5 saat 44 dakikadir. Ezani zemana gore, ser'i zuhr 
vakti 6 saat 26 dakika oldugundan, giinesin batmasi: 6 saat 26 dakika +5 saat 44 da- 
kika -10 dakika=12 olur. Genel olarak: 

(1) Ezani zemana gore vakt = Hakiki zemana gore aym andaki vakt + Ezani ze- 
mana gore zuhr vakti - O mahallin temkin zemani 

(2) Hakiki zemana gore vakt = Ezani zemana gore vakt + Hakiki zemana gore 
ser'i gurub vakti 

dir. Ikinci miisavatda, gurub vakti vasatiise, bulunan zevali vakt de vasatf olur. ikin- 
ci miisavatdan: 

(3) Ezani zemana gore vakt = Hakiki zemana gore vakt - Hakiki zemana gore 
ser'i gurub vakti 

de olur. Buradaki gurub vakti, hakiki vaktden biiyiik ise, hakiki vakte 12 ilave edi- 
lip, sonra cikanhr. 

(2) ve (3) cil miisavatlarda, zevali vaktler, hep hakiki ise de, miisterek vakti ha- 
kikiye ve bulunan hakikiyi tekrar miisterek vakte cevirirken, aym sayilar toplan- 
digi, sonra da cikanldiklan icin, miisterek vakti hakikiye cevirmeksizin yapilan he- 
sablar da, aym neticeyi vermekdedir. Ya'ni: 

(4) Miisterek zemana gore vakt = Ezani zemana gore vakt + Miisterek zemana 
gore ser'i gurub vakti. 

(5) Ezani zemana gore vakt = Miisterek zemana gore vakt - Miisterek zemana 
gore ser'i gurub vakti. 

Yukanda buldugumuz Martin birinci giinii, gurub vakti, (5). ci musavata gore, 
18 - 18 = 0, ya'ni ezani zemana gore 12 de olur. Bunun gibi, Martin birinci giinii, 
ikindi vakti, miisterek zemana gore 15 saat 34 dakika ve gurub vakti 6 saat oldu- 
gundan, ezani zemana gore ikindi vakti: 

15 saat 34 dakika - 6 saat = 9 saat 34 dakika 
olur. Yine bunlar gibi, o gunkii ezani zemana gore imsak vakti 10 saat 52 dakika- 
da oldugundan, miisterek zemana gore imsak vakti, (4) musavata gore: 10 saat 52 
dakika + 6 = 16 saat 52 dakika, ya'ni 4 saat 52 dakika olur. 23 Haziran 1982 Car- 
samba giinii olan 1 Ramezan 1402 giinii hakiki zemana gore istanbulda giinesin gu- 
rub vaktini bulahm: O gun istanbulda ezani zemana gore zuhr, ya'ni ogle nemazi 
vakti 4 u 32 gece ve Ta'dil-i zeman -2 dakikadir. istanbulun hakiki zemana gore 
gurub vakti, bunun 12 den farki olan 7 yi 28 gece olur. Hakiki zemana gore ser'i 
gurub vakti 7 yi 38 gece olur. Vasati giines zemamna gore 19 u 40 gece olur. Tur- 
kiyenin miisterek zemamna gore ise, 19 u 44 dakika gece olur. ileri saat ile 20 yi 
44 gece demekdir. Miisterek zemana gore vakt, gurub vaktinden kiiciik ise, (3).cti 
ve (5).ci diisturlarda bunun 12 veya 24 fazlasi kullamhr. Ahmed Ziya beg, 
Ezani zemana gore vakt = Hakiki zeval vakti + Hakiki vakt... (6) ve 
Hakiki vakt = Ezani vakt - Hakiki zeval vakti... (7) diisturlarmi kullanmakdadir. 

Miineccim basi Mustafa efendi, 1317 [m. 1899] senesindeki ceb takviminde di- 
yor ki, gurubi ve zevali vaktleri birbirlerine cevirmek icin, ogleden once ise, bili- 
nen vakt, ogle nemazimn vaktinden cikanhr. Bulunan fark, diger saatin ogle nema- 
zi vaktinden cikanhr. Ogleden sonra ise, bilinen vaktden, ogle nemazimn vakti ci- 
kanhr. Bulunan fark diger saatin ogle nemazi vaktine ilave edilir. Mesela, 1989 se- 
nesi Haziramn 12. ci giinii imsak vakti, ezani zemana gore 6 yi 22 gecedir. Zuhr vak- 
ti 4 ii 32 gecedir. Fark, 16.32 - 6.22=10 saat 10 dakikadir. Miisterek zemana gore zuhr 
vakti olan 12.14 den cikarmca, miisterek zemana gore imsak vakti 2 yi 4 gecedir. 

Giinesin, belli bir nemaz vaktinin basladigi irtifa'a geldigi vakti bulmak icin, ev- 
vela (Fadl-i dair=Zeman farki) hesab edilir. Fadl-i dair, gundiiz giinesin merkezi- 
nin bulundugu nokta ile zeval vakti arasinda, gece ise, gece yansi arasmda olan ze- 

-195- 



mandir. Fadl-i dair zaviyesine H dersek, kiirevi miiselles [iicgen] formilllerinden: 

. H _ / sm (^ temam-i meyl) x sin (M - temam-i arz-i belde) , , 
2 V sin ( temam-i meyl) x sin ( temam-i arz-i belde) 

miisavati ile hesab edilir. Buradaki M mikdan; kiirevi miisellesin iic kenanna te- 
kabiil eden iic kavsin zaviye mikdarlan toplammin yarisi olup, bu kiirevi miisel- 
les 185. ci sahifedeki birinci seklde gosterilmisdir. 

. , temam-i meyl + temam-i arz-i belde + temam-i irtifa'-i sems ,. 
M = ] - i dir. 

2 

irtifa', hakiki iifkun iizerinde ise +, altinda ise - dir. Meyl ile irtifa'm isaretle- 
ri zid ise, meylin temami ya'ni 90° den farki yerine, 90° ile toplami ahnir. 
Fadl-i dair formiiliinde M nin kiymeti yerlerine konup basitlesdirilirse: 



V 



sin z + A x sin Z - A 



sinil=>\/ ^ ^_ ...(2) 

cos (p x cos 5 

Buradaki H zaviyesinin zemam, Nisf-iin-nehardan itibaren olciiliir. Burada A = 
zeval vaktindeki gayenin temamisi = arz-i belde - meyl-i sems = q> - 8 dir. Z = Ze- 
nit = (Semadaki semt-iir-re's noktasinin irtifa'inin temamisi) = 90 - semtiirre's ir- 
tifa'i olup, cubugun tepesinden semadaki zeval ve semt noktalarma giden iki yanm 
dogru arasmdaki (Fey-i zeval) zaviyesidir. Biitiin degerleri isaretleri ile kullamhr. 

13 Agustos giinii istanbulda asr-i evvel, ya'ni ikindi nemazinin evvel vaktini hesab 
edelim. Yere bir metre uzunlugunda bir cubuk dikildigini kabul edelim: [Bir dik iic- 
gende, iki dar aci, birbirinin temamisidir. Bir kenan 1 cm. olan bir acinin (tan)i, kar- 
sisindaki kenarin uzunlugunu gosterir. Gtinesin yerdeki dar acisi, giinesin irtifa'idir.] 

tan Z 1 = tan (temam-i irtifa'-i asr) = 1 + Fey-i zeval = Asr-i evvel zilli 
Fey-i zeval = tan (temam-i gayetiil-irtifa') = tan A 

dir. Arz-i belde ile meyl-i semsin isaretleri birbirinin aym ise, ya'ni ikisi de aym nisf 
kiirede olunca, temam-i arz ile meyl toplanarak, isaretleri birbirlerinin aksi ise, ya'ni 
baska msf kiirelerde olunca, meyl cikanlarak, zeval vaktindeki giinesin (Gayet-iil- 
irtifa') derecesi bulunur. Arz-i beldenin temamisi ile meylin toplami 90 dan faz- 
la olursa, fazlahgin doksandan farki, gayet-iil irtifa' olur ve gtines, semamn simal 
tarafinda bulunur. Arz ile meyl aym cihetde iseler, arz derecesinden meyl cikari- 
linca, baska cihetde iseler, toplamnca, gayet-iil-irtifa'm temamisi (A) olur. 

gayet-iil-irtifa' = 49 derece + 14 derece 50 dakfka = 63 derece 50 dakfka 

log (Fey-i zeval) = log tan (26 derece 10 dakfka) = 1,69138 

Fey-i zeval = 0,4913 metre 

tan Z x = tan (temam-i irtifa') = 1,4913 ve log tan (temam-i irtifa') = 0,17357 

Yahud Privileg hesab makinesinde, 1,4913 arc tan — >q ?? ? 1 dugmelerine basinca, 
temam-i irtifa'-i sems = bu'd-i semt = Z x = 56 derece 9 dakikadir. 

.. 75° 10' + 49° + 56° 9' nn , in ^i-«i i 

M = = 90 derece 10 dakika olur.. 



/ sin 15° x sin 41° 10' 
sin^ = 

sin 75° 10' x sin 49° 

-196 



log sin BL= 3- [(1,41300 +1,81839) - (1,98528+1,87778)]= 

2 2_ 

1 (1,23139 - 1,86306)= I (1,36833)= 1,68417 

2 2 

■1 H = 28 derece 54 dakikadir. iki misli ahnmca, H = 57 derece 48 dakika ve bunun 

2 

dort misli olan Fadl-i dair zemani, 231,2 saat dakikasi ve boylece, 13 Agustos gii- 
nii asr-i evvel icin, Fadl-i dair zemani = 3 saat 51 dakika olur. Hakiki zeval vaktin- 
de hakiki saat sifir oldugu icin, dogruca hakiki zemana gore hakiki asr-i evvel vak- 
ti 3 saat 51 dakika olur ki, hakiki zuhr vaktinden, cubugun golgesinin kendi boyu 
kadar uzamasi icin gecen zeman sonradir. Ser'i zuhr vaktinden gecen zeman icin, 
ser'i ikindi (Asr-i evvel) vakti, bundan o mahaldeki temkin zemani sonra olur. 
Ta'dil-i zeman -5 dakika oldugundan, vasati miisterek zemana gore 16 yi 10 daki- 
ka gece olur. Sahife 195 deki 5. ci miisavat mucibince, bu miisterek saatden, miis- 
terek zemana gore gurub vakti olan 7 saat 12 dakika cikanlarak, istanbulda ikin- 
di vakti, ezani zemana gore, 8 saat 58 dakika olur. Fadl-i dair zemani ile ezani zuhr 
vakti ya'ni gurubi zemana gore hakiki zeval vakti olan 5 saat 7 dakikayi toplaym- 
ca da, hem gurubi zemana gore hakiki ikindi vakti, hem de ezani zemana gore ser'i 
asr-i evvel vakti olur. Ciinki, ser'i asr-i evvel vakti, bu mecmu'dan, ya'ni gurubi ha- 
kiki vaktden Temkin zemani sonra olur ise de, ezani zemana gore ser'i vakti, bu 
gurubi ser'i vaktden Temkin zemani evvel olur. Bunun gibi, zuhr, aksam ve yatsi 
nemazlarmm, ezani zemana gore ser'i vaktleri de, hesab ile bulunan gurubi zema- 
na gore hakiki vaktlerinin aynidir. 

Asr-i evvel irtifa'mi bulmak icin, diger bir usul, hergiin, giinesin gaye irtifa'i ve 
bu irtifa'da oldugu vakt, bir metre cubugun golgesinin uzunlugu olciilerek veya he- 
sab edilerek, yazilir. Boylece, bir (irtifa' - golge uzunlugu) cedveli hasil olur. is- 
tanbulda 13 Agustosda, gaye irtifa'i 64° oldugundan, golge uzunlugu, cedvelde 0,49 
m. bulunur. Asr-i evvelde golge 1,49 m. ve irtifa' 34° olur. (irtifa' - golge uzunlu- 
gu) cedveli, 1924 (Takvim-i sal) sonunda ve kitabimizm sonunda mevcuddur. 

ikindi nemazmin asr-i sani vakti de aym miisavat ile bulunur ise de, burada: 
tan Z 2 = tan (temam-i irtifa'i sems) = 2 + Fey-i zeval = Asr-i sani zilli 
Z 2 = temam-i irtifa' = Bu'd-i semt = 68 derece 8 dakika olur. Buradan: 
M = 96 derece 9 dakika ve H = 73 derece 43 dakika, 

Fadl-i dair zemani 4 saat 55 dakikadir. Buna Temkin ilave edince, istanbulda, 
hakiki zemana gore asr-i sani 5 saat 5 dakika olur. 

ikindi nemazi vaktinde, asr-i evvel icin: 

Zj = temam-i irtifa' = Bu'd-i semt = arc tan (1 + tan A) ve asr-i sani icin: 

Z 2 = temam-i irtifa' = arc tan (2 + tan A) miinasebetleri ile de temam-i irtifa' [Z] 
ve sonra Fadl-i dair hesab edilebilir. A mn tanjanti fey-i zevaldir. Bu tanjant 1 ve- 
ya 2 ile toplamr. Tanjanti bu yekuna esit olan aci, ikindi icin Z degeridir. 

Yatsi nemazmm isa'-i evvel vaktinde giinesin merkezi hakiki iifukdan 17 dere- 
ce asagidadir. Ya'ni hakiki irtifa' - 17 derecedir. Meyl-i semsin temami yerine 90 
ile toplami almacagmdan: 

104° 50' + 49° + 73° 
M = =113 derece 25 dakika ve H = 50 derece 53 dakika ve 

2 
Fadl-i dair zemani 3 saat 24 dakika olur, ki yatsmm hakiki zemana gore vaktinin 
gece yansmdan farkidir. Bunun 12 den farkma, istanbul icin, 10 dakika Temkin Ha- 
ve edilir. Ciinki, giinesin merkezi, ser'i iifukdan, daha sonra aynlacagi gibi, arka 

-197- 



kenari da iifuklardan, daha sonra aynlacakdir. 13 Agustos giinii yatsi vakti, haki- 
ki zemana gore 8 saat 46 dakika, miisterek saate gore, 8 saat 55 dakika olur. 
Fadl-i dair zemam, hakiki gece yansina miisavi olan ezani zuhr vaktinden cika- 
nlip, Temkin ilave, bulunan gurubi zemam ezani zemana tahvil icin bir temkin tarh 
edilir. Temkini once ilave, sonra tarh etmek yerine temkin hesaba katilmadan da, 
gurubi ve ezani zemanlara gore ser'i isa-i evvel vakti 1 saat 42 dakika olur. 

13 Agustosda, fecr-i sadik dedigimiz beyazhk dogmaga baslarken, giinesin 
merkezi hakiki iifukdan 19 derece ile irtifa' zaviyesinin toplami kadar asagidadir. 
Ya'ni, hakiki irtifa'i sems - 19 dereceden farkhdir. 

104° 50' + 49° + 71° 
M = — — =112 derece 25 dakika ve H = 47 derece 26 dakika ve 

2 
onbese boliiniip, Fadl-i dair zemam 3 saat 10 dakika olur ki, giines merkezinin ge- 
ce yansmdan uzaklik zemamdir. Gece yansi hakiki saat sifir oldugundan, hakiki 
(imsak vakti) olur. Bundan 10 dakika Temkin cikanhr. Ciinki, giinesin - 19 dere- 
ce irtifa'dan ser'i iifka mesafesi, hakiki iifka olan mesafesinden daha azdir ve iist 
kenari, iifuklara merkezinden daha yakindir. istanbulun hakiki zemana gore ser'i 
imsak vakti 3 saat olur. imsak vakti miisterek zemana gore 3 saat 9 dakika olur. 
Fadl-i dair, hakiki gece uzunlugunun yansma miisavi olan zuhr vaktine [5:07 ye] 
ilave ve 20 dakika Temkin cikanhrsa, ezani zemana gore (imsak vakti) 7 saat 57 
dakika olur. Tertibli CASIO fx - 3600p hesab makinesi ile Fadl-i dair 8 saat 50 da- 
kika bulunuyor ki, Fecr vaktinin zeval vaktinden farkidir. Gece yansmdan farki 
icin bu, 12 den cikanhr. Fadl-i dair, yine 3 saat 10 dakika olur. (Rub'-i daire) ta'ri- 
fesine bakiniz! 

Fecr vakti ile tulu' vakti arasindaki zemana (Hisse-i fecr) denir. Safak vakti ile 
gurub vakti arasindaki zemana (Hisse-i safak) denir. Fecr ve safak vaktlerinin 
Fadl-i dair zemanlan ezani zuhr vaktinden [ya'ni gece yansmdan] cikanhr. Yahud, 
Fadl-i dairlerinin temamilerine Nisf fadla, kis aylannda ilave, yaz aylannda tarh 
edilip zemana cevrilince, bu hisse zemanlan elde edilir. Fecr ve safak vaktlerinin 
irtifa'lan (-) isaretli olduklan icin, Fadl-i dairleri, gece yansmdan baslamakdadir. 

Ahmed Ziya beg diyor ki, (islam alimleri, imsak vaktinin, beyazhgm iifk-i za- 
hiri hatti iizerinde yayildigi vakt degil, beyazhgm iifuk iizerinde ilk goruldiigii vakt 
oldugunu bildirdiler). Ba'zi Avrupa kitablan ise, fecr, beyazhkdan sonra baslayan 
kirmizihgm iifuk iizerinde yayilmasmm temam oldugu vaktdir diyerek, giinesin iifuk 
altmda -16 derecedeki hakiki irtifa'i ile hesab etmekdedir. 1983 senesinden beri, 
ba'zi takvimcilerin, bu Avrupa kitablarma uyarak, imsak vaktlerini, -16 dereceden 
hesab etdikleri goriiliiyor. Bu takvimlere uyanlar, sahur yemegini, islam alimleri- 
nin yazdiklan vaktlerden 15-20 dakika sonraya kadar yiyorlar. Bunlarm oruclan 
sahih olmuyor. Ahmed Ziya begin, Miladi 1926, Kameri 1344 ve Semsi 1305 tarih- 
li (Takvim-i Ziya) cep takviminin ilk ve son sahifelerinde, (Diyanet isleri riyase- 
ti heyet-i miisaveresi tarafindan tedkik edilip ve riyaset-i celilenin tasdiki ile tab' 
edilmisdir) yazihdir. Din islerinde islam alimlerinin ve astronomi miitehassismm 
tasdik etdigi nemaz vaktlerini degisdirmemelidir. Elmahh Hamdi Yazir, (Sebil-iir- 
resad) mecmu'asimn yirmiikinci cildinde, bu hususda tafsilat vermisdir. 

Giinesin meyli her an degisdiginden, hakiki netice almak icin, meylin her saat- 
lik degismeleri hesaba katilir. Mesela: 

4 Mayis giinii, ogleden sonra istanbulda saatimizin ayannm dogrulugunu ted- 
kik edelim. Londra saati ile 00:00 da ya'ni o giin basmda (evvelki gece yansi) gii- 
nesin meyli + 15 derece 49 dakikadir. istanbulda (Rub'-i daire) denilen alet ile, gii- 
nesin iist kenarmin riyadi iifka gore zahiri irtifa'i olciiliip bundan nisf-i kutr-i 
sems icin 16 dakika ve aynca, bu irtifa'a mahsus olan (hava inkisan) cikanlarak, 
giines merkezinin semadaki hakiki yerinin, hakiki iifka gore hakiki irtifa'i bulu- 

-198- 



nur. Bu hakiki irtifa', mesela + 49 derece 10 dakika bulundugu anda, zevali miis- 
terek saatimiz 2 yi 38 dakika geciyor ise, bunu hemen yazariz. Mayism 5. ci giinii 
giinesin meyli + 16 derece 6 dakikadir. 24 saatlik meyl farki 17 dakikadir. Saati- 
miz, zevalden 2 saat 38 dakika sonra ve Londradaki zeman Istanbuldan 1 saat 56 
dakika geri oldugu icin, Londrada gece yansi ile istanbulda irtifa' olciilen vakt ara- 
sindaki zeman farki 12 sa. + 2 sa. 38 d - 1 sa. 56 d. = 12 sa. 42 d. = 12,7 sa.dir. Bu 
mikdar zeman icin, meyl farki (17/24) x 12,7 = 9 dakika olur. Nemaz vaktlerinin 
ta'yininde de, meyl farklan hesaba katilmalidir. Mayisda meyl artmakda oldugun- 
dan, meyl + 15 derece ve 58 dakikadir. 

Fadl-i dair derecesini bulmak icin, hesab makinelerine daha uygun olan: 

TT sin (irtifa 1 ) ± [sin (meyl) x sin (arz)l ,_ s . , „„ , 
cos H = — — - ... (3) musavat i da vardir. 

cos (meyl) x cos (arz) 
sin 49° 10' - [sin (15° 58') x sin (41°)]_ 0,7566 - (0,2750 x 0,6561) 
cos 15° 58' x cos 41° 0,9614 x 0,7547 

cos H= 0,7566 - 0,1805 = 0,5762 = Q j g4Q ye buradan H=37 derece 26 dakik; 
0,7256 0,7256 

olur. Onbese boliince, zeman olarak Fadl-i dair zemani, 2 saat 30 dakika olur ki, 
hakiki giines zemanma goredir. Bu neticeyi elde etmek icin, pil ile isliyen privileg 
hesab makinesinin su diigmelerine basihrsa; CE/C 15.58 |q»;— >1 cos x 41 cos = MS 
49.10 [°?"^ 1 sin - 15.58 |q;?;— »1 sin x 41 sin = t- MR = arc cos x 4 = makinenin lev- 
hasmda 149,7 dakika hasil olur. 4 Mayis giinii ta'dil-i zeman + 3 dakika oldugun- 
dan, miisterek vasati zemana gore 2 saat 31 dakika olur. Saatimizin 7 dakika ile- 
ri oldugu anlasilmakdadir. 

(3). cii cos H miisavatmda sayilar, mutlak (isaretsiz) olarak hesaba katilmisdir. 
Bir sehrin Erd kiiresi iizerindeki yeri ile giinesin semadaki yeri ayni yarim kiire- 
de, ya'ni arz-i belde ile meyl-i sems ayni isaretli ise, giines iifkun iizerinde iken, ya'ni 
gundiizleri, yukandaki formiiliin paymdaki (-) isareti, geceleri ise (+) isareti, ak- 
si halde bunlarm tersi kullamhr. Bu seklde elde edilen fadl-i dair, giindiiz ise, gii- 
nes merkezinin bulundugu mahal ile Nisf-iin-nehar vakti arasindaki zemandir. Ge- 
ce ise, gece yansi arasindaki zeman olur. istenirse ayni formiil hep sadece paym- 
daki (-) isareti ile de kullanilabilir. Bu takdirde biitiin sayilar isaretleri ile hesa- 
ba katilir ve bulunan H daima Nisf-iin-nehardan i'tibaren olciiliir. 

Bu Fadl-i dairi (3). cii diisturun ikinci sekline gore de bulalim. Bunun icin, 
Privileg makinesinin CE/C 49.10 |q»?->| sin - 15.58 |q»;-»| MS sin x 41 sin = -h MR 
cos t- 41 cos = arc cos -r 15 = I— >q?»i diigmelerine basihnca, makinenin levhasinda 
(2 sa. 29 d. 44,59 s.) goruliip, fadl-i dair zemani takriben 2 saat 30 dakika olur. 

Giinesin list kenannm rub'i daire tahtasi ile, iifk-i riyadiye gore olciilen zahiri 
irtifa'im tashih icin, bundan, buna aid hava inkisan ve semsin msf kutr-i zahirisi 
tarh ve ihtilaf-i manzar ilave edilerek, merkezinin iifk-i hakikiye gore, hakiki ir- 
tifa'i bulunur. israk ve isfirar vaktlerinin de, saat ayannin dogrulugunu tedkik et- 
mek gibi hesab edilecegi, Ahmed Ziya begin (Rub'-i daire) kitabmda yazilidir. 

11 Ocak giinii istanbulda, bayram nemazi, ya'ni (israk) vaktini bulalim: Bu vakt, 
semsin, arka [alt] kenannm zahiri iifuk hattindan bir mizrak boyu yiikseldigi vakt 
olup, merkezinin iifk-i hakikiden irtifa'min, 5 derece oldugu vaktdir. Semsin mey- 
li - 21 derece 53 dakikadir. Bir gun sonraki meyl - 21 derece 44 dakikadir. Bir giin- 
liik meyl farki 9 dakikadir. Bayram nemazi gece yansmdan 8 saat kadar sonra ola- 
cagindan ve Istanbul Londradan 2 saat ileri oldugundan, 6 saatlik meyl farki iki da- 
kika olur. Bu ayda meyl mutlak degerce azalmakda oldugundan, israk zemamn- 

-199- 



daki meyl - 21 derece 51 dakika olur. Isik te'siri ile pilsiz isliyen CASIO hesab ma- 
kinesinin ON 5 sin - 21 1°?;?| 51 l°?»l [+/-1 sin x 41 sin = 4-21 l°i»l 51 °'" TO cos 4- 41 
cos = INV cos 4 15 = INV °?" diigmelerine basinca, makinenin levhasmda 4 sa- 
at 7 dakika bulunur. Bu fadl-i dairin zeval vaktinden [12 den] farki olan 7 saat 53 
dakika, gunes merkezinin hakiki zemana gore, israk vakti olur. Ta'dil - 8 dakika 
oldugundan, miisterek saate gore 8 saat 5 dakikadir. 10 dakika temkin ilave edi- 
lerek takvimlere 8.15 yazilir. Ezanizuhr vaktinden [7 saat 22 dakikadan] fadl-i da- 
ir cikanlmca, gurubi zemana gore, israk vakti 3 saat 15 dakika olur. Bayram ne- 
mazi vaktinin, ihtiyath olmasi icin, diiha vaktleri Temkin zemam kadar sonraya alin- 
mis, bunun icin, ezani saat ile diiha vakti, takvimlere, Temkin cikanlmadan 3.15 
yazilmisdir. (Kedusf) sonunda diyor ki, (Nisf fadlanin iki mislinden, kisin iki tem- 
kin tarh edilir. Yaz aylannda, iki temkin ilave, mecmu'un temamisi saate tahvil ve 
6 ya ilave edilince, ezani zemana gore tulu' vakti olur. iki temkin tarh yerine Ha- 
ve ve ilave yerine tarh ve neticeye ihtiyat olarak bir temkin ilave edilirse, (diiha) 
vakti, ya'ni israk nemazi vakti olur.) Kedusinin irtifa' risalesi 1268 [m. 1851] de te'lif 
ve 1311 de tekrar tab' edilmisdir. 

Aym giinde (isfirar-i scins) vakti, giinesin on [alt] kenannm zahiri iifuk hatti- 
na bir mizrak boyu yaklasdigi, ya'ni merkezinin hakiki iifukdan 5 derece irti- 
fa'da oldugu vakt olup, ihtiyaten 40 dakikadir. isfirar gece yansindan 16 saat ka- 
dar sonra olacagindan ve istanbuldaki zeman, Londradakinden 1 saat 56 dakika 
ileri oldugundan bu vaktdeki meyl, gece yansmdaki meylden 5 dakika 16.5 sani- 
ye az, ya'ni- 21 derece 47 dakika 43.5 saniye olur. Pil ile isliyen tertibli CASIO ma- 
kinesinin anahtan saga dogru acihp, P 1 5 RUN 21 |°»;l 47 °?;? 43.5 1°??; P7-1 RUN 
41 RUN diigmelerine basinca, cok kolay olarak Fadl-i dair 4 saat 7 dakika 20,87 
saniye bulunur ve anahtar kapatihr. Zeval vaktinde hakiki saat sifir oldugu icin, 
hakiki zemana gore isfirar vakti, Fadl-i dairin kendisi olur ve vasati zemana gore 
4 saat 15 dakika ve miisterek zemana gore 4 saat 19 dakika olur. Ezani zemana go- 
re zuhr vakti ile Fadl-i dair toplami 11 saat 29 dakika, gurubi zemana gore isfirar 
vakti olup, bundan bir Temkin cikanlmca, ezani zemana gore isfirar vakti 11 sa- 
at 19 dakika olur. Ezani veya mahalli veya miisterek vasati zemanlara gore tulu' 
vakti ile gurub vakti toplamindan, takvimde yazih olan israk vaktinin temkin 
noksam cikanlmca da, isfirar-i sems vakti olur. isfirar ile gurub vaktleri arasinda- 
ki fark, israk ile tulu' vaktleri arasindaki fark kadar olup, ihtiyaten 40 dakikadir. 

CASIO fx-3600 P makinesini yukardaki gibi kullanmak iizere tertib icin, asa- 
gidaki diigmelerine basihr. MODE SB P 1 ENT sin - ENT Kin 1 sin x ENT Kin 3 
sin=4 Kout 1 cos 4 Kout 3 cos = INV cos 4 15 = INV 10M MODE El 

1 Subat giiniinde, ikindi nemazmm istanbuldaki vaktlerini bulalim: Semsin 
meyli - 17 derece 15 dakika ve ta'dil-i zeman - 13 dakika ve 31 saniyedir. 

Fey-i zeval = tan (temam-i gayetiil irtifa') ve temam-i gayetiil irtifa' = arz-i bel- 
de - meyl oldugundan: 

tan (Temam-i irtifa'i asr-i evvel) = [1 + tan (arz - meyl)] ve 
tan (Temam-i irtifa'i asr-i sani) = [2 + tan (arz - meyl)] miinasebetlerinden 
irtifa'lar bulunur. Privilegin CE/C 41 - 17.15 I°?"->1 \+M = tan + 1 = arc tan MS 90 - 
MR = I— >°?H diigmelerine basilmca, irtifa'i asr-i evvel 20 derece 55 dakika olur. Son- 
ra, makinenin 20.55 |q»?-»I sin - 17.15 |q??? — »l F/-1 MS sin x 41 sin = 4 MR cos 4 41 cos 
= arc cos 4 15 = I— >°??; | diigmelerine basarak, fadl-i dair zemam 2 saat 40 dakika bu- 
lunur. istanbulda 10 dakika Temkin ilave edince, hakiki zemana gore asr-i evvel vak- 
ti 2 saat 50 dakika, vasati zemana gore 3 saat 4 dakika, miisterek zemana gore 3 sa- 
at 8 dakika olur. Fadl-i dair zemam, ezanizuhr vaktine [7 saat 3 dakikaya] ilave edi- 
lince gurubi ve ezani zemanlara gore asr-i evvel vakti 9 saat 43 dakika olur. 

Asr-i sani vaktinin irtifa'i icin CE/C 41 - 17.15 1°???— »l O = tan + 2 = arc tan MS 
90 - MR = I— >°V??1 diigmelerine basilarak 15 derece 28 dakika ve Fadl-i dair zemam 

-200- 



icin 15.28 1°^;— >1 sin - 17.15 |°»;-»| TO MS sin x 41 sin = + MR cos ■*■ 41 cos = arc cos 
■f 15 = [->°;H diigmelerine basilarak 3 saat 21 dakika bulunur. Asr-i sani vakti, ha- 
kiki zemana gore 3 saat 31 dakika, vasati zemana gore 3 saat 45 dakika, miisterek ze- 
mana gore 3 saat 49 dakikadir. Gurubi ve ezani zemanlara gore 10 saat 24 dakika olur. 

13 Agustos giinii imsak vaktini (3) no.lu miisavatin birinci sekline gore de bu- 
lalim. Privilegin CE/C 19 sin + 14.50 |q»;->| MS sin x 41 sin = + MR cos + 41 cos = 
arc cos + 15 = I— »°;;; i diigmelerine basilarak, Fadl-i dair zemani 3 saat 10 dakika bu- 
lunur. Bundan 10 dakika Temkin cikanhr ve gece yansma ilave edilince, Istanbul 
icin hakiki zemana gore imsak vakti 3 saat olur. Fecr-i sadik vakti icin bulunan bu 
Fadl-i dair zemani, gece yansmdan [ya'ni dan] cikmadigi icin, 12 den cikanlip 10 
dakika temkin ilave edilirse, isa'i saninin vakti, hakiki zemana gore tam 9 saat olur. 
Fadl-i dair, gece yansina miisavi olan ezani zuhr vaktine [5 saat 7 dakikaya] ilave 
ve 20 dakika cikanlmca, kalan 7 saat 57 dakika, ezani imsak vakti olur. 

13 Agustosda isa'i evvel vaktini bulalim. Pille isliyen tertibli CASIO hesab 
makinesi ile fadl-i dair: 

P : 17HJ RUN 14 [0222] 50 \°ml RUN 41 RUN 
diigmelerine basinca, 8 saat 36 dakika bulunur. Zeval vaktinde hakiki saat sifir ol- 
dugundan, 10 dakika temkin ilave edilince, isa'i evvel vakti, hakiki zemana gore, 
8 saat 46 dakika, miisterek saate gore, 8 saat 55 dakika olur. Ezani zuhr vakti, 5 sa- 
at 7 dakika oldugundan, ezani isa' vakti, 13.43, ya'ni 1.43 olur. 

Kare-koklii mu'adele'ye gore buldugumuz, 13 Agustos ikindi vaktini, ziya ener- 
jisi ile cahsan pilsiz (Casio) elektronik hesab makinesi ile de hesab edelim: Fey-i ze- 
val icin ON 26 [q?»1 10 [°»?1 tan diigmelerine basilarak makinenin levhasinda 0,4913 
hasil olur. Temam-i irtifa'i asr-i evvel icin ON 1,4913 INV tan INV \°->t>\ diigmeleri- 
ne basilarak 56 derece 9 dakika bulunur. M icin 75 1°??? 10 [°»>1 + 49 + 56 l°?H 9 1°??7 
= + 2 = INV \°it>\ diigmelerine basinca 90 derece 9 dakika 30 saniye bulunur. H yi bul- 
mak icin ON 15 sin x 41 [°;;?1 10 [°???1 sin + 75 [°»?1 10 °??7 sin + 49 sin = V INV sin 
x 2 + 15 = INV \°ii->\ diigmelerine basilarak, Fadl-i dair zemani 3 saat 51 dakika olur. 

Asr-i evvel irtifa'i 33 derece 51 dakika oldugu icin, pil ile isliyen, tertibli CA- 
SIO fx-3600 P makinesinde P x 33 [^ 51 [^ RUN 14 ^13 50 \mii RUN 41 RUN 
diigmelerine basinca, asr-i evvel icin H = 3 saat 51 dakika bulunur. 

NEMAZ KILMASI TAHRIMEN MEKRUH, YA'NI HARAM OLAN ZEMAN 

UCDUR: Bu tic vakte, (Kerahet zemani) denir. Bu tic vaktde baslanan farzlar sahih 
olmaz. Nafileler sahih olursa da, tahrimen mekruh olur. Bu iic vaktde baslanan nafi- 
leleri bozmah, baska zemanlarda kaza etmelidir. Bu iic vakt: Giines dogarken, batar- 
ken ve Nisf-iin-nehar dairesi iizerinde, [zeval vaktinde] ya'ni giindiiz ortasmda iken- 
dir. Burada, giinesin dogmasi, iist kenannin zahiri iifuk hattindan goriinmege basla- 
yip, bakamiyacak kadar parlamasma ya'ni (Diiha vakti)ne kadar olan zemandir. Dii- 
ha vaktinde giines merkezinin iifk-i hakikiden irtifai bes derecedir. Alt kenan iifk-i 
mer'iden bir mizrak boyu irtifaindadir. Diiha vakti, giinesin tulu'undan takriben 40 da- 
kika sonradir. Bu iki vakt arasmdaki zeman, ya'ni tulu' ve diiha vaktleri arasmdaki ze- 
man, (Kerahet zemani)dir. Diiha vakti olunca, iki rek'at (israk nemazi) kilmak siin- 
netdir. Bu nemaza (Kusluk nemazi) da denir. Bayram nemazi da, bu vaktde kihnir. Gii- 
nesin batmasi da, tozsuz, dumansiz, berrak bir havada, ziyamn geldigi yerlerin veya ken- 
disinin bakacak kadar sararmaga basladigi vaktden batincaya kadar olan zeman de- 
mekdir. Bu vakte (isfirar-i senis) zemani denir. israk vaktleri hesab edilirken, ihtiyat 
olarak, Temkin zemani kadar sonraya ahnmis, isfirar vaktleri degisdirilmemisdir. 
Nemazi giindiiz ortasmda kilmak, ilk veya son rek'atinin giindiiz ortasina rastlamasi 
demek oldugu, Tahtavinin (Merakil-felah) hasiyesinde ve ibni Abidinde yazihdir. 

Nemaz vaktleri hesab edilirken, bir mahaldeki muhtelif yiiksekliklerin muhte- 
lif zahiri iifuk hatlarma gore olan muhtelif zahiri irtifa'lar yerine, o mahallin sa- 
bit olan ser'i iifkuna gore ser'i irtifa'lan hesaba katmak lazim oldugunu yukanda 

-201- 



bildirmisdik. Buna gore, ser'i zeval vakti, giinesin on ve arka kenarlarimn, tulu' ve 
gurub mahallerindeki ser'i iifuklardan gaye irtifa'inda olduklan iki vakt arasinda- 
ki zeman olup, o sehrdeki temkin zemanmm iki misli bir zemandir. 1 mayisda, Is- 
tanbulda hakiki zeval vaktinde giinesin merkezinin hakiki iifka nazaran gaye ir- 
tifa'i 49 + 14,92 = 63,92 derecedir. Bu irtifa', tulu' ve gurub etdigi hakiki iifukla- 
ra gore aynidir. Bu irtifa' icin fadl-i dair zemani, H = dakikadir. Hakiki zemana 
gore hakiki zeval vakti, her zeman ve her yerde saat 12 dedir. Tulu' mahallinde- 
ki ser'i iifka nazaran gaye irtifa'ina gore ser'i zeval vaktinin baslamasi, 12 den tem- 
kin zemani evveldir. Gurub mahallindeki ser'i ufukdan olan gaye irtifa'ina gore 
ser'i zeval vaktinin bitmesi, hakiki zeval vaktinden Temkin zemani sonradir. 
Ya'ni, Istanbul icin ser'i zeval vakti, hakiki saat 12 den 10 dakika evvel baslar. Mtis- 
terek zemana gore ser'i zeval zemanmm evveli, Ta'dil-i zeman + 3 dakika oldugu 
icin, 11 saat 51 dakika, sonu 12 saat 11 dakika olur. Giinesi gormiyenler icin, tak- 
vimlerde yazih olan (Zuhr vakti), bu zeman baslar. Aradaki yirmi dakikahk zeman, 
Istanbul icin zeval vakti, ya'ni (Kerahet vakti) olur. [182. ci sahifeye ve Husamed- 
din efendinin (Semail-i serife) tercemesine bakiniz!] 

Hakiki gurub ve tulu' vaktlerinde, giinesin (h) irtifa'i sifir oldugundan, 199/3. cii 
diistur: - tan (p x tan 5 = cos H olur. 1 Mayis giinii icin cos H = - 0,23, Fadl-i dair 
derecesi 103,4 ve H = 6 saat 54 dakika ve hakiki gurub vakti, hakiki saat ile 6 sa- 
at 54 dakika ve mahalli vasati saat ile 6 saat 51 dakika, miisterek saat ile 6 saat 55 
dakika, ser'i gurub vakti 7 saat 5 dakika olur. Hakiki zemana gore hakiki tulu' vak- 
ti = 12 - H = 5 saat 6 dakika, vasati saat ile 5 saat 3 dakika olur. Ser'i tulu' vakti- 
ni bulmak icin, bundan Istanbul icin 10 dakika Temkin cikanhr. 4 saat 53 dakika, 
miisterek saat ile 4 saat 57 dakika olmakdadir. Ezani zemana gore zuhr vakti 5 sa- 
at 6 dakika oldugundan, bundan [veya 12 fazlasmdan] Fadl-i dair zemani cikari- 
lmca, gurtibi zemana gore hakiki tulu' vakti ve bundan iki temkin cikanhnca, eza- 
ni zemana gore ser'i tulu' vakti, 9 saat 52 dakika olur. Gurtibi zemana gore haki- 
ki ve ezani zemana gore ser'i gurtiblann vakti de, gurtibi zemana gore zeval vak- 
ti ile Fadl-i dair zemanmm toplami, ya'ni 5.06 + 6.54 = 12 olur. 

Ziyanm siir'ati saniyede 300000 km.dir. Erdm semsden mesafesi vasati yiizelli mil- 
yon km. oldugu icin, ziya giinesden Erde 8 dakika 20 saniyede geliyor. Giines dog- 
dukdan 8 dakika 20 saniye sonra dogdugu goriilebilir. iki nev' zeman ve iki nev' vakt 
vardir: Birincisi, (Riyadf) zeman olup, giinesin merkezi, zeval vaktine veya hakiki 
gurtib vaktine gelince baslar. ikincisi, (Mer'f) zeman olup, giinesin bu iki vakte gel- 
digi goriilebilince baslar. Mer'i zeman, riyadi zemandan 8 dakika 20 saniye sonra bas- 
lamakdadir. Bir nemazm hesab ile bulunan riyadi vaktine 8 dakika 20 saniye Have 
edince, mer'i vakti olur. Bundan 8 dakika 20 saniye cikanhnca saatlerin gosterdigi 
mer'i vakt olur. Giinesin dogmasimn ve biitiin nemazlarm vaktleri ve saat makine- 
lerinin 12 olmalan, mer'i vaktlerdir. Ya'ni giinesin semada goriinen yerine goredir. 
Goriiliiyor ki, saatler, hesab ile bulunan riyadi vaktleri de gostermekdedir. 

Giines batarken, yalniz o gtiniin ikindisi kihmr. imam-i Ebti Yusiife gore, Cum'a 
giinii giines tepede iken, nafile kilmak mekriih olmaz. Bu kavl za'ifdir. Bu tic vaktde 
onceden hazirlanmis cenazenin nemazi, secde-i tilavet ve secde-i sehv de caiz degil- 
dir. Hazirlanmasi bu vaktlerde biten cenazenin nemazim, bu vaktlerde kilmak caiz olur. 

Yalniz nafile kilmak mekrtih olan iki vakt vardir. Sabah tan yeri agardikdan, gii- 
nes doguncaya kadar, sabah nemazinin siinnetinden baska nafile kilmmaz. ikin- 
diyi kildikdan sonra, aksam nemazmdan once nafile kilmak mekrfihdur. Cum'a gii- 
nii imam minbere cikmca ve muezzin ikamet okurken, diger nemazlarda imam ne- 
mazda iken nafileye, ya'ni siinnete baslamak mekrtihdur. Yalniz sabah siinnetine 
baslamak mekrtih degildir. Bunu da safdan uzak veya direk arkasinda kilmahdir. 
Minbere cikmadan baslanan siinneti temamlamah denildi. 

Sabah nemazim kilarken, giines dogmaga baslarsa, bu nemaz sahih olmaz. 
Ikindiyi kilarken giines batarsa, bu nemaz sahih olur. Aksami kildikdan sonra, tay- 

-202- 



yare ile batiya gidince, giinesi gorse, giines batinca aksami tekrar kilar. 

Haneff mezhebinde, yalniz Arafat meydamnda ve Muzdelifede hacilarm iki ne- 
mazi cem' etmeleri lazimdir. Hanbeli mezhebinde, seferde, hastalikda, kadinm em- 
zikli veya mustehaza olmasinda, abdesti bozan ozrlerde, abdest ve teyemmum icin 
mesakkat cekenlerde ve a'ma ve yer altmda cahsan gibi, nemaz vaktini anlamak- 
da aciz olanm ve camndan, mahndan ve namusundan korkamn ve ma'fsetine za- 
rar gelecek olanm, iki nemazi cem' etmeleri caiz olur. Nemazi kilmak icin islerin- 
den aynlmalan miimkin olmiyanlarm, bu nemazlarmi kazaya birakmalan, hane- 
fi mezhebinde caiz degildir. Bunlann, yalniz boyle gunlerde, (Hanbeli mezhebi)ni 
taklid ederek, kilmalan caiz olur. Cem' ederken, ogleyi ikindiden ve aksami yat- 
sidan once kilmak, birinci nemaza dururken, cem' etmegi niyyet etmek, ikisini ard 
arda kilmak ve abdestin, gusltin ve nemazm hanbeli mezhebindeki farzlarma ve 
miifsidlerine uymak lazimdir. 271. ci sahifeye bakmiz! 

_, Erdm msf kutru (metre) «£7£S4 
cos D = = — oja/oj^t — veya : 

Nisf kutr + Yiikseklik 6367654 + Y 
D = 0,03 x V Y ile de, derece olarak bulunur... (1) 

Y = metre olarak yiikseklikdir. 

Asagidaki harfler yerine rakamlar konup, ziya te'siri ile isleyen Privileg hesab 
makinesinin dugmelerine basilarak, her yerde H Fadl-i dairin Nisf-un-nehardan 
i'tibaren saati bulunur. 



h sin - (p sin x 8 sin = -f <p cos -f- 8 cos = arc cos -f 15 = I — >q???| 



...(2) 



h irtifa'i geceleri ve q> arz ile 8 meyli de cenub yan kiirede (-) olacakdir. 

Ezani imsak vakti: 12 + Zuhr - H - (1 -r 3) = saat ve isa vakti: H + Zuhr - 12 = 
saat olur. Her yerde nemaz vaktleri de Casio hesab makinesi ile su seklde miiste- 
rek saat olarak bulunur: 



H + S-T = -h15 + 12-E + N = INV[?HI] ...(3) 

H = Fadl-i dair zaviyesi, S = saat basi tul, T = tul, E = ta'dil, N = temkin. 
H, S, T degerleri derece; E, N degerleri saat olarak almacakdir. 
H ve N ogleden once (-), ogleden sonra (+) dir. 

Temkin miiddeti N, 185. sahifedeki gibi hesab edilir veya arz derecesi 44 dere- 
ceden asagi ve en yiiksek yeri 500 metreden az olan yerler icin, asagidaki dugme- 
ler ile saat olarak bulunur. Ya'ni, aletin levhasinda, saat ile dakika ve saniye ra- 
kamlari goriiliir. 



0,03 x Y -f + 1.05 = sin -=- (p cos ■=■ S cos x 3,82 = INV 5H3 ••• ( 4 ) 



Herhangi bir giinde, giinesin meyli ve Ta'dfl-i zeman ve arz derecesi 41 olan yer- 
lerde, Nisf fadla ile Fadl-i dair ve nemaz vaktleri, hicbir hesaba ve diistura ve hesab 
makinesi kullanmaga liizum olmadan, (Rub'-i daire) ile kolayca ve siir'at ile anla- 
silmakdadir. Rub'-i daire ve bunun isti'malini bildiren ta'rifesi, Hakikat Kitabevi ta- 
rafmdan i'mal ve tevzi' edilmekdedir. Kompiitiire [Zeka makinasma] bos levhasi ta- 
kihp, nemaz vaktlerine gore tertib edilir. Tertib edilmis levha, kompiitiirden cika- 
nhp, senelerce saklanabilir. Tertibli levha, kompiitiire takihp, herhangi bir sehrin arz 
ve tul derecesi, alete verilirse, o sehrin bir giinliik veya ayhk yahud senelik biitiin ne- 
maz vaktlerini, bir saniyede levhasinda gosterir. Yahud, kagidda yazih olarak verir. 
Bu kagid, telefona bagli (Faks) aleti ile, birkac saniyede, o sehre gonderilebilir. 

[Malikive Safi'imezheblerinde, seferde, hastalikda ve ihtiyarhkda ogle ile ikin- 
di ve aksam ile yatsi nemazlan cem' edilebilir. Ya'ni, ikisinden birisi, digerinin 
vaktinde kilmabilir.] 

-203- 



61 — EZAN VE IKAMET 

(Diirr-iil-muhtar) kitabindan ve bunun aciklamasi olan (Redd-iil-muhtar)dan 
ezan babi terceme edilerek ve kisaltilarak asagida yazddi: 

Ezan, herkese bildirmek demekdir. Belli olan arabca kelimeleri sirasi ile oku- 
makdir. Tercemesini okumak, ezan olmaz. Ma'nasi anlasilsa da, farisi ve baska dil- 
lerle okunmaz. Ezan okumak, hicretden once Mekkede, Mi'rac gecesi basladi. Hic- 
retin birinci senesinde, nemaz vaktlerini bildirmek icin emr olundu. Mahalle mes- 
cidinde, yiiksek yerde okumasi siinnetdir. Sesini yiikseltmesi lazimdir. Fekat, cok 
bagirmak icin, kendini zorlamamahdir. [Goriiliiyor ki, ezani kendi mahallesine isit- 
direcek kadar, bagirmak lazimdir. Sesi daha yiikseltmek caiz degildir. Ho-parlor 
kullanmaga liizum yokdur. Ho-parlor ile ve hele radyo ile ezan ve ikamet okumak 
bid'atdir. Bid'at ile yapilan ibadet kabul olmaz. Giinah olur.] Bes vakt nemaz ve 
kaza nemazlan icin ve Cum'a nemazinda hatibin karsismda, erkeklerin ezan oku- 
masi siinnet-i miiekkededir. Kadmlann ezan ve ikamet okumasi mekruhdur. Ciin- 
ki, seslerini yiikseltmeleri haramdir. Ezan, baskalarma vakti bildirmek icin, yiik- 
sekde okunur. Hazir olan cema'at icin veya kendi icin olan ezan ve ikamet yerde 
okunur. [(Tenvir-iil-ezhan)da diyor ki, (Ezani oturarak okumak tahrfmen mekruh- 
dur. Ayakda okunmasi tevatiir ile anlasilmisdir.)] Vitr, bayram, teravih ve cena- 
ze nemazlan icin ezan ve ikamet okunmaz. Ezani vaktinden evvel okumak sahih 
degildir ve biiyiik giinahdir. Vakt girmeden once okunan ezan ve ikamet, vakt gi- 
rince tekrar okunur. Ezan okunurken, hareke veya harf katacak veya harfleri uza- 
tacak seklde teganniyapmak ve boyle okunan ezani ve Kur'an-i kerimi dinlemek 
caiz degildir. 

[(Mir'at-iil haremeyn) kitabinm Medine kismmda diyor ki, (Ezan okumak, 
hicretin birinci senesinde, Medinede basladi. Bundan once, nemaz vaktlerinde yal- 
niz (Essalatii cami'a) denirdi. Medinede ilk ezan okuyan, Bilal-i Habesidir. Mek- 
kede ise, Habib bin Abdurrahmandir. Cum'a nemazindaki birinci ezan, hazret-i 
Osmanm siinnetidir. Onceleri, bu da cami' icinde okunurdu. Abdiilmelik zemanm- 
da Medine valisi olan Ebban bin Osman hazretleri minarede okutdu. Melik Na- 
sir bin Mensur, yediyiiz [700] senesinde, Cum'a ezamndan once, minarelerde sa- 
latii-selam okutdu. israil Peygamberleri, sabah ezamndan once tesbih okurlardi. 
Eshab-i kiramdan Mesleme bin Mahled, Misrda valiiken, ellisekiz [58] senesin- 
de, hazret-i Mu'aviyenin emri ile ilk minareyi yapdirip, muezzin Serhabil bin 
Amire sabah ezamndan once salat verdirdi). (Diirr-iil-muhtar)da diyor ki, (Ezan- 
dan sonra salat ve selam okumak, ilk olarak yediyiizseksenbir senesinde, sultan Na- 
sir Salahuddinin emri ile Misrda basladi). [Cenaze oldugunu bildirmek icin, mina- 
relerde salat okunmasi mu'teber kitablarda yazih degildir. Cirkin bid'atdir. Okut- 
mamahdir.] (Mevahib-i lediinniyye)de diyor ki, (Hicretin birinci senesinde, Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Eshab-i kirama sordu. Kimisi, nemaz vakt- 
lerini bildirmek icin, nasara gibi nakus, ya'ni can calahm dedi. Kimisi, yehudiler 
gibi boru calmsm dedi. Kimisi de, nemaz vakti ates yakip yukari kaldirahm dedi. 
Resulullah, bunlari kabul etmedi. Abdullah bin Zeyd bin Sa'lebe ve hazret-i 
Omer rii'yada ezan okumasim goriip soylediler. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" bunu begenip, nemaz vaktlerinde boyle ezan okunmasmi emr buyurdu). 
(Medaric-iinniibuvve) ve (Tahtavi)de boyle yaziyor ve minarelerde lsik yakmamn, 
mecusilere benzedigini, bid'at oldugunu bildiriyor. [Buradan, nemaz vaktini bil- 
dirmek icin minarede lsik yakmamn biiyiik giinah oldugu anlasilmakdadir.] (Teb- 
yin-iil-hakaik)da ve (Tahtavi)de diyor ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
Bilal-i Habesiye, (iki parmagini kulaklanna koy! Btiylece, sesin cok cikar) buyur- 
du. Elleri kulaklara koyarsa iyi olur. Boyle yapmak, ezamn siinneti degil ise de, se- 
sin cogalmasmm siinnetidir. Cunki, rii'yada, melek okurken boyle yapmamisdir. 
Ezan okumak icin degil, okumagi, sesi artdirmak icin siinnet olmusdur. Ciinki, se- 

-204- 



sini yiikseltir buyurularak, sebeb gosterilmis, hikmeti bildirilmisdir. Parmaklar ku- 
laklara konmazsa, ezan giizel olur. Konursa, sesi yiikseltmesi giizel olur). Gorii- 
ltiyor ki, parmaklan kulaklara koymak, sesi artdirdigi halde, ezanm siinneti degil- 
dir. Fekat, emr edilmis oldugu icin, bid'at de degildir. Bugiin ba'zi cami'lerde kul- 
lanilan ho-parlor, sesi yiikseltiyor ise de, ezanm siinneti olmadigi, bid'at oldugu, 
aynca parmaklan kulaklara kaldirmak siinnetinin terk edilmesine sebeb oldugu 
anlasilmakdadir. Ho-parlor konan ba'zi cami'lerde minare yapilmadigi gortiliiyor. 
[(Fetava-yi Hindiyye) besinci cild, 322. ci sahifede diyor ki, (Sesi, mahalleye du- 
yurmak icin, minare yapmak caizdir. Buna liizum yoksa, caiz degildir). Ho-parlo- 
riin caiz olmadigi buradan da anlasilmakdadir.] 

(Ibni Abidin)de ve (Ukud-iid-diirriyye)de diyor ki, (Minarede ve Cum'a hut- 
besi okunacagi zeman, birkac miiezzinin birlikde ezan okumalarma (Ezan-i Cavk) 
denir. Sesin cogalmasi icin, bir agizdan okumalan, miitevaris oldugu icin, ya'ni asr- 
lardan beri yapildigi icin, siinnet-i hasenedir, caizdir. Miislimanlann begendigini 
Allahii teala da begenir). (Berika)da, 94. cii sahifesinde diyor ki, (Miislimanlann 
giizel demeleri, miictehidlerin giizel demeleridir. Miictehid olmayanlarm begenip 
begenmemelerinin kiymeti yokdur). 302. ci sahife sonuna bakmiz! Simdi, ba'zi ca- 
hillerin ho-parlor ile ezan okumagi ovmelerinin kiymeti olmadigi buradan acikca 
anlasilmakdadir. Miictehid olmiyanlarm caiz demeleri ile, yapmalan ile, ibadet- 
leri degisdirmek, bid'at olur, biiyiik giinah olur.] 

Ikamet, ezandan daha efdaldir. Ezan ve ikamet, kibleye karsi okunur. Okurken 
konusulmaz ve selama cevab verilmez. Konusursa, her ikisi de tekrar okunur. 

Hangi nemazlarda ezan ve ikamet okunur? Bunu tic madde halinde bildirelim: 

1 — Kirda, bostanda, yalniz veya cema'at ile kaza kilarken, erkeklerin ezam ve 
ikameti yiiksek sesle okumalan siinnetdir. Sesi isiten insanlar, cinniler, taslar, ki- 
yametde sahid olacakdir. Birkac kazayi bir arada kilan, once ezan ve ikamet 
okur. Sonraki kazalan kilarken, hepsine ikamet okur, ezan okumasa da olur. 

Kadmlar, vaktinde ve kaza kilarken ezan ve ikamet okumaz. 

Cami'de kaza kilan, ezan ve ikameti, kendi isitecegi kadar hafif okur. Birkac ki- 
si, kaza nemazim cami'de cema'at ile kilarsa, ezan ve ikamet okunmaz. Biitiin ca- 
mi' halki, kaza kilarsa, bu zeman, ezan ve ikamet okunur. Zaten cami'de, ce- 
ma'at ile kaza kilmak mekruhdur. Ciinki, nemazi kazaya birakmak, biiyiik giinah 
olup, bunu herkese bildirmek caiz degildir. Kaza nemazim cema'at ile kilabilmek 
icin, imam ve cema'atin aym giiniin, aym nemazim kaza etmeleri lazimdir. Mese- 
la pazar giiniiniin ogle nemazim kaza edecek kimse, sail giiniiniin ogle nemazim 
kaza edecek kimseye veya o pazar giiniiniin ogle nemazim eda eden kimseye 
uyamaz. 

Evinde kaza kilan, sahidleri cogaltmak icin, ezan ve ikameti, odada isitilecek ka- 
dar, yiiksek sesle okur. [Siinneti farz kazasi niyyeti ile kilan da boyledir.] 

2 — Evinde yalniz veya cema'at ile vakt nemazi kilan, ezan ve ikamet okumaz. 
Ciinki, cami'de okunan ezan ve ikamet evlerde de okunmus sayihr. Fekat, okuma- 
lan efdal olur. Miiezzinin sesini evden duymak lazim degildir. Cami'de ezan 
okunmazsa veya sartlarma uygun olmazsa, evde yalniz kilan ezan ve ikamet okur. 

Mahalle cami'inde ve cema'ati belli kimseler olan her cami'de, vakt nemazi, ce- 
ma'at ile kilmdikdan sonra, yalniz kilan kimse, ezan ve ikamet okumaz. Boyle ca- 
mi'lerde, vakt nemazlan, imam mihrabda olarak, cema'at ile kilmdikdan sonra, tek- 
rar cema'atler yapilabilir. imamhgi anlatirken buyuruyor ki, sonraki cema'atler- 
de de, imam mihrabda bulunursa, ezan ve ikamet okunmaz. imamlan mihrabda 
durmazsa, ezam ve ikameti, cema'at duyacak kadar sesle okurlar. 

Yollarda bulunan veya imami ve miiezzini bulunmiyan ve cema'ati belli kimse- 
ler olmiyan cami'lerde, cesidli zemanlarda gelenler, bir vaktin nemazi icin, cesid- 

-205- 



li cema'atler yaparlar. Her cema'at icin, ezan ve ikamet okunur. Boyle cami'de, yal- 
niz kilan da, ezan ve ikameti kendi isitecegi kadar sesle okur. 

3 — Miisafir olanlar, kendi aralanndaki cema'at ile de, yalniz kilarken de, 
ezan ve ikamet okur. Yalniz kilamn yanmda, arkadaslan kiliyorsa, ezani terk 
edebilir. Seferi olan kimse, bir evde yalniz kilarken de, ezan ve ikamet okur. 
Ciinki, cami'de okunan, onun nemazi icin sayilmaz. Seferi olanlardan ba'zisi, ev- 
de ezan okursa, sonra kilanlar okumaz. Yola en az tic kisi cikmali ve biri emirle- 
ri olmahdir. 

Aklli cocugun, a'mamn, veled-i zinamn, vaktleri ve ezan okumasim bilen cahil 
koyliiniin ezan okumasi, kerahatsiz caizdir. Ctintib kimsenin ezan ve ikamet oku- 
masi ve abdestsiz ikamet okumak ve kadmm, fasikin, serhosun, aklsiz cocugun ezan 
okumalan ve oturarak ezan okumak tahrimen mekruhdur. Bunlarm ezanlan tek- 
rar okunur. Ezamn sahih olmasi icin, muezzin, musliman ve aklli olmali ve nemaz 
vaktlerini bilmeli ve soziine inamlan adil bir kimse olmahdir. [Takvimlerin de boy- 
le bir musliman tarafindan hazirlandigini bilmek veya sahih olduklanna boyle bir 
miislimanm sahid olmasi lazimdir. Yiizlerce senedir salih miislimanlarm hazirla- 
diklan ve btitiin miislimanlarm tabi' olduklan takvimlerdeki vaktleri degisdirme- 
melidir.] Nemazm sahih olmasi icin, vaktinde kildigmi iyi bilmek sartdir. Fasik kim- 
senin [ya'ni icki icen, kumar oynayan, yabanci kadmlara bakan, zevcesini, kizini 
acik gezdirenin] ezani sahih olmamasi, ibadetlerde bunun sozii kabul edilmedigi 
icindir. 

[Goriiliiyor ki, radyo [Mizya'] ile ve minarede ho-parlor [Miikebbiriissavt] ile 
ezan okumak ve vaktinden evvel okumak ve bunlan, ezan olarak dinlemek caiz ol- 
maz. Bunlar, hem kabul olmaz, hem de giinah olur. Bunlan sartlanna uygun ola- 
rak tekrar okumak lazimdir. Kim oldugu bilinmiyen ve goriilmiyen kimsenin se- 
si sebebi ile, elektrigin hasil etdigi sesler ve plak ile hasil edilen sesler, her bakim- 
dan ezan degildir. Bundan baska, Peygamberimiz "sallallahti aleyhi ve sellem" (iba- 
detleri, bizim gibi yapmiyanlar, bizden degildir) buyurdu. Ezani, salih bir miisli- 
manm, yiiksek bir yere cikarak, Onun okutdugu gibi okumasi lazimdir. Hele, og- 
le ezani vaktinden evvel okununca, oglenin ilk siinneti kerahet vaktinde kilmmis 
oluyor. Kiictik gtinaha devam, biiyiik giinah olmakdadir.] 

Siinnete uygun olarak okunan ezani duyan kimse, ciiniib olsa da, cami' haricin- 
de Kur'an-i kerim okuyor ise de, isitdigini yavasca soylemesi siinnetdir. Baska bir- 
sey soylemez. Selama cevab vermez. Bir is yapmaz. Ezani isiten erkeklerin isini bi- 
rakip, cema'ate gitmesi vacibdir. Evinde ehli ile de cema'at yapabilir. Fekat, [ca- 
mi'de salih imam varsa] cami'e gitmek efdaldir. 

[(Cevhere)de diyor ki, (Farisi dil ile okunan ezamn sahih olmadigi (Kerhi) 
serhinde yazilidir. Zahir ve en dogru soz de budur). (Merakil-felah)da diyor ki, 
(Ezan oldugu anlasilsa da, arabcadan baska dil ile ezan okumak caiz degildir)]. 

Hutbe dinlerken, avret yeri acik iken, yemekde, din dersi okumakda iken ve ca- 
mi' icinde Kur'an-i kerim okurken ezan tekrar edilmez. Fekat, ezan siinnete uy- 
gun okunmiyorsa, mesela ba'zi kehmeleri degisdirilmis, terceme edilmis ise ve ba'zi 
yerinde teganni ederek okuyorsa [veya ezan sesi, ho-parlor denilen aletden geli- 
yorsa] bunu isiten, hicbir parcasmi tekrar etmez. Fekat, bunlan da hurmet ile din- 
lemek 725. ci sahifemizde yazilidir. 

[(Berika)da binotuzbirinci ve binaltmisikinci sahifelerinde diyor ki, (Nemaz vakt- 
lerini bilmiyen ve teganni, elhan ederek, ya'ni musikiperdelerine uyarak okuyan 
kimse, ezan okumaga ehl degildir. Bunu muezzin yapmak caiz degildir, biiyiik gti- 
nahdir. Kur'an-i kerimi, zikri, diiayi elhan ile okumamn sozbirligi ile haram oldu- 
gu (Bezzaziyye)de yazilidir. Ezan okumak da ve vaktinden evvel okumak da boy- 
ledir. Ezan okurken, yalniz iki (Hayye ala...) da teganni etmege izn verilmisdir. 
Kur'an-i kerim okumakda teganniye izn verilmesi, Allahii tealadan korkarak 

-206- 



okuyunuz demekdir. Bu da, tecvid ilmine uyarak okumakla olur. Yoksa, harfle- 
ri, kelimeleri degisdirerek ma'nayi, nazmi bozarak teganni etmek sozbirligi ile ha- 
ramdir. Kur'an-i kerimi ve ezam tercf ile okumak, hadfs-i serif ile men' edildi. Ter- 
cf, sesi yiikseltip alcaltarak okumakdir. Boyle okunam dinlemek de haramdir]. 
Vaktinden once teganni ile okunan ve arabiolmiyan ve ciiniibiin, kadmm okudu- 
gu ezam duyan da soylemez. Bir ezam isitip soyliyen kimse, baska yerde okunan 
ezanlan duyunca artik soylemez. (Hayye ala)lan duyunca bunlan soylemeyip 
(La havle ve la kuvvete ilia billah) der. Ezandan sonra, salevat getirilir. Sonra ezan 
diiasi okunur. Ezan diiasi (islam Ahlaki) kitabmda yazihdir. ikinci (Eshedii enne 
Muhammeden resulullah) soyleyince, iki bas parmagm tirnaklarmi opdiikden 
sonra, iki goz ilzerine siirmek miistehabdir. Bunu bildiren hadis-i serif, (Merakil- 
felah)m Tahtavihasiyesinde yazili ise de, (ibni Abidin) "rahmetullahi teala aley- 
hima" bu hadisin za'if oldugunu bildirdigi gibi, (Hazinet-iil-mearif) 99. cu sahife- 
de de yazihdir. ikametde boyle yapilmaz. ikameti isitenin tekrar etmesi siinnet de- 
gil, miistehabdir. ikamet okunurken cami'e giren kimse, oturur, ayakda beklemez. 
Muezzin efendi, (hayye-alelfelah) derken, herkesle beraber kalkar. 

Ibni Abidin nemazin siinnetlerinde buyuruyor ki, imamm nemaza dururken ve 
riiknden riikne gecerken ve selam verirken, cema'at isitecek kadar, sesini yiikselt- 
mesi siinnetdir. Daha fazla yiikseltmesi mekruhdur. imam, nemaza baslamak 
icin, tekbir getirmeli, cema'ate duyurmagi diisiinmemehdir. Aksi takdirde ne- 
mazi sahih olmaz. Cema'atin hepsi, imami isitmedigi zeman, miiezzinin de herke- 
se duyuracak kadar, sesini yiikseltmesi miistehab olur. Muezzin de nemaza basla- 
magi diisiinmeyip, yalmz cema'ate duyurmak icin baginrsa, nemazi sahih olmadi- 
gi gibi, imami duymayip, yalmz bu miiezzinin sesi ile nemaza duranlarm nemazi 
da sahih olmaz. Ciinki, nemazi kilmiyan birine uymus olurlar. Cema'ate duyura- 
cak kadardan daha yiiksek bagirmak, muezzin ipin de, mekruhdur. Dort mezheb 
alimleri sozbirligi ile bildiriyor ki, cema'atin hepsi, imamm sesini duyarken, mii- 
ezzinin de tekbir getirmesi, mekruhdur ve cirkin bid'atdir. Hatta (Bahr-iil-fetava)da 
ve (Feth-ul-kadir)de ve (Miftah-ul-Cennet ilm-i hali) kenanndaki (Ustiivani) ri- 
salesinin sonuna dogru diyor ki, (Kiicuk mescidlerde, imamin tekbiri isitilirken, 
muezzin yiiksek sesle tekbir getirirse, nemazi bozulur.) 

[Sesi liizumundan fazla yiikseltmek giinah oldugu gibi, ho-parlorden cikan, 
imamin ve miiezzinin sesi degildir. Bunlann sesi elektrik ve miknatis haline donii- 
yor. Bu elektrik ve miknatisin hasil etdigi ses duyuluyor. Ayni nemazi kilan kim- 
senin sesine uymak sartdir. Ayni nemazi kilmiyan baska bir kimseden ve bir alet- 
den cikan sese uyanlann nemazlan sahih olmaz. (Redd-iil-muhtar) kitabi, birin- 
ci cild, besyiizonyedinci sahifede (Hafizin sesi, daglarda, collerde, ormanlarda ve 
baska herhangi bir vasita ile etrafa sacihrsa, bu ikinci sesler, Kur'an-i kerim oku- 
mak olmaz. Bunlardan isitilen secde ayeti icin, secde etmek lazim gelmez) buyu- 
ruyor. Bunlann insan okumasi olmadiklan, insan okumasma benzedikleri (Hale- 
bi-yi kebir)de de yazihdir. Din mutehassislarmm bu acik yazilan, radyo ile, ho-par- 
lor ile Kur'an-i kerim ve ezan okumanm ve dinlemenin ve bunlarla nemaz kilma- 
nm yanhs oldugunu gostermekdedir. Ho-parlor ve radyo ile ezan ve Kur'an-i ke- 
rim okumanm caiz olmadigi, Elmalih Muhammed Hamdi efendi tefsirinin iiciin- 
cii cild, [2361]. ci sahifesinde uzun yazihdir. Hele baska binada olan imama ho-par- 
lorle uyarak kilman nemaz sahih olmadigi gibi, cirkin bid'at olur. Biiyiik giinah olur. 
Yetmisinci maddenin 3. cii sahifesine ve elliikinci maddeye bakiniz! 

Mi'narelere konulan ho-parlor, ba'zilan icin bir tenbellik vasitasi olmus, eza- 
m karanhk odalarda oturarak ve siinnete uymiyarak okumalanna sebeb olmusdur. 
(Fetava-yi Hindiyye)de diyor ki, (Ezam vaktinden evvel okumak, cami' icinde oku- 
mak, oturarak okumak ve sesini takatmdan fazla yiikseltmek ve kibleye karsi 
okumamak ve teganni yaparak okumak mekruhdur. ikamet okunurken gelen, otu- 

-207- 



rur. Sonra, muezzin Hayye-alelfelah derken, herkesle kalkar). ibni Abidin nema- 
zi anlatmaga baslarken diyor ki, (Vaktinde okunan ezan, islam ezani olur. Vakt- 
siz okunan ezan, konusmak olur. Din ile alay etmek olur). Asrlarca, goklere dog- 
ru uzanan, ma'nevi suslerimiz minareler de, bu kotii bid'at yuziinden, birer ho-par- 
lor diregi haline getirilmekdedir. islam alimleri fennin bulduklanni hep iyi karsi- 
lamisdir. Radyo, televizyon ve ho-parlorle, her yerde faideli yaymlar yapilmasi da 
sevabdir. Fekat, ibadetleri ho-parloriin tirmalayici sesi ile yapmak caiz degildir. Ho- 
parlorleri cami'lere koymak, liizumsuz bir israfdir. Imanh kalblere ilahite'sirler 
yapan salih mii'minlerin sesleri yerine, adeta kilise cam gibi zirlayan bu alet yok 
iken, minarelerde okunan ezanlar ve camilerdeki tekbir sesleri, ecnebileri bile vec- 
de getiriyordu. Her mahallede okunan ezanlan isiterek cami'leri dolduran cema'at, 
Eshab-i kiram zemaninda oldugu gibi, nemazlanni husu' ile kihyorlardi. Ezanm 
mii'minleri heyecana getiren ilahi te'siri, ho-parlorlerin metalik sesleri, ogultula- 
nile gayb olmakdadir.] [Muhammed Hayat-i Sindinin (Gayetiit-tahkik) kitabm- 
daki 6.ci risale (Had-id-dallfn)dir. Bu risalede diyor ki, imam-i Ebu Nu'aym isfe- 
hani (Hilyetiil-Evliya) kitabi, iiciincii cildinde, Abdullah ibni Abbas diyor ki, Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (iblis yer yiiziine indirilince, Al- 
lahii tealaya sordu: Adem aleyhisselam indirilince, kullarina Cennet, se'adet yo- 
lunu gostermek icin, ona kitab ve Peygamberler verdin. Ona verecegin kitab ve Pey- 
gamberler nelerdir? Allahii teala: Melekler ve me^hur Peygamberler ve dort 
incshur kitabdir, buyurdu. Kullarim azdirmak icin, bana hangi kitablari ve Peygam- 
berleri vereceksin, dedi. Senin kitabin, nefsi azdiran §i'rler ve musikidir. Peygam- 
berlerin, kahinler, falcdar, biiyiiciilerdir ve akh gideren, kalbleri karartan gidala- 
nn da, Besmelesiz yinilen, icilen seyler ve serho$ eden ickilerdir. Nasihatlarin, ya- 
lan, evin, spor sahalari ve hamamlar ve tuzaklarin, ciplak gezen kizlar, mescidle- 
rin, fisk meclisleridir. Miiezzinlerin, mizmarlar [calgilar]dir, buyurdu.) Ya'ni Ce- 
hennem yolunu gosteren miiezzinlerin, calgilardir. Allahii tealanin ve Peygambe- 
rimizin, (seytanm miiezzini, ezani) dedigi radyolan, ho-parlorleri ibadetlerde 
kullanmanm biiyiik giinah oldugu, buradan da anlasilmakdadir.] 

Siinnete uygun olarak okunan ezan ile alay eden, begenmiyen, soz ile, hareket 
ile, hakaret eden kafir [Allahm diismam] olur. Muezzin ile alay eden kafir olmaz. 

Imam olmak, miiezzinlik yapmakdan ve ikamet okumak, ezan okumakdan ef- 
daldir. 

(Se'adet-i Ebediyye) kitabi hakkinda si'r: 

Ey kalbi islam He yanan, sevdigim, gencler! 
Biitiin islamiyyetden, size niimunedir bu! 
II m ile ma'rifetdir, hep icindekiler, 
Hakikaten bulunmaz essiz haztnedir bu! 

En biiyiik alimlerin, en biiyiik velilerin, 
En mesh fir simalann, en ulvi goniillerin. 
Aleme isik tutan, hayat sunan ellerin, 
Kalem ve kalblerinden, sizan bir katredir bu! 

Resulullahm yolu, hakiki miislimanhk, 
Ve heriki cihanda, aramlan sultanhk. 
Sulhda her an cahsan, harblerde kahramanhk, 
Gosteren ceddimizden, bize emanetdir bu! 

Her kelimesi huccet, ilmdir her ciimlesi, 
Dinle budur hakiki, islamiyyetin sesi. 
Kalbden paslari siler ve artdmr hevesi, 
Iste bash basina, bir islamiyyetdir bu! 

-208- 



62 — BIRINCI CILD, 303. cii MEKTUB 

Bu mektub, muezzin haci Yusiife gondcrilinis olup, Ezan kelimelerinin ma'na- 
larini bildirmekdedir: 

Ezanm kelimeleri yedidir. [Tekrar ederek onbes oluyor. Ezan, bu onbes keli- 
meyi okumak ve isitmekdir. Ho-parlor ile, teganm yaparak okunan ezanda, bu ke- 
limeler isitilmiyor. Bir ogultu, ne oldugu anlasilrmyan ses isitiliyor. Ho-parlor, ezan 
okumaga degil, ezam yok etmege sebeb oluyor.] 

1 — ALLAHU EKBER: Allahu teala, biiyiikdur. Ona birsey lazim degildir. Kul- 
lannin ibadetlerine de muhtac olmakdan buyiikdur. ibadetlerin, Ona faidesi yok- 
dur. Bunu, zihnlerde iyi yerlesdirmek icin, bu kelime, dort kerre soylenir. [Birin- 
ci ve uciincii (R)ler cezm veya vasl ederek iistiin okunur.] 

2 — ESHEDU EN LA ILAHE ILLALLAH: Kibriyasi, biiyukliigu ile ve kim- 
senin ibadetine muhtac olmadigi halde, ibadet olunmaga Ondan baska kimsenin 
hakki olmadigma sehadet eder, elbette inaninm. Hicbir sey Ona benzemez. 

3 — ESHEDU ENNE MUHAMMEDEN RESULULLAH: Muhammed "aley- 
hi ve ala alihissalatii vesselam"m, Onun gonderdigi Peygamberi olduguna, Onun 
istedigi ibadetlerin yolunu bildiricisi olduguna ve Allahu tealaya, ancak Onun bil- 
dirdigi, gosterdigi ibadetlerin, yarasir olduguna sehadet eder, inaninm. 

4 ve 5 — HAYYE ALESSALAH, HAYYE ALELFELAH: Mii'minleri, fela- 
ha, se'adete, kurtulusa sebeb olan nemaza cagiran iki kelimedir. 

6 — ALLAHU EKBER: Ona layik bir ibadeti kimse yapamaz. Herhangi bir kim- 
senin ibadetinin Ona layik, yakisir olmasmdan, cok biiyiikdur, cok uzakdir. 

7 — LA ILAHE ILLALLAH: ibadete, karsismda alcalmaga miistehak olan, 
hakki olan ancak Odur. Ona layik bir ibadeti kimse yapamamakla beraber, On- 
dan baska kimsenin ibadet olunmaga hakki yokdur. 

Nemazm serefinin biiyukliigunu, onu herkese haber vermek icin secilmis olan 
ezanm buyiiklugiinden anlamahdir. Farisi misra' tercemesi: 

Senenin bereketi, behanndan belli olur. 

Ya Rabbi! Bizleri, istedigin gibi nemaz kilanlardan eyle! Amin. 

[(Savi) tefsirinde, (insirah) suresinde diyor ki, (Allahu teala, senin ismini sark- 
da, garbda, yer kuresinin her yerinde yiikseltirim buyurdu). Garba dogru, bir tul 
derecesi gidilince, nemaz vaktleri dort dakika gecikiyor. Her yirmi sekiz kilomet- 
re gidisde, aym vaktin ezam birer dakika sonra tekrar okunuyorlar. Boylece, yer 
yuziiniin her yerinde, her an ezan okunmakda, Muhammed aleyhisselamin ismi, 
her an, her yerde isitilmekdedir. (Sir'at-iil-islam) serhinde diyor ki, (Birisi, Abdul- 
lah ibni Omer hazretlerine, Allah icin, seni cok seviyorum deyince, ben de Allah 
icin, seni hie sevmiyorum. Ciinki sen, ezam teganni ederek, sarki soyler gibi 
okuyorsun buyurdu)]. 

Seslendi ol muezzin, durdu kamet eyiedi, 
Ka'beye dondii yiiziin, hem de niyyet eyiedi. 
Duyunca ehi-i iman, hurmet He diniedi. 
sonra nemaza dump, Rabbe kuiiuk eyiedi. 



209 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:14 



63 — NEMAZES EHEMMIYYET1 

(Diirr-ul-muhtar)da nemazi anlatmaga baslarken ve Ibni Abidin, (Redd-iil-muh- 

tar) kitabi, ikiyiizotuzdordiincu sahifede, bunlan aciklarken buyuruyor ki: 

Adem aleyhisselamdan beri, her dinde bir vakt nemaz var idi. Hepsinin kildi- 
gi, bir araya toplanarak bize farz edildi. Nemaz kilmak, lmanm sarti degil ise de, 
nemazm farz olduguna inanmak, fmanm sartidir. Nemaz, dtia demekdir. islamiy- 
yetin emr etdigi, bildigimiz ibadete, nemaz (Salat) ismi verilmisdir. Miikellef olan 
[ya'ni akil ve balig olan] her miislimanm, hergiin bes vakt nemazi kilmasi (Farz-i 
ayn)dir. Farz oldugu, Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde, acikca bildirilmisdir. 
Mi'rac gecesinde, bes vakt nemaz emr olundu. Mi'rac, hicretden bir yil once, Re- 
ceb aymm yirmiyedinci gecesinde idi. Mi'racdan once, yalniz sabah ve ikindi ne- 
mazi vardi. 

Yedi yasindaki cocuga, nemaz kilmasim emr etmek, on yasmda kilmaz ise, el ile 
dogmek lazimdir. Mektebdeki mu'allim, talebesini de, cahsdirmak icin, el ile uc ker- 
re dogebilir. Daha fazla vuramaz. Sopa ile dogemez. [islam mekteblerinde falaka 
olamaz. Sopa, karakolda, habshanede olur. Dinsizler, gencleri islamiyyetden so- 
gutmak icin, tiyatrolarda, filmlerde, hocalarm talebeyi falakaya yatirdiklarmi 
gosterip, din dersleri, islam mektebleri kapatilarak genclik falakadan, sopadan kur- 
tanldi derlerse islam dinine iftira etmis olurlar. islamiyyetde talebeyi sopa ile dog- 
mek yasak oldugu, din kitablarmda, acikca yazilidir. Peygamberimiz "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" el ile iicden fazla vurmagi bile, yasak etmisdi.] Cocuklara, 
baska ibadetleri de ogretmek ve yapmaga ahsdirmak, giinahlardan men' etmek la- 
zimdir. 

Farz nemazlarm ehemmiyyetini bildirmek icin, Muhammed Rebhami "rah- 
metullahi aleyh", dortyiizkirkdort kitabdan tophyarak, hicretin sekizyiizotuzbe- 
sinci [835] senesinde Hindistanda yazdigi (Riyad-un-nasihin) admdaki, farisi ki- 
tabmm, ikinci kismi, birinci bab, onikinci faslmda buyuruyor ki: 

Sahihayn ismi verilen, din-i islamin iki temel kitabmda [(Buhari) ve (Miis- 
lim)de], Cabir bin Abdiillahm "radiyallahii anh" bildirdigi bir hadis-i serifde, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem": (Birinin evi oniinde nehr olsa, hergiin be$ 
kerre bu nehrde yikansa, iizerinde kir kahr mi?) diye sordu. Hayir, ya Resulallah! 
dedik. (iste, bes vakt nemazi kilanlarm da, boyle kiiciik giinahlan afv olunur) bu- 
yurdu. [Ba'zi cahiller, bu hadis-i serifi isitince, o halde, hem nemaz kilanm, hem 
de istedigim gibi, keyf siirerim. Nasil olsa giinahlanm afv olur, diyor. Boyle diisiin- 
mek dogru degildir. Ciinki, sartlan ile, edebleri ile kilinip, kabul olan bir nemaz, 
giinahlan doker. Sonra, kiiciik giinahlan afv olsa bile, kiiciik giinah islemege de- 
vam etmek, israr etmek, biiyiik giinah olur. Biiyiik giinah islemege israr etmek de, 
kiifre sebeb olur.] ibni Cevzi, (El-mugni) ismindeki tefsirinde buyuruyor ki, (Ebu 
Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" buyurdu ki, bes nemaz vaktleri gelince, melekler 
der ki, ey Adem ogullan, kalkimz! insanlan yakmak icin hazirlanmis olan atesi ne- 
maz kilarak sondiiriintiz). Bir hadis-i serifde, (Mii'min ile kafiri ayiran fark, nemaz- 
dir) buyuruldu. Ya'ni, mii'min nemaz kilar. Kafir, kilmaz. Miinafiklar ise, ba'zan 
kilar, ba'zan kilmaz. Miinafiklar, Cehennemde cok aci azab gorecekdir. Miifessir- 
lerin sahi, Abdullah ibni Abbas "radiyallahii anhiima" diyor ki, Resulullahdan "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" isitdim. Buyurdu ki, (Nemaz kilmiyanlar, kiyamet giinii, 
Allahii tealayi kizgin olarak bulacaklardir). 

Hadis imamlan, soz birligi ile bildiriyor ki, (Bir nemazi vaktinde amden kilmi- 
yan, ya'ni nemaz vakti gecerken, nemaz kilmadigi icin iiziilmeyen, kafir olur ve- 
ya oliirken imansiz gider. Ya nemazi, hatirma bile getirmiyenler, nemazi vazife ta- 
mmiyanlar ne olur?). Ehl-i siinnet alimleri sozbirligi ile buyurdular ki, (ibadetler 
imandan parca degildir). Yalniz, nemazda soz birligi olmadi. Fikh imamlanndan 

-210- 



imam-i Ahmed ibni Hanbel, Ishak ibni Raheveyh, Abdullah ibni Mubarek, Ibra- 
him Nehaf, Hakem bin Uteybe, Eyyub Sahtiyani, Davud Tai, Ebu Bekr ibni Sey- 
be, Zubeyr bin Harb, daha bircok biiyiik alimler, bir nemazi amden, ya'ni bile bi- 
le kilmiyan kimse, kafir olur, dedi. O halde, ey din kardesim, bir nemazim kacir- 
ma ve gevsek kilma, seve seve kil! Allahii teala kiyamet giinii, bu alimlerin ictihad- 
larina gore ceza verirse, ne yaparsm? (Tefsfr-i Mugni)de diyor ki: (Buyiiklerden 
biri seytana dedi ki, senin gibi mel'un olmak istiyorum, ne yapayim? iblis sevinip, 
benim gibi olmak istersen, nemaza ehemmiyyet verme ve dogru, yalan, herseye ye- 
min et, ya'ni cok yemin et! dedi. O kimse de, hicbir nemazi birakmiyacagim ve ar- 
tik yemin etmiyecegim, dedi). Hanbelimezhebinde, bir nemazi ozrsiiz kilmiyan, 
miirted gibi katl olunur ve yikanmaz. Kefenlenmez ve nemazi kilmmaz. Musliman- 
lann mezarhgina gomiilmez ve mezan belli edilmez. Dagda bir cukura konur. Sa- 
fi'i mezhebinde, nemaz kilmamakda israr eden, miirted olmaz ise de, cezasi katl- 
dir. Maliki mezhebi de, Safi'i gibi oldugu, (ibni Abidin)de ve (Milel-nihal) terce- 
mesi altmisuciincii sahifede yazihdir. Hanefi mezhebinde ise, nemaza baslaymca- 
ya kadar habs olunur veya kan akincaya kadar dogiilur. [Fekat nemaza ehemmiy- 
yet vermiyen, vazife bilmiyen, dort mezhebde de kafir olur. Nemazi bile bile kil- 
mayip, kaza etmegi diisiinmiyen ve bunun icin azab cekeceginden korkmiyan 
kimsenin, hanefi mezhebinde de kafir olacagi, (Hadika)da, dil afetlerinde yazili- 
dir.] Allahii teala, miisliman olmiyanlara nemaz kilmasini, oruc tutmasim emr et- 
memisdir. Bunlar, Allahii tealamn emrlerini almakla sereflenmemislerdir. Nemaz 
kilmadigi icin, oruc tutmadigi icin bunlara bir ceza verilmez. Bunlar, yalniz kiif- 
riin cezasi olan Cehennemi hak etmislerdir. (Zadiil-mukvfn) kitabmda diyor ki; (Es- 
ki alimler yazmis ki, bes seyi yapmiyan, bes seyden mahrum olur: 

1 — Malinm zekatmi vermeyen, malmin hayrini gormez. 

2 — Usrunu vermeyenin, tarlasinda, kazancmda bereket kalmaz. 

3 — Sadaka vermeyenin, viicudiinde sihhat kalmaz. 

4 — Diia etmeyen, arzusuna kavusamaz. 

5 — Nemaz vakti gelince, kilmak istemeyen, son nefesde kelime-i sehadet ge- 
tiremez. Nemaz kilmamn birinci vazife olduguna inandigi halde, tenbellik ederek 
kilmiyan fasikdir. Saliha kizm kiifvii degildir. Ya'ni o kiza layik ve uygun degildir). 

Goriiliiyor ki, farz nemazi kilmamak, imansiz gitmege sebeb olmakdadir. Ne- 
maza devam, kalbin nurlanmasma ve se'adet-i ebediyyeye kavusmaga vesiledir. 
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Nemaz nurdur) buyurdu. Ya'ni, diin- 
yada kalbi parlatir. Ahiretde sirati aydmlatir. Allahin dostlarma, nemazda neler 
oluyor, muradlarma, nemazda, nasil kavusuyorlar biliyor musunuz? 

Hikaye: Horasan valisi Abdullah bin Tahir, cok adil idi. Jandarmalan birkac hir- 
siz yakalamis, valiye bildirmislerdi. Hirsizlardan biri kacdi. Hirath bir demirci, Ni- 
sapura gitmisdi. Bir zeman sonra, evine doniip gece giderken, bunu yakaladilar. 
Hirsizlarla beraber, valiye cikardilar. Habs edin! dedi. Demirci, habshanede ab- 
dest ahp nemaz kildi. Ellerini uzatip, (Ya Rabbi! Giinahim olmadigim, ancak 
sen biliyorsun. Beni bu zindandan, ancak sen kurtanrsm. Ya Rabbi! Beni kurtar!) 
diye diia etdi. Vali, o gece, rii'yada, dort kuvvetli kimse gelip, tahtini, tersine ce- 
virecekleri vakt uyandi. Hemen abdest ahp, iki rek'at nemaz kildi. Tekrar uyudu. 
Tekrar, o dort kimsenin, tahtini yikmak uzere oldugunu gordii ve uyandi. Kendi- 
sinde, bir mazlumun ahi bulundugunu anladi. Nitekim si'r: 

Binlerce top ve tiifek, yapamaz asla, 
Gbzya$inm seher vakti yapdigim, 
Diisman kaciran sungiileri, cok def'a, 
Toz gibi yapar, bir niii'niiiiiii diiasi. 

Ya Rabbi! Biiyiik yalniz sensin! Sen oyle bir biiyuksiin ki, biiyiikler ve kiicuk- 

-211- 



ler, sikisinca, ancak sana yalvanr. Sana yalvaran, ancak muradma kavusur. 

Hemen, o gece, habshane miidirini cagirip, bir mazlum kalmis mi, dedi. Miidir, 
bunu bilemem. Yalniz, biri nemaz kilip, cok diia ediyor. Goz yaslan dokiiyor de- 
yince, onu getirtdi. Halini sorup anladi. Ozr dileyip, hakkim halal et ve bin giimiis 
hediyyemi kabul et ve herhangi bir arzun olunca bana gel! diye rica etdi. Demir- 
ci, hakkimi halal etdim ve hediyyeni kabul etdim. Fekat isimi, dilegimi senden is- 
temege gelemem, dedi. Nicin, deyince: Ciinki, benim gibi bir fakir icin, senin gi- 
bi bir sultamn tahtini birkac def a tersine ceviren sahibimi birakip da, dileklerimi 
baskasma gotiirmekligim kulluga yakisir mi? Nemazlardan sonra etdigim diialar- 
la, beni nice sikmtidan kurtardi. Nice muradima kavusdurdu. Nasil olur da, bas- 
kasma sigminm? Rabbim, nihayeti olmiyan rahmet hazinesinin kapismi acmis, son- 
suz ihsan sofrasim, herkese yaymis iken, baskasma nasil giderim? Kim istedi de, 
vermedi? istemesini bilmezsen alamazsin. Huzuruna edeble cikmazsan, rahmeti- 
ne kavusamazsin. Si'r: 

Ibadet e$igine, kirn ki, bir gece bus kodu, 

Dostun hit In. acar ona, elbette binbir kapu. 

Evliyanm biiyuklerinden Rabia-i Adviyye "rahmetullahi aleyha", adamin biri- 
nin, diia ederken (Ya Rabbi! Bana rahmet kapismi ac!) dedigini isitince; Ey cahil! 
Allahii tealamn rahmet kapisi, simdiye kadar kapah mi idi de, simdi acilmasim is- 
tiyorsun? dedi. [Rahmetin cikis kapisi her zeman acik ise de, giris kapisi olan kalb- 
ler, herkesde acik degildir. Bunun acilmasi icin diia etmeliyiz!] 

Ilahi! Herkesi sikmtidan kurtaran yalniz sensin. Bizi diinyada ve ahiretde sikm- 
tida birakma! Muhtaclara, herseyi gonderen, yalniz sensin! Diinyada ve ahiretde 
hayrli, faideli olan seyleri, bize gonder! Diinyada ve ahiretde, bizi kimseye muh- 
tac birakma! Amin. (Riyad-un-nasihin)den terceme temam oldu. 

(Kitab-iil-fikh-alel-mezahib-il-erbe'a)da, nemazi anlatmaga baslarken diyor 
ki, (Nemaz, islam dininin direklerinden en ehemmiyyetlisidir. Allahii teala, kul- 
larmm yalniz kendisine ibadet etmeleri icin, nemazi farz etdi. Nisa suresinin yiizii- 
ciincii ayeti, nemaz mii'minler iizerine, vaktleri belirli bir farz oldu demekdir. Ha- 
dis-i serifde, (Allahii teala, hergiin be§ vakt nemaz kilmagi farz etdi. Kiymet ve- 
rerek ve sartlarina uyarak, hergiin bcs vakt nemaz kilani Cennete sokacagini, 
Allahii teala soz verdi) buyuruldu. Nemaz, ibadetlerin en kiymetlisidir. Hadis-i se- 
rifde, (Nemaz kilmryamn, islamdan nasibi yokdur!) buyuruldu. (Miskat)da ve 
(Kiinuz-iid-deka'ik)da ve (Sahihayn)de ve (Halebi)de bildirilen hadis-i serifde de, 
(Insan ile kiifr arasindaki fark, nemazi terk etmekdir!) buyuruldu. Bunun ma'na- 
si, (Insan ile kiifr, ayn ayn iki varlikdir. ikisini birlesdiren yol, nemaz kilmamak- 
dir. Aralarmdan, nemaz kilmamak kalkmca, ya'ni bir insan nemaz kilarsa, bu in- 
san ile kiifr arasmda yol kalmaz. ikisi birbiri ile birlesmez.) Bunun ma'nasi, (Kiifr 
bir ozellikdir. Kendi kendine bulunmaz. Ba'zi insanda bulunur. Kiifr bulunan in- 
sanda nemaz kilmamak vardir. Kiifr bulunmiyan insanda nemaz kilmamak yokdur. 
Kiifr bulunan insan ile kiifr bulunmiyan insan arasindaki fark, nemaz kilip kilma- 
makdir) demekdir. Bu hadis-i serif, (insan ile oliim arasindaki fark, nefes almamak- 
dir) soziine benzemekdedir. Oliim bulunan insan nefes almaz. Oliim bulunmayan 
insanda nefes almamak yokdur. Nefes almamak bulunan insamn olii oldugu anla- 
sihr. Bu hadis-i serif, nemaz kilmakda tenbellik edenleri siddetle korkutmakdadir. 
Nemaz kilmak, Allahii tealamn buyuklugiinii diisiinerek, Onun karsismda kendi 
kiiciiklugunii anlamakdir. Bunu anliyan kimse, hep iyilik yapar. Hie kotiiliik ya- 
pamaz. Nefsine uyamn nemazi sahih olsa da, bu meyvelerini veremez. Hergiin bes 
kerre, Rabbinin huzurunda olduguna niyyet eden kimsenin kalbi ihlas ile dolar. Ne- 
mazda yapilmasi emr olunan her hareket, kalbe ve bedene faideler saglamakda- 
dir. Camilerde cema'at ile nemaz kilmak, miislimanlarin kalblerini birbirlerine bag- 
lar. Birbirlerinin kardesleri olduklarim anlarlar. Biiyiikler, kiiciiklere merhamet- 

-212- 



li olur. Kiiciikler de, biiyuklere saygih olur. Zenginler, fakfrlere ve kuvvetliler za'if- 
lere yardimci olur. Saglamlar, hastalan, cami'de goremeyince, evlerinde ararlar. 
(Din kaidesinin yardimina kosanin, yardimcisi Allahdir) hadis-i serifindeki miij- 
deye kavusmak icin yaris ederler.) 

Akilisen kd nemazi, ciin se'adet tacidir. 
Sen nemazi dyle bil ki, mii'minin mi'racidir! 

(Kurretiil'uyun) kitabmdaki hadis-i serifde buyuruldu ki, (Nemazi ozrsiiz kil- 
miyan kimseye, Allahii teala onbcs sikinti vcrir. Bunlardan altisi diinyada, iicii oliiin 
zemanmda, iicii kabrde, iicii kabrden kalkarkendir. Diinyada olan alti azab: 

1 — Nemaz kilmiyamn omriinde bereket olmaz. 

2 — Allahii tealamn sevdigi kimselerin giizelligi, sevimliligi kendinde kalmaz. 

3 — Hicbir iyiligine sevab verilmez. [Bu hadis-i serif gosteriyor ki, farzlan 
vaktinde kilmiyanlann siinnetleri kabul olmaz. Ya'ni siinnetlerine sevab verilmez.] 

4 — Diialan kabul olmaz. 

5 — Onu kimse sevmez. 

6 — Miislimanlann iyi diialarimn buna faidesi olmaz. 
Oliirken cekecegi azablar: 

1 — Zelil, kotii, cirkin can verir. 

2 — Ac olarak oliir. 

3 — Cok su icse de, susuzluk acisi ile oliir. 
Kabrde cekecegi acdar: 

1 — Kabr onu sikar. Kemikleri birbirine gecer. 

2 — Kabri atesle doldurulur. Gece, giindiiz onu yakar. 

3 — Allahii teala, kabrine cok biiyiik yilan gonderir. Diinya ydanlarina benze- 
mez. Hergiin, her nemaz vaktinde onu sokar. Bir an birakmaz. 

Kiyametde cekecegi azablar: 

1 — Cehenneme siiriikliyen azab melekleri yamndan ayrilmaz. 

2 — Allahii teala, onu kizgin olarak karsilar. 

3 — Hesabi cok cetin olup, Cehenneme atdir). 

Gecirme iimriinii mii'min. sakin ki, kil-ii kal iizre! 
soztin ma'nasim aula, ne yiiriirsiin hayal iizre? 

Bu diinyanm siislerine, antan aldanma eygafil! 
buna her kim goniil verse, gecer omrii meiai iizre. 

Bir dikkatli nazar etsen, bu diinya ehiine camm, 
kazamrlar para daim, bunlar cenk ve cidal iizre. 

Bu diinyaya neler geldi, ben diyenler geciip gitdi, 
bilmeli, bu fani miilkii, yaratdi Hak zeval iizre. 

Kacarsan arkandan geiir, kovaiarsan yetismezsin, 
ki, diinya goigeye benzer, denildi bu misai iizre. 

Aklli olan bir kisi, goniil vermez bu diinyaya, 
diiskiin olmaz ondan yana, bilir onu kemal iizre. 

Bir kalb diinyaya baglansa, ibadet zevkim duymaz, 
onunciin Zatibu si'ri, getirdi hasbihal iizre. 

-213- 



64 — NEMAZ NASIL KILINIR 

Nemaza baslarken, erkekler iki eli kaldinr. Bas parmak uclan kulak yumusa- 
gina deger. Avuc icleri kibleye dondiiriilmus olmahdir. Eller, kulakdan aynhrken 
(Allahii ekber) demege baslanip, gobek altma baglarken bitirilir. 

NIYYET: iftitah tekbiri soylerken niyyet edilir. Daha once de niyyet etmek ca- 
izdir. Hatta, cema'at ile nemaz kilmak icin evinden cikan kimse, niyyet etmeden 
imama uysa, caiz olur. Fekat yolda, nemazi bozan seylerden birini yapmamak la- 
zimdir. Yiirumek ve abdest almak zarar vermez. 

Nemaza niyyet etmek demek, ismini, vaktini, kibleyi, imama uymagi irade et- 
mek, kalbinden gecirip, kilmagi tercih etmek demekdir. Yalniz ilm, ya'ni ne yapa- 
cagini bilmek niyyet olmaz. Safi'i mezhebinde, nemazm riiknlerini de hatirlamak 
lazimdir. Cema'ate, nemaz arasmda yetisen kimse, yatsimn farzi mi, teravih mi an- 
hyamasa, farz niyyet ederek imama uyar. Teravih kihmyorsa, bunun nemazi, 
farzdan once oldugu icin nafile olur. Ctinki farzdan once teravih kilmmaz. Hemen 
farzi yalniz kihp, teravihin bir kismim cema'at ile kilar. Noksan kalan rek'atleri- 
ni, sonra yalniz kilar. Bundan sonra, vitr nemazim kilar. 

Iftitah tekbirinden sonra edilen niyyet, sahih olmaz ve o nemaz, kabul olmaz. 
Farzlarda ve vaciblerde niyyet ederken, hangi farz ve hangi vacib oldugunu bilmek 
lazimdir. Mesela (Bugiinki ogleyi kilmaga) diye, farzm ismini bilmek veya (Vak- 
tin farzi) demek lazimdir. Bayram, vitr ve nezr nemazlarmi kilarken, bunlann va- 
cib olduklanm ve ismlerini dusiinmek lazimdir. Rek'at sayismi niyyet lazim degil- 
dir. Siinnet kilarken (Nemaza) niyyet etmek kafidir. Cenaze nemazma (Allahii te- 
ala icin nemaza, meyyit icin diiaya) diye niyyet edilir. Oglenin ilk siinnetini kilar- 
ken oglenin farzi diye niyyet ederse, oglenin farzmi kilmis olur. Bundan sonra kil- 
digi farz, nafile olur. imamm, erkeklere imam olmaga niyyet etmesi lazim degil- 
dir. Fekat, cema'at ile kilmak sevabina kavusamaz. imam olmaga niyyet ederse, 
bu sevaba da kavusur. Yalniz kilan kimseye, sonra baskasmin gelip uymasi caiz- 
dir. Cema'atin (Uydum hazir olan imama) diye de, niyyet etmesi lazimdir. imamm, 
(Kadmlara imam olmaga) niyyeti lazimdir. Cema'atin imami tammasi, bilmesi sart 
degildir. imam tekbir soylerken, ona uymaga niyyet etmeli ve hemen nemaza 
durmahdir. imam, yerinde durunca, ona uymaga niyyet edip, nemaza beraber bas- 
lamak da iyidir. 

Vaktin icinde oldugunu bilerek, vaktin farzi diyerek, basladigi nemazi kilarken, 
vakt ciksa ve cikdigmi bilmese sahih olmaz. Bu giinun farzi deseydi, sahih olup, ka- 
za olurdu. Vakti girmeden kilman farz, nafile olur. Vakti cikdikdan sonra kilmmis 
ise, kaza olur. Ya'ni (Bu giinun ogle nemazim eda etmege) diye niyyet eden kim- 
se, vakt cikmis ise, ogleyi kaza etmis olur. Bunun gibi, ogle vakti cikdi sanarak, (Bu- 
giinki ogleyi kaza etmege) niyyeti ile kilmca, vakt cikmadigi anlasihnca, ogleyi eda 
etmis olur. Her ikisinde de aym nemaza niyyet etmis, yalniz vaktin cikmasinda ya- 
nilmisdir. Fekat, gecmis ogle nemazim kazaya niyyet ederek kildigi nemaz, o gii- 
nun ogle nemazmin yerine gecmez. Ctinki, bugiiniin nemazma diye niyyet etme- 
misdir. Boylece, eda niyyeti ile kilman ogle nemazi gecmisde kilmmamis bir ogle 
nemazmm yerine gecmez. Bunun gibi, bir kimse, hazir olan imama uymaga niyyet 
etse ve bunun Zeyd oldugunu sansa, halbuki imam baskasi ise, bu kimsenin nema- 
zi kabul olur. Fekat, Zeyde uymaga niyyet etse, imam baska birisi ise, bununla kil- 
digi nemaz kabul olmaz. Bir kimse, senelerce, ogleyi vaktinden once kilmis olsa, 
ve hepsine (Uzerime farz olan ogleyi kilmaga) diye niyyet etse, o giinkii ogleyi dii- 
siinmese, hergiin bir evvelki ogleyi kaza etmis olur. Yalniz son ogleyi ayrica kaza 
etmesi lazim olur. O giinkii ogleyi niyyet etse, eda dese de, demese de, hergiin o 
giinkii ogleyi eda etmis olup, vaktinden once olduklan icin, hicbiri oglenin farzi ol- 
maz. Nafile olurlar. Ffepsini kaza etmesi lazim olur. Goruluyor ki, nemazlann vakt- 

-214- 



lerini bilmek ve vaktin icinde kilmis oldugunu bilmek lazimdir. 

Ibadetler yapilirken, yalniz agiz ile soylemege niyyet denmez. Kalb ile niyyet 
edilmezse, dort mezhebde de nemaz sahih olmaz. Resulullahm ve Eshab-i kiramm 
ve Tabi'inin ve hatta dort imamin agiz ile niyyet etdikleri isitilmemisdir. [1. ci kism, 
elliikinci maddenin 2. ci sahifesine bakimz!] Imam-i Rabbani "rahmetullahi 
aleyh", birinci cildin yiizseksenaltinci mektubunda buyuruyor ki, (Niyyet kalb ile 
olur. Agiz ile niyyet etmek bid'atdir. Bu bid'ate, hasene demislerdir. Halbuki bu 
bid'at, yalniz siinneti yok etmekle kalmiyor. Farzi da yok ediyor. Ciinki, cok kim- 
seler, yalniz agiz ile niyyet ederek, kalb ile niyyet etmiyorlar. Boylece, nemazm farz- 
lanndan biri olan kalb ile niyyet yapilmiyor. Nemaz kabul olmiyor. Bu fakir, hic- 
bir bid'ati, (hasene) olarak bilmiyorum. Hicbir bid'atde gtizellik gormuyorum). Agiz 
ile niyyet etmek, safi'i ve hanbelide siinnetdir. Ibni Abidm diyor ki, (Nemaza bas- 
larken niyyet etmenin farz oldugu sozbirligi ile bildirildi. Niyyet yalniz kalb ile olur. 
Yalniz agiz ile soylemek bid'atdir. Kalb ile niyyet edenin, subheden, vesveseden 
kurtulmak icin, soz ile de niyyet etmesi caiz olur). 

TAHRIME: Nemaza baslarken, (Allahii ekber) demekdir ki, farzdir. Baska ke- 
lime soylemekle olmaz. Yetmisbirinci maddeye bakimz! Bu iftitah tekbiri, nema- 
zm sartlarmdandir. Riikn degildir. 

Kadmlar, iki ellerini, omuz hizasma kaldinr ve iftitah tekbirini getirir. Sonra, 
sag eli, sol elin iistiinde olarak, gogiise kor. Bilek kavramazlar. AAAllahii veya ek- 
baar gibi, uzun soylenirse, nemaz kabul olmaz. Imamdan once, ekber denirse, ne- 
maza baslamis olmaz. Ayakda iken, sag eli, sol el iizerine koyup, sag elin kticiik ve 
bas parmaklarim, sol bilek etrafma halka yapmak, Siibhaneke okumak ve yalniz 
kilarken, Siibhaneke okudukdan sonra E'uzii, Besmele okumak siinnetdir. Ce- 
ma'ate gee gelen, imam sessiz okuyorsa, Siibhaneke okur ve imam selam verdik- 
den sonra, kalkinca, tekrar okur. 

Yalniz kilan, Fatiha okur. Fatihadan sonra, Besmele cekmek lazim degildir. Ce- 
kerse iyi olur. Safi'i mezhebini taklid eden hanefflerin bu Besmeleyi okumalan la- 
zimdir. Sonra bir sure veya iic ayet okur. Fatihadan sonra, imam ve cema'at, ses- 
siz olarak, (Amm) der. imam ile kilarken, cema'at Fatiha ve sure okumaz. (Amin), 
(Kabul et) demekdir. 

KIYAM: Nemazm bes rtiknunden birincisi kryamdir. Kiyam, ayakda durmak de- 
mekdir. Ayakda duramiyan hasta, oturarak kilar, oturamiyan hasta, sirt iistu ya- 
tip basi ile kilar. Yuzii, semaya karsi degil, kibleye karsi olmasi icin, basi altma yas- 
dik konur. Ayaklan Kibleye karsi, dizlerini dikerek yatar. (ibni Abidm) diyor ki, 
(Saglam bir kimsenin gemide, trende, hareket halinde, farzlan oturarak kilmasi, 
Imam-i a'zama gore caizdir. imameyn ise, ozrsiiz caiz gormedi. Fetva da boyledir. 
[Birinci kismda altmisbesinci ve yetmisdordiincii maddelerin 3. cii sahifelerine ba- 
kimz!] Ayakda iken, iki ayak birbirinden dort parmak eni kadar acik olmalidir. 
Ayakda duramiyan hasta, ayakda basi donen, basi, disi, gozii veya baska yeri cok 
agnyan, idrar, yel kaciran, yarasi akan, ayakda diisman korkusu, malm calmmak 
tehliikesi olan, ayakda kilinca orucu veya okumasi bozulacak veya avret yeri aci- 
lacak olan kimseler, oturarak kilar. Ayakda kilinca hastahgimn artacagini veya iyi 
olmasmm gecikecegini kendi tecribesi ile veya mutehassis miisliman bir tabibin bil- 
dirmesi ile anhyan hasta da, yere oturarak kilar. Haber veren doktorun fasik ol- 
mamasi, acikca haram islememesi lazimdir. Bunlar, kolayma geldigi gibi kollari- 
m istedigi yere koyarak, bagdas kurarak veya dizlerini dikip kollarim kavusdura- 
rak yahud baska diirlii yere oturur. Boyle oturamiyan, birisinin yardimi ile oturur. 
Riikii' icin, biraz egilir. Secde icin, basim yere kor. Basini yere koyamiyan hasta, 
yiiksekligi 25 santimetreden az olan sert birsey iizerine koyar. Boyle secdesi sahih 
olur. Daha yiiksek ise veya yumusak ise, ima olur. Boyle sert sey iizerine de koya- 

-215- 



mazsa, ayakda durabilse bile, oturarak yerde ima ile kilar. Ya'ni yere oturarak ki- 
lip, riikii' icin biraz, secde icin ise, daha cok egilir. Secde icin egilmesi, riikii' icin 
egilmesinden daha cok olmazsa, nemazi sahih olmaz. Kendisi veya baskasi birsey 
kaldinp, bunun iisttine secde ederse, nemazi sahih olur ise de, tahrimen mekruh 
olur. Bu sey, riikii' icin egilmesinden aleak olmazsa, nemazi sahih olmaz). 274. cii 
sahifeye bakmiz! 

KIRAET: Kiraet, agiz ile okumak demekdir. Kendi kulaklan isitecek kadar ses- 
li okumaga, (haff okumak) denir. Yamnda olan kimselerin de isitecekleri kadar 
sesli okumaga, (cehri) ya'ni yiiksek sesle okumak denir. [Elmahh Hamdi tefsirin- 
de diyor ki, (Mizmardan, ya'ni ses cikaran aletden, teypden, hoparlorden cikan 
sese okumak denmez, zirlamak denir). Bu seslerle okunan ezan ve nemaz sahih 
olmaz. Hem de giinah olur.] Siinnetlerin ve vitrin her rek'atinde ve yalmz kilar- 
ken farzlarm iki rek'atinde, ayakda, Kur'an-i kerimden bir ayet okumak farzdir. 
Kisa sure okumak daha sevabdir. Kiraet olarak, buralarda Fatiha okumak ve siin- 
netlerin ve vitr nemazinm her rek'atinde ve farzlarm iki rek'atinde Fatihadan bas- 
ka bir de, sure veya tic ayet okumak, vacibdir. Farzlarda Fatihayi ve sureyi ilk iki 
rek'atde okumak vacib veya siinnetdir. Fatihayi sureden once okumak da, ayri- 
ca vacibdir. Fatihayi her rek'atde bir kerre okumak da vacibdir. Bu bes vacibden 
biri unutulursa, secde-i sehv yapmak lazim gelir. Farzlarm iicuncu ve dordiincii 
rek'atlerinde imamin ve yalmz kilanm Fatiha okumasi siinnet olmasi daha kuv- 
vetlidir. Zamm-i sure de okursa veya hicbirsey okumasa da olur. (ibni Abidin, sa- 
hife 343). Dogru okumiyan icin 67. ci maddeye bakmiz! Diger tie mezhebde, her 
nemazda ve her rek'atde Fatiha okumak farzdir. 

Miisafire uyan mukim kimse, imam ikinci rek'atde selam verince, kalkip iki rek'at 
daha kilarken, kiraet etmez. Ya'ni, Fatihayi ve sureyi okumaz. imam arkasmda ki- 
lar gibi, ayakda, birsey okumaz. (Cami'ur-riimuz) yetmisiicuncii sahifede ve (Ta- 
tarhaniyye)de yiizaltmci sahifede diyorlar ki, (Alimlerin bir kismi, miisafir arka- 
smda kilan mukim, iiciincii ve dordiincii rek'atlerde kiraet etmez, ya'ni birsey oku- 
maz dedi. Semsul eimme Abdiil'aziz Halvani ve baska alimler, kiraet eder dedi. O 
halde, ihtiyat ederek, okumasi daha iyi olur). Kiyam, kiraet mahalli oldugundan, 
okumamn zarari yokdur. (Halebi-yi kebir) sonunda diyor ki, (Dis agrisim kesen 
ilac, okumaga mani' oluyorsa ve vaktin sonu ise, imama uyar. imam bulamazsa, 
okumadan kilar). Ctinki, agn mesakkat olup, zarurihasil olmusdur. 

Kiraetde, Kur'an-i kerimin tercemesini okumak caiz degildir. 

ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" ucyiizaltmisdordiincii sahifede diyor ki, 
imamin Cum'a ve bayram nemazlarmdan baska her nemazda, birinci rek'atde, ikin- 
ci rek'atde okudugunun iki misli uzun okumasi siinnetdir. Yalmz kilan, her rek'at- 
de aym mikdarda okuyabilir. Her nemazda, ikinci rek'atde, birinciden iic ayet uzun 
okumak mekruhdur. imamin aym nemazlann aym rek'atlerinde, aym ayetleri oku- 
magi adet edinmesi mekruhdur. Yalmz kilanlar icin de her nemaz icin boyledir de- 
nildi. Arasira baska ayet de okumahdir. Birinci rek'atde okudugunu, ikinci rek'at- 
de de okumak tenzihen mekruhdur. Birincide Kul'e'tizu bi-Rabbin-nas okursa, 
ikincide tekrar okur. Ctinki, tersine okumak, daha kerihdir. ikincide, birincideki aye- 
tin devammi okumak efdaldir. ikincide, birinci rek'atde okudugundan sonraki bir 
kisa sureyi athyarak, daha sonrakini okumak mekruhdur. Bir rek'atde, sira ile bir- 
kac sure okumak mekruh degil ise de, bir sure okumak efdaldir. ikincide, birincide 
okudugundan onceki ayetleri veya sureleri okumak mekruhdur. Kur'an-i kerimi mus- 
hafdaki sira ile okumak, her zeman vacibdir. Hatm indirirken, Kul'e'uziileri okuduk- 
dan sonra, hemen Fatiha ve Bekara suresi basindan bes ayet okumak cok sevabdir. 
Bir kisa sure kadar iic ayet okumak, bir uzun ayet okumakdan efdaldir. 

RUKU': Sureden sonra, tekbir getirerek riikii'a egilir. Riikti'da, erkekler parmak- 

-216- 



lanni acrp, dizlerin iistiine kor. Sirtim ve basini diiz tutar. Riikii'da, en az, uc ker- 
re (Siibhane rabbiyel-azim) der. tic kerre okumadan, imam basini kaldirsa, o da, 
hemen kaldinr. Riikii'da, bacaklar ve kollar dik tutulur. Kadmlar parmaklarim ac- 
maz. Sirtim ve basini, bacaklanm, kollarim dik tutmaz. Riikii'dan kalkarken (Se- 
mi'allahii limen hamideh) demek, imama ve yalniz kilana siinnetdir. Cema'at bu- 
nu soylemez. Bunun arkasmdan, yalniz kilan ve cema'at, hemen (Rabbena lekel- 
hamd) der ve dik durulur ve (Allahii ekber) diyerek secdeye vanhrken, once sag, 
sonra sol diz, sonra sag, sonra sol el, sonra burun ve aim kemikleri yere konur. 

SECDE: Secdede el parmaklan, birbirine bitisik, kibleye karsi, kulaklar hiza- 
sinda, bas iki el arasmda olmalidir. Aim temiz yere, ya'ni tas, toprak, tahta, yay- 
gi iizerine koymak farz olup, burnu da beraber koymak vacib denildi. Ozrsiiz 
yalniz burnu koymak caiz degildir. Yalniz aim koymak mekruhdur. Secdede en az 
tic kerre (Siibhane rabbiyel-a'la) denir. Si'iler, Kerbela topragmdan bir kerpic iize- 
rine secde efdaldir diyorlar. iki ayagi veya hie olmazsa herbirinin birer parmak- 
larim yere koymak farzdir veya vacibdir. Siinnet de denilmisdir. Ya'ni, iki ayak ye- 
re konmazsa nemaz sahih olmaz veya mekruh olur. Secdede, aim, burun ve ayak- 
lar yerden az zeman kalkmis olursa, zarari olmaz. Secdede ayak parmaklarim bii- 
kerek, uclarim kibleye cevirmek siinnetdir. Farz veya vacib diyenlerin hata etdi- 
gi (Redd-iil-muhtar)da yazilidir. Erkekler, kollari ve uyluklan, kanndan ayn bu- 
lundurur. Elleri ve dizleri yere koymak siinnetdir. Topuklan kiyamda, birbirinden 
dort parmak eni kadar uzak, riikii'da, kavmede ve secdede bitisik tutmak siinnet- 
dir. (Halebf-i kebir)de, iicyuzonbesinci sahifede ve (Diirr-iil-muhtar)da diyor ki, 
(Riikii'da siinnetlerden birisi de, topuk kemiklerini birbirine bitisdirmekdir). Bu- 
nun icin, riikii'a egilirken, sol ayagm topugu, sag ayak yanma getirilir. Secdeden 
kiyama kalkarken acihr. 

Aim, sangimn sargilan ve takkenin kenari ve ahndan sarkan sac iizerine ve elbi- 
senin kolu agzi, etegi veya elleri iizerine koymak sahih olur ise de, ozrsiiz iken ten- 
zihen mekruh olur. Kadinlarm da, nemazda aim acik olmasi lazimdir. Yerin sertli- 
gini duyacak kadar, ya'ni basini basdinnca, aim artik gomiilmiyecek kadar basdira- 
rak, hah, hasir, bugday, arpa, serir, kanape ve yerde duran araba iizerine secde et- 
mek sahih olur. Hayvan, iki agac arasina gerilmis salmcak ve cuvalda olmiyan pirinc 
ve dan iizerine secde sahih olmaz. Uzerindeki elbise, kendi uzvlari gibi sayildigi icin, 
bunlarm altmdaki yerlerin temiz olmalan lazimdir. Bunun icindir ki, abdestsiz ola- 
mn, eli ile mishafi tutmasi caiz olmadigi gibi, elbisesinin kolu agzi ile de tutmasi ca- 
iz degildir. Havlu, mendil ve iistiinde olmiyan camasir, elbise gibi seylerle tutmasi 
caiz olur. Bunlar necs yere serildikleri zeman iizerlerinde nemaz kihnir. Alti necs olan 
ayakkabi ile veya necs yere basarak, cenaze nemazi kihnmamasi, bu ayakkabiyi ci- 
karip, temiz olan list tarafina basarak kilmamn sahih olmasi da, boyledir. 

(Halebi)de buyuruyor ki, (Secdeye yatarken, kamis, ya'ni antariyi ve pantalon 
pacalarim yukan cekmek mekruhdur ve bunlari yukan cekip, kivirip da, nemaza 
durmak mekruhdur. Kollari, bacaklan, etekleri sigali, kivnk [kisa] nemaz kilmak 
da mekruhdur). Tenbellikle veya basi kapali kilmamn ehemmiyyetini diisiinmiye- 
rek, basi acik nemaz kilmak mekruhdur. Nemaza ehemmiyyet vermemek ise kiifr- 
diir. Kendini aciz, zevalli gostermek, Allahii tealadan korkdugu icin basini ortme- 
mek mekruh olmaz. [Ya'ni, Allahii tealamn korkusundan rengi saranp, viicudii tit- 
reyip, kendini ve herseyi unutan kimse, basini ortmezse, mekruh olmaz.] Fekat, bun- 
lann da ortmesi, daha iyi olur. Ciinki, basi acmak (Nemazda zinetli elbisenizi ah- 
niz, ortiiniiz!) ayet-i kerimesine uymamak olur. Basina beyaz sank sarmak miiste- 
habdir. Resiilullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" siyah sank da sardigi (Ma'rifet- 
name)de yazilidir. Sangimn ucunu iki kiiregi arasina, iki karis uzatirdi. 

Secde icin egilemiyen hasta ve cami'de baska yer bulamiyan saglam kimse, 
yerden yirmibes santimetreden daha yiiksek birsey iizerine secde etmezler. Yal- 

-217- 



niz, yer bulamiyan kimse, ontinde aym nemazi kilarak yere secde edenin sirtma sec- 
de edebilir. Fekat, dizlerinin yerde olmasi lazimdir. Bu saglam kimsenin, kalaba- 
lik dagildikdan sonra kilmasi veya kalabahk olmiyan cami'e gidip orada kilmasi 
miistehabdir. Cami'de kalabahk olmadigi zeman, yirmibes santimetreden daha az 
yiiksege secdenin caiz oldugu da bildirildi ise de, mekruhdur. Ciinki, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" az yiiksek sey iizerine dahi secde etmemisdir. [ibni 
Abidin, sahife 338.] Az yiiksege bile caiz olmadigi (Cami'ur-rumuz) altmisdoku- 
zuncu sag sahifesinde ve Selbinin "rahmetullahi teala aleyh" (Tebyin) hasiyesin- 
de yazilidir. [Bunun icin, ozrii olanlarm dahi az yiiksege de secde etmemeleri la- 
zimdir. Yiiksege secde etmeli, yere secde etmemeli demek ise, ibadeti degisdirmek 
olur. Ibadeti degisdirmek istiyen, kafir olur. Kafirler, Resulullahm diismanlan, ca- 
mi'leri kiliseye benzetmek istiyorlar. Kiliselerde oldugu gibi, masada oturup, sec- 
de olarak, basini masaya koymaga ve cami'lere calgi, miizik sokmaga cahsiyorlar. 
Once secde yerlerini biraz biraz yiikseltmege ve ibadetleri ho-parlorle yapmaga 
alisdinyorlar.] ibni Abidin buyuruyor ki, (Nemaz kilarken (istikbal-i kible) farz- 
dir. Ya'ni nemaz Ka'be-i mu'azzama cihetine donerek kihmr. Nemaz Allah icin ki- 
hmr. Secde yalmz Allah icin yapihr. Ka'beye karsi yapihr. Ka'be icin yapilmaz. 
Ka'be icin secde eden, kafir [Allaha diisman] olur.). 

KA'DE-I AHIRE: Son rek'atde, tehiyyat okuyacak kadar oturmak farzdir. 
(Diirr-iil-muhtar)da diyor ki, (Otururken, el parmaklan ile isaret edilmez. Fetva 
da boyledir.). Erkekler, otururken, sol ayagim parmak uclari saga dogru doniik ola- 
rak, yere doser. Bu ayagm iizerine oturur. Sag ayagim dik tutar. Bunun parmakla- 
n yere deger. Parmaklarimn ucu, kibleye karsi biraz btikiilmtis olur. Boyle oturmak 
siinnetdir. Kadmlar (Teverriik) ederek oturur. Ya'ni, kaba etlerini yere koyarak otu- 
rur. Uyluklan birbirine yakm olur. Ayaklarmi sag tarafdan disari cikarir. 

(Merakil-felah)da ve (Tahtavf) serhinde ezkarm keyfiyyetini anlatirken diyor ki, 
(Farzdan sonra, hemen son siinnete kalkmak, arada birsey okumamak, hanefide siin- 
netdir. Peygamberimiz, farzi kilmca Allahiimme entesselam ve minkesselam teba- 
rekte ya zelcelali velikram diyecek kadar oturup, fazla oturmaz, hemen son siinne- 
ti kilardi. (Ayet-el-kiirsi) ile tesbihleri, farzla siinnet arasmda okumazdi. Bunlan, son 
stinnetden sonra okumak, farzdan sonra okuma sevabim hasil eder. Farzdan once- 
ki siinnetler de, boyle olup, farz ile siinnet arasinda birsey okunursa, nemazin seva- 
bi azahr. Son siinneti, imamin farz kildigi yerde kilmasi mekruhdur. Cema'atin kil- 
masi mekruh degil ise de, baska yerde kilmalan miistehabdir. Mtistehabi yapmiya- 
mn nemazi noksan olmaz. Sevabindan mahrum kahr. Farzi veya son siinneti kilm- 
ca, imamin saga, sola veya cema'ate donmesi miistehabdir. islerini gormesi icin, he- 
men gitmesi de caizdir. Hadis-i serffde, (Her nemazdan sonra, iic kerre, Estagfirul- 
lahePaznn ellezf la ilahe ilia huv el-hayyel-kayyume ve etubii ileyh okuyamn, biitiin 
giinahlan afv olur) buyuruldu. istigfardan sonra, Ayet-el-kiirsi ve otuziic kerre 
(Siibhanallah), otuziic kerre (Elhamdiilillah) ve otuziic kerre (Allahii ekber) ve 
bir (kelime-i tehlil) ya'ni (La ilahe illallah vahdehu la serfke Ieh...) okumalan ve el- 
lerini gogtis hizasina kaldirarak, kendileri icin ve biitiin mtislimanlar icin dtia etme- 
leri de miistehabdir. Hadis-i serifde, (Bes vakt farz nemazdan sonra yapilan diia ka- 
bul olur) buyuruldu. Fekat dtia, uyamk kalb ile ve sessiz yapilmahdir. Diiayi yalmz 
nemazlardan sonra veya belli zemanlarda yapmak ve belli seyleri ezberleyip, si'r okur 
gibi dtia etmek mekruhdur. Nemazdan sonra, dtia bitince, elleri yiize siirmek siinnet- 
dir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" nemaz icinde ve tavafda, yemekden son- 
ra ve yatarken de diia ederdi. Bu diialannda kollarmi kaldirmaz ve ellerini yiiziine 
siirmezdi. Diianin ve her zikrin sessiz olmasi efdaldir. Tarikatcilann yapdiklan gi- 
bi, raks etmek, donmek, el cirpmak, def, diimbelek, ney, saz calmak, sozbirligi ile ha- 
ramdir). Goriiliiyor ki, cema'atin imam ile birlikde, sessizce diia etmeleri efdaldir. 
Ayn ayn diia yapmalan ve diia etmeden kalkip gitmeleri de caizdir. Diiadan sonra, 

-218- 



onbir ihlas ve bir kerre iki Kul-e'uzii okunur. Muhammed Ma'sum "rahmetullahi 
aleyh", bu diiadan sonra 67 kerre de yalniz (Estagfirullah) okudugunu, ikinci cildin 
80. ci mektubunda yazmakdadir. En sonra, (Siibhane Rabbike...) ayeti okunur. 

(Diirr-iil-muhtar)da (Tehiyyetiilmescid nemazi)m anlatdikdan sonra diyor ki, 
(Siinnet ile farz arasmda konusmak, siinneti iskat etmez ise de, sevabmi azaltir. Bir 
sey okumak da boyledir. Ba'zi alimler, siinnet kabul olmaz. Evvelki siinneti tekrar 
kilmak lazim olur dedi.) Oturarak kilan imama uymak caiz oldugunu anlatdikdan 
sonra diyor ki, (imamm sesi yetismedigi zeman, miiezzinlerin yiiksek sesle, cema'ate 
bildirmesi caiz ise de, cok bagirmalan nemazlarmi bozar. Ciinki, bagirarak okumak, 
diinya sozii konusmak gibidir. imamin nemazda, ihtiyacdan fazla yiiksek sesle 
okumasi, nemazi bozmaz ise de, haramdir). Goriiliiyor ki, miiezzinlerin bagirarak, 
nemaz kilanlan sasirtmalan haramdir. (Medaric-iin-niibiivve)de diyor ki, (Selam 
verince, istigfar nasil okunacagi Evzaiden soruldu. tic kerre (Estagfirullah) denir 
buyurdu). [Bunlan yiiksek sesle okumak bid'at oldugu, Misrda (Kibar-i ulema 
hey'eti) a'zasindan Seyh Ali Mahfuzun 1375 [m. 1956] baskili (El-ibda') kitabinda, 
59. cu sahifede yazihdir.] Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Yatarken 
de, Ayet-el-kiirsf okuyun) buyurdu. Nemazlardan sonra diia ediniz de buyurdu. 

Nemazdan sonra diia: Diiada, erkekler kollari gogiis hizasma kaldinr. Dirsek- 
ler fazla biikiilmez. Diiadan sonra, siibhane rabbike... ayet-i kerimesini okuyup, 
elleri yiize siirerler. Hastalik veya soguk gibi sebeble ellerini kaldiramiyan kimse, 
sehadet parmagi ile isaret eder. Parmaklar kibleye karsi cevrilir. Kollar, saga so- 
la dogru acilmaz, birbirine yakm, ileri dogru tutulur. 

[Farz nemazlardan sonra, imamin ve cema'atin, her biri temam olarak, iic istig- 
far ve Ayet-el-kiirsi ve 99 tesbih ve diiadan sonra, her birinde Besmele cekerek, 
onbir ihlas ve iki Kul-e'uzii okumalan ve 67 Estagfirullah demeleri mustehabdir. 
Onbir ihlas okumagi emr eden hadis-i serif, (Berika) birinci cild, son sahifesinde- 
dir. Sabah nemazi sonunda, on kerre (La ilahe illallah vahdehu la-serike-leh lehiil- 
miilkii ve lehiil-hamdii yuhyi ve yiimit ve hiive ala kiilli sey'in kadir) okuyana cok 
sevab verilecegi, hadis-i serifde bildirildi (imdad). Cenaze oldugu zeman, bunla- 
n terk etmemelidir. Cesidli sebeblerle, cenaze, saatlerce bekletilip de, bunlan oku- 
mak icin bir iki dakika bekletilemez mi? Cema'atin bunlan okumalarma mani' olan- 
lar, Bekara suresinin yiizondordiincii ayet-i kerimesinde zalim olduklan ve Cehen- 
nemde siddetli azab gorecekleri bildirilenlerin arasmda bulunmakdan, cok kork- 
mahdirlar. Cema'atin bunlan okumalarma mani' olmiyan dindar imamlara ve 
miiezzinlere miijdeler olsun! Bunlar, her nemazda yiiz sehid sevabi kazamyorlar. 
Ciinki, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Unutulmus bir 
siinnetimi meydana cikarana yiiz sell id sevabi vardir). Muezzin efendiler, bid'at- 
den kurtulmak icin ezani, yiiksek sesle minarede, ikameti cami'de okumali, nemaz 
tekbirlerini, ancak ltizum olunca, yiiksek sesle okumali, hie ho-parlor kullanma- 
malidir. Ayet-el-kiirsiyi, tesbihleri ve kelime-i tehlili, sessiz olarak, hanefide son 
siinnetden sonra, safi'ide ve malikide hemen farzdan sonra okumahdir. Diia eder- 
ken, Resulullaha salat ve selam okumamn miistehab oldugu, (imdad)m Tahtavi 
serhinde Vitr nemazmda yazihdir. 

Nemazdan sonra secde etmek haram oldugu (Diirr-iil-muhtar)da tilavet secde- 
sinde yazihdir. Nemazlardan sonra imam ile, eli gogse koyarak, selamlasmak 
bid'atdir. Miislimanhkda el ile ve viicud hareketi ile selamlasmak yokdur. ibni Nii- 
ceym Zeynel'abidin Misri "rahmetullahi teala aleyh", boyle selamlann giinah ol- 
dugunu bildiriyor. Uciincii kismda elliyedinci madde sonunu okuyunuz!]. 

(Sir'at-iil-islam) serhinde diyor ki, (Hadis-i serifde, (Gece seher vaktinde ve ne- 
mazlardan sonra yapilan diia kabul olunur) buyuruldu. Diiaya hamd ve sena ve sa- 
levat ile baslamak ve sonunda iki avueu yiize stirmek siinnetdir). (Fetava-yi Hin- 
diyye)de, besinci ciiz'de diyor ki, (Diia ederken, avuclar semaya karsi acik, iki el 

-219- 



aralik ve gogiis hizasmda olmahdir). Siinnet kilmamn diia etmekden efdal oldu- 
gu (Bezzaziyye)de yazilidir. [Si'i ve vehhabiler, diia ederken, iki avuc acik, birbir- 
lerine bitisik, parmaklar yapisik, gogiis hizasmda, yiize karsi tutmakdadir.] 

(Ni'met-i islam)da diyor ki, (Kadin nemazda iki elini omuzu hizasma kaldinr. 
Ayakda sag elini solu iistiine getirir. Sag el parmaklanm sol bilek iizerine halka yap- 
maz. Ellerini gogsii iizerine koyar. Riikii'da ellerini dizleri iistiine kor. Dizlerini 
kavramaz. Parmaklarmin arasini acmaz. Dizleri dik olmaz. Sirtlan diiz olmaz. Sec- 
dede alcahp, kollarmi yanlarma ve karnini uyluklanna bitisdirir. Kaynagi iizeri- 
ne oturup, ayaklanni saga yatik cikanr. Kadm erkege imam olamaz. Kadinin ka- 
dma imam olmasi mekruhdur. Erkege uyunca, en arkada saf olurlar. Opiilen ka- 
dmm nemazi bozulur. Ayni imama uyan kadm, erkegin oniinde veya yamnda ki- 
larsa, erkegin nemazi fasid olur. Erkek, kadma geride durmasmi isaret eder, o da 
geride durmazsa, yalniz kadinin nemazi fasid olur. Atesdeki yemegin tasmasi, go- 
cugun aglamasi halinde nemazim bozmasi caiz olur.) Diia ederken ellerini ileri uzat- 
maz, yiiziine karsi egik tutar. 

Nefsini terketmeden Rabbini arzularsm, 
hayvam sen gecmeden, insam arzularsm. 

(Men arete nefsehii, fekad arete rabbeh), 
kendini sen bilmeden, Stibium arzularsm! 

Sen bu evin kapism, heniiz bulup acmadan, 
ma'suka kavusacak, zemani arzularsm. 

Disari iifurniekle, yakihr mi bu ocak? 
Gonliin Hakka vermeden, insam arzularsm! 

Daglar gibi kusatmis, tenbellik, kardes seni, 
gunahmi bilmeden, gufrani arzularsm! 

Konuk kin evin yok, hie hazirhgm da yok, 
issiz dagm basmda, mihmam arzularsm! 

Bostam, bagi gezdim; meyvesin bulamadim, 
sen sogiit agaemdan, 1 11111111:1111 arzularsm! 

Gece sayiklar gibi, anlasilmaz soz He, 
sen de mi ey Niyazi, irfani arzularsm ? 

Cami temizlemeden, aynayi arzularsm, 
zunnarmi kesmeden, imam arzularsm! 

Kiiciik cocuklar gibi, binersin agac ata, 
tecriben yok, topun yok, meydam arzularsm! 

Karmcalar gibi sen, ufak ufak yiiriirsiin, 
meleklerden ileri, seyrani arzularsm! 

Topuguna cikmadan, suyu deniz samrsm, 
sen dereyi gecmeden, ummam arzularsm! 

Haydi Niyazi yiirii, atma okun ileri, 
derdiyle kul olmadan, sultam arzularsm! 

-220- 



65 — YOLCULUKDA NEMAZ 

(Seferi) veya (Miisafir) olmak demek, yolcu olmak demekdir. Bir kimse, bulun- 
dugu yerden veya gitdigi yolun iki tarafinda dizili evlerin sonunculan hizasmdan 
aynhrken, senenin kisa giinlerinde, insan veya deve yiiriiyiisti ile, lie giinde gidi- 
lecek yere gitmegi niyyet ederse, miisafir olur. Niyyet etmez ise, biitiin diinyayi do- 
lassa bile, miisafir olmaz. Diismam arayan askerlerin hali boyledir. Fekat, geri do- 
niisde miisafir olur. iki giinliik uzakda olan bir yere gitmege niyyet eden kimse, yol- 
da iken veya o yere varmca, iki giinliik yere daha gitmege niyyet etse, o dort 
giinliik yere giderken miisafir olmaz. Uc giinliik yere gitmek niyyeti ile yola cikan 
kimse, konakladigi bir yerden uc giinliik yola gitmege niyyet ederek, aynhrsa, gi- 
decegi yolun iki tarafindaki evlerin hizasmdan ayrildigi zeman miisafir olur. Son 
evin goziinden gayb olmasi lazim degildir. Bir tarafda evlerin hizasmi gecmesi la- 
zim olmaz. Deniz veya orman yanmda konmus olan gocebeler, cadirlardan ayri- 
linca miisafir olur. Yolun bir veya iki tarafinda, sehrden kendisine kadar evler di- 
zilmis bulunan koyleri de asmasi lazimdir. Sehre bitisik bos eraziyi ve baglan, tar- 
lalari, bostanlan asmak lazim degildir. Bostanlarda, tarlalarda ciftcilerin, bekci- 
lerin evleri bulunsa da, buralar ve bunlardan sonra gelen koyler, sehrden sayilmaz- 
lar. Bos eraziden, kasabaya yakm (Fina) denilen biiyiik mezarliklar [fabrika, 
mekteb ve kislalar] ve kasabadakilerin harman yapmak, hayvan kosdurmak, eg- 
lenmek icin devamli kullandiklan yerler ve avlandiklan, kullandiklan deniz ve gol 
kismlan sehrden sayihr. Ya'ni, buralan da asmak lazimdir. Fina, ikiyiiz metreden 
ziyade uzakda ise veya arada tarla varsa, sehrden sayilmaz. Fekat uzak olan Fina- 
da da, Cum'a ve bayram nemazlannm kilmmasi sahih olur. Arada Fina bulunan 
sehrler, koyler sehrden sayilmaz. Boyle koyleri asmak lazim degildir. Yalniz Fi- 
nayi asmakla seferi olur. Fina, biiyiik sehrlerde ikiyiiz metreden daha uzakda 
olunca da, sehrden sayihr. Muhtar olan kavle gore, arada Fina veya evler bulunur- 
sa da, koyleri asmak lazim olmadigi (imdad)m Tahtavi hasiyesinde yazihdir. 

Aksama kadar hep yiiriimesi sart degildir. Kisa gunde, sabah nemazindan, og- 
leye kadar yiiriimesi kafidir. Bu da, bir merhale, ya'ni bir menzil, bir konak deni- 
len yoldur. Arada dinlenmesi de caizdir. tic giinliik yola, siir'atli bir vasita ile, me- 
sela trenle, daha az zemanda giderse, yine miisafir olur [Mecelle 1664]. Bir yere, 
iki baska yoldan gidilse, biri kisa, oteki uzun olsa, kisa yoldan giden miisafir olmaz. 
Uzun yol, tic giinliik yiiriiyiis ise, bu yoldan, her vasita ile giden de, miisafir olur. 

(Ibni Abidfn) buyuruyor ki, (Alimlerin hepsi, iic giinliik yolu, (Fersah) dedik- 
leri, bir saatda gidilen yolun uzunlugu ile bildirdiler. Bir kismi, tic giinliik yol yir- 
mibir fersahdir dedi. Bir kismi da, onsekiz, bir kismi ise, onbes fersahdir dedi. Fet- 
va, ikinci soze gore, verilmisdir). Cogunlugun fetvasma gore, bir merhale, ya'ni bir 
gunde gidilen yol, arizasiz olan diiz yerde alti fersahdir. Bir fersah iic mildir. Bir 
merhale onsekiz mil, iic merhale 54 mil olur. Bir milin dortbin zra' oldugu ve dort- 
bin hatve kavlinin za'if oldugu ve bir zra'in kelime-i tevhid harfleri adedince, 
yirmidort parmak genisliginde oldugu (ibni Abidin)de teyemmiim bahsinde yazi- 
hdir. Bir parmak genisligi, ortalama 2 santimetredir. Bir zra', 48 santimetre, bir mil 
[1920] metre, bir fersah [5760] metredir. Bir merhale, otuzdort kilometre besyiizalt- 
mis metre, iic giinliik yol da, takriben yiizdort [103,680] kilometre olmakdadir. [Cog- 
rafimil, bir dakikahk Ekvator kavsinin uzunlugu olup [1852] metredir.] Istanbul- 
da Kiiciikcekmeceden ayrilarak Tekirdagma giden seferi olur. (El fikh-u alel me- 
zahib)de diyor ki, (Safi'i, malikive hanbelimezheblerinde, sefer mesafesi, iki mer- 
hale [Konak]dir. Bu da, onalti fersahdir. Bu da 48 mildir. Ciinki bir fersah, iic mil- 
dir. Bir mil altibin zra' [insan kolu]dur. Seferi olmak mesafesi, seksen kilometre 
altiyiizkirk metrelik bir yoldur.) Bu kadar kilometre olmak icin, bir milin 4000 zra' 
ve bir zra'in 42 cm. olmasi lazimdir. Nitekim 1404 [m. 1984] de ikinci baskisi ya- 
pilan (El-mukaddimet-iil hadremiyye) Safi'i fikh kitabinm serhinde de, (Safi'ide 

-221- 



seferi olmak mesafesi, dort Berid, ya'ni iki merhaledir. Bir berid, dort fersahdir. 
Bir fersah uc mildir. Bir mil, bin ba' [Kolac]dir. Bir ba', dort zra' [insan kolu]dur. 
Bir zra', iki kansdir) demekdedir. Seferilik mesafesi, bu serhe gore de, 16 fersah, 
ya'ni 48 mil olmakda ve bir mil, dort bin zra' olmakdadir. (Mir'at-i Medine)nin bes- 
yuzyirmiuciincu sahifesinde diyor ki, (Kitabimizda zra' dedigimiz uzunluk, insan 
kolu olup, Misr ve Hicazda simdi kullamlan demir olciiniin sekizde yedisidir. 
Takriben iki kansdir). Bu demir olcii birimi, hanefi fikh kitablarmda yazili olan 
zra' olup, 24 parmak genisligindedir. 48 santimetredir. Bunun sekizde yedisi 42 san- 
timetredir. Goriiltiyor ki, Safi'ide bir mil dortbin zra'dir. Bu da 1680 metredir. 48 
mil de 80 kilometre 640 metredir. Sefer mesafesinin, tam bu kadar kilometre ol- 
masi sart degildir. Meshur olan veya zann-i galib ile anlasilan mesafe kafidir. 

Denizde, orta riizgarh havada giden yelkenlinin hizi esasdir. Istanbuldan Mu- 
danyaya giden, seferi olmaz. Bursaya giden, seferi olur. Tayyare ile giden, altm- 
da bulunan yoldan veya denizden gitmis gibidir. Istanbulda, Fatihden otobiis ile 
sefere cikan, bugiin icin, Edirne-kapi kabristanmi gecince, Aksaraydan cikan, 
Topkapi kabristanmi, sahil yolundan ise, Yedikule kapisini gecince, Uskiidar- 
dan cikan, Selimiyye kislasi ile Karaca Ahmed kabristam arasmdan gecince, istan- 
buldan Anadoluda 104 kilometreye gitmege niyyet edenlerin hepsi, bugazin kar- 
si sahiline gecince seferi olurlar. Seferi olan kimsenin, dort rek'at olan farz nemaz- 
lari iki rek'at kilmasi hanefide vacib, malikide siinnet-i miiekkede, safi'ide efdal- 
dir. Mukim olan imama uymasi hanefide, eda ederken caiz, safi'ide hem eda, 
hem kaza ederken caiz, malikide ikisinde de mekruhdur. Miisafire uyan mukimin 
nasil kilacagi, 64. cii maddede bildirilmisdir. Mest iizerine, iic giin iic gece mesh ede- 
bilir. Orucunu bozabilir. Kurban kesmesi vacib olmaz. Musafir rahat ise, orucu- 
nu bozmamahdir. Giinah icin sefere cikan, yalniz hanefi mezhebinde musafir 
olur. 59. cu maddeye bakiniz! 

Mukim olsun, musafir [ya'ni yolcu] olsun, ozrlu olsun, ozrstiz olsun, herkes, sehr 
ve koy dismda, hayvan iistiinde otururken nafile nemaz kilabilir. Hayvan yiiriir- 
ken de, dururken de kilmabilir. Bes vakt farz nemazlardan once ve sonra olan siin- 
netler de nafile nemaz demekdir. Yalniz, sabah nemazmm siinneti nafile degildir. 
Fatiha ve sure okurken, sag eli sol el iistiine baglayip gobek altma koymak iyi ise 
de, elleri uyluklan iistiine koymak da olur. Her diirlii oturmak caizdir. Kendi yii- 
riirken nemaz kilmak, kimseye caiz degildir. Ciinki yiiriimek nemazi bozar [Cev- 
here]. Altmisdokuzuncu maddeye bakiniz! Yolda rast geldigi sehrlerden gecerken 
de boyle kilabilir. Kendi sehrinde kilmasi mekruhdur. Ima ile rtikii'a ve secdeye 
egilir. Basim birsey iizerine koymaz. Nemaza baslarken ve kilarken kibleye don- 
mek lazim degildir. Hayvamn yiiriidugii tarafa dogru kilmasi lazimdir. Hayvanm 
veya yulanmn veya egerinin iizerinde cok necs [pislik] bulunsa da, nemaz caiz olur. 
Fekat, necsli yerin iizerinde oturursa caiz olmaz. Necs ayakkabiyi da cikarmak la- 
zimdir. Ayagi ile diirterek, yulan cekerek, az hareketle hayvani idare etmesi ne- 
mazi bozmaz. Hayvan iizerinde nafile nemaza bashyan kimse, hizla yere inerek, 
yerde temamlamasi caizdir. Yerde baslayip, hayvan iistiinde temamlamak caiz de- 
gildir. 

Farzlan ve vacibleri, zaruret olmadikca hayvan iizerinde kilmak caiz degildir. 
(Halebi)de, (Farzlan hayvan iizerinde kilmak, siinnetleri kilmak gibi olup, ancak 
teyemmiim yapmak icin bildirdigimiz ozrler ile caizdir) diyor. Farzlarm da mukim 
iken ve seferi iken, sehr disinda hayvan iizerinde zaruret olunca kilmacagi anla- 
silmakdadir. Malimn, caninin, hayvanimn tehliikede olmasi, inince hayvanm ve- 
ya hayvandaki veya yamndaki malm calmmasi, yirtici hayvan, diisman, yerde ca- 
mur olmasi, yagmur olmasi, hastanin, inerken, binerken, iyi olmasinm gecikmesi 
veya hastaligmin artmasi, arkadaslarmm beklemeyip tehliikede kalmasi, indikden 
sonra, hayvana yardimcisiz binememek, hep zaruret olan ozrdiir. Az camur ozr de- 

-222- 



gildir. Yiizti, icine girerek gayb olursa, ozr olur. Hayvani olmiyan kimse, boyle ca- 
murda ayakda ve ima ile kilar. Hayvana binemiyenin yardimcisi olursa, imameyn 
ozr olmaz dedi. Farz veya vacib kilarken, hayvani kibleye karsi durdurmahdir. Dur- 
duramazsa, miimkin oldugu kadar durdurmahdir. 

Miisafir, vaktin sonuna dogru ozriin bitecegini iimmid etse, bekleyip, yerde kil- 
masi iyi ise de, hemen hayvan iistiinde kilmasi da caizdir. Bunun gibi, su bulmak 
iimmidi olanm, vaktin basinda, teyemmiim ile kilmasi caizdir. Hayvan iistiindeki 
(Malimil) denilen iki sandikda kilmak, hayvan iistiinde kilmak gibidir. Inebilen kim- 
se, farzlan mahmilde kilamaz. Mahmilin ayaklan topraga indirilirse, sedir [kane- 
pe] gibi olur ve burada farzlan ayakda kilmasi caiz olur. Oturarak kilamaz. 

Iki tekerlekli araba, hayvana baglanmadikca, yerde diiz duramiyacagmdan yii- 
rtirken de, dururken de hayvan gibidir. tic, dort tekerlekli olup da hayvana 
baglanmadan yerde diiz duran araba, [otobiis, tren] yiiriimiiyor ise, sedir gibidir. 
Icinde farz nemaz ayakda caiz olur. Araba gidiyor ise, hayvan gibidir. icinde ozr- 
siiz farz kilmak caiz olmaz. Durdurup kibleye karsi ve ayakda kilmahdir. [Dur- 
duramazsa, iicretli olan vasitadan inerek nemazi kilmahdir; vasita giderse, arka- 
dan gelen veya o kasabadan kalkacak olan baska vasita ile gitmelidir. Birinci va- 
sitaya binerken, buna gore pazarhk yapmahdir. Buna da imkan olmazsa, nemaz- 
da oturur gibi yere oturarak ve imkan oldugu kadar kibleye donerek kilmasi ca- 
iz olur.] 

Hastamn ve seferde olanm farzlan, sedirde, sandalyada, ayaklarmi sarkitarak 
oturup, ima ile kilmalan caiz degildir. Hasta, yerde veya uzunlugu kible istikame- 
tinde olan sedirin iistiinde, kibleye karsi oturarak kilar. Birinci kism, 74. cii mad- 
deye bakmiz! Seferi olanm, diger uc mezhebi taklid ederek, vasita yolda durdugu 
zeman, ogle ile ikindiyi ve aksam ile yatsiyi birlesdirerek kibleye karsi, ayakda kil- 
masi daha iyi olur. Malikive safi'imezheblerinde, giinah olmiyan seferde, ya'ni80 
kilometreden ziyade siiren seferde, ikindiyi ogle nemazi vaktinde ve yatsiyi aksam 
nemazi vaktinde takdim ederek veya ogleyi ikindi vaktinde ve aksami yatsi vak- 
tinde te'hir ederek iki nemazi bir arada kilmak caizdir. Yola cikmadan nemaz kasr 
ve cem' edilemez. Dort giinden az kalmak niyyet etdigi yer (seferi yer) olur. Bu yer- 
de kasr eder ve harac olunca, cem' edebilir. Yagmur sebebi ile cami'de cema'at ile 
cem'i takdim caiz ise de yedi sarti vardir. Hastamn cem' etmesi ihtilafhdir. [Bas- 
ka bir mezhebi taklid etmek, mezheb degisdirmek demek degildir. imam-i Safi'iyi 
"rahmetullahi teala aleyh" taklid eden bir hanefi, mezhebinden cikmaz.] Yola cik- 
madan ve yolculuk bitdikden sonra dort rek'at olan farzlarm iki rek'at kihnami- 
yacagi ve iki vaktin nemazimn birlikde kilmamryacagi, Safi'i alimlerinden Semsiid- 
din Muhammed Remli fetvasmda ve (i'anet-ut-talibin ala-hall-i elfaz-i Feth-il- 
mu'in)de bildirilmekdedir. Bu fetva, (Fetava-yi Kiibra) kenannda basilmisdir. 

Ayri ayn hayvanlar iizerinde olarak cema'at ile kilmmaz. Bir mahmilde, bir ara- 
ba veya otobiisde, dururken, odada kilar gibi cema'at ile kihnabilir. 

(Halebi-i kebir)de diyor ki, (Semsiil Eimme Halvani buyurdu ki, hayvan iize- 
rinde kibleye karsi durup, nemazda iken, hayvan kibleden donerse, farz nemaz ka- 
bul olmaz. Bir riikn kadar kibleden aynlmamahdir. [Araba, tren de boyledir.] 

Giden gemide farzlan, ozrsiiz oturarak kilmak, iki imama gore caiz degildir. Bas 
donmesi ozrdiir. imam-i a'zam "rahmetullahi aleyh", ayakda kilmasi iyi olur bu- 
yurdu. imkam varsa, gemiden cikinca, toprakda kilmak daha iyidir. Deniz ortasm- 
da demirli gemi, riizgarla cok sallamyorsa, giden gemi gibidir. Cok sallanmiyorsa 
veya sahile yanasmis ise, farz nemazlan oturarak kilmak caiz olmaz. Yanasmis ge- 
mide, karaya oturmus ise, ayakda olarak her zeman caizdir. Karaya oturmamis ise, 
alimlerin coguna gore, disan cikmak miimkin ise, bu gemide farz kilmak caiz ol- 
maz. Boyle gemi, hayvan gibidir. Karaya oturan gemi [ve deniz dibine direk, zin- 
cirle bagh iskele, koprii] ise, toprak iizerindeki sedir, masa gibidir. Giden gemide, 

-223- 



nemaza baslarken kibleye karsi durmak ve gemi doniince, nemaz icinde kibleye 
donmek lazimdir. Ciinki, gemilerde kibleye donmek, odadaki gibidir. Riikii' ve sec- 
deleri yapabilen kimsenin, gemide nafile nemazlan da ima ile kilmasi caiz olmaz). 

(Merakil-felah)da diyor ki, (Nafileleri ozrsuz oturarak kilmak caizdir. Yalniz sa- 
bah nemazimn siinnetini ayakda kilar. Nafileleri oturarak kilana, sevabm yansi ve- 
rilir. Riikii' icin egilir. Secde icin, basim yere koyar. Yahud, riikii' icin ayaga kal- 
kar ve sonra riikii'a egilir. Ayakda kilamiyan, oturarak kilar. Riikii' icin egilir. Sec- 
de icin, basim yere koyar. Secde icin, basim yere koyamiyan kimse, ima ile kilar). 

(Hidaye) ve (Nihaye)de, (Yanasmis gemide farz kilmak caizdir. Disan cikip ka- 
rada kilmak iyi olur) diyor. (Behce)de diyor ki, (Istanbuldan kayikla Uskiidara gi- 
derken, ogle vakti cikacak olsa, ogleyi oturarak kilmasi caiz olur). Seferiolmadi- 
gi icin, safi'iyi taklid ile, ogleyi ikindi ile birlikde kilamaz. 

Mi'rac gecesi, aksam nemazi uc rek'at, oteki nemazlar iki rek'at farz oldu. Me- 
dine-i miinevverede ikinci emrle sabah ve aksamdan baskasi dort rek'ate cikaril- 
di. Hicretin dordiincii yilmda bunlar, miisafir icin, yine ikiye indirildi. Miisafirin 
bunlari dort kilmasi hanefide giinah olur (Diirr-iil-muhtar). 

Miisafir farzi dort rek'at kilarsa, son iki rek'ati nafile olur. Emri dinlemedigi icin 
ve nafilenin iftitah tekbirini terk etdigi icin ve farzm selamim terk etdigi icin ve na- 
fileyi farz ile kansdirdigi icin, giinah olur. Tevbe etmezse Cehenneme gidebilir. 
Unutarak dort rek'at kilan kimse secde-i sehv yapar. Miisafir olan imam, yanila- 
rak dort rek'at kilarsa, buna uymus olan mukimin nemazi fasid olur. ikinci rek'at- 
de oturmazsa, farzi kabul olmaz. Uciincii rek'atin secdesini yapmadan, o sehrde 
onbes giin kalmaga niyyet ederse, o farzi dort rek'at kilmasi lazim olur. Fekat, iiciin- 
cii rek'atin kiyamini ve riikii'unu tekrarlamasi lazim olur. Ciinki, bu ikisini nafi- 
le olarak yapmisdi. Nafile olarak yapilan ibadet farz yerine gecemez. [Nafilelerin, 
siinnetlerin, kazaya kalmis farzlar yerine gecemiyecegi, buradan da anlasilmakda- 
dir.] Yetmisdordiincii maddenin sonuna bakiniz! Miisafir siireleri kisa okur. Tes- 
bihleri iicden az yapmaz. Yolda iken, ya'ni sikintili zemanmda, sabah nemazmdan 
baska siinnetleri terk edebilir. Siinnetleri ozr ile terk etmek caizdir. [Sunnetleri ka- 
za nemazi niyyeti ile kilmak lazim oldugu, buradan da anlasilmakdadir.] 

Uc giinliik yol gitmeden, geri donmege niyyet ederse, o anda musafirlikden ci- 
kar. Mukim olur. tic giinliik yola gitmege niyyet edip sehrden cikan bir kimse, uc 
giinliik yoldan daha az veya daha cok gitdikden sonra, kendi sehrine girince veya 
baska bir yerde onbes giin kalmaga niyyet ederse, yine mukim olur. Onbes giin- 
den az kalmaga niyyet ederse veya hie niyyet etmeden yillarca kalsa, miisafir 
olur. Asker, dar-iil-harbde, bir yerde onbes giin kalmaga niyyet etse de, mukim ol- 
maz. Denizdeki gemide veya hayat, ev olmiyan adada, onbes giin kalmaga niyyet 
eden miisafir, mukim olmaz. Gemicilerin mail, coluk cocugu da gemide olsa, yi- 
ne mukim olmaz. Gemi vatan degildir. Mekke, Mina ve Arafat gibi baska baska 
yerlerde topdan onbes giin kalmaga niyyet eden de, mukim olmaz. Kadin, talebe, 
asker, me'mur, isci ve cocuk gibi emr altmda olanlar, kendi niyyetleri ile degil, zev- 
cinin veya mahreminin, hocasmm, kumandanmm, is verenin emrini ahnca, emre 
gore hareket ederler. Amirleri onbes giin kalmaga niyyet etse, bunlar emri isitin- 
ceye kadar miisafir olur. isitince mukim olurlar. Diisman memleketine giren ve- 
ya bir kal'ayi karadan, denizden saran askerler, onbes giine niyyet etseler bile, mii- 
safir olurlar. Diisman memleketine harb icin gitmiyen, niyyetine gore miisafir ve- 
ya mukim olur. (Dar-iil-harb)de yeni miisliman olana eziyyet edilmiyorsa, mukim 
olur. Cadirda yasiyanlar colde onbes giin kalmaga niyyet edince, mukim olurlar. 
Baskalan olmaz. 

Nemaz vaktinin sonunda sefere cikan, bu nemazi kilmamis ise, iki rek'at kilar. 
Vaktin sonunda vatanma gelen, bu vaktin nemazim kilmamis ise, dort kilar. 

insamn mukim oldugu, yerlesdigi yere (Vatan) denir. Hanefimezhebinde, iic diir- 

-224- 



Hi vatan vardir. (Vatan-i asli) asl yer, insanm dogdugu veya evlendigi veya baska 
yere yerlesmemek, orada hep kalmak niyyeti ile yerlesdigi yerdir. Senelerce otu- 
rup da sonra cikmagi veya dusiindiigii birsey hasil olunca cikmagi niyyet ederse, 
burada senelerce otursa bile, yerlesmis olmaz. Bir kimse, bir yerde, onbes gun kal- 
maga niyyet etmeden bile evlense, o yer, vatan-i asli olur. Orada mukim olur. Iki 
yerde zevcesi olan, o sehrlerin herbirine gidince, o yer, vatan-i asli olur. Oralar- 
da mukim olur. Zevcesi olse, orada evleri, topragi olsa bile, orasi (asl yeri) olmak- 
dan cikar. Evlenmedigi bir yere gidip yerlesmege niyyet edince, orasi (asl yeri) olur. 
Balig bir cocugun ana babasimn bulundugu yer, dogdugu yer bile olsa, buradan ay- 
nlip baska yerde, cikmamak iizere niyyet edip yerlesse veya evlense, orasi (Asl ye- 
ri) olur. Ana babasimn yanina gidince, yerlesmege niyyet etmedikce, burasi, co- 
cugun asl yeri olmaz. Onun asl yeri, evlendigi veya son yerlesdigi yerdir. Bir ye- 
re yerlesince, aralari uc giinden az olsa ve sefer niyyeti ile cikmamis olsa bile, on- 
ce yerlesmis oldugu ve dogdugu vatan-i aslileri batil olur. Baska yere yerlesmek 
icin asl yerinden aynlan kimse, daha baska yere yerlesmek icin yolunu degisdir- 
se, birinci yerinden gecerken nemazlarim dort kilar. Ciinki, baska vatan edinme- 
misdir. Zevcesini bir yerde yerlesdirip, sonra kendisi baska yere yerlesse, ikisi de 
vatan-i aslisi olur. Bir kimse, vatan-i asliye girince mukim olur. Onbes gun kalma- 
ga niyyet etmesi lazim olmaz. 

Ikinci vatan, (Vatan-i ikamet) gecici vatandir. Giris ve cikis giinlerinden baska 
hanefide onbes, safi'i ve malikide dort gun veya cok devamli kalip, sonra cikma- 
ga niyyet edilen yere (Gecici vatan) denir. Bir yerde bu mikdar kalmaga niyyet eder- 
ken, bu miiddet icinde, baska yere gidip kalmaga ve yine buraya donmege de niy- 
yet edilirse, burasi gecici vatan olmaz. Geceleri burada, giinduzleri baska yerde kal- 
maga niyyet ederse, burasi vatan-i ikamet olur. Okumak icin veya vazife yapmak 
icin bir yerde senelerce kalmaga ve sonra buradan cikmaga niyyet ederse, burasi 
(Vatan-i ikamet) olur. Burada, cikmamak niyyeti ile yerlesseydi, vatan-i asli olur- 
du. Vatan-i ikamet iic seyle bozulur: Baska bir vatan-i ikamete gidince, sefer niy- 
yeti ile cikmamis olsa ve aralarmdaki uzakhk iic giinluk yoldan az olsa bile, once- 
ki vatan-i ikamet bozulur. Vatan-i asliye gidince de bozulur. Bir hanefi, Mekke-i 
miikerremede onbes gun oturup sonra, Minaya gidip evlenirse, Mina vatan-i asli 
olur. Mekke-i miikerreme vatan-i ikamet olmakdan cikar. Uciincii sebeb, sefere 
niyyet ederek cikmakdir. Ya'ni vatan-i ikametden iic giin tic gece uzaga gitmege 
niyyet ederek aynhnca, burasi vatan-i ikamet olmakdan cikar. Daha az yola niy- 
yet ile gidip gelseydi, gecici vatani bozulmazdi. Vatan-i ikametden niyyetsiz cikip, 
baska yerde iic giinliik yola gitmek icin niyyet ederse, iic giinliik yol yiiriimeden 
once, vatan-i ikamete girerse, seferi olmasi bozulur. Mukim olur. Niyyet etdikden 
bashyarak tic giinliik yol gitdikden sonra, buraya girerse veya buradan hie gecmez- 
se, mukim olmaz. Safi'ide bir yerdeki isinin dort giinden once bitmiyecegini bilir- 
se, niyyet etmese de, oraya girince mukim olur. Miiddetini iyi bilmezse, onsekiz 
giin sonra mukim olur. 

Istanbuldan Bagdada ve Mekke-i miikerremeden Kufeye onbes giin kalmak niy- 
yeti ile giden birer hanefi, bu vatan-i ikametlerinden cikarak, Kasr denilen yere gel- 
seler, her ikisi de Kasra giderken mtisafir olmaz. Ciinki, Kasr denilen yer, Bagdad 
ile Ktife arasmdadir. Her ikisinden iki giinliik yol uzakdir. Kasrda onbes giin kal- 
maga niyyet ederlerse, Bagdad ve Kufe, vatan-i ikamet olmakdan cikar. Ciinki Kasr 
sehri, yeni vatan-i ikametleri olur. Onbes giin sonra Kasrdan Kufeye gelseler, mii- 
safir olmazlar. Kufeden bir giin sonra cikip Bagdada gitseler, yolda Kasrdan gec- 
seler, yolda hep miisafir olmazlar. Cunki, Kasr, ikisi icin de vatan-i ikamet idi. fjc 
giinliik yola niyyet etmeden cikip gelince, miisafir olmazlar. Bunlar Bagdaddan ve 
Kufeden ilk cikislarmda dort giinliik yola niyyet etselerdi ve Kasrda karsilasip, her 
ikisi de Kufeye gidip, bir giin kalip, sonra Bagdada gitselerdi, hep miisafir olurlar- 

- 225 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:15 



di. Cunki, uc gun sefer niyyet etmislerdir. istanbullu, bu yolu yiiriimiisdiir. Mek- 
ke-i miikerremeli ise, sefere cikinca, Kufe, vatan-i ikamet olmakdan cikmisdir. Kasr 
sehri, vatanlan olmadigi icin, buradan gecmeleri, mukim olmalarma sebeb olmaz. 
Istanbuldan gelen, Kufede onbes giin kaldikdan sonra, Mekkeye gitmek niyyeti ile 
yola ciksaydi, iic giinliik yol gitmeden, bir is icin, yine Kufeye donseydi, mukim ol- 
mazdi. Ciinki, iic giinliik yola gitmek niyyeti ile cikinca, Kufe sehri vatan-i ikamet 
olmakdan cikmisdir. Kufe, Bagdadin ve Kerbelanin cenubundadir. 

Uciincii vatan, (Vatan-i siikna) ugradigi yer olup, onbes giinden az kalmak 
icin niyyet edilen yahud yarin cikarim diyerek, senelerle oturulan yerdir. Miisa- 
fir vatan-i siiknada farzlan hep iki rek'at kilar. Bir koye, bir sehre gelince, on giin 
kalmaga niyyet edip, on giin sonra, bir hafta daha kalmaga niyyet ederse mukim 
olmaz. 

Vatan-i ikametde veya vatan-i siiknada bulunmak, vatan-i aslmin bozulmasma 
sebeb olmaz. Sefere cikmak da, vatan-i asliyi bozmaz. Vatan-i siiknada bulunmak 
vatan-i ikameti bozmaz. Birinci vatan-i siiknayi bozar. 

Seferi olan kimse, vatan-i siiknada iken, mukim sayilmaz. Seferi olmiyan, va- 
tan-i siikna yapdigi yerde, mukim sayihr. Sefer mesafesi kadar uzak olmiyan bir 
koye gitmek icin sehrinden cikan, bu koyde onbes giinden az kalsa, burasi (Va- 
tan-i siikna) olur. Burada miisafir olmaz. Farzlan temam kilar. Sonra, bu koyden, 
sefer niyyet etmeden ciksa, sehrine veya baska bir vatan-i siiknaya girmeden, yol- 
da sefere niyyet etse, yolda farzlan iki rek'at kilar. Bu koye girerse, mukim olur. 
Ciinki, vatan-i asliye veya vatan-i siiknaya girmedigi icin ve sefer niyyeti ile cik- 
madigi icin, vatan-i siiknasi bozulmamisdir. Goriiliiyor ki, vatan-i suknamn bo- 
zulmasi, vatan-i ikamet gibi oluyor. Vatan-i siiknada mukim olmak icin, bunun ile 
vatan-i asli veya vatan-i ikamet arasi sefer miiddetinden [iic giinden] az olmah- 
dir. Mesela: 

Bir kimse Kufeden Kadsiyeye gidiyor. ikisi arasi iic giinliik yoldan azdir. Kad- 
siyeden Hireye dogru yola cikiyor. ikisi arasi da iic giinden azdir. Hireye gelme- 
den, Kadsiyeye doniiyor. Unutdugunu alip, Sama gidecekdir. Kufeye ugramryor, 
Kadsiyede, nemazi temam kilar. Ciinki, buradan aynhrken sefere niyyet etmedi- 
gi ve Hireye girmedigi icin, Kadsiye vatanlikdan cikmadi. Hire, Kufenin bes kilo- 
metre cenub-i sarkmdadir. Kadsiye, biraz daha cenubdadir. 

Uc giinliik yola sefer niyyeti ile cikan kimse, iic giinliik yol gitmeden once, bir 
koyde onbes giinden az kalsa, sonra buradan ciksa, buraya tekrar gelirse, mukim 
olmaz. C un ki, ilk geldiginde de miisafir idi. Yanmda zevci veya mahremi bulun- 
mayan hayzli kadimn sefer niyyeti ile yola cikmasi kiymetsizdir. Temizlendikden 
sonra iic giin daha gitmeden once kaldigi yerde miisafir olmaz. 

(Berfka) ve (Hadika) kitablannda diyor ki, (Hiir kadimn, zevci veya ebedi 
mahrem akrabasmdan biri yaninda bulunmadan, yalniz veya baska kadmlarla 
yahud akil, balig ve salih olmiyan mahremi ile iic giinliik yola gitmesi [iic mezheb- 
de] haramdir. Safi'imezhebinde, kadmlar ile mahremsiz olarak, farz olan hacca gi- 
debilir. Bir veya iki erkegin sefere gitmesi mekruhdur. Uc erkegin gitmesi mekruh 
olmaz. Dort erkegin gitmesi ve iclerinden birini emir (Baskan) secmeleri siinnet- 
dir). (Hindiyye)de nafaka bahsinde ve (Tahtavi), (Diirr-iil-muhtar) ve (Diirr-iil- 
miinteka)da hac bahsinde diyor ki, (Kadm, miirahik olan, ya'nibiiluga yaklasmis, 
oniki yasmdaki mahremi ile sefere gidebilir). (Kadihan)da diyor ki, (Kadm, salih 
cema'at ile sefere gidebilir). [Bu iki kavl, zaruret halinde caiz olur.] (Mecelle)de 
dokuzytizseksen altinci maddede diyor ki, (Sinn-i biilugun mebdei, erkekde on- 

-226- 



iki ve kizda dokuz yaslari doldurmakdir. Miintehasi, ikisinin de onbes yasdir. 
Onbes yasim ikmal edince balig sayihrlar. 

Oniki ve dokuz yaslanni doldurup da, balig olmamis cocuga (Miirahik) denir.) 



Mekke 



Sam 

Istanbul 




Bagdad 



66 — NEMAZES VACIBLERI, SECDE-I SEHV 

Fatiha okumak, Fatihadan sonra bir sure veya ayet okumak, Fatihayi ve zamm-i 
sureyi farzlann birinci ve ikinci rek'atlerinde, vacib ve siinnetlerin her rek'atinde oku- 
mak, secdeleri birbiri ardmca yapmak, ikinci rek'atde tesehhiid mikdari oturmak, 
son rek'atde otururken, (Ettehiyyatii) okumak, riikii'da ve iki secdede ta'dil-i erkan, 
[ya'ni siibhanallah diyecek kadar hareketsiz durmak vacib, daha cok durmak siin- 
netdir], kavmede ve celsede tumaninet [siibhanallah diyecek kadar durmak], nemaz 
sonunda esselamii... demek, kunut diiasi okumak, imamin, sabah, Cum'a, bayram, 
teravih, vitr nemazlannda ve aksam ile yatsmm ilk iki rek'atinde yiiksek sesle oku- 
masi, imamin ve yalmz kilanin ogle ve ikindi farzlarmda ve aksamm iiciincii, yatsi- 
mn iiciincii ve dordiincii rek'atlerinde hafif sesle okumalan vacibdir. (Bezzaziyye)de 
diyor ki, (Hafif sesle okuyani bir iki kisinin isitmesi mekruh olmaz. Sesli okumak, 
cok kisinin isitmesi demekdir). 

Nemazm vaciblerinden birini bilerek yapmamak, nemazi bozmaz. Fekat giinah 
olur. Unutarak yapmiyan, (Secde-i sehv) eder. Farzin ilk iki rek'atinde, (Zamm-i 
sure)yi unutan, iiciincii ve dordiincii rek'atlerde okuyup, sonra secde-i sehv yapar. 
Kiraeti unutdugunu riikii'da hatirlarsa, hemen kalkip kiraeti ve sonra rtiku'u ya- 
par. Bir farzi ve vacibi, vaktinden once veya sonra yapan da, secde-i sehv eder. Me- 
sela, zamm-i surenin bir parcasini riikii'da okuyana, ettehiyyatiiden sonra az bir- 
sey okuyarak, iicuncii rek'ati gecikdirene, imam yiiksek sesle okuyacak yerde, ha- 
fif sesle okursa ve hafif sesle okuyacak yerde yiiksek sesle okursa, secde-i sehv yap- 
mak lazim olur. imamin yiiksek sesle okumasi vacib olan yerleri, yalmz kilanin yiik- 
sek sesle de, hafif sesle de, okumalan caizdir. Birkac kerre secde-i sehv icab etse, 
bir kerre yapmak yetisir. imam ile beraber, cema'at de secde-i sehv yapar. Cema'at- 
den biri hata yaparsa, secde-i sehv yapmaz. Cema'ate, birinci rek'atden sonra ye- 
tisen kimse, imam ile secde-i sehv yapdikdan sonra, nemazini temamlar. Oturma- 
gi unutup, iiciincii rek'ate kalkarken hatirlayan bir kimse, dizleri yerden aynldik- 
dan sonra ise, oturmaz, secde-i sehv eder. Son rek'atde oturmayip ayaga kalkar- 
sa, secde etmeden hatirladi ise, hemen oturur ve oturmagi gecikdirdigi icin, sec- 
de-i sehv eder. Secdeye inince hatirladi ise, farz nemazi, nafile sekline doner. Bir 
rek'at daha kilip, altmci rek'ate oturarak temamlar. Dordiincii rek'atde tesehhiid 
mikdari oturup, selam vermeden besinciye kalkarsa, secdeye yatmadan hatirladi 
ise, oturup tesehhiidde okumadiklanm okuyup selam verir ve secde-i sehv yapar. 
Secdeye yatdi ise, altmci rek'ati de temamlayip, secde-i sehv yapar. Farzi temam 
etmis olur. iki rek'ati de nafile olur. Fekat, bu iki rek'at, ogle, aksam ve yatsmm 
son siinneti yerine gecmez denildi. Ciinki, siinnetlere tahrfme tekbiri ile baslanir. 
imam secde-i sehv yaparken de, cami'e gelip, uymak caizdir. Secde-i sehvi bile bi- 

-227- 



le yapmiyan veya nemazin vaciblerinden birini, mesela Fatiha okumagi, bilerek terk 
eden kimsenin, o nemazi tekrar kilmasi vacib olur. Tekrar kilmazsa, fasik olur. 
Cum'a ve bayram nemazlannda, imamin secde-i sehvi yapmamasi iyi olur. 

Secde-i sehv yapmak icin, bir tarafa selam verdikden sonra, iki secde yapip otu- 
rur ve nemazi temamlar. iki tarafa selam verdikden sonra veya hie selam verme- 
den de, secde-i sehv yapmak caizdir. 

Bir kimse, kac rek'at kildigmi unutsa, bu sasirmasi, ilk olarak basma geldi ise, 
selam verip nemazi tekrar kilmahdir. Sasirmak adeti ise, diisiiniip, cok zan etdi- 
gine gore kilar. Kuvvetli zan edemezse, az kildigmi kabul ederek temamlar. Ne- 
mazi kildigmda siibhe eden kimse, vakt cikmadi ise, tekrar kilar. Cikdi ise kilmaz. 

Kap rek'at kildigmi sasinp, nemaz icinde diisiinmesi, sonraki riikniin veya va- 
cibin, bir riikn zemani kadar gecikmesine sebeb olursa, bu arada, ayet ve tesbih oku- 
sa bile, secde-i sehv lazim olur. Nemazin icindeki farzlara (Riikn) denir. Bir ayet 
okumak, riikii' ve iki secde, son rek'atde oturmak, birer riikndiir. Diisiinmek, far- 
zi veya vacibi gecikdirince, secde-i sehv lazim oluyor. Mesela, son rek'atde oturun- 
ca diisiiniirse, selam vermesi gecikirse, secde-i sehv lazim olur. Fazla okudugu sa- 
levat ve dua, siinnet olarak degil, diisiince, dalginlik sebebi ile oldugu vakt, vaci- 
bin gecikmesi sue oluyor. Baska bir nemazi kihp kilmadigim veya diinya islerinden 
herhangi birini diisiiniirse, bir riikniin gecikmesine sebeb olsa bile, secde-i sehv la- 
zim olmaz. Nemaz bitdikden sonra, kac rek'at kildigmda siibhe ederse, buna ves- 
vese denir. Buna ehemmiyyet vermez. Nemazdan sonra, bir adil miisliman, yan- 
lis kildin derse, tekrar kilmasi iyi olur. iki adil kimse soylerse, tekrar kilmasi va- 
cib olur. Adil olmazsa, soziinii dinlemez. imam dogru, cema'at ise, yanlis kildik der- 
se, imam kendine giiveniyorsa veya bir sahidi olursa, tekrar kihnmaz. 

Bir seyin vacib veya bid'at olmasinda siibhe edilse, bu seyi yapmak iyi olur. Bid'at 
ile siinnet arasmda siibhe olsa, yapmamak lazim olur. [Madde 54'e bakmiz!] 

iftitah tekbirini soyledi mi, abdesti var mi, elbisesi temiz mi, basina mesh etdi 
mi siibhe ederse, ilk olarak siibhe etdi ise, nemazi bozup tekrar kilar. Abdest al- 
maz. Elbisesini yikamaz. Her zeman siibhe ediyorsa, nemazi bozmaz, temamlar. 

SALAT-I VITR — (Mevkufat)da diyor ki, (imam-i a'zam "rahmetullahi aleyh" 
Vitr nemazi vacibdir buyurdu. iki imam ise, siinnetdir dedi. [Maliki ve safi'i mez- 
heblerinde de siinnetdir.] Buna ezan ve ikamet okunmaz. Uciincii rek'atde riikii'a 
egilmeden once, her zeman, arabi bir dua okumak vacibdir. Vaktinde kilmiyanm 
kaza etmesi lazimdir. Vitr diye niyyet de lazimdir. Vitr nemazi, iic rek'atdir. 
Uciincii rek'at bitince selam verilir. Uc rek'atde de Fatiha ve zamm-i sure okunur. 
Uciincii rek'atde, zamm-i sure okudukdan sonra, iki el, iki yana sahverilmeden, dog- 
ruca kulaklara kaldinlarak (Allahii ekber) denir. Sonra eller, iki yana sahverilme- 
den, dogruca baglamr. Hemen iki Kunut diiasmi okumak vacibdir. Bu (Kiiniit dii- 
alan)m bilmiyen kimse, iic kerre istigfar okur. Mesela (Allahum-magfir li) der. Ya- 
hud bir kerre (Rabbena atina...) ayetini sonuna kadar okur. Vitr nemazmdan 
baska nemazlarda Kunut diiasi okunmaz. Vitr nemazi, yalniz Ramezanda ce- 
ma'at ile kihnir. Ramezanda yatsmm farzmi cema'at ile kilmiyanlar, toplamp da, 
Teravihi ve Vitri cema'at ile kilamazlar. Ciinki, Teravih, yatsinm cema'ati ile ki- 
linir. (Hindiyye)de diyor ki, (Farzi yalniz kilan, Teravihin cema'atine katilir. Ka- 
cirdigi rek'atlerini temamlar. Teravihi cema'at ile kilamryan, farzi kildigi imam ile 
Vitri kilabilir. Vitri cema'at ile kildikdan sonra, baska cami'e giden, imam farzi ki- 
liyorsa farza, Teravihi kihyorsa, buna niyyet ederek, imama uyarsa, bir kavle go- 
re sahih olur. Teravih kihndigini anlarsa, farzi kilmamis ise, bir kenarda farzi ki- 
hp, sonra imama uyar. imam, riikii'a cabuk egilirse, (Siibhaneke)yi cabuk okuyup 
veya yarida birakip imama riikii'da yetismelidir. Kunutu unutan, riikii'dan son- 
ra okumaz. Nemazin sonunda, secde-i sehv yapar. imam, Kunut okumazsa, cema'at 
da okumaz. Safi'i imam, sabah nemazmda, riikii'dan kalkmca, Kunut okurken, bu- 

-228- 



na uymus olan Hanefi kimse, Kunut okumaz. Ayakda bekler. Vitr nemazmi gece 
yansmdan sonra kilmak cok sevab ise de, uyanamayan, yatsmm son siinnetinden 
sonra, yatsi ile birlikde, erken kilmalidir). Vitri yatsmm farzmdan evvel kilmak sa- 
hih olmaz. Ciinki, ikisi arasinda tertib, imam-i a'zama gore vacibdir. Unutarak ev- 
vel kilan, Vitri iade etmez. iki imama gore, Vitr yatsiya tabi'dir. Yatsidan evvel ki- 
lanin i'ade etmesi lazimdir. 

SECDE-I TILAVET — Kur'an-i kerimde, ondort yerde, secde ayeti vardir. Bun- 
lardan birini okuyanm veya isitenin, ma'nasini anlamasa da, bir secde yapmasi va- 
cibdir. Baskasimn okudugu yerde bulunan, fekat isitmiyen kimse, secde etmez. Sec- 
de ayetini yazan, heceliyen, secde yapmaz. Tercemesini okuyan veya isiten, bunun 
secde ayeti oldugunu anlarsa, secde yapar. 

Nemaz kilmasi farz olan kimselerin, tilavet secdesi isitince, secde yapmalari va- 
cib olur. Bunun icin, secde ayetini isiten cuniibiin ve serhosun da, abdest aldikla- 
n zeman secde etmeleri lazimdir. Serhos, cok icmis, akh gitmis ise, kendi okuyun- 
ca da, isitince de, secde etmesi vacib olmaz. Uyuyan ve bayilmis veya deli okuyun- 
ca, isitenlerin secde etmesi vacib olur denildi. Fekat, bunlarm ve kusun okumasi 
ile secde edilmemesi dogrudur. Ciinki, bunlarm okumasi, hakiki, dogru tilavet, oku- 
mak degildir. Hakiki okumak demek, (Kur'an-i kerim)i okumakda oldugunu an- 
hyarak okumakdir. Cocuk, yapdigini anhyacak yasda ise, okumasi ile, isitenlerin 
secde etmesi lazim olur. Daha kiiciik yasda ise lazim olmaz. Delinin nemaz kilma- 
masi icin alti nemaz vakti, oruc tutmamasi icin, gece ve giindiiz bir ay, zekat ver- 
memesi icin, bir yil araliksiz deli olmasi lazimdir. Fekat, zemani ne olursa olsun, 
deli iken okursa, secde lazim olmaz. Akh basinda iken okursa secde lazim olur. Dag- 
lardan, collerden ve baska yerlerden aks edip, yansiyip geri gelen sedayi isitenle- 
rin ve kusdan isitenlerin secde etmesi vacib olmaz. Secde ayeti hece hece okunun- 
ca ve yazihnca da secde yapilmaz. Kafirin okudugunu isiten miislimanlann secde 
etmesi vacib olur. (Diirr-iil-munteka)da diyor ki, (insan sesi olmasi lazimdir). Rad- 
yodan isitilen sesin, insan sesi olmadigi, hafizm sesine benziyen, cansiz alet sesi ol- 
dugu, ikinci kismm elliikinci maddesinde bildirilmisdir. Bunun icin, (El-fikh-u alel- 
mezahib-il erbe'a)da da diyor ki, (Fonografda [gramofonda, teybde ve radyoda] 
okunan secde ayeti isitenin, tilavet secdesi yapmasi vacib olmaz.) 

Tilavet secdesi yapmak icin, abdestli olarak, kibleye karsi ayakda durup, elle- 
ri kulaklara kaldirmadan (Allahii ekber) diyerek secdeye yatilir. Uc kerre (Siib- 
hane rabbiyel-a'la) denir. Sonra (Allahii ekber) deyip ayaga kalkmca, secde-i ti- 
lavet temam olur. Once niyyet etmek lazimdir. Niyyetsiz kabul olmaz. Nemazda 
okuyunca, hemen ayrica riiku' veya bir secde yapip ayaga kalkar. Okumasma 
devam eder. Secde ayetini okudukdan iki uc ayet sonra nemazm riikii'una egilir- 
se ve tilavet secdesine niyyet ederse, nemazm riikii' veya secdeleri, tilavet secde- 
si yerine gecer. Cema'at ile kilan ise, imam secde ayeti okuyunca, imamm okudu- 
gunu isitmese de, imamla birlikde, ayrica bir riikii' ve iki secde yapar. Cema'atin 
riikii'da niyyet etmesi lazimdir. Nemaz disinda, sonraya da birakilabilir. Ciiniib, 
abdestsiz ve serhos olanm da temizlendikden sonra yapmalari lazimdir. Haid ka- 
dm isitince, secde etmesi vacib olmaz. Bir oturumda bir secde ayetini birkac def a 
okuyan ve isiten, hepsi icin bir secde eder. Muhammed aleyhisselamm ism-i seri- 
fini soyleyince veya isitince, salevat okumak da boyledir. Bir meclisde iki secde aye- 
ti okunursa, iki secde lazim olur. Nemaz kilarken, disardan secde ayeti isiten, ne- 
mazdan sonra secde eder. Nemaz kilmasi haram olan iic vaktde secde-i tilavet yap- 
mak caiz degildir. 

(Durr-ul-muhtar)da ve (Nur-iil-izah)da secde-i tilavet sonunda diyor ki, 
(Imam-i Nesefi "rahmetullahi teala aleyh" (Kaff) kitabinda buyuruyor ki, bir kim- 
se huziinden, sikintidan kurtulmak icin, Allahii tealaya kalbinden yalvararak, 
ondort secde ayetini [ezberden, ayakda] okuyup, herbirinden sonra, hemen yatip 

-229- 



secde ederse, Allahu teala, o kimseyi o derd ve beladan korur). Son secdeden kal- 
kmca, ayakda ellerini ileri uzatir. Kendinin veya biitiin muslimanlann diinya ve din- 
lerine gelen beladan, sikmtidan kurtulmalan, korunmalan icin diia eder. 

(Siikr secdesi) de, tilavet secdesi gibidir. Kendisine ni'met gelen veya bir derd- 
den kurtulan kimsenin, Allahu teala icin secde-i siikr yapmasi miistehabdir. Sec- 
dede once, (Elhamdiilillah) der. Sonra, secde tesbihini okur. Nemazdan sonra siikr 
secdesi yapmak mekruhdur. (Mektubat-i Ma'sumiyye) birinci cild, 124. cii mek- 
tubda da yazilidir. Cahillerin siinnet veya vacib sanacagi mubahlan yapmak da, tah- 
rimen mekruhdur. (Bid'at) hasil olmasma sebeb olur. 

(Redd-iil-muhtar)da vitr nemazim anlatirken diyor ki, (Inanmasi da, yapmasi 
da farz olan emrlere (Farz) denir. Farz olduguna inanmiyan, kafir olur. Yapmiyan, 
tevbe etmezse, Cehennem azabi ceker. inanmasi farz olmayip, vacib olan, yapma- 
si farz olan emrlere (Vacib) denir. Vacib olduguna inanmiyan kafir olmaz. Vaci- 
bi yapmiyan da, tevbe etmezse, Cehennemde azab ceker. Vacibin, ibadet oldugu- 
na, yapilmasi lazim olduguna inanmiyan kafir olur. Ciinki, vacib oldugu, sozbir- 
ligi ile ve zaruri olarak bildirilmisdir. Kur'an-i kerimde (Kat'i delil) ile, ya'nf 
acikca bildirilmis ve sozbirligi ile anlasilmis emrlere farz denir. Kur'an-i kerimde 
(Siibheli delil) ile, ya'ni acik olmiyarak bildirilmis veya bir sahabinin bildirmesi ile 
anlasilmis olan emrlere vacib denir. 

Ahkam-i islamiyyeyi bildiren deliller, vesikalar dortdiir: Siibutii ve delaleti 
kat'i olanlar. Acik anlasilan ayetler ve tevatiirle, ya'ni sozbirligi ile bildirilmis acik- 
ca anlasilan hadisler boyledir. ikincisi, siibutii kat'i olup, delaleti zanni olanlar. 
Acikca anlasilamiyan ayetler boyledir. Uctinctisu, siibutii zanni, delaleti kat'i 
olanlar. Bir sahabinin bildirdigi acik hadisler boyledir. Dordtinciisu, siibutii de, de- 
laleti de zannidir. Bir sahabinin bildirdigi, acik anlasilamiyan hadisler boyledir. Bi- 
rincisi, farz ile haramlan, ikincisi ve iiciincusii, vacib ile tahrimen mekruhu, dor- 
dunciisii, siinnet ile miistehabi ve tenzihi mekruhu bildirir. Bir sahabinin haberi- 
ni veya kiyasi te'vilsiz red etmek (Bid'at)dir.) 



Gelin nemaz kilalim, kalbden past silelim, 
Allaha yukhisilmuz, nemaz kilmmadikca! 

Nerde nemaz kilmir, giinahlar hep dokuliir, 
Insan, kamil olamaz, nemazi kilmadikca! 

Kur'an-i kerimde Hak, nemazi cok medh etdi, 
dedi sevmem kisiyi, nemazi kilmadikca! 

Bir hadis-i serifde: 1 minim aiameti, 
insanda belli olmaz, nemazm kilmadikca! 

Bir nemazi kilmamak, ekber-i kebairdir, 
tevbe ile afv olmaz, kazasm kilmadikca! 

Nemazi hafifgbren, imandan cikur heman, 
miisliman olamaz o, nemazm kilmadikca! 

Nemaz kalbi temizler, kotuliikden men' eder, 
miinevver olamazsm, nemazm kilmadikca! 



230- 



67 — NEMAZI BOZAN SEYLER 

Asagidaki yazilar, (Diirr-ul-muhtar)dan terceme edilmisdir: 

Nemazi bozan seylere, (Miifsidleri) denir. ibadetlerin fasid ve batil olmasi ay- 
ni seydir ve bozulmasi demekdir. Mu'amelatda ise, aym sey degildir. Nemazm miif- 
sidlerinden otuzbir adedini asagida bildiriyoruz: 

1 — Konusmakdir. Bir kelime de nemazi bozar. Bilerek, bilmiyerek, zorla, 
unutarak soylemek, hep bozar. Yalniz, birinci oturusda, ikinci oturus sanarak 
selam soylemek, nemazi bozmaz. Nemazi iki rek'at sanarak veya ayakda (essela- 
mii) derse, bozulur. Baskasinm selamma, her suret ile cevab soylemek bozar. 

2 — Bogazmdan, ozrsiiz, oksiiriir gibi ses cikarmak nemazi bozar. Kendiligin- 
den olursa bozmaz. Okumagi kolaylasdirmak icin yaparsa, zarari olmaz. 

3 — Kur'an-i kerimde ve hadis-i serifde bulunmiyan diialan okumak, bozar. 
(Diirr-iil-muhtar)da, (Selam vermeden once okunacak diia arabi olmahdir. Nemaz- 
da baska dil ile diia etmek haramdir) diyor. ibni Abidm burada (imam-i Ebu Yusiif 
ve Muhammed, arabiden baska dil ile kilman nemaz sahih olmaz, dediler. imam-i a'za- 
min "rahmetullahi aleyhim" da sonraki ictihadi boyledir) buyurmakdadir. 

4 — Ah, of gibi inlemek bozar. 

5 — Uf diye sikmtiyi bildirmek bozar. 

6 — Agri, iizuntii sebebi ile, sesle aglamak bozar. Sessiz gozyasi ile veya Cen- 
neti, Cehennemi hatirlayip sesle aglarsa, bozulmaz. Hasta, elinde olmryarak ah, of 
der ve aglarsa bozulmaz. 

7 — Aksirip (Elhamdiilillah) diyene (Yerhamiikallah) demek bozar. Nemazm 
disinda hemen cevab vermek iic kerre farz-i kifaye, fazlasi miistehabdir. [Riyad- 
un-nasihin.] 

8 — Kotii habere (lima lillah ve...) demek bozar. Bunu, nemaz kilmiyorken soy- 
lemek, siinnetdir. 

9 — Allahii tealanin ve Peygamberin "sallallahu aleyhi ve sellem" ismlerini isi- 
tince (Celle celaliih) ve (Sallallahu aleyhi ve sellem) demek bozar. ismlerini ne- 
maz dismda soyleyince, isitince, yazmca bunlari soylemek ve yazmak, birincisin- 
de vacib, tekrarmda miistehabdir. 

10 — imamdan baskasmin diiasma amin demek bozar. [Bunun icin, imam ho- 
parlor ile kildirsa, (Veladdallin) dedigi zeman, (Amin) diyenlerin nemazlan bo- 
zulmak tehliikesi vardir. Ciinki, ho-parlorden cikan ses, imamin sesi degildir. 
Elektrik te'siri ile hasil olan, miknatis kuvvetlerinin titretdigi demir levhamn, 
husule getirdigi baska bir sesdir. insanin sesinden meydana gelen boyle seslerin, 
cok benziyor, ayird edilemiyor ise de, o insanin sesi olmadigi, kitabimizin ikinci kis- 
mmda, elliikinci maddede uzun bildirilmisdir.] imam Fatihayi bitirince, cema'atin 
ve imamin yiiksek sesle amin demeleri mekruhdur. Hafif soylemelidir. 

11 — Baskasinm sozii ile yerini degisdirmek veya yamna gelene, onun sozii ile 
yer acmak bozar. Fekat, biraz sonra, kendiliginden hareket ederse bozmaz. 

12 — imammdan baskasinm yanhsim cikarmak bozar. 

13 — Az da olsa, unutarak da olsa, disardan alarak yimek, icmek bozar. Dis ara- 
sinda kalmis, nohuddan kiiciik seyi yutmak bozmaz. Orucu da bozmaz. Agzmda- 
ki ufak bir seyi iic kerre cignemek veya eritip yutmak, nemazi bozar. 

14 — Kur'an-i kerime veya kagida bakip, ogrenerek okumak bozar. Ciinki, bas- 
kasmdan ogrenmek demekdir. imam-i Muhammed ve Ebu Yusiif, mekruh olur, 
dediler. Kitabh kafirlere benzemegi diisiinmezse, mekruh da olmaz dediler. 

Bir yaziya, [birseye veya divardaki resmine] bakip, anlamamak bozmaz. Anla- 
yinca mekruh olur. Bakmayip goziine rastlarsa, mekruh olmaz. 

-231- 



[Kafirlerin adetlerini yapmak, onlara benzemek niyyeti ile olmazsa ve haram 
veya kotii adetler degilse, faideli seyler ise, caiz olur. Onlar gibi yimek, icmek boy- 
ledir. Onlara uymak icin olur veya haram veya fena seyler ise, haram olur. 

(Uyun-iil besair)de diyor ki, (Insan resmi veya heykeli yapip, bu insanda iilu- 
hiyyet sifatlarmdan birinin bulunduguna inanarak veya bunun kafir oldugunu 
bilerek, bunlarm karsrsinda, hurmet, ta'zim bildiren birsey soylese veya yapsa, me- 
sela secde etse, yehudilerin ve nasaramn bagladiklan Ziinnar denilen kusagi ve on- 
lann dinlerine mahsus seyleri kullansa, kafir olur. Kafirlere mahsus olan seyleri 
harbde hile olarak kullamrsa, kafir olmaz). Canim, mahni, nzkmi kurtaracak ka- 
dar kullanmasi ozr olur. Daha fazlasi kiifr olur. Allahii tealaya mahsus olan sifat- 
lara uluhiyyet sifatlan denir. Akaid ve fikh kitablarmin cogunda, mesela (Diirer)in 
nikahdan onceki fashnda diyor ki, (Bir kimse, kalbi iman ile dolu oldugu halde, kiif- 
re sebeb olan birseyi, zaruret olmadan, ya'niistiyerek soylerse, kafir olur. Kalbin- 
deki lmamn faidesi olmaz. Ciinki, bir kimsenin kafir oldugu soziinden anlasihr. Kiif- 
re sebeb olan seyi soyleyince, insanlar arasmda da, Allahii teala yanmda da kafir 
olur). Is ve giyim ile hasil olan (Kiifr-i hiikmf)nin de boyle oldugu, (§erh-i mevakif)m 
altmci mevkif, iiciincii mersadinda yazihdir]. 

Kafirlerin ibadetlerini, ibadet olarak yapmak, mesela kiliselerinde caldiklan org 
gibi calgilan ve canlari cami'lerde calmak ve islamiyyetin kafirlik alameti saydi- 
gi seyleri, zaruret, cebr olmadan kullanmak kiifr olur. Imam giderir. [ikinci kism- 
da, 72. ci maddenin sonuna bakiniz!]. 

15 — Nemazdan olmiyan fazla hareketler, nemazi bozar. Riikii'u ve secdeleri 
cok yapmak ve abdest almaga gitmek bozmaz. Akreb, yilan oldiirmek gibi ozrlii 
cok hareketler de bozmaz. [Mekruhlarm onyedincisine ve yirmialtmcisina baki- 
niz!]. Bir elin hareketi iicden az olursa bozmaz. iki el ile bir hareket de, bozar de- 
nildi. Nemaz icindeki tekbirlerde, elleri kulaklara kaldirmak bozmaz, mekruhdur. 

16 — Necs yerde durmak ve secde etmek bozar. Necs yere temiz sey sererse, boz- 
maz. Giyilmis olan ayakkabi, elbise, insanin derisi demekdir. Palto ucunu pis ye- 
re getirip secde edilemez. Paltoyu cikanp da sermelidir. [Necaset bulasmis ayak- 
kabi ile cenaze nemazi kilmmaz.] 

17 — Bir riiknde, iic kerre siibhanallah diyecek kadar avret yeri acihrsa veya de- 
risinde, elbisesinde nemazi bozacak kadar necaset olursa veya imamin online ge- 
cerse veya [aym imama uymus olan] kadmla bir hizada olursa bozulur. Bunlan ken- 
di yaparsa, derhal bozulur. [Yetmisinci maddede cema'at ile nemaza bakiniz!]. 

18 — Necs yere, renk, koku, nem geciren sey serip iizerinde kilmak bozar. Ge- 
cirmezse, bozmaz. Fazla toprak ortiip kilmca bozmaz. 

19 — Ozrsiiz, gogsiinu kibleden cevirince hemen bozar. Yuzunii, baska uzvu- 
nu cevirmek bozmaz, mekruh olur. Elinde olmryarak cevrilince, bir riikn devam 
ederse, bozar. Kibleye karsi bir saf (bir bucuk metre) yuriiyiince bozulmaz. Kib- 
leye karsi degilse veya kibleye karsi devamh olarak daha cok yiiriirse, bozulur. Bu- 
nun icin, yiiriiyerek nemaz kilmak caiz degildir. 

20 — Opiilen veya sehvet ile tutulan kadmm nemazi bozulur. 

21 — Kalbinden irtidad edenin nemazi bozulur. [Ya'ni, falanca sey olursa, fa- 
lancamn sozii dogru cikar ve Kur'an-i kerim (hasa) dogru olmaz, derse veya bir kiz, 
bir kafirle evlenmege karar verirse, hemen kafir olurlar.] ilerde kafir olmaga 
niyyet eden ve kiifre sebeb olan seye inanan hemen miirted olur. 

22 — Nemazda iken, abdestini, gusliinii bozacak birsey yapmak haramdir. Son 
rek'atde tesehhiid mikdari oturmadan once yaparsa, nemazi hemen bozulur. Te- 
sehhiid mikdari oturdukdan sonra yaparsa, nemazi temam olur. Tesehhiid mikda- 
ri oturmadan evvel, abdesti kendiliginden bozulursa, hemen gidip tazeleyip, ne- 
mazma devam edebilir ise de, basdan kilmasi efdaldir. [Tekrar bozulursa veya ab- 

-232- 



dest almak guc olursa, nemaza dururken maliki mezhebini taklid eder. Maliki mez- 
hebinde, hastalarm, ihtiyarlarm nemazlan bozulmaz.] Tesehhiid mikdan oturduk- 
dan sonra kendiliginden bozulursa, hemen abdest alip vacib olan selami verirse, 
yahud abdest almayip, nemazi bozan birsey yaparsa, mesela selam verirse, nema- 
zi temam olur. 

23 — Bir riiknii terk eden, bu riiknii nemaz icinde ffa etmezse, bozulur. 

24 — imam bir riikne baslamadan once, bu riikne baslayip bitirenin bozulur. Fe- 
kat, imam sonradan, o riikne baslayip beraber bitirirlerse veya imam baslamadan, 
o vaz gecip, imam, bu riikne baslayinca, bu riiknii tekrar imamla birlikde yapar- 
sa, bozulmaz ise de, mekruh olur. imam bir riiknii bitirdikden sonra, bu riikne bas- 
hyanin nemazi kabul olur. 

25 — imama birinci rek'atde yetisemiyen kimseye (Mesbuk) denir. Mesbuk, te- 
sehhiid mikdan oturup, imam selam vermeden, ayaga kalkdikdan ve kacirdigi 
rek'atin secdesini yapdikdan sonra, imamm secde-i sehv yapdigim gorerek, imam- 
la birlikde secde-i sehv yaparsa, nemazi bozulur. imama uymayip, nemazini temam- 
ladikdan sonra, secde-i sehvi kendi yapar. Ayaga kalkmis, fekat secde yapmamis 
ise, oturup imam ile secde-i sehv yapmasi vacib olur. 

26 — Secdeyi unutan kimse, riikii'da veya secdede hatirlarsa, riikii'dan he- 
men, secdeden ise, oturdukdan sonra o secdeyi yapar ve riikii' ve secdeyi i'ade e- 
der. Sonra secde-i sehv yapar. Yahud, bu hatirladigi ve son oturusda hatirladigi sec- 
deyi son oturus arasmda veya sonunda yapar ve tekrar oturarak tehiyyati okur ve 
secde-i sehv yapar. Tekrar oturmazsa, nemazi bozulur. 

27 — Uyuyarak kildigi riiknii tekrar etmezse, bozulur. 

28 — Nemaz icindeki tekbirlerde (Allahii) derken, basdaki hemzeyi uzatirsa ne- 
maz bozulur. Nemaza dururken uzatirsa, nemaza baslamasi sahih olmaz. 

29 — Teganni ile okumak, ma'nayi bozarsa, nemazi da bozar. Teganni, musiki 
perdelerine uymak icin harekeleri uzatmak demekdir. Mesela, (Elhamdu lillahirab- 
bil) diye uzatmak, ma'nayi bozuyor. Bunun gibi, muezzinlerin (Rabbenalekelhamd) 
demeleri de bozuyor. Ciinki, Rab, iivey baba demek olup, (Allahimiza hamd ede- 
riz!) yerine (Uvey babamiza hamd ederiz!) oluyor. Ma'na degismezse, nemaz 
bozulmaz. Fekat elif, vav, ya sadah harflerini cok uzatirsa, ma'na degismese de, ne- 
maz bozulur. Goriiluyor ki, teganni, kelimenin ma'nasim degisdirmezse ve harf- 
ler, iki harf kadar uzamazsa, yalmz sesi giizellesdirip kiraeti siislerse, caiz olur. Hat- 
ta, nemaz icinde de, nemaz dismda da, miistehab olur. 

Ebiissii'ud efendi fetvasinda diyor ki, (imam, amel-i kesir olunciya kadar tegan- 
ni ederse, yahud iic harf ziyade ederse, nemazi fasid olur. Teganni, lrlamakdir, se- 
sini hanceresinde terdid edip, ya'ni tekrarlayip diirlii sesler cikarmakdir). 

30 — Zellet-iil-kari (yanlis okumak) bozar. Hata, dort seklde olabilir: Birinci 
sekl i'rabda hatadir. Ya'ni harekelerde ve siikunde olabilir. Mesela seddeyi hafif 
okur veya medleri [uzunlan] kisa okur veya bunlann aksini yapar. 

ikinci seklde, harflerde olur: Harfin yerini degisdirir veya harf ilave eder, ya- 
hud azaltir. Veyahud harfi ileri geri ahr. 

Uciincii hata, kelimelerde ve ciimlelerde olur. Nihayet, vakf ve vaslde hata 
olur. Ya'ni duracak yerde durmaz, gecer. Gececek yerde durur. Bu dordiincu 
sekl hatada, ma'na degisse de, bozulmaz. 

ilk iic seklde, ma'nayi degisdirip, kiifre sebeb olacak ma'na hasil olursa, nema- 
zi bozar. Yalmz, ciimlenin yerini degisdirdigi zeman, arada durursa, bozmaz. Ha- 
sil olan ma'na kiifre sebeb olmazsa, Kur'an-i kerimde benzeri yoksa, nemaz yine 
bozulur. Gurab yerine gubar demek ve Rabbinnas yerine Rabinas demek ve zal- 
lelna yerine zalelna demek ve emmaretiin yerine emaretun demek ve (amile sa- 
lihan ve kefere fe lehiim ecruhiim) diyerek (ve kefere) kelimesini eklemek ve me- 

-233- 



sani yerine mesanine demek ve essiratallezine demek ve bir kavle gore, iyya ke- 
na'biidii demek [ya'ni bir kelimeyi ayinp, ikinci kelimeye birlesdirmek], [ve ma ha- 
lekazzekere] derken [ve]yi unutmak, hepsi bozar. Ma'nasiz olur ve Kur'an-i ke- 
rimde benzeri bulunmazsa, yine bozar. [Serair] yerine, serail demek ve [halakna] 
yerine, lakna demek ve [ce'alna] yerine alna demek gibi. Benzeri bulunursa da, 
ma'na baska ise, imam-i Ebu Yusiif bozulmaz dedi. Tarafeyn [ya'ni, Imam-i a'zam 
ile imam-i Muhammed] ise, bozulur dedi. Fetva da boyledir. Benzeri bulunmaz, 
ma'nasi degismezse, aksini soylediler. Fetva, Tarafeynin soziinedir. Mesela, ihdi- 
nelsirata deyince ve Rabilalemin ve iyake deyince ve [ya malik] yerine [ya mali] 
deyince, [teala ceddii Rabbina] derken [teal] deyince bozulmaz. [Ehad yerine 
ehat deyince bozulur (Bezzaziyye).] 

Sonradan gelen alimler, i'rab hatasi, hicbir zeman bozmaz dedi. Birincisi ihti- 
yat, ikincisi ruhsat yoludur. 

Bir harfi, baska harf okumakda, harfler cok farkli ise, bozar. Mesela, sat yeri- 
ne ta soylemek, salihat yerine talihat okumak gibi. Harflerin farki az ise, cok 
alimler, ma'na degisirse, eger bilerek okudu ise, bozulur. Agzmdan kacdi ise, bo- 
zulmaz dediler. Dat yerine zi demek, sin yerine sat, te yerine ti demek gibi. Fet- 
va boyle ise de, ihtiyath olmak lazimdir. Dallin yerine zallin okumak boyledir. [Da- 
ha fazla bilgi icin (Cema'at ile nemaz)a bakiniz!]. 

Kelime ilave edince, ma'na degismez ve bu kelime Kur'an-i kerimde bulunur- 
sa, bozulmaz. Mesela, (ve bilvalideyni ihsanen ve berren) gibi. Bu kelime, 
Kur'an-i kerimde bulunmazsa da, bozulmaz. Mesela (ve nahliin ve tiiffahun ve 
rumman) gibi. Fekat, Ebu Yusiif "rahmetullahi teala aleyh" bozulur dedi. 

Kelime unutulunca, ma'na degismezse, bozulmaz. Mesela (ve cezaii seyyietin 
seyyiettin misliiha) derken, seyyietiin demezse, bozulmaz. Ma'na degisirse, bozu- 
lur. Mesela (la yii'minun) derken, la demezse bozulur. 

Harfin kendini veya yerini degisdirince, ma'na degismezse, Kur'an-i kerimde 
benzeri varsa, bozulmaz. Mesela innelmuslimine yerine, innelmiislimune derse bo- 
zulmaz. Benzeri yoksa, iki imam bozulmaz dedi. Mesela, kavvamine yerine kay- 
yamine deyince bozulmaz. Ma'na degisirse, iki imam bozulur dedi. imam-i Ebu Yu- 
siif, benzeri yoksa, bozulur dedi. Eshabessair yerine, eshabessair deyince, bozu- 
lur. Infeceret yerine, inferecet ve evvab yerine eyyab deyince, bozulmaz dedi. 

Kelimeyi tekrarlaymca ma'na degisirse, bozulur. Rabbi Rabbil'alemin, maliki 
maliki yevmiddm deyince bozulur. Fekat, ma'nanin degisdigini bilmezse veya 
agzmdan kacarsa veya harfi dogru okumak ipin tekrar ederse, bozulmaz. 

Kelimeyi degisdirince, ma'na bozulursa, Kur'an-i kerimde benzeri bulunsa da 
bozar. Ma'na degismezse, bozmaz. 

Ahmed ibni Kemal pasanin "rahmetullahi teala aleyh" Kur'an-i kerimin seca- 
vendleri [ya'ni duraklan] icin yazdigi si'r asagidadir: 

cim : Caiz gecmek ondan, hem reva, 
durmak fekat, evladir sana! 

ze : Caiz, onda dahi durdular, 
gecmegi, daha iyi gorduler. 

ti : Mutlaka durmak nisanidir, 

nerde gorsen, orda hemen dur! 

sat : Durmakda ruhsat var dediler, 
nefes almaga izn verdiier. 

mim : Lazim durmak burada elbet 

gecmede, kiifrden korkuiur pek! 

-234- 



la : Durulmaz! demekdir her yerde, 
durma hie! alma hem nefes de! 

I'm tertible oku, it mam etl 
sevabm ciimieye ihsan etl 

[Ayn harfi, riikii' demekdir. Omer Farukun "radiyallahu anh" nemaz kildinr- 
ken, ayakda okumayi bitirip, ruku'a egildigini gosterir. Ayn isareti, hep ayetlerin 
sonunda bulunmakdadir. La bulunan yerde durulursa, evvelki kelime ile birlikde 
tekrar okunur. Ayet-i kerime sonunda durunca, tekrar edilmez. ikinci kismda bi- 
rinci maddeye bakiniz!] 

31 — Tertib sahibi olan kimsenin, once kilmadigi nemazi hatirlamasi, nemazi 
bozar. [Fazla bilgi icin, yetmisdorduncii maddenin bas tarafma bakiniz!]. 

Kirda ve bliyiik veya kiiciik cami'lerin her yerinde, nemaz kilamn oniinden, ya- 
kin olsun, uzak olsun kadm veya erkek veya kopek gecerse, nemazi hie bozulmaz. 
Kirda ve biiyiik cami'de ayaklar ile secde yeri arasmdan, kiiciik mescidde ve oda- 
da ise, ayaklan ile kible divan arasmdan gecen, giinaha girer. Kible divan ile ar- 
ka divan arasi yirmi metreden az olan mescide, kiiciik denir. Sed, sedir gibi yiik- 
sek seyler iizerinde kilamn, oniinden, asagidan gecen, basi nemaz kilamn ayakla- 
rindan yukari olursa giinaha girer. 

Oniinden kimse gecebilecek yerlerde, nemaz kilarken, imam veya yalniz kila- 
mn sol kasi hizasma, yanm metreden uzun bir cubuk dikmesi siinnetdir. Cubugu 
yere dikemezse, secde yerinden kibleye dogru uzatmak veya cizgi cizmek de olur. 
Gecene, isaretle, ytiksek okumakla mani' olmak caiz ise de, mani' olmamak iyidir. 

(Halebi-yi kebir)de diyor ki, (Disleri arasmdan akan kam yutarsa, agiz dolusu 
olmadikca, nemazi bozulmaz.) Agiz dolusu yutsa da abdesti bozmaz. 

Cema'atde kadm bulunmasi, 249 ve 250. ci sahifelerde yazihdir. Fasid olan 
farzi iade etmek farzdir. Tahrimi mekruh bulunan her nemazi ve fasid olan sun- 
net ve nafile nemazlan iade etmek vacibdir. ikiyuzyetmisucuncii sahifeye bakiniz! 

Mai-ii mii Ike olma magrur, deme var mi ben gibi? 
Bir muhalifyel eser, savurur harm an gibi! 



Bu yasa or is din ne amel kildm ? 
Omriin gelip gecdi, pisman mi old tin ? 
Simdi huzuruma ne yiizle geldin, 
derse Allah, sen ne cevab verirsin? 

Iki yol gosterdim, hem akl verdim, 
biryolu secmekde, serbest birakdim. 
Dinin emrlerini terk edip, nefsine in dun, 
derse Allah, sen ne cevab verirsin? 

Soguk, sicak dedin, abdest almadm, 
diinyaya daldin, nemaz kilmadin. 
Cenabet gezip, gusl etmedin, 
derse Allah, sen ne cevab verirsin? 

Nicin, abdest alip, kilmadin nemaz, 
yalvanp Halika, etmedin niyaz? 
Gusl abdesti almak lazim kis ve yaz, 
derse Allah, sen ne cevab verirsin? 

-235- 



68 — NEMAZES MEKRUHLARI 

Asagidaki bilgilerin cogu, (Durr-iil-muhtar)dan vc bunun serhi olan (Redd-iil- 
inuhtar )dan terceme edilmisdir: 

Nemazm mekruhlan iki diirliidiir: Yalniz mekruh denildigi zeman (Tahrfmen 
mekruh) demekdir ki, delilinden zan ile anlasilan yasaklardir. Yasak olmasina bir 
delil, sened bulunmayip, yapilmamasi iyi olan seye (Tenzihen mekruh) denir. 
Nemaz icindeki vacibleri, [ve mtiekked siinnetleri] yapmamak (Tahrfmen), [mii- 
ekked olmiyan siinnetleri] yapmamak (Tenzihen) mekruhdur. Tenzihi mekruh ha- 
lale, tahrimi mekruh harama yakmdir. Mekruh olarak kihnan nemaz sahih olur- 
sa da kabul olmaz. Ya'ni, va'd edilen sevaba kavusulamaz. Ikiyiizotuzbes sonuna 
bakiniz! Nemazin mekruhlanndan kirkbesini asagida bildirecegiz: 

1 — Elbiseyi giymeyip, omuzlanna alarak kilmak mekruhdur. Ceketin ve pal- 
tonun oniinii kapah veya acik bulundurmak mekruh degildir. 

2 — Secdeye inerken etekleri, [pantalon] pacalanm kaldirmak mekruhdur. 

3 — Antarinin etekleri, kollan sigah olarak nemaza durmak mekruhdur. Ab- 
dest ahp, imama yetismek icin acele edenin, kollan sigah kalmis ise, nemazda iken 
yavas yavas indirmesi lazimdir. Nitekim nemazda bashgi diisenin basina koyma- 
si efdaldir. [Goruliiyor ki, dirsege kadar kisa kol ile, atlet gomlegi ile ve dizden asa- 
gi olan kisa pantalon ile nemaza durmak mekruhdur. Uzun kolu yukari sigah 
gomlekle mekruh olup, kisa kollu ile kilmak mekruh olmaz demek dogru degildir. 
Ciinki, biitiin kitablar, kolu veya etegi yukari kaldinlmis diyor. Etek siganmaz, kal- 
dinhp bacak acihr. (Ni'met-i islam) kitabmda, mekruhlann onbirincisinde (Erke- 
gin kolu acik nemaza durmasi mekruhdur) diyor. Kollan acik nemaz kilmamn mek- 
ruh oldugu, (Ma'rifetname)nin ikiyiizaltmissekizinci sahifesinde de yazihdir.] 
Dirsekden yukari olursa, zaran daha cokdur. Nemazda kolunu, pacasini yukan- 
ya sigarsa, nemazi bozulur. 

4 — Abes, ya'ni faidesiz hareketler. Mesela elbisesi ile oynamak, mekruhdur. 
Nemazda faideli hareketin, mesela, eli ile, almndaki teri silmenin zaran olmaz. Pan- 
talon, antari ete yapismca, avret mahallinin sekli belli olmasin diye, bunlan etden 
ayirmak mekruh olmaz. Tozunu silmek mekruhdur. Nemazda abes hareket ve kab- 
ristanda sesle giilmek, hadis-i serif ile men' edilmisdir. Kasmmak abes degil ise de, 
bir riiknde, eli tie kerre kaldinrsa, nemazi bozulur. 

5 — Is elbisesi ile ve biiyiiklerin yanina cikamiyacak elbise ile ve fena kokulu 
elbise ve corap ile kilmak mekruhdur. Baska elbisesi yoksa, mekruh olmaz. [Pa- 
rasi varsa, almasi lazimdir.] Pijama, antari gibi gecelikle kilmak mekruh degildir. 

6 — Agizda, kiraete mani' olmiyacak birsey bulundurmak mekruhdur. Mani' 
olursa, nemaz bozulur. 

7 — Basi acik kilmak. Nemazda basi ortmege ehemmiyyet vermedigi icin acik 
kilarsa, mekruh olur. Nemaza ehemmiyyet vermedigi icin acarsa, kafir olur. Ke- 
sel, bir isi, istemedigi icin yapmamakdir. Acz, isteyip de, gucii yetmedigi icin yap- 
mamakdir. Bashgi diiserse, az hareketle ortmek efdaldir. Kendini kiiciik goster- 
mesi icin basi acik kilmak zarar vermez ise de, yine ortmesi efdaldir. Harareti tes- 
kin ve rahathk icin acmak da mekruhdur. [Nemazda basi hie olmazsa, herhangi bir 
renkde olan takke ile ortmelidir. Siyah takke, yehudilerin havra kiyafetidir sozii, 
din kitablarmda yokdur. Siyah bashk siinnetdir. Altmisdordiincii ve ikinci kism- 
da otuz sekizinci maddelere bakiniz!]. 

[Resulullah ve Eshab-i kiram, nemazlanm na'hn-i serifleri ile kilardi. Na'hn, al- 
ti deri olan ayakkabi demekdir. (Tergib-us-salat)da diyor ki, (Ciplak ayakla nemaz- 
da oturan adamin, sag elini geriye uzatarak, ayagmm altmi ortmesi lazimdir denil- 
di. Ciinki, her zeman, ciplak ayagimn altini mii'minlere gostermek edebsizlik 

-236- 



olur. Nemaz icinde ise, daha cirkin olur. Ba'zi alimler de, nemaz arasmda, eli ile 
ciplak ayagim ortmemelidir. Ciinki, nemazda otururken elleri uyluklar iizerine koy- 
mak siinnetdir. Arkada olanm da kendi kucagma bakmasi siinnetdir. Her ikisi sun- 
nete gore oturunca, edebsizlik olmaz dedi). Goriiliiyor ki, otururken eli ile ayagi- 
m ortmemeli diyen alimlere gore de, ayagm acik olmasi edebsizlikdir. Ancak, otu- 
rurken, eli uyluklardan ayirmak mekruh oldugundan, ayagm acik olmasi mekruh- 
lugunu gidermek icin, ikinci bir mekruh islememelidir. Arkadaki kucagma bakar- 
sa, edebsizlikden kurtulur demislerdir. (Halebi-i kebir)de yazildigi gibi, ayakda, 
riikii'da, secdelerde ve otururken, elleri siinnet oldugu gibi koymamak mekruh- 
dur. (Merakil-felah)da, nemazin mekruhlarma baslarken, (Halebi)de de mek- 
ruhlarm sonunda (Vacibi ve siinneti terk etmek mekruhdur. Bunun icin, erkekle- 
rin secdede, ciplak ayagim ortmesi mekruh olur) demesi de, bu sebebdendir. 
(Behcet-iil-fetava) her fetvasmda, fikh kitablarmdan delil gosterdigi halde, bura- 
daki yanlis fetvasma gosterememis, delil yerini acik birakmisdir. ibni Abidin ne- 
mazin mekruhlan sonunda buyuruyor ki, (Nemazi, na'lm veya mest ile kilmak, cip- 
lak ayakla kilmakdan efdaldir. Boylece, yehudilere uyulmamis olur. Hadis-i serif- 
de, (Yehudilere benzememek icin nemazlan, na'lin ile kihniz) buyuruldu. Resu- 
lullah ve Eshab-i kiram, sokakda giydikleri na'hn ile kilarlardi. Na'lmlan temiz idi 
ve Mescid-i nebikum doseli idi. Kirli na'lmla girilmezdi). Necaset bulasmis ayak- 
kabi ile mescide girilmez. Corab giyerek bu siinnet yerine getirilir. Corabi da pis 
olan veya hie olmayan, nemazi topuk kemiklerine kadar uzun antari ile kilmasi iyi 
olur. Ayaklar ortiilii kilinan nemazin cok sevab oldugu (Halebi), (Berika) ve 
(Hadfka) kitablarmda da yazilidir. 

Miisliman olmiyanlar, kiliselerinde basi acik, ayagi ciplak tapmiyor, onlar gibi, 
medeniibadet etmeli diyerek, basi acik, ayagi ciplak kilmak, yiiksege secde etmek 
ve emri altmda olanlan boyle kilmaga zorlamak caiz degildir. ibadetlerde, kafir- 
lere benzemek mekruhdur. islamiyyetin istedigi sekli begenmiyen ise, kafir olur]. 

8 — Kiiciik ve biiyiik abdesti sikisdinrken ve yel zorlarken nemaza durmak mek- 
ruhdur. Nemaz arasmda zorlarsa, nemazi bozmahdir. Bozmaz ise, giinaha girer. Ce- 
ma'ati kacirsa da, bozmasi efdal olur. Kerahetle kilmakdan ise, cema'at stinneti- 
ni kacirmak evladir. Nemaz vaktini veya cenaze nemazmi kacirmamak icin, mek- 
ruh olmaz. 

9 — Erkeklerin saemi enseye topuz yapip veya basm etrafma sanp veya tepe- 
ye toplayarak etrafim iple baglayip nemaza durmalan mekruhdur. Bunlari nemaz- 
da yaparsa, nemaz bozulur. Mekkede, ihram icinde iken, nemaz bas acik kihnir. 

10 — Nemazda, secde yerinden tasi, topragi eli ile siipiirmek mekruhdur. Sec- 
deyi giiclesdiriyorsa, bir hareket ile, caiz olursa da, nemazdan once temizlemeli- 
dir. 

11 — Cami'de, nemaz icin safa girerken, nemaza dururken ve nemaz icinde par- 
maklan biikerek citirdatmak, iki elin parmaklarmi birbiri arasma sokup citirdat- 
mak mekruhdur. Nemaza hazirlanmadan once, zaruret olursa, mekruh olmaz. 

12 — Nemazda, elini bogriine koymak mekruhdur. iki elin parmaklarmi birbir- 
leri arasma koymak da, nemazda ve va'zda, mevlidde ve mescidde tahrimen, bas- 
ka yerlerde tenzihen mekruhdur. 

13 — Basim, yiiztinu etrafa cevirmek mekruhdur. Gozleri ile etrafa bakmak, ten- 
zihen mekruhdur. Gogsii cevirince, nemaz bozulur. 

14 — Tesehhiidlerde, kopek gibi oturmak, ya'nikaba eti iizerine oturup, uyluk- 
larini dikip, dizlerini gogsiine degdirip, iki elini yere koymak mekruhdur. 

15 — Secdede, erkeklerin kollanm yere dosemesi mekruhdur. Kadmlar ise, kol- 
larini yere yaymahdir. 

16 — insamn yiiziine karsi kilmak mekruhdur. insan uzakda dahi olsa, mekruh 

-237- 



olur. Arada, nemaz kilana sirti doniik biri bulunursa, mekruh olmaz. 

17 — Selama eli ile, basi ile cevab vermek mekruhdur. Siiale basi ile, eli ile ce- 
vab vermesi mekruh degildir. Mesela, kac rek'at kildimz diyene, parmagi ile ce- 
vab vermesi gibi. Baskasmm sozti ile, hemen yerini degisdirir veya ondeki safa ge- 
cerse, nemazi bozulur. [Nemazm mufsidlerinden onbirincisini okuyunuz!]. 

18 — (Tergib-iis-salat)da diyor ki, (Nemazda ve nemaz haricinde agzim acarak 
esnemek mekruhdur. Alt dudagim dislerin arasma sikisdirmahdir). Kendini tuta- 
mazsa, ayakda sag elin, diger riiknlerde ve nemaz haricinde sol elin disi ile, agzi- 
m ortmelidir. Zaruretsiz esnemek seytandandir. Peygamberler esnemezlerdi. 

19 — Nemazda gozleri yummak tenzihen mekruhdur. Zihni dagilmasm diye yu- 
marsa, mekruh olmaz. 

20 — imamin mihrab icinde durmasi mekruhdur. Kible divan icinde bulunan 
oyuk kisma, mihrab denir. Ayaklan, mihrabm disinda olunca, mihrab icine secde 
etmesi mekruh olmaz. insan, ayaklarmm basdigi yerde kabul edilir. Cunki papas- 
lar, ayn bir odada durarak, ibadet yapdinr. Cami'lerde birinci cema'atin imami mih- 
rabda kildirmazsa, mekruh olur. 

21 — Imamin yalmz basina, cema'atden bir zra' [yarim metre] yliksekde durma- 
si, tenzihen mekruhdur. Papaslara benzememek icin men' edilmisdir. 

22 — imamin yalmz basina, asagida durmasi da tenzihen mekruhdur. 

23 — Ondeki safda bos yer varken, arkasmdaki safda durmak ve safda yer 
yok iken, saf arkasinda yalmz durmak mekruhdur. Safda yer olmayinca, yalmz ba- 
sina durmayip, riikii'a kadar, birini bekler. Kimse gelmezse, ondeki safa sikisir. On- 
deki safa sigmazsa, giivendigi birini arkaya, yanma ceker. Giivendigi kimse yok- 
sa, yalmz durur. 

24 — Uzerinde suret, ya'ni canh resmi [insan veya hayvan resmi] bulunan elbi- 
se ile kilmak tahrimen mekruhdur. Cansiz resmleri bulunursa, mekruh olmaz. is- 
ter hurmet edilmek icin, ister hakaret edilmek icin olsun, ister biiyiik olsun, ister 
kiiciik olsun, canh resmi [ve heykel] yapmak haramdir. (Mekatfb-i serife)de, alt- 
mis ve seksenbesinci mektublara bakmiz! 85. ci mektubun tercemesi kitabimizm 
ikinci kism 72. ci maddesinde mevcuddur. 

[(Hadika)da, el afetlerinde diyor ki, (Nemazda giymese de, uzerinde canh res- 
mi bulunan elbise giymek her zeman mekruhdur. Uzeri orttilii resm bulundurmak 
caizdir). Ntifus kagidi, vesika, senedler ve baska liizumlu ihtiyaclar icin, kiiciik resm 
cekdirerek iizerleri ortiilii olarak saklamamn caiz oldugu, buradan anlasilacagi gi- 
bi, (Ibni Abidfn) besinci cild, ikiyiizotuzsekizinci sahifesindeki (Tenbih)den de an- 
lasilmakdadir. (Zevacir)in yirmialtinci sahifesindeki hadis-i serifde, (Elinize ge- 
Qen resmleri yirtiniz, bozunuz!) buyuruldu. Diismanliga, fitneye sebeb olursa, 
kansmamahdir. Peygamberlerin, Eshab-i kiramm ve din biiyiiklerinden hicbirinin 
resmi yokdur. Onlann resmi diye, gazetelerde, filmlerde goriilen resmler, hep uy- 
durmadir. Para kazanmak icin, miislimanlan aldatmak icin yapiyorlar. Mubarek 
zatlann resmlerini de ytiksege asmak haram oldugu gibi, bunlari asagi yerlere koy- 
mak da haramdir. Avret yerleri ortiilii olsun olmasm, her yere biiyiik veya kiiciik 
canh resmi yapmak haram oldugu gibi, bunu yapmak icin alman para da haram- 
dir. Putperestligi onlemek icin haram edilmisdir. Uzerinde canh resmi bulunan el- 
biseyi nemaz dismda da giymek mekruh oldugu, Tahtavinin (imdad) hasiyesinde 
de yazihdir. 

Seyyid Abdiilhakim efendi "kuddise sirruh", bir mektubunda diyor ki, (Uzerin- 
de canh resmi bulunan mendil, para gibi seyleri kullanmak caizdir. Zira boyle sey- 
ler miihandirlar, muhakkardirlar, muhterem degildirler). (El-fikh-u alel-mezahi- 
bil-erbe'a)mn uciincii cildinde de boyle yazmakdadir. ibni Hacer-i HiytemiMek- 
ki "rahmetullahi aleyh", fetvasinda buyuruyor ki: 

-238- 



(Mendil gibi, para gibi seyler iizerinde canh resmi bulunmasimn zaran yokdur. 
Ciinki, canh resmini, hurmet olunan yerlerde kullanmak caiz degildir, hurmet edil- 
miyen seyler iizerinde caizdir). O halde, yerde ve yere serilen esyada, yasdik, 
sergi, mendil, para, mektub pullari iizerinde ve ceb, canta, dolab gibi kapah yer- 
lerde ve elbisenin gobekden asagi kismlarmda bulunmasi caiz olup, gobekden yu- 
kanda bulunmasi, asilmasi haramdir. Kadin resmlerini ve avret mahalli acik resm- 
leri, sehvetsiz de olsa, her yerde kullanmak ve bunlara sehvetle bakmak haram- 
dir. 

(Hadika) ikinci cild, altiyiizotuziiciincii sahifede diyor ki, (Uzerinde yazi, hat- 
ta bir harf bulunan kagidi, ortiiyii, seccadeyi yere koymak, yere sermek tahrimen 
mekruhdur. Bunlari her ne icin olursa olsun kullanmak ve yere sermek, hakaret 
etmek olur. Hakaret etmek icin sermek veya kullanmak kiifr olur. Divara yazmak, 
yaziyi asmak caiz olur denildi). Buradan anlasihyor ki, uzerinde Ka'be, cami' 
resmi veya yazi bulunan seccadeleri nemaz kilmak icin yere sermek caiz degildir. 
Bunlari zmet icin divara asmak caiz olur. 

Goriiliiyor ki, islam dmi, insanlarla alay edilmesine ve canhlara tapilmasma ve 
genclerin fuhsa stiriiklenmesine, evlilerin basdan cikanlmasma alet olan insan resm- 
lerini, heykelleri haram etmis, canlilarm anatomik parcalarmm ve bitkilerin ve her 
cesid, fizik, kimya, astronomi, insaat resmlerini halal etmis, serbest birakmisdir. 
Ilmde, teknikde lazim olan resmlerin yapilmasim, bunlardan faide elde etmegi emr 
buyurmusdur. islam dini, herseyde oldugu gibi, resmleri de, faideli ve zararh ol- 
mak iizere ikiye ayirmis, faideli olanlarmi emr, zararh olanlanni yasak etmisdir. 
O halde, kafirlerin, miislimanlar resme giinah der, bu ise, gericilikdir demesi, ko- 
rii koriine bir iddia ve iftiradir.] 

25 — Canh resmi, nemaz kilanm basmda, oniinde, sag ve sol hizasmda, divara 
cizilmis veya beze, kagida yapilarak asilmis veya konmus ise, mekruhdur. Canh sek- 
linde olmasa dahi, salib, ya'ni hac resmi de canh resmi gibidir. Ciinki, hiristiyan- 
lara benzemek oluyor. Onlara benzemek niyyeti olmasa bile, onlann yapdigi ko- 
tii seyleri ve kotii olmiyanlan da, onlara benzemek niyyeti ile yapmak mekruhdur. 
[Fekat, boyle yerde ve icki, kumar, palgi aletleri bulunan mahalde nemaz kilma- 
nm mekruh oldugu ve buraya rahmet meleklerinin girmeyecegi ve burada yapilan 
diiamn kabul olmiyacagi (Tergib-iis-salat)da ve (Nisabiil-ahbar)da yazihdir. Cal- 
gi da dinlenen ve bakmasi haram olan resmlerine de bakilan seyler, calgi aleti gi- 
bidir.] Canh resmi, basilan, oturulan, dayamlan seyde ise, nemazi mekruh olmaz. 
Resm, nemaz kilanm arkasmdaki divarlarda ve tavanda ise, hafif mekruhdur. 

Secde edilmiyen yerlerinde canh resmi bulunan seccade uzerinde kilmak mek- 
ruh degildir. Ciinki, yere sermek hakaret etmekdir (Diirer). [O halde, Ka'be, ca- 
mi' resmleri ve mubarek yazilar bulunan ve zihni mesgul eden resmler, nakslar bu- 
lunan seccadeleri kullanmak caiz degildir.] 

Resm, nemaz kilan kimsenin ayagi altinda, oturdugu yerde, bedeninde, elinde 
ise, mekruh olur. [Bundan anlasihyor ki, cebdeki resmler, nemazi mekruh et- 
mez.] Ciinki, basdigi, oturdugu yer, bedenindeki elbise gibidir. Bilege asih resm 
mekruhdur. Ciinki, elleri siinnete uygun koymaga mani' olur. 

Paradaki, yiiziikdeki ve her yerdeki resm, kiiciik olursa, ya'ni yere koyunca, 
ayakda duran kimse, uzvlarim ayird edemezse, nemaz mekruh olmaz. Biiyiik ve 
ortiilii olunca da, mekruh olmaz. Canlmm basi kesilmis, yiizii veya gogsii, karm, 
basi silinmis, sivanmis ise, nemaz mekruh olmaz. 

Cansiz resmleri, mesela agac, manzara resmleri, nerede bulunursa bulunsun, ne- 
maz mekruh olmaz. Ciinki, kiiciik ve bassiz ve cansiz resmlere tapimlmamisdir. Gii- 
nese, Aya, yildizlara ve yesil agaca tapanlar oldu ise de, bu seylerin kendilerine tap- 
dilar. Resmlerine tapimlmadi. Bunlann ashna karsi kilmak mekruh olur. 

-239- 



Biiyiik olan ve hurmet mevki'inde bulunan canli resmi ve kopek, ciiniib kimse 
bulunan eve rahmet melekleri girmez. Hafaza melekleri ise, insandan yalmz cima'da 
ve halada aynlir. insanlarm iki omuzunda bulunup, iyiliklerini ve kotuliiklerini ya- 
zan (Kiramen katibin) ismindeki iki melek ile, cinnflerden koruyan meleklere, (Ha- 
faza melekleri) denir. Halada iken yapilanlan, Allahii teala meleklere bildirir. Ha- 
ladan cikinca yazarlar. Melekler, birsey iizerine, harf ile yazmaz. Bilgileri, aklimiz- 
da, zihnimizde topladigimiz gibi, bir yere toplarlar. Simdi, teyp denilen aletde, ses- 
lerin banda almmasi ve sesli sinema filmlerine almmasi gibi, cesidli yazi seklleri 
vardir. Goklerde, bilinmiyen kalemlerle [aletlerle] yazan melekler de vardir. Ka- 
firlerin yalmz kotiiliikleri yazilir. Her insana musallat olan cin vardir ve insam bun- 
lardan koruyan melekler vardir. 

Cocuklara oynamak icin bebek almak, imam-i Ebu Yusiife gore caizdir. 

26 — Nemazda, ayetleri, tesbihleri eli ile saymak tenzihen mekruhdur. Kalbi ile 
veya parmaklanm oynatarak saymak caizdir. Nemaz dismda parmakla saymak ve 
tesbih kullanmak caizdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bir kadmin tes- 
bihleri, cekirdeklerle saydigim gorerek men' etmemisdir. Riya ve gosteris icin tes- 
bih kullanmak mekruhdur. 

Sokmak ihtimali olan, ya'niyaklasan yilam ve akrebi oldiirmek nemazi bozmaz 
ve mekruh olmaz. Sol ayakkabi ile oldiirmek miistehabdir. Kivnlmadan, dogru gi- 
den beyaz yilan, cinnidir. Zarar vermezse oldiirmemelidir. Fekat, bunu da ol- 
diirmek caizdir. Ciinki cinniler, muslimanlarm evine girmiyecegiz diye, Peygam- 
ber "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimize soz verdi. Eve girince sozlerini boz- 
mus olurlar. Once (irci' bi-iznillah) diyerek ihtar etmeli, gitmezse oldiirmelidir. Ne- 
mazda iken, ihtar edilmez. Yilan seklindeki cinni hemen oldiirmemek, onlara 
saygi gostermek icin degil, zararlanna sebeb olmamak icindir. 

27 — Oturanlann ve ayakda duranlarm arkalarma dogru nemaz kilmak, konus- 
salar bile, mekruh degildir. Bir kimsenin yiiziine karsi ve yiiksek sesle konusan- 
larin sirtma karsi mekruhdur. 

28 — Mushafa, kihnca, muma, kandile, lambaya, aleve, tabanca gibi harb alet- 
lerine karsi ve yatan, uyuyan kimseye karsi kilmak mekruh degildir. Ciinki, bun- 
lara tapimlmamisdir. Mecusiler, atese tapar, aleve tapmaz. Alevli atese karsi da 
mekruh olur. 

29 — Basmdan ayagina kadar, bir pestemal sanp kilmak tahrimen mekruhdur. 

30 — Acik basma sank sanp, tepesi acik olarak kilmak, tahrimen mekruhdur. 

31 — Agzini, burnunu orterek kilmak, tahrimen mekruhdur. Mecusiler boyle 
tapinir. [Maske, eldiven ve almn yere degmesine mani' olan gozliik takarak kilma- 
mahdir. Almn, burnun, ellerin yere degmesine, ya'nifarza veya siinnete mani' olan 
sey ile, zaruret olmadan nemaz kilmamahdir. Bunlari nemazda takmak icin, ka- 
dmlara dahi zaruret yokdur.] 

32 — Ozrsiiz, bugazmdan balgam cikarmak mekruhdur. Agizda hasil olan kan, 
agiz dolusu degilse, bunun hasil olmasi ve bunu yutmak, abdesti de, nemazi da boz- 
maz. Kay da boyledir. [(Halebi-yi kebir) ve (Hindiyye).] 

33 — Amel-i kalil, ya'ni bir eli, bir veya iki kerre hareket etdirmek mekruhdur. 
[Nemazi bozanlarm onbesincisine bakiniz!] Isiran biti, pireyi, amel-i kalil ile ol- 
diirmek caiz, lsirmiyam tutmak ve oldiirmek mekruhdur. Bunlarm oliisiinii ve di- 
risini mescidde birakmak haramdir. 

34 — Nemazin siinnetlerinden birini terk etmek mekruhdur. 

Siinnet iki kismdir: Biri (Siinen-i hiida)dir. Bunlar, miiekked [kuvvetli] olan siin- 
netlerdir. ikincisi (Siinen-i zevaid)dir. Bunlar, miiekked olmiyan siinnetlerdir. Miis- 
tehab ve mendub da aymdir, denildi. 

Nemazda miiekked siinneti terk, tahrimen mekruh olur. Miiekked olmiyan 

-240- 



siinneti terk, tenzihen mekruh olur. Miistehabi terk etmek, mekruh degil, hilaf-i 
evla olur. Ya'ni miistehablan yapmak sevab olur, yapmamak, hie sue degildir. Se- 
vabmdan mahrum kalir. 

35 — Zaruretsiz, cocugu kucagmda iken nemaza baslamak mekruhdur. Zaru- 
ret varsa ve ustii temiz ise, mekruh olmaz. 

36 — Kalbi mesgul eden, husu'u gideren seyler yanmda, mesela siislii seyler kar- 
sismda, oyun ve calgi aletlerinin bulundugu yerde ve arzu etdigi yemek karsisin- 
da ozrsiiz kilmak mekruhdur. [Seccade tek renk olmah, ilzerinde resmler, sekller, 
renkli seyler bulunmamahdir.] Ayakkabilarmi arkada birakarak kilmak mekruh- 
dur. Bu sonuncunun mekruh oldugu (Diirr-ul-muhtar)da haccin 186. ci sahifesin- 
de, (Halebi-yi kebir) sonunda ve (Bezzaziyye)de yazilidir. (Berika) ve (Hadi- 
ka)nm sonlannda, taharetde vesvese bahsinde de uzun yazilidir. 

37 — Farz kilarken ozrsiiz, divara, direge dayanmak mekruhdur. Nafile kilar- 
ken dayanmak mekruh olmaz. 

38 — Riikil'a egilirken ve kalkarken elleri kulaklara kaldirmak mekruhdur. 

39 — Kiraeti, riikii'a egildikde temamlamak mekruhdur. 

40 — Secdelere ve riikii'a, imamdan once basim koymak ve kaldirmak mekruh- 
dur. 

41 — Necs olmak ihtimali bulunan yerlerde, mesela kabristanda, hamam icin- 
de ve kilisede kilmak mekruh olup, yikayip temizliyerek kilmak veya hamamm so- 
yunma mahallinde kilmak ve kabristandaki mescidde kilmak mekruh olmaz. So- 
guk ve baska sebeble acik yerde kilmamazsa ve baska yer bulunamazsa, kilisede 
yalniz da, cema'at ile de kilmak caiz olur. Nemazdan sonra hemen cikmahdir. Ciin- 
ki, kilisede, seytanlar toplanir. Kilisedeki kiifr alametleri bosaltihrsa, nemaz kil- 
mak hie mekruh olmaz. Ustii acik necasete karsi kilmak mekruhdur. 

42 — Kabre karsi kilmak mekruhdur. Vehhabiler, buna sirk diyorlar. 
[(Hadika), ikinci cild, altiyiizotuzuncu sahifede diyor ki, (Hadis-i serffde "Me- 

zar iizerinde nemaz kilanlara la'net olsun!" buyuruldu. Ciinki, kabr iizerinde ne- 
maz kilmak, yehudilere benzemek olur. Bunun icin, mekruh denilmisdir. Kabris- 
tanm kabr olmiyan yerinde kilmak mekruh olmadigi (Haniyye) ve (Havi) kitabla- 
rmda yazilidir. Kabr, nemaz kilanm arkasmda olursa veya oniinde olup da, oniin- 
den gecmesi caiz olacak uzakhkda ise, yine mekruh olmaz. Peygamberlerin ve sa- 
lihlerin tiirbelerini de mescid haline getirmek, yehudilere benzemek olur. ibadet- 
de, baskasmi Allahii tealaya ortak yapmaga benzedigi icin Peygamber efendimiz, 
bunu da yasak etmis, "Ya Rabbi! Kabrimi ibadet olunur put haline getirme!" bu- 
yurmusdur. Fekat, salih bir kimseye yakin mescid yapihrsa veya onun yiiziinden Al- 
lahii tealanin merhametine kavusmagi veya ibadetinden ona da faide olmasim 
diisiinerek, kabri yanmda nemaz kihmrsa, ona saygi olmak icin, ona karsi kilmagi 
diisiinmezse, hie zaran olmaz. Ciinki, isma'il aleyhisselamm kabri, Ka'benin yanm- 
da, (Hatfm) denilen yerdedir. Mescid-i haramda kilman nemazlarm en kiymetlisi, 
burada kilman oldugundan, hacilar, burada kilmak icin ugrasmakdadirlar. Boyle 
oldugu (Mesabih) serhinde de yazilidir. (Ma'rifetname)nin ikiyiizaltmissekizinci sa- 
hifesinde diyor ki, (Perdesiz kabre karsi nemaz kilmak mekruhdur). (Fetava-yi Hin- 
diyye)nin besinci ciiz', 320. ci sahifesinde diyor ki, (Mescidin kiblesi ile kabr ara- 
smda perde olursa veya kabr yanda, arkada bulunursa, mekruh olmaz). 

(Fetava-i Feyziyye)de diyor ki, (Uc diirlii vakf vardir: Yalniz fakirler icin olur. 
Once zenginler, sonra fakirler icin olur. Hem zenginler, hem de fakirler icin olur. 
Mektebler, hanlar, hastahaneler, kabristanlar, cami'ler ve cesmeler hem fakirler, 
hem de zenginler icin vakf edilmislerdir). Vakf mezarliklara tiirbe yapmamn ca- 
iz olmamasi, fakirlerin yerlerini isgal etmemek icindir. Tiirbe yapmak haram ol- 
dugu icin denilemez]. 

- 241 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:16 



43 — Tesehhiidlerde, sunnete uygun oturmamak, tenzihen mekruhdur. Ozrti var- 
sa, mekruh olmaz. 

44 — Ikinci rek'atde, birinci okudugu ayeti tekrar okumak, tenzihen mekruh- 
dur. Ondan evvelki bir ayeti okumak tahrimen mekruhdur. Unutarak okursa, 
mekruh olmazlar. ikinci rek'atde birinciden uc ayet uzun okumak mekruhdur. [Alt- 
misdordiincu maddeye bakmiz!] 

45 — Farzdan sonra son sunnete hemen kalkmamak mekruhdur. (Tergfb-iis-salat.) 
HER NEMAZI BOZMAGI MUBAH KILAN SEBEBLER SUNLARDIR: 

1 — Yilam oldiirmek icin, 

2 — Kacan hayvani yakalamak icin, 

3 — Siiriiyii kurddan kurtarmak icin, 

4 — Tasan tencereyi atesden ayirmak icin, 

5 — Kiymeti bir dirhem giimiisden az olmiyan, kendinin veya baskasmm ma- 
hni zayi' olmakdan korumak icin, [Dirhem-i ser'i kelimesine bakmiz!] 

6 — Abdest ve yel sikisdirmasmdan kurtulmak icin, 

7 — Vaktin veya cema'atin kacmasmdan korku olmadigi zeman, baska mezheb- 
de nemazi bozan birseyden kurtulmak icin. Mesela, dirhemden az necaseti temiz- 
lemek icin ve yabanci kadma dokunmus oldugunu hatirlaymca, abdest almak 
icin, nemazi bozmak caiz olur. 

HER NEMAZI BOZMAK FARZ [LAZIM] OLAN SEBEBLER iKIDIR: 

1 — Imdad diye bagiran bir kimseyi kurtarmak icin, kuyuya diisecek a'mayi, ya- 
nacak, bogulacak kimseyi kurtarmak, yangini sondiirmek icin. 

2 — Ana, baba, dede, nine cagirmca, farz nemazi bozmak vacib olmaz, caiz olur 
ise de, ihtiyac yok ise, bozmamalidir. Nafile [siinnetler dahi] ise, bozulur. Bunlar, 
imdad isterse, farzlan da bozmak lazim olur. Nemaz kildigmi bilerek caginyorlar- 
sa, nafileyi de bozmiyabilir, bilmiyerek cagirdilarsa, bozmasi lazimdir. 

NEMAZ DISINDA MEKRUH OLAN SEYLER BESDIR: 

1 — Halada ve heryerde, abdest bozarken, kibleye oniinii ve arkasim donmek 
tahrimen mekruhdur. Unutulursa, ustiinii kirletmek tehliikesi veya baska tehlii- 
ke varsa, mekruh olmaz. 

2 — Istinca ederken, oniinii, arkasmi kibleye donmek, Giinese, Aya karsi ab- 
dest bozmak, tenzihen mekruhdur. 

3 — Kiiciik cocuklan bu cihetlere karsi tutarak abdest etdirmek, tutan biiyiige 
mekruh olur. Bunun gibi, biiyiiklere haram olan seyi, kiiciiklere yapdirmak, yap- 
dirana haram olur. Mesela, oglan cocuguna ipek giydiren ve zmet esyasi takan ve 
cocuklara icki iciren kimse, haram islemis olur. 

4 — Ozrsiiz kibleye karsi ayaklarim veya bir ayagini uzatmak, tahrimen mek- 
ruhdur. Ozr ile veya yanlishkla uzatmak mekruh olmaz. 

5 — Mushafa ve din kitablanna karsi ayak uzatmak da mekruhdur. Yiiksekde 
iseler, mekruh olmaz. [(Hindiyye) besinci ciiz'de diyor ki, (Mushafi hie okumayip, 
hayr ve bereket icin evinde saklamak caizdir ve sevabdir. Bir kafirin ismini yazip 
buna hakaret etmek mekruhdur. Ciinki, islam harflerine hurmet lazimdir.)] 

(Berfka), binucyiizaltmissekizinci sahifede diyor ki, (Tatarhaniyye)de, yirtik, es- 
ki olup kullamlamiyan Mushaf yakilmaz. Temiz beze sarip topraga gomuliir. Ya- 
hud toz gelmiyen temiz bir yere konur diyor. (Siraciyye)de ise, gomiilur veya ya- 
kihr demekdedir. (Miinye-tiil-mufti)de de boyle yazilidir. (Miicteba)da ise, akan 
suya birakmakdan ise, gommek iyi olur diyor. Safi'i alimlerinden (Halimi) ismi ile 
meshur Hiiseyn Ciircaninin (Minhac-iid-din) kitabmda, yakmak yasak degildir. 
Ciinki, hazret-i Osman "radiyallahii anh", mensuh ayetler bulunan Kur'an-i ke- 
rimi yakdi. Eshab-i kiramdan hie kimse "radiyallahii teala aleyhim ecma'm", bu- 

-242- 



na karsi birsey demedi diyor. Yakmak, yikayip yazilan gidermekden daha iyi 
olur. Ciinki, yikamakda kullamlan sular ayak altmda kahr denildi. Kadi Hiiseyn, 
yakmak, hurmetsizlik olacagmdan, haramdir dedi. Nevevi ise, mekruh olur dedi. 
Bunlardan anladigimiz, yakmayip, yikayip yazilanni gidermek veya gommek iyi 
olur. (Berika)dan terceme temam oldu. Biitiin bunlardan anlasihyor ki, eskimis, 
istifade edilmez hale gelmis olan mushaflan, ayak altmda birakmak, birsey sarmak, 
kaplamak, kesekagidi yapmak gibi kullanmak, hakaret etmek olur, haram olur. Cii- 
riiytip toprak olunciya kadar acilmiyacagi emin olan yerdeki topraga gommek, bu 
yapilamazsa, yakip kuliinu gommek veya kuliinu denize, nehre koymak lazimdir. 
Hakaretden kurtarmak icin yakmak caiz, hatta lazim olur. (Siraciyye fetvasi), 
(Miinyet-ul-mufti) ve (Halimi)den de boyle anlasilmakdadir. 

69 — TERAVIH NEMAZI VE CAMTLERE SAYGI 

TERAVIH NEMAZI — (Nur-iil-izah) serhinde ve hasiyesinde buyuruyor ki, 
(Erkeklerin ve kadmlarm, yirmi rek'at teravih kilmasi, siinnet-i miiekkededir. Inan- 
miyan sapikdir ve sahidligi kabul olmaz. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
birkac gece, teravihi cema'at ile sekiz rek'at kildi. [Evlerine gidince, yirmi rek'ate 
temamladilar.]Yalniz olarak yirmi rek'at kildigi da bildirilmisdir. [Dort mezheb- 
de de yirmi rek'atdir.] Sunnet oldugu buradan anlasildi. tie halite ve zemanlann- 
daki Eshab-i kiramin hepsi, cema'at ile yirmi rek'at kildilar. Bu halifelere ve Es- 
hab-i kiramin icma'ma uymamiz, hadis-i serif ile emr olunmusdur). 

Teravih, yatsinin son siinnetinden sonra ve vitrden once kilmir. [Bir kimse, yat- 
siyi kilmadan once teravihi kilamaz (ibni Abidin s. 295). Vitrden sonra da kilma- 
bilir. Sabah nemazina kadar kilmabilir. Fecr dogunca kihnamaz. Kaza da edil- 
mez. Ciinki, teravih kuvvetli sunnet ise de, aksam ve yatsi son siinnetleri kadar kuv- 
vetli degildir. Bu siinnetler ise, kaza edilmez. Yalniz farz nemazlar ile vitrin kaza- 
si lazimdir. Teravih, safi'ide kaza edilir. Teravihi cema'at ile kilmak, siinnet-i kifa- 
yedir. Ya'nicami'de cema'at ile kilindikda, baskalan evde yalniz kilabilir, giinah 
olmaz. Fekat, cami'deki cema'at sevabmdan mahrum kahr.] Evde, bir veya birkac 
kisi ile, cema'at ile kilarsa, yalniz kilmakdan yirmiyedi kat fazla sevab kazamr. Her 
iki rek'atde bir selam verilip, hemen sonraki rek'ate kalkihr. Yahud dort rek'atde 
bir selam verilir. Her dort rek'at arasmda, dort rek'at kilacak zeman kadar oturup, 
salevat veya tesbih yahud Kur'an-i kerim okurlar. Veya sessiz otururlar. iki rek'at- 
de bir selam vermek ve her iftitah tekbirinde niyyet etmek daha iyidir. Yatsiyi ce- 
ma'at ile kilmryanlar, toplamp da, teravihi cema'at ile kilamazlar. Ciinki, teravihin 
cema'ati, farzm cema'ati olmak lazimdir. Yatsiyi cema'at ile kilmiyan bir kimse, far- 
zi yalniz kilip, sonra teravihi kilan cema'ate katilabilir. [74. cii maddeye bakimz!] 

Teravih nemazina kalkarken okunacak diia: 

Siibhane zil iniilki vel melekut. Siibhane zil izzeti vcl azameti vel celali vel ce- 
inali vel ceberut. Siibhanel melikil mevcud. Siibhanel melikil ma'bud. Siibhanel me- 
likil hayyillezi la yenamii ve la yemut. Siibbuhun kutltliisiin Rabbiina ve Rabbiil 
melaiketi verruh. Merhaben, merhaben, merhaba ya sehre Ramezan. Merhaben, 
merhaben, merhaba ya §ehrel-bereketi vel gufran. Merhaben, merhaben, merha- 
ba ya §ehret-tesbihi vet-tehlili vez-zikri ve tilavet-il Kur'an. Evveliihu, ahiruhu, za- 
hiruhu, batiniihu, ya men la ilahe ilia hiiv. 

Teravih bitince okunacak diia: 

Allahiimme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed. 
Biadedi kiilli dain ve devain ve barik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesfra. tic def'a 
okunur ve uctincusiinde (ve salli ve sellim ve barik aleyhi ve aleyhim kesfran ke- 
sfra.) denir. Ya Hannan, ya Mennan, ya Deyyan, ya Burhan. Ya Zel-fadh vel-ih- 
san nerciil-afve vel gufran. Vec'alna min utekai sehri Ramezan bi hurmetil Kur'an. 

-243- 



CAMI'DE YAPILMASI CAIZ OLMIYAN SEYLER YIRMIIKIDIR: 

Ibadet yapmak icin, toplamlan yerlere (Ma'bed) veya (ibadethane) denir. Ye- 
hudilerin ma'bedlerine (Sinagog) ve (Havra) denir. Hiristiyanlarm ma'bedine 
(Kilise) ve (Bfa) veya (Savme'a) denir. Miislimanlarm ma'bedine (Mescid) ve (Ca- 

mi') denir. Ma'bedlerde ibadet yapilmasi ve dinlerin emrleri, yasaklan, ogretilir. 
Simdi ma'bedlerde konusan vazifeliler iki sey iizerinde durmakdadirlar: 

1 — Parlak, yaldizli sozlerle, acikli hikayelerle, nagmeli hazm okumalarla, hat- 
ta calgi ve ho-parlorlerle, dinleyicileri rikkate, heyecana getirmek, kalbleri alarak, 
onlarin teslim olmalanni, bir gayeye siiriiklenmelerini saglamak. 

2 — Dinin emrlerini, yasaklanni ogretmek ve bunlara uyulmasim saglamak. 
Bugun hiristiyanlarm kiliselerinde ve yehudilerin havralarmda, kalblerin, ruh- 

lann degil de, yalniz nefslerin, diisiincelerin birlesdirilmesine cahsilmakdadir. 
Dini vecibeler olarak da, eski din adamlarmin koyduklan ve her zeman, her yer- 
de baska olan seyler ogretilmekdedir. Bunun icin, kiliseler, havralar, bir ma'bed 
degil, bir politika, bir konferans yeri olup, insanlan uyusdurarak, liderlerin, sef- 
lerin arzu ve dusuncelerine siiriiklemekdedirler. 

Cami'lerde de, din adamlan arasma sizarak, boyle siyaset ve kazanc gayesi ile 
konusan her zeman goriilmusdur. Bunlar, islam alimlerinin kitablarmi okumamis, 
mezhebsizlerin, sapik kimselerin bozuk kitablarma aldanmis din cahili (Yo- 
baz)lardir. islamiyyetin icablarmi ogretmek ve yapdirmak soyle dursun, kendile- 
ri bile ogrenememis zevalh kimselerdir. Bunlar, dogru diiriist abdest ve gusl alma- 
sini, sartlarma uygun ve ihlas ile nemaz kilmasmi bilmiyen cahil ve sapik kimse- 
ler olup, her asrda muslimanlan sasirtmislar, islamiyyete ve millete zararh olmus- 
lardir. Uzun ciibbe, biiyiik sarikla, minberlerde, va'z kiirsilerinde teganni ile, no- 
ta ile okuyup, yaldizli sozlerle, heyecanh hikayelerle konusarak, dinleyicileri 
koksiiz ve gecici bir te'sir altma alabilen birer hatib, konferansci olmuslardir. Si- 
yasi partilerin, diktatorlerin, fasist idarecilerin ve kiliselerin sozciileri gibi, geci- 
ci heyecan vererek dindarlan aldatmislardir. Alimlerimiz bunlara din adami de- 
gil, din ve iman hirsizi, (Yobaz) demislerdir. islam alimlerinin kitablarmdan an- 
latan ve sozleri, halleri, isleri, bu kitablara uygun olan hakiki din adamlan, islamiy- 
yeti bunlarm zararlanndan korumuslardir. 

Ebiissu'ud efendi "rahmetullahi teala aleyh" fetvasmda buyuruyor ki, (Bir 
koyde veya mahallede mescid olmayip, cema'at ile nemaz kilmasalar, hiikumet bun- 
lara zorla mescid yapdirmahdir. Cema'ati ihmal edenleri ta'zir etmelidir. 940 [m. 
1533] senesinde bu hususda her vilayete emr gonderilmisdir). (Mecmu'a-i cedide)de 
diyor ki, (Eski bir mescid, cema'ati alamazsa, mahalle halki kendi paralan ile bu- 
nu yikarak genisini yapmalan caizdir). 

(Halebi-yi kebir), 613. cii sahifede diyor ki, (Mahalle mescidinde, cema'at az ol- 
sa dahi, nemazi burada kilmak, cema'ati cok olan biiyiik cami'de kilmakdan efdal- 
dir. Mahalle cami'indeki cema'ati kaciramn, baska cami'deki cema'ate gitmesi ef- 
daldir. Baska cami' cema'atine yetisemezse, yalniz kilmak icin, mahalle mescidi- 
ni tercih etmek efdaldir. Mahalle mescidinde imam, muezzin bulunmazsa, ce- 
ma'atden biri, bu vazifeyi yapar. Baska cami'e gitmezler. Mahalle mescidinin 
imami, yatsi nemazim, beyazhgm gayb olmasim beklemeyip, daha erken giinesin 
batdigi yerde kirmizihk gayb olunca kilarsa, bununla birlikde, erken kilmayip, be- 
yazhgm da gayb olmasim bekleyip, yalniz kilmak efdaldir. [Ya'ni daha iyidir. 
Biiyiik sehrlerde yatsi ezanlan erken okunuyor. imam-i a'zamin ictihadma uyul- 
miyor ise de, imameyn kavline gore okundugu icin, bu cema'at ile kilmak caizdir.] 
Mahallenin imami fisk ile meshur ise, ya'ni biiyiik gunah isliyorsa,[mesela, ezam 
ahkam-i islamiyyeye uygun olarak okumuyorsa] baska mescidin cema'atine gitme- 
lidir. Ciinki, mekruhdan sakmmak, siinnet islemekden daha once gelir). 

-244- 



ibni Abidin buyuruyor ki: 

1 — Cami' kapisini kilidlemek mekruhdur. Hirsiz tehliikesi varsa, mekruh ol- 
maz. 

2 — Cami' uzerinde cima', tahrimen mekruhdur. Ka'be-i mu'azzama ve cami' 
iizerine basmak da mekruhdur. Cami' iizerine ciiniib cikmak haramdir. 

3 — Cami' iizerine abdest bozmak tahrimen mekruhdur. [Cami'in altina ve mih- 
rab divanmn online abdesthane yapmanm mekruh oldugu (Tergib-iis-salat)da ya- 
zihdir.] C un ki, cami'lerin iistii, semaya kadar mesciddir. Alti da boyledir. Altini 
sadirvan, hamam yapmak caizdir. 

4 — Cami'den ba'zan gecmek caizdir. Yol haline getirmek mekruhdur. Ozr olur- 
sa, mekruh olmaz. Hergun mescide ilk girisde (Tehiyyet-iil-mescid) kilar. Sonra- 
ki girislerinde kilmaz. Hamevi (Esbah) serhinde diyor ki, (Cami'e girenin (Tehiy- 
yet-iil-mescid) olarak, iki rek'at nemaz kilmasi, sozbirligi ile stinnetdir. Ba'zan, miis- 
tehab deyince siinnet anlasilir. Kur'an-i kerim okunuyorsa, tehiyyet kilmmaz. 
Ciinki, Kur'an-i kerimi dinlemek farzdir. Farz-i kifaye icin dahi siinneti terk etmek 
evladir. Kur'an-i kerimi teganniile okumak ve bunu dinlemek haramdir). [Dort 
vakt nemazin siinnetlerini kaza niyyeti ile kilmak lazim oldugu buradan da anla- 
silmakdadir.] (Kadfhan)da diyor ki, (imam teganniile okuyorsa, baska mescide git- 
mek efdaldir. Zani veya faiz yiyici ise [veya baska haram isledigi, zevcesini, kizi- 
ni acik gezdirdigi ma'lum ise] baska mescide gitmelidir). Zaruretsiz cami'den 
gecmegi adet eden, fasik olur. Cami'e hangi ayakla girip cikilacagi, 70. ci madde 
basmda yazihdir. 

5 — Cami'lere necaset sokmak mekruhdur. Uzerinde necaset bulunan kimse, 
cami'e giremez. Necs yag ile kandil yakmak caizdir. (Fetava-i fikhiyye)de diyor ki, 
(Mescidde necaset goren kimsenin, bunu hemen temizlemesi lazimdir. Temizle- 
megi ozrsliz gecikdirirse, giinah olur. Nemaz kilanm uzerinde, secde yerinde ne- 
caset gorenin, bunu ona bildirmesi lazimdir. Bunu haber vermek ve nemazi gece- 
cek olani uyandirmak vacib degildir, stinnetdir). 

6 — Necs su ile yapilmis hare ve camur ile cami' sivamak mekruhdur. Temiz su 
ile yapilmis, tezek karisik camurla sivamak mekruh olmaz. C un ki, bunda zaruret 
vardir. [(Hindiyye).] Ellialtmci maddeye bakiniz! 

7 — Cami'de, kap icine abdest bozmak mekruhdur. Kan aldirmak da boyledir. 
Yel kacirmak mekruh olmaz. 

8 — Necaset bulasdiracak olan deliyi ve kiiciik cocuklan cami'e sokmak haram- 
dir. Necaset tehliikesi olmazsa, mekruhdur. 

9 — Cami'de pazar kurmak, yliksek sesle konusmak, nutk soylemek, kavga et- 
mek, silah cekmek, ceza vermek tahrimen mekruhdur. [Cum'a ve bayram hutbe- 
lerinde nutk verir gibi okumak, konusmak haramdir.] 

10 — Sokakda gezilen na'lm, ya'ni ayakkabi ile cami'e girmek mekruhdur. 
Temiz mest ve na'lm ile nemaz kilmak, ciplak ayakla kilmakdan efdaldir. Yehu- 
dilere muhalefet olur. Birinci kism, 68. ci maddeye bakiniz! [Na'leyn, alti deri, iis- 
tii acik ve tasmah ayakkabidir. Alti tahta na'leyn ile gezmek mekruhdur]. 

Bir odasi mescid yapilmis olan ev iizerine ve icinde mushaf bulunan oda iize- 
rine abdest bozmak ve cima' etmek mekruh olmaz. Cenaze ve bayram nemaz- 
lari kihnan yerler de boyle ise de, buralardaki imama, cami'deki cema'at uyabi- 
lir. Buralara, cami' avlulanna, medrese ve tekkelere, haid kadm ve ciiniib gire- 
bilir. 

11 — Cami'lerin kibleden baska divarlanni siislemek caizdir. Fekat, bu parayi 
fakirlere hare etmek efdaldir. Kible divarim kiymetli seylerle, renklerle siislemek 
mekruhdur. Yan divarlarm fazla siislii olmasi da mekruh olur. 

-245- 



(Diirr-iil-muhtar)da nemazm mekruhlan sonunda buyuruyor ki, (Cami'lerin ef- 
dali Ka'be-i mu'azzama, sonra bunun etrafmdaki (Mescid-i haram), sonra Medi- 
ne-i miinevveredeki (Mescid-i Nebi)dir. Sonra, Kudtisdeki (Mescid-i aksa), son- 
ra, Medme-i miinevvere sehri yamndaki (Kuba) mescididir. Mescid-i Nebinin 
yuz zra' eni, yiiz zra' boyu vardi. Bir zra' yanm metredir. Sonra, zemanla genisle- 
tildi. Simdiki halinde de efdaldir). 

[En kiymetli toprak, kabr-i se'adetde, cesed-i Peygamberiye "sallallahu aleyhi 
ve sellem" temas eden topraklar olup, Arsdan, Cennetlerden daha kiymetlidir. Ona 
yakin olan zeman, mekan, evladi, butun esya, Ona uzak olanlardan daha kiymet- 
li, efdaldir. Cami'ler ve Peygamberler, bundan mustesnadir]. 

12 — Cami'lerde, [sarkmtilik ederek] dilenmek haramdir. 

13 — Cami'de, sarkmtilik eden dilenciye sadaka vermek haramdir. 

14 — Gayb olan seyleri, cami'de arasdirmak mekruhdur. 

15 — Mii'minin hicvi, ask, ahlaksizlik gibi haram seyler bulunan si'ri okumak 
tahrimen mekruhdur. Va'z, nasihat, hikmet, Allahu tealanm ni'metleri bulunan, 
mu'minleri medh eden si'rleri [ya'nf ilahive mevlid] tegannietmeden okumak se- 
vab ve tarihi si'rleri nadiren okumak mubah ise de, si'rle mesgul olmak makbul de- 
gildir. Cami'lerde ilahive mevlidleri [nemaz kilanlara mani' olmamak sarti ile], ara 
sira okumak caizdir. Her zeman okuyup, adet haline getirmek caiz degildir. 

16 — Ozru olmiyanlarm Kur'an-i kerimi dinlemeleri farz-i kifayedir. is goren- 
ler, uyuyanlar ve cami'de nemaz kilan, va'z veren yanmda yuksek sesle Kur'an-i 
kerim okumaga baslamak gunahdir. [Radyoyu, teybi acan gibi, bunlara sesini 
vermis olan hafiz da, Kur'an-i kerime hurmetsizlik etmis, gunah islemis olur.] 

17 — Cami'lere abdest suyu sicratmak, balgam, sumuk bulasdirmak mekruhdur. 
Cami'de hususi hazirlanmis yerde abdest almak caiz olur. 

Zemzem kuyusunun etrafmda abdest almak ve gusl etmek caiz degildir. Cun- 
ki, burasi cami' icindedir. Buraya cunub girmek caiz degildir. 

18 — Cami'lere, luzumsuz agac dikmek mekruhdur. Cami'in rutubetini cekmek, 
golge yapmak gibi umuma faidesi olursa, caiz olur. Sahsimenfe'ati icin dikmek, 
mekruh olur. 

19 — Cami'de birsey yimek, uyumak mekruhdur. Musafir olan mustesnadir. Mii- 
safir, cami'e girerken (i'tikaf)a niyyet etmeli, once tehiyyet-ul-mescid olarak, 
nemaz kilmahdir. Sonra, yiyebilir ve dunya kelami konusur. i'tikaf eden yiyebi- 
lir, yatabilir. i'tikaf sunnet-i muekkededir. i'tikafi terk etmek, bes vakt nemazm 
sunnetlerini ozrsuz kilmamak gibi oldugu (Berika)da yazilidir. 

Cami'de sogan, sarmisak gibi fena kokulu seyleri yiyene [sigara icene] mani' ol- 
mahdir. Kasablan, balikcilan, cigercileri, yagcilan, uzerleri pis ise ve pis kokar- 
sa ve uzeri pis kokanlan ve cema'ati dili ile incitenleri, cami'den cikarmahdir. ilac 
olarak kokulu sey ozr ile veya unutarak yiyen, cema'ate gelmez. Ma'zur olur. Pis 
koku insanlara ve meleklere eziyyet verir. 

20 — Cami'de, ahs veris olan her akd [sozlesme] mekruhdur. Nikah yapmak ise 
mustehabdir. 

21 — ibadet etmeyip, cami'de dunya kelami ile mesgul olmak tahrimen mek- 
ruhdur. Ates odunu yiyip bitirdigi gibi, cami'de dunya kelami konusmak da, insa- 
nin sevablanni giderir. ibadetden sonra, mubah olan seyleri, hafif sesle konusmak 
caizdir. islamiyyetin begenmedigi seyleri konusmak, her zeman caiz degildir. 

22 — Cami'de kendine muayyen yer ayirmak mekruhdur. Fekat, disan cikar- 
ken, kimse oturmasin diye, yerine ceketini birakirsa, gelince oraya tekrar otura- 
bilir. Umumi yerlerde, Minada, Arafatda, [vapurda, otobuslerde de] boyledir. 
Ya'ni oturmagi adet etdigi yere baskasi oturmus ise, kaldiramaz. Kendine, ihtiya- 
cmdan fazla yer ayinrsa, fazlasim baskasi alabilir. Bu yerin fazlasim, iki kisi ister- 

-246- 



se, hangisine verirse, o oturur. ikisi de istemeden, bu fazla yere biri oturursa, bun- 
dan alip ikincisine veremez. Fekat, burayi, onun emri ile, onun icin ayirdim, ken- 
dim icin ayirmadim diye yemin ederse, kaldirabilir. Saticilarm pazar yerinde yer- 
lesdikleri yer de boyle olup, once geleni sonra gelen yerinden kaldiramaz. Biitiin 
bu umumiyerlerde, ilk oturan, herkese zararh olmus ise, kaldinlabilir. 

Nemaz kilanlar sikisiyorsa, kilmiyanlan kaldirabilirler. 

Mahalle mescidi dar geliyor ise, o mahalleden olmiyanlan, disan cikarabilirler. 

Mahalle cami'inin gelirini toplamasi, ta'mfrini, masraflanni idare etmesi icin, 
mahalle halkimn bir (Mutevelli) ta'yin etmesi caizdir [ve lazimdir]. 

Cami'in bir tarafmda hafiz Kur'an-i kerfm okuyor, bir tarafda da Ehl-i siinnet 
olan salih bir kimse va'z veriyor ise, va'z dinlemek efdaldir. [Hele hafiz fasik ise, 
teganni ile okuyorsa, dinlemek caiz degildir. Cami', kubbesi, minaresi olan bina 
demek degildir. Icinde, hergiin bes kerre, cema'at ile nemaz kilman bina demek- 
dir. Nemazdan evvel veya sonra, bu cema'ate va'z vermek de caizdir. Va'z, Ehl-i 
siinnet i'tikadmda olan bir zatin, Ehl-i siinnet alimlerinden birisinin bir kitabma 
bakarak okudugu veya ezberden soyledigi bir sozunii aciklamasi demekdir. Mez- 
hebsizlerin, ingiliz casuslarmm ve misyonerlerin konusmalarma va'z denmez, nu- 
tuk ve konferans vermek denir. Cami'lerde nutuk ve konferans vermek ve bunla- 
n dinlemek caiz degildir. Ehl-i siinnet alimlerinin her sozii, Kur'an-i kerimin ve ha- 
dis-i seriflerin tefsirleri, izahlandir.] 

Cami'lerdeki yarasa ve giivercinleri kogmak ve yuvalanm disan atmak caizdir. 
Ciinki, cami'leri kirletirler. Cami'lerin temiz olmasi icin bunlar cikanhr. (Fetava-i 
kari-iil-Hidaye)de ve (Cevahir-iil-fetava)da diyor ki, (Cami'leri kirleten kuslan ci- 
karmak miimkin olmazsa, oldiirmek caizdir. Eziyyet veren hayvanlar heryerde 61- 
diiriilebilir). Cami' dismdaki kus yuvalanm bozmak, caiz degildir. 

Kadihan "rahmetullahi aleyh" fetvasmda diyor ki, (Bir sehrde, bir koyde, bir 
mahallede ezan okunmazsa, htikumetin zorla okutmasi lazimdir.) (Fetava-yi 
Hindiyye)de diyor ki, (Ezan, cami'in dismda veya minarede okunur. Yiiksekde 
okumak ve sesini cogaltmak icin kendini zorlamamak siinnetdir). Goriiliiyor ki, 
ezan ve ikameti ho-parlor ile okumaga liiziim yokdur. Cunki, her mahallede ezan 
okunmakdadir. ibadetleri teyp, radyo ve ho-parlorle ve televizyonla yapmak 
bid'atdir. Bid'at biiyiik giinahdir. [Muezzin ezam ve imam efendi kiraeti cami' 
civarmda bulunan ve cami'deki cema'ate isitdirecek kadar tabi'i sesleri ile okur. 
Uzaklardan isitilmesi icin, kendilerini zorlamalan mekruhdur. Ho-parlor [Miz- 
mar] kullanmaga liizum olmadigi buradan da anlasilmakdadir. (Miincid)de di- 
yor ki, her durlu ses cikaran aletlere (Mizmar) denir. Davul, def, ney, zurna, ke- 
man, ud, ho-parlor, teyp, televizyon, birer mizmardir. ibni Hacer-i Mekki, (Kef- 
fiir-rea' an muharremat-ila lehvi vessima') kitabmda diyor ki, (Hadis-i serifde (Da- 
vulu ve mizniari yok etniek icin emr olundum) ve (Bir zeman gelir ki, Kur'an-i 
kerimi mizmarlardan okurlar. Okuyanlara ve dinleyenlere Allahii teala la'net e- 
der) buyuruldu.) Ezan ve mevlid okumak da boyledir. 2.ci kismda, 52. ci madde- 
ye bakimz!] 



Bi-vefadir ey deni dtinya senin her ni'metin. 
Sarsar-M bad-i ecel, mahv eyliyor her rifatin! 



247- 



70 — CEMA'AT ILE NEMAZ 

Cami'e sag ayak ile girilir. Cami'den cikarken, once sol ayak ile cikihr. (Uyun- 
iil-besair)de diyor ki, (Cami'e girerken, girmeden evvel, once sol, sonra sag ayak- 
kabi cikanhr. Bundan sonra, once sag ayakla cami'e girilir. Once sol ayakla cikdik- 
dan sonra [veya cikmadan evvel], once sag ayakkabi giyilir). (Hadfka)da, el ve ayak 
afetlerinde diyor ki, (imam-i Nevevi Muslim serhinde buyuruyor ki, mubarek, se- 
refli ve temiz isleri yaparken sagdan baslamak miistehabdir. Ayakkabi, don, gom- 
lek giyerken, bas tras ederken ve tararken, biyik kirkarken, misvak kullamrken, tir- 
nak keserken, el, ayak yikarken, mescide, (miislimamn evine) ve odasma girerken, 
haladan cikarken, sadaka verirken, yemek yirken, su icerken sagdan baslamr. 
Bunlarm ziddi olanlan yaparken, mesela ayakkabi, corab, elbise cikanrken, ca- 
mi'den ve miislimamn evinden, odasindan cikarken, halaya girerken, sumkiiriirken, 
taharetlenirken soldan baslamak miistehabdir. Bunlan tersine yapmak, tenzihi 
mekruh olur. Ciinki heyetde, seklde olan siinneti terk etmek olur.) [Bulundugu ye- 
rin adetine uymak icin sakali kazimak da boyledir. 249. cu sahifeye bakiniz!] 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" buyuruyor ki, (iki cins imamlik vardir. 
Evvela (imamet-i kiibra)yi bildirecegiz.) Ucuncii cildde bagileri anlatirken, iic- 
yiizonuncu sahifede de bildirilecekdir. Abdiilgani Nabliisinin "rahmetullahi teala 
aleyh" (El-Hadikat-iin-nediyye) kitabmm yuzkirkuciincii ve ikiyiizdoksandor- 
diincii ve iicyuzellibirinci sahifelerinde de yazilidir. imamligm ikincisi (imamet-i 
sugra)dir ki, farz nemazi kildirmak icin imam olmakdir. Bes vakt nemazin farzla- 
nm cema'at ile kilmak, erkeklere hanefi, safi'i ve malikide siinnetdir. Cum'a ve bay- 
ram nemazlarmda ise sartdir. Nafile nemazlan cema'at ile kilmak mekruhdur. Bes 
vakt nemazda, bir kisi de cema'at olarak yetisir. Kiraeti giizel olan imam olur, ya'ni 
Kur'an-i kerimin harflerini taniyan, tecvid ile okumasim bilen olur. Sesi giizel ve 
teganni ile okuyan degil! Fasikm imam olmasi mekruhdur. Cok alim olsa bile, ona 
uymak tahrimen mekruhdur. Hadis-i serifde, (Miitteki bir alim ile nemaz kilan, bir 
Peygamber ile kilnus gibidir) buyuruldu. 

(Uyun-iil-besair) kitabinm yiizotuzbesinci sahifesinde buyuruyor ki, ([Ozrlii 
olmadigi halde] cami'e gitmeyip, evinde ailesi ile cema'at yapan kimse, cami'deki 
cema'atin sevabina kavusamaz. Ya'ni, cami'e mahsus olan, fazla sevaba kavusamaz. 
Yoksa, evde cema'at ile kihnca da, cema'at sevabina, ya'ni yirmiyedi kat sevaba ka- 
vusur. Sunu da bildirelim ki, iki cema'at de, sartlara, siinnetlere uygun oldugu ze- 
man boyledir. Evdeki cema'at daha uygun ise, evde kilmak lazimdir). (Halebf-i ke- 
bir)in dortyiiziki, altiyiizoniic ve altiyiizondokuzuncu sahifelerinde de yazilidir. 

[Gortiliiyor ki, nemazin sartlarma ehemmiyyet vermiyen imamlann arkasinda ne- 
maz kilmamahdir. Bunlarm nemazi sahih olmaz. Giinah isledigi halde, mesela icki 
icdigi, faiz yidigi, kadmlara, kizlara bakdigi, kumar oynadigi halde, abdestin, nema- 
zin farzlarim bilen ve ehemmiyyet veren imam arkasinda kilmak caiz olsa da, mek- 
ruhdur. Ebiissii'ud efendi fetvasinda buyuruyor ki, (Salih ve facir arkasinda nemaz 
kiliniz!) hadis-i serifi, cami' imamlan icin degil, Cum'a kildiran emirler, valiler icin- 
dir. Bunlara uymak ve ita'at etmek icindir. Giinah isledigi bilinen imamlann arka- 
sinda nemaz kilmamahdir. imamlik sartlan bulunmiyan, Kur'an-i kerimi teganni ile 
okuyan imama uymamahdir. Dinine bagh imamin mescidine gitmelidir. Her ne- 
maz icin, cami'e gitmeli, fasik, cahil, mezhebsiz, dinde reformcu oldugu bilinen 
imama rastlamnca, ona uymamahdir. Boyle imam var zan etmekle, cami'i terk etme- 
melidir. Molla Murad kutiibhanesi, [1114] numarah, Ebiissii'ud efendi fetvasinda bu- 
yuruyor ki, (Haram yiyen, faiz alan imami azl etmek vacibdir. Kur'an-i kerimi tec- 
vid iizere okumasim bilmek farzdir. Tecvidi bilmiyen, meharic-i hurufu gozetemez. 
Harflerin agizdaki yerlerini gozetemiyen bir kimsenin okudugu Kur'an-i kerim ve 
kildigi nemaz sahih olmaz). ikinci kismda birinci maddeye bakiniz! imamlik sartla- 

-248- 



n bulunan kimsenin imam olmasi icin ugrasmak, her miislimamn vazifesidir.] 
(Nur-iil-izah) serhi hasiyesinde buyuruyor ki, (imam olmak icin alti sart lazun- 

dir). Bunlardan biri bulunmadigi bilinen imamin arkasmda nemaz sahih olmaz: 

1 — Miisliman olmak, Ebu Bekr-i Siddik ve Omer Farukun halite olduguna inan- 
miyan ve te'vilini bilmeden mi'raca, kabr azabina inanmiyan, imam olamaz. 

2 — Bulug yasmda olmak. 

3 — Aklh olmak. Serhos ve bunak imam olamaz. 

4 — Erkek olmak. Kadm, erkeklere imam olamaz. 

5 — Hie olmazsa, Fatiha ile bir ayeti dogru okuyabilmek. Bir ayeti ezberleme- 
mis olan ve ezberlese de, tecvid ile okuyamayan, nagme yapan, imam olamaz. 

6 — Ozrsuz olmakdir. Ozrii olan, ozrii olmayanlara imam olamaz. Ozr, bir ye- 
rinden durmadan kan akmak, yel kacirmak, idrar kacirmak, te ve fe harflerini tek- 
rarlayarak okumak, sin harfini se, ra harfini gayn okumak, abdestsiz veya dirhem- 
den fazla necasetli olmak ve avret mahalli acik olmakdir. Gozii agriyan, gozyasi 
kesilmezse, ozr sahibi olur. Kulakdan, gobekden, burundan, memeden agri ile ci- 
kan her sivi da, devamli akarsa, ozr sahibi olur. Adi gecen yerlerden ve yaradan 
cibandan Qikan kan, irin ve sari su, agri ile olmasa da, boyledir. Ozrleri birbirine 
benziyenler birbirlerine ve bir ozrlii olan, iki ozrlii olana imam olabilir. Malikide 
ve safi'ide, ozrlii olan, ozrsuz olana imam olabilir. [Yara ustiindeki merheme, 
sargiya mesh eden ve kaplama veya dolgu disi oldugu icin, maliki ve safi'i "rahme- 
tullahi teala aleyhima" mezhebini taklid edenler ozrlii sayilmaz.] 

(Diirr-iil-muhtar) iicyiizyetmisaltinci sahifede buyuruyor ki, ([isterse profesor 
olsun] din cahillerinin, fasiklann, ya'nibiiyiik giinah isliyenin, mesela icki icenin, 
zina edenin, faiz yiyenin, kansmi, kizlanni ciplak gezdirenin, a'manm imam olma- 
si mekruhdur. [Fasikm imam olmasi, malikide sahih degildir (Halebi).] Ebiis- 
sii'ud efendinin "rahmetullahi aleyh" fetvasmi yukanda bildirmisdik. A'ma, alim 
ise, imam olur. Veled-i zinamn, ya'ni nikahsiz dogmus kimsenin imam olmasi da 
mekruhdur. Emred kimsenin, ya'ni heniiz balig olmus, sakah cikmamis, parlak kim- 
senin imam olmasi, alim olsa bile, mekruhdur. Cunki, fitneye sebeb olur. Parlak 
olmiyan, kose [sakalsiz] arkasmda kilmak mekruh degildir). [Goriiliiyor ki, imam 
olmak icin, sakalh olmak sart degildir. Ozr ile sakal trasi olanm arkasmda nemaz 
kihmr. Sakah siinnete uygun olmiyan [ya'ni, cenedeki ile birlikde bir tutam uzun 
olmiyan] kimse, bid'at sahibi olur. Sakahn siinnete uygun olmasma ehemmiyyet 
vermiyen, kafir olur. Yetmisbirinci maddeye bakiniz!]. 

iiiiaina uymanin dogru olmasi icin, on sart vardir: 

1 — Nemaza dururken, tekbiri soylemeden once, imama uymaga niyyet etmek- 
dir. imamin kim oldugunu niyyet lazim degildir. 

2 — imamin, kadmlara imam olmaga niyyet etmesi lazimdir. [ibni Abidm, 
nemazm mekruhlarmi bildirirken buyuruyor ki, (Kizlarm, kadmlann, acuzelerin, 
bes vakt nemaza ve cum'a ve bayram nemazlan icin ve va'z dinlemek icin cami'e 
gitmeleri caiz degildir. Eskiden yalniz acuzelerin aksam ve yatsi zemam gitmesine 
izn verilmis idi ise de, simdi buniarm gitmesi de, caiz degildir). Hele kadinlarm ba- 
si, kolu, bacagi acik, cami'e gelip, mevlid, va'z ve hafiz dinlemeleri haramdir, bii- 
yiik giinahdir. Hiristiyan kadmlan bile, kiliseye giderken, boyle acik degildir. Agik 
kadmlann, erkekler arasina kansdigi yerlere cami' denmez. Boyle yerlere, ne- 
maz kilmak icin dahigidilmez. imamin erkeklere imam olmaga niyyet etmesi lazim 
degildir. Fekat niyyet ederse, kendisi cema'atin sevabma da kavusur. (Hadfka) ki- 
tabi, yiizkirksekizinci sahifede diyor ki, (Fikh alimleri buyurdu ki, imam nemaza 
dururken kendisine uyan cema'ate imam olmaga niyyet etmezse, buna uymak sa- 
hih olur ise de, imamin kendisi imamhk sevabma kavusamaz. imam olmaga niyyet 
etmedigi icin, yalmz kilmis gibi, yalmz kendi nemazinm sevabmi ahr. Baskalanmn 

-249- 



kendisine uymasma niyyet edince, cema'atin sayisi kadar, imamlik sevabi da alir).] 

3 — Cema'atin topugu, imamin topugunun gerisinde olmak. 

4 — Imam ile cema'at, aym farz nemazi kilmak. Farzi kilmis olan kimse, tek- 
rar imama uyunca, imam ile kildigi nafile olur. 

5 — Imam ile cema'at arasinda, kadm safi bulunmamak. Kadmlar bir safdan 
az olup arada perde varsa veya alcakda, yiiksekde iseler caiz olur. [(Tergib-iis-sa- 
lat)da diyor ki, dort kadm yan yana durunca bir saf sayilir. Kadm safinm arkasm- 
da olan erkeklerin hepsinin nemazlan fasid olur. Uc kadm yan yana ise, yalmz bun- 
larin arkasindaki uc erkeklerin ve kenardaki kadinlarm yanmdaki birer erkegin 
nemazlan fasid olur. Kadm ile yanlarmdaki erkek arasinda direk veya perde, di- 
var varsa, nemazlan fasid olmaz. Kadm ile erkegin, mahrem olmalan da boyledir. 
Kadmlarm evde, erkeksiz cema'at yapmalan mekruhdur.] 

6 — Imamm kendisini gorse, yahud sesini isitse, aradaki divar mani' olmaz. Ara- 
da kayik gececek nehr ve araba gececek yol mani' olur. Yolda veya nehrdeki 
kopriide iki saf imama uyunca, arkadakilerin de nemazi sahih olur. ikinci kism, el- 
liikinci maddenin ortasma bakmiz! 

7 — imama uymanm sahih olmasi icin, imamin veya mtiezzinin sesini isitmek 
yahud bunlan gormek veya cema'atin hareketlerini gormek lazimdir. isitmege, gor- 
mege elverisli penceresi olmayan divar arada olmamahdir. 

[Radyodan, televizyondan, ho-parlorden cikan sesin, insan sesi olmadigmi 
ezan bahsinde bildirmisdik. Sinema perdesinde, televizyonda nemaz kildigi gorii- 
len imamin kendisi degildir, benzeridir. Buna uymak caiz olmadigi gibi, bu sesler- 
le ibadet yapmak da sahih olmaz. Bid'at ve biiyiik giinah olur.] 

(El-mukaddimet-iil-hadremiyye) ve (Envar) ve (El-fikh-ii-alel-mezahib-il-er- 
be'a) ve (Misbah-un-necat) kitablannda diyor ki, (Safi'imezhebinde, cami' haricin- 
de bulunan kimsenin, cami'deki imama uymasmm sahih olmasi icin, imamin intika- 
latini, imami veya cema'atden birini gorerek yahud imami veya miiezzini isiterek bil- 
mek sart oldugu gibi, son safdan uzakhgi takriben iicyiiz zra'dan [300 x 0,42 = 126 
metreden] fazla olmamasi da sartdir.) (Tergfb-iis-salat)da diyor ki, (Cami' haricin- 
deki kimsenin, imama uymasi sahih olmak icin, cami'in dolu olmasi lazimdir. Do- 
lu olmaz ise ve dolu olup da, son saf ile, disandaki kimse arasinda, araba gececek 
kadar mesafe varsa, imama uymasi sahih olmaz). Ho-parlor sesi ile ve televizyon- 
daki imama uyarak kilanlarm nemazlarmm sahih olmadigi, Hindistan alimlerinin Ke- 
ralada cikardiklari (El-Muallim) mecmu'asmm Rebi'ul-evvel 1406 ve Dessembr [Ara- 
hk] 1985 tarihlisinde uzun yazihdir. 1401 h. ve 1981 m. senesinde Pakistanda cikan 
(Siiyuf-ullahil-ecille) kitabimn besinci sahifesinde, ho-parlor ile nemaz kildiran 
imama uymak caiz olmadigi acik yazihdir. Bu kitab, (Hakikat Kitabevi) tarafindan, 
(Fitnet-iil vehhabiyye) sonunda basdinlmisdir. Yahya efendi fetvasma bakiniz! 

8 — imam hayvanda, cema'at yerde veya bunun tersi olmamak. 

9 — imam ile cema'at, yapisik olmiyan iki gemide bulunmamak. 

10 — Baska mezhebdeki imama uyan cema'atin, kendi mezheblerine gore nema- 
zi bozan bir seyin, imamda bulundugunu bilmemesi lazimdir. Mesela, imamdan kan 
akmasi veya basmm dortde birinden az mikdanm mesh etmesi, Hanefi mezhebin- 
de caiz olmadigmdan, boyle yapdigi bilinen bir safi'i imama uymak alimlerin cogu- 
na gore caiz olmaz. Bu kavl sahihdir. Safi'i imamdan kan akdigi goriilse, sonra imam 
bir zeman gayb olup tekrar gelse, buna uyulur. Cunki, o zemanda abdest almis ola- 
bilir. Hiisn-i zan etmek iyidir. [Bu alimlere gore, bir hanefinin, kaplama ve dolgu 
disi goriilen safi'i imama uymamasi lazimdir.] ibni Abidinde ve Tahtavinin (imdad) 
hasiyesinde ve Ahmed Hamevinin (Esbah) hasiyesi, ikinci cild, ikiyiizonyedinci sa- 
hifesinde diyor ki, (Muhammed Hindiivani ve ba'zi alimler dediler ki, nemazi 
kendi mezhebine gore sahih olan safi'i imama uyulabilir). (Nihaye) kitabi, bu kav- 

-250- 



lin kiyasa daha uygun oldugunu bildiriyor ve (bu kavle gore, Hanefi mezhebinde 
caiz olmiyan bir hali goriilen safi'i imama uyulabilir) diyor. Bu kavlin de sahih ol- 
dugu (Halebi-yi kebir)de yazihdir. Malikide de caizdir. Bu alimlere gore, kaplama 
ve dolgusu goriilen maliki veya safi'i imama uymak caiz olur. Hanefi mezhebinde 
olup da, kaplama ve dolgusu oldugu icin, imam-i Malikin veya Safi'inin "rahme- 
tullahi teala aleyhima" mezhebini taklid eden bir kimsenin, bu alimlere gore, kap- 
lama ve dolgusu olmiyan hanefilere de imam olabilecegi anlasilmakdadir. Ciinki bu 
kimse, maliki veya safi'i mezhebindeki imam gibidir. Aynca, kendi mezhebinin di- 
ger sartlarma uymakda, vitr nemazim vacib bilerek kilmakdadir. Kaplama veya dol- 
gusu olup olmadigim, varsa, malikiyi veya safi'iyi taklid edip etmedigini sormak, 
tecessiis etmek caiz degildir. Baska mezhebden olan imam, hanefideki sartlan da 
gozetiyorsa, buna uymak yalmz kilmakdan, Hanefiye uymak, ona uymakdan daha 
iyidir. [Dolgusu, kaplamasi olan, imamlik vazifesi almamahdir.] 

Cema'at bir kisi ise, imamin sag yanmda hizasmda durur. Solunda durmasi 
mekruhdur. Arkasinda durmasi da mekruh olur. Ayaginm topugu, imamin topu- 
gundan ileri olmazsa, nemazi sahih olur. iki ve daha cok kisi, imamin arkasinda du- 
rur. Birincisi, imamin tarn arkasma, ikincisi birincinin sagma, iicunciisii birincinin 
soluna, dordiincusii ikincinin sagma, besincisi iiciinciiniin soluna... olarak durur- 
lar. Ikinci, sonradan gelirse, arkaya durur. Birinci, nemazi bozmadan arkaya ge- 
cer. Imam ileri gitmez. 68. ci maddede, 23. cii siraya bakmiz! 

Imam ile cema'at arasmda, iki safdan ziyade alacak bos meydan veya biiyiik ha- 
vuz bulunursa, bunun gerisinde olanlarm uymasi caiz olur ise de, yalmz kilmasi mek- 
ruh olur. Havuzun ve meydanm iki yanlannda cema'atin bulunmasi sart degildir. 
Mescide bitisik acik ve kapah yerler, odalar da boyledir. [Tahtavi imdad hasiye- 
si.] ikinci kism, 52. ci maddeye bakiniz! 

Abdest alan, teyemmiim etmis olana, ayakda kilan, oturarak kilana ve nafile ki- 
lan, farz kilana uyabilir. Dinini bilen bir imam arayip ona uymahdir. 

Mahalle cami'inde, ezan ve ikamet okuyarak bir kerre cema'at ile nemaz kili- 
nir. Yoldaki cami'lerde ve imami, miiezzini olmiyan cami'lerde, her cema'at icin 
ayri ayn ezan ve ikamet ile kihmr. Cin imam olur. Melek imam olamaz. Ciinki me- 
lek, miikellef degildir. Melek, cin ve cocuk, bir de olsa, cema'at olur. Nafile kilan 
bir kisinin, farz kilana uymasi ile cema'at sevabi hasil olur. 

Cema'at ile kilmak vacibdir diyenler de cokdur. Irak alimlerine gore "rahme- 
tullahi teala aleyhim ecma'in", vacibi ozrsiiz bir kerre bile terk etmek giinah olur. 
Terk etmegi adet ederse, sozbirligi ile giinah olur. Siinneti terk ise, giinah olmaz. 
Bir cami'de cema'ati kaciran kimsenin, baska cami'de aramasi miistehabdir. 

Hastamn, felclinin, bir ayagi kesik olanm, yiiriiyemiyen ihtiyarm ve a'manin ce- 
ma'ate gitmesi lazim degildir. Yardimcilan, nakl vasitalan olsa da, lazim degildir. 
Yagmur, camur, cok soguk ve karanhk da, ozrdiir. Cok riizgar, yalmz gece ozr olur. 
Hirsiz ve baska sebeble mall gitmek korkusu, fakir olanin alacakhsmdan korku- 
su, cam ve mail icin zalimden korkusu, abdest sikisdirmasi, yolcunun nakl vasita- 
sini kacirmak korkusu, hastaya bakmak, imrendigi yemegi kacirmak korkusu, 
fikh bilgisini ogrenmegi kacirmak korkusu, cema'ate gitmemek icin ozrdiir. ima- 
min bid'at sahibi oldugunu veya abdestin, gusltin, nemazm sartlanni gozetmedi- 
gini bilmek de ozrdiir. Bu sartlan daha cok bilenin ve gozetenin, baskalarmdan on- 
ce imam secilmesi lazimdir. Bundan sonra, tecvid ile okuyan secilir. Hafiz olma- 
si sart degildir. Bunlar birkac kisi ise, vera' sahibi olan secilir. Vera', siibhelilerden 
kacinmak demekdir. Bundan sonra, yasi cok olan secilir. Bundan sonra, sira ile, hu- 
yu, yiizii, nesebi, sesi, elbisesi giizel olan secilir. Bunlar birkac kisi ise, aralarmdan 
mah, mevki'i cok olan secilir. Bunlar da benziyor ise, mukim miisafire imam olur. 
Secimde uyusulmazsa, cogunlugun secdigi imam olur. Daha iistiinii varken, bas- 
kasi secilirse, cirkin olur. Fekat, giinah olmaz. Emir ve valisecimi de boyledir. Ha- 

-251- 



life seciminde ise, en ustiin olani secmemek giinahdir. Bir evde, ziyafetde, secim 
aranmadan, ev sahibi, ziyafet sahibi imam olur. Yahud, imami bu secer. Kiraci, ev 
sahibi demekdir. istenmiyen kimsenin imam olmasi mekruhdur. 

Bid'at sahibi kimsenin imam olmasi tahrimen mekruhdur. Ehl-i siinnet i'tika- 
dma uymiyan bir inanis sahibine (Mezhebsiz) denir. Mezhebsiz, eger Kur'an-i ke- 
rimde ve hadis-i seriflerde acikca bildirilmis olan bir seye inanmamis veya siibhe 
etmis ise, (Kiifr) olur. Acik olarak bildirilmemis siibheli olan delilleri te'vil ede- 
rek yanlis ma'na vermis ise, (Bid'at) olur. Diinyamn yaratildigma inanmamak, boy- 
le gelmis, boyle gider demek, kiifrdiir. Cennetde, mii'minlerin Allahii tealayi go- 
recegine inanmamak bid'atdir. Fekat, nasslara yanlis anladigi icin inanmamak bid'at 
olur. (Boyle sey olmaz. Akhm kabul etmez) diyerek tahkir ederse, yine kafir 
olur. Bid'at hakkmdaki hadis-i serifler, (Hadika) ve (Berika)mn basinda ve fari- 
si (Esi'at-ul-leme'at)m 125. ci sahifesinde mevcuddur. (E§i'a)dekiler, (Mazheriy- 
ye) kitabimiza da nakl edilmisdir. Kiifre sebeb olan birsey soylemedikce ve yap- 
madikca (Ehl-i kible)ye, ya'ni nemaz kilana (Kafir) denmez. Fekat, Kur'an-i ke- 
rimde ve hadis-i seriflerde acikca bildirilen ve muslimanlarm asrlar boyunca inan- 
digi bir seye uymiyan soz ve isde bulunan bir kimse, butiin omriince nemaz kilsa, 
her ibadeti yapsa da, buna (Kafir) denir. Mesela, Allahii teala zerreleri, yaprak sa- 
yisini, gizlileri bilmez dese, kafir olur. Ebu Bekr ile Omerden "radiyallahii anhii- 
ma" baska sahabiyi, dmibir sebeble kotiileyen, bid'at sahibi olur. Bir harama mu- 
bah diyen kimse, bir ayete veya hadis-i serife dayanarak, samimi soyliyorsa, ka- 
fir olmaz. Nassa dayanmadan, keyfi icin soyliiyorsa, kafir olur. Ebu Bekr ile Ome- 
rin hilafete secilmeleri hakh degildi demek, bid'atdir. Hilafete haklan yok idi de- 
mek kiifrdiir. 

imamhk sartlanni tasiyan bir kimse, iicret veya ma'as karsihgi imamhk yapiyor- 
sa, bunun arkasmda kilmak caiz olduguna fetva verilmisdir. Elhan ederek, musi- 
kiperdelerine uyarak, tegannieden ve nemazi vaktinden evvel kildiran imam ar- 
kasmda kihnan nemazi iade etmek lazim oldugu, (Halebi-i kebir) sonunda yazi- 
hdir. [imamhk sartlan bulunmiyan, mezhebsiz, dinde reformcu oldugu bilinen ima- 
mm yerine, Ehl-i siinnet i'tikadmda olan imam ta'yin edilmesi icin ugrasmahdir.] 

Cema'at istese de, imamin, farz kildinrken kiraeti ve tesbihleri siinnetden faz- 
la okumasi tahrimen mekruhdur. Kadm imam olup kadinlara nemaz kildirmasi tah- 
rimen mekruhdur. Erkek olmadigi zeman, cenaze nemazim cema'at ile kilmalan 
mekruh olmaz. Cunki, yalniz kilarsa, ilk kilan kadin farzi kilmis olur. Sonra kilan- 
larinki nafile olur. Cenaze nemazim nafile kilmak da mekruhdur. Cenaze nema- 
zim bir kerre kilmak farzdir. Cenaze nemazmda, kadm erkeklere imam olursa, er- 
kekler tekrar kilmaz. Ciinki, yalniz kadimn nemazi kabul olup, farz, bir kisi ile ya- 
pilmis olur. Kadm, kadinlara imam olursa, ilk safin ortasmda durur. ileri gecme- 
si giinah olur. 

Evde, erkek, mahremi olan kadinlara imam olur. Yabanci kadinlara imam ola- 
maz. Cunki, halvet olur. Eger cema'at arasmda, bir erkek veya imamin mahremi 
kadm bulunursa, yabanci kadmlar da cema'ate girebilir. Burada da, siit ve nikah 
ile olan mahremlerin, halvetde oldugu gibi, gene olmalan mekruhdur. Mescidde 
halvet hasil olmaz. Bir kadin, imamin arkasmda durur. Yamnda durmaz. Erkek de 
var ise, kadm erkegin arkasmda durup imamla kilar. 

Mescid-i haramda, imamin Makam-i ibrahimde durmasi efdaldir. Oturanlara 
eziyyet vermemek icin cami'e gelenin, ileri safa gecmemesi efdaldir. Farza basla- 
nirken, ondeki safdaki bos yere gecilir. Cenaze nemazmda, arkadaki saflar, onde- 
ki saflardan daha sevabdir. imami riikii'da bulan, rek'ati kacirmamak icin, son saf- 
da durur. ileri saflara gecmez. Son safda yer yoksa, o rek'ati kacirsa da, yalniz dur- 
maz. Birinci safda bos yer olup ikinci safda yoksa, ikinciyi yarip birinciye gecilir. 
On safa gecmek icin, cema'atin oniinden gecmek giinah olmaz. 

-252- 



Cema'at ile kilan adam, aym imama uyan herhangi bir kadmla, bir riikn mik- 
dari bir hizada durursa ve aralannda kahn perde veya parmakdan kalm bir direk 
yahud bir insan sigacak kadar acikhk yoksa, erkegin nemazi bozulur. Bir safda ka- 
dm kilmca, yalniz iki yamndaki ve tarn arkasindaki erkegin nemazi bozulur. Ar- 
kasmdaki dokuz ayakdan uzak ise bunun bozulmaz. Aym imama uymayan bir ka- 
dmm, erkekle bir hizada kilmalan mekruhdur. Erkek, yanmda, imama uyacak bir 
kadim goriince, geride durmasi icin, eli ile isaret etmelidir. Geri gitmezse, kadmin 
nemazi kabul olmaz. Erkegin nemazi bozulmaz. Bir hizada olan kadm, adam bo- 
yu yiiksekde veya asagida ise, zaran olmaz. 

Riikii' ve secde yapamayan, yapana imam olamaz. Nafile kilan, farz kilana 
imam olamaz. 

(Elsag) olan kimse, elsag olmayana imam olamaz. Elsag, sin harfini, se harfi oku- 
yandir. Baska harfleri dogru okuyamayan da, dogru okuyanlara imam olamaz. Boy- 
le kimselerin, harfleri dogru soylemek icin, gece giindiiz cahsmasi farzdir. Calisip 
da soyleyemezse, kendi nemazi caiz olur. Calismazsa, kendi nemazlan fasid olur. 
Harfleri dogru okuyan bir imama uyarak cema'at ile kilmasi mumkin iken, yalniz 
kilarsa, harfi dogru okumadigi icin, nemazi yine kabul olmaz. Dogru soyleyeme- 
digi harf bulunmayan bir ayet varsa, bunu veya boyle birkac ayet-i kerimeyi ezber- 
lemesi ve nemazlarda, bunlan okumasi lazimdir. Dogru okuyabildigi ayet-i keri- 
me var iken, bunu ezberlemeyip, soyleyemedigini okursa, nemazi yine kabul ol- 
maz. Fatihayi her nemazda okumak lazim oldugundan, bunu giizel okumaga ca- 
hsmasi lazimdir. [Goriiliiyor ki, bir harf dogru soylenmezse, Kur'an-i kerim dog- 
ru olmuyor ve nemaz kabul olmuyor. Radyo ve ho-parlor ile iletilen seslerde, harf- 
ler dogru cikmadigi icin, bunlarla Kur'an-i kerim okumak, dinlemek ve nemaz kil- 
mak dogru olmaz, kabul olmaz. Sue olur. Giinah olur.] 

Meste veya sargiya mesh eden, bu uzvlan yikayana, farz kilan nafile kilana imam 
olur. Biitiin siinnetlerin ve teravihin de hep boyle oldugu, ibni Abidinde yazihdir. 
Dort rek'at siinnet kilarken, farz kilan imama uyan, nemazi farz gibi kilar. Uctin- 
cii ve dordiincii rek'atlerde zamm-i sure okumasi vacib iken, simdi nafile olur. Na- 
file nemaz kilan, nafile nemaz kilana imam olur. 

Farzi cema'at ile kilacak kimse, niyyet ederken, (uydum hazir olan imama) di- 
yerek de kalbinden gecirmesi lazimdir. imamla birlikde, yalniz kilar gibi kilmir. 
Ancak, ayakda iken, imam icinden okusa da, yiiksek sesle okusa da, o hicbir sey 
okumaz. Yalniz, birinci rek'atde (Siibhaneke) okur. imamin arkasinda Fatiha 
okumak, hanefide tahrimen mekruhdur. Safi'ide farzdir. Malikide, imam yiiksek 
sesle okurken, tahrimen mekruh, sessiz okurken mustehabdir. imam, yiiksek ses- 
le Fatihayi bitirince, o yavasca (Amin) der. Bunu yiiksek sesle soylememehdir. Rii- 
kii'dan kalkarken, imam (Semi' Allahii limen hamideh) deyince, o yalniz (Rabbe- 
na lekel-hamd) der. Sonra egilirken (Allahii ekber) diyerek, imamla birlikde sec- 
deye yatar. Riikii'da, secdelerde ve otururken, yalniz kilar gibi okur. 

Imamda nemazi bozan birsey bulundugunu anlayan kimse, bu nemazi tekrar ki- 
lar. Bunu imam nemazda hatirlarsa yahud nemazda iken nemazi bozan birsey ha- 
sil olursa, bunu hemen cema'ate bildirir. Nemazdan sonra anlarsa, o cema'atden 
olduklanni hatirladigma, soyliyerek, haber gondererek, yazarak bildirir. Ffaber alan, 
iade eder. Alamayan afv olur. Bir kavlde ve safi'ide imamin cema'ate haber ver- 
mesi lazim degildir. Nemaz icinde imamin abdesti bozulursa, hemen birisini elbi- 
sesinden cekip yerine gecirmesi de caizdir. Sonra, disarda abdest ahp gelip, veki- 
line uyarak nemazini temamlar. Cami'de abdest ahrsa, vekile liizum olmaz. Vekil 
birakmayip cami'den cikmca, cema'at birden fazla ise, nemazlan fasid olur. 

Vitr nemazi, Ramezanda cema'at ile kilmir. Baska zemanda yalniz kilinir. 

Regaib, Berat ve Kadr nemazlarmi cema'at ile kilmak mekruhdur. Regaib ne- 
mazi, Recebin ilk Cum'a gecesi kihnan nafile nemazdir. Hicretin dortyiizseksenin- 

-253- 



de meydana cikmisdir. Bircok alimler, bunun cirkin bid'at oldugunu yaziyor. Cok 
kimsenin kilmasma aldanmamah, siinnet sanmamahdir. 

Farzi yalniz kilan kimsenin yaninda, o farzi cema'at ile kilmaga baslasalar, bi- 
rinci rek'atde secde etmedi ise, ayakda iken bir yana selam vererek, nemazi bozar. 
imama uyar. Birinci rek'atin secdesini yapdi ise, dort rek'atli farzlarda, iki rek'ati 
temam kilip selam verir. Uciincu rek'atin secdesini yapmadi ise, ayakda bir tara- 
fa selam verip bozar ve cema'ate katilir. Uciincii rek'atin secdesini yapdi ise, dort 
rek'ati temamlar. Sonra, imama uyup, dort rek'at nafile kilmasi iyi olur. ikindiyi, 
boyle cema'at ile kilamaz. Sabah ve aksam farzmda birinci rek'atde secde etdik- 
den sonra da, nemazi bozar. Fekat, ikinci rek'atin secdesini yapdi ise, nemazim te- 
mamlar. Sonra imamla nafile kilmaz. Siinneti kaza niyyeti ile kilarken farza veya 
Cum'a hutbesine baslamrsa, nemazi bozmaz. iki veya dort rek'ate temamlar. Og- 
le veya Cum'a siinnetinde iki rek'atde selam veren, farzdan sonra, iki daha kila- 
rak, dorde temamlar. Yeniden dort rek'at kilmasi, daha iyi olur. Kaza kilarken ce- 
ma'ate baslamrsa, tertib sahibi olan bozmaz. Maliki mezhebinde de boyledir. 

Cami'de olan kimsenin, ezan okununca, bu nemazi cema'at ile kilmadan, ozr- 
suz disan cikmasi tahrimen mekruhdur. Belli bir cami' cema'atine devam adeti ise, 
oraya ve mahallesi cami'indeki cema'ate gitmesi ve hocasmm veya baskasimn der- 
sini, va'zmi kacirmamak icin bunlann cami'indeki cema'ate ve is yerindeki cami'e 
gitmesi ozrdiir. Farzi, cema'atden once yalniz kilan da cami'den cikabilir. Fekat 
yalniz kilmasi mekruh olur. Bu ozrlulerin hepsi, ikamet getirilirken cikamaz. Far- 
zi yalniz kilmis olan, ogle ve yatsi nemazlarmda, cema'at ile nafile kilar. Diger lie 
nemazi yalniz kilmis olamn, cema'at ile kihmrken bile, cami'den pikmasi vacib olur. 
Ciinki, cema'ate uymamak biiyiik giinahdir. Sabah siinnetini kilmamis olan kim- 
se, siinneti kilarsa, cema'at ile nemazda oturmagi da kaciracagim anlarsa, siinne- 
tini kilmaz. Hemen imama uyar. Cema'at ile, ikinci rek'atde oturabilecegini an- 
larsa, siinneti, cami'in dismda sofada, cabuk kilar. Sofa yoksa, icerde direk arka- 
smda kilar. Boyle, bos yer yoksa siinneti kilmaz. Cunki, cema'at ile kihmrken, na- 
file nemaza baslamak mekruhdur. Mekruh islememek icin siinneti terk etmek la- 
zimdir. [Mekruh islememek icin, sabah nemazmm bile siinnetini terk etmek lazim 
olunca, siinnetler yerine kaza kilmak lazim oldugu buradan da anlasilmakdadir.] 
Ogle ve Cum'a nemazlan cema'at ile kihmrken gelen, birinci rek'ati kacirmak kor- 
kusu varsa, siinneti kilmaz. Hemen imama uyar. Oglenin siinnetini farzdan son- 
ra kilar. Sabah ve ogle cema'atini kacirmamak icin siinnete baslayip ve hemen se- 
lam vererek, siinneti farzdan sonra kaza etmek dogru degildir. Cunki, ozrsiiz ne- 
maz bozmak haramdir. Bundan baska sabah farzmdan sonra nezr kihnmaz. Bozu- 
lan siinnetin tekrar kihnmasi, nezr kilmak kadar miihim degildir. Bozulan nafile- 
leri tekrar kilmak vacibdir. Bozulan farzlan tekrar kilmak farzdir. [Uyun-iil-be- 
sair.] Cunki, nafileye baslanmca, bunu temamlamak vacib olur. Sabah nemazim 
kilamayan, o giin ogleden once, siinneti ile birlikde kaza eder. Ogleden sonra, yal- 
niz farzmi kaza eder. Cum'a veya ogle farzma yetisen, ilk siinneti farzdan sonra ki- 
lar. Riikii'a yetisemiyen, o rek'ati imamla kilmis olmaz. imam rukii'da iken gelen, 
niyyet eder ve ayakda tekbir getirip, nemaza girer. Hemen riikii'a egilip imama 
uyar. Riikii'a egilmeden, imam riikii'dan kalkarsa, riikii'a yetismemis olur. Bu 
rek'ate yetismis sayilmaz ise de, secdeleri imamla yapmasi lazimdir. Yapmazsa, ne- 
mazi bozulmaz. Bir vacibi terk etmis olur. imam ayakda iken, imama uyup imam- 
la birlikde riikii'a egilmiyen kimse, riikii'u imamdan sonra yalniz yapip, imama sec- 
dede yetisirse caiz olur. Fekat gee kaldigi icin giinah olur. imamdan once riikii'a 
egilmek, secdeye yatmak veya once kalkmak, tahrimen mekruhdur. 67. ci madde- 
nin 24. cii sayisma bakmiz! 

[imamm hareketlerine uymak lazimdir. Sesine uymak sart degildir. imami go- 
remiyen, imami gorenlerin hareketlerine uyarsa, imamm hareketlerine uymus 

-254- 



olur. imamin tekbirleri ve imami gorenlerin hareketleri, imamin hareketlerini gos- 
terdikleri icin, bunlara uymak caiz olmakdadir. imami gormiyenlerin, imamin 
hareketlerini gorebilmeleri icin, cami'in muhtelif yerlerine televizyon koymaga ih- 
tiyac yokdur. imamin sesini duymiyanlarm da, imami gorenlerin hareketlerine ve 
miiezzinlerin seslerine uymalan lazimdir. Bu kolayhklar varken, cami'lere televiz- 
yon ve ho-parlor koymak, islamiyyetin bildirdigini begenmeyip, kendi aklma go- 
re ibadet yapmak olur. Bu ise bir muslimanm yapacagi sey degildir. Minarelere ho- 
parlor koymak da boyledir.] imamin, son siinneti, farzi kildigi yerde kilmasi mek- 
ruhdur. Biraz sagda veya solda kilar. Nemazdan sonra, kibleye karsi oturmasi da 
mekruhdur. ilk safda imama karsi nemaz kilan yoksa, cema'ate karsi oturmahdir. 
Nemaz kilan varsa saga veya sola donmelidir. Cema'at icin ve yalmz kilan icin, bun- 
lar mekruh degildir. Son siinneti baska yerde, hatta evlerinde kilmalan daha iyi ol- 
dugu (Imdad)da, ezandan once yazihdir. Farz nemazlan kilmca, saflan bozmak 
mustehabdir. 

(Mevkufat)da, vitr nemazim anlatirken diyor ki: 

(Bes $ey'i imam yapmazsa, cema'at de yapmaz: 

1 — Imam kunut okumazsa, cema'at de okumaz. 

2 — imam bayram nemazlanndaki tekbirleri okumazsa, cema'at de okumaz. 

3 — Dort rek'atli nemazin, ikinci rek'atinde oturmazsa, cema'at de oturmaz. 

4 — imam secde ayeti okuyup, secde etmezse, cema'at de etmez. 

5 — imam secde-i sehv yapmazsa, cema'at de yapmaz. 
Dort $ey'i imam yaparsa, cema'at yapmaz: 

1 — imam ikiden cok secde yaparsa, cema'at yapmaz. 

2 — imam bayram tekbirini, bir rek'atde iicden cok soylerse, cema'at soylemez. 

3 — imam cenaze nemazinda, dortden cok tekbir soylerse, cema'at soylemez. 

4 — Besinci rek'ate kalkarsa, cema'at kalkmaz. Beraber selam verirler. 
On $ey'i imam yapmazsa, cema'at yapar. Bunlar: 

1 — iftitah tekbirinde el kaldirmak. 

2 — Siibhaneke okumak. iki imam, cema'at de okumaz dedi. 

3 — Riikii'a egilirken tekbir getirmek. 

4 — Riikii'da tesbih okumak. 

5 — Secdelere yatip kalkarken tekbir soylemek. 

6 — Secdelerde tesbih okumak. 

7 — Semi' Allahii demezse, rabbenalekelhamd denir. 

8 — Ettehiyyatiiyii sonuna kadar okumak. 

9 — Nemaz sonunda selam vermek. 

10 — Kurban bayrammda, yirmiiic farzdan sonra, selam verir vermez, tekbir oku- 
makdir). 

Mesbuk, ya'ni imama birinci rek'atde yetisemiyen bir kimse, imam iki tarafa da 
selam verdikden sonra, ayaga kalkarak yetisemedigi rek'atleri kaza eder ve kira- 
etleri, birinci, sonra ikinci, sonra iicuncii rek'at kihyormus gibi okur. Oturmagi ise, 
dordilncii, iiciincii ve ikinci rek'at sirasi ile, ya'ni sondan baslamis olarak yapar. Me- 
sela, yatsmin son rek'atine yetisen kimse, imam selam verdikden sonra, kalkip, bi- 
rinci ve ikinci rek'atde Fatiha ve sure okur. Birinci rek'atde oturur, ikincide otur- 
maz. (Umdet-iil-islam)da (Fetavayi Attabi)den alarak diyor ki, (Mesbuk, ya'ni ima- 
ma birinci rek'atde yetisemiyen, imam son rek'atde otururken, Et-tehiyyatiiyii er- 
ken bitirse, imam selam verinciye kadar Kelime-i sehadeti tekrar tekrar okur. Sti- 
kiit etmez. Nemazda, okumak lazim olan yerde, siikiit etmek haramdir. Salevat da 
okumaz. Ciinki, son rek'atde oturan salevat okur. Birinci ka'dede salevat okursa, 

-255- 



secde-i sehv lazim olur. Ka'de-i ulada Allahiimme selli derse, nemazi fasid olur.) 
Mukim, eda ederken ve kaza ederken de, miisafire uyabilir. [66. ci maddeye ba- 
kiniz!]. Miisafir, dort rek'atli olan farzlan eda ederken, mukime uyabilir. Yetise- 
medigi rek'at olursa, imam selam verdikden sonra dorde temamlar. Ciinki, mukim 
imama vakt icinde uyan miisafirin nemazi degiserek, imamin nemazi gibi dort rek'at 
olur. Kazayi iki rek'at kilmasi lazim oldugundan, mukim imama uyamaz. Ciinki, 
oturmasi ve okumasi farz olan, nafile olana uymus olur. Mukim olan miisafir ola- 
na uyunca, nasil kilacagi, 64. cii maddede bildirilmisdir. Bir rek'ati kaciran kim- 
se, o nemazi cema'at ile kilmamis olur. Fekat, cema'at sevabina kavusur. Son 
rek'ati de kaciran, imama tesehhiidde yetisirse, cema'at sevabim kazanir. iftitah 
tekbirini imamla birlikde soylemenin aynca cok sevabi vardir. 

(Umdet-iil-islam)da diyor ki, (Cema'ate gelen, imami riikii'da goriirse, ayakda 
tekbir getirip, riikii'a egilir. Tekbiri egilirken soylerse, nemazi sahih olmaz. Egil- 
meden, imam kalkarsa, o rek'ate yetismemis olur). 



Ey, insmi adim tasiyan varhk, 
kendinc gel, uyan gafletden artik! 

Se'adet yolun, goremezsen mid fin, 
niye vermis sana, bu akh Yezdan ? 

nicin geldin fani cihana, boyle! 
yalmz yimek icmek kin mi, soyle ? 

Biiirsin, bir run da vardir insanda, 
psikoloji olaylari meydanda. 

Muhakkak, dunyaya gelen, oiiiyor, 
o zeman ruhlar, aceb n'oluyor? 

Ileriyi gormek, eibet insanhk, 
bunu saglar sanma, hiristiyanhk. 

islfuni kotiiler, onlar daima, 
inciide, boyle mi soyledi Isa ? 

Islamiyyeti bilmiyorum dersin, 
nasd, miinevverlik iddia edersin? 

Genclik gecdi, sanki tath bir rii'ya, 
btittin bmiir de, bir saatdir giiya, 

Islami, samrim etmezsin tesltm, 
anlamadan hie, verilir mi hiikiim? 

Din dersine liizum yokmus lisede, 
boyle mi sbyleniyor, kilisede? 

Islami bilmedigin, pek asikar, 
ki bunu eyliyemezsin, hie inkar, 

Ne olur, bir din kitabi okusan, 
Insanligi ogrenirsin, o zeman. 



256- 



71 — CUM' A NEMAZI 

Cum'a nemazi onalti rek'atdir. Bunun iki rek'atini kilmak her erkege farz-i ayn- 
dir. Inanmayan, ehemmiyyet vermiyen kafir olur. Ogle nemazmdan daha kuvvet- 
li farzdir. Cum'a nemazi farz olmak icin, iki diirlii sarti vardir: Birincisi (Viicub $art- 
lan), ikincisi (Eda sartlan)dir. Eda sartlanndan biri noksan olursa, nemaz sahih 
olmaz. Viicub sartlan bulunmazsa, sahih olur. Eda sartlan yedidir: 

1. ci sart, nemazi sehrde kilmakdir. (Sehr), cema'ati, en biiyiik cami'e sigmayan 
yer demekdir. Hanefi mezhebi fikh alimlerinin cogu "rahmetullahi teala aleyhim 
ecma'in" boyle soylemisdir. Bu soziin sahih oldugu (Velvalciyye)de de yazilidir. 
Yahud islamiyyetin emrini yapabilecek giicde musliman vali ve hakimi bulunan ye- 
re sehr denir. islamiyyetin emrlerinin hepsini yapmasa da, insanlann haklanm, hiir- 
riyyetlerini korumasi, fitne, fesadi onlemesi, mazlumlann haklanm zalimlerden al- 
masi yetisir. Hiikumetin baskisi ile, hakim ba'zi farzlan yapdiramazsa, ozr sayilir. 

[Bugiin hiikumetin tasdik ve kabul etdigi muhtan veya jandarma bulunan koy- 
ler ve simdiki biiyiik sehrlerin icinde bulunan beldelerin herbiri yukandaki iki ta'ri- 
fe gore de, Cum'a nemazi icin ayn birer sehr sayilmakdadir. Boyle koylerde ve bel- 
delerde Cum'a ve bayram nemazlan kilmak, caiz olur. Bundan baska, safi'ide, kirk 
kisi Cum'ayi her yerde kilabilir. Baska mezhebde caiz olan birseye hiikumet izn 
verince, diger mezhebde de caiz olur. Hiikumet bir mubahi emr edince, yapilma- 
si vacib, men' ederse, haram olur. Sehr [il] deyince, yalniz zemammizdaki biiyiik 
sehrleri diisiinenler, (Biitiin bir sehr halkinm bir tek cami'e sigmryacagmi acikla- 
maga ihtiyac yokdur. Cum'a ile ilgili goriislerin dine uymadigma, Cum'a nemazi- 
nm sartlan iizerinde ba'zi yanhshklara isaret ediyoruz) gibi yazilarla fikh kitabla- 
rim lekelemege kalkisiyorlar. Kendi cahilliklerini anlamayip da, islam alimlerine 
dil uzatanlara yaziklar olsun! Boyle kimselerin yaldizh ve heyecanh yazilarma al- 
danarak, onlan din adami sananlar, onlardan daha cok zevalhdirlar]. 

Sehr halkinm tarla, mezarlik, oyun icin yayildiklan yerler de, sehr sayilir. 

2. ci sart, devlet ve hiikumet reisinin veya valinin izni ile kilmakdir. Bunlarm 
ta'yin etdigi hatib, kendi yerine baskasim vekil edebilir. Zemanla birbirlerine 
vekil olanlardan baskasi, Cum'a kildiramaz. Bir kimse, izn almadan kildinnca, kil- 
dirmak hakki olan biri, bu kimseye uyarak kilarsa, nemaz kabul olur. Sehr valisi 
olse veya fitne, kansikhk sebebi ile cami'e gelemezse, vekili veya muavini veya mah- 
keme hakimi kildirsa, caiz olur. C un ki, vali ve bunlar, milletin din ve diinya isle- 
rini gormege hiikumet tarafindan iznlidir. Bunlar varken, cema'atin sepecegi bir 
imam Cum'a kildiramaz. Fekat bunlar cami'e gelmezse veya din islerini cevirme- 
ge iznleri, haklan yoksa, cema'atin secdigi imam kildirabilir. Bunun gibi, sultan se- 
bebsiz, zulm ederek cema'atin toplanmasma mani' olursa, bir yere toplamp imam- 
lari bunlara kildinr. Sultan sehri, sehr halinden cikarmak isterse, kilamazlar. Ka- 
firlerin eline gecen islam sehrlerinde, vali ve hakimler ahkam-i islamiyyeye uygun 
isliyorlarsa, bu sehrler (Dar-iil-harb) olmaz. (Dar-iil-islam) sayilir. Boyle sehrler- 
de, miislimanlann secdigi vali, hakim veya bunlarm veya cema'atin sececegi 
imam, Cum'a nemazmi kildinr. 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", dordiincii cild, iicyiizsekizinci sahifede, 
kadi, ya'ni hakimleri anlatirken buyuruyor ki, (Kafirlerin elinde bulunan islam 
memleketleri, dar-iil-harb degildir, dar-iil-islamdir. C un ki, buralarda kufr ahka- 
mi yayilmamisdir. Boyle yerlerdeki hakimler miislimandir ve hiikumet baskanla- 
n miislimandir. Bunlar kafirlere istemiyerek ita'at etmekdedir. Miisliman idare- 
ciler, kafirlere istiyerek ita'at ederlerse, fasik olurlar. Kafirlerin ta'yin etdikleri miis- 
liman valilerin, boyle memleketlerde Cum'a ve bayram nemazi kildirmalan, ha- 
rac almalan, hakim ta'yin etmeleri ve yetimleri evlendirmeleri caizdir. C un ki, 
millet miislimandir. Valinin kafirlere ita'ati mecburi ve hile olarakdir. Boyle 

- 257 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:17 



memleketlerde, miislimanlarm basmdaki vali de kafir ise, miislimanlarm secece- 
gi imamin Cum'a ve bayram kildirmasi ve secdikleri hakimin ser'i hiikmleri mak- 
bul olur. Yahud, miislimanlar, aralarmda bir vali secerler. Bu vali, hakimi ve ha- 
tibi ta'yin eder. Kafir valmin ta'yin etdigi miisliman hakimi miislimanlar begenir- 
se, bunun ser'i hiikmleri ve nemaz kildirmasi da caiz olur. Sultana lsyan edip, bir- 
kac memleketi eline ahp, hiikumet kuran bir miislimamn hakim ve imam ta'yin et- 
mesi caiz olur). 

Mekke-i miikerremenin Mina koyiinde, hac zemani Cum'a kihnir. Ciinki, o ze- 
man, sehr halini ahr ve vali veya Mekke emiri de bulunur. Hacilara kolayhk olmak 
icin Minada, bayram nemazi afv edilmisdir. Hac vazifelerini idare eden me'mur, 
ayrica izni yoksa, Cum'a kildiramaz. Arafatda kihnamaz. Ciinki, bos ovadir. Sehr 
halini alamaz. 

Her cesid sehrde, birkac cami'de Cum'a nemazi kihnabilir. Fekat, Hanefi mez- 
hebinin ba'zi alimleri ve uc mezhebin de cogunlugu, bir cami'den fazla Cum'a ki- 
lmmaz dedi. Sehr oldugu siibheli olan yerde de, Cum'amn kabul olmasi siibheli ola- 
cagmdan, Cum'a nemazinm son siinneti ile vaktin siinneti arasmda (Ahir zuhur), 
ya'nf (Son ogle) nemazi kilmaga niyyet ederek, ayrica dort rek'at kilmahdir. Bu 
dort rek'ati kilarken, niyyete (Uzerime farz olan) diye eklemelidir. Fekat, (Eda- 
si, ya'nikilmasi farz olan) dememelidir. Ciinki, ogle nemazi, ogle vakti farz olur- 
sa da, hemen kilmak farz olmaz. ikindiye, dort rek'at kilacak zeman kalinca eda- 
si farz olur. Edasi daha once farz olmaz. Cum'a nemazi kabul olmadi ise, bu dort 
rek'at, (Edasi farz olan) deyince Cum'a giinii ogle farzi olmaz. Bir gun onceki og- 
le farzi olur. Onu da, persembe giinii kilmis oldugundan, nafile olur. (Uzerime farz 
olan ahir zuhur) deyince, Cum'a giiniinun ogle farzi yerine gecer. Fekat, Cum'a ne- 
mazi kabul olmus ise, ogle farzi da kilmmis olacagmdan, bu dort rek'at nafile olur. 
Ciinki, farz niyyeti ile siinnet kihmr. Kaza nemazi var ise, bunu kilmis olmaz. Cum'a 
nemazi kabul olunca, ogle nemazi sakit olur denirse, persembe giinkii ogleye niy- 
yet edilmis olur ve yine nafile nemaz olur. Evvelce kilamadigi ogle nemazi varsa, 
bunu kaza etmis olmaz. (Uzerime son farz olan kilmadigim ogle nemazim kilma- 
ga) niyyet edilirse, Cum'a kabul olmus ise, bu nemaz, kaza nemazi yerine gecer ki, 
boyle niyyet uygundur. Kazasi olmiyan, ahir zuhurun dort rek'atinde de zamm-i 
sure okumahdir. Cum'a nemazi kabul olmayip, oglenin farzi yerine gecerse, farz- 
da sure okumak zarar vermez. Kazaya kalmis ogle nemazi olan kimse, sure oku- 
maz. Ciinki, Cum'a kabul olmazsa, oglenin farzi yerine gecer. Kabul olmus ise, ka- 
za yerine gecer. 

3. cii sart, ogle nemazmin vaktinde kilmakdir. Ogle ezam okununca, hemen dort 
rek'at (Cum'a nemazmin ilk siinneti) kihmr. Sonra, cami' icinde, ikinci ezan oku- 
nur. Sonra hutbe okunur. Sonra, cema'at ile iki rek'at (Cum'a nemazmin farzi) ki- 
hmr. Sonra, dort rek'at (son siinneti), bundan sonra, dort rek'at (uzerime farz olan, 
kilmadigim son ogle nemazim kilmaga) diye niyyet ederek, ahir zuhur nemazi ki- 
hmr. Bundan sonra, iki rek'at (vaktin siinneti) kihnir. Cum'a sahih olmadi ise, bu 
on rek'at, ogle nemazi olur. Bundan sonra, Ayet-el-ktirsive tesbihler okunup, diia 
edilir. Peygamber efendimiz Cum'amn iki rek'at farzmdan sonra, alti rek'at siin- 
net kilardi. 

(Esi'at-iil-leme'at)da, besytizbesinci sahifede diyor ki, (Emir-ul-mii'minm All 
"radiyallahu anh", Cum'a nemazinm farzmdan sonra alti rek'at daha kilmiz der- 
di. Abdullah ibni Omer "radiyallahu anhiima" Cum'a farzmdan sonra alti rek'at 
daha kilardi). Allame-i Sami seyyid Muhammed Emin ibni Abidin "rahmetulla- 
hi aleyh", ikinci cildde, i'tikafi anlatirken buyuruyor ki, ((Bedayi)da bildirildigi gi- 
bi, Cum'a nemazinm farzmdan sonra, imam-i a'zama gore dort rek'at, imameyne 
gore alti rek'at siinnet kihmr. Cum'a yalmz bir mescidde kihmr diyenlere gore, dort 
rek'at daha (Ahir zuhur) kilmak lazimdir. Cum'a her mescidde caiz olur diyenle- 

-258- 



re gore, bu dort rek'at nafile olur. Miistehab olur. Kilmak lazim olmaz ise de, kil- 
mamali diyen olmamisdir. Kilmak iyi olur). 

(Fetava-i Hindiyye)de diyor ki, (Kole, kadin, musafir ve hastamn Cum'a nema- 
zi kilmalan farz degildir. Hutbe dinliyenin en az bir erkek olmasi lazimdir. Din- 
liyen hie yoksa yahud yalmz kadmlar dinlerse, hutbe caiz olmaz. Cema'atin en az 
tic erkek olmasi ve bunlarm imam olabilecek kimseler olmalan sartdir. Kadm ve 
cocuk olurlarsa, Cum'a nemazi sahih olmaz). 

4. cii sart, vakt icinde hutbe okumakdir. Hutbeden sonra, nemaz kildirmak 
icin, hutbeyi dinleyenlerden birini vekil edebilir. Hutbeyi dinlemeyen kildira- 
maz. 

Alimlerimiz, Cum'a hutbesini okumak, nemaza dururken, (Allahti ekber) de- 
mek gibidir, dedi. Ya'ni, ikisini de, yalmz arabca okumak lazimdir. Farisi okumak 
da olur veya her dil ile okumak caizdir diyenler de oldu ise de, bu alimlere gore 
tahrimen mekruh olur. Hatibin, hutbede emr-i ma'rufdan baska seyleri, arabca bi- 
le soylemesi mekruhdur. Hatib efendi, icinden E'uzti okuyup, sonra ytiksek ses- 
le, hamd ve sena ve kelime-i sehadet, salat-ii selam okur. Sonra va'z, ya'ni seva- 
ba ve azaba sebeb olan seyleri hatirlatir ve ayet-i kerime okur. Oturup kalkar. ikin- 
ci hutbede, va'z yerine, mii'minlere diia eder. Dort halifenin ismlerini soylemesi 
lazimdir, miistehabdir. Sultanm, hiikumet adamlanmn adlarim soylemesi caiz 
degildir. Bunlan, kendilerinde olmiyan sifatlarla medh etmesi haramdir. Adalet 
ve ihsan etmeleri ve diismanlara galib olmalan icin, bunlara diia caiz olur denil- 
di ise de, diia ederken, kiifre ve harama sebeb olacak sey soylememelidir. Hutbe- 
ye diinya sozii kansdirmak haramdir. Hutbeyi, nutuk, konferans sekline sokma- 
mahdir. Zalim kimseleri, adil diye medh eden, din diismanlannm oliisiine, dirisi- 
ne diia eden, kafir olur. Miislimam da, yalan sozlerle medh etmek haramdir. Hut- 
bede va'z soylemesi demek, emr-i bil-ma'ruf ve nehy-i anil-miinker bildirmesi de- 
mekdir. Hikaye, siyaset, ticaret ve baska diinya islerini anlatmak demek degildir. 
[Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Bir zenian gelecek 
maymun sifath, insan suretli kimseler, minbere cikip, sizlere, din aleyhindeki soz- 
leri, dinsizligi, din diye soyliyeceklerdir).] Hatib efendiler, va'izler, bu hadis-i se- 
rifde bildirilen kimselerden olmamaga, dinsizlige alet olmamaga dikkat etmelidir. 
Miislimanlar, boyle kimselerin hutbelerini, va'zlanm dinlememelidir. (Nur-iil- 
fzah Tahtavi serhi) ikiyiizseksenbirinci sahifede, (Hutbeyi kisa okumak siinnetdir, 
uzun okumak mekruhdur) buyurmakdadir. 

Ibni Abidin hutbeyi ve iftitah tekbirini ve nemazda diiayi anlatirken buyuruyor 
ki, (Hutbeyi, arabiden baska lisan ile okumak, nemaza dururken, baska dil ile if- 
titah tekbiri almak gibidir. Bu ise, nemazdaki diger zikrler gibidir. Nemaz icinde- 
ki zikrleri ve diiayi arabiden gayri soylemek ise, tahrimen mekruhdur. Hazret-i 
Omer yasak etmisdir). Nemazm vaciblerini anlatirken diyor ki, (Tahrimen mek- 
ruh islemek, kiiciik giinah olur. Buna devam edenin adaleti gider). (Tahtavi)de di- 
yor ki, (Kiiciik giinaha devam eden de fasik olur. Fasik olan veya bid'at isliyen 
imamlarm arkasmda nemaz kilmamah, baska cami'de kilmahdir). Eshab-i kiram 
ve Tabi'in-i izam, Asyada ve Afrikada, hutbeleri hep arabi okudu. C un ki, baska 
dil ile okumak, bid'at ve mekruh olur. Halbuki, dinliyenler arabi bilmiyor, hutbe- 
leri anlamiyorlardi. Din bilgileri de yokdu. Onlara ogretmek lazimdi. Fekat, yine 
arabi okudular. Hindistan alimlerinden Muhammed Viltormin 1395 [m. 1975] 
tarihli (El-edilletiil-kavati') kitabinda, (Cum'a ve bayram hutbelerinin hepsini ve- 
ya bir kismini arabiden baska dil ile okumak bid'atdir. Tahrimen mekruhdur. 
Hep boyle okuyan imamm arkasmda nemaz kihnmaz) yazilidir. Bu fetva, arabi- 
dir. 1396 [m. 1976] da, istanbulda basdinlmisdir. Bunun icin, Turkiyedeki islam 
alimleri, altiyiiz seneden beri, hutbeleri tiirkce okutup, milletin anlamasmi cok is- 
tediler ise de, hutbelerin kabul olmiyacagim diisiinerek, buna izn veremediler. Ay- 

-259- 



rica, Cum'a va'izlan koydular. Bu va'izlar, nemazdan once veya sonra, hutbenin 
ma'nasim anlatirdi. Cema'at, hutbeyi boylece ogrenirdi. 

Seyyid Abdiilhakim Efendi "kuddise sirruh" buyurdu ki, (ibadet, emrleri yap- 
mak demekdir. Kur'an-i kerimi, hutbeyi okumak ibadetdir. Bunlarm ma'nasim an- 
lamak emr olunmadi. Bunlan anlamak, ibadet degildir. Kur'an-i kerimi anlamak 
icin, yetmisiki yardimci ilmi ve sekiz temel ilmi ogrenmek lazimdir. Ancak, bun- 
dan sonra, Kur'an-i kerimi anlamaga isti'dad hasil olup, cenab-i Hak, ihsan eder- 
se, anliyabilir. Herkes anlamalidir demek, dine mudahene etmek olur. Kur'an-i ke- 
rimi anlamak icin, isti'dadi cok olan on sene, orta olan elli sene cahsmak lazimdir. 
Bizim gibi az olanlar ise, yiiz sene de calissak anhyamayiz. islamiyyetde ilm diye, 
faideli bilgilere denir. Faideli ilm, se'adet-i ebediyyeyi elde etmege, ya'ni Allahii 
tealanm rizasim kazanmaya vesile olan ilmdir ki, bunlara, (islam bilgileri) denir). 

5. ci sart, hutbeyi nemazdan once okumakdir. Akil, balig olan erkeklerin yanin- 
da okumasi lazimdir. Fekat, cema'atin isitmesi, anlamasi sart degildir. 

[(Hindiyye), (Diirr-iil-muhtar) ve (imdad)da diyor ki, (Hutbe okurken, ce- 
ma'at olarak, bir erkek bulunmasi yetisir. Hepsi sagir olsalar veya uyusalar, hut- 
be sahih olur. Hie erkek bulunmasa, kadinlar dinleseler, hutbe sahih olmaz). Go- 
riiliiyor ki, cema'atin hutbeyi anlamalan zaruret degildir. Ciinki, duymalan bile la- 
zim degildir. (Diirr-iil-muhtar)da diyor ki, (Hutbeyi baska dil ile okumak, nema- 
za dururken, (Allahii ekber) demek gibidir. Nemaz icindeki diia ve tesbihler de boy- 
ledir). ibni Abidin buyuruyor ki, (imam-i a'zama gore, arabi okuyabilen imamm 
da bunlan baska dil ile soylemesi caizdir. Fekat mekruhdur. iki imama gore ise, ara- 
bi okuyabilen imamin, bunlan baska dil ile okumasi caiz degildir. [imam-i a'zamm 
da bu kavle riicu' etdigi (Mecma'ul-enhiir)de yazihdir.] (Velvalciyye)de, nemaz tek- 
birini soylemek ibadetdir. Allahii teala, baska dil ile soylenmesini sevmez diyor. 
Bunun icin, hepsini veya bir kismini baska dil ile okumak, caiz olunca da, ibadet 
icinde tahrimen, ibadet dismda tenzihen mekruh olur. Nemazda ayakda, ayet-i ke- 
rimeleri baska dil ile okumamn caiz olmadigi ise, sozbirligi ile bildirildi. Fetva da 
boyledir). Diger iic mezheb imami da, iki imamimiz gibi ictihad buyurarak, arabi 
okuyabilenin, baska dil ile okudugu hutbe sahih olmaz demislerdir. (Bedayi')da di- 
yor ki, (Hutbenin bir kismmi arabi, bir kismini da baska dil ile okumak, arabi naz- 
mi bozar. Bu ise mekruhdur). Baska dil ile okuyan, Selef-i salihinin yolundan ay- 
nlmis, bid'at islemis olur. Yoldan sapanlann Cehenneme gidecegi, Nisa suresinin 
yiizondordtincii ayetinde bildirilmisdir. ibadet yaparken televizyon, ho-parlor 
kullananlarm da, bu [114]. ayet-i kerimeyi dusiinmeleri lazimdir]. 

Imam-i a'zama gore, yalmz (Elhamdiilillah) veya (Stibhanallah) yahud (Laila- 
he illallah) demekle hutbe okunmus olur. Fekat tenzihen mekruh olur. iki imama 
gore, en az, Ettehiyyatu okuyacak kadar uzatmak lazimdir. iki kisa hutbe yapmak 
stinnetdir. iki hutbe arasmda oturmamak giinahdir. Peygamberimiz "sallallahii aley- 
hi ve sellem" Cum'a hutbesinde bir ayet veya sure okurdu. Hutbede ve her yerde, 
sure okurken, E'uzii ve Besmele okunur. Ayet-i kerime okurken, alimlerin cogu- 
na gore, yalmz E'uzii okunur. Besmele okunmaz. Hatibin siyah ciibbe giymesi ve 
hutbeden once, minberin sag yanmda siinnet kilmasi siinnetdir. Hutbeyi ayakda 
okumak siinnetdir. 

6. ci sart, Cum'a nemazim cema'at ile kilmakdir. imamdan baska, hanefide iic, 
safi'ide kirk, malikide oniki erkek yetisir. Hutbeyi dinleyen cema'atin hepsi gidip, 
baskalanmn kilmalan caizdir. Hanefide, musafir ve hasta ile de cema'at hasil 
olur. 

7. ci sart, Cami'in herkese acik olmasidir. Kapiyi kilitleyip icerde kihmrsa, ca- 
iz olmaz. Fekat fitneye sebeb olmamak icin, kadmlan Cum'a nemazma cami'e sok- 
mamak, nemaza zarar vermez. 

Cum'a nemazinin (Viicub sartlan) dokuzdur. Ya'ni, bir kimseye farz olmasi icin 

-260- 



dokuz sart lazimdir ki, sunlardir: 1- Sehrde, kasabada oturmakdir. Miisafirlere ve 
koylulere farz degildir. Sehrde bulunup ezam isiten koyluye farz olur. Evi, sehrin 
kenanndan bir fersah, ya'ni bir saat [alti kilometre] uzakda olanlara farz olur. 2- 
Saglam olmakdir. Hastaya ve hastayi birakamiyan hastabakiciya ve cok ihtiyara 
farz degildir. 3- Hiir olmakdir. iscilere, me'murlara, askerlere Cum'a nemazi 
farzdir. Patronlar, miidirler bunlan nemazdan men' edemez. Yol uzak olup, bir- 
kac saat isden kalirsa, iicretlerinden kesebilirler. 4- Erkek olmakdir. Cum'a nema- 
zi kadinlara farz degildir. 5- Akil ve balig olmakdir. 6- Kor olmamakdir. Yolda go- 
tiiren olsa bile, a'ma olana farz degildir. Yardimcisiz cami'e gidebilen a'maya, has- 
taya ve sasiya farzdir. 7- Yiiriiyebilmekdir. Nakl vasitasi olsa bile felcliye, ayak- 
siza farz degildir. 8- Mahbus olmamak ve diisman korkusu, hiikumetden, zalimden 
korkusu olmamakdir. 9- Cok yagmur, kar, firtma, camur olmamakdir. Cok soguk 
olmamakdir. 

Bu ozrlerden biri bulunan erkek, isterse Cum'a nemazi kilabilir. Cum'a nema- 
zinin kadinlara farz olmadigmi bildiren hadis-i serifler, (Tefsfr-i Mazhen)de ve (Mis- 
kat-iil-mesabih)de yazihdir. 

Miisafir ve hasta Cum'a nemazi kildirabilir. Ozrsiiz Cum'a kilmiyanm, Cum'a 
kihnmadan once, sehrde ogle kilmasi haramdir. Sonra ise, kilmasi farzdir. Ozr ile 
Cum'a kilmiyanlarm, ogle nemazini sehrde cema'at ile kilmalan mekruhdur. 

Imam otururken veya secde-i sehv yaparken yetisen, imama uyar. imam selam 
verince, kalkarak iki rek'at Cum'a nemazini temamlar. Bayram nemazma gee 
yetisen de boyle yapar. 

imam minbere cikmca, cema'atin nemaz kilmasi ve konusmasi haram olur. 
Hatib efendi dua ederken, cema'at sesle amin demez. icinden sessiz denir. Sale- 
vati de ses ile degil, kalb ile soylerler. Kisacasi, nemaz kilarken yapmasi haram olan 
her sey, hutbe dinlerken de haramdir. Uzakda olup, hutbeyi isitmiyenlere de ha- 
ramdir. Akreb, hirsiz, kuyu gibi zararh seyleri, zararlan dokunacak olana, bunu 
soyleyip kurtarmak caizdir. El ile, bas ile isaret ederek bildirmek iyi olur. Miiez- 
zinlerin hutbe arasmda bagirarak, birsey okumasi mekruhdur. 

Cum'a nemazi icin, birinci ezani isiten her muslimanm isini, alis verisini bira- 
kip nemaza gitmesi farzdir. Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" zemanin- 
da birinci ezan yokdu. Yalniz minberin oniinde okunurdu. Osman "radiyallahii 
anh" halife iken, birinci ezam da emr etdi. Resulullahin "sallallahu aleyhi ve sel- 
lem" minberi, mihrabm sol tarafmda idi ve iic basamak idi. [Mihrab oniinde kib- 
leye karsi duran kimsenin sag tarafmda minber ve sol tarafmda (Hucre-i se'adet) 
bulunur.] Hutbenin ikinci kismini, asagi basamaga inip okuyup, sonra tekrar yu- 
kan basamaga cikmak, cirkin bir bid'atdir. 

Hutbe ile nemaz arasmda hatib efendinin diinya islerinden soylemesi tahrimen 
mekruhdur. Farzlan yapmagi, haramlardan kacmmagi soyliyebilir. Hutbeden ol- 
miyan seyleri soyleyerek, nemazi gecikdirirse, hutbesi kabul olmaz. Hutbeyi tek- 
rar okumasi lazim olur. C ocu g un hutbe okumasi caiz olup, nemazi imam kildinr. 
Cum'a giinti, ogleden evvel sefere cikmak caizdir. Ogleden sonra Cum'a kilmadan 
cikmak mekruhdur. 

Mekke-i miikerreme ve Bursa gibi, harb ile alman sehrlerde, minbere cikarken 
sol eline kilmc ahr. Kilmca dayanarak okur. 

Yemek yirken, ezan okunursa, nemaz vakti kacacaksa, yemegi birakir. Cema'ati 
kaciracaksa, yemegi birakmaz. Yalniz kilar. Cum'a nemazi cema'atini kacirmaz. 

Koylii Cum'a nemazi icin ve ahs veris icin sehre gelirse, nemaz niyyeti fazla ise, 
Cum'a nemazma gitmek sevabma kavusur. Nemaz sevabi baskadir. Bu sevaba her- 
halde kavusur. Diinya isi de dusiinerek yapilan her ibadet boyledir. [Hac bahsi ba- 
sina bakimz!] 

-261- 



Hutbe baslamadan once, omuza, elbiseye basmamak iizere, minbere veya 
mihraba yakm olmak icin saflar arasmdan gecmek caizdir. Hutbe okunurken yer 
degisdirmek, yanmdakine sikinti vermek haramdir. Cema'at arasinda dolasa- 
rak dilenmek ve buna sadaka vermek haramdir. Boyle dileneni cami'den cikar- 
malidir. 

Cum'a gunleri diianm kabul olacagi bir an vardir. Bu an, hutbe ile Cum'a ne- 
mazi icindedir diyenler cokdur. Hutbe dinlerken, diia kalbden olur. Ses cikarmak 
caiz degildir. Bu an her sehr icin baskadir. Cum'a giinii, gecesinden daha kiymet- 
lidir. Gecesinde veya giindiizunde (Sure-i Kehf) okumak cok sevabdir. (Tefsfr-i 
Mazherf.) 

Cum'a nemazi icin gusl abdesti almak, giizel koku siiriinmek, yeni, temiz giyin- 
mek, sac, tirnak kesmek, cami'de buhor [koku] yakmak, (Tebkfr) [cami'e erken 
gelmek] siinnetdir. (Durr-iil-muhtar)da, besinci cildde buyuruyor ki, (Her miisli- 
manm Cum'a gunleri, Cum'a nemazmdan once veya sonra basmi tras etmesi ve tir- 
naklarmi kesmesi siinnetdir. Nemazdan sonra kesilmesi efdaldir. Nitekim bunlar, 
hacdan sonra yapilir. Cum'a giinii kesemiyen, baska gunlerde kesmelidir. Sonra- 
ki Cum'a giinii kesmegi beklememelidir. Harbde tirnaklan ve biyiklan uzatmak 
miistehabdir. Her Cum'a giinii yikanarak ve koltuk ve kasik killanni tras ederek 
temizlemek miistehabdir. Killan ilac ile [Rosma pudrasi ile, jilet ile] veya yolarak 
almak caizdir. Onbes giinde bir tras etmek de caizdir. Kirk giinden fazla, tras et- 
memek tahrimen mekruhdur). Diibiir killanni izale etmenin de miistehab oldugu 
Tahtavinin "rahmetullahi teala aleyh" imdad hasiyesinde yazihdir. 

Tirnagi uzun olamn nzki mesakkat ile, sikinti ile hasil olur. Hadis-i serifde bu- 
yuruldu ki, (Cum'a giinii tirnagini kesen kimse, bir hafta, belalardan eniin olur). 

Biyik kazimak bid'atdir. Biyiklan kirkarak, kaslar kadar kisaltmak siinnetdir. 
Sakali [cenedeki ile birlikde] bir tutam uzatmak ve bundan fazlasmi kesmek siin- 
netdir. Sakalm ve biyigin arasinda bulunan beyaz kill yolmak caizdir. Sakalm bir 
tutamdan fazla uzun olmasi, aklm az olmasina alamet olur, denildi. 

(Tebyin)de ve bunun Selbi "rahmetullahi teala aleyh" hasiyesinde, gusliin 
farzlarim anlatirken diyor ki, (Miislimdeki hadis-i serifde on sey siinnetdir: Biyi- 
gi kisaltmak, sakali uzatmak, misvak kullanmak, mazmaza, istinsak, tirnak kesmek, 
ayak parmaklarim yikamak, koltuk altim temizlemek, kasiklan temizlemek, su ile 
istinca buyuruldu). Sakal uzatmanm siinnet oldugunu bu hadis-i serif acikca bil- 
dirmekdedir. Sakali bir tutam uzatmak ve bir tutamdan fazlasmi kesmek siinnet- 
dir. Ba'zilarinm yapdigi gibi yanaklan kaziyip, yalmz cenede sakal birakmak, bu 
siinneti, degisdirmek olur. Sakali bir tutamdan kisa birakmak da, siinnete uygun 
degildir. Siinnete uymak niyyeti ile kisa sakal birakmak bid'at olur. Haram olur. 
Boyle kisa sakali bir tutama kadar uzatmak vacib olur. Adet oldugu icin, herke- 
se uymus olmak icin sakal kazimak mekruh olur. Zalimler arasinda kahp, alay edil- 
memek, eziyyet gormemek icin veya haram ve kiifr islememek, yahud farzlan ya- 
pabilmek icin, nafaka kazanmak, genclere emr-i ma'ruf ve nehy-i anilmiinker ya- 
pabilmek icin, din-i islama hizmet edebilmek, mazlumlara yardim edebilmek, 
fitne cikmasim onlemek icin, sakali biisbiitiin tras etmek caiz ve lazim olur. Bu sa- 
yilan seyler, siinneti terk etmek icin ozr olur, fekat, bid'at islemek icin ozr olmaz- 
lar. 

(El-halal vel-haram) kitabinda diyor ki, (Hadis-i serifde, Miisriklere muhalefet 
ediniz. Sakalinizi uzatiniz! buyuruldu. [Bu kitabm yazari olan Yusiif Kardavi, 
onsoziinde mezhebsiz oldugunu i'lan etdiginden, yazilan sened olamaz ise de, bu 
hadis-i serifi Ehl-i siinnete uygun aciklamisdir.] ibni Teymiyye, bu hadis sakal ka- 
zimanin haram oldugunu gosteriyor, dedi. (Feth)de, Iyaddan alarak, mekruhdur, 
denildi. Mubah diyenler de oldu. Dogrusu, hadis-i serif, sakal uzatmanm vacib ol- 
dugunu gostermiyor. Yehiidi ve Nasara, sakal boyamaz. Siz onlara muhalefet 

-262- 



edip boyayiniz! hadfs-i serifine bakarak, sakal boyamanin vacib oldugunu soyli- 
yen alim olmamisdir. Bu hadis-i serifler, miistehab oldugunu gostermekdedir. 
Selef-i salihm sakal kazimazdi. Ciinki, o zeman, sakal uzatmak adet idi). Sakala kiy- 
met vermiyen kafir olur. Yiiziinii, kadin gibi parlak yapmak, kadmlara benzemek 
icin sakal kazitmak, ceneyi kaziyip, yanaklar iizerinde uzatmak haramdir. Ciinki, 
erkeklerin kadmlara ve kadmlarm erkeklere benzemeleri haramdir. Kadmlara ben- 
zemegi diisiinmeyip, gene ve giizel goriinmek icin sakal kazimanin mekruh oldu- 
gu, (Kimya-i se'adet)de, abdestin sonunda yazilidir. Kadinin sacini ozrsiiz kazima- 
si mekruhdur. Erkeklere benzeterek kazimasi, tras etmesi haram olur. Kadmlarm 
saclanni biraraya topliyarak, basda, ensede, deve horgiicii gibi, topuz yapmalan, 
hadis-i serif ile yasak edilmisdir. Bu hadis-i serif, (Berika) ve (Hadika)da ve Yu- 
siif Kardavinin (El-halal vel-haram til-islam) kitabmda, yazilidir. Kadinin uzun sa- 
cini ortmesi giic veya fitneye sebeb oldugu zeman, kulak yumusagma kadar kesip 
kisaltmasi caiz olur. 

(Hadikat-iin-nediyye)de yiizkirkbirinci sahifede diyor ki, (Siinnet iki diirliidiir: 
Siinnet-i hiida ve siinnet-i zevaid. Siinnet-i hiida, cami'de i'tikaf etmek, ezan, ika- 
met okumak, cema'at ile nemaz kilmak gibidir. Bunlar, islam dininin si'andir. Bu 
iimmete mahsusdurlar. [Cocuklarm siinnet edilmelerinin de boyle oldugu, ibni Abi- 
dinin son cildinin sonunda yazilidir.] Bir sehr halki, bu siinnetlerden birini terk eder- 
se, bunlarla harb edilir. Bes vakt nemazdan iiciiniin revatib, ya'ni miiekked siin- 
netleri de boyledir. Siinnet-i zevaid, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" gi- 
yim, yimek, icmek, oturmak, barmmak, yatmak ve yiiriimekdeki adetleri ve iyi is- 
lere sagdan baslamak, sag el ile yiyip icmek gibidir). ikinci cildin besyiizsekseni- 
kinci sahifesinde diyor ki, (Ba'zi hadis-i seriflerde sakal boyamak emr olundu. Ba'zi- 
larinda da yasak edildi. (Hiristiyanlar boyar, Siz boyamayimz. Onlara benzeme- 
yiniz!) buyuruldu. Bunun icin, selef-i salihinden bir kismi boyadi. Bir kismi boya- 
madi. Ciinki, buradaki emre ve yasaga uymak vacib degildir. Bunun icin, bu isde, 
bulunulan sehrin adetine tabi' olunur. Adete uymamak sohret olur. Mekruh 
olur). Hindistan alimlerinden Sah Veliyyullah-i Dehlevinin "rahmetullahi teala 
aleyh" (Et-tefhimat) kitabmm ikinci cildi, iicyiizyirmidordiincii sahifesinde, biiyiik 
alim Muhammed Senaiillah Pani-piitibuyuruyor ki, (Restilullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem", bas ortiisii ile basini orter, antari, tasmali ayakkabi ve benzerlerini 
giyerdi. Halife Omer "radiyallahii anh" da, Azerbaycandaki askerlerine mektub 
yazarak, boyle giyinmelerini emr eyledi. Fekat simdi, boyle giyinmek adet degil- 
dir. Memleketde adet olan seyler giyilmezse, sohret olur. Parmakla gosterilmege, 
fitneye sebeb olur. Hadis-i serifde, (insamn parmakla gosterilmesi, kendisine ko- 
tiiliik olarak yetisir) buyuruldu. Bunun icin, giyinmekde, miislimanlarm adetleri- 
ne uymak lazimdir. Hazret-i Omer zemaninda, antari, bas ortiisii ve tasmali ayak- 
kabi giymek mii'minlerin adeti idi. Boyle giyinmek, imtiyaza, sohrete ve parmak- 
la gosterilmege sebeb olmazdi.) Simdi ise olur. imam-i Rabbani, iicyuzoniiciincu 
mektiibda buyuruyor ki, (Krymetli hanefi kitablarmdan anlasihyor ki, islam kadm- 
lan, onii acik antari ile ortiiniirlerdi. Kadmlarm, onii acik antari giydikleri yerde, 
erkeklerin onii kapah giymeleri, onii kapah giydikleri yerde ise, onii acik antari giy- 
meleri lazimdir. Sohret afetdir. Felakete sebeb olur). ikiyiizseksensekizinci mek- 
tiibda buyuruyor ki, (Fitneyi uyandirana, Allah la'net etsin!) hadis-i serifdir. 

(Esi'at-ul-leme'at)in birinci cild, ikiyiizonikinci sahifesinde, (On giizel $ey, 
Peygamberlerin siinnetidir) hadis-i serifini aciklarken, sakal uzatmanm bu on 
seyden biri oldugunda sozbirligi bulunmadigim bildiriyor. (Tergfb-iis-salat) kirki- 
kinci faslmda, bu on seyi ve bunlarm (siinnet-i hiida) olduklanni yaziyor. Bunla- 
nn arasmda, sakal uzatmak yokdur. (Esi'a)da sakali bir tutam uzatmak, vacibdir 
denilmisdir. Hadis-i serifde bu on seye acikca siinnet denildigi halde, sakal uzat- 
magi bunlardan ayirarak vacib demesi, sakali siinnete uygun olarak uzatmak adet 

-263- 



olan yerlerde, sakal kazimamn ve bir tutamdan kisa yapmamn fitneye sebeb ola- 
cagi icindir. Ciinki, sohrete, fitneye sebeb olan bir isi yapana hadis-i serifde la'net 
edilmisdir. Sakal birakmanm adet oldugu yerlerde, sakal kazimak fitneye sebeb ola- 
cagi gibi, sakal trasimn adet haline getirildigi yerlerde sakal birakmak da, fitneye 
sebeb olabilir. Bir tutamdan kisa birakmak ise, bid'at olur. Bu fitneye diismemek 
ve bid'at islememek icin, bulundugu memleketin adetine uyarak sakalmi tras et- 
mesi vacib olur. (Hadika)nm yiizkirksekizinci sahifesinde, (Bid'at islemek, siinne- 
ti terk etmekden daha zararhdir. Bid'ati terk etmek lazimdir. Siinneti yapmak la- 
zim degildir) demekdedir. Ciinki, mubah ve caiz olan seylerde ve siinnet-i zevaid- 
de, memleketin adetine uymak, fitne cikarmamak lazimdir. Fekat farz, vacib, siin- 
net-i hiida olan seyleri yapmakda ve haramdan, mekruhdan ve bid'atden sakmmak- 
da adete uyulmaz. Bunlar, ancak fikh kitablannda bildirilmis olan ozrlerle ve an- 
cak izn verildigi kadar degisdirilebilirler. Sakal birakmanm islamm siari olmadigi- 
m, islam dinine mahsus olmadigmi, bunun icin siinnet-i hiida olmadigmi yukanda- 
ki hadis-i serif acikca gostermekdedir. Goriiliiyor ki, sakal birakmak siinnet-i ze- 
vaiddir. Din gorevlilerinin hicbir zeman, ya'ni adete uyarak da, siinnet-i zevaidi ve 
mustehablan da terk etmeleri caiz degildir. Bunlar, her zeman bir tutam sakal bi- 
rakmahdir. Sakali bir tutamdan kisa yapmak siinneti degisdirmek olur. Kisa saka- 
la siinnet demek, bid'at olup, biiyiik giinahdir. Sakalm [Cenedeki ile birlikde] bir 
tutamdan kisa olmasma hicbir alimin mubah demedigi fikh kitablannda yazihdir. 
Bir tutam, dort parmak genisligidir. Ceneyi alt dudak kenarmdan avuchyarak 61- 
ciiliir. Sakali olanin, guslde sakal diplerindeki deriyi lslatmasi farzdir. Islatmazsa, 
guslii ve abdesti ve dolayisi ile nemazi sahih olmaz. 

Erkeklerin sacim sakalmi siyahdan baska renge boyamasi caizdir. Siyaha boya- 
maga da caiz diyen oldu. Elini ayagmi, tirnagmi boyamasi caiz degildir. Ciinki ka- 
dmlara benzemek olur. Kadinlann, yabanci erkeklere gostermemek sarti ile ve ab- 
destde, guslde yikamaga mani' olmiyan boya ile boyamalan caizdir. 

M uhammed Hadimi "rahmetullahi teala aleyh" hazretlerinin (Berika) kitabi- 
nin [1284] Istanbul baskismda, ikinci cildi, 1229. cu sahifesinde buyuruyor ki, (Ka- 
dmlarm saclarmi ve erkeklerin sakallarmi kazimalan caiz degildir. Kadmm saka- 
li olursa, kazimasi caizdir. Hadis-i serifde, (Biyiklarimzi kisaltuuz! Sakahnizi 
uzatiniz!) buyuruldu. Bu emre gore, sakal kazimak siinnete muhalif olur. Bu ha- 
dis-i serif, viicubu gosterseydi, sakal kazimak haram olurdu. (Tatarhaniyye) kita- 
binda, (Tecnis)den alarak diyor ki, bu hadis-i serif, sakali kazimayiniz ve bir tu- 
tamdan kisa yapmaymiz demekdir. Tahaviden almdigi bildirilerek soylenen, (Sa- 
kalmi kaziyan veya bir tutamdan kisa kesen kimsenin imam olmasi caiz olmaz. Yal- 
niz kildigi nemazi da mekruh olur. Diinyada ve ahiretde mel'un ve merduddur) 
gibi sozlerin ve (Tefsir-i Kurtubi)den almdigi bildirilen bunlara benzer sozlerin 
ash yokdur, sabit olmamislardir). 1336. ci sahifesinde buyuruyor ki, (Kadmlarm 
da kaslanni yolarak inceltmeleri haramdir. Aim, yanak, cene tizerinde cikan kil- 
larim yolmalan, kazimalan caizdir). Kesilen saci, sakali ve diger killan ve tirnak- 
lan gommeli veya kabr iizerine, basilmiyan yere koymali veya denize birakmah- 
dir. Halaya, bulasik cukuruna atmak mekruhdur. Tirnagi dis ile koparmak mek- 
ruhdur. Baras hastahgi yapar. Kadmlarm kesilen parcalan, erkeklere gosterme- 
si haramdir. 

Erkeklerin basi kazimalan veya saclan uzatip, tarayip ikiye ayirmalan siinnet- 
dir. Sac biikmeleri, ormeleri mekruhdur. (Bahr-iir-raik)da, (El-kerahiyye) kismin- 
da diyor ki, (Erkegin basmm ortasmi kaziyip, etrafmdaki saclarmi uzatmasi caiz- 
dir. Fekat, sarkan saclarmi biikiip fitil yapmasi mekruh olur. C un ki, fitil yapma- 
si, ba'zi kafirlere tesebbiih [benzemek] olur). Buradan da anlasihyor ki, kafirle- 
rin adetlerine benzedigi icin men' olunan seyi yapmak, haram olmuyor, mekruh 
oluyor. Bunun icin, (Miisriklere benzemeyiniz. Sakal uzatiniz!) ve (Nemazinizi 

-264- 



na'lin ile kihn. Yehudilere benzemeyin!) hadis-i serifleri, sakal kazimanm ve cip- 
lak ayak ile nemaz kilmamn, mekruh oldugunu gostermekdedir. 239. cu sahifede 
nemazin mekruhlannm 25. cisine bakimz! 

Yalniz Cum'a giinleri oruc tutmak ve yalniz Cum'a geceleri tehecciid kilmak 
mekruhdur. Giines tepede iken, [ya'ni ogle nemazmm vaktinden temkin zemani 
kadar evvel olan zeman icinde], her nemazi kilmak haramdir. Bu zemanda, her ne- 
mazi kilmamn, Cum'a giinleri de haram oldugu sozii daha kuvvetlidir. 

Cum'a giinii, ruhlar toplamr ve birbirleri ile tamsirlar. Kabrler ziyaret edilir. Bu- 
gtin kabr azablan durdurulur. Ba'zi alimlere gore, mti'minin azabi artik baslamaz. 
Kafirin Cum'a ve Ramezanda yapilmamak iizere, kiyamete kadar siirer. Bugiin ve 
gecesinde olen mii'minler kabr azabi hie gormez. Cehennem, Cum'a giinii cok si- 
cak olmaz. Adem "aleyhisselam" Cum'a giinii yaratildi. Cum'a giinii, Cennetden 
cikanldi. Cennetdekiler, Allahii tealayi Cum'a giinleri goreceklerdir. 

Asagidaki yazi (Riyad-un-nasihin)den terceme edildi: 

Allahii teala, Cum'a giiniinii mushmanlara mahsiis kilmisdir. Cum'a suresi so- 
nundaki ayet-i kerimede mealen; (Ey inian etmekle sereflenen kullarim! Cum'a 
giinii, ogle ezani okundugu zeman, hutbe dinlemek ve Cum'a nemazi kdmak icin 
cami'e kosunuz. Alis verisi birakiniz! Cum'a nemazi ve hutbe, size, baska isleri- 
nizden daha faidelidir. Cum'a nemazim kildikdan sonra, cami'den cikar, diinya is- 
lerinizi yapmak icin dagilabilirsiniz. Allahii tealadan nzk bekliyerek cahsirsimz. 
Allahii tealayi cok hatirlayiniz ki, kurtulabilesiniz!) buyuruldu. Nemazdan sonra, 
istiyen isine gider cahsir. istiyen cami'de kahp, nemaz, Kur'an-i kerim, diia ile mes- 
gul olur. Nemaz vakti ahs veris sahihdir. Fekat, giinahdir. Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir miisliman, Cum'a giinii gusl abdesti alip, 
Cum'a nemazina giderse, bir haftahk giinahlan afv olur ve her adimi icin sevab ve- 
rilir). Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Giinlerin en kiymetlisi Cum'adir. Cum'a 
giinii, bayram giinlerinden ve asiire giiniinden daha kiymetlidir. Cum'a, diinyada 
ve Cennetde mii'minlerin bayramidir). Bir hadis-i serifde, (Cum'a nemazi kilmi- 
yanlann kalblerini, Allahii teala miihiirler. Gafil olurlar) buyurdu. Bir hadis-i se- 
rifde, (Bir kimse, mani' yok iken, iic Cum'a nemazi kilmazsa, Allahii teala, kal- 
bini miihiirler. Ya'ni, iyilik yapmaz olur) buyurdu. Ozrii yok iken, birbiri arkasin- 
da iic Cum'a nemazina gitmiyen kimse miinafik olur. Ebu All Dekkak oliirken iic 
sey nasihat eyledi: (Cum'a giinii gusl abdesti ahniz! Her aksam abdestli olarak ya- 
tiniz! Her halinizde, Allahii tealayi hatirlayiniz!) Bir hadis-i serifde, (Cum'a giin- 
lerinde bir an vardir ki, mii'minin o and a etdigi diia red olmaz) buyurdu. Ba'zila- 
n, bu an, ikindi ile aksam ezanlan arasindadir, dedi. Farisi (Tergib-iis-salat) ki- 
tabindaki hadis-i serifde buyuruldu ki, (Cum'a giinii sabah nemazindan once, iic 
kerre EstagfirullahePazim ellezila ilahe ilia hiivel hayyelkayyiime ve etubii ileyh 
okuyamn, kendinin ve anasimn ve babasimn biitiin giinahlan afv olur). [Kul hak- 
lanni ve kazaya kalan farzlan odemek ve haramlardan vaz gecmek sartdir.] Bir 
hadis-i serifde, (Cum'a nemazindan sonra, yedi dePa ihlas ve Mu'avvizeteyn 
okuyani, Allahii teala, bir hafta, kazadan, beladan ve kotii islerden korur) buyur- 
du. Cum'a giinii yapilan ibadetlere en az, iki kat sevab verilir. Cum'a giinii isle- 
nen giinahlar da, iki kat yazilir. Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Cumartesi giin- 
leri yehudilere, pazar giinleri nasaraya verildigi gibi, Cum'a giinii, miislimanlara 
verildi. Bugiin, miislimanlara hayr, bereket, iyilik vardir). 

Cum'a giinleri ve hergiin su (istigfar diiasi)m cok okumahdir: Allahiimmagfir 
If ve li abai ve iimmehati ve li ebnai ve benati ve li ihveti ve ehavati ve li-a'mami 
ve ammatf ve li-ahvali ve halati ve li-zevceti ve ebeveyha ve li-esatizeti ve lil-mii'mi- 
n me vel-mii'minat vel hamdii-lillahi Rabbil'alemin! 



265 



72 — BAYRAM NEMAZLARI 

Sevval ayinm birinci giinii fitr bayrammm, Zilhiccenin onuncu giinii de, kurban 
bayraminm birinci giinleridir. Bu iki giinde, giines dogdukdan ve kerahet vakti cik- 
dikdan sonra, ya'ni israk vaktinde, iki rek'at bayram nemazi kilmak, erkeklere va- 
cibdir. Bayram nemazlarinm sartlan, Cum'a nemazinm sartlan gibidir. Fekat, 
burada hutbe siinnetdir ve nemazdan sonra okunur. Fitr bayrammda nemazdan on- 
ce tath [hurma veya seker] yimek, gusl etmek, misvak kullanmak, en yeni elbise 
giymek, fitrayi nemazdan once vermek, yolda yavasca tekbir okumak mustehab- 
dir. 

Kurban bayrami nemazindan once birsey yimemek, nemazdan sonra, once 
kurban eti yimek, nemaza giderken, yiiksek sesle, ozrii olan yavasca (Tekbir-i tes- 
rik) getirmek miistehabdir. (Halebi-yi kebir)de diyor ki: 

(Bayram nemazlan iki rek'atdir. Cema'at ile kilinir. Yalniz kilmmaz. Birinci 
rek'atde, Siibhanekeden sonra, iic kerre (Tekbir-i zevaid) soylenir. Ya'ni, eller uc 
def a kulaklara kaldinlip, birinci ve ikincisinde, iki yana uzatihr. Ucunctisiinde, go- 
bek altma baglamr. imam efendi yiiksek sesle, Fatiha ve zamm-i sure okudukdan 
sonra, dogru riikii'a egilinir. ikinci rek'atde, once Fatiha ve zamm-i sure okunup, 
sonra, iki el, yine iic kerre kulaklara kaldinhr. Ucunde de yanlara sallandinhr. Dor- 
diincii tekbirde, kulaklara kaldinlmayip, riikii'a egilinir. Birinci rek'atde bes, 
ikinci rek'atde dort tekbir getirilmekdedir). Bu dokuz tekbirde ellerin nereye 
gotiiriilecegini unutmamak icin, kisaca (iki salla, bir bagla. tic salla, bir egil) di- 
ye ezberlenir. (Ma-la-biidde)de diyor ki, (Cema'ate yetisemiyen, bayram nema- 
zmi kaza etmez. Ozr ile kilamazlarsa, fyd-i fitrda bayramm ikinci giinii, iyd-i ed- 
hada uciincii giinii de kilarlar). 

(Iyd), bayram demekdir. Her yil, Ramezan aymda ve Arefe giinunde giinahla- 
n afv edildigi icin miislimanlann sevindikleri, siirurlarmm avdet etdigi, tekrar gel- 
digi icin (Iyd) denildi. Bayramm birinci giinii, Cum'a giinune rastlarsa, Hanefi mez- 
hebinde, hem bayram, hem de, Cum'a nemazim kilmak lazimdir. Kendi vaktlerin- 
de kihmrlar. Bayram sabahi, cenaze olursa, once bayram nemazi kilinir. Sonra ce- 
naze nemazi kilinir. Ciinki, bayram nemazi, herkese vacibdir. Cenaze nemazi, bay- 
ram hutbesinden once kilinir. 

Arafatda bulunmiyan insanlarm, Arefe giinii bir yerde toplanarak, hacilar gi- 
bi yapmalan mekruhdur. Fekat, va'z dinlemek icin veya baska ibadet icin toplan- 
mak caizdir. [Seksendordiincii maddeye bakiniz!]. 

imameyne gore, Arefe giinii, ya'ni Kurban bayrammdan onceki giin sabah ne- 
mazindan, dordiincii giinii ikindi nemazina kadar, yirmiiic vaktde hacilarm ve 
hacca gitmiyenlerin, erkek kadm herkesin, cema'at ile kilsin, yalniz kilsm, farz ne- 
mazda veya bu bayramdaki farzlardan birini, yine bu bayram gunlerinden birin- 

de kaza edince, selam verir vermez, (Allahiimme entesselam ) demeden evvel, 

bir kerre (Tekbir-i te$rik) okumasi vacibdir. (Allahii ekber, Allahii ekber. La 
ilahe illallah. Vallahii ekber, Allahii ekber ve lillahil-hamd) denir. Cum'a ne- 
mazlarmdan sonra da okunur. Bayram nemazindan sonra okumak miistehabdir. 
Cenaze nemazindan sonra okunmaz. Cami'den cikdikdan veya konusdukdan son- 
ra okumak lazim degildir. imam, tekbiri unutursa, cema'at terk etmez. Erkekler yiik- 
sek sesle okuyabilir. Kurban bayraminm 2, 3 ve dordiincii iic giiniine (Eyyam-i tes- 
rik) denir. 

(Ni'met-i islam) kitabmda diyor ki, (Bayram giinleri sunlan yapmak siinnetdir: 
Erken kalkmak, gusl abdesti almak, misvak ile disleri temizlemek, giizel koku sii- 
riinmek, yeni ve temiz elbise giymek, sevindigini belli etmek, Fitra bayrami nema- 
zindan once tath yimek, hurma yimek. Tek adedde yimek. Kurban kesen, o giin ilk 
olarak kurban eti yimek. Sabah nemazim mahalle mescidinde kihp, bayram nema- 

-266- 



zi icin, biiyiik cami'e gitmek. O gun yiiztik takmak, cami'e erken ve yuriiyerek git- 
mek. Bayram tekbirlerini, Fitr bayrammda sessiz, Kurban bayrammda cehren 
soylemek. Donusde, baska yoldan gelmek. Ciinki, ibadet yapilan yerler ve ibadet 
icin gidip gelinen yollar, kryamet giinii sehadet edeceklerdir. Mii'minleri giiler yuz- 
le ve (Selamiin aleykiim) diyerek karsilamak. Fakirlere cok sadaka, [Islamiyyeti 
dogru olarak yaymak icin cahsanlara yardim] yapmak. Sadaka-i fitri, bayram ne- 
mazmdan once vermek). Dargm olanlan bansdirmak, akrabayi ve din kardesle- 
rini ziyaret etmek, onlara hediyye gotiirmek de siinnetdir. Erkeklerin kabrleri zi- 
yaret etmeleri de siinnetdir. 

[Hadis-i serifde (insanlar, kendilerine iyilik edenleri sever) ve (Hediyyelesiniz, 
sevisirsiniz) buyuruldu. Hediyyenin en kiymetlisi, en faidelisi, giiler yiiz, tath dil- 
dir. Bid'at sahiblerinden baska herkese, dosta ve dusmana, miislimana ve kafire, 
daima giiler yiiz, tath dil gostermelidir. Kimse ile munakasa etmemelidir. Miina- 
kasa, dostlugu giderir. Dusmanhgi artdinr. Kimseye kizmamahdir. Hadis-i serif- 
de (Gadab etme!), kizma buyuruldu. Fitne, fesad zemanmda, inege tapanlan go- 
riince, inegin agzma saman vermeli, onlan kizdirmamalidir.] 

73 — BIRINCi CILD, 312. ci MEKTUB 

Bu mektub, mir Muhammed Nu'manm "kuddise sirruh" siiallerine cevab ola- 
rak yazilims olup, nemazda otururken parmak kaldirmak dogru olmadigim da bil- 
dirmekdedir: 

Alemlerin, buttin mahluklann rabbi, yaraticisi ve varlikda durdurucusu ve ih- 
tiyaclarmi gonderen Allahii tealaya hamd olsun! Peygamberlerin en iistiinu olan 
Muhammed Mustafaya "aleyhissalatii vesselam" ve Onun Peygamber kardesleri- 
ne "salevatullahi teala aleyhim ecma'in" ve meleklere ve Onun yolunda gitmek- 
le sereflenenlere salat, selam ve iyi diialar olsun! Molla Mahmud ile gonderdigi- 
niz kiymetli mektub gelerek bizleri sevindirdi. Soruyorsunuz ki: 

Siial 1 — Alimler, Medinedeki (Ravda-i mubareke) denilen yer, Mekke sehrin- 
den daha kiymetlidir, diyor. Halbuki, Muhammed aleyhisselamm sureti ve haki- 
kati, Ka'be-i mu'azzamamn suretine ve hakikatine secde etmekdedir. Ravda-i mu- 
bareke nasil olur da, daha ustiin olur? 

[Medine cami'i icinde, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" kabr-i serifi 
ile cami'in o zemanki minberi arasmdaki, yirmialti metre uzunlugundaki yere 
(Ravda-i mutahhara) denir. Ravda, bagce demekdir. O zemanki minber-i serif, iic 
basamak ve bir metre yiiksek idi. [654] yangminda temamen yandi. Cesidli yillar- 
da, cesidli minberler yapilmis, bugiinki, oniki basamakh mermer minberi, sultan 
iicuncti Murad han [998] de istanbuldan gondermisdir]. 

Cevab 1 — Efendim! Bu fakire gore "rahmetullahi teala aleyh", yer yiiziiniin 
en kiymetli yeri [Kabr-i se'adetdir. Bundan sonra] Ka'be-i mu'azzama [ve bunun 
etrafmdaki (Mescid-i haram) denilen cami']dir. Bundan sonra, Medfnede [Mes- 
cid-i nebeviicindeki] (Ravda-i mukaddese) denilen meydandir. Daha sonra Mek- 
ke-i miikerreme sehridir. Goriiliiyor ki, Ravda-i mutahhara, Mekkeden daha iis- 
tiindiir demek dogrudur. 

Siial 2 — Hanefi mezhebinde olan bir musliman, nemazda otururken parmagi 
ile isaret eder mi? Bu konuda Mevlana Alimullah bir risale yazmisdir. Gonderi- 
yorum. Bu mes'elede siz ne buyurursunuz? 

Cevab 2 — Efendim! Sehadet parmagi ile isaret etmenin caiz oldugunu bildi- 
ren hadis-i serifler cokdur. Hanefi mezhebindeki alimlerin bir kismi da, boyle soy- 
lemisdir. Gonderdiginiz risalede Mevlana Alimullah da bunlari bildiriyor. Hane- 
fi mezhebindeki kitablar, cok dikkatle okunursa, parmak kaldirmanm caiz oldu- 

-267- 



gunu bildiren haberler, (Usui bilgileri) degildir. Mezhebin (Zahir haberleri) de- 
gildir. imam-i Muhammed Seybani, (Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" 
mubarek parmagi ile, isaret ederdi. Biz de, Onun gibi, parmagimizi kaldinr ve in- 
diririz. imam-i a'zam Ebu Hanife de boyle soyledi) diyor ise de, imam-i Muham- 
medin boyle dedigi, (Nevadir) haberlerindendir. (Usui) haberlerinden degildir. 

[Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", birinci cildin kirkyedinci sahifesinde 
buyuruyor ki, (Hanefi mezhebinin bilgileri, sonraki alimlere tic yoldan gelmisdir: 

1 — (Usui) haberleri olup, bunlara zahir haberler de denir. Bunlar, Hanefi mez- 
hebinin sahibi olan imam-i a'zam Ebu Hanifeden ve talebesinden "rahmetullahi 
teala aleyhim ecma'in" gelen haberlerdir. Bu haberler, imam-i Muhammedin al- 
ti kitabi ile bildirilmekdedir. Bu alti kitab, (El-mebsut), (Ez-ziyadat), (El-ca- 
mi'ussagir), (Es-siyeriissagir), (El-cami'ulkebir), (Es-siyeriilkebir) kitablandir. Bu 
kitablan imam-i Muhammedden, guvenilir kimseler getirdigi icin (Zahir haberler) 
denilmisdir. Usui haberlerini ilk tophyan Hakim sehid [Muhammed]dir. Bunun 
(Kali) kitabi meshurdur. Kafinin serhleri cokdur. 

2 — (Nevadir) haberleri olup, yine bu imamlardan gelen haberlerdir. Fekat, bu 
haberler, o alti kitabda bulunmayip, ya imam-i Muhammedin (El-kisaniyyat), 
(El-haruniyyat), (El-ciircaniyyat), (Er-rukiyyat) adindaki baska kitablan ile bil- 
dirilmisdir. Bu dort kitab, yukandaki alti kitab gibi, acikca ve saglam gelmis olma- 
digmdan, bu haberlere (Zahir olmiyan haberler) de denir. Yahud, baskalannm ki- 
tablan ile bildirilmislerdir. Mesela, imam-i a'zamm talebesinden Hasen bin Ziya- 
dm (Muharrer) adindaki kitabi ve imam-i Ebu Yusiifiin (Email) adindaki kitabi 
ile bildirilmislerdir. 

3 — (Vaki'at) haberleri, tic imamdan bildirilmis olmayip, bunlann talebeleri- 
nin ve talebesi talebelerinin ictihad etdikleri mes'elelerdir. Boyle haberleri, ilk top- 
hyan Ebiilleys-i Semerkandi olup, (Nevazil) kitabim yazmisdir). 

Ibni Abidin yine birinci cildin otuzbesinci sahifesinde buyuruyor ki, (Fikh bil- 
gisi, ekmek gibi, herkese lazimdir. Bu bilginin tohumunu eken, Abdullah ibni 
Mes'ud "radryallahu anh" olup, Eshab-i kiramm yiikseklerinden ve en alimlerin- 
den idi. Bunun talebesi Alkama bu tohumu sulayarak, ekin haline getirmis ve bu- 
nun talebesinden olan Ibrahim Nehai, bu ekini bicmis, ya'ni bu bilgileri bir ara- 
ya toplamisdir. Hammad-i Kufi, bunu harman yapmis ve bunun talebesi olan 
imam-i a'zam Ebu Hanife ogiitmiis, ya'ni bu bilgileri kismlara ayirmisdir. Ebu Yu- 
siif, hamur yapmis ve imam-i Muhammed pisirmisdir. Boylece hazirlanan lokma- 
lan, insanlar yimekdedir. Ya'ni, bu bilgileri ogrenip diinya ve ahiret se'adetine ka- 
vusmakdadirlar. imam-i Muhammed, pisirdigi bu lokmalan dokuzyiizdoksando- 
kuz kism bilgi grubu halinde talebesine bildirmisdir. Alti kitabmdan, sagir [ya'ni 
kuciik] dediginde, imam-i Ebu Yusiif vasitasi ile ogrendiklerini bildirmis, kebir de- 
digi kitablarda, yalmz imam-i a'zamdan isitdiklerini bildirmisdir). imam-i Muham- 
medin eseri olan (Siyer-i kebir) kitabinda bunun icin, imam-i Ebu Yusiifiin ismi 
yokdur. Simdi, ba'zi cahiller, bu inceligi bilmedikleri icin, bunu, imam-i Ebu Yu- 
siife karsi igbirarma haml etmekdedir. Halbuki, bu iki imam, hubb-i fillahin son 
derecesinde yiiksek idi. Bunlann izinde gidenler bile, bunlann sayesinde, nefsin 
arzulanndan kurtulmakdadir]. 

(Fetava-i garaib)de diyor ki, (Muhit) kitabinda (Sag elin sehadet parmagi ile isa- 
ret edilecegini imam-i Muhammed "rahmetullahi teala aleyh" (Usui) kitablann- 
da bildirmedi. Sonra gelen alimler de, baska baska soyledi. isaret edilmez diyen- 
ler, isaret edilir diyenler oldu. imam-i Muhammed, Usui kitablanndan baska ki- 
tablarmda, Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem" isaret ederdi diyor ve bu be- 
nim soziimdur, imam-i a'zam da bunu haber verdi, buyuruyor. isaret etmek siin- 
netdir denildigi gibi, miistehabdir diyenler de vardir) diyor. (Fetava-i garaib)de bun- 
dan sonra diyor ki, dogrusu, isaret etmek haramdir. 

-268- 



(Fetava-i Siraciyye)de diyor ki, (Nemazda eshedii en la... derken, sehadet par- 
magi ile isaret mekruhdur. (Kiibra) kitabi da boyle diyor. Alimler bunu begeniyor. 
Fetva da boyle verilmisdir. Ciinki, nemazda sakin, hareketsiz olmak lazimdir). 

(Giyasiyye) ve [(Bezzaziyye)] fetva kitabmda diyor ki, (Otururken sehadet 
parmagi ile isaret edilmez. Fetva boyledir. Muhtar olan, begenilen de budur). 

(Cami'ur-rumuz) kitabmda diyor ki, (isaret edilmez ve parmak bukiilmez. 
Mezhebin Usui bilgilerine gore boyledir. Zahidinin "rahmetullahi teala aleyh" ki- 
tabmda da boyledir. Fetva da boyle verilmisdir. (Mudmerat), (Velvalciyye), (Hu- 
lasa) ve daha baska kitablarda da boyle yazihdir. Buyiiklerimiz, parmak ile isaret 
etmenin siinnet oldugunu da bildirmekdedir). 

[(Cami'ur-rumuz) kitabi, (Nikaye) kitabmm serhidir. (Nikaye) de, (Vikaye) ki- 
tabmm muhtasandir. (Mudmerat) kitabi, Kudtiri kitabmin serhidir.] 

(Hazanet-iir-rivayat) kitabmda, (Tatarhaniyye) kitabindan alarak diyor ki, (Te- 
sehhiidde otururken, la ilahe illallah derken, sag el sehadet parmagi ile isaret eder 
mi? imam-i Muhammed "rahmetullahi teala aleyh", bunu, iisul haberlerinde bil- 
dirmedi. Sonra gelenler, baska baska soyledi. Bir kism alimler, isaret edilmez, de- 
di. (Kiibra) da boyle yaziyor. Fetva da boyledir. Bir kismi ise, isaret edilir, dedi). 

(Diirr-iil-muhtar)da diyor ki, (Nemazda sehadet kelimesini okurken, sehadet 
parmagi ile isaret edilmez. Fetva boyledir. (Velvalciyye), (Tecnis), (Umdetiilmiifti) 
ve biitiin fetva kitablarmda boyle yazihdir. Fekat, bu kitablan serh edenler, mesela 
Kemal, Halebi, Bakani isaret edilir. Nitekim imam-i Muhammed, Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" isaret ederdi diye haber verdi. (Muhft) kitabmda da, isaret et- 
menin siinnet oldugu yazihdir, diyorlar. ibni Abidin (Muhft)den siinnet-i gayr-i 
miiekkede oldugu anlasilmakdadir. Nitekim (Aynf) ve (Tuhfe), miistehab oldugunu 
bildiriyor, diyor. Sernblali "rahmetullahi teala aleyh", (Nur-iil-izah) kitabmda, (Sa- 
hih olan, sehadet parmagi ile isaret etmekdir) diyor ve buna Tahtavi, i'tiraz ediyor. 

Goriiliiyor ki, isaret etmenin haram oldugunu soyliyen alimler vardir. Mekruh ol- 
dugunu bildiren fetvalar mevctiddur. isaret edilmez, parmak biikiilmez, Usui haber- 
leri boyledir, diyenler cokdur. O halde, bizim gibi mukallidlerin, hadis-i serif var- 
dir diyerek, isaret etmege kalkismamiz ve boylece, bircok miictehidlerin fetvalan 
ile haram veya mekruh ve yasak oldugu bildirilen bir isi yapmamiz dogru olmaz. Ya- 
sak oldugunu bildiren fetvalar karsisinda, Hanefimezhebindeki bir kimsenin, par- 
makla isaret etmesi, iki fikri gosterir: 1- ictihad derecesinde yiiksek olan bu din alim- 
lerinin, isaret edilecegini bildiren meshur hadislerden haberleri yok imis, demek olur. 
2- Yahud, hadis-i serifleri isitmisler, fekat, bu hadislere uymamislar. Kendi kafala- 
n, dusiinceleri ile hareket etmisler demek olur. Bu fikrlerin ikisi de, cok bozukdur. 
Boyle sanmak icin, pek bayagi veya cok inadci olmak gerekir. (Tergib-iis-salat) ki- 
tabmdaki (Eski alimler, nemazda sehadet parmagi ile isaret ederdi. Sonralan, 
si'iler bu isde taskmhk yapdigmdan, sonra gelen Hanefi alimleri, isaret etmegi, 
Ehl-i siinnete yasak etdi. Boylece, siinniler, si'ilerden ayird edilmis oldu) sozii de kiy- 
metli kitablardaki haberlere uygun degildir. Ciinki, alimlerimizin (Zahir iisulii), isa- 
ret etmemegi ve parmagi biikmemegi bildiriyor, ya'ni, eski alimler isaret edilmez, 
buyurmusdur. O halde, bu isin, si'ilik ile bir ilgisi yokdur. isaret edilmiyecegini bil- 
diren din buyiiklerine karsi, edeb ve saygimizi takmarak, bize diisen soz soyle olma- 
hdir: (Bu biiyiikler, isaret etmenin haram veya mekruh olacagina bir delil, vesika el- 
de etmeselerdi, haram veya mekruh demezlerdi. isaret etmenin siinnet ve miistehab 
oldugunu bildiren haberleri soyledikden sonra, (Boyle demisler ise de, dogrusu isa- 
retin haram oldugudur) buyurmazlardi. Demek ki, bu din biiyiikleri, isaretin siin- 
net ve miistehab oldugunu gosteren haberlerin degil, belki yasak oldugunu goste- 
ren vesikalarm dogru oldugunu anlamislardir). Soziin kisasi, bizim gibi cahillerin, 
birkac hadis-i serif isitmemiz, delil ve sened olamaz. Din buyiiklerinin sozlerini red 
etmemize sebeb olamaz. Eger, (Biz simdi, onlarm anladiklarmm yanhs oldugunu gos- 

-269- 



teren bilgileri ele gecirmis bulunuyoruz) denirse, bizim gibi mukallidlerin bilgisi, bir 
seyin halal veya haram olmasma vesfka olamaz. Birseyin halal veya haram olmasi icin, 
miictehidin zan etmesi lazimdir. Miictehidlerin sozlerini, senedlerini oriimcek yuva- 
smdan daha ciiriik sanmak, biiyiik atilganhk olur. Kendi bilgisini, din biiyiiklerinin 
bilgilerinden iistiin tutmak ve Hanefi mezhebinin (Usui haberlerine) bozuk, ciiriik 
demek de alimlerin, fetva vermek icin dayandiklan kiymetli haberleri hice saymak 
ve bu haberlere yanhs demek, din-i islamda biiyiik bir yara, gedik acmak olur. Isla- 
min biiyiik alimleri, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" parlak zemamna ya- 
km olduklan icin ve ilmleri, sonra gelenlerin bilgilerinden katkat cok oldugu ve ha- 
ramdan, giinahlardan sakmmalan, Allahii tealadan korkmalan, son derece fazla ol- 
dugu icin, hadis-i serifleri, bizim gibi, din bilgilerinden haberi olmiyan, isitdigi bir kac 
sozii ilm sanan bos cahillerden, elbette daha iyi tanir ve anlarlardi. Dogrusunu, ig- 
risini, degismis olanini, degisdirilmemis olanlarmi, bizden daha iyi ayird ederlerdi. 
Bu hadis-i seriflere uymamak lazim oldugunu bildirmelerinin, elbette bir sebebi, da- 
yandiklan kuvvetli vesikalan mevcuddur. Bilgisi ve goriisii onlardan az olan bizler, 
su kadar anhyoruz ki, isaretin ve parmagi biikmenin nasil olacagmi bildiren cesidli 
hadis-i serifler vardir ve birbirlerine uymamakdadirlar. Bu cesidli haberlerin birbir- 
lerine uymamasi, isaretin yapilmasi icin, kesin birsey soylemegi giiclesdirmisdir. 
Ba'zi haberler, parmaklan yumruk halinde biikmeden isaret edilecegini, ba'zilan bii- 
kerek edilecegini bildirmekdedir. Parmaklarm btikiilecegini soyliyenlerden bir kis- 
mi, elliiic sayisini gosterir gibi yapilacagini bildirmisdir. Baska bir kismi, yirmiiic sa- 
yisim gosterir gibi biikiileceklerini haber veriyor. [(Halebf), bunlan anlatirken, sa- 
yilarm parmaklarla gosterilmesini uzun anlatmakdadir.] Ba'zi haberler, sag iki kii- 
ctik parmagi kapayip ve bas parmagi orta parmakla halka yapip sehadet parmagi ile 
isaret edilir, diyor. Bir habere gore, yalniz bas parmak, orta parmagm iizerine ko- 
narak isaret olunur. Bir haberde ise, sag eli, sol uyluk iizerine ve sol eli, sag ayak iize- 
rine koyup isaret edilir. Baska bir haberde, sag eli ile sol el iistiine ve bilegi, bilek iize- 
rine ve kolu, kol iizerine koyup, isaret edilecegi bildiriliyor. Ba'zi haberlerde, biittin 
parmaklan kapatarak isaret olunmasi, ba'zilannda ise, sehadet parmagi kimildatil- 
madan isaret edilmesi buyurulmakdadir. Bunlardan baska, tehiyyatda isaret olur de- 
yip, yeri kesin bildirilmemekde, ba'zi haberlerde, sehadet kelimesi okunurken isa- 
ret olunur, denilmekdedir. Ba'zi rivayetlerde ise, otururken diia zemamnda, (Ey kalb- 
leri istedigi gibi ceviren Allahim, benim kalbimi kendi dmin iizerinde bulundur!) de- 
nir ve bunu soylerken, parmakla isaret olunur, buyurulmusdur. 

Hanefi mezhebinin alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm", isaret icin bil- 
dirilen hadis-i seriflerin cok ve baska baska oldugunu goriince, nemaz hakkmda- 
ki kesin ve acik emrlere uygun olmiyan fazla bir hareketin yapilmamasim soyle- 
diler. Ciinki, nemazda esas, fazla hareketden sakmmak ve olgun bir seklde bulun- 
makdir. Bundan baska, biitiin alimler, sozbirligi ile haber vermisdir ki parmakla- 
n, giicii yetdigi kadar kibleye karsi bulundurmak siinnetdir. (Nemazda, her uzvu- 
nu, giiciin yetdigi kadar, kibleye karsi bulundur!) hadis-i serifi, bunu acikca emr 
etmekdedir. 

Eger sorulursa: (Hadis-i seriflerin, baska baska bildirilmesi, ancak aralan bir- 
lesdirilemedigi zeman, isi giiclesdirir. Halbuki, isareti bildiren hadis-i serifler- 
den miisterek bir emr cikanlabilir. Ciinki cesidli hadis-i serifler, baska baska ze- 
manlarda duyulup, haber verilmis olabilir). Cevab olarak deriz ki, haberlerin co- 
gunda (Kane=idi) kelimesi vardir ki, bu kelime mantikdan baska ilmlerde 
(Ktil=hep) ma'nasmdadir. Bunun icin, bu cesidli haberler birlesdirilemez. 

imam-i a'zam Ebii Hanife "rahmetullahi teala aleyh" (Soziime uymiyan ha- 
dis-i serif ogrenirseniz, benim soziimti birakip, hadis-i serife uyunuz) buyurdu 
ise de, bu sozii, isitmemis oldugu hadis-i serifler icindir. isitmemis oldugum bir 
hadis-i serife uymiyan soziimti birakin, demisdir. Halbuki, isaret hakkindaki ha- 

-270- 



dis-i senfler boyle olmayip, meshur olmus, yayilmisdir. Imam-i a'zam bunlan bel- 
ki duymamisdir, denilemez. [Imam-i a'zam, bu sozii, kendi talebesine, ya'ni miic- 
tehidlere soyledi. Bizim gibi cahillere soylemedi.] 

(Hanefi alimleri arasmda, isaret edilir diyenler, boyle fetva verenler de vardir. 
Birbirine uymiyan fetvalardan, herhangi birine uyulursa, caiz olmaz mi?) denirse: 

Cevab olarak deriz ki, fetvalarm uymamasi (Caizdir, caiz degildir veya halaldir, 
haramdir) seklinde oldugu zeman, caiz degildir veya haramdir diyen fetvalara uy- 
mak esasdir. 

Ibni Hiimam diyor ki, (Parmagi kaldirmak ve kaldirmamakda, birbirine uymiyan 
hadis-i seriflerin coklugu karsismda, nemazda hareketsiz olmak lazim geldigi icin, 
biz, parmak oynatmamagi bildiren hadis-i seriflere uymahyiz!). ibni Hiimama ne ka- 
dar sasilsa azdir. Kitabinda, (Alimlerden bir cogu, isaret edilmez, dedi ki, bu sozle- 
ri, hadis-i seriflere ve akla uygun degildir!) diyerek, ictihad derecesindeki kiyas eh- 
li biiyiik islam alimlerini cahil yapmakdadir. Halbuki kiyas, Hanefi mezhebinin 
zahir ve iisul haberleridir ve edille-i ser'iyyenin dordiincusiidiir. ictihada nasil dil uza- 
tilabilir. Bu zat, birbirine uymiyan rivayetlerin coklugu karsismda, temiz sular kis- 
mmdaki, (Kulleteyn) hadis-i serifinin de, za'if oldugunu soylemekdedir. 

Oglum Muhammed Sa'id "rahmetullahi teala aleyh", parmakla isaret iizerine 
bir risale yazmakdadir. Temam olunca, bir suretini insaallah gonderirim. 

[(Sir'at-iil-islam) serhi, yiizyirmialtmci sahife basinda diyor ki, (Hidaye) kita- 
binda, bas parmakla isaret edilir, diyor. imam-i Hulvani "rahimehullah" da boy- 
le buyuruyor. Parmakla isaret edilmez de denildi. Fetva da boyledir. Ciinki, nemaz- 
da hareketsiz olmak lazimdir. Vaki'at haberlerinde de boyle bildirilmekdedir. Mu- 
rad Molla kiitiibhanesindeki, Ebiissii'ud efendi fetvasmda: 

Siial — Nemazda otururken, sehadet parmagim kaldirmak mi, kaldirmamak mi 
daha iyidir? 

Cevab — Her ikisi de iyi, demislerdir. Fekat, parmagi kaldirmamak daha iyi ol- 
dugu meydandadir. 

(El-fikhu alel-mezahib-il-erbe'a)da diyor ki, (Malikimezhebinde, seferde, sid- 
detli yagmurda, karanhkda, camurlu gecelerde ve Arafat ve Miizdelifede, ogle ile 
ikindi ve aksam ile yatsi nemazlan cem' edilir. Seferin iic giinden [80 kilometre- 
den] az olmasi da caizdir. Deniz yolculugunda cem' caiz degildir. Yagmurda ve ca- 
murda, yatsiyi cami'de aksam ile birlikde cema'at ile kilmak caiz olur. Vitri vak- 
tinde kilar. Safi'ide, cem' icin, seferin 80 kilometre olmasi lazimdir. 

Hanbelide cem', 80 kilometre seferde ve 203. cii sahifede bildirdigimiz hallerde 
caiz oldugu gibi, soguk, kis, yagmur, camur, firtmada, yatsiyi aksam ile, evinde de 
cem' caizdir. Cem' ederken, stinnetler kilmmaz. Birinci nemaza baslarken, cem' icin 
niyyet edilir. Vazife ve is zemanmda, ogleyi, ikindiyi, aksami vaktinde kilmasi 
miimkin olmiyanlar, Hanbeli mezhebini taklid ederek, ikindiyi ogle ile, aksami yat- 
si ile cem' etmeli, vazifeyi terk etmemelidir. Vazifeden aynhrsa, yerine gelenin ya- 
pacagi zulmlere, kiifrlere sebeb olur. Hanbelide abdestin farzi altidir: Agzin ve bur- 
nun icleri ile birlikde yiizii yikamak, niyyet, kollan yikamak, basin her tarafmi, ku- 
laklari ve iistundeki deriyi mesh etmek, [Sarkan sac mesh edilmez. Malikide sar- 
kanlar da mesh edilir]. Ayaklan, yanlanndaki kemiklerle yikamak, tertib [sira], mu- 
valat [acele] farzdir. Herhangi bir kadmm derisine sehvet ile ve kendi zekerine te- 
mas edince, abdest bozulur. Kendine kadm dokununca, lezzet duysa da bozulmaz. 
Deriden cikan her sey, <;ok ise bozar. Deve eti yimek bozar. Ozr sahibi olmak, ha- 
nefi gibidir. Guslde, agzi, burnu ve saclan yikamak ve erkeklerin orgiilii saci acma- 
lan farzdir. Kadmlarm sac orgiilerini cozmeleri, cenabet icin siinnet, hayz icin 
farzdir. Nemazda tesehhiid mikdan oturmak ve iki tarafa selam vermek de farzdir.)] 

-271- 



74 — KAZ A NEMAZL ARI 

Nemaz, (ibadet-i bedeniyye) oldugundan, baskasi yerine kilinamaz. Herkesin 
kendi kilmasi lazimdir. Agir hasta ve cok ihtiyar kimse, nemaz yerine fakire fid- 
ye [para] veremez. Halbuki, oruc yerine fidye vermesi lazimdir. 

(Halebf-i kebfr)de diyor ki, (Ozrlii ve ozrsiiz olarak nemazi terk edenin, bunun 
farzini kaza etmesi lazimdir. Yalmz Hanbeli mezhebinde, nemazi ozrsiiz terk 
eden miirted olacagi icin, nemazmi kaza etmesi lazim olmaz. Once, kiifrden tev- 
be etmesi lazim olur). Altmci sahifesinde diyor ki, (Nemaz kilmak, farz oldugu icin, 
inanmiyan kafir olur. inamp da, terk eden, ya'ni ozrsiiz kilmiyan fasik olur. Kitab, 
siinnet ve icma' ile acikca bildirilmis olan farzlarm hepsi boyledir. ictihad ile an- 
lasilmis farzlara Mukayyed denir. Bunlara inanmiyan kafir olmaz). [Bunlara da 
ehemmiyyet vermiyen, aklma uyup, miictehidin hiikmunii begenmiyen kafir olur.] 

(Cami-ul-ezher)in Cameroun cumhuriyyetindeki mtimessili, iistaz Ibrahim Mu- 
hammed Nesat "rahmetullahi teala aleyh", (islam kiiltiirii) kitablannm altincism- 
da, yirmibesinci sahifesinde diyor ki, (Nemazi bilerek terk etmenin biiyiik giinah ol- 
dugunu ve farzlan hemen kaza etmek farz oldugunu, cumhur-i ulema bildirmekde- 
dir. Ibni Teymiyye, nemazi amden terk edenin kaza etmesi lazim degildir. Kaza kil- 
masi sahih olmaz. Cok nafile kilmasi, cok hayrat, hasenat ve istigfar yapmasi lazim 
olur dedi. Daha once ibni Hazm da, uzun yazilan ile boyle uygunsuz fikrler ortaya 
atmisdi). Ibni Teymiyye ve ibni Hazm, hiikmu siibheli olan ayet-i kerfmeleri ve ha- 
dis-i serifleri te'vil etdiler. Ya'ni, yanhs ma'nalar vererek, Ehl-i siinnetden ayrildi- 
lar. Boylece, hayrh islerin, nemaz yerine gececegi sapikhgim da koriiklemislerdir. 
islamiyyetde acdiklan yaralarm en zararh olanlarmdan biri de, bu olmusdur. 

(Diirr-iil-muhtar)da, ikiyiizellialtmci sahifede buyuruyor ki, (Farz nemazi, 6z- 
rii olmadan, vakti gecdikden sonra kilmak, ya'ni kazaya birakmak haramdir). 
Dortyiizseksenbesinci sahifede buyuruyor ki, (Farz nemazi, ozrsiiz [ya'ni isla- 
miyyetin gosterdigi sebeb olmadan] vaktinden sonra kilmak, biiyiik giinahdir. 
Bu giinah, yalmz kaza edince afv olmuyor. Kaza etdikden sonra, aynca tevbe ve- 
ya hac etmek de lazimdir. Kaza edince, yalmz nemazi kilmamak gunahi afv olur. 
Kaza kilmadan, tevbe edilince, terk gunahi afv olmadigi gibi, te'hir gunahi da afv 
olmaz. Ciinki, tevbenin kabul olmasi icin, giinahdan siynlmak sartdir). 

[Ba'zi va'z kitablannda, Ramezan-i serif aymin son Cum'a nemazmdan sonra, 
(Keffaret-i nemaz) olarak dort rek'at kihnir, diyor. Her rek'atde ve selamdan son- 
ra okunacak seyleri de yaziyorlar. Bu nemaz, biitiin omriinde kilmadigi nemazla- 
rin keffareti olur. Hepsi afv olur, diyorlar. Bu yazi dogrudur. Fekat bu nemaz ve 
mubarek zemanlarda yapilan diger ibadetler, kaza edilmis olan farz nemazlarm 
vaktlerinde kihnmadiklarimn biiyiik giinahlarinm afvi icin yapilan tevbenin kabul 
olmasi icindir. Yoksa, kilmmamis nemazlar, kaza edilmedikce, hicbir suretle afv 
olmazlar. Nitekim oruc keffareti de, oruc borcunu odemiyor. Gun sayisinca oru- 
cun aynca kaza edilmesi de lazim oluyor]. 

Asagidaki yazi (Diirr-iil-muhtar)dan terceme edildi: 

Bir giinliik bes vakt farzi ve vitr nemazmi kilarken ve kaza ederken tertib sahi- 
bi olmak farzdir. Ya'ni, nemaz kilarken, siralarmi gozetmek lazimdir. Cum'a far- 
zmi da, o giiniin ogle nemazi sirasinda kilmak lazimdir. Sabah nemazma uyanami- 
yan, hutbe okunurken bile hatirlarsa, hemen bunu kaza etmelidir. Bir nemazi kil- 
madikca ve bunu kaza etmedikce, bundan sonraki bes nemazi kilmak caiz ol- 
maz. Hadis-i serifde, (Bir nemazi uykuda geciren veya unutan kimse, sonraki ne- 
mazi cema'at ile kilarken hatirlarsa, imamla nemazi bitirip, sonra onceki neinazi- 
m kaza etsin! Bundan sonra, imamla kildigini tekrar kilsin!) buyuruldu. 

Her cins nemazi vaktinde kilmaga (Eda) denir. Nafile kilmaga baslandigi vakt, 
bu nafile nemazm vakti olur. Temamlanmasi vacib olur. Fasid olursa, kazasi vacib 
olur. Bir nemazi vakti icinde tekrar kilmaga (lade) denir. Vaktinde kilmmazlarsa, 

-272- 



vaktinden sonra kilmaga (Kaza) denir. Ikiyiizotuzbesinci sahife sonuna bakiniz! 
Farzi, kaza etmek farzdir. Vacibi kaza etmek ve fasid olan stinnet ve nafile nemaz- 
lan iade etmek vacibdir. Vaktinde kilmmiyan siinneti kaza etmek emr olunmadi. 
Bu siinneti kaza ederse, kildigi nemaz, nafile olur ve siinnet sevabma kavusmaz. 

[Si'ikitabmda diyor ki, (Nemazlarim bir ozr ile kilmiyan kimse oliince, bunun 
nemazlanm velisi kaza eder. Yahud baskasma iicret ile kildinr. Meyyitin baska iba- 
detleri de iicret ile baskasma yapdinlarak, borcdan kurtanlmasi caizdir.) Bu soz- 
leri dogru degildir.] 

Altmisinci madde sonunda yazili iic vaktden baska, her zeman kaza kilinir. Sa- 
bah nemazma baslamadan veya nemaz arasmda iken, vitri kilmadigim hatirlayan 
kimsenin, sabah nemazi kabul olmaz. Giines dogmasina, yalniz vitri kaza edecek 
kadar zeman kalmis ise, ancak bu halde sabah kabul olur. Demek ki, bir nemaz vak- 
tinin sonunda, kazayi da kilacak kadar zeman kalmazsa, kazayi once kilmak liizu- 
mu afv olur. Vakt daraldi sanarak, vakt nemazmin farzim kilan, sonra daha zeman 
oldugunu anlasa, kazayi ve sonra vaktin farzim tekrar kilar. Vaktin nemazma 
baslarken veya nemaz icinde iken, kazasi oldugunu unutursa, nemazdan sonra ha- 
tirlasa da, kildigi nemazi kabul olur. Ciinki, unutmak ozrdiir. 

Kazaya kalan nemaz sayismin alti olmasi da, sira ile kilmagi afv etdiren bir ozr- 
diir. Kilmadigi veya kilip da kabul olmiyan farz nemazi sayisi alti olan bir kimse, 
tertib sahibi olmaz. Kaza nemazlannin birbiri arasmda ve bunlarla vakt nemazla- 
n arasmda sirayi gozetmesi lazim olmaz. Mesela bir farzi kilmiyan kimse, bunu ha- 
tirladigi halde, bes dane vakt nemazi kilsa, bu besi kabul olmiyacagi icin, kilmma- 
mis nemaz sayisi alti olur. Vitr nemazi, burada hesaba katilmaz. Eskiden kazaya 
kalmis farzlar hesaba katilir. 

Nemazlar arasmda sirayi gozetmek liizumunu gideren dordiincii sebeb, siranm 
lazim oldugunu bilmemekdir. Nass veya icma' olmiyan seyi bilmemek ozrdiir. Me- 
sela, sabahi kilmiyan, bunu hatirladigi halde, ogleyi kilsa, bu kabul olmaz. Sonra, 
sabahi kaza edip, sonra ikindiyi kilsa, ikindi kabul olur. Ciinki kildigi oglenin 
kabul oldugunu sanmakdadir. Besden fazla kazalan olan, bunlari kaza ederken, 
kilmadigi nemaz sayisi, altidan asagiya inince, sirayi gozetmek liizumu tekrar ge- 
ri gelmez. Bunlari da sirasiz kilabilir. 

Kilmadigi altidan az nemaz varken, sirayi bozarak, eda olunan nemazlann ka- 
bul olmamasi, imam-i a'zama gore "rahmetullahi teala aleyh" sarta baghdir. Son- 
ra eda etdigi nemaz sayisi, kazaya kalanla birlikde, alti olunca, eda etmis oldugu 
nemazlar, tekrar kabul olur. Mesela, bir farzi veya vitri kilmasa, sonra gelen ne- 
mazlari kilsa, bu nemazlar kabul olmaz. Besinci nemazi kilmadan, once kilmamis 
oldugu nemazi kaza ederse, kildigi nemazlar nafile olmus olur. Kazayi kilmadan 
once kildigi besinci nemazm vakti cikarsa, kazaya kalan ile kabul olmiyan nemaz 
sayisi alti olur. Bu halde, kilman bes nemaz tekrar sahih olur. Kildigi bes nema- 
zm herbirinde, kazasi oldugunu hatirlamak lazimdir. Birkacmda hatirlamadi ise, 
bunlar hesaba katilmaz. Sabah nemazim kilmiyan kimse, sonra gelen nemazlan kil- 
sa, ertesi gun giines dogarken, kilmis oldugu bes nemazm hepsi kabul olur. 

Sirayi bozarak kilman nemazlann kabul olmamasi, iki imama gore sarta bagh 
degildir, kesindir. 

Ayakda duramiyan veya zarar goren, basi donen kimse, farzlan da, secde etdigi 
yerde oturarak kilar. Riikii' icin egilir. Secde icin, basmi yere koyar. Divara, degne- 
ge, insana dayanarak, biraz ayakda durabilenin, ayakda tekbfr almasi ve o kadarcik 
ayakda okumasi farzdir. Secde icin yere egilemiyen hasta, onceden yere konulan, 25 
cm. den az yiikseklikde sert bir sey iizerine secde yapmahdir. Almnda yara olan, yal- 
niz burnu ile, burnunda yara olan da, yalniz aim ile secde eder. Almnda ve burnun- 
da birlikde ozr olup basini yere veya boyle sert birsey iizerine koyamiyan, ayakda 
durabilse bile, yere oturarak ima ile kilar. Ya'ni riikii' icin biraz egilir. Secde icin, rii- 
kii'dan daha cok egilir. Secde icin, kendisi veya baskasi, yerden birsey kaldirip, yii- 

- 273 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:18 



ziinil bunun iistilne koymasi tahrimen mekruhdur. Ciinki, (Feth-ul-kadfr), (Mera- 
kil-felah), (Halebf) ve (Mecma'ul-enhiir)de diyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem" bir hastayi ziyaret etdi. Bunun, eli ile yasdik kaldinp, iizerine secde et- 
digini goriince, yasdigi aldi. Hasta, odun kaldirarak bunun iistiine secde etdi. Odu- 
nu da aldi ve (Giiciin yeterse, yere secde et! Yere egilemezsen, yiiziine bir$ey kal- 
dinp, bunun iizerine secde etme! Ima ederek kil ve secdede, riikii'dan daha cok egil!) 
buyurdu. Kaldinlan sey iizerine secde ederken, riikii'dakilerden cok egilirse, ima ile 
kilmis olur. Nemazi sahih olur. O halde, eli ile birsey kaldirmak liizumsuzdur. 

Ibrahim Halebi "rahmetullahi teala aleyh" (Halebi-yi kebfr)de, altiyiizonseki- 
zinci sahifede diyor ki, (Siddetli dis agrisim durdurmak icin konan ilac, okumasi- 
na mani' olsa, vakt dar ise, imama uyar. imam yok ise, okumadan kilar). 

Bir uzvundaki derdden dolayi uygun oturamiyan kimse, istedigi gibi oturur. Otu- 
rabilmek icin, ayaklarim kibleye karsi uzatabilir. Bir yerini yastiga veya baska se- 
ye dayar. Yahud, bir kimse tutarak diismesine mani' olur. Yiiksek bir seyin iistii- 
ne oturup ima ile kilmasi caiz degildir. [Sandalyada oturarak kilamn nemazi kabul 
olmaz. Ciinki, sandalyada oturmak icin zaruret yokdur. Sandalyada oturabilen kim- 
se, yerde de oturabilir ve yerde oturup kilmasi lazimdir. Nemazdan sonra, yerden 
ayaga kalkamiyan, sandalyadan ise kolay kalkan hastayi yerden bir kimse kaldi- 
nr. Yahud, kibleye karsi uzatilmis sedir iizerinde, ayaklarim sarkitmadan otura- 
rak kilar. Nemazdan sonra, ayaklarim sedirin bir yanma sarkitip, sandalyadan 
kalkar gibi kalkar.] Bir seye dayanarak veya bir kimsenin tutmasi ile de, yerde otu- 
ramiyan hasta, sirt iistii yatarak kilar. Ayaklarim kibleye uzatir. Basi altma yastik 
koyar. Yiizii kibleye karsi olur. Veya kibleye karsi sag veya sol yam iizerine yatar. 
Riikii' ve secdeleri, basi ile ima eder. Boyle de ima edemiyen akh basmda bir has- 
ta, bir giinden cok nemazmi kilamazsa, hicbirini kaza etmez. Semavibir sebeb ile, 
ya'm elinde olmiyarak, mesela hastahk ile veya baygm yahud secde, rek'at sayila- 
nm unutacak kadar dalgin olarak, besden fazla nemazmi kilamiyan da boyledir. Al- 
kollii ickiler ve uyusdurucu maddeler veya ilac alarak boyle baygm, dalgin olamn, 
kilamadigi nemazlarmm adedi birkac giinltik olsa da, hepsini kaza etmesi lazimdir. 

Ima ile dahi kilmasi miimkin iken, kilmadan oliim haline gelen kimsenin, nemaz- 
larmm keffareti yapilmasi icin vasiyyet etmesi lazimdir. Nemaz keffareti, her nemaz 
icin, bir miisliman fakire yanm sa' [binyediyiizelli gram] bugday vermekdir. Bunu, 
vasiyyet etdigi kimse veya varisi verir. Vasiyyet edenin birakdigi malm iicde birin- 
den verilmesi lazimdir. Oliirken vasiyyet etmedi ise, kimsenin vermesi lazim olmaz. 

Kilmmamis nemazlan besden cok ise de, acele kaza etmek lazimdir. Secde-i ti- 
lavet ve oruc kazasi, acele degildir. Gecikirse giinah olmaz. 

Dar-iil-harbde imana gelen, farz oldugunu isitinceye kadar, kilmadigi nemaz- 
lan kaza etmez. Miirted, imana gelince, miirted olmadan once kildigi ve miirted 
iken kilmadigi nemazlan ve oruclan kaza etmez. Fekat, tekrar hacca gitmesi la- 
zim olur. Miirted olmadan once yapmadigi farzlan kaza eder. Ciinki, miislimamn 
farzlan yapmamasi btiyiik giinahdir. Miirted olunca, giinahlan afv olmaz. 

Saglam iken kilmadigi nemazlan, hasta iken teyemmiim ve ima ile kaza etmek 
caizdir. iyi olursa, tekrar kilmak lazim olmaz. Kaza kildigim baskasma bildirme- 
melidir. Ciinki, nemazi kacirmak giinahdir. Giinahi gizlemek lazimdir. 

Farz ve vacib olan bir nemazi bile bile kazaya birakabilmek icin, iki ozr vardir: 
Biri, diisman karsisinda olmakdir. ikincisi, seferde olan [ya'niiic giinliik yol gitme- 
ge niyyeti olmasa bile, yolda bulunan] kimsenin hirsizdan, yirtici hayvandan, selden, 
firtmadan korkmasidir. Bunlar, oturarak ve herhangi bir tarafa donerek veya hay- 
van iizerinde ima ile de kilamadigi zeman, kazaya birakabilir. Bu iki sebeb ile ve uy- 
ku ve unutmak sebebi ile kacirmak giinah olmaz. Kis aylarmda, yatsiyi vaktinin iic- 
de birine kadar gecikdirmek miistehabdir dedikden sonra buyuruyorlar ki, (Vakt gir- 
dikden sonra uyuyup nemazi kacirmak, haram olmaz ise de tahrimen mekruhdur. 
Birisine tenbih ederek veya saat calarak uyanmagi temin edince ve vakt girmeden 

-274- 



evvel uyumak mekruh olmaz.) Kara Celebi-zadenin (Esbah) serhinde, (Bogulmak 
ilzere olani ve benzerlerini kurtarmak icin nemazi vaktinden sonra kilmak sahihdir) 
diyor. Fekat, [Ozr bitince], hemen kaza kilmasi farz olur. Haram olan tic vaktden bas- 
ka, bos vaktlerinde kilmak sarti ile, fevt olan nemazim, coluk cocugunun rizkim ka- 
zanacak kadar gecikdirmek caiz olur. Daha fazla gecikdirirse, giinaha girmege bas- 
lar. Nitekim, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Hendek muharebesinin sid- 
detinden kilamadiklan dort nemazi, hemen o gece, Eshab-i kiram "radiyallahii an- 
hiim" yarali ve cok yorgun olduklan halde, cema'at ile kildi. 

Hanefi mezhebinin alimleri, soz birligi ile buyuruyorlar ki, (Siinnet nemazlann, 
yalniz vaktinde kihnmalari emr olundu. Vaktinde kihnmayan siinnet nemazlar, in- 
sanin iizerinde bore kalmaz. Bunun icin, vaktinden sonra kaza edilmeleri emr olun- 
madi. Sabah nemazmin siinneti vacibe yakm oldugundan, o giin ogleden once far- 
zi ile kaza edilir. Sabah nemazmin siinneti ogleden sonra, baska siinnetler ise, hic- 
bir zeman kaza edilmez. Kaza olursa, siinnet sevabi hasil olmaz. Nafile kihnmis olur.) 

(Durr-iil-muhtar)da ve (ibni Abidin)de ve (Merakil-felah)m Tahtavi hasiyesin- 
de ve (Diirr-iil miinteka)da ve (Cevhere)de diyor ki, (bir miislimamn herhangi bir 
nemazi vaktinde kilmamasi, iki diirlii olur: 

1 — Ozr ile kacirmasidir. Nemazi ozr ile kacirmaga, (Fevt) etmek denir. Haram, 
mekruh, bid'at islememek ve farzi, vacibi kapirmamak, hatta gecikdirmemek icin, 
siinnet terk edilir. Siinnetleri, bu sebeblerle terk etmek caiz, hatta lazimdir. Terk 
etmemek giinah olur. Farz nemazlan ozr ile kacirmak da, giinah olmaz ise de, he- 
men kaza edilmeleri lazim olur. 

2 — Nemazi vazife bildigi, ehemmiyyet verdigi halde tenbellikle terk etmesidir). 
Siinnetleri ozrstiz ve israria hep terk etmek giinah olmaz ise de, kiyametde sorgu- 
ya cekilip, azarlamr. Kemaleddin ibni Hiimam, (Farzi, vacibi kilmamak giinah olur. 
Siinnetleri kilmamak ise, sevablarma ve ytiksek derecelere kavusmamaga sebeb olur, 
dedi). (Halebi-yi sagfr)de (Sabah nemazmin siinnetini ve baska miiekked siinnet- 
leri terk etmek giinah olmaz. Yalniz sevablarma ve yiiksek derecelere kavusamaz 
ve azarlamr) diyor. Farzlan ozrstiz terk etmek ise, cok biiyiik giinahdir. Bunun 
icin, kitablarda, kaza nemazlanm anlatmaga baslarken, (Miisliman, nemazlanm an- 
cak ozr ile kacirir. Bunun icin, her kitabda (Faite), ya'nikacinlmis nemazlann ka- 
zasi denilmekdedir) yazihdir. Ciinki, eski miislimanlar, nemazlanm fevt edebilirdi. 
Hie kimse ozrsiiz terk etmezdi. (Umdet-iil islam)da ve (Cami'-iil-fetava)da diyor ki, 
(Diisman karsismda, bir farz nemazi kilmak miimkin iken, terk etmek, yediyiiz 
biiyiik giinah islemis gibi giinahdir). Faite nemaz, kazaya kalmis nemaz demekdir. 
Terk edilmis nemaz ise, kazaya birakilmis nemaz demekdir. Kazaya kalmis nema- 
zi bildirmek icin, faite de, terk edilmis nemaz da denilir. Bu maksad icin, bu iki ke- 
limeyi birbirinin yerine kullanmak, faite nemaz ile terk edilmis nemazin hiikmleri- 
nin aym oldugunu gostermez. Faite nemaz, giinah olmiyan nemazdir. Terk edilmis 
nemaz ise, biiyiik giinah olan nemazdir. Mesela, gazi, insandir. Katil de insandir. iki- 
sinin de insan olmasi, katilin giinahim gidermez. Gazinin sevabim yok etmez. 

Ozrden dolayi gecikdirilmesine islamiyyetin izn verdigi birkac nemazi fevt ol- 
mus bir kimsenin, bu birkac nemazi, bes vakt nemazin siinnetleri yerine kilmayip, 
bu siinnetleri terk etmemesi caiz goriilmekdedir. Fekat, din kitablan yazildigi 
zemanlarda, islam memleketlerinde nemaz kilmiyan kimse yokdu. Ozrsiiz kaza- 
ya birakan da yokdu. Ozr ile fevt olan nemazlan da azdi. Simdi ise, ozrsiiz terk et- 
dikleri icin, biiyiik giinaha girmislerdir. Bu vak'a ve hakikat karsismda, nemazla- 
nm ozrsiiz terk edenler, nemaz borcu ile can vermemek, Cehennem azabmdan kur- 
tulmak icin, hie olmazsa, bes vakt nemazdan dordiiniin siinnetlerini kilarken, ka- 
za kilmaga da niyyet etmelidir. Boylece, bir nemaz kilmakla, hem kaza, hem de siin- 
net kihnmis olur. Sabah nemazmin siinneti kuvvetli oldugundan, sabah nemazinm 
siinnetini, yalniz siinnet niyyet ederek kilmalidir. 

Dort mezhebin fikh bilgilerinde miitehassis olan seyyid Abdiilhakim Efendi 

-275- 



"rahmetullahi aleyh" buyurdu ki, (Tenbellikle nemaz kilmiyanlar, senelerce ka- 
za borcu olanlar, nemaza basladiklan zeman, siinnetleri kilarken, o vaktin ilk 
kazaya kalmis kaza nemazi icin de niyyet ederek kilmahdir. Bunlarm, siinnetleri 
kaza nemazi icin de niyyet ederek kilmasi, dort mezhebde de lazimdir. Hanefi mez- 
hebinde, bir farz nemazi ozrsiiz kazaya birakmak ekber-i kebairdir. Bu cok biiyiik 
gunah, her nemaz kilacak kadar bos zeman gecince, bir misli artmakdadir. Ciin- 
ki, nemazi hemen kaza etmek de farzdir. Hesaba, sayiya sigmiyan bu miidhis gii- 
nahdan ve azabmdan kurtulmak icin, sabah nemazindan baska dort vakt nemazm 
siinnetlerini ve Cum'a nemazlannm ilk, son ve vakt sunnetlerini kilarken, kilin- 
mamis farz nemazini da ve yatsimn son siinnetini kilarken, uc rek'at vitr nemazi- 
m da kaza etmege niyyet ederek kilmahdir. Boyle oldugunu isbat eden deliller, Ha- 
nefi alimlerinin kitablannda pek cokdur. 

Farz nemazi terk etmek biiyiik giinahdir. Hemen tevbe etmek lazimdir. Tevbe- 
yi [ya'ni kaza kilmagi] gecikdirmek daha biiyiik giinahdir. Bu biiyiik gunah, kaza 
kilacak kadar zeman, ya'ni 6 dakika gecince, bir misli artar. Kaza etmegi gecikdi- 
rince de, tevbe farz olur. Kazaya kalan bir nemazm ilk kazasi kihnmca, bu nema- 
zm kazalarim gecikdirmek giinahlarimn hepsi afv olur. Bunun icin, kazayi bir an 
evvel kilarak, kaza borcunu bitirmek lazimdir. 

FARZLAR VE SUNNETLER: [Baskasmm mahm gizli olarak almaga (Sirkat) 
calmak denir. Zorlayarak, aldatarak, gorerek almaga (Gasb) yagma denir. ikisi de 
haramdir. Her iki mah sahibinin kullanmasina mani' oluyor ki, bunun giinahi, sa- 
hibine odeyinceye kadar devam ediyor. Bu giinaha aynca hergiin tevbe etmek la- 
zimdir. Farzi vaktinde yapmayip, nafile ibadetleri yapanin, bu nafileleri kabul ol- 
maz. Ciinki, bu kimse, Allahii tealanm emrini yapmayip, kendi nefsinin arzulan- 
m yapmakdadir. Zekat vermeyince, fakirin hakki gasb edilmis oluyor. Zekat ver- 
miyen zengin, binlerce fakirin hakkmi gasb etmis oldugu icin ve Allahii tealanm 
emrini yapmadigi icin, bunun biitiin hayrati, hasenati kabul olmuyor. Borcunu ode- 
miyen de, boyle haklar altmda kalmakdadir. 

Nemaz kilmak, insamn Allahii tealaya olan borcudur. Bir farzi vaktinde kilma- 
mak, bu hakki ve nemazda miislimanlara yapilan diia hakkmi odememek oluyor. Bu- 
nu kaza edinciye kadar nafile nemazlan, siinnetleri kabul olmuyor. Nemazi kaza- 
ya birakmak biiyiik giinahdir. Bir nemazm kazasim kilmayan seksen hukbe yanacak- 
dir. Her alti dakika gecince, bu azab bir misli artmakdadir. Bir saatde on kerre, giin- 
de ikiyiizkirk kerre birer misli artmakdadir. Kaza nemazlannm cezalan, ilk giinii sek- 
sen hukbe iken, sonraki giinlerde, alti dakikada bir misli artiyor. Her erkek oniki ya- 
smdan, her kadin dokuz yasindan i'tibaren, nemaz kilmaga baslaymcaya kadar ge- 
cen sender adedince sene, siinnetler yerine kaza kilmahdir. Nemazi kilmamak, 
biiyiik giinah oldugu gibi, kaza kilmamak daha biiyiik gunah oluyor ve bu gunah her 
gun devam ediyor. Nemazi kazaya birakanm tevbe etmesi lazim oldugu gibi, kaza- 
yi da kilmadigi icin, her nemaz kilacak kadar zemanda, [ya'ni her 6 dakikada] ay- 
nca tevbe etmesi lazimdir. Kaza kilmamaga tevbe etmek icin, kazayi da kilmasi la- 
zimdir. Bunun icin, cok kazasi olanm, her nemazi kilarken, siinnetler yerine birin- 
ci kazayi kilmasi lazimdir. Ciinki, kaza nemazini kilmadan, bunun siinnetleri kabul 
olmamakdadir. Siinnet yerine kaza kilarken, bu siinneti de kilmis olmakdadir. 

Bir nemazm bir kazasim kilmiyan, nemaz kilacak kadar zemanlar gecince, [ya'ni 
her 6 dakikada] giinahi evvelkinin artarak, milyonlarca kaza borcu hasil oluyor. Boy- 
le kimse, birinci kazayi kilmca, bu giinahlarm hepsi afv oluyor. Kaza nemazi kilma- 
mn ehemmiyyetini iyi anlamahdir. Imansiz olene ahiretde hie merhamet edilmiye- 
cek, Cehennemde sonsuz yanacakdir. Biiyiik giinah isleyip de tevbesiz olen miis- 
liman, sefa'at ile veya islamiyyeti yaydigi icin afv edilecekdir. Ciinki, hadis-i serif- 
de (Allahii tealanm en cok sevdigi amel, hubb-i fillah ve bugd-i fillahdir) buyurul- 
du. Ehl-i siinnet alimlerini ve Evliyayi seven mii'min, bu hadis-i serifin miijdesine 
kavusacakdir. (Unutulmus siinnetimi meydana cikarana yiiz sehid sevabi vardir) ha- 
disindeki miijdeye kavusmak icin de, Ehl-i siinnet kitablanni satarak, Muhammed 

-276- 



aleyhisselamm bildirdigi islamiyyeti yaymaga cahsmak lazimdir. Istanbuldaki (Ha- 
kikat Kitabevi)nin nesr etdigi kitablann hepsini Ehl-i siinnet alimleri yazmisdir.] 

Siinnetleri kaza niyyetiyle de kilmak icin, ogle nemazmm ilk dort rek'at stinne- 
tini kilarken, ilk kazaya kalmis oglenin farzini niyyet ederek, kaza da kilmahdir. 
Oglenin son siinnetini kilarken, ilk kazaya kalmis sabah nemazinm farzini da 
niyyet ederek, kaza kilmahdir. Ikindinin siinnetini kilarken, ikindi nemazmm 
farzini niyyet ederek, kaza da kilmahdir. Aksamm siinnetini kilarken, iic rek'at ak- 
sam nemazinm farzini niyyet ederek, kaza da kilmahdir. Yatsmm ilk siinnetini ki- 
larken, yatsi farzini ve son siinnetini kilarken de, ilk kazaya kalmis vitri niyyet ede- 
rek iic rek'at olarak, kaza da etmelidir. Boylece her gun bir giinliik kaza odenir. 
Teravih nemazlarmi kilarken de, kaza kilmaga da niyyet ederek, kaza da kilma- 
hdir. Kac senelik kaza nemazi varsa, buna, o kadar sene devam etmelidir. Kaza- 
lar bitince, yalniz siinnetleri kilmaga baslamahdir). [63. cii maddeye bakmiz!] 

[Teravih yerine, evinde kaza nemazi da kilmahdir. Ctinki, farzlan ozrsiiz kilmi- 
yamn, siinnetlerine sevab verilemiyecegi, kitablarda yazihdir. Mahalle mescidin- 
de veya evde, cema'at ile teravih kihndigi zeman, kaza borcu olan veya imamm ne- 
mazmm sahih olduguna giivenmiyen kimse, nemaza yeni bashyan genclere ona- 
yak olup, onlan nemaza ahsdirmak ve dedikodu, fitne cikmasmi onlemek icin, ce- 
ma'at ile teravih kilar. Fekat, bu imama uymaga niyyet etmez. Niyyet etmis gorii- 
niir. Kendisi kaza da kilar. imam efendi, iki rek'atda bir selam veriyorsa, sabah ne- 
mazi farzlarmi, dort rek'atda bir selam veriyorsa, diger farzlan kaza etmege de niy- 
yet eder. Kaza nemazma da niyyet edince, imamm hareketlerine uyamaz ise, yal- 
niz teravih kilmaga niyyet ederek boyle imama da uyar.] 

Bildirilen iki ozr ile ve unutarak veya uyku sebebi ile kilamayip, fevt olan ne- 
mazlarm sayisi pek az olup, bir giinde kaza edilebilir. Siinnetleri kaza niyyeti ile 
de kilmak lazim olmaz. Ozr ile kacinlmasi giinah olmadigi icin, kaza edilmesini, 
siinnetleri kilacak kadar gecikdirmek de, giinahm baslamasma sebeb olmaz. 

Ozrsiiz, tenbellikle farz nemazi vaktinde kilmamak, biiyiik giinahdir. Bir biiyiik 
giinahi afv etdirmek icin tevbe etmek lazimdir. Tevbenin sahih olmasi icin dort sart 
vardir. Bunlar, pisman olup, gtinaha devam etmemek, bir daha yapmamaga karar ver- 
mek, afv olmasi icin diia ve istigfar etmek, Allah ve kul haklanm odemekdir. Bu dort 
sartdan biri yapilmazsa, giinah afv olmaz. Boyle kimselerin, hergiin dort vakt nema- 
zin siinnetlerini de kaza niyyeti ile kihp, Allahli tealanin hakkim bir an once odeme- 
leri lazimdir. Bunlarm iiciincii ve dordiincii rek'atlerinde zamm-i sure okumazlar. 

(imdad)da ve (ibni Abidfn), dortyiizellinci sahifesinde, (Vacibi gecikdirmemek 
icin siinnet terk edilir) buyuruyor. Ucyiizonaltinci sahifesinde de boyle buyurduk- 
dan sonra, (Cema'at ile nemaz kilarken farz olan hareketlerde, imama tabi' olmak, 
farzdir. Vaciblerde vacibdir. Siinnetlerde tabi' olmak stinnetdir. Tabi' olmak, imam- 
la beraber veya sonra yapmak veya once baslaymca, imami beklemek demekdir. Me- 
sela, riikii'a imamla beraber egilmek veya sonra egilip, ona riikii'da yetismek veya 
imam riikii'dan kalkdikdan sonra egilmek veya imamdan once egilip kalkdikdan son- 
ra tekrar imamla birlikde veya ondan sonra egilmek, imama tabi' olmak demekdir. 
Tekrar egilmezse, tabi' olmamis, farzi terk etmis olur ve nemazi bozulur. Farz ve va- 
ciblerde, imamla beraber hareket etmek, aynca vacibdir. Bir kimse, riikii' tesbihi- 
ni iic kerre okumadan, imam riikii'dan kalkarsa, tesbihi temamlamayip, imamla be- 
raber kalkmasi vacibdir. Vacibi gecikdirmemek icin siinnet terk edilir) diyor. Va- 
cibi gecikdirmemek icin tesbihi temamlamayip bu siinneti terk etmek lazim oluyor. 
Nemaz icindeki siinnetler, nemaz dismdaki her siinnetden daha kuvvetlidir. Mese- 
la, Kur'an-i kerim okumak siinnetdir ve sevabi cokdur. Fekat nemaz icinde okunan 
Kur'an-i kerimin sevabi daha cok oldugu hadis-i serifde bildirilmisdir. Bu hadis-i se- 
rif, senedleri ile birlikde, (Hazfnet-iil-esrar)m yirmiikinci sahifesinde yazihdir. O hal- 
de, ozrsiiz terk edilen nemazlarm kazalanm kilarak, biiyiik giinahdan kurtulmak icin, 
siinnetlerin terk edilmesi lazim geldigi, buradan da anlasilmakdadir. Boyle olmak- 
la beraber, siinnetleri kaza niyyetiyle de kilan kimse, siinnetleri terk etmis olmaz. 

-277- 



Yetmisinci maddede, cema'at ile nemazi anlatirken bildirdigimiz gibi, imam 
sabah nemazmi kildirmaga baslarken gelen kimse, cami'in disinda veya icerde, di- 
rek arkasinda siinneti kilar. Sonra imama uyar. Boyle, cema'atden ayn bir yer bu- 
lamazsa, siinneti cema'atin arkasinda kilmaz. Hemen imama uyar. Ciinki, cema'at 
ile nemaz kilimrken, yalniz olarak nemaza baslamak mekruhdur. Mekruh isleme- 
mek icin, sabah siinneti terk edilir. (Diirr-ul-muhtar)m bu yazisina gore de, siinnet- 
ler yerine kaza kilmak lazimdir. Mekruhdan kurtulmak icin, en kuvvetli sabah siin- 
neti bile terk edilince, haramdan kurtulmak icin, siinnet elbette terk edilir. Ciinki, 
siinnet yerine kilman kaza nemazi, insani biiyiik giinahdan kurtarmakdadir. 

Ba'zi kimseler ve hele, kendilerini din adami tamtdiran ba'zi din cahilleri, din bti- 
yiiklerinin sozlerini degisdirmege kalkisiyor. Fekat, bir sey bilmedikleri icin, i'tiraz 
olarak, hicbir kitaba dayanmadan, akllanna geleni soyliiyorlar. Kendilerini begen- 
dikleri icin, ulu orta fikrler yiirutiiyorlar. Mesela, (Efendim, siinnet yerine farz ka- 
za edilmez. Ben, bunu kabul edemem. Saatlerce kahvede oturup, bos vakt gecirece- 
gine, kazalanni kilsin. Stinnetleri birakmasin!) diyenler oluyor. Evet (kahvede saat- 
lerce oturmasm da, kazalanni kilsin) sozii dogrudur. Fekat, (kazalar icin siinnetle- 
ri birakmasm!) sozii dogru degildir. Kazalan kilmamak ve bos vakt gecirmek, biiyiik 
giinahdir. Amma, bu giinahlan isleyenin, siinnetler yerine kaza kilmamasim istemek, 
bu adami iiciincii bir giinaha sokmagi istemek olur. Mesela kazasi olup da kilmayan 
ve bos vakt geciren bir kimsenin bu giinahlara girdigi icin, ayrica kumar oynamasi- 
m veya icki icmesini de istemek gibi olur. Btiytiklerimizin (iyi bir isin hepsi yapila- 
mazsa, hepsi de terk edilmemelidir) sozii meshurdur. O halde, nemazlanm ozrsiiz ola- 
rak kilmamis olan kimse, biiyiik giinahdan kurtulmak icin, siinnetler yerine kaza kil- 
mak firsatmi kacirmamahdir. Nitekim nemaz kilmayan, orucu da birakmamahdir. 

(Tahtavi) "rahmetullahi teala aleyh", aym sahifede diyor ki, (Sabah nemazinin 
siinneti cok faziletlidir. Bunu kilmak, hadis-i seriflerde cok medh edildi. Sevabi cok- 
dur. Fekat, sabah siinnetini bile kilmiyan icin, hie ceza bildirilmedi. Halbuki, sa- 
bah farzmi cema'at ile kilmayip, yalniz kilanin Cehenneme gidecegi bildirildi. De- 
mek ki, cema'atin kiymeti, sabah siinnetinden bile katkat iistundiir.) 

Ibni Abidin diyor ki: (Bir kimse, imama, sabah nemazinin ikinci rek'atinde ye- 
tisirse, siinneti terk edip, imama uyar. Ciinki siinnet, cema'atden hasil olan yirmi- 
yedi farz sevabmdan birisine bile yetisemez). En kuvvetli olan sabah siinneti, 
farzi cema'at ile kilabilmek icin terk edilince, farz icin elbette terk edilir. Farz bor- 
cu ile olmemek icin, stinnetleri kaza niyyetiyle de kilmak lazim oldugu buradan da 
anlasilmakdadir. 

Abdiilkadir-i Geylani hazretleri, 1313 [m. 1896] yihnda Hindistanda basilan (Fii- 
tiih-ul gayb) kitabmm kirksekizinci makalesinde diyor ki: Mii'minin, en once farz- 
lari yapmasi lazimdir. Farzlar bitdikden sonra, stinnetleri yapar. Ondan sonra, di- 
ger nafilelerle mesgul olur. Farz borcu varken, siinnet ile mesgul olmak, ahmakhk- 
dir. Farz borcu olanin siinnetleri kabul olmaz. All ibni EbiTalib "radiyallahii anh" 
bildiriyor: Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Uzerinde farz ne- 
mazi borcu olan kimse, kazasim kilmadan nafile kilarsa, bos yere zahmet cekmis olur. 
Bu kimse, kazasim odemedikce, Allahii teala, onun nafile nemazlanm kabul etmez). 
Abdiilkadir-i Geylaninin yazdigi bu hadfs-i serifi serh eden Hanefi mezhebi alim- 
lerinden Abdiilhak-i Dehlevibuyuruyor ki, (Bu haber, farz borcu olanlann, siinnet- 
lerinin ve nafilelerinin kabul olmiyacagim gostermekdedir. Siinnetlerin, farzlan te- 
mamhyacagim biliyoruz. Bunun ma'nasi, farzlar yapihrken, bunlann kemallerine se- 
beb olan birsey kacinhrsa, siinnetler, kilman farzm kemal bulmasma sebeb olur. Farz 
borcu olanin kabul edilmiyen siinnetleri bir ise yaramaz). (Fiituh-ul-gayb)m bu 
serhi farisi olup, istanbulda, Bayezid Devlet kiitiibhanesinde, 3866 numarada mev- 
cuddur. Ibni Abidin de, nafile bahsinde buyuruyor ki, (Hadis-i serifde, (Temam ya- 
pilmamis olan nemaz, zekat ve baska farzlar, nafileler ile temamlanacakdir) buyu- 
ruldu. imam-i Beyheki, bu hadis-i serif, yapilmis olan farzlann icindeki siinnetler nok- 
san kalirsa, nafilelerle bu noksanlarm temamlanacagim gostermekdedir. Yoksa, 

-278- 



yapilmamis farzlann yerine nafilelerin gececegini bildirmiyor dedi. Ciinki, baska bir 
hadis-i serifde. (Bir kimse, nemazim temamlamadi ise, o nemazin iizerine, temam- 
lamncaya kadar, nafile nemazlan eklenir) buyuruldu. Bu hadis-i serif, nafilelerin, 
terk edilmis farzi degil, noksan olarak kilmmis farzi temamhyacagim gostermekde- 
dir dedi. (imdad)m (Tahtavi) hasiyesi ikiyiizkirkyedinci sahifesinde de, bu hadis-i 
serif zikr edilerek, siinnetlerin, kilmmis olan farzdaki kusurlan temamhyacagi bil- 
dirilmekdedir. imam-i Gazali ve ibni Arabigibi Hanefimezhebinde olmiyan alim- 
ler ise, nafilelerin ozr ile kacinlan farzlann yerine konacagini bildirmekdedir). 

(Uyun-iil-besair)de diyor ki, imam-i Beyheki, siinnetler, kilmmis olan farzla- 
nn icindeki siinnetlerin noksanliklarmi temamlar buyurdu. Ciinki siinnetlerden hic- 
birisi, hicbir zeman bir vacib gibi olamaz. Hadis-i kudside, (Bir kimse, kendisine 
farz yapdigim ibadeti yapmakla bana yaklasdigi gibi, hicbirseyle yaklasamaz) bu- 
yuruldu. Uciincii kismda sonsoz sonuna bakmiz! 

Goriiliiyor ki, islam alimlerinin bir kismma gore nafileler, kilmmis olan farzla- 
nn noksanliklarmi temamhyacakdir. Bir kismi ise, ozrle kacinlmis olan farzlann yer- 
lerine de konacakdir buyuruyorlar. Fekat bu alimler de, nemazlanm tenbellikle kil- 
mayip, biiyiik giinah islemis olanlann, bu hadis-i seriflerden istifade edeceklerini 
bildirmemislerdir. Ciinki, nemaz kilmayanm nafileleri kabul olmaz ki, farzlan te- 
mamlamaga yarayabilsinler. Alimlerin, bildirdigimiz bu iki ayn ictihadmi birakip 
da, bir ucunciisunii soylemek, biz mukallidler icin caiz degildir. Ciinki, ibni Melek 
"rahmetullahi teala aleyh" (Menar) serhinde, (Miictehidlerin bir din bilgisi iizerin- 
deki sozleri birbirine uymadigi zeman, sonra gelen alimlerin, bu bilgiyi, miictehid- 
lerin bildirmis olduklanndan baska diirlii anlatmalarmin batil oldugu, sozbirligi ile 
bildirilmisdir) diyor. Bu icma'a gore, nafilelerin, tenbellikle kilmmamis farzlann ye- 
rine konacagini soylemek bos laf olur. Miictehidlerin sozlerini anliyamiyan, yahud 
anlasa da kiymet vermiyen (Mezhebsiz) kimse, akhna gelen herseyi soyliyebilir. 

(Merakd-felah) ve (imdad-iil-fettah)da, farz nemazlardan sonra okunacak sey- 
leri anlatirken buyuruyor ki, (imam, farzdan sonra nafile nemaz yoksa, farzi kihn- 
ca veya farzdan sonraki tetavvu'u kilmca, cema'ate karsi doner). (Diirr-iil-muhtar)da 
(imamm nafileyi, farz kildigi yerde kilmasi mekruhdur. Biraz solda kilmahdir) di- 
yor. Bu sozler ve (Hazinet-iil-esrar) kitabmdaki aciklama, bes vakt nemazda sun- 
net olarak kilman nemazlarm, nafile olduklarmi acikca gostermekdedir. 

Yine bu kitabda ve (Tahtavi) serhinde diyor ki, (Biitiin siinnetlere nafile denir. 
Nafile, farz ve vacib olmiyan ibadetler demekdir. Nafile, ya siinnet olur veya in- 
sanm kendiliginden yapdigi ibadet olur. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Kiyamet- 
de, once nemazdan sorulacakdir. Nemaz dogru kdindi ise, kurtulacakdir. Nema- 
zi bozuk ise, isi kotii olacakdir. Farz nemazinda birsey noksan olursa, nafileleri ile 
temamlanacakdir). insanm derecesi ne kadar yiiksek olursa olsun, kusursuz is ya- 
pamaz. iste nafileler, kilmmis olan farzlarda olan kusurlan temamlar). 

Sernblalf, (Diirer) hasiyesinde diyor ki, (Nafile nemaz deyince, siinnetler de an- 
lasihr. Kadiimam-i Ebu Zeyd dedi ki, nafile kilmak, farzdaki kusurlan temamlamak 
icin emr olundu. Bir kimse, farzi kusursuz kilabilirse, siinnetleri kilmadigi icin bu- 
na birsey denemez). ibni Abidfn, vitr nemazim ve hayvan tistiinde nafile kilmagi an- 
latirken diyor ki, miiekked ve gayr-i miiekked siinnetlerin hepsine nafile denir. 

(Cevhere)de (Hidaye)den alarak diyor ki, (Bes vakt nemazin siinnetlerini ozr- 
siiz oturarak kilmak caizdir. Ciinki bu siinnetler, nafile nemazdirlar). ibni Melek 
(Mecma'ul-bahreyn) serhinde diyor ki, (Cami'e gelen kimse, sabah nemazindan bas- 
ka nemazlarm cema'at ile kilmdigmi gorse, ilk siinnetini kilmayip hemen cema'ate 
uyar. Ciinki, farz icin ikamet okundukdan sonra, nafile nemaz kilmak mekruhdur. 
Siinnet kilarken, ikamet okunursa, iki veya dort rek'ate temamlayip selam verir ve 
imama uyar. Sabah veya aksam farzim kilarken okunursa, farzi kesip imama uyar. 
Ciinki, daha iyi seklde kilmak icin farz bozulur. Daha iyisini yapmak icin cami'i yik- 
maga benzer. Cema'ate yetismek icin, siinneti bozmak ise boyle degildir). 

(El-hikem-iil Ataiyye)de diyor ki, (iki isden, nefsine agir geleni yap! Ciinki, hak 

-279- 



olan is, nefse agir gelir. Vacibleri yapmakda gevsek davranip, nafile hayrati yap- 
maga cahsmak, nefsin hevasma uymak alametlerindendir). Bu soz, ibni Teymiy- 
yenin (Kaza kilmak lazim degildir) soziine cevabdir. 

Kirkaltmci maddede bildirildigi gibi, imam-i Rabbani "rahmetullahi teala aleyh" 
yirmidokuzuncu mektubda buyuruyor ki, (Farz ibadetin yamnda nafile ibadetlerin 
hie kiymeti yokdur. Deniz yamnda, damla kadar bile degildirler. Mel'un seytan, 
mii'minleri aldatarak, farzlan kiiciik gosteriyor. [Kazalan kildirtmiyor.] Nafilelere 
yol gosteriyor. Zekat verdirmeyip, nafile sadakalan giizel gosteriyor. Halbuki, ze- 
kat niyyeti ile fakire bir altm vermek, ytlzbin altm sadaka vermekden daha sevab- 
dir. Cunki zekat vermek, farzi yapmakdir. Zekat niyyeti olmadan verilenler ise, na- 
file ibadetdir). ikiyiizaltmisinci mektubda buyuruyor ki, (Nafile ibadetlerin farzlar 
yamndaki kiymeti, okyanus yamnda bir damla su gibi bile degildir. Hatta, nafile iba- 
detlerin siinnetler yamnda degerleri de, yine boyledir. Boyle olmakla beraber, siin- 
netlerin farzlar yamndaki kiymeti de, deniz yamnda bir damla su gibi bile degildir). 
Islam alimlerinin biitiin bu yazilanndan anlasiliyor ki, nemazlanni ozrsiiz kilmamis 
olanlar, bir an evvel kaza edip, Cehennem azabmdan kurtulma carelerini aramah- 
dir. Hepsini kaza etmege niyyet etdim diyerek, arada sirada kaza etmek insam Ce- 
hennemden kurtarmaz. islam alimleri, islamiyyeti bildirdiler. Kafirlerin ve bid'at sa- 
hiblerinin boliicii, bozuk sozlerine degil, Ehl-i siinnet alimlerine uymak lazimdir. 

Abdtilkadir-i Geylani "kaddesallahii sirrehul'aziz", aym makalede buyuruyor 
ki, (Kaza borcu olanm siinnet kilmasi, alacakhya, borclunun hediyye gotiirmesi- 
ne benzer ki, elbette kabul olmaz. Kaza borcu varken siinnet kilan kimse, sultan 
da'vet etdigi halde, gitmeyip, onun hizmetcisi ile vakt geciren kimse gibidir. 
MvTmin, bir tiiccara benzer. Farzlar, onun sermayesi, nafileler de kazancidir. Ser- 
maye kurtanlmadikca, kazanc olamaz). 

Gerek hadis-i serife, gerekse alimlerin yazilarma dikkat edilirse, farz borcu ola- 
nm siinnetleri, nafileleri kabul olmaz buyurulmakdadir. Kabul olmaz demek, sa- 
hih olmaz demek degildir. Sahih olur, fekat sevabi, faidesi olmaz demekdir. 
(Redd-iil-muhtar), kurban bahsinde bunu giizel aciklamakdadir. (Bid'at i$liyenin 
orucu, hacci, cihadi kabul olmaz) hadis-i serifi, (Hadika) ve (Berfka) kitablarm- 
da apiklanirken, (Bunlann ibadetleri sahih olur. Fekat sevab verilmez) diyor. 
[Altmisuciincii maddenin son sahifesindeki hadis-i serife bakiniz!]. 

Ba'zi kimseler diyor ki, (Siinnetleri kaza niyyeti ile kilmak, Safi'f mezhebin- 
de olur. Biz, Safi'i degiliz. Hanefiyiz). Bunlara, bu (Se'adet-i ebediyye) kitabi- 
ni hazirhyanin da Hanefi mezhebinde oldugunu hatirlatmak yerinde olacakdir. 
Farzi ozrle fevt eden, kaciran Safi'iler, bunu siinnet ile beraber kaza eder. Ha- 
nefiler ise, yalmz fevt olan farzi kaza eder. Terk edilen, tenbellikle kihnmiyan 
nemaz boyle degildir. Nemazi terk eden Safi'inin ve Hanefinin, bunu hemen ka- 
za etmesi lazimdir. Hemen kaza etmezlerse, Safi'i mezhebinde, had cezasi ola- 
rak katl olunur. Ffanefide ise, habs olunur. Kaza kihnciya kadar veya oliinciye 
kadar zmdanda birakihr. Safi'i alimlerinden ibni Ffacer-i Mekki hazretleri, (Fe- 
tava-i fikhiyye)nin ytizseksendokuzuncu sahifesinde buyuruyor ki, (Farz nema- 
zi ozr ile kilmiyan kimse, bunu nafileleri, ya'ni siinnetleri ile birlikde kaza eder. 
Cunki, $afi'i mezhebinde bes vakt farzlarla birlikde kihnan nafileleri, ya'nf 
siinnetleri kaza etmek siinnetdir. Farzi ozrsiiz kilmamis ise, bunu kaza etmeden 
once hicbir nafile kilamaz. Ciinki, farzi hemen kaza etmesi lazimdir. Siinnetle- 
ri kilmak icin gecirecegi zeman kadar, farzin kazasini gecikdirmis olur. Hemen 
kaza etmeli demek, her zemam kazaya sarf etmeli demekdir. Ya'ni, ancak ken- 
dinin ve bakmasi vacib olanlann nafakasini kazanacak kadar zemam ayirip, 
baska hicbir sebeble kazayi gecikdirmesi caiz degildir. Gecikdirmesi gunah 
olur). Goriiltiyor ki, ozrsiiz terk edilen nemazlan, Safi'ide de, Hanefide oldugu 
gibi acele kaza etmek lazimdir. iki mezheb arasinda fark yokdur. Kur'an-i ke- 
rimde ve hadis-i seriflerde acikca bildirilen seylerde mezhebler birbirlerinden 
ayrilmaz. Acik bildirilmeyip, ictihad ile meydana cikanlan seylerde ayrilabilir. 

-280- 



Farz borcu olanlarm nafilelerinin kabul olmryacagi, hazret-i Almin haber ver- 
digi hadis-i serifde acikca bildirilmisdir. (Nafile) kelimesi, farz kelimesi yamn- 
da soylenince miiekked siinnetler de dahildir. Abdiilkadir-i Geylani hazretleri- 
nin sozii, bunu gosterdigi gibi, Hanefi alimlerinin kitablannda, mesela (Halebi- 
yi kebir)de acikca yazihdir. 

Ba'zi kimseler de, (Siinnetler yerine kaza kilinmaz. Ciinki, kaza her vakt ki- 
linabilir. Fekat, stinnet telafi edilemez. Siinnet yerine kaza kilmir demek, siinne- 
tin ehemmiyyetini anliyamiyanlann soziidiir) diyor. Kaza her zeman kilmabilir 
diyerek, terk edilen nemazlann kazalarmi gecikdirmek yanhsdir. Ciinki, kaza kil- 
magi gecikdirmek de, biiyiik giinahdir. Terk edilmis siinnetlerin telafisi emr 
olunmadi ki, telafisinin mtimkin olup olmadigi soz konusu olabilsin! Ibni Abi- 
din dortyuzotuzuciincii sahifede buyuruyor ki, (Vacib, islamiyyetin bildirdigi ozr- 
lerle terk edilir. O halde, siinnet, islamiyyetin bildirdigi ozrlerle elbette terk edi- 
lir). 

(Merakil-felah) kitabinda ve bunu acikhyan (Tahtavi) "rahmetullahi teala 
aleyh" diyor ki, (Sabah nemazimn farzmdan sonra, giines doguncaya kadar nafi- 
le nemaz kilmak, tahrimen mekruhdur. Sabah nemazimn siinnetini onceden kil- 
mamis ise, bunu kilmak da, bu yasagin icindedir. Ciinki bu vakt, yalmz farz kilmak 
icin aynlmisdir. Ya'ni, farzdan sonra giines doguncaya kadar, nemaz kilmayan, hep 
farz kilmis sayilmakdadir. Bu ise, sabah siinneti bile olsa, nafile kilmakdan daha 
efdaldir. Fekat, bu zeman icinde kaza kilmak mekruh olmaz. Ciinki, hiikmen farz 
kilmis sayilmak, siinnetden efdaldir. Kaza kilmak ise, hakiki farz kilmak olup, bun- 
dan daha cok efdaldir). Siinnetlerin, nafile nemaz demek oldugu buradan da an- 
lasilmakdadir. Siinnetlerin nafile nemaz olduklan, bunun icin, ozrstiz olarak hay- 
van iizerinde kilmabilecekleri (Cevhere)de de acikca yazihdir. 

Aym sahifede, (Nemaz vakti daraldigi zeman, nafile kilmak tahrimen mekruh- 
dur. Ciinki, farzin vaktini kacirmaga sebeb olur. Lazim olmiyan nemazi kilarak, 
lazim olan nemazi kacirmis olur ki, akh olanm yapacagi is degildir. Giines dogar- 
ken ve tepede iken ve batarken de, nafile kilmak boyledir. Bu nafileler, bes vakt 
nemazin siinnetleri ise de, yine boyledir) diyorlar. (Hadfka)da yiizkirkdokuzun- 
cu sahifede diyor ki, (Nemaz vakti daraldigi zeman, farzdan evvelki siinneti kilmak, 
farzin kazaya kalmasma sebeb olursa, bu siinneti kilmak haram olur). Dil afetle- 
rini anlatirken buyuruyor ki, (Farz olmiyan birseyi yapmak icin farzi terk etmek 
caiz degildir). 

Bircok Hanefi kitablannda, mesela (Diirr-iil-muhtar), (ibni Abidin), (Miilte- 
ka) serhi olan (Durr-ul-munteka) ve (Ni'met-i islam) kitablannda diyor ki, (Bir 
hakim, vazifesini yapmak icin ve bir talebe din dersini kacirmamak icin, sabah 
nemazmdan baska nemazlann siinnetlerini terk edebilir). Hakimin vazifesi, 
farz-i ayn olmadigi halde, siinnetleri terk etmek icin ozr sayilmca, birikmis ka- 
zalan odemek, farz-i ayn iken ve cezasi pek siddetli iken, bunlan odemek ozr ol- 
maz mi? 

Siinnetleri ve ba'zi nafileleri kilanlar icin, cok sevab vardir. Fekat bu sevablar, 
kazasi olmiyanlar icindir. Sevablan cok diye, nafilelere devam edip, kazalan, vakt 
buldukca kilmak, dogru degildir. (Ruh-ul-beyan) tefsirinde, En'am sfiresinin, 
yiizaltmisbesinci ayetinde diyor ki, (Allahii teala kullarmi iyi is yapmaga tesvik 
icin, cok sevab va'd etdi. Cok sevab verileceginin bildirilmis olmasi, bunlann emr 
olunan, fekat sevablarmm cok oldugu bildirilmiyen ibadetlerden daha efdal ol- 
duklarmi gostermez. Alimler sozbirligi ile bildirdiler ki, farzlar, vaciblerden ve siin- 
netlerden daha efdaldir ve sevablan daha cokdur. Nafile ibadetler, yapilmamis farz- 
lann yerine gecemez. Nafile yapmakla farz borcu odenilemez. Cahiller farzi bi- 
rakip nafile ibadet yapiyorlar. Nafilelerin sevablan cok diyerek, boylece farz 
borcundan kurtulacaklanm samyorlar. Boyle soylemeleri islamiyyete uygun de- 
gildir). Zerkani, (Mevahib) serhinde diyor ki, (Siinnet yerine farz yapan kazamr. 

-281- 



Farz yerine siinnet yapan aldanir). (Nur-iil-izah)m, (Tahtavi) hasiyesinin iki- 
yiizonikinci sahifesinde diyor ki, (Kadihan) buyurdu ki, farzdan once siinnet kil- 
mak, seytanm iimmidini kirmak, onu Iizmek icin emr olundu. Seytan, Allahii te- 
alamn emr etmedigi sunnetlerde bile, insani aldatamiyorum, emr etdigi farzlar- 
da hie aldatamam diye iiziiliir. Boyle oldugu, (Diirr-ul-muhtar)da ve (Redd-iil- 
iiiuhtarRla da yazilidir. 

Istanbulda, Siileymaniyye umumi kiitiibhanesinde, Es'ad efendi "rahmetulla- 
hi teala aleyh" kismmda [1037] numarali ve Yahya Tevfik efendi kismmda [1463] 
numarali (Nevadir-i fikhiyye ft mezheb-il-eimmet-il hanefiyye) ismindeki kita- 
bi yazan, Kudiis kadisi Muhammed Sadik efendi, faite nemazlarm kaza edilme- 
sini anlatirken buyuruyor ki, (Biiyiik alim ibni Niiceyme soruldu ki, bir kimse- 
nin kazaya kalmis nemazlan olsa, sabah, ogle, ikindi, aksam ve yatsinin siinnet- 
lerini, bu nemazlarm kazalarma niyyet ederek kilsa, bu kimse siinnetleri terk et- 
mis olur mu?) 

Cevabmda, (Siinnetleri terk etmis olmaz. Ciinki, bes vakt nemazm siinnetleri- 
ni kilmakdan maksad, o vakt icinde, farzdan baska bir nemaz daha kilmakdir. Sey- 
tan, insana hie nemaz kildirmamak ister. Farzdan baska bir nemaz daha kilarak, 
seytana inad edilmis, rezil edilmis olur. (Nevadir)de diyor ki, siinnet yerine kaza 
kilmakla, siinnet de yerine getirilmis olur. Kaza borcu olanlann, her nemaz vak- 
ti, o vaktin farzmdan baska nemaz kilarak, siinneti yerine getirmek icin, kaza kil- 
masi lazimdir. Ciinki cok kimse, kaza kilmayip, siinnetleri kihyor. Bunlar Ce- 
henneme gidecekdir. Halbuki, siinnetlerin yerine kaza kilan, Cehennemden kur- 
tulur) buyurdu. 

Ibni Niiceym "rahmetullahi teala aleyh" (Esbah)da buyuruyor ki, (Yasaklardan, 
zararlardan kacmak, iyi, faideli seyleri yapmakdan daha once gelir. Hadis-i serif- 
de, (Emrlerimi giiciiniiz yetdigi kadar yapiniz. Yasak etdiklerimden sakimniz!) bu- 
yuruldu. Baska bir hadis-i serifde, (Yasak edilmis seyin zerresini yapmamak, bii- 
tiin insanlann ve cinnin ibadetlerinden daha cok sevabdir) buyuruldu. Bunun 
icin, mesakkat olunca vacib terk edilir. Fekat yasaklan, hele biiyiik giinahlan 
yapmaga hie izn yokdur). ibni Abidin istincayi anlatirken diyor ki, (Avret yerini 
acmadan necaseti temizlemek miimkin olmazsa, nemazi, oyle kilar. Ciinki, temiz- 
lemek emrdir. Acmak yasakdir. Giinahdan kurtulmak once gelir. Siinnet emrden 
de sonra gelir. Siinnet, sevab kazanmak icin yapihr. Mekruh olan birseyi isliyerek 
de siinnet yapilmaz. Fekat farz yapihr, bore odenmis olur. Mesela baskasimn su- 
yu ile abdest almak, mekruh ise de, farz olan taharet hasil olur. Abdestsiz olan, bas- 
kasimn suyu ile abdest alinca, siinnet sevabi hasil olmaz). Buradan da anlasiliyor 
ki, kaza kihp biiyiik giinahdan kurtulmak, siinnet kilmakdan once gelmekdedir. 

imam-i Rabbani "rahmetullahi teala aleyh", yiizyirmiiiciincii mektubunda di- 
yor ki, (Hadis-i serifde, (Bir insanin ma-la-ya'ni ile vakt gecirmesi, Allahii teala- 
nin, onu sevmediginin alametidir) buyuruldu. Ma-la-ya'ni, faidesiz is demekdir. Bir 
farzi yapmayip, bunun yerine, nafile ibadet [siinnet] yapmak, ma-la-ya'ni ile vakt 
gecirmek olur). ikiyiizaltmismci mektubda buyuruyor ki, (Nafilelerin farz yamn- 
daki kiymeti, bir damlamn, deniz yanmdaki kiymeti kadar bile degildir. Siinnetin 
farz yanmdaki kiymeti de boyledir). Birinci kism, birinci maddeye bakmiz! 

(Diirr-iil-muhtar)in dortyiizellisekizinci sahifesinde, (Nafile kilmak istiyen, on- 
ce nemaz kilmagi adamah, sonra, nafile yerine, bu adak nemazi kilmahdir. Nafile- 
leri adak yapmaksizm kilmahdir diyenler de oldu. Siinnet nemazlan nezr etdikden 
sonra kilan, bu siinnetleri kilmis olur) diyor. ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" 
bu satirlan aciklarken, (Nemazlan nezr etmeden kilmah diyenler, sarta baghyarak 
adak yapmamah demislerdir. Ciinki, sart edilen sey, ibadete karsihk yapilmis olur. 
Hadis-i serif, Allahii teala hastami iyi ederse, Allah icin su ibadetimi yapayim gibi 
sarta baglanan nezri yasakhyor. ibadetleri sarta bagh olmiyarak nezr etmek boyle 

-282- 



degildir. Nezr edilen nemazi kilmak vacib oldugu icin, vacib sevabi hasil olur. Siin- 
net yerine, nezr olunan nemaz kihninca, siinnet de kilmmis olur) diyor. Siinnetle- 
ri onceden nezr edip de, nezr olarak kilmak daha iyi oldugu (Halebf)de ve (Tahta- 
vf)nin (Merakil-felah) hasiyesinde, nafile nemazlar sonunda yazilidir. Boylece, 
ogle siinnetini kilmadan once (Dort rek'at nemaz kilmak nezrim olsun) dese, son- 
ra adak nemazi olarak niyyet edip, kilsa, hem vacib sevabi kazamr, hem de ogle ne- 
mazinm siinnetini kilmis olur. Kulun, kendine vacib etdigi nemazi kilmasi ile, siin- 
net terk edilmis olmaymca, Allahii tealanm farz etdigi kaza nemazi kilmmca, siin- 
net elbette terk edilmis olmaz. Hem kaza kilmmis olur, hem de siinnet kilmmis olur. 
Ciinki, farz nemazlan tenbellikle terk etmek biiyiik giinahdir. Her giinaha hemen 
tevbe etmek farzdir. Otuzbirinci maddenin sondan ticuncii sahifesini okuyunuz! 

Siinnet kilarken, kaza nemazi icin niyyet edilmez diyenlere, sebebini sorunca, 
hicbir kiymetli kitab gosteremiyorlar. Yalniz, (ibni Abidin)de, (Halebf)de ve 
(Tahtavi)nin (imdad) serhinde, (Fevt olmus nemazlarm kazalarim acele kilmak 
lazimdir. Fevt olmus nemazlarm kazalarim kilmak, nafile kilmakdan daha iyi ve 
onemli ise de, bes vakt nemazm stinnetlerini ve hadis-i serifde oviilmiis olan Du- 
ha, Tesbih, Tehiyyet-iil-mescid ve ikindiden once dort rek'at ve aksamdan sonra 
alti rek'at siinnet gibi belli nemazlan kilmak boyle degildir. Bunlari nafile niyye- 
ti ile kilmahdir) yazilidir, diyorlar. Bu yazilar, bes vakt nemazin farzlanm fevt eden, 
ya'ni elinde olmiyarak ozr ile kacirmis olanlar icindir. Boyle, kacinlmis farzlarm 
kazalarim siinnet yerine kilmamah, aynca kilmah denilmekdedir. Biz de boyle soy- 
liiyoruz. Ozr ile kacinlan birkac vakt farzlarm kazalarim, siinnetler yerine kilma- 
ga liizum yokdur diyoruz. Ciinki, nemazlan ozr ile kazaya birakmak sue, giinah ol- 
madigi gibi, bunlarm kazalarim, siinnetleri kilacak kadar gecikdirmek de sue ol- 
maz diyoruz. Fekat, nemazi ozr ile kilamamak [fevt etmek] baskadir. Bile bile ten- 
bellikle kilmamak [terk etmek] baskadir. Birincisi, hie giinah degildir. ikincisi, bii- 
yiik giinahdir. ikisini birbirine kansdirmak pek yanhsdir. Ozr ile kacinlan farzla- 
rm, siinnetler yerine kilinmiyacagim kitablarda gorerek, tenbellikle terk edilmis 
farzlarm da, siinnetler yerine kilmamiyacagmi sanmak ve onu buna delil, sened gos- 
termege kalkismak, bir ilm adamina yakisacak sey degildir. Hanefikitablarmm bu 
yazisi, (Farzlan tenbellikle kilmayip, biiyiik giinaha girmis olanlar, siinnetleri ka- 
za niyyeti ile kilamaz) demiyor. Bundan baska, siinnetlerin nafile nemaz oldukla- 
nm, nafile niyyeti ile kilmacaklarmi bildiriyor. (Cevhere)de diyor ki, Hanefi fikh 
kitablan (Faite nemazlarm kazasi) diyor. (Terk edilmis nemazlarm kazasi) demi- 
yor. Ciinki, mtisliman nemazini bilerek terk etmez. Gaflet, uyku ve unutmak gi- 
bi ozrle fevt eder. Bu ikisini birbiri ile kansdirmamalidir. 

Farzlarm ehemmiyyeti Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acikca bildirilmis- 
dir. Mesela, farisi (Tergfb-iis-salat) kitabinm miiellifi "rahmetullahi teala aleyh" 
altmci sahifesinde diyor ki, (Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyur- 
du ki, (Iki farz nemazi bir araya getirmek, biiyiik giinahlardandir). Ya'ni, bir ne- 
mazi vaktinde kilmayip, vaktinden sonra kilmak, ekber-i kebairdir, en biiyiik gii- 
nahdir. Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bir nemazi, vakti cikdikdan sonra kilan 
kimseyi, Allahii teala, seksen hukbe Cehennemde birakacakdir). Bir nemazi, 
vaktinden sonra kilmamn cezasi bu olursa, hie kilmiyanm cezasim diisiinmeli). 

(Umdet-iil-islam) kitabi, Siileymaniyye kiitiibhanesi, Muhammed Es'ad efen- 
di kismmda vardir. m. 1989 da Hakikat Kitabevi tarafindan (Menahic-iil ibad) ki- 
tabi ile birlikde basdinlmisdir. Bu kitabda buyuruyor ki, Peygamberimiz "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Nemaz din in diregidir. Nemaz kilan, dfnini dog- 
rultmus olur. Nemaz kilmiyan, dfnini yikinis olur). Bir hadis-i serifde buyurdu ki, 
(Kiyamet giinii, fmandan sonra, ilk siial nemazdan olacakdir). Allahii teala buyu- 
racak ki, (Ey kulum, nemaz hesabimn altindan kalkarsan, kurtulus senindir. Ote- 
ki hesablari kolaylasdmrim!). Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bir nemazi, bi- 
lerek, ozrsiiz kilmiyan kimse, seksen hukbe Cehennemde kalacakdir!). Bir huk- 
be seksen senedir ve bir ahiret giinii, bin diinya senesi kadar uzundur. Bir farzi ozr- 

-283- 



siiz kilmiyan, seksen kerre iicyiizaltmis bin sene Cehennemde yanacakdir. [(Me- 
daric-iin-nubuvve) besyiizonuncu ve (Ma'rifetname)nin yiizonsekizinci sahifele- 
rinde diyor ki, (Boyle meshur misalleri soylemek, sayi bildirmek icin degil, sayi- 
nin coklugunu ve ehemmiyyetini gostermek icindir).] O halde, nemazi ozrsiiz, ten- 
bellikle kilmiyanlara yaziklar olsun! Alimlerimiz, soz birligi ile diyor ki, (Nemaz 
kilmiyanm sahidligi kabul olmaz. Ciinki, nemaz kilmiyan fasikdir. Farz nemazlar, 
mii'minin Allahii tealaya karsi olan borcudur. Vaktinde kilmadikca borcdan kur- 
tulamaz). (Akidetiinnecah) kitabmda diyor ki, (Bir kimse, tevbe-i nasuh yaparsa, 
giinahlan afv olur. Nemazlarmi kaza etmedikce, yalmz tevbe ile afv olmaz. Kaza 
etdikden sonra tevbe ederse, afv olmasi iimmid edilir). 

Ibni Niiceym Zeyn-iil-Abidin, (Kebair ve segair) kitabmda buyuruyor ki, (Farz 
nemazlan [yanhs takvimlere uyarak] vakti girmeden once kilmak ve vakti cikdik- 
dan sonra kilmak biiyiik giinahdir. Biiyiik giinah, ancak tevbe etmekle afv olur. Kii- 
ciik giinahlan afv etdirecek seyler cokdur. Tevbe ederken, kilmadigi nemazlan ka- 
za etmesi lazimdir. Kabul olan hac, biiyiik giinahlan temizler diyen alimler, nemaz- 
lan kaza etmek lazim olmaz dememislerdir. Nemazi vaktinden sonraya ozrsiiz ge- 
cikdirmek giinahi afv olur demislerdir. Aynca kaza etmek lazimdir. Kaza etmege 
giicii varken kaza etmezse, aynca biiyiik bir giinah daha islemis olur). Hanefide if- 
titah tekbirini vakt cikmadan alan, safi'ide ve malikide bir rek'ati vakt cikmadan 
kilan, nemazmi vaktinde kilmis olur. Nemazin hepsi vakt icinde temam olmazsa, 
kiiciik giinah olur. 

(Diirr-ul-munteka)da buyuruyor ki, (Nemazi vazife tammiyan, farz olduguna 
inanmiyan kafir olur. Miirted ve kafir memleketinde imana gelenler, nemazin farz 
oldugunu isitinceye kadar, kilmadiklan nemazlan kaza etmez). 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", nemazin niyyetini anlatirken ve (Feta- 
va-i kiibra) kitabi, yirmialtinci sahifede buyuruyor ki, (Bir kimse, senelerce nemaz 
kilsa, fekat hangileri ilk ve son siinnet oldugunu bilmese, hepsini, farz niyyet 
ederek kilsa, hepsi kabul olur. Ciinki, siinnetlere, farz diye niyyet edilirse, siinnet 
kabul olur). Her nemaz vaktinde ilk kildigi, farz olur. Sonra kildiklan siinnet 
olur. (Halebi-yi sagir)de diyor ki, (Senelerce kilmis oldugu nemazlarda [ya'ni 
oniki sartmdan herhangisinde] noksam oldugunu anliyan kimsenin, bu nemazla- 
nn hepsini kaza etmesi iyi olur. Noksam yok ise, bunlan kaza etmesi, mekruh olur 
veya olmaz denildi. Mekruh olmaz diyenler de, bu kazalan, sabah ve ikindi nemaz- 
lanndan sonra kilmamalidir. Ciinki, [kazasi yok ise], hep nafile olurlar dedi). 

(E§bah)da buyuruyor ki, (Bes vakt nemazin ilk ve son siinnetlerini, ya'ni mii- 
ekked siinnetleri kilarken, siinnet olduguna niyyet etmek liizumunda sahih olan, 
giivenilen fetva, sart olmadigmi gostermekdedir. Revatib siinnetler, nafile niyye- 
ti ile veya yalmz nemaza niyyet ederek sahih olur. Ya'ni o vaktin siinneti olur. Ay- 
nca siinnet diye niyyet etmege liizum yokdur. imam-i Zeyla'i de "rahmetullahi te- 
ala aleyh", boyle buyurmusdur. Mesela fecr dogmadan, tehecciid niyyeti ile, iki 
rek'at kilmca, fecrin baslamis oldugu, sonradan anlasilsa, bu nemaz, sabah siinne- 
ti yerine gecer. Aynca sabah siinneti kilmak lazim olmaz. Oglenin farzinda dor- 
diincii rek'atde oturdukdan sonra unutarak besinci rek'ate kalksa, altmci rek'ati 
de kihp selam verir. iki rek'ati nafile olur. Bu iki rek'atin son siinnet olmamasi, siin- 
net olarak niyyet edilmedigi icin olmayip, siinnete ayn bir tekbirle baslamadigi icin- 
dir. Teravihde de, teravih olduguna niyyet etmek sart olmadigi haberi saglamdir. 
Bunun gibi, kazaya kalmis ogle nemazi olmiyan kimse, Cum'a nemazmdan sonra 
kildigi dort rek'ate (Vaktine yetisip kilmamis oldugum son ogleyi kilmaga) niyyet 
etse, sonra Cum'a nemazinm sahih oldugu anlasilsa, saglam ve sahih habere go- 
re, bu dort rek'at, Cum'a siinneti olur). Ellidokuzuncu sahifede diyor ki, (Nafile- 
leri ve Ratibe siinnetleri, yalmz nemaz kilmaga veya siinnetden baska bir nema- 
za niyyet ederek kilmca, sahih olacaklarmi daha once bildirmisdik). Goriiliiyor ki, 
nemaz vakti icinde, o vaktin farzmdan baska kihnan her nemaz [mesela kaza ne- 
mazi], o vaktin siinneti de olur. 

-284- 



ibni Abidin, nemaza niyyeti anlatirken ve (Uyun-iil-besair) ellidordiincii sahi- 
fesinde diyorlar ki, (Derin alimlere gore, yalmz nemaza niyyet edilerek kilinan sun- 
net sahih olur. Ciinki, bes vakt nemazm silnneti demek, Peygamberimizin "sallal- 
lahti aleyhi ve sellem" kildigi nemaz demekdir. Bu nemazlara siinnet ismi sonra- 
dan verilmisdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bes vakt nemazm sun- 
netlerini kilarken, yalmz (Allah nzasi icin nemaz kilmaga) derdi. (Siinnet kilma- 
ga) diye niyyet etmezdi. Her vakt icinde boyle kilinan her nemaz, siinnet ismi ve- 
rilen nemaz olur). (Halebi-yi kebir)de de boyle yazihdir. Elliikinci sahifede buyu- 
ruyor ki, (Teems) kitabmda bildirildigi gibi, bes vakt nemazm siinnetleri nafile ne- 
mazdir. Nafile niyyeti ile de kilmir. (Diirr-iil-muhtar)da ve Molla Hiisrev, (Diirer) 
kitabmda diyorlar ki, (Bes vakt nemazm siinnetleri ve teravih nemazi, ashnda na- 
file nemazdir. Bunlan kilarken, yalmz nemaza diye niyyet yetisir). 

(Ibni Abidin) ve (Nur-iil-izah) hasiyesinde buyuruyorlar ki, (Cami'e girince iki 
rek'at nemaz kilmak siinnetdir. Buna (Tehiyyetiilmescid) nemazi denir. Cami'e gi- 
rince, farz, siinnet ve herhangi bir nemaz kihmrsa, tehiyyetiilmescid de kilmmis olur. 
Kilman nemazlara, tehiyyetiilmescid diye de aynca niyyet etmege liizum yokdur. 
Ciinki, tehiyyetiilmescid kilmakdan maksad, nemaz ile cami' sahibi olan Allahii 
tealaya hurmet etmekdir. Bu nemazlarda bu maksad hasil olmakdadir). 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", (Tehiyyetiilmescid) nemazim anlatirken 
buyuruyor ki, (Oglenin farzma dururken, hem farz, hem de siinneti olarak iki niy- 
yet yapihrsa, iki imama gore, yalmz farz kilmmis olur. imam-i Muhammede gore ise, 
o nemaz kabul olmaz. Ciinki, farz ile siinnet ayn cinsden iki nemazdirlar. [Bir ne- 
maz vaktinde, kilman nemazlar, ya vaktin farzidir. Yahud bu farzdan baska, herhan- 
gi bir nemazdir. Vaktin siinnetleri ve kaza nemazlan bu ikinci cinsdendir. Halbu- 
ki, kaza nemazi ile siinnet, ayni cinsden olduklan icin, tek bir nemaz iki niyyet ile 
kihmr.] Iki imama gore, kuvvetli olam kilmmis olur. Halbuki, cami'e girince kilinan 
herhangi bir nemaz, tehiyyetiilmescid yerine de gecdigi icin, farz kilarken tehiyye- 
tiilmescid olarak da, aynca niyyet etmek, imam-i Muhammede gore de caiz olur. Yal- 
mz farza niyyet edince de, bu iki nemaz birlikde kilmmis olur). Vaktin farzi ile siin- 
net, baska nemaz iseler de, siinnet, farzdan baska kilman nemaz demek oldugu icin, 
siinnetin kazaya benzerligi tehiyyetiilmescid nemazinin farza benzerligi gibidir. 

(Esbah)da, otuzuncu sahifede diyor ki, (Bir ibadetde sevab hasil olmasi icin, yal- 
mz bu ibadetin sahih olmasi sart degildir. Halis niyyet edilmesi de sartdir. Halis 
niyyet ederek yapilan bir ibadet, bilmiyerek fasid olursa, sahih olmaz. Fekat niy- 
yet edildigi icin, cok sevab hasil olur. Mesela, abdestli oldugunu zan ederek, ab- 
destsiz kilman nemaz sahih olmaz. Fekat, niyyetine karsihk cok sevab verilir. 
Necs oldugunu bilmedigi suyu, temiz zan ederek, bununla abdest alip kilinan ne- 
mazm sarti noksan oldugu icin sahih olmaz ise de, niyyet mevcud oldugu icin se- 
vab verilir. Sartlanna uygun oldugu icin sahih olan bir nemaz, riya ile, gosteris icin 
kihmrsa, sevab hasil olmaz). Siinnet yerine kaza kilan, siinneti terk etmis olmaz 
ise de, siinnetin sevabma kavusmak icin de, kazayi kilarken, siinneti kilmaga da niy- 
yet etmesi, ya'ni kalbinden gecirmesi lazimdir. Farz nemaz ile siinnet nemaz bir- 
birinden baska olduklan icin, farzi kilarken, siinnete de niyyet etmek caiz olmu- 
yor. Ya'ni siinnet sahih olmuyor. Kaza nemazi ile siinnet nemaz birbirlerinden bas- 
ka olmadiklan icin, kaza kilarken siinnete de niyyet etmek sahih oluyor. 

Ozrsiiz senelerce nemaz kilmiyan bir mushmanm, kilmadigi nemazlarmi kaza 
etmesi iic seklde olur: 

1 - Bes vaktin siinnetleri yerine ve giiniin her bos zemamnda, hep kaza kilar. 

2 - Yalmz siinnetlerin yerine kaza kilar. 

3 - Siinnetler yerine kaza kilmayip, baska zemanlarda, hep kaza kilar. 
Bu iic seklden en iyisi birincisidir. Boylece, kazalar, bir an once biter. 

ikinci seklde, kazalar cabuk bitmez. Hem de, kaza borcu olamn sunnetlerinin se- 

-285- 



vabi olmaz. Fekat, hie kilmamakdansa, siinnetler yerine kilmahdir. Ciinki, (Hepsi- 
ni yapamiyan, elden geleni yapmali, hepsini elden kacirmamahdir) buyurulmusdur. 
Uciincii sekle gelince, bu, ozr ile kilamamis kimse icindir. Ciinki, bunun siinnetleri 
kilacak kadar kazayi gecikdirmesi giinah olmuyor. Ba'zilan, ikinci sekli yapmama- 
li, iiciincuyii yapmali diyor. Halbuki, uciinciiyii yapabilen kimse, birinciyi yapacak kim- 
se demekdir. O halde nemazi ozrsiiz aylarca terk edenlerin, kilmadigi zemanlan he- 
sab ederek, bu kadar zeman, birinci sekle gore kilmasi, boyle kilamazsa, ikinci sekl- 
de kihp, kazalarmi en kisa zemanda bitirerek Cehennemden kurtulmasi lazimdir. 

Kazasi olmiyan, siinnet yerine kaza kilarsa, bunlar nafile olur. Nafile sevabmm 
siinnete nazaran cok az oldugunu bildirmisdik. 

Seyh-ul-islam Ahmed bin Siileyman bin Kemal pasa "rahmetullahi teala aleyh", 
(Serh-i hadis-i erba'in) kitabmda, (Siinnetimi terk edene sefa'atim haram oldu) ha- 
dis-i serifini soyle aciklamakdadir: 

Bu hadis-i serifde siinnet demek, islamiyyet yolu demekdir. Ciinki, mii'min kim- 
se, biiyiik giinah islese de, sefa'atden mahrum olmaz. Hadis-i serifde, (Biiyiik gii- 
nah i^leyenlere §efa'at edecegim) buyuruldu. Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" Hak tealadan getirdigi dine tabi' olmak lazimdir. Bunu terk eden, sefa'ate 
kavusamaz. ($ir'at-iil-islam) kitabmda diyor ki, (Bu hadis-i senfdeki siinnet, yap- 
masi vacib olan seyler demekdir. Bu da, Eshab-i kiramin ve Tabi'm ve Tebe'i ta- 
bi'min "rahmetullahi teala aleyhim ecma'fn" imam ve ibadetleridir. Bu siinnete ya- 
pisanlara, (Ehl-i siinnet) denir. O halde, hadis-i serifin ma'nasi, inamlacak seyler- 
de ve yapilacak ve sakimlacak islerde Ehl-i siinnetden ayrilanlar, sefa'ate kavusa- 
miyacaklardir demekdir). Birinci kism, 34. cii maddeye bakmiz! 

[ ( inmet im in arasinda fitne, fesad yayddigi zeman, siinnetime sanlana yiiz se- 
ll id sevabi vardir) hadis-i serifi de, (Selef-i salihin zemanmdaki iman ve ahkam-i 
islamiyye bilgilerine uyan kimseye yiiz sehid sevabi vardir) demekdedir. (Riyad- 
un-nasihin)de, nemazm ehemmiyyetini anlatirken diyor ki, (imam-i Nasir-iiddfn 
Seyyid Ebiil-Kasim Semerkandi diyor ki, bu hadis-i serif, iimmetim arasinda fesad 
cikdigi zeman, Ehl-i siinnet ve cema'at i'tikadmda olup, bes vakt nemazi cema'at 
ile kilana yiiz sehid sevabi verilir demekdir). Bunun icin, once ehl-i siinnete uygun 
iman etmek, sonra haramlardan sakmmak, sonra farzlan yapmak, sonra mekruh- 
lardan sakmmak, sonra miiekked siinnetleri, daha sonra da mustehablan yapmak 
lazimdir. Bu sirada, once olani yapmiyanm, sonra olani yapmasimn hie faidesi ol- 
maz ve once olani yapabilmek icin, sonra olani terk etmesi caiz, hatta vacib olur. 
Ellialtinci maddede istinca bahsine bakmiz! Mesela, imam olmiyamn giinahdan sa- 
kinmasi, harama devam edenin farzlan yapmasi, ahiretde ise yaramaz. Bunlardan 
birini yapmiyanm sakal birakmasinm faidesi olmaz. Ciinki sakal uzatmak, yuka- 
ndaki sirada bunlardan sonra gelmekdedir. Sakal tras etmenin bid'at oldugu da soy- 
lenemez. Ciinki bid'at, islamiyyetin emr etmedigi birseyi ibadet olarak, ya'ni se- 
vab kazanmak icin yapmak demekdir. Hicbir miisliman, sevab kazanmak icin sa- 
kalmi kazimaz. Sakal tras etmenin mekruh oldugunu bilir. Bundan daha once la- 
zim olan din vazifesini yapabilmek icin tras etmenin caiz oldugunu bilmekde, 
boylece ahkam-i islamiyyeye, ya'ni siinnete uymakdadir. 

(Bahr-iir-raik)de ve (Diirr-iil-muhtar)in Tahtavihasiyesinde, orucu bozmiyan sey- 
leri anlatirken diyor ki, (Biyiga, sakala zinet icin, siis icin yag siirmek mekruhdur. 
Cemal icin, ya'ni cirkinligi gidermek, vakarmi, serefini korumak icin yag siirmek 
mekruh degildir. Cemal icin yapilan bir seyde zinet de hasil olursa, zinete niyyet 
etmezse, zarar vermez. Yeni, giizel seyler giymek de, cemal icin olunca mubah olur, 
iyi olur. Kibr icin olursa, haram olur. Giydigi zeman halinde bir degisiklik olmaz- 
sa, kibr icin olmadigi anlasihr. Sakahn uzunlugu siinnet mikdari ise, daha uzatmak 
icin yaglamak tahrimen mekruh olur. Sakahn siinnet mikdari, bir kabzadir, bir tu- 
tamdir. Sakahn, cenedeki ile birlikde bir tutamdan fazlasmi kesmek vacibdir. (Sa- 

-286- 



kalmizi uzatiniz!) hadis-i serifi, bir tutamdan fazla uzatimz demek degildir. Saka- 
h bir tutamdan kisa yapmayin veya temamen kazimayin demekdir. Ciinki, bu ha- 
disi haber veren Abdullah ibni Omer "radiyallahii anhiima", sakalmin bir tutam- 
dan fazlasim keserdi. Sakalm bir tutamdan kisa olmasma hicbir alim mubah deme- 
di. Sakal kazimak, atese tapanlarm ve Hind yehudilerinin adetidir. Kafirlere teseb- 
biih haramdir). Goriiluyor ki, alimler sakal birakmamn siinnet oldugunu bildiriyor. 
Vacib diyenler, Cumhura karsi gelmis oluyorlar. Kafirlere veya kadmlara benze- 
mek icin sakali bir tutamdan kisa yapmak veya temamen kazimak haramdir. Ben- 
zemek niyyeti olmayip, memleketin adetine uymak icin olursa, mekruh olur. Ki- 
sa sakala siinnet demek bid'at olur. Siinnete ehemmiyyet vermezse, kafir olur. Siin- 
neti ozr ile terk etmek caiz, hatta lazim oldugu kitablarda yazilidir]. 

Ibni Abidin, yetmisbir ve iicyiizondokuz ve dortyiizotuziic ve dortyiizelliuciincu 
sahifelerde buyuruyor ki, (Nemazlann siinnetlerine ehemmiyyet, kiymet verip, ten- 
bellikle, ozrsiiz ve cok zeman terk eden, azarlamr. Fekat sefa'atden mahrum kalmaz). 
(Ogleden once olan siinneti terk eden, sefa'atime kavusamaz) hadis-i serifi, ozrsiiz 
ve israr ile terk eden kimse, bu nemaz icin olan ve derecenin yiikselmesine yarayan 
sefa'atime kavusamaz demekdir. Ozr ile terk etmenin, buna mani' olmiyacagi, (ib- 
ni Abidin)de ve (imdad)m (Tahtavf) hasiyesinin ikiyuziicuncii sahifesinde yazilidir. 
Zaten, siinnetleri kaza niyyeti ile kihnca, siinnet terk edilmis olmaz. Siinnet olan ne- 
maz, farzdan baska kihnan nemaz demek oldugu, 281. ci sahife sonunda yazilidir. 

(Ibni Abidin) iicytizdoksanaltinci sahifede ve (Mecma'ul-enhur)de yiizoni- 
kinci sahifede diyor ki, (Nafile kilan kimse, farz kilan imama uydugu zeman, iiciin- 
cii ve dordiincii rek'atlerde zamm-i sure okumasi farz olmaz. Nafile olur. Ciinki, 
bu nemazi, farz seklini almisdir). Siinnet yerine kaza kilarken de, iicuncu ve 
dordiincii rek'atlerde zamm-i sure okumamn farz olmiyacagi anlasilmakdadir. 
(Uyun-iil-besair) yiiziicuncii sahifesinde diyor ki, ((Tatarhaniyye)de, kazaya kal- 
mis nemazi olup olmadigmi bilemiyen kimsenin ogle, ikindi ve yatsmm siinnet- 
lerinde zamm-i sure okumasi daha iyi olur buyuruldu. Bundan maksad, siinnet- 
lere kaza niyyet etmesi ve zamm-i sure okumasi daha iyi olur demekdir). 

Farzlan kilarken sunnetler yerine kaza kilmak caiz olduguna, Trablus fetva emi- 
ni faziletli Ramiz-iil-mulk hazretlerinin fetva verdigi Beyrutda cikan (E§§ihab) mec- 
mu'asmin 14 Zilka'de 1388 [m. 1969] sayismda uzun yazilidir. 

75 — IKINCi CILD, 20. ci MEKTUB 

Bu mektub, mevlana Tahir Bedahsfye yazilmis olup, nemazin iistiinliiklerini ve 
erkanim, sartlarini, edebleri ve ta'dil-i erkanim bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamdii sena olsun! Onun sevdigi, iyi insanlara selametler olsun! 
Cunpurdan gonderdiginiz mektub geldi. Rahatsiz oldugunuzu okuyunca iiziil- 
diik. Sihhat haberini bekliyoruz. Bu tarafa gelenlerle sihhat haberinizi bildiren mek- 
tubu gonderiniz! Hasil olan halleri de yaziniz! Ey sevgili kardesim! Bu diinya, Qa- 
hsmak yeridir. Ucret ahnacak yer, ahiretdir. Salih amelleri yapmaga ugrasimz! Bu 
amellerin en faidelisi ve ibadetlerin en iisttinu, nemaz kilmakdir. Nemaz, dmin di- 
regidir. Mii'minin mi'racidir. O halde, onu iyi kilmaga gayret etmelidir. Erkanim 
[ya'ni farzlarim] ve sartlarmi ve siinnetlerini ve edeblerini, istenildigi ve layik ol- 
dugu gibi yapmahdir. Nemazda tumaninete [ya'ni riikii' ve secdelerde ve kavme- 
de ve celsede, biitiin a'zamn hareketsiz kalmasina] ve ta'dil-i erkana [ya'ni, bu dort 
yerde siikun ve tumaninet buldukdan sonra, bir mikdar durmaga], dikkat etmeli- 
dir. Cok kimse bunlara dikkat etmeyip nemazlanni elden kacinyor. Tumanineti 
ve ta'dil-i erkam yapmiyorlar. Bunlara azablar ve tehdidler bildirilmisdir. Nemaz, 
dogru kihmnca, kurtulus iimmidi cogahr. C un ki, dinin diregi dikilmis olur. Se'adet- 
i ebediyyeye ucmak icin tayyare elde edilmis olur. 

-287- 



76 — IKESCI CILD, 87. ci MEKTUB 

Bu mektub, Efganistanh Feth liana yazilmis olup, ta'dil-i erkani, ahkam-i isla- 
miyyeye yapismagi ve bid'atden kacinmagi bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun secdigi, sevdigi iyi insanlara selametler, ra- 
hathklar olsun! Bu fakire "kaddesallahti teala sirrehiil'aziz" karsi kiymetli sevgi- 
nizi ve halis baglihgimzi bildiren mektub-i serifiniz geldi. Allahii teala, biiyiikle- 
rin sevgisini kalblerimize yerlesdirsin! Mes'ud ve muhterem ahbablara birinci 
nasihat, Muhammed Mustafamn "aleyhissalatii vesselam" slinnet-i seniyyesine ya- 
pismakdir. Ya'nf, her muslimanm birinci vazifesi, islamiyyete uymakdir ve islamiy- 
yetin begenmedigi seylerden, bid'atlerden kacmakdir. 

Bir kimse, terk edilmis, unutulmus bir siinneti meydana cikanrsa, yiiz sehid se- 
vabi kazanir. Ya bir farzi veya vacibi meydana cikarmanin sevabi ne kadar cok olur! 
O halde, nemazda, ta'dil-i erkana dikkat etmelidir. Ya'ni, riikii'da ve secdelerde 
ve kavmede ve celsede tumaninet buldukdan, ya'ni her a'za hareketsiz oldukdan 
sonra biraz durmahdir ki, Hanefi alimlerinin cogu, buna vacib demisdir. imam-i 
Ebu Yusiif ve imam-i Safi'i [ve Malik] ise, farz demisdir. Ba'zi Hanefi alimleri de 
siinnet demislerdir. Miislimanlann cogu, bunu yapmiyor. Bu bir ameli meydana 
cikarana, Allah yolunda harb edip canim veren yiiz sehid sevabmdan cok sevab ve- 
rilir. Ahkam-i ser'iyyeden hepsi de boyledir. Ya'ni halal, haram, mekruh, farz, va- 
cib ve siinnetlerden birini ogretip, geregini yapdiran, boyle sevab kazanir. 

Bir kimseden sebebsiz, zor ile haksiz olarak alman bir kurusu, sahibine geri ver- 
mek, ytizlerle lira sadaka vermekden, katkat daha sevabdir. Bir kimse, Peygam- 
berlerin "ala nebiyyina ve aleyhimiissalevatii vesselam" yapdigi ibadetleri yapsa, 
fekat, tizerinde baskasimn bir kurus hakki bulunsa, bu bir kurusu odemedikce, Cen- 
nete giremiyecegi bildirilmisdir. Bosadigi kadma mehr parasim odemek de kul hak- 
kidir. [Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", besinci cild, ikiyiizyetmisaltmci sa- 
hifede buyuruyor ki, (Baskasimn cocugunu, babasmin emri ile de olsa, dogmek ca- 
iz degildir. Hoca, talebesini cahsdirmak icin, iic kerre eli ile dogebilir. Sopa ile vur- 
masi caiz degildir).] 

Hiilasa, zahiri, ya'ni biitiin a'zalan ahkam-i ser'iyyeyi yapmakla bezedikden son- 
ra batma tevecciih etmeli, boylece, yapilan ameli gafletden uzak tutmahdir. Kal- 
bin imdadi olmadan a'zamn ahkam-i islamiyyeye yapismakla bezenmesi cok giic- 
diir. Alimler, boyle olur, soyle olmaz diye fetva verirler. Bunlan yapmak ise, 
Allah adamlarimn isidir. Kalbin temizlenmesine, nurlanmasina cahsmak, her 
a'zamn, ahkam-i islamiyyeye yapismasma sebeb olur. Yalniz kalb ile ugrasip, 
ahkam-i islamiyyeye yapismiyan miilhiddir. Dogru yoldan sapikdir. Boyle kimse- 
lerin kalblerinde ve ruhlarmda birseyler hasil olmasi, istidracdir. Ya'ni, onlan de- 
rece derece, yavas yavas Cehennemin derinliklerine indirirler. Kalbde ve ruhda 
hasil olan seylerin dogru ve iyi olmasma alamet, biitiin a'zamn ahkam-i islamiy- 
yeye yapismakla siislenmesidir. Dogru yol, kurtulus yolu, iste budur! Allahii te- 
ala, hepimizi bu dogru yoldan ayirmasm! Amin. 

[(Mecelle)nin otuzikinci maddesinde, (Zaruret icinde olmak, baskasimn hak- 
kmi gidermez) diyor. Achkdan olecek olan kimse, baskasimn mahm, oliimden kur- 
taracak kadar yiyebilir ise de, bunun degerini veya mislini odemesi lazim olur. Bas- 
kasimn mahm yimek, serab ipmekden daha biiyiik giinahdir]. 

Ne iyi O gozier ki, gtizele bakmakdadir. 
Ne tali'li o kalb ki, Onun icin yanmakdadir! 



-288- 



77 — IKINCI CILD, 69. cu MEKTUB 

Bu mektub, Mu ha in in eel Murad-i Bedahsiye yazilmis olup, nemazin ta'dil-i er- 
kani ve tumanineti ve cami'de saflann diizeltilmesi ve kafirlere karsi harbe gider- 
ken niyyetin diizeltilmesi ve tehecciid nemazi ve yemeklerin halalden secilmesi- 
ne dikkat olunmasi bildirilmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun secdigi, begendigi kullanna selamlar, rahat- 
hklar olsun! Mektubunuz geldi. Arkadaslarm, dostlann, dogru yoldan ayrilmadik- 
lari anlasilarak, cok sevindirdi. Allahii teala, dogrulugunuzu ve dogru yolda bu- 
lunmanizi artdirsin! Arkadaslanmiz ile birlikde verdiginiz vazifeyi yapmaga de- 
vam ediyoruz. Bes vakt nemazi, elli altmis kisilik cema'at ile kihyoruz, diyorsunuz. 
Bunun icin, Allahii tealaya hamdii senalar olsun! Kalbin Allahii teala ile olmasi, 
bedenin, a'zanin da ahkam-i ser'iyyeyi yapmakla zinetlenmesi, ne biiyiik bir 
ni'metdir. Bu zemanda insanlarm cogu nemaz kilmakda gevsek davramyor. Tuma- 
ninete ve ta'dil-i erkana ehemmiyyet vermiyorlar. Bunun icin, siz sevdiklerime, bu 
noktayi belirtmege mecbur oldum. iyi dinleyiniz! Peygamberimiz "sallallahii 
aleyhi ve sellem", (En biiyiik hirsiz, kendi nemazindan calan kimsedir) buyurdu. 
Ya Resiilallah! Bir kimse, kendi nemazindan nasil calar? diye sordular. (Nemazin 
riikii'unu ve secdelerini teinain yapmamakla) buyurdu. Bir def a da buyurdu ki, 
(Riikii'da ve secdelerde, belini yerine yerlesdirip biraz durmayan kimsenin neina- 
zini Allahii teala kabul etmez). Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", bir 
kimseyi nemaz kilarken, riikii'unu ve secdelerini temam yapmadigmi goriip, (Sen 
nemazlarim boyle kildigin icin, Muhammedin "aleyhissalatii vesselam" dininden 
baska bir dinde olarak olmekden korkmuyor musun?) buyurdu. Yine buyurdu ki, 
(Sizlerden biriniz, nemaz kilarken, riikii'dan sonra temam kalkip, dik durmadik- 
ca ve ayakda, her uzv yerine yerlesip durmadikca nemazi temam olmaz). Bir ker- 
re de buyurdu ki, (iki secde arasinda dik oturmadikca, nemaziniz temam olmaz). 
Birgiin Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", birini nemaz kilarken, nema- 
zin ahkam ve erkanina riayet etmedigini, riikii'dan kalkmca, dikilip durmadigim 
ve iki secde arasinda oturmadigmi goriip, buyurdu ki, (Eger nemazlarim boyle ki- 
larak oliirsen, kiyamet giinii, sana benim iimmetimden demezler). Bir baska yer- 
de de buyurdu, (Bu hal iizere oliirsen, Muhammedin "aleyhisselam" dininde ola- 
rak olmemis olursun). Ebu Htireyre "radiyallahii anh" buyurdu ki, (Altmis sene, 
biitiin nemazlarim kilip da, hicbir nemazi kabul olmiyan kimse, riikii' ve secdele- 
rini temam yapmiyan kimsedir). Zeyd ibni Vehb "rahmetullahi teala aleyh" biri- 
ni nemaz kilarken riikii' ve secdelerini temam yapmadigmi gordii. Yanina caginp, 
ne kadar zemandir boyle nemaz kihyorsun, dedi. Kirk sene deyince, sen kirk se- 
nedir nemaz kilmamissin. Oliirsen Muhammed Resulullahin "sallallahii aleyhi ve 
sellem" siinneti [ya'nidini] iizere olmezsin, dedi. 

Taberaninin "rahmetullahi teala aleyh" (Evsat)inda bildirilmisdir ki, bir mii'min 
nemazini giizel kilar, riikii' ve secdelerini temam yaparsa, nemaz sevinir ve nur- 
lu olur. Melekler, o nemazi goke cikanr. O nemaz, nemazi kilmis olana, iyi diia e- 
der ve sen beni kusurlu olmakdan korudugun gibi, Allahii teala da, seni muhafa- 
za etsin, der. Nemaz giizel kilmmazsa, siyah olur. Melekler o nemazdan igrenir. Go- 
ke gotiirmezler. O nemaz, kilmis olana, fena diia eder. Sen beni zayi' eyledigin, ko- 
tii hale sokdugun gibi, Allahii teala da, seni zayi' eylesin, der. O halde, nemazla- 
n temam kilmaga cahsmah, ta'dil-i erkani yapmah, riikii'u, secdeleri, (Kavme)yi 
[ya'ni riikii'dan kalkip dikilmegi] ve (Celse)yi [ya'ni, iki secde arasinda oturma- 
gi] iyi yapmahdir. Baskalarimn da kusurlanni gortince soylemelidir. Din kardes- 
lerinin nemazlarim temam kilmalarma yardim etmelidir. Tumaninet [ya'ni uzvla- 
nn hareket etmemesi] ve ta'dil-i erkanm [Bir kerre siibhanallah diyecek kadar ha- 
reketsiz durmak] yapilmasina cigir acmahdir. Miislimanlarm cogu, bunlan yapmak 
serefinden mahrum kahyor. Bu ni'met, elden cikmis bulunuyor. Bu ameli meyda- 

- 289 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:19 



na cikarmak cok miihimdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyur- 
du ki, (Unutulmus bir siinnetimi meydana cikarana, yiiz sehid sevabi verilecekdir). 

Cema'at ile nemaz kilarken saflan diiz yapmaga da dikkat etmelidir. Safdan ile- 
ride ve geride durmamahdir. Herkes, bir hizada durmaga cahsmahdir. Peygambe- 
rimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", once saflan diizeltir, ondan sonra nemaza du- 
rurdu. (Saflan diizeltmek, nemaz kilmanm bir parcasidir) buyururdu. Ya Rabbi! 
Bizlere, nihayetsiz rahmet hazinenden nasib eyle! Hepimizi dogru yoldan ayirma! 

Ey mes'ud ve bahtiyar kardesim! Amel ve ibadet, niyyet ile diiriist olur. Kafir- 
lere karsi muharebeye giderken, once niyyeti dtizeltmelidir. Ancak, bundan son- 
ra sevab kazamhr. Muharebeye gitmekden maksad, Allahii tealanm ismini, dini- 
ni yaymak ve yiikseltmek ve din dtismanlarmi za'ifletmek ve bozguna ugratmak 
olmahdir. [Allahii tealanm dinini, Onun kullarma ulasdirmak, insanlan kiifrden, 
cehaletden kurtarip imana, ebedi se'adete kavusdurmak olmah. Adam oldiir- 
mek, can yakmak niyyeti ile cihada gitmemelidir. Cihad, kafirleri zorla kiifrden kur- 
tarmakdir.] Ciinki, biz miislimanlara boyle emr edilmisdir ve cihad da, bu demek- 
dir. Baska seylere niyyet ederek, cihad sevabmdan mahrum kalmamahdir. Gazi- 
lerin beyt-ul-maldan ma'as almalan, cihadi ve cihad sevabmi bozmaz. [Biitiin 
ibadetlerin kabul olmasi icin de, Allahii teala icin yapilmasi ve boyle niyyet edil- 
mesi sartdir.] Kotii niyyetler, ibadeti bozar. Niyyeti diizeltmeli, ma'as da almali, 
cihada gitmelidir. Gazilik ve sehidlik sevablarmi beklemelidir. Sizin halinize gib- 
ta ediyor, imreniyorum. Kalbiniz Allahii teala ile, a'zalarmiz, cema'at ile nemaz 
kilmakla ve aynca, din dtismanlan, kafirler ile cihad etmekle [Allahii tealanm di- 
nini kafirlere yaymakla da] sereflenmekdesiniz. Gazadan selamet ile cikan gaziolur, 
mticahid olur. Olen, halis sehid olup, en biiyiik sevablara, ni'metlere kavusur. Fe- 
kat, tekrar bildireyim ki, bunlar, ancak niyyeti diizeltdikden sonradir. Halis niy- 
yet kalbe gelmezse, boyle niyyet etmege, kendinizi zorlamah ve bu niyyetin kalb- 
de hasil olmasmi, Allahii tealadan yalvararak istemelidir. 

Harbde kafirlerin oldiirdugii, sulh zemamnda zalimlerin iskence yaparak oldtir- 
diigii kimsenin sehid olmasi icin, oliirken miisliman olmasi, kalbinde iman olma- 
si lazimdir. 

[TENBIH: Adem aleyhisselamdan bugiine kadar, her zeman, her yerde, kotii 
insanlar iyilere saldirmislardir. Allahii teala herseyi sebebler ile yaratmakdadir. 
Kotiilerin cezasim da, kotii insanlar vasitasi ile vermekdedir. iskence edenlere diin- 
yada da cezalarmi vermekdedir. Kotiilerin yam sira, iyiler de azab gormekdedir. 
Bunlann ve harbde olenlerin ve kazada olen miislimanlann hepsi sehiddir. Diin- 
yada azab ceken iyi, sucsuz miislimanlara ahiretde bol ni'metler verilecekdir. 
Ahiretde ni'mete kavusmak ipin, iman sahibi olmak lazim oldugu din kitablarm- 
da yazilidir. Bu kitablar diinyanm her yerinde cok vardir. Bu kitablan okuyup da 
inanmiyana kafir denir. islamiyyeti isitmiyen kafir olmaz. isitince (La ilahe illal- 
lah Muli u in 111 e tl ii 11 Resulullah) diyen ve buna inanan miisliman olur. Bunun 
ma'nasi, (Herseyi yaratan bir Allah vardir ve Muhammed aleyhisselam Onun 
Resuludiir)dir. Miisliman olan, Onun son Peygamberine tabi' olur. Bircok yerde, 
kafirler, zalimler, sucsuz miislimanlan, kadmlan, cocuklan oldtirmiislerdir. Oldii- 
riilen miislimanlar, sehid olur. Oldiiriiliirken, yapilan iskencelerin acisini duymaz. 
Oliirken, kabrde verilecek olan Cennet ni'metlerini gorerek cok sevinir. Sehidler 
oliirken hip aci duymaz. Sevinir ve cok nes'elenir. Cennet ni'metlerine kavusur. Ha- 
dis-i serifde (Miislimanlann kabri Cennet bagcelerindendir) buyuruldu.] 

Oradaki ahbabima bir nasihatim de, (Tehecciid) nemazim kilmamzdir. [Ya'ni ge- 
ce sonuna dogru nemaz kilmahdir.] Biiyiiklerimiz, bu nemazi hep kilmisdi. Size bu- 
rada iken de soylemisdim ki, eger o zeman uyanamaz iseniz, evdekilere soyleyiniz, 
sizi her hal-ii-karda uyandirsmlar. Sizi, gaflet uykusunda birakmasmlar. Boylece, bir- 
kac gece kalkmca, ahsarak, kendiniz kolayca kalkar ve bu se'adete kavusursunuz. 

-290- 



Baska bir nasihatim de, yenilen lokmalarda, ihtiyath davranmakdir. Bir mus- 
limamn, heryerde buldugu, herseyi yimesi dogru degildir. Lokmalarm halaldan mi, 
haramdan mi geldigini dusunmek lazimdir. insan, bash basma degildir ki, her 
bildigini, akhna geleni yapsin. Sahibimiz, yaratammiz var "celle celaliih". Onun 
emrleri ve yasaklan var. Begendigi ve begenmedigi seyleri, alemlere rahmet olan 
Peygamberleri "aleyhimussalevatii vetteslimat" ile, bizlere bildirmisdir. Sahibinin, 
yaratamnm begenmedigi seyleri istiyen, ne kadar bedbaht ve zevalhdir. Herseyi 
sahibinin izni olmadan kullanmak istiyor. Boyle kimseler, utansm ki, diinyada, bu 
seylerin gelip gecici sahiblerine sormadan birseylerini kullanmiyor. Bu, hakiki ol- 
miyan sahiblerin haklarmi gozetiyorlar da, bunlarm hakiki sahibi, begenmedigi sey- 
leri, siddetle, pek siki yasak etdigi ve yapanlan agir cezalarla korkutdugu halde, 
Onun soziine iltifat etmiyor, aldirmryorlar. Bu hal, miislimanhk midir, yoksa ka- 
firlik midir? iyi diisiinmelidir! Simdi ecel gelmemis, firsat elden kacmamisdir. 
Gecmisdeki kusurlan temamlamak, diizeltmek miimkindir. Ciinki, (Giinahina 
tevbe eden, hie giinah \ apinaniis gibidir) hadis-i serifi, kusuru olanlara mtijdedir. 
Fekat bir kimse, bile bile giinah isler ve herkese bildirir, hie sikilmazsa, miinafik 
olur. Miisliman goriinmesi, onu azabdan kurtarmaz. Bundan daha pok ve daha agir 
soylemege ne liizum var? Akh olana, bir isaret yetisir. 

Sunu da soyliyeyim ki, korkulu yerlerde ve dtisman karsismda ve emm ve rahat 
olmak icin (Li flafi) suresini okumahdir. Tecribe edilmisdir. Her giin ve her gece, 
hie olmazsa, onbirer def'a okumahdir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bir yere 
gelen kimse E'uzii bikelimatillahit-tammati min serri ma haleka okursa, o yerden 
kalkincaya kadar, ona hicbirsey zarar, kotiiliik yapmaz). [Korkulu seyden kurtul- 
mak ve bir dilege kavusmak icin, Taha suresinin otuzyedinci ayetinden (Vele- 
kad)dan, otuzdokuz sonuna (ala ayni)ye kadar kagida miirekkeble yazip, bir se- 
ye yedi kerre sarip, yaninda tasimahdir. Faidesi cok goriilmiisdur.] Dogru yolda 
gidenlere, Allahii teala selamet versin! Amin. 

Ey gozlerimin niiru, ey candan yakm canan! 
Abdiilhakim Arvasi, hasta ruhlara derman! 

Bizler nerde siz nerde, perdeler feth olmuyor, 
Sizden uzak kaldikca, kalbler rahat bulmuyor. 

Sohbetden, muhabbetden, dfiim konusurdunuz, 
Talebe, hocasi He olciiliir, diyordunuz. 

Adim adim, hakikat yolunu gecmissiniz! 
Ruhlari serhos eden, serbetden icmissiniz! 

D tiny a yok goztintizde, kalb sahibi He niesgul, 
Sensin cihanda simdi, Rabbin en sevdigi kui! 

Tevazu', btiytikltigtin alameti derdiniz, 
Her hareketinizde bunu gosterirdiniz. 

Cihan zulmetde iken Fehtm nur saciyordu, 
O haznedeki esrar, hep size nasib oidu! 

Ya Rabbi! Seyyid Fehim, ne btiytik mtirsid imis, 
olti kaibi diriiten, bir Hakim yetisdirmis. 

Resulullahdan gelen, ntiru naks etmis size, 
En btiytik arzumuzdur, kavusmak lutftintize! 

Nura kavusulur mu, bir rehber olmadikca? 
Kalbleri ihias He, ona bagiamadikca. 

-291- 



78 — ZEKAT VERMEK 

Zekat vermek, hicretin ikinci senesinde Ramezan aymda farz oldu. Zekatm far- 
zi birdir. Her muslimamn tam miilkii olan nisab mikdarmdaki (Zekat mah)mn, bel- 
li zemanda, belli mikdanni, zekat niyyeti ile ayinp, emr edilen muslimanlara ver- 
mekdir. Tam miilk, halal yoldan gelip, kullanmasi mumkin ve halal olan oz mail 
demekdir. Vakf mail, kimsenin miilku degildir. Gasb, sirkat, riisvet, kumar, alkol- 
lii icki satismin semeni ve fasid olarak satin aldigi mal gibi, haram mail kendi ha- 
lal mail ile veya cesidli kimselerden aldigi haram mallari birbirleri ile kansdirma- 
mis ise, bu haram mallar, mulkii olmaz. Kullanmasi, nafaka yapmasi halal olmaz. 
Bunlarla cami' ve baska hayrlar yapamaz. Bunlann zekatmi vermesi farz olmaz. 
Ya'ni, zekat nisabimn hesabma katilmazlar. Sahibleri veya varisleri belli ise, ken- 
dilerine geri vermesi farzdir. Belli degil ise, hepsini sadaka olarak fakirlere dagi- 
tir ise de, sonra sahibi cikip, tazminini isterse, tazmin eder. Sahiblerini bulunciya 
kadar dayanamayip bozulacak mah, kendi kullamp, sonra tazmin etmesi, ya'ni ben- 
zerini, benzeri yoksa kiymetini odemesi caiz olur. Birinci kism, kirkikinci madde- 
ye ve 303. cii sahifeye bakiniz! Ticaret sirketinde ortak olanin, hissesi nisab mik- 
dan ise, kendi hissesinin zekatmi hesab ederek vermesi lazimdir. Ibni Abidin, Bey' 
ve sirayi anlatirken diyor ki, (Din adamlannm, evkafdan alacaklan erzaki, teslim 
almadan once satmalan caiz degildir. Ciinki bunlar, hak edilmis iicret iseler de, hak 
edilen mal, kabz edilmeden once miilk olmaz. Diismandan ahnan ganimet, dar-iil- 
islama getirilince, askerin hakki olur. Fekat, taksim edilmeden once, miilk olmaz). 
Bunun icin me'murlarm ve iscilerin alacaklan ma'as ve iicretler, ellerine gecme- 
den once miilkleri olmaz. Ma'as, iicret ele gecmeden once, bunlar nisab hesabma 
katilmaz. Ya'ni zekatlan verilmez. Bunlardan kesilen yardim sandigi, sigorta pa- 
ralan ve tasarruf bonolan zekat hesabma katilmaz. Senelerce sonra birikmis ola- 
rak ele almmca, yalniz ahnan para, o senenin zekat nisabimn hesabma katihr. Sa- 
tis karsihgi ahnan bonolar, boyle degildir. Bunlar ve hisse ve tahvil senedleri, her 
sene zekat hesabma katihr. 

Hanefimezhebinin alimleri dediler ki, (Miikellef) olan, ya'ni akil, balig [ciiniib 
olup gusl abdesti almaga bashyan bir yasa gelmis] olan ve hiir olan miisliman er- 
kek ve kadinm, sartlan bulununca, zekat vermeleri farzdir. Zekat vermek, mah miis- 
liman fakire temlik etmekle olur. Ya'ni, mah fakirin eline vermek lazimdir. Fakir 
ve akil olan yetime velisi yemek yidirse, zekat yerine gecmez. Yemegi yetimin eli- 
ne verse veya velisi bu yetimi giydirse zekat olur. Akil olmiyan fakir yetimle bir- 
likde yemek yiseler zekat vermis olur. Veli olmak, yetime babasi tarafmdan veya 
hakim tarafmdan vasi ta'yin edilmekle olur. Bu kimse, yetime verilecek hediyye- 
leri almak ve ona vermek hakkma malik oldugu icin, kendi zekati ile de, elbise ve 
yiyecek ve baska liizumlu seyler satin ahp ona verebilir. Hakim emri ile fakir ak- 
rabaya verilen nafakamn da boyle oldugu (Bezzaziyye)de yazihdir. Baska fakir- 
lere, zekat mahni degisdirmeden vermesi lazimdir. imam-i Nesefi "rahmetullahi 
aleyh" (Zahire)de diyor ki, (Bir zengin, ta'am satin ahp fakirlere yidirse, zekat ver- 
mis olmiyacagi (Ziyadat)da yazihdir). (Bezzaziyye) ve (Fetava-i Hindiyye)de di- 
yor ki, (Kurban etini, koyunlarmin zekati niyyeti ile fakire verse, zekat olmaz). 
(Izah)da diyor ki, (Cocuga, deliye verilecek zekat, babasma veya velisi olan akra- 
basma veya vasisine verilir). 

Dort mezhebde de dort diirlii (Zekat mah) vardir: 

1 — Senenin ekseri zemamnda, cayirda parasiz otlayan dort ayakh hayvanlar. 

2 — Altm ile giimus. 

(Diirr-ul-munteka)nm sahibi "rahmetullahi teala aleyh" buyuruyor ki, (Altm 
ile giimusun oniki ayardan ziyadesi, para olarak kullamlsm, kadmlarm siisii gibi, 
halal olarak kullamlsm, erkeklerin altin yiiziik takmasi gibi, haram olarak kulla- 

-292- 



nilsm, ev, yiyecek, kefen satin almak icin saklanilsm, kilinc [ve altm dis] gibi ih- 
tiyac esyasi olsalar da, zekat nisabmm hesabma katilacaklardir). Goriiliiyor ki, er- 
keklerin altm yiiziik takmasi haramdir. Ikinci kism, 41. ci maddenin sondan ikin- 
ci sahifesine bakimz! 

3 — Ticaret icin ahnip, ticaret icin saklamlan (Ticaret e$yasi). 

Ibni Abidin "rahmetullahi aleyh", zekatin sebebini ve sartini bildirirken, buyu- 
ruyor ki, (Esyamn ticaret niyyeti ile satin almmasi lazimdir. Usr vermesi lazim ge- 
len topraklardan hash olan ve miras olarak ele gecen veya hediyye, vasiyyet gibi 
kabul edince mtilk olan seylerde, ticarete niyyet edilse de, bunlar ticaret mah ol- 
maz. Ciinki, ticaret niyyeti, alis verisde olur. Mesela, tarlasindan bugday alip us- 
runu veren veya mirasdan eline uruz gecen kimse, satmak niyyeti ile saklasa, ni- 
sab mikdanndan fazla olsa ve bir seneden fazla kalsa, zekatlarmi vermek icab et- 
mez). Ticaret niyyeti ile [ya'ni satmak icin] satm aldigi bugdayi tarlasina ekse ve- 
ya ticaret icin aldigi hayvani, kumasi kendi kullanmaga niyyet etse, ticaret mah ol- 
makdan cikarlar. Sonra bunlari satmaga niyyet ederse, ticaret mah olmazlar. 
Bunlan satinca veya kiraya verince, eline gecen mal ticaret mah olur. Kullanmak 
icin satm aldigi mah, aldikdan sonra ve miras olarak eline gecen uruzu veya hediy- 
ye, vasiyyet, sadaka gibi kendinin kabul etmesi ile malik oldugu mah ahrken ve- 
ya tarlasindan aldigi bugdayi satmaga niyyet etse, ticaret mah olmazlar. Bunlari 
satsa ve satarken semenleri olan uruzu ticaretde kullanmagi niyyet etse, bu bedel- 
leri ticaret mah olurlar. Ciinki ticaret bir isdir. Yalniz niyyet ile olmaz. Baslamak 
da lazimdir. Ticareti terk etmek ise, yalniz niyyet ile olur. Herseyi terk etmek, yal- 
niz niyyet ile olur. Bunun gibi, insan yalniz niyyet etmekle musafir olmaz ve oru- 
cu bozulmaz. Kafir, musliman olmaz ve hayvan saime olmaz. Bunlann tersi ise, yal- 
niz niyyet etmekle olur. Altm ve gumiis esya ve kagid paralar, her ne suretle ele 
gecerse gecsin, zekat mah olurlar. 

4 — Yagmur suyu veya nehr, dere suyu ile sulanan, harach olmiyan biitiin top- 
raklardan [usrlu toprak olmasa bile] ve vakf toprakdan cikan seyler. Bunlann ze- 
katma (U§r) denir. Usr vermek, Kur'an-i kerimde, En'am suresinin yiizkirkbirin- 
ci ayetinde emr edilmis, onda birinin verilmesi de hadis-i serifde bildirilmisdir. Usr, 
mahsuliin onda biridir. (Harac) ise, besde bir, dortde bir, iicde bir, yanya kadar ola- 
bilir. Bir toprakdan, ya usr veya harac vermek lazimdir. Kul borcu olan, borcunu 
diismez. Usrunu tarn verir. 

Zekatin farzi birdir. Bu da, niyyet etmekdir. Niyyet kalb ile olur. Malm zeka- 
tmi ayinrken veya musliman fakire verirken (Allah nzasi icin, zekat verecegim) 
diye niyyet edip de fakire veya zekatmi fakirlere vermek icin vekil etdigi kimse- 
ye verirken bore veya hediyye veriyorum dese, caiz olur. Soze bakilmaz. Zekat ve 
sadaka diye birlikde niyyet ederse, imam-i Ebu Yusiife gore, zekat olur. imam-i 
Muhammede gore "rahmetullahi teala aleyh", sadaka olur. Zekatmi vermemis olur. 
Vasiyyet etmemis meyyitin, birakdigi maldan zekat borcu verilmez. Ciinki, niyyet 
etmesi lazim idi. Varisleri, kendi mallanndan odeyebilirler. [Bu takdirde, zekatin 
iskati yapilmis olur.] Zekati ayinrken ve fakire verirken niyyet etmeyip, verdik- 
den cok sonra niyyet ederse, mal, fakirde bulundugu miiddetce, caiz olur. Veki- 
line verirken niyyet etmesi yetisir. Vekilinin fakire verirken, aynca niyyet etme- 
si lazim degildir. Zekatmi musliman fakire vermesi icin, zimmiyi de, ya'ni baska 
dinde olan vatandasi da vekil etmesi caiz olur. Halbuki, hac icin, zimmiyi vekil gon- 
dermek caiz degildir. Ciinki, zekat icin yalniz zenginin niyyet etmesi lazimdir. Hac 
icin, vekilin de niyyet etmesi lazimdir. Vekiline verirken sadaka, keffaret, hediy- 
ye dese, vekili fakire bu niyyet ile vermeden once, zengin zekat icin niyyet etse ca- 
iz olur. 

Iki zenginin de vekili olan kimse, bunlann zekatlarmi, haberleri olmadan ka- 
nsdinr, sonra fakire verirse, zekat verilmis olmaz. Vekil sadaka vermis olur. Ve- 

-293- 



kil, zekatlan oder. Ibni Abidin, onbirinci sahifede, bunu aciklarken buyuruyor ki, 
(Zekatlan kansdirmca, kendi miilkii olur. Fakire, kendi malini vermis olur). Zen- 
ginlerin izni ile kansdirmis ise veya kansdirdikdan sonra ve fakirlere vermeden on- 
ce izn almis ise, caiz olur. Fakirlerin vekili olan kimse, aldigi zekatlan, habersiz ka- 
nsdirip, sonra fakirlere dagitmasi caizdir. Zenginlerin vekilinin de, bunlardan 
iznsiz kansdirdikdan sonra vermesi caiz olur da denildi. Bir zengin, bir kimseye be- 
nim icin, su kadar altm zekat ver dese [veya baska memleketde bulunan bir kim- 
seye mektubla bildirse], bu kimse de emr olunan bu altinlan, kendi kagid parasi 
ile satm alip, fakirlere verse, caiz olur. imam-i Ebu Yusiife gore "rahmetullahi te- 
ala aleyh", bu kimse, sonra parasim zenginden isteyebilir. tmam-i Muhammed "rah- 
metullahi teala aleyh" buyurdu ki, (Sonra sana oderim dedi ise, istiyebilir. Ode- 
rim demedi ise, isteyemez). Vekil elindeki zekati, zenginin emr etmedigi fakirle- 
re verse, sonra zengin kabul ederse, caiz olur denildi. Benim icin fakire sadaka ver 
diyen kimse, sonra sana oderim demedi ise, odemez. Zengin, kendi vekiline, fa- 
kirlere dagitmasi icin istedigi kadar zekat verebilir. Fakirlerin vekili, her fakir icin, 
nisab mikdanndan fazla zekat alamaz. Zekatin, fakir vekilinin eline girmesi, faki- 
rin eline girmesi demekdir. Fakir bu mala malik olur. Vakf hayvanlannin ve vakf 
ticaret malmm zekati verilmez. 

ALTIN, GUMUS ve TICARET MALI ZEKATI — Canh, cansiz her mal, 
mesela yerden, denizden cikanlmis tuzlar, oksidler, naft, ya'ni petrol ve benzer- 
leri, ticaret yapmak icin, ya'ni satmak icin satin ahndiklan zeman, (Ticaret esya- 
si) olurlar. Altm ile giimiis her ne niyyet ile olursa olsun, hep ticaret esyasidir. 

Odiinc alma karsihgi olan borclar ve zekat vermek farz oldugu giinden once ode- 
me zemani gelmis olan miieccel [taksidli] kul borclan, nisab hesabina katilmaz. 
Ya'ni bunlar, altin ve giimiisden ve ticaret esyasindan elde mevcud olanlarm ve ala- 
caklann kiymetinden cikanldikdan sonra, kalanlar, nisab mikdari olursa, bir se- 
ne sonra zekatlanni vermek farz olur. Zekat farz oldukdan sonra yapilan borclar 
ozr olmaz, bunlarm zekati verilir. Gecmis senelerin odenmemis zekatlan kul bor- 
cu sayihr. Miieccel olan, ya'ni zekat farz oldukdan sonra, belli zemanda odenecek 
olan eski borclarm, mesela talak vaktine miieccel mehrin nisab hesabina katilacak- 
lanm, ya'ni zekatlannm verilecegini bildiren kitablar ibni Abidinde yazih ise de, 
bunlarm nisaba katilmamasimn sahih oldugu (Diirr-iil-muhtar), (Hindiyye), 
(Durr-iil-miinteka), (Damad) ve (Cevhere)de yazihdir. Hac, nezr ve keffaret icin 
saklanan paralann zekati verilir. Ciinki, kul borcu degildirler. Elinde nisab mik- 
dari altmi veya gumiisii olan, yil sonuna dogru birkac teneke arpa odiinc alsa, yil 
sonunda bu arpa da elinde bulunsa, zekat vermesi lazim olmaz. Ciinki bore, once 
zekat malmdan odenir. Zekat hesabina katilmiyan arpadan odenmesi diisuniile- 
mez. 

Alacaklara gelince, imam-i a'zama gore, tic diirlii alacak vardir: 

1 — (Deyn-i kavi), odiinc verilen zekat mah ve zekat mahnm satisi karsihgi ah- 
nacak olan (Semen)dir. Nisab hesabina katihr. Almacak para veya bunun ile ya- 
nmda bulunamn toplami nisab mikdari oldukdan bir sene sonra, eline gecen her 
mikdarm kirkda birini hemen vermesi farz olur. iki sene sonra eline gecenin iki yil- 
hk, tic sene sonra gecenin iic yilhk zekatmi verir. Mesela, iicyiiz dirhem giimiis ala- 
cagi olan, iic sene sonra, ikiyiiz dirhem ahrsa, bunun, iic yil icin, beser dirhemden, 
onbes dirhem zekatmi verir. Almadan once zekatmi vermesi lazim olmaz. Kiraci, 
mal sahibinin izni ile, kira karsihgi ta'mir yaparsa, bu masrafi mal sahibine odiinc 
vermis olur. (ibni Abidfn). 

2 — (Deyn-i miitevassrt), ticaret mah olmiyan zekat hayvanlannin ve kole, ev, 
yiyecek, icecek gibi ihtiyac maddelerinin satislan karsihgi ve binalarm kira alacak- 
landir. Nisab hesabina katihr. Nisaba malik oldukdan bir sene sonra, eline nisab 
mikdari veya daha cok gecince, her sene icin, aldiginm kirkda biri hemen verilir. 

-294- 



3 — (Deyn-i za'if), miras, mehr mallandir. Nisab hesabina katilir. Nisab mik- 
dan teslim aldikdan bir yil sonra yalniz o yilm zekati verilir. Elinde nisab mikda- 
n mal da varsa, deynden aldigini, buna katip, elindekinin bir yili temam olunca, 
aldiginm zekatim da birlikde verir. Bunun icin aynca bir yil beklemez. Kavi ve va- 
sat deynleri de bir sene gecmeden once almca, boylece elindeki nisaba katarak ze- 
katlanni birlikde verir. Iki imama gore "rahmetullahi teala aleyhima", her alacak, 
nisab mikdan ise, alman mikdar az ise de, bir yil gecmisse, zekati verilir. 

Gayb olmus, denize diismiis, gasb olunmus, gomuldiigii yer unutulmus mal ve 
inkar olunan alacaklar, tarn miilk olmadiklan icin, nisab hesabina katilmaz ve ele 
gecerlerse, onceki senelerin zekatlan verilmez. 

Senedli veya iki sahidli olan veya i'tiraf olunan alacaklar, iflas edende ve fakir - 
de de olsa, nisaba katilir. Ele gecince, gecmis yillarm zekati da verilir. 

IHTIYAC E§YASI — Insam oliimden koruyan seylerdir. Bunlarm birincisi na- 
fakadir. Nafaka da iicdiir: Yiyecek, giyecek ve evdir. Yiyecek deyince, mutfak es- 
yasi da anlasilir. Ev demek, ev esyasi da demekdir. Binek hayvani veya arabasi, si- 
lahlari, hizmetcisi ve san'at aletleri ve liizumlu kitablan da ihtiyac esyasi sayilir. 

Hacca gitmek icin de, yine bu ihtiyac esyasmdan fazla parasi, mah olmasi lazim- 
dir. Nafaka, kendinin ve bakmasi vacib olanlarm nafakasidir. Bunlann ihtiyacdan 
fazla olani ve din ve meslek kitablarmdan baska kitablarm hepsi, hac parasi icin 
satilir ve kurban, fitra nisabma katilir. Fekat, ticaret niyyeti olmadikca, zekat ni- 
sabma katilmaz. Hacca gitmek icin, oturdugu evden fazla evi satilir. Fekat, bir evin 
fazla odalari satilmaz. Oturdugu evini satip, kira ile ev tutmak lazim degildir. 
Hac vakti gelmeden once, ihtiyac esyasi satm almak caizdir. Hac farz oldukdan son- 
ra, bunlan alarak hac parasim yimek caiz degildir. Once hacca gitmesi lazimdir. 
Ibni Abidin hacci anlatirken buyuruyor ki, (Bir senelik yiyecek veya parasi nafa- 
ka sayilir. Daha fazlasim satip hacca gidilir. Tiiccarm, esnafm, san'at sahiblerinin, 
ciftcinin kendi memleketlerinde adet olan sermayeleri, hac icin ihtiyac esyasidir. 
Kendinin ve bakmasi kendine vacib olanlarm nafakasi, bulundugu sehrin adetine 
ve arkadaslanna gore hesab edilir. iyi, temiz ve giizel yimek, giyinmek lazimdir. 
Israf da etmemelidir. Kul hakki, Allahii tealanm hakkmdan once odenir. Hacca 
gitmek icin odiinc almamalidir. Odemesi muhakkak ise almabilir). 

Ihtiyac esyasim almak icin ve cenaze masrafinin yapilmasi icin ayirdigi para ni- 
sab hesabina katilir. Yalniz bu parasi bulunan kimse, nisab mikdan oldugu giin- 
den bir sene sonra, yine nisab mikdarmdan az olmazsa, elinde kalan bu paranm ze- 
katmi verir. Ciinki, zekat, fitra ve kurban icin, ihtiyac esyasma malik olmak sart 
degildir. Bu esyadan elde bulunani nisaba katilmaz. 

Altin ile giimiisiin agirligi ve ticaret esyasmm mal olus kiymeti, nisab mikdan 
oldukdan i'tibaren, bir hicri sene, ya'ni arabi sene [354 gun] elde kahrsa, yil sonun- 
da elde bulunamn kirkda birini, zekat niyyeti ile ayirip, miisliman fakirlere vermek 
farzdir. Acele edip, hemen vermek vacibdir. Ozrsiiz gecikdirmek mekruh olur. Ve- 
rirken dort mezhebde de niyyet etmek ve zekat oldugunu soylemek lazim degil- 
dir. 

Altinm nisabi yirmi miskaldir. Miskal, agirhk olcii birimidir. Agirlik, uzunluk, 
hacm, zeman ve kiymet [para] olcii birimleri, ser'ibirimler ve urfibirimler olarak, 
ikiye aynlir: Ser'i birimler, Peygamberimiz "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
zemamnda kullamlan ve hadis-i seriflerde ismleri gecen birimlerdir. Bunlardan 
ba'zilannin mikdarlan ne kadar oldugunu dort mezheb imamlan farkh bildirmis- 
lerdir. Urfibirimler, kullamlmasi adet olan veya hiikumetlerin kabul etdikleri bi- 
rimlerdir. Mesela, hanefideki miskal ile safi'ideki ve malikideki miskal birbirinden 
farkh oldugu gibi, cesidli urff miskaller mevcuddur. Hanefi mezhebinde, bir mis- 
kal, yirmi kiratdir. Bir kirat-i ser'i, kabuksuz, uclan kesilmis, kuru bes arpadir. [Ec- 

-295- 



zahanedeki hassas terazi ile yapdigim tecribelerle] boyle bes arpanm yirmidort san- 
tigram [0,24 gr.] agirhgmda oldugu goriildii. Boylece, bir ser'i miskal, yiiz arpa, ma- 
likide bir miskalin yetmisiki arpa oldugu (Zahire)de yazilidir. Bir miskal, maliki- 
de iicbucuk [3,456] gram ve hanefide, dort gram ve seksen santigram [4,80 gr.] agir- 
hgmda olmakdadir. O halde, altinin nisabi, [96] gramdir. Osmanh devletinde son 
kabul edilen urfi miskal 24 kirat ve bir kirat da [20] santigram idi. Buna gore, ur- 
fi miskal 4,80 gram olmakdadir. Ser'i miskal ile urfi miskal ayni agirlikda olmak- 
dadir. Bir Osmanh ve Cumhuriyyet altmi bir bucuk miskal agirhgmda oldugu icin, 
nisab mikdari, 20-h1,5=13,3 adet altin liradir. Bir lirahk altm, [7,20] gramdir. 13,3 
adet altm, 96 gram olur. Demek ki, oniic aded ve bir stilus [13,3] altm lirasi veya 
bu kadar degerinde kagid parasi olan kimsenin, zekat vermesi farz olur. Bir mis- 
kal 20 kiratdir deyince, ser'i miskal anlasihr. Bu miskalin kac gram oldugunu an- 
lamak icin, 20 yi bir ser'i kiratm agirhgi olan, 0,24 ile carpmak lazim olur. Urfi ki- 
ratm agirhgi olan 0,20 ile carpihrsa, bulunan 4 gr., ser'i miskalin agirhgi olmadi- 
gi gibi, urfi miskalin de olmaz. Altinin nisab mikdarmi bu yanhs miskale gore ya- 
parak 4x20=80 gramdir demek de dogru olmaz. 

Giimusiin nisabi, ikiyiiz dirhem-i ser'idir. Bir dirhem-i ser'i, ondort kirat-i 
ser'idir. Yetmis arpadir. Malikide ellibes arpa olup, [2,64] gramdir. Hanefide, on 
dirhemin agirhgi, yedi miskalin agirhgina miisavi olmakdadir. Bir miskalden, on- 
da iicii cikanhnca, bir dirhem olur. Bir dirheme, yedide iicii ilave edilince bir 
miskal olur. Bir dirhem-i ser'i, 0,24x14=3,36 tic gram ve otuzalti santi gramdir. [3,36 
gram.] O halde, Hanefide giimusiin nisabi, 2800 kirat veya altiyiizyetmisiki [672] 
gramdir. Bir mecidiye, bes miskaldir. Ya'niyiiz kirat-i ser'i, ya'nf yirmidort gram 
oldugundan, yirmisekiz mecidiyesi olana zekat farz olur. Yirmi miskal altm ile iki- 
yiiz dirhem giimus, ortak bir nisab mikdarmi gosterdikleri icin, degerlerinin bir- 
birine esit olmasi lazimdir. Buna gore, islamiyyetde bir miskal altm, on dirhem gii- 
mus kiymetinde oluyor. Bu da, yedi miskal agirhgmda giimusdiir. Bir gram altm, 
yedi gram giimus degerinde olur. Buna gore islamiyyetde, para olarak kullamlan 
altinin kiymeti, ayni agirhkdaki gumiis paranm kiymetinin yedi katidir. Bugiin gii- 
mus, para olarak kullamlmiyor. Giimus esyanin degeri cok dusiikdiir. Bunun icin, 
kagid paralarm ve ticaret esyasimn nisabmi hesab etmek icin, giimusiin degeri kul- 
lanilamaz. ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", mal zekati kismmda diyor ki, 
(Kirat-i urfi dort arpadir. Dirhem-i ser'i, yetmis arpa, dirhem-i urfi, onalti kirat, 
ya'ni64 arpa agirhgmda oldugundan, dirhem-i urfidaha kiicukdiir). [O halde, es- 
kiden kullamlan bu dirhem-i urfi, takriben tic gramdir. Osmanhlarm son zeman- 
larmda kullamlmis olan bir kirat, dort bugday vezninde olup, yirmi santigram, [0,20 
gram] idi ve bir dirhem=16 kirat=[3,20] gram idi. 

(El-mukaddemet-iil-hadremiyye)de diyor ki, (Safi'i mezhebinde bir miskal, 
24 kirat agirhgmdadir. Bir dirhem-i ser'i, 16,8 kirat agirhgmda olur). (Misbah-un- 
necat) ve (Envar)de diyor ki, (Safi'ide, bir miskal [72] arpadir. Bir miskal, bir dir- 
hemden, dirhemin yedide iicii kadar fazladir. Ticaret esyasmm kiymeti kendi se- 
meni ile, ya'ni ahs fiyati ile hesab edilir). Bir miskal [24] kirat, bu da 72 arpa olun- 
ca, safi'ide bir kirat iic arpa agirhgmda olur ki, bu da, 14,4 santigramdir. Bir mis- 
kal, takriben iicbucuk [3,45] gram, yirmi miskal, altmisdokuz [69] gram olur ki, yak- 
lasik olarak dokuzbucuk altindir. Safi'i ve hanbelimezheblerinde de bir dirhem, 
bir miskalden onda iicii noksan oldugundan, bir dirhem, 16,8 kirat, ya'ni iki gram 
ve kirkiki santigram [2,42 gr.] olur. Gtimiisun nisabi da dortyiizseksendort [484] 
gram olmakdadir. Maliki mezhebinde, bir miskal [72] arpa, bir dirhem ise [55] ar- 
pa oldugu (Cevahir-iiz-zekiyye)de yazilidir. Safi'i mezhebinde, bir malm zekati, 
baska cins maldan verilemez. Mesela altm yerine gumiis ve bugday yerine arpa ve- 
rilemez. Safi'ilerin Hanefi mezhebini taklid ederek, mal yerine nakd vermeleri ve 
yedi sinifin hepsine degil de, diledikleri bir veya birkac smifa vermeleri caiz ola- 

-296- 



cagi, (Kimya-i se'adet)de ve ibni Hacer-i Mekkmin "rahmetullahi teala aleyh" (Fe- 
tava-i fikhiyye)sinde yazilidir. 

(Diirr-iil-muhtar) ikinci cild, otuzuncu sahifede diyor ki, (Zekat nisabi giimiis 
ile hesab edilecegi zeman, dirhem-i ser'i kullamhr. Her sehrde kullanilmakda 
olan urfi dirhem de, kullamlabilir diyenler oldu). ibni Abidin bu satirlan aciklar- 
ken buyuruyor ki, (Her sehrde kullanilmakda olan dirhem iizerinden hesab olu- 
nur diyen alimler diyor ki, fekat kullamlan dirhemlerin agirhgi, Resulullahm 
"sallallahu aleyhi ve sellem" zemamnda kullamlan iic cesid dirhemin en hafifin- 
den daha az olmamasi lazimdir. En hafif dirhem, yanm miskal, ya'ni on kirat 
agirhgmda idi. Boyle degilse, nisabm, ondort kirat olan dirhem-i ser'i ile hesab edil- 
mesi lazimdir. Hanefi alimlerinin cogu, bu ser'i dirhemi soylemekdedir. Eskilerin 
de, yenilerin de kitablarmdan bu dirhem anlasilmakdadir). Goriiliiyor ki, bir 
memleketde eskiden kullamlmis olup sonradan birakilmis olan veya yeni kullam- 
lam, dirhem-i ser'iden hafif olan dirhemlerle zekat hesab edilemez. Bunun icin, gii- 
miise gore nisabi, eski Istanbul veya Misr dirhemleri ile hesab etmek caiz degildir. 
tie gram ve otuzalti santigram [3,36 gr.] agirhgmda olan dirhem-i ser'i ile hesab yap- 
mak lazimdir. 

Alimlerin coguna gore, altm ile giimiis her ne hal ve seklde olursa olsun ve her 
ne niyyet ile saklamrsa saklansm, zekati verilir. Safi'inin sahih kavlinde ve hanbe- 
limezhebinde, kadinlann zinet olarak kullandiklan altimn ve giimiisun zekati ve- 
rilmez. 

Altin ve giimiis, saf iken yumusak olduklarmdan, para ve siis olarak kullamla- 
maz. Bakir veya baska ma'denle karisik halita [alasim, alliage, legierung] halinde 
kullamhrlar. Altm ve gumiisu yandan [% 50 den] cok olan, ya'ni ayari onikiden 
yukan olan altm ve giimiislere, saf gibi bakilir. Bunlarm ayar farklan dusuniile- 
mez. Altim ve gumiisii yari veya daha az olan halitalar ise, ticaret esyasi gibidir. 
[Kanuni sultan Siileyman "rahmetullahi teala aleyh" zemamnda, giimiis nisabi 840 
akca oldugu, Ebiissu'ud efendi "rahmetullahi teala aleyh" fetvasinda yazilidir. De- 
mek ki bir akca, 0,24 dirhem, ya'ni seksen santigram [0,8 gr.] giimiis imis. Abdur- 
rahman Seref beg, 1309 [m. 1892] baskih (Tarih-i devlet-i Osmaniyye) kitabmda 
diyor ki, (Sultan Siileyman zemamnda, bir dirhem giimiisden iic akce basihrdi. 1100 
[m. 1688] senesinden sonra, giimiis mikdari alti def'a azaldi.) 1308 [m. 1891] tarih- 
li (Osmanh takvimi)nde, (Bir parca iic akcadir. Bir akca iic fiilusdur) yazilidir.] 

Ticaret esyasmm kiymeti, ya'ni nisab hesab edildigi vaktdeki alis fiyati, alls ve- 
risde kullamlan altm veya giimiis paradan hangisi ile nisab mikdari oluyorsa, 
onun ile hesab edilir. ikisi ile de nisab mikdari oluyorsa, fakirlere daha faideli ola- 
ni ile hesab edilir. Para olarak kullamlmayan altin ve giimiis ile hesab edilmez. Hii- 
kumet tarafmdan damgah altm veya giimiis paralardan kiymeti en az olam ile he- 
sab edilir. Hangisi ile hesab edildi ise, yine onun ile zekat farz oldugu giindeki, ya'ni 
nisab iizerinden bir sene gecdikden sonraki piyasaya gore, yeniden hesab edilen 
kiymetinin, ya'ni alis fiyatmm veya esyamn kendisinin kirkda biri verilir. Altin ile 
giimiisun para olarak kullamlmadigi yerlerde, baska metal veya kagid paralar, sim- 
di altin karsihgidir. Boyle paralarla satm almmis olan ticaret esyasinm ve kagid pa- 
ralann, fitra ve kurbamn nisablan, Seyhayne "rahmetullahi teala aleyhima" uya- 
rak, damgah altm paralardan kiymeti en az olam ile hesab edilir. Giimiis ile hesab 
edilmez. (Kesf-i riimuz)da diyor ki, (Esyamn kiymetleri altin ve giimiis ile anla- 
silir). 

Ticaret icin olmiyan, ya'ni satilik olmiyan evlerin, apartmanlarm, san'at aletle- 
rinin, motor, tezgah, kamyon ve gemilerin ve ne kadar cok olursa olsun evde kul- 
lamlan esyamn zekati verilmez. San'at sahibleri, sanayi'cilar, i'malatcilar, ham ve 
islenmis, ma'mul esyamn zekatim verirler. Demirbas esyamn zekati verilmez. Ti- 
caret esyasmdan evde kullamlmak icin ve ticaret olunan gidadan bir senelik ev ih- 

-297- 



tiyaci icin ayrilmis olanlarm da verilmez. Ya'ni biitiin bunlar ve odenecek borclar, 
nisab hesabma katilmaz. Biitiin bu esyayi ve yiyecek, icecek ve giyecek ve barma- 
cak ev gibi luzumlu nafakayi satin almak icin sakladigi altm, giimiis ve kagid pa- 
ranm hepsi nisab hesabma katilir. Ya'ni zekatlan verilir. 

Ibni Abidin "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki: Ticaret esyasmin altm ve gu- 
miis iizerinden kiymetleri, nisab mikdanm bulmaz ise ve yaninda altm veya giimiis 
de varsa, esyanin kiymeti altm veya giimiis kiymetine eklenerek, nisab temamla- 
nir. Mesela, yiiz dirhem gumiis kiymetinde, satihk bugdayi ile, yine yiiz dirhem kiy- 
metinde bes miskal altmi bulunursa, zekat verecekdir. Ciinki, altmin ve bugdaym 
giimiis iizerinden kiymetleri ikiyiiz dirhem olup, nisabi doldurmakdadir. 

Yalniz altini olan, zekatmi, altm olarak verir. Giimiis olarak kiymeti verilmez. 
Giimiistin zekati da, altm olarak verilemez. Yalniz altmi veya gumiisii veya kagid 
parasi olup da, ticaret esyasi bulunmiyan kimse, bunlarm zekati olarak, baska mal 
veremez. Sernblalinin (Merakil-felah) kitabmda, (Altm ve giimiis yerine, bunla- 
nn kiymeti kadar (Uruz) [Altin ve giimusden baska, canh veya cansiz, her cesid 
mal] vermek sahfh olur) buyuruyor ise de, o sahife temam okunursa, altin, giimiis 
yerine ticaret yapdigi maldan verilecegi anlasilmakdadir. Nitekim, (Tahtavi) 
"rahmetullahi teala aleyh", bu kitabi aciklarken, (Uruz ticaret mah demekdir) di- 
yor. Biitiin fikh kitablarmda da, acikca bildirildigi gibi, altin veya gumiis ile birlik- 
de, ticaret esyasi da bulunan bir tiiccar, herbiri ayri ayri nisab mikdarmda olsalar 
dahi, altm ve giimiis zekati olarak da, ticaret malmdan verebilir. 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", koyunlarm zekatmi anlatirken buyu- 
ruyor ki: Zekat ve usr ve harac ve fitra ve nezr ve keffaret olarak verilecek mal- 
lar yerine bunlarm kiymetlerini de vermek caizdir. Ya'ni, bunlarm kendileri mev- 
cud oldugu halde, aym degerde olan, kendi cinslerinden veya baska cinsden zekat 
mah veya altin, giimiis para da verilebilir. [Kagid para verilmiyecegi asagida bil- 
dirilecekdir.] Hayvamn kiymeti, verilecegi giindeki piyasaya gore hesab edilir. Or- 
ta dort koyun yerine, semiz iic koyun verilebilir. Fekat, agirlik ve hacm ile olcii- 
len mal yerine kendi cinslerinden kiymetleri verilemez. Baska cinsden kiymetle- 
ri verilebilir. Altm ve giimiistin zekati agirhklan ile, ya'ni dartarak verilir. Tica- 
ret icin olan hububatm ise, hacmlan ile, ya'ni olcek ile verilir. Boyle faiz olabilen 
[ya'ni vezn veya hacm ile olciilen] mallarm kendi cinsinden, kiymetleri verilmez. 
Mesela, bes dirhem bakirli giimiis yerine, aym kiymetde, dort dirhem saf gumiis 
verilemez. Bes dirhem halis yerine, bes dirhem adi, ya'ni ayan diisiik verilir. Fe- 
kat bu suretde, bile bile vermek mekruh olur. Bes kile adibugday yerine, aym kiy- 
metde olan dort kile halis bugday verilemez. Bir kile daha vermek lazim olur. Fe- 
kat bunlardan herhangi birinin zekati olarak baska cinsden ticaret mah verilirken, 
o memleketlerdeki ahs kiymeti hesab edilerek verilir. Mesela, ikiyiiz dirhem agir- 
hgmda olan bir giimiis ibrik, san'at, iscilik bakimmdan iicyiiz dirhem kiymetinde 
olsa, bunun zekati bes dirhem giimiis verilir. Bes dirhem giimiis kiymetinde altm 
verilemez. Yedi bucuk dirhem giimiis kiymetinde altm vermek lazimdir. Hem 
altmi, hem gumiisii olup, her biri ayri ayri nisab mikdari ise, zekatlan ayri ayri dar- 
ti ile verilir ise de, yalniz bu takdirde, ya'ni hem altmi, hem giimiisti bulunan bir 
kimse, nisab mikdari olduklan zeman dahi, fukaraya faideli olmak, ya'ni gecer ak- 
9a verilmis olmak sarti ile, kiymeti hesab edilerek, ikisinden birini vermek de ca- 
iz olur. Hem altmi, hem de gtimusii olup, birisi veya her biri, nisab mikdarmdan 
az ise, bu vakt, herhangi birinin, digeri iizerinden kiymeti almarak birisinin nisa- 
bi doldurulabilir ise, oteki yerine de, bu verilir. Yine fukaraya faideli olan hesab 
edilmeli ve verilmelidir. [Birinci kism, 83. cii maddeye bakmiz!] Yiiz dirhem agir- 
hgmda giimiis bir ibrigin iscilik kiymeti ikiyiiz dirhem olsa, zekati lazim gelmez. 
Zira zekat, agirlik ile hesab edilir. Yiizelli dirhem giimiisii ile, kirk dirhem kiyme- 
tinde, bes miskal altmi olan, zekat verecekdir. Ciinki, altmm giimiise ilavesi nisa- 

-298- 



bi doldurmuyor ise de, giimiisiin altina ilavesinde nisabi hasil olmakdadir. Dok- 
sanbes dirhem giimiisii ile, bir miskal altim olsa ve bir miskal altm kiymeti, bes dir- 
hem giimiis ise, altin nisabmi doldurdugu icin zekat verir. 

Bir kimse, zekat niyyeti ile kirkda bir ayirmadan veya verirken niyyet etmeden, 
fakirlere milyonlarla lira dagitsa, zekat vermis olmaz. Ciinki, ayinrken veya ken- 
di vekiline veya fakire veya fakirin vekiline verirken niyyet etmesi farzdir. 

Eldeki para ve ticaret mail nisab mikdari oldukdan sonra, bir sene temam ol- 
madan, azalip nisabdan asagi diisse veya daha cogahrsa, zekata te'siri olmaz. 
Ya'ni, sene sonunda, nisab mikdarmdan az olmaz ise, mevcudun zekati verilir. Se- 
ne sonunda elinde bulunan paradan, yiyecek, giyecek, ev satin almak, kira vermek 
gibi liizumlu paralan diismez. Biittin paranm zekatmi verip kalani bunlara hare e- 
der. Hanefide ve Safi'ide, sene sonu gelmeden once, nisab telef olur veya telef eder- 
se, ya'ni elinde zekat mail nisab mikdari kalmazsa, evvelki nisab sayilmaz olur. Ye- 
niden nisaba malik olursa, yeniden bir sene daha bekleyip, sene sonunda da, ni- 
sab elinde kalirsa, bu elindekinin kirkda birini, niyyet ile, ayinp, verir. Maliki ve 
hanbelimezheblerinde, nisab helak olursa, yine boyledir. Fekat, zekatdan kacmak 
icin, kendi telef ederse, evvelki nisab degismez. Bir sene gecdikden birkac giin son- 
ra, eline cok para, mal gelse, bunun zekati hemen verilmez. Bir sene sonra, elin- 
de bu da kalirsa, verilir. Alacak baskadir, ele gecen baskadir. (Cami'ur-riimuz) ki- 
tabi, seksenaltmci sahifede buyuruyor ki, (Nisaba malik oldukdan sonra, bir sene 
temam olmadan once satin alman ticaret esyasi ve tevelliid ederek veya hediyye, 
miras, vasiyyet suretleri ile ele gecen (Saime) hayvan ve altm, giimiis, hatta sene 
sonuna yakm iken de ele gecseler, kendi cinsinden nisablara eklenerek hepsinin 
zekati birlikde verilir. Buradan anlasihyor ki, sene temam oldukdan sonra ele ge- 
cenler nisaba eklenmez. Ya'ni o senenin zekatma sokulmayip, ondan sonra gelen 
senenin zekatma birakihr. Yine anlasihyor ki, nisabi olmiyanlarm eline gecerler- 
se, bunlarm, o sene zekatlan verilmez). 

KAGID PARA ZEKATI — Kagid paralarm zekatmi da vermek lazimdir. 
Si'iler altm ve giimusden baska paralarm zekati verilmez, diyorlar. Nur-i Osma- 
niyye kiitubhanesi, [1968] numarah (Tatarhaniyye) kitabinin sahibi "rahmetulla- 
hi teala aleyh", doksanbesinci sahifede diyor ki, (Giimiis para gibi kullamlan Fii- 
lus, ya'ni bakir paralarm kiymeti, ikiyiiz dirhem giimiis veya yirmi miskal altm ol- 
dugu zeman, bu paranm zekatmi vermek lazimdir. Ticaret niyyeti ile kullanmasi 
sart degildir ve kiymeti, ya'ni degeri kadar altm verilir). 

[(Miftah-iisse'ade) kitabinin sahibi "rahmetullahi teala aleyh" arabiolarak di- 
yor ki, (Fulus denilen bakir paralarm giimiis para ile hesab edilen kiymetleri iki- 
yiiz dirhem giimiis olursa, bu fuluslarm degerlerinin kirkda biri kadar giimiis pa- 
rayi zekat olarak vermek lazim olur). Bundan anlasihyor ki, simdi kagid liralarm 
zekatmi altin lira olarak vermek lazimdir. Kagid olarak verilemez. 

(Durr-iil-miinteka) kitabinin sahibi "rahmetullahi teala aleyh", Sarf bahsi so- 
nunda diyor ki, (Fulus, gecer akca oldugu zeman, giimiis para gibidir. Gecmez ise, 
baska mallar gibidir. Sayisi veya agirhgi belli olan, mesela bir dirhem agirhgmda 
fulus ile mal satin almak caizdir. Bir dirhem agirhgmda fulus odemesi lazim olur. 
Fiilus, aslmda para degildir. Giimiis dirhem parcalarimn yerini tutmak icin basil- 
mis ma'den parcalan olup, ucuz seyleri satm almak icin kullamhr.)] 

Kagid paralarm nisablan, carsida kullamlan en ucuz altm para ile hesab edilir. 
Ciinki kagid paralar, altm karsihgi senedlerdir ve kendi kiymetleri azdir. Altm kar- 
sihgi olan i'tibari kiymetleri hiikumetler tarafindan konmusdur. Her zeman degis- 
mekdedir. Karsihklan kadar altm liralarm kirkda biri veya bunun agirhgi kadar 
her cesid altm verilmelidir. Fakire altim teslim etdikden sonra, ona kolayhk olmak 
icin, altmlan piyasadaki kiymetine gore ondan satm ahp, ona kagid para verilebi- 
lir. Nakdeynden, ya'ni altmdan ve giimusden baska ticaret esyasim boyle satm ahp, 

-299- 



kendisinin kullanmasi mekruh oldugu (Buharf)de yazilidir. Kagid olarak verilen 
zekatlar sahfh olmaz. Tekrar vermek lazimdir. Sonradan fakir olan, az altin ile de- 
vr yaparak kaza eder. Asrlardan beri miislimanlar, zekatlanm altin, giimus olarak 
vermisdir. Hicbir din alimi, fiilus denilen paralarm ve bore senedinin zekat olarak 
verilecegini soylememisdir. 5 Mayis 1338 [m. 1922] tarihli fetva denilen yazi dogru 
degildir. Safi'fde caiz olmadigi (ikdiil-ceyyid)de yazilidir. [Birinci kism, 54. ncii 
maddenin sonuna bakiniz!] 

(Ibni Abidfn) "rahmetullahi teala aleyh", sarf, ya'ni sarraflik satismi anlatirken 
diyor ki, (Fiilus, ya'ni bakir paralar, gecer akce ise, iizerindeki degere gore para 
olur. Uzerindeki deger gecer degilse, kiymetsiz mal olur). Onucuncii sahifesinde 
diyor ki, (Odenecek senedlerin iki diirlii degeri vardir: Uzerinde yazih olan dege- 
ri olup, sened sahibinin, kendinde bulunmiyan malini gostermekdedir. Kagidm ken- 
di degeri ise pek azdir). insamn mail, kendinde bulunuyorsa, bu mala (Ayn) de- 
nir. Kendinde bulunmiyorsa, (Deyn) denir. Kagid liralann iizerlerinde yazih olan 
degerler, deyn olan zekat malini gostermekdedir. (Diirr-ul-muhtar), onikinci sa- 
hifede diyor ki, (Ayn veya geri ahnacak deyn olan malm zekatmi deyn olan mal- 
dan vermek caiz degildir. Ayn olan maldan vermek lazimdir). Mesela fakirden ala- 
cagi olan ikiyiiz dirhemin bes dirhemini zekat niyyeti ile ona bagislayip kalani al- 
sa, caiz olmaz. Ancak bes dirhemin zekati verilmis olur. 

(Kagid paralar, birkac kisi arasmda yapilan adi senede benzetilemez. Bunlar her 
yerde gecer. Altm gibidirler) demek dogru degildir. Ciinki, (ibni Abidfn) yemin 
bahsinde diyor ki, Imam-i Ebu Yusiif, Harun Resid icin yazdigi, (Harac ve U§r) 
kitabmda buyuruyor ki, (Halifenin, toprak sahiblerinden, harac ve usr olarak, al- 
tm, giimus yerine, baska gecer akca, mesela siituka denilen parayi almasi haram- 
dir. Ciinki bunlar, herkesin kabul etdigi damgah para ise de, altin degil, bakir pa- 
radir. Altm, giimiis olmayan parayi zekat ve harac olarak almasi haramdir). 

Kagid paralarm zekatmi, altm olarak vermek takva degildir. ibadetlerde tak- 
va, bunlarm bir mezhebin imamlarmm hepsine, hatta her mezhebe uygun olma- 
sina cahsmak demekdir. Fakir, kagid paraya razi oluyor ve onunla ihtiyaclarim gi- 
deriyor denirse, fakirin razi olmasi degil, Allahu tealanm razi olmasi ve kabul et- 
mesi lazimdir. Mesela, (ibni Abidfn) onikinci sahifede diyor ki: (Bir zenginin, bir 
fakirden alacagi olsa, fakire bore senedini verip, sana, alacagim kadar zekat ver- 
mege niyyet etdim. Sen de kabul et ve borcuna karsilik tut, odesmis olalim dese, 
fakir de kabul etdim dese, islamiyyet, bunu kabul etmiyor ve zengin, zekatmi 
vermis olmuyor. Ciinki, zekat, laf ile, bore senedi vermek ile, razi olmak ile eda edil- 
mis olmuyor. Mal teslim etmek ile oluyor. Bu zenginin, zekatmi fakire vermesi, fa- 
kirin de, aldikdan sonra, tekrar zengine geri vererek borcunu odemesi lazimdir. 
Safi'i ve hanbeli mezheblerinde de boyledir. Fakirin, bu parayi geri verecegine gii- 
venemiyorsa, giivendigi birini fakire gostererek, zekatmi almak ve borcunu ode- 
mek icin, bunu vekil yap der. Zekati bu vekile verir. Vekil de, zengine geri vere- 
rek, fakirin borcunu oder). Boyle oldugu (Diirr-i yekta) ve (Mfzan-i kiibra) kitab- 
larinda da yazilidir. 

(ibni Abidfn) "rahmetullahi teala aleyh" yine ayni sahifede buyuruyor ki: 
(Zengin bir kimse, ayn olan, ya'ni elinde bulunan malimn [veya elinde bulunan ka- 
gid paralarm karsihgi deyn olan altmlarin] zekatmi fakire vermek icin, baska bi- 
rinde bulunan alacaginin senedlerini [veya bankadan veya sarrafdan altm alacak 
kadar kagid parayi] o fakire verip, senedlerde yazih mail, borcludan almasmi 
[veya o kagid paralarla bankadan, sarrafdan altm almasmi] fakire emr etse, fakir 
o mah, borcludan aldigi zeman [ya'ni kagid para verip altin ahnca] zenginin zeka- 
ti ayn olarak verilmis olur. Mali [altmi] fakir teslim almadikca, yalniz senedi [ka- 
gid parayi] vermekle, zekat verilmis olmaz. C un ki, fakir, o mah [altini] aldigi ze- 
man, bore senedi [ya'ni kagid para], mal [altm] olup, aymn [ve deynin] zekati, ayn 

-300- 



olarak verilmis oluyor). Goriiliiyor ki, kagid para zekatini, altin olarak vermek ve- 
ya kagid olarak verilince, bunu fakirin bankadan veya sarrafdan altma cevirmesi 
ve kagid para verirken, bunu altma cevirmesi icin, fakire emr etmek, muhakkak 
lazimdir. Verilen kagid parayi, fakir altma cevirmezse, zengin zekat vermis olmaz. 
Zira altma cevirmek, ya'ni deyn olan malm zekatini ayn olarak vermek, zenginin 
vazifesidir. 

Hiilasa: Ticaret esyasi bulunmiyanlar, kagid paralannm zekatini altm olarak ver- 
melidir. Verilecek kagid parayi altma cevirmek, altm bulmak her zeman kolaydir. 
Zira, altinin lira olmasi sart degildir. Dartarak, bileyzik, yiiziik veya herhangi bir 
sekldeki altin verilebilir. Bunlar da, her yerde, kuyumcularda bulunur. Bulundu- 
gu yerde hie altin bulunmiyan bir zengin, ticaret esyasi da yoksa, altm bulunan bir 
sehrdeki bir muslimam vekil edip, buna kagid para gonderir. Bu vekil de, kagid pa- 
ralan altma cevirip, fakire altin verir. Dogrudan dogruya, fakiri de vekil edebilir. 
Fakir, zenginden veya vekilinden uzak yerde ise ve fakirin bulundugu yerde altin 
yoksa, fakirin ta'yin edecegi vekiline de altm teslim olunabilir. Hatta zengin, ze- 
kati olan altini, fakirin emri ile, fakirin alacakhsma teslim ederek, fakiri borcdan 
kurtarabilir. Burada, alacakh zekati almakda, fakirin vekili olmakdadir. Fekat, fa- 
kirin rizasi, ya'ni onceden vekil etmesi sartdir. 

Zekat, kagid para olarak verilemez demek, zekati kagid para olarak vermemeli- 
dir demek degildir. Kagid para, ahkam-i islamiyyeye uygun verilmelidir demekdir. 
Herhangi bir zekat malmin zekatini kagid para ile, ahkam-i islamiyyeye uygun ola- 
rak vermek icin, fakirdeki alacagmi, ona, o kadar zekat vermege niyyet ederek 
odesmek istiyen bir zenginin yapacagi gibi yapmak lazimdir. Bu da, (Esbah) ve 
(Redd-iil-muhtar)da ve (Hindiyye) 6. ci cildi sonunda soyle anlatilmakdadir: (Dagit- 
mak istedigi, nisabdan az kagid paranm degerinde altmi zevcesinden veya baskasm- 
dan odiinc ahr. Salih bir fakir bulur. Buna emin degilse, sana ve bir kac tamdigima 
kagid para olarak zekat verecegim. Dinimiz, zekatm altm olarak verilmesini emr edi- 
yor. Altmlan kagid paraya cevirmekde kolayhk olmak icin, (Zekatini almak ve di- 
ledigi gibi tasarruf etmek iizere, sunu vekil yapmam istiyorum. Boylece, benim ah- 
kam-i islamiyyeye uymami saglamis olacaksm. Bunun icin de, sevab kazanacak- 
sin!) der. Zenginin giivendigi bir kimse vekil yapihr. Zengin olan da vekil yapilabi- 
lir. Altinlan, bu fakirin yaninda olmayarak bu vekile, zekat niyyeti ile verir. Boyle- 
ce zekat fakire verilmis olur. Vekil, altmlan teslim ahp, birkac dakika sonra, bunla- 
n, kagid para karsihgi zengine satar. Aldigi kagid paralan da, zengine hediyye eder. 
Zengin de, bu kagid paralan, o fakire ve baska fakirlere [Kur'an-i kerim kurslarma 
ve dine hizmet eden, cihad yapan miislimanlara] dagitir). Zenginlere verirse, seva- 
bi az olur. Kimseye vermezse veya caiz olmiyan kimselere ve nemaz kilmryanlara ve- 
rirse, zekatm azabindan kurtulursa da, sevablanna kavusamaz. Altmlan ahnca go- 
tiirmiyecegine emin oldugu bir fakir bulursa, zekatini dogruca bu fakire verir. Fakir 
altmlan aldikdan birkac dakika sonra, bunlan, zekati vermis olan zengine satar. Al- 
digi kagid paralan zengine hediyye eder. Hatta, altmlan satmayip, dogruca bunlan 
hediyye eder. Zengin de bu degerde kagid parayi, yukanda bildirdigimiz yerlere da- 
gitir. Altinlan, odiinc almis oldugu kimseye geri verir. Nisabdan cok zekat vermesi 
icab ediyorsa, bu isi tekrar yapar. Zekati altm olarak dagitmak, daha sevabdir. Al- 
tm ile verilecegi, herkese gosterilmis, ogretilmis olur. Zekati fakire veya vekiline, on- 
ce altin olarak verip sonra bunu kagid paraya cevirmek, (Hfle-i ser'iyye) olur. Zeka- 
ti ahkam-i islamiyyeye uygun verebilmek icin, bunu yapmak lazimdir ve cok sevab- 
dir. Hile-i ser'iyye yapmanm caiz oldugu ve fakirin aldigi zekati, sadakayi zengine 
hediyye etmesinin caiz oldugu uciincii kism, 15. ci ve 63. cti maddeleri sonunda bil- 
dirilmisdir. Farz oldukdan sonra zekat vermemek icin, (Hfle-i batila) yapmak haram 
olur. Farz olmadan once yapilan hile, imam-i Muhammede gore mekrtih, imam-i 
Ebu Yusiife gore caiz olur. Fetva imam-i Muhammede goredir. Uciincu kism, 15. 

-301- 



ci maddenin son sahifesine bakiniz! 

Bekara suresinin ikiyiizyetmisbesinci ayetinde mealen, (Allah, faiz ile elde 
edilenleri yok eder. izlerini bile birakmaz. Zekatlan verilen mallari artdirir) bu- 

yuruldu. Allahii tealamn bu va'dini bilmiyen veya inanmiyan, zekat vermekden ka- 
cryor. Fakirlerin ve devletin bu hakkini odememek icin, hile-i batila yapanlar 
oluyor. Bu batil hilelerden birisi, zekat nisabina malik olmamak icin, ev, diikkan, 
arsa, tarla satm alarak, paralarmi ellerinden cikanyorlar. Satm aldiklarim kiraya 
veriyorlar. Boylece, zekat vermeleri farz olmiyor ise de, fakir olan akrabalarma na- 
faka vermeleri farz oluyor. Bunu zaten hie bilmiyorlar. Hem, nafaka vermek far- 
zini yapmiyorlar, hem de, sila-i rahm sevabmdan mahrum kahyorlar. Hem de, ti- 
caretde, sanayi'de, biitun milletin kalkinmasmda kullamlacak paralan tasa, top- 
raga baglamis oluyorlar. Bundan baska, Allahii tealamn zekat verenlere va'd et- 
mis oldugu bereketden, zenginlikden mahrum kahyorlar. 

(Ibni Abidin) ve (Mevkufat) ve bircok kitablarm sahibleri "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in" yeminin cesidlerini anlatirken diyor ki, (Bir kimse filana olan su 
kadar giimiis borcumu, bugiin odeyecegim diye yemin etse, giimiis yerine, ziiyuf 
veya bakiri yaridan fazla olan giimiis verse, yemini yapmis olur. Eger fiilus deni- 
len, bronzdan, kalaydan, bakirdan gecer akca [veya kagid para] verse yahud ala- 
cakh, yemin eden borclusuna, alacagini hediyye etse, bagislasa, yeminini yapmis 
olmaz. Ciinki, bakir para, giimiis degildir. Borclunun, parayi teslim etmesi la- 
zimdir. Alacakhnin sozii ile olmaz). Ziiyuf, gumiisii az para demek ise de, bakiri 
yaridan cok degildir. Fiilus, altmdan ve giimiisden baska, ma'denipara demekdir. 
Goriiliiyor ki, yemin bahsinde, ziiyuf da, giimiis kabul olundugu halde, fiilus, 
ya'ni bakirdan gecer akca [ya'nikagid para], yine kabul edilmiyor, caiz olmuyor. 

Mezhebsizler, cahiller, (Kagid para, iki kisi arasmda yapilan senede benzetile- 
mez. Giiniin gecer akcasidir. Umum-i belva halini almisdir. Bugiin icin bunu ver- 
mek zaruridir) diyorlar. Bunlara aldanmamahdir. Umum-i belva ve zaruret olmak 
ve ruhsat, izn vermek, bizim gibi avamm sozii ile olamaz. Burada konusmak, 
muctehidlerin hakki ve salahiyyetidir. Bugiin, yeryiiziinde mutlak miictehid yok- 
dur. Bunun icin hicbir miislimamn dort mezhebin disma cikmasi caiz degildir. Miic- 
tehidlerin, bugiinkii sartlan dahi icine alan fetvalan yukanda bildirilmisdir. ibni 
Abidin, hutbeyi dinlemegi anlatirken buyuruyor ki, (Eshab-i kiram "radiyallahii 
teala anhiim ecma'in" ve miictehidler zemamnda bashyan ve devam eden adetler, 
halale delil olurlar. Sonradan adet olan seyler, delil-i ser'i olamaz). [Ho-parlor ile 
ezan okumanin caiz olmadigi buradan da anlasilmakdadir.] 

Diinyanm en biiyiik islam devleti olan Osmanhlarda, kagid para, ilk olarak, 1256 
[m. 1840] senesinde kullamldi. Sonra, vaz gecildi. ikinci olarak 1268 [m. 1851] de, iiciin- 
cii olarak 1279 [m. 1862] da kullamhp, yine vaz gecildi. Dordiincii olarak 1294 [m. 1877] 
de Osmanh bankasi hesabma cikanldi. Bunlar, ara sira degisdirilerek, bugiine kadar 
kullamlmakdadir. Bu uzun zeman icinde yazilan kitablarm ve verilen fetvalarm hic- 
birinde, zekatin kagid para olarak verilecegi bildirilmemis ve soylenmemisdir. Her- 
kes zekatim altin ve giimiis olarak vermisdir. Zekatin fiilus olarak verilmesinin, Safi'i 
mezhebinde de caiz olmadigi, (ikd-ul-ceyyid)in kirkdordiincii sahifesinde yazihdir. 

Her miisliman malik oldugu zekat mahnin mikdarmi, her zeman diisiinmeli, ni- 
sab mikdari oldugu giinii, bir yere yazmahdir. Bu giinden sonra, bir yil temam ol- 
madan once, nisab helak olursa, ya'ni elinde, ihtiyaemdan fazla hie mah kalmaz- 
sa, baslangic olarak yazdigi giiniin kiymeti kalmaz. Bir yil temam olmadan once, 
eline yine nisab mikdari mal gecerse, bu giinii yeniden yazmasi ve bundan bir se- 
ne sonra, nisab helak olmadan elinde kahrsa, o zeman zekat vermesi farz olur. Ni- 
sab, yil sonunda da helak olursa, ya'ni farz oldukdan sonra helak olursa, yine boy- 
ledir. Zekat afv olur ve eline nisab mikdari mal gelirse, yeniden bir sene bekleme- 
si lazim gelir. Ciinki, zekat farz olur olmaz, Hanefide hemen vermesi lazim degil- 

-302- 



dir. Vermeden oliirse, birakdigi maldan verilmez. Safi'i ve Maliki mezheblerinde, 
zekat farz olunca, hemen ayinp vermek farzdir [Mizan-i Sa'rani]. Nisab yil orta- 
sinda helak olmaz, fekat azahrsa, yil sonunda tekrar nisab mikdan olursa, zekat 
farz olur ve yil sonunda, malik oldugu mikdarmm kirkda birini verir. Sene arasm- 
da azalan nisab, sene sonunda nisab mikdanna yiikselmezse, zekat farz olmaz. Ma- 
li, bundan sonra nisab mikdan olursa, o gunden sonra, tekrar bir yil beklemek la- 
zim gelir. Zekat farz oldukdan sonra, nisab helak olmayip, kendi hare eder, telef 
ederse veya borclu olursa, zekat afv olmaz. Mali odiinc veya ariyet verip geri 
alamazsa, helak olur. Telef etmis olmaz. Zekat vermemek icin, farz oldukdan son- 
ra mah helak etmek, soz birligi ile mekruhdur. Farz olmadan once, farz olmama- 
si icin care aramak da, imam-i Muhammede gore mekruhdur. [Uciincii kism, on- 
besinci maddeye bakiniz!]. 

Haram yoldan gelmis olan zekat mahni, kendi halal zekat mah ile kansdirma- 
mis ise, bunu nisaba katmaz. Ciinki, kendi miilkii degildir. Sahiblerine veya sahib- 
lerinin varislerine geri vermesi, sahibleri bilinmiyorsa, fakirlere sadaka vermesi farz- 
dir. Kansdirmis ise, eger birbirinden ayirabilirse, yine boyledir. Birbirinden ayi- 
ramaz ise, sahiblerini biliyorsa, kendi halal zekat mah ile oder. Sahiblerini bulun- 
ciya kadar, bu zekat mahni saklar. Bunun ve tarn miilkii olmadigi icin, kansimm 
zekatlarim vermez. Bundan baska, nisab mikdan zekat mah da varsa, bu nisab ile 
beraber kansimm da zekatim verir. Odedikden sonra da, habis malm hepsine ze- 
kat farz olur ve kullanmasi caiz olarak, kansik mah tam miilkii olur ve nisab mik- 
danna katar. Birine verince, onun almasi caiz olur. Fekat, (Miilk-i habis) olur. Sa- 
hiblerinin o malda haklan kalmaz. Habis kansimdan birine verince, onun alma- 
si caiz olur. Fekat, habis mallan tazmin etmedikce, kendisi kullanamaz. Baskasi- 
na veremez. Fakirlere sadaka da veremez. Zekat nisabma katamaz. Tazmin, ben- 
zerlerini, benzerleri yoksa, aldigi giindeki krymetlerini sahiblerine odemekdir. Ka- 
nsimdan degil, kendinin halal zekat mahndan tazmin etmesi lazimdir. Zekat ver- 
memek icin, habis kansim edinmek, zekat vermemekden daha biiyiik giinahdir. Sa- 
hibleri bilinmiyorsa kansmamis olani, kansmis ise, bu habis malm hepsini fakir- 
lere sadaka verir. Ciinki, her parcasmda haram mal mevcuddur. Cesidli kimseler- 
den ahnmis olan haram mallar birbirleri ile karisdinhrsa, yine hepsi kendi habis 
miilkii olur. Fekat hepsini sahiblerine, sahibleri bilinmiyorsa fakirlere vermesi va- 
cib olur. Sadaka verilmesi vacib olan malm zekati verilmez. (Fasid bey') ile ahnan 
mah ve parayi, kendi parasi ile kansdirmasa da, miilk-i habis olur. (Bezzaziyye)de 
diyor ki, (Sadaka vermesi lazim olan habis kansimi sadaka verirken, halal mali- 
nm zekati niyyeti ile verse, hem zekat, hem de sadaka vermis olur). Goriiluyor ki, 
halal malm zekatim haram maldan vermek caizdir. 

TOPRAK MAHSULLERiNIN ZEKATI — Usr vermek de farzdir. Toprakdan 
ahnan mahsuliin zekatma (U§r) denir. Borcu olanm da usr vermesi lazimdir. 

Imam-i a'zam buyuruyor ki: (Her sebze ve meyve, az olsun, cok olsun, mahsul 
toprakdan ahndigi zeman, onda birini veya kiymeti kadar altm veya giimiisii, 
miisliman fakirlere vermek farzdir). Hay van giicii ile veya dolap, motor ile sula- 
nan yerdeki mahsul elde edilince, yirmide biri verilir. ister onda bir, ister yirmi- 
de bir olsun, hayvan, tohum, alet, giibre, ilac ve isci masraflarmi dtismeden evvel, 
vermek lazimdir. Bir sa'dan az mahsuliin usru verilmez. Topragm sahibi cocuk, de- 
li, kole olsa da, usru verilir. Usru vermiyenden hukumet zorla alir. Ne kadar 
olursa olsun, ev bagcesindeki meyve ve sebzeler icin ve odun ve ot ve saman icin 
usr verilmez. Balm [fenni te'sisat ve masraflar yapilsa dahi], pamugun, cayin, tii- 
tiiniin, dagdaki agac meyvelerinin [mesela zeytinlerin, uziimlerin] onda biri, usr ve- 
rilir. Zift, petrol ve tuz icin usr yokdur. [Birkac sahife ileride Beyt-iil-mahn dort 
hazinesinden ikincisine bakiniz!] Usru verilmiyen mahsulu yimek haramdir. Yi- 
dikden sonra da, vermek lazimdir. 

-303- 



(ibni Abidfn) buyuruyor ki: (Meyvenin ve ekinin usru, imam-i a'zama ve 
imam-i Zufere gore, bitki uzerinde meydana geldikleri ve ciirtimekden emin ol- 
duklari zeman farz olur. Toplanacak hale gelmese de, faidelenecek, yinecek ha- 
le gelince usrunu vermek farz olur. imam-i Ebu Yusiife gore olgunlasmca, topla- 
madan once farz olur. imam-i Muhammede gore ise, hasaddan sonra, ya'ni hep- 
sini toplayinca farz olur. Hasaddan once, yerinden koparip yimesi veya baskasi- 
na yidirmesi caizdir. Fekat, imam-i a'zama gore, bunun usrunu da sonra verir. iki 
imama gore, bunun usrunu vermesi lazim olmaz. Fekat, mahsuliin bes vesk olma- 
si icin, bu da hesaba katilir. Olgunlasdikdan sonra koparmis ise, imam-i Muham- 
mede gore, yine usrunu vermek lazim olmaz. Hepsini topladikdan sonra telef 
olanin ve cahnamn usrunu vermek lazim olmaz). Fakir olanlar, usrlarim iki ima- 
ma gore hesab edip verir. Zenginler, imam-i a'zama gore vermelidir. 

(imad-iil-islam) kitabi, ikiyiizyirmibesinci sahifede diyor ki, (Cift siirmekle 
hasil olsun, bagdan hasil olsun, mahsuliin onda birini fakir miislimana vermeden 
once yimek haramdir. Eger olcii ile cikarip, olcii ile yidikden sonra, yidiginin de 
usrunu hesab edip verirse, once yimis oldugu halal olur. 

On kile bugday alan, bir kilesini miisliman fakire vermezse, yalniz o bir kilesi 
degil, on kilenin hepsi haram olur. Sahibinin nzasi yok iken, onun yerini ekip mah- 
sul alan kimseye, elde etdigi mahsulden yalniz masrafi, sermayesi kadan halal olup, 
fazlasi haram olur. Fazlasim fakirlere sadaka vermesi lazimdir). 

Imam-i Ebii Yusiif ile imam-i Muhammede gore usr vermek icin, toprakdan ci- 
kan mahsuliin, bir sene dayamkh olmasi ve mikdanmn bes veskden cok olmasi la- 
zimdir. Vesk, bir deve yiikii demek olup, altmis sa' alan bir hacm olcegidir. Alt- 
mis sa', ikiyiizelli litre olur. Buna gore, iki imam, usr icin binikiyiizelli litre nisab 
oldugunu bildirmekdedir. Fekat fetva imam-i a'zamin ictihadina gore verilmisdir. 

Ibni Abidin, iiciincii cild ikiyuzellidordiincu sahifede diyor ki, (Bir sehr halki ken- 
diliginden miisliman olur veya miislimanlar, sehri zor ile ahp, erazinin besde biri 
aynlip, geri kalan askere veya baska miislimanlara verilirse, boyle yerler, alanla- 
nn miilkii olur. Mahsuliinden usr vermeleri farz olur. Zor ile alimp da, kafirlere 
birakilan veya sulh ile alimp, kafirlerin olan toprakdan usr alinmaz, (Harac) ali- 
mr. [Harac ile usrun masraflan, ya'ni kullamldiklan yerler baskadir.] Basradan bas- 
ka Irak, Suriye ve Misr topraklanndan harac alimr). ikinci cild, elliikinci sahife- 
de buyuruyor ki, (Harach topragi, sahibi, mii'mine dahi vakf ederse veya satarsa, 
mahsulden yine harac verilir). (Mecmu'a-i cedide)de diyor ki, (Bir zimmi, miilku- 
nii vakf edip, kiralarimn miisliman fakirlerine verilmesini sart etmesi caiz olur). 
Serhin iiciincii cild, ikiyiizellibesinci sahifesinde, (Kafir oliince varisleri yine ha- 
rac verir. Varis kalmazsa, beyt-iil-mahn olup, harac sakit olur, ya'ni verilmez. Hii- 
kumet, bu miri topragi satar veya vakf ederse, harac vermez, mahsulden usr verir). 
Anadolu topraklannm cogu, bu yoldan, usrlu olmusdur. ikinci cild, ellinci sahife- 
de de boyle yazmakdadir. ikinci cild, kirkdokuzuncu sahifede buyuruyor ki, (Bir 
kimse, kendi usrlu topragmi vakf ederse, bu topragi isleten, usr verir). Ellibesin- 
ci sahifede diyor ki, (Beyt-iil-mal topragmi, hiikumet kiraya verirse, her sene ah- 
nan kira harac yerine gecer. Aynca usr da almmaz. Ciinki, harac alman yerden usr 
alinmaz). Bir kimse, usrlu topragmi kiraya verirse, mahsuliin usrunu, imam-i 
a'zama gore, mal sahibi verir. Kira iicreti yiiksek olan yerlerde, boyle fetva veri- 
lir. iki imama gore, kiraci verir. Kira az olan yerlerde, boyle fetva verilir. Beyt-iil- 
malm topragmi, devlet reisinden baska kimse satamaz. Harach toprak sahibi 
miisliman olsa veya bu topragi vakf etse, yine haraci verilir. Usrlu bir topragi, zim- 
mi, ya'ni gayr-i muslim satin alsa, bu toprak harach olur. Uctincii cild, ikiyiizalt- 
misbesinci sahifede buyuruyor ki, (Devlet reisi haraci, topragm sahibi miislima- 
na bagislarsa, beyt-iil-maldan hakki varsa, kendi kullamr. Yoksa, hakki olana 
verir. Usru bagislarsa, caiz olmaz. Hukumetin kaldirmasi ile usr afv olmaz. Top- 

-304- 



rak sahibinin, usrunu, beyt-ul-maldan hakki olanlara vermesi lazim olur). 

Ikinci cildde buyuruyor ki: (Harach, usrlu olmiyan yerler, mesela daglardaki, or- 
manlardaki mahsuller, usrlu sayilir). Usrunu vermedigi bilinen toprak sahiblerinin 
gonderdigi hediyyenin onda birini ayirip, fakire verdikden sonra, yimek iyi olur. 

Beyt-iil-mahn, ya'ni miri topraklarm kullamlmasmi gosteren eski (Erazi kanii- 
nu)nun cesidli serhleri arasmda, mulkiyye mektebi mecelle muallimi, Atif begin 
[1319] baskili kitabi basmda diyor ki: 

Bir memleket harb ile alimrsa, topragm besde biri beyt-ul-malm olur. Geri ka- 
lan uc diirlii olabilir: 

1 — Askere veya baska miislimanlara taksim edilir. Bunlarm miilkii olur. Boy- 
le toprakdan, her sene usr almir. 

2 — Toprak kafirlerin elinde birakihr. Boyle toprakdan harac almir. 

3 — Devlet reisi topragi kimseye vermeyip, beyt-iil-mala verir. Boyle topraga 
miri toprak da denir. Usrlu veya harach topragm sahibi olup, hie varisi kalmazsa, 
bu toprak beyt-iil-mahn olur. Miri toprak olur. Sultamn tesbit edecegi bedel ile sa- 
tihr veya kiraya verilir. Semeni ve iicreti harac olur. Ya'ni, beyt-iil-mahn iicuncii 
kismma konur. Yahud, her sene kira olarak mahsulun yiizdesi ahnmak iizere, ta- 
pu ile, miislim ve gayr-i muslim vatandaslara kiraya verilir. Kiralan askerin ve su- 
baylarm olurdu. Kira almak hakki bulunan askere (Timarci), subaylara (Za'im) 
denirdi. Askerin topragma (Timar), subay topragma (Ze'amet), general topragi- 
na (Has) denirdi. Miifti-iissekaleyn Ebiissu'ud efendi, Nur-i Osmaniyye kutiibha- 
nesinde bulunan fetvalarmda buyuruyor ki, (Beyt-iil-mala aid miri topraklan ta- 
pu ile kiralayanlarm, her sene timarcilara mahsulun onda birini vermelerini sul- 
tanlar emr etmislerdir. Bu verilenlere usr denilmekde ise de, usr degildir, kira iic- 
retidir). Son zemanlarda miri erazinin cogu, devlet tarafmdan vakf edilmis veya 
millete satilmis, her iki seklde de, usrlu olmusdu. Boylece, Anadolu ve Rumelide- 
ki topraklarm hemen hepsi, milletin miilkii olup, usrlu olmusdu. Goriiliiyor ki, tar- 
ladan usr veya haracdan birini vermek lazimdir. Ba'zilan, Anadolu topragi, usr- 
lu toprak degildir, diyor. Halbuki, simdi memleketimizde miri toprak yokdur. Her- 
kesin tarlasi, bostam, kendi mulkiidiir, yahud kiracidir. Mahsulun usrunu verme- 
leri farzdir. 

Osmanhlar zemanmda bes diirlii toprak vardi: 

1 — Milletin miilkii olan topraklar olup, pek azi harach, pek cogu usrlu idi. Miilk 
olan toprak dort diirliidiir: Birincisi, koy, sehr icindeki arsalar veya koy yanmda 
olup, yarim doniimti gecmiyen yerlerdir. Bunlar, miri toprak iken, halifenin izni 
ile millete satilmis yerlerdir. Yahud usrlu veya harach yerlerdir. ikincisi, halifenin 
izni ile millete satilan miri tarla, cayirlardir. Buralann mahsuliinden usr verilir. 
Uciinciisu usrlu, dordunctisii harach topraklardir. 

Bu dort nev' topragi, sahibi satabilir. Vasiyyet edebilir. Varislerine, feraiz bil- 
gisine gore taksim olunur. Halbuki miri topraklan kira verip tapu ile kullanan kim- 
seler oliirse, bu topraklan varisleri taksim edemezler ve satamazlar. Satilmasim, 
parasmdan borcunun odenmesini vasiyyet edemez. Varislerinin mah olmaz. Bu top- 
raklar kurban nisabma katilmaz. Satilamaz. Yalniz, timar sahibinin izni ile, para 
karsihgi, baskasma devr olunabilir. Miri topragi kiralayan kimse, her sey ekebi- 
lir veya kira ile baskasma ekdirir. Uc sene bos birakilan toprak baskasma verilir. 
Kiraci, miri topraga agac, asma iznsiz dikemez. iznsiz, bina da yapamaz. Meyyit 
gomiilmez. Miri toprak, tapu ile kiralamis olanm miilkii olmaz. Bu kimseler kira- 
cidirlar. Bu kimse vefat edince, topragm, varisine kiraya verilmesi adet olmusdur. 
Kendisine kiraya verilmesi, varisin ser'i hakki olmayip, devletce yapilan bir ihsan- 
dir [Uciincii kismda, altmisdordiincii madde sonuna bakmiz!] 

2 — Beyt-iil-mahn topraklan, ya'ni miri topraklar. Memleketin cogu boyle 

- 305 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:20 



olup, kiraya verilirdi. Sonralan cogu millete satildi. Usrlu oldu. 

3 — Vakf topraklar olup, mahsulii usrlu idi. 

4 — Umuma terk edilen meydanlar, cayir ve benzerleri. 

5 — Beyt-iil-malm ve hie kimsenin olmiyan daglar gibi, ormanlar gibi yerler olup, 
buralan isletip mahsul alan miisliman, usr verir. 

HAYVAN ZEKATI — (Mevkufat) kitabmda buyuruyor ki: (Yilin yaridan 
fazlasmda parasiz cayirda othyan hayvanlar, (iretmek icin, [siitii icin] olursa, bun- 
lara (Saime) hayvan denir. Saime hayvan sayisi, nisab mikdari oldukdan bir yil son- 
ra, zekati verilir. Yiin icin, yiik tasimak icin, binmek icin olursa, saime denilmez 
ve zekat lazim olmaz). Deve, sigir gibi baska cinsden saime hayvanlar, birbirleri- 
ne ve diger ticaret esyasina eklenmezler. 

DEVE ZEKATI — Dort devenin zekati verilmez. Devenin nisabi besdir. Bes 
deve, ikiyiiz dirhem giimiis karsihgi oluyor. Bes devesi olan, bir koyun verir. Bir 
koyun, bes dirhem [onyedi gram] giimiis demek oluyor. Dokuza kadar bir koyun 
verilir. Ondan ondorde kadar devesi olan, iki koyun verir. Onbesden ondokuza ka- 
dar iic koyun, yirmiden yirmidorde kadar dort koyun verilir. Yirmibesden otuzbe- 
se kadar deve icin, iki yasina girmis bir yavru disi deve verilir. Otuzaltidan kirkbe- 
se kadar, tic yasina girmis disi deve yavrusu verilir. Kirkaltidan altmisa kadar, yiik 
vurulabilecek, dort yasina girmis disi deve verilir. Altmisbirden yetmisbese kadar 
icin, bes yasinda, yetmisaltidan doksana kadar icin iki aded iic yasmdaki, doksan- 
birden yiizyirmiye kadar icin, iki aded dort yasinda deve verilir. Yiizyirmiden 
fazla olan her bes deve icin, ayrica birer koyun verilir. Fekat, yiizkirkbes olunca, 
koyunlar yerine, iki yasinda bir disi deve verilir. Yiizelli deve icin, tic aded dort ya- 
sinda deve verilir. Sonra her bes deve icin, birer koyun da verilir. Fekat, yiizyet- 
misbesden yiizseksenbese kadar devesi olan, koyunlar yerine, bir aded iki yasin- 
da disi deve verir. Yuzseksenalti deveden yiizdoksanbese kadar deve icin, iic aded 
dort yasinda deve ile bir aded iic yasinda deve verilir. Yiizdoksanaltidan ikiyiize 
kadar, dort aded dort yasinda deve verilir. Zekat olarak erkek deve verilmez. 
Verecek disi devesi olmiyan, erkek devenin degerini, altm veya giimiis olarak ve- 
rir. Bir yasmi doldurmayan deve yavrusunun zekati verilmez. Ikiyiizden cok deve- 
si olan, her elli deve icin, yiizelli ile ikiyiiz arasmdaki islemi yeniden yapar. 

SIGIR ZEKATI — Sigirm nisabi otuzdur. Otuzdan az sigin olan, bunlarm ze- 
katim vermez. Otuz sigir icin bir aded, bir yasmi asmis erkek veya disi buzagi ve- 
rilir. Otuzdokuza kadar hep boyledir. Kirkdan ellidokuza kadar sigin olan, bir a- 
ded, iki yasmi bitirmis, erkek veya disi dana verir. Altmisdan altmisdokuza kadar 
sigir icin, iki buzagi verilir. Yetmis sigir icin, bir dana ile bir buzagi verilir. Yetmis- 
den sonra, her on icin, boyle hesab edilir. Her otuz icin bir buzagi, her kirk icin bir 
dana artmakdadir. Seksen olunca, iki dana artmakdadir. Manda zekati, sigir gibi- 
dir. 

KOYUN ZEKATI — Koyunun nisabi kirkdir. Kirkdan az koyunu olan zeka- 
tini vermez. Kirkdan yiizyirmiye kadar koyunu olan, yalniz bir koyun verir. Yiiz- 
yirmibirden ikiyiize kadar koyun icin, iki koyun verilir. ikiyuzbirden dortyiize ka- 
dar iic koyun verilir. Dortyiiz icin dort koyun, sonra her yiiz icin bir koyun artar. 
Koyun, keci, erkek, disi zekatlan hep boyledir. Bir yasmi doldurmayan kuzularm 
zekati verilmez. Fekat, koyunu da varsa, yavrular da hesaba katilir. Deve ve sigir 
yavrulan da boyledir. Kuzu, hicbir zeman zekat olarak verilmez. 

AT ZEKATI — Erkek ve disi bir arada ve cayirda, iiretmek icin beslenirse ze- 
kat lazim olur. Binmek ve yiik icin ise, lazim olmaz. Yalniz erkek ati olanin [ay- 
ginn] zekati olmaz. Ciinki iiremez. Ticaret niyyeti ile beslenirse, ticaret mail ze- 
kati verilir. Ticaret icin olmiyan katir ve merkeb cok olsa da, zekatlan verilmez. 

Atm nisabi yokdur. Her at icin bir miskal altin verilir. isterse, atlarm kiymeti- 

-306- 



ni hesablar. Kiymetleri altm nisabim dolduruyorsa, kirkda biri kadar altin verir. 
Deve, sigir ve koyun zekati olarak, degerleri kadar altin da verilebilir. 

ZEKAT KIMLERE VERILIR? — Zekat, yalmz asagida yazih, yedi sinifda bu- 
lunan miislimanlara verilir. Sekizinci sinif, (Muellefet-iil-kulub) idi. Ya'ni, azih ka- 
firlerin serlerini def icin bunlara zekat verilirdi. Ebu Bekr "radiyallahii anh" ze- 
mamnda buna liizum kalmadi. 

1 — (Fakir): Nafakasmdan fazla, fekat nisab mikdanndan az mail olana fakir 
denir. Ma'asi kac lira olursa olsun, evini idarede gucliik ceken her fakir me'mur, 
imam var ise, zekat alabilir ve kurban kesmesi, fitra vermesi lazim olmaz. [Birin- 
ci kism seksenbirinci maddeye bakimz!]. 

2 — (Miskin): Bir giinluk nafakasmdan fazla birseyi olmiyan miislimana miskin 
denir. Din adami olarak tamtilan Hamidullah (islama giris) kitabinda, miskin, 
gayr-i miislim vatandas demekdir diyor. Bu fikri yanhsdir. Dinde reform yap- 
makdir. Miisliman olmiyana zekat vermek caiz degildir. 

3 — ( Amil): Ya'ni Saime hayvanlarm ve toprak mahsullerinin zekatlarmi top- 
layan (Sa'i) ile, sehr dismda durup rastladigi tiiccardan ticaret mail zekatmi top- 
hyan (Asir), zengin dahi olsalar, isleri karsiligi zekat verilir. 

4 — (Miikateb): Ya'ni efendisinden kendisini satin ahp, borcunu odeyince, 
azad olacak kole. 

5 — (Miinkati'): Cihad ve hac yolunda olup, muhtac kalanlar. (Diirr-iil-muh- 
tar)da diyor ki, din bilgilerini ogrenmekde ve ogretmekde olanlar da, zengin ol- 
salar bile, calisip kazanmaga vaktleri olmadigi icin zekat alabilirler. ibni Abidm 
bunu aciklarken buyuruyor ki, (Cami-ul-fetava)da bildirilen hadis-i serifde, (ilm 
ogrenmekde olanin kirk yilhk nafakasi olsa da, buna zekat vermek caizdir) buy u- 
ruldu. 

6 — (Medyun): Borcu olan ve odeyemeyen miislimanlar. 

7 — (Ibniis-sebil): Kendi memleketinde zengin ise de, bulundugu yerde yanm- 
da mal kalmamis olan ve cok alacagi varsa da, alamayip muhtac kalan. 

Bunlarm hepsine veya birine vermelidir. Zekat parasi ile meyyite kefen almmaz. 
Meyyitin borcu odenmez. Cami', cihad, hac yapilmaz. Zimmiye, ya'ni gayr-i miis- 
lim vatandasa zekat verilmez. Zimmiye fitra, adak, sadaka, hediyye verilebilir. Zen- 
ginin kolesine ve zenginin kiiciik ogluna da verilmez. Zenginin biiyiik cocugu ve- 
ya zevcesi veya babasi veya yetim kalan kiiciik cocugu fakir iseler bunlara, baska- 
lari zekat verebilir. Kiiciik cocuk aklh ise, ya'ni parayi baska seyden ayirabiliyor 
ve aldatilarak elinden ahnamiyor ise, buna verilir. Boyle akil degilse, babasma ve- 
ya vasisine yahud akrabasmdan veya yabancidan cocuga bakan kimseye vermek 
lazim olur. Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" ve amcalarmin evlad- 
larmdan, kryamete kadar geleceklere zekat verilmez. Cunki, her miiharebede, diis- 
mandan ahnan ganimetin besde biri bunlarm hakkidir. Ahmed Tahavi, (Email) ki- 
tabinm serhinde diyor ki, (imam-i a'zam buyurdu ki, bunlara ganimet haklan ve- 
rilmedigi icin, zekat ve sadaka vermek caizdir). Caiz oldugu (Diirr-i Yekta)da da 
yazihdir. 

Anaya, babaya ve dedelerin, ninelerin hicbirine ve kendi cocuklarma ve torun- 
lara zekat verilmez. Bunlara, sadaka-i fitr, adak ve keffaret gibi vacib olan sada- 
kalar da verilmez. Fakir iseler, nafile sadaka verilebilir. Zevceye de zekat verilmez. 
Imam-i a'zam buyurdu ki, kadm da, fakir olan zevcine zekat veremez. imameyn 
ise, fakir zevcine zekat verir dediler. Fakir olan gelinine, damadma, kaym valide- 
ye, kaym pedere ve iivey cocuguna zekat verilir. Zimmiye sadaka ve hediyye ve- 
rilir. 

Zekat verilebilecegini sorusdurup anhyarak, zekatmi verdikden sonra, bunun 
zengin veya zimmi olan kafir veya ana, baba, evlad veya kendi zevcesi oldugu an- 

-307- 



lasilsa, zaran olmaz. Ya'ni kabul olur. (Nehr-iil-Faik)da diyor ki, (Zekat verilecek 
olan kimse, fakirler arasmda bulunuyor ve onlar gibi ise yahud fakir oldugunu soy- 
leyip, zekat istemis ise, bu kimsenin zekat almaga hakki olup olmadigini arasdir- 
maga luzum yokdur. Buna zekat verince, sorusdurarak, arasdirarak vermis sayi- 
hr). 

Abdiilkadir Gazzi "rahmetullahi teala aleyh" (Esbah ha$iyesi)nde diyor ki, 
(Debbusmin (Miiltekit)de bildirdigi gibi, vasisi bulundugu yetime, zekat olarak gi- 
yecek ve yiyecek vermek caizdir. Cunki, yetim onun ryali, evladi gibidir). Vasisi- 
nin, zekat mail ile yetime liizumlu seyleri alip buna vermek hakki vardir. Yetim, 
ahs verisi anhyacak kadar aklli ise, giyecegi ve yiyecegi, cocugun eline vermek la- 
zimdir. 

Fakirin, hie olmazsa, bir gunliik ihtiyacim karsilayacak kadar vermek mustehab- 
dir. Borcu olmiyan ve coluk cocugu bulunmiyan fakire, nisab mikdari veya mali- 
ni nisab mikdarma temamhyacak kadar zekat vermek mekruhdur. Coluk cocugu 
olan fakire, bunlann herbirine boliince, nisab mikdari dusmiyecek kadar, 90k 
zekat vermek caizdir. Zekati, fakir olan kardese ve hala, amca, dayi ve teyze gibi 
yakin akrabaya vermek daha sevabdir. Yakinlan muhtac iken, baskalarma verir - 
se, sevabi olmaz [ Iindatl J. Zi-rahm mahrem olan akrabasina nafaka vermesine mah- 
kemece hiikm olunan kimsenin zekat niyyeti ile, zekat malmdan nafaka vermesi 
caizdir. Zekati baska sehre gondermek mekruh ise de, akrabaya vermek icin ve- 
ya kendi sehrinde fakir miisliman bulamazsa, baska sehre gondermek caizdir. 
Zekati, borcu olana vermek, fakire vermekden daha iyi oldugu (Bezzaziyye) fet- 
vasmda yazihdir. Mahm israf edene, haramda kullanana zekat vermek layik olma- 
digi (Diirr-i Yekta)da yazihdir. 

Zenginin vekili, zekati, zenginin emr etdigi kimseye verir. Baskasma veremez. 
Baskasina verirse veya gayb ederse, oder. Vasiyyet de boyledir. Emr olunan faki- 
re verilir. Zengin, vekiline, diledigine ver derse, vekil kendi fakir olan cocuguna 
ve zevcesine de verebilir. Kendi fakir ise, kendi de alabilir. Halbuki, nezr boyle de- 
gildir. Vekil, adak sahibinin emr etdiginden baskasina da verebilir. ibni Abidin, 
bu satirlan apiklarken, onikinci sahife basmda buyuruyor ki, (Vekil zenginden al- 
digi altm ve gumtis yerine, kendi altin ve giimusunu fakire verip sonra zenginin ver- 
digini, kendi kullanmasi caizdir. Fekat, zenginin parasim once kendi kullamp, son- 
ra kendi parasmdan zekati verirse, caiz olmaz. Kendi icin sadaka vermis olur. Ze- 
kati, zengine oder. Nafaka vermek, satm almak, bore odemek icin aldigi parayi kul- 
lanan vekil de boyledir. Goriiliiyor ki, zekati kendi malmdan ayirip vermek sart 
degildir. Zenginin vekili, zekati vermek icin, izn almadan bir baskasim da vekil ede- 
bilir). 

Zekat aynlmakla verilmis olmaz. Ayrilan zekat, kendinde veya vekilinde iken 
gayb olursa, tekrar ayirip vermesi lazimdir. Vekili gayb edince, oder. (Amil)in ve- 
ya fakir vekilinin gayb etdikleri zekati tekrar vermek lazim olmaz. Vekil fakire oder. 
(Amil), hem (Sa'i), hem de (Asir) demekdir. 

Meyyit kefenlemek ve cami' yapmak, cihad edenlere yardim etmek icin, kagid 
para zekatmi anlatirken bildirdigimiz gibi, fakirler, zekatlanm almasi ve bildirdi- 
gi yere vermesi icin, giivenilen birini vekil ederler. Bu vekil, fakirler icin zekatla- 
n alir. Fakirlerin emr etmis oldugu yere verir. Hayr cem'iyyetlerine zekat vermek 
icin de, boyle yapihr. Vekilin zekati ahrken ve verirken, birsey soylemesi lazim de- 
gildir. Yalmz, vekil eden fakirlerin, zekat alabilecek miisliman olmalan lazimdir. 
Zekati kagid para olarak verebilmek icin de, boyle yapilacagmi yukanda bildir- 
misdik. 

Alacaklarmi ve malmi eline geciremeyen, elindeki bononun odeme zemani 
gelmeyen zengin kimse, faizsiz odiinc veren bulamazsa, ihtiyaci kadar, zekat ala- 
bilir. Malina kavusdugu zeman, almis oldugu zekati, fakirlere dagitmaz. Halbuki 

-308- 



fakir, ihtiyacmdan fazla, nisabdan az zekat alabilir. Altm ile giimusiin ve ticaret 
esyasinm zekatimn fakire veya fakirin vekiline teslim edilmesi lazimdir. Baska yer- 
lere, kurumlara verilen zekat, musliman fakirin eline gecmezse, zekat odenmis ol- 
maz. 

Bir giinliik yiyecegi bulunan kimsenin ve hie yiyecegi yok ise de, saglam, cali- 
sacak, ticaret edecek halde olan kimsenin, yiyecek, icecek veya bunlan almak icin 
para istemesi, dilenmesi haramdir. Bunun varhgim bilerek, istedigini vermek de 
haramdir. istemeden verilmesi ve verileni almasi caizdir. Bu kimsenin yiyecek, ice- 
cekden baska ihtiyaclanm mesela, elbise, ev esyasi, kira paralan istemesi caiz olur. 
Ac veya hasta olanm, oturacak evi olsa da, yiyecek istemesi caizdir. Bir giinliik yi- 
yecegi olan, olmasa da, calisabilecek halde olan kimse, ilm ogrenmekle [veya og- 
retmekle] mesgul ise, yiyecek istemesi, yine caiz olur. [ikinci kismda, otuzsekizin- 
ci maddeye bakimz!] Parasim harama sarf edene ve israf edene sadaka verilmez. 

BEYT-UL-MAL — Usr ve kirda othyan hayvanlarm zekati, fakirlere verilece- 
gi gibi, beyt-iil-mala da teslim edilmesi caizdir. Beyt-iil-mala verilmesi lazim olan 
bir seyi eline geciren kimse, beyt-iil-maldan hakki varsa, bu seyi kendi kullanir. 
Kendi hakki yoksa, beyt-iil-maldan hakki olan bir mushmana verir. Bu seyi, beyt- 
iil-mala vermez. ibni Abidin, ikinci cild, ellialtmci sahifede buyuruyor ki, (Beyt- 
iil-maldan hakki olan fakirler, zekat me'murlan, alimler, mu'allimler, va'izlar, din 
dersi ogrenen talebe, borclular, Ehl-i beyt-i nebevi, ya'ni seyyidler ve serifler, as- 
kerler, beyt-iil-mal parasi ellerine gecerse, haklari kadar almalan caizdir). 

(Bezzaziyye) fetvasimn sahibi "rahmetullahi teala aleyh", Halvaniden alarak di- 
yor ki, (Elinde emanet bulunan kimse, sahibi oliirse, emaneti varislerine verir. Va- 
risleri yoksa, beyt-iil-mala verir. Beyt-iil-mala verince zayi' olacak ise, kendi kul- 
lanir veya beyt-iil-maldan nasibi olanlara verir). 

Zekat, fakirlerin hayatmi, ihtiyaclanm, cem'iyyetin tekeffiil eylemesi, garanti 
etmesi demekdir. Bir sehrin bir kosesinde, bir musliman, achkdan olse, sehrdeki 
zenginlerden birinin, az bir zekat borcu kalsa, onun katili olur. Zekat, miisliman- 
lar arasmda, sigorta teskilatidir. islamiyyet (beyt-iil-mal) denilen sigortayi, sahs- 
lann, acik gozlerin, kendi menfe'atlerini diisiinenlerin eline birakmamis, devletin 
emrine vermisdir. Bu sigorta, baska sigortalara benzemez. Fakirlerden para iste- 
mez, zenginlerden alir. Zekat veren zenginlerin diinyada mah artar. Ahiretde 
de, bol sevab verilir. islam sigortasi, her fakire yardim eder. Bir aile reisi oliince, 
fakir ailesine ma'as baglayip, herkesi mes'ud eder. iste islamiyyet, zekat ile, boy- 
le sosyal bir sigorta kurmusdur. 

Ibni Abidin "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki: (Dort nev' zekat malmdan 
ikisine, ya'ni zekat hayvanlan ile toprakdan elde edilen mallara (Emval-i zahire) 
denir. Bunlarm zekatlanni, halifenin me'murlan gelip toplar. Bu me'murlara 
(Sa'i) denir. Devlet, bu toplanan mah [ve (Asir) denilen me'murlarm, yolcu tile- 
cardan aldiklan emval-i batina zekatmi] beyt-iil-malda saklayip, yedi simfdan 
herbirine sarf eder. Zekat mallanndan altm, giimiis ve ticaret esyasma (Emval-i 
batina) denir. Bunlarm mikdanni sahibine sormak caiz degildir. Bunlarm zekati- 
ni mal sahibi, yedi simfdan diledigine, kendi verir. Boyle verilmis olan zekatlan, 
devlet aynca istiyemez. Bir sehrdeki zenginlerin hie zekat vermedikleri anlasihr- 
sa, emval-i batmalannin zekatini da devlet tophyabilir. (Diya-ul-ma'nevi) ve 
(Izah)da diyor ki, (Devlet bes mah alamaz: Emval-i batina zekati, fitra, kurban, 
nezr ve keffaret). 

[Son zemanlarda, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" biiyiikliiklerini anhyamiyanlar cogalmakdadir. Ciinki, alimi alim anlar. Ca- 
hiller anhyamaz. Din adami gecinen cahiller, kendilerini alim samyorlar. Birbir- 
lerini, millete, islam alimi diye tanitiyorlar. Biz, yalniz Kur'ana ve hadislere ina- 
ninz diyerek, Selef-i salihmin ictihadlanm begenmiyorlar. Kur'an-i kerimden ve 

-309- 



hadis-i seriflerden, kisa goriislerine ve kisir diisiincelerine uygun yeni yeni ma'na- 
lar cikanyorlar. Hadis-i serifde ogiilmtis olan ikinci yiizyihn biiyiiklerine, din 
imamlanmiza dil uzatiyorlar. Onlann kiymetli kitablarmi lekelemege ugrasiyor- 
lar. Ibni Teymiyye, Mevdudi, Resid Riza, Seyyid Kutb, Hamidullah, fizikci Abdiis- 
selam ve Ahmed Didad gibi mezhebsizlerin kitablan, islam alimlerinin sozbirligi 
ile bildirdiklerine uymiyan bilgileri yaymakdadir. Mesela, (Cihan Sulhu ve islam) 
ve (Islama Giris) kitablarmda, (Zekat devlete verilen vergi demekdir. Zenginle- 
rin, diledikleri fakirlere verdikleri paraya zekat denmez. Zekat yalniz devlete 
verilir. Devlet, bunu kafirlerin fakirlerine de verebilir. Ciinki (Miskin), kafirlerin 
fakirleri demekdir) yazilidir. Mezhebsizlerin yanlis yolda olduklan, (Faideli Bil- 
giler) kitabimn (Din Adami Boliicii Olmaz) ve (Dogru Soze inan, Boliiciiye Al- 
danma) kismlannda uzun bildirilmekdedir.] 

Zalim olan sultanlar, (Emval-i zahire)den vergi alirken, zekat niyyeti ile veri- 
lirse, kabul olur diyen alimler vardir. (Emval-i batina)dan alirlarsa veya kafir ve 
miirted olanlarm aldigi her nev' vergi verilirken, zekat olarak niyyet edilse de, ze- 
kat yerine gecmez. Aynca zekat vermek lazim olur. 

Beyt-iil-malda, birbirlerinden ayn dort cins mal bulunur: 

1 — Hayvanlardan, toprak mahsullerinden alman ve (A§ir)in, ancak yolda 
rastgeldigi miisliman tiiccardan aldigi zekatlar olup, yukandaki yedi smifa verilir. 

2 — Ganimetin ve yerden cikanlan ma'denlerin besde biri olup, yetimlere, 
miskinlere ve parasiz kalan yolculara verilir. Bunlarm iictinde de, once (Beni 
Ha^im) ve (Bern Muttalib) olanlara verilir. Petrol gibi sivilardan ve oksidler, tuz- 
lar gibi atesde erimiyen filizlerden ve denizden cikanlanlardan birsey almmaz. 

3 — Gayr-i miishmlerden alinan, harac ve cizye ve asirin bunlardan aldigi mal- 
dir. Bunlar, yol, koprii, han, mekteb, mahkeme gibi umumi ihtiyaclara ve millimii- 
dafe'aya sarf edilir. Memleket hududunu bekliyen, memleket icindeki yollari 
bekliyen miislimanlara, koprii, mescid, havuz, nehr yapmaga ve ta'mirlerine, ima- 
ma, miiezzine, hademe-i hayrata, islam ilmlerini, ya'ni din ve fen bilgilerini oku- 
tanlara ve okuyanlara, kadilara, miiftilere, va'izlara ve dini ve milleti, devleti ya- 
satmak icin cahsanlara verilir. Bunlar, zengin olsalar bile, pahsmalan, hizmetleri 
karsihgi, adete ve ihtiyac esyasmin degerine gore, uygun bir pay verilir. [(Hadfka) 
el afetlerinde, beyt-iil-maldan hakki olanlan genis anlatmakdadir.] Oldiikleri ze- 
man, cocuklan degerli ise, baskalarma tercih olunur. Cocuklan cahil, fasik iseler, 
babalarmin yerine ta'yin edilmez. (Esbah) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor 
ki, (Sultan, cahil birini, mu'allim, hatib, va'iz ta'yin ederse, sahih olmaz. Zulm et- 
mis olur). 

4 — Varisi olmiyan zenginlerin birakdigi mal ve (lukata), ya'ni yerde bulunup 
sahibi cikmayan seyler; hastahanelere ve fakirlerin cenazelerini kaldirmaga sarf 
edilir ve cahsamryacak halde olan kimsesiz fakirlere verilir. Bu dort simf mah, hak- 
ki olanlara ulasdirmak, devletin vazifesidir. 

Devlet sehr disina (Asir) admda me'mur koyar. Bunlar, tiiccan hirsizdan ve 
her tehliikeden korur. Bu asir, yoldan gecen tiiccardan, yanindaki malm mikda- 
rmi sorar. Nisab mikdan ise ve yaninda bir sene kaldi ise ve ticaret mah ise, her 
cesid maldan, miislimandan kirkda birini, zimmiden yirmide birini, harbiden 
onda birini ahr. Miislimandan alinan bu mal, onun zekati yerine gecer. Sehrde ze- 
katmi vermisdim veya bir yil olmadi diyenden birsey almaz. Miisliman tiiccardan 
birsey almayan kafir memleketin tiiccanndan birsey almmaz. Onlann miisli- 
man tiiccarlardan ne kadar aldiklan bilinirse, o kadar ahmr. [Kafir memleketle- 
rinde cahsanlarm, o devlete vergi vermelerinin lazim oldugu buradan da anlasil- 
makdadir.] 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" ikinci cild, elliyedinci sahifede buyuru- 

-310- 



yor ki, (Beyt-iil-malm dort hazinesinden birinde mal tiikenir ise, diger tic hazine- 
sinde bulunan maldan buraya odiinc olarak aktanlip, bu hazmeden hakki olan yer- 
lere dagitihr). Buna gore de, uctincu hazinede harac, cizye mail bulunmadigi ze- 
man, din adamlarma ve cihad edenlere birinci hazmedeki zekat ve usr mallann- 
dan verilir. Din diismanlarmm yazi ile, her cesid propaganda ile islami yikmaga, 
miisliman yavrulanni dinden cikarmaga saldirdiklan zeman, bunlara cevab veren 
ve miislimanlan aldanmakdan koruyan yazarlar, dernekler, Kur'an-i kerim kurs- 
lari, matba'a ve kitablar ve gazeteler hep miicahid ve islam kahramamdirlar. 
Boyle soguk harbde, islamiyyeti ve miislimanlan koruyan bu miicahidlere, beyt- 
iil-malda bulunan usr ve zekat mallarmdan vermek farzdir. Sultan usru kaldirsa, 
muslimanlarm usr vermesi afv olmaz. Usru kendilerinin vermesi farzdir. Bu mii- 
cahidlere vermelidirler. Hem farz yapilmis olur, hem de cihad sevabi kazamhr. 

Ibni Abidm "rahmetullahi teala aleyh" besinci cild ikiyiizkirkdokuzuncu sahi- 
fede diyor ki, (Beyt-iil-mal, halal olarak, hak iizere toplanmayip, zulm ile ahnmis 
ise, boyle haksiz alman mallari sahiblerine geri vermek farz olur. Beyt-ul-maldan 
hakki olanlara verilmez. Bunlarm almasi haram olur. Mal sahibleri ma'lum degil- 
se, beyt-iil-malin dordiincii kismma konur. Buradan hakki olanlara verilir). 

ZEKAT VERMIYENLER — (Riyad-un-nasihfn) kitabmm sahibi "rahmetulla- 
hi teala aleyh" diyor ki: Emirulmu'minin Ali "kerremallahii vecheh" buyuruyor: Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", veda' haccmda buyurdu ki, (Malmizin zeka- 
tini veriniz! Biliniz ki, zekatim vermiyenlerin, nemazi, orucu, hacci ve cihadi ve 1111a- 
ni yokdur). Ya'ni, zekat vermegi vazife bilmez, farz olduguna inanmaz, vermedigi 
icin iiziilmez, giinaha girdigini bilmezse, kafir olur. Senelerle zekat vermiyenlerin 
zekat borclan birikerek, biitiin mahm kaplar. Mali kendinin samp, miislimanlarm 
o malda hakki oldugunu, hatirma bile getirmez. Kalbi hie sizlamaz. Bu mala sim- 
siki sanlmisdir. Boyle kimseler, miisliman olarak tanmir. Fekat bunlardan, imam- 
ni kurtaran pek nadir olur. Zekat vermek, Kur'an-i kerimin otuziki yerinde, nemaz- 
la birlikde emr edilmekdedir. Tevbe suresi, otuzdordiincii ayet-i kerfmesi, boyle kim- 
seler icin olup, meal-i serifi, (Mali, parayi birikdirip zekatim, miisliman fakirlerine 
vermeyenlere cok aci azabi miijdele!)dir. Bu azabi, bundan sonraki ayet-i kerime 
bildirmekde olup, meal-i serifinde: (Zekati verilmiyen mallar, paralar, Cehennem 
atesinde kizdirihp, saliibleriniii alinlarina, bogiirlerine, sirtlarina miihiir basar gi- 
bi basdirdacakdir) buyurulmusdur. 

Ey magrur zengin! Diinyanin cabuk gecip, gidici mail, parasi, seni aldatmasin! 
Bunlar, senden once, baskalarimn idi. Senden sonra da, baskasmm olacak. Cehen- 
nemin siddetli azabini diisiin! Zekatim ayinp vermedigin o mal, usrunu vermedi- 
gin o bugday, hakikatde zehrdir. Malm hakiki sahibi, Allahii tealadir. Zenginler, 
Onun vekilleri, me'murlan, fakirler de, ailesi, akrabasi demekdir. Vekillerin, Al- 
lahii tealanm borcunu fakirlere vermesi lazimdir. Zerre kadar iyilik eden iyiligi- 
ni bulacakdir. Hadis-i serifde, (Allahii teala, iyilik edenlere, karsiligrni elbette ve- 
recekdir) buyuruldu. Hasr suresi, dokuzuncu ayet-i kerimede, (Zekatim veren, el- 
bette kurtulacakdir) miijdelendi. Al-i imran suresinde, yiizsekseninci ayet-i keri- 
mede mealen, (Allahii tealanm ihsan etdigi malm zekatim vermeyenler, iyi etdik- 
lerini, zengin kalacaklarim saniyor. Halbuki, kendilerine kotiiliik yapims oluyor- 
lar. O mallari, Cehennemde azab aleti olacak, yilan seklinde boyunlanna sarihp, bas- 
dan ayaga kadar onlari sokacakdir) buyurulmusdur. (Elbasft) ve (Vasit) tefsirlerin- 
de boyle yazihdir. Kiyamete ve Cehennem azabma inanan zenginlerin, mallannin 
zekatim, tarla mahsullerinin, meyvelerin usrunu vererek, bu azablardan kurtulma- 
lan lazimdir. Hadis-i serifde, (Zekat vererek, malmizi zarardan koruyunuz!) buyu- 
ruyor. (Tefsir-i Mugni) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki: (Kur'an-i kerim- 
de uq sey, iic seyle beraber bildirildi. Bunlardan biri yapilmazsa, ikincisi kabtil ol- 
maz. Peygambere "sallallahii aleyhi ve sellem" ita'at edilmedikce, Allahii teala- 

-311- 



ya ita'at edilmis olmaz. Anaya, babaya siikr edilmedikce, Allahti tealaya siikr edil- 
mis olmaz. Malm zekati verilmedikce, nemazlar kabul olmaz). Ey gaflet serabimn 
serhosu! Diinyamn zevk ve safasi pesinde, daha ne kadar kosacaksm? Bu kiymet- 
li omrii haramdan, halaldan mal yigmakda, ne zemana kadar ziyan edeceksin? is- 
lamiyyetin emr ve yasaklanna aldins etmezsin! Azrail aleyhisselamm gelip cani- 
ni zorla alacagi, ecel arslam pencesini sana takacagi, can verme acilannin basina 
gelecegi, seytanm, imanini calmak icin kasd edecegi, dostlannm, vah vah oldii, siz 
sag olun, diye evladma ta'ziye edecekleri vakti diisiin! Firak sesi gelip, bize yara- 
yan birsey yapmadm. Hep begenmediklerimizi isledin. Biz de sana, senin bize yap- 
digin gibi yapanz, diyecekleri zemandan korkmuyor musun? 

Diisiin, kabr ve ahiret siiallerine ne cevab hazirladm? Allahii tealanm tekdiri- 
ne ne behane yapacaksm? Kendine aci! Siiale cekileceksin. Halbuki, verecek ce- 
vabm yok. Cehenneme girersen, atesine dayanamazsm. Kendine ve herkese 6y- 
le iyilik et ki, baskasi iyilik yapmca, sen yapdm sansmlar. Kendine ve kimseye ko- 
tiiliik etme ki, baskasi bir fenahk yapinca, sen yapdin sanmasmlar. 

(Sahih-i Miislim)deki bir hadis-i serifde, (Ey Adem oglu! Benim mahm, benim 
mahm dersin. O maldan senin olan, yiyerek yok etdigin, giyerek eskitdigin ve Al- 
lah icin vererek, sonsuz yasatdigmdir) buyuruldu. Eger mahm seviyorsan, nicin diis- 
manlarma birakip da gidiyorsun. Sevdiginden aynlma, beraber gotiir! Hepsini ve- 
remezsen, bari kendini de, bir varis yerine koyup, hisseni ahiret yolunda gonder. 
Bunu da yapamazsan, bari, zekatmi ver de, azabdan kurtul! Niikte [giizel ma'na- 
h soz]: Hiratli iistad, Hace Abdiillah-i Ensari diyor ki: (Mali seviyorsan, yerine sarf 
et de, sana sonsuz arkadas olsun! Eger sevmiyorsan, yi de, yok olsun!). 

Hikaye: Ferfdeddin-i Attar, (Tezkire-tiil-Evliya) kitabinda diyor ki: (Ciineyd-i 
Bagdadi, yedi yasinda idi. Mektebden gelince, babasini agliyor gortip sordu: Bu- 
giin, zekat olarak, dayin Sirri Sekatiye birkac giimiis gondermisdim, almamis. 
Kiymetli omrtimii, Allah adamlarmm, begenip almadigi giimiisler ipin gecirmis ol- 
duguma aghyorum, dedi. Cuneyd, babacigim, o parayi ver, ben gotiireyim deyip, 
dayisina gitdi. Kapiyi caldi. Dayisi sorunca, ben Cuneydim. Dayicigim kapiyi ag ve 
babamm zekati olan bu giimiisleri al! dedi. Dayisi, almam, deyince, Cuneyd: (Adl 
edip, babama emr eden ve ihsan edip, seni serbest birakan Allahti teala icin al!) 
dedi. Sirri: (Babana ne emr etdi ve bana ne ihsan etdi?) dedi. Cuneyd: (Babami zen- 
gin yapip, zekat vermesini emr etmekle adalet eyledi. Seni de fakir yapip, zekati 
kabul etmek ve etmemek arasmda serbest birakmakla ihsan eyledi) dedi. Bu soz, 
Sirrinin hosuna gidip, (Oglum! Giimiisleri kabul etmeden once, seni kabul etdim) 
dedi. Kapiyi acip parayi aldi. (Riyad-un-nasihfn)in sozii burada temam oldu. 

Adem oglu acgbziinii, yeryiiziine kil, birnazar, 
gor bu latif cicekleri, hangi kuvvet yapar, bozar. 

Herbir cicek bir naz He, bger Hakki, niyaz eder, 
kurdlar, kusku; dm 111:1/ sbyler, ol Halika avaz eder. 

Oger onun kadirligin, herbir i$e hazirhgm, 
Hie onun kahirligin, anlayinca, rengi doner. 

Rengi doner giinden giine, topraga dokiiiur yine, 
bu ibretdir aniayana, hakikati, arifsezer. 

Ger bu sirri duya idin, ya bu gammi yiye idin, 
yerinde eriye idin, insan degii mi sin, meger. 

Biiir, gelen gider imis, konan geri gocer imis, 

mevt serbetin icer imis, her kim, bu ma'nadan gecer. 

-312- 



79 — RAMEZAN ORUCU 

Islamm bes sartindan dordiinciisii, mubarek Ramezan ayinda, hergiin oruc 
tutmakdir. Oruc, hicretden onsekiz ay sonra, Sa'ban ayinin onuncu giinti, Bedr ga- 
zasmdan bir ay evvel farz oldu. Ramezan, yanmak demekdir. Ciinki, bu ayda 
oruc tutan ve tevbe edenlerin giinahlari yanar, yok olur. 

(Riyad-un-nasihin) kitabinda diyor ki: (Buhari) kitabinda, Ebu Hiireyre "radi- 
yallahii anh" diyor ki: Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Rame- 
zan ayi gelince, Cennet kapilan acihr. Cehennem kapilan kapanir ve seytanlar 
baglanir). imam-ul-eimme, Muhammed bin Ishak bin Huzeyme yaziyor ki, Sel- 
man-i Farisi "radiyallahii anh" bildirdi ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
Sa'ban ayinin son giinii hutbede buyurdu ki: (Ey Miislimanlar! Uzerinize oyle bii- 
yiik bir ay golge vermek iizeredir ki, bu aydaki bir gece [Kadr gecesi], bin aydan 
daha faidelidir. Allahii teala, bu ayda, hergiin oruc tutulmasini emr etdi. Bu ayda, 
geceleri teravih nemazi kilmak da siinnetdir. Bu ayda, Allah kin ufak bir iyilik yap- 
mak, baska aylarda, farz yap mis gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, baska ayda yet- 
mis farz yapmak gibidir. Bu ay, sabr ayidir. Sabr edenin gidecegi yer Cennetdir. 
Bu ay, iyi gecinmek ayidir. Bu ayda mii'minlerin nzki artar. Bir kimse, bu ayda, 
bir orucluya iftar verirse, giinahlari afv olur. Hak teala, onu Cehennem atesinden 
azad eder. O oruclunun sevabi kadar, ona sevab verilir). Eshab-i kiram, dediler ki: 
Ya Resulallah! Her birimiz, bir orucluya iftar verecek, onu doyuracak kadar zen- 
gin degiliz. Resul "aleyhisselam" buyurdu ki: (Bir hurma ile iftar verene de, yal- 
niz su ile oruc acdirana da, biraz siit ikram edene de, bu sevab verilecekdir. Bu ay, 
oyle bir aydir ki, ilk giinleri rahmet, ortasi afv ve magfiret ve sonu Cehennemden 
azad olmakdir. Bu ayda, emri altinda olanlarin [iscinin, me'murun, askerin ve ta- 
lebenin] vazifesini hafifletenleri [patronlan, amirleri, kumandanlan ve miidirle- 
ri], Allahii teala afv edip, Cehennem atesinden kurtarir. Bu ayda doit seyi cok ya- 
piniz! Bunun ikisini Allahii teala cok sever. Bunlar, Kelfme-i sehadet soylemek ve 
istigfar etmekdir. ikisini de, zaten her zeman yapmaniz lazimdir. Bunlar da Alla- 
hii tealadan Cenneti istemek ve Cehennem atesinden Ona siginmakdir. Bu ayda, 
bir orucluya su veren bir kimse, kiyamet giinii susuz kalmiyacakdir). 

(Sahih-i Buhari)deki bir hadis-i serifde buyuruldu ki: (Bir kimse, Ramezan 
ayinda oruc tutmagi farz bilir, vazife bilir ve orucun sevabim, Allahii tealadan bek- 
lerse, gecmis giinahlari afv olur). Demek ki, orucun Allahin emri olduguna inan- 
mak ve sevab beklemek lazimdir. Giinun uzun olmasmdan ve oruc tutmak giic ol- 
masindan sikayet etmemek sartdir.Guniin uzun olmasim, oruc tutmayanlar ara- 
sinda giicliikle oruc tutmasim firsat ve ganimet bilmelidir. 

Hafiz [ya'ni hadis alimi] Abdiil' azim-i Miinziri, (Ettergfb vetterhib) kitabinda 
ve hafiz Ahmed Beyheki (Siinen) kitabinda, Cabir bin Abdiillahdan "radiyallahii 
teala anh" haber verdikleri bir hadis-i serifde, (Allahii teala benim iimmetime, Ra- 
mezan-i serifde bes sey ihsan eder ki, bunlari hicbir Peygambere vermemisdir: 

1 — Ramezamn birinci gecesi, Allahii teala mii'minlere rahmet eder. Rahmet 
ile bakdigi kuluna hie azab etmez. 

2 — Iftar zemamnda, oruclunun agzi kokusu, Allahii tealaya, her kokudan da- 
ha giizel gelir. 

3 — Melekler, Ramezamn her gece ve giindiiziinde, oruc tutanlarin afv olma- 
si icin diia eder. 

4 — Allahii teala, oruc tutanlara, ahiretde vermek icin, Ramezan-i serifde 
Cennetde yer ta'yin eder. 

5 — Ramezan-i serifin son giinii, oruc tutan mii'minlerin hepsini afv eder) bu- 
yurdu. 

-313- 



imam-i Rabbani "kuddise sirruh", (Mektubat)m birinci cild, kirkbesinci mek- 
tubunda buyuruyor ki: (Ramezan-i serif aymda yapilan nafile nemaz, zikr, sada- 
ka ve biitiin nafile ibadetlere verilen sevab, baska aylarda yapilan farzlar gibidir. 
Bu ayda yapilan bir farz, baska aylarda yapilan yetmis farz gibidir. Bu ayda, bir 
orucluya iftar verenin giinahlan afv olur. Cehennemden azad olur. O oruclunun 
sevabi kadar, aynca buna da sevab verilir. O oruclunun sevabi hie azalmaz. Bu ay- 
da, emri altmda bulunanlann islerini hafifleten, onlarm ibadet etmelerine kolay- 
hk gosteren amirler de afv olur. Cehennemden azad olur. Resulullah, bu ayda, esfr- 
leri azad eder, her istenilen seyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi is yapabilenlere, bti- 
tun sene, bu isleri yapmak nasib olur. Bu aya saygisizlik edenin, giinah isleyenin 
btitiin senesi, giinah islemekle gecer. Bu ayi firsat bilmelidir. Elden geldigi kadar 
ibadet etmelidir. Allahii tealamn razi oldugu isleri yapmahdir. Bu ayi, ahireti 
kazanmak icin firsat bilmelidir. Kur'an-i kerim Ramezanda indi. Kadr gecesi, bu 
aydadir. Ramezan-i serifde, hurma ile iftar etmek siinnetdir. iftar edince, (Zehe- 
bezzama' vebtelletil uruk ve sebe-tel-ecr insaallahii teala) okumak [siinnet oldu- 
gu (Tebyin)in Selbihasiyesinde yazihdir.], teravih kilmak ve hatm okumak miihim 
siinnetdir). 

ORUCUN FARZI UCDUR: 1- Niyyet etmek, 2- Niyyeti ilk ve son vaktleri ara- 
smda yapmak, 3- Fecr-i sadik, ya'nitan yeri agarmasmdan, giinesin batmasina ka- 
dar olan zeman [ya'ni ser'i giindiiz] icinde, orucu bozan seylerden sakmmakdir. 

SEKIZ DURLU ORUC VARDIR: 1- Farz oruclar: Farz oruc da, iki kismdir: 
Mu'ayyen zemandaki oruc, Ramezan-i serif orucudur. 2- Mu'ayyen zemanda olmi- 
yan farz oruclar: Kaza ve keffaret oruclan boyledir. Fekat, keffaret oruclan farz-i 
amelidir. Ya'ni, inkar eden kafir olmaz. 3- Vacib oruclar: Bunlar da, mu'ayyen olur. 
Belli gun veya giinler oruc adamak gibi. 4- Gayr-i mu'ayyen oruclar: Herhangi bir 
veya birkac gun oruc adamak gibi. 5- Siinnet olan oruclar: Muharremin dokuzun- 
cu ve onuncu giinleri oruc tutmak gibi. 6- Mustehab oruclar: Her arabi ayin 13., 14. 
ve 15. ci giinleri oruc tutmak gibi ve yalniz Cum'a giinii oruc tutmak gibi ve kur- 
ban bayrami arefesinde oruc tutmak gibi. Yalniz Cum'a giinii oruc tutmak mek- 
ruh olur da denildi. Cum'a giinii oruc tutmak isteyenin, persembe veya cumarte- 
si giinii de tutmasi iyi olur. C un ki, siinnet veya mekruh denilen bir isi yapmamak 
lazimdir. 7- Haram oruclar: Fitr bayrammm birinci giinii ve kurban bayrammm her 
dort giinii oruc tutmak haramdir. 8- Mekruh oruclar: Muharremin yalniz onuncu 
giinii oruc tutmak ve yalniz cumartesi giinleri oruc tutmak ve Nevruz ve Mihrican 
giinleri oruc tutmak ve biitiin sene, hergiin oruc tutmak ve konusmamak sarti ile 
oruc tutmak mekruhdur. 

(Merakil-felah)daki hadis-i serifde, (Ayi goriince oruc tutunuz! Tekrar goriin- 
ce, orucu birakiniz!) buyuruldu. Bu emre gore, Ramezan ayi, hilalin [yeni aym] go- 
riilmesi ile baslar. Hilali gormeden once yapilan hesab ile, takvim ile baslamanm 
caiz olmadigmi, (ibni Abidin) kible bahsinde ve (E^i'at-iil-leme'at) ve (Ni'met-i 
islam) sahibleri bildirmislerdir. Sa'ban ayinin otuzuncu gecesi, giines gurub edin- 
ce, hilali aramak ve goriince gidip kadiya haber vermek, vacib-i kifayedir. Takiy- 
yuddin Muhammed ibni Dakik diyor ki, (ictima'i neyyireyn)den 1-2 giin gecme- 
den, hilal hie goriilemez. [89. cu maddeye bakiniz!] 

Dort mezheb alimleri sozbirligi ile bildiriyorlar ki, oruca fecr-i sadik denilen be- 
yazhgin, iifk-i zahiri hattinm bir noktasmda agarmasi ile baslanir. (Miilteka) ki- 
tabmda buyuruyor ki: (Oruc, fecrin agarmasmdan, giines batmcaya kadar, yime- 
gi, icmegi ve cima'i terk etmekdir. Bir giin evvel giines batmasindan, oruc giinii 
(Dahve-i kiibra)ya kadar, Ramezan orucuna kalb ile niyyet etmek de farzdir. 
Belli giin olan adak orucunun ve nafile orucun niyyet zemam da boyledir. Hergiin 
ayn niyyet etmek lazimdir. Ramezan orucuna niyyet ederken, Ramezan demeyip, 
yalniz oruc demek veya nafile oruc demek de caizdir. Dahve-i kiibra vakti, oruc 

-314- 



miiddetinin ya'ni ser'i giindiiz miiddetinin yansidir ki, zeval vaktinden oncedir. Bu 
iki vaktin arasindaki zeman farki, giinesin tulu' vakti ile fecr ya'ni imsak vakti ara- 
smdaki zeman farkimn ya'ni (Hisse-i fecr)in yansi kadar dakikadir. [Ezani zema- 
na gore Dahve-i kiibra, Fecr +(24-Fecr)-^2=Fecr+12-Fecr-^2=12+Fecr-^2 dir. Ya'ni, 
Fecr vaktinin yansi, sabah 12 den i'tibaren Dahve-i kiibra vakti olur.] Fecr, ya'ni 
imsak vaktinden evvel niyyet ederken, (Niyyet etdim, yarm oruc tutmaga) denir. 
Imsakdan sonra niyyet ederken, (bugiin oruc tutmaga) denir. Ramezan-i serif oru- 
cu, her muslimana farz oldugu gibi, tutamiyanlann kaza etmeleri de farzdir. Ka- 
za ve keffaret orucuna ve mu'ayyen olmayan adak oruclarma fecrden sonra niy- 
yet edilemez. 

Ramezan olmak icin Sa'bamn yirmidokuzuncu giinii, gurub vaktinde hilali, 
ya'ni gokde yeni ayi aramak ve ayi gormek, eger goriilmezse, Sa'ban ayi otuz gun 
temam olmak lazimdir. Sa'bamn otuzuncu giinii ogle nemazi zemamna kadar 
oruc tutup, o gun Ramezan oldugu i'lan edilmezse, orucu bozmak lazim olur. 
Bozmayip oruca devam etmek tahrimen mekruhdur. Ramezana, hilali gorme- 
den baslayip, yirmidokuzuncu gecesi bayram hilali gorulurse, Sa'ban riiyet ile 
baslamis ise, bayramdan sonra birgiin kaza edilir. Riiyet ile baslamamis ise, iki gun 
kaza tutulacagi (Hindiyye) ve (Kadihan)da yazilidir. Bulutlu havada hilali bir 
adil miisliman kadm veya erkegin gordiim demesi ile, acik havada ise, bircok 
kimsenin sehadet etmesi [soylemesi] ile, kadi ya'ni ahkam-i islamiyyeyi tatbik eden 
hakim, Ramezan oldugunu i'lan eder. Kadi bulunmiyan yerlerde, hilalin bir adi- 
lin gordiim demesi ile Ramezan olur. iki adilin gordiim demeleri ile bayram olur. 
(Adil) demek, biiyiik giinah islemiyen ve kiiciik giinaha alisik olmiyan demekdir. 
[Nemazi terk etmek biiyiik giinahdir. 74. cii maddeye bakimz!] Adaleti siibheli ola- 
mn da sozii kabul olunur. Ramezana ve bayrama takvim ile, hesab ile baslamak ca- 
iz olmadigi (Fetava-i Hindiyye)de de yazilidir. 

[(Hadika)mn yiizotuzdokuzuncu sahifesinde diyor ki, (Bid'at sahibi olanlar, ya'ni 
i'tikadda Ehl-i siinnetden ayrilmis olan yetmisiki firkanm hepsi, (Ehl-i kible) ol- 
duklan, her ibadeti yapdiklan halde, adil degildirler. Ciinki, ya miilhid olarak, iman- 
lan gitmisdir. Yahud bid'at sahibi olup ehl-i siinneti seb ediyorlar ki, bu da biiyiik 
giinahdir). (Diirr-iil-muhtar) sahidligi anlatirken diyor ki, (Miislimam seb etmek, 
kotiilemek giinahdir. Adaleti yok eder. Sahidligi kabul olmaz). Bunun icin, Rame- 
zamn, bayramm ve hac zemammn gelmesini ve iftar ve nemaz vaktlerini anlamak- 
da ve biitiin din islerinde, mezhebsizlerin sozlerine uymak caiz degildir.] 

Sa'bamn otuzuncu gecesi, bir sehrde hilal goriiliince, biitiin diinyada oruca 
baslamak lazim olur. Gtindiiz goriilen hilal gelecek gecenin hilalidir.) 

[Kutblara ve Aya giden miislimamn da, seferi olmaga niyyet etmedi ise, bu ay- 
da giindiizleri oruc tutmasi lazimdir. Yirmidort saatden daha uzun giinlerde, oru- 
ca saat ile baslar ve saat ile bozar. Giindiizii boyle uzun olmiyan bir sehrdeki miis- 
limanlarm zemamna uyar. Eger oruc tutmazsa, giindiizleri uzun olmiyan yere ge- 
lince kaza eder]. 

Hilali gormekle Ramezamn baslamasi, hesabla anlasilandan bir gtin sonra ola- 
bilir. Fekat bir gun once olamaz. Arafatda vakfeye durulan (Arefe) giinii de boy- 
ledir. (Bahr)de, 283. cii sahifede diyor ki, (Kafir memleketinde bulunan esir, Ra- 
mezan aymin zemanim bilemez ise, arasdirip zan etdigi zemanda bir ay oruc tu- 
tar. Sonra, zemanim ogrenince, zemamndan once tutmus ise, hepsini kaza eder. Ze- 
manmdan sonra tutmus ve fecrden evvel niyyet etmis ise, caiz olup, hepsi kaza ye- 
rine gecer. Fitr bayramimn birinci giiniine rastlamis ise, bir giinii kaza eder). 

Ramezamn ve bayramm, semada hilali gormekle degil de, takvime gore basla- 
tildigi yerlerde, oruca ve bayrama hakiki zemanlanndan bir gun once veya bir gun 
sonra baslamlmis olabilir. Oruc tutulan birinci ve sonuncu giinleri hakiki Rame- 
zana rastlamis olsalar bile, Ramezan olup olmadiklan siibheli olur. ibni Abidin 

-315- 



"rahmetullahi aleyh", Ramezan bahsinde diyor ki, (Ramezan olup olmadigi siib- 
heli olan giinlerde, Ramezan orucu tutmak, tahrimen mekruhdur. Miisliman 
memleketinde olup da, ibadetleri bilmemek ozr olmaz). Bunun icin, Ramezanm 
takvimlere veya mezhebsiz memleketlere uyarak baslatildigi yerlerde, bayramdan 
sonra, iki gun kaza orucu tutmak lazimdir. [Kafirler ve islam dtismanlan, bir ta- 
rafdan, islam memleketlerini kana boyuyor. Cami'leri, islam eserlerini yikiyor, yok 
ediyorlar. Diger tarafdan da, islam memleketlerindeki imam ve ahlaki bozuk 
olan cahilleri bulup, bunlar vasitasi ile, islam ilmlerini yok ediyorlar. Bozuk dii- 
siincelerini, yalanlarim, islamiyyet bilgileri diyerek yaziyorlar. Ehl-i siinnet alim- 
lerinin kitablarma saldinyorlar. Islamiyyete karsi bu hiicumlan, hep ingilizler 
planlamakdadir. Mesela (Ramezandan sonra, iki gun kaza orucu tutmak da ner- 
den cikdi? Hicbir kitabda boyle bir sey yokdur diyorlar). Kitablarda yazili degil- 
dir sozii yanhsdir. Ciinki, her asrda, her yerde, Ramezan ayi, hilali gormekle bas- 
lardi. Iki giin kaza orucuna liizum yokdu. Simdi, Ramezan ayi, hilalin dogma ze- 
mamm hesab etmekle baslatihyor. Ramezanm baslamasi, ahkam-i islamiyyeye uy- 
gun olmiyor. Bu hatayi diizeltmek icin, bayramdan sonra iki giin kaza orucu lazim 
oldugu, Tahtavinin (Merakil-felah) hasiyesinde yazihdir.] (Mecmu'a-i Ziihdiyye)de 
diyor ki, (Sevval [bayram] hilalini goren bir kimse, iftar edemez. Ciinki, bulutlu ha- 
vada, Sevval hilalini, iki erkegin veya bir erkekle iki kadmm gordiim demeleri la- 
zimdir. Acik havada, Ramezan ve Sevval hilallerini cok kimsenin gordiim deme- 
leri lazimdir). (Kadfhan)da diyor ki, (Hilal, safakdan sonra batarsa, ikinci gecenin, 
safakdan evvel batarsa, birinci gecenin hilalidir). 

Ramezan-i serif orucuna hazirlanmak icin, Sa'banm onbesinden sonra, oruc tut- 
mamah, kuvvetli ve lezzetli seyler yiyerek, viicudii kuvvetlendirmelidir. Boylece, 
farzi yapmaga hazirlanmahdir. Sa'banm onbesinden sonra, siinnet oruclan tutmak 
adeti olan is sahibleri, asker, talebe, bunlari, Ramezandan sonra, bos zemanlarm- 
da tutmahdir. Farzi yapabilmek icin siinneti te'hir etmek de siinnetdir. 

Iftari acele etmek ve sahuru, fecrin agarmasindan once olmak sarti ile gecikdir- 
mek siinnetdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bu iki siinneti yapmaga 
cok dikkat ederdi. (Diirer)de diyor ki: (Seher vaktinde yinilen yemege sahur de- 
nir. Seher vakti, gecenin [ya'ni, ser'i gurubdan imsak vaktine kadar olan zemanm] 
son altida biridir). Sahuru gecikdirmek ve iftari cabuk yapmak, belki insamn ac- 
zini gosterdigi icin siinnet olmusdur. ibadet, acz ve ihtiyaci gostermek demekdir. 
Teravih diiasi, 243. cii sahifededir. 

(Riyad-un-nasihin)de diyor ki: (Bekara suresindeki bir ayet-i kerimede mealen, 
(Beyaz iplik siyahdan ayird edilinceye kadar yiyiniz, iciniz!) buyurulmusdur. Bu 
ipliklerin, giindiiziin beyazhgi ile gecenin siyahligi olduklarmi anlatmak icin, da- 
ha sonra (Fecrin) kelimesi nazil oldu. Giindiiziin beyazhgi ile gecenin siyahligi, ip- 
lik gibi birbirinden aynhnca, oruca baslanacagi anlasildi). (Mecma'ul-enhiir)de ve 
(Hindiyye)de diyor ki, (Hanefi mezhebi alimlerinin coguna gore, iifkun bir yerin- 
de beyazhk baslayinca, (imsak vakti) olup, oruca baslamr. Bundan [15] dakika son- 
ra beyazhk iifk iizerine ip gibi yayihnca, sabah nemazi vakti baslar. Boyle yapmak 
ihtiyath olur. [Ya'ni, tedbirli, iyi olur]). Nemazi da, orucu da, biitiin alimlere go- 
re sahih olur. Oruca ikinci vaktden sonra baslamissa, siibheli olur. Astronomik he- 
sablar ile birinci vakt bulunmakda ve takvimlere birinci vakt yazilmakdadir. Sim- 
di, ba'zi takvimlere ikinci vaktin hatta bundan sonra bashyan kizilhgin yayildigi 
zemanin yazildigi goriiliiyor. Bu yeni takvimlere uyanlarm oruclan sahih olmaz. 
Imsakin iki vakti arasmdaki [On dakika kadar] zemana (ihtiyat zemani) denir. Bu 
zemana temkin demek dogru degildir. imsaki siibheli zemana gecikdirmenin 
mekruh oldugunu, (Bahr-iir-raik) sahibi de bildirmekdedir. Hele kizilhgin so- 
nunda baslamlan oruclar hip sahih olmaz. Altmismci maddeye bakiniz! Osmanli- 
larda ilk takvim 987 [m. 1578]de yapildi. 

Sernblali "rahmetullahi teala aleyh", (Nur-iil-fzah) kitabmda buyuruyor ki, 

-316- 



(Bulutsuz gecelerde iftan cabuk yapmak miistehabdir). Kendisi, bu kitabi serh eder- 
ken buyuruyor ki, (Bulutlu gecelerde orucun bozulmasindan korunmak icin, ihti- 
yath davranmali [ya'ni, iftan biraz gecikdirmelidir]. Yildizlar goriinmeden once if- 
tar eden, ta'cil etmis olur). Bu kitabin hasiyesinde, Tahtavi buyuruyor ki, (Orucu 
nemazdan once bozmak miistehabdir. (Bahr) kitabmda [ve ibni Abidmde] denil- 
digi gibi, iftarda acele etmek, yildizlar goriilmeden once, iftar etmek demekdir). Ak- 
sam nemazim da, bu vaktde, ya'ni erken kilmak miistehabdir. Giinesin batdigi iyi 
anlasihnca, once E'uzii ve Besmele okuyup, (Allahiimme ya vasi'al-magfireh igfir- 
li ve li-valideyye ve li-iistaziyye ve lil-miiminine vel miiminat yevme yekumiilhisab) 
denir. Bir iki lokma iftarlik yiyip, (Zehebezzama' vebtelletil-uruk ve sebe-tel-ecr 
insaallahii teala) " denir ve yemege baslamr. Hurma veya su, zeytin yahud tuz ile 
iftar edilir. Ya'ni, oruc bozulur. Sonra, cami'de veya evde, cema'at ile aksam ne- 
mazi kihnir. Bundan sonra, aksam yemegi yinir. Sofrada yemekleri yimek, bilhas- 
sa Ramezanda uzun siireceginden, aksam nemazimn erken kihnmasi ve yemegin, 
acele etmiyerek, rahat yinmesi icin, az bir seyle iftar edip, yemegi diiadan ve nemaz- 
dan sonra yimelidir. Boylece, oruc erken bozulmus, nemaz da erken kilmmis olur. 

Deniz, ova gibi diiz yerlerde, iifk-i zahiri hattinin goriilmesine mani' olan tepe, 
bina gibi seylerin arada bulunmadigi yerlerdeki kimse icin gurub vakti, ya'ni giine- 
sin batmasi demek, goriilen iifk hatti [Hakiki tifk degil] altma girerek, iist kenan- 
nin gayb olmasidir. Bu vakt giines sark tarafmdaki tepeleri aydinlatir. Giinesin bu 
iifk-i zahiri hattindan batmasim goremiyen kimse icin gurub vakti, ser'i gurubdur. 
Ya'ni giinesin iifk-i ser'i altma girmesidir. Bu vakt, giines sark tarafmdaki daglan, 
bulutlan aydmlatmaz olur. Isiklan, cekilip, sark tarafi karanr. Anzah erazide, gii- 
nesin, mesela tepe, binalar arkasmda gayb olmasi kafi olmayip, lsiklarmm her yer- 
den cekilmesi, semanm sark tarafda kararmaga baslamasi lazimdir. Takvimlerde, 
ser'i gurub vakti yazih oldugu icin, iifk-i zahiri hattindan gurubu goremiyenlerin, 
takvime gore iftar etmeleri lazimdir. ibni Abidin, orucun miistehablanni anlatirken 
diyor ki, (Aleak yerde olanlar, giinesin gurub etdigini goriince, iftar ederler. Yiik- 
sekde olan, gurub etdigini gormedikce, bunlarla beraber iftar edemez). Orucu 
ta'rif ederken yazdigi ( Oradan gece baslayinca iftar edilir) hadis-i serifinin (Sark ta- 
rafinda karanhk baslayinca iftar edilir) demek oldugunu bildirmekdedir. [Sark ta- 
rafda karanhgm baslamasi, en yiiksek yerde ziyanin kalmamasi demekdir.] 

Iftan aksam nemazmdan once yapmak miistehab ise de, bir ibadeti bozmak siib- 
hesinden kurtarmak icin miistehab terk edilmelidir. Once aksam nemazim kilma- 
h, sonra iftar etmelidir. Boylece iftar yine, yildizlar goriinmeden once olur. Ya'ni, 
acele edilmis olur ve oruc, bozulmak tehliikesinden kurtulur. Aksam nemazim vak- 
ti cikmadan, tekrar kilmak miimkindir. Takvim, saat, kandil, top ve ezan yanlis 
olunca, oruc kurtulmaz. ibni Abidin, nemaz vaktlerini anlatirken buyuruyor ki, (if- 
tar etmek icin, giinesin batdigim iki adil miislimanm haber vermesi lazimdir. Bir 
olursa da, be's yokdur). [Goriiliiyor ki, takvimi hazirlayamn ve iftar topu atamn, 
ezan okuyamn adil olmalan lazimdir.] 

ORUCU BOZAN SEYLER — Ramezan ayinda, oruclu oldugunu bildigi hal- 
de ve fecr agarmadan evvel niyyet etmis iken, faideli bir sey yimekle, icmekle, ya'ni 
gida veya deva olarak yinilmesi adet olan veya zevk ve keyf veren bir seyi agizdan 
mi'deye sokmakla veya cima' yapmak ve yapilmakla oruc bozulur ve kaza ve 
keffaret lazim olur. Bu ta'rife gore, sigara icmek orucu bozar. Hem kaza, hem kef- 
faret lazim olur. Ciinki, dumandaki kati ve sivi zerreler tiikruk ile mi'deye gider- 
ler. Hacamat, giybet gibi, orucu bozmadigi iyi bilinen seyden sonra, oruc bozuldu 
sanarak, bile bile yise, orucu bozularak kaza ve keffaret lazim olur. Ramezanda fecr- 

[1] Bu iftar diiasimn ma'nasi, (Achk zemani bitdi. Damarlanmizin suya kavusmasi vakti 
geldi. insaallah sevab hasil oldu) demekdir. 

-317- 



den evvel niyyet etmiyen kimse, dahveden once oruc bozacak birsey yaparsa, iki 
imama gore, hem kaza, hem de keffaret lazim olur. Ciinki, niyyet ederek oruc tut- 
mak imkani mevcud iken, bu imkani kacirmisdir. imam-i a'zama gore ise, yalniz 
kaza lazim olur. Dahve vaktinden sonra yir, icerse, uc imama gore de, keffaret la- 
zim olmaz. Keffaret cezasi, mubarek Ramezan aymm hurmet, namus perdesini yirt- 
mamn karsihgidir. Imam-i a'zama gore, dort mezhebde de sahih olan Ramezan oru- 
cunu bile bile bozmanm cezasidir. Safi'i mezhebinde, fecrden once niyyet sart ol- 
dugundan, fecrden once niyyet etmiyen veya zorla, ozrle bozan hanefiler de, 
Imam-i a'zama gore keffaret yapmaz. Kaza, adak ve nafile oruclan bozunca, kef- 
faret yapilmaz. Ramezamn bir giiniinde, kaza lazim olan birsey yaparak orucunu 
bozan kimse, baska giiniinde de bu seyi kasd ile yine yaparsa, keffaret de lazim olur. 

Hata ederek bozulsa, mesela, abdest alirken, bugazma su kacsa veya zor ile oru- 
cu bozdurulursa, ihtikan ederse, burnuna sivi ilac, kolonya veya duman [baskasi- 
nm icdigi sigara dumam] yahud, ud agaci, anber ile tutsillenip dumanim cekerse, 
kulagina ilac damlatirsa, derideki yaraya koydugu ilac iceri girerse [ve igne ile ilac 
sinnga ederse], kagid, tas, ma'den parcasi, pamuk, ot, pismemis pirinc, dan, mer- 
cimek danesi gibi, ilac ve gida olmayan sey yutarsa, zorlayarak agiz dolusu kusar- 
sa, disi kanayan, yalniz kani veya tiikriikle miisavi mikdarda karisik kani yutarsa, 
fecr dogdugunu bilmiyerek yirse, gtines batdi zan ederek orucu bozarsa, oruclu ol- 
dugunu unutup yidikde, orucu bozuldu sanarak, bilerek yimege devam ederse, uyur- 
ken agzma su akitihr veya cima' olunursa, niyyet etmeden oruc tutarsa veya Ra- 
mezanda sabaha kadar niyyet etmeyip, sonra niyyet etse bile, ya'ni kusluk nema- 
zi zemanmdan, dahveden sonra oruc tutmazsa, bunlarm hepsinde oruc bozulur ve 
bayramdan sonra, bir giinii icin yalniz bir giin kaza etmek lazim olur. Keffaret la- 
zim olmaz. Bugaza yagmur, kar kacsa, oruc da, nemaz da bozulur. Kaza lazim olur. 
Kucaklayip, sarihp, opiip ciiniib olursa bozulur ve kaza lazim olur. Cuntib olma- 
di ise bozulmaz. (Masturbation) ile, ya'ni el ile istimna edip ciiniib olunca, yalniz 
kaza lazim oldugunu, (Hindiyye) ve (Bahr) ve (Diirr-iil-muhtar) kitablarmin sa- 
hibleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" bildirdiler. Geceden disleri arasin- 
da kalan seyi, bilerek yutsa, nohud kadar ise, bozulup kaza lazim olur. Nohuddan 
kiicukse bozulmaz. Unutarak yiyen kimse, orucu bozulmadigini bildigi halde, yi- 
ne yir, icerse, kaza ve keffaret lazim olur. 

(Miilteka)da ve biitiin kitablarda diyor ki: (Basdaki ve gogdedeki yaraya konu- 
lan ilac, beyne veya sindirim yollarma sizarsa, oruc bozulur. Yalniz kaza lazim olur). 
(Miilteka) serhinde (Gidanin, yaradan iceri sizmca, orucu bozdugunu imam-i 
a'zam soyliiyor. iki imam ise, bozmaz dedi. Ciinki, yaradihsda bulunan delikler- 
den girerse, bozar dedi) yazihdir. (Merakil-felah) serhinde, Tahtavi, bunu giizel 
acikhyor. Diyor ki: (Basda ve gogdedeki yaraya konulan ilacm, sivi olsun, kati ol- 
sun, beyne ve hazm yoluna gitdigi bilinirse, oruc bozulur. iceri gitdigi iyi bilinmez- 
se, ilac sivi ise, imam-i a'zam bozulur dedi. iki imam ise, iceri gitdigi iyi bilinme- 
yince bozulmaz dedi. iceri sizdigi iyi bilinmeyen ilac kati ise, tic imam da, bozul- 
maz dedi). Bundan anlasihyor ki, sizdigi iyi bilinen ilac, kati da olsa, sivi da olsa, 
tic imam da orucu bozar, buyurmusdur. Koldan, bacakdan, heryerden deri altma, 
adaleye igne ile yapilan asi, ilac injeksiyonlannm orucu bozacagi, buradan anla- 
silmakdadir. 

ORUCU BOZMAYAN $EYLER _ Ramezan-i serifde veya kaza, keffaret, 
adak ve nafile oruclarda, oruclu oldugunu unutarak yise, icse, cima' etse, oruclu 
iken uykuda ciiniib olsa, uyamk iken bakarak ciiniib olsa, tentiirdiyod, yag siiriin- 
se, surme cekse, [bunlarm rengi, kokusu tiikiiriikde, idrarda belli olsa bile], seh- 
vet ile opse, giybet etse, hacamat olsa, istemiyerek agiz dolusu kussa, zorhyarak 
biraz kussa, kulagina su kacsa, agzindan veya burnundan bugazma toz, duman, si- 
nek kacsa, [oksijen gazi tiipii ile sun'ihava verilse, baskalarmm icdigi sigaramn du- 

-318- 



mam gelerek, agzma, burnuna girmesinden sakmmak miimkin olmasa], agzim yi- 
kadikdan sonra agzinda kalan yashgi tiikiiriik ile yutsa, goziine, dis cukuruna ilac 
koysa, tadini bugazmda duysa bile, bunlarm hicbiri orucu bozmaz. 

[(Bahr-iir-raik) kitabimn sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Agiz 
ba'zan bedenin dahili sayihr. Bunun icin, oruclu kimse, tukiiriigiinii yutarsa, oru- 
cu bozulmaz. Insamn icindeki necasetin mi'deden bagirsaga gecmesi gibi olur. Agiz- 
daki yaradan veya dis cekdirmeden, igne yapilan yerden yahud mi'deden agza kan 
cikmasi, abdesti ve orucu bozmaz. Bu kam tiikiiriince veya yutunca, tukiiriik kan- 
dan cok ise, ya'ni sari ise, yine bozulmazlar. Mi'deden gelen baska seyler agza gel- 
digi zeman da boyle olup, abdest ve oruc bozulmaz. Agiz dolusu, agizdan disan ci- 
karsa, ikisi de bozulur. Agzin ici, ba'zan da, bedenin harici gibi olur. Agzma su arni- 
ca oruc bozulmaz). (Cevhere)de de boyle yazilidir. Goriiliiyor ki, dis cikartmca, 
cok kan geliyorsa, tiikiirunce orucu bozulmaz. Oruclu degil ise, yutunca, abdesti 
bozulmaz. Kam tiikiiriikden az ise, ikisi de hie bozulmaz. 

(Fetavayi Hindiyye)de diyor ki, (Ihtikan [lavman] yapmak, kulagma yag dam- 
latmak bozar ise de, keffaret lazim olmaz. Zekerine su, yag akitirsa, mesaneye git- 
se bile bozmaz. Kadinm fercine akitirsa bozar. Yas veya yagh parmagim diibiirii- 
ne, kadm fercine sokarsa, bozar. Parmak kuru ise, bozmaz. Taharetlenirken, dii- 
biiriine su kacarsa bozar.)] 

Yutmadan yemegin tadina bakmak, sakiz cignemek, ciiniib olmak siibhesi var- 
ken opmek, serinlemek icin yikanmak bozmazlar ise de, tenzihen mekruhdurlar. 
Siirme ve biyik yagi kullanmak ve cicek, misk, kolonya koklamak, orucu bozma- 
digi gibi, mekruh da degildir. Siirme, biyik yagi, zinet icin, mekruh olacagi gibi, el- 
de, yakada cicek tasimak da mekruh olur. Tozlu dumanh sey koklamak ve ciklet 
cignemek orucu bozar. Misvak, hacamat mekruh degildir. 

Sahuru gecikdirmek ve iftan acele etmek miistehabdir. ibni Abidin buyuruyor 
ki, (Bundan maksad, iftan, yildizlar goriiniinciye kadar gecikdirmemekdir. Bulut- 
lu havada, ezan okunsa, top atilsa bile, giines batdigma kendi kana'ati gelinciye ka- 
dar orucu bozmamahdir). Oruca, fecr-i sadik agarmasi ile baslanacagi, Bekara su- 
resinin 187. ci ayetinde emr olundu. Allahii tealanm bu emri degisdirilemez. 
[Madde: 60.] 

Hasta, hastahgi artacak ise, hamile kadm, siit veren kadin, harb eden asker za'if 
olursa, oruc tutmaz. iyi olunca kaza eder. Ekmek parasi kazanmak icin cahsirken 
hasta olacagmi bilen iscinin, hasta olmadan once orucu bozmasi caizdir. tic giin- 
liik yola [104 kilometreye] gitmek icin niyyet ederek yola cikan, miisafir olur. Boy- 
le miisafir, orucunu ertesi gun bozabilir ve Ramezandan sonra kaza eder ise de, za- 
rar etmezse, tutmasi efdaldir. Yolda ve onbes giinden az kalacagi yerde tutdugu 
orucu bozarsa, keffaret lazim olmaz. Miisafirligi bitip evine gelince veya gitdigi yer- 
de onbes gun kalmagi niyyet edince, tutmadigi giinleri kaza eder. Hasta olmiyan 
ve miisafir olmiyanlann, isci, asker, talebe olsalar da, oruc tutmalan lazimdir. Tut- 
mazlarsa, giinahi biiyiikdiir. Kaza etmeleri lazimdir. Niyyetli iken bozarlarsa, 
keffaret de lazim olur. (Behcet-iil-fetava) kitabimn sahibi "rahmetullahi teala 
aleyh" diyor ki, (Ramezan-i serif, yaz aylarmdan birine geldigi zeman, din adami 
sekline giren birisi, miishmanlara (Oruca niyyet etmeyip, oruc tutmaz iseniz ve ki- 
sm kisa giinlerde kaza ederseniz, caiz olur. Ramezanda oruca niyyet etmeden, yir 
icerseniz, keffaret lazim olmaz) diyerek genclere, talebeye, isciye oruc tutdurmaz- 
sa, bu kimse siddetle ta'zir edilir, cezalandinlir. Boyle soylemesi men' edilir). 

Ibni Abidin diyor ki, (Hasta, hastahginm artmasmdan veya iyi olmasimn gecik- 
mesinden yahud siddetli agri gelmesinden veya hasta bakici, hastalanarak, onla- 
ra bakamayip helak olmalanndan korkar ise, oruc tutmayip sonra kaza eder. 
Saglam kimse, hasta olacagmi cok zan ederse ve nehr temizlemek gibi is yaparken 
veya devletin emri ile cahsirken, cok sicak veya soguk te'siri ile helak olacagmi ve 

-319- 



[kimsesiz olup hicbir yerden yardim gormiyen] kadin [nafakasim kazanmak icin] 
camasir yikamak ve yemek pisirmek ile helak olacagim, cok zan ederek anlarsa, 
oruc tutmamasi ve niyyetli orucu bozmasi caiz olur, baska zeman kaza eder. Cok 
zan etmek, oliim alametlerini gormekle veya kendi tecribesi ile yahud tabib-i 
miislim-i hazikm haber vermesi ile anlasihr. Hazik, miitehassis, uzman olmak de- 
mekdir. Kafir ve fasik, ya'ni biiyiik giinah isledigi bilinen tabibe muayene ve te- 
davi caizdir. Fekat bunlarm sozleri ile ibadet bozulmaz. Orucunu bozarsa, keffa- 
ret lazim olur. Ikrah bahsinde diyor ki, bir uzvun telef olmasi veya biitiin malinm 
gitmesi, siddetli, iskenceli habs ve dayak, helak olmaga yol acar). (imad-iil-islam)da 
diyor ki, (Musliman miitehassis tabib bulamazsa, kendi tecribesi de yoksa, once bii- 
kiilmiis kagid parcasim veya cig bir pirinc danesini susuz yutup, sonra yimeli, ilac 
almah, boylece keffaretden kurtulmalidir). (Bahr-iir-raik)da diyor ki, (Zehrli 
hayvan sokan kimse, ilac icin orucu bozup, Ramezandan sonra yalniz kaza eder.) 
Ibni Abidfn orucu bozanlann sonunda diyor ki, (Nafakaya muhtac kimse, calism- 
ca hasta olacagim anlarsa, orucu bozar. Ucret ile cahsmagi sozlesmis ise ve is sa- 
hibi, Ramezanda izn vermiyor ise, kendinin ve ailesinin nafakasi mevcud olan, oru- 
cu bozmaz. Ciinki, boyle kimsenin dilenmesi haramdir. Kendinin ve ailesinin na- 
fakasma malik degil ise, orucun zarar vermiyecegi baska hafif is bulmasi lazim olur. 
Hafif is bulamazsa, isinde cahsarak, orucu bozmasi caiz olur. Bunun gibi, ekin bi- 
cen kimseye Ramezan ayimn orucu ziyan verirse, ya'ni orucdan dolayi, ekini bi- 
cemeyip, ekin telef olursa yahud cahmrsa, [veya bina yapilamayip da yagmurdan 
yikilmak tehliikesi muhakkak olursa] ve bunlan ucret ile yapacak bulamazsa, 
oruc tutmayip, bu islerini yapmak caiz olur. is bitince, orucunu tutar ve Ramezan- 
dan sonra da, tutamadigi giinleri kaza eder. Giinah olmaz. Susuzlukdan hasta ol- 
masi, olmesi muhakkak olan herkes de, orucu bozup, kaza edebilir. Keffaret yap- 
mazlar). 

Oruc kazasi: Arka arkaya oldugu gibi, ayn ayn giinlerde de, bir gun icin, bir gun 
oruc tutmakdir. Arahkh tutarken, araya baska Ramezan gelirse, once Ramezam 
tutar. Ihtiyar olup, oliinciye kadar Ramezan orucunu veya kazaya kalmis orucla- 
nm tutamiyacak kimse ve iyi olmasmdan iimmid kesilen hasta, gizli yimelidir. Zen- 
gin ise, hergiin icin bir fitra, ya'ni besyuzyirmi dirhem [binyediyiizelli gram] bug- 
day veya un veya kiymeti kadar altin veya giimiis para, bir veya birkac fakire ve- 
rir. Ramezamn basinda veya sonunda toptan hepsi bir fakire de verilebilir. Fidye 
verdikden sonra kuvvetlenirse, Ramezan oruclanm ve kaza oruclanni tutar. Fid- 
ye vermeden oliirse, iskat yapilmasi icin vasiyyet eder. Fakir ise, fidye vermez. Diia 
eder. Boyle ihtiyar ve hasta, sicak veya soguk mevsimde tutamiyorsa, uygun ge- 
len mevsimde kaza eder. Oruc tutunca, nemazi ayakda kilamiyan kimse, oruc tu- 
tar ve nemazi oturarak kilar. Ramezan giinii, orucu bozarsa, cocuk balig olursa, ka- 
fir musliman olursa, miisafir sehrine gelirse, kadm temiz olursa, aksama kadar oruc- 
lu gibi, sakmmalari lazimdir. Miisafir ve kadm, o giinii, sonra kaza eder. 

Oruc keffareti icin, bir kole azad edilir. Kole azad edemiyen, ard arda, altmis 
giin oruc tutar. Altmis gun sonra, tutmadigi hergiin icin, birer gun daha tutar. 

Birkac Ramezanda keffaretleri olan veya bir Ramezanda, iki giin keffareti 
olan kimse, birinci keffareti yapmamis ise, ikisi icin yalniz bir keffaret yapar. Bi- 
rinci keffareti yapmis ise, ikinci keffareti de, aynca yapar. 

Keffaret orucu, hastahk, yolculuk gibi bir ozr ile veya bayram giinlerine rast- 
lamak sebebi ile bozulursa veya Ramezana rastlarsa, yeniden altmis giin tutmak 
lazim olur. Bayram giinlerinde bozmazsa, yine yeniden baslamasi lazim olur. Ka- 
dm, hayz ve nifas sebebi ile bozunca, yeniden baslamaz. Temizlenince geri kalan 
giinleri tutarak, altmisi temamlar. Fekat, yemin keffareti olan iic giin ard arda tu- 
tulacak orucu bu sebeble bozan kadmin da, iic giinii, yeniden tutmasi lazim olur. 
Keffaret orucuna, Ramezana ve bayramlara rastlamiyacak seklde baslamahdir. Re- 

-320- 



cebin birinci giinii keffaret orucuna baslayip, Sa'banm sonunda, altmis giinii temam 
olmasa, tic giinliik yola gitmegi niyyet ederek vatanmdan cikar. Ramezanin birin- 
ci giinii, keffaret orucuna niyyet eder [EsbahJ. Ciinki, miisafire Ramezan orucu- 
nun edasi farz degildir. Kaza etmesi caizdir. 

Devamh hasta veya cok yash olup, altmis giin keffaret orucunu tutamaz ise, alt- 
mis fakire bir giin ta'am ibaha eder. Ya'ni doyurur. Ac olan altmis fakiri, bir 
giinde iki kerre doyurmak lazimdir. Hepsinin aym giinde yimeleri sart degildir. Bir 
fakiri hergiin iki def'a doyurmak iizere altmis giin veya hergiin bir def'a doyurmak 
iizere yiizyirmigiin yidirmek de olur. Yahud, altmis fakirin herbirine, yarim sa' [bin 
yediyiiz elli gram] bugday veya un veya bir sa' arpa, kuru iiziim, hurma temlik e- 
der. Bunlarm kiymeti kadar ekmek, baska mal veya altin, giimiis vermek veya bun- 
lari bir fakire altmis giin devamh vermek de caiz olur. ibaha, ya'ni, kendisini do- 
yurmasi icin fakire Fillus [kagid para] da verilecegi (Bedayi')da yazihdir. Altmis 
giinliigii, bir fakire, bir giinde toplu verse, bir giinliik vermis olur. Altmis fakiri sa- 
bah, altmis baska fakiri de aksam doyurursa, sabah doyurduklarmi aksam veya ak- 
sam doyurduklarmi sabah, bir daha doyurmahdir. Yahud, bunlardan altmismm her- 
birine, Sadaka-i fitr mikdan mal temlik eder. iki keffaret icin, altmis fakirin her- 
birine, iki kat [bir sa'] bugday verirse, bir keffaret odenmis olur. Kole satin alabi- 
lecek kimsenin oruc tutmasi, oruc tutabilenin de fakirleri doyurmasi caiz degildir. 
Fakir olan hasta ve ihtiyar, zengin olunca doyurur. Keffaret yaparken niyyet et- 
mek lazimdir. 

Ozrti olan kimseler, oruc tutamadiklan giinler, gizli yimelidirler. Ramezan-i se- 
rifde umumi yerlerde, miislimanlarm karsismda, oruc yiyenlerin ve oruc tutanla- 
n aldatarak, oruc tutdurmiyanlarm imam gider. Ramezan giinlerinde lokanta, as- 
hane, gazino, biife gibi yiyip icme yerlerini isletmek giinahdir. Bunlarm, oruc yi- 
yenlerden kazandiklan, halal ise de, habisdir, zararhdir. Buralarim iftardan son- 
ra acmahdir. [Farz olan orucu bozmak icin, sekiz ozr vardir: 594. cii sahifeye baki- 
niz!] 

Ramezan geldi dayandi, 
cami'ler nura boyandi. 
Top atildi, kandil yandi, 
ciimlemiz buna inandi. 

Ilk on giinii, rahmet boldur, 
sonra giinahlar afv olur. 
Bay ram gecesi, mii'minler, 
Cehennemden azad olur. 

Kardegim, oruc tut sen de, 
nemazlarim kil, hem de! 
giinahdan sakm her demde, 
Cok azab var Cehennemde! 

Diisman sana saldmyor, 
oruc zaifletir diyor. 
Ilmi fenni, o cigniyor, 
hain, hep yalan soyliiyor! 

Uyan! Gitdi omriin coku, 
oruc tut, aula ac toku! 
Islam kitablarim oku, 
insanhkdan al bir koku! 

- 321 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:21 



80 — SAD AKA-I FUR 

A$agidaki yazinin hepsi, (Diirr-ul-muhtar)dan ve bunun hasivesi olan ibni 
Abidinin (Redd-iil-muhtar)indan terceme edilmisdir: 

Ihtiyaci olan esyadan ve borclarmdan fazla olarak, zekat nisabi kadar mall, pa- 
rasi bulunan her hiir muslimamn, Ramezan bayrammm birinci giinii sabahi, tan ye- 
ri aydmlamrken, (Fitra) vermesi vacib olur. Daha evvel ve daha sonra vacib olmaz. 
Fitra ve kurban nisabi hesabma katilacak malm ticaret icin olmasi sart olmadigi 
gibi, elinde bir yil kalmis olmasi da lazim degildir. Bayramm birinci giinii sabah ne- 
mazi girdigi anda, nisab mikdari kadar mala malik olmak sartdir. O andan sonra 
nisaba kavusanm, diinyaya veya imana gelenin fitra vermesi vacib olmaz. Miisa- 
fir olanm da fitra vermesi lazimdir. Ramezan-i serifde veya Ramezandan once ve 
bayramdan sonra vermesi de caizdir. Hatta bir kimse, fitra veya zekat, keffaret ve- 
ya nezr etdigi [adadigi] seyi vermeden oliirse ve verilmesini vasiyyet etmedi ise, 
varislerinden birinin, kendi malmdan [oliiniin mahndan degil], bunlari fakirlere 
vermesi caiz olur. Fekat varis, bunlari vermege mecbur degildir. Eger, vasiyyet et- 
mis ise, birakdigi malm iicde birinden verilmesi lazim olur. Mai birakmadi ise, va- 
siyyeti yapilmaz. Bayram nemazindan once verilince, sevabi daha cok olur. Safi'ide 
Ramezandan once, Malikide ve Hanbelide ise bayramdan once verilemez. Bir ki- 
sinin fitrasi, bir fakire veya birkac fakire verilebildigi gibi, bir fakire birkac kim- 
senin fitrasi da verilebilir. Kiiciik cocugun ve delinin mallari varsa, bunlarm fitra- 
lan da, mallarmdan verilir. Velileri vermezse, cocuk biiytidiikde, deli iyi oldukda, 
eski fitralanm da kendileri verir. Balig olmiyan cocuklarm mah yoksa, bunlarm fit- 
rasini babalan, kendi fitrasi ile birlikde verir. Ya'ni kendi zengin ise verir. Zevce- 
si icin ve biiyiik cocuklan icin vermez. Fekat verirse sevab olur. 

(Diirr-iil-muhtar)da ve (Redd-iil-muhtar)da diyor ki, (Bir kimse, kendi malm- 
dan, baskasi icin fitra verince, o onceden emr etmis ise, caiz olur. Emri ile verme- 
mis ise, sonradan razi olsa da, caiz olmaz. Onun mah ile vermis ise, razi olunca ca- 
iz olur. Bir adam, evinde besledigi kimselerin fitralanm, onlarm emri olmadan ve- 
rebilir. Zevcesine [veya yabanci birine] kendinin de fitrasini vermek icin emr et- 
se, o da kendi bugdayini onun bugdayi ile, onun izni olmadan kansdinp, bir faki- 
re verse, yalniz kendi fitrasini vermis olur. Ciinki, imam-i a'zama gore, iki bugda- 
yi iznsiz karisdinnca, istihlak etmis, kullanmis olur. Miilkii olur. iki imama gore, 
miilku olmaz. Onun izni ile kansdirmis ise, imam-i a'zama gore de, onun fitrasi da 
verilmis olur "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". Bu is tersine olsaydi, zevce- 
nin fitrasi da verilmis olurdu. Ciinki, zevcin, zevcesi icin de, kendi mtilkiinden onun 
izni olmadan fitrasini vermesi istihsanen caizdir. Zevcesinin ve evinde olanlarm 
fitralanm, iznleri olmadan kansdinp verebilecegi gibi, toplami kadar bugdayi 
veya degeri olan altim, bir def ada olciip, bir veya birkac fakire verebilir. Fekat ay- 
n ayn hazirlayip, sonra kansdirmasi veya ayn ayn vermesi ihtiyath olur). 

Nisaba malik oldukdan sonra, ya'ni fitra ve kurban vacib oldukdan sonra ve hac 
farz oldukdan sonra mal elinden cikarsa, afv olmazlar. Halbuki, zekat ve usr, 
malm elden cikmasi ile afv olur. Fekat, elden cikanlmasi ile bunlar da afv olmaz. 

Fitra ve kurban nisabina malik olana zengin denir. Bunun fitra vermesi vacib 
olur. Miikellef ise, ya'ni akil, balig ve mukim ise, yalniz kendisi icin kurban kes- 
mek de vacib olur. Bunun zekat almasi haram olur ve fakir olan kadm mahrem ak- 
rabasma ve cahsamiyan fakir erkek akrabasma yardim etmesi vacib olur. 

Ihtiyac esyasi demek, kiymetleri ne kadar cok olursa olsun, bir ev, bir ayhk yi- 
yecek, her yil iic kat elbise, camasir, evde kullamlan esya ve aletler, hizmetciler, 
binecek vasitasi, meslek kitablan ve odeyecegi borclandir. Bu esyamn mevcud ol- 
masi sart degildir. Eger mevcud iseler, zekat, fitra ve kurban icin nisab hesabma 
katilmazlar. Ticaret icin olmiyan, ihtiyacmdan artan esya, kiradaki evler, evinde- 

-322- 



ki siis esyasi, yere serili olmiyan halilar, kullamlmayan fazla ev esyasi, san'at ve ti- 
caret aletleri, burada ihtiyac esyasi sayilmaz. Bunlar fitra ve kurban icin, nisab he- 
sabma katihr. Oturdugu ev biiyiik ise, ihtiyacindan fazla, kullamlmayan odalarm 
nisaba katilmamasi sahihdir. (Kurban kesinek) maddesi basma bakmiz! 

Fitra olarak, yanm sa' bugday veya bugday unu verilir. Yahud bir sa' arpa ve- 
ya hurma veya kuru iiziim verilir. Hanefi mezhebinde, bugday, arpa ve un bol ol- 
dugu zemanlarda bunlann kiymetini altm veya giimiis olarak vermek daha iyidir. 
Kitlik zemamnda bunlann kendilerini vermek daha sevabdir. (Sa'), Hanefi mezhe- 
binde, sekiz ntl ya'nibinkirk dirhem dan veya mercimek alacak bir kabdir. Sa' dort 
mud, ya'ni dort menndir. Mud ve menn, miisavi olup, iki ritldirlar. Bir ntl, yiizo- 
tuz dirhem-i ser'i veya 91 miskal olup, bir sa', [728] miskal, yahud, binkirk [1040] 
dirhem mercimek olur. Bir dirhem-i ser'fnin 3,36 gram oldugu yetmissekizinci mad- 
dede bildirilmisdi. Bir sa' 3500 gram olur. Arpa, bugdaydan, bugday da, mercimek- 
den hafif oldugundan, binkirk dirhem arpa ile dolan kap, bir sa'dan biiyiik olur. 
Bunu bir sa' yerine vermek, ihtiyath olur. Yanm sa' olcek yerine, 364 miskal ve- 
ya besyiizyirmi [520] dirhem, ya'ni binyediyiizelli [1750] gram bugday vermek, ih- 
tiyath olur. Ya'ni biraz fazla verilmis olur. Ciinki yanm sa' bugday, 364 miskal ve- 
ya besyiizyirmi dirhemden hafif olmakdadir. Bu fakir, terazi ve dereceli cam silin- 
dir ile tecribe yaparak, yiiz gram mercimek, yiizyirmi santimetre kiip [120 cm 3 ] ol- 
dugunu gordiim. O halde, bir sa', dort litre ve besde bir litre [4,2 litre] oluyor. 

Safi'i, Maliki ve Hanbelimezheblerinde, bir giinliik yiyecegi olamn fitra verme- 
si farzdir ve bugdaydan ve arpadan da, hep bir sa' vermek lazimdir. Safi'i mezhe- 
binde bir sa', uc mennden iicde bir menn noksandir. Bir menn, iki ritl-i Iraki 
olup, 260 dirhemdir. O halde, bir sa', altiyiizdoksandort [694] dirhem oldugu (El- 
Envar)da yazihdir. Binaltiyiizseksen [1680] gramdir. Ciinki, safi'ide bir dirhem, 2,42 
gramdir. Bir mud, bir mennin iicde ikisi olup, 173 dirhem ve stilus dirhemdir. Bir 
sa', dort mud olur. Safi'ide, bugdaym ve arpanin kiymeti kadar altin, giimiis ver- 
mek caiz degildir. Hanefiyi taklid ederek, bugday yerine, degeri kadar giimiis ver- 
menin caiz oldugu, Semseddin-i Remlinin fetvasmda yazihdir. Maliki ve Hanbe- 
li mezheblerinde de, sa' Safi'i mezhebi gibi olup, bes ntl ve iicde bir ntl ya'ni [694] 
dirhem-i ser'i veya [1680] gramdir. Bu mikdarlar, (Kimya-i se'adet) ve (Menahic- 
iil ibad ilel mead) kitablannda acikca bildirilmekdedir. (Kainus ve Okyanus) ara- 
biliigat kitabmm tercemesinde, (Sa') kelimesinde diyor ki; (Sa', hacm olcen bir ol- 
cek olup, dort mud mercimek alir. Bir mud, iki avuc dolusu mikdar olup, Hanefi 
mezhebinde iki ntldir. Bir sa', sekiz ntl olur. Bir mud, Safi'i mezhebinde, bir ntl 
ile iicde bir ntl olup, bu mezhebde, bir sa', bes ntl ile iicde bir ntldir). Menn ke- 
limesinde diyor ki: (Menn, batman demek olup, her mezhebde iki ntldir). 

Ozrii sebebi ile oruc tutmiyanm da, sadaka-i fitr vermesi lazimdir. 

Sadaka-i fitr az oldugu icin, giimiis olarak verilir. (Cevhere) kitabmda diyor ki, 
(Sadaka-i fitr verirken, arpa, bugday yerine kiymetleri kadar altin, giimiis veya fii- 
lus, ya'ni bakir, bronz para [kagid para] ve her cesid mal verilebilir). (Diirr-iil-muh- 
tar)da ise, (Kiymet olarak altm ve giimiis verilir) diyor. ibni Abidin, bu satin acik- 
larken diyor ki, ((Cevhere) kitabmda, fiilus ve uruz, ya'ni mal da verilir, diyorsa da, 
kiymet deyince ekseriya altin ve giimiise isaret olunmakdadir. Kiymet olarak, altin, 
giimiis vermek daha iyi oldugunu Zeyla'i "rahmetullahi teala aleyh" de bildirmek- 
dedir). O halde, fitrayi, cogunlugun soziine uyarak, altm veya giimiis vermelidir. Sim- 
di giimiis para kullamlmiyor. Kagid paralarm degeri de, altin degerine baglanmis- 
dir. Bunun icin, gumiisiin piyasadaki kagid paraya gore degeri, ahkam-i islamiyye- 
deki kiymetinden diisiikdiir. Fakire faideli olmak icin, piyasadaki degerinden veri- 
lir. Bunlan vermek giic olursa, baska maldan veya kagid para vermeyip, yanm sa', 
ya'ni [1750 gram] bugday veya un vermelidir. Yetmissekizinci maddede bildirdigimiz 
kolayhga uyularak, altm yerine kagid para da verilebilir. Malikide ve Hanbelide hur- 

-323- 



ma vermek, Safi'ide bugday vermek, Hanefide kiymeti cok olani vermek efdaldir. 
Bugday, un vermek de giic olursa, bunlarm kiymeti kadar, ekmek veya misir ve- 
rilebilir. Ekmek ve misir verirken, agirliga degil, parasma, kiymetine bakilir. 

Ezelde takdir olunan anda, geldim cihana, 
ruh cikmca ten serayim yikihp viran olur. 

Su, toprak ve gazlardan, cismim geldi meydana, 
yer alhnda ciiriiyerek, hak He yeksan olur. 

Bu beden parcalanarak, bir avuc toprak kahr, 
her zerresi dagilarak, hududsuz meydan olur. 

Anaerobik mikroblar, cismime hiicum eder, 
benligimi onlar alup, varligim nihan olur. 

Sonra duygu organlarim, toplamr bu meydanda, 
kalkarlar hepsi mezardan, bir beharistan olur. 

Yevmi (Tiibla)dir o zeman, her ma'na suret ahr, 
kimi nebat, kimi hayvan, kimisi ins fin olur. 

81 — KURBAN KESMEK 

Koyde, colde, sehrde mukim olan, akil, balig, Mr ve miisliman erkek ve kadi- 
nm, ihtiyacindan fazla nisab mikdari mall veya parasi varsa, kurban bayrami icin 
niyyet ederek, belli giinlerde, belli bir hayvam kesmeleri vacib olur. ihtiyac esya- 
si, bir ev ve esyasi ve uc kat elbisedir. Seyhayne gore, babasimn, zengin cocugu icin 
de cocugun malmdan kesmesi lazimdir. Etini bu cocukdan baskasi yiyemez. Co- 
cukdan artan et satilip, parasi ile cocuga, elbise gibi, devamli kullamlabilecek 
seyler alimr. Fekat fetva imam-i Muhammedin ictihadidir. Buna gore, babamn co- 
cugu icin kendi malmdan da, cocugun malmdan da kesmesi vacib degildir. Kurban 
nisabim bundan evvelki maddede, sadaka-i fitn anlatirken bildirdik. ibni Abidin, 
zekatm verilecegi yerleri bildirirken buyuruyor ki, tarlasmdan aldigi mahsul ve- 
ya tarlamn, evin, diikkanm [atelyenin, kamyonun] bir senelik kirasi, ne kadar cok 
olursa olsun, bir yillik ev ihtiyacini veya ayhk geliri ve aldigi maas ve iicret, ayhk 
ihtiyacim ve kul borcunu karsilamiyan kimse, imam-i Muhammede gore fakirdir. 
Fetva da boyledir. Seyhayne gore, ya'ni imam-i a'zamla imam-i Ebu Yusiife go- 
re zengin sayilir. Ciinki, miilkii olan tarlamn ve bu demirbas mallann degeri, ih- 
tiyacim karsilar ve nisab kadar da artar. Bunun kirayi her alisda, bir mikdar ayi- 
np, birikdirerek fitra vermesi ve kurban kesmesi lazimdir. Ya'ni, biiyiik sevaba ka- 
vusmasi lazimdir. Fitra vermez ve kurban kesmezse, imam-i Muhammede gore, gil- 
nahdan kurtulur. Goriiliiyor ki, her iki ictihad da yerindedir ve muslimanlara 
rahmetdir. Bu halde olan kimse, fitra vermezse veya kurban kesmezse, imam-i Mu- 
hammedin ictihadi, bunu azabdan kurtanr. Tarlasmdan hie mahsul almiyan, kira- 
ya da veremiyen kimse ve ihtiyacindan fazla mail olup da, parasi bulunmayan er- 
kek veya kadm, imam-i Muhammedin ictihadma uyarak, fitra vermez ve kurban 
kesmez. Verir ve keserse, ikinci ictihada gore, fitra ve kurban sevabma kavusur. 
tlzerine vacib olmiyan ibadeti yapan, yalmz nafile ibadet sevabi kazamr. Vacib se- 
vabi kazanmaz. Etini fakirlere verirse, sadaka sevabi da kazamr. Vacib olan fitra 
ve kurban sevabi ise, nafile ve siinnet sevabmdan katkat daha fazladir. Her iba- 
det de boyledir. Diger uc mezhebde siinnet-i miiekkede oldugu (Mizan-i kiibra)da 
ve (Menahic)de yazilidir. islamiyyetde kurban kesmek yokdur, diyen kafir olur. 

[(Hazanet-iil-miiftin) ve (Esbah) kitablarmda diyor ki, (Evleri ve diikkanlan ola- 

-324- 



nin, aldigi kiralan, tarlasi olanin, tarlasinm mahsulu veya kirasi, coluk cocugunu 
beslemege yetismezse, bu kimse fakir sayilir. Zekat almasi caiz olur). Goriiliiyor 
ki, fetva imam-i Muhammede gore verilmisdir]. Ibni Abidm buyuruyor ki, (Mu- 
darebe ve sirketde cok mail olup da alamiyanm, kurban kesecek kadar parasi, ma- 
il varsa, keser). 

Aldigi kira ile giic gecinen kimse, nisaba malik ise, para birikdirip, fitra verme- 
li ve kurban kesmelidir. Etin hepsini kavurma yapip, birkac ay et parasindan bi- 
rikdirerek gelecek yilm fitra ve kurban parasi olarak saklamahdir. Boylece, fitra 
ve kurban sevabmdan mahrum kalmamahdir. Kurban kesen, kendini Cehennem- 
den azad etmis olur. Bir hadis-i serifde, (Hasislerin en kotiisii, [kesmesi vacib ol- 
dugu halde] kurban kesmiyendir) buyuruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" iki kurban keserdi. Biri kendisi icin, biri de ummeti icin idi. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" icin de kurban kesmek mtistehabdir ve cok sevabdir. 

Kurban, koyun, keci, sigir, deveden birini, kurban bayrammm ilk iic giiniinde, 
kurban niyyeti ile kesmek demekdir. Bir sigin veya deveyi, yedi kisiye kadar 
miisliman, balig kimse, ortak olarak da satm ahp kesebilirler. Bunlara adak veya 
akika kurbani da ortak edilebilir. Zenginin satm aldigma, sonradan ortak olmak 
caiz ise de mekruhdur. Hicbirinin hissesi yedidebirden az olmamahdir. Sekiz ki- 
sinin yedi sigin ve iki kisinin iki koyunu ortak satin almalan caiz olmaz. Ciinki, her- 
birinin her hayvanda hissesi vardir. Faiz olmamak icin, eti dartarak, miisavi agir- 
hkda olarak paylasmalan lazimdir. Dartmadan boliisiip halallasmak caiz olmaz. 
Ciinki halallasmak, hediyye vermekde olur. Taksimi miimkin olan birseyde ortak 
olanlann hisselerini ayirmadan once hie kimseye hediyye etmeleri caiz degildir. 
Alti kisiye et ile birlikde deri veya bacak da verilirse dartmadan paylasmalan ca- 
iz olur. Basinin da, derisi gibi oldugu (Hindiyye)de ve (Mecmu'a-i Ziihdiyye)de 
yazilidir. 856. ci sahifede 9. rakama bakiniz! 

(Hindiyye)de diyor ki, (Bayramdan evvel, Allah nzasi icin bir koyun veya su ko- 
yunu kurban edeyim diyen zengin veya fakir kimsenin, kurban bayraminda bir ko- 
yun kesmesi vacib olur, nezr olur. Bayram giinlerinden evvel nezr yaparken fakir 
iken, bayram giinlerinde zengin olursa, ayrica bir de bayram kurbani kesmesi 
vacib olur. Zengin, bunu bayram giinlerinde soylerken, bayram kurbanmi kesme- 
gi niyyet ederse, bir koyun keser. Bunu bayramdan evvel soyledi ise, muhakkak 
iki koyun keser. Fakir mutlaka bir keser. Nezr kurbanmi satamazlar. Miisafirin ve 
nezri olmayip kurban niyyeti ile almayan fakirin bayramda kesdikleri koyun, na- 
file kurban olur. Zengin veya fakir, mevcud koyununu veya kurban niyyeti ile sa- 
tm almadiklan koyunu kurban kesmek niyyet etseler, kesmeleri vacib olmaz, ke- 
serlerse, nafile olur. Zenginin satin ahrken, bayram kurbani kesmegi niyyet etme- 
yip, hayatmm ni'metine siikr olarak kesmegi niyyet etdigi kurbani kesmesi vacib 
olur). Fazla bilgi almak icin, bir sonraki maddeye bakiniz! 

Asagida, zenginin kesmesi vacib olan kurban bildirilmekdedir. Bu hayvanlan, 
fakirlere veya hayr, yardim cem'iyyetlerine diri olarak sadaka vermek kurban ol- 
maz. Kesmek vacibdir. (Cevhere)de diyor ki, (Kurbana verilen para sevabi, yiiz mis- 
li [ya'ni, pekcok] parayi sadaka vermek sevabmdan daha fazladir). Kurbani satm 
almasi, kesmesi ve etini dagitma ve bunlari diledigine de yapdirmasi icin birini ve- 
kil etmek ve parasmi veya diri hayvani bu vekile vermek caizdir. Fekat, vekili ke- 
serken basinda bulunmak mtistehabdir. Horoz, tavuk ve vahsi hayvanlan, mese- 
la geyigi kurban etmek haramdir. Mecusilere, ya'ni atese tapanlara benzemek olur. 

Kurban bayramimn iiciincu giinii fakir olacagim veya sefere cikacagim bilen kim- 
seye, birinci giinii kurban kesmek vacib olmaz. Uciincii giinii zengin olacagim bi- 
lenin, kurban kesmesi, Zilhiccenin onuncu giinii, ya'ni bayramin birinci giinii fecr 
vaktinde vacib olur. Bayramin birinci giinii zengin veya fakir ve mukim veya mii- 
safir olmaga bakilmaz. Mekkeye, baska yerlerden gelen hacilann kurban kes- 

-325- 



mesi vacib degildir. Ctinki, seferidirler. 

Sehrde kesenlere, bayram nemazmdan sonra kesmek vacib olur. Nemazdan ev- 
vel kesmeleri caiz degildir. Uciincii giinii giines batmcaya kadar kesebilirler. Koy- 
lerdeki hayvan fecrden sonra, bayram nemazindan once de kesilebilir. Bayra- 
mm birinci giinii Mekkede ve Minada bulunanlara bayram nemazi kilmak vacib 
degildir. 

Her hafta sac, sakal ve biyik tras etmek, tirnak kesmek, koltuk, kasik temizle- 
mek siinnet oldugu, Cum'a nemazi sonunda bildirilmisdi. Ibni Abidin "rahmetul- 
lahi teala aleyh", bayram nemazi sonunda diyor ki, (Zilhicce aymm ilk on giinii, 
bu siinnetleri gecikdirmemelidir. Hadis-i serifde, (Kurban kesecek kimse, Zilhic- 
ce ayi girince, sacini kesmesin ve tirnak kesmesin!) buyurulmasi, emr degildir. Bun- 
lan, kurban kesinciye kadar gecikdirmenin miistehab oldugunu gostermekdedir. 
Fekat daha fazla gecikdirmek ve hele kirk gun uzatmak giinah olur). 

Goriiliiyor ki, kurban kesecek kimsenin, Zilhicce ayinm birinci giiniinden, kur- 
ban kesinciye kadar, sacini, sakalmi, biyigim ve tirnagim kesmemesi miistehabdir. 
Fekat vacib degildir. Bunlan kesmesi giinah olmaz ve kurban sevabi azalmaz. Ozr 
ile sakal trasi olanm, bu giinlerde sakal uzatmasi fitneye sebeb olur. 

Diri kurbam veya parasim sadaka vermek caiz degildir. Sadaka ederse, iiciin- 
cii giiniin aksamma kadar, ikincisini keser. Bayram kurbamni uciincii giiniin ak- 
samma kadar kesmiyen kimse, kurbam satm almissa, canh olarak kendini veya kiy- 
metini [giimiis veya altin olarak] fakirlere verir. Bayramdan sonra keser ise, etin- 
den kendi yiyemez. Hepsini fakirlere dagitir. Biitiin etinin kiymeti canh kiymetin- 
den az ise, deger farkim da sadaka verir. Satm almamis ise, orta derece bir kurban 
degerini fakirlere verir. Boylece, cezadan kurtulur ise de, kurban kesmek sevabi- 
ni kazanamaz. 

Satm ahrken kusurlu ise veya kesmege uygun olarak ahmp sonradan, kesmege 
mani' bir kusur hasil olursa, zengin kimse bir baskasim ahp keser. Adak olan 
kurban kusurlu olursa, zengin de, fakir de onu keser. Adak oliirse, baska almala- 
n icab etmez. Kurban kesilmeden once, yiiniinden, siitiinden istifade caiz degildir. 
Vaktinden evvel kesip, etinden yimek ve zenginlere yidirmek de halal degildir. Bun- 
lar fakirlere verilir. Bunun icin, kurban, arefe giinii kesilmez. Bunun etinden ken- 
di yimesi ve zenginlere yidirmesi halal olmaz. Sahidler ile, mesru' olarak bayram 
oldugu hiikm olunup ve bayram nemazi kilmip, kurban kesdikden sonra, arefe ol- 
dugu anlasihrsa, nemaz ve kurban kabul olur. Ramezan ve bayram aylanmn sahid- 
lerle mesru' olarak anlasilmadigi yerlerde, kitabimizm seksendokuzuncu madde- 
sinde yazih (Isik usulii) ile Zilhicce ayinm birinci giinii ve buradan da onuncu gii- 
nii, ya'ni kurban bayrammm birinci giinii hesab edilir. Bayramm birinci giinii, bu 
hesab ile bulunan giindiir. Yahud, bir gun sonradir. Bir gun evvel olamaz. Ciinki, 
gokde, ay, dogmadan once goriilemez. ihtiyath hareket etmis olmak icin, kurban- 
lari, hesab ile bulunan bayramm ikinci giinii kesmelidir. Sevabi mevtalara gonde- 
rilecek olam ise, hesab ile bulunan birinci giinde kesmelidir. Ciinki, Arefe giinii de 
kesilebilir. Kurban kesmiyen miisliman, oliirken, birakdigi maldan kendi icin kur- 
ban kesilmesini, varisine vasiyyet etmelidir. Vasiyyet edilen kurban, bayram giin- 
leri kesilir. Bunun etinden, kesen kimse, fakir olsa da yiyemez. Etinin hepsini fa- 
kirlere vermesi lazimdir. Vasiyyet etmemis meyyit icin, varisi veya baskalan, her 
zeman kendi malmdan hayvan kesip sevabmi o kimseye hediyye edebilir. Sevabi, 
kesenin olur. Meyyite de hediyye edilir. Bunlarm etinden, kesen de yiyebilir. 

Iki kimsenin kurbam kansirsa, her birinin kendinin sanarak kesdigi, kendi 
kurbam olur. Baskasmm koyununu gasb eden veya calan, canh olan kiymetini son- 
radan dahi oderse, kurban etmesi veya satmasi caiz olur. Ciinki, kiymeti odenin- 
ce, gasb etdigi zeman miilkii olur. Gasb etmek giinahina ayrica tevbe gerekir. 

Bir gozii gormiyen, topal olup yiiriiyemiyen, dislerinin yansi yok olan, goziiniin, 

-326- 



kulagmm veya kuyrugunun cogu, on veya arka bir ayagi kesilmis olan, cok za'if olan 
hayvan kurban olmaz. Boynuzu kink veya boynuzsuz, uyuz, nasi ya'ni burulmus 
olan kurban caizdir. Disi hayvan da, erkek de kurban edilebilir. Koyunun erkegi 
ve beyazi siyahmdan cok olani, kecinin disisi daha sevabdir. Kiymetleri miisavf ise, 
koyun kesmek, sigir kesmekden daha sevabdir. Koyunun, kecinin bir yasim, sigi- 
rm iki, devenin bes yasmi gecmis olmasi lazimdir. Alti ayi gecmis yalmz koyun iri, 
semiz ise, caiz olur. Kesilen hayvandan cikan yavru diri ise, yiyebilmek icin, ayn- 
ca kesmek lazimdir. Olii ise, yimesi caiz olmaz. 

Kurbam kesilecek yere siiriikleyerek cekmek, bicaklan hayvam yatirdikdan son- 
ra bilemek ve birini otekinin gozii oniinde kesmek mekruhdur. 

Once diz boyu cukur kazihr. Kurbanin gozleri tiilbend ile baglamr. Kibleye do- 
niik olarak sol yam iizerine yatinhr. Bogazi cukurun kenanna getirilir. iki on ve 
bir arka ayaklan, uclarmdan bir araya baglamr. tic kerre bayram tekbiri okunur. 
Sonra (Bismillahi Allahii ekber) diyerek, deveden baska hayvamn bogazimn her- 
hangi bir yerinden kesilir. (Bismillahi) derken, (h)yi belli etmek lazimdir. Belli edin- 
ce Allahii tealanm ismi oldugunu diisiinmek lazim olmaz. (h)yi acikca belli etmez- 
se, Allahii tealanin ismini soyledigini diisiinmek lazimdir. Bunu da diisiinmezse, 
hayvan, les olur. Yimesi halal olmaz. Bunun icin, her zeman (Allah teala) deme- 
meli, (Allahii teala) diyip (h) harfini belli etmege ahsmahdir. Hayvamn bogazin- 
da (Meri) denilen yemek borusu, (Hulkum) denilen hava borusu ve (Evdac) de- 
nilen iki yanda birer kan daman vardir. Bu dort borudan iicii bir anda kesilmeli- 
dir. Kesenin de kibleye karsi donmesi siinnetdir. Hayvan sogumaga baslamadan, 
ya'ni cirpmmasi durmadan ensesini de kesmek mekruhdur. Yalmz ensesinden kes- 
mek haramdir. Hayvan temam oliip cirpmmasi durmadan, kafasmi koparmak ve 
derisini yiizmege baslamak da mekruhdur. Kesmesini bilenin kendi kesmesi miis- 
tehabdir. Kadimn kesmesi de caizdir. Bilmiyenin, vekiline kesdirmesi ve kesilir- 
ken yanmda bulunup, (En'am) suresinin yiizaltmisikinci (iniic salati) ayetini (la 
serike leh) kadar okumasi mustehabdir. 

(Hindiyye)de, Zebaih bahsinde diyor ki, (Miislimamn veya (Ehl-i kitab) olan har- 
bi veya zimmi kafirin, Allahii tealanm ismini veya bir sifatmi, herhangi bir lisan ile 
soyliyerek, kesdigi yinilir. [Dar-ul-harbde miisliman kasab aramah. Bundaki eti, miis- 
liman kesdigini niyyet ederek, satm almahdir. Sigir, koyun, tavuk gibi eti yinen hay- 
vanlarm etlerini yimek halal olmasi icin, islamiyyete uygun kesilmeleri lazimdir. Ya'ni 
bir miislimamn veya ehl-i kitabm kesmesi ve keserken Allah ismini soylemesi lazim- 
dir. islamiyyete uygun kesilmiyen hayvan les olur. Bunun etini yimek ve satmak ha- 
ram olur. Hayvan kesenlerin ve satan muslimanlarm bunu iyi bilmeleri lazimdir. Et 
satin ahrken, bunun nasil kesildigini sormak lazim degildir. Ciinki, miislimana 
hiisn-i zan olunur.] Miisrikin ve miirtedin kesdigi yinilmez. Keserken, Isa veya tic 
Tanndan biri derse, yinilmez. Boyle inanir, fekat soylemezse, yinir. Kesmek icin soy- 
lemelidir. Diia icin, siikr icin soylerse veya Allahdan baskasim, ta'zim etmegi niy- 
yet ederse, Allah ve Muhammed icin derse, yinmez). Bir Peygambere ve bunun, son- 
radan bozulmus olan (Mukaddes kitab)ma inanan bir kafir, bu Peygamber tanndir 
veya ogludur dese ve putlara yalvanrsa da, buna (Ehl-i kitab) denir. Ciinki, (ilah, 
rab, tanri, baba) gibi ismler, yardim eden, yaratilmaga sebeb olan, cok sevilen 
ma'nasma da kullamhr. Bu ismleri, Isa aleyhisselama, bu ma'nalar ile soyleyen, miis- 
rik olmaz. Ona, tic tanndan biri veya tanri denilmesi, hakikibir soz degil, mecaz olur. 
Onda (Uluhiyyet sifati) bulunduguna inamrsa, mesela her istedigini yaratir derse, 
(Miisrik) olur. Simdi, Musevi, Isevi, Nasrani, Hiristiyanlarm bir kismi, Ehl-i kitab- 
dir. Putlara, heykellere, Isa aleyhisselami sevdikleri icin, istediklerinin yaratilma- 
sma sebeb olmalan icin yalvanyorlar. Isa aleyhisselama ilah diyen nasranfnin kes- 
diklerini yimek caiz ise de, zaruret olmadikca, buna kesdirmemeli ve kesdigini yi- 
memelidir. Kitabsiz kafirlerin, mesela Suriyedeki (Nusayri)lerin ve Derezilerin 

-327- 



[ya'ni Diirzilerin] kesdikleri yinilmez. Kesenin nasil kimse oldugunu arasdmp an- 
lamak sart degildir. Besmele kasden terk edilirse, haneffde haram, safi'ide halal olur. 

(Cevhere)de diyor ki, (Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", hacca giderken 
yiiz kurbanhk deve gotiirdii. Altmisiicunii kendi kesdi. Sonra bicagi hazret-i Ali- 
ye verdi. Geri kalani O kesdi). 

Kurban etini, kesen de yiyebilir. Fakir olsun, zengin olsun, herkese ve zimmi- 
ye de verebilir. Etin iicde birini evine, iicde birini komsulara, gerisini fakirlere ver- 
mek miistehabdir. Hepsini fakirlere sadaka vermek veya kendi evine birakmak da 
olur. Zimmi olan kafire de vermek caiz oldugu (Hindiyye) ve (Behcet-iil-fetava)da 
yazilidir. Derisi nemaz kilan fakire verilir. Ne oldugu bilinmiyen kimselere veril- 
mez. Veya evde kullamhr. Yahud devamli kullamlacak birsey karsihgi verilir. 
Tukenen birsey veya para karsihgi satilmaz. Derisi, eti satilirsa, parasi fakire sa- 
daka verilir. Kesene, iicreti olarak da deri ve et verilemez. Kurbanm ve her hay- 
van etinin yedi yerini yimek haramdir. Bunlar, akan kan, bevl aleti [zekeri], haya- 
lari [koc yumurtasi diye satilmakdadir], bezleri [guddeleri], safra kesesi, disi hay- 
vanin onii ve bevl kesesi [mesane]dir. 

(Hindiyye)de diyor ki, (Zekat-i ser'i, ihtiyari ve zaruriolmak iizere ikiye ayrihr: 
Ihtiyari zekat, deveyi nahr etmek, diger ehli hayvanlan zebh etmek demekdir. Za- 
ruri zekat, av hayvanlarmi cerh etmek, herhangi yerinden yaraliyarak oldiirmekdir. 
Zebh ederken veya ava, ok, mermi, tazi kopegi gonderirken, Allahu tealamn ismi- 
ni soylemek lazimdir. Arabibildigi halde dahi, baska lisan ile soylemek caizdir. Bir 
hayvana soylenen tekbir ile baska hayvan kesilemez. Zekat-i ser'i ile oldiiriilen hay- 
van temiz olur. Yimesi halal ise, yinir. Degil ise, baska suretle istifade edilebilir. 

Bir kimse, kendi koyununu baskasi icin kurban ederse, o emr etse de, etmese 
de caiz olmaz. Ciinki, baskasi icin, onun, miilkii olan hayvan kurban edilebilir. Bu 
kimsenin, kendi hayvamm baskasma veya onun vekiline hediyye etmesi, onlarm 
da kabz etmesi, ya'ni teslim almasi, sonra bunu vekil ederek geri verip kesdirme- 
leri lazimdir. Baskasmm hayvamm ondan habersiz, onun icin kurban etmek caiz- 
dir. Baskasimn hayvamm, ondan iznsiz, kendi icin kurban eden, sonra kiymetini 
oderse, caiz olur. Sahibi kiymetini kabul etmeyip, kesilmis hayvani alirsa, sahibi 
icin kurban edilmis olur. Emanet, ariyet veya kira olarak elinde bulunan hayva- 
ni kurban etmek, hicbir suretle caiz degildir). Mermi av hayvamm carparak oldii- 
riirse veya tas, sopa ile vurup olduriiliirse, yinmez. Ciinki, kan akmasi lazimdir. 

Kurban satm ahmrken (Bayram giinii kesmesi vacib olan kurbam almaga) niy- 
yet etmelidir. Bunu keserken, tekrar niyyet etmesi sart degildir. Bu aldigi hayva- 
ni kurban etmesi sart degildir. Fekat, keseceginin kiymeti bundan az olmamahdir. 
Satm alirken, hie niyyet etmese de olur. Fekat, bunu keserken veya kesecek ola- 
m vekil ederken niyyet etmelidir. Kurbanmi bir hayr cem'iyyetine hediyye etmek 
istiyen kimse, kurbanmi veya parasim gotiiriip, bu isle vazifeli me'mura teslim eder- 
ken, (Allah nzasi icin, bayram veya nezr kurbanimi kesmege ve diledigine kesdir- 
mege ve etini ve derisini diledigine vermege seni vekil etdim) demelidir. Me'mur, 
gelen veya kendi satm alacagi kurbana bir numara baglar. Bu numarayi ve kurban 
sahibinin ismini deftere yazar. Kesilirken, sahiblerinin ismini soyliyerek kasabla- 
n vekil eder. Etleri diledigi kimselere ve derileri bir fakir vazifeliye verir. Bu fa- 
kir, derilerin kiymeti ile, nisab mikdarma malik olmadan evvel, elindekileri top- 
tan, diledigine hediyye eder. Bu da satar. Paralan arzu edilen yere verilir. Faki- 
rin, kendisine verilen derileri satmasi veya hediyye etmesi caizdir. 

Birkac koyun keserse, hepsi kurban olur. Yahud, eti cok olani kurban, diger- 
leri nafile oldugu daha dogrudur. 

Kurban nisabina malik olmiyan fakir, kendi mail olan hayvamm kurban etme- 
gi niyyet ederse veya kurban niyyeti olmryarak hayvani bayramda satm ahp, son- 
ra kurban etmegi niyyet ederse, yahud kurban niyyeti ile bayramdan evvel satm 

-328- 



alirsa, bunlan kesmesi vacib olmaz. Keserse, nafile olur ve etinden yiyebilir ve fa- 
kirlere verdigi et sadaka olur. Fakir, hayvani kurban etmek niyyeti ile ve belli tic 
gun icinde satm alirsa, bu kavle gore, adak olur ve bayramin ilk tic giinii icinde kes- 
mesi vacib olur. Diger kavle gore, nezr olmaz, nafile olur. Zengin ve fakir, nezr kur- 
banlarimn etlerinden kendileri yiyemez ve zekat vermesi caiz olmayan kimseler 
de yiyemez ve zenginlere yidirmez. Bu giinlerde kesmezlerse, bayramdan sonra can- 
h olarak kendini, eger satin almamis ise, degerini sadaka verirler. Kesip etini sa- 
daka vermeleri caiz olur. Bayramda kesilen nezrin etlerinin kiymeti, diri degerin- 
den az olursa, farkini aynca sadaka vermeleri lazim olur. 

AKIKA KESMEK: Akika, cocuk ni'metine karsihk, Allahti tealaya siikr etmek 
niyyeti ile hayvan kesmekdir. Cocuga nafaka vermesi vacib olan kimsenin, yedin- 
ci giinii ism koymasi ve basini kaziyip, sacinin agirligi kadar, erkek icin altm veya 
giimiis, kiz icin giimiis sadaka vermesi ve kendi malmdan, erkek icin iki, kiz icin bir 
akika hayvani kesmesi, hanefide miistehabdir. Akika hayvani, kurbanhk hayvan gi- 
bi olmahdir. Sonra da kesilebilir. [Her zeman kesilebilir. Kurban bayrammda da 
kesilebilir. Resulullahm "sallallahu aleyhi ve sellem" niibiivvetden sonra, kendisi 
icin akika kesdigi (Sir'a)da yazihdir. Olii olarak dogana ism konmaz ve akikasi ke- 
silmez.] Etlerinden, kesen yiyebilir ve pismis veya cig olarak zengin, fakir herke- 
se verebilir. Akika kesmek, Safi'i ve Maliki mezheblerinde siinnet-i miiekkededir. 
Safi'i ve Hanbeli mezheblerinde, kemikleri atilmaz, kinlmaz. Oynak yerlerinden 
aynlip toplamr. Bir temiz, beyaz bez icinde gomulur. Hanefi ve Maliki mezheble- 
rinde kemikleri kinlabilir. Akika, cocuklan belalardan, hastahklardan korur. Ki- 
yametde, anaya, babaya, ayri bir sefa'at ederler. (Mevahib-i lediinniyye) birinci cild- 
de diyor ki, (Hicretin sekizinci yilmda Ibrahim diinyaya gelince, yedinci giinii, 
Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" ibrahimin basini tras etdirip, sacmin agir- 
ligi kadar giimiis sadaka verdi ve akika olarak iki koc kesdi. Saclarmi gomdii). 

Seni seven asiklann, 
gozii, gayra bakmaz imis, 
seni maksiid edinenler, 
d tiny a ahret :> 11111:1/ imis. 

Gonltin sana verenlerin, 
ilmi sana erenlerin, 
gozii seni gorenierin, 
tali'leri sonmez imis. 

Oimez imis asik cam, 
hie ctirtimez imis teni, 
ask her kimi kiidi fani, 
ona zevai ermez imis. 

Emrine bus egenlerin, 
v 11 sin tin a erenierin, 
btiibtii gibi otenlerin, 
kimse diiin biimez imis. 

A skin He b Hi senior, 
senin icin sevisenler, 
halvetine erisenler, 
oltimden hie korkmaz imis. 

Akhn varsa, ey kardesim, 
Hakki sevmek olsun isin, 
ask tadini tatmiyanm, 
kalbi temiz olmaz imis. 

-329- 



82 — ADAK 

ibni Abidm "rahmetullahi aleyh", (Diirr-iil-muhtar) serhinde, iiciincti cild, ye- 
min bahsinde ve ikinci cild, oruc bahsinin sonunda buyuruyor ki: 

Nezr, ya'ni adak ibadetdir. Nezr ancak Allah icin yapilir. Kul icin yapilmaz. Bir 
seyi adamak iki diirlii olur: Mutlak nezr, sarta bagh nezr. 

1 — Mutlak nezr (Allahii teala icin, bir sene oruc tutacagim) demek gibidir. Bir 
sarta bagh degildir. Bunu soylerken, kasd etmese de, soz arasinda dilinden cikmis 
ise de, yapmasi vacib olur. Ciinki, talakda ve adakda niyyetsiz, dusiinmeden soy- 
lemek, ciddi, istiyerek soylemek gibidir. Hatta (Allahii teala icin, bir gun oruc tut- 
mak (izerime bore olsun) diyecegi yerde, (bir ay oruc tutmak) diye agzmdan cik- 
sa, bir ay tutmasi lazim olur. 

Nezr, bir ibadetdir. Ciinki, nemaz, oruc, hacca gitmek, kole azad etmek ve 
baska ibadetler nezr olunur. Nezrin yerine getirilmesini islamiyyet emr etmekde- 
dir. Getirilmezse, giinah olur. Nezr, yemine benzemekdedir. Bir kimse (Nezrim ol- 
sun) dese, neyi adadigmi soylemese ve niyyet etmese, yemin keffareti vermesi la- 
zim olur. Bir kimse, Allahii tealanm rizasi icin oruc tutayim dese, kac gun oldugu- 
nu soylemese ve birsey niyyet etmese veya yalniz nezr niyyet etse, yemin olmasi- 
ni veya olmamasini hatirma hie getirmese veya nezr olmasmi ve yemin olmama- 
smi niyyet etse, bu orucu nezr olur ve tic gun oruc tutar. Bunu soylerken, nezr ol- 
mayip, yemin olmasmi niyyet etse, yemin olur. Orucu bozarsa, yemin keffareti la- 
zim olur. Hem nezr, hem yemin olmasmi niyyet eder veya nezri nefy etmeksizin 
yemin olmasmi niyyet ederse, bu oruc, hem yemin, hem de adak olur. Bu orucu bo- 
zarsa, hem kaza, hem de yemin keffareti lazim olur. 

Adak edilen seyin, farz veya vacib olan bir ibadete benzemesi ve bash basma 
bir ibadet olmasi lazimdir. Mesela, abdest almak, olii kefenlemek bash basma iba- 
det olmadiklanndan adak olamaz. Hasta ziyaret etmek, cenaze tasimak, gusl et- 
mek, cami' icine girmek, Kur'an-i kerimi tutmak, ezan okumak, mekteb bina et- 
mek, cami' bina etmek de ibadet ise de, bash basma ibadet degildir. Nezr olunmaz- 
lar. Nezr edilen seyin benzemesi lazim olan farzm, vacibin bash basma ibadet ol- 
masi lazim degildir. Mesela, bir sey vakf etmegi adamak caizdir. Ciinki vakf, miis- 
limanlar icin cami' bina etmege benzemekdedir. Cami' yapmak, bash basma bir iba- 
det degil ise de, vakf bash basma ibadetdir. Mesela, abdest almak, bash basma iba- 
det olmayip, bash basma ibadet olan nemazm bir sartidir. Oliiyii kefenlemek de, 
cenaze nemazmm kabul olmasi icin sartdir. Oliiniin setr-i avreti, cenaze nemazi- 
nm sartidir. 

Sarta bagh olmiyan nezri, fakir olsa da, hemen yapmasi lazim olur. Yapmadan 
oliim hali gelirse, keffaret icin vasiyyet lazim olur. Ozrsiiz gecikdirmek de caiz olur. 
Yerine getirirken yapmasini ta'yin etdigi seyleri yapmasi lazim olmaz. Mesela su 
parayi, belli yerde ve belli zemanda ve belli fakire sadaka vermegi veya belli bir 
yerde nemaz kilmagi ta'yin etmis ise, bunlari gozetmesi lazim gelmez. Fekat, nezr 
ederken soylemis oldugu mikdari degisdiremez. Fekat, su fakire Allahii teala 
icin altm vereyim diye nezr etse, o fakire vermesi lazim olur. Cunki, verecegi al- 
tin veya mah ta'yin etmemesi, fakiri ta'yin etmek istedigini gostermekdedir. 

2 — Sarta bagh olan adakdir. Murad edilen sart hasil olunca, nezri yerine ge- 
tirmesi lazim olur. [Yerine getirmeyip, yemin keffareti yapmasi da caiz oldugu (Fe- 
tava-yi Hayriyye)de yazihdir. Tahtavi "rahmetullahi teala aleyh" (imdad) hasiye- 
si, oruc sonunda diyor ki, (Nezr yapmanm caiz oldugu ayet-i kerimeden ve hadis-i 
serifden anlasilmakdadir. Nezr yapmak, istenilen birseyin hasil olmasma ta'lik 
edilirse [baglamrsa], sart etdigi sey hasil olunca, nezr etdigi seyi yapmak lazim olur. 
Hasil olmasmi istemedigi birseyi sart ederse, istemedigi sey hasil olunca, hac, 
oruc, sadaka, nafile nemaz gibi nezrlerini, isterse yapar. istemezse, yapmayip, ye- 

-330- 



mm keffareti verir. Mesela, All ile konusursam, Allah icin ytiz lira sadaka nezrim 
olsun deyip, All ile konusursa, isterse, sadakayi verir, isterse vermeyip, yemin kef- 
fareti verir. Fekat, zevcem bos olsun dedi ise, Ali ile konusunca, zevcesi bos olur. 
Yemin keffareti vermesi caiz olmaz. Sarta bagli olan nezri, sart hasil olmadan on- 
ce yapmak caiz degildir. Mesela, hastam iyi olursa, Allah icin su kadar sadaka ver- 
mek ve sevabim seyyid Ahmed Bedevi hazretlerine bagislamak nezrim olsun de- 
yip, hasta iyi olmadan once nezrini yapmasi caiz olmaz. Hasta iyi oldukdan son- 
ra yapmasi lazim olur. Sarta bagli olan nezri yaparken de yeri, fakirin sahsini ve 
fakirlerin adedlerini ve paramn cinsini de soyledigi gibi yapmak lazim degildir. Sar- 
ta mu'allak olan nezr, sart edilen seye karsilik olarak yapilmamahdir. Allahii te- 
alaya siikr olarak yapilmahdir. Sukr secdesi yapmak gibidir.)] 

Nezri yerine getirmek lazim oldugu, Kur'an-i kerimde ve hadis-i serifde bildi- 
rilmis ve icma-i iimmet hasil olmusdur. Hac suresi, yirmidokuzuncu ayet-i kerime- 
sinde mealen, (Adaklarmi yerine getirsinler!) buyurulmusdur. Bunun icin, nezri 
yerine getirmek vacibdir. Ba'zilan, farzdir, dedi. 

Oruc, nemaz, sadaka, vakf, i'tikaf, kole azad etmek, yiiriiyerek bile olsa, hac- 
ca gitmek adak olunur. Ciinki bunlar, bash basma ibadetdir ve herbiri bir farza ve- 
ya vacibe benzemekdedir. Mesela, oruc keffareti icin kole azad etmek farzdir. Mek- 
ke ehalisinden, gucii yetenlerin yiiriiyerek hac etmesi farzdir. Burada ibadet olan, 
yiirumek degil, hacdir. i'tikaf da, nemazm son rek'atmda oturmaga benzemekde- 
dir. Vakfa gelince, her sehrde, miislimanlar icin, hiikumetin beyt-iil-maldan cami' 
yapdirmasi farzdir. Hiikumet yapdirmazsa, miislimanlann yapdirmasi farz olur. 

I'tikaf, hac, nemaz, oruc ve sadaka gibi nezrleri, sarta bagli degil ise, zemamm, 
mekanim, fakiri ve paramn cinsini gozetmeksizin yerine getirmek caizdir. Mese- 
la, su giimiisleri, Cum'a giinii, Mekkede, falanca fakire sadaka vermegi nezr etse, 
baska giimiisleri, baska giin, baska yerde, baska birine vermesi caiz olur. Hacci, ne- 
mazi ve i'tikafi veya orucu, nezr etdigi zemandan daha once yapmasi caizdir. Fe- 
kat giin sayisi, bir giin bile noksan olmasi caiz degildir. Sarta bagli olan nezr, sart 
hasil olmadan once yapilamaz. Fakiri, yerini ve paramn cinsini yine degisdirebi- 
lir. 

Receb aymda hergiin oruc tutacagim diye nezr eden kimse, hasta olup tutama- 
sa, sonra bir ay, Ramezan gibi kaza tutar. 

Bir farz veya vacibe benzemiyen birsey adak edilirse, bunun yapilmasi lazim gel- 
mez. Farz-i ayn olmasi lazimdir. Farz-i kifayeye benzeyen adagi yerine getirmek 
lazim gelmez. Hasta ziyareti boyledir. Tavaf icin Mescid-i harama girmek ve 
imam girdikden sonra, Cum'a nemazi icin cami'e girmek farz oldugu halde, cami'e 
girmek adak edilmez. Ciinki, cami'e girmek bash basma bir ibadet olmayip, bir iba- 
detin parcasidir. Muhtac olan anaya babaya yardim farz oldugu halde, anayi, ba- 
bayi ziyaret, bash basma ibadet olmadigindan, adak edilmez. 

Demek ki, birsey adak edilince, bunun yapilmasi lazim olmak icin, bu seyin bes 
sarta uygun olmasi lazimdir: 

I — Bir farz-i ayn veya vacib cinsinden olmasi lazimdir. 

II — Bash basma bir ibadet olmasi lazimdir. 

III — Kendisi giinah olmamalidir. Kurban bayrami giinii oruc adamak caiz 
olur. Ciinki, orucun kendi haram degildir. Baska giin tutmasi lazim olur. Haram 
birseyi adamak, yemin olur. Bunu yapmasi giinah olur. Mesela, filan kimseyi ol- 
diirmek, Allah icin nezrim olsun deyince, oldiirmeyip, yemin keffareti verir. 

IV — Yapmasi kendine zaten farz olan birseyi adamak sahih olmaz. Mesela, ha- 
ci olmagi adayan zengin bir kimsenin bir kerre hacca gitmesi zaten farzdir. Haci 
olmagi adamak, farz olan hacca gidecegini haber vermek demekdir. C un ki, nafi- 
le hac yapan haci olmaz. Farz olan hacci adamak sahih olmadigi icin, bu kimsenin 

-331- 



bir kerre hacca gitmesi farzdir. Adak icin de gitmesi lazim gelmez. 

Zengin kimse, kurban kesme giinlerinden birinde, bir koyun kurban etmegi nezr 
ederse, iki kesmesi lazim olur. Biri adak icin, birisi bayram icin olur. Bu kimse, nezr 
ederken, bayram kurbamm kasd ederse, bir kurban keser. Bayram giinlerinden on- 
ce nezr ederse, niyyeti ne olursa olsun, iki kurban keser. Ciinki, iizerine heniiz va- 
cib olmiyan bir seyi yapmagi kasd etmek, haber vermek olamaz. Bayram gunlerin- 
de zengin olan da, bayram gunu fakir iken nezr edince, yine bu sebebden dolayi 
iki kurban keser. Haci olmiyan zengin kimsenin hac adamasi da, zengin kimsenin, 
kurban kesme gunlerinde kurban adamasi gibidir. Ciinki, hacca gitmek de, kurban 
kesmek gibi, iki diirlii olur: Farz olan hac yapmak, nafile hac yapmak. Hacca git- 
megi nezr edince, haci olmagi, ya'ni farz olan hacca gitmegi kasd etmezse, iki ker- 
re hacca gitmesi lazimdir. Ciinki, kurban kesmesi vacib olan kimse, adak yapar- 
ken, vacibi kasd etmezse, nafile kurban anlasihr ve adak sahih olur. Hacca gitmek 
adak edince de, farz olan hac kasd edilmezse, nafile hac anlasihr. Adak sahih olur. 
Birisi farz, birisi adak olmak iizere iki kerre hacca gider. Ramezan-i serif orucu- 
nu ve mesela ogle nemazim ve haci olmagi, ya'ni haccetiil-islam adamak ise boy- 
le degildirler. Bunlan soyleyince yalmz farz anlasihr. Bunlarm nafilesi yokdur. Bun- 
lari adayan kimse, yalmz farzi kasd etmis oldugu icin, adak sahih olmaz. Demek 
ki, hem farz, hem nafile olan sey nezr edilir. Nezr ederken farz olani kasd etme- 
mek lazimdir. Nemaz, oruc, hac ve kurban adamak boyledir. Ramezanda oruc nezr 
edene birsey lazim gelmez. Yalmz farz olan Ramezan orucunu tutar. 

Fakirin ve zenginin kurban adamasi caizdir. Kurban demek, bayramm ilk tic gii- 
niinde zengin icin vacib, fakir icin ise nafile olarak kesilen koyun, keci, sigir veya 
deve demekdir. On koyun kurban adayan kimse, bayramm uc gunu icinde on ko- 
yun keser. Bundan sonraya kahrsa, mevcud iseler, diri olarak sadaka verir. Ciin- 
ki, bir koyun kesmek emr olundu. Adak sayisimn on olmasi, vacib olan kurbam ke- 
secegini haber vermedigini gostermekdedir. Adak kurbaninm, belli iic giinde ke- 
silmesi lazimdir. Bu giinler gelmeden once kesilirse, kurban olmaz ve adak yeri- 
ne getirilmis olmaz. Adak kurbam belli iic giinde kesilemedi ise, altin, giimus 
olarak degeri veya diri olarak kendisi fakirlere verilir. Belli iic giinden sonra ke- 
sip de, eti fakirlere dagitihrsa, etin degeri, diri kurban degerinden az olmamahdir. 
Az olursa, aradaki fark kadar para da dagitihr. Halbuki, kurban demeyip bir ko- 
yun kesmek nezr edilince, gun ve yer belli etse bile, kurban bayrami giinleri da- 
hil, istedigi zeman ve istedigi yerde kesebilir. 

V — Nezr edilen sadakanm, mal olmasi, mulkundekinden cok olmamasi ve bas- 
kasimn mah olmamasi lazimdir. Mesela yiiz lirasi olan, bin lira sadaka vermek adar- 
sa, yiiz lira vermesi lazim olur. Belli mikdarda altini vermegi nezr etse, altinlar he- 
lak olsa, nezr sakit olur. 

Kur'an-i kerim okumagi ve tavaf etmegi adamak caizdir. Peygamberimize "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" hergtin, belli sayida salevat okumagi [mesela, (Delail-i 
hayrat) veya (Caliyet-iil ekdar) okumagi] adamak caizdir. 

[Allah nzasi icin horoz kurban edecegim veya kesecegim diyerek horoz adamak 
caiz olmaz. C un ki, horoz kurbanlik hayvan degildir. Horoz adamak istiyen, (Al- 
lah nzasi icin horoz kesip, etini fakirlere verecegim) demeli ve horozu diri olarak 
veya kesip, etini fakire vermelidir. Boylece, kurban degil, sadaka nezr edilmis olur]. 
Sadaka adayan kimse, mikdanni soylerse, o mikdan verir. Soylemezse, yemin kef- 
fareti, ya'ni on fakire yanmsar sa' bugday veya degerini verir. 

Yolcusu veya sevdigi, saydigi kimse gelince, sevinc veya o insan icin saygi hay- 
vani veya siikr hayvani kesmek caiz degildir. Yolcu gelmeden veya gelince adak 
edilir ve adak olarak, ya'ni Allahu teala icin kesilir ve etleri fakirlere yidirilir. Zen- 
ginler yiyemez. [Hayvan kesmegi adarken, kurban derse, kurban bayrammda 
kesmesi lazim olur.] Gelene ziyafet icin kesmek de caizdir. 

-332- 



Sarta bagli olmiyan nezri, ta'ym etdigi zemandan once yapmak caizdir. Fekat, 
sarta bagli olan nezri, istenilen sart hasil olmadan once yapmak sahih olmaz. Sa- 
daka vermek icin birsey adayan kimse, ayni degerde baska seyi veya kiymetini ve- 
rebilir. Adi belli bir aym orucunu adak eden, o ay hergiin tutar. Bozdugu giinle- 
ri, kaza eder. Aym adini soylemedi ise, muhtelif aylarda, bir ay [otuz gun] tutar. 
Hasta, Allah icin bir ay oruc tutayim dese, iyi olmadan olse, birsey lazim gelmez. 
Bir gun bile iyi olup tutmaz ise, hepsi icin iskat yapilmasim vasiyyet eder. 

Fakir olsun, zengin olsun, adak eden, adak edilerek kesilen hayvanm etinden 
yiyemez ve zekat vermek caiz olmiyanlara yidiremez. Anasina, babasma, evlad- 
larina, zevcine veya zevcesine, fakir olsalar da yidiremez. Yirse veya bunlara yi- 
dirirse, yinilen etin kiymetini, fakirlere sadaka verir. Akrabasmdan ve evinde 
bulunanlardan, zekatmi vermesi caiz olan biiyiik, kiiciik herkes yiyebilir. Bunlar 
icinde, zengin olanlar yiyemez. Yirlerse, adak sahibi, bunlarm kiymetini fakirle- 
re verir. 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" koyunlarm zekati sonunda buyuruyor 
ki; zekatda, usrda, haracda, fitrada, nezrde ve kole azadmdan baska keffaretler- 
de, misli olmiyan malm kendi bulunsa bile, kiymetini vermek de caizdir. [Zekat ma- 
linm kiymeti olarak yine zekat mail verilir. Baska mal verilemez. Digerlerinde her- 
hangi bir mal verilebilir.] Dort za'if koyun yerine, lie besili koyun vermek caizdir. 
Misli bulunan, ya'ni agirhkla veya hacmla olciilen mallarm yerine, aym cinsden kiy- 
metleri verilemez. Mesela, ayari diisiik bes altm yerine, ayan yiiksek olan dort al- 
tin vermek veya diisiik bes kile bugday yerine, iyisinden dort kile vermek caiz de- 
gildir. Iyilerinden de bes vermek caiz olur. Fekat, baska cinsden verince, bunlar- 
da da kiymeti kadar vermek caiz olur. Ciinki, karsilasdinlmalarmda faiz bulunan 
mallar, baska cinsden olunca, iyilerinden az, dusiiklerinden cok pesin vermek 
caiz olur. Kurbanda ve kole azad etmekde kiymeti verilemez. Ciinki, bunlarda kan 
akitmak ve kolelikden kurtarmak lazimdir. Mal vermek lazim degildir. Ancak bay- 
ram giinleri cikdikdan sonra, kurbanm kiymeti fakirlere verilebilir. iki orta koyun 
kurban etmegi adayan kimse, ikisinin degerinde olan bir biiyiik koc kurban ede- 
mez. Iki kurban etmesi lazimdir. [Koyun yerine aym sayida keci ve deve yerine ay- 
ni sayida sigir kurban edilir. Semizlikleri, kiymetleri aym olmasi lazim degildir.] 
Fekat iki orta koyun sadaka vermegi adayan, ikisinin degerinde olan bir iri koc sa- 
daka verebilir. Bir teneke diisiik hurma adayan, aym degerde yanm teneke iyi hur- 
ma veremez. Ciinki, aym cinsden olunca, birbirleri ile degisdirilirken, hacmleri mii- 
savi olmazsa, faiz olur. Aym degerde yanm teneke iyi arpa verseydi, caiz olurdu. 

Hayvan kesmegi, Allahii teala icin, sartsiz olarak adamalidir. Etleri fakirlere da- 
gitip, bunlarm sevabmi bir Veliye, biiyiik zata hediyye etmek caiz olur. Sonra, bu 
nezrin ve sadakanm ve bu Velinin hurmetine muradin hasil olmasi icin diia edil- 
melidir. Yahud, filanca isim olursa, Allah icin, mesela Eyyubde bir koyun kesip, 
etlerini hazret-i Halidin "radiyallahu anh" komsusu fakirlere dagitip, sevabmi onun 
ruhuna hediyye edecegim, diye adamalidir. Boyle sarth adak hayvani, murad ha- 
sil olmadan once kesilemez. Hayvani mezarm yamnda kesmemelidir. Tiirbelere 
bez, iplik baglamak, mezarlara mum yakmak da, dinimizde yokdur. Bunlari, hiris- 
tiyanlar yapar. Mezara mum yakilmaz. Tiirbeye hizmet eden, orada ibadet eden 
fakirlere mum gotiiriiliirse, sadaka sevabi olur. Bu sevab oliiye bagislamr. Oliiye, 
mum lazim degildir. Mii'minin kabri, Cennet bagcesidir. Nur icindedir. Kafirinki 
ise, Cehennem cukurudur. Azab doludur. Mum onu azabdan kurtarmaz. 

(Durr-iil-muhtar)da, oruc bahsi sonunda buyuruyor ki: (Cahil halk, oliiler icin, 
para, mum ve benzeri seyler adiyor. Bu siiretle, Evliya-i kirama yaklasmak, onlar- 
dan faidelenmek istiyorlar. Bu adaklar haramdir ve faidesizdir. Bunlari Allahii te- 
ala icin adamali ve tiirbelerdeki fakir mtislimanlara vermelidir). ibni Abidin, bu 
satirlan serh ederken, buyuruyor ki: (Evliya-i kiramdan birinin mezarma gidip, gayb 

-333- 



olan mahmi bulur veya hastami iyi eder veya falan isimi gorursen, su parayi, su ye- 
mekleri senin icin verecegim, sana mum yakacagim demek haramdir. Ciinki adak, 
yalniz Allah icin olur. Allahu tealadan ayn olarak bir oliiden birsey beklemek kiifr 
olur. Imam giderir. [Kiliseye, ayazmaya, mezara, tiirbeye gidip, hazret-i Isadan, 
Meryem anadan, Evliyadan birsey istiyen, bunlara dua eden kafir olur. Bunlarm 
hurmeti, hatiri icin Allahu tealadan istemelidir. Abdiilhakim efendi "kuddise sir- 
ruh" (Tezveren dede) demenin cok cirkin ve kiifre sebeb olacagim beyan buyu- 
rurdu.] Ya Rabbi! Hastami iyi edersen, falan Velinin tiirbesi yanmdaki fakirlere 
su parayi senin icin adak etdim. Sadaka sevabim da bu Velinin ruhuna bagisladim, 
demelidir. Boyle adaklan zenginlerin almasi haram olur. Fakirlere sadaka edilmi- 
yen mal, adak olarak kabul olmaz. Mesela, mezar iizerine mum yakmak, minare- 
de kandil yakmak ve cami'lerde sarki ve oyun havalan seklinde mevlid okutmak 
gibi adaklar kabul olmaz. Bunlar icin para vermek ve almak haramdir ve faidesiz- 
dir). Mubarek gecelerde, cami'lerde fazla lsik yakmamn bid'at oldugu (Ukud-iid- 
diirriyye) sonunda yazihdir. (Esbah)da mescid ahkammda da yazihdir. 1056. ci sa- 
hifeye bakmiz! 

(Zekeriya sofrasi) diyerek adak yapiyorlar. Sofraya kirk (40) cesid meyve ko- 
yuyorlar. Komsu, ahbab kadinlan, buraya da'vet ediyorlar. Bunlardan yirken 
niyyet edilen hacetin hasil olacagma inamyorlar. Boyle adak bid'atdir. Yehudi ade- 
tidir. Nezr olan seyi fakirden baskasmm yimesi haramdir. Bid'ate, harama sebeb 
olmak, btiyiik giinahdir. 

Temel atihrken, hasta iyi olunca, Allah icin hayvan kesmegi adayip, etini fakir- 
lere sadaka vermek caizdir. Sadaka sevabi hasil olur. 

83 — YEMES-YEMIn KEFFARETI 

Yemin, kuvvet demekdir. Soziin, niyyetin, isi yapmak veya yapmamak arzusu- 
nun kuvvetli oldugunu gosterir. Yemin yerine, half, hilf ve kasem kelimeleri de kul- 
lanilir. Yemin tic diirlii olur: 

1 — (Gamiis) [giinaha ve Cehenneme sokucu] yemindir. Gecmisdeki birsey icin, 
bile bile yalan soyliyerek, yemin etmekdir. Biiyuk gtinahdir. Pisman olunca tev- 
be, istigfar edilir. Keffaret verilmez. 

2 — (Miin'akide) yemindir. ilerde yapacagim veya yapmiyacagim diyerek soy- 
lenen yemindir. Bu da tic diirlti olur. Uciinde de, yemini bozunca, keffaret vermek 
lazimdir. Yemin bozmadan once, keffaret verilmez: 

A) Zeman bildirilmez. Ahmedi dogecegim diye yemin edince, ikisi de sag kal- 
dikca dogmezse, yemin bozulmaz. Biri oliince bozulur. Ciinki, yapacagim diye ye- 
min edince, o isi yapmasi oltinciye kadar vacib olmaz. Dogmiyecegim diye yemin 
edince, oltinciye kadar dogmezse, sonsuz olarak bozulmaz. Ciinki yapmamasi 
hemen vacib olur. Bir kerre dogerse, bozulur. Keffaret verir ve yemin biter, ikin- 
ci dogerse, bir daha keffaret vermez. 

B) Zeman bildirilendir. Zemam gelmeden bozarsa, keffaret lazim olur. Zema- 
ni gelmeden once oliirse, yemin bozulmaz. 

C) Sarta baglanan yemindir. Yemin etdigi seyin yapihp yapilmamasmi, kendi- 
nin veya baskasmm birseyi yapip yapmamasma baglamakdir. Kendisi veya karsi- 
smdaki, birseyi yapmaga hazirlamrken, bunun yapilmamasi icin (Eger bunu yapar- 
san...), veya oturan ikinci bir kimseye birsey yapdirmak icin (Eger bunu yapmaz- 
san...) dedikden sonra baska birseye yemin etmekdir. Bu yeminin sahih olmasi icin, 
birinci halde, o isi, zeman soylenmedi ise, hemen yapmasi, zeman soyledi ise, ze- 
mamn sonuna kadar yapmasi; ikinci halde ise, yapmamasi veya yapmakdan aciz 
olmasi lazimdir. Birinci kimse yapilmasi lazim gelenden aciz olursa, yemin sahih 
olmaz. Zeman soylenmedi ise, vazgecip sonra yaparsa, yemin ikincisinde sahih olur. 

-334- 



Birincisinde sahih olmaz. (Kalkip eve gelmezsen, vallahi seni dogerim) deyince, 
hemen kalkip, halaya girer, sonra giyinir eve gider. Anahtan almak icin tekrar ge- 
lir ve ikinciye eve giderse, yemini sahih olmaz. Cilnki bu isler, eve gelmegi gecik- 
dirmek sayilmaz. Onu dogmesi lazim gelmez. Hazirlanan kadma (Sokaga cikarsan, 
bos ol!) denilse, kadm oturup, sonra kalkar, cikarsa bos olmaz. Cocugu dogmege 
kalkan adama (Bunu dogersen, seninle konusmam!) diye yemin edilse, adam bi- 
raz oturup sonra dogerse, konusmamasi lazim gelmez. Beraber yiyelim, diyene, (Se- 
ninle yirsem...) diye, yemin edip gitse, sonra gelip yiseler, yemin olmaz. 

3 — Lagv [bos yere] yemindir. Gecmis birsey icin zan ile, yanlis yemin etmek- 
dir. Bunda, gunah da, keffaret de yokdur. 

Uc yeminde de, unutarak, zorlanarak yemin etmek veya yemini bozmak, bun- 
lan bilerek, istiyerek yapmak gibidir. 

Miin'akide yeminin sahih olmasi icin, yemini yerine getirebilmek, aklen veya 
fi'len miimkin olmahdir. Zeman bildirmis ise, zemamn sonuna kadar miimkin ol- 
mahdir. Ciinki, yemini yerine getirmek, zemamn sonunda vacib olur. Miimkin ol- 
miyan bir seye yemin etmek gunahdir. Vallahi hakkmi yarm sabah verecegim de- 
yince, sabah olmadan, ikisinden biri oliirse, yemin sahih olmaz. Ciinki, vaktin so- 
nunda, yemini yerine getirmek miimkin degildir. Bu kiipiin suyunu bugiin icece- 
gim diye yemin edince, kiipde su yok ise veya var iken, gun bitmeden dokiildii ise, 
yemin sahih olmaz. Zeman bildirmedi ise, kiipde su yok ise, yemin yine sahih ol- 
maz ise de, su var iken, yeminden sonra dokiildii ise, yemin sahih olur ve icmedi- 
gi icin, bozulmus olup, keffaret lazim olur. Ciinki zeman bildirilmiyen yemini ye- 
rine getirmek olecegi zeman vacib olur ise de, olecegi zeman yapmak ve yapama- 
ymca keffaret veya vasiyyet etmek mesakkat oldugundan, imkan bulunca yapmak 
vacib olur. 

Semaya cikacagim veya su tasi altm yapacagim diye yemin edince, yapmadigi 
icin, hanis olup keffaret verir. Cunki fen bunu yapamiyor ise de, aklen olmiyacak 
sey degildir. Melekler ve birkac Peygamber "salevatullahi aleyhim ecma'in" go- 
ke cikdigi gibi, tasi meydana getiren atomlar da altin atomlan haline donebilir. 

Ibni Abidin, talaki anlatirken diyor ki, (Su isi yaparsam, bana halal olan hersey 
haram olsun, diye, iki is icin iki kerre soylerse, birinci isi yapmca, zevcesi bir ba- 
in bos olur. Sonra ikinci isi yaparsa, ikinci def'a bos olur. Cunki ikinci isi yaparken, 
zevcesinin nikahmda bulunmamasi, ikinci yeminin sahih olmasma te'sir etmez. ikin- 
ci yemini soylerken nikahmda bulundugu icin, bu yemini de sahih olmusdur). 

(Miilteka) ve (Diirr-iil-muhtar) kitablannda diyor ki, (Yemin etmek uc diirlii 
yapihr: Allahii tealanm ismleri ile, kiifre sebeb olan birseyi sarta baglamakla ve 
talaki, bosamagi sart etmekle [sart olsun demekle] yemin edilir. Allahii tealanm 
ismleri ile yemin, ya harf ile veya kelime ile olur. Ismin basmda (bi, ta, ve) harf- 
lerinden biri soylenip, ismin sonu esre okunursa, yemin olur. Yemin, yalniz Alla- 
hii tealanm ismleri ile olur. Baska seylerle miisliman yemini olmaz. Allahii teala- 
nm ismlerinden, Halim, Alim, Cevad gibi, insanlar icin de kullamlan bir ism ile ye- 
min ederken, Allahii tealanm ismi oldugunu niyyet etmek lazim olur. Yemin et- 
mek adet halini alan ba'zi sifatlan ile de yemin caizdir. Allahii tealanm kudreti ve- 
ya azameti, rahmeti icin demek gibi. Kur'an-i kerim, Peygamber "salevatullahi aley- 
him ecma'in", Ka'be icin diyerek yemin olmaz. Namusum tizerine soz veriyo- 
rum, serefim iizerine dogru soyliyorum demek, yemin degildir. Camn icin, basm 
icin gibi yemin etmek haramdir. Allah icin yemin ediyorum demek, yemin olur. Al- 
laha ahd ediyorum, Allaha misak ediyorum, yemin olur. Kasem ediyorum, half edi- 
yorum, yemin ediyorum veya ... ederim yahud eshedii diyerek, Allahii tealanm is- 
mini soylememek de yemin olur. Ahdim olsun, nezrim olsun, yeminim olsun de- 
mek yemin olur. 

Eger bunu yaparsan kafirsin veya yehudisin yahud hiristiyansin veya Allahsiz- 

-335- 



sin gibi kiifre sebeb olan bir sey demek veya bunlan ... olacaksm veya ... ol diye soy- 
lemek, hepsi yemin olur. Karsismdaki kimse o isi yapmca, yemin bozulur. Bunla- 
n yemin niyyeti ile soyledi ise, yemin eden keffaret verir. Eger, onun kafir olma- 
sini istiyerek soyledi ise, yemin eden kafir olur. Ciinki, kiifre razi olan kafir olur. 
Miislimana kafir diyen, kasd etmese de, kafir olur. Kendisine kafir diyene, (Efen- 
dim, buyur!) gibi cevab veren kafir olur. Cevab vermemeli veya red etmelidir. 

Bu odaya girersem, faiz yimek halal olsun demek veya herseyi yimek bana ha- 
ram olsun demek, ikinci diirlii yemin olur. Ciinki, faiz, her dinde haramdir. Halal 
olsun demek kiifrdiir. Hersey haram olsun demek, yimesi, icmesi her dinde halal 
olan ekmek, su gibi seyler haram olsun demek olup kiifrdiir. Kiifre sebeb olan sey- 
leri, yemin niyyeti ile soylerse, kafir olmaz, yemin etmis olur. 

Eger bunu yaparsan, Allahm gadabi veya la'neti sana olsun. Yahud, zina etmis 
ol, hirsiz ol, serab icmis ol, faiz yimis ol demek yemin degildir. Ciinki, bu sozler- 
le yemin etmek, miislimanlarm adeti degildir. Uzerime hak olsun demek yemin ol- 
maz. Allah hakki icin demek yemin olur. Bihakkillah demekdir. (Allaha and ici- 
yorum) demek yemin olur.) Ibni Abidin buyuruyor ki, yanmdan gecerken, kalk- 
mak istiyene, (Allah askma) veya (Allah icin) kalkma dese, o da dinlemeyip 
kalksa, soyleyene birsey lazim gelmez. Fekat, otekinin Allahii tealanm ismine say- 
gi gostermesi, and verilen isi yapmamasi lazimdir. Goriiliiyor ki, bir isin yapilma- 
sina veya yapilmamasina devam edilmemesi icin and veren, yemin etmis olmaz. Bir 
ise baslamak icin and verirse, yemin olur. Oteki yapmazsa, and verenin keffaret 
vermesi lazim olur. Karimm bos olmasma yemin ederim demek, yemin olmaz. Ken- 
di malmi haram ederek yemin etse, haram olmaz. Mesela, su elbisem haram olsun 
ki... dese, soziinu bozarsa, elbisesi haram olmaz. Fekat, o elbiseyi kullanmca kef- 
faret vermesi lazim olur. Her halal, uzerime haram olsun derse, yemini bozunca, 
yinen ve icilen seyleri haram etmis oldugu gibi, niyyet etmemis ise dahi, evli ise ka- 
nsi bain talak ile bir kerre bosanmis olur. Aynca, keffaret vermesi lazim olmaz. 
Uc kerre bosanmagi niyyet etmis ise, iic kerre bos olur. Bu isi yaparsam zevcem 
bos olsun, zevcem bana haram olsun demek de boyledir. Hersey haram olsun di- 
yen kimse evli degilse, yemin etmis olur. Yeminini bozdukdan sonra, mahndan 
yir,icerse keffaret lazim olur. 

Bir kimse, nezr olunmak sartlan bulunan birseyi, yapmak istiyerek nezr eder- 
se, nezr olur. Yapmasi vacib olur. Mesela, Allah icin bir ay oruc tutmak nezrim ol- 
sun dese yahud gaib olan seyi bulursam, bir ay oruc nezrim olsun dese ve o seyi bul- 
sa, oruc tutmasi vacib olur. Keffaret vermekle kurtulamaz. 

Nezri, yapmak istemedigi bir sarta baglarsa, mesela, falancanm cantasmi calar- 
sam, bir ay oruc nezrim olsun derse, calmadan oruc tutar veya yemin keffareti ve- 
rir. 

Yemin ederken insaallah derse, yemin olmaz. 

Mushaf hakki icin demek veya Mushafa elini koymak yahud Mushafi gosterip 
bunun hakki icin demek, yemin olur. C un ki, boyle yemin adet olmusdur. 

(Durr-iil-muhtar)da buyuruyor ki, yemine baglanan isi anlatan kelimenin, Sa- 
fi'i mezhebinde liigat ma'nasma bakihr. Malikide, Kur'an-i kerimde kullanilan 
ma'nasina, hanbelide ise, yemin edenin niyyet etdigi ma'naya bakihr. Hanefi 
mezhebinde, o zemanda, o memleketlerde, o kelimenin kullamlmasi adet olan 
ma'nasi kabul edilir. Mesela, hayvana binmiyecegim diye yemin edince, insamn sir- 
tma binerse, yemini bozulmaz. C un ki, liigatda, insan (Hayvan-i natik) diye ta'rif 
edilir ise de, insana hayvan demek adet degildir. Direk ustiine oturmiyacagim di- 
ye yemin eden kimse, dag iizerine oturursa, yemini bozulmaz. Kur'an-i kerimde 
daga, direk buyuruldu ise de, boyle demek adet olmamisdir. Ev yikmiyacagim di- 
ye yemin eden kimse, orumcek yuvasim bozunca, yemini bozulmaz. Kur'an-i ke- 
rimde, orumcek yuvasma da ev buyuruldu ise de, buna yuva demek adetdir. Ye- 

-336- 



mm eden kimse, kelimenin Kur'an-i kerimdeki veya lugatdaki ma'nasim niyyet ede- 
rek yemin etdim derse, sozu kabul edilir. Fekat, kelime mecaz olarak, ya'ni ma'na- 
si dismda kullamliyorsa, boyle adet olan ma'naya niyyet etdim demesi kabul edil- 
mez. Fiilus ile birsey almam diye yemin eden, altin ile satin alinca, yemini bozul- 
maz. Ciinki fiilus, uzeri damgah bakir paranm ismidir. (Hicbirsey satm almam) de- 
mek istedim denemez. Boyle demek adet olsa da fulusun ma'nasi acikdir. Bu 
ma'nayi adet degisdiremez. Kapidan cikmryacagim diyen kimse, pencereden cikar- 
sa, kirbac vurmryacagim diyen, sopa vurursa, yemin bozulmaz. ibni Abidin, evlen- 
mesi haram olanlan anlatirken, birisinin yuzune bakmiyacagim diye yemin eden, 
aynadaki goruntusune bakabilir. Cunki, bu goruntu, kendisi degildir, benzeridir 
diyor. [Bunun gibi, ho-parlorde ve radyoda isitilen de, insanin sesi degildir, ben- 
zeridir.] 

Haram islemek, ibadet yapmamak icin yemin eden, bozar. Sonra keffaret verir. 

Yemin keffareti icin, bir kole azad eder. Yahud, zekat almasi caiz olan, erkek 
veya kadin on fakire, butun bedeni ortecek kadar, bir kat camasir verir veya ac olan 
on fakire bir gun iki def'a ta'am ibaha eder, ya'ni doyurur. Bir gunun ikinci 
def'asmda, baskalarmi doyurmasi caiz olmaz. Bunun icin, yirmi fakiri sabah do- 
yurursa, onunu aksam da doyurmasi veya onuna sadaka-i fitr kadar mal temlik et- 
mesi de lazim olur. Fakirlerin hepsini ayni gunde doyurmak sart degildir. Sonra- 
ki gunde, evvelki gundekileri veya baskalarmi doyurabilir. Bir fakire, on gun, hi- 
rer takim camasir vermek veya hergun iki def a yahud yirmi gun birer def'a doyur- 
mak da olur. On fakire bir kerre veya bir fakire on gun, hergun bir kerre yarim sa' 
bugday veya un veya ekmek yahud bu degerde [kumas, havlu, mendil, corab, et, 
pirinc, camasir, terlik, ilac veya din, fen, ahlak kitabi gibi] baska mal, altm, gumus 
para temlik, ya'ni vermek de olur. Bir fakire on gunlugu, bir gunde verirse, hep- 
si bir gunluk olur. On fakirin herbirine bir gunde yuzlerce sa' verilse, yine bir ye- 
min keffareti olur. Olu icin yapilan yemin keffaretinde de boyledir. Doyurmak ve 
mal vermek icin, baskasim vekil etmek, sonra buna odemek caizdir. Bu ucunden 
birini yapamiyan fakir, uc gun ardarda oruc tutar. Bu oruclara, gece niyyet edilir. 
Kadin uc gunu temamlamadan hayz baslarsa, oruca devam etmez. Hayz bitdikden 
sonra, yeniden uc gun tutar. Ramezan orucunun keffareti boyle degildir. Hinsden, 
ya'ni yemini bozmadan once keffaret sahih olmaz. Yemin keffaretini gecikdirmek 
gunahdir. (Damad)da diyor ki: Cesidli yeminlerin keffaretleri ayri yapilir. (Val- 
lahi verrahmani verrahimi su isi yapmam) dese, uc yemin olur. O isi yaparsa, uc 
keffaret lazim olur. ibaha, ya'ni doyuracak ta'ami almasi icin, fakire fiilus [kagid 
para] vermenin caiz oldugu (Hindiyye)de ve (Bedayi)da yazihdir. Keffaret yapar- 
ken niyyet etmek lazimdir. 

Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Tiiccarin, pazarcilarm qo- 
gu facirdir!) Sebebini sorduklarmda, (Ahs verisleri halal olmaz. Ciinki, cok yemin 
ederek giinaha girerler ve yalan soylerler) buyurdu. Bir hadis-i serifde, (Yalan ye- 
re yemin ederek, birinin mahni alan kimse, kiyamet giinii, Allahii tealayi gadab- 
li gorecekdir). [Ucuncu kism, onbesinci maddede, ikinci sahifeye bakmiz!] Bir ha- 
dis-i serifde, (Inian sahibi, her kabahati yapabilir. Fekat, hiyanet yapamaz ve ya- 
lan soyliyemez) ve bir hadis-i serifde de, (Yalan uc yerde caiz olur: Harbde [ve her 
zeman, din dusmanlannm zararmdan korunmak veya muslimanlan korumak 
icin]. Ikincisi, iki miisliniaiii barisdirmak icin, birinden digerine iyi laf getirmek. 
Uciinciisii, zevcelerini idare etmek icin) buyuruldu. Zalimden, bir muslimanin bu- 
lundugu yeri, mahni, gunahim saklamak caizdir. iki muslimanin, kadm ile erke- 
gin arasi acilmasim onlemek icin, mahni korumak icin, muslimanin sirri, aybi 
meydana cikmamak icin ve bunlar gibi haramlan onlemek icin, yalan caiz olur. Ol- 
memek icin les yimege benzer. 

(Tarfkat-i Muhammediyye)de diyor ki: (Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sel- 

- 337 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:22 



lem", (Yalan yere yemin, biiyiik giinahdir) buyurdu. Bir hadis-i serifde de, (Ya- 
lan ye in in ederek bir inusliiiiaiiiii hakkim alan kimsenin gidecegi yer, Cehen- 
nemdir) buyurdu. Dogru olarak cok yemin etmek, Allahii tealanin ismine ve ye- 
mme kiymet vermemek olur. Bunlara kiymet vermiyerek yemm etmek cok cirkin- 
dir. Sarkilarda, temsillerde, eglencelerde yemm etmek boyledir. 

Birkac yemini bozarsa, hepsi icin ayn ayn keffaret yapmasi lazimdir. Keffaret- 
ler, zekat gibi, ibadet-i maliyyedir. Malmi fakirlere bir vekil vasitasi ile vermesi ca- 
iz olur. Fekat, kendisinin, mail ayinrken veya fakire verilinceye kadar niyyet et- 
mesi lazimdir). 

(Ibda) kitabi, dortyiizyedinci sahifede diyor ki, (Hadis-i serifde, (Babam hak- 
ki icin diyerek yemin etmeyiniz! Yemin, Allah ismi ile olur) buyuruldu. Ebu Da- 
viiddeki hadis-i serifde, (Emanet, ya'ni nam us icin yemin eden, bizden degildir) 
buyuruldu. (Allahdan baska bir ism ile yemin eden kafir olur) hadis-i serifini 
Tirmizi "rahmetullahi teala aleyh" bildiriyor. Babanm basi icin, camn, basm icin, 
Ka'be icin, namus icin, falan Velinin topragi icin gibi yemin etmeler yaygm hal al- 
misdir). 

(Uyun-iil-besair)de diyor ki, (Kafirin yemin etmesi ve keffaret yapmasi sahih 
olmaz). Bundan anlasihyor ki, kafirlerin, miirtedlerin and vermeleri sahih ol- 
maz. Bunlarm and verdikleri seyleri yapmak lazim olmaz. 

(Hadfka)da dil afetlerinde diyor ki, (And vererek, mesela (Allah askina) diye- 
rek bir kimseden diinyalik sey istemek caiz degildir. Hadis-i serifde, bunlarm 
mel'un olduklan bildirildi). (Diirer) ve (Gurer)de ve (ibni Abidin) besinci cildde 
ve (Hadika)da diyor ki, bir miisliman, (Allah hakki icin sunu yap) derse, bunu yap- 
mak lazim olmaz, ya'ni yapmamak giinah olmaz ise de, ta'at, hatta mubah olan sey- 
leri yapmak iyi olur. Peygamber hakki icin yahud olii veya diri bir Veli hakki icin 
diia etmek haramdir. Ctinki, kimsenin Allahii teala iizerinde hakki yokdur. Alim- 
lerin bir kismi boyle ictihad etdi ise de, boyle diia etmek, (Ya Rabbi, onlara ver- 
mis oldugun hak icin) niyyeti ile caiz olur. Ciinki, Rum suresinin kirkyedinci aye- 
tinin meal-i serifi, (Uzerimize hak oldu ki, mii'minlere yardim ederiz)dir. Enam 
suresinin onikinci ayetinin meal-i serifi, (Allahii teala kullanna merhamet etme- 
gi kendisine lazim kildi) olup, merhamet ve ihsan ederek, sevdiklerine haklar ver- 
digini gostermekdedir. (Bezzaziyye) fetvasmda, olii veya diri, Peygamberlerin 
ve Evliyanm hurmetleri icin diia etmenin caiz oldugu bildirilmekdedir. Bu vesika- 
lar, vehhabilerin Ehl-i siinnete bu sebebden de muhalefetlerinin haksiz oldugunu 
acikca gostermekdedir. 

Gel kardcsim, inkar etme, kil in sal! 
Kiymetli dmriinii, eyleme israll 

Kalbini nefsin arzusundan koru! 
Dism gibi icin dahi olsun sad 

Bakir ile kansmca bir alt in, 
ahrsa, begenir mi onu sarraf? 

Liseyi bit ir dim diye oviinme! 

Sakm hem, dusunmeden soyleme lad 

Me'arif ehlini bul, onu dinle! 
Boylece Hakdan ire sana eltad 

Hakikat denizine varip dal, ve, 
cikar bir cevheri ki, ola seffad 

Diplomat din cahiline kanma, 
dogru yolu sana gosterdi eslad 

-338- 



84 — HACCA GITMEK 11 

Islamm besinci sarti hacdir. Ya'ni, omriinde bir kerre, Ka'be-i mu'azzamaya git- 
mek farzdir. Ikinci ve daha sonra yapilan haclar, nafile olur. Hac, liigatda, kasd et- 
mek, yapmak, istemek demekdir. Islamiyyetde, belli bir yeri, belli bir zemanda, bel- 
li seyleri yaparak ziyaret etmek demekdir. Bu belli seylere (Menasik) denir. Me- 
nasikden herbirine (Niisiik) denir. Niisiik, ibadet demekdir. Hac ve omreye de nii- 
siik denir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", hicretin onuncu yilmda, Kus- 
va admdaki devesine binerek hacca gitdi. (Diirr-ul-muhtar)da, Cum'a nemazi 
sonunda diyor ki, (Ticaret yapmak ve hac etmek icin giden kimsenin, hac niyye- 
ti ziyade ise, sevab kazanir. [Sevabm mikdan, hac niyyetinin cokluguna gore de- 
gisir.] Ticaret niyyeti cok ise veya iki niyyet esit ise, hac sevabi kazanamaz. Fekat, 
sartlarmi yerine getirdi ise, yalniz farzi yapmis olur. Farzi yapmamak azabindan 
kurtulur. Gosteris icin yapilan her ibadet ve hayrat ve hasenat sevabi da boyledir). 

Hac yapan kimseye, haci denir. tic diirlii haci vardir: 

1 — Miifrid haci: Ihrama girerken, yalniz hac yapmaga niyyet eden kimsedir. 
Mekkede oturanlar, yalniz miifrid haci olur. 

2 — Karin haci: Hac ile omreye birlikde niyyet eden kimsedir. Once omre icin 
tavaf ve sa'y edip, sonra ihramdan cikmadan ve tras olmadan, hac giinlerinde hac 
icin, tekrar tavaf ve sa'y yapar. Kiran hac sevabi, diger ikisinden fazladir. 

3 — Miitemetti' haci: Hac aylarmda omre yapmak icin ihrama girip ve omre icin 
tavaf ve sa'y yapip ve tras olup ihramdan cikar. Memleketine gitmiyerek, o sene, 
terviye guniinde veya daha once, hac icin ihrama girerek, miifrid haci gibi hac ya- 
pan kimsedir. Yalniz, tavaf-i ziyaretden sonra da sa'y yapar. Temettii' hac seva- 
bi ifrad hacdan cokdur. Hac aylan, Sevval, Zil-ka'de aylan ile, Zilhiccenin ilk on 
guniidiir. Karin ve miitemetti' hacilarm siikr kurbam kesmesi vacibdir. Kurbam ke- 
semiyecek ise, Zilhiccenin yedi, sekiz ve dokuzuncu giinlerinde ve bayramdan son- 
ra yedi gun daha oruc tutmasi lazim olur. Hepsi on gun olur. Mekkeliler karin ve 
miitemetti' olamaz. 

Omre, hac zemani olan bes giinden baska, senenin her giinii, ihram ile yapilan, 
tavaf ve sa'y yapmak ve sac kazimak veya kesmekdir. Omre, omriinde bir kerre, 
hanefi ve malikide miiekked siinnet, safi'i ve hanbelide farzdir. Farz olan hacca 
(Hacc-i ekber) veya (Haccetiil-islam) denir. Omreye (Hacc-i asgar) denir. 

Haccm sartlan, farzlan, vacibleri ve siinnetleri vardir. Sartlan da iki nev'dir: 

A — Viicub sartlan, imam-i a'zama gore, sekizdir: 

1 — Miisliman olmak. 

2 — Kafir memleketinde olanm, haccin farz oldugunu isitmesi. 

3 — Aklh olmak. 

4 — Balig olmak. 

5 — Hiir olup, kole olmamak. 

6 — Gecim ihtiyacindan fazla olarak hacca gotiiriip getirecek ve geride kalan- 
lara yetecek kadar, halal parasi olmak. Buradaki ihtiyac da, zekatdaki gibidir. [Bi- 
rinci kism, 80. ci maddeye bakiniz!]. Haram mail olana, hacca gitmek degil, bun- 
lari sahiblerine odemek farzdir. Haram mal ile hacca giden, hac yapmamak aza- 
bindan kurtulur ise de, hac sevabi kazanamaz. Gasb edilen yerde nemaz kilmaga 
benzer. Boyle kimselerin ibadetlerine mani' olmamahdir. Giinahlar ibadetlere ma- 
ni' degildir. Parasinin halal oldugunda siibhesi olan, sevab kazanmak icin, (Yah- 
ya efendi fetvasi)nda yazih oldugu gibi, bir kimseden odiinc ahp bununla hacca git- 
melidir. Borcunu siibheli parasi ile odemelidir. [Miittekiler, her ihtiyaclarmi 



[1] Hac hakkmdaki llizumlu bilgiler, tiirkce (Ni'met-i islam) kitabmda uzun yazilidir. 

-339- 



te'min ederken, boyle yapmislardir.] 

7 — Hac vakti gelmis olmak. Hac vakti, Arefe ve bayram gunleri olmak iizere, 
bes giindtir. Yolda gecen zeman da diisiiniilerek, viicub sartlan, bu zeman basin- 
da mevcud olan kimsenin omriinde bir kerre hacca gitmesi farz olur. Dar-iil-islam- 
da bulunup mail olan kimsenin, hac vakti gelince, kendine hac farz olup olmadi- 
gini bilmese de, hacca gitmesi farz olur. 

8 — Hacca gidemiyecek kadar, kor, hasta, cok ihtiyar ve sakat olmamak. 
B — Eda sartlan dortdiir: 

1 — Mahbus ve men' edilmis olmamak. 

2 — Hac icin gidecegi yolda ve hac yerinde selamet ve emniyyet olmak. Gemi, 
tren, otobiis ve tayyareden tehliikeli olan ile gitmek lazim oldugu zeman, hacca git- 
mek farz olmaz. Eskiyalann, hacilarm canma, malina saldirdigi yillarda hacca 
gitmek farz olmaz. Birkac hacimn oldiirulmesi ozr sayilmaz. Hac icin ayak basdi 
parasi, vergi, riisvet vermek caizdir. Mahni, canim, hakkmi kurtarmak icin riisvet 
vermek, her zeman caizdir. Riisvet istemek giinah olur. 

3 — Mekkeden iic giin uc gecelik uzak yerlerde bulunan hiir kadmin hacca gi- 
debilmesi icin, iic mezhebde, zevcinin veya nikahi diismeyen ebedimahrem akra- 
basmdan fasik ve miirted olmiyan akil ve balig veya miirahik bir erkegin beraber 
gitmesi lazimdir. Bunun yol parasim verecek kadar, kadinm zengin olmasi da la- 
zimdir. (Kiinuz-iid-dekaik)da yazih Bezzarm bildirdigi hadis-i serifde, (Kadin, ya- 
ninda bir mahremi olmadan hacca gidemez!) buyuruldu. Zemammizda fesad co- 
galdigi icin, nikahdan ve reda'dan olan mahrem akraba ile sefere gitmemelidir. Zen- 
gin olan kadinm, mahremi ile bir kerre hacca gitmesine zevci mani' olamaz. Zira 
zevcin farzlara mani' olmaga hakki yokdur. (Hadfka)da, dil afetleri sonunda bu- 
yuruyor ki, (Zevc, zevcesinin mahremi ile nafile hacca gitmesine mani' olabilir. Gi- 
dip gelinceye kadar zevcenin nafakasi, iznle gidince zevcine aid olur. iznsiz gidin- 
ce zevcine aid olmaz). ikinci kismda, otuzdordiincii maddede sarth nikaha baki- 
niz! Safi'i mezhebinde, mahremsiz olarak, iki kadin ile, farz olan hacca gidebilir. 
Kadmm mahreminin hac yolunda olmesi, safi'i mezhebini taklid etmesi icin ozr olur. 

4 — Kadin, iddet halinde olmamakdir. Ya'ni kocasindan yeni ayrilmis olmamak- 
dir. 

Viicub sartlan bulunmakla beraber, eda sartlan da kendisinde bulunan kimsenin, 
o sene hacca gitmesi farz olur. O sene, hac yolunda oliirse hac sakit olur. Vekil gon- 
derilmesi icin vasiyyet etmesi lazim olmaz. O sene gitmez ise, giinah olur. Hacca git- 
megi, daha sonraki senelere birakirsa fasik olur. Ciinki kiiciik gtinaha devam kebi- 
re [biiyiik giinah] olur. Sonraki senelerde, hac yolunda veya evinde hasta veya 
habs, sakat olursa, yerine baskasim, kendi memleketinden bedel gondermesi veya 
bunun icin vasiyyet etmesi lazimdir. Bedel gonderdikden sonra iyi olursa, kendinin 
gitmesi de lazim olur. Sonraki senelerde hacca giderse, te'hir giinahi afv olur. 
Imam-i Muhammede ve imam-i Safi'iye gore, sonraki senelere birakmasi caizdir. 

Viicub sartlarmdan birisi bulunmiyan kimsenin hacca gitmesi farz olmaz. Viicub 
sartlarmi te'min etmek lazim degildir. Mesela, hacca gitmesi icin, kendisine hediy- 
ye olunan mail, parayi almasi lazim olmaz. Viicub sartlan bulunup da eda sartm- 
dan biri bulunmiyan kimsenin hacca gitmesi farz olmaz ise de, bu acizlik oliinciye 
kadar devamh ise, yerine bir miislimam vekil gondermesi veya oldiikden sonra, ye- 
rine birinin gonderilmesi icin vasiyyet etmesi lazimdir. ibadetler iic kismdir: 

1 — Yalniz beden ile yapilan ibadetdir. Nemaz, oruc, Kur'an-i kerim okumak, 
zikr boyledir. Hie kimse, baskasi yerine, beden ibadeti yapamaz. Herkesin kendi- 
si yapmasi lazimdir. Kendi yerine baskasim vekil edemez. 

2 — Yalniz mal ile yapilan ibadetlerdir. Mai zekati ve beden zekati, ya'ni sada- 
ka-i fitr ve toprak mahsulleri zekati, ya'ni usr ve keffaretler, ya'ni azad etmek, fa- 
kirleri doyurmak ve giydirmek boyle ibadetdir. Bir kimsenin ozrii olsun, olmasm, 

-340- 



bunun mal ile yapilacak ibadetlerini baskasi, hatta zimmi de, bunun izni ve mail 
ile yapabilir. 

3 — Hem beden, hem mal ile yapilan ibadetlerdir. Farz olan hac boyledir. Bir 
kimse hayatda iken, ancak devamli ozrii oldugu zeman, bunun emri ve mail ile ye- 
rine baskasi hac yapabilir. Kendine hac farz olmiyan kimse, nafile hac icin, ozr ol- 
madan vekil gonderebilir. 

Bir kimse, farz olsun, nafile olsun, herhangi bir ibadeti yaparken veya yapdik- 
dan sonra, mesela, nemaz, oruc, sadaka, hatm-i tehlil, Kur'an-i kerim okumak, zikr, 
tavaf, hac, omre, Evliyanm kabrini ziyaret ve meyyite kefen vermek gibi ibadet ve 
ta'atlerin sevabim diri veya olii baskasma hediyye edebilir. Safi'i ve Maliki mez- 
heblerinde ise, beden ile yapilanlar hediyye edilemez. Imam-i Siibki ve sonra ge- 
len Safi'i alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm" bunlar da hediyye olunur 
dediler. Ucret ile ibadet yapdirmak veya ibadetin sevabim baskasma satmak ba- 
tildir. Ibadeti yapmadan pazarhk edilirse, iicret olur. Yapdikdan sonra pazarhk edi- 
lirse, ibadeti satmak olur. 

Vekilin, ihrama girerken, emr eden kimse icin, kalb ile niyyet etmesi sartdir. Hac 
borcu olan kimsenin, oldiikden sonra kendi icin hac yapacak vekilin admi bildire- 
rek vasi olan kimseye emr vermesi lazimdir. Meyyit veya meyyitin vasi yapdigi ya- 
banci kimse, varislerden birini, diger varisler izn vermedikce, vekil yapamaz. Bir 
kimse izn vermeden, baskasimn, bunun yerine hacca gonderilmesi caiz degildir. Yal- 
niz varis, olen akrabasi, vasiyyet etmemis, ya'ni hac parasi ayirmamis ise, kendi- 
ne miras kalan para ile, onun yerine hacca gidebilir veya baskasini gonderebilir. 
Boylece anasini, babasim hac borcundan kurtarmis olur. Kendine de, farz olmus 
ise, kendi igin, aynca gitmesi lazimdir. Fekat, onlan borcdan kurtarmasi, kendi- 
ne on hac sevabi kazandinr. Hanefi ve Hanbelimezheblerinde, onlarm yasadigi 
sehrden hac yapilmasi lazimdir. Mesela, istanbulda bulunan bir kimsenin babasi 
Erzurumda sakin iken vefat etse, babasi vasiyyet etmedi ise, babasi icin birini ve- 
kil gondermek isterse, Erzurumdan gondermesi farzdir. Baska yerden gonderme- 
si Hanefide caiz degildir. Safi'i mezhebinde Mikat disindaki heryerden gonderme- 
si caizdir. Hatta, hacca giden birine para vererek, Mekke-i mukerremede bir ve- 
kil bulup, babasi icin, buna mikatdan hac yapdirtmasi Safi'ide caizdir. Hanefi 
olanlar, paralan az ise, Safi'i mezhebini taklid ederek, vasiyyet etmemis ana, ba- 
ba ve yakinlan icin, Mekkede vekil tutabilirler. Fekat, parayi verirken, imam-i Sa- 
fi'iyi "rahmetullahi teala aleyh" taklid ediyorum diye niyyet etmesi lazimdir. 

Iznsiz vekil olup hac edenin hacci, kendine olur. Ya'ni kendinin hac borcu var- 
sa, odenmis olur. Sevabim, vekil olduguna bagishyabilir. Her miisliman, her iba- 
detinin sevabim olii, diri, her muslimana hediyye edebilir. Fekat bagisladigi kim- 
se, hac borcundan kurtulmaz. Vasi olan, ya'ni kendine vasiyyet edilen kimse, emr 
olunan vekili gonderir. Vekil de (istedigini yap) denilmedi ise, baskasini gondere- 
mez. Vasiyyet ederken (vekilim veya baskasi) demis ise veya vekil ta'yin etmemis 
ise, vasi kendi de gidebilir, baskasini da gonderebilir. Hac farz olmiyan kimsenin, 
farz hac icin vekil gondermesi caiz degildir. Balig olmiyan akil cocuk vekil olabi- 
lir. Belli parayi iicret diyerek vekil ta'yin etmek caiz degildir. Vekile, adet olan yol 
ve nafaka masrafi hesablanarak (su kadar para ile) denir. Verilen para iicret de- 
gildir, teberru'dur. (Esbah) kitabmm sahibi "rahmetullahi aleyh" diyor ki: (Artan 
para, varislere geri verilir. Varisler kalan parayi kendine hediyye etmege ve nef- 
sin icin kabul etmege, seni vekil etdik derse, vekil boyle yapar). Hac etmemis, ba- 
lig olmamis kimselerin ve kadmin vekil olmalan, Hanefide caiz ise de, Safi'ide ca- 
iz degildir. Kendisi haci olan vekil, baskasi icin hac etdikden sonra, Mekkede ka- 
hp geri gelmezse caizdir. Fekat, geri gelmesini emr etmek efdaldir. (Ukud-iid-diir- 
riyye)de diyor ki, (Hac etmemis fakirin, baskasi yerine hacca gitmesi caiz ise de, 
Hille gidince, kendisine de hac etmek farz olur. Mekkede kahp, sonraki senede ken- 

-341- 



di haccim yapmasi lazim olur. Fekat, evvelki haccmda, memleketine donmedigi icin, 
meyyitin hacci noksan kalmis olur. Vekile para verilirken, istedigini yap denilir- 
se, meyyit icin baskasim vekil edebilir) [ve kendi haccim da, o sene, kendi yapar]. 
Hacimn vekil olarak gitmesi, kendi icin tekrar gitmesinden efdaldir. 

Fakir kimse, nafile olarak hacca gidince, mikata vardigi zeman, Mekkeli gibi 
olup, yiiruyebiliyorsa hac etmesi farz olur ve farzi ifaya niyyet eder. Nafile hac yap- 
maga niyyet ederse, tekrar hac yapmasi lazim olur. Fakir olan vekil boyle degil- 
dir. Ciinki, baskasmm kudreti ile oraya gelmis ve donecekdir. Zenginin hac seva- 
bi, fakirin hac sevabmdan daha cokdur. Fakir, hac yolunda aclikdan, yorgunluk- 
dan oliirse, gtinaha girer. Yolda baskalarmdan yardim istemege muhtac olan fa- 
kirin hacca gitmesi mekruhdur. Kendisi serbest birakilan vekil, yolda hasta olsa 
da, olmasa da, parayi baskasma verip, onu gonderebilir. Izn verilmemis ise, gon- 
deremez. Arafatda durmadan once olen bir haci, farz oldugu sene gidip oldii ise, 
hac vasiyyet etmez. Birkac sene sonra gitmis ise, kendi sehrinden vekil gonderme- 
si icin vasiyyet etmesi vacib olur. Bildirdigi yerden veya bildirdigi para ile yapila- 
bilecek yerden de gonderilir. Vasiyyetde kullamlan kelimelere dikkat etmelidir. 

Birakacagi mirasin iicde biri yetisdigi halde, kendi memleketinden gonderme- 
ge yetismiyecek parayi veya baska yerden gonderilmesini vasiyyet etmek giinah- 
dir. Yer veya para bildirmedi ise, hac yolunda olmiis olsa bile, yasadigi memleke- 
tinden gonderilir. Olurken, hac yapilmasim vasiyyet eden kimse icin, hip kimse ken- 
di parasi ile bunun yerine hacca gidemez. Giderse, hac, gidenin olur. Meyyitin hac 
borcu odenmez. Hacdan sonra, sevabim meyyite hediyye edebilir. Meyyitin birak- 
digi malm iicde biri veya bundan ayirmis oldugu hac parasi ile onun sehrinden gi- 
dilir. Vekil kendi parasmdan da buna katabilir. Ayrilan para az ise, miimkin olan 
yerden gonderilir. Miimkin olmazsa, vasiyyet batil olur. Diri olan acizin, vekil yap- 
digi kimseye, kendi sehrinden gitmesine yetisecek kadar vermesi lazimdir. Mey- 
yit eger, ayirdigim maldan diye sart etmemis ise, varis sonra terekenin iicde birin- 
den almak niyyeti olsa da, olmasa da, kendi malmdan vekil gonderebilir. Meyyi- 
tin malmdan almak niyyeti var ise kendi gidemez. Temettii' ve kiran haclarmda kur- 
ban parasi vekile aiddir. Vekil, hacci yapdigina yemin ederse, inanihr. Kimse pa- 
rayi geri isteyemez. Hiyanet eden vekil ihramdan once azl olunabilir. 

Zekat ve hac farz olan kimse, once hemen hacca gider. Hacdan arta kalandan 
zekatini verir. Hacca gidemezse, hepsinin zekatim verir. Hac vakti geldikden, 
ya'ni farz oldukdan sonra, hac parasi ile, ihtiyaci olan esyayi, ya'niev, bir senelik 
yiyecek satm almak caiz olmaz. Hacca gitmesi lazim olur. Hac vakti gelmeden on- 
ce satm almasi caiz olur. Ciinki hac, vakti gelmeden once farz olmaz. 

[Zekati, nisaba malik oldukdan bir hicri sene sonra, vermek farz olur. Zekat ver- 
mek farz oldugu bu zeman, herkes icin baskadir. Bu zeman, hac zemanmdan ev- 
vel ise, malm, paranm hepsi icin zekat verilip, geri kalan para ile hacca gidilir. Ze- 
kat vermek zemani, hac zemanma rastlarsa veya hac zemanmdan sonra ise, once 
hacca gidilir. Hacdan sonra, elde mevcud paranm zekati verilir.] 

Eda sartlarmi te'min etmek lazimdir. Yalniz, kadimn hacca gitmek icin evlen- 
mesi veya safi'i mezhebini taklid etmesi lazim degildir. Ciinki zevc, zevcesini hac- 
ca goturmege mecbur degildir. Hacca giden bir erkek ile muvakkat nikahlanma- 
si da lazim olmadigi (Durr-iil-munteka)da yazilidir. 

Viicub sartlarmdan biri bulunmiyan kimse hacca giderse, nafile hac yapmis olur. 
Fakirinki farz hac olur. Sartlar temam bulununca, yeniden hac yapmasi lazim 
olur. Eda sarti noksan olan bir kimse hacca giderse, farzi eda etmis olur. 

Erkeksiz kadm hacca gidemez. Giderse, hacci kabul olur ise de, haramdir. Er- 
kegi ile gidince de, otelde, tavafda, sa'yde ve tas atarken, erkekler arasina karis- 
masi haramdir ve haccm sevabim giderdigi gibi, btiyiik giinaha girer. Ebedimah- 
rem erkegi bulunmiyan kadm, ihtiyarlaymca, goremez olunca veya iyi olmiyacak 

-342- 



bir hastahga yakalamnca yerine vekil gonderir. Daha once gondermez. 

Bid'at sahibi, cahil din adamlarmin hac zemamnda kitablara uymiyan seyler yap- 
diklanni ve boliicii sozler soylediklerini isitiyoruz. Bunlari isiterek, hacca gitme- 
gi terk etmemeli, bu miihim farzi yapmakdan mahrum kalmamali, hacca gidince 
de, o mezhebsizlere uymamah ve zararh sozlerine aldanmamahdir. 

HACCIN FARZI UCDUR: 

Bu iiciinden biri yapilmazsa hac sahih olmaz. 

1 — ihramdir. (ihram), niyyet ile birlikde zikrden [telbiye] ibaret olup, ba'zi sey- 
leri kendine yasak etmekdir. Nemazda iftitah tekbiri gibidir. Alameti, pestemal gi- 
bi, iki beyaz bez olup, biri belden asagi sanlir, oteki, omuzlara sanlir. Iple baglan- 
maz, diigiimlenmez. Bunun icin kusamlan bu iki beze de ihram denildi. Tavafa bas- 
larken, ihramin ortasini sag koltuk altmdan gecirip, iki ucunu sol omuz iistiine ge- 
tirmek siinnetdir. 

Hac icin, omre icin, ticaret icin veya herhangi birsey icin uzakdan gelenlerin, mi- 
kat denilen yerleri, ihramsiz gecerek, Mekke-i miikerreme Haremine girmeleri ha- 
ramdir. Gecenin, geri mikata gelip ihrama girmesi lazimdir. ihrama girmezse, 
kurban kesmek lazim olur. (Mikat) denilen yerler ile, Harem-i Mekke arasma (Hil) 
denir. Mikatdan gecerken, bir is icin Hilde kalmagi niyyet edenlerin ve Hilde otu- 
ranlann, hacdan baska niyyet ile, ihramsiz Hareme girmeleri caizdir. Mesela Cid- 
de sehri Hildedir. (Harem), Mekke-i miikerremeden biraz daha genis olup, hudu- 
dunu Ibrahim aleyhisselamm dikdigi taslar gostermekdedir. Bu taslar, cok kerre 
yenilenmisdir. Mescid-i harama (Harem-i Ka'be) veya (Harem-i §erif) denir. Hac 
icin, Hilde oturanlar Hilde, Harem-i Mekkede oturanlar Haremde ihrama girer. 
Mikat yerlerini gecerken, niyyet ederek ve telbiye yaparak, ya'ni, emr olunan se- 
yi okuyarak, usulii ile, ihrama girilir. Mikat yerinden once, hatta kendi memleke- 
tinde de giymek caiz, hatta daha iyidir. Hac aylarmdan once giymek de caiz ise de, 
mekruhdur. Mekke ve Medine sehrlerine (Haremeyn-i $erifeyn) denir. 

Ihram giyen kimseye, ba'zi seyler yasak olur. Mesela, karadaki av hayvanlan- 
m oldiirmesi, dikilmis elbise giymesi, bir yerini tras etmesi, cima' etmesi, kavga ve 
miinakasa etmesi, koku siiriinmesi, tirnak kesmesi, erkegin mest, ayakkabi giyme- 
si ve basini ortmesi, hatmi ile basim yikamasi, eldiven, corap giymesi, hamama gir- 
mesi, kendiliginden cikan ot ve agaplarm kopanlmasi, kendi iizerinde bulunan bi- 
tin olduriilmesi ve oldiirmek icin gosterilmesi caiz degildir. Bunlari bilerek veya 
bilmiyerek, unutarak yapanlara, kurban, sadaka cezalan lazim olur. Miit'a, ya'ni 
temettii' kurbani ve kiran kurbam etinden sahibi yiyebilir. Ceza olarak kesilenle- 
rin etlerinden yiyemez. Miifrid hacda bir kurban icab etdiren sucu, karin haci is- 
lerse, biri omre icin, iki kesmesi lazimdir. 

Ihramda iken pire, her diirlii sinek, baskasmm iizerinde bulunan biti, fare, yi- 
lan, akreb, kurt, caylak gibi zararh ve insana saldiran hayvanlan oldiirmek, basi- 
ni sabun ile yikamak, na'lin ve onun gibi iistii acik ayakkabi giymek, dis cikartmak, 
bit olmemek ve sac dokiilmemek iizere hafif kasmmak, renkli ihram giymek, gusl 
abdesti almak, basini dokundurmamak sarti ile, tavan, gadir, semsiye altmda gol- 
gelenmek, basi adet olmayan sey ile [tas, tepsi] ortmek, paket gibi seyler koymak, 
beline kusak, kemer, para kesesi, kilmc, silah baglamak, yiiziik takmak, insanla- 
rin dikip yetisdirdigi sebze ve agaclan koparmak, diisman ile dogiismek caizdir. 

Kadmlarin basini ortmesi lazim olup, deriye degmemek iizere yiizlerini ortmele- 
ri ve dikilmis elbise, mest, corab giymeleri, ortii altina zinet esyasi takmalan caizdir. 

2 — Arefe giinii Arafatin, (Vadi-yi Urene) denilen yerinden baska herhangi bir 
yerinde (Vakfe)ye durmak. Herkes, ehl olan imama karsi ayakda durup, ayakda 
duramazsa, oturup imamm diiasim dinler. Sonra, oturabilir, yatabilir. 

Hacca gee giden bir kimse, dogru Arafata gider. Bunun, artik (Tavaf-i kutliuu) 
yapmasi lazim olmaz. Bir haci Arefe giinii, ogle ezanmdan bayramin birinci giinii, 

-343- 



sabah nemazi vaktine kadar olan zeman icinde, biraz Arafatda dursa veya ihram- 
h olarak Arafatdan geese veya ihramlandikdan sonra hasta olup uykuda iken, bay- 
gm iken sedye icinde veya baska birseyle tasinarak niisiikler yapdirihrsa veyahud 
ihrama girmeden once, hasta olan, bayilan yerine baskasi ihrama girip, bu uyan- 
madan, ayilmadan once, o bunun yerine de niisiikleri aynca yaparsa veya Arefe 
giinu oldugunu bilmiyerek, Arafatda dursa, hacci sahih ve tavaf-i kudum sakit olur. 
O yerin Arafat oldugunu bilmek ve niyyet etmek lazim degildir. O gun veya ge- 
ce, Arafatda bulunmiyan veya Arafatdan gecmiyen veya tayyarede ucarak gecen, 
haci olmaz. Vehhabilerin hacci bir gun once yapdiklan senelerde hac sahih olma- 
makdadir. Hilal, giinesin gurub etdigi yere yakm ve semsden sonra gurub eder. Sis- 
kinligi garb tarafmdadir. Terbf ya'ni yedinci gecede kamer semsden alti saat 
sonra gurub eder. Bedr-i tamda, ya'ni 14. cti gecede tarn daire olup, sems gurub 
ederken tulu' ve sabah vakti gurub eder. 28 Temmuz 1987 Sah giinkii Tiirkiye ga- 
zetesinde diyor ki, (Kayseride Pazar giinu Zilhicce aymin hilali goriilemedi. Pa- 
zartesi giinti 19 u 50 gece giines gurub etdi. 20 yi 20 gece Hilal goriiliip, bu da 20 
yi 55 gece gurub etdi). Buna gore Zilhiccenin birinci giinti sah olup, dokuzuncu car- 
samba giinii Arefe olmakdadir. Vehhabi hiikumeti, hacilan pazartesi giinti Ara- 
fata gottirdtiler. Carsamba giinti tekrar gitmek istiyenlere mani' oldular. 

3 — Ka'be-i mu'azzamayi (Tavaf-i ziyaret) etmekdir. Tavaf, Mescid-i haram icin- 
de, Ka'be-i mu'azzama etrafmda donmek demekdir. Dordii farz, iicii vacib olmak iize- 
re yedi kerre doniiliir. Zemzem kuyusunun ve Makam-i ibrahimin dismdan dolasa- 
rak da tavaf etmek caizdir. Kadmlarm tavaf ederken, Ka'beye yaklasmamalan efdal 
oldugu (Esbah)da yazihdir. Kadma dokunmak ihtimali cok ise, safi'ilerin hanefi ve- 
ya malikiyi taklid etmesi lazim olur. Tavafi mescid disindan yapmak caiz degildir. Ta- 
vafa niyyet etmek de, aynca farzdir. Tavaf-i ziyareti, Arafatdan sonra yapmak da farz- 
dir. Tavaf ederken ve sa'y ederken, ezan okunursa, bunlar birakihp, nemazdan son- 
ra temamlamr. Tahtavinin (Merakil-felah) hasiyesi, bayram nemazinda diyor ki, 
(Ka'beden baska bir cami' etrafmda ibadet icin donenin kafir olmasmdan korkulur). 

HACCIN VACIBLERi YiRMiiKiDIR: 

1 — Tavaf-i kudtimdan sonra ve hac aylari icinde olmak sarti ile, Safa ile 
Merve tepeleri arasinda, sa'y etmek, ya'ni, yedi kerre usulii ile yiiriimek. Tavaf- 
siz sa'y sahih olmaz. 

2 — Arafatdan doniisde, Mtizdelifede, vakfeye durmakdir. Adem "aleyhisse- 
lam", hazret-i Havva ile ilk olarak Mtizdelifede bulusdu. 

3 — Seytan taslamak, ya'ni Minada, tie gun, iic ayn yerde temiz tas veya teyem- 
miim caiz olan sey atmakdir. 

4 — ihramdan cikmadan once, basm en az dortde birini ustura ile tras etdirmek 
veya en az iic santimetre, kendisi veya baskasi kirkmakdir. Berber veya ustura bu- 
lamamak ozr sayilmaz. Basmda sac olmiyan veya basi yara olan da, usturayi, deg- 
meden basdan gecirmelidir. Kadmlar, sacmi tras etmez. Makas ile biraz keser. 

5 — (Afaki) olan, ya'ni Mikat denilen yerlerden daha uzak memleketlerin ha- 
cilan, Mekkeden son ayrilacagi giin (Tavaf-i sadr), ya'ni (Tavaf-i veda) yapmakdir. 
Hayzh kadma bu tavaf vacib degildir. Bu tavafda Remel ve ardmda sa'y yokdur. 

6 — Arafatda, giines batdikdan sonra da, biraz kalmakdir. (Cevhere) ve (Mec- 
mu'a-i Ziihdiyye) kitablarinda diyor ki, (Giines batmadan once Arafat meydanm- 
dan disari cikanm kurban kesmesi lazim olur. Ciiniib iken Arafatda durulabilir). 

7 — Tavaf-i ziyaretde, Ka'be-i mu'azzama etrafmda dortden sonra tic kerre da- 
ha donmekdir. Tavaf-i ziyaretden sonra Minada gecelemek hanefide stinnetdir. 

8 — Tavafda abdestsiz ve ciiniib olmamakdir. 

9 — Elbise temiz olmakdir. 

10 — Tavaf yaparken, Hatim denilen yerin dismdan dolasmakdir. 

11 — Tavafda, Ka'be-i mu'azzama, sol tarafda kalmakdir. 

-344- 



12 — Tavaf-i ziyareti, bayramm tictincti giiniiniin gtinesi batmciya kadar yapmak- 
dir. 

13 — Tavaf ederken, avret yeri kapali olmakdir. Kadmlar icin cok miihimdir. 

14 — Safa tepesi ile Merve tepesi arasmda sa'y ederken, Safadan baslamakdir. 
Safa tepesine cikmca, Ka'beye doner. Tekbir, tehlil ve salevat getirir. Sonra, iki 

kolunu omuz hizasinda ileri uzatip ve avuclanm semaya dogru acip diia eder. Son- 
ra Merveye dogru yiiriir. Safadan Merveye dort, Merveden Safaya tie kerre gidilir. 

15 — Her tavafdan sonra, (Mescid-i haram) icinde iki rek'at nemaz kilmakdir. 

16 — Seytan taslamasmi bayram gunlerinde yapmakdir. 

17 — Trasi, bayramm birinci gtinti ve Harem hududu icinde yapmakdir. 

18 — Sa'yi yuruyerek yapmakdir. iki yesil direk arasmda erkek hizh gider. 

19 — Kiran ve temettti' hac yapan, stikr kurbani kesmekdir. 

20 — Kurbani, bayramm birinci gtinti kesmekdir. 

21 — Cima' gibi yasak olan seyler, Arafatda durmadan once yapilirsa, hacci bo- 
zar. Bunlari Arafatdan once yapmamak farzdir. Cima'dan baskalarmi, ihrami ci- 
karmcaya, cima'i, tavaf-i ziyareti yapmcaya kadar terk etmek vacibdir. 

22 — Muzdelife vakfesi ve bu vakfeyi sabah nemazi vaktinde yapmak vacibdir. 
Bilerek veya bilmiyerek, bir vacibi vaktinde ve yerinde yapmiyana ceza lazim 

olur. Ceza, Kurban kesmek veya bir fitra sadaka vermekdir. Hastalik, ihtiyarlik ve- 
ya galabahk gibi bir ozr ile terk edince, birsey lazim gelmez. [Bir vekile yapdirma- 
si lazim olmaz.] Hayzh veya nifasli kadm Mescid-i harama giremez. Tavafdan bas- 
ka ntistikleri yapar. Tavaf-i ziyareti temizlenince yapar. Her gtintin nustikti, son- 
raki gecesinde de yapilabilir. 

Ka'benin icinde farz veya nafile kilmak ve cema'at ile kilmak caizdir. Sirtim ima- 
mm sirtma donerek de kilmir. Sirtim imamin ytiztine donmek ve Ka'benin tisttin- 
de kilmak mekruhdur. Ka'be etrafmda halka olup kilarken, imamin iki yanmda- 
kilerden baskalan, Ka'beye imamdan daha yakin olabilirler. 

HACCIN SUNNETLERI ONBiRDIR: 

1 — Temetttie niyyet etmemis afakiolanlann, hemen Mescid-i harama girerek 
(Tavaf-i kudum) yapmalandir. Ka'beyi gortince tekbir, tehlil ve diia edilir. Erkek- 
ler, Hacer-i esvede el ve ytiz stirer. Stiremezse, uzakdan istilam eder. Ya'ni elleri- 
ni kaldinp, "Bismillahi, Allahii ekber" deyip ytiztine stirer. Tavaf-i kudtimdan ve iki 
rek'at nemazdan sonra, Safa ile Merve arasmda sa'y yapilir. Bundan sonra, ihrami 
cikarmadan, Mekke sehrinde oturup, Terviye guntine kadar, istenildigi mikdar, na- 
file tavaf yapilir. Mtifrid olan ve karin olan hacilar, tas atip tras olunciya kadar ih- 
rami cikarmiyacagi icin, ihramin men' etdigi seylerden, hergtin, sakinmalan lazim 
olur. Bu seylerden sakmamiyacak kimselerin, mtitemetti' haci olmasi uygundur. Mes- 
cid-i haram icinde nemaz kilanlarm ontinden gecmek gtinah degildir. 

2 — Tavafa (Haceriil-esved)den baslamak ve burada bitirmekdir. 

3 — Imamin tic yerde hutbe okumasidir. Birisi, Zil-hicce ayimn yedinci gtinti 
Mekkede; ikincisi, dokuzuncu gtinti, ogle nemazi olunca, ogle ve ikindi nemazla- 
rmdan once, Arafatda; tictinctisti, onbirinci gtinti, Minada okunur. Arafatda, hut- 
be bitince ogle ve hemen sonra ikindi nemazi, cema'at ile kilmir. imama yetisemi- 
yen, ikindi nemazim, ikindi vaktinde kilar. Nemazdan sonra, imam ve cema'at, mes- 
cid-i Nemreden, Mevkife gelip, imam hayvanda, hacilar ise yerde, kibleye karsi, 
ayakda veya oturarak vakfeye dururlar. Cema'atin de hayvanda olmasi efdaldir. 
(Cebel-i rahme) kayalan tisttine cikmak ve vakfe icin niyyet etmek lazim degildir. 
[Bid'at firkasmdaki imam ile kihnan nemazi iade etmek lazimdir. Ctinki, bid'at eh- 
linin ibadetlerinin kabul olmiyacagi hadis-i seriflerde bildirildi.] 

4 — Arafata gitmek icin, Mekkeden, (Terviye giinii), ya'ni Zil-hiccenin seki- 
zinci gtinti, sabah nemazmdan sonra cikmakdir. Mekkeden Minaya gidilir. 

-345- 



5 — Arefe giiniinden onceki ve bayramin birinci, ikinci ve iiciincii giinlerinin 
geceleri, Minada yatmakdir. Uciincii gece ve giinii Minada kalmak mecburi degil- 
dir. Seksenbesinci maddenin birinci paragrafma bakimz! 

6 — Arafata gitmek icin, Minadan, giines dogdukdan sonra yola cikmakdir. 

7 — Arefe gecesi Miizdelifede yatmakdir. Arafatdan Miizdelifeye gelip, bu- 
rada, yatsi vakti olunca, aksam ve yatsimn farzlan birbiri ardinca, cema'at ile ki- 
hmr. Aksam nemazim Arafatda veya yolda kilanlann Miizdelifede tekrar ce- 
ma'at ile veya yalniz olarak, yatsi ile birlikde kilmasi lazimdir. 

8 — Miizdelifede, vakfeye, fecr agardikdan sonra durmakdir. 

Gece Miizdelifede yatip, fecr acihrken, sabah nemazim hemen kilip, sonra, 
(Mes'arilharam) denilen yerde, ortahk aydinlanmcaya kadar, vakfeye durulur. Gii- 
nes dogmadan once, Minaya hareket edilir. Yolda (Muhasser) denilen vadfde dur- 
mamahdir. Burasi (Eshab-i fil) durak yeridir. Minaya gelince (Mescid-i Hff)e en uzak 
olan ve (Cemre-i Akabe) denilen yerde, sag elin bas ve sehadet parmaklan ile, iki 
bucuk metreden veya daha uzakdan, Cemre yerini gosteren divann dibine nohud ka- 
dar yedi tas atilir. Divann iistiine veya insana, hayvana carpdikdan sonra dibine dii- 
serse caiz olur. Ertesi fecre kadar caiz ise de, o gun ogleden once atmak siinnetdir. 
Sonra, hie durmadan buradan gidilip, isterse kurban keser. Ciinki, seferi olana kur- 
ban kesmek vacib degildir. Seferi olan hacilarm, miifrid olduklan zeman kurban kes- 
meleri vacib degildir. Kurbandan sonra tras olur ve ihramdan cikar. Bayramm birin- 
ci giinii Minada olanlar ve biitiin hacilar, bayram nemazi kilmaz. Sonra, o giin veya 
ertesi giin veya daha ertesi giin Mekkeye gidip, Mescid icinde ve niyyet ederek 
(Tavaf-i ziyaret) yapar. Buna (Tavaf-iil ifada) da denir. Tavaf-i ziyareti ve trasi 
bayramin iiciincii giinii giines batdikdan sonraya birakmak mekruhdur ve kurban kes- 
mek lazim olur. Yalmz baygm olamn yerine baskasi tavaf yapabilir. Tavaf-i ziyaret- 
de, onceden bu tavaf icin sa'y yapdiysa, artik bir daha (Remel) ve (Sa'y) yapmaz. Yap- 
madiysa, sa'y yapmasi vacibdir. Bu tavafda (Iztiba'), ya'ni ihramin iist kismim sag 
koltuk altmdan gecirip, sol omuz iizerine koymak yokdur. Tavaf nemazindan son- 
ra Minaya gelir. Ogle nemazim Mekkede veya Minada kilar. Bayramin ikinci giinii, 
ogle nemazmdan sonra Minada hutbe okunur. Hutbeden sonra, lie ayn yerde, yedi- 
ser tas atilir. (Mescid-i Hff)e yakin olandan baslamr. Uciincii giinii de boyle yediser 
tas atilir ki, hepsi kirkdokuz tas olur. Bunlan ogleden once atmak caiz degildir ve- 
ya mekruhdur. Uciincii giinii giines batmadan once, Minadan aynhr. Dordiincii 
giin de Minada kahp, fecrden gtinesin gurubuna kadar diledigi zeman yirmibir tas 
daha atmak miistehabdir. Dordiincii giinii fecre kadar Minada kahp da tas atmadan 
ayrihrsa, koyun kesmek lazim olur. Birinci ve ikinci yerlerinde tas atdikdan sonra, 
kollar omuz hizasma kaldinlarak ve el ayalari semaya veya kibleye cevrilerek diia 
edilir. Atilacak yetmis tas, Miizdelifede veya yolda toplamr. Hayvan iistiinde tas at- 
mak caizdir. (Tavaf-i sadr)dan sonra, zemzem suyu icilir. Ka'benin kapi esigi opii- 
liir. Gogiis ve sag yanak (Miiltezem) denilen yere suriiliir. Sonra, Ka'be perdesine 
yapisip, bildiklerini okur ve diia eder. Aghyarak Mescid kapismdan disari cikar. 

Mina, Mekkenin; Miizdelife, Minanm; Arafat da, Miizdelifenin sark cihetinde- 
dir. Son yapilan asfalt caddelere gore, Mina ile Mekke arasi dortbucuk, Mina ile 
Miizdelife arasi 3,3 ve Miizdelife ile Arafat arasi 5,4 kilometre, Safa ile Merve ara- 
si iicyiizotuz metre, Safa tepesindeki kemer ile Ka'be arasi yetmis metre oldu. 

9 — Arafatda, vakfeden once gusl etmekdir. 

10 — Minadan Mekkeye son doniisde, once Ebtah denilen vadiye gelip, bura- 
da bir mikdar durmakdir. Buradan Mekkeye gelip diledigi kadar kalir. 

11 — Hacca giderken, muhtac olmiyan ana, babadan, alacakhlardan, kefilinden 
izn almak siinnetdir. Ana baba muhtac ise, iznsiz gitmek haramdir. Nafaka birak- 
madi ise, zevcesinden iznsiz gitmesi de haram olur. Mekke sehrine (Mu'alla) ka- 
pismdan, Mescide (Babiisselam)dan ve giindtiz girmek miistehabdir. 

-346- 



Haccm siinnetini yapmiyana ceza lazim gelmez. Mekruh olur. Sevabi, azahr. 
Arefe giinti Cum'aya rastlarsa, yetmis hac sevabi hasil olur. Halk arasinda buna 
hacc-i ekber deniliyor. Bu soz dogru degildir. 

Mekke sehri, simalden cenuba dogru uzanan karsilikh iki sira dag arasinda olup, 
sehrin uzunlugu iic, genisligi bir kilometre idi. Evleri kargir olup, uc dort kath idi. 
Sehrin ortasmda (Harem-i Ka'be) veya (Mescidiilharam) denilen biiytlk cami' var- 
dir. Mescidiil haramm iistii acikdir. Istanbul cami'lerinin avlulannda oldugu gibi, 
avlu etrafmda iic sira kubbe vardir. Kubbeleri besyiiz adeddir. Kubbelerin altin- 
da 462 direk vardir. Direklerin 218 adedi mermer olup, yuvarlakdir. 224 adedi (Ha- 
cer-i semis) tasmdan yontmadir ve alti veya sekiz koseli ve sari renklidir. Mescid- 
iil haram, dikdortgen (Miistatil) gibi olup, simal divan 164, cenubu 146, sark di- 
van 106, garbi 124 metre uzunlugunda idi. Vehhabiler 1375 [m. 1955] de, dort di- 
van da uzatdi. Safa ve Merveyi de, Mescid dahiline aldilar. Yiizaltmisbin metre ka- 
re oldu. Istanbuldaki Ayasofya cami'-i serifinin uzunlugu ise 77 metre ve genisli- 
gi 72 metredir. Sultan Ahmed cami'-i serifinin uzunlugu 72, genisligi 64 metredir. 
Mescidiil haramm 19 kapisi olup, sark divannda dort, garbda iic, simalde bes, ce- 
nubda yedi idi. Yedi minaresi vardir. Osmanhlar zemanmda, Mekke ile Cidde is- 
kelesi arasindaki yol 75 km., Medine ile Cidde arasi 424 km., Medine ile Bedr ara- 
si 150 km. idi. Mekke ile Medine arasinda en kisa yol 335 km. idi. Resulullahm hic- 
ret buyurdugu sahil yolu 400 km. idi. Mekke, denizden 360 metre yiiksekdir. Me- 
dine, denizden 160 km. uzakdir. Mescid-i harama sigman katile, hanefide, cikm- 
caya kadar, ceza yapilmaz. 

Omer "radiyallahii anh" zemanmdan once, Mescidiil haramm divarlan yokdu. 
Ka'benin etrafmda, bir meydancik ve sonra evler vardi. Halife Omer "radiyallahii 
anh", evlerin bir kismim yikdmp, Ka'be etrafma, bir metreye yakin yiikseklikde di- 
var cevirerek, Mescidiilharam meydana geldi. Mescidiilharam, muhtelif zemanlarda 
yenilenmisdir. Son sekli, Ka'be-i mu'azzamamn onbirinci ta'miri ile birlikde, 17. ci Os- 
manh padisahi dordiincii sultan Murad nan "rahmetullahi teala aleyh" tarafmdan 1045 
[m. 1635] de yapilmisdir. Simdi Vehhabiler, genisletmek behanesi ile, o tarihi islam 
eserlerini yikip, yok edip, yalniz maddi kiymeti fazla seyler yapiyorlar. Ka'be-i 
mu'azzamaya saygisizhk edip, ondan daha yiiksek binalar, oteller yapiyorlar. 

Ka'be-i mu'azzama, Mescidiil haram ortasmda, dort kose tasdan bir oda olup 
11,4 metre yiiksekdir. Simal divan 9,25 metre, cenubu 8,5 metre, sark divan 13,5; 
garbi 13,3 metredir. Sark ve cenub divarlan arasindaki kosede (Haceriil-esved) ta- 
si vardir ve yerden bir metreden ziyade yiiksekdir. Peygamberler ve hacilar opdiik- 
leri icin, cukurlasmisdir. Ka'benin sark divannda, bir kapisi vardir. Kapisi, yerden 
1,88 metre yiiksekdedir ve genisligi 1,7, yiiksekligi 2,6 metredir. Divarlannin ic yii- 
zii ve zemini renkli mermerlerle kaphdir. Riikn-i Iraki hizasmda yedisi mermer, 
diger basamaklan agacdan, 27 basamakh, minare merdiveni gibi yuvarlak merdi- 
veni, ikinci Mustafa nan yenilemisdir. Kapmm sag tarafmda bir de cukur ve tava- 
na kadar yiikselen tip direk vardir. Ka'benin dis yiizii siyah, ipek perde ile ortiilu- 
diir. Kapismm perdesi, yesil atlasdir. 

Zemzem kuyusu, Mescidiil haram icinde, Hacer-i esved kosesi karsisinda ve ko- 
seden ondortbucuk metre uzakda bir odada olup, 1,9 metre yiiksek olan tas bile- 
zigi vardir. ikibucuk metre kutrunda ve otuz metre umkundadir. Bu odayi, istan- 
bulda Beglerbegi cami'ini yapdirmis olan, birinci sultan Abdulhamid han yapdir- 
mis olup, zemini mermer doseli ve divarlara dogru meyillidir. Divar diblerinde oluk- 
lari vardir. Kuyuya su sizmiyacak seklde ustalikh yapilmisdir. Kuyu agzi, bu hiza- 
dan bir bucuk metre kadar yiiksekdir. Tarihin kiymetli yadigan olan bu giizel san'at 
eseri 1383 [m. 1963] yilmda, yikdinldi. Kuyu agzim ve birkac metre cevresini, yer 
yiiziinden birkac metre asagi indirdiler. 

Ka'benin dort kosesine, dort riikn denir. Sama karsi olana (Riikn-i sami), Bag- 

-347- 



dada karsi olana (Riikn-i iraki), Yemen cihetinde olana (Riikn-i yemani), dordun- 
cii koseye de (Rtikn-i hacer-il esved) denir. 

Her tavafdan sonra zemzem icmek miistehabdir. Yiizbinlerce haci, icdigi ve yikan- 
digi ve memleketlerine gotiirdiigii halde, kuyudaki zemzem tiikenmiyor. Simdi her- 
giin, motorla ve bir genis hortum ile, gece giinduz cekildigi halde, bitmek bilmiyor. 

Ka'benin simal divan uzerinde (Altm oluk) vardir. Yerde bu oluk hizasmda kavs 
seklindeki divarcik ile Ka'be-i mu'azzama arasinda kalan yere (Hatim) denir. 
Tavaf ederken, bu Hatim divarinm dismdan dolasmak lazimdir. 

Yer yuziinde, bir dane Ka'be vardir. O da, Mekke-i miikerreme sehrindedir. 
Mii'minler, hac etmek icin Mekke-i miikerreme sehrine gider ve orada, Allahii te- 
alanm emr etdigi seyleri yaparak haci olurlar. Kafirler, baska memleketlere gide- 
rek, baska yerleri dolasir. Bunlara haci denmez. Miislimanlann ibadetleri baska- 
dir. Kafirlerin gavurluklan baskadir. 

Hilde oturup da Mekkeye ihramsrz girenlerin hac veya omre yapmasi vacib olur. 

Hac yapdikdan sonra, Medine-i miinevvereye gidip, Resulullahin mubarek 
kabrini ziyaret etmek lazim oldugu, (Eshab-i Kiram) kitabinin (Miislimanlarin iki 
gozbebegi) kisminm son sahifesinde uzun yazihdir. (Hucre-i se'adet), mescid-i se- 
rifin kible divarinm sark kosesine yakm olup, mihrabda kibleye donen kimsenin 
sol tarafinda kahr. Minber ise, bu kimsenin sag tarafmdadir. Hucre-i se'adet ile min- 
ber arasma (Ravda-i mutahhera) denir. Hucre-i se'adet, ic ice iki divarla cevrilmis- 
dir. Ic divarin tavaninin ortasmda bir delik vardir. Dis divar, mescidin tavanma ka- 
dar yiiksek olup, iizerindeki yesil kubbe uzaklardan goriiniir. Dis divarlann ve di- 
sardaki yiiksek parmakhgin etrafi (Sitare) denilen birer perde ile ortiiludtir. Di- 
varlann icine kimse giremez. Cunki, kapilan yokdur. (Mir'at-i Medine)nin 384. cii 
sahifesinde diyor ki, Mescid-i se'adet yapihrken, eni 60 zra' [25 metre], boyu 70 zra' 
[29 metre] idi. Bedr gazasmdan iki ay evvel, ya'niikinci senenin Receb aymda, Kib- 
lenin Ka'be cihetine tahvili emr olununca, kapisi cenub divanndan simal divari- 
na almirken, mescidin tulii ve arzi yiizer zra' [42 metre] yapildi. Bu kapiya (Bab- 
iit-tevessul) denir. Velid bin Abdiilmelikin ve uciincii Abbasi halifesi Mehdinin 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 165 [m. 781] de yapdirdiklan ta'mirde mes- 
cidin tulii 126, arzi da 76 metre oldu. Vehhabiler 1375 [m. 1955] senesinde genis- 
letip, tulii 128, arzi 91 metre oldu. Mescid-i Nebideki tarihi ismleri degisdirip, Veh- 
habilerin ismlerini koydular. 

Mescid-i Nebinin bes kapisi var idi. Bunlardan: ikisi garb divannda olup, kib- 
leye yakm olana, (Babiisselam), simal kosesine yakin olana, (Babiirrahme) denir. 
Sark divarinm, kible tarafinda kapi yok idi. Sark divannda, Babiirrahme karsism- 
da (Babul Cibrfl) vardir. (Faideli Bilgiler) kitabinin 86. ci sahifesindeki resme ba- 
kmiz! 

(Durr-iil-muhtar)da diyor ki, (Farz olan hac once yapilmah, sonra Medine zi- 
yaret edilmelidir. Ziyareti once yapmak da caizdir. Nafile hac yaparken, once, yo- 
lun diisdiigii sehre gidilir. Medineye girince, yalniz kabr-i Nebiyi "aleyhisselam" 
ziyareti niyyet etmelidir. Mescid-i Nebide bir nemaz, baska yerlerdeki bin nemaz- 
dan daha iistiindiir. Oruc, sadaka, zikr ve Kur'an-i kerim okumak gibi ibadetler de 
boyledir. Medineye girerken ihrama girilmez. Mekkede ihramli iken olan yasak- 
lar, Medinede yasak degildir. ibni Teymiyye, kabr-i Nebiyi ziyaret icin Medine- 
ye gidilmez dedi ise de, Ehl-i siinnet alimleri buna cevab vermislerdir. imam-i Ebu 
Hasen Ali Siibki "rahmetullahi teala aleyh" [(Erreddii li-ibni Teymiyye) ve (Si- 
fa-iis-sikam fi ziyaret-i Seyyid-il enam) kitablarmda] ibni Teymiyyenin sapik soz- 
lerini kuvvetli delillerle ciiriitmekdedir. Kadinlann da, tenha zemanlarda, ortiilii 
olarak ziyaret etmeleri caizdir). imam-i Siibkinin ve baska alimlerin, ibni Teymiy- 
yeyi red eden yazilan, (islam Alimleri) kitabmda arabi olarak nesr olunmusdur. 

-348- 



(Merakil-felah)da ve hasiyesinde diyor ki, (Medme sehri uzakdan goriiliince, 
salat ve selam getirilir. Sonra, (Allahiimme haza harem-ii Nebiyyike ve mehbit-ii 
vahyike feniniiii aleyye biddiihul-i ffhi vec'alhii vikayeten If minennar ve emanen 
minel azab vec'alnf minelfaizfne bi-sefa'atil-Mustafa yevmelmeab) denir. Sehre ve- 
ya mescide girmeden once gusl abdesti alinir. Glizel ve alkolsiiz koku suriiniilur. 
Yeni, temiz elbise giyilir. Sehre yiiriiyerek girmek iyi olur. Esyalarmi bir yere yer- 
lesdirdikden sonra, o yerlerin kiymetini ve yuksekligini diisiinerek, boynu biikiik, 
kalbi kink olarak; (Bismillah ve ala Milleti Resulillah) der ve hicret gecesi gelmis 
olan (Isra) suresinin sekseninci ayetini ve nemazda okunan salevat-i serifleri 
okuyarak ve (Vagfir li-ziinubi veftah If ebvabe rahmetike ve fadlike) diyerek 
mescide gelir. Bab-i selamdan veya bab-i Cibrilden mescide girip, minber yamn- 
da iki rek'at (Tehiyyetiil-mescid) nemazi kilar. Minberin diregi sag omuzu hiza- 
sma gelmelidir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" burada kilardi. iki rek'at 
da siikr nemazi kilar. Diiadan sonra, kalkip edeble Hucre-i se'adete gelir. Muva- 
cehe-i se'adet divarma karsi, arkasini kibleye donerek, Resulullahm mubarek 
yiiziine karsi, iki metre kadar uzakda, edeble durur. Resulullahm kendisini gor- 
diigunii, selamini, diialanni isitdigini ve cevab verdigini, amm dedigini diisiiniir. 
(Esselamii aleyke ya seyyidi, ya Resulallah...) diyerek kitabdaki uzun diiayi okur. 
Emanet olan selamlan soyler. Sonra salevat okuyup, diledigi diiayi yapar. Sonra 
yanm metre saga gelip, (Esselamii aleyke ya halifete Resulillah...) diye bashyan 
kitabdaki uzun diiayi okuyarak hazret-i Ebu Bekre selam verir. Sonra, yanm 
metre saga gidip, hazret-i Omere de kitabdaki uzun diiayi okuyarak selam verir. 
Sonra kendine ve ana babasma ve dua etmesini istemis olanlara ve biitiin miisli- 
manlara diia eder. Sonra yine Resulullahm mubarek yiizii karsisma gelir. Kitab- 
daki diiayi okur ve diledigi diialan da yapar. Sonra Ebu Liibabe hazretlerinin ken- 
dini baglayarak tevbe etmis oldugu direge gelir. Burada ve Ravda-i mutahherada 
nafile, kaza kilar. Tevbe ve diia eder. Diledigi zemanlarda (Mescid-i Kuba) ve (Mes- 
cid-i kibleteyn), Uhud sehidleri ve Baki'deki mezarlan ve bircok meshur miiba- 
rek yerleri de ziyaret etmelidir). 

Ibni Kayyim, (Resulullahm kabrine arka cevirerek diia edilir. Ebu Hanife de 
boyle soyliiyor) diyor. Alusmin de, tefsirinde boyle dedigi, (Diirer-iis-seniyye)de 
yazilidir. Halbuki, biitiin Ehl-i siinnet alimleri, Kabr-i se'adete donmiis, kible di- 
van arkada kalmis olarak diia edilecegini yazmakdadirlar. Alusmin oglu Nu'man 
bile, Ibni Teymiyyenin ve ibni Kayyimin yolunda oldugu halde, insaf ederek, bu 
hakikati sakhyamayip, (Galiyye)sinde, (Mescidde iki rek'at nemaz kildikdan son- 
ra, hucre-i se'adete gelip, mubarek yiiziine karsi doner. Diri iken oldugu gibi hu- 
zurunda edeb ile dump, salat ve selam verir ve islamiyyetin bildirdigi diialan 
okur. Ciinki, Resulullah, kabrinde de diridir. Alimlerin cogu, yalniz kabr-i se'ade- 
ti ziyaret icin uzaklardan gelmek de siinnetdir dediler. Ciinki, hadis-i serifde, 
(Beni ziyaret icin gelip, baska bir is yapmiyarak, yalniz ziyaret edene kiyametde 
sefa'at etmek, bende hakki olur) ve (Bana selam verene ben de selam veririm) bu- 
yuruldu) demekdedir. 

Abdiilhak-i Dehlevi "rahmetullahi teala aleyh", (Cezb-iil-kulub) kitabmda, 
farisi olarak diyor ki, (Mescid-i serif) yapihrken, Aise ve Sevde "radiyallahii an- 
hiima" icin birer oda yapildi. Sonra, her evlendikce bir oda yapilarak, adedleri do- 
kuz oldu. Odalar, arab adeti iizere, hurma dalmdan idi. Ustleri kildan kece ile or- 
tiilii idi. Kapilarmda yalniz perde asih idi. Odalar mescidin cenub sark ve simal ta- 
raflannda idi. Kerpicden yapilmis olam da vardi. Cogunun kapisi mescide acihrdi. 
Tavanlannin yiiksekligi, orta boylu insan boyundan bir kans fazla idi. Hazret-i 
Fatima ile hazret-i Aisenin odalan arasinda kapi vardi. Vefatmdan birkac giin on- 
ce, Ebu Bekrden baska eshab odalannm mescide acilan kapilanm kapatdirdi. 

Hazret-i Omer "radiyallahii anh", hicretin onyedinci senesinde, mescid-i seri- 

-349- 



fi garb ve simalden genisletdi. Zevcat-i tahiratm "radiyallahii teala anhiinne" 
odalari bulundugu icin, sark tarafini genisletmedi. Simal-cenub arasi, ytizkirk 
zra' [yetmis metre] ve sark-garb divarlan arasi yuzyirmi zra' oldu. (Mescidimi ge- 
nisletmek lazimdir!) emrini isitmeseydim, genisletmezdim dedi. Yeni divarlan, es- 
kisi gibi kerpic ile hurma agaclanndan yapdirdi. Hazret-i Abbas, garb divarma bi- 
tisik odasim hediyye etdi. Bu oda ve buna bitisik, Ca'fer Tayyann evinin yansi sa- 
tin alimp mescid-i serife katildi. Hazret-i Omer, bu arada, (Hiicre-i se'adet)i de, 
kerpicden yeniledi. Hazret-i Osman "radiyallahii anh" hicretin otuzuncu senesin- 
de, bunlari ve simal divarmi yikip genisletdi. Yeni divarlan ve direkleri tasdan, ta- 
vanini sac agacmdan yapdi. Ebu Hiireyrenin haber verdigi hadis-i serifde, (Mes- 
cidimi Yemendeki San'a sehrine kadar genisletseler, hepsi mescidim olur) buyu- 
ruldu. 

Halife Velid, seksensekiz senesinde, Medine valisi Omer bin Abdul'Azize emr 
vererek, dort divar da yikilip, sark tarafindaki zevcat-i tahirat odalari mescide ka- 
tildi. Hucre-i se'adetin dort divan yikilip, temelden yontma taslarla yeniden ya- 
pildi. Temel acihrken hazret-i Omerin bir ayagi goriildii. Hie ciiriimemisdi. Hiic- 
renin etrafina ikinci bir divar daha yapildi. Hie kapisi yokdu. Hiicrenin tavani mes- 
cidden yanm metre daha yiiksek oldu. Uzunluk ikiyiiz, genislik yiizaltmisyedi 
zra' oldu. Rum Kayserinden kirk usta getirilip, divarlar, direkler, tavan altin ile siis- 
lendi. ilk olarak mihrab ve dort minare yapdirdi. Bu is tic sene siirdii. Abbasi ha- 
lifelerinden Mehdi, yiizaltmisbir senesinde, yalniz simal tarafina on direk dikerek 
genisletdi. Halife Me'mtin da ikiyiiziki 202 [m. 817] senesinde biraz genisletdi. Bes- 
yiizelli senesinde, Cemaleddin-i Isfehani, ikinci divar etrafina sandal agacmdan par- 
makhk yapdi. Bu parmakliga (§ebeke-i se'adet) denir. O sene Misrdan gonderi- 
len, uzerinde kirmizi ipekle Yasin suresi yazili beyaz ipek perde, Sebeke etrafina 
asildi. Bu perdeye (Sitare) denir. Misr Turkmen sultani Seyfeddm Salih Klavun 
"rahmetullahi teala aleyh", altiyiizyetmissekiz 678 [m. 1279] senesinde, Hucre-i 
se'adet iizerine bugiinkii (Kubbe-i hadra)yi ilk olarak yapdinp kursun ile kaplat- 
di. Mescidin bugiinkii binasi, Misrdaki Cerkes sultanlarmdan Esref Kaytbay "rah- 
metullahi teala aleyh" tarafmdan 888 [m. 1483] senesinde yapdinlmis ve Osman- 
h sultanlan tarafmdan ta'mir ve tezym edilmisdir. (Cezb-iil-kulub)dan terceme te- 
mam oldu. 

Pakistanda Mirpur sehrinde bulunan (Da'vet-iil-islamiyyet-iil-aleiniyye) mer- 
kezinin 1398 [m. 1978] de, biitiin miisliman memleketlerine gonderdigi bildiride 
diyor ki: Sii'udi Arabistanda cikan (Ed-da've) mecmu'asinm 1397 [m. 1977] Sa'ban 
niishasmda, Sa'diilharemeyn ismindeki bir vehhabmin (Kubbet-iil-hadra)nm yi- 
kilmasini istiyen yazismi, (DaVet-iil-islamiyyet-iil-alemiyye) merkezimiz nefret- 
le karsilamisdir. Uyelerimiz Pakistanm Mirpur sehrinde, bu yaziyi protesto etmek 
icin toplandi. Allame Muhammed Besir "rahmetullahi teala aleyh" baskan idi. Pek 
cok dinleyici arasmda konusan hatiblerin sozlerinin ozeti soyledir: 

Kubbet-iil-hadra, biitiin miislimanlarm gozbebegidir. Miislimanlar, bu miibarek 
hucreyi ziyaret etmegi, kurtulmalarma sebeb bilirler. Ctinki, Peygamberimiz "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", (Kabrimi ziyaret edene sefa'atim vacib olur) buyurdu. 
Sa'diil-haremeynin bu cok cirkin yazisi, biiyiik fitne ve islam diismanmin gizli bir 
hiylesidir. Bir miisliman boyle diisiinebilir mi? islam dininin si'armi yok etmege 
onayak olabilir mi? Vallahi olamaz! Bu cirkin yazmin arkasinda gizli ellerin, ye- 
hudi giiclerinin bulunduguna inamyoruz. Eshab-i kiramm mubarek cesedlerini ve 
Resulullahm babasi Abdiillahin cesedini kabrlerinden cikarmalan, Kubbe-i had- 
rayi yikmak cirkin diisiincesine cesaret verdiginde hie siibhe yokdur. Bu cirkin ya- 
zi, biiyiik fitnelere yol acacakdir. Bunda hicbir faide yokdur. Kalbleri Resululla- 
hm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" sevgisi ile ve Kubbet-iil-hadranm sevgisi ile 
dolu olan miislimanlan yarahyan bu cirkin yaziya nasil cesaret olundugunu Sii'udi 

-350- 



arab hiikumetinin aciklamasi lazimdir. Miislimanlarm, Haremeyn-i serifeyne ve 
Kubbet-iil hadraya hizmet etdikleri icin, arablan sevdikleri siibhesizdir. Arablar 
bu miibarek makamlara saygisizhk ederlerse, miislimanlarm kalblerinde, onlarm 
sevgisi kalir mi? Bu cirkin oyundan meydana gelen iiziintiinun dehsetini Sii'udi Ara- 
bistan hiikumetine bildirmeleri ve bu kotii hilenin yok edilmesi icin cahsmalan icin 
biitiin diinya miislimanlanna cagrida bulunuyoruz! 

Yukandaki cagnnin arabi olan ash, (El-medaric-iis-seniyye) kitabimn m. 1978 
baskisinm sonuna eklenmisdir. 

Ibni Abidin, hac bahsinin sonunda buyuruyor ki, (Hacca giden fakir, Mekke- 
ye gidinceye kadar nafile ibadet yapmakdadir. Nafile sevab almakdadir. Mekke 
sehrine girince, hac etmesi farz olur. Zengin ise, memleketinden hac icin cikdigi 
anda farz sevabi kazanmakdadir. Farzm sevabi, nafilenin sevabmdan daha cokdur. 
Fakir, memleketinde ihrama girerek yola cikarsa, yolda da farz sevabi kazanarak, 
zenginin sevabma kavusur. Anasi veya babasi kendisine muhtac olmiyan bir kim- 
se, onlardan iznsiz farz olan hacca gidebilir. [Fekat nafile olan hacca iznsiz gide- 
mez. Cami', Kur'an-i kerim kursu ve benzeri, islama faidesi olan seyleri yapmak, 
nafile hacdan ve omreden daha sevabdir. Nafile hac ve omre yaparken sarf edilen 
paralar, miislimanlarm muhtaclarma veriliyorsa, nafile hac ve omre yapmak, ken- 
di memleketinde sadaka vermekden daha efdal olur. Ctinki, hem mal ile, hem be- 
den ile ibadet yapilmakdadir. (Makamat-i Mazheriyye)de, 26. ci mektubda diyor 
ki, (Hacda bir farzi veya vacibi ozrsiiz terk etmemek veya haram, mekruh isleme- 
mek lazimdir. Aksi halde, nafile hac ve omre yapmak sevab degil, giinah olur). Bi- 
rinci kismda, 74. cii madde sonuna ve kirkaltinci maddenin zekat kismina ve 
(Mektubat Tercemesi)nde, 29 ve 123 ve 124. cii mektublara bakimz!] Asker ola- 
rak veya yazi ve propaganda ile islamiyyete hizmet etmek, nafile hacdan ve om- 
reden daha sevabdir. Boyle cihad hizmeti olmiyan icin, memleketinde fakir, muh- 
tac ve salihlere yahud seyyidlere ve Ehl-i siinnet bilgilerini yayanlara para yardi- 
mi etmek, nafile haclardan ve cami', Kur'an-i kerim kursu ve benzeri hizmetleri 
yapmakdan daha sevabdir). 

Hak teala, Hmi cokyerde ovdii, Kur'anda, 
Resulun, Hmi emr eden sozleri, meydanda. 

islamm en biiyiik diismamdir, bil, cehalet, 
ctinki, cehi mikrobunun hastahgi, Felaket! 

Cehalet olan yerden, din gider dedi, Nebi, 
Dini seven, o halde Hmi, fenni sevmeii! 

Cennet, kiimc golgesinde, demedi mi hadis, 
atom gticti,jet ucusuna bu emr, pek veciz! 

Islamm zilletine cehldir, biitiin illet! 

Ey derdi cehalet, sana dtismekle, bu millet! 

Bir hale getirdin ki, ne din kaldi, ne namus, 
ey sine-i islama coken, kapkara kabus. 

Ey, biricik dtisman, seni bldtirmeli evvel, 
sensin, bize katirleri, tisttin cikaran el! 

Ey, millet, uyan cehline kurban gidiyorsun! 
Islam gerilikdir, diye bir damga yiyorsun! 

Allahdan utan, bari birak, dini elinden, 
gir, les gibi, topraklara ken din, gireceksen! 

Lakin bu soztim de, te'sir etmez ki cahile, 
Allahdan utanmak da, olur elbet, Hm ile. 

-351- 



85 — MUBAREK GECELER 

Mubarek geceler, islam dininin kiymet verdigi gecelerdir. Allahii teala, kulla- 
nna cok acidigi icin, ba'zi gecelere kiymet vermis, bu gecelerdeki, diia ve tevbe- 
leri kabul edecegini bildirmisdir. Kullannin cok ibadet yapmasi, diia ve tevbe et- 
meleri icin bu geceleri sebeb kilmisdir. Kiymetli geceye, kendinden sonra gelen gii- 
niin ismi verilir. Onceki giinii ogle nemazi vaktinden, o gecenin fecrine kadar olan 
zemandir. Yalmz, Arefe ve tic kurban giinlerinin geceleri boyle degildir. Bu dort 
gece, bu giinleri ta'kib eden gecelerdir. Bu geceleri ihya etmeli, ya'ni kaza nemaz- 
lari kilmali, Kur'an-i kerim okumah, diia, tevbe etmeli, sadaka vermeli, musliman- 
lan sevindirmeli, bunlarm sevablanni oliilere de gondermelidir. Bu gecelere say- 
gi gostermelidir. Saygi gostermek, giinah islememekle olur. 

(Riyad-un-nasihin) kitabimn yiizyetmisikinci sahifesinde buyuruyor ki, 
(imam-i Nevevi, (Ezkar) kitabinda diyor ki, (Gecenin oniki kismindan bir kismi- 
ni [bir saat kadar] ihya etmek, biitiin geceyi ihya etmek olur. Yaz ve kis geceleri icin 
hep boyledir). [Ibni Abidin, birinci cild, 461. ci ve iicuncii cildin 289. cu sahifele- 
rinde de bu konuda bilgi verilmisdir.] (Hakayik-i manzume)de diyor ki, (Fikh ki- 
tablannda saat demek, bir mikdar zeman demekdir). imam-i Nevevi, Safi'i mez- 
hebinde miictehiddir. Hanefilerin de, geceleri boyle ihya etmeleri uygun olur). 

MUSLIMANLARIN ON MUBAREK GECESI VARDIR: 

1 — KADR GECESI: Ramezan-i serif ayi icinde bulunan bir gecedir. Imam-i 
Safi'i "rahmetullahi teala aleyh" onyedinci, imam-i a'zam Ebu Hanife, yirmiyedin- 
ci gecesi olmasi cok vaki' olur dedi. Yirmi ile otuzuncu geceleri arasinda arayiniz 
denildi. Kur'an-i kerimde medh edilen en kiymetli gecedir. Kur'an-i kerim, Resu- 
lullaha bu gece gelmege basladi. 

2 — AREFE GECESI: Arefe giinii ile Kurban bayrammm birinci gtinii arasm- 
daki gecedir. Zil-hicce ayinm dokuzuncu ve onuncu giinleri arasmdaki gecedir. Are- 
fe giinii bin ihlas okumanm pok sevab oldugu, 357. ci sahifede yazilidir. 

3 — FITR BAYRAMI GECESI: Ramezan-i serif aymm son giinii ile bayramin 
birinci giinii arasmdaki gecedir. 

4 — KURBAN BAYRAMI GECELERI: Kurban bayraminin birinci, ikinci ve 
iicuncii giinlerinden sonraki gecelerdir. Bu tic gtine (Eyyam-i nahr) denir. 

5 — MEVLID GECESI: Rebful-evvel ayinm onbirinci ve onikinci giinleri 
arasmdaki gecedir. Diinyadaki biitiin insanlara Peygamber olarak gonderilen, 
Peygamberlerin sonuncusu ve en iistiinii Muhammed Mustafa aleyhisselamm 
dogdugu gecedir. Miladm 571. ci senesinde dogdu denilmekdedir. Bu gece, Kadr 
gecesinden sonra, en kiymetli gecedir. Bu gece, O dogdugu icin sevinenler afv olur. 
Bu gece, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" tevelliidu zemanlannda gorii- 
len halleri, mu'cizeleri okumak, dinlemek, ogrenmek cok sevabdir. Kendileri de 
anlatirdi. Bu gece, Eshab-i kiram "radiyallahii anhiim" da, bir yere toplamp, 
okurlar, anlatirlardi. [Birinci kismda 95. ci madde ve 2. ci kismda 17. ci madde or- 
talarma bakmiz!] 

6 — BERAT GECESI: Sa'ban aymm onbesinci gecesidir. Ya'ni ondorduncii gii- 
nii ile onbesinci giinii arasmdaki gecedir. Allahii teala, ezelde, hie birsey yaratma- 
dan once, herseyi takdir etdi, diledi. Bunlardan, bir yil icinde olacak herseyi, bu 
gece meleklere bildirir. Kur'an-i kerim, Levhilmahfuza bu gece indi. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" bu gece, cok ibadet, cok diia ederdi. 

7 — MI'RAC GECESI: Receb aymm yirmiyedinci gecesidir. Mi'rac, merdiven 
demekdir. Resulullahm goklere cikanldigi, bilinmiyen yerlere gotiiriildtigu gecedir. 

Mekke ehalisi iman etmiyor. Miislimanlara cok sikmti veriyordu. iskenceye bas- 
lamis, isi azdirmislardi. Resulullah cok iiziildu. Hicretden bir yil once, elliiki ya- 

-352- 



sinda idi. Zeyd bin Hariseyi alarak Taife gitdi. Taif halkina bir ay nasihat eyledi. 
Hie kimse iman etmedi. Alay etdiler. iskence yapdilar. Yuhaladilar. Cocuklar ta- 
sa tutdular. Ummidsiz, iizuntiilii, yorgun geri donerken, mubarek bacaklan yara- 
landi. Zeydin basi kan icinde kaldi. Cok sicak bir saatde, yol kenarmda, bitkin hal- 
de oturdular. Orada bulunan bag sahibi, Rebi'a ogullan zengin Utbe ve Seybe adm- 
da iki kardes, koleleri Addas ile, birer salkim iiziim gonderdi. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" iizumii yirken Besmele okudu. Addas 
"radiyallahii teala anh", o zeman hiristiyan idi. Bunu isitince sasirdi. (Yillarca bu- 
ralardayim. Kimseden boyle soz duymadim. Bu nasil sozdur?) dedi. 

Resulullah: Sen neredensin? buyurdu. 

Addas: Nineveliyim, dedi. 

Resulullah: Yuniis aleyhisselamm memleketinden imissin, buyurdu. 

Addas: Sen Yuniisu nereden tamyorsun? Onu, buralarda kimse bilmez, dedi. 

Resulullah: O benim kardesimdir. O da, benim gibi Peygamber idi, buyurdu. 

Addas: Bu giizel yiiziin, bu tath sozlerin sahibi yalanci olmaz. Ben inandim ki, sen 
Allahin Resuliisiin, dedi. Miisliman oldu. Ya Resulallah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem"! Yillarca bu zalimlere, bu yalancilara kulluk ediyorum. Herkesin hakkini yi- 
yorlar. Herkesi aldatiyorlar. Hie iyi taraflan yok. Diinyalik toplamak, sehvetlerini yap- 
mak icin her alcakhgi goze aliyorlar. Onlardan nefret ediyorum. Sizinle birlikde git- 
mek, size hizmetle sereflenmek, cahillerin, ahmaklann size yapacagi saygisizhklara 
hedef olmak, mubarek vucuduniizii korumak icin feda olmak istiyorum, dedi. 

Resulullah, tebessum buyurdu: Simdi efendilerinin yaninda kal! Az zeman 
sonra, adimi her yerde isitirsin. O zeman bana gel, buyurdu. Bir miiddet istirahat 
edip, yaralanni, kanlarim sildiler. Mekkeye yiiriiduler. Karanlikda sehre girdiler. 
Her taraf diisman idi. Gidecek bir yer yokdu. Birkac ay Mekkede cok sikmtih gec- 
di. Bir gece [Receb aymin yirmiyedinci gecesi] amcasi Ebu Talibin kizi Umm-i Ha- 
ninin Ebu Talib mahallesinde bulunan evine geldi. Umm-i Hani, o zeman iman et- 
memisdi. Kimdir o? dedi. 

Resulullah: Amcan oglu Muhammedim "sallallahii teala aleyhi ve sellem". 
Kabul edersen, miisafir geldim buyurdu. 

Umm-i Hani "radiyallahii teala anha": Senin gibi dogru sozlii, emin, asil, seref- 
li miisafire can feda olsun. Yalniz, tesrif edeceginizi onceden bildirseydiniz, bir- 
seyler hazirlardim. Simdi yidirecek birseyim yok, dedi. 

Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem": Yiyecek, icecek istemem. Hicbi- 
ri goziimde yok. Rabbime ibadet etmek, yalvarmak icin bir yer bana yetisir, bu- 
yurdu. 

Umm-i Hani, Resulullahi "sallallahii teala aleyhi ve sellem" iceri alip, bir ha- 
sir, legen, ibrik verdi. Gelen miisafire ikram etmek, onu diismandan korumak, arab- 
lar icin en serefli vazife sayihrdi. Bir evdeki miisafire zarar gelmesi, ev sahibi icin 
biiyiik yiizkarasi olurdu. Umm-i Hani diisundii. Bunun Mekkede diismanlan cok. 
Hatta oldiirmek istiyenler var. Serefimi korumak icin, sabaha kadar Onu gozete- 
yim, dedi. Babasimn kilmcini alip, evin etrafmda dolasmaga basladi. 

Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" o gun cok incinmisdi. Abdest alip, 
Rabbine yalvarmaga, afv dilemege, kullarm imana gelmesi, se'adete kavusmala- 
n icin diiaya basladi. Cok yorgun, ac, iizuntiilii idi. Hasir iizerine uzanip uyuyuver- 
di. 

O anda, Allahii teala, Cebrail aleyhisselama: 

Sevgili Peygamberimi cok iizdiim. Mubarek bedenini, nazik kalbini cok incit- 
dim. Bu halde, yine bana yalvanyor. Benden baska, hicbirsey diisiinmiiyor. Git! Ha- 
bibimi getir! Cennetimi, Cehennemimi goster. Ona ve Onu sevenlere hazirladigim 

— 353 — Se'adet-i Ebediyye 1-F:23 



ni'metleri gorsiin. Ona inanmiyanlara, sozleri, yazilan ve hareketleri ile Onu in- 
citenlere hazirladigim azablan gorsiin. Onu ben teselli edecegim. Onun nazik 
kalbinin yaralarmi ben giderecegim buyurdu. Cebrail "aleyhisselam", bir anda Re- 
sulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" yanma geldi. Misil misil uyuyor gordii. Diirt- 
mege, uyandirmaga kiyamadi. insan seklinde idi. Mubarek ayaginm altini opdii. 
Bu seklde Resulullahi uyandirdi. Cebrail aleyhisselami hemen tanidi ve: (Ey 
Cebrail kardesim! Boyle vaktsiz nicin geldin. Yoksa bir hata mi etdim, Rabbimi 
giicendirdim mi? Bana aci haber mi getirdin?) buyurdu ve Rabbinin danlacagm- 
dan cok korkdu. 

Cebrail "aleyhisselam": Ey biitiin yaratilmislann en iistiinii! Ey Yaratanm sev- 
gilisi! Ey Peygamberlerin efendisi, iyilikler menba'i, iistiinliikler kaynagi olan 
serefli Peygamber! Rabbin sana selam ediyor. Hicbir Peygambere, hicbir mahlu- 
kuna vermedigi ni'meti sana ihsan ediyor. Seni kendine da'vet ediyor. Lutfen 
kalk. Buyur, gidelim, dedi. Ka'be yanina geldiler. Orada, bir kimse geldi. Gogsii- 
nii yardi. Kalbini cikardi. Zemzem suyu ile yikadi. Yine yerine koydu. Sonra Cen- 
netden gelen Burak admdaki beyaz hayvana binip, bir anda Kudiisde, Mescid-i Ak- 
saya geldiler. Cebrail "aleyhisselam" kayayi parmagi ile deldi. Buraki oraya bag- 
ladi. Gecmis Peygamberlerden ba'zismm ruhlari insan seklinde orada idi. Ce- 
ma'at ile nemaz icin Adem, Nuh, Ibrahim Peygamberlere, imam olmalanm sira ile 
soyledi. Hicbiri kabul etmedi. Ozr dilediler. Kusurlu olduklanni soylediler. Ceb- 
rail "aleyhisselam", Habibullahi ileri siirdii. Sen varken, baskasi imam olamaz, de- 
di. Nemazdan sonra, mescidden cikip bilinmiyen bir mi'rac ile, bir anda, yedi kat 
gokleri gecdiler. Her gokde bir biiyiik Peygamberi gordii. Cebrail "aleyhisse- 
lam" Sidrede kaldi ve kil kadar ilerlersem, yanar, yok olurum dedi. Sidret-iilmiin- 
teha, altinci gokde bulunan biiyiik bir agacdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" Cenneti, Cehennemi, sayisiz seyleri goriip, Refref admdaki bir Cennet yay- 
gisi tistiinde olarak Kiirsi, Ars ve ruh alemlerini gecip, bilinmiyen, anlasilamiyan, 
anlatilamiyan seklde, Allahii tealamn diledigi yiiksekliklere ulasdi. Mekansiz, 
zemansiz, cihetsiz, sifatsiz olarak Allahii tealayi gordii. Gozsiiz, kulaksiz, vasita- 
siz, ortamsiz olarak Rabbi ile konusdu. Hicbir mahlukun bilemiyecegi, anhyami- 
yacagi ni'metlere kavusup, bir anda, Kudiise ve oradan Mekke-i miikerremeye, 
Umm-i Haninin evine geldi. Yatdigi yer heniiz sogumamis, legendeki abdest su- 
yunun hareketi durmamis idi. Disarda dolasan Umm-i Hani "radiyallahii teala an- 
ha" uyuklamis, birseyden haberi olmamisdi. Kudiisden Mekkeye gelirken, Kurey- 
sin kervanma rastladi. Kervandaki bir deve iirkdii, yikildi. 

Sabah olunca, Ka'be yanina gidip mi'racmi anlatdi. isiten kafirler alay etdi. Mu- 
hammed akhni kacirmis, iyice sapitmis dediler. Miisliman olmaga niyyeti olanlar 
da vaz gecdi. Birkaci sevinerek Ebu Bekrin evine geldi. C un ki, bunun aklli, tec- 
ribeli, hesabli bir tiiccar oldugunu biliyorlardi. Kapiya cikmca hemen sordular: 

Ey Eba Bekr "radiyallahii teala anh"! Sen cok kerre Kudiise gitdin geldin. iyi 
bilirsin. Mekkeden Kudiise gidip gelmek, ne kadar zeman surer dediler. 

Ebu Bekr "radiyallahii teala anh": iyi biliyorum. Bir aydan fazla, dedi. 

Kafirler bu soze sevindi. Aklli, tecribeli adamin sozii boyle olur, dediler. Gii- 
lerek, alay ederek ve Ebu Bekrin "radiyallahii teala anh" de kendi kafalannda ol- 
duguna sevinerek: 

Senin efendin, Kudiise bir gecede gidip geldigini soyliyor. Artik iyice sapitdi di- 
yerek, Ebu Bekre sevgi, saygi ve giivenc gosterdiler. 

Ebu Bekr "radiyallahii anh", Resulullahin mubarek adini isitince, (Eger O 
soyledi ise, inandim. Bir anda gidip gelmisdir) deyip iceri girdi. Kafirler neye ug- 
radiklanm anhyamadi. Onlerine bakip gidiyor ve (Vay canma, Muhammed ne ya- 
man biiyiicii imis. Ebu Bekre sihr yapmis) diyorlardi. 

-354- 



Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" hemen giyinip, Resulullahin yanma geldi. 
Biiyiik kalabahk arasinda, yiiksek sesle (Ya Resulallah! Mi'racimz mubarek olsun! 
Allahii tealaya sonsuz stikrler ederim ki, bizleri, senin gibi biiyiik Peygambere, hiz- 
metci yapmakla sereflendirdi. Parhyan yiiziinii gormekle, kalbleri alan, ruhlari ce- 
ken tath sozlerini isitmekle ni'metlendirdi. Ya Resulallah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem"! Senin her soziin dogrudur. Inandim. Canim sana feda olsun!) dedi. Ebti 
Bekrin sozleri, kafirleri sasirtdi. Diyecek sey bulamayip dagildilar. Stibheye diisen, 
imam za'if birkac kisinin de kalbine kuvvet verdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem", o gun Ebu Bekre (Siddik) dedi. Bu adi almakla, bir kat daha yiikseldi. 

Kafirler bu hale cok kizdi. Mii'minlerin kuvvetli imanina, Peygamberin "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" her soziine hemen inanmalarma, Onun cevresinde perva- 
ne gibi toplanmalanna dayanamadilar. Resulullahi "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" mahcub, magliib etmek icin, imtihan etmege yeltendiler: 

Ya Muhammed "aleyhisselam"! Kudiise gitdim diyorsun. Soyle bakalim! Mes- 
cidin kac kapisi, kac penceresi var, gibi seyler sordular. Hepsine cevab verirken, 
hazret-i Ebu Bekr, oyledir ya Resulallah, oyledir ya Resulallah derdi. Halbuki, Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" edebinden, hayasindan karsismdakinin yii- 
ziine bile bakmazdi. Buyururdu ki, (Mescid-i aksada etrafima bakmamisdim. Sor- 
duklanm gormemisdim. O anda Cebrail "aleyhisselam", Mescid-i aksayi goziimiin 
oniine getirdi. [Televizyon gibi] goriiyor, sayiyordum. Sorularma, hemen cevab ve- 
riyordum). Yolda, develi yolcular gordiigiinii soyledi. insaallah carsamba giinii ge- 
lirler buyurdu. Carsamba giinii giines batarken, kervan Mekkeye geldi. Firtma e- 
ser gibi oldugunu, bir devenin yikildigmi soylediler. Bu hal mii'minlerin imanini 
kuvvetlendirdi. Kafirlerin diismanhgim artirdi. (Ruh-ul-beyan)da (Tefsir-i Hiisey- 
ni)den alarak ve (Bahr)de, imamhgi anlatirken, diyor ki, (Resulullahin Mekkeden 
Beytiil-mukaddese goturiildugiine inanmiyan kafir olur. Goklere ve bilinmiyen yer- 
lere gotiiriildiigune inanmiyan ise, dal ve miibtedi' olur). Ya'ni sapik olur. 

8 — RECEB AYI VE REGAIB GECESI: Receb ayinin ilk Cum'a gecesine (Re- 
gaib gecesi) denir. Receb ayinm her gecesi kiymetlidir. Her Cum'a gecesi de kiy- 
metlidir. Bu iki kiymetli gece bir araya gelince, daha kiymetli olmakdadir. Rega- 
ib gecesinin kiymeti, cesidli hadis-i serifler ile bildirilmisdir. (islam Ahlaki) kita- 
bimn 430. cu sahifesine bakiniz! 

Receb ayi, Adem aleyhisselamdan beri kiymetli idi. Bu ayda muharebe etmek 
giinah idi. Her iimmet, bu aya saygi gosterirdi. Receb demek, miirecceb, mu'az- 
zam, muhterem, kiymetli demekdir. Farisi (Enisiilva'izin) kitabmda diyor ki, (Isa 
"aleyhisselam" zemamnda bir gene, giizel bir kiza tutulmusdu. Ona kavusmak icin 
cirpimyordu. Nice zeman sonra soz aldi. Bir aksam, odada bulusdular. Soyundu- 
lar. Gene, pek sevincli idi. Ansizin, pencereden hilali [yeni ayi] gordii. Bu hangi 
aydir dedi. Kiz, Receb deyince, gene toparlandi. Giyindi. Kiz sasirip, ne oluyorsun 
dedi. Gene, babalanmdan isitdim. Receb aymda giinah islenmez. Bu aya saygi gos- 
terilir deyip, ozr diledi ve evine gitdi. Allahii teala, Isa aleyhisselama vahy gonde- 
rip, olanlan bildirdi. Bu genci ziyaret et! Selamimi soyle buyurdu. Gene, Receb ayi- 
na gosterdigi bir saygi icin, biiyiik bir Peygamberin "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" kendine gonderildigine sevinerek iman etdi. iyi bir mii'min oldu. Receb 
ayma gosterdigi bir saygi sebebi ile, iman serefine kavusdu.) 

9 — MUHARREM GECESI: Muharrem ayinm birinci gecesi, miislimanlarm 
kameri yilbasi gecesidir. Miislimanlarm semsiyilbasi gecesi ise, efrenci Eyliil ayi- 
nm yirminci gecesidir. Muharrem ayi, islam kameri senesinin birinci ayidir. Mu- 
harrem ayinm birinci giinii miislimanlarm kameri senesinin, birinci giiniidiir. Ka- 
firler, kendi yilbasilan olan ocak ayinm birinci gecesinde, noel baba yapiyorlar. Gii- 
ya hiristiyan dininin emr etdigi kiifrleri isliyorlar. Bu gecede tapimyorlar. Miisli- 
manlar da, kendi sene basi gecelerinde ve giinlerinde miisafeha ederek, mektub- 

-355- 



lasarak tebriklesir. Birbirlerini ziyaret eder, hediyye verirler. Senebasmi mecmu'a 
ve gazetelerle kutlarlar. Yeni senenin, birbirlerine ve biitiin miislimanlara hayrh 
ve bereketli olmasi icin diia ederler. Biiyiikleri, akrabayi, alimleri evinde ziyaret 
edip dualarim alirlar. O giin, bayram gibi temiz giyinirler. Fakirlere sadaka verir- 
ler. 

10 — A$URE GECESI: Muharrem ayimn onuncu gecesidir. Muharrem ayi, 
Kur'an-i kerimde kiymet verilen dort aydan biridir. Asure, bu ayin en kiymetli ge- 
cesidir. Allahii teala, bircok diialan Asure giinii kabul buyurdu. Adem aleyhisse- 
lamm tevbesinin kabul olmasi, Nuh aleyhisselamm gemisinin tufandan kurtulma- 
si, Yuniis aleyhisselamm bahgm karmndan cikmasi, Ibrahim aleyhisselamm Nem- 
rudun atesinde yanmamasi, Idns aleyhisselamm diri olarak goke cikanlmasi, 
Ya'kub aleyhisselamm, oglu Yusiif aleyhisselama kavusmasi ve gozlerindeki per- 
denin kalkmasi, Yusiif aleyhisselamm kuyudan cikmasi, Eyyub aleyhisselamm has- 
tahkdan kurtulmasi, Musa aleyhisselamm Kizildenizden gecip, Fir'avnm bogulma- 
si ve Isa aleyhisselamm viladeti ve yehudilerin oldiirmesinden kurtulup, diri ola- 
rak goke cikanlmasi hep Asure giinii oldu. Nuh "aleyhisselam" gemide asure 
tathsi pisirdigi icin miislimanlarm Muharremin onuncu giinii asure pisirmesi iba- 
det olmaz. Muhammed "aleyhisselam" ve Eshab-i kiram "radiyallahii annum ec- 
ma'in" boyle yapmadi. Bugiin asure pisirmegi ibadet sanmak, bid'atdir, giinahdir. 
Muhammed aleyhisselamm yapdigi veya emr etdigi seyleri yapmak ibadet olur. Din 
kitablannin yazmadigi, Ehl-i siinnet alimlerinin bildirmedigi seyleri yapmak, se- 
vab olmaz. Giinah olur. O giin, herhangi bir tath yapmak, tamdiklara ziyafet, fa- 
kirlere sadaka vermek siinnetdir, ibadetdir. ibni Abidin, besinci cild, ikiyiizyetmi- 
saltmci sahifede diyor ki, (Kirpiklere siirme cekmek siinnetdir. Fekat, bunu yal- 
niz Asure giinii yapmak haramdir). 

Hazret-i Hiiseyn "radiyallahii anh" o giin sehid oldu diyerek, matem tutmak, do- 
giinmek de bid'atdir. Giinahdir. Si'iler, hazret-i Hiiseyn icin matem tutuyorlar. Haz- 
ret-i Hiiseyni, hazret-i Alinin oglu oldugu icin, tapmircasma oviiyorlar. Ehl-i siin- 
net ise, onu Resiilullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" torunu oldugu icin cok 
seviyoruz. islamiyyetde matem tutmak yokdur. Mlislimanlar, yalmz Asure giinii 
matem tutmaz. Kerbela faci'asmi hatirlaymca her zeman iiziiliir. Kalbleri sizlar. 
Gozleri kan aglar. islamiyyetde matem tutmak olsaydi, Asure giinii degil, Resii- 
lullahm Taifde mubarek ayaklarmin kana boyandigi ve Uhudda mubarek disinin 
kirilip, mubarek yiiziiniin kanadigi ve vefat etdigi giin matem tutulurdu. 

Yukandaki on geceden, besinci, altinci, yedinci ve sekizinci gecelere (Kandil) 
geceleri denir. 

Yukanda bildirilen on geceden baska, fitr bayrammm diger geceleri, Zil-hicce 
ayinin ilk on geceleri, Muharremin ilk on geceleri ve her Cum'a ve pazartesi ge- 
cesi de mubarekdir. Sernblali "rahmetullahi teala aleyh", (imdad-iil-fettah) kita- 
bmda, bu gecelerin faziletlerini uzun yazmisdir. 

Asagidaki hadis-i serifler, muhtelif kitablarda yazihdir: 

1 — Rahmet kapilari dort gece afdir. O gecelerde yapdan diia, tevbe, red olmaz. 
Fitr bayrammm ve Kurban bayramimn birinci geceleri, Sa'baniii onbcsinci [Berat] 
gecesi ve Arefe gecesi, [Kadr gecesi, bircok hadis-i seriflerde bildirildigi icin bu- 
rada da bildirilmege liizum gorulmemisdir]. 

2 — Allahii teala, ibadetler icinde, Zil-hiccenin ilk on giiniinde yapdanlan da- 
ha cok sever. Bu giinlerde tutulan bir giin oruca, bir senelik oruc [nafile oruc] se- 
vabi verilir. Gecelerinde kdinan nemaz, Kadr gecesinde kdinan nemaz gibidir. Bu 
giinlerde cok tesbih, tehlil ve tekbir ediniz! 

3 — Bir miisliman, Terviye giinii oruc tutarsa ve giinah soylemezse, Allahii te- 
ala, onu elbette Cennete sokar. 

-356- 



4 — Arefe giiniine hurmet ediniz! Ciinki Arefe, Allahii tealanm kiymet verdi- 
gi bir giindiir. 

5 — Arefe gecesi ibadet edenler, Cehennemden azad olur. 

6 — Arefe giinii oruc tutanlarin, iki senelik giinahlari afv olur. Biri, gecmis se- 
nenin, digeri, gelecek senenin giinahidir. [Arefe, Zil-hiccenin dokuzuncu giintidiir. 
Baska giinlere Arefe denmez!]. 

7 — Arefe giinii bin ihlas okuyanin biitiin giinahlari afv olur ve her diiasi kabul 
olur. Hepsini Besmele ile okumahdir. 

8 — Receb, Allahii tealanm ayidir. Receb ayina ikiain edene, saygi gosterene, 
Allahii teala, diinyada ve ahiretde ikram eder. 

Abdtilkadir-i Geylaninin "rahmetullahi aleyh" arabi (Fiituhulgayb) kitabimn 
ve bunun, Abdiilhak Dehlevi, farisi serhinin, [1313] Hindistan baskisi, ikiyiizyet- 
misdorduncu sahifede, All "radiyallahii anh" asagidaki hadis-i serifi haber verdi: 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Farz nemazi kilmamis ola- 
nin nafile nemazlari kilmasi, vakti tciiiam olmus hamile kadina benzer. Qocugu ola- 
cagi giinlerde, cocugu dii^iiriir, aldirir. Qocugu yok oldugu icin, bu kadina, hami- 
le denemez. Ana da denemez. Bu kimse de boyledir. Farz nemazlarim odemedik- 
ce, Allahii teala, nafile nemazlarim kabul etmez). Biiyiik alim, hadis-i serif mtite- 
hassisi Abdiilhak Dehlevi "rahmetullahi aleyh", bu kitabi farisi serh ederken bu- 
yuruyor ki, (Bu hadis-i serif, farz borclanni kaza etmeyip de, siinnetleri ve nafi- 
leleri kilanlann, bos yere ugrasdiklanni bildirmekdedir. Ciinki, farz ve vacib ol- 
miyan nemazlara nafile nemaz denir. Farzlarla birlikde kilman nafilelere (Miiek- 
ked siinnet) nemazlar denir. Farzla birlikde kihnmasi bildirilmiyenlere (Zevaid siin- 
net) nemazlari denir). 

9 — Recebin ilk Cum'a gecesini ihya edene [saygi gosterene], Allahii teala kabr 
azabi yapmaz. Diialarim kabul eder. Yalmz, yedi kimseyi afv etmez ve diialarim 
kabul etmez: Faiz alan veya veren, miislimanlari asagi goren, anasina, babasina eziy- 
yet eden, karsi gelen cocuk, miisliman olan ve islamiyyete uyan kocasim dinlemi- 
yen kadin, sarki ve calgicihgi san'at edinenler, livata ve zina edenler, bes vakt ne- 
mazi kilmiyanlar. Bunlar, bu giinahlardan vaz gecmedikce, tevbe etmedikce, dii- 
alari kabul olmaz. Ananin, babanin, kocanm, hip kimsenin, islamiyyete uymiyan 
emri dinlenilmez, yapilmaz. Fekat, anaya, babaya, yine tath soylemek, onlan in- 
citmemek lazimdir. Ana baba kafir ise, onlan kiliseden, meyhaneden, sirtda tasi- 
yarak bile, geri getirmek lazimdir. Fekat, oralara gotiirmek lazim degildir. 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" besinci cild, ikiyiizaltmisdokuzuncu 
sahifede buyuruyor ki, (Anayi, babayi ve kadinin zevcini, adlari ile cagirmasi 
tahrimen mekruhdur, kiictik giinahdir. Ta'zim ile, saygi anlatan kelimeler ile ve ya- 
nma giderek cagirmalan lazimdir. Uzakdan, yiiksek sesle cagirmamahdir). 

10 — Cebrail "aleyhisselam" bana geldi. Kalk, nemaz kil ve diia et! Bu gece, 
Sa'banin onbesinci gecesidir dedi. Bu geceyi ihya edenleri, Allahii teala afv eder. 
Yalmz, miisrikleri, biiyiiciileri, falcilari, hasfsleri, alkollii icki icenleri, faiz yiyen- 
leri ve zina yapanlari afv etmez. 

11 — Berat gecesini ganimet, firsat biliniz! Ciinki, belli bir gecedir. Sa'banin on- 
besinci gecesidir. Kadr gecesi, cok biiyiik ise de, hangi gece oldugu belli degildir. 
Bu gece, cok ibadet yapiniz. Yoksa, kiyamet giinii pisman olursunuz! 

Bir zemanda veya bir yerde veya birseyi okumakda, yapmakda, cok sevab ve- 
rilecegini isitince, o sevaba kavusmagi niyyet ederek, diisiinerek yapana, bu haber 
dogru olmasa bile, Allahii teala, o sevablan ihsan eder. Fekat, bunun islamiyyet 
tarafindan yasak edilmemis birsey olmasi lazimdir. Nafile ibadetlerin sevabma ka- 
vusabilmek icin, imanda ve farzlarda kusur olmamak ve giinahlara tevbe etmek ve 
ibadet olarak yapmaga niyyet etmek sartdir. 

-357- 



86 — SEMSI SENELERI, KAMERI SENEYE 
CEVIRMEK 

Zeman olcmek icin kullamlan zeman olcii birimlerinden birisinin (sene) oldu- 
gu, altmismci maddede bildirilmisdi. Uzunluk bakimindan iki diirlii sene vardir: 
Semsi sene ve Kameri sene. Semsi sene, giines senesi olup, Erd kiiresinin giines et- 
rafinda bir devr yapdigi zemandir. 365, 242 vasati giines giintidiir. Kameri sene; ay 
kiiresinin, Erd kiiresi etrafinda 12 kerre dondiigii zeman olup, 354, 367 vasati gii- 
nes giiniidiir. Giines yih, kameri yildan 10,875 gun daha uzundur. Mebde' [baslan- 
gic] zemanma gore, iki diirlti sene kullamlmakdadir. Miladi sene, hicri sene. Mi- 
ladi sene, Isa aleyhisselamm dogum giinii zan edilen zemandan baslar ise de, 
Fransa krah 9. cu Sarhn 970 [m. 1563] senesinde, yil basinin 1 Ocakdan [Kanun sa- 
niden] baslamasim emr etdigi, Hasib begin (Kozmografya) kitabmda yazilidir. Hic- 
ri sene, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" Medineye hicret etdigi se- 
neden baslamakdadir. Hicri semsi senenin mebdei, Medineye girdigi efrenci Ey- 
liil ayinin 20. ci, rumi Eyliil ayimn 7. ci pazartesi giinii oldugu, 1310 [m. 1893] ta- 
rihli Ebiizziya takviminde uzun yazilidir. Acemlerin semsi senesi, bundan alti ay 
evvel, ya'ni martin yirminci giinii olan mecusi bayraminda baslamakdadir. Hicri 
kameri senenin mebdei, ayni senenin Muharrem ayimn birinci Cum'a giinii olup, 
efrenci Temmuz ayimn 16. ci giiniidiir. Peygamberimizin "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hicreti miladm 622. ci senesinde oldu. 621. ci sene temam oldukdan 196 
gun [0,54 sene] sonra hicri kameri yilbasidir. 262 gun [0,72 sene] sonra da, hicri sem- 
si yihn mebdeidir. Hicri semsi yihn mebdei, hicri kameri yil mebdeinden 66 gun 
[0,18 sene] sonra olmakdadir. Hicri semsi sene adedine 0,18 Have edince, hicri sem- 
si sene adedi de 16 Temmuzdan baslamis oluyor. Senede 10,875 giinliik farkdan do- 
layi, semsi sene 32,5 olunca, kameri sene 33,5 oluyor. Kameri sene adedi, 
32,58/33,58=0,97023 ile carpilinca, semsi sene olur. Hicri semsi sene adedi 
33,5/32,5=1,0307 ile carpilinca, kameri sene adedi olur. 

1404 kameri senesi basina rastlayan hicri semsi seneyi bulahm: Bir senenin 
basi, bir evvelki senenin sonu oldugu icin ve semsi sene de, 16 Temmuzda basla- 
mis olsaydi, semsi sene mikdan 1403x0,97023=1361,23 olurdu. Semsi sene, 16 
Temmuzdan 0,18 sene sonra basladigi icin, bundan 0,18 sene cikanhnca, 1362 se- 
nesinin 0,05x12=0,6 birinci ayimn 0,6x30=18. ci giinii olur. 

1362 hicri semsi sene basina rasthyan kameri senenin kac oldugunu bulahm: Ka- 
meri sene de 20 Eyltilde baslamis olsaydi 1361x1,0307=1402,78 olurdu. Bundan 0,18 
fazlasi, 1403 senesinin 0,96x12=11,52 onikinci ayimn yarisi olur. 

1984 miladi senesi basinda hicri senelerin kac olduklarmi bulahm: 1984 miladi 
senesi basina rasthyan hicri semsi sene 1984-622=1362 dir. 20 Eyliil ile 1 Ocak ara- 
si 103 gun [0,28 sene]dir. 1362 semsi sene basinda kameri senenin 1402,96 oldugu- 
nu yukarda bulmusduk. Kameri sene de 1402,96+0,28=1403,24 olur ki, 1404 kame- 
ri senenin 0,24x12=2,88 iiciincii ayimn 0,88x30=26,4 yirmi yedinci giinii olur. 

87 — KAMERl SENEYI, mIlADIyE CEVIRMEK 

1404 hicri kameri senesi basina rasthyan miladi seneyi bulahm: 
1403x0,97023 = 1361,23 16 Temmuzdan bashyan hicri giines senesi olur. 
1361,23+621,54=1982,77 olur ki, 1983 senesinin 0,77x12=9,24 onuncu ayimn 
0,24x30=7,2 sekizinci giiniidiir. 

Hak tecellt eyleyince, her isi asan eder, 
halk eder esbabim, bir lahzada ihsan eder. 



358- 



88 — HICRI SENE BASESES HANGI GUN OLDUGUNU 

BULMAK 

Muharremin birinci gununu bulmak icin sene adedi, bes ile carpihr [darb edi- 
lir]. Bulunan aded, sekize boliiniir [taksim olunur]. Baki [kalan sayi], persembe- 
den i'tibaren giin adedini gosterir. Mesela [1357] senesi Muharremi ibtidasi: 1357 
nin bes misli 6785 dir. Bunun 8 ile taksiminden bir kalir. Muharremin basi persem- 
bedir. Ucyuzaltmisbirinci [361]. sahifeye bakimz! 

89 — HERHANGI BIR ARABl AYES BIRINCi 
GUNUNU BULMAK (Isik Usulii) 

Sene adedinden bir noksam, 4,367 ile carpihr [darb edilir]. Bulunan adedin tarn 
sayisma, aramlan aya mahsus rakam ilave edilir. Cikan mecmu' [toplam], yediye 
taksim edildikde, kalan [baki], Cum'adan i'tibaren giin adedi olur. 

Oniki arabi aym herbirine mahsus rakamlar, su beytdeki, oniki kelimenin birin- 
ci harfleridir. Her biiyiik harf, (Ebced hesabi) ile, bir adedi gosterir: 

Hilmi Bu Diinyaya Hie Zahmet Etme! 
Cemal-i Diinyayi, Vefasiz Zen Buldu Ciimle. 

Beytdeki oniki biiyiik harfin siralan, oniki arabi aym, Muharremden i'tibaren 
siralarma goredir. Her harf, aym siradaki aym hususi numarasidir. 

(Ebced hevvez hutti) kelimelerindeki harflere (Huruf-i ciimmel) denir. Bu ke- 
limeler de: 

E=l, b=2, c=3, d=4, he=5, v=6, z=7, hu=8, t=9, f=10 dur. Buna gore, yukanda- 
ki beytde kelimelerin birinci harfleri: 

Hilmi=8=Muharrem 

Bu=2=Safer 

Diinyaya=4=Rebi'ul-evvel 

Hic=5=Rebi'ul-ahir 

Zahmet=7=Cemazil-evvel 

Etme=l=Cemazil-ahir 

Cemali=3=Receb 

Diinyayi=4=Sa'ban 

Vefasiz=6=Ramezan-iil-mubarek 

Zen (kadin)=7=Sevval 

Buldu=2=Zil-ka'de 

Ciimle=3=Zil-hicce 

aylara mahsus rakamlan gosterir. 

Mesela [1362] senesi, Zil-ka'de ayinin yirmidokuzuncu gununu bulalim: 
1361 adedini, 4,367 ile darb edelim, 5943 olur. Buna iki ilave edelim. Cunki, Zil- 
ka'deye mahsus aded ikidir, 5945 olur. Bunu yediye boliince, iki artar. Demek ki 
Zil-ka'denin birinci giinii, Cum'adan bashyarak, ikinci giin imis. Ya'ni cumartesi 
imis. Yirmidokuzuncu giin de, tabi'iyine cumartesidir. Hiiseyn Hilmi Isikm "rah- 
metullahi teala aleyh" bulmus oldugu bu Usui, pek kat'i ve hassasdir. 

Kamer, giinesin ve yildizlarm, sarkdan garba dogru olan, giinliik hareketlerine 

-359- 



istirak etdigi gibi [s.182], Erd etrafinda garbdan sarka dogru da hareket etmekde- 
dir. Bu hareketi, giinesin garbdan sarka dogru olan senelik hareketinden daha 
siir'atlidir. Kamer, bu hareketinde bir devrini 27 gun 8 saatde temamlamakdadir. 
Bu sebeb ile, giinlilk devrini yildizlardan elli dakika 30 saniye sonra temamlar. Gii- 
nes ise, giinliik hareketini dort dakika sonra temamlamakdadir. Bunun icin kamer, 
bir evvelki giine nazaran, giinesden daha sonra Nisf-iin-nehara gelir ve birinci ge- 
ce giinesden 45 dakika sonra gurub eder. Kamer, yer kiiresinin etrafinda donerken, 
mahrekinin bulundugu miistevi ile, husuf miistevisi arasinda takriben bes derece- 
lik bir zaviye vardir. Her devrinde, bir kerre, ay ile giines, yer kiiresinin aym ta- 
rafinda olarak, iicii bir dogrultuda bulunuyorlar. Bu hale (ictima'i neyyireyn=Con- 
junction) denir. Bu halde iken, kamerin bize karsi olan yiizii karanlik oluyor. Ayi 
goremiyoruz. Bu zemana (Muhak) denir. Muhak zemani sabit degildir. Yirmise- 
kiz saat ile yetmisiki saat arasinda degismekdedir. Osmanh alimlerinin takvimle- 
rinde a'zami olarak tic gun [72 saat] hesab edildigini goriiyoruz. ictima' vakti, Mu- 
hak zemanimn tam ortasi olup, ilmi takvimlerde her ay icin yazilidir. Erd da gii- 
nes etrafinda hareket etdigi icin, iki ictima' vakti arasindaki zeman, 29 gun 13 sa- 
at olmakdadir. ictima' vaktinde, sems ile kamer, aym vaktde Nisf-iin-nehardan gec- 
mekdedir. ictima' vaktinden sekiz derece [takriben 14 saat] gecmeden evvel, 
ya'ni Erd ile kameri ve Erd ile semsi birlesdiren, iki yanm dogru arasindaki (Bey- 
nunet=Elongation) zaviyesi sekiz dereceden [14 saatdan] az iken, hilal hicbir ze- 
manda, hicbiryerde goriilemez. A'zami 18 derece olunca, ay muhakdan kurtulup, 
giines batarken, 45 dakika icinde bati tarafmda iifuk hatti iizerinde, yeni aym hi- 
lali goriiniir. Fekat, 57 dakika (ihtilaf-i manzar)mdan dolayi, iifka 5 derece yak- 
lasmca goriilemez. Muhakdan kurtuldugu vakt, hangi memleketde giines bat- 
makda ise, o tul derecesindeki memleketlerden hilal goriiliir. Sonraki saatlarda ve- 
ya gecede, bunlann garbmdaki memleketlerde de, giinesin gurubundan sonra 
gorulebilir. Mesela, Receb ayi bashyacagi zeman, ictima' vakti, 14 Mayis 1980 car- 
samba giinu Tiirkiye [izmitin mahalli] saati ile, 15 dedir. Hilalin ilk goriinmesi, per- 
sembe giinu besden evvel olamaz. Osmanh alimlerinin kabul etdigi gibi, bu zavi- 
ye 18 derece, ya'ni birbucuk giinliik zeman olunca, hilalin ilk goriinmesi 16 Mayis 
Cum'a giinii saat 3 de olacakdir. Cum'a giinii giinesin batmasi, istanbulda 19.20 de 
oldugu icin, giinesin batmasi 16 saat once olan, ya'ni istanbulun 240 derece veya 
Londramn 270 derece dogusunda bulunan Amerikanm Sikago sehrinde ve bati- 
smdaki yerlerde, Cum'a giinii [Cumartesi gecesi] giines batarken hilal goriilebile- 
cekdir. Mayism 17. Cumartesi giinii, Recebin birinci giinii olacakdir. 270 dereceli 
tul dairesinin sarkmdaki memleketlerde, bu gece goriilemez. Geceler, gurub zema- 
mnda, bu gecelerin giindiizleri, gece yansi baslamakdadir. Bu hesablar, kameri ayin 
basladigi vakti bulmak icin degildir. Hilalin goriilebilecegi geceyi anlamak icindir. 
imam-i Siibki de boyle buyurdu. imamm soziinii tersine cevirenlere aldanmama- 
lidir. (Tahtavfve Sernblali ha^iyeleri). ibni Abidin, birinci cild, ikiyilzseksendoku- 
zuncu sahifede, kible ta'yinini bildirirken, diyor ki: (Ramezan-i serifin birinci gunii- 
nii anlamakda takvimlere giivenilmemelidir, buyurdular. Ciinki oruc, gokde yeni ayi 
gormekle farz olur. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Hilali goriince oru- 
ca baslayimz!) buyurdu. Halbuki hilalin dogmasi, gormekle degil, hesabladir ve he- 
sab sahih olup, hilal, hesabin bildirdigi gecede dogar. Fekat, o gece gortilmeyip, bir 
gece sonra gorulebilir ve oruca, hilalin dogdugu gece degil, goriildugii gece basla- 
mak lazimdir. Cunki, islamiyyet boyle emr buyurmusdur). Semada, Ramezan-i se- 
rif hilalini aramak, bir ibadetdir. Goriiliiyor ki, Ramezan-i serif baslangicmi once- 
den haber vermek, islamiyyeti bilmemek alametidir. Kurban bayrammm birinci gii- 
nii de, Zilhicce ayimn hilalini gormekle anlasihr. Zilhicce ayimn dokuzuncu Arefe 
giinii, hesabla, takvimle anlasilan gun veya bundan bir gun sonra olur. Bundan bir 
gun once Arafata cikanlarm haclan sahih olmuyor. Hicbiri haci olamiyor. 

Arabi ayin birinci guniinii bulmak icin, (Ma'rifetname) ve (Acaib-iil-mahlukat) 

-360- 



kitablarmda da, birbirlerinden baska iisuller ve cedveller yazilidir. Ikincisinde ay- 
rica diyor ki, imam-i Ca'fer Sadik "rahmetullahi teala aleyh" buyurdu ki, her se- 
ne Ramezan-i serifin birinci gilnii, bir evvelki senedeki Ramezamn birinci giiniin- 
den bashyarak sayilan, haftanm besinci giiniidiir. 



Aylar 





1 


2 


3 


4 


5 


6 


7 


Muharrem 


6 


4 


1 


6 


3 


7 


5 


2 


Safer 


1 


6 


3 


1 


5 


2 


7 


4 


Rebf'ul-evvel 


2 


7 


4 


2 


6 


3 


1 


5 


Rebf'ul-ahir 


4 


2 


6 


4 


1 


5 


3 


7 


Cemazil-evvel 


5 


3 


7 


5 


2 


6 


4 


1 


Cemazil-ahir 


7 


5 


2 


7 


4 


1 


7 


3 


Receb 


1 


6 


3 


1 


5 


2 


7 


4 


Sa'ban 


3 


1 


5 


3 


7 


4 


1 


6 


Ramezan 


4 


2 


6 


4 


1 


5 


3 


7 


Sevval 


6 


4 


1 


6 


3 


7 


5 


2 


Zilka'de 


7 


5 


2 


7 


4 


1 


6 


3 


Zilhicce 


2 


7 


4 


2 


6 


3 


1 


5 



Herhangi arabi aym birinci 
giinunii bulmak icin, 1310 [m. 1893] 
senesi, Ebiizziya takviminde diyor 
ki, hicri kameri sene adedi sekize 
boluntir. Bakiyye, Ibni Ishak 
Ya'kub kindmin yandaki ced- 
velinde, birinci satirda bulunup, 
bundan asagiya inince, ay hizasinda- 
ki rakam, Cum'adan i'tibaren gun 
adedi olur. 



Ahmed Ziya begin kitabindaki Ulug begin cedveli ve bunun kullamlmasi, asa- 
gida bildirilmisdir. 

Herhangi bir arabi ayin birinci guniinun hangi gun oldugunu bulmak icin muh- 
telif usuller vardir. Bunlarm en sahihi, Ulug begin bildirdigi usuldur. Bu usule go- 
re, evvela, hicri senenin birinci ayi olan Muharrem ayinm birinci giinii bulunur. Mu- 
harrem aymin birinci giinunii bulmak icin, bilinen hicri sene sayisi daima 210 
adedine boliinur. Bu taksimin bakisinin, ya'ni kalamnm birler basamagindaki 
(en sagdaki) rakam bakiden cikanhr. Kalan sayi birinci cedvelde, birinci siitunda, 
ya'ni baki sayisinin birler basamagi atilmis hali siitununda bulunur. Buradan saga 
dogru gidilir. Cedvelin birinci satirmdaki, birler basamagindaki rakamdan da, asa- 
gi dogru gidilir. ikisinin kesisdigi yerdeki rakam, pazardan i'tibaren sayilarak, Muhar- 
remin birinci giinii olur. Mesela, 1316 hicri senesinin Muharremin birinci giiniinii 

bulmak icin, 1316 _ 5 56 d ur . Baki [kalan] 56'nin birler basamagindaki 6 rakami 

210 210 

56 dan cikanhnca 50 kahr. Birinci siitundaki 50'den saga gidilince, 6 rakamma aid 
siitunda 1 bulunur. Sene basmin pazar giinii oldugu anlasihr. Herhangi bir aym bi- 
rinci giiniinii bulmak icin, once bu senenin birinci giinii bulunur. ikinci cedvelde, 
Muharrem hizasmdaki, ya'ni birinci satirdaki sene basi giinii rakaminm bulundu- 
gu siitunda, aranilan ay hizasmdaki rakam, bu aym birinci giiniiniin pazardan 
i'tibaren sayisi olur. Mesela, 1316 senesi Ramezan aymm birinci giiniinii bulahm: 
Bu senenin basi pazar giinii, ya'ni haftanm birinci giinii oldugu icin, ikinci cedve- 
lin birinci satirmda 1 rakaminm bulundugu siitunda, Ramezan hizasinda 6 bulun- 
dugundan, Ramezamn birinci giinii, pazardan i'tibaren altmci Cum'a giiniidiir. 



361 



ULUG BEGIN KAMERI 
AY CEDVELLERI 



BiRINCi CEDVEL 


Baki sayisinm birler basamagi 


§ 

H 

< 

O 

s 

<! 

<! 
pq 

w 

3 
m 

z 

Z 

< 
<<: 

pq 







1 2 3 


4 5 


6 


7 


8 


9 





2 


6 3 1 


5 2 


7 


4 


2 


6 


10 


3 


1 5 2 


7 4 


2 


6 


3 


1 


20 


4 


2 7 4 


1 6 


3 


1 


5 


2 


30 


7 


4 1 6 


3 7 


5 


2 


7 


4 


40 


1 


6 3 7 


5 2 


7 


4 


1 


6 


50 


3 


7 5 2 


6 4 


1 


6 


3 


7 


60 


5 


2 6 4 


1 5 


3 


7 


5 


2 


70 


6 


4 1 5 


3 7 


5 


2 


6 


4 


80 


1 


5 3 7 


4 2 


6 


4 


1 


5 


90 


3 


7 4 2 


6 3 


1 


5 


3 


7 


100 


4 


2 6 3 


1 5 


3 


7 


4 


2 


110 


6 


3 1 5 


2 7 


4 


2 


6 


3 


120 


1 


5 2 7 


4 1 


6 


3 


1 


5 


130 


2 


7 4 1 


6 3 


1 


5 


2 


7 


140 


4 


1 6 3 


7 5 


2 


7 


4 


1 


150 


6 


3 7 5 


2 6 


4 


1 


6 


3 


160 


7 


5 2 6 


4 1 


6 


3 


7 


5 


170 


2 


6 4 1 


5 3 


7 


5 


2 


6 


180 


4 


1 5 3 


7 4 


2 


6 


4 


1 


190 


5 


3 7 4 


2 6 


4 


1 


5 


3 


200 


7 


4 2 6 


3 1 


5 


3 


7 


4 



iKINCi CEDVEL 


AYLAR 

Muharrem 


5 


6 


GUNLER 

7 1 2 


3 4 


Safer 


7 


1 


2 


3 


4 


5 6 


Rebi'ul-evvel 


1 


2 


3 


4 


5 


6 7 


Rebful-ahir 


3 


4 


5 


6 


7 


1 2 


Cemazil-evvel 


4 


5 


6 


7 


1 


2 3 


Cemazil-ahir 


6 


7 


1 


2 


3 


4 5 


Receb 


7 


1 


2 


3 


4 


5 6 


Sa'ban 


2 


3 


4 


5 


6 


7 1 


Ramezan 


3 


4 


5 


6 


7 


1 2 


Sevval 


5 


6 


7 


1 


2 


3 4 


Zilka'de 


6 


7 


1 


2 


3 


4 5 


Zilhicce 


1 


2 


3 


4 


5 


6 7 


Kurban Bayrami 


3 


4 


5 


6 


7 


1 2 



Hicrf sene basinin rastladigi miladi 
seneyi bulmak: 

Her hicri sene basi, bir evvelki hicri se- 
ne basinin rastladigi miladi seneden bir 
sonraki miladi senede ve takriben onbir 
gun evvel baslar. 33,58 hicri ve 32,58 mila- 
di senede bir, hicri senelerin baslan, Ocak 
ayimn ilk on giinline rastlar. Asagidaki ced- 
velde, Aralik ayinda basliyan hicri seneler 
yazihdir. Bunlardan sonraki hicri sene bas- 
lan, her sene, bu 12. ci aydan birinci aya 
dogru giderek, miladi aylarin her birine te- 
sadiif eder. Cedvelde yazili olmiyan boyle 
hicri senelerden birinin basinin miladi kar- 
sihgim bulmak icin, cedvelde kendinden 
bir evvel yazili hicri sene ile bunun yamn- 
daki miladi sene cedvelde bulunur. Bu iki 
hicri senenin farki cedvelde bulunan mila- 
diye Have edilir. Mesela 1344 hicri senenin 
ibtidasina tesadiif eden miladi seneyi bul- 
mak icin, 1344-1330=14 oldugundan, 
1911+14= 1925 olur. Aylar cedvelinde 14 ra- 
kaminin altmdaki Temmuz ayina rastlar. 
Bir hicri senedeki bir semsi aym rastladigi 
miladi sene, bu ay, hicri sene basinin rast- 
ladigi aydan evvel ise, bulunan seneden bir 
fazla olur. 



Miladi 
sene 


Hicri 

sene 


Miladi 
sene 


Hicri 

sene 


1323 


724 


607 


-14 


1356 


758 


640 


20 


1388 


791 


672 


53 


1421 


825 


705 


87 


1454 


859 


737 


120 


1486 


892 


770 


154 


1519 


926 


802 


187 


1551 


959 


835 


221 


1585 


994 


868 


255 


1617 


1027 


900 


288 


1650 


1061 


933 


322 


1682 


1094 


965 


355 


1715 


1128 


998 


389 


1748 


1162 


1030 


422 


1780 


1195 


1063 


456 


1813 


1229 


1095 


489 


1845 


1262 


1128 


523 


1878 


1296 


1160 


556 


1911 


1330 


1193 


590 


1943 


1363 


1226 


624 


1976 


1397 


1258 


657 


2008 


1430 


1291 


691 



012 


34 


567 


8 910 


111213 


141516 


Aralik 


Kasim 


Ekim 


Eyliil 


Agustos 


Temmuz 


1718 


19 20 21 


22 23 24 


25 26 27 


28 29 30 


3132 33 34 


Haziran 


Mavis 


Nisan 


Mart 


Subat 


Ocak 



362- 



90 — SELAMLASMAK 

iki miisliman karsilasdigi zeman, birbirine (Selamiin aleykiim) demesi ve son- 
ra el ile miisafeha etmesi siinnetdir. Miisafeha ederken giinahlan dokiiliir. 
Asagidaki sekiz kimseye, her zeman selam vermek haramdir, giinahdir: 

1 — Yabanci kizlara, gene kadmlara selam verilmez. 

2 — Satranc ve her oyunu oynayanlara selam verilmez. 

3 — Kumar oynayanlara selam verilmez. 

4 — Icki icenlere selam verilmez. 

5 — Giybet edenlere selam verilmez. 

6 — Sarkicilara selam verilmez. 

7 — Asikare giinah isliyenlere selam verilmez. 

8 — Kizlara, kadmlara bakanlara selam verilmez. 

Asagidaki onalti halde goriilen kimselere, yalniz o halde iken selam verilmez: 

1 — Nemazda olana selam verilmez. 

2 — Hatib efendiye, hutbe okurken selam verilmez. 

3 — Kur'an-i kerim okuyana selam verilmez. 

4 — Zikr ve va'z edene selam verilmez. 

5 — Hadis-i serif okuyana selam verilmez. 

6 — Yukanda yazilanlan dinliyenlere selam verilmez. 

7 — Fikh dersi cahsana selam verilmez. 

8 — Mahkemede, hakimlere selam verilmez. 

9 — Din dersi miizakere edenlere selam verilmez. 

10 — Miiezzine, ezan okurken selam verilmez. 

11 — Miiezzine, ikamet okurken selam verilmez. 

12 — Din dersi veren muallime selam verilmez. 

13 — Zevcesi ile mesgul olana selam verilmez. 
14 — Avret yeri acik olana selam verilmez. 

15 — Abdest bozmakda olana selam verilmez. 

16 — Yemek yimekde olana selam verilmez. 

Mahrem olmiyan ihtiyar kadmlara selam verilir. Zaruret oldugu zemanlarda, seh- 
vetden emin ise, miisafeha da edilir [ya'ni eli sikihr]. Giinah isliyenler, tevbe 
ederse, selam verilir. Giinah islerken mani' olmak niyyeti ile selam verilebilir. 

Kafirlere, ancak is dusdiigii zeman selam verilebilir. Kafiri tebcil ederek say- 
gi gostermek icin selam veren kafir olur. Kafiri ta'zim eden, mesela iistadim, gi- 
bi sozlerle saygi gosteren, kafir olur [ibni Abidin, cild 5]. Ac kimse, sofraya 
cagnlacagim bilirse, yemek yiyene selam verebilir. Talebe, hocasma selam vere- 
bilir. 

Selam verene ve vice kadar aksinp da (Elhamdiilillah) diyene hemen cevab ver- 
mek farz-i kifayedir. isitenlerin cevabi gecikdirmesi haramdir. Tevbe etmeleri la- 
zim olur. Mektubla gelen selami okuyunca hemen (Ve aleykiim selam) demek farz- 
dir. Bunu yazip gondermek miistehabdir. Birisine selam goturmegi kabul eden kim- 
senin, bu selami gotiirmesi farzdir. Ciinki, uzerinde emanetdir. Goturmegi kabul 
etmemis ise (Vedfa) olur. Vedi'ayi gotiirmek lazim olmaz. 

Ikinci kismda yazilanlardan, basdan ikisi, selama cevab vermez. Oniki numa- 
raya kadar olanlann cevab vermesi iyi olur. Dilencinin selamma cevab vermek la- 
zim degildir. Yirken ve icerken ve halada iken ve cocugun ve serhosun ve fasikm 
selamlarma cevab vermek farz degildir. (ibni Abidin cild 5. sahife 267) 

-363- 



(Selamiin aleykiim) veya (Esselamii aleykiim) diyerek selam verilir. (Selam aley- 
ktim) diyenlere ve baska sozlerle selam verene cevab vermek farz olmaz. 

(Riyad-un-nasihin) kitabmda yaziyor ki: (Fetava-i Siraciyye)de diyor ki, (Bir 
kimseye selam verirken, cem' olarak vermeli, cok kimseye verir gibi vermelidir. 
Ciinki, mii'min yalmz degildir. Muhafaza melekleri ve (Kiramen katibin) admda- 
ki iki melek onunla beraberdir.) (Rryad-us-salihin) kitabmda, selami cem' kelime- 
si seklinde soylemek lazim oldugunu bildiren hadis-i serif yazilidir. 

(Selamiin aleykiim) demek, (Ben muslimamm. Benden sana zarar gelmez. Se- 
lametdesin) demekdir. Hadis-i serifde, (Tamdiginrz ve tanimadigmrz miisliman- 
lara selam veriniz!) buyuruldu. Kafirlere selam verilmez. Onlar selam verince, yal- 
mz (Ve aleykiim) denir. Nikahla almasi ebedi haram olan onsekiz kadina selam ver- 
mek caizdir. Selamlanna cevab vermek farz-i kifayedir. Bir sebeb ile, gecici haram 
olan, ya'ni, o sebeb kalkinca evlenmesi halal olan yedi kadina selam vermek caiz 
degildir. Bunlann selamina cevab vermek farz olmaz. 

Zengine, zengin oldugu icin selam vermek caiz degildir. Zengin once selam ve- 
rirse, cevab verilmesi farz olur. Buyliklerin cocuklara selam vermesi caizdir. 

Selamda siinnet soyledir ki, once biiyiik kiiciige, sehrli koyliiye, devedeki ata bin- 
mis olana, atdaki merkebde olana, merkeb iistiindeki yaya yiiriiyene, ayakda 
olan oturana, az olan cok olana, efendi hizmetcisine, baba ogluna, ana kizma ve- 
rir. Riitbe ve ni'meti cok olan once verir. Nitekim, mi'rac gecesi, once Allahii te- 
ala selam verdi. iki miisliman, birbirine aym anda selam verirse, her ikisinin de, 
birbirine cevab vermesi farz olur. Birbirinden sonra selam verirlerse, ikincinin ver- 
digi selam cevab yerine gecer. Cok kimseye selam verildigi zeman, bir kisi, hatta 
bir cocuk cevab verince, otekiler vermese de olur. 

Adem aleyhisselamdan, Ibrahim aleyhisselama kadar, selamlasma, birbirine sec- 
de etmekle olurdu. Sonra, bunun yerine boynuna sanlmakla oldu. Muhammed aley- 
hisselam zemamnda, el ile miisafeha siinnet oldu. 

[Si'iler, verilen selam gibi cevab verir. Selamiin aleykiim diyerek cevab verir. 
Aleykiim selam demezler]. 

Abdiillah bin Selam "radryallahu anh" buyuruyor ki, Resul-i ekrem "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" Medineye hicret buyurdugu zeman, mubarek agzmdan ilk isit- 
digim hadis-i serif su idi: (Birbirinize selam veriniz! Birbirinize yiyecek ikram edi- 
niz! Akrabamzin haklarim gozetiniz! Gece, herkes uyurken nemaz kdiniz! Bun- 
lan yaparak, selametle Cennete giriniz!). (Riyad-un-nasihin)in sozii temam oldu. 

Tahtavi, (Merakd-felah) serhinde, yiizyetmisdordiincu sahifede diyor ki: (Miis- 
limanlann, birbiri ile karsilasdigi zeman, miisafeha etmeleri siinnetdir. Nitekim Sii- 
leyman Ebii Daviid Sicstaninin "rahmetullahi teala aleyh" bildirdigi hadis-i serif- 
de, Ebu Zer Gifari "radiyallahii anh" buyuruyor ki: (Resulullah "sallallahti aley- 
hi ve sellem" ile her karsilasdigimda, benimle miisafeha ederdi). (Miisafeha), iki 
kisinin, sag elin avuc iclerini birbirine yapisdirip, iki bas parmagin yanlarim bir- 
birine degdirmesidir. Simdi moda olan, parmaklan tutarak avucuna koyarak ya- 
pilan tokalasma, si'ilerin iisuliidiir. Siinnet olan ise, karsilasmca, selam soylesirken, 
sag el dort parmak iclerini, ciplak olarak [eldivensiz, ortiisiiz karsisindakinin sag 
eli disma bas parmagi tarafma] yapisdirmakdir. Bas parmakda bulunan damardan 
muhabbet yayihr. Miisafeha ederken, birbirine muhabbet gecer). Miislimanlarm 
sevismeleri, bolunmemeleri lazim oldugu buradan da anlasilmakdadir. 

Ibni Abidin, besinci cildde, istibra babmda buyuruyor ki, (Cami'de her ne- 
mazdan sonra birbiri ile miisafeha etmek bid'atdir. Si'ilerin adetidir. [Bayram 
giinleri, cami'lerde miisafeha ederek bayramlasmak ve nemazlardan sonra, adet 
etmeden, ara sira miisafeha etmek caizdir.] ihtiyac oldugu vakt, zimmiye selam ver- 

-364- 



mek ve miisafeha etmek caiz olur. Hurmet icin ise, caiz olmaz. Kafire hurmet kiifr- 
diir. 

On yasma gelen kiz ve erkek cocuklann yatak odalanni birbirinden ve ana ba- 
balarmdan ayirmahdir. Alimin, ana babanm eli opulilr. Baskasmm opiilmez. Ar- 
kadas ile karsilasmca elini opmek haramdir. 

Biiyiikler geldigi zeman, kalkarak karsilamak miistehabdir. Kendi gelince, kal- 
kilmasini sevmek mekruhdur. Kur'an-i kerimi, ekmegi opmek caizdir). 

(Berika) kitabi, binucyiizotuzdorduncii sahffesinde diyor ki, (Selam verirken ve 
selam ahrken egilmek giinahdir. Hadis-i serifde, (Karsilasdigmrz zeman, birbirini- 
ze egilmeyiniz, kucaklasmayimz!) buyuruldu. Allahii tealadan baskasi icin riikii' 
ve secde yapmak haramdir.) ibni Niiceym Zeyneddin Misri "rahmetullahi teala 
aleyh" (Segair ve Kebair) kitabmda, el ile selam vermek giinahdir diyor. isma'il Si- 
vasi, bunu aciklarken, (Ciinki, el ile selam vermek, kafirlerin adetidir) diyor. 

imam-i Rabbani "rahmetullahi aleyh", ikiyiizaltmisbesinci mektubda buyuru- 
yor ki: (Miislimanlarm haklarim gozetmek lazimdir. Hadis-i serifde, (Miislimanin 
miisliman iizerinde bes hakki vardir: Selamina cevab vermek, hastasim yoklamak, 
cenazesinde bulunmak, da'vetine gitmek ve aksirip elhamdiilillah diyene, yerha- 
miikellah diyerek cevab vermek) buyuruldu. Fekat, caginlan yere gitmek icin, sart- 
lar vardir. (Ihya) kitabmda diyor ki, (Yemek siibheli ise, sofrada ipek kumas, al- 
tin, giimiis varsa, tavanda ve divarlarda canh resmleri varsa, calgi cahmyorsa, 
oyun oynamyorsa, boyle olan yere gidilmez. Zalimin, bid'at sahibinin, fasikm ve 
kotii kimselerin ve ogunmek icin cok para harcamis olanm da'vetine de gidilmez). 
(Sir'at-iil-islam) kitabmda diyor ki, (Riya, gosteris icin yapilan da'vete gidilmez). 
(Muhit) kitabmda diyor ki, (Oyun oynanan, calgi caiman, miislimanlar cekisdiri- 
len, icki icilen da'vete gidilmez). (Metalib-iil-mii'minin) kitabmda da boyle yazi- 
hdir. Boyle mani'ler bulunmiyan da'vete gitmek lazimdir. Bu zemanda, boyle 
da'vet az bulunur. Bakicisi bulunan hastayi ziyaret siinnetdir. Kimsesi yok ise, yok- 
lamak vacib oldugu (Miskat) hasiyesinde yazihdir. Miislimanin cenaze nemazini 
kilmali, hie olmazsa birkac adim cenazede bulunmahdir). ikiyiizaltmisbesinci 
mektub tercemesi temam oldu. ibni Abidin (Hazar ve ibaha) kisminda diyor ki, 
(Haram olan seyler, odada ise gidilir. Sofrada ise gidilmez. Bilmiyerek gidildi ise, 
kalbi ile begenmiyerek oturulur veya bir behane ile geri doniilur. Ciinki, haram is- 
lememek icin, siinnet terk edilir. Gibet soylemek veya dinlemek, calgidan ve 
oyundan daha biiyiik giinahdir. Soz veya makam sahibi ise, sofrada giinaha mani' 
olmali veya geri donmelidir). 

(Ma-la-biidde)de, zekat bahsi sonunda diyor ki, (Gelen miisafire iic giin ziya- 
fet vermek, miiekked siinnetdir. Sonraki giinlerde miistehabdir). 

(Hadika)da, dil afetlerinin sonunda diyor ki, (Birinin evine, odasma, bagcesi- 
ne girilecegi zeman izn istemek vacibdir. Kapiya vurarak, zili calarak veya sesle- 
nerek, mesela selam vererek izn istemeden iceri girmemelidir. Ana baba, cocugu- 
nun, cocuk, bunlarm odasina girecegi zeman da izn istemelidir. izn iic def'a iste- 
nir. Birincisinde izn verilmezse, bir dakika kadar sonra, ikinci def'a istemeli, yine 
verilmezse, iiciincii def'a istemelidir. Yine izn verilmezse, [dort rek'at nemaz ki- 
lacak kadar beklemis ise], iceri girmemeli, gitmelidir. Kapi aralamrsa, aradigi 
kimseyi sormadan once, kendini tanitmahdir. [Telefon edince de, once kendini ta- 
nitmalidir.] iceri girmege nzasi oldugu bilinen kimsenin yamna izn almadan giri- 
lebilir). 

Siileymaniyye kiitiibhanesi, Laleli kisminda (3653) sayih kitabin basmda, Ah- 
med ibni Kemal efendi "rahmetullahi teala aleyh" (Kitab-ul-feraid)de diyor ki, 
(Ebu Umamenin bildirdigi hadis-i serifde, (Baskalarina benzeyenler bizden degil- 
dir. Yehudflere ve hiristiyanlara benzemeyiniz! Yehudiler parmaklari ile i^aret ede- 
rek, hiristiyanlar elleri ile isaret ederek, mecusfler de egilerek selam verir) buyu- 

-365- 



ruldu. (Kitab-iis-siinnet-i vel cema'a)da diyor ki, selama cevab veriniz! Selam ola- 
rak parmakla veya el ile isaret etmek, yehudi ve hiristiyan adetidir. Birini goriin- 
ce kendi elini veya onun elini opmek ve eli gogse koymak ve egilmek ve yere ka- 
panmak da mecusi adetidir).' 11 (Fetava-i Kari-iil-Hidaye)de ve ($ir'at-iil-islam)da 
diyor ki, (Parmak ile isaret ederek selam vermek yehudi adetidir. El ile selam ver- 
mek de hiristiyan adetidir. Musliman boyle selam vermemelidir). Mazher-i Can-i 
Canan, eli basa kaldirarak ve egilerek selamlasmaga mani' olurdu. 

Cami'ul-ezher kibar-i ulemasmdan olup, 1361 [m. 1942] de vefat eden esseyh All 
Mahfuz "rahmetullahi teala aleyh", (El-ibda') kitabimn iicyiizaltmisikinci sahife- 
sinde diyor ki, (islamiyyete uygun selam vermek unutuldu. Bu, cok kotii adetdir. 
Giinaydm demek, el isareti ile selamlasmak, bas egmek, yabanci muslimam goriin- 
ce selam vermemek, eve girince gordiiklerine selam vermemek cok fenadir. Siin- 
neti terk etmekdir). Cami'ul-ezher profesorlerinden seyh Abdiillah-i Dessuki ve 
seyh Yusiif-i Decvi, (ibda') kitabimn sonuna takriz yazmislar, kitabi ovmiislerdir. 



Kis gunleri gidip, behar gelince, 
acilir gafletden, gozii daglann. 
Donanir, suslenir, gonca gullerle, 
gecmez bulbullere, nazi daglann. 

Gece giindiiz, tesbthledir isleri, 
Allah, Allah soyler, daim kuslan. 
Goklere uzunnus, sanki baslari, 
dim kiblesine, yiizii daglann. 

Kudretden, hepsine, hulle bicilir, 
Hak rahmeti, ustlerine sucilir. 
Diirlii diirlii, (iqekleri ueilir, 
Cennet-i a'ladir, yazi daglann. 

Bakip doyulmaz, yesil alanlara, 
hidayetler olur, Hakdan anlara. 
Esen yeli, safa verir canlara, 
miskii anber kokar, tozu daglann. 

Biryanda, zanbaklar, biryanda laic, 
irmaklan benzer, ab-i ziilale. 
(Sebbe-ha) ma'nasi, geliyor dile, 
siikiir Hakka, daim sozii daglann. 



[1] (Kitab-iis-siinnet-i vel cema'at) miiellifi Riiknillislam Ibrahimdir. (Kitab-iis-siinnet)in 

miiellifi Zahid-i Saffardir. 

-366- 



91 — KUR'AN-I KERIM, ALLAH KELAMIDIR 

Bagdad valisi Sim pasa (Sirr-i Furkan) kitabinin, istanbulda [1312] de basdan, 
birinci cild, ii^uncii baskisi, yetmisbesinci sahifesinde buyuruyor ki: 

Bu kitabimi yazmadan bir sene once, Diyar-i Bekr sehrinde, bir Cum'a gunii, 
sehrin ileri gelenleri ile oturuyorduk. Arabi dilinde ve din bilgisinde derinligi ile 
tamnmis olan meshur Keldani papasi Abd-i Yesu' da aramizda idi. Miisafirim olan 
Musul valisi Muhammed Resid pasaya yammdakileri takdim ederken, Abd-i Ye- 
su' icin de (arab edebiyyatmda pek derindir) demisdim. Bunun icin belagat iize- 
rinde cok konusuldu. Sonralan dilden, kavmcilige gecildi. Bu sirada, vaktile, 
Beyrutlu bir Isevi ile aramizda gecen bir konusmayi, bunlara anlatdim: Herkes ken- 
di kavminin biiyiikleri ile ogiiniir. Siz de Arab ogullansiniz. Size sorsalar ki, bu- 
yiik devlet kurmak, ilm, san'at ve belagat bakimmdan en biiyiik adammiz kimdir? 
Ne cevab verirsiniz, demisdim. Beyrutlu hiristiyan da, hemen: Muhammed aley- 
hisselam demege mecburuz demisdi, dedim ve Abd-i Yesu'a donerek, size sorsay- 
dim, ne derdiniz, dedim. 

Abd-i Yesu' — Evet, biiyiik devlet kurmak, medeniyyete hizmet bakimmdan, 
arabm en biiyiik, en meshur adami Odur derim. Fekat, Muhammed aleyhissela- 
mm, arabin en fasih konusam oldugunu kabul etmem. Cunki, bunu gosterecek bir 
eseri yokdur. Kur'ani gosterirseniz, Kur'an Onun sozii degildir diyorsunuz. 
Kur'amn cok fasih, pek belig olmasi, Onun fasih ve belig olmasim gostermez. Evet 
O, belig ve fasih idi. Fekat, Onun gibi, baskalan da vardi. Mesela, Alinin "radiyal- 
lahii anh" sozleri gosteriyor ki, bu da, Onun gibi fasih ve belig idi. islamiyyetden 
once Umri-iil Kays ve Kus bin Sa'idenin sohretlerini hepimiz biliyoruz. Hatta, Kus 
bin Sa'idenin hutbesini, Muhammed aleyhisselam da begenmisdi, dedi. 

Bu sozii dinleyenler, birbiri ile konusmaga, bir giiriiltu sezilmege basladigmdan, 
ayaga kalkip, simdilik kimseden yardim istemiyorum. Lutfen rahat olunuz, dedim. 
Herkes susdu. Soyle cevab verdim: 

Su anda, din hissimizi, teassubumuzu bir yana birakip, ilmi ve ciddi konusalim! 
Kur'an-i kerim icin siz ne dersiniz? Kur'an-i kerim kimin soziidiir? 

A.Y. — Kur'ani, Muhammed "aleyhisselam" arkadaslan ile yapdi. 

S.Pasa — Gecenlerde, valilik emrim okununca, siz arabca bir diia yapmisdimz. 
O diiayi baskasi yazip size verdi deseler, susar misiniz? 

A.Y. — Susmam, ben yapdigimi soylerim. 

S.P. — Nicin? 

A.Y. — Cunki bu diiayi ben hazirladim. 

S.P. — Hakkimz var. Bes beytli bir gazel yazan kimse bile, bir beytinin cahn- 
digini gorse, calanin cezalanmasini ister. Herkes eseri ile ogiiniir, degil mi? 

A.Y. — Evet. 

S.P. — Sizin o duamzdan daha gtizeli yapilabilir mi? 

A.Y. — Evet, yapilabilir. 

S.P. — Sizin diianizla, Kur'an-i kerim arasmda fesahat, belagat bakimlarmdan 
fark var mi? 

A.Y. — Elbet, hem de pekcok. 

S.P. — Arab edibleri ve dost ve diisman ilm adamlan ugrasarak, Kur'an-i ke- 
rim gibi soyliyememeleri, Kur'ani yazanlar ipin biiyiik bir seref olmaz mi? 

A.Y. — Elbet olur. 

S.P. — Boyle, yiiksek bir eseri, sahibi baskasina bagislar mi? Muhammed aley- 
hisselam, (Bu Kur'an, Allah kelamidir. inanmiyorsaniz, bir ayeti kadar siz de 
soyleyiniz! Soyliyemezsiniz!) derdi. O kadar diisman olduklan, elele verip ugras- 

-367- 



diklan halde soyliyemediler. Kimisi belagati, i'cazi goriir gormez iman etdi. Kimi- 
si, insan bunu soyliyemez diyerek, ister istemez tasdik etdi. Muhammed "aleyhis- 
selam", bunu birkac kimse ile birlikde yapmis olsaydi, dtismanlar da bir araya ge- 
lerek, bunun gibi yapabilirdi. Ciinki, miislimanlarda oldugu gibi, kafirler arasin- 
da da, kuvvetli edib, fasih kimseler vardi. Sonra, bununla meydan okurken, ma- 
il, miilkii, mevki'i ve hukumeti yokdu ki, yardimcilanni bunlarla susdurdu denil- 
sin. Kur'an-i kerim, Tevrat, Zebur ve incil gibi, topluca meydana konmadi ki, yar- 
dimcilan, bu eserlerin boyle kiymetli olacagmi onceden diisunememislerdi, son- 
radan pisman oldularsa da, is isden gecmisdi denilsin. Kur'an-i kerim yavas yavas 
yirmiiic senede indi. Her ayet gelince, herkes hayran kahyordu. Yardimcilan ol- 
saydi, ne kadar sabrli, fedakar olsalar da, kendi eserlerinin, boyle san ve serefini 
goriip de, yirmiiic sene seslerini cikarmaz, susabilirler mi idi? 

A.Y. — Soziin dogrusu, Kur'am, Muhammed "aleyhisselam", yalniz kendi 
yapmisdir. 

S.P. — Kur'an-i kerimi siz, nasil buluyorsunuz? 

A.Y. — Cok fasih, pek belig, hikmet dolu. 

S.P. — Demek, bunu yapan hakim olmali. 

A.Y. — Evet. 

S.P. — Demek ki, Muhammed "aleyhisselam" hakim idi. 

A.Y. — Subhesiz hakim idi. 

S.P. — Yalan soyliyen hakim olur mu? 

A.Y. — Olmaz. 

S.P. — Muhammed aleyhisselamm hakim oldugunu soyliyorsunuz ve hakim, dog- 
ru soyler diyorsunuz. Zaten, butiin hiristiyanlarm, Onun dogru oldugunu bilme- 
si lazimdir. Ciinki, Mardin koylerinden birinde bulunan "Deyr-i Za'feran" adin- 
daki biiyiik kilisede, nasaramn arabi yazilmis tarih-i mukaddes kitabmdan birin- 
de, (Muhammed aleyhisselama peygamberliginden evvel herkes, emin olan Mu- 
hammed derdi. Ciinki, dogrulugu ile meshur idi) okumusdum. iste, o dogru soz- 
lii Muhammed "aleyhisselam", bize haber verdi ki, (Kur'an-i kerim, insan sozii de- 
gildir. Allah kelamidir). Buna ne dersiniz? Hayir inanmam derseniz, onun hakim 
olduguna da inanmamis olursunuz. Hakim idi, soziinde duruyorsaniz, Onun sozii- 
ne de inanmaniz lazim gelir. 

A.Y. — Dogrusunu istiyorsaniz, Muhammed "aleyhisselam" Peygamber idi. Fe- 
kat yalniz Arablarm Peygamberi idi. 

S.P. — Tesekkiir ederim. Siibhe bulutlan siynhp, hakikat lsiklan parlamaga bas- 
ladi. Hakim yalan soylemez dediniz. Peygamber hie yalan soyler mi? O hie soyle- 
mez. Oyle ise, Muhammed aleyhisselamm butiin insanlara, her millete de Peygam- 
ber olduguna inanmaniz lazimdir. Ciinki, O bize; (Ben biitiin insanlarin ve Cinni- 
lerin hepsinin Peygamberiyim) diye haber veriyor. Buna ne dersiniz? 

Birkac saniye durdukdan sonra, kalkip gitdi ve bir daha yanima gelmedi. 

(Herkese Lazim Olan Iman) kitabmm (Miislimanhk ve Hiristiyanhk) ve 
(Kur'an-i Kerim ve inciller) ve (islam Dini ve Diger Dinler) kismlarmda ve (Ce- 
vab Veremedi) kitabmda hiristiyanhk dini iizerinde genis bilgi vardir. 

Allaha tevekkul edenin yaveri Hakdir. 
Na-$ad olan bu kalbim, bir gun sad olacakdir. 



368 



92 — ISA "aleyhisselam" ESSAN IDI, ONA TAPILMAZ 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimize, Necrandan bir hiristiyan 
hey'eti gelmisdi. Necran, Hicaz ile Yemen arasmda bir sehr idi. Bunlar, altmis sii- 
vari olup, iclerinden yirmidordu biiyiikleri idi. Bunlarm icinde iicii en biiyiikleri 
idi. Reisleri Abdiilmesih idi. iclerinden Ebiilharis bin Alkama, en alimleri idi. Ahir 
zeman Peygamberinin alametlerini incilde okumus idi. Fekat, diinya mevki'ini, soh- 
retini sevdigi icin miisliman olmiyordu. Ciinki, ilmi ile meshur olup, kayserlerden 
ikram goriir, bircok kiliselere emr verirdi. Medineye gelip, ikindi nemazindan son- 
ra, Mescid-i serife girdiler. Ustlerinde siislii papas elbiseleri vardi. O sirada, on- 
lann da nemaz vakti gelmis oldugundan, Mescid-i serifde nemaza kalkmislar, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" de, (Birakiniz kilsinlar) buyurmusdu. 
Sarka dogru kildilar. Uc biiyiikleri konusmaga basladi. Soz arasinda, Isa "aleyhis- 
selam" icin, ba'zan Allah diyorlar, ba'zan Allahm oglu, ba'zan da, tic tanndan bi- 
ri diyorlardi. Allah demelerine sebeb, oliileri diriltir, hastalan iyi ederdi. Gaybla- 
n haber verir, camurdan kus yapip iifleyince ucardi diyorlardi. Allahm oglu oldu- 
guna sebeb, belli bir babasi olmamasi idi. Ucden birisi olmasma sebeb de, Allah 
(yapdik, yaratdik) diyor. Eger bir olsaydi, (yapdim, yaratdim) derdi diyorlardi. Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bunlari dine da'vet etdi. Birkac ayet-i keri- 
me okudu. Imana gelmediler. (Biz senden once iman etdik) dediler. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", (Yalan soyliyorsunuz! Allahm oglu var diyenin imam ol- 
maz) buyurdu. Allahm oglu degilse, o halde bunun babasi kim, dediler. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: — Biliyor musunuz? Al- 
lahii teala, hie olmez ve herseyi varhkda tutan Odur. Isa "aleyhisselam" ise yok idi 
ve yok olacakdir. 

Onlar — Evet biliyoruz. 

Resulullah — Bilmiyor musunuz, babasma benzemiyen hicbir yavru var mi? 

Onlar — Her yavru babasina benzer. [Koyun yavrusu, koyuna benzer.] 

Resulullah — Bilmiyor musunuz, Rabbimiz herseyi yaratiyor, biiyiitiiyor, bes- 
liyor. Halbuki Isa "aleyhisselam" bunlarm birini yapmiyordu. 

Onlar — Evet, yapmiyordu. 

Resulullah — Rabbimiz, Isa aleyhisselami diledigi gibi yaratdi degil mi? 

Onlar — Evet, yaratdi. 

Resulullah — Rabbimiz yimez, icmez. Onda degisiklik olmaz, bunu da biliyor 
musunuz? 

Onlar — Evet, biliyoruz. 

Resulullah — Isa aleyhisselamm anasi var idi. O, her cocuk gibi diinyaya gel- 
di. Onlar gibi beslendi. Yir, icer, zararh maddeleri kendinden atardi. Bunu da bi- 
liyorsunuz degil mi? 

Onlar — Evet, biliyoruz. 

Resulullah — O halde, Isa "aleyhisselam" sandigmiz gibi nasil olur? 

Onlar, birsey demeyip, susdular. Biraz sonra: 

Ya Muhammed "aleyhisselam"! Sen onun (Allahm kelimesi ve Ondan bir ruh) 
oldugunu soylemiyor musun, dediler. 

Resulullah — Evet buyurdu. 

Onlar — Eh, bu da bize yetisir deyip inad etdiler. 

Bunun iizerine, Allahii teala, onlari miibaheleye cagirmasmi emr etdi. Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" de, bana inanmiyorsaniz, gelin sizinle miibahele 
edelim. Ya'ni, (Hangimiz zalim isek, yalanci isek, Allahii teala ona la'net etsin, di- 
yelim!) buyurdu. Allahii tealamn bu emri, Al-i imran suresinin, altmisbirinci 

- 369 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:24 



ayet-i kerimesinde bildirilmekdedir. Seyyid dedikleri Serhabil, bunlan toplayip, 
(Bunun Peygamber oldugu herseyinden anlasilryor. Bununla miibahele edersek, 
ne biz kurtuluruz, ne de, bizden sonra gelenlerimiz kurtulur. Muhakkak bir bela- 
ya ugrariz!) dedi. Miibahele etmekden kacmdilar ve (Ya Muhammed "sallallahii 
aleyhi ve sellem"! Senden raziyiz. Ne istersen sana verelim. Eshabmdan "radryal- 
lahii teala anhiim ecma'in" bir emin kimseyi bizimle beraber gonder, vergilerimi- 
zi ona verelim!) dediler. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" yemin edip, gayet emin bir kimse- 
yi sizinle gonderirim buyurdu. Esnab-i kiram "aleyhimiirndvan" emin olarak kimin 
sereflenecegini merak ediyorlardi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" (Kalk, 
ya Eba Ubeyde!) buyurdu. Ummetin emini budur, diyerek beraber gonderdi. 

Sulh sarti soyle idi: Her sene, ikibin elbise vereceklerdi. Bini Recebde, bini Sa- 
fer aymda teslim edilecekdi. Her elbise ile de, kirk dirhem [135 gram] giimiis ve- 
rilecekdi. Reisleri Abdiilmesih ile seyyidleri Serhabil, sonradan musliman olup, Re- 
sulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" hizmetinde bulunmakla sereflendiler. 

93 — ISA "aleyhisselam" PEYGAMBERDIR, ONA 

TAPILMAZ 

Biiyiik islam alimi, (Tefsfr-i kebfr) ve cesidli kiymetli kitablarin sahibi, imam-i 
Fahreddfn Razf "rahmetullahi aleyh" AM imran suresinde, altmisbirinci ayet-i ke- 
rimeyi tefsfr ederken buyuruyor ki: 

Harezm sehrinde idim. Sehre bir papasm geldigini ve hiristiyanligi yaymak 
icin calisdigini isitdim. Yanina gitdim. Konusmaga basladik. Bana, (Muhammed 
aleyhisselamm Peygamber oldugunu gosteren delil nedir?) dedi. Su cevabi verdim: 

Fahreddfn Razf — Musanin, Isanm ve diger Peygamberlerin "aleyhimiisse- 
lam" harikalar, mu'cizeler gosterdigi haber verildigi gibi, Muhammed aleyhisse- 
lamm da mu'cizeler gosterdigi haber verilmisdir. Bu haberler tevatiir halindedir. 
Tevatiir ile gelen haberleri, ya kabul eder veya red edersin. Red eder ve mu'cize, 
bir zatm Peygamber oldugunu isbat etmez der isen, mu'cizeleri tevatiir ile bize ha- 
ber verilen diger Peygamberlere de inanmaman lazim gelir. Sayet tevatiir ile ge- 
len haberlerin dogrulugunu ve mu'cize gosteren zatin peygamber oldugunu kabul 
eder isen, Muhammed aleyhisselamm Peygamber oldugunu kabul etmen lazim ge- 
lir. Ciinki, Muhammed aleyhisselam; mu'cizeler gostermis ve bu mu'cizeler, biz- 
lere (tevatiir) denilen saglam haberler ile bildirilmisdir. Diger Peygamberlerin pey- 
gamberligine, tevatiir ile bildirilen mu'cizeler sebebi ile inandigin icin, Muhammed 
aleyhisselamm da, Peygamber olduguna iman etmelisin! 

Papas — Isa aleyhisselamm, Peygamber degil, ilah, tann olduguna inamyorum. 

[Tann, ma'bud demekdir. Tapilan seylerin hepsine tann denir. Allahu tealanm 
ismi, Allahdir, tann degildir. Allahu tealadan baska tann yokdur. Allah yerine tan- 
n demek, yanhsdir ve cok cirkindir.] 

Fahreddfn Razf — Biz simdi Peygamberlik hakkmda konusuyoruz. ilahlikdan 
once, niibiivvet mevzuunu hal etmemiz lazimdir. Ayrica, Isa aleyhisselamm, ilah 
oldugunu soylemen de batildir. Ciinki, ilahin, tanrmm, her zeman var olmasi la- 
zimdir. O halde, madde, cism, yer kaphyan seyler tann olamaz. Halbuki, Isa aley- 
hisselam, cism idi, insan idi. Yok iken var oldu ve size gore oldurulmusdiir. Once 
cocuk idi, biiyiidii. Yirdi, icerdi. Bizim gibi konusurdu. Yatardi, uyurdu, uyanir- 
di, ytiriirdti. Her insan gibi yasamak icin, bircok seye muhtac idi. Muhtac olan, ga- 
ni olur mu? Yok iken sonradan var olan birsey, ebedi, sonsuz var olur mu? Degi- 
sen birsey devamli, sonsuz var olur mu? 

Isa aleyhisselam kacdigi, saklandigi halde, yehudiler yakalayip asdi diyorsunuz. 

-370- 



isa aleyhisselamm o zeman cok uzuldugiinii, bu durumdan kurtulmak icin carele- 
re basvurdugunu soyliyorsunuz. ilah veya ilahdan parca kendisine hulul etmis ol- 
saydi, yehudilerden korunmaz mi, onlari yok etmez mi idi? Nicin uziildii ve sak- 
lanacak yer aradi? Vallahi, buna hayret ediyorum. Akh olan kimse, bu sozleri na- 
sil soyler, buna nasil inanir. Akl, bu sozlerin bozukluguna sahiddir. 
Uc diirlii soyliyorsunuz: 

1 — O gozle goriilen cismani bir ilah imis. Tann imis. Alemin ilahinm cism ve 
beser olan Isa aleyhisselam oldugunu soylemek, yehudiler Onu oldiirdiigii zeman, 
alemin ilahim oldiirdiiklerini soylemek olurdu. Bu takdirde, alemin ilahsiz kalma- 
si lazim gelirdi. Halbuki, alemin ilahsiz kalmasi miimkin degildir. Ayrica, yehudi- 
ler, haksiz olduklan halde, bunlann yakalayip oldiirdiigii, aciz, kuvvetsiz bir kim- 
se, alemlerin tannsi olabilir mi? 

Isa aleyhisselamm, Allahii tealaya cok ibadet etdigi, ta'ata cok ragbet etdigi hu- 
susu da, tevatiir ile sabitdir. Isa aleyhisselam ilah olsaydi, ibadet ve ta'atda bulun- 
mazdi. Ciinki ilah, asla kendisine ibadet etmez. [Bilakis baskalan ona ibadet eder.] 

Papasin soziiniin batil oldugu buradan da anlasilmakdadir. 

2 — Ilah, Ona temamen hulul etmisdir. O, Tannnm ogludur diyorsunuz. Bu ina- 
ms yanhsdir. Ciinki, ilah, cism ve araz [sifat] olamaz. ilahin, bir cisme hulul etmesi, 
imkansizdir. Eger, ilah cism olsaydi, baska bir cisme de hulul ederdi. Cisme hulul eden 
sey, cism olur ve hulul edince iki cismin maddeleri birbirine kansir. Bu da, ilahin par- 
calanmasmi icab etdirir. Eger ilah, araz olsaydi, bir mahalle, mekana muhtac olur- 
du. Bu ise, ilahin baskasma muhtac olmasi demekdir. Baskasma muhtac olan ise, ilah 
olamaz. [ilahin, Isa aleyhisselama hulul etmesine sebeb, ne idi? Sebebsiz Isa aley- 
hisselama hululii, tercihiin bila miireccihdir. Bunun ise batil oldugunu, (Cevab Ve- 
remedi) kitabimizda Allahii tealamn bir oldugunu isbat ederken bildirmisdik.] 

3 — O, tann degildir. Fekat, tanrimn bir parcasi ona hulul etmis, yerlesmisdir 
diyorsunuz. Eger Ona hulul eden parca, ilahin ilah olmasinda te'siri var ise, bu par- 
ca ilahdan aynlmca, temamen ilahhgi bozulur. Eger bu parca, ilahin ilah olmasin- 
da te'sirli degilse, tanrimn parcasi olmamis olur. 

Isa aleyhisselamm ilah, Tann olduguna delilin nedir? 

Papas — Oliileri diriltdigi, anadan dogma korlerin goziinii acdigi ve Beras de- 
nilen, derideki cok kasman beyaz lekeleri iyi etdigi icin, O tanndir. Boyle isleri an- 
cak tann yapabilir. 

Fahreddin Razi — Delil [alamet] bulunmaymca, medluliin [delilin delalet etdi- 
gi seyin] bulunmiyacagi soylenebilir mi? Delil bulunmaymca, medlul de olmaz, var 
olmaz dersen, alem yaratilmadan once, ya'ni ezelde alemi yaratanm yok oldugu- 
nu soylemis olursun ki, bu batildir. Ciinki, alem [biitiin mahluklar], yaratanm 
varhgma delildir. 

Delil bulunmaymca, medlul bulunabilir dersen, ezelde mahluklar yok iken ya- 
ratanm var oldugunu kabul etmis olursun. Fekat, Isa aleyhisselam ezelde yok 
iken, ilahin Ona ezelde hulul etdigini soylersen, bunu delilsiz kabul etmis olursun. 
Ciinki, isa aleyhisselam sonradan yaratilmisdir. Ezelde var olmasi delilin bulun- 
mamasi demekdir. Tanrimn Isa aleyhisselama hulul etdigini delilsiz kabul ediyor- 
sun da, bana, sana, hayvanlara, otlara ve taslara hulul etmedigini nereden biliyor- 
sun? Delilsiz, bunlara hulul etdigini nicin kabul etmiyorsun? 

Papas — ilahin isa aleyhisselama hulul etmesi ile, sana, bana ve diger varlik- 
lara hulul etmemesinin sebebi acikdir. Ciinki, Isa aleyhisselamda mu'cizeler go- 
riindii. Sende, bende ve diger varhklarda boyle harikulade haller goriilmedi. Bun- 
dan ilahin Ona hulul edip, bize ve diger varliklara hulul etmedigini anhyoruz. 

Fahreddin Razi — Isa aleyhisselama hulul etmesine delil olarak, Onun mu'ci- 
zeler gostermesi oldugunu soyliiyorsun. Delil olmaymca ya'ni mu'cizeler goriilme- 

-371- 



yince, hulul edemiyecegini nicin soyliiyorsun? Sende, bende ve diger varhklarda 
harikalar, mu'cizeler bulunmadigi icin tanri bunlara hulul etmez diyemezsin. 
Ciinki, delil olmadigi halde, medlul bulunabilir demisdik. Buna gore, ilahin hulul 
etmesi, delilin bulunmasma, ya'ni harikalarm, mu'cizelerin goriilmesine bagh de- 
gildir. O halde, bana, sana, kediye, kopege, fareye de hulul etdigine inanman la- 
zim gelir. ilahin, bu asagi mahluklara hulul etdigini inandirmaga varan bir din, hak 
din olabilir mi? 

Asayi [bastonu] ejder, yilan yapmak, oliiyii diriltmekden daha giicdiir. Ciinki, 
baston ile yilan, hicbir bakimdan birbirine yakin degildir. Musa aleyhisselamin asa- 
yi ejdere cevirdigine inamyorsunuz da, Ona, tanri veya tannnm oglu demiyorsu- 
nuz. Isa aleyhisselama nicin tanri veya soyle boyle diyorsunuz? 

Papas, bu soziime karsi diyecek hie birsey bulamadi, susmaga mecbur oldu. [is- 
lam alimleri, hiristiyanhgi red icin cok kitab yazdi. Bunlar arasmda, arabi ve tiirk- 
ce (Tuhfet-iil-erib), tiirkce (Diya-iil-kulub), arabi (izhar-iil-hak) ile bunun tiirkce 
tercemeleri (ibraz-iil-hak) ve (Izah-ul-hak), arabi (Es-sirat-iil-iniistekiin), tiirkce 
(Idah-ul-meram), tiirkce ve ingilizce (Cevab Veremedi), farisi (Mizan-iil-mevazin) 
ve arabi (irsad-iil-hiyara), arabi ve fransizca (Redd-iil-cemfl) meshurdur. (Idah-ul- 
meram) kitabinin basindan birkac sahifesi, (Cevab Veremedi) ve (ingiliz Casusu- 
nun i'tiraflan)nm sonlarmda basilmisdir. (ingiliz Casusunun i'tirallari), arabi, in- 
gilizce ve tiirkce, m. 1991 de istanbulda nesr edilmisdir. Bugiin, hiristiyanlann co- 
gu, iznik meclisindeki papaslarm kabul etdikleri dort kitabin, semadan inen incil ol- 
duklanna inamyorlar. Yuhanna incilinde yazilmis olan, (Teslis), dinlerinin esasidir. 
Isa Tanri degildir. Tannnm Peygamberidir. Ebedi olan tek tanri, onu cok seviyor. 
Onun her istedigini yapiyor, yaratiyor. Bunun icin herseyi ondan istiyoruz, ona ve 
onu temsil eden putlanmiza, bu niyyet ile secde ediyoruz, yalvanyoruz. Baba ve ogul, 
cok sevilen kimse demekdir, diyorlar. Tannnm oglu demek, tanri onu cok seviyor 
demekdir, diyorlar. Boyle inananlara (Ehl-i kitab) denir. Isa aleyhisselamda veya 
herhangi bir mahlukda (Uluhiyyet sifati) bulunduguna inanan, mesela, (O da, ebe- 
didir. Herseyi yokdan var ediyor) diyen hiristiyanlar, (Miisrik) olur. Muhammed aley- 
hisselama inanmadiklan, musliman olmadiklan icin, hepsi kafirdirler.] 

94 — iKINCI CILD, 9. cu MEKTUB 

imam-i Rabbani Miiceddid-i elf-i sani "kaddesallahii teala esrarehiil'aziz", bu 
mektubu molla Aril Huteni Bedahsfye yazmisdir. (La ilahe illallah) kelimesinin 
ustiinliiklerini ve tenzih makamini ve (fman-i gayb)i bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, sevdigi kullanna selam olsun! 
Mevlana Muhammed Arif Huteni! Once, batil, bozuk ilahlan yok etmek, sonra hak 
olan ma'budii bilmek lazimdir. Nasil oldugu bilinen ve olciilebilen hersey yok 
edilmeli, nasil oldugu bilinmiyen bir Allaha iman etmelidir. Bu yok bilmegi ve iman 
etmegi en iyi anlatan kelime, (La ilahe illallah) giizel kelimesidir. Peygamberimiz 
"sallallahu aleyhi ve sellem ", (Zikrin en kiymetlisi, La ilahe illallah demekdir) bu- 
yurdu. Bir hadis-i serifde, Rabbinden soyle nakl etdi: (Yedi kat goklerin ve bun- 
larda bulunanlarin ve yedi kat yerin hepsi, La ilahe illallah kelimesi ile olciilsc, bu 
kelimenin sevabi daha cok olur) buyuruldu. Nasil daha cok olmaz ki, bu kelime- 
nin bir kismi, Allahii tealadan baska herseyi, yerleri gokleri, Arsi, Kiirsiyi, Levh ve 
Kalemi, biitiin Alemi ve ademi hep yok etmekde, diger kismi da, yerlerin, gokle- 
rin, tek yaraticisi, hak olan ma'budlin var oldugunu bildirmekdedir. Allahii teala- 
dan baska hersey, ister afakda [insanm disinda], ister enfiisde [insanin icinde] ol- 
sunlar, hepsi anlasilabilen, olciilebilen seylerdir. Afak ve enfiis aynalarmda gorii- 
len hersey de boyledir. Hepsinin yok bilinmesi lazimdir. Bildigimiz, ogrendigimiz, 
hatinmiza, hayalimize gelen, duygu organlanmiza etki eden hersey de boyledir. Hep- 

-372- 



si hadis, mahlukdurlar. Ciinki, insanm bildigi, his etdigi hersey, kendi eseri, yapdi- 
gi seydir. Bizim, Allahii tealayi tenzih etmemiz, birseye benzemez dememiz, ben- 
zetmek olur. Bizim anladigimiz biiyiikliik, kiiciikliikdiir. Tesavvufculara "kadde- 
sallahii teala esrarehiimiil'aziz" olan kesfler, tecelliler, miisahedeler, hep Allahdan 
baska seylerdir. Allahii teala (Vera-iil-vera)dir. Ya'ni, otelerin otesidir. Bunlarm 
hicbirine benzemez. Ibrahim aleyhisselam, kafirlere, (Nicin kendi yapdiginiz put- 
lara tapiyorsunuz? Sizleri ve yapdiginiz i$leri Allahii teala yaratdi!) dedi. Bunu 
Kur'an-i kerim haber veriyor. ister elimizle yapmis olalim, ister akhmiz ve haya- 
limizle meydana getirelim, yapdigimiz seylerin hepsi, Allahii tealanm mahluklan- 
dir. Hicbirinin tapmmak icin degerleri yokdur. Tapimlmaga hakki olan, yalniz 
Allahii tealadir. O, bildigimiz, diisiinerek buldugumuz seylerin hicbirine benzemez 
ve nasil oldugu anlasilamaz. Akl ve vehm Ona yaklasamaz. Kesf ve siihud, Onun 
biiyiikliigii oniinde yikihp kalir. Boyle bi-cun ve bicigune olan [ya'ni hicbirseye ben- 
zemiyen ve akl ile anlasilamiyan] yiice yaraticiya, gayb yolu ile inanmakdan bas- 
ka care yokdur. Ciinki, gorerek, diisiinerek anlamaga kalkisarak inanmak, Ona inan- 
mak olmaz. Kendi yapdigimiz seye iman etmek olur. Bu sey de, Onun mahliikudur. 
Bunu, Ona serik, ortak yapmis oluruz. Belki de, Ondan baskasina iman etmis olu- 
ruz. Boyle felakete diismekden Allahii tealaya sigimnz. Gayba iman edebilmek icin, 
vehmin, hayalin yetisemedigi bir yaratana inanmak lazimdir. Ondan hicbirseyin ha- 
yalde yeri olmamahdir. Bu ma'na vehm ve hayalin dismda olan yakmhk mertebe- 
sinde ele gecer. Ciinki, uzaklasdikca, vehm ile anlasilmasi kolaylasir ve hayalde yer 
bulabilir. Bu ni'met, ancak Peygamberlere mahsusdur. Gayb yolu ile iman etmek, 
ancak bu biiyiiklere nasib olmusdur "aleyhimiissalevatii vetteslimat". Bunlara 
uyup, izlerinde gidenlerden de, dilediklerine ihsan ederler. Biitiin mii'minlerin 
gayb yolu ile olan imanlari, vehmin kansmasmdan kurtulamaz. Ciinki cahillere go- 
re, (vera-ul-vera), uzakhk demekdir. Boyle anlayisda, vehm de ise kansir. O biiyiik- 
lere gore ise "aleyhimiissalevatii vetteslimat", (vera-iil-vera) yakinhkdadir. Boy- 
le anlayisda, vehm ise kansamaz. Diinya durdukca ve diinya hayati ile yasadikca, 
gayba inanmakdan baska care yokdur. Ciinki, burada gorerek hasil olan iman, bo- 
zukdur. Ahiret hayati baslayip, vehm ve hayalin kuvveti kalmaymca, gorerek ha- 
sil olan (Iman-i siihiidi) kiymetli olur. Vehm ve hayal tarafmdan bu imana bozuk 
seyler kansdirilamaz. Samrim ki, Resulullah Muhammed aleyhisselam, diinyada Al- 
lahii tealayi gormekle sereflendigi icin, Onun "sallallahii aleyhi ve sellem" imam, 
siihudidir demek giizel olur. Vehmden ve hayalden hasil olan bozuk seyler, o ima- 
na kansamamisdir. Ciinki, baska mii'minlere Cennetde ihsan edilecek olan ni'met, 
o yiice Peygambere "aleyhi ve ala alihissalatii vesselam" bu diinyada nasib oldu. Bu, 
Allahii tealanm cok biiyiik bir ni'metidir. Allahii teala, ni'metlerini diledigine ih- 
san eder. Allahii teala, pek cok ni'met ihsan edicidir. 

Sunu iyi anlamahdir ki, halilullah Ibrahim aleyhisselam, Allahdan baska seyle- 
re tapinmamn yanhs oldugunu pek giizel bildirdi. Miisriklige yol acacak kapilar- 
dan hepsini iyice kapadi. Bunun icin, Peygamberlerin imami oldu. Hepsinden ile- 
ride oldu "aleyhi ve aleyhimiissalevatii vettehiyyat". Ciinki, diinya hayatmda olan 
ilerlemenin en yiiksek noktasi, Allahdan baska tapmilacak hicbirsey bulunmadi- 
gim iyi anlamakdir. Ciinki, (La ilahe illallah) giizel kelimesinin ikinci parcasmm bil- 
dirdigi, (ibadet olunmaga hakki olan, yalniz Allahii tealadir) soziiniin tam ma'na- 
si, ancak ahiretde anlasilacakdir. Boyle olmakla beraber, Peygamberlerin sonun- 
cusu "aleyhi ve aleyhimiissalevatii vetteslimat", bu diinyada, Allahii tealayi gor- 
mekle sereflendigi icin, bu soziin tam ma'nasindan cok seylere de, bu diinyada ka- 
vusmusdur. Denilebilir ki, bu ma'nadan, bu diinyada miimkin olam, o yiice Peygam- 
berin gelmesi ile bildirilmisdir. Yine, diyebiliriz ki, zat-i ilahinin tecellisi, bu diin- 
yada, ancak o yiice Peygambere nasib oldu. Baskalarma, ahiretde nasib olacagi bil- 
dirildi. Dogru yolda bulunanlara ve Muhammed Mustafanm izinde olanlara selam 
olsun "aleyhi ve ala alihi minessalevati efdaliiha ve minetteslimati ekmeliiha"! 

-373- 



95 — HILYE-I SE'ADET 

[Ya'nf Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" gbriiniisii, tanininasij. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin, goriinen biitiin uzvlai Him 
sekli, sifatlan, giizel huylari, tenia in hayati, biitiin incelikleri ile, cok genis ve 
acik olarak, alimler tarafindan, senedleri, vesfkalan ile yazilmisdir. Bunlara (Si- 
yer) kitablan denir. Binlerle siyer kitabindan, ilk olarak yazdan, ibni ishakin 
"raliiiietullalii teala aleyh" (Sfret-i Resulillah) kitabi olup, bunu, ibni Hisain Hu- 
meyrf ayni ism altinda genisletmis ve Alman miistesriklerinden Westenfeld tara- 
findan, yeniden tab' edilmisdir. Allahii teala, biitiin Peygamberlerine vermis ol- 
dugu mu'cizelerin hepsini Muhammed aleyhisselama da verdi. Arabf (El-Meva- 
hibiillediinniyye) ve farisi (Medaric-iin-Niibiivve) kitablarinda ve (Mevahib)den 
kisaltilmis olan (El-envar-iil-Muhammediyye) kitabinda ve arabf (Huccetiillahi 
alel'alemfn ff mu'cizati-Seyyid-il-miirselfn) kitabinda, bunlarin cogu yazihdir. 

Biz, bu risalemizi, Misrdaki biiyiik islam alimlerinden imam-i Ahmed Kastala- 
nf hazretlerinin, (Mevahib-i lediinniyye) ismindeki iki cild kitabindan aldik. islam 
sairlerinden Abdiilbakf efendi, bu kitabi arabfden tiirkceye cevirmisdir. Biitiin ki- 
tabdan genclere liizumlu goriilen kismlari, kisaca asagiya yazilmisdir: 

Fahr-i kainatm "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek yiizii ve biitiin a'za-i se- 
rifesi ve mubarek sesi, biitiin insanlarm yiizlerinden ve a'zasmdan ve seslerinden 
giizel idi. Mubarek yiizii, bir mikdar yuvarlak idi. Nes'eli oldugu zemanda, muba- 
rek yiizii ay gibi nurlamrdi. Sevindigi, mubarek almndan belli olurdu. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem", giindiiz nasil goriirse, gece dahi oyle goriirdii. Oniin- 
de olanlan gordiigii gibi, arkasinda olanlan dahi goriirdii. Bunu isbat eden yiizler- 
ce hadise, kitablarda yazihdir. Gozde gormek halk eden Allahii teala, diger uzv- 
da dahi halk etmege kadirdir. Yana ve geriye bakacagi zeman, biitiin bedeni ile do- 
niip bakardi. Yeryiiziine nazari, semaya bakmasmdan ziyade idi. Mubarek gozle- 
ri biiyiik idi. Mubarek kirpikleri uzun idi. Mubarek gozlerinde bir mikdar kirmi- 
zihk vardi. Mubarek gozlerinin karasi gayet siyah idi. Fahr-i alemin "sallallahii te- 
ala aleyhi ve sellem" aim acik idi. Mubarek kaslari ince idi. Kaslari arasi acik idi. 
Iki kasi arasmda olan damar, hiddetlenince kabanr idi. Mubarek burnu gayet gii- 
zel olup, orta yeri bir mikdar yiiksek idi. Mubarek basi biiyiik idi. Mubarek agzi 
kiiciik degildi. Mubarek disleri beyaz idi. Mubarek on disleri seyrek idi. Soz soy- 
ledigi zemanda, sanki disleri arasmdan nur cikardi. Allahii tealamn kullari arasin- 
da ondan daha fasih ve tath sozlii kimse goriilmedi. Mubarek sozleri gayet kolay 
anlasihr, goniilleri ahrdi ve ruhlan cezb ederdi. Soz soyledigi zeman, kelimeleri in- 
ci gibi dizilirdi. Bir kimse saymak istese, kelimeleri sayilmak miimkin idi. Ba'zan 
iyi anlasilmasi icin, iic kerre tekrar ederdi. Cennetde Muhammed aleyhisselam gi- 
bi konusulacakdir. Mubarek sesi, kimsenin sesinin yetisemedigi yere yetisirdi. 

Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem" giiler yiizlii idi. Tebessiim ederek gti- 
lerdi. Gulerken, mubarek disleri goriintirdii. Giildiigu zeman, nuru divarlar tize- 
rine ziya verirdi. Aglamasi da, gtilmesi gibi hafif idi. Kahkaha ile giilmedigi gibi, 
yiiksek sesle de aglamazdi, amma mubarek gozlerinden yas akar, mubarek gogsii- 
ntin sesi isitilirdi. Ummetinin gtinahlarim diisiiniip aglardi ve Allahii tealamn 
korkusundan ve Kur'an-i kerimi isitince ve ba'zan da nemaz kilarken aglardi. 

Fahr-i alemin "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek parmaklan iri idi. Muba- 
rek kollari etli idi. Mubarek avuclannin ici genis idi. Biitiin viicudiiniin kokusu, 
miskden giizel idi. Mubarek bedeni, hem yumusak, hem de kuvvetli idi. Enes bin 
Malik diyor ki, Restilullaha on sene hizmet etdim. Mubarek elleri ipekden yumu- 
sak idi. Mubarek teri miskden ve cicekden daha giizel kokuyordu. Mubarek kol- 
lari, ayaklan ve parmaklan uzun idi. Mubarek ayaklannm parmaklan iri idi. Mu- 
barek ayaklarmm alti cok yiiksek olmayip, yumusak idi. Mubarek karm genis olup, 

-374- 



gogsii ile karni beraber idi. Omuz basimn kemikleri iri idi. Mubarek gogsii genis 
idi. Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" kalb-i senfi, nazargah-i ilahi idi. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" cok uzun boylu olmayip, kisa dahi de- 
gil idi. Yanma uzun bir kimse gelse, ondan uzun goruniirdii. Oturdugu zeman, mu- 
barek omuzu, oturanlarm hepsinden yukan olurdu. 

Mubarek saclan ve sakallarmm kill cok kivircik ve cok diiz degil, yaradihsda on- 
diile idi. Mubarek saclan uzundu. Onceleri kakiil birakirdi, sonradan ikiye ayirir 
oldu. Mubarek saclanni ba'zan uzatir, ba'zan da keser, kisaltirdi. Sac ve sakalmi 
boyamazdi. Vefat etdigi zemanda, sac ve sakahnda ak kil, yirmiden az idi. Muba- 
rek biyigmi kirkardi. Biyiklarmm uzunlugu ve sekli, mubarek kaslan kadar idi. Em- 
rinde hususi berberleri var idi. [Muslimanlarm da, sakah bir tutam uzatmasi, faz- 
lasini kesmesi, biyiklarmi kirkmasi siinnetdir.] 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" misvakini ve taragmi yamndan ayirmaz- 
di. Mubarek sacini ve sakalmi tararken aynaya nazar eylerdi. Geceleri mubarek 
gozlerine surme cekerdi. 

Fahr-i kainat "aleyhi ekmeliit-tehiyyat" online bakarak, siir'atle yuriirdii. Bir 
yoldan gecdigi, giizel kokusundan belli olurdu. 

Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem" kirmizi ile kansik beyaz benizli olup, 
gayet giizel, nurlu ve sevimli idi. Bir kimse, Peygamber "aleyhissalatii vesselam" 
siyah idi dese, kafir olur. 

[O "sallallahii aleyhi ve sellem", arab idi. Arab, liigatda, giizel demekdir. Me- 
sela, lisan-i arab, giizel dil demekdir. Istilah ma'nasi ise, ya'ni cografyada arab de- 
mek, Arabistan ismindeki yanmadada dogup biiyiiyen, oranin lklimi, havasi, su- 
yu ve gidasi ile yetisen ve onlarm kamndan olan kimse demekdir. Anadoludaki kan- 
dan gelenlere Tiirk, Bulgaristanda dogup biiyiiyenlere Bulgar, Almanyadakilere 
Alman dedikleri gibi, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" de Arabistan yari- 
madasinda dogdugu icin Arabdir. Arablar beyaz, bugday benizli olur. Bilhassa Pey- 
gamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" siilalesi beyaz ve cok giizel idi. Zaten 
dedeleri Ibrahim "aleyhisselam", beyaz olup, Basra sehri ehalisinden, Taruh ismin- 
de beyaz bir miislimanm oglu idi. Kafir olan Azer, hazret-i ibrahimin "aleyhisse- 
lam" babasi degildi. Amcasi ve iivey babasi idi. 

Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" babasi Abdiillahm giizelligi, Misra ka- 
dar sohret bulmusdu ve alnindaki nurdan dolayi, ikiyiize yakm kiz, evlenmek 
icin Mekkeye gelmisdi. Fekat, Muhammed aleyhisselamm nuru, Amineye nasib 
oldu. 

Tiirkiyede ve bircok islam memleketlerinde, bir asrdan beri, Abdiillahm evlen- 
digi geceye, Regaib kandili ismini veriyorlar. Regaib gecesine boyle ma'na vermek 
dogru degildir. Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" dokuz aydan once diin- 
yayi tesrif etmis oldugunu bildirmek olur ki, bu da, noksanhk ve kusurdur. Her ba- 
kimdan, her insanin iistiinde ve her bakimdan kusursuz oldugu gibi, Amine val- 
demizi "rahmetullahi teala aleyha" nurlandirdigi zeman da, noksan ve kusurlu de- 
gildi. Bu zemanm noksan olmasi, tib ilminde ayb ve kusur sayilmakdadir. 

Receb-i serifin ilk Cum'a gecesine Regaib gecesi denir. Ciinki, Allahii teala, bu 
gecede, mii'min kullarma, ragibetler, ya'ni ihsanlar, ikramlar yapar. O gece yapi- 
lan diia red olmaz ve nemaz, oruc, sadaka gibi ibadetlere, katkat sevab verilir. O 
geceye hurmet edenleri afv eyler. 

Islamiyyetin ilk zemanlannda ve islamiyyetden evvel, Receb, Zil-ka'de, Zil-hic- 
ce ve Muharrem aylannda harb etmek haram idi. (Riyad-un-nasihin) kitabi, ikin- 
ci babi, sekizinci f aslmda buyuruyor ki, (Zahidi ve Ali Ciircani tefsirlerinde ve bir- 
cok tefsirde yaziyor ki, islamiyyetden evvel, arablar, Receb veya Muharrem ayla- 
nnda harb edebilmek icin, aylann yerini degisdirir, ileri veya geri ahrlardi. Resu- 

-375- 



lullah "sallallahii aleyhi ve sellem", hicretin onuncu senesinde, doksanbin miisli- 
man ile veda' hacci yapdigi zeman: (Ey Eshabim! Hacci tam zemamnda yapiyoruz. 
Aylann sirasi, Allahii tealanin yaratdigi zemandaki gibidir!) buyurdu). Abdiilla- 
hin evlendigi sene, aylann yeri degisik idi. Receb ayi, Cemazil-ahir yerinde idi. Ya'ni 
bir ay ileride idi. O halde, nur-i Niibiivvetin, Amine "rahmetullahi teala aleyha" 
valdemize intikali, simdiki Cemazil-ahir aymdadir. Regaib gecesinde degildir. 

Amcasi Abbas ile Abbasm oglu Abdullah "radiyallahti anhiima" da beyaz idi. 
Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" kiyamete kadar evladi da giizel ve 
beyazdir. Mesela, Urdiin emiri merhum Abdullah, istanbula gelmisdi. Beyaz idi. 
Kadikoy miiftisi iken vefat eden faziletli Ahmed Mekki efendi "rahmetullahi 
aleyh" seyyid idi. Ecdadi gibi, beyaz, kara kasli, iri siyah gozlii ve cok sempatik, 
giizel yiizlii idi. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" Eshabi da, beyaz ve gii- 
zel idi. Osman "radiyallahii anh" beyaz, sansm idi. Resulullahm "sallallahii aley- 
hi ve sellem", rum imperatorii Herakliiis hiikumetine gonderdigi sefiri Dihye-i kel- 
bi cok giizel olup, Istanbul sokaklarmda gezerken, yiiziinii gormek icin, rum kiz- 
lari sokaklara cikardi. Cebrail "aleyhisselam" cok def a Dihye "radiyallahii anh" 
seklinde gelirdi. 

Misr, Sam, Afrika, Sicilya ve ispanya yerlileri Arab degildir. Arablar, islamiy- 
yeti diinyaya yaymak icin, Arabistan yanmadasindan cikarak buralara geldikle- 
rinden, bugiin buralarda da mevcuddur. Nitekim Anadoluda, Hindistanda ve 
baska memleketlerde de mevcuddur. Fekat, bugiin bu memleketlerin hicbirinin 
ehalisini Arab diye ismlendirmek dogru olmaz. 

Ortacag, ya'ni kurun-i vusta zemanmm biricik ma'rifet ve medeniyyet lisam olan 
ve zaten gramer ve fesahat ve edebiyyat bakimmdan, bugiin yeryiiziinde mevcud 
yediyiizyetmis cesid dilin en miikemmeli olan arabi lisam, islam medeniyyeti ile 
birlikde biitiin bu memleketlere girmis ve yerlesmisdi. O zemanlar, ispanyadaki 
Islam iiniversitelerine ve miisliman mekteblerine, ihtisas kazanmaga giden Fran- 
siz ve diger Avrupahlar, arabi bircok kelimeleri, bilhassa ilmde ve fende kullani- 
lan kelimeleri, kendi memleketlerine gotiirmiisler, kendi dillerine kansdirmislar- 
dir. Bugiin garb dillerinde bircok arabi kehmeler hala kullanilmakdadir. 

[1947] senesinde Londrada basilmis, The British and Foreign Bible Society 
(Ingilizlerin ve yabancilarm incil cem'iyyeti)nin, The Gospel in Many Tongues (Bir- 
cok dillerde bir ayet) ismindeki kitabinda, yediyiizyetmis diirlii dilin herbiri ile ya- 
zilmis birkac satirlik ornekler vardir. 

Misr ehalisi esmerdir. Habesistan ehalisi siyahdir. Bunlara habes denir. Zengi- 
bar ehalisine Zenci denir. Bunlar da siyahdir. Peygamberimizin "sallallahii aley- 
hi ve sellem" akrabasim, arablan sevmek ve saymak ibadetdir. Onlan her miisli- 
man sever. Anadoluya miisafir gelen siyah fellahlar, habesler, zenciler, hurmet ve 
ikram olunmak icin, kendilerini, arab diye tamtdirmis, Anadolunun saf miisliman- 
lan, sozlerine inanip bunlan sevmislerdir. Ciinki, bu sevgide siyah, beyaz ayirimi 
yokdur. Siyah bir miisliman beyaz bir kafirden katkat daha iistiin, daha kiymetli 
ve sevimlidir. insanm siyah olmasi imanm serefini azaltmaz. Bilal-i Habesi hazret- 
leri ve Resulullahm cok sevdigi Usame siyah idiler. Ebu Leheb ve Ebu Cehl ka- 
firleri beyaz idiler. Bu ikisinin kotiiliikleri ve asagihklan herkesce bilinmekdedir. 
Allahii teala insanm rengine degil, imamnm kuvvetine ve takvasma kiymet ver- 
mekdedir. Fekat, siyahlarm kendilerini arab olarak tamtmalan, islam diismanla- 
nnm, yehudilerin islerine yaradi. Bir yandan, siyah insanlan, asagi ve igrenc ola- 
rak tamtdilar. Bunlan kole olarak kullandilar. Bir yandan da kara kedileri, kopek- 
leri, arab arab diye cagirarak, gazete ve mecmu'alara yapdiklan siyah resm ve ka- 
rikatiirlere arab diyerek, genclige, arabi siyah olarak tamtmaga, boylece, miisliman 
yavrulanni Peygamberimizden "sallallahii aleyhi ve sellem" sogutmaga ugrasdi- 
lar. Bugiin, Arabistanda, Mekke-i miikerreme ve Medine-i miinevverede bulunan- 

-376- 



lar, asrlar boyunca, Afrikadan, Asyadan ve diger yerlerden gelip yerlesen ya- 
bancilarm soyundandir. Bu yabancilar siyah olup, Allahm ve Resulullahm asikla- 
n idiler. Sultan ikinci Abdiilhamid hanm "rahmetullahi aleyh" amirallerinden Ey- 
yub Sabri pasa "rahmetullahi teala aleyh", bes cildlik tiirkce (Mir'at-iil-hare- 
meyn) kitabinda, koca Mekke sehrinde, iki Arab evinin kalmis oldugunu yazmak- 
dadir. Bugiin ise hie yokdur. Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" vefa- 
tmda, Eshab-i kiramin hepsi, sonra da evladlan, cihad icin, dm-i islami diinyaya 
yaymak icin, Arabistandan cikdi. islam ordusu, Asyamn otelerine, Afrikaya, Kib- 
nsa, Istanbula, hasih her yere dagildi. Allahm dinini, Onun kullarma tamtmak icin 
savasdilar ve canlarmi feda etdiler. Bu genis topraklar, o mubarek sehidlerle do- 
ludur. Evladlarmi, yavrularmi da, ilm ogrenmek icin, o zemanlar diinyanm en iis- 
tiin iiniversitesi olup, fizik, kimya, astronomi, cografya ve hendesedeki tecribele- 
ri ve ileri buluslan, bugiin mevcud eserlerinden anlasilan, Bagdad darul-fiinun ve 
fakiiltelerine gonderdiler. Meshur zalim ve kafir Cengiz [asl adi Timocindir] ha- 
mn torunu Hiilagii, 656 [m. 1258] senesinde, Bagdad ehalisini, kadm, pocuk deme- 
yip, sekizyiizbinden ziyade miislimam iskence ile oldurdugii ve Bagdadi yakip yik- 
digi zeman, yalniz kuyulara saklananlar ve bilhassa Anadoluya kacip kurtulanlar 
sag kalabilmisdi. iste, Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin ve Es- 
hab-i kiramin "aleyhimiirndvan" evladlan, o zeman Anadolunun her tarafina, he- 
le sark taraflarma yerlesmisdi. Bugiin, sark bolgelerindeki zeki, sabrh, cahskan kim- 
selerin ba'zilan, hep o mubarek insanlarm soyundandir. Bu bolgelerdeki insanla- 
nn bir kismi, Nuh aleyhisselamin oglu Yafes evladmdan olup, cok eskiden orta As- 
yadan Anadoluya gelmis, daglarda gocebe halinde yasayan, kaba, cahil insanlar- 
dir. Sokratin talebesinden tarihei Xenophon, Anadolunun sarkinda, bunlardan 
ba'zilanm gordiigunu yazmakdadir. Bu insanlarm ikinci kismi ise, sehrlerde otu- 
ran medeni, nazik insanlardir. Bunlarm hemen hepsi, Peygamberimizin "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiramin "aleyhimiirndvan" evladlandir. imam-i 
Hasen evladma (Serif), imam-i Hiiseyn evladlanna (Seyyid) denir. Seyyidler, se- 
riflerden daha iistiindiir. Osmanhlar zemanmda, Halebde seyyidlere ve seriflere 
mahsus bir mahkeme vardi. Biitiin evladlan orada kaydh olup, yalancilar seyyid- 
lik iddi'a edemezdi. [Mason Mustafa Resid pasa Tanzimat ile bu mahkemeyi kal- 
dirdi.] Van ile Hakkari arasindaki meshur irisan begleri, Abbasi halifeleri evladm- 
dan olup, Hiilagii katliammdan kurtulan bir yavrudan cogalmislardir. Bugiin 
memleketimizin her tarafmda, Eshab-i kiramin "radiyallahii teala anhiim ec- 
ma'in" evladi ve seyyidler vardir. Bunlarm kiymetini bilmeli, hurmetde ve hizmet- 
de kusur etmemeliyiz]. 

Giizel huylarm hepsi Resulullahda "sallallahii aleyhi ve sellem" toplanmisdi. 
Giizel huylan, Allahti teala tarafindan verilmis olup, cahsarak, sonradan kazanmis 
degil idi. Bir mtislimamn ismini soyliyerek, hicbir zeman la'net etmemis ve asla mu- 
barek eli ile kimseyi dogmemisdir. Kendi icin, hicbir seyden intikam almamisdir. Al- 
lah icin intikam ahrdi. Akrabasina, Eshabma ve hizmetcilerine tevazu' ederek, iyi 
mu'amele eylerdi. Ev icinde cok yumusak ve giiler yiizlii idi. Hastalan ziyarete gi- 
der, cenazelerde bulunurdu. Eshabinm islerine yardim eder, cocuklanm kucagma 
ahrdi. Fekat, kalbi bunlarla mesgril degildi. Mubarek ruhu melekler aleminde idi. 

Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" ansizm goren kimseyi korku kaplar- 
di. Kendisi yumusak davranmasaydi, Peygamberlik hallerinden, asla kimse yamn- 
da oturamaz, soziinii isitmege takat getiremezdi. Halbuki, kendisi, hayasmdan, mu- 
barek gozleri ile kimsenin yiiziine bakmazdi. 

Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem", insanlarm en comerdi idi. Birsey is- 
tenip de, yok dedigi goriilmemisdir. istenilen sey varsa verir, yoksa, cevab vermez- 
di. O kadar iyilikleri, o kadar ihsanlan vardi ki, rum imperatorleri, Iran sahlan, o 
kadar ihsan yapamadilar. Fekat kendisi sikmti ile yasamagi severdi. Oyle bir ha- 

-377- 



yat yasiyordu ki, yimek ve icmek hatirma bile gelmezdi. Yemek getirin yiyelim ve- 
ya falanca yemegi pisiriniz demezdi. Yemek getirirlerse yir, her ne meyve verse- 
ler kabul ederdi. Ba'zan aylarca az yir, achgi severdi. Ba'zan da cok yirdi. Yeme- 
gi iic parmakla yirdi. Yemek sonunda su icmezdi. Suyu otururken icerdi. Baska- 
lan ile yemek yirken, herkesden sonra el cekerdi. Herkesin hediyyesini kabul eder- 
di. Hediyye getirene karsilik olarak, katkat fazlasim verirdi. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", hicretin sekizinci senesi, Ramezan-i se- 
rifin onuncu Pazartesi giinii, onikibin kahraman ile birlikde, Medineden cikarak 
Ramezamn yirminci Persembe giinii Mekke-i miikerremeyi feth eyledi. Ertesi 
Cum'a giinii hutbe okurken, mubarek basmda siyah sank sank idi. Mekkede on- 
sekiz giin kalip Huneyne gitdi. Sanginm ucunu sarkitirdi. (Sank, miislimanlar ile 
kafirler arasini ayinr) buyururdu. Cesidli elbise giymek adeti idi. Yabanci devlet 
sefirleri gelince siislenirdi. Ya'ni kiymetli ve neffs elbise giyerek, giizel yiiziinii gos- 
terirdi. Once, altin yiiziik takardi. Sonra, tasi akikden giimiis yiiziik takdi. Yiizii- 
giinii miihiir olarak kullamrdi. Yiizugii iizerinde (Muhammediin Resulullah) ya- 
zih idi. Erkeklerin altm yiiziik takmalan, dort mezhebde de caiz degildir. Yatagi 
deriden olup, ici hurma agaci iplikleri ile dolu idi. Ba'zan bu yatak iizerine, ba'zan 
yere serili deri iizerine, ba'zan da, hasir veya kuru toprak iizerine yatardi. Muba- 
rek avucunun icini sag yanagimn altma koyup, sag yam iistiine yatardi. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" zekat mail almaz, cig sogan ve sarmi- 
sak gibi seyler yimez ve si'r soylemezdi. 

Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz, miladin besyiizyetmisbi- 
rinci [571] yih nisan ayimn yirmisine rasthyan, Rebi'ul-evvel ayinm onikinci Pazar- 
tesi gecesi, sabaha karsi, Mekke-i miikerreme sehrinde diinyaya gelmisdir. Diinya- 
nm her tarafmdaki miislimanlar, her sene, bu geceyi, mevlid kandili olarak tes'fd 
etmekdedir. Her yerde (Mevlid kasideleri) okunarak Resulullah hatirlatilmak- 
dadir. Erbil sultam Ebu Sa'id Muzaffer-iid-dm Kiikburi bin Zeyneddm All, mev- 
lid gecelerinde senlikler yapar, ikram ve ihsanlarda bulunurdu. Sultanm giizel ah- 
laki, hayrat ve hasenati, ibni Hilliganm tarihinde ve (Huccetullahi alel'alemin)in 
ikiyiizotuzdordiincii sahifesinde ve seyyid Abdiilhakim efendinin (Mevlid-i $erff) 
risalesinde uzun yazihdir. Mevlid, dogum zemam demekdir. Rebi'ul-evvel, ilkbe- 
har demekdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" nubiivvetden sonra, her 
yil, bu geceye ehemmiyyet verirdi. Her Peygamberin iimmeti, kendi Peygamberi- 
nin dogum guniinii bayram yapmisdi. Bugtin de, miislimanlann bayramidir. Nes'e 
ve sevinc giiniidiir. Adem aleyhisselam ruh ile cesed arasinda iken, O Peygamber 
idi. Adem aleyhisselam ve hersey, Onun serefine yaratilmisdir. Ars ve gokler ve 
Cennetler iizerine, islam harfleri ile mubarek ismi yazilmisdir. Ona (Muham- 
med) adim, dedesi Abdiilmuttalib koydu. Onun admin yer yiiziine yayilacagim, her- 
kesin Onu medh ve sena edecegini rii'yada gormiisdii. Muhammed, cok medh olu- 
nan demekdir. Cebrail aleyhisselamm, ilk gelerek, Peygamber oldugunu bildirme- 
si ve hicretde Mekke sehrindeki magaradan cikmasi ve Medine-i miinevverenin Ku- 
ba koyiine ayak basmasi ve Mekkeyi feth icin Medineden cikmasi ve vefati, hep 
pazartesi giinii olmusdur. Dogdugu zeman, gobegi kesilmis ve siinnet olmus goriil- 
dii. Yeryiiziinii sereflendirince, sehadet parmagini kaldirdi ve secde etdi. Melek- 
ler besigini sallardi. Besikde iken konusmaga basladi. (Mevahib)in Zerkani ser- 
hinde diyor ki, (Hazret-i Abdullah evlendigi zeman onsekiz ve hazret-i Amine on- 
dort yasmda idi. Hazret-i Amine yirmi yasinda vefat etdi. Evvela mubarek anne- 
si dokuz giin, sonra Ebu Lehebin cariyesi Siiveybe bir kac giin emzirdi. Sonra, Ha- 
lime-i Sa'diyye iki sene emzirdi. iki sene daha Beni Sa'd bin Bekr koyiinde kala- 
rak dort yasinda Mekkeye getirildi. Ayaga kalkdigi zeman, cocuklann oyunlan- 
ni seyr ederdi. Oyuna kansmazdi. Alti yasinda iken, annesi Amine "radiyallahii 
anha", sekiz yasinda iken, dedesi Abdiilmuttalib vefat etdi. Yirmibes yasinda 

-378- 



iken, Hadice "radiyallahii anha" ile nikah etdi, evlendi. Kirk yasina gelince, Ra- 
mezan-i serif ayinda, Pazartesi giinii, sehrin bir saat simalindeki (Cebel-i hira) ve 
(Cebel-i nur) denilen dagdaki magarada, melek goriindii. Biitiin insanlara ve cin- 
ne Peygamber oldugu bildirildi. Evvela Cebrail "aleyhisselam" geldi. Sonra tic se- 
ne, Israfil "aleyhisselam" gelip, ba'zi seyler ogretdi. Fekat, Kur'an-i kerim getir- 
medi. Sonra, Cebrail "aleyhisselam" gelmege bashyarak, biitiin Kur'an-i kerimi, 
yirmi senede indirdi. Cebrail "aleyhisselam" kendisine yirmidortbin kerre gelmis- 
di. [Halbuki, Adem aleyhisselama oniki kerre, Nuh aleyhisselama elli kerre, Ib- 
rahim aleyhisselama kirk kerre, Musa aleyhisselama dortytiz kerre ve Isa aleyhis- 
selama on kerre gelmisdi.] Peygamberligini iic sene izhar etmeyip, sonra Hak te- 
alanm emri ile teblig eyledi. 

Elliiki yasmda iken, Receb ayinin yirmiyedinci gecesi, Mekke-i mukerremede, 
Cebrail "aleyhisselam" gelip, Mescid-i haramdan, Kudiisde, Mescid-i aksaya ve ora- 
dan goklere gottirdti. Bu mi'racda, Allahii tealayi bas gozti ile gordti. Bu gecede 
bes vakt nemaz farz oldu. [ikinci kism, besinci maddenin son sahifesini okuyunuz!]. 
Elliiic yasmda iken, izn-i Ilahi ile, Medme-i miinevvereye hicret eyledi. Safer ayi- 
nin yirmiyedinci persembe giinii sabah erken evinden cikarak, ogleden sonra 
Ebu Bekr-i Siddikin evine geldi. O gece, beraber cikarak, Mekkenin besbucuk ki- 
lometre cenub-i sark [giiney dogu] tarafinda bulunan (Sevr) dagmdaki magaraya 
geldiler. Denizden yediyiizellidokuz metre yiiksek olan bu dagm yolu cok bozuk 
idi. Mubarek ayaklan kanadi. Magarada iic gece kahp, pazartesi gecesi cikdilar. 
Bir hafta yolculukla, efrenci Eyliil aymm yirminci ve Rebf ul-evvelin sekizinci pa- 
zartesi giinii, Medinede Kuba koyiine geldiler. Gece ile giindiiziin miisavi oldugu, 
Eyliiliin yirmiiiciincii giiniinii de burada gecirip, Rebi'ul-evvelin onikinci Cum'a 
giinii Medineye azimet [hareket] etdigi ve ayni giin vasil oldugu (Beydavi) tefsi- 
rinde yazilidir. Omer-iil-Faruk halife iken, bu seneki Muharrem aymm birinci gii- 
nii, ya'nihicretden yetmis [70] giin evvel, miislimanlarm (Hicri kameri sene) bas- 
langici oldu. Bu baslangic giinii, tarihcilere gore, miladin altryuzyirmiikinci [622] 
senesinde idi. Temmuz aymm onaltmci Cum'a giiniine rastladigi, Ahmed Ziya be- 
gin 1316 [m. 1898] baskih (ilin-i hey'et) kitabinda yazilidir. Kuba koyiine ayak bas- 
digi Eyliil aymm yirminci giinii, miislimanlarm (Hicri semsi sene) baslangicidir. 623. 
cii miladi sene basi, hicri semsi ve kameri senelerin birinci senelerinde oldu. 

Bir semsi sene 365, 242 giindiir. Ya'ni, 365 giin, 5 saat, 48 dakika, 47 saniyedir. 
Bir kameri sene 354, 367 giindiir. Ya'ni, 354 giin, 8 saat, 48,5 dakikadir. 

Yirmiyedi kerre muharebe yapmis, dokuzunda er olarak hiicum etmis, digerle- 
rinde bas kumandanhk mevki'inde bulunmusdur. Gazalarda iki diirlii bayrak 
kullanirdi. Rayesi siyah idi. Livasi daha kiiciik olup beyaz idi. Osmanh Sancagi- 
mn seklini Timiirtas pasamn buldugunu birinci kism, 29. cu maddede bildirmisdik. 

Medine-i miinevverede, kameri altmisiic, semsi sene hesabi ile altmisbir yasm- 
da iken 11 [m. 632] senesi Rebful-evvel ayinm onikinci pazartesi giinii, ogleden 
evvel vefat edip, mubarek gomlegi arkasmda olarak, iic kerre yikamp, iic kat ye- 
ni beyaz kefene sarihp, mubarek ruhu almdigi yere defn olundu. 

Server-i alemin "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek gozleri uyur, kalb-i se- 
rifi uyumazdi. Ac yatip tok kalkardi. Asia esnemezdi. Mubarek viicudii niirani olup, 
golgesi yere diismezdi. Elbisesine sinek konmaz, sivrisinek ve diger bocekler mu- 
barek kamm icmezdi. Allahii teala tarafindan Resulullah oldugu bildirildikden son- 
ra, seytanlar goklere cikarak haber alamaz ve kahinler soyleyemez oldu. 

Bir kimse, Rahmeten-lil-alemini "sallallahii teala aleyhi ve sellem" rti'yada 
gorse, muhakkak Onu gormiisdiir. C un ki, seytan Onun sekline giremez. 

Server-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem", bizim bilmedigimiz bir hayat ile, sim- 
di hayatdadir. Cesed-i serifi asla ciiriimez. Kabrinde bir melek durup, iimmetinin 
soyledikleri salevati kendisine haber verir. Minberi ile kabr-i serifi arasina (Rav- 

-379- 



da-i mutahhera) denir. Burasi Cennet bagcelerindendir. 

Kabr-i serifini ziyaret etmek, ta'atlarm biiyiigii ve ibadetlerin en kiymetlisidir. 
(Beni ziyaret edene $efa'atim vacib olur) buyurmusdur. 

Server-i alemin "sallallahii aleyhi ve sellem" tic veya dort yahud bes erkek, dort 
kiz evlad-i kirami, onbir zevce-i mutahherasi, oniki amcasi ve alti halasi vardi. 

[Islam diismanlan, gencleri aldatmak icin, Peygamber "sallallahii aleyhi ve 
sellem" kadmlara, kizlara diiskiin imis diyerek ve habis ruhlanna yakisan, cok cir- 
kin seyler soyleyerek ve yazarak kiistahca iftira yapiyorlar. Halbuki, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" ilk olarak, yirmibes yasinda evlenmis, Hadiceyi "ra- 
diyallahii anha" almisdir. Kirk yasinda ve dul idi. Fekat, mah, cemali, akh, ilmi, se- 
refi, nesebi, iffeti ve edebi pek fazla idi. Yirmibes sene beraber yasayip, hicretden 
iic sene evvel Mekkede, Ramezan-i serif aymda vefat etdi. Bu hayatda iken, Re- 
sul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" hie evlenmemisdi. 

Ellibes yasinda iken, Ebu Bekrin "radiyallahii anh" kizi; Aise "radiyallahii 
anha" ile evlendi. Bunu, Hadice-i kiibranin "radiyallahii teala anha" vefatindan 
bir sene sonra, Allahii tealamn emri ile nikah eylemisdi. Oliinciye kadar, sekiz se- 
ne onunla yasadi. 

Digerlerini, hep Aiseden "radiyallahii anhiinne" sonra, dini, siyasi sebeblerle 
veya merhamet ve ihsan ederek nikah etdi. Bunlarm hepsi dul idi. Cogu yash idi. 
Mesela, Mekkedeki kafirlerin, miislimanlara eziyyet ve zararlan dayamlamiyacak 
bir dereceye geldikde, Eshab-i kiramm bir kismi Habesistana hicret etmisdi. Ha- 
bes padisahi Necasi, Isevi idi. Miislimanlara cesidli seyler sorup, aldigi olgun ce- 
vablara hayran kalarak imana geldi. Miislimanlara cok iyilik etdi. Imam za'if 
olan Ubeydiillah bin Cahs, mal ve mevki' icin nefsine aldamp, meazallah, miirted 
olmus, dinini diinyaya degismisdi. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" ha- 
lasmm oglu olan bu mel'tin, karisi Umm-i Habibeyi de "radiyallahii anha" dinden 
cikip zengin olmaga cebr ve tesvik etdi ise de, kadm, fakirlige ve oliime razi ola- 
cagini, fekat Muhammed aleyhisselamin dminden cikmiyacagini soyleyince, bu- 
nu bosadi. Siiriinerek, sefaletden olmesini bekliyordu. Fekat, az zemanda kendi 
oldii. Umm-i Habibe, Mekkedeki Kureys kafirlerinin bas kumandam Ebu Siifya- 
mn kizi idi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", o zemanlarda, Kureys ordu- 
lan ile, cok cetin muharebelerle ugrasiyordu ve Ebu Siifyan, islamiyyeti yok etmek 
icin son gayreti ile carpisiyordu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Umm-i 
Habibenin dininin kuvvetini ve basma gelen cok aci hali isitdi. Necasiye mektub 
yazip, (Oradaki Umm-i Habibe ile evlenecegim. Nikahimi yap! Sonra, kendisini 
buraya gonder!) seklinde talebde bulundu. Necasi daha once musliman olmusdu. 
Mektuba cok hurmet edip, oradaki miislimanlan serayma da'vet ederek, ziyafet 
verdi. Hicretin yedinci senesinde nikah yapihp, hediyye ve ihsanlarda bulundu. Bu 
suretle, Umm-i Habibe, imanimn miikafatma kavusarak, orada zengin ve rahat ol- 
du. Onun sayesinde, oradaki miislimanlar da rahat etdi. Cennetde, kadmlar koca- 
larinm yanmda bulunacaklan icin, Cennetin en yiiksek derecesi ile de miijdelen- 
mis oldu ki, diinyamn biitiin zevk ve ni'metleri, bu miijde yanmda pek kiiciik ka- 
lir. Bu nikah, Ebu Siifyanin "radiyallahii teala anh" ilerde musliman olmakla se- 
reflenmesini hazirhyan sebeblerden birisi oldu. Goriiliiyor ki bu nikah, kafirlerin 
iftiralannm ne kadar yanhs ve ciiriik oldugunu bildirdigi gibi, Resulullahm "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" akhmn, zekasmm, dehasmm, ihsaninin ve merhametinin 
derecesini de gostermekdedir. 

Ikinci misal olarak; hazret-i Omerin "radiyallahii anh" kizi Hafsa "radiyallahii 
anha" dul kalmisdi. Hicretin iiciincii senesinde, Omer "radiyallahii anh", Ebu Bek- 
re ve Osmana "radiyallahii anhiima" kizimi ahr mism dedikde, diisiineyim, demis- 
lerdi. Birgiin, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", her iicii ve baskalan yanm- 
da iken, (Ya Omer! Seni uzuntiilii goriiyorum, sebebi nedir?) diye sordu. Bir si- 

-380- 



sedeki miirekkebin rengi kolay gortildtigii gibi, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" de, herkesin diisiincesini, bir bakisda anlardi. Liizum goriirse sorardi. Ona, 
hatta herkese dogru soylememiz farz oldugundan, Omer de, (Ya Resulallah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem"! Kizimi Ebu Bekre ve Osmana "radiyallahii anhiim" tek- 
lif etdim, almadilar) gibi cevab verdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", en 
cok sevdigi iic Eshabinm iiziilmesini hie istemediginden, onlari sevindirmek icin, 
hemen buyurdu ki, (Ya Omer! Kizini, Ebu Bekrden ve Osmandan "radiyallahii an- 
hiim" daha iyi birisine versem ister inisin?). Omer sasirdi. Ciinki, Ebu Bekrden ve 
Osmandan "radiyallahii anhiim" daha yiiksek ve daha iyi kimse olmadigini biliyor- 
du. (Evet, ya Resulallah!) dedi. (Ya Omer, kizini bana ver!) buyurdu. Bu suret- 
le, Hafsa "radiyallahii anha", Ebu Bekrin ve Osmanin ve biitiin mii'minlerin an- 
neleri oldu ve bunlar, ona hizmetci oldu ve Ebu Bekr ve Omer ve Osman "radi- 
yallahii teala anhiim", birbirlerine daha yakm ve daha sevgili oldular "radiyalla- 
hii teala anhiim". 

Uctincii bir misal olarak kisaca soyliyelim ki, hicretin bes veya altinci senesinde, 
BeniMustalak kabflesinden ahnan yiizlerce esir arasmda, Ciiveyriyye "radiyallahii 
anha", kabilenin reisi Harisin kizi idi. Bunu satin ahp azad ederek, kendilerine ni- 
kah edince, Eshab-i kiramin "aleyhimiirndvan" hepsi, biz, Resiilullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem" ailesinin, annemizin akrabasim cariye olarak, hizmetci olarak kul- 
lanmakdan haya ederiz dedi. Hepsi, esirlerini azad etdi. Bu nikah, yiizlerce esirin azad 
olmasma sebeb oldu. Ciiveyriyye "radiyallahii anha", bu hali her zeman soyliyerek 
ogiiniirdii. [Haris de miisliman oldu.] Aise "radiyallahii anha", ben Ctiveyriyyeden 
"radiyallahii teala anha" daha hayrh, daha bereketli bir kadin gormedim, derdi. 

Dordiincu misal, Zeyneb-binti Huzeyme "radiyallahii anha"dir. 

Kitabimiz miisaid olmadigmdan, diger misalleri yazmaga imkan bulamadik. Ak- 
h, iz'ani ve insafi olana da, bu iic misal, hakikati anlatmaga elbette yetisir. Sunu 
da soyliyelim ki, her bakimdan, insanlarm en kuvvetlisi oldugu halde, yalniz ha- 
yatda olan dokuz ailesi ile yasamisdi. O da, birkac sene idi. O zemanlar, zaten hep 
harblerle ugrasiyor, evinde kaldigi giinler nadir oluyordu. Papaslarm yazdigi ve ah- 
laksizlann, kendileri gibi sanarak soyledikleri gibi olsaydi, daha gencliginde, gene 
kizlarla evlenip, az zeman sonra bosayarak, istedigi kadar degisdirebilirdi. Nite- 
kim torunu Hasen "radiyallahii anh" ahp bosamak suretiyle yiize yakm giizel kiz 
ile evlenmis ve babasi imam-i Ah "radiyallahii anh", bir hutbesinde, (Ey mtishman- 
lar! Oglum Hasene kiz vermeyiniz! O, kizlari pabuk bosuyor, birakiyor) buyurdu- 
gu, miislimanlann da; (Kizlanmiz ona feda olsun. Onun nikahi ile sereflenmele- 
ri onlara yetisir. Kizlanmizi ona verecegiz) dedikleri meshurdur. Bedrde, Uhud- 
da, Hendekde, Hayberde, Resiilullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" bir isareti ile 
iistiin diismana karsi hiicum ederek, Ona canlarim feda eden o arslanlar, kizlari- 
m Ona vermezler mi idi? Fekat O, istemedi. Mi'rac gecesi, Cennete girdigi zeman, 
Cennet hurilerine, bir zerre doniip bakmamisdi. islam diismanlanndan Voltairin, 
Resulullahm, hazret-i Zeynebi nikah etmesini tiyatro olarak yazarak, adi, aleak if- 
tiralar etdigi ve bu yiizden, diismam olan papadan tebrik mektubu aldigi, (Kamus- 
iil a'lam)da Zeyneb isminde yazilidir. (Mevahib-i lediinniyye) tercemesi, 459. cu 
sahifede diyor ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", halasinm kizi Zeyne- 
bi, ogullugu Zeyde nikah etdi. Uzun zeman sonra, Zeyd "radiyallahii teala anh" 
hatunundan ayrilmak istedigini soyledi. (Nicin) buyurunca, hicbir kotiiliigiinii 
gormedim. Hep iyilik gordiim. Fekat, nesebinin serefi ile ogiiniiyor, basima kaki- 
yor dedi. Bunlara ehemmiyyet verme. Hatununu bunun icin bosama buyurdu ise 
de, Allahii teala, Resuliiniin buna mani' olmasmi men' eyledi. Zeyd de, Zeynebi 
bosadi. Allahii teala, Resuliine Zeynebi nikah eyledi ve onu istemesini emr buyur- 
du). Daviid aleyhisselamm yiiz nikahlisi ile iicyiiz cariyesi vardi. Siileyman aley- 
hisselamm iicyiiz zevcesi ile yediyiiz cariyesi vardi. Voltaire, bu Peygamberleri ag- 

-381- 



zina almiyor da, Resulullahm, emr olunarak bir hatun almasma saldinyor. 

Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" cok evlenmesinin mtihim bir sebebi 
de, ahkam-i islamiyyeyi bildirmek icindi. Hicab ayeti gelmeden, ya'ni kadmlarm 
ortiinmeleri emr olunmadan once, kadmlar da Resulullaha gelip, bilmediklerini 
sorar, ogrenirlerdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" birinin evine gitse, ka- 
dmlar da gelir, oturur, dinler, istifade ederlerdi. Hicab ayeti gelip, kadmlarm ya- 
banci erkeklerle oturmalan, konusmalan yasak edilince, yabanci kadmlan kabul 
etmedi. Onlarm, bilmediklerini, mubarek zevcesi hazret-i Aiseden sorup ogren- 
melerini emr eyledi. Gelip soranlarm coklugundan, hazret-i Aise, hepsine cevab 
yetisdirmege vakt bulamiyordu. Bu miihim hizmeti kolaylasdirmak ve hazret-i Ai- 
senin yiikiinii hafifletmek icin, lazim oldugu kadar hanimi nikah etdi. Kadmlara 
aid yiizlerle nazik bilgileri, miisliman kadmlarma, mubarek zevceleri yolu ile bil- 
dirdi. Zevceleri bir olsaydi, biitiin kadmlarm ondan sormasi giic ve hatta imkan- 
siz olurdu.] 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" iimmiidi. Ya'ni kitab okumamis, yazi 
yazmamis, kimseden bir ders gormemis idi. Mekkede dogup, biiyiiyiip, belli kim- 
seler arasmda yetisip, seyahat etmemis iken, Tevratda ve incilde ve Yunan ve Ro- 
ma devrlerinde yazilmis kitablarda bulunan bilgilerden, hadiselerden haber ver- 
di. Islamiyyeti bildirmek icin, muslimanlara mektublar yolladi. Hicretin altmci se- 
nesinde Rum, Iran ve Habes hiikiimdarlarma ve diger arab padisahlanna mektub- 
lar gonderdi. Iran sahi Hiisrev Perviz, mektubu parcaladi. Getiren Sahabiyi sehid 
etdi. Az zeman sonra, oglu Siruye tarafmdan oldiiriildu. Hizmetine altmisdan zi- 
yade ecnebi sefir gelmisdir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" peygamber- 
ligini isiten herkesin, Ona iman etmesi vacibdir. isitdikden sonra, iman etmeden 
vefat eden, Cehenneme girecek ve orada sonsuz olarak azab cekecekdir. 

Fahr-i alemin "sallallahii aleyhi ve sellem" ismleri, halleri, Tevratda ve incilde 
yazili idi. Yehudi ve hiristiyanlar, tesrif etmesini bekliyordu. Fekat, kendi cinsle- 
rinden gelmeyip, arabdan geldigi icin ba'zilan kiskandi, inkar etdi. Halbuki, bir- 
cok alimleri ve aklhlan, insaf edip miisliman oldu. Onun peygamber olduguna inan- 
mamak, Onun biiyukliigunu, ustiinlugiinu anlamamak, Onun kiymetini, serefini 
azaltmaz. Allahii teala, (insirah) suresinde, (Senin zikrini yiikseltdim), kendi is- 
mimin yanmda olarak, her yerde soylenir buyurdu. Yeryiiziinde, bir derece bati- 
ya gidildikde, nemaz vaktleri dort dakika sonra basladigi icin, diinyamn her yerin- 
deki miislimanlar, her giiniin her dakikasmda ezan okumakda, Onun mubarek is- 
mi, her yerde her an, saygi ve sevgi ile soylenmekdedir. 

Bir kimse, her isinde, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" dmini kabul et- 
mezse mii'min olmaz. Onu, kendi camndan cok sevmezse, imam temam olmaz. 

Biitiin insanlann ve cinnilerin Peygamberidir. Her asrda yasiyan her milletin Ona 
uymasi vacibdir. Her mu'minin, Onun dinine yardim etmesi, Onun ahlaki ile huy- 
lanmasi, Onun mubarek ismini cok soylemesi, ismini soyledikde ve isitdikde, say- 
gi ile ve sevgi ile salat-ii selam getirmesi, mubarek cemalini gormege asik olmasi, 
Onun getirdigi Kur'an-i kerimi ve islamiyyeti sevmesi ve hurmet etmesi lazimdir. 
(Mir'at-i kainat)da diyor ki, (Cahiller ve tenbeller, "sallallahii aleyhi ve sellem" 
yerine birkac harf yaziyor. Bu dogru degildir. Cok sakinmahdir.) 

Ibni Abidin, nemaz bahsinde diyor ki, (Omriinde bir kerre, salevat getirmek farz- 
dir. Her soyleyince, isitince, okuyunca, yazinca, bir kerre getirmek vacib, tekrar 
edildiklerinde miistehabdir.) 

Dostlanmm ayrihgmdan, kalbim kan aghyor. 
onlan hatirladikca, iliklerim yamyor. 



382- 



96 — MUHAMMED ALEYHISSELAMES AHLAKI 

Asagidaki yazi, (Rryad-un-nasihin) kitabimn iiciincii kism, ikinci bab, onuncu 
fashndan terceme edilmisdir: 

Allahii teala, sevgili Peygamberine verdigi iyilikleri, ihsanlan sayarak, Onun mu- 
barek kalbini oksarken, kendine giizel huylar verdigini, (Sen giizel huylu olarak 
yaratildin) mealindeki ayet-i kerime ile bildirmekdedir. Akreme buyuruyor ki, Ab- 
dullah ibni Abbasdan isitdim: Bu ayet-i kerimedeki (Huluk-i azim). ya'ni giizel huy- 
lar, Kur'an-i kerimin bildirdigi ahlakdir. (Hadaik-ul-hakayik) kitabinda diyor ki, 
(Ayet-i kerimede, (Sen huluk-i azim iizeresin) buyuruldu. Huluk-i azim demek, Al- 
lahii teala ile sir, gizli seyleri bulunmak, insanlar ile de giizel huylu olmak demek- 
dir. Cok kimselerin islam dinine girmesine, Resulullahm giizel ahlaki sebeb oldu). 

Muhammed aleyhisselamin bin mu'cizesi goriindii, dost diisman herkes de bu- 
nu soyledi. Bu kadar mu'cizelerin en kiymetlisi, edebli olmasi ve giizel huylari idi. 

(Kimya-i Se'adet) kitabinda diyor ki, (Ebu Sa'id-i Hudri "radiyallahii teala anh" 
buyurdu ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", hayvana ot verirdi. Deveyi 
baglardi. Evini siipiiriirdii. Koyunun siitiinii sagardi. Ayakkabismm sokiigiinii 
dikerdi. Camasinni yamardi. Hizmetcisi ile birlikde yirdi. Hizmetcisi el degirme- 
ni cekerken yorulunca, ona yardim ederdi. Pazardan ote beri ahp torba icinde eve 
getirirdi. Fakirle, zenginle, biiyiikle, kiiciikle karsilasinca, once selam verirdi. 
Bunlarla miisafeha etmek icin, mubarek elini once uzatirdi. Koleyi, efendiyi, be- 
gi, siyahi ve beyazi bir tutardi. Her kim olursa olsun, caginlan yere giderdi. Onli- 
ne konulan seyi, az olsa da, hafif, asagi gormezdi. Aksamdan sabaha ve sabahdan 
aksama yemek birakmazdi. Giizel huylu idi. iyilik etmesini sever idi. Herkesle iyi 
gecinirdi. Giiler yiizlii, tath sozlii idi. Soylerken giilmezdi. Uziintiilii goriiniirdii. 
Fekat, catik kash degildi. Asagi gonullii idi. Fekat, aleak tabi'atli degildi. Heybet- 
li idi. Ya'nisaygi ve korku hasil ederdi. Fekat, kaba degildi. Nazik idi. Comerd idi. 
Fekat, israf etmez, faidesiz yere birsey vermezdi. Herkese acir idi. Mubarek basi 
hep oniine egik idi. Kimseden birsey beklemezdi. Se'adet, huzur isteyen, Onun gi- 
bi olmahdir.) 

(Mesabih) kitabinda, Enes bin Malik "radiyallahii anh" buyuruyor ki, (Resu- 
lullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" on sene hizmetcilik etdim. Bana bir kerre iif 
demedi. Sunu nicin boyle yapdin, bunu nicin yapmadm buyurmadi). Yine (Mesa- 
bih)de, Enes bin Malik diyor ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" insan- 
larm en giizel huylusu idi. Beni birgiin, bir yere gonderdi. Vallahi gitmem dedim. 
Fekat, gidecekdim. Emrini yapmak icin disari cikdim. Cocuklar sokakda oynuyor- 
du. Onlarm yamndan gecerken arkama bakdim. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" arkamdan geliyordu. Mubarek yiizii giiliiyordu. (Ya Enes! Dedigim yere 
gitdin mi?) buyurdu. Evet gidiyorum ya Resulallah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
dedim). 

Ebu Hiireyre "radiyallahii anh" diyor ki, (Bir gazada, kafirlerin yok olmasi icin 
diia buyurmasim soyledik. (Ben, la'net etmek icin, insanlarin azab cekmesi icin gon- 
derilmedim. Ben, herkese iyilik etmek icin, insanlarin huzura kavusmasi icin gon- 
derildim) buyurdu). Enbiya suresinin yiizyedinci ayetinde mealen, (Seni, alemle- 
re rahmet, iyilik icin gonderdik) buyuruldu. 

Ebu Sa'id-i Hudri "radiyallahii anh" buyurdu ki, (Resulullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem" hayasi, bakire islam kizlarmm hayalarmdan daha cokdu). 

Enes bin Malik "radiyallahii anh" diyor ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" bir kimse ile miisafeha edince, o kimse elini cekmedikce, mubarek elini on- 
dan ayirmazdi. O kimse, yuziinii cevirmedikce, mubarek yiiztinii ondan cevir- 
mezdi. Bir kimsenin yanmda otururken iki diz iizerinde oturur, ona saygi olmak 
icin mubarek bacagim dikip oturmazdi). 

-383- 



Cabir bin Siimre "radiyallahii anh" diyor ki, (Resulullah "sallallahu aleyhi ve 
sellem" az konusurdu. Liizumlu oldugu zeman veya birsey sorulunca soylerdi). Bun- 
dan anlasihyor ki, her miishmanm (Mala-ya'ni), faidesiz sey soylememesi, susma- 
si lazimdir. Mubarek sozlerinde tertfl ve tersil vardi. Ya'ni, gayet acik ve metod- 
lu konusur ve kolay anlasihrdi. 

Enes bin Malik "radiyallahii anh" buyuruyor ki, (Resul "aleyhisselam" hasta- 
yi ziyarete gider, cenaze arkasmda yiiriir, cagnlan yere giderdi. Esege de binerdi. 
Resul aleyhisselami Hayber gazasmda gordiim. Yulan bir ip olan esek iizerinde 
idi. Resul "aleyhisselam" sabah nemazindan cikinca, Medine cocuklan ve iscile- 
ri su dolu kablarmi oniine getirirler. Mubarek parmagmi icine sokmasmi dilerler- 
di. Kis ve soguk su olsa da, herbirine mubarek parmagmi sokar, gonullerini yapar- 
di). Yine Enes "radiyallahii anh" diyor ki, (Bir kiictik kiz, Resul aleyhisselamm eli- 
ni tutup bir is icin goturseydi, birlikde gider, miiskilini hal ederdi). 

Cabir "radiyallahii anh" diyor ki, (Resul aleyhisselamdan birsey istenip de 
yok dedigi isitilmedi). 

Enes bin Malik "radiyallahii teala anh" buyuruyor ki, (Resul "aleyhisselam" ile 
birlikde gidiyordum. Uzerinde biird-i Necranivardi. Ya'ni Yemen kumasindan bir 
palto vardi. Arkadan bir koylii gelip, yakasindan oyle cekdi ki, paltonun yakasi mu- 
barek boynunu cizdi, yeri kaldi. Resul "aleyhisselam" geriye dondii. Koylii zekat 
malmdan birsey istedi. Resul "aleyhisselam", onun bu haline giildii. Ona birsey ve- 
rilmesi icin emr buyurdu). (Tetimmet-iil mazher) kitabmda diyor ki, (Buradan an- 
lasilacagma gore, insanlann basmda bulunan kimsenin, Resul aleyhisselama uya- 
rak, bunlarm eza ve sikmtilarma katlanmasi lazimdir. Zaten sikmtiya katlanmak, 
herkes icin iyi bir huydur. Ustlerin katlanmasi ise daha giizel olur). 

(Zad-iil Mukvin) kitabmda diyor ki, (Resul aleyhisselamm komsusu bir ihtiyar 
kadm vardi. Kizmi Resul aleyhisselama gonderdi. Nemaz kilmak icin ortiinecek 
bir elbisem yok. Bana, nemazda ortiinecek bir elbise gonder diye yalvardi. Resul 
aleyhisselamm o anda baska elbisesi yokdu. Mubarek arkasmdaki antariyi cika- 
np, o kadina gonderdi. Nemaz vakti gelince, elbisesiz mescide gidemedi. Eshab-i 
kiram "radiyallahii teala aleyhim ecma'fn", bu hali isitince, Resul "aleyhisselam" 
o kadar comerdlik yapiyor ki, gomleksiz kalip, mescide cema'ate gelemiyor. Biz 
de herseyimizi fakirlere dagitalim dediler. Allahii teala, hemen isra suresinin yir- 
midokuzuncu ayetini gonderdi. Once habibine, hasislik etme, birsey vermemez- 
lik yapma buyurup, sonra da, sikmtiya diisecek ve nemazi kacirarak, iiziilecek ka- 
dar da dagitma! Sadakada ortalama davran buyurdu. O gun, nemazdan sonra, haz- 
ret-i Ali "kerremallahii vecheh", Resulullahin yanma gelip, (Ya Resulallah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem"! Bugiin, coluk cocuguma nafaka yapmak icin sekiz dir- 
hem giimiis odiinc almisdim. Bunun yansim size vereyim. Kendinize antari ahniz) 
dedi. Resul "aleyhisselam" carsiya cikip, iki dirhem ile bir antari satm aldi. Geri 
kalan iki dirhem ile yiyecek almaga giderken gordii ki, bir a'ma oturmus, Allah n- 
zasi icin ve Cennet elbiselerine kavusmak icin, bana kim bir gomlek verir diyor- 
du. Almis oldugu antariyi bu a'maya verdi. A'ma, antariyi eline almca, misk gibi 
giizel koku duydu. Bunun, Resul aleyhisselamm mubarek elinden geldigini anla- 
di. Cunki, Resul aleyhisselamm bir kerre giydigi hersey, eskiyip dagilsa bile, par- 
calari da misk gibi giizel kokardi. A'ma diia ederek, (Ya Rabbi! Bu gomlek hur- 
metine, benim gozlerimi ac) dedi. iki gozii hemen acildi. Resul "aleyhisselam"m 
ayaklarma kapandi. Resul "aleyhisselam" oradan ayrildi. Bir dirhem ile bir anta- 
ri satin aldi. Bir dirhem ile de yiyecek satm almaga giderken, bir hizmetci kizm ag- 
ladigini gordii. ( Ki/im. ni^in boyle aghyorsun?) buyurdu. Bir yehudinin hizmet- 
cisiyim. Bana bir dirhem verdi. Yanm dirhem ile bir sise ve yanm dirhem ile de yag 
satm al dedi. Bunlari alip gidiyordum. Elimden diisdii. Hem sise, hem de yag git- 
di. Simdi ne yapacagimi sasirdim dedi. Resul "aleyhisselam", son dirhemini kiza 

-384- 



verdi. (Bununla $ise ve yag al. Evine gotiir) buyurdu. Kizcagiz, eve gee kaldigim 
icin, yehudinin beni dogeceginden korkuyorum dedi. Resul "aleyhisselam", (Kork- 
ma! Seninle birlikde gelir, sana birsey yapmamasim soylerim) buyurdu. Eve ge- 
lip, kapiyi caldilar. Yehudi kapiyi acip, Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" 
goriince sasirrp kaldi. Yehudiye, olani biteni anlatip, kiza birsey yapmamasi icin 
sefa'at buyurdu. Yehudi, Resulullahm ayaklanna kapanip, (Binlerce insanin bas 
taci olan, binlerce arslamn, emrini yapmak icin bekledigi ey koca Peygamber! Bir 
hizmetci kiz icin, benim gibi bir miskinin kapismi sereflendirdin. Ya Resulallah! 
Bu kizi senin serefine azad etdim. Bana imam, islami ogret. Huzurunda mushman 
olayim) dedi. Resul "aleyhisselam", ona muslimanhgi ogretdi. Miisliman oldu. Evi- 
ne girdi. Coluguna cocuguna anlatdi. Hepsi miisliman oldu. Bunlar, hep Resulul- 
lahm "sallallahii aleyhi ve sellem" giizel huylannm bereketi ile oldu. 

O halde, ey miisliman! Sen de Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
giizel huylari gibi ahlaklanmahsm! Hatta, Allahii tealamn ahlaki ile ahlaklan- 
mak, her miislimana lazimdir. Ciinki, Resul "aleyhisselam" (Allahii tealamn ah- 
laki ile huylamniz!) buyurdu. Mesela, Allahii tealamn sifatlarmdan biri (Set- 
tar)dir. Ya'ni giinahlan ortuciidiir. Miislimanm da din kardesinin aybim, kusuru- 
nu ortmesi lazimdir. Allahii teala, kullarinm giinahlarmi afv edicidir. Miisliman- 
lar da, birbirlerinin kusurlarim, kabahatlerini afv etmelidir. Allahii teala kerim- 
dir, rahimdir. Ya'ni lutfii, ihsam boldur ve merhameti cokdur. Miislimanm comerd 
ve merhametli olmasi lazimdir. Biitiin giizel ahlak da boyledir. 

Resul aleyhisselamm giizel huylari pek cokdur. Her miislimanm bunlari ogren- 
mesi ve bunlar gibi ahlaklanmasi lazimdir. Boylece, diinyada ve ahiretde felaket- 
lerden, sikmtilardan kurtulmak ve O iki cihan efendisinin "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" sefa'atine kavusmak nasib olur. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" su diiayi cok okurdu: (Allahiimme in- 
ni es'eliike-ssihhate vel-afiyete vel-emanete ve hiisnel-hulki verridae bilkaderi bi- 
rahmetike ya Erhamerrahimin). Bunun ma'nasi, (Ya Rabbi! Senden, sihhat ve afi- 
yet ve emanete hiyanet etmemek ve giizel ahlak ve kaderden razi olmak istiyorum. 
Ey merhamet sahiblerinin en merhametlisi! Merhametin hakki icin, bunlari bana 
ver!) demekdir. Biz zevalhlar da, ulu ve sanh Peygamberimiz gibi diia etmeliyiz! 

Uyan sevdigim genflik, biitiin iinini idler sende, 
Uyan ey Anadolu, ey azizler divan! 
Asr-i se'adetdeki adalet, yeryiiziinde, 
yeniden te'sis olsun, gelsin islam behan, 

Ceddinin torunusun o kan damanndadir, 
Istersen neler olur, ruhian yanmdadir. 
Resulullahm aski, kalbinde, kanmdadir. 
O senden yiizcevirmez, ara hakiki yan! 

Sard giizel dinine, giizel ahlaki ihya et! 
Siinnetin mgmda, gitsin, yok olsun zulmet. 
Dogsun islam giinesi ve hakiki se'adet, 
yeniden zuhur etsin, budur islam sian! 



385 - Se'adet-i Ebediyye 1-F:25 



97 — RESULULLAHIN "sallallahii aleyhi ve sellem" 
ANA, BABA VE DEDELERI, HEP MU'MIN IDI 

Seyyid Abdiilhakim "rahmetullahi teala aleyh" efendinin bir mektubudur. 

S6fiyye-i aliyyenin biiyuklerinden, seyh Ebiil-Hasen-i Sazilmin "rahmetullahi 
teala aleyh" talebesi, seyh Ebiil-Abbas Mtirsmin "rahmetullahi teala aleyh" yetis- 
dirdigi Evliyanm en yiiksegi olan imam-i Busayri "rahmetullahi teala aleyh" yaz- 
mis oldugu (Kaside-i hemziyye)de, Peygamberimizi "sallallahii aleyhi ve sellem" 
medh ederken, (O en iyi insamn, analan, babalan da, hep iyi idi. Allahii teala, mah- 
luklan arasmda, Onun icin en iyi analan, babalan secdi) demekdedir. 

Cesidli islam dillerinde yazilmis mevlidlerin hepsinde, Peygamberimizin ana ve 
babasmin tertemiz olduklan yazihdir. Mesela, vatammizm her kosesinde, her ze- 
man seve seve okunan Siileyman Celebinin mevlidinde soyle yazihdir: 

Mustafa nurunu, almnda kodu, 
Bil Habibim nurudur, bu nur dedi. 

Kildi olnur, anin almnda karar, 
Kaldi anin He, nice ruzigar. 

Sonra Havva almna, nakl etdi bil, 
Durdu anda dahinice ay ve yd. 

$is dogdu, ona nakl etdi nur, 
Anin almnda, teceiiikiidi nur. 

Irdi Ibrahim ve Isma'ile hem, 
Soz uzamr, ger kalamn der isem. 

Isbu resm He m ii seise I, muttasil, 
Ta olunca Mustafaya miintekil. 

Geldi ciin ol rahmeten HI alemin, 
Vardi nur, anda karar kildi hemin. 

Peygamberimizin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve biitiin Peygamberlerin 
"aleyhimtisselam" babalanmn ve analarmm hicbiri kafir degil, asagi kimseler 
degildi. Bunu isbat eden ayet-i kerime ve hadis-i seriflerden ba'zilan sunlardir: 

1 — Kur'an-i kerimden sonra en kiymetli, en dogru kitab olan (Buhari-yi $e- 
rif)deki bir hadis-i serifde, Peygamberimiz buyurdu ki: (Her asrda, her zemanda 
yasivan insanlarin en iyilerinden, seciliiiisleriiiden diinyaya getirildim). 

2 — Binlerle hadis kitablarmdan ikinciligi kazanmis olan, imam-i Muslimin "rah- 
metullahi teala aleyh" kitabmdaki hadis-i serifde, (Allahii teala, isma'il "aleyhis- 
selam" evladindan, Kinane ismindeki kimseyi ve onun siilalesinden, Kureys isinin- 
deki zati begendi, secdi. Kureys evladindan da, Hasim ogullarim sevdi. Onlardan 
da, beni siiziip secdi) buyurdu. 

3 — Tirmizinin bildirdigi hadis-i serifde, (Allahii teala, insanlari yaratdi. Beni 
insanlarin en iyi kismindan vuciide getirdi. Sonra, bu kismlarindan en iyisini Ara- 
bistanda yetisdirdi. Beni bunlardan viiciide getirdi. Sonra evlerden, ailelerden en 
iyilerini secip, beni bunlardan meydana getirdi. O halde, benim ruhuin ve cesedim, 
niahluklarin en iyisidir. Benim silsilem, ecdadim en iyi insanlardir) buyurulmus- 
dur. 

4 — Kiymetli hadis alimlerinden Taberaninin kitabmdaki bir hadis-i serifde, (Al- 
lahii teala, herseyi yokdan var etdi. Hersey icinden insanlari sevdi, kiymetlendir- 
di. insanlar icinden de secdiklerini Arabistanda yerlesdirdi. Arabistandaki secil- 
misler arasindan da, beni secdi. Beni, her zemandaki insanlarin secilmislerinde, en 

-386- 



iyilerinde bulundurdu. O liable, Arabistanda bana bagh olanlan sevenler, benim 
kin severler. Onlara diismanhk edenler, bana diismanhk etmis olurlar) buyurul- 
musdur. Bu hadis-i serif, (Mevahib-i lediinniyye)nin basmda da yazihdir. 

5 — (Mevahib-i lediinniyye)de ve Zerkaninin "rahmetullahi teala aleyh" ser- 
hinde diyor ki, (Abdullah bin Abbasin "radiyallahii anhiima" bildirdigi hadis-i se- 
rif de, (Benim dedelerimin hicbiri zina yapmadi. Allahii teala, beni, tayyib, iyi ba- 
balardan, temiz analardan getirdi. Dedelerimden birinin iki oglu olsaydi, ben 
bunlann en hayrhsinda, en iyisinde bulunurdum) buyuruldu. islamiyyetden once 
Arabistanda zina cok olurdu. Bir kadin, bir kimse ile nice zeman metres olarak ya- 
sar, sonra evlenirdi. [Kafirler, simdi de boyle yapiyorlar.] Adem aleyhisselam, ole- 
cegi zeman, oglu Sit aleyhisselama dedi ki: (Yavrum! Bu alnmda parhyan nur, son 
Peygamber olan Muhammed aleyhisselamm nurudur. Bu nuru, mii'min, temiz ve 
afif hammlara teslim et ve ogluna da boyle vasiyyet et!). Muhammed aleyhissela- 
ma gelinceye kadar, butiin babalar, ogullanna boyle vasiyyet etdi. Hepsi, bu va- 
siyyeti yerine getirip, en asil, en kibar kiz ile evlendi. Nur, temiz almlardan, temiz 
kadmlardan gecerek, sahibine yetisdi). Allahii teala, Tevbe suresinde, kafirlerin 
necs, pis oldugunu bildiriyor. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz, 
butiin dedelerinin temiz oldugunu bildirdigine gore, kafir olan, pis olan Azerin, bu 
nura kavusmamasi, bunun icin de Ibrahim aleyhisselamm babasi olmamasi lazim 
gelir. Azer, Ibrahim aleyhisselamm babasidir demek, yukandaki hadis-i seriflere 
inanmamak olur. Molla Cami "rahmetullahi teala aleyh" farisi (Sevahid-iin-Nii- 
biivve) kitabmda buyuruyor ki, (Muhammed aleyhisselamm zerresini tasidigi 
icin, Adem aleyhisselamm alnmda nur parhyordu. Bu zerre, hazret-i Havvaya ve 
ondan da, Sit aleyhisselama ve boylece, temiz erkeklerden, temiz kadmlara ve te- 
miz kadmlardan temiz erkeklere gecdi. O nur da, zerre ile birlikde almlardan, ahn- 
lara gecdi). 

(Kisas-i enbiya)da kirksekizinci sahifede diyor ki, (Resulullahin "sallallahii 
aleyhi ve sellem" dedelerinden birinin iki oglu olsa, yahud bir kabile iki kola ay- 
nlsa, Hatem-iil-Enbiyanin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" soyu, en serefli ve 
hayrh olan tarafda bulunurdu. Her asrda, onun dedesi olan zat, yiiziindeki nurdan 
belli olurdu. isma'il aleyhisselamm alnmda da bu nur vardi. Sabah yildizi gibi par- 
lardi. Bu nur, ona babasmdan kalmis, bundan da evladlarma gecerek, Me'add ve 
Nizara gelmisdi. 

Nizar, az birsey demekdir. Boyle adlanmasi soyle olmusdur: Bu diinyaya gelin- 
ce, babasi Me'add, oglunun almndaki nuru goriip sevinmis, biiyiik ziyafet vermis 
ve boyle ogul icin, bu kadar ziyafet az birseydir demekle, oglunun adi Nizar kal- 
misdi. Bu nur, Muhammed aleyhisselamm nuru idi. Adem aleyhisselamdan beri, 
evladdan evlada gecerek, asl sahibi olan Hatem-iil-Enbiya hazretlerine gelmisdir. 

Boylece, Adem ogullan icinde, Muhammed aleyhisselamm nurunu tasiyan, 
secilmis bir soy vardi ki, her asrda, bu soydan olan zatin yiizii pekcok giizel ve par- 
lak olurdu. Bu nur ile, kardesleri arasinda belli olur, icinde bulundugu kabile, bas- 
ka kabilelerden daha iistun, daha serefli olurdu). 

6 — Sii'ara suresi, ikiyiizondokuzuncu ayetinde mealen, (Sen, ya'ni Senin nu- 
run, hep secde edenlerden tlolasdirilip, sana inkilab etmis, ulasmistlir) buyuruldu. 
Ehl-i siinnet alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", bu ayet-i kerimeyi tef- 
sir ederken, (Butiin ana ve babalannm mii'min ve giinahsiz oldugunu) anlamislar- 
dir. (Eshab-i Kiram) kitabmda bildirildigi gibi, Ehl-i siinnet biiyiiklerini si'i sanan- 
lar, (Bunlar, si'ilerin soztidur) diyenler de vardir. 

Ehl-i siinnetin btiyiikleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" buyuruyor ki: Ba- 
basi Abdullah ile anasi Amine, Ibrahim "aleyhisselam" dininde idi. Ya'ni, mii'min idi. 
Allahii tealanm, bu ikisini diriltip Peygamberimizden "sallallahii aleyhi ve sellem" 
kelime-i sehadet isitmeleri ve soylemeleri, imana gelmek icin degil, bu iimmetden 

-387- 



olmakla sereflenmeleri icindi. (Akrabana diia etme!) ayet-i kerimesi, Ebu Talib 
icin idi. Ana ve babasi icin degildi. imam-i a'zamm (Fikh-i ekber) kitabmin, eli- 
mizde bulunan tercemelerinde, bu ikisinin, imansiz oldugu yazili ise de, Imam-i a'za- 
mm kendi eli ile yazdigi kitabda, imania oldiikleri yazilidir. Sonradan, diismanla- 
nn bir (ma) silerek, bu yanhshgm kasden yapildigi anlasilmisdir. 

Imam-i a'zam Ebu Hanifenin "rahmetullahi aleyh" el yazisi ile olan (Fikh-i Ek- 
ber) kitabi, emirulmii'minm Osmanm "radiyallahti anh" mubarek elleri ile yazdi- 
gi ve sehadet kam ile boyanmis olan Kur'an-i kerimin bir kismi ile birlikde, Hii- 
lagunlin Bagdad sehrini yakip, sekizyiizbinden ziyade miislimani oldiirdiigii alti- 
yuzellialti senesinde, baska kiymetli kitablar ile birlikde Semerkanda gotiirulmus, 
burasmin da, 1284 [m. 1868] senesinde, Ruslarm idaresine gecmesi ile, bu kitab- 
lar Petersburg sehrine nakl ve oranm meshur kiitiibhanesine konup ehemmiyyet 
ile saklandigmi (Kamus-iil a'lam) sahibi Semseddm Sami beg "rahmetullahi teala 
aleyh" Semerkand kelimesini anlatirken bildirmekdedir. 1335 [m. 1917] de Ufa seh- 
rine ve 1341 [m. 1923] de oradan Taskendde hace Ubeydiillah-i Ahrar cami'ine nakl 
edildi. 

Halife Omer-iil Faruk ve Osman-i Zinnureyn ve Aliyy-iil Miirtedamn "radiyal- 
lahti teala annum" mubarek elleri ile yazilmis olan Mushaf-i senflerden ba'zi sa- 
hifeleri, istanbulda, Siileymaniyye cami'i serifi yanmda, islam Eserleri miizesin- 
de mevctiddur. Arzu edenler gorebilir. 

Islam dinine inanmiyanlar, vaktile Allahti tealamn Tevrat ve incil kitablanm de- 
gisdirdikleri gibi, zeman zeman, din biiyiiklerinin kitablanna da el uzatdi. Mese- 
la, Muhyiddin-i Arabmin "rahmetullahi teala aleyh" (Fiisus) ve (Fiituhat) kitab- 
lanna ba'zi seyler kansdirdilar ise de, az zemanda meydana cikanldi. Biiyiik alim 
Abdiilvehhab-i Sa'rani "rahmetullahi teala aleyh" (Kibrit-i ahmer) ve (Elyevakit) 
kitablarmda bunu izah etmekdedir. Simdi de, islamiyyeti, genclere yanhs ve bo- 
zuk olarak tanitmak siyaseti her tarafda islemekde, bunlan susduracak hakikibir 
din aliminin diinyada kalmamis gibi oldugu goriilmekdedir. 

Celaleddin-i Rumi "kuddise sirruh", bu sebebden dolayi (Mesne vi)sini nazm sek- 
linde yazarak, diismanlarm degisdirmesine imkan birakmamisdir. 

ibni Abidin "aleyhirrahme", (Diirr-iil-muhtar) serhinde, kafirin nikahmi anlat- 
maga baslarken ve Hamevi "rahmetullahi teala aleyh" (Esbah) hasiyesinde (Ha- 
zar-vel-ibaha) bahsinde ve (Mir'at-i kainat)da, islam alimlerinin cesidli sozlerini 
anlatarak, buyuruyorlar ki: (Hakikati anhyan biiyiik alimlere gore, Peygamberi- 
mizin "sallallahii aleyhi ve sellem" ana ve babasmm imanh olup olmadigim konus- 
mamah ve konusurken edebi gozetmelidir. Hadis-i serifde, (Oliileri kotiiliyerek, 
dirileri incitmeyiniz) buyuruldu. Bunu konusmamak, ogrenmemek insana zarar ver- 
mez ve kabrde ve kiyametde sorulmryacakdir). Yine buyuruyorlar ki, (Allahii te- 
ala, Peygamberimize ikram ederek, veda' haccmda ana babasini diriltdi. Resulii- 
ne iman etdiler. Bunu, Kurtubinin ve Muhammed bin Ebu Bekr ibni Nasir-iid-di- 
nin bildirdikleri sahih hadis beyan buyurmakdadir. Beni-israilin oldiirdiigii kim- 
seyi diriltip katilini haber vermesi ve Isa aleyhisselamm ve Muhammed aleyhisse- 
lamm diialan ile nice mevtalan diriltmesi de boyle ikram idi. (Cehennemlik olan- 
lar icin benden magfiret isteme!) mealindeki ayetin Resulullahm mubarek ana ve 
babasi icin oldugu sozii dogru degildir. (Miislim)in bildirdigi (Babam ve baban ates- 
dedirler) hadis-i serifi ictihad ile soylenmis idi. Imanh olduklan sonradan bildiril- 
di). (Ahval-i etfal-il-miislimin) kitabmda, Hadice "radiyallahti anha"nm iki cocu- 
gu ipin de boyle buyurmusdu. Cehennemde olmadiklan sonradan bildirildi demek- 
dedir. 

Ayet-i kerime ve hadis-i seriflerden anlasildigi ve binlerce islam kitabmda ya- 
zildigi iizere, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" analan ve babalan ara- 
sinda bulunmakla sereflenen bahtiyarlarm hepsi, zemanlarmin ve memleketleri- 

-388- 



nin en asil, en serif, en cemil, en temiz zatlari idi. Hep aziz, miikerrem ve muhte- 
rem idi. Ibrahim aleyhisselamm babasi da, boylece, mii'min idi ve fena ahlakdan 
ve adi, cirkin sifatlardan uzak idi. Kafir olan Azer, babasi degil, amcasi idi. 

Al-i Imran suresinin basmda bildirildigi iizere, Kur'an-i kerimin ayetleri iki diir- 
ludiir: Biri, (Muhkemat) olup, ma'nasi acik, meydanda olan ayetlerdir. ikincisi (Mii- 
tesabihat) olup, ma'nasi kapali olan ayetlerdir. Bunlara goriilen, anlasilan, mes- 
hur olan ma'nayi vermeyip, meshur olmiyan ma'na verilir. Bunlarm acik ve mes- 
hur ma'nalarim vermek akla ve islamiyyete uygun olmazsa, meshur olmiyan 
ma'na vermek, ya'ni (Te'vil) etmek icab eder. Acik ma'nalarim vermek giinah olur. 
Mesela, tefsir alimleri (Yed), ya'ni (el) kelimesine (kudret), giicii yetmek ma'na- 
sini vermislerdir. iste, bunlar gibi, En'am suresinde meal-i serifi, (Ibrahim "aley- 
hisselam" babasi Azere dedigi zeman...) olan yetmisdordiincii ayet-i kerimesine 
de, acik ma'nasi verilemez. Ciinki, Azer kelimesi, (baba) kelimesinin atf-i beya- 
ni oldugu (Beydavi) "rahmetullahi teala aleyh" tefsirinde yazilidir. Bir kimsenin 
iki ismi olup, bu iki ism, birlikde soylendigi vakt, birinin meshur olmadigi, ikinci- 
sinin meshur oldugu anlasihr. Meshur olmiyan birincisindeki kapahhgi aciklamak 
icin, ikincisi zikr edilir. Bu ikincisine, (Atf-i beyan) denir. Ibrahim "aleyhisselam" 
iki kimseye baba demekdedir. Birisi, kendi babasi, digeri, baba dedigi baskasidir. 
Icaz, belagat ve fesahat ka'idelerine gore, ayet-i kerimenin ma'nasi (Ibrahim 
"aleyhisselam", Azer olan babasma dedigi zeman) demekdir. Boyle olmasaydi, 
Kur'an-i kerimde, (Babasi Azere dedigi zeman) demeyip, (Azere dedigi zeman) 
veya (Babasina dedigi zeman) demek yetisirdi. Azer, kendi babasi olsaydi, (Ba- 
basi) kelimesi fazla olurdu. 

Musa aleyhisselamm dininin devam etdigi binsekizyiiz sene icinde, Tevrat 
alimlerinin hepsi ve Isa aleyhisselamm havarileri ve bunlara tabi' olan papaslar, 
Azerin asl baba olmayip, Ibrahim aleyhisselamm amcasi oldugunu soylemislerdir. 
Tevrat ve incilin degisdirilmiyen eski yazmalarmdan anlasildigma gore, Ibrahim 
aleyhisselamm asl babasmm ismi Taruh idi. Ba'zi cahillerin yazdigi gibi, Taruh ke- 
limesi, Azer isminin ibrani karsihgi degildir. Ya'ni, ikisi de, bir adamm ismi degil- 
dir. Kur'an-i kerimde, Tevrat ve incile uygun ayet-i kerimeler cokdur. Hindistan- 
daki islam alimlerinden Rahmetullah efendi "rahmetullahi teala aleyh", (Beyan- 
iil-hak) kitabmm tiirkce tercemesi, otuzuncu sahifesinde diyor ki, (Nesh, ya'ni Al- 
lahii tealamn degisdirmesi, yalmz emrlerde ve yasaklarda olur. imam-i Begavi, 
(Me'alim-iit-tenzil) tefsirinde: Nesh, kisas ve haberlerde olmaz. [Fen bilgilerinde 
ve hesab ile bulunan bilgilerde de olmaz.] Yalmz, emr ve yasaklarda olur, demek- 
dedir. Nesh; emr ve yasaklan degisdirmek demek degildir. Bunlarm yiiriirliik ze- 
manlannin bitdigini haber vermek demekdir. Kur'an-i kerim, Tevratm ve incilin 
hepsini degil, birkac yerini nesh etmis, yiirurliikden kaldirmisdir). [Birinci kism, 
otuzbesinci maddedeki yirmiikinci mektubun sonunda da, nesh hakkmda bilgi var- 
dir.] Bu ayet-i kerimeyi, bu bakimdan da, te'vil etmek lazim gelmekdedir. 

Bekara suresinde, Ya'kub aleyhisselama, cocuklanmn (Ve senin babalarin ib- 
rahim ve isma'il ve ishakin da Rabbi) dedikleri mealindeki yiizotuziiciincu ayet-i 
kerimeden, isma'il aleyhisselamm, Ya'kub aleyhisselamm babasi oldugu anlasil- 
makdadir. Halbuki, Ya'kub "aleyhisselam", ishak "aleyhisselam"m, bu ise, ibra- 
him "aleyhisselam"m ogludur. ishak "aleyhisselam" da, isma'il "aleyhisselam"m 
kardesidir. Su halde, isma'il "aleyhisselam", Ya'kub "aleyhisselam"m babasi de- 
gil, amcasidir. Demek ki, Kur'an-i kerimde amcaya, baba denilmekdedir. Arabi- 
nin cesidli liigatlarmda, amcalara, baba denildigi, tefsir kitablannda, bu ayetin tef- 
sirinde yazilidir. Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" bir koylii araba ve 
amcasi Ebu Talib ve Ebu Lehebe ve Abbasa pok def'a baba dedigi, kitablarda ya- 
zilidir. Her milletde, her lisanda, her zeman, amcalara, iivey baba ve kaym peder- 
lere ve her hami ve yardimciya baba denilmesi adet halindedir. Hem de, Azer, ib- 

-389- 



rahim "aleyhisselam"m hem amcasi, hem de iivey babasi idi. Firuzabadi de, (Ka- 
mus)da boyle oldugunu bildirerek: (Azer, Ibrahim "aleyhisselam"in amcasmm is- 
midir. Babasmin ismi Taruhdur), diyor. Din kitablarmin bu kadar acik beyam kar- 
sismda, (Azerin amca olmasi kavli za'ifdir. Kuvvetli kavle gore, Azer babasidir) 
demek, za'if ve ciiruk bir sozdiir. Alimlerin sozlerindeki inceligi anlamamak olur. 

(Beydavf) tefsirinde, En'am suresinin yetmisdorduncii ayet-i kerimesine, goriin- 
dligu gibi ma'na verip te'vil etmemesi, [ve (Ruh-ul-beyan)da bu ayet-i kerimeye 
ve Tevbe suresinin yiizonbesinci ayetine yanlis te'vil yapmasi], bir sened olamaz 
ve miifessirlerin, muhaddislerin, miitekellimmin ve S6fiyye-i aliyyenin soz birli- 
gini bozamaz. Ciinki, Kur'an-i kerimin hakiki tefsirini yapan, dogru ma'nasini ve- 
ren, ancak Muhammed "aleyhisselam"dir ve Onun hadis-i serifleridir. Eshab-i ki- 
ramdan "radiyallahii teala anhiim ecma'in" ve Tabi'in-i izamdan hicbiri, bu ayet-i 
kerimeyi isitince, Azerin, baba oldugunu hatirlarma bile getirmemis ve soyleme- 
misdir. Amcasi oldugunu anlamislardir. Ehl-i siinnetin i'tikadi boyledir. 

(Fetava-i Hayriyye) sonunda buyuruyor ki, [(Kamus)da diyor ki, Azer, Ibrahim 
aleyhisselamm amcasmm adidir. Babasmm ismi Taruhdur. (Tarih-i Hanbeli)de, Ib- 
rahim bin Taruh diyor. Azer, Taruhun adidir diyor. (Celaleyn) tefsirinde, ayet-i ke- 
rfmedeki Azer ismi icin, Taruhun lakabidir, ya'ni soyadidir diyor. ibni Hacer, 
(Hemziyye) serhinde, (Azer kafir idi. Bunun Ibrahim aleyhisselamm babasi oldu- 
gu, Kur'an-i kerimde bildiriliyor. Kitabh olan iimmetler, Azer, Ibrahim aleyhisse- 
lamm oz babasi degildi, amcasi idi diyorlar. Ciinki, Arablar, amcaya baba derler. 
Kur'an-i kerimde de amcaya baba denilmisdir. Ya'kub "aleyhisselam" icin (Baban 
ibrahimin ve isma'ilin Rabbi) buyurulmusdur. Halbuki, isma'il "aleyhisselam", 
Ya'kub aleyhisselamm babasi degildi, amcasi idi. Alimlerin sozleri birbirine uyma- 
digi zeman, hadis-i seriflere uymak icin, ayet-i kerimeyi te'vil etmek vacib olur. Bey- 
davi ve baskalan tesahiil ederek, ayet-i kerimeyi te'vil etmemislerdir) diyor]. 

Abdiil-Ehad Nuriefendi, Resulullahm ana ve babasmm miisliman olduklarmi 
isbat icin aynca bir risale yazmisdir. Bu risale tiirkce olup, onsekiz sahifedir. Sii- 
leymaniyye kiitubhanesi Es'ad efendi kisminda [3612] numarada mevcuddur. 

imam-i Siiyuti "rahmetullahi teala aleyh" (Kitab-iid-derc-il-mumfe) kitabmda, 
Azerin, Ibrahim aleyhisselamm babasi olmadigmi, amcasi oldugunu vesikalarla is- 
bat etmekdedir. Bu kitab, Siileymaniyye kiitiibhanesinin (Reis-iil-kiittab Musta- 
fa efendi) kismmda, [1150] numarada vardir. 

(Envar-iil-Muhammediyye)de diyor ki, hazret-i Alinin "radiyallahii teala anh" 
bildirdigi hadis-i serifde, (Adem aleyhisselamdan babam Abdiillaha gelinceye 
kadar, hep nikahh ana babalardan geldim. Hicbir babamin nikahsiz, ya'ni zina ile 
cocugu olmadi) buyuruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Adnana ka- 
dar olan yirmibir babasmm ismini bildirdi ki, sunlardir: 

Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" babasi Abdiillahdir. Abdiilla- 
hin babalan sira ile, Abdiilmuttalib ve Hasim ve Abdii-Menaf ve Kusayy ve Ki- 
lab ve Miirre ve Ka'b ve Liiveyy ve Galib ve Fihr ve Malik ve Nadr ve Kinane ve 
Huzeyme ve Mudrike ve ilyas ve Mudar ve Nizar ve Me'add ve Adnan. Bunlarm 
hepsi, kitabimizin sonunda, harf sirasi ile yazilarak, kisaca bilgi verilmisdir. 

(Fusus) sarihi Abdiillah-i Rumi, (Metali'un-nur) kitabindaki ecdad-i Peygam- 
beriyi tezkiye yazilan (Ni'met-i kiibra) kitabimizda nesr edilmisdir. 

Islami ilmlerin, Tefsir ve Hadis ve Fikh ve Tesavvuf kismlarmda derin bilgisi olan 
ve cok kiymetli kitablan ile insanlara biiyiik hizmet eden, ebedi se'adet yolunu gos- 
teren, Senaullah-i Dehlevi [Pani-piiti] hazretleri, (Tefsir-i Mazheri)nin birinci ve 
iiciincu cildlerinde buyuruyor ki, En'am suresindeki (Azer) kelimesi, (Ebihi) ke- 
limesinin atf-i beyamdir. Azerin, Ibrahim "aleyhisselam"m babasi degil, amcasi ol- 
dugunu bildiren haberler daha dogrudur. Arabistanda, amcaya baba denilir. 

-390- 



Kur'an-i kenmde de, isma'il "aleyhisselam"a, Ya'kub "aleyhisselam"m babasi de- 
nilmisdir. Halbuki amcasidir. Azerin asl ismi (Nahur) idi. Nahur, dedelerinin hak 
dininde idi. Nemrudun veziri olunca, dmini diinyaya degiserek kafir oldu. Fahred- 
din-i Razive selef-i salihinden cogu da, Azerin amca oldugunu, bildirdiler. Zer- 
kani "rahmetullahi teala aleyh", (Mevahib-i lediinniyye)yi serh ederken, ibni 
Hacer-i Hiyteminin "rahmetullahi teala aleyh", (Azerin amca oldugunu, Ehl-i ki- 
tab ve tarihciler sozbirligi ile bildirmislerdir) soziinii vesika olarak yazmisdir. 
imam-i Siiyuti, Azerin baba olmadigmi, Ibrahim "aleyhisselam"m babasimn Ta- 
ruh oldugunu, ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" bildirdi, diyor. ibni Abba- 
sin bu soziinii, Miicahid ve ibn-i Cerir ve Siiddi, senedleri ile bildirmislerdir. ib- 
ni Miinzirin tefsirinde de Azerin amca oldugu acikca bildirildigini yine Siiyuti ha- 
ber vermekdedir. imam-i Siiyuti, Resulullahm, Adem "aleyhisselam"a kadar bii- 
tiin dedelerinin miisliman olduklanni bildiren bir risale yazmisdir. Boyle olmak- 
la beraber, Muhammed bin ishak ve Dahhak ve Kelbi, Azerin ibrahim "aleyhis- 
selam"m babasi oldugunu, bir isminin de Taruh oldugunu soylediler. Ya'kub 
"aleyhisselam"m da, iki ismi vardi. ikincisi israil idi dediler. Mukatil ile ibni 
Hibban da, Azer, ibrahim "aleyhisselam"m babasi Taruhun lakabidir dediler. Be- 
gavinin bildirdigi gibi, Ata, ibni Abbasdan haber veriyor ki, Restilullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem", anasim babasim merak etdi. Bekara suresinin yiizondokuzun- 
cu ayeti gelerek, (Cehennem ehlinin halinden sorma!) buyuruldu. Fekat, ibn-i 
Cerir, bu haberin kuvvetli olmadigmi bildirdi. Eger dogru dersek, ibni Abbas "ra- 
diyallahu teala anh" kendi zan etdigini haber vermisdir. Zanni da dogru olsa, ana- 
sinm babasimn Cehennemde olduklan acikca bildirilmemekdedir. Cehennemde 
olsalar da, yine kafir olduklan soylenemez. Ciinki, mti'minlerden de Cehenneme 
gidecekler olacakdir. Hadis-i serif de, (Ben sizin en iyiniz oldugum gibi, babam da, 
babalarimzdan daha iyidir) buyuruldu. (Tefsir-i Mazheri)den terceme temam ol- 
du. 

(Uyun-iil-besair)de, (El-hazar) kismmda bildiriyor ki: (Maliki alimlerinden 
kadi Ebu Bekr ibniil-arabi "rahmetullahi teala aleyh", Resulullahm anasmin, 
babasimn Cehennemde oldugunu soyliyen mel'undur buyurdu. Her miislimanm, 
Resulullahi incitecek birsey soylemekden sakmmasi lazimdir. Onu incitene Alla- 
hii teala la'net etdi. Dedelerine kafir demekden daha biiyiik incitmek olamaz!). 

(El niiistened)in, otuziicuncii sahifesinde, (Azerin, ibrahim "aleyhisselam"in ba- 
basi olmadigmi, amcasi oldugunu, imam-i Siiyuti isbat etmekdedir. (Babam ve ba- 
ban Cehennemdedirler) hadis-i serifi, Ebu Lehebin Cehennemde oldugunu bildir- 
mekdedir) demekde, yuzyetmisbesinci sahifesinde, Siiyutiye dil uzatan Aliyy-iil- 
kariye vesikalarla cevab vermekdedir. Bu sahifelerinin tercemesi (Faideli Bilgi- 
ler) kitabimn (Din Adami Boliicii Olmaz) kisminda yazilidir. 

Gelip beka beharmdan, bu fenada km bulduk, 
atomlardan ta Arsa dek, sasilacak isi bulduk. 

Diisiip gurbet alemine, saskin suskm dolasirken, 
has hi ruha hayat veren, te'sirli bakisi bulduk. 

Herbir sozii hakikatden haber verir lisikhmi, 
siikiir, hayret diyanna, varan bir aki$i bulduk. 

Ne kelam o, ne bukis o, akhn iistii bir varhk o, 
on u n ayak toziarim, kaib derdine a si bulduk. 

Maddeleri inceieyip, to in as a eyiedik bir bir, 
hepsini aym m i 'm arm, diizgiin biryapisi bulduk. 

Atdik herseyi aradan, temizlendik masivadan, 
eserlerden, nakisiardan, cok siikiir Nakkasi bulduk. 

-391- 



98 — SUBHANE RABBIKE AYET-I KERIMESI 

Kur'an-i kerim okudukdan, diia etdikden ve ders ve va'zlardan sonra (Siibha- 
ne rabbike) ayet-i kerimesini okumak, islam memleketlerinde yapilagelen bir 
siinnetdir. Ba'zi kimseler, bu ayet-i kerimeyi degisdirerek, Siibhane rabbina sek- 
linde okumak daha iyidir diyor. Mesela, Carsamba kazasi miiftisi Hasen Hulusi 
efendi, (Mecma'ul adab) kitabmin son sahifesinde boyle soyliiyor. Bunun gibi, 
Riikn-iil-islam Muhammed bin Ebu Bekrin "rahmetullahi teala aleyh", meshur 
(Sir'at-iil-islam) kitabim serh eden, Ya'kub bin Seyyid All "rahmetullahi teala 
aleyh", diia faslma yapdigi ilavelerde ve (Mecma'ul fetava)da diyor ki, (Diialar- 
dan sonra, Siibhane rabbina demek, Siibhane rabbike demekden daha yerinde olur. 
Ciinki, maksad, ayet okumak degil, diia ve senadir) yazmakdadir. Muhammed 
Es'ad efendinin "rahmetullahi teala aleyh" (Diirr-i yekta), doksaniiciincii sahife- 
si, son satinnda bildirdigi gibi, Yeni Sehrli seyh-iil-islam Abdiillah-i Rumi "rah- 
metullahi teala aleyh", (Behcet-iil-fetava) kitabmda da, boyle demekde ve bunu, 
(Hidaye) kitabinm sahibi olan, Burhaneddinin (Tecnis) ismindeki fetva kitabm- 
dan terceme etdigini soylemekdedir. Diger tarafdan: 

1 — Miifessirlerin bas taci Beydavi "rahmetullahi teala aleyh", tefsirinde diyor 
ki, Ah "radiyallahii anh" buyurdu ki, (Kiyamet giinii, bol bol sevaba kavusmak is- 
tiyen, her toplanti sonunda, Siibhane rabbike ayetini sonuna kadar okusun!). Bu 
haber, tefsirlerin cogunda, mesela Hiiseyn Va'iz-i Kasifmin farisi (Mevahib-i 
aliyye) tefsirinde ve bunun tiirkce tercemesi olan (Mevakib) tefsirinde yazilidir. 

2 — Sa'id bin Mensurun ve ibni Ebi Seybenin ve hafiz [hadis alimi] Ebu Ya'la- 
nm "rahmetullahi aleyhim ecma'in" bildirdikleri bir hadis-i serifde, Ebu Sa'id-i 
Hudri "radiyallahii anh" diyor ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" nemaz- 
da, selam verecegi zeman, Siibhane rabbike ayetini okurdu). 

3 — Hadis ilmi miitehassisi meshur Taberani diyor ki, Abdullah ibni Abbas "ra- 
diyallahii teala anhiima" buyurdu ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ne- 
mazda, selam vermeden evvel, Siibhane rabbike ayet-i kerimesini okurdu). 

4 — Yine imam-i Taberani "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, Abdullah ibni 
Zeyd bin Erkam, babasmdan isiterek diyor ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki, (Bir kimse neinaz sonunda, iic def'a Siibhane rabbike ayet-i ke- 
rimesini okursa, yetisir mikdarda sevaba kavusur).) 

5 — Hatib-i Bagdadi "rahmetullahi teala aleyh" kitabmda bildiriyor ki, Ebu 
Sa'id-i Hudri "radiyallahii anh" buyurdu ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" nemazdan selam verince, Siibhane rabbike ayet-i kerimesini okurdu). 

6 — Hadis alimlerinin biiyiiklerinden, hafiz Ebu Ya'la "rahmetullahi teala 
aleyh", (El miisned) ismindeki kitabmda diyor ki, (Ebu Sa'id-i Hudri "radiyalla- 
hii anh" buyurdu ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" nemazdan selam ve- 
rince, vie def'a Siibhane rabbike ayet-i kerimesini okurdu). 

7 — Ibni Hibban, Ebu Sa'biden alarak diyor ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem" buyurdu ki, (Kiyamet giinii biiyiik olceklerle, bol sevab kazanmak is- 
tiyen kimse, bir meclisden kalkinca Siibhane rabbike ayet-i kerimesini okusun!).) 

Bu cesidli hadis-i serifler gosteriyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
bu ayet-i kerimeyi okurken ve ummetine tavsiye buyururken, Kur'an-i kerimde- 
ki seklini degisdirmemis, hep (Siibhane rabbike) demisdir. (Siibhane rabbina) 
dedigi isitilmemisdir. O halde, bu ayet-i kerimeyi (Siibhane rabbina) sekline sok- 
mak, Kur'an-i kerime el uzatmak oldugu gibi, siinnet-i seniyyeye de tecaviiz etmek, 
cok cirkin bir hareket olur. islam alimleri hadis-i seriflere bakarak, ibadetlerden 
ve toplantilardan sonra, (Siibhane rabbike) ayet-i celilesini okumagi adet buyur- 
mus ve kitablarmda bildirmislerdir. Mesela, allame Muhammed Alatiddin-i Has- 
kefi (Diirr-iil-muhtar) kitabmda, (Nemazdan sonra, diiayi Siibhane rabbike ayet-i 

-392- 



kerimesini okuyarak temamlamahdir) demekdedir. Sernblali hazretleri, molla Hiis- 
revin (Diirer)i hasiyesinde buyuruyor ki, (Nemazdan ve diiadan sonra hazret-i AK- 
nin "radiyallahii anh" bildirdigi iizere, (Siibhane rabbike) ayet-i kerimesini oku- 
malidir). (Merakil-felah)daboyle yazmakdadir. (Diirr-iil-muhtar) sahibinin, kita- 
bimn basmda (ilm deryasi, zemanmm bir danesi, asrmin siisu) diye medh etdigi ve 
Ibni Abidin hazretlerinin, serhinde, cok ovdiigii, seyh-iil-islam Hayreddin Rem- 
linin fetvalan, Istanbulda, Siileymaniyye kiitiibhanesi, Yeni camf kismmda var- 
dir. (Fetava-i Hayriyye) denilen bu kitabin besinci sahifesinde buyuruyor ki, (Ne- 
mazda, dualarm hepsinde miifred olarak [ya'ni rabbike diyerek] okumak, yalmz 
kunut duasmda cem' [ya'ni rabbina seklinde] okumak siinnetdir). Dort mezhebin 
inceliklerini iyi bilen, arif-i billah, seyyid Abdiilhakim efendi, bircok derslerinde, 
Siibhane rabbike ayet-i kerimesini, degisdirmeden okumak lazim oldugunu beyan 
buyururdu. 

Goruliiyor ki, hadis-i serifler, fikh kitablan ve fetvalar, bu ayet-i kerimenin de- 
gisdirilmeden okunmasim istemekdedir. Yalmz, (Tecnis) kitabi ve bundan almmis 
birkac kitabda, bu ayet-i kerimenin sekli bozulmakdadir. Halbuki, ayet-i kerime 
ve hadis-i seriflerde acikca bildirilen seylerde, ictihad edilemiyecegi ve bunlarm 
degisdirilemiyecegi dort mezheb kitablannda da bildirilmekdedir. Nass bulunan 
yerde ictihada izn yokdur denilmekdedir. (Tecnis) kitabi da, bas tarafmda (Bu ki- 
tab, biiyiiklerin soylemeyip, sonra gelenlerin cikardigi mes'eleleri bildirmekdedir) 
diyerek, kendinden once gelenlerin bu ayet-i kerimeyi degisdirmege cesaret etme- 
mis olduklanni anlatmakdadir. Mezhebimizin reisi, imam-i a'zam Ebu Hanife 
"rahmetullahi teala aleyh" (Mezhebim, hadis-i seriflere yapismakdir) buyurdugu 
icin, hadis-i serifi bozan bir fetvaya nasil uyulabilir? Evet, (Tecnis) kitabimn sahi- 
bi cok biiytikdur ve tercih sahiblerindendir. Fekat bu mes'ele, bir tercih, imamlann 
sozleri arasmdan birini secmek mes'elesi degildir. (Tecnis) kitabimn, (Bu ayet-i ke- 
rime, nemazda selamdan once, Kur'an olarak degil, diia olarak okundugu icin, Siib- 
hane rabbina demek daha uygun olur) sozii, hadis-i seriflere uymamakla beraber, 
seyh-iil-islam Hayreddin-i Remli "rahmetullahi teala aleyh"in fetvasi, bunun ak- 
sini emr etmekdedir. Bu fetva, (Tecnis)in sozii bilinerek, ona cevab olarak, son- 
radan verilmisdir. (Tecnis)de, nemazm son tesehhudundeki diialan anlatan bir sa- 
hifeye yakin yaziyi okuyan alimler, bu yazilann edeb, belagat, me'ani, mantik ve 
fikh ilmlerinin ka'idelerine uymadigim da gorerek, bu satirlarm, buyiik alim Bur- 
haneddin-i Mergmani hazretlerinin kaleminden cikmadigi, cahiller tarafmdan 
sokuldugu diisiincesi de hasil olmusdur. Hatta bu satirlan terceme ve kabul eden 
(Behce) kitabimn sahibi, bu hatalan gorerek, tercemesini degisdirip, yeniden dii- 
zeltmek zorunda kaldigi, her iki kitabi okuyanlara, acikca goriinmekdedir. (Beh- 
ce)nin sahibi, ne yazik ki, burada ma'nayi da degisdirerek, (Yalmz nemazda selam- 
dan once) soziinii (her diiada) diye terceme etmek suretiyle (Tecnis)e iftira eyle- 
misdir. (Diirr-i yekta) serhi, (Mecma'ul-adab) gibi toplama kitablar da, bu fetva 
tercemesine uyarak, milleti yanhs yola siiriiklemis, siinnetden ayirmisdir, bid'at ate- 
sini koriiklemislerdir. 

(Tecnis) sahibi, bu ayetin nemaz icinde diia sonunda okunmasim soyliyerek, 
miihim bir siinnetin yapilmasina sebeb olmak serefini ve sevabini kazanmis ise 
de, ayet-i kerimeyi degisdirmek hatasina dusmiisdur. Bu hatasi, onun yiiksek de- 
recesini sarsmaz. Ciinki, mezheb imamlanmiz, biiyiik mtictehidler ve hatta Es- 
hab-i kiram "aleyhimiirndvan" bile ictihadlarmda yamlmis, bu yamlmalan ku- 
sur sayilmamisdi. O halde, (Tecnis) sahibinin, hadis-i seriflere muhalif soziiniin 
hata oldugunu soylemek ve bu soziine uymamak lazimdir. Boyle soylemek, onu 
kiiciiltmek olmaz. 

Sunu da soyliyelim ki, (Rabbike), senin Rabbin demekdir. Alemlerin, her se- 
yin iistiinu olan Muhammed "aleyhisselam"in Rabbi demekdir. Ya'ni, (Ey, kiymet- 

-393- 



li, serefli Peygamberim "sallallahil aleyhi ve sellem"! Seni bu kemale ve serefe ve 
bu izzete kavusduran Rabbin) demekdir. (Rabbina) ise, bizim Rabbimiz diyerek, 
kendimizi Onun yerine koymak olup, giines yerine yildizlan koymak demekdir. Al- 
lahii teala, sevgili Peygamberini, insanlarm hepsinden daha yiiksek tutarak, hep- 
si yerine Onu soylemisdir. Onun serefini bu ayet-i kerime ile de anlatmisdir. Bu 
kelimeyi degisdirmek, Onun serefine dokunmak olur. O serefi Ondan alip, ken- 
dimize vermek olur. 

(Rabb-il-izzeti) ya'niizzet, kiymet sahibinin Rabbi, (Rabbike)nin bedelidir. Al- 
lahii teala, izzeti, serefi, sevgili Peygamberine bedel yapmisdir. Bu serefi, Onun Pey- 
gamberinden ayirarak, kendisine almak, degisdirmek, bir pirlantayi tasa atip par- 
calamak gibi oluyor. Kur'an-i kerimin belagati altiist oluyor. 

(Siibhane rabbike) demek, (Biitun insanlarm iistiinde, akllarm ermedigi kema- 
latin, ustiinliiklerin sahibi olan senin gibi bir Peygamberi yaratan, yetisdiren Rab- 
bin, her aybdan miinezzehdir) demekdir. Halbuki, (Siibhane rabbina) demek, 
(Biz giinahi cok, asi kullarm yaratam, yetisdireni her aybdan miinezzehdir) demek- 
dir. Allahti tealayi tenzih etmekde, sena etmekde giinahkar kullari araya sokma- 
nm, ne kadar yersiz oldugu, ilmi ve akh olan kimse icin, pek meydandadir. O hal- 
de (Siibhane rabbike) makami, (Siibhane rabbina) makammdan, edeb, fesahat ilm- 
leri bakimindan, katkat daha yiiksekdir. Ya'ni (Siibhane rabbike) demek, (Siib- 
hane rabbina) demekden, tenzihe ve senaya daha ziyade uygundur. Ayet-i keri- 
mede Allahii teala, kendi kendini medh ve sena ediyor. insan, bundan daha iyi se- 
na yapabilir mi? 

(Siibhane rabbike) deyince, Peygamber efendimiz hatinmiza gelir ki, se'adet-i 
ebediyyemize sebeb olan Zat-i risaletpenahiyi hatirhyarak, Onun tevassut ve se- 
fa'atine sigmarak yapilan sena ve dua, kendimizi hatirhyarak yapilandan, elbet- 
te daha layik olur. Bunun icindir ki, her nemazda, (Esselamii aleyke eyyiihenne- 
biyyii) diyerek, Onu hatirlamamiz, kalbimizi Ona baglamamiz emr olundu. 

Hiilasa, tesbih, sena ve dua icin, bu ayet-i kerimeyi degisdirmek caiz olsaydi, Pey- 
gamberimiz (Siibhane rabbina) derdi. Halbuki boyle hie okumamisdir. 

(Behcet-iil-fetava) gibi kitablar, fetva kitablan degil, fetvalan nakl eden, ulas- 
diran mecmu'alardir. Bunlan yazanlar miifti degil, birer nakil ve toplayicidir. 
Fetva verenin, ya'ni miifti ismi verilecek zatm, miictehid olmasi, fetva denilen soz- 
lerin de, muctehidlerin agzmdan ve kaleminden cikmis olmasi lazimdir. 

Alimlerin kitablarmdan, ilmden haberi olmayip da, yalniz kulakdan, gazeteler- 
den birseyler duyan kimseler, (Siibhane rabbina) demekle, diiaya kendimizi de kat- 
mis oluyoruz diyor. Bu sozleri ile, ilmden hicbir seyleri olmadigim anlatiyorlar. Ciin- 
ki, (Siibhane) kelimesi, fi'l degildir. Mef'ul-i mutlakdir. Bunun fi'li, soyliyene 
gore, iisebbihu veya niisebbihudur ki, dinliyen cok ise, fi'l kendiliginden cem' olur 
ve diiaya hepsi dahil olur. (Rabbike) ile (Rabbina)nm her ikisi de, buna te'sir et- 
mez. Bu ikisi arasindaki fark, tenzih ve senanm kuvvetine te'sir eder. 

Dua niyyeti ile Kur'an-i kerim hie degisdirilebilir mi? Alimlerimiz buyuruyor 
ki, diia kelimeleri tevkifidir. Ya'ni degisdirilmesi caiz degildir. Hatta birgiin, Re- 
stil "aleyhisselam", Eshab-i kiramdan Bera' bin Azib "radiyallahu anhiim ec- 
ma'in" hazretlerine bir diia ogretdi. Bera' "radiyallahu anh", dtiayi tekrar eder- 
ken, (Nebiyyike) yerine, (Resulike) okuyunca, Resulullah, (Hayir, Resulike de- 
me, Nebiyyike diyerek oku!) buyurdu. Boylece, degisdirilmesini red eyledi. Her- 
hangi bir duayi degisdirmek caiz olmaymca, Kur'an-i kerimi degisdirmek hie ca- 
iz olur mu? 

(Hadika)da dil afetlerini anlatirken buyuruyor ki, (Kur'an-i kerimdeki diialan 
okurken degisdirmek, Kur'an-i kerimi kasden degisdirmek olur). (Kitab-iit-tibyan 
tiadab-i hamelet-il-Kur'an)da, (Alimlerimiz sozbirligi ile bildiriyor ki, Kur'an-i ke- 

-394- 



rimde bulunmiyan bir harfi ekliyen veya bir harfini degisdiren kafir olur) buyurul- 
makdadir. (Hazinet-iil-esrar)da da boyle yazihdir. 

Ayet-i kerime, diia niyyeti ile okunurken de, degisdirilmez. 

Miislimanlar, bu mes'elede (Tecnis)e, (Behcet-iil-fetava)ya ve (Mecma'ul- 
adab) kitabma ve bunlardan alman yazilara ve sozlere degil, hadis-i senflere ve fikh 
kitablanna ve seyh-ul-islam Remli hazretlerinin fetvasma ve takva ehli S6fiyye-i 
aliyye biiyiiklerinin sozlerine uymahdir. Fikh kitablarim fetvalara tercih etmek usul- 
dendir. (Tecnis)e uymagi gerekdiren hicbir ser'i liizum da yokdur. 

(Bezzaziyye)de ve (Hindiyye) besinci ctiz'de diyor ki, (Kalbim gafil diyerek, dti- 
ayi terk etmemelidir. Kalbine geleni diia etmek, ezberledigi diiayi okumakdan ef- 
daldir. Yalniz, nemazda okunacak diialan ezberlemelidir. Siinnet olan ibadetle- 
ri yapmak, diia etmekden efdaldir. Va'iz, imam, cema'ate ogretmek icin, mesnun 
olan diialan, sesle okur. Cema'at de, sessiz tekrar eder. Cema'at ogrenince, imam 
da sessiz okumahdir. Sesle okumasi bid'at olur. Ramezanda ve baska zemanlar- 
da cema'at ile hatm diiasi yapmak mekruhdur. Fekat, boyle yapanlan men' etme- 
melidir.) Uciincii kism, 59. cu maddeye bakiniz! 

Kadizade, (Feraid) kitabinda, (Esma'ul-hiisna)yi anlatirken diyor ki, diia iba- 
det demekdir. Bunun icin nemaza diia denilir. islamiyyetde diia, Allahii tealaya 
yalvararak muradmi istemekdir. Allahii teala, diia eden miislimam cok sever. 
Diia etmeyene gadab eder. Diia mii'minin silahidir. Dinin temel direklerinden bi- 
ridir. Yerleri, gokleri aydmlatan nurdur. Diia, gelmis olan derdleri, belalan gide- 
rir. Gelmemis olanlann da gelmelerine mani' olur. (Bana halis kalb ile diia ediniz! 
Boyle diialan kabul ederim) mealindeki ayet-i kerimeden anlasihyor ki, diia et- 
mek, nemaz, oruc gibi ibadetdir. (Bana ibadet yapmak istemiyenleri, zelil ve ha- 
kir yapar, Cehenneme atarim) mealindeki ayet-i kerime meshurdur. Allahii teala, 
herseyi sebeb ile yaratmakda, ni'metlerini sebeblerin arkasmdan gondermekde- 
dir. Zararlan, derdleri def icin ve faideli seyleri vermek icin de, diia etmegi sebeb 
yapmisdir. Peygamberler "aleyhimiissalevat", hep diia etdiler. Ummetlerine diia 
etmelerini emr etdiler. Diia etmenin de sartlan vardir. Once, giinahlarma pisman 
olup, tevbe etmeli, istigfar okumali, sadaka vermeli, imanini Ehl-i siinnet alimle- 
rinin bildirdiklerine uygun olarak diizeltmeli, diiamn kabul olacagma inanmah, gii- 
venmeli, iki dizi iizerine kibleye karsi oturup, once hamd ve salevat okumali. 
Diiayi iicden fazla soylemeli. Haram seyleri ve hasil olmus seyleri istememeli. Ka- 
bul olmadi diyerek, iimmidi kesmemeli, kabul oluncaya kadar, uzun zeman tekrar 
etmelidir. Haram yimemeli, haram icmemeli, haram seyleri soylememelidir. (Ma- 
kamat-i mazheriyye)de, 98. ci sahifede diyor ki, (Diiamn kabul olmasi icin, ekl-i ha- 
lal ve sidk-i makal ve Mas ile yapmak sartdir). (Tezkiret-iil-Evliya)da diyor ki, (Ta- 
lebesinden bir kismi sefere cikarken, Ebiil Hasen-i Harkaniye "rahmetullahi 
aleyh" gelip, yol uzundur ve cok korkuludur. Bize bir diia ogret! Onlimuze hay- 
dutlar cikarsa onu okuyup kurtulahm dediler. Oniiniize bir bela cikarsa, ya Ebel- 
Hasen deyiniz buyurdu. Hocalarmin bu cevabi, cogunun hosuna gitmedi. Yolda, 
karsilanna eskiya cikdi. iclerinden biri, ya Ebel-Hasen dedi. O ve esyasi ve hay- 
vani goriinmez oldu. Digerlerinin mallarim haydutlar gotiirdiiler. Eskiya gidince, 
ona, sen nasil kurtuldun dediler. Ya Ebel-Hasen dedim. Yamma gelmediler dedi. 
Geri dondiiler. Biz ya Allah dedik. Rabbimize yalvardik, soyulduk. Bu, ya Ebel- 
Hasen dedi kurtuldu. Bunun sebebini bildirmesi icin, hocalarma yalvardilar. Siz 
Allahii tealayi, haram giren, haram cikan bir agizla, cagirdmiz. Bu ise, Ebiil-Ha- 
sen ile tevessiil eyledi. Allahii teala, bunun sesini Ebiil-Hasene duyurdu. Ebiil-Ha- 
sen de, bunun halas olmasi icin diia etdi. Diiasi kabul oldu buyurdu). [Maide su- 
resinin yirmiyedinci ayetinde mealen, (Allahii teala, ancak takva sahiblerinin 
[ibadetlerini, diialarmi] kabul eder) buyuruldu. Hadis-i kudside de, (Bir kulum ba- 
na yakla^irsa, ona sesleri duyurur ve sakh $eyleri gosteririm) buyuruldu. Birinci 

-395- 



kism, 41. maddenin sonuna, ikinci kismda 54. cii maddeye bakimz! Ma'nalan bi- 
linmiyen seyleri soylememelidir. Adil htikumet me'murlarimn, mazlumlarm, sikm- 
tida olanlann, salihlerin, miisafirin, oruclunun iftar vaktindeki diiasi, anasma ba- 
basma itaat ve hizmet edenlerin ve ana babasinm ve hocasinin ve muslimanm ar- 
kasmdan yapilan dtia ve sabr eden hastanm diiasi ve mubarek zemanlarda ve 
mubarek yerlerde ve nemazlardan sonra ve Peygamberimizin ve Evliyanm kabr- 
leri yaninda, onlari vesfle ederek yapilan diialar cabuk kabul olunur. 

Hie usandirma Hi, ii usandirmaz seni, 
hiieii is yapma hem, kes doiandirmaz seni! 
din diismamndan bir su, icme kandirmaz seni, 
korkma kafirden, ates oisa yandirmaz seni! 

Miistekim ol, hazret-i Aiiah utandirmaz seni! 
Her zarar, insana bii, kendi nefsinden gelir, 
yiiz karasi ademe, su'-i fehminden gelir. 
seref-ii san mekana hep mekininden gelir, 
istikamet insana, elbet dininden gelir. 

Miistekini ol, hazret-i Allah utandirmaz seni! 
Hersey gecer alemde, bir halde yokdur siikun! 
bilki degmez teessiif etmege diinyay-i dun! 
istikamet zarardan, seni hep eyler masun. 
Hak eder sadiklarm hasmmi elbet zebun. 

Miistekim ol, hazret-i Allah utandirmaz seni! 
Birini tezlil icin, zulmle etme istigal, 
arkadas kazanmaga, olur manV su'-i lull, 
yiiz suyu dokme sakm, hem de etme kil-ii kal, 
miistekim ol, hep calis, verir elbet Ziilcelal. 

Miistekim ol, hazret-i Allah utandirmaz seni! 
Ister ise hifz eder, hep Allahii lem yezel, 
irzma mii'minlerin, diisman verse de halel, 
tfi ezelden soylenir, halk dilinde bu mesel: 
celb eder mukafati, insana elbet amel. 

Miistekim ol, hazret-i Allah utandirmaz seni! 
At riyayi, tezyin et, ihlasla ef'alini, 
bos bugazlik eyleme, fikr et once kalini! 
ne diirlii saklayayim, desen de ahvalini, 
Hak teala a'lemdir, bilir biitiin halini. 

Miistekim ol, hazret-i Allah utandirmaz seni! 
Magrur olmaz mal He, miilk He, ehl-i hired, 
insanin isi doner, herseye vardir bir had, 
oliim vakti gelince, kimseden gelmez meded, 
nefsine uyma sakm, hak olur birgiin cesed. 

Miistekim ol, hazret-i Allah utandirmaz seni! 
Sonsuz cihani diisiin, zilh abad eyleme, 
Ehl-i siinnet kitabi oku, inad eyleme, 
firsat eldeyken uyan, bmrii berbad eyleme, 
yakmaga siiriikliyen fi'li mu'tad eyleme! 

Miistekim ol, hazret-i Allah utandirmaz seni! 
Hfi line seytan giiler, goriince bu gafleti, 
kendine gel azizim, giildiirme ol sirreti, 
hain olma, cihana, ver keremle sohreti, 
herseyin iistiindedir, hiisn-ii hulkun rif'ati. 

Miistekim ol, hazret-i Allah utandirmaz seni! 

-396- 



TAM ILMIHAL 

SE'ADET-I EBEDIYYE 



IKINCI KISM 
1 — UCUNCU CILD, 105. ci MEKTUB 

Bu mektub, seyh Hasen-i Berkinin mektubuna cevab olarak yazilmis olup, 
unutulmus siinnetleri meydana cikarmagi vc bid'atden kacinmagi tesvik etmekde- 
dir: 

[Bu mektubumu yazmaga, Besmele ile bashyorum.] Allahii tealaya hamd, sec- 
digi iyi insanlara selam ve diia ederim. Kardesim seyh Hasenin mektubunu oku- 
yunca, cok sevindim. Kiymetli bilgiler ve ma'rifetler yazili idi. Bunlan anlaymca, 
pek hosuma gitdi. Allahii tealaya sukrler olsun ki, yazdiginiz bilgilerin, kesflerin 
hepsi dogrudur. Hepsi, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere uygundur. Ehl-i sun- 
net alimlerinin dogru i'tikadlan boyledir. Cenab-i Hak, dogru yolda bulundursun. 
Yiiksek derecelere erisdirsin! Yayilmis olan bid'atlerin ortadan kalkmasma cahs- 
digmizi yaziyorsunuz. Bid'at karanliklarmm ortahgi kapladigi boyle bir zemanda, 
bid'atlerden bir bid'atin ortadan kalkmasma sebeb olmak ve unutulmus siinnetler- 
den bir siinneti meydana cikarmak, pek biiytik bir ni'metdir. Sahih olan hadis-i se- 
riflerde, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, (Unutulmus 
bir siiiiiietimi meydana cikarana yiiz sehfd sevabi vardir!). Bu isin buyukliigiinu, 
bu hadis-i serifden anlamahdir. Fekat, bu isi yaparken, gozetilecek miihim bir in- 
celik vardir. Ya'ni, bir siinneti meydana cikarayim derken, fitne uyanmasma se- 
beb olmamah, bir iyilik, cesidli kotiiliiklere, zararlara yol acmamahdir. Ciinki, ahir 
zemandayiz. Miislimanligm za'if, garib oldugu bir asrdayiz. 

[(Hadika)da, fitneyi anlatirken diyor ki, (Fitne, muslimanlar arasmda boliicii- 
liik yapmak, onlari sikintiya, zarara, giinaha sokmak, insanlan hiikumete karsi is- 
yana kiskirtmak demekdir. Zalim olan hiikumete de ita'at etmek vacibdir.) (Be- 
rika)da, doksanbirinci sahifede diyor ki, (Basmizdaki amir, bir habes hizmetci gi- 
bi zelil, adi, asagi kimse olsa da, islamiyyete uygun emrlerine ita'at vacibdir. isla- 
miyyete uymiyan emrlerine de, fitneye, fesada sebeb olmamak icin karsi gelme- 
meli, isyan etmemelidir). Din adamlannm insanlara yapamiyacaklan fetvalan 
bildirmeleri de fitneye sebeb olur. Koyliiye ve ihtiyara, tecvidsiz nemaz kilmmaz 
demek boyledir. Ciinki, bunlar artik ogrenemez ve nemazi busbtitun birakir. Hal- 
buki, tecvidsiz nemazm caiz olduguna, fetva verenler vardir. Bu fetva za'if ise de, 
hie kilmamakdan iyidir. Harac olunca baska mezhebi taklid caiz oldugunu diisii- 
nerek, cahillere, acizlere zorluk cikarmamahdir. Bu hususda (§erh-ul-ma'fiivat)da 

-397- 



izahat vardir. Birinci kismda, 54. cii maddeye bakmiz! Kabrleri, tiirbeleri ziyaret et- 
melerine, Evliyaya adak yapmalanna ve tiirbelere giderek bereket istemelerine ma- 
ni' olmamalidir. Oldiikden sonra da, keramet sahibi olduklarmi inkar etmemelidir. 
Ciinki, caiz oldugunu bildiren fetvalar vardir. [ (Berika) 270. ci sahifede diyor ki, (Al- 
lahii tealaya diia ederken, Peygamberleri ve Salihleri vesile etmek ve vesile olma- 
larmi onlardan istemek caizdir. Ciinki mu'cize ve keramet, oliim ile bitmez. Oliin- 
ce kerametin yok olmiyacagim Remli de bildirdi. Velinin, diri iken, kihfinda olan 
kilmc gibi oldugunu, oliince kilifdan cikacagini, tesarrufunun daha kuvvetli olaca- 
gim Echiiribildirmekdedir).] Fitneye sebeb olacak nasihati yapmamalidir. Giicii, kuv- 
veti, salahiyyeti olan nasihat etmez ise, (Miidahene) olur, haram olur. Giicii yetdi- 
gi halde, fitne cikarmamak icin nasihat etmezse, (Miidara) denir, caiz olur. Hatta miis- 
tehab olur. Giic kullanmak, hiikumet adamlannm vazifesidir. Alay edenlere, zarar 
yapacaklara nasihat verilmez. Nasihat, birinin yiiziine karsi olmamah, umumi ola- 
rak, ortadan soylemelidir. Hie kimse ile miinakasa etmemelidir. Resulullaha biri gel- 
di. Onu uzakdan goriince, (Kabflesinin en kotiisiidiir) buyurdu. Odaya girince, gii- 
lerek karsilayip, iltifat eyledi. Gidince, hazret-i Aise "radiyallahii anha", sebebini 
sordu. (insaiilarin en kotiisii. zaranndan kurtulmak icin yanina \ aklasdniiyan kim- 
sedir) buyurdu. O, miislimanlann basinda bulunan bir miinafik idi. Miislimanlan 
onun serrinden korumak icin miidara buyurdu. Fiski, fuhsu, zulmii acik, ya'ni her- 
kes arasmda yayilmis olam baskalarma soylemek (Giybet) olmiyacagi ve serrinden 
korunmak icin miidara caiz oldugu buradan anlasilmakdadir. Abdiirrauf-i Miinavi- 
nin "rahmetullahi teala aleyh" (Kiinuz) kitabindaki hadis-i serifde, (Insaiilara mii- 
dara icin gonderildim) buyuruldu. Dini ve diinyayi korumak icin diinyahk verme- 
ge (Miidara) denir. Diinyahk ele gecirmek icin dini vermege (Miidahene) denir. Tat- 
h dil ile iyilik ve hatta yalan soyliyerek gontil almak, diinyahk vermek olur. Miisli- 
manlann, [gizli yapdiklan] biiyiik giinahlarmi goriince, ortmek lazimdir. Baskala- 
rma soylerse, (Kazf) olur. Zan ile, iftira ile soylemek ise, daha biiyiik giinahdir.] 

Merhum, mevlana Ahmedin "rahmetullahi teala aleyh" cocuklannm okumala- 
rma, terbiyeli, bilgili yetismelerine cok gayret ediniz. Zahirive batiniedebleri 6g- 
retiniz! Tamdiginiz, goriisdiigiintiz herkesin, hatta, orada bulunan biitiin din kar- 
deslerimizin islamiyyete uymalarma, siinnete yapismalarma on ayak olunuz! 
Bid'at islemenin, dinsizligin zararlarim herkese anlatmiz! Cenab-i Hak hepimize 
iyi isler yapmak nasib eylesin! Din-i islamin yayilmasma, genclere ogretilmesine 
cahsanlara basanlar versin! Din-i islami yikmak icin, temiz gencligin imanmi, ah- 
lakim calmak icin ugrasan, yalan ve iftiralarla gencleri aldatmaga cahsan din ve fa- 
zilet diismanlarma aldanarak kotii yola sapmakdan, yavrulanmizi korusun! Amin. 
Bu diismanlara (Zindik) denir. 

imam-i Rabbani "rahmetullahi aleyh", ikinci cildin altmissekizinci mektubun- 
da buyuruyor ki, Hadis-i serifde, (Yeryiiziinii kiifr kaplamadikca ve heryerde 
kiifr ve kafirlik yapdmadikca, hazret-i Mehdi gelmez) buyuruldu. Bundan anlasi- 
hyor ki, hazret-i Mehdi cikmadan evvel, kiifr ve kafirlik her tarafa yayilacak, is- 
lam ve miislimanlar garib olacakdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", ahir zemanda, miislimanlann garib olacaklanni haber vermis ve (Here, fit- 
ne zemamnda yapdan ibadet, [Mekkeden Medineye] benim yanima hicret etmek 
gibidir) buyurmusdur. Fitne ve fesad zemamnda, polisin, askerin ufak bir hareke- 
ti, rahatlik ve siikunet zemanlannda yapacaklan hareketlerinden katkat daha 
kiymetli oldugunu herkes bilir. Fitne yok oldugu zeman gosterecekleri kahra- 
manhklann kiymeti yokdur. O halde ibadetlerin en kiymetlisi ve kabul olunani, 
fitnelerin yayildigi zemanlarda yapilanlardir. Kiyamet giinii, makbul olanlardan, 
kurtulanlardan olmak istiyorsaniz, Allahii tealanm razi oldugu, begendigi iyi isle- 
ri yapmiz! Siinnet-i seniyyeye, ya'ni Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" yo- 
luna sanhniz! Bu yola uymiyan hicbirsey yapmayimz! (Eshab-i Kehf) "rahmetul- 

-398- 



lahi teala aleyhim ecma'm", her tarafi fitne kapladigi zeman, bir hicret yapmak- 
la, yiiksek dereceye kavusdular. Siz, Muhammed aleyhisselamm ummetisiniz. 
Ummetlerin en iyisi olan iimmetdensiniz. Omrunuzii lehv ve la'b ile, ya'ni oyun 
ve eglence ile ziyan etmeyiniz! Cocuklar gibi, top oynamakla vaktinizi elden ka- 
cirmaymiz! 

Yavrum! Fitnelerin yayildigi, fesadlann cogaldigi zemanlar, tevbe ve istigfar ze- 
mamdir. Kenara cekilmeli, fitnelere kansmamahdir. Fitneler cogahyor. Giin gec- 
dikce yayihyor. Peygamberimiz "aleyhi ve ala alihissalatii vesselam" buyurdu ki, 
(Kiyamet yaklasdikca, fitneler cogalir. Gece baslarken karanhgin artmasi gibi 
olur. Sabah evinden mii'min olarak cikan cok kimse aksain kafir olarak doner. Ak- 
sain mii'min iken, gece safalarinda iinanlari gider. Boyle zemanlarda, evinde ka- 
panmak fitneye karismakdan ha vrlitlir. Kenarda kalan, ileri atilandan hay rlitlir. O 
giin oklarimzi kirimz! Silahlarimzi, kihnclarimzi birakimz! Herkesi tath dil ile, gii- 
ler yiizle karsilayiniz! Evinizden cikmayimz!). Mektubatdan terceme temam oldu. 
Milslimanlar bu nasihatlara uymali, Mevdudi ve Seyyid Kutb gibi mezhebsizlerin, 
sapiklann, din cahillerinin lsyana tesvik eden, fitneyi koriikliyen zararh, uydurma 
tefsirlerine, kitablanna aldanmamahdir. Cihad, devletin, ordunun, diismanlarla, 
kafirlerle, sapiklarla harb etmesi demekdir. Miisliman devlet olsun, kafir devlet 
olsun, adil olsun, zalim olsun, kendi devletine lsyan etmege, vatandas kani dokme- 
ge, birbirine saldirmaga cihad denmez. Fitne, fesad cikarmak denir. Peygamberi- 
miz "sallallahu aleyhi ve sellem", (Fitne cikarana Allah la'net etsin!) buyurdu. Miis- 
limanlar devlete karsi lsyan etmez. Fitneye, lsyana kansmaz. Kanunlara karsi 
gelmez. [Ehl-i siinnet alimleri, siyasete kansmamis, hiikumetde vazife almamis, ya- 
zilan ile, sozleri ile hukumet adamlarma nasihat vermisler, onlara hak ve adalet 
yolunu gostermislerdir. Ba'zi cahil din adamlan, Ehl-i siinnet alimlerinin yolun- 
dan aynlarak, devlet islerine kansmis, asl vazifeleri olan ogrenmek ve ogretmek 
se'adetini ihmal ederek, kendilerine de, mtislimanlara da faideli olamamislardir. 
Son Osmanh seyh-ul-islamlarmdan Mustafa Sabri efendi, i'tilaf firkasinda [parti- 
sinde] cahsdi. Tekke seyhi olan Hiisameddin Peceli, tefsirinde, bilhassa (Teb- 
bet) suresinin ittihadcilan medh etdigini yazmakdadir. Seyh-ul-islam Musa Kazim 
ve Urgiiblii Mustafa Hayri efendiler, hem ittihadci, hem de mason idi. Erzincan- 
h Semseddin Giinaltay, din tarihi mtiderrisi iken halk firkasma girip meb'iis ve bas- 
vekil oldu. Eyyub sultanda dugmecilerde Ummi-Sinan tekkesinde seyh iken, siya- 
sete atilan Yahya Galib, Kirsehr meb'usu oldu. Akhisarh Mustafa Fevzi, Ser'iy- 
ye vekili iken halk firkasma girip, meb'us ve meclisde kanun enciimeni reisi oldu. 
Tesavvuf ehlinden Gtimushaneli Ziyaiiddin efendinin dergahinm mensubu Feh- 
mi efendi, Istanbul miiftisi iken, halk firkasma dahil oldu. Sultan Abdiilhamid han 
zemamnda ayan [senato] reisi olan seyyid Abdiilkadir efendi ve son Osmanh 
seyhul-islami olan Mustafa Sabri efendi, ehl-i siinnet alimi idiler. ingilizlere satil- 
mis olan devlet adamlan ile ve islamiyyeti icerden yikan din adamlan ile, ya'ni zm- 
diklarla mticadele etdiler.] 

Kims eye bakt degildir, miilk-i d tiny a sintti zer, 
bir hiiriib olmus kalbi, ta'mir etmekdir htiner. 
Buna fani dtinya derier, durmayip, claim doner. 
Adem oglu bir fenerdir, akibet birgtin soner! 



-399 



2 — UCUNCU CILD, 47. ci MEKTUB 

Bu mektub, zemanin sultani [Selim Cihangir han] "rahmetullahi teala aleyh" 
icin yazilmisdrr. Diia etmekdeki gizli bilgileri aciklamakda, alimleri ovmekdedir: 

Duacilarmizin en asagisi Ahmed "rahmetullahi teala aleyh", yiiksek siginak ye- 
rinize ve ustiin hizmetcilerinizin kapisma, kinkhgimi ve diialanmi bildiririm. K6- 
lelerin yiikselmesi, cahil ve alim, yakin ve uzak herkesin korkusuz ve rahatca ya- 
samasi ni'metine siikr ederim. Ummidlendigim ve kabul olunacagini umdugum ze- 
manlarda ve fakirlerin toplantilarmda, kahraman askerinize yardim, feth ve zafer 
ihsan etmesi icin, Allahii tealaya diia etmekdeyim. 

Allahii teala, abes, faidesiz hicbirsey yaratmaz. Askerin, ordunun vazifesi, dev- 
leti kuvvetlendirmekdir. Bu parlak dinin yayilmasi, devletin yardimi ile olur. (is- 
lamiyyet kilinclann altindadir) buyuruldu. Bu kiymetli is, diia askerine de ihsan 
edilmisdir. Diiacilar, fakir, muhtac ve hep sikmti icinde yasiyan kimselerdir. 

Devletin kuvvetlenmesi icin yardim yapilmasi iki diirlii olur: Birincisi, maddise- 
beblerle olur. Bu da, asker ile, ordu ile [teknik, ekonomik vasitalarla] yapihr. Bun- 
larm hepsi meydanda olan, goriilen yardimlardir. Yardimm ikincisi, hakiki yardim 
olup, sebebleri yaratan tarafindan yapilmakdadir. Al-i imran suresinin yiizyirmi- 
altmci ayetinde ve Enfal suresinde mealen, (Yardim, ancak ve yalniz Allahdandir) 
buyuruldu. Bu yardima, diia ordusu vasitasi ile kavusulur. Diia ordusunun asker- 
leri, herkesden asagi ve kalbleri kink oldugu icin, gaza ordusu askerinden daha ile- 
ri oldu. Sebebleri geride birakarak, bunlarm yaraticisi ile ilgi kurdu. Farisi misra' 
tercemesi: 

Gonlii kink olanlar, topu ileri siirdii. 

Bundan baska, diia, kazayi, belayi def eder. Hep dogru soyleyici "aleyhi ve ala 
alihissalatti vesselam", (Kaza, ancak ve yalniz diia ile durdurulur) buyurdu. Kihnc, 
cihad [ve her cesid harb vasitalan] kazayi durduramaz. Goriiliiyor ki, diia ordu- 
sunun askerleri, kuvvetsiz ve kink olduklan halde, gaza ordusunun askerinden da- 
ha ehemmiyyetlidir. Diia ordusunun askerleri, gaza ordusu askerlerinin rtihu gi- 
bidir. Gaza ordusunun askerleri, onlarm kahplan, bedenleridir. O halde, gaza or- 
dusunun askeri, diia ordusu olmadikca, is basaramaz. Ciinki, ruhsuz bedene hic- 
bir yardimm ve kuvvetin faidesi olmaz. Bunun icindir ki, Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem", gazalarmda ve sikintih zemanlannda, muhacirlerin fakirleri hiirme- 
tine Allahii tealadan yardim dilerdi. Askeri, ordusu oldugu halde, muhacirlerin fa- 
kirlerini vesile ederek diia ederdi. Diia ordusunun askeri olan biz fakirler, boynu- 
muz biikiik, herkesin goziinde asagi ve kalbimiz kinkdir. Ciinki, (Fakirlik diinya- 
da ve ahiretde yiiz karasidir) denilmisdir. Boyle asagi olmakla birlikde, kiymetlen- 
mekde ve is adamlanndan ileri olmakdadir. Hep dogru soyleyici, (Muhbir-i sadik) 
"aleyhi minessalevati etemmiiha" buyurdu ki, (Kiyamet giinii, §ehidlerin kanini, 
alimlerin miirekkebi ile dartarlar. Miirekkeb agir gelir). Siibhanallahi ve bi-ham- 
dihi. Bu karanhk ve kara yiizliiliik, bunlarm izzetine, serefine sebeb olmakdadir. 
Bunlan en asagidan en yukanya yiikseltmekdedir. Evet, farisi misra' tercemesi: 

Ab-i hayat karanlik yerlerde bulunur! 

Bu cok asagi diiacmiz, hernekadar kendisini diia ordusu askerlerinin arasmda 
gormege layik degil ise de, yalniz fakirlik ismi ve diianm kabul olmak ihtimali ile, 
kendisini kuvvetli devletinizin diiacilan arasmda saymakda ve hali ile ve dili ile her 
zeman diia etmekde ve selametiniz icin Fatiha okumakdadir. [Fatiha suresinin 
ma'nasi, (Cevab Veremedi) kitabmin 141. ci sahifesinde yazihdir.] Ya Rabbi! Dii- 
alanmizi kabul eyle! Sen her sozii isitici ve her seyi bilicisin! 



-400- 



3 _ UCUNCU CILD, 13. cii MEKTUB 

Bu mektub, seyyid mir Muhibbullah Mankpuriye yazdmisdir. Resulullaha uy- 
maga ve dtnini ogrendigi iistadim sevmege tesvik etmekdedir: 

Bismillahirrahmanirrahim. Kardesim seyyid mir Muhibbullahin serefli mektu- 
bu geldi. Sikmtilardan dolayi ummidsiz oldugunu bildirerek basliyan yazilanmz 
anlasildi. Allahdan iimmidi kesmek kiifrdiir. Ummidli olunuz! iki sey sizde varsa, 
hie iiziilmeyiniz! Biri, bu parlak dmin sahibine uymak "aleyhi ve ala alihissalatii 
vesselam", ikincisi, dini ogrendiginiz zatin buyukliigiine inanmak ve onu sevmek. 
Allahii tealaya sigimniz ve Ona yalvarmiz ki, bu iki biiyiik ni'metde gevseklik ol- 
masin. Bu ikisi olunca, baska seylerin diizelmesi kolaydir. Size daha once de yaz- 
misdim ki, Mankpurda bulunmakdan sikihyorsaniz, ilah-abad denilen yere gidip 
yerlesebilirsiniz. Orasmm mubarek olacagi umulur. Siz tersine anlamissimz. Mu- 
barek kelimesi de, maksadimizin anlasilmasma yaramamis. Simdi de, oyle soylii- 
yorum. Bu gece kalbime dogdu ki, esyalanniz Mankpurdan alinip, sanki ilah-aba- 
da gotiiriildii. Orada bir kenar yere yerlesip, Allahii tealayi zikr ile orayi aydmla- 
tmiz! Kimse ile arkadas olmayimz! (Nefy ve isbat) kelimesini cok soyleyiniz! Bu 
giizel kelimeyi tekrar ederken, biitiin dilek ve diisuncelerinizi goniilden Qikanniz! 
Maksadimz, dileginiz ve sevdiginiz, birden fazla olmasm! Kalbiniz ile soyliye- 
mezseniz, dilinizle yapiniz! Fekat sessiz yapmalisimz. Ciinki, yiiksek sesle soyle- 
mek, bu yolda yasakdir. Bu yolda yapilacak baska seyleri biliyorsunuz. Elinizden 
geldigi kadar, uymaga gayret ediniz! Ogreten zata uymak, insam cok seylere ka- 
vusdurur. Onun yolundan sapmak, cok tehliikelidir. [(Umdet-iil-islam) sonunda 
(Sir'a)dan alarak diyor ki, (Ustad birsey emr etse, ana baba da emr etseler, ewe- 
la iistadm emri yapihr. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (tic diirlii baba vardir: Diin- 
yaya getiren baba, kizini veren baba ve ilm ogreten baba. Bunlann hayrlisi, iista- 
didir).) 

Bugiin, biitiin diinyadaki miislimanlar, ile firkadir. Birinci firka, Eshab-i kira- 
mm yolunda olan, hakiki miislimanlardir. Bunlara (Ehl-i siinnet) ve (Siinnf) ve (Fir- 
ka-i naciyye) Cehennemden kurtulan firka denir. ikinci firka, Eshab-i kirama diis- 
man olanlardir. Bunlara (Si'i) ve (Firka-i dalle) sapik firka denir. Ucunciisii, siin- 
nilere ve si'ilere diisman olanlardir. Bunlara (Vehhabi) ve (Necdf) denir. Ciinki bun- 
lar, ilk olarak, Arabistanm Need sehrinde meydana cikmisdir. Bunlara (Firka-i 
mel'une) de denir. Ciinki, muslimanlara kafir dedikleri, kitabimizin 447. ci ve son- 
raki sahifelerinde ve (Kiyamet ve Ahiret)de yazihdir. Boyle soyleyene Resulullah 
la'net etmisdir. Hangi firkadan olursa olsun, nefsine uyan ve kalbi bozuk olan, Ce- 
henneme gidecekdir. Her mii'min, nefsini tezkiye icin, ya'ninefsin yaratihsmda mev- 
cud olan kiifrii ve giinahlan temizlemek icin, her zeman cok (La ilahe illallah) 
okumah ve kalbini tasfiye icin, ya'ni nefsden ve seytandan ve kotii arkadaslardan 
ve zararh kitablardan gelen kiifrden ve giinahlardan kurtarmak icin, (Estagfirullah) 
demelidir. Ahkam-i islamiyyeye uyanin diialan muhakkak kabul olur. Nemaz kil- 
miyamn, acik kadmlara ve avret mahalli acik olanlara bakanlarm ve haram yiyip icen- 
lerin ahkam-i islamiyyeye uymadiklan anlasihr. Bunlann diialan kabul olmaz.] 

Bu vticudun miilkii, elden cikmiidiin, 
(arh-i felek, bu binayi yikmadan. 

Suretti ma'na, bir arada iken, 
iki ill cm de, eiinde var iken, 

Hubb-i d tiny ay m, kaibinden gider! 
tfi alasin, can aleminden haber. 

Haramdan sakm, farzi yapmaga bak! 
farzi yapmazsan, olur halin harab! 

- 401 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:26 



4 — AD ALET, AKL, IMAN, KAZA VE KADER 

Bu mektub, derin ilmi, halleri ve sozleri ile her ihtisas sahibini hayretde bira- 
kan, keramet ve faziletler hazfnesi, Eshab-i kiramin ve islam alimlerinin biiyiik- 
lugiinun vesikasi, seyyid Abdiilhakim efendi "rahmetullahi aleyh" tarafindan ya- 
zdmisdir: 

Efendim, 

Yiiksek mektubunuzda yerlesdirmis oldugunuz bilgi cevherleri, okuyanlan 
cok sevindirdi. Ciinki, boyle ince din mes'elelerini coziip, fikrlerdeki piiriizleri du- 
zeltmek, bu fakir icin, en zevkli bir vazife ve ruhumu besliyen bir gidadir. 

Bu siiallerinizi coziip, zihnleri aydmlatmak iic diirlii olabilir: ilm ile, zevk ile ve 
akl yolu ile. 

Ilm ile cevab vermek icin, i'tikad bilgilerine dayamlacagindan, once, kelam il- 
minde kullamlan kelimelerin, bu ilme mahsus olan ma'nalanni bilmek lazimdir. 

[Bircok kelimeler, her ilmde, baska ma'naya kullamhr. Mesela, zalimler keli- 
mesi tefsir ilminde, kafirler demekdir. Fikh ilminde, baskasmin hakkma saldiran 
kimselere denir. Tesavvufda ise, ayn ma'nasi vardir. O halde, bir ilme aid bir ki- 
tabi okuyup anhyabilmek icin, once kelimelerin bu ilmdeki hususi ma'nalanni bil- 
mek lazimdir. iste, birkac sene Misrda, Bagdadda bulunup da argo lisani arabca 
ogrenenlerin ve eline bir ceb liigati ahp da, Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri ter- 
cemeye kalkisan yeni din alimlerinin(!), para kazanmak icin yapdiklan terceme ve 
tefsirler, bozuk ve zararh olmakdadir. Bir tesavvuf aliminin huzurunda, seneler- 
ce dirsek ciirutiip, emek verip, pismeden, olgunlasmadan, (Mesnevi) okutan, te- 
savvuf kitablan tercemesine kalkisan tarikatcilann sozleri ve yazilan da, yanks ve 
cok zararh olur]. 

Kaza ve kader. Halal nzk, haram nzk. Allahii tealanm ilminin sonsuz olmasi ne 
demekdir? Halal, haram, Allahii tealanm rahmeti nedir? Adalet ve zulm; Allahii 
tealanm adaleti. Akl nedir? Aklm kismlan, akl-i selim, akl-i sakim, Rab nasil olur? 
Rabbin iizerine birsey lazim midir? Rab, mahluklara faideli, uygun seyleri yapma- 
ga mecbur mudur? 

Zevk yolu ile anhyabilmek, bu bilgileri, uzun uzadiya aciklamakla, genis anlat- 
makla ve yazmakla olamaz. Anlayislann yiiksek ve asagi derecelerine gore, miis- 
killerini cozene hiisn-i zan ederek, giivenerek uzun zeman birlikde bulunmalan ile 
giizel, feyzli bir suretde olur. Bu suretde hicbir delile, isbata, kelimelerin ma'na- 
lanni bilmege hacet kalmaz. icinde zaruribir bilgi hasil olur. Yakin ile, vicdan ile 
inanir. Ulum-i nakliyye ile, ya'ni ayet ile, hadis ile ve ulum-i akliyye ile isbata lii- 
zum kalmaz. Hatta, isbat icin gosterilen delilleri, senedleri, maksaddan, gayeden 
uzak goriir, yabanci bulur. Bu sartlar olmazsa, her delil, her isbat noksan olur. Ze- 
kiolanlarm zihnlerine gelen siibheler, yanlis diisiinceler giderilemez. Hatta arta- 
rak, imam da sarsihr. iste, yanm fen adamlan hep boyledir. 

islam ilmlerinden ikinci kismi olan akl bilgilerinin, ya'ni tecribi ilmlerin iyi 6g- 
renilmesi, ince ve derin din bilgilerinin kolay ve acik anlasilmasma yardim eder. 

Akl yolu ile anlamaga gelince, bunun icin, once ulum-i akliyyeyi, ya'ni akla da- 
yanan bilgileri ogrenmek lazimdir. Bu bilgiler nelerdir, kaca aynlir? i'tikad 
mes'elelerine baghhgi olanlar hangileridir. Bagh olmiyanlan, uymiyanlan hangi- 
leridir? Tecribi fizik, riyazi fizik, ilahi fizik ilmleri nelerdir? Riyazi fizik ogrenmek, 
din bilgilerini kuvvetlendirir. Din bilgilerini sarsmaz. Astronomi [ilm-i heyet], arit- 
metik [hesab] ve geometri [hendese], dine yardimci bilgilerdir. Tecribi fizikdeki, 
(Tecribe ve isbat edilenlere uymiyan) birkac yanhs teori [nazariyye] ve hipotez [fa- 
raziyye]den baska, hepsi dine uymakda, imam kuvvetlendirmekdedir. ilahi fizik 
[metafizik] bilgilerinden, ciiriik, bozuk olanlan dine uymaz. Bu ilmler ogrenilin- 

-402- 



ce, din bilgilerinin, akli ilmlere uyan ve akli bilgilerle coziilmiyen yerleri ve sebeb- 
leri meydana cikar ve akla uygun samlmiyan, aklm erisemedigi mes'elelerin inkar 
edilemiyecegi anlasihr. 

ADALET 

Kiymetli mektubunuzun sonunda, (Adalete uymuyor gibi gorunmtiyor mu?) di- 
yorsunuz. Efendim, adaletin ve bunun ziddi olan zulmiin, ikiser ta'rifi vardir: 

1 — Adalet, bir amirin, bir hakimin, memleketi idare icin koydugu kanun, 
ka'ide, cizdigi hudud icinde hareket etmekdir. Zulm ise, bu kanunun, bu hududun, 
bu dairenin disina cikmakdir. 

Alemleri yaratan, yokdan var eden, malikimiz, sahibimiz Allahli teala, hakim- 
lerin hakimi, herseyin asl sahibi ve tek yaraticisidir. Ustiinde bir amiri, hakimi, sa- 
hibi, maliki yokdur ki, Onu bir hudud icinde harekete, bir daire icinde kalmaga mec- 
bur etsin ve bir kanun altinda bulundursun. Bir veziri, bir musaviri, bir yardimcisi 
yokdur ki, iyiyi fenadan ayirmak icin isaret versin, yol gostersin. Bundan dolayi, Al- 
lahii tealanm, adaletin bu ta'rifi ile zaten bir ilgisi olmaz. Ona zulm kelimesi yak- 
lasamiyacagi gibi, bu ta'rife uyarak, adil demek de, yakismaz. Adil denilmesi, zul- 
mii hatirlatabilir. Allahii teala icin bu ta'rife gore, adaleti hatirlamak da, zulmii ha- 
tirlamak gibi, caiz olmaz. Allahii tealanm bir ismi (adl)dir. Adil oldugu muhakkak- 
dir. Bu ism de, baska ismleri gibi, (te'vfl) olunur. islamiyyete uygun bir ma'naya cev- 
rilir. Ya'ni, adlden murad, adaletin gayesidir. Mesela, Rahman ve Rahim de, Alla- 
hii tealanm ismidir. Rahmet ve rahm sahibi demekdir. Rahm, kalbin bir tarafa egil- 
mesine denir. Allahii tealanm kalbi yokdur ki, meyl etsin. O halde, rahm demek, 
rahmin gayesi demekdir ki, ihsan etmek, iyilik etmekdir. Adl isminin de gayesi, ne- 
ticesi, iyilik edici, nefse uygun gelen, tath gelen seyleri verici demekdir. 

Allahii teala, adle, adalet yapmaga mecbur degildir. Mecbur olsaydi, muhtar ol- 
mazdi. Ya'ni, iradesi, istegi bulunmazdi. iradesi olmiyan, mecbur olur. 

Bu ta'rife gore, (Filan sey adalete uymuyor) denilemez. Allahii tealaya, bu 
ma'nada adil denilemiyecegi gibi, boyle adalete mecbur da degildir. 

2 — Adaletin yiiksek ta'rifi, (Kendi miilkunde olani kullanmak) demekdir. 
Zulm de, baskasmm malma, miilkiine tecaviizdiir. Adaletin, dinimizdeki ta'rifi de, 
iste budur. 

Alemlerin hepsi, ulvi, siifli, cismani, arazi (sifatlar), bedeni, ruhi, meleki, insa- 
ni, cinni, hayvani, nebati, cimadi [cansiz], feleki [gokler], kevakib [yildizlar], bii- 
yiik ve kiiciik cismler, Ars ve Kiirsi, yer ve gokler, elementler ve mineraller, mad- 
de ve ma'na alemleri, hepsi ve hepsi, Allahii tealanm kemine [aciz, muhtac] mah- 
luklan ve miilkii olup, hepsinin tek yaratam, miistekil sahibi, yalniz Odur. O, her 
halde, her bakimdan kemaldedir. Noksanhk yokdur ki, ikmal etmek, temamlamak 
lazim olsun. Ondan baska hersey, Onun miilkii ve mahlukudur. Memluk malike, 
mahluk hahka, miilkde ve yaratmakda serik [ortak] olmadigi gibi, birseye de ma- 
lik degildirler. 

Bu her iki ta'rife gore, Allahii tealanm isleri icin, (adalete uymayan) birsey ol- 
maz. Boyle gormek, yaratam, ba'zi seylerde, yaratdigi seylere benzetmek olur. Bu 
ise, busbutiin haksizlikdir. Yaratan, hicbir suretle yaratdiklarma benzemez. 

[Siial: — islam memleketlerinde diinyaya gelen miisliman cocuklan, ana, baba- 
sindan, komsularmdan, hocalarmdan gorerek, ogrenerek miisliman oluyor. Bas- 
ka memleketlerdeki kafir cocuklan ise, kafir olarak yetisdirilip, muslimanlikdan 
mahriim ediliyor. Bunlar da islam terbiyesi ile yetisdirilseydi, miisliman olur, 
Cennete giderlerdi. Boyle yetisenlerin Cehenneme gitmesi haksizlik olmaz mi? 

Cevab: — Adalet ile ihsam kansdirmamahdir. Allahii teala, her memleketde ye- 
tisen kullari icin, adaleti fazlasi ile yapmisdir. Ya'ni akil ve balig olmadan olen ka- 

-403- 



fir cocuklanm Cehenneme sokmiyacakdir. Akil ve balig oldukdan, ya'ni evlene- 
cek caga geldikden sonra, Muhammed aleyhisselamm dinini duymadan olen ka- 
firlere de azab yapmiyacakdir. Bunlar, islam dinini, Cenneti, Cehennemi isitdik- 
den sonra, merak etmez, ogrenmez ise, inad edip inanmazsa, o zeman azab gore- 
ceklerdir. Akil ve balig olanlar, ana babanm, muhitin yapmis olduklan eski te'sir- 
lerin altmda kalmaz. Eger kalsaydi, elli seneden beri islam memleketlerinde, is- 
lam terbiyesi altmda yetisen yiizbinlerle musliman evladi, islam diismanlarimn ya- 
lanlarma, iftiralarma aldanmaz, dinsiz, miirted ve hatta din dtismam olmazdi. 
Bunlar, akil ve balig oldukdan sonra, hatta kirkmdan sonra, hatta, hoca, hafiz ol- 
dukdan sonra, dinden cikmakda, hatta din dtismam olmakda, hatta din diisman- 
liginda onderlik yapmakdadirlar. Anasma, babasina, komsularma ve akrabasina, 
yobaz, gerici, miirteci', seri'atci, ileri sagci diyerek alay etmekdedirler. Bu pek aci 
misaller, ana baba terbiyesinin te'sirinin devamh olmadigim acikca gostermekde- 
dir. Bunun icindir ki, bugiin dinden cikmak, biitiin diinyayi saran bir afet, feci' bir 
akmti halindedir. Gene, ihtiyar, bu felakete kapilmiyan pek az kimse kalmrsdir. Di- 
ger tarafdan, bircok kafirlerin, ilm, fen adamlannm miisliman oldugunu goriiyo- 
ruz. Pek az olsa da, dinini degisdirmiyenlerin bulunmasi, ana terbiyesinin te'siri- 
nin, ba'zan da devamh oldugunu gosteriyor denirse, bir cocugun miisliman evla- 
di olmasi, islam terbiyesi ile yetismesi, Allahii tealanm bir ihsamdir. Kafir cocuk- 
larina bu ihsani yapmiyor. Fekat, kimseye ihsan yapmaga mecbur degildir. ihsan 
yapmamak zulm olmaz. Mesela, bakkaldan bir kilo pirinc alsak, tam bir kilo dart- 
masi adaletdir. Noksan dartarsa zulm olur. Biraz fazla verirse ihsan olur. Bu ihsa- 
ni istemek, kimsenin hakki degildir. iste, Allahii tealanm islam terbiyesi ile yetis- 
dirmesi, biiyiik ihsamdir. Diledigine ihsan eder. Kafir cocuklarma bu ihsani yap- 
mamasi zulm olmaz. ihsan etdigi kimseler kafir olursa, bunlarm cezasi, azabi da, 
katkat ziyade olacakdir. imam-i Rabbani "rahmetullahi teala aleyh" ikiyiizellido- 
kuzuncu mektubunda buyuruyor ki, (Bu fakire gore, dagda yetisip, hicbir din 
duymayip, puta tapan miisrikler, Cennete ve Cehenneme girmiyecekler, hesab ya- 
pilirken, zulmleri kadar azab cekeceklerdir. Sonra hayvanlar gibi, yok edilecek- 
lerdir. Kiiciik iken olen kafir cocuklan ve Peygamberlerden haberi olmiyanlar da 
boyle olacaklardir.)] 

AKLIN TEFSiRI 

Akl, bir (Kuvve-i derrake)dir. Ya'ni anlayici bir kuvvetdir. Hakki batildan, iyi- 
yi kotiiden, faideliyi zararlidan ayird etmek icin yaratilmisdir. Bunun icin, hakki 
batil ile kansdirabilecek olan insanda, cinde ve meleklerde akl yaratilmisdir. Al- 
lahii tealanm kendisinde ve Ona aid bilgilerde, hakkm batil ile kansdinlmasi 
olamiyacagmdan, o bilgilerde, akl yalmz basina sened olamaz. Mahluklara aid bil- 
gilerde, hakki batil ile kansdirmak miimkin oldugundan, bu bilgilerde akhn ise ka- 
nsmasi dogru olur. Allahii tealaya aid bilgilerde hakki batil ile kansdirmak isti'da- 
di olmadigmdan, akl, o bilgilerde yuriiyemez. Rububiyyet, yaraticilik, her ba- 
kimdan bir olmak ister. Ayrilik olmadigi icin, orada aklm isi yokdur. 

Akl, bir olcii aletidir. Allahii tealaya aid bilgilerde, kiyas [olemek] olamaz. 
Mahluklara aid bilgilerde, kiyas olup, dogru kiyas etdi ise sevab kazamr. Yanhs ki- 
yas etdi ise afv olur. Allahii tealaya aid bilgilerde kiyas olsa, sahid ile gaibe istid- 
lal [bilinmiyeni, bilinene benzeterek anlamaga cahsmak] lazim olur. Ya'ni, anla- 
silmryan seyleri, bilinen seyler gibi sanmak olur. Akl ve ilm adamlannm hepsi, sa- 
hidden gaibe istidlalin bozuk bir yol oldugunu, sozbirligi ile bildirmekdedir. Akl, 
yalmz, Allahii tealanm varhgim isbat etmekde biraz is goriir. Bu bilgi, derin ve giic- 
diir. Once, aklm miisekkik mi, miitevati mi oldugunu anhyalim: 

(Miitevati) ne demekdir? Miitevati, bir cins icinde bulunan ferdlerin hepsinde 
miisavi mikdarda bulunan sifat demekdir. insanlik ve hayvanhk sifatlan gibi. in- 

-404- 



sanlik, en yiiksek insan ile en asagi bir insanda miisavidir. Mesela, bir Peygambe- 
rin "sallallahii aleyhi ve sellem" ve bir kafirin insanhgi miisavidir. Insanhk, Nebi- 
de daha cok, daha kuvvetli degildir. Bir Nebinin insanhgi ile bir kafirin insanhgi 
arasmda fark yokdur. Cemsid gibi biiyiik bir padisah ile, bir koy cobaninin insan- 
hgi aynidir. Ya'ni, Cemsiddeki insanhk, cobandaki insanhkdan iistiin degildir. 

(Miisekkik) — Bir cins icindeki ferdlerin hepsinde miisavi mikdarda bulunmi- 
yan sifatdir. Ilm gibi. Ilm, alimlerin ba'zismda cok, ba'zisinda azdir. Biiyiik bir fen 
adami da olan bir islam aliminin ilmi, bir koy hocasmdaki ilmden elbette daha cok- 
dur ve daha genis, daha parlakdir. O halde, din bilgilerinde, hangi alimin bilgisi- 
ne giivenilir? Elbette, en biiyiik ve ilmi cok ve fen kollarmda tedkik ve tecribe sa- 
hibi olan alimin ilmine daha cok giivenilir. Bunun iistiinde, baska bir alim bulunur- 
sa, ona i'timad elbette daha cok olur. 

Akl, insanhk gibi miitevati midir, yoksa ilm gibi miisekkik midir? Elbette mu- 
sekkikdir. Ya'ni, nev'inin ferdlerinde miisavi olarak bulunmaz. O halde, en yiik- 
sek akl ile en asagi akl arasmda binlerce dereceleri vardir. Su halde, (akhn kabul 
edebilecegi) sozii nasil dogru olabilir? Hem hangi akl, ya'ni kimin akh, en cok ak- 
h olan kimsenin mi, yoksa her aklh denen kimsenin mi? 

Akl, bashca iki kismdir: (Selim akl), (Sakfm akl). Bunlann her ikisi de akldir. 
Tam selim akl, hie yanilmaz, hata etmez. Pisman olacak hicbir hareketde bulun- 
maz. Diisundiigu seylerde asla hata etmez. Hep dogru ve sonu iyi olan islerde bu- 
lunur. Dogru diisiiniir ve dogru yolu bulur. Isleri hep dogrudur. Boyle akl, ancak 
Peygamberlerde "aleyhimiissalatu vesselam" bulunur. Her basladiklan isde mu- 
vaffak olmuslardir. Pisman olacak, zarar gorecek birsey yapmamislardir. Bunla- 
nn akhna yakin, Eshab-i kiramin, Tabi'in ve Tebe-i tabi'inin, din imamlarmm "nd- 
vanullahi aleyhim ecma'in" akllandir. Bunlann akllan, ahkam-i islamiyyeye uy- 
gun akllardir. Onun icin, bunlann zemamnda, islamiyyet genisledi. Miislimanlar 
cogaldi. Tarihi iyi anhyan, bunu pek iyi gortir. Sakim akllar, bunlann aksi, tam ter- 
si olan akllardir. Diisiindiikleri seylerde ve yapdiklan islerde yanihr. Hepsi iiziin- 
tiiye, pismanhga, zarara, sikintiya sebeb olur. 

Bu iki kism akl arasmda, cok ve cesidli dereceler vardir. Sunu da bildirelim ki, 
mii'minlerin, dini akh ve diinyevi akh oldugu gibi, kafirlerin de, dini ve diinyevi 
akh vardir. Kafirin diinya islerine eren akh, ahiret islerine eren akhndan iistiin ol- 
dugu gibi, mii'minin ahiret islerini anhyan akh, diinya islerini anhyan akhndan iis- 
tiindiir. Fekat, bu hal devamh degildir. Diinya gecer, biter. Gecici islere yarayan 
akl, devamh olan, bitmiyen islere yarayan akldan daha kiymetli olamaz. 

[Akh ve zekayi birbirine kansdirmamahdir. Zeka, sebeb ile netice arasmdaki 
baghhklan bulmak, benzeyis ve ayrihslan anlamakdir. isvicreli Claparede, zeka- 
yi (Yeni icab ve vaz'iyyetlere, zihnin en iyi seklde uymasidir) diye anlatmisdir. Ya'ni 
muhitimize uymamizi saghyan bir kuvvetdir. Tek hiicreli hayvanlar, muhitin yal- 
niz te'sir etmesi ile hal degisdirerek, bu tepkiye uyar. Daha ileri olan eklem bacak- 
hlarda, tepkilere sevk-i tabi'i (ic giidii)ler de katihr. Kemikli hayvanlarda, bu iki 
kuvvete, ahskanhk da kansir. En yiiksek hayvanlarda ve insanlarda ise, muhite uy- 
mak icin, yeni bir fe'aliyyet, bir davrams ortaya cikar ki, bu da zekadir. Bergson 
diyor ki: (Ilk insanlarm ve her asrm, geri kalmis kismlan, tabi'ate uymak, hayvan- 
lar ve kendileri arasmda miinasebet kurmak icin aletler yapmisdir. Bu aletler, ze- 
ka ile yapilmisdir). Goriiliiyor ki, alet yapmak, teknikde yiikselmek akla degil, ze- 
kaya alametdir. Alman pyschologue ve pedagogue'larmdan William Stern, (Ze- 
ka, diisiinceyi, hayatin yeni sartlarma uydurmakdir), dedi. Ya'ni problem, mes'ele 
cozmek kuvvetidir. Amerikah Terman ise, (Zeka, miicerred fikrlerle diisiinebil- 
mekdir) demisdir. Biitiin bu ta'rifler gosteriyor ki, zeka, sevk-i tabi'iden yukan, 
akldan asagi, bir sii'ur basamagidir. Akhn tatbikcisi gibi olan zeka, akldan once te- 
sekkiil etmekdedir. Akl sahibleri, teorik yollar ve ka'ideler ortaya koyar. Zekikim- 

-405- 



se, bunlann pratige tatbikim saglar. Fekat, akh az ise, akl sahiblerinden ogrendik- 
lerini kullanmakla kalip, zaruri ve kiilli prensiplere, kendiliginden ulasamaz. 
Ya'ni, zihni iyi islemez ve istidlalleri dogru yapamaz. Zeka, diisunebilmek kuvve- 
tidir. Fekat, diisiincelerin dogru olmasi icin, akl lazimdir. Zeki insan, diisiincele- 
rinin dogru olabilmesi icin, bir takim prensiplere muhtacdir. Bu prensipleri ida- 
re eden akldir. O halde, her zekikimseyi aklh sanmak dogru olamaz. Zeki bir kim- 
se, biiyiik bir kumandan olabilir. Akllilardan ogrendigi iisulleri, yeni harb vaz'iy- 
yetine uydurarak, kit'alan fethedebilir. Fekat, akh az ise, bir hata ile, basanlan, 
felakete doner. Mesela, Napolyonun zeka sacan askeri planlan, zaferleri ve akl- 
siz hareketlerinin sonu olan felaketleri meydandadir. Uciincii sultan Selim han "rah- 
metullahi teala aleyh" zemamnda, Napolyonun Suriyede, islam askerleri karsism- 
da bozguna ugrayarak nasil kacdigi tarihlerde yazihdir. Bir arslanin zekasi, insan 
zekasi kadar kuvvetli olsaydi, bu arslan oteki arslanlardan, onbin kat daha cok kor- 
kunc olurdu. Aklsiz, dinsiz kimse de, kuvvetinin ve zekasinm coklugu kadar, 
cem'iyyetlere biiyiik tehliike olur]. 

Bu yazilar dikkatle okunursa, her isde ve hele dini islerde akla giivenilemiye- 
cegi, bu islerin akl ile olciilemiyecegi meydana cikar. 

Din isleri, akl iizerine kurulamaz. Ciinki, akl, bir kararda kalmaz. Herkesin ak- 
h, birbirine uymadigi gibi, bir adamin, selim olmiyan akh da, ba'zan dogruyu bulur, 
ba'zan da yanihr ve yamlmasi daha cok olur. En aklh denilen kimse, din islerinde 
degil, miitehassis oldugu diinya islerinde bile, cok hata eder. Cok yamlan bir akla 
nasil giivenilebilir? Devamh, sonsuz olan ahiret islerinde, nasil olur da, akla uyulur? 

insanlann sekl ve ahlaklan baska baska oldugu gibi, akl, tabi'at ve ilmleri de, 
ayn ayndir. Birinin akhna uygun gelen birsey, baskasmm akhna hie de uygun gel- 
miyebilir. Birinin tabi'atine uygun olan birsey, baskasmm tabi'atine uymaz. O hal- 
de, din islerinde, akl, tam bir oleu, dogru bir sened olamaz. Ancak, akl ile islamiy- 
yet, birlikde, tam ve dogru bir vesika ve olcii olur. Bunun icindir ki: 

(Dinini ve imanini, insan dusiincelerinin neticelerine baglama ve akl ile incele- 
yerek vanlan sonuclara uydurma!) buyurmuslardir. 

Evet, akl huccetdir, dogru yolu gosterir. Fekat, selim olan akl gosterir, her akl 
degil. 

Demek oluyor ki, selim olmiyan akllarm, yamldiklan icin, bir hakikati kabul et- 
memeleri, uygun bulmamalan, bir kiymet bildirmez. Selim olan akllar, ya'ni Pey- 
gamberlerin "aleyhimusselam" akllari, din hiikmlerinin hepsinin pek yerinde ve 
dogru olduklarmi acikca goriir. islamiyyetin her hiikmii, bu akllar icin, pek mey- 
danda, asikar ve apacikdir. Senede, isbat etmege liizum olmadigi gibi, tenbih et- 
mege, haber vermege de liizum yokdur. 

HAL AL VE HARAM 

Herseyi, Allahii teala yaratdi. Herseyin sahibi, maliki Odur. Kullanmamiz icin 
izn verdigi seyler, halal olur. izn vermedigi seye de, haram denir. Mesela, bir er- 
kege, iki kiz kardesden birini nikahla almagi halal eyledi. ikincisini de almagi ha- 
ram etdi. Haram demek, sahib ve hahk olan Allahii tealanm, bir seyi kullanmaga 
izn vermemesi demekdir. Halal ise, o yasak diigumunu cozmek demekdir. 

Birsey, bir kimseye halal, baska bir kimseye haram olabilir. 

Diinyada haram isliyen kimse, ahiretde ondan mahrum kahr. Burada halal 
seyleri kullananlar, orada, o seylerin hakikatine kavusur. Mesela, bir erkek, diin- 
yada haram olan ipegi giyerse, ahiretde ipek giymekden mahrum edilir. ipek ise, 
Cennet elbisesidir. O halde, bu giinahdan temizlenmedikce, Cennete giremez 
demekdir. Cennete girmiyen de Cehenneme girer. Ciinki, ahiretde, bu ikisinden 
baska yer yokdur. 

-406- 



Ahiret isleri, hicbir bakimdan diinya islerine benzemez. Bu diinya, yok olmak 
icin yaratildi. Yok olacakdir. Ahiret, sonsuz kalmak icin ve sonsuz kalacak sekl- 
de yaratildi. Sonsuz kalacak sey ile cabuk yok olacak sey arasmda ne kadar fark 
varsa, diinya ile ahiret yapisi ve isleri arasmda da o kadar fark vardir. Yalniz ism- 
leri, anlatilmasi benzemekdedir. Mesela Cennet kelimesi, diinyada bostan, ahiret- 
de ise, Cennet denilen, sonsuz ni'metlerin bulundugu yer demekdir. Cehennem de, 
burada derin ates kuyusu, orada ise Cehennem denilen azab dolu yere denir. 

Iman 

Efendim! Yiiksek mektubunuzun bas tarafinda (kamil olan iman) demissiniz. 
Iman, hasil olunca, zaten kamildir. Ciinki, imanda azhk, cokluk olmaz. Imamn ken- 
disi, az veya cok olmaz. Azhk, cokluk, imanm parlakhgmda, belli olmasmdadir. Ima- 
nin, ash, kendisi: 

Server-i alem olan Muhammed aleyhisselamm, Peygamber olarak bildirdigi sey- 
leri, akla, tecribeye ve felsefeye damsmaksizm, tasdik ve i'tikad etmekdir, inan- 
makdir. Akla uygun oldugu icin tasdik ederse, akh tasdik etmis olur. Resulii tas- 
dik etmis olmaz. Veyahud, Resulii ve akh birlikde tasdik etmis olur ki, o zeman Pey- 
gambere i'timad tam olmaz. i'timad tarn olmaymca, iman olmaz. Cunki, iman par- 
calanamaz. Akl, Resuliin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bildirdiklerini uygun 
bulursa, bu akhn kamil, selim oldugu anlasihr. 

inamlmasi lazim sey icin, tecribi ilmlere danisip, tecribeye uygun ise, inamr, tec- 
ribe ile isbat edemeyince, inanmaz veya siibheye diiserse, o zeman, tecribesine inan- 
mis olup, Resule inanmamis olur ki, boyle iman, kamil degil, zaten iman olmaz. 
Cunki, iman parcalanamaz. Az ve cok olmaz. 

Din bilgileri, felsefe ile olciilmege kalkisihrsa, bu sefer felesofa inamlmis olup, 
Peygambere inamlmis olmaz. [Evet, Allahii tealamn var oldugunu ve Muhammed 
aleyhisselamm, Allahin Peygamberi oldugunu anlamakda, akhn, felsefive tecri- 
bi ilmlerin yardimi biiyiikdiir. Fekat, bunlarm yardimi ile Peygambere "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" inamldikdan sonra, Onun bildirdigi seylerin herbiri icin 
akla, felsefeye ve tecribi ilmlere danismak dogru olmaz. Cunki, akl ile, tecribe ve 
felsefe yolu ile elde edilen bircok bilgilerin, zemanla degismekde, yenileri bulu- 
nunca, eskilerinin atilmakda oldugunu gosteren misaller, literatiirlerde az degil- 
dir.] O halde: 

Iman, Resul-i Ekrem efendimizin "sallallahii aleyhi ve sellem", Allahii teala ta- 
rafindan, Peygamber olarak, biitiin insanlara getirdigi ve bildirdigi emrlerin hep- 
sine i'timad ve i'tikad etmekdir. Bu emrlerin, bilgilerin herhangi birine inanma- 
mak veya siibhe etmek kiifrdiir. Cunki, Resule inanmamak veya i'timad etmemek, 
Resule yalanci demek olur. Yalancihk kusurdur. Kusuru olan kimse, Peygamber 
olamaz. 

[Iman demek, (Nass)larda, ya'ni, Kur'an-i kerimde ve icma' ile ve zaruri olarak 
bilinen hadis-i seriflerde acikca bildirilen seylerin hepsine, inanmak demekdir. Bu- 
rada (Icma') demek, Eshab-i kiramin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'm" sozbir- 
ligi demekdir. Birseyi, Eshab-i kiram, sozbirligi ile bildirmedi ise, Tabi'inin sozbir- 
ligi bu sey icin icma' olur. Tabi'm de bu seyi sozbirligi ile bildirmedi ise, Tebe-i ta- 
bi'inin sozbirligi ile bildirmeleri, bu sey icin icma' olur. Cunki, bu iic asrm alimle- 
ri, ya'ni miictehidleri, hadis-i serif ile ovulmiisdur. Bunlara (Sclcf-i salihin) denir. 
Sahabe ve Tabi'ine (Selef-i salihin) denildigi, ibni Abidinde (Kadihk) bahsinde ya- 
zihdir. (Buhari) ve (Muslim) ve (Kiitiib-i sitte)den olan diger dort kitabda yazih 
binlerce hadis-i serifin sahih olduklan, bunlardan sonraki alimlerin sozbirligi ile 
bildirilmisdir. Zaruri olarak bilinmek demek, her asrda, miislimanlarm cogunun 
isitdikleri, yayilmis bilgi demekdir. Bunlari bilmemek ozr olmaz. 

-407- 



(Hadika)nm yiizonbirinci sahifesinde diyor ki, (icma' ile ve zaruri olarak bil- 
dirilmis olan inamlacak ve yapilacak din bilgilerinde ictihad yapmak caiz degildir. 
Ciinki, bunlara inanmiyan kafir olur. Bunlara inananlara (Mii'min) ve (Miisliman) 
denir. Bunlar, Muhammed aleyhisselamm iimmeti olur. Muhammed aleyhissela- 
min ummetinden ba'zilan i'tikadda ictihad yaparak yetmisiic firkaya ayrildi. 
Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acikca bildirilmemis olan ve acik olanlann 
da ma'nalan icma' ile ve zaruri olarak anlasilmamis olan yapilacak islerde ictihad 
etmek caizdir. inamlacak olan bilgilerde ictihad hie caiz degildir. Boyle bilgiler- 
de ictihad ederken yamlmak, kiifr olmaz ise de, biiyiik giinah olur. Miislimanlarm 
yetmisiic firkasmdan yetmisiki firkasi boyle yamlmis, dogru yoldan aynlmis, 
(Bid'at sahibi) olmuslardir. Bunlar sapik inanclarimn cezasi olarak Cehenneme gi- 
receklerdir. Fekat, miisliman olduklan icin, Cehennemde sonsuz kalmiyacaklar, 
azab gordiikden sonra, cikanlacaklardir. Siibheli bilgilerde Eshab-i kiramm yolun- 
dan aynlmayan firkaya (Ehl-i siinnet) denir. icma' ile ve zaruri olarak bildirilme- 
mis olan islerin halal veya haram olmalanni anlamakda ictihad yaparken yamlmak 
sue olmaz. Sevab olur. Ehl-i siinnet firkasimn icinde bulunan, inamslan birbirle- 
rine uygun, dogru dort mezhebin is bakimmdan birbirlerinden ayrilmalan bu su- 
retle olmusdur. 

[Bir hiikm iizerinde, dort mezhebin ictihadlan arasmda icma' hasil olursa, bu 
icma'a inanmak da lazim oldugu, inanmiyanm kafir olacagi, (Mektubat)m ikinci 
cildinin otuzaltinci mektubunda yazilidir. 

Selef-i salihmin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" yolunda bulunan musliman- 
lara (Ehl-i siinnet) denir. Ehl-i siinnet olmayip, Ehl-i siinnet alimlerinin (Nass)larda 
acik bildirilmemis olan ahkamdaki ictihadlanm begenmeyen ve bu ma'nasi acikca an- 
lasilamiyan nasslan yanhs te'vil ederek, anladiklarim Selef-i salihinin yolu olarak sa- 
vunan sapiklara (Silfiyye) veya (Selefiyye) denir. Silfiyye bid'atini ortaya cikaranla- 
nn en meshuru ibni Teymiyye ve vehhabilerdir. Bunlar kendilerinin Eshab-i kiram 
yolunda oldugunu savunuyor, Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden yanhs ve bo- 
zuk ma'nalar cikararak, Ehl-i siinnet olan hakiki miislimanlan kotiiliiyorlar.] 

Hadis-i serffde, (La ilahe illallah ehline kafir demeyiniz! Bunlara kafir diyenin 
kendisi kafir olur) buyuruldu. Bu hadis-i serif, (La ilahe illallah ehli) ya'ni (Ehl-i 
kible) olan kimse, icma' ile ve zaruri olarak bildirilmemis inamlacak seylerde 
ma'nasi acikca anlasilamiyan nasslan yanhs te'vil ederek, Ehl-i siinnetin dogru yo- 
lundan aynhnca veya baska bir biiyiik giinah isleyince kafir olmaz demekdir. Fe- 
kat, Ehl-i siinnetden ayrilan kimse, tevatiir ile zaruri olarak ogrenilen din bilgile- 
rinden birine inanmazsa, buna (La ilahe illallah ehli) denmez. Boyle kimse kafir 
olur.) ibni Abidinin iicyiizyetmisyedinci sahifesinde de boyle yazilidir. (Hadf- 
ka)da, ikinci kismm sonunda buyuruyor ki, (Hazret-i Aliyi tic halifeden iistiin tu- 
tana ($Pi) denir. Eshab-i kirama sogene (Miilhid) denir.) Si'i, Ehl-i kibledir. (Miil- 
hid) ise, kafir olmakdadir. (Miilhid)lere bugiin Kizilbas da denilmekdedir. Si'iler 
bugiin kendilerine (Ca'ferf) diyorlar. 

Goriiliiyor ki, (La ilahe illallah ehli) ya'ni (Ehl-i kible) demek, tevatiir ile ve za- 
ruri olarak bilinen din bilgilerinin hepsine inanan, ya'ni miisliman olan kimse 
demekdir. Boyle kimse, sapik inamsi ile kafir olmaz. 

(Hadika)da yiizellidordiincii sahifede diyor ki, (Bir kisinin bildirdigi hadis-i se- 
rife inanmak lazim degil ise de, ma'nasi tevatiir ile bildirildi ise, bu icma'a inan- 
mak lazim olur). 

(Milel-nihal) kitabi tercemesinin altmisdokuzuncu sahifesinde diyor ki, (imam-i 
a'zam Ebu Hanife ve imam-i Safi'i, Ehl-i kible olana kafir denilmez buyurdular. Bu 
soziin ma'nasi, Ehl-i kible olan, giinah islemekle kafir olmaz demekdir. Yetmisiki 
firka alimleri ve bunlann yollarmda olanlar, Ehl-i kibledirler. ictihad yapilmasi ca- 
iz olan acikca anlasilamiyan delillerin te'villerinde yamldiklan icin, bunlara kafir de- 

-408- 



nilmez. Fekat, zaruri olan ve tevatiir ile bildirilmis olan din bilgilerinde ictihad ca- 
iz olmadigi icin, boyle bilgilere inanmiyan, sozbirligi ile kafir olur. Ciinki, bunlara 
inanmiyan, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" inanmamis olur. (Iman) demek, 
Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Allahii teala tarafindan getirdigi, za- 
ruri olarak bilinen bilgilere inanmak demekdir. Bu bilgilerden birine bile inanma- 
mak kiifr olur. inanmamagi gosteren her soz ve her is, ister saka olarak, isterse go- 
niilden olmiyarak olsun, kiifr olur. Zorlanarak veya yamlarak olursa, kiifr olmaz). 

Ibni Abidin, birinci kismm onsoziinde buyuruyor ki: (Felsefe) yunanca bir ke- 
limedir. Eski ma'nasi, begendigi diisiincelerini, hakikat olarak anlatmak, yaldiz- 
h, heyecan verici laflarla inandirmaga cahsmak demek idi. Goriiniisde dogru, co- 
gu bozuk olan sozler idi. Tecribeye, hesaba dayanmiyan sahsi diisiincelere (Fel- 
sefe) denirdi. Varhklar yokdan yaratilmamis, boyle gelmis boyle gider demek, iman 
edilecek seylere, halal, haram olanlara inanmaga gericilik demek boyledir. (ihya- 
iil' ulum)da diyor ki, (Eski yunan felsefesi, bash basma bir ilm degildir. Matema- 
tikciler, geometri okuyanlar, mantik ogrenenler, tabfiyyeciler ve tabibler arasm- 
da bu felsefeye kayanlar cok oldu. (ilahiyyat) iizerinde, ya'ni Allahii teala ve 
onun sifatlan, emrleri, yasaklan iizerinde, kendi akllari, goriisleri ile konusdular. 
Halbuki hesab, hendese, mantik, tabi'at bilgisi, fizik, kimya, tib bilgisi ogrenmek 
mubahdir. Bunlarda miitehassis olmak faidelidir. Imam kuvvetlendirmek ve mil- 
li kalkmma, rahat, huzur icin ve cihad icin, islamiyyeti yaymak icin bunlar lazim- 
dir. Bunlarm hepsi islam bilgileridir. Medeniyyet de, bu demekdir. Fekat bunla- 
n islamiyyete karsi bozuk diisiincelerine alet etmek, gencleri aldatmak icin kullan- 
mak felsefe olur). Gortiluyor ki, fen bilgilerini, insanlara hizmet icin ogrenmek fa- 
idelidir, sevabdir. insanlann rahatmi, huzurunu kacirmak, insan haklanni yok et- 
mek, insanlan somiirmek, imanlarini, ahlaklarim bozmak icin ogrenmek, felsefe 
olur. Haram olur. Ogrenilmesi lazim olan ve yasak olan ilmler, (Hadfka)da uzun 
yazihdir. Bunlar, istanbulda nesr edilen arabi (Hulasat-iit-tahkik ff hiikm-it-tak- 
lid vet-telfik) kitabmin sonunda basdinlmisdir. 

(Fetava-i Hindiyye)de, besinci cild, 377. ci sahifede diyor ki: Iman edilecek ve 
yapilacak, kacimlacak seyleri ve gecinecek san'at bilgilerini ogrenmek herkese farz- 
dir. Bundan fazlasim ogrenmek farz degil ise de, sevabdir. Ogrenmezse giinah ol- 
maz. Farz olan bilgilere yardimci olanlan, mesela astronomi ogrenmek de se- 
vabdir. Fikh ogrenmeyip, yalniz hadis ogrenen, iflas eder. Kelam ilmini, ya'ni 
iman bilgilerini, ihtiyacdan fazla ogrenmek caiz degildir. Bid'atlerin, fitnelerin ya- 
yilmasma sebeb olur. Sadr-iil-islam Ebiil-Ytisr buyuruyor ki, (Kelam, tevhid kitab- 
lannm birkacinda felsefibilgiler gordum. ibni ishak KindiBagdadinin ve istikra- 
rinin kitablan boyledir. Bunlar, islamm bildirdigi dogru yoldan aynlmis sapik 
kimselerdir. [Ehl-i siinnet bilgilerini ogrenmeden once] boyle sapik kitablan oku- 
mak caiz degildir. Abdiil-Cebbar Razi ve Ebu All Ciibbai ve Ka'bi ve Nazzam Ib- 
rahim bin Yesar Basri ve talebelerinden Amr Cahiz (Mu'tezili) sapiklarmm kitab- 
lan da, eski yunan felsefecilerinin bozuk fikrleri ile doludur. Boyle kitablan oku- 
mak genclere zararhdir. Muhammed bin Hisum gibi(Miicessime) firkasmdakile- 
rin kitablan da boyledir. Bunlar bid'at firkalannm en kotiisiidiir. Ebiil-Hasen-i 
Es'ari de, onceleri Mu'tezile inancim yaymak icin cok kitab yazdi. Allahii teala, 
kendisine hidayet verdikden sonra, eski fikrlerini kotiileyici kitablanm yaydi. 
Yanhslarmi gorebilenlerin, bu kitablan okumasi zararh olmaz. Safi'i alimleri, 
iman bilgilerini Ebiil-Hasen-i Es'arinin kitablarmdan aldilar. Ebu Muhammed Ab- 
dullah bin Sa'idin bu kitablan acikhyan eserleri temamen zararsiz haldedir. Soziin 
kisasi, eski felsefecilerin yazdigi din kitablanm genclere okutmamalidir. Ehl-i 
siinnet bilgilerini ogrendikden sonra okumalan caiz olur). Hindiyyeden terceme 
temam oldu. 1368 [m. 1949] da oldiiriilen (ihvan-ul-miislimm) cema'atinin miies- 
sisi Misrh mezhebsiz, Hasen el-Bennamn ihtilalci yazilan ve Seyyid Kutbun (Fi- 

-409- 



zilal-il-Kur'an) ismindeki bozuk tefsiri ve baska kitablan ve Hindistandaki veh- 
habflerden Muhammed Siddik hanm ba'zi kitablan ve Mevdudf ve Hamidullah ve 
1359 [m. 1940] da olmiis olan Cezayirli ibni Badis gibi dinde reformcularm kitab- 
lan da boyledir. Dinini ogrenmek istiyenler, bunlarm bozuk kitablarmi okumama- 
hdir.] 

Dmimizin bildirdigi birseyde siibheye diisen kimse, Allahii teala ve Onun Pey- 
gamberi, bu sey ile neyi bildirmek istemis ise, oylece iman etdim, inandim deme- 
lidir. Hemen, siibhesini giderecek bir din alimi aramahdir. limine ve dine baglili- 
gma giivenilir, zeki, arif, haramlardan kacman, din bilgilerinin inceliklerini bilen, 
miiskilleri cozebilen bir zati arar, bulur. Bundan aldigi cevab, siibhesini giderin- 
ce, artik oylece iman eder. Boyle bir zati aramak farzdir. Tesadiife birakmayip, he- 
men aramahdir. Bulamazsa veya bulup da, siibheden kurtulamazsa, Allahii teala- 
nm ve Resuliiniin diledigi gibi inandim demeli ve siibhesinin giderilmesi icin, Al- 
lahii tealaya diia etmeli, yalvarmahdir. iste, bunun icin, her sehrde, miiskilleri co- 
zebilen bir zatin bulundurulmasi farz-i kifayedir. Felsefecilerin iftiralarmi, fen ve 
felsefe bilgileri ile karsihyabilen, fen adami gecinenlerin i'tirazlanm, fennimetod- 
lara dayanarak cozebilen, kitabh kafirlerin yanhs sozlerini, dinlerindeki bozuk yer- 
leri isbat ederek, red edebilen, dogru yoldan aynlmis olanlarm, fitne ve fesad ates- 
lerini sondiirebilen, diinya tarihini iyi anlamis, matematik bilgisi kuvvetli ve islam 
bilgilerinin derinliklerine ermis bir din alimi bulundurmak lazimdir. islam devlet- 
leri boyle alim yetisdiriyordu. Boyle bir din alimi bulunmazsa, islamiyyet, din ca- 
hillerinin elinde oyuncak olur. istedikleri gibi din kitablan yazar, genclerin din- 
siz yetismesine sebeb olurlar. Bir memleketde, islamiyyetin yerlesmesi icin, her- 
seyden once, hakiki din alimi yetisdirmek lazimdir. Din alimi bulunmazsa, Ehl-i 
siinnet alimlerinin kitablarmi yaymaga calismahdir. Bu kitablar bulunmazsa, din 
cahilleri, din adami sekline girip, kitab ve mecmu'a yazarak, konferanslar, va'z ve 
dersler vererek milletin dinini, imanini calarlar. islamiyyeti yikarlar da, kimsenin 
haberi olmaz. [$erefiil insan bil ilmi vel-edeb, la bil mal-i vel haseb.] Ya'ni insanm 
serefi, kiymeti, ilmi ve edebi ile olciiltir. Mali ve baba ve dedeleri ile degil! 

(Bezzaziyye)de, kerahiyyet kismmda diyor ki, (ibadetleri yapan kimse, imani- 
nm bozulmasinda siibhe eder ve giinahim cokdur, ibadetlerim beni kurtarmaz di- 
ye diisiiniirse, imamnm kuvvetli oldugu anlasihr. Imammn devam edeceginden siib- 
he eden kafir olur. Siibhe etmegi begenmezse, mii'min oldugu anlasihr). 

[Ibni Abidin, Miirted babmda diyor ki, (Bes sinif kafir vardir: Dehriyye, Sene- 
viyye, Felasife, Veseniyye ve Ehl-i kitab. ilk dordii kitabsiz kafirdir. Ya'ni sema- 
vi kitablan yokdur.) Bugiin Hindistanda yayilmis olan Berehmen ve bunun, mi- 
laddan 542 sene evvel olmiis olan Budda Gautama tarafindan degisdirilmesi ile ha- 
sil olan Buda dinlerinde olanlar, Vesenidir, ya'ni putlara [heykellere] taparlar. Bu 
dinlerde, oradaki eski Peygamberlerin kitablanndan, sozlerinden ahnmis kiy- 
metli bilgilerin bulundugu goriilmekdedir. Berehmen ve Buda dinleri, hiristiyan- 
hk dmi gibi, eski Peygamberlerin "aleyhimiisselam" bildirdigi, dogru dinlerin 
bozulmus, degisdirilmis bir halidir. Mazher-i Can-i Canan "kuddise sirruh", ondor- 
diincii mektubunda diyor ki, (Allahii teala, insanlan yaratdigi zeman, Birmiha [ve- 
ya Brahma] ismindeki bir melek vasitasi ile, Hindistana da, Bid ve Vida isminde 
bir kitab gonderdi. Dort ciiz' idi. Alimleri bu kitabdan alti mezheb cikardilar. in- 
sanlan dorde ayirdilar. Her simfina ciik dediler. Hepsi Allahm bir olduguna, in- 
sanlan Onun yaratdigina, kiyamet giiniine, Cennete, Cehenneme ve tesavvufa ina- 
nirlar. Uzun zeman sonra, baska Peygamberler gonderildi. Bunlar hakkinda, ki- 
tablanmizda, hicbir bilgi yokdur. Sonradan bozuldular. Peygamberlerin ve Evli- 
yanm rvihlarini ve melekleri hatirlatmak icin heykeller yapdilar. Sefa'atlerine, 
yardimlanna kavusmak icin, bu heykellere secde etdiler [ise de, (miisrik) degildir- 
ler. Ehl-i kitab, ya'ni kitabh kafirdirler.] Arabistandaki putperestler [ve hiristiyan- 

-410- 



lar], boyle degildir. Bunlar, putlarmin hahk, yaratici olduklanna inamyor. Herse- 
yi yalniz putlardan istiyorlar. Putlanna ilah diyerek secde ediyorlar. [Bunun icin, 
(mii§rik) oluyorlar.] Berehmenler ise, hurmet, sefa'at etmeleri icin yalvanyorlar. 
Bunun icin, Muhammed aleyhisselamdan onceki Berehmenlerin bozulmus olan- 
lan icin de, kafir diyemeyiz. Fekat simdi, diinyamn her yerindeki, her insanm Mu- 
hammed aleyhisselama iman etmesi, ya'ni miisliman olmasi lazimdir. Simdi miis- 
liman olmayana kafirdir deriz.) [Hindistanda bulunan (Sih)ler, Baba Nanek ismin- 
de bir Hindunun mezhebinde olan kafirlerdir. Islamiyyeti ve Berehmen dinlerini 
kansdiran bu adam, 946 [m. 1539]da oldii.] Seyyid Serif-i Ciircani "rahmetullahi 
aleyh", (Serh-i mevakif) sonunda, iiciincu maksadda buyuruyor ki: (Muhammed 
aleyhisselamin Peygamber olduguna inanmiyan kafir olur. Bunlardan yehudi ve 
nasara [hiristiyan], Berehmen ve Budistler, baska Peygamberlere "salevatullahi 
teala ve teslimatuhu aleyhim ecma'in" inamyor. Bunlarm getirdikleri ve sonradan 
bozulmus olan kitablan okuyorlar. Bunlara tapmmryorlar. Bunun icin bu kafirle- 
re (Ehl-i kitab) denir. Dehriyye ise, Allahii tealaya da inanmiyor. Hersey tabi'at 
kanunlan ile var oluyor. Bir yaratici yokdur. Dehr, ya'ni zeman ilerledikce, her- 
sey degismekdedir diyor). Mecusiler, Senevidir. Allahii tealanm iki olduguna, 
putperestler ise, cok olduguna inamyor. Hepsi, miisrik, ya'ni kitabsiz kafirdirler. 
Ciinki, bir Peygambere inanmiyor. Bir semavi kitab okumuyorlar. Komiinistler, 
masonlar, tannsiz kafir olup, Dehriyye kismmdandir. Berehmen, Budist, Yehudi 
ve Hiristiyanlar, Ehl-i kitab iken, zemanla, (miisrik) oluyorlar. Simdi, yeryiiziin- 
de, degisdirilmemis bulunan hak din, yalniz Muhammed aleyhisselamin getirdigi 
islam dinidir. Bu dinin, kiyamete kadar bozulmiyacagim, dogru olarak kalacagi- 
m Allahii teala soz vermisdir. 

Insan resmine, heykeline hurmet, ta'zim etmek, kiymet vermek, onu yiiksege 
koyup, karsismda dikilmek, egilmek, secde etmek, medh edici seyler soylemek, yal- 
varmakdir. Bu da iki sebeble olur: 

1 — Hocasmin, babasimn, amirinin, bir Peygamberin, Velinin, dine ve millete 
hizmet edenin resmi olduguna inanarak hurmet eder. O kimsede uluhiyyet sifat- 
larmdan, ya'ni Allahii tealaya mahsus olan sifatlardan birinin bulunduguna inan- 
maz. Onu mahluk bilir. Onu sevdigini bildirmek, onu sevindirmek icin, baskala- 
nna uyarak hurmet eder. Boyle hurmet eden kafir olmaz. Haram islemis olur. Ha- 
ram olduguna inanmiyan kafir olur. Kafirlerin resmine boyle ta'zim kiifr olur. 

2 — Resmin, heykelin sahibinde ve salibde [hacda] veya yildiz, giines, inek gi- 
bi herhangi bir seyde, uluhiyyet sifati bulunduguna inanarak, mesela, istedigini ya- 
ratir, her istedigini yapar, hastaya sifa verir diyerek ta'zim etmek, kiifr olur. $irk 
olur. Bu kimse miisrik olur. Ta'zim etmesi ibadet, tapmmak olur. Bu resmler, hey- 
keller ve seyler sanem, put olur. Hiristiyanlar, Isa Allahm ogludur, melekler kiz- 
laridir diyerek, erkek ve kiz resmlerine ve heykellere hurmet etdikleri icin, miis- 
rikdirler. Barnabas ve Aryiis mezhebinde olanlan, boyle sapik inanmadiklan 
icin, miisrik degil, Ehl-i kitabdirlar. Fekat, Muhammed aleyhisselama inanmadik- 
lan icin, kafirdirler.] 

KAZA VE KADER 

Imanm alti sartmdan altmcisi, kaza ve kadere inanmakdir. Kaza ve kader, ze- 
kiinsanlarm zihnlerinin en cok takildigi bir bilgidir. Bu takmtilar, kaza ve kade- 
ri iyi anlamamakdan ileri gelmekdedir. Kaderin ne demek oldugu iyi anlasilsa, hic- 
bir zekinin siibhesi kalmaz ve imam kuvvetli olur. 

Alemlerin yaratam, yaratdigi ve yaratacagi seylerin hepsini, ezelden ebede, zer- 
reden Arsa kadar hepsini, maddeleri, ma'nalan, bir anda ve bir arada bilir. Her- 
seyi yaratmadan once biliyordu. Herseyin iki diirlii varligi olur. Biri ilmde varlik, 

-411- 



ikincisi, haricde, maddeli varlikdir. imam-i Gazalf "rahmetullahi aleyh" bunu bir 
misal ile, soyle anlatmisdir: Bir miihendis mi'mar, yapacagi bir binamn seklini, her 
yerini, once zihninde tasarlar. Sonra zihnindeki bu resmi, kagida cizer. Sonra bu 
plam, mi'mara ve ustalara verir. Bunlar da, bu plana gore, binayi yapar. Kagidda- 
ki plan, binamn, ilmdeki varhgi demekdir ve zihnde tasavvur edilerek cizilen 
seklidir. Buna, (ilmi, zihni, hayali viicud) ismleri verilir. Kereste, tas, tugla ve hare- 
dan yapilan bina da, haricdeki varlikdir. Miihendis mi'mann zihninde tasavvur et- 
digi sekl, ya'nibu sekle olan bilgisi, binaya olan kaderidir. 

Kaza ve kader bilgisi kansik oldugundan, okuyanlarda, bir takim yanhs fikrler, 
evham ve hayaller hasil olabilir. Bunun icin, din btiyuklerimiz, kaza ve kaderi ce- 
sidli seklde anlatmislardir. Boylece okuyan ve dinliyenler, sozlerin gelisine ve sek- 
line gore, ta'riflerin birinden faidelenebilir ve siibheye diismekden kurtulurlar. (Fa- 
ideli Bilgiler) s. 224 e bakiniz! 

Kader, ileride yaratilacak seyleri, Allahii tealamn ezelde bilmesidir. 

Allahu teala, herseyi, kudreti ve ilmi ile yaratiyor. iste kader, bu ilmdir. 

Kader, hicbirsey yaratilmadan once, Allahu tealamn ilm sifatimn mahluklara 
olan baglihgidir. Mazher-i Can-i Canamn oniicuncii mektubu, kaza ve kader bil- 
gisini cok giizel aciklamakdadir. Altiyiizdoksanaltmci sahifeye bakiniz! 

(Ehl-i siinnet vel-cema'at) kadere iman etmis, kadere inanmak imanm sartidir 
demisdir. Ya'ni kadere inanmiyan, mii'min degildir dediler. 

Kaderin, iyisi, kotiisti, tathsi, acisi, hep Allahu tealadandir. Ciinki, kader, bil- 
digi seyleri yaratmak demekdir. 

[Kader ve kaza kelimeleri, birbiri yerine kullamhr. Kader yerine, kaza denir]. 

Biiyiik alim imam-i Begavibuyuruyor ki: (Kaza, kader bilgisi, Allahu tealamn 
kullanndan sakladigi sirlardan biridir. Bu bilgiyi, en yakm meleklere ve din sahi- 
bi olan Peygamberlerine "aleyhimiisselam" bile acmadi. Bu bilgi, biiyiik bir der- 
yadir. Kimsenin, bu denize dalmasi, kaderden konusmasi caiz degildir. Su kadar 
bilelim ki, Allahu teala, insanlan yaratiyor. Bir kismi sakidir. Cehennemde kala- 
cakdir. Bir kismi da sa'iddir. Cennete gidecekdir. Bir kimse, hazret-i Aliden "ra- 
diyallahii anh" kaderi sordukda: (Karanhk bir yoldur. Bu yolda yiirume!) buyur- 
du. Tekrar sorunca: (Derin bir denizdir) buyurdu. Tekrar sordu. Bu def'a: (Kader, 
Allahu tealamn sirndir. Bu bilgiyi senden sakladi) buyurdu.) 

Ilm olmazsa, din, siynhp kalkar aradan, 
dyleyse, cehalet denilen, ytiz karasmdan, 

kurtulmaya cahsmali, basdan basa millet, 
kati degil mi yoksa, bu son dersi felaket? 

Bu felaket dersi, neye mal oldu, dusunsen, 
beynin eriyip, yas gibi, damlardi goziinden. 

Son olaylar, ne demekdir, bilsen ne demekdir: 
Gelmezse eger, ken dine millet, gidecekdir. 

Zira, yeni bir sarsmtiya pek dayamlmaz, 
zira, bu sefer, uyku oliimdiir uyamlmaz. 

Ahlaki duzeltip, fenne cok calismak lazim, 
dine bagh, atomla silahh er olmak lazim! 

Din bilgisi, harb giicii, ileri olmak gerek, 
ikisidir ancak, m ill etc huzur verecek. 



-All 



5 — TEFSIR KITABLARI, HADIS-I SERIFLER 

Bu mektub, rasih ilmli, hakfkf din alimi, seyyid Abdiilhakim Efendinin "rahme- 
tullahi aleyh" bir mektuba cevabi olup, tefsiri ve hadfs-i serifleri bildirmekde, din 
alimlerini medh eylemekdedir: 

Efendim, 

Kiymetli mektubunuzun basmda, din alimlerinin, miislimanlarm ogrenmesi lazim 
olan bilgilere (Ulum-i islamiyye) denir, dediklerini yaziyorsunuz. islam dininin emr 
etdigi bu bilgileri, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ikiye ayirmis, (El-ilmii il- 
man, ilmii ebdan ve ilmii ed van) buyurmusdur. Biri (Ulum-i nakliyye) ya'ni din bil- 
gileri, digeri (Ulum-i akliyye) ya'ni fen bilgileridir, buyurmusdur. Dinde reformcu- 
lar, fen bilgilerine (Rasyonel bilgiler), din bilgilerine (Skolastik bilgiler) diyor. 

[Islam dmine inanmiyanlar, gencleri aldatmak icin, (Dinleri insanlar cikarmis, 
once totem, sonra cok tanri, en son tek tanri fikri cikmis, dinler, fenne, medeniy- 
yete mani' olmus) diyorlar. islamiyyete iftira ediyor, alcakca yalan soyluyorlar. Fen 
bilgilerini, akl bilgilerini islamiyyetin icinden ayinyorlar. islamiyyeti akl bilgile- 
rinden ayn, bunlara karsi imis gibi gosteriyorlar. Akl, fen bilgilerini ogrenmek icin 
islamiyyeti birakmah imis diisiincesini yaymaga cahsiyorlar. ilmihal kitablanm oku- 
yarak islamiyyetin akl bilgilerine, fenne verdigi ehemmiyyeti anlayan uyanik 
kimseler, bu yalanlara elbette aldanmaz]. 

Din bilgileri, diinyada ve ahiretde huzuru, se'adeti kazandiran bilgilerdir. Bun- 
lar da iki kisma aynlir: (Ulum-i aliyye) ya'ni yiiksek din bilgileri ve (Ulum-i ibti- 
daiyye) ya'ni alet ilmleri. Yiiksek din bilgileri sekizdir: 

1 — (Tefsir) ilmi. 

2 — (Usul-i kelam) ilmi. Kelam ilminin, ayet-i kerimelerden ve hadis-i serifler- 
den nasil cikanldigmi ogreten ilmdir. Bu ilm, (Hadfka)da acik anlatilmakdadir. 

3 — (Kelam) ilmi. Kelime-i sehadeti ve buna bagh olan, fmanm alti temel bil- 
gisini ogreten ilmdir. 

4 — (Usul-i hadis) ilmi. Hadis-i seriflerin cesidlerini ogreten ilmdir. 

5 — (Ilm-i hadfs). Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" ef'al, akval ve ah- 
valini ogretir. 

6 — (Usul-i fikh) ilmi. Fikh bilgilerinin ayet-i kerimelerden ve hadis-i serifler- 
den nasil cikanldigmi ogretir. (Menar) admdaki iisul kitabi meshurdur. 

7 — (Fikh) ilmi. Ef'al-i miikellefmi ogretir. Ya'ni, beden ile yapilmasi ve saki- 
mlmasi lazim olan emrleri ve yasaklan ve mubahlan ogretir. Fikh bilgisi dorde ay- 
nlir: Ibadat, miinakehat, mu'amelat ve ukubat. 

8 — (Ilm-i tesavvuf), Kalb ile yapilmasi ve sakimlmasi lazim olan seyleri ve kal- 
bin, ruhun temizlenmesi yollarim ogretir. Buna (ilm-i ahlak), (ilm-i ihlas) da denir. 

Bu sekiz ilmden, kelam, fikh ve ahlak bilgilerini liizumu kadar ogrenmek ve co- 
luk cocuguna ogretmek, her miislimana (Farz-i ayn)dir. Ogrenmiyenler ve poluk 
cocuguna ogretmiyenler biiyiik giinah islemis olur. Cehenneme gider, yanarlar. Og- 
renmege liizum gormiyen, ehemmiyyet vermiyen ise, kafir olur, imam gider. Bu 
iic ilmin luzumundan fazlasmi ve oteki bes yiiksek din bilgisini ve ulum-i akliyye- 
yi ogrenmek (Farz-i kifaye)dir. (Bezzaziyye)de diyor ki, (Kur'an-i kerimden bir 
mikdar ezberledikden sonra, fikh ogrenmek lazim dir. Ciinki, Kur'an-i kerimin hep- 
sini ezberlemek farz-i kifayedir. Lazim olan fikh bilgilerini ogrenmek ise, farz-i ayn- 
dir. Muhammed bin Hasen Seybani "rahmetullahi teala aleyh" buyurdu ki, her miis- 
limanin haramlan, halallan bildiren ikiyiizbin fikh bilgisini ogrenmesi lazimdir. 
Farzlardan sonra ibadetlerin en krymetlisi, ilm ve fikh ogrenmekdir). 

[(Hadfka)da, islamiyyetin yasak etdigi zararh ilmleri anlatirken diyor ki, kelam 
ilmini, Ehl-i siinnet vel-cema'at alimlerinin bildirdikleri i'tikadi ogrenecek ve bun- 

-413- 



Ian akl ile nakl ile isbat edecek ve sapiklara, dinsizlere anlatacak kadar okumak 
farz-i ayn olup, bundan fazlasini ogrenmek, ancak din alimlerine lazimdir. Baska- 
larina caiz degildir. Dine yardim etmek icin, fazla ogrenmek farz-i kifaye ise de, 
bunu ancak, Allah rizasi icin cahsan, zeki din adaminin ogrenmesi caizdir. Baska- 
lari ogrenirlerse, batil yollara kayar. | (Zindik) ya'ni sinsi islam diismani olurlar.] 
imam-i Safi'i "rahmetullahi teala aleyh" buyurdu ki, (ilm-i kelam ile ugrasip sa- 
pitmak yaninda, biiyiik giinah islemek hafif kalir). imam-i Safi'inin zemanmdaki 
ilm-i kelam icin boyle denilince, simdiki din cahillerinin kisa gorusleri ve hayal- 
leri ile yazdiklan din kitablarim okumamn yasakhk derecesini ve zararlanni ar- 
tik dusiinmehdir. imam-i Safi'i yine buyurdu ki, (Ehl-i siinnet i'tikadim iyi ogren- 
meden once ilm-i kelam ile ugrasmanm zarari bilinmis olsaydi, kelam ilmi ile ug- 
rasmakdan, arslandan kacar gibi kacinihrdi). Simdi, kendi akli, kendi goriisii ile 
kelam ilmi kitablan yazanlar cogaldi. Bunlarm kitablan sirk ve dalalet ile doludur. 
Imam-i Ebu Yusiif, (Kelam ilmi ile ugrasanlarm imam olmasi caiz degildir) buyur- 
du. Bezzaziyye fetvasinda, (ilmi kelam ile ugrasanlarm cogu zmdik olur) buyurul- 
du. Fikh ilmi ile ugrasmak, ya'ni farzlan ve haramlan ogrenmek ise, her muslima- 
na farz-i ayndir. Fazlasini ogrenmek de, farz-i kifaye olup, cok sevabdir. Hie za- 
rari yokdur. (Hadfka)dan terceme temam oldu. Kendi noksan bilgileri ve sapik dii- 
siinceleri ile din kitabi yazmak moda haline geldi. Bu kitablarma (Kur'an terce- 
mesi) ve (Kur'anm hakikatleri) gibi ismler takip, gencligin oniine siiriiyorlar. 
Yalmz bu kitablan okuyun diyerek, Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdikleri dogru din 
bilgilerinin ogrenilmesine mani' oluyorlar. Bunlara (Zindik) denir. Zmdiklar, 
miislimanlan dalalete, felakete siiriiklemekdedirler. Hakikimiisliman olmak icin, 
salih miislimanlarm yazdigi (ilmihal) kitablarim okumahdir]. 

Bu sekiz yiiksek din bilgisini ogrenebilmek icin lazim olan (Alet ilmleri) oniki- 
dir. Bunlar: Sarf, istikak, nahv, kitabet, istikak-i kebir, liigat, metn-i liigat, beyan, 
me'ani, bedi', belagat, insa ilmleridir. Bunlar, (Hadfka)mn 328. ci ve (Berika)nm 
329. cu sahifelerinde yazihdir. Din bilgileri, boylece yirmi olmakdadir. 

Din alimi olmak icin, sekiz yiiksek din bilgisini, biitiin incelikleri ile ogrenmek, 
fen bilgilerinde de liizumu kadar ilm sahibi olmak lazimdir. islam alimleri de iki 
kismdir: Biri, din imamlandir. Bunlar, Miifessirin-i izam, Muhaddisin-i kiram ve 
Miitekellimin, Miitesavvifm ve Fiikaha-i fihamdir "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in". Bunlarm her sozii, her beyani, Kur'an-i kerimin ve hadis-i seriflerin acik- 
lamasidir. Her sozleri sabit ve musellem ve muhakkak dogrudur. 

Miifessirler, tefsir kitabi yazanlar demek degildir. Miifessir, kelam-i ilahiden, mu- 
rad-i ilahiyi anlayandir. (Tefsir), ancak Fahr-i alemin "sallallahii aleyhi ve sellem" 
mubarek lisanmdan, Sahabe-i kirama "ndvanullahi teala aleyhim ecma'm" ve 
onlardan Tabi' ve Tebe'i tabi'lere ve boylece saglam, kiymetli insanlarm soyleme- 
si ile, tefsir kitabi yazanlara, daha dogrusu fikh ve kelam alimlerine gelen haber- 
lerdir. Bundan baska olan bilgilere tefsir denemez, (Te'vil) denir. Te'vil, bir keli- 
menin muhtelif ma'nalarmdan, islamiyyete uygun olam secmekdir. Te'villerin 
dogrulugu da, tefsir ile olciilerek anlasihr. Te'vil, tefsire uymazsa atihr. Uyarsa, ah- 
nabilir denildi. Tefsir kitablarim yapanlar, tefsir kismlanm tefsir olarak, te'vil kis- 
mim da, tefsire uygun oldugu icin, mealen tefsir olarak kabul buyurmuslardir. 

Bunlardan baska olan tefsir kitablannm bir kismi, Kur'an-i kerimin te'villeri- 
ni bildiriyor. Ya'ni tefsir degildirler. Murad-i ilahiyi bildirmiyorlar. Seyh-i ekbe- 
rin ve Necmeddinin "rahmetullahi teala aleyhima" tefsirleri, te'vil kitablandir. Bun- 
lar, dinin temel bilgileri olan kelam ve fikh ilmleri icin sened olamaz. 

islam alimlerinin ikinci kismi, bildirdigimiz tefsir, hadis, kelam, tesavvuf ve fikh 
alimlerinden baska olanlardir ki, bunlar dinde miictehid kabul edilmiyenlerdir. Bun- 
larm sozleri, lehde ve aleyhde huccet, sened olamaz. 

Din-i islamm esaslanm, temellerini acikhyan, birinci kism ahmlerdir. Bunlar, bii- 

-414- 



tun bilgilerini, Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden almislardir. Kur'an-i ke- 
rimin ve hadis-i seriflerin ma'nalanni Eshab-i kiramdan ogrenmislerdir. Kendilik- 
lerinden hicbirsey soylememislerdir. Eshab-i kiramm "radiyallahii teala aleyhim 
ecma'in" yolunda olduklan icin, bunlara (Ehl-i siinnet vel-cema'at) denilmisdir. 

Fikhda mezheb sahibleri, dort imamdir. Bunlann mezhebleri icinde miicte- 
hid-i fil-mezheb ytiksek makamina yetisenler vardir. Bunlar; Haneffde, imam-i Mu- 
hammed ve imam-i Ebu Yusiif , Safi'ide, imam-i Nevevi ve imam-i Rafi'i, imam-i 
Muhammed Gazali gibi olanlardir. Bunlardan baskasinm ictihadlan, bunlann ic- 
tihadidir. Ya'ni bunlann ictihadma uyarsa, kabul olunur. Uymazsa, bunlara uydu- 
rulabilirse, uydurulur. Uydurulamazsa, din temelleri bunlann iizerine kurulmaz. 
Bu isi yapan, ya'ni uyup uymadigmi anhyan, ancak, bu yeni ictihad sahiblerinin iis- 
tiinde, ilme, derin anlayisa malik olanlardir. Bunlar da, o biiyiik imamlann yetis- 
dirdigi islam alimleri, ya'ni dinini seven ve kayiran alimlerdir ki, herbiri dtinyanm 
her yerinde yiiksek tamnmisdir. Mektubunuzda ismi gecen Semseddin Sehavi, ta- 
bi'ibu dairenin dismdadir. (El-mekasid-iil-hasene) ismindeki kitab da, kiymetli din 
kitablarmdan sayilmaz. Bunun olciisii de, kiymetli islam kitablandir. Bu kitabla- 
ra uyarsa, kabul olunur. Uymazsa, evirip cevirip, uydurmaga cahsihr. Uydurula- 
mazsa, mes'uliyyeti sahibine birakip, o kitabdan el cekilir. Dinin temelini kuran 
tefsirler, boyle kitablarla red ve tenkid edilmez. Bundan dolayi, Melahime [ya'ni 
biiyiik savas, muharebe] ve miirtekibe ve miintezira [Her ikisi de gozetmek, bek- 
lemekdir. Bu iic ilm, muharebenin neticesini, onceden kesf etme yollarim ogretir] 
hakkmda pek az hadis var demesi, iizerinde durulacak bir noktadir. Hadislerin az 
veya cok olmasi aranmaz. Hadis oldugu anlasilmca, bir hadis-i serif de yetisir. Ciin- 
ki, Muhbir-i sadikdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" gelen her habere inam- 
hr. Azhk ve cokluk, olcii ile anlasihr. Az ve cok olmasi, ne ile olciilecekdir. Kiy- 
metli hadis kitablarmda, bunlar icin bulunan hadis-i seriflerin sayisi, baska seyler 
icin olanlardan daha cokdur. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" gizli kalmasi lazim olan bircok seyi, Hu- 
zeyfet-ibni Yemana soyledi. Bu zat ve Ebu Hiireyre "radiyallahii anhiima" buyur- 
dular ki: (Server-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem", alemin yaratildigi zemandan, 
yok olacagi giine kadar, olmus ve olacak seyleri bize bildirdi. Bunlardan bildiril- 
mesi caiz olanlan bildirdik. Ortmesi lazim olanlan, sakladik, bildirmedik.) Bildi- 
rilenlerin hepsi de, belki bizlere gelememisdir. Bizlere gelmiyen hadis-i seriflere, 
yok denemez. Bununla beraber, Melahime kitablan, dinin temelini kuran kitab- 
lardan degildir. Sakimlacak seyleri bildirmekdedir. Boyle kitablarda, miibalaga bu- 
lunur ve sakmmak, boyle miimkin olur. islam dininin saglamhgi, Melahime kitab- 
lannm dogruluguna bagh degildir ki, kitablarm yanlis olmasi, dine bir ayb ve ku- 
sur olsun. Bu kitablar, tarih gibidir. Tarihler, elbette boyle olur. 

Sehavinin (imam-i Ahmed, iic kitabin ash yokdur demisdir) dedigini yaziyor- 
sunuz! Bu Ahmed, imam-i Ahmed ibni Hanbel "rahmetullahi teala aleyh" olma- 
sa gerek. Ciinki, boyle biiyiik bir imam, bir kalemde (Uc kitabin ash yokdur) de- 
mez. Bu biiyiik alimler, siibheli yerleri ayinrlar. Bir kitabin hepsi yanhsdir demez- 
ler. Bununla beraber, Melahim, Megazi [ya'ni harb tarihi] kitablan, islam dininin 
kiymetli kitablarmdan olmadigi icin (Melahim hakkmda, hie dogru hadis kabul et- 
miyor) soziiniin bir ehemmiyyeti yokdur. Sunu da bildirelim ki, kabul etmemek, 
yok oldugunu bildirmez. Yok olan seyler, isbat edilemez. Ciinki, yoklugu goste- 
ren sahid bulunmaz. 

Sehavinin bildirdigine gore: (imam-i Ahmed "rahmetullahi teala aleyh", (Tef- 
sir-i Kelbf) basdan basa yanhsdir demis). Yukanda bildirdigimize gore, (Tefsir-i 
Kelbi) zaten dinin temel kitabi degildir. (Mukatil tefsiri) de boyledir. 

Sevkaninin (Tefsir-i Hakayik [SiileiniJ ) gibi, sofiyye tefsirleri, tefsir degildir, de- 
digini yaziyorsunuz. Yukanda tefsirler icin verilen bilgi, bu tefsiri de icine al- 

-415- 



makdadir. S6fiyye-i aliyye biiyiikleri, tefsir diye birsey yazmamisdir. Te'vil diye- 
rek yazmislardir. Bunlann saf zihnlerine gelen ilhamlar, Allahii tealanin diledigi 
bilgiler olabilir denilmisdir. Bunlann sozleri, vicdana bagh seylerdir. Bunlara 
inanmak, vicdan sahiblerinin vicdanlanna birakihr. Baskalan icin sened olamaz. 
Ya'ni, iman olunacak seyleri isbat etmezler ve amel ve ibadetleri gosteremezler. 
Onlarm halini, onlan tamyanlar anlar ve onlarm yuksek derecelerine erisenler bi- 
lir. Sevkani gibi kimseler, bu derecelerden cok uzakdir. Sevkaninin sozii bunlara 
karsi sened olamaz. (Onlarda, batmi tefsirler cokdur) diyorsunuz. Batm demek- 
le, batmiyye mezhebi soylenmek isteniliyorsa, bu mezhebdekiler, zaten yoldan cik- 
misdir. Eger batm alimlerini demek istiyorlarsa, bu sozii, soyliyenin yiiziine carp- 
mak lazimdir. 

[Sihristanmin (Milel-nihal) kitabi, Misr, Hind ve Londrada arabca basdinl- 
mis, latince, ingilizce ve baska dillere cevrilmisdir. Tiirkceye, Nun bin Mustafa "rah- 
metullahi teala aleyh" tarafmdan cevrilmis olup, kirkiicimcii sahifesinde diyor ki: 
(Si'i mezhebi yirmi firkadir. Onsekizinci firkasi, isma'ilifirkasidir. Bu firkaya, Ba- 
tiniyye de denir. Cunki, bunlar, Kur'an-i kerimin zahiri, ya'ni anlasilan ma'nasi ol- 
dugu gibi, batini, ya'ni gizli, ic ma'nasi da vardir. Batmi ma'nasi lazimdir, zahiri 
ma'nasi lazim degildir diyorlar. Bu ise kiifr ve ilhaddir, ya'ni dogru yoldan sapmak, 
aynlmakdir. Ciinki, islam alimlerinin hicbir sozune inanmiyorlar). Bunlara (Sfi) 
de denmez. Si'ilerin simdi Iranda ve Hindistanda en cok bulunan firkalan, (Inia- 
miyye) firkasidir. Bunlar, kendilerine (Ca'feri) diyorlar. Ca'feri kelimesi iizerin- 
de, kitabin sonundaki ism cedvelinde (Ca'fer-i Sadik) isminde genis bilgi vardir. 
Bugiin, Si'i denilince, imamiyye firkasi anlasilmakdadir]. 

Mektubunuzun bir yerinde, Sevkaninin (ibni Abbas tefsfri, asla tefsir degildir) 
dedigini yaziyorsunuz. ibni Abbas tefsfri diye bir kitab yokdur. Abdullah ibni Ab- 
bas "radiyallahii anhiima", kitab yazmadi. Kendisi, Server-i alemin "sallallahu aley- 
hi ve sellem" kiymetli sohbetlerine devam etmis ve Cebrail aleyhisselami gormiis 
ve Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" arasmda, en alimlerinden biri olarak tanin- 
mis oldugundan, hadis-i serifler icin oldugu gibi, ba'zi ayet-i kerimeler icin de be- 
yanatda bulunmusdur. Tefsir alimlerimiz, bu yuksek beyanati alarak, tefsirlerini 
siislemislerdir. Bu tefsirlerin ise, pek yuksek derecede oldugunu, islam alimleri, soz- 
birligi ile bildirmekdedir. Sevkaninin soziinil dilzeltmek lazimdir. Bunu diizeltmek 
icin de, yuksek olan (Usul-i hadis) ilminin ince ka'idelerini bilmek lazimdir. Sev- 
kaninin bu derecelere erismis olmasi ise belli degildir. Ciinki, o makamlarda bu- 
lunsaydi, biiyiik alimlerin iisullerine uymiyan sozde bulunmazdi. 

Sa'lebi tefsiri, ya'ni (Kesf-ii beyan) ismindeki tefsir icin de, yukandaki izahla- 
n gozoniinde tutmahdir. (Vahidi tefsiri) de boyledir. 

Zemahseri, mu'tezile mezhebinde idi. Bunun icin, (Kessaf) tefsirinde, murad-i 
ilahiyi anlamakda, yine yukandaki izahat goz oniinde bulundurulmahdir. Ancak, 
Zemahseri, Kur'an-i azim-iis-samn mu'ciz oldugunu anlatmakda; esas, sened olan 
belagat ilminin alimlerinin en yuksek derecesinde oldugundan, Ehl-i siinnetin 
tefsir alimleri, Kur'an-i kerimin belagatini anlatan kismlan, onun tefsirinden al- 
mislardir. 

Kadi Beydavi ise, "beyyedallahii vecheh" [Allahii teala onun yiiziinii nurlandir- 
sin demekdir] ismine ve diiasina yakisacak kadar yiiksekdir. Miifessirlerin bas ta- 
cidir. Tefsir ilminde, en biiyiik makama yiikselmisdir. Her meslekde seneddir. Her 
mezhebde onderdir. Her diisiincede rehberdir. Her fende mahir, her iisulde biir- 
han, onceki ve sonraki alimlere gore saglam, kuvvetli ve yuksek taninmisdir. 
Boyle derin bir alimin tefsirinde mevdu' hadis var demek, biiyiik bir cesaretdir. Din- 
de derin bir ucurum acmakdir. Boyle sozleri soyliyenin dili, inananm kalbi, din- 
liyenin kulaklan tutussa yeridir. Acaba, bu biiyiik ilm sahibi, mevdu' hadisleri sa- 
hihlerinden ayiramaz mi idi? Evet diyenlere ne demelidir? Yoksa, hadis uydura- 

-416- 



cak kadar ve boyle yapanlar icin, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" 
bildirdigi agir cezalara aldins etmiyecek kadar, dminin kuvveti ve Allah korkusu 
yok mu idi? Yokdu demek, ne kadar sena'at, cirkinlik olur. Boyle soyliyen kim- 
senin dar havsalasi, kalm kafasi, bu hadis-i seriflerdeki ma'nalan cok gordiigun- 
den, bir care arayarak, mevdu' demekden baska care bulamaz. (Faideli Bilgiler) 
107. ci sahifeye bakimz! Sirasi gelmisken, mevdu' hadisleri anlatalim: 

Mevdu' kelimesinin, bir liigat ma'nasi, bir de, istilah [ya'ni her ilme mahsus, ay- 
n bir] ma'nasi vardir. Ya'ni, (Usul-i hadis) ilminin verdigi ma'nasi vardir. Liigat- 
de, mevdu', bir yere sonradan konulmus, uydurma demekdir. Ya'ni, Server-i ale- 
min "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek agzmdan cikmayip da, bir zmdik, bir 
miinafik, bir yalanci tarafmdan iftira olarak konulmus ve hadis denilmisdir. Bu ise, 
iki yol ile anlasilabilir. Birincisi: Hadis-i serifin sahibi olan Fahr-i Rusiil "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem", (bu benim hadisim degildir), ya'ni, bunu ben soylemedim, de- 
mesi iledir. Ikincisi: Niibiivvetin ve risaletin basladigi giinden beri, ahirete tesrif 
edinceye kadar, hergiin, Resulullah efendimizin yanmda bulunup, her sozune, her 
haline, her huyuna, titizlikle dikkat ederek, yazilanlar arasmda, bu mevdu' hadi- 
sin bulunmamasi ile anlasihr ki, bu yol ile de anlamak elbette miimkin degildir. O 
halde, nasil mevdu' denilebilir? Boyle soze kimse kiymet vermez. 

Server-i alemin "sallallahii aleyhi ve sellem" nubiivvetinin basladigindan vefa- 
tma kadar, mubarek agizlanndan sadir olan her soz ve siikun ve hareketleri hep 
hadisdir. Hadis ilmini ta'rif ederken, (Onun "sallallahii aleyhi ve sellem" sozleri- 
ni ve hallerini bildiren ilmdir) buyurmuslardir. 

(Usul-i hadis) isminde baska bir ilm daha vardir ki, bu ilmin usulleri, metodla- 
n ile, hadis-i seriflerin nev'leri, cesidleri ayird edilir. Mutevatir, meshur, sahih, ha- 
sen, merfu', miisned, miirsel, da'if [za'if], mevdu' ve daha bircok hadis cesidleri- 
nin ayri ayri ve uzun ta'rifleri, izahlan, tesbitleri, kitablar doldurmakdadir. Her- 
bir hadisin sartlan, kaydlan vardir. Bu genis bilgiler, ancak usul-i hadis ilminde, 
ictihad derecesine yiikselen biiyiik alimlere "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
mahsusdur. 

Hadis ilmi biisbiitiin baskadir. Usul-i hadis ilminde muctehid olan bir alim, bir 
hadisin mevdu' oldugunu isbat edince, bu ilmin biitiin alimlerinin de, mevdu' de- 
mesi lazim gelmez. Ciinki, mevdu' diyen muctehid, bir hadisin sahih olmasi icin, 
luzum gordugii sartlan tasimiyan bir hadis icin, benim mezhebimin iisuluniin 
ka'idelerine gore, mevdu'dur der. Yoksa, Server-i alemin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" sozii degildir demek istemez. Ya'ni, hadis-i serif denilen bu soziin hadis ol- 
masi, bence anlasilmamisdir demekdir. Bu alime gore hadis olmamasi, hakikatde 
hadis olmadigini gostermez. Hadis iisulii ilminin baska bir miictehidi de, hadisin 
dogru olmasi icin aradigi sartlan bu sozde bulunca, hadisdir, mevdu' degildir di- 
yebilir. O halde, Sevkaninin, (ba'zi tefsirlerin hadisleri mevdu'dur) demesi ile mev- 
du' olmaz. Mesela Sevkaniyi, hadis iisulii ilminde muctehid tanisak da, onun mez- 
hebinin (Usul-i hadis ilmi) kaidelerince, hadis oldugu meydana cikmamis olur ise 
de, mevdu' hadis oldugunu hangi cesaretle soyliyebilir. Din biiyiiklerine "rahme- 
tullahi teala aleyhim ecma'in" karsi boyle sozlerde bulunmamn cirkinligi meydan- 
dadir. Meshur dort mezheb arasmda aynlik bulunmasi, sozlerinin yanhs olacagi- 
ni gostermedigi gibi, hadisler icin de boyle diisiinebilirsiniz! Boyle seyler, ictihad 
isi oldugundan, bir miictehidin mevdu' demesi ile, hakikatde mevdu' olmasi lazim 
gelmez. 

(Ebiissii'ud tefsiri), Beydavinin ve Zemahserinin tefsirinden ve (Tefsir-i ke- 
bir)den almmisdir. Zat-i aliniz, Tefsir-i kebiri hie yazmamissmiz. [Tefsir-i kebire 
(Mefatih-ul-gayb) da denir. Oniic cilddir. Fahreddin-i Razi yazmisdir.] 

Selefden bildirilen tefsirlere giivenilemez sozii, hie dogru degildir. Ba'zi hadis- 
lerin mevdu' oldugunu anlatmak icin gosterdigi delil, sahid, (Miinazara) ilmine go- 

- 417 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:27 



re, kendi yanhsini meydana cikarmakdadir. Hele, surelerin faziletini, kiymetini bil- 
diren hadis-i seriflere mevdii' demesine, la havle... okumakdan baska cevab veril- 
mez. 

Evet, zmdiklar, hadis diye, ba'zi sozler uydurdu. Ehl-i siinnet alimleri, bunla- 
n ayinp, cikardi. Simdi din kitablanmizda bunlardan hie yokdur. 

(Hazin tefsiri), [Bu tefsirin ismi (Liibab-iit-te'vfl ffme'anit-tenzil) olup Alaiid- 
din-i Bagdadi yazmisdir] ve (Ruh-ul-beyan) tefsiri, daha ziyade birer va'z kitabi- 
dir. Bunlardaki hadis-i serifler, nihayet za'if hadis olabilir. Za'if hadisler, ibadet- 
lerin faziletlerini, sevablanni bildirmekde kiymetli olabilir. Dinin temel bilgileri 
bu tefsirlerden ahnmaz. islam dminin esaslan icin, bu kitablar sened olmaz. Va'z 
ve hutbe kitablan ve tesavvufun asagi derecelerinde bulunanlarm kitablan, nutk 
ve konferans gibidir. Boyle kitablarda sened, vesika aranmaz. Bundan dolayi, mev- 
du' hadisden baska, her cesid hadis yazabilirler. Dinin temeli olan kelam kitabla- 
rinda ancak kuvvetli hadis-i serifler delil ve sened olur. Fikh, ibadet kitablarmda 
ise, ahad hadislerden ve za'if ve mevdu' hadislerden baska hadisler delil ve sened 
olur. Sevabmm cok oldugu za'if hadislerle bildirilen ibadetler yapilabilir. Mevdu' 
hadis ile ibadet yapilmasi, haram, belki kiifr oldugunu, (ibni Abidin) "rahmetul- 
lahi teala aleyh" abdest diialannda bildirmekdedir. 

(Cami'-us-sagfr) ve (Cami-ul-kebir) kitablannm [bunlar, biiyiik hadis kitabla- 
ridir] sahibi, Celaleddin-i Siiyuti "rahmetullahi teala aleyh", hadis ilminde imam- 
hk derecesine cikmisdir. Bunun ve imam-i Muhammed Gazalinin "rahmetullahi 
teala aleyh" kitablarmda asla, bir mevdu' hadis yokdur. 

Bir hadisin mevdu' oldugunu bildiren kimsenin, herseyden once, iisul-i hadis il- 
minde miictehid olmasi lazimdir. Boyle bir miictehid, iisul-i hadis ilminin ka'ide- 
lerine gore, bir hadisin mevdu' oldugunu isbat ederse, yalmz onun mezhebinde mev- 
du' olur. Usul-i hadis ilminde miictehid olan baska alimlerin mezheblerinde de, 
mevdu' olmasi lazim gelmez. Bu alimler "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", boy- 
le hadisleri, kitablarmda, sahih hadis olarak yazar. Mushmanlar da, onu hadis ola- 
rak tamr. 

(Hayat-iil-hayvan) kitabimn sahibi, Muhammed Demiridir "rahmetullahi teala 
aleyh". (Kisas-i enbiya) [imam-i Alibin Hamza Kisainindir] ve (Miistatraf) [(Miis- 
tatraf fi kiilli fenni Miiztezraf) ismindeki bu kitabi, Muhammed bin Ahmed Eb- 
sihi yazmisdir] ve (Enisiil-celis) [bu kitabi Ali bin Hasen Hulli yazmisdir] ve 
(Hazinet-iil-esrar) kitabi [Muhammed Hakki yazmisdir] ve (Tuhfet-ul-ihvan) 
[Kur'an-i kerim okumak hakkmda olup, Halil bin Osman yazmisdir] ve (Meka- 
rim-i ahlak) [ibni Ebiddiinya yazmisdir] ismindeki kitablar, dinin temelini kuran 
kitablar degildir. Bununla beraber, bu kitablann sahibleri biiyiik oldugundan, 
kendi mezheblerinde mevdu' olan hadislerin bulunmamasi lazim gelir. Mevdu' di- 
yenlerin kendi mezheblerinde mevdu' olsa bile, mevdu'dur diyerek, alimlerin in- 
ceden inceye gozden gecirdiklerini kiymetden diisiirmek lazim gelmez. Boyle, di- 
sardan gorenlerin safsatalan ile, din-i islam lekelenmez. Hadis-i seriflere mevdii' 
diyen bir kimse, bir hadisi eline ahp, delil, sahid ve sened ile mevdu' oldugunu is- 
bat edebilmelidir. 

[Cehenneme gidecek olan yetmisiki firkamn adamlan ve miinafiklar, zmdiklar, 
Ehl-i siinneti parcalamak ve kendi kotiiliiklerini ortmek icin, bircok hadis-i seri- 
fe mevdii' demislerdir. Ehl-i siinnet tanman ba'zilan da, bu diismanlarm kitabla- 
rma aldamp, birpok sahih hadisleri, mevdu' sanmislardir. Ehl-i siinnet alimlerinin 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" kitablarmi kavnyamayip diismanlara alda- 
nanlardan biri de, Aliyy-iil-karidir. Cok kitab yazmis, kiymetli kitablan serh et- 
mis ise de, (Ehadis-iil-mevdu'at) kitabinda, sahih hadislere mevdu' demisdir. Din 
diismanlanna aldanarak, en kiymetli kitablardaki sahih hadis-i seriflere mev- 
du'dur diyenler, din diismanlanna, din-i islami yikmaga yardim etmis oluyor]. 

-418- 



(Tahzir-iil-miislimin) ismindeki bir kitabm dogru olduguna hie inanmiyorum ve 
perde arkasmdan, dini yikmak icin soylenen yalanlar oldugunu anhyorum. 

Mektubunuzun birinci sahifesinin sonunda yazili kitablar, dmin temel kitabi de- 
gildir. [Bu kitablardan biri (Diirret-iin-nasihin) olup, Osman Hopavi yazmisdir.] 
Birisi de (Ettergib-vetterhib) adh hadis kitabi olup, Isma'il Isfehaninindir. Aym 
ismde bir hadis kitabim, Abdul'azim yazmisdir ki, bu kitabi imam-i Rabbani 
"kuddise sirruh" medh etmekdedir. Biri de (Aca'ib-iil-Kur'an) ismindeki kitab olup, 
Mahmud-i Kirmani yazmisdir. islam dini, bu kitablan miidafe'a etmez. Ciinki, ne 
kendileri, ne de yazanlan, din alimlerince ytiksek tanmmis degildir. Bununla be- 
raber, bunlardaki hadislerin hepsinin veya birkacinm mevdu' oldugu soylene- 
mez. Herbir hadisin, ayri ayn mevdu' hadis oldugunu isbat etmek lazimdir. Mev- 
du' hadis bulunsa da birsey lazim gelmez. Dinin temelleri bu kitablar uzerine 
kurulmus degildir. Ayb ve kusur, kitablann sahiblerine aid olur. Sahibleri de, din- 
de soz sahibi, iisttin kimseler olmadigmdan, bunlara karsi soylenilecek sozlerden 
din lekelenmez. 

Tesavvufcularm bildirdigi hadislere mevdu' diyenler, eger tesavvuf biiyiikleri- 
nin bildirdiklerine karsi soyliyorlarsa, bu sozlerinin hie kiymeti olamiyacagm- 
dan, onlara bir cevab vermege degmez. O biiyiiklerin dinden bildirdikleri her 
haber, dogru, saglam ve senedlidir. Yok eger tekke seyhlerine ve tarikatcilere kar- 
si soyliyorlarsa, istedikleri kadar soylesinler, biz onlari miidafe'a etmeyiz. 

(Rahmamn cezbelerinden bir cezbe, biitiin insanlarin ve cinnilerin sevablari gi- 
bidir) hadisini, Muhammed Emin-i Tokadi "rahmetullahi teala aleyh" hazretleri 
(Siiluk) risalesinde bildiriyor. Bu risale, Siileymaniyye, Dar-iil-mesnevi, [169] 
numarada mevcuddur. Hadis oldugu, (Ma'rifetname)nin iicyiizseksenaltinci sahi- 
fesinde de yazilidir. (Nefsini taniyan Rabbini tanir) hadisini (Kiinuz-iid-dekaik) 
onbirinci sahifesinde yazmakda ve (Deylemi) "rahmetullahi teala aleyh" de bu- 
lundugunu bildirmekdedir. (Letaif-iil-minen)de, Ebiil Abbas-i Miirsinin "rah- 
metullahi teala aleyh" bunun hadis oldugunu bildirdigi ve yapdigi uzun te'vili ya- 
zilidir. (Ke$f-iin-nur) birinci sahifesinde ve (Salat-i Mes'udf), bunun hadis oldu- 
gunu acikca yazmakda, ve (Kendi aczini anhyan, Rabbinin azametini anlar) sek- 
linde tefsir etmekdedir. ibni Teymiyyenin ve Zerkesinin ve Abdulkerim ibni 
Sem'aninin buna Yahya bin Mu'az-i Razinin soziidiir demeleri, hicbir esasa dayan- 
mamakdadir. Bunun hadis oldugu (Salat-i Mes'udi)nin oniiciincu babmda da ya- 
zili oldugunu (Fikh-i Gfclani) farisi serhi bildiriyor. 

(Diinya sevgisi, biitiin giinahlarin basidir) hadisdir. [imam-i Miinavi ve Beyhe- 
ki bunun sahih oldugunu bildirmekdedir.] Diinyamn ne demek oldugunu bilmiyen- 
ler bunu kabul etmiyor. 

(Ummetim yetmisiic firkaya ayrdacakdir. Bunlarin yalniz biri Cennete girecek, 
otekilerin hepsi Cehenneme girecekdir) hadisinin sahih oldugunu, (Serh-i meva- 
kif) sonunda yaziyor. (Milel-nihal) kitabi tercemesinde, (Siinen) ismindeki hadis 
kitablanm yazmis olan hadis imamlarmdan dordiiniin, bu hadisi, Ebu Htireyreden 
"radiyallahii anh" rivayet etdigini bildiriyor. Biiyiik islam alimi, seyhul-islam Ah- 
med Namiki Cami "rahmetullahi teala aleyh", (Miftah-un-necat) ve (Uns-iit-ta- 
ibin) kitablannda, bu hadisi yazmakdadir. imam-i Rabbani ve imam-i Gazali gi- 
bi miictehidler de, bu hadis-i serifi yaziyorlar. Bu hadis-i serife herhangi bir kim- 
senin mevdu' demesi, giinesi balcikla sivamak gibidir. Her halde, Ehl-i siinnet diis- 
manlannm inkandir. 

(Ummetimin alimleri, israil ogullannin Peygamberleri gibidir) hadis oldugunu 
Imam-i Yafi'i, (Nesr-iil-mehasin) kitabmda ilmin kiymetini anlatirken bildiriyor. 
Bircok kitablarda, mesela imam-i Rabbaninin (Mektubat)imn 268 ve 294. cii ve 
iiciincii cildinin yiizyirmibirinci mektublannda ve (Letaif-iil-minen) kitabi ba- 
smda acikca yazilidir. Abdiilgani Nabliisinin (El-hamilii fil-fiilk) kitabmda da ya- 

-419- 



zihdir. Bu kitab, Suleymaniyye kutiibhanesinin (Es'ad efendi) "rahmetullahi te- 
ala aleyh" kismmda [3606] sayida vardir. (Ebrarin ibadetleri, mukarreblere gore 

giinahdir) hadisdir. [Bu hadisi, Ebu Sa'id-i Harrazm (Ariflerin riyasi, miiridlerin 
ihlasmdan daha iyidir) sozu ile kansdirmamahdir.] (Mii'minin artigi sifadir) ha- 
disdir. (Diinya, ahiretin tarlasidir) hadisdir. [Imam-i Miinavi ve Deylemi, bunun 
sahih oldugunu bildiriyor.] Ma'nalanni bilmiyen kimse, karsi gelmekden baska ca- 
re bulamiyor. (Vatan sevgisi, imandandir) hadis oldugunu, (Mesnevi) bildiriyor. 
(Kiintii kenzen mahfiyyen...) hadis-i kudsf oldugu, (Mektubat)da ve (Kenz-i inah- 
fi)de ve (La Yase'uniErdi...) hadis-i kudsi oldugu, ikinci cild, 76. ci mektubda ya- 
zihdir. 

Tesavvufun yuksek derecelerinde bulunanlarm bildirdigi hadis-i seriflerin hep- 
si sahihdir. (Delail-iil-hayrat), hadis kitabi degildir, diia kitabidir. Diiamn mevdu' 
olmasimn ne demek oldugunu bilemiyorum. 

(Ihya) kitabi, imam-i Muhammed Gazalinin "rahmetullahi teala aleyh" (ihya- 
ul'ulum) kitabi ise, biitiin alimlerin soz birligi ile, dogru ve yiiksekdir. Bir gayr-i 
muslim, severek yapraklanni cevirirse, miisliman olmakla sereflenir. 

(Kut-iil-kulub) kitabi ve (Behcet-iil-esrar-fi-menakib-il-ahyar) kitabi [Bunu 
Ali bin Yusiif yazmisdir. Tesavvuf biiyiiklerinin "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" hal tercemeleridir] dinin temel bilgilerini bildiren kitablar olmadigmdan, 
miidafe'a etmiyorum. 

Diinyamn yaratilmasim anlatan hadislere mevdu' demek, mechule tas atmak de- 
mekdir. Her hadisin sahih olup olmamasi uzun tedkik ister. Akla uyup uymama- 
sinin bir kiymeti yokdur. Dinimiz, nakle dayanmakdadir. Nakl dogru olunca, 
inanmak lazimdir. 

Ibrahim aleyhisselamm zevceleri hakkmdaki hadis, mevdu' degildir. Peygam- 
ber efendimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek kalbinin cikanhp temizlen- 
digi dogrudur. Diinyaya gelirken siinnetli oldugu goriilmusdiir. Biitiin Peygamber- 
ler de "aleyhimiisselam" boyle idi. Peygamberlik miihrii bulundugu dogrudur. [Asu- 
re icin, kitabimizin birinci kismi, seksenbesinci maddesinde bilgi verilmisdir.] 

(Esnelmetalib] kitabi, ibni Hacer-i Mekkinin kitabi ise, soz gotiirmez, elbette 
dogrudur ve seneddir ve cok saglamdir. Eger digerleri ise, ehemmiyyeti yokdur. 

Sa'ban aymin onbesinci gecesi icin hadis sahihdir. Receb aymm iistiinlugii de 
boyledir. Mi'rac vardir. Fekat hangi gecede oldugu kesin olarak belli degildir. 
[Mi'racm nasil oldugu, birinci kism, seksenbesinci maddede uzun bildirildi.] 

[Muhammed Rebhami "rahmetullahi aleyh" farisi (Rryad-un-nasihfn) kitabin- 
da buyuruyor ki, (Mi'raca inanmiyanlar cesid cesiddir: 

Cebriyye firkasmm ikinci kismi olan (Cehmiyye) ile mu'tezile firkasimn onikin- 
ci kismi olan Ka'biyye, mi'rac yokdur dedi. Mu'tezile firkasi, mi'rac rii'yadir de- 
di. Zemanimizda, mu'tezile firkasmi taklid edenler cogalmakdadir. (Bahili) firka- 
si ise, mi'rac, Kudiise kadar olmusdur, goklere cikmamisdir, dedi. 

Allahii tealaya cism diyenlerden (Haseviyye) ve (Miisebbihe) firkalan ise, 
mi'rac bir gece siirdu. Bu gece, iicyiiz sene uzun idi. Biitiin insanlar, bu kadar ze- 
man uykuda kaldi dedi. (ibahati), ya'ni isma'ili firkasmda olanlar, mi'rac, ruha ol- 
du. Beden yerinden ayrilmadi dedi. 

Ehl-i siinnet vel-cema'at alimleri buyurdu ki, mi'rac, ruh ve cesed birlikde ola- 
rak, Mekke-i miikerremeden Kudiise ve oradan, yedi kat goke ve sonra Sidre de- 
nilen yere ve Sidreden (Ka'be kavseyn) makamma, uyanik olarak, gece, bir an- 
da goturiilmtis ve getirilmisdir. Bunu yapan, Allahii tealadir ve ancak O yapabi- 
lir, dedi ve cesidli seklde isbat etdi). Yalniz ruh ile olan baska mi'raclan da var- 
dir]. 

Teravih nemazlarim bildiren hadis sahihdir. insanlann en iyisi arab oldugu ve 

-420- 



Kureys ve Hasimilerin iistunlugu, [birinci kism, doksanyedinci maddedeki] hadis-i 
seriflerde bildirilmekdedir. 

[(Basiret-iis-salikin) de, ba'zi sahih hadis-i serifleri yazarak, Siiyuti, bunlann as- 
h yokdur dedi diyor. Halbuki, Ibni Abidin, yevm-i sekde oruc tutmagi anlatirken 
buyuruyor ki, (Hadis alimlerinin ash yokdur demesi, bu hadisin merfu' olmasinin 
ash yokdur demek olup, mevkuf hadis oldugunu bildirmekdedir.)] 

(Rabita-i $enfe) risalesindeki yazilar cok dikkat ile okunursa, oteki siiallerini- 
zi de cozmiis olursunuz! Rabitaya inanmiyan, rabitanm ne demek oldugunu bil- 
miyenlerdir. Bin sene icinde gelen Hanefi alimlerinin cogunun kitabinda, (Rabi- 
ta) anlatilmakdadir. Buna inanmamak, Hanefi alimlerine inanmamakdir. Bunla- 
ra karsi gelenlerin, once miictehid olmasi, sonra o biiyiiklerin derecesinde olma- 
si lazimdir. Ayet-i kerime ve hadis-i seriflerden ma'na cikarmak, herkesin yapa- 
cagi is degildir. Miictehid olmak sartdir. Cahillerin, evet, hayir demesi, hakikat- 
leri degisdiremez. 

insanlann birbirine yardimi, ancak sefa'at ile olacakdir. Ruhlardan yardim 
beklemek, butiin miislimanlar ve biitiin insanlar arasmda adet halini almisdir. 

Efendim! Ramezan-i serifde, ancak bu kadar yazabildim. Daha genis bilgi al- 
mak istiyen ile ferahh bir giinde, uzun zeman goriismek lazimdir. Fekat, insafh ve 
tahsilli olmak lazimdir. Ciinki, inadci ile konusulamaz. imam-i Alinin "radiyalla- 
hii anh", Hasen ve Huseyne "radiyallahii anhiima" yardim etmemesini anlamak 
icin, goriismemiz lazimdir. Ma'zur gormenizi istirham eylerim. 

28 Ramezan 1347 [m. 1929] 
Abdiilhakim 

Bu bug cede beni in icin, ne giil, ne I file var, 

bu pazarda ne ulis veris, ne de para var, 

ne kudret ve tesarruf ve ne mal, ne de niiilk var, 

ne derd, ne zevkve ne de merhem, ve ne yare var, 

bu diinyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var? 

Viicud, lutf-i Hani, hayat, rahmet-i Kerim! 
agiz, atiyye-i Rahman, kelam fadl-i Kadim! 
beden, bina-yi Hilda, riili, nefha-i tekrim, 
kuvvet, ihsan-i kudret, duygular, vaz'i Hakim, 
bu diinyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var? 

Bu diinyada gercekden, benim hicbir seyim yok, 
ne varsa hep Onundur, miiikiinde seriki yok. 
Cihana geiip gitme, benim de eiimde yok, 
bu benimdir demege, giivenecek sened yok, 
bu diinyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var. 

Varhgim bir goriiniis, riiliiini bir emanetdir, 

ben demek bile, Ona, pek cirkin bir sirketdir, 

kula diisen vazife, sahibe ita'atdir, 

bana (kulum!) demesi, liitufdur, inayetdir, 

bu diinyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var? 

Benim fakir ve muhtac, gina, ihsan Hakkmdir, 
(adem) benim sermayem, viicud, hayat Hakkmdir. 
Ezel, ebed ve hem de, kahr, galebe Hakkmdir, 
diinyada ve ukbada her gbriinen Hakkmdir. 
Bu diinyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var. 

-All- 



6 — HADIS-I SERIFLERES CESIDLERI 

[1308] senesinde istanbulda basdan, (Mahzen-iil'ulum) Rifabutin, birinci ciiz', 
yiizotuzaltinci sahifesinde ve (Esi"at-ul-lenie*at)iii iiciincii sahifesinde hadis-i se- 
rfflerin cesidleri, soyle ta'rff edilmekdedir: 

1 — (Hadfs-i miirsel): Sahabe-i kiramin "radiyallahii teala anhiim ecma'in" is- 
mi soylenmeyip, Tabi'inden birinin, dogruca, Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi 
ve sellem" buyurdu ki, dedigi hadis-i seriflerdir. 

2 — (Hadfs-i miisned): Resul-i ekreme "sallallahii aleyhi ve sellem" isnad eden 
Sahabinin "radiyallahii teala anhiim ecma'in" ismi bildirilen hadis-i seriflerdir. Miis- 
ned hadisler, miittasil veya miinkati' olur. 

3 — (Hadfs-i miisned-i miittasil): Resul-i ekreme "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" kadar, isnadi miittasil olan, ya'ni aradaki ravilerden hicbiri noksan olmiyan 
hadis-i seriflerdir. 

4 — (Hadfs-i miisned-i miinkati'): Sahabiden "radiyallahii teala anhiim ec- 
ma'in" gayri bir veya birkac ravisi bildirilmiyen hadis-i seriflerdir. 

5 — (Hadfs-i mevsul): Sahabinin "radiyallahii teala anhiim ecma'in", (Resulul- 
lahdan isitdim, boyle buyurdu) diyerek haber verdigi, hadis-i miisned-i miittasil de- 
mekdir. (Mevahib-i lediinniyye) tercemesi ikinci cild, otuzdordiincii sahifede ve 
Ahmed Na'im begin "rahmetullahi teala aleyh", imam-i Nevevinin "rahmetulla- 
hi teala aleyh" (Hadfs-i erba'fn)i tercemesinde, kirkikinci hadisde, boyle olan 
hadis-i seriflere, (Hadfs-i merfu') denilmekdedir. 

6 — (Hadfs-i miitevatir): Bircok Sahabinin, Resul-i ekremden "sallallahii aley- 
hi ve sellem" ve baska bircok kimsenin de bunlardan isitdigi ve kitaba yazihnca- 
ya kadar, boyle hep, cok kimselerin haber verdigi hadis-i seriflerdir ki, bunlann, 
bir yalan uzerinde soz birligi yapmalarma imkan olmaz. Miitevatir olan hadis-i se- 
riflere muhakkak inanmak ve yapmak lazimdir. inanmiyan kafir olur. 

7 — (Hadfs-i meshur): ilk zemanda bir kisi bildirmisken, ikinci asrda sohret bu- 
lan hadis-i seriflerdir. Ya'ni bir kimsenin Resul-i ekremden "sallallahii aleyhi ve 
sellem" o kimseden de, cok kimselerin ve bunlardan dahi, baska kimselerin isit- 
digi hadis-i serifler olup, son duyulan kimseye kadar, artik hep miitevatir olarak 
bildirilmisdir. Meshur hadislere inanmiyan da kafir olur. (ibni Abidin, s. 176) 

8 — (Hadfs-i mevkiif): Sahabiye "radiyallahii teala anhiim ecma'in" kadar soy- 
liyen hep bildirilip, Sahabinin, Resul-i ekremden "sallallahii aleyhi ve sellem" isit- 
dim demeyip, boyle buyurmus dedigi hadis-i seriflerdir. 

9 — (Hadfs-i sahfh): Adil ve hadis ilmini bilen kimselerden isitilen, miisned-i miit- 
tasil ve miitevatir ve meshur hadislerdir. 

10 — (Haber-i ahad): Hep bir kimse tarafindan soylenilen, miisned-i miittasil 
hadis-i seriflerdir. 

11 — (Hadfs-i mii'allak): Basdan bir veya birkac ravisi veya hicbir ravisi belli 
olmiyan hadis-i seriflerdir. Miirsel ve miinkati' hadisler de mu'allakdir. Basdan yal- 
niz birinci ravisi bildirilmiyen hadise (Miidelles) denir. Tedlis mekruhdur. 

12 — (Hadfs-i kudsf): Ma'nasi, Allahii teala tarafindan, kelimeleri ise, Resul-i 
ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" tarafindan olan hadis-i seriflerdir. Hadis-i kud- 
sileri soylerken, Peygamber efendimizi "sallallahii aleyhi ve sellem" bir nur kap- 
lardi ve halinden belli olurdu. 

13 — (Hadfs-i kavf): Soyledikden sonra, bir ayet-i kerime okudugu hadisdir. 

14 — (Hadfs-i nasih): Son zemanlarmda soyledikleri hadis-i seriflerdir. 

15 — (Hadfs-i mensuh): ilk zemanda soyleyip, sonra degisdirilen hadislerdir. 

16 — (Hadfs-i am): Biitiin insanlar icin soylenmis hadis-i seriflerdir. 

-422- 



17 — (Hadfs-i has): Bir kimse icin soylenmis hadis-i seriflerdir. 

18 — (Hadfs-i hasen): Bildirenler, sadik ve emin olup, fekat hafizasi, anlayisi, 
sahih hadisleri bildirenler kadar kuvvetli olmiyan kisilerin bildirdigi hadis-i serif- 
lerdir. 

19 — (Hadfs-i maktii'): Soyliyenler, Tabi'in-i kirama "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in" kadar bilinip, Tabi'inden rivayet olunan hadis-i seriflerdir. 

20 — (Hadfs-i saz): Bir kimsenin, bir hadis aliminden isitdim dedigi hadis-i se- 
riflerdir. Kabul edilir, fekat sened, vesika olamazlar. Alim denilen kimse, meshur 
bir zat degilse, kabul olunmazlar. 

21 — (Hadfs-i garfb): Yalmz bir kimsenin bildirdigi hadis-i sahihdir. Yahud, ara- 
dakilerden birine, bir hadis aliminin muhalefet etdigi hadisdir. 

22 — (Hadfs-i za'ff): Sahih ve hasen olmiyan hadis-i seriflerdir. Bildirenlerden 
birinin hafizasi, adaleti gevsek olur veya i'tikadmda subhe bulunur. Za'if hadisle- 
re gore fazla ibadet yapilir. Fekat ictihadda bunlara dayamlmaz. 

23 — (Hadfs-i muhkem): Te'vile muhtac olmiyan hadis-i seriflerdir. 

24 — (Hadfs-i miitesabih): Te'vile muhtac olan hadis-i seriflerdir. 

25 — (Hadfs-i miinfasil): Aradaki ravilerden, birden ziyadesi unutulmus olan 
hadis-i seriflerdir. 

26 — (Hadfs-i miisteffz) [miisteffd]: Soyliyenleri iicden cok olan hadisdir. 

27 — (Hadfs-i muddarib): Kitab yazanlara, muhtelif yollardan, birbirine uymi- 
yan seklde bildirilen hadis-i seriflerdir. 

28 — (Hadfs-i merdud): Ma'nasi olmiyan ve rivayet sartlanm tasimiyan sozdiir. 

29 — (Hadfs-i miifterf): Museylemet-iil-kezzabm sozleridir. Ve ondan sonra ge- 
len miinafiklarm, zindiklann, miisliman goriinen dinsizlerin uydurma sozleridir. 
Ehl-i siinnet alimleri, merdud ve miifteri hadisleri aramis, bulmus, ayirmislardir. 
Din biiyiiklerinin kitablarmda, boyle sozlerden hicbiri yokdur. 

30 — (Hadfs-i mevdu'): Birkac sahife once bildirildi. 

31 — (Eser): Mevkuf ve maktu' hadis veya diia bildiren merfu' hadis demekdir. 
(Sened), hadis rivayet eden alim "rahmetullahi teala aleyh" demekdir. 

BUYUK HADIS ALIMLERi: Hadis alimleri, cok yiiksek insanlardir. Ravile- 
ri ile beraber, yiizbin hadis-i serifi ezber bilene (Hafiz) denir. Kur'an-i kerimi ez- 
berliyene hafiz denmez, (Kari') denir. Bugiin, hadis-i serifleri ezbere bilen bulun- 
madigi icin, kari' yerine, yanlis olarak hafiz diyoruz. ikiyiizbin hadis-i serifi ezbe- 
re bilene (Seyh-ul-hadfs) denir. Ucyiizbin ezberliyene, (Huccet-iil-islam) denir. Uc- 
yiizbinden daha cok hadis-i serifi, ravileri ile, senedleri ile birlikde ezber bilene (Ha- 
dfs iniiiini) ve (Hadfs miictehidi) denir. Dogru olduklan, biitiin islam alimleri ta- 
rafmdan tasdik edilmis olan hadis kitablanndan alti danesi, biitiin diinyada soh- 
ret bulmusdur. Bu alti kitaba (Kiitiib-i sitte) denir. [Bu kitablardaki hadis-i serif- 
lerin sahih olduklan, icma' ile bildirildi.] Kiitiib-i sitteyi yazan alti biiyiik alim: 

1 — imam-i Buhari "rahmetullahi teala aleyh": ismi, Muhammed bin isma'il- 
dir. Kisaca (H) harfi ile gosterilir. (Sahfh-i Buhari) ismindeki kitabmda yedibini- 
kiyiizyetmisbes hadis-i serif vardir. Bunlari, altiyiizbin hadis arasmdan secmisdir. 
Her hadisi yazacagi zeman, gusl abdesti ahp, iki rek'at nemaz kilar, istihare eder- 
di. (Buharf-yi serff)i onalti senede yazmisdir. [194] de Buharada tevelliid, [256] da 
fitr bayrami gecesi, Semerkandda vefat etmisdir. 

2 — Imam-i Ebiil-Huseyn Muslim Nisapuri "rahmetullahi teala aleyh": Kisaca 
(M) harfi ile gosterilir. (Cami'us-sahfh) ismindeki kitabim ucyiizbin hadis-i serif- 
den secmisdir. [206] da tevelliid, [261] de vefat etdi. 

3 — Imam-i Malik bin Enes: (Ma) harfi ile gosterilir. (Muvatta) ismindeki ki- 
tabi, ilk yazilan hadis kitabidir. [90] da, Medine-i miinevverede tevelliid, [179] da, 

-423- 



orada vefat etdi. (Mevdu'at-iil'ulum)da diyor ki, ba'zi alimler, (Kiitiib-i sitte)yi sa- 
yarken, (Muvatta) yerine, ibni Macenin (Siinen) kitabini soylemislerdir. 

4 — imam-i Tirmizi "rahmetullahi teala aleyh": imam-i Muhammed bin Isadir. 
(T) harfi ile gosterilir. (CainPiis-sahih) ismindeki hadis kitabi cok kiymetlidir. [209] 
da tevelltid, [279] da vefat etmisdir. 

5 — Ebu Davud Suleyman bin Es'as Sicstani: (D) harfi ile gosterilir. (Siinen) is- 
mindeki kitabmda, dortbinsekizyuz hadis-i serif vardir. Bunlari, besyiizbin hadis 
arasmdan secmisdir. [202] de tevelliid, [275] de Basrada vefat etmisdir. 

6 — Imam-i Nesai: Adi, Ebu Abdurrahman Ahmed bin Alidir. (S) harfi ile gos- 
terilir. (Siinen-i kebir) ve (Siinen-i sagir) admda iki hadis kitabi cok kiymetlidir. 
(Siinen-i sagir), kiitiib-i sittedendir. [215] de tevelliid, [303] de vefat etmisdir. 

(Mevdu'at-iil'ulum) kitabmda diyor ki, [(Siinen) kelimesi, yalniz olarak soyle- 
nince, dort alimin kitablarmdan biri anlasihr. Bunlar, Ebu Daviid (D), Tirmizi (T), 
Nesai (S) ve ibni Macedir. ibni Mace, kisa olarak (MC) harfleri ile gosterilmek- 
dedir "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". Bunlardan baskasmin (Siinen) kita- 
bi soylenirken, yazannin da adi birlikde soylenir. Mesela, (Siinen-i Dare Kutni) 
(KTin) ve (Siinen-i kebir-i Beyheki) (Hek) denir]. 

Meshur ve cok kiymetli hadis kitablarmdan, imam-i Ahmed bin Hanbelin 
(Miisned)i (HD) ve Ebu Ya'la (Miisned)i (Ya'la) ve Abdullah Dariminin (Mus- 
ned)i (DR) ve Ahmed Bezzarm (Miisned)i (Z) ile gosterilir. Bu kitablara (Mesa- 
nid) denir. 

Yimek, icmck, lezzetler, razzak sifatmdandir, 
rahat bir nefes almak, rahmet-i Hudadandir. 
Gelen heriyilik de, on up ikrammdandir. 
en biiyiik ni'met olan, (Iman) da, hep ondandir, 
bu dunyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var. 

Nasib yok ise gelmez, rizkim gokden ve yerden, 

ne otdan ve ne etden, hasih hicbir elden. 

Gelir takdir edilen, hatmmda yok iken, 

fazla ve noksan gelmez, nziklar mukadderden, 

bu dunyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var. 

Kara geceyi giindiiz, giinii aksam edemem, 
kar He suyu ates, gumiisu wolfram edemem. 
Yer kiireyi durdurup ve perisan edemem, 
kmn kar bulutunu, ebr-i nisan edemem, 
bu dunyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var. 

Ademde iken beni, secdi Rabbim bir demde, 
gidami etdi hazir, hemen rahm-i maderde. 
Meleklere emr edip, hizmete kildi bende, 
diinyaya cikararak, kendine etdiperde, 
bu diinyada bilseydim, ben neyim, hem neyim var. 



-424- 



7 — UCUNCU CILD, 54. cii MEKTUB 

Bu mektub, Han-i cihana "rahmetullahi teala aleyh" vazilmisdii. Saglam olan 
dine yapi$magi ve diinya islerini yaparken, islamiyyete uymaga dikkat etmenin, din 
He diinyayi birlikde kazanmak oldugunu bildirmekdedir: 

Hak siibhanehii ve teala razi oldugu seyleri yapmaga kavusdursun! Selametde 
olmanizi, kiymetli ve muhterem olmanizi nasib eylesin! Yuksek Peygamberi ve 
Onun ali hurmetine, bu diiami kabul buyursun "aleyhi ve aleyhimiissalevatii vet- 
teslimat"! Farisibeyt tercemesi: 

Kazanc ve se'adet topu ortada duruyor, 
Meydanda kimse yok, suvariler gorunmiiyor? 

Diinyamn tath seyleri ve gecici ni'metleri ancak, bu parlak dine uymakda yar- 
dimci olduklan zeman, faideli ve halal olurlar. Diinya kazanci, ahiret kazanci ile 
birlikde oldugu zeman ise yarar. Ahireti kazanmaga yardimci olmiyan diinya 
ni'metleri, sekerle kaplanmis zehr gibidirler. Bunlarla, ahmak olanlar aldatil- 
makdadir. Allahii tealamn bildirdigi tiryak ile bu zehrlere ilac yapmiyanlara ya- 
ziklar olsun! Bu sekerli, tath zehrleri, islamiyyetin emrlerini ve yasaklanm yapmak 
giicliigiine katlanarak tedavi etmiyenlere cok acimr. Kisaca, islamiyyete uymak icin 
biraz calisan, biraz harekete gecen kimse, sonsuz olan kazanclara kavusur. islamiy- 
yetin emrlerine ve yasaklarma uymak cok kolaydir. Fekat az bir gaflet ile ve gev- 
seklik ile de bu sonsuz ni'metler elden cikar. Uzagi goren, dogru diisiinebilen akl 
sahibinin, bu parlak dine uymasi lazimdir. Ceviz ile kozalak ile oyuna dalarak fa- 
ideli seyleri elden kaciran cocuk gibi olmamahdir. Diinya isinizi yaparken, islamiy- 
yete uymaga dikkat ederseniz, Peygamberlerin "aleyhimiissalevat vetteslimat" yo- 
lunda bulunmus olur, bu saglam dini nurlandirmis ve yasatmis olursunuz! Bizim 
gibi elinden is gelmiyenler, senelerce halis ibadetler yapsak, din ile diinyayi bir- 
likde kazanan sizin gibi kahramanlarm derecesine yaklasamayiz. Ya Rabbi! Sev- 
digin ve begendigin isleri yapmagi bize nasib eyle! Sunu da bildireyim ki, bu dii- 
acimzin kagid parcasim size yiikselten kiymetli hace Muhammed Sa'id ve hace Mu- 
hammed Esref, sevdiklerimizden ve yakmlanmizdandir. Onlara yapacaginiz ihsan- 
lar, bu fakiri cok sevindirecekdir. Allahii teala, kiymetli isler yapmanizi nasib et- 
sin ve sanmizi yuksek eylesin! 

8 — UCUNCU CILD, 59. cu MEKTUB 

Bu mektub, Seref iiddfn Hiiseyn icin yazilimsdir. insanin hergiin basina gelen sey- 
lerin hepsinin, Allahii tealamn iradesi ile geldigi ve bunun icin hepsinden lezzet 
duyulmasi lazim oldugu bildirilmekdedir: 

Hak teala, Muhammed aleyhisselamm dini yolunda ilerlemenizi ve sizi her 
bakimdan kendisine baglamasim nasib eylesin! Kiymetli ve anlayish oglum! Her- 
giin insanin karsilasdigi hersey, Allahii tealamn dilemesi ve yaratmasi ile var ol- 
makdadir. Bunun icin, iradelerimizi Onun iradesine uydurmahyrz! Karsilasdigimiz 
herseyi, aradigimiz seyler olarak gormeliyiz ve bunlara kavusdugumuz icin sevin- 
meliyiz! Kulluk boyle olur. Kul isek, boyle olmahyiz! Boyle olmamak, kullugu ka- 
bul etmemek ve sahibine karsi gelmek olur. Allahii teala, (Hadfs-i kudsi)de buyu- 
ruyor ki, (Kaza ve kaderime razi olmiyan, begenmiyen ve gonderdigim belalara sabr 
etmiyen, benden baska Rab arasin. Yeryiiziinde kulum olarak bulunmasin!). Evet 
fakirler, kimsesizler ve himayeniz altmda yasamis olan cok kimseler, kendilerini 
gozetdiginiz ve korudugunuz icin, rahat ediyorlardi. Uziintii nedir bilmiyorlardi. 
Onlarm hakiki sahibi, kendilerini yine korur. Siz her zeman iyiliklerinizle anila- 
caksiniz. Allahii teala, iyiliklerinizin karsihgmi, diinyada da, ahiretde de, bol bol 
ihsan eylesin! Selam ederim. 

-425- 



9 — UCUNCU CILD, 7. ci MEKTUB 

Bu mektub, seyyid infr Muhibbullah Mankpuriye yazdmisdir. insanlardan ge- 
len sikintilara dayanmak lazim oldugu bildirilmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun sevgili Peygamberine salat olsun. Size ve 
biitiin muslimanlara diia ederim. Kardesim seyyid mir Muhibbullahm serefli mek- 
tubu geldi. Bizi cok sevindirdi. insanlarm iizmelerine dayanmak lazimdir. Akra- 
banin incitmelerine sabr etmekden baska yapilacak sey yokdur. Allahii teala, 
sevgili Peygamberine "aleyhi ve ala alihissalatii vesselam" emr olarak, Ahkaf su- 
resinde, (Peygamberlerden Uliil'azm olanlarm sabr etdikleri gibi Sen de sabr et! 
Onlara azab verilmesi icin diia etmekde acele eyleme!) mealindeki ayet-i kerime- 
yi gonderdi. Orada bulunanlara en faideli sey, yanlannda bulunanlann, kendile- 
rine eziyyet etmeleri, sikinti vermeleridir. Siz bu ni'meti istemiyor, bundan kaci- 
yorsunuz. Evet, hep tath yimege ahsmis olan, sifa verici aci ilacdan kacar. Buna ne 
diyecegimi bilemiyorum. Farisi beyt tercemesi: 

Nazli olsa da, nskn yakalanan kimse, 
naz cekmege de ahsmahdir elbette! 

Ilah-abad denilen yere goc etmek icin izn istiyorsunuz. Yahud bir yer gosteri- 
niz de, oraya gidip, halkm ifrat derecesindeki cefasindan kurtulayim diyorsunuz. 
Buna (Ruhsat), izn verilebilir. Fekat, (Azimet), daha iyi yol, orada kahp, sikmti- 
lara sabr ve tehammul etmekdir. Bildiginiz gibi, bu mevsimde halsiz oluyorum. Bu- 
nun icin kisa yazdim. Selam ederim. 

10 — IKINCi CILD, 29. cu MEKTUB 

Bu mektub, faziletli seyh Abdiilhak-i Dehleviye "rahmetullahi teala aleyh" ya- 
zdmisdir. Bu diinyada en kiymetli sermayenin iiziintii ve sikinti oldugu ve en tat- 
h ni'metin derd ve elem oldugu bildirilmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, sevdigi kullanna selam olsun! 
Kiymetli efendim. Sikintilann gelmeleri, goriiniisde cok aci ise de, bunlarm ni'met 
olduklan umulur. Bu diinyamn en kiymetli sermayesi, iiziintiiler ve sikmtilardir. 
Bu diinya sofrasmm en tath yemegi, derd ve musibetlerdir. Bu tath ni'metleri, aci 
ilaclarla kaplamislar, bununla imtihan yolunu acik tutmuslardir. Se'adetli, aklh olan- 
lar, bunlarm icine yerlesdirilmis olan tathlan goriir. Uzerindeki aci ortiileri de tat- 
h gibi cignerler. Acilardan tat ahrlar. Nasil tath olmasm ki, sevgiliden gelen her- 
sey tath olur. Hasta olanlar, onun tadim duyamaz. Kalbin hasta olmasi, Ondan bas- 
kasma goniil vermesidir. Se'adet sahibleri, sevgiliden gelen sikmtilardan o kadar 
tat ahrlar ki, iyiliklerinde o tadi duyamazlar. Her ikisi de sevgiliden geldigi halde, 
sikmtilardan, sevenin nefsi pay almaz. iyiliklerini ise, nefs de istemekdedir. 

Ni'mete kavusanlara afiyet olsun! 

Ya Rabbi! Bizi, sikintilann sevablanndan mahrum eyleme! Bunlardan sonra, 
bizi fitnelere diisiirme! islamm za'if oldugu bu giinlerde sizin kiymetli varhgmiz, 
miislimanlar icin biiyiik bir ni'metdir. Allahii teala, selamet versin ve uzun omr- 
ler ihsan eylesin! Vesselam. 

Ne bahtiyar, o A/si kim, 
okudugu Kur'an ola! 
Ezan, ikamet duyunca, 
gonlii dolu i m fin ola! 



-426- 



11 — IKESCI CILD, 32. ci MEKTUB 

Bu mektub, mirza Kihcullaha yazdmisdir. Kalbini toparhyamadigini bildiren 
mektubuna ce v sib vermekde, korkulu zemanda okunacak seyleri bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd ve Onun sevgili Peygamberine salat eder, size de diialar 
ederim. Aza, ya'ni bassaghgi icin yazmis oldugunuz kiymetli mektub geldi. (inna 
lillah ve inna ileyhi raci'un!) Ya'ni, hepimiz Allahm emrinde ve dilegi altindayiz 
ve hepimiz Onun huzuruna cikacagiz! Bizler, Onun yardimi ile, Onun kazasina ra- 
zi olduk. Siz de razi olunuz! Diia ve Fatiha okuyarak yardim ediniz! Sizin, o sikin- 
tidan kurtulmaniz haberi, bizleri cok sevindirdi. Iki acidan birisi, iizerimizden siy- 
nlmis oldu. Bunun icin, Allahii tealaya hamd ve siikr olsun! Kalbinizi diinya dii- 
siincelerinden kurtaramadigmizi yaziyorsunuz. Evet, zahir islerin bozuk ve dagi- 
nik olmasi, kalbin de dagilmasma yol acar. Kalbinizde uziintu ve kuruntu olunca, 
gidermek icin tevbe ve istigfar okuyunuz! Korkulu zemanlarda, (Kelime-i temcid), 
ya'ni (La havle vela kuvvete ilia billahil'aliyyil'azim) okuyunuz! [Cin carpmasma 
karsi bunu okumak, (174). cii mektubda yazihdir. Muhammed Ma'sum "rahme- 
tullahi aleyh" ikinci cild otuz iicuncii mektubunda diyor ki, (Derdlerden kurtul- 
mak ve murada kavusmak icin besyiiz kerre La havle vela kuvvete ilia billah ile ev- 
velinde ve ahirmda yiizer def'a salevat-i serife okuyup diia etmelidir)]. (Mu'avvi- 
zeteyn) [ya'ni iki (Kul-e'uzu)yu] cok okumak da faidelidir. Biz, iyi ve rahatiz. Al- 
lahii tealaya her zeman hamd ve siikr olsun! (El-hamdii-lillahi daimen ve ala kiil- 
li hal ve E'uzii billahi min hal-i ehlinnar). Za if oldugum icin cok yazamadim. Al- 
lahii teala, bizi ve sizi, Muhammed Mustafanm dininden ayirmasm "ala sahibihes- 
salatii vesselamii vettehiyye"! Vesselam. [(Tefsir-i Mazheri)de, Enbiya suresi- 
nin seksenyedinci ayetinin tefsirinde, hadis-i serifde buyuruldu ki, (Birinize derd 
ve belli gelince, Yuniis Peygamberin diiasim okusun! Allahii teala Onu muhakkak 
kurtanr. Diia suclur: La ilahe ilia ente siibhaneke iimi kiintii minez-zalimin). 
(Tergib-iis-salat), ellidordiincii faslindaki hadis-i serifde, (Sabah, kalkinca, iic 
kerre Bismillahillezi la-yedurru ma' asmihi §ey'iin fil-erdi vela fissemai ve hiives- 
semful'alim okuyana aksama kadar, hie derd, bela gelmez) buyuruldu.] 

12 — IKINCi CILD, 75. ci MEKTUB 

Bu mektub, mirza Muzaffer liana yazilniistlir. Dostlara verilen sikintilarin ve be- 
lalarin, giinahlara keffaret oldugu ve yalvararak afv ve afiyet istemek lazim oldu- 
gu bildirilmekdedir: 

Allahii teala, size layik olmiyan seylerden selamet versin! Dostlara diinya sikm- 
tilarmm ve belalarm gelmesi, bunlarm giinahlarmm afv olmasi icin keffaretdirler. 
Yalvararak, aghyarak ve siginarak, kink kalb ile Allahii tealadan afv ve afiyet di- 
lemelidir. Diiamn kabul olundugu anlasihncaya ve fitneler kalmaymcaya kadar, boy- 
le diia etmelidir. Dostlarimz ve iyiliginizi istiyen sevenleriniz de, sizin icin diia et- 
mekde iseler de, derdlinin kendisinin yalvarmasi daha yerinde olur. ilac almak ve 
perhiz yapmak, hastaya lazimdir. Baskalarmm yapacagi, olsa olsa, ona yardimci 
olmakdir. Soziin dogrusu sudur ki, sevgiliden gelen herseyi, giilerek, sevinerek kar- 
silamak lazimdir. Ondan gelenlerin hepsi tath gelmelidir. Sevgilinin sert davran- 
masi, asagilamasi, ikram, ihsan ve yiikseltmek gibi olmalidir. Hatta, kendi nefsi- 
nin boyle isteklerinden daha tath olmalidir. Seven boyle olmazsa, sevgisi tam ol- 
maz. Hatta, seviyorum demesi, yalancihk olur. Dinin koruyucusu hazretiniz, hiz- 
metden geri gelince, seferdeki halleri ve birlikde bulunanlarm cekdikleri sikmti- 
lan yazmissmiz. Selametiniz ve afiyetiniz icin fatiha okundu. Ya Rabbi! Unutduk- 
lanmiz ve yamldiklanmiz icin bizleri sorguya cekme! Gecmis iimmetlere yapdigm 
gibi, giic isleri bizlere yiikleme. Yapamiyacagimiz seyleri emr etme. Bizi afv ve mag- 
firet eyle! Bize aci! Bizim sahibimiz sensin! Diismanlanmiza galib gelmemiz icin 

-427- 



bize yardim et! Siibhane Rabbike Rabbil'-izzeti amma yasifun ve selamiin alelmur- 
selin velhamdulillahi Rabbil'alemin. Vesselam. 

13 _ UCUNCU CILD, 27. ci MEKTUB 

Bu mektub, molla Alt Kesmiye yazilmisdir. Kul, kendi dileklerini birakip, sa- 
hibinin arzularina uymahdir. Ayrica, insanin kendinde bulunan ve disardan gelen 
hastaliklarmi bildirmekdedir: 

Kulun dilegi ve istegi sadece sahibi ve sahibinin dilegi olmahdir. Baska, hicbir 
dilegi bulunmamalidir. Boyle olmazsa, kulluk bagim koparmis, kolelikden kacmis 
olur. Hep, kendi isteklerinin arkasmda giden bir kul, kendi keyfine, arzusuna e- 
sir demekdir. Kendi nefsinin kolesidir. Hep, mel'iin seytamn emrlerini yapmak- 
dadir. Allahii tealaya kul olmak ni'metine kavusmak, ancak (Vilayet-i hassa) ha- 
sil olunca ele gecer. Boyle veli olmak da, tam (Fena) ve olgun (Beka)dan sonra na- 
sib olur. 

Siial: Boyle olan Evliyamn da dilekleri, istekleri oluyor. Cesidli seyler istiyor- 
lar. Peygamberlerin onderi ve Evliyamn sultani da "aleyhi ve aleyhimussalevatii 
vetteslimatii etemmiiha ve ekmeluha", serin ve tath serbetleri severdi. Ummeti- 
nin iyi olmasi icin calisip didindigini, Kur'an-i kerim bildiriyor. Boyle isteklerin, 
bu biiyiiklerde bulunmasi nedendir? 

Cevab: Bircok istekler, tabi'at kanunlarmdan ileri gelir. insan hayatda olduk- 
ca, bu isteklerden kurtulamaz. Sicak olunca, beden serinlemek ister. Sogukda 
da, lsmmak duygusu hasil olur. Bedenin, yasayabilmek icin lazim olan ihtiyacla- 
n istemesi, kulluga ters diismez. Bu istekler, nefsin istekleri degildir. Nefsle ilgi- 
leri yokdur. Tabi'at kanunlarmdan hasil olan istekleri, yasak edilmemisdir. Bun- 
lan istemek, nefse uymak olmaz. Bu istekleri yapmak mubahdir. Ciinki nets, ya mu- 
bahlarm fazlasim ister. Mubahlarm fazlasma (Fudul) denir. Yahud, siibheli ve ha- 
ram seyleri ister. Yasamak ipin (Zaruri) lazim olan seylerin de nefsle ilgileri yok- 
dur. Goriiltiyor ki, nefse uymak, kotii is demek, fuduli isleri istemek, yapmak de- 
mekdir. Ciinki, mubahlarm fazlasi, haramlara yakmdir. Seytamn aldatmasi ile bi- 
raz daha asiri gidilirse, harama diisuliir. Bunun icin mubahlan, zaruret oldugu ka- 
dar yapmak lazimdir. Boyle yapmca, ayak kayarsa, fudule diisuliir. Eger, fudul is- 
lerken ayak kayip, disan tasilirsa, harama diisuliir. 

Bir cok istekler, insanda bulunmaz. insana disardan gelirler. Bunlardan faide- 
li olanlanm, Allahii teala, merhamet ederek insana gonderir. [Uzun bir hadis-i se- 
rifde] (Her mii'minin kalbinde, Allahii tealanm bir va'izi vardir) buyuruldu. Za- 
rarh olanlanm, seytan gonderir. Seytan, insanlara hep kotiiliik ve diismanhk yap- 
malanni vesvese eder. Nisa suresinin yiizyirminci ayetinde mealen, (Seytan insa- 
na cok seyi sozverir ve bircok seyi hatirlatir. Seytamn sozverdigi seylerin hepsi ya- 
landir) buyurulmusdur. Bu fakir (Guvalyar) kal'asinda habs iken, birgiin, sabah 
nemazim kildikdan sonra, bu yolun adeti oldugu iizere, sessizce oturmusdum. 
Faidesiz bircok diisiinceler beni kapladi. O kadar oldu ki, pek sikildim. Kalbimi 
bir diirlti toparhyamadim. Az bir zeman sonra, Allahii tealanm yardimi ile kendi- 
mi toparladim. O diisuncelerin, bulutlarm apilmasi gibi, dagihp gitdiklerini gordiim. 
Bunlan gonliime getiren de, onlarla birlikde uzaklasdi. Kalbimi bos ve temiz bi- 
rakdi. Bu diisiince ve isteklerin disardan gelmis olduklan, icerden hasil olmadik- 
lari anlasildi. icerden hasil olsalardi, kulluga uygun olmazdi. Soziin kisasi, nefs-i 
emmareden hasil olan kotiiliikler, insanin kendi hastahgidir. Oldiirucii zehrdir ve 
kullukla bagdasmaz. Disardan gelen kotii istekler, seytandan gelmis olmakla be- 
raber, gecici hastahklardan olur. Ufak bir ilac ile, kolayca giderilebilir. Nisa sure- 
sinin yetmisaltmci ayetinde mealen, (Seytamn aldatmasi, elbette za'ifdir) buyurul- 
du. En biiyiik dusmanimiz, nefsimizdir. Can diismammiz, her zeman yammizda bu- 

-428- 



lunan bu azili arkadasimizdir. Disardaki diismammiz, bu ic diismamn yardimi ile 
bize saldinyor. Onun yardimi ile bizi yarahyor. Varhklar icinde en cahil olani, in- 
sanin nefsidir. Ciinki, nefs-i emmare kendine dusmanlik yapmakdadir. Hep, ken- 
dini yok edici seyleri istemekdedir. Her istegi, Allahii tealamn yasak etdigi seyler- 
dir. Her isi, sahibi olan ve biitiin iyiliklerin sahibi bulunan Allahii tealaya karsi gel- 
mekdir. Hep, kendi can diismam olan seytana uymakdadir. 

Insanin, kendinden olan hastahgi ile, disardan gelip gecici olan hastahgi ayird 
etmesi pek giicdiir. Icden olan kotiiliikle, disardan gelen kotiilugii ayirmak cok zor- 
dur. Cahil olan, kendi hastahgim, disardan gelmis, gecici hastahk samp, kendini 
begenir, olgun sanir. Boylece, felakete siiriiklenebilir. Bunu diisiinerek korkdu- 
gum icin, bu ince bilgiyi yazamamisdim. Bunu aciklamagi iyi bulmamisdim. On- 
yedi seneden beri yazmadim. icerden olan kotiiliikle, disardan gelen kotiiliigu bir- 
biri ile karisdinyordum. Simdi, Allahii teala, hak ile batih birbirinden ayirdi. Bu- 
nun icin ve boyle sayisiz ni'metleri icin Rabbime hamd ve siikrler olsun! Boyle giz- 
li bilgileri aciklamanin bir sebebi de, kisa gorusliilerin, olgun kimselerde disardan 
gelen arzular bulundugunu gorerek, o biiyiikleri asagi sanmamalan icindir. Boy- 
le sananlar, o biiyiiklerin bereketlerinden istifade edemezler. Kafirlerin, Pey- 
gamberlere uymak serefinden mahriim kalmalan, bu biiyiiklerde "aleyhimiissale- 
vatii vetteslimat" boyle sifatlarm bulunmasi oldu. Tegabun suresindeki bir ayet- 
de mealen, (insanlar mi bize dogru yol gosterecekler dediler. Boylece kafir oldu- 
lar) buyuruldu. Buyiiklerimiz, (Arifin kendi istekleri yok oldukdan sonra, Allahii 
teala, bunlara kendinden irade ve ihtiyar ihsan eder) buyurmuslardir. Bu sozleri- 
ni, insaallahii teala, baska yerde acikhyacagim. Allahii teala, dogru yolda olanla- 
ra selamet versin! Amm. 

14 — IKINCi CILD, 53. rii MEKTUB 

Bu mektub, bir seyhe [Seyh Abdiissamed Sultanpuriye] yazdmisdir. Kibr ve uc- 
bun hastahk oldugu bildirilmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi kullarma selam olsun! Soruyorsu- 
nuz ki, riyazet yapmca, ibadet yapinca, nefsim kabanyor. Benim gibi salih, iyi 
kimse yokdur samyor. islamiyyete ters diisen birsey yapinca da kendimi muhtac, 
aciz samyorum. Bunun ilaci nedir diyorsunuz. Allahii tealamn lutfiine, ihsamna ka- 
vusmus olan kardesim! ikinci olarak bildirdiginiz ihtiyac ve aciz olmak, pismanhk- 
dan ileri gelir ki, cok biiyiik ni'metdir. Allah korusun, eger giinah isledikden son- 
ra, pisman olunmazsa ve hele giinah islemek tath gelirse, giinaha israr etmek, da- 
danmak olur. Pismanhk, tevbenin bir parcasidir. Kiiciik giinaha israr etmek ise, bii- 
yiik giinah olur. Biiyiik giinaha israr etmek, insam kiifre gotiiriir. Sizin bu ikinci ha- 
liniz, biiyiik ni'metdir. Buna siikr ediniz ki, pismanhgimz cogalsm ve islamiyyete 
uymiyan islerden sizi korusun. Ibrahim suresi yedinci ayetinde mealen, (Siikr 
ederseniz, ni'metimi artdiririm!) buyuruldu. Nefsinizin birinci hali, ucb, ya'ni iba- 
det yapdigi icin kendini begenmek [Egoizm]dir. Ucb, korkunc bir zehrdir. Oldiirii- 
cii bir hastahk olup, ibadetleri ve iyilikleri yok eder. Atesin odunu yakmasi gibidir. 
Bunun ilaci, iyi islerini kusurlu gormeli, bunlardaki gizli cirkinlikleri diisiinmeli, boy- 
lece, kendinin ve ibadetlerinin kusurlu, bozuk oldugunu anlamahdir. Hatta, onla- 
n begenilmiyecek, kovulacak bir halde bulmahdir. Bir hadis-i serifde, (Kur'an-i ke- 
rim okuyan cok kimse vardir ki, Kur'an-i kerim bunlara la'net eder) buyuruldu. Bas- 
ka bir hadis-i serifde, (Oruc tutan cok kimse vardir ki, onlarin orucu, yalniz achk 
ve susuzluk cekmek olur) buyuruldu. insan, ibadetinin, iyiliginin cirkin tarafi ol- 
madigim sanmamahdir. Biraz incelenirse, Allahii tealamn yardimiyla hepsini cir- 
kin bulur. Giizelligin kokusunu bile duymaz. Boyle kimsede ucb hasil olabilir 
mi? Nefs kendini begenebilir mi? Bir kimse, amellerini, ibadetlerini kusurlu go- 
riince, bunlarm kiymeti artar. Kabul edilmege layik olurlar. iyiliklerinizi boyle gor- 

-429- 



mege ve ucb [Egoizm] hasil olmamasina cahsimz. Yoksa sonu cok kotii olur. Bu 
felaketden yalniz Allahii tealanm diledikleri kurtulabilir. Ibadetlerini, iyilikleri- 
ni kusurlu, bozuk gormege kavusan bir kimse, oyle bir hale gelir ki, sag omuzun- 
daki, iyilikleri yazan melegin hicbirsey yazmadigini sanir. Ctinki, yazacagi bir iyi- 
lik yapdigini gorememekdedir. Sol omuzundaki, kotiiliikleri yazan melegin dur- 
madan yazdigmi sanir. Ctinki, yapdiklarmm hepsinin cirkin ve kotti olduklanm gor- 
mekdedir. Bu hale kavusan arife, herkesin anliyamiyacagi ve anlatamryacagi iyi- 
likler ihsan olunur. Dogru yolda olanlara selam olsun! 

[Islamiyyeti anlamamis olan ba'zi kimseler, miislimanlara, egoist, ya'ni hodbin, 
kendini dtistinen diyor. Nemaz kilanlara, (Kendini Cehennemden kurtarmak icin 
nemaz kilacagma, kalk insanlara hizmet et!) diyor. islam dininin, egoist dini olma- 
digmi, egoist olmiyanlarm kiymetli oldugunu, yukanda cok giizel bildirdik. Nemaz 
kilmaga gelince, mtislimanlar, cahillerin zan etdigi gibi, Cehennemden kurtulmak, 
rahata kavusmak icin ibadet etmez. Allahii tealanm emri oldugu icin, vazife oldu- 
gu icin ibadet yapar. (Vazife, amir tarafmdan emr edilen seyi yapmak, men' edi- 
leni yapmamakdir). Amirlerin emrleri birbirine benzemiyorsa, daha iistiin olan ami- 
rin emri yapihr. Askerlikde bile, birinci vazife, biiyiik amirin emrini yapmakdir. 
Kafirler, gencleri aldatmak icin, vazife mukaddesdir. Once vazife, sonra nemaz, 
diyor. Evet, vazife onlarm zan etdiklerinden de daha cok mukaddesdir. Fekat, bi- 
rinci vazife, en biiyiik amirin emrini yapmakdir. En biiyiik amir, Allahii tealadir. 
O halde birinci vazife, nemazdir. Hicbir amir, hicbir kumandan, hicbir makam, bu 
birinci vazifeyi degisdirmemelidir. istirahat zemanlannda, yatakhanede, buna da 
imkan yoksa, abdesthanede nemazi yine kilmahdir. Fekat, en iyisi, bu derece ka- 
ra, kati kalbli din diismanlarmm yamnda cahsmayip, uzaklasmahdir. Bu miislima- 
na, cenab-i Hak elbette baska yoldan, daha cok nzk verir. imam-i Gazali "rahme- 
tullahi aleyh" (Kimya-i se'adet) kitabmda buyuruyor ki, (Nemaza mani' olan, giic- 
liik cikaran vazifede bereket olmaz. Nemaza elverisli olan vazifelerde bereket var- 
dir). Yetmisdokuzuncu sahifede diyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki, (Miisliman demek, miislimanlara eli ile, dili ile zarar vermiyen 
kimse demekdir). Her miislimanm boyle olmasi lazimdir. Bir hadis-i serifde, 
(Imam kamil olammz, ahlaki giizel olanmizdir!) buyuruldu. Goriiliiyor ki, iman bi- 
le, ahlak ile, insanlara faideli olmakla olciilmekdedir. (islam ahlaki) kitabimizda, 
miislimanlann giizel ahlaki uzun yazilidir. Nemaz kilarken, biitiin mii'minlere 
selam verilmekde, diia edilmekdedir. Nemaz kilmiyan ise, mii'minlerin bu hakki- 
ni cignemekdedir. O halde, nemaz kilmak, hodgamhk degil, hayrhahhkdir. Nemaz 
kilmamak ise, zulmdiir.] 

Bu Mem dedikleri, el ayakla, ba$ degil, 
adem ruha denilir, surat He kits degil. 

Beden et ve deridir, rub bunun serveridir. 
Hakkm kudret sirridir, ruhsuz kahp bos degil. 

Adem gerek, su gibi, temizlenip anna, 
baramlardan kacmir, nefsi de serke$ degil. 

Ademdedir emanet, ondadir ilmii bikmet. 
Hakkm katmda adem, daneyi hashas degil. 

Adem olan iyi bil, cab sir hep ay ve yil, 
rub gidasi ilmdir, ekmek ve kunms degil. 

Kendi oziin anhyan, rub goziin aydmbyan, 
Hak s oziin pek kavrayan, er olur, ayya$ degil. 

Beden hayvanda da var, hissi, onda pek artar. 
Kurt gbzii, keskinse de, naks gbriir, nukkus degil. 

-430- 



15 — ALLAHU TEALANES ISMLERI 

Allahu tealanm ismleri cokdur. Sayismi bilmiyoruz. ismlerinden doksando- 
kuzunu, Kur'an-i kerimde insanlara bildirmisdir. Kadizade Ahmed efendi, (Bir- 
givf vasryyetnamesi) serhinde diyor ki, (Allahu tealanm doksandokuz ismine (Es- 
ma-i hiisna) denir. Allahu tealanm ismleri (Tevkifiyye)dir. Ya'ni islamiyyetin 
bildirmesine baghdir. islamiyyetin bildirdigi ismler ile cagnhr ve onlar ile zikr olu- 
nur. Bunlardan baska ismler ile cagirmaga, zikr etmege, islamiyyet izn vermemis- 
dir). (Serh-i Mevakif), besyiizkirkbirinci sahifesinde diyor ki, (KadiEbu Bekr "rah- 
metullahi teala aleyh" buyurdu ki, Allahu tealaya yakismaz ma'na cikmiyan, Ona 
yakisan ism soylenebilir. Cogunluk ise, belli doksandokuz ismden baskasi soyle- 
nemez dedi). 

Bundan anlasihyor ki, Allahu tealaya (Tann) demege izn yokdur. Ya'ni tann de- 
mek giinah olur. Allah ismini kullanmak istemeyip, bunun yerine, tann demek ve- 
ya doksandokuz ismden birini bile kullanmak istemek, cok biiyilk ve cirkin sue olur. 

Nun aleyhisselamm oglu Yafes mii'min idi. Evladi cogahnca, onlara reis olmus- 
du. Hepsi, dedelerinin gosterdigi gibi, Allahu tealaya ibadet ediyordu. Yafes 
nehrden gecerken bogulunca, Tiirk ismindeki kiiciik oglu, babasimn yerini tutdu. 
Bunun evladi cogalarak, bunlara Tiirk denildi. Bu Tiirkler, ecdadi gibi, miisliman, 
sabrh, cahskan insanlardi. Bunlar zemanla cogalarak Asyaya yayildi. Baslarma ge- 
cen ba'zi zalim hiikumdarlar, semavi dini bozarak, puta tapdirmaga basladilar. Bun- 
lardan, bugiin Sibiryada yasayan Yakutlar, hala puta tapmakdadir. Dinden uzak- 
lasdikca, eski medeniyyet ve ahlaklarim da gayb etmislerdi. Hele Hunlar ve on- 
larm reislerinden Attila, dinsizligi ve zulmii ile (Allahin gadabi) ismini almisdi. is- 
lam giinesi Mekke-i miikerremeden dogarak, ilm, ahlak ve her diirlii fazilet lsik- 
larmi diinyaya sacmca, Romahlarm, Asyaya kadar yayilan sefahet ve ahlaksizhk- 
lan ve Asyayi, Afrikayi kaplamis olan dinsizlik, cahillik ve vahset altinda yetismis 
diktatorler, somiirdiikleri insanlarm islamiyyeti isitmelerine, anlamalarma mani' 
oldular. Bu engeller kilmc giicii ile ortadan kaldinldi. Tiirk hakanlan, asaletleri ve 
uyamk olmalan sebebi ile islamiyyetin isitilmesine mani' olmadilar. Semseddin Sa- 
mi, (Kamus-iil-a'lam)da diyor ki: (Hazer goliiniin sarkmdaki Aral goluniin sark ta- 
rafina, simalde Seyhun, cenubda Ceyhun nehrleri, simal-i garbiye dogru akarlar. 
iki nehr arasma (Ma-vera-iin-nehr) denir. iki gol arasmm cenub kismma (Harizm) 
denir. Merv sehri buradadir. Bunun cenubu, Iranm (Ciircan) ve (Horasan) vila- 
yetleridir. Buraya simdi (Turkmenistan) deniyor. Aral goliiniin simaline (Kazakis- 
tan) deniyor. Ma-vera-iin-nehrin cenubuna (Ozbekistan) deniyor. Buhara, Semer- 
kand, Taskend buradadir. Bunun sarkina (Tacikistan) deniyor. Yarkend, Fergane 
ve Kasgar buradadir. Bu memleketlerin hepsine (Tiirkistan) denir. Buharayi, 55 [m. 
674] de, Horasan valfsi Sa'id bin Osman ibni Affan, Semerkandi ve biitiin Mavera- 
iin-nehri 77 [m. 695] de Kuteybe feth eyledi. Semerkandi, 1285 [m. 1868] de ve bii- 
tiin Tiirkistam, 1292 [m. 1874] de ruslar istila eyledi. [Osmanh devletinin idaresini 
ele gecirmis olan masonlar, bu istilalara seyirci kaldilar.] Tiirkiin asaleti ile islamiy- 
yetin serefi bir araya gelmeden cok once, Asuriler Tiirkistana girerek, Tiirkleri, gii- 
nese, yildizlara tapmmaga alisdirmisdi). Tanyeri agarmca, giinese tapimrlardi. Bu 
sebebden, giinesin ismi, tanyeri ve nihayet tann oldu. Kur'an-i kerimde, (Benim is- 
mini Allahdir. Beni Allah diye caginniz. Allah diye ibadet ediniz. Allah diye yalva- 
riniz!) mealinde miiteaddid ayet-i kerimeler vardir. Ona, Onun istedigi ismi soy- 
lemeyip de, kafirlerin, Onun en sevmedigi ma'budlarma koyduklan tann ismi ile 
Onu cagirmak, ne kadar yanhs ve ne biiyiik inad oldugu meydandadir. Mesela, bir 
hiikumdar, emri altmda bulunan kimselere: (Benim ismim Ahmeddir. Beni, Ah- 
med diye caginniz!) dese, onlar da, (Hayir efendim. Bizim cammiz sana Ahmed 
demek istemiyor. Tas veya kurd, kopek veyahud en asagi, biiyiik diismaninin is- 
mi ile cagirmak istiyoruz) deseler ve oyle cagirsalar, nasil cok kizarsa, Allah ismi 

-431- 



yerine, Onun emr etmedigi, hatta diismam oldugu tann ismini soyliyerek ezan oku- 
mak ve ibadet etmek, Allahii tealayi gadaba getirir, dusmanhga sebeb olur. ibni 
Abidin "rahmetullahi teala aleyh", ezam anlatmaga baslarken buyuruyor ki: 
(Ezan, bildirilen seklde, bildirilen kelimeleri okumakdir. Ma'nasi ayni olsa ve her- 
kes anlasa da, tercemesini okumak caiz degildir. Teganni ederek, ya'ni kelimele- 
ri bozarak da okumak caiz degildir. Kelimeleri bozmak demek, musiki perdesine 
uydurmak icin, hareke, harf ve med [uzatmak] eklemek veya cikarmak demekdir. 
Boyle okunan ezam ve Kur'an-i kerimi ve mevlidleri dinlemek de giinahdir. Bun- 
lan ilave etmeden, ya'ni kelimeleri bozmadan teganni etmek, [ya'ni sesi giizelles- 
dirmek] caizdir ve iyidir.) 

Ibadetler emre uygun yapilmazsa oyuncak olur. Dini, oyun yapmak, adete uy- 
durmak ise, kafirligin en kotiisii, en cirkinidir. 

Allahii tealamn, Kur'an-i kerimde bildirdigi doksandokuz isminden bircogu, ya- 
ratici oldugunu gostermekdedir. Mesela, Mukit, Halik, Bari, Musavvir, Razzak, 
Miibdi, Mu'id, Muhyi, Miimit, Kayyum, Vali, Bedf ismleri boyledir. 

Bu oniki ismden, meshur olan (Halik) ismi, takdir, ta'yin edici demekdir. (Ba- 
ri) var edici demekdir. (Musavvir) suret vericidir. Mesela, bir miihendis, bina 
yapmak isteyince, once lazim olan kereste, tugla, cimento, demir, arsa, odalarm ade- 
di, buyiikliiklerini takdir ve ta'yin eder, kesf eder, plan hazirlar. Halk, bu demek- 
dir. Sonra, mi'mar bu plana gore binayi yapar. Mi'mar binanin barisi olur. Niha- 
yet, binanin nakslan, siisleri yapilir. Bunu yapan, musavvir olur. 

Allahii tealamn, her isinde, seriki, ortagi yokdur. Her varhgm hahki, barisi, mii- 
savviri yalniz Odur. Yaratmak, yokdan var etmekdir. Maddeyi, elemam yok iken 
var etmek ve var etdikden sonra, baska bir varhga cevirmek de yaratmakdir. Me- 
sela, (Insani nutfeden, cinni ates alevinden yaratdi) mealindeki ayet-i kerime 
boyle oldugunu bildirmekdedir. Yerler, gokler, bugiin bildigimiz yiizbes basit 
cism (eleman) yok idi. Bunlann hepsini sonradan var etdi. Elemanlan, oksidleri, 
asidleri, bazlan, tuzlari birbiri ile birlesdirerek, parcahyarak milyonlarla uzvi 
(organik) ve inorganik cismler meydana getirmekde, ya'ni yaratmakdadir. Alla- 
hii tealamn adeti soyledir ki, herseyi bir sebeb, bir vasita ile yaratmakdadir. Sebeb- 
leri yapan, var eden, bunlarda aktiflik, te'sir kuvveti yaratan da Odur. Cismlerin 
fizik ve kimya ozellikleri, fizik, kimya, biyoloji olaylan, reaksiyonlan, Onun ya- 
ratdigi sebeblerdir. Elektrik, isi, mekanik, lsik ve kimya enerjilerini ve tepkime- 
leri hasil eden cesidli kuvvet sekllerini sebeb olarak yaratmisdir. Bu sebebleri, cism- 
leri yaratmasma vasita kildigi gibi, insan akhni, insan giicunu de, kendi yaratma- 
sina vasita kilmisdir. Mesela, komiirtin, besyiiz derece iistiine, ya'ni tutusma sicak- 
hgma kadar lsmarak yanma olayimn baslamasina, kibritin alevi sebeb olmakda ise 
de, komiirtin oksidlenmesini, yanmasmi yaratan Odur. Kibrit, yanma olayimn 
yaraticisi degildir. Ciinki, kibritin yapisim, ozelliklerini, alevini, isi enerjisini, kar- 
bon atomlannin oksigene ilgisini, olayin ekzoterm olup, komiirti lsitip kirmizi sua' 
(lsima) yaymasmi yaratan hep Odur. Bunun gibi, tuz asidi icinde, cinko eriyip, Qin- 
ko kloriir admda, yeni ozellikde bir bilesik cism meydana geliyor. Bu iyon sebe- 
kesini cinko atomlan ve asit molekiilleri yaratdi denilemez. Ciinki, cinko kloriir 
denilen iyon sebekesindeki, cinko ve kloriir iyonlarmm atomlardan meydana ge- 
lisindeki elektron mubadelesinde ve bunun sebeblerinde, iyonlar arasmdaki cek- 
me ve itme kuvvetlerinde, pinko ve asit birsey yapmadigi gibi, cinkoyu asidin ici- 
ne atan insan da, bu isinden baska, birsey yapmamisdir. Cinko kloriiriin meyda- 
na gelmesinde, insan seyrci kalmis, iyon sebekesini hasil eden tepkimeyi, ozellik- 
leri, kuvvetleri, Allahii teala yaratmisdir. Demek ki, insanin akh ve giicii de, diger 
tabi'at kuvvetleri gibi, Allahii tealamn once yaratmis oldugu, maddeler, eleman- 
lar, ozellikler, kuvvetler, enerjiler arasmdaki sartlan, dengeleri degisdirerek, ye- 
ni bir dengenin, bir ahengin, bir sistemin yaratilmasma bir sebeb, bir vasitadan bas- 

-432- 



ka birsey degildir. Su halde, Arsimed, bir kanun yaratmamis, daha once mevcud 
olan ozellikler arasindaki bir baglantiyi gorebilmisdir. Bunun gibi, phonograph, 
megaphon, elektrik ampulii gibi aletlere son seklini veren Thomas Edison, bun- 
lari yaratmamis, yapmamis, yapilmasina sebeb olmusdur. Bunlari yaratan, Alla- 
hii tealadir. Edisonun bunlari yaratmasi soyle dursun, mevcud maddeleri bir ara- 
ya toplayip, yeni aletlerin yaratilmasma sebeb olurken, elinin, ayaginin, goziiniin, 
diger duygularmm, cesidli hiicrelerinin, kalbinin, ciger, bobrek ve daha nice organ- 
larinm islemesinden ve kullandigi maddelerin, aletlerin yapismdan, iclerindeki 
atom, proton kuvvetlerinden haberi bile yokdu. Ne kendinin, ne de kullandigi sey- 
lerin bircok inceliklerinden haberi olmiyan bir vasitaya, bir sebebe yaratici deni- 
lir mi? Yaratici, bunlarm en ufagmi, en incesini, hepsini bilen, hepsini yapandir ki, 
bu da ancak Allahii tealadir. 

Universiteden birkac diplomasi bulunan, yeni literatiirleri okuyup, cok tecribe- 
si olan, zeki ve aklh bir fen adami iyi anlar ki, insan, biitiin islerinde, biitiin bulus- 
lannda, bir vasitadan, bir sebebden baska birsey degildir. Her olayi, her reaksiyo- 
nu, her hareketi yapan, her kanunu idare eden, yalmz Allahii tealadir. insan gii- 
ciinii, tabi'i kuvvetlerden ayiran biricik serefli pay, diisiinceli, su'urlu olarak va- 
sita olmasidir. insan, Allahii tealanm yaratmasim, kendi istedigi gibi tecelli etdi- 
rebilmekdedir. Allahii teala, insanlara bu serefli payi ikram ederek, diger mahluk- 
lanndan ayirdigini, onu, boylece, baska mahluklardan iistiin yaratdigim, isra su- 
resi, yetmisinci ayetinde beyan buyurmakdadir. 

Yaratici, yalmz Allahii tealadir. Allahdan baskasma, her ne maksadla olursa ol- 
sun, yaratici demek kiifrdiir. (Birgivi vasiyyetnamesi)nde, (Bir kimse, nzk Allah- 
dandir. Fekat, kulun da hareket etmesi lazimdir dese, kafir olur. Ciinki, hareket 
de Allahdandir) yaziyor. Ya'ni, hareketi ve isi insan yaratiyor diyen kafir olur. Bur- 
sah isma'il Hakki hazretleri, (Huccet-iil-baliga)da diyor ki, (Hakikatde hahk ve 
razik Allahii tealadir. insana hahk veya razik demek ilhaddir. insamn sifat-i asliy- 
yesi acz ve iftikardir. Hak tealanm sifat-i zatiyyesi, kudret ve gmadir). insanlara, 
yaratdi, yaratici dememeli, Allahii tealaya mahsus olan Hahk ismini, kimse icin kul- 
lanmamah ve ad takmamahdir. Rahman ve Rahim ismleri de boyledir. 

Allahii teala, birseyi yaratmasma, baska seyleri sebeb yapmisdir. Birseyin ya- 
ratilmasim istiyen, onun yaratilmasma sebeb olan seyleri elde etmelidir. Birseyin 
yaratilmasma sebeb olan seyler arasinda insan gucii de varsa, yaratilan seye (Sun'i 
cism) veya (Artifisiel) denir. Mesela, kok komiirii, turyagi sun'i maddedirler. 
Maddenin yaratilmasma yarayan sebebler arasinda insan giicii bulunmazsa, boy- 
le yaratilan maddeye (Tabficism) veya (Natiirel) denir. Tabi'i maddenin meyda- 
na gelmesine insan giicii kansmazsa da, bunun kullamlacak hale sokulmasma, in- 
san giicii de sebeb olmakdadir. Taskomiirii, tereyagi tabi'i maddedirler. Tabi'i mad- 
deler icin tabi'at yaratdi demek ve sun'i maddeler veya olaylar icin de insan yarat- 
di demek, baska sebeblere de yaratici demek gibi, cahilce, sacma bir soz olur. Me- 
sela, bah an yaratdi veya lsigi elektrik yaratdi demek gibi olur. 

Miislimanlarm yetmisiki sapik firkasmdan (Mu'tezile) de, insan kendi isinin ha- 
hkidir dedi. Bunlar, bu yanhs inamsi, ayet-i kerime ve hadis-i seriflerden cikardik- 
lan icin, kafir olmuyor ise de, dogrusunu kabul etmedikleri icin, bir miiddet Ce- 
hennemde yanacaklardir. Fekat ayetden, hadisden, dinden, imandan haberi olmi- 
yanlarm, devlet ve saltanat sahiblerine yaltaklanmak, tevecciih kazanmak icin, ya- 
ratdm demeleri kiifr olur. Allahii tealadan baskasma, yaratdi demek, cok tehlti- 
kelidir. Herseyi yaratan, yalmz Allahii tealadir. Ondan baska yaratici yokdur. 
Fekat, Allahii tealanm adeti soyledir ki, herseyi sebeblerle yaratmakdadir. Boy- 
lece, madde alemine ve sosyal hayata diizen vermekdedir. Sebebsiz yaratsaydi, 
alemdeki bu nizam, bu diizen olmazdi. Mikroplar hastahga, bulutlar yagmura, gii- 
nes hayata, katalizorler bircok kimya reaksiyonlarmm hizlanmasina ve hayvanlar, 

- 433 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:28 



bitkisel maddelerin et, siit, bal haline gelmelerine, yapraklar organik maddelerin 
sentezine sebeb olduklan gibi, insanlar da, tayyare, otomobil, ilac, elektrik motor- 
lannin ve daha nice seylerin yapilmasma sebeb olmakdadir. Biitiin bu sebeblere kuv- 
vet, te'sir veren Allahii tealadir. insanlara fazla olarak akl ve irade de vermisdir. 
Sebeblere, vasitalara yaratici demek dogru olamaz. Boyle oldugu (Kelime-i tem- 
cid) ya'ni (La havle vela kuwete ilia billah) diyerek cok giizel anlatilmakdadir. Si'iler 
de, giinahlan insanlar yaratiyor; Allah yalniz iyilik yaratir diyorlar. (Eshab-i Kiram) 
ve (Hak Soziin Vesikalan) kitablanmizda bu sozlere cevab verilmisdir. 

Allahii tealanm sifatlarim gosteren, Alim (bilici), Semi' (isitici), Basir (go- 
ren), Kadir (giicii yetici, kudretli), Miirid (dileyici) ve Miitekellim (soyleyici) ve 
bunlar gibi ismleri, ikinci kismm elliikinci maddesinde bildirilen ma'nalan ve 
sartlan diisiinerek, insanlar icin kullamlabilir. (Hadfka)da dil afetlerini anlatirken 
diyor ki, (Rahman), (Kuddus), (Miiheymin) ve (Halik) gibi yalniz Allahii teala- 
ya mahsus olan ismleri insanlara ism yapmak haramdir. imam-i Nevevi "rahme- 
tullahi teala aleyh" bunu (Muslim) serhinde bildirmekdedir. (Aziz) gibi sifatlan 
olan ismleri, mecaz ma'nalan ile insanlar icin de kullanmak caiz ise de, edebe ya- 
kismaz. 

Allahii tealanm ismini soyleyince, isitince, yazmca, (Siibhanallah), (Tebarekal- 
lah), (Celle-celaliih), (Azze-ismiih), (Cellet kudretiih) veya (Teala) gibi saygi 
sozlerinden birini soylemek, yazmak birincisinde vacib, tekrannda ise mustehab- 
dir. Resulullahm ismini isitince salevat soylemek de boyledir. (Bezzaziyye)de ve 
(Hindiyye)nin besinci ciiz'iinde diyor ki, (Allahii tealanm ismini isitince ve soyle- 
yince, "celle celaluh" veya "teala" yahud "tebareke", "siibhanallah" diyerek say- 
gi gostermek vacibdir. Tekrar edince de, yalniz soylemeyip, teala da demek miis- 
tehabdir. Ya'ni, Allahii tealanm isminden sonra, ta'zim, saygi gosteren bir kelime 
de soylemelidir. Bunun gibi, yalniz (Kur'an) dememeli, daima (Kur'an-i kerim) de- 
melidir. Goriiliiyor ki, (Allah buyurdu ki...) veya (Allah teala buyurdu ki...) demek 
ve yazmak yanhsdir. (Allahii teala buyurdu ki...) demek lazimdir. islamiyyetde kav- 
miyyet, irkcilik yokdur. Her milletin, her dil sahiblerinin boyle arabi soylemele- 
ri lazimdir. Tercemesini soyliyorum diyerek saygisizlik yapmamahdir. ibni Abi- 
din besinci cildin sonunda ve (Birgivi)nin Kadi zade serhinde diyor ki, (Eshab-i ki- 
ramm ismine (radiyallahii anh), baska alimlere (rahmetullahi aleyh) demek [ve yaz- 
mak] miistehabdir). 

Ehl-i siinnet alimleri buyuruyor ki, (Eshab-i kirami cok sevmek, ta'zim ve hur- 
met etmek lazimdir. Bunun icin, ismlerini yazarken, okurken ve isitince, "radiyal- 
lahii anh" demek miistehabdir). Bunlar, (islam ahlaki) kitabimrzda da yazihdir. Ra- 
fiziler, miislimanlan aldatmak icin, (Eshab cok yiiksekdir. Yiiksekliklerini bildi- 
recek bir kelime yokdur. ismlerinin yanma "radiyallahii anh" demek, onlara ha- 
karet olur. Boyle seyler soylememelidir) diyorlar. Rafizilere aldanmamahyiz! 

Allahii teala, Kur'an-i kerimin cok yerinde kendisini (Biz) sozii ile bildiriyor. 
Allahii teala birdir. Kur'an-i kerimde kendisinin bir oldugunu bildiriyor. Kur'an-i 
kerimin cok yerinde kendisine (Ben) demedi. Biiyuklugunii, herseye malik, hakim 
oldugunu bildirmek icin, (Ben) yerine, (Biz) de diyor. (Biz) dedigi yerleri, (Her- 
seyin maliki, hakimi olan (Ben) olarak anlamahdir.) 

(Diirr-iil-muhtar) besinci cild, ikiyiizaltmissekizinci sahifede buyuruyor ki: 
(Cocuklarma, Abdullah, Abdurrahman, Muhammed, Ahmed ... gibi, ismleri ko- 
yanlan Allahii teala sever. Allahii tealanm Ali, Resid, Kebir, Bedf gibi ismleri- 
ni, insanlara yakisan ma'na ile ad koymak caiz ise de, cahiller, bu ismlerin ma'na- 
larim ve soylemesini yanhs yaparak, giinaha, hatta kiifre sebeb olur. Mesela Ab- 
diilkadir yerine Abdiilkoydur diyorlar ki, kasd ile olursa kiifrdur. Kasd ile bu ism- 
leri tahkir eden, mesela Abdiil'aziz yerine Abdiiluzeyz diyen kafir olur. Muham- 
med yerine Hamo, Hasen yerine Hasso, Ibrahim yerine ibo demek de boyledir). 

-434- 



[Kur'an-i kerimi teganni ile, kelimeleri degisdirerek okumamn haram olmasi, 
buradan da anlasilmakdadir.] Ba'zi esnaf, kendi adi oldugu icin, bu mubarek ism- 
leri, ayakkabilarm, terliklerin icine reklam olarak yaziyor; satm alan da ayagina 
giyerek, iistiine basiyor. Yazanin ve giyenin lmanlannin gitmesinden korkulur. 

(Ibni Abidfn) iiciincii cildde buyuruyor ki, (I man), Muhammed aleyhisselamm 
Allahii tealadan getirdigi sozbirligi ile bildirilmis olan seylerin hepsini kalbin tas- 
dik etmesi, ya'ni inanmasi demekdir. Allahii tealanm var ve bir olduguna, tekrar 
dirilecegimize, nemaz kilmanm, Ramezan aymda oruc tutmamn farz olduguna, se- 
rab icmenin, [kadinlann baslarim, saclanni, bacaklarmi yabanci erkeklerin yanin- 
da acmalarimn] haram olduguna inanmak boyledir. inandigim soyliyenin (Mii'min), 
ya'ni (Miisliman) oldugu anlasihr. Puta tapmak, Kur'an-i kerimi pislige atmak gi- 
bi, kiifr alameti olan birseyi yapan kafir olur. Abdestsiz oldugunu bilerek nemaz 
kilmak, siinnet olan bir isi begenmemek de kiifr olur. Ayet-i kerimeden ve miite- 
vatir, ya'ni her yerde bilinen hadis-i serifden acikca anlasilmis olmiyan veya acik 
ise de, icma' ile bildirilmis olmiyan birseyi inkar eden, kafir olmaz. Haram oldu- 
gu acikca bildirilmis bir seye halal diyen kafir olur. Serab icmek, domuz eti yimek 
boyledir. Ash halal ise de, bir sebeb ile haram olan bir seye halal diyen kafir ol- 
maz. Baskasinm malmi almak boyledir. Bir miislimanm bir sozii veya bir isi 
(Te'vfl) olunabilirse, ya'ni bircok bakimdan kafir olacagmi gosterse, bir bakimdan 
kafir olmayacagmi gosterirse, bu bir bakimi anlamali, ona kafir dememelidir. O 
bir bakimdan soylemedigini bildirirse, kafir olur. Soziin kiifre sebeb olmasmda, 
alimlerin sozbirligi yoksa, o sozii soyliyene kafir denemez. 

Miirted olana nasihat etmek, siibhesini gidermek miistehabdir. Miihlet isterse, 
iic gun habs olunur. Yine tevbe etmezse, mahkeme katline karar verir. Dar-iil-har- 
be kacip, sonra esir ahmrsa da boyledir. Nasihat etmeden olduriilmesi mekruhdur. 
[(Hadika) ikinci cild, yiizdoksansekizinci sahifede diyor ki, (Erkek ve kadmdan bi- 
ri miirted olunca, nikahlan fesh olur. Sonraki cocuklan veled-i zina olur. Erkek 
tevbe ederse, tecdid-i nikah etmeleri lazim olur. Fekat kadm nikah yapmaga zor- 
lanmaz. Kadm miirted oldu ise, tevbe etmesi ve sonra nikahmin yenilenmesi icin 
zorlamr. Talak olmadigi icin hulle lazim degildir. Sozbirligi olmiyan seyi inkar eden, 
tevbe edince, nikahmi tazelemesi ihtiyath olur, ya'ni iyi olur).] Miirted olunca, mal- 
lan mtilkiinden cikar. Hepsi elinden ahmr. Tevbe ederse, kendine geri verilir. Oliir- 
se veya Dar-iil-harbe, ya'ni Fransa, italya gibi kafir memleketlerinden birine gi- 
derse miisliman varislerine verilir. Miisliman olup dar-iil-islama gelirse, varislerin- 
de geri kalan ahmp, kendisine verilir. Miirted iken kazandiklan ise, Fey' olur. Beyt- 
iil-mahn olur. Cizye kismmdan hakki olanlara verilir. Dar-iil-harbde kazandikla- 
n, esir ahninca, miislimanlara Fey' olur. [(Hindiyye) ve (Kadihan).] Orada oliir- 
se, kafir olan varislerinin olur. Miirtedin hicbir ibadeti sahih olmaz. Hicbir kadm 
ile nikahi sahih olmaz. Esir ahnmca, kole ve cariye yapilmayip, erkek katl, kadm 
habs olunur. Kesdigi ve avladigi yinilmez. Sahidligi kabul olmaz. Kimseye varis ola- 
maz. Miirted iken Dar-ul-islamda kazandiklarma kimse varis olmaz. Dar-iil-islam- 
daki ticarimu'ameleleri, imam-i a'zama gore askida kalip, miisliman olursa nafiz 
olur. Oliir veya Dar-iil-harbe giderse, hepsi batil olur. imameyne gore ise, baslan- 
gicda nafiz olurlar. Zevci miirted olan kadin, iddet zemani bitince, baskasi ile ev- 
lenebilir. 

[Ba'zilan diyor ki, insan, nemaz kihp, her ibadeti, her iyiligi yapdigi halde, bir 
kelime soylemekle kafir olur mu? Kadi zade Ahmed efendi "rahmetullahi teala 
aleyh", (Birgivi) serhinde buyuruyor ki: (Bir kafir, bir kelime-i tevhid soylemek- 
le mii'min oldugu gibi, bir mii'min de, bir soz soylemekle kafir olur. Erkek veya 
kadin inadi kiifr ile miirted olunca, nikahi fesh olup gider ki, bu talak demek de- 
gildir. Bunun icin, iicden fazla imanini ve nikahmi tazelemeleri, hullesiz caiz 
olur). Yalniz birinin nikahi tazelemesi yetismez. Erkek ile zevcesinin, iki sahid ya- 

-435- 



ninda nikahi tazelemeleri lazimdir. Safi'ide iddet zemani icinde tevbe ederse, 
tecdid-i nikah lazim olmaz. Hanefi olan, kolaylik olmak icin, nikahmi yenileme- 
ge, zevcesinden vekalet almali, iki sahid yanmda, (Oteden beri nikahim altmda bu- 
lunan zevcemi, onun tarafmdan vekil olarak ve tarafimdan asfl olarak kendime tez- 
vic etdim) demelidir. Cami'de cema'atin cok oldugu bir nemazm duasmdan son- 
ra, imam efendi, tecdid-i iman ve nikah diiasim cema'at ile birlikde okursa, cema'at 
birbirlerine sahid olmus, nikahlan da tazelenmis olur. 566. ci sahifeye bakmiz! Son 
nefesde miislimanm tevbe etmesi sahih olur. Fekat, kafirin imana gelmesi sahih ol- 
maz. Her miishman, sabah ve aksam, su iman diiasim okumahdir: (Allahiimme in- 
ni e'uzii bike min en-iisrike bike sey-en ve ene a'lemii ve estagfirii-ke li-ma la-a'le- 
mii inneke ente allamiilguyub). Sabah diiasi gece yansmda okumaga baslamr. Ak- 
sam diiasi zevalden baslar. Miirted oldugunu inkar etmek, tevbe olur. 

(Berika) ve (Hadika)da, dil afetlerinde ve (Mecma'ul-enhiir)de diyor ki, (Er- 
kek veya kadm, bir miisliman, alimlerin sozbirligi ile kiifre sebeb olacagim bildir- 
dikleri bir soziin veya isin kiifre sebeb oldugunu bilerek, amden [tehdid edilme- 
den, istekle] ciddi olarak veya hezl, guldiirmek icin soyler, yaparsa, ma'nasini dii- 
siinmese dahiimani gider. (Miirted) olur. Buna (Kiifr-i inadi) denir. Kiifr-i inadi 
ile miirted olamn, evvelki ibadetlerinin sevablan yok olur. Tevbe ederse, geri gel- 
mezler. Zengin ise, tekrar hacca gitmesi lazim olur. Miirted iken kilmis oldugu ne- 
mazlan, oruclan, zekatlan kaza etmez. Riddetden evvel yapmadiklarmi kaza eder. 
Ciinki, miirted olunca, evvelki giinahlan yok olmaz. Riddet zemamnda yapmadik- 
larmi kaza etmez. Kiifr-i inadi ile miirted olanlarm nikahlan bozulur. Tekrar 
imana gelince, iki sahid yaninda (Tecdid-i nikah) yapmalan lazim olur. Hulle la- 
zim olmaz. Tevbe etmek icin yalmz Kelime-i sehadet soylemeleri kafi degildir. Kiif- 
re sebeb olan seyden de tevbe etmeleri lazimdir. Eger, kiifre sebeb oldugunu bil- 
meyip soyler, yaparsa veya kiifre sebeb olacagi, alimler arasmda ihtilafh olan bir 
sozii amden soylerse, imaninm gidecegi ve nikahmin bozulacagi, siibhelidir. ihti- 
yat olarak, tecdid-i iman ve nikah etmesi iyi olur. Bilmiyerek soylemege (Kiifr-i ceh- 
li) denir. Ciinki her miislimanm, bilmesi lazim olan seyleri ogrenmesi farzdir. 
Bilmemesi ozr degil, btiyiik giinahdir. Kiifre sebeb olan sozii, hata ederek, yani- 
larak veya te'villi olarak soyleyenin imam ve nikahi bozulmaz. Yalmz tevbe ve is- 
tigfar, ya'ni tecdid-i iman etmesi ihtiyath olur. Tecdid-i nikah lazim olmaz.) Ca- 
mi'lere giden miislimanm kiifr-i inadi ile miirted olmasi dusuniilemez. Yalmz di- 
ger dort sekl ile kiifr soylemesi ihtimali oldugu icin, imam efendiler cema'ate, (Al- 
lahiimme innf iirfdii en iiceddidel iiiiane vennikaha tecdiden bi-kavli la ilahe illal- 
lah Muhammediin resulullah) okutarak, tevbe ve tecdid-i iman ve nikah yapdiri- 
yorlar. Boylece (La ilahe illallah diyerek, tecdid-i iman yapiniz!) hadis-i serifin- 
deki emr yapilmis olmakdadir.] 

Mu'cizelerine Ahmedin, yokdur adedle lies fib, 
etdiler amma sahabe, ondan tic bini ta'dad. 

Mu'cize, herkim nebtdir, sidkma olur delil, 
soyle ki, gtin oldugunu haber verir fi fit fib. 

Mu'cize, bir de gortilse, yetisir tasdik icin, 
gostermisdir, hod Muhammed, mu'cizat-i bihesab. 

Sidkma Kur'an yeter ki, Hak sbztidtir stibhesiz, 
zira tisttindtir belagatde, ctimleye ol kitab. 

Soyle ki, cin ve beser mislini yapamadilar, 
tii ki bildiler, kelamullah imis biirtiyab. 

-436- 



16 — FIKH, MEZHEB, IMAM-I A'ZAM 

(Mecmu'a-i Ziihdiyye) kitabimn basmda diyor ki: 

Fikh kelimesi, arabcada, fekiha yefkahu seklinde kullamlmca, ya'ni dordiincii 
babdan olunca, bilmek, anlamak demekdir. Besinci babdan olunca, ahkam-i isla- 
miyyeyi bilmek, anlamak demekdir. (Ahkam-i islamiyye)yi bildiren ilme (Fikh il- 
mi) adi verildi. Fikh bilgilerini bilen kimseye (Fakih) denir. Fikh ilmi, insanlarm 
yapmasi ve yapmamasi lazim olan isleri bildirir. Fikh bilgileri, Kur'an-i kerimden, 
hadis-i seriflerden, icma'-i iimmetden ve kiyasdan meydana gelmekdedir. Fikh bil- 
gisinin bu dort kaynagina (Edille-i ser'iyye) denir. Miictehidler, bu dort kaynak- 
dan ahkam cikanrlarken dort (Mezheb)e aynlmislardir. Eshab-i kirama "radi- 
yallahii teala anhiim ecma'in" ve bunlardan sonraki asrda gelen miictehidlere 
(Selef-i salihfn) denildigini, ikinci kismm dordiincii maddesinde, imam anlatirken 
bildirmisdim. Selef-i salihinin soz birligine (icma'-i iimmet) denir. Kur'an-i kerim- 
den veya hadis-i seriflerden veya icma'-i iimmetden cikarilan ahkam-i islamiyye- 
ye (Kiyas-i fiikaha) denir. Bir isin, halal veya haram oldugunu (Kiyas) yolu ile an- 
lamak icin, halal veya haram oldugu bilinen baska bir ise benzetilir. Bunun icin, 
o isi halal veya haram yapan sebebin, birinci isde de bulunmasi lazimdir. 

Fikh ilmini kuran, ilk yapan, imam-i a'zam Ebvi Hanifedir "rahmetullahi teala 
aleyh". 

Fikh ilmi, ya'ni (Ahkam-i islamiyye), dort biiyiik kisma ayrihr: 

1 — (Ibadat) olup bese ayrihr: Nemaz, oruc, zekat, hac, cihad. Herbirinin dal- 
lari pokdur. (Diirr-iil-muhtar)da ve (Redd-iil-muhtar)da diyor ki, (Cihad, insan- 
lari islam dinine cagirmak, kabul etmiyenlerle [Bu cagiriyi isitmelerine, isitenle- 
rin iman etmelerine mani' olan zalimlerin ordulan ile] kital, ya'ni harb etmekdir. 
[Harbi devlet yapar. Devletin ordusu yapar.] Harb edenlere [ya'ni devlete, ordu- 
ya] mal ile, fikr [soz ve yazi] ile ve sayilanni artdirmak ile ve tedavileri ile [ve diia 
ederek] yardim etmek de cihaddir. Hadis-i serifde, (Kafirlere kar^i mahmzla, ca- 
ninizla ve dilinizle cihad ediniz!) buyuruldu. [Birinci kismda, onsekizinci madde- 
yi okuyunuz!]. Sulh zemamnda hudud basmda beklemek, harb vasitalanm kullan- 
masini ve bunun icin lazim olan fen bilgilerini ogrenmek de cihaddir. Musliman- 
larm boyle cihad etmeleri farz-i kifayedir. Diisman hiicum etdigi zeman, kadin, co- 
cuk herkese, ya'ni yakm olanlara, eger bunlann da giicii yetismezse, uzakda ve da- 
ha uzaklarda olanlara da (Farz-i ayn) olur. | (Ibn-i Abidin) "rahmetullahi teala 
aleyh" besinci cild, ikiyiizyetmisikinci sahifede diyor ki, (Kadmlar cihada mestu- 
re olarak ve zevci veya mahremi ile gider).] [Cihad yapan devlete] yardim etmi- 
yenler giinaha girer. Hiicum edince oldiirulecegini, hiicum etmezse esir olacagmi 
anhyan, harb etmez. Fekat, diismanlara zarar, muslimanlara faide mevcud olun- 
ca, [fedai olarak cikip] hiicum etmesi iyi olur. Fasik muslimanlara (Nehy-i aiiiliniin- 
ker) yapmak [zararlarma mani' olmak] boyle degildir. Nasihat ile ve zor ile mani' 
olmalan vacib olanlarm, [din adamlarmm ve diger vazifelilerin] faidesi olmasa da, 
oldiirulecegini bilse de, mani' olmalan caiz olur. Fitneye sebeb olunca caiz olmaz. 
Kumandan kafir sehrini muhasara edince, once islama da'vet olunur. Kabul eder- 
lerse, muslimanlar ile kardes olurlar. Kabul etmezlerse, cizye denilen vergiyi verip 
(Zininif) olmalan istenir. Cizye, ceza, karsihk demekdir. Oliimden kurtulma ve mal- 
lanm, canlarmi, her diirlii haklanni koruma karsihgmda, kafirlerin devlete vere- 
cekleri paradir. iki diirlii cizye vardir: Birincisi, kafirlerle sulh yaparken, kararlas- 
dinlan mikdardir. Bu mikdar, sonradan hie degisdirilemez. Cizyenin ikincisi, her ay 
sonunda, fakirlerden bir dirhem giimtis alinir [ki, yanm gram altin degerindedir]. 
Orta hallilerden iki dirhem, zenginlerden dort dirhem ahmr. C aiisam iy an dan ve 
senenin yansindan fazla hasta olandan birsey almmaz. Senede onbin dirhemden 
fazla geliri olana zengin denir. ikiyuz dirhemden fazla kazanan orta hallidir. Co- 

-437- 



cukdan, kadindan, cok ihtiyardan ve din adamlarmdan ve miislimandan cizye 
alinmaz. Zekat, usr, cizye ve haracdan baska hie kimseden zorla vergi almmaz. Ali- 
nirsa zulm olur. Sahiblerine geri vermek lazim olur. 

[Devlet, millete hizmet icin yapacagi biitiin masraflan, beyt-iil-maldan karsilar. 
Beyt-ul-malm gelirleri yok ise veya az olup, ihtiyaci karsilayamiyor ise, devlet ya- 
pacagi hizmetlerin karsihgim milletden vergi olarak ister. Milletin bu vergi borc- 
larim devlete tarn vaktinde odemesi lazimdir. Odemiyenlerden zor ile alinir. 
Uciincii kism, 21. ci maddeye bakmiz!] 

Kafir ordusunun kumandam veya hiikumetleri, cizye vermegi de kabul etmez- 
se, [Islam askeri] hiicum eder. Cizyeyi kabul ederlerse, vatandas olur, islamm ada- 
leti altmda hiir olarak yasarlar. Ibadetlerini yapmalan, birbirlerine hmzir ve alkol- 
lii icki satmalan sahih olur. Birbirleri arasmda ve miislimanlarla onlar arasmda, 
miislimanlar arasmdaki haklar ve cezalar ve ticari mu'ameleler yapilir. Onlara ic- 
ki haddi cezasi yapilmaz. Faizden baska adetleri sue sayilmaz. [Ciinki faiz, onla- 
nn dininde de haramdir.] Diisman ordusu kuvvetli ise, mal vererek bile, sulh 
yapmak caiz olur. Miirtedler kuvvetli olup sehrleri alirlar, oralari (Dar-iil-harb) 
olursa, devletin zaruret halinde, onlarla da, sulh yapmasi caiz olur. 

Islamm bes sartmdan sonra, ibadetlerin en ustiinii cihaddir. Sehidin, kul hak- 
larmdan baska biitiin giinahlan afv olur. Kul haklarmi da, Allahii teala Kiyamet- 
de halallasdiracakdir. Cihadda ve hac yolunda ve hudud boyunda nobetde olen- 
lere, Kiyamete kadar, bu ibadetlerin sevabi devamh verilir. Bedenleri ciirumez. 
Herbiri Kiyametde yetmis kisiye sefa'at eder). Abdiilgani Nabliisi "rahmetullahi 
teala aleyh" (Hadika)da, ikinci cild, altiyiizotuzsekizinci sahifede diyor ki, (Suda 
bogularak sehid olana, karada sehid olanm iki misli sevab verilir). 

Hadis-i serifde, (Ok atmasim ve ata binmesini ogreniniz!) buyuruldu. Bir hadis-i 
serifde, (Ok atmasim ogrenip, sonra unutan bizden degildir), baska bir hadis-i se- 
rifde, (Oyunun faidesi olmaz. Yalniz, ok atmagi ogrenmek ve atini terbiye etmek 
ve ailesi ile oynamak hakdir) buyuruldu. Ya'ni faideli ve liizumludur. Bu hadis-i 
serifler, biitiin harb vasitalarinm hazirlanmasini ve kullanilmalannin sulh zema- 
nmda ogrenilmesini emr ve tesvik buyurmakdadir. Goriiliiyor ki, cihada hazirlan- 
mak ibadetdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", din diismanlari ile ci- 
hadin iic diirlii oldugunu bildiriyor: Fi'l ile, kavl ile, diia etmek ile. Fi'l ile cihada 
hazirlanmak, yeni silahlan yapmasini ve kullanmasim ogrenmek farz-i kifayedir. 
Zemammizda ikinci savas, ya'ni, dinsizlerin yazi ile, film ile, radyo ile, her cesid 
propaganda ile saldirmasi aldi, yiiriidii. Buna da karsi koymak cihaddir. [Bu kav- 
li cihadm daha miihim ve cok sevab oldugu, imam-i Rabbani (Mektubat)imn 65. 
ci ve 193. cii mektublarmda uzun yazihdir. Bu iki cihad, devletin emri ve izni ile 
yapilir. Devlete lsyan etmemek, kanunlara karsi gelmemek vacibdir.] 

2 — Fikh ilminin ikinci kismi (Miinakehat) olup, evlenme, bosanma, nafaka ve 
daha nice dallan vardir. 

3 — Fikhm iiciincii kismi (Mu'amelat) olup, ahsveris, kira, sirketler, faiz, miras... 
gibi bircok boliimleri vardir. 

4 — (Ukubat) ya'ni (Had) denilen cezalar olup, bashca alti kisma aynlmakda- 
dir: Kisas, serhosluk, sirkat, zina, kazf, riddet, ya'ni miirted olmak cezalandir. Ce- 
zalar giinahi ta'kib etdigi icin (Ukubat) denir. 

Fikhin ibadat kismmi kisaca ogrenmek her miislimana farzdir. Miinakehat ve 
mu'amelat kismlarmi ogrenmek farz-i kifayedir. Ya'ni, basma gelenlerin ogrenme- 
si farz olur. [Her miislimamn, fikhm dort kismini, Dar-iil-harbde de ahkam-i isla- 
miyyeye uygun yapmasi, usr vermesi lazimdir. Mesela, kafir ve miirted kadmlarm 
avret yerlerine, baslanna, kollarma, bacaklanna bakmak, Dar-iil-harbde de haram- 
dir. Yalniz, Dar-iil-harbde, kafirler ile yapilan mu'amelatin ahkam-i islamiyyeye 

-438- 



uygun olmamasi caizdir. Sigorta bahsine bakimz!] Mu'amelat ve ukubat kismla- 
nni, zimmilerin de, ya'ni gayr-i muslim vatandaslarm da ogrenmeleri lazimdir. Ciin- 
ki, zimminin de mu'amelata ve ukubata uymasmi islamiyyet emr etmekdedir. 
Dar-iil-islamda bulunan kafir miiste'minin yalniz mu'amelata uymasi lazimdir. 

Tefsir, hadis ve kelam ilmlerinden sonra, en serefli ilm fikh ilmidir. Fikh bilgi- 
si okumak, geceleri nafile nemaz kilmakdan daha sevabdir. Alimlerden "rahme- 
tullahi teala aleyhim ecma'in" okumak da, yalniz okumakdan daha sevabdir. 
Asagidaki alti hadfs-i serif, fikhm serefini gostermege kafidir. 

Allahii teala bir kuluna iyilik etmek isterse, onu dinde fa kill yapar. 

Bir kimse fakfh olursa, Allahii teala, onun ozledigi seyleri ve rizkini, ummadi- 
gi yerlerden gonderir. 

Allahii tealamn en iistiin dedigi kimse, dinde fakfh olan kimsedir. Imam-i a'za- 
min iistunlugiinu gostermege, yalniz bu hadfs-i serif yetisir. 

Seytana karsi bir fakfh, bin abidden [ibadet cok yapandan] daha kuvvetlidir. 

Herseyin dayandigi bir direk vardir. Dfnin temel diregi, fikh bilgisidir. 

Ibadetlerin efdali, en kiymetlisi, fikh ogrenmek ve ogretmekdir. 

Hanefi mezhebindeki ahkam-i islamiyye, Eshab-i kiramdan Abdullah ibni 
Mes'uddan "radiyallahii anh" bashyan yol ile meydana cikanlmisdir. Ya'nf, mez- 
hebin reisi olan imam-i a'zam Ebu Hanife, fikh ilmini, Hammaddan, Hammad da, 
Ibrahim-i Neha'iden, bu da Alkamadan, Alkama da, Abdullah bin Mes'uddan, bu 
da Resul-i ekremden "sallallahii aleyhi ve sellem" almisdir. 

Ebu Yusiif, Muhammed, Ziifer bin Hiizeyl ve Hasen bin Ziyad, hep, imam-i a'za- 
mm talebesidir "rahimehiimullah". Bunlardan, imam-i Muhammed, din bilgilerin- 
de, bin kadar kitab yazmisdir. Talebesinden olan imam-i Safi'inin annesini nikah 
etdigi icin, oliince, kitablan, imam-i Safi'iye miras kalarak, imam-i Safi'inin bilgi- 
sinin artmasma hizmet etmisdir. Bunun icin imam-i Safi'i (Yemin ederim ki, fikh 
bilgim, imam-i Muhammedin kitablarmi okumakla artdi. Fikh bilgisini derinles- 
dirmek istiyen, Ebu Hanifenin talebesi ile beraber bulunsun) dedi. Bir kerre de (Bii- 
tiin miislimanlar, imam-i a'zamm ev halki, coluk cocugu gibidir) buyurdu. Ya'ni, 
bir adam, coluk cocugunun nafakasmi kazandigi gibi, imam-i a'zam da, insanla- 
nn, islerinde muhtac olduklan din bilgilerini meydana cikarmagi kendi iizerine al- 
mis, herkesi guc bir seyden kurtarmisdir. imam-i Safi'inin ayn bir mezheb kurma- 
si, Imam-i a'zami begenmemesi, ondan ayrilmasi demek degildir. Eshab-i kiramm 
"radiyallahii teala annum ecma'in" da ayn mezhebleri vardi. Bununla beraber bir- 
birlerini cok severler ve hurmet ederlerdi. Feth suresinin son ayeti buna sahiddir. 

Imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh", fikh bilgilerini toplayarak, kism- 
lara, kollara ayirdigi ve iisuller, metodlar koydugu gibi, Resulullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiramm "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" bildir- 
digi i'tikad, iman bilgilerini de topladi ve yiizlerce talebesine bildirdi. Talebesin- 
den (ilin-i kelam) ya'ni iman bilgileri miitehassislan yetisdi. Bunlardan imam-i Mu- 
hammed Seybaninin yetisdirdiklerinden Ebu Siileyman Ciircani ve bunun talebe- 
lerinden Ebu Bekr-i Ciircani meshur oldu. Bunun talebesinden de, Ebu Nasr-i iyad, 
kelam ilminde, Ebu Mensur-i Matiiridiyi yetisdirdi. Ebu Mensur, tmam-i a'zam- 
dan gelen kelam bilgilerini, kitablara yazdi. Yoldan sapmis olanlarla carpisarak, 
Ehl-i siinnet i'tikadim kuvvetlendirdi, her tarafa yaydi. 

Imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh", hergiin sabah nemazim cami'de 
kihp, ogleye kadar taliblere cevab verirdi. Ogleden once, oturdugu yerde (Kaylu- 
le) yapardi. Giines zevale yaklasinca kaylule yapmak, ya'ni biraz uyumak siinnet 
oldugunu, Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", bey'-i fasid babinda bildir- 
mekdedir. (Mevahib-i lediinniyye)nin rii'ya ta'biri faslmda ve (Sir'at-iil-islam)da 
yazilidir. Kaylulenin ogleden sonra da yapilabilecegi, (Mfzan)da yazilidir. 

-439- 



Ogle nemazindan sonra, yatsiya kadar, talebeye ilm ogretirdi. Yatsidan sonra 
evine gelip, biraz dinlenir, sonra cami'e gider, sabah nemazina kadar ibadet eder- 
di. Bu hali, Selef-i salihinden, Mis'ar bin Kedam-i Kufi ve baska kiymetli kimse- 
ler haber vermisdir. 

Ticaret ederek halal kazamrdi. Baska yerlere mal gonderir, kazanci ile talebe- 
sinin ihtiyaclanni alirdi. Kendi evine bol hare eder, evine hare etdigi kadar da, fa- 
kirlere sadaka verirdi. Her Cum'a giinu, anasmin, babasmin ruhu icin, fakirlere ay- 
rica yirmi altm dagitirdi. Hocasi Hammadm "rahmetullahi teala aleyh" evi tara- 
fma ayagini uzatmazdi. Halbuki, aralannda yedi sokak uzaklik vardi. Ortaklarm- 
dan birinin, cok mikdarda bir mah, islamiyyete uygun olmiyarak satdigmi anlaym- 
ca, bu maldan kazamlan doksanbin akcanin hepsini fakirlere dagitip, hie kabul et- 
medi. Kufe sehrinin koylerini haydudlar basip, koyunlan kacirmislardi. Bu caiman 
koyunlar sehrde kesilip, halka satilabilir diisiincesi ile, o giinden beri, yedi sene, 
Kufede koyun eti ahp yimedi. Ciinki, bir koyunun, en cok yedi yil yasayacagmi 6g- 
renmisdi. Haramdan bu derece korkar, her hareketinde islamiyyeti gozetirdi. 

imam-i a'zam "rahmetullahi aleyh", kirk sene, yatsi nemazimn abdesti ile sa- 
bah nemazi kildi [ya'ni yatsidan sonra uyumadi]. Boyle oldugu (Mevdu'at-iil- 
iiln in > ve (Diirr-ul-muhtar)da ve (ibni Abidin) onsoziinde ve (Mizan-iil-kubra)da 
senedleri ile yazihdir. [Bu biiyiiklerin zevceleri de, kendileri gibi, Allahii tealaya 
ibadet etmegi, Onun dmine hizmet etmegi zevk edinmisler, kendi haklanm ve zevk- 
lerini, Allah yolunda feda etmislerdi. Eshab-i kiramm hepsi de, zevcelerinin arzu- 
lari ve iznleri ile, Allahm dinini yaymak icin uzak yerlere cihada gitmisler, cogu 
sehid olup geri donmemislerdi. Zevceleri de, bu sevablara ortak olduklan icin se- 
vinmislerdi.] Ellibes def a hac yapdi. Son hacemda, Ka'be-i mu'azzama icine girip, 
burada iki rek'at nemaz kildi. Nemazda, biitiin Kuran-i kerimi okudu. Sonra, ag- 
layarak (Ya Rabbi! Sana layik ibadet yapamadim. Fekat, senin akl ile anlasilami- 
yacagim iyi anladim. Hizmetimdeki kusurumu, bu anlayisima bagisla!) diyerek diia 
etdi. O anda bir ses isitildi ki, (Ey Ebu Hanife! Sen beni iyi tanidin ve bana giizel 
hizmet etdin. Seni ve kiyamete kadar, senin mezhebinde olup, yolunda gidenleri 
afv ve magfiret etdim) buyuruldu. Hergiin bir ve her gece bir kerre Kur'an-i ke- 
rimi hatm ederdi. Bunlar (Diirr-ul-muhtar)da ve (ibni Abidin)in onsoziinde ve 
(Hayrat-iil-hisan)da ve (Mir'at-i kainat)da yazihdir. (Mir'at)da, (Hazanet-iil- 
miiftin) sonunda yazih oldugu da bildirilmekdedir. Bir rek'at nemazda Kur'an-i 
kerimin hepsini hatm etmek, yalniz, Osman bin Affan ve Temim-i Dari ve Sa'id 
bin Clibeyr ve imam-i a'zam Ebu Hanifeye nasib olmusdur. (Sir'at-ul-islam)da di- 
yor ki, (Kur'an-i kerimi kirk giinde hatm etmek miistehabdir. Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" senede bir kerre hatm ederdi. Ciinki, Onun mubarek kal- 
binde yerlesmisdi. Kur'an-i kerimi okurken, ma'nasim diisiinmek ve kalbine yer- 
lesdirmek lazimdir. Bunun icin, tic giinden once hatm etmegi yasak etmisdir. Os- 
man bin Affan, Zeyd bin Sabit, Abdullah ibni Mes'ud, Ubeyy-iibniil Ka'b-il-Haz- 
reci ve bircok sahabiler "radiyallahii teala annum ecma'in", haftada bir kerre 
hatm ederlerdi. Abidler, haftada iki kerre, ilm nesr edenler, haftada bir kerre hatm 
okumahdir). Hadis-i serifde, (Kur'an-i kerimi iic giinden once hatm eden, ma'na- 
sim anlayamaz) buyuruldu. Hadis-i serif, bir nemazi hatm ile kilmagi yasaklama- 
makdadir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" siial edenlerin, haline ve isine 
uygun bir zemanda hatm etmesini emr buyururdu. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", imam-i a'zamm gelecegini haber ver- 
di. (Diya-i ma'nevi)de ve (Mevdu'at-iil-ulum)da ve (Hayrat-ul-hisan)da ve 
(Mir'at-i kainat)da ve (Diirr-ul-muhtar)da yazih olan ve (ibni Abidin) de sahih ol- 
dugu bildirilen hadis-i serifde, (Adem ve biitiin Peygamberler "aleyhimusselam", 
benimle ogiindiigii gibi, ben de, iimmetim icinde, soy adi Ebu Hanife, ismi Nu'man 
olan bir kimse ile ogiiniiriim ki, iimmetimin lsigi olacakdir. Onlari, yoldan cikmak- 

-440- 



dan, cehalet karanhgina diismekden koruyacakdir) buyurdu. (Yiizelli senesinde 
diinyamn zineti gider) hadis-i serifinin, Imam-i a'zam icin oldugunu, biiyiik alim 
Ibni Hacer-i Mekki bildiriyor. Ciinki, Imam-i a'zam, [150] senesinde, yetmis ya- 
sinda iken vefat etdi. Semseddin Samibeg, (Kamus-ul-a'lam)da diyor ki: 

(Imam-i a'zam Ebu Hanifenin adi Nu'mandir. Babasmm adi Sabitdir. Ehl-i siin- 
netin dort biiyiik imammm birincisidir. Muhammed aleyhisselamm parlak olan 
dininin biiyiik bir diregidir. Acemistanm ileri gelenlerinden birinin soyundandir. 
Dedesi, islam dinini kabul etmisdi. [80] yilmda, Kufe sehrinde dogdu. Eshab-i ki- 
ramdan "aleyhimiirndvan" Enes bin Malik ve Abdullah bin Ebi Evfa ve Sehl bin 
Sa'd-i Sa'idi ve Ebtittufeyl Amir bin Vasile zemanlarma yetismisdir. Fikh ilmini, 
Hammad bin Ebi Siileymandan ogrendi. Tabi'mden bircok biiyiik zatlarla ve 
imam-i Ca'fer Sadikla sohbet etdi. Cok hadis-i serif ezberledi. Mezheb imami ol- 
masaydi, biiyiik bir hakim, fikr adami olacak seklde yetisdi. Ustiin bir akl ve her- 
kesi sasirtan zekasi vardi. Fikh ilminde, az zemanda, esi, benzeri olmiyan bir de- 
receye yiikseldi. Mervan bin Muhammedin Irak valisi Yezid bin Amr, kendisine, 
Kufe mahkemesi hakimligini teklif etdi ise de, ziihd ve takvasi ve vera'i da ilmi 
ve zekasi gibi son derece cok oldugundan, kabul etmedi. insanhk dolayisi ile kul- 
lann hakkim gozetmekde kusur etmesinden korkdu. Yezidin emri ile basma yii- 
zon kamci vuruldugu halde, yine kabul etmedi. ikinci Abbasf halifesi Ebu Ca'fer 
Mensiir tarafmdan Bagdad sehrine cagnldi. Hakim olmasi emr edildi ise de, yi- 
ne kabul etmedi. 

Fikh ilmini ilk olarak kollara ayirmis, her bransin bilgilerini ayn ayri toplamis 
ve (Feraiz) ve (§urut) kitablarmi yazmisdir. Fikhdaki cok genis bilgisini ve hele ki- 
yasdaki harik-ul'ade kuvvetini ve ziihd ve takvadaki ve hilm ve salahdaki, aklla- 
ra hayret veren ustiinliigunii bildiren kitablar, sayilamiyacak kadar cokdur. Tale- 
besi pekcok olup, iclerinden biiyiik miictehidler yetismisdir. [150] yilinda, yetmis 
yasmda vefat etdi. Ebu Ca'fer Mensurun emr etdigi temyiz baskanligmi kabul et- 
medigi icin, zindana atildi. Kampi ile dogiildii. Hergiin on kamci artdinlarak do- 
giildii. Kamci sayisi yiiz oldugu giin sehid oldu. Selcuki padisahlarmdan sultan Me- 
liksahm vezirlerinden Ebu Sa'id-i Harezmi, Ebu Hanife hazretlerinin mezan iize- 
rine miikemmel bir tiirbe yapdi. Sonra, Osmanh padisahlan "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in", bu tiirbeyi cok def'a ta'mir ve tezym eyledi. 

Hanefi mezhebi, Osmanh devleti zemanmda her yere yayildi. Devletin resmi 
mezhebi gibi oldu. Bugiin, diinya yiiziinde bulunan Ehl-i islamm yandan fazlasi ve 
Ehl-i siinnetin pekcogu, Hanefi mezhebine gore ibadet etmekdedir). 

(Mir'at-iil kainat) kitabmda diyor ki: 

(Imam-i a'zamin babasi Sabit, Kufede, imam-i All ile "radiyallahii anh" bulu- 
sup, Imam hazretleri, buna ve evladma diia buyurmusdu. [Bunu (Diirr-iil-muhtar) 
ve (Mevdu'at-iil-ulum) ve (Galiyye) kitablan yazmakda, (ibni Abidfn) vesikasi- 
ni da bildirmekdedir.] Eshab-i kiramdan Enes bin Maliki ve daha iic veya yedisi- 
ni "radiyallahii teala annum ecma'in" gordii. Bunlardan hadfs-i serifler ogrendi. 

Hadis-i serifde, (Ummetimden, Ebu Hanife adinda biri gelecekdir. Bu, kiyamet 
giinii, iimmetimin i§igi olacakdir) buyuruldu. Bir hadis-i serifde, (Nu'man bin 
Sabit adinda ve Ebu Hanife denilen biri gelecek, Allahii tealamn tlinini ve benim 
siinnetimi canlandiracakdir) buyuruldu. (Ebu Hanife adinda biri gelir. O, bu iim- 
metin en hayrbsidir), (Ummetimden biri, siinnetimi canlandinr. Bid'atleri oldii- 
riir. Adi, Nu'man bin Sabitdir), (Her asrda, ummetimden, yiikselenler olacakdir. 
Ebu Hanife, zemamnin en yiiksegidir), (Ummetimden, Ebu Hanife adinda biri ge- 
lecekdir. Iki kiiregi arasinda ben vardir. Allahii teala, dfnini, onun eli ile canlan- 
dinr) hadis-i serifleri meshurdur. Alimlerden biri, rii'yada, Resulullaha "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem", (Ebu Hanifenin ilmi icin ne buyurursunuz?) dedi. Cevabm- 
da, (Onun ilmi herkese lazimdir) buyurdu. Baska bir alim, rii'yasinda, (Ya Resii- 

-441- 



lallah! Kufe sehrindeki Nu'man bin Sabitin bilgileri icin ne buyurursunuz?) de- 
di. (Ondan ogren ve onun ogretdigi ile amel et. O, cok iyi kimsedir) buyurdu. 
imam-i All "radryallahii anh" (Size, bu Kufe sehrinde bulunan, Ebu Hanife 
adinda birini haber vereyim. Onun kalbi, ilm ile, hikmet ile dolu olacakdir. Ahir 
zemanda, bircok kimse, onun kiymetini bilmiyerek helak olacakdir. Nitekim, 
si'iler de, Ebu Bekr ve Omer icin helak olacaklardir) dedi. imam-i Muhammed 
Bakir "rahmetullahi aleyh", Ebu Hanifeye "rahmetullahi teala aleyh" bakip 
(Ceddimin dinini bozanlar cogaldigi zeman, sen onu canlandiracaksin. Sen kor- 
kanlann kurtancisi, sasiranlarm siginagi olacaksm! Sapiklan dogru yola cevire- 
ceksin! Allahii teala yardimcin olacak!) buyurdu. 

Yukandaki hadis-i seriflerden birinci, ikinci ve besincileri, (Hayrat-iil-hisan)da 
ve allame Taskopriiliinun (Mevdu'at-iil'ulum) kitabmda da yazilidir. Kiymetli 
fikh kitabi (Diirr-ul-muhtar)in miiellifi, onsoziinde, (Adem "aleyhisselam" benim- 
le ogiindugii gibi, ben de iimmetimden bir kimse ile ogunuriim. ismi Nu'man, so- 
yadi, Ebu Hanifedir. Ummetimin lsigidir) ve (Peygamberler benimle ogiindiikle- 
ri gibi, ben de Ebu Hanife ile ogiiniiyorum. Onu seven, beni sevmis olur. Onu sev- 
miyen, beni sevmemis olur) hadis-i seriflerini yaziyor ve ibni Cevzinin buna mev- 
du' demesi te'assubundandir, ya'niinadmdandir. Ciinki, cesidli yollardan bildiril- 
misdir diyor. ibni Abidin, bu hadislerin sahih oldugunu bildiriyor ve bu satirlan 
aciklarken buyuruyor ki, (ibni Hacer-i Mekkinin, (Hayrat-iil-hisan) kitabmda 
bildirdigi gibi, (Buhari) ve (Miislim)deki hadis-i serifde, (Iman siireyya yildizina 
ciksa, Faris ogullarindan biri, elbette alip getirir) buyuruldu. Faris demek, Iranm 
Fers denilen memleketindeki insanlar demekdir. imam-i a'zamm dedesi buradan- 
dir. Bu hadis-i serifin, imam-i a'zami "rahmetullahi teala aleyh" gosterdigi acik- 
dir. Bunda hie siibhe yokdur.) 

Siiyuti, Zehebive Askalanigibi hadis alimleri, birkac hadis-i serife mevdu' de- 
misler ise de, bu sozleri, (Benim mezhebimdeki sahih olmak sartlan yokdur) de- 
mekdir. Uydurma hadisdir demek istememislerdir. ibni Teymiyye, ibni Cevzi ve 
Aliyy-iil-kari gibi kimselerin te'assub ile, hased ile yazdiklarma aldanarak, kiymet- 
li kitablarda bulunan bu hadis-i seriflere uydurma dememelidir. ikinci kismda, be- 
sinci maddeyi okuyunuz! (Berfka) kitabimn iicyiizonuncu sahifesinde diyor ki, (Bu- 
hari)de ve (Miislim)deki hadis-i serifde, (insanlarin en hayrlisi, benim asnmda bu- 
lunan miislimanlardir. Ya'niEshab-i kiramdir. Onlardan sonra en iyileri, onlardan 
sonra gelenlerdir. Ya'ni Tabiindir. Onlardan sonra da en iyileri, onlardan sonra 
gelenlerdir. Onlardan sonra gelenlerde, yalan yayilir. Bunlarm sozlerine ve isle- 
rine inanmayiniz!) buyuruldu. Bu hadis-i serif, vehhabilerin (Feth-ul-mecid) ki- 
tabmda da yazilidir. Eshab-i kiramm hepsi, onlardan sonraki asrlarda gelenlerin 
ise cogu, hadis-i serifde bildirildigi gibidirler. imam-i a'zam, bu hadis-i serifde miij- 
delenen Tabi'inden biridir. Hatta, Tabi'inin en iisttmlerinden oldugunu, biitiin miis- 
limanlar, hatta dinli dinsiz her ilm adami bilmekdedir. imam-i a'zam "rahmetul- 
lahi teala aleyh", bu hadisle miijdelenenlerin en iistiinlerinden biri oldugundan, 
onun sanini, yiiksekligini anlatmak icin, baska hadis-i serif aramaga ltizum yokdur. 
imam-i a'zam Ebu Hanifenin buyiiklugiinii bildiren alimlerden birisi Muham- 
med bin Mahmud Harezmidir. imamm Miisnedini serh etmis ve basmda fazilet- 
lerini bildirmisdir. Bu yazisi (Usuliil-erbe'a) sonunda mevcuddur. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", yukandaki hadis-i serifde, mez- 
heb imamlanni overken, vehhabiler icin bakmiz ne buyuruyor: (Tenbih)de ve 
(Muhtasar-i tezkire)de yazili iki hadis-i serifde, (Kiyamete yakin ilm azalir, ceha- 
let artar) ve (ilmiii azalmasi, alimlerin azalmasi ile olur. Cahil din adamlari, ken- 
di goriisleri ile fetva vererek fitne cikarirlar. insanlari dogru yoldan sapdinrlar) 
buyurdu. Bu hadis-i serifler, son zemanlarda, cahil, fasik ve sapik din adamlannm 
cogalacaklarmi, miislimanlan aldatacaklarmi haber vermekdedir). 

-442- 



Gencliginde kelam ilmine ve ma'rifete calisrp, pek mahir oldu. Sonra, imam-i 
Hammada onsekiz yil hizmet edip yetisdi. Hammad vefat edince, onun yerine, miic- 
tehid ve mufti oldu. Ilmi, iistunliigu her yere yayildi. Ilmi, fazileti, zekasi, anlayi- 
si, zilhd ve takvasi, emaneti, cabuk cevabh olmasi, dine baghhgi, dogrulugu ve bii- 
tiin insanlik olgunluklannda, herkesin iistiinde idi. Zemanmda bulunan ve sonra 
gelen biitun miictehidler ve baska alimler, iistiin kimseler, hatta hiristiyanlar, 
kendisini hep medh etmis, ovmiisdiir. Imam-i Safi'min (Fikh bilgisinde, herkes, Ebu 
Hanifenin cocuklandir) buyurdugu (Hayrat-iil-hisan) ve (Mizan-iil kiibra) ve 
(Mir'at-i kainat) ve (Mevdu'at-iil-ulum)da yazihdir. Hafiz Zehebi, (Es-sahife fi me- 
nakib-i Ebi Hanife)de ve Ibni Hacer-i Mekki, (Kalaid-iil-ukban fi-menakib-in 
Nu'man)da ve Hamevi, (Esbah) serhinin basmda ve Muhammed bin Yusiif, (Si- 
ret-i Sami)de ve mtifti Mahmud Pisaviiri, farisi (Huccet-iil-islam) kitabmda, ima- 
mi Safi'min (Fikh alimi olmak istiyen, Ebu Hanifenin kitablarmi okusun!) dedi- 
gi ve bunu imam-i Miizeninin haber verdigini yazmakdadirlar. Bir kerre de (Ebu 
Hanffe ile teberriik ediyorum. Hergiin, mezarim ziyaret ediyorum. Zor bir durum- 
da kalmca, Onun kabrine gidip, iki rek'at nemaz kilanm. Allahii tealaya yalvari- 
nm. Dilegimi verir) buyurdugunu, yine bu kitablar yazmakda ve (ibni Abidfn) on- 
soziinde ve (Sevahid-iil-hak) yiizaltmisaltinci sahifede bunu izah etmekdedir. 
(Galiyye)de diyor ki, (imam-i Safi'i, Ebu Hanifenin kabri yanmda sabah nemazi- 
m kilar, Ona hurmeten, kunut okumazdi. Yeryiiziinde Ebu Hanifeden iistiin alim 
yokdu). Imam-i Safi'i, imam-i a'zamin ikinci talebesi olan imam-i Muhammedin 
talebesi idi. (Allahii teala, bana ilmi iki kimseden ihsan etdi. Hadisi, Siifyan bin 
Uyeyneden, fikhi, Muhammed Seybaniden ogrendim) buyurdu. Bir kerre de (Din 
bilgilerinde ve diinya islerinde, kendisine minnetdar oldugum bir kisi vardir. O da, 
imam-i Muhammeddir) buyurdu. Yine imam-i Safi'i buyurdu ki, (imam-i Muham- 
medden ogrendiklerimle, bir hayvan yiikii kitab yazdim. O olmasaydi, ilmden 
birsey edinemiyecekdim. ilmde, herkes, Irak alimlerinin cocuklandir. Irak alim- 
leri de, Kufe alimlerinin talebesidir. Kufe alimleri ise, Ebu Hanifenin talebesidir). 
Imam-i a'zam, dortbin kimseden ilm aldi. Hanefi mezhebinde, besyiizbin din 
mes'elesi coziilmiis, hepsi cevablandinlmisdir. 

Imam-i a'zamin takvasi cok fazla idi. Halal yimek icin, ticaret yapardi. Ortak- 
lan vardi. Stibheli sandigi binlerle lira kazanci, fakirlere ve din adamlarma dagi- 
tirdi. Yiizlerce talebesini kendi kazancmdan besler, ihtiyaclanm giderirdi. Otuz yil, 
hergiin oruc tutdu. [Yalniz bayramlarda bes giin tutmazdi.] Geceleri nemaz kildi. 
Giiniin cok saatini, mescidde ders vermekle, halkm sorularmi cevablandirmakla 
gecirirdi. Geceleri, mescidde ve evinde, sahibine ibadet ederdi. Kirk yil, yatsinm 
abdesti ile sabah nemazmi kildi. Cok kerre, bir rek'atda veya iki rek'atda biitiin 
Kur'an-i kerimi okurdu. Ba'zan da, yalniz bir azab veya rahmet ayetini nemazda 
veya nemaz disinda tekrar tekrar okuyup, hickira hickira aglar, sizlardi. isitenler, 
haline acirdi. Fakirler gibi giyinirdi. Ba'zan da, Allahii tealamn ni'metlerini gos- 
termek icin cok kiymetli elbise giyerdi. Ellibes kerre hac yapdi. Yalniz ruhu kabz 
olundugu yerde, yedibin kerre hatm-i Kur'an okumusdu. (Omriimde bir kerre giil- 
diim. Ona da pismamm) demisdir. Az soyler, cok dusiinurdii. Ba'zi din konularm- 
da, talebesi ile miinazara, konusma yapardi. Bir gece, yatsi nemazini cema'at ile 
kilip cikarken, bir ayagi kapmm dismda, bir ayagi daha mescidde iken, bir konu 
iizerinde, talebesi Ziifer ile sabah ezanma kadar konusup, ikinci ayagini disari ci- 
karmadan, sabah nemazini kilmak icin, yine mescide girmisdir. imam-i All "radi- 
yallahii anh" (Dortbin dirheme kadar nafaka caizdir) buyurdu diyerek, kazanci- 
nm dortbin dirheminden fazlasini fakirlere dagitirdi. Yezid bin Amr, Kufe sehri- 
ne vali ve hakim yapmak istedi. Kabul buyurmadi. Habs edip dogdiirdii. Mubarek 
basi, yiizii sisdi. Ertesi giin, imami "rahmetullahi teala aleyh" cikarip tekrar tek- 
lif ve sikisdirdikda (Damsayim) buyurup izn aldi. Mekke-i miikerremeye gidip, bes 
alti yil orada kaldi. 

-443- 



Halife Mensur, imama cok hurmet ederdi. Onbin akca ile bir cariye hediyye et- 
misdi. imam, kabul etmedi. Bir akca, bir dirhem gumiis idi. Mensur zalim idi. [145] 
senesinde, Ibrahim bin Abdullah bin hazret-i Hasen, Medine-i miinevverede ha- 
lffeligini i'lan eden kardesi Muhammede yardim icin asker topluyordu. Kufeye gel- 
misdi. Ebu Hanife buna yardim ediyor diye yayildi. Mensur isitip, imami, Kufe- 
den Bagdada getirtdi. Mensur, hakh olarak halifedir diye herkese bildir dedi. 
Buna karsilik temyiz reisligini verdi. Cok zorladi. Imam-i a'zam, cok takva sahi- 
bi olup, diinya makamlarma kiymet vermediginden, kabul buyurmadi. Mensur, in- 
cinip habs etdi. Otuz degnek vurdurup, mubarek ayagindan kan akdi. Mensur pis- 
man olup, otuzbin akca gonderdi ise de, kabul buyurmadi. Tekrar habs edip, her- 
giin on degnek fazla vurdurdu. Onbirinci giinii, halkm hiicumundan korkulup, zor- 
la sirt iistil yatinldi. Agzina zehrli serbet dokiildii. [150] senesinde vefat ederken 
secde etdi. Nemazim ellibin kadar kimse kildi. Cok kalabahk oldugundan, giicliik- 
le, ikindiye kadar kihndi. Yirmi giin nice kimseler gelip, kabri iizerinde nemazi- 
ni kildi. 

Yediyiizotuz talebesi vardi. Oglu Hammad, talebesinin ileri gelenlerinden idi. 

Imam-i a'zam "rahmetullahi teala aleyh" ile talebesi arasinda, ba'zi mes'eleler- 
de ayrilik olmusdur. (Ummetimin alimleri arasindaki ayrihk, rahmetdir) hadis-i 
serifi, bu ayrihgin faideli oldugunu haber vermekdedir. 

Allahii tealadan cok korkardi. Her isinde Kur'an-i kerime uymaga cok dikkat 
ederdi. Talebesine (Bir is icin, soziime uymiyan bir sened elinize gecerse, benim 
soziimii birakiniz. O senede uyunuz!) buyururdu. C un ki, talebesi de, kendisi gibi 
miictehid idiler. Blitiin talebesi yemin ediyor ki, (Ona uymiyan sozlerimizi de, el- 
bette ondan isitdigimiz bir delile, senede dayanarak soyledik). 

Miiftiler, imam-i a'zamm sozii ile hareket etmelidir. Onun sozii bulunmazsa, 
imam-i Ebu Yusiife uymahdir. Bundan sonra, imam-i Muhammedin sozii ile amel 
olunur. Imam-i Ebu Yusiif ile imam-i Muhammedin sozii bir tarafda, imam-i 
a'zamm sozii karsi tarafda ise, mufti her iki tarafa gore fetva verebilir. 

Ibni Abidinin ve tiirkce (Mecmu'a-i Ziihdiyye)nin onsozlerinde ve seyh-ul-islam 
Kemal pasa-zade Ahmed bin Siileyman "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
efendinin (Vakfunniyyat) kitabmda diyor ki, (Fikh alimleri yedi tabaka, yedi de- 
recedir. En yiiksek derecesi, ahkam-i islamiyyede miictehid olanlardir. Bunlara mut- 
lak miictehid denir. Dort mezheb imamlan boyledir. ikinci tabaka, mezhebde 
miictehid denilen biiyiik alimlerdir. Ebu Yusiif ve imam-i Muhammed Seybani ve 
Imam-i a'zamm diger talebeleri boyledir. Bunlar, imam-i a'zam Ebu Hanifenin koy- 
mus oldugu iisul ve ka'idelere uyarak, delillerden ahkam cikanrlar. Cikardiklan 
hiikmlerden ba'zilan, imam-i a'zamin cikarmis oldugu hiikmlere uymiyabilir. 
[Bunlara da mezhebde mutlak miictehid denildigi (Mizan-iil-kiibra)da sh. 17 de ya- 
zilidir.] Uciincii tabaka, mes'elelerde miictehid olan alimlerdir. Bunlar, ortaya ye- 
ni cikan mes'elelerin htikmlerini bulurlar. Bunlarm buldugu hiikmlerin ilk iki taba- 
kamn hiikmlerine uygun olmalan lazimdir. Hassaf, Tahavi, Kerhi, Sems-iil-eimme 
Halvani, Sems-iil-eimme Serahsf, Pezdevi, Kadihan ve benzerleri olan derin alim- 
ler, iiciincii tabakadan miictehidlerdir. Bunlardan sonra olan tabakalardaki alim- 
ler miictehid degildir. Mukalliddirler. Mesela, dordiincii tabakadaki, (Eshab-i tah- 
ric) denilen alimler, ictihad yapamazlar. Miicmel, kisa bildirilmis olup, iki diirlii an- 
lasilabilen hiikmleri aciklayarak, bir ma'nasini secen Ebu Bekr Ahmed Razibun- 
lardandir. 370 [m. 981] de Bagdadda vefat etmisdir. Fikh alimlerinin besinci taba- 
kasi, (Eshab-i tercih)dir. Kendilerine gelmis olan, cesidli haberler arasmdan sahih, 
evla olanlan secerler. (Kudurf) ve (Hidaye) sahibi Burhaneddin Merginanibunlar- 
dandir. Altmci tabaka, (Eshab-i temyiz) olup, kavi hiikmleri za'if olanlardan, za- 
hir haberleri, nadir haberlerden ayiran mukallid alimlerdir. (Kenz), (Muhtar) ve 
(Ihtiyar), (Vikaye) ve (Mecma'ul-bahreyn) kitablarmm sahibleri bunlardandir. Bun- 

-444- 



larm kitablarmda merdud ve za'if rivayetler yokdur. Yedinci tabaka, yukanda bil- 
dirilen hizmetleri yapamiyan, ancak onceki tabakalarm kitablarmdan dogru ola- 
rak nakl yapabilen, onlari bildiren mukallidlerdir. [(Tahtavi) ve (ibni Abidin)in 
ve (Diirr-iil-muhtar) sahibinin bunlardan oldugu, (Mecmu'a-i Ziihdiyye)de yazi- 
lidir.] Altinci tabakadan alimler kiyamete kadar bulunacaklar, hakki batildan 
ayiracaklardir. (Ummetimden hak iizere olan alimler, Kiyamete kadar bulunacak- 
dir) hadis-i serifi, bunu haber vermekdedir). 

(Mizan-ul-kiibra)nm onsoziinde diyor ki, (Dort mezheb imammdan "rahmetul- 
lahi teala aleyhim ecma'in" sonra, hicbir alim, mutlak miictehid oldugunu iddia et- 
medi. Yalmz imam-i Muhammed bin Cerir-i Taberi "rahmetullahi teala aleyh" boy- 
le iddiada bulundu ise de, kabul edilmedi. Imam-i Siiyuti "rahmetullahi teala 
aleyh", mezhebde mutlak miictehid oldugunu soyler ve safi'i mezhebine gore 
fetva verirdi. Tesavvufun yiiksek derecesine varmis olan arif-i kamiller, zevk ve 
vicdan ile ictihad sahibi olurlar. Halal olan seyleri, giizel kokulan ile, haramlan da, 
habis kokulan ile anlarlar. Bir Arif-i kamilden feyz almadikca, ictihad derecesi- 
ne yiikselmek miimkin degildir. Bu dereceye ylikselen Velinin, bir mezhebi tak- 
lid etmesine liizum kalmaz. Onlarm hanefi, safi'i olduklanni soylemeleri, bu de- 
receye yiikselmeden evvel, taklid etmis olduklan mezhebleridir. Vilayet derece- 
lerine yiikselebilmek icin, dort mezhebden birinin fikh bilgilerini dogru olarak 6g- 
renmek lazimdir. Bunun icin, Ehl-i siinnet i'tikadmda olan ve o mezhebe baglih- 
gi bilinen salih bir zatdan dinliyerek veya boyle birinin yazdigi ilmihal kitabmdan 
okuyarak ogrenmek sartdir. i'tikadi bozuk, mezhebsiz bir din adammdan dinliye- 
rek veya ne oldugu belirsiz kimsenin yazdigi kitabdan okuyarak ogrendigine uyan 
yahud dort mezhebden birini taklid etmiyen sofi, dalalete diiser, (zindik) olur. Bas- 
kalarim da yoldan cikarmakda seytanm yardimcisi olur.) 

[Yeni musliman olan kimsenin veya akil ve balig olan miisliman evladinin, ev- 
vela (Kelime-i §ehadet) soylemesi ve bunun ma'nasim ogrenip, inanmasi lazimdir. 
Sonra, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmda yazih olan i'tikad, ya'niiman edilme- 
si lazim olan bilgileri ogrenip, bunlara inanmasi lazimdir. Sonra Ehl-i siinnetin dort 
mezhebinden birinin kitablarmda yazih olan fikh bilgilerini, ya'ni islamm bes 
sartmi ve halal, haram olan seyleri ogrenmesi ve bunlara inanmasi ve uygun ya- 
samasi lazimdir. Bunlari ogrenmek ve uymak lazim olduguna inanmiyan, ehem- 
miyyet vermiyen (miirted) olur. Ya'ni kelime-i sehadet getirerek musliman olduk- 
dan sonra, tekrar kafir olur. Dort mezhebin i'tikadi birbirinin aynidir. Dort mez- 
hebden birinin iman ve fikh bilgilerine tabi' olan [uyan] bir miislimana (Ehl-i siin- 
net) veya (Siinni) denir. Dort mezhebden birinde olmiyan kimsenin imam bozu- 
lur. Ya, (bid'at sahibi), ya'ni sapik miislimandir. Yahud, miirted olur. Bunun her 
ikisi de, tevbe etmeden oliirse, muhakkak Cehenneme girecek, atesde yanacakdir. 
Bir is yaparken, ozrii hasil olup, bu isin kendi mezhebindeki sartlarmdan birine uy- 
masi giiclesen kimse, bu isi, dort mezhebden herhangi birindeki sartlarma uyarak 
yapar. Bu ikinci mezhebin, bu is icin olan sartlarmm hepsine uymasi lazim olur. Bu 
sartlardan birine uymasi zor olur, fekat kendi mezhebinde kolay olursa, bu isi yap- 
masi sahih olur. iki mezheb zaruri telfik edilmis olur. Kendi mezhebinde de zor olur 
ise, kendi mezhebindeki birinci sarti yapmamasi caiz olur. Fekat, Eshab-i kiram- 
dan birinin ictihadina gore caiz olabilecegini diisiinmek iyi olur. ikinci kism, 1. ci 
maddeye bakimz! Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" vefatmda hayat- 
da bulunan binlerce Sahabinin herbiri miictehid idi. Dort mezhebden birini tak- 
lid etmekde zorluk hasil oldugu zeman, Eshab-i kiramdan birinin ictihadina uygun 
olan ibadetimiz sahih olur. Ozr olunca zann-i galibimiz makbul olur. Tevbe sure- 
sinin 102. ci ayet-i kerimesinde mealen, (Muhacirmin ve Ensann once olanlari ve 
bunlara tabi' olanlar, Allahii tealadan razidir. Allahii teala da onlardan razidir. On- 
lara Cennetleri hazirladim. Burada sonsuz kalacaklardir) buyurulmusdur. Es- 

-445- 



hab-i kiramm "ridvanullahi teala aleyhim ecma'm" alemlere rahmet olduklan ve 
herhangi birine tabi' olanm sonsuz se'adete kavusacagi bu ayet-i kerimeden de an- 
lasilmakdadir.] 

Muzdarib bir gbniille, kabuslu hayallerle, 
vuslat-i canana ve giilistana elveda! 
Gizli ah cekmelerle, icli iniltilerle, 
zevkme doymadigim nevbehara elveda'! 

Gokler karardi yine, hie bir yer goriinmiyor, 
miibhem bir kuvvet beni, her an geri cekiyor, 
Madem ayrilacakdm, ya nicin geldin diyor, 
basdigm aziz tag ve topraklara elveda'! 

Goz yasim 11111111:111 oldu, yol vermiyor geceyim, 
ayrdip, goz nurumdan, ben nereye gideyim? 
Bu firak ate$iyle, yanip yamp biteyim, 
hergiin yeniden dogan arzulara elveda'! 

Zulmet basdi ciham, biitiin emeller sbndii, 
kalbim kan aglar daim, ruhum cilgma dondii. 
Demek ayrihk geldi ve bana yol goriindii, 
bu derdsiz yolculara, bu yollara elveda'! 

Son bir defa bakayim, o hiisn-i com ft line, 
bir nazarin degi$mem, biitiin diinya maline, 
Ister giilsiin gafiller, bu asikin haline, 
bundan boyle nes'e ve siirurlara elveda'! 

Rabbimden diliyorum, yakinlara gelmeni, 
ah yine gorebilsem, diinya goziyle seni! 
Ayrihk pek yakiyor, al bagrma bas beni, 
faidesiz hayallere, hulyalara elveda'! 

Gbziin, gonliin arkada, nereye gidiyorsun ? 
bakmaga kiyamazken, nasil terk ediyorsun! 
(Allaha ismarladik!) diisiin kime diyorsun! 
aslsiz, hakikatsiz, rii'yalara elveda'! 

Nereye gidiyorsun, eyyarine doymayan? 
bir an fazla gbrmegi bulunmaz ni'met sayan, 
Hasrettle gun be gun, kavrul, alevlen ve yan! 
ciham tenvir eden en son Nura elveda'! 

Nereye gidiyorsun, ondan nasil ayrildw? 
seni yakan o degil, kendi kendini yakdm! 
Diisiin! Goz yaslariyle, kiniiii yiiziine bakdin? 
ayrihrken inleyen bakislara elveda'! 

Maziyi hale tebdil edip, seyredecegim, 
gdnliiniii gozyasile, teselli edecegim. 
Derin i nil tile ah, ayrihk diyecegim, 
yan birakip giden, bu firara elveda'! 

Karsimdaki hayalin, biraz daha kal diyor, 
kalbini benim gibi, bu sevdaya sal diyor, 
Op elimi hasretle ve diiami al diyor, 
en derin sevgilerle, aziz yara elveda'! 

-446- 



17 — VEHHABILIK NEDIR? 

Vehhabiligi kuran, Mehmed bin Abdiilvehhabdir. Binylizonbir 1111 [m. 1699] de, 
Necdde, Hureymile kasabasmda diinyaya gelmis, 1206 [m. 1791] de, Der'iyyede 61- 
miisdiir. Onceleri, seyahat ve ticaret icin, Basra, Bagdad, Iran, Hind ve Sam taraf- 
lanna gitmis, 1125 [m. 1713] de Basrada, ingiliz casuslarmdan, Hempherin tuzagi- 
na diiserek, ingilizlerin (islamiyyeti iinha) etmek cahsmalanna alet olmusdur. (in- 
giliz Casusunun i'tiraflan) kitabimizda, Vehhabiligin kurulusu uzun anlatilmakda- 
dir. Eline gecirdigi, Ahmed ibni Teymiyyenin, Ehl-i siinnete uymiyan kitablanm oku- 
mus, (Seyh-i Necdi) diye meshur olmusdur. Diisiinceleri, ingiliz paralan ve ingiliz 
silahlan karsihgmda, koyliiler ve Der'iyye ehalisi ile reisleri Muhammed bin Sii'ud 
tarafmdan desteklendi. Sapik din adami Ahmed ibni Teymiyyenin fikrleri ile 
Hempherin yalanlarmm kansimma (Vehhabilik) denir. (Mir'at-iil-Haremeyn) ki- 
tabinin basildigi 1306 [m. 1888] senesinde Need emiri, Abdullah bin Faysal idi. 
Asagidaki bilgilerin cogu (Mir'at-iil-Haremeyn)den almmisdir: 
Mehmedin babasi Abdiilvehhab, iyi bir miisliman idi. Bu ve Medinedeki alim- 
ler, Abdiilvehhab oglunun sozlerinden, yeni bir yol tutacagmi anlamis, herkese, 
bununla konusmamasini nasihat etmislerdi. Fekat, 1150 [m. 1737] de, Vehhabili- 
gi i'lan etdi. Yazdigi kitablarda ve hele bunlarm en meshuru olan (Kitab-iit-tev- 
hid)de ve torunu Abdurrahman bin Hasenin buna yapdigi (Feth-ul-mecid) adm- 
daki serhde, ikiyiizelliden fazla, bozuk inamslan vardir. Bunlardan ba'zisi (Usu- 
liil-erbe'a) ikinci sahifesinde yazilidir. Bozuk inanislarmin temeli, iic mes'eledir: 

1 — Amel, ibadet, imanm parcasidir diyor. Bir farzi yapmiyan, mesela farz ol- 
duguna inandigi halde, bir nemaz kilmiyan kafir olur diyor. Bunu oldiirmeli, mal- 
lanni taksim etmelidir diyorlar. Bunlar (Feth-ul-mecid)in 17, 48, 93, 111, 273, 
337 ve 348. ci sahifelerinde yazilidir. 

2 — Peygamberlerin "aleyhimiisselam" ve Evliyanm "kaddesallahii teala esra- 
rehumuraziz" ruhlarmdan sefa'at istiyen, bunlarm mezarim ziyaret edip, bunla- 
n vesile ederek diia eden kafir olur diyorlar. (Feth-ul-mecid) kitabmm besyiizii- 
ciincii sahifesinde diyor ki, (Resulullah hayatda iken, diia etmesini istemek caiz- 
dir. Hatta, diri olan her salih kimseden, diia etmesi istenir. Nitekim, hazret-i 
Omer, Mekkeye omre yapmaga gidecegi zeman, Resulullah, (Ya Omer, bizi dii- 
andan unutma!) dedi. Dirilerin, cenazeye ve kabrde olanlara da diia etmeleri ca- 
izdir. Fekat, kabrde olandan diia istemek caiz degildir. Allahii teala, isitmiyenler- 
den diia istemenin sirk oldugunu bildirdi. Oliiler ve gaib olan, uzakda olan diriler, 
isitmez ve cevab vermezler. Bunlarm faide ve zararlan olmaz. Eshabdan ve onlar- 
dan sonra gelenlerden hicbiri, Resulullahm kabrinden birsey istemedi. Peygam- 
ber oldiikden sonra, ondan birsey istemek caiz olsaydi, Omer "radiyallahii anh" 
yagmur yagmasim Ondan isterdi. Halbuki, kabrine gelip, Ondan diia, yardim is- 
temedi. Diri ve hazir olan hazret-i Abbasdan diia istedi). Yetmisinci [70] sahife- 
sinde diyor ki, (Oluden ve yanmda bulunmiyanlardan birsey istemek, onu Alla- 
ha serik yapmak olur). 

Vehhabilerin bu sozlerini, yine kendi kitablan yalanhyor. (Feth-ul-mecid)in iki- 
yiizbirinci sahifesinde, (Buharide, Abdullah ibni Mes'ud diyor ki, yidigimiz ta'amin 
tesbih sesini isitirdik. Ebu Zer diyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
avueuna tas parcalan aldi. Bunlarm tesbih sesleri isitildi. Resulullahm hutbe 
okurken dayandigi odunun inlemesi haberi sahihdir) diyor. Demek ki, Resulullah- 
dan baska mii'minler de, herkesin isitemiyecegi sesleri isitirmis. Bu taslar hazret-i 
Ebu Bekrin elinde iken de tesbihlerinin isitildigi, aym haberin sonunda bildirilmek- 
dedir. Hazret-i Omerin, Medinede hutbe okurken, Iranda harb eden ordu kuman- 
dam Sariyeyi gorerek, (Sariye, dagdaki diismandan korun!) dedigini ve Sariyenin 
isiterek, dagi ele gecirdigini biitun kitablar bildirmekdedir. Puta tapanlar icin 

-447- 



gelmis olan ayet-i kerimelerle, bu sozlerini isbata kalkisryorlar. Halbuki, mii'min- 
ler [ya'ni Ehl-i sunnet], Peygamberlere "aleyhimussalevatii vetteslimat" ve Evli- 
yaya "aleyhirrahme" ibadet etmez. Allahii tealamn sevgili kullan olduguna ve Al- 
lahii tealamn, bunlarm hatiri ve hurmeti ile, kullanna merhamet edecegine inanir. 
Zaran, faideyi yaratan, ancak Odur. Ondan baska ibadete kimsenin hakki yokdur, 
der. Kabr ziyaretine gidip, kabrdeki zat vasitasi ile Allahii tealaya diia eder. 

(Ibni Abidin) nikah sozlesmesinin son sahifesinde diyor ki, (Allah ve Resulul- 
lah sahid olsunlar diyerek evlenmek caiz degildir. Hatta boyle soylemek kiifr 
olur diyenler vardir. Resulullah gaybi bilir demek olur. Allahdan baskasi icin 
gaybi bilir diyen kafir olur dediler. Halbuki, (Tatarhaniyye)de, (Hucce)de ve 
(Multekit)de kiifr olmaz diyor. Ciinki, Allahii teala herseyi Resuliinun ruhuna bil- 
dirir. Peygamberler, baskalan icin gayb olan bircok seyi bilirler. Cin suresinin yir- 
mialtmci ayetinin meali, (Allahii teala, gaybdan bildigi seylerden ba'zdarim yal- 
niz Peygamberlerden diledigine bildirir) ise de, akaid kitablarmda, Evliyamn ke- 
rametlerinden biri, gayblann cogunu bilmeleri oldugu yazilidir. Mu'tezile firkasi 
[ve onlann izinde olanlar], bu ayet-i kerimeye dayanarak, Evliya gaybi bilemez di- 
yorlar. Bunlara cevab olarak deriz ki, bu ayet-i kerime, gaybm vasitasiz olarak ve 
yalmz vahy getiren melege bildirilmesini haber veriyor. Peygamberlere ve Evliya- 
ya diger melekler vasitasi ile veya baska vasita ile bildirilmekdedir. (Sell-iil-hisam- 
il-Hindf li-nusrat-i seyyidina Halid-in-nak§ibendi) ismindeki kitabimda Evliyamn 
kerametleri uzun yazilidir. Lutfen oradan okuyunuz!) (Tefsfr-i Mazheri)de bu 
ayet-i kerimenin tefsirinde buyuruyor ki, (Allahii teala, Evliyasina vasitasiz da bil- 
dirir. Hazret-i Omere Sariyeyi gosterdi "radiyallahii teala anhiima". Musa aleyhis- 
selamm annesine, oglunu denize koymasim, yine geriye gonderecegini ve Peygam- 
ber yapacagim bildirdigini haber veriyor. Havarilere vahy gibi bildirdigini ve 
hazret-i Meryeme, (Hurma kiitiigiinii salla; taze hurma olacak. Onlari yi!) dedi- 
gini haber veriyor. Bunlar Peygamber degildi. Veli idiler). Farisi (Usul-iil-erbe'a 
fi-terdid-il vehhabiyye) kitabinda genis bildirilmisdir. Bu kitab 1395 [m. 1975] de, 
Istanbulda tekrar basdinlmisdir. Bu kitabdan bir kismi terceme edilerek, (Kiya- 
met ve Ahiret) ve (Faideli Bilgiler) kitablarma ilave edilmisdir. 

(Hadika) ikinci cild, yiizyirmialtmci sahifede diyor ki: Resulullah ile ve Eshab-i 
kiram ile ve Tabi'fn ile, bunlar oldiikden sonra da, Allahii tealaya tevessiil etmek, 
ya'ni bunlarm hurmeti icin, dilekde bulunmak caizdir ve mesru'dur. Tevessiil et- 
mek, sefa'atini istemek demekdir. Ehl-i sunnet alimleri, bunun caiz oldugunu 
bildirdi. Mu'tezile firkasi ise inanmadi. Tevessiil edenin diiasinm kabul olmasi, te- 
vessiil olunanm kerameti olur. Ya'ni, oldiikden sonra keramet gostermesi olur. 
Bid'at sahibi, sapik olanlar buna inanmadi. imam-i Miinavi (Cami'us-sagir) ser- 
hinde, bu cahillere cevab vermekdedir. imam-i Siibki buyuruyor ki, (Resulullah 
ile tevessiil etmek, ya'ni istigase etmek, ondan sefa'at istemekdir. Bu ise giizel bir 
seydir. Onceki ve sonraki islam alimlerinden hicbiri buna karsi birsey dememis- 
dir. Yalmz ibni Teymiyye bunu inkar etdi. Boylece dogru yoldan ayrildi. Kendin- 
den once gelen alimlerden hicbirinin soylemedigi bir bid'at cikardi. Bu bid'ati ile 
miislimanlarm diline diisdii). Resulullahm ismi ile kasem ederek, ya'ni Resulul- 
lah hakki icin diyerek, Allahii tealadan birsey istemenin caiz oldugunu, ibni Ab- 
diisselam uzun bildirmekdedir. Resulullahm varisi olan Evliya ile de kasem caiz 
oldugunu, Ma'ruf-i Kerhibildirmekde ve (Ku$eyri) risalesi yazmakdadir. Yiizel- 
libirinci [151] sahifesinde diyor ki, herhangi bir muctehidin caiz olur dedigi birse- 
yi yapana mani' olmamahdir. Ciinki, dort mezhebden birini taklid etmek caizdir. 
Bunun icin, kabr ziyaret edenlere, Evliyamn mezarlan ile teberriik edenlere, 
hastasi iyi olmak icin veya gaibi bulunmak icin bunlara nezr yapanlara mani' ol- 
mamahdir. Adak yaparken, Evliyaya adak demek mecaz olup, tiirbeye hizmet eden- 
lere adak demekdir. Fakire zekat verirken odiinc verdigini soylemek gibidir ki, boy- 

-448- 



le soylemenin caiz oldugu bildirilmisdir. Burada soze degil, ma'naya bakilir. Bu- 
nun gibi, fakire verilen hediyye, sadaka olur. Zengine verilen sadaka da hediyye 
olur. [(VEKALET)e bakiniz!]. ibni Hacer-i Hiytemi "rahmetullahi teala aleyh", 
Evliyanm kabrlerine nezr yapihrken, onun cocuklarma veya talebesine yahud 
orada bulunan fakirlere sadaka olmasi gibi baska bir (Kurbet), ya'ni, baska bir hayr 
niyyet edilirse, bu nezrin sahih olacagma fetva vermisdir. Boyle nezrlerin, niyyet 
edilen kimselere verilmesi lazimdir. Simdi tiirbelere yapilan nezrlerin hepsinde boy- 
le niyyet edilmekdedir. Veliye nezr soziinden bunu anlamak lazimdir. Gecmis Ev- 
liyaya dil uzatmak, onlara cahil demek, sozlerinden islamiyyete uymiyan ma'na- 
lar cikarmak, oldiikden sonra da keramet gosterdiklerine inanmamak ve oliince 
velilikleri biter sanmak ve onlann kabrleri ile bereketlenenlere mani' olmak, 
muslimanlara su'i zan, zulm etmek, mallarmi gasb etmek gibi ve hased, iftira ve ya- 
lan soylemek ve giybet etmek gibi haramdir. (Hadika)dan terceme temam oldu. 

(Hadika)da, yiizseksenikinci sahifede diyor ki, (Buharinin, Ebu Hiireyreden "ra- 
diyallahii anh" haber verdigi hadis-i serifde, (Allahii teala, kulum farzlari yapmak- 
la bana yaklasdigi gibi baska seyle yaklasamaz. Kulum nafile ibadetleri yapinca, onu 
cok severim. Oyle olur ki, benimle isitir. Benimle goriir. Benimle herseyi tutar. Be- 
nimle yiiriir. Benden her ne isterse veririm. Bana sigminca, onu korurum buyurdu) 
denilmekdedir. Bu hadis-i serif gosteriyor ki, farzlarla birlikde nafile ibadetleri ya- 
pan, Allahii tealamn sevgisini kazamr. Bunlarm diialan kabul olur. Sa'id bin isma'il 
Ebu Osman Hayri Nisapuri "rahmetullahi teala aleyh" buyuruyor ki, bu hadis-i se- 
rif, onun gormek, isitmek, gitmek, tutmak gibi her cesid istediklerini, hemen ihsan 
ederim demekdir). Uciincii kismda sonsoz sonuna bakiniz! (islerinizde sikisdiginiz 
zeman, kabrde olanlardan yardim isteyiniz!) hadis-i serifi de, Allahii tealamn, 
sevdigi kullarma, olii iken de bu kuvveti vermis oldugunu gostermekdedir. 

imam-i Birgivi, (Etial-ul-miislimin) risalesinde, (Bir mii'minin kabrini ziyaret 
ederken, ya Rabbi! Muhammed aleyhisselam hurmetine, buna azab yapma denir- 
se, Allahii teala, kiyamete kadar azabini durdurur) hadis-i serifini yazmakdadir. 

Kabrdeki meyyitde his bulundugunu bildiren cok hadis-i serif vardir. Eshab-i 
kiram ve Tabi'in-i izam (Kabr-i se'adet)i ziyaret ve istigase ederdi. Bunun icin cok 
kitab yazilmisdir. (Hisn-iil-hasin)de diia adabim anlatirken (Diianin kabul olma- 
si icin, Peygamberleri "aleyhimiissalevatu vetteslimat" ve salih kullan vesile etme- 
lidir. (Buhari)deki hadis-i serifde boyle bildirildi) buyurmakdadir. 

Ali Ramiteni hazretleri buyurdu ki, (Giinah islememis bir dil ile diia ediniz ki, 
kabul olsun!). Ya'ni, Huda dostlarmm huzurunda tevazu' eyleyiniz, yalvanmz da, 
sizin icin diia etsinler. istigase, ya'ni bir Veliye tevessiil de, bu demekdir. 

Abdiilvehhab oglunun, Ehl-i siinneti, puta ve mezara tapan kafirler gibi bilme- 
si ve Ehl-i siinneti oldiirmege ve mallarmi almaga halal demesi, nasslara [ya'ni ayet- 
lere, hadislere] yanlis ma'na verdigi icindir. (Buhari)deki hadis-i serifde Peygam- 
berimiz "sallallahu aleyhi ve sellem", (Kafirler, kafirler icin gelmis olan ayet-i ke- 
rimeleri, muslimanlara yiikletirler) buyurdu. Bir hadis-i serifde, (Miisliman ismi- 
ni tasiyanlardan en cok korkdugum kimse, Kur'an-i kenmin ma'nasim, yerinden 
degisdirenlerdir) buyurdu. Bu hadis-i serifler, boyle zmdiklann meydana cikaca- 
gini ve bunlarm dalaletde olduklarmi haber vermekdedir. 

Mezarlan ziyaret ile tevessiil eden kafir olsaydi, Peygamberimiz ile de tevessiil 
edilmezdi. Halbuki, O, diinyaya gelmeden once ve diinyada diri iken ve vefatmdan 
sonra, hep tevessiil edilmisdir. (Sevahid-iil-hak) yiizelliucuncii [153] sahifede ya- 
zili, Ibni Mace hadisinde, Peygamberimiz (Allahiimme inni es'eliike bihakkis- 
sa'ilfne aleyke), ya'ni (Ya Rabbi! Senden isteyip de, verdigin kimselerin hatin icin, 
senden istiyorum!) derdi ve boyle diia ediniz buyururdu. Hazret-i Alinin "radiyal- 
lahii anh" annesi Fatimayi "radiyallahii anha" kendi mubarek elleri ile mezara ko- 
yunca, (igfir li uniiiif Fatimate binti Esed ve vessi'aleyha medhaleha bi-hakki Ne- 

- 449 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:29 



biyyike vel Enbiya-illezine min kablf inneke erhamiirrahimin) buyurdugunu, Ta- 
beranive Ibni Hibban ve Hakim ve Siiyuti bildirmekdedir. Eshab-i kiramin biiyiik- 
lerinden Osman bin Huneyf bildiriyor ki, iyi olmasi icin diia istiyen bir a'maya, ab- 
dest alip, iki rek'at nemaz kilmasim, sonra (Allahiimme inni es'eliike ve etevecce- 
hii ileyke bi-Nebiyyike Muhammedin Nebiyyirrahme, ya Muhammed inni etevec- 
cehii bike ila Rabbi fi haceti-hazihi, li takdiye-li, Allahiimme seffi'hii fiyye) oku- 
masmi emr etmisdir. Bu diia, (Merakil-felah) ve bunun Tahtavi hasiyesi ve tiirk- 
ce tercemesi olan (Ni'met-i islam) kitablarmda, (Hacet nemazi) sonunda ve (§ifa 
iis-sikam) ve (Nur-iil-islam)da ve (Diireriisseniyye)de de yazihdir. Eshab-i kiram 
"radiyallahii teala anhiim ecma'in", bu diiayi hep okurdu. Hakimin bildirdigi sa- 
hih hadisde buyuruldu ki, Adem "ala Nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" Cen- 
netden cikanhnca, cok diia etdi. Tevbesi kabul olmadi. Nihayet (Ya Rabbi! Oglum 
Muhammed hurmeti icin, bu babaya merhamet et) deyince, diiasi kabul oldu ve (Ya 
Adem! Muhammed aleyhisselamin ismi ile, heme isteseydin kabul ederdim, Mu- 
hammed olmasaydi, seni yaratmazdim) buyuruldu. Bu hadis-i kudsi, (Mevahib) ve 
(Envar)m basmda da yazihdir. Boyle oldugunu, Alusinin (Galiyye) kitabi da, yiiz- 
dokuzuncu sahifesinde uzun bildirmekdedir. Bu diialarda bulunan (hak) kelime- 
si, hurmet, kiymet demekdir. Sevdiklerine verdigi kiymetli dereceler hatiri icin is- 
temekdir. Ciinki, hicbir mahlukun, hicbir bakimdan, Allahii tealada hakki yokdur. 

Siial: O zeman, Muhammed "aleyhisselam" diinyada yokdu. Ucyiizoniicbin 
sene sonra diinyayi tesrif edecekdi. Adem "aleyhisselam", Onu nereden bildi? 

Cevab: Adem "aleyhisselam", Cennetde iken, Cennetin her yerinde ve Ars iize- 
rinde (La ilahe illallah Muhammediin Resulullah) yazih gordii. Onun, Allahii te- 
alanm en sevgili kulu oldugunu, bundan anlamisdi. Bunlar, oralarda islam harfle- 
ri ile yazih idi. Demek ki, o harfler, insan yapisi degildir. Diinya ve Adem yokken, 
o harfler vardi. Biitiin kitablar ve sahifeler, islam harfleri ile gonderilmisdir. 

Bu diialar gosteriyor ki, Allahii tealanm sevdikleri ile tevesstil etmek, ya'ni on- 
lari araya koyarak, onlann hatiri ve hurmeti ile Ondan istemek caizdir. 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", besinci cild, besyiizyirmidordiincu sa- 
hifede buyuruyor ki, (Resulullahi vesile kilarak Allahii tealaya diia etmek giizel 
olur. Once ve sonra gelen alimlerden hicbiri buna karsi birsey demedi. Yalmz ib- 
ni Teymiyye bunu kabul etmedi. Hie kimsenin soylemedigini soyliyerek ortaya bir 
bid'at cikarmis oldu. Boyle oldugunu, imam-i Siibki giizel aciklamakdadir). 

Ahmed bin Seyyid Zeyni Dahlan "rahmetullahi teala aleyh", Mekkenin muf- 
tisi ve reis-iil-ulemasi ve Safi'iseyh-ul-hutebasi idi. Bircok eserleri olup, (Hiilasat- 
iil-kelam fi beyan-i umera-il beled-il-haram), (Firredd-i alel-vehhabiyyet-i-etba-i 
mezheb-i ibni Teymiyye) ve (Ed-Diirer-iis-seniyye) kitablarmda bunlann icyiiz- 
lerini aciklamakda, yanhs yolda, sapik olduklanni ayet-i kerime ve hadis-i serif- 
lerle gostermekdedir. (Hiilasat-iil-kelam)da, soyle demekdedir: 

Resulullahi hayatda iken de, vefatmdan sonra da, vesile ederek diia etmek sa- 
hihdir ve caizdir. Bunun gibi, Evliyayi ve Salihleri vesile ederek diia etmek caiz ol- 
dugunu hadis-i serifler gostermekdedir. [(Feth-ul-mecid) kitabmm 167, 170, 191, 
208, 248, 353, 414, 416, 482, 486 ve 504. cu sahifelerindeki yazilar mtislimanlara if- 
tiradir.] Hazret-i Omerin yagmur diiasma cikarken hazret-i Abbasi gotiirmesi, Re- 
sulullahdan baskasi ile de tevessiil olunabilecegini gostermek icin idi. [Yagmur dii- 
asmin nasil yapilacagi (islam ahlaki) kitabimizda yazihdir.] Ehl-i siinnet alimleri 
buyuruyorlar ki: Te'siri veren, yaratan, icad eden, faide ve zarar veren, yok eden 
ancak Allahii tealadir. Onun seriki yokdur. Peygamberler ve biitiin diriler ve 
oliiler, te'sir, faide ve zarar yaratamazlar. Hicbir seye te'sir yapamazlar. Yalmz, Al- 
lahii tealanm sevgili kullari olduklan icin, onlarla bereketleniriz. Onlar da, diri- 
lerin te'sir etdigine, oliilerin te'sir etmedigine inamyorlar. (Feth-ul-mecid) kita- 
bimn 70, 77, 98, 104, 239, 248, 323, 503 ve 504. cu sahifelerinde, (Meyyitden ve ga- 

-450- 



ib olan diriden birsey istiyen mtisrik olur. insandan kudreti yetisen seyler istenir. 
Yalniz Allahm kudretinde olan seyleri insandan istemek caiz degildir) diyor. 
Yetmisinci [70] sahifesinde, (Diri, kendinden istenilen sey icin diia eder. Allah da 
kabul edip, o seyi yaratir. Oliiden ve gaib olandan istemek, kudreti icinde olmrya- 
m istemekdir. Bu ise, sirk olur) diyor. Yiizotuzaltmci [136] sahifesinde, (Salih kim- 
selerin kabrleri ile teberriik etmek, Lat, Menat putlarma tapmmak gibi sirkdir) di- 
yor. ikiyiizsekizinci [208] sahifede, (ihtiyacini oliiden istemek, oliiden istigase 
etmek sirkdir. Oliiden kendisine sefa'at etmesini istemek cahillikdir. O, Allahm 
izni olmadan kimseye sefa'at edemez. Ondan istigase etmek, sefa'at etmesini is- 
temek, sefa'at etmesine izn verilmesi icin sebeb yapilmamisdir. Sefa'ate sebeb iman- 
dir. istigase eden ise miisrikdir. izn verilmesine mani' olmakdadir) diyor. Halbu- 
ki bu kitab, kendi kendini yalanlamakdadir. Ciinki, ikiyuzuncii [200] sahifesinde, 
(Gokler Allahdan korkar, Allah goklerde his yaratir. Anlarlar, Kur'anda, yerle- 
rin ve goklerin tesbih etdikleri bildirildi. Resulullahm avucuna aldigi tas parcala- 
nnm tesbih etdiklerini ve mesciddeki Hannane denilen diregin inledigini ve yeme- 
gin tesbih etdigini Eshab isitdiler) diyor. [Daglarda, taslarda, direkde his ve idrak 
oldugunu soyleyip de, Peygamberlerde ve Evliyada his olmaz demeleri, sasilacak 
seydir. Dirilere tevessiil olunur, oliilere tevessiil olunmaz demekle kendileri miis- 
rik oluyorlar. Ciinki bu soz, diriler duyar ve te'sir eder, oliiler duymaz ve te'sir et- 
mez demekdir. Allahdan baskasmin te'sir etdigine inanmak olur. Boyle inanan- 
lara kendileri miisrik diyor. Halbuki, olii de, diri de birer sebebdir. Te'sir eden, ya- 
ratan yalniz Allahu tealadir.] (Alusi tefsiri)nde yazih olan, imam-i a'zamm, Re- 
sulullahi vesile yaparak diia etmegi yasak etdigi dogru degildir. Ciinki, imam-i 
a'zamdan boyle bir haberi hicbir alim bildirmemisdir. Vesile edilecegini bildirmis- 
lerdir. Tevessiil, teseffii', istigase ve tevecciih, hep aym sey demekdir. Hepsi caiz- 
dir. (Buharf) hadisinde, (Kiyamet giinii insanlar, once Adem aleyhisselama istiga- 
se edeceklerdir) buyuruldu. Eshab-i kiramin buyiiklerinden Bilal bin Haris "ra- 
dryallahu anh" Resulullahm kabri yanma gelip, (Ya Resulallah! Ummetin icin yag- 
mur diiasi yap) dedi. Yagmur yagdi. Putlar, bize sefa'at edecekdir diyen kafirler, 
putlara tapmiyorlardi. Sefa'at istiyen mii'minler ise, Peygamberlere ve Evliyaya 
tapmmaz. (Feth-ul-mecid) kitabmm ikiyiizdokuzuncu [209] sahifesinde diyor ki, 
(Kur'an-i kerimde, (Ancak Onun izn vermesi ile sefa'at olunur) ve (Ancak razi olu- 
nan kimselere sefa'at olunur) buyuruldu. Sefa'at istiyen kimse, kendine sefa'at et- 
mesi icin Peygambere izn verilecegini nereden biliyor? Sonra razi olunmuslardan 
oldugunu nerden anhyor da sefa'at istiyor?). Bu sozleri, hem hadis-i seriflere uy- 
gun degildir. Hem de kendisini yalanlamakdadir. Ciinki, ayni kitabm ikiyiizseki- 
zinci sahifesinde, (Sefa'at olunmaga sebeb lmandir) demekdedir. Ezandan sonra 
okunmasi emr olunan diiada, Allahii tealamn, Peygamber efendimize "sallallahii 
aleyhi ve sellem" fazile ve vesile derecelerini va'd etdigi bildirilmekdedir. Bu 
diiayi okuyanlara ve salevat getirenlere ve kabrini ziyaret edenlere sefa'at edece- 
gini bildirdi. Bunlar gibi, daha nice hadis-i serifler, diledigine sefa'at etmek icin ken- 
disine izn verilmis oldugunu gostermekdedir. (Biiyiik giinahi olanlara sefa'at ede- 
cegim) hadis-i serifi, imam olan herkese sefa'at etmesine izn verilecegini bildiri- 
yor. (Sevahid-iil-hak) yiizotuzuncu [130] sahifesindeki kirk hadisden onucunciisun- 
de, (Kiyamet giinii sefa'at edecegim. Ya Rabbi! Kalbinde hardal zerresi kadar finan 
olanlari Cennete koy diyecegim. Bunlar Cennete girecekler. Sonra, kalbinde az bir- 
sey olanlara, Cennete giriniz diyecegim) buyuruldu. Bu hadis-i serifi (Buharf) bil- 
diriyor. (istigase) tevessiil demekdir. Ya'ni vesile etmek, yardimini, diiasim iste- 
mek demekdir. Ondan sefa'at istemek, Onu vesile ederek, Allahu tealadan son ne- 
fesde imanla gitmegi diia etmek demekdir. (Feth-ul-mecid) kitabmm bircok yerin- 
de, mesela ucyuzyirmiiicuncii [323] sahifesinde, (Gaib kimseden ve oliilerden is- 
tigase etmek, faide istemek sirkdir. Allah, miisriklerle harb etmegi emr ediyor) di- 
yor. Halbuki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Ya Muhammed, seni ve- 

-451- 



sfle ederek Rabbine tevecciih ediyorum) derdi. Vefatmdan sonra, Eshab-i kiram 
"radiyallahii teala anhtim ecma'fn" bu diiayi okurlardi. Taberanihin bildirdigi 
hadis-i serifde, (Colde yalniz kalan kimse, birsey gayb ederse, ey Allahin kullari, 
bana yardim ediniz desin! Ciinki, Allahii tealamn, sizin gdremediginiz kullari 
vardir) buyuruldu. Ibni Hacer-i Mekki, (Izah-ul-menasik) hasiyesinde, bu diia cok 
tecribe edilmisdir buyurdu. Ebu Daviidiin ve baskalarmm bildirdikleri hadis-i 
serifde, Resulullah, seferde iken aksam olunca, (Ey Rabbimin yeri! Senin serrin- 
den Allaha siginirim) buyurdu. 

ihvan-ul-muslimin denilen mezhebsizlerin reislerinden Seyyid Kutb da, Ziimer 
suresinin iiciincii ayetini tefsir ederken, (Tevhid ve ihlas sahibi, Allahdan baska 
kimseden birsey istemez. Hicbir mahluka i'timad etmez. Insanlar, islamiyyetin bil- 
dirdigi tevhidden aynldi. Bugiin biitiin memleketlerde Evliyaya ibadet ediliyor. Is- 
lamiyyetden evvelki arablarm meleklere, heykellere tapmdiklan gibi, onlardan se- 
fa'at istiyorlar. Allahin bildirdigi tevhidde, ihlasda, Allah ile kul arasmda vasita 
ve sefa'at etmek yokdur) diyor. Bu yazilan ile vehhabi oldugunu i'lan ediyor. 

[Allahii tealaya mahsus olan sifatlara, (Sifat-i zatiyye)ye ve (Sifat-i siibutiy- 
ye)ye (Uluhiyyet sifatlan) denir. Bir mahluka ibadet etmek, tas, agac, giines, yil- 
diz, inek, insan, heykel, resm gibi bir mahlukda, (Uluhiyyet sifati) bulunduguna ina- 
narak, ona ita'at etmek, yalvarmak demekdir. Boyle inanmaga (Sirk) ve inanan kim- 
seye (Miisrik) denir. Bu seylere (Serik), (Ma'bud), (Put) denir. Simdi hiristiyanla- 
nn cogu, Budistler, Berehmenler ve mecusiler miisrikdir. Muslimanlar hicbir Ve- 
lide uluhiyyet sifati bulunduguna inanmaz. Peygamberlerin, Velilerin, Allahin 
sevgili kullari olduklarim bilirler. Ziyaret edenleri, diia istiyenleri, Allahii tealamn, 
kendilerine haber verdigine inamrlar. Sefa'at etmeleri icin, bunlara yalvanrlar.] 

3 — Mezarlar iizerine tiirbe yapmak ve tiirbelerde nemaz kilmak ve orada hiz- 
met ve ibadet edenlere kandil yakmak ve oliilerin ruhlarma sadaka adamak, ca- 
iz degil imis!... Haremeyn ehahsi simdiye kadar kubbelere, divarlara tapimyor imis. 
(Ehl-i siinnet) olan ve (SiT) olan muslimanlar bunun icin miisrik oluyormus. Bun- 
lan oldlirmek, mallanni yagma etmek halal imis. Kesdikleri les olurmus. 

Tiirbelerde nemaz kilmanm caiz oldugu, (Kiyamet ve ahiret) kitabimizm iiciin- 
cii kismi olan (Miislimana nasihat)in ondordiincii maddesinde uzun yazilidir. 
Tiirbe, oda demekdir. Tiirbe yasak olsaydi, Eshab-i kiram "radiyallahii teala an- 
num ecma'in", Resulullah efendimizi ve hazret-i Ebu Bekri ve hazret-i Omeri oda 
icine defn etmezlerdi. Tiirbe, oliiye tapmmak icin yapilmaz. Ona sevgi ve saygi gos- 
termek ve okumaga, diia etmege gelenleri yagmurdan, giinesden korumak icin ya- 
pilmakdadir. (Mecma'ul-enhiir), ikinci cildin besyiizelliikinci sahifesinde diyor ki, 
(Muhammed bin Hanefiyye, Abdullah bin Abbasi defn edince, kabri iizerine ca- 
dir kurdu. Ziyaretciler, iic giin bu cadirda okudular). Eshab-i kiramin yolunda olan, 
tiirbe yikmaz, tiirbe yapar. 

(Kesf-iin-nur)da diyor ki, (Alimlerin, Velilerin kabrleri iizerine tiirbe yapmak, 
onlari cahillerin hakaretlerinden korumak icindir. (Cami'ul-fetava)da ve (Ten- 
vfr)de, kabr iizerine kubbe yapmak mekrtih degildir diyor. Cahillerin Evliyayi ya- 
ratici sanmalarmdan korkdugumuz icin, tiirbeleri yikiyoruz sozii kiifrdiir. Fir'avn da 
boyle soylemisdi. Fesad cikanyor diyerek, Musa aleyhisselami oldiirmege kalk- 
misdi. Allahii teala Evliyasim seviyor. Onlarm istediklerini yaratiyor. Onlar ise, Al- 
lahii tealaya ve Evliya ve biitiin miislimanlara su'i zan ediyorlar. Mtislimanlara su'i 
zan etmek haramdir. Veli, diri iken de, olii iken de birsey yaratmaz. Allahii teala- 
mn yaratmasina sebeb olur. Evliyamn ruhlan, kabrdeki bedenleri ile alakahdir. (Kii- 
nuz)da yazih, Deyleminin bildirdigi hadis-i serifde, (Oldiikden sonra da, hayatda ol- 
dugum gibi bilirim), anlanm buyuruldu). Diri veya olii olan bir Veliden feyz almak, 
faidelenmek icin, onu sevmek ve hurmet etmek lazimdir. Cahil halk, oliiyii toprak 
altmda, hareketsiz goriince, onu kendinden asagi samr. Tiirbeyi, Sandukayi da her- 

-452- 



kesin saygi ile ziyaret etdigini goriince, o da saygili olur. Ya'ni tiirbe olii icin degil, 
dirilerin, saygili olup, Veliden istifade edebilmeleri icin yapilmakdadir. Ehl-i siin- 
net alimleri buyuruyor ki, kabr iizerine, siis icin, oviinmek icin tiirbe yapmak haram- 
dir. Unutulmamak icin olursa mekruhdur. Meyyiti hirsizdan, hayvandan korumak 
icin ise, mekruh olmaz. Onceden yapilmis tiirbeye defn etmek caizdir. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" oglu ibrahimin kabrini bir kans yiiksek yapdi ve sivat- 
di. Bir giin ibrahimin kabri yamndan gecerken, bir yerini acilmis goriince, burasi- 
m kapatdigi (Hiilasa)da yazilidir. islam alimlerinin hicbiri, turbeleri puta benzetme- 
mis, en asm yazani, haram olacagim bildirmisdir. Tiirbe ziyaret ederek, Evliyaya te- 
vessiil eden miislimanlara, hicbir alim sti'i zan etmemis, kotiilememisdir. (Feth-ul- 
mecid) kitabmin ikiyiizkirkikinci sahifesinde, (ibni Hacer-i Mekki, (Zevacir) kita- 
bmda, kabrler iizerine kubbeler yapmak biiyiik giinahdir. Miisliman meliklerinin, 
valilerinin, bu kubbeleri yikmalan vacibdir. Once imam-i Safi'inin kubbesini yikma- 
lidir diyor) yazmakdadir. Halbuki, ibni Hacer-i Mekki "rahmetullahi aleyh" (Ze- 
vacir) kitabinda, (Kabrler iizerine kubbe yapmak biiyiik giinahdir) demiyor. (Umu- 
mi, ya'ni herkesin gomiildiigu ve vakf kabristanlardaki turbeleri yikmahdir. Ciinki, 
yer kaphyarak, muslimanlarin gomiilmelerine mani' olurlar) buyuruyor. Yoksa, tiir- 
be yapmaga, tiirbe ziyaretine haramdir, kiifrdiir demiyor. Ayet-i kerimelerin ve ha- 
dis-i seriflerin ma'nalarmi degisdirmekden haya etmiyenlerin, Ehl-i siinnet alimle- 
rinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" kitablarmdaki bilgileri de, degisdirerek, 
yazarak miislimanlan aldatmaga kalkisdiklarmm acik bir vesikasi da, ibni Hacer-i 
Mekki hazretlerine yapdiklan bu iftiradir. 

ibni Hacer-i Mekki "rahmetullahi aleyh" hazretleri (Fetava-i fikhiyye)nin yiiz- 
yirmibesinci sahifesinde buyuruyor ki, (Peygamberlerin tiirbelerinde nemaz kil- 
mak sahihdir. Mekruh dahi degildir. Peygamberler, mezarlarmda diridirler. Fekat, 
onlarm hayatlan, her bakimdan bizim hayatimiz gibi degildir. Yimeleri, icmeleri, 
ibadet yapmalan lazim degildir. Meleklerin hayatma benzer. Lezzet almak icin iba- 
det yaparlar. Ciinki, kabr hayatmda cenab-i Hakki miisahedeleri, diinyadakinden 
daha miikemmeldir). 

Sudandaki islam alimlerinden Tahir Muhammed Siileyman Maliki (Zahire- 
tiil-fikhil-kiibra) kitabmda diyor ki, (Seyh Advi, kabrler iizerine tiirbe yapmak, dort 
sart ile caiz olur dedi. Kabr yeri, meyyitin miilkii olmahdir. Tiirbede fesad, bid'at 
yapilmamalidir. Tiirbeler, zevk ve tefahur vasitasi olmamahdir. Kabrdeki Veliye 
alamet niyyeti ile yapilmahdir. ibni Teymiyyenin sapik sozlerinin kiymeti yokdur.). 

Ehl-i siinnet alimleri, Vehhabileri red icin, cok kitab yazdi. Bunlardan kirk ade- 
dinin ismleri asagidadir: 

1 — Medme-i miinevverenin Safi'i ulemasindan Muhammed ibni Siileymanm 
"rahmetullahi aleyh" cok kiymetli (Fetva) kitabidir. 

2 — Mekke-i miikerreme Reis-iil-ulemasi Ahmed Zeyni Dahlan-i Safi'inin 
(Eddiireriisseniyye) kitabi, istanbulda Belediyye kiitiibhanesinde, [1079] numa- 
rada mevcuddur. istanbulda, ofset yolu ile tekrar basdinlmisdir. 

3 — Mustafa Kiriminin "rahmetullahi aleyh" (Risalet-iis-sunniyyin firreddi 
alel-miibtedi'in) kitabi, Belediyye kiitiibhanesinde, [992] numarada mevcuddur. 

4 — (Miincid) kitabinda, (Halidi) kelimesinde yazih olan Daviid bin Siileyman 
Bagdadinin "rahmetullahi teala aleyh" (Minhat-iil-vehbiyye) kitabi, Belediyye kii- 
tiibhanesinde, [292] numarada mevcuddur. istanbulda tekrar basdinlmisdir. 

5 — Muhammed Ebu Ziihre, (Tarih-ul-mezahib-il-islamiyye)de, vehhabileri ve 
bunlann bid'at ehli olduklarim uzun bildirmekdedir. 

6 — Allame ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" (Diirr-ul-muhtar) hasiye- 
sinde, uciincii cild, iicyiizdokuzuncu sahifede buyuruyor ki: (Zemammizdaki mez- 
hebsizler kendilerine miisliman deyip, kendi i'tikadlarma inanmiyanlara miisrik, 

-453- 



ya'm kafir diyor. Bunun icin, Ehl-i siinneti ve alimlerini oldiirmek sevabdir diyorlar. 
1233 [m. 1818] de, Ehl-i siinnet bunlara zafer bulup, kahr ve perisan oldular). Yuka- 
ndaki yazimn foto-kopisi, (Kitab-iil-eyman) kitabi ile istanbulda nesr olunmusdur. 

7 — Zebid muftisi, Seyyid Abdurrahman "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki: 
Ehl-i siinnetden aynlanlan red ve bozuk olduklanni bildirmek icin, su hadis-i se- 
rifi okumak yetisir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, 
(Arabistanin sark tarafindan bir kimseler cikar. Kur'an-i kerimi okurlar. Fekat, 
Kur'an-i kerim, bunlarm bugazlarindan asagrya gitmez. Ok yaydan cikar gibi is- 
lamiyyetden cikarlar. Yiizleri de hep trashdir). Cogunun en miihim vazifelerinden 
biri, basi tras etmekdir. Yanaklanni tras edip, yalniz ceneleri iizerinde sivri sakal 
birakirlar. Bu hadis-i serif, dogru yoldan cikdiklarim gostermekdedir. 

8 — Zahid-iil-Kevsermin "rahmetullahi teala aleyh" (Esseyf-iis-sakfl) kitabm- 
da ve (Makalat)mda, ibni Teymiyyenin ve ibni Kayyimin fikrleri izah ve red 
edilmekdedir. 

9 — Doksanaltmci seyh-ul-islam seyyid Muhammed Ataullah efendinin "rah- 
metullahi teala aleyh" (Vehhabilere reddiyye) kitabi meshurdur. 

10 — (Miislimana nasfhat) kitabi tiirkcedir. (Feth-ul-mecid) kitabindan parca- 
lar ahnarak, herbirine, islam alimlerinin kitablarmdan cevablar verilmisdir. ilk bas- 
kisi, [m. 1970] de istanbulda yapilmisdir. ingilizce tercemesi de basdinlmisdir. 

11 — Yusiif-i Nebhaninin "rahmetullahi teala aleyh" (Sevahid-iil-liak) kitabi, ib- 
ni Teymiyyeyi kuvvetli vesikalarla ciiriitmekdedir. Bu kitabdaki kiymetli yazilar- 
dan bir kismi [m. 1972] de basilan (Eshab-i kiram) kitabmm sonunda, (Yusiif-i Neb- 
hani) maddesinde yazilmisdir. 

12 — Yusiif-i Nebhaninin "rahmetullahi teala aleyh" (Es-siham-iis-saibe) kita- 
bi da, mezhebsizleri, ayet-i kerimelerle isbat ederek red etmekdedir. 

13 — Ahmed Dahlan (Hulasat-iil-kelam) ve (El-fiituhat-iil-islamiyye) kitabla- 
nnda, mezhebsizlerin iftiralarma vesikalarla cevab vermisdir. Birinci kitabin ikin- 
ci kismi Hakikat Kitabevi tarafindan ofset yolu ile basdinlmisdir. 

14 — imam-i Siibki "rahmetullahi teala aleyh" (Sifa-iis-sikain) kitabinda, Re- 
sulullahi ve Evliyayi ziyaretin ve ruhlarmdan istigase etmenin caiz oldugunu isbat 
etmekdedir. Misrda Bulak Matba'asinda, 1318 [m. 1900] de basilmisdir. istanbul- 
da, ofset yolu ile cesidli baskilan yapilmisdir. 

15 — Abdulvehhab oglu Mehmedin kardesi seyh Siileyman, Ehl-i siinnet alim- 
lerinden idi. Kardesi Mehmedin yeni bir cigir acdigmi anlayinca, onun kitablanna 
reddiyyeler yazdi. Bunlardan (Savaik-ul ilahiyye fir-redd-i alel-vehhabiyye) kita- 
bi 1306 da basilmis ve 1395 [m. 1975] de istanbulda ofset ile tekrar basdinlmisdir. 

16 — Haleb kadisi, Safi'i alimlerinden Muhammed bin All Zemlikani "rahme- 
tullahi teala aleyh" (Diirret-iil-madiyye firreddi-ala-ibni Teymiyye) kitabinda, 
Peygamberlerin kabrlerinden istigase etmenin caiz oldugunu isbat etmekdedir. 

17 — Rumeli Kadi-askeri Ehi-zade Abdulhalim bin Muhammed "rahmetulla- 
hi teala aleyh" (Riyadiissadad fi-isbat-il-keramat lil-Evliya-i halel-hayat ve ba'del- 
memat) kitabinda, Evliyanm oldiikden sonra da keramet sahibi olduklanni isbat 
etmekdedir. Kendisi, binoniic 1013 [m. 1590] senesinde vefat etmisdir. 

18 — Hasen Can Farukinin "rahmetullahi teala aleyh" (El-akaidussahiha fi ter- 
did-il-vehhabiyye) kitabi, arabi olarak, Hindistandaki vehhabilerin islamiyyeti icer- 
den yikdiklanm isbat etmekdedir. istanbulda Hakikat Kitabevi tarafindan m. 1994 
de ofset baskisi yapilmisdir. 

19 — Btiyiik alim ve Veliyyi kamil seyyid Abdulhakim efendi "rahmetullahi te- 
ala aleyh, (Keskiil) kitabmdaki yazisim soyle bitirmekdedir: Kesf ve siihud sahi- 
bi olan milyonlarca asik, Fahr-i alemi "sallallahii aleyhi ve sellem" ziyaret ederek, 
Allahii tealanin sonsuz ni'metlerine kavusmuslardir. imam-iil-eimme ve sirac- 

-454- 



iil-umme Ebu Hanife Nu'man bin Sabit hazretleri ziyaret ederken, (Ey Seyyidler 
seyyidi! Senin icin geldim. Benden razi olmani rica ediyorum. Sana sigmarak ko- 
runuyorum!) diyerek basladigi kasidesi meshurdur. 

20 — (Sebil-iin-necat) kitabi arabi olarak Hindistandaki vehhabilerin bozuk ve 
sapik inamslarmi bildirmekde, bunlara vesikalarla cevab vermekdedir. ilk olarak 
1394 [m. 1974] de Hindistanda basilmis, istanbulda ofset yolu ile nesr olunmusdur. 

21 — (El-mesail-ul-miintehabe) kitabi arabi olup, Hindistandaki vehhabilerin 
gencler arasma yaymaga cahsdiklan inamslan yazmakda, bunlari vesikalarla cii- 
rutmekdedir. ilk olarak 1391 [m. 1971] senesinde Pakistanda basilmis, sonra istan- 
bulda (Hakfkat Kitabevi) tarafmdan ofset yolu ile nesr olunmusdur. 

22 — (El-habl-iil-iiictin) arabi olup, dort mezhebden birini taklid etmek lazim 
oldugunu ve kerameti ve Evliyanm "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" ruhla- 
rmdan istifade etmegi bildirmekdedir. ilk olarak Pakistanda basilmis, istanbulda 
ofset baskisi yapilmisdir. 

23 — (Fetava-yiil-haremeyn) kitabim Hindistanm biiyiik alimlerinden Ahmed Ri- 
za han Berilevi "rahmetullahi teala aleyh" yazmisdir. Hindistandaki vehhabilere ve 
biitiin mezhebsizlere vesikalarla cevab vermekdedir. Hindistanda Liiknov sehrinde 
bulunan (Nudvet-iil'ulema) ismindeki teskilatin da islamiyyete zararh bir kurulus ol- 
dugunu uzun yazmakdadir. Kitab arabi olup, 1317 [m. 1898] senesinde yazilmis, son- 
ra Pakistanda basilmis, istanbulda 1397 [m. 1977] de ofset baskisi yapilmisdir. 

24 — (El-medaric-iis-seniyye firreddi alel-vehhabiyye-yi Hindiyye) kitabi, ara- 
bi ve urdu dilleri ile Karaside yazilmisdir. Hindistandaki vehhabilere cevab ver- 
mekdedir. istanbulda Hakikat Kitabevi tarafmdan m. 1994 de basdinlmisdir. 

25 — (Tarfk-un-necat) kitabim Muhammed Hasen Can Farukiyazmis, m. 1931 
de Sind Haydarabad sehrinde basilmis, istanbulda Hakikat Kitabevi tarafmdan 
m. 1994 de ofset baskisi yapilmisdir. Arabi ve urdu dillerindedir. 

26 — Mekke-i miikerreme alimlerinden Sun'ullah-i Halebi "rahmetullahi teala 
aleyh", (Seyfullah ala men kezzebe ala Evliyaillah) kitabmda, Evliyanm "kadde- 
sallahii teala esrarehumul'aziz" oldiikden sonra da kerametlere mazhar oldukla- 
rmi isbat etmekdedir. Bu kitabim, hicretin binyiizonyedi [1117] senesinde yazmis- 
dir. Kerametin ve tevessiiliin caiz oldugu (Fetavayi Hayriyye)de Kerahet kismm- 
da da yazilidir. 

27 — Sah Ahmed Sa'id-i Dehlevi hazretleri (Tahkik-ul-hakkil-miibin) kita- 
bmda, Hindistandaki vehhabilerin kirk bozuk soziine vesikalarla cevab vermek- 
dedir. Kirkmci cevabmda buyuruyor ki, Abdiil'Aziz-i Dehlevi, Fatiha tefsirinde: 
(Birisinden yardim istenirken, yalniz ona giivenilirse, onun, Allahii tealanm yar- 
dimina mazhar oldugu dusiiniilmezse, haramdir. Eger yalniz, Allahii tealaya gii- 
venilip, o kulun Allahm yardimina mazhar oldugu, Allahii tealanm herseyi sebeb 
ile yaratdigi, o kulun da bir sebeb oldugu dusiinuliirse, caiz olur. Peygamberler ve 
Evliya da, boyle diisiinerek baskasmdan yardim istemislerdir. Boyle diisiinerek bi- 
risinden yardim istemek, Allahii tealadan istemek olur) diyor. (Abese) suresinin 
tefsirinde, (Oliiyii yakmak, ruhu yersiz birakmak olur. Oliiyii topraga gommek ise, 
ruh icin bir yer belli etmek olur. Bunun icindir ki, gomiilmus olan Velilerden ve bas- 
ka Salihlerden faidelenilmekdedir. Oliilere yardim etmek de mumkin olmakdadir. 
Yakilan oliiler icin bunlar dtisiinulemez) diyor. Abdiilhak-i Dehlevi hazretleri de 
(Miskat) tercemesinde buyuruyor ki, (Peygamberler ve Evliya oldiikden sonra, bun- 
lardan yardim istemege, mesayih-i izam ve fikh alimlerinin cogu caizdir dedi. 
Kesf ve kemal sahibleri, bunun dogru oldugunu bildirdi. Bunlardan cogu ruhlar- 
dan feyz alarak yiikseldiler. Boyle yiikselenlere (Uveysi) dediler. imam-i Safi'i bu- 
yuruyor ki, imam-i Musa Kazimm kabri, dtiamm kabul olmasi icin bana tiryak gi- 
bidir. Bunu cok tecribe etdim. imam-i Gazalibuyurdu ki, diri iken tevessiil olunan, 

-455- 



feyz alinan kimseye, oldiikden sonra da tevessiil olunarak feyz ahnir. Mesayih-i ki- 
ramm biiytiklerinden biri diyor ki, diri iken tesarruf yapdiklan gibi, oldiikden son- 
ra da tesarruf, yardim yapan dort biiyiik Veli gordiim. Bunlardan ikisi, Ma'ruf-i Ker- 
hi ve Abdiilkadir-i Geylani hazretleridir. Bati alimlerinin ve Evliyamn biiyiikle- 
rinden olan Ahmed bin Zerruk diyor ki, Ebiil' Abbas-i Hadremi hazretleri bana sor- 
du ki, diri olan Veil mi, yoksa olii olan mi daha cok yardim eder? Herkes, diri olan 
diyor. Ben ise, olii olan daha cok yardim eder diyorum dedim. Dogru soyliyorsun. 
Ciinki, diri iken, kullar arasmdadir. Oldiikden sonra ise, Hakkm huzurundadir bu- 
yurdu. Ahmed bin Ukbe Ebiil'Abbas Hadremi, Evliyamn biiyiiklerindendir. (Ca- 
mi'u keramat-il-Evliya)da Demirdas isminde hal tercemesi yazihdir. insan oliir- 
ken ruhunun olmedigini ayet-i kerimeler ve hadis-i serifler acikca bildiriyor. Ru- 
hun su'ur sahibi oldugu, ziyaret edenleri ve onlarm yapdiklanm anladiklan da bil- 
diriliyor. Kamillerin, Velilerin "kaddesallahii teala esrarehumiil'aziz" ruhlan, di- 
ri iken oldugu gibi, oldiikden sonra da, yiiksek mertebededirler. Allahii tealaya 
ma'nevi olarak yakmdirlar. Evliyada, diinyada da, oldiikden sonra da keramet var- 
dir. Keramet sahibi olan, ruhlardir. Ruh ise, insamn olmesi ile olmez. Kerameti ya- 
pan, yaratan, yalmz Allahii tealadir. Hersey Onun kudreti ile olmakdadir. Her in- 
san, Allahii tealamn kudreti karsismda, diri iken de, olii iken de hicdir. Bunun icin, 
Allahii tealamn, dostlarmdan biri vasitasi ile, bir kuluna ihsanda bulunmasi sasi- 
lacak birsey degildir. Diri olanlar vasitasi ile cok sey yaratip verdigini, herkes, her 
zeman gormekdedir. insan diri iken de, olii iken de birsey yaratamaz. Ancak Al- 
lahii tealamn yaratmasina vasita, sebeb olmakdadir). 

Mevlana Abdiilhakim-i Siyalkuti hazretleri, (Zad-iil-lebfb) kitabmda, Abdiil- 
hak-i Dehlevinin (Esi'at-iil-leme'at)mdan alarak buyuruyor ki: (Cok kimse, kabr eh- 
linden istifade edildigine inanmiyor. Kabr ziyareti, oliilere okumak, onlara diia et- 
mek icin yapihr diyorlar. Tesavvuf biiyiikleri ve fikh alimlerinden cogu ise, kabrde- 
kilerden yardim goriildiigiinii bildirdiler. Kesf sahibi olan Evliya da, bunu sozbirli- 
gi ile bildirdiler. Hatta, bunlardan cogu, ruhlardan feyz alarak olgunlasdiklanni 
haber vermislerdir. Bunlara (Uveysf) demislerdir). Siyalkuti hazretleri, bundan 
sonra buyuruyor ki: (Olii yardim yapamaz diyenlerin, ne demek istediklerini anh- 
yamiyorum. Diia eden, Allahii tealadan istemekdedir. Diiasmm kabul olmasi icin, 
Allahii tealamn sevdigi bir kulunu vasita yapmakdadir. Ya Rabbi! Kendisine bol bol 
ihsanda bulundugun bu sevgili kulunun hatiri ve hiirmeti icin bana da ver demekde- 
dir. Yahud, Allahii tealamn cok sevdigine inandigi bir kuluna seslenerek, (Ey Alla- 
hin Velisi, bana sefa'at et! Benim icin diia et! Allahii tealamn dilegimi ihsan etme- 
si icin vasita ol!) demekdedir. Dilegi veren ve kendisinden istenilen, yalmz Allahii 
tealadir. Veli, yalmz vesiledir, sebebdir. O da fanidir. Yok olacakdir. Hicbirsey ya- 
pamaz. Tesarrufa, giicii, kuvveti yokdur. Boyle soylemek, boyle inanmak sirk olsay- 
di, Allahdan baskasina giivenmek olsaydi, diriden de diia istemek, birsey istemek ya- 
sak olurdu. Diriden diia istemek, birsey istemek, dmimizde yasak edilmemisdir. 
Hatta miistehab oldugu bildirilmisdir. Her zeman yapilmisdir. Buna inanmryanlar, 
oldiikden sonra keramet kalmaz diyorlarsa, bu sozlerini isbat etmeleri lazimdir. 
Evet, Evliyamn bir kismi oldiikden sonra, alem-i kudse yiikseltilir. Huzur-i ilahide 
herseyi unuturlar. Diinyadan ve diinyada olanlardan haberleri olmaz. Diialan duy- 
mazlar. Birseye vasita, sebeb olmazlar. Diinyada olan, diri olan Evliya arasmda da 
boyle meczublar bulunur. Bir kimse, keramete hip inanmiyor ise, hie ehemmiyyeti 
yokdur. Sozlerini isbat edemez. Kur'an-i kerim, hadis-i serifler ve asrlarca goriilen, 
bilinen olaylar, onu haksiz cikarmakdadir. Bir cahil, bir ahmak, dilegini Allahii te- 
alamn kudretinden beklemeyip, Veli yaratir, yapar derse, bu diisiince ile ondan is- 
terse, bunu elbet yasak etmeli, ceza da yapmahdir. Bunu ileri siirerek, islam alim- 
lerine, ariflere dil uzatilamaz. Ciinki Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", kabr 
ziyaret ederken, mevtaya selam verirdi. Mevtadan birsey istemegi yasak etmedi. Zi- 
yaret edenin ve ziyaret olunanm hallerine gore, kimine diia edilir, kiminden yardim 

-456- 



istenir. Peygamberlerin "salevatullahi teala aleyhim ecma'in" kabrde diri oldukla- 
nni her miisliman biliyor. Buna karsi kimse birsey diyemiyor. Fekat, Evliyamn 
kabrde yardim yapacaklarma, onlardan yardim istenmesine inanmiyanlan isitiyoruz). 

Abdiilhak-i Dehlevi, (Cezb-iil-kulub) kitabmda buyuruyor ki: (ibni Ebi Seybe 
haber verdi: Hazret-i Omer zemamnda Medinede kaht oldu. Bir kimse, Kabr-i Ne- 
beviye gelip, ya Resulallah! Ummetin icin yagmur diiasi yap! Helak olacagiz de- 
di. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" rii'yasmda goriiniip, Omere git! Yag- 
mur gelecegini miijdele buyurdu. ibni Cevzi diyor ki, Medinede kaht oldu. Haz- 
ret-i Aiseye gelip, yalvardilar. Resulullahm tiirbesinin tavanim deliniz buyurdu. 
Oyle yapdilar. Cok yagmur yagdi. Kabr-i serif lslandi). Bu iki haber, Eshab-i ki- 
ram zemamnda kabrden yardim istenildigini gosteriyor. Hatta, miictehid olan 
hazret-i Aise "radiyallahii anha" kabrden yardim istenilmesini emr buyurmusdur. 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" de, kabrinden yardim istiyene yagmur ya- 
gacagini mujdelemisdir. Bunun icin, Resulullahm kabrinden yardim istemege 
inanmamak, Eshab-i kiramm icma'im inkar etmek olur. (Hisn-iil-hasin)de bildi- 
rildigi gibi, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Hayvani kucan kimse: Ey Al- 
lahin kullari! Bana yardim ediniz! Allahii teala da, size merhamet eylesin de- 
sin!) buyurdu. Bir hadis-i serifde, (Korkulu olan yerde, iic kerre: Ey Allahin kul- 
lari! Bana yardim ediniz demeli) buyuruldu. Bu diia cok tecribe edilmisdir. Bir ha- 
dis-i serifde, (Birseyden zarar goren, abdest alip iki rek'at nemaz kilsin! Sonra; Ya 
Rabbi! Senden istiyorum. Senin alemlere rahmet olan Peygamberin Muhammed 
aleyhisselami vesfle kilarak sana yalvariyorum. Ya Muhammed! Dilegimi kabul et- 
mesi icin Rabbime seni vesfle ediyorum. Ya Rabbi! Onu bana sefa'atci et desin) 
buyuruldu. Her miisliman nemaz kilarken, (Esselamii aleyke eyyiihen-Nebiyyii!) 
diyerek Resulullaha seslenmekdedir. inanmiyanlara cevab olarak yalmz bu yeti- 
sir. Hem de, (Rabita) yapmanm caiz oldugunu isbat etmekdedir. Evliyaya "kad- 
desallahii teala esrarehiimiiraziz" rabita yapmak, iyi goremiyen yash kimsenin goz- 
liik kullanmasma benzer. (Vesfle arayiniz!) ayet-i kerimesi, Allahii tealadan feyz 
alabilmek icin biiyiik alim aramak lazim oldugunu gostermekdedir. 

(Tavali'ul-envar) kitabmda diyor ki, (Resulullahi "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" ziyaret ederken, diinya diisiincelerini kalbinden cikarmah. Yalmz Resulul- 
lahdan yardim beklemeli. Diinya diisiinceleri yardim gelmesine mani' olur. Kabr- 
de diri oldugunu, ziyaret edenleri tamdigim, dilenilenleri vermege Allahii teala- 
dan izn verilmis oldugunu, Allahii tealaya ancak Onun vasitasi ile kavusulacagi- 
ni diisiinmelidir). 

imam-i a'zam Ebu Hanife, (Miisned) kitabmda, Abdullah ibni Omerden haber 
veriyor ki, (Kabr-i se'adeti ziyaret eden, kible tarafmdan yaklasir. Kibleye arka- 
sim doner. Yiiziinii kabre doner. Sonra, (Esselamii aleyke eyyiihen-Nebiyyii ve rah- 
metullahi ve berekatiih) der). Ayakda ziyaret etmenin, oturarak ziyaretden efdal 
oldugunu, Ibni Hacer-i Mekki bildiriyor. Hanefi fikh alimlerinden, Riikniiddin Ebu 
Bekr Muhammed Kirmani buyuruyor ki, (Ziyaret ederken, nemazda oldugu gibi, 
sag el sol elin iistiine konur). Sebekeden dort zra' [iki metre] kadar uzakda dur- 
mak miistehabdir. (Tahkik-ul-hakkil miibfn) kitabindan terceme temam oldu. 
Semsiiddin Muhammed Kirmani baska olup, 786 [m. 1384] de vefat etmisdir. 

28 — (Feth-ul-mecid) kitabinm, 66, 107 ve 386. ci sahifelerinde, her zeman ic- 
tihad yapilmahdir diyor. 387 ve 390. ci sahifelerinde, mezheb taklid edenlerin, mez- 
heblerinin delillerini bilmeleri lazimdir. Bilmezlerse, miisrik olurlar diyor. 432. ci 
sahifesinde, cahiller ictihad yapamaz diyerek, kendi kendini yalanhyor. 78, 167, 183, 
503 ve 504. cii sahifelerinde, meyyitden sefa'at istiyen miisrik olur diyor. Oliiden 
keramet olarak faide beklemek sirkdir diyor. 115, 140, 173, 179 ve 220. ci sahife- 
lerinde, miislimanlar Evliyaya tapimyorlar diyor. 133, 134, 136, 139, 140, 484 ve 485. 
ci sahifelerinde, kabrden bereket, faide beklemek sirkdir diyor. 143, 146, 191 ve 

-457- 



503. cti sahffelerde, meyyitden diia istemek sirkdir diyor. 169, 179, 416 ve 503. cii 
sahifelerde meyyitde his yokdur, birsey duymaz diyor. 222, 223, 234, 247, 274 ve 
486. ci sahifelerde, Evliya kabrini ziyaret edip, faidelenmek sirk olur diyor. 181 ve 
211. ci sahifelerinde, sefa'at istemek, Allaha serik yapmakdir diyor. 258, 259 ve 260. 
ci sahifelerde, selam vermek icin Resulullahm (Hucre-i se'adet)i yanina gelmek 
yasakdir diyor. 486. ci sahifede, Eshab "radiyallahii teala aleyhim ecma'in", Re- 
sulullahm kabrine arka cevirip diia ederdi diyor. 

Bu iftiralara, Ehl-i siinnet alimleri, onlardan yiizlerce sene once cevablar ver- 
mislerdir. Bu cevablar arasmda, Kadi Iyad hazretlerinin (Sifa)si, hadis alimi Ab- 
dul'azim-i Miinzirinin (Ettergfb vet-terhfb)i, Veliyyiiddin-i Tebrizinin (Miskat-iil- 
Mesabfh)i, imam-i Kastalaninin (Mevahib-iil-lediinniyye)si, imam-i Suyutinin (Ca- 
mi'us-sagff)i, Abdiil-Vehhab-i Sa'raninin (Elyevakit-vel-cevahir)i, imam-i Semhu- 
dinin (Hulasat-iil-vefa)si, Abdiilgani Nabliisinin (Cem'ul-esrar)i, seyyid Ahmed 
Dahlamn (Takrib-iil-iisul)i, Fahriiddin-i Razinin (Metalib)i, ibni Hacer-i Mekkinin 
(Tuhfet-iiz-ziivvar)i, ibni Hacer-i Askalaninin (Feth-ul-bari)si, Sihabiiddin Haffaci- 
nin ($erh-i sifa)si, Allame Halil Malikinin (Mensek)i, Muhammed Zerkani Maliki- 
nin ($erh-ul-mevahib)i, imam-i Miinavinin (§erh-i semail)i. Mustafa Sattf Hanbelf- 
nin (Niikul-iis-ser'iyye firreddi alelvehhabiyye)si, Abdullah Yafi inin (Nesr-ul-me- 
hasin)i, seyyid Miirteda Hanefinin (Serh-ul-ihya)si, Yusiif Nebhaninin (Se'adet-i da- 
reyn)i, imam-i Kastalaninin (Mesalik-iil-hunefa)si, imam-i Ahmedin (Kitab-iiz- 
ziihd)ii, Ebu Muhammed Halilin (Hilye-tiil-Evliya)si, ibni Cevzinin (Safvet-iis-saf- 
ve)si, Lalkainin (Keramet-iil Evliya)si, ibni Hacer-i Mekkinin (Fetava-i hadfsiy- 
ye)si, yine onun (El-cevher-iilmiinzam)i, allame Ebu Abdullah Malikinin ve Ki- 
la'inin (Misbah-uz-zulam) kitablan, Nureddfn Ali Safi'inin (Bugyet-iil-ahkam)i, 
Yusiif Nebhaninin (Huccet-ullahi alel-alemfn)i, Tahir Siinbiil efendinin (El-intisar 
lil-Evliya-il-ebrar)i, Nureddin Ali Semhudinin (Cevahir-iil-akdeyn)i, Hasen Advi Mis- 
rinin (Nefehat-i Saziliyye)si, Abdiilvehhab-i Sa'raninin (Ecvibet-iil-merdiyye)si, yi- 
ne onun (Bahr-iil-mevrud)u, Mustafa Bekrinin (Ber'iil-eskam)i, yine onun (Lem'u- 
berk-il-makamat)i, Abdiilgani Nabliisinin (Kesf-iin-nur)u, Ahmed Zerruk Malikinin 
(Serh-i Hizb-il bahr)i, allame seyyid Alevinin (Cila-iiz-zulam firreddi alen Necdille- 
ziedallel-avam)i ve Fadl-i Resul Bedayinin (Seyf-iil-Cebbar)i ve Eyyub Sabri pasa- 
nin 1296 [m. 1878] istanbul baskih tiirkce (Tarfh-i Vehhabiyyan) kitabi ilm adamla- 
n arasinda sohret bulmuslardir . 

Bir mezar ziyaret edilince, kabrdekinin ruhu, gelenin ruhuna, ayna gibi aks e- 
der. Gelenin ruhu, daha iistiin ise, kalbi sikihr, rahatsiz olur, zarar eder. Bunun icin, 
islamiyyetin baslangicinda, kabr ziyareti yasak edilmisdi. Sonradan, mtislimanlar 
da oliince, bunlan ziyarete miisa'ade olundu. (Kabrimi ziyaret eden, beni diri iken 
ziyaret etmi$ gibi olur) hadisi, Hucre-i se'adeti ziyaret ederek faidelenmegi emr 
buyurmakdadir. Onu diri iken ziyaret eden, cok faidelenerek aynhrdi. Mubarek 
kabrini ziyaret edenlerin de, boyle ayrilacaklanni, bu hadis-i serif bildiriyor. 

islam alimlerinin btiyiiklerinden Abdiilkadir-i Geylani, Muhyiddin-i Arabi, Ta- 
kiyyiiddin-i Ali Siibki, Ahmed ibni Hacer-i Mekki ve Abdiilgani Nabliisi "rahime- 
humullah", Evliyanm kabrlerini ziyaret edip, onlara tevessiil ederek, Allahii teala- 
dan afv ve merhamet istemek caiz oldugunu vesikalarla isbat etmislerdir. Yusiif Neb- 
hanihazretleri (Sevahid-iil-hak) kitabmda, o yiiksek alimlerin "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in" kitablarmdan uzun yazilar ve vesikalar alarak Hindistandaki veh- 
habileri rezil etmekdedir. Bu arabi kitabdan elli sahifesi, (Ulema-iil-muslimin) 
kitabmda 1393 [m. 1972] de basdinlmisdir. Bir kismmm tiirkceye tercemesi de (Fa- 
ideli Bilgiler) kitabmm (Dogru Soze inan, Boliiciiye Aldanma) kismina eklenmis- 
dir. Okuyan aklh gencler, kimlerin dalalet yolunda olduklarim anlarlar. 

(Resehat) kitabmda Alaiiddin-i Attar "kuddise sirruh" hazretleri buyuruyor ki, 
(Evliyanm "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" mezarlarmi ziyaret eden, kabr- 

-458- 



deki zatin buyuklugiinii ne kadar anlamis ise ve o Veliye ne diisiince ile tevecciih 
etmis, ya'ni kalbini Ona baglamis ise, Ondan o kadar feyz alabilir. Kabr ziyareti- 
nin faidesi cok olmakla beraber, Evliyamn ruhlanna tevecciih edebilen kimse 
icin, uzaklik zarar vermez. Behaiiddin-i Buhari, Hak tealaya [tevecciih edebilen- 
lerin dogruca Ona] tevecciih etmelerini emr buyururdu. Evliyamn kabrlerini zi- 
yaret, Hak tealaya tevecciih icin olmahdir. O Velinin ruhunu, Hakka tam tevec- 
ciih edebilmek icin vesile yapmahdir. insanlara tevadu' ederken, Hakka tevecciih 
etmek lazimdir. Ciinki, insanlara tevazu', Allah icin olursa, makbul olur). 

Dogrudan dogruya Allahii tealaya tevecciih ederek, her an nazil olan feyz-i ila- 
hiden nasib alabilmek icin, kalbin gafletden uyanik, diinya diisiincelerinden ari ol- 
masi lazimdir. Boyle olmiyan ve kiifr, bid'at ve giinah zulmetleri ile kararmis 
olan kalbler, Allahii tealaya tevecciih edemez. Feyz-i ilahiye kavusamaz. Bunla- 
nn, (Layese'uni...) hadis-i serifine uyarak, Allahii tealamn feyzlerine kavusmus olan 
kamil ve miikemmil, ya'ni Resulullahm varisi olan hakiki rehber bularak, yanm- 
da edeble oturmalan, onun kalbine gelen ilahi feyzlerden almaga cahsmalan la- 
zimdir. Hakiki rehber bulunmadigi zemanda, kendinden haberi olmiyan ve iman 
ve kiifrii birbirinden ayiramiyan tarikatcilara, taklidci seyhlere aldanmamalidir. 

Abdiillah-i Dehlevi hazretleri sekizinci mektubunda, (Bu fakirin ruhaniyyeti- 
ne tevecciih ediniz! Yahud, mirza Mazher-i Can-i Canamn mezanna gidip, onun 
ruhaniyyetine tevecciih ediniz! Ona tevecciih edince, Allahii tealamn feyzlerine 
kavusulur. O, zemammizdaki binlerce diriden daha faidelidir) buyurmakdadir. (Ma- 
kainat-i Mazheriyye) 58. sahifesinde buyuruyor ki, (Evliya mezarlanm ziyaret ede- 
rek, feyz vermeleri icin yalvar! Fatiha ve Salevat okuyup, sevablanm mubarek ruh- 
lanna gondererek, onlari Allahii tealamn rizasma kavusmak icin vesile yap ki, za- 
hir ve batin se'adetlerine bu vesile ile kavusulur. Fekat, kalbi tasfiye etmeden, Ev- 
liya kalblerinden feyz almak giicdiir. Bunun icin, hace Behaiiddin "kaddesallahii 
teala sirrehiiraziz" evvela, Evliyamn kalblerinden feyz almagi nasib etmesini Al- 
lahii tealadan istemek, daha iyidir, demisdir). 

Vehhabiler ve bunlarm aldatdiklan ba'zi din adamlan, mevlid okumaga giinah 
diyor. Boyle inanmalan ve soylemeleri ile, kendileri biiyiik giinaha giriyorlar. 
Ahmed Sa'id-i Faruki hazretleri, bunlara vesikalarla cevab olarak bir kitab yaz- 
digi gibi, (Mektubat-i Ahmediyye)sinin otuzyedinci mektubunda ve Yusiif-i Neb- 
hani "kaddesallahii teala sirrehiiraziz", (Huccet-ullahi alel'alemin fi mu'cizat'i Sey- 
yid-il-Miirselin) kitabimn ikiyiizotuziiciincii sahifesinden bashyarak ve (El-besa- 
ir li-miinkirit-tevessiil-i bi'ehl-il-mekabir) kitabimn sonunda ve (En-ni'met-iil 
kiibra alel-alem fi-mevlid-i seyyid-i veled-i Adem) kitabmda mevlid okumamn mes- 
ru ve cok sevab oldugunu isbat etmekdedirler. Bu iic kitab ve asagidaki dort ki- 
tab, Istanbulda basdmlmisdir. Mevlid okutmaga mani' olmamah, teganniile oku- 
maga ve kadmlarm erkeklere goriinerek dinlemelerine mani' olmahdir. 

29 — Sam alimlerinden Ebti Hamid bin Merzukun "kaddesallahii teala sirre- 
hiil'aziz" (Ette'akkub-ul-miifid) kitabmda ve iki cild (El-beraet-iil-e§'ariyyin) ki- 
tabmdan ozetlenen (Et-Tevessiilii bin Nebi ve bis-Salihin) kitabmda ibni Teymiy- 
yeye ve ibni Kayyima ve Abdiilvehhab ogluna cevab verilmekdedir. 

30 — Bagdad alimlerinden Cemil Sidki efendinin (El-fecr-iis-sadik fir-redd-i alel- 
miinkiri-t-tevessul-i vel-havarik) kitabi vehhabileri rezil etmekdedir. 

31 — Tayland alimlerinden Mustafa bin Ibrahim Siyamihazretlerinin (Nurul- 
yakin) kitabi, 1345 de basilmis, 1396 [m. 1976] da istanbulda ofset yolu ile tekrar 
basdmlmisdir. Taylanddaki vehhabilere vesikalarla cevab vermekdedir. 

32 — Hindistan alimlerinden Muhammed Abdurrahman Silheti (Seyf-iil ebrar- 
il-meslul...) kitabmda Hindistandaki vehhabilerin sapik olduklarim bildiriyor. 

33 — Hindistan alimlerinden miiftiMahmud Sahib (Reddi vehhabi-yi Hindi) ki- 
tabmda vehhabilere cevab vermekde, Ehl-i siinnet yolunu bildirmekdedir. 

-459- 



34 — Hindistanm Kerala eyaletinde Calicut sehrinde (Faruk College) profesor- 
lerinden mevlana Muhammed Kutty "rahmetullahi teala aleyh" Maleyalam dilin- 
deki iic cild, (Kitab-us-sunni) kitabmda vehhabilere cevab vermisdir. 

35 — Darendeli Muhammed Hilmi Efendi "rahmetullahi teala aleyh" (Mizan- 
iis-^erfa Burhan-iit-tarika) kitabmda, ba'zi kimselerin tesavvuf alimlerine yapdik- 
lari hucumlan yazmakda, cok kiymetli cevablar vermekdedir. Kitab tiirkce ve yaz- 
madir. istanbulda Giimiishaneli Ziyaiiddin efendiden, sonra Sivasda Haci Ah- 
med efendiden feyz almisdir. Ahmed efendi, kiiciik Asik efendinin, bu da Halid-i 
Bagdadinin halifesidir. 1334 [m. 1916] de, Mer'asda vefat etmisdir. Halifeleri, 
bilhassa ogullan Bahri ve Abdurrahman ve damadi Vehbi ve bu kitabm katibi Ber- 
berzade Muhammed Nef i efendiler, milleti irsada devam etmislerdir. 

36 — Afrikadaki Mali hukumetinin Koutiala sehrindeki (Medreset-iil-irfan) ko- 
lejinin miidiri Malik Beh, (El-hakaik-ul-islamiyye) kitabmda,vehhabilerin, cok za- 
rarh boliiculiik yapdiklarmi bildirmekde, bunlara nasihat vermekdedir. 

37 — Suriyede Hamada Sultan Cami'i hatib ve miiderrisi allame Muhammed Ha- 
mid, (Liizum-ii ittiba'i mezahib-il-eimme) kitabmda, haneffmezhebini uzun anlat- 
makda ve dort mezhebden birine tabi' olmanm vacib oldugunu isbat etmekdedir. 
Kitab 1388 [m. 1967] de yazilmrs, m. 1984 de, istanbulda (Miftah-ul-felah) kitabi- 
nm sonunda ofset baskisi yapilmisdir. 

38 — Ahmed Hamevi hanefmin (Nefehat-iil-kurb vel-ittisal bi-isbat-it-tesarru- 
fi li-Evliya-illahi teala vel-kerameti ba'del-intikal) kitabi meshurdur. 

39 — Afrikada Gana devleti alimlerinden Medrese-i vataniyye miidiri Ahmed 
Babe, (Seyf-iil-Hak) kitabmda, vehhabilere, vesikalarla cevab vermekdedir. 

40 — Ingilizler, islamiyyeti imha etmek, icerden yikmak icin, misyoner teskilati kur- 
dular. Bu misyonerler, kitablar yazarak, islamiyyete ve islam alimlerine adi, aleak ya- 
zilarla saldirdilar. Kitablarmm iizerine, satm aldiklan din adamlarmin ismlerini ko- 
yarak, islam memleketlerine, parasiz yaydilar. Ehl-i siinnet alimleri, bu aleak iftira- 
lara cevablar yazarak, ingiliz siyasetini hezimete ugratdilar. Bu cevablardan, (Mis- 
bah-ul-enam ve cila-iil-zulam) kitabim Habib Alevi bin Alevi Haddad yazmisdir. 1216 
[m. 1800] da yazilmis, 1325 [m. 1906] de istanbulda basilmisdir. Kenannda Ahmed 
bin ZeyniDahlamn (Cevaziit-tevessiil) kitabi vardir. 1416 [m. 1995] de, Hakikat ki- 
tabevi tarafindan ikinci baskisi yapilarak, biitiin diinyaya gonderilmekdedir. 

[1381 [m. 1960] de istanbuldan hacca giden bir mlisliman, Hucre-i se'adet oniin- 
de (Ya Resulallah, giinahim cok. Bana sefa'at eyle!) diye diia ederken, Afrikah bir 
vehhabigelip, (O oliidiir, birsey duymaz) gibi seyler soyler, yakasmdan ceker. Bu 
siinni miisliman da, Bekara suresinde, (Allah yolunda oldiiriilenlere olii demeyi- 
niz! Onlar diridir. Fekat, siz bunu anlamiyorsunuz) mealindeki, yiizellidorduncii 
ayet-i kerimeyi okur. insanlann en ustiiniine sen nasil oliidiir diyorsun der.] 

ilk olarak 1205 [m. 1791] de, Vehhabiler ile Mekkeliler arasmda ihtilaf oldu. 

Bu senelerde, Osmanh devleti, haricidusmanlarla muharebede idi. Dahilde de 
kansiklik vardi. [Soyle ki, Fransa ile senelerden beri dost iken, Napolyon Bona- 
part, 1213 [m. 1799] de Misra ellibin askerle saldirdi. Denizden ve karadan muha- 
rebelerle [1216] da, Misr diismandan temizlendi. [1221] de, Rusya, hududumuza 
saldinp, harb i'lan edildi. ingiliz donanmasi Canakkaleden girip, Yedikuleye ka- 
dar geldi. Basda padisah iiciincu Selim han olmak iizere, biitiin me'mur, asker ve 
halk, biiyiik gayretle iic giinde, sahillere binden fazla top yerlesdirip, donanmayi, 
harb olmadan, kacirdi. Rusya sulh istedi ise de, [1224] de tekrar hiicum ederek Tu- 
nayi gecdi. Uzun muharebelerden sonra, [1227] de Biikres Muahedesi yapildi. Da- 
hilde ise, yeryer dinsizler tiireyip, halka zulm ediyor ve devleti dinlemiyorlardi. O 
zeman, halife olan iiciincii Selim han, bir yandan ta'limli asker yetisdiriyor, bir yan- 
dan da, top fabrikasi yapdinp cahsdinyordu. Ta'limli yeni askeri goren yeniceri- 

-460- 



lerden, Karadeniz bugazi tabyalannda bulunanlar, Kabakci Mustafa kumandasm- 
da rsyan etdi. Padisah, miisliman kam dokiilmesini istemedi. Butiin ilerlemeler dur- 
du. Selim ham sehid etdiler. Ikinci Mahmud han-i Adh, evvela dinsizleri terbiye 
ve ita'ate getirdi. [1227] de Rusya ile sulh yapdi.] 

[1226] da Misr valisine ferman buyurularak, Mehmed All pasa, muslimanlar ara- 
sindaki boluciiliigii onlemek icin, oglu Tosun pasayi Hicaza gonderdi ise de, sulh 
ve siikunu temin edemedi. Madde basmdan buraya kadar yazilanlann cogunu (Hii- 
lasat-iil-Kelam) ve (Mir'at-iil-Haremeyn) kitablanndan aldim. Kendimin bir fik- 
ri katilmamisdir. Bu yazilann vesikalarmi arzu eden, mezkur iki kitabi ve (Kiya- 
met ve Ahiret) kitabimn (Miislimana nasihat) kismim mutale'a buyursun! 

Mekke-i miikerreme ile Medme-i milnevvere, Osmanlilar tarafindan adalet 
ve hurmet ile idare edilip, milyonlar sarf edilerek, mukaddes makamlar ta'mfr ve 
tezyin edildi. Haremeynin mubarek ehalisi, rahat ve refah icinde yasadi. Bu 
se'adet zemani, birinci cihan harbine kadar devam etdi. Birinci cihan harbi [1332 
(m. 1914)-1336 (m. 1918)] sonunda, islam ittihadmi parcalamak arzusuna kavusan 
diismanlar, Mekke emiri olan serif Hiiseyn bin Aliyi ve ileri gelenleri, Hicazdan 
cikardilar. Biitiin diinyaya da, kacdi diye bildirdiler. Necdde yasiyan Abdul'aziz 
bin Sii'ud, 1344 [m. 1926] senesinde Mekkeye gelerek yeni bir hukumet kurdu. 

Osmanlilar devrinde, vehhabilik ingiliz casuslan ve paralan vasitasi ile, Hindis- 
tana ve Afrikaya yayildi. Bagdadda, si'ilik yerlesdigi gibi, Misr din adamlan da veh- 
habilige kaymaga basladi. Cok okumus, cok kitablar yazmis olan Misrh Muham- 
med Abdiih, masonlann, islamiyyeti yok etmek icin girisdikleri savasda, en te'sir- 
li silahlan olan (islam memleketlerine asrilik, modern ismi altmda, dinsizlik sok- 
mak) propagandalarma aldanarak, Ehl-i siinnet vel-cema'ati temamen birakdi. 
Ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere kendi akh ile, garblilasmaga uyacak ma'na- 
lar vererek, Selef-i salihinin yolundan ayrildi. Kitablarimn bir kismi, o yolda 
olanlar tarafindan tiirkceye cevrilmis, biiyuk islam alimi(!) Abdiihiin eserleri di- 
ye, gencligin online suriilmusdiir. Abdiihiin ve Cemaleddin-i Efganmin mason ol- 
duklari, kitabimizm sonundaki, Abdiih kelimesinde yazihdir. Muhammed Arabi- 
nin Mekkede basilan (ifadet-iil-ahyar) kitabinda ve seyh-ul-islam Mustafa Sabri 
efendinin (Mevkif-iil-akl vel-ilm vel-alem) kitabinda ve Cami'ul-ezher medrese- 
si yiiksek ilm kurulu iiyesi Yusiif-i Decvmin [1966] da Misrda cikan (Cami'ul-ez- 
her Mecellesi)ndeki yazilarmda, bunlarm islamiyyete uymiyan fikrleri, kuvvetli de- 
lillerle red edilmekdedir. Vaktiyle ibni Teymiyye de, ilminin cokluguna aldanarak, 
dalalete diismiisdii. Fekat bu kadar taskinlik yapmamisdi. 

Hakiki din adaminm, Ehl-i siinnet alimlerinin ve mezheb imamlanmrzm verdik- 
leri ma'nalan ve cikardiklan hiikmleri yazmasi ve onlan degisdirmeden soylemesi, 
milletin ve gencligin kafasmda, Ehl-i siinnet alimlerinin ismlerini ve buyiikliikleri- 
ni yerlesdirmesi lazimdir. Seyyid Kutb denilen kimse de, eger islam alimlerinin tef- 
sirlerini, mesela, tefsirde ve fikhda ihtisas kazanmis ve tesavvufda (Ma'rifet-ullah) 
ile sereflenmis olan, Ehl-i siinnetin gozbebegi Senaullah-i Dehlevi hazretlerinin 
(Tefsir-i Mazherf)sini okumus olsaydi, islam alimlerinin yiiceligini anlar, haddini bi- 
lerek, derme catma yazilanni tefsir diye ortaya koymaga belki sikihrdi. (Berika)da, 
dil afetlerinin ellincisinde, (Tefsir yazamn onbes ilmde mahir olmasi lazimdir) diyor. 
Bunlan bilmiyenlerin hadis ve tefsir okumaga kalkismasi, mi'de hastasimn, kuvvet- 
lenmek icin, baklava, borek yimesine benzer. Halbuki, bu hastamn, once perhiz yap- 
masi, sonra, kuvvetli yimege baslamasi lazimdir. iste, bizim gibi, ana ilmleri okuma- 
yanlar, din ogrenmek icin, Kur'an tercemesi, tefsir, hadis okumaga kalkisirsak, 
bunlan kavrayamayiz. Yanhs anhyarak, dinimizi, imammizi da gayb ederiz. Ana yu- 
vasmdan almis oldugu ve senelerce, titizlikle sakladigi kiymetli imamni gayb eden 
birkac ilerici kimse ile karsilasdim. Bunlarm irtidadina sebeb olan, zihnlerindeki siib- 
henin nasil meydana geldigini sordum. Elmah tefsirini okuyunca, boyle oldugunu an- 

-461- 



ladim dediler. Mazher-i Can-i Canan "kuddise sirruh", (Makamat)in yiiziincii sahi- 
fesinde, bir halifesinin tefsir yazmasma mani' oldugunu yazmakdadir. Gortiliiyor ki, 
uydurma, anlamadan yazilan tefsirleri ve tercemeleri bir yana birakalim, meshur tef- 
sirler bile, ehlinden baskasina zararh oluyor. Kur'an-i kenmin tefsirini anhyabilmek 
icin, seksen din bilgisini iyi ogrenmek lazimdir. Bu ilmleri bilmeden tefsir, hadis oku- 
maga kalkisan, lmamm gayb edebilir. (Berika) kitabmm binikiyiizdoksanyedinci sa- 
hifesinde, (Tefsir kitablarma tabi' olmamiz emr olunmadi. Fikh alimlerine tabi' ol- 
mamiz emr olundu) buyurmakdadir. ikinci kismda, 46. ci ve uciincu kismda, 22. ci 
maddelere bakmiz! (Birgivf vasiyyetnamesi) serhinde diyor ki, (Kelam ve fikh alim- 
lerimiz, tefsirden, hadisden anladiklanni, bizim gibi din cahillerine, acik, kolay og- 
retmek icin, binlerce (Fikh) ve (Ilin-i hal) kitabi yazmislardir. islamiyyeti dogru og- 
renmek icin, o fikh ve ilm-i hal kitablanni okumakdan baska care yokdur). 

Dort mezhebin inceliklerine vakif, derin alim, veliy-yi-kamil, seyyid Abdiilha- 
kim efendi "kuddise sirruh" buyurdu ki, (Hanefimezhebinde en mukemmel ve en 
kiymetli fikh kitabi, ibni Abidmin (Diirr-iil-muhtar hasiyesi)dir. Safi'ide (Tuhfet- 
iil-muhtac) kitabidir. En miikemmel, en kiymetli tesavvuf kitabi, imam-i Rabba- 
ninin (Mektubat)i ve en kiymetli ilmihal de, Kadi-zadenin (Birgivf vasiyyetname- 
si) serhidir. (Diirr-iil-muhtar) kitabi, Semsiiddin Timurtasinin (Tenvir-iil-ebsar) 
kitabmm serhidir.) 

Pakistandaki vehhabilerden bir kismi, miislimanlan aldatmak icin (Biz Ehl-i siin- 
netiz. Hanbelimezhebindeniz) diyorlar. Halbuki, Ehl-i siinnet alimlerinin kitab- 
lanndan islerine gelenleri aliyorlar, islerine gelmiyenleri, inamslarma uymiyanla- 
n ortbas ediyorlar. Ehl-i siinnet alimlerinin ayet-i kerimelere vermis olduklan dog- 
ru ma'nalan degisdiriyorlar. Ehl-i siinnet alimleri, ayet-i kerimelere, kendi anla- 
yislarma, diisuniislerine gore ma'na vermedi. Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" ayetlerden anlayip bildirdiklerini, Eshab-i kiramdan ogrendiler. Bu ogren- 
dikleri ma'nalan kitablarma yazdilar. Bunlar ise, Resulullahdan gelen bu ma'na- 
lan begenmiyorlar. Kendi kafalan ile, ayet-i kerimelere ma'nalar veriyorlar. Bu 
yazilanni, Ehl-i siinnet bilgisi olarak tamtiyorlar. Din bilgilerinden, fen ve ahlak 
bilgilerinden ve mantik kurallarmdan haberleri olmadigi icin, Kur'an-i kerimin ul- 
vi ve kudsiinceliklerini anhyamiyorlar. Bunlan anlayip haber veren hadis-i serif- 
lere, mevdu'dur, uydurmadir diyorlar. Hadis-i serifleri, kendi anladiklarmdan 
iistiin tutan Ehl-i siinnet alimlerini begenmiyor, miislimanlan bunlardan uzaklas- 
dinp, dinde reform dedikleri, uydurma yola sokmaga ugrasiyorlar. islam alimle- 
ri, vehhabiimamlann arkasmda nemaz kihnmiyacagmi bildiren fetvalar verdiler. 
Bu fetvalardan biri, (Hulasat-iil-kelam) kitabmm sonunda mevcuddur. 

Muhammed Zihni efendi "rahmetullahi teala aleyh", (Ni'met-i islam) kitabi, ni- 
kah kismi, otuzdokuzuncu sahifesinde diyor ki: (Nikah ile almasi haram olan yir- 
mibes kadindan birisi de (Veseniyye), ya'niputa tapan kadinlardir. Giinese ve yil- 
dizlara ve resmlere, heykellere tapmanlar ve (Mu'attala) ve (Batiniyye) ve (iba- 
hiyye)den olanlar ve (Zindik)lar, ya'ni koyu musliman goriiniip, kiifre sebeb olan 
seyleri imanm sarti diyenler, hep puta tapanlardandir (Fetava-i Hindiyye). Bati- 
niyye ki, bunlara (isma'iliyye) ve (ibahiyye) de denir. Bunlar, son zemanlarda, 
(Vehhabi) ismini almislardir ve din ismi altmda miislimanlara hiyanet, diismanhk 
eden dinsizlerdir). (Vesen), kendisinde (Uluhiyyet sifati) bulunduguna inamlan, 
bunun icin ta'zim edilen resm veya heykeldir. Bu yazi, vehhabiler arasma zindik- 
lann kansmis oldugunu, bunlarm ise kafir olduklanni gosteriyor. 

Memleketimizde din bilgisi az olan kimseler, ibni Teymiyyenin, Mehmed Ab- 
diihiin, Mevdudinin, Seyyid Kutbun, Nobel miikafati almis olan Abdiisselamm, Ah- 
med Didadin ve Hamidullahin kitablarmdan yapilan tercemeleri okuyarak zehr- 
leniyorlar. Ehl-i siinnet alimlerinin, Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri anliyama- 
diklarmi samyorlar. Bu kitablardaki yaldizh, nefs-i emmareyi harekete getiren tas- 
kin yazilann sahiblerini, Ehl-i siinnet alimlerinden, hatta Eshab-i kiramdan "aley- 

-462- 



himiirndvan'' daha yiiksek goriiyorlar. islamiyyetde, bu btiyiik yarayi acan, bilhas- 
sa Ibni Hazm, Ibni Kayyim-i Cevziyye ve felesof ibniir-Riisddiir. Her iicii de, ib- 
ni Teymiyye gibi alimdir ve yiizlerle kitablan vardir. Ehl-i sunnet alimleri, bunla- 
ra degerli cevablar yazmis, yanhslarmi ortaya koymuslardir. Fekat ilmi az olanlar 
ve Ehl-i sunnet alimlerinin biiyukliigunii anlayamamis olanlar, onlarin kitablan- 
na aldanmakda, dogru yoldan cikmakdadir. 

Bunlara aldananlar, kendilerini hakh gostermek ve baskalanni da aldatabil- 
mek icin, (Osmanh alimleri, siyasi diismanhgi, dinde ayriliga cevirdiler) diyorlar. 
Bu sozleri iki yonden bozukdur: Adi gecen mezhebsizler vehhabi degildir. Vehha- 
bflik ortaya cikar cikmaz, Ehl-i sunnet alimleri, emr-i ma'rufa basladi. Bunlarm yan- 
hs yolda oldugunu yazdilar. Dogru yola cagirdilar. Bunlarm yaldizh kitablarma al- 
danan cahiller barbarliga basladi. islam sehrlerine saldirdi. Osmanh devleti, bun- 
dan sonra ise kansdi. Ehl-i sunnet alimleri, kitablarmi yazarken vehhabilik yokdu 
ki, alimler icin, dini siyasete kansdirdilar denilebilsin. Ehl-i sunnet alimleri, vehha- 
bilik ortaya cikmasmdan yiizlerce sene once, miislimanlar arasmda bir fitne zuhur 
edecegini firaset ile anlamis gibi, sapik fikrleri yazmislar ve ayet-i kerimelerle ciiriit- 
miislerdi. Sayilan pekcok olan bu kiymetli kitablardan, biiyiik alim Celaleddin-i Sii- 
yutinin (Tenvir-iil-halek ti imkan-i rii'yetin-Nebi ciharen vel-melek) ve (Tenbih-ul- 
gabi bitebriet-i Ibni-il-Arabi) kitablan ile Abdiilgani Nabliismin (Kesf-iin-nur an 
eshab-il-kubur) kitablan meshurdur. Bu tic arabi kitab, (El-minha-tiil-vehbiyye) ki- 
tabinin ikinci baskisma eklenerek Hakikat Kitabevi tarafmdan nesr edilmisdir. 
Bunlan okuyanlar, sapiklarm, islamiyyeti yikmak yolunda olduklanm iyi anlarlar. 
(Redd-iil-muhtar), uciincti cild, ikiyiizdoksanaltinci ve iicyiizdokuzuncu sahifelerin- 
de diyor ki, (Ma'nalan acik ve kat'i olan ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere, 
te'vil etse dahi, yanhs ma'na vererek ve ma'nalan acikca anlasilmiyanlan te'vil et- 
meden yanhs ma'na vererek dinden cikana, ya'niimam bozuk olana (Miilhid) de- 
nir. Miilhid, kendini musliman sanir. Hicbir dinde olmayip da, dinsiz dtisunceleri- 
ni miislimanhk imis gibi, fasid, bozuk deliller ile isbata kalkisarak, miislimanlann 
imanlarini bozmak istiyene (Zindik) denir). Miilhid ve zindik, musliman goriinerek, 
islamiyyeti yikmaga cahsmakdadir. Vehhabiler gibi, acikca anlasilamiyan delille- 
ri te'vil ederek Ehl-i siinnetden aynlan da, miilhid veya bid'at sahibi olur. 

Ehl-i sunnet alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm" icin, devlet diisman- 
hgim din diismanhgi sekline sokdular demek, islam alimlerini tanimamak, hatta 
miislimanhgi lekelemek olur. Dini diinyaya alet etmek, islamiyyetin en cok kotii- 
ledigi bir sucdur. Her memleketdeki islam alimlerini boyle agir suclamak, islamiy- 
yeti kotiilemege, yikmaga kalkismak olur. Ehl-i sunnet alimleri, hicbir zeman si- 
yasete kansmamis, hicbir muslimani kotiilememisdir. 

Miilhidlere, zmdiklara aldananlardan, Anadoluda hatib hoca denilen biri, ki- 
tabmda, (Kur'an-i kerim ile hadis-i serifler sayihdir. insanlann oniine cikan hadi- 
seler ise sonsuzdur denilerek, kiyas ile bircok sey ilave edilmisdir. Bu yanhsdir. Ki- 
yas ve ictihad yokdur) diyor. Boylece, yiizbinlerle Ehl-i sunnet alimine iftira edi- 
yor. Ciinki, kiyas ve ictihad, bu hocanm sandigi gibi, kitaba, hadis-i seriflere bir- 
sey eklemek degil, Kur'an-i kerimin ve hadis-i seriflerin, derin ortiilii ma'nalan- 
ni meydana cikarmakdir. Eshab-i kiramm da kiyas yapdiklan, onlarin da ayn 
mezhebleri bulundugu asagida bildirilmekdedir. (Beydavi) tefsirinde kiyas ve ic- 
ma'm, Al-i imran suresinin 108. ci ayetinde emr edildigi yazihdir. 

Baska bir sahifede, (Dinde gizli birsey yokdur, hersey soylenmisdir) diyor. Bir 
sahife sonra da, (Kitab ile siinnetin bildirmedigi hersey mubahdir) diyerek herse- 
yin bildirilmedigini soyliiyor. Yazilan birbirini tutmuyor. Diger bir sahifede, (Ki- 
yas ile, din artdinhyor, siddetlendiriliyor. Bircok mubahlar haram ediliyor) diye- 
rek iftira ediyor. Bunun cevabi, birinci kism, yirmialtmci maddede yazihdir. 

Bu din adami, yine, (Kiyas yiiziinden, islam dininde hicbir mes'elede ittifak kal- 

-463- 



maims, ihtilaflar cogalmis) diyor. Halbuki, zaruri olarak ve icma' ile bilinen ina- 
nilacak seylerde, i'tikad mes'elelerinde kiyas yokdur. Boyle bilgilerde ictihad 
edip yanilan kafir olur. Zaruri olarak ve icma' ile bildirilmemis olan iman bilgile- 
rinde ictihad edip de yanilan, kafir olmaz ise de, bid'at sahibi olur. Sapik musliman 
olur. Yapilacak islerin, Kitab ve siinnetde acik bildirilenlerinde de kiyas olmaz. Bu- 
ralarda ayrilik yapan, bu hoca gibi Ehl-i siinnetden ayrilanlardir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" zemamnda insanlar iice aynldi: Inanma- 
yip Resulullaha karsi gelenler (Kafir) oldu. inanmayip inanmis gibi goriinenlere (Mii- 
nafik) denildi. Inananlara (Eshab) denildi. Eshab-i kiramin inamslan hep aym idi. 
Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acikca bildirilmis isleri yapmakda da, birbir- 
lerine uygun idiler. Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acik bildirilmemis birse- 
ye inanmagi dfnimiz emr etmemisdir. Fen bilgilerinin cogu boyledir. Bunlardan ak- 
la uygun olanlara inamhr. Acikca emr veya yasak edilmemis isler ise, boyle degil- 
dir. Boyle isleri yapip yapmamakda, acikca bildirilenlere benzetilmelerini, Allahu 
teala, derin alimlere emr etmekdedir. Bu benzetmeyi yapabilecek derin alimlere 
(Miictehid) denir. Bu benzetmek isine, (ictihad) denir. Bir miictehidin ictihad ede- 
rek elde etdigi bilgilerin hepsine, o miictehidin (Mezheb)i denir. Eshab-i kiramin hep- 
si derin alim, birer miictehid idiler. islamiyyet bilgilerinde, siyaset, idarecilik ve ze- 
manlannin fen bilgilerinde ve tesavvuf ma'rifetlerinde birer derya idiler. Bu bilgi- 
lerinin hepsini, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek cemalini gormek- 
le ve kalblere isliyen, ruhlan ceken sozlerini isitmekle, az zemanda edindiler. Her- 
birinin mezhebi vardi. Mezhebleri az veya cok farkh idi. Tabi'inin ve Tebe'i tabi'inin 
arasmda da miictehidler vardi. Bu muctehidlerin ve Eshab-i kiramin mezheblerin- 
den yalmz dordii kitablara gecip, diinyamn her yerine yayildi. Digerlerinin mezheb- 
leri unutuldu. Bu dort mezhebin imanlan, Eshab-i kiramin "radiyallahii teala anhiim 
ecma'in" ortak olan imamdir. Bunun icin, dordiine de (Ehl-i siinnet) denir. Iman- 
lan arasmda esasda ayrilik yokdur. Birbirlerini din kardesi bilirler. Birbirlerini se- 
verler. Birbirlerine uymiyan islerini de, zaruret olunca, birbirlerini taklid ederek ya- 
parlar. Allahu teala, mezheblerin boyle ayri olmalanni istemisdir. Bu ayrihgm, 
Allahu teala tarafmdan miislimanlara rahmet oldugunu, Peygamberimiz haber ver- 
misdir. Ciinki, dort mezheb arasindaki ufak tefek baskahklar, miislimanlarm isle- 
rini kolaylasdirmakdadir. Her miisliman, viicud yapisma, yasadigi iklim sartlanna 
ve is hayatma gore, kendisine daha kolay gelen mezhebi secer. ibadetlerini ve her 
isini, bu mezhebin bildirdigine gore yapar. Allahu teala dileseydi, Kur'an-i kerim- 
de ve hadis-i seriflerde, hersey acikca bildirilirdi. Boylece, mezhebler hasil olmaz- 
di. Kryamete kadar, diinyamn her yerinde, her muslimanm tek bir nizam, tek bir emr 
altmda yasamalan lazim olurdu. Miislimanlarm halleri, yasamalan giic olurdu. 

Eshab-i kiramin hepsi oldiikden sonra, yeni miisliman olanlardan bir kismmm 
imanlan bozuldu. Eshab-i kiramin dogru imamndan aynldilar. (Dalalet firkalari) 
meydana geldi. Bu bozuk firkalara, (Bid'at firkalari) veya (Mezhebsiz) denir. Bun- 
lar, ma'nalan acikca anlasilamiyan nasslan te'vil ederek yamldiklan icin kafir de- 
gildirler. Fekat, islamiyyete zararlan, kafirlerin zararlanndan cok oldu. Birbirleri 
ile ve Ehl-i siinnet ile cekisdiler. Harb etdiler. Cok miisliman kani dokiildii. Miis- 
limanlarm yukselmelerini, ilerlemelerini baltaladilar. Mezhebsiz bid'at firkalanm, 
Ehl-i siinnetin dort dogru mezhebi ile kansdirmamahdir. Dort mezheb, birbirleri- 
nin dogru yolda olduklanm soyler ve birbirlerini severler. Mezhebsiz firkalar ise, miis- 
limanlan parcalamakdadirlar. Bugiin, dort mezhebden baska Ehl-i siinnet yokdur. 
Bu dort mezhebin birlesdirilemiyecegini, bir mezheb haline getirilemiyecegini, is- 
lam alimleri sozbirligi ile bildirmislerdir. Allahu teala, mezheblerin birlesdirilmesi- 
ni degil, ayri olmalanni istiyor. Boylece, islam dinini kolaylasdinyor. Al-i imran su- 
resinde, yiiziincii ayetinde mealen, (Ey iman edenler! Allahin dfnine sarihniz. Bir- 
birinizden ayrilmayiniz!) buyurulmusdur. Tefsir sahibleri, mesela Ebiissii'ud efendi 

-464- 



"rahmetullahi teala aleyh", burada, (Ehl-i kitabm yapdiklan gibi, parcalanip dog- 
ru imandan ayrilmaym! Cahiliyye zemamnda birbirleriniz ile dogiisdiigiiniiz gibi 
boliinmeyiniz!) dediler. Dogru imanda birlesmemiz, firkalara boliinmememiz 
emr olundu. Dogru yolun, (Ehl-i siinnet) alimlerinin bildirdigi iman oldugunu, Pey- 
gamberimiz haber verdi. O halde, biitiin muslimanlarm, ehl-i siinnet olmalan, 
ehl-i siinnet mezhebinde birleserek, kardes olmalan, sevismeleri lazimdir. Miis- 
limanlarm bu birliginden aynlan, bu ayet-i kerimeye uymamis olur. Bu yolda 
birlesir, kardesler oldugumuzu bilip sevisirsek, diinyanm en biiyiik, en kuvvetli mil- 
leti olur, diinyada rahata, huzura, ahiretde de sonsuz se'adete kavusuruz. Diisman- 
lanmizin ve cahillerin ve somiiriiciilerin, kendi aleak cikarlan icin soyledikleri ya- 
lanlara aldanip, boliinmemege cok dikkat etmeliyiz! Bu hususda fazla bilgi almak 
icin farisi (Redd-i vehhabi) kitabim okuyunuz. 

Bir sahifesinde, (Eshabim gokdeki yddizlar gibidir, hangisine uyarsaniz hicla- 
yet bulursunuz!) sozii hadis degildir, sakat bir sozdiir diyor. Halbuki, imam-i Mii- 
navi "rahmetullahi teala aleyh", (Kiinuz-iid-dekaik) kitabi ve imdadm (Tahtavi) 
hasiyesi, otuzaltinci sahifesinde bu hadis-i serifi de yazmakda ve imam-i Beyhe- 
kirivayeti oldugunu bildirmekdedirler. Bunun sahih oldugunu ve Darimi, ibni Adi 
ve baskalarmm haber verdiklerini (Sava'ik-ul-muhrika) da bildiriyor. Uc sahife son- 
ra da, bu konuda bilgi verilmisdir. Bu adam, Eshab-i kiramm buyiiklugiinii anh- 
yamadigmdan, bu hadis-i serife, uydurmadir diyor. 

(Ummetimin ihtilafi rahmetdir) sozii de hadis degildir diyor. Halbuki, imam-i 
Miinavi bu hadis-i serifi de yaziyor ve ibni Nasr ve Deylemi rivayeti oldugunu bil- 
diriyor. Ibni Abidin onsozde buyuruyor ki: (Ummetimin ihtilafi rahmetdir) hadi- 
si meshurdur. Bunu, Beyhekinin rivayet etdigi (Mekasid-i hasene)de yazihdir. ib- 
ni Hacib de (Muhtasar)da sahih oldugunu yazmakdadir. Nasr-ul-mukaddesinin 
(Hucce) kitabmda ve Beyhekinin (Risalet-iil-e$'ariyye)sinde sahih hadis olarak bil- 
dirildigini, imam-i Siiyuti yazmakdadir. Halimi ve kadi Hiiseyn ve imam-ul-Ha- 
remeyn de sahih olarak bildirmislerdir "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". 
(Mevahib-i lediinniyye) birinci cild, dordiincii kismda da uzun yazihdir. Halife 
Omer bin Abdiil'Aziz, (Eshab-i kiram ihtilaf etmeselerdi, dinde ruhsat, kolayhk 
olmazdi) buyurdu. Halife Harun-iir-Resid, imam-i Malike, (Senin kitablanni co- 
galtip, her yere gonderecegim ve herkesin bunlara uymasim emr edecegim) deyin- 
ce: (Ya Halife! Boyle yapma! Alimlerin ihtilafi Allahii tealanm rahmetidir. Hep- 
si hidayet iizeredir. Her miisliman, diledigi alime uyar) buyurdu. (Berfka) yiizo- 
nuncu sahifede, bu hadisin (Cami'us-sagir)de bulundugunu bildirmekdedir. (Ha- 
dika) birinci cild, ikiyiizkirkdordiincii [244] ve ikinci cild, yiizdordtincii [104] sa- 
hifelerinde, bu hadis-i serifi aciklamakda ve Nasr-ul-mukaddesi ve Halimi ve 
Beyhekive imam-iil-Haremeynin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" haber ver- 
diklerini bildirmekdedir. (Mizan)m 45. ci sahifesinde de yazihdir. Zevalh hoca, iman 
icin olan hadis-i serifleri, mezhebler icin zan etmis. 

(Fetava-i Hindiyye)de diyor ki: (Nevazil) kitabmda, (Yalniz hadis-i serif oku- 
yup, fikh ogrenmiyen kimse, dinde miifsiddir) buyuruldu. Ebii Asim "rahmetul- 
lahi aleyh" de, boyle buyurmusdur. (Tatarhaniyye) fetvasmda da yazihdir. 

Kitabin bir yerinde, (Eshab-i kiramin, Kitab ve siinnete uymiyan sozleri almmaz, 
red olunur) diyor. Eshab-i kirami, Kitab ve siinnete uymiyan seyler soyliyecek sa- 
myor. O din biiyiiklerini, kendi gibi zan ediyor. Bilmiyor ki, Eshab-i kiram "radiyal- 
lahii teala annum ecma'in", Kitab ve siinnete uymiyan birsey soylememisdir. Zaten, 
Kitabi ve siinneti, ya'ni Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri tophyan, sonra gelenle- 
re ulasdiran, Eshab-i kiramdir. Usui alimlerinden, ya'ni en biiyiik islam alimlerinden 
ba'zisi buyuruyor ki, (Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" Peygamber oldu- 
gunu isbat edecek hicbir sahidi bulunmasaydi, yalniz Eshabim gormek, Peygamber 
oldugunu bildirmege yetisirdi. Ciinki, Eshabimn herbiri, her ilmde, islamiyyet bil- 

- 465 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:30 



gilerinde, siyasi, akli ilmlerde [ya'ni, Use ve ilniversitelerde okutulan bilgilerde], za- 
hiri ve batini ilmlerin hepsinde birer derya idi. Halbuki, hicbiri bir kitab okumamis, 
bir mu'allim gormemisdi. Biitiin bu bilgileri, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
ile birkac def a beraber bulunmakla sereflenerek edinmislerdi). Onlarm birbirine 
uymiyan sozleri, Kitab ve siinnetde acikca bildirilmiyen islerdedir. 

Bir sahifede (Miictehidlerin ve kryascilarm, sahih hadislerin hepsine vukufsuz- 
luk yiiziinden, yapdiklan ictihad ve kiyas...) diyerek busbiitun cahil oldugunu or- 
taya koyuyor. Miictehidin ne demek oldugunu bilmedigi, buradan da anlasihyor. 

Bir sahifede (Miictehidlerin, kitab ve siinnete muhalif ictihadlanna uyulmaz) 
diyerek, Kitab ve siinnete muhalif ictihad var saniyor. Bu yalan sozlerle, kendinin 
Ehl-i siinnet alimlerini begenmedigini, mezhebsiz oldugunu i'lan ediyor. Hindis- 
tanda, vehhabilere satilmis olanlardan, Ebiilkasim Benarisi, daha cok para almak 
icin (Eccerhuala EbiHanife) kitabim yazarak, bu yiice imama saldinyor. Ehl-i siin- 
net alimleri, buna cevablar yazarak rezil ediyorlar. Bu aleak iftira ve hiicumlardan 
ba'zisi ve verilen cevablar, (Usuliil-erbe'a) yuzonuciincii sahifesinde yazihdir. 

Kitabmm bir yerinde, imam-i a'zam Ebu Hanifenin ve imam-i Malikin "radiyal- 
lahii anhiima" sozlerini de yanhs yaziyor. Bu iki din imamma iftira ediyor. Bun- 
lann, hadis-i senflere uymiyan soz soylemiyeceklerini bilmiyor. Derin din alimi, 
yiizlerce Evliya yetisdiren, biiyiik tesavvuf rehberi, Abdullah-i Dehlevi "kuddise 
sirruh" yazmis oldugu (Makamat-i Mazheriyye) risalesinde tesavvuf yolunu anlat- 
dikdan sonra, iistadi olan Mazher-i Can-i Cananm "kuddise sirruh" hayatmdan, 
kerametlerinden ve mektublarmdan ba'zilanm bildirmekdedir. Farisi olup, istan- 
bulda da basilmisdir. Onsekiz fasldir. Onsekizinci faslda, yirmialti mektub vardir. 
Onaltmci mektubda, Mazher-i Can-i Canan "kuddise sirruh" buyuruyor ki: 

Yavrum! Hadis-i seriflere nasil uyulur? Bunu bildirmek icin, Muhammed Ha- 
yat "rahmetullahi aleyh" bir kitab yazmisdir. Bu kitabda diyor ki: Hiiseyn bin Yah- 
ya BuhariZendevisti, (Ravdat-iil-ulema) kitabmda buyuruyor ki, imam-i a'zam, 
talebesine (Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" hadis-i serifini ve Eshab-i 
kiramm soziinii goriince, benim ictihadimi birakmiz, onlara uyunuz!) buyurdu. Bir 
kerre de (Sahih hadisler benim mezhebimdir) buyurdu. Hadis ilminde alim, mii- 
tehassis olan, nasih ve mensuh hadisleri ayirabilen, kuvvetli ve za'if hadisleri an- 
layabilen bir kimse, sahih hadislere uyarsa, Hanefimezhebinden cikmaz. Mezheb 
reisinin soziinii yapmis olur. Hatta, boyle bir alim, sahih hadislere uymazsa, 
Imam-i a'zamm soziinii dinlememis olur. Herkes bilir ki, hadis-i seriflerin hepsi- 
ni birlikde bilen, isiten, hicbir alim yokdur. Nitekim, imam-i a'zam (Hadis-i seri- 
fi goriince, benim soziimii birakmiz!) buyurdu. Hatta, bu ummetin en alimleri olan 
ve omrlerini, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" hizmetinde gecirmis olan 
Eshab-i kiramdan "aleyhimiirndvan" hicbiri de, biitiin hadis-i serifleri isitmis 
degildi. Hadis-i serife uymak, her mii'mine vacibdir. Mezheb imamlanndan, be- 
lirli birine uymak vacib degildir. Her miisliman, [dort mezhebden] diledigi mez- 
hebe uymakda serbestdir. Ehl-i siinnet alimlerinin, mezheb imamlanmizm bildir- 
digi hadis-i seriflere ve bunlardan anladiklan ma'nalara uymamiz lazimdir. (Fe- 
tava-yi Hindiyye), besinci cild, 377. ci sahifede diyor ki, (Fikh ogrenmeyip, hadis 
ogrenen, dinde iflas eder [ya'ni dini gider]. ilmi, emin olan, salih kimselerden 6g- 
renmelidir). Bunlarm kitablanni okumahdir. 

Bu mezhebsiz din adami, kitabmm bir sahifesinde, (Cenab-i Hak ve Resulii, hie 
kimseye, iimmetden birinin mezhebi ile mezheblenmegi ve dinde onu taklid etme- 
gi emr etmemisdir) diyerek, Kur'an-i kerime de iftira ediyor. Ciinki, Maide sure- 
si, otuzbesinci ayetinde mealen, (Allahii tealaya yaklasmak i^in, vesfle arayiniz!) 
buyuruldu. Enbiya suresinde, (Bilmediklerinizi, bilenlerden sorup ogreniniz!) 
mealinde ayet-i kerime vardir. Dort mezheb imamlan hakkmdaki hadis-i serifler, 
(Faideli Bilgiler) admdaki kitabimizda uzun bildirilmisdir. Mezheb imamlanmiz 

-466- 



"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", en biiyiik din alimleridir. (Alimler, Peygam- 
berlerin varisleridir) hadis-i serifi, (Buhari)de yazilidir. Peygamberimizin "sallal- 
lahti aleyhi ve sellem" yolu, akl ile, hayal ile, rii'ya ile anlasilmaz. Din alimlerin- 
den ogrenilir. Din imamlarindan herhangi birine uymak, Peygamberimize uy- 
mak olur. Ehi Celebi (Hediyye) kitabmda diyor ki, (Ebu Hanifenin kiyasi dogru 
degildir diyen kafir olur). Bu kitabi, (Hakikat Kitabevi) basdirmisdir. 

Ibni Teymiyye ile ibni Kayyimi cok oven Alusi bile, (Galiyye) kitabmda bakiniz 
ne diyor: (ilm ogrenmek ve ogretmek, ibadetlerin en iistunlerindendir. Abdullah 
ibni Abbas; alimlerin, alim olmiyan mii'minlerden yediyiiz derece daha iistiin oldu- 
gunu bildirdi. Hadis-i serifde, (Alimler, Peygamberlerin varisleridir) buyuruldu. Pey- 
gamberlik riitbesinin iistiinde hicbir riitbe olmadigma gore, bu riitbeye varis olma- 
nm serefinden daha iistiin bir seref olamaz. islam alimlerinin cogu, bu yiiksek riit- 
beye kavusdu. Fikh ve hadis alimleri ve en basda miictehidlerin dort imami, bun- 
larm en iistiinleridir. Bunlar, ahkam-i islamiyyenin kapah emrlerini, yasaklarmi aci- 
ga cikardi. ilmin temelini kurdular. Din bilgilerini, kismlara, smiflara ayirdilar. On- 
larin yiice kiymetlerinden birkacmi bilmekle serefleniyoruz. Bunlarm en onde 
olani, biiyiik imam, Ebu Hanife Nu'man bin Sabitdir. Onun yiiksekligini bildiren 
hadis-i serifler elimizde mevcuddur. Buhari ve Muslimde yazilidir. Kirkbes sene, bes 
vakt nemazi bir abdestle kildigim, Abdullah ibni Mubarek "rahmetullahi teala 
aleyh" bildirmekdedir. Hasen bin Ammare, yiice imami gasl ederken: (Otuz sene 
hep oruc tutdun. Allahii teala sana rahmet eylesin!) demisdir. ilmi ile tam amel eden, 
onun gibi bir alim gorulmedi. Ondan daha iistiin alim bulunmadi. Allahii teala, biz- 
leri, bu yiice alimlere uymakla sereflendirsin! Resulullahm sozlerini bizlere ulas- 
diran, bu miictehidlerdir. Bugiin de, Onlarm dort mezhebinden birine muhtac ol- 
miyan, onlardan birine uymakdan kurtulabilecek kimse yokdur. ibni Macenin bil- 
dirdigi hadis-i serifde, (Ummetim yetmisiic firkaya ayrdacak, bunlardan yalmz bi- 
ri Cennete gidecekdir. Bunlar, benim ve Eshabimin yolunda olanlardir) buyurul- 
du. Bu aynlik, iisulde, imanda olan ayrilikdir. Dort mezhebin aynligi degildir. 
Ciinki, hadis-i serifde, (Ummetimin ayrdmasi rahmetdir) buyuruldu. Bir hadis-i se- 
rifde de, (Kitabullahda ve benim siinnetimde bulamadiklannizi, Eshabimin sozle- 
rinden ahniz! Eshabim, gokdeki yildizlar gibidir. Hangisine uyarsaniz, hidayete ka- 
vusursunuz. Eshabimin birbirlerinden ayrihklari rahmetdir) buyuruldu). 

Sah Veliyyullah-i Dehlevmin (El-insaf) ve (ikd-iil-ceyyid) kitablan, 1327 [m. 1908] 
senesinde, Misrda ve sonra (Hakikat Kitabevi) tarafindan istanbulda basdinlmisdir. 
istanbulda Siileymaniyye kiitiibhanesinde, izmirli kisminda mevcuddurlar. Birinci- 
sinde diyor ki, (Eshab-i kiram zemanmda da mezhebler vardi. Herbirinin mezhebi 
baska idi. Tabi'in, Eshab-i kiramin mezheblerini aldilar. Harun-iir-Resid, imam-i Ma- 
like dedi ki, (Senin (Muvatta) kitabim Ka'beye asacagim. Biitiin miislimanlarm bu 
kitaba uymalanni emr edecegim. Her yerde tek bir mezheb olsun). imam-i Malik de, 
(Boyle yapma! Eshab-i kiram, fikh bilgilerinde mezheblere aynldilar) dedi. Bunu, 
imam-i Siiyuti haber vermekdedir). ikinci kitabmda diyor ki, (Dort mezhebden bi- 
rine uymakda biiyiik faideler vardir. Bunlardan aynlmamn zararlan cokdur. Bunu 
cesidli yollarla isbat ederim. Bugiin dort mezhebden baska dogru mezheb yokdur. ima- 
miyye ve Zeydiyye firkalan bid'at iizeredirler. Dort mezhebden aynlmak, Sivad-i 
a'zamdan aynlmakdir. ibni Hazmm, taklid haramdir, Resulullahdan baskasina uy- 
mak halal degildir sozii, miictehidlerin birbirlerine uymamalan icindir. Hadis-i se- 
rifleri ayiramiyanlarm, bunlan mezheb imamlarindan sorup, onlara uymalan la- 
zimdir. Resulullahm zemamndan beri, bilmiyenler, hep bilenlere sormuslardir). 

Baska bir sahffede, blisbutiin sapitarak (Mezheb imamlarma uymak, onu Pey- 
gamber menziline cikarmak olur. Bu ise kiifrdiir) diyor. Biitiin mii'minleri ve ho- 
calanna uyanlan kafir yapiyor. (Mezhebler, ikinci asr sonlannda meydana cikdi. Es- 
hab ve Tabi'in hangi mezhebde idiler?) diyor. Farisi (Redd-i vehhabi) kitabmda ve 

-467- 



arabi (Hadfka) kitabi altiyiizdoksanaltmci sahifesinde diyor ki, (Dort mezhebden 
baskasma uymak caiz degildir. Bu soziimiiz, Eshab-i kiramm ve Tabi'inin mezheb- 
lerini kiicumsemek degildir. Ciinki, Eshab-i kiramin ve baskalarmm mezhebleri- 
ni tam olarak bilmiyoruz. O mezhebleri de bilseydik, onlara uymamiz da caiz olur- 
du. Ciinki, hepsinin mezhebleri dogru idi. Dort mezheb, tam bilindigi ve kitabla- 
n her yere yayilmis oldugu icin, her miislimamn yalniz bunlardan birine uymasi la- 
zimdir. Dort mezhebin kolayliklarim arasdirrp, bunlari bir araya toplayarak, yeni 
bir kolayhklar mezhebi uydurmaga (Telffk-i mezahib) denir. Caiz degildir). 

Mezheb imami demek, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" Kur'an-i 
kerimden cikardigi ma'nalan, bilgileri, Eshab-i kiramdan isiterek toplayan, kitaba 
geciren biiyiik alim demekdir. Resulullahin, Kur'an-i kerimin hepsini Eshabina tef- 
sir etdigini, (Hadfka), dil afetlerini anlatirken yazmakdadir. Resulullahin Kur'an-i 
kerime verdigi ma'nalan, aciklamalanni anlamak istiyen, bir mezheb imamimn ki- 
tablarim okur, bunlara uyar. Bu kitablan okuyup, bunlara uyan kimse, o mezheb- 
den olur. Bu ise, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" ve Kur'an-i kerime uymak 
demekdir. Eshab-i kiram "aleyhimurndvan", Resulullahdan "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" isitdiklerine uyardi. Kendi talebelerinden birine uymaga, ya'ni dort mezheb- 
den birinde olmalarma liizum yokdu. Onlarin herbiri biitiin bilgileri asl kaynagin- 
dan ahyordu. Birbirlerine sorarak da ogreniyorlardi. Hepsi, mezheb imamlarmdan 
daha cok alim ve daha yiiksek miictehid idiler. Mezheb sahibi idiler. 

Bir sahifede, (ictihadlar fikr ve kana'atdir. Elimizdeki kitablar, mezheb kitab- 
landir, din kitabi degildir. Tiirkiyede, tiirkce din kitabi olmadigmdan, bu kitabi yaz- 
dim) diyor. Kendini miictehid saniyor. Omer Riza Dogrulun, bu kitaba bir onsoz 
yazarak, ballandira ballandira medh etdigini gordiik. Bu onsozde diyor ki: (Asrm 
ihtiyaclarim, kiyas yolu ile dinden degil, medeniyyetin terakki hamlelerinden 
beklemek gerekdir. Kiyas, Kitab ve siinnet ile alakasi olmiyan, dinin asl kaynak- 
larina dayanmiyan, fekat herseyi dine dayamak istiyen muctehidlerin icadidir...) 
Bu sozleri, kendisinin de, ehl-i siinnet olmadigim, dini, kiyasi ve ictihadi anlama- 
mis oldugunu gostermekdedir. Din alimlerine dil uzatanlar, bunlarm bilgilerine eri- 
semiyenlerdir. (Redd-iil-muhtar) birinci cild, iicyiizdoksanaltmci sahifede, (Dort- 
yiiz [400] hicrisenesinden sonra kiyas yapacak alim yetismedi) diyor. (Mizan-iil- 
kiibra)nm birinci ciiz', kirkikinci sahifesinde, (Dort mezheb imammdan sonra, hic- 
bir alim, mutlak miictehid oldugunu soylemedi. Mezhebde miictehidler yetisdi. 
Evet, Kur'an-i kerimdeki bilgiler, hiikmler sonsuzdur. Fekat, kiyamete kadar, 
biitiin insanlara lazim olacak ahkami, dort imam anlamis, kitablara yazilmisdir. Sim- 
di, bir kimse, Kitabdan ve siinnetden ahkam cikarabilirim derse, dort mezhebden 
birinde bulunmiyan yeni bir hiikm cikarmasmi isteriz. Bunu yapamaz!) diyor. 

Bunlar (El-Besair li-miinkir-it-tevessiil-i bi-ehl-il-mekabir) ve (Et-Tevessiilii bin 
Nebi ve bis-Salihin) ve (Usul-iil-erbe'a) kitablannda daha uzun yazihdir. Bu iic ki- 
tabi, (Hakfkat Kitabevi) ofset yolu ile basdirmisdir. Birinci kitabda, Muhammed 
bin Abdulvehhabm (Kesf-iis-siibiihat) kitabmdan parcalar yazilarak, hepsine ce- 
vablar verilmisdir. Bu kitab arabidir. (Et-Tevessiilii bin Nebi) kitabi, Ebu Hamid 
bin Merzukinin "rahmetullahi teala aleyh" Samda basilmis olan (Beraet-iil-es'ariy- 
yin) kitabimn kisaltilmisidir. 

Seyyid Ahmed Tahtavinin "rahmetullahi teala aleyh" (Diirr-iil-muhtar) hasi- 
yesinin Zebayih kismmda diyor ki, (Bugiin her miislimamn dort mezhebden birin- 
de bulunmasi vacibdir. Dort mezhebden birinde bulunmiyan kimse, (Ehl-i siin- 
net)den ayrilmis olur. Ehl-i siinnet olmiyan da sapik veya kafir olur). Vehhabili- 
gi temelinden ciiriiten (El-Besair) ve (El-miistened) ve (Seyfiil-ebrar) kitablan da 
boyle yaziyor ve bunu (ihya-iil-ulum)dan aldiklanni bildiriyor. Son iki kitab da, 
Hindistanda yazilmis, (Hakfkat Kitabevi) tarafmdan ikinci baskilan yapilmisdir. 

Biz, Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri anlayacak kadar bilgili degiliz. Biz, 

-468- 



Kur'an-i kerimi, anlamak ve anladigimiza gore amel etmek icin degil, kelam-i ila- 
hiden bereketlenmek, faidelenmek icin okuyoruz. Biz mukallidler, tefsir ilmini bil- 
medigimiz icin, ahkam-i islamiyyeyi, din imamlanmizm kitablarmdan ogreniyo- 
ruz. Mezheb imamlanmiz, Kur'an-i kerimin ma'nasim, Tabi'mden ve Eshab-i ki- 
ramdan ogrenerek, bizim kolay anhyabilecegimiz seklde, kitablarma yazmislardir. 
(Nahl) ve (Enbiya) surelerinde, meal-i serifleri, (Alimlerden sorup ogreniniz!) olan 
ayet-i kerimeler vardir. Hadis-i serifde, (Her asr, onceki asrdan daha bozuk olur. 
Boylece kiyamete kadar hep bozulur) buyuruldu. Bu hadis-i serif, (Hadika)da, dil 
afetlerinde yazilidir. insanlann en iyilerinin yazdiklan kitablan begenmeyip, bo- 
zuk asrlann bozuk adamlanna aldanmakdan Allahti tealaya sigminz! 

Yusiif-i Nebhani, hicri ondordiincii asnn biiyiik alimlerindendir. Uzun sender Me- 
dinede kalip vehhabiligi yakmdan incelemek imkanim buldu. Topladigi bilgileri yay- 
mak icin, cok kiymetli kirkyedi kitab yazdi. (El-Feth-ul-kebfr) kitabinda ondortbin- 
dortyiizelli hadis harf sirasma gore dizilmisdir. tic cild halinde basilmisdir. (Cami'u 
keramat-il-Evliya) kitabi iki cild olup, kerametin hak oldugunu isbat etmekdedir. 
1329 [m. 1911] de Misrda basilmisdir. Kirkyedi kitabinin hepsi basilmisdir. Cok mil- 
ium olan (Sevahid-iil-hak) kitabi Misrda ticuncu def'a olarak, biniicyiizseksenbes 
[1385] hicrive [1965] miladisenesinde basilmisdir. Kitab besyiizyetmis sahife olup, 
dortyiizelli sahifesi Ibni Teymiyyeyi red etmekde, geri kalan yiizyirmi sahifesi de, 
Eshab-i kiramin iistiinliiklerini, hazret-i Mu'aviye ile Amr ibni As "radiyallahii te- 
ala anhiim"in yiiksekliklerini ve islamiyyete hizmetlerini bildirmekdedir. 

(Cami'ulezher) profesorlerinden, allame seyh All Muhammed Beblavi Maliki 
ve allame seyh Abdurrahman Serbini ve seyh Ahmed Hiiseyn Safi'i ve seyh Ah- 
med Besyani Hanbeli ve arif allame Siileyman Siibravi Safi'i ve seyh Abdiilkenm 
Rafi'i ve aynca Misr Basmiiftisi allame Bekri Muhammed Sadefi Hanefi ve mii- 
derris allame Muhammed Abdiilhayy Ketaniidrisi Fasi ve allame seyyid Ahmed 
beg Safi'i ve fadil allame seyh Sa'id-i Miici Safi'i ve allame seyh Muhammed Ha- 
lebi Safi'i ve daha bircok Ehl-i siinnet alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
(Sevahid-iil-hak) kitabmi begenmisler, uzun yazilan ile ovmiislerdir. 

(Sevahid-iil-hak) kitabinda, Ebul' Abbas Ahmed ibni Teymiyyenin bid'atleri- 
ni savunan tic kitabdan parpalar almakda, bunlan, ayet-i kerimelerle ve hadis-i se- 
riflerle ciiriitmekdedir. Bu tic bozuk kitab, ibni Kayyim-i Cevziyyenin (igaset-iil- 
lehfan) ve ibni Abdil-Hadinin (Firreddi ales-Siibki) ve Nu'man Alusi Bagdadinin 
(Cila-iil-ayneyn ft muhakemet-il-Ahmedeyn) ismi ile ibni Hacer-i Mekkiye "rah- 
metullahi teala aleyh" karsi yazdigi kitablardir. 

(Sevahid-iil-hak)da, Ehl-i siinnet alimlerinden alarak diyor ki, (islam alimleri soz- 
birligi ile bildiriyorlar ki, hicretin dordiincii asrindan sonra, diinyada, ictihad ede- 
bilecek alim hie kalmadi. Simdi biitiin muslimanlarm, bilinen dort mezhebden bi- 
rine uymalan lazimdir. Ctinki, simdi, Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifi anlayip bun- 
lardan ahkam cikaracak ilm sahibi hie yokdur. Mezheb imamini taklid ederek, 
Kur'an-i kerime ve Resulullahm siinnetine "sallallahii aleyhi ve sellem" uyulmus olur. 
imam-i Miinavi, ibni Hacer-i Hiytemiden nakl ederek buyuruyor ki, Celaleddin-i 
Stiyuti "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" gibi bir alim miictehid oldugunu soy- 
leyince, zemanmdaki alimler, buna yazih birsey sordular: Onceki alimler buna iki 
ayri cevab vermislerdir. ictihadm en asagi derecesinde olan, bunlardan birini sece- 
bilir. Sen de secip bize yaz dediler. isim cok, bunu yapacak vaktim yok diyerek, bi- 
rini secmege cesaret edemedi. ibni Hacer buyuruyor ki, en asagi derecedeki ictihad 
isi boyle giic olunca, mutlak miictehid olmanin imkansizhgmi anlamahdir. 

Simdi ba'zi cahiller, kendilerini alim samyorlar. Bid'at sahibi olan kimseleri alim 
samp, taklid ederek, Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden hiikm cikarmaga kal- 
kisiyorlar. Mezheb imamlarmdan birini taklid etmege ihtiyacimiz yok diyorlar. Hat- 
ta mezheb imamlarmm ictihad buyurduklan, anladiklan bilgileri begenmiyor, 

-469- 



bunlar zemammiza uymaz diyorlar. Bunlar, kendilerini begenmis cahillerdir. 
Kur'an-i kerime uyduklanni samyorlar. Halbuki, nefslerine ve seytana uymakda- 
dirlar. Herkesi de Kur'andan ve (Buhari)den ma'na cikarmaga kiskirtryorlar. Bu 
ahmaklara aldanmamahdir. Her miisliman, (Ehl-i siinnet) i'tikadinda olmali ve dort 
mezhebden birine uymalidir. Dort mezhebin kolay taraflanni arasdirip, birbirine 
kansdirmaga (Telfik) denir. Nefse ve seytana uyarak, telfik yapmak yasakdir. [ih- 
tiyac oldugu zeman, bir is icin caiz olur.] Din adami gecinen cahil kimse ile rntic- 
tehid olan alimler arasmdaki fark, yer ile gok arasi gibidir. Hatta seytan ile melek 
arasindaki fark gibidir. Fekat, gafil, ahmak ve nefslerine bagli olduklarmdan, 
kendilerini alim, kamil samyorlar. Boyle kimselere zindik denir. Bu zmdiklan sey- 
tan aldatmis oldugundan, muctehidleri taklid etmek istemiyorlar. Anliyamiyor ki, 
Nass ile acik bildirilmis seylerde ictihad yapilmaz. Bu soz, hicbir seyde ictihad ya- 
pilmaz demek degildir. ictihadda en ileri giden Ebu Hanife hazretleri, za'if hadis 
ile bildirilen sey uzerinde bile ictihad yapmazdi. Mezheb imamlarmm hepsi, bir so- 
ru ile karsilasdiklan zeman, bunun cevabini, once Kur'an-i kerimde ararlardi. 
Kur'an-i kerimde acikca bulamazlarsa, hadis-i seriflerde ararlardi. Hadis-i serif- 
lerde bulamazlarsa, (icma'-i iimmet)de ararlardi. icma'da da bulamaymca, bu so- 
ruya benzeyen baska sorunun, Kitab, siinnet ve icma'da bulunan cevabma (Kiyas) 
ederek, benzeterek, ictihad edip cevabini bulurlardi. Bin seneden beri biitiin 
miislimanlar, alimler, salihler, Veliler, hep bu dort mezhebden birine uydular. Hic- 
biri, kendinin miictehid oldugunu iddi'a etmedi. Yeni ttireyen mezhebsiz bir zin- 
dikm soziine aldanip da, mezhebden ayrilmamahdir. Dort mezhebin hicbiri, 
Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden kil kadar aynlmamisdir. Hepsi, miisliman- 
lara, Kitab ile siinneti aciklamislardir. islam alimleri, miislimanlarm dort mezheb- 
den birini taklid etmelerini emr ediyor. Boylece, kafir olmak veya bid'at sahibi ol- 
mak gibi, iki tehliikeden kurtulmalarim istiyorlar. Ciinki, bir cahil, bir mezheb ima- 
mini "rahmetullahi teala aleyh" taklid etmezse, delilsiz kalarak yoldan cikar. 

Hace Muhammed Parisa hazretleri, (Tuhfet-iis-salikin) kitabmda, imam-i Ga- 
zaliden alarak buyuruyor ki, (Uc kimse, Kur'an-i kerimin ma'nasim anhyamaz: Bi- 
rincisi, arabiyi iyi bilmiyen ve tefsir okumamis olan cahil. ikincisi, biiyiik bir gii- 
naha devam eden fasik. Ucunciisii, i'tikad bilgilerinden birini yanlis anlayip, an- 
ladigina uymadigi icin, hak sozii kabul etmiyen bid'at sahibi. [Ehl-i siinnet i'tika- 
dmdan aynlmak biiyiik giinahdir. Bunun icin bid'at sahibi olan Kur'an-i kerimin 
ma'nasim anhyamaz. Ciinki bid'atin zulmeti kalbi karartir.]) Goriiliiyor ki, Ehl-i 
siinnet mezhebinde olmiyan, arabiyi cok bilse de, Kur'an-i kerimi dogru anhyamaz. 
Yanlis anladiklanm yazarak, herkesi felakete siiriikler. 

Zemammiza, asnmiza uygun tefsir lazimdir sozii de dogru degildir. Tefsir alimle- 
ri, Resulullahdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve Eshabindan gelen haberle- 
ri yazarak tefsir yapdilar. Bunlarm tefsirleri her asra uygundur ve kafidir. Kur'an-i 
kerimin emrleri, her asrdaki her insan icin aymdir. Onceki asrlar icin baska, sonra- 
ki asrlar icin baska ma'nasi yokdur. Kur'an-i kerime inanan ve uymak istiyen bir miis- 
liman, her aradigini, mevcud tefsirlerde bulur. islamiyyete uymiyan bir zmdik, bo- 
zuk isteklerini, bu tefsirlerde elbet bulamaz. Akhmiza ve asrin isteklerine uygun tef- 
sir yapmak caiz degildir. Cahil, ahmak kimseler, kisa akllan ile yeni tefsir yapariz di- 
yorlar. Tefsir yapabilmek icin cok sart vardir. Bu sartlarm basmda, (Zemanlann en 
iyisi, benim zemammdir. Ondan sonra hayrhsi, benim asrimdan sonra gelen asrdir. 
Sonra da, ondan sonra gelen asrdir) hadis-i serifi ile medh olunan asrlarda bulunmak 
lazimdir. [Tefsir aliminin, nasih ve mensuh olan ayet-i kerimeleri de bilmesi lazim- 
dir. Kur'an-i kerimde yiizdokuz adet nesh edici ayet bulundugu, (Hadika)nm iicyii- 
zellibesinci sahifesinde yazihdir.] Simdi, kendi goriisleri ile tefsir kitabi yapanlarda 
bu sartlarm hicbiri yokdur. Fikrleri bozuyor, Ehl-i siinnet alimlerine karsi geliyorlar. 
Ehl-i siinnet olduklarim bildirerek, bozuk inamslanm her yere yayiyorlar. Ehl-i 

-470- 



siinnet olan din adamlan bunlari okuyunca, bozuk olduklanm hemen anhyor. Zin- 
dik olduklanm, ehl-i siinnet olmadiklarini miislimanlara anlatiyorlar. Fekat cahiller, 
igriyi dogrudan ayiramayip aldanmakdadirlar). (Sevahid-iil-hak)dan terceme te- 
mam oldu. (Hadika)da. el afetlerini anlatirken bildirilen (Ummetim, kotii din adam- 
larindan cok zarar gorecekdir) hadis-i serifi, Vehhabileri haber vermekdedir. 

(Mizan-iil-kiibra), sahife ellibir basmda ve altmis sonunda buyuruyor ki, siinnet, 
ya'ni hadis-i serifler, Kur'an-i kerimi aciklamakdadir. Mezheb imamlan, stinneti acik- 
larmslardir. Din alimleri de, mezheb imamlarmm sozlerini acikladilar. Kiyamete ka- 
dar da boyle olacakdir. Siinnet, ya'ni hadis-i serifler olmasaydi, sular, taharet, ne- 
mazlann kac rek'at olduklan, riikii' ve secdede okunacak tesbfhleri, bayram ve ce- 
naze nemazlarmm nasil kilinacagim, zekat nisabmi, orucun, haccin farzlanm ve ni- 
kah, hukuk bilgilerini, hicbir alim, Kur'an-i kerimde bulamaz ve ogrenemezdi. 
Imran bin Husayna birisi, (Bize yalniz Kur'andan soyle!) deyince: Ey ahmak! 
Kur'an-i kerimde, nemazlann kac rek'at oldugunu bulabilir misin dedi. Hazret-i 
Omere, farzlarm seferde kac rek'at kilmacagmi Kur'an-i kerimde bulamadik dedik- 
lerinde, (Allahii teala, bize, Muhammed aleyhisselami gonderdi. Biz, Kur'an-i ke- 
rimde bulamadiklanmizi, Resulullahdan gordtigiimtiz gibi yapiyoruz. O, seferde, dort 
rek'at farzlan iki rek'at kilardi. Biz de, oyle yapanz) buyurdu. Kirkyedinci [47] sa- 
hifesinde diyor ki, (Din imamlarimn hicbir sozii, islamiyyetin dismda degildir. 
Ciinki herbiri, hem hakfkatde, hem de ahkam-i islamiyyede alimdirler). 

Ibni Abidin, (Fetava-i Hamidiyye)yi kisaltarak, (Ukud-iid-diirriyye) ismini ver- 
mis, bunun sonunda, bir mezhebe tabi' olmamn lazim oldugunu uzun yazmisdir. 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", abdestin farzlanm anlatirken buyuru- 
yor ki, (Bir kisinin haber verdigi hadisleri veya kiyas ile anlasilan bilgileri kabul 
etmiyen, begenmiyen kafir olmaz ise de, dogru yoldan sapmis olur. Bid'at ehli olur. 
Cehenneme girmesi muhakkak olur. Kiyas ile zahir olan hiikmii kabul edip de yap- 
miyan, fasik olur. Vacibi terk etmis olur. Te'vil etdigi icin, ya'ni zanni delilden bir 
baska ma'na cikardigi icin o hiikmii yapmiyan fasik da olmaz). 

(Vehhabiler simdi yumusadilar. Eskiden miislimanlarm mallarma, canlarma sal- 
dinyorlardi. Simdi boyle vahset yapmiyorlar. Hatta, Ehl-i siinnet olduklanm soy- 
liiyorlar) diyenler isitiliyor. Evet, acik Nasslan degisdirmiyenleri icin bu soz dog- 
rudur. Bunlar her miisliman ile kardesdirler. Fekat, simdi biitiin diinyadaki miis- 
limanlarm dinlerine, imanlarma saldinyorlar. Eskiden miislimanlarm diinyalan- 
m yok ediyorlardi. Simdi, ahiretlerine, ebedihayatlarma saldinyorlar. Miisliman- 
lan ebedi felakete siiriiklemek icin biitiin kuvvetleri ile cahsiyorlar. Medine-i 
miinevveredeki medresenin miidiri, Abdiil'Aziz Bazm (Tahkfk ve izah) bozuk ki- 
tabmm tiirkcesini hacilara dagitarak, Ehl-i siinnet i'tikadim yok etmege cahsiyor- 
lar. 5.8.1990 tarihli Tiirkiye gazetesi, bu bozuk kitaba vesikalarla cevab vermis, miis- 
limanlan biiyiik tehliikeden kurtarmisdir. (RabitatiU'alcinil-islami) isminde bir mer- 
kez kurdular. Her islam memleketinde bunun su'belerini acdilar. Dinleri ve ilm- 
leri ciiriik olan din adamlanm bol para ile satin alarak, bunlari mezhebsizligi 
yaymak icin kullamyorlar. Her memleketdeki din adamlanna ve din talebesine on- 
lann dillerinde bozuk kitablan parasiz olarak dagitiyorlar. Bu yolda her sene, mil- 
yonlarla altm sarf ediyorlar. ingiliz siyaseti ile elli seneden beri kitabsiz, cahil bi- 
rakilmis olan diinya miislimanlan, bunlara aldamyorlar. Hak olan ve hadis-i serif- 
ler ile medh ve sena edilmis olan Ehl-i siinnet mezhebi boylece unutuluyor, yok 
oluyor. Hak gidip, her yere batil yerlesiyor. Miislimanlar icin, hatta biitiin insan- 
lar icin bundan daha kotii, bundan daha zararh bir felaket, bir musibet olamaz. 

Ba'zi kimseler, vehhabiler icin (Bunlann birkac yanhs inamslan varsa da, ayet-i 
kerimelerden ve hadis-i seriflerden boyle anhyorlar. Belki bid'at ehli oluyorlar ise 
de, bid'at ehlinin bu iimmetden olduklan hadis-i seriflerde bildirildi. Bunlar da mtis- 
limandir. Ehl-i kibledir. Miislimanlan sevmemiz, vehhabileri de kardes bilmemiz la- 

-471- 



zim degil mi?) diyorlar. Boyle dtisiinmek elbet dogrudur. Fekat bid'at sahiblerini sev- 
mek, onlara nasihat vermekle olur. Yukanda ismlerini bildirdigimiz kirk kitabi in- 
saf ile okuyan ve anliyan kimsenin bu soziimiizde hie tereddiidii ve siibhesi kalmaz. 
Mesela Hindistamn biiyiik alimlerinden Ahmed Riza han Berilevi (Fetavel-Hare- 
meyn) kitabmda diyor ki, (Taberanmin ve baskalanmn bildirdigi hadis-i serifde, 
(Bid'at sahibine hurmet eden kimse, islamiyyeti yikmaga yardim etmis olur) buyu- 
ruldu). Dinimiz bid'at sahiblerini sevmemegi, onlan asagilamagi emr etmekdedir. On- 
lara saygi gostermek haramdir. islam alimleri kitablannda, mesela ($erh-i mekasid) 
kitabmda (Bid'at sahiblerini sevmemek, onlan asagi tutmak, onlan red etmek lazim- 
dir) demislerdir. Muhammed Ma'sum-i Faruki, (Mektubat-i Ma'sumiyye) kitabinm 
ikinci cildi, yiizonuncu mektubunda, (Bid'at sahibinin meclisinde bulunma! Gafil din 
adamlarmdan, yaltakci hafizlardan ve cahil tekke seyhlerinden kendini koru! isla- 
miyyete uymakda gevsek davranan [mesela, Ehl-i siinnet i'tikadmda olmiyan, kan- 
sini, kizmi acik gezdiren, calgi, icki kullanan mezhebsiz, sapik olan] din adamlarma 
yaklasma! Onlarm sozlerini isitme! Hatta onlarm bulundugu sehrden uzak ol ki, ze- 
manla kalbin onlara kaymasin! Onlara uymamahdir. Onlar din adami degil, din hir- 
sizlandir. Seytamn tuzaklandir. Onlarm yaldizh, acikh sozlerine aldanmamah, ars- 
landan kacar gibi, yanlanndan kacmahdir) buyurmakdadir. Bid'at yayildigi ve za- 
rannm cogaldigi zeman, bunu red etmek, bunun kotuliigiinii miislimanlara duyur- 
mak farzdir. Hatta, farzlarm miihimlerinden oldugunda icma'-i iimmet vardir. Se- 
lef-i salihin ve bunlarm halefleri hep boyle yapdilar. Bu farzi terk eden, icma'dan ay- 
nlmis olur. Hadis-i serifde, (Fitne veya bid'at yayildigi ve Eshabim kotiilendigi ze- 
manda, hakki bilen, bilgisini miislimanlara duyursun! Hakki, ya'nf dogru yolu bil- 
digi halde, miislimanlara duyurmayanlara, Allahii teala ve melekler ve biitiin insan- 
lar la'net eylesin! Allahii teala, bu kimsenin farzlanni ve nafile ibadetlerini kabfil et- 
mez) buyuruldu. Bu hadis-i serif, (Es-sava'ik-ul-muhrika) kitabinm basmda yazili- 
dir ve Hatib-i Bagdadinin "rahmetullahi teala aleyh" (El-Cami')inde bulundugu bil- 
dirilmekdedir. [Bid'at ehli, bid'at sahibi demek, bid'atini yaymak icin, ya'nimiis- 
limanlarm imanlanm, ibadetlerini bozmak icin ugrasan bid'at sahibi demekdir. Bun- 
lara aldanarak bid'at isliyeni sevmemek degil, ona acimak, nasihat vermek lazim- 
dir. Bugiin, biitiin diinyadaki miislimanlar, iic firkaya aynlmisdir. Birinci firka, Es- 
hab-i kiramin yolunda olan hakikf mtislimanlardir. Bunlara (Ehl-i siinnet) ve (Siin- 
nf) ve (Firka-i naciyye) Cehennemden kurtulan firka denir. ikinci firka, Eshab-i ki- 
rama diisman olanlardir. Bunlara (Sff) ve (Firka-i dalle) sapik firka denir. Uciincii- 
sii, siinnilere ve si'ilere diisman olan bid'at sahibleridir. Bunlara (Vehhabf) ve (Nec- 
df) denir. Ciinki bunlar, ilk olarak Arabistamn Need sehrinde meydana cikmisdir. 
Bunlara (Firka-i mel'une) de denilmekdedir. Ciinki, miislimanlara kafir demekde- 
dirler. Boyle diyene, Resulullah, la'net etmisdir. Miislimanlan bu iic firkaya parca- 
layan, yehudilerle ingilizlerdir.] 

(Edille-i §er'iyye) dortdiir. Birincisi, Kur'an-i kerimdir. ikincisi, hadis-i serifler- 
dir. Bu iki delilin herbiri (Kat'i) veya (Zanni) olur. ibni Abidm, bagileri anlatir- 
ken diyor ki, (Harici denilen kimseler, zanni ya'ni siibheli olan [birkac ma'na ci- 
kanlabilen] delilleri [ya'ni ayetleri ve hadisleri] yanlis (te'vil) ediyorlar. Ya'ni 
ma'nasi acikca anlasilamiyan ayet-i kerimelere ve miitevatir olan hadis-i serifle- 
re, acik ve meshiir olmiyan yanlis ma'nalanni veriyorlar. Hazret-i Alinin askerin- 
den aynlarak, ona karsi harb edenler boyle idi. (Hakim ancak Allahdir. Hazret-i 
All, iki hakemin hiikmiine uyarak, hilafeti Mu'aviyeye birakmakla biiyiik giinah 
isledi. Biiyiik giinah isleyen kafir olur) dediler. Onunla harb etmelerine bu yanlis 
te'villeri sebeb oldu. Kendileri gibi inanmiyanlara kafir dediler. Bunlara (Harici) 
denir. 1150 [m. 1737] senesinde Necdde ortaya cikan Abdulvehhab oglu Muham- 
mede tabi' olanlar da, yalniz kendilerinin miisliman olduklarim soyliiyorlar. Ken- 
dileri gibi inanmiyanlara miisrik diyorlar. Onlan oldiirmek, mallanni, kadmlan- 
m ganimet almak halaldir diyorlar. Bunlara (Vehhabf) ve (Necdi) denilmekdedir. 

-472- 



Vehhabiligi ingilizler hazirladigi ve yaydigi gibi, Hicazi Osmanhlardan alarak Sii- 
udi devletini kuran da, ingilizlerdir. (Miincid)de diyor ki, (ingiliz casusu Lavrence, 
1914 de vehhabi emiri Faysala yardim ederek, Osmanh devletinden ayrilmasma se- 
beb oldu). Siibheli [ya'ni acikca anlasilamiyan] delilleri yanlis te'vil ederek, Ehl-i siin- 
net i'tikadindan aynlanlara, fikh alimleri kafir demediler. (Bagi), (asi), (bid'at eh- 
li) olduklarim soylediler. Tiirkcede sapik denilmekdedir. Kat'i, [acik olarak] anla- 
silan tek bir ma'nasi olan delillere inanmiyan ise kafir olur. Alemin yok olacagma, 
oliilerin tekrar dirileceklerine inanmamak boyledir. All ilahdir, Cebrail vahy geti- 
rirken yamldi diyen de kafir olur. Ciinki bu sozler, ma'nasi acikca anlasilamiyan de- 
lilleri yanlis te'vil ederek, ictihad ile anlasilan ma'nalar degildir. Hazret-i Aiseyi kazf 
eden ve babasi hazret-i Ebu Bekrin "radiyallahii anh" sahabi olduguna inanmiyan 
da kafir olur. Ciinki ikisi de, Kur'an-i kerimde acik olarak bildirilen delili inkardir. 
Hazret-i Ebu Bekr ile hazret-i Omeri seb eden ve halffeliklerine inanmiyanm te'vi- 
li varsa, kafir olmaz. Muslimanlarm mallanna, canlanna saldirmak gibi, kat'i acik 
olan haramlara, te'vil yaparak, halal diyen kafir olur. [Vehhabfler boyledir.] Kitab- 
dan ve siinnetden, ma'nasi acikca anlasilamiyan bir delili te'vil ederek soyleseydi, 
kendince islamiyyete uymus olup, kafir olmazdi).ibni Abidinin kelami temam oldu. 

Goriiluyor ki, miisliman oldugunu soyleyip, ibadetlerini yapan, ya'ni (Ehl-i 
kible) denilen bir kimsenin, Ehl-i siinnete uymiyan bir inanisi, ma'nasi acik olan 
kat-ibir delili inkar olursa, te'vil ile olsa da, olmasa da kiifr olur. Buna (Miilhid) 
denir. Bu inanisi, acik olmayip, siibheli olan bir delilin muhtelif ma'nalarmdan acik 
ve meshiir olanini inkar olursa ve te'vili varsa, kiifr olmaz. Bid'at olur. Te'vilden 
haberi olmayip, bid'at sahibi olan alimleri taklid ile veya nefsine uyarak, diinya ci- 
karlari icin ise, yine kiifr olur. 

Ister Ehl-i siinnet olsun, ister bid'at sahibi olsun, dinini diinya cikarlarma alet 
eden, ya'ni diinyaliga kavusmak icin dininden veren cahillere (Yobaz) denir. Hic- 
bir dine inanmadigi halde, miislimanlan aldatarak imanlanni yok etmek, isla- 
miyyeti icerden yikmak icin, miisliman goruniip kiifre sebeb olan seyleri isbat et- 
mek icin delilleri yanlis te'vil edene (Zindik) ve (Fen yobazi) denir. Bid'at sahib- 
lerine ve mulhidlere ve bunlarm yolunda olan cahil taklidcilere (Mezhebsiz) de- 
nir. Mezhebsizler ve iman hirsizlan olan zmdiklar, (Dinde reformcu) olarak orta- 
ya cikmakdadirlar. 

Icma' delil degildir diyen kafir olmaz. Bid'at sahibi olur. Hariciler, si'iler, veh- 
habiler boyledir. Bunlarm icma'a muhalif sozleri kiifr olmaz. Fekat, kiifre sebeb 
olan diger inamslarmdan dolayi kafir olurlar. 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" vitr nemazim anlatirken diyor ki, (Vitr 
nemazinm ashni, ya'ni ibadet oldugunu inkar eden kafir olur. Eger delilini te'vil 
ederek veya delilinde siibhe ederek inkar ederse, kafir olmaz. [Bid'at ehlinden olur.] 
Biitiin vacibler ve siinnetler de boyledir. Ciinki, vitr nemazi dinde zaruri olarak bi- 
linen bir ibadetdir ve boyle oldugu (icma'-i iimmet) ile sabitdir. icma'-i iimmet ile 
bildirilmis olan zaruri ibadete te'vilsiz olarak inanmamak, hanefi alimlerine gore, 
kiifr olur. Dinden oldugu zaruri olarak bilinmek demek, dinden oldugunu cahil- 
lerin de bildigi din bilgileri demekdir. Bes vakt nemazin farz olduguna inanmak 
boyledir. Yalniz alimlerin bildigi din bilgilerini inkar eden, kafir olmaz. Ceddenin 
[biiyiik annenin] mirasm altida birini alacagini inkar etmek boyledir). 

Ibni Melek, (Menar) serhinde diyor ki, (icma') birlesmek demekdir. Bir asrda 
bulunan miictehidlerin bir isin hiikmiinde birlesmeleridir. Bu is, soz veya fi'l ola- 
bilir. Ictihad lazim olmiyan seylerde, bir asrda bulunan muslimanlarm hepsinin bir- 
lesmeleri lazim olur. Birlesmek, aym sozii soylemek veya aym isi yapmakdir. Bir 
asrda bulunan miictehidlerin bir kismi soyler veya yapar, digerleri isitince susar- 
lar, red etmezlerse, hanefi mezhebinde, yine icma' olur. Safi'ide, buna icma' den- 
mez. ictihad islerinde icma' sahibi olmak icin, muctehid olmak lazimdir. Kur'an-i 
kerimin ve nemaz rek'atlannin ve zekat mikdannm ve ekmegi odiinc almanm ve 

-473- 



hamama gitmenin bizlere nakl edilmesi gibi, ictihada liizum olmiyan seylerin ic- 
ma'inda miictehid olmak lazim degildir. Bu gibi seylerde, miictehid olmiyanlarm 
icma'lan da mu'teberdir. Fekat, bid'at sahibi ve fasik olmamalan lazimdir. [Bu- 
nun icin, si'ilerin ve vehhabilerin kitablarmda yazili bozuk seyler icma' olamaz. Ha- 
131, haram ve farzlar icin delil olamaz.] Eshab-i kiramdan ve Ehl-i beyt evladlarm- 
dan olmalan da sart degildir. Medine ehalisinden olmalan da sart degildir. Alim- 
lerin coguna gore, selefin ihtilaf etdigi bir mes'elede, sonra gelen alimlerin icma' 
yapmalan caizdir. Bir miictehid hilaf ederse, icma' hasil olmaz. Haber-i vahid ile 
bildirilmis olan hadis-i serifde ve miictehidin kiyas etmesi ile bulunan hiikmde ic- 
ma' olur. Ayet-i kerimeden ve meshur olan hadisden acikca anlasilan hiikmde ic- 
ma' olmaz. Bunlann kendileri zaten delildir. Selef-i salihinin, ya'niEshab-i kira- 
min "radiyallahii teala anhiim ecma'in", bizlere, her asrm icma'i ile gelmis olan ic- 
ma'lan mutevatir hadis gibidir. Ya'ni, Eshab-i kiramm boyle icma'lanni ogrenme- 
miz ve amel etmemiz lazimdir. Kur'an-i kerimin Allah kelami oldugu, nemazin ve 
orucun, zekatm farz olduklan boyledir. Bir salih kimsenin bildirdigi icma'lan ise, 
haber-i vahid ile bildirilmis olan hadis-i serifler gibidir. Bunlar ile yalmz amel et- 
mek vacib olup, ilm [ve iman] vacib degildir. Ogle nemazindan evvel dort rek'at 
siinnet kilmak boyledir. 

icma'm dereceleri vardir. Eshab-i kiramm "radiyallahii teala anhiim ecma'in", 
acikca ve her asrm icma'i ile haber verilmis olan icma'lan, ayet-i kerime ve mu- 
tevatir olan hadis-i serif gibi kuvvetlidir. inkar eden kafir olur. Eshab-i kiramdan 
ba'zismin icma' edip, digerlerinin siikut etdikleri icma' da, kat'i delil ise de, inkar 
eden kafir olmaz. icma'm iiciincii derecesi, Eshab-i kiramm ihtilaf etmedikleri bir 
hiikmde, sonraki asrlarm icma'landir. Bunlar, meshur olan haber gibidir. Bundan 
sonra, Eshab-i kiramm ihtilaf etdikleri bir hiikmde, sonra gelenlerde hasil olan ic- 
ma' olup, haber-i vahid ile bildirilen hadis-i serif gibidir. Bununla amel vacib 
olup, iman vacib degildir. Bir asrda bulunan muslimanlar, bir mes'elede ihtilaf edin- 
ce, sonra gelenlerin, bu ihtilafh sozlerden birine uymayan hiikmleri batil olur. Bu 
sozlerden baska bir soz soylemeleri caiz olmaz. 

(Kiyas), birseyi baska seye benzetmek demekdir. Fikhda, hukmii nassdan an- 
lasilamiyan birseyin hiikmunii, bu seye benziyen baska seyin hiikmiinden anlamak 
demekdir. Kiyasin delil oldugu aklen ve naklen bilinmekdedir. (Ey ilm sahibleri! 
I'tibar ediniz!) ayet-i kerimesi, (Bilmediklerinizi, bildiklerinize kiyas ediniz!) de- 
mekdir. Ciinki, i'tibar, benzetmek demekdir. Mu'az "radiyallahii teala anh", Ye- 
mene gidince, ictihad edecegini bildirdigi zeman, Resulullahin "sallallahii aleyhi 
ve sellem" razi olup hamd etmesi, kiyasm huccet oldugunu gostermekdedir. Kiya- 
sin sartlan, rtiknii, hukmii ve def'i vardir. Miictehidin bunlan haiz olmasi lazim- 
dir. (Menar) serhinden terceme temam oldu. 

Se'adet istersen eger, ey civan, 
sanl islamiyyete, yavrum her zeman. 

Farz ve vacib, sunnetu mendubunu, 
emr-i bilma'rufunu, mecmu'unu. 

Dainta icra edip, terk eyleme, 

bu kiicukdur, bu biiyiikdur soyleme. 

Hem mekruh ve haramdan kacmmak gerek, 
heie kui hakkma cok dikkat gerek. 

Ehl-i siinnet oiandan ogren heman, 
amil ol ilminle, fevt etme zeman. 



-ATA- 



18 — SEFA'AT, OLULERE YARDIM 

Siial: Ziimer suresinin, otuzuncu ayetiyle sarahaten, Peygamberimizin "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" oldtigii belli iken, hala kabr ziyareti ile oliilerden sefa'at is- 
temek olur mu? (Biitiin sefa'atler Allahin izni iledir) ve (Ona, ancak Onun izn ver- 
digi kimse sefa'at eder) ve (Sefa'at edicilerin sefa'ati onlara faide vermez) ayet- 
lerini okudugumuz halde (Sefa'at ya Resulallah!) lafzi, sirkin en cirkini degil mi- 
dir? 

Cevab: Yukanda bildirilen ayet-i kerimeler, sefa'at olmadigmi gostermek soy- 
le dursun, sefa'at yapilacagmi gostermekdedir. Arabibilen bir kimse, Kur'an-i ke- 
rimden ma'na cikarmaga kalkisirsa, boyle yanlis ve hatta ters ma'na cikarrp, dog- 
ru yoldan kayar. Dininin, lmamnm sarsildigmi, belki de, kiifre bulasdigmi anlamaz 
da, kendini dogru musliman sanir ve dogru miislimanlara leke siirmege cabalar. 
Arabi dilini iyi bilmekle, Kur'an-i kerimin ma'nasi anlasilabilseydi, Beyrutdaki arab 
hiristiyanlarm, Kur'an-i kerimi herkesden daha iyi anlamalan icab ederdi. Halbu- 
ki bunlar, Kur'an-i kerimden hipbirsey anhyamamis, iman serefine bile kavusama- 
mislardir. 

Kur'an-i kerimin ma'nasim anhyabilmek icin, ilm-i liigat, ilm-i metn-i liigat, 
ilm-i bedf, ilm-i beyan, ilm-i me'ani, ilm-i belagat, ilm-i iisul-i tefsir gibi cesidli ilm- 
leri iyi ogrenmek, sarf, nahv, mantik gibi alet olan bilgilerde derinlesmek, ayet-i 
kerimelerin ma'na-yi zahirisi, ma'na-yi zimnisi, ma'na-yi muradisi, ma'na-yi ilti- 
zamisini ve her ayet-i kerimenin, ne zeman, ne sebeble ve kimler icin nazil oldu- 
gunu, ayet-i kerimelerin hangi hadis-i seriflerle ve nasil aciklandigini iyi bilmek 
lazimdir. Ancak, boyle bir islam alimi Kur'an-i kerimi tefsir edebilir. Ya'ni, ke- 
lam-i ilahiden murad-i ilahiyi anhyabilir. Boyle bilgisi olmiyanlarm, Kur'an-i 
kerimden ma'na cikarmaga kalkismasi, ilk mekteb talebesinin tiniversite kitabi oku- 
masma, kimya deneyleri yapmaga kalkismasma benzer. Boyle nice zevallmm, 
deneylerde kurban gitdiklerini gazetelerde cok okuduk. Bu ilmleri bilmiyenler, 
mevcud ve mu'teber tefsirlere bas vurmali, ilm sahiblerinin anlayip yazdigi ma'na- 
lan, tefsirlerden anlamaga cahsmalidir. Tefsir okuyabilmek ve anhyabilmek icin 
de, arabiyi ve alet ilmlerini iyi bilmek lazimdir. Bizim gibi, bu ilmleri hie bilmiyen- 
ler, tefsirden de birsey anhyamayiz. Lise ve bir fakiilte diplomasi almis bulundu- 
gumuza giivenerek, cahil oldugumuz tefsir ilmine dalmaga kalkisirsak, aldamr, he- 
lak oluruz. Yiizme bilmiyen bir diplomalmm denizde acilmasi gibi, cahilce, ahmak- 
ca davranmis oluruz. 

Yukanda sayih ilmlerde miitehassis olan, islam diinyasinda asrlardan beri par- 
makla gosterilen biiyiik tefsir alimleri, (Alimler, Peygamberlerin varisleridir) ha- 
dis-i serifi ile medh olunan islam dininin yiiksek bilginleri, yukandaki siialde bu- 
lunan ayet-i kerimelere, siial sahibinin anladigi gibi ma'na vermediler. Derin ilm- 
leri ve keskin goriisleri ile, dogru ma'nalarim anladilar. Murad-i ilahinin hie de 6y- 
le olmadigmi bildirdiler. 

Tefsir alimlerinin baslarmm taci, bu ilmin miitehassislarmm (istadi olan Kadi 
Beydavi hazretleri, diinyaca tanman ve islam dininin temel direklerinden biri 
olan tefsirinde, birinci ayet-i kerimeye soyle ma'na vermekdedir: 

Ziimer suresi, otuzuncu ayet-i kerimesinde mealen, (Sen oleceksin. O kafirler 
de olecekler. Sonra, kiyamet giinii, Rabbinizin huzurunda hesablasacaksimz. Se- 
nin hakh oldugun, miisriklerin, batd, bozuk oldugu meydana cikacak) buyuruldu. 
(Tefsir-i Hiiseyni)de ve (Mevakib) tefsirinde, (Mekke kafirleri, Muhammed "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" olecek, ondan kurtulacagiz diyorlardi. Allahii teala da, 
evet, sen oleceksin. Fekat, o miisrikler de, elbette olecekler. Kendileri elbet ole- 
cek olan kimselerin, baskasimn oluiiiiinu beklemeleri, acik bir cahillikdir) diyor. 
Bu ayet-i kerime, kafirlerin yanlis yolda olduklarim bildirmek icin geldi. Yoksa, 

-475- 



Resulullah "sallallahti teala aleyhi ve sellem" oldiikden sonra, duymaz, ruhsuz top- 
rak olur gibi birsey bildirmedigi gibi, bununla bir ilgisi bile yokdur. Olmek, diin- 
ya hayatmdan aynlmak demekdir. Bundan, kabr hayatmm yok olmasi, ruhun da 
olmesi anlasilmaz. 

Ziimer suresinin kirkdordiincii ayet-i kerimesine gelince, (Kureys kafirleri, 
putlann kendilerine sefa'at edeceklerini soyliiyor. Onlara soyle ki, Allahii teala- 
nin izni olmadan, hie kimse sefa'at edemez) olarak tefsir edilmekdedir. Putlann, 
heykellerin sefa'at edemiyeceklerini bildiren ayet-i kerimeyi, Resulullah sefa'at 
edemez diye aciklamak cok yanhsdir. Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" se- 
fa'at etmesi icin izn verilecek. O da, diledigi mti'minlere sefa'at edecekdir. Beka- 
ra suresindeki Ayet-el Kiirsmin tefsiri de, boyle oldugunu bildirmekdedir. 

Miiddessir suresinin kirksekizinci ayet-i kerfmesi de, (Sefa'at etmelerine izn ve- 
rilenler, kafirlere sefa'at ederlerse, sefa'atleri onlara faide vermez) demekdedir. 
Boyle oldugunu bildiren hadis-i serifler, (Tefsir-i Mazheri)de yazihdir. 

Goriiliiyor ki, ayet-i kerimelerin hepsi, sefa'at etmek icin, mti'minlere yardim 
etmek icin izn verilecegini, kafirlere sefa'at edilmiyecegini bildirmekdedir. Resu- 
lullahm mii'minlere sefa'at edecegini bildiren cesidli hadis-i serifler vardir: 

Hatib-i Bagdadinin bildirdigi hadis-i serifde, (Ummetimden, Ehl-i beytimi se- 
venlere sefa'at edecegini) buyurulmakdadir. Sevmek, yalmz lafla olmaz! 

imam-i Ahmedin "rahmetullahi aleyh" (Miisned) kitabmda bildirilen hadis-i se- 
rifde, (Ummetimden, biiyiik giinah isliyenlere sefa'at edecegim) buyurulmakdadir. 

Deylemi "rahmetullahi aleyh" (Miisned) inde bildirilen hadis-i serifde, (Esha- 
bima dil uzatanlardan baska, herkese sefa'at edebilirim) buyurulmakdadir. 

Yine Deyleminin bildirdigi hadis-i serifde, (Ummetimden, nefsine zulm eden- 
lere, nefslerine aldananlara sefa'at edecegim) buyurulmakdadir. 

Hatib-i Bagdadinin "rahmetullahi teala aleyh" bildirdigi hadis-i serifde, (Um- 
metimden, giinahlari cok olanlara sefa'at edecegim) buyurulmakdadir. 

Ibni Ebi Seybenin bildirdigi hadis-i serifde, (Kiyamet giinii, mezardan once ci- 
kan ben olacagim ve en once sefa'at eden ben olacagim) buyurulmakdadir. 

Imam-i Miislimin "rahmetullahi teala aleyh" bildirdigi hadis-i serifde, (Kiyamet 
giinii, en once ben sefa'at edecegim) buyurulmakdadir. 

($ir'at-ul-islam) serhi, yirmisekizinci sahifesindeki hadis-i serifde, (Sefa'atime 
inanmiyan, ona kavusamaz) buyuruldu. 

Ahmed ibni Kemal efendinin "rahmetullahi teala aleyh" kirk hadisinin sekizin- 
ci hadis-i serifinde, (Siinnetimi elinden kaciran kimseye sefa'atim haram oldu) bu- 
yurulmakdadir. Ya'ni, dogusda malik oldugu imamni birakana, miisliman olmiya- 
na sefa'at etmem buyuruldu. 

(Taberani), (ibni Adi), (Dare kutni), (Beyheki) kitablarmda bildirilen hadis-i 
serifde, (Kabrimi ziyaret eden kimseye sefa'at etmek bana vacib oldu) buyurulmak- 
dadir. 

Taberaninin "rahmetullahi teala aleyh" bildirdigi hadis-i serifde, (Kabrimi zi- 
yaret edenin sefa'atcisiyim) buyuruldu. Bu iki hadis-i serif, Resulullahin kabr-i se- 
rifini ziyaret etmenin lazim oldugunu gostermekdedir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin cesid cesid sefa'at edece- 
gini bildiren daha nice hadis-i serifler vardir. (Milel-nihal) kitabi, altmisyedinci sa- 
hifesinde diyor ki, (Resulullahin sefa'at edecegine ve kiramen katibin melekleri- 
ne ve Cennetdeki rii'yete inanmiyan kimsenin arkasinda nemaz kilinmiyacagi 
(Hiilasa)da yazihdir). Bunun icin vehhabiimam arkasinda nemaz kilmamahdir. 

Ehl-i siinnet alimleri bildiriyor ki, kiyamet giinii, her Peygamber sefa'at edecek- 
dir. Sonra alimler, sonra sehidler, sonra salihler, sonra Kur'an-i kerimi tecvid ile, 

-476- 



teganni etmeden ve Allah nzasi icin okuyan hafizlar, kiiciik cocuklar sefa'at ede- 
cekdir. Boyle oldugunu bildiren hadis-i serifler (Kurtubi tezkiresi) muhtasannda 
ve (Birgivi vasryyetnamesi)nde yazihdir. Cocuklarm cenaze nemazim kilarken, (Ya 
Rabbi! Bu cocugu sefa'atci eyle!) diye okunacagi, biitiin fikh kitablannda yazih- 
dir. 

Kiyamet giinii, iyilerin, giinahh olanlara sefa'at edeceklerini bildiren hadis-i 
serifler o kadar cokdur ki, bunlar karsisinda inanmiyanm, ya cok cahil veya islami 
yikmak icin ugrasan zmdiklara aldanrms bir zevalh oldugu dusiiniilebilir. Bunun icin, 
yukandaki siiali soranm, sefa'ate inanmadigmi degil de, kabr ziyaretinin ve olmiis 
bir kimseden birsey istemenin caiz olmadigim bildirmek istedigini samyoruz. 

Bugun ba'zi kimseler, Evliya ziyareti ve meyyitden birsey istemek sirkdir diyor- 
lar. Bir Vehyi ziyaret edenlere, Resulullahdan sefa'at istiyenlere kafir, ya'ni miis- 
liman degil diyorlar. Ehl-i siinnet alimleri, meyyit ile tevessiiliin caiz oldugunu, ke- 
lam ve fikh kitablannda, cesidli dehllerle isbat etmekdedirler. (Diirr-iil-muh- 
tar)da, cenaze nemazim anlatdikdan sonra, (Kabrleri ziyaret etmenizi yasak ey- 
leinistliiii. Bundan sonra, kabrleri ziyaret ediniz!) hadis-i serifini bildirmekdedir. 
Bu hadis-i serifde, kabr ziyareti emr edilmekdedir. ibni Abidin bunu aciklarken 
buyuruyor ki, (Mevta, Cum'a giinii ve bir gun once ve bir gun sonra kendini ziya- 
ret edenleri tanir. Muhammed Vasi' boyle bildirmekde ve Cum'a guniinun, bas- 
ka giinlerden iistiin oldugu buradan da anlasihyor demekdedir. ibni Ebi Seybe, Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin Uhud sehidlerinin kabrlerini her 
sene ziyaret etdigini ve onlara, (Esselamii aleykiim) dedigini haber verdi. Uzak- 
da durarak da ziyaret mendubdur.) ibni Hacer, fetvalannda, (Haram olan seyler 
bulunsa da, mesela erkekler arasma kadinlar karissa da, Evliyanin mezarlanni zi- 
yareti terk etmemelidir) diyor. Ciinki bir kimse, baskasmm yapdigi giinah icin iba- 
detini terk etmez. Cenaze tasimak da, bu sebeble terk edilmez. Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem", Eshabmin "ridvanullahi teala aleyhim ecma'in" mezarla- 
nni ziyaret icin Baki' kabristanma gider, ayakda, onlara (Esselamii aleykiim) 
derdi. Kabrin ayak ucunda durmak iyidir. Bas tarafmda durmak da caizdir. Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bir mezann bas tarafmda Bekara suresinin bir 
kismim okuyup, geri kalanim ayak ucunda okudu. Hadis-i serifde buyuruldu ki, 
(Kabristana giren kimse, Yasfn suresini okusa, o giin meyyitlerin azablari hafifler. 
Meyyitlerin sayisi kadar, ona da sevab verilir). Bir hadis-i serifde de, (Onbir ihlas 
okuyup, sevabi oliilere gonderilirse, mevtalann sayisinca ona da sevab verilir) bu- 
yuruldu. 

(Hidaye) fikh kitabmda diyor ki, (Bir kimsenin, nemaz, oruc ve sadaka gibi bii- 
tiin ibadetlerinin sevabmi baskasina hediyye etmesi caizdir). ibni Abidin, cenaze 
nemazi sonunda diyor ki, [(Tatarhaniyye) kitabmda, zekati anlatirken diyor ki, (Na- 
file sadaka veren kimsenin, sevabmm biitiin mii'minlere verilmesi icin niyyet et- 
mesi cok iyi olur. Kendi sevabindan hie azalmadan, biitiin mii'minlere de sevabi 
erisir. Ehl-i siinnet vel-cema'at mezhebi boyledir). Hanefi ve Hanbelimezheble- 
rine gore, nemaz ve Kur'an-i kerim okumak gibi yalmz beden ile yapilan ibadet- 
lerin sevabi da, boyle hediyye edilebilir. Mu'tezile mezhebi, hicbiri hediyye edi- 
lemez dedi. Safi'i alimlerinin sonra gelenleri "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in", Kur'an-i kerimin ve nemazm da meyyite faide verecegini bildirdiler. Cun- 
ki, Kur'an-i kerim okunan yere, rahmet ve bereket iner. Bu zeman yapilan dtianm 
kabul olmasi cok umulur. Farz ve nafile ibadetlerin sevabi, oliilere ve dirilere gon- 
derilebilir. Ibadeti yaparken, sevabmi baskasina niyyet etmek caiz oldugu gibi, iba- 
deti kendi icin yapip, sonra sevabmi baskasina hediyye etmek de caizdir. Sevab, 
hediyye edilenlere taksim edilmeksizin, her birine biitiinii kadar erisir. Her cesid 
ibadetin sevabi, Resulullahm mubarek ruhuna da gonderilebilir. Abdiillah ibni 
Omer "radiyallahii anhiima", Resulullah icin omre yapardi. Halbuki, bunu vasiy- 

-477- 



yet etmemisdi. Ibnis-Serrac, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" icin onbin- 
den fazla hatm okumusdu. Mubarek ruhu icin kurban kesmisdi. Bu hediyyelerle 
derecesi ve serefi artar denildi]. 

Abdiilhak-i Dehlevi hazretleri, farisi (Medaric-iin-niibiivve) kitabmda, ikinci cild, 
yiizotuzikinci sahifede diyor ki: (Bedr gazasinda, dokuzyiizii asan kafir ordusun- 
dan, yetmisi oldiiriilmiisdu. Bunlardan yirmidordii, bir les cukuruna atildi. Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" uc gun sonra cukur basina geldi. Birkacmin is- 
mini sayarak, (Rabbinizin ve Onun Resuliiniin bildirdikleri azablara kavusdunuz 
mu? Ben, Rabbimin va'd etdigi zafere kavusdum) buyurdu. Omer "radiyallahii anh" 
bunu isitince: (Ya Resulallah! Cansiz oliilere neden soyliiyorsun?) dedi. (Sozle- 
rimi siz onlardan daha iyi i^itici degilsiniz! Fekat onlar cevab veremez) buyurdu. 
Bu hadis-i serif, hadis alimlerinin sozbirligi ile bildirilmekdedir. Bu hadis-i serif, 
oliilerin diriler gibi isitdigini, fekat cevab veremediklerini gosteriyor. (Miislim-i se- 
rif)de bildirilen bir hadis-i serifde de: (Defnden sonra cema'at dagdirken, tilii, bun- 
lann ayak sesini isitir) buyuruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Bakf 
kabristamm ziyaret ederken, oradaki meyyitlere selam verir, onlara soylerdi. 
Isitmiyen, anlamiyan kimseye birsey soylenir mi? Hatta sacma soz olur. 

Siial: Meyyitin, ayak seslerini isitmesi, siial meleklerine cevab verinciye kadar 
isitecegini gosteriyor. Bundan her zeman isitecegi anlasihr mi? 

Cevab: Hadis-i serifde, siiallere cevab verinciye kadar isitir denilmiyor. Siiali isit- 
mesi ve cevab vermesi icin, meyyit sonra ayrica diriltilecekdir. 

Siial: Meyyit, yalmz Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" sozlerini isi- 
tir. Bu ise, bir mu'cizedir. Herkesin soziinii isitir demek nasil dogru olur? 

Cevab: Hadis-i serifde acikca bildirilen birseyi sinirlamak icin veya baska diir- 
lii anlatmak icin, bu seyin, acikca bildirildigi gibi olamiyacagini isbat etmek lazim- 
dir. Allahii teala, oliiye, kulaksiz, sinirsiz, bizim bilmedigimiz bir suretle isitdire- 
bilir. 

Siial: Fatir suresinin yirmiikinci ayetinde mealen, (Sen oliiye isitdiremezsin. Sen 
kabrde olana duyurucu degilsin!) buyuruluyor. Bu ayet-i kerime karsismda, o ha- 
dis-i serif nasil dogru olabilir? Hazret-i Omere "radiyallahii teala anh" verilen ce- 
vabda, (Daha iyi bilici) denilmis, bizlere ise, yanhshkla (Daha iyi isitici) seklinde 
gelmis olabilir. Ciinki, oltiler, ahiret islerini, dirilerden elbette daha iyi bilirler. 

Cevab: Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" gibi cok saglam bir zatm bildir- 
digi bir hadis-i serifde yanhslik olabilecegini, hicbir miisliman diisiinemez. Bu 
ayet-i kerimede mealen, (Oliilere sen isitdiremezsin. Senin sesini, Allahii teala isit- 
dirir) buyuruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Mekke kafirlerinin 
iman etmeleri icin ugrasiyordu. inanmadiklan icin iiziiliiyordu. Bu ayet-i kerime 
o zeman gelmisdi. Oliilere isitdiremezsin demek, olii kalbleri, ya'nikafirleri ima- 
na kavusduramazsm demekdir. Kafirlerin bedenleri kabre, kalbleri de oliiye ben- 
zetilmekdedir. Hadis-i serifler ve din biiyiiklerinin kitablan, oliilerin isitdiklerini 
ve anladiklarmi gosteriyor. Bu haberleri bozan baska bir haber bildirilmedi.) 
(Kiyamet ve Ahiret) kitabmm (Miislimana Nasihat) kismmi okuyunuz! 

Enfal suresinin onyedinci ayetinde mealen, (Kafirlere atdigini sen atmadin, on- 
lan Allahii teala atdi) buyuruldu. Bu ayet-i kerimeyi yanhs anhyarak, insamn yap- 
digi seyleri, insan yapmiyor demek, insandan birsey istemenin caiz olmiyacagim 
sanmak yanhsdir. Boyle olsaydi, agac meyve verdi, yemek beni doyurdu, ilac ag- 
nyi durdurdu, tas cami kirdi gibi soz yanhs ve giinah olurdu. Halbuki, boyle soz- 
leri kendileri de soylemekdedir. Bu sozler (Bu sey, bu isin yapilmasma sebeb ol- 
du, vasita oldu) demekdir. Mesela, tas cami kirmaga sebeb oldu demekdir. Her- 
seyi yapan, yaratan, yalmz Allahii tealadir. Allahii tealadan baska yaratici yokdur. 
Insan birseyi yaratdi demek sirk olur. Cok cirkin soz olur. Fekat Allahii teala, cok 

-478- 



seyleri yaratmasina, insanlan ve mahluklan sebeb kilmisdir. Adeti boyledir. 

Bu ayet-i kerimeyi Kadi Beydavi "rahmetullahi teala aleyh" soyle tefsfr ediyor: 
(Ya Muhammed "aleyhisselam"! Kafirlere atdigm o bir avuc topragi, onlarm 
gozlerine sen gotiirmedin. Allahii teala gozlerine gotiirdii. Yahud Uhud gazasin- 
da, Ubeyy ibni Halefe atdigm sunguyii o kafire sen atmadm. Allahii teala atdi). (Hii- 
seyni) ve (Mazheri) tefsirlerinde diyor ki, (Kesb etmeleri, istemeleri ve sebeb ol- 
malari bakimmdan, isleri insan yapdi denir. Yaratmasi bakimmdan da, Allah 
yapdi denir. Allahii teala, (Daviid, Calutu oldiirdii) buyuruyor. Halbuki, Mu- 
hammed aleyhisselama, (Sen atmadin, ben atdim) buyuruyor. Boylece, Muham- 
med aleyhisselamm derecesinin yiiksek oldugunu bildiriyor). 

Nisa suresinin yetmissekizinci ayetinde mealen, (Ey insan! Sana gelen her iyi- 
lik, Allahii tealamn ihsani olarak, ni'meti olarak gelmekdedir. Her derd ve bela 
da, kotiiliiklerine karsihk olarak gelmekdedir. Hepsini yaratan, gonderen Allahii 
tealadir) buyuruldu. [Allahii teala, derdleri, belalan, giinahlara ceza olarak, azab 
olarak gondermiyor. Giinahlann afv edilmeleri icin, ihsan olarak gonderiyor. 
Ikinci kism, 25. ci maddeye bakmiz!] Goriiltiyor ki, Allahii teala, cok seyi sebeb- 
lerle yaratmakdadir. Sebeblere yapismak, sebeblerden beklemek, istemek, Onun 
adetine uymak, Ondan beklemek, Ondan istemek olur. Peygamberden "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" sefa'at istemek de, tabibden ilac istemek, bulutdan yag- 
mur beklemek gibidir. Boyle sebeblere yapismak, Allahii tealaya sirk olmaz. 
Onun adetine uymak, Ona ita'at etmek olur. (Bana ita'at etmek isteyen, Resulii- 
me ita'at etsin!) mealindeki ayet-i kerime meshurdur. 

Mu'tezile firkasi, sefa'at edilecegine inanmadi. (Email) kasidesinin (Daglar 
gibi giinahlan olanlara, iyiler sefa'at edecekdir) beyti, sefa'at olacagmi bildir- 
mekdedir. Bu kasidenin (Nuhbet-iil-leali) ismindeki serhi istanbulda nesr edilmis- 
dir. 

Sarta bagli olarak Evliyaya adak yapmak da, kendini, giinahi cok, diia etmege 
yiizii yok bilerek, mubarek birini vesile edip, Allahii tealaya yalvarmak demekdir. 
Mesela (Hastam iyi olursa veya su isim hasil olursa, sevabi (Seyyidet Neffse) haz- 
retlerine olmak iizere, Allah icin, iic Yasin okumak veya bir koyun kesmek nez- 
rim olsun) deyince, bu dilegin kabiil oldugu cok tecribe edilmisdir. Burada, Alla- 
hii teala icin Kur'an-i kerim okunup veya koyun kesip, sevabi seyyidet Nefise haz- 
retlerine bagislanmakda, onun sefa'ati ile, Allahii teala, hastaya sifa vermekde, ka- 
zayi, belayi gidermekdedir. Koyunu mezar basinda kesmek haramdir. Hicbir me- 
zarin yanmda kesmemelidir. Puta tapanlarm put yamnda kesmelerine benzeme- 
melidir. ibni Abidin, nafile nemazlan adak yaparak kilmagi anlatirken bildirdigi 
hadis-i serife gore, bir dilek icin adak edilen bir ibadet, o dilegi hasil etmez. Bu iba- 
det, o dilegin hasil olmasi icin yapilmaz. Allahii teala, o ibadetden dolayi veya sev- 
digi bir kuluna yapilan bir iyilikden dolayi, merhamet ederek, o dilegi kabiil ve ih- 
san etmekdedir. 

(Serh-i mekasid)da diyor ki: (Eski yunan felsefecilerine gore, esyayi tammak icin, 
bunlann goriintiilerinin, his organlan iizerinde hasil olmasi lazimdir. insan oliip, 
ruh bedenden aynhnca, his organlan cahsmiyor ve ciiriiyiip yok oluyor. Esyayi ta- 
mmak imkansiz oluyor. Birseyin hasil olmasi icin lazim olan sart yok olunca, o sey 
de hasil olmaz diyorlar. Onlara deriz ki, esyayi tammak icin, his organlan sart de- 
gildir. Ciinki, esyamn tamnmalan, hisde de, ruhda da, onlarm suretlerinin, goriin- 
tiilerinin hasil olmasi ile degildir. Bundan baska, goriintii, his organlannda hasil 
olmaksizm, dogruca ruhda hasil olamaz demek, mesnedsiz, kuru bir iddi'a olur. is- 
lam inancma gore, ruhda, bedenden aynldikdan sonra, yeni bir anlayis, dirilerin 
hallerini ve bilhassa diinyada iken tanimis olduklan kimselerin hallerini anla- 
mak kuvveti hasil olmakdadir. Bundan dolayi Velilerin "kaddesallahii teala esra- 
rehiimiiraziz" kabrlerini ziyaret etmek ve onlarm mubarek riihlanndan istigase 

-479- 



etmek, ya'ni yardim dilemek ile, iyiliklere kavusulmakda ve zararlardan kurtul- 
mak nasib olmakdadir. 

Ruhun, bedenden aynldikdan sonra, bedenle ve bedenin bulundugu toprakla 
alakasi, ilgisi vardir. Bir kimse, bu topragi ziyaret eder ve Velinin ruhuna tevec- 
ciih ederse, ikisinin ruhlari bulusurlar ve birbirlerinden faidelenirler). 

(Tefsir-i kebir)de diyor ki: (Insanm ruhu, bedenden aynlip, diinya ilgisinden kur- 
tulunca, melekler alemine, kudsi makamlara gider. O aleme mahsus kuvvetler ken- 
dinde hasil olur. Bircok seyler yapabilirler. Insan hocasim rii'yada goriip, bilme- 
diklerini sorup ogreniyor). Fahriiddin-i Razi (El-metalib-iil-aliyye) kitabmm on- 
sekizinci fashnda da buyuruyor ki: (Ruhu olgun, nefsi pak ve te'siri kuvvetli bir Ve- 
lmin kabri yanma gidip, bir zeman durulur ve o toprakdaki Veil dusiiniiliir ise, ru- 
hu o topraga baglanir. Meyyitin ruhu da, bu topraga bagh oldugu icin gelen insa- 
nm ruhu ile Velinin ruhu bulusmus olurlar. Bu iki ruh, karsilikh iki ayna gibi olur. 
Herbirinde olan me'arif, kemalat, otekine aks eder, yansir. ikisi de cok faidelenir). 
Alaiiddm-i Attar "rahmetullahi teala aleyh" hazretleri buyurdu ki: (Mesayihm 
kabrlerini ziyaret edene, onlari anladigi ve baglandigi mikdarca faide hasil olur. 
Onlarm kabrlerinden, cok faide ahnir. Fekat, ruhlarma baglanmak, [ya'ni rabita 
yapmak] daha faidelidir. Ciinki, uzak ve yakin olmanin bunda bir te'siri yokdur). 
Uciincii kism, altmismci maddeyi okuyunuz! 

19 — IKINCi CILD, 60. ci MEKTUB 

Bu mektiib, Muhammed Takiye yazilmisdir. Fudul islerden vazgecip, zarurf la- 
zim olanlan yapmak laziin oldugu bildirilmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, sevdigi kullarma selam olsun! 
Kiymetli mektubunuzu okumakla sereflendim. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddikin "ra- 
diyallahii teala anh" hilafetinin dogru oldugunu ve asrlarm en iyisi olan birinci as- 
rin iyi insanlarmm sozbirligi ile halife secildigini bildiren vesikalan ve senedleri 
toplayip yazmissimz. Bunun gibi, (Hulefa-i rasidin) adi verilmis olan dort halife- 
nin ustunluklerinin, halifelik siralarma gore oldugunu ve insanlarm en ustiinii olan 
Muhammed aleyhisselamin yetisdirmis oldugu Eshab-i kiramm birbiri ile olan an- 
lasmazhklarma ve muharebelerine kansmamamiz, susmamiz lazim oldugunu gos- 
teren yazilarmiz, bizi cok sevindirdi. imamlar, halifeler icin boyle inanmak yeti- 
sir. (Ehl-i siinnet vel-cema'at) alimleri de boyle bildirmekdedir. Allahii teala, bu 
alimlerin cahsmalarma bol bol miikafat versin! 

Merhametli kardesim! imamhk, ya'ni halifelik bilgisi, dinimizin liizumlu [zaru- 
ri] bilgilerinden degildir. Ya'ni (Usul-i din) den degildir. (Fiiru'-i din)dendir. Za- 
rurilazim olan, ya'ni (Zaruriyyat-i din) baskadir. Onlar, (i'tikad) ve (Amel) bil- 
gileridir. Ya'ni, herseyden once, inamlacak bilgileri ve yapilacak vazifeleri ogren- 
mek lazimdir. Zaruri bilgilerden birincisine (Kelam ilmi), ikincisine (Fikh ilmi) de- 
nir. Zaruri lazim olanlan birakip, (Fudul)lerle ugrasmak, kiymetli omrii, faidesiz 
seylere hare etmek olur. Hadis-i serifde, (Allahii tealamn, bir kulunu sevmeme- 
sinin alameti, onun ma-la-ya'ni ile vakt gecirmesidir) buyuruldu. Halifelerle ug- 
rasmak, zaruriyyat-i dinden ve usul-i dinden olsaydi, Allahii teala, Resulullahin ve- 
fatindan sonra kimin halife olacagmi Kur'an-i kerimde acik olarak bildirirdi. 
Peygamberimiz "aleyhi ve ala alihissalevatii vetteslimat" da, belli birinin halife ol- 
masini emr ederdi. Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde, bu ise ehemmiyyet ve- 
rilmedigi icin, halifeler iizerinde durmanm, tlsul-i dinden olmayip, fudul-i dinden 
oldugu anlasilmakdadir. Ma-la-ya'ni ile vakt gecirenler, fudul ile ugrassmlar. Za- 
ruriyyat-i dinden olan bilgiler o kadar cokdur ki, insan fudul ile ugrasmaga vakt 
bulamaz. Herseyden once, i'tikadi diizeltmek lazimdir. Peygamberimizin "aleyhi 
ve ala alihissalevatii vetteslimat" Allahii tealadan getirdigi bilgilerden zaruret ve 

-480- 



tevatiir yolu ile bizlere gelmis olanlan ogrenip inanmaliyiz! Boylece, hasra [ya'ni, 
hesab yerinde toplanmaga] ve nesre [ya'ni, hesabdan sonra, Cennete veya Cehen- 
neme dagilmaga] ve sonsuz azablara ve sevablara ve bunlar gibi bilgilerin dogru 
olduklanna ve hie subhe olmadigina inanmak lazimdir. Bunlara i'tikad olmazsa, 
kiyametde kurtulus olamaz. i'tikadi diizeltdikden sonra, fikh bilgilerini ogrenme- 
li ve yapmahdir. Boylece, farzlan, vacibleri, hatta siinnetleri ve miistehablan 
yapmak ve halali ve harami gozetmek ve ahkam-i islamiyye hududiiniin disina tas- 
mamak lazimdir. Ancak, boylece ahiret azablanndan kurtulmak dusunultir. i'ti- 
kad ve amel dogru oldukdan sonra, tesavvuf yoluna sira gelir. Vilayetin kemalle- 
rine kavusmak iimmidi baslar. Bu zaruri din vazifeleri yamnda, halifelik kimin hak- 
ki idi gibi seyler, liizumsuz ve faidesizdir. Ancak, bozuk ve sapik kimseler, bu sey- 
leri yanlis anlatdiklan, taskmhk yapdiklan ve insanlann en iyisinin "aleyhi ve ala 
alihissalevatii vetteslimat" Eshabma "radryallahii teala anhiim ecma'in" leke silr- 
mege kalkisdiklan icin, onlari ciiriitecek bilgileri aciklamak lazim olmusdur. Cun- 
ki, bu saglam dinde fesad, kansiklik cikmasmi onlemek, zaruriyyat-i dindendir. Ves- 
selam. 

20 — UCUNCU CILD, 36. ci MEKTUB 

Bu mektub, mir Muhammed Nu'mana "rahmetullahi teala aleyh" gonderilmis- 
dir. Kabr azabina inanmij anlarin siibhelerini gidermek icin yaziliiustlir: 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun secdigi, sevdigi kullarma selam olsun! Kabr- 
de azab yapilacagi sahih ve meshur hadisler ile, hatta Kur'an-i kerimdeki ayetler- 
le bildirilmis iken, cok kimsenin bunda subhe etdigi, hatta inanmadigi, boyle sey 
olamaz dedigi goriiliiyor. Kabre konulmamis oliileri hareketsiz ve birakildigi gi- 
bi gordiikleri icin, mezarda azab oldugunda siibhe ediyorlar. Meyyite azab yapil- 
saydi, cam yansaydi, dirilerde oldugu gibi, cirpmir, hareket ederdi diyorlar. Buna 
cevab olarak deriz ki, (Kabr hayati) veya (Alem-i berzah hayati) denilen, meyyit- 
lerin hali, diinyadaki dirilerin hayati gibi degildir. Diinyanm nizami, diizeni icin, 
buradaki hayatda, hem his ya'ni duygu, hem de irade ile hareket vardir. Berzah 
[kabr] hayatmda ise, hareket etmek lazim degildir. Hatta, berzah aleminde hare- 
ket olmamasi lazimdir. O hayatda bulunanlann, elem ve azab duymalan icin, 
yalniz his etmeleri yetisir. Goriiliiyor ki, berzah hayati, ya'ni kabr hayati, diinya 
hayatinm yarisi gibidir. Kabrde, ruhun bedene baglanmasi, diri iken olan baglan- 
masinin yarisi kadardir. iste bunun icin, gomuhnemis oliiler, berzah hayatmda ol- 
duklan icin, azabi ve elemi duyarlar ve hie hareket etmez, kipirdayamazlar. Hep 
dogru soyleyici olan (Muhbir-i sadik)m "aleyhi ve ala alihissalevatii vetteslimatii 
etemmiiha ve ekmeliiha" dogru soylemis oldugu boylece anlasilmakdadir. 

Sunu da bildirelim ve siibheleri kokiinden giderelim: Peygamberlik makami ak- 
hn ve diisiincenin dismdadir, iistiindedir. Akhn eremeyecegi, anhyamiyacagi cok 
seyler vardir ki, bunlar Peygamberlik makaminda anlasilir. Hersey akl ile anlasi- 
labilseydi, Peygamberler gonderilmezdi "salevatiillahi teala ve teslimatiihii siib- 
hanehii aleyhim ecma'in". Ahiret azablan, Peygamberler gondererek bildiril- 
mezdi. isra suresinin onbesinci ayetinde mealen, (Biz, Peygamber gondererek bil- 
dirmeden once, azab yapici degiliz) buyuruldu. Akl cok seyi anlar. Fekat, herse- 
yi anhyamaz. Anlamasi da, kusursuz, tam degildir. Cok seyleri, Peygamberler 
bildirdikden sonra anlamakdadir. Peygamberlerin gelmesi ile, insanlann ozr ve be- 
hane yapmalan onlenmisdir. Nisa suresinin ytizaltmisdorduncii ayetinde mealen, 
(Peygamberleri, miijde vermek icin ve korkutmak icin gonderdim. Boylece, insan- 
lann Allahii tealaya ozr, behane yapmalan onlendi) buyuruldu. Akl, diinya isle- 
rinde bile cok kerre yamlmakdadir. Boyle oldugunu bilmiyen yokdur. islam bil- 
gilerini, boyle bir akl ile dartmaga kalkismak dogru olamaz. islam bilgilerini akl 
ile inceleyip, akla uygun olup olmamasma bakmak, akhn hie yamlmaz olduguna 

- 481 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:31 



giivenmek olur ve Peygamberlik makamina inanmamak olur. Boyle bozuk is yap- 
makdan Allahii teala hepimizi korusun! Once, Peygambere inanmak, Allahin 
Peygamberi oldugunu tasdik etmek lazimdir. Boylece, Onun bildirdiklerinin hep- 
sinin dogru olduklan kabul edilmis olur. Seklerden, siibhelerden kurtulus nasib 
olur. Dmin temeli, Peygambere inanmakdir. Peygamberin Allah tarafmdan gon- 
derildigini, hep dogru soyledigini akhn kabul etmesidir. Akl, bu temel bilgiyi ka- 
bul edince, Peygamberin bildirdiklerinin hepsini kabul etmis olur. Peygamberin 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" Allah tarafmdan gonderildigini, Allahin bildir- 
diklerini haber verdigini kabul etmemis olan bir akla din bilgilerini birer birer inan- 
dirmak cok giic olur. Akhn Peygambere kolay inanmasi ve kalbde tam fman ha- 
sil olmasi icin en yakm yol, Allahii tealayi zikr etmekdir. Ra'd suresinin otuzun- 
cu ayetinde mealen, (iyi biliniz ki, kalbler, Allahii tealanin zikri ile itminana, ra- 
hata kavusur!) buyuruldu. Ya'ni, tam imana kavusur. Diisiinerek, akl ile olcerek, 
bu yiiksek makama kavusmak, giic, hem de cok giicdiir. 



Beyt: 



Hep akla giivenenin ayagi tahtadandir, 
Tahta olan ayaga, hie denilir mi saglamdir. 



Peygamberlerin Allah tarafmdan gonderildigi ve hep dogru soyledigini uzun 
uzun dusuniip kabul ve tasdik etdikden sonra, Onun yolunda, izinde bulunan, her- 
seyde Ona uyan bir kimse, herseyi diisiinerek yapmis ve hepsinde akla uymus olur. 
Peygamberin her soziine uymasi, akla uymak olur. insanm akh, birseyin var oldu- 
gunu anlar, kabul ederse, o seyden meydana gelen ve o seyi meydana getiren par- 
calarin da var olduklarmi anlamis, kabul etmis olur. Bu parcalarm herbirinin var 
olduklarim ayri ayn inceleyip, dusiiniip anlamasma liizum yokdur. O seyin var ol- 
dugunu inceleyip kabul etmis oldugu icin, o parcalarm hepsini de inceliyerek ka- 
bul etmis sayihr. Bizi dogru yola kavusduran Allahii tealaya hamd olsun! O, bize 
dogru yolu gostermeseydi, hicbirimiz dogru yola kavusamazdik. Peygamberlerin 
"aleyhimiissalevatu vetteslimat" hepsi, Allah tarafmdan gonderilmisdir. Hepsinin 
hep dogru soyledigine inaninz. Dogru yolda bulunanlara bizden selam olsun! 

[(Herkese Lazim Olan Iman), 1419 [m. 1999] ve sonraki tarihlerdeki baskila- 
rinda sahife 32 de diyor ki, (Peygamberlerin "aleyhimiissalevatu vetteslimat" sa- 
yisi belli degildir. Yiizyirmidortbinden cok olduklan meshurdur. Bunlardan iicyii- 
zoniic veya iicyiizonbes adedi Resuldiir. Bunlarm icinden de, altisi daha yiiksek- 
dir. Bunlara (Uliil'azm) Peygamberler denir. Uliil'azm Peygamberler, Adem, 
Nuh, ibrahim, Musa, Isa ve Muhammed Mustafadir "aleyhimiissalatii vesselam". 

Peygamberlerin icinde otuziic adedi meshurdur. Bunlarm ismleri: Adem, Sit ve- 
ya (Sis), Idris, Nuh, Hud, Salih, Ibrahim, Lut, isma'il, ishak, Ya'kiib, Yusiif, Ey- 
yub, Su'ayb, Musa, Harun, Hidir, Yusa' bin Nun, ilyas, Elyesa', Ziilkifl, $em'un, 
Ismoil, Yiiniis bin Meta, Daviid, Siileyman, Lokman, Zekeriyya, Yahya, Uzeyr, Isa 
bin Meryem, Ziilkarneyn ve Muhammed aleyhi ve aleyhimiissalatii vesselamdir. 

Bunlardan, yalmz yirmisekizinin ismleri Kur'an-i kerimde bildirilmisdir. Sit, Hi- 
dir, Yusa', Sem'un ve ismoil bildirilmemisdir. Bu yirmisekizden Ziilkarneyn ve Lok- 
man ve Uzeyrin Peygamber olup olmadiklan kat'i belli degildir. Ziilkifl aleyhis- 
selamm ikinci ismi Harkildir. Bunun ilyas veya idris yahud Zekeriyya aleyhisse- 
lam oldugunu soyliyenler de vardir.) Sapik din adami Ahmed ibni Teymiyyenin ki- 
tablarmdaki bozuk fikrleri ile ingiliz casusu Hempherin yalanlarmm ve iftiralan- 
nm kansimma (Vehhabilik) denir.] 

Aiiaha tevekkul edenin yaveri Hakdir. 
Na-sad olan bu kalbim, birgiin sad olacakdir. 

-482- 



21 — BOZUK DINLER 

Seinav i dinlerden, bozulimis olanlan bildirecegiz: 

1 — SAMANILER: Nuh aleyhisselamm iiciincu oglu Yafes, yiizlerce torunla- 
n ile Asyanm ortalarma yerlesdi. Orada cogalarak, dogu Asyaya ve o zeman 
mevcud olan kara yollan ile, Okyanus adalarma yayildilar. Yafes oldiikden nice 
yillar sonra, insanlar azmaga, Nuh aleyhisselamm ve Yafesin dinini, nasihatleri- 
ni unutarak, hayvan gibi yasamaga basladilar. Yildizlara, aya, giinese, heykellere, 
cinne tapmmaga koyuldular. Cesid cesid yollara aynldilar. 

Boyle, uydurulan, meydana cikan sapik yollardan biri, Samanilikdir. Avrupa- 
hlarm Chamanisme dedigi bu bozuk yol, vakti ile dogu Asyada kafirlerin uydur- 
dugu bir din olup, bugiin Sibiryadaki ve Okyanus adalarmdaki vahsiler arasmda 
yayilmis haldedir. Bunlar, giinesde bulunuyor dedikleri bir tannya ve cinne ve me- 
leklere tapmir. En biiyiigiine seytan derler. Saman dedikleri papaslan bir at kuy- 
rugu takar. Giiya cinni kovmak icin boyunlarma bir davul asarlar. Bu davulu ara 
sira calarlar. Sihr, ya'nibtiyiiculuk, bunlarda keramet sayihr. Bu da, Berehmen ve 
Buda dinleri gibi, Peygamberlerin "aleyhimiissalevatu vetteslimat" getirdigi hak 
dinlerin, asrlar boyunca, cahiller, zalimler tarafindan bozulmasi, degisdirilmesi ile 
meydana gelmisdir. 

2 — BEHAILER VE BEHAILIK: islamiyyeti yikmak icin ugrasanlardan biri 
de, Behailerdir. Bu dinsizlerin basi, Behaullahdir. Elbab All Muhammed ismin- 
deki bir acemin talebesi ve halifesi idi. Elbab, kendisine ayna derdi. Bu aynada Al- 
lah goriiniiyor derdi. Oliince, Behaullah bunlarm reisi olup, behailik ismini ver- 
digi safsatalanni yaymaga basladi. Olmeden once, yerine, oglu Abdiilbeha Abba- 
si gecirdi. Abbas (Gasniyyi a'zam) ismini aldi. Avrupa ve Amerikaya giden Ab- 
bas, ylizbinden ziyade Behai topladi ve 1339 [m. 1921] de oldii. Yerine, oglu Sev- 
ki gecdi. Bu da, Behai tarikatini yaydi. Behaullah, kendinin Peygamber ve ahir ze- 
manm biiyiik kurtancisi oldugunu soylerdi. Kendisine ilk kiifr damgasmi bu sozii 
ile vurmusdur. ikibin yil sonra bir Peygamber daha gelecegini soylemisdir. islamiy- 
yet ile ilisigi olmiyan bu kafirlere gore, ondokuz adedi mukaddes imis. Oruclan on- 
dokuz giin imis. Her Behainin, ondokuz giinde bir, ondokuz Behaiyi da'vet etme- 
si sart imis. Dinsiz yollanni, (Umumi adalet evi) dedikleri, yiiksek meclislerine se- 
cilen ondokuz kisi idare edermis. Her Behai, her sene, kazancmm besde birini bu 
hey'ete vermege mecbur imis. Onbir yasmda evlenmek lazim imis. Bekar yasamak 
yasak imis. Ciplak kadmlarla toplanti yapmak ibadet olup, baska diirlii ibadete lii- 
zum yok imis. Her diirlii ahlaksizhk, seref sayihrmis. 

Behailerin, biitiin diinyada seksensekiz yerde teskilati vardir. Hiristiyan, Yehu- 
di, Mecusi, Sihi, Zerdiisti ve Budistleri aldatarak, kendilerine cekmekdedirler. Bun- 
lann en korkduklan, dayanamadiklan, amansiz diismanlan, islam alimleridir. 
Dinini bilen, anhyan hicbir miislimam aldatamamislardir. Kitablarmi, propagan- 
da nesriyyatlarmi kirksekiz dile terceme edip, her yere dagitdiklan ve bu yolda mil- 
yonlarca lira hare etdikleri halde, islamiyyet karsismda aciz kalmakda, eriyip git- 
mekdedirler. Buna karsihk, Avrupada ve Amerikada ve Afrikada ve Avustralya- 
da yetmisyedi mahalli mahfil, resmen tescil edilmis bulunmakdadir. Rus Tiirkis- 
tamnda [m. 1902] de yapilmis ve Sikagoda [m. 1920] de yapilmis biiyiik ma'bed- 
leri vardir. Irk ve milliyet tammazlar. Komiinistler gibi, biitiin diinyaya yayil- 
mak, tek bir (salahiyyetli miibeyyin)in emrleri ile idare edilmek gayesindedirler. 
Ferdlerin menfe'atini diisiinmezler. Devlet kapitalizmini desteklemekdedirler. 

Tapmmalan, teskilatlan, vazifeleri (Akdes) dedikleri kitablannda ve (Vasiy- 
yetler levhalan)nda yazihdir. Allahii tealaya inanmalan ve bircok bilgileri, islam 
dininden ahnmisdir. islamiyyete uymiyan, uydurma taraflan da cokdur. Mantiki 
ve cogu sosyal olan diinya goriisleri, din diye, ilahivahy diye anlatilmakdadir. 

Nemazlan, Hayfaya karsi durup, Allahi diisiinmek imis. Haclari, Babin Siraz- 

-483- 



daki evini veya Behaullahin Bagdaddaki evini gidip gormek imis. Ayet okumak, 
kalb ile Allahi diisiinmek demek imis. 

Simdi, diinyadaki ve hele memleketimizdeki islam cahilleri, islamiyyeti yikmak 
icin her kiliga giriyor, islama karsi olan her kotiiliigii, yaldizh sozlerle oviiyorlar. 
Behailige bir deger vermedikleri halde, yalniz islamin karsismda oldugu icin, bu 
dinsizleri de oven, sisiren, goklere cikaran kitablar yaziyor ve dagitiyorlar. 

3 — AHMEDIYYE (KADIYANI): Hindistanda, Pencabda, 1298 [m. 1880] se- 
nesinde, Mirza Gulam Ahmed Kadiyani tarafindan kurulmusdur. Kendisi [m. 
1835] de dogmus, [m. 1908] de olmiisdiir. Goriiliiyor ki, sapik fikrlerini, ingilizler 
Hindistam somiirge yapdikdan bir sene sonra yaymaga baslamisdir. islamiyyeti icer- 
den yikmak icin, ingilizler tarafmdan kurulmus ve beslenmis, ingiliz casuslannm 
yardimi ile siir'at ile yayilmisdir. Abdiirresid ibrahim efendi, 111 1328 [m. 1910] de 
istanbulda basilan tiirkce (Alem-i islam) kitabinin ikinci cildinde, (ingilizlerin is- 
lam diismanhgi) yazismin bir yerinde diyor ki: (Hilafet-i islamiyyenin bir an evvel 
kaldinlmasi, ingilizlerin birinci dusiinceleridir. Kirim muharebelerine sebeb olma- 
lan ve burada tiirklere yardim etmeleri hilafeti mahv etmek icin bir hile idi. Pa- 
ris muahedesi, bu hileyi ortaya koymakdadir. [1923 de yapilan Lozan sulhunun giz- 
li celselerinde, bu dusmanhklarim acikca gostermislerdir.] Her zeman tiirklerin ba- 
sma gelen felaketler, hangi perde ile ortiiliirse ortiilsiin, hep ingilizlerden gelmis- 
dir. ingiliz siyasetinin temeli, islamiyyeti yok etmekdir. Bu siyasetin sebebi, isla- 
miyyetden korkmalandir. Miislimanlan aldatmak icin, satilmis vicdanlan kul- 
lanmakdadirlar. Bunlari islam alimi, kahraman olarak tamtirlar. Sozumiiziin hu- 
lasasi, islamiyyetin en biiyiik diismam ingilizlerdir.) Amerikah hukuk ve siyaset 
adamlarmdan Bryan William Jennings, kitablan, konferanslan ve 1891 ile 1895 ara- 
smdaki ABD kongresi Temsilciler meclisinde a'zahk yapmasi ile meshurdur. 
1913-1915 arasmda ABD hariciyye vekili idi. 1925 de oldii. (Hindistanda ingiliz ha- 
kimiyyeti) kitabmda, ingilizlerin islam diismanligmi, vahsetlerini, zulmlerini uzun 
yazmakdadir. 

ingilizlerin masasi olan gulam Ahmed Kadiyani oldiikden sonra, yerine Hakim 
Nureddin halifesi oldu. 1914 de bunun yerine gecen Besiriiddin Mahmud, 1307 [m. 
1889] de tevellud, 1385 [m. 1965] de vefat etmisdir. Ahmed, 1323 [m. 1905] de Hin- 
distanda Kadyan sehrinde (El-vasiyyet) kitabini nesr ederek, kendisinin, va'd 
edilmis Mesih [ya'nilsa aleyhisselam] oldugunu bildirdi. Oglu Besir, Ahmedile- 
rin merkezini Rabwah kasabasina nakl edip, Ahmediyye yolunun sapik inancla- 
rini (Ger^ek islamiyyet) adi altmda yaymaga basladi. (Kur'an tefsiri) diyerek ci- 
kardigi biiyiik iki kitabi, Kur'an-i kerime uymiyan sapik, bozuk yazilarla doludur. 
Biniicyiiz seneden beri miifessirlerin hicbirinin dikkatini cekmedigi ekonomik 
hakikatleri goriip yazdigmi bildirmekdedir. Allahin boyle bir bilgiyi, ancak Pey- 
gamberlere ve onlann halifelerine bahs etdigini giivenle iddia edebilirim demek- 
dedir. (Kur'an-i kerimi, kendi goriisii ile tefsir eden kafir olur) hadis-i serifi, bun- 
larm islamiyyetden ayri, sapik bir yolda olduklanni acikca gostermekdedir. Veh- 
habilerin (Feth-ul-mecid) kitabinin ikiyiizyetmisbesinci sahifesinde, Muhammed 
Siddik Hasen hamn (Kitab-iil-iza'a) kitabmdan alarak, (Zemammizdaki deccal- 
lerden biri de, frenk deccah, gulam Ahmed Kadiyani habisidir. Allah onu daha cir- 
kin eylesin! Kotiilugiinii herkese duyursun! Onun kiifr yoluna siiriiklenmis olan- 
lari da, onun gibi eylesin! Cunki o, biiyiik fitne uyandirdi. Once, Mehdi oldugunu 
soyledi. Sonra Peygamberlik da'vasma kalkdi. Hiristiyan devletlerin, miisliman- 
lan parcalamak siyasetlerine alet oldu) yazmakdadir. Bunlar, gercek miislimanhk, 
yalniz Ahmedilikdir diyor. Her ikisi de, hadis-i serif ile oviilmiis olan ilk iki asrm 
dogru yolundan ayrilarak, insanlan kiifr ve dalalet felaketine surtiklemekdedir- 
ler. Pencab ve Bombayda cahil halk arasmda siir'at ile yayilan bu batil yol, simdi 



[1] Abdiirresid efendi, 1944 de Japonya'da vefat etdi. 

-484- 



Avrupa ve Amerikada yerlesmekdedir. Kendilerine miisliman dedikleri halde, bo- 
zuk inanclan ve ayinleri ile, miislimanhkdan aynlmislardir. Kiifrlerine sebeb olan 
seyler cok ise de, su iicii miihimdir: 

1 — Ahmedi ve Kadiyani adini alanlara gore, Isa aleyhisselami asmak isteme- 
mislerdi. Fekat, kendiliginden oldii ve topraga kondu. Sonra kabrinden cikrp, 
Hindistanda, Kesmire gitdi. Orada, incili ogretip tekrar oldii diyorlar. 

2 — Mehdmin cikmasmda ve herkesi dine cagirmasinda da, islamiyyetden ay- 
riliyorlar. Isa ve Muhammed aleyhimesselamm ruhlari insan seklinde goriine- 
cekdir. Bu da, Mirza Ahmeddir. Baska Mehdi yokdur diyorlar. 

3 — Miislimanhkda cihad vardir. Fekat, top ile, kilmc ile degil, nasihat ile, irsad 
iledir. Kan dokmek, can yakmak yokdur, soguk harb vardir diyerek, Kur'an-i ke- 
rimin ma'nasmi degisdiriyor, cihad icin olan ayet-i kerimeleri inkar etmis oluyor- 
lar. Gulam Ahmedin oglu Besiriiddinin (Yeni diinya nizami) kitabi, kiifr sac- 
makdadir. Hindistan alimlerinden, seyh Muhammed Enver sah Kesmiri, Kadiya- 
nileri red icin, ( Akfdet-iil-islam fi hayat-i Isa aleyhisselam) ve (ikfar-iil-mulhidin) 
ve (Hatem-iin-nebiyyin) kitablarmi yazmisdir. Bu kitablarm on sahifelerinde ce- 
sidli alimlerin takriz ve medhiyyeleri vardir. Bunlar arasmda, Karasideki (Med- 
rese-i islamiyye) miiderrislerinden seyyid Muhammed Yusiif Benuri, Muham- 
med Enver sahm hayatmi ve salahim uzun yazmisdir. Burada, asnmn derin alimi, 
Osmanh devletinin son seyhulislami Mustafa Sabri efendinin "rahmetullahi teala 
aleyh" (Mevkiful'ilm vel'akl veddin) kitabmm, iicuncii cildi, iicyuzyirmiyedinci sa- 
hifesinde, Hindin biiyiik alimi Muhammed Enver sahi goriip hayram oldugunu yaz- 
digini da bildirmisdir. Muhammed Enver sah "rahmetullahi teala aleyh", biniic- 
yiizelliiki 1352 [m. 1933] de vefat etmisdir. Bu iic kitabmda, Mirza Gulam Ahmed 
Kadiyani icin diyor ki: 

Isa aleyhisselamm gokden inecegine inanmiyor. O, asildi, olduruldii. O, baba- 
siz degildi. Yusiif-i Neccann oglu idi diyor. Bu yiice Peygambere, yehudiler gibi 
cok cirkin seyler soyliyor. Kendisinin Peygamber oldugunu, yeni bir din getirdi- 
gini bildiriyor. Isa gokden inecekdir demekle, benim gelecegim bildirilmisdir di- 
yor. Nasslan degisdirip, inamlmasi zaruri olan bilgileri inkar ediyor. Muhammed 
aleyhisselamm, Peygamberlerin sonuncusu olduguna, hepsinden iistiin olduguna 
inanmiyor. Kendisinin binlerce mu'cizeleri oldugunu, mu'cizelerinin, Peygam- 
berlerin hepsinin mu'cizelerinden daha cok ve daha iistiin oldugunu bildiriyor. Bir- 
cok ayetlerin, kendisini haber verdigini, Kur'anda oviildiigiinii bildiriyor. 

Ahmed Kadiyani, mogol, tatar kavmindendir. isma'ilifirkasindan bir zmdik idi. 
Cok kitab okudu. Ehl-i siinnetin azili diismani idi. ingilizler, islamiyyeti icerden 
yikmak icin hazirladiklan planlan uygulayacak Hindistanda da bir masa ariyor- 
lardi. Bunu secdiler. Bol para ile satm aldilar. Once, Behai olarak ortaya cikaril- 
di. Miiceddid oldugunu soylerdi. Sonra, Mehdiyim dedi. Daha sonra, gokden ine- 
cegi bildirilen Isa Mesih oldugunu soyledi. Nihayet, Peygamber olup, yeni bir din 
getirdigini i'lan etdi. Kadiyandaki mescidi, Mescid-i aksa imis. Sehri de Mekke imis. 
Sonradan yerlesdigi Lahor sehri de, Medfne imis. Bir mezarhk yapip, buna (Mak- 
beret-iil-Cenne) dedi. Buraya gomiilen Cennete gider dedi. Kendi kadmlarma (Urn- 
mehat-iil-mii'minin) dedi. Aldatdigi kimselere (iimmetim) dedi. Mu'cizelerinin en 
biiyiigii (Muhammedibeygiim) dedigi nikah imis. Gokde yapihrmis. Vahy olarak 
kendisine bildirilmis. Dinini, 1305 [m. 1888] de i'lan etdi. 1326 [m. 1908] de Cehen- 
neme gitdi. Kendisine inanmiyanlara kafir dedi. 

Bunun, (Hakikat-iil-vahy) kitabmm 148. ci sahifesinde, (Allah, bu iimmet ara- 
sinda, Isadan daha iistiin bir mesih yaratdi. Isa, simdi sag olsaydi, benim yapdik- 
larimi yapamazdi. Bende goriilen mu'cizeler, onda goriilmezdi) diyor. 107. ci sa- 
hifesinde, (Fir'avna resul gonderdigim gibi, size de Resul gonderdim) ayet-i ke- 
rimesindeki Peygamberin kendisi oldugunu yaziyor. 68. ci sahifesinde, (Allah, be- 

-485- 



ni Peygamber olarak gonderdi. Va'd olunan Mesih sensin dedi. Bana iicyiizbin 
mu'cize verdi) diyor. (Berahim-iil-Ahmediyye) kitabinm ellialtmci sahifesinde, ken- 
di mu'cizelerinin, Muhammed aleyhisselamm mu'cizelerinden daha cok oldugu- 
nu yaziyor. 

Muhammed aleyhisselamm, Peygamberlerin sonuncusu oldugunu bildiren yiizel- 
li hadis-i serif vardir. Bunlardan otuz kadan (Kiitiib-i sitte)de yazilidir. Isa aley- 
hisselamm gokden inecegi de, zaruri bilinmekdedir. Bunlara inanmiyan kafir 
olur. 

(Kadiyani) ve (Ahmedi) denilen bu yolun, islamiyyeti icerden yikmak icin in- 
gilizler tarafmdan kurulmus oldugunu vesfkalarla anlatan bir kitab elimize gecdi. 
(El-miitenebbi-iil-Kadiyani) admdaki bu arabi kitab, Pakistanda, Miiltanda, (Mec- 
lis-i tehaffuz-i hatm-in-niibiivve) tarafmdan 1387 [m. 1967] de basilmisdir. Bu ki- 
tab, Enver sah-i Kesmirinin, (ikfar-iil-mulhidin) kitabinm basmdaki allame Mu- 
hammed Yusiif Benurinin kiymetli yazilarmi ve (Havenet-iil-islam) risalesini de 
ekliyerek, 1393 [m. 1973] de ofset ile istanbulda basdinlmisdir. 

4 — MELAMILER VE KALENDERLER: (Mekatfb-i serife)nin altmissekizin- 
ci mektubunda diyor ki, (S6fiyye-yi aliyye, ikinci asrin sonunda meydana cikdi). 
Yetmisdokuzuncu mektubunda ve (Nefehat-iil-iins) kitabinm basmda ve seyyid Ab- 
diilhakim efendi, (Er-nyad-ut-tesavvufiyye) kitabmin yiizondordiincu sahifesin- 
de buyuruyorlar ki: 

Tesavvuf yolunda nihayete varanlar "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" iki 
diirliidiir: Birincisi, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" izinde giderek ke- 
male erdikden sonra, insanlan gafletden uyandirmak icin, halk derecesine indiril- 
mis olanlardir. 

Ikincisi, yiikseldikleri derecelerde birakilip, insanlarm yetismesi ile vazifeli 
olmiyan (Evliya)dir "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". Bunlara, (Kutb-ime- 
dar) denir. 

Tesavvuf yolunda yiiriiyenler de iki kismdir: Birincisi, Allahu tealadan baska her- 
seyi unutup, yalniz Onu istiyenlerdir. ikincisi, ahireti, Cenneti istiyen taliblerdir. 

Allahu tealayi irade edenler, istiyenler de, iki diirliidiir: Biri, nefslerini temiz- 
leyip nihayetden birkac seye kavusmuslardir. 

ikincisi, (Melami)lerdir. Bunlar, sidk ve ihlas kazanmaga calisir. ibadetlerini, 
hayrati gizler, siinnetleri, nafile ibadetleri de cok yaparlar. Bu ibadetlerin go- 
riinmesinden korkarlar. Bunlar cok kiymetli ise de, mahluk ile mesgul olduklarm- 
dan, tevhid makamina varamiyorlar. Melamiler muhlisdir. Sofiler ise muhlasdir. 

Ahiretin talibleri dort diirliidur: Zahidler, fakirler, huddam ve abidler. 

Biitiin bu sekiz smifin taklidcileri vardir. Bu taklidcilerin herbiri de, ya dogru 
veya yalanci olur. [Biz burada, yalniz Melamilerin iki diirlii taklidcisini bildirece- 
giz]: 

Melamilerin dogru taklidcileri, ibadetlerinin goriinmesine ehemmiyyet ver- 
mezler. Adetlere uyarlar. Herkese tath soyliyerek, giilerek kalb kazanmaga ugra- 
sirlar. Nafile ibadetleri yapmazlar. Farzlara dikkat ederler. Diinyaya diiskiin de- 
gildirler. Bunlara, (Kalender) denir. Bunlar, riya, gosteris yapmadiklan icin, Me- 
lamilere benzer. Abdiillah-i Dehlevi "rahmetullahi teala aleyh", yetmisdokuzun- 
cu mektubunda buyuruyor ki, (Kalender, batinmi temizlemek, nefsini yok et- 
mek icin calisir. Cok ibadet yapmaz. Sofi ise, bunun ikisine de calisir. Mahlukla- 
n gormez. Kalenderden daha ustiindiir). Zemammizda, Kalender ismini tasiyan 
bircok kimse, bu saydigimiz seyleri yapmiyor. Bunlara Kalender yerine (Hasevi) 
dense yerinde olur. [(Hasevi) Allahu tealayi mahluklara benzeten, madde, cism di- 
yen kafirlere verilen ismdir. Yetmisiki bid'at firkasindan biri olan (Mii$ebbihe) ve 
(Miicessime) denilen firkadakilerin cogu Hasevi olmuslardir.] 

-486- 



Melamilerin yalanci taklidcileri, zmdiklardan bir kismdir ki, her diirlii giinah is- 
ler. Kalblerimiz temizdir, her isi Allah nzasi icin yapiyoruz derler. Riyadan, gos- 
terisden kurtulup, halis Allah adami olmak icin giinah isliyoruz derler. Allahii te- 
alamn ibadete ihtiyaci yokdur. Kullarm giinah islemesi, Ona zarar, ziyan ver- 
mez. Asl giinah, mahluklan incitmek, can yakmakdir. ibadet de, insanlara iyilik, 
ihsan etmekdir derler. Bunlar, dinsiz, zindiklardir. Bugiin, Melamilerin bir seyh- 
leri vardir. Onun yaninda bir iki dakika oturanm kalbi Allah dermis. Goniilde ici- 
len serab ile hemen serhos gibi olurmus. Kendini (rabbi) ahengine uyguhyarak, ger- 
cek insan olurmus. Sah damanndan daha yakm olan Allahm varligmi duyup, 
Onunla bir arada yasarmis. Kendi oztinden iistiin bir etki ve yetki tammazmis. Ken- 
dinde goriip duyduklarma inamhp, baska birseye inanilmazmis. Oziinden ve ken- 
di tekliginden baska varhk yokmus. Bu sozler, Allahii tealayi inkar etmek olup, 
kiifrdiir, zmdiklikdir. 

5 — DEREZILER: Dtiruz, ya'ni Derezilere, yanhs olarak, Diirzii deniliyor. ib- 
ni Abidin, iiciincii cildde, miirtedleri anlatirken buyuruyor ki: 

(Dereziler, miisliman adi tasir. Nemaz kilanlan da vardir. Fekat, imanlari bo- 
zukdur. Tenasiiha inamrlar. Seraba, alkollii ickilere ve zinaya halal diyorlar. 
(Uluhiyyet sifatlari) tannhk insandan insana gecer diyorlar. Oldiikden sonra di- 
rilmege, nemaza, oruca, hacca inanmazlar. Bunlann ma'nalan, diinyada yasama 
yollarim duzeltmekdir derler. Peygamberimize "sallallahii aleyhi ve sellem" pir- 
kin seyler soylerler. Sam miiftisi allame Abdurrahman, (tmadi fetvasi)nda, bun- 
lann Miilhidler gibi ve isma'iliyye gibi inandiklanm bildirmekdedir. Dort mezhe- 
bin alimleri, bunlardan cizye alarak islam memleketlerinde oturmalarma izn ver- 
mek halal olmaz dedi. Bunlardan kiz almak, kesdiklerini yimek caiz degildir. 
(Fetava-i Hayriyye)de, bunlar uzun bildirilmekdedir. Bunlara, zindik, miilhid ve 
miinafik denir. Inamslan bozuk oldugu icin, sehadet kelimesini soylemekle miis- 
liman sayilmazlar. Din-i islama uymiyan inamslarmdan vaz gecmedikce, miisliman 
olmazlar. Bunlar, kitabh ve kitabsiz kafirlerden daha zararhdir). ibni Abidmden 
"rahmetullahi teala aleyh" terceme temam oldu. Bu (Miilhidler), Allah, Almin ve 
cocuklarmin seklinde goriindii derler. Onbirinci imam olan Hasen bin All Aske- 
rinin adamlarmdan oldugunu iddi'a eden ibni Nusaynn uydurdugu cirkin sozle- 
re inamrlar. Suriyede bulunanlarm kendilerine alevi dedikleri (Miincid)de yazi- 
hdir. Tiirkiyede boyle alevi yokdur. 

Misrdaki Fatimi hiikiimdarlari, Ehl-i siinnetden aynldi. Bozuk yollara sapdi. 
Bunlardan Hakim bi-emrillah, miislimanhkdan da cikmisdi. Dirar isminde bir 
donme, Hakimi aldatdi. islamiyyeti yikmaga ugrasdi. Dirarm talebesinden Ham- 
za bin Ahmed sapik inanislar uydurmus, Hakimi ve Misrdaki Derezileri, bu bozuk 
yola sokmusdu. Bu inamslan alan Dereziler, Suriye ve Liibnandakilere de asila- 
di. Selman-i Farisiyi "radiyallahii anh" cok severiz derler. inanislarmi gizli tutar- 
lar. Iri, inadci, yagmaci, merhametsiz kimselerdir. Yavuz sultan Selime "rahme- 
tullahi teala aleyh" tabi' oldular. Sultan iiciincii Murad zemamnda lsyan etdiler ise 
de, Bosnah damad Ibrahim pasa, terbiyelerini verdi. Suriyedeki hiristiyanlarla da, 
ara sira savasdilar. Dereziler, Arabistandan Iraka gelmisdir. Iranhlar, Irakdaki Hi- 
re devletini yikmca, Hirelilerle birlikde dereziler de Misr, Sam ve Halebe goc et- 
misdi. Samin fethinde islam askerine yardim etdiler. Fatimiler zemamnda yolu sa- 
pitdilar. 

6 — iSMA'ILIYYE: (Milel-nihal) kitabmda diyor ki, (Eshab-i kirama dil uza- 
tanlar yirmi firkaya aynlmislardir. Bunlardan biri, isma'iliyye firkasidir. Bunlann 
yedi ismi vardir. Birinci ismleri, (Batiniyye)dir. Ciinki, Kur'an-i kerimin acik 
ma'nalarma inanmayip, kendilerine gore baska ma'nalar cikanrlar. Kur'anm za- 
hir ve batm ma'nalan vardir derler. Batin (ic, 6z) ma'nasi lazimdir, cevzin kabu- 
gu degil, ici, ozu ise yarar derler. 

-487- 



Halbuki, Kur'an-i kerimdeki ve hadis-i seriflerdeki kelimelere, acik ma'nalan 
verilir. Baska bir ayet, daha acik anlasihyorsa, o zeman, birinci ayete de, buna uya- 
cak seklde degisik ma'na verilebilir. Boyle bir mecburiyyet olmadan, acik ma'na- 
yi birakip, baska ma'na vermek, kiifr ve ilhad olur. Ciinki, bu suretle, islamiyye- 
ti degisdirmek, bozmak olur. 

Ikinci ismleri, (Karamita)dir. Ciinki, bu firkayi meydana cikaran, Hamdan 
Karmat denilen kimsedir. Hamdan, Basrada, Vasit sehrinde bir koy ismidir. 

Uciincii ismleri, (Hurumiyye)dir. Ciinki, bircok haramlara halal diyorlar. Dor- 
diincu ismleri, (Seb'iyye)dir. Ciinki, din sahibi olan Peygamberler yedidir derler. 
Bunlann altisi Adem, Nuh, Ibrahim, Musa, Isa ve Muhammed "aleyhimiisse- 
lam"dir. Mehdi de yedinci olacakdir derler. Natik admi verdikleri bu Peygamber- 
lerden "salevatullahi teala aleyhim ecma'fn" her ikisi arasmda yedi imam gelmis- 
dir. Her asrda yedi imam bulunur derler. 

Bunlann en yayilan ismleri, (isma'iliyye)dir. Ciinki, imam-i Ca'fer Sadikm 
"radiyallahii anh" vefatindan sonra, biiyiik oglu isma'il, miislimanlann imami 
oldu derler. Bunlann meydana cikmasi soyle oldu: 

Hindistandaki mecusiler, ya'ni atese tapan kafirler, islamiyyetin iic kit'a iizerin- 
de siir'at ile yayildigim goriince, (Miislimanlari, kilmcla yenmege, yayilmalarim 6n- 
lemege imkan yokdur. Onlan icden yikmakdan baska care kalmamisdir. Onlarm 
kitablarma, kendi inancimiza gore ma'na verip, genclerini, cahillerini yoldan ci- 
karahm) dediler. Baslan olan Hamdan Karmat, su temel prensipleri koydu: 

1 — Din bilgisi olanlarla konusulmiyacak. Din alimi bulunan yerde, kendimi- 
zi gizliyecegiz. 

2 — Karsidakinin arziisuna, keyfine gore konusulacak. Mesela, zahidin yanin- 
da zahidler medh edilecek. Fasika, diiskiin oldugu giinahlann yasak olmadigi 
soylenecek, [Ehl-i siinnetin yamnda, Ehl-i siinnet oviilecek. Hepimiz kardesiz 
denilecek]. 

3 — Miislimanlar, islamiyyetin emrlerinde ve yasaklarmda stibheye, kararsiz- 
hga diisiiriilecek. Mesela, ozrlii kadma oruc kaza etdiriliyor da, nemazlan nicin ka- 
za etdirilmiyor? Bevl, daha pis oldugu halde, nicin bevl cikmca da gusl farz olmu- 
yor? Bes vakt nemazlann iki veya iic veya dort rek'at olmasi nedendir? gibi sey- 
ler sorup, zihnleri sasirtmaga cahsilacak. 

4 — Sirlarim yabancilara soylememek icin soz ahrlar. Allah, Kur'anda misak emr 
ediyor derler. 

5 — Din ve diinya biiyiikleri bizi begeniyor, bizi ogiiyor derler. 

6 — Aldatmak icin, once, herkesin inandigi seyleri miidafe'a etmeli, derler. 

7 — Ibadetlere liizum yokdur. is, kalbin temiz olmasidir derler. 

8 — Avlamlan genclere, Ehl-i siinnet i'tikadini kotiilemeli, Ehl-i siinnete geri- 
ci demeli. Son olarak, haramlan islemege alisdirmah. Bunlan yapdirmak icin, 
ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere yanlis ma'nalar vermeli. Bunlar, batmi 
ma'nalardir. Her alim bunlan anhyamaz demeli. 

Mesela Cennet, ibadetlerden kurtulmak ve lezzetli seyleri yapmakdir. Cehen- 
nem, ibadetlerin yiiklerine katlanmak ve haramlardan sakmmakdir demeli. 

Ilk zemanlar, bircok bilgileri, eski Yunan felesoflanndan aldilar. Mesela, yara- 
tici ne vardir, ne de yokdur. Ne alimdir, ne cahildir. Ne kadirdir, ne acizdir. Bii- 
tiin sifatlan da boyledir dediler. Ciinki, bunlar var denirse, mahluklara benzetil- 
mis olur. Yokdur denirse, yokluk kondurulmus olur dediler. Yaratan, kadim de de- 
gildir, hadis de degildir dediler. 

Bunlann basina gecen Hasen bin Muhammed Sabbah, gitdikleri yola bozuk de- 
nilmemesi icin, genclerin din bilgilerini ogrenmesini ve alimlerin, eski kitablari oku- 

-488- 



malarmi men' etdi. Ehl-i siinnet alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" ile 
gorusmegi, Ehl-i siinnet kitablarmi okumagi siddetle yasak etdi. Ilm-i zahirin co- 
galmasi, ilm-i batini orter, sondiiriir dedi. Islamiyyet ile alay etdi. Allahii tealamn 
emrlerini, yasaklarim inkar etdi. Hayvanlar gibi, dinsiz, kantinsuz yasamak yolu- 
nu tutdular). 

isma'flilerin (Suleymaniyye) kolunun kurucusu olan Siileyman bin Hasen, 1005 
[m. 1597] de olmiisdiir. (Niihab-iil-multekita) kitabinda, bu firkamn gizli felsefe- 
sini uzun aciklamakdadir. 

7 — YEZIDILER: Seyyid Serif-i Curcaninin (Ta'rifat) kitabinda kisaca ve (Mi- 
lel-nihal) kitabinda genis yazildigi gibi, Hariciler yedi firkadir. Bunlardan (iba- 
diyye firkasi) Abdullah bin Ibad adindaki kimsenin kurdugu firkadir. Bu adam, 
hazret-i All, hazret-i Mu'aviye ile, hakem yapmak sureti ile uyusdugu icin, haz- 
ret-i Aliden ayrildi. Trablusgarba gitdi. Orada Ibadiyye firkasim kurdu. Bundan 
sonra, adamlan [153] yihnda, halifeye lsyan edip Trablusgarbi ele gecirdiler. 
Kendilerinden baska olan muslimanlara kafir dediler. Harb zemanlarmda mal- 
larim almak caizdir dediler. Buyiik giinah isliyen mii'min degildir dediler. Haz- 
ret-i Aliyi ve Eshab-i kiramdan cogunu kafir bildiler. 1 129 [m. 1717] da tevellud 
ve 1222 [m. 1808] de vefat eden AbdiiFaziz bin Ibrahim adindaki biri (Kitab-iin- 
nil) adinda kitab yazarak, ibadilerin Cezayirde cogalmasma sebeb oldu. 749 [m. 
1349] da olen isma'il Cilatmin (Kavaid-iil-islam) kitabma da cok onem veriyor- 
lar. Bu kitab Misrda basilmisdir. 

ibadiyye firkasi dorde ayrildi: Bunlardan Yezid bin Enisenin adamlarma (Ye- 
zidi) denildi. Bunlar, Acemden bir Peygamber gelecek, buna, gokde yazilmis bir 
kitab inecek, Muhammed aleyhisselamm dininden cikacak, Sabi'iyye olacak, 
ya'ni yildizlara tapinacak diyorlar. Kiiciik, biiyiik her giinahi isliyen kafir olur di- 
yorlar. 

1385 [m. 1966] mart aymda Irakdan Anadoluya gelen Yezidi seyh Emavinin bil- 
dirdigine gore, Yezidiligi yayan adam, Adi admda bir Suriyelidir. Abbasilerin bas- 
kismdan kacarak, Irakm simalinde Sengal daglannin ortasmdaki Lades vadisine 
siginmis, Adeviyye adinda bir yol kurmusdur. Kiirdler ve arablar arasina yayilan 
bu inanisa Yezidilik denildi. 550 [m. 1154] de, seksen yasinda oldii. Yerine karde- 
sinin oglu ikinci Adigecdi. Bundan sonra, bunun oglu seyh Hasen reis oldu. Bu- 
nun zemamnda cogaldilar. Seksenbin oldular. Yezidilerin inamslan, miislimanlik- 
la hiristiyanhk inamslarmm kansigidir. (Kitab-iil-celve) adindaki en onemli kitab- 
lan arabi ve kiirdce olup, Maksimilyan Biitner tarafindan almancaya terceme 
edilmis ve 1331 [m. 1913] yihnda basilmisdir. Seytana tapimrlar. iblise melek ve ta- 
vus derler. Seytana sogeni oldiiriirler. Derdleri, belalan iblis yaratir derler. Miis- 
limanlardan ve hiristiyanlardan isitdikleri seyleri, Yezidilik olarak anlatirlar. Miis- 
limanlarm imaninin ve ibadetlerinin hicbiri bunlarda yokdur. Lades vadisindeki 
Baadir koyiinde bulunan oliilerini gidip dolasmaga, hac derler. Bunu eylill aym- 
da yaparlar. Hergiin gtines dogarken, ona karsi dururlar. Sabah, ilk lsik gelen top- 
ragi operler. Giines batarken de, ona yalvanrlar. Bu yapdiklarma, nemaz kil- 
mak, ibadet etmek derler. Ocak aymda, tic gun oruc tutarlar. Bu cesidli islerini, ne- 
maz, oruc, hac, ibadet diye anlatirlar. Bu sozlerini isiten, bunlan miisliman sanir. 
Yezidilerin okuma, yazma ogrenmesi, biiyiik giinahdir. Bunun icin, cok geri ve ca- 
hildirler. Miislimanhkdan haberleri yokdur. Sakal kesmeleri de giinahdir. insan- 
lari, diinyada ve ahiretde sikintilara siiriikliyen bu tuhaf dine karsi, ilk olarak, Mu- 
sul emiri, imaduddin-i Zengi harekete gecerek, kumandam Bedreddin-i Lu'liiii, 
seyh Hasenin iizerine yolladi. Onlan dagitdi. Baskanlan Emaviye gore, bugiin, on- 
milyon yezidi vardir. Bunlar, Irakda, Suriyede, Yemende, Azerbaycanda, Tiirki- 
yede ve Hindistanda bulunmakdadir. Cahil olduklarmdan, komiinistlik propagan- 
dalarma cabuk aldanmakdadirlar. Rusyada iicmilyon komiinist Yezidi bulundugu- 

-489- 



nu ve Irakdaki Abdiisselam hiikumetinin asdigi binikiyiiz komiinist icinde, Yezi- 
dilerin de bulundugunu Emavi aciklamisdir. Emevi halifelerinden Yezidin, bun- 
larla hicbir baglihgi yokdur. Emavi ismindeki reisleri [m. 1930] da Ladesde dog- 
musdur. Irak ordusunda general riitbesine yiikselmisdir. Irakda bulunan musliman 
kiirdlere karsi, Irak ordusu ile birlikde harb etmisdir. 

(Behcet-iil-fetava) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Bagdadda bir- 
cok kimse, kendilerine musliman dedikleri halde, harama halal diyor, gtinese ta- 
piyor ve iblise ta'zim ediyorlar. Ulul-emre lsyan edip, bulunduklan yerde, baskan- 
lari ile birlikde, kufr ahkammi yapiyorlar. Bulunduklan yer, (Dar-iil-harb) olur. 
Islam askeri bunlarla harb edip, erkekleri musliman olursa olduriilmez. Kadmla- 
n irtidaddan vaz gecip musliman olurlarsa, cariye olarak vaty halal olur). 

Yezidilerin (Iranda bir Peygamber gelecek) dedikleri icin kafir olduklan, (Be- 
rika) ve (Hadfka) kitablannda yazilidir. 

8 — SURYANILER: Siiryani dili ile konusan eski hiristiyanlarm artiklandir. 
Katolik kismindan, Ya'kubiyye firkasmdandirlar. Monofisiyye inancmda olup, Isa 
tanndir derler. Urfa patriki olan Ya'kub-i Berde'itarafmdan kuruldu. Antakya pat- 
riki Mihail-i Siiryani tarafmdan yayildi. Mihail, miladi [1126] da dogdu. 594 [m. 
1199] de oldii. Ya'kub [m. 578] de olmusdiir. Hiristiyanlikda monofisiyye inanci- 
ni, ilk olarak, Istanbul patriki Utiha cikarmisdi. iskenderiyye patriki Dioskoriis de 
buna uymusdu. Miladi [451] deki Kadikoy toplantisinda, Dioskoriisiin fikrleri 
red edilmisdi. Miladm 405 senesinde olmiis olan Mar-Maron isminde bir katolik 
papasi da Maroni firkasim kurmusdur. Suriyedeki hiristiyanlarm bir kisminm 
Siiryani, bir kismmin da Maroni olduklan (Kamus-ul-a'lam)da yazilidir. Birinci 
kismda, 91, 92 ve 93. cti maddelere bakimz! 

(Miincid)de diyor ki, (Amerikah Sari Russelin 1289 [m. 1872] da kurmus oldu- 
gu (Yehve Sahidleri) firkasi, bid'at yoludur. incile, kendine gore yeni ma'nalar ver- 
misdir). Bunlara yanlis olarak (Yahova Sahidleri) deniliyor. Kendilerine inanan- 
lara maddi yardim va'd eden misyoner teskilatmm merkezi isvicrenin Ziirih seh- 
rindedir. 

9 — SELEFILER: Hemen soyliyelim ki, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetulla- 
hi teala aleyhim ecma'in" kitablannda, (Selefiyye) denilen bir ism ve (Selefiyye 
Mezhebi) diye bir yazi yokdur. Bu ismler mezhebsizler tarafmdan sonradan uydu- 
rulmus ve cahil din adamlan tarafmdan, mezhebsizlerin kitablan arabiden tiirk- 
ceye terceme edilirken, tiirkler arasinda da yayilmaga baslamisdir. Bunlara gore, 
(Es'ari ve Matiiridimezhebleri kurulmadan evvel biitiin siinnilerin tabi' oldukla- 
n mezhebe Selefiyye adi verilmekdedir. Bunlar Sahabe ve Tabi'inin izinde yurii- 
miislerdir. Selefiyye mezhebi Eshabin, Tabi'inin ve Tebe'i tabi'inin mezhebidir. 
Dort biiyiik imam bu mezhebe mensub idi. Selefiyye mezhebini miidafe'a icin ilk 
eser, (Fikh-ul-ekber) ismi ile imam-i a'zam tarafmdan yazilmisdir. imam-i Gaza- 
li, (Ilcam-iil avam-anil kelam) eserinde Selefiyye mezhebinin esaslarmi yedi ola- 
rak bildirmekdedir. imam-i Gazalinin zuhuru ile miiteahhirinin ilm-i kelami bas- 
lar. Imam-i Gazali, once gelen kelamcilarm mezheblerini ve islam felesoflarmm 
fikrlerini tedkik etdikden sonra, kelam ilminin metodlannda degisiklikler yapdi. 
Felsefi diisiinceleri, red maksadiyla kelama sokdu. Razi ve Amidi, kelam ile fel- 
sefeyi mezc ederek bir ilm haline koydular. Beydaviise, kelam ile felsefeyi birbi- 
rinden aynlmaz hale koydu. Miiteahhirinin ilm-i kelami Selefiyye mezhebinin ya- 
yilmasina mani' oldu. ibni Teymiyye ve talebesi Ibn-iil-Kayyim-il-cevziyye, Sele- 
fiyye mezhebini ihyaya cahsdilar. Selefiyye mezhebi sonradan ikiye aynlmisdir: Es- 
ki Selefiler, Allahm sifatlan ve miitesabih nasslan hakkinda tafsilata girmemisler- 
dir. Sonraki Selefiler bunlar hakkinda tafsil cihetine ehemmiyyet vermislerdir. ib- 
ni Teymiyye ve ibni Kayyim Cevziyye gibi sonraki Selefilerde bu hal acik olarak 

-490- 



goriilmekdedir. Eski ve yeni Selefilerin hepsine birden (Ehl-i siinnet-i hassa) de- 
nir. Ehl-i siinnet kelamcilan ba'zi nasslan te'vil etmislerse de, Selefiyye buna 
muhalifdir. Selefiyye, Allahm yiizii ve gelmesi, insanlann yiiziine ve gelmesine ben- 
zemez diyerek miisebbiheden aynlmisdir) diyorlar. 

(Es'ari) ve (Matiiridi) mezhebleri sonradan kurulmus demek dogru degildir. Bu 
iki biiyiik imam, Selef-i salihinin bildirdikleri i'tikad, iman bilgilerini aciklamislar, 
kismlara bolmiisler, genclerin anlayabilecegi bir seklde yaymislardir. imam-i 
Es'ari, imam-i Safi'inin talebesi zincirinde bulunmakdadir. imam-i Matiiridi de, 
Imam-i a'zam Ebu Hanifenin talebeleri zincirinin biiyiik bir halkasidir. Es'ari ve 
Matiiridi, hocalarimn i'tikaddaki miisterek olan mezheblerinden disan cikma- 
mis, mezheb kurmamisdir. Bu ikisinin ve hocalarimn ve dort mezheb imamimn tek 
bir i'tikadi vardir. Bu da (Ehl-i siinnet vel cema'at) ismi ile meshur olan i'tikad mez- 
hebidir. Bu firkada bulunanlarm i'tikadlan, inamslan, Eshab-i kiramin ve Ta- 
bi'inin ve Tebe-i tabi'inin inamslandir. imam-i a'zam Ebu Hanifenin yazdigi, 
(Fikh-ul-ekber) kitabi, Ehl-i siinnet mezhebini miidafe'a etmekdedir. Bu kitabda 
ve Imam-i Gazalinin, (ilcam-iil-avam-anil-kelam) kitabmda Selefiyye kelimesi 
yokdur. Bu iki kitab ve (Fikh-ul-ekber) kitabmm serhleri arasmda (Kavl-iil-fasl) 
kitabi, Ehl-i siinnet firkasim bildirmekde ve bid'at firkalan ile felsefecilere cevab- 
lar vermekdedir. Kavl-til-fasl ve ilcam kitabim Hakikat Kitabevi basdirmisdir. 

Imam-i Gazali, (ilcam-iil-avam) kitabmda, (Bu kitabda i'tikaddaki firkalardan, 
Selef mezhebinin hak oldugunu, bildirecegim. Bu mezhebden aynlanlarm bid'at sa- 
hibi olduklanm anlatacagim. Selef mezhebi demek, Eshabm ve Tabi'inin i'tikad- 
lan demekdir. Bu mezhebin esaslan yedidir) diyor. Goriiliiyor ki, ilcam kitabi, Se- 
lef mezhebinin yedi esasim yazmakdadir. Buna Selefiyyenin yedi esasi demek, ki- 
tabin yazisim degisdirmek ve imam-i Gazaliye iftira etmek olmakdadir. Ehl-i siin- 
net kitablarmm hepsinde, mesela, cok kiymetli fikh kitabi olan, (Diirr-ul-muhtar)m 
Sahidlik kismmda, Selef ve Halef dedikden sonra; (Selef, Eshab-i kiramin ve Ta- 
bi'inin ismidir. Bunlara (Selef-i salihin) de denir. Halef de, Selef-i salihinden son- 
ra gelen Ehl-i siinnet alimlerine denir) yazilidir. imam-i Gazali ve imam-i Razi ve 
tefsir alimlerinin bas taci olan imam-i Beydavi, hep Selef-i salihin mezhebinde idi- 
ler. Bunlann zemamnda tiireyen bid'at firkalan, ilm-i kelama felsefeyi kansdirdi- 
lar. Hatta imanlarmm esasim felsefe iizerine kurdular. (Milel ve Nihal) kitabmda 
bu bozuk firkalarm inanclan genis anlatilmakdadir. Bu lie imam, bu bozuk firka- 
lara karsi Ehl-i siinnet i'tikadim miidafe'a ederken ve onlann sapik fikrlerini cii- 
riitiirken, onlann felsefelerine de genis cevablar verdiler. Bu cevablan, Ehl-i siin- 
net mezhebine felsefeyi kansdirmak degildir. Bil'akis kelam ilmini, kendisine ka- 
nsdinlan felsefi diisiincelerden temizlemekdir. Beydavide ve bunun serhlerinin en 
kiymetlisi olan (Seyhzade) tefsirinde hicbir felsefi diisiince, hicbir felsefi metod yok- 
dur. Bu yiice imamlara felsefe yolunda idiler demek, cok cirkin iftiradir. Ehl-i 
siinnet alimlerine bu iftirayi ilk olarak, ibni Teymiyye, (Vasita) kitabmda yazmis- 
dir. Ibni Teymiyyenin ve talebesi ibn-iil-Kayyim-il-cevziyyenin Selefiyye mezhe- 
bini ihyaya calisdiklarmi soylemek ise, hak yolda olanlar ile batil yola sapmis 
olanlarm aynldigi miihim bir noktadir. Bu iki sahisdan evvel Selefiyye mezhebi, hat- 
ta Selefiyye kelimesi yok idi ki, bu ikisinin ihyaya cahsdigi soylenilebilsin. Bu iki- 
sinden evvel yalniz ve tek hak i'tikad olarak (Ehl-i siinnet vel-cema'at) ismi veril- 
mis olan Selef-i salihinin mezhebi vardi. ibni Teymiyye, bu hak mezhebi bozmus, 
bircok bid'atlar meydana cikarmisdir. Simdi mezhebsizlerin, dinde reformcularm, 
kitablarmm, sozlerinin, yanhs diisiincelerinin kaynagi, hep ibni Teymiyyenin 
bid'atleridir. Bunlar, kendilerinin hak yolda olduklarma gencleri inandirmak icin, 
korkunc bir hile ortaya cikardilar. ibni Teymiyyenin bid'atlerini, yanhs fikrlerini 
hakh gostererek, gencleri onun yoluna siiriiklemek icin, Selef-i salihine Selefiyye 
ismini verdiler. Selef-i salihinin halefleri olan islam alimlerine felsefe ve bid'at le- 
kelerini bulasdirdilar. Bunlan, Selefiyye dedikleri uydurma ismden ayrilmakla suc- 

-491- 



ladilar. ibni Teymiyyeyi Selefiyyeyi yeniden canlandiran bir kahraman, bir muc- 
tehid olarak ortaya koydular. Halbuki, Selef-i salihinin halefleri olan Ehl-i siinnet 
alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", zemammiza kadar, hatta bugun bi- 
le, yazdiklan kitablarmda Selef-i salihinin mezhebi olan (Ehl-i Siinnet) i'tikad bil- 
gilerini savunmuslar. ibni Teymiyyenin, Sevkaninin ve benzerlerinin Selef-i sali- 
hinin yolundan aynldiklanni ve miislimanlari felakete ve Cehenneme suriikledik- 
lerini bildirmislerdir. (Et-Tevessiilii bin Nebi ve bis-Salihin) ve (Ulema-iil-musli- 
min vel-muhalif Tin) ve (Sila-iis-sikam) ile bunun on sozii olan (Tathirul-fiiad min- 
denis-il-i'tikad) kitablarmi okuyanlar, yeni Selefiyye denilen bu inanislan ortaya 
cikaranlarm, muslimanlan felakete gotiirduklerini ve islam dinini icerden yikmak- 
da olduklanni cok iyi anlar. 

Son gtinlerde, ba'zi agizlardan (Selefiyye) ismi isitilmeye baslandi. Her miisli- 
man sunu iyi bilmelidir ki, islamiyyetde (Selefiyye mezhebi) diye birsey yokdur. 
islamiyyetde yalniz (Selef-i salihin) mezhebi vardir. Selef-i salihin, hadis-i serif ile 
medh ve sena buyurulmus olan, ilk iki asrm miislimanlandir. Uciincii ve dordiin- 
cii asrlarda gelen islam alimlerine (Halef-i sadikin) denir. Bu serefli insanlann i'ti- 
kadina, (Ehl-i siinnet vel-cema'at mezhebi) denir. Bu mezheb, iman, inanis mez- 
hebidir. Selef-i salihinin, ya'ni Eshab-i kiram ile Tabi'in-i i'zamm imanlan hep ay- 
ni idi. Inanislan arasmda hie fark yokdu. Simdi yer ytizunde bulunan miisliman- 
larm cogu, Ehl-i siinnet mezhebindedirler. Yetmisiki sapik bid'at firkalarimn 
hepsi ikinci asrdan sonra ortaya cikdi. Bunlann bir kismmm kuruculan daha on- 
ceden yasamis iseler de, kitablarmm yazilmasi ve toplu olarak ortaya cikmalan ve 
Ehl-i siinnete karsi bas kaldirmalan Tabi'm-i i'zamdan sonra oldu. 

Ehl-i siinnet i'tikadmi ortaya koyan Resulullahdir "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem". Iman bilgilerini Eshab-i kiram bu kaynakdan aldilar. Tabi'in-i i'zam da bu 
bilgilerini, Eshab-i kiramdan ogrendiler. Daha sonra gelenler, bunlardan ogren- 
diler. Boylece, Ehl-i siinnet bilgileri bizlere nakl ve tevatiir yoluyla geldi. Bu bil- 
giler akl ile bulunamaz. Akl bunlari degisdiremez. Akl, bunlari anlamaya yardim- 
ci olur. Ya'ni, bunlari anlamak, dogruluklarim, kiymetlerini kavramak icin akl la- 
zimdir. Hadis alimlerinin hepsi, Ehl-i siinnet i'tikadmda idiler. Amelde dort mez- 
hebin imamlan da bu mezhebde idi. i'tikadda mezhebimizin iki imami olan Ma- 
tiiridi ve Es'ari de Ehl-i siinnet mezhebinde idi. Bu her iki imam, hep bu mezhe- 
bi yaydilar. Sapiklara karsi ve eski yunan felsefesinin batakhklarma saplanmis olan 
maddecilere karsi bu tek mezhebi savundular. Bu iki biiyiik Ehl-i siinnet aliminin 
zemanlan ayni ise de, bulunduklan yerler birbirinden ayri ve karsilarmdaki sal- 
dirganlann dusiiniis ve davramslan baska oldugundan, savunma metodlan ve 
tenkidleri birbirinden farkh olmus ise de, bu hal, mezheblerinin ayri oldugunu gos- 
termez. Bunlardan sonra gelen yiizbinlerle derin alim ve veliler, bu iki yiice ima- 
min kitablarmi inceliyerek ikisinin de, Ehl-i siinnet mezhebinde olduklanni soz bir- 
ligi ile bildirmislerdir. Ehl-i siinnet alimleri, ma'nalan acik olan (Nass)lan, zahir- 
leri iizere almislardir. Ya'ni, boyle ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere acik olan 
ma'nalan vermisler, zaruret oimadikca boyle Nasslan (te'vil) etmemisler, bu 
ma'nalan degisdirmemislerdir. Kendi bilgileri ve goriisleri ile bir degisiklik hie yap- 
mamislardir. Sapik firkalardan olanlar ve mezhebsizler ise, yunan felsefecilerin- 
den ve din diismani olan fen taklidcilerinden isitdiklerine uyarak, iman bilgilerin- 
de ve ibadetlerde degisiklik yapmakdan cekinmemislerdir. 

Misyonerlerin asrlar boyu devam eden cahsmalan ile ve ingiliz imperatorlugu- 
nun igrenc siyaseti ve her diirlii maddi guclerini kullanmasi ile, islam dininin bek- 
Qisi, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" hizmetcisi 
olan Osmanh devleti parcalamnca, mezhebsizler meydam bos buldular. Bilhassa, 
Ehl-i siinnet alimlerine soz hakki tamnmayan memleketlerde, mesela Sii'udi 
Arabistanda, seytani yalan ve hilelerle, Ehl-i siinnete saldirmaga, islamiyyeti 

-492- 



icerden yikmaga basladilar. Su'udi Arabistandan dagitilan sayisiz altmlar, bu sal- 
dirganhgm diinyamn her yerine yayilmasim sagladi. Pakistandan, Hindistandan ve 
Afrika milletlerinden gelen haberlerden anlasildigma gore, din bilgisi ve Allah kor- 
kusu olmiyan ba'zi din adamlan, bu saldirganlara destek olarak mevki'lere ve apart- 
manlara kavusmuslardir. Bilhassa gencleri aldatarak, Ehl-i siinnet mezhebinden 
ayirmak icin yapdiklan hiyanetleri, bu habis kazanclarma sebeb olmakda imis. Med- 
reselerdeki talebeyi, musliman yavrularmi aldatmak icin yazdiklan kitablardan bi- 
rini getirtdik: 

Kitabm bir yerinde, (Bu kitabi, mezheb te'assubunu kaldirmak ve herkesin ken- 
di mezhebi icinde kavgasiz yasamasmi saglamak icin yazdim) diyor. Bu adam, mez- 
heb te'assubunu kaldirmagi, Ehl-i siinnete saldirmakda, Ehl-i siinnet alimlerini kii- 
cultmekde gordugiinii soylemekdedir. islam dinine hancer saplamakda, bunu 
miislimanlann kavgasiz yasamasi icin yapdigini soylemekdedir. Kitabin bir yerin- 
de, (Diisiinen bir insan, diisiincesinde isabet ederse, on misli ecr ahr. Hata eder- 
se, bir ecr ahr) diyor. Buna gore her insan, ya'ni ister hiristiyan olsun, ister miis- 
rik olsun, bir kimse, her diisiincesinde ecr alacak. Hem de dogru olanlannda on se- 
vab! Bakimz, Peygamberimizin "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hadis-i serifi- 
ni nasil degisdiriyor? Nasil hiyle yapiyor? Hadis-i serifde, (Bir miictehid, ayet-i ke- 
rimeden ve hadis-i serifden [amele aid] bir liiikm cikarirken, isabet ederse, buna 
on sevab verilir. Hata ederse, bir sevab verilir) buyuruldu. Hadis-i serif, bu sevab- 
larin her diisiinene degil, ictihad derecesine yiikselmis olan islam alimine verile- 
cegini, buna da, her dusiinmesine degil, Nasslardan [amele aid] ahkam cikarmak 
icin cahsmasmda verilecegini gostermekdedir. Ciinki, bu cahsmasi ibadetdir. Her 
ibadete verildigi gibi, burada da sevab verilmekdedir. 

Selef-i salihin zemanmda ve bunlarm halefleri olan miictehid alimlerin zema- 
nmda, ya'ni dortyiiz senesinin sonuna kadar, yasama sartlarmda degismeler olun- 
ca, yeni hadiseler ortaya cikmca, miictehid olan alimler, gece giindiiz cahsarak, bu 
isin nasil yapilmasi lazim geldigini, (Edille-i ser'iyye) ismindeki dort kaynakdan 
bulup cikarmislar, biitiin miislimanlar da, bu isi, kendi mezheb imamlannm bulup 
anladigma uyarak yapmislardi. Yapanlar da, on veya bir sevab kazanirdi. Dortyiiz 
senesinden sonra da, bu miictehidlerin bulduklarma uyuldu. Bu uzun zemanlar- 
da, hicbir musliman, hicbir isinde caresiz kalmadi, sikmtiya diismedi. Daha son- 
ra miictehidlerin yedinci derecesinde de bir alim, bir mufti yetisemedigi icin, sim- 
di dort mezhebden birinin ahmlerinin kitablarim okuyup anhyabilen bir miisliman- 
dan ve onun terceme etdigi kitablardan ogrenip, ibadetlerimizi buna gore yapma- 
miz ve bunlara uygun yasamamiz lazimdir. Allahii teala, herseyin hiikmiinu 
Kur'an-i kerimde bildirdi. Onun yiice peygamberi olan Muhammed aleyhisselam 
da, bunlarm hepsini acikladi. Ehl-i siinnet alimleri de, bunlari, Eshab-i kiramdan 
ogrenip kitablanna yazdilar. Simdi bu kitablan diinyamn her yerinde mevcuddur. 
Diinyamn her yerinde, kiyamete kadar ortaya cikacak olan her yeni seyin nasil 
kullanilacagi, bu kitablann bir bilgisine benzetilebilir. Bunun miimkin olmasi, 
Kur'an-i kerimin mu'cizesi ve islam ahmlerinin bir kerametidir. Yalmz miihim olan 
sey, karsilasilan isin nasil yapilacagim, Ehl-i siinnet olan hakiki bir muslimandan 
sorup ogrenmek lazimdir. Mezhebsiz din adamina sorulursa, fikh kitablanna uy- 
mayan cevab vererek, insani yanlis yola siiriikler. 

Arab memleketlerinde birkac sene kalip da, arabikonusmasim ogrenip, orada 
zevk ve safa ile eglenerek omriinu giinah islemekle ciiriitiip, sonra bir mezhebsiz- 
den, bir Ehl-i siinnet dusmanmdan miihiirlii bir kagid alarak, Pakistana, Hindis- 
tana donen mezhebsiz cahillerin, gencleri nasil aldatdiklarim yukanda bildirmis- 
dik. Bunlarm sahte diplomalarmi goren ve arabi konusduklanm isiten gencler, ken- 
dilerini din adami sanir. Halbuki bunlar bir fikh kitabim anlamakdan acizdirler. 
Kitablardaki fikh bilgilerinden hie haberleri yokdur. Zaten, bu islam bilgilerine 

-493- 



inanmazlar, gericilik derler. Eskiden islam alimleri kendilerine sorulan seylere, fikh 
kitablarmdan cevab bulup, siial edenlere bunlan soylerlerdi. Mezhebsiz din ada- 
mi ise fikh kitabmi okuyup anhyamadigi icin, cahil kafasina ve noksan aklma ge- 
lenleri soyliyerek siial sahibini aldatir. Onun Cehenneme gitmesine sebeb olur. Bu- 
nun icindir ki, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Alimlerin iyisi, insan- 
lann en iyisidir. Alimlerin kotiisii insanlarm en kotiisiidiir) buyurdu. Bu hadis-i se- 
rif gosteriyor ki, Ehl-i sunnet alimi, insanlarm en iyisidir. Mezhebsizler de, insan- 
larm en kotiisiidiir. Ciinki, birinciler, insanlan Resulullaha uymaga, ya'ni Cenne- 
te, ikinciler ise, insanlan kendi sapik dusiincelerine uymaga, ya'ni Cehenneme sii- 
riiklemekdedirler. 

Misrdaki Cami'ul-ezher islam iiniversitesinden me'zun iistaz ibni Halife Alivi 
(Akidet-iis-selef-i vel-halef) kitabmda diyor ki, (Allame Ebu Ziihre, (Tarih-ul-me- 
zahib-il-islamiyye) kitabmda yazdigi gibi, hicretin dordiincti asnnda, hanbeli mez- 
hebinden ayrilan ba'zi kimseler, kendilerine (Selefiyyin) ismini verdiler. Yine 
hanbeli mezhebinde olan Ebiilferec Ibniilcevzi "rahmetullahi teala aleyh" ve bas- 
ka alimler, bu selefilerin selef-i salihinin yolunda olmadiklarmi, bid'at ehli, mu- 
cessime firkasindan olduklarmi bildirerek, bu fitnenin yayilmasim onlediler. Ye- 
dinci asrda, ibni Teymiyye, bu fitneyi tekrar alevlendirdi). Bu kitabda, selefilerin 
ve vehhabilerin cesidli bid'atleri ve Ehl-i siinnete karsi yapdiklan iftiralan uzun 
yazilmis ve cevablan verilmisdir. Kitab 1398 [m. 1978] de Samda basilmisdir. Uc- 
yiizkirk sahifedir. 

Mezhebsizler kendilerine, (Selefiyye) ismini takmislar. ibni Teymiyye, Selefile- 
rin biiyiik imamidir diyorlar. Bu sozleri bir bakimdan dogrudur. Ciinki, ibni Teymiy- 
yeden once (SelefT) ismi yokdu. Selef-i salihin vardi. Bunlarm i'tikadlan da Ehl-i sun- 
net mezhebi idi. ibni Teymiyyenin sapik fikrleri vehhabilere ve diger mezhebsizle- 
re kaynak oldu. ibni Teymiyye hanbeli mezhebinde olarak yetisdi. Ya'ni Ehl-i sun- 
net idi. Fekat ilmi cogahp, fetva makamina yiikselince, kendi fikrlerini begenme- 
ge, kendini Ehl-i sunnet alimlerinden "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" iistiin 
gormege basladi. ilminin cogalmasi, dalaletine, sapitmasma sebeb oldu. Hanbeli 
olmasi kalmadi. Ciinki, dort mezhebden birinde olabilmek icin, Ehl-i sunnet i'ti- 
kadmda olmak lazimdir. Ehl-i sunnet i'tikadinda olmayan kimse icin hanbeli 
mezhebindedir denilemez. 

Mezhebsizler, bulunduklan memleketdeki Ehl-i sunnet din adamlarim "rahme- 
tullahi teala aleyhim ecma'in", her firsatda kotiiliiyorlar. Bunlarm kitablarmm 
okunmasini, Ehl-i sunnet bilgilerinin ogrenilmesini onlemek icin her hiyleye bas- 
vuruyorlar. Mesela, bir mezhebsiz, bu fakirin ismini soyliyerek, (Eczaci, kimyager, 
dinden ne anlar? O kendi san'ati uzerinde calissm. Bizim isimize kansmasin) de- 
mis. Su cahilce, su ahmakca soze bakmiz! Fen adamlarmin din bilgisi olmaz sani- 
yor. Bilmiyor ki, musliman fen adami, her an sun'-i ilahiyi temasa etmekde, mas- 
nu'at kitabmda sergilenmis bulunan yiice Hahkm kemalatmi anlamakda, Onun son- 
suz kudreti karsismda, mahluklann aczini gorerek, Onu her an tesbih ve tenzih et- 
mekdedir. Alman atom alimi Max Planck, (Der Strom) kitabmda, bunu cok giizel 
bildirmekdedir. Bu cahil mezhebsiz ise, yurt dismdaki kendi gibi bir sapikdan al- 
digi belgeye ve bunun sagladigi masaya dayanarak ve belki de, yurt dismda dagi- 
tilan altmlarm hayalleri ile mest olarak, din bilgilerini kendi inhisarmda gormek- 
dedir. Allahii teala, bu zevalhyi ve ciimlemizi lslah eylesin! Boyle belgeli din hir- 
sizlarmm tuzaklarma dtisen temiz gencleri de, halas buyursun! Amin. 

Evet, bu fakir, eczaci ve kimya yiiksek miihendisi olarak milletime otuz sene- 
den ziyade hizmet etdim. Fekat yedi sene din tahsili yaparak ve geceli giindiizlii 
cahsarak da, biiyiik islam aliminden icazet almakla da sereflendim. Fen bilgileri 
ile din bilgilerinin azameti altmda ezilerek, aczimi iyice anladim. Bu anlayis icin- 
de, hakkiyla kulluk yapabilmek gayretindeyim. En biiyiik korkum ve endisem, dip- 

-494- 



lomalarimm ve icazetimin yaldizlarma aldanarak, bu konularda soz sahibi olaca- 
gimi sanmakhgimdir. Bu korkumun coklugu, her soztimde gozlere carpmakdadir. 
Hicbir zeman kendi goriisumii, kendi fikrimi yazmaga cesaret etmedim. Daima 
Ehl-i siinnet alimlerinin, anhyabilenleri hayran eden kiymetli yazilanm arabiden 
ve farisiden terceme ederek gene kardeslerime sunmaga cahsdim. Bu korku- 
mun coklugundan, kitab yazmagi diisunmemisdim. (Savaik-ul-muhrika)nm ilk sa- 
hifesinde yazili olan, (Fitne yayildigi zeman, hakikati bilen, baskalanna bildirsin! 
Bildirmezse, Allahin ve biitiin insanlarin la'neti ona olsun!) hadis-i serifini goriin- 
ce, diisiinmege basladim. Bir tarafdan, Ehl-i siinnet alimlerinin, din bilgilerinde- 
ki ve kendi zemanlarmda bulunan fen bilgilerindeki anlayislarmin ve akllannm 
iistunlugiinu ve ibadet ve takvalardaki gayretlerini ogrendikce, kucuklugumii 
anlayip, O biiyiik alimlerin ilm deryalan yaninda, kendi bilgilerimi bir damla gi- 
bi gortip, bir yandan da, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmi okuyup anhyabile- 
cek salih kimselerin azaldigini ve cahil, sapik kimselerin din adamlan arasma ka- 
risarak, bozuk, sapik kitablar yazildigmi gorerek iiziiliip, hadis-i serifde bildiri- 
len la 'net tehdfdinden dehset duydum. Kiymetli gene kardeslerime olan sefkat ve 
merhametim de, bu fakiri hizmete zorlayarak, Ehl-i siinnet alimlerinin kitabla- 
rmdan secdigim yazilan terceme etmege basladim. Aldigim sayisiz tebrik ve tak- 
dir yazilarmin yam sira, tek tiik mezhebsizin serzenis ve iftiralarma da hedef ol- 
dum. Rabbime ve vicdamma karsi ihlasimda ve sadakatimde bir siibhem olmadi- 
gi icin, Allahii tealaya tevekkiil ve Resuliiniin "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" ve salih kullanmn miibarek ruhlarma tevessiil ederek, hizmete devam etdim. 
Allahii teala, hepimizi razi oldugu dogru yolda bulundursun! Amin. 

Misrda cami'ul-ezher Universitesi miiderrislerinden biiyiik hanefi alimi Muham- 
med Bahit-iil-mutfi, (Tathir-iil-fiiad min-denisil-i'tikad) kitabmda diyor ki, insan- 
lar icinde ruhlari en yiiksek ve en olgun olanlan, Peygamberlerdir "aleyhimiissa- 
latii vesselam". Bunlar hata etmekden, sasirmakdan, gafletden, hiyanet etmekden, 
te'assub ve inaddan ve nefse uymakdan ve garez, kin baglamakdan ma'sumdurlar. 
Peygamberler "aleyhimiissalatu vesselam", Allahii tealamn kendilerine bildirdi- 
gi seyleri soylerler ve aciklarlar. Onlann bildirdikleri din bilgileri, emrler ve ya- 
saklar hep dogrudur. Hipbiri batil, bozuk degildir. Peygamberlerden "salevatul- 
lahi teala aleyhim ecma'in" sonra insanlarin en yiiksek ve en olgun olanlan, Pey- 
gamberlerin sahabileridir. Ciinki bunlar, Peygamberlerin sohbetinde yetismis, 
olgunlasmis, temizlenmislerdir. Hep, Peygamberlerden isitdiklerini bildirmisler ve 
aciklamislardir. Bunlarm da bildirdiklerinin, hepsi dogrudur. Bunlar da yukanda 
bildirdigimiz kotiiliiklerden mahfuzdurlar. Te'assub ile, inad ile birbirlerinin soz- 
lerine karsi gelmemisler, nefslerine uymamislardir. Bunlarm, ayet-i kerimeleri ve 
hadis-i serifleri aciklamalan, Allahii tealamn dinini Onun kullarma bildirmek 
icin ictihad etmeleri, Allahii tealamn bu iimmete biiyiik bir ihsamdir ve sevgili Pey- 
gamberi Muhammed aleyhisselama merhametidir. Kur'an-i kerim, Eshab-i kira- 
min kafirlere karsi sert olduklarim ve birbirlerine cok merhametli olduklanni, se- 
visdiklerini, nemazlan titizlikle eda etdiklerini, herseyi ve Cenneti Allahdan bek- 
lediklerini bildiriyor. ictihadlarmda icma' hasil olanlarm hepsi dogrudur. Hepsi se- 
vaba kavusmuslardir. Ciinki, hak birdir. 

Eshab-i kiramdan sonra, insanlarin en iistiinleri, Eshab-i kirami goren ve onla- 
nn sohbetinde yetisen miislimanlardir. Bunlara, (Tabi'in) denir. Bunlar, biitiin bil- 
gilerini Eshab-i kiramdan almislardir. Tabi'inden sonra, insanlarin en iistiinleri, Ta- 
bi'ini goren ve onlann sohbetinde yetisen miislimanlardir. Bunlara (Tebe'i tabi'in) 
denir. Bunlardan sonra gelen asrlarda, kiyamete kadar bulunan insanlarin en iis- 
tiinleri, en iyileri de, bunlara tabi' olan, bunlarm bildirdiklerini ogrenip, yollann- 
da bulunan miislimanlardir. Selef-i salihinden sonra gelen din adamlarimn arasm- 
da sozleri, isleri Resulullahm ve Selef-i salihmin bildirdiklerine uygun olup, i'ti- 

-495- 



kadda ve amelde bunlarm yolundan hie ayrilmiyan zeki, aklh ve islamiyyetin hu- 
dudlarim asmiyan bir kimse, baskalannm kotiilemesinden korkmaz. Onlara uya- 
rak dogru yoldan ayrilmaz. Cahillerin sozlerine uymaz. Aklma uyarak, miictehid 
imamlarm dort mezhebinden disari cikmaz. Miislimanlarm, boyle bir alimi bulma- 
si, bilmediklerini bundan sorup ogrenmesi, biitiin islerini bunun sozlerine uygun yap- 
masi lazimdir. Ciinki, boyle bir alim, Allahii tealamn kullarim hatadan korumak ve 
herseyi dogru yapmalanm saglamak icin yaratmis oldugu ma'neviilaclan, ya'niru- 
hun tedavisi bilgilerini bilir ve insanlara bildirir. Run hastalarim, idraksiz olanla- 
n tedavi eder. Boyle bir alimin her sozii, her isi ve inanisi, islamiyyete uygundur. 
Her seyi dogru olarak anlar. Her soruya dogru cevab verir. Her isinden Allahii te- 
ala razidir. Allahii teala, nzasma kavusmak istiyenlere, nzasma kavusduran yolla- 
n gosterir. Allahii teala, iman edenleri ve mianm icablarmi yapanlan zulmetlerden, 
sikmtilardan kurtanr. Bunlari nura, huzura, se'adete kavusdurur. Bunlar, her ze- 
man ve her islerinde, rahat ve huzur icinde olurlar. Bunlar, kiyamet giiniinde, 
Peygamberlerin, Siddiklarm, sehidlerin ve salih muslimanlarm yanmda bulunurlar. 

Bir din adami, hangi asrda bulunursa bulunsun, Peygamberin ve Eshabinin bil- 
dirdiklerine uymazsa, sozleri, isleri ve i'tikadi bunlarm bildirdiklerine uygun olmaz- 
sa ve nefsine, dtisiincelerine uyarak islamiyyetin disma tasarsa ve akhna uyarak is- 
lamiyyetin inceliklerine karsi gelir, anhyamadigi bilgilerde dort mezhebin disina ta- 
sarsa, bu kimsenin kotii din adami oldugu anlasihr. Allahii teala bunun kalbini 
muhiirlemisdir. Gozleri hak yolu goremez. Kulaklan dogru sozii isitemez. Buna, ki- 
yametde btiyiik azab vardir. Allahii teala, bunu sevmez. Bunun gibi olanlar, Peygam- 
berlerin diismanidirlar. Bunlar, kendilerini dogru yolda sanir. Yapdiklarmi begenir- 
ler. Halbuki, bunlar seytamn yolundadirlar. Bunlardan akhm toparlayip dogruya do- 
nebilen cok azdir. Bunlarm her sozii tath olur. Yaldizh olur. Faideli gortiniir. Hal- 
buki, diisiindiikleri, begendikleri seyler hep kotiidiir. Ahmaklan aldatarak kotii yo- 
la, felakete siiriiklerler. Sozleri, kar yiginlan gibi parlak, lekesiz goriiniir. Fekat, ha- 
kikat giinesi karsisinda eriyip giderler. Allahii tealamn kalblerini karartdigi ve mii- 
hiirledigi bu kotii din adamlanna (Bid'at ehli), ya'ni mezhebsiz din adami denir. Bun- 
lar, i'tikadlan ve amelleri, Kur'an-i kerime ve Hadis-i seriflere ve icma'i iimmete uy- 
miyan kimselerdir. Bunlar dogru yoldan sapmis olup, miislimanlan da felakete sii- 
riiklemekdedirler. Bunlara uyanlar, Cehenneme gideceklerdir. Selef-i salihin zema- 
mnda ve sonra gelen din adamlan arasmda boyle bozuk olanlar cok vardi. Musliman- 
lar arasinda bunlarm bulunmasi, insamn bir uzvunun kangren [veya kanser] olma- 
sma benzer. Bu yarayi yok etmedikce, saglam kismlar da felaketden kurtulamaz. Bun- 
lar, bulasici hastahk mikrobu tasiyan hastalar gibidir. Bunlara yaklasanlar zarar go- 
riir. Bunlarm zararma yakalanmamak icin yanlanna yaklasmamak lazimdir. 

Bozuk, sapik din adamlanndan ve zaran cok olanlardan birisi, ibni Teymiyye 
denilen din adamidir. (El-vasita) ve baska kitablarmda, (iciiia , ul-inusliinin)den ay- 
nlmis ve Kur'an-i kerimde, Hadis-i seriflerde acikca bildirilen seylere ve selef-i sa- 
lihinin yoluna uymamisdir. Kisa aklma, bozuk diisuncelerine uyarak, bid'at yolu- 
na kaymisdir. ilmi cokdu. Allahii teala, onun ilmini dalaletine, felakete sapmasi- 
na sebeb yapdi. Nefsinin arzularma uydu. Bozuk, sapik fikrlerini hak olarak, 
dogru olarak yaymaga cahsdi. 

Btiyiik alim ibni Hacer-i Mekki "rahmetullahi teala aleyh", (Fetavel-hadisiy- 
ye) kitabinda diyor ki: (Allahii teala, ibni Teymiyyeyi dalalete, felakete diisiirdii. 
Gozlerini kor, kulaklarmi sagir etdi. Bircok alim, bunun islerinin bozuk, sozleri- 
nin yalan oldugunu bildirmisler ve vesikalarla isbat etmislerdir. Biiyiik islam ali- 
mi Ebiil Hasen-il-Siibkmin ve oglu Tac-iid-din-i Siibkinin ve imam-iiPiz bin-ce- 
ma'anm kitablarmi okuyanlar ve onun zemaninda bulunan Safi'i, Maliki ve Ha- 
nefi alimlerinin, kendisine karsi sozlerini ve yazilarmi inceliyenler, soziimiiziin dog- 
rulugunu iyi anlar). 

-496- 



ibni Teymiyye, tesavvuf alimlerine de dil uzatmis, iftiralarda bulunmusdur. Bu- 
nunla da kalmayip, Hazret-i Omer ve Hazret-i All gibi, islam dininin temel direk- 
lerine saldirmakdan da cekinmemisdir. Sozleri olciiyii ve edebi asarak, yalcm ka- 
yalara bile ok atmisdir. Dogru yolda olan alimlere bid'at ehli, sapik, cahil demis- 
dir. 

(Tesavvuf buyiiklerinin kitablanna yunan felesoflanmn, islamiyyete uymi- 
yan bozuk fikrleri kansmisdir) diyor ve bunu bozuk, sapik fikrleri ile isbat et- 
mege kalkisryor. Hakfkati bilmiyen gencler, onun atesli, yaldizh yazilanna al- 
danarak, dogru yoldan ayrilabilirler. Mesela, (Tesavvufcular (Levh-il-mah- 
fuz)u goriiyoruz der. ibni Sina gibi felsefeciler, buna (Nefs-iil-felekiyye) diyor- 
lar. insanlarm ruhu, olgunlasarak, Nefs-iil-felekiyye ile yahud (Akl-iil-fe'al) ile, 
uyanik veya uykuda birlesirler. Diinyada olan herseye bu ikisi sebeb olmakda- 
dir. Insanin ruhu, bu ikisi ile birlesince, bunlarda bulunanlan haber ahr derler. 
Bunlari Yunan felesoflan bildirmedi. Sonra gelen ibni Sina ve benzerleri soy- 
lediler. imam-i Ebu Hamid Gazali ve Muhyiddin-ibniilarabi ve Enduliislii fel- 
sefeci Kutbiiddm Muhammed ibnti Seb'in de boyle seyler soylemislerdir. Bun- 
lar felsefecilerin sozleridir. islam dininde boyle seyler yokdur. Boyle sozlerle 
dogru yoldan aynlmislar. Si'a ve isma'iliyye ve Karamiti ve batinf mulhidleri gi- 
bi miilhid olmuslardir. Ehl-i siinnet ve Hadis alimlerinin ve Fudayl bin iyad gi- 
bi Ehl-i siinnet olan tesavvufculann hak yollarmdan ayrilmislardir. Bunlar bir 
yandan felsefeye dalmislar, bir tarafdan da, Mu'tezile ve Ktiramiyye gibi firka- 
lara karsi miicadele etmislerdir. Tesavvufcular tice aynhr: Birincisi, hadis ve siin- 
net ehlidir. ikincisi, kuramiyye gibi bid'at ehlinden olanlardir. Uciincusii, (ih- 
van-iis-safa) kitablanna ve Ebiil Hayyanin sozlerine uyanlardir. ibni Arabi ve 
ibni Seb'in ve benzerleri, felsefecilerin sozlerini alarak tesavvufcu sozti sekli- 
ne sokmuslardir. ibni Sinanin, ( Ahiriil-isarat ala-makamil arifin) kitabmda 
boyle yazilan cokdur. imam-i Gazali de, ba'zi kitablannda mesela, (El-kitabiil- 
madnun) ve (Miskat-ul-envar) kitabmda boyle seyler bildirmisdir. Hatta, arka- 
dasi Ebu Bekr-ibniil-Arabi, buna felsefeye daldigmi bildirmis ve kendisini bu- 
radan kurtarmaga cahsmis, fekat kurtaramamisdir. imam-i Gazali, bir tarafdan 
da, felsefecilerin kafir olduklarmi bildirmisdir. Omruniin sonunda, (Buharf) 
okumusdur. Boylece, o yazilarmdan vaz gecmis oldugunu soyleyenler vardir. 
Ba'zilan da, boyle sozler imam-i Gazaliye iftira olarak yazilmisdir dediler. Bu 
konuda, imam icin, soylentiler cokdur. Sicilya adasmda yetismis olan Maliki alim- 
lerinden Muhammed Mazeri ve Endultis alimlerinden Turtusi ve ibn-ul-Cevzi 
ve ibnii Ukayl ve baskalan cok seyler soyledi). 

ibni Teymiyyenin yukandaki sozleri Ehl-i siinnet alimlerine karsi olan kotii dii- 
siincelerini acikca gostermekdedir. Eshab-i kiramm biiyiiklerini bile boyle kotii- 
lemekdedir. Ehl-i siinnet alimlerinin coguna boylece sapik damgasi basmisdir. Bu 
arada biiyiik Veli, ariflerin kutbu Ebiil Hasen-is-sazili hazretlerini, (Hizb-iil-ke- 
bir) ve (Hizb-ul-bahr) kitablarmdan dolayi cok kotiilemis ve Muhyiddin ibniil Ara- 
bi ve Omer-ibn-il-fand ve ibnii-seb'in ve Hallac Hiiseyn bin Mansur gibi tesavvuf 
biiyiiklerini cirkin kelimelerle alcaltdigi icin zemamndaki alimler, bunun fisk ve 
bid'at sahibi oldugunu sozbirligi ile bildirdiler. Kiifriine fetva verenler de oldu. [De- 
rin islam alimi Abdiilgani Nabliisi, (El-Hadikat-iin-nediyye) kitabimn 363 ve 373. 
cii sahifelerinde, bu tesavvuf biiyiiklerinin ismlerini yazarak, birer Veli olduklan- 
m ve bunlara dil uzatanlann cahil ve gafil olduklarmi bildirmekdedir.] 705 [m. 1305] 
senesinde, ibni Teymiyyeye yazilan bir mektubda deniyor ki, (Kendini biiyiik 
alim ve zemanmm imami sanan din kardesim! Seni Allah nzasi icin sevmisdim. Sa- 
na karsi olan ahmleri begenmiyordum. Fekat, senin sevmege uymayan sozlerini 
isitince sasirdim. Akh olan kimse, giines batmca, gecenin baslamasmda siibhe e- 
der mi? Sen, dogru yolda oldugunu ve (Emr-i bil ma'ruf) ve (Nehyi-anil-miinker) 

- 497 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:32 



yapdigim bildirmisdin. Maksadmm ve niyyetinin ne oldugunu Allahii teala bilir. 
Fekat, ihlas insanm islerinden belli olur. Senin islerin, soziiniin perdesini yirtmak- 
dadir. Nefslerine uyanlara, sozleri ciiriik olanlara uyarak zemamndakilere sovmek- 
le kana'at etmeyip, oliilere de kafir damgasim basdm. Selef-i salihinden sonra ge- 
lenlere saldirdigm yetismiyormus gibi, Eshab-i kirama ve bunlarm biiytiklerine de 
dil uzatdm. Kryamet giinii, bu biiyiikler, haklanni istedikleri zeman, ne hale dii- 
secegini diisiinmiiyor musun? Salihiyye sehrinde, Cami'iil-cebel minberinde, Haz- 
ret-i Omerin "radiyallahii teala anh" yanhs sozleri ve belalan vardir dedin. Bu be- 
lalar ne imis? Selef-is-salihmden hangi belayi isitdin? Hazret-i Alinin "radiyalla- 
hii teala anh" ucyuzden fazla hatasi oldugunu soyliyorsun. Hazret-i All boyle 
olunca, senin dogru bir soziin olabilir mi? Simdi sana karsi harekete geciyorum. 
Miishmanlan senin serrinden korumaga calisacagim. Ciinki, azginhgin haddi as- 
di. Eziyyetlerin biitiin dirilere ve oliilere ulasdi. Mii'minlerin senin serrinden sa- 
kinmalan lazimdir.) 

Ibni Teymiyyenin Selef-i salihinden aynldigini gosteren mes'eleleri Taciiddin- 
us-Siibki soyle bildirmekdedir: 

1 — Talak vaki' olmaz. Yemin keffareti vermek lazimdir diyor. Kendisinden ev- 
vel gelen islam alimlerinden hicbiri keffaret verilecegini bildirmedi. 

2 — Haid kadma verilen talak vaki' olmaz diyor. 

3 — Amden, kasden terk edilen nemazi kaza etmek lazim degildir diyor. 

4 — Haid kadmm Ka'beyi tavaf etmesi mubahdir. Keffaret vermez diyor. 

5 — tic olarak verilen talak, bir talak olur diyor. Halbuki, bunu bildirmeden on- 
ce, icma'ul-muslimmin boyle olmadigmi kendisi senelerce soylemisdir. 

6 — Islamiyyete uygun olmayan vergiler, bunu isteyene halaldir diyor. 

7 — Bunlar tiiccardan ahnmca, niyyet edilmese bile, zekat yerine gecer diyor. 

8 — Suda fare gibi hayvan oliince necs olmaz diyor. 

9 — Ciiniib olamn, gece gusl etmeden nafile nemaz kilmasi caizdir diyor. 

10 — Vakifm yapdigi sarta i'tibar olunmaz, diyor. 

11 — Icma'i iimmete uymayan kimse, kafir olmaz ve fasik olmaz diyor. 

12 — Allahii teala mahall-i havadisdir ve zerrelerden yapilmisdir diyor. 

13 — Kur'an-i kerim, Allahii tealanm zatinda yaratilmisdir diyor. 

14 — Alem, ya'ni her mahluk, nev'i ile kadimdir diyor. 

15 — Allah, iyi seyleri yaratmaga mecburdur diyor. 

16 — Allahii tealanm cismi ve ciheti vardir ve yer degisdirir diyor. 

17 — Cehennem ebedi degildir, sonunda soner diyor. 

18 — Peygamberlerin ma'sum olduklarmi inkar ediyor. 

19 — Resulullahm "sallallahu teala aleyhi ve sellem" diger insanlardan farki yok- 
dur. Onu vasita kilarak diia etmek caiz olmaz diyor. 

20 — Resulullahi "sallallahu teala aleyhi ve sellem" ziyaret etmege niyyet ede- 
rek Medme sehrine gitmek giinahdir diyor. 

21 — Sefa'at istemek icin gitmek de haramdir diyor. 

22 — Tevrat ve incilin kelimeleri degil, ma'nalan degismisdir diyor. 

Ba'zi alimler, yukanda bildirilenlerin cogu ibni Teymiyyenin sozii degildir de- 
di ise de, Allahii tealanm ciheti oldugunu ve parcalann birlesmesinden meydana 
geldigini soyledigini inkar eden yokdur. Bununla beraber, ilminin, celaletinin ve 
diyanetinin cok oldugu soz birligi ile bildirildi. Fikh, ilm, adl ve insaf sahibi ola- 
mn, bir seyi incelemesi, ondan sonra ve ihtiyath olarak karar vermesi lazimdir. He- 
le bir muslimamn kiifriine, irtidadma, dalaletine ve oldiiriilmesine karar verirken 
cok incelemek ve ihtiyath davranmak lazimdir. ibni Hacer-i Mekkmin "rahmetul- 
lahi teala aleyh" (Fetavel-hadisiyye) kitabmdaki yazisi burada temam oldu. 

-498- 



Zemammizda, ibni Teymiyyeyi taklid etmek modasi ortaya cikdi. Onun sapik 
yazilanni savunuyor ve kitablanni, bilhassa (Vasita) kitabim basdinyorlar. Bu ki- 
tab basdan basa onun Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere ve icma'i miislimine uy- 
miyan fikrleri ile doludur. Okuyanlar arasmda biiyiik fitne ve boliiciiliik uyandir- 
makda, kardesi kardese dtisman etmekdedir. Hindistanda bulunan vehhabiler 
ve baska islam memleketlerinde, bunlann tuzaklarma diismiis olan cahil din 
adamlan, ibni Teymiyyeyi kendilerine bayrak yapmislar, ona (Biiyiik miictehid), 
(Seyh-ul-islam) gibi ismler takiyorlar. Onun sapik fikrlerine, bozuk yazilarma 
din ve iman diye sanhyorlar. Miislimanlan parcahyan, islamiyyeti icerden yikan 
bu feci' akmtiyi durdurmak icin Ehl-i siinnet alimlerinin onu red eden, vesikalar- 
la ciiruten kiymetli kitablanni okumahdir. Bu kiymetli kitablar arasinda, biiyiik 
imam, derin alim Takiyyuddin-us-Subkinin "rahmetullahi teala aleyh", (Sifa-iis- 
sikam fi-ziyareti-hayril-enam) kitabi, ibni Teymiyyenin bozuk fikrlerini mahv 
etmekde, fesadlanm yok etmekde, inadcihgim ortaya koymakdadir. Kotii niyyet- 
lerinin, bozuk inanislannin yayilmasmi onlemekdedir. 

10 — (EL-CEMA'AT-UL-iSLAMIYYE) bid'at firkasim, 1360 h.-1941 m. se- 
nesinde, Hindistanda Mevdudi isminde bir mezhebsiz kurmusdur. 1988 tarihli 
(Es-sakikan) ismindeki kitabda Humeyniyi medh eden yazilan mevcuddur. (EL- 
CEMA'ATUT-TEBLIGiYYE) firkasim da, 1345 [m. 1926] senesinde Muhammed 
ilyas Dehlevi kurmus, 1363 [m. 1944] de olmiisdur. Yerine gecen oglu Muhammed 
Yusiif, arabi (Hayat-iis-sahabe) kitabmda, Eshab-i kirami cok medh ederek, 
gencleri aldatmakdadir. Omer Riza Dogrulun ingilizceden tiirkceye terceme et- 
digi (Asr-i se'adet tarfhi) baska olup, (El-Faruk) kitabimn miiellifi olan, Hindis- 
tanli Sibli Nu'maninin (Es-siretiinnebeviyye) kitabimn tercemesidir. Yusiif 1394 
[m. 1974] de oldii. (Faideli Bilgiler) kitabma bakimz! Sibli Nu'mani 1332 [m. 
1914] de oldii. (Herkese Lazim Olan Iman) kitabmda, (El-Faruk) kitabi genis an- 
latilmakdadir. 

Ehl-i siinnetden ayrilmis olanlar, yukarda bildirdigimiz ismler altinda gizlene- 
rek, kendilerini miisliman tamtiyorlar. Miisliman olmiyanlarla miinakasa ede- 
rek, islamiyyetin hak din, biricik se'adet yolu oldugunu anlatiyorlar. Bunu anhyan- 
lar, hemen miisliman oluyorlar. Fekat, bu zevalhlan aldatarak, kendi bozuk firka- 
larma cekiyorlar. Nobel miikafati almis olan fizikci Abdiisselam Kadyanidir. 1980 
senesinde, cenub Afrikada, hiristiyanlarla miicadele ederek, onlan islamiyyete cezb 
eden, Ahmed Didad da, ehl-i siinnet degildir. Bu mezhebsizler, yeni miisliman olan- 
lann, Ehl-i siinnetin hak yoluna, ebedise'adete kavusmalarma mani' olmakdadir- 
lar. 

22 — HURUFlLIK 

Bektasi deyince iki diirlii insan anlasihr: Birincisi, hakiki, dogru Bektasi olup, 
haci Bektas-i Veli hazretlerinin gosterdigi hak yolunda giden temiz mtislimanlar- 
dir. 

Bektasilerin ikincisi, sahte, yalanci Bektasilerdir. Bunlar, bozuk yolda olan hu- 
rufilerdir. Eskiden Bektasi denilen kimselerin cogu bunlardi. Zemanla azaldilar, 
yok oldular. Simdi Tiirkiyede sahte, bozuk bektasi yokdur. Sahte bektasiler, miis- 
limanlar arasinda rahat yasamak ve inanclanm saklayarak, gencleri aldatabilmek 
icin, bu kiymetli ismi maske olarak kullanmislardi. Boyle, cesidli kiymetli ismler 
altinda saklanan dinsizler az degildir. Mesela, (Melami) ismi boyledir. Hie ibadet 
yapmayan, her pesid giinahi, kotiiliigii isliyen, islamiyyete uymayan sapiklar, ken- 
dilerine melami dediler. Halbuki melami, bes vakt nemaz gibi farzlan cami'de ki- 
hp, haramlardan kacman, nafile ve siinnetleri evinde gizli kihp, sohretden sakinan 
temiz kimse demekdir. Tokadh ishak efendi (Kasif-iil-esrar) kitabmda diyor ki: 

-499- 



Muslimanlan aldatmak icin kendilerine kiymetli bir ism takan yalancilardan bi- 
ri de, Bektasi tarikati adi altinda toplanan hurufilerdi. Hurufilik, bir mezheb de- 
gildir. Bir tarikatdir. Bu bozuk tarikatde bulunanlar, onceleri ic yiizlerini sakliyor- 
lardi. [1288] hicriyilinda, maskelerini kaldirmaga basladilar. (Cavidan) adindaki 
gizli kitablanni ortaya cikardilar. Bu kitablan alti formadir. Bir formasim huru- 
filigin kurucusu olan Fadlullah bin Ebi Muhammed Tebrizi, farisi dili ile yazmis, 
bes formasim da, bunun talebesinden ba'zilan duzmiisdur. Bunlardan Feristeh og- 
lunun ( Askname) adindaki formasmda, kiifrleri, oteki formalardaki kadar acik yaz- 
madigmdan, bunu, 1288 [m. 1871] de Istanbulda tas iizerinden basdilar. 

Fadlullah Hurufi adindaki zmdik, (Karamitf) tarikati kalmtilarmdan birinin der- 
visi idi. Karamitilere (ibahiyye) de denir. Bunlar, haramlara halal deyip, yetmis 
seksen sene hacilan soydular. Miislimanlan oldiirdiiler. Hiikumet kurdular. Hii- 
kumetleri 372 [m. 983] senesinde yikilmca, dagildiklan yerlerde gizlendiler. Bun- 
lardan Hasen Sabbahm kurdugu (isma'iliyye) devleti de, 654 [m. 1256] de yikil- 
di. Fadl, Iranda Esterabad sehrinde, gizlice kiifr yaydi. Dokuz yardimci buldu. Nok- 
ta ilmi diye birsey uydurdu. Bu is mubahdir, nokta cift geldi. Falan sey haramdir, 
nokta tek geldi derdi. ibni Hacer-i Askalani hazretleri, (Enba-i Fadl) adindaki ta- 
rihinde, Fadlullah ve hurufilik tarikati hakkmda genis bilgi vermekdedir. Fadlul- 
lahin kiifrleri yayilmca, Timur hanm oglu Miran Sah "rahmetullahi teala aleyh", 
babasinm emri ile, 796 [m. 1393] senesinde, Fadlullahi oldiirdii. Bacagma ip taki- 
hp, sokaklarda siiriiklendi. Boylece, islamiyyet biiyiik bir diismandan kurtuldu. Ya- 
vuz Sultan Selim han "rahmetullahi teala aleyh", sah isma'ili maglub ederek, 
si'iligin yayilmasim onledigi gibi, Timur han "rahmetullahi teala aleyh" da, isla- 
miyyet icin cok tehliikeli olan Hurufiligin yayilmasim onliyerek, islamiyyete bii- 
yiik hizmet etmisdir. Bunun icin, sahte olan Bektasi, ya'ni (Hurufi) tarikatinin mii- 
ridleri, Timur ham sevmez, onu hep kotiilerler. 

Fadlullah oldiiriiliip, Esterabad yikilmca, dokuz yardimcisi kacdi. Bunlardan 
(Ali-yiil-a'la) adindaki kimse, Anadoluda bir Bektasi tekkesine geldi. (Cavidan)i giz- 
lice yaymaga, cahilleri aldatmaga basladi. Haci Bektas-i Velinin yolu budur dedi. Ha- 
ramlara mubah, nefsin arzularma, serbestdir dedigi icin, tarikati kotii insanlar ara- 
smda cabuk yayildi. Sozlerine (Sir) deyip, cok gizli tutulmasim emr ederdi. Sirlari 
yabancilara acanlan oldiirmek bile vaki' olurdu. Sirlara (Cavidan) kitabmda a, c, v, 
z gibi harflerle isaret edilmekdedir. Herbiri kafirlik olan bu isaretler, (Miftah-ul-ha- 
yat) adindaki kitabda aciklanmisdi. Bu kitaba da Sir dediler. Elinde Sir kitabi bu- 
lunmiyan kimse, (Cavidan)i anlayamaz. [800] yihndan beri, cok zevalhlan aldatdi- 
lar. Dinden cikardilar. Aralarma masonlar da kansdi. Yehudiparasi ile beslendiler. 
1240 [m. 1824] senesinde, kiifrlerini yaymaga basladilar. Sultan ikinci Mahmud 
han "rahmetullahi teala aleyh" tarafmdan (Ulu)lan katl edildi. Bektasi tekkeleri da- 
gitildi. Yerlerinin Naksibendilere verilmesi icin ferman buyuruldu. Dagilarak giz- 
li cahsdilar. 1288 [m. 1871] de yine ortaya cikdilar. Feristeh oglu Abdulmecidin (A§k- 
name) risalesini 1288 [m. 1871] de basdilar. Yayilmaga basladilar. Bunlara aldanan- 
lara (Ask taifesi) denildigi, Bursali isma'il Hakki efendinin "rahmetullahi teala 
aleyh" (Huccet-iil-baliga) kitabi basmda yazihdir. [Maliye mahkemesi a'zasmdan, 
Seyyid Ahmed Rif'at begin 1293 [m. 1876] de yazdigi, (Mir'at-iil-mekasid) kitabm- 
da diyor ki, (Abdulmecidin kardesi olan Feristeh oglu Abdiillatif, Ehl-i siinnet idi. 
Tesavvuf iizerinde hazirladigi kitabdan, salih bir zat oldugu anlasilmakdadir. Kar- 
desi Abdulmecidin Hurufi tarikatine kaymasma cok uzulmusdii. Onlara uymadi). 
Feristeh oglu Abdiilmecid, Asknameden baska kitablar da yazdi. (Se'adetname) 
kitabmda, bunu (Cavidan) ve (Askname) ve (Muhabbetname)den terceme etdim 
ve 826 [m. 1422] yilmda temam oldu, demekdedir. Fadlullahm bas halifesi Mah- 
mud, seyhinden aynldi. (ilm-i nokta) diye (Cavidan-i sagir) admda bir kitab yaz- 
di. Burada, hurufilerin zmdik, kafir ve mel'un olduklarim bildirdi. (Cavidan) 

-500- 



okuyanlann cogunun ilhad iizere olduklan, (Kur'anm zahiri murad degildir. Ba- 
tini murad edilmekdedir) dedikleri, boylece tekrar dirilmegi inkar ederek kafir ol- 
duklan, Bursah Isma'il Hakki efendinin "rahmetullahi teala aleyh" (Huccet-iil-ba- 
liga) kitabmda yazilidir. Bu kitab, (Resehat) kitabimn kenarmda, 1291 [m. 1874] 
de Istanbulda basdinlmisdir. Hurufiler, kiifr ve ilhadda en ileri gidenlere seyyid 
derler. Bunun icin, bircoklan, seyyid olduklanni soylemislerdir. Bektasitarikati 
adi altinda saklanan hurufiler, miishmanlan aldatmak icin, birkac yoldan saldin- 
yorlardi: 

1 — Fadl-i Hurufiye, ilah, tann diyorlardi. (Cavidan)da diyor ki, (Tanrihk, 
ezelde goriinmez bir kuvvet idi. Once harfler seklinde, sonra Peygamberler sek- 
linde, nihayet Fadlda aciga cikdi. Once, Adem peygamber seklinde gortindu. Me- 
lekler, bunun icin Ademe secde etdi. Dort kitabimn ma'nasmi Cavidanda bildir- 
di). 

2 — Hazret-i Almin sozleri diyerek uydurduklan (Hutbet-iil beyan) ve baska 
kitablannda, hadisler diizerek, Aliyi sevenlere giinah zarar vermez diyorlardi. Boy- 
lece, ibadete liizum yokdur. Haramlar halaldir diyerek, amelsiz, ibadetsiz Cenne- 
te gitmek isteyen cahilleri aldatdilar. Bir kimseyi boyle aldatip, ibadetden, iman- 
dan ayirdikdan sonra, Sir kitabim ogretmege baslarlardi. Ciinki, (Cavidan)da, 
Ehl-i beytin ismi bile yokdur. (Hutbet-ul-beyan)m tiirkce serhi de vardir. 

3 — Biitiin dinlerin bir oldugunu, hepsinin onalti kemerbend icinde toplandi- 
gim soylerlerdi. Onalti kemerden herbiri, bir Peygamberin dini imis. O kemeri kul- 
lanan, o Peygamberin dinini yapmis olurmus. Mesela Adem aleyhisselamm keme- 
rini takan, hep mesin giyermis. Ciinki, Adem "aleyhisselam" deri elbise giymis. Mu- 
sa aleyhisselamm kemerini takan, kisraga binmezmis. Isa aleyhisselamm kemeri- 
ni takan, evlenmez imis. Fekat zina ve livata yapmasi mubah imis. Ciinki, Isa 
"aleyhisselam" bekar imis. Hiristiyanlann iic uknumuna, ya'niiic tann olduguna 
inandiklan, Feristeh oglunun (Cavidan)mda yazilidir. Yine orada, Ali denilen zat, 
Fadl-i Hurufi idi diyor. Baska bir sahifesinde, Fadl-i Hurufi, Muhammed aleyhis- 
selamdan ve Aliden (hasa) daha iistiindiir. Onlar, dmin inceligini Fadl kadar bil- 
miyorlardi diyor. Yazilan birbirini tutmuyor. 

Sahte olan bu Bektasiler, Sfi de, Alevi de degildir. Miisrikdirler. Yehudiler ve 
masonlar tarafmdan desteklenerek, cahil miislimanlan dinden cikarmakdadir- 
lar. Yeni aldatilanlara, (Cavidan)i gostermeyip, kendilerini Alevi olarak tamtiyor- 
lardi. Halbuki, Si'i alimleri de, bu sahte Bektasilerin Alevi olmadigini, kafir oldu- 
gunu soylemekdedir. 

4 — Haramlara, yalan soylemege caiz dedikleri icin, (Hamzaname) ve (Battal 
gazi) gibi cesidli kitablar yazdilar. Baba denilen ulularmdan uydurma kerametler 
anlatdilar. istanbulda Merdiven koyiindeki tekkelerinin kurucusu olan (Ahmed ba- 
ba), gencleri toplayip, ismi bilinmiyen babalardan biri soyle ucmus, bir anda Sa- 
ma gitmis, falan giin, beni falan meyhaneden kaldirm demis, o gun gitmisler, kii- 
piin dibinde olii bulmuslar. Baska bir baba, arslana binmis, okyanusu dolasip gel- 
mis derdi. Bunun hocasi olan Halil baba da, Samatyada, bir evde gencleri tophya- 
rak yalanlar soylerdi. [(Kasif-iil-esrar) kitabimn sahibi, devam ederek diyor ki,] ora- 
da bulunarak, babayi rezil etdim. Ev sahibi de, beni evinden kovdu. Yalanlarmdan 
biri de, herkese mal, riitbe, evlad verilmesi, insanlarm olmesi, hastalarm iyi olma- 
si, babalarm elindedir derler. Nemazi bir kerre kilmak farzdir. Oruc da, omriinde 
bir giin tutmak farzdir. Gusl de, omriinde bir kerre farzdir. Gusl edip de, viicudii- 
niizii hirpalamayimz derlerdi. Bunlara inamp, dinden cikanlara esrar soylemege bas- 
larlardi. Muhammed dedikleri (hasa) Ali idi. Allah dedikleri de (hasa) Alidir 
derlerdi. Bir kimse, aklmi kacirip, buna da inamrsa, bunlarm hepsi Fadldir derler. 
Her kotiiliik, fuhs sana mubah oldu derler. Bunu oturak alemine sokarlardi. 

Tarikat, oniki danedir derlerdi. Bu nasil seydir denilse, sen haci Bektas-i Veli- 

-501- 



yi inkar mi ediyorsun derlerdi. Halbuki, haci Bektas-i Veil hazretleri, islamiyyete 
uyar, siinnet-i seniyyeden aynlmazdi. Talebesi de boyle idi. Fekat, sonra gelen cahil- 
ler, aldatihp, Bektasilik adini, bu dinsiz hurufiler, kendilerine mal etdi. Cok siikiir bu- 
giin, bu sahte bektasiler kalmadi. Simdi Tiirkiyede bulunan Bektasilerin hepsi haki- 
ki miislimandir. Siinni olan miislimanlarla kardes olarak yasamakdadirlar. 

Hurufilerin yalanlanndan biri de, Bektasiler icinde ba'zi azgmlan var ise de, bi- 
zim babamiz oyle degildir, derlerdi. Halbuki, sahte Bektasi, icki icerdi. Hie nemaz 
kilmazlardi. Boyle kimselere Bektasi denilir mi? Bunlarm en meshurlan olan 
Osmancikda (Koyun baba), Elmalida (Abdal Musa), Eskisehrde (Siica'eddin), Di- 
metokada (Kizil deli), Kalkandelende (Sersem Ali) adindaki babalan, hep (Ca- 
vidan) okumakda, kafirligi yaymakda idiler. [Koyun babanm, sahte Bektasi tari- 
katinin dervislerinden oldugu, (Miincid) liigatinde de yazihdir.] 

Sahte Bektasiler biyiklarmi uzatirlar. Biyik uzatmak hazret-i Alinin siinnetidir 
derlerdi. Biyik kesmek, Mu'aviyenin siinnetidir derlerdi. Halbuki, biyiklan kisalt- 
mak, hadis-i seriflerle emr edildi. Biyik kisaltmak, siinnet-i miiekkededir. Bunlar, 
seviyoruz dedikleri hazret-i Alinin, bu stinneti yapmadigmi, diisman olduklan haz- 
ret-i Mu'aviyenin ise, siinnete uydugunu soyliiyorlar. Biyiklan kisaltmak icin, 
(Buhari-yi $enf)de cesidli hadis-i serifler var. Hazret-i Alinin "radiyallahii teala 
anh" bu emrlere uymadigim soylemek, onu sevmek degil, ona diismanhk etmek 
olur. Dusmana korkunc goriinmek icin, biyiklan, tirnaklan muharebede uzatma- 
ga izn verildi. Baska zemanda uzatmak mekruh oldu. Fadlullah-i Hurufi, kas, 
kirpik, biyik gibi killar, bir mukaddes harfin insanda goriinusiidiir. Meleklerin Ade- 
me secde etmesine sebeb, bu zuhuratdir. Biyik mukaddesdir. Kesmesi, biiyiik 
giinahdir dedi. Sah isma'il, biyigim uzatmagi, hurufilerden aldi. Siinnilere benze- 
memek icin, acemlerin biyiklarmi uzatmasim emr etdi. Gencleri aldatmak icin, haz- 
ret-i Alinin siinnetidir dediler. O biiyiik imama iftira etdiler. 

Hurufi tarikatinin zikrleri, ibadetleri, okumalan yokdur. Her sabah pirin evin- 
de, meydan odasma toplamrlardi. Birisi, bir elindeki tepsi icinde, adam sayismda 
serab kadehi ve birer dilim ekmek, peynir olarak odaya girer. Bunu saygi ile ve bir 
agizdan gtilbank okuyarak karsilarlardi. Herkesin oniine gelerek birer dane verir. 
Ta'zim ile ahr, yiizlerine surer, sonra yirler, icerlerdi. Biitiin ibadetleri bundan iba- 
retdi. Evli olani, kadmlanni, kizlanni da, toplantiya getirir. icerler ve dans eder- 
ler. Birisi, birinin kadimni veya kizini begenirse, erkege gelip, sizin bagceden bir 
giil koparacagim der, izn ister. O da, zevcesini cagirip, bu camn talebini hak et der. 
Sonra takbil ederdi. Bu taleb karsilikh olursa, iki adam da babanin oniine gelip, 
izn isterler. Baba izn verince, omrleri boyunca, birbirlerinin ayalini istifras eder- 
lerdi. Simdi Tiirkiyedeki Bektasilerde ve alevilerde boyle kotiiliikler yokdur. 

Hurufi tarikatinin babalan, papaslar gibi giinah cikartirlardi. Giinah samlan bir 
seyi yapmca, babanin oniine gelir. Baba, kulagmi cekerek afv eder. Giinahi biiyiik 
ise, al mahm gor yolunu der veya yalvanr. Baba da kirklar kurbani kes, yahud iic- 
yiizler nezri ver der. Birkac lirasini alip, afv etdim derdi. Hurufi tarikatindeki ka- 
dmlardan biri, Hurufi olmiyan bir adam ile bulussa, babaya gelip, iizerimden bir 
kopek atladi der. Baba, para ahr, afv olur. Her babanin yolu baska idi. Bir toplan- 
ti gecesinde, babanin oniine bir kadm gelip bas egdi. Baba buna, bukagi coz de- 
di. Baba diledigi birine, kalk su baciyi tomruga vur dedi. Adam, kadmla bir oda- 
ya cekildiler. Bir derdine derman arayan bir kadm, bir hurufi kadinma sorar. O da, 
bizim baba iyi biiyti yapar diyerek, tekkeye gotiiriir. Soyun! Baba geliyor derler. 
Kadm olmaz der ise de, sakm ha. Buradan sir cikmaz, cenazen cikar diyerek kor- 
kuturlar. Kadm teslim olur. Sonra, getiren kadm, buna, babanin isi, kotiiliik degil- 
di. Hazret-i Alinin siinnetini yapdi der. Bunlarda, halal, haram diye birsey olma- 
digmdan, en asagi kafirlerin bile yapamiyacagi, cirkin, aleak isleri yapmakdan ce- 
kinmezler! [(Kasif-iil-esrar) kitabimn yazdigi bu pirkin seyler, simdi Tiirkiyede bu- 

-502- 



lunan alevilerde ve hakiki bektasilerde yokdur. Simdi, memleketimizde, sahte bek- 
tasi tarikati denilen hurufiler mevcud degildir.] 

Garbi Trakyada, kal'a dismda (Giil Baba) denilen yerde, Ziilfikar admdaki bir 
sahte Bektasi babasi, Nevruz giinii kadin erkek hurufileri toplayip, icerler. Ser- 
hos olunca, (Su daglan ben yaratdim, su cinar agacma emr etsem, bana secde e- 
der, su oliilere emr etsem kalkarlar) gibi sozlerle, herbiri tannlik da'vasinda bu- 
lunur. Sonra Miirteza isminde bir sahte Bektasi, ayaga kalkip, Muhammedin 
esegi kim ise gelsin der. Iclerinden biri gelip, tekbir ile iizerine biner. Bir eline se- 
rab sisesini, bir eline de kadeh ahp, hurufi tarikatindeki kadmlar arasina girer. Tek- 
bir ile serab dagitmaga baslar. Butiin kadmlar icdikden sonra, erkekler tarafma 
gelir. Nemaz kilalim diye bagirir. Hepsi kalkar. Kibleye arkalanm doniip, baba- 
lan imam olup, soyle kilarlar: (Nemaz yalandir. Ben nemaza inanmam, ben ne- 
maz kilmam) diye bagirdikdan sonra secdeye yatarlar. Babalan, secdede bir 
ayagi ile bir elini yukan kaldinp bagirir. Bu Miirteza, iki zevcesini ciplak olarak 
ellerinden tutup, uzakda bulunan miislimanlardan Sami begin yanma gelir. Gor- 
diin mii? Bektasilik ne giizeldir degil mi? Sen de Bektasi olsan, cok iyi olur. 
Uzakda mahrum oturacagma, bizimle birlikde zevk ederdin, der. Kadin erkek sah- 
te Bektasiler, yiiriiyiip, ta'til giinii hava almaga cikan miisliman aileleri iizerine 
saldinrlar. Buralan bizimdir. Bizden olmiyanlann burada ne isi var derler. Car- 
saflanm yirtarlar. Zevalh kadmlar, can kurtaran yok mu diye bagirarak kacar. Er- 
kekleri az olup, kadinlan kurtaramazlar. Kal'ada bulunan topcu askerleri ferya- 
di isitip, imdada gelirler. Hurufileri dagitirlar. Kafirlerin bile yapamiyacagi boy- 
le alcakca bir islam diismanhgi, bu bolgenin vilayet mektubcusu vekfli bulunan 
Mustafa beg de, Bektasi oldugu icin, ortbas edilir. Mason gazetelerinde de, bas- 
ka seklde yazihr. 1288 [m. 1871] yilmda olan bu igrenc davramslar, hamiyyetli miis- 
liman halk tarafmdan, biiyiik bir dilekce ile istanbulda, sadaret-i uzmaya [Bas- 
vekillige] bildirilir. Cezalan verilir. 

Bektasi mubarek ismi altinda gizlenen bu yalancilarm kafir olduklarmi goste- 
ren kitablarmdan biri de, (Hakikatname) kitabidir. (Cavidan)m serhlerinden bi- 
ridir. Bir kitablan da, Emir Alinin yazdigi (Mahsername)dir. Bir kitablan da, 
(Mukaddemet-iil-hakayik) kitabidir. (Askname)deki kiifrleri tekrarlamakdadir. 
Bunlara inanmiyanlara la'net etmekde, oldiirulmelerini emr eylemekdedir. Bir ki- 
tablan da (Viran abdal) risalesidir. Bu kitab, sirlarmdan olmayip, muslimanlan al- 
datip dinden cikarmak icin okurlar. Hazret-i Aiseye "radiyallahii anha" iftira et- 
mekde, imam-i a'zama "rahmetullahi teala aleyh" haricideyip, kotiilemekdedir. 
Fadl-i Hurufinin (Cavidan)daki yazilarmi, hazret-i Alinin sozleri diye yazmakda- 
dir. Bircok uydurma abdest, nemaz ve ibadetler anlatmakdadir. Bir kitablan da, 
(Ahiretname)dir. (Askname) gibi kiifr doludur. Fadl-i Hurufinin tann oldugunu 
isbata ugrasmakdadir. Bir kitablan, (Risale-i Fadlullah)dir. Bir kitablan da, (Tuh- 
fet-iil-Ussak)dir. (Risale-i Bedreddm) ve (Risale-i nokta) kitablan da, hep (Cavi- 
dan)m serhleridir. Bir kitablan da, (Risale-i Huruf)dur. Birisi de, (Tiirabna- 
me)dir. Birisi de, (Vilayetname)dir. Bunlarm cogu farisidir. 

Biittin kitablan altmis kadardir. Hepsi, Allahii tealayi inkar etmege ve ahkam-i 
islamiyyeyi kaldirmaga dayanmakda, Fadl-i Hurufiye tapinmaga siiriiklemekdedir. 
Butiin kafirlerden, butiin firkalardan daha kotii olduklan, yukandaki bilgilerden an- 
lasilmakdadir. (Kasif-iil-esrar) kitabimn yazisi burada temam oldu. 

1327 [m. 1909] senesinde istanbulda basilan A.Rifki efendinin (Bektasi Sirri) 
kitabinda diyor ki, (Bektasilik, haci Bektas-i Velive Lokman Horasani ve hace Ah- 
med Yesevi vasitalan ile Bayezid-i Bistamiye ve Ondan Ebu Bekr-i Siddik hazret- 
lerine ulasir. Ahmed Yeseviden aynlan iki koldan Bektasiler ve Hacegan hasil ol- 
musdur. Hurufilik, dalalet yoludur. Bektasilik hidayet yoludur. Hurufilik, islamiy- 
yet ile ve tesavvuf ile ilgisi olmiyan isma'iliyyenin bir koludur. Kur'an-i kerimi key- 

-503- 



fe, tarikatlerine gore te'vil etmislerdir. (Zerre-name), (Iskender-name), (Fadilet- 
name), (Hakikatname) ve (Risale-i Istiva) gibi kitablan, si'iler arasmda yaygm- 
dir. Bektasilerin, (Vilayetname), (Kaygusuz Abdal risalesi), (Hutbetiilbeyan), (Sey- 
yid Nesimi divam), (Kiiciik vilayetname), (Terzi All dede risalesi) ve (TiirabiAli 
dede risalesi) gibi kitablarimn hurufilikle hie ilgileri yokdur. (Varidat-i ilahiyye) 
kitabinin sahibi, Samavne kadisinin oglu seyh Bedruddin ve halveti tarikatinden 
Niyazi Misri ve Bayramiden Hamza Bali ve isma'il Ma'suki, hurufi degildirler). 
Miincibaba seyh Muhammed Siireyya da, (Tarikati aliyyeyi Bektasiyye) kitabm- 
da, (Ehl-i siinnet olanlar, Alinin si'asidir. Aliye mensub olan, bizzarur ehli siin- 
netdir. Bektasilik icin, ister si' a desinler, ister sunnidesinler, bizce musavidir. (Ca- 
vidan) kitabinin hakiki bektasilikle kat'iyyen bir ilgisi yokdur. O kitab, islam 
ahlakmi temelinden yikmakdadir. Hurufilik, islamiyyeti hice saymakda, sefahe- 
ti, ickiyi ibadet yerine koymakdadir) diyor. Goriiliiyor ki, hakiki bektasiler, si'ili- 
gi ve siinniligi, Ehli beyti sevmekde birlesdirmekdedir. Halbuki si'ilik, Eshab-i ki- 
rami sevmemek demekdir. Siinni olmak ise, Ehli beyti de ve Eshab-i kiramm hep- 
sini de cok sevmek demekdir. Hakiki bektasi oldugunu bildiren, ya'ni Haci Bek- 
tas-i Veil "rahmetullahi teala aleyh" hazretlerinin yolunda olan Bektasiler, si'iol- 
magi, bir bakimdan red etmiyorlar ise de, hurufi tarikatinin kotuliiklerinin bun- 
larda bulunmadigi anlasilmakdadir. Bugiin memleketimizde bulunan alevilerde 
ve bektasilerde, hurufi tarikatindeki kotultiklerin hicbiri yokdur. Tiirkiyedeki ale- 
vilerin ve bektasilerin ve siinnilerin hepsi, Ehl-i beyt-i nebeviyi cok sevmekde ve 
birbirlerini kardes bilmekdedirler. 

Yavuz Sultan Selim hanm Sah isma'il ile harb ederek si'ilere biiyiik darbe in- 
dirmesinin muhim bir sebebi de, biiyiik Ehl-i siinnet alimi Molla Arabm ogiitle- 
ridir. (Mir'at-i kainat)da diyor ki, (Molla Arabin ismi, vaiz Muhammed bin Omer 
bin Hamzadir. Babasi ile dedesi Ma-vera-iin-nehrden Antakyaya gelmisdir. Mol- 
la Arab burada tevellud etmisdir. Kiiciik yasda, Kur'an-i kerimi, Kenz ve Satibi ve 
ba'zi metnleri ezberledi. Babasmdan ve amcalan seyh Huseyn ve seyh Ahmedden 
ders aldi. Halebde ve Kudiisde cok sey ogrendi. Hacdan sonra, Misrda imam-i Sii- 
yutiden ve Sa'biden hadis icazeti aldi. Misrdaki cerkes sultanlanndan melik Kayt- 
bay tarafmdan vaiz ve miifti yapildi. Sultan icin (Nihayet-iil-fiiru') fikh kitabim yaz- 
di. 901 [m. 1496] de Sultan vefat edince, Bursaya, sonra istanbula geldi. ikinci Ba- 
yezid Han icin yazdigi (Tehzib-ii^-^email) ve (Hidayet-iiPibad-ila-sebil-ir-re$ad) 
kitablan sohretini artdirdi. Yundu seferine katihp, Meton sehrinin fethine sebeb 
oldu. Sultan Selim ham si'ilerle cihada tesvik ve tahrik eyledi. Bu maksadla (Es- 
sedad fi fedail-il-cihad) kitabim yazdi. Caldiran seferine katihp, askere va'z ede- 
rek cesaret verirdi. Muharebede diia eder, Padisah, Amin derdi. Saraykoy ve Us- 
kiibde on sene va'z ve nasihat ederek cok kafirin hidayetine sebeb oldu. Sultan Sti- 
leyman han ile de Engiiriis seferine katihp, zafer icin yapdigi diialan makbul-i ila- 
hi oldu. Sonra Bursaya gelip cesidli kitab yazdi. Kimya bilgisi de cokdu. iki mes- 
cid, iki de cami' yapdi. 938 [m. 1532] de vefat etdi. Bursada, molla Arab mahalle- 
sinde, molla Arab cami'i yanmdaki tiirbesindedir. Siret-i Nebeviyi bildiren (Teh- 
zib-ii§-§email) ve (El-mekasid fi fedail-il-mesacid) kitablan meshurdur. Hal ter- 
cemesi, (Sakayik) kitabmda uzun yazihdir.) 

Evliyaya kim bakarsa, ten gozile serseri, 
bibasardir, cam yokdur, bliidiir, degil diri. 

Evliya candir, gerekdir can gozile bakila, 
zira ki, canh ki$iler, cana oiur mii$teri. 



-504- 



23 — IKESCI CILD, 96. ci MEKTUB 

Bu mektub, hace Ebiil-Hasen Behadir Bedahsiye yazilmis olup, Peygamberi- 
mizin "sallallahii aleyhi ve sellem" vefat edecegine yakin kagid istedigini acikla- 
makdadir: 

Allahii tealaya hamd olsun. Onun secdigi kullara selam olsun! Peygamberimiz 
"sallallahii aleyhi ve sellem", mevt hastahginda, kagid istedi. (Bana kagid getiri- 
niz! Benden sonra, yolu sasirinamaniz icin, size kitab yazacagim) buyurdu. Omer 
"radiyallahii anh" birkac Sahabiile birlikde, (Bize Allahii tealamn kitabi yetisir! 
Sorahm, sayikhyor mu?) dedi. Halbuki, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" 
her sozii vahy ile idi. Nitekim Vennecmi suresi, iiciincii ayetinde mealen, (O, bo- 
suna konusmaz. Hep, vahy olunani soylemekdedir) buyuruldu. Vahy red olunur- 
sa, kiifr olur. Nitekim, Maide suresi, kirkdordiincii ayetinde mealen, (Allahii te- 
alamn gonderdigine uymiyanlar kafirdir) buyuruldu. Bundan baska, Peygambe- 
rin "sallallahii aleyhi ve sellem" sayikhyacagmi, faidesiz soyliyebilecegini sanmak, 
Ona guvenmegi ve dinine i'timad etmegi sarsar ki, bu da kiifr ve zmdikhkdir. Bu 
miihim siibheyi nasil hal etmeli? 

Allahii teala, anlayisini artdirsm. Dogru yolda yiiriimeni nasib eylesin! Boyle 
siibheleri ortaya atarak, iic halifeyi ve baska Sahabileri lekelemek istiyenler, in- 
saf etseler ve insanlarm en iyisinin sohbetinin serefini, kiymetini anlasalar ve Es- 
hab-i kiramm "aleyhimiirndvan" bu sohbetde bulunmakla, nefslerinin isteklerin- 
den, temamen kurtulduklanni ve kin, diismanhk gibi huylardan temizlendikleri- 
ni ve hepsinin din biiytigii, islamm goz bebekleri olduklanm ve islamiyyeti kuvvet- 
lendirmek ve insanlarm en iyisine yardim etmek icin, biitiin giicleri ile cahsdikla- 
rini ve islamiyyeti yiikseltmek icin, biitiin mallarim feda etdiklerini ve Resululla- 
ha "aleyhisselam" olan asin sevgileri ugrunda asiretlerini, kabilelerini, evladlan- 
ni, zevcelerini, vatanlarmi, evlerini, sulanni, tarlalanni, agaclanni, nehrlerini terk 
ve feda etdiklerini, Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" kendi canlanndan cok 
sevdiklerini, vahyi, melegi gormekle sereflendiklerini, mu'cize ve harikalar gor- 
diiklerini, gormeden inanilan seyleri, gorerek anladiklanni, baskalannm bilgile- 
rinin bunlara gorgii oldugunu ve Kur'an-i kerimde, Allahii teala tarafmdan medh 
ve sena edildiklerini bilseler, bu siibhelerin uydurma sozler oldugunu anlar, ku- 
lak bile vermezler. Bu sozlerin yanlis yerlerini anlamaga, ciiriik noktalarim ayir- 
maga liizum bile gormezler. Bu iistiinliiklerde, Eshab-i kiramm hepsi ortakdir. En 
iistiinleri olan (Hulefa-i rasidin) ya'ni dort halifenin biiyiikliikleri nasil anlatilabi- 
lir? Omer "radiyallahii anh" oyle bir Omerdir ki, Hak teala, onun icin Resuliine, 
Enfal suresinin altmisdordiincii ayetinde mealen, (Ey Peygamberim "aleyhisse- 
lam"! Sana, Allah ve mii'minlerden, senin izinde gidenler yetisir!) buyurdu. Bu 
ayet-i kerimenin, Omer "radiyallahii anh" miisliman oldugu icin indigini, Ab- 
dullah ibni Abbas "radiyallahii anhiima" bildiriyor. Eshab-i kiram icin soylenen 
boyle iftiralar, hicbir esasa dayanmamakdadir. Meydanda olan, bilinen hakikat- 
lere uymamakdadir. Kur'an-i kerim ile ve hadis-i serifler ile red edilmekdedir. Bu- 
nunla beraber, bu siiale cevab vermis olmak icin ve o siibheli soziin ciiriik nokta- 
larim belirtmek icin, Allahii tealamn yardimi ile, birkac onsoz yazmagi uygun gor- 
diim. Dikkatli okuyunuz! Bu siibheyi temamen gidermek icin, birkac onsoze lii- 
zum vardir. Bu sozlerden herbiri ayri birer cevab gibidir: 

Birinci onsoz — Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" her sozii, vahy 
ile degil idi. Vennecmi suresindeki, (O, bos soz sdylemez!) mealindeki ayet-i ke- 
rime, Kur'an-i kerim icindir. Her sozii, vahy ile olsaydi, ba'zi sozlerine, Allahii te- 
ala, yanlis demezdi ve afv etdigini bildirmezdi. Tevbe suresi, kirkiiciincii ayetin- 
de mealen, (Onlara izn verdigin icin olan hatani, Allahii teala afv etdi) buyurul- 
du. 

-505- 



ikinci onsoz — ictihadla olan sozlerde ve akhn verdigi kararlarda, o Serverin 
"aleyhi ve ala alihissalevat vetteslimat" hilafina, baska diirlii soylemek caiz idi. 
Hasr suresinin ikinci ayetinde mealen, (Ey akl sahibleri, baskalanndan ibret alimz! ) 
buyuruyor. [Kiyasm caiz ve lazim oldugu, bu ayet-i kerimeden anlasildigi, (Beyda- 
vi) tefsirinde yazihdir.] Al-i imran suresinin yiizellidokuzuncu ayetinde mealen, (is- 
lerinde Eshabin ile mesveret et, onlara dams! ) emr edilmekdedir. ibret almakda ve 
mesveret olurken fikrler, sozler red ve tebdil olunur. Nitekim, Bedr muharebesin- 
de alman esirlerin oldiiriilmesi veya para karsihgi koyuverilmesi icin sozler ikiye ay- 
nlmisdi: Omer "radiyallahii anh" oldiiruhnelerini istemisdi. Peygamber "sallallahii 
aleyhi ve sellem" birakahm demisdi. Vahy, Omerin "radiyallahii anh" istedigi gibi 
geldi. Para ahnmasi, sucdur buyuruldu. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", 
(Eger, azab gelseydi, Omer ile Sa'd bin Mu'azdan baska, birimiz kurtulamazdik) bu- 
yurdu. Ciinki, Sa'd da "radiyallahii teala anh" esirlerin oldiirtilmesini istemisdi. 

[Bedr gazasi, hicretin ikinci senesi Ramezan aymda oldu. Ramezanm onikinci 
giinii Medineden cikildi. Bedrde tic gece kaldi. Ondokuz giin sonra Medineye av- 
det buyurdu. Bu gazada, diisman ordusu bin nefer kadardi. Hepsi demir zirh giy- 
misdi. Iclerinde yiiz ath, yediyiiz develi vardi. Muhacirinin beyaz sancagmi Mus'ab 
bin Umayr tasiyordu. Mus'abm kardesi Ebu Aziz, Ebu Bekr-i Siddikm oglu Ab- 
durrahman, Ebu Huzeyfe hazretlerinin babasi Utbe ve kardesi Velid ve amcasi Sey- 
be, hazret-i Alinin kardesi Ukayl ve amcasi Abbas ve amcasi Harisin ogullan Ebu 
Siifyan ile Nevfel ve Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" damadi 
EbiiFAs bin Rebf diisman ordusunda idiler. Bunlardan yetmis kafir oldiiriildu. Yet- 
mis de esir ahndi. islam ordusu iicyiiz oniic nefer olup bunlardan sekizi baska yer- 
de vazifeli idi. Ucyiizbes kisi harbe girdi. Altmisdordii muhacirlerden idi. Ucii at- 
h, yetmisi develi idi. Altisi muhacirlerden olarak ondort kisi sehid oldu. Ucyiizoniic 
kisinin ismleri, Abdurrahman Kabaninin (Esma-i Ehl-i Bedr-i kiram) kitabinda ve 
Halid-i Bagdadinin (Caliyet-iil-ekdar) kitabinda yazihdir.] 

Uciincii onsoz — Peygamberlerin "salevatullahi teala aleyhim ecma'in" yamlma- 
si ve unutmasi caizdir. Hatta olmusdur. Ziilyedeyn hadfsinde bildirildigi gibi, Pey- 
gamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" dort rek'atli farz nemazda, ikinci rek'at- 
de selam verdi. Ziilyedeyn: (Ya Resulallah! Nemazi iki rek'at mi kildimz, yoksa unut- 
dunuz mu?) dedi. Ztilyedeynin soziintin dogru oldugu anlasilinca, Resul "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem", kalkarak, iki rek'at daha kildi ve secde-i sehv yapdi. Hasta de- 
gil iken ve sikmtisi yok iken, insanlik icabi, yamlmasi caiz olunca, oliim hastahgin- 
da, siddetli agnlan varken, istemiyerek, dtistinmeden soylemesi de elbet, caiz olur. 
Nicin caiz olmasm ve bununla, islamiyyete i'timad, giiven kalmasin? Ciinki, Alla- 
hii teala, Peygamberinin "sallallahii aleyhi ve sellem" yamldigini, unutdugunu, 
vahy ile, kendisine bildirmisdi ve dogrusunu, yanhsmdan ayirmisdi. Bir Peygambe- 
rin yanhs yolda kalmasi caiz degildir. Yanildigi, vahy ile hemen bildirilir. Boyle ol- 
masaydi, islamiyyete giiven kalmazdi. Demek oluyor ki, islamiyyete giiven kalma- 
masina sebeb, yamlmak ve unutmak degildir. Yamlmasinm ve unutmasimn, kendi- 
sine bildirilmemesi, diizeltilmemesidir. Bu ise, caiz degildir. Ya'ni hemen bildirilir. 

Dordiincii onsoz — Hazret-i Omer, hatta oteki iic halife de "radiyallahii teala an- 
num", Cennet ile mujdelenmisdir. Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler, bunlann Cen- 
nete gideceklerini bildiriyor. Bunlann Cennete gidecekleri, o kadar cok soylenmis- 
dir ki, tevatiir derecesine gelmisdir. Buna inanmamak, ya kara cahillik veya koyu inad- 
dir. Hadis imamlanmiz, bu haberleri, hocalan olan Sahabe ve Tabi'inden alarak, ki- 
tablanna yazmisdir. Yetmisiki firkadan hadis soyliyenlerin hepsi, bir araya toplansa, 
Ehl-i siinnetin hadis alimlerinin yiizde biri kadar olamaz. Kitablannda bulunmama- 
si, yok olmasim gostermez. Kur'an-i kerimdeki miijdelere ne diyecekler? Mesela, Tev- 
be suresinin yiiziiciincii ayetinde mealen, (Once fmana gelenlerden, her fazfletde one 
gecenlerden, hem Mekkeden gelen Muhacirlerden, hem de Medfnede bunlari karsi- 

-506- 



layip yardim eden Ensardan, onde olanlardan ve iyilikde bunlann izinde gidenlerden 
Allahii teala razidir. Hepsini sever. Onlar da, Allahii tealadan razidir. Allahii teala, 
Onlara Cenneti hazirladi. Cennetde sonsuz kalacaklardir) ve Hadid suresinin, onun- 
cu ayetinde mealen, (Mekke sehri alinmadan once, din diismanlan ile harb edenler 
ve mallarim, Allah yolunda hare edenler ile, Mekke alindikdan sonra, bunlan yapan- 
lar, miisavi, esit degildir. Birinciler elbette daha yiiksekdir. Allahii teala, hepsine Hiis- 
nayi, ya'nf Cenneti soz verdi) buyuruldu. Mekke-i miikerreme sehri almmadan ve alin- 
dikdan sonra harb edenler ve mallarim feda edenler Cennet ile miijdelenmis olunca, 
mal feda etmekde ve cihad-i fi sebflillahda ve muhacir olmakda hepsinden onde 
olan Eshabin biiyiikleri icin acaba ne denir? Bunlann buyiikluklerinin derecesini kim 
anhyabilir? Bu ayetdeki (miisavi degildir) kelimesinin, hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "ra- 
diyallahii anh" icin geldigini tefsir kitablan yazmakdadir. Ciinki, mal feda etmekde, 
cihad etmekde, oncelerin oncesi odur. Feth suresi, onsekizinci ayetinde mealen, 
(Agac altinda, sana soz veren mii'minlerden, Allahii teala elbette razidir) buyurul- 
du. Muhyissiinne imam-i Begavi "rahmetullahi teala aleyh", (Me'alimiittenzil) ismin- 
deki tefsir kitabmda, ma'na verirken diyor ki: Cabir bin Abdullah "radiyallahii anh" 
dedi ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Agac altinda benimle sozlesenler- 
den hicbiri Cehenneme girmez!) buyurdu. Bu sozlesmeye, (Bfat-iir-ndvan) denir. 
Ciinki, Allahii teala, bunlardan razidir. [Bunlar, bindortytiz kisi idi. Yedinci senede- 
ki Hayber gazasindan bir sene evvel, Hudeybiyede (Bi'at-iir-ridvan) yapildi ve seki- 
zinci senede Mekke feth edildi.] Kur'an-i kerimde ve hadis-i serifde Cennet ile miij- 
delenen kimseye kafir demek, kiifre sebeb olur ve en cirkin seydir. 

Besinci onsoz — Hazret-i Omerin "radiyallahii anh" kagid getirmege mani' ol- 
masi, emre uymamak degildi. Boyle seyden, Allaha sigminz! Peygamberimizin "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" vezirleri, yardimcilan, en iyi ahlak sahibi idi. Bunlardan 
biri, hie boyle saygisizlik yapar mi? Hatta, bir kerre veya iki kerre sohbetde bu- 
lunmakla sereflenen en asagi derecedeki Sahabinin bile, hatta iman ile sereflenip, 
Ona iimmet olan herhangi bir kimsenin, Onun emrine uymamasi dusunulemez. Mu- 
hacirlerin ve Ensarin "radiyallahii teala anhiim ecma'in" en biiyiiklerinden olan 
ve en kiymet verdigi yardimcilan bulunan biiyiikler icin boyle sey diisiiniilebilir mi? 
Allahii teala, insaf versin de, din biiyiiklerine, boyle kotii gozle bakmasmlar. An- 
lamadan, dinlemeden, agizlanna gelenleri soylemesinler. 

Hazret-i Omerin "radiyallahii anh" maksadi, sormak, anlamak idi. Nitekim, (So- 
runuz) demisdi. Ya'ni kagidi elbette istiyorsa, getiriniz demek istedi. Eger, iste- 
miyorsa, bu nazik zemanda, kendisini iizmiyelim demek idi. Ciinki, vahy ile ve emr 
olarak isteseydi, kagidi tekrar ve ehemmiyyet ile isterdi. Kendisine emr olunan se- 
yi yazardi. Peygamberin "aleyhisselam" vahyi bildirmesi lazimdir. Kagidi isteme- 
si vahy ile, emr ile olmayip, ictihad ve arzu ile birsey yazacak ise, bu nazik zeman, 
buna elverisli olur veya olmaz. Vefatmdan sonra ummeti ictihad edecekdir. Dinin 
temeli olan Kur'an-i kerimden, ictihad ile, emrler cikaracakdir. Kendisi hayatda 
iken ve vahy gelmekde iken, ummeti ictihad etmekde idi. Vefat edip, vahy kesilin- 
ce, ilm sahiblerinin ictihad etmeleri elbet makbul olur. Peygamberimiz "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem", kagidi tekrar ve ehemmiyyet ile istemedi. Hatta, vaz gecdi. 
Boylece, vahy olmadigi anlasildi. Sayiklama olup olmadigmi anlamak icin, durak- 
lamak, hie yanlis bir is degildir. Melekler, Adem aleyhisselamin nicin halife oldu- 
gunu merak edip, anlamak istedi. Bekara suresi, otuzuncu ayetinin, (Ya Rabbi! Yer- 
yiiziinde, fesad cikaracak ve kan dokecek olan kullari mi yaratacaksin? Biz, seni 
tesbih ediyoruz, hamd ediyoruz. Seni her diirlii aybdan, kusurdan takdis ediyoruz 
dedi) meal-i serifi, bunu bildirmekdedir. Bunun gibi, Zekeriyya "aleyhisselam", 
kendisine, Yahya "aleyhissalatii vesselam" isminde bir ogul verilecegi miijdelen- 
digi zeman, Meryem suresi, sekizinci ayetinin meal-i serifinde bildirildigi gibi, (Be- 
nim hie cocugum olur mu? Zevcem kisirdir. Ben ise, ihtiyar oldum) dedi. Meryem 

-507- 



"radiyallahii anha" da, Meryem suresi, yirminci ayetinin meal-i serifinde bildiril- 
digi gibi, (Benim hie cocugum olur mu? Bir erkek ile bir araya gelmedim. Giinah 
da islemedim) dedi. Peygamber, melekler, biiyiikler, boyle sorup, sue sayilmaym- 
ca, hazret-i Omerin "radiyallahii anh", kagid getirmesini sormasi, neden kusur ol- 
sun? Neden kendini siibheli duruma dusursun? 

Altinci onsoz — Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" Eshab-i kirami- 
na iyi gozle bakmamiz lazimdir. Asrlarm en iyisi, Onun "aleyhi ve ala alihissala- 
tii vesselam" asnnm oldugunu ve Peygamberlerden "salevatullahi teala aleyhim 
ecma'in" sonra, biitiin insanlarm en iyisi, en yiikseginin, Eshab-i kiram oldugunu 
bilmemiz lazimdir. Boylece, asrlarm en iyisinde, Peygamberlerden baska, biitiin 
insanlarm en iyisi olan Eshab-i kiramm, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" vefat edince, yanhs, bozuk bir seyde sozbirligi yapmiyacaklan ve fasiklan, 
kafirleri, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" yerine gecirmiyecekleri 
anlasilmis olur. Eshab-i kiramm hepsi, insanlarm hepsinden, nasil daha iistiin ol- 
maz ki, bu ummetin biitiin iimmetlerden daha iistiin oldugunu, Kur'an-i kerim bil- 
dirmekdedir. Bu ummetin en iistiinii ise, onlardir. Hie bir Veli, bir Sahabinin de- 
recesine yiikselemez. O halde, biraz insaf etmeli ve iyi diisunmeli! Hazret-i Ome- 
rin "radiyallahii anh" kagid getirilmesine mani' olmasi, kiifr olsaydi, bu ummetin 
en miittekisi oldugu, Kur'an-i kerimde bildirilen Ebu Bekr-i Siddik, bunu, yerine 
halife secer mi idi? Muhacirler ve Ensar, onu soz birligi ile, halite yapar mi idi? Hal- 
buki, Muhacirleri ve Ensan, Allahii teala, Kur'an-i kerimde medh etmekdedir. Hep- 
sinden razi oldugunu bildirmekde ve hepsine, Cenneti soz vermekdedir. Bunlar, 
onu Peygamberin yerine gecirir mi idi? Bir kimse, Peygamber efendimizin "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" Eshabina iyi gozle bakarsa, boyle cirkin zan ve siibhelerden 
kurtulur. Sevmek icin, hiisn-i zan etmek lazimdir. Peygamber aleyhisselamm soh- 
betine ve o sohbetde bulunanlara, iyi gozle bakilmazsa ve Allah gostermesin, 
kotiilenirse, bu kotiiliik, o sohbetin ve o Eshabin sahibine gider. Hatta, bu sahi- 
bin sahibine, [ya'ni Allahii tealaya] gider. Bu halin cirkinligini iyi diisiinmek lazim- 
dir. Eshab-i kirama kiymet vermiyen kimse, Allahii tealanm Peygamberine inan- 
mamis olur denildi. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", Eshab-i kiramm 
samm anlatmak ipin, (Onlari seven, beni sevdigi icin sever. Onlara diismanlik eden, 
bana diisman oldugu icin eder) buyurdu. O halde, Eshab-i kirami sevmek, Onu sev- 
mek demekdir. 

Bu alti onsoz anlasilmca, bu gibi siibhelere meydan kalmaz. Hatta cesidli cevab- 
lar te'min edilmis olur. Bu onsozler, diisunmege bile liizum kalmadan insam siib- 
heden kurtanr. Zaten boyle subhelerin bozuk oldugu asikardir. Bu onsozler, bu 
siibhelerin bozuklugunu anlatmak icin degil, meydanda olan hakikati hatirlatmak 
icindir. Bu fakire gore, boyle siibheler suna benzer ki, bir zeki kimse, ahmaklarm 
yamna gelip, onlerinde duran bir altmm tas oldugunu, cesidli yalanlarla isbat et- 
se, o zevallilar, bu sozlerin yalan oldugunu anlamayip, bozuk taraflarmi meyda- 
na cikaramadiklarmdan, siibheye diiserler. Hatta altini, tas samrlar. Gordiikleri- 
ni unutur, hatta buna inanmazlar. Zeki olan, acikca gordiigiine inanip, buna uy- 
miyan sozlerin yanhs oldugunu anlar. Burada da, iic halifenin, hatta Eshab-i kira- 
mm hepsinin "radiyallahii teala annum ecma'in" buyiiklugiinii, yiiksekligini, 
Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler, giines gibi meydana cikarmis, herkese goster- 
misdir. Yalan ve yaldizh sozlerle, bu biiyiikleri kotiilemege cahsmak, goz oniinde- 
ki altim, tas olarak tamtmaga benzer. Ya Rabbi! Bize dogru yolu gosterdikden son- 
ra, kalblerimizi bu yoldan kaydirma! Bizlere aci! Merhameti bol ancak sensin! 

Din biiyiiklerine, islamm goz bebeklerine, acaba nicin dil uzatiyor, bunlari ko- 
tiiliiyorlar? Fasik ve kafir oldugu islamiyyetde bildirilen kimselerden birini bile ko- 
tiilemek, ibadet ve fazilet degildir ve insam Cehennemden kurtaracak bir sebeb de- 
gildir. O halde, dine yardim edenlere ve islamiyyeti koruyanlara dil uzatmanm hie 

-508- 



faidesi olur mu? Ebu Cehl ve Ebu Leheb gibi, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" biiyiik diismanlanna sovmenin bile ibadet olacagi, islamiyyetde bildiril- 
memisdir. Belki, ismlerini anmayip, vakt gayb etmemek daha uygundur. 

Allahu teala Feth suresi son ayetinde mealen, (Onlar, birbirine, her zeman ve 
cok iyilik edicidir) buyurdu. O halde, bu biiyiikleri birbirine diisman bilmek, kin 
tasryorlardi sanmak, Kur'an-i kerime inanmamak olur. Birbirlerine diisman olduk- 
lanni, kin tasidiklarmi soylemek, her iki tarafi da kotulemek, giivenlikden diisiir- 
mek olur. Peygamberlerden "aleyhimtissalevatii vetteslimat" sonra, insanlann 
en kiymetlisi olanlan, insanlann en fenasi yapmak olur. Asrlann en iyisi, en ko- 
tiisii yapilmis olur. Ciinki, o asnn insanlan, birbirine kin, diismanhk tasiyorlarmis. 
Imam olan, boyle soz soyler mi ve boyle birsey dusunur mii? Hazret-i Aliyi "ra- 
diyallahii anh" medh etmek icin tic halifenin buna diisman olduklarim ve bunun 
da, iic halifeye kin tasidigmi soylemek, her iki tarafi da kotulemek olur. Nicin bir- 
birlerini sevmesinler? Bunlann hicbiri, halife olmaga ozenmiyordu ki, bu yiizden 
diisman olsunlar. Ebu Bekr-i Siddik, (Beni halifelikden afv edin) ve Omer-ul-Fa- 
ruk, (Satin almak istiyen olsa, bu hilafeti, bir altina satarim) demisdir "radiyalla- 
hii teala annum ecma'in". 

[imam-i Rabbani "rahmetullahi aleyh", (Redd-i Revafid) adindaki kitabinda bu- 
yuruyor ki: Ali "radiyallahii anh", Ebu Bekr-i Siddikin halifeligini seve seve ka- 
bul etmisdi. Bunu herkes iyi bildigi icin, (istemiyerek kabul etdi), demekden bas- 
ka soz bulamadilar. Halbuki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" vefat edin- 
ce, Eshab-i kiram, defnden once, halife ta'yinine basladi. Bu isi vacib, lazim bil- 
diler. Ciinki, Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem", suclulara, dinin emr etdi- 
gi cezanin verilmesini, savasa hazir bulunmagi ve hiikumetin yapacagi diger sey- 
leri emr buyurmusdu. Bu vacibleri yerine getirecek vekilin secilmesi vacib idi. Bu- 
nun icin, hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii anh" kalkip, (Muhammed aleyhisselama 
ibadet ediyorsaniz biliniz ki, O vefat etdi. Allahu tealaya ibadet ediyorsaniz, O ol- 
mez, hayati sonsuzdur. Onun emrlerini yerine getirecek birini secmelisiniz. Diisii- 
niin, bulun, secin!) dedi. Herkes, dogru soyliiyorsun dedi. Omer "radiyallahii 
anh" hemen kalkip: (Seni isteriz, ya Eba Bekr!) dedi. Bulunanlarm hepsi, seni sec- 
dik dedi. Ebu Bekr "radiyallahii anh", sonra minbere cikip, etrafa bakdi. Ziibey- 
ri goremiyorum. Onu cagirin, dedi. Ziibeyr geldi. Ebu Bekr, Ziibeyre (Miisli- 
manlar beni halife secdi. Bunlann soz birliginden ayrilmak ister misin?) dedi. Zii- 
beyr: (Ey Resuliin halifesi! Bu soz birliginden ayn degilim) dedi. Elini uzatip 
kabul etdi. Ebu Bekr "radiyallahii anh", sonra minbere cikip, etrafa bakdi. Aliyi 
goremedi. Cagirin dedi. Emir gelince, ona da, boyle soyledi. O da: (Aynlmam) de- 
yip elini uzatarak miisafeha ve kabul buyurdu. Hazret-i Ali ve Ziibeyr "radiyal- 
lahii anhiima", secime gee geldikleri icin halifeden ozr dilediler ve (Bize once ha- 
ber vermedikleri icin gelmedik. Bunun icin de iiztildiik. icimizde halife olmaga la- 
yik Ebu Bekr oldugunu goriiyoruz. Ciinki, o, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" magaradaki arkadasidir. En sereflimiz, en iyimiz odur. Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem", icimizden onu imam secdi. Arkasinda nemaz kildi) dediler. 
Hazret-i Ebu Bekr, halifelige layik olmasaydi, hazret-i Ali "radiyallahii anh" onu 
istemez, benim hakkimdir derdi. Nitekim, hazret-i Mu'aviyenin "radiyallahii anh" 
halife olmasmi kabul etmedi. Kendisi halife olmak icin ugrasdi. Halbuki, hazret-i 
Mu'aviyenin ordusu, kuvveti cok idi. Bu yiizden cok kimselerin olmesine sebeb 
oldu. Boylece giic durumda hakkini istedigi halde, hakki kendinde gorseydi, 
hazret-i Ebu Bekrden istemesi daha kolay idi. Secilmesini ister ve hemen secilir- 
di. Ali "radiyallahii anh", Ebu Bekri "radiyallahii anh" secdigini bildirip bi'at et- 
dikden sonra, minberin oniinde oturdu. Sonraki konusmalarda, halifenin siialle- 
rine te'sirli cevablar vererek halifeyi destekledi. 

S6fiyye-i aliyyenin biiyiiklerinden ve reislerinden olan, gavs-i a'zam, seyyid Ab- 

-509- 



diilkadir-i Geylani "kuddise sirruh", talebesine ve biitiin genclige, din-i islami 6g- 
retmek ve i'tikadlanni diizeltmek icin yazdigi, (Gunyet-iit-talibin) ismindeki ki- 
tabinin, Misrda [1322] senesi baskisi, seksendordiincii ve tiirkce tercemesinin Is- 
tanbulda [1303] baskisi yuzondordiincii sahifelerinden bashyarak buyuruyor ki: 
(Ehl-i siinnete gore, Muhammed aleyhisselamm iimmeti, baska Peygamberle- 
rin iimmetlerinden daha iistiindiir. Bu iimmetin de iistiinti, Ona iman ederek mu- 
barek yuziinii gormekle sereflenen Eshab-i kiramdir ki, hepsi Ona tabi' olmus, 
Onun icin harb etmis, Onun ugruna canlanni, mallarmi feda etmisdir. Onun em- 
rini yapmak, birinci vazifeleri olmus, herseyde Onun yardimcisi olmuslardir. Bu 
Eshabin da en iistiinii Hudeybiyede, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ile 
bfat edip, Onun icin olmege hazir olduklanni soz veren kahramanlardir. Bunlar, 
bindortyiiz kisi idi. Bunlann da en ilstunii, Bedr muharebesinde bulunanlardir ki, 
bunlar Talutun askeri gibi iicyuzoniic kisi idi. [Imam-i Rabbani (Mektubat)mm bi- 
rinci ciiz'unde de iicyuzoniic mektub vardir.] Bunlann da iistiinu, ilk musliman olan 
kirk kisidir ki, kirkincisi, Omer "radiyallahii anh", bunlann otuzdordii erkek, al- 
tisi kadmdir. Bunlann da iistiinu (A$ere-i miibe$sere), ya'ni Cennete girecekleri 
miijdelenen on kisidir. Bunlar, Ebu Bekr, Omer, Osman, Ali, Talha, Ziibeyr bin 
Avvam, Abdurrahman bin Avf, Sa'd ibni Ebi Vakkas, Sa'id bin Zeyd, Ebu Ubey- 
de bin Cerrahdir. Bunlann da iistiinti Hulefa-i rasidin, ya'ni dort halife olup, bun- 
lann da iistiinu Ebu Bekr, sonra Omer, ondan sonra Osman, ondan sonra Alidir 
"radiyallahii annum ecma'in". Bu dordiinden hazret-i Ebu Bekr, iki sene dort ay, 
hazret-i Omer on sene, hazret-i Osman oniki sene, hazret-i All alti sene Resulul- 
lahm "sallallahii aleyhi ve sellem" halifesi oldu "radiyallahii annum". Bundan son- 
ra, hazret-i Mu'aviye "radiyallahii anh" ondokuz sene ve birkac ay halife oldu. 
Omer "radiyallahii anh", daha once, bunu Sama valita'yin etmisdi. Orada yirmi 
sene valilik etmisdi. Dordiiniin hilafeti, biitiin Sahabenin arzusu ve oy birligi ile ve 
her birinin, zemanimn en iistiinii olmasi ile idi. Zor ile, kuvvet ile ve kendinden da- 
ha iistiin olamn hakkini almak sureti ile degildi. Ebu Bekr-i Siddik, Muhacirlerin 
ve Ensarm soz birligi ile halife oldu. Soyle ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" vefat edince, Ensar-i kiram, sizden bir emir, bizden bir emir olsun demisdi. 
Omer "radiyallahii anh" ayaga kalkip, ey Ensar! Resulullahm "sallallahii aleyhi 
ve sellem" Ebu Bekre, (Eshabima imam ol!) diye emr buyurdugunu unutdunuz mu? 
deyince, biliyoruz ya Omer, dediler. Hazret-i Omer, devam ederek, icinizde Ebu 
Bekrden iistiinti var mi? dedi. Ensarm hepsi, kendimizi Ebu Bekrden iistiin san- 
makdan Allahii tealaya sigimnz, dedi. Hazret-i Omer "radiyallahii anh": Resulul- 
lahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ta'ym etdigi makamdan Ebu Bekri azl et- 
megi hanginiz hos goriir, deyince, biitiin Ensar, hicbirimiz hos gormeyiz. Onu azl 
etmekden Allahii tealaya sigimnz, dediler. Muhacirler ile elbirligi yaparak Ebu Bek- 
ri halife yapdilar. Hazret-i Ali ve Ziibeyr "radiyallahii anhiima" da, sonra oraya 
geldi. Ikisi de halifeyi kabul etdi. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh", 
iic def'a ayaga kalkip, (Beni halife kabul etmekden vaz geceniniz var mi?) dedi. 
Onde duranlar arasmda bulunan Ali "radiyallahii anh", ayaga kalkip, (Hicbirimiz 
vaz gecmeyiz. Vaz gecmeyi hicbir zeman hatinmizdan gecirmiyecegiz. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" seni, hepimizin oniine gecirdi. Kim, seni geriye ceke- 
bilir?) buyurdu. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddikm "radiyallahii anh" halife olmasim is- 
tiyerek, en te'sfrli soz soyliyenin Ali "radiyallahii anh" oldugunu kuvvetli, saglam 
haberlerle anlamis bulunuyoruz. Mesela, Deve vak'asmdan sonra, Abdullah bin 
Keva', hazret-i Aliye "radiyallahii anh" gelip, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" hilafet icin, sana birsey soylemedi mi? dedikde: Biz, once dindeki vazifemi- 
ze bakanz. Dinin diregi ise nemazdir. Allahii tealamn ve Resuliiniin "sallallahii aley- 
hi ve sellem", dinde, bizden begendikleri seyleri, diinyahk olarak begenir, seceriz. 
Bunun icin Ebu Bekri "radiyallahii anh" halife yapdik, buyurdu. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" son gunlerinde, hasta iken, nemaz kildirmak icin, Ebu 

-510- 



Bekr-i Siddiki "radiyallahii anh" kendi yerine imam yapmisdi. Bilal-i Habesi "ra- 
diyallahii anh" her ezan okudugunda, (Ebu Bekre soyleyiniz, nasa imam olsun!) 
buyururdu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", kendinden sonra, hazret-i Ebu 
Bekrin halife olmaga, herkesden daha layik oldugunu gosteren ve Omer, Osman 
ve Aliden "radiyallahii anhum" her birinin de, kendi zemanlanndaki insanlardan, 
hilafete en layik olduklanni bildiren cok seyler soylemisdir). 

Abdiilkadir-i Geylani "kuddise sirruh", kitabmda, Ebu Bekr, Omer, Osman, Ali 
ve Hasenin "radiyallahii anhum" iistiinliiklerini gosteren hadis-i serifleri ve hila- 
fetlerini uzun uzadiya bildirdikden sonra, diyor ki: imam-i Ali "radiyallahii anh" 
sehid olunca, imam-i Hasen "radiyallahii anh" miisliman kani dokiilmemesi ve ra- 
hat etmeleri icin hilafeti birakmak istedi. Mu'aviyeye "radiyallahii anh" teslim ey- 
ledi. Onun emrlerine tabi' oldu. O giinden i'tibaren Mu'aviyenin "radiyallahii anh" 
hilafeti hak ve sahih oldu. Bu stiretle, Server-i alemin "sallallahii aleyhi ve sellem" 
haber vermis oldugu, (Bu benim oglum seyyiddir. Ya'nf biiyiikdiir. Allahii teala, 
onun ile, mii'minlerden, iki biiyiik firka arasim bulur. Ya'nf bansdinr), hadis-i se- 
rifinin ma'nasi meydana cikdi. Goriiliiyor ki, imam-i Hasenin "radiyallahii anh" 
tabi' olmasi ile, Mu'aviye "radiyallahii anh", islamiyyete uygun halife olmusdur. 
Boylece, miislimanlar arasmdaki biitiin anlasmazhk sona ermisdir. Tabi'in ve Te- 
be-i Tabi'in ve diinyadaki biitiin miislimanlar "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in", Mu'aviyeyi "radiyallahii anh" halife olarak tammisdir. Server-i alem "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", Mu'aviyeye "radiyallahii anh", (Halife oldugun zeman, 
yumusak ol veya giizel idare et!) buyurduklan gibi, diger bir hadis-i serifde, (is- 
lamiyyet degirmeni, otuzbes sene veyahud otuzyedi sene devam edecekdir) buyur- 
musdur. Peygamber efendimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" carh, ya'ni dolab bu- 
yurmasmm sebebi, dindeki kuvveti ve saglamhgi bildirmek icindir. Bu miiddetin 
otuz senesi dort halife ve imam-i Hasen ile "radiyallahii anhum" temamlandikdan 
sonra, geri kalan bes veya yedi senesi, Mu'aviyenin "radiyallahii anh" hilafeti ze- 
mamdir. Abdiilkadir-i Geylaninin "kuddise sirruh" sozii burada temam oldu. 

(Mevahib-i lediinniyye) ikinci cildinde, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" gelecekde olacak seylerden verdigi haberleri bildirirken diyor ki: ibni Asa- 
kir bildiriyor ki: Resulullah, Mu'aviyeye, (Benden sonra, iimmetimin iizerine ha- 
kim olursun. O zeman, iyilere iyilik et. Kotiiliik yapanlari da, afv eyle!) buyurdu. 
Yine ibni Asakir bildiriyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Mu'avi- 
ye, hie maglub olmaz) buyurmusdur. Ali "radiyallahii anh", Siffin muharebesin- 
de, bu hadis-i serif hatinma gelseydi, Mu'aviye ile harb etmezdim, demisdir. 
[Hazret-i Mu'aviye "radiyallahii teala anh" icin Allame Abdul' Aziz Ferhari Hin- 
dinin "rahmetullahi aleyh" arabi (En-nahiyetii an ta'ni emir-il-mii'minin Mu'avi- 
yete) kitabmda genis bilgi vardir. (En-nahiye) kitabi, Hakikat Kitabevi tarafindan 
yeniden tab' edilmisdir.] 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", hazret-i Haseni "radiyallahii anh" gos- 
tererek: (Biliniz ki, benim su oglum seyyiddir. Allahii teala, yakin zemanda, miisli- 
manlardan iki biiyiik askeri, bu oglum sebebi ile, bansdinr) buyurdu. Ali "radiyal- 
lahii anh" sehid olunca, kirkbinden ziyade kimse, hazret-i Haseni "radiyallahii anh" 
halife yapdi. Irakda ve Horasanda, yedi ay, halife oldu. Sonra, biiyiik bir ordu ile, 
Mu'aviyenin "radiyallahii anh" iistiine yiiriidu. iki ordu karsilasinca, hazret-i Hasen 
"radiyallahii anh", iki tarafdan birinin cogu olmeyince, diger tarafin galib olamiya- 
cagmi diisiinerek, muslimanlarm kam dokiilmemesi icin, hazret-i Mu'aviyeye "ra- 
diyallahii teala anh" mektub yazdi. Ba'zi sartlarla, hilafeti ona birakdi. 

imam-i Beyheki diyor ki, Ali "radiyallahii anh" buyurdu ki, Resulullahdan 
"sallallahii aleyhi ve sellem" isitdim, buyurdu ki: (Ummetimden ba'zi kimseler mey- 
dana cikacak, Eshabimi kotiiliyeceklerdir. Bunlar, miislimanhkdan aynlacaklar- 
dir). (Mevahib-i lediinniyye)nin yazisi burada temam oldu]. 

-511- 



Hazret-i Alinin "radiyallahti anh" hazret-i Mu'aviye "radiyallahii anh" ile mu- 
harebe etmesi [tarihcilerin sandigi gibi] halifelik icin degildi. Bagi ile [ita'at etmi- 
yenler ile] muharebe etmek farz oldugu icin idi. Isyani basdirmak icindi. Huciirat 
suresi, dokuzuncu ayetinde mealen, (Isyan edenler ile harb edip, bunlari ita'ate ge- 
tirin!) buyuruldu. Bununla beraber, lsyanlarmm ser'i sebebi oldugu icin ve herbi- 
ri ictihad sahibi alimler olduklan icin, yanlis ictihad etdikleri halde bile, hicbiri- 
ne dil uzatilamaz "radiyallahti teala anhiim ecma'in". Fasik ve kafir denilemez. Haz- 
ret-i Ali "radiyallahii anh" asiler icin "radiyallahti teala anhiim ecma'in", (Kardes- 
lerimiz bize asi oldu. Bunlar, kafir veya fasik degildir. Ctinki, Kur'an-i kerimden 
anladiklarmi yapiyorlar) dedi. [Ofset baskisi yapilarak istanbulda nesr edilen 
(Minhat-iil-vehbiyye) ve (Ulema'iil-muslimin vel-vehhabiyyun) ismlerindeki iki 
arabi kitabda ictihad tizerinde genis bilgi verilmisdir.] 

imam-i Safi'i "rahmetullahi aleyh" buyurdu ki, (Allahu teala, ellerimizi, bu kan- 
lara bulasmakdan korudugu gibi, biz de, dilimizi tutup, bulasdirmiyahm!). Omer 
bin Abdiil'aziz de "rahmetullahi aleyh" boyle soylemisdir. 

Ya Rabbi! Bizi ve bizden once gelen din kardeslerimizi afv eyle! Mahluklarm 
en kiymetlisi olan, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselama ve temiz olan Ali- 
ne ve Eshabmm hepsine "ndvanullahi aleyhim ecma'in" bizlerden kiyamete ka- 
dar diia ve selamlar olsun! Amin. 

[TENBIH: Ehl-i siinnet alimleri, Eshab-i kiram hakkmda, miislimanlara nasi- 
hat olarak pek cok kitab yazdilar. Bu kitablardan otuzikisinin ismleri ve yazarla- 
n, (Mektubat Tercemesi) kitabinm sekseninci mektubunun sonunda bildirilmis- 
dirj. 

24 — BESINCi CILD, 36. ci MEKTUB 

Eshab-i kiram arasindaki muharebeler ictihad yiiziinden idi. Dogiisenler de, bir- 
birini cok seviyordu. Ananin, babanin cocugunu dogmesi gibi idi. 

Ehl-i siinnet alimlerinin, Eshab-i kiramm biiyiiklugunu, ustiinlugunii bildiren 
sozlerini, yazilanm, kitabimizm birkac yerinde acikladik. Kayyum-i rabbani, Mu- 
hammed Ma'sum-i Faruki Serhendi "rahmetullahi aleyh" (Mektubat)mm ikinci 
cildi, otuzaltmci mektubunda, sekizinci siialin cevabinda buyuruyor ki: 

Tepeden tirnaga kadar rahmet olan hazret-i Ali "kerremallahii teala vecheh", 
hasa ve kella, bir miislimana bile la'net etmedi. Nerde kaldi ki, Peygamber efen- 
dimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" Eshabma ve hele cok kerre hayr diia etdigi 
hazret-i Mu'aviyeye "radiyallahii anh" la'net etmis olsun. Hazret-i Ali, hazret-i 
Mu'aviye ve yamnda bulunanlar icin (Kardeslerimiz, bize uymadi. Kafir ve fasik 
degildirler. ictihadlan ile hareket etdiler) buyurdu. Bu sozii, onlara kiifrii ve fis- 
ki yaklasdirmamakdadir. O halde, hie la'net eder mi? Hie beddiia eder mi? islam 
dininde, hie kimseye, hatta frenk kafirlerine bile la'net etmek, ibadet degildir. Bes 
vakt nemazdan sonra, diia etmek lazim iken, kendi diismanhgi icin, diia yerine, bed 
diia eder mi? Tesavvufdaki fena derecelerinin en ytiksegine ve itmmanm sonuna 
ulasmis ve sahsi arzularmdan gecmis olan hazret-i Alinin nefsini, kendi nefs-i 
emmareleri gibi kin ile, inad ile, diismanhkla dolu mu samyorlar? O cok yiiksek 
zata, boyle bir biihtanda, boyle aleak bir iftirada bulunuyorlar. Hazret-i Ali, Fe- 
na-fillah ve muhabbet-i Resulillah makamlannin en son derecesine ulasmis, cam- 
ni, malim, Onun "sallallahii aleyhi ve sellem" yoluna feda etmisdir. Nicin, bu 
diia zemamnda, her iki cihanm sultam olan Peygamber efendimize, enva-i eza ve 
cefa yapan, Allahu tealamn ve Resuliiniin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" diis- 
manlanm soyleyip, onlara la'net etmesin de, kendi diismanlarma la'net etsin? Hal- 
buki, hazret-i Alinin (ictihadlan ile hareket etdiler) sozii, onlara diisman olmadi- 
gini gosteriyor. 

-512- 



isin ici, ozii soyledir ki, bu muharebeler, bu carpismalar diismanhkla, kin giit- 
mekle olmadi. Hep, ictihad ile, din bilgisi ile oldu. Bunun icin, ayblamamn yeri yok- 
dur. Nerde kaldi ki, bed diia, ve la'net edilsin. Bir kimseyi kotiilemek, ona la'net 
etmek ibadet olsaydi, Iblis-i la'ine, Ebu Cehle, Ebu Lehebe ve Peygamber efen- 
dimizi "sallallahii aleyhi ve sellem" inciten, Ona cefa ve eza eden ve bu hak olan 
dine, diismanhklar, ihanetler, hiyanetler yapan, Kureysin azili kafirlerine la'net 
etmek, islamm icablanndan olurdu. Diismanlara la'net etmek emr edilmeyince, 
dostlara la'net sevab olur mu? Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu 
ki, (Bir kimse, seytana la'net ederse, ben zaten mel'un oldum. Bu la'netin bana za- 
rari olmaz der. Ya Rabbi! Beni seytandan koru derse, eyvah bel kemigimi kirdin 
der). Bir baska hadis-i serifde, ($eytana sogmeyiniz! Serrinden, Allahii tealaya si- 
gininiz) buyuruldu. Bundan anlasihyor ki, bu gibi sozler, hazret-i Aliye iftiradir. 
Onu kotiilemekdir. Bundan baska, hazret-i Mu'aviye, hazret-i Aliye ve hazret-i Ha- 
sene ve Hiiseyne ve digerlerine "radiyallahii anhiim ecma'in" la'net etmege bas- 
ladi demek de, Mu'aviye hazretlerine iftira olur. Birbirlerine, asla bed diia, la'net 
etmediler. Ehl-i siinnet vel-cema'at mezhebi soyledir ki, Mu'aviyeye "radiyalla- 
hii anh" dil uzatmak caiz degildir. Bu soz, ona bir iftiradir. Hem bunu bildiren, dog- 
ru bir haber de yokdur. Tarihciler soyliiyor ise, bunlarm sozii, nasil sened olabi- 
lir? Dinin temel bilgileri, tarihcilerin sozleri iizerine kurulamaz. Burada, imam-i 
a'zam Ebu Hanifenin ve onun eshabinm sozlerine bakihr. Tarihcilerin sozlerine 
ve Kessaf tefsirinde yazih olan haberlere bakilmaz. Kessafda, hazret-i Alinin ve 
hazret-i Mu'aviyenin ismleri gecmiyor. Bu iki din biiyiiguniin birbirine la'net et- 
digini gosteren bir isaret bile yokdur. Bununla beraber (Kes§af)daki o yazilar dog- 
rudur. Ehl-i siinnetin bildirdigine uymiyan birsey yokdur ki, iyi ma'na cikarmaga 
cahsmak lazim gelsin. Evet, Emevi halifeleri, minberlerde, Ehl-i beyte yillarca la'net 
etdirdi. Omer bin Abdiil'aziz "rahmetullahi aleyh" buna son verdi. Allahii teala, 
bizim tarafimizdan, ona bol bol miikafat versin! Fekat, Mu'aviye de "radiyallahii 
anh" Emevi halifelerinden ise de, ona dokunulamaz. Eger, hazret-i Mu'aviye 
"radiyallahii teala anh" sogtilurse, kotiilenirse bu aynhkda ve muharebelerde, 
onunla birlik olan, cok sayida Eshab-i kiram, hatta asere-i miibessereden birka- 
ci da mel'un olur. Bu din buyiiklerine dil uzatmak, onlardan bize gelmis olan din 
bilgilerini bozmaga sebeb olur. Hicbir miisliman, bunu uygun gormez ve kabul et- 
mez. 

Ba'zilan, tic halifeyi ve hazret-i Mu'aviyeyi ve ictihadda ona uyanlan "radiyal- 
lahii teala anhiim ecma'in" kotiiliiyor, bunlara sogiiyor, Peygamber efendimizden 
sonra "sallallahii aleyhi ve sellem", birkacmdan baska, Eshab-i kiramin hepsi 
miirted oldu diyorlar. Ehl-i siinnet vel-cema'at mezhebine gore, Eshab-i kiramin 
hepsine, iyilikden baska birsey soylenmez. Hicbiri fena, kotii degildir. imam-i Yah- 
ya bin Seref Nevevi, (Muslim) hadislerini aciklarken buyuruyor ki, o muharebe- 
lerde, Eshab-i kiram lice aynlmisdi: Bir kismimn ictihadi, hazret-i Alinin ictiha- 
dma uygun oldu. Bunlara kendi ictihadlarma uygun yol tutmak vacib oldu. Bun- 
lar, hazret-i Aliye "radiyallahii anhiim" yardim etdi. Eshab-i kiramin ikinci kismi, 
ictihadda, dogru olam ayiramadi. Bunlarm, kimseye kansmamasi vacib oldu. 
Ucuncii kismm ictihadi, hazret-i Aliye karsi gelenlerin ictihadlan gibi oldu. Bu ic- 
tihadda olanlann karsi tarafa yardim etmesi lazim oldu. Demek ki, her biri, ken- 
di ictihadina uygun is yapdi. Bunun icin hicbirini ayblamak dogru degildir. Bunun- 
la beraber, hazret-i Alive onun ictihadmda olup, ona uyanlar, ictihadda dogruyu 
bulmuslardi. Karsilarmdakiler, ictihadda yanilmislardi. Fekat, ictihadda yanilma 
oldugu icin, kotiilenemez. Yamlanlar bir sevab aldi. Dogruyu bulanlar, on sevab 
aldi. Yamldilar demek bile, dogru degildir. Yamlanlan da iyilikle anmak lazimdir. 
Demek ki, Mu'aviyeyi "radiyallahii anh" sevmiyen, ona la'net eden bir kimse, bii- 
tiin Eshabi iyi bilip sevse de, Ehl-i siinnet vel-cema'atden olamaz. Boyle kimseyi, 
Si'iler de sevmez. Bu kimse, Ehl-i siinnet olmadigi gibi, Si'i de degildir. Uciincii bir 

- 513 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:33 



mezhebden olur. Otuzaltmci mektubdan terceme, burada temam oldu. 

[Eshab-i kiram "radiyallahti teala anhiim ecma'in" arasindaki aynhklari iyi 
ve dogru anlamak icin, giivenilen ve herseyi acik ve ayn ayn anlatan i'tikad kitab- 
lanm okumahdir. Sonradan yazilan tarihlere, birbirini tutmiyan ciiriik sozlere, boy- 
le olan ansiklopedilere, gazetelere aldanmamahdir! 

Ne kadar sasihr ki, Cevdet Pasa (Kisas-i Enbiya) kitabinda, (Hazret-i All, ken- 
di hiikumetinin za'ifledigini, Mu'aviyenin kuvvetinin artdigim goriince, mute'es- 
sir olarak, elem cekerek, Mu'aviyeye ve aynca alti kisiye bed diia etmege basla- 
di. Mu'aviye, bunu isitince, o da Aliye ve ibni Abbasa ve Hasen, Hiiseyne bed diia 
etmege basladi) diyor. Deve ve Siffin vak'alarim anlatirken de Eshab-i kiramdan 
"aleyhimiirndvan" birkaci icin sanlarma yakismiyan kelimeler kullamyor. Sem- 
seddin Samide (Kamus-iil-a'lam) kitabinda, hazret-i Mu'aviye ve ba'zi Sahabiicin, 
miislimamn soyliyemiyecegi ciimleler yazarak, saygisizlik gostermekdedir. Bunun, 
boyle saygisizlik gostermesine, pek de sasilmaz. Ciinki bu, (Toprak) ismindeki ki- 
tabinda, Allahii tealaya karsi da saygisizlik gosteriyor. Halik-i tealayi, esir, mad- 
de derekesine diisiirmekden cekinmiyor. Fekat, Cevdet Pasamn pek safcasma, Ab- 
basi tarihlerine, mezhebsizlerin kitablanna aldanmasi, insani hayrete diisurmek- 
dedir. Ciinki, onun (Kisas-iEnbiya)si, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" 
hayatmi ve islam tarihini, genis ve acik yazan, dogru olarak tamnan, giivenilir, kiy- 
metli bir kitabdir. islam tarihini ogrenmek istiyenlere, tavsiye edilecek kitablarm 
oniinde gelmekdedir. Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" arasindaki muharebele- 
ri, bunlarm sebeblerini de insafh ve dogru yazmakdadir. Mesela dortyiizotuzseki- 
zinci (438) sahifede diyor ki: (irtidad tehliikesi birdenbire biiyiidii. Her tarafi 
dehset biiriidii. Yemendeki ve baska yerlerdeki me'murlar geri gelmege, kara ha- 
berler getirmege basladilar. Miislimanlar karanhk gecede yagmura tutulmus ko- 
yun siiriisii gibi saskma dondii. Miirtedlerin sayisi yamnda miislimanlar pek az idi. 
Fekat, Resulullahm halifesi, zeman-i se'adetdeki gelismeyi hie degisdirmemege ve 
Resulullahm niyyetlerini yerine getirmege kararh idi. Miirtedlerle muharebeyi go- 
ze aldi. Her tarafa birlikler gonderdi. Medineye hiicuma hazirlanan diisman iize- 
rine, gece bir siddetli cikis yaparak, sabaha kadar savasdi. Hepsini dagitdi. Yanm- 
daki askerlerle birlikde, uzakdaki miirtedlerle muharebeye gitmek iizere devesi- 
ne bindi. Fekat, hazret-i All "radiyallahii anh", halifenin devesinin yularmi tutup, 
ey Resuliin halifesi! Nereye gidiyorsun? Sana Resulullahm Uhud muharebesinde 
soyledigini soylerim. O giin sana, (Kihcini kinina sok! Oliimiinle bizi yakma!) bu- 
yurmusdu. Vallahi, sana bir hal olur ise, miislimanlar, senden sonra diizen bulmaz 
dedi. Eshab-i kiramin hepsi, hazret-i Aliyi "radiyallahii teala anhiim ecma'in" tas- 
dik etdi. Halife hazretleri Medine-i miinevvereye dondii. 

Halife secilmesindeki sert konusmalarmdan hemen sonra, birbirlerine karsi olan 
sevgilerine bakimz! Kimseye boyun egmeyen, halife secimine cagnlmadi diye, haz- 
ret-i Ebu Bekre oy vermesini gecikdiren, Allahin arslani, hazret-i All "radiyalla- 
hii teala anhiim ecma'in" simdi onun muharebeye gitmesini onliiyor. Eger, kalbin- 
de ona karsi ufak bir kirikhk olsaydi, halife harbe gitsin de, ona birsey olursa, ye- 
rine ben gecerim diye diisiiniir, hie olmazsa, gitmesine kansmazdi. 

Hazret-i Siddik gibi, din ugrunda, asla camni esirgemeyen bir zatm da, cihad gi- 
bi miihim bir ibadete baslarken, hie kimsenin sozii ile, bundan vaz gecmeyecegi 
meydanda iken, niyyetinden donmesi, ancak hazret-i Alinin fikrinin ve soziiniin 
dogru olduguna giivenmesinden ve ona uymasindan ileri geldigi siibhesizdir. 
Hepsinin diisiincesinin ve konusmasmm, hep islam dinine hizmet niyyeti ile oldu- 
gu, buradan da anlasilmakdadir "radiyallahii teala anhiim ecma'in". 

Eshab-i kiramdan "radiyallahii teala anhiim ecma'in" birkacinin diinyaya diis- 
kiin oldugunu sanan ve yazan sapiklar, onlarm boyle davranmalarma dikkat etse- 
lerdi, bu biiyiik zatlara karsi, kotii zanda bulunmak giinahmdan kurtulurlardi). 

-514- 



Abbasi tarihcileri, sultanlann goziine girmek, mal ve mevki' elde etmek icin 
vak'alan degisdirmekden, hadiseleri yanhs yazmakdan cekinmemis, Emevileri in- 
safsizca kotulemege koyulmuslardi. Abbasi halifeleri, Emevilere diisman oldugun- 
dan, tarihcileri de, diinyalik ele gecirmek icin, ilmi, siyasete kurban etmislerdir. Os- 
manhlar, zeman bakimmdan, Abbasilere daha yakm, toprak bakimindan da, 
komsu oldugundan, cahil tarihciler, Abbasi tarihlerini oldugu gibi terceme etmis, 
Cevdet pasa bile, bu te'sirden kendini kurtaramamisdir. Bir yandan tarihciler, bir 
yandan da, sah isma'ilin bozguna ugnyan ordusunun dokuntiisii olup, tekkelere 
siginan kizilbaslar, tiirk milletine, Eshab-i kiramm diismanligini bulasdirdi. Yal- 
mz, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanndan, isin dogrusunu ogrenenler, bu felaket- 
den kurtulabildi. Allahii teala, dogru yolda bulunanlarm yardimcisi olsun! Amin. 

(Merec-iil-bahreyn)de diyor ki, hakim Ali Tirmizi buyurdu ki, (Yasim ilerledik- 
ce, ilmim, amelim ve mucahedem artdigi halde, gencligimde kavusmus oldugum 
nurlari, te'sirleri kendimde bulamaz oldum. Sebebini bir diirlii anhyamadim. 
Genclik zemamm, Resulullahm zemanma daha yakm oldugu icin, o zemandaki ha- 
lin daha iistiin oldugu, kalbime ilham edildi). O zemana yakm zemanlar boyle kiy- 
metli olunca, o zemamn kendinin ne kadar cok kiymetli oldugunu anlamahdir. Bu- 
nun icindir ki, (Kut-iil-kulub)da, (Resulullahm o mubarek cemalini bir kerre gor- 
mek ve biraz huzurunda oturmak, insani oyle seylere kavusdurur ki, baska zeman- 
larda yapilan halvetlerle ve erba'inlerle, ya'ni kirk gun riyazet cekmekle, bunlar 
elde edilemezler) buyurulmakdadir. Baska zemanlarda yetisen biiyiik Veliler de, 
Resulullahm ma'nevi sohbetinde bulunup, feyz almakla yiikselmislerdir]. 

25 — IKINCi CILD, 99. cu MEKTUB 

Bu mektub, seyyid Muhammed Nu'mana "rahmetullahi teala aleyh" yazilmis 
olup, ba'zi Evliya, tesavvuf yolunda ilerlerken, kendilerini, Eshab-i kiramm ma- 
kaminda goriiyor. Bunu aciklamakda ve diinyada Peygamberlere cok derd ve 
bela gelmesinin sebebini bildirmekde ve adem, Fena ve Bekayi anlatmakdadir: 

Bismillahirrahmanirrahim. Allahii tealaya hamd olsun. Onun secdigi kullanna 
selam olsun! 

Siial: Salik, tesavvuf yolunda yiikselirken, ba'zan kendisini, kendinden yiiksek 
olduklarmda soz birligi olan Eshab-i kiramm makammda goriiyor. Hatta, ekseri- 
ya Peygamberlerin makamlannda goriiyor. Bu nasil olur? Ba'zi kimseler, bu sa- 
likin o makamlarm sahiblerinin derecesinde oldugunu soyledigini saniyor. Bunun 
icin, bu soziine inanmiyorlar. Hatta, ona dil uzatiyorlar. Bunun sebebi nedir? 

Cevab: Asagi derecedeki insanlarm, yiikseklerin makamina cikmasi, fakirlerin 
zenginler kapisma ve ihsan sahiblerinin evlerine giderek, onlardan ihtiyaclanm di- 
lemelerine, ni'metlerine kavusmalanna benzer. Bunlarm, o makama cikmasim, ma- 
kam sahibleri ile miisavi olmak sananlar, cahillik etmis olur. Bu yiikselmeleri, ba'zan 
o makamlan gorerek ozenmeleri icindir. Diinyada sultanlann ve beglerin seray- 
larmi, kosklerini seyretmege gitmek gibidir. Bu gibileri, sultanlarla, beglerle mii- 
savi oldu sanmak, ahmakhk olur. Hizmetciler, efendilerine hizmet etmek icin, hu- 
susi odalarma kadar girer. Siipiirmek icin, temizlik icin sultamn yanma yaklasir. 

Misra': 

Derd sahiblerine her yandan gelir bela... 

Ba'zilan, bir zevalhyi ayblamak ve kotiilemek ipin, behane arar. Allahii teala, 
boyle kimselere insaf versin! Bir garib dervisi iftiradan, lafdan korumak icin se- 
beb aramalan lazim gelirdi. Bir miislimamn lrzmi, serefini korumak icin, cahsma- 
lan icab ederdi. Bu makamlara yiikselen saliklere dil uzatanlar, iki diirlii olabilir: 

Bu salik, o makamlarm sahibine miisavi oldugunu saniyor derlerse, bu saliki ka- 
fir ve zmdik bilmis olurlar. Ciinki bir kimse, kendini Peygamberler ile beraber bi- 

-515- 



lirse, kafir olur. Seyhaynm [ya'ni Ebu Bekrin ve Omerin] "aleyhimiirndvan" bii- 
tiin miislimanlardan iistiin oldugunu Sahabe ve Tabi'in sozbirligi ile bildirdi. Bu 
sozbirligini, din imamlanmiz, kitablarmda yazmakdadir. Bunlardan biri, imam-i 
Safi'idir "rahmetullahi aleyh". Hatta Sahabe-i kiramm hepsi, sonra gelen miisli- 
manlann hepsinden daha iistiindiir. Ciinki, insanlarm en iyisinin sohbetinin ustiin- 
liigiine benzeyen hicbir iistiinliik olamaz. Eshab-i kiramm, islamiyyetin za'if oldu- 
gu ve miislimanlann az oldugu o zemanda, dini kuvvetlendirmek icin ve Pey- 
gamberlerin efendisine "aleyhi ve aleyhimiissalevatii vetteslimat" yardim etmek 
icin yapdigi ufak bir hareketine, o kadar sevab verilir ki, baskalan, biitiin omrii- 
nii, siki riyazetle ve agir miicahedelerle ve ibadetlerle gecirse, o kadar sevab ala- 
maz. Bunun icin Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Urn- 
metimden herhangi biri, Uhud dagi kadar altin sadaka verse, Eshabimin bir miid 
arpa sadakasina verilen sevaba kavusamaz). [Miid, iki ntldir. (Ritl) yiizotuz dir- 
hem-i ser'idir. Bir (dirhem-i ser'i) 3.36 gr.dir. Bir (Miid) sekizyiizyetmisbes gram 
agirligmda bir agirlik birimidir.] 

Ebu Bekr-i Siddikm "radiyallahii anh", bu ummetin en ilstunu olmasinin sebe- 
bi, imana gelmekde, mahnm cogunu ve canini feda etmekde ve her diirlii hizmet- 
de, baskalarmm oniinde bulunmasidir. Hadid suresinin onuncu ayetinde mealen, 
(Mekke-i miikerremenin fethinden once malim veren ve cihad eden kimseye, 
fethden sonra malim dagitan ve cihad edenden daha biiyiik derece vardir. Allahii 
teala, hepsine Cenneti va'd etdi) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, onun icin indiril- 
misdir. Ba'zi kimseler, faziletlere, vak'alara bakarak, bunun en iistiin oldugunda 
durakhyor. Halbuki, bilmiyorlar ki, ustiinliigun sebebi, faziletler ve harikalar ol- 
saydi, faziletleri ve harikalan cok olan herhangi bir miislimamn, o kadar harika- 
si olmayan kendi Peygamberlerinden iistiin olmasi lazim gelirdi. Demek oluyor ki, 
iistunliigtin esran, sebebi, faziletlerden ve harikalardan baska birseydir. Bu faki- 
re gore, bu sebeb, dini kuvvetlendirmekde ve mal ve can feda ederek Allahm di- 
nine yardim etmekde baskalarmm oniinde bulunmakdadir. Her onde olan, sonra 
gelenlerden daha iistiin olur. Onde gelenler, sonra gelenlerin, dinde iistadi ve mu'al- 
limidir. Sonra gelenler, once gelenlerin nurlari ile aydmlanmakda, onlann bere- 
ketlerinden faidelenmekdedir. Peygamber hepsinden ileride, onde oldugu icin, hep- 
sinden iistiindiir. Bu iimmet icinde, Peygamberimizden "aleyhi ve ala alihissale- 
vatii vesselam" sonra, bu devletin, ya'ni se'adetin sahibi, Ebu Bekr-i Siddikdir "ra- 
diyallahii teala anh". Ciinki, dini kuvvetlendirmek ve Peygamberlerin efendisine 
"aleyhimiissalevatii vetteslimat" yardim etmek icin, malim dagitmakda, cihad et- 
mekde, siddetli miicadele etmekde ve samni, serefini gayb etmekde, oncelerin on- 
cesi Odur. O halde, hepsinden daha iistiin Odur. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", islamiyyetin yiikselmesinin ve kuv- 
vetlenmesinin, Omer-lil Fariikun yardimi ile olmasmi istedi. Allahii teala, sevgi- 
li Peygamberine yardim etmek icin, onu kafi gordii. Enfal suresinin, altmisdordiin- 
cii ayetinde mealen, (Ey Peygamberim "sallallahii aleyhi ve sellem"! Sana yardim- 
ci olarak Allahii teala ve mii'minlerden sana tabi' olanlar yetisir) buyurdu. Abdul- 
lah ibni Abbas "radiyallahii anhiima", (Bu ayet-i kerime, Omer-iil Faruk iman et- 
digi zeman geldi) buyurdu. O halde, Ebu Bekr-i Siddikdan sonra, en iistiin olan bu- 
dur. Eshab-i kiram ve Tabi'in, bu ikisinin en iistiin oldugunu sozbirligi ile bildir- 
di. All "radiyallahii anh" buyurdu ki: (Ebu Bekr ile Omer "radiyallahii teala an- 
hiima" bu ummetin en iistunudur. Beni onlardan iistiin sanan, iftira etmekdedir. 
Iftira edeni dovdiikleri gibi, onu sopa ile doverim). Bunlari baska kitab ve mek- 
tublarimda uzun anlatmisdim. [Bu ikisinin ustiinliikleri (Kurret-iil ayneyn) ve 
(Eshab-i Kiram) kitabmin (Miislimanlarin iki gozbebegi) kismmda uzun yazihdir.] 

Kendini, Eshab-i kiram "radiyallahii teala anhiim" gibi sanmak, ahmaklikdir. 
Kendini, once gelen biiyiiklere benzetmek, cahillikdir. Sunu da bildirelim ki, 6n- 

-516- 



ce olmak serefinin iistunliige sebeb olmasi, birinci asrda, insanlarm en iyisinin soh- 
betine kavusanlar icindir. Sonraki asrlarda boyle degildir. Daha sonraki asrda ge- 
lenler, oniindeki asrlarda gelenlerden tistiin olabilir. Hatta aym asrda bulunanlar- 
dan, sonraki, oncekinden [talebesi hocasmdan] ileri gecebilir. Allahii teala, dil uza- 
tanlan, gaflet uykusundan uyandirsm! Bir miishmam kabahatli sanarak, dediko- 
du yapmak, sogmek, pek sen?', cok cirkindir. Vehm ile, zan ile, bir mushmana sa- 
pik demek, kafir demek, inadcihk, kincilik olur. Bu iftiralan yerinde olmadigi ze- 
man, soyliyenler sapik ve kafir olur. Boyle oldugunu hadis-i serif bildirmekdedir. 

Soziimiize donelim. Saliklere dil uzatanlarm ikinci kismini bildirelim. Bunlar, 
o derecelerde oldugunu soyliyen saliklere kafir ve sapik demez ise de, iki halden 
birisi olabilir: Ona yalanci derler. Bu da, bir miislimana su-i zan etmek olup haram- 
dir. Yok eger, soziine inanir ve o biiyiiklere miisavi olmak da'vasmda olmadigini 
bilirler ise, dil uzatmalanna sebeb kalmaz. Onu nicin sogiip cekisdirirler? Dogru 
kesflere iyi ma'nalar vermek lazimdir. Dogru kesf sahiblerini ayblamamah, onlar 
icin kotii, cirkin seyler soylememelidir. 

Siial: Dedikodu yapan bir kimse, (Salikin, fitne ve fesada sebeb olacak halini aci- 
ga cikarmasina ne liizum var?) derse: 

Cevab: Tesavvuf biiyiikleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", boyle halle- 
rini cok bildirmisdir. Hatta, adet olmusdur. Bu hallerini, iyi niyyetlerle, dogru mak- 
sadlarla aciga vurmuslardir. Buna sebeb, ba'zan, subheli olan hallerinin, dogru olup 
olmadigini anlamak icin mlirsidlerine bildirirler. Ba'zan da, talibleri, gencleri 
tesvik icin soylemislerdir. Ba'zan da, su veya bu, hicbir sebeb olmiyarak, tarikat 
serhoslugu ile, agzmdan kacinr. Boyle halleri sohret icin, kendini begendirmek icin 
soyleyen yalancidir. Boyle hali varsa, kendine zarardir, istidracdir. 

Siial: Peygamberler "aleyhimtissalevatu vetteslimat" ve Veliler "aleyhimiir- 
ndvan", hep derd ve bela icinde yasadi. Hatta (Belalar, mihnetler, en cok Peygam- 
berlere, sonra Evliyaya, sonra bunlara benziyenlere gelir) buyuruldu. Halbuki, Su- 
ra suresi, otuzuncu [30] ayetinde mealen, (Size gelen belalar, kabahatlerinizin ce- 
zasidir) buyuruldu. Bu ayet-i kerimeye gore, derdlerin coklugu, giinahm coklugu- 
nu gosterir. Peygamber ve Veli olmayanlann, cok sikmti cekmesi icab eder. Dost- 
larma, neden derd, bela veriyor? Dusmanlan rahat ve ni'metler icinde, dostlan mih- 
netler, belalar icinde nasil olur? 

Cevab: Dunya, zevk icin, lezzet icin yaratdmadi. Ahiret, bunun icin yaratilmis- 
dir. Dunya ile ahiret, birbirinin ziddi, tersidir. Birini sevindirmek, otekinin giicen- 
mesine sebeb olur. Ya'ni, birinde zevk aramak, otekinde elem cekmege sebeb olur. 
O halde, diinyada ni'metleri, lezzetleri cok olanlar, [bunlara lazim olan siikrii 
yapmazlarsa] ahiretde cok korkacak, cok aci cekecekdir. Bunun gibi, diinyada [teh- 
liikelerden sakindigi, cahsdigi halde] cok aci ceken mii'min, ahiretde cok lezzete 
kavusacakdir. Diinyamn omrii, ahiretin uzunlugu yaninda, deniz yaninda bir 
damla kadar bile degildir. Daha dogrusu, sonu olan, sonsuz ile olciilebilir mi? Bu- 
nun icin dostlarma merhamet ederek, sonsuz ni'metlere kavusmalan icin, diinya- 
da birkac gun sikmti cekdiriyor. Diismanlarma, hile, istidrac yaparak, biraz lezzet 
verip, cok elemlere siiriikliiyor. 

Siial: Fakir olan kafir, diinyada da, ahiretde de sikmti cekiyor. Bunun diinya- 
da cekdigi sikintilar ahiretde lezzete kavusmasma nicin sebeb olmiyacak? 

Cevab: Kafir, Allahii tealamn diismamdir. Sonsuz azab gormesi lazimdir. Diin- 
yada, ona azab yapmamak, kendi haline birakmak, ona iyilik, lezzet demekdir. Hat- 
ta, bunun icin hadis-i serifde, (Dunya kafirlerin Cennetidir) buyuruldu. Kafirler- 
den bir kismma, diinyada azab yapmamakla iyilik etdikleri gibi, aynca ni'metler, 
lezzetler de verirler. Bir kismma ise, yalniz azab yapmamak ile iyilik edip, aynca 
lezzetler vermezler. Bunlarm hep, hikmetleri, faideli sebebleri vardir. 

-517- 



Siial: Allahii teala, herseye kadirdir. Dostlanna, hem diinyada, hem de ahiret- 
de ni'metler, lezzetler verseydi ve diinyada verdigi lezzetler, ahiretde, bunlann e- 
lem cekmesine sebeb olmasaydi, daha iyi olmaz mi idi? 

Cevab: Bunun cesidli cevablan vardir: 

1. ci cevab: — Diinyada, birkac giin derd, bela cekmeselerdi, Cennetin lezzet- 
lerinin kiymetini anlamazlardi ve ebedi ni'metlerin kiymetini bilmezlerdi. Aclik 
cekmiyen, yemegin lezzetini anlamaz. Aci cekmiyen, rahathgin kiymetini bilmez. 
Diinyada bunlara elem vermek, sanki daimi lezzetleri artdirmak icindir. Bu elem- 
ler, bir ni'met olup, cahil halki denemek icin, biiyiiklere verilen ni'metler, elem ola- 
rak gosterilmekdedir. Yabancilara elem seklinde gosterilen, dostlar icin ni'metdir. 

2. ci cevab: — Belalar, sikintilar, cahil icin sikmti ise de, bu biiyiiklere, sevdik- 
lerinden gelen hersey, tath olmakdadir. Ni'metlerden lezzet aldiklan gibi, belalar- 
dan da lezzet duyarlar. Hatta, bela sadece sevgilinin arzusu olup, kendi istekleri 
kansmadigi icin, daha tath gelir. Ni'metlerde bu lezzet bulunamaz. Ciinki, ni'met- 
lerde, nefslerinin istekleri de vardir. Bela gelince, nefsleri aglamakda, inlemekde- 
dir. Bu biiyiikler, belayi ni'metden daha cok sever. Bela, bunlara, ni'metden da- 
ha tath gelir. Bunlann diinyadan aldiklan lezzet, belalardan, musibetlerden gel- 
mekdedir. Diinyada derd ve bela olmasaydi, bunlann goziinde, diinyamn hie de- 
geri olmazdi. Diinyamn aci hadiseleri olmasaydi, onu bos, abes goriirlerdi. Fari- 
si nazm tercemesi: 

Seni sevmekden maksadim, 
derdi ve gammi tadmakdir. 
Boyle olmasaydi arzum, 
diinyada baska tat cokdur. 

O halde, Allahii tealanm dostlan, diinyada da, ahiretde de lezzetli ve sevincli- 
dir. Derdlerden aldiklan lezzetler, ahiret lezzetlerinin azalmasma sebeb olmaz. Ahi- 
ret lezzetlerini gideren, cahillerin aradiklan lezzetlerdir. Ya Rabbi! Dostlanna na- 
sil ihsan yapiyorsun ki, baskalarma verdigin ni'metler, bunlara da rahmetdir. On- 
lara derd, elem olanlar da, bunlara ni'metdir. Baskalan ni'met gelince sevinir. Derd 
gelince iiziiliir. Bu biiyiikler, ni'metde de sevincli, derdde de sevinclidir. Ciinki bun- 
lar, islerin giizelligine, cirkinligine bakmiyor. isleri yapanm giizelligine bakmak- 
dadirlar. O, giizellerin giizelidir. isleri yapan sevgili oldugu gibi, isleri de sevgili ol- 
makda ve tath gelmekdedir. Bu diinyada, hersey, giizel olan yapicmm isi oldugun- 
dan, derd ve zarar verse de, bunlara, istedikleri ve sevdikleri sey olmakdadir. Ken- 
dilerine tath gelmekdedir. Ya Rabbi! Bu nasil lutf ve ihsandir ki, bu gizli ve kiy- 
metli ni'metleri, yabancilara sezdirmeden, dostlanna gonderiyorsun! Bunlan, 
her an, kendi arzuna razi bulundurup, zevk ve lezzet icinde tutuyorsun! Baskala- 
rma derd, ayb, asagihk olarak gonderdiklerin, bunlar icin, cemal ve kemal oluyor. 
Bunlann arzulanni, arzu edilmiyen seyler icine yerlesdirdin. Diinya lezzet ve 
zevklerini, baskalanmn tersine olarak, ahiret derecelerinin, lezzetlerinin artma- 
sina sebeb eyledin. Bu, Allahii tealanin biiyiik ni'metidir. Diledigine ihsan eder. 
Allahii teala, biiyiik ihsan sahibidir. 

3. cii cevab: — Bu diinya, imtihan yeridir. Burada hak, batil ile; hakh, haksiz ile 
kansikdir. Burada, dostlanna sikintilar, belalar vermeseydi, yalniz diismanlanna 
verseydi, dost, diismandan aynhr, belli olurdu. imtihanm faidesi kalmazdi. Hal- 
buki, gayba iman etmek lazimdir. Diinyamn ve ahiretin biitiin se'adetleri, gorme- 
den inanmaga baghdir. Hadid suresi, yirmibesinci [25] ayetinin meal-i serifi, (Al- 
lahii teala, Peygamberlerine, gaybdan, gormeden, yardim edenleri bilmek icin...) 
olup, bu hal bildirilmekdedir. Dostlanm mihnet ve bela icinde gostererek, diisman- 
lannm goziinden sakladi. Diinya, imtihan yeri oldu. Dostlan, goriiniisde belada, 
hakikatde ise, zevk ve lezzetdedir. Dtismanlar, boylece zarar, ziyan etmekdedir. 

-518- 



Peygamberlerin, muharebelerde dusmanlarla dogiismesi de boyle olurdu. Bedr 
gazasmda miislimanlar, Uhud gazasmda kafirler galib gelmisdi. Allahu teala bu ha- 
li, Al-i Imran suresi, yiizkirkmci [140] ayetinde bildirmekdedir. 

4. cii cevab: — Evet, Allahu teala herseye kadirdir. Dostlanna hem diinyada, 
hem de ahiretde rahatlik verebilir. Fekat, adeti boyle degildir. Kudretini, hikme- 
ti ve adeti altma gizlemegi sever, Islerini, yaratmasmi, sebebler altmda gizlemis- 
dir. O halde, diinya ahiretin aksi oldugundan, dostlann, ahiret ni'metlerine kavus- 
mak icin, diinyada sikmti cekmeleri lazimdir. [Allahu tealanin dostlan, derdlere, 
belalara, tehliikelere karsi tedbir ahr. Bunlardan kurtulmaga cahsir. Dayanilami- 
yacak seylerden kacmmak, Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslfmat" siin- 
netidir. Tedbirlere, cahsmalara ragmen basa gelen belalardan zevk ahrlar. Derd- 
lerden zevk almak, yiiksek derecedir. Cok az secilmislerin yapacagi isdir.] 

Asl cevab: — Dertlerin, belalarm gelmesine sebeb, giinah islemekdir. Fekat, be- 
lalar, sikmtilar, giinahlann afv edilmesine sebeb olur. O halde, dostlara, belalan, 
sikmtilan pok vermek lazimdir ki, gunahlan kalmasm. [Allahu teala, sevdikleri- 
nin gunahlanni afv etmek icin, onlara derd, bela gonderiyor. Tevbe, istigfar edin- 
ce de, giinahlar afv olur. Derd ve bela gelmesine liizum kalmaz ve gelmis derdler 
de gider. O halde, derd ve beladan kurtulmak icin, cok (istigfar) okumahdir.] Dost- 
lann giinahini, diismanlarm giinahlan gibi sanmamahdir. (iyilerin, iyilik etmek ola- 
rak bildikleri seyleri, dostlar, giinah islemek bilirler) buyuruldu. Bunlardan giinah 
ve kusur sadir olsa da, baskalannin giinahlan gibi degildir. Yanilmak ve unutmak 
gibidir. Niyyet ederek, karar vererek yapilmis degildir. Taha suresi, yiizonbesin- 
ci [115] ayetinde mealen, (Ademe once soyledik. Fekat unutdu. Azm ile, karar ile 
yapmadi) buyuruldu. Bu ayet-i kerime Adem "ala nebiyyina ve aleyhisselam" icin- 
dir. O halde, dostlara gelen derdlerin, belalarm, musibetlerin cok olmasi, giinah- 
lann cok afv edildigini gosterir. Giinahlann cok oldugunu gostermez. Dostlanna 
cok bela vererek, gunahlanni afv eder, temizler. Boylece bunlan, ahiret sikmtila- 
nndan korur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" oliim halinde, siddet ve si- 
kmtida iken, Fatima "radiyallahii anha", babasim cok sevdigi ve cok acidigi icin 
ve Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem", (Fatima, benden bir parcadir) buyur- 
mus oldugu icin, o da sikihyor, kivramyordu. Kizinin bu halini goriince, onu tesel- 
li etmek icin, (Babanin cekecegi sikinti, ancak bu kadardir. Baska hicbir sikinti gor- 
mez!) buyurdu. 

Cehennemdeki cok siddetli azablarm, birkac giinliik sikmti ile giderilmesi ve gii- 
nahlann temizlenmesi icin diinyada sebebler gonderilmesi ne biiyiik ni'metdir. 
Dostlara bu mu'amele yapihrken, baskalannin gunahlarmm hesabmi ahirete bi- 
rakiyorlar. O halde dostlara, diinyada cok derd ve bela vermesi lazimdir. Baska- 
lan, bu ihsana layik degildir. Ciinki, biiyiik giinah islerler, yalvarmaz, boyun biik- 
mez, aglamaz ve Ona sigmmazlar. Giinahlan sikilmadan islerler ve kasd ile, plan- 
hyarak islerler. Hatta inad edercesine islerler. Hatta, Allahu tealanin ayetleri ile 
alay edecek, inanmiyacak kadar ileri giderler. Ceza, sucun buyiikliigiine gore de- 
gisir. Giinah kiiciik olur ve suclu boynunu biikiip yalvanrsa, bu sue, diinya derd- 
leri ile afv olunabilir. Fekat, giinah biiyiik, agir olur ve suclu inadci, saygisiz olur- 
sa, bunun cezasi ahiretde sonsuz ve cok aci olmak lazim gelir. Nahl suresi, otuzii- 
ciincii [33] ayetinde mealen, (Allahu teala, onlara zulm etmez. Onlar, kendi ken- 
dilerine zulm edip, agir cezalari hak etdiler) buyuruldu. 

[(Giinah), Allahu tealanin emrlerini yapmamak, yasak etdiklerinden sakm- 
mamakdir. Emr ve yasaklar, muslimanlaradir, imam olanlaradir. Imam olmayan- 
lan, kafirleri, emr vermekle, ibadet etdirmekle sereflendirmedi. Onlar, hayvanlar 
gibi, her istediklerini yapar, giinah olmaz. Bunlar, ibadet yapmadiklan icin, giinah 
isledikleri icin, diinyada azab cekmezler. Her diirlii ni'mete kavusurlar. istedik- 
lerini, cahsdiklanm elde ederler. Yalniz, zalim olanlan, mahluklara eziyyet veren- 

-519- 



leri, dunyada cezalanni ceker. Kafirlere, yalniz bir emr verilmis, onlardan yalniz 
birsey istenihnisdir. Bu bir emr, iman etmeleri, musliman olmalandir. Kafirler, bu 
emri dinlemedikleri icin, biricik sue islemis oluyorlar. Fekat bu sue, en biiyiik suc- 
dur. Bu sucun cezasi, pek biiyiik, cok aci ve sonsuzdur. Dunyada boyle ceza ola- 
maz. Bu sonsuz ceza, bunlara, ahiretde, Cehennemde verilecekdir]. 

Diyorsunuz ki, cahiller, ahmaklar, [nemaz kilanlarla, oruc tutanlarla, islamiy- 
yete uyanlarla] alay ediyor. [Bunlara gerici diyor.] Allah, dostlarma nicin derdler, 
belalar gonderiyor? Iyilikler, ni'metler vermiyor? [Biz Onun emrlerini yapmiyo- 
ruz. Bize ceza verse ya? Oh! Biz rahat, istedigimiz gibi zevk, safa ediyor, keyf sii- 
riiyor, hile ile, yalan ile, diinyamn tadini cikarryoruz. Sizler, nemazla, orucla vakt 
geciriyor, diinya zevklerinden kaciyor, sikmti icinde yasiyorsunuz! Bu sikmtilar ye- 
tismiyormus gibi, Rabbiniz, derdleri, belalan da size veriyor. Miislimanhk se'adet 
yolu olsaydi, siz bizden daha rahat, daha tath, daha mes'ud yasardmiz diyorlar]. 
Boyle bayagi sozlerle, bu sevgili kullara inanmiyorlar. 

Kafirler, insanlann en iyisine de boyle soylerdi. Furkan suresi, yedinci [7] aye- 
tinde mealen, (Kafirler: Bu nasil Peygamberdir? "sallallahu aleyhi ve sellem". Bi- 
zim gibi yiyip iciyor, sokaklarda geziyor. Peygamber olsaydi, kendisine melek ge- 
lirdi. Yardimcilan olur, bize onlar da haber verir, Cehennem ile korkuturlardi. Ya- 
hud, Rabbi, para hazfneleri gonderir, yahud, meyve bagceleri, ciftlikleri olur, is- 
tedigini yirdi dediler...) buyuruldu. Bu gibi sozler, ahirete, Cennete, Cehenneme 
inanmiyanlarm, ilerisini goremiyenlerin sozleridir. Cennet ni'metlerinin, Cehen- 
nem azablannin sonsuz oldugunu bilen kimse, diinyamn birkac giinliik belalan- 
na, sikintilarma hie ehemmiyyet verir mi? Bu derdlerin, sonsuz se'adete sebeb ola- 
cagim diisiinerek, bunlan ni'met olarak karsilar. Cahillerin sozlerine aldins etmez. 
Derdler, belalar, sikmtilar, muhabbetin, sevginin, sasmiyan sahidleridir. Ahmak- 
larin bunu anlamamasinm ne ehemmiyyeti olur. En iyisi, boyle cahillerle konus- 
mamah, [radyolanm dinlememeli, filmlerini, gazetelerini ve kitablarim gormeme- 
lidir]. 

6. ci cevab: — Bela, kemend-i mahbubdur [sevgilinin, asikim kendine cekmek icin 
gonderdigi kemenddir]. Asiklan, sevgiliden baska seylere bakmakdan koruyan bir 
kamci gibidir. Asiklan, sevgiliye dondiirur. O halde, derdlerin, belalann dostlara 
gonderilmesi lazimdir. Belalar, dostlan, sevgiliden baska seylere diiskiin olmak gii- 
nahmdan korur. Baskalan, bu ni'mete layik degildir. Dostlan, zorla sevgiliye ce- 
kerler. istediklerini derd ve bela ile cekerler ve onu mahbubluk derecesine yiiksel- 
tirler. istemediklerini basibos birakirlar. Bunlarm icinden, se'adet-i ebediyyeye la- 
yik olan, kendisi dogru yola gelip, cahsarak, ugrasarak, lutf, ihsana kavusur. Boy- 
le yapmiyan, basma gelecekleri diisiinsiin! 

Goriiliiyor ki, secilenlere, bela cok gelir. Cahsanlara, ugrasanlara o kadar cok 
gelmez. Bunun icindir ki, secilmislerin reisi, begenilmislerin, sevilmislerin bas 
taci olan Peygamberimiz "aleyhi ve ala alihissalatii vesselam", (Benim cekdigim 
aci gibi, hicbir Peygamber aci cekmedi!) buyurdu. O halde, derd ve belalar, oyle 
usta bir kilavuzdur ki, dostu dosta, sasmadan kavusdurur. Sevgiliden baskasina bak- 
makla onu lekelemekden korur. Ne kadar sasilir ki, asiklar, hazinelere, milyonla- 
ra malik olsa, hepsini verip, derd ve bela satm alir. Ask-i ilahiden haberi olmiyan, 
derd ve beladan kurtulmak icin, milyon hare eder. 

Siial: Ba'zan, dostlar, derd ve bela gelince, uziiliiyor. istemedigi anlasihyor. Bu- 
nun sebebi nedir? 

Cevab: O iiziintii ve isteksizlik, goriiniisdedir. Tabi'atden, maddesindendir. Bu 
isteksizligin faideleri vardir. Ciinki, bu isteksizlik olmasa, nefs ile cihad, diisman- 
hk edilemez. Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" vefat edecegi zeman, go- 
riilen sikintisi, nefs ile cihadin son parcalan idi. Boylece, son nefesi de diisman ile 
miicadelede gecmis oldu. Oliim anmda en siddetli miicadeleyi yapdi. insanhk si- 

-520- 



fatlari, tabi'at istekleri kalmadi. Mubarek nefsini tarn ita'ate, hakiki itmmana ge- 
tirdi. 

O halde, bela, ask ve muhabbet pazannm dellahdir. Muhabbeti olmiyanm del- 
lal ile ne isi olur. Dellalm buna ne faidesi olur ve bunun goziinde dellahn ne kiy- 
meti vardir? 

7. ci cevab: — Bela gelmesinin bir sebebi de, dogru asiklan, dost goriinen ya- 
lancilardan ayirmakdir. Dogru olan asik, beladan lezzet alir, sevinir. Yalanci ise, 
aci duyar, sizlamr. Muhabbetin tadim tatmis ise, hakiki aci duymaz. Aci duyma- 
si goriiniisdedir. Asiklar, bu iki aciyi birbirinden ayirir. Bunun icindir ki, (Veil "kad- 
desallahii teala esrarehumul'aziz", Veliyi tanir) buyurmuslardir. 

Siial: Aynca, soruyorsunuz ki, adem, her bakimdan yok demekdir. Viicud ile ili- 
sigi olmaz. O halde adem, zihnde, ilmde nasil bulunuyor? Zihnde bulunan birsey 
hayalden disari nasil cikabilir? 

Cevab: Evet adem, yok demekdir. Fekat, biitiin bu mahluklar, ondan yapilmis- 
dir. Herseyin viicude gelmesi, onun ayna olmasi sayesindedir. Allahii tealanm ism- 
lerinin, ilm-i ilahideki goruniisleri, adem aynasmda aks ederek, onu ademlere ayir- 
mislar. ilmde var olmasma sebeb olmuslardir. Boylece, adem, her bakimdan yok 
olmakdan kurtulmus, mahluklara baslangic [mense'] olmusdur. Bu mahluklar, ilm- 
den disanda da vardir. His ve vehm mertebesindedirler. Fekat, his ve vehmin yok 
olmasi ile, yok olmazlar. Hatta haricde mevcuddurlar denilebilir. Ademin boyle 
terakki etdigine, nicin sasiyorsunuz? Bu kainatin biitiin olaylan, hep adem iistu- 
ne kurulmusdur. Allahii tealanm kudretinin buyiiklugiinu anlamah ki, bu kaina- 
ti adem iizerine kurmusdur. Viicudiin [varligin] kemallerini, onun kusurlan vasi- 
tasi ile meydana cikarmisdir. Ademin terakki sebebi meydandadir. Ciinki, Alla- 
hii tealanm ismlerinin, sifatlarmm, ilm-i ilahideki suretleri [goriiniisleri] onun 
odasinda oturmakdadir. Onunla bir yatakda, onun koynundadirlar. Suretleri, zil- 
leri, asla, hakikate kavusduran bir yol bulmusdur. Kor olan kalbler, bunu gormez. 
(Bizim vazifemiz, Rabbine yol bulmak istiyenlere, yol gostermekdir). Vehm ve ha- 
yal kelimeleri sizi siibheye dusiirmiis. Ademin terakki etmesine sasmayimz! Ciin- 
ki, bu alemdeki her vak'a, her is, ilmin, hayalin disinda degildir. Fekat, hayalden 
hayale fark vardir. Hayal mertebesinde var olmak baskadir. Vehmde, hayalde mey- 
dana gelmek baskadir. Hayal mertebesindeki varlik, hakiki varhkdir. Hatta, disar- 
da olan bir varhkdir denilebilir. Halbuki, hayalde meydana gelen varlik, boyle de- 
gildir. Boyle devamh olmaz. Ademin ba'zi hiinerlerini yazmisdim. Bir suretini emir 
Muhibbullah goturmiisdii. Merak ediyorsaniz, oradan okuyunuz! 

Siial: Fena ve Bekayi soruyorsunuz. 

Cevab: Bunlari, cesidli mektublarimda ve risalelerimde yazmisdim. Anlasilmi- 
yan yerleri kaldi ise, bunlari iyi anlamak icin, gortismek, beraber bulunmak lazim- 
dir. Bunlarm hakikati, yaziya sigmaz. Sigsa da, yazmak dogru olmaz. Ciinki, kim 
kavrar, kim anlar? Fena ve Beka, siihudidir. Viicudi degildir. [Ya'ni Fena, kendi- 
ni yok gormekdir. Yok olmak degildir. Beka da boyledir.] Birsey olmiyan kul, Rab 
olmaz. Hak teala ile birlesmez. Kul, hep kuldur. Rab, hep Rabdir. Fena ve Beka- 
yi, viicudi sanarak, kullarm te'ayyiin-i viicudlerini ortadan kaldinp, te'ayyiinler- 
den ve benzemekden miinezzeh olan asl ile birlesmegi ve kendisi yok olup, Rab- 
bi ile sonsuz var olacagim soyliyen, zmdikdir. Bir damla su, yerinden yok olup, de- 
nize damlamasi gibi, kaydlardan, baglardan kurtulup, kaydsizla birlesmegi soyle- 
mek zmdiklikdir. Boyle kotii i'tikaddan, inamsdan Allahii tealaya sigminz. (Fe- 
na) demek, Allahii tealadan baska herseyi unutmak, baskasina baglanmamak ve 
biitiin isteklerinden kalbini temizlemek demekdir. Kulluk da, bundan ibaretdir. 
(Beka) da, kulun, Rabbinin iradesine uymasi, Allahii tealanm isteklerini, kendi is- 
tegi yapmasidir. 

Siial: Enfiisiin iistiindeki seyri [yuruyiisii] bildiriyorsunuz. Bu hangi seyrdir? 

-521- 



Alem-i halkin ve Alem-i emrin on mertebesinde seyr ve hey'et-i vahdanfnin sey- 
ri, enfiis icinde seyrdir. O halde, enfiisiin dismdaki seyr, hangi seyrdir? Hangi yol- 
culukdur? 

Cevab: Enfiis de, afak gibi, ismlerin zilleri, hayalleridir. Allahii tealanin ihsa- 
ni ile zil kendini unutarak, aslma donerse ve ashm sevmege baslarsa, (Herkes sev- 
digi ile beraber olur) hadis-i serifi geregince, kendini, kendinin ash bulur. Varli- 
gmi, aslinm varhgi goriir. Bu aslm da ash vardir. Birinci asldan, bu asla gecer. Ken- 
dini bu asl bulur. Boylece, asldan asla ilerler. Bu seyr, afak ve enfiisiin iistiinde bir 
yolculukdur. Ba'zilan Seyr-i enfiisiye, (Seyr-i fillah) demisdir. Bizim bildirdigimiz 
seyr, onlarin dedigi seyrden baskadir. Ciinki, onlarm seyri, husuhdir. Bu ise, vu- 
suhdir. Husul ve vusul arasmdaki farki, cesidli mektiiblarda bildirmisdik. 

Siial: Allahii tealanm zatmin, sifatlarmm ve ismlerinin cok yakin oldugunun acik- 
lanmasim soruyorsunuz? 

Cevab: Bu sorunun cevabi konusmaga, bulusmaga baghdir. Yazmak uygun 
degildir. Yazihrsa, kapah olur. Anlasilabilecegi belli degildir. Karsihkh anlatihr- 
sa, cok faideli olur. [Birinci kism, kirkbesinci maddeyi okuyunuz!]. 

Siial: Kemalat-i niibtivveti soruyorsunuz. Fena ve Beka ve tecelli ve mebde'iy- 
yet-i te'ayyiiniin hepsi iic vilayetin [Evliyaligm] kemalatmdandir. Kemalat-i nii- 
biivvetde seyr, ne ile belli olur diyorsunuz? 

Cevab: Uruc ederken, ilerlerken birbirinden aynhklar bulunursa ve bir asldan, 
baska asla geciliyorsa, boyle kemalatm hepsi, Evliyahkdadir. Aralannda fark 
kalmaz, aynhk gider, hep bir olursa, Peygamberlik mertebesinin kemalatma bas- 
lanmis olur. Bu mertebede de vtis'at varsa da, bu baska genislikdir. Aynhk da var- 
sa da, baska aynhkdir. Bundan fazla ne yazihr ve ne de anlasihr. 

Nemazm ba'zi sirlanni soruyorsunuz. Bunun cevabini baska zemana birakiyo- 
rum. Simdi vakt pek azdir. 

Zemammiz insanlanndan sikayetinize ba'zi seyler yazdim. Daha fazla sorma- 
ymiz. Bu fakire aciyiniz! 

Ya Rabbi! Giinahlanmizi ve emrlerini yapmakda kusurlanmizi afv eyle! Bizi 
dogru yoldan ayirma! Kafirlerin karsismda yardimcimiz ol, ya Rabbi! Amm. 

Aldm mi kalb yoluyla, yekta haberini sen, 
diiydun inn hem Yusiif ve Zuleyha haberin sen ? 

Kalbini nice yillar, aglatmadi mi bu ask, 
alsan n'olur dogruca, Leyla haberini sen? 

Daglar dahi duramaz, onun yiiziine karsi, 
aiime sor Tur ile, Musa haberini sen! 

Sular gibi yiizunu, yere stir, durma yiiksek, 
alcaklarda buiursun, derya haberini sen! 

Alemde nice yiizbin kisi, askdan bahseder, 
sorma o mecniiniara mevla haberini sen! 

Biilbiile bakma sakm, asik oiayim dersen, 
pervaneden algizli, sevda haberini sen! 



-522- 



26 — SOSYAL ADALET, SOSYALIZM, KAPiTALIZM 

Sosyal adalet kelimesini, sosyalizm ve sosyalist kelimeleri ile kansdirmamah- 
dir. Soylemesi birbirine benzeyen bu iki kelimenin ma'nalan, birbirinden cok 
uzakdir. Hatta birbirinin ziddidir, tersidir. Mesela, bir kimse icin, soziinde saglam- 
dir veya sozde saglamdir demege benzer ki, birincisi hep dogru soyler demek, ikin- 
cisi ise, dogru sozlii degildir demekdir. Bunun gibi, sosyal adalet demek, herkes ca- 
hsdiginin karsihgma kavusur, aim terinin, bileginin emegini alir, baskalan tarafm- 
dan somurulemez demekdir. Ni'met, kulfet mukabilidir. Memleketin btitiin gelir 
kaynaklan isletilir, cok cahsan, cok kazanir ve kazanmak icin, cok cahsihr demek- 
dir. Islam ekonomisi, sosyal adalet iizerine kurulmusdur. Ozel tesebbiise, herke- 
sin diledigi isi yapmasma genis yer verilmisdir. Aim teri ile kazamlan bir kazan- 
ca kimsenin miidahale hakki yokdur. Islamiyyet tasarruf ve temelliik hakki tamr. 
Kimse kimsenin malma, miilkiine el uzatmaz, gasb etmez. Hatta baskasinm ma- 
lim, mulkiinii muhafaza etmegi emr eder. Bu adaletin zedelenmesi, cahsanlarm hak- 
larinm, kazanclarmm tenbel, acikgoz bir ziimre tarafmdan somiiriilmesi, iki diir- 
lii olur: Sosyalizm ve kapitalizm. 

1- Somiiruculugun birinci kismi, sosyalizmdir. Arabcasi, (El-i$tirakiyye)dir. Sos- 
yalizm, devlet kapitalizmi demekdir. Sosyalistlerde biitiin gelir kaynaklan, teknik, 
zira'at, ticaret, kiiltiir devletlesdirilmisdir. Sahsitesebbiis yasakdir. Herkes, kapi- 
talist devletin verecegi isi yapmaga, gosterdigi yerde cahsmaga mecburdur. Kazanc- 
lan, emeklerin karsihgi, devlete verilir. Devleti, hiikumeti ele geciren mutlu bir azm- 
lik, milletin, aim teri ile kazandigim elinden alir. Millete, en kotii sartlarda yasa- 
yacak kadar, yiyecek, icecek, giyecek verir. Belirli bir ziimre, milleti somiiriir. Bu 
azinhgin isi, millete baski, iskence, yalan, iftira ve propagandadir. Biitiin kazanc- 
lar, bu ziimrenin olaganiistii zevk ve sefahet siirmesine, planlarinm yuriitulmesi- 
ne sarf edilir. 

Sosyalizm ile idare edilen Rusya, diinyamn en biiyiik kapitalizm iilkesi idi. 
Rusyanm biitiin servetleri, gelirleri, biricik komiinist partisine kaydli bes milyon 
komunistin elinde idi. Geriye kalan ikiyiizmilyondan ziyade insan, diinyamn en ge- 
ri milletlerinin hayat standardmdan daha geri bir hayat siirerken, komiinist par- 
tisinin iiyeleri, Amerikali milyonerlerden daha konforlu, zevk ve sefahet icinde ya- 
sadilar. Rusya devleti 362 [m. 972] de tesekkiil etdi. 

Sosyalizm bashca iki kisma ayrdir: Birincisi, (Demokratik sosyalizm) olup, 
serbest secimle hiikumeti ele gecirirler. Yeni bir secimle, iktidardan gidebilirler. 

Sosyalizmin ikinci kismi, (ihtilalci sosyalizm) dir. ihtilalci sosyalizme (Komiinizm) 
denir. 

[m. 1848] senesinde Karl Marks, arkadasi Engelsle birlikde, Komiinist Beyan- 
namesini nesr etdi. Bu beyannamede, biitiin dtinya iscileri birlesmege cagnhyor 
ve birlesen iscilerden, kapitalist iktisadi nizama, ihtilalle son vermeleri isteni- 
yordu. Marks ve arkadaslan, bu gayeyi tahakkuk etdirmek icin, [m. 1863] de ilk 
Isci Enternasyonalini kurdular. Bu tesekkiil, [m. 1876] yilmda, bircok ic miicade- 
leler neticesinde ortadan kalkdi. [m. 1880] senesinde Avrupadaki sosyalist parti- 
ler birleserek, ikinci Enternasyonali kurmuslardir. Avrupa sosyalist partileri ara- 
sindaki bu birlik halen devam etmekdedir. 

Karl Marksm fikrleri, sosyalist hareketlerin ana prensiplerini teskil etmisdir. 
Bunlar, mevcud rejimi, zor kullanarak, ihtilal ile bertaraf etmek ve yerine "isci dik- 
tatoryasi" kurmakdir. Kapitalist iktisadi diizeni ortadan kaldiracak olan sosyal ih- 
tilal, Marksm aksine olarak, ileri derecede sanayi'lesmis bati Avrupa memleket- 
lerinde degil, fekat ekonomisi cok genis olciide zira'ate dayanan Rusyada vuku' 
buldu. Rusyada [m. 1898] de kurulan Rus sosyal demokrat isci partisi, [m. 1903] 
de cogunluk ma'nasma gelen (Bolsevik) ve azmhk ma'nasma gelen (Mensevik) ola- 

-523- 



rak ikiye aynldi. Carlik idaresine karsi patlak veren [m. 1917] Subat ihtilalini, sos- 
yalist, liberal ve halkci partiler miistereken yapmislardi. Fekat, sonradan, aym se- 
nenin Ekim ayinda, Leninin liderligindeki bolsevikler, silahh bir ayaklanma yapa- 
rak, iktidan tek baslarma ele gecirdiler. Lenin ve arkadaslan, komiinist cem'iyye- 
te derhal gecilemiyecegini soyliyerek, iktisadi yonden "kollektivist" olan ve siya- 
si sekl olarak "isci diktatoryasma" dayanan bir gecici rejim kurduklanni soyledi- 
ler. Rejimlerini btiytik bir teror icinde yerlesdirmege basladilar. Bu teroriin neti- 
cesi olarak onbesmilyon insan oldiiruldii. Bunlardan, birmilyonyediyuzaltmisbi- 
nini [m. 1917] ile [m. 1923] arasmda i'dam edilenler teskil ediyordu. Bu zulm ve 
i'damlar, [m. 1924] yilinda, Stalinin Sovyet Rusyamn basina gecmesinden sonra, 
daha siddetlendi. Merkezi Moskovada olmak ilzere, uciincii Enternasyonal kurul- 
du. Marksist doktrine bagli olarak biitiin diinyadaki proleterlerin miistereken 
bir ihtilal yapmasma cahsildi. ikinci Cihan harbinde, Rusyamn batili demokratik 
devletlerden yardim istemesi mecburiyyeti, Stalini [m. 1943] yilmda, Uciincii En- 
ternasyonali ortadan kaldirmak zaruretinde birakdi. Stalinin [m. 1953] de olme- 
sinden bir miiddet sonra, Krutcef, siddet usullerini gevseterek, Marksist-Leninist 
sosyalizmin, kapitalist alemle komiinistlerin birlikde yasadiklan bir diinyada, 
kendiliginden hakim olacagi goriistinu ileri siirdii. Stalinin ta'kib etmis oldugu in- 
safsiz siyasetin takbihi, komiinist Cinin hiicumuna sebeb oldu. Komiinist Cin, 
Sovyet Rusya idarecilerini, Marksist-Leninist doktrine ihanet etmekle itham et- 
diler. [m. 1964] de Krutcefin iktidardan uzaklasdinlmasiyla, Kosigin ve Brejnev 
gibi yeni Sovyet liderleri komiinistlerin parcalanmasim durdurmaga cahsdilar. Fe- 
kat, bu gayretleri neticesiz kaldi. Rusyada komiinizm yikildi. 

Ihtilalci sosyalizm, ihtilallerle kansikliklar cikartilarak, umumi grevler yaparak, 
gerilla muharebeleriyle, iilkenin yabanci komiinist kuvvetler tarafindan isgal edil- 
mesiyle veya baskm seklinde hiikumet darbeleri ile, iktidara hakim olmaga calis- 
makda ve iktidan ele gecirince, totaliter bir rejim kurmakdadir. Diger sosyal ik- 
tisadi ve fikri gruplan tasfiye etmekde ve parlamenter rejimi yikarak, tek parti dik- 
tatoryasi kurmakdadir. 

Sosyalist cereyanlar, sanayi'lesmenin gelismesi ile basladi. iktisaden geri kal- 
mis Rusya ve Cin gibi memleketlerde, ihtilalci ve totaliter bir karakter kazanarak, 
komiinizm sekliyle iktidan ele gecirdi. Fasizm ve nasyonal sosyalizmde, istihsal va- 
sitalan iizerinde, hususi miilkiyet hakki tamnmakdadir. Sosyalizm fikrlerini orta- 
ya koyan Karl Marx, sosyalist cem'iyyetin ne seklde olacagini anlatmamisdir. 

ihtilalci sosyalistler, ya'ni komiinistler, bu devletlesdirmegi, yalmz ekonomik, 
ya'ni, iktisadi sahada birakmiyor, politik (siyasi), kiiltiirel (me'arif) alana da ya- 
yiyorlar ve din, ahlak, vicdan ve aile hiirriyyetlerini de yok ediyorlar. insani, dii- 
siince ve iman hakkmdan mahrum birakiyorlar. Komiinistler, biitiin dinlere diis- 
mandir. Ciinki, onlarm isledigi zulm, iskence ve cinayetleri, yalan ve iftiralan 
hicbir din kabul etmemekdedir. islamiyyetden baska biitiin dinler, bozuk oldugu, 
zararh, yanhs yerleri bulundugu icin, bu dinlerde bulunan insanlan, yalan, propa- 
ganda ve va'dler ile aldatmak kolay olmakda, dinleri yok edilmekdedir. Fekat, is- 
lam dini, her kemali, olgunlugu, iisttinlugii, her se'adeti icinde tasidigi icin, dini- 
ni dogru ogrenmis olan miislimanlan, bu ulvi dinden sogutmaga, ayirmaga, hicbir 
yalan, hicbir propaganda muvaffak olamamakdadir. Mtisliman olan, ya'ni miisli- 
manhgi bilen ve benimseyen bir kimse, komiinist olamaz. Komiinistler, miislima- 
ni aldatamaz. Muslimanlikda komiinistlik yokdur. Komiinist partisi reisi olan Le- 
nin, (Her millet komiinist olabilir. Fekat, miisliman komiinist yapilamaz. Ciinki, 
miislimanda tevekkiil, Allaha giivenmek vardir. Allaha giivenen, Allaha siginan 
kimse, komiinist yapilamaz) demisdir. Miislimanlan komiinist yapabilmek icin, on- 
ce, onlarm dmini, imanini almaga, miisliman cocuklanni dinsiz, imansiz yapmaga 
ugrasirlar. Bunun ipin, miislimanlara, goriilmemis eziyyet, iskence yaparlar. Din 

-524- 



adamlarmi sehid, din bilgilerini, iskence ve oltim cezasi ile yasak ederler. Din ki- 
tablarmi yok ederek, islamiyyeti sondiirmege, cocuklan din bilgisinden habersiz 
yetisdirmege cahsirlar. 

Komiinist memleketlerde Tannsizlar [ateistler] dernekleri kurarak, yalanlar ve 
igrenc iftiralarla islamiyyeti kotiilemege ugrasryorlardi. Buna karsihk, miisliman- 
lara soz hakki tammiyorlardi. Cevab vermegi, islamiyyetin kudsiyyetini, yiiceligi- 
ni ve tarih boyunca medeniyyete lsik tutdugunu, vesikalarla bildirmegi yasak 
ederlerdi. Boyle davramslan, akl, ilm ve adalet karsismda haksiz olduklarmi gos- 
teren en degerli bir vesikadir. Moskovada yayinlanan bir mecmu'ada, (Cahil in- 
sanlari Allahlara tapdirmak ve Allahlann adedlerini azaltarak iice, nihayet bire 
indirmek, siyasetin bir oyunudur. Allah yaratan degil, siyasi sebeblerle insanlarm 
yaratdigi bir fikrdir. Ahiret, Cennet, Cehennem laflarim da, Misrdaki Fir'avnla- 
nn papaslan ortaya cikardi. Muhammed "aleyhisselam" Peygamber olarak orta- 
ya cikmadi. Bu fikri senelerce miicadeleden sonra, kendisinde hasil olmusdu. 
Kur'an, Onun dini diisiincelerini bildiren bir kitabdir) diyor. Komiinistlerin bu ya- 
lan ve iftiralarmin din ve tarih bilgilerine uymadigi meydandadir. Tek Allah dini- 
ni, ilk Peygamber olan Adem aleyhisselam getirdi. Cok tann ve putlara tapmmak, 
Idris aleyhisselamdan sonra meydana cikdigi Eyyub Sabri Pasanin (Mir'at-iil- 
Haremeyn) kitabmda uzun yazilidir. Ahirete, Cennete, Cehenneme iman etmek, 
Misrhlardan asrlarca evvel, ta Adem ve Nuh ve diger Peygamberlerin zemanlarm- 
da vardi. Muhammed aleyhisselam, ilk olarak Peygamber oldugunu bildirdi ve in- 
sanlari bir Allaha inanmaga da'vet etdi. Akh ve bilgisi olan herkes, islam diisman- 
lannm boyle cahilce ve ahmakca sacmalanna ancak giiler. 

Miisliman, canim verir. Fekat, dinini, imamni, asla vermez. Bunu 1986 Efgan fa- 
ci'asmda ruslar da iyi anladi. Yiizbinlerce kizil askerler, fuze ve tayyarelerle sal- 
dirarak, koyliileri, kadmlan oldiirdiiler. Miisliman cocuklarmi dinsiz yapmak icin 
Moskovaya gotiirdiiler. Cami'leri, mektebleri, evleri, gida maddelerini yakdilar. 
1979 dan 1986 ya kadar akitdiklan miisliman kani bir milyonu gecdi. Fekat miis- 
liman miicahidler, binlerle sehid verip, dinsizlere esir olmadi. Ruslar, bu vahset- 
lerini islam milletlerinden saklamak icin, Rusyada din hiirriyyeti oldugunu, islam 
ilmlerinin ve ibadetlerin serbest oldugunu anlatan kitablar hazirlayip, islam mem- 
leketlerinde parasiz dagitdilar. Bu kitablardan, Rusyadaki miislimanlann haber- 
leri bile olmadi. Ciinki bunlar, yalniz dis memleketlere gonderildi. Rusyada dagi- 
tilmasi yasak idi. Komiinizme hiyanet etmek olurdu. Bu kitablardan 1986 da, Ce- 
zairde halka dagitilanlardan bir kismi elimize gecdi. Ekstra kagida basilmis, par- 
lak cildli. Devlet tarafmdan ofsetle basilmis, arabi kitablar. Uzerlerinde 1400 
hicritarihi ve Taskend yazih. iclerinde, sank ve ciibbe giydirilmis, dinsiz birkac ko- 
miinistin resmleri, miifti, imam ve din idaresi reisi gibi ismlerle teshir ediliyor. Ef- 
ganistanda, miislimanlara yapilan Rus zulmii ile zid bir komiinist propagandasi. Oy- 
le kurnazca hazirlanmis ki, islam dinini ve komunizmin ic yiiziinii bilmiyen, bu hi- 
leye ve yalanlara cabuk aldanir. Azih islam diismamm dost sanarak, sonsuz fela- 
kete stiriiklenir. 

Komiinistlik, bir ilm, bir fikr degildir. Diktator, zalim bir devlet seklidir. Bun- 
larda, tek komiinist partisi vardir. Biitiin millet, bu parti programmi kabul etme- 
ge, bunun gibi diisiinmege, bunun istedigi gibi konusmaga ve herseyden once, din- 
siz olmaga mecburdur. Boyle olmiyanlar, olmege, firma atilmaga, iskence ile 61- 
duriilmege mahkumdur. Orada, hie kimse camndan emin degildir. Herkes, her an 
oldiirulebilir. Zindana atilabilir. Milleti, partinin acikgoz bir komitesi, dikta ile, zulm 
ile idare etmekdedir. Biitiin idareciler, kumandanlar, bu komitenin yardakcisi, ca- 
nak yalayicisidir. Hepsi birbirinden korkmakda, herbiri, bir iftiraya kurban gide- 
cegi giinii diisiinerek, korku icinde yasamakdadir. 

Emperyalistlerin, ya'ni diinyamn her yerine yayilmak sevdasmda olanlarm, her 

-525- 



memleketde adamlan, casuslan vardir. Bunlar, bir tarafdan komiinistlik propagan- 
dasi yapar. Bir tarafdan da, bol para vererek, zevk ve sefahet yollanni acarak, ca- 
hilleri, issizleri avlarlar. Aile terbiyesi gormemis serseriler, din bilgisi olmiyanlar, 
bunlann tuzaklanna cabuk yakalanir. Bir anarsist, eskiya toplulugu kurarlar. Ir- 
gat partisi, emekci partisi, isciler partisi gibi cazib ismler altmda siyasi parti kura- 
rak ortaya cikmaga, meclisde soz sahibi olmaga ve hiikumeti ele gecirmege ugra- 
sirlar. isciyi, koyliiyii kiskirtici gazete, mecmu'a cikararak, miislimanlikla, din 
adamlan ile, tiiccar ile, aim teri dokerek is yeri acanlar ile alay eder, bunlari ko- 
tiilerler. Devlet nizamim bozmaga, liberal hukumetleri devirmege, hasih milleti bir- 
birine, kardesi kardese diisman etmege, ihtilal, ic harb cikarmaga calisirlar. ilk ol- 
diirecekleri din adamlarmi, milliyetci, anti komiinist aydinlan tesbit etmislerdir. 
Komiinist casuslan ve bunlara satilmis yerli usaklan, ordu ile, din adamlan ile is- 
birligi yapamaz. Ciinki subaylar, kiiltiirlii, namuslu, olgun, vatansever insanlardir. 
Komiinistlerin aleak emellerine alet olmazlar. Bunun icin, er ve yedek subay ola- 
rak orduya sizmaga calisirlar. Komiinistligi, her hiirriyyeti, serbestligi veren Cen- 
net hayati gibi gostermege calisirlar. Karl Marx doktrininin ilk tatbikcisi olan 
Lenin, (Hep yalan soyleyiniz! Binde birine inanilsa, biiyiik kazancimiz olur. Be- 
yaz divara hep camur atmiz! Yapismaz, diiserse de, zaran yokdur. Hie olmazsa, di- 
varda leke birakir) demisdir. Bunun icin, hep yalan soylediler. Komiinist Cenne- 
ti dediler. Halbuki, kizil Rusyada biitiin toprak devletin idi. Komiinist peyklerin- 
de, somiirgelerinde de, boyle yapildi, halkm tepkileri ile karsilasildi. [m. 1917] de 
ilk komiinist ihtilalinde ve diger komiinist hareketlerde, koyliiye toprak verece- 
giz denilmisdi. ihtilal kazanilmca, zira'at kollektiflesdirildi. Leninin, Rus koylii- 
lerine (Miijiklerine) carligm genis topraklanm taksim edecegini va'd etmesi, ih- 
tilalden sonra, (Biitiin mahsullerinizi, hububatmizi teslim ediniz!) seklini almisdi. 
Erkek ve kadm, biitiin koylii, zorla kollektif ciftlik, ya'ni Kolhozlara ve devlet cift- 
ligine, ya'ni Sovhozlara sokuldu. Kadinlar da, erkek gibi, en agir islerde, erkek sef- 
lerin baskisi altmda, insafsizca calisdinldi. Parti adamlan ise, hicbir emek ve hiz- 
meti olmadan, hakki gecmeden kurulmus olan villalara, apartmanlara yerlesip, zevk 
ve safa siirmekde idi. Sahiblerini oldiirdiikleri mallann, miilklerin iizerine oturmus- 
lardi. Bunlari goren halk, kithk ve achk karsisinda ayaklandi. Binlerle zevalli, kur- 
suna dizildi ise de, halkin mukavemeti onlenemedi. [m. 1921] de ciftciye kiiciik bir 
bagce vermege mecbur oldular. Fekat Stalin [m. 1932] de zulm ile, bunlari yine ge- 
ri aldi. Rusyadaki topraklarm ytizde doksanyedisi, kollektif ciftlikler ve devlet cift- 
likleri halinde idi. Bu topraklarm ihtilalden onceki sahibleri, buralarda, devlet icin, 
bugaz tokluguna cahsdilar. Parlak va'dlerle ihtilale siiriiklenen ciftci, dolap bey- 
giri gibi, bir iiretim vasitasi yapildi. Bu durumdaki millet, zorla calisip, devlet ma- 
lma acimadi. [m. 1959] Arahk aymda, Dogu Almanya komiinist partisi merkez ko- 
mitesine verilen bir raporda, kollektif ciftliklerde kundaklama ve sabotajlarm 
yayildigi bildirilmisdir. [m. 1959] Temmuz, Agustos ve Eyltil aylarmda, bu ciftlik- 
lerde, dokuzyiizden fazla kundaklama olmus, dokuz ayda, gayn menkul tahriba- 
ti dortmilyon dolan bulmusdur. Baski ile yapilan cahsdirmada, istihsal diismiis, 
planlama uygulanamamisdir. 8 Agustos 1953 de Malenkovun Sovyet yiiksek sura- 
sindaki aciklamasma gore, [m. 1929-1952] yillan arasi yatinmlara aynlan dokuz- 
yiizdoksanyedimilyar rublenin, yalniz yiizde dokuzu zira'atde kullamlmis, ytizde 
altmisdordii ise, agir sanayi'a yatinlmisdir. Bu sartlar altmda, Rusyada, 1382 [m. 
1963] de kithk basladi. Rusya, Avrupadan ve Amerikadan bugday satm almak zo- 
runda kaldi. Bu krize, en cok, zira'atde sahsitesebbiisun yasak edilmesi, milletin 
kazanemm zorla elinden almmasi sebeb olmusdur. Hayvancihkda ise, carlik zema- 
mnm rakamlarma bile ulasilamamisdir. Zira'igiiciin azalmasi, soguk harbe ve yal- 
dizh propagandalara dayanan komiinist diktatorliigiinii acliga ve sefalete siiriik- 
ledi. Onun neticesi de, rejim yikildi. Tarihin bu en kanli, din diismani, zulm, vah- 
set ve yalan diktatoryasi ortadan kalkdi. 

-526- 



Moskovada cikan Pravda gazetesinin Bagirof imzasi ile yaymladigi yazisma go- 
re, yalniz Azerbaycanda, komiinist idaresine karsi, ellialti siddetli lsyan olmusdur. 
Millet, bu davramslan ile, komiinist rejime karsi besledikleri derin kin ve nefret- 
lerini gostermislerdir. Komiinist emperyalizmi altinda inleyen biitiin esfr millet- 
lerin yapdiklan kurtulus savaslan, Rus ordusu tarafmdan, kanla, atesle basdinl- 
misdir. Fekat (Arizi sifatlarda esas olan ademdir). Bu gasiblarm, zalimlerin, ha- 
inlerin saltanatlan da gecmis, onlar da devrilmisler, mahv ve perfsan olmuslardir. 
Ciinki, dmimiz (Zulm payidar olamaz) buyuruyor. 

2 — Sosyal adaleti kaldiran, insan haklanni somiiren ikinci ekonomik sistem, 
(Kapitalizm)dir. Burada, her ne kadar sahsitesebbiis varsa da, bu ancak simrli bir 
sayidaki yiiksek sermaye sahibleri icindir. Bu kapitalistler, iiretim kaynaklanm el- 
lerine almis, fakir halki istedikleri gibi cahsdirmakda, onlarm kazanclanm somiir- 
mekdedirler. Kapital sahibi olan mutlu azmlik ile fakir isci arasmdaki gecim far- 
ki, korkunc bir ucurum halindedir. Sosyal adaletin ismi vardir. Simf farki ise, al- 
mis yurumiisdiir. Fakir isci, kapitalistlerin emri, keyfi altinda ezilmekde, kendi eme- 
ginin miikafatindan az birsey eline gecirebilmek icin, magrur efendisinin karsism- 
da ezilip biiziilmekdedir. Kapital sahiblerinin cogu yehudi oldugu icin, kapitalist 
devletlerde islam diismanhgi hiikm siirmekde, siyonizm ve misyoner tesekkiille- 
ri, islamiyyeti yikmak icin milyarlar sarf etmekdedir. 

Islamiyyet, kapital hakimiyyetini onlemis, isci ile patron arasmdaki ucurumu kal- 
dirmak icin, iscinin, sermayeye ve kara ortak olmasini saglamisdir. Herkes para- 
smi, bir isletmeye yatirabilir. Fazla kar alir. Boylece, bankaya para yatinlmaz. Ban- 
kalar, faizle milleti somiiremez. Bundan baska, zenginlerin, fakirlere zekat verme- 
sini emr buyurmusdur. iste sosyal adaletin temelini bu teskil eder. Zekat, mahnin 
kirkda birini, miistehak olana vermek demekdir. islam dininde, eli, ayagi tutup da 
calisabilenlerin dilenmesi haramdir. Zekat, calisamiyacak derecede hasta ve sakat 
olanlara ve calisip da, giic gecinenlere verilir. Allahii teala, boyle fakirleri, mille- 
tin icinde kirkda bir olarak yaratmisdir. Bunlara zekat veren zengin bir musliman, 
hem dini ibadetini yaparak, Allahii tealamn rizasim kazamr, hem de, sosyal yar- 
dim yapmis olur. Hem de, mahni, servetini fakirlerin haklarmdan ve tecaviizlerin- 
den korumus olur. Milli serveti hesab edip, kirkda birini muhtaclara verecek 
olursak, hicbir musliman memleketinde komiinizm tehliikesi bas kaldiramaz. Bas 
kaldirmasma sebeb de kalmaz. Zekat, usr ve sadakalar, hep sosyal yardim olup, 
ekonomik felaketleri onlemek icin emr olunmus, ilahi tedbirlerdir. Bunlara ne ka- 
dar cok ri'ayet edilirse, komiinizm felaketi, o kadar onlenmis olur. 

Islam dini, bundan baska, ticaret ahlakmi da koyarak, smif miicadelesini kaldir- 
misdir. Adalet karsismda, devlet reisi de, coban da, esit haklara malikdir ve esit 
mes'uliyyetleri tasir. Haksizhk yok, kardeslik vardir. Zekat ile toplanan mu'azzam 
servet, (Beyt-iil-mal) miiessesesini kurmus, fakirligin, achgm onii almmisdir. Boy- 
lece, patron ile isci yerine, ortakhk, sirket iiyeligi meydana gelmisdir. Herkes se- 
ve seve cahsmakda, her emek sahibi, emeginin karsihgmi bulmakdadir. Hadis-i se- 
rifde, (i^^iye, alninin teri kurumadan hakkini veriniz) emr buyurulmakdadir. HiQ 
kimse, baskasmdan zorla birsey alamaz. Milletin mah olan Beyt-ul-mah, hakki olan- 
lardan baska kimse kullanamaz. Sosyal adaleti, her asrda, her yeni cagda gercek- 
lesdirecek biricik care, islam dininin gosterdigi adil ve serbest iktisad yoludur. is- 
lam dini, sosyal adaleti tam tecellietdirir. Sosyalizme, komiinizme ve kapitalizme 
asla yer ve firsat vermez. Haklann somiirulmesini kesin olarak yok eder. 

Dinin ve islam ahlakimn, dogru olarak ogrenilmesi ve milletin din yobazlarmin, 
fen yobazlarmin igfallerinden, tuzaklarmdan kurtulmasi, kuvvetli bir devletin 
yardimi ve himayesi ile olur. (Din, kihnclarin golgeleri altindadir) hadis-i serifi, bu 
hakikati acik olarak ifade etmekdedir. O halde, biitiin giiciimtiz ile, her firsatda, 
devletimizin varhgina ve kuvvetli olmasma cahsmahyiz. Kuvvetli bir devletin hi- 

-527- 



mayesinde yasiyan miislimanlann komilnist tehdid ve tasallutundan emin olabi- 
lecegi, devlet za'if olursa, vatanin ve milletin komiinist ihtilaline siiriiklenerek, kar- 
desin kardese saldiracagi, evlerimizin, is yerlerimizin, kadmlanmizm, kizlanmizm 
elimizden almacagi iyi bilinmelidir. Bunun icin, gaflet ve tenbellik morfini ile 
uyutulmamaga dikkat etmeli, devletimize her zeman yardimci olmaliyiz! 

Komiinistligi ilk cikaran Mejdek admda bir Iranhdir. Peygamber oldugunu 
soylerdi. Zerdiistiin kurmus oldugu (Mecusi) dininde idi. Herkesin mail ve kadi- 
m ortakdir dedi. Iran sahi Kubad, buna inandi ise de, oglu Nusirvan, bunu seksen- 
bin adami ile birlikde oldiirdii. Bunlar (Burhan-i kati') liigat kitabmda yazilidir. 
Ahmed Cevdet pasa "rahmetullahi teala aleyh", onbes sahifelik bir kitabmda, ko- 
munistligin Avrupaya, Asyaya yayilacagini, miislimanlann bu beladan kurtulaca- 
gini yazmakdadir. 

27 — ISLAM DllNI 

(Rabita-i $enfe) kitabimn elliyedinci sahifesi aciklanarak asagida yazilmisdir: 

Islam dini, Allahii tealamn, Cebrail ismindeki melek vasitasi ile, sevgili Peygam- 
beri Muhammed aleyhisselama gonderdigi, insanlann, diinyada ve ahiretde rahat 
ve mes'ud olmalanm saghyan, Usui ve kaidelerdir. Biitiin iistunliikler, faideli sey- 
ler, islamiyyetin icindedir. Eski dinlerin, goriiniir, goriinmez biitiin iyiliklerini, is- 
lamiyyet, kendinde toplamisdir. Biitiin se'adetler, muvaffakiyyetler ondadir. Ya- 
nilmiyan, sasirmiyan akllarm kabul edecegi esaslardan ve ahlakdan ibaretdir. 

Yaratihsmda kusursuz olanlar, onu red etmez ve nefret etmez. islamiyyetin icin- 
de hicbir zarar yokdur. islamiyyetin dismda hicbir menfe'at yokdur ve olamaz. is- 
lamiyyetin haricinde bir menfe'at diisiinmek, serabdan serab beklemek gibidir. 
islamiyyet, insanlann sevismelerini, yardimlasmalarmi, kardesce yasamalarmi, 
memleketleri i'mar, insanlan terfih etmegi emr eylemekde, Allahii tealamn emr- 
lerine saygi gostermegi ve mahluklara merhameti, topragini, bayragini sevmegi, 
kanunlara ita'at etmegi, vergilerini vaktinde ve diiriist olarak odemegi istemek- 
dedir. Her mahluka karsi mes'uliyyet tasimakdadir. Nefsin temizlenmesini te'min 
etmekde, kotii huylan, iyi huylardan ayirmakdadir. iyi huylu olmagi emr edip, ko- 
tii huylan, siddet ile red ve yasak eder. Gayr-i miislim vatandaslarla, bid'at sahib- 
leri ile ve baska mezhebden olanlar ile iyi gecinmegi, her cihetden iffeti ve haya- 
yi emr eder. Tarn sihhatli olmaga cebr eder. Tenbelligi, bos vakt gecirmegi red ve 
men' eder. Zira'ati, ticareti ve san'ati, kat'i olarak emr eder. ilme, fenne, tekni- 
ge, endiistriye, layik oldugu iizere, ehemmiyyet verir. insanlann yardimlasmasi- 
m, birbirlerine hizmet etmesini ehemmiyyet ile istemekdedir. Dini, vatani, mez- 
hebi ve inanisi baska olanlarm, canlanm, mallarmi ve namiislarini korumaga 
cebr edip, bunlara saldirmagi, herhangi bir orgiit kurmayi, siyasete, devlet isle- 
rine kansmagi kesinlikle men' eder. Herkese karsi bir hak ve mes'uliyyet gozet- 
mekdedir. (Se'adet-i dareyn)i, ya'ni diinya ve ahiret se'adetini cami'dir. 

Baska dinler, boyle degildir. Baska dinlerin hepsi bozulmus, ilahihiikmler ye- 
rine, insan kafasindan cikan fikrler, diisiinceler yer almisdir. Bunun icin, layete- 
gayyer olamamis, ilerliyen, degisen hayat karsismda, sekller ve olii kelimeler ha- 
linde kalmislardir. Allahii teala, islam dinini, hayatin yiiriimesini, ihtiyaclarm de- 
gismesini karsihyacak, terakkileri saghyacak esaslar iizerine kurmusdur. islamiy- 
yete, orta cagin ihtiyaclan iizerine kurulmus, degismez hiikmlerdir demek, islam 
dinine iftira etmekdir. 

[13 Haziran 1962 Carsamba giinii istanbuldaki sabah gazeteleri soyle yaziyordu: 

[m. 1953] yihnda, Afrikanm 215 milyon niifusunun 105 milyonu miislimandi. Bu 
sayi, bugtin, cok daha fazla artmis bulunmakdadir. islam dmi, irk, milliyet, siyasi 
inane, lisan ve tahsil seviyesi ayird etmeksizin, her insamn seref ve i'tibanna hur- 
met etdigi icin, biiyiik basan saglamakdadir. 

-528- 



Bugiin dtinyada, Allahii tealanm varligma inanan tie btiytik din vardir: Yehu- 
dilik, Hiristiyanlik ve islamiyyet. Dtinyada tahmmen 900 milyon hiristiyan, 600 mil- 
yon mtisliman ve 15 milyon yehtidi bulundugu, 1979 senesi milletlerarasi istatis- 
tiklerinde yazilidir. Geriye kalan insanlar [2 milyardan fazla] ya Allah mefhumu 
bilmeyen Buda, Hindu, Brahman ve benzeri dinlere mensub bulunmakda veya put- 
lara, atese, gtinese tapmakda, yahud hie bir dim kabul etmemekdedir. Son gtinler- 
de, Amerikan nesriyyatinda, mtislimanlarm 600 milyon degil, 900 milyon oldugu 
bildirilmekdedir. Nihayet Romada bulunan CESI [Centro Editoriale Studi isla- 
mici = Islam Teharriyati ve Nesriyyati Merkezi]nin 1980 yilmdaki nesriyyatma go- 
re, dtinyada: Asyada 592,3 milyon, Afrikada 245,5 milyon, Avrupada 21 milyon, 
Amerika ve Kanadada 6 milyon, Avustralyada 0,5 milyon olmak tizere 865,3 mil- 
yon mtisliman bulunmakdadir. (The Muslim Educational Trust) islam merkezinin 
1984 senesindeki ingilizce nesr etdigi (islam) kitabmda, dtinyadaki mtislimanla- 
rm mikdarmin bir milyarelliyedimilyon oldugu bildirilmekde, kirkalti islam dev- 
letinde ve diger dtinya devletlerindeki mtislimanlarm mikdarlan verilmekdedir. 
Bu mikdarm her sene artmakda oldugunu istatistikler gostermekdedir. Ntiftisunun 
% 50'sinden fazlasi mtisliman olan devletlerin sayisi ise 57 yi bulmakdadir.] 

28 — NEFSVEAKL 

(Tefsir-i Azizi)de, Fatiha suresini aciklarken, (Sirat-i miistekim)i uzun bildir- 
mekdedir. Cok kisaltilmisi soyledir: Allahti teala, insanlarm ve hayvanlann, yasa- 
yabilmeleri ve tiremeleri icin, onlarda iki kuvvet yaratdi. Biri, muhtac olduklan, 
lezzet aldiklan seyleri istemek, onlara kavusmak kuvvetidir. Bu kuvvete, (Sehvet) 
denir. ikincisi, yasamalarma zararh olan, canlanm yakan seylerden kacmak, bun- 
lara karsi savunmak kuvvetidir. Bu kuvvete, (Gadab) denir. Allahti teala, insan- 
larm ve hayvanlann yasamalan, tiremeleri icin muhtac olduklan seyleri her taraf- 
da, bol bol yaratmis, bunlara kolayca kavusmalanm ve bulduklarmi kolayca kul- 
lanabilmelerini ihsan etmisdir. 

Allahti teala, insanlarda sehvet ve gadab kuvvetlerini yaratmis, insanlarm muh- 
tac olduklan seylere kavusmalan icin ve bulduklarmi kullanabilmeleri icin ve 
korkduklanna karsi savunabilmeleri icin, bu iki kuvveti ihsan etmisdir. En Itizum- 
lu olan havayi her yerde yaratmis, cigerlerine kadar kolayca girmesini ihsan etmis, 
ikinci derecede ltizumlu olan suyu, her yerde bulmalanm ve kolayca icmelerini de 
ihsan etmisdir. ihtiyac maddelerini elde etmeleri ve elde etdiklerini kullanabile- 
cekleri hale cevirmeleri icin, insanlan cahsmaga mecbur kilmisdir. insanlar cahs- 
mazlarsa, muhtac olduklan, gida, elbise, mesken, silah, ilac gibi seylere kavusamaz- 
lar. Yasamalan, tiremeleri cok gtic olur. Bir insan, muhtac oldugu bu cesidli mad- 
deleri yalmz basina yapamayacagi icin, birlikde yasamaga, is boltimti yapmaga mec- 
bur olmuslardir. Allahti teala, insanlara merhamet ederek, seve seve cahsabilme- 
leri, cahsmakdan usanmamalan icin, insanlarda tictincti bir kuvvet daha yaratdi. 
Bu kuvvet, (Nefs-i emmare) kuvvetidir. Bu kuvvet, sehvetlere kavusmak ve gadab 
edilenlerle dogtismek icin insani zorlar. Fekat insamn nefsi, bu isinde bir smir ta- 
mmaz. Yapdigi isler, hep asm, hep zararh olur. Mesela hayvan susaymca, temiz su- 
yu kolayca bulur, icer. Doyunca, artik icmez. insamn nefsi, doydukdan sonra da ici- 
rir. Sigir ac olunca, cayirda otlar. Doyunca, yatar, uyur. insan ac olunca, cayirda ot- 
layamaz. Buldugu otlar arasmda secim yapmasi, secdigini soyup, temizleyip, pisir- 
mesi lazimdir. Nets, bu yorucu, usandinci isleri seve seve yapdinr. Fekat, hosuna 
gideni, doydukdan sonra da yidirir. Allahti tealanm merhameti sonsuz oldugun- 
dan, nefsin insani felakete stirtiklemesine mani' olmak istedi. Hem nefsin arzula- 
nna uymagi simrhyan, hem de nefsi temizleyip emmarelikden ya'ni asm, taskin ol- 
makdan kurtaran emrler ve yasaklar gonderdi. Peygamberleri "aleyhimtissaleva- 
tti vetteslimat" ile gonderdigi bu emr ve yasaklarm toplamina, (ilahfdin)ler veya 
(Islamiyyet) denir. Bir insan, islerini yaparken, islam dmine uyarsa, nefsi, emma- 

- 529 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:34 



relikden kurtulup, (mutmainne) olur. Bu zeman, sehveti ve gadabi faideli olarak 
cahsdinr. Kitabimizin ticiincii kismmin ellibirinci maddesinde yazili olan, (Mek- 
tubat)in iiciincu cildinin yiizyirmibirinci mektubunda, nefsin temizlenmesi bildi- 
rilmekdedir. Nefs-i emmare, sehveti ve gadabi asm cahsdirdigi icin, buna uymak 
insana tath gelir. islamiyyete uymak ise, bu arzulan frenledigi, tahdid etdigi icin, 
insana aci, zor gelmekdedir. Bunun icin insan, islamiyyete uymak istemez. Nefse 
uymak ister. Se'adete kavusmak istemez. Felakete siiruklenmek ister. Allahii te- 
alamn merhameti sonsuz oldugundan, insanlarda, se'adeti felaketden, dogruyu ig- 
riden ve faideliyi zararhdan ayirabilen bir kuvvet de yaratdi. Bu cok kiymetli 
kuvvet, (Akl)dir. Sasmryan, yamlmiyan akla (Akl-i selim) denir. Akl-i selim sahi- 
bi olan kimse nefsine uymaz. islam dinine uyar. Akh dinlemiyen kimse ise, nefsi- 
ne uyar. islam dinine uymak istemez. islam dinine uyana, (Miisliman) denir. 
Miisliman olmak icin evvela (Imaii) etmek lazimdir. 

Allahii teala, biitiin insanlara, iman etmelerini emr etdi. insanlar arasindan di- 
lediklerine merhamet edip, bunlarm akla uyarak iman etmelerini nasib eyledi. Bu 
kullannin kalblerini iman ile doldurdu. (Yuniis) suresinin yirmibesinci ayetinde 
mealen, (Allahii teala kullarim, selamet, se'adet yeri olan Cennetine da'vet edi- 
yor. Diledigini bu yola kavusdurur) buyuruldu. Akl-i selim sahibi olan, bu mes'ud 
insanlara (Sabikun) denir. Peygamberler, Evliyalar, mezheb imamlan ve biitiin 
mtictehidler boyledirler "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". Akllarma uyma- 
yip, nefslerine uyarak, Allahii tealamn da'vetini kabul etmiyenlerden, diledikle- 
rini kendi taskm, azgm hallerinde birakmakda, dilediklerini de, yine ihsan ede- 
rek, diledigi zemanda hidayete kavusdurmakda, kalblerini iman ile doldurmak- 
dadir. Kendi hallerinde birakdiklarmdan, gafletden uyanarak dogru yolu arayan- 
lari da, merhamet ederek hidayete kavusduracagini va'd etmekdedir. (Anke- 
but) suresinin son ayetinde mealen, (Nefslerine uyanlardan, dogru yolu arayan- 
lan, se'adete ulasdiran yollara kavusdururuz) buyuruldu. Dogru yolu aramayip, 
nefslerine uyarak iman etmiyenleri, azip can yakanlan, Cehennemde sonsuz ola- 
rak yakacagini haber veriyor. islamiyyeti isitmiyen cok kimse vardir ki, akl-i se- 
limleri oldugu icin, bozulmus, uydurulmus dinlerin adamlarma aldanmamislar, ast- 
ronomide ve fen bilgilerinde ve bilhassa tib ilminde gordiikleri nizamh hadisele- 
rin birbirlerine baglantilarmi diisiinerek, hilkatin sirlarmi, bu hesabh diizenin ha- 
kikatini anlamak istemislerdir. Bunlar yine akl-i selimleri sayesinde, islamiyye- 
tin bildirdigi giizel ahlakm bircogunu bulup, miisliman gibi yasamis, kendilerine 
ve baskalarma faideli olmuslardir. Allahii tealamn, (Ankebut) suresinde va'd et- 
digi iizere, bunlari iman etmege sebeb olan rehberlere, kitablara kavusduracagi, 
(Ruh-ul-beyan) tefsirinde, altmci ciiz son ayetinde yazihdir. Boyle tali'li mes'ud 
bir kimse anlar ki, herseyi halk eden, yaratan, yok olmakdan, zararlardan koru- 
yan bir Allah vardir. Allah herseyi goriir, bilir, isitir. Herseye giicii yeter. Giicii, 
kuvveti sonsuzdur. Herseyi, eceli, zemam gelince yok etmekdedir. insanlan tek- 
rar diriltecegini, hesaba cekecegini, iman etmis olanlara Cennetde sonsuz ni'met- 
ler verecegini, imam olmayanlan, kafirleri Cehennemde sonsuz yakacagini bildi- 
riyor. Onun yapmak istedigini kimse durduramaz. Onun isine kimse kansamaz. 
Onun emrlerine uymakdan, nzasini, sevgisini kazanmakdan baska kurtulus ve 
se'adet yolu yokdur. insanlarm hicbiri iman etmese, inanmasa, onun buyukliigiin- 
de, kuvvetinde, kudretinde hie noksanhk olmaz. Teknikde cok ilerliyen, elektro- 
nik aletler ve lazer lsmlan ile tabi'atin nice sirlarmi cozen ba'zi milletlerin bas- 
larmdaki azih kafirler, zalimler, Ona hicbir zarar yapamaz. Bu dinsizler, ancak ken- 
dilerine zarar yapiyorlar. M uhakkak olecekler. Kabrde ciiriiyiip, bir avue toprak 
olacaklar. Sonra tekrar diriltilip, Cehennemde cok aci azab cekeceklerdir. Al- 
lahii teala isteseydi, herkesi mti'min yapar, herkesi Cennete sokardi. Yahud, her- 
kesi kafir yapar, herkesi Cehennemde yakardi. Fekat, ba'zilarmm mii'min olma- 
sini, ba'zilannin da kafir olmasini diledi. Onun diledigi olur. Onun diledigini 

-530- 



hicbir mahluk degisdiremez. 

[Her muslimamn birinci vazifesi nefsine uymamakdir. Nefs, insamn en biiyiik 
diismamdir. insamn imanini yok etmek ister. Bundan zevk alir. Allahii tealamn 
ve Peygamber efendimizin emrlerinden ve yasaklarmdan birisinin bile dogru, fa- 
ideli oldugunda siibhe edenin imam gider, kafir olur. Kafir, Cehennemde sonsuz 
yanacakdir. Sonsuz yanmak ne demek, insan bunu diisunse, korkudan uykusu ka- 
car, yimekden, icmekden kesilir. Hicbir diinya zevki goziine goriinmez. Kufriin 
cezasi cok agir, cok korkunc ise de, kiifrden ve gunahlardan kurtulmak cok ko- 
laydir. Bunun biricik caresi, imanini tazelemekdir. Bunun da en kolay yolu, her 
aksam yatarken, uc kerre (Estagfirullaherazfm) okumakdir. Ma'nasim dusiine- 
rek okumak lazimdir. Ma'nasi, (Ya Rabbi, beni afv et)dir. Allahii teala, tevbele- 
ri kabul edecegini va'd etmisdir. Yalmz, tevbenin kabul olmasi icin, nemaz bor- 
cu ve kul hakki olmamak lazimdir. Bir nemaz borcu olan, bunu kaza etmedikce, 
tevbesi kabul olmaz. Cehennemde yanmakdan kurtulmak icin, olmeden evvel ne- 
maz borcundan ve kul hakkindan kurtulmak lazimdir. Hicbir hayrli is insam bu 
azabdan kurtaramaz. ibni Teymiyyenin kurtanr demesine aldanmamahdir.] 

Hakfkat Kitabevi 

Sabah olmus, kushir otiiyor, 
her turut siislcnmis Bayram gibi. 
c ii mi den gel en tekbtr sesleri, 
ruhlan aciyor, Kur'an gibi. 

Muezzin efendi, ezan okuyor, 

sesi cok giizei, bulb til gibi. 

Imam efendi ye$il ciibbe giymi$, 

siyah saclar arasmda parlayan ztimrud gibi. 

Cami'den (Estagfirullah) sesleri geliyor, 
Soyliyenlerin kul bier i olmus nur gibi. 
Kosdum, onlara ben de katildim, 
cok stikr, oldum melek gibi. 

Ya Rabbi! Turk vatam cok miibarek yerdir, 
her kosesinde, ecdadimizm ruhlan sesleniyor: 
Muhammed aleyhisselama tabV olun, bizler gibi, 
Onun yolundan ayrilmaym, Eshab gibi. 

Ya Rabbi! Bizi bu vatandan ayirma! 

ta, bu vatana hizmet ederken verelim can! 

Ya Rabbi! Bu vatam koruyan kumandanlara yardim et! 

Her birinin vatana hizmet etmesini nasib et! 

Iki yiizliiler cogaldi, simdi, 
nutuk cekiyorlar, kahraman gibi. 
Londrada masonlarm dagitdigi diplomalarla, 
islama saldmyorlar saklaban gibi. 

Bu hiicumlardan korunmak icin, 
Muhammed aleyhisselama uymahdir. 
hicbir sey kalbi temizleyemez, 
bu ytice Peygambere uymak gibi. 

Bu hakikati heryere yayan (Hakikat Kitabevi)dir, 
Bu Kitabevi insanlara Hakkm biiyiik ni'metidir. 
(Hakikat Kitabevi), hakikatleri yayiyor, 
onlarmki ise, hep iftira ve yalan. 

-531- 



29 — MUSLIMANLAR NICEV GERI KALDI? 

Tarihin her devrinde, diirlii kani tasiyan, dtirlii dil konusan, baska baska adet 
ve an'anelere bagh olan milyonlarca insanm, aralarmdaki farklan birakarak, bir 
inane veya fikr etrafmda toplamp, birer imperatorluk kurduklarim goruyoruz. 

Boyle kurulan imperatorluk veya devletlerin en biiyiigiine, en giizeline orta cag- 
da rasthyoruz. Hie bozulmamis, degisdirilmemis biricik din olan islam dininin gii- 
zel ahlaki ile bezenmis, birbirlerini seven, yardimlasan, cesidli irklardan, biiyiik 
insan topluluklarmm, birlesdiklerini biliyoruz. Bu toplulugu ayakda tutan temel, Hak 
tealamn emr etdigi cahskanlik, adalet, iyilik, saygi gibi din esaslan idi. Osmanli tiirk- 
lerini, Sakarya kenarmdan, kisa bir zemanda, Viyana kapilarma gotiiren kuvvet, Sul- 
tan Osmamn ve cocuklarmm simsiki sanldiklan islam dininin, ruhu ve bedeni teka- 
miil etdiren lsikh yolu idi. Ciinki, islamiyyetde miislimanlar birbirinin kardesidir. 

Hiristiyan Avrupamn tek kal'asi Fransa kapilarmi zorlamaga giden Attila [Hic- 
retden (168) yil once oldu] idaresindeki Turan Hunlari, herhangibir hak dine 
mensub olsalardi ve oralara bu hak dinin ahlakim, ruhunu goturmus olsalardi, haz- 
ret-i Omerin "radiyallahii anh" ordusundaki adalete, sefkate hayran olup, seve se- 
ve miisliman olan Sam hiristiyanlan gibi, papaslarm baskismdan, krallann isken- 
cesinden usanmis olan bati hiristiyanlan da, onlara aguslanm acmaz mi idi ve bu 
giinkii Avrupamn din cehresi ne olurdu? 

Emeviler, islam dinini, ispanyadan, Avrupaya sokdu. Fas, Kurtuba ve Girna- 
ta iiniversitelerini kurup, batiya ilm ve fen lsiklanni saldi. Hiristiyanlik alemini 
uyandinp, bugiinkii miisbet ilerlemenin temelini koydu. Diinya yiiziindeki ilk 
iiniversitenin, Fasm Fez sehrinde bulunan Kureviyyin iiniversitesi oldugu biitiin 
ansiklopedilerde yazihdir. Bu iiniversite 244 [m. 859] yilmda kurulmusdur. 

(Kamus-ul-a'lam)da diyor ki, (Endiiliis sultam iicuncii Abdurrahman "rahme- 
tullahi teala aleyh", memleketini genisletdi. Kuvvetlendirdi. Fasda hiikumet sii- 
ren idrisileri, Fatimilere karsi destekledi. Bunlari hiikmii altina aldi. Miikemmel 
donanma da yapdi. Kendisi ve adamlan ilm ve edeb sahibi idiler. Alimlere ve il- 
me cok kiymet verirdi. Bunun icin, Endiiliisde ilm ve fen cok ilerledi. Serayi ve dev- 
let daireleri birer ilm kaynagi oldu. Her memleketden ilm ogrenmek ipin Kurtu- 
baya akin akin toplandilar. Kurtubada biiyiik ve miikemmel bir tib fakiiltesi kur- 
du. Avrupada ilk yapilan tib fakiiltesi budur. Avrupa krallan ve devlet adamlan, 
tedaviicin Kurtubaya gelir, gordiikleri medeniyyete, giizel ahlaka, miisafirperver- 
lige hayran kahrlardi. Altiyiizbin kitab bulunan bir kiitiibhane de yapdirdi. Kur- 
tubadan iic saatlik mesafedeki (Vadi-yiil-kebir) kenannda, (Ezzehra) isminde 
pek biiyiik ve ince san'atlarla dolu bir seray ile miikemmel bagceler ve biiyiik bir 
cami' yapdirdi. Kurtubada cok sayida derin alimler yetisdi. Endiiliisdeki (Beni 
Umeyye) halifelerinin sekizincisi olan Abdiirrahman-i salis, elli sene adalet ile 
hiikm siiriip, 350 [m. 961] senesinde yetmis iki yasmda vefat etdi). 

Fekat sonra, islam ahlakim, Allahii tealamn emrlerini birakdiklanndan, hatta 
Ehl-i siinnet i'tikadim bozarak, islamiyyeti icerden yikmak alcakhgi basladigindan, 
Pirene daglarmi asamadilar. 423 [m. 1031] de Umeyye devleti cokdii. Bunlardan 
sonra Endiiliise, once (Miilcssiinin) veya (Murabitin) denilen devlet, bundan 
sonra da, (Muvahhidin) devleti hakim oldu. Fekat ispanyollar, 897 [m. 1492] de, 
Girnata sehrini de alip miislimanlan oldiirdiiler. Sozde miisliman olup da, Alla- 
hii tealamn emrlerine uymamamn cezasim buldular. ispanya faci'asi olmasaydi, fel- 
sefeci ibnurriisdiin ve ibni Hazmm bozuk fikrleri, belki din ve iman halini alip diin- 
yaya yayilacak, bugiinkii hazin levha, yiizlerce sene once meydana cikacakdi. 

O halde, beseriyyeti lzdirabdan, felaketden kurtaran, Fatimiler, Resuliler gibi, 
islam ismini tasiyan, imam ve ameli bozuk devletler degil, Emeviler, Timur ogul- 
lan ve Osmanhlar gibi, Ehl-i siinnet olan ve dfnine sanlan milletler olmusdur. Bun- 

-532- 



lar, islam ilmlerinin din ve fen kollarmda insanliga 151k tutdular. Fekat, ne yazik 
ki, sonralan, bunlarda da islamiyyet gevsemege basladi. Devlet reislerini sehid et- 
diler. Bircok isletmeler, din cahillerinin, mason usaklannm baskisi altmda kaldi. 
Allahii tealamn emr etdigi gibi sevismegi, cahsmagi birakdilar. Masonlar, miisli- 
manlann geri kalmasi icin, medreselerden fen derslerini kaldirdi. Din adamlan, 
fensiz, bilgisiz yetisdirilerek, islamiyyeti icden yikmaga basladilar. Bir tarafdan, ilm, 
fen yok edildi. Bir tarafdan da, ahlak, edeb, haya ve din bozuldu. imperatorluk cok- 
dii. Halbuki, islamiyyet, tecribi ilmleri, fenni, san'ati, endiistriyi, ehemmiyyet ile 
emr etmekdedir. 

Iste bu devletlerde de din miitehassislarmm bildirdigi belli sebeblerden dola- 
yi, i'tikad bozulup, islamiyyete baghlik gevsedikce, duraklama, gerileme basladi. 
Nihayet yok oldular. (Es-$er'u tahtesseyf) hadis-i serifinin haber verdigi gibi, is- 
lam giinesi batarak yeryiizii bugiinkii halini aldi. 

Attilanm biiyiik imperatorlugu da, islam dini geldikden sonra olsaydi ve islam 
dininin getirdigi adalet duygusu ile bezenmis olsaydi, onun olumiinden kisa bir ze- 
man sonra, parcalanmaz, yikilip gitmezdi. 

Biiyiik Selcuklu htikiimdan Muhammed Alb Arslamn "rahmetullahi teala 
aleyh" [463] hicri ve [1071] miladi yilmda, Malazgirdde rum imperatoru Diojen ida- 
resindeki ikiyiizbinden ziyade orduya karsi, kirkbin kahraman ile kazandigi zafer- 
den sonra, Anadoluya gelip yerlesen ve bati tiirkleri diye anilan, biz oguz tiirkle- 
rini, hiristiyan Avrupahlar, cok kerre, hack ruhu ile birleserek, Anadoludan cikar- 
mak icin saldirdiklan halde, yirminci asrda [14. cii hicri asrda], biiyiik bir mtisli- 
man tiirk milleti halinde ayakda tutan, yasatan en biiyiik kuvvetin, milletin kalbin- 
de bulunan saglam imam oldugunda kimin siibhesi vardir? 

Onbirinci asr [Hicri besinci asr] icinde, tiirklerin iic biiyiik dalga halinde, iic is- 
tikametde, yayilma hareketini biliyoruz: 

Birincisi, Gaznevi htikumdarlan emrinde, Kalac ve diger tiirk boylarmm, Hin- 
distana olan yayilmalandir ki, buralara islam dinini ve medeniyyetini de gotiirdii- 
ler. Bugiin Hindistanda yiizmilyonu asan bir miisliman toplulugunun bulunmasi, 
bu yayilma hareketinin bir neticesidir. Osmanh donanmasi 940 [m. 1533] de Hin- 
distana gitdi. Bes sene sonra Ciddeye avdet etdi. 

Ikincisi, Oguz tiirklerinin, Irandan gecerek, Malazgird zaferinden sonra, Bizans 
elinde bulunan Anadoluyu fethidir. Oguzlar da, islam dini ile miiserref olarak gel- 
mis idi. Bugiin, aradan asrlar gecdigi halde, ancak miisliman olarak kahslan saye- 
sinde, yine Anadoluda oturuyor ve diinya siyasetine kansiyor. 

Uciincii yayilma hareketi, Karadenizin simalinden, Balkanlara dogru oldu. ic- 
lerinde bir kism Oguzlar da bulunan Pecenek ve Koman tiirkleri, Balkan yanma- 
dasma yerlesdi. Ne yazik ki, bunlar islam dini ile sereflenmiyerek gelmisdi. Etraf- 
lanm saran hiristiyan devletlerin tazyiki ile, kisa zemanda kendiliklerini unutdu- 
lar. An'anelerini gayb etdiler. Eridiler, yok oldular. Hindistanda, Anadoluda ve 
baska yerlerde, bugiin yasamakda olan soydaslan gibi olamadilar. Bunlar nicin ya- 
siyamadi? Bunlardan kim ve ne kaldi? Bu, nicin boyle oldu? 

Gortiluyor ki, Tiirk devletlerini ve milletlerini, ayakda tutan, yasatan, biiyiik ve 
bashca kuvvet, imandir ve islam dininde, cok kuvvetli bulunan adalet, iyilik ve dog- 
ruluk ve fedakarhk kudretidir. 

[Batmm inane, orf ve adet, moda ve ahlaksizliklanni taklid etmek medeniyyet 
degildir. Miisliman milletin biinyesinde tahribat yapmakdir]. 

Osmanh devletinde Rus sefiri olarak uzun sender cahsan ignatiyef, hatiralarm- 
da, sultan ikinci Mahmud nan zemamnda, Fener Patrikhanesinin kapismda asilan, 
1237 [m. 1821] Rum isyanmm bas planlayicisi, Patrik Gregoryosun Rus Can 
Aleksandra yazdigi mektubu aciklamakdadir. Mektub ibret vericidir: 

-533- 



"Tiirkleri maddeten ezmek ve yikmak gayr-i milmkindir. Ciinki Tiirkler, miis- 
liman olduklan icin cok sabrli ve mukavemetli insanlardir. Gayet magrurdurlar ve 
izzet-i iman sahibidirler. Bu hasletleri, dinlerine bagliliklanndan, kadere nza 
gostermelerinden, an'anelerinin kuvvetinden, padisahlarma [devlet adamlarma, 
kumandanlarma, biiyiiklerine] olan ita'at duygularmdan gelmekdedir. 

Tiirkler zekidirler ve kendilerini miisbet yolda sevk-u idare edecek reislere sa- 
hib olduklan miiddetce de cahskandirlar. Gayet kana'atkardirlar. Onlann biitiin 
meziyyetleri, hatta kahramanlik ve seca'at duygulan da an'anelerine olan merbu- 
tiyyetlerinden (bagliliklanndan), ahlaklarimn salabetinden gelmekdedir. 

Ttirklerde evvela ita'at duygusunu kirmak ve ma'nevirabitalanni (baglanm) kesr 
etmek (parcalamak), dini metanetlerini (saglamligmi) za'fa ugratmak (za'ifletmek) 
icab eder. Bunun da en kisa yolu, an'anat-i milliyye (milli geleneklerine) ve 
ma'neviyyelerine uymayan harici fikrler ve hareketlere ahsdirmakdir. 

Ma'neviyyatlan sarsildigi giin, Tiirklerin kendilerinden seklen cok kudretli 
kalabalik ve zahiren hakim kuvvetler oniinde zafere gotiiren asl kudretleri sarsi- 
lacak ve maddi vasitalann ustiinliigii ile yikmak miimkin olabilecekdir. Bu sebeb- 
le Osmanh Devletini tasfiye icin mticerred olarak harb meydanlanndaki zaferler 
kafi degildir. Hatta sadece bu yolda yiiriimek, Tiirklerin haysiyyet ve vekanm tah- 
rik edeceginden, hakikatlerine niifiiz edebileceklerine sebeb olabilir. 

Yapilacak olan, Tiirklere birsey his etdirmeden, biinyelerindeki tahribi te- 
rn ami amakdir." 

Bu mektub ders kitablannda ezberletilecek kadar miihimdir. Mektubda ibret 
alinacak cok sey varsa da, en onemlisi su iki hususdur: 

1 — Tiirklerin ma'neviyyatimn ve dininin yikilmasi icin, Tiirkleri yabanci fikr 
ve adetlere ahsdirmak, 

2 — Tiirklere his etdirmeden biinyelerindeki tahribati temamlamakdir. 

Bu hedeflere ise, Batinm inane, moda, orf ve adet ve ahlaksizhklanni, taklid et- 
dirmekle ulasihr. 

Batinm ilm, fen, teknik ve her sahadaki fenni gelismelerini almak elbette lazim- 
dir. Zaten islamiyyet bunu emr eder. Yabanci dil ogrenmenin lazim oldugunu ha- 
dis-i serifler haber vermekdedir. Zeyd bin Sabit "radiyallahii anh" diyor ki, (Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bana yehudi dilini ogrenmegi emr eyledi. Ogren- 
dim. Yehudilere gonderilen mektublann cogunu bana yazdinrdi. Onlardan gelen 
mektublan bana okuturdu). Bu haber, Tirmizide uzun yazilidir. Zeyd, boylece ib- 
rani ve stiryani liigatlanm ogrendi. Biiyiik islam alimi seyyid Abdulhakim efendi, mii- 
kemmel arabi, f arisi konusdugu halde, (Yabanci dil bilseydim, biitiin diinyaya faide- 
li olurdum) derdi. Avrupa dillerini bilmedigi icin esef eder, cok tiziiliirdii. (Islam di- 
ninin ustiinliiklerini, rahat ve huzur kaynagi oldugunu ve medeniyyete, fende ve ah- 
lakda ilerlemege lsik tutdugunu diinyaya bildirmek icin, kisacasi, islamiyyete ve bii- 
tiin insanlara hizmet icin, yabanci dil ogrenmek muhakkak lazimdir) derdi. 

Biitiin dinleri iyi incelemis olan, ingiliz ilm adamlarmdan Lord Davenport, 
yirminci asr baslannda Londrada basdirdigi, (Hazret-i Muhammed ve Kur'an-i ke- 
rim) admdaki ingilizce kitabinda diyor ki: 

Ahlak iizerinde son derece titizligidir ki, miislimanhgm az zemanda siir'atle ya- 
yilmasma sebeb olmusdur. Miislimanlar, muharebede kilinca boyun egmis olan bas- 
ka din adamlarim, daima afv ile karsilamislardir. Juryo diyor ki, miislimanlarm hi- 
ristiyanlara karsi davranisi ile, papaligm ve krallann mti'minlere reva gordiigii 
mu'amele, asla kiyas edilemez. Mesela, [980] hicri ve [1572] miladiyili Agustosun 
yirmidordiincii giinii, ya'ni Sent Bartelemi yortu giinii, dokuzuncu Sari ve kralice 
Katerinamn emri ile Paris ve civarmda altmisbin protestan oldiiriildii. Sent Bar- 
telemi, oniki havariden biri olup, miladi [71] yilinda, Agustos ayinda hiristiyanli- 

-534- 



gi nesr ederken Erzurumda sehid edilmisdi. Boyle nice iskencelerde dokiilen hiris- 
tiyan kanlari, miislimanlann harb meydanlarmda dokdiikleri hiristiyan kanlann- 
dan katkat fazladir. Bunun icindir ki, bircok aldanmis insani, islamiyyetin zalim bir 
din oldugu zannmdan kurtarmak lazimdir. Boyle yanhs sozlerin hicbir vesikasi yok- 
dur. Papaligin vahset ve yamyamhk derecesine varan iskenceleri yanmda, miisli- 
manlann, gayn miislimlere karsi davramslan, agzi silt kokan bir siibyamnki kadar 
yumusak olmusdur. islamiyyet, baska dinlerin hurafeler ve subheler batakhgi or- 
tasmda, cicek temizligi ile yiikselmis bir akli ve fikri asaletin sembolii olmusdur. 

Milton der ki, (Kostantin kiliseyi zenginlesdirince, papaslar makam ve servet 
hirsini artdirdi. Bunun cezasim, parca parca olan hiristiyanlik cekdi). 

islamiyyet, ilahlara insan kani dokmek faci'a ve felaketinden beseriyyeti kur- 
tardi. Bunun yerine, ibadeti ve sadakayi getirmekle, insanlara iyilik asiladi. Sos- 
yal adaletin temelini kurdu. Boylece, kanh silahlara hacet birakmadan, diinyaya 
kolayca yayildi. ilm da'vasma miislimanlar kadar bagli ve saygili hicbir millet 
gelmemisdir denilebilir. Hazret-i Peygamberin "aleyhissalatii vesselam" pekcok 
hadisleri, samimi bir ilm tesvikcisidir ve ilme saygi ile doludur. islamiyyet, ilme mal- 
dan daha cok kiymet vermisdir. Hazret-i Muhammed, bu tutumu olanca giicii ile 
desteklemis, Eshabi da, bu yolda var kuvvetleri ile cahsmislardir. 

Bugiinkii fennin ve medeniyyetin kuruculan, eski ve yeni eserlerin ve edebiy- 
yatin koruyuculan, Emeviler, Abbasiler, Gazneviler ve Osmanlilar zemanmdaki 
miislimanlar "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" olmusdur. 

Buraya kadar ba'zi parcalarmi yazdigimiz ingilizce kitab, misyonerler ve yehti- 
diler tarafmdan piyasadan almarak, yok edilmek istenmisdir. ilk misyoner teski- 
lati olan Cizvit cem'iyyetleri 918 [m. 1512] de tesekkiil etmisdir. 

EK: islam hukukunu inceliyenler, islamiyyetde sosyal adalete, esitlige, hak ve 
hurriyyete verilen onemi gorerek hayran kahyorlar. islamiyyetin, insan haklan ve 
miilkiyyet hakki iizerinde nasil bir titizlik gosterdigini ortaya koymak icin, (Me- 
celle)den birkac maddeyi asagiya yazmagi uygun goriiyoruz: 

1192 — Herkes miilkunu diledigi gibi kullamr. Fekat, baskasimn hakkma do- 
kunursa, bu kullanmasi sinirlamr. Mesela, islamiyyetde kat miilkiyyeti vardir. 
Fekat, list kat sahibinin, apartmamn temelinde ve alt kat sahibinin de catida hak- 
ki vardir. Birisi, otekinin izni olmadikca, kendi katini yikamaz. 

1194 — Bir arsaya sahib olan, iistiindeki bosluga ve topragin icine de malik olur. 
istedigi kadar yiiksek bina ve derin kuyu yapabilir. 

1196 — Bir kimsenin bagcesindeki agacm dallari komsusunun hanesi veya 
bagcesi uzerine uzanmis olsa, o dallari baglayarak geri cekdirmege veya kesdirme- 
ge komsusunun hakki vardir. Fekat, agacm golgesi komsusunun bagcesindeki 
sebzelere zarar veriyor diyerek kesdiremez. Atif beg 1330 [m. 1912] baskih serhin- 
de, bu maddeyi serh ederken diyor ki, (Komsusu, agacm sahibine veya hakime mii- 
raceat ederek geri cekdirir veya kesdirir. Komsusu, bunlara miiraceat etmiyerek, 
bagcesine uzanmis olanlan kendi de kesebilir. Bagcesine uzanmamis mahalden ke- 
sip zarara sebeb olursa, zaran agac sahibine tazmin eder, oder. Baghyarak cekdir- 
mesi miimkin olan dallari, miiraceat etmeden keserse, yine zaran tazmin eder. Agac 
sahibine miiraceat edip de, dallanni, cekmedigi takdirde, bagce sahibi kesebile- 
cegi gibi, kesdirme masrafim da, agac sahibinden istiyebilir). 

1200 — Bir evin kanalizasyonundan, komsunun evine sizarak zarar verirse, ta'mir 
etmesi lazim olur. 

1212 — Komsunun su kuyusuna yakm lagim yaparak, kuyu kirlenirse, ta'miri 
miimkin olmazsa, lagim oradan kaldinhr. 

1216 — Hiikumetin emri ile birinin evi satm alinip yol yapilabilir. Fekat para- 
si verilmedikce evi almamaz. 

-535- 



1248 — Mtilk sahibi olmak uc yol iledir: Mai birinin miilkti iken, bey' ve hibe 
[ve sadaka ve odiinc vermek] gibi bir akd, ya'ni sozlesme ile alanm miilkii olur. Mi- 
ras ile akd olmaksizm miilke girer. Sahibi olmiyan, herkese mubah olan birsey, ele 
gecirmekle miilk olur. 

1254 — Mubah olan otlan, agaclan, sulan herkes kullanabilir. Kimse yasak ede- 
mez. Baskasma zarar verirse, yasak olunur. 

1288 — Bir kimsenin diikkani yanma, baskasi diikkan acarak, birincinin isi 
bozulsa, ikinci diikkan kapatdinlamaz. 

1297 — Av, tutanmdir. Bir kimse, bir avi vurup dtisiirdiikden sonra, av kalkip 
kacarken, baskasi yakalarsa, av yakahyanm olur. 

1308 — Ortak miilkiin ta'miri, hisselere gore ortaklasa yapihr. Hisse sahiblerin- 
den biri yok ise ve ta'mir edecek olan kimse hakimden izn ahrsa, masrafdan ote- 
kine diisen payi ondan istiyebilir. 

1312 — Boliinebilen bir miilkiin ta'miri icin, ortak zorlanamaz. Ta'mirini iste- 
mezse, miilkiin bolunmesi icin, zorlamr. 

1321 — Nehrlerin, gollerin, barajlarm ta'mirini beyt-iil-mal, ya'ni devlet yapar. 
Devletin parasi yetismezse, istifade edenlerden toplamr. 

950 — Baskasma satilmis olan bir miilkii, satis degeri ile satmalmak hakkina 
(SiiPa) denir. Bu hakka malik olan kimseye, (SefP) denir. 

1008 — Seff iic kimse olabilir: Birincisi, satilacak miilkde ortak olandir. ikin- 
cisi, satilacak miilkde kullanma hakki olan kimsedir. Uciinciisii, satilacak miilke 
bitisik miilkiin sahibidir. Apartman katlannm sahibleri, birbirlerine bitisik kom- 
su demekdir. Bir kimse, miilkii olan binayi satinca, bir seff bunu isitdigi zeman, 
seff oldugunu hemen soylemesi, sonra iki sahid yanmda ahciya ve saticiya siif'a 
hakkim bildirmesi ve bir ay icinde mahkemeye basvurmasi lazimdir. Boyle yapm- 
ca, once birinci seff satin ahr. Baskasma satilamaz. Eger birinci sefi' yoksa veya 
satm almak istemezse, ikinci satin ahr. ikinci seff de yoksa, iicuncii seffa satma- 
si lazimdir. Bu da satm almak istemezse, ilk satilmis olanda kahr. 

1017 — Nakl edilebilen seylerin ve vakf ve miri toprak iizerindeki miilklerin sa- 
tilmasmda siif'a olmak yokdur. 

(Fetava-i Hayriyye)de diyor ki, (iki odah bir evin iistii teras katidir. Sahibi, bir 
odayi satmis, sonra olmiisdiir. Varisler, ikinci odayi baskasma satmislardir. Teras, 
iki kisi arasmda yan yanya ortak olur. Biri otekinden iznsiz, buraya oda yapamaz. 
Bir evin on odasi birinin, bir odasi da baskasinm olsa, teras veya bagce, yan yan- 
ya ortak olur). Aym kitabda diyor ki, (Bir binanm iki katmdan herbirinin sahibi 
baskadir. Alt kat yikilsa, bunun sahibi ta'mir icin zorlanamaz. Ust katm sahibi, is- 
terse, asagi kati ta'mir eder. Mahkeme karan ile ta'mir etdi ise, yapdigi masrafi al- 
madikca, kendiliginden yapdi ise, yapilanm kiymetini almadikca, asaginin sahibi 
evine sokulmaz). (Ust kat sahibi, asagi kata zararh olmadikca, iisttine kat yapabi- 
lir). 

(Hadika)da el afetlerinde diyor ki, (Baskasmm mahm ondan iznsiz, zorla alma- 
ga, (Gash etinek) denir. Gasb, haram oldugu gibi, gasb edilen mah kullanmak da 
haramdir. Baskasinm mahm iznsiz ahp, kullamp, sonra geri vermek, malda ayb ve 
kusur hasil olmasa bile, haram olur. Kendisine vedi'a olarak emanet birakilan ve- 
ya gasb etdigi mah, parayi ticaretde veya baska yerde kullamp da, bundan kazanc 
saglamak caiz degildir. Kazandigi sey haram olur. Bunu fakire sadaka vermesi la- 
zim olur. Birinin mahm, parasim saka olarak da ahp saklamak haramdir. Ciinki, 
boylece, baskasmi iizmiis oluyor. Baskasma eziyyet vermek haramdir). 

(Fetava-yi Feyziyye)de diyor ki, bir baba, kiiciik cocuklarmin paralanm, ihti- 
yaci yok iken, kendisi icin kullansa, cocuklar balig olunca, bunu tazmin etmesini 
istiyebilirler. Baba muhtac olsaydi, kullanmasi caiz olurdu. 

-536- 



30 — ISLAMIYYET VE FEN 

Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" ve kitablarm gonderilmesine 
sebeb ve bildirilmesi en liizumlu olan emr, yerlerin, goklerin yaratanmm varligi- 
m, Onun bir oldugunu, ilm ve baska iistiin sifatlan bulundugunu, kudret ve biiyiik- 
liigunun sonsuz oldugunu kullara bildirmekdir. Insanlarm cogu, gordiiklerine, 
duyduklarma, goriindugii gibi inanip, iclerini, inceliklerini anhyamadiklarmdan, 
Allahu teala, kitablarmda, varhgma, biiyukliigiine alamet olan, mahluklarmm 
en biiyiikleri ve en acikda bulunan ve insanlarm cok sasdigi her bakimdan duzgun 
goriinen ayi, giinesi ve yildizlan, her cesid insanm anhyabilmesi icin, goriindiik- 
leri gibi ta'rif buyurmusdur. Bunlarm hesablarmi, kanunlarmi, ic yuzlerini acik- 
lamiyarak, cahil olan cogunlugu, anhyamiyacagi seylerle ugrasmaga zorlamamis, 
bunlan her asrdaki zeki, aklh, secme kimselerin cahsarak anlamalarmi tesvik bu- 
yurmusdur. Insanlarm buluslan, zemanla degismekde, bir vaktler dogru, gilveni- 
lir sanilan buluslarm, sonradan yanlis oldugu anlasilmakdadir. Her asrm insanla- 
n, zemanlanndaki son buluslarm dogru olacagma inandiklan icin, muhtelif asrlar- 
daki insanlarm inanislan baska baska olmus, bu inamslar, giinah, kiifr olmamis- 
dir. Ciinki, Peygamberlerin "aleyhimiisselam" kitablarma uymiyan, bunlarda bil- 
dirilenleri inkar eden inamslar, sue olur. Cenab-i Hak, kullarmi kiifrden, sucdan 
korumak icin, herkesin anhyamiyacagi, inanamiyacagi fen bilgilerini, kitablarm- 
da aciklamayip, bunlara isaret buyurmus, yer kiiresini, giinesi, gokleri goriinduk- 
leri gibi anlatarak, bunlardan ibret almmasmi, varhgmm, buyiiklugiinun anlasil- 
masini emr eylemisdir. 

Kadi Beydavi "rahmetullahi aleyh", Nahl suresinde, (Kullanma hikmet ile ve 
giizel va'z ile beni tanit!) mealindeki yiizyirmibesinci ayet-i kerimeyi tefsir eder- 
ken, (Anlayish, tahsilli olanlara, fen bilgileri ile; hislerine tabi' olan cahil halka da, 
goriinenleri anlatmakla bildir, demekdir) buyuruyor. 

Yehudi ve hiristiyanlar, kitablarmda, goriiniise gore bildirilenleri okuyunca, ha- 
kikatleri de boyle sanarak, yeryuziinii diiz ve hareketsiz, giinesin bunun etrafm- 
da dondiigiinii, goklerin yer iizerine cadir gibi kapatilmis oldugunu, Allahu teala- 
nin, insan gibi, kiirside oturup, isleri yiiriitdugunu sanmislar, tecribe ile bulunan 
fen bilgileri, bu inamslarma uymadigmdan, fen adamlanna dinsiz demislerdir. Fen 
adamlan, bu haksiz hiikm karsisinda, yehudilige ve hiristiyanhga saldirmisdir. Me- 
sela, din diismanhgi ile tanman William Draper (ilm ile din in catisniasi) adh ki- 
tabmda, (Ka'inatdan ayn, ka'inata hakim, diledigini yapabilen bir insan yokdur) 
diyor ki, bu sozii, Allahu tealayi bir insan samp bunu inkar etmekde oldugunu gos- 
termekdedir. Bir yerinde de, (Ka'inatda herseye hakim bir kuvvet varsa da, bu pa- 
paslarm inandigi ilah degildir) diyerek, Allahu tealanin, fizik, kimya kuvvetleri- 
nin en buyiigii olacagmi zan etdigini gostermekdedir. 

Goriiliiyor ki, fen adamlan arasmda dinsiz olanlar, ya papaslarm ve cahil hal- 
kin yanhs anladiklan seylere hakh olarak saldirmis, yahud zemanlarmm fen bil- 
gileri arasma sikisip kalmis olan kafalan ile dustindiiklerini, hayali inamslarmi in- 
kar etmislerdir. Eger, islam alimlerinin, Kur'an-i kerimden cikardiklan fenne 
bagh bilgileri, bunlarm inceligini, dogrulugunu okuyup anlasalardi, hepsi hakika- 
ti goriip, seve seve miisliman olurdu. 

Neml suresindeki, meal-i serifi, (Daglari, yerinde duruyor goriiyorsun, halbu- 
ki bunlar bulut gibi hareket etmekdedir) olan seksensekizinci ayet-i kerfmesini Ka- 
di Beydavi tefsir ederken, (Yerinde duruyor gordiigun daglar, bulut gibi, bosluk- 
da hizh gitmekdedir. Biiyiik cismler, bir cihete dogru hizh gidince, iistiindekiler, 
bunun hareket etdigini duymaz) buyurmakdadir. Fahreddin-i Razi, Enbiya sure- 
si, otuziicuncii ayetinin tefsirinde, aym, giinesin, yildizlarm felekde, ya'nimihver- 
leri ve yoriingeleri [mahrekleri] etrafmda dondiiklerini, Dahhak ve Kelbmin soy- 

-537- 



ledigini yazmakdadir. Fahreddin-i Razi "rahmetullahi teala aleyh", Bekara sure- 
si, yirmidokuzuncu ayetini tefsir ederken diyor ki, (Hidaye) fizik kitabinin ve 
(Isaguci) mantik kitabinin yazan olan Esiriiddin-i Ebheri "rahmetullahi teala 
aleyh", Batlemyus [Ptoleme]nin (Mecisti) admdaki astronomi kitabim okuturdu. 
Bunu okutmasim hos gormiyen biri, miisliman cocuklanna boyle ne okutuyorsun 
diye sorunca, meal-i serifi, (Yerleri, gokleri, yildizlan, bitkileri ne giizel yaratdi- 
gimizi gormiyorlar mi?) olan Kaf suresinin altmci ayetini tefsir ediyorum diyerek, 
cevab vermisdir. imam-i Razi, Ebherinin bu cevabmm dogru oldugunu, tefsirin- 
de yazmakda ve Allahu tealanm mahluklarmi inceliyen fen adamlan, Onun biiyiik- 
liigunli, iyi anlar demekdedir. [Birinci kismda, yirmidordiincu maddeyi okuyunuz!] 

Aynalarda lsiklann yansimasi kanunlarmi bulan, Muhammed bin Hasen ibni 
Heysemdir. Avrupahlar buna (Alhazem) derler. 354 [m. 965] de Basrada tevelliid ve 
430 [m. 1039] da Misrda vefat etmisdir. Matematik, fizik ve tib ilmlerinde yiize ya- 
km kitab yazmis, eserlerinin cogu Avrupa dillerine terceme edilmisdir. Tiirkistanh 
Ali bin Ebilhazm doktor idi. Tib ilmindeki buluslanm bildiren kitablan, bu ilmde kiy- 
metli kaynak olmuslardir. Akcigerlerdeki kan deveranmin semasim ilk cizen budur. 
Din bilgilerinde de derin alim idi. ibn-iin-Nefis ismi ile meshur olup, 607 [m. 1210] 
de Tiirkistanda Kars sehrinde tevelliid, 687 [m. 1287] de Misrda vefat etdi. 

islam cerrahlarmdan, meshur operator Amr bin Abdurrahman Kirmani, Endii- 
lus hastahanelerinde ameliyat yapardi. 458 [m. 1066] de orada vefat etdi. 

Ebii Bekr Muhammed bin Zekeriyya Razi "rahmetullahi teala aleyh", bir islam 
tabibi idi. Goz ameliyati yapanlardan biri idi. Yiize yakm eseri olup, (Ber-iis-sa'), 
(Kitab-iil-havi) ve diger kitablan, tib ilmine olan hizmetinin sahidleridir. Avrupa- 
da Razes ismi ile meshurdur. 240 [m. 854] da Rey sehrinde tevelliid ve 311 [m. 923] 
de Bagdadda vefat etmisdir. Tib tahsilini Bagdadda yaparak, mtitehassis olmus- 
dur. Ilaclar ve kimya iizerinde de kiymetli kitablan vardir. [Ebu Bekr Ahmed bin 
Ali Razi baska olup, hanefifikh alimi idi. 370 [m. 980] de Bagdadda vefat etdi.] Pey- 
gamberimizin torunu hazret-i Hiiseynin kizi Sitti Siikeynenin, islam tabibleri ta- 
rafindan, gozbebegi cikanlarak, tekrar yerine kondugu, (Miincid)de yazihdir. 
Meshur ibni Hazm Ali bin Ahmed, (El-fasl) kitabmda, yer kiiresinin yuvarlak ol- 
dugunu ve dondugiinii ayet-i kerime ve hadis-i seriflerle, bundan dokuz asr once 
isbat etdi. Yer kiiresinin capi ve giinesin irtifa' dereceleri Miisa bin Sakirin ogul- 
lan Ahmed ve Muhammed tarafmdan, halife Me'mun zemamnda Sincar ve Kii- 
fe sahralarmda olciildii. Bu iki kardesin yapdiklan astronomi aletleri, o zeman miis- 
limanlann ilme ve fenne verdikleri ehemmiyyetin acik senedleridir. Ahmed 265 
de, Muhammed 259 [m. 873] da vefat etdi. Cebr ve astronomi kitablan Rozen ta- 
rafmdan ingilizceye terceme edilmis, 1247 [m. 1831] de, arabisi ile birlikde Lond- 
rada tab' olunmusdur. imam-i Ca'fer Sadikm talebesi Cabir bin Hayyanm simya 
ve kimya iizerindeki cahsmalanni bildiren kitablan meshurdur. Avrupada, liseler- 
de, bunlar gibi daha nice miisliman fen adamlarmm hicbirinin ismi talebeye ogre- 
tilmiyor. islam memleketlerinde de miisliman cocuklanna, dedelerinin fenne 
olan hizmetleri bildirilmiyor. Biiyiik buluslan olan islam alimlerinin ismleri bildi- 
rilmiyor. Ufacik birsey yapmis olan hiristiyanlar, fen adami olarak ovuliiyor. 

Hindli molla Kudsi (Esrar-i melekut) admdaki arabca astronomi kitabmda, yer, 
ay, giines, gokler, yildizlar hakkmdaki ayet-i kerimelere, islam alimlerinin, vakti 
ile verdikleri ma'nalan bir araya tophyarak bugiiniin yeni buluslarma tarn uygun 
oldugunu gostermis, bu kitabim sultan Abdiilmecid hana takdim ederek, cok 
makbul olmusdu. Elbiistanli hayatizade Halil Seref efendi, bu kitabi terceme ve 
serh ederek, (Efkar-i ceberut) ismini vermis, bu serh 1265 [m. 1848] de istanbul- 
da basilmisdir. 

Fen adamlan, islam kitablanm okuyunca, Kur'an-i kerimin, her tecribeyi, her 
yeni bulusu, oldugu gibi haber vermis oldugunu gorerek, hayran kalmakdadir. Fen- 

-538- 



den ve islam kitablarmdan haberleri olmayanlar, islam diismanlarmm, papaslarm 
yazdigi kitablan okuyup, islamiyyeti yanlis taniyor ve din cahili oluyorlar. Boyle- 
ce korii koriine islam diismam kesilen ba'zi cahiller, kendilerine sa'ir, gazeteci, ro- 
manci, giizel san'atci, hatta din adami, islam tarihi miitehassisi gibi ismler takarak, 
cok cirkin yalan, iftira dolu yazilarla, gencleri dinsiz yapmaga ugrasryorlar. Ken- 
dilerini de, milleti de felakete siiriikliyorlar. 

Bu cahillerin bir kismi da, birkac fen kitabi okuyup, kendilerini fen adami sa- 
niyor. Avrupadaki fen adamlannm hiristiyanhga karsi hakh inkarlanni, i'tirazla- 
rini, celik gibi saglam olan islam dinine bulasdirmaga yelteniyor. Bu fen taklidci- 
leri diisiinmiyor ki, bir fen adami, cahsdigi fen kolunda, hatta ihtisasi olan brans- 
da konusursa, sozii kiymetli olur. ihtisasi dismda konusmasi ve hele baska isler- 
deki miitehassislann sozlerine kansmasi, kiymetsiz oldugu kadar, giiliinc de olur. 
Fen adami olmak, insana, her ilmde soz sahibi olmak salahiyyetini vermez. iyi bir 
kimyaci, herhangi bir doktorun koydugu teshisi bozamaz. iyi bir avukat, herhan- 
gi bir kimyagerin raporunda fen hatasi iddi'a edemez. iyi bir miihendis, bir avu- 
katm ihtisasina niifuz edemez. Fen adamlan, kendi fen su'belerinde ve ihtisasla- 
rmda bile, ne kadar hata ediyor, aldamyorlar. Bir tarafdan maddenin, kuvvetin ve 
hayatm sirlarmdan, bir veya bir kacmi cozerek, faideli buluslar basanrken, bir ta- 
rafdan da, oyle yamhyorlar ki, medeniyyetin ilerlemesine, diinya capmda zararh 
oluyorlar. Bunun misalleri pek cokdur. Mesela, ingilizlerin biiyiik matematik ali- 
mi olan meshur Newton, bir tarafdan, daha yirmiiic yasmda, bugiinkii astronomi- 
nin temeli olan, umumi cazibe kanununu bularak ve kendi ismi ile amlan diirbu- 
nii kesf ve beyaz ziyanm yedi renge ayrilacagim tecribe ile isbat ederek, fen ale- 
mine unutulmiyacak hizmetde bulunurken, ote yandan, ziyanm, lsik kaynagindan 
sacilan zerrelerden hasil oldugunu soyliyerek ve akhnca isbat ederek, fizik ilmi- 
nin bu kismimn senelerce ilerlemesine mani' olmusdu. Sonradan, titresim nazariy- 
yesi kurulunca, Newtonun hata etdigi, kat'i anlasildi. Bunun gibi, bugiin kimyamn 
babasi ismi verilen ve hakikaten, kimyaya teraziyi sokmakla, Aristonun yanlis na- 
zariyyelerini temelinden yikarak, tecribi ilmlere, yeni, miisbet bir cigir acan Fran- 
siz kimyageri Lavoisier, bir tarafdan, fennin bugiinkii dereceye ilerlemesine cok 
hizmetde bulunmus, bir tarafdan da, miitehassis oldugu kimya ilminde oyle hata- 
lar yapmisdir ki, onun bulusu oldugu icin kitablara gecen, iiniversitelerde okutul- 
mus olan bu sozleri, bugiin bir orta mekteb talebesi soylerse, sinifda birakihr. Me- 
sela, klor gazma bilesik cism, bir oksid diyordu ve hamizlan [asidleri] yanlis an- 
latiyordu. Lavoisiernin en biiyiik hatasi, dogru tecribesini, kiymetli bulusunu izah 
ederken, cahillerin ve dinsizlerin, cok eskiden beri soylemekde olduklan bir so- 
zii tekrarlamasi idi. Ya'ni, kimya tepkimelerinde, agirlik degismedigini gorerek, 
(agirligin sakimi kanunu)nu kurunca, (Tabfatde hicbirsey var olmaz ve yok olmaz) 
deyiverdi. Bunu duyan fen taklidcileri, (Yokdan birsey yaratilmaz. Hicbirsey yok 
olmaz) diye, yaygarayi kopardilar. Fen kitabi diye cikardiklan sahifeleri, bu siyah 
yazilarla lekeleyip, giiya dini yikip islamiyyeti yere serdiler (?). Iman kal'asini ucu- 
racak fenni bir kuvvete sahib oldular! Halbuki, Lavoisier, herseyin kimya ile ol- 
dugunu, Allahii tealanm da, onun gorebildigi kanun icinde kalacagmi, bu kanun- 
dan baska hadiseler olmadigmi sanarak, bu hataya diismiisdii. Lavoisier admda- 
ki bu kimyagerin, kimya olaylarmda, maddenin artmadigmi ve azalmadigim gor- 
mesi, (insanlar hicbirsey var edemez ve yok edemez) hakikatini meydana cikar- 
makdadir. Baska din diismanlan gibi, bu da, tecribesinden yanlis netice cikararak 
dine saldirdi. Fekat, boylece kendini lekeledi. Cunki, bugiinkii (fiziko-kimya) 
bilgisi, kimyamn ulasamadigi atomun derinliklerine girerek, Lavoisiernin aldan- 
digi isbat edilmis, Einsteinm (relativite nazariyyesi), kiitlenin korunmasi kanunu 
bile modifie edilmisdir. Ya'ni degisdirilmisdir. Bu suretle anlasilmisdir ki, madde, 
Lavoisiernin sandigi gibi, diinyanm temeli degildir. 

-539- 



iste fen adamlan, kendi ihtisaslarmda bile, boyle yanilmis ve insanhga biiyiik 
zararlar da yapmisdir. Bu yamlmalan, onlarm fen cercevesi icindeki kiymetleri- 
ni ve ehemmiyyetlerini azaltdi demek istemiyoruz. Onlari, faideli buluslan ile du- 
siinerek, fenne hizmetlerini oviiyoruz. Fekat, ihtisaslarmda bile yanildiklanni 
gosterip, fen adaminm, ihtisasi dismdaki ve hele temamen baska, derin ve genis 
olan din ilmindeki kuru dusiincelerinin, din biiyiiklerinin, din ilmi ile dolmus, 
din zevki ile doymus olan o hakiki biiyiiklerin sozleri yaninda, bir hie olacagmi gos- 
termek istiyoruz. Hakiki bir fen adami, bu hakikati pek iyi kabul eder. Fekat pa- 
ra adamlan, ya'ni para kazanmak, etiket kazanmak icin, adet uzere, birkac sene- 
lik omriinu ciiriitiip, birkac sey ezberliyen fen yobazlan, sinema filminden farki ol- 
miyan ruhsuz dimaglarmdaki, birkac basma ve komprime, silik cizgileri fen sana- 
rak, fennin degil, cehaletin verdigi bir cesaretle ve taskmhkla, islamm yiiksek 
ilmlerine saldirarak helak oluyor ve insanhgi ebedi felakete siirtikliyorlar. 

Mesela, bir fen adami, jeolojik tabakalar arasmda buldugu bir kemik parcasm- 
da tedkikler yaparak, hayat ilzerinde kiymetli bilgiler toplamaga ugrasirken, be- 
ri tarafdan, fen yobazlan, radyodan veya bir brosiirden bunu haber alip, (insan- 
lann ash olan maymunun kemikleri bulundu. insanlann maymundan hasil oldu- 
gu hakikat halini aldi) yaygarasmi basiyor. Saf muslimanlari aldatmaga cahsi- 
yorlar. ingiliz fen adami Darwinin (canhlar arasmdaki hayat miicadelesi) nazariy- 
yesini anlamiyarak ve yanhs alarak, miislimanhgi yikmaga bir silah yerinde kul- 
lamyorlar. Evet, yiiz seneden beri, birkac biyolog, hayvanlarda, kan grublan, kan 
benzerligi, kromozom sayilan, muhite intibak [adaptasyon] icin fizyolojik ve ana- 
tomik degismeler, somatik degismeler ve hararet, ziya, rontgen ve radium sua'la- 
n ile ve ba'zi kimya maddeleri te'siri ile cesidli mutanlar meydana gelmesi ve ni- 
hayet paleontolojik miisahedeler ve biitiin canhlarda meios ve bunu ta'kib eden 
mitoz boliinme bulunmasi ve ba'zi hayvanlarda korlesmis uzvlar gortilmesi [me- 
sela insanlarda appandis denilen kor barsak bulunmasi gibi] ve cok hiicreli hay- 
vanlann hepsinde riiseym [embriyon] tesekkiil etmesi ve bir hayvanin, embriyon 
devrelerini gecirirken, cesidli hayvan vasflarmi gostermesi [mesela insan riiseymin- 
de pronefroz, mezonefroz, solungac yanklan gibi tesekkiillerin gortilmesi] karsi- 
smda, hayvan nev'lerinin, milyonlarca sene icinde, basitden mtikemmele dogru de- 
gisdiklerini [ya'ni evolution veya desendens denilen evrim bulundugunu] zan et- 
di! 

Canhlarm basitden mtikemmele dogru degisdigini ilk yazan, Fransiz doktoru La- 
marckdir. Lamarck [m. 1809] da nesr etdigi (Filozofi zoolojik) ismindeki kitabm- 
da (canhlarm bir asldan tiireyebilecegini) yazdi. Fekat, aym asrdaki biyologlar, La- 
marckin verdigi misallerin, hayvanlarm birbirlerine donmesini degil, canhlarm, bu- 
lunduklan muhite intibak etmelerini (adaptasyonu) gostermekde oldugunu soy- 
lediler. 

Ikinci olarak, ingiltereli bir biyologun oglu olan Ch. Darwin, [m. 1859] da nesr 
etdigi (Nev'lerin mense'i) ismindeki eserinde, (Canhlar, bulunduklan muhite uy- 
mak icin miicadele eder. Bu hayat mticadelesini kazananlar yasayabilir, gayb 
edenler oliir. Canhda tesadiifen husule gelen degisiklikler, muhite uyarak yasama- 
gi te'min eder) dedi. Buna da cesidli i'tiraz edildi. Hatta, Darwin de goz, beyin gi- 
bi kansik uzvlarm nasil meydana geldigini anlatmakdan aciz oldugunu bildirmis, 
bir arkadasina yazdigi mektubda, (Goziin tesekkiiltinu diistindiikce hayretimden 
tepem atiyor) demisdir. 

Uciincii olarak, Hollandah nebatatci Hugo de Vries, bitkilerde (Saf bir nev' icin- 
den, tesadiifen, digerlerinden farkh ferdler meydana cikdigmi, bunlarm yeni ev- 
safinin dolden dole gecdigini) gorerek, buna (mutasyon) [anidegisme] nazariyye- 
si dedi. Halbuki, mutasyonda yeni uzvlar meydana gelmiyor. Bundan baska, goz 
ve beyin gibi, rtiseymin [embriyonun] muhtelif tabakalarmdan hasil olan kansik 

-540- 



uzvlarm tesekkuliinii, mutasyon teorisindeki tesadiife baglamak miimkin degildir. 

Son olarak, paleontoloji miitehassislan, [ya'ni, ilk zemanlarda yasamis canlila- 
rin iskeletlerini ve fosillerini inceliyenler], (Her nev'i canlimn kendi nev'i icinde 
degisebildigini, bir canlimn baska nev'lere donmedigini) kabul etmekdedir. Me- 
sela, birinci zemandaki derisi dikenliler ne ise, simdikiler de aymdir. Derisi diken- 
lilerin, mutasyon ile, fikrali [omurgali] hale dondiigu goriilmemis ve buna aid bir 
fosil bulunmamisdir. 

Halbuki, canlilann yapisinda, en basitinden, en miikemmeli olan insana dogru, 
diizgiin bir tekamiil bulundugunu, daha once Ibrahim Hakki hazretleri "rahmetul- 
lahi teala aleyh", (Ma'rifet-name) kitabmda, misaller vererek yazmis, bunun, 
nev'lerin degismesi demek olmadigmi da bildirmisdi. 

Allahii teala, maddeyi, maddedeki degismeleri inceleyiniz, bunlan sizin icin ya- 
ratdim, hepsinden faideleniniz dedigi gibi, yavrulann nasil tekamiil etdigini, ha- 
yat hadiselerini de tedkik ederek, hepsinin miisbet, muntazam esaslara bagh ol- 
dugunu goriip, varhgimi, buyiikliigumii anlayimz! buyuruyor. 

Islam dininin ilme ve fenne verdigi ehemmiyyeti bilmeyen cahil fen taklidcileri, 
islamiyyeti baltalamak, Kur'an-i kerime saldirmak icin, fizik, simik, biyolojik ve ast- 
ronomik olaylardan, ciiriik diisiinceler, bozuk fikrler cikanyor. Bu iftiralanm, ilm, 
fen bilgisi diye, gencligin oniine siirerek miisliman yavrulanm aldatiyorlar. Halbu- 
ki, fennin ilerlemesi, yeni yeni buluslar, Allahii tealanm varhgim, bir oldugunu, kud- 
retini ve ilmini daha ziyade meydana cikarmakda, islamiyyeti desteklemekdedir. 

Imanimiza saldiranlara aldanmamak icin, lise ve universitedeki fen bilgilerini 
iyi ogrenmek ve anlamak lazimdir. Hakikifen adamlan, din diismanlarmm sozle- 
rinin ne kadar cocukca ve cahilce oldugunu hep gormekdedir. 

Dikkat edilirse, yukandaki teorilerin hicbirinde insanm maymundan hasil ol- 
dugu soylenmemis, fen adamlarmm hatirma bile gelmemisdir. 

Evet, paleontolojik devrlerde, canhlarda zemanla tekamiil goriilmekde, fekat 
bu degismeler, her nev'in icinde olmakdadir. Mesela, dordiincii zemanm yeni ta- 
bakalannda kromanyon ismi verilen insan iskeleti bulunmusdur. Bizim iskeleti- 
mizden farkli oldugu halde, paleontoloji miitehassislan bunlara, ilk insanlar de- 
misdir. Diger tarafdan, iiciincii zeman sonunda yasayan, antropoid denilen ve 
bugiinkiilere benzemiyen, maymun iskeletleri bulunmusdur. Antropoloji miitehas- 
sislan, bunlann maymun oldugunu soyliyor. (Fen taklidcileri), ya'ni (Zindik)lar 
ise, yapdiklan tercemelerde, kromanyon insanma ve antropoid maymununa, in- 
sanm ceddi olan veya insanla maymun arasmda gecid teskil eden fosil diyorlar. Bi- 
yologlar, insan ile hayvan arasmdaki farki, yalmz madde bakimmdan inceliyor. Hal- 
buki, insan ile hayvanlar arasinda en biiyiik fark, insanin ruhudur. insanlarda 
run vardir. insanhk serefi hep bu ruhdan gelmekdedir. Bu ruh, ilk olarak, Adem 
aleyhisselama verildi. Hayvanlarda bu ruh yokdur. Maddicilerin, felsefecilerin bu 
ruhdan haberleri olmadigi icin, insani maymuna yakin sanabilirler. ilk insanlarm 
sekli, yapisi, maymuna benzese de, insan insandir. Ciinki, ruhu vardir. Maymun ise 
hayvandir. Ciinki bu ruhdan ve ruhun hasil etdigi iistiinliiklerden mahrumdur. Go- 
riiliiyor ki, insan ile hayvan, temamen ayndir. Aralarmda, hipbir zeman, bir gecid 
olamaz, birbirine donemez. Halbuki, hayvanlardan insana en yakm maymun ol- 
dugu, asrlar once, islam kitablannda, mesela ibni Haldiinun "rahmetullahi teala 
aleyh" (Tarihi) mukaddemesinde ve (Ma'rifetname)nin yirmisekizinci sahifesin- 
de yazihdir. [Birinci kism, otuzdokuzuncu maddeyi okuyunuz! (Behcet-iil-fetava)da 
diyor ki, (Maymunlar, eski insanlardan maymuna cevrilenlerin soyundan degildir. 
Maymunlann insan soyundan oldugunu soylemek yanhsdir. Ciinki, insandan cev- 
rilen maymunlar ile giinden cok yasamadi. Yok edildiler).] 

Bunun gibi, hatinmiza gelen cesidli misallerden, ilm namina, fen hesabma uta- 

-541- 



narak sunu da soyliyelim ki, amib denilen, gozle goriilmiyen bir hiicreli canhlar, ami- 
toz ile, ya'm sitoplazma ve cekirdegi tam ortadan ikiye aynlmak sureti ile ilrer. Gii- 
ney Amerikada bir biyolog, amibi sitoplazma ve cekirdegini ortadan keserek, her 
iki parcamn yasamaga devam etdigini gormiis. Bu tecribe; zaten amibin iireme tar- 
zina uygundur. Nerde kaldi ki, bu tecribe her zeman aym neticeyi vermez. Bunu bir 
mecmu'ada okuyan bir matematikci, bir hesab miitehassisi, gencleri basma tophya- 
rak, (Amerikada, amibler parcalamp oldiiriildiikden sonra, tekrar yasatihyor. Ar- 
tik hayatin sirn coziildii. Olii hiicrelere can veriliyor. Bunu birkac sene evvel oku- 
musdum. Belki bugiin daha ilerlemeler olmusdur) deyip, fennin oliileri diriltdigi, in- 
sanlarm (Hasa) oliiye hayat verdigi, o halde, fen ve tabi'at haricinde, bir kuvvet, bir 
yaratici bulunamryacagi, Allah fikrinin ilk insanlar, cahiller tarafmdan (Hasa) uy- 
durulmus oldugu asilamr ve gender aldatilmaga cahsihrsa, buna ne denilir? Dinsiz 
bir hesab miitehassismm, sonsuzdan sonsuza kadar uzanan matematik sahasinda, is- 
lamiyyeti lekeliyecek bir nokta bile bulamadigi icin, baska fen kollannda, anhyama- 
digi hadiselerden cikardigi yanhs ma'nalar ile hiicuma gecmesi, ne kadar sasilacak 
ve acinacak bir haldir. Yiiksek tahsil yapan bir insamn, boyle aleak hareketleri, yiik- 
sek tahsil ismini lekelemez mi? Aleak gorgiilii olan bile, bu kadar cahilce konusur 
mu? Fen adamlannm tecribelerini, sozlerini isitip de, kendi kurduklan yalanlan, plan- 
lan, bu sozlerle maskeleyerek, gencleri zehrlemege, imanlarim calmaga ugrasan din 
hirsizlanna (Fen yobazi) denir. Fen yobazlarma aldanmamahyiz! 

Islam dininden haberi olmiyan fen taklidcileri, fen yobazlan, gencleri aldatmak, 
dinden cikarmak icin yalan ve iftiralarla saldinyorlar. Din adamlarma yobaz, ge- 
rici diyorlar. Din adamlan, fen diismanidir diyorlar. islam kitablarim okuyan, is- 
lam dininin ileri, iistun bilgilerini anhyan, insafh bir fen adami, bu yalanlara aldan- 
maz. Onlarm kotii niyyetlerini, dost goriinen sinsi diisman olduklanni hemen an- 
lar ise de, din bilgisi az olan, ana baba yuvasmdan bilgi almayan zevallilar, bu al- 
caklann tuzaklarma diismekde, felakete stiriiklenmekdedir. 

Mekteb cocuklarmi, (Avrupada matba'a yapihrken, kitablar basihrken, bizde- 
ki sarikh, sakalh, kara kafahlar, matba'a giinahdir, gavur icadidir diyerek yapdir- 
madilar. Yillarca geri kalmamiza sebeb oldular. Miislimanhk, col kanunu, turklvi- 
ge cok zararh oldu) diyerek, dinsiz, imansiz yetisdirmek istiyorlar. islam diisman- 
hgi asihyorlar. islamiyyete, ilm, fen, ahlak yolundan saldiramadiklan icin, boyle al- 
cakca yalanlar diiziiyorlar, korpe dimaglan zehrliyorlar. Her iftiralan gibi, bu soz- 
lerinin de yalan oldugu meydandadir. Kara zihniyyet dedikleri islam alimlerinin en 
yiiksek temsilcileri olan Osmanh seyh-ul-islamlarmdan elliyedincisi, Yenisehrli 
Abdullah efendi "rahmetullahi teala aleyh", matba'a acmak, kitab basmak icin ken- 
disine soruldukda, bakmiz nasil cevab vermisdir: ibrahim-i Miiteferrika adindaki 
Macar aslli bir miisliman, istanbulda 1139 [m. 1725] de ilk matba'ayi kurmak iste- 
yince, seyh-ul-islama soruluyor: (Kitab basma san'atim iyi bildigini soyliyen bir kim- 
se, liigat, mantik, astronomi, fizik ve benzerleri alet ilmleri kitablarmm harflerini 
ve kelimelerini birer kahba cikanp, buradan kagidlarm iizerine basarak, bu kitab- 
lann benzerlerini elde ederim dese, bu kimsenin boyle kitab basmasma islamiyyet 
izn verir mi?). Seyh-ul-islam Abdullah efendi, cevabinda: (Kitab basma san'atim iyi 
bilen bir kimse, bir kitabm harflerini ve kelimelerini birer kahba cikanp, buradan 
kagidlara basmakla, bu kitabdan az zemanda kolayca, cok sayida elde ediyor. Boy- 
lece cok ucuz kitab yazilmasma sebeb oluyor. Faideli bir is oldugundan, islamiyyet 
bu kimsenin bu isi yapmasma izn verir. Kitabda yazih ilmi bilen birkac kisi, once ki- 
tabi tashih etmelidir. Tashih etdikden sonra basihrsa, giizel bir is olur) buyurmus- 
dur. Bu cevab, (Behcet-iil-fetava) kitabmm (Hazar ve lebs) faslmda yazihdir. islam 
dininin ilme, fenne nasil kiymet verdigini gostermekdedir. Matba'a 851 [m. 1447] 
de, makinalan ise, 1192 [m. 1778] de kesf edildi. Kagid 130 [m. 747] de kesf edildi. 

Sultan ikinci Abdulhamid nan "rahmetullahi teala aleyh" zemamnda yetisen din 

-542- 



adamlarmdan, Abdiillatif Harputmin "rahmetullahi teala aleyh", 1330 [m. 1911] 
da, Istanbulda basilan (Tenkih-ul-kelam ft-akaid-i Ehl-i islam) kitabi, fen bilgile- 
rini ve din biiyuklerinin bunlar iizerindeki sozlerini uzun bildirmekdedir. Yiizel- 
liuciincu sahifede diyor ki: (Fen adamlan, cismleri ve cismlerdeki olaylan arasdi- 
nr, inceler. Bunlar iizerinde deneyler yapar. Madde ve olaylan anlar ve anladik- 
larini bildirir. Gordiiklerinden, his etdiklerinden disanya cikmazlar. Bundan di- 
sanya cikan, vazifesinin disma cikmis olur. His olunamiyan, incelenemiyen, deney 
yapilamiyan konular, fen bilgisinin dismda kalir. Boyle konularda, fen adamimn 
sozii kiymetsiz ve ehemmiyyetsiz olur. Bir fen adami, melek yokdur deyince, me- 
legin varligi, fen ile incelenemez, deney ile anlasilamaz demek isterse, bu sozii, fen- 
ne uyar. Fekat, deney ile isbat edilemedigi icin melegin varligina inamlmaz demek 
istiyorsa, hie kiymeti olmaz. Soyliyenin yiiziine carpihr. Cunki, bu sozii ile, ken- 
disi fennin disma cikmakda, fenne uymamakdadir. Incelemekle, deneyle varligi an- 
lasilamiyan seyi inkar etmege, var olamaz demege kalkismak, varhgmi, fen gos- 
termekdedir demesi kadar yersiz ve fenne aykindir. Riih, melek, cin, Cennet, Ce- 
hennem gibi, fen konusu disindaki varhklan, madde ve olay simrlan icinde aramak 
ve deney ile anlamaga ugrasmak, fen adamma yakismaz. Boyle varhklan anlamak, 
mu'cizelerle, ustiinliigii belli Peygamberlere "aleyhimiissalevatii vetteslimat" bil- 
dirilmekle ve Peygamberlerden "aleyhimiisselam" isitmekle olur. Boyle bilgilere, 
(Ulum-i nakliyye) denir. Bunlara, (Fen bilgisi) veya (Ulum-i akliyye) denmez. Bu 
bilgileri, fen yolu ile anlamaga kalkismak, ekmegi kulagma gotiirmege, kulakla yi- 
megi istemege benzer). [Kendilerine musliman deyip, sank saran, nemaz kilan ba'zi 
(fen taklidcileri), ya'ni (Zindik)lar, boylece cinnin var olduguna inanmiyor. insa- 
na cin carpmasi, masaldir. Fen asrmda, boyle hurafelere inamlmaz diyor. Cin hak- 
kmdaki ayet-i kerime ve hadis-i seriflere, yanlis ma'nalar veriyor.] 

Kur'an-i kerimdeki, fen ile anlasilabilen bilgileri anlatan ayetlere, fen bilgile- 
rine, fenne uygun ma'na vermek caiz ve lazimdir. Bu ma'nalan da, ancak islam alim- 
leri, ya'ni fen bilgilerinde miitehassis ve dinde miictehid olan biiyiikler, miifessir- 
ler verir. Fen taklidcileri, Kur'an-i kerime ma'na veremez. Bunlarm Kur'an ter- 
cemelerine kiymet verilmez. Fennin, tecribenin disinda olan, fen ile ilgisi olmiyan 
ayet-i kerimeleri, fen bilgilerine uydurmaga kalkismak, Selef-i salihinin tefsirle- 
rini degisdirmek, biiyiik sue olur. Boyle tefsir ve terceme yapanlar, kafir olur. 

Yetmisiiciincu sahifede diyor ki, (Gok diirbiinleri yapihnca goriilen yildizlar 
ile, mikroskopla goriilen kiiciik varhklar, daha onceki zemanlarda goriilemiyor, var- 
hklan bilinmiyordu. O zeman goriilemedigi icin, bu varhklara yok demek, yanhs, 
haksiz oldugu gibi, fen adamlarmm, bugiinkii fen aletleri, fen bilgileri ile anhyama- 
diklan seyleri ve hele, fen, madde bilgisi simrlan dismdaki varhklan inkar etmesi, 
yok demesi de, yersiz ve haksiz olur. Fenne uymiyan bir soz, bir cahil sozii olur). 

Velhasil, hakiki fen adamlan, her zeman, islam dmine asik olmakda, fen taklid- 
cileri ise, dini ve diinyayi anhyamiyarak, maddive ma'nevikiymetlere saldinp, ni- 
hayet gociip Cehenneme gitmekdedirler. 

Kur'an-i kerim hakkinda batih meshur bilginler, edibler hayranhklarmi daima 
aciklamislardir. Diinyamn sayih ediblerinden Goethe, Kur'an-i kerimin yalan 
yanlis Almanca tercemesini bile okudukdan sonra: (icindeki ifadelerin buyiiklii- 
gii, hasmeti karsismda hayran kaldim) demekden kendini alamamisdir. 

Ingiliz rahibi Beowort-Smith, (Muhammed ve Muhammede bagh olanlar) adh ese- 
rinde: (Kur'an, iislub temizligi, ilm, felsefe ve hakikat mu'eizesidir) demekdedir. 

Kur'an-i kerimi ingilizceye terceme eden Arbeyrry ise: (Ne zeman ezan dinle- 
sem, bana bir mistik miizik gibi te'sir eder) demekdedir. 

Marmaduke Pisthall ise, Kur'an-i kerim icin: (En taklid olunamaz senfoni, en 
saglam bir ifade, insanlan aglamaga veya cosdurmaga sevk eden bir kudret) ifa- 
desini kullanmisdir. 

-543- 



Bunlann yaninda bircok batili filozoflar, yazarlar, ilm ve siyaset adamlan, 
Kur'an-i kerimden, biiyiik bir takdir ve biiyiik bir hayranhkla bahsetmekdedirler. 

Lamartine bile Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" icin, (Filozof, ha- 
tfb, Peygamber, kumandan, yeni dogmalar koyan, muazzam bir islam Devleti 
kuran adamdir. insanlann biiyiikliigunu olcmek icin kullandiklan biitiin mikyas- 
larla olciilsun, acaba ondan daha biiyiik bir insan var midir? Olamaz!) demekden 
kendini alamamisdir. 

Gibon, (Roma imperatorlugunun cokmesi ve yikilmasi) adli eserinde, islam di- 
ni ve Kur'an-i kerim hakkmda sunlan soyliiyor: (Kur'an-i kerim, Allahm birligi- 
ni isbat eden en biiyiik eserdir). 

Amerikan astronomi uzmani Michael H.Hart, Hazret-i Ademden bugiine ka- 
dar gelen biitiin biiyiik insanlan birer birer inceliyerek, bunlann icinden 100 da- 
nesini ayirmakda, bu 100 kisi arasmda, en biiyiigii olarak Peygamberimizi "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" gostermekdedir. (Onun kudreti, kendisine Allah tarafmdan 
vahy edildigine inandigi, muazzam eser, Kur'andan geliyor) demekdedir. 

Amerikan Chicago Universitesi profesorlerinden, tanmmis psikoanaliz uzma- 
ni Jules Masserman 1974 yilimn 15 Temmuzunda yayinlanan "Time" mecmu'asi- 
nm ozel niishasmda, (Biiyiik liderler nerede?) basligi altmda, tarihde simdiye ka- 
dar gelip gecmis olan onderleri incelemekde, bunlann psikoanalizini yapmakda ve 
bu liderlerin en buyiigiiniin Muhammed aleyhisselam oldugunu bildirmekdedir. 

Diinyamn en biiyiik tabi'i ilmler alimlerinden biri olan Max Planck, 1858 yilm- 
da Almanyada Kiel sehrinde dogdu. ilk profesorliigtinii Kielde yapdi ve ondan son- 
ra 1889 da Berlin Universitesinde cahsmaga basladi. Berlindeki fealiyeti 30 sene 
kadar siirdii. 1947 de vefat etdi. 

Max Planck, ozellikle Isildama ile mesgul oldu. En biiyiik bulusu, atomlardan qi- 
kan enerji lsmlannm paketler (kvant) halinde yayildigim meydana cikarmasi oldu. 
Planck, bu bulusuna (Kvantlar Teorisi) adim verdi ve meydana gelen enerjiyi he- 
sabladi. (Kvantlar Teorisi formiilii: E=h.v olup, E, meydana gelen enerjiyi Erg ola- 
rak belirtir. v olciilen dalgamn frekansidir, h ise, Planck sabitesi adim alan bir ra- 

27 

kamdir ve 6,624.10 ye esitdir. Boylece herhangi bir enerji dalgasmin frekansi ile 
bu rakam carpilacak olursa, enerjiyi yukanda soyledigimiz gibi, Erg cinsinden he- 
sablamak kabildir.) Bu bulusu, ona 1918 de fizik nobel mukafatim kazandirdi. 

Max Planck diyor ki: Gerek din ve gerek tabi'i ilmler, iizerimizde kendisine eris- 
mek kabil olmiyan cok muazzam bir kudret bulundugunu, bu kudretin diinyayi kur- 
dugunu ve ona hiikmetdigini ortaya koymakdadir. Ancak bu kudreti izah hususun- 
da kullandiklan dil, birbirinden farkhdir. Fekat her iki izah tarzi ayn bile goriin- 
seler, hakikatde, birbirinin aynidir. Bu iki izah birbirine zid degildir. Bil'akis bir- 
birini temamlarlar. 

Gerek din, gerek tabi'i ilmler, bu alemi ancak mahiyetini hie bir zeman anhya- 
miyacagimiz, insanlann hie bir zeman erisemiyecekleri bir kudretin yaratabilece- 
gini kabul ederler. Bu muazzam kudretin biitiin azametini biz bilemiyoruz ve 
hicbir zeman bilemiyecegiz. Onun kudretinin ancak en kiiciik bir parcasmi ve do- 
layh olarak ogrenebiliriz. 

Din, bu kudreti ve yaraticiyi tammak ve insanlan Ona yaklasdirmak icin ken- 
dine mahsus akla hitabeden semboller kullamr. Tabi'i ilmler ise, bu kudretin ta- 
mnmasi icin olcii ve formiillerden faidelenir. Halbuki, bu iki yolu birlesdirecek olur- 
sak, asl o zeman bu yaraticmm ne biiyiik bir kudret sahibi oldugu meydana cikar 
ve dinin Allahi ile tabi'i ilmlerin bu kudretin ancak kiicuciik bir kismmda yapdi- 
gi arasdirma, oleme ve formiiller, Onun zatini ve buyiikliigunu meydana koyar. 

Din ile tabi'i ilmleri karsilasdiracak olursak, hip bir yerinde bunlann birbirin- 
den aykiri bir bilgi vermedigini goriiriiz. Gerek din, gerek tabi'i ilmler, bir muaz- 

-544- 



zam yaratici olmadan bu diinyamn kurulamiyacagini kabul ederler. Tabi'i ilmle- 
rin buldugu biitiin yenilikler, bu muazzam yaraticmm varhgi ve biiyiiklugii hakkm- 
da birer vesikadir. Din ile tabi'i ilmler arasmda hicbir fark yokdur. Ba'zilarmm san- 
digi gibi, tabi'i ilmlerin tutdugu yol ayri degildir. Bugiin ne yazik ki, ba'zi insan- 
lar, tabi'i ilmlerin artik din ile hicbir ilgisi kalmadigmi samrlar. Halbuki bu, cok yan- 
hsdir. Yukanda izahma cahsdigim gibi, tabi'i ilmler, bil'akis dini inane ve dusiin- 
celeri takviye ederler. 

Tarihe bakilacak olursa, dunyaya gelmis olan biiyiik tabi'i ilm bilginlerinin di- 
ne cok bagh olduklan goriiliir. Leibniz, Newton, Kepler cok dindar insanlardi. Esa- 
sen o zemanlar tabi'i ilm arasdirmalan, ancak kiliselerde, karanlik diinyalarm iz- 
belerinde, rahiblerin evlerinde yapihrdi. Ancak yavas yavas laboratuvarlar, cahs- 
ma enstitiileri, iiniversite ilm merkezleri kuruldukdan sonra, din adamlan ile ta- 
bi'i ilmler bilginleri birbirlerinden ayrildilar ve ayri calisma usulleri tatbike bas- 
ladilar. Zemanla bunlarm calisma metodlan birbirinden cok aynlmis gibi goriin- 
dii ve bunlardan beklenenler birbirinden farkli samldi. Halbuki, bu iki yol, ayri ay- 
ri istikametlere dogru birbirinden aynlan, baska baska yerlere sapan iki yol degil- 
dir. Bil'akis birbirine temamiyle paraleldir. Aym gayeye dogru giderler ve nasil ki, 
paralel hatlar sonsuzda birbiriyle birlesecekler ise, din ile tabi'i ilmler de, esas ga- 
ye sonsuzunda birbiriyle kucaklasacaklardir. 

Yukandaki yazilar, Max Planckm, (Der Strom von der Aufklarung bis zur Ge- 
genwart) kitabmdan alinmisdir. 

Kiiltiirlii insanlar, insafla diisundiikleri zeman, Allahii tealanm varligma inan- 
mak mecburiyyetinde kahyorlar. Dogru diiriist yapilmayan Kur'an-i kerim terce- 
melerinden bile, hakiki dinin islamiyyet oldugunu i'tiraf ediyorlar. Tercemeler, hie 
bir zeman, ashna uygun olamaz. Bu bakimdan islamiyyeti incelemek isteyen ya- 
bancilara, islam alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" (Akaid) kitab- 
lari tavsiye edilmelidir. 

Hakkin yuzdort kitabi ki, nebiler iizre inmisdir, 
kiitiibdiir onlann dordii, snhul yiizii, kelamullah. 

Zeburu verdi Daviida, dahi Tevrati Musaya, 
ve hem Inctli Isaya, getirmi$ Cebrail vallah. 

Habibullaha Kur'am getirdi, hacet oldukca, 
yirmi tic yil itmam eyleyip kesildi vahyullah. 

Dahthem nebiler hakkmda bildim ismetti fitnet, 
nezafet hem emanet, sidkla tebligu htikmillah. 

Gadrle, zenbti humk ve kezbti ketmti hiyanetden, 
mtinezzehdir, mtiberradir cemi'i Enbiyaullah. 

Nebiler ismini bilmek, dediler ba'zilar vacib, 
yirmi sekizin bildirdi, Kur'anda bize Allah. 

Cemi'i enbiyamii evvelidir hazret-i Adem, 
kaimidun efdalti ahir, Muhammeddir resulullah. 

ikisinin arasmda, kati cok enbiya gelmis, 
hesabm kimseler bilmez, bilir am hemen Allah. 

Resullerin dinleri mevtle batil olmaz kat'a, 
ve efdaldir meleklerin hepsinden, enbiyaullah. 

Bizim Peygamberin ahkam-i scr'i, dyle bakidir, 
ki, ehl-i mahseri, bu ser' ile fasledecek Allah. 

Ne ki kilmis Habibullah, bize teblig-i ahkami, 
kabul etdim am, amentti billah ve htikmillah. 

- 545 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:35 



31 — MADDE VE ATOM UZERESDE YENI BILGILER 

Bugiin herkes, atomu ve atom enerjisini merak etmekde, dost, diisman her 
memleketde atom tizerinde cahsilmakdadir. Istikbalin harbleri, atom silahlan ile 
yapilacak, atom kuvveti bulunmiyan milletler, yasamak hakki bulamiyacakdir. Kii- 
ciik, biiyiik, herkesin sik sik isitdigi atomu ve atom enerjisini ve kullamlmasmi, din 
kardeslerime kisaca bildirmegi liizumlu gordiim. Ctinki, atom kuvveti, harbde 
de, sulhda da kullamlacakdir. Miislimanlann, diismanda bulunan silahlan ogren- 
mesi ve yapmasi, farzdir. O halde, bugiin atom bombasim yapmaga ve bunun 
icin liizumlu matematik, fizik, kimya bilgilerini ogrenmege cahsmak farzdir. Onii- 
miizde bulunan atom harbine hazirlanmazsak, dmimizi, milletimizi koruyamayiz. 
Harb icin, atom te'sislerini hazirlamak, bunlardan sulh zemamnda, terfih-i ibad icin 
istifade etmek, dim vazifemiz ve ibadetimizdir. Devletin, milleti cihada hazirlama- 
si, ibadetdir. Hazirlamamasi, biiyiik giinahdir. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (ilm, Cinde de olsa alimz! ) buyur- 
du. Ya'ni ilm, diinyamn en uzak yerinde bulunsa ve kafirlerde de olsa, gidin aim! 
buyurdu. Ciinki Cin, o zeman, en kafir ve cok uzak bir yer idi. O halde, cihad icin 
gerekli bilgileri, en uzak kafirlerden de arayip, bulup, ogrenmemiz, yapmamiz, ha- 
zirlikh olmamiz, bes vakt nemazdan sonra, en birinci vazifemiz, ibadetimizdir. Ib- 
ni Abidm, iiciincii cild, (Cihad) bahsinde buyuruyor ki, (Diisman hiicum etdigi ve- 
ya hiicum korkusu oldugu zeman, her miislimamn harb etmesi farz-i ayndir). 
Atom harbi muhakkak oldugundan, buna hazirlanmak, farz-i ayn haline gelmisdir. 

(Hadika)da el afetlerinde buyuruyor ki, (Nefsin hosuna giden faidesiz seylere 
lehv ve la'b denir ki, bos yere vakt gecirmekdir. Yalmz zevcesi ile oynamak ve harb 
oyunlan halal olup baskalan haramdir). Harbe hazirlanmak icin, at yanslan, atis, 
giires, ok ta'limleri, liizumlu teknik tecribeleri yapmak caizdir. Hatta lazimdir ve 
cok sevabdir. 

Uzerinde yasadigimiz yer kiiresi, hava, su, tas, toprak tabakalan ve biitiin yil- 
dizlar, giinesler, hep maddeden yapilmisdir. 

Madde demek, boslukda yer kaphyan ve agirhgi olan varhk demekdir. iki 
madde, bir yerde birlikde bulunamaz. Birinin orada bulunmasi icin, otekinin ora- 
dan gitmesi lazimdir. Hava, maddedir. Ciinki, agirhgi vardir ve yer kaplar. 

Maddenin sekl almis parcalanna cism denir. Sise, bardak, pencere cami, ayn ay- 
n birer cismdir. Fekat hepsi, cam maddesinden yapilmisdir. Madde ikiye ayrihr: 
Saf madde. Karisim. 

Etrafimizda gordiigiimiiz biitiin maddeler, saf degil, birer kansimdir. Mesela, 
icdigimiz su, homogen oldugu, her tarafi aym goriindiigii halde, icinde az da olsa, 
tuzlar ve hava vardir. O halde, bir kansimdir. Kansimlarm hassalan [ozellikleri] 
her zeman ayni degildir. Belirli ozellikleri yokdur. Kansimda bulunan maddeler, 
kendi ozelliklerini gayb etmez. Maddeler, birbirleri ile, her mikdarda kansabilir. 
Yalmz bir maddeye (Saf madde) denir. Saf maddenin belirli ozellikleri vardir. Saf 
maddenin belirli ozellikleri, hie degismez. 

Tarn saf madde yok gibidir. Bir madde icinde bulunan yabanci maddeler, kim- 
ya iisulleri ile anlasilamiyacak kadar az olunca, bu maddeye, saf diyoruz. Saf siit 
demek, kimya bakimmdan dogru bir soz degildir. C un ki, siit belli ozellikler tasi- 
yan tek bir madde degildir. Saf madde, iki diirlii olur: Element. Bilesik cism. 

Element: Kendisinden, baska baska ozellikde maddeler cikanlamiyan saf mad- 
delere (Element=eleman) veya (Basft cism) denir. Saf seker, bir eleman degildir. 
Ciinki, sekerden, karbon [komiir], hidrogen ve oksigen maddeleri cikabilir. Saf de- 
mir, bakir, kiikiirt birer elementdir. Ytizbes element vardir. Her element, kimya 
tepkimelerinde boliinemiyen en kiiciik parcalarm yigmidir. Bu parcalara, yunan- 
ca (Atom) denir. Herbir element, birbirlerine benziyen atomlar yigmidir. 

-546- 



Birbirine benzemiyen atomlarm yiginina, bilesik cism veya (Miirekkeb cism) de- 
nir. Su, miirekkeb bir cismdir. Ciinki, hidrogen ve oksigen atomlarmdan yapilmis- 
dir. Bilesik bir cism, baska baska ozellik tasiyan maddelere ayrilabilir. 

Yiizbes element iice ayrilir: 

1 — Hakiki metal [ma'den], yetmissekiz danedir. Bunlar, fizik bakimindan par- 
lakdir. iclerinde yalmz civa, normal sartlarda, mayi' [sivi] halindedir. Digerleri sulb 
[kati]dir. Doverek levha ve tel haline gelir. Harareti [lsiyi] ve elektrigi iyi nakl e- 
der, iyi iletir. Kimya bakimmdan da, buhar halinde, birer atom halinde ucar ve bi- 
lesik hale gecince, atomlan arti elektrik yiiklii olur. Eksi yiiklii olamaz. Elektrik 
yiikii tasiyan atomlara (iyon) denir. iyon, serbest halde bulunamaz. Arti elektrik 
tasiyan atomlara (Katyon) denir. Eksi elektrik tasiyan atomlara (Anyon) denir. O 
halde, bir ma'den atomu, baska bir ma'den atomu ile veya hidrogen atomu ile bir- 
lesemez. iki element atomunun bir araya gelmesi icin, baska baska elektrik tasi- 
masi lazimdir. Ciinki, benzer yiiklii iki atom, birbirini cekmez, iter. Hidrogen 
atomlan ma'den olmadigi halde, bilesik halde daima arti elektrik tasir. 

2 — Ma'den olmiyan [ametal] elementler, onyedi danedir. Bunlardan bir da- 
nesi [Brom] sivi halinde, onbir danesi gaz halindedir. Altisi adi gaz olup, molekul 
halindedir. Besi necib [soy] gaz olup, hep atom halindedir. Fizik hassalan, ma'den- 
lerin aksidir. Kiikiirt gibi, kati olanlan dogiiliince, levha haline gelmeyip, toz ha- 
line gelir. Kimya bakimindan, gaz halinde iken, iki atomdan yapilmis molekul ha- 
linde ucarlar. [Necib gazlar miistesna.] Bilesik halde iken atomlan, ba'zan arti, 
ba'zan eksi yiiklii olabilir. O halde, birbirleri ile ve hidrogen atomu ile ve ma'den- 
ler ile birlesebilirler. Oksigen gazi ametaldir. Miistesna olarak, bilesiklerinde, 
hep eksi elektrik tasimakdadir. Karbon, kiikiirt de ametaldir. 

3 — Yan ma'denler, on adeddir. Bunlar, fizik bakimmdan ma'denlere, kim- 
ya bakimindan ametallere benzer. Arsenik, kalay, kursun yan ma'dendir. 

Bilesik cismler ikiye ayrilir: 

A — Organik [veya uzvi] bilesik cismlerdir. Bunlarm suda eriyikleri daima mo- 
lekiil halinde bulunur. Molekulleri karbon ile hidrogeni havidirler. Baska element- 
ler de bulunabilir. Yanicidirlar. Yag, seker, ispirto gibi. 

B — Organik [uzvi] olmiyan bilesiklerdir. Bunlarda, karbon ile hidrogen bir ara- 
da bulunmaz. Bunlara, anorganik veya inorganik bilesikler denir. Yemek tuzu, cam 
gibi. Pencere cami 572 [m. 1176] da, gozliik cami 686 [m. 1287] da kesf edildi. Anor- 
ganik bilesikler ikiye ayrilir: Birinci smif bilesikler. ikinci simf bilesikler. 

Herhangi bir bilesik cismi meydana getirmek icin atomlar iki diirlu birlesebilir: 

1 — Iki veya ziyade elementin atom iyonlan, boslukda, sira ile dizilir. Boyle 
milyonlarla iyon yigini, bir cism meydana getirir. Boyle bir cism, bir sandik kes- 
me sekere benzer. Bunlara, (iyon sebekesi) denir. inorganik ma'den bilesikleri, 
ya'niicinde ma'den bulunan inorganik bilesikler, iyon sebekesidir. Bunlar katidir, 
lsitilmca ucmaz, parcalanir. 

2 — iki veya daha ziyade ametalin mu'ayyen ve az sayida atomu birleserek, mo- 
lekul yapar. Molekiiller de, biraraya gelerek, bir cism meydana getirir. Boyle bir 
cism, bir sandik seker kiilahma benzer. Bunlara, (Molekul $ebekesi) denir. icin- 
de ma'den bulunmiyan inorganik bilesikler ve organik bilesiklerin hemen hepsi mo- 
lekul sebekesidir. Bunlar, gaz halinde, sivi (mayi') ve kati halde de olur. Kati ve 
mayi' halindekiler lsitilmca, gaz hale gecerek, molekul halinde ucarlar. 

Biitiin elementler, serbest element halinde iken, atomlan elektrik yiikii tasimaz, 
notrdiir, sifir kiymetlidir. iki elementin birlesmesinden meydana gelen anorganik 
bilesiklere, (Birinci sinif) bilesik denir. Birinci sinif bilesikler iice ayrilir: Oksid, 
asid, tuz. icinde tic element bulunan anorganik bilesiklere, (ikinci sinif bilesikler) 
denir. Bunlar da iice ayrilir: Asid, baz, tuz. Bir bilesik icindeki ma'den atomlan da- 
ima arti elektrik yiikii tasir. 

-547- 



Yanmak, oksigen gazi ile birlesmek demekdir. Gazlann, buharlarm yanmasi- 
na (Alev) denir. Kati cismler alevle yanmaz. Kukurdun buhan, odunun, mumun 
sicakda parcalanmasmdan meydana gelen gazlar, alevle yaniyor. Yanma yerine, 
(Oksidlenme) ve (Yiikselme) de denir. Yanan bir atomun elektrik yuku artar. Me- 
sela, hidrogen gazi oksigenle birlesince, serbest hidrogen atomlan, sifir kiymetli 
iken, oksigenle birlesirken, oksigen atomuna elektron vererek, arti bir [+1] kiymet- 
li olurlar. O halde, bir atomun degeri yiikselince, bu atom yandi, oksidlendi denir. 
Maddeler yanarken hararet [isi] sacar. 

Sua': Sulb, ya'ni kati veya mayi' haldeki bir madde lsitihrsa, besyiiz derecede 
ziya [lsik] yaymaga baslar ve madde degismez. Evvela kirmizi ziya olur. Daha si- 
cakda beyaza doner. Elektrik ampullerinde, elektrik ceryam, ampul telini lsit- 
digi icin, tel ziya yayar. Boyle ziya yaymaga (Sua'lanma) veya (Isima) denir. Gor- 
dugumiiz ziya, elektro-manyetik dalgalardan ibaretdir. Fezadaki elektrik akimi, 
saniyede yuz binlerle def'a cihet degisdirince, elektro-manyetik dalgalar meyda- 
na geliyor. Ya'ni sua'lanma oluyor. Bir saniyedeki dalga adedine (Frekans=te- 
kerrur) denir. Bir sua'lanmada meydana gelen dalgalarm boylanm aramaga, 
(Spektroskopi) denir. Herhangi bir madde tarafmdan yayilan sua'lanmanm 
spektroskopisini yaparak, bu maddede hangi elementlerin bulundugunu arama- 
ga (Tayf analizi=spektral analiz) denir. Spektroskopi yapilacak sua'lar, bir ya- 
rikdan gecirildikden sonra, bir cam mensurdan [prismadan] gecirilince, karsism- 
daki perdede parlak renkler dizilir. Bu renkli seride tayf [Spektr] denir. Her ren- 
gin dalga boyu baskadir ve kitablarda yazilidir. Bu dalga boylan (Angstrom) de- 
nilen, uzunluk birimi ile soylenir. Bir Angstrom, bir milimetrenin onmilyonda bi- 
ridir. Dalga boylan dortbin ile sekizbin Angstrom arasinda bulunan sua'lan 
lsik halinde gorebiliyoruz. Her sua', bir enerjiye malikdir. Enerji, kudret, ya'ni 
is yapabilmek demekdir. Sua' emen cism, enerji almis olur ve lsinir. $ua' ener- 
jisinin, boliinemiyen en kiiciik parcasma (Kvant) denir. Bir madde ne kadar cok 
lsmirsa, yaydigi sua'larm dalga boyu o kadar kisa olur. Sulb ve mayi' maddele- 
rin tayfi devamlidir. Ya'ni, buttin dalga boylan yanyana bulunur. Ampul teli iki- 
binbesyiiz derecede sua'lamyor. Bunun tayfinda, yedi renk devamh goriiliir ve 
kirmizi altinda, goriinmiyen, uzun isi dalgalan da vardir. Kisa olan ultraviole dal- 
galar yok gibidir. 

Tazyiki az olan gazlann ve buharlarm verdikleri tayf, devamh tayf olmryor, (Hat- 
lar tayfi) oluyor. Ya'ni, tayfda, birbirinden uzak ayn ayn yerlerde, mu'ayyen dal- 
ga boylan bulunuyor ve herbiri, baska renkde hat seklinde goriiniiyor. 

Alkali ve toprak alkali ma'denlerin buharlan, hava gazi alevi sicakligmda, 
kendilerine mahsus renkde sua' verdigi halde, gazlann sua' vermesi icin, bunlan 
Kroks borularma koyup, tazyiki az iken yiiksek gerilimli elektrik cereyani gecir- 
mek lazimdir. Katoddan cikan elektronlar, gazin molekiillerine carpinca, gaz 
sua'lamr. Mesela, iki tarafi kapah bir cam borunun [Geissler borusunun], iki ucu- 
na sokulmus olan ma'den cubuklan [elektrodlan], tel ile bir endiiksiyon makara- 
sina baglayip, yiiksek gerilimli akim gecirince, borudaki hava icinden elektrik gec- 
mez. Cam boruyu, ortasmdaki bir delikden, lastik boru ile, bir hava bosaltma ma- 
kinesine baglayip, borudaki havamn tazyikim azaltirsak, borudaki hava icinde lsik- 
h cizgiler hasil olur. Hava elektrik ceryamm gecirir ve lsiklamr. Basmci azaldik- 
ca lsiklar artar ve borunun ici pembe ziya' ile dolar. Boruda havadan baska gaz var- 
sa, lsigm rengi gazin cinsine gore baska olur. Mesela, Neon gazi varsa, kirmizi, tu- 
runcu olur. Reklam lambalan ve bugiin evlerde de kullamlan fliioressan lamba- 
lar boyle yapilmakdadir. 

Borudaki gaz, daha bosaltilip, tazyiki daha azalirsa, lsik da azalir ve bir an ge- 
lir ki, borunun ici ziyasiz kahr. Fekat simdi, makaramn ( — ) kutbuna bagh katodun 
tam karsismdaki cam iizerinde mavi renklenme goriiliir. Demek ki, katoddan, 

-548- 



goriilemiyen sua'lar cikmakdadir. Bunlara, (Katod sua'lan) denir. Katod sua'la- 
n camdan gecmez, borunun disma cikmaz. Ba'zi cismlere carpmca bunlan mavi 
renkli gosterir. Katoda dik olarak cikarlar. Bu sua'lar, makaradan gelip, katoddan 
firlatilan elektronlar tarafmdan, borudaki gaz atomlarmdan kopanlan elektronlar- 
dir. Halbuki, tazyiki daha yiiksek olan gazlardan elektrigin gecmesi, gaz molekiil- 
lerinin, elektriklenerek iyon haline gecmesi ile, elektroliz olayi gibi olmakdadir. 
[1860] senesinde Bunsen ve Kirchof, her element buharmm, kendine mahsus hat- 
lar tayfi meydana getirdigini anladi. Sodium buhan besbinsekizyiizdoksan angst- 
rom boyunda, dalgalardan ibaret bir sari hat yapiyor. Ultraviyole sua'lar, parlak ol- 
madigi icin goriilmiyor. Boyle sua'larm tayfi, fotografi almarak gorlilur. Tayflar hat- 
tma bakarak, herhangi bir cismdeki elementleri anlamaga (Tayf analizi) demisdik. 
Tayf hatlanni, atomlar meydana getirmekdedir. Serbest bir atom, belirli bir si- 
caklikda verdigi dalgalan, aym sicaklikda mas edebilir, emer. Bir ampuliin devam- 
h tayfi icinde, emilen dalgalann yeri siyah hat halinde goriiniir. Ampul sua'lan, me- 
sela sodiumlu bir alevden gecerken, sodium atomlan, kendilerine mahsus olan dal- 
galan mas edip, tekrar her tarafa yayiyor ve lambamn devamh tayfi iizerinde, so- 
dium atomlanna mahsus olan sari hatlar, siyah olarak goriiliiyor. Giines ziyasmm 
tayfi devamhdir. Fekat, icinde binlerce siyah hatlar vardir. Giines sulb degildir. Gaz 
halindedir. Fekat, tazyiki pek fazla oldugundan sulb imis gibi, devamh tayf veri- 
yor. Giines sua'lan, giines etrafmdaki tazyiksiz gazlardan gecerken, bu gazlar, ken- 
dilerine mahsus dalgalan emiyor. Bu gazlann tayf hatlanna bakarak, giinesin ve 
yildizlann, bildigimiz elementlerden yapilmis oldugunu anhyoruz. 

DEVRI SISTEM: [1867] senesinde Mendeleyef ve Lother Meyer isminde iki 
kimyager, birbirinden haberi olmadan yiizbes elemandan, o gun bilinenleri, atom 
agirligma gore, soldan saga dogru sira ile yazmis, birkac elemandan sonra gelen- 
lerin, kimya hassalanmn [mesela kiymetlerinin], tekrar basdakilere benzedigini gor- 
miis, bunlan, basdakilerin altma yazmisdir. Boylece yedi satir meydana gelmisdir. 
Her satira, Devre [periyod] denir. Alt alta olan elemanlann kimya hassalan bir- 
birinin aynidir. Bunlara, yukardan asagi, bir (Gurup) denir. Yanyana sekiz gurup 
vardir. Yiizbes elementin, yedi devr ve sekiz gurup teskil etmek iizere siralanma- 
sina, (Periyodik sistem) veya (Devri tasnif) denir. 

Sol tarafdan birinci gurupda, kalevi [alkali] ma'denler, ikinci gurupda, toprak 
kalevi ma'denler, yedinci gurupda halogenler [F, CI, Br, I], sekizinci gurupda da 
necib [soy] gazlar bulunur. 

Elementlerin devri sistemdeki soldan saga dogru sira numarasma, (Atom nu- 
marasi) denir. Hidrogenin atom numarasi 1, oksigenin 8, uraniumun 92 dir. 

[1913] senesinden i'tibaren, Rontgen tayflan ve Moseley kanunu sayesinde, her 
elementin atom numarasi tecribe ile bulunmusdur. Soyle ki: 

1. ci devrde 2x1=2 

2. ve 3. cii devrlerde 2x2=8 
4. ve 5. devrlerde 2 x 3 2 = 18 
6. ci devrde 2 x 4 2 = 32 

eleman bulundugu anlasilmisdir. Geri kalan ondokuz element de yedinci devrdedir. 
(Devri tasnif cedveli) kimya ilminin temelidir. 

RADiO-AKTiVITE: Uranium ve Radium gibi ba'zi ma'denler, siyah kagid icin- 
deki fotograf camina te'sfr edip karartiyor ve etrafmdaki havayi elektrikliyor. Bu- 
nun sebebini, ilk olarak [m. 1903] de Rutherford anladi. Soyle ki: 

Radioaktif cismler kendi kendilerine iic cins sua' vermekdedir: 
1 — Alfa sua'lan, arti elektrik yiiklii atomlardir. Birkac santimetreye kadar 
ucarlar. Kagiddan bile gecemez. Tehlukeli degildirler. 

-549- 



2 — Beta sua'lan, elektronlardan ibaretdir. [Lambalanmizi yakan sehir elekt- 
rigi, elektron akimidir. Boliinemeyen en kiiciik elektrik parcasina elektron denir. 
Elektron, eksi elektrikdir.] Beta sua'larinm siir'ati pek fazla olup, ziya hizma ya- 
kmdir. Bircok yerlerden gecerler. Tehliikelidirler. 

3 — Gama sua'lan, Rontgen sua'lan gibi cok kisa dalgah, elektro-manyetik 
sua'lardir. Hemen herseyden gecerler, cok tehliikelidirler. 

Saf Radium atomlan, yalniz alfa sua'lan sacar. Radioaktif cismlerin atomlan, 
enerji sacarak, cekirdekleri pathyor ve baska element atomlan haline doniiyor. Mil- 
yon kerre milyon [1 billion] Radium atomu icinden her saniye oniic danesi path- 
yor. Bir radium tuzunun beta ve gama sua'lan da vermesi, kendi atomlarmdan de- 
gil, bunlarm patlamasi neticesinde meydana gelen, yeni radioaktif elemanlarm 
atomlarmdan hasil olur. Zaten, Radium da, Uraniumun patlamasmdan, bircok ara 
elementlerden sonra, meydana gelmisdir. Tabi'atde, tic radioaktif degisme sirasi 
vardir. Uranium sirasi, Thorium sirasi ve aktinium sirasi. 

Radioaktif parcalanmadan meydana gelen yeni elementlerin atom agirhklan ve 
sua'lanmalan farkh oldugu halde, cogunun kimya hassalan aymdir. Boyle element- 
ler, aym bir element demekdir. O halde, devn sistemde aym yerde bulunur. Atom 
agirhgi farkh, atom numarasi aym olan maddelere, (izotop) maddeler denir. 

FAYANS KANUNU: Bir atom, bir alfa sua'i sacmca, atom agirhgi dort azahr. 
Atom numarasi iki azahr. Beta sua'i verince, atom agirhgi degismez, atom numa- 
rasi bir artar. Bir alfa daneciginde iki arti elektrik bulundugu isbat edilmisdir. O 
halde, atom numarasi, atomun arti elektrik yukiine tabi' olmakdadir. 

RONTGEN SUA'LARI: Katod sua'lan, borudaki sulb bir maddeye carparsa, 
bu sulb madde, rontgen sua'lan yayar. Rontgen sua'lan gorunmez. Fotograf cami- 
na te'sir eder. Etden cok, kemikden az gecer. Atom numarasi yiiksek olan madde- 
ler, Rontgen sua'lanm cok emer, gecirmez. Atom numarasi biiyuk olan bir mad- 
denin, hasil etdigi Rontgen sua'mm, maddelerden gecme kabiliyyeti fazla olur. 

Laue [Lave] rontgen sua'larinm tayfim yapmak icin, cam prisma yerine, kaya tu- 
zu billurundan gecirdi. Elde edilen tayf, ilmin yeni bir bulusu, biiyiik bir zaferi ol- 
du. Ciinki, bir yandan Rontgen sua'larinm elektromanyetik dalga oldugu anlasil- 
di, bir tarafdan da, billurdaki atomlarm dizilisi meydana cikdi. Adi ziya ile elde edi- 
len tayflar, atomun bilesiklerine gore farkh oldugu halde, Rontgen tayflan, atomun 
kimyevi haline bagh degildir. Her elementin Rontgen tayfi, hatlar tayfidir. 

Mosli [Mosley] de, bir elementin verdigi Rontgen sua'larinm dalga boyunu 
olcerek, elementlerin atom numarasmi hesab etmisdir. Bu atom numarasinm, 
atom cekirdeginin elektrik yiikii oldugunu, daha sonra Bohr [Bor] anlamisdir. 

ATOMUN YAPISI: Rutherford [m. 1911] de, ince bir ma'den levhadan alfa da- 
necikleri gecirdi. Alfalarm cogu, serbestce dogru gecip, binde biri, yolundan sap- 
di. Ma'denler, atom sebekesi oldugundan, alfalarm dogru gecmesi, atomlarm ici- 
nin bos oldugunu gostermekdedir. Demek ki atomlarm ortasinda, atomun arti elekt- 
rik yukiinii ve aym zemanda, biitiin kiitlesini havi bir niive (cekirdek) vardir. [Bu 
cekirdegin capi atomun tekmil capindan yiizbin def'a daha kiicukdiir.] Atomlar 
elektrikce notr [ya'ni elektriksiz] oldugu icin, cekirdek etrafmda, cekirdekdeki ar- 
ti elektrik kadar elektron bulunmasi lazimdir. Alfa daneciklerinin sapma acisi 61- 
ciilerek, cekirdekdeki arti elektrik mikdari hesablanmis ve elemanin atom numa- 
rasma miisavi oldugu anlasilmisdir. 

Demek ki, Rutherforda gore, her atomun ortasinda (+) yiiklii bir cekirdek ve 
etrafmda elektronlar donmekdedir. Elektronlar donmeseydi, cekirdek tarafmdan 
cekilirler idi. Maddedeki atomlar da, birbirine yapisik degildir. Ciinki elektronlar 
birbirini iter. Radioaktiflik, atomun cekirdeginden meydana gelmekdedir. Alfa 
sua'lan demek, cekirdekden, arti iki elektrik yiiklii Helium cekirdeklerinin atil- 

-550- 



masi demekdir. Beta sua'lan ise, atomdan elektron atilmasidir. 

Kimya hadiseleri [ya'ni kimyevi degismeler], atomlann dis halkalarmdaki 
elektronlar arasmda olur. Ic halkalarda ve cekirdekde olmaz. 

Atom yapisimn son seklini, [m. 1922] de Danimarkah fizikci Bohr bulmusdur. 
Bohr, gazlarm tayf vermeyip, hatlar halinde mu'ayyen dalga boylan meydana 
getirdiklerini dusunerek, atom elektronlannin, cekirdek etrafinda ayn ayn ve 
mu'ayyen mahrekler iizerinde dondugiinii kabul etdi. Elektron, kendi mahrekin- 
den, cekirdege daha yakm bir mahreke gecerken, enerji verir, ya'ni sua' yayar de- 
di. Bir elektron disdan birinci mahrekden, ikinciye gecerken verdigi sua'da mu'ay- 
yen bir tayf hatti, uciincuye gecerken, baska bir tayf hatti, ikinci yoriingeden 
iiciincuye gecerken, baska bir tayf hatti hasil ediyor. Spektroskopisi yapilan bir ele- 
ment icinde, milyonlarca atom oldugundan, tayfda cesidli hatlar hasil oluyor. 
Atomlar, sua' emerse, elektronlan, cekirdekden uzak mahreklere sicrar ve ener- 
jileri artar. Sonra sua' [ya'ni enerji] nesr ederek kendiliginden, cekirdege yakm mah- 
reklere gecer. 

Rontgen sua'larma gelince, katod sua'larmin bir elektronu, katod karsisina 
konan ma'den levhanm atomlanna vurarak ic mahreklerde donmekde olan bir 
elektronu atomdan disan atar. Bu elektronun bos kalan yerine, dismdaki mahrek- 
den bir elektron atlar. Bunun da yerine, daha disardaki mahrekden ve boylece ce- 
sidli mahreklerden, ic mahreklere elektron atlarken rontgen sua'lan hasil olur. Go- 
ze goriinen ve ultraviole sua'lar, atomun dis elektronlan tarafmdan husule geti- 
rilir. Rontgen sua'lan ise, ic mahreklerdeki elektronlardan hasil olur. 

Bir elementin, devri tasnif cedvelinde bulundugu yerin gurup numarasi, elemen- 
tin en dis mahrekinde bulunan elektron adedini gosterir. Elementin bulundugu 
devr numarasi, cekirdek etrafmdaki mahrek (elektron halkasi) mikdarmi, elemen- 
tin atom numarasi da, atomdaki biitun elektronlann mecmu'unu gosterir. 

RADAR — Uzaklarda veya karanhk, bulut veya sis icinde olup, goriinmiyen cism- 
lerin durumunun ve yerinin yiiksek frekansh dalgalar ile tesbitini saghyan bir cihaz- 
dir. Ilk adi (Radiolocation)dur. Bu cihaza Radar adi Amerikahlar tarafmdan, ikin- 
ci diinya savasinda verilmisdir. Radar kelimesi ingilizce (Radio, Angle, Direction 
and Range), (Radyo, Aci, istikamet ve Menzil) kelimelerinin bas harfleri bir ara- 
ya getirilerek yapilmisdir. [m. 1939] yihnda ingilterede ucaklarm uzakdan tesbiti icin 
radar istasyonlan kuruldu. Cihaz, bir verici ve bir de ahcidan miitesekkildir. Veri- 
ci vasitasi ile yaymlanan enerji, boslukda bir cisme carpip geri dondiigii vakt, ah- 
cinin kadranmdaki katod lsmh silloskop iizerinde lsikh bir nokta halinde goruniir. 
Bu seklde cihazi cahsdiran sahs, cok uzaklarda bulunan ucaklan veya gemilerin ye- 
rini, sayisim, uzakliklanm ve yiiksekliklerini kat'i olarak hesablamaga muvaffak olur. 
Radarlar, ikinci diinya savasinda, yer kontrolii, yol kesicileri, savas ucaklannm ge- 
celeri tahribinde yardimci olmusdur. Radardan istifade edilerek yapilan manyetron 
valfi, ucaklara da monte edilmis, boylece, geceleri karanhk veya bulut yiiziinden go- 
riilmiyen hedeflerin ucakdan hatasiz bombardimam miimkin olmusdur. 

AYA SEYAHAT — Bu seyahat, bir dev fuze ile yapilmakdadir. Fuze fransiz- 
ca bir kelimedir. Fisenk demekdir. Silahlann siniflandinlmasmda gudiimlii mer- 
milere, balestik mermilere, topcu roketlerine ve fezada silah olarak bulunan 
peyklere samil olan umumibir ta'birdir. Kisa menzilli, orta menzilli, uzun menzil- 
li, kit'alar arasi ve kit'alar iistii ve Aya seyahat fiizeleri mevcuddur. Fiizelerin fe'aliy- 
yetine esas, Newton prensibidir. [m. 1867] de ifade edilen bu prensibe gore (her 
te'sire karsi kendisine musavibir aks-i te'sir hasil olur). 

[1388] hicri ve [1968] miladi seneleri nihayetlerinde, Amerikahlarm aya ilk 
olarak sevk etdikleri dev fuze, 110 metre tuliindedir. Bu uzunlukdaki yatay vaz'iy- 
yetde bir vince rabt edilmisdir. Vine dikilerek fiizeyi sakuli vaz'iyyete getirmek- 

-551- 



dedir. Dev fuze, iki kismdan miitesekkildir. Birinci kism altdadir. 85 metre irtifa'in- 
dadir. Buna (SATURUN-5) roketi tesmiye olundu. ikinci kism, 25 metre irtifa'm- 
dadir. Asl feza gemisi bu kismdir. Buna, (Apollo-8) feza gemisi tesmiye edilmis- 
dir. Dev filzede ikimilyon alet mevcuddur. Birinci roket kismi, 3 kademe ile, ida- 
re merkezinden miitesekkildir. Tahtanf kademe 42 metre irtifa'indadir. Dahilin- 
de 1600 ton mayi' oksigen ve 650 ton gaz yagi ihtiva etmekdedir. Dev fiize, elekt- 
rik te'sisati ile (LANCER) tesmiye edilen celik vincden, ya'ni rampadan ayrildik- 
dan iki iic dakika sonra, bu kademenin ateslenmesiyle, dev fiize atmosferin iistu- 
ne kadar cikmisdir. Yanma bitince, bu kademe, atmosferin haricinde fiizeden 
aynlarak fezaya gitmisdir. ikinci kademe, birincinin fevkindedir. 25 metre irtifa'in- 
da ve 10 metre kutrundadir. Dahilinde sivi hidrogen ve oksigen mevcuddur. Birin- 
ci kademe kopdukdan sonra bu kademe ateslenerek fiizeyi yer cazibesi sahasi ni- 
hayetine kadar goturmusdiir. Fevkani kademe, 18 metre irtifa'mda ve 6,5 metre 
kutrundadir. Dahilinde 115 ton mayi' hidrogen ve bunu yakacak mikdarda oksi- 
gen mevcuddur. ikinci kademe kopdukdan sonra, bu kademedeki hidrogen yana- 
rak Apollo-8 feza gemisini yer cazibesinden kurtanp, aya sevk etmis ve aym mah- 
rekine yerlesdirmisdir. Bu kademe de kopup ayrilmisdir. Bu uciincii kademenin 
fevkinde bir metre irtifa'mda roketin idare merkezi bulunur. Bu idare merkezi ka- 
demelerdeki yanma hadiselerini ve kopup aynlmalanni otomatik olarak tanzim 
etmisdir. 25 metre irtifa'mdaki Apollo-8 feza gemisi, idare merkezinin fevkine mer- 
butdur. Bu da dort kismdan miitesekkildir. (Hizmet kismi), yedi metre irtifa'in- 
dadir. En miihim cihazlar buradadir. Apollo-8, ayin mahrekinde 20 saatde on 
devr yapdikdan sonra, bu cihazlar cahsdinlarak, mahrekden ayrilmis ve yer kiire- 
sine miiteveccihen hareket etmisdir. Bu hareket esnasinda astronotlar bir yoku- 
su cikiyorlarmis hissine kapilmislardir. Aym cazibesinden kurtulma hareketi, bu 
hissi hasil etmisdir. Yerdeki iis ile televizyon muhabereleri devamh cereyan etmis- 
dir. Atmosfere gelince, hizmet kismi da koparak ayrilmisdir. ikinci parca (Ay kis- 
mi)dir. Bu kism aya inmegi te'mm eder. Bu seferde, mevcud degil idi. Uciincusu 
(Idare kismi)dir. 3,18 metre irtifa'mda ve mahrut seklindedir. tic insan burada idi. 
Dordiincii (Endaht kismi)dir. 

Feza gemisi aya 112 kilometre yaklasmisdir. Aym 15 gun devam eden gecesin- 
de [ — 142°C] soguk ve 15 giin devam eden giindiiziinde [+135°C] sicaklik oldugu 
ve hava, su bulunmadigi ve devamh hacer-i semavi yagdigi ve ay yiizeyinde haya- 
tin imkansiz oldugu anlasilmisdir. 

Apollo-8, atmosfere, saatde kirkbin kilometre siir'atle dahil oldu. Atmosfer ta- 
bakasma asgari 5,4 derece ve a'zami 7,5 derecelik bir zaviye ile dahil olmak icin 
hizmet kismmdaki motorlardan istifade edildi. Atmosfere girerken, hizmet kismi 
da koparak aynldi. Atmosfere dahil olurken yukanda bildirilen giris zaviyesinin 
te'min edilmesi sart idi. Ciinki, 5,4 dereceden kiiciik olsaydi, su iistiinde sekerek 
giden bir tas gibi, atmosfer uzerinde seke seke feza boslugunda gidecekdi. 7,5 de- 
receden daha biiyiik olsaydi, feza gemisi harab olacakdi. Bu sebeble 45 kilomet- 
re derinlik ve ikibin kilometre genisligindeki bir sahadan atmosfere dahil oldu. Ze- 
mine 3047 metre kala, otuz metre kutrunda iic dev parasiit vasitasiyle, saatde el- 
li kilometre siir'atle Pasifikde, evvelce tesbit edilmis olan mahalle indi. Atmosfe- 
re duhulunden bir kac saniye sonra, hava tabakasma delk ve temas sebebi ile Apol- 
lo-8 in harici sathinda sicaklik [3200°C] yi tecaviiz etmisdi. 

[1388] hicrive [1968] miladi seneleri nihayetine kadar Amerikada, insan ile fe- 
za seyahati adedi 18 dir. Fezaya gonderilen insan sayisi, 32 dir. Dahilinde insan bu- 
lunan feza gemilerinin fezada kaldiklan miiddet, 3215 saatdir. Fezada kapsiil di- 
sinda yasamlan miiddet 12 saatdir. Fezada cihazlann birlesmesi 12 def'adir. Feza 
gemisi adedi 12 dir. Ruslarda bu rakamlar, 10, 13, 629 saat 10 dakika, 2 def'a, 1 aded- 
dir. Bu mukayese rakkamlanndan cikanlan netice sudur: Feza cahsmalannda ve 

-552- 



ay seyahatlerinde, Amerikahlar, Ruslardan cok ileridedir. 

[m. 1969] senesi Temmuzun onyedinci giinii Amerikadan atilan fuze ile ikinci 
olarak aya uc astronot gonderildi. 21 Temmuzda onalti tonluk oriimcek seklinde- 
ki cihazla aya inerlerken iki astronot telsizle su haberi gonderdi: (Kim olursamz olu- 
nuz, nerede bulunursamz bulununuz. Su andaki isimizi diisiinerek, kendi adetle- 
rinize gore Allaha diia ediniz!). Aya inen cihazm oniki tonu yakit idi. Tulii 6,98, kut- 
ru 9,4 metre, hacmi 4,5 metre-kiip idi. Bes koseli bir topac gibi idi. Dort mtitehar- 
rik ayakli, dort milimetre kalm aluminium ile kaph idi. Ay tizerinde yirmibirbucuk 
saat kaldi. iki astronot ay yiizeyine merdivenle inip, iki saat oniic dakika kaldi. Aya 
telsiz merkezi ve bayrak yerlesdirdiler. Ay sathi, tas parcalan ve ince kum idi. Ay- 
dan yirmibes kilo tas parcalan aldilar. Ay cekimi diinyadan alti def'a azdir. Oriim- 
cek, aydan kalkip, yoriingede donen hizmet kismi ile birlesdi. iki astronot burada- 
ki arkadaslannm yanina gecip oriimcegi atdilar. idare kismmdaki motorlan ates- 
liyerek 9100 kilometre hizla ay mahrekinden aynldilar. Pasifige indiler. 

Astronotlardan (Alan Bean) hatiralarmi anlatmaga soyle baslamisdir: 

insan uzayda ucarken pek az kimseye nasfb olan bir firsat elde ediyor. Ufkunu 
genisletmek arzusu. Gercekden, bu yolculukdan sonra icimde, insanlan, Allahi, 
Ka'inati ve bunlann arasindaki iliskileri daha iyi ogrenmek, anlamak arzusu dogdu. 

Amerikahlarm iicuncii ay yolculugunu yapan (Apollo-14) gemisi, 31 Ocak 
1971 Pazar giinu, Huston feza merkezinden firlatildi. Uc astronot ayda otuziicbu- 
cuk saat kalmis, dokuz giin sonra, Subatm onbirinci Persembe gecesi, biiyiik Ok- 
yanus denizine inmislerdir. Ayda biiyiik bir tedkik laboratuvan birakmislar ve el- 
liiki kilo aytasi ve topragi getirmislerdir. Astronotlan tasiyan hucre, hizmet huc- 
resinden ayrildikdan iki dakika sonra, saatde otuzsekizbin kilometrelik siir'atle at- 
mosfere girmis, az sonra parasiitleri acilarak denize inmisdir. 

Ruslarm 6 Haziran 1971 giinii fezaya gonderdikleri (Soyuz-11) feza cihazi, fe- 
laketle ve yiiz karasi ile neticelendi. 30 Haziranda diinyaya donen kapsiiliin icin- 
deki 3 feza adami olmiis goriildii. Amerikahlar 26 Temmuz 1971 de aya Apollo- 
15 gonderdi. 12 dakikada diinya yoriingesine girdi. Ayda 67 saat kaldilar. Otomo- 
bil yuriitdiiler. tic ay adami 7.8.1971 giinii salimen diinyaya dondii. 77 kg. ay tasi 
getirdiler. 

1392 [m. 1972] senesinin son ayinda da, Apollo-17 ile uc astronot gonderdiler. 
ikisi ay iizerine inip gezdiler. Diinyaya getirdikleri penbe taslardan, ayda su ve ha- 
yat olmadigi bir kerre daha anlasildi. 

islam dini, aya, yildizlara gidilmesine mani' degildir. Mtilk suresinde, biitun yil- 
dizlarm birinci semada bulunduklan acik olarak bildirilmis oldugu, (Tefsir-i Maz- 
heri)de yazihdir. Rahman suresindeki bir ayet-i kerimede mealen, (Ey cin ve ey 
insan! Giiciiniiz yeterse, yer yiiziinden ve semalardan disari cikiniz. Cikmaniz 
icin, cok kuvvet ister. O kuvvet de sizde yokdur) buyruldu. Bu ayet-i kerime, in- 
sanm ve cinnin aya cikamiyacaklarim gostermiyor. Cinniler, goklerin yedi taba- 
kasma da cikarlardi. (Mevahib-i lediinniyye tercemesi) 463. cii sahifesinde diyor 
ki, (Abdullah ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" dedi ki, onceleri seytanlar 
goklere cikmakdan men' olunmazlar idi. Goklere girerler, meleklerden isitdikle- 
rini, kahinlere haber verirlerdi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
dogdugu zeman, goklere cikmakdan men' olundular). Seytanlar, cinnin kafir 
olanlanndan bir smifdir. iblisden iiremislerdir. Bu haber, goklerden disari cikila- 
maz ise de, goklere ve birinci semada olduklan icin, aya ve yildizlara, insanlarm 
ve cinnin cikmalarimn miimkin, hatta cin icin vaki' oldugunu gostermekdedir. 

Culisimikihi, yukselmekdedir, Hukkm nzasil 
Tenbel olanin elbet gelir bir giin belasi. 



-553- 



32 — ATOM KUWETI VE SULH ZEMANESD A 
BUND AN FAIDELENME 

Bugiin, atom endiistrisinin esasmi, Uranium ma'deni teskil etmekdedir. Bu 
cism, cok agir bir ma'dendir. Bilesikler halinde, arzimizm her tarafinda bulunmak- 
dadir. Radioaktif bir metaldir. Uraniumun atom numarasi doksanikidir. Ya'ni, yuz- 
bes elemanm (Devri simflandirma) cedvelindeki sira numarasi 92 dir. Atomlarm 
buyukliigii, bu siraya gore artdigma gore, Uranium atomu, kendinden once gelen 
91 elemanm atomlanndan daha biiyiikdiir. Boyle olmakla beraber, bir gram Ura- 
niumda, iicbinmilyar kerre milyar atom vardir. Ya'ni, tic oniine yirmibir sifir ya- 
zarak okunan aded kadar Uranium atomu, bir santimetre kiibden yirmi def'a az 
bir hacm tutmakdadir. Uraniumun bu minimini atomunun cekirdegi ise, bundan 
yiizbin def'a kadar, daha kuciikdiir. insan diisiincesinin yaklasamadigi bu pek 
kiiciik cekirdek icinde, protonlarla, notronlar doludur. Uranium atomlanndaki pro- 
ton adedi, atomun sira numarasi kadar, ya'ni doksaniki adeddir ve hie degismez. 
Her atomunda 92 proton bulunur. Notron adedi ise iic durliidiir. Ba'zi cekirdek- 
lerde 142, ba'zisinda 143, ba'zisinda da 146 notron bulunan Uranium cekirdegi var- 
dir. Su halde, iic diirlii Uranium atomu, ya'ni tie diirlii Uranium vardir. Buna, Ura- 
niumun iic izotopu vardir diyoruz. Izotop, yunanca (aym yer) demekdir. Cekirdek- 
deki proton adedi ile notron adedi toplamma (Atom agirhgi) diyoruz. Uranium izo- 
toplannin atom agirhgi, 234, 235 ve 238 dir. Bu iic izotopun atom numarasi, ya'ni 
proton adedi, ya'ni cekirdek yiikii hep aym 92 oldugundan, iic izotop atomunda 
hep 92 elektron bulunmakdadir. Elemanlarm kimya ozellikleri, atomun dis yoriin- 
gesinde (mahrekinde) donen elektronlarma bagh oldugundan, bir elemanm cesid- 
li izotoplannin kimya ozellikleri birbirinin aynidir. Kimya iisulleri ile bunlari bir- 
birinden ayiramayiz. Uranium izotoplannin atom agirhklan, birbirinden pek az ol- 
makla beraber, farkh oldugundan, disardan gelip, bunlarm cekirdeklerine carpan 
bir notrona karsi, farkh te'sir ederler. Bunlarm icinde, 143 notronlu olan 235 
atom agirhkh Uranium izotopunun gosterdigi te'sir cok muhimdir. Soyle ki: 

Uranium 235 izotopu cekirdegine, haricden bir notron carpmca, derhal (sani- 
yenin birkac milyonda bir anmda) kinhp, ikiye boliiniiyor. Meydana gelen parca- 
larm ikisi de, o an icinde, etrafa notronlar ile gamma sua'lan saciyorlar. Uranium 
235 atomunun bu suretle parcalanmasma fission (insikak=yanlma) denir ki, Ra- 
dioaktiviteye hie benzemiyor. 

Insikak eden Uraniumun izotopu, yalniz Uranium 235 dir. Ya'ni 92 protonu ve 
143 notronu olan Uranium atomudur. insikakdan, her zeman aym iki parca mey- 
dana gelmiyor. Kirkdan fazla cesidli parca meydana gelmekdedir. Bunlarm her- 
biri de dayamksizdir. Ya'ni radioaktif olup parcalanarak, zerreler ve enerji nesr 
ederler. Bu zerreler de, tekrar parcalamr. Boylece sabit zerrelere ayrilmcaya ka- 
dar az veya cok uzun bir zeman parcalanmaya ugrarlar. 

Ikinci muhim bir nokta da: insikak esnasinda meydana gelen iki kism ile, saci- 
lan notronlarm kiitleleri toplami, insikak eden Uranium 235 atomu kiitlesinden, 
onda birkaci kadar noksan oluyor. Demek ki kiltie gayb oluyor, enerji haline do- 
niiyor: Einstein (Aynstayn) hesabi: 

Enerji (kudret)=Kiitle x ziya' siir'ati karesi. Ya'ni W=m.C hesabi ile, kiltie, ener- 
jiye doniiyor. Bu Uranium cekirdeginin bir patlamasmdan, ikiyiiz milyon elektron- 
volt mikdarmda enerji hasil oluyor. Bir elektronvolt 4,5x10" kilowatsaatlik ener- 
jidir. Ya'ni, bir kilowatsaatlik enerji hasil olmasi icin, onmilyon kerre milyar in- 
sikak olmasi lazimdir. Bir insikakdan hasil olan enerji, son derece az ise de, ener- 
jinin meydana geldigi yerin kucukliigiine gore pek cokdur. 

Bu enerjinin cikisi, bize ne seklde goriiniiyor? Bu enerjinin [% 4] ii, insikak es- 

-554- 



nasmdaki sua'lar halinde, [% 16] yiizde onaltisi insikakdan dogan parcalann ra- 
dioaktif sua' sacmalan ile, geri kalan [% 80] kismi da, parcalann kinetik enerjisi, 
siir'atleri ile tasmryor. Biiyiik siir'atle atilan bu parcalar, etrafdaki Uranium atom- 
larma carparak bu enerjiyi de hararet seklinde sacarlar. Atom cihazi [Reaktor] kul- 
lanarak, elektrik yapan dinamonun turbinini cevirmek icin lazim olan su buhan, 
iste bu hararet ile elde edilmekdedir. Her insikakda bir veya dorde kadar notron 
sacilmakdadir. Bu notronlardan biri, etrafdaki Uranium 235 atomuna carparak, 
bu atom da insikak eder. Goriiliiyor ki, kendiliginden veya haricden gelen bir not- 
ronun carpmasi ile, bir insikak baslarsa, kendiliginden devam edecek ve hemen co- 
galarak miidhis bir infilak halini alacakdir. 

Fekat, tabi'atde mevcud Uranium parcalarmda bulunan Uranium 235 mikda- 
n pek azdir ve binde yedi kadardir. Geri kalan, binde 993 kismi Uranium 238 dir 
ki, bu pek nadir olarak insikak edebilmekdedir. [Uranium 234 izotopu, pek az ol- 
dugundan bundan bahs etmiyecegiz.] O halde, bir insikakdan meydana gelen ve 
pek biiyiik bir hizla atilan bir notronun, bir Uranium 235 cekirdegine carpmak ih- 
timali pek az, hemen hemen hie yok gibidir. Demek ki, bir Uranium parcasmda bas- 
hyan bir insikakm devam edebilecek infilak halini alabilmesi icin, ba'zi sebeble- 
re bas vurmamiz lazimdir. 

Akla gelen birinci sey, Uranium parcasmi cok dikkatle temizlemekdir. Ciinki, 
kiymetli notronlar, hemen hemen biitiin cismler tarafindan tutulur. Bundan bas- 
ka, Uranium 238 mikdan, Uranium 235 mikdarmdan pek fazla bulunmakla kalma- 
yip, notronlan kendine daha kuvvetle cekiyor ve boylece, insikakm zincirleme ola- 
rak ilerlemesini durduruyor. 

Ikinci nokta, bir insikakdan sacilan notronlarm siir'ati pek cok oldugundan, atom 
cekirdekleri tarafindan tutulmasina vakt bulunamiyor. Notronlarm hizi azahp, or- 
ta siir'atli olunca, Uranium 238 atomlan tarafindan da yakalaniyorlar. Bilhassa 
siir'atleri, belirli bir mikdar olunca, bu yakalanma ihtimali artmakdadir. Boyle 
siir'atde iken tasidiklan enerjiye (resonance enerjisi) deniliyor. Uranium 238 
atomlan, bir notron ahnca Uranium 239 haline doniiyor ki, bu cism radioaktif olup 
beta sua'lan saciyor ve neptunium 239 denilen yeni bir element sekline doniiyor. 
Bu eleman da bir beta sua'i nesr ederek plutonium 239 cismi hasil oluyor ki, bu cism 
de, atom cihazi (reaktor niikleer) icin aynca ehemmiyyet tasimakdadir. Uranium 
235 in zincirleme insikak etmesi icin, notronlarm bu seklde yakalanmasi, arzu edi- 
len birsey degildir. Uranium 235 tarafindan yakalanmak icin siir'atleri azaltilmis 
notronlara (Notron thermique) hararet notronlan diyoruz. Ciinki, bunlarm siir'ati, 
hararet meydana getirmek icin molekiillerin hareketlerinin siir'atlerinden [hare- 
ket enerjilerinden] biraz fazladir. Termik notronlan, 238 cekirdeklerinden ziya- 
de 235 cekirdekleri tarafindan tutularak insikak hasil ediyor. 

Tabi'atde bulunan bir Uranium parcasmda, meydana gelen notronlar, mikda- 
n pek fazla olan Uranium 238 cekirdeklerine carparak siir'atleri yavas yavas aza- 
hyor. Ya'ni hareket enerjileri azahyor ve rezonans enerjisi dedigimiz mikdara dii- 
siince, 238 cekirdekleri tarafindan yakalaniyorlar. Boylece, hicbir notron, siir'ati 
daha azalarak termik notron haline gelemiyor. Uranium 235 saf olarak, pek giic 
aynlabiliyor ve bugiin ancak Birlesik Amerika ve Rusyada ve pek az mikdarda da 
Ingilterede elde edilebiliyor. Fekat, saf bir uran 235 parcasmda, sacilan biitiin not- 
ronlar yeni insikaka sebeb olarak, parcamn kiitlesi, kritik (tehliikeli) mikdan bu- 
lunca, zincirleme insikak bir anda hasil oluyor. Bu suretle bir atom cihazi degil, bir 
atom bombasi meydana geliyor. 

Fen sahalarmda, faideli islerde kullamlan ve ayarlamasi miimkin, zincirleme in- 
sikaklar yapilmasma yarayan atom cihazma, (Reacteur nucleaire) diyoruz. Reak- 
tor niikleer icinde, saf Uranium 235 kullamlmiyor. Siir'atleri rezonans enerjisine 
diisen notronlardan, kafi mikdannm, Uranium 238 tarafindan yakalanmasi onle- 

-555- 



niyor. Kurtanlan bu notronlarm hizi, daha azalip, termik notron olunca insikak ya- 
piyorlar. Bunu basarmak icin, tabi'i Uranium parcasi icine, notron yakalamiyan 
cekirdekli atomlardan yapilmis maddeler karisdinliyor. Bu maddelere (modera- 
teur) deniyor ki, nazim (tanzim edici) demekdir. Siir'atle sacilan notronlar, nazim 
madde cekirdeklerine carparak, enerjileri azahyor. Tabi'i uranium icine, nazim 
madde konmazsa, zincirleme insikak elde edilemez. Nazim olarak, atom agirhgi 
az olan maddeler kullamhr. Ciinki, bir notron, biiyiik cekirdege carpmca, siir'ati 
hemen degismeden, aynlir. Cok kiiciik cekirdege, mesela bir protona (ya'ni hid- 
rogen atomunun cekirdegine) carparsa, birkac carpmada, biitiin enerjisini gayb ede- 
bilir. Bugiin nazim madde olarak, saf grafit halinde, karbon, ya'ni saf komiir kul- 
lamlmakdadir. Ikinci derecede, deuterium (doterium) ismi verilen ve hidrogen ga- 
zinin bir izotopu olan madde kullamhyor. Doteryum maddesi, agir su ismindeki 
bilesigi halinde kullamlmakdadir. Hidrogenin cekirdeginde, yalniz bir proton 
bulundugu halde doteryum atomu cekirdeginde bir proton ile bir notron vardir. 
Ya'ni atom agirhgi ikidir. Agir su, grafitden daha elverisli ise de, elde etmesi pek 
pahahdir. Tabi'i uranium yerine, Uranium 235 i cogaltilmis uranium kullamhrsa, 
nazim olarak adi, bildigimiz su da kullamlabilir. Icerisinde, uygun bir seklde yer- 
lesdirilmis, nazim madde ile uranium bulunan alete (Pil) denir. Bir reaktorde 
hasil olan notronlarm hepsi, insikak icin kullamlmaz. Aksi takdirde infilak olur, 
bomba olur. Notronlarm, bir insikakda meydana gelip, yeni bir insikak yapmciya 
kadar gecen zeman, bir saniyenin binde biri kadardir. Reaktorlerde, insikaklara 
sebeb olacak notron mikdarim tanzim etmek cok miihimdir. Bu mikdar az olur- 
sa, alet cahsmaz. Fazla olursa, infilak hasil olur. 

Reaktorler cahsirken lsinir. Isimnca, notronlarm siir'ati artar ve reaktordeki 
maddeler de bozulur. Reaktorlerde sogutma tertibati cok miihimdir. Sogutma, agir 
su veya ergimis sodium ma'deni veya miinasib gaz (karbon dioksid veya hidrogen 
veya helium) akimi ile yapihr. Sogutma tertibati ile islemiyen reaktor, bozulur, Qa- 
hsmaz. Yoksa, atom bombasi haline donmek tehliikesi olmaz. 

Reaktorlerde Uranium 235 bitince, yenilemek lazimdir. Bugiin, reaktorlerde 
Uranium 238 izotopu da, notron carparak, plutonium haline cevrilip, bu insikak 
etdiriliyor. Boylece, uranium ile cok zeman cahsiyor. 

Bugiin reaktorler, thorium 232 elemam ile de cahsdinlmakdadir. Bu ma'denin 
atom cekirdegi, bir notron alarak, thorium 233 sekline doniiyor. Bu izotop thori- 
um ise, radioaktif olup, iki kerre beta sua'i verdikden sonra, Uranium 233 haline 
doniiyor ki, uraniumun bu izotopu da insikak edebilmekdedir. 

Reaktorlerde hasil olan radioaktif maddelerin ba'zisi gaz halindedir. Bu mad- 
deler ve insikaklarda hasil olan gamma sua'lan, insan, hayvan ve nebatlar icin cok 
zararhdir. Bunlan sizdirmryacak seklde, her reaktorii, ma'den ortii ile siki ortmek 
ve beton-arme icine almak lazimdir. Ekseriya dortde iicii topraga gomiiliir. Etraf- 
da, zararh maddeleri haber verecek hassas aletler bulundurulur. iscilerini, doktor- 
lar sik sik mu'ayene eder. Atom sanayi'inde cahsanlarm oliim mikdan, diger yer- 
lerde cahsanlardan fazla degildir. 

Uranium bir ma'den olup, arz kabugunda, mesela, bakirdan az degildir. Fekat, 
yer yiiziinde cok yayilmis oldugundan, bir ton kayada, bir kilo veya birkac gram 
bulunur. Bunun icin, elde etmesi giic ve pahahdir. Bir tonda, on kilo bulunan fi- 
lizine nadir rastlanmakdadir. Afrikamn ortasmdaki Niger topraklarmda ve Kera- 
lada cok bulunmakdadir. Plutonium, reaktorde, uranium 238 den meydana gelen 
bir ma'dendir. Cok zehrli olup, miligramm binde yedi mikdan insam oldtirur. Cok 
dikkatli ve gizli iisullerle serbest halde elde edilmekdedir. Thorium ma'deni tabi'at- 
de mevcuddur ve mikdan, uraniumdan dort def'a fazladir. 

Reaktorlerde kullamlan grafit, sun'i olarak Acheson tisulii ile elde edilmekde- 
dir. Bunun icin, kok tozu ile petrol hamur yapihp, tedricen [800°C] ye kadar lsiti- 

-556- 



lir. Sonra elektrik finnmda [2800°C] de grafit halinde billurlasir. 

Agir su, adi sudan daha az notron yakalar. Termik notron siir'ati saniyede iki- 
binbesyiiz metre olup, agir suda, onsekizbin kerre carpdikdan sonra tutulur. Boy- 
lece, tutulunciya kadar ucyiizaltmisbes metre yol hareket etmis olur. Adi su icin- 
de bir notron, hidrogen cekirdegi tarafmdan tutularak doteryum hasil oluncaya ka- 
dar, ancak onyedi santimetre hareket ediyor. [1960] da muhtelif memleketlerde, 
reaktorlerle elde edilen atom enerjisinden, elektrik fabrikalan cahsdirilmakdadir. 
Mesela Fransada, 5 kilowatt ile 150000 kilowatt arasmda giicleri (puissence) olan 
9 reaktor merkezi vardir. ingilterede 100 watt ile 300 megawatt arasmda giicleri 
olan 16 merkez vardir. Amerikada, tayyare ile tasmabilen merkezler hazirlanmak- 
dadir. Tiirkiyede istanbulun Kiiciikcekmece tarafinda kurulan reaktor, [1963] 
de cahsmaga baslamis bulunmakdadir. 

Bugiin, biitiin milletler uranium reaktorii yapip, isletmek, bu suretle bol ener- 
ji kuvvet menba'i elde etmek icin cahsiyorlar. Komtir ve benzin ocaklan gibi, re- 
aktorler de, hararet hasil edip, buhar kazanim kaynatarak elektrik yapan dinamo- 
lari dondiiriiyor. Boyle reaktor ilk olarak Amerikada [1951] de isletildi ve 150 ki- 
lowatt kudretinde idi. Sonra, reaktorle isliyen denizalti da yapildi. Bugiin Ame- 
rikada, atom enerjisi ile cahsan gemiler, trenler, tanklar ve tayyareler yapmak icin 
cahsilmakdadir. [1958] son aylannda ingilterede 100000 kw.lik reaktor cahsdinl- 
maga baslandi. Rusyada ilk reaktor [1954] de cahsdinldi ve 5000 kw.lik idi. Pakis- 
tan da, yabanci milletin yardimi olmadan, yapdigi reaktorii, [1962] de isletmege bas- 
ladi. Uraniumla isliyen bir reaktor, uraniumdan 10000 def a daha fazla komiir ka- 
dar enerji vermekdedir. Breeders kullamlarak bu enerji yiiz misli artacakdir. 
Breedersler uranium 233 ile plutonium kullanacakdir. 

Uranium reaktorii ile [800°C] den az sicaklik elde edilmelidir. Ciinki, uranium 
ma'deni [1100°C] de erir ve [660°C] de hacmi degiserek, koruma icin ortiilen 
kismlar catlar. Daha yiiksek sicaklik elde etmek icin uranium bilesikleri kullani- 
hr. 

RADIO-iSOTOP — Tabi'atde bulunan basit cismler, ya'ni elemanlarm her bi- 
ri, pek azi miistesna olmak iizere, birbirine benzemiyen atomlarm kansimi halin- 
de bulunur. Ya'ni bir eleman parcasi, birbirine benzemiyen atomlarm kansimidir. 
Mesela tic diirlii hidrogen atomu vardir: Hafif hidrogen, agir hidrogen veya deute- 
rium (doteryum) ve cok agir hidrogen veya tritium atomlan gibi ki, tic atomun da 
cekirdeginde bir proton ve cekirdek etrafmda birer elektron vardir. Fekat, doter- 
yum cekirdeginde ayrica bir de notron ve tritium cekirdeginde iki notron bulunur. 
Ya'ni, iic atomun cekirdek yiikleri hep [+1] olup hepsindeki elektron adedi de bir 
danedir. Fekat, cekirdek kiitleleri farkhdir. Bunun gibi, atom agirhgi oniki olan kar- 
bon atomlan yanmda, oniic olan atomlar da vardir. Boyle atomlara, bir elemanm 
izotoplan denir. Uranium, radium, thorium ve daha birkac radioaktif eleman 
miistesna olarak, diger biitiin elemanlarm tabi'atde bulunan izotoplan sabitdir. 
Ya'ni atomlarm hicbiri parcalanmaz, degismez. [1933] den beri bircok elemanla- 
rm sun'i olarak, izotop atomlan yapildi. Sun'i olarak yapilan izotop atomlarm hep- 
si sabit degildir, radioaktifdirler. Boyle izotoplara (radioizotop) diyoruz. Mesela, 
tabi'atde bulunan iki karbon izotop atomunun her ikisinde de alti proton olup bi- 
rinde alti, digerinde yedi notron vardir. Bugiin, atom agirhgi, 10, 11 ve 14 olan kar- 
bon atomlan da yapilmisdir ki, hepsinin cekirdeginde alti proton, fekat 4, 5 ve 8 
de notron vardir ve iicii de radioaktifdir. Biitiin radioaktif izotoplar, hususibir sua' 
sacarak, sabit sekle donerler. Herbiri bu sua'lan ile taninir. Kimya yollan ile ta- 
nmamaz. Radioizotoplar, bugiin faideli cismler olarak insanhgin hizmetine girmis 
bulunmakdadir. Atom reaktorlerinde, uranium, plutoniuma cevrilerek izotoplar 
elde edilmekdedir. [1963] yih basmda, Amerikan atom enerjisi komisyonu, degi- 
sik elemanlardan iicyiiz cesid izotop elde edebiliyordu. [1954] de, icindeki fosfo- 

-557- 



run bir kismi, radioizotoplarla degisdirilmis olarak bir ton fosforlu gtibre yapilmis- 
di. Bu giibredeki radioaktif fosfor bitkiler tarafindan almmis, Geiger saati vasita- 
si ile aldiklan fosfor mikdari olciilerek fosforun, bitkileri nasil besledigi anlasilmis- 
dir. 

Bugday gibi hububat, izotop madde oniinden akitilarak, icindeki haserat oldii- 
riilmekdedir. 

Fosforun beyne sirmga edilen radioaktif izotopu, beyin tiimorunde toplan- 
makda ve radyasyon dedektorleri vasitasi ile, tiimorun yeri tesbit edilmekdedir. 

Radioizotoplarla, kan deveranmm ve bobregin cahsmasi kontrol edilmekdedir. 

Radyasyonlann, maddelerden gecme enerjileri farkli oluyor. Bu stiretle mad- 
delerin kalinhgi olciiliiyor. Uzun feza seyahatlannda, atom enerjisi kullanan ro- 
ketler yapildi. Bugiin, yer kiiresi etrafmda donmekde olan transit IV-A navigas- 
yon peykinin iki vericisinin enerjisini, atom pilleri saglamakdadir. Atom piline, 
Amerikada (Snap) adi verilmekdedir. Bu piller 2.270 gram agirligmda olup, bes 
ton akumulatoriin, bes yilda verdigi enerjiyi hasil etmekdedir. Bu pil ile, deniz fe- 
nerleri yapilmakdadir. On wattlik elektrik giicii veren atom pilinin, on sene cali- 
sacagi hesab edilmekdedir. Atom generatorleri, elektrik enerjisi saglamakda ve bu 
is icin stronsium 90 maddesi kullanilmakdadir. 

Niikleer enerji ile calisan ilk yolcu gemisi (Savannah), [1965] de islemege bas- 
ladi. Bu gemi, onbin ton yiik ile, Atlantigi yedi giinde gecmekdedir. Hizi saatde yir- 
mibir mil [otuzsekiz kilometre]dir. Bu gemi, iicbucuk senede, ellisekiz bucuk ki- 
lo Uranium 235 kullanacak, biitiin yer kiiresini dolasacakdir. Baska gemilerde bu 
isi yapmak icin yiizbinlerce ton akaryakit lazimdir. Fekat geminin yapilmasi, cok 
pahali olmusdur. Atom enerjisi ile calisan Nautilus denizalti gemisi, [1957] de si- 
mal kutbunun buzlari altmdan gecdi. Triton adindaki denizalti gemisi de, [1960] 
da, sekseniic gun su yiiziine cikmadan diinyayi dolasdi. Polaris tipindeki denizal- 
tilarm onuncusu olan (Thomas Jafferson) gemisi, [1963] yih basmda Amerikan de- 
niz kuvvetlerine katildi. [1963] yih basinda, bati Avrupa sahillerinde vazifeli, do- 
kuz atom denizaltisi vardi. 

Giiney kutbda cahsdinlan bir Amerikan reaktorii, binbesyiiz kilowatthk elekt- 
rik enerjisi giiciinde olup, bir metre boyunda, altmis santimetre capmdaki cekir- 
degi, iic yilda bir degisdirilmekdedir. Bu enerji ile, isi ihtiyaci da te'min edilmek- 
dedir. 

Amerikan atom enerjisi komisyonu ile hava kuvvetlerinin elde etdikleri, sek- 
senbes ton agirhgmdaki bir robot, cok radioaktif olan sahalarda bile, icindeki in- 
sani radioaktiviteden korumakdadir. Niikleer roket yaparken ve reaktor cahsdi- 
rihrken kullamlan bu robot iizerinde periskop, fotograf makinesi, televizyon var- 
dir. Dort metre eninde, bes metre boyundadir. 

Radyolardaki buyiik ve agir transformator ve lambalann yerine, bugiin kiiciik 
ve hafif transistorler kullamlmakla, el, ceb radyolan yapilmakdadir. Elektronik he- 
sab makinalan, elektronik beyinler, elektronik motorlar, fotograf makinalan, te- 
lefon makinalan cok kiiciik ve daha kullamshdir. 

Fezaya gonderilen peyklerin icine konan binlerce alet, kiictiltme sayesinde 
miimkin olmakdadir. 

Simdi, Amerikada, pille isliyen, cok kiiciik televizyon ve hastamn mi'desine ine- 
rek resm ceken makinalar yapilmakdadir. 

Radioaktif maddelerle tehliikesiz cahsmak, heniiz miimkin olamamisdir. Biiyiik 
bir reaktor bile, radioaktif su husule getirmekdedir. Etrafi tehliikeye koymadan, 
bu su atilamiyor. Rusyada, dogu Almanyadan getirilen fen adamlan, kullamlmis 
sularm, biyolojik temizlenmesi ve uzvi maddelerin oksidlenmesi ve radioaktif 
cekirdeklerin, iyon degisdirici recinelerle emilmesi ve inbiklenmesi siireti ile izo- 

-558- 



toplarm tutulmasma yardim eden bir Usui hazirladilar. Bunlar, erimez maddeler 
halinde cimento icine birakilmakdadir. Fransizlar, radioaktif artiklan bir jel ile tu- 
tup polietilenle kapli celik kablarda saklamakdadirlar. 

Radioaktif havayi da siizerek temizlemek lazimdir. 

Atom merkezlerinde cahsanlar, tabib mu'ayenesine tabi' tutulmakdadir. Sua'la- 
ra yakalananlann teshis ve tedavisi icin, kan formiilu tedkik edilmekdedir. Son ze- 
manda, Yugoslav atom iscilerini tehdid eden kaza, cabuk ve muessir bir tedavi lii- 
zumunu isbat etdi. 

Reaktoriin fe'al sahasinda insan bulunmaz. Burada, biitiin isler, tele-idareli 
[uzakdan idare edilen] veya otomatik aletlerle yapilmakdadir. Bu sahanm dism- 
da, insanlar cahsabilir. Bunlar ancak dikkatli bir yikama, elbise degismesi ve bas- 
ka sihhi tedbirler aldikdan sonra, buralan terk edebilirler. Kendini himaye etmek 
ve gelen sua'lan tamyabilmek icin, herkesin iizerinde fotograf filmleri ve ceb sa- 
yaci bulunur. Atom fabrikasma haricden kimse sokulmaz. 

Etrafa sacilan radioaktif maddeler ve izotoplar, insanlarda sua'larm sebeb oldugu, 
tehliikeli te'sirleri hasil eder. Bu da, spektroskopda belli olur. Bugiin 2.10" curie 'yi 
belli eden aletler yapilmisdir. Curie, sua'larm mikdanm olcmede kullamlan birim- 
in [olcii vahidinin] ismidir. Normal olarak, bir gram insan kemigi kulii, gidalarla 
alman, giinliik Radium ve Thoriumdan husule gelen, 5.10" curie ihtiva etmekdedir. 
Bu mikdar, artmadan, hergiin yenilenmekde, idrar ve kazurat ile muntazam 
cikanlmakdadir. Diinyanm, ortalama senelik sua'lanmasi, 0,1 rad'dir. Buna muka- 
bil, Hindistamn cenubundaki Kerala civarmda 1,3 rad'dir. Ciinki, Kerala yakmmda 
monazit minerali cok bulunmakdadir. Bir mineral icinde % 19 thorium ma'deni 
vardir. Bununla beraber, Brezilyada, bu mmtikada oturanlar, sua'lanmadan husule 
gelecek zararlan onlemek icin tedbir almamakdadir. 

Sua'larm had te'sirinden baska miizmin ve bilvasita olan te'sirleri de muhimdir. 
Sigorta sirketlerinin istatistikleri, Amerikan radyologlarmm omrlerinin kisaldigi- 
ni gostermekdedir. 

LASER: Bir cam tup icine kristal halinde bir kati veya sivi yahud bir gaz konur. 
Tiipiin bir ucuna yari sirh, diger ucuna tam sirh birer ayna yerlesdirilir. Tiipe 
cok kuvvetli enerji verilir. Bu, lsik, elektrik veya kimya enerjisi olabilir. Tiipdeki 
maddenin atomlan enerji emerek, elektronlan yoriinge degisdirir. Bu degismeden, 
foton denilen enerji sacarlar. Fotonlar, diger atomlara da te'sir ederek onlarm da 
foton yaymasina sebeb olurlar. Aciga cikan foton [Sua'] enerjisi, aynalar arasm- 
da gidip gelerek kuvvetlenir ve yari sirh aynadan disari cikar. Laser sua'i olurlar. 
Laser sua'lan, paralel, aym dalga boyuna sahib, tek renkli, hemen hemen dtiz dal- 
galardan meydana gelir. Laser sua'lan, delme, kaynatma, haberlesme, tib, olcme, 
harb vasitalan gibi sahalarda kullamlmakdadir. Amerikahlar, giines enerjisin- 
den istifade ederek Laser yapabilmek icin, fezada tesisat kurmaga cahsmakdadir- 
lar. 

Kim bulur, zor ile, maksadma, her zeman zafer, 
gelir elbet zuhura, ne ise hiikm-i kader! 

Hakka birak her isini, esbaba yapis yeter, 
bu soziim olsun sunn, arifisen, her an rehber: 

Mihneti kendine zevk etmekdir, aiemde hiiner, 
gam ve nes'e insanda, boyle gelir, boyle gider. 



-559 



33 — ATOM BOMBASI 

Bugiin bilinen yiizbes diirlii atomdan her birinin ortasmda bir ntive, ya'ni cekir- 
dek bulundugunu ve cekirdek etrafinda elektronlarm dondiigiinii bildirmisdik. En 
kiiciik atom, hidrogen gazinm atomu olup bir elektronu vardir. Daha biiyiik atom- 
lann elektronlan icice muhtelif halkalarda doner. Mesela, uranium ismindeki bir 
basit cismin atomunun yedi halkasi iizerinde donen doksaniki elektronu vardir. 

Hidrogen atomunun cekirdegi, artik boliinemiyen mini mini bir danecikdir. Bu 
hidrogen cekirdegine, (Proton) denir. Protonlar, bir miisbet elektrik tasir. Diger 
biitiin atomlann cekirdeklerinde protonlar ile birlikde, (Notron) denilen elektrik- 
siz danecikler de bulunur. Ya'ni, her cekirdek, protonlar ve notronlardan yapil- 
misdir. Proton adedi, cekirdek etrafinda donen elektron adedi kadardir. Notronun 
agirligi, proton agirhgi kadardir. Notronlar cekirdekden disan firlayabilir ve 
maddelerden kolay gecer ve baska cekirdekler tarafindan yutularak, yeni cekir- 
dek meydana gelir. Proton ile notronlarm ikisine de, (Niikleon) denir. 

Atom etrafinda donen elektron gayb olup kuvvet haline donebilir. 

Ba'zi biiyiik atomlann cekirdekleri saglam degildir. Boyle cekirdekler, kendi- 
liklerinden patlayarak, etrafa enerji, kudret nesr ediyorlar. Boyle enerji sacan cism- 
lere (Radio-aktif) cism denir. Mu'ayyen bir radioaktif elementin, mesela radiumun, 
atomlan arasmda, saniyede mu'ayyen bir mikdar kendiliginden pathyor. Etrafa sac- 
digi enerjiye, radioaktif sua'lar denir. Bu sua'lar goriilmez. Radioaktif cismler, sua' 
nesr ederek, baska maddeye doniiyor. Ya'ni atom degisip baska atom oluyor. 

Kimya, atomlann birbirlerine te'sirlerini tedkik eden bir ilmdir. Gunesde atom- 
lar birbirlerine te'sir etmeyip ayn ayn ucduklan icin, gunesde kimya yokdur. 
Giines gaz halindedir, kati degildir. Giinesin ve diger sabit yildizlarm sicakhgi kirk- 
milyon derece civarmda olup bu sicakhkda, atomlar elektronlarmi gayb etmisdir. 
Ciplak cekirdekler ucusur. Atomlann birbiri iizerine yapdiklan te'sirler, yalniz dis 
halkalannda donen elektronlarm adedini degisdirir. Ya'ni, iki elemanm atomla- 
nnm elektron ahs verisine kimya tepkimesi (reaksiyon simik) diyoruz. Yanma ha- 
reketleri ve biitiin enerji degismeleri bu elektron miibadelesinden meydana geli- 
yor. Kimya kanunlan, atomun ic halkalarma ve hele cekirdegine giremiyor, kan- 
samiyor. 

Atom bombasmm enerjisi, kuvveti ise, atomun cekirdeginin degismesinden 
meydana geliyor. Atom bombasi yerine, cekirdek bombasi demek daha dogrudur. 

Atom cekirdeginde mu'azzam kuvvetlerin saklanmis oldugu, ilk olarak radioak- 
tif cismleri tedkik ederken meydana cikdi. Bu cismlerin, asrlar zarfmda, nesr et- 
dikleri enerjiyi bir anda cikarmakla, atom bombasi yapildi. 

Cekirdeklerde sikismis olan protonlar hep miisbet (pozitif) elektrikli oldu- 
gundan, birbirlerini itip, cekirdegin dagilmasi lazim iken, cekirdeklerin dagilma- 
masina sebeb, protonlar arasmdaki mu'azzam bir cazibe kuvvetidir. Buna (Niik- 
leon kuvvetleri) denir. Bir cekirdege haricden bir niikleon [proton veya notron] 
ilave edilirse, cekirdekden mu'azzam kuvvet cikar. Bu sirada, cekirdekden bir ve- 
ya birkac niikleon atihr veya cekirdek biiyiik ise, ortadan ikiye yanhr. Her iki su- 
retde de, baska atomlar meydana gelir. Giinesin ve diger sabit yildizlarm mu'az- 
zam sicakhgi, merkezlerinde hidrogen atomlanndan Helium elemani hasil olma- 
si ile meydana cikan miidhis enerjidendir. Hidrojenden Helium tesekkiil enerjisi- 
ni erdimizda da gerceklesdirmek icin, en az alti milyon derece sicaklik lazimdir. 
Bu da, atom bombasi ile te'min edilebilir. 

[1939] senesinde, uraniuma, notronlarla vuruldugu zeman, uranium cekirdek- 
lerinin bu kisminin, ortadan boliindiigu ve bu esnada uranium kiitlesinin binde bi- 
rinin enerji (kudret) haline dondiigii ve cekirdekden notron da atildigi anlasildi. 
Bu kudret, hararet seklinde ve gamma sua'lan nesr ederek meydana cikiyor. Ha- 

-560- 



sil olan ilk yeni cekirdek de, beta radioaktif sua'lan nesr ediyor. Bu kesfler Alman- 
yada yapildi ise de, fen adamlan Amerikada toplanarak, ilk atom bombasi orada 
yapildi. Uranium cinsleri icinde parcalanabilen cekirdekler, binde yedi kadar az 
bulunuyor ve bunlara uran 235 ismi veriliyor. Bir kilo uran 235, bir saniyenin mil- 
yonda biri kadar az zemanda parcalanarak, bir gram kadan kudret haline donii- 
yor. Ya'niyirmibin kerre milyon (kilo kalori) hasil ediyor. Bu suretle uran bom- 
basi yapildi. [Halbuki, bir watt elektrik giiciinden 0.24 kiiciik kalori hasil olmak- 
dadir.] Uran 235 cekirdeklerinin zincirleme parcalanmaga baslamasi icin, haric- 
den notronlarla cekirdegine vurmaga hacet yokdur. Uranium, radioaktif oldugun- 
dan, notron da sacmakdadir. Bereket versin ki, cekirdegi parcalanabilen uran 
235 cinsi, erdimizda saf bulunmadigi icin ve sacilan notronlann stir'ati pek fazla 
olup, diger cekirdeklere girmeden uzaklasdiklan icin, kendiliklerinden patlami- 
yor. 

Demek ki, bomba yapmak icin, saf uran 235 elde etmek lazimdir ve saniyede iki- 
bin kilometre siir'atle ucan notronlann komsu cekirdeklere tesadiif edebilmesi icin, 
uran 235 sathi, asgari bir mikdardan az olmamahdir. O halde, iki kiiciik saf uran 
235 parcasi yan yana getirilirse (asgari boy) hasil olup, hemen am olarak zincirle- 
me parcalanabilir. Bu asgari boy icin elli kilo saf uran 235 lazimdir [ki tic litre ka- 
dardir]. ilk atom bombasmda, iistiivane seklinde saf bir uran 235, bombada bulu- 
nan bir topla, ikinci uran 235 parcasinda bulunan aym boydaki delik icine atildi ve 
elli gram kadar kudret, ya'nibir milyon kerre milyon kilo kalori, milyonda bir sa- 
niyede meydana geldi. Bu bomba ilk olarak [1945] de Japonyada Hirosima sehri- 
ne atilarak, yetmisbin insamn oliimtine, bu kadar da yaralanmasma veya sakat kal- 
masina sebeb oldu. 

Ikinci atom bombasi, plutonium bombasidir. Bunun icin, grafit komiiriinden, ka- 
hn bir levhada acilan iistiivane [silindir] seklindeki bosluklara, saf olmiyan uran 
tistiivanecikleri yerlesdirilir. Buna, (uran pili) ismi verilmisdir. Komiir tabakasi, 
notronlann siir'atini azaltiyor. Uraniumdan cikan notronlar, yavasladigmdan, 
diger cekirdeklere girebiliyor ve uran 235 cekirdeklerini parcaliyarak, yeni notron- 
lar sacildigi gibi, adi uranium cekirdekleri de, bir sira degismeden sonra, plutoni- 
um atomu cekirdegi haline doniiyor ki bu da, uran 235 gibi, bir notron girmesi ile 
ikiye boliinebilmekdedir ve miidhis kuvvet meydana getirir. Meydana gelen plu- 
toniumlar, diger maddelerden, kimya usulleri ile kolayca aynlarak, asgari boyu iki 
litrelik bombalan yapildi ve ilk olarak [1945] de Japonyada Nagazaki sehrine 
atildi. Her iki bomba patlaymca, oliim sua'lan nesr ediyor ve etrafdaki hava, mil- 
yonlarca derece lsimyor ve biiyiik bir tazyik dalgasi hasil oluyor. Ya'ni bomba pat- 
laymca, miidhis yakma ve yikma te'siri derhal goriiliiyor. Gamma sua'lan da, in- 
sanlan birkac hafta sonra oldiiriiyor. Etrafa yayilan plutonium zerreleri ise, radi- 
oaktif zehrlenmesini aylarca icra ediyor. Japonyaya atilan iki atom bombasmdan 
olenlerin sayisi kesin bilinemedi. Yirmiyedisi Amerikan ve kirkdokuzu Japon 
olan dokuzyiizaltmisalti kisinin onbes sene cahsarak anladigma gore Hirosimada 
yiizkirkdortbin, Nagazakide ellibirbin besyiizyetmis kisi olmiisdiir. 

ikinci Cihan Harbinden sonra, atom cekirdeginin parcalanmasmdan meydana 
gelen kuvvetden istifade ederek, yeni silahlar yapildi. Bu suretle atom torpilleri, 
roketleri ve giidiimlii mermileri, atom topu mermisi ve maymlan meydana geldi. 

Atom silahlan patlaymca, hemen siddetli bir riizgar etrafa yayihyor. Bu riizgar 
bes saniye siiriiyor. Sonra etrafdan buraya, ikinci bir riizgar hasil oluyor. Bu rtiz- 
garlar, binalan, agaclan yikiyor. Ancak kuvvetli celik cercevelerle takviye edilmis 
beton binalar, bunlara dayanabiliyor. Gamma sua'lan, kandaki ak yuvarlan [16- 
kositleri] tahrib edip, al yuvarlann [hematilerin] iiremesini men' ediyor. Hirosi- 
mada bu sua'larla dokuzbin kisi olmiisdiir ki, bu mikdar, tekmil zayi'atm [% 15] 
i kadardir. Patladigi yerden i'tibaren birkac kilometreye kadar siddetli te'siri var- 

- 561 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:36 



dir. Otuziic santimetre kalmhgmda celigin, bir metre betonun, yiizaltmisyedi san- 
timetre topragin atom bombasi te'sirinden koruduklan tesbit edilmisdir. 

Uciincii ve en tehliikeli atom bombasi da (Hidrogen) bombasidir. Bir kilo plu- 
tonium, bir gram kudret verdigi halde, bir kilo hidrogen, yedibucuk gram kudret 
veriyor. Hidrogen bombasi, adf hidrogenle degil, agir hidrogenle isletilmekdedir. 
Ciinki, iki agir hidrogen cekirdegi, alti milyon derece sicaklikda, daha kolay bir- 
leserek bir helium cekirdegi hasil ediyor. 

Bugiin, te'siri daha fazla ve daha korkunc atom bombalan yapilmakdadir. Fe- 
kat, simdi atom bombasmdan endise ve korku kalmamis gibidir. Ciinki, haber al- 
ma merkezlerinde, radar ile diismanm bomba tasiyan tayyaresinin harekete gec- 
digi goriiliiyor. Yerden idare edilen roket atilarak, tam isabet ile, bomba diisma- 
nm memleketi iizerinde patlatilacak, onun bombasi ile, kendisi imha edilecekdir. 

Radar merkezindeki odamn divannda diisman memleketlerinin, biiyiik bir ha- 
ritasi vardir. Herhangi bir sehrden, bir iisden kalkan tayyarenin, cinsi, yiiksekli- 
gi, hizi, ucus istikameti, her saniye goriilmekdedir. Kesf tayyareleri ve gemiler, diis- 
manm, binlerle kilometre uzakdaki hareketi, o anda, perdede goriilmekdedir. 
Tam isabetli roket ve fuzeler gonderilerek, diismanm hareketi onlenmekdedir. 

Bugiin, Amerika, Rusya, ingiltere, Fransa, italya, Pakistan, Misr, Japonya ve 
Almanya bu savunma vasitalarmi kendileri yapmakdadir. Miittefik olduklan 
memleketlerde de bu merkezler kurulmusdur. Zeman gecdikce, daha kuvvetlile- 
ri yapihp, oncekilerin ehemmiyyeti kalmamakdadir. Mesela, ingilterede orta 
menzilli balistik fiize usleri insa edildi. Fekat, Polarisin biiyiik inkisaf kayd etme- 
si karsismda bunlar da, modasi gecmis silah sinifma dahil oldu. 

Polaris fuzeleri, niikleer yakit ile miiteharrik atom denizaltilan tarafmdan ta- 
sinmakda ve su altmdan atilabilmekdedir. istenilen kiiciik hedeflere, tam isabet 
etdirilmekdedir. Herbir Polaris denizaltismda, onalti fiize vardir. A-l modeli Po- 
laris fiizesinin menzili binbesyiiz, A-2 nin ise ikibinbesyiiz kilometredir. Halen iize- 
rinde calisilan A-3 modelinin dortbin kilometrelik menzili olacakdir. 

Kara iislerinde bulunan Jupiter fiizelerinin, diisman taarruzu karsismda, kolay- 
ca isabet alabilecek sabit hedefler husule getirdikleri uzun zemandan beri bilin- 
mekde idi. Bilhassa Tiirkiyedeki Jupiter iisleri, Rusyamn Ortadogudaki hudutla- 
n boyunda, NATO'nun niikleer giiciinii teskil etmislerdir. 

SEYYAH MERMILER: Amerika Birlesik Devletlerinin 1979 senesinde elde et- 
digi seyyah (Cruise) mermileri, hedefi tipki mtitehassis bir pilot gibi arayip bulan me- 
kanik beyin sistemi ile miicehhezdir. (Aklh fuzeler) ismi de verilen bu mermiler, di- 
ger fuzeler gibi dogru bir mahrek iizerinde hareket etmiyor. Jet motoru ile techiz edi- 
len seyyah mermiler, havadan, denizden veya zeminden, kara hedeflerine dogru fir- 
latilmakdadirlar. icinde bir pilot varmis gibi, muhtelif irtifa'lar alarak muhtelif is- 
tikametlerde seyr ederek, radarlardan kacmakda, arzu edilen uzak hedefine vasil ol- 
makdadir. Hangi hedefe gonderildigi anlasilamamakdadir. Cok inkisaf etmis bir 
elektronik beyni vardir. Tercon ismi verilen elektronik tertibati ile hedefini arayip 
bulmakdadir. Firlatildigi andan i'tibaren ucus yoluna rasthyan tabi'i mani'a ve te- 
sekkiilleri, mekanik miisahede sistemi ile gorerek, icinde bulunan yirmi kadar ha- 
ritalar ile karsilasdirmakda ve istikametini ayarlamakdadir. On kilometrelik bir sa- 
hayi nezaret ederek gerekli cihete tevecciih edebilmekdedir. Tayyareden atildikdan 
sonra, yere paralel olarak, cesidli irtifa'lardan ucabilmekde, bu sebeble radarlar ta- 
rafmdan tesbit edilememekdedirler. Onlerine cikan mani'alarm iistlerinden asarak 
veya etrafim dolasarak, arzu edilen hedefe vasil oluyorlar. Boylece tam isabet 
te'min etmekdedirler. Amerika eski devlet reisi Carter, basta Rusya olmak tizere, 
biitiin komiinist memleketleri dehsete diisiiren ve cok korkutan bu seyyah mermi- 
leri, Avrupamn Sovyetlere karsi miidafe'asi icin NATO memleketlerine vermisdi. 

-562- 



[1957] senesinde Amerikada sekiz, Kanadada bir, ingilterede iki uran pili isle- 
tilmekde idi. Bunlar, harb icin hazirlandiklan gibi, komiir yerine daha ucuz ve da- 
ha bol kuvvet bulmak, tibda, tedavi iisulleri ele gecirmek icin ugrasiyorlar. 

[1956] senesinde memleketimize gelip, atomda sakh mu'azzam kudret hak- 
kmda milteaddid konferanslar veren atom alimi (W.Heisenberg), sozlerini soyle 
bitirmisdi: (Biitiin nutuklanmda, atomdaki enerjiden nasil istifade edilebilecegi- 
ni anlatdim. Simdi akhmiza, hakli olarak, su siial gelmekdedir: Bu mu'azzam 
kudreti, kuciiciik yere kim ve nasil koydu? Buna ancak metafizik, ya'ni ilm-i ke- 
lam [ilahiyyat] cevab verecekdir). Adada kendisini gezdiren bir profesoriimuz, bu 
siiale, hangi dmin cevab verecegini sordugu zeman, (Buna ancak islam dini cevab 
vermekdedir. Ben ve arkadasim atom alimi Hahn bu fikrdeyiz) demisdir. 

Fen adamlarmm, islamiyyetin yiiksekligine, iistiinlugune hayranhklarmi goste- 
ren bu canh misali, din kardeslerime arz etmegi liizumlu gordiim. Fen taklidcile- 
ri, her hakikatin dismda kaldiklan gibi, siibhesiz bu soziime dahil degildir. 

internet dalgalan vasitasi ile haberle$me: Fezaya, ya'ni her yere yayilmis olan 
elektro-manyetik dalgalarla haberlesme yapilmakdadir. Bir telden elektrik cerya- 
m gecince, telin etrafinda miknatis dalgalan hasil olur. Bu dalgalara (Elektro-man- 
yetik dalgalar) denir. Bu dalgalar fezaya yayihr. Bunlardan istifade icin, (Bilgisa- 
yar) makineleri kullamhr. Bu makine, cocuklarm kitab koyduklan canta gibi 2 cm. 
kahnhginda plastik bir kutudur. Kutunun kapagmm ic yiizii parlak bir levhadir. Bu 
levhaya (ekran) denir. Bilgisayarm icinde, avuc ici kadar bir pil vardir. Bu pil, sehr 
ceryanmdan gelen kordonun fisi, bu pilin prizine takilarak doldurulur. Bu pil, bil- 
gisayara iic saat kadar ceryan verir. Bilgisayarm icinde, bir altin lira kadar (Mo- 
dem) cihazi vardir. Bilgisayarda okunan kitablardan hasil olan resmlerin ve ses- 
lerin havadaki dalgalan, bilgisayarda bulunan modem cihazi vasitasi ile miknatis 
dalgalan haline cevirilip, telefon hatti vasitasi ile ara merkeze ve oradan, ozel ci- 
hazlar vasitasi ile yayilan kendine mahsus uzunlukdaki elektro-manyetik dalgalar- 
la birlikde fezaya gonderiliyor. Seslerden hasil olan miknatis dalgalan, elektro-man- 
yetik dalgalarma yiiklenmis oluyor. internet admda bir merkez ve alet yokdur. Ara 
merkezlerde bulunan bilgisayar, ya'ni (computer)lerin bir uydu vasitasi ile, sema- 
ya gonderdikleri elektro-manyetik dalgalarm fezadaki topluluguna (internet) 
denir. Her merkez, baska merkezlerin fezaya gonderdikleri yiiklii dalgalardan di- 
ledigini fezadan alarak, bilgisayanna veriyor. Yiiklenmis olan elektro-manyetik 
dalgalar, burada ses dalgalarma cevrilerek, ekranda okunuyor. Kiiciik bilgisa- 
yarlar da muhtelif ebadlarda plastik bir kutudur. Piyasada satilmakdadir. Kapa- 
gin ic yiiziindeki ara merkezden gelen yiiklii dalgalardan, modem cihazmda elde 
edilen yazilar ve kitabdan okunan, ara merkeze gonderilecek yazilar ve bilgisaya- 
rm daktilo gibi kismmda yazilanlar okunur ve hasil olan sesler dinlenir. Bunlarm 
bir sureti, bilgisayardaki mahalline yerlesdirilmis olan bir hafiza [harddisk] iize- 
rine mikro harflerle yazihr. Bir hafiza [harddisk]da binlerce kitab vardir. Bu 
hafiza [harddisk]daki, bilgiler bilgisayardaki ekranda okunur. internete baglan- 
mak icin, bir ara merkeze miiraceat edilir. Turkiyede bircok ara merkez vardir. Her 
ara merkezin bir uyduya irtibati vardir. Mesela (ihlas Net) ara merkezinin Haki- 
kat kitabevine verdigi adres (www.hakikatkitabevi.com)dir. Herhangi bir kimse, 
bu adrese baglamrsa, kitabevinin biitiin kitablanndan diledigini, bilgisayarmm ek- 
ranmda secerek okur. ihlas Net, Tiirkiye gazetesinin Yesilkoyde, Yenibosnada- 
ki binasmin iist katinda bir odadadir. 

Gefdi genclik tath bir riiya gibi ey cesmim zar! [agia!] 
Beni mecnun etcli girye, meskenim olsun mezar! 



-563 



34 — ISLAMIYYETDE NIKAH 

Nikahlanmak, evlenmek demekdir. (Tatlik) bosanmak demekdir. 
(Menahic-iil-ibad) kitabmda, islam nikahim soyle yazmakdadir: 
Yedinci fasl, evlenmek edeblerini bildirmekdedir. Nass ve haberler, evlenme- 
nin daha iyi oldugunu bildirdigi gibi, bekar kalmamn daha iyi oldugu da bildiril- 
mekdedir. insanlar, zemanlar ve haller baska baska oldugu icin, haberler de, bas- 
ka baska olmusdur. Eshab-i kiramin ve Tabi'inin "radiyallahii teala anhiim ecma'in" 
zemanlan ve halleri, evlenmenin daha iyi oldugunu gosteriyordu. Bunda, uc sebeb 
vardi: 

1. ci sebeb: Muhammed Mustafa "sallallahii aleyhi ve sellem" zemaninda, diin- 
yayi hiristiyanlik kaplamisdi. Isa aleyhisselamin ruhaniyyeti daha cok oldugu 
icin, onun eshabinm ve iimmetinin haline ve zemamna, bekarlik, ruhbanhk, yal- 
mzhk yakisirdi. Papaslar, herkese rahib olmagi, yalmz yasamagi emr ediyordu. Al- 
lah yolunda bulunabilmek ve Allahii tealaya yaklasabilmek, ancak ruhbanhkla, 
ya'ni evlenmemekle olur samyorlardi. Muhammed Mustafa "sallallahii aleyhi ve 
sellem", ruhi ve maddi hakikatlerin, iisttinluklerin hepsini kendinde topladigi 
icin, Onun Eshabma ve ummetine, yalmzhk da, cokluk da, bekarlik da, evlilik de 
faideli olmakdadir. Bunlara her ikisi de ve ikisi arasmdaki orta hal de yakismak- 
dadir. Papaslar herkese ruhbanhgi, yalmz, bekar yasamagi emr etdiginden, bunu 
onlemek icin Muhammed Mustafa "sallallahii aleyhi ve sellem", Eshabmin, bekar 
yasamasim yasak etdi. (islamiyyetde ruhbanhk yokdur) buyurdu. Bir hadis-i se- 
rifde de, (Nikah yapmak, benim siinnetimdir. Siinnetimi yapmiyan kimse, benden 
degildir) buyurdu. Daha nice hadis-i serifler, zihnlerdeki yanlis fikrleri kaldirdi. 
Allahii tealamn yolunda, yalmz ruhbanhkla gidilebilir diisiincesini goniillerden ci- 
kardi. Eshab-i kiramin ve Tabi'inin ve Tebe-i tabi'inin "radiyallahii teala anhiim 
ecma'in" zemani olan ikiyiiz sene icinde yasiyanlar, bu hadis-i seriflerin, papasla- 
rin bozuk sozlerini ciiriitmek ipin soylendigini biliyorlardi. Bu zeman gecince, in- 
sanm haline gore, bekarhgm da, evliligin de iyi oldugunu bildiren hadis-i serifler 
meydana cikdi. Resul "aleyhisselam", (ikiyiiz yilmdan sonra, sizin en iyiniz, ha- 
fTfiilhaz olandir) buyurdu. Hafifiilhaz nedir dediklerinde, (Zevcesi ve cocugu ol- 
miyandir) buyurdu. 

Bisr-i Hafi, Bayezid-i Bistamive Ebiil-Hiiseyn Nurigibi biiyiik alimler bekar idi. 
Hicretin ikiyiiz senesinden sonra gelenler arasmda, bunlann ve bunlar gibi olan- 
larin sereflerini, iistiinluklerini, bu hadis-i serif haber vermekdedir. 

2. ci sebeb: Eshab-i kiram, Tabi'in ve Tebe-i tabi'in, en hayrh, en iyi bir zeman- 
da yasadiklan icin, imanlan, sabrlan, ztihdleri ve tevekkiilleri cok kuvvetli, pek kiy- 
metli idi. (Zemanlarin en hayrhsi, benim asrimdir. Ondan sonra kiymetli olan, be- 
nim asrimdan sonra gelen asrdir. Daha sonra kiymetlisi, onlardan sonra gelen as- 
rin miislimanlaridir. Bunlardan sonra, yalancdik yaydir. Sahid olmalari istenme- 
digi halde, yalanci sahidlik yapdir) hadis-i serifi, onlari medh etmekdedir. O bii- 
yiikler, Resulullahin sohbetinde bulunmakla, Ona yakm olmakla, ztihdleri, tevek- 
kiilleri ve nzalan artdigi icin, evlendikleri zeman, nefsleri islamiyyetin begenme- 
digi sebeblere baglanmaz, haram kazanmaga egilmezdi. Sonra gelenler ise, boy- 
le olmadi. 

3. cii sebeb: Muhammed Mustafa "sallallahii aleyhi ve sellem", peygamberlik 
nuru ile ve dogru firaseti ile biliyordu ki, islam dinini, islam milletini, diinyaya, Es- 
hab-i kiram ve Tabi'in ve Tebe-i tabi'in "radiyallahii teala anhiim ecma'in" yaya- 
cakdir. Iman kal'asini koruyacaklann ve din-i islami yayacak olanlarm cogalma- 
si icin ve onlar ile dinin kuvvetlenmesi icin, nikah yapmagi, ya'ni evlenmegi tes- 
vik buyurdu. 

Bu tip sebebden dolayi, Sahabe-i kiram ve Tabi'in ve Tebe-i tabi'in "aleyhimiir- 

-564- 



ndvan" zemanlarmda, evlenmek lazim geliyordu. Bunlardan sonra gelenlerin 
ise, bekar kalmasi da iyi idi. Bunun icindir ki, Siifyan-i Sevri "rahmetullahi aleyh", 
yukanda yazih hadis-i serifi isitince, (Vallahi, bekar kalmak, simdi halaldir) dedi. 
Bisr-i Hafiye sordular ki, (Niye evlenmiyorsun?). (Oyle nefsim var ki, once, onu 
bosamaga ugrasiyorum. Ona baskasim nasil ekleyebilirim?) buyurdu. 

Simdi, halal lokma bulmak azaldi. Haramdan kendini kurtarmak giiclesdi. Bas- 
kasinm da harama diismesine on ayak olmak, dine de, akla da uyar birsey degildir. 
Bununla beraber, bir kimsenin sehveti azarsa, oruc tutarak, atesini azaltmaga ca- 
hssm. Oruc ile kuvvetini kiramazsa, bunun nikah etmesi, ya'ni evlenmesi farz 
olur. [Zulm etmek korkusu varsa, bunun evlenmesi tahrimen mekruh olur. Acik ge- 
zen, mahrem yerlerini erkeklere teshfr eden asagi kadinlann arasma diiserek, 
nefslerine aldanmakdan, haram islemekden korkanlarm da bir afff, temiz musliman 
kiz bulup evlenmesi farz olur. Boyle sikisik durumda olmiyan genclerin, ilm ve ah- 
lak edinmek icin cahsmasi, ancak hayz ve nifas bilgilerini ogrendikden sonra evlen- 
mesi uygun olur.] Evlenme vakti gelmesi icin once, islamiyyeti ogrenmek, nefsi, is- 
lamiyyete uyar hale getirmek, goniil sahibi olmak, riisdii, akh olgunlasmak lazim- 
dir. Ondan sonra, siinneti yerine getirmek niyyeti ile evlenir. Edebi, hayasi, ahla- 
ki olan, dinini, imanmi, islamm sartlarmi ogrenmis, islamiyyete uyan, sokakda is- 
lamiyyetin emr etdigi gibi ortiinen bir kizla nikahlamr. iffet sahibi, dinini kayiran 
bir kiz aramahdir. Mali cok, giizelligi cok olam aramamahdir. Mai icin, giizellik icin, 
iffeti ve salahi elden kacirmamahdir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Kadin, ya ma- 
il icin veya giizelligi icin, yahud dfni icin alimr. Siz dfni olam aluuz! Mali icin alan, 
mahna kavusamaz. Yalmz cemal icin alan, cemalinden nialiruiii kahr). (Din ile ce- 
mal birlikde olmasi cok iyi olur. Musliman kizin kafir erkekle evlenmesi caiz de- 
gildir. Kafir erkekle evlenmege niyyet edince miirted olur. iki kafir birbiri ile ev- 
lenmis olur. Her ikisinin de iman etmeleri ve yeniden nikahlanmalan lazim olur.) 

Nikahdan once kizi gormek siinnetdir ve iyi gecinmegi saglar. Saliha, iyi huy- 
lu, cocugu olan bir siilaleden ve asil aile kizi aramahdir. Dort kadindan kacmma- 
h demislerdir: 

1 — Dul olup, eski zevci yaninda rahat yasamisdir. O rahat giinleri hatirladik- 
ca, ah, of cekmekdedir. 

2 — Mali ile, mevki'i ile, babasi ile ogiinup, basa kakan almamah. 

3 — Kocasinm mahni, kendi akrabasma, tanidiklarma dagitan kizi almamah. 

4 — Kotii huy ve iffetsizlik ile adi cikip, kendini ve kocasmi dillere diisiiren ka- 
dindan kacinmahdir. (Giibrelikde biten giilleri koklamayiniz!) hadis-i serifi, siidii 
bozuk, ahlaksizlarla evlenmegi yasak etmekdedir. [Buharada Ahmed bin Hafs is- 
minde bir gene evlenmisdi. Birinci gecesi, kiz buna, (Hayz ilmini ogrendin mi?) de- 
di. Hayir deyince, kiz (Allahii teala, Kendinizi ve emrinizde olanlan atesden koru- 
yun! buyurdu. Cahil olan nasil koruyabilir?) dedi. Bu soz gence hos geldi. Zevce- 
sini Allaha emanet ederek, Mervde onbes sene ilm tahsil edip imam-i Muhammed- 
den de ders aldi. Alti senede de bunlan ezberledi. Alim olarak, zevcesinin yanina 
dondii. Hocasi, buna Ebii Hafs-i kebfr "rahmetullahi teala aleyh" ismini koydu.] 

Nikahlanmak istiyen, birkac def'a istihare etmeli. Hak tealaya siginmah. Nef- 
sin ve kotii kimselerin araya katilmasmdan korumasi icin, yalvarmahdir. 

Nikahin dort mezhebe de uygun yapilmasma cahsmahdir. Safi'i ve Hanbelive 
Maliki mezheblerinde nikahin dogru olmasi icin, birinci sart, baliga olan kiza da 
velinin izn vermesi lazimdir. Veli, lugatda, dost demekdir. Akaid bilgisinde arif-i 
billah demekdir. Fikhda ise, erkek akrabadir. Velibu ile mezhebde babadir. Baba 
yoksa, babanin babasi ve onun babasidir. Bunlardan sonra, erkek kardesdir. Bun- 
dan sonra, erkek kardes oglu, sonra onun ogludur. Sonra amca, sonra amca oglu 
ve onun ogludur. Bunlar yoksa, kadi [ya'ni Kur'an-i kerime gore yasayan adil bir 
hakim] veli olur. Nikahda veil, miras sirasma goredir. Ancak Safi'i mezhebinde ogul 

-565- 



ve onun oglu veli olmaz. Imam-i Muhammede gore ve Hanbeli mezhebinde, ba- 
badan ve dedelerden sonra, Seyhayna gore ise bunlardan once ogul ve torun ve- 
il olur. Hanefide, akil ve balig olan kiza velinin izn vermesi sart degildir. Baliga kiz- 
dan, nikahdan once izn istemek miistehabdir. izn verilen, vekil olmus olur. iznsiz 
yapilan nikahdan sonra kizin kabul etmesi ise sartdir. Kiz razi olmazsa, nikah sa- 
hih olmaz. Kadim, kendisi veya vekili yahud velisi evlendirir. [Erkek velileri bu- 
lunmiyan yetimleri, Hanefi mezhebinde, analari tezvic edebilir.] 

Nikahm ikinci sarti, Hanefi mezhebinde, [fiski belli olsa da] icab ve kabul ya- 
pilirken, akil ve balig miisliman iki erkek veya bir erkekle iki kadin sahid bulun- 
malan ve icab ile kabulii isitmeleri lazimdir. Safi'i ve Hanbelide, sahidlerin erkek 
olmasi ve fisklan belli olmamasi sartdir. Hanefide, vekil veya veli ile birlikde ay- 
rica bir erkekle iki kadin da olabilir. Maliki mezhebinde, sahid lazim olmayip, ve- 
linin bulunmasi ve nikahm i'lan edilmesi, tamdiklara bildirilmesi sartdir. 

Nikahm iiciincu sarti, icab ve kabuldiir. Ya'ni sozlesmedir. Safi'i ve Hanbeli mez- 
heblerinde, iki erkek (nikah veya zevc, zevce) kelimelerini veya bu ma'nada olan 
baska kelimeleri kullanarak, sozlesme yapar. Erkegin biri damad veya vekili, 
ikincisi kizm velisi veya vekilidir. Bu iki mezhebde, bakire degilse, kadinin izn ver- 
mesi de sartdir. 

(Ni'met-i islamRla diyor ki, (Hanefi mezhebinde, hiir ve balig erkekle kadin, iki 
sahid yamnda evlenebildikleri gibi, birinin veya ikisinin de vekilleri, bunlann nikah- 
lanni yapabilir. Vekilin miisliman, akil ve temyiz edici olmasi sartdir. Balig ve erkek 
olmasi sart degildir. Vekil yaparken, sahide liizum yokdur. Bunun icin, zevce zevci- 
ne, (Beni heme zeman bosarsan, beni kendine tezvice seni vekil etdim) der, zevc de 
kabul ederse, bir bain talak ile bosaymca, iki sahid yamnda, (Bosadigim filaneyi ken- 
dime nikah etdim) derse, nikah sahih olur. [Meshur tecdid-i iman ve tecdid-i nikah 
diiasim cema'at ile okumak bu htikme dayanmakdadir.] Vekil eden de bulundugu ze- 
man, vekil sahid yerine gecer. Kiz hazir olunca, bunun velisi de, sahid yerine gecer. 
Bir baba, kizi yok iken, onu mehrsiz nikah etse, sonra soyleyince, kizi susarsa, sahih 
ve mehr-i misl lazim olur. Bir kimse iki tarafin da, velisi veya vekili yahud birine ve- 
li, otekine vekil yahud bir tarafdan asil, ote tarafdan veli yahud bir tarafdan asil, ote 
tarafdan vekil olabilir. istedigini yap denilen vekil, baskasmi vekil yapabilir. Balig 
olmiyan cocugu, velilerinden yakin olam nikahlar. Veil, asebelerdir. Asebe yoksa, 
ana veli olur. Vekil olmiyan birinin [mesela balig erkek veya kizin velilerinden bi- 
rinin veya yabancimn] yapdigi nikahi, asil olan isitince red etmezse, sahih olur. Co- 
cuk balig olunca, baba ve dededen baska velilerin yapdiklan nikahi red edebilir). 

Hanefide, tezvic ve nikah kelimelerini soylemek sart degildir. Hibe, hediyye et- 
dim, verdim, sadaka etdim, satdim, satm aldim sozleri ile de nikah sahih olur. Yal- 

niz, konusan iki kisinin de fi'lleri mazi, ya'ni dim (gecmis zeman) olarak soy- 

lemesi lazimdir. Birisi emr, oteki mazi seklinde soyleyince de olur. Veli, baliga ol- 
mamis kiiciik kizi, izni olmadan kiifviine nikah edebilir. Oteki iic mezhebde ise, yal- 
niz, baba bakire olan baliga kizim da nikah edebilir. Kiiciik olmasi sart degildir. 

(Mizan-iil-kiibra)da diyor ki, (Safi'i ve Hanbelide, nikahm sahih olmasi icin ve- 
linin bulunmasi sartdir. Kadin veli olmaz. Hanefide, kadin velisiz evlenebilir ve ken- 
dine birini vekil yapabilir. Fekat kufviinden baskasina vanrsa, velisi mani' olabi- 
lir. Malikide, kadm esrafdan ise ve zengin ise, velinin bulunmasi sartdir. Boyle de- 
gil ise, kadim vekili evlendirebilir. Safi'ide ve Hanbelide, fasik veli olamaz. Hane- 
fide ve Malikide olur. Safi'ide, yakm veli, sefer uzakhgmda ise, uzak veli evlendi- 
rir. Diger iic mezhebde, evlendiremez. Hanefide ve Malikide, yakm velinin gitdi- 
gi yer bilinmiyorsa, kizi biraderi evlendirir. Safi'ide evlendiremez. Safi'ide, baba 
ve dede, bakire kizi, zor ile tezvic edebilir. Malikide ve Hanbelide ced evlendire- 
bilir ise de zorlryamaz. Hanefide baliga kizi nzasi olmadan kimse evlendiremez. 
tic mezhebde, kiiciik kizi babasmdan baskasi evlendiremez. Hanefide ise, her ase- 

-566- 



besi evlendirebilir ise de, baliga olunca, red edebilir. Hanefide ve Malikide, veli- 
si kizi kendine nikah edebilir. Hanbelide, veil kendi vekili vasitasi ile yapabilir. Sa- 
fi'ide, vekil ile de yapamaz. Uc mezhebde kadm ve velileri razi olunca, kiifvun gay- 
risi ile evlenebilir. Hanbelide ise evlenemez. Safi'ide ve Malikide bir veli, kadini 
arzusu ile, kiifvunun gaynsma veremez. Hanefide verebilir. 

Safi'ide, kiifv, nesebde, san'atda, dinde, aybsiz olmakda ve hurriyyetde sartdir. 
Malikide kiifv yalniz dinde olur. Hanefide dinde, nesebde ve malda olur. Butiin 
mezheblerde, erkegin musliman olmasi, kizm miisrik olmamasi birinci sartdir. Ha- 
nefide, kufviine varmiyan kadini velileri ayirabilir. Diger tic mezhebde veliler bu- 
na razi olmazlarsa, nikah zaten sahih olmaz. Malikide, mehr-i mislden az mehr ile, 
kiifviine talib olan kadma velileri mani' olabilir. Diger imamlara gore mani' ola- 
maz. tie mezhebde, uzak velinin, yakm veli yanmda nikah yapmasi sahih olmaz. 
Malikide ise, yalniz baba yaninda bakirenin nikahim yapmalan sahih olmaz. 

Erkek, filanca kadm zevcemdir der, kadm da tasdik ederse, uc mezhebe gore 
kabul edilir. Malikide ise, nikahlan sabit olmaz. 

Uc mezhebde sahidsiz nikah sahih olmaz. Sahid ile yapilmca, gizli tutulmalan 
caiz olur. Malikide, sahih olur ise de, tanidiklara duyurmak lazimdir. Safi'ide ve 
Hanbelide iki sahidin adil erkek olmalan lazimdir. Hanefide bir erkekle iki kadm 
fasikm sahidlikleri ile sahih olur. Uc mezhebde, musliman erkekle zimminin nika- 
hmda iki sahidin musliman olmalan lazimdir. Hanefide, ikisi de zimmi olabilir. Ni- 
kahda, iki tarafin konusmalan siinnetdir. Safi'ide ve Hanbelide, tezvic veya nikah 
kelimelerini soylemek sartdir. Hanefide temliki bildiren her kelimeyi soylemek- 
le sahih olur. Maliki de, hanefi gibi ise de, mehri de soylemek lazimdir. 

Kizimi filana tezvic etdim dese, o da, isitince, nikahi kabul etdim dese, biitiin 
alimlere gore sahih olmaz. Ebu Yusiife "rahmetullahi aleyh" gore sahih olur. 

Safi'ide, kizimi sana tezvic etdim dese, o da kabul etdim dese, (Nikahim) veya 
(tezvicini) kabul etdim demese, sahih olmaz. Hanefide ve Hanbelide ve imam-i Sa- 
fi'inin "rahmetullahi aleyh" diger kavlinde sahih olur. 

Uc mezheb imami "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", kitabli kafiri velisin- 
den almak caizdir dedi. Hanbelide ise, caiz degildir. 

Ilerde baska kadini da tezvic etmemek veya baska yere goturmemek sarti ile ev- 
lenince, iic mezhebe gore, nikah sahih olup, sarta uymak lazim olmaz. Mehr-i misl 
lazim olur. imam-i Ahmed ibni Hanbel "rahmetullahi teala aleyh" sarta uymak la- 
zim olur. Uymayinca, zevce nikahi fesh edebilir dedi. Baba evlenmek isteyince, Ha- 
nefide ve Malikide, oglu babasim evlendirmege mecbur degildir. [Evlendirmesi iyi 
olur.] Safi'ide ve Hanbelide, lazimdir. 

Erkek vatyden aciz ise, Hanefide kadm nikahi fesh icin husumet hakkma malik 
olur. Diger iic mezhebde ise, her ayb ve kusur karsismda fesh edebilir. Nikahdan 
sonra hasil olmalarmda da, kadm nikahi fesh edebilir. Kadmda ayb hasil olursa, Han- 
belide ve Safi'inin "rahmetullahi teala aleyh" bir kavlinde, erkek nikahi fesh ede- 
bilir. Malikide ve Safi'inin diger kavlinde fesh edemez). (Mizan)dan terceme temam 
oldu. Husumet, da'va acmak demekdir. Kendinde mani' bulunmiyan kadm, zevci- 
nin innin oldugunu anlarsa, nikahm feshi icin, cok zeman sonra bile, da'va acabi- 
lir. Erkek inkar ederse, hakim bir ebeye mu'ayene etdirir. Zevceyi bakire bulursa, 
bir sene sonra tekrar mu'ayene etdirir. Yine bakire bulunursa aralanm tefrik eder. 
Tam mehr ve iddet lazim olur. Bir kerre cima' yapmca kadmm husumet hakki kal- 
maz ise de, birden fazlasmi terk etmesi gunah olur. innin, ihtiyarlik, tenasiil hasta- 
hgi veya sihr sebebi ile cima' yapamiyandir. Baska bir sebeb ile, ayrilmak icin 
da'va acamazlar. Nikah once bir sartm hasil olmasma baglamrsa, sahih olmadigi, 
(Ibni Abidfn)de ve (Haniyye) ve (Tatarhaniyye) ve (Ebiilleys) fetvalarmda yazi- 
lidir. (Babam razi olmak sarti ile nikahlandim) demek boyledir. (ibni Abidin)de 

-567- 



(Muharremat) fash sonunda diyor ki, (Babasi meclisde hazir olup razi oldum der- 
se, nikahi sahih olur). Bunun gibi, (ibni Abidin) ve (Kitab-iil-fikh alel-mezahib-il- 
erbe'a) ve (Ni'met-i islam)da, nikah yapilmasmi anlatirken diyorlar ki, (kadin, bo- 
sanmak benim elimde olmak iizere seninle evleniyorum der ve erkek de bunu ka- 
bul etdim derse, hem nikah sahih olur, hem de, kadimn bosanmasi kendi elinde de 
olur). Zevci ve mahremi olmiyan kadimn sefere, mesela hacca gidebilmesi icin ve 
Hulle icin evlenecek kadimn boyle sart yapmalan uygun olur. Goriiliiyor ki, (islam 
dininde bosamak yalniz erkegin elindedir. Kadin erkegin elinde oyuncak gibidir) 
gibi sozler dogru degildir. islam dinini bilmiyenler boyle yalan ve iftira ederek, genc- 
leri miislimanlikdan sogutuyorlar. Yukandaki yazi, nikah yapihrken, bosanmak hak- 
kinin zevceye (Tefvid) edilecegini, zevcenin de, diledigi zeman bosanabilecegini acik- 
ca gostermekdedir. Talak maddesi sonunda, (Tefvid) kelimesine bakimz! 

Nikah sozlesmesinde, fasid bir sartm yapilmasi soylenirse, nikah sahih olup, sart 
batil olur. Mehr vermemek iizere seni nikah etdim derse, nikah sahih olur. Sart fa- 
sid olup, mehr-i misl lazim olur. 

MEHR — (Kitab-iil-fikh alel-mezahib-il-erbe'a)da diyor ki, (Mehr, evlenecek 
erkegin verecegi altin, gumiis, kagid para veya herhangi bir mal yahud bir menfe'at 
demekdir. Mehr iki kismdir. Birincisinin verilmesi, nikah yapilmca vacib olur ve ya- 
nsi veya hepsi sakit olabilir. Buna, (Mehr-i mu'accel) denir. ikincisinin mikdan da 
nikah yapihrken belli edilir ise de, verilmesi, tic seyden biri hasil olunca vacib 
olur ve hicbir sebeble azalmaz. Buna, (Mehr-i miieccel) denir. Her iki mehr, nikah- 
da bildirilmedi ise, (Mehr-i misl) verilmesi lazim olur. Zevce firkate, ya'ni aynlma- 
ga sebeb olan birsey yaparsa, mesela irtidad eder veya (Hurmet-i musahere)ye se- 
beb olursa, mehr-i mu'accelin hepsi sakit olur, verilmez. Erkek bosarsa veya firka- 
te sebeb olam yaparsa, bunun yarisi sakit olup, yansi verilir. Mehr-i mueccehn ve- 
rilmesini vacib kilan iic sey, vaty, halvet ve ikisinden birinin olmesidir. Bu iiciinden 
biri hasil olunca, odenmemis mu'accel mehr de sakit olmaz ve azalmaz. Vaty veya 
halvet hasil olunca, biitiin mehr nikahda kararlasdinlan vakti gelince veya firkat ha- 
linde tam olarak odenir. Zevce oliince, zevc, zevcenin varislerine verir. Zevc oliin- 
ce, mirasmdan zevcesine verilir. Zevc ile zevce arasmda olan mesru' halvet, yaban- 
ci kadm ile olan haram halvet gibi degildir. Yanlannda hissen veya ser'an yahud ta- 
bi'aten vatya mani' bir sebeb bulunursa, mesru' halvet olmaz. ikisinden birinin has- 
ta olmasi, ihramh olmasi, farz nemazda, Ramezan orucunda olmasi, kadimn hayz 
veya nifas halinde olmasi, yanlannda aklh bir cocuk bulunmasi bu halvete mani' olur. 
Zevce, mehrini zevcine, olmiis ise, varislerine hediyye edebilir. Zevcenin babasi, 
kizimn mehrini damadina hediyye edemez). (ibni Abidfn)de diyor ki, (Zevce, ala- 
cakhsmi mehri ile zevcine havale edebilir. Mehrini baskasina hediyye edip, meh- 
ri kabz icin onu vekil edebilir. Ciinki, alacak ancak borcluya hediyye edilir. Baska- 
sina hediyye edebilmek icin, kabz etmege onu vekil etmesi lazimdir). 

(Fetava-yi Hindiyye)de diyor ki, (Nikah akd edilirken tek mehr soylenip, ne ka- 
dari mu'accel oldugu bildirilmedi ise, adete ve zevcenin emsaline gore, soylenile- 
nin bir mikdan mu'accel olur. Mehrin hepsi mu'accel denildi ise, hepsi mu'accel olur. 
Hepsi belli tarihde verilmek iizere miieccel olup, odeme tarihi gelince, zevce meh- 
rini alabilmek icin kendini zevcinden men' edemez. Mehr bir sene sonra miieccel 
olup zevc bir seneden once vatyi sart etmis ise, mehr vermeksizin vaty caiz olur. Sart 
etmemis ise, imam-i Muhammede "rahmetullahi teala aleyh" gore yine boyledir. 
Mehr-i mu'acceli vermeden once vatyi sart etmis ise, caiz olur. Mehrin bir kismi 
mu'accel, bir kismi da miieccel ise, zevce vaty edilmis olsa bile, mehr-i mu'accelin 
hepsini almadikca, zevci ile sefere gitmege, vatye ve halvete mani' olabilir. 

Nikah akd edilirken, mehr-i miieccelin belli bir tarihde odenmesini sart et- 
mek, soz birligi ile caizdir. Talak olunca, mehrin odeme tarihi beklenir. Odeme ta- 
rihi belli degilse, bosarken hemen odenir. Ric'i talakda zevc ric'at edince, tekrar 

-568- 



miieccel olmaz. Kiiciik olsun, biiyiik olsun, bakire olarak evlenen kizin mehrini, 
babasi, dedesi ve kadi, zevcden alabilirler. Bunlardan baskasi alamaz. Bakire kiz 
olarak evlenen razi olmazsa, bunlar da alamaz). 

(Rryadunnasihin)deki hadis-i serifde, (Mehr vermemek niyyeti ile nikah yapan 
kiinse, kiyamet giinii hirsizlar arasinda hasr olunacakdir) buyuruldu. 

(Mehr) soylemeden, hatta mehr vermemek sarti ile nikah yapmak da sahih, sart 
fasid olur. Zevcin, (Mehr-i misl) vermesi vacib olur. Kadmin baba tarafindan akra- 
basina verilen kadar verir. Mehrin bir kismi (Mehr-i mu'accel) ise, bunu, vatydan 
once veya halvetden once verir. Hepsi (Mehr-i miieccel) ise veya mu'accel ve mii- 
eccel kelimeleri soylenmedi ise, vatydan veya halvetden sonra, zevcenin istedigi ze- 
manda, eger istemedi ise, ikisinden biri oliince, verilmesi vacibdir. Varisleri verir ve- 
ya alir. Mehrin degeri on dirhem giimiisden az olmaz. Bugiin giimiis para kullaml- 
miyor. Altm karsihgi olan kagid liralar kullamhyor. Bunun icin on dirhem, ya'ni ye- 
di miskal agirhgmdaki giimiis degerinde olan bir miskal [bes gram, ya'ni iicde iki li- 
ra] altmdan az olmamahdir. Farisi (Cevahir-iil-fikh) kitabinda, mehrin bir altindan 
az olmamasi yazihdir. O zeman, bir altinin bir miskal agirhgmda oldugu anlasihyor. 
Daha az soylerse, yine bir altm liramn iicde ikisi veya bu degerde soylemis oldugu 
bir mail verir. Zevce, mehr-i mu'acceli almadikca, dugunil, halveti ve birlikde sefe- 
re cikmagi istemeyebilir. Bunlari red edince, zevc, zevcesinin nafakasim kesemez. 
Mehrin hepsi miieccel [gecikebilir, sonra olacak] ise, zevce, mehri almadigi icin bun- 
lari men' edemez. Mehr-i mu'acceli almiyan kadin, zevcinden iznsiz evden cikabi- 
lir ve baska bir mahremi ile sefere gidebilir. On altm mehrini zevcinden aldikdan son- 
ra, bunu zevcine geri verip hediyye etse, [fekat, mehrimi hediyye etdim demese], zev- 
ci de, halvetden once bunu bosasa, kadmin zevcine bes altm daha vermesi lazim olur. 
Ciinki, altm, ta'yin ile te'ayyiin etmedigi icin, bu on altim zevcine geri vermekle, mehr 
parasi geri verilmis olmaz. Bosamak halvetden evvel oldugu icin, mehr parasmm ya- 
nsi kadmin hakki olacagmdan, diger yarismi erkege geri vermesi lazim olur. Zevc- 
den mehri almayip ona halal etseydi veya mehr, altm olmayip, mal olsaydi, bu ma- 
ll zevcinden aldikdan sonra ve zevcine geri vererek hediyye etdikden sonra bosamn- 
ca, erkege birsey vermesi lazim gelmezdi. Ciinki, ta'yin ile te'ayyiin eden mah geri 
verince, kadin mehri teslim almamis olur. [Bey' ve sira bahsine bakiniz!]. 

Tekrar bildirelim ki, nikahm sahih olmasi icin, mehrin konusulmasi sart degil- 
dir. Din cahili olan bir kimse, (islam dininde, bir erkegin evlenebilmesi icin, kiza 
mehr parasi vermesi lazimdir. Kadin, pazar esyasi gibi, satihk mal olmakdadir) der- 
se, islamiyyete iftira etmis olur. islamiyyetde mehr parasi, evlenmek icin degildir. 
Evliligin diizenli, mes'ud olarak devam etmesi, kadmin hak ve hiirriyyetlerinin ko- 
runmasi, din cahili huysuz erkegin elinde oyuncak olmamasi icindir. Mehr para- 
sini vermek ve cocuklarm nafaka paralanni her ay odemek korkusundan erkek, 
zevcesini bosayamaz. Bu korkunun olmadigi yerlerde, mahkemeler bosanma 
da'valan ile dolup tasmakdadir. Bunun icin, evlenecek kizin, islamin giizel ahla- 
kim ve kadina verdigi kiymeti bilen ve bunlara ehemmiyyet veren erkekden az mik- 
darda, boyle olmiyandan ise, fazla mikdarda mehr istemesi efdaldir. 

NIKAHI CAIZ OLMIYANLAR — Yirmibes kadini nikah etmek haramdir. 
Bunlara (Mahrem) kimseler denir. Bunlardan onsekizi ebedi mahremdir. Bunla- 
rin yedisi (Zi-rahm-i mahrem)dir. Ya'ni kan ile olan, nesebden, soydan akrabadir: 
Anasi ile, ananm, babanin analan ile, kizi ve oglunun ve kizinin kizlari ile, kiz kar- 
desi ile, kiz kardesinin kizlari ile, erkek kardesinin kizlari ile, hala ve teyze ile ev- 
lenmek, ebediyyen, oltinciye kadar haramdir. Demek ki, bir kadin, babasi ile, 
oglu ile, kardesi ile, amcasi ile, dayisi ile ve kardeslerinin ogullan ile hicbir zeman 
evlenemez. Bu yedi kisi, soydan olmayip, siit ile veya zina ile olursa, evlenmele- 
ri yine ebedi haram olur. Yalniz oglunun siit kardesi olan kiz ile ve erkek karde- 
sin siit annesi ile evlenebilir. Hanbelide, her yasda icen, siit kardes olur. Diger tie 

-569- 



mezheb imami "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", ikibucuk yasindan yukan iken 
icince, silt kardes olmazlar dedi. 

Nikah sebebi ile sonradan akraba olan dort kadmla da evlenmek ebedi, sonsuz 
haramdir. Bir adam, nikahlandigi veya zina etdigi kizin anasi ile ve anasmin, ba- 
basmm analan ile hie evlenemez. Nikahladigi kadin ile vaty olunca, bunun baska 
erkekden olan kizi ile hie evlenemez. Babasmin ve 6z oglunun nikahladigi kadm 
ile, ya'ni iivey anasi ve gelini ile hie evlenemez. Cocuklannm gelinleri ile de evle- 
nemez. Bir kadin, iivey babasi ile, iivey oglu ile, kaympederi ve damadi ile hie ev- 
lenemez. (Ahiret kardesi) ve (Ahiret anasi) ile ve (Tarikat kardesi) ile evlenmek 
caizdir. Bunlar, kendi kardesi, kendi anasi gibi degildir. Bunlann baslarmi, sacla- 
rmi, gormesi, sohbet etmeleri, bir odada yalmz kalmalan, uzak yola gitmeleri, ha- 
ramdir. Hicbir tarikatde halal degildir. Halal diyen kafir olur, zmdik olur. 

Yedi kadm daha vardir ki, bunlarla muvakkat olarak evlenemez. Aradaki se- 
beb kalkmca, evlenmesi halal olur. Bunlardan besi, nikah sebebi ile haramdir. Bir 
adam, nikahladigi kadmm kiz kardesleri ile goriisemez ve evlenemez. Nikahladi- 
gi kadm oliirse veya bosarsa, bunun kiz kardesi ile, sonra evlenebilir. Bu kizlara 
adamm baldizlan denir. Bu adama kizlarm enistesi denir. Bu adamin erkek kar- 
desleri, bu nikahli kizin kaym biraderleri olurlar. Bu kiz da, bunlann yengesi 
olur. Bir kadin, enistelerinden ve kaym biraderlerinden herhangi birisi ile bir 
odada yalmz kalamaz, bunlarla sefere, mesela hacca gidemez. Ya'ni enistesi ve ka- 
ym biraderleri bu kadmin mahrem akrabalan degildir. 

Bir kadm nikahmda iken, bu kadmin halasi veya teyzesini veya kardeslerinin ki- 
zim da nikahlamak haramdir. Bunlar, silt ile olunca da haramdir. Hanefi, Maliki ve 
Hanbeli mezheblerinde, vaty sebebi ile nikah etmesi haram olanlar, zina sebebi ile 
de haram olurlar. Safi'i mezhebinde ise, zina sebebi ile haram olmazlar. Zina etdi- 
gi kadini, kendisi veya baskalan nikah ile alabilirler. Amca kizi, dayi kizi, hala ki- 
zi ve teyze kizi ve yenge, ya'ni kardes zevcesi (Zf-rahm-i mahrem) degildir. Ya'ni 
bu bes kadin, yabanci demekdir. Bunlann acik yerlerine bakmak, basi kolu acik iken 
konusmak, halvet etmek haramdir. (Halvet), bir evde ikisi yalmz kalmak demek- 
dir. Kafir kadmlan ile ve baskasimn cariyesi ile de halvet yapmak haramdir. Bu bes 
kadin yabanci oldugundan, bunlarla evlenmek caizdir. Haram degildir. Fekat, bun- 
lardan ilk dordii ile evlenmek tenzihen mekruhdur. (Kimya-i se'adet)de diyor ki, (Ni- 
kah olunacak kadinda bulunmasi siinnet olan sekiz sifatdan sekizincisi, kadmin ya- 
km akrabadan olmamasidir. Hadis-i serifde, (Bunlann cocuklan za'ff, hastahkh olur) 
buyuruldu.) Tiirkce (Miirsid-ul-iniitechhilin) kitabmda da bunun gibi yazihdir. Bu 
dort kadmm kizlan ile evlenmek, mekruh degildir. Hazret-i Ali "radryallahu anh", 
amcasmm kizmi almadi. Amcasmm oglunun kizim aldi. Mekruh olmadi. 

Evlenmesi muvakkat haram olan yedi kadmdan altmcisi, miisrik kadindir. Miis- 
rik, kitabsiz kafir demekdir. Hiristiyanlar, resmlere, heykellere ta'zim ediyorlar, sec- 
de ediyorlar, yalvanyorlar. Bunlann bir kismi, ellerindeki bozuk incillere, Tann- 
mn Isaya gonderdigi kitabdir diyorlar. Isa, Tanrmm resuliidiir. Onu cok seviyor. Her 
istedigini yaratiyor. Babanm oglunu cok sevdigi icin, Tannya baba, Isaya ogul di- 
yorlar. Kendilerine sefa'at etmesi icin, Isaya yalvanyorlar. Bunlara (Ehl-i kitab) de- 
nir. Bunlar miisrik degildir. Hiristiyanlarm ikinci kismi, Isada iiluhiyyet sifatlan var- 
dir. Babasi gibi, her diledigini yaratir. Ebedi, ezeli olarak diridir diyorlar. Boyle ina- 
narak yalvarmaga, ibadet etmek, tapmmak denir. Boyle inanmaga (Sirk) denir. Boy- 
le inanana (Miisrik) denir. Boyle ibadet olunan resmler, heykeller, haclar putdur. 
Komiinistler ve masonlar, mtirted, budist, berehmen ve miilhidler miisrikdir. Miis- 
rik, miisliman veya kitabh kafir olursa, bununla evlenmek caiz olur. Bir musliman 
erkek ve kiz, evlenecegi kimsenin musliman olup olmadigim arasdinp anlamasi la- 
zimdir. Musliman erkegin kitabh kafiri, ya'ni (miisrik) olmiyan, hiristiyan ve ye- 
hudi kadini ve bid'at ehli, mezhebsiz kadini, miisrik olmamis ise, nikahlamasi ca- 

-570- 



iz ise de, zimmi ile evlenmek tenzihen, harbi ile tahrimen mekruhdur. Miisliman 
kadin ile evli olanin da, bunlan nikahlamasi caizdir. Miisliman kizm ise, miisliman 
olmiyan erkekle evlenmesi caiz degildir. Evlenmege karar verirken miirted olur. 
(Nimet-i islam)da diyor ki (Ehl-i kitabm nikahmda sahidlerin miisliman olmalan 
sart degildir. Bir miisliman, kitabi olan zevcesini kiliseye gitmekden ve evde serab 
yapmakdan men' edebilir. Hayz ve nifas sonunda, gusl abdesti almaga cebr ede- 
mez. Tesettiir etmesi iyi olur. Muslime iizerine kitabiyye tezevvtic caizdir.) 

Muvakkat haram olan kadmlann yedincisi, hiir kadm ile evli iken, cariye ile de 
nikahlanmakdir. Cariye ile nikahli iken, hiir kadmi da nikahlamak caizdir. 

Bu yedi kadina selam vermek ve selamlarma cevab vermek caiz degildir. 

Baskasinm zevcesini nikah etmek caiz degildir. Kadin bosanmis ise ve iddet de- 
nilen zeman gecinceye kadar beklemis ise, bunu nikah etmek caiz olur. iddet ba- 
bimn sonunda diyor ki, gaib olan, [ya'ni uzak memleketde habs, esir olan] zevci- 
nin oldiigii veya iic talak verdigi haberini adil birinden ogrenen kadin, baskasi ile 
evlenebilir. Hakimin, doksan yasmi dolduran gaibin oldiigiine hiikm edecegi 
(Mecelle)nin onuncu maddesi serhinde yazihdir. (Oldiigiinii isitip veya bosadigi- 
m bildiren mektubunu ahp, baskasi ile evlendikden sonra, birinci zevci gelirse, ikin- 
ci nikahi batil olur [Ni'met-i islam]). Hiir erkegin dortden, kolenin ise ikiden 
cok kadm nikahi altmda bulundurmasi haramdir. ikinci kadmla evlenmek icin, bi- 
rinci kadmdan izn almak lazim degildir. Birinci kadin razi olmazsa, hatta kendi- 
mi oldiiriiriim dese de, erkek ikinci kadini nikahhyabilir. Fekat, birincinin gonlii- 
nii hos etmesi, hatta hos etmek icin ikinci nikahdan vaz gecmesi iyi olur ve sevab 
kazamr. Aralannda adalet yapamazsa, zulm yaparsa, nafaka bulamazsa, bir evlen- 
mek bile haram olur. [Otuzdokuzuncu maddeye bakiniz!] Si'iler, dokuz kadinla, 
vehhabiler on kadin ile evlenmek caiz diyorlar. Hamidullah, (islaina giris) kitabm- 
da, burasmi da, yanlis yazmakdadir. 

Zinadan hamile kadini vad'-i haml etmeden [dogurmadan] evvel nikah etmek sa- 
hihdir. Fekat, vad'-i haml edinciye kadar vaty etmek caiz olmaz ve nafakasi vacib ol- 
maz. Nikahdan hamile olan kadmi, vad'-i haml edinciye kadar, nikah etmek sahih de- 
gildir. Zina etdigi kadmi, zaninin nikah ve vaty etmesi halaldir ve nikahdan alti ay 
sonra olan cocuk onun cocugu olur. Alti aydan once olursa, bu cocuk bendendir der- 
se, yine onun olur. Zina olunmus kadini baskasinm, istibra etmeden nikah ve vaty et- 
mesi caiz olur. (Zina eden kadini, baska erkekler nikah edemezler) mealindeki 
ayet-i kerime, Nisa suresinin uciincii ayeti ile nesh edilmis ve hadis-i serif ile bildi- 
rilmisdir. Zevcesi zina eden kimse, iddet beklemeden bunu vaty edebilir. 

Siinnet iizere nikah yapmak: iki veya daha cok salih miisliman erkek toplamr. 
Erkekler arasmda hicbir kadm bulunmamahdir. Diigiinde de, erkekler ayn evde, 
kadmlar baska evde toplanmahdir. Gelini, kapah bile olsa, yabanci erkege goster- 
mek haramdir. Harama ehemmiyyet vermiyen kafir olur. Nikah bozulur. Once er- 
kek ve kadm tarafmdan birer kisi konusma yapmahdir. Konusmadan sonra, kadi- 
nm vekili mehr olacak altin sayisini soyler. Erkek kabul etmezse, bir sayida uyu- 
sulur. Sonra, kadmin velisi veya miisliman olan vekili: 

(Bismillah velhamdiilillah, vessalatii ala Resulillah) dedikden sonra, damada kar- 

si: ( )mn kizi ( )yi, sana zevcelige verdim. Velisi [veya vekili] bulundugum 

( ) kizi ( )yi, [mesela on Resad altim] (Mu'accel) [ya'ni pesin] mehr ile ve [me- 

sela yirmi Resad altim] (Miieccel) [ya'ni sonra vermek iizere] mehr ile, sana zev- 
celige verdim der. Damad yok ise, bunlan damadin vekiline soyler ve soylerken, 

sana demeyip, ( ) oglu ( )ya verdim der. Bu sozlere (fcab) ya'ni teklif denir. 

Sonra damad soyle cevab verir: Ben bu nikahi, soylenen bu mehr ile, kendim icin 
kabul etdim. Eger damad yoksa, vekili cevab vererek, ben bu nikahi vekili bulun- 
dugum ( ) oglu ( ) icin soylenen bu mehr ile kabul etdim der. Mehr mikda- 

rmi soyleyerek cevab verilmesi iyi olur. Bu cevaba (kabul) denir. Boylece icab ve 

-571- 



kabul ile, islam nikahi olur. [Mehr parasmi bir kagida yazip ve damad ile iki sahid 
altim imzalayip zevceye teslim etmek mlistehabdir. Mehr parasi kul hakkidir. 
Erkek zevcesini bosarken, zevcenin bu hakkim odemezse, diinyada hapse, ahiret- 
de de Cehenneme girecekdir. Mesela yirmi altin lira veya bir Resad altim doksan 
bin lira kiymetinde oldugu zeman, iki milyona yakin kagid lira odemek ve cocuk- 
lann nafakalan icin annelerine her ay gecim parasi vermek, ya'ni ikinci bir evin 
gecim masrafmi yiiklenmek, cok kimsenin yapabilecegi birsey degildir. Goriiliiyor 
ki, Allahii teala bosamak hakkim erkege vermis ise de, bir muslimamn bunu yap- 
masim cok agir sarta baglamis, hatta imkansiz kilmisdir. Bosamak hakki kadmla- 
ra bir goz dagi olmakdan ileri gitmemekde, ancak erkegin ev idaresindeki vazife- 
lerini yapabilmesine kuvvet vermekde, yardimci olmakdadir. Bosamak hakki, 
zahiren erkegin elinde, hakikatde ise, her zeman zevcenin elindedir. Bir mii'min 
zevcesini bosamak isteyince, cok az kimsenin kazanabilecegi parayi ve senelerce 
devam eden nafakalan odemek veya diinyada habshanede kalmak, ahiretde de Ce- 
hennemde yanmak korkusu, oniine dag gibi dikilir. Kadm bosanmak isteyince, meh- 
rini hediyye, halal edip, na-hos hareketleri ile zevcini talak vermege mecbur ede- 
bilir. Zevcenin bosanmasi bu kadar kolay oldugu halde, aile hayatimn kudsiyye- 
tini ve zevcin zevcesi iizerindeki haklarmi bilen bir musliman kadini, mukaddes yu- 
vasim yikmak giinahina girmegi ve boylece diinyada sefil ve rezil, ahiretde de aza- 
ba miistehak olmagi elbet istemez. Bosanan kadm, hickimseye birsey vermege mec- 
bur degildir. Ona zengin akrabasi bakmaga mecburdur. Kimsesi yoksa, Beyt-til- 
mal bakar. Salih bir mii'min ise, zevcesini bosaymca cocuklanna nafaka vermek 
ve yeni evini gecindirmek icin devamh calisip, kazanmak mecburiyyetindedir. 
Dinsizlerin, mezhebsizlerin ve cahillerin, islamiyyete uymiyan yanhs, bozuk hare- 
ketlerini ileri siirerek, islamiyyete dil uzatmamahdir.] 

Islam nikahmm sahih olmasi icin, damadm ve gelinin musliman olmalan sart- 
dir. Ya'ni imanin ve islamm sartlarim bilmeleri ve inanmalan lazimdir. Imanlan 
siibheli ise, nikah yapacak olan kimse, Besmele, hamd ve salevat okudukdan son- 
ra, imanin alti ve islamm bes sartini birer birer soyler. Herbirini damada ve geli- 
ne de soyletir. Allahii tealamn sifat-i zatiyyesini ve sifat-i siibutiyyesini, Peygam- 
berlerin, meleklerin miihim ozelliklerini, kabr ve kiyamet bilgilerini, sirasi gelin- 
ce, orada soyler ve tekrar etdirir. Bunlara inandik, iman etdik, mii'minim, miisli- 
mamm elhamdiilillah dedirir. Sonra damaddan veya vekilinden bashyarak nika- 
hi kiymahdir. (Redd-iil-muhtar)da buyuruyor ki, (Bir arada bulunan kadmla er- 
kegin, yazi ile nikah yapmasi caiz olmaz. Karsi karsiya olmaymca, birinin mektub 
gonderip, otekinin iki sahid yamnda mektubu okuyup, soz ile kabul etmesi caiz olur. 
Ikisinin de, yazi ile bildirmesi olmaz. Erkekden gelen mektubu, kadm, iki sahide 
okur veya anlatir. Sahid olunuz! Ona zevce olmagi kabul etdim der. Kadmm, 
mektubu sahidlere okumasi, erkegin sahidler yamnda soz ile teklif etmesi gibi olur). 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", nikah sahidlerini anlatirken buyuruyor 
ki, (Biittin akdlerde [sozlesmelerde] oldugu gibi, nikah icin birini vekil yaparken 
de, iki sahid bulunmasi lazim degildir. Fekat, her akdde iki sahid mustehabdir. Ni- 
kah yapihrken ise, sartdir, lazimdir. Odiinc vermekde de, iki sahid vacibdir denil- 
di. Ticaret, vekalet ve biittin akdlerde sened yazmak sart degil ise de, odiinc ver- 
mekde lazim, nikahda da mustehabdir. Vekil yapmakda ve nikahda, sahidlerin [ve 
vekil yapilacak zatin] kadini tammalan lazimdir. Yamnda iseler, yuziinii gorme- 
leri iyi olur. Baska odadan sesini duyarlarsa, kadm odada yalmz ise, caiz olur. Ni- 
kah kiyihrken, veli veya vekil sahidlerin bildigi kadimn yalmz ismini soyler. Sahid- 
lerin tammadiklari kadmm, babasimn ve dedesinin adim da soylemesi lazimdir. Ta- 
mmak, kimin kizi ve hangi kizi oldugunu bilmek demekdir. Sahsim, seklini bilmek 
degildir. Kiiciik kizin babasi, kizinin nikahim kiymak icin, bir zata emr eder. O ve- 
kil olan da, bir baskasi yamnda nikah yaparsa, baba da hazir bulundu ise, caiz olur. 

-572- 



Ciinki, vekilin nikah yapmasi, babanm yerine olur. Kendi sahid yerini tutar. Baba 
hazir bulunmazsa, caiz olmaz. Biiyiik [baliga] kizm babasi veya baska bir vekili, bir 
adam yamnda, kizi nikah yaparsa, kiz da hazir ise, caiz olur. Ciinki, velinin ve ve- 
kilin soziinii, kiz soylemis gibidir. Veli veya vekil, sahid yerine gecer. Bir adam bir 
kimseye, (Kizini bana zevce olarak verdin mi?) dese, o da (Evet) veya (Zevce ola- 
rak verdim) dese, nikah olmaz. Birinci adamm tekrar, (Kabul etdim) demesi lazim- 
dir. Ciinki, once sormusdu. Soru ile, sual ile vekil yapilmaz. (Kizim bana zevce ola- 
rak ver!) deseydi, olurdu. Ciinki, emr ile vekil yapmis olur. Bu vekilin cevabi, iki 
taraf adina soylenmis olup, iki sahid de varsa, nikah temam olur. Vekil, kizm ba- 
basinin adim yanlis soylerse, nikah sahih olmaz. Bir adam, bircok kimseyi, bir ki- 
zi almak icin gonderse, iclerinden biri, kizin babasina soyleyip, babasi veya velisi 
verse, sahih olur. Ciinki, iclerinden soyliyen vekil olmus, otekiler sahid olmusdur. 

Bir adam, bir kimseyi (Filan kizi, bana su kadar altm mehr ile iste) diyerek ve- 
kil etse, vekil, daha cok mehr soyliyerek istese ve boylece nikah yapilsa, fazlasi- 
ni vermek lazim gelmez. Adam, isterse fazlasmi kabul eder. isterse nikahi fesh e- 
der. Dtigtinden sonra haber alip fesh ederse, (Mehr-i misl) vermesi lazim olur. Al- 
lahii teala ve Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" sahiddir diyerek yapilan ni- 
kah sahih olmaz. Kiifr olur diyenler de vardir.) 

(Mecmu'a-i Ziihdiyye)de diyor ki: iki erkek sahidin yamnda, erkek, seni zev- 
celige aldim diye bir kagida yazsa, kiz da kabul etdim diye yazsa, nikah olmaz. Soy- 
lemeleri lazimdir. Bulunmiyan kimsenin, (Seni zevcelige aldim) yazisim, sahidle- 
re okuyup da kabul etdim derse, nikah olur. Yaziyi okumayip, yazilmis oldugunu 
soyleyip, kabul etdim dese, nikah yine olur. Bir erkek, zevce olmasi icin, bir kiza, 
biri ile haber gonderip, kiz da, habercinin soziinii isiten iki sahid yamnda kabul et- 
dim dese, nikah olur. Nikahda icab [ya'ni teklif] ve kabuliin aym meclisde [ya'ni 
bulusmada] yapilmasi sart oldugu halde, baska yerdeki birinden gelen icab mek- 
tubunu, sahidlere bir meclisde soyleyip, kabul etdigini baska meclisde soylemek 
caizdir. Bir kadm, kendisini bir adama zevce yapmasi icin birini vekil etse, vekil, 
bu kadmm yamnda ve iki kadm sahid varken nikah yapsa, sahih olur. Baska nikah- 
hsi olmadigim soyliyerek nikahlanan kimsenin, baska zevcesi de oldugu anlasihr- 
sa, nikah bozulmaz. Yalan olan her sart da boyledir. Bir kadm, kendi iistiine ca- 
riye tutmamasi sarti ile, kendisini bir erkege nikahlamasi icin birini vekil etse, ve- 
kil bu sarti soylemeden nikah etse veya kadmin bildirdigi erkekden baskasina ni- 
kah etse, kadm nikahi red edebilir. Kiiciik kizi, babasi, oliim hastaliginda, sahid- 
ler yamnda bir erkege nikah edebilir. Kendinden yakm velisi bulunmiyan, amca- 
sinin kizini, kiz kiiciik ise, kizdan iznsiz, biiyiik ise, izn alarak, kendine nikah 
edebilir. Kizm izni ile babasi, erkegin de vekili, iki sahid yamnda nikahlanni ya- 
pabilirler. Bir kiz, nisanlisi ile nikahlanmaga zorlanamaz. 

Akil ve balig olan kizm nikahim yapmak icin, velisinin vekil olmasi sart degil ise 
de, mtistehabdir. Balig olmiyan oglan ve kizin nikahi icin, velisinin vekil olmasi ve- 
ya izn vermesi lazimdir. Veli, cocugun mirasim almaga hakki olan asebedir. Veli- 
nin yakmhk [kuvvet] sirasi, Seyhayne gore "rahmetullahi teala aleyhima" ogul, og- 
lun oglu, baba, dede, kardes, amca, amca ogludur. Biiyiik kizi, velisi iznsiz nikah et- 
se, kiz isitince susarsa veya gtiler veya sessiz aglarsa, kabul etdigi anlasihr. Nikah- 
dan once izn istemekde de boyledir. izni nikahdan once istemek siinnetdir. Salih 
olan baba ve biiyiik baba, kiiciik cocugu nikaha zorlayabilir ve nikah sahih olur. Bu 
ikisinden baska erkek velilerin yalmz mehr-i misl ile ve kiifv olana sahih olursa da, 
balig olunca hakime bozdurabilirler. Erkek veliyok ise, once ana, sonra babanm 
anasi, sonra kizi, oglunun kizi veli olur. Yakm veli hayatda iken, uzak veli nikaha 
vekil olamaz. Yakm veli, mehr-i misl ile ve kiifv olana nikah yapmaz ise, hakim-i ser' 
nikahi yapar. Erkek veli, kiifvii olmiyana varan kadinm nikahim hakime bozdura- 
bilir. Bu nikahm zaten sahih olmadigi, (Fetava-i Hayriyye)de yazihdir. (Kiifv), er- 

-573- 



kegin soyda, malda, diyanatda ve serefde kadma uygun olmasi demekdir. 

(Ni'met-i islam)da diyor ki, (Kefaet, kadmin erkekde arayacagi seydir. Erkek 
alti seyde kadmdan iistiin veya mtisavi olmalidir. Asagi san'atli erkek, yukari 
san'ath kadma kiifv olamaz. Ma'as, iicret ile calismak da boyledir. Fiski yayilmis 
olmasa da, fasik erkek, saliha kiza, hatta salih kimsenin kizina kiifv olamaz. Zev- 
cin, mehr-i mu'acceli ve bir ayhk nafakayi verecek iktidarda olmasi lazimdir. 
Boyle erkek, daha zengin kadina kiifvdiir. Bu sartlar, nikah yaparken bulunma- 
hdir. Sonra zail olabilir. Koylii, sehrli kiza kufvdiir. Mehr-i mislden az mehr ile ni- 
kahlanan kizm velisi, mehri temamlatabilir veya hakime nikahi fesh etdirir). 

Vekil olmiyan herhangi bir kimse, bir adamin nikahmi yapsa veya bunun zev- 
cesini bosasa, adamin isitince kabul veya red etmesine bakilir. Kolenin zevcesini, 
efendisi bosayamaz. Bir adam, zevcesini bosamak icin, bizzat zevceyi veya baska- 
sini vekil edebilir. Bu da tic diirlii olur: Birincisi, (Temlik) olup, zevc zevcesine, ta- 
lak niyyeti ile, (Sen nefsini ihtiyar et) veya (isin elinde olsun) yahud niyyete liizum 
olmadan (Kendini bosa) der ve vakt bildirmezse, kadm o meclisde, vakt de bildir- 
di ise, o vakt icinde, kendini bosayabilir. 2. ve 3. cii icin 36. ci maddeye bakmiz! 

Nikahda bulunanlara, seker, meyve veya serbet gibi tath verilmesi, diigiinde ise, 
etli ve tath yemek vermek ve diigiin ziyafetine caginlmca, yemege gitmek, def, da- 
vul calarak diigiinii tamdiklara duyurmak siinnetdir. 

Nikahda imam bulunmasi, belli seyler okumasi sart degildir. Bu, imam nikahi 
degildir. islam nikahidir. Evlenecek bir miisliman, once belediyede evlenme 
me'murluguna basvurup, gerekli kanuni muameleleri temamlamah, evlendigini nii- 
fus ciizdanina yazdirmahdir. Kanuna uygun isi bitirdikden sonra, diigiinden once, 
islam nikahi da yapihr. Allahii tealamn emri yerine getirilmis olur. Kanuna uygun 
evlenmiyen, sue islemis olur. islam nikahi yapmiyan, giinah islemis olur. Bunlara 
aldins etmiyenin cezasi, katkat cok olur. Miisliman, sue ve giinah islememelidir. 
Sue isliyerek cezaya carpilmak da giinahdir. 

Osmanhlar zemanmda, istanbulda nikah soyle yapihrdi: 

Nikah yapacak efendi, once zevcenin adim, mesela Fatima bint-i Ahmed yazar. 
Sonra zevcenin vekilini, mesela Alibin Zeyd yazar. Sonra iki erkek sahidin adim ya- 
zar. Sonra zevcin adim, mesela Omer bin Htiseyn diye yazar. Sonra, zevc yoksa zev- 
cin vekilinin adim yazar. Sonra, iki tarafa sorarak, uyusduklan mehr-i miiecceli ya- 
zar. Sonra, istigfar okur. E'uzii Besmele okur. (Elhamdiilillahillezi zevvecel erva- 
ha bil esbah ve ehallennikaha ve harremessifah. Vessalatii vesselamii ala resulina 
Muhammedinillezi beyyene-1-harame ve-1-mubah ve ala alihi ve Eshabi-hillezine hiim 
ehltissalahi velfelah) der. E'uzii Besmele cekip, Nur suresinin otuzikinci ayetini okur. 
(Sadakallahiirazim) deyip, kale Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (En-ni- 
kahii siinneti femen ragibe an siinneti feleyse minni) sadaka Resulullah. (Bismil- 
lahi ve ala siinnet-i resulillah). Allahii tealamn emr-i serifi ile ve Peygamberimiz haz- 
ret-i Muhammeden-il Mustafa efendimizin stinnet-i seniyyesi ile ve amelde mezhe- 
bimizin imami, imam-i a'zam Ebu Hanife hazretlerinin ictihadi ile ve hazir olan miis- 

limanlarm sehadetleri ile, vekili oldugun Fatima bint-i Ahmedi, lira mehr-i mii- 

eccel ve aralarmda ma'lum olan mu'accel ile, talibi olan Omer bin Hiiseyne tezvi- 
ce, [halalhga vermege] vekaletin hasebi ile, verdin mi der. Sonra zevcin vekiline do- 

niip, yine (Bismillahi ve ala)dan baslayip okur. Sen dahi, Fatima bint-i Ahmedi, 

lira mehr-i miieccel ve aralarmda ma'lum olan mehr-i mu'accel ile, vekili oldugun 
Omer bin Hiiseyne, vekaletin hasebi ile, aldm mi? der. Her ikisine iicer kerre sorar 
ve cevab ahr. Ben dahi akd-i nikah etdim der. Sonra, su dtiayi okur: 

(Allahiimmec'al hazel akde meymunen mubareken vec'al beyne-hiima iilfeten 
ve mehabbeten ve karara ve la tec'al beyne-hiima nefreten ve fitneten ve firara. 
Allahiimme ellif beynehtima kema ellefte beyne Ademe ve Havva. Ve kema el- 
lefte beyne Muhammedin "sallallahii aleyhi ve sellem" ve Hadice-tel-kiibra ve Ai- 

-574- 



se-te ilmm-il mii'minme "radiyallahii anhiima". Ve beyne Aliyyin "radiyallahii anh" 
ve Fatima-tez-zehra "radiyallahii anha". Allahiimme a'ti le-hiima evladen salihan 
ve omren tavilen ve rizkan vasi'an. Rabbena heb lena min ezvacina ve ziirriyya- 
tina kurrete a'yiinin vec'alna lil miittekine imama. Rabbena atina fiddiinya hase- 
neten ve fil ahireti haseneten ve kina azabennar. Siibhane rabbike...). Sonra Fa- 
tiha der. Bu diiayi Peygamber efendimiz ve biitiin Alimler, Veliler okudular. Bu- 
nu okuyunca, zevc ve zevce arasmda, oliinciye kadar muhabbet mevciid olur. 
Rahat ve huziir icinde yasarlardi. Evlerinden bereket eksik olmazdi. Nikah yapan 
zat, zevc ve zevcenin niifus kagidim alip, iki sahid ile imam efendiye gider. imam 
efendinin verecegi (Nikah vesikasi)m doldurup, kendisi ve iki sahid imzalar. 
Imam efendi, vesikalan tasdik edip, bunlan niifus kagidi ile aid oldugu niifus 
me'murluguna gonderir. Niifus me'muru vesikadaki nikah bilgisini kendi defteri- 
ne ve niifus kagidma kayd eder. Niifus kagidim imam efendiye gonderir. imam efen- 
di, niifus kagidim zevcin kendisine ve zevcenin vekiline verir. Boylece, nikah isi, 
tescil edilmis olur. 

Nikah eden kimsenin niyyeti, zinadan, harama bakmakdan korunmak olmali- 
dir. Salih evlad yetisdirmegi, Muhammed aleyhisselamm iimmetinin cogalmasim 
ve Onun nikah siinnetine uymagi niyyet etmelidir. Evlendikden sonra, haram 
mal toplamaga kalkismak, haram kazanmaga coluk cocugu behane etmek, nika- 
hin siinnet iizere yapilmadigmi gosterir. 

(Miit'a) nikahi ve (Muvakkat nikah), dort mezhebde de haramdir. Miit'a nika- 
hi, sahidsiz olarak bir kadma belli para verip, belli zeman icin beraber yasamagi 
sozlesmek demekdir. Miit'a nikahinm haram oldugunda biitiin alimlerin sozbirli- 
gi bulundugu, (Mizan-ul-kiibra)da ve (ibni Abidin)de yazihdir ve (imam-i Malik 
caiz dedi) soziinde yanhshk oldugunu bildirmekdedir. Muvakkat nikah, yiiz sene 
olsa bile, belli bir zeman sonra bosamagi soyliyerek, biitiin sartlarma uygun yapi- 
lan nikahdir. Soylemeyip, yalniz kalbinden gecirse, nikah sahih olur. 

Hacca gotiirecek erkegi olmiyan bir kadimn, hacca gidebilmek icin, hacca git- 
mekde olan bir erkek ile evlenmesi ve hacdan gelince bosanmasi da, muvakkat ni- 
kah oldugu icin haramdir. Kadmlann, hacca yalniz gitmeleri de haramdir. Ebedi 
mahrem akrabasindan biri veya zevci yamnda bulunmiyan kadmm tic gunltik yo- 
la gitmesi caiz degildir. imam-i a'zam Ebu Hanifeden ve imam-i Ebii Yusiifden 
"rahmetullahi teala aleyhima" gelen habere gore, hiir kadmm bir giinliik yere mah- 
remsiz gitmesi mekruhdur. Bir giinden az mesafeye salih erkekler arasmda mah- 
remsiz gidebilecegi, (Fetava-yi Hindiyye) besinci cildde yazihdir. 

(Ukud-ud-diirriyye)de diyor ki, (Mehr olarak Kur'an-i kerim ogretmegi soyle- 
mek sahihdir. Ciinki, karsihgmda iicret ahnmasi caiz olan seyi mehr yapmak ca- 
izdir. Bir kimse, zevcesine nafakadan haric birsey gonderince bunun mehr oldu- 
gunu soylerse, yemin edince sozii kabul edilir. Mehr soylemeden nikah edilen ka- 
din, halvet ve vaty olmadan once bosamrsa, zevcin buna miit'a vermesi vacib 
olur. Miit'a, antari, manto ve bas ortiisii olup, kiymeti mehr-i mislin yansindan faz- 
la olmaz. Zevci olen kadm, mehr-i mu'accelin bir kismmi almadigim soylerse, bu- 
nu mirasdan ahr. Mehr-i mu'accelin hepsini almadigim soylerse, birsey verilmez. 
Baba, kizma cehiz hazirlayip sihhatde iken kendisine teslim etdikden sonra olse, 
varisler bundan hak istiyemez. Kizm akrabasimn kizi teslim etmek icin, bashk ola- 
rak damaddan aldiklan seyler riisvet olur. Damada geri vermeleri lazim olur. 
Akil, balig olan kiz, mehr-i misl ile ktifvune nikahlanirsa, babasi, anasi ve hie kim- 
se, buna mani' olamaz. Bakire olarak aldigi kizi, seyyibe [dul] buldugunu soyliye- 
nin sozii kabul edilmez ve mehri geri verilmez. iki bayram arasmda nikah yapmak 
ve diigiin yapmak caizdir.) (Hamza efendi risalesi)nde ve (Fetavel-hayriyye)de di- 
yor ki, (Nikah yapmak icin, kizm akrabasimn zeveden bashk olarak birsey isteme- 
si riisvetdir. Almasi haramdir. Damad da, va'd ederse, vermesi lazim olmaz. Ver- 

-575- 



mis ise, geri alabilir). (Bahr-iil-fetava)da diyor ki, (Kadm nikahdan sonra, zevcin 
ciizzam [miskin] hastasi oldugunu anlasa, imam-i Muhammede gore nikahmi ha- 
kime fesh etdirebilir. Bir kimse, kizma cehiz verdikden sonra, ariyet olarak ver- 
misdim dese, iki sahid gosteremese, sozii kabul edilmez. Kizi oliirse, yemin edin- 
ce, kabul edilip, bunlari damaddan geri alabilir). (Feyziyye) fetvasmda diyor ki, 
(Mehr-i mu'accel, cehiz masrafi olarak diigunden once verilir. Mangir [ya'ni lulus] 
rayic [gecer akca] iken, mehr olarak su kadar bin mangir diyerek nikah yapdikdan 
sonra, mangir kasid [gecmez] olsa, zevce veiat etse, varislerine kesad giinii olan kiy- 
metleri kadar altm, giimiis kiymetleri verilir. Mangir adedince gumiis verilmez. [Ka- 
gid lira da, fiilus demekdir.] Zevc, nikahdan sonra gonderdigi esya icin, mehr idi 
dese, zevce de, hediyye idi dese, sahidleri yok ise, zevcin sozii kabul edilir). 

Dtinya gecicidir, burda kahnmaz, 
ne kadar mal olsa, murad almmaz, 
gafil olma sakm, geri doniilmez! 
Yiirii diinya yiirii, sonun rirandir, 
bin yihndan sonra, ahir zemandir. 
Hahkm dururken, mahluka tapma, 
seytana uyup da, yolundan sapma, 
haramlara dahp, dinini yikma! 
Yiirii diinya yiirii, sonun rirandir, 
bin yihndan sonra, ahir zemandir! 
Azik topiadm mi yoia cikmaga? 
Isik edindin mi aydmlanmaga? 
Iki melek gelir siial sormaga. 
Yiirii diinya yiirii, sonun virandir, 
bin yihndan sonra, ahir zemandir! 
Oliince, cozerler belin, kusagm, 
gbziine gbriinmez, oglun, usagm, 
yakasiz kefendir, ortiin, dosegin. 
Yiirii diinya yiirii, sonun virandir, 
bin yihndan sonra, ahir zemandir! 
Paran, apartmamn arkada kahr, 
ummadigm gelir, hepsini ahr, 
gayrilar yer, icer, senden sorulur. 
Yiirii diinya yiirii, sonun virandir, 
bin yihndan sonra, ahir zemandir! 
Miinker Nekir gelir, cmarlar gibi, 
gozleri y amy or, simsekler gibi, 
sorguya cekerier, gok giirler gibi, 
Yiirii diinya yiirii, sonun virandir, 
bin yihndan sonra, ahir zemandir! 
Cehennemin, yedi diirlii yapisi, 
herbirinin atesdendir kapisi, 
seksen yiliik yoldan gelir kokusu. 
Yiirii diinya yiirii, sonun virandir, 
bin yihndan sonra, ahir zemandir! 

-576- 



35 — KAFIRIN EVLENMESI 

Asagidaki yazi, (Diirr-ul-muhtar)dan ve bunun $erhi olan ibni Abidinden (Ka- 
firin nikahi) babinin tercemesidir: 

Burada tic sey bildirilecekdir: 

1 — Miislimanlar arasmda sahih olan her nikah, kafirler arasmda da sahihdir. 

2 — Sarti noksan oldugu icin, mesela sahidler olmazsa veya kadm iddet zema- 
nmi doldurmamis ise, miislimanlarin nikahi haram olur. Halbuki, kendi dinlerine 
uygun olunca, kafirlerin boyle nikahlan caiz olur. 

3 — Mtislimanm nikah etmesi haram olan kadinlan, kafirin, kafir kadinlardan 
almasi caiz olur. Bunlari ahnca da nafaka vermeleri ve musliman olunca, bunlari 
kazf edenlere had vurulmasi lazim olur. Fekat, musliman olunca nikahlan bozu- 
lacak olanlar, birbirinden miras alamaz. 

Uciincii kism nikahla evlenmis kafirin ikisi de musliman olursa, hakim bunla- 
ri ayinr. Mecusi kari kocadan birisi veya kitabli kafirlerden kadin musliman olur- 
sa, ikincisine de musliman olmasi soylenir. O da musliman olursa, nikahlan bozul- 
maz. Olmazsa, hakim bunlari ayinr. Mecusi olan evlilerden, erkek musliman ol- 
sa, kadin ise yehudi veya hiristiyan olsa, nikahlan bozulmaz. Kitabli kafirlerden 
kadm veya erkek musliman olup, Dar-iil-islama gelse, nikahlan bozulur. Ciinki, 
Dar-iil-harbdeki kafirler, olii demekdir. Olii ile diri arasmda nikah olmaz. ikisi de 
zimmi olarak veya musliman olarak Dar-iil-islama gelirse veya esir ahmrlarsa, ni- 
kahlan bozulmaz. 

Musliman evliden biri mtirted olsa, ya'ni miishmanhkdan ciksa, nikahlan fesh 
olur, bozulur. Erkek miirted olur, sonra imam ve nikahi yenilerse, caiz olur. Ta- 
lak olmadigi icin, iicden fazla da ve iddet beklemeden de yenilemesi caiz olur ve 
mahkemeye liizum kalmaz. Erkek miirted olunca, iddet zemani siiresince, nafaka 
vermesi lazim olur. Kadm miirted olunca, iddet icin nafaka lazim olmaz. Miirted 
kadm musliman olunciya ve hakime nikahini yeniletinceye kadar habs olunur. 
Habsdeki kadin, iznsiz evden giden kadm gibi olup, zevci nafaka ve kirasim ver- 
mez. Miirted adam, iddet zemanmda oliirse, musliman olan zevcesi buna varis olur. 
Kocasindan bosanmak icin miirted olan kadinlarm cogaldigmi goren Belh alim- 
leri, kadin miirted olunca, nikah fesh olmaz dediler. [ikinci kism, 15. ci madde so- 
nuna bakmiz!] 

Zahir haberlere gore, miirted olan kadin, Dar-ul-islamda kaldikca, cariye ola- 
rak kullamlmaz. Dar-iil-harbe [ya'ni, Fransa, ingiltere gibi kafir memleketine] gi- 
derse, yakalamp Dar-iil-islama gotiiruliince, iman ederse, cariye olur. Nevadir ha- 
berlerine gore ise, Dar-ul-islamda da, cariye yapilir. Nevadir haberine gore, miir- 
ted olan kadm, mtislimanlara fey olur. Harbde kafirlerden zorla alman mala, 
(Ganimet) denir. Ganimetin besde biri Beyt-iil-mala verilir. Geri kalam askere tak- 
sim edilir. Muharebe bitdikden sonra kafirlerden zorla alman mala (Fey) denir. Fe- 
yin hepsi biitiin miislimanlara verilir. Bunun icin Beyt-iil-mala konur. Harac ve ciz- 
ye, feydir. Miirted olan kadm fey olduguna gore, kocasi bunu bulup, hakki ise, ha- 
lifeden ister, hakki degil ise, halifeden satm alir. Sonra musliman olursa, cariye- 
likden kurtulmaz. Cengiz han, Asyada islam sehrlerini ahp, miislimanlan sehid et- 
di. Ahkam-i islamiyyeyi yasak etdi. Aldigi sehrler Dar-iil-harb oldu. Miirted olan 
kadini, kocasi Dar-iil-harbde yakalarsa, fey olmaz. Kendi cariyesi olur. Halifeden 
satin almasi lazim olmaz. Cocugu yoksa, bu cariyeyi baskasma satabilir. Bu agir ce- 
zalar, kadinlarm miirted olmasim onlemekdedir. 

[Cariye, iimm-i veled olsa da ve kole, efendilerinin izni ile evlenebilirler. Evli 
iken de efendilerinin hizmetlerini yaparlar. Umm-i veled satilamaz. Efendi oliin- 
ce cariye ve kole miras kalir. Umm-i veled ise, hiir olur. Cariyenin efendisinden 
olan cocugu hiir olur. Zevcinden olan cocugu hiir olmaz]. 

- 577 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:37 



Halife Omer "radiyallahii anh", bir calgici, sarkici kadini goriince, kirbacla 
basina vurdu. Bas ortiisii acildi. (Ya Emir-el-mii'minin! Kadmm basi acildi) dedi- 
ler. (Allahti tealamn haram etdigi seye ehemmiyyet vermiyen kimse, islam sere- 
fini gayb etmisdir. Islamiyyet, serefli kadinlan orterek kiymetlendirir) buyurdu. 
Bunun icindir ki, biiyiik alim kadi Ebu Bekr-i Belhi "rahmetullahi teala aleyh", nehr 
kenarmda baslan ve kollari acik kadmlann yamndan gecerken, (Acik kadinlarm 
yanmdan nicin gecdin?) dediklerinde, (Onlar kiymetsiz, hurmetsiz kadmlardir. 
Imanlan oldugu siibhelidir. Dar-iil-harbdeki kafir kadinlan gibidirler) buyurdu. 
Bu sozii, fey olmus cariye gibidirler demekdir. Cariyenin basi, kollari avret degil- 
dir. Hazret-i Omer "radiyallahii anh" sarkici kadmlann islam serefini gayb etdik- 
lerini soyledigi gibi, yabancilarm gececegi yerde baslan, kollari acik kadmlann da, 
islamm verdigi hurmeti, saygiyi gayb etdiklerini bildirdi. Cunki, bunlarm hali, Al- 
lahii tealamn emrlerine, yasaklarma aldiris etmediklerini, asagi gordiiklerini gos- 
termekdedir. Bu ise, insani hurmetden, kiymetden dusiiriir. 

Kafir gibi olan, irtidad eden kadmlar, zahir haberlere gore, Dar-iil-islamda 
cariye olarak kullamlmaz demisdik. Nevadir haberlerine gore, cariye olurlar ise 
de, miirted kadmm, kocasma verilmesi icin boyle yapilabilecegini aciklamisdik. 
Ciinki, nevadir haberleri za'ifdir, giivenilemez. Ancak faideli oldugu hallerde 
kullamlabilir. Nevadir haberleri kullamlsa bile, islamiyyete ehemmiyyet vermiyen 
kadmlann, islam serefini gayb edeceklerini, bunlarm Dar-iil-islamda cariye gibi 
hurmetsiz, asagi olup baslarma, kollanna bakmak caiz olacagini gosterir. Bunla- 
ra bakmak caiz diyerek, Dar-iil-islamda bunlan yakalayip, cariye gibi kullan- 
mak, vaty, ya'ni cinsi miinasebetde bulunmak caiz olacagini sanmamahdir. Ciin- 
ki, baskasmm cariyesine bakmak caiz ise de, onu nikahsiz vaty, caiz degildir. Bu- 
nun gibi, fuhs ve zina yapan genel ev kadmlarmi, miislimanhk sereflerini gayb et- 
dikleri icin, cariye gibi vaty caiz sanmak cok yanhs ve cok cirkindir. Zina olur ve 
zinaya caiz demek kiifr olur. 

Zevceynden, ya'ni kan kocadan biri gayb olsa, gayb olamn miirted oldugu ha- 
ber verilse, haberi alan, baskasi ile evlenebilir. 

Ikisi de Dar-iil-islamda birlikde miirted olsalar, nikah bozulmaz. Birlikde yine 
imana gelseler, yine bozulmaz. ikisi miirted olunca, biri Dar-iil-harbe gitse, nikah 
bozulur. Darlar aynlmca, nikah bozulur. Birisi, otekinden once imana gelince de 
bozulur. C° cu g un dini, yamnda bulunan ana babasindan, dmi daha iyi olam gibi- 
dir. Veled-i zina icin de boyledir. Yalmz, veled-i zinaya babasi nafaka vermez ve 
baba tarafmdan miras almaz. Cocugun dini, dedesinin dini gibi olmaz. Miislima- 
mn balig olan cocugu imansiz ise, miirted olur. Bu miirtedin biiyiik cocugu da, iman- 
siz ise, kafir olur. Miirted olmaz. Kitabli kafir olmus ise, kesdigi yinir. Mecusiler, 
ya'ni atese tapanlar ve vesem olanlar, ya'ni heykellere tapmanlar ve biitiin miis- 
rikler, kitabli kafirlerden fenadir. Kitabhlardan hiristiyanlar, miislimanlara, yehu- 
dilerden daha yakmdir. Fekat hiristiyanlar, hayvani kesmez. Mecusiler gibi, boga- 
rak oldiiriip les yapar. Ahiretde de daha cok azab cekeceklerdir. Yehudiler, ke- 
silmemis hayvani yimez. Hiristiyanlarm kiifrii daha cokdur. Yehudilerin islama diis- 
manhgi daha cokdur. Bir kafir icin, baska kafirden daha hayrhdir demek kiifr olur. 
Bunu anlatmak icin, otekinin bundan daha kotii oldugunu soylemelidir. Miislima- 
nm nikah etdigi hiristiyan kiiciik kizm anasi ve babasi, sonra mectisi olsalar, Dar- 
iil-harbe gitmeseler bile, kizm nikahi bozulur. Bu ikisinden biri, hiristiyan iken oliir- 
se, kizm nikahi bozulmaz. C un ki, ana babadan biri zimmi, miisliman veya miirted 
olarak olse, geride kalan mecusi olsa, cocugun dini olenin dini gibi olur. Cocuk me- 
ctisi olmaz. Miisliman ana babadan biri miirted olarak olse, geri kalani da miirted 
olup Dar-iil-harbe gitse, cocuk olene tabi' olup, miisliman sayihr ve nikahi bozul- 
maz. C ocu k oliirse, nemazi kihmr. C un ki, Dar-iil-islamda bulunan miirted, islama 
cebr olunacagi icin, miisliman hiikmiindedir. Kitabli kafir olan ana babadan biri 

-578- 



olup, kalani miisliman olsa cocuk miisliman olur. Oliiye benzemez. Daha iyi ola- 
na benzer. Miisliman ana babanin ikisi birlikde miirted olsa, cocugu Dar-iil-har- 
be gotiirmezlerse, cocuk miisliman kalir. Ucii de giderse, cocuk da onlar gibi 
miirted olur. Cocuk balig oldukdan sonra deli olsa, sonra anasi babasi miirted olup, 
iicii de Dar-iil-harbe gitseler, cocuk miirted olmaz. (Dar-iil-harb), Allahii tealanm 
emrlerinin okunmasmin, ogretilmesinin, yapilmasmin yasak edildigi yerdir. 

Miirted olan erkek ve kadm ile hie kimsenin evlenmesi uygun degildir. Rafizi 
ile evlenmenin sahih olmadigi, (Behce) ve (Feyziyye) fetvalannda ve (Er-ravdur- 
raid fi-adem-i sihhat-i nikah-i ehlisiinneti lirrevafid) kitabmda yazihdir. 

Dortden fazla zevcesi olan veya iki kiz kardesle veya ana ve kiz ile bir arada ev- 
li olan bir kafir fmana gelse, sonradan almis oldugunun nikahi batil olur. 

Anasi babasi miisliman olduklan icin miisliman sayilan nikahh kiz, baliga oldu- 
gu zeman, imam ve islami bilmezse, anlatamazsa, miirted olur bos diiser. Belli di- 
ni olmadigi icin, milletsiz kafir olur. Nasrani kiz, bir miisliman ile evli iken baliga 
olsa, hicbir dmi bilmese, milletsiz kafir olup, nikahi bozulur. Miisliman denilen bir 
kiz akil balig olunca, miislimanhgi bilmezse, milletsiz [kitabsiz] kafir olur. Boyle 
kizlara, balig olunca, imam ve islami anlatmah, ona da soyletmelidir. Ya'ni Alla- 
hii tealanm sifatlanm ve imamn alti sartim [Amentiiyii] anlatip, (Boyle midir?) de- 
melidir. (Evet) derse, miisliman olur. Ogreneyim de soylerim, simdi soyleyemem 
derse, kafir olur. Anladim, soylemiyecegim derse, miisliman olur. 

Miisliman ana babanin cocugu akil balig oldugu zeman, yalniz (La ilahe illallah 
Muhammediin resulullah) demekle miisliman olmaz. Imam ve islami bilmesi, an- 
latmasi da lazimdir. Imam anlatmak demek, inamlacak alti seyi anlamak ve sorun- 
ca soylemek demekdir. islami bilmek demek, Allahii tealanm emrlerinin ve yasak- 
larimn hepsini kabul etmekdir. ibni Abidmden terceme temam oldu. [(Mecma'ul- 
enhiir)de Miirted bahsi.] 

Her miislimanm, cocuguna Amentiiyii ezberletmesi ve ma'nasim ogretmesi la- 
zimdir. Akil balig olunca imam, islami bilmiyen kimse, miisliman olmaz. Ben 
mtislimamm demekle, miisliman olmaz. Evlenecek kadin veya erkek, alacagi 
kimseye imam, islami sormah, soyletmeli veya islam nikahi yapan kimse, evlene- 
cek kiza ve erkege, Amentiiyii ve ma'nalanni ve islami soyletmeli. Bundan son- 
ra nikahlanni kiymahdir. Imam, islami bilmiyenin islam nikahi kiyilamaz, ya'ni ni- 
kah sahih olmaz. Cocuklarma imam, islami ogretmiyen analar babalar, cocukla- 
nm miisliman olmakdan mahrum etmis, kafir olmalanna sebeb olmus olurlar. Co- 
cuklan ile birlikde, kendileri de Cehennemde bunun cezasim, azabim cekerler. Ne- 
mazlari, oruclan ve hacca gitmeleri, kendilerini bu azabdan kurtaramaz. Ciinki, 
baskasmm ve hele kendi yavrularmm kafir olmasma sebeb olan kimse de, kafir olur. 
15. ci madde sonuna bakiniz! Biiyiik alim seyyid Abdiilhakim-i Arvasi "rahmetul- 
lahi aleyh" hicri kameri 1362 [m. 1943] senesinde Ankarada vefat etdi. Baglum- 
da medfundur. istanbulda, Fatih, Bayezid ve Eyyub cami'i seriflerinde ve Beyog- 
lundaki Aga cami'inde 1925 den 1943 senesine kadar va'z ve irsad ederken, (Ev- 
ladin valideyni iizerinde tic hakki vardir: Miisliman ismi koymak, akil oldukda ki- 
tabet, ilm ve islamiyyeti ogretmek, balig oldukda, dini ve ahlaki giizel bir miisli- 
man ile evlendirmekdir) buyurdu. Kizlarim boyle evlendiren ana-baba ve akra- 
basi, hatta ahbabi ve hatta komsulan boyle evlendirince cok sevab kazamrlar. 
Gencler, boyle bir se'adet yuvasi kurmak icin, islam bilgilerini ve islamin giizel ah- 
lakim ogrenmek icin cahsirlar. Miislimanlann mikdan artar. islam ni'meti her ye- 
re yayihr. Mevlana Halid-i Bagdadinin farisi (i'tikadname) kitabinin, Soke med- 
resesi mtiderrislerinden Kemahh haci Feyzullah efendinin tercemesi olan (Her- 
kese Lazim Olan Iman) kitabim her miislimanm okumasi lazimdir. Bu kitabda, ima- 
ni ve islami bildiren hadis-i serif, kisaca ve acik olarak cok giizel anlatilmakdadir. 

-579- 



36 — ISLAMIYYETDE TALAK 

(Talak) kelimesi, liigatde, bagli birseyi cozmek demekdir. Zevceyi bosamakda kul- 
lamlir. Ya'ni, nikah bagini cozmekdir. Bosanmak icin konulmus olan kelimeleri er- 
kegin zevcesine karsi soylemesi ile talak hasil olur. Bu kelimelerden birini soyler soy- 
lemez hasil olan ayirmaga (Talak-i bain) denir. Iddet zemam gecdikden sonra ha- 
sil olan talaka, (Talak-i ric'i) denir. Talak olmasi icin, once sahih olan nikahm bu- 
lunmasi lazimdir. islam nikahi bulunmiyan iki es arasmda talak olmaz. Fasid nikah- 
la evli olanin talak vermesi sahih olmaz. Ric'i olsun, bain olsun, iicden az olarak bo- 
sanrms kadm, iddet zemamnda iken ve birinin irtidad etmesi ile olan feshde iddet 
zemamnda iken, tekrar talak verilebilir. Fekat ebedi feshde, mesela iivey oglunu seh- 
vetle open kadm aynlmca, tekrar talak yapilamaz. (Ni'met-i islam)da diyor ki, 
(Zevc, vaty olunmus zevcesinin yamnda iken, ona hitaben, (Sen benden bos ol), (Ben 
seni bosadim), (Sen bossun benden) gibi, (Sarin) acik olan, ya'ni yalmz bosamak- 
da kullamlan bir sozii, saka olarak veya sasirarak da soyledigi anda, yamnda degil 
ise, mektub veya vekili ile bildirince, ma'nasim bilmese dahi, bir talak-i ric'i vaki' 
olur. (Babamn evine git!), (Benden git, muradina er), (Ortiin!), (Basim ort!), (Sen 
hiirsiin!), (Kendine koca ara!), (Cehenneme git!), (Sen bana hinzir gibisin), (Senin 
zevcin degilim), (Ben senden aynyim), (Sen benden bainsin) gibi, baska yerlerde de 
kullamlan sozii, bosamak niyyeti ile soyleyince, veya (Sen bana haramsin) deyince, 
bir talak-i bain vaki' olur. Boyle, birkac ma'nada kullamlan kelimelere, (Kinaye) de- 
nir. Bosamak kelimesi sarihdir. Birakmak, terk etmek kelimeleri, kinaye iseler de, 
bosamak icin kullamlmalan adet oldugundan sarfhdirler. Zevcesinin babasma, 
(Ben senin kizim istemem, kime ister ise varsin) dese ve zevcesi gezmek icin izn is- 
tedikde, (Ben seni ip ile baglamadim. Bossun, git) dese veya (Aramizda nikah yok- 
dur) veya (Senden gecdim) veya (istedigin yere gidersin. Bana avret olmazsin) ve- 
ya (Sana dort yol acikdir. Hangi yolu ister isen am tut) veya (Var yikil git) veya (Ar- 
tik ben seni istemem. Babamn evine git!), yahud (Seni bosamak istiyorum) gibi sey- 
ler soylese, bosamak niyyet etmedikce, talak olmaz. (Sart olsun), (Diledigini yap!) 
sozleri, bosamak ma'nasma kullamlan yerlerde, zevcesine boyle soyleyince, niyyet 
etmese dahi, bir bain talak olur. Zevcesine, anam, kizim, kardesim demekle talak 
olmaz. (Simdiden sonra anam yahud kizkardesim ol) demek, bir talak-i bain olur. 

Vaty olunmus zevceye sarih sozle yapilan talak, niyyet etse dahi, cirkinlik, 
cokluk bildiren kelime eklenmedikce bain olmaz. Ric'i talakda zevc, iddet zema- 
ni icinde, soz ile veya fi'len, eski nikaha riicu' edebilir. Ya'ni, zevce istemese da- 
hi, nikah yapmadan evlilige devam eder. Sahid lazim olmaz ise de, iki adil sahide 
haber vermesi, mtistehab olur. Ric'i talak iddeti zemamnda zevc, zevcesinin oda- 
sma girebilir. Zevce suslenebilir. Bain talak iddetinde, zevcesinin odasma giremez. 
Zevce siislenemez. Yeniden nikah lazimdir. 

Ric'i veya bain talakda, aded soylemedikce veya parmaklan ile isaret etmedik- 
ce, bir talak vaki' olur. Uc veya fazla sayi soylerse, iic talak ile bosamis olur. (Be- 
denimdeki killar adedince) veya (Denizdeki bahklar adedince) yahud (Gokdeki 
yildizlar kadar) deyince, talak-i selase olur. Avucunun kill kadar veya bahk bulun- 
miyan havuzu gostererek, (Su havuzdaki bahklar adedince benden bos ol!) der- 
se, bir talak-i ric'i olur). 

Talak veren erkegin akil, balig ve uyamk olmasi lazimdir. Kolenin, serhosun, ka- 
firin, hastamn ve tehdid edilen kimsenin sozii ile veya mektubu ile talak vaki' olur. 
Mektub zevcenin eline vardigi anda, bos olur. Delinin, cocugun, bunagin, baygi- 
mn, uyuyamn ve hastahkla ve kizarak dalgm olanin soylemesi ile talak olmaz. Ki- 
zarak dalgm olmak, soyledigini bilmemek demekdir. Bu da iki diirlu olur: Ma'na- 
sim bilmeden, kasd ve arzti etmeden soyleyince, talak vaki' olmaz. Ma'nasim bi- 
lerek ve istiyerek soyleyip, sonra soyledigini bilmemek, hatirlamamakdir. Bu so- 

-580- 



ziinii iki sahid isitip, sonra soylerlerse, talak vaki' olur. 

Hie vaty veya halvet olunmamis zevce, bir kerre bosanmca, bain olur. Zevcin 
buna hemen msf mehr vermesi lazim olur ve iddet beklemez. Bosandigi gun bile, 
baskasi ile evlenebilir. 

Fesh etmek ve eslerden birinin miirted olmasi ile hakimin ayirmasi, talak degil- 
dir. Bunlar fesh olur. [Ikinci kism, onbesinci maddeyi okuyunuz!]. 

Yash, cirkin kadmi bosamak mubahdir. Ya'ni, giinah degildir. Zevcine veya bas- 
kalarma dili ile, hareketleri ile sikmti veren, herhangibir farzi yapmiyan, mesela 
farz nemazlan kilmiyan, fuhs siibhe olunan kadmi bosamak miistehabdir. Farzi yap- 
miyan kadini bosamamak giinah degildir. Evlilik vazifesini yapamiyan, mesela sihr 
yapilmis, cima'dan aciz olan erkegin zevcesi aynlmak isterse, bunu bosamasi va- 
cib olur. 567. ci sahifeye bakmiz! Zevceyi bid'at iizere bosamak haramdir. 

Hangi lisanda olursa olsun, yalniz bosamakda kullanilan sozlere, (Sarin) acik 
soz denir. Zevcesine karsi, (Seni bosadim), (Sen bana haramsm) gibi sarih soz soy- 
leyince veya yazmca, niyyet etmese bile, bir talak olur. Birincisi ric'i, ikincisi ba- 
in olur. Erkek, baska sehrde olan zevcesine, (Mektubu almca benden bos ol!) ya- 
zarsa, mektubu okuyunca bos olur. iki, tic derse veya demeyip niyyet ederse, iki 
veya uc talak olur. Hem bosamada, hem baska yerde kullanilan sozlere, (Kinaye) 
soz denir. Kinaye soyleyince, bosamaga niyyet etdi ise veya ofkeli ise bir bain ta- 
lak ile bosamis olur. Talak verirken, insaallah eklerse, talak olmaz. Niyyet etmek- 
le, mehrini vermekle bos olmaz. 

Bosamak, yalniz islamiyyetin izn verdigi sebeblerle olur. Boyle sebeble bosa- 
makda siinnet, vaty olunmus zevceye hayzdan temizlendigi zemanda, vatydan 
once, bir talak vermekdir. Ya'ni, (Seni tatlik etdim) veya (Seni bosadim) denir. Ve- 
ya yazihr. Niyyet etmese, ma'nasmi bilmese de, soyledigi soziin, talak icin kulla- 
nildigmi biliyorsa, bu acik soz ve yazi ile bosanir. Boyle bosaymca, bir (Ric'i ta- 
lak) olur. Ric'i talakda nikah biisbiitiin bozulmaz. Bu kadini, dort mezhebde de, 
iddet zemani icinde, yeni bir nikaha liizum olmadan tekrar alabilir. Tekrar almak 
icin, Hanefi ve Maliki mezheblerinde, sahide liizum olmadan, (Onceki nikaha rii- 
cu' etdim), (Onceki nikaha dondiim) demesi yetisir. Yahud, onceki nikaha don- 
mek niyyeti ile opmesi veya vaty etmesi yahud sehvetle elinden tutmasi da yeti- 
sir. Nikah tazelenmis olur. imam-i Safi 'i ve Ahmed bin Hanbel "rahmetullahi te- 
ala aleyhima" ise, iki sahid yaninda, (Onceki nikaha riicu' etdim) demesi lazim- 
dir. Fekat, velmin bulunmasi ve izn vermesi lazim degildir, dedi. 

Hiir olan zevcesine, ric'i veya bain ile talak verirse, ya'ni baska baska ile zeman- 
da birer kerre bosarsa veya bir def'a, (Uc kerre bosadim) derse, eski nikah biis- 
biitiin bozulur. Bu kadini tekrar alabilmek icin, hulle lazim olur. Bir kadm her nev', 
iddet zemani icinde, hie kimse ile evlenemez. (Hulle) demek, kadm baska erkek- 
le nikahlamp, diigiin olup, vaty olup, o erkek de bosayip ve bundan sonra, tekrar 
iddet zemani gecmek demekdir. Ancak bundan sonra, birinci kocasi ve ancak ye- 
ni bir nikah ile tekrar alabilir. Bu ise, bir erkek icin zilletdir, asagihkdir. Allahii te- 
ala, erkeklere bosamak hakkini verdi ise de, bu hakki gelisi giizel kullanmamala- 
n ve kadmlar, erkeklerin elinde oyuncak olmamalan icin, erkeklere bu hulle zil- 
letini yiiklemisdir. Hulle korkusundan miisliman bir erkek, talak lafini agzma bi- 
le alamaz. Aile arasmda bosanmak lafi, sakasi olamaz. 

Ibni Abidfn diyor ki, (Hulle lazim olmasi icin, dort mezhebde de, zevc ile zev- 
ce arasmdaki nikahm kendi mezhebine gore sahih olmasi lazimdir. Fasid olan ni- 
kahda, lie kerre bosaymca, dort mezhebde de, hulle lazim olmaz. Mesela, nikah ya- 
pihrken, kizm velisi bulunmayip yalniz kiz kabul etmis ise, yahud nikah kelimesi 
soylemeyip, mesela hibe etdim denilmis ise, yahud iki sahid fasik iseler, ya'ni fa- 
sik olduklan biliniyorsa, Safi'imezhebi taklid edilir. Safi'i mezhebine gore, bun- 
lann mevcud nikahlan fasid oldugu icin, talaklan da sahih olmaz. Hulleye liizum 

-581- 



olmadan, Safi'i mezhebine uygun olarak yeniden nikah yapmalan caiz olur. Safi'i 
mezhebini taklide basladiklan anda eski nikahlan batil olur. Safi'i mezhebini 
taklide baslamadan once nikahlan batil olmaz. Onceki evliliklerinin haram olma- 
digi ve mevcud cocuklan habis olmadiklan (Bezzaziyye) fetvasinda da yazilidir. 
Nitekim, niyyet etmeden aldigi abdest ile ogleyi kilan hanefinin nemazi sahih 
olur. Ikindiden sonra, Safi'i mezhebini taklide baslarsa, niyyet ederek yeniden ab- 
dest almasi lazim olur ise de, ogle nemazim kaza etmesi lazim olmaz). 

Bir kimsenin, bosamagi ve kole azad etmegi (Temlik) etmesi, ya'nimtilke ve se- 
beb-imiilke baglamasi, Hanefive Malikimezheblerinde caizdir. Imam-i Safi'i ve 
Ahmed bin Hanbel "rahmetullahi teala aleyhima" ise, caiz degildir dedi. 

(Mecmu'a-i Ziihdiyye) kitabmda diyor ki, talak, ipi cozmek demekdir. Bain olan 
talakda nikah derhal bozulur. Boyle bosanmada, erkek, iddet icinde nikahi taze- 
leyemez. Kadmla bir araya gelemez. Ric'i talakda nikah, iddet zemani bitince bo- 
zulur. Zevc ve zevceden biri miirted olursa, nikah fesh olur ki, buna talak denmez. 
Islamiyyete uymiyan, kotii huylu olan kadim bosamak caiz ise de, iyi kadmi keyf 
icin bosamagi, Allahii teala begenmez. Bir def ada tic kerre talak vermege, (Bid'at 
talak) denir. Ozrsiiz iic talakla bosamak haramdir. Her talakda iddet zemani ge- 
cinceye kadar, erkegin kadma nafaka [ev kirasi, yiyecek, giyecek] vermesi farzdir. 
Bu zemanda, kadm baska erkekle evlenemez. Serhosun ve iskence ile cebr olunan 
kimsenin ve saka olarak soyliyenin sozii ile de kadm bosanmis olur. Cebr ile yaz- 
dinlan talak mektubu ile vaki' olan talakdan vazgecilebilir. Serhos iken ve saka ola- 
rak yazilan mektubla ise, bosanir. Safi'i mezhebinde, serhosun sozii ile, talak va- 
ki' olmaz. 

Maraz-i mevtinde iken zevcesini bain olarak bosarsa ve zevcesi bunu istemiye- 
rek kabul edip mehr-i miieccelini ahrsa, kadm iddet icinde iken hasta oliirse, ka- 
dm, bunun mirasma varis olur. Fekat, talaki kadm istemis olup ve bain olarak ve- 
ya iic talakla bosamis ise veya kadina, istedigini yapacagim deyip, o da, beni bo- 
sa demis ise, iddet icinde olse de, varis olamaz. 

Halvet olsun olmasm, hie vaty olunmamis zevcesine, (Seni bosadim) derse ve- 
ya vatydan sonra (Sen bain olarak bossun) veya (Sen elbette bossun), (Benden cok 
uzaksin) derse veya (Cirkin talak, seytan talaki, bid'at talaki, en kotii talak, dag 
gibi talak, siddetli talak) ve benzerleri gibi cokluk bildiren kelimelerle bosarsa, bir 
(Talak-i bain) ile bosamis olur. Bain, ayinci demekdir. Bunlari soylerken iki ve- 
ya iic niyyet ederse, iki veya iic kerre, (tic kerre bossun) deyince, iic kerre bain bo- 
samis olur. (Ben senden bosum) veya (Senden cok uzagim) demekle talak olmaz. 
Ciinki, kadina talak verilir. Ya'ni nikah baginm kadina olan ucu coziiliir, erkege 
olani coziilmez. Fekat, (Ben senden bainim) veya (Sana haramim) der ve niyyet 
ederse, bain bosamis olur. 

(Ben sana zevc degilim) veya (Sen bana zevce degilsin) dese, yahud kadm 
(Sen bana zevc degilsin) deyip de, erkek (Evet) dese, talak niyyeti yoksa, bos ol- 
maz. (Senin zevcen var mi?) diye sorulunca (Yok) dese, talak olmaz. Fasid olan 
nikahm talaki olmaz. O kadmi, sonra sahih nikahla alabilir. Zevcesinin veya bas- 
kasmin mal vermesi sarti ile bosamak caizdir ve talak-i bain olur. 

Erkegin talak hakkmi baskasina birakmasi iic diirlii olur: 
1 — Tefvid: Buna Temlik de denir. Talaki zevcenin miilkune baglamakdir. 
Zevc, zevcesine (isin, senin elinde olsun) veya (Kendini sen bosa) yahud (Diler isen 
bossun) gibi iic cumleden birini soylemesi ile olur. Kadin, ancak o meclisde ken- 
disini bosayabilir. Erkek, soziinden vaz gecemez. Kadm, erkegi bosayamaz. Ken- 
disine bosanmak hakki verilen kadin, erkegine, (Seni bosadim) derse, bosanmaz. 
(Kendimi bosadim) demesi lazimdir. (Ni'met-i islam)da diyor ki, (Tefvid, zevce- 
nin arzusuna birakilarak, (Ne zeman istersen) ilave edilirse, o meclise mahsus ol- 
maz. Zevce, istedigi zeman, kendini bosayabilir. Bir kadm, kendini bir erkege ni- 

-582- 



kah ederken, (Ne vakt istersem, kendimi senden bosamak iizere...) diyerek, sart 
ederse, erkek de, nikah yapihrken, bu sarti kabul etdim derse, boyle sarth nikah 
sahih olur ve kadm da bosanmak hakkma malik olur. Kadmin yapacagi talakm ba- 
in veya ric'i olmasi, zevcin soziine baghdir. (Kendini dile!) yahud (Senin isin ken- 
di elinde olsun!) gibi kinaye soyleyip, talak olmasmi niyyet edince, bain talaki tef- 
vid etmis olur. (Kendini bosa!) deyip, bain olmasmi niyyet etmezse, ric'i olur. (Sen 
ne vakt ister isen) yahud (istedigin vakt benden bossun) demek de, kadmin arzu- 
suna birakilan tefvid olup, zevce (Ben talak hakki istemem) dese de, hakkini red 
etmis olmaz. O meclise mahsus olmayip, diledigi zemanlarda, bir ric'i talak ile ken- 
dini bosayabilir. Talak, bildirilmis olan zemanda baslar. Bildirilen yerde baslama- 
yip, soylendigi anda, hemen vaki' olur). (Kadihan) fetvasmda diyor ki, (Ebiil- 
leys-i Semerkandibuyurdu ki, erkek nikah yaparken, (Bosanmak senin elinde ol- 
mak iizere, seni nikah etdim) derse, nikah sahih olup, bosanmak hakki kadmin elin- 
de olmaz. Fekat, once kadm, (istedigim zeman, bosanmakhgim elimde olmak 
iizere sana nikahlandim) der, erkek de, kabul etdim derse, hem nikah sahih olur, 
hem de, bosanmak kadmin elinde olur. Ciinki, once erkek soyleyince, tefvid nikah- 
dan evvel olup, sahih olmryor. Once kadm soyleyip erkek kabul edince, tefvid ni- 
kahdan sonra olup, ikisi de sahih oluyor. Ya'ni, erkek kabul etdim deyince, kadi- 
nm soylediklerini tekrar etmis olup, bunu kabul etdigini bildirmis oluyor. Boyle- 
ce nikahdan sonra tefvid yapmis oluyor). 

2 — Tevkil etmekdir. Kadina, kendini bosamak icin seni vekil etdim demesi- 
dir. Kadm, vekil kaldikca, kendini bosayabilir. Erkek, vaz gecince, azl edebilir. 

3 — Temlik haberini, baskasi ile veya mektubla, zevceye ulasdirmakdir. Zev- 
ce, haberi aldigi meclisde, kendini bosayabilir. 

Talaki bir sebebe baglamak — Sart olan sebeb, devamh mevcud olmamali, 
yapilmasi ve yapilmamasi caiz olmahdir. Sartm, imkansiz sey olmamasi da la- 
zimdir. Mtilk olmiyan belli bir sey, sart olamaz. Mesela, bir kadina, (Seni nikah 
edersem, sen bossun!) denemez. Ciinki, kadm heniiz nikahmda degildir. [Birinci 
kismda, yemin bahsine bakiniz!]. 

(Ni'met-i islam)da diyor ki, (Talaki sarta baglamak, talak tizerine yemin etmek 
demekdir. Sart hasil olmadikca, talak vaki' olmaz. (Raki icersem zevcem bos ol- 
sun!) diyen, bir kerre icince, zevcesi bir ric'i talak ile bos olur. Soylerken, bain ol- 
masmi niyyet etmis ise yahud, (icersem halalim haram olsun) demis ise, bain ta- 
lak ile bos olur. (Filan isi isler isem [veya isen], benden tic talak ile bos ol) deyin- 
ce, bunun caresi, zevcesine bir talak verip, iddet zemam temam oldukdan sonra, 
o isi islemek ve sonra onu tezvic etmekdir. O isi tekrar yaparsa, talak vaki' olmaz. 
(Her yapdigim zeman) derse, her yapdiginda bos olur. Yahud, talakdan sonra yap- 
mayip, ikinci nikahdan sonra yaparsa, yine bos olur. Sarta bagli talak veren, bun- 
dan vazgecemez.) 

(Mevkufat)da diyor ki: Talak iic diirludiir. En iyisi, kadmin temiz oldugu zeman- 
da, cima' yapmadan once, bir talak verilir. iddet bitinceye kadar, bir daha veril- 
mez. Ug kerre bosamak icin, iddet icindeki her iic temizlikde, birer talak vermek 
siinnetdir. Maliki mezhebinde, iic kerre bosamak da caiz degildir. 

ibni Abidinde diyor ki, (Bir temizlik icinde, bir sozle iic kerre veya ayri ayn iic 
kerre yahud bir sozle iki kerre veya ayri ayri iki kerre bosamak veya temizlik ze- 
manmda vatydan sonra veya hayz zemanmda bir kerre bosamak da bid'atdir. 
Ya'ni haramdir. Hayz zemanmda bosayan, giinahdan kurtulmak icin riicu' etme- 
li, temizlenince, isterse tekrar bosamahdir. Nifas da, hayz gibidir. Bain olarak bo- 
samak her zeman bid'atdir. Hazret-i Omerin hilafetinden iki sene gecinceye ka- 
dar, (iic kerre bosadim) demekle bir talak olurdu. Fekat tic talak olmaz diyen hie 
yokdu. Eshab-i kiramm ve Tabi'inin cogu ve din imamlarmin hepsi, iic talak ola- 
cagim bildirdiler. tic talak vaki' olacagim bildiren hadis-i serifler, (Feth-ul-kadfr)de 

-583- 



yazilidir. Hazret-i Omer, tic talak olacagmi bildirdigi zeman, hicbir sahabi i'tiraz 
etmedi. Bu da, bir talak oldugunu nesh eden hadis-i serifi ogrendiklerini veya o hiik- 
miin o zeman icin oldugunu bildiklerini gostermekdedir. Bunun icin, bir talak olur 
diyenlere ehemmiyyet vermemelidir. Cunki, bu is ictihad yeri degildir. Hilaf olmus 
ise de, ihtilaf yokdur). 

Uc talakdan asagi olup, bain olmryan bosamaga, (Talak-i ric'i) denir. Bosarken 
siddetli derse, bain derse, mal karsihgi bosarsa, (Talak-i bain) olur. Ric'i olan ta- 
lakda, iddet zemani bitince, talak-i bain olur. Ya'ni, nikah bozulur. Iddetden son- 
ra, bu kadmla yeniden evlenebilir. Ister ric'i, ister bain olsun, iic def'a bosanan ve 
iddet zemani bitmis olan kadim, hullesiz, tekrar almak caiz degildir. Hulle ile al- 
mak caizdir. Bosanmis bir kadim, hulle icin baskasmm almasi tahrimen mekruh- 
dur. 

Mehr-i mislden az mehr ile evlenen kadim, velisi hakimle ayirabilir. Diigunden 
veya halvetden once bosarsa veya kendi mtirted olur veya zevcesinin anasini, ki- 
zini operse, firkat olup, kadma mehrin yarisim vermesi lazim olur. Kadmm miir- 
ted olmasi veya iivey oglunu sehvetle opmesi gibi, zevcenin sebeb oldugu aynlma- 
larda, mehrin hepsi sakit olur. Vermis ise, zevc hepsini geri alir. 

Ila — Zevcesine, dort ay veya daha cok zeman veya zeman soylemiyerek, (Sana 
yaklasmiyacagim) diye yemin etmekdir. Dort ay icinde vaty olmazsa, bir talak-i ba- 
in ile bosamrlar. Dort aydan az zeman icin yemin edince, ila olmaz. Dort ay icin- 
de, yemini bozarsa, zevcesi bos olmaz. Yemin keffareti verir. Bain olarak bir ker- 
re bos olan kadim, iddet bitince, yeniden nikah edebilir. Nikah ederse, ila da av- 
det eder. Boylece, uciincii nikahda da, yeminini bozmazsa, kadm (Talak-i selase) 
ile bos olup, artik hullesiz alamaz. 

HuP — Mal karsihgi bosamak olup caizdir. Mehrden cok istemek mekruhdur. 
Hul' edince, bir bain talak vaki' olur. 

Zihar — Erkegin, zevcesini veya yiiz, bas, fere gibi bir uzvunu, mahreminin bak- 
masi haram olan yerine benzetmesidir. (Senin basm anamm sirti gibidir) demek ve- 
ya (Sen bana teyzemin uylugu gibisin) demek gibi. Keffaret yapmadikca, zevcesi- 
ne sanlmasi, opmesi ve vaty haram olur. Zihar keffareti, oruc keffareti gibidir. 

Li'an — Zevcesine, ey zani veya tiirkcesini soylese veya bu cocuk benden de- 
gildir dese, zevcesi hakimden li'an isterse, hakim, li'an yapilmasim emr eder. 
Zevce, li'an etmekden cekinirse, li'an edinceye veya zevcin sozunii tasdik edince- 
ye kadar habs olunur. Tasdik ederse, zevceye zina haddi vurulmaz. Zevc, soziinii 
geri alinciya veya li'an yapmciya kadar habs olunur. Sozii geri ahrsa, kazf haddi 
vurulur. Kazf haddi seksen sopadir. Li'an yapmak icin, once erkek, (Soziim dog- 
rudur) diye yemin eder. Dort kerre tekrar eder. Besincisinde, (Yalan soyliyorsam, 
Allahm la'neti benim iizerime olsun) der. Sonra kadm, dort def'a (Allah sahid ol- 
sun ki, bu adam bana zani demekle, yalan soyledi) diye yemin eder. Besincisinde, 
(Dogru soyledi ise, Allahm gadabi benim iizerime olsun) der. Sonra hakim, bun- 
lari bir talak-i bain ile ayinr. Li'an yapildikdan sonra, adam soziinden donerek ve- 
ya baska bir afif kadim kazf ederek had vurulmadikca, bu kadinla tekrar hicbir ze- 
man nikahlanamaz. 

Iddet — Talakdan veya feshden veya kocasi oldiikden sonra, vaty veya halvet 
olunmus zevcenin yeniden evlenmesi haram olan zemandir. Hanefi ve Hanbeli mez- 
heblerinde, ilk temizlik basmdan, uciincii hayzm sonuna kadar olan zemandir. Sa- 
fi'i ve Malikimezheblerinde, iic temizlik gecinceye kadardir. Hayz gormiyorsa, ta- 
lak icin iic ay, oliim icin dort ay on giindiir. iddetin sonu kadmin yemin etmesi ile 
anlasihr. Fekat altmis giinden az olamaz. Hamile kadmin iddeti, cocugu olunca te- 
mam olur. Bain talak ve oliim iddetlerinde, kadin siislenmez ve koku suriinmez. 
Her cesid iddetde bulunan kadim nikahlamaga talib olunmaz. Talak iddetinde, ge- 
ce ve giindiiz evden cikmaz. Evden cikarsa nafaka alamaz. Oliim iddetinde, nafa- 

-584- 



ka verilmez. Kadm, zevcin evinde iddet bekler. Bain talakda, fasik zevc, eve so- 
kulmaz. Ucden az bain talakda iddetden once veya sonra, yeni bir nikahla tekrar 
alabilir. 

Hidane — Aynhkda, cocugu yetisdirmek, baskasi ile evli olmayan ananm hak- 
kidir. Anadan sonra, anne anneye, sonra baba anneye verilir. Bundan sonra kiz kar- 
dese, sonra teyzeye verilir. Cocuk kimde olursa olsun, nafakasmi babasi verir. Ka- 
dm fakir ise, cocukla birlikde yiyebilir. Babasi yoksa, cocugun malindan sarf edi- 
lir. Mali da yoksa, kendilerinin teberru' etmeleri vacib olur. Mali olmiyan yetim 
kiza, anasi iicret ile, halasi parasiz bakmak isterse, halasma verilir. Kiiciik kizi, bas- 
kasi ile evli anasi ve anasimn teyzesi ve halasi isteseler, hidanesi icin anasinin tey- 
zesine verilir. Oglan yedi yasma gelince, kiz baliga olunca, babasina zorla verilir. 
Babasi yoksa, fasik olmiyan asabeleri alabilir. 

TENBIH — Erkek, nisan icin gonderdigim seyler mehr idi dese, kadin ise, he- 
diyye idi dese, yinecek seyler hediyye olur. Baska seyler, mehr olur. Kizin baba- 
sinm veya akrabasinm, nikaha veya kizi vermege razi olmalan icin damaddan is- 
tedikleri para veya mal, riisvet olur. Damad, verdiklerini diigunden sonra, onlar- 
dan geri alabilir. Kendiliginden diigiin masrafi verirse, caiz olur. Verdigi, kiz icin 
sarf edilir. Bir kimse, kizma diigunliik verdigini geri alamaz. 

Evlenmek istiyen bir erkegin, nikahin ehemmiyyetini, nasil yapilacagini, alaca- 
gi kizi secerken nelere dikkat etmek lazim oldugunu ve zevcesine, cocuklarma ve 
akrabasma karsi vazifelerini, onceden ogrenmesi lazimdir. Bunlari ogrenmek 
icin, Muhammed bin Kutbiiddin iznikmin (Mur^id-iil-muteehhilin) ve (Miirsid-iin- 
nisa) kitablarmi okumasi cok faidelidir. 

Zevceye karsi iyi huylu, giiler yiizlii olmali. Onun yanhs hareketlerine, akla uy- 
miyan sozlerine ve islerine sabr etmelidir. Onunla tath konusmah. Onun seviyye- 
sine ve aklma uymahdir. Onunla sakalasmah, oynamahdir. Yimede, giyinmede, gii- 
cii yetdigi kadar eli acik olmalidir. Dinde, miislimanlikda, kadinlann bilmesi farz 
olan seyleri, elbette ogretmeli, islamiyyete uyan, dogru din adamlarmm yazmis ol- 
dugu ilmihal kitabi ahp, okutmalidir. Cok zevcesi olan, aralannda adalet, esitlik 
yapmahdir. Bunlarm hepsi stinnetdir. Zevcenin giyinmesinde, evden disan cikma- 
sinda, cok siki davranmamah ve basi bos da birakmamalidir. Kendini ve zevcesi- 
ni siibheye, iftiraya diisiirecek hallerden sakmmaga cok onem vermelidir. Zevce- 
yi, yabanci erkeklerin bulundugu yerlere gondermemeli, yabancilan gormesine ma- 
ni' olmalidir. Ev isleri ile vakt gecirmesi, onun zevki olmalidir. Ona serf davran- 
mamahdir. Saka olarak da, kizgin olunca da, hicbir zeman bosamak, ayrilmak la- 
fini agza almamah, bir def'a daha evlenmek lafi etmemelidir. 

Hayalin ontimde, parlak ay gibi, zulmeti gideren mehtaba benzer, 
bu alem gorunur bir seray gibi, isik olmaymca, zindana benzer! 

Bu sesier yabanci, ozier yabanci, bakislar yabanci, gozler yabanci; 
dudaklar giilse de, ma'na yabanci, gordtigtim rii'yalar, bir zanna benzer! 

GUIIerin baskadir, atesin baska, askmia tutusan, btilbulun baska; 
su eiin giizeii degmiyor aska, bir giizei gormedini, canana benzer! 

Bakdikca yakmdan giines yuziine, daha cok inandim tath soziine, 
si f asm, ruhumun iiziintiisiine, sohbetin her derde dermana benzer! 

Ayrihk yakiyor gece ve giindiiz, geceden karanhk oiuyor giindiiz, 
bu yd da gurbetde gecen omriimiiz, cefasi bitmiyen, devrana benzer! 



-585- 



37 — SUT KARDESLIK 

(Nikaye) kitabimn iarisi serhinde buyuruyor ki, memeden silt emmege, (RidiV) 
denir. ikibucuk yasindan kiiciik cocuk, yabanci bir veya birkac kadindan, birer yu- 
dum slit emerse, hanefide ve malikide, bu kadmlar cocugun siit annesi olur. Bu ka- 
dmlann mahrem akrabalan, cocuga (Mahrem) ya'ni evlenmeleri haram olurlar. 
Kadmin oz biraderi, cocugun siit dayisi olur. Bu kadma, bu siitiin gelmesine sebeb 
olan kocasi da, siit babasi olur. Bu adamm oz biraderi de, siit amcasi olur. Fekat 
radi'in mahremleri, siit anneye ve zevcine mahrem olmazlar. Safi'i ve hanbelfde, 
doyunciya kadar, ayn ayri bes kerre emmezse, siit cocugu olmaz. imam-i Ebu Yu- 
siif ve Muhammed ve Safi'i "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm", iki yasindan son- 
ra siit cocuklan olmaz buyurdular. ikibucuk yasindan sonra emen, hanefi mezhe- 
binin soz birligi ile, siit cocugu olmaz. Bu yasa gelen cocugu emzirmek zaruri ol- 
madigi icin, emzirmesi caiz olmaz denildi. Ciinki, insan parcasim zaruretsiz kullan- 
mak haramdir. 

[(Diirr-iil-muhtar)da diyor ki, (Zaruret olmadikca insanm bir parcasim kullan- 
mak haramdir. Kullanmasi haram olan seyi ilac olarak yimek ve icmek de caiz de- 
gildir). Ibni Abidin burasini soyle acikhyor: (Kullanilmasi haram olan sey, tahir 
ya'nitemiz olsun, necs ya'ni pis olsun, ilac olarak kullanmak haramdir. Fekat, has- 
taliga iyi gelecegi bilinir ise ve ondan baska ilac yok ise, kullamlmasma izn veril- 
misdir. Miictehid olmiyan miislimana, (Mukallid) denir. Mukallid olanlarm, miic- 
tehidin soztine gore hareket etmesi vacibdir. Delilini bilmese de, mtictehide uyma- 
si lazimdir). Miitercim fakirin anladigina gore, oliim tehliikesi oldugu ve baska ca- 
re bulunmadigi zeman, kadma ve erkege kan vermek caiz olur. Miishman kani ter- 
cih edilmelidir. Libya hiikumetinin biiyiik miiftisi, Seyh Tahir-iiz-Zavi, fetvasin- 
da diyor ki, (islam dfni, sihhati korumagi ve bedenin selametini emr etmekdedir. 
Hastaya kan vermek, insani vazifedir. Ciinki, hayati korumak, ba'zan kan verilme- 
sine bagh olmakdadir. Kan vermek, siit kardeslige sebeb olmaz. Nikahi bozmaz). 
Bu fetva, Libyada cikan (Hedy-iil-islami) mecmu'asinm 1973 Nisan sayismda ya- 
zihdir]. 

Cocugun, siit anasi ve siit babasi ile ve bunlann analari, babalan ve kardesleri 
ve cocuklan ve her kusakdan torunlan ile evlenmesi, ebedi haramdir. Bunlarla ne- 
seb ile akraba olsaydi, yine evlenemezdi. Bu cocugun cocuklan, bunun siit anasi 
veya siit babasi ile evlenemez. Cocugun zevcesi, cocugun siit babasi ile ve cocugun 
zevci de, cocugun siit anasi ile evlenemez. Aym kadindan emen oglan ile kiz, siit 
babalan baska olsa ve baska senelerde emmis olsalar bile, birbiri ile ve birbirle- 
rinin cocuklan ve torunlan ile evlenemez. (Diirer) kitabimn sahibi "rahmetulla- 
hi teala aleyh" diyor ki, (Oz kardesinin siit kizi ile evlenmek haram oldugu gibi, 
siit kardesinin 6z kizi ile ve siit kardesinin siit kizi ile de evlenmek haramdir). Bir 
adam, kendi annesinden siit emen siit kardesinin anasi veya kiz kardesi ile evle- 
nebilir. Fekat, baba bir kardesinin annesi ile evlenemez. Ya'ni bir kimse, kendi oz 
kardesinin yabanci kadindan olan siit kardesi ile evlenebilir. Bunun gibi baba bir 
biraderinin, ana bir kiz kardesi ile de evlenebilir. Bir adam, siit cocugunun kiz kar- 
desi ile evlenebilir. Fekat kendi cocugunun ana bir kardesi ile evlenemez. Siit ba- 
banin diger zevceleri ile evlenilmez ve siit ogul zevceleri ile evlenilmez. Bu ikisi 
ile, neseb bakimmdan da evlenilmez. Siit sebebi ile mahrem olanlan su beyt gos- 
termekdedir: 

Siit ana baba akrabasimn hepsi, 
siit cocuk evladi, zevc veya zevcesi. 

ihtikan, ya'ni kadm siitii ile lavman yapilmakla siit cocugu olmaz. Kadin siitii 
ile pismis yemegi yimekle de, siit cocugu olmaz. Pismemis ise, yandan cok olun- 

-586- 



ca, siit cocugu olur. imam-i Safi'i "rahmetullahi teala aleyh", stit yandan az olun- 
ca da, siit cocugu olur dedi. Kadmin siitii, cocugun burnuna damlatihrsa, stit co- 
cugu olur. Oliintin ve dokuz yasma gelmis kizm siitii ile de olur. 

Siit emmek, mal ikrar etmek gibi, evlenecek veya evli erkegin soylemesi ve so- 
ziinde israr etmesi ile veya adil iki erkegin ve bir erkekle iki kadmin sahid olma- 
lari ile belli olur. Hakim karari ile veya anlasarak aynlirlar. iki erkek adil degil- 
lerse veya iki kadm veya bir erkekle bir kadm yahud yalmz adil olan siit anne sa- 
hid olmus ise ve zevc tasdik ederse, nikah fasid olur, aynlirlar [ibni Niiceym 
"rahmetullahi teala aleyh"]. Birinci kism, ellialtmci maddenin sonuna ve (islam 
Ahlaki) kitabinm 484. cii sahifesine bakmiz! 

Viran oluyor gdnltim senden ayri kaldikca, 
sdzlerinin tadim unutmam yasadikca. 
Halal et de hakkini, dleyim ben rahatca, 
bicare gdnltim her an, sizi gormek istiyor! 

Hasret, deryalar gibi, kesdi yolumu benim, 
yiiiarca ayri kalsam, seni daim severim. 
Uzak yerlere diisdiim, bu mu benim kaderim, 
bicare gdnltim her an, sizi gormek istiyor! 

Sizden ayri kahnca, uyduk hep nefsimize, 
yanlis yollara dtisdtik, biimem ne oidu bize. 
Seytan bakip gtiltiyor, kararan kalbimize, 
bicare gdnltim her an, sizi gormek istiyor! 

Hull ii in cilgma dondti, goklere cikdi ahim, 
sizden pek uzak diisdiim, nedir benim gtinahim ? 
Ytizti kara olmakdan, koru beni Allahim! 
bicare gdnltim her an, sizi gormek istiyor! 

Dogar gelir insaallah, gecelerin gtindtizti, 
gariblerin o zeman, gtilecek hemen ytizti. 
Odalarda kisildi, mti'minin tekbir stizti, 
bicare gdnltim her an, sizi gormek istiyor! 

Pusu kurmus hainler, yollanmi bekliyor, 
stislti, tath sdzlerle, sen, bu y old an don diyor. 
Imandan haberi yok, aptal bir sey bilmiyor, 
bicare gdnltim her an, sizi gormek istiyor! 

Hie ugrasma ey cahil, ddnmem billahi geri, 
hedefim, maksadim hep, iyi yoldan ileri. 
Cok ugrasdi dtinyada, senin gibi serseri, 
bicare gdnltim her an, sizi gormek istiyor! 

Eserini gtirtince, once kiymet vermedim, 
on alti yasmdaydim, kdtti seyler sdylerdim. 
Rahmet sacdi Allahim, hakikati dgrendim, 
bicare gdnltim her an, sizi gormek istiyor! 

Bicare go n til sen de, durma en lis ilerle! 
dogru yolu gdsteren o zata bak ibretle. 
Sizi cok sevdigimi, yaziyorum kalbime, 
bicare gdnltim her an, sizi gormek istiyor! 

Garib Ihsan senin de, aghyan kalbin var mi? 
Onun seveni cokdur, feryadim duyar mi? 
Engeller celik olsa, insan bun dan korkarmi? 
Bicare gdnltim her an, sizi gormek istiyor! 

-587- 



38 — NAFAKA VE KOMSU HAKKI 

(Nikaye) kitabinm farisi serhinde buyuruyor ki: 

Nafaka, insanm yasayabilmesi icin lazim olan sey demekdir. Bu da, yiyecek, gi- 
yecek ve ev oldugu (Hadika)da ve (ibni Abidin)de, nafaka babmda ve hac bahsi 
basmda da yazilidir. Ya'ni mutbah masrafi ve giyim esyasi masrafi ve ev kirasi ile 
ev esyasi masrafidir. Bu masraflar, sehrin adetine, piyasaya ve akraba ve arkadas- 
lara gore ayarlamr. Zemana ve hale gore degisir. Her memleketde baskadir. 

[Te'min etmesi farz olan nafakayi fikh alimleri uce ayirmislardir. Birincisi, be- 
deni ve ruhu besleyen gida ve hastaliklardan koruyan devalardir. Ruhun ve kal- 
bin gidasi ve devasi, ilmdir. islam ilmleri ikiye aynlir: Din bilgileri ve fen bilgile- 
ri. Din bilgileri, Ehl-i siinnet alimlerinin kitabmdan ogrenilir. Bunlardan iman ve 
fikh bilgileri, her memleketde vardir. islamin gizli diismanlan, bilhassa ingiliz ca- 
suslan, islamiyyeti icerden yikmak icin, uydurma din kitablan yazip diinyanm her 
yerine gonderiyorlar. Genclerin bu yaldizli kitablan okuyup aldanmamalan cok 
muhimdir. Elhamdiilillah, Hakikat Kitabevi, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanni 
bol bol basdinp, biitiin diinyaya gondermekdedir. Bu kitablar kalblere, ruhlara gi- 
da olmakda, islam bilgilerini dogru olarak biitiin memleketlere yaymakdadir. 
Miisliman evladlan, fen bilgilerini de, miisliman fen adamlarmin kitablarmdan og- 
renmeli, islamiyyeti fenne diisman gibi gosteren masonlann ve zmdiklarm kitab- 
lanni okuyup aldanmamahdir.] 

Nafakayi veya bunlann parasmi vermek, bes sebeble farz olur: 
1 — Zevcesi zengin olsa bile, bunun nafakasim vermek, zevc uzerine farzdir. Zev- 
cesi kafir ise, nafakasi yine farzdir. Nafaka, nikahdan sonra hemen farz olur. Zevc 
ve zevce fakir iseler, fakir nafakasi verir. Zengin iseler, zengin nafakasi vermesi la- 
zimdir. Zengin nafakasinda, zevceye, ev islerini yapdirmasi icin bir hizmetci de tut- 
masi lazimdir. ikisinden biri zengin olup, oteki fakir ise, orta hal nafakasi verir. 

Ibni Abidm "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Nafaka, islamiyyetde, ta'am, 
kisve ve siikna demekdir. Kitablarm cogunda, yalniz ta'am ma'nasina kullamlmak 
adet olmusdur. Fakir olan zevcin, zengin olan zevcesine, orta hallilere adet olan 
nafaka vermesi lazimdir. Fakir nafakasi verip, aradaki farki, zengin olunca oder. 
Zevce, zevcinin giicii olup da, nafaka vermedigini sikayet ederse, hakim nafaka 
ta'yin edip vermesini emr eder. Yine vermezse, zevci habs edip mahm satarak, zev- 
cesinin nafakasma sarf eder. Malmi bulamaz ise, fakir oldugu anlasilmcaya kadar 
habsde birakir. Bosanmalanna karar vermez. Fakir olup veya gaib olup nafaka- 
nm iicunii de veremedigi icin de, aralanni ayirmaz ve habs de etmez. Safi'i mez- 
hebinde, zevce isterse, hakim fakir olan zevcinden ayirir. Hanefi hakim, aralan- 
ni ayirabilmek icin, Safi'i olan bir hakimi kendine vekil yapar. Aynlmak istiyen ka- 
dinin dilekcesini buna verir. Zevce ve zevc mahkemeye getirilir. Zevce, nafaka ver- 
medigini iki sahid ile isbat eder ve zevc nafaka vermege giicii yetdigini isbat ede- 
mezse, aralanni ayirir. Gaib olan zevcin fakir oldugu anlasilamiyacagi icin, ayir- 
maz. Hanbeli mezhebinde, gaib olan zevcinden nafaka almadigmi isbat eden zev- 
ceyi de hakim ayirir. 

Hanefi mezhebindeki hakim nafaka vermiyen fakiri ayirmaz ise de, ayhk veya 
senelik nafaka parasi tesbit edip, zevce zengin ise, kendi mahndan kullanmasim, 
fakir ise, zevci olmiis olsaydi, buna ve kiiciik cocuklanna nafaka vermeleri farz olan 
zevcin ve zevcenin mahrem akrabalanna, buna simdi odiinc vermelerini veya 
veresiye mal satmalarmi emr eder. Odiinc vermiyenleri veya satmryanlan habs e- 
der. Boylece, zevcenin anasi, babasi, amcasi, erkek kardesi ve cocuklarm amcala- 
n, erkek kardesleri veya kendisi vermis olduklanm, zevc zengin olunca bundan ahr- 
lar. [Odiinc, veresiye verecek zengin akraba yoksa, Beyt-iil-mal, ya'ni devlet 
odiinc verir. Bu da vermezse, erkekle kansik olmiyan kadm isinde cahsir. Mese- 

-588- 



la, hastahanede yalniz kadin hastalara bakar. Kadin oliisunii yikar. Silt annelik, ebe- 
lik, kizlara hocalik yapar.] Hakim, bunlan da zevcine odetir. Talak iddeti zema- 
nmda, nafaka sakit olmaz. Kadmin iddet zemani bitince, nafaka kesilir.) 

[Zaruret olmadan bosayarak evini barkini, yuvayi yikmak, huzuru, se'adeti ka- 
cirmak ve bosadigi kadma mehr parasmi odemek, bir erkek icin kolay sey degildir. 
Kadm, zevcine yemek hazirhyarak, camasirmi yikayarak, yirtiklarmi dikerek, co- 
cuklara din ve ahlak bilgisi vererek, zevcinin rahat ve mes'ud yasamasim saglar. Tat- 
h sozleri ile zevcini neselendirir. Zevcesini bosayan erkek, bu ni'metlerden mahrum 
kalir. Ciinki, bosama adeti olana kimse kizini vermez. Bosamlan kadmm nafakasi- 
m vermek, babasma, babasi yoksa, zengin akrabasina farz olur. Zengin akrabasi yok- 
sa, islamiyyete tabi' olan kadma, Beyt-iil-mahn, ya'ni hiikumetin ma'as vermesi la- 
zim olur. islamiyyetin bu emri yapilmazsa, kadm cahsip kazanmaga mecbur olur. 
Goriiliiyor ki, islam dininde, kadin degil, erkek acmacak haldedir. Kiz olsun, dul ol- 
sun, evli olmiyan fakir kadma babasi bakmaga mecburdur. Bakmazsa habs olunur. 
Babasi yoksa veya fakirse, zengin akrabasi bakacakdir. Bunlar da yoksa, devlet ma'as 
bagliyacakdir. Miisliman kadmm cahsip kazanmaga hie ihtiyaci yokdur. islam di- 
ni, kadmin biitiin ihtiyaclarmi erkegin sirtma yiiklemisdir. Erkegin bu agir yiikiine 
karsihk, mirasm hepsinin yalniz erkege verilmesi lazim iken, Allahu teala, kadm- 
lara burada da ihsanda bulunarak, erkek kardeslerinin yansi kadar da miras alma- 
larmi emr buyurmusdur. 1029. cu sahifeye bakimz! Zevc, zevcesini, evin icinde ve- 
ya dismda calismaga zorlayamaz. Kadin arzu ederse ve zevci izn verirse, erkek bu- 
lunmiyan yerlerde, mesture olarak cahsmasi caiz ise de, kazandigi kendi miilkii olur. 
Hie kimse, bunlan ve mirasdan eline geceni, kadindan zorla alamaz. Kendisinin ve 
cocuklann ve evin herhangi bir ihtiyacma sarf etmesi icin zorlanamaz. Bunlarm hep- 
sini zevcin alip getirmesi farzdir. Simdi, komiinist memleketlerde, kadin da, erkek- 
lerle birlikde, bugaz tokluguna, hayvanlar gibi, en agir islerde zorla cahsdiriliyor. 
Hiir diinya dedikleri hiristiyan memleketlerde ve islam iilkeleri denilen arab mem- 
leketlerinde, (Hayat miisterekdir) denilerek, kadinlar da, fabrikalarda, tarlalarda, 
ticaretde, erkekler gibi cahsiyorlar. Cogunun evlendiklerine pisman olduklan, 
mahkemelerin bosanma da'valan ile dolu oldugu, giinliik gazetelerde sik sik goriil- 
mekdedir. Kadinlar, islam dininin kendilerine verdigi kiymeti, rahati, huzuru, hiir- 
riyyeti ve bosanma hakkina malik olduklarmi bilmis olsalar, biitiin diinya kadmla- 
n, hemen miisliman olurlar ve islamiyyetin her memlekete yayilmasi icin cahsirlar. 
Fekat, ne yazik ki, bu hakikatleri anhyamiyorlar. Allahu teala, biitiin insanlara, is- 
lam dininin lsikh yolunu, dogru olarak ogrenmek nasib eylesin!] 

(Bahr-iir-raik)da diyor ki, (Zevcin, zevcesine nafakayi temlik etmesi farzdir. Zev- 
cenin aldigi nafaka, miilkii olur. Bunu satabilir. Hediyye ve sadaka verebilir. Zen- 
gin olan zevc nafaka vermezse, hakim bunun mahm satip nafakayi verir. Evini sat- 
maz. Acikda mah yoksa, bunu habs eder. Kisve, senede iki dir' ve iki himar ve iki 
milhafedir. Milhafe, kadmm sokaga cikarken giydigi bir seydir. [Simdi buna fera- 
ce, saya, manto deniyor.] Bunlarm biri yazhk, biri kislikdir. Simdi, bunlara ic do- 
nu, ciibbe [kalm manto], yatak, yorgan da ilave etmek lazimdir. Kis mevsiminde, 
dir' ytinden, manto ve himar ipekden olur. [Himar, bas ortiisudiir.] Ayakkabi, mest 
sokaga cikmak icin olduklanndan, nafakaya dahil edilmemisdir. Fekat, zemanm 
ve memleketin adetine gore dahil edilirler. Dir' gogsii acilabilen uzun gomlekdir. 
Kamis, omuzu acilabilen uzun gomlek [ya'ni antari]dir. Memleketin adetine go- 
re, kadma lazim olan gida, elbise ve ev esyasmin hepsi nafakaya dahil olur. Zev- 
cin bunlan getirmesi lazimdir. Lazim oldugu zeman getirmezse veya hiyanet eder- 
se, zevce, zevcinin parasi ile kendi satin alip getirir. Yahud, vekil tutar. Bu vekil 
satm ahr. Lazim olan seylerin kadmda bulunmasi, bunlarm nafakadan diismesine 
sebeb olmaz. Kadm kendi mahm kullanmaga zorlanamaz. Kullamrsa, zevc bun- 
larm parasmi zevcesine oder. Herseyi erkegin getirmesi lazimdir. Kadmi cahsip ka- 

-589- 



zanmaga zorlamasi haramdir. Nasize olan, ya'nf zevcinden kacan zevceye nafaka 
verilmez. Geri gelince, nafaka da baslar. Uc giinluk yoldan uzakda olan zevce, mah- 
remi olmadigi icin, zevcinin yanma gitmezse veya zevc, zevcesini boyle uzaga go- 
tiirmek ister, o da gitmezse, nasize olmaz. Zevc, kendi miilku olan veya kiraladi- 
gi yahud ariyet olarak aldigi evde zevcesini oturtur. Salih komsular arasmda ba- 
nndirmasi lazimdir. Salih komsulan olmiyan ev, ser'imesken degildir). 

[(Hindiyye)de diyor ki: (Ev zevcenin miilkii olup, zevcini evine sokmazsa, na- 
fakasi verilmez. Beni evine gotiir derse, zevc de gotiirmezse, kendi evine sokma- 
digi icin nafakasim kesemez. Zevcinin gasb etdigi evde oturmak istemiyen kadi- 
nm nafakasi kesilmez. Kadin, nemaz kilmiyan zevcinden aynlmaz. Zemanimizda, 
zevc, zevcesini baska memlekete goturemez. Zevc uc giinden uzak memleketde 
olup, yol parasi gondererek, zevcesini yanma cagirir, o da mahremi olmadigi icin 
gidemezse ve zevcin evinde hastalanan kadinin nafakalan kesilmez. Sahidsiz ni- 
kah ile yapilan izdivacda nafaka lazim olur. Zevce, yemek pisirmek icin iicret is- 
tiyemez. Pisirmege de zorlanamaz ise de, zevci ona peynir, zeytin gibi seyler ge- 
tirir. Kadmm zevcine karsi temiz ve zinetli olmasi vacibdir). 

(Bezzaziyye)de diyor ki: (Babasi hasta olup, bakacak kimse bulunamazsa, zev- 
cinden iznsiz gidip hizmet eder. Zimmi baba da boyledir. Zengin olan ogul, zen- 
gin olan babasina bakmaga mecbur degildir). Hediyyelesmeleri siinnetdir. Ana- 
ya, babaya karsi gelmek, serf konusmak, kalblerini incitmek haramdir. islam ka- 
dim, her zeman bir milhafe ile ortiinmusdur. Bu da, genis manto demekdir. iki par- 
ca olan carsaf sonradan ortaya cikmisdir. Simdi carsaf adet olan yerlerde carsaf- 
la, manto adet olan yerde genis manto ve kalin bas ortusii ile ortiinmelidir. Mu- 
bah olan seylerde adete uymamak fitneye sebeb olur. Haram olur]. 

Zevcin izni ile zevcesi babasmm evinde olunca, hasta olunca nafakasi kesilmez. 
Zevcinin evinde kendisini teslim etmezse, nafaka kesilmez. Borcu oldugu icin habs 
edilmis olan ve diigiinden once hasta olan ve baskasi ile hacca giden kadma nafa- 
ka verilmez. Hacca zevci ile giden kadina, evdeki nafaka verilir. Seferi nafaka ve- 
rilmez ve yol parasim vermek vacib olmaz. Cenaze masrafi nafakaya dahildir. Ve- 
fat eden kadmm cenaze masrafini zevci verir. Kadmm mirasmi alanlar vermez. 

Zevc nafaka vermezse veya fakir olup, habsde, firarda olup vermezse, hakim zev- 
cesini ayirmaz. Zevcin ve zevcenin zengin olan mahrem akrabasina, buna zevci adi- 
na odiinc olarak veya veresiye satarak vermelerini emr eder. Vermiyeni habs eder. 
Parayi, mail veren, sonra zevcden ister. Odemezse, habs olunur. Mahkeme kara- 
n olmadan, odiinc veya veresiye ahrsa, zevcden istemez. imam-i Safi'i "rahmetul- 
lahi teala aleyh", hakim zevceyi ayinr dedi. Kocasindan nafaka alamiyan Hanefi 
bir kadm, bosanmak isterse, Safi'i mezhebindeki hakime basvurur. 

Gecmis zemanm nafakasi, zevcden istenemez. Ancak, her ay vermegi sozlesir- 
lerse veya hakim emr etmis ise, almadigi ayhklan, oliinciye kadar istiyebilir. 
Zevc, birkac ay veya yil icin pesin verdigi nafakayi, zevce bu miiddet bitmeden oliir- 
se, geri alamaz. imam-i Safi'i "rahmetullahi teala aleyh", zevc hesab ederek, ge- 
ri kalan zemana diisen nafakalan geri ahr dedi. 

Zevcin akrabasmdan hie kimsenin evde bulunmasini istememek, zevcenin hak- 
kidir. Zevce izn verirse, zevc mahrem akrabasim evinde bulundurabilir. Fakir 
nafakasi icin, kilidi olan bir oda, mutbah ve hala yetisir. Zevc, zevcesinin ana, ba- 
ba ve kardeslerini bile eve sokmiyabilir. Fekat gormelerine ve konusmalarma 
mani' olamaz. Bunlardan salih olanlarma, haftada bir kerre, gelip oturmalan icin 
mani' olmamasi iyi olur. Diger akrabasimn da, senede bir kerre gelip oturmalan- 
na mani' olmamahdir. [Zevcesinin salih olan akrabasim, kendi de da'vet eder. Kar- 
silar. Anasinin, babasmm ellerini oper. Yiyecek, icecek ikram eder. Onlarla soh- 
bet eder. Emr-i ma'ruf ve nehy-i miinkerde bulunur. Baska sehrden gelmis olan- 
larma, gece kalmalanni soyler. Onlarm kalblerini kazanmaga, hayrh diialarim al- 

-590- 



maga calisir. Kendisinin ve zevcesinin akrabasmdan fasik olanlar [kotii kimseler], 
zevcesinin dinini, ahlakim bozmak istiyenler varsa, onlan evine almaz ve evlerine git- 
mez. Onlarla goriismez ve zevcesini goriisdiirmez. Fekat, onlara da ve hickimseye 
sert davranmaz. Hatta, miinakasa etmez. Fitne cikmasina sebeb olmaz. Dinlerine ve 
diinyalanna zarar gelecek seylerden sakmir. Herkese karsi, giiler yiizlii olmahdir. 

(Ukud-iid-durriyye)de diyor ki: (Zevc sefere cikmak isteyince, zevcesi, nafaka 
vermiyeceginden korkarak, bir aylik nafakasi icin, kefil gostermesini hakimden is- 
tiyebilir. Sefere cikmiyan zevcinden kefil istiyebilmesi icin, nafaka mikdarimn, ha- 
kim tarafmdan veya ikisi aralannda anlasarak tesbit edilmis olmasi lazimdir). 
(Behcet-iil-fetava)da diyor ki: (Zeyd kizini Amre tezvic edip, Amr zevcesini ca- 
girmadigi icin, zevcesinin babasi evinde kaldigi zemanin nafakasmi verir). (Fey- 
ziyye)de diyor ki: (Zevci zengin olan kadm, oglundan nafaka istiyemez. Balig ise 
de, farz olan ilmleri tahsil etdigi icin fakir olana, zengin olan babasi bakar). (Bahr- 
iil-fetava)da diyor ki: (Zevci nafaka birakmadan, baska diyara giden kadm, zev- 
cinin emanet birakmis oldugu maldan nafaka vermesi icin, emanet bulunan kim- 
seyi zorhyamaz. Hakim vasitasi ile alabilecegi, (Hindiyye)de yazihdir. Insan, hay- 
vamna nafaka vermesi icin, Imam-i Ebu Yusiife gore cebr olunur.) Otuzdokuzun- 
cu maddeye bakiniz!] 

Bain ve ric'i talakla bosanan kadinm, iddet zemanmda, nafakasmi zevcin ver- 
mesi farzdir. Miirted olmak veya iivey oglunu sehvetle opmek gibi sue ile ayrila- 
rak veya kocasi olerek iddet bekliyen kadma nafaka vermesi farz degildir. Uc ta- 
lakda bos olan kadin, iddet zemanmda miirted olursa, nafaka verilmez. 

[Simdi, hayat miisterekdir diyenleri isitiyoruz. Bu sozleri dogrudur. Fekat, bu 
soziin ma'nasi, onlarm anladiklan gibi degildir. Ya'ni, kadin da gitsin, para kazan- 
sm demek degildir. Bunun ma'nasi, erkek gitsin, calissm, kazansm. Liizumlu sey- 
leri, disardan alip getirsin. Kadin da, hergiin zevkmde gezmeyip, bos vakt gecir- 
meyip, ev icindeki kadmhk vazifelerini yapsm demekdir. Erkegin vazifesi, disar- 
daki isleri, kadinin vazifesi icerdeki isleri yapmakdir.] 

2 — Fakir cocugun nafakasmi yalniz babasi verir. Babasi fakir ise, babasma 
odetmek iizere, zengin olan anasi verir. Anasi da fakir ise, zengin olan dedesi ve- 
rir. Cocuk zengin ise, kendi malmdan nafakalamr. Mali olmiyan yetimin anasi, da- 
yisi ve amca cocuklan zengin olsalar, nafakasmi anasi verir. Babasi gaib, anasi fa- 
kir, amcasi zengin olan cocugun nafakasmi amcasi verir. Yakm asebe gaib veya fa- 
kir olunca, uzak olani verir. Anadan baskasi, cocuga verdigi nafakayi babasindan 
istiyemez. Anasi, cocugunu emzirmege zorlanamaz. Para ile emzirecek baska ka- 
din bulunamazsa, anamn emzirmesi vacib olur. Anaya iicret verilmez. Bosanan ana- 
yi, iddetden sonra, para ile silt anasi tutmak caiz olur. Ana iicret ile, yabanci ka- 
dm parasiz emzirmek istese, cocuk yabanciya emzirtilir. 

Erkek cocuga, balig oluncaya kadar nafaka verilir. Kiz cocuklara evleninciye ka- 
dar ve balig olan hasta ogula iyi oluncaya kadar babasi bakar. Bunlar zengin ise, 
kendi mallari ile nafakalanirlar. Veled-i zinaya babasi nafaka vermez. 

(Lakft), gecim sikmtisi veya namus korkusu ile terkedilmis cocuk demekdir. Co- 
cugu terk etmek giinah, goriince alip oliimden kurtarmak sehrde siinnet, tenha yer- 
de ise farzdir. Kuyuya diisecek a'mayi kurtarmak da boyledir. Dar-iil-islamda 
bulunan cocuk, hiir ve mii'min olur. Nafakasi ve sultan nikahmi yapmca mehr pa- 
rasi cocugun malmdan veya akrabasmdan alinir. Bunlar yoksa, Beyt-ul-mal verir. 
Cocugu baskasi bundan zorla alamaz. Benim cocugumdur diyen bir adamm sozii 
kabul edilir. Kadin soylerse, iki sahid istenir. ilm ogretilir. Sonra san'ate verilir. 
Bulundugu yerin miilki amirinden izn almadan siinnet etdirilemez ve mail satila- 
maz ve iznsiz yapilan masraflar, cocuga teberru', ya'ni hediyye olur. 

3 — Zengin olan cocuklarm, fakir olan ana babalanna nafaka vermesi farzdir. 
Kiz ve oglan cocuklar esit mikdarda verir. Anaya, babaya bakmak, bunlar oldiik- 

-591- 



de daha cok miras alacak olana farz degildir. Bunlara daha yakin olana ve onla- 
nn parcasi olana farzdir. Oglunun oglu ile kizi bulunan anaya, babaya yalniz kiz- 
lan bakar. Halbuki, mfrasi kiz ile torun yan yanya alir. Kizimn cocugu ile erkek 
kardesi bulunana, torunu bakacakdir. Halbuki, mirasm hepsini erkek kardes 
alir. Kizlarimn cocuklanna hie miras diismez. (Hazanet-iir-rivayat) sahibi "rah- 
metullahi teala aleyh" diyor ki, (Anadan babadan birine iyilik edince oteki inci- 
nirse, babaya hurmet, saygi, ita'at etmeli, anaya hizmet ve yardim ve ihsan etme- 
lidir. Babanin ogluna kizmasi, bagirmasi caizdir. Baba, cocuguna verecegi emri, 
onun yapmiyacagini anlarsa, onu lsyan giinahindan korumak icin, emr etmeme- 
li, bunu yaparsan iyi olur demelidir). (Fetava-i Hayriyye) sahibi "rahmetullahi te- 
ala aleyh" diyor ki: (Kazandigi, gecimini karsilayabilen fakir kimsenin, fakir ba- 
basma nafaka vermesi farz degildir. Fakir olan anasini, babasim kendi evine ahp, 
birlikde gecinirler. Zevceyi dogmek, eziyyet etmek, nafakasmi tam vermemek, on- 
suz baska sehre yerlesmek haramdir. Biiyiik gunahdir. Kiyamet giinii, bunun sii- 
ali cok cetin, azabi da, pek elfm olacakdir. Hakim tarafmdan ta'zir olunmasi, ce- 
zalandinlmasi lazimdir. Giicii yetdigi halde, iic cins nafakadan birini vermezse, habs 
olunur)]. 

4 — Akil ve balig olmayan oglan ve her yasdaki evlenmemis veya dul kiz ve 
hasta veya kor adam fakir olup, babalan yok ise, nafakalarim vermek, zengin olan 
zi rahm-i mahremleri iizerine, miras mikdari ile farz olur. Farz olmasi icin, mah- 
kemede da'va acmasi lazim oldugu, (Fetava-i Hayriyye)de yazihdir. Herbiri, o gun 
icin almasi lazim gelen miras mikdarlanna gore ortaklasa verirler. Bunlar, neseb 
(soy) bakimmdan nikahi ebedi haram olan yedi kisidir. Bunlardan zengin olanla- 
n, fakir olan zi rahm-i mahremlerine ortaklasa bakmaga mecburdurlar. Bir kim- 
senin dayisi ve amcasinin oglu olsa, bunun nafakasini, dayisi verecekdir. Ciinki, 
bu kimse kadin farz edilirse, dayisi mahremdir. Amcasi oglu ise na-mahrem olur. 
Na-mahremin nafaka vermesi farz degildir. Mahrem, miras almasa da, nafakayi 
mahrem verir. Fakir olan kiiciik cocugun anasi ve kiz kardesi ve amcasi zengin ol- 
salar, nafakanm iicde birini anasi, yansmi kardesi, gerisini amcasi verir. Fakir bir 
kimsenin, zengin bir kiz kardesi ve baba bir kiz kardesi ve ana bir kiz kardesi var- 
sa, bu kimseye iic kiz kardesi ortaklasa bakar. Nafakanm besde uciinii kiz karde- 
si, besde birini baba bir kiz kardesi, besde birini de, anadan kiz kardesi verir. Ciin- 
ki, bu kimse olseydi, mirasi bu oranda paylasirlardi. (Behcet-iil-fetava) da diyor 
ki, (Kiiciik cocugun, anasi ve iki kiz kardesleri ve amcasi bulunsa ve hepsi zengin 
olsa, nafakayi altida birer anasi ve amcasi verir. Kardesleri de altida ikiser verir- 
ler). 

Baska dinden olan, ya'ni miisliman olmiyan zi rahm-i mahrem akrabaya nafa- 
ka vermek farz degildir. Fekat, zimmi olan anaya, babaya, cocuklara ve zevceye 
nafaka vermek farzdir. Zevcden ve fakir cocuklan olan babadan baska hicbir fa- 
kirin nafaka vermesi farz degildir. Zevceden baska, hicbir zengine nafaka verilme- 
si farz degildir. Kurban kesmek nisabma malik olan kimse zengindir. Bu nisaba ma- 
lik olmiyana fakir denir. Baba kendi nafakasi icin oglunun mahni satabilir. Fekat, 
binayi, topragmi satamaz. Ana ise, nafaka yapmak icin oglunun mahni satamaz. 
Uciincii kismda, 3. maddenin sonuna bakmiz! 

[Bir kadinin, kizm, anasi, babasi ve mahrem akrabasi yok ise veya mevcud olup 
fakir iseler ve Beyt-iil-mal, ya'ni devlet de yardim etmez ve kimse ve hayr cem'iy- 
yeti imdad etmezse, bu kadm, kendinin, cocuklarmm ve hastahk, ihtiyarhk sebe- 
bi ile cahsamiyan fakir ana, babasmin nafakalarim temin etmek icin cahsmak zo- 
rundadir. Erkekle kansik olmiyan kadm islerinde cahsir. Erkek bulunmiyan is yok 
ise, sihhatini, dinini, namusunu, miislimanlik haysiyyetini ve serefini koruyacak 
kadar farz olan nafaka kazanmak icin, yabanci erkeklerin bulundugu yerde ortii- 
lii olarak cahsmasi caiz olur. Bu nafakayi kazanmasinda mani' olunmasi, ikrah olur. 

-592- 



Boyle ihtiyacdan fazla, orada kalmasi caiz olmaz. Dar-iil-harbde zalimler, cahsir- 
ken, basini, kollarmi acmasi icin ikrah ederlerse, zorlarlarsa, acmazsan, burada 
cahsma, git derlerse, ortulu olarak calisacak baska yer bulamaymca, kollan acik 
cahsmasi, Ebu Yusiif kavline gore caiz olur. Kadimn kulaklanndan sarkan sac- 
larim ortmesi farz degildir diyen alimlerin de mevcud oldugu, (ibni Abidin)de ve 
(Hindiyye)de yazihdir. Harac oldugu zeman, bu za'if kavl ile amel etmek caiz olur. 
Basmda bulunan saclari ortmenin farz oldugu sozbirligi ile bildirildi ise de, bu- 
nun acilmasi, ikrah olunmak sebebi ile caiz olur. Uclincu kismda, (26). ci madde- 
ye bakiniz! Boyle ikrah olunan kadm, her zeman, erkekle kansik olmiyan veya 
ortulu calisacak yer aramahdir. Bulunca, orada cahsmasi lazim olur. Saclanm, kol- 
larmi sokakda, gidip gelirken hep ortmelidir. Miisliman erkekle evlenince, bunun 
nafakasim zevci te'mfn etmege mecburdur. Zengin olmadigi icin, anasma, baba- 
sina ve cocuklarma nafaka vermesi lazim gelmez ise de, zevcinin izni ile cahsip on- 
lara bakmasi lazimdir. Ogrenmesi farz ilmleri ogrenmek de, nafaka kazanmak gi- 
bidir.] 

5 — Kolenin, cariyenin nafakasim vermek, efendisine farzdir. Efendisi nafa- 
ka vermezse, kolesi, cahsip kazandigmdan kendine nafaka yapar. Kole ve cariye 
cahsamiyacak halde ise, hakim, efendiye, bunlari satmasmi emr eder. 
Ibni Abidin besinci cild, ikiyuzyirmiucuncii sahifede buyuruyor ki: 
(Avret yerini ortecek ve sogukdan, sicakdan korunacak kadar giyinmek farzdir. 
Pamuk, keten ve yiin kumas iyidir. Erkek kamisi, ya'ni antarisi ve paltosu baca- 
gin ortasma kadar, kollan parmak ucuna kadar uzun olmasi siinnetdir. Kol agzi bir 
kans olmahdir. Orta halli giyinmeli, sohretden sakmmahdir. Ni'meti gostermek icin 
iyi ve krymetli giyinmek miistehabdir. Bayramlarda, topluluklarda, giizel, siislii gi- 
yinmek mubahdir. Her zeman boyle giyinmek iyi degildir. Ogiinmek icin, goste- 
ris icin giyinmek mekruhdur. Beyaz ve siyah giyinmek miistehabdir. Resulullahm 
antarisi, gomlegi ve donu beyaz pamuk bezdendi. [Mekkeyi feth eyledigi gun, mu- 
barek bashginin ve paltosunun siyah oldugu, ibni Abidin, besinci cildi, dortyiiz- 
seksenbirinci sahifesinde ve (Mecma'ul-enhiir)de yazihdir.] Yesil giyinmek siin- 
netdir. Domuzdan baska yirtici hayvan leslerinin postlan, derileri dabaglanmca te- 
miz olur. Besmele ile oldtirulenlerin postlan ve derileri temizdir. Derileri uzerin- 
de nemaz kilimr. Bunlarla yapilan elbiseleri, kiirkleri ve kiirklii paltolan, bashk- 
lan giymek erkeklere caizdir. Kadmlann erkekler gibi giyinmeleri, erkek isleri yap- 
malan caiz degildir. Erkeklerin, donu, pantalonu ayaklanm ortecek kadar uzat- 
masi mekruhdur. Nemaz dismda, pis elbise giymek mekruhdur). [El, ayak, parmak, 
burun, dis, goz, kalb ve baska uzvlar bozulunca, kopunca yerlerine ma'den, plas- 
tik koymak, diri ve olii insandan organ nakl etmek caiz oldugu, Hindistan alimle- 
rinin nesr etdigi (El-muallim) mecmu'asi, 1406 nushasmda yazihdir. Ciinki, bir or- 
gam kurtarmak, hayati kurtarmak gibi zaruridir. Diri insanm orgamm, etini yimek 
caiz degildir. Kanmi nakl etmek caizdir. Kadmlann ve erkeklerin trasda, tuvalet 
yapmakda ve giyinmekde birbirlerine benzemeleri haramdir. Erkeklerin yanak iize- 
rine sac uzatarak kadinlara benzemelerinin haram oldugu (Hadfka) besyiizellise- 
kizinci sahifesinde yazihdir. Kadimn, insan sacmi, kendi saci arasma orerek bir- 
lesdirmeyip de, kendi sacma iplikle, bez seridle baglamasinm ve hayvan killan ek- 
lemenin haram olmadigi, (ibni Abidin) besinci cildi, ikiyiizotuzsekizinci, (Hadf- 
ka) ikinci cildi, besyuzyetmisdokuzuncu ve (Fetava-i kiibra)mn yuzyetmisdordiin- 
cii sahifelerinde yazihdir. insan ve hayvan kihndan ve naylon gibi ipliklerden ya- 
pilmis olan, (Peruk) denilen takma saclari ve kirpikleri kullanmak caiz oldugu an- 
lasihyor ise de, ihtiyac ile zineti birbirine kansdirmamahdir. ihtiyac icin caiz olan 
seyi, siis, gosteris icin takmak caiz degildir. Erkekler arasmda basini acmak zaru- 
reti oldugu zeman, kadimn basini ve kendi saclanm peruk takarak ortmesi caiz ve 
lazim olur. Zaruret olunca, avret yerlerini miimkin olan herseyle ortmek lazimdir. 

- 593 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:38 



Giinahi yalniz sacini vermis olana ve bakanadir. insamn sacini ve herhangi bir or- 
gam satmasi haramdir. Peruk takarak sokaga cikmak, zaruret olmadan caiz degil- 
dir. Ciinki, kadinlann yabancilara siislenmeleri haramdir. Zaruret ne demek ol- 
dugu, (Mecelle)nin 22 ve 42. ci maddeleri serhlerinde bildirilmisdir.] 

(Uyun-iil-besair) kitabmm yiizondokuzuncu sahifesinde diyor ki, (insamn kul- 
landigi seyler bese aynlir. Bunlar zaruret, ihtiyac, menfe'at, zinet ve fuduldiir. Kul- 
lamlmadigi zeman helake sebeb olan yasak seyi kullanmak zaruret olur. Kullaml- 
mamasi sikmtiya, mesakkate sebeb olursa, ihtiyac denir. [Faidesi, menfe'ati olma- 
yip, yalniz gosteris icin kullamlan seye, zinet denir.] ihtiyac olunca, orucu bozmak 
caiz olur. [(Bahr-iir-raik)da diyor ki, (Bir ibadete baslaymca, bunu ozr olmadan 
bozmak haramdir. Farz olan orucu bozmak icin sekiz ozr vardir: Hastalik, sefere 
cikmak, ikrah ya'ni zalimin zorlamasi, kadinin hamile olmasi, cocuk emzirmek, ac- 
lik, susuzluk ve ihtiyarlik). Kitabda bildirilen ihtiyac, bu sekiz ozrden biri demek- 
dir.] Bugday ekmegi, koyun eti, yagh yimek, menfe'atdir. Tath yimek, zinetdir. Mu- 
bahlan kullanmakda taskmhk, fuduldur. Zaruret olunca, yalan yere yemin etmek 
caiz olmaz. Ta'riz soylemek, ya'ni iki ma'nali kelime soyleyip yemin edilir. Ac ka- 
lanin olmiyecek kadar les yimesi, zaruret olur. Abdest ahrken elbiseye su sicrama- 
si, hayvan idrar yaparken, iistiindekinin elbisesine sicramasi zaruretdir. Mecnunun 
birden fazla evlenmesi caiz degildir. Ciinki ihtiyaci olmaz). 

[Haram islemek veya kullanmak, yalniz zaruret mikdari caiz olur. Mubah olan 
seyleri, farzlan yapabilecek kadar kullanmak zaruretdir ve farzdir. ihtiyaci kar- 
silamak icin kullanmak, siinnetdir. ihtiyacdan fazla olan seyin menfe'ati varsa, men- 
fe'ati icin kullanmak caiz olur. Menfe'ati olmadigi zeman, zaran da yoksa, zinet 
olur. Vekar, hurmet ve sevgi hasil etmek ve cok siikr etmek niyyeti ile zinet esya- 
sim kullanmamn miistehab oldugu, (ibni Abidin) ve (Bahr) son cildlerinin sonun- 
da ve Muhammed Bagdadinin (Hadika)smin yuzonbesinci sahifesinde yazilidir. 
(Hadfka) ikinci cildinin besyuzseksenikinci sahifesinde diyor ki, (Mubahlarda, seh- 
rin adetine uymamak sohret olur. Bu ise, tahrimen mekruhdur. Sag, sakal boya- 
mak boyledir). Zinet esyasim kullanmak da boyledir. Dar-ill-harbde, ya'ni Fran- 
sa gibi, kafirlerin yasadiklan memleketlerde, islamin vekarim, serefini korumak 
ve sohretden, fitneden sakmmak vacibdir. Zararh olan seye fudul, abes ve mala- 
ya'ni denir. Bunu kullanmak tahrimen mekruh, farza mani' olursa, haram, ya'ni 
biiyiik giinah olur. Birinci kism, ellidordiincii madde sonuna bakmiz! 

(Bahr-iir-raik)da, orucu bozmayan seyleri bildirirken diyor ki, (Erkegin teda- 
vi icin siirme cekmesi caizdir. Zinet icin cekmesi caiz degildir. (Cemal) ve (Zinet) 
kelimelerini birbirleri ile kansdirmamahdir. Cemal, cirkinligi gidermek, vekar sa- 
hibi olmak ve siikr etmek icin, ni'meti gostermek demekdir. Gosteris icin, ogiin- 
mek icin, ni'meti gostermek, cemal olmaz, kibr olur. Nefsin za'if, azgm oldugu- 
nu gosterir. Cemal ise, nefsin terbiye edilmis, olgun oldugunu gosterir. (Allahii 
teala cemildir. Cemal sahiblerini sever) hadis-i serifi, cemal sahibi olmagi medh 
etmekdedir. Cemal icin yapilan birsey, zinete de sebeb olursa, zarar vermez. 
Cemal icin, temiz, guzel giyinmek mubahdir. Kibr icin giyinmek ise, haramdir. Boy- 
le giyinince, halinde, baskalarma karsi davramsmda bir degisiklik olmasi, kibr ala- 
meti olur). Goriiliiyor ki, cemal, cirkinlige, baskalarimn igrenmelerine, hakaret 
etmelerine sebeb olacak seyleri yapmamak, bunlari izale etmekdir. Zinet, baska- 
larim imrendirecek, onlara usttinliik saghyacak, ogiinecek seyleri yapmakdir. 
Cemal icin, bulundugu yerde adet olan seylerden, haram olmiyan en iyilerini kul- 
lanmahdir.] 

Erkeklere ipek giymek haram oldugu, ikinci kism, kirkbirinci madde sonunda 
bildirilmisdir. Elbisede ve bashkda dort parmak genisliginde ipek veya altm serid- 
lerin bulunmasi caizdir. Seridler uzun ve sayilan cok olabilir. 

Erkeklerin de her renk elbise giymeleri caiz ise de, kirmizi, sari elbise giyme- 

-594- 



leri tenzihen mekruh denildi. Bashk ve takkenin kirmizi ve sari renklerde dahi mek- 
ruh olmadigi sozbirligi ile bildirildi. Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
ayakkabisinm siyah oldugu, ($ir'at-iil-islam) serhinde yazihdir. 

(Durr-iil-muhtar)in ve bunun (Tahtavi) ve Ibni Abidm hasiyelerinin son cild- 
leri sonunda diyor ki, (Tecemmiil etmek, ya'ni en giizel elbise giymek mustehab- 
dir. Halal seylerle zinetlenmek mubahdir. Imam-i a'zam Ebu Hanife dortyiiz al- 
tin kiymetinde cubbe giyerdi. Talebelerine giizel giyinmelerini emr ederdi. 
imam-i Muhammed nefis elbise giyerdi. Imam-i a'zam buyurdu ki, imam-i Ome- 
rin yamali hirka giymesi, Emir-ul-mti'minin oldugu icindi. Giizel giyinseydi, 
me'murlan da giizel giyinirler, fakirleri, milletden zulm ile mal ahrlardi. Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bin dirhem giimiis kiymetinde cubbe giyer- 
di). 

Biiyiiklere haram olan seyleri, cocuguna yapdiran kimse, haram islemis olur. Bi- 
rinci kismda, 18. ci maddeye bakmiz! 

(Hadika)da, biitiin bedenle yapilan giinahlarm onbesincisinde diyor ki, cocu- 
gunu ve nafaka vermek lazim olan akrabasmi ac birakarak ve islam terbiyesinden 
mahrum ederek zayi' etmek giinahdir. Analardan, baba ve dedelerden ve cocuk- 
lardan, torunlardan baska olan yakmlara, (Akraba) denir. Zengin kimsenin fakir 
ve cahsamiyacak halde olan akrabasma nafaka vermesi vacibdir. Cahsabilen er- 
kek biiyiik akrabaya, fakir olsalar da, nafaka verilmez. Fakir olan yetim cocukla- 
nn ve dul kadmlann nafakalan, saglam olsalar da, zengin akrabasma vacib olur. 
Kiipiik cocuklarm anneleri ve amcalan bulunsa, yahud anneleri ve agabegleri ol- 
sa, zengin iseler, cocuklarm nafakalarmi, miras oranmda, ortaklasa verirler. Ba- 
bamn, cocuklanna ilm, edeb ve san'at ogretmesi farzdir. Once, Kur'an-i kerim oku- 
masini ogretmelidir. Sonra imanin ve islamm sartlarim ogretmelidir. [Cocuk 
Kur'an-i kerim okumasim ve din bilgisini ogrenmeden mektebe gonderilirse, ar- 
tik bunlan ogrenecek vakt bulamaz. Din diismanlarmm tuzaklarma diiserek, on- 
lann yalanlarma, iftiralarma aldanir. Dinsiz ve islam ahlakindan mahrum olarak 
yetisir. Diinyada ve ahiretde felaketlere siiriiklenir. Cem'iyyete ve millete zarar- 
li olur. Kendine ve baskalarma yapacagi kotiiliiklerin giinahlan, anasina babasi- 
na da yazihr. Cocugunu, din bilgilerini ogretmeden once, kafirlerin, hiristiyanla- 
rin mekteblerine gondermenin biiyiik zararlan, (irsad-ul-hiyara fi-tahzir-il-miis- 
liinin min medarisin-Nasara) kitabmda uzun yazihdir. Bu kitab, Ahmed ZeyniDah- 
lanin (Hulasa-tiil-kelam) kitabimn ikinci ciiz'i ile birlikde, Hakikat Kitabevi tara- 
fmdan basdinlmisdir.] 

Ananm, babanm, okutmak ve terbiye etmek icin cocuklarmi zorlamasi lazim- 
dir. Kadm cocugunun okumasina, ahlakina ehemmiyyet vermezse, kotii yetisdirir- 
se, erkegin, (Ben razi degilim. Giinahi senin olsun!) demesi, kendisini kurtarmaz. 
Kottiliige mani' olmasi lazimdir. Kadm inad ederek, fitne cikarsa veya erkekden 
gizli yaparsa, erkek giinahdan kurtulur. Boyle kadmi bosamali diyemeyiz. 

Anaya, babaya ita'at ve ihsan etmelidir. Ta'at olan, mubah olan ve giinah olmi- 
yan seylerdeki emrlerini yapmalidir. Zevcenin de, zevcinin giinah olan emrlerini 
yapmamasi lazimdir. Her me'mur ve ast icin de boyledir. Hie kimseye, giinah is- 
lemegi emr etdigi icin, karsi gelinmez. isyan edilmez. Mubah olan isler icin verdik- 
leri emrleri yapmak, vacib degil ise de, caizdir. Ta'at olan islerdeki emrlerini 
yapmak vacibdir. Yapmasi caiz olmiyan emrlerine karsi isyan etmemeli, yumusak, 
tath dil ile ozr dilemelidir. Ana, baba, [ve amir, miidir], en kotii giinahi, hatta kiif- 
rii bile emr etse veya kendileri kafir ise, onlara karsi gelmek, yine caiz olmaz. Ana, 
baba aciz ve fakir iseler, zimmi olsalar bile, nafakalan, cocuga vacibdir. Dedeler, 
nineler de, ana, baba gibidir. Harbi olanlarma nafaka verilmez. Zimmi ile harbi- 
nin birbirlerinden miras almalan da boyledir. Ana, baba, zimmi olsalar da, hizmet 
etmek, ihsanda bulunmak vacibdir. Kiifre tesvik edenlerine gidilmez. 

-595- 



Anayi, babayi ve zi-rahm-i mahremleri ziyaret etmek vacibdir. Hie olmazsa, se- 
lam gondererek, tatli mektub yazarak ve telefon ederek bu giinahlardan kurtulma- 
hdir. Selamm, mektubun ve sozle, para ile yardimm mikdari ve zemani yokdur. Lii- 
zum ve imkam kadar yapilir. Zi-rahm-i mahrem olmiyanlara bunlar vacib degildir. 
Bunlar once anaya, sonra babaya, sonra evlada, sonra ecdada, sonra ceddada, 
sonra erkek ve kiz kardeslere, amcalara, halalara, dayilara ve teyzelere yapilir. Bun- 
lardan sonra, zi-rahm-i mahrem olmiyan amca ogluna, amca kizma ve hala, dayi ve 
teyze cocuklarma, sonra nikah sebebi ile akraba olanlara, sonra komsulara yardim 
ve ihsan etmek cok sevabdir. (Hadfka)dan terceme burada temam oldu. 

(Bezzaziyye) fetvasmda, (Menahf)yi anlatirken diyor ki, (Her cesid calgi din- 
lemek haramdir. Fisk anlatan si'r dinlemek mekruhdur. Giinah islemegi istemek 
giinah olmaz. islemege karar verirse, yalniz karar vermek giinahi yazilir. islemek 
giinahi yazilmaz. Kiifr ve kiifre sebeb olan seyler boyle degildir. Bunlara karar ve- 
rince kafir olur. Kafir olan anaya babaya hizmet etmek, nafakalarmi vermek, zi- 
yaretlerine gitmek lazimdir. Kiifre sebeb olan seyleri yapdiracaklarmdan korku- 
lursa, ziyaretlerine gitmemelidir. Kafirlerle birlikde yiyip icmek, bir iki kerre ca- 
izdir. Her zeman ise, mekruh olur. Ucret karsihgi, serab yapmak icin iiziim sikmak 
mekruhdur. Kilise ta'mirinde cahsmak mekruh degildir. Ciinki, bu isin kendisi gii- 
nah degildir). Goriiliiyor ki, islamiyyete uymaga gericilik diyen, ya'niibadet yap- 
magi ve haramlardan sakinmagi begenmiyen anamn, babamn evine gidilmez. 
Boyle olan akrabanm evine de gitmek caiz degildir. Baska ozrler, sebebler soyli- 
yerek gitmemeli, kalb kiracak, fitne cikaracak seyler soylememelidir. Hie kimse 
ile miinakasa etmemelidir. Miinakasa etmek, dostlugu giderir. Diismanlarm cogal- 
masina sebeb olur. Fitne cikarmamah, dost ile de, diisman ile de tatli konusmah, 
herkese karsi gtiler yiizlii olmahdir. Bu hususda, Muhammed Ma'sum (Mektu- 
bat)mm, iicuncii cildinin 55. ci mektubunda genis bilgi vardir. Bu mektubun ter- 
cemesi, (Hak Soziin Vesikalan) kitabimizm sonunda mevcuddur. Bid'at sahible- 
rine ve acikca giinah isliyenlere tatli dil ve gtiler yiiz caiz olmadigi icin, zaruret ol- 
madikca, bunlarla karsilasmamaga, goriismemege cahsmah, zaruret mikdarim 
asmamahdir. 

Anadan, babadan izn almadan cihada ve tehliikeli olan yoldan bir yere, hatta 
farz olan hacca gitmek caiz degildir. iznleri olmadan ilm tahsiline gitmek caizdir. 
Tecribeye, hesaba dayanmiyan, dayansa da diinyaya ve ahirete faidesi olmiyan sey- 
leri ogrenmek boyle degildir. islamiyyete faideli ilmler boyledir. islam diisman- 
larimn, bid'at sahiblerinin, mezhebsizlerin mekteblerine din bilgisi ogrenmek 
icin gitmek, hicbir zeman caiz degildir. Ticaret, hac, omre gibi, tehliikeli olmiyan 
yolculuklarda, ihtiyaci olmiyan ana babamn iznini, nzasini almak lazim olmaz. Fe- 
kat, hava ve deniz yolculugu ve tehliikeli olan kara yolculuklan icin ve cihad icin 
nzalarim almak lazimdir. ilm ogrenmek icin gidilecek yolda ve yerde emniyyet var- 
sa ve ananm, babamn yalniz kalarak helak olmalan tehliikesi yoksa, nzalari olma- 
sa da, gitmek caizdir. Diisman hucum edip islam askeri bozuldugu zeman, cocuk 
balig olmasa bile, ana babasimn nzasi olmaymca da diismana karsi savasa gitme- 
si caizdir. Fekat, hicbir zeman ve hicbir sebeble anaya, babaya ve hiikumet adam- 
lanna karsi sert soylemek caiz degildir. Rizalan olmadan gitmek caiz oldugu ze- 
man, gitdigi yerden sik sik tatli mektub ve selam ve hediyye yollayarak nzalarim 
almahdir. 

KOMSU HAKKI — Asagidaki yazilar, seyyid Ali zadenin "rahmetullahi teala 
aleyh" (Sir'at-iil-islam) serhinden ahnmisdir. (Her miislimanm, salih komsular [iyi 
insanlar] arasinda ev aramasi lazimdir. Hadis-i serffde, (Ev satin almadan evvel, kom- 
sularin nasil olduklanni arasdinniz! Yola cikmadan evvel, yol arkadasimzi seciniz!) 
buyuruldu. Hadis-i serifde, (Komsuya hurmet etmek, anaya hurmet etmek gibi la- 
zimdir) buyuruldu. Komsuya hurmet, onunla iyi gecinmekdir. Onun ac oldugunu bi- 

-596- 



lerek, kendisi tok yatmamakdir. Allahii tealamn kendisine ihsan etdigi nzklardan 
ona da vermelidir. Onu incitecek soz ve hareketde bulunmamalidir. Hadis-i serif - 
de. (Komsusu, serrinden cinin olmiyan kimse, Allahii tealaya iman etmemisdir) 
buyuruldu. Zimmi komsusuna dahi, miimkin oldugu kadar hediyye vermelidir. Ha- 
dis-i serif de, (Zimmi komsunun bir hakki, miisliman komsunun iki hakki, akraba 
olan komsunun iic hakki vardir) buyuruldu. Komsusunun evine, pencerelerine bak- 
mamalidir. [Kac ev komsu sayihr? Bu evlerin adedi, zemamn sartlarma ve insanm 
yardim kudretine gore degisir. Her tarafdan birer, ikiser ve nihayet] kirk ev kom- 
suluk hakkma malik olur. Komsunun yapdigi eziyyetlere ve cahilce hareketleri- 
ne sabr etmeli, karsilik vermemelidir. [Alkollii ickinin ve kadmlann, kizlann ba- 
si, kollari acik sokaga cikmalarmm haram oldugunu giiler yiiz ve tatli dil ile anlat- 
malidir. Komsular, giinah islediklerini goriip de nasihat vermiyen] ve kendileri ile 
goriismiyen, [Cehennemden kurtulmalan icin] yardim etmiyen komsulanni, Ki- 
yamet giinii, Allahii tealaya sikayet edecekler, [maddi ve ma'nevi] haklarim isti- 
yeceklerdir. Komsunun cocuklarmi eli ile oksamah, nemaz kilmalan ve giinah is- 
lememeleri icin, tatli dil ile nasihat etmelidir. Hadis-i serifde, (Evinizde pisen ye- 
mekden, komsunuzun hakkim veriniz!) buyuruldu. Odiinc olarak ve ariyet olarak 
istedigini hemen vermelidir. Komsusu hasta olunca, ziyaretine gitmelidir. Sikin- 
tiya diisiince, imdadma yetismelidir. Hadis-i serifde, (Sikintiya diisen komsusuna 
yardim eden, sikintisim gideren kimseye, Allahii teala kiyamet giinii kiymetli el- 
bise giydirecekdir) buyuruldu. Cenazesi olunca, (Ta'ziye) etmeli, ya'ni sabr etme- 
sini soylemeli ve cenazesinin hizmetine kosmahdir. Komsusu sefere, uzak vazffe- 
ye gidince, geride kalan ailesini, cocuklarmi hirsizlann, ahlaksizlarm serlerin- 
den, zararlarmdan muhafaza etmelidir. O yok iken, onun coluk cocuklarma kar- 
si davranislarmda, ona hiyanet etmekden cok sakmmahdir. Onun evinin havasi- 
ni, giinesini men' edecek kadar, evine kat cikarmamah, buna zaruret olursa, ona 
anlatip nzasini aldikdan sonra yapmahdir. Ona veremiyecegi meyve, tatli gibi sey- 
leri evine ondan gizli getirmelidir. Evini satacagi veya kiraya verecegi zeman, ona 
damsmah, onun izn verdigi kimseye vermelidir. Komsunun mal ve miilk haklari, 
(Mecelle) nin 1192. ci ve sonraki maddelerinde yazihdir. Diinyada en kiymetli sey, 
miisliman, salih, Allahii tealamn ve mahluklarm haklarim bilen ve gozeten kom- 
sudur. Hadis-i serifde, (Allahii teala, bir salih miislimamn hurmetine, komsulann- 
dan binlerce belayi, felaketi uzaklasdinr) buyuruldu. Hadis-i serifde, (Kendisinin 
iyi mi, kotii inii oldugunu anlamak istiyen kimse, salih, halis olan komsularimn ken- 
disi hakkinda ne dediklerini ogrensin! iyi kimsedir diyorlarsa, ind-i ilahfde iyi ol- 
dugunu anlasin!) buyuruldu.) 

Herhangi bir kimseye yapilmasi haram olan bir fenahk, komsuya yapilirsa, gii- 
nahi katkat daha fazla olur. Herhangi bir kimseye yapilmasi sevab olan bir iyilik, 
komsuya yapilirsa, sevabi katkat daha fazla olur. 

Zahida! Ac goziin, sahraya bak da, ibret all 
$u direksiz kubbe-i semaya bak da, ibret all 
Gormek istersen, Cenab-i kibriyamn kudretin, 
her sab ah, seher vakti, d tiny ay a bak da ibret all 

Padisah oisan da, derler "er kisi niyyetine", 
Var, musallada yatan mevtaya bak da, ibret all 
Bir kefendir akibet, sermaye-i beg ve fakir, 
varliga magrur olan, mecnun degil de, ya nedir? 



-597 



39 — ISLAMIYYET VE KADES 

islam dini, kadmi en yiiksek dereceye cikarmisdir. islamiyyetin kadma verdigi 
kiymeti hicbir din, hicbir diisiince vermemisdir. Komiinistler, kadinin erkege esit 
oldugunu soyleyip, kadm, erkegin biitiin haklarma malikdir deyip, kadma en agir 
isleri yapdirdilar. Kadmlan demir fabrikalarmda, ma'den kuyularmda, tas ocakla- 
rmda, Sibiryamn soguk ormanlarmda, demir yollarmda, beton dokmekde, toprak 
kazmakda insafsizca ve bugaz tokluguna, zorla cahsdirdilar. islam kadinma, erkek 
akrabasmdan, fitra verecek kadar zengin olanlardan, en yakin bulunam, bakmaga 
mecburdur. Yakm akrabasi yoksa veya fakir iseler, (Beyt-iil-mal) ya'ni devlet her 
diirlii ihtiyaclanni vermege me'murdur. Evli kadma, zevci her seyi getirmege ve ay- 
n bir ev tutmaga mecburdur. Kizin, babasi evinde, hernesi varsa, hatta kac hizmet- 
cisi varsa, kocasimn, bunlan almasi lazimdir. Safi'i mezhebinde tiitiin parasmi ver- 
mesi bile lazimdir. Hanefi mezhebinde, kahve ve tiitiin parasi vermek lazim olma- 
digi (Redd-iil-muhtar)da yazilidir. Zevci, kadma bakamiyacak kadar fakir ise ve- 
ya zengin oldugu halde, ihtiyaclanni almiyorsa, piyasa kiymetine gore kadinin ih- 
tiyacini mahkeme ta'yin ederek, yakm akrabamn bu parayi kadina bore vermesi- 
ni emr eder. Erkegin satilacak mah yoksa, cahsdirarak bu borclan erkege odetir. Ca- 
hsmazsa habs eder. O halde, islam kizi, islam kadim gecim derdinden, diisiincesin- 
den mu'afdir. O, cahsarak, didinerek para kazanmaga mecbur degildir. Hersey 
onun ayagma gelecekdir. Din-i islam, ona bu kiymeti vermisdir. Fekat, kadinin, is- 
lamiyyeti, dinini, imanini, farzlan, ibadetleri, haramlan ogrenmesi farzdir. Baba- 
sinm veya zevcinin, ona bu ilmleri ogretmesi lazimdir. Ogretmezlerse, biiyiik giina- 
ha girerler. Kadinin gidip disardan ogrenmesi lazim olur. Kadin, erkekden iznsiz hic- 
bir yere gidemez iken, bu ilmleri ogrenmek icin gidebilir. islamiyyetin ilme ne ka- 
dar kiymet ve ehemmiyyet verdigi buradan da anlasilmakdadir. Miisliman kadmi 
ticaret, fen, san'at ve zira'at ile ugrasmaga mecbur degil ise de, bunlarla mesgul ol- 
masi, para kazanmasi, yasak ve giinah degildir. Yalmz, bunlarla mesgul olurken ve 
ilm ogrenirken, erkekler arasina girmemesi, onlara acik goriinmemesi, haramdan 
sakinmasi lazimdir. Ciinki, miisliman kadinin basi, kollan, bacaklan acik olarak so- 
kaga cikmasi, erkeklere gostermesi haramdir, giinahdir. Ehemmiyyet vermezse, al- 
diris etmezse imam gider, kafir [Allahm diismam] olur. Cehennem atesinde sonsuz 
olarak yakilacagi bildirilmisdir. Sure-i nisa otuzbirinci ayet-i kerimede, kadinlann 
kesb edecegi kazanclanndan nasib alacaklanm, Allahii teala bildirmekdedir. Ha- 
dice-ttil-kiibra "radiyallahii anha", islamiyyetden evvel ve sonra, ticaretle mesgul 
oluyordu, katibleri, me'murlan, hizmetcileri cokdu. Hatta bir kerre, Muhammed 
aleyhisselami ticaret kafilesine reis ta'yin etmisdi. Kadinin yapacagi giinahlardan, 
ona izn veren erkekleri de ceza gorecekdir. Halbuki, erkegin giinahlan, kadina za- 
rar vermemekdedir. islamiyyetde, kadin, harbe de gitmez. Diinyada rahat ve 
mes'ud oldugu gibi, onun Cennete gitmesi de cok kolaydir. (Tenbfh-ul-gafilin)de 
yazih hadis-i serif de, (Dort seyi yapan, ya'ni kocasina hiyanet etmiyen, bes vakt ne- 
maz kilan, Ramezan-i serffde oruc tutan ve [onsekiz erkekden] baskasina, [basi, sa- 
ci, kollan, bacaklan] acik olarak goriinmiyen kadin Cennete gidecekdir) buyurul- 
du. Ciinki, dogru kilman nemaz, insani giinah islemekden korur ve islamm sartla- 
rmi yerine getirmek sevgisini hasil eder. Onsekiz mahrem erkegin kimler oldukla- 
n, ikinci kism, otuzdordiincii maddede yazilidir. (Tenbih-ul-gafilin)de ve (§ir'a) ser- 
hinde yazih hadis-i serifde, Peygamberimiz "sallallahii teala aleyhi ve sellem", 
(Bir kadin, bes vakt nemazim kilar, Ramezan ayinda oruc tutar, naiiifisiiiui korur 
ve zevcine ita'at ederse, diledigi kapidan Cennete girer) buyurdu. Ebu Mutf Bel- 
hinin, (Lii'lii'iyyat) kitabmdan alarak (Riyad-un-nasihin)de yazih hadis-i serifde, 
(Bes seyi yapan kadin Cehennemden kurtulur: Bes vakt nemazim kilar, Ramezan 
ayinda orucunu tutar, zevcini, anasini babasim iizmez, yiiziinii ve saclarim yaban- 
ci erkeklere gostermez, diinya sikintilanna sabr eder) buyuruldu. 

-598- 



Peygamber efendimizin "sallallahu aleyhi ve sellem" hicretin onuncu yih, son 
haccmm hutbesindeki sozlerinden, son nasihatlanndan biri, (Kadinlariniza eziy- 
yet etmeyiniz! Onlar, Allahii tealanm sizlere emanetidir. Onlara yumusak olunuz, 
iyilik ediniz!) olmusdur. islamiyyetde evlenmek, bir kizi mes'ud etmek, ibadetdir 
ve biitiin nafile ibadetlerden daha sevabdir. 

islamiyyetde dort kadma kadar almaga emr olunmamis, ancak izn verilmisdir. 
Ya'ni mubahdir. Bunun da sartlan vardir. Bu sartlan tasimayan erkegin, birden 
fazla evlenmesi giinahdir. Birinci sart, zevcelerinden herbirini mes'ud etdirecek 
kadar zengin olmakdir. Diger sartlan, fikh kitablarmda yazilidir. 

(Ni'met-i islam)da diyor ki, (Dorde kadar evlenmek, erkekler icin kolaylik ol- 
dugu gibi, kadmlar icin de, adedleri cok oldugundan kolaylikdir. islamiyyetden on- 
ce, bir erkek diledigi kadar kadmla evlenirdi. islamiyyet bu sayiyi dorde indirmis- 
dir. Birden fazla evlenmek vacib olmadigi gibi, mendub da degildir. Birden fazla 
evlenmemenin daha iyi oldugu bildirilmisdir). Devlet, mubah olan birseyi emr ve- 
ya yasak ederse, buna uymak caiz olur. (Berika)mn doksanbirinci sahifesinde 
diyor ki, (Devletin islamiyyete uygun emrlerini yapmak vacibdir. islamiyyete uy- 
miyan emrlerine lsyan etmek, fitneye, anarsiye sebeb olmak biiyiik giinahdir. 
Biiyiik zarardan kurtulmak icin, kiiciik zaran yapmak lazim olur. Faidesini dilsii- 
nerek devletin emr etdigi her mubahi yapmak millete vacib olur). Dokuzyiizyir- 
misekizinci sahifede diyor ki, (Zalim olan devlete karsi da lsyan etmek caiz degil- 
dir). (Hadfka)da, 143. cu sahifede diyor ki, (Zalim devlet mubah islemegi yasak 
ederse, buna ita'at vacib olur. Kendini tehliikeye atmasi caiz olmaz). ibni Abidin, 
kadihgi anlatirken diyor ki, (Kafir memleketlerinde kafir kanunlarma ita'at etmek 
zarureti oldugundan, sulh ve hud'a yapilmis olur. Mallarma, canlarma, nzlarina sal- 
dirmak da caiz degildir). Yaradihsda, kadinlar, erkeklerden cok oldugu gibi, 
harblerde, kazalarda erkeklerin olmesi, kadinlann oliimiinden daha cokdur, ya'ni 
erkek adedi, kadindan azdir. islamiyyetin dorde kadar izn vermesi, kizlann koca- 
siz kalmamasi, metres hayatina, umumi evlere diismemesi ve sereflerini, namus- 
lanni, se'adetlerini te'minat altina almak gayesi iledir. Hiristiyanhkda erkegin bir 
kadindan fazla almasi yasak oldugu icin, erkekler, metres hayati yasiyor. Komsu, 
ahbab kizlanm, talebelerini, iscileri igfal ediyorlar. Bircok kadmla gizli evlilik ba- 
gi kuruyorlar. Bir yandan kadinlar, kizlar fuhsa, felakete silriikleniyor, istikballe- 
ri mahv oluyor, bir yandan da, babasi belirsiz milyonlarca cocuk, ya copliiklere bi- 
rakihyor. Yahud, anasiz, babasiz, terbiyesiz yetiserek cem'iyyete yiik ve bela olu- 
yorlar. islamiyyetde zenginler dorde kadar evlenip, cocuklar, anali, babali, terbi- 
yeli yetisir. Evler, aile yuvalan cogahr. Cem'iyyet hayati kuvvetli ve diizenli olur. 
Cok evlenmek isteyenler de, zengin olmak icin calisir. is hayati genisler. Ticaret, 
teknik ilerler. 

Erkegin kadina karsi olan vazifelerini (Mursid-iil-miiteehhilin) kitabi uzun 
yazmakdadir. (Ma'rifetname) kitabinda olani aynen asagida bildiriyoruz: 

Ey aziz! Erkegin zevcesi ile gorilsmesinde, otuz seyi yapmasi lazimdir: 

1 — Ona karsi her zeman, giizel huylu olmahdir. [Allahii teala iyi huylu olan- 
lari sever. Huysuzlan sevmez. Bir insani incitmek haramdir. iskence yapanin ev- 
lenmesi haramdir.] 

2 — Ona karsi her zeman, yumusak davranmahdir. 

Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Miislimanlarin en iyi- 
si, en faidelisi, zevcesine karsi iyi ve faideli olandir). 

3 — Eve gelince zevceye selam vermeli, [ya'ni selamiin aleykiim demeli] ve na- 
silsm? diye hatirim sormahdir. 

4 — Onu tenhada nes'eli goriince saclanni tutup, oksamah, giilerek, bus etme- 
li ve sanlmalidir. 

-599- 



5 — Tenhada iizuntiilii goriince, onu cok sevdigini, acidigmi soyleyip halini sor- 
mali, tath seyler soylemelidir. 

6 — Yapamiyacagi seyleri bile soz vererek gonliinii almahdir. Ciinki o, evin- 
de kapali, baskalanndan iimmidsiz ve yalniz kendisine ahsmis olan dostu, dert or- 
tagi, ekmek vericisi, kendini nes'elendiricisi, cocuklanni yetisdiricisi ve ihtiyacla- 
nni gidericisidir. 

7 — Cocuklan terbiyede, ona yardim etmelidir. Ciinki, bebek, anasma, gece 
giindiiz aglayrp, hie rahat vermez. Onu insafsizca iizen bir alacakhdir. O halde, ona 
imdad edene, Allahii teala yardim eder. 

8 — Zevcesine, memleketde adet olan elbisenin, camasirm en kiymetlisini giy- 
dirmelidir. Ev icinde, her istedigi, giizel seyleri giydirmelidir. Sokaga cikarken, bun- 
lari da ortmeli, yabanciya gostermemelidir. 

9 — Iyi seyler yidirmelidir. Zengin ise, halal olan herseyi almahdir. Ona genis, 
kullamsh, sihhi ve islam hammma yakisan elbise ve nefis ta'am te'min etmegi, ken- 
dine bore bilmelidir. [imam-i Gazali "rahmetullahi aleyh" (Kimya-i se'adet)in yiiz- 
kirkbirinci sahifesinde diyor ki, (Zevcenin nafakasini sikmamah, israf da etmeme- 
lidir. Ailenin nafakasma verilen paranm sevabi, sadaka sevabmdan daha cok- 
dur. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Gaza i^in sarf edi- 
len, kole azatl etmek icin, fakfre sadaka verinek icin ve evindekilerin nafakasi icin 
sarf edilen altinlarin en iistiinii ve sevabi cok olani, evin nafakasina verilen altinin 
sevabidir.) ibni Sirfn "rahmetullahi teala aleyh" buyuruyor ki, (Hie olmazsa haf- 
tada bir kerre tath yidirmelidir.) Nafaka te'mininden aciz olamn evlenmesi haram- 
dir. Yemegi yalniz yimemelidir. Coluk cocukla yimek sevabdir. En muhim sey, na- 
fakayi halalden kazanip, halalden yidirmekdir).] 

10 — Zevcesini dogmemelidir. (Diirr-iil-muhtar) iiciincu cild, yiizseksensekizin- 
ci sahifedeki suclardan birini islerse, onu ta'zir etmesi, edeblendirmesi caiz olur 
ise de, yine vacib olmaz. 

[Ba'zi kimseler, Nisa suresi otuzucuncii ayetinde, kadinlann dogiilmesi emr olu- 
nuyor diyorlar. Halbuki, bu ayet-i kerimede mealen, (Erkekler, kadinlar iizerine 
hakimdirler. Ciinki, Allahii teala, ba'zi kullarim ba'zisindan iistiin yaratmisdir. Hem 
de, erkekler, kendi mallarim, onlar icin hare ederler. Kadinlann iyileri, Allahii te- 
alaya ita'at eder ve zevclerinin haklarim gozetirler. Zevcleri hazir olmadiklari ze- 
inan, onlarin nainuslarini ve mallarim, Allahin yardimi ile korurlar. Hiyanet etme- 
sinden korkdugunuz kadinlara, zevc haklarim ogretin ve tath sozlerle nasihat 
edin! Onlari yatagimzdan ayirin. Yine uslanmaz iseler, hafif dogiin! Uslamrlarsa, 
onlari iizecek sey yapmayin!) buyuruluyor. Goriiliiyor ki, mala ve namusa hiyanet 
etmiyen kadinlan dogmek degil, onlari hicbir suretle iizmek caiz degildir. Hain olan- 
lan da, yumruksuz acik el ile veya diigiimsiiz acik mendil ile hafif vurarak islah et- 
mege izn verilmisdir. Namusa ve mala hiyanet edenlere, her hiikumet, her kanun, 
agir ceza yapmakdadir. islamiyyet, kadinlara, cok kiymet verdigi, cok acidigi 
icin, hain olanlarmi kanun pencesine diisiirmeden once, hafif vurmakla islah edil- 
melerinin de tecribe olunmasim emr etmekdedir. 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bir erkek, zevcesini dogerse, kiyametde ben 
onun da'vacisi olurum). Diinya islerindeki kusuru icin, dogmek soyle dursun, 
aci, sert bile soylememelidir. 

Kadinlann kalbleri ince, nazik ve hislerine tabi' oldugundan, birbirlerine hased 
edenleri cokdur. Bu bakimdan, bilhassa yeni evliler, uyanik olmali, ana, kiz kar- 
des ve baska kadinlann, zevcesini cekisdirmelerine aldanmamah, boyle seyler soy- 
lenmesine firsat vermemelidir. Boyle sozlere uyarak zevcesini incitmekden cok ce- 
kinmelidir. 

Anasi ve kiz kardesleri icin zevcesinin soylediklerine karsi da uyanik olmali. Ana- 

-600- 



ya eziyyet olunmasma hicbir suretle goz yummamalidir. Anasma, kendisi, zevce- 
si ve cocuklan, herhalde saygi gostermelidir. Ana babaya, kaym valide ve kaym 
pedere hurmet, hizmet edilmesi birinci vazife olmahdir. Biiyuklerin nzasmi, dii- 
asmi almaga calismali, hayr dualarmi, biiyiik kazanc bilmelidir]. 

11 — Allahii tealanm emrlerini yapmak hususunda olan kusuru icin, bir giinden 
cok dargm durmamahdir. 

12 — Zevcesinin huysuzluklarim yumusak karsilamahdir. Ciinki, kadmlar igri 
kaburga kemiginden yaratilmisdir. Akllari ve dinleri erkeklerden azdir. Erkege 
emanet olunmuslardir. Gtilerek, tathlikla gecinmek icin ahnmislardir. 

[Akh olan zevc ve zevce, birbirlerini iizmezler. Hayat arkadasim iizmek, incit- 
mek, ahmaklik alametidir. Zalim, huysuz kimsenin hayat arkadasi devamh iiziile- 
rek a'sabi bozulur. Sinir hastasi olur. Sinirler bozulunca, cesidli hastahklar hash olur. 
Hayat arkadasi hasta olan bir es, mahv olmusdur. Se'adeti sona ermisdir. Esinin 
hizmetinden, yardimlanndan mahrum kalmisdir. Omrii, onun dertlerini dinle- 
mekle, ona doktor aramakla, ona, alismamis oldugu hizmetleri yapmakla geper. Bii- 
tiin bu felaketlere, bitmiyen sikmtilara kendi huysuzlugu sebeb olmusdur. Dizle- 
rini dogmekde ise de, ne yazik ki, bu pismanhgmm faidesi yokdur. O halde, ey miis- 
liman! Hayat arkadasina yapacagm huysuzluklarm, iskencelerin zararlannin ken- 
dine de olacagmi diisiin! Ona karsi, hep giiler yiizlti, tath dilli olmaga calis! Bunu 
yapabilirsen, rahat ve huzur icinde yasar, Rabbinin nzasmi da kazamrsm!] 

13 — Zevcesinin ahlakinda bir degisiklik goriirse, kabahati kendinde bump, ben 
iyi olsaydim, o da boyle olmazdi, diye diisiinmelidir. Evliyadan birinin zevcesi, huy- 
suz idi. Buna hep sabr eder, soranlara derdi ki, eger onu bosarsam, ona sabr ede- 
miyen biri ahr da, ikisinin birden felakete diismelerinden korkanm. Btiyiikler "rah- 
metullahi teala aleyhim ecma'm" buyurmus ki, (Bir kimse ailesinin huysuzlugu- 
na sabr ederse, alti sey, ziyandan kurtulur: Cocuk dayakdan, tabak bardak, kiril- 
makdan, ahirdakiler dogiilmekden, kedi soviilmekden, miisafir giicendirilmekden, 
elbise yirtilmakdan kurtulur). Bunlar, (§ir'at-iil-islam)da da yazilidir. 

14 — Ehli kizmca, susmahdir. Boylece kadin, pisman olup, ozr dilemege bas- 
lar. Ciinki o, za'ifdir. Susunca maglub olur. 

15 — Ehlinin iyiligi cogalip, her isi seve seve yapmca, ona diia etmeli ve Alla- 
hii tealaya siikr etmelidir. Ciinki, uygun bir kadin biiyiik ni'metdir. 

16 — Zevcesi ile oyle olmahdir ki, zevcim beni herkesden cok seviyor, bilsin. 

17 — Bakkal, kasab, carsi, pazar islerini asla ona birakmamah, evin idaresinde 
onun fikrini sormah, disardaki, biiyiik isleri soyliyerek, onu iizmemelidir. 

18 — Zevcesinin cahilce hareketleri icin daima uyanik bulunmahdir. Ciinki, 
Adem babamiz "aleyhissalatti vesselam", ehli, Havva anamizin da'veti iizerine, yan- 
hs is isledi. 

19 — Zevcesinin, giinah olmiyan kusurlarmi gormemezlikden gelmelidir. Gii- 
nah is ve sozden vazgecmesini ve nemaza, oruca ve gusl abdesti almaga devam et- 
mesini tath ve yumusak sozlerle nasihat etmelidir. Kiymetli elbise ve zmet esya- 
si alacagini va'd ederek ibadetleri yapdirmali, giinahlarim onlemelidir. 

20 — Zevcesinin ayblanni, sirlanni, herkesden gizlemelidir. 

21 — Zevcesine latife, saka soylemeli ve kadm gibi olup, oyunlar yapmahdir. Ni- 
tekim, Allahii tealanm sevgilisi "sallallahii aleyhi ve sellem", ezvac-i miitahhera- 
sina karsi, insanlarm en zarifi idi. Hatta bir kerre Aise "radiyallahii anha" ile ya- 
ris etdi. Aise valdemiz gecdi. Bir daha yaris etdiklerinde, Server-i alem "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" gecdi. Miislimanm ehli ile oynamasi, bos ve giinah degildir, 
sevabdir. 

Ibni Abidin besinci cild, 253. cii sahifede diyor ki, (Lu'b, la'ib, lehv ve abes, hep- 
si oyun ile vakt gecirmekdir. Nerd, ya'ni tavla oynamak, satranc, ondort tas oyna- 

-601- 



mak ve biitiin calgilan calmak ve dinlemek, raks, dans etmek, hokkabazlik, sak- 
labanlik etmek, baskalan ile alay etmek, el cirpmak, hep oyun olup, tahrimen mek- 
ruhdurlar. Devamh yapihrsa veya farzlan yapmaga mani' olurlarsa ve kumar ile 
yapihrsa, sozbirligi ile haram olurlar. Def ve kaval, ney calmak ve dinlemek de boy- 
ledir. Hadis-i serifde, (Her diirlii lehv haramdir. Yalniz, zevce ile oynamak, at ve 
silah ile ta'lim, yan$ yapmak caizdir) buyuruldu. Harbe hazirlanmak icin, giires ca- 
izdir). Futbol oynamak, cesidli bakimlardan haram olmakdadir. 

22 — Zevcesini cadde iistiinde, parklara, oyun yerlerine, spor sahalanna, mek- 
teblere karsi olan evlerde oturtmamah, yabanci erkekleri gormesine, onlarla ko- 
nusmasina sebeb olmamahdir. Mescide yakin ve salih miisliman komsular arasm- 
da oturtmahdir. [38. ci maddeye bakiniz!] Salih komsular, bunlann birbirlerine 
zulm, iskence yapmalanna mani' olurlar. Nasihat ederler. Yardimlarma kosarlar. 
Mahkemede, hakh olana sahidlik yaparlar. Boyle mahalleye, boyle sehre hicret et- 
mek vacibdir. Miislimanlar, ailesini, iyi havalarda, cayirlara, su kenarlarma, haram 
bulunmiyan, kalabahk olmiyan yerlere goturerek gezdirmeli, hava aldirmahdir. 
Ta'til giinlerinde, kalabahk zemanlarda gezdirmemelidir. Fisk meclislerine gotiir- 
memelidir. Birinci kismda, ellisekizinci madde sonuna bakiniz! 

23 — Zevcesini, islamiyyetin yasak etdigi seklde tahsile, vazifeye, fitneye sebeb 
olan yerlere gondermemehdir. (Behcet-iil-fetava) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" 
diyor ki, (Kadmlar cami'de, erkeklere verilen va'zi dinlemege gelirlerse, vazifeli- 
lerin bunlan men' etmesi lazim olur). [Mevlid dinlemege gelmeleri de boyledir.] 

(Hadfka)da, biitiin bedenle yapilan giinahlarm otuzikincisinde diyor ki: Hiir 
olan kadinm, yaninda zevci veya ebedimahremlerinden biri olmadan yiizdort kilo- 
metre uzaga gitmesi haramdir. Kadinlar cok olsa da haramdir. Ya Resulallah, zev- 
cem hacca gidiyor denildikde, (Sen de beraber git!) buyurdu. (Mahrem) demek, ka- 
dmla evlenmeleri ebedi haram olan, soydan, siitden veya nikahdan akrabalan de- 
mekdir. Kiz kardesin, teyzenin, halanin zevcleri mahrem degildirler. Ciinki bu ka- 
din, bunlarla evlenebilir. Birinci kism, ellisekizinci maddeye bakiniz! Zimmimah- 
remi de, miisliman mahremi gibidir. Fasik olan [kotii kimse olan], emin olmiyan ve 
balig olmamis kiiciik mahremi ile gitmesi caiz degildir. Balig olmamis gosterisli kiz- 
lar da, kadm gibidirler. Kadmlarm mahremsiz olarak sefere gitmelerinin haram ol- 
dugunu hanefi alimleri sozbirligi ile bildirmislerdir. Safi'imezhebinde emin olunan 
kadmlarm toplu olarak mahremsiz, yalniz hacca gitmeleri caizdir. Yanlarmda hic- 
bir erkegin bulunmamasi ve fitne cikmamasmdan emin olmalan lazimdir. [Hanefi 
mezhebinde olan kadmlarm Safi'i mezhebini taklid ederek mahremsiz hacca gitme- 
leri caiz degildir. Bir hanefinin Safi'i mezhebini taklid etmesi, ancak bir farzi yapar- 
ken veya haramdan sakmirken karsilasdigi haracdan, sikmtidan kurtulmasi icin 
caiz olur. Caiz oldugu zeman da, taklid edilen mezhebin biitiin sartlarma uymak la- 
zim olur. Haccin hepsini Safi'i mezhebine gore yapmalan lazim olur. Ciinki, bir iba- 
deti yaparken, harac [sikmti] yok iken, iki mezhebi kansdirmak (Telfik) olur. Mii- 
leffikm ibadeti sahih olmaz. Batil olur.] (Hadfka)dan terceme temam oldu. 

24 — Zevcesine Kur'an-i kerim okumasmi, farzlardan, haramlardan, ona lazim 
olanlan ogretmelidir. [Hakikat Kitabevinin kitablarim eve getirip, okumasmi 
te'min etmelidir.] Allahii tealamn emrlerini ve yasaklanm bilmiyen fasik [kotii kim- 
se] ve zevcesine ve cocuklarma ogretmiyen, Cehennemde azab cekecekdir. 

25 — Ehlinden iznsiz, nutfeyi ondan azl etmemeli ve muvaka'ada, o rahatlan- 
mayinca feragat etmemelidir. ibni Abidin "rahime-hullahii teala" nikahda kisme- 
ti anlatirken diyor ki, (Bir kerre cima' ile zevcenin hakki odenmis olur. Tekrarla- 
mak diyaneten vacibdir. Kadaen vacib olmaz. Ya'ni kadin, hakime miiraceat ede- 
mez. Tekrarmi taleb etmek zevcenin de hakki olup, taleb edince zevc iizerine va- 
cib olur. Bu hususda zeman ve adet bildirilmedi). ifrati bedene, tefriti ruha zarar 
verir. Dort geceden fazla bos birakmamah, denildi. Hayz halinde, ya'ni adet zema- 

-602- 



nmda, ona tekarriib, ya'ni yaklasmak haramdir. Btiyiik giinahdir. Adet (regie) on 
gunden sonra kesilirse, gusl etmese bile, muvaka'a caiz olur. On giinden once, fe- 
kat adet temam olunca, kesilirse, gusl etdikden veya bir nemaz vakti gecdikden son- 
ra caiz olur. On gunden ve adetden once kesilirse, gusl etse dahi, adeti olan giin- 
ler temam olunciya kadar, ailesi ile cima' caiz olmaz. Fekat, bu zeman icinde, ne- 
maz kilmasi ve oruc tutmasi lazimdir. Birinci kismda, ellidordiincii maddeye ba- 
kmiz! 

26 — Zevce, yalniz evde zevcine karsi siislenip, baska kimselere siislenmeme- 
lidir. Zevcesi ve kizlan acik gezen erkekler, onlarla birlikde Cehenneme gidecek, 
cok aci azab cekeceklerdir. 

(Halebi-yi kebir)de diyor ki, (Hur kadmm avuc icinden ve yiiziinden ve ayak- 
lanndan baska biitiin viicudii avretdir. Ciinki, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi 
ve sellem", (Kadin avretdir. Acik olarak cikarsa, seytan gozlerini cok acarak ona 
bakar) buyurdu. Ayaklanna avret diyenler de oldu. Nur suresindeki ayet-i keri- 
mede mealen, (Miisliman kadinlar, zinetlerini gostermesinler! is yaparken zaru- 
ri acilanlar giinah olmaz. Bas ortiilerini yakalarina kadar ortsiinler [Boylece, sac- 
Ian, kulaklan ve gogiisleri iyi ortiilsiin]) buyuruluyor. Ayet-i kerimede (Zinet), ya'ni 
(siis)leri ortsiinler demek, zinet takilan, siislenen yerlerinizi ortiin demekdir. 
Acilmasi giinah olmiyan zinet yerlerinin, yiiz ile el oldugunu, Peygamberimiz 
"sallallahii aleyhi ve sellem" bildirdi. Yine bu surede, (Kadinlar ayaklarim yere vu- 
rarak yiiriimesinler ki, ayaklarindaki ort iilii zinetlerin sesleri isitilmesin) buyurul- 
du. Ayaklarm avret oldugu buradan anlasilmakdadir). Kadinlann ortiinmeleri 
Kur'an-i kerimde emr olundu. Bunu kiskanc olan ba'zi kocalar soylemisdir demek 
dogru degildir. Boyle sozler, din cahillerinin, hatta din diismanlannin, miisliman 
kadinlanni aldatmak icin yapdiklan cirkin iftiralardir. Allahii teala, Kur'an-i ke- 
rimde herseyi acikca bildirmedi ki, din diismanlannin bu iftiralannm bir degeri ol- 
sun. Bes vakt nemazin kac rek'at olduklan, her rek'atda kac secdenin farz oldu- 
gu ve daha nice farzlar Kur'an-i kerimde acikca bildirilmedi. Bu farzlan acik ola- 
rak, Peygamberimiz bildirmisdir. Peygamberimizin bildirdigi farzlar ve haramlar 
da, Kur'an-i kerimde acikca bildirilen farzlar, haramlar gibi kiymetlidirler. Bun- 
lara da inanmiyan, kabul etmiyen dinden cikar, kafir olur. Ciinki, Kur'an-i keri- 
min onyedi yerinde meal-i serifleri, (Allahi seviyorsaniz bana tabi' olunuz! Bana 
tabi' olanlari Allahii teala sever) ve (Allaha ve Resule ita'at ediniz. ita'at et- 
mezseniz, Allah kafirleri elbet sevmez) olan ayet-i kerimeler vardir. Bu onyedi 
ayet-i kerime, (Hadfka)da ve (Berika)da uzun yazihdir. (Mecma'ul-enhiir)deki ha- 
dis-i serifde, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Hiir kadinin, yiiziin- 
den ve iki eli ayasindan baska, biitiin bedeni avretdir) buyurdu. Avret yeri acik ola- 
rak erkeklerin yanma cikmak ve baskasmm avret yerine sehvetsiz bile bakmak ha- 
ramdir. Yabanci kadmm yiiziine de sehvet ile bakmak haramdir. Hadis-i serifde, 
(Kadinin neresine olursa olsun, sehvet ile bakan kimsenin gozlerine kiyamet gii- 
nii erimis kursun dokiilecek, sonra Cehenneme atilacakdir) buyuruldu. Yabanci 
genp kadmm elini, yiiziinii el ile, sehvetsiz bile tutmak haramdir. Hadis-i serifde, 
(Yabanci gene kadinin elini tutan kimsenin eline kiyamet giinii ates doldurulacak- 
dir) buyuruldu. (Zevacir)deki hadis-i seriflerde, (Zevcinin evinden baska yerde ba- 
sim acan kadin, Rabbi ile kendi arasindaki perdeyi yirtmis olur) ve (Allaha ve Ki- 
yamet giiniine inanan, hamama gitmesin ve Allaha ve Kiyamet giiniine inanan, zev- 
cesini hamama gondermesin ve Allaha ve Kiyamet giiniine inanan, serab icmesin 
ve Allaha ve Kiyamet giiniine inanan, serab icilen sofrada oturmasin ve Allaha ve 
Kiyamet giiniine inanan, yabanci bir kadinla, yalniz kalip halvet etmesin) ve 
(Ahir zemanda iimmetimin erkeklerinin, avret yerleri oil iilii olarak da hamama 
gitmeleri haram olur. Ciinki, orada avret mahalleri acik olanlar da bulunur. Avret 
yerlerini acanlara ve baskasmm avret yerine bakanlara, Allah la'net eylesin!) ve 

-603- 



(Gobekle dizkapagi arasi avretdir) buyurdu. Hanefi mezhebinde, erkegin dizi 
avretdir. Acmasi haramdir. Safi'ide diz avret degildir. Maliki ve Hanbeli mezheb- 
lerinde, gobek de, diz de avret degildir. Bu iki mezhebde yalmz sev'eteyn avret- 
dir. Bu hadis-i serifler karsismda, miisliman hammlarmin ortiinmeleri, ciplaklann 
bulunduklan yerlere gitmemeleri lazimdir. [Miislimanlann, apartman katlannda 
oturmayip, bagce icinde mustekil evlerde oturmalan ve evlerindeki banyolarda yi- 
kanmalan muvafikdir. Miisliman erkekler, toplu olarak, ciplaklann bulunma- 
diklan tenha sahillerde denize girer. Hanefi ve Safi'i mezhebinde olan erkegin, gusl 
abdesti almak icin veya nafakasini, hakkmi kurtarmak icin veya fitne cikmasmi on- 
lemek icin, sikisik durumda kalmca, diger iki mezhebi taklid ederek dizlerini, uy- 
luklanni ortmemesi caiz olur. Fekat sikisik hal gecince, bir dakika bile acik kal- 
masi haram olur. Kadinlann sikisik durumda, mezheb taklid ederek, hicbir yerle- 
rini acmalan miimkin degildir. Ciinki, dort mezhebde de, kadmlann her yerleri- 
ni ortmeleri lazimdir. Kadmlan sikisik duruma diisiirecek sebeb de yokdur. 

(Tefsir-i Mazheri) sahibi "rahmetullahi teala aleyh", Nur suresinin tefsirinde di- 
yor ki, (Kadm ancak zaruret oldugu zeman ve basi, saclan, boynu ve biittin bede- 
ni ortulii olarak sokaga cikmahdir. Kadimn sokaga cikmasi icin zaruret, ihtiyac mad- 
delerini alacak ve dinini ogretecek kimsesi bulunmamakdir. Bas ortiisii ile yiizii- 
nii de orterek ve bedenini ortecek her seklde kumas ile ortiinerek cikmasi caizdir. 
Burada, yuziinii kelimesi, basim demekdir. Ciinki, yiizii acik cikmasi, dort mezheb- 
de de caizdir). Buradan anlasihyor ki, Osmanh devletinin son zemanlarmda kadm- 
lann ortiindiikleri carsaf ile ortiinmeleri sart degildir. Genis ve dizden asagi uzun 
manto, corab ve bas ortiisii ile ortiinmeleri de caizdir. Yiizaltmisbesinci sahifeye 
bakiniz! imam-i Rabbani "rahmetullahi aleyh", birinci cildin, iicyuzonucuncii 
mektubunda, (Biitiin arab memleketlerinde, pirahen, ya'ni kamis, ya'niantari de- 
nilen uzun gomlek giyen erkeklerin de, kadmlann da cok oldugunu, kadin gom- 
leklerinin yakasi kapali, erkek elbisesinin onii acik, kamis oldugunu) yazmakda- 
dir. Ahzab suresi, kadmlann (Celabfb)lerinden ba'zisi ile ortiinmelerini emr etmek- 
dedir. Celabib, cilbablar demekdir. Ebiissii'ud efendi tefsirinde diyor ki, (Cil- 
bab, bas ortiistinden daha genis ve gomlekden kisa olan ortiidtir. Kadinlar bunun- 
la baslarmi orterler. Yiizii ve bedeni orten her ortiiye de denir). Tiirkce (Tibyan) 
tefsiri sahibi "rahmetullahi teala aleyh", buna Milhafe, ya'ni disa giyilen ortii di- 
yor. (Mevakib) tefsirinde de ve (Lugat-i Naci)de (car, ya'ni ferace uzun gomlek) 
oldugu yazihdir ki, manto demekdirler. Bunun iki parcadan yapilmis carsaf demek 
oldugu ve kadinlann yalniz bu carsafi giymeleri lazim oldugu, tefsirlerde ve fikh 
kitablannda yazili degildir. Hatta, (Haramdan olan Cilbab giyenin nemazi kabul 
olmaz!) hadis-i serifindeki (Cilbab) kelimesine, (Kitab-iil-fikh-i alel-mezahib-il er- 
be'a)da kamis, ya'ni uzun gomlek ma'nasi verilmisdir. (Miincid)de de, cilbab, 
kamis demekdir diyor. (Caliyet-iil-ekdar)m son sahifesinde de, (Ya Rabbi! Bize 
hikmetinin celabibini giydir) demekdedir. Bu hadis-i serif ve bu diia, cilbabi erkek- 
lerin de kullandigmi bildiriyor. Safi'i (El-envar) kitabmm hasiyesinde diyor ki, (Ka- 
dimn nemazda, genis, uzun antari ve bas ortiisii ile ortiinmesi ve elbisesinin ustti- 
ne kalin cilbab ortmesi miistehabdir. Cilbab, milhafe [ferace, manto denilen] 
uzun, genis antari ortii veya bas ortiisii demekdir). Ayet-i kerimedeki cilbab ke- 
limesine, carsaf diyerek, genis ve uzun manto ile ortiinmegi red etmek, Kur'an-i 
kerimi kendi re'yi, kendi goriisti ile, yanlis tefsir etmek olur. 

Simdi zeman boyle. Zemana uymadan olmiyor gibi sozler dogru degildir. Mason- 
larm yaydiklan yalanlardir. Komiinistler, iskence yaparak, oldiirerek miislimanla- 
n yok ediyor. Masonlar ise, yalan ve bozuk sozlerle oksiyarak miislimanlan dinden 
cikanyorlar. Mezhebsizler [zmdiklar] de, islamiyyeti degisdiriyorlar. Ayet-i keri- 
me ve hadis-i seriflere yanhs ma'nalar veriyorlar.] 

27 — Zevcesinden iznsiz sefere, hatta nafile hacca gitmemelidir. 

-604- 



28 — Zevcesi nemaz kiliyor ve kendisine ita'at ediyorsa ve yabanci erkeklere 
acik sacik gortinmiyorsa, ondan baska evlenmemelidir. Zira, zevceleri arasinda ada- 
let ve miisavat yapmiyanlar Cehenneme gideceklerdir. Peygamberimiz "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (iki zevcesi olup da, ikisine miisavi bakmiyan kim- 
se, kiyamet giinii, mahser meydanina yari igrilmis olarak gelecekdir). 

29 — Zevceye, gamini, kederini, dusmanlarim, borclarmi soylememelidir. 

30 — Ona, yanmda ve olmadigi zemanlarda, hep hayr diia etmeli, fena diia et- 
memelidir. Cunki, gece giindiiz onun icin cahsmakdadir. Onun ekmekcisi, ascisi, 
terzisi ve hamamcisi ve malmm bekcisi ve yoldasi ve munisi ve yari ve nigandir. 

(Kimya-i se'adet) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" yuzkirkiiciincii sahifesinde 
buyuruyor ki, (Erkegin vazifelerinden onikincisi, zevcesini bosamamakdir. Alla- 
hii teala, biitiin mubahlar [ya'niizn verdigi seyler] icinde yalniz, talak vermegi [ya'ni 
bosamagi] sevmez. Zaruret olmadikca, birini incitmek caiz degildir). 

Dmini bilen ve seven erkekler, her hareketinde islamiyyete uyarak, hem ken- 
dilerine, hem de aile ve akrabalanna ve biitiin mahliiklara hayrh ve faideli olur. 
Bunun icin, kizmi seven ve onun diinyada ve ahiretde mes'ud olmasim istiyen, onu 
acik sokaga cikarmamah, dini ve ahlaki bozan televizyonlan, radyolan dinleme- 
sine ve boyle olan sinemalara ve topluluklara gitmesine mani' olmahdir. Miisliman 
olan kimse, kizim miisliman ve salih kimselere vermelidir. Mai ve apartman ve mev- 
ki' sahibi degil, din ve ahlak sahibi damad aramahdir. Kizim kafire veren kimse- 
nin kendisi de, kizi da kafir olur. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" bu- 
yurdu ki, (Bir kimse, kizim fasika [kotii kimseye] verirse, Allahii tealanm emane- 
tine hiyanet etmis olur. Emanete hiyanet edenlerin gidecegi yer, Cehennemdir). 
Bir hadis-i serffde buyurdu ki, (Kizim fasika veren kimse, mel'undur). (§ir'a) ser- 
hindeki hadis-i serifde, (Sefa'atime kavusmak istiyen, kizim fasika vermesin!) 
buyuruldu. (Esi'atiil-lemeat)da, nemazi gecikdirmemeli babindaki hadis-i serifde, 
(Ya All! tic seyi gecikdirme! Nemazi evvel vaktinde kil! Hazirlanmis cenazenin 
nemazim hemen kil! Dul veya kizi kiifvii isteyince, hemen evlendir!) Ya'ninema- 
zini kilan ve giinah islemiyen ve nafakasmi halalden kazanan birini bulunca, he- 
men ona ver, buyurdu. 

Sim'i Ilkali: (El-halal vel-haram)da diyor ki, (Erkegin menisini, bir tup veya bas- 
ka sey icinde, nikahh zevcesi olmiyan yabanci bir kadinm rahmine koyup, cocuk 
hasil olmasma, (Sun'iilkah) denir. Haramdir. Cocuk, veled-i zina, pic olur). 

Siial: Ser'i nikahi bulunan bir ailenin cocugu olmaz ise, (Sun'i ilkah) ve (Tup be- 
bek) denilen iisul ile, cocuk olmasma tesebbiis etmek caiz midir? 

Cevab: Bir erkekle kizm ser'i nikah yaparak, Allahii tealadan cocuk taleb et- 
melerini tergib ve tesvik buyuran hadis-i serifler cokdur. Cocugu olmiyan zevcey- 
nin, Silsile-i aliyyeyi vasita yaparak, diia etmeleri ve mesru' sebeblere tesebbiis et- 
meleri lazimdir. Zevceynin menileri ahnip, bir tiipe konuyor. Tiipde ilkah vaki' ol- 
dukdan sonra zevcenin rahmine konuyor. Buna (Sun'i ilkah) ve (tup bebek) de- 
niyor. Bunun caiz olacagi anlasilmakdadir. Ancak, buna zaruret olmadigi icin, bu 
isi zevceynin kendilerinin yapmalan, tabib, hemsire, ebe gibi yabancilarm, bunla- 
nn avret mahallerini gormemeleri ve sun'i ilkahm, nikahsiz olan erkekle kiz ara- 
sinda yapilmamasi lazimdir. 

(Mecelle)nin yediyiizaltmisikinci (762) maddesinde diyor ki: Giivenilen kimse- 
ye birakilan mala (Emanet) denir. Emanet iice aynlir: 

1 — (Vedfa), giivenilen kimseye saklamak icin verilen maldir. Soz veya hal ile 
yapilan icab ve kabul ile hasil olur. Veren ve alan, diledikleri zeman fesh edebi- 
lir. Balig olmalan lazim degildir. Parasiz Vedi'a zayi' olursa, odemez. Odemesi sart 
edilirse, sozlesme batil olur. Ucretli olan Vedi'a helak olunca, odenir. Miimkin ve 
faideli sartla Vedi'a sozlesmesi caizdir. Vedi'a olan mah kendi mah gibi saklar. Ve- 

-605- 



di'a olan hayvanm nafakasi, sahibine aiddir. Vedi'a, sahibinden iznsiz kullanila- 
maz ve vedi'a, ariyet, kira ve rehn ve odiinc verilemez ve sahibinin borcunu, 
onun izni olmadan odeyemez. Bunlan izn ile yapabilir. Sahibi isteyince aynen ge- 
ri vermesi lazimdir. Odemezse gasib olur. Vedi'a olan paranm da kendisini verir. 
Baskasmi veremez. 

2 — Kira veya ariyet olarak verilen emanetdir. Icab ve kabul ile hasil olurlar. 
Balig olmalan sart degildir. (Ariyet), bedelsiz kullanmak demekdir. Ariyet hay- 
vanm nafakasi, kullanana aiddir. Zeman ve mekan ve istifade sekli sinirli olarak 
ariyet vermek caizdir. Sartsiz ariyet verilen eve, diikkana, tarlaya diledigini koya- 
bilir. Ariyet alan, bunu vedi'a verebilir. Kiraya ve rehne veremez. Sahibi isteyin- 
ce veya sozlesmedeki miiddeti bitince, geri vermesi lazim olur. 

3 — Sozlesme olmadan ele gecer. Mesela, riizgann getirdigi mal emanet olur. 

C'k da, bit seyret d tsar da, her tar a fin rengini, 
kudret-i Hakkm cihanda, gorunen ahengini! 

Bir temiz kan, biryesil can, yagdmp kudret, yere, 
yemyesil olmus her tepe, nes'elenmis dag, dere. 
En kisir toprak dogurmus, emzirir bircok nebat, 
fiskmr bir damlacik otdan, tutup siksan, hayat! 
Dun kemikden daha kati idi, her ciplak fidan, 
bak, ne saglam kan bugiin, her birisinden damhyan! 
Diin uykudaydi belli, milyarlarca canh teni, 
silkinip kalkmis yatakdan, eibiseier hep yeni. 
Diin ne matemdeydi alem, yer mahzun, gokler mahzun, 
simdi, sevincden her bitki giilmekde uzun uzun. 
islemis kirlarda yer yer, Allahm kudret eii, 
yaimz soylemekle oimaz, bir gidip de gormeli. 
Oyie annua, gordiigiini binbir hikmetin tersine, 
bende hala, zevke benzer, duygu yok asia yine. 
Bir degii, yiizbin behariar gokden indirseydi Hak, 
oyie kararmis ki kaibim, nerde birsey anlamak? 
Dem ceker biiibiii, beynimde benim, baykusiar oter. 
ne bu sersemiik, eyvah, bana neier olmus neier? 
Bir tamdik yok, hayaiim konsa, en biidik yere, 
cedlerin ruhu agliyor, din diismiis, yad ellere. 
Atom, fiize iafiyok, yaimz (dinde reform) sesi, 
iktisad, teknik diisiinmez, bir dinsiziik hevesi. 
Ahlaksizin, hayasizm, zulmiin dinde yok yeri, 
reform ister, bunun kin irz diismam serseri. 
Duygusuz olmak kadar diinyada biiyiik derd yok, 
oyie salgmmis ki mei'un kurtuian bir ferd yok. 
Fende yiiksek oisa da, dini bozulmus bir miiiet, 
cok baski yapilsa da, yasamaz, mahvoiur elbet. 
Ey oliim halindeki, toprakiara hayat veren! 
ni'mete kiifran da etsek imamn za'fi neden? 
Bir halim yok, biiirim say an olan ihsamna, 
ah, yiikselsem de, bir diissem, senin damanma! 
Bir esim ister, kimildanmak kin, canlar bugiin, 
bir nesim olsun ilahi, canlansm kanlar bugiin, 
ilkbeharm ruhu etsin, bir de bizlerden zuhur, 
yoksa artik, Sur-i Israfile mi kaldi niisur! 

-606- 



40 — HALAL, HARAM VE SUBHELI SEYLER 

(Kimya-i se'adet)in ikinci riikn, dordiincii aslmdan terceme edilmisdir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Halal kazanmak her miis- 
limana farzdir). Halal kazanabilmek icin, once halali ogrenmek lazimdir. Halal ve 
haram meydandadir. Ikisi arasmda siibheli olanlan tanimak giicdiir. Siibheliler- 
den sakmmiyan, harama diiser. Bunu tamtmak genis bir ilmdir. (ihya-ul'-ulum) is- 
mindeki kitabimizda etrafh yazdik. Burada da, herkese cok lazim olanlan kisaca 
bildirelim. Hepsini dort bab icinde sirahyalim: [Burada tic bab bildirilmisdir.] 

1 — Halal kazanmamn iistunliigii ve sevabi: Mu'minun suresi, elliikinci [52] aye- 
tinde mealen, (Ey Peygamberlerim "salevatullahi aleyhim ecma'm". Halal ve te- 
miz yiyiniz ve bana layik ibadetler yapiniz!) buyuruldu. Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" bunun icin, (Halal kazanmak her miislimana farzdir) buyurdu. Ve bu- 
yurdu ki, (Bir kimse, hie haram karisdirmadan, kirk gun halal yirse, Allahii teala, 
onun kalbini nfir ile doldurur. Kalbine, nehrler gibi hikmet akitir. Diinya muhab- 
betini, kalbinden giderir). [Diinyahk kazanmak icin calismak giinah degildir. 
Diinyahk sevgisi, diinyaya goniil baglamak giinahdir.] Sa'd bin Ebi Vakkas "radi- 
yallahii anh" dedi ki, (Ya Resulallah "sallallahii aleyhi ve sellem"! Diia buyur da, 
Allahii teala, benim her diiami kabul etsin!). Cevabinda buyurdular ki, (Diia ka- 
biil olmak icin, halal lokma yiyiniz!). Bir hadis-i serifde, (Cok kimse vardir ki, yi- 
dikleri ve giydikleri haramdir. Sonra ellerini kaldirip diia ederler. Boyle diia, na- 
sil kabul olunur?). Bir kerre de buyurdu ki, (Haram yiyenlerin ne farzlan, ne de 
siinnetleri kabul olmaz). [Ya'nisevabma kavusamazlar.] Yine buyurdu ki, (On li- 
rahk elbisenin, bir lirasi haram olsa, o elbise ile kihnan nemazlar kabul olmaz). Yi- 
ne buyurdu ki, (Haram ile beslenen viicudiin atesde yanmasi daha iyidir). Yine bu- 
yurdu ki, (Malm halalden mi, haramdan mi geldigini diisiinmiyenler, Cehenneme, 
neresinden atihrsa atilsinlar, Allahii teala, onlara acimiyacakdir). Yine buyurdu 
ki, (Ibadet on kismdir, dokuz kisim, halal kazanmakdir). Bir def a da buyurdu ki, 
(Halal kazanmak icin yorulup, evine donen kimse, giinahsiz olarak yatar. Allahii 
tealamn sevdigi kimse olarak kalkar). Yine buyurdu ki, (Allahii teala buyuruyor 
ki, haramdan kacinanlara hesab sormaga utamrim). Ve buyurdu ki, (Bir dirhem 
faiz [almak ve vermek], otuz zinadan daha giinahdir). Ve buyurdu ki, (Haram mal- 
dan verilen sadaka kabul edilmez. Saklamrsa, Cehenneme gidinceye kadar, ona 
yolluk olur). 

Ebu Bekr "radiyallahii anh", hizmetcisinin getirdigi siitii icdi. Sonra halalden 
olmadigmi anlayinca, parmagini bugazma sokarak kay etdi. O kadar zahmetle ci- 
kardi ki, oliiyor sandilar. Sonra, (Ya Rabbi! Elimden geleni yapdim. Mi'demde ve 
damarlarimda kalan zerrelerden sana sigininm!) diye yalvardi. Omer "radiyalla- 
hii anh" da, Beyt-ulmala aid zekat develerinin siitiinden, yanhshkla verilip icdigi 
zeman, boyle yapmisdi. Abdullah bin Omer "radiyallahii anhiima" buyurdu ki, 
(Kanbur olunciya kadar nemaz kilsamz ve kil gibi olunciya kadar oruc tutsamz, ha- 
ramdan kacmmadikca, kabul edilmez, faidesi olmaz). Siifyan-i Sevri buyuruyor ki, 
(Haram para ile sadaka veren, cami' yapdiran, hayrat yapan kimse, kirlenmis el- 
biseyi idrar ile yikiyan kimseye benzer ki, daha cok pislenir). Yahya bin Mu'az bu- 
yuruyor ki, (Allahii tealaya ita'at etmek, bir hazmeye benzer. Bu hazinenin anah- 
tari diia, anahtann disleri de halal lokmadir). Sehl bin Abdiillah-i Tiisteri buyu- 
ruyor ki; (Hakiki imana kavusmak icin, dort sey lazimdir: Btittin farzlan edeble yap- 
mak, halal yimek, goriinen ve goriinmiyen btitiin haramlardan sakmmak ve bu ticii- 
ne, oliinciye kadar devam etmege sabr etmek). Biiyiikler buyuruyor ki, (Kirk 
gun siibheli lokma yiyenin kalbi karanr ve lekelenir). Abdullah ibni Miibarek bu- 
yuruyor ki, (Siibheli olan bir kurusu sahibine geri vermegi, bin lira sadaka vermek- 
den daha cok severim). Sehl bin Abdullah Tiisteri buyuruyor ki, (Haram yiyenle- 

-607- 



rin yedi a'zasi, istese de, istemese de gtinah isler. Halal yiyenlerin a'zasi, ibadet e- 
der. Hayr islemesi kolay ve tatli gelir). Halal kazanmamn ehemmiyyetini gosteren 
daha nice hadis-i serifler ve biiyiiklerin sozleri vardir. Bunun icindir ki, vera' sa- 
hibleri haramdan cok sakmmislardir. Bunlardan biri Veheb ibni Verd "rahmetul- 
lahi teala aleyh" idi ki, nereden geldigini anlamadan birsey yimezdi. Birgiin anne- 
si, buna bir bardak sut vermisdi. Siitii nereden aldigmi ve parasim nereden verdi- 
gini ve kimden aldigmi sordu. Hepsini anlaymca, bu koyun nerede otlamis dedi. 
Muslimanlarm hakki bulunan bir yerde otlamisdi. Siitii icmedi. Annesi, oglum! Al- 
lah sana rahmet etsin, ic! dedi. Ona giinah islemekle rahmetine kavusmak istemem, 
dedi ve icmedi. Bisr-i Hafiye "kuddise sirruh", ne yiyip, nereden geciniyorsun? de- 
diklerinde, (Herkesin yidigi yerden. Amma, yiyip de giilen ile, yiyip de agliyan ara- 
sinda cok fark vardir) buyurdu. 

2 — Halal ve haramda vera'in dereceleri: Halalin ve haramin dereceleri var- 
dir. Ba'zi sey halaldir, ba'zisi halal ve giizeldir. Ba'zisi da daha giizeldir. Haram- 
larm da ba'zisi cok fena, bir kismi ise az fenadir. Nitekim hastahgin dereceleri de 
cesidlidir. Insanlann haramdan ve siibhelilerden kacmmalan, bes derecedir: 

Birinci derece — Biitiin miislimanlann vera'idir ki, islamiyyetin haram dedigi 
seylerden kacmmakdir. Bu en asagi derecedir. Bu derece vera'dan da nasibi olmi- 
yanlarm adaleti yokdur. Bunlara, (Asi) ve (Fasik) [kotii kimse] denir. Bunlann da 
dereceleri vardir. Mesela, birinin mahni, fasid bey' ile, goniil rizasi ile satm almak 
haramdir. Fekat, zorla gasb etmek, daha haramdir. Yetimden, fakirden almak ise, 
daha siddetli haramdir. Faiz ile satm almak, hepsinden ziyade haramdir. Haramin 
siddeti ne kadar fazla ise, cezasi da, o kadar cok olur. Afv olmak ihtimali de, o de- 
rece az olur. Nitekim, diyabet hastasma bal zarar verir. Fekat seker daha cok za- 
rarhdir. Sekeri cok yimek, az yimekden daha zararhdir. Halallerin, haramlarm hep- 
sini, fikh okuyanlar bilir. Biitiin fikhi okumak ise, herkese vacib degildir. Mesela, 
ganimet malmdan ve cizye parasmdan hissesi olmiyanlarm ganimet ve cizye ilm- 
lerini okumasi lazim degildir. Fekat, buna muhtac olanlarm, bu ilmleri okumasi va- 
cib olur. Esnafm, tiiccarm, bey' ve sira' ilmlerini ogrenmesi lazimdir. isci olanm 
ise, iicret, kira kismlarmi da bilmesi vacib olur. Her san'atin bir ilmi vardir. Her- 
kese, san'atinin ilmini ogrenmesi vacibdir. 

Ikinci derece — Salihlerin [iyi insanlann] vera'idir ki, haramlarla beraber, 
siibhelilerden de kacmmakdir. Subheliler de, iic kismdir: Ba'zismdan sakmmak va- 
cibdir. Ba'zismdan, miistehabdir. Ba'zismdan sakinmak ise, vesvesedir, kuruntu- 
dur ve faidesizdir. Mesela, belki birinin mtilkiidur diye av eti yimemek [ve belki 
Besmelesiz kesilmisdir veya kitabsiz kafir ve miirted tarafmdan kesilmisdir diye- 
rek, kasabdan et almamak] ve belki sahibi oliip varis eline gecmisdir diye, ariyet, 
ya'ni odiinc aldigi evden cikmak, hep kuruntudur. Bu siibheleri gosterecek bir ni- 
san, alamet olmadikca, kuru diisiince, vesvese olup, hie faidesi yokdur. 

Uciincii derece — Miittekilerin vera'idir ki, haram ve siibheli olmayip, halal olup, 
fekat siibheli veya harama sebeb olmak korkusu olan seylerden sakmmakdir. Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir miisliman, tehliikeli olan §e- 
yin korkusundan dolayi, tehliikesiz seyden sakinmadikca, miittekiolamaz!). Omer 
"radiyallahii anh" buyurdu ki, (Bizler harama diismek korkusu ile, halallerin on- 
da dokuzundan kacmdik). Bunun icindir ki, yiiz dirhem giimiis alacagi olan bir kim- 
se, doksandokuz dirhem ahrdi. Agir gelmek korkusundan, temamim alamazdi. All 
bin Ma'bed diyor ki, bir evde kiraci idim. Birgiin, birisine mektub yazmisdim. Mek- 
tubu divarm tozu ile kurutmak hatinma geldi. Sonra dedim ki, bu divar, benim ma- 
hm degildir, kurutmamahyim. Fekat, yine dedim ki, bu kadarcik seyin zaran ol- 
maz. Divardan toprak ahp miirekkebi kurutdum. O gece rii'yada, birisi dedi ki, (Di- 
var topraginin zaran olmaz diyenler, yarm kiyamet giiniinde anlarlar). Bu dere- 
cede olanlar, en kiiciik seyden sakinirlar. Belki, bu sey, biiyiik seylere yol acar der- 

-608- 



ler. Yahud, ahiretde miittekilerin derecesinden diismemek icin sakimrlar. Bunun 
icindir ki, Hasen bin All "radiyallahii anhiima" cocuk iken zekat malmdan agzi- 
na bir hurma koymusdu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Pis pis, onu at!) 
buyurmusdu. Halife Omer bin Abdul'azizin yanma ganimet esyasmdan misk ge- 
tirdiler. Burnunu tikadi. Bunun faidesi kokusudur. Bu ise, miislimanlarm hakki- 
dir dedi. Biiyuklerden biri, bir gece, bir hastanm basmda bekliyordu. Hasta oltin- 
ce kandili sondiirdii. Kandilin yagi, simdi varislerin hakki oldu dedi. Halife Omer 
"radiyallahii anh" ganimet malmdan bir parca miski evine birakmisdi. Birgiin 
eve gelince, ailesinin bas ortiisiinden misk kokusu duydu ve sordu. Miski yerine 
koyuyordum, elim kokdu. Elimi bas ortiime siirdiim deyince, Omer "radiyallahii 
anh" bas ortiisiinii alip iyice yikadi, kokusu kalmaymca geri verdi. Bunun zarari 
yok idi. Lakin Omer "radiyallahii anh", adet olmasim onlemek istedi. Haram 
korkusu ile halali terk ederek, miittekiler sevabma kavusmak istedi. Ahmed bin 
Hanbelden sordular ki, hadis-i serif yazili bir kagid bulan kimse, sahibine sorma- 
dan, bunun kopyasmi alabilir mi? Hayir dedi. 

Insan, mubah olan diinya islerine cok dalarsa, siibheli olanlan yapmaga baslar. 
Belki, halalden cok yiyen, miittekilerin derecesine eremez. Ciinki, mi'de halal ile 
dolunca, sehvet harekete gelir. Caiz olmiyan seyler yapilabilir. Kadmlara, kizla- 
ra bakmak tehliikesi bas gosterir. Zenginlere, mal, miilk, mevki' sahiblerine im- 
renerek bakmak da, diinya hirsini artdinr. Onlar gibi olmak ister. Haram topla- 
maga baslar. Bunun icindir ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Diinya- 
ya goniil baglamak, giinahlarin basidir) buyurdu. Yani mubah olan seylere diis- 
kiin olmak, kalbi diinyaya cevirir. Cok mal toplamak ister. Bunu da, giinah isle- 
meden yapamaz. Mal toplamagi diistindiikce, Allahii tealayi unutmaga baslar. Bii- 
tiin kotiiliiklerin basi, kalbin Allahii tealadan gafil olmasidir. Siifyan-i Sevri, biri- 
si ile birlikde evin kapismda duruyordu. Onlerinden, siislenmis bir adam gecdi. Ar- 
kadasi, bu adama bakarken, Siifyan mani' olup, eger sizler bakmamis olsamz, 
boyle israf yapmaz idi. Bunun israf giinahina, siz de ortak oluyorsunuz buyurdu. 
[Kur'an-i kerimi, mevlidleri musiki ile, gazel okur gibi okuyan hafizlarm da, gii- 
naha girmelerine sebeb, onlan dinliyenlerdir. Gtinaha sebeb olanlar, isliyenler gi- 
bi azab gorecekdir.] 

Dordiincii derece — Siddiklarm vera'idir. Siddiklar, harama sebeb olmak kor- 
kusu bulunmryan halallerden de sakimr. Bunlari meydana getiren sebeblerden bi- 
rine haram kansmis olmasindan cekinirler. Mesela, Bisr-i Hafi "kaddesallahii 
teala esrarehtiraziz", sultanlann veya adamlannm yapdirdigi cesmelerden su ic- 
mezdi. Ba'zilan, hacca giderken, sultanlann yapdirdigi su kanallarmdan sulanmis 
baglarm iiziimlerini yimezdi. Birinin yolda, na'hni kopmusdu. Sultan geciyordu. 
Gece, onun lsigi ile, na'hmni baglamadi. Bir gece, bir kadm iplik igriyordu. Sul- 
tan gecdi. Ipligini sultan lsigi ile btikmemek icin, sultan gecinceye kadar isleme- 
di. Ziinnun-i Misriyi habs etmislerdi "kaddesallahii teala esrarehul'aziz". Giinler- 
ce ac kalmisdi. Bir kadm, iplik parasi ile hazirladigi yemekden gonderdi. Yimedi. 
Kadin isitince, iiziildii. Halal para ile yapdigimi biliyorsun, nicin yimedin dedi. Evet 
yemek halal idi. Fekat, zalimin tabagi icinde getirdiler buyurdu. Yemegi zindan- 
cilarm tabaginda getirmislerdi. 

Siddiklarm vera'i, en yiiksek derecededir. Fekat, bu derecede olmiyanlar, ves- 
veseye diiser. Fasiklann elinden birsey yimezler. is boyle degildir. Fasikdan degil, 
zalimden kacinmak lazimdir. Zalim, baskasmm hakkim kullanandir. Haram yimek- 
dedir. Fekat, mesela zina yapan kimsenin kazanci zinadan degildir ki, haram ol- 
sun. Haramdan sakmmak vera'dir. Yoksa camasir yikarken, su kullamrken, aca- 
ba temiz mi diye vesvese etmek, vera' degildir. Siddiklar, boyle vesvese yapmaz- 
di. Her bulduklan su ile abdest ahrlardi. Elbisenin, suyun temizliginde vesvese et- 
mek, gosteris yapmaga yaklasir ve nefsin hosuna gider. Halbuki, Siddiklarm ve- 

- 609 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:39 



ra'i, kalb temizligidir. Bunu insanlar gormez. Bunun icin nefse giic gelir. 

Besinci derece — Mukarrebler ve muvahhidler vera'i olup, Allahii teala icin ol- 
miyan herseyden, yimekden, icmekden, yatmakdan, soylemekden sakmirlar. Yah- 
ya bin Mu'az "kaddesallahii teala esrarehul'aziz" ilac icmisdi. Zevcesi, odada bi- 
raz dolas dedi. Gezmege bir sebeb goremiyorum. Otuz senedir hesab ediyorum. 
Allah nzasi icin olmiyan bir hareketde bulunmadim dedi. Bunlar, din icin niyyet 
etmedikce hareket etmezler. Yimeleri, ibadete lazim olan akh ve kuvveti bulma- 
lan niyyeti iledir. Her sozleri, Allah icindir. Baska niyyetleri haram bilirler. 

Bu dereceleri bildirmekden maksadimiz, bunlan okuyarak, duyarak, kendimi- 
zi anliyahm. Birinci dereceden de ne kadar uzagiz. Lafa gelince, durmadan soyle- 
riz. Meleklerden, goklerden, kryametin nasil olacagmdan, Allahii tealamn sifat- 
lanndan sorariz, konusuruz. Halale, harama, islamiyyetin emrlerine gelince, su- 
sanz. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (insanlarin en kotiisii, 
koskler, cesidli yemekler, renkli elbiseler icinde, bos oturup, herkese hos gelen, 
liizumsuz sozlerle vakt gecirenlerdir). 

3 — Halal ve haramlar: Cok kimseler, diinya malini, hep haram sanir. Ba'zi- 
si da, diinyadaki seylerden cogu haramdir der. Burada, insanlar uc durliidiir: Bir 
kismi vera'da ileri gidip, yalniz meyve, bahk, av eti gibi stibheli olmiyan seyleri yi- 
riz der. Bir kismi da, tenbel, miskm oturup, her istedigimizi yiriz, hicbirsey ayird 
etmeyiz der. Uciincii kism, hersey yimeli amma, liizumu kadar, der. Bunlarm iicii 
de yanilmakdadir. Dogrusu soyledir ki; (Halal meydandadir. Haram meydanda- 
dir. Siibheliler ikisi arasindadir. Kiyamete kadar boyledir). Nitekim, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" boyle buyurmusdur. 

Diinya malmdan cogu haram diyen yanihyor. Evet, haram cokdur. Fekat, da- 
ha pok degildir. Cok baskadir, daha pok, baskadir. Nitekim, hasta cokdur, tiiccar 
cokdur, asker cokdur. Fekat, insanlarin cogu degildir. Zalimler cokdur. Amma maz- 
lumlar daha cokdur. (ihya) kitabimizda, bunu uzun bildirdik. 

Sunu iyi bilmelidir ki, insanlara, (Muhakkak halal olan, Allahii tealamn halal 
bildigi seyleri yiyiniz!) diye emr olunmadi. Bunu kimse yapamaz. Belki, (Halal ol- 
dugunu bildiginizi yiyiniz!) denildi. Haram oldugu meydanda olmiyan seyleri yi- 
yiniz denildi ki, bunu herkes yapabilir. Nitekim, Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem", bir miisrikin destisinden abdest aldi. Omer "radiyallahii anh", hiristiyan 
kadimn destisinden abdest aldi. Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan", kafirlerin ver- 
digi suyu icerlerdi. Halbuki, pis, necs olan seyleri yimek haramdir. Kafirler ise, cok 
kerre pis olur. Elleri ve kaplan serabh olur. Hepsi les yir. [Ya'ni, Besmelesiz ke- 
silen veya kesilmeyip baska suretle oldiiriilen hayvanlan yirler.] Fekat, pisligi 
goriilmedikce, temiz deyip yirlerdi. Aldiklan kafir sehrlerinde, kitabh kafirlerden 
et, peynir satin ahr, yirlerdi. Halbuki, o sehrlerde miisliman olmiyanlar arasmda 
icki satan, faiz ahp veren ve diinyaya goniil baghyan yok degildi. Bu bakimdan in- 
sanlar alti kismdir: 

Birinci kism — Yabancidir. Salih mi, fasik mi belli degildir. Mesela, bir koye gi- 
dince, herkesle ahs veris etmek caizdir. Herkesin elinde bulunanin, kendi mah ol- 
dugunu kabul etmelidir. Haram oldugunu gosteren bir nisan bulunmadikca, halal 
bilmeli ve satm almahdir. Boyle kimselerle ahs veris etmeyip, salih bildigi birisi- 
ni aramak vera' olur. Fekat vacib degildir. 

Ikinci kism — Salih bildigin kimselerdir. Bunlarm malmi yimek caizdir. Yime- 
mek vera' olmaz. Belki vesvese olur. Yimedigin icin, o kimse incinirse, yimemek 
gunah olur. Salih kimselere su'i zan, ya'ni kotii gozle bakmak giinahdir. 

Uciincii kism — Zalim kimselerdir. Yol kesiciler, hirsizlar, sultan adamlan gi- 
bi kimselerden, malmm hepsi veya cogu haramdan olan kimselerden birsey almak 
caiz degildir. Ancak, halal oldugu bilinen veya halal alameti bulunan kimsenin ma- 

-610- 



lim satm almak caiz olur. 

(Hadfka) sonunda buyuruyor ki, (Vera') ya'ni halale, harama dikkat etmek ab- 
deste ve necasete dikkat etmekden daha miihimdir. Fekat zemammizda halal ve 
harami gozetmek, hatta Ebtilleys-i Semerkandmin en kolay olan fetvasma bile uy- 
mak cok giic oldu. Bu fetvaya gore, malinm cogunun halal oldugu samlan kimse- 
nin verdigi hediyyeyi almak, onunla ahs veris ve kiralamak caiz olur. Malinm co- 
gu halal oldugu sanilmiyan kimse ile bunlar caiz olmaz. Ciinki, haram oldugu bi- 
linen mal elden ele gecince, haramhgi yok olmaz. Haram mal varise kalmca, bu- 
na halal olur denildi ise de, bu kavl za'ifdir. (Kadfhan) fetvasmda diyor ki, (Zema- 
mmizda, siibheli maldan sakinmak imkansiz oldu. Simdi, mushmanlarm, haram ol- 
dugunu iyice bildigi seyden sakmmalan vacibdir). Simdi ise, is daha giic oldu. Ciin- 
ki hadis-i serifde, (Her yil, kendinden onceki yddan daha kotii olacakdir) buyu- 
ruldu. Bunun icin, bugiin vera' ve takva, kalbi, dili ve biittin uzvlan haramdan ko- 
rumakdir ve insanlara zulm yapmamakdir ve insanlara ve hayvanlara iskence 
yapmamakdir ve iscinin iicretini hemen vermekdir. Goniil rizasi olmadan talebe- 
sine bile is yapdirmamakdir. 

Herkesin elinde bulunan mah onun miilkii bilmekdir. Gasb, zulm, riisvet, hir- 
sizlik, faiz, harac ve hiyanet yollarmdan biri ile [ve alkollii icki satarak] ele gecdi- 
gi acikca bilinen bir mail onun miilkii olmaz. Bunu ondan almak, kullanmak, yi- 
mek halal olmaz. Baska mallan, miilkii kabul edilir. Onlari verince almak haram 
olmaz. Haramdan topladigi mallan, kendi halal mah ile, yahud birbirleri ile kans- 
dirsa, (Miilk-i habis) denir. Bu habis kansimdan verince, haram oldugunu tamma- 
digi mah, parayi almak caiz olur. Ciinki, imam-i a'zam Ebu Hanifeye gore, boyle 
haramdan gelen [ve emanet olarak alman] paralan kendi halal mah ile veya bir- 
birleri ile kansdirip da ayiramazsa, hepsi habis miilkii olur ve kendi halal malin- 
dan sahiblerine tazmin etmesi, odemesi lazim olur. Tazmmden sonra, bu habis miil- 
kiinii kullanmasi caiz olur. Fasid akd ile habis miilk olan mah kullanmak ise, hie 
caiz degildir. (Bezzaziyye)de, nemaz sonunda diyor ki, (Fakirlere zekat vermek icin, 
zenginlerin vekili olan kimse, topladigi zekatlan birbirleri ile kansdirmca, hepsi 
kendi miilkii olur. Fakirlere kendi malmdan sadaka vermis olur. Zenginlerin ze- 
katlan verilmis olmaz. Zenginlerden aldiklanm onlara odemesi lazim olur. Fakir- 
ler, onceden bu kimseye izn vermis olsalardi, onlann vekilleri olarak toplamis olur, 
fakirlerin mallanm birbirleri ile kansdirmis olurdu ve zekatlar verilmis olurdu). 
(Cami'ul-fetava)da diyor ki, (Bey' ve sira' bilgilerini ogrenmeden ticaret yap- 
mak halal olmaz. Her tacirin bir fikh alimi bulup, islerini buna damsarak yapma- 
si, boylece faizden ve fasid ahs verisden kurtulmasi lazimdir). 

Imam-i Kerhi fetvasmda, (Haram semeni gostermeden satm alman mebi' miis- 
teriye halal olur. Eger, soz kesilirken, haram oldugu bilinen semen hazir olup, bu- 
na isaret edilir ve bayi'a bu semen verilirse, miisteri mebi'e habis olarak malik olur). 
(Hadika)da el afetlerinin sonunda diyor ki, (Gasb edilmis veya hirsizhk, hiyanet 
gibi haram yoldan elde edilmis oldugu bilinen bir mah, hediyye, sadaka, mebi', se- 
men ve ucret olarak almak, kira ile kullanmak halal degildir. Yalmz varisin, mal 
sahiblerini bilmedigi zeman, miras kalan boyle mallan almasi halal olur. Malm boy- 
le haram oldugu iyi bilinmezse, herkesin almasi caiz olur). 

Dordiincii kism — Malmm cogu halal olup, haram da kansik bulunan kimsedir. 
Mesela koylii, sultana da hizmet edip birsey almis ise veya tiiccar, sultan adamla- 
n ile de mu'amele etdi ise, bunlann mah halaldir. Bunlarla ahs veris etmek caiz ise 
de, etmemek kiymetli vera'dir. Abdullah ibni Mubarekin vekili, Basradan yazdi 
ki, sultan adamlan ile mu'amele yapan kimselerle ahs veris ediyoruz. Cevabinda 
buyurdu ki, baskalan ile mu'amele etmiyorlar ise, bunlardan birsey almayimz. Bas- 
kalan ile de mu'amele ediyorlar ise, mu'amele yapmiz! 

Besinci kism — Zalim oldugu bilinmiyen, mah belli olmiyan, fekat iizerinde za- 

-611- 



limler alameti bulunan, onlarm kiyafetini tasryanlardir. Ellerindeki malm halal ol- 
dugu bilinmedikce, bunlarla alis veris etmemelidir. 

Altinci kism — Zalim kiyafeti bulunmiyan, fekat fisk alameti bulunan kimse- 
lerdir. Mesela, ipek elbise giyer, altin yiiztik veya saat gibi haram kullamr. Icki icer. 
Yabanci kadmlarla konusur. Yapdiklarmm giinah olduguna inamyor, kendileri- 
ni suclu biliyorlarsa, bunlarla mu'amele haram olmaz. Ciinki, giinah islemekle mal- 
lari haram olmaz. Ancak, giinahdan kacmiyan, haram maldan da kacmmaz deni- 
lirse de, bu diisiince ile, malma haram denilemez. Zaten, kimse giinahsiz degildir. 
Giinah isleyip de, kul hakkmdan korkanlar cokdur. 

[Halali, harami ayird etmiyen, farzi yapmaga, haramdan kacmmaga ehemmiy- 
yet vermiyen miirted [Allaha diisman] olur. Bununla alis veris edilmez. Mali, miil- 
kii, onun olmaz. Nikahi sahih olmaz. Miislimanlardan, miras alamaz. Kelime-i se- 
hadet getirse, nemaz kilsa, ben miislimanim dese de, miisliman olmaz. Bu sozleri- 
ne ve ibadetlerine inamlmaz. Dinden cikmasma sebeb olan seye pisman olmasi, bu- 
na tevbe etmesi lazimdir. (Diirr-iil-muhtar) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" di- 
yor ki, kari koca miirted olup, Dar-iil-harbe [ya'ni Amerika gibi, kafir memleke- 
tine gidip] yerlesseler, orada cocuklan ve torunlan olsa, hepsini esir alsak, kendi- 
leri ve cocuklan miisliman olmaga zorlamr. Kadm ve cocuklan oldiiriilmez. Torun- 
lan ise esir edilir. Ciinki, cocuklan, babalan gibi mtirteddir. Torunlan, dedeye ta- 
bi' olmaz. Kafir oglu kafir gibi olurlar]. 

Iste, buna gore ahs veris etmek lazimdir. Bunlara dikkat etdigi halde harama dii- 
sen kimse, giinahh olmaz. Nitekim, necasetle kilman nemaz kabul olmaz. Fekat, 
necaset olup da, bilmese kabul olur. Necaset oldugunu nemazdan sonra anlasa, ka- 
za etmek lazim gelmez de demislerdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", ne- 
maz icinde, na'lmmi cikardi. (Cebrail) "aleyhisselam", (Na'hnin kirli oldugunu ha- 
ber verdi) buyurdu ve nemazi kaza etmedi. 

(Bu maldan kacinmak lazim degilse de, kiymetli vera'dir) dedigimiz yerlerde, 
bu mail nereden aldin demek caiz olur. Fekat, sorunca o kimse incinirse, sormak 
haram olur. Ciinki vera', ihtiyath olmakdir. Muslimani incitmek ise haramdir. O 
halde, giizellikle sormali. ikram ediyorsa, bir behane ile yimemelidir. Caresiz ka- 
hrsa, incitmemek icin yimelidir. Baskasma da sormamahdir. C un ki, kendisi isitir- 
se daha cok iiziiliir. Tecessiis ve giybet ve su'i zan olur ki, hepsi haramdir. ihtiyat- 
h davranmak icin halal olmazlar. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" miisa- 
fir oldugu zeman, ne verseler kabul buyururdu. Nerden aldimz diye sormazdi. He- 
diyye de kabul eder, sormazdi. Ancak siibheli oldugu meydanda ise, mesela, Me- 
dine-i miinevvereye yeni tesrif buyurdugu zeman, getirdikleri seylere, hediyye mi, 
sadaka mi diye sorardi. Ciinki, o zeman siibheli idi. Sorunca, kimse incinmezdi. 

Bir yerde, yagma edilmis, cahnmis seyler ve hayvanlar satihyorsa, cogunun 
haram oldugunu bilen kimse, buradan birsey satin almamahdir. Eger ihtiyaci 
coksa, nereden aldm diye sormali. Halalden oldugu anlasilam almahdir. C°g unun 
haram olmadigi biliniyorsa, sormadan almak caiz ise de, sormak vera' olur. 

Insan necasetini yalmz basma satmak ve insandan aynlan herseyi satmak haram- 
dir. Hepsini gommek lazimdir. insan necasetini yalmz basma da kullanmak caiz 
degildir. Toprak veya baska seyle kansik satmak ve kullanmak sahihdir. Hayvan 
giibresi, yalmz olarak da satilir ve kullamhr. Diger iic mezheb imami "rahmetul- 
lahi teala aleyhim ecma'in" hayvan giibresi satmak da caiz degildir dedi. 

Mekke-i miikerreme sehrinde, bina, arsa, tarla satmak caizdir. Bunun gibi, bir 
kimsenin vakf erazi iizerine yapdigi bina miilkii olur. Bunu satmasi caiz olur. 
Mekkedeki binalan hac zemanmda, hacilara kiraya vermek haramdir. Onlara 
iicretsiz olarak ikram olunur. (Bedayi')de, besinci cild, 146. ci sahifede diyor ki, 
(Mekkedeki evleri, hac zemanmda, hacilara kira ile vermek mekruhdur). 

Serab yapan mtislimana iiziim ve sira satmak caizdir. Miislimanlarm serab sat- 

-612- 



masi ve bundan aldigi para haramdir. Hatta borcunu odemek icin, miisliman se- 
rab satsa, alacakhnm, bu parayi almasi haramdir. Zimmideki borcunu, serab pa- 
rasmdan almasi halaldir. Fekat, tenzihen mekruhdur. [ikinci kismda, kirkinci ve 
iiciincu kismda, altmci maddelere bakmiz!] 

Ibni Abidin, hayvan zekatmm sonunda ve Kadi-zade Ahmed efendi, (Birgivi va- 
siyyetnamesi $erhi)nde diyor ki, (Bir kimse, elindeki kat'i haram olan maldan sa- 
daka verse, sevab umsa, alan fakir, haramdan oldugunu bilerek, verene Allah ra- 
zi olsun dese, veren de veya baska bir kimse de amm dese, hepsi kafir olur). ibni 
Abidin, burada buyuruyor ki, (Haram oldugu bilinen belli mal ile cami' yapdirmak 
ve baska hayr yapdirmak ve bunlara karsilik sevab beklemek de kiifrdilr). 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", zekat verilecek yerlerin sonunda buyu- 
ruyor ki, kendisine ve bakmasi vacib olanlara lazim olandan fazla mah bulunan kim- 
senin sadaka vermesi mustehabdir. Bakmasi vacib olan kimsesi muhtac iken, bu- 
nun sadaka vermesi giinahdir. Sikintiya sabr edemiyecek kimsenin, kendi muhtac 
oldugu mah, parayi sadaka vermesi caiz degildir. Tahrimen mekruhdur. Sadaka ve- 
ren kimsenin, sadaka sevabmi, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimi- 
ze ve biitiin mii'minin ve mii'minata gondermege niyyet etmesi iyi olur. Ciinki, ken- 
di sevabi azalmaz ve hepsine de ayri ayri, hep o kadar sevab verilir. 

(Hadika) sonunda diyor ki, (Bir kimse, sultandan hediyye, sadaka alsa ve bu- 
nun, birinden zulm ile ahnmis oldugunu bilse, sultan, bu mah, kendi halal mah ile 
veya baskasmdan zulm ile aldigi mal ile kansdirmis ise ve birbirlerinden aynlamaz 
ise, almasi caiz olur. Yalmz o mah verirse, almasi caiz olmaz. Ciinki, baska mal ile 
karisdinnca, hepsi sultamn miilku olur. Sahibinin o malda hakki kalmaz. Sahibi- 
ne tazmin etmesi, ya'ni malm benzerini, benzeri yoksa, aldigi giindeki kiymetini 
vermesi lazim olur. Tazmin etmeden kullanmasi halal olmaz. Baska mal ile kans- 
dirmazsa, mulkii olmaz. Sultan, zulm ile aldigi mal ile, gida maddesi satin ahp, fa- 
kire yidirse, yimesi halal olur. Zulm ile aldigini bilmiyen kimsenin, zulm ile top- 
lanan maldan yimesi caiz olup, bilmemesi ozr olur. Peygamberimiz "sallallahii aley- 
hi ve sellem" buyurdu ki, (istemeden verilen §eyi ahniz! Allahii tealamn gonder- 
digi nzkdir). Hiikumet adamlarmdan hediyye almak caizdir. Bir kimse, bir ta'am 
calsa, zorla alsa, eline gecirmesi haram ise de, malm sifati degisince de miilkii olur. 
Boyle bir ta'ami pisirdikden sonra, tazmin etmek sarti ile, yimesi, satsa veya he- 
diyye etse, alanin da yimesi, caiz olur. Kiymetini vermeden satmasi, hediyye, sa- 
daka vermesi haram ise de, nafiz [ya'ni sahih] olur. Fasid bey' ile satm aldigi ma- 
il kullanmasma benzer. Satsa, bedeli halal olur.) Halbuki, mirdar eti, ya'ni les eti 
ve domuz eti ve serab gibi kendileri kat'i, acik delil ile haram olanlar, hicbir zeman 
halal olmaz. Sahibi satsa, hediyye etse, halal etse de, yimek caiz olmaz. Bunlara ha- 
lal diyen, yirken bilerek Besmele ceken kafir olur. Kat'i haramlann hepsi boyle- 
dir. Mesela, nikahi haram olan kadmlarla evlenmege halal diyen kafir olur. 

ibni Abidin, besinci cildde buyuruyor ki, (Alimlerin coguna gore, miisliman oliip, 
serab parasi birakirsa, varislerin bu parayi almasi halal olmaz. Gasb edilmis mal 
ve zulm ile alman ve riisvet, calgi, teganni iicretleri, kumar paralan da boyledir. 
Varislerin, bu paralan sahiblerine geri vermesi, sahibi bilinmiyorsa, fakirlere da- 
gitmasi lazimdir. Kullanmasi haram olur. Olenin haram kazandigim bilir, fekat han- 
gi malin haramdan geldigini ayiramazlarsa, mirasm hepsi halal olur ise de, fakir- 
lere vermeleri iyi olur. Kullanmalan haram olan mah vererek satin aldiklanm yi- 
meleri ve kullanmalan halal olur. Sahibleri bilinmiyen haram malin varislere ha- 
lal olacagi da bildirildi. Teganni, calgi iicretleri, pazarhkla olmayip, parasiz okur- 
sa, hediyye olarak aldiklan para habis olmaz. Halal olur. Dilencinin birikdirdigi 
para ve mal habisdir. Bir kimse, haram olarak edindigi mah baskasma verse, o da, 
baska birine verse, haramdan geldigini bilenlerin bunu almasi haram olur. Fasid 
satis mustesnadir. Zevce, kocasimn haram para ile satm aldigini, haram kansik ma- 

-613- 



lmi yirse, kullamrsa, caiz olur. Giinah kocasina olur. 

Hersey ile yans etmek ve bilmece cozmek halaldir. Bunlari kumar ile yapmak 
haramdir. Kosarak veya at ile ve silah ile, ok ile hedefe atmak gibi harbde kulla- 
nilan seylerle yapilan yanslarda, bir tarafdan mal sart etmek de caiz olur. Ya'niiki 
kisiden yalmz biri, sen kazamrsan, ben sana verecegim. Ben kazamrsam, sen ba- 
na vermiyeceksin derse veya bir iicuncu kimse, yansa katilan cema'at arasindan 
kazanana ben verecegim derse, caiz olur. Fekat harbe hazirhk icin yapilmalan la- 
zimdir. Oyun, gosteris, oviinmek icin yapilan her yans mekruh olur. Nemaza ma- 
ni' olacak kadar devam ederse, haram olurlar. Harbde kullamlan seyleri ogrenmek 
mendubdur. 2. ci kismda, 16. ci ve 31. ci maddelerin bas taraflarma bakimz! iki ta- 
rafin da mal vermesi sart edilirse, (kumar) olur. Kumar oynamak haramdir. Bir 
iicuncii kimse de yansa katihp, ikisini de gecerse, ikisinden de almasi, ikisini de ge- 
cemezse, ondan birsey almmamasi sarti ile, ikisinden geride kalanm, gecene mal 
vermesini sart etmek caiz olur. Kibleye karsi atis mekruhdur. 

Iki ilm adammin bir konuda miinakasa edip, bir tarafh mal sart etmeleri de ca- 
izdir. Bircok ilm adammdan sozii dogru olana, haricden birinin mal vermesi de ca- 
izdir. Fekat munakasaya katilanlarm birbirlerine mal vermeleri kumar olur). Ah- 
kam-i islamiyyeye uygun, sahih ve caiz olan satislarda, sozkesilirken, miisteriye sa- 
tin aldigi maldan baska bir sey de vermek sart edilmezse, satici tarafmdan hediy- 
ye olarak sonradan vermek caiz olur ve bunun icin, miisteriler arasinda kur'a 
cekmek haram olmaz. Miisliman, ikramiyyeli mal satm almagi degil, ucuz ve iyi mal 
satm almagi diisiinmelidir. Uciincii kismda, 4. cii madde sonuna ve 6. ci maddede, 
(Fasid sati$lar)a bakimz! 

(Ibni Abidfn), imam secimini anlatirken diyor ki, (Ahkam-i islamiyyeye uygun 
olan sartlara miisavi olarak malik olanlar arasindan birini secmek icin, (Kur'a) ya- 
pihr). [Bir mekanin, bir malm, buna musterek malik olan ortaklar arasinda kur'a 
ile taksim edilecegini de, (kismet) bahsinde uzun bildirmekdedir. Kur'a cekmek 
caizdir ve siinnetdir. Miilk sahiblerinin haklarmm mikdarlarim degisdirmek veya 
ortaklardan birinin hakkmi yok etmek yahud hakki olmiyana pay vermek icin ya- 
pilan kur'a (piyango) haram olur. iki veya cok kimse, aralannda para toplayarak 
bir emanetciye birakip, aralanndan secdikleri birinin veya vekilinin, bunu fakir- 
lere, hayr kuruluslarma dagitmasi caiz oldugu gibi, fakirler arasinda kur'a cekip 
kazananlarma dagitmasi da caizdir. Kendi aralannda piyango cekip kazananlarm, 
vermis olduklan paradan fazla almalan kumar olur. Geri kalan kismi hayr yere ba- 
gislamalan, bu piyangoyu kumarhkdan kurtarmaz. Herbirinin, kendi verdigini ge- 
ri almasi caizdir. Kendi hissesini iclerinden birine hediyye edebilir. Emanetcinin 
iicretini, paralan oranmda oderler. Emanetci emanet parayi kullanamaz. Banka- 
ya yatiramaz. Banka emanetci olabilir. Kendilerinden biri de emanetci olabilir. Ku- 
mar, yanslarda oldugu gibi, tavla ile, dama taslan ile, iskambil kagidlan ile yapi- 
lan her oyunda, futbol oyunlarmda da olur. Bunlann hepsinde ve ilm adamlan ara- 
sindaki kumarda, sozleri, tahminleri yanhs cikanlar, tahminleri dogru cikanlara mal, 
para vermekdedir. Kumara katilanlarm herbirinde, hem almak hem de vermek ih- 
timali vardir. Kumar oynatmak, yansmak demek degil, tahminde yamhp yamlma- 
mak demekdir. Bunun icin, oymyanlar arasinda oldugu gibi, oynamayip, yansma- 
yip, yansanlardan kazanacaklan onceden tahmin edenler arasinda da kumar olur. 
Hatta yalmz bir kisinin yapdigi isin basanh olup olmiyacagmi, tahmin edenler ara- 
sinda da olur. Kumarda, sonu tahmin edilen isin oyun olmasi, kazanch, basanh ol- 
masi veya zararh olmasi arasinda fark yokdur. Canbazm diisiip diismiyecegini, ge- 
minin batip batmiyacagmi tahmin edenlerin, birbirlerine para vermek icin sozles- 
meleri de kumar olur. Bunun icindir ki, oyun, yans yapilmaksizm, kumarcilarm ism- 
leri veya para ile aldiklan biletlerin numaralan arasinda piyango cekerek, cekilen 
numara sahiblerine, biletlerden toplanan paralarm hepsini veya bir mikdanni 

-614- 



dagitmak kumar olur. Ciinki, piyangoya katilanlann hepsi kendi numarasmm ce- 
kilecegini iimmid etmekdedir. Bu tahmmleri dogru cikanlar, yanlis cikanlarm 
onceden vermis olduklan paralardan almakdadirlar. Aldiklan para ile, onceden 
bilete verdikleri paramn farkini, tahmmleri yanlis cikanlardan almis olmakdadir- 
lar. Tahmmleri yanlis cikacaklardan para toplamak giic olacagi icin ve bunlar 
onceden belli olmadiklan icin, piyangoya katilanlann hepsinden, onceden bilet iic- 
reti ismi altmda para toplanmakda, tahmini dogru cikanlarm vermis olduklan, son- 
ra kendilerine iade edilmekdedir. Onceden toplanan paralarm hepsini piyango sa- 
hibi almakda, bundan aslan paymi kendine ayirip, geri kalanmi tahminleri dogru 
cikanlara vermekdedir. Piyango sahibi, kumara istirak etmese bile, harama sebeb 
oldugu icin, biiyiik giinah islemekde ve piyangoya istirak edenleri soymakda, so- 
murmekdedir. Harbe ve ilme yarayan mubah yanslarm ve hayr ve yardim isleri- 
nin ve diger mekruh oyunlann cogu, kumar veya baska haramlann kansmalan se- 
bebi ile haram olmakdadir. Spor-toto oynamak boyledir.] 

Bilerek Besmele cekerse denildi. Bundan maksad, yidigi seyde, yapdigi isde, 
haram bulundugunu bilmesidir. Bunu bilmezse, ma'zur olup, afv olur. islam 
memleketlerinde, hatta bugiin icin, diinyanm her yerindeki miislimanlarm, ah- 
kam-i islamiyyeyi, ya'niislamiyyeti ogrenmesi kolay olup, liizumlu seyleri ogren- 
memek, bilmemek ozr degil, sue olur. Fekat, tatbfkatde, yanlis yapmak, bilmiye- 
rek yapmak ozr olur. Mesela, serab icmenin haram oldugunu bilmek lazimdir. Bil- 
memek ozr degil, sucdur. Fekat, icinde serab kansik hosafi veya ilaci veya ser- 
beti, kansik oldugunu bilmiyerek icmek, giinah olmaz. Kansik oldugunu bilme- 
mesi ozr olur. Domuz etinin haram oldugunu bilmemek ozr degildir, sucdur. Ko- 
yun, sigir eti ile pisdi sanarak, domuz eti ile pismis yemegi yimek ozr olur, afv olur. 
($ir'at-iil-islam) ikiyiizkirkaltmci sahifesindeki hadis-i serifde, (Allaha ve Ahi- 
ret giiniine inanan kimsc, serab icilen sofraya oturmasin!) buyuruldu. Arkadas- 
lannm gonliinii hos etmegi niyyet ederek oturup, serab icmemek caiz olur demek 
ve (Amel niyyete gore degerlenir) hadis-i serifini soylemek, dogru degildir. 
Ciinki niyyet, ibadetlere ve mubah islere te'sir eder. Haram isler, iyi niyyet ile ca- 
iz olmaz. Yegitlik gostermek veya para, mal kazanmak icin gaza eden kimse, ci- 
had sevabi kazanmaz. Mubahlar iyi niyyet ile yapilmca, hayr olup sevab kazani- 
hr. Fekat, mii'min kardesinin gonliinii hos etmek niyyeti ile haram islemek caiz 
olmaz ve (Mii'mini sevindireni, Allahii teala sevindirir) hadis-i serifine uyulmus 
olmaz. Ancak zaruret ve fitne uyandirmamak icin, icmemek sarti ile oturabilir ise 
de, onceden bundan sakmmak lazimdir. 

Dar-iil-harbde [ya'ni, italya, Fransa gibi kafir memleketinde] imana gelen kim- 
se, farzi, harami isitince, Dar-iil-islamda imana gelen veya balig olan da, o anda, 
farzlan yapmasi, haramlardan kacmmasi lazim olur. Dar-iil-islamda farz oldugu- 
nu ogreninceye kadar, kilmadigi nemazlan ve tutmadigi oruclan kaza etmesi la- 
zim olur. Bilmemesi, terk etmek gunahindan kurtulmasi icin ozr olur. Ogrenme- 
gi terk etdi ise, hie ozr olmaz. ikinci kism, 16. ci madde sonuna bakmiz! 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" besinci cild, ikiyiizyetmisikinci sahife- 
de buyuruyor ki, (Riisvet olarak istenip alman mal, insanm miilkii olmaz. Veren, 
geri isteyebilir. istemeden verdi ise, geri isteyemez. Fekat alanm geri vermesi 
vacib olur. Bir alime, kendine sefa'at etmesi veya zulmden kurtarmasi icin, once- 
den verilen sey riisvet olur. Fekat sonra verilen hediyyesini almasi caiz olur. On- 
ceden istemesi haramdir. Onceden verilen hediyyeyi almasi caizdir, denildi. Ho- 
camn talebesinden hediyye almasi da caiz denildi. Dinine, malma, camna zarar gel- 
mesinden korkan kimsenin riisvet vermesi caizdir. Dinini, malini ve camm, zalim- 
lerin zulmiinden korumak icin ve hakkmi kurtarmak icin birsey vermek riisvet ol- 
maz. Alana giinah olur). Hac bahsinde bildirildigi gibi, farzlan yapabilmek ve ha- 
ramlardan kurtulabilmek icin verilen mal da riisvet olmaz. Bunlan almak giinah 

-615- 



olur. Dorduncu cild, ucyuzuncu sahifede hakimin rusvet almasi haram oldugunu 
anlatirken, riisveti dorde ayirmakdadir: Mufti, hakim, vali olmak icin rusvet ver- 
mek ve birinin, hakh dahi olsa, me'mura, hakime riisvet vermesi ve bunlann alma- 
lan haramdir. Ciinki zaten vacib olan seyi yapmak icin birsey almak caiz degildir. 
Bu isleri yapdikdan sonra, istemeden verilen hediyye, riisvet olmaz. Me'murlann 
zulmunden kurtulmak veya hakkmi almak, malim, canini, dmini, lrzini korumak 
icin me'mura veya araciya vermek caizdir. Bunlann almasi haramdir. Zulm yapil- 
masi icin vermek ve almak haramdir. 

Bir kimse, halal mulku olan malmdan hediyye verse, istenmeden verilen bu he- 
diyyeyi kabul etmek sunnetdir. (Hediyyelesiniz, sevisiniz!) hadis-i serifi, (Kii- 
nuz-iiddekaik)da yazihdir. (Mektubat-i Ma'sumiyye), ikinci cildinin otuzyedinci 
mektubunda diyor ki, (Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" hazret-i Ome- 
re hediyye gonderdi. Kabul etmedi. Geri gondermesinin sebebini sordu. (Insan icin 
hayrh olan, kimseden birsey almamakdir) buyurdunuz deyince, (isteyip de almak 
icin demisdim. istemeden verilen sey, Allahii tealamn gonderdigi rizkdir. Onu ah- 
niz!) buyurdu. Omer de, (Allahu tealaya yemin ederim ki, kimseden birsey iste- 
miyecegim ve istemeden verileni alacagim) dedi.) Hediyye kabul etmenin tevek- 
kule mani' olmadigi, (Makamat-i Mazheriyye)nin yirmisekizinci mektubunda 
uzun yazihdir. 

Hukumetin piyasaya narh, [fiyat] koymasi caiz degildir. [Hicbirseyin satismda 
kar haddi yokdur. Herkes, istedigi kadar kar ile satabilir.] ibni Abidin "rahmetul- 
lahi teala aleyh", besinci cildde buyuruyor ki, (Enes bin Malik "radiyallahu anh" 
buyurdu ki, Medine-i munevverede, pahahhk oldu. Ya Resulallah "sallallahu aley- 
hi ve sellem"! Fiyatlar yukseliyor. Bize (Si'r) ya'ni kar haddi koyunuz denildi. 
(Fiyatlan koyan Allahu tealadir. Rizki genisleten, daraltan, gonderen yalniz Odur. 
Ben, Allahu tealadan bereket isterim) buyurdu. (Diirr-iil-muhtar)daki hadis-i se- 
rifde, (Kar haddi koymayiniz! Fiyat koyan, Allahu tealadir) buyurdu. Esnafm 
hepsi fiyatlan, fahis olarak [mal olus fiyatimn iki misline] artdirdigi, millete zarar 
ve zulm haline geldigi zeman, hukumetin, tuccarlara damsarak uygun bir narh, kar 
haddi koymasi caiz olur). [Hukumetin koydugu bu fiyata uymak vacibdir. Bunun 
gibi, adaleti, milletin haklanm, hurriyyetlerini koruyan kanunlara uymak lazimdir. 
Bunlan korumak icin, hukumete yardimci olmah, mal, vergi kacakcihgi yapmama- 
lidir. Dar-ul-harbde, kafir hukumetlerin kanunlarma da karsi gelmemelidir.] 

Ibni Abidin, besinci cild, ikiyuzellinci sahifede diyor ki, (Kucuk cocugun muh- 
tac oldugu seylerin, mesela gidasinm, elbisesinin, sut anne ucretinin fazlasim, co- 
cugu evinde beslemekde olan annesinin ve erkek kardesinin, amcasmm ve sokak- 
da gorerek ahp evinde besliyen kimsenin, cocukdan kendileri icin satin almalan 
ve kendilerinin boyle mallarmi cocuga satmalan caizdir. Bunlardan yalniz anne- 
si, evinde besledigi kuQiik cocugunu, ucret ile cahsmaga da verebilir. imam-i Ebu 
Yusufe gore, zi-rahm mahrem akrabasindan olan kadm veya erkek de, ecr-i misl 
ile verebilir). Hayreddin-i Remli "rahmetullahi teala aleyh", fetvasmda bu kavli 
tercih etmisdir. 

(Diirer)de ve (ibni Abidin)de satisda icab ve kabulu anlatirken ve Ali Haydar 
begin "rahmetullahi teala aleyh" (Mecelle) serhi 167, 263, 365 ve 974. cu madde- 
lerinde diyor ki, fasik, musrif olmiyan baba, baba olmus ise babanm vasisi, bu da 
olmus ise, olurken vasiyyet etdigi kimse, bu ikinci vasi de yoksa, babanm adil olan 
babasi, bu da yoksa, dedenin vasisi veya vasisinin vasisi, birinci derece velidirler. 
Cocuk yanlannda olmasa dahi, cocugun menkul mallarmi her zeman, binalan ise 
zaruret olunca, herkese, hatta kendilerine satmalan, kiraya vermeleri ve herkes- 
den ve kendi mallanndan cocugun parasi ile, cocuk icin satin almalan ve cocugun 
mah ile ticaret yapmalan ve ticaret yapmasi icin ona izn vermeleri, ucret ile ve uc- 
retsiz cahsmaga vermeleri caizdir. Kardes ve amca, cocuk kendi yanlannda olup 

-616- 



bakdiklan zeman, ancak cocugun muhtac oldugu seyleri, ona alip satabilirler. 
Vasi olmadiklan zeman, cocugun mah ile cocugun menfe'ati icin, ticaret yapamaz- 
lar ve cocuga ticaret yapmasi icin izn veremezler. Cocuga gelen hediyyeleri, cocuk 
icin alirlar. Babanin, (Su malimi kiiciik cocuguma su kadar liraya satdim) yahud 
(Filan kiiciik cocugumun malini su kadar liraya kendim icin satin aldim) demesi 

lazimdir. Hem satmasi, hem almasi icin bir kimseyi vekil edemez. (Oglum nm 

malmdan bildigini, diledigin fiyat ile diledigine satmak icin) diyerek, birini vekil 
eder. 

Vakf cami', bina harab olunca, ise yaramiyan parcalan satilip, kendi ta'mirine, 
tamiri miimkin degilse, yakin bulunan bir vakf binamn ta'mirine, onun ihtiyacma 
sarf edilir. Baska bir yere sarf edilemez. Uciincu kismda, altmci maddeye bakiniz! 

(Ihtiyar) kitabimn sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Tesbih, tahmid, 
tekbir ve Kur'an-i kerim ve hadis-i serif ve fikh kitabi okumak sevabdir. Ahzab su- 
resinin otuzbesinci ayetinde mealen, (Allahi (ok zikr eden erkeklerin ve kadinla- 
rin giinahlan afv olur ve cok sevab verilir) buyuruldu. Tiiccann, malini musteri- 
ye gosterirken, bunlan okumasi ve kelime-i tevhid, salevat okumasi giinahdir. Bun- 
lan, para kazanmaga alet etmek olur). ibni Abidinin besinci cildinde ve (Diirer)de 
diyor ki, (Bakkala bore para verip, o para bitinceye kadar ondan mal satm almak 
haramdir. Ciinki, istifade etmek sarti ile odiinc vermek faiz olur. Parayi bakkala 
emanet olarak vermelidir. Emanet verilen para helak olursa, bakkal odemez). 

Askm bagmda acan gullere, btilbul ohm, 
islamin hasret ile, bekledigi kahraman, 
ma'sukunun askmdan yamp yanip kiil ohm. 
aglasa yeri vardir, seni gormiyen zeman! 

ilmile, irf anile, sahib olan (Siia) ya, 
iki temei bilgiyi, vasleden bir araya, 
dahp ucsuz bucaksiz, o mu'azzam deryaya, 
ve bu Zikr deryasmdan en biiyiik payi aian! 

Kimi sahile gider ve bu bana yeter der; 
kimi uzakdan goriir, mest olur, basi doner; 
kimi vain iz seyreder, kimi bir katre icer; 
bir sensin, bu deryadan, icip icip de kanan! 

Kur'andan, hadisierden sonra, geiir eserin, 
ruhiara si fa olan, o mubarek sozlerin, 
bas kumandamsm sen, velilerin, erlerin! 
ve (Miiceddid-i elf-isani) adim alanl 

Bize seni duyuran, fitraten dostun olan, 
ve cihanda bir tekdir, senin izinde kalan, 
(Seyyid Abdiilhakim) O, senin askmhi yanan, 
hurmetine nasib et, bize sefa'atmdan! 

Eserinle cihani, yeniden tenvir eden, 
sihirli bir kuvvetle, bizi kendine token, 
ondorduncu yiizyihn, zulmetini gideren, 
(Arvas)in isigidir, gerisi hay ah y alanl 

Biz onun talebesi, o sizin tali bin iz, 
muhakkak aksyapar, o nurlu kalbleriniz, 
belli, birbirinize, asiksiniz ikiniz, 
ve size asik olur, (Mektubat)i anhyan! 

-617- 



41 — YIMESI ve KULLANMASI HARAM 
OLAN SEYLER 

(Berika)da, mi'de afetlerinde diyor ki, (Yimesi, icmesi haram olan seyler sun- 
lardir: 

1 — (Haram-i li-aynihi) denilen, kendileri haram olan seylerdir. Les, hinzir eti, 
serab boyledir. Cok icince serhos yapan sivilarm, azim icmek de haramdir. Mah- 
masa halinde olan, ya'ni achkdan olmek iizere olan ve ikrah edilen, ya'ni oldiir- 
mekle korkutulan kimseden baskalarmm bunlan yimeleri, icmeleri haramdir. 

2 — Kendileri haram olmayip, Dar-iil-harbdeki kafirlerden dahi gasb, sirkat, 
riisvet yolu ile alman veya Dar-iil-islamda kafirden dahi fasid akd, ya'ni sartlarma 
uymadan yapilan sozlesme ile satin ahnan sey. Bu sey, miilk olur ise de, miilk-i ha- 
bisdir. Kullanmasi haramdir. Geri vermek, almmis olan bulunmazsa, fakirlere sa- 
daka olarak vermek lazimdir. 

3 — Doydukdan sonra yimek haramdir. 

4 — Toprak, camur gibi zararh sey yimek. 

5 — Zehrli seyler. Bakir cahgi, zehr kansdinlmis yemek. Zehrli ot, kokmus et. 
Kurdlanmis et, meyve, peynir de boyledir. 

6 — Ahskanhk yapan uyusdurucu maddeler. Esrar otu, afyon, morfin, benzin 
boyledir. Bunlarm ilac olarak, tabibin izn verdigi kadar kullamlmasi caizdir. 

7 — Necaset. idrar, damardan cikip akan kan, pislik boyledir. 

8 — Temiz, fekat igrenc olan seylerdir. Siimiik, kurbaga, sinek, yengec, mid- 
ye gibi seylerdir.) 

(Redd-iil-muhtar) besinci cild, ikiyiizonbesinci sahifede buyuruyor ki, achgi gi- 
derecek kadar yimek ve avret yerini ortecek ve sogukdan, sicakdan korunacak ka- 
dar giyinmek farzdir. Bunlara, (Nafaka) denir. Nafaka parasini kazanmak icin ca- 
hsmak da farzdir. Halalden bulmazsa, oliim korkusu olunca, haramdan da almak 
caiz olur. Olmiyecek kadar serab, yoksa bevl icebilir. Olmiyecek kadar les, baska- 
smm mahni yiyebilir. [Uciincii kismda, altmci maddeye bakimz!]. (Bezzaziyye) ve 
(Hulasa)da diyor ki, (Birisi, ac olup yimek icin les dahibulamayana, kolumdan kes 
de, yiyerek oliimden kurtul dese, kesmesi caiz olmaz. Zaruret halinde de, insan eti 
halal olmaz). [Bu sozden, oliim tehliikesi olana insan kam verilemiyecegi ve insan 
orgam takilamiyacagi anlasilmamahdir. Bu soz, insan etini yimegi yasaklamakda- 
dir. Libya hiikumeti Evkaf idaresinin cikardigi (El-Hedyiil-islami) adindaki Me- 
cellenin 1393 Hicri ve 1973 Miladi senesi ikinci sayismda, Libya Muftisi seyh Ta- 
hir-iiz-Zavi, fetvasmda diyor ki, (Hadis-i serifde, Allahii tealanm her hastahk 
icin ilac yaratdigi bildirildi. Baska bir hadis-i serifde, (Ey Allahin kullari! Hasta 
olunca, tedavi etdiriniz! Ciinki Allahii teala, hastahk gonderince, ilacini da gon- 
derir) buyuruldu. Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem", hastalann ka- 
rantinaya almmalan, perhiz yapmalan ve temizlenmeleri gibi bircok tedavi yolla- 
n gostermisdir. Tib ilmini ogrenmek ve tedavi yapmak, farz-i kifayedir. Tib ilmi, 
din bilgisinden once gelmekdedir. Yeni olen birinin kalbini ve baska organlarim 
diri insana takmak caizdir. Bu is oliiye hakaret olmaz. Miislimanin kendini koru- 
masi lazim oldugu gibi, din kardeslerini korumasi da lazimdir. Dusman saldinn- 
ca ona karsi koymak, ya'ni cihad etmek bunun icin farzdir. Dirinin veya oliinun, 
diri icin bir uzvunu vermesi, dirinin canini vermesinden, daha kolaydir. Zaruret 
olunca, bir cok yasaklar mubah olmakdadir. Oliiniin de bir yerini kesmek haram- 
dir. Insana oliince de kiymet vermek, saygi gostermek vacibdir. Fekat, zaruret olun- 
ca, bu haramhk kalkar. Musliman miitehassis tabibler bir hastamn oliimden kur- 
tulmasi icin, kan, diriden veya oliiden organ naklinden baska care olmadigini bil- 
dirdikleri zeman, bunu yapmak caiz olur. Din ayrihgi gozetilmez).] (Esbah)m sa- 

-618- 



hibi "rahmetullahi teala aleyh", yuzyirmiuc (123). cii sahifesinde diyor ki, (Cocu- 
gun yasiyacagi (immid edildigi zeman, cocugu anasinm karnmdan cikarmak icin, 
olmus olan anasinin karnmi yarmak caiz olur. Imam-i a'zam Ebu Hanife, bu sebeb 
ile, bir kadinin karninm yanlmasini emr etmis, kurtanlan cocuk, cok yasamisdir). 
(Ben oldukden sonra, kanimin ve organlanmm, hastalara, yarahlara verilmesini 
istiyorum) demek caiz degildir. Ciinki bu soz, organlanni vakf etmek veya sada- 
ka olarak vermek, yahud vasiyyet etmek olur. Bunlann iicuniin de sabih olabilme- 
leri icin, mutekavvim mal ile yapilmalan lazimdir. Hiir insan ve hicbir parcasi mal 
degildir. Harbde esir alman kolenin ve cariyenin, yalniz canli olan biitiin bedeni- 
ne mal denilmis ise de, organlan ve oliileri mal degildir. (Ben oldukden sonra, ka- 
nimin, uzvlanmm bir muslimana verilmesine zaruret olursa, verilmesi icin, izn ve- 
riyorum) demek caiz olur. 

Yimeyip, icmeyip, aclikdan, susuzlukdan olen, giinaha girer. Halbuki, ilac alma- 
yip olen, giinaha girmez. Nemazi ayakda kilacak ve oruc tutacak kadar gida almak 
farzdir. Doyuncaya kadar yiyip icmek mubahdir. Doydukdan sonra yimek, icmek 
haramdir. Yalniz sahurda ve miisafiri utandirmamak icin haram olmaz. Cesidli mey- 
ve, tath yimek, icmek caiz ise de, vaz gecmek iyidir. Sofrada, liizumundan fazla, 
cesidli yemekler bulundurmak israfdir. ibadete kuvvetlenmek icin ve miisafir 
icin bulundurmak, israf olmaz. Liizumundan fazla ekmek bulundurmak da boyle- 
dir. 

Domuz eti yimemelidir, siddetli haramdir. Ehli esek eti ve siitii tahrimen mek- 
ruhdur. Yalniz Maliki mezhebinde halaldir. Kasden, ya'nihatinnda oldugu halde, 
bilerek besmele cekmeden kesilen hayvam ve besmelesiz tutulan av hayvamm, ki- 
tabsiz kafirlerin, miirtedlerin kesdigi, avladigi hayvam yimek haramdir. Boyle tu- 
tulan baligi yimek haram degildir. Kesmeyip de, bir yerine bicak saphyarak, en- 
sesine ve almna vurarak veya bogarak veya ilachyarak, elektrikliyerek oldiiriilen 
kara hayvanlan, les olur. Bunlan yimek haram olur. Besmele ile gonderilen av ko- 
peginin ve dogan kusunun yakalayip, lsirarak yaralayip oldiirdiigii av hayvam yi- 
nir. DM getirdikleri av hayvamm kesmek lazimdir. Kopegin, yaralamayip bogdu- 
gu ve yaralayip etinden yidigi av, yinmez. 

Avim kopek disi ile veya pencesi ile yakalayan hayvamn etini yimek haramdir. 
Karada, suda yasiyan haserati yimek, halal degildir. Mesela, kertenkele, kaplum- 
baga, yilan, kurbaga, an, pire, bit, sinek, akrep, midye, yengec ve fare, kostebek, 
kirpi, sincap yimek halal degildir. Avlamlan, yakalanan her bahgi yimek halal ol- 
dugu, Maide suresinde bildirilmekdedir. Su icinde kendiliginden oliip, karm list ta- 
rafda duran bahk yinmez. Ag ile, sacma ile, ilac ile, sarsmti ile olen her balik yi- 
nir. Kitabh kafirlerin, kendi kitablarma gore ve kendi dilleri ile Allahii tealanm 
ismini soyliyerek kesdiklerini ve kadinin, cocugun ve ciiniib olamn kesdigini yimek 
caizdir. Besmele cekmesi unutularak kesileni ve avlanani yimek caizdir. Safi'i 
mezhebinde Besmelesiz kesileni yimek de caizdir. Maliki mezhebinde, Besmele- 
si unutulan da yinmez. Tiryak denilen ilacda, yilan eti, ispirto varsa, icmesi haram, 
satmasi caizdir. Bunlann bulundugu bilinmiyorsa, icmek de caiz olur. ikinci kism, 
kirkmci maddeye bakiniz! [Tiryak, afyon demekdir. Afyona alismis olanlara tir- 
yaki denir. Eski Yunan hakimlerinin, zehrlenmelere karsi yapdiklan bir ilaca da 
denir. icinde afyon, yilan eti ve ispirto vardir]. Miisliman kasabdan alman bir etin, 
nasil kesildigi bilinmiyorsa, halal olmak ihtimali varsa, [ya'ni, kesenler miisliman 
ve miirted kansik ise], yimek caiz olur. Haram oldugu, gorerek veya adil bir miis- 
limamn haber vermesi ile anlasilarak bilinirse, yimemelidir. Fekat, sorup arasdir- 
mak lazim degildir. Dar-iil-islamda, miislimandan satin alman siibheli eti yimeli, 
vesvese etmemelidir. 

Yabani esek eti ve siitii halaldir. Tezek ve baska necs seyleri yiyen hayvamn eti 
kokarsa, yanina yaklasmca pis koku gelirse, eti, siitii ve teri necs olup, yimesi mek- 

-619- 



ruhdur. Temiz sey ile beslenip, pis kokusu kalmazsa caiz olur. Bunun icin, tavuk 
iic giin, koyun dort, deve ve sigir on gun habs olunur denildi. At eti ve siitii temiz- 
dir, halaldir. Nesli azalmamak icin, mekruh denildi. Tavsan eti halaldir. 

(Bedayi') kitabmda diyor ki, (Abdullah ibni Abbas buyurdu ki, Resulullahm ya- 
ninda oturuyorduk. Bir koylii, tavsan kebabi hediyye getirdi. Bize, (Yiyiniz!) bu- 
yurdu. Muhammed bin Safvan "radiyallahu teala anhuma" dedi ki, iki tavsan ya- 
kaladim, kesdim. Resulullaha sordum. Ikisini de yimemi emr buyurdu). 

(Kitab-iil-ir$ad) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Tavsan kani, kelef 
denilen ytizdeki cillere ve Behak denilen esmer lekelere ve Beras, ya'ni abras de- 
nilen beyaz lekelere iyi gelmekdedir. Kani bu lekelere siiriiliir. Tavsan beyni yi- 
mek, hastahklardan sonra hasil olan titremege iyi gelir. Cocuklarm dis etlerine sii- 
riiliince, dis gelmesine yardim eder. Tavsan yavrusunu kesip mi'desinden cikan (En- 
fiha) denilen sivi, sirke ile karisdinlip iic giin ogleden sonra kadm icince, hamile 
kalmasmi onler ve sar'a illetine ve zehrlenmelere karsi iyi gelir). Eti yinen hayvan- 
larm idrarim icmek mekruhdur. insan veya hayvan necaseti ile sulanmis sebzele- 
ri yikayip yimek caizdir. Lagim suyu ile sulanmis sebzeleri yimek caiz degildir. 

Kadm ve erkegin altin ve giimiis kap ile yimesi, icmesi, her diirlii kullanmasi tah- 
rimen mekruhdur. Altm ve giimiis kasik, saat, kalem, abdest ibrigi, bicak, sandal- 
ya ve benzeri seyleri kullanmalan da boyledir. Bunlan kendi bedeni icin kullan- 
mayip, baska yerde kullanmalan caiz olur. Mesela yagi, bah giimiis bicakla ekme- 
ge siirmek ve bu ekmegi eli ile yimek caizdir. Altin kapdaki ilaci basma dokmek 
haramdir. Fekat, buradan eline dokiip, elindekini basma siirmek caizdir. Fekat, su- 
yu ve ilaci kullanmak icin, onceden bu kablara koymak caiz degildir. 

Giimiis tasdan corbayi tahta kasikla ahp yimek caiz olmaz. Ciinki tas, zaten ka- 
sikla kullamhr. Giimiis tiipdeki merhemi ele sikip, el ile basa siirmek de boyledir. 
Ibrikdeki suyu ele dokiip, yiizii yikamak da boyledir. Mevlidde, giimiis kapdan avu- 
ca gill suyu serpip, avueu yiize, elbiseye siirmek de, boyle caiz degildir. 

Altm ile giimiisu siis olarak takmak yalmz kadinlara halaldir. Fekat, bunlan [me- 
sela, parmagmdaki yuzugiinii] mahrem olmiyan erkeklere gostermeleri haramdir. 
Altm ve giimiisu siis olarak takmak erkeklere haram olup, yalmz giimiis kemer, yii- 
ziik ve saatin, cakmm zinciri giimiisden olmak caizdir. Altmdan olursa haramdir- 
lar. Tas, tunc, pirinc, platin, bakir ve diger ma'denlerden zinet olarak yiiziik tak- 
malan kadinlara da haramdir. Ma'denin rengi ve kaplamasi degil, ici, cinsi mute- 
berdir. Bunun icin, mesela altm yaldizh giimiis yiiziik takmak erkeklere de caiz olur. 
Giimiis kaph altm, bakir yiiziik, altin, bakir sayihrsa da, altm, bakir gorulmedik- 
leri, giimiis goriindiigii icin, takilmasi caiz olur. 

(Redd-iil-muhtar) kitabi, besinci cildde diyor ki, (Erkeklere yalmz giimiis yii- 
ziigiin halal oldugu ve altin, demir ve sari pirincden yiiziik takmanm haram oldu- 
gu, hadis-i serif ile bildirilmisdir. Bunu Molla Hiisrev de yazmakdadir. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem", vefat edinciye kadar, yalmz giimiis yiiziik kullandi). 
Boyle oldugu, (Mevahib-i lediinniyye)de de yazihdir. Tirmizinin (Seinail-i $eri- 
fe)sinde, All "radiyallahu anh" buyurdu ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" yiizugiinii sag eline takardi). Sol eline de takdigi gorulmiisdiir. Sag ele de, sol 
ele de takmak caizdir. Kiiciik parmaga veya yanmdaki parmaga takihr. Uzerinde 
yazi bulunan yiiziigii, halaya girerken, sol elden sag ele gecirmek miistehabdir. Ha- 
kim, vali ve muftiden baska erkeklerin yiiziik takmamalan daha iyidir. Bayram- 
larda herkesin takmasi miistehabdir. Gosteris icin, ogiinmek icin takmak haram- 
dir. 

(Mevahib-i lediinniyye) tercemesi, iicyiizyetmisikinci sahifede diyor ki, (Erkek- 
lerin altin yiiziik takmalan, dort mezhebde de caiz degildir). (Cevhere)de ve (ib- 
ni Abidin)de, (Diirr-ul-miinteka) ve (Fetava-yi Hindiyye)de diyor ki, (Altmdan 
ve giimiisden baska ma'denlerden yiiziik takmak, kadinlara da mekruhdur.) 

-620- 



(Bostan)da, yiiziincii babda buyuruyor ki, (Nu'man bin Besir, Resulullahm 
yanma geldi. Parmagmda altm yiiziik vardi. (Cennete girmeden once, nicin Cen- 
net zinetini kullanmissin?) buyurdu. Demir yiiziik kullanmaga basladi. Bunu go- 
rtince, (Nicin Cehennem esyasi tasiyorsun?) buyurdu. Bunu da cikardi. Bronz, ya'ni 
tuncdan yiiziik takdi. Bunu goriince, (Nicin sende put kokusu duyuyorum?) buyur- 
du. Nasil yiiziik kullanayim, ya Resulallah dedi. (Giimiis yiiziik takabilirsin. Agir- 
hgi da bir miskali gecmesin ve sag eline tak!) buyurdu. Amr ibni Su'ayb diyor ki, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", altm ve demir yiiziikleri cikartir, giimiis 
yiiziiklere mani' olmazdi). Bunlar, (Mevahib-i lediinniyye)de de yazilidir. 

Her tasdan ve ma'denden yiiziik tasi yapmak caizdir. 

Simdi, altm yiiziik takanlar arasinda, (Eshab fakir olduklan icin, altin yiiziik ya- 
sak edildi. Fakirlere haram ise de, zenginlere caizdir) diye fetva verenleri isitiyo- 
ruz. Bu sozleri, hicbir esasa dayanmamakdadir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" altin yiiziigii yasak ederken, sebebini de bildirdi. Fakirlere degil, her erkege 
yasak etdi. Yalmz fakirlere haram olsaydi, fakir kadmlara da haram olurdu. Bun- 
dan baska, yalmz altim degil, cok ucuz olan baska ma'denlerden yiiziik takmagi da 
yasak etmisdir. Sunu da bildirelim ki, giimiisden baska yiiziiklerin erkeklere yasak 
edilmesi, Medinede iken oldu. Eshab-i kiramm fakir olduklanm bildiren haberler 
ise, hicretden once Mekkede iken idi. Bedr gazasmda bulunan iicyiizbes Sahabi- 
den altmis dort adedi Muhacir olduguna gore, Mekkede imana gelenlerin sayisi yiiz- 
den azdi. Medineli Ensarin fakir olanlan ile M uhacirlerin fakirleri, (Mescid-i ne- 
bi) yamndaki (Soffa) denilen biiyiik cardak altmda yasarlar, ilm ogrenmek ve 6g- 
retmekle ugrasirlar, omrlerinin cogu Resulullah ile birlikde cihad etmekle gecer- 
di. Bunlara (Eshab-i soffa) denirdi. Sayilan degisirdi. Cok zeman yetmis kisi olur- 
du. Cogu sehid oldu. Bunlardan baska biitiin Eshab zengin idi. iclerinde cok zen- 
gin olanlan az degildi. (Bostan) kitabmm sahibi "rahmetullahi teala aleyh" yetmi- 
sinci sahifesinde diyor ki, (Ziibeyr bin Avvam "radiyallahii teala anh" oliince, mi- 
rascilarmm herbirine kirkbin dirhem giimiis kaldi. Abdurrahman bin Avf "radiyal- 
lahii teala anh", hastahgmda bosamis oldugu zevcesine, mirasmm yirmidortde 
birinin verilmesini soylemisdi. Buna sekseniicbin altm verildi. Hazret-i Talhanm 
"radiyallahii teala anh" giinliik geliri, bin altm idi). Bunlarm iicii de Cennetle 
miijdelenmis idi. Hazret-i Osmamn "radiyallahii teala anh" servetinin hesabi bi- 
linemedi. Zekat ve ganimet ve ticaret sebebi ile Medinede fakir kimse kalmadi. Al- 
tm yiiziigiin yasak edilmesini fakirlige baglamak istiyenlerin pek ciiriik ipe sanl- 
makda olduklan meydandadir. Dort mezhebde de haram olan birseyin haram ol- 
duguna inanmak lazimdir. Bulundugu mezhebin haram dedigini degisdirmege 
kalkisarak, ayet-i kerimelere veya hadis-i seriflere baska ma'na verenin mezheb- 
siz oldugu anlasihr. Mezhebsiz olan da, ya sapik veya kafir olur. (Hadika)da, dil afet- 
lerinde diyor ki, (Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" yiiziik tasmda tic 
satir yazili idi. Birinci satirda (Muhammed), ikincisinde (Resul), iicunciisiinde 
(Allah) yazili idi. Vefat edince, bunu hazret-i Ebu Bekr, bundan sonra hazret-i Omer 
kullandi. Sonra Osman "radiyallahii teala annum" kullamrken, (Eris) kuyusuna dii- 
siirdii. Cok mal sarf etdi ise de, bulunamadi. Bu is fitne cikmasina sebeb oldu). 

Hazret-i Ebu Bekrin yiizugiinde, (Ni'mel kadir Allah) yazili idi. Hazret-i Ome- 
rin (Kefa bil-mevt va'izan ya Omer), hazret-i Osmamn (Le-nasbirenne), hazret-i 
Alinin (El-miilkii lillah) yazili idi. Hazret-i Hasenin yiiziigiinde, (El-izzetii lil- 
lah) yazili idi. Hazret-i Mu'aviyenin yiiziigiinde (Rabbigfir-li), ibni Ebi Leylanm 
(Ed-diinya garuriin), imam-i a'zam Ebu Hanifenin (Kul-il-hayr ve ilia feskiit), 
imam-i Ebu Yusiifiin (Men amile bi-re'yihi nedime), imam-i Muhammedin (Men 
sabere zafire), imam-i Safi'inin (El-Bereketii fil kana'a) yazili idi. Yiiziiklerini miihr 
olarak kullamrlardi. Osmanh padisahlarmm miihrlerine, (Tugra) denir. Tugrala- 
n yiiziiklerinde degildi. Tugrayi, buna mahsus vezir tasirdi. Her tugrada padisahm 

-621- 



adi, bunun iistiinde babasimn adi, daha yukanda (El-muzaffer daima) yazilidir. Os- 
manhlarda altm para basmasi, sultan Orhan zemamnda basladi. Her padisahm bas- 
dirdigi altm ve gumiis paralarm bir yiiziinde bir tugra, arka yiiziinde, basildigi seh- 
rin adi ile padisahm tahta cuius etdigi yil yazilidir. Tugralann son sekli, ikinci sul- 
tan Mustafa nan zemamnda baslamisdir. 

Nisan yuzugu takmak emr olunmadi. Adete uyarak takilmakdadir. (Kimya-i 
se'adet) kitabmda buyuruyor ki, (Parmagmda altm yiizuk takili bir adamin bulun- 
dugu sofraya oturmamali ve birinci safda, boyle birisi yanmda nemaz kilmayip, ikin- 
ci safa kacmahdir. Baska haramlan kullananlardan da boyle uzaklasmahdir.) 

Altin, gumiis esyayi kullanmayip siis olarak evde bulundurmak caizdir. 

Kalaysiz bakir, pirinc ve tunc kaplarda yimek caiz degildir. Canak, comlek, por- 
selen kaplar efdaldir. Kalayli kaplan, baska ma'denlerden yapilmis kaplan ve cam, 
plastik kaplan kullanmak caizdir. Altm ve giimiis levhalan, parcalan yapisdinla- 
rak veya tellerini sararak siislenmis esya da kullamhr. Altm ve gumiislii yerlerini 
tutmak da caiz, fekat, buralarmi agza degdirmek, iizerine oturmak caiz degildir. 
Galvaniz, yaldiz seklinde cok ince ve yerinden ayiramiyacak seklde yapilmis altm 
ve gumiis kapli esyayi, kaplan kullanmak caizdir. 

(Durr-iil-muhtar)da ve (Redd-iil-muhtar)da buyuruyor ki, (Erkeklerin ic cama- 
sir ve dis elbise olarak ipek giymesi haramdir. ipek, ipek boceginin yapdigi iplik- 
lerden oriilmiis kumas demekdir. [ipek bocegi kozayi delerek cikinca, elde edilen 
iplikler kisa ve kiymetsiz oluyor ise de, bunlan hicbir kitab, uzun iplikden ayn tut- 
mamisdir. Bunlara halal diyen olmamisdir. ipegin her cesidi haramdir.] 

(Muhit-i Burhani) kitabimn sahibi "rahmetullahi teala aleyh", deriye degmeyen 
dis elbisenin caiz olduguna bir rivayet bildiriyor ise de, baska kitablarda boyle bir- 
sey yokdur. Deriye degsin, degmesin haramdir. iki imama gore yalmz harbde 
giymek caiz olur. Elbisenin ve bashgm astanm ipekden yapmak mekruhdur. El- 
bisenin kol, etek, ceb, paca, yaka ve baslik gibi yerlerine, dort parmak enine ka- 
dar genis ipek serit dikmek caizdir. Bircok serit dikilebilir. Herbirine ayn ayn ba- 
kilir. Genisliklerinin toplamma bakilmaz. Dort parmaga kadar altm iplikden oriil- 
miis seritler de caizdir. Kadmlara ipek elbise ve her mikdarda altm serit caizdir. 
Erkek cocuklara ipek giydirmek mekruhdur. Erkeklerin de, ipek cibinlik kullan- 
masi caizdir. ipekden bel bagi caiz denildi. Basa ipek takke giymek ve boyuna ipek 
kese asmak mekruhdur. ipek seccadede nemaz kilmak caizdir. ipek yorganla 6r- 
tunmek caiz degildir. Saat, anahtar, tesbih ipleri ve cebe konulan kese, cantalar, 
mushaf kesesi ve bogcamn ipekden olmasi caizdir. Divarlan ipek kumas ve hah ile 
ortmek, kibr ve zinet icin olmazsa, caizdir. ipek hah, yaygi kullanmak, iizerine otur- 
mak caizdir. ipek yemek peskiri, ic donu mekruhdur. Abdest havlusu caizdir. 

Cozgiisu ipek olan, luhmesi ya'ni atkisi ipek olmiyan elbise erkeklere de haram 
degildir. Ciinki, kumasin atkisi miihimdir. Cozgiisiiniin degeri yokdur. Atkisi 
ipek olup, cozgiisii ipek olmiyan elbise, saf ipek gibi haramdir. Sun'i ipek giymek 
erkeklere de halaldir. Ciinki, bunlar parlak pamuk bilesikleridir. ipek bocegini 61- 
diirmek icin kozayi giinese koymak caizdir). Giinesde oldiirmeyip de, atesde isi- 
tarak, kaynar suya koyarak oldiirmek caiz olmadigi, (Berika)da yazilidir. 

ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", (Hazar ve ibaha) kismmda diyor ki, (Bir 
miirted, bu eti yehudiden satin aldim derse, inamhr ve yinir. Miirted oldugu bili- 
nen kimseden aldigini soylerse yinmez. Ciinki, (Mu'amelat)da, mesela ahs veris- 
de, iman ve adalet aranmaz. Cocugun, kitabh ve kitabsiz kafirlerin soziine inam- 
hr. 

Sofradakiler, iceri gelen kimseyi yemege cagirsalar, adil bir miisliman da, yidik- 
leri eti miirted kesdi veya icdiklerinde serab kansik dese, cagiranlar adil ise, otu- 
rur. Adil degilseler oturmaz. ikisi adil ise, yine oturur. Biri adil ise, teharri eder, 

-622- 



ya'ni arasdinr. Karar veremezse, oturup yir ve icer ve sulan ile abdest alir. 

Temiz ve necs sey bulunan kaplar kansik olup, temizleri fazla ise, zaruret olsa 
da, olmasa da, temizlerini arasdirip bunlardakini yir, icer ve abdest alir. Temizle- 
rin adedi, necsler ile mtisavi veya temizler az ise, yalniz zaruret halinde, abdest- 
den gayrisi icin temizlerini arasdirip kullamr. Kasabdaki hayvanlardan mesru' ke- 
silmis olam, zaruret halinde arasdirip alir. Zaruret yoksa, mesru' kesenler cok ise, 
arasdirip alir. Miisaviise, almaz. Elbise, kumas da boyledir. Kisacasi, temiz ade- 
di cok ise, iki halde de arasdinr. Miisavi veya az ise, zaruret olmadigi zeman temiz- 
leri arasdirmaz. Zaruret halinde, yalniz abdest icin, kaplarm temizlerini arasdir- 
maz. Digerlerinde arasdirarak, temiz zan etdiklerini kullamr. Ciinki, abdest yeri- 
ne, teyemmiim edebilir. Setr-i avret ve yimek, icmek icin ise, baska yapacak sey 
yokdur. Goriiliiyor ki, temizleri cok ise, hep arasdirip secer. Cok degilse, yalniz za- 
ruret halinde ve abdestden gayrisi icin arasdinr.) 

Seyyid Ahmed Hamevi, (Esbah) serhi, uciincii kaidesinde diyor ki, (Sek, siib- 
he tic dtirlti olur: Ash haram olan, ash mubah olan, ash bilinmiyen seyde olur. is- 
lamiyyete uygun kesenlerin ve miirtedlerin bulunduklan yerde, kesilmis bir koyun 
gorunce, bunun islamiyyete uygun kesilmis oldugunu bilmek lazimdir. Ciinki, as- 
h haram olup, halal olmasi siibhe edilmekdedir. Kesenler icinde miirted az ise, ahp 
yimek caiz olur. [Kasabdan satm ahp yimek de caiz olur.] Bozuk renkli, bulanik 
suyun temiz oldugu kabul edilir. Cunki, suyun ash temizdir. Necs olmasi ise, siib- 
helidir. Kazancmm cogu haramdan olanin verdigi malm haramdan oldugu yakin 
olarak, kesin olarak bilinmedigi zeman, bu malmi satm almak haram olmaz, mek- 
ruh olur). Yiizkirkyedinci sahifede diyor ki, (Mahmn cogu halal olanin hediyye- 
si ahmr ve yinir. C°g u haram ise, halal diyerek verdigi ahmr. Verirken soyleme- 
di ise, arasdirip zanmna gore amel eder. Satm alman mallar da boyledir.) Kitab- 
siz kafirin, miirtedin kesip satdigi et almmaz. Bunu miisliman kesdi dese, halal ol- 
dugunu haber vermis olur ki, buna inamlmaz. Alkolsiiz bira demek de boyledir. 
Ciinki bira meshur olan alkollii bir ickinin ismidir. Bu sozleri, bevlin necs olma- 
digim soylemek gibidir. Necs olmiyan seye bevl dememek, alkolsiiz olan ickiye de 
bira dememek lazimdir. (Mecelle)nin dokuzuncu maddesi, (Bir seyin sifatlan de- 
vam eder. Bunlan degisdirdik diyenin sozii kabul olunmaz). Onuncu maddesinde, 
(Bir zemanda mevcud olan seyin devami kabul edilir. Aksini isbat etmeleri lazim 
olur.) 42. ci maddesinde, (Meshur olana i'tibar olunur. Maglub ve nadire olunmaz) 
ve 46. ci maddesinde, (Mani' ve muktadi birlikde olunca, mani' tercih olunur) de- 
nilmekdedir. Miislimandan satin ahnan eti, miirted kesdigini, sonradan, adil bir 
miisliman haber verse, yimek ve yidirmek caiz olmaz. Fekat parasim geri alamaz. 
Birinci kism, ellialtmci maddenin sonuna bakiniz! 

(Merakil-felah)da ve bunun Tahtavi serhinde, (Artiklar) fashndan sonra diyor 
ki, (Bir adil kimse, bu eti mecusi kesdi dese, baska bir adil de, miisliman kesdi de- 
se, yimesi halal olmaz. Ya'ni haramhgi devam eder. Ciinki, kesilmis goriilen hay- 
vamn haram olmasi asldir. islamiyyete uygun kesilmis oldugu tehakkuk edince ha- 
lal olur. Iki haber ters diisiince, halal olmasi tehakkuk etmeyip, anlasilmayip, ha- 
ramhgi devam eder. Sek, siibhe etmek, iki haberin birbirlerine ters diismesi gibi- 
dir. Ash haram olan seyde sek olunursa, mesela, muslimanlarm ve mecusilerin ya'ni 
kitabsiz kafirlerin kansik bulunduklan bir sehrde kesilmis goriilen hayvan, miis- 
limamn kesdigi bilinmedikce halal olmaz. Zira, hayvamn haram yoldan olmesi asl- 
dir. islamiyyete uygun kesilmis oldugu ise siibhelidir. Sehrde miislimanlar cok ise, 
halal kabul edilir). 

(Makamat-i mazheriyye)de, keramet fashnda diyor ki, (Gulam Haseni goriin- 
ce, kafir ta'ami yimissin. Kalbinde kiifr zulmeti hasil olmus, buyurdu. Evet, Hin- 
dunun verdigini yidim dedi). Kiifr ve haram alametleri bulunan yemekler, kalbi ka- 
rartir ve kabrde ciirumege sebeb olur. 

-623- 



42 — SERAB ve ALKOLLU ICKILER 

Alkollii ickilerin hepsi zehrdir. Bugiin bu hakikati, tib kitablan yazmakdadir. 
Liselerde okutulmakda olan kiymetli bir kimya kitabmda diyor ki: (Alkollii icki- 
ler, eskiden beri keyf verici olarak icilir, az mikdarda alindigi zeman, viiciidde ten- 
bih edici te'sir yapdigi, hazmi kolaylasdirdigi gibi faidelerden bahs edilirdi. Hal- 
buki, bugiin, alkoliin pek az mikdannin bile, viicud makinesini harab etdigi ve za- 
rarh te'sirlerinin neslden nesle intikal etdigi ilmi bir hakikatdir). 

Ibni Abidin, besinci cild, ikiyuzseksendokuzuncu sahifede buyuruyor ki: 
Serab [hamr, vin, wein] dort mezhebde de haramdir. icmesi ve her diirlii kul- 
lamlmasi giinahdir. Yalmz sirke yapilmasi ve susuzlukdan olmek iizere olanm, 61- 
miyecek kadar, su yerine, icmesi caizdir. icmesi haram olan ickiler, dortdiir: 

1 — Birincisi, serabdir. Pismemis iiziim suyu, [sira], havasiz ficilarda durmak- 
la, gaz habbeleri ve kopiik meydana gelerek mayalamr. (Serab) haline doner. 
[Ya'ni, iiziim kabuklarmda yasiyan ve siraya gecen (bira mayasi) admdaki maya- 
nm (fermentin) cikardigi (zimas) admdaki bir madde, sirada bulunan glikoz ve le- 
viiloz admdaki (Hekzoz) sekerlerini parcalar. Sekerler, ikiye parcalanarak ispir- 
to (etil alkol) ve karbon dioksid maddeleri meydana gelir: 

C 6 H 12°6 ► 2C 2 H 5 OH + 2C0 2 

Sirada zemanla, seker azalip, ispirto cogaldigi icin, tadi sekerli iken, keskin ve 
yakici olmaga baslar. Meydana gelen karbon dioksid gazi, kabarciklar halinde di- 
sari cikar. Bu gaz, ispirtolu sivida erimiyen tortulan, sivinin yiiziine siiriikliyerek, 
bir kopiik ile ortiiliir. Boylece sira, seraba donmiis olur. Cesidli serablarda, ytizde 
bes ile yirmi arasinda ispirto bulunur. iki hektolitre, ya'ni ikiyiiz litre yahud yiizon- 
bes kilogram iiziimden, yetmisbes litre sira cikar. Siranm besde biri sekerdir. On- 
da biri tartarik asiddir. Siradan kiikiirt dioksid gazi gecirilerek, sirke asidi mayasi 
ve baska zararh mayalar oldiiriiliir. ilk mayalanma bir haftada temam olur.] 

ispirtosu az olan serab da haramdir. [imameyne gore ve diger iic mezhebde, ko- 
piirmese de, serab olur.] Serhos etmese de, damlasmi icmek haramdir. Halal di- 
yen, kafir [Allaha diisman] olur. Serab, idrar gibi kaba necasetdir. Her diirlii kul- 
lanmak, ilac yapmak, camur yapmak, hayvana icirmek, ihtikan yapmak, buruna cek- 
mek sozbirligi ile haramdir. Satmasi caiz degildir. Parasi haramdir. Bir miislima- 
nm, borcunu, serab satarak aldigi para ile odemesi halal olmaz. Bu para, alacak- 
hya da halal olmaz. Bunun icin icki satana odiinc vermemelidir. Az icene de had 
vurulur ki, seksen sopadir. Serhos edici diger iic ickiyi icene ise, ancak serhos olur- 
sa had vurulur. Serab kopiiklendikden sonra, kaynatihp iicde ikisi gitse de geride 
kalani ve inbiklenerek elde edilen ispirtonun, rakinin serab gibi, necaset-i galiza 
oldugu sozbirligi ile bildirilmisdir. Bunlarm da damlasmi icmek haram oldugu, 
(Behcet-iil-fetava)da yazihdir. Rakida yiizde kirkdan cok alkol bulunur. Serabdan 
elde edilen raki, mese agacindan ficilarda birkac sene birakilmca, (Konyak) olur. 

2 — ikincisi, Tiladir. Taze sira, atesde veya giinesde lsitilip iicde ikisinden azi 
ucarsa, [iicde birinden cok kalirsa], bu kalana, (Tila) denir. Tila, gaz cikararak ka- 
banp, tadi keskin olunca, serhos eder. Serab gibi damlasi haram ve kaba necs olur. 

3 — Uciincusu Sekerdir. Hurmanm naki'i, ya'ni maserasyonu, ya'ni su icinde 
lsitmadan birakilmca, koptiklenir ve tadi keskin olursa (Seker) denir, damlasi ha- 
ramdir. 

4 — Dordiinciisii, kuru iiziim naki'idir. Kuru iiziim, soguk suda birakilmca, se- 
keri suya gecer. Bu suya, (Kuru iiziim naki'i) denir. Bu, gaz peyda ederek koptik- 
lenir ve tadi keskin olursa, damlasi haram olur. Tila, Seker ve kuru iiziim naki'i (ma- 
serasyonu) gazlanmaz ve tadi keskin olmazsa, icmeleri, sozbirligi ile halal olur. Se- 

-624- 



ker ve Nakf, hafif necsdirler. Imam-i a'zama gore, Tila, Seker ve Nakfin haram 
olmalan icin, kopiiklenmeleri de lazimdir. Bu iiciinde, icma'i iimmet hasil olma- 
digi icin, haram degildir diyen kafir olmaz. 

icmesi, Imam-i a'zama ve Imam-i Ebu Yusiife gore halal olan ickiler de dort- 
diir: 

1 — Kuru iiziim veya hurma, sekeri suya cikmcaya kadar, soguk suda biraki- 
hr. Sonra hepsi, kaynayincaya kadar lsitihr. Soguyunca siiziiliir. Bu siviya, (Nebiz) 
denir. Nebizin tadi keskin olsa da, serhos yapmadikca, icmesi halal olur. Isitilmaz- 
sa, kopiiriince ve tadi keskin olunca, haram olur. 

2 — Kuru uziim ve hurma birlikde, soguk suda durup, hepsi, lsitihp suziiliir. Ta- 
di keskin olsa da, serhos yapmadikca, halal olur. Buna, (Halftan) denir. 

3 — Bal, incir, arpa, bugday, misir, dan, erik, kayisi, elma ve benzerlerinden 
biri soguk suda durup lsitilmasa da, serhos etmeyecek mikdarda halaldirler. Ciin- 
ki hadis-i serifde, (Serab, iiziim ve hurmadan olur) buyuruldu. [Serhos ederlerse, 
haram olurlar. Bira da boyledir. Hubtibatdan elde edilen rakiya, Ingilizler (Vis- 
ki), Ruslar (Vodka) derler. Bunlar, yiizde elli, altmis alkolii havidirler.] 

4 — Dordiinciisii, (Miiselles)dir. Uziim suyu, taze iken, ya'ni gaz kabarcikla- 
n cikmadan, koptirmeden once, lsitihp, ticde ikisi ucar, iicde biri kahrsa (Miisel- 
les) denir. Tadi keskin olsa da, serhos etmiyecek kadar icmesi halaldir. 

Sira kaynarken, icine (Pekmez topragi) denilen temiz kirectasi tozu konursa, 
eksiligi kalmaz, (Pekmez) olur. Fransizlar pekmeze, (Sapa) ve (Rob) derler. Pek- 
mezde yiizde altmisdan cok glikoz vardir. Pekmeze yumurta aki koyup, kansdira- 
rak kaynatilmca, koyulasip (Bulama=Raisine) olur. Sira ya'ni taze iiziim suyu [Mo- 
ut] ve pekmez [Mout cuit] ve bulama [Raisine] ve boza [Bosan] icmek halaldir. Bo- 
za yapmak icin, bir kilo kadar bulgur yikamr. Tencereye konur. Fazla su Have edi- 
lir. Yumusayincaya kadar birkac saat kaynatihr. Su ile yogrularak tel siizgecden 
suziiliir. Seker konup eritilir. Maya olarak icine bir su bardagi boza konur. Kapa- 
nip soba yanmda birakihr. Ertesi giin eksi olarak icmege baslamr. 

Bunlar kuvvet icin, hazm icin serhos etmiyecek mikdarda halal olup, serhos eder- 
lerse veya calgi ile, keyf icin az dahi icilirlerse, soz birligi ile haram olurlar. 

Imam-i Muhammede gore, bu dort icki, gaz cikarmis ve tadi keskin olmus ise, 
serhos etmiyecek kadar az icmesi de haram olur. Fetva da boyledir. Diger tic 
mezhebde de boyledir. Ciinki, Peygamberimiz, (Cogu serhos eden ickinin, azini 
icmek de haramdir) ve (Serhos eden her icki serabdir ve hepsi haramdir) buyur- 
du. Bu hadis-i serif, hepsinin haram oldugunu bildirmekdedir. Yapilan, bilesim- 
leri aynidir demek degildir. Ciinki Muhammed "aleyhisselam", maddelerin haki- 
katlerini, fen bilgilerini ogretmek icin degil, bunlarm hiikmlerini bildirmek icin gon- 
derilmisdir. Kisrak, inek, deve siitleri, mayalamp, tadi keskin olunca, miiselles gi- 
bi olurlar. Birincisine (Kumis), ikincisine (Kefir) denir. Bira gibi haramdirlar. Bu 
hususda, iskilibli M. Atif efendinin (Men'i miiskirat) kitabmda genis ma'lumat var- 
dir. 

[Bira yapmak icin, arpalar lslanip bir hafta birakihnca filizlenirler. Bu sirada 
(Amilaz) denilen maya da iirer. Filizlerin uzunlugu arpa boyuna yaklasmca, arpa- 
lardan kopanlip aynlir. Arpalar kurutulup un yapihr. Bu una, (Malt) denir. Malt, 
sari toz veya serbet halinde, (Skorbut) denilen kanama ve za'fiyyet hastahgmda 
ve cocuk mamalarmda kuvvet verici ve hazm icin kullamhr. icinde alkol yokdur. 
Malt, sicak su ile karisdinlip birakihnca, icindeki amilaz, nisastayi mayahyarak par- 
calar. (Maltoz) denilen sekere cevirir. Bu sekerli siviya serbetci otu (Houblon) ci- 
cekleri konup kaynatihr. Bu ot, biraya koku verir ve berrak yapar. Sogutulup ici- 
ne (Bira mayasi) konur. Bu maya, maltoz sekerini mayahyarak parcalar. Alkole 
cevirir. Bira hasil olur. Cesidli biralarda yiizde ikibucuk ile bes arasmda alkol bu- 

- 625 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:40 



lunur. Fazla icilince serhos yapmakdadir. Bira mayasi, sari toz veya yogurt gibi la- 
padir. Canhdir. Cikardigi sivi mayalama yapar. Bira mayasi, bira fabrikalarmda ka- 
lan posadaki mayamn iiretilmesi ile elde edilmekde, cild, hazm ve gogiis hastahk- 
lannda da kullamlmakdadir. Ekmek hamurunda da vardir. Bira, gaz cikardigi, ko- 
piik yapdigi icin ve tadi aci, keskin oldugu icin azi da cogu da, her ne maksadla ici- 
lirse icilsin, imam-i Muhammede gore haramdir. Fetva da boyledir. Almanyada ya- 
ymlanan (Der Stern) mecmu'asi, 1979 senesi ilk aymdaki niishasmda diyor ki, (He- 
idelberg kanser tedkik merkezi tarafmdan yapilan arasdirmalarda, biramn kanser 
yapdigi anlasilmisdir. Kansere sebeb oldugu bilinen (Nitroz-amin)lerin birada 
bol mikdarda bulundugu gorulmiisdiir. Bira, alkol aliskanligma da sebeb olmak- 
dadir. Agri kesici olarak kullamlan (Piramidon) icinde fazla mikdarda Nitroz-amin 
bulundugu anlasildigi icin, bu ilac sihhiyye vekaletinin emri ile alti ay evvel piya- 
sadan kaldinlmisdi. Orta mikdarda bira icen bir kimse, giinde yetmis piramidon 
hapi almis kadar Nitroz-amin almakdadir). Yengec denilen hayvana ve kanser de- 
nilen tehlilkeli sislere arabide (Seretan) denir. (Niizhet-iil-ebdan) kitabi, kanse- 
ri, icinde yengec kiilii bulunan merhem ile tedavi etmekdedir. (Teshil-ul-menafi')de 
(Irk-i medini) denilen hastalik, kanserdir. Bildirdigi ilaclardan biri: (Bir avuc ici 
soyulmus sarmisak, bir [litre] silt ile, aksam vakti, kaynatilir. Pelte haline gelir. Sa- 
baha kadar bagcede birakihr. Havadan rutubet alir. Silt ayrilip ac iken icilir. Sar- 
misak yerine liiban [Giinniik] veya sansabir kullamlabilir.)] 

Yukanda yazih sekiz ickiden, serabdan baskasmi satmak imam-i a'zama "rah- 
metullahi teala aleyh" gore sahihdir. Fekat, mekruhdur. [Ya'ni, tahrimen mekruh- 
dur. Bunlari satan, haram islemis gibi Cehenneme gider.] imameyn "rahmetulla- 
hi teala aleyhima", bunlann satilmasi da sahih degildir dedi. Afyon, esrar ve bas- 
ka uyusdurucu [heroik] maddelerin satisi da boyledir. Necaset karisan suyu icmek 
haramdir. (Cevhere)de diyor ki: (Taze iiziim, suya konup mayalanmadan once kay- 
natihrsa, suyun iicde ikisi ucmadikca, halal olmaz. Kuru iiziim veya hurma, suya 
konup biraz kaynatilmca, halal olur. Buna, (Nebiz) denir. Taze iiziim ile hurma- 
nm veya taze iiziim ile kuru uziimiin kansimi suda lsitihnca, iicde ikisi ucmadik- 
ca halal olmaz. Taze iiziim suyu [sira] ile, hurma birakilmis su kansimi da boyle- 
dir.) 

Bevl [idrar], pislik gibi necasetleri icmek, yimek haramdir. 

Mubah olan ickileri, hatta suyu, musiki ile, calgi ile, kafirler gibi, fasiklar gibi 
icmek de haramdir. (ibni Abidfn) besinci cild, ikiyiizotuzsekizinci sahifedeki ha- 
dis-i serifde, (Suyu, alkollii icki icenler gibi icmek haramdir) buyuruldu. ibadeti 
harama benzetmek ise, kiifre sebeb olur. Calgi, icki, sarki ile nemaz kilmak, 
Kur'an-i kerim okumak boyledir. ikinci kismda, 52. ci maddenin 7. ci sahifesine 
bakmiz! 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", iiciincii cild, yuzaltmisiiciincii ve besin- 
ci cild, ikiyiizseksendokuzuncu sahifede buyuruyor ki, (Arak-i hamr [ya'niraki ve 
alkol]in, serab gibi kaba necaset oldugu ve serhos edecek kadar icene had vurul- 
masi sozbirligi ile bildirildi. Damlasim icene de had vurulur diyenler cokdur. Al- 
kollii mesrubat icen fasiklann [kotii kimselerin], (temizdir, icilmesi halaldir) de- 
melerine aldanmamahdir). Alkollii ickilerin hepsinde ispirto bulundugundan, se- 
rabh su gibi kaba necs ve haramdirlar. Bunun icin deriye suriilen, tentiirdiyod, al- 
kol kamfre gibi, ispirtolu ilaclan ve kolonya gibi liizumsuz olanlan nemaz kilma- 
dan once, yikamak lazimdir. Bunlari haricen kullanmak ve ispirtoyu yakit olarak 
kullanmak ve bunun icin satmak ve satm almak caizdir. Benzol, benzin, aseton ve 
dort klorlu karbon, gaz yagi gibi sivilar, necs degildir. Bunlari temizlemeden ne- 
maz kilmir. Alkoliin, teknikde, eritken olarak kullamlmasi giinah degildir. 

Modern tibda iyi bir harici, (Dezenfektan) [Mikrob oldiiriicii] maddede arani- 
lan iki vast, asli (kendisinden bekledigimiz) te'sirinin tarn ve siimullii, tali (olma- 

-626- 



sini arzu etmedigimiz) te'sirinin ise asgari olmasi, yahud hie olmamasidir. 

a) Alkol, bakterilerin bir kismma hie te'sir etmez. Geri kalanlann da ancak ve- 
jetatif (fe'al) halde olanlanni oldurebilir. Bakteriler, sair zemanlarda spor deni- 
len koruyucu bir tabakaya biiruniirler. Musaid sartlar bulunca, tekrar vejetatif 
(fe'al) hale donerler. Alkol, sporlu bakterileri de oldiiremez. Hatta piyasadaki al- 
koller icinde sporlu bakteriler mevcuddiir. Son zemanlarda, tecribeler ifade edi- 
yor ki, cilde siiriilen kesif alkol, civar bakterilerin sathlannda kompakt bir taba- 
ka hasil ediyor. Bunlara artik niifuz edemiyor. O halde, tam ve stimullu bir te'si- 
re malik degildir. 

b) Yine cilde siiriilen kesif alkol, cild nesclerini (dokularim), bakterilere olan 
zararlanndan daha cok tahrib eder. Hatta, bu tahriblerle, proteinlerden ibaret bir 
tabaka tesekkiil eder. Bu ise, onun bakterilere te'sirine sed ceker. 

Bu iki vasfi te'mm edemediginden, alkol iyi bir dezenfektan degildir. Alkolun 
mahzurlarim bulundurmiyan, ondan cok daha miikemmel te'sirlere malik yiizler- 
ce madde vardir. Nitekim bugiin bircok memleketlerde alkollii tenttirdiyod yeri- 
ne, te'siri daha kuvvetli Mersol denilen ispirtosuz tentiirdiyod kullamlmakdadir. 
Merkiiro-krom admdaki kirmizi tozdan iki grami, yiiz gram suda eritilerek yapil- 
digi gibi, eczahanelerde mersol hazir da satilmakdadir. Yapilan istatistiklere go- 
re, Avrupa kliniklerinde, tibbi olarak kullamlan alkol mikdan, [m. 1900] senesi- 
ne nazaran [m. 1934] senesinde on misli azalmisdir. Her gecen giin de azalmakda- 
dir. Ancak alkolun, miiskirat terkibine girmesinden dolayi, cok mikdarda istihsa- 
li, bol olusu, onu tibda da kullanmaya sevk eden belki yegane sebebdir. 

Bene, ya'ni Ban otu ve kunneb, ya'ni Hasis [esrar otu] ve Afyon gibi sulb [ka- 
ti] cismlerin akla zarar veren cok mikdarlan haramdir. ilac, ibtal-i his icin kullan- 
mak caiz oldugu ibni Abidinde, (Esribe) sonunda yazihdir. Bunlarm fazlasina ha- 
lal diyen, kafir olmazsa da (Miibtedi'), ya'ni bid'at sahibi, sapik olur. 

[Serhos olarak kihnan nemaz sahih olmaz. Serhos olmiyacak kadar az ickili ola- 
rak kilmak mekruhdur. Ciinki, alkollii ickilerden herhangi birini keyf icin bir 
damla bile icmek haramdir. Mi'desinde, elbisesinde azicik haram bulunan kimse- 
nin nemazi mekruh olur. Gasb edilen yerde kilmak da boyledir. (Merec-iil-bah- 
reyn)de, Ahmed Zerrukdan alarak diyor ki, vecd ve hal sahibleri, su'urlarim 
gayb ederlerse, sozlerinde ve islerinde ma'zur olurlar. Sima' esnasinda raks etmek, 
bagirmak da boyledir. Deli gibidirler. Fekat, bu tesavvuf serhoslugu kendiliginden 
olmayip, akllari baslarmda ise, su'urlan var ise, ma'zur olmazlar. Giinaha girer- 
ler. Su'ursuz olduklan zeman, ibadetleri kacirmalan giinah olmaz ise de, akllari 
baslanna gelince, kacirdiklan ibadetleri hemen kaza etmeleri lazimdir. Ciinki, bu 
su'ursuzluga kendileri sebeb olmusdur. Boyle tesavvuf serhoslarmin, islamiyye- 
te uymayan sozlerine ve islerine, baskalarmm uymalan caiz degildir. Kendileri gii- 
naha girmezlerse de, bunlara uyanlar, giinaha girerler. Alkollii ve uyusdurucu mad- 
delerle serhos olanlar da boyledirler. Serhos iken, irade ve ihtiyarlan olmadigin- 
dan, ma'zur olurlar ise de, bu hale kendileri sebeb olduklan icin, kacirdiklan 
ibadetleri kaza etmeleri lazim olur]. 

(Riyad-un-nasihin) kitabmda diyor ki, hadis-i serifde, (Cok iciltligi zeman ser- 
ho§ eden seyin, az icilmesi de haramdir) buyuruldu. [Bu hadis-i serifi, (Zevacir) 
ve (Kiinuziiddekaik) kitablan da yazmakdadir.] Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, 
(Serab icmek, biiyiik giinahlarin en biiyiigiidiir. Biitiin kotiiliiklerin anasidir, ba- 
sitlir. Serab icen, nemaz kdmaz. Anasi ile, halasi ile, teyzesi ile zina eder). Bir ha- 
dis-i serifde, (Serab icen ile arkadashk etmeyiniz! Cenazesine gitmeyiniz! Buna kiz 
vermeyiniz ve onun kizi ile evlenmeyiniz! Muhakkak biliniz ki, serab icen, kiya- 
inct giinii, mezardan yiizii kara, gozleri inavi olarak kalkar. Dili sarkmis, pis ko- 
kulu olur. Herkes, bunun pis kokusundan kacar) buyuruldu. Bir hadis-i serifde, (Se- 
rab icen Cennete girmez) buyuruldu. Ehl-i siinnet mezhebine gore, biiyiik giinah 

-627- 



isliyen kafir olmaz. Imam gitmez. Bu hadis-i seriflerin ma'nasi, halal diyen veya 
kalbi, bunu kotii bilmiyen kimse demekdir. Yahud, serab icmegi adet edinen 
kimse, tevbe etmeden oliirse, son nefesde imam gider demekdir. Imanla gitmek 
istiyen, serab icmemelidir. Serabi icene, getirene, tasiyana, hazirlayana, satana ve 
i'mal edene, Allahii teala ve Resulii la'net eder. Serab satamn aldigi para haram 
olur. Diinyada belalardan kurtulmaz. Serhos iken kildigi nemazlan sahib, olsa 
da, kabul olmaz, ya'ni sevabi olmaz. Bir hadis-i serifde, (Serab icmegi adet eden, 
vesene tapan gibidir) buyuruldu. 

Tahtavi, (imdad) serhinde diyor ki, (Odundan, altindan, giimiisden yapilmis in- 
san heykeline, (Sanem) denir. Tasdan yapilan insan heykeline, (Vesen) denir. Ku- 
masa, divara ve baska yerlere yapilmis canh ve cansiz resmlerine, (Surer) veya (Tas- 
vir) denir. Yalmz canh resmlerine, (Timsal) denir. Saneme, vesene, surete ve 
timsale tapmmak, onlarm faide ve zarar yapacaklanna inanmak, sirk cesidlerin- 
den biri olur. Boyle tapinanlara, (Putperest) ve (Miisrik) denir). 

Bir hadis-i serifde, (Bir yudum serab icene, Allahii teala iic gini gadab eder) bu- 
yuruldu. Ya'ni, buna tevbe etmedikce, iic gun icindeki iyiliklerine sevab verilmez 
ve giinahlan afv edilmez. tic giin icinde oliirse, imansiz gitmesinden korkulur. Bir 
kadeh icene, Allahii teala kirk giin gadab eder. 

Fikh kitablarmda, mesela (Hidaye)de diyor ki: Uziim serabi sozbirligi ile haram- 
dir. Halal diyen kafir olur. Bir damla icene had vurmak vacib olur. Sa'id bin Mii- 
seyyib diyor ki, (Gecmis ummetlerin hiyanet yapmalarma, kafir olmalarma sebeb, 
serab icmek idi). Emir-iil-mii'minin Osman "radiyallahii anh", Resulullahm "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" minberinde hutbe okurken, (Ey insanlar! Serab icmek- 
den sakminiz! Biliniz ki, serab icmek, biitiin kotiiliiklerin anasidir) buyurdu. Bir 
hadis-i serifde, (Serabda deva, ilac hassasi yokdur. Hastabk yapar) buyuruldu. 

(Erba'in)de diyor ki: Abdullah bin Mes'ud buyurdu ki, (Serab icen kimse, tev- 
besiz oliirse, mezarmi acimz! Yiiziinii kibleye karsi gortirseniz, beni oldiirtiniiz!). 

Serab icenler, bes faidesi oldugunu soyliyor: 1- Kan yapar. Yiizii kizartir. Gii- 
zellesdirir diyorlar. 2- Kuvvet verir diyorlar. 3- Hazmi kolaylasdinr diyorlar. 4- Seh- 
veti artdinr diyorlar. 5- Sihhati korur diyorlar. Bu sozlerinin hepsi yanhsdir. Tec- 
ribeler, tersini gostermekdedir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Gece neinaz kdan- 
lann yiizii giizel olur). Serab icmekle, giinah islemekle, yiiz giizel olmaz. ibadet, 
ta'at etmekle giizel olur. Serab icenlerin, fasiklann yiizleri cirkin, igrenc oluyor. 
Allahii teala, Enfal suresi, altmisaltmci ayetinde mealen, (Yiiz mii'min, ikiyiiz ka- 
fire galip gelir) buyurdu. Ya'ni bir za'if mii'min, iki kuvvetli kafire galip gelir. Se- 
rab hazmi kolaylasdinr. Evet oyledir. Fekat hazmi kolaylasdiran ve faideli olan, 
baska halal seyler de vardir. Sihhati korumasi dogru olmadigim daha once, hadis-i 
serifde bildirmisdik. Serab icmenin cesidli hastahklara yol acdigi meydandadir. Ak- 
h azaltmakdadir. Kara cigeri bozmakdadir. Beyni ve sinirleri harab etmekdedir. 
[Eczacihk biilteni [m. 1970-1] sayisinda, (icki kullananlarda agiz ve bugaz kanse- 
rinin iki misli oldugunu Fransiz doktorlan bildiriyor) demekdedir.] Serabm zara- 
n faidesinden, giinahi ise, her giinahdan cokdur. Sehveti artdirmasi da, birkac se- 
neye mahsiis olup, az zeman sonra azaltarak, zevcenin cima' hakkma mani' olmak- 
da, aile se'adeti yikilmakdadir. (Riyad-iin-nasihin)den terceme temam oldu. 

Istanbulda Enver Orenin nesr etdigi giinliik Tiirkiye gazetesinin 17 Mart 1979 
niishasinda diyor ki, Birlesik Amerika sihhat enstitiisiince yapilan aciklamada, al- 
kollii ickilerin, bu memleketde, senede ikiyiizbesbin kisinin oliimiine sebeb oldu- 
gu tesbit edilmisdir. Bunlarm cogu karaciger sirozundan ve ickili araba kullanmak- 
dan olmiislerdir. Ondort ve onyedi yaslan arasmda alkol ibtilasimn artdigi, bu se- 
bebden, mekteblerde, vurucu, kinci saldinlann cogaldigi da bildirilmisdir. 



-628 



43 — TUTUN GUNAH MIDIR? 

(Durr-iil-muhtar)m besinci cildinde buyuruyor ki: 

Safi'i mezhebindeki alimlerden Necmeddm-i Gazzi diyor ki: (Tiitiin, onceleri 
yok idi. ilk olarak, 1015 [m. 1606] de, Samda kullamldi. icenler, serhos etmedigi- 
ni iddi'a ediyorlar. Buna inamlsa bile, gevseklik verdigi meydandadir. Bu ise, 
haram olmaga sebeb olur. Ciinki imam-i Ahmedin, Umm-i Selemeden "radiyal- 
lahii anha" bildirdigi haberde, (Serhos eden ve gevseklik veren seyler yasak edil- 
di) buyuruldu. Bir iki kerre icmek giinah olmaz. Hiikumet yasak edince, haram olur. 
Devam edilirse, biiyiik giinah olur. Ciinki, kiiciik giinahlara devam etmek biiyiik 
giinahdir). 

Hanefi mezhebine gelince; biiyiik alim ibni Niiceym-i Misri "rahmetullahi te- 
ala aleyh", (Esbah) kitabinda buyuruyor ki, (Ayet-i kerimede ve hadis-i serifler- 
de haram oldugu bildirilmiyen seyler, ash iizere halal olur. Veya halal ve haram 
diye hiikm olunamaz. Hanefi ve Safi'i alimlerinin cogu "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in", boyle seyler halal olur dedi. ibni Hiimam, (Tahrir) kitabinda da boy- 
le soyliiyor. Bunun icin, Besmele ile kesildigi bilinmiyen hayvana ve zaran goriil- 
miyen ota halal denir). Tiitiin de boyledir. Alimlerin coguna gore, halaldir. Birka- 
cma gore ise, hiikm verilemez. [(Uyun-iil-besair)de, Hamevi (Esbah)i serh eder- 
ken, (Bundan, tiitiin icmenin halal oldugu anlasilmakdadir) buyuruyor.] Hanefi 
alimlerinden, Sam miiftisi, Abdurrahman Imadi, (Hediyye) admdaki kitabinda, (Tii- 
tiin; sogan, sarmisak gibi mekruhdur) buyurdu. ibni Abidin, bu satirlan aciklar- 
ken buyuruyor ki: 

(Vehbaniyye) serhinde, (Tiitiin icmek ve satmak yasak edilmelidir) diyor. 
[Dordiincii Murad han "rahmetullahi teala aleyh", tiitiin icilmesini yasak etmis- 
di. Bunun zemamnda bulunan Sernblali "rahmetullahi teala aleyh" de, (Halife mu- 
bahlan yasak edince haram olur) diyenler gibi, tiitiine yasak demisdir. Dikkat edi- 
lirse, yasak edilmelidir, dedigi halde, yine haram veya mekruh dememisdir.] 

Tiitiin icmek, orucu bozar. isma'il bin AbdulganiNabliisi, (Diirer) serhinde di- 
yor ki, (Zevcenin sogan ve sarmisak gibi agzi kokutan seyleri yimesi yasak edile- 
bilir. Tiitiin kokusunu sevmiyen kimse de, tiitiin icmesini men' edebilir). 

Misrda, Maliki alimlerinin buyiiklerinden Ali Echiiri, tiitiiniin halal oldugunu 
bildiren kitab yazmis, burada dort mezheb alimlerinin, tiitiiniin halal oldugunu bil- 
diren fetvalarmi nakl etmisdir. Allame AbdiilganiNabliiside tiitiiniin mubah ol- 
dugunu bildiren, (Essulh-u beynel-ihvan) kitabim yazmisdir. Bu kitab ve terceme- 
si, Niir-i Osmaniyye kiitiibhanesinde vardir. Haram ve mekruh diyenlere cevab ver- 
mekdedir. (Ba'zi kimselere zarar verirse, yalniz bunlara haram olur. Baskalarma 
haram olmaz demekde ve bal, safra hastasina zarar verir. Fekat, baskalarma ha- 
ram degildir. Hatta sifadir. Hersey ashnda halaldir. Haram veya mekruh diyebil- 
mek icin, dehl lazimdir. Serab habislerin en kotiisii oldugu halde ve Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" islamiyyetin bildiricisi oldugu halde, seraba haram diye- 
medi. Ayet-i kerime ile yasak edilmesini bekledi. O halde, tiitiin icmek mubah- 
dir, halaldir. Kokusu mekruhdur. Tab'an mekruhdur. Ser'an mekruh degildir) de- 
mekdedir. 

ibni Abidin, devam ederek buyuruyor ki, (Tiitiin icmek Safi'i mezhebinde ha- 
ram degildir. Kitablarmda, tenzihen mekruh denilmekdedir. Hatta, zevce tiitiinii 
birakmca, zarar gormezse, meyve gibi olur. Zevcin, tiitiin parasi vermesi lazim olur. 
Tiitiinii birakmca, kadm zarar goriirse, ilac gibi olur. Tiitiin parasim vermesi, va- 
cib olmaz dediler. Cami' icinde tiitiin icmek, sogan, sarmisak yimek haramdir.) 

Tiitiine haram diyenlerin dayandigi, vesika olarak ileri siirdtikleri, (Berfka) ki- 
tabimn sahibi Hadimi "rahmetullahi teala aleyh" seksenbesinci sahifesinde diyor 
ki: Ayet-i kerimede, (Habfs olan $eyler haramdir) buyuruldu. (Vahidi) tefsirinde, 

-629- 



(Ayet-i kerimedeki habis, les, kan ve domuz eti demekdir. Ayet-i kerime, bu 
iiciinii haram etmekdedir) diyor. Halbuki, habis olan hersey haramdir. Her haram 
habisdir. Mesela sirk, zulm, faiz ve rtisvet habisdir. Insamn igrendigi, pis dedigi her- 
sey habisdir denildi. Buna gore tiitiin de habis ve haram olur. 

Yuzotuziiciincii sahifede diyor ki: Ibadet icin, sevab kazanmak icin olmiyan 
bid'atlere, (Adetde bid'at) denir. Un elegi, kasik kullanmak gibi. Adetde bid'at olan 
seyleri yapmak, dalalet, yoldan sapmak degildir. Vera', takva sahibleri de bunla- 
n zaruret olunca kullanir. Kullanmasi giinah degil ise de, kullanmamak iyi olur. 
Ba'zilan, (Tiitiin ve kahve kullanmak da, adetde bid'atdir. Ikisi de haram degil- 
dir ve mekruh da degildir. Dogrusu da budur. Bunlara haram diyen, bid'at-i adiy- 
yeyi haram etmis olur. Sultamn yasak etmesine gelince, islamiyyete uygun olan emr- 
leri dinlenir. Tabf atine ve nefsine uyarak verilen emrleri degil) dedi. Bize gore, 
kahve belki boyledir. Fekat, bunu da, kullanmamak daha iyidir. Ciinki, hakkmda 
soz birligi yokdur. Tiitiine gelince, haram olmadigi dogru ise de, mekruh oldugun- 
da siibhe yokdur. Ciinki, halal olmasmda soz birligi yokdur. Sultan, umumun fa- 
idesi icin, bir mubah seyi yasak edince, dinlemek vacib olur. Soz birligi olmiyan se- 
yi yasak edince, elbette vacib olur. (Telvih) kitabinda diyor ki, (Siibhe edilen 
seyler haram olur). 

Binikiyuzkirkuciincii sahifesinde diyor ki: Yimegi ve icmegi haram eden sebeb- 
ler altidir: Serhos edenler, serab gibi. Necs olanlar, bevl ve kan gibi. Zarar veren- 
ler, kum, toprak gibi. igrenc olanlar, meni ve siimuk gibi. Habis olanlar, tahta ku- 
rusu [biti] gibi. Oldtiriiculer, zehrli maddeler gibi. Tiitiin icmegi adet edinenlere 
gelince, tiitiin bunlara zarar verir denildi. Cogunun hastahga yakalandigi goriilmek- 
dedir. Boyle seylerde, cinse, umuma bakarak karar verilir. Birkac kisiye gore ka- 
rar verilmez. Tiitiin ba'zi hastahklara faideli olmakdadir. Mesela balgam, safra sok- 
mekdedir deniliyor. Fekat bu, cahillerin soziidiir. Doktorlar kullanmiyor. Miite- 
hassislar boyle yazmiyor. Tersini bildiriyorlar. Ba'zi doktorlardan isitdik ki, tiitiin 
olmasaydi, Adem oglu bin sene yasardi demislerdir. [Miitercim fakir, doktorlar- 
dan nakl olunan bu sozii, akla uygun bulmamakda ve hayret etmekdedir. Ciinki, 
tiitiin ortaya cikmadan once de, insanlar, tabi'i omrlerine uygun olarak yasamis- 
dir. Asr-i se'adetden beri, bin sene yasiyan bir kimse isitilmemisdir.] 

Tiitiin serhos eder de denildi. Yeni bashyanlarda boyledir. Yavas yavas ahsan- 
lan serhos etmiyor. Serab da boyledir. imam-i Muhammed, cogu haram olanin, azi 
da haramdir dedi. Ba'zilan, bu sebeble, tiitiine haram dedi. Ba'zilan da, icmemek 
iyi olur dedi. Ba'zilan, tiitiin icmek, baskalarmi rahatsiz ediyor. Baskasina eziyyet 
vermek haramdir dedi. Ba'zisi da, tiitiin; (Sogan, sarmisak yiyen, mescidimize yak- 
lasinasin! ) hadis-i serifine girer dedi. Fikh alimleri dedi ki, pis kokan seyleri mes- 
cidden cikarmak lazimdir. Tiitiine bid'at denildi. Fekat, i'tikadda, inanmakda ve 
ibadetlerde olan bid'at [devrim, degisiklik] haramdir. Adetlerde olan bid'atler ha- 
ram degildir, mubahdir. Siinnete ve siinnet olmakdaki sebebe uymiyan bid'atler 
yasakdir. Mesela, misvakm siinnet olmasi, agizdaki pis kokuyu giderdigi icindir. Tii- 
tiin ise, bu hikmeti bozmakdadir. Dine faideli olan bid'atler giizeldir. Tiitiin boy- 
le degildir. Tiitiin habisdir denildi. Selim tabi'atli kimse, tiitiinden igrenmekdedir. 
Oyun icin, keyf icin, kibr icin icilir de denildi. Tiitiin aslmda mubah olsa da, bu se- 
beble haram olur. Tiitiin israfdir denildi. Ciinki, liizumlu degildir. Keyf icin mal ver- 
mekdir. Cok mal verip alan da olur. ibadetleri, mesela cema'at ile nemaz kilma- 
gi birakmaga sebeb olur. Yalan, giybet, nemime, gevezelik gibi haramlara da se- 
beb olur. Tiitun icenlerin oldiikden sonra rii'yada goriilmesi, mezarlan acilmca, yiiz- 
lerinin, agizlarmm degismis olmasi, mezari duman dolmus olmasi da bu sozii kuv- 
vetlendirmekdedir. Goriiliiyor ki, tiitiin icin sozler ve fetvalar baska baskadir. De- 
gil cahiller, alimler de, bu isin icinden cikamamisdir. Ba'zilan halaldir, mubah- 
dir dedi. Ba'zilan tehliikelidir dedi. Halal diyenlere gore, birseyin haram olmasi 

-630- 



icin, haram oldugu acikca bildirilmis olmali veya haram oldugu kolay anlasilma- 
lidir. Tiltiin, acikca haram edilmemisdir. Haram oldugunu anlamak icin de simdi 
de miictehid yokdur. Eski miictehidlerin de, tiitiin icin bir sozii yokdur. Miictehid 
olmiyanlann, halal veya haram demesinin bir kiymeti olmaz. O halde tiitiin icmek, 
ash iizere mubahdir, halaldir. Tehliikeli diyenler ise, daha yukarda bildirilen se- 
bebleri goz oniinde tutmuslardir. Tehliikeli diyenler, belki daha hakhdir. Ciinki, 
bu sebeblerden birkaci yanlis olsa bile, siibheden kurtulmaz. Hepsi bir araya ge- 
lince, kuvvetlenmis olur. Simdi miictehid kalmadi demek de, siibhelidir. Mutlak 
miictehid yok ise de, ictihadlan karsilasdirabilecek (Mes'elelerde miictehid) sim- 
di belki vardir. Eski mtictehidler, tiitiin icin birsey bildirmedi ise de, tiitiin, onla- 
nn acik bildirdigi kararlardan birine baglanabilir. Miictehid olmiyan alimler, bu 
isi yapabilir. Tiitiin icmek, nihayet siibheli kalmakdadir. Siibheliler ise, haram olur. 
Hadis-i serifde, (Siibheli seyleri yapan, haram da isler) buyuruldu. Mubah veya teh- 
liikeli olan seyi de cok yapmamak lazimdir. Ttitiine tehliikeli demek insaf olur. Mu- 
bahlara fazla dalmak da, kiiciik giinah olur. Tiitiine, ashnda halal desek bile, in- 
san buna ahsiyor. Mubahlar icin de, kryametde hesab vardir. Tiitiinii en cok fasik- 
lar iciyor. Baskalan, bunlardan gorerek ahsiyor. ihtiyath davranmak her yerde iyi- 
dir. 

Biniicyiizkirkyedinci sahifede diyor ki: Hadis-i serifde, (Sogan, sarnusak yiyen, 
mescidimize gelmesin!) buyuruldu. Ciinki, melekler pis kokudan incinir. Pirasa gi- 
bi pis kokulu seyleri yiyenler ve ciizzam, baras hastalan, yarasi kokanlar, iizeri ba- 
hk, et kokanlar da boyledir. Bunlar mescide sokulmaz. Mescide giderken cig so- 
gan, sarmisak yimek, tenzihen mekruhdur. Pismis yimek mekruh degildir. ilac ola- 
rak yimek caizdir. (Yahya efendi fetvasi), tiitiinii icmek de bunun icin mekruh olur 
dedi. Salih olan kimse, bu hadis-i serifden korkarak tiitiin icmez. (Berika) kitabin- 
dan terceme burada temam oldu. 

(Hadika)nm [1290] hicri senesi Istanbul baskisi, yiizkirkiiciincii sahifesinde 
diyor ki, (Un elegi ve kasik gibi seyler zeman-i se'adetde yok idi. Sonradan mey- 
dana cikdilar. Boyle, Allahii tealaya ibadet etmek ve sevab kazanmak niyyeti ol- 
maksizm meydana cikanlan seylere, (Adetde bid'at) denir. Bunlar, hadis-i serif- 
de dalalet, sapikhk olarak bildirilmis olan bid'atlerden degildirler. Bunlan yapan- 
lara ceza verilmiyecekdir. Vera' sahiblerinin yapmamasi daha iyi olur. Erkekle- 
rin fazla yiyerek yag baglamasi da boyledir. imam-i Miinavi, (Cami'-us-sagir) 
serhinde, kryamet alametlerinden biri, erkeklerin yaglanmasidir dedi. Adetde 
bid'atlerden biri de, tiitiin ve kahve icmekdir. Zemammrzda iyi kotii her insan bun- 
lan kullanmakdadir. Bunlar icin cesidli seyler soyleniyor ise de, soziin dogrusu, iki- 
sine de haram ve mekruh dedirtecek bir sebeb yokdur. Her ikisi de, (Adetde 
bid'at)dir. Herhangi bir sebeb gostererek bunlara haram diyen kimse, adetde 
bid'at olan seye haram demis olur. Adetde bid'ate haram denilemiyecegini, cum- 
hur-i ulema bildirmisdir. Sultamn emr ve yasak etmesine gelince, bunlar, Allahii 
tealanin emr ve yasaklanna uygun olursa, ita'at vacib olur. Kendi diisiincesi, go- 
riisii ile olana ita'at vacib degildir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" bii- 
tiin emr ve yasaklan, Allahii tealanin emr ve yasaklanna uygun idi. Kendiliginden 
birsey bildirmedi. Boyle olmasaydi, Onun her soziine ita'at vacib olmazdi. Sulta- 
mn, kendi akh, diisiincesi ile verdigi emre ita'at da, elbette vacib olmaz. Ancak, 
emri veren, zulm, iskence yaparsa, milleti sikisdinrsa, onun serrinden, oldiirme- 
sinden korkan kimsenin, hele kan dokiicu baskamn boyle mubahlan yasaklama- 
sma ita'at etmesi vacib olur. Ciinki, bir muslimamn kendini tehliikeye sokmasi ca- 
iz degildir. iste, boyle yasaklandigi zeman, kahve, sigara icmemek vacib olur. Fe- 
kat, yine, haram veya mekruh olduklan icin degil, kamm, lrzini kurtarmak icin ic- 
memege niyyet etmek lazimdir. Ulul-emre ita'at demek, musliman olan amirlerin, 
hak iizere olan emr ve yasaklanna uymak demekdir). 

-631- 



isma'il Hakki hazretleri, ilk zemanlannda tiitiiniin haram oldugunu yazmisdi. 
Cunki, sultan Murad, tiitiin icmegi yasak etmisdi. icen oldiiriiliiyordu. Bu alim, tii- 
tiinii degil, tiitiin icmegi, i'dama sebeb oldugu icin haram demisdi. Hiikumet, tiitiin 
yasagim kaldirdikdan sonra, yazdigi kitabmda, tiitiiniin haram olmadigmi bildirmis- 
dir. Miitercim fakir, Bursada Orhan kiitiibhanesinde bu kitabim gordiim. 

(Feth-ur-rahim) kitabimn yirmidokuzuncu sahifesinden bashyarak diyor ki: Ma- 
lik! alimlerinden Ali Echiiri (Gayet-iil-beyan) kitabmda, seyh Halilden alarak bu- 
yuruyor ki, (Akh gotiiriip hissi gidermiyen ve keyf veren maddeye (Miiskir), ya'ni 
serhos edici denir. Akh giderip, hissi gidermez ve keyf vermezse (Miifsid), uyusdu- 
rucu, heroik denir. Akh da, hissi de gideren maddeye, (Miirkid) veya (Miinevvim), 
uyutucu, hipnotik denir. Serhos eden maddeyi icene Had cezasi vurulur ve serhos 
etmiyen az mikdanni icmek de haramdir ve bu maddeler necsdir. Abdiillah-i Me- 
nufi, esrar otu veya hasis denilen, hind keneviri otunun yapraklan icin, miiskirdir, 
ciinki, esrar almak igin evinin esyasini satiyorlar dedi. Keyf vermeseydi, boyle 
yapmazlardi dedi. Safi'i alimlerinden Zerkesi de boyle dedi. Esrarm azi da, cogu da 
haramdir dedi. Seyh Ebiil-Hasen "rahmetullahi teala aleyh", (Miidevvene) serhin- 
de ve allame ibni Merzuk ve Sehab Karafiise, esrarm, miifsid, uyusdurucu oldugu- 
nu bildirdiler. Ciinki, bunu alanlar kavga etmiyor, uyusup kahyorlar. Safi'i alimle- 
rinden Ibni Dakfk-ul iyd "rahmetullahi teala aleyh" de boyle soyledi ve hashasdan 
elde edilen afyon, esrardan daha kuvvetlidir. Ciinki, afyonun az mikdan serhos edi- 
yor. Halbuki, necs olmadigmda sozbirligi vardir dedi. Esrar da necs degildir. Sera- 
bin serhos etmiyen az mikdanni icmek haram oldugu halde, esrarm serhos etmiyen 
az mikdarmm haram olmadigmi imam-i Nevevi "rahmetullahi teala aleyh", (Mii- 
hezzeb) serhinde bildirdi. Bene ya'ni Jiiskiyam [ban otu] ve afyon da, esrar gibi olup, 
serhos etmiyen az mikdanni yimek caizdir. [Fazla ahndigi zeman, akh ve a'sabi bo- 
zan boyle otlardaki zararh maddeleri ayirip, bunlan ve benzerlerini hap ve igne ha- 
linde keyf ve zevk ilaci ismi ile talebelere, iscilere ve futbolculara satiyorlar. Ahlak, 
namus, din ve iman ve vatan sevgisi gibi mukaddes baglanmizi koparan bu uyustu- 
rucu maddeleri satin almak ve kullanmak haramdir. Biiyiik gtinahdir.] 

Tiitiin icmege gelince, akh gidermiyor. Necs de degildir. Boyle olunca, tiitiin ic- 
mek haram degildir. Baska diirlii zararlara sebeb olursa haram olur. Zarar vermi- 
yen kimseye haram degildir. Giivenilen bir arifin [ya'ni mtitehassis tabibin] haber 
vermesi ile veya kendi tecribesi ile zarar verdigini anhyana haram olur. islamiyye- 
tin bildirmedigi seylerde ahkam degisir. Zarar verince haram olur. Zarar vermezse, 
haram olmaz. Tutiinti yeni icenlerde gevseklik yapmasi, sicak suya girende veya miis- 
hil ilaci icende gevseklik hasil olmasi gibidir. Yoksa, akh giderdigi icin degildir. Ak- 
h giderdigi icin gevseklik yapiyor denilse bile, yine miiskirdir denilemez. Cunki, keyf 
vermemekdedir. Afyonu, akh gidermiyecek az mikdarda yimek caiz oldugu gibi, tu- 
tiinti de akh gidermiyecek mikdarda icmek caiz olur. Bu ise, insanlara gore ve ici- 
len mikdara gore degisir. Bir kimsenin akhm gideren mikdar, baskasmin aklmi gi- 
dermez. Goriiliiyor ki, tiitiin haramdir deyip, kesin soylenemez. Bunu ancak din ca- 
hili veya inadci, miite'assib olan soyler. Akh gidermeyince, halal oldugu anlasilmak- 
dadir. Tiitiin, ispirto ile yikanip temizlendigi icin necsdir de denilemez. Ciinki bu 
soz, tiitiiniin degil, ispirtonun haram oldugunu gostermekdedir. ispirtosuz temiz- 
lenenlerin haram olmadigi anlasihr. Tiitiin, israf oldugu icin haramdir da denilemez. 
Ciinki, mubah olan seyi almak icin verilen mal israf olmaz. Zararh oldugundan ha- 
ramdir demek de ilmibir soz degildir. Cunki, zarar verene haram olur. Zarar ver- 
miyene haram olmaz. Herkese zararhdir demek ilme ve tecribeye uygun degildir. 
Ba'zi hastahklara faidesi oldugu da goriilmiisdiir. Hanefi alimlerinden seyh Mu- 
hammed Nihriri "rahmetullahi teala aleyh", tabib-i miislim-i arifin sozii ile veya 
tecribe ile zarar verdigini anhyan kimseye tiitiin icmek haram olur. Boyle kesin an- 
lasilmadikca, halal olduguna fetva vermisdir. Bir baska fetvasmda da, akhm gi- 

-632- 



deren veya zarar veren kimseye haram olur. Baskalanna haram olmaz, demisdir. 

Tiitiin hakkmda bir hadis-i serif yokdur. (Pis kokulu agacdan yiyen, mescidimi- 
ze yaklasmasin! insanlara eziyyet veren seyi melekler de sevmez) hadisinde bildi- 
rilen agacm, sogan, sarmisak oldugu (Esi'a) ucyiizyirmisekizinci sahifede yazihdir. 
Safi'i alimlerinden All bin Yahya Ziyadi fetvasmda, aklim giderene haram olur. Bas- 
kalarimn icmeleri haram olmaz dedi. Biiyiik Safi'i alimi Abdiir-Rauf-i Miinavi de 
boyle fetva verdi. Safi'i alimlerinden Sems-iid-din Muhammed bin Ahmed Sevbe- 
ri de boyle cevab yazdi. Tiitiin, baska mubahlar gibidir. Ya'ni kendisi haram degil- 
dir. Aksini bildirenlerin ellerinde hicbir vesika yokdur. inad etmekdedirler dedi. 

Hanbeli alimlerinden Mer'i bin Yusiif Mukaddisi "rahmetullahi teala aleyh", 
(Tahkik-ul-burhan ft-san-id-duhan) kitabinda, baska zarar vermedikce tiltunun ha- 
ram olmadigim, ates dumanmi agza cekmek gibi oldugunu, bunun haram olaca- 
gini ise kimsenin bildirmemis oldugunu yazmakdadir. 

Yeni meydana cikan birsey, mubaha benzerse mubah olur. Harama benzerse ha- 
ram olur. Akh olan bir din adami, tiitunii elbet mubahlara benzetir. Zarara sebeb 
olmadikca haram diyemez. 

Abdiir-Rauf-i Miinavi, tiitunii kotiiliyen bir hadis-i serif yokdur dedi. Gorulii- 
yor ki, akh gidermiyecek kadar tiitiin icmenin haram olmadigmi dort mezheb 
alimleri sozbirligi ile bildirmislerdir). All Echiirmin sozii burada temam oldu. 

1355 [m. 1936] senesinde, iskenderiyyede basilan (Celal-iil-hak tikesf-i ahval-i 
sirar-il-halk) kitabinda ve Zerkaninin (Izziyye) serhinde diyorlar ki, Ali Echiiriye 
"rahmetullahi teala aleyh" soruldu: Tiitiin icin, (Serabdan ve yesil otdan sakimmz!) 
hadisi vardir. Ciinki, Huzeyfe "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" ile gidiyorduk. Bir ot goriip basmi salladi. Sebebi- 
ni sordum. (Ahir zemanda, bu otun yapraklarim icecekler. Onunla serhos olup, ne- 
maz kilacaklar. Onlar kotii kimselerdir. Benden uzakdirlar. Allahii teala onlan sev- 
mez) buyurdu. Hazret-i Alinin "radiyallahii teala anh" bildirdigine gore, (Onu icen- 
ler, Cehennemde sonsuz kalacaklardir. Seytamn arkadasidirlar. Tiitiin icenle mii- 
safeha etmeyiniz! Boynuna sanlmaymiz! Ona selam vermeyiniz! Ciinki o, benim 
iimmetimden degildir) buyurdu. Bir habere gore de, (Onlar, eshab-i simaldendir. 
Tiitiin, sakilerin ickisidir. iblisin bevlinden yaratilmisdir. Allahii teala, sevdigim kul- 
lanmi aldatamazsin buyurunca, bevl yapmisdi. Ondan tiitiin otu hasil oldu) deni- 
liyor. Bunlara ne dersiniz? Ali Echiiri hazretleri, cevabinda buyurdu ki, (Bunlarm 
hicbiri hadis degildir. Hadis alimleri, bunlarm yalan ve iftira olduklarim bildirdi- 
ler. Hem de, bu sozlerin diizgiin ve edebiyyata uygun olmamasi da, Resulullahm mu- 
barek agzindan cikmadiklarim gostermekdedir. Rebi' bin Haysem buyurdu ki, 
giinesde lsik oldugu gibi, hadis-i seriflerde de nur vardir. iftira olarak uydurulan soz- 
lerde ise, zulmet vardir. Hadis uyduran, Cehenneme gidecekdir. (Buharf) ve (Miis- 
lim)de yazih hadis-i serifde, (Soylemedigim birseyi hadis diyerek yalan soyliyen, Ce- 
hennemde atesden kazik iizerine oturtulacakdir) buyuruldu. Imam-iil-Haremeyn 
Abdiilmelik "rahmetullahi teala aleyh", hadis uyduran kafir olur dedi ise de, kiifr 
degil, biiyiik giinahdir. Tiitiin icmek aklim giderir veya zarar verirse yahud nafa- 
kasi vacib olanm nafakasim terke veya nemazm vaktini kacirmaga sebeb olursa, bu 
kimseye haram olur. Baskalarmm icmesi haram olmaz.) 

Miifsid, ya'ni uyusdurucu olan maddelerin akh gidermiyecek kadar az mikdar- 
larim satmak ve her ilaci satmak caizdir. Tiitiinii de, akhni gidermiyen kimselere 
satmak caizdir. 

Yukandaki ornek yazilardan anlasihyor ki, tiitiin icmek, alkollii ickiler ve afyon, 
morfin, esrar ve benzerleri uyusdurucu maddeler gibi, haram edilmemisdir. Bu fa- 
kir, tiitiin dumamndan hoslanmryorum. Hie icmedim. Evimde bulunanlar da icmez. 
Fekat tabi'atim sevmiyor diye, haram diyemem. Halaller belli, haramlar bellidir. 
Miictehidlerin bildirdigi siibheliler de meydandadir. Subheliler, miictehidlerden 

-633- 



bir kisminin halal, bir kismimn haram dedigi seylerdir. Haram diyenlerin, yapma- 
masi lazim olur. Caiz diyenlerin de yapmamasi, iyi olur. Tiitiin boyle degildir. Miic- 
tehid olmiyanlarm, iisul ilmlerini okumiyanlann, halali, harami bilmemesi, siibhe- 
li demek olmaz. (Miictehid olmiyanlarm sozii, delil-i ser'f olmaz) buyuruldugu, (Be- 
rika)mn 94. cu sahifesinde yazilidir. Birseyin halal olmasi icin delil aranmaz. Fe- 
kat, haram olmasi icin aranir. 

Bir cinsden olan seylerin biitunu, nass ile haram edilmis olursa, bunlardan bir- 
kacma halal diyebilmek icin, ancak bu zeman, bunlann halal olmasina delil ara- 
mak lazim olur. Haram oldugu bildirilmiyen birseye, halal denir. Buna haram di- 
yebilmek icin, delil aramak, isbat etmek lazimdir. ibni Abidin "rahmetullahi te- 
ala aleyh", (Zeba'ih) kismmda, En'am suresinin yiizkirkbesinci ayetini ve (Alla- 
liii tealamn, halal ve haram diye aciklamadigi sey, Allahii tealamn afv etdigi sey- 
lerdendir) hadis-i serifini yazarak, haram oldugu bildirilmiyen ve haram edilmis 
olanlara benzemiyen her seyin mubah oldugunu gostermekdedir. O halde, tiitiin 
icin birsey bildirilmedi diyenlerin, tutiine haram, mekruh dememeleri, mubah 
demeleri lazimdir. Tiitiin hakkmda hadis-i serif denilen sozlerin iftira ve yalan ol- 
duklari acikdir. Ciinki, asr-i se'adetde Arabistanda tiitiin yokdu. islam memleket- 
lerine 1015 senesinde geldigini yukanda bildirmisdik. 

Din bilgisi olan bir kimse, tiitiine tahrimen mekruh diyemez. Ciinki, ibni Abi- 
din, besinci cildde (imam-i Muhammed buyurdu ki, tahrimen mekruh demek, ha- 
ram demekdir. iki imam ise, harama yakindir dedi. Ya'ni, vacibi terk eden gibi, Ce- 
hennemde azab goriir ise de, inanmiyan kafir olmaz dedi. Siibheli seyler de boy- 
ledir. Siibheli sey demek, miictehidin, muhkem olmiyan, acik olmiyan, te'vil edi- 
len ayet-i kerimelerden veya hadis-i seriflerden, yahud muhkem ise de, bir kisinin 
bildirmis oldugu hadis-i seriflerden cikardigi hiikm demekdir. Tehliikeli demek, 
islamiyyetin yasak etdigi sey demekdir) diyor. Gorultiyor ki, tiitiin icmege tehlii- 
kelidir de denilemez. 

Kotii ahskanhk, haram islemege ahsmak demekdir. Haram olmiyan seyi kullan- 
maga kotii ahskanhk demek, din adamina yakismaz. Cahil olan, cesur olur. isla- 
miyyetin izn vermedigi sozleri, sikilmadan soyler. Kendi tabi'atine, goriisiine uy- 
madigi icin, din biiyiiklerinin sozlerine sacma demekden, Allahii tealaya sigininz. 

Bugazma diiskiin olanlar, yiyecege benzetilemez diyerek de tiitiinii kotiilii- 
yorlar. Tiitiin bitkisini yakip, dumanim cekmek, ihtiyac degildir, caiz olmaz diyor- 
lar. Giinniik, ud agaci, tiitsu otunu yakip koklamaga, acaba ne diyecekler? Bun- 
lar, yinmez, icilmez, caiz olmaz mi diyecekler? Oliilerde ve dirilerde kullamlma- 
si stinnet olan seyi de, yakihp dumani savruluyor diye, kotiiliyecekler mi? Halbu- 
ki bunlar ve pis kokulu olan bircok otlar, A'raf suresindeki, (Yerden cikardigi zi- 
net) kelimesine dahil olunmusdur. Fukaha-i kiram "aleyhimurrahme" menazir-i 
hasene ve cevari-yi cemile ile tena'um etmegi bile, (Allahii tealamn kullari icin, 
yerden cikardigi zinetleri haram edecek kimdir?) mealindeki ayet-i kerimeye da- 
hil etmisdir. Bunun icin, caizdir buyurmuslardir [(Miilteka), (Mecma'ul-enhiir)]. 
Pis kokulu olan sezab, ya'ni sedef otunun, sogan kokusunu ortmesi icin yinilme- 
si, (Sir'at-iil-islam)da emr olunmakdadir. Tiitiin icmegi, giinniik, tiitsti otu yakmak- 
dan ve sedef otundan ayirmak, te'assubdan baska ne olabilir? En'am suresinin el- 
lidokuzuncu ayet-i kerimesindeki (Kitab), Levh-i mahfuz veya ilm-i ilahi oldugu, 
biitiin tefsirlerde yazilidir. Kur'an-i kerimde de, o kitabdaki biitiin haramlar bildi- 
rilmisdir. Herkes, ilm ve ihlasi kadar gorebilir. Siinnet, icma' ve kiyas, Kur'an-i ke- 
rimde bulunmiyan seyleri eklemek degildir. Bunlar, Kur'an-i kerimin icinde ka- 
pali olarak bulunan bilgileri meydana cikarmakdadir. 

ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", (Zeba'ih) kismi sonunda buyuruyor ki, 
(Habis demek, Eshab-i kiramin begenmedigi sey demekdir. Ciinki Kur'an-i kerim, 
bunu onlara bildiriyor. Onlardan sonra meydana cikan seyler, onlarm iyi veya ha- 

-634- 



bis dediklerinden hangisine benziyorsa, o da oyle olur). Tiitiin habis degildir. 
Fikh kitablan, uyusdurucu otlara bile habis demiyor. (Redd-iil-muhtar) besinci cild, 
ikiyiizdoksanbesinci sahifede, (Cok yiyince serhos eden kati maddelerin, otlarm 
ash tahirdir, temizdir, mubahdir) diyor. 

Bir kimseye zarar veren mubah sey, ona haram olur. Zarar vermedigi kimsele- 
re haram olmaz. Tutuniin zarar vermedigi kimseler cokdur. Asm icen ba'zi kim- 
selere zarar verirse, bunlann cok icmesi haram olur. Fekat, bunlann az icmeleri- 
ne ve zarar gormiyenlere de haram olur denilemez. Cogu zarar veren seyin azi da 
haram olur demek pek yanhsdir. Herseyin cogu zarar verir. Ekmegin, suyun da co- 
gu, zarar verir. Bunun icindir ki, doydukdan sonra yimek haramdir. Fekat, cogu 
zarar veriyor diye, az yimek, icmek, haram olur mu? Hatta, ibadet yapacak kadar 
yiyip icmek farzdir. Yukanda yazih yanhs soz, alimlerin, (Cogu serhos eden seyin 
azi haram olur) soziinden, bir cahilin anladigi sey olabilir. Serhos eden seyler za- 
rarhdir. Fekat, her zarar veren sey serhos edici degildir. Bu inceligi anlamak lazim- 
dir. 

Kendi sevmedigi icin, kendi diisuniisii ile tiitiinu haramlarm arasina kansdirmak, 
cok tehliikelidir. Kur'an-i kerimi, kendi re'yi ile tefsir etmek olur. 

(Hadika) kitabmm sahibi "rahmetullahi teala aleyh", yimesi haram olanlan an- 
latirken buyuruyor ki, (Yimesi, icmesi zararh olanlar lice aynhr: Birincilerinin za- 
rarini herkes bilir. Bunlar olduriiciidiir. Her zehr ve cam tozu, demir ve civa bi- 
lesikleri, kirec ve benzerleri boyledir. Bunlan yimek, icmek haramdir. ikincileri- 
nin zararh oldugu bilinir ise de, olduriicii degildirler. Toprak, camur, kil ve ben- 
zerleri boyledir. Bunlan cok yimek, icmek mekruh olup, zararsiz mikdarlan mu- 
bahdir. Ucunciileri, organlarmda za'fiyyet olanlara zarar verirler. Saglam olanla- 
ra zarar vermezler. Ba'zi kimselere balik eti, siit [yumurta, pasdirma, tursu, kon- 
serve eti], bal, zeytin yagi, biber zarar verir. Bunlar, yalniz zarar verenlere haram, 
mekruh olur. Zarar vermiyenlere ise mubahdirlar). Tiitiine zararhdir diyenler de, 
iiciincu kismdan oldugunu soyliyebilmekdedirler. Her iceni olduriicii bir zehr 
oldugunu bildiren bir ilm adami yokdur. Ciinki, boyle olmadigmi herkes bilmek- 
dedir. Ttitunde bulunan (Nikotin) maddesi zehrli oldugu icin, giinde bir iki siga- 
ra icmek de, zehrlenmek olur diyen de isitilmemisdir. Ciinki bu soz, havada, bo- 
gucu olan karbon di-oksid gazi bulundugu icin, nefes almak zehrlenmek olur de- 
mege benzer. Nikotinden katkat daha zehrli olan siyaniir asidi, aci bademdeki 
amigdalin glikozidinde vardir. Bu zehr bulundugu icin, aci badem zehrlidir diyen 
ve aci badem yimek haramdir, mekrtihdur diyen yokdur. Istanbul dis hekimligi fa- 
kiiltesi ogretim iiyelerinin 1972 senesi toplantisindaki konusmada, (Giinde birkac 
sigara icmekle agizda meydana gelen nikotinin dis etlerini korudugu, fazlasimn ise 
zararh oldugu) bildirilmisdir. Herseyi fazla yimek, icmek zararh olur. Asm mik- 
darda tiitiin icenlerin de zarar gorecekleri siibhesizdir. Bunu isitenlerin, sigara za- 
rarhdir, kansere sebeb oluyor diyerek, giinde bir, iki sigaranm da zararh olacagi- 
m sanmalan, bu yiizden haram olur, mekruh olur demeleri ilme ve akla uygun de- 
gildir. 

Hanefi alimlerinden seyyid Ahmed Tahtavi "rahmetullahi teala aleyh", (Diirr- 
iil-muhtar) hasiyesinde diyor ki, (Necmiiddin Gazzi safi'i, tiitiin serhos etmese de, 
gevseklik verdigi icin, haram olur. Bir iki kerre icmek, biiyiik giinah olmaz dedi. 
Haram demesi, kiiciik giinahdir demekdir. Safi'i alimlerinin cogu, tenzihen mek- 
ruh dedi. Hanefi mezhebinde, sogan, sarmisak gibi, tenzihen mekrtihdur.) 

Tekrar edelim ki, ictihad, Peygamber efendimizin "sallallahu aleyhi ve sel- 
lem" bildirmedigi seyleri bulup bildirmek degildir. ictihad, ayet-i kerimelerde ve 
hadis-i seriflerde kapah bildirilenleri anlayip meydana cikarmakdir. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" ileride iimmetinin basma gelecek seyleri bilmiyor mu idi? 
Yoksa, haram seylerin meydana cikacagmi bilip de, bildirmedi mi? Halbuki bildir- 

-635- 



mesi farzdir. Herseyi bildirmesine liizum yokdur. Fekat haramlan bildirmesi vazi- 
fesidir. Haramlarm admi ayn ayri bildirmege de liizum yokdur. Tiitiiniin, hadis-i 
seriflerde ve ictihadlarda acikca soylenmemesi, onlann zemamnda bulunmadigi 
icin degildir. O zemanda bulunan bircok seyin adi da, ayn ayn bildirilmedi. Miic- 
tehidler, kiyamete kadar meydana cikacak herbirseye halal veya haram diyebilmek 
icin, umumi iisuller, metodlar, ka'ideler kurmusdur. Kur'an-i kerimde ve hadis-i 
seriflerde adi bildirilen seyler, bu iisulleri kurmaga yarayan temel olciilerdir. Lii- 
zumu olmiyanlar bildirilmemisdir. Iste, Hanefi mezhebinin kavaid ve iisul-i mez- 
hebiyyesine gore, haramlik sartlanm tasimiyan hersey mubah olur. Ibni Abidin, 
abdestin siinnetlerini ve uciincii cildde, kafirlerin islam memleketlerini almasim 
anlatirken diyor ki, (Pezdevi) iisuliinde denildigi gibi, haram oldugu acikca bildi- 
rilmiyen hersey, sozbirligi ile mubahdir. Ciinki, Allahii teala Bekara suresinde, 
(Yerlerde olan herseyi sizin icin yaratdim) mealindeki ayet-i kerimede, hepsinin 
mubah oldugunu bildirmekdedir. Haram edilmiyen seylerin mubah oldugunu 
mu'tezili olanlar soyler demek de, Usui kitablarma uygun degildir. (Tahrir) kita- 
bmda bildirildigi gibi, Hanefi ve Safi'i alimlerinin cogunluguna gore, hersey yara- 
tihsmda halaldir. Ekmel-iid-din, (Pezdevi) serhinde de boyle bildiriyor ve birse- 
yin haram oldugunu isitmiyen kimselerin, o seyi yimesi mubahdir diyor. imam-i 
Muhammed, (Les ve serab, yasak edildikden sonra haram oldu) diyerek, herseyin 
ashnda mubah oldugunu, yasak edilince haram olduklarim bildiriyor. 

Tutiinu seven yok demek, giines yok demege benzer. Milyonlarca insan seve se- 
ve iciyor ve oviiyor, savunuyor. Tiitiinu begenmek, ona karsi ask i'lan etmek de- 
gildir. Zevk alarak icmek demekdir. Mufti, va'iz, imam, alim, cahil, fen adami, dev- 
let adami, tabib, kimyager, beg, pasa, her ziimrenin, zevkle icdigi nasil inkar olu- 
nabilir? Milyonlarla salih muslimamn ve halife-i miislimmin, seyh-iil-islamlann kul- 
landigi seye, kendi akh ile ve kendi begenmedigi icin, kotii aliskanlik demek, bu- 
nu haramlara benzetmege kalkismak, ancak cahillerin yapacagi isdir. ikinci Ab- 
diilhamid nan "rahmetullahi aleyh" tiitiin icerdi. Kendisine Semdinandan ve iske- 
ce sehrinden tiitiin gelirdi. iskece, Semdinan ve Samsun tiitiinleri, kiyilmis halin- 
de, birkac kans uzun, sari ve latif kokmakdadir. Cubuga koyup icerlerken, etra- 
fa hos kokusu yayilmakdadir. Bozuk, karisik tiitiin icerken iyi kokmazsa, halis ve 
hos kokulusu kotiilenemez. Aci biberi sevmiyen kimse, tath biberi, hatta acisini 
da kottiliyemez. Bunlara mekruh diyemez. Eger derse, soziiniin kiymeti olmaz. Her- 
kes, sevmedigi seye haram, mekruh derse, din-i islam, hiristiyanliga doner. Onun 
gibi karmakansik olur. 

Israf, haram olan kotii birseydir. Ceffel kalem, tiitiin mutlak olarak israfdir de- 
mek, ne biiyiik cesaretdir. Din alimlerinin sozlerine temamen yersiz ve degersiz de- 
mek ise, aczin, cehaletin ifadesi olur. Bunlan once anlamak, sonra birer birer ve- 
sikalarla ciiriitmek gerekir. Evet, israfm islamiyyetdeki izahini, kismlanm anlama- 
yip, liigat ma'nasi ile tasarhyan bir kimse, israfin en fenasi, tiitiin icmekdir deyip 
gecer. Coluk cocugun nafakasini kesmek sucdur. Bu durumda olanm sucu, nicin 
yalniz tiitiine yiikletiliyor da, en biiyiik sebeb olan tenbellik ve parayi cesidli ha- 
ramlara, ihtiyac olmiyan yerlere hare etmek kotiilenmiyor? Zenginin giinde bir iki 
dane icdigi sigara veya fakirin kendine ikram olunan bir sigarayi icmesine haram 
diyebilmek icin, fakirin hergiin nafakadan kesip tiitiin almasi, sebeb olarak, neden 
ileri siiriiliiyor? Bu sozler, tiitiin diismanhgim, koyu bir te'assubu gostermekdedir. 

Tiitiinii birakmak nefs ile miicadele sevabi kazandirmaz. Bedene ihtiyacini ver- 
memek, zulm olur. Giinah olur. Nefs, ihtiyaca kavusmakla doymaz. ihtiyacdan faz- 
lasini ve haramlan ister. O halde, nefsle miicadele, haramlardan ve mubahlarm faz- 
lasmdan sakinmakdir. Giinde bir kerre tiitiin icmemek, nefsle miicadele degildir. 
Tiitiinii, sihhate ve keseye zararh olacak mikdarda fazla icmemek miicadeledir. Yal- 
niz tiitiin ile degil, biitiin mubahlarla da nefs miicadelesi boyle olmak gerekir. 

-636- 



Tiitiinii, afyona benzetmek de, onun herkese haram olacagini gostermez. Ter- 
sine olarak, zarar yapmiyacak kadar az icenlere mekruh bile olmadigmi, gosterir. 
Ciinki, derin alimler, ya'ni miictehidler, afyon gibi uyusdurucu maddeleri, haram 
olan ickilerden ayirmakdadir. (Diirr-iil-muhtar) uciincii cild, yiizaltmisaltinci sa- 
hifede, (Bene, ya'ni Ban otu denilen uyusdurucu otu yimek mubahdir. Ciinki ot- 
dur. Bununla serhos olmak haramdir) diyor. (Had-id-dallin) kitabma bakmiz! Ban 
otuna tababetde jusquiame ve Hyoscyamus denilmekdedir. Insana zararh ve fa- 
ideli te'sirleri Dr. A.Heraudun fransizca (Plantes medicinales 1927) kitabmda 
uzun yazilidir. Ibni Abidin bunu aciklarken buyuruyor ki, (Imam-i a'zam ile, 
imam-i Ebu Yusiif mubah dedi. Imam-i Muhammede gore, cogu serhos edenin azi 
da haram olur. Fetva da boyledir denildi. Fekat cogu serhos edenin azi da haram 
olur sozii, sivi olan ickiler icindir. Ba'zi kitablar, boyle oldugunu acikca bildirmek- 
dedir. Boyle olmasaydi, safran, anber gibi, fazlasi serhos eden bircok kati madde- 
lerin az mikdanni yimek de haram olurdu. Bunlara haram diyen hicbir alim gor- 
medim. Hatta safi'ialimlerinden, cok icilince serhos eden sivilann, azim icene de 
had vurulur diyenler, yalniz sivilar icin soylemislerdir. imam-i Muhammede gore, 
Ban otu ve safran gibi maddelerin az mikdanni yimek haram olsaydi, bunlar 
necs, pis olurdu. Ciinki, imam-i Muhammede gore, cogu serhos edenin, azi da ha- 
ramdir ve necsdir. Halbuki, Ban otu ve benzerlerinin necs oldugunu hicbir alim bil- 
dirmedi. Ban otunun ilac olarak kullamlmasi caizdir. Akh giderip keyf verici ola- 
rak kullamlmasi caiz degildir. imam-i Muhammedin sozii mayi', ya'ni sivi halde- 
ki ickiler icindir. Ban otu ve benzerleri, kati olduklan icin, ancak serhos olmak icin 
kullamlmalan haram olur. Bu da, cok mikdarda kullamlmalan haram olur demek- 
dir. Az mikdarda kullamlmalan haram olmaz. Mesela, Anberi ve benzerlerini ko- 
ku icin ve Skamonya denilen zehrli mahmude otunu miishil olarak kullanmak ve 
diger kati zehrli ilaclan az mikdarda kullanmak haram olmaz. Bunlarm az mikda- 
nni kullanmak caizdir. Zarar veren cok mikdarlanni kullanmak haramdir). Cok 
icilince serhos eden sivi halindeki ickilerin, serhos etmiyen az mikdarlanni ilac icin 
kullanmak ise, boyle degildir. Sivi ickilerin az mikdanni zaruret olmadan, ilac ola- 
rak kullanmak, sozbirligi ile caiz degildir, haramdir. Kirkbirinci maddede tiryak 
kelimesine bakmiz! 

Kotii ahskanhklarin islamiyyetde yeri yokdur. Ciinki, kotii ahskanhk, haram is- 
lemege ahsmak demekdir. icki, kumar, zina ahskanhgi boyledir. Tiittin haram de- 
gildir ki, kotii ahskanhk olsun. Tutuniin haram, kotii oldugunu isbat icin soyledik- 
leri biitiin sozlere dikkat edilirse, bunlar birer sebeb, vesika olmayip, tiitiinii za- 
ten haram kabul ederek, pesin verilen hiikmler oldugu hemen goriiliir. Boyle 
baslangiclar ise, mantik ilminde, delil, sened olmakdan uzakdir. 

Tutiin neden abes olsun? Abes, lehv ve la'b demekdir. Faidesiz is yapmaga, bos- 
yere vakt gecirmege denir. Calgi ile, oyun ile vakt gecirmek boyledir. Tiitiin, vakt 
oldiiren bir is degildir ki, abes denilsin. Tiitiin icmek, faideli is yapmaga mani' ol- 
muyor. Tiitiin icerken kitab okunur. Musafir ile sohbet edilir. 

Buyiiklerin yamnda, cami'lerde, va'zlarda, muhterem yerlerde icilmemesi de, 
haram veya mekruh olacagini gostermez. Buyiiklerin yamnda yatilmaz. Bunlara 
ve Ka'beye karsi ayak uzatilmaz. Va'zda, dersde meyve, ekmek bile yinmez. Boy- 
le, bircok yerlerde ve sikinti duyanlann yamnda yapilmiyan cok sey vardir ki, bas- 
ka yerlerde ve yalniz iken hicbiri haram veya mekruh degildir. Cami'de ahs veris 
etmek, yiiksek sesle konusmak, kan aldirmak mekruhdur. [Birinci kismda, yetmis- 
birinci maddeye bakmiz!]. Fekat bunlar, cami' disinda mekruh degildir. Hatta di- 
sarda ahs veris ibadetdir. Kan aldirmak, mekruh degil, siinnetdir. Ttitiine abes de- 
nilemez. Nitekim, catal, kasik kullanmak, koku, esans siiriinmek de abes degildir. 

Ihtiyac deyince yalniz mi'deye giren seyleri anlamak, pek basit bir goriisdiir. Be- 
denin, ruhun cesidli ihtiyaclan oldugu, din kitablannda da, aktiiel anlayisda da yer 

-637- 



almakdadir. Biitiin duyu organlanmizin baska baska ihtiyaclan oldugu gibi, sinir 
sisteminin, hatta her organm ayn ihtiyaclan vardir. Bu ihtiyaclann, ekmek, su gi- 
bi miihim oldugu, bedihiyyat halini almisdir. Fikh kitablarmda, akla gelmiyen, ce- 
sidli ihtiyaclar goriiyoruz. Mesela, (Diirr-ul-muhtar)da, (Burnu ve teri silmek 
icin mendil satin almak, ihtiyac icin olursa caizdir. Kibr, gosteris icin olursa, tah- 
rimen mekruhdur) diyor. Goriiliiyor ki, birseyi kullanmak bile, niyyete gore ihti- 
yac olmakdadir. Doydukdan sonra yimek haramdir. Fekat, oruc tutmak veya mii- 
safiri utandirmamak icin olunca, halal, hatta sevab oluyor. Musafire ikram icin, ha- 
ram, halal oluyor da, haram olmiyan tutiinii ikram etmek neden sue olsun? Tiitii- 
nii kotiiliyenler, bu hiicumlanni, keski, islamiyyetin haram etdigi seylere karsi yap- 
salardi, cok sevab kazamrlardi. Islama biiyiik hizmet etmis olurlardi. Fekat, sey- 
tan herkesi bir tarafdan yakahyor. Hem islamiyyete saldirtiyor, hem de, ibadet yap- 
digini sanarak, kibre, ucba siiriikliiyor. Bunlan anlamadan konusmak, dine de, soz 
sahibine de kusur getirir. Din adaminin once iyi yetismesi, bundan sonra konus- 
masi ve yazmasi lazimdir. Hissi konusmak, ya'ni kendi goriislerini, dinin emrleri 
ve yasaklan durumunda gostermege kalkismak ve yapilan islerin, halal mi, haram 
mi olacagini ayinrken te'assuba kapilip, niisusa dayanmamak, insam hiisrana go- 
turiir. Hele, tiitiine haram demek icin, bunun fizyolojik, terapotik ve toksik te'sir- 
lerini, (Elbette soyledir, elbette boyledir) diye kesin aciklamak, pek giiliinc olmak- 
dadir. Tiituniin te'sirlerini bildirmek icin, almancadan terceme etdigim ve Ame- 
rikan doktorlannm nesr etdigi miitehassis raporlan, iiciincu kism, ellidordiincii 
madde sonuna dogru bildirildi. iyi okunursa, bu konudaki soz sahiblerinin, tiitii- 
ne kotii demedigi, birkac giinde bir icilen bir iki sigaranm, alkol gibi zararh olma- 
digi anlasihr. 

Tiitiine haram diyen birkac alim ve mekruh diyenler oldu. Dikkat edilirse, bii- 
tun bu kitablarda, tiitiine ba'zi sartlar (Nafakadan kesilmesi, dumani ile baskasi- 
m rahatsiz etmesi, cok icerek bedene zarar vermesi... gibi seyler) baglanmakda, bu 
sartlar icin kotulenmekdedir. Yoksa, miicerred tiituniin icilmesini kotiiliyen hic- 
bir alim yokdur. Hadiminin "rahmetullahi teala aleyh" (Berfka) kitabindan yap- 
digim, yukanda yazih terceme bunu acik gostermekdedir. Dinde soz sahibi olmi- 
yan kimselerin, ilmi kiymetden mahrtim konusmalan ve duhan risaleleri, siibhe- 
siz, soztimiiziin disinda kalmakdadir. O halde, sigara icmenin kottilenmesine se- 
beb olan sartlan tasimiyan bir kimsenin az mikdarda ttitiin icmesine, haram ve mek- 
ruh dememek lazim gelir. (El-Ukud-iid-diirriyye)nin ve (Hadika) ikinci cildinin 
sonunda, tiitiiniin haram olmadigi vesikalarla isbat edilmisdir. Tahtavinin (Mera- 
kil-f elah) hasiyesi, orucu bozanlarda da uzun yazilidir. 

Sam alimlerinden Mustafa Rusdtiniin [1318] senesinde iskenderiyyede basilan 
(Tuhfet-iil-ihvan ma kile fiddiihan) kitabmda, insanm sihhatini bozan, zarar ve- 
ren seyleri ve israfi uzun anlatiyor. Tiitiiniin boyle olmadigini bildiriyor. Tiitiine 
haram demek, vera' ve takva da olmaz. Vera' sahibleri, Allahii tealanm haram et- 
medigi seye, haram diyemez diyor. Hanefi alimlerinden allame Abdullah bin Mu- 
hammed Nihriri ve Safi'i alimlerinden Alibin Yahya Nevreddm Ziyadi ve Abdiir- 
rauf-i Miinavi ve seyh Ali Sevberi ve seyh isma'il-i Sencidi ve Maliki alimlerinden 
allame Kiilli ve Hanbeli alimlerinden seyh Mer'i "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in", tiitiiniin haram olmadigina fetva vermislerdir diyor. Zaran ve liizumu 
olmiyan sey icin mubah, zihn durgunlugunu giderip, hafizasmi kuvvetlendirene 
mendub, terk edince zarar verene vacib, kullanmca zarar verene haram, icmek is- 
temiyene, tiitiin icmesi mekruh olur, diyor. Serab boyle degildir. Seraba ahsan, tev- 
be etse, serabi terk etdigi icin hasta olup, olse, sevab olur. 

Tutiinii, alkollii ickilerden daha kotii bilenlere ve sigara icenleri sevmiyenlere 
dogru yolu gostermek icin, uzun yazmak zorunda kaldim. Kendi hislerine aldan- 
mamah, alimlerin cogunun, mesela seyh-ul-islam Ebiilbeka, Ahmed bin Ali Ha- 

-638- 



riri, Isma'il Mer'asi, kadi Abdiirrahim, Ganim bin Muhammed Bagdadi, seyh-ul- 
islam Behai, Muhammed Tarsusi, Muhammed Kehvaki, Misr alimlerinden Yusiif 
Decvi ve Muhammed bin Abdiilbaki Zerkam, allame Abdiilgani Nablusi, Abdur- 
rahman bin Muhammed imadi [978-1051], allame All Echiiri, Mahmud-i Samini, 
Osman Bedreddm, seyyid Abdulhakim efendi ve biiyiik alim, veliyy-i kamil mev- 
lana Halid-i Bagdadinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" buyurduklan gibi, 
zarar ve ahskanlik yapmiyacak kadar az icilen tiitune haram ve mekruh demek- 
den sakinmah, kesesine ve sihhatine zarar vermiyecek kadar az icenleri fasik, gii- 
nahkar bilmemelidir. Tiirkiye gazetesinin (insan ve Kainat) dergisi, 1986 Mayis niis- 
hasmda diyor ki, (78 Amerikan hastahanesinde, besbin hastada yapilan tecribe- 
lerde anlasildi ki, fazla sigara icenlerde kalb hastahgi tehliikesi iic misli artmak- 
da, sigarayi birakdikdan bir sene sonra, tehliike yanya inmekde, iki sene sonra hie 
icmiyen gibi olmakdadir.) 

Teshir eclici gozler, ne$'e verici sozler, 
hepsi hayal oldular, aynlik yaman oldu. 
Derin derin bakislar, icli bir hayat gizler. 
dertliyim, gormiyeli, bir hayii zeman oldu. 

Tali' yiiziime giiliip, bana sevdirdi seni, 
hasret de, clem gibi, yakdi bitirdi beni. 
Ben gelecegim artik, bekleyemem gelmeni, 
kalbimi zulmet basdi, gozlerimde kan doldu. 

Me en un o I in us gezerim, a skm In bunca yildir, 
ya bu askla oleyim, yahud yaiiina aldir. 
Aynlik perdelerin, bir bir goziimden kaldir, 
en kiymetli giinlerim, ne care hicran oldu. 

Seni kalbime koydum, yad ellere bakmadim, 
en mu 'nil ft dost gibi, dilimden birakmadim. 
Ben bir ma 'sum bir kulum, baska yola sapmadim, 
derim ki, candan yakm, bana bu canan oldu. 

Hayaller perde perde, gelir gecer goziimden, 
hasretlik cizgileri, okunuyor yuzumden. 
Sizi sevdim diyorum, asla do mucin sbziimden, 
ben raziyim askimdan, bana bu, daman oldu. 

Maziyi esme sakm, yiiregim kan agliyor, 
o eski hatiralar, hep bir bir canlamyor. 
Bircok tammiyanlar, beni mecntin saniyor, 
ve diyorlar bu seray, vaktsiz viran oldu. 

Ayri kahili beri, dtinya bana zmdandir, 
kalbimde nes'e siirtir, eger varsa, ondandir. 
lie iii in en aziz dostum, senelerce filandir, 
istemiyerek ism, bir kalip (filan) oldu. 

Sevmenin sonu varmi? ben, yok zan ediyorum, 
ve benim gibi asik, cihanda yok diyorum. 
Oyle temiz, dyle sat, bir askla seviyorum, 
kalbim, sessiz, dalgasiz, engin bir ummfiii oldu. 



-639 



44 — ISRAF, FAIZ, TUTUN ICMEK 

islam dfninde haram olan, giinah olan israfin ne demek oldugunu ve cesidleri- 
ni, imam-i Birgivinin "rahmetullahi teala aleyh" arabi (Tarfkat-i Muhammediy- 
ye) kitabindan terceme ediyorum: 

Tesavvuf, kalbi kotii huylardan temizlemek ve iyi huylarla doldurmak demek- 
dir. Kotii huylan arasdirdim. Altmis oldugunu anladim. Altmis cesid kotii huydan 
yirmiyedincisi, israf ve tebzirdir. Tebzir, tohumu tarlaya sacip dagitmak demek- 
dir. Mali bos yere dagitmaga da denilmekdedir. 

Mali, islamiyyetin ve miiriivvetin uygun gormedigi yerlere dagitmaga (israf) ve- 
ya (Tebzir) denir. (Miiriivvet), faideli olmak, iyilik yapmak arziisudur. (Fiitiivvet), 
daha hususi ma'naya gelir ki, kotiiliik yapmamak, iyilik yapmak ve herkesin uta- 
nacak seylerini ortmek ve kotiiliikleri afv etmekdir. islamiyyete uymiyan israf, ha- 
ramdir. Miiriivvete uymiyan israf, tenzihen [hafif, az] mekruhdur. 

israfi bes bahs icinde anlatacagiz: 

BiRiNCi BAHS — israfin kotiiliigii ve zararlan: israfm haram oldugu muhak- 
kakdir. Kalbin hastahgidir. Kotii bir huydur. Dmimizin, hasisligi, cimriligi, israf- 
dan daha cok kotiilemesi, israfin cimrilik kadar kotii olmadigini gostermez. Ha- 
sisligin daha cok kotiilenmesi, insanlarm cogu yaratihsdan, mal birikdirmegi sev- 
digi icindir. Bunun gibi, alimlerimiz, idrann serabdan daha pis ve daha cok haram 
oldugunu soyledikleri halde, dinimiz bevli, serab kadar kotiilememis, serab icen- 
lere, had denilen seksen sopa vurulmasi emr edildigi halde, bevl icin, had emr edil- 
memisdir. Ciinki, insanlar serab icmege diiskiin oluyor. idrar icmek ise, kimsenin 
hatirma gelmiyor. israfm kotiilugiinii gostermek icin, Allahii tealanm, (israf etme- 
yiniz! Allahii teala, israf edenleri sevmez) mealindeki kelami yetisir. isra suresin- 
deki ayet-i kerimede de mealen, (Tebzir etme! Tebzir edenler, seytanlarin kardes- 
leridir) buyuruyor. Seytanm kardesi de, seytan olur. Seytan isminden daha kotii 
bir ism yokdur. israfi, bundan daha cok kotiileyen birsey diisiiniilemez. Allahii te- 
ala, mallanni israf edenlere birsey vermeyiniz diye emr ederken, bunlan en kotii 
bir ism ile adlandinyor. Nisa suresindeki ayet-i kerimede mealen, (Mallarinizi se- 
fihlere, alcaklara vermeyiniz!) buyuruyor. Kur'an-i kerimde Fir'avm kotiilerken, 
(O, israf edenlerden idi) buyuruyor. Lut aleyhisselamin kavmini de, (Belki siz, is- 
raf eden kavmsiniz!) diye kotiiliiyor. 

Dogru olduklan herkesce bilinen iki temel hadis kitabmda, [(Buhari) ve (Miis- 
lim)de] Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Mali bos yere sacmayi- 
niz!) buyuruyor. imam-i Tirmizmin "rahmetullahi teala aleyh", Ebi Berzeden 
"radiyallahii anh" getirerek yazdigi hadis-i serifde, Peygamberimiz "sallallahii aley- 
hi ve sellem" buyurdu ki, (Kiyamet giinii herkes, dort siiale cevab vermedikce he- 
sabdan kurtulamiyacakdir: Oinriinii nasil gecirdi. ilmi ile nasil amel etdi. Malini 
nereden, nasil kazandi ve nerelere hare etdi. Cismini, bedenini nerede yordu, 
hirpaladi?). 

israfin kotiiliigiinii gosteren delillerden biri de, faizin haram olmasidir. Faiz ahp 
vermek, biiyiik giinahdir. Buna da sebeb, insanlarm malmi ahs veris yaparken zi- 
yan olmakdan korumakdir. Faizin din-i islamdaki kotii derecesini gostermek icin, 
Hamza efendinin "rahmetullahi teala aleyh" tiirkce, (Bey' ve sira) risalesinin 
serhinden, asagiya birkac misal yazmak faideli goriildii: 

(On sey, son nefesde imansiz gitmege sebeb olur: 1- Allahii tealanm emrlerini 
ve yasaklanni ogrenmemek, 2- Imamni, Ehl-i siinnet i'tikadma gore diizeltmemek, 
3- Diinya malma, riitbesine, sohretine diiskiin olmak, 4- insanlara, hayvanlara, ken- 
dine zulm, eziyyet etmek, 5- Allahii tealaya ve iyilik gelmesine sebeb olanlara siikr 
etmemek, 6- Imansiz olmakdan korkmamak, 7- Bes vakt nemazi vaktinde kilma- 
mak, 8- Faiz ahp vermek, 9- Dinine bagh olan mtislimanlan asagi gormek. Bun- 

-640- 



lara gerici gibi seyler soylemek, 10- Fuhs sozleri, yazilan ve resmleri soylemek, yaz- 
mak ve yapmak.) 

Allahu teala faizi haram etdi. Kur'an-i kerimin bircok yerinde, faiz alanlan ve 
verenleri siddetle korkutdu. Bekara suresi, ikiyiizyetmisbesinci ayetinde mealen, 
(Faiz yiyenler, kiyamet giinii mezarlarindan, sar'a hastasi gibi perisan kalkacak- 
lardir) buyuruldu. Bundan sonraki ayet-i kerimede mealen, (Allahu teala, faiz alan 
ve verenlerin mallarimn hepsini yok eder. izini, eserini de birakmaz. Zekat veren- 
lerin inalini elbette artdinr) buyurdu. Farisi (Riyad-un-nasihin) kitabmda faizin 
kirk nev'i ve zararlan yazihdir. Faiz hakkmda fazla bilgi almak icin, iiciincu kism, 
ondokuzuncu maddeyi okuyunuz. 

israfm zararlan: israf edenlerin seytana, Fir'avna ve Lut aleyhisselamm kotii 
kavmine benzetilmesi ve Allahu tealanm bunlan sevmemesi ve bunlara sefih de- 
mesi ve ahiretde azab cekmeleri, diinyada asagi, muhtac duruma diismeleri ve pis- 
man olmalandir. 

IKINCi BAHS — Israfm kotii olmasimn birinci sebebi, malm kiymetli olmasi- 
dir. Mai, Allahu tealanm verdigi bir ni'metdir. Ahireti kazanmak, mal ile olur. Diin- 
ya ve ahiret, mal ile intizam bulur, rahat olur. Hac, cihad sevabi mal ile kazamhr. 
Bedenin sihhat, kuvvet bulmasi, mal ile olur. Baskasma muhtac olmakdan insani 
koruyan maldir. Sadaka vermek, akrabayi dolasmak, fakirlerin imdadma yetismek 
mal ile olur. Mescidler, mektebler, hastahaneler, yollar, cesmeler, kopriiler yapa- 
rak, asker yetisdirerek insanlara hizmet de mal ile olur. Dinimiz, (insanlarin en iyi- 
si, onlara faidesi cok olamdir) buyuruyor. insanlara yardim etmek icin cahsip 
para kazanmak, nafile ibadet etmekden daha cok sevabdir. Cennetin yiiksek de- 
recelerine mal ile kavusulur. imam-i Tirmizmin, Ebu Kebse-i Ensariden "radiyal- 
lahii teala anh" alarak bildirdigi bir hadis-i serifde, (Allahu teala, bir kuluna mal 
ve ilm verir. Bu kul da haramlardan kacinir. Akrabasim sevindirir. Mahndan, 
hakki olanlan bilip verir ise, Cennetin yiiksek derecesine gider) buyuruldu. (Bu- 
hari) ve (Muslim) kitablan, Abdullah ibni Mes'udiin "radiyallahii anh" haber 
verdigi su hadis-i serifi yazmakdadir: (iki seyden birine kavusan insana gibta et- 
mek, buna imrenmek yerinde olur. Allahu teala bir kimseye islam ilmlerini ihsan 
eder. Bu da, her hareketini, bilgisine uygun yapar. ikincisi, Allahu teala, birine cok 
mal verir. Bu kimse de malini, Allahu tealanm razi oldugu, begendigi yerlere 
hare eder). Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem", Amr ibni As "radiyalla- 
hii anh" icin, (iyi kimseye malm iyisi, ne giizel yakisir) buyurdu. Enes bin Malik 
"radiyallahii anh" icin de, (Ya Rabbi! Buna cok mal ve cok cocuk ver ve bunlar- 
la kendisini bereketlendir!) diye diia buyurdu. Ka'b "radiyallahii anh" malmm hep- 
sini sadaka verecegi zeman, (Mahnin bir kismini kendine biraksan, daha iyi olur) 
buyurdu. Bunlann hepsi hadis kitablannda yazihdir. Allahu teala, Kur'an-i kerim- 
de, mala (Hayrh sey) ismini vermekdedir ve Habibine "sallallahu aleyhi ve sellem", 
verdigi ni'metleri hatirlatirken: (Sen malsiz idin, sana, kimseye muhtac olmiyacak 
kadar, mal verdim) buyurmakdadir. 

Mezheb sahibi miictehidlerden, biiyiik alim Siifyan-i Sevri buyuruyor ki, (Bu ze- 
manda mal, insanm silahidir). [Ya'ni, insan camm, sihhatini, dinini ve serefini mal 
ile korur.] Medine-i miinevverenin yedi biiyiik aliminden biri olan Sa'id bin Mii- 
seyyib buyuruyor ki, (Borclarim odemek icin ve lrzim, namusunu korumak icin ve 
oliince, geride kalanlara miras birakmak icin mal kazanmayan kimse, hayrsizdir). 
[Ya'ni kendine ve cem'iyyete zararhdir.] Biiyiik alim ibni Cevzi "rahimehullah" 
buyurdu ki, (iyi niyyet ile mal kazanmak, mal kazanmamakdan iyidir). 

Mali ve diinyahgi kotiiliyen haberler de cokdur. Fekat, bu haberler, mah, diin- 
yahgi degil, bunlann zararh kullamlmasim kotiilemekdedir. Mesela, insanm azma- 
sina, Allahu tealayi unutdurmasina, ibadete mani' olmasina sebeb olan mal zarar- 
hdir. Oliimii ve olumden sonrasim unutduran mal da zararhdir. Bu zararlar cok kim- 

- 641 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:41 



selerde kendini gostermekdedir. Bu zararlardan kurtulan az oldugundan, mail ko- 
tuliyen haberler cok olmusdur. Goriiliiyor ki, mal, birbirine zid iki seye sebebdir. 
Hayr ve ser. Hayra, iyilige sebeb oldugu icin medh edilmekde olup, serre, kotii- 
liige sebeb oldugu icin de kotiilenmisdir. 

Malm biiyiik bir ni'met oldugu anlasildi. Mali israf, Allahii tealanin ni'metini 
hakir gormek, ni'mete kiymet vermemek, ni'meti elden kacirmak, kisaca kiif- 
ran-i ni'met etmek, ya'ni siikr etmemek olur. Bu ise, ni'met verenin dusman 
mu'amelesi yapmasma, azarlamasma ve azab etmesine sebeb olacak biiyiik bir suc- 
dur. Ni'metin kiymeti bilinmeyince, hakki gozetilmeyince elden gider. Siikr edi- 
lince ve hakki gozetilince elde kalir ve artar. Ibrahim suresi, yedinci ayetinde me- 
alen, (Siikr ederseniz, verdigim ni'metleri elbette artdinnm) buyuruyor. 

UQUNCU BAHS — Israfm cesidleri: israf, mall helak etmek, faidesiz hale ge- 
tirmek, dine ve diinyanm mubah olan islerine faideli olmiyacak seklde sarf etmek- 
dir. Mali denize, kuyuya, atese ve elden cikmasma sebeb olan yerlere atmak, onu 
helak etmekdir. Kullamlmiyacak hale sokmak, kirmak, kesmek, agacdan meyve- 
yi toplamayip curiitmek, tarlayi hasad etmeyip, ekinin helak olmasi, hayvanlan so- 
gukdan, diismandan korunacak yere koymamak ve sogukdan, sicakdan ve aclik- 
dan olmelerini onliyecek kadar yidirmemek ve ortmemek de, helak etmekdir. Bun- 
lann israf oldugu meydandadir. 

(Hadika)da el afetlerinde buyuruyor ki, (Baskasmm malmi helak etmek, zulm 
olur. Odemek lazim olur. Kendi mahni helak etmek, israf olur. Giinah islemek icin 
ve giinah islenilmesi icin verilen mal ve paralar da israf olur). 

Herkesce bilinmiyen, hatirlatilmasi lazim olan israflar da vardir. Mesela, mey- 
ve ve ekin toplandikdan sonra, bunlan iyi saklamayip kendiliklerinden bozulma- 
lan veya nem alarak, curiimeleri veya kurd, giive, fare, karmca ve benzeri canli- 
lann yimeleri hep israfdir. Ekmek, et, etsuyu, peynir gibi gidalarm ve hurma, 
karpuz, sogan gibi meyvelerin ve kuru incir, kuru iiziim, zerdali gibi kuru meyve- 
lerin ve bugday, arpa, mercimek gibi hububatm ve elbise, kumas, kitab gibi esya- 
nm, boylece, israf edildikleri cok goriilmekdedir. 

Yemek artiklarmi dokmek, catah, kasigi, tabagi, tasi ekmekle veya parmakla 
siyirip yimeden once, kaplan ve parmaklan yikamak ve silmek israfdir. Sofra be- 
zi ve masa iistiine diisen ekmek ve yemek kirmtilarmi toplamayip atmak da israf- 
dir. Bu kirmtilan toplayip kedi, kopek, koyun, sigir, karmca, kus, tavuk gibi 
hayvanlara yidirmek israf olmaz. (Muslim) kitabmda, Cabir bin Abdullah "radi- 
yallahii anh" diyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Tabaklan par- 
makla, parmagi agizla siliniz!) buyurdu. Bir kerre de, (Seytan, her isinizde sizin- 
le berabcr bulunur. Hatta, yimekde bile. Birinizin lokmasi diiserse, onu alip to- 
zunu temizleyip yisin. O lokmayi seytana birakmasin! Yemek sonunda parmagi- 
ni yalasin! Ciinki, bereketin hangi lokmada oldugu bilinmez) buyurdu. Yine 
(Miislim)de, Enes bin Malik "radryallahu anh" diyor ki, (Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem", yemek sonunda iic parmagim mubarek agzi ile silerdi.) Parma- 
gi yalamak ve diisen lokmayi alip yimek, insani israfdan kurtardigi gibi, kibr ve 
riyayi giderir. Berekete kavusdurur. Bilhassa Peygamberlerin "aleyhimiisselam" 
efendisine uymak ve emrini yapmak serefini kazandinr. Mevcuddan istifadeye ve 
gelecek ni'metin artmasma sebeb olur. Fasiilye, pirinc, nohud gibi seyleri yikar- 
ken dokmek ve dokiilenleri toplamamak israfdir. Elbise, sank, corab, ayakkabi 
gibi giyim esyasini iyi kullanmayip, cabuk eskitmek, onlan yirtmak, yikarken su- 
yu, sabunu cok harcamak, lambayi, mumu [elektrigi, hava gazmi] bos yere yak- 
mak, hep israfdir. 

Mali kiymetinden asagi fiyatla satarak veya kiraya vererek ve kiymetinden 
yukan fiyatla satm alarak veya kirahyarak aldanmak israf olur. Aldanarak ahs ve- 
rise zaruri ihtiyac olursa veya yardim, sadaka gibi niyyet ile boyle yaparsa israf ol- 

-642- 



maz. Meyyitin kefenini mikdar ve cins bakimmdan, ahkam-i islamiyyede bildiri- 
lenden fazla yapmak israfdir. Abdestde ve guslde, suyu siinnet olandan fazla kul- 
lanmak israfdir. Ahmed ibni Hanbel "rahmetullahi teala aleyh", Abdullah ibni 
Omerden haber veriyor: Sa'd "radiyallahu anhiim" abdest ahrken, Resulullah "sal- 
lallahu aleyhi ve sellem" gordii. (Ya Sa'd! Suyu nicin israf ediyorsun?) buyurdu. 
Abdest ahrken de israf olur mu dedikde, (Biiyiik nehrde de olsa, abdestde fazla 
su kullanmak israf olur) buyurdu. 

Doydukdan sonra fazla yimek de israfdir. Yalniz, musafir utanmasin diye, 
ta'am sahibinin fazla yimesi ve orucu rahat tutmak icin sahurda fazla yimek israf 
degildir. 

Acikmadan once, giinde ikinci def'a yimek, israfdir. Ahmed Ebu Bekr-i Bey- 
heki "rahmetullahi aleyh" kitabinda, Aise "radiyallahu anha" buyuruyor ki, giin- 
de ikinci def'a yemek yiyordum. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" goriin- 
ce, (Ya Aise! Yalniz mi'deni doyurmak, sana her isden daha tath mi geliyor? 
Giinde iki kerre yimek de israfdandir. Allahii teala, israf edenleri sevmez!) buyur- 
du. 

Hadimi merhum "rahmetullahi teala aleyh", burayi soyle acikhyor: (Resulul- 
lah "sallallahu aleyhi ve sellem", Aisenin "radiyallahu anha" ikinci yemegi, acik- 
madan yidigini anlayarak boyle buyurmusdu. Yoksa, keffaretler icin, giinde iki ker- 
re yidirmek lazim oldugu meydandadir). 

Her istedigini yimek de israfdir. ibni Mace ve imam-i Beyheki ve Abdullah ib- 
ni Ebiddiinya "rahimehiimullah" kitablannda, Enes bin Malikden "radiyallahu 
anh" haber veriyorlar ki, Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", (Her istedigi- 
ni yimek israfdandir) buyurdu. Giinde iki kerre yimek ve her istedigini yimek is- 
raf olmasi, doydukdan sonra veya hazm olmadan, acikmadan tekrar yimek israf 
olur demekdir. Ciinki, giindiiz ikinci olarak yimek, hele kisa gtinlerde ve cahsmi- 
yan kimseler icin, cok kerre, tam acikmadan yimek olur. Bir sofrada, her istedigi- 
ni yimek de, doydukdan sonra yimek olur. Bildirilen iki hadis-i serifde, israf oldu- 
gunu acikca anlatmadigindan, israfa, harama tesbih buyurulmasi da mtimkindir. 

Sofrada yemek cesidlerini liizum yok iken artdirmak israfdir. Fekat, bir yemek- 
den usanip herbirinden biraz yiyerek ibadet yapmak [mesela oruc tutmak, halal 
kazanmak icin cahsmak veya miisliman kardeslerine yardim etmek gibi ibadetler] 
icin kuvvetlenmek diisuncesi ile veya sofrada musafir bulundurmak niyyeti ile olur- 
sa, israf olmiyacagi, (Hulasa) kitabinda ve baska kitablarda yazilidir. Kitablann 
sozii, yemek cesidleri, yalniz bu iki sebeble artdinlabilir demek degildir. Ziyan et- 
medikce ve baska bozuk niyyet ile olmadikca, lezzet ve zevk icin artdirmak da ca- 
iz oldugunu, A'raf suresinin otuzbirinci ayeti ve Maide suresinin doksanmci aye- 
ti gostermekdedir. [Bu ayet-i kerimeler ve ma'nalan, ikinci kism, kirkbirinci mad- 
dede yazilidir.] Bu iki ayet-i kerimeye dayanarak, alimlerimiz, her cesid meyve yi- 
yerek lezzet almaga caiz demisler ve Resulullahin "sallallahu aleyhi ve sellem" ce- 
sidli meyve yidigini haber vermislerdir. Abdullah ibni Abbas "radiyallahu anhii- 
ma" ipin buyurulan, (istedigini yi, istedigini giyin! insani yanhs yola gtitiiren, is- 
raf ve tekebbiirdiir) hadis-i serifi, (Buhari)de yazilidir. 

Ekmegin piskin yerini ve icini yiyip, kenar ve kabuklarmi atmak israfdir. Bira- 
kilan kismlan baskasi veya hayvan yirse, israf olmaz. 

Sofraya liiziimundan fazla ekmek koyup, sonra bunlari, tekrar yimek icin kal- 
dirmamak israfdir. Ya'ni, yinmiyen ekmek parcalanm atmak ve riya, gosteris, soh- 
ret icin fazla ekmek koymak israf olur. 

Nefis yemekleri yimek, krymetli, yeni elbise giymek, yiiksek, biiyiik binalar yap- 
mak ve dinin sahibinin haram etmedigi daha bu gibi seyler, halaldan kazamldi- 
gi, kibr ve ogiinmek icin olmadigi zeman israf degildir. Luzumundan fazla olun- 

-643- 



ca tenzihen [hafif] mekruh olurlar. Ahireti kazanmak istiyenlere, lazim olan ile ka- 
na'at edip, fazlasim sadaka vermek yakisir. 

DORDUNCU BAHS — Sadaka vermekde de, israf vardir. imam-i Mucahid 
"rahmetullahi teala aleyh" buyuruyor ki, (Bir kimse, Allahti tealanm emr etdigi 
yerlere dag kadar altin hare etse, israf olmaz. Bir dirhem [yaklasik bes gram] gii- 
musii veya bir avue bugdayi, haram olan yere vermek israf olur). Hatim-i Tai, co- 
merdligi ile meshurdur. Bi'setden once olmiisdur. Cok verdigi icin, (Mali israf et- 
mekde hayr yokdur) dediklerinde, (Hayra verilen mal israf olmaz!) demisdir. 
Miicahidin ve Hatimin sozlerine bakarak, sadakada israf olmryacagmi sanan olmus 
ise de, boyle zan etmek yanhsdir. Simdi bunu aciklamaga cahsacagiz: 

Cenab-i Hak, Mii'minun suresinde, meal-i serifi, (Verdigimiz rizklardan, sada- 
ka verirler) olan ayet-i kerime ile mu'minleri medh ediyor. Kadi Beydavi ve Ze- 
mahseri ve Fahreddin-i Razigibi buyiik alimlerin tefsirlerinde ve daha bircok tef- 
sirlerde diyor ki, ayet-i kerimede, (rizklardan) kelimesi, (nzklarin ba'zisim, bir kis- 
mini) demek olup, (sadaka verirken, haram olan israfdan sakmm!) demekdir. 
Biitiin alimlere gore, buradaki sadaka, mah hayra, islamiyyetin gosterdigi yola sarf 
etmekdir. En'am suresi, yiizkirkbirinci ayetinde mealen, (Ekini hasad etdiginiz ze- 
inan, fakirlerin haklarmi verin ve israf etmeyin. Allahii teala, israf edenleri elbet- 
te sevmez) buyuruldu. Bu da, (Sadaka verirken israf etmeyin) demekdir. Ciinki, 
Sabit bin Kays "radiyallahii anh" bir giinde besyiiz agacm hurmalanni toplayip hep- 
sini sadaka vererek evi icin hurma birakmaymca, bu ayet-i kerime inmisdi. Ya'ni, 
(Hepsini vermeyiniz!) buyuruldu. Abdiirrezzak, Abdiilmelik ibni Ciireycden ha- 
ber veriyor ki, Mu'az bin Cebelin "radiyallahii anh" bir hurma agaci vardi. Hur- 
malanni toplayip hepsini sadaka verdi. Kendine birsey kalmadi. Hemen (Fekat, 
israf etmeyin) ayet-i kerimesi geldi. isra suresi, yirmidokuzuncu ayetinde me- 
alen, (Ey Habfbim! Malini, kendine kalmiyacak seklde dagitma!) buyuruldu. Ca- 
bir ve Abdullah ibni Mes'ud "radiyallahii anhiima" buyuruyorlar ki, (Bir oglan, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimize gelip, ba'zi liizumlu seyleri say- 
di ve annem beni sana gonderip bunlan istedi, dedi. Bugiin bende bunlann hicbi- 
ri yok buyuruldukda, gomlegini bana ver dedi. Hemen, mubarek arkasindan gom- 
legini cikanp cocuga verdi ve evinde gomleksiz kaldi. Bilal-i Habesi ezan okuyun- 
ca, cema'at her zeman oldugu gibi, Resulullahi beklediler. Gelmeyince merak et- 
diler. Birkaci evine bakip, gomleksiz oldugundan gelemedigini anladi. O zeman, 
bu ayet-i kerime geldi). (Buhari) ve (Miislim)de, Ebu Hiireyre "radiyallahii anh" 
buyuruyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Sadakamn hayrhsi, ihti- 
yaci olmiyanin verdigidir) buyurdu. imam-i Begavi, Ebu Hiireyreden "radiyalla- 
hii anh" haber veriyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimize bi- 
ri gelip, bir altmim var, ne yapayim dedi. (Bununla kendi ihtiyaclanni al) buyur- 
du. Bir altmim daha var dedi. (Onunla da cocuguna lazim olanlari al) buyurdu. Bir 
daha var dedi. (Onu da, ailenin ihtiyaclarina sarf et) buyurdu. Bir altm daha var 
dedi. (Hizmetcinin ihtiyaclarina kullan) buyurdu. Bir daha var deyince, (Onu 
kullanacagin yeri sen daha iyi bilirsin) buyurdu. (Miislim)de, Cabir bin Abdullah 
"radiyallahii anh" buyuruyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Para- 
mz ile, once kendi ihtiyaclarinizi aim. Artarsa, coluk cocugunuzun ihtiyaclarina sarf 
edin. Bundan da artarsa, akrabaniza yardim edin!) buyurdu. (Buhari)de, Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Kendisi veya coluk cocugu muhtac iken veya bor- 
cu var iken verilen sadaka kabul olmaz. Bore odemek, sadaka vermekden ve ko- 
le azatl etmekden ve hediyye vermekden daha miihimdir. Baskasimn malini, sa- 
daka vererek, zayi' olmasina sebeb olmayin!) buyurdu. Fikh alimi Ebiilleys Semer- 
kandinin "rahmetullahi teala aleyh" (Tenbihiil-gafilin) kitabinda, Ibrahim bin 
Edhem "rahimehullah" buyuruyor ki, (Borcu olan kimse, odemedikce yagh ve sir- 
keli ta'am yimemelidir). ibni Hacer-i Askalani buyuruyor ki, ibni Battal "rahime- 

-644- 



hiillah", (Borcu olanlarm sadaka vermesi ve borcunu odememesi caiz degildir. Bu- 
nu biitiin alimler sozbirligi ile bildirmekdedir) buyurdu. Taberani ve bircok alim- 
ler buyuruyor ki, (Alimlerin coguna gore, bir kimsenin viicudii saglam olur, akh 
basmda olur, bir yere borcu olmaz ve evli olmayip malsizhga sabr edebilirse ve- 
ya evli olup da, coluk cocugu da sabr ederlerse, bu kimsenin biitiin malmi sadaka 
vermesi caiz olur. Bu saydigimiz sartlardan biri eksik olursa, sadaka vermesi 
mekruh olur. Ba'zi alimler, sadakasi kabul olmaz buyurdu). Omer "radiyallahii 
anh" da boyle buyurdu. 

Bu haberlerden anlasiliyor ki, sadaka vermekde de israf olur. Borcundan cok 
mail olmiyan veya coluk cocugu sikmtiya sabr edemedigi halde, bunlarm ihtiya- 
cini karsihyacak maldan fazlasi bulunmiyan veya sikmtiya katlanamadigi halde, 
kendisi muhtac olan kimsenin sadaka vermesi israf olur. Odiinc vermekde de 
boyle israf olur. 

BESINCi BAHS — israfm ilaci iicdiir: 

1 — Ilm ile ilac, anlatdigimiz zararlarmi bilmek ve bunlan diisiinmekdir. 

2 — Is ile, ugrasmakla ilac, mall dagitmamaga gayret etmek ve giivendigi bi- 
rine bu derdini anlatip, malma ve harclarma dikkat etmesini, israfim goriince, ken- 
dine hatirlatmasim, hatta zorla onlemesini rica etmekdir. 

3 — Israfm sebeblerini sokiip atmak. israfm sebebleri altidir: 

Birinci sebeb, sefahetdir. Cok kimseyi israfa alisdiran budur. Sefahet, kalb 
hastaliklarmm otuzbirincisidir. Sefihlik, akhn az ve hafif olmasidir. Buna sefahet 
veya rekaket de denir. Aksine, tersine, riisd denir ki, akhn kuvvetli, temam olma- 
sidir. Allahii teala, (Mallarinizi sefihlere vermeyiniz!) mealindeki ayet-i kerime- 
den sonra, (Onlarin halinde riisd goriirseniz, mallarim kendilerine teslim edi- 
niz!) mealinde emr buyuruyor. Cok kimse, yaratihsda sefih olur. Bu kotii halleri, 
ba'zi sebeblerle, zeman zeman artar. Cahsmadan, aim teri dokmeden eline mal gi- 
rer, kotii arkadaslar, bu mala konmak icin, dagitmasma, saklamamn, artdirmanm 
erkeklik, yigitlik olmadigma kandinr. israfa yol acarlar. Bunun icindir ki, kotii ar- 
kadaslardan kacmakla emr olunduk. Zengin cocuklarmm cogu, boyle israfa ahs- 
makda ve sefih olmakdadirlar. Sefaheti artdiran bir sebeb de, insanlarm cok hur- 
met, saygi gostermesi, yiiz vermesi, medh eylemesidir. Amirlerin, zenginlerin, 
mu'allimlerin cocuklan bu yoldan sefahete diismekdedir. 

ikinci sebeb, israfi veya cesidlerinden birkacmi tammamakdir. israf oldugunu 
bilmez, hatta comerdlik sanir. Liizumsuz yere, yasak, zararh yerlere verilen mal, 
comerdlik sanihr. 

Uciincii sebeb, riya ve gosteris yapmakdir. 

Dordiincii sebeb, gevseklik ve tenbellikdir. 

Besinci, haya, sikilmakdir. 

Altincisi, dini kayirmamak, islamiyyeti gozetmemekdir. 

Bu alti sebebin ilaclarim bildirelim: 

Birincisi: Yaradihsda bulunan sefahetin ilaci gticdiir. Bunun icin, islamiyyet, bun- 
lara mal vermegi yasak etmis, hicr eylemis, ya'ni mallarim kullanmalarma izn ver- 
memisdir. israf eden sefihi hicr lazimdir. Halbuki, hicr insanhk hakkim almak, hay- 
van, hatta cansiz gibi yapmakdir. ilac kabul edebileni kotii arkadaslardan ayirma- 
h, aklh, tecribeli kimselerin yanmda bulundurmahdir. israfm afetlerini duyurma- 
h, zor ile, hatta azarhyarak, canmi yakarak, mal dagitmakdan vazgecirmelidir. 

ikincisi, cehlin ilacini ogretmekdir. 

Uciinciisii: Riya, kalb hastahginm dokuzuncusu olup, uzun anlatmis idik. [(is- 
lam Ahlaki) kitabimizda uzun yazihdir.] 

Dordiincii ilac, gevseklik ve tenbellik icin olup, kalb hastaliklarmm otuzikinci- 

-645- 



sidir. Bunun kotulugiinii anlamak icin, Vennecmi suresi, otuzdokuzuncu ayet-i ke- 
nmesinin, (insan, ancak calisdiginin faidesini goriir) meal-i serifi yetisir. Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" tenbellikden Allahii tealaya sigmmis, (Ya Rab- 
bi! Beni, keselden koru!) diye dua etdigini, Aise "radryallahii anha" ve Enes bin 
Malik, (Buharf) ve (Miislim)de bildirmislerdir. Tenbelligin ilaci, cahskanlarla 
konusmak, tenbel, uyusuk kimselerden kacinmak, Allahii tealadan haya etmek la- 
zim geldigini ve azabmm siddetli oldugunu diisiinmekdir. Dinini iyi bilen ve her 
hareketi, bilgisine uygun olan salih kimselerle goriismeli, giinah isliyen, Allahii te- 
alanm emr ve yasaklarma uymayip, yalmz soz ile mushmanlan oksayan, avutan ya- 
lancilardan, Ehl-i siinnet kitablanndaki bilgileri ogrenmemis cahillerden uzak 
olmalidir. 

israf cok kotii bir huydur. Cirkinligi meydandadir. Kalbi, durmayip karartan, 
kemiren, tehliikeli bir hastahkdir. Tedavisi de pek giicdiir. Bu sifat kalbi kaplama- 
dan once, giderilmesi icin ve bu felaketden kurtulmak icin biitiin ilaclarma bas vu- 
rup ugrasmahdir. Kurtarmasi icin, Cenab-i Hakka yalvarmali, diia etmelidir. Al- 
lahii teala, cahsana, her giiclugii kolaylasdinr. O, sigmilacak, giivenilecek, biricik 
yardimci ve kurtancidir. imam-i Birgivinin "rahmetullahi teala aleyh", (Tarikat- 
i Muhammediyye) kitabmdaki israf bahsi burada temam oldu. 

Siial: Tiitiin icmek israf midir? 

Cevab: israf, ister kendi icin, ister baskasi icin olsun, mail haram olan yere ver- 
mekdir. Azi da, cogu da israf olur. Biiyiik giinah olur. icki icin, kumar icin, oyun 
icin vermek boyledir. Sigara haram olsaydi, buna az veya cok verilen para israf olur- 
du. Sigarayi az icmek haram degildir, mubahdir. Parayi, mah, halal, mubah olan 
yerlere vermek, iki diirlii olur: 

Birincisi: Kendi bedeni icin, yimekde, icmekde, giyinmekde, ev kurmakda, ta- 
bi'atinin cekdigi seye, ihtiyacmdan fazla hare etmek, israf olur. Mesela bir seyi yi- 
mek, icmek isteyince, doydukdan sonra, fazlasi israf olur. Bunun kiiciik giinah ol- 
dugu, (Redd-iil-muhtar)da, nemazin vacibleri basmda bildirilmekdedir. 

Imam-i Rabbani Ahmed-i Faruki Serhendi "rahmetullahi aleyh", iiciincu cild, 
elliikinci mektubu, kitabimizin iiciincii kismmm otuzsekizinci maddesinde yazih- 
dir. Bu mektubda buyuruyor ki, (insan ve hayvanlann bedeni dort seyden yapil- 
misdir [toprak maddeleri, su, hava ve nar, ya'ni hararet]. Birbirine benzemiyen, 
hatta birbirinin aksi olan bu dort seyin ihtiyaclan ve icablan vardir. Bedendeki ha- 
raretden [lsidan] dolayi [isi kudret kaynagi oldugu icin], insan ve hayvanlar, ken- 
dini begenmekde, iistiin gormekdedir. Sehvet ve gadab kuvvetleri ve baska kotii- 
liikler, bu dort seyden ileri gelmekdedir). 

iste bu ihtiyac ve icablar, hayvanlann ve insan tabi'atinin cekdigi, istedigi sey- 
ler olup, sevk-i tabi'i, [ic gtidii] denilmekdedir. Akh olan kimse, bu sevk-i ta- 
bi'ileri islamiyyetin emr etdigi, izn verdigi gibi kullanir ve giinah olmaz. Akh din- 
lemiyenler ise, nefse uyarak, mubahlardan disan tasar. Giinaha girer. Ciinki nefs, 
sevk-i tabi'ileri, mubahlann disma cikarmaga zorhyan, mubahlardan baska seyler 
de istiyen bir kuvvetdir. insanlarm duygu organlan ve hareket sinirleri, kalb ismin- 
deki bir kuvvetin emrindedir. Bedenin dort yapi maddesi ile nefs ve kalb kuvvet- 
lerini bir arada tutan, cahsdiran kuvvet de, ruhdur. Kafirlerin ve giinah isliyen 
mii'minlerin nefsleri azmis, kalbi ve riihu kaplamisdir. Bu iic kuvvet birlesmis gi- 
bi olup nefsin istedigini yapmakdadirlar. islamiyyete uyunca, bu iic kuvvet birbi- 
rinden aynhp, kalb ve ruh kuvvetlenir ve nefs za'ifliyerek, kalb ve ruh, nefsin bas- 
kismdan, kumandasmdan kurtulur ve temizlenmege baslar. Her ikisi de, islerini 
Allahii tealamn nzasi icin, iyilik icin yapar. 

Hayvanlarda, kalb, ruh ve nefs olmadigindan, sevk-i tabi'i ile hareket ederler. 
Mesela acikmca, doyuncaya kadar, bulduklanm yirler. insanlar ise, kalb ile hare- 
ket eder. Kalb, nefse uyarsa, buldugu ile doymaz. Haram olan seyleri arar. Doy- 

-646- 



dukdan sonra da yir. Mesela, sicakda, insanm tabi'ati, serin bir sey isteyince, kalb 
akla uyarsa, islamiyyetin izn verdigi su, serbet, limonata, gazoz ve daha bircok ice- 
cekleri ve liizumu kadar ahr. Akh dinlemeyip, nefse uyarsa, mubahlan ihtiyac 
olan mikdardan fazla ister ve nefsin istedigi haram ickilere de sapar. Nitekim, 
ticiincii cild, yirmiyedinci mektubda buyuruyor ki, (insanm ba'zi arzulan, tabi'atin- 
den ileri gelmekdedir. Beden sag kaldikca, hie kimse bu isteklerden kurtulamaz. Me- 
sela, hararet artmca, insanin tabi'ati serin birsey icmek ister. Sogukda, sicak birsey 
ister. Boyle istekleri yapmak giinah degildir ve nefse uymak degildir. Ciinki, tabf'ati- 
mizin zaruri istekleri mubahdir. [Bunlara (ihtiyac maddeleri) denir. ihtiyac mad- 
delerini lazim oldugu kadar kullanmak siinnetdir. Ciinki, bu tabi'iistekler] nefs-i 
emmarenin arzulannm dismdadir. Nefs, mubahlarm liizumundan fazlasim ve siib- 
helileri ve haramlan ister. Mubahlarm zaruri mikdari ile doymaz). Uciincii cild, sek- 
senaltmci mektubda buyuruyor ki, (Riyazet cekmek, mubahlan da azaltip, zaruret 
mikdari kullanmak demekdir). 

Goriiliiyor ki, mail, ihtiyac olan mubahlara hare etmek israf degildir. Giinah ol- 
maz. Sigaraya ahsmis kimsenin tabi'ati, ekmek ister gibi, tutiinii istiyor. Boyle kim- 
senin, ihtiyaci kadar kullanmasi israf olmaz. Fakir bir kimsenin, coluk cocuguna 
ekmek parasi bulmasi lazim oldugu gibi, kendi tiitiin ihtiyacmi da karsilamasi la- 
zim olur. Sigaraya ahsmis bir kimsenin, (Coluk cocugunun nafakasini kesip de ken- 
dine sigara almasi israf olmaz mi?) demek, (Kendine, doyunciya kadar yimek 
icin ekmek almasi israf olmaz mi?) demege benzer. Hatta boyle, fakir birinin, su 
yerine, gazoz, limonata icmesi israf olup, tiitiin almasi israf olmaz. 

Sunu da bildirelim ki, coluk cocugunun nafakasini karsilayacak kadar mal ka- 
zanmak icin cahsmak farzdir. ihtiyaclarim karsilamak icin, fazla cahsmak siinnet- 
dir. Bunlar, ikinci kism, 38. ci maddede bildirilmisdir. Calisan kimse, nafakadan 
kesecek kadar fakir olmaz. Nafakadan kesecek kadar fakir kimse, tiitiin icdigi icin 
degil, calismayip, bu derece fakir kaldigi icin giinaha girer. 

Sigaraya alismamis fakir kimsenin, tabi'ati cekmedigi zeman, nafakadan kesip 
sigara almasi, su yerine gazoz icmesi gibi, dogru olmaz. Fekat, bu derece fakirlik, 
tenbellikden ileri gelir. Calismayip fakir diiserek, kendini ve coluk cocugunu 
zaruri lazim olanlardan, nafakadan mahrum birakmak haramdir. ihtiyac olanlar- 
dan mahrum birakmak mekruh olur. 

Ikincisi: Mali kendi bedeni icin kullanmadigi zeman, hakki, ya'ni liizumu olma- 
yan yere, az da sarf etmek israf olur. Mesela, mail atesde yakmak, denize atmak 
boyledir. Liizumu olan yere, liizumundan fazla vermek de israf olur. [Mesela, co- 
luk cocuguna ihtiyaclarmdan fazla seyler vermek israf olur. ihtiyac, islamiyyetin 
gosterdigi mikdarlar ile ve memleketin adetine gore belli olur.] Goriiliiyor ki, ma- 
il sarf edecek yerleri ve kendi mahndaki baskalarmm hakkim ogrenmek lazimdir. 

insanin, kendi mahnda bulunan, baskasinm hakkim odemesi, israf degildir. 
Bu haklari hemen vermek lazimdir. Bu haklarm en muhimmi, zekatdir. 

Erenlerin sohbeti, ele giresi degil. 
Sohbete kuvusunhir, mahrum kalasi degil. 

Gezmek gerek her yeri, bulmak icin, bir eri, 
sarraf tanir cevheri, magbun bilesi degil. 

Akar suyun basma, kapah desti konsa, 
kirk yd, orda dursa da, abi alasi degil. 

Sohbet, kalbi eder pak, ona imrenir eflak, 
ademi, arifeden, tacit htrkast degil. 

Once tin fin etmeli, haramdan, el cekmeli, 
ruh gtdasm bilmeli: Badem helvasi degil! 

-647- 



45 — YIMEK, ICMEK ADABI 

Yimege ve icmege baslarken, (Besmele) okumahdir. Yimek ve icmek sonunda 
(Elhamdiilillah) demelidir. Bunlan soylemek ve yimekden once ve yimekden 
sonra el yikamak ve sag el ile yimek ve sag el ile icmek siinnetdir. [Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" yimekden sonra okudugu ve okunmasim emr etdigi 
diialar, (Sir'at-iil-islam) serhinde ve (Mevahib-i lediinniyye)de yazilidir.] Yimek- 
den evvel el yikarken, once gencler, yimekden sonra, once yashlar yikar. Yimek- 
den sonra elleri kagida silmek caiz olmadigi, (Fetava-yi Hindiyye) besinci ciiz'de 
yazilidir. Herkese hatirlatmak icin Besmele, yiiksek sesle soylenebilir. 

Once el kurulanmaz. Yimekden sonra yikayinca bezle silip kurulamr. Once el 
yikarken agzi da yikamak siinnet degildir. Fekat ciiniibun, agizmi yikamadan yi- 
mesi mekruh olup, haizin mekruh degildir. Tuzlugu, tabagi ekmek iistiine koymak, 
elini, bicagi ekmege silmek mekruhdur. Bu ekmek yinirse, mekruh olmaz. Oturur- 
ken birseye dayanmak ve basi acik yimek caizdir. 111 Ekmegin icini yiyip kabugunu 
birakmak, piskin yerini yiyip, gerisini birakmak israfdir. Kalam baskasi veya hay- 
van yirse israf olmaz. Tabagm kenarmdan yimek, kendi oniinden yimek, sag aya- 
gi dikip, sol ayak iistiine oturmak siinnetdir. Cesidli meyve bulunan tabagm orta 
tarafmdan almak caizdir. [Fekat, baskasmm oniinden almak yine caiz degildir.] Cok 
sicak sey yimemeli ve koklamamahdir. Imam-i Ebii Yusiif, buna sessiz iiflemek ca- 
izdir dedi. Yirken hie konusmamak mekruhdur. Atese tapanlarm adetidir. Nes'eli 
konusmahdir. Tuz ile baslamak ve bitirmek siinnetdir ve sifadir. [ilk ve son lokma 
ekmekle yapihr ve ekmekdeki tuza niyyet edilirse, bu siinnet yerine getirilmis olur.] 

Parmaklan yikamadan once veya bez ile silmeden once yalamak siinnetdir. 

($ir'at-iil-islam) kitabmda diyor ki, yime ve icme bilgisini ogrenmek, ibadet bil- 
gisini ogrenmekden once gelir. Bugday ekmegine arpa kansdirmak siinnetdir ve 
bereketlidir. islamiyyetde, once cikan bid'atden biri, doyuncaya kadar yimekdir. 
Hergiin et yimek, kalbe sikmti verir. Melekler sevmez. Eti az yimek ise ahlaki bo- 
zar. Sofra, ya'ni yaygi iistiinde yimek ve bunu yere sermek hos olur. Sofra, deri- 
den olur. Mendil iizerinde yimek, eski acemlerin adetidir. Bitkisel yemek cok iyi- 
dir. Nebati yemek bulunmiyan sofra aklsiz ihtiyara benzer. imam-i Ca'fer-i Sadik 
buyurdu ki, (Mali ve evladi cok olmak istiyen bitkisel yemek cok yisin!). Once sof- 
raya oturmah, yemegi sonra getirmelidir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", (Ben kulum. Kullar gibi, yere oturup yirim) buyurdu. Acikmadan yimeme- 
li, doymadan kalkmah, sasacak sey olmadan gulmemeli, giinduz [siinnet olan 
(Kaylule)den fazla] uyumamalidir. Hadis-i serifde, (iyiliklerin basi aclikdir. Kotii- 
liiklerin basi toklukdur) buyuruldu. Yemegin tadi, achgm coklugu kadar artar. Tok- 
luk, unutkanlik yapar. Kalbi kor eder, alkollu ickiler gibi, kam bozar. Achk, akh 
temizler, kalbi parlatir. Fasiklarla [kotiilerle] birlikde yimemeli, icmemelidir. Kay- 
nar yemekleri, ortiilii olarak sogutmahdir. Sabah ve aksam yimelidir. Hadis-i se- 
rifde, (Sag el ile yiyiniz. Sag el ile iciniz) buyuruldu. tie parmakla yimek siinnetdir. 
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", ekmegi sag eli ile ahr, sonra karpu- 
zu sol eli ile yirdi. Ekmegi bir eli ile degil, iki eli ile koparmahdir. Lokma kuciik ol- 
mali ve iyi cignenmelidir. Sagina, soluna, havaya bakmamah, lokmasma ve online 
bakmahdir. Agzim cok acmamahdir. Sofrada elini, iistiine, basma siirmemelidir. Ok- 
siirecegi ve aksiracagi zeman, basim geriye cevirmelidir. Ekmek bicakla kesilebi- 
lir. Dilimler bicakla lokma yapilmaz. Eti bicakla degil, el ile parcalamahdir. Kiif- 
lii ekmek, kokmus yemek ve su mekruhdur. 

Caginlmayan sofraya oturmamahdir. Sofrada herkesden cok yimemelidir. Kar- 
ni doyunca, bunu giinah islemekde kullanmamak icin diia etmelidir. Bunun kiya- 



[1] Hediyyet-iil-mehdiyyin 

-648 



metdeki hesabim dusunmelidir. Ibadet yapmaga kuvvetlenmek niyyeti ile yime- 
lidir. Ac iken de, yavas yavas yimelidir. Once buyiikler baslamahdir. Ucden cok 
(yi) diyerek, kimseye sikinti vermemelidir. Ev sahibinin sofraya oturmayip hizmet 
etmesi caizdir. Birlikde yidigi zeman, miisafirleri doymadan, yemekden elini cek- 
memelidir. Yemekde korkunc ve igrenc seyler soylememelidir. Oliimden, hasta- 
hkdan, Cehennemden konusmamahdir. Sofraya gelen yemeklere bakmamahdir. 
Bir lokmayi yutmadan once, ikinciyi eline almamahdir. Yemek arasinda, birsey icin, 
hatta nemaz icin, sofradan kalkmamahdir. Nemazi once kilmalidir. Eger, hazirlan- 
mis yemekler soguyacak veya bozulacak ise ve nemaz vakti, yemekden sonra kil- 
maga elverisli ise, nemazdan once yimelidir. Yemek kaldinldikdan sonra, sofra- 
dan kalkmahdir. Yol iistunde, ayakda, yiiriirken yimemelidir. Hadis-i serifde bu- 
yuruldu ki, (insan kalbi, tarladaki ekin gibidir. Yemek, yagmur gibidir. Fazla su, 
ekini kurutdugu gibi, fazla gida kalbi oldiiriii ). Bir hadis-i serifde, (Cok yiyeni, cok 
iceni Allahii teala sevmez) buyurdu. Cok yimek, hastahklarm basi, az yimek 
[ya'ni perhiz etmek] ilaclarm basidir. Mi'denin iicde biri yemeklere, iicde biri 
iceceklere aynlmalidir. Ucde biri hava payi, ya'ni bos olmak en asagi derecedir. 
En iyi derece, az yimek ve az uyumakdir. (Teshil-iil-menafi')de diyor ki, (Yemek 
vaktleri olarak en faidelisi, iki gun ve iki gecede tic kerre yimekdir). [Ya'ni, her- 
giin uc kerre degil, iki giinde iic kerre yimelidir. Ya'ni, sabah, aksam, ogle, sabah 
seklinde bir asm vaktlerde yimelidir.] Bir kisilik yemek, iki kisiye yetisir. Miisa- 
fir, ev sahibinden tuz ile ekmekden baska sey beklememelidir. Ev sahibi, miisafi- 
re lokma uzatmahdir. Eline su dokmelidir. Halife Haruniirresid "rahmetullahi te- 
ala aleyh", miisafirinin eline ibrikle su dokerdi. Miisafirin sevdigi seyi, agzina 
vermelidir. Temiz yere dusurdugiinii alip ona vermelidir. Kirlendi ise, kediye ve 
baska hayvanlara birakmahdir. Boyle evin bereketi artar. Torunlarma bile ulasir. 
Yere diisenler toplanmazsa seytan yer. Kapda kalam siyirip, yimek siinnetdir. Ho- 
saf, ayran gibi sey artigma su koyup, calkalayip icmek cok sevabdir. Tabakda, bar- 
dakda artik birakmak caizdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", mii'minin 
artigmi yimesini severdi. 

Yimekden sonra disleri misvak ile [kiirdanla] temizlemek siinnetdir. Temizlik- 
dir. Temizlik imam kuvvetlendirir. Disler arasmdan hilal [kiirdan] ile cikanlan sey- 
leri yutmamahdir. [Bu temizligi musluk basmda yapip, dis arasmdan cikan kirin- 
tilan, delikli tasa atmah, sofrada bulunanlan igrendirmemelidir.] Dil ile toplanan 
yutulabilir. Feslegen, nar dali ve kamis, incir, llgm, supiirgeden hilal olmaz. Yemek- 
den sonra ev sahibine, bereket, rahmet ve magfiret ile diia edilir. Sonra, gitmege 
izn istenir. Yemege da'vet edilir. 

Agzmda, elinde et, yemek kokusu varken yatmamahdir. Cocuklarm elini de yi- 
kamahdir. Tok iken yatmamahdir. Gida maddelerini, liizumu kadar olcerek alma- 
h, olciisiiz, cok almamahdir. israf olur. Yiyecek ve icecek kaplari, kapakh olmah- 
dir. Nehrden, havuzdan egilip, agiz ile icmemelidir. ibrik, desti agzmdan da icme- 
melidir. Fincanm, bardagm kink yerinden icmemelidir. Sap olan yerinden de ic- 
memelidir. Aksam yatarken yiyecek ve icecek kaplarmm iistii ortulmelidir. Kapi- 
lar kapanmahdir. Isiklar sondiiriilmelidir. Cocuklar eve gelmis olmahdir. Gecele- 
ri cinniler yayihr. Sag el ile icmelidir. icdigi suya bakmahdir. Uc nefesde icmelidir. 
Solugu suya degil, bardagm disma vermelidir. Yazin, serin icmelidir. Cok soguk 
icmemelidir. [Dondurma yimemelidir.] Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" se- 
rin serbet icmesini severdi. (Ayakda icmeyiniz!) buyururdu. Zemzem suyu, abdest 
aldikdan sonra kalan su ve ilac yutmak icin icilen su ayakda icilebilir. Yolcu, her 
suyu ayakda icebilir denildi. Ac karna su icmemelidir. Suyu yavas yavas emerek 
icmelidir. Agzi doldurarak icmemelidir. Nefes verirken bardagi agizdan cekmeli- 
dir. Kaynar seyi, soluyarak icmemeli. Sogutup, sonra icmelidir. Suya birsey diiser- 
se, parmakla veya kiirdanla almak kolaysa almah, almamazsa, suyun bir parcasi- 

-649- 



m disan dokerek gidermelidir. Suyun hepsini bir solukda icmemelidir. Muslima- 
nm ve hele salih insanlann artigini icmek bereketlidir. Birkac kisiye su verirken, 
once alimlere, sonra yashlara, en son cocuklara verilir. Yirken, yiirurken, oturur- 
ken de, bu sira gozetilir. Kendisi sonra icmelidir. Yanmda oturanlara birsey verir- 
ken, kendi sagmda olandan baslamr. Sonra, onun sagindakine olarak devam edi- 
lir. Sagdakinin izni ile once soldakine verilebilir. Hadis-i serifde, (Giinahi cok olan, 
cok su dagrtsin!) buyuruldu. 

Herise, ya'ni keskek pisirmesini, Peygamber efendimize, Cebrail "aleyhimes- 
selam" ogretdi. Herise, insam cok kuvvetlendirir. Butiin Peygamberler "aleyhimiis- 
selam" arpa ekmegi yimisdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" kabak tat- 
lismi ve mercimek corbasim, av etini ve koyun etini severdi. Koyunun kol ve go- 
gus ve kurek tarafmi severdi. Oglagin kiirek etini cok severdi. Oglak etinin haz- 
mi kolaydir. Herkes icin uygundur. Erkek hayvan eti, disiden ve esmer et beyaz- 
dan daha kolay hazm olur. Hazminm kolayligi ve lezzeti bakimmdan koyunun eti, 
inegin siitii daha iyidir. Av etlerinin en iyisi geyik etidir. Tavsan eti halaldir. Idrar 
soker, fazlasi uykusuzluk yapar. Herkes icin uygundur. Kus, pilic eti herkes icin iyi- 
dir. Kumes hayvanlanndan eti en iyi olam tavukdur. Sirke, en faideli yemekdir. Pey- 
gamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Sirke, ne giizel yiyecekdir) buyurdu. 
Hurma da yemekdir. Ya'ni ekmek ile yinir. Uziim, hem yemekdir, hem de meyve- 
dir. Uziimu ekmekle yimek siinnetdir. Hurmayi tek yimek siinnetdir. Kuru iiziim, 
ceviz, badem yimek siinnetdir. Balda sifa vardir. Yetmis Peygamber "aleyhimiis- 
selam" bala bereket ile diia etmisdir. Resul "aleyhisselam", hurmayi gok severdi. 
Hurma ile kavun, karpuzu birlikde yirdi. Kavun, karpuz bobrekleri temizler, bas 
agnsini giderir. Solucan diisuriir. Gozlere kuvvet verir. Serin serbetleri cok sever- 
di. Pilav yirken salevat-i serife okumahdir. Hadis-i serifde, baklayi kabugu ile yi- 
mek medh edildi. Habbetussevda, ya'ni suniz [corek otu] derdlere devadir buyur- 
du. Cevizi peynirle yimek sifadir. Bunlan yalniz yimek zarardir. Bir sey ile bera- 
ber yimelidir. Uziim cekirdegi zararhdir. Uziim salkimmi sol eline ahr, uziimii sag 
el ile yirdi. Ayva, kalbden sikmtiyi giderir. Hamile kadm yirse, cocugu giizel olur. 
[(Eczacihk mecmu'asi) 1970 (11). ci sayismda diyor ki, (Elma yiyenlerde aklibo- 
zukluklarm ve teneffiis yollari rahatsizhklarmm azaldigi ve dis ciiriimesi nisbeti- 
nin yiizde otuzdan daha az oldugu ingilterede tesbit edildi).] Her kavun, karpuz 
ve narda bir damla Cennet suyu vardir. Bir nan yalniz yimeli, bir damlasi bos ye- 
re gitmemelidir. Nar, carpintiya iyidir. Mi'deyi kuvvetlendirir. Et kismi ile birlik- 
de sikihp icilirse, safra soker, pekligi giderir. incir, kalbe ferahhk verir. Kuluncu, 
sindirim organi sancilarmi giderir. Yesil hiyari tuz ile yimek, cevzi hurma ile bal ile 
yimek siinnetdir. (Pathcan, zarar niyyeti ile yinirse, zarar verir. Sifa niyyeti ile yi- 
nirse, faide verir) hadisinin sahfh olmadigi, ibni Ravendinin sozii oldugu, (Feva- 
id-i cami'a)da yazihdir. Fekat, hadis-i serifde, pathcan medh olundu ve zeytin yag- 
h yapmiz buyuruldu. Semizotunu da medh buyurdu. Kereviz, unutkanhgi giderir. 
Idrar soker. Kan ve slit yapar. Kara cigeri temizler. Harsef, ya'ni enginar, safra ta- 
smi eritir, kani temizler, damar sertligine iyi gelir. Ter kokusunu da giderir. Tath 
yapilan kabak suyu, goz agnsma siiriilur. Zehrsiz ak mantar yimek caizdir. Bir mem- 
lekete gelenin, once biraz cig sogan yimesi sihhate iyidir. Sogan, mikroplara kar- 
si koyma giicunii artdinr. Sogandan sonra kereviz yinirse, fena kokusunu giderir. 
Sedef otu yimekle de kokusu gider denildi. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" son yidigi yemegin icinde sogan vardi. (Sogan ve sarmisagi pismis olarak 
yiyiniz), buyururdu. Bunlarm kokusundan melekler incinir. Turup, idrar soker. Haz- 
mi kolaylasdinr. Balcik, kil yimemelidir, haramdir. Rengi ve kuvveti giderir. All 
"radiyallahii anh" buyurdu ki, (Uc sey ahmaklikdir: Dis ile tirnak uclanni yi- 
mek, sakal yolmak ve balcik yimek). Hadis-i serifde, (Allahii teala, kuluna derd 
vermek isterse, sakalim yolmagi ve tirnagini lsirmagi adet eder) buyuruldu. Ko- 
ku verilen kimse almah, koklamahdir. Gul koklaymca, salevat-i serife getirmeli- 

-650- 



dir. Ciinki, mubarek teri, gill gibi kokardi. Hadfs-i serifde, (tic sey, bedeni besler: 
Giizel koku, yumusak kumasdan giizel elbise ve bal yimek) buyuruldu. Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" yumurta yirdi ve severdi. Aki yiize siiruliirse, gii- 
nes yakmasim onler. Ktimes hayvanlan hastalamp olurse, icme sulanna [bir tene- 
ke suya iki cay kasigi] tentiirdiyod koymalidir. Hastahgi izale eder. 

Urvet-ul-vuska Muhammed Ma'sum-i Farukinin iiciincu oglu, biiyiik alim, iis- 
tiin veil, murevvic-iis-serfa Muhammed Ubeydiillah Serhendi "kaddesallahii te- 
ala sirrehiima", (Hazinet-iil-me'arif) kitabinda yiizkirkbesinci mektubda diyor ki, 
(Ebu Daviid, Mu'az bin Cebelden ve Enes bin Malikden gelen su hadis-i serifi ha- 
ber vermekdedir: (Bir kimse, yemek yidikden soma, Elhamdiilillahillezf at'ame- 
ni hazet-ta'am ve rezekani-hi min gayri havlin in in n i ve la-kuvvete derse, gecmis 
ve gelecek giinahlarmdan cogu afv olunur. Yeni bir elbise giydigi zeman, elham- 
dulillahillezi kesanf hazessevb ve rezekani-hi min gayri havlin minnive la kuvveh 
derse, gecmis ve gelecek giinahlarmdan cogu afv olunur).) Vehhabiler ve bunla- 
nn yolundaki mezhebsizler, yemekden sonra diia etmek bid'atdir diyorlar. Bun- 
lara cevab olarak, yukandaki hadis-i serif yetisir. Birinci kismda, 64. cu maddenin 
sonuna bakmiz! Fikh bilgilerinin miitehassisi, ondordiincii asrm miiceddidi, (Med- 
resetiil-miitehassisin)de tesavvuf kiirsisi miiderrisi seyyid Abdiilhakim efendi 
"kuddise sirruh", yemeklerden sonra, su diiayi okurdu: (Elhamdiilillahillezf es- 
be'ana ve ervana min-gayri-havlin minna ve la kuvveh. Allahiimme at'im-hiim ke- 
ina at'amuna!). 

Arif-i kamil kelamin duymaga irfan gerek, 
sirr-i muglakdir goniilde zevk He vicdan gerek! 

Bir hazinedir tesavvuf, malik olmaz her hasts, 
bulmaga am cihanda, biryegit sultan gerek! 

Inci tit si van sedefe, kavusmak kolay olmaz, 
bulunmaz nehr icinde, bahr-i btpayan gerek! 

Ma'rifet da'vasi eden, sahtekar bilmezmi ki, 
kalbdeki arzuya elde, huccet-ii burhan gerek! 

Arifgezer halk icinde, herkes tammaz onu, 
ask atesinde yanarak, hak He yeksan gerek! 

$bhretle bvunen kimse, Hakdan nastb alamaz, 
bill mm umram icin, zahiri viran gerek! 

Olmeden once blerek, kabri ve hasri gbriip, 
Malik-iil-miilk huzurunda, kalbi hem hayran gerek! 

Islamiyyet sirati He, nets atesinden gecip, 
kalbi habaisden art, Ravda-i Rid van gerek! 

Soyledigi, isitdigi, her daim tikr etdigi, 

bi-kem ve bi-keyf olarak, hazret-i Rahman gerek! 

Ey Niyazt, Hakka vuslat, herkese olmaz nasib, 
giinesden ziya alacak, ay gibi insan gerek! 



Zi hicri dostan, him siid derun-i sine-i can-i men, 
firak-i hem-nisinan suht magz-i istihan-i men. 



-651 



46 — HASTA YEMEKLERI 

Allahii tealamn adeti soyledir ki, herseyi sebeble yaratir. Birseye kavusmak icin, 
bu seyin yaratilmasma sebeb olan seyi yapmak lazimdir. Herseyin yaratilmasm- 
da miisterek olan ma'nevi sebeb, sadaka vermek, yetmis kerre (Estagfirullah min 
kiilli ma kerihallah) diiasim okumakdir. Bu iki ma'nevi sebeb, maddi sebebleri bul- 
maga da yardim eder. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Allahii teala, her hastahgin ilaci- 
ni yaratmisdir. Yalmz, dliime care yokdur) ve (Hastahklarin basi, cok yimekdir. ilac- 
lann basi, perhizdir) ve (Hastalarimzi, sadaka vererek tedavf ediniz!) buyurdu. 

Hastahklarin ilaclarmi bildiren kitablara, (Kitab-iil-edviye), (formiiler farina- 
sotik) ve (Acrabadin) denir. 

Insan hasta olmamaga dikkat etmelidir. Bunun icin de, islamiyyete uygun ya- 
samak lazimdir. islamiyyete uymakda gevsek davranarak, hasta olan kimse, ilac 
almah, perhiz etmeli ve fakirlere sadaka nezr etmeli ve sik sik sadaka vermelidir. 
Perhiz, ya'ni Regime [Rejim] yapmak caiz ve lazim oldugunu, (Teyemmiim aye- 
ti) gostermekdedir. (Su zarar verince, kullanmayin, teyemmiim edin!) mealinde- 
ki ayet-i kerime meshurdur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", hazret-i 
All ile bir eve gitdi. Meyve getirdiler. Hazret-i Alinin gozleri agnyordu. Meyve- 
den kendisi yidi. Hazret-i Ahye, (Sen yime! Goz agrisina zarar verir) buyurdu. Pis- 
mis pazi ile arpa getirdiler. (Bundan yi! Goziine faide verir) buyurdu. Odemi 
olanlara, (Su icmeyin! Suya perhiz ediniz!) buyururdu. islam alimleri, tib ve teda- 
vi iizerinde cok kitab yazdi. Bunlardan Daviid-i Antakmin, (Tezkiret-ii iilil-elbab) 
kitabi ve tiirkce (Nusret efendi risalesi) ve ibrahim Ezrakin, (Teshil-iil-menafi') ki- 
tabi ve Ebu Abdullah Zehebmin, (Et-tibbiin Nebevi)si cok kiymetlidir. Son ikisi, 
1396 [m. 1976] da, istanbulda, (Hakikat kitabevi) tarafmdan ofset yolu ile basdi- 
rilmisdir. Perhizi, hadis-i seriflerden ve tecribeli kimselerden ve tabibden ogren- 
melidir. ilac kullanmak ve perhiz yapmak stinnetdir. [Vacib ve farz oldugu yerler 
de vardir. 130 ve 688. ci sahifelere bakmiz!] Bunun icin, perhize de cok liizum gos- 
teren hastahklardan, otuzalti hastahkda nasil perhiz edilecegi ve bunlara karsi han- 
gi ilaclan kullanacagi asagida bildirilmisdir. Aynca, ucuk, dudak ve el catlamasi, 
kasmti, an sokmasi, yanik ve arpacik icin kisa tedavi yollari gosterilmisdir. 

Asagidaki perhizler, Fransada kullamlan, meshur Lemoine ve Gerardm, (For- 
mulaire consultation medicales) adindaki fransizca kitabmdan terceme edilmisdir. 
1 — ALBUMINURi: idrarda albumin bulunmasidir. Bobrek iltihabmi goste- 
rir. idrar bulamkdir. Sanci ile cikar. Kanh olabilir. Atesli hasta yalmz silt icmeli. 
idrar soken sivilar icmelidir. Tuzsuz yemekler bile yimemelidir. Fazla su icmeme- 
lidir. Bobrekleri yorar. Ates diismeden, bacaklardaki sis inmeden yimege basla- 
mamahdir. Bunlar kalmaymca, giinde bir litre silt verilir. Sonra, muhallebi ve tuz- 
suz ekmege baslar. Daha sonra, patates haslamasi ve siitlac verilir. 

Bobrekden olmiyan albumin cikaranlara perhiz lazim degildir. Fekat, konser- 
ve, baharat, biber, tursu, koyu kahve verilmemelidir. 

Tansiyonu yiiksek ise, tuzsuz perhiz yapmah, su az icmelidir. Tuzsuz perhiz, yir- 
midokuzuncu siradaki (ODEM) hastahgmda bildirilmisdir. Her sebze serbestdir. 
Nekris [gut]da varsa, eksi sebze ve meyve yimemelidir. Ba'zi hastaya, silt, siskin- 
lik yapiyor. Bunlara kaymagi ahnmis silt vermelidir. Gayr-i muslimler kefir veri- 
yorlar. Bu olmazsa, sebze suyu verilir. Hafif hastalara, et ve yumurta cok pismis 
olarak verilebilir. Hicbir zeman cig silt vermemelidir. Haftada bir iki gun uziim ve- 
rilir. Sabah, ogle, aksam birer kilo taze iiziim yir. Baska birsey yimez. Boyle uziim 
perhizi, prostat ve karaciger hastalanna da faidelidir. 

Bobrek hastahgi hafifleyince cok taze kasab hayvani ve kiimes hayvani etleri ve- 
rilir. Yagh et ve ic yagi verilebilir. Ciinki, bunlarda kolesterin cok azdir. Lipoidle- 
rin hazmim da kolaylasdinrlar. Bunlar da kolesterini eritir. Kolesterin kumun ha- 

-652- 



sil olmasmi onler. Hamur isi ve sebze de verilir. Meyve de verilir. Az mikdarda fa- 
sulye, mercimek, bakla, nohud verilir. 

YASAK OLANLAR — Et suyu, av hayvanlan, akciger, karaciger, bobrek, be- 
yin, papa, dalak, iskembe, her cesid balik, et ve balik konserveleri, yagh madde- 
ler yasakdir. Yalniz taze tereyagi ve bitki yaglari verilebilir. 

Lahna, kuzu kulagi, kuskonmaz, domates, mantar yasakdir. Biber, kereviz, hi- 
yar, sarmisak gibi baharh seyler yasakdir. Sirke yerine limon kullanmalidir. Ma- 
yali biitiin peynirler yasakdir. Yumurta az yiyebilir. Koyu kahve ve koyu cay ya- 
sakdir. Cilek, agac cilegi denilen ahu dudu yasakdir. Alkollu ickiler yasakdir. 
Bobrekleri zedeliyebilecek ilaclar, mesela piramidon, antipirin vermemelidir. 

FAIDELI GIDALAR — Sebze corbalan, kizarmis et, haslama et, cok taze ba- 
lik, yagh beyaz peynir, az mikdarda silt, meyveler verilir. Tuza izn verilir. 

YEMEK CEDVELI — Sabah: Acik cay, kizarmis ekmek, tereyagi, bal, mey- 
ve receli. Ogle yemegi: Bir et parcasi, iki tabak sebze, meyve. Aksam yemegi: Haf- 
tada tic gun sebze corbasi, bir tabak hamur isi veya sebze, meyve. Ogle ve aksam 
yemeklerinden sonra, bir fincan papatya cayi icmeli. Sigara icmemelidir. 

IDRARDA ALBUMIN ARAMAK — idrar, cam hunideki pamukdan siiziilur. 
Deney tupiinun yarisma kadar, siizulmiis idrar konur. Uzerine, besde biri kadar, 
koyu tuzlu su konur. Calkalamp, yukari kismi, alevde lsitihr. 

A) Bulanmazsa, birsey yok demekdir. Birkac damla asid koyup, yine lsitmah. 
Yine bulanmamahdir. 

B) Tuzlu su koyup lsitmca, bulamrsa: 

1 — Bir damla asid asetik (sirke ruhu) konur. Bulamklik tekrar erirse, yirmi- 
de bir sulu nitrat asidi (HNO3) damlatrp lsitihr: 

a) Tekrar bulamrsa, aseto-soliibl albumin var demekdir. 

b) Bulanmazsa, onceki bulamkligin fosfat oldugu anlasihr. 

2 — Asetik asid damlatinca, bulamklik erimezse, albumin bulundugu anlasihr. 

Saglam insan idrannda da, yorgunluk ve baska sebeblerle albumin bulunabilir. 
Albumin bulunan kimsenin bobreklerini kontrol etmek lazimdir. Bunun icin, id- 
rarda silindir ve kan serumunda tire aranir. 1 ' 1 

Siileymaniyye kiitiibhanesi (Laleli) kismmda, [3735] sayih kitabda diyor ki, 
tic gun beser gram Ravend tozu yutunca, mesane tasim eritir ve idrar yollarmi te- 
mizler. Akkavak yapragim cay gibi hazirlayip icmek de boyledir. 

2 — ANEMI (kansizbk): Deri, dudaklar, goz kapaklan solukdur. Carpmti, bas 
donmesi, soluk alma, agnlar, mi'de agrisi olur. Kanda al yuvarlar azahr. Ak yuvar- 
lar sayisi degismez. Kan zayi' etmek, havasizhk, lsik azhgi, hareketsizlik ve ba'zi 
hastahklar sebeb olur. 

Istiha azdir. Sevdikleri yemegi vermelidir. Bikdirasiya et yidirmek dogru degil- 
dir. Sebzeli yemekler, etden daha faidelidir. Ciinki mi'deyi bozmaz. 

Eti cesidli sekllerde vermelidir. Beyin cok iyidir. Ciinki, beyinde celik vardir. Kan 
yapar. Kemik suyu ve iligi vermelidir. Kan yapmasim kolaylasdinr. Sigir eti suyu, 
yumurta sansi cok vermelidir. Karaciger ve dalak lzgara kebabi cok yimelidir. Bu 
ikisi kan yapar. Sebze eksik etmemelidir. Tere, ispanak, yesil lahna, hindiba, may- 
danoz, kuru meyveler, tavsan eti, tavuk katisi, yumurta sansi, kuskonmaz, bezelye, 
patates, fasulye, havue ve mercimekde de celik vardir. Cok faidelidirler. Her mey- 
veyi yimelidir. Et yiyemiyenleri zorlamamahdir. Eti sebze, hamur isi ile vermelidir. 
Demiri, iodu bol seyler, mesela mersin bahgi, orkinos [istavrit azmasi], hamsi, yilan 
bahgi yimeli, taze balik yagi icmelidir. Mi'de ve karaciger htilasalan, folik asid ve 
B 12 vitamini almak lazimdir. (Minadeks) adindaki kuvvet surubu da cok faidelidir. 

3 — ARTERIO-SCLEROZ (Damar sertligi): Tansiyon artar. Nabz atmasi ya- 

[1] Albiiminin, civa iyodiirlii Tanret mi'yan ile aranmasi cok kolaydir. 

-653- 



tarken cokdur. Ayakda dururken azdir. Nefes darhgi, carpmti, geceleri idrara cok 
kalkmak, berrak ve bol idrar, karaciger kifayetsizligi bu hastahgm alametleridir. 

Karaciger, beden fabrikasmin biiyiik bir laboratuvandir. Sag kaburga kemikle- 
rinin ve diyaframm altinda bulunur. Ince bagirsaklardan gida maddelerini ve bir mik- 
dar zehrli maddeleri almis olan kam getiren kilcal damarlar, birleserek bir toplar 
damar halinde karacigere girer. Burada tekrar kilcal damarlara ayrilir. Her birin- 
deki kan, kalburdan siizuluyormus gibi, karaciger icinde yayihr. Sonra yine baska 
kilcal damarlara girer. Bunlar da birleserek, cigerden cikan bir damar, bu kam kal- 
bin sag kulakcigma gotiiriir. Karaciger, bagirsaklardan gelen kandaki karbon-hid- 
rat maddelerini tutar. Kana lazim olan, az mikdanm kalbe gonderir. Boylece kara- 
ciger, ihtiyat seker deposu vazifesini goriir. Yumurta aki maddelerine ve yaglara da 
te'sir eder. Gelen tuzlarm bir kismmi kalbe gonderir. Bir kismim da, sonradan ya- 
vas yavas gonderir. Bir kismim safra ile tekrar bagirsaklara gonderir. Bagirsakdan 
gelen zehrli maddeleri imha eder. Kan ile gelen protein parcalanndan (ire sentezi 
yapar ve yavas yavas bobreklere gonderir. Harab olan al yuvarlarm kirmizi boya 
maddeleri artiklarmdan, safra boyasi ve safra asidi yapar. Bu asid, yaglann hazmi- 
na yarar. Bu iki madde, karacigerde kolesterin denilen yag gibi bir madde ile bir- 
lesir. Kolesterin esteri olur. Esterlesen kolesterinin, mecmu' kolesterine nisbeti, nor- 
mal olarak, yiizde yetmis [0,70] dir. Bu nisbetin azalmasi, karaciger kifayetsizligi- 
ni gosterir. Bunun icin karaciger kolesterinle ilgili madde mubadelesinde te'sirli olur 
ki, atardamar sertlesmesinde miihimdir. Bu ile madde, safrayi meydana getirir. 
Karaciger, bu siviyi, devamli olarak safra kesesinde toplar. 977. ci sahffeye bakimz! 

Insan karacigerinden, yirmidort saatde, yediyiiz litre kan gecmekdedir. 

Sihhati yerinde bir insanm karacigerinde cesidli mikdarda yag toplamr. Bu 
mikdar, yinilen yag mikdanna, yaglann imtisas ve karacigere nakl temposuna ve 
karacigerde yaglann oksidlenme hizma baghdir. Fazla yag yinildigi zeman kara- 
cigerde notr yag mikdari artar. Kolesterinli maddeler yinirse, yag ve kolesterin top- 
lamr. Karacigerde yag toplanirsa, karbonhidrat [glikojen] mikdari azalir ve ciger 
hiicrelerinin cogalma kuvveti bozulur. Aclikda, yagh dokulardan aynlip kana 
kansan yag da karacigerde toplamr. Seker hastalannda, kanda yag cogaldigi icin 
de, karacigerde yag toplamr. Sari hastahklarda ve fosfor, kloroform, dort klorlu 
karbon gibi karaciger zehrleri alinmasmda da yag [Lipid] toplamr. 

Karacigerde yag toplanmasim azaltan ve yaglan cigerden cikaran maddelere (Li- 
potropik) denir. Kolin, metiyonin, inositol ve B 12 lipotropikdirler. Ciinki bu cism- 
ler, Fosfolipid metabolizmasmi tanzim ederler. Bu maddelerin degismeleri bozu- 
lunca, kanda kolesterin cogalir. Bundan da siroz, diyabet, nefrit, tansiyon artma- 
si, damar sertligi, kalb damarlannda hastahk hasil olur. Damarlarda lipoid birikir. 
Lipotropikler, karacigerin zehrleri temizleme kuvvetini de artdirmakdadir. 

Damar sertligi hastahgi ikiye ayrilir: A) Damarlarm ic yiizleri kolesterin siva- 
si ile ortiiliir. Tansiyon yiiksekdir. B) Karaciger ve bobrekler kifayetsizdir. 

Birinci hal icin, perhiz yapmah, az su icmelidir. ikinci bakimdan, karaciger ve 
bobrekleri zedelememek icin, mi'de ve bagirsaklardan gelecek zehrleri cok azalt- 
malidir. Bu iki hali de karsilamak icin, hastaya kolesterini az ve zehr giderici siit- 
lii sebze perhizi verilir. Zeytin yagh enginar yemegi kanda kolesterini azaltir. iod 
ve iod bilesikleri faidelidir. Mesela, potassium iodiir, lipiodol, pepton iode, (iodo- 
pepton Kazim) verilir. (Siilfarlem), kolesterini eritir ve karacigeri kuvvetlendirir. 

Kolesterini az perhiz, damar sertliginde, gut (ya'ninekris) de, ba'zi sekerliler- 
de, kandaki cok mikdardaki kolesterini azaltmaga yarar. Kanda fazla kolesterin 
bulunursa, damar ici yiizeylerde toplanarak (aterom) denilen levhalar yapar. 

YASAK YEMEKLER — Yumurta, silt, beyaz peynir, bilhassa bayat peynir, 
kaymak, tereyagi, beyin, ic organ etleri, havyar, yagh et, sun'i tereyaglan, cikolata, 
kati bitki yaglan, ceviz, findik, badem, hurma gibi yagh maddeler ve sigara yasakdir. 
Prof. Dr. Suleyman Yalcm, 16.7.1985 tarihli Tiirkiye gazetesindeki beyanatmda, 

-654- 



(Domuz etinde yiiksek mikdarda bulunan yag ve kolesterol, damar sertligine sebeb 
olmakdadir) demekdedir. 23 Mart 1988 tarihli Tiirkiye gazetesinde diyor ki, (Avru- 
panm en fazla okunan sihhi mecmu'asi (Neuform kurier), domuz etinin deri hasta- 
hklarma, kansere, tansiyonun artmasina, romatizma ve gribe sebeb oldugunu ve do- 
muz etinde hicbir vitamin bulunmadigmi, zarannm cok oldugunu bildirmekdedir.) 
Sivi yaglar ve sekerli maddeler az mikdarda verilebilir. Tavada kizartmamalidir. 

Bobrek iltihabi da varsa, eti, sebzeyi azaltmali, kuzu kulagi, kus konmaz ve ek- 
si seyler vermemelidir. Tansiyon yiiksekligi, diyabet, sismanhk varsa, bunlarm te- 
davisi de yapilmalidir. Tansiyon artmasina karsi, tuzsuz perhiz iyidir. 

4 — KLOROZ (za'fiyet): Deri solgundur. Goz kapaklan ve topuklar siser. Ne- 
fes tikanikhgi, carpinti, kadmda adet bozuklugu, sinir bozuklugu, histeri, istiha- 
sizlik, kabz ve kay goriilur. 

Acik, havadar yerde ev tutmalidir. fjzuntii, diisiince olmamalidir. El isi hafif ol- 
mali, beden hareketi fazla olmamalidir. Gee yatmamah, dokuz saat uyumalidir. 

Cesidli ve bol yimelidir. Silt, yumurta, et, yesillik, pure (ezme), hamur isi yime- 
lidir. Cok et yimege ozenmemeli, beyaz eti tercih etmelidir. Hamur isi, yesil seb- 
ze cok yimelidir. Bunlarda, bilhassa ispanakda celik vardir. Kahve ve cay acik ol- 
malidir. Hububat, bilhassa mercimek, fasulye iyidir. Meyve cok yimelidir. Pilav, 
siitlac, dolma gibi pirincli yimelidir. Yemek arasmda sicak serbetler ve istiha ge- 
tirici ot sulan icmelidir. Paris Tib Fakiiltesi profesorlerinden M.Loeper ve Saint 
Louis hastahanesi laboratuvar sefi J.Lesure tarafindan hazirlanmis olan fransiz- 
ca tibbi formiilerde diyor ki, (Kma-kina kabugu, kuvvetlendirici ve ates diisuru- 
ciidiir. Za'fiyyet hallerinde, bilhassa veremden, seker hastaligmdan, sitmadan 
halsiz kalanlara ve tehlilkeli hastahklardan kurtulan kuvvetsiz ve kansiz kalanla- 
ra cok faidelidir. Toz halinde giinde, 0,20 gramdan iki grama kadar kuvvet icin ve- 
rilir). Otuz gram kina-kina kabugu ile yarim kilo kuru siyah iiziim havanda ezilir. 
Sonra, birbucuk kilo, ya'ni alti su bardagi kadar su ile yarim saat kaynatip, kevgir- 
den veya tiilbendden siseye siiziiliir. Uc yemek arasmda yarim fincan icilir. 

Kloroz hastalarmin cogu, kansiz olduklarmdan, bunlar anemi perhizi de yap- 
mahdir. Celikli ilaclar cok faidelidir. 

5 — SIROZ HEPATIK (Karaciger sertle^mesi): Cesidli seklleri vardir. Alkol 
ve domuz eti, karacigerin ve sinir sisteminin amansiz diismanidir. Karaciger siser 
veya kiiciilur. (istiska) olur. Ya'ni, karn su toplar. Bacaklarda odem olur. Ba'zan 
mak'addan kan gelir. Mi'de agnsi, kan dolasimi bozuklugu olur. Yahud sanhk, hal- 
sizlik, ates, renkli idrar, dalak sismesi olur. Uremi hastahgi gibi de goriiniir. 

Bol et, az yag vermelidir. B vitamini cok faidelidir. Mesela, bira mayasi verilir. 
Bira mayasi, bira degildir. Alkolii yokdur. C ve K vitamini bulunan ilaclar ve limon 
verilir. Karaciger hiilasasi, Bejektal veya (Vitamin B Complex) ignesi yapilir. 

Hergiin, bir litre slit verilir. Ekmek yiyebilir. Yesil sebze, iyi pismis et verilir. Zehr 
hasil etmiyen seyler yimesi esasdir. Bunun icin bayat yemekler, av eti yasakdir. Cok 
taze balik yiyebilir. Baharh, eksi, tursulu seyler yimemelidir. Bayat peynir yasak- 
dir. Siitlii-sebzeli gida yimelidir. Celikli ve arsenikli ilaclar almahdir. Odem per- 
hizi ve susuzluk perhizi yapilmalidir. 

6 — KONSTIPASiYON (Kabzhk): Halaya az ve kati cikihr. Umum bedende 
degisikliklere sebeb olur: istihasizhk, nefes darhgi, safra yolu nezlesi, bas agnsi, 
takatsizlik, zehrlenme sebebi ile titreme ve ates yiikselmesi goriiliir. 

Kabzligm muhtelif sebebleri vardir: 1- Bagirsak tikanmasi, 2- Gida sebebi. 
Siir'atli hazm edilen maddeleri yimek, 3- Mi'de usaresinin bozulmasi, 4- Bagirsak 
adalesinin hareket kuvvetinin azalmasi, 5- Mak'at halkasmin tesenniicii [spazmo- 
zu, kasilip kalmasi] gibi. Kabzhk cekenler, hergiin aym saatde halaya cikmahdir. 
Mesela, sabah kalkmca ve aksam yatarken cikmahdir. Bir kerre cikmak yetisir. iki 
kerre, daha iyidir. 

Hazm edilemeyip geride kalan kismi cok olan yemekleri yimelidir. Bu kismlar, 

-655- 



bagirsaklan harekete getirir ve usare akmasma sebeb olur. Bunun icin, seliilozu 
cok gida (sebze, meyve) yimelidir. Yemekleri iyi cignemelidir. 

Yinecek seyler - Ogle ve aksam, sebze corbasi. Sebze yemekleri, salatalar, ha- 
mur isi, bilhassa yulaf unu ile yimelidir. Et, yalniz ogle vakti yinir. 

Her nev' et, balik, bol tereyagi, esmer ekmek, cavdar ekmegi, peksimet, pata- 
tes, mercimek, salgam, havuc, nohud piireleri, bol sebze, salata, ispanak, erik re- 
celi, ravend cok iyidirler. Cig ve pismis her meyve, bilhassa kuru meyveler, kuru 
incir, uziim, erik, dut, cevz, badem, bal yimelidir. Seyyid Abdulhakim efendi, 
(Keskiil) risalesinde diyor ki, (incir, tayyip bir yemisdir. Latif bir gidadir. Hazmi 
kolaydir. Menfe'atleri cok bir devadir. Tabfate yumusaklik verir. Balgami eritir. 
Bobrekleri temizler. Mesanedeki kumlan izale eder. Karacigerin ve dalagin tikan- 
mis olan deliklerini acar. Bedeni sismanlatir. Basuru izale eder. Nekrise, romatiz- 
maya faidelidir.) incirin arabcasi (Tin)dir. Tin suresinde Allahu teala, inciri medh 
etmekdedir. Hem faideli, hem mubarekdir. Taze veya kurusu ac iken uc adedi bir- 
kac gun yinirse, rahat ishal yapar. Sabah ve aksam yemeklerinden bir saat evvel, 
iki, iic aded taze veya kuru incir yimek, sancisiz, agnsiz, rahat ishal yapmakdadir. 
Cikolata ve madlen, bunlara zarar vermekdedir. 

Yasak olanlar - Yumurta kabz yapar. Cok az yimelidir. Pirinc, koyu cay, ciko- 
lata yasakdir. Yemek cedveli - Sabah: Taze meyve, bir dilim ekmek dogranmis se- 
kersiz balli sicak silt 300 gram ve bol tereyagi. 

Ogle: Bir tabak et, bir tabak sebze, beyaz peynir, turup, tereyagi, komposto. 

Ikindi (saat dortde): Komposto, hafif cay. 

Aksam yemegi: Sebze corbasi, makarna, patates ve meyve. 

Bagirsaklarda mayalanan, gaz yapan yemekler yimelidir. Mesela, bayat et, 
kiymah borek, mantar, baharh seyler, bayat peynir, yogurt yimelidir. Gazoz, limo- 
nata, bikarbonath su, acik kahve ve cay iyidir. 

Bagirsaklan hareketsiz olanlar, sabah ac karmna, olmus meyve ile cavdar ek- 
megi yimelidir. Bununla, taze sebze yemegi yimek iyi olur. Bir kahve kasigi Kar- 
bonat veya suziilmus bal bir bardak lhk suda eritilerek sabahlan ac olarak icme- 
lidir. Yahud, iki kahve kasigi Karlsbad tuzu bir bardak lhk suda eritilip sabahla- 
n ac iken icmelidir. Hem safra soker, hem bagirsaklan harekete getirir. Hie agn, 
sanci yapmadan, su gibi ishal yapar. Erbalax ve Bilagit hablan da iyidir. 

Spazmdan olan kabzhlar, et yimemeli. Hamur isi, sebzeli yimelidir. Baharh yi- 
memelidir. Kahve, cay, biber yimemelidir. Yagh yemekleri de azaltmahdir. 

(Duphalac), (Normacol), (Granocol) gibi kaydinci ilaclar cok faidelidir. Bu su- 
rublar, te'sfr etmezlerse, ertesi sabah bir corba kasigi daha verilir. Sinameki, ra- 
vend, sari-sabir, fenolftalein gibi tahris edici maddeleri fazla kullanmamalidir. (Tes- 
hil-iil-menafi')de diyor ki, (alinan gida, bir saatde disan cikar. 24 saatda cikmaz- 
sa, hastahk alametidir.) 

7 — KOLEMI (Sarihk): Safra boyasi kana gecmis oldugundan, derileri, yiiz- 
leri, gozleri sandir. Perhiz ile birlikde, vucud hareketleri ve sicak banyo da yap- 
mak lazimdir. Agir hallerde yatmahdir. 

Yagsiz silt, yagh peynir, gravyer peyniri yimelidir. Yumurta az yimeli ve rafa- 
dan olmah, ya'ni az pismelidir. Hamur isi, pirincli, patatesli yimelidir. Pismis sa- 
lata, sebze yemeklerinin cogu iyidir. Fekat, kuzu kulagi, ispanak, semiz otu yime- 
melidir. Her olgun meyve, kizarmis ekmek, beyaz tereyagi iyidir. 

Vita yagi, sana yagi, margarin gibi yaglar, tereyagmm yerini tutamaz. Evet 
bunlar, hakiki yagdir. Fekat, sivi yaglardaki oleik asid gibi cok karbonlu buyiik mo- 
lekiillerin, nikel katalizorii ile hidrogen verilerek doyurulmasi ile yapihyorlar. Ole- 
ik asid, stearik asid haline donerek kati yag, don yagi oluyor. Onsekiz karbonlu, 
biiyiik yag molekiilleri, sindirim mayalan tarafmdan kolay parcalanamiyor. Gii? 
hazm oluyor. Tereyagmdaki tri biitirin esteri ise, kiiciik molekiil oldugundan ca- 
buk hazm oluyor. Bundan baska, tereyagi emiilsiyon (siibye) halindedir. Mayalar, 

-656- 



tereyagi zerrelerini kolay hazm ediyor. Katilasdrnlmis yaglar ise, siibye halinde de- 
gildir. Beden sicakhgmda ergimis hale gelmiyor. Zerreler halinde dagilmis olma- 
digindan mi'de ve bagirsaklarda, tas parcalan gibi kati kahyorlar. Ancak, yiizey- 
lerinden asinarak giic hazm oluyorlar. 

[Margarin, ya'ni sun'i tereyagi piyasada cesidli fantazi ismlerle mevcuddur. 
Margarin ilk olarak 1286 [m. 1870] da iiciincu Napolyonun arzusu ile Parisde 
Mege-Mourie tarafindan oleomargarinden yapildi. Oleomargarin, ic yaginin sicak- 
da tazyik ile siizulmesinden elde edilen sivi yagdir. Otuz kism oleomargarin, yir- 
mibes kism kaymagi almmis inek siitii ve ellibes kism su ile uzun zeman karisdi- 
nhp emiilsiyon, ya'ni siibye haline getirilir. Tuz, boya konarak yapihrdi. Boylece 
otuzyedi derecede eriyen, hazmi kolay iyi margarin elde edilirdi. Bugiin oleomar- 
garin yerine mayi' nebatiyaglarm ve bahk yaglarimn, hidrojenlenerek katilasdi- 
nlmasindan elde edilen stearin yaglan kullamhyor. Katilasdinlmada vitaminler bo- 
zuldugu icin, sonradan A ve D vitaminleri ilave edilerek, gida kiymeti iyi oluyor 
ise de, hazmlan giic olmakda, tereyagi yerini tutamamakdadir. Margarin, rumca 
inci demek olan margaron kelimesinden almmisdir]. 

Yasak olanlar - ic yagi, yagh et, bayat et, deniz ve av hayvanlan, etli hamur isleri, 
tahn, lahna, ispanak, semiz otu, kuzu kulagi, salgam, baharat, bayat peynir yasakdir. 

Yalniz ogle yemeginde, yagsiz et, kebab, tavuk, yagsiz taze bahk, dil yiyebilir. 
Kuru sebze yemegi, cay, kahve yasakdir. Sekerli ve pastalar yimelidir. Karaciger 
hiilasasi ignesi yapihr. Sabah ve aksam bir kahve kasigi (Sel le Karlsbat) bir bar- 
dak soguk suda eritip icilir. Sicak su ile icmek, kabza karsi cok faidelidir. (Bilsan) 
hablari safra yollarmi temizler. 

8 — KALB HASTALIGI — Kalb zedelenmemis, lslahi kabil ise, perhize lii- 
zum yok gibidir. Bilhassa aksam yemekleri, hafif olmahdir. Cok su icmemeli, su- 
lu yemek az olmahdir. Av eti, konserve, baharat, mayalanmis peynir yimemelidir. 

Kalbde anza varsa ve tam giderilemezse cok siki perhiz lazimdir. Et hie yime- 
meli veya arahklarla ve az mikdarda, iyi pismis yimelidir. Nefes darhgi varsa, tu- 
zu azaltmahdir. Aksamlan az yimeli. Yemekden sonra yurumemelidir. 

Yagsiz silt, yumurta, ogle vakti biraz sogiis, kizarmis ekmek, sebze, unlu, hamur 
isi, taze peynir, meyve yimelidir. 

Giinde bir litreden cok su icmemelidir. Hasta sik sik tartilmahdir. Kilosu artm- 
ca viicudda su toplandigi anlasihr. Sulu seyleri azaltmasi lazim olur. 

9 — ASISTOLI (Kalb za'fiyeti): Kalb tam sikismayip, toplar damarlardaki ka- 
m cekemez. Akciger toplar damarlarmda ve cigerlerde ve daha sonra, biiyiik dola- 
simda kan hareketsiz kahr. Ayaklar siser (odem). Karnda su toplamr. idrar kesilir. 

Yatakda istirahat etmeli. Heyecanlanmamah, sinirlenmemelidir. Tam istirahat 
etmelidir. Cok az yimelidir. Kati yemekler yasakdir. Sivi yemekler de az olmah- 
dir. Boylece, kalbi yormamak lazimdir. Bunun icin, giinde yedi def'a yimelidir. 

Sabah sekizde: Elli gram nisasta ile yapilmis muhallebi. Saat onda: Pismis elma 
veya receli. Onikide: Elli gram iyi pismis bahk ile otuz gram ekmek. Ondortde: Bir 
pismis elma veya receli. Onaltida: Bir fincan silt. Yirmide: Hububat ezmesi veya 
hamur isi verilir. 

Giinde dokuzyiiz gramdan cok su icmemelidir. Bu perhiz bir iki ay yapilmah- 
dir. (Odem perhizi)ne bakiniz! 

10 — DIYABET (Seker hastahgi): idrarda seker bulunur. Salim insanm kanin- 
da, ac iken litrede bir gram glikoz bulunur. Litrede 1,30 grami gecerse, hastahk ala- 
meti olur. 1,60 gram olunca, idrarda seker bulunur. idrar artar. Susuzluk, achk, za'if- 
lemek, halsizlik, ciban, kasmti goriiliir. Diyabet iki diirliidiir: 

1 — Viicudii eritmez. Yagh ve mafsal agnh kimselerde cok olur. idrardaki se- 
ker, gidadan olur. 

2 — Viicudii eritir. Az rastlamr. Pankreas bozulmusdur. idrardaki seker, gida- 

- 657 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:42 



dan ve dokulann erimesinden hasil olur. 

Diyabetiklerde, hazmsizhk, albiiminiiri, bronsit, verem, ciban, antraks (sir pen- 
ce), gangren (parmak ve saire ctirtimesi), kramp (adale tutulmasi), inadci nevral- 
gi (sinir agrisi), diabet komasi (uzun bayilma) hasil olabilir. 

Haftada iki kerre, lhk hamam yapmalidir. Yirmi dakika yikanip, sonra havlu ile 
friksiyon (delk, ugma) yapmalidir. Deniz ve soguk su banyosu yasakdir. Sicak el- 
bise giymeli, sicak yerlerde yasamahdir. Beden hareketi yapmali, masaj, ytirtiytis, 
bisiklet, eskrim faidelidir. Nemaz kilmak, cok faidelidir. 

Perhiz miihimdir. Dikkat etmelidir. Sinirlenmemeli, heyecanlanmamahdir. 

Yagh diabet perhizi - Once tic gun sulu perhiz (rejim) yapilir. Gtinde tic dort lit- 
re su verip, yatakdan kalkmaz. Sabah mtishil verilir. Boylece kan sekeri stir'atle 
azalip normale iner. Bir litre kanda bir gram olur. Ya'ni, ytiz gram kanda ytiz mi- 
ligram olur. Yahud, tic gtin, yesil sebze yimelidir. Uc gun sonra az et verilir. Faz- 
la et, asidoz ve aseton yapar ki, ikisi de tehltikelidir. Bol sebze yimelidir. 

Yasak olanlar - Sekerli ve nisastah her madde yasakdir. Bunlara (karbonhid- 
rat) denir. Her tath meyve, hamur isleri, karbon hidrath sebzeler, mesela havuc, 
salgam, sogan, pancar, turup, bezelye ve benzerleri hububat yasakdir. 

Her dtirlti et yiyebilir. Glikojen bulundugu icin karaciger yasakdir. Her yemekde, 
elli gram ekmek yiyebilir. Kabuk daha iyidir. Aloron ve gltiten ekmekleri yimelidir. 
Fazla protein (et) ve yag asidoz yapar. Bu ise zehrdir. Yag az yimelidir. Tereyagi ve 
zeytinyagi tercih edilmelidir. Cevz, findik, fistik, badem gibi yagh meyve yimelidir. 
Tere, marul, salatahk, hindiba, ispanak, taze fasulye gibi sebzeler ve lahna, karna- 
bahar, iskorcina, enginar, kereviz, kuskonmaz, yer elmasi, yer mantan yiyebilir. 

Patatesde % 17 (ytizde onyedi) nisasta bulundugu halde, yiyebilir. Ekmek ye- 
rine, zeytinyagh patates ptiresi verilir. Patatesde alkali tuzlan bulunmasi faideli ol- 
makdadir. Yumurta, peynir yiyebilir. Sekersiz olarak stit icebilir. 

Limonata, gazoz yasakdir. Su ve ma'den sulan, bikarbonath sular serbestdir. Se- 
kersiz, gay ve kahve icilebilir. Seker yerine sakkarin hablan kullanmahdir. Her su- 
sayisda, az su icmelidir. Cok su, mi'deyi bozar. 

Asidoz tehlukesi oldugu zeman, bir gtin yulaf unu verilir. Yulaf unu, uzun ze- 
man, az tuz ve tereyagi ile pisirilir. Soguyunca yumurta aki ile karisdirihr. ikiyti- 
zelli gram un, ytiz gram yumurta aki ve ticytiz gram tereyagi kansimi bir gtinde yi- 
necekdir. Bundan sonra tic gtin, cesidli sebze ve yumurta verilir. Albtimintiri de var- 
sa, fazla stit vermelidir. Sekeri degil, albumini dtistirmek lazimdir. Diabetle nek- 
ris [ya'ni mafsal agnlari] birlesirse, beyaz ve yavru etleri yimemelidir. Az kirmi- 
zi et ve cok sebze yimelidir. 

Viicudii eriten diabet - Za'ifletir. Yine cok et vermemelidir. Fazlasi, aseton zehr- 
lenmesi yapar. Tereyagi vermeli, bahk yagi icirmelidir. Bol yesil sebze yimelidir. 
Patates yimelidir. Karbon hidrath (sekerli, nisastah) maddeleri arada bir verme- 
lidir. Bunlar, sekeri artdinr ise de, aseton zehri yapmazlar. Bunlari, te'siri ters olan 
et ile ayarlamak lazim olur. 

Cahsan bir sekerliye gtinde ikiytizelli gram glikoz [veya karbon hidrath madde- 
ler] ile ytiz gram yag ve altmis gram protein verilir. Hasta bu kadar glikoza teham- 
mtil etmezse, instilin ignesi yapmak lazim olur. 

Asidoz yok ise, her sabah, kahvaltidan yarim saat once (instilin protamin 
zink)den oniki unite zerk edilir. idrarda seker gayb olunciya kadar, dort gtinde bir, 
iki Unite artdinhr. Piyasada bulunan (Depot-insulin) veya (N.P.H. instilin organon) 
recete ile ahmr. 

Asidoz var ise, sabah, ogle ve aksam yemeklerinden on dakika once, on Unite 
adi instilin zerk edilir. Piyasada bulunan (instilin Horm sempl) recete ile ahmr. id- 
rarda seker kesilinciye kadar onbes gtinde bir bes Unite artdinhr. Her tic ayda bir 
kanda kolesterol, aseton ve glikoz olctilmelidir. B 12 , C ve P vitaminleri verilir. 

-658- 



Kanda aseton olursa, yatakda istirahat etmeli. Yalniz silt vermelidir. Giinde iki, 
tic litre verilir. Limon suyu, bikarbonatli su icmelidir. 

idrarda seker aramak : Fehling mi'yan ile aramr. Fekat Fehling eriyigi, uzun ze- 
man saklanamaz. Bozulur. Taze hazirlamak lazimdir. Daha kolay olarak, cam ka- 
pakh siseye % 5 (yiizde bes) bakir siilfat (CuS0 4 ) eriyigi konur. Lastik veya man- 
tar kapakli baska bir siseye % 10 (yiizde on) sodium hidroksid (Na OH) eriyigi ko- 
nur. Bunlar, senelerce bozulmadan durur. 

Yirmidort saatlik idrar toplanip bundan veya yemekden sonra alman idrardan 
deney tiipe, yandan fazla konup, kaynatihr. Sonra, iki tic damla asetik asid konur. 
Albtimin coker. Cam hunideki pamukdan veya kivrilmis stizgec kagidmdan stizti- 
ltir. Stiztilenden, bir deney ttiptintin ticde birine kadar konur. Uzerine, aym mik- 
darda sodium hidroksit eriyigi konur. Uzerine, bakir stilfat (goztasi) eriyigi dam- 
latilir. Idrarda seker varsa, meydana gelen mavi bulamkhgm tekrar eridigi gorti- 
ltir. Idrar koyu mavi olur. Bakir stilfat eriyigi, o kadar damlatilmah ki, meydana 
gelen mavi (bakir iki hidroksid) Cu (OH) 2 cokeltisi, ttip calkalanmca, artik erimez 
olsun ve biraz bulamklik gortilstin. Cokelti cok olmamahdir. Bunun icin, eriyigi faz- 
la damlatmamahdir. Koyu mavi eriyik alevde lsitihr. Kaynamadan once, sari (ba- 
kir bir hidroksid) Cu OH bulanikhgi olursa, seker bulundugu anlasihr. San turun- 
cu bulamklik yavas yavas hasil olursa, sekerin az oldugunu gosterir. Kaynaymca 
hasil olursa, seker pek az demekdir. 

Helvada, pastada ve tathlarda glikoz bulunup bulunmadigi da, boyle anlasihr. 
Adi sekerle [sakkarozla] yapilan tathlar, sari turuncu olmaz. 

Saglam insamn idrannda seker bulunmaz. idrann bir litresinde bulunan glikoz 
mikdarmi bilmenin faidesi yokdur. Yirmidort saatde cikan seker mikdari, hasta- 
hgm derecesini ve perhizin nasil olacagmi gosterir. Hastahk olmayip, fazla gida- 
dan da glikozuri olabilir. Bunu anlamak icin, sabah ac karna, ytizelli gram glikoz 
sekerinin ticytiz gram suda eriyigi, birden icilir. Her saat, idrarda seker aramr. Se- 
ker bulunursa, gidadan oldugu anlasihr. Karacigerin seker tutmadigmi gosterir. 

Hafif diabetler, gida sartlan ile sukunet bulur. Orta derecedeki, siki perhizle ida- 
re edilir. 

Agir sekli, siki perhiz ve ilac ile ve yatakda, tedavi ister. Bunlan ayird etmek icin, 
kanda glikoz mikdarmi olcmek, asidoz aramak, albtiminuri aramak lazimdir. Asi- 
dozu anlamak icin, idrarda amonyak, aseton aramr ve akcigerlerdeki karbon di- 
oksid basmci olctiltir ve kamn rezerv alkaleni ta'yin edilir. 

Saglam insan idrannda iki santigram aseton bulunur. Achkda, mikdari artar. 
Kanda aseton ve diasetik asid ve oksi btitir asidi bulunursa, asidoz denir. Asido- 
za, yaglar cok, albuminler az sebeb olur. Seker ve nisastah gidalar ise, asidozu azal- 
tir. Asidozu olmiyan seker hastalannda, achk, saglam insanda oldugu gibi, asidoz 
yapar. Asidozu cok hastada ise achk, asidozu azaltir. Asidoz komasmda olana, se- 
kerli su icirilir. Bikarbonatli su icirilir. Bir litre, ytizde tic eriyigi damara sirmga edi- 
lir. 

11 — DIYARRE (Ishal): Halaya sik ve sivi halde cikihr. Once kann agnsi olur. 
insam za'ifletir. Anemiye (kansizhga) sebeb olur. Diyarre, bircok hastahklarm ala- 
metidir. Mesela, anterit (bagirsak iltihabi) veya mi'de sikmtisi, hazmsizhk, zehr- 
lenme veya mikroblu hastahk oldugunu haber verir. Perhiz de, bu hastahklara go- 
re cesidli olur. 

Mikroblu ishallerde, sulu seyler vermeli, fekat stit vermemelidir. Yalniz bagir- 
saklardaki mikroblardan veya asabisebeble osmosun artmasindan ise, taze kizar- 
mis et, cig veya rafadan (az pismis) yumurta, pirinc veya arpa unundan yapilmis 
seyler, ayva kompostosu, piskin bayat ekmek verilir. Cig elma, havuc, keci boynu- 
zu yimelidir. 

Once bol su icilir. Kaynamis su, pirinc suyu veya ma'den suyu icirilir. Sonra kar- 

-659- 



bon hidrath gidalar verilir. Sutlii seyler iyi gelmez. Silt yerine sebze suyu verilir. 
Aluminium veya Bismutlu hablar verilir. Mikroblu ishalleri durdurmak icin (Si- 
osteran) drajeleri veya (Diyareks) hablan kullamlmakda ve iyi gelmekdedir. Ba- 
girsakdaki zararh mikroblan oldlirmek icin (Siilfamisetin) hablan cok iyidir. 

Sebze suyu, bugday, arpa, kuru fasulye, nohud, mercimek gibi kuru sebzelerden 
birinden otuz grami, iic litre suda, iic saat kaynatilir. Sonra bes gram tuz konur. Sii- 
ziiliir. Bir litre kahr ki, bir giinde icilir. Malt hulasasi da iyidir. 

Mikrobsuz ishal, iki diirliidiir. I: Madde-i gaita, kopiiklii, gazli, selliiloz parca- 
lan ve nisasta bulunursa, (Fermantasion)lu Kolopati denir. Bunlara taze ekmek, 
patates, kuru sebze, hamur isi, peynir verilmez. Tath da azaltihr. II: Gaita esmer, 
cok kokulu, amonyakh ise, (Piitrefaksion)lu Kolopati denir. Unlu ve sekerli gida- 
lar verilir. Et suyu ve tavasi verilmez. Beyaz et ve bahk kebablan verilir. 

Az bal ve yogurt verilir. Alkollii, baharli, cay, kahve gibi tahris ediciler verilmez. 
Lahna, karnabahar, domates, kabak, ispanak gibi selliilozu fazla sebzeler de ve- 
rilmez. Salata, kereviz, havuc, enginar verilir. Gunltik yumurta, olgun meyvalar ve 
komposto verilir. Fermantasiona karsi, kalsium, Bismutlu tozlar verilir. Piitre-fak- 
siona karsi Bismutlu tozlar iyidir. 

Siddetli ishalde albiiminli su verilir. Bunun icin, dort yumurta aki, bir litre su- 
da calkalamr. Biraz seker ve cicek suyu konur. Karin, pamuklu veya yiin fanila ile 
sanlmahdir. Agir hallerde yatmahdir. 

12 — TEVESSU'I MI'DE (Mi'de geni^lemesi): Bos oldugu zeman kiiciilmiyen 
mi'de demekdir. Mi'deden calkanti sesleri gelir. Yemeklerden sonra karm siser. 
Geyirme, bol kay, kabz olur. Bas agrisi yapar. 

Giinde iki yemek yimelidir. Arada birsey yimemelidir. Gida hacmi en az olma- 
lidir. Anormal fermantasyon (mayalanma)lardan sakmmahdir. O halde, az su ic- 
melidir. Gazoz ve gaz yapan sivilar icmemelidir. Cig sebzeler, salata, corba, sulu 
seyler, mi'deyi sisiren her sey yasakdir. Kara ve kanli et, konserve eti yimemeli- 
dir. Yagli bahk, ic yagi, kuyruk yagi, yagsiz peynir yimemelidir. Simeko veya 
Kompensan hablanni cignemek, gaza ve agriya karsi iyi gelmekdedir. 

Iyi pismis kirmizi ve beyaz et, nisastah sebze piireleri, az mikdarda pismis ye- 
sil sebze, piskin krzarmis ekmek, yumurta, sekersiz meyve kompostolan yimelidir. 
Acik cay, lhlamur icilir. Biisbutiin susuz kalmak dogru degildir. 

Yemek iki diirlii olur: 1- Onbirde ve onsekizde iki kerre yinir. Arada, achga da- 
yanamazsa, corekle, biskiivi ile bir acik cay icmelidir. 2- tic saatde bir hafif yimek- 
dir. Ogle ve aksam, biraz kuvvetli olur. Yemek arasmda sicak su icmelidir. Sulu 
hie yinmezse, idrar yapilamaz. Mafsal (eklem) hastahgi olur. 

Yemeklerin mi'dede toplanmamasi, agirhk vermemesi icin yemeklerden son- 
ra, yanm saat sag yan iistiine yatmahdir. Hastahaneye yatirmahdir. 

13 — ASIDLI DISPEPSi: Mi'de salgismin artmasindan hasil olur. 1940 da 
Berlinde onuciincii olarak basilmis, doktor Domarrusiin (Grundriss der inneren 
Medizin) kitabmda diyor ki: 

Yemeklerden bir iki saat sonra, mi'dede agri, kazinti, yanma, tazyik hasil olur. 
Eksi gegirmeler, agizda, bogazda yanmalar [kabartilar] olur. Ba'zan, eksi kusma- 
lar olur. Mi'dedeki hazm saatlerce siirer. idrar alkali ve ekseriya bulamkdir. Asa- 
bi bozukluk olur ve vegetatif sinirlerin fe'aliyyetleri artar. Spasmik kabz olur. Ek- 
seriya uziintii, hiizn olur. Mi'de, duodenum iilserinde ve pilor stenozunda [daral- 
masinda] ve miizmin appendisitde de asitli dispepsi hasil olur. 

Mi'de ifrazim artdiran yemeklerden perhiz edilmelidir. Tuzlu, baharli, sekerli 
yemekler, et konserveleri, atesde, tavada krzartmalar, sirke, eksi peynir, yogurt, 
ispirtolu ickiler, hububat, ham meyvalar, salata, koyu cay, kahve ve ispanak, cig so- 
gan gibi sebzeler ve tiitun, mi'de ifrazim artdinrlar. Proteinli maddeler faidelidir. 
Stit, bunlarm en iyisidir. Et, yalniz suda haslama olarak ve ufak parcalar halinde 

-660- 



verilir. Yumurta icilir. Taze beyaz peynir, plasmon, sanatogen verilir. Uzun zeman 
az tuzlu yinir. Ya'ni, giinde bes gram tuz kafidir. Fazla mikdarda karbon hidrat ve- 
rilebilir. Mesela, misir unu, pirinc, patates piiresi verilir. Yag cok muvafikdir. 
Ciinki, mi'de ifrazmi azaltir. Fekat, yalmz tereyagi, kaymak, badem siibyesi ver- 
melidir. Uc yimekden sonra birer kasik zeytinyagi muvafikdir. Bu, kabza da ma- 
ni' olur. Her lokma, ufak parcaciklar halinde olmahdir. Az ve sik yimelidir. Cok 
ifraz ve kay halinde su ve sulu seyleri azaltmalidir. Istirahat etmeli ve tevekkiil ede- 
rek iizulmemelidir. Bromlu ilaclar alarak sinirleri teskm etmelidir. Magnesium ok- 
sid, calcium karbonat, sodium bicarbonat, belladonlu ilaclar almahdir. Yatarken 
karlsbad mahlulu [litrede bir kahve kasigi] icmelidir. 

Yemek cedveli - Sabah: Siit, beyaz peynir, kizarmis ekmek verilir. 

Ogle yemeginden bir saat evvel, bir bardak siit icilir. 

Ogle ve aksam yemekleri: Haslama kofte. Haslama et veya tavuk, yahud bahk. 
Yanmamis yag ile makarna, pilav. Ikindi vakti: Bir bardak siit verilir. 

Mi'de iilserine karsi cok iyi ilac, iki (Kudret nan) dogramp, sisedeki bir kilo zey- 
tin yagma konur. Sise, giinesde birakihr. Birkac hafta sonra, sabahlan ac iken, bir 
corba kasigi icirilip, bir saat hareketsiz sirt iistii yatilir. Kudret nan, [Momardika 
Charantia, Bolsanaple] sarmasik olup, cicekleri kticiik sari, yapraklan cmar aga- 
cmm yapragi gibidir. Meyvesi, iistii cikmtili, yesil hiyar gibidir. ici beyaz ise de, ke- 
silince, kirmizi olur. Kirmizi cekirdekleri saklamp, Mayisda dikilir. Bu yag, basur 
icin de icilir. Derideki yaralara da sliriilur. (Teshil-iil-menafi'), sahife 61 de diyor 
ki: (Biber gibi yakici, aci yiyince, mi'dede yanma olursa, Karha ya'ni iilser oldugu 
anlasihr. Yalmz saf bal ve taze lhk siit bol mikdarda icmekle de sifa hasil olur). 

14 — ASIDSIZ DISPEPSI: Mi'de salgisinda asidin az olmasmdan ileri gelen 
hazmsizhklardir. Mi'dede hafif felc veya genisleme olabilir. Yemeklerden sonra, 
hazm bitinciye kadar (bir iki saat) mi'dede agirlik olur. Gegirme, halaya cikma pis 
kokulu olur. ishal, ates nobetleri, bas agrisi yapar. 

Beden hareketleri, acik hava, kir hayati iyidir. Mi'de iizerine masaj yapilir. 

Hie siit vermemelidir. Mi'de, baska hicbirsey kabul etmezse, o zeman siit ver- 
mek lazim olur. Her et verilir. iyi pisirmeli, kiyma ve pure halinde ve az vermeli- 
dir. Yumurta, rafadan, tavada pismis veya corba icinde verilir. Yagsiz bahk (Bar- 
bunye, Kalkan gibi) verilir. Bayat kizarmis ekmek verilir. Nisastah sebzeler, pu- 
re halinde verilir, yesil sebze az verilir. 

Lahna, hiyar, domates, kuzu kulagi yasakdir. Yagsiz, cok tuzlu corba verilir. Cok 
tuzlu yimeli, baharat da kullanmahdir. Tereyagi, kaymak, zeytinyagi yiyebilir. Tat- 
h meyve kompostosu, mayasiz taze peynir, eksili olmayan meyve receli, taze 
iiziim yiyebilir. Uziimun kabugu ve cekirdegi cikanlmahdir. 

Acik kahve, Qay, lhlamur, papatya cayi, turunc cicegi cayi icilir. Yemek, sabah, 
ogle, aksam yinir. Sabah ve aksam yemekleri hafif olmahdir. Yemeklerden son- 
ra, yanm saat, sag yan iizerine yatmahdir. 

Mi'dede ve bagirsaklarda gaz toplanmasma karsi sinir teskin edici, mesela 
(Belladonal) hapi ahmr. Gaz emici tozlar ve (Aliijel), (Simeko) iyidir. (Festal) gi- 
bi maya te'siri yapan ilaclarla hazmi kuvvetlendirmek de faidelidir. 

Yemek cedveli - Sabah: Bir rafadan yumurta, hafif cay. Ogle ve aksam: Et, su- 
lu veya yagh corba, bir tabak bahk veya kiilbasdi, biftek (sigir kiilbasdisi), bonfi- 
le, bud, pilic, beyin, dalak veya karaciger kebabi, sigir eti soviisii verilir. 

Sebzeler - Patates, sebze pureleri, havue, kereviz, ispanak, pismis salata verilir. 
Pepsin ve kloriir asidi verilir. Mesela, (Asidol pepsin) tabletleri bu isi goriir. Hic- 
kingi durdurmak icin, bir corba kasigi toz sekeri bir def'ada yutmak cok iyi gel- 
digi 1972 de alti numarah eczacilik mecmu'asmda yazihdir. 

15 — ANTERIT (Karn agrisi): Kahn bagirsaklarm hafif iltihablanmasidir. Ba- 
girsak zarlan bozulur. Asabi ve mafsal agnh kimselerde goriiliir. Ba'zan ishal, ba'zan 

-661- 



kabz olur. Madde-i gaita katidir ve bir yabanci zarla ortiiliidiir. Veca', sanci var- 
dir. Veca' zemanmda ates yiikselir, kay eder. 

Asabiyyeti gidermek icin sabahlan, lhk (35 derecede) hamam yapmali. Acik ha- 
vada gezmeli. Evde beden hareketleri yapmali, [kaza nemazlan kilmali]. 

1 — Mi'de ve bagirsaklann yiikiinii hafifletmelidir. 

2 — Bu hastalara kabz cok zararhdir. Kabz olmamak icin, mi'de ve bagirsak- 
lar bos kalmamahdir. Bunun icin ekmek yimelidir. 

Kasab ve kiimes hayvanlan yinir. Taze ve yagsiz olmahdir. Kebab olmali, fekat 
kuru olmamahdir. Konserve eti yasakdir. Erimis tereyag yiyebilir. Yagsiz balik (Pi- 
si, ala balik, turna baligi, mezgit, karagoz baligi gibi) yinilir. 

Nisastah sebzelerin yagsiz piiresi yinir. Yesil sebze giic hazm olur. 

Siit ve sutlii, hie verilmez. Silt, kabz yapar. Silt yerine sebze suyu verilir. Yumur- 
ta da kabz yapdigi icin yasakdir. Pismis peynir az verilir. Maya peyniri hie veril- 
mez. Hamur isleri verilir. Pirinc, ekmek verilir. Fekat, iyi pismis olmahdir. Yalmz; 
taze ve erimis tereyagi konulabilir. Kekik ve turunc ciceginden baska biitiin baha- 
rat, tuz ve biber yasakdir. Seker ve pasta az verilir. Olmus meyve yinir. Tath 
meyve kompostolan verilir. Ayva, dut, cilek gibi daneli meyveler, kabz yapdikla- 
rindan yasakdir. Su serbestdir. Acik cay, ot caylari serbestdir. Yagh et sulari, an- 
cak ekmek dograyarak ve az verilir. 

Agir hallerde, sulu perhiz yapihr. Sebze sulari verilir. Hafifleyince, nisastah, pi- 
rinc unu verilmege baslanir. Sonra patates, sonra umumiperhize gore yinir. An- 
terit icin ve mikroblu, sancih, kanh ishal icin en iyi ilac, (Sulfamysetine) hablari- 
dir. Siilfamisetin, sabah, ogle ve aksam birer dane ahmr. 

Siileymaniyye kiitiibhanesi, (Laleli) kismmda, [3735] sayih kitabda diyor ki, (Go- 
bek agnsi ve gobek kacmasi ve gobekde su toplanmasma karsi, on gram sekeri, yir- 
mi gram sade yag ile ezip kansdirihr, ipirilir. Yahud, arabide Fak' veya Arhun de- 
nilen ak ve yumusak tomlan mantan, [Beletus] kurutulup doviiltir. Bal mumu ile 
lsitihr. Kansdirihr. Soguyunca, gobek iizerine yaki olarak yapisdinhr. Yahud 
Anason dogiiliip sirke ile kaynatihr. Siiziip yanmrs sap ile hamur yapihp gobek iize- 
rine yaki yapihr. Gayet nafi'dir, tecribe edilmisdir). Agir birsey kaldiran, raf gi- 
bi yiiksek yerlere uzanan veya cok iiziilenlerde, (Gobek kacmasi) hasil olur. Go- 
bek iizerine parmak ile veya ayak topugu ile basdinldigi zeman, altmdaki dama- 
nn atisi isitilmekdedir. Gobegi kacamn, damar atmasi isitilmez. Basi doner. Mi'de- 
si bulamr. icine fenahk gelir. Bayilacak gibi olur. Epigastralgie denilen karn ag- 
nsi olur. Kesiklik, halsizlik olur. Gobek kacmasma karsi, sabah ac iken, sirt iistii 
yatip, gobek acihp, iizerine iki kat bez ve bunun iizerine, kaynar su dolu, dibi ge- 
nis caydanhk oturtulur. Sapi bezle tutulur. Uzeri yorganla ortiiliir. Boyle yanm sa- 
at yatihr. Gobek yerine gelinciye, ya'ni damar atmasi duyuluncaya kadar, birkac 
sabah, buna devam edilir. (Fevaid-i Osmaniyye)deki miska da iyidir. 

16 — GASTRIT (Mi'de nezlesi): istihasizhk, kirli dil, ishal, sanci, gobek altm- 
da agri, 39 derece ates olur. Hastahgi anlamak icin radioloji veya gastroskopi 
yapmahdir. Herseyden once ciiriik disleri tedavi etmelidir. 

Soguk su iyidir. Azar azar, sik sik icilir. Karbonath su kansdinlmis siit icilir. Bir- 
kac gun sonra, soguk et suyu verilir. Sonra, yumurta sarisi, daha sonra, az pismis 
et verilir. Her diirlii sebze, kahve, cay, baharh, alkollii seyler, karbonath sular, as- 
pirin yasakdir. (Phenergam) iyi gelmekdedir. Mi'de agnsini kesmek icin, (Gast- 
ro-gut) suya damlatarak verilir. (Kitab-iirrahme)de diyor ki, (Miisavi mikdarda ke- 
reviz, hulbe tohumlan ve kimyon kavrulup, toz edilir. Ac karna su ile icilir. Yesil 
na'na' toz toz edip, ekmek hamuru ile yogrulur. Mi'de iizerine konur). 

17 — GUT (Nekris): Gidalarla ahnan niikleo-protein maddelerinin hazm olu- 
namamasindan meydana gelir. Viicuddaki mayalann te'siri ile bozulup parcalana- 
rak (Urik asid) haline donerler. Saglam insanda, (Asid iirik) dokularda parcala- 

-662- 



nir. En cok, karacigerde parcalamr. Parcalanmayan kismi, idrar ile disari atilir. 

Nekris hastasinda, (Urik asid) maddesi kanda toplanir. Bu (iirisemi) hali, idrar- 
la atilamadigim gosterir. Bunun sebebi, bu asidin, suda az eriyen, izomer bir asi- 
de donmesidir. Saglam insanin kanmda urik asid, litrede iki ile bes santigram 
arasmdadir. Nekrisde ve bobrek tasi olanda ise, bir litre kanda yedi ile oniki san- 
tigram arasinda olur. Once ayak bas parmagmda ve tabanda siddetli agn, kriz olur. 
Kriz, geceleri artar. Sabah azalir. Ayak bas parmagi kizarir, siser. Deri parlar. 

Hastalik yerlesince, krizler [veca' ve sizlama] baska mafsallara [eklemlere] ya- 
yilir. Siser, seklleri degisir. Halsizlik, bas agrisi, bobrek tasi, damar hastaligi, kalb 
hastaligi, seker hastaligi, bobrek hastaligi hasil olabilir. 

Kriz olan yer hie hareket etmiyecek. Siiliik koymamah, tentiirdiyot ve yaki kul- 
lanmamalidir. Kuru fanila ile, pamukla sarmahdir. Biiyiik mafsal siserse, cok te- 
miz igne ile su almahdir. Veca' kesilir. Eskimis hallerde, beden hareketleri yapi- 
hr. Ilik su banyosu, friksiyon, masaj yapmahdir. 

Agn zemaninda: Yemek vermemelidir. Bol icecek vermelidir. Her yarim saat- 
de bir olarak, giinde iki uc litre icmelidir. Kiraz sapi, keten tohumu, cayir giizeli, 
misir piiskiilii caylari icilir. Limon suyu, serbetler, sebze sulan icilir. Nobet atla- 
tihnca, yagsiz silt, iki litre silt, bir litre arpa suyu verilir. Hafifleyince komposto, 
daha sonra, pirasa corbasi veya patates corbasi, nisasta, pismis salata verilir. Da- 
ha iyi olunca ete baslamr. ipecek olarak, limon suyu verilir. 

Hergun ihtikan (lavman) yapihr. Agn nobeti bitince, miishil verilir. 

Nobet olmadigi zemanlarda, karisan baska hastahklar tedavi edilir. 

Yasak olanlar - Fazla et, unlu, oksalik asidli, asetik ve laktik asidli, proteinli gi- 
dalar yasakdir. Cigerci etleri, karaciger, bobrek, beyin, dalak yasakdir. Av etleri, 
konserve etleri, yagh bahklar, az pismis ekmek, kakao, cay, kahve, cikolata, nisas- 
tah sebzeler (nohud, fasulye, bezelye, bakla, mercimek) yasakdir. Hamur isi az yi- 
yebilir. Kuzu kulagi, ravend, yesil fasulye, tere, pathcan, mantar, kereviz, kakao, 
salgam ve sirke, silt, yumurta, alkollil mesrubat yasakdir. Cikolata, antibiotikler 
ve B 12 yasakdir. 

Zararsiz olanlar - Baliklardan, pisi, dil, kalkan, merlan (mezit), stronkilos, su 
tavugu, taze morina, kaya bahgi, turna, tath su hanyasi, alabahgi, pilic yiyebilir. Yir- 
misekizinci sirada bildirdigimiz za'ifleme perhizi yapilmalidir. 

Sebzelerden, patates, havue, hindiba, cig veya pismis limonlu salata, yer elma- 
si, enginar, karnabahar yiyebilir. Domates ile ispanak az yimelidir. 

Yemek cedveli - Sabah: Silt, kizarmis ekmek, tereyagi. Ogle: Tursu, turup, do- 
mates, patatesli killbasdi, makarna, piserek yapilan bir peynir, meyve komposto- 
su, biskiivi, ytiz gram kizarmis ekmek. Onaltida: Hafif cay, tereyagh corek. Aksam: 
Sebze corbasi, pirincli, pismis salata, portakal, yiiz gram ekmek, en sonra sicak bir 
ot cayi icilir. 

Ilac olarak sodium salicylat, aspirin, atofan, (Colchicine) komprimeleri verilir. 
(Butazolidine) drajeleri, (Sodofan) igneleri verilir. Eczahanelerde bulunan (Be- 
nemid) hablan, yahud (A.C.T.H.B'yla) igneleri, (Amplivix) ve (Zyloric) tablet- 
leri cok iyi gelmekdedir. Devamli incir yimelidir. 

Nekris hastahgini mafsal rumatizmasi ile kansdirmamahdir. Mafsal rumatizma- 
si mikropdan veya zehrlenmeden olur. Toksik ise, antibiotik ve sulfamid verilir. 
Ikincisinde Nekris tedavisi yapihr. 

Her cesid rumatizma ve sinir agnlan, bel, kol ve boyun tutulmasi icin, 1. cm. (Fi- 
nalgon) veya (Ben-gay) merhemi ile ugmak cok iyi gelmekdedir. 

18 — KUM SANCISI: Hiicrelerde, gida maddelerinin noksan yanmasmdan kum 
hasil oldugu gibi, azotlu maddelerin noksan parcalanmasmdan da asid urik kumu 
hasil olur. Bobreklerde siddetli veca' olur. Agn bel ve karina yayihr. idrar az, bu- 
lamk, ba'zen kanhdir. Kay olur. Urat bulunan idrar, sari kirmizi olur. Isitmca, ilrat 

-663- 



eriyip, berrak olur. Soguyunca tekrar bulanir. 

Urik asidi en az yapan silt, yumurta, yesil sebze ve tath meyvelerdir. Bilhassa, 
kuru incir, cok faidelidir. En cok yapan ise, gene hayvan etleri, jelatinli etler 
(bas, ayak, deri), ansa, beyn, karaciger, bobrek, iskembedir. Bunlarda cok niikle- 
in vardir. Nukleinin parcalanmasmdan, iirik asid kolay meydana gelir. Ekmek ve 
et de oldukca iirik asid yapar. 

Yasak olanlar - Gene hayvanlar (dana, giivercin palazi, kuzu, oglak, gene kus- 
lar, pilic yasakdir). Jelatinli etler (dana basi, paca, peltelenmis et suyu), ic organ 
etleri (beyin, bobrek, dalak, karaciger, iskembe, sucuk), konserve etleri, mantar, 
cikolata ve eksi meyveler, sicak mesrubat, sicak kompres koymak yasakdir. 

Ekmek, sebzeler (mercimek, fasulye, bakla, bezelye) az verilmelidir. 

Verilecek yemekler - Biiyiik hayvan etleri (sigir, koyun), taze av etleri (tavsan 
gibi), kiimes hayvanlan, cok taze bahk, soguk silt, yumurta verilir. Yesil sebze, pa- 
tates, tath meyve bilhassa kuru incir verilir. Taze peynir verilir. Kahve, gazoz ya- 
sakdir. Hafif llik cay verilir. Her gun iki uc litre bol su icmelidir. Limon suyu ve 
mi'de sodasi vererek idrarm asitligi azaltilmahdir. PH 6 dan asagi olmamahdir. Ilac 
olarak piperazine, (A.C.T.H.) ve (Cortisone) igneleri faidelidir. Siileymaniyye kii- 
tiibhanesi (Laleli) kismmda, [3735] sayih kitabda diyor ki, (Uc gun beser gram Ra- 
vend-i Cini tozu yutunca, incir, mesane tasmi eritir ve idrar yollarim temizler. Ak- 
kavak yapragim cay gibi hazirlayip icmek de boyledir. Kadm siitii bal ile karisdi- 
nhp icilirse, mesanedeki taslari eritir). 

Almanyada yeni yapilan (Nieron) admdaki hablar, bobrek taslanm parcalamak- 
da, bunlan ve kumlari dokmekdedir. Bu ilac, giinde tic def a yemeklerde birer hab 
ahnmakdadir. icinde, (verge d'or) denilen altm kamis otunun cicegi ve (Ammi) de- 
nilen Misr anasonu meyveleri ve (Saxifrage) denilen taskiran otu ve (Souci) de- 
nilen Ayn-i safa otu ve (Bugrane) denilen kayis kiran otunun kirmizi cicekleri ve 
(Garance) denilen kokboya kokii vardir. Bunlan kaynatip suyunu icmek de tas ve 
kum diisuriir. 

19 — OKSALAT KUMU: Cok sebze yimekden hasil olur. Bilhassa oksalat 
(hummaz) bulunan sebzeler yasakdir. Kuzu kulagi, ispanak, beyaz fasulye, semizo- 
tu, elma, armud, frenk uziimii (ahu dudu), kiraz, visne, cilek, yasakdir. Domatesin 
zararh olmadigi anlasilmisdir. Biber, cikolata, kakao yasakdir. Mesane ve bobrek 
hastahgi yoksa, her et, bilhassa beyaz et verilir. Kepeksiz beyaz ekmek yimelidir. 

Sultan dordtincu Muhammed nan zemanmda hakim basi iken 1081 [m. 1669] de 
Yenisehrde vefat eden doktor Salih efendinin (Gayet-iil-itkan) kitabini, Mustafa 
Ebiilfeyz efendi, 1141 [m. 1728] de, arabiden turkceye terceme etdirerek (Niizhet- 
iil-ebdan) admi vermisdir. Gayet giizel hat ile yazilmis ve sekizytizelli sahife olan 
bu kitabm bir niishasi Tiirkiye gazetesi kitabhginda mevcuddur. Bu kitabda diyor 
ki: Bobrek tasi yapan gidalardan perhiz etmelidir. Tas hasil olmasim men' eden sey- 
ler yimelidir. Buzagi eti ve oglak eti, yumurta sansi, kaya bahgi, fistik, aci badem, 
sam fistigi, zerdali ve kayisi cekirdegi, incir, siyah nohud yimelidir. Ebe giimeci, 
maydanoz, kuskonmaz, hindiba yimelidir. Yemeklere tarcm koymahdir. Tath yi- 
melidir. Ayda iki kerre mushil almahdir. Mushillerden hiyansenbih, kudret hel- 
vasi, gill surubu, ravend, terementi miinasibdir. Kirimtartan ravendli sekerle ver- 
melidir. Bobrek tasma karsi en iyi ilac terementidir. Taslari paralar. Terementi dort 
gram ve ravend bir gram, tarcm yarim gram, meyankokii ve altm otu, ya'ni ipeka 
yirmiser santigram hab yapip haftada bir kerre bir gram vermelidir. San sabr bir 
dirhem ve ravend ile garikon birerbucuk dirhem ve mahmude, ya'ni skamone oni- 
ki santigram ve tarcin, sunbiil ve mustakiden, ya'ni damla sakizmdan, meyanko- 
kiinden yirmiser santigram, kafi mikdar terementi ile hab yapihp, haftada bir 
kerre bir dirhem verilir. Yahud dort gram hiyansenbih bahni iki gram terementi 
ve yarim gram meyankokii, kafi mikdar seker ile kansdinp bir def'ada icmelidir. 

-664- 



Tasi parcalamak icin, sassafras agaci kabugu, taragyon, ya'ni peninla zamki, may- 
danoz, raziyane, ventilla, turup, betonika, ya'ni yer pirasasi, baldin kara, yer sar- 
masigi, yapiskan otu, altm otu, katir kuyrugu cicegi, sarmasik tohmu, aci badem, 
kara nohud, zerdali cekirdegi, agac kavunu cekirdegi, kakiine, ya'ni giivey fene- 
ri veya frenk yasemini, terementi, kahriiba, kinmtartar tuzu, tuzruhlu su, zacyag- 
li su, agackavunu, limondan herhangi birini vermelidir. Terementiden cevz kada- 
rini sekerle veya menekse serbeti ile icmek cok faidelidir. Tecribe edilmisdir. 
Terementinin tas dusurdiigii fransizca tib kitablarmda da yazilidir. Yer sarmasi- 
gi cayim veya tozunu her sabah kullanmak da cok faidelidir. Her sabah oniki ad- 
ed ari-ar, ya'ni ardic tohmu yutmak ve hatmi kokiinii uziimle kaynatip icmek ve 
incir yimek de cok nafi'dir. Tecribe edilmisdir. 

(Teshil-iil-menafi')de, 27 ve 153. cii sahifelerinde diyor ki, (Bobrek tasini par- 
calamak icin sekerli karpuz suyu icmelidir. Mantar, kaymak, herise ya'ni kes- 
kek, ciibiin ya'ni beyaz peynir, balik, pelte ve siitlii seyler bobreklerde tas ve 
kum yapar. Bunlan yimemelidir. Tuzlu, kirecli su icmemelidir. Bayat et, sigir, tav- 
san eti, pirincli yemekler yasakdir. Kara nohud suyu veya tarcm suyu veya mah- 
leb, ya'ni andiz otu, anason ve kimyon ve hulbe, ya'ni buy tohumu yinir veya su- 
lari icilirse ve cemen ekmek ile yinirse, bobrekdeki ve mesanedeki taslan parca- 
layip doker. Siyah turup rendelenip sikihr. Suyu, ac iken birer cay bardagi, birkac 
gun icilir. Biiyiik, kiiciik taslan eritir. Tecribe edilmisdir. Hulbe, dort def'a su ile 
kaynatihr. Her def'a suyu atilir. ince toz edilip, havanda kuyruk yagi ile karisdi- 
rilir. Hafif lsitihp, icine yiizerlik tohumu tozu ve seker karisdinlir. Cilde siiriilun- 
ce, mafsal agrisi, sis, oksiiriik, karm agrisi, yara ve ciban iyi olur, yinirse, idrar so- 
ker. Bobrek taslanni parcalar. Oksiiriigu keser.). 36. ci sayida Bronsit kelimesine 
bakmiz! Teshil kitabini Hakikat Kitabevi basdirmisdir. Sabahlan, ac iken bir fin- 
can zeytin yagi ipmek de, kum doker. 

1972 de Parisde basilmis olan (Dictionnaire pratique Therapeutique) kitabin- 
da Magnesium, Vitamine B 6 , aspirin, Bleu de metilene tavsiye etmekdedir. 

20 — HEMOFILI (Kanama): Kendiliginden veya yaradan, cibandan kan akma- 
sidir. Irsi veya sonradan olabilir. Ba'zan, deri altindaki damarciklardan akar. 
Ba'zan, mafsal yerlerine akar. Ekseriya burun, dis etleri kanamasi o kadar cok olur 
ki, oliime sebeb olabilir. Bagirsak ve rahim kanamasi nadir goruliir. Kanm alyu- 
varlan azalmisdir. Formiil lokositler normaldir. Kanm pihtilasma kabiliyyeti az- 
dir. Kanda hematoblast sayisi artmisdir. 

Sahil yerlerde oturmah, kuvvetli yimelidir. Taze ve kanh et yimelidir. Kemik su- 
yu, sigir ayagi haslamasi vermelidir. Bunlarda jelatin cokdur. Kanm pihtilasmasi- 
ni artdinrlar. Taze bugday, cavdar ekmegi, bulgur yimelidir. Misr yasakdir. 

Yesil sebze cok yimelidir. Bilhassa taze ispanak, sirkeli salata yimelidir. Eksi 
meyve iyidir. Frenk uziimu (ahu dudu), kiraz, limon, portakal yimelidir. Konser- 
ve, salamura (tuzlama) yasakdir. Suyu ve herseyi az icmelidir. Burun kanamasm- 
da basi geriye egmemeli, oturup ileri egmelidir. Burun deliklerini birer birer sil- 
melidir. Bas ve sehadet parmaklar ile burnu sikmahdir. Bir pamuga kan kesici toz 
serpip burna sokmalidir. ilac olarak, her iki ayda bir, deri altina yirmi santi-met- 
rekiib serum zerk edilir. Deri kanamalarmda, once tuzlu su ile yikayip temizlenir. 
Sonra, (Thrombase Rousel) denilen kutulardaki, ampuldeki sivi, sise agzi kesilip, 
siseye dokuliir. Calkalayip, iyice eritilir. Gazli bez veya pamuk, bununla lslatilip, 
kanayan yere konur. Buruna sokulur. Kani keser. iki ampulluk kutu halinde sa- 
tilmakdadir. Bayerin (Manetol) ampulleri erimis, hazir olarak satilir. Daha kolay 
kullamhr. Bes ampulluk kutu halinde satilmakdadir. (K) vitamini bulunan ilaclar, 
mesela, (Vitabiyol K) da faidelidir. 

(Hemerroid) denilen kanh basurda, mak'addan az veya cok kan akar. Basur ka- 
nma karsi en iyi ilac perhizdir. Baharat, biber, kabuklu hayvanlar, midye, tahan [ta- 

-665- 



hin], bayat av etleri, domuz eti, alkollii ickiler ve tavada, yagda kizartmalar, pay, 
kahve ve soguk su yasakdir. Unlu az yimelidir. Ekmek ve patates zararhdir. Sel- 
liilozu cok gidalann hazmi giic olur. Bunun icin, lahna, karnabahar, kuzu kulagi, 
ispanak, domates, helvaci kabagi, pirasa, kuskonmaz yimemelidir. Taze yumurta, 
komposto, recel, peynir, seker, lhk meyve suyu, tereyagi, yagsiz balik, taze et, seb- 
ze, meyve yimelidir. Cok istirahat etmelidir. fjziintii, uykusuzluk ve dimagiyor- 
gunluk ve soguk mesrubat basura zarar verir. Hafif mushil olarak ravend, podo- 
fillin, hind yagi vermelidir. Mushil tuzlari kullanmamahdir. Otuzikinci sayidaki, 
prostat perhizine uymahdir. Uziim iyidir. Hergiin sicak su ile yikanmahdir. Kani 
ve agrilan kesmekde at kestanesi [maron dind] cok faidelidir. At kestanesi ruma- 
tizmaya da iyi gelmekdedir. Birinci sultan Mahmud hanm sertabibi olan Hayatiza- 
de Muhammed Emin efendinin Veli-ahd iiciincu Osmana verdigi basur habi faide 
vermisdi. Soyle idi: Kara helile [mirobalan] bir gram, sari helile bir gram, belile ve- 
ya belilec bir gram, makul-i ezrak [Bdellium] denilen zamk alti gram, toz edilip pi- 
rasa ile kaynamis su ile hamur ve yirmi hab yapihr. Her gece yatarken iki hab yu- 
tulur. Yahud elli gram kara helile, kahve gibi kavrulup el degirmeninde toz edi- 
lir. Yatarken ve sabah ac karna birer gram yutulur. ishal yapip pis kanlari cikanr. 
Bir daha kan gelmez. Agri kesilir. 

(Niizhet-iil-ebdan) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Basur akmaz ise, 
pis kam akitmahdir. Yer feslegeni, yapiskan otu, sign dili, incir yapragi, buhur-i Mer- 
yem kokii, ya'ni cyclame, kantaryun-i sagfr kaynatip icilir veya bugusuna oturulur- 
sa kam akitir. Basurun agnsim kesmek icin, mak'ad uzerine kavak [Populeum] mer- 
hemi siiriilur. Bu merhemin kavak tomurcugundan nasil yapildigi fransizca formii- 
lerde yazihdir. Tereyagi ve gill yagi sekizer dirhem, esfidac ya'ni iistiibec dort dir- 
hem merhem yapip siirmek de faidelidir. Menekse yagi ve gill yagi ve pamuk to- 
humu merhemi de iyidir. Ebegumeci yapragi, papatya ve sigir kuyrugu, ya'ni bo- 
uillon blanc yapragi ve keten tohumu su ile kaynatip lapa yaparak siirmek veya bu- 
gusuna oturmak da agnyi keser). (Teshil-iil-menafi')de, (sicak sey [beze sanh si- 
cak ince tugla] uzerine devamh oturmak agnyi ve sisleri izale eder) yazihdir. 

Cok okuyanlarda, cok diisiinenlerde mak'addan gelen kan faidelidir. Dimaga 
toplanan kanm tazyikini azaltarak, beyin kanamasma mani' olur. Kaba etler ara- 
sina pamuk koyup, yatihrsa, bu kan kesilir. 

Kan kusmada, hareket etdirilmez. Buzlu bir sey icirilir. Vitamin K, kardes ka- 
ni kan kesicidir. Anti-koa-giilan ilaclar cok iyi, fekat tabib nezareti lazimdir. 

21 — IKTER KATARAL (Safra yolu nezlesi ile sarihk): Deri ve zarlar, gozler 
saranr. Cunki safra, kana kansmisdir. Safra yolu az cok tikanarak, safra yolunun 
spasmmdan veya nezlesinden (mikroblanmasmdan) hasil olur. Bagirsaklarda her 
zeman bulunan mikroblar safra yoluna gecerek, safra yollarmda infeksiyon (fesad) 
yapmasi ile olur. Ba'zi ilaclann cok kullamlmasi da karacigeri bozmakdadir. Siil- 
famidler ve ba'zi antibiotikler boyledir. 

Idrar koyu renklidir. Gaita renksizdir veya cok boyalidir. Nabiz yavasdir. Ka- 
sinti ve hazmsizlik, kay ve kanama olur. 

Saglam insanda, safra boyalan, bagirsakda rediiklenerek idrobiliriibin ve uro- 
bilin haline doner. Safra bagirsaga gelemezse, urobilin hasil olmaz. Bu hal ise na- 
dirdir. Saglam idrarda, cok az urobilin bulunur. Sanhkda, mikdari artar. 

Sag bogiirde agri olunca, idrarda safra boyasi (bilirubin) aranir. idrarda biliru- 
bin bulunmasi, kana gecdigini, sarihk oldugunu gosterir. idrarda safra tuzlari bu- 
lunur. Buna, boya ve tuz sanligi denir. Bu sanhkda kanda kolesterin mikdari ar- 
tar. idrarda safra tuzlari yoksa, yalmz boya sanhgidir ki, safra ile ilgisi yokdur. 

Saglam insan kanmda bilirubin yokdur. Ba'zi kimselerde az bulunur ve bozuk- 
luk yapmaz. Safra yolu tikamnca, kanda birikir. Ellibinde bir olunca idrara gecer. 

Safra kesesi kuvvetsiz ise, safra sokduriicu maddeler verilir. Taze tereyagi, 

-666- 



kaymak, yumurta sansi, zeytinyagi verilir. Yagh, tavada kizartma, baharat, alkol- 
lii ickiler, kahve, cay verilmez. Tavada kizartmalar cok zararhdir. 

Spazm sebebi ile olan sanhkda, safra sokdiiriiciiler verilmez. Siit, kaymak, te- 
reyagi, ic yagi, zeytinyagi, yumurta, finnda pismeler, yagh bahk, pastalar, cevz, fin- 
dik, badem gibi yagh meyveler, cig portakal ve seftali verilmez. (Buscopan), 
(Tribrom) gibi Antispasmodik ilac verilir. 

Et ve yag yinir. Sebze suyu, sebze piiresi ve yesil sebze yinir. Hamur isi verilir. 
Siit az verilir. Yumurta yasakdir. Siit fermantasion yapar. Pismis meyve verilir. En 
sonra, iyi pismis et yinir. Alkali, bikarbonath su icmeli, hergun miishil vermelidir. 
Her sabah ac karna, bir su bardagi serin suda, bir kahve kasigi dolusu (Karlsbad 
tuzu) eritip icmelidir. Safra yollanni acar. Yarim gram sodium salisilat ve yarim 
gram sodium bikarbonat kansimi paketlerden hergun iic adet, su ile yutmahdir. 
Safra soker. Karacigeri kuvvetlendirmek icin (Bilsan) veya (Metikodin), (Dycho- 
lium) yahud (Siilfarlem) veya tercihan (Fosepar) hablari vermelidir. (Bilagit) 
hablari, (Boldo) otunun yapraklan kaynatihp icilirse, safra yollanni acar ve haz- 
mi kolaylasdinr. Hazmi kolaylasdirmak icin ve gaz icin (Festal) hablari da iyidir. 

Kasinan yerlere (Saltazinc) losyonu veya sirkeli su siirmelidir. (Doxergan) ve- 
ya (Polaramine) hablari almalidir. [8 ve 39. ncu hastahklara bakmiz!]. 

22 — IKTER HEMOLiTIK (Boya sanhgi): Karacigerde bir bozukluk olmadi- 
gi halde, kan boyalannm degismesi demekdir. Cok def'a zararsiz ise de, vahim sa- 
rihga ve kansizhga donebilir. Dalak sisebilir. Hemati (alyuvarlar) cabuk harab olur. 
Idrarda urobilin bulunur. Deri saman sansidir. Gaita cok renklidir. Kasmti yok- 
dur. Kanda kolesterin normaldir. Ya'ni 1,2 gram ile 1,8 gram arasmdadir. 

Kolesterini bol seyler yimelidir. Verem hastasinm perhizine bakmiz. Sicak su 
banyosu, friksiyon iyidir. Acik hava, istirahat ve celikli surublar ve karaciger hii- 
lasasi verilir. 

23 — VAHIM SARILIK: Mikrobdan ileri gelir. Bulasicidir. Kalb cok za'ifler. 
Herseyden once, kalbi kuvvetlendirmelidir. Kendiliginden zehrlenmegi onleme- 
lidir. Bunun icin bagirsaklan soguk su ile yikamahdir. Cok su icmelidir. Yatakda 
istirahat lazimdir. 

Cok mikdarda (Extrait Hepatiue) ya'ni karaciger hiilasasi ve K vitamini ve cor- 
tisone (Kortizon) verilir. Hastahga yakalanmamak icin, eller, camasirlar ve hala 
temiz olmahdir. Kalcaya (Gamma-globuline) yapmak bir ay korumakdadir. 

24 — ENFEKSIYON (Sari hastahklar): Bulasici hastaliklarda sindirim organi 
za'ifdir. Kolay hazm olan seyler verilmezse, bagirsaklardan, kana mikrob girer. Bu- 
nun icin siit perhizi verilir. Siit de agir gelirse, sebze sulari, hububat sulan verilir. 
Siitlii cay, siitlii kahve de verilir. Hastanm atesi tabi'i hale (37 C) diisiince, yumur- 
ta ve bol et verilir. Mesela, beyin, dalak, cikolata, bonfile, pilic, dana gibi koles- 
terini bol seyler, giinde bir kerre verilir. Sonra, siitlii, tereyagli hububat piireleri 
verilir. Pure agir gelirse, muhallebi, siitlac, nisastah pelte verilir. Az mikdarda ve 
sik sik yimelidir. Dokuzyiizseksenikinci [982] sahifeye bakmiz! 

Yagh et suyunda, kuvvet verici tuzlar vardir. idrarda albumin yoksa, karaciger 
ve kalb yipranmamis ise, verilmelidir. Bulasici hastahklar ates yapar. Atesi diisiir- 
mek icin (Piramidon) veya (Optalidon), (Veramon) hablari verilir. Mikroblan 61- 
diirmek icin (Ultra dizayin) veya (Diyazinol) gibi hablar veya (Antipen), (Peni- 
silin) ignesi yapihr. (Durenat), (SP 3 ) ve (Siilfagenisil-V) hablari cok iyidir. 

Sarihastahklardan korunmak icin, asi, serum yapdirmak, anti-biyotik, siilfamid 
kullanmak lazimdir. Dogar dogmaz B.C.G. verem asisina, iic ayhk olunca, kaba- 
kulak, bes ayhk olunca diger asilara baslanabilir. Yapilan asilar, sihhat karnesine 
yazilmahdir. Cild ve bobrek hastahgi gepinceye kadar hie asi yapilmaz. Bir asi ya- 
pihrken, baska asi yapilmaz. Sari hastahga yakalanmis veya yeni kurtulmus ola- 
na asi yapilmaz. Asidan ates olursa, aspirin verilir. Cild kizanr, siserse, alkollti bez 

-667- 



[kompres] konur. insan kanmm (Gamma globulin) maddesi, sari hastaliklar ve al- 
lerji halleri icin asi olarak kullamlmakdadir. Her yirmi giinde bir yalniz adeleye ya- 
pilir. 

Qcek asisi 4 ile 12 ay arasmda yapilmahdir. Asidan 4 giin sonra kizarti (Papu- 
le), altinci giinde kabarcik (Vesicule), 8-11 inci gtinlerde kayh, cerahatlanma 
(Pustule) ve ates, bezlerin sismesi (adenite) ve onbesinci giinde kabuk hasil olur. 
Atesin artmamasi icin, cicek asismi yaz aylannda yapmamahdir. Kabuk 21 inci giin- 
de diiser. Yedi ve yirmibir yaslarmda ve salgm zemanlannda tekrar asilanmahdir. 
Ekzemah kimselere ve losemiklerde cicek asisi yapilmamalidir. Cicek asisi 1176 
[m. 1762] de miisliman tiirkler tarafmdan kesf edildi. 1211 [m. 1796] de Jenner bu 
asiyi avrupaya gotiirdii. Haksiz olarak cicek asisini bulan kimse iinvanmi aldi. 

25 — EKZEMA: Kasintih, kanh deri yarasidir. Sulu veya kuru olur. Cabuk ve- 
ya yavas meydana gelir. Deri kizarir. Su, cerahat akar. Kabuklamr. Bir yerde olur 
veya biitiin deriyi kaphyabilir. Hazm bozulur. Kisa ates yapar. Cok aci kasmabilir. 
Bedenin her yerinde olabilir. Hastanm allerjisi ve allerjiye sebeb olan sey aranma- 
h, bunlar yok edilmelidir. Yapilan testlerle kat'i teshis elde edilememekdedir. 

Sogukdan korunmahdir. Rivanol bindebir eriyigi ile lslatilmis bez sarmahdir. 
Su temas etmemelidir. Mi'de ve bagirsak zarlanndan zehrlenmeyi onliyecek per- 
hiz yapmalidir. Mi'de-bagirsak zarlan ile, dis derimiz arasinda, siki baghhk vardir. 
Mi'de ve bagirsakdaki bozukluklar, dis derideki gosterileri ile tamnabilmekdedir. 
O halde, ekzema, sivilce, kasinti, sedef hastahgi, deri yaglanmasi, ciban prurigo (ka- 
sintili kabarciklar), deri kasmmasi, kurdesen ve baras gibi cild hastahklarmda, sin- 
dirim yollarmdan biraz zehrlenme yapabilecek gidalar yasak edilmelidir. Mi'de- 
de, bozuk asidler meydana gelmesine sebeb olacak gidalar da yimemelidir. Cok 
kimseler, balik, cilek ve haram olan midye gibi maddelere karsi hassas olur. Boy- 
le seyler verilmemelidir. Yavas yavas ve iyi cignemelidir. Yagsiz, kizarmis et, pi- 
lic kebabi, patates, hamur isi, pirinc, yagsiz pismelidir. Sebze yagsiz pismeli, yir- 
ken taze tereyagi koymalidir. Pismis veya cok olgun meyve yimelidir. Yagh ve yag- 
da kizarmis vermemelidir. Lahna, baharat, salca, tursu, mayali peynir, cikolata, al- 
kollii ickiler yasakdir. (Anti-histaminique) hablar, tedaviye yardimci olmakdadir. 
Onbinde bir permanganath su ile yikamalidir. Kunfiiz, ya'ni kirpi eti yimenin 
yukanda yazili cild hastahklarma ve gelincik, ya'ni fil hastaligma iyi geldigi, (Ha- 
yatiil-hayvan) kitabmda yazihdir. Hanefi ve hanbeli mezheblerinde kirpi yimek ha- 
ramdir. Hasta, diger iki mezhebden birini taklid ederek yiyebilir. Kirpi suya ko- 
nur. Basini sudan cikannca boynu kesilir. 

26 — MIGREN (Yanm ba$ agrisi): Za'fiyyetden ileri gelir. En cok, sinirleri, hiic- 
re sindirimi za'if olanlarda goriilur. Basm yarisi siddetli agrir. istihasizlik, kay ve 
kabz olur. Agri durunca hicbir sey yokdur. Gidalarm parcalanmasmdan hasil 
olan zehrleri disan atamaz. 

Ba'zi insanlarda, yumurta, siit, balik, peynir ve ba'zi gidalardan birine karsi anaf- 
laksi, hassasiyyet vardir. Bunu yiyince bas agrisi ve oteki alametleri hasil olur. Al- 
biiminli gidalar yasakdir. tic yemekden bir saat once yanm gram pepton verme- 
lidir. Albiimine karsi anaflaksiyi onler. Deriyi hergiin lhk su ile ugmah, haftada iki 
kerre lhk su ile hamam yapmalidir. 

Hazmsizhgi onlemelidir. En iyisi, sebze perhizi yapmakdir. Sebze corbasi, pii- 
resi vermelidir. iyi pismis kirmizi et veya suyu verilebilir. Beyin, paca verilmez. Yag- 
siz balik, meyve yimelidir. iyi pismis kizarmis ekmek, az yimelidir. 

Yasak olanlar - Yumurta, tursular, av hayvani, hamur isi, salata, peynir, corek, 
kizartmalar, baharat, kaymak ve tereyagi yasakdir. Siit, cok def'a, iyi gelmez. 
Kahve, cay, alkollii mesrubat vermemelidir. Deri altma (Histamine) yapilmasi, bir- 
cok hastaya iyi gelmekdedir. Kalsium bilesikleri tedaviye yardimci olmakdadir. Bel- 
lergal hablari da iyi gelmekdedir. 



27 — NEVRASTENI: Sinir hastahgidir. Sinir sisteminin hepsi bozukdur. Cok 
yorulmakdan, sikmti ve heyecanlardan olur. irsi de olur. Agir hastalikdan kalkm- 
ca da, ariza olarak kalabilir. Yorgunluk, yatakdan halsiz kalkmak, basin tepesin- 
de ago, gelip gecici agrilar, evham, korku halleri, hazm za'fiyeti, baglari gevsiye- 
rek bagirsaklarm diismesi, kabz, hafif uzun stiren bagirsak nezlesi, unutganlik, umu- 
miza'fiyyet, halsizlik, damarlan acip biizen sinirlerin za'fiyyeti goriiliir. Yiizii, bir- 
denbire kizanr veya solar. Elleri, ayaklan sogur. Ba'zan cok terler. Kalb carpin- 
tisi, nefes darhgi, ytirek sikmtisi olur. 

Dus, hamam, ugma iyidir. Zihni ve bedeni istirahat lazimdir. Tenbih edici, ha- 
rekete getirici ve hazmi gtic gida yimemelidir. Acik yerlerde oturmah, teselli edi- 
ci, kuvvet verici kimselerle konusmahdir. Fosfath, celikli gida ve ilac vermelidir. 
Sabah gevsekligini gidermek icin, (Validol)u sekere uc damla damlatip, her sabah 
yimelidir. Kinakina ile kuru iiziim kaynatip, yemeklerden yarim saat once icme- 
lidir. (Anxiete) denilen korku, sikmti icin trankilisan hablar iyidir. Bromiir, afyon 
ve morfin vermemelidir. (iberol) hablari kani ve sinirleri kuvvetlendirir. Ruhite- 
davi, nasfhat cok faidelidir. 

Hergiin yarim saat istirahatdan sonra, llik banyo yapmah, sonra gezmelidir. Yay- 
la hayati iyidir. Deniz iklimi iyi gelmiyor. Elektrik tedavisi de iyidir. Gaz yapici sey- 
ler yimemeli, gazoz icmemelidir. Kahve ve tiitiin icmemelidir. 

Hergiin cok def a (Estagfirullah min kiilli ma kerihallah) okumalidir. 

28 — SISMANLIK: Sismanlarm yiizde otuzu seker hastalandir. Agirhgi, nor- 
mal agirlikdan yiizde on [% 10] dan fazla olan kimseye sisman denir. Boydan yii- 
zelli santimetre cikanp kalan dorde boliiniir. Boliim yiizden cikanhr. Kalanin 
boydan farki, tabi'i agirhgi gosterir. Kadinin tabi'i agirhgi, erkekden birkac kilog- 
ram azdir. Boza, sira gibi mayalanmis seyleri icmemelidir. Yag yapan maddeleri 
(sekerli, unlu seyleri) yimemelidir. Tuzsuz yimelidir. Tuz istiha acar. Diger mad- 
deleri az yiyebilir. Siki perhiz yapmamahdir. Za'fiyyete sebeb olup hazm da bo- 
zulur. Bu da, kendi kendine zehrlenme yapar. Latif seyler yimelidir. Yalniz siit ve- 
ya sebze perhizi yapmamahdir. Bes diirlii perhiz vardir: 

A) Cok yiyenlerin perhizi - Giinde iki kerre yimelidir. Bir yemekde: Sirkeli, li- 
monlu salata, domates, kereviz, hiyar, sirkeli sebzeler, turup. Hepsi yiiz gramdir. 
Istedigi seklde bir yumurta, iyi pismis et veya bahk. Et mikdari, hastanm kilosu ka- 
dar gram olacakdir. Yagsiz et suyu, pismis meyve yinir. Kuru meyve yasakdir. 

B) Az yiyenlerin perhizi - Her yimekde: Bir tabak et, bir tabak sebze, bir tabak 
meyve. Karbonhidrat ihtiyaci, taze meyve ile ahnmahdir. 

C) Az sismanlarm perhizi - Her yimekde: Bir yumurta veya elli gram bahk, bir 
tabak et, yesil veya nisastah sebze yiiz gram. Meyve yimelidir. Sicak su ile hamam 
yapmahdir. 

D) Cok sismanlarm perhizi - Birinci gun mushil verilir ve yalniz su ile perhiz ya- 
pihr. Ikinci gun mushil verip sebze ptiresi, suyu verilir. Sonraki giinlerde iki yemek 
verilir. Her yemekde: Sebzeli tursular, (Sirkeli sebze, domates, kereviz, hiyar, sa- 
lata, turup, hepsi yiiz gramdir). Bir yumurta veya bahk, bir et, sabah sebze, aksam 
yuzyirmi gram kizarmamis patates, meyve ve kahve. 

Iki yemekden sonra achk olursa, kahve veya siit veya bir yumurta ve meyve yi- 
nebilir. Ekmek yasakdir. Yemek arasmda su icmemeli, bir saat once yalniz su ici- 
lir. Yag yapan seyleri, mesela, ekmek, hamur isi, tath, tereyagi yimemelidir. 

E) Normal kilosunda olanlarm perhizi - Otuz gram tereyagh ekmek ve siitlii kah- 
ve ile sabah kahve altisi yapihr. Ogle ve aksam yemeklerinde: iki yumurta veya ba- 
hk, seksen gram et, yesil sebze veya yiiz gram nisastah sebzeler, yogurt, yirmi gram 
taze peynir. Arzu edilen bir meyve (muz yasakdir), kirk gram ekmek ve kahve. 

ikindi kahve altisi - Galeta ile cay. Su, yemek arasmda icilir. Surub icilmez. 
istenilen agirhga ininceye kadar, bu perhize dikkatle devam etmelidir. Hafta- 
da, bir kilodan fazla za'iflememelidir. istiha kesici ilac kullanmak faideli degildir. 

-669- 



Perhiz esnasmda, atar damar tansiyonu ondortden asagi diismemelidir. Fransiz tip 
akademisi iiyesi profesor doktor Andre de Gennes [1964] Nisan ayinda yapdigi ko- 
nusmada, (Agirhk, boydan otuz kilo fazla ise, kalb fazla yorulur. Tehliikeli olur. 
Veremden daha korkunc olur. Sismanhk, her zeman, cok yimekden ileri gelmez. 
Yag sindirimini diizenliyen sinir merkezinin bozulmasindan hasil olabilir. istira- 
hat lazimdir. Gida giinde binbesyiiz kaloriyi asmamahdir) demekdedir. 

29 — ODEM (Deri alti su toplamasi): Odemlere perhiz yapmak icin eskiden, 
sebeb olan hastahklara, baska baska perhiz yapihrdi. Halbuki, odemler, uzviyyet- 
de sodium kloriir (yemek tuzu) toplanmasindan hasil oluyor. Hastahgm sebebi ne 
olursa olsun, dokularda suyun toplanmasma sebeb, bu tuz toplanmasidir. O hal- 
de odem, anasark (istiska, deri alti su toplanmasi), Ascite (habn, karnda su top- 
lanmasi) icin (Regime desode), ya'ni tuzsuz perhiz lazimdir. 

Tuzsuz perhiz (Regime dechlorure), bobrek hastahgindan hasil olan odemle- 
re de iyi gelmekdedir. Once, su giderici rejim (perhiz) yapihr. Sonra tuzsuz per- 
hiz yapihr. Yahud, ikisi birlikde yapihr. Tuzsuz perhiz yapan, hergiin yarim kilo 
kadar hafifler. Siitde, litrede birbucuk gram (az) tuz oldugu icin, bobrek hastala- 
n, silt ile, tuzsuz perhiz yapar. Cig etde de az tuz vardir. Ogle yemegi: Tuzsuz ek- 
mek 200 gram, patates 700 gram, tereyagi elli gram. Aksam yemegi: Tuzsuz ekmek 
250 gram, patates 300 gram, pirinc 100 gram, seker 100 gram, tereyagi 25 gram. 

Tuzu az gidalar: Patates, un, bezelye, sebze, meyve, taze peynir, tereyagi, seker, 
cay, kahve, cikolata, yumurta. 

Et suyu yasakdir. Kalb hastasma tuzsuz perhiz cok faidelidir. 

Kizil icin, tuzsuz perhiz siitden daha iyidir ve hastamn hosuna gider. 

Siileymaniyye kiitiibhanesi, (Es'ad efendi) "rahmetullahi teala aleyh" kismm- 
daki [3697] sayili kitabda, yiizdokuzuncu sahifedeki diia yazihp, Gelincik [Fil 
hastaligi] denilen hastaliga karsi, sismis yere sarihp baglamrsa sifa bulur. Miisli- 
manlara kolayhk olmak icin, bu diia, (Teshil-ul-menafi') kitabimn sonuna da ya- 
zildi. Bu kitab, (Hakfkat Kitabevi)nde satilmakdadir. Gelincik hastaligi bir nev'i 
istiska (hidropisi) olup, kollarda, bacaklarda su toplanarak siser, odem olur. 

30 — SU AZALTMA PERHIZI: Yatakda istirahat. Bes gun, sabah, ogle, ikin- 
di, yatsida 200 gram silt, ikinci bes giinde, her gun 800 gram silt ile, birinci giinii, 
sabah bir yumurta, ikindi vakti bir biskiivi, ikinci gun iki yumurta, uciincu giinii bir 
parca da ekmek, dordiincu giinii, kiymali sebze ve siitlac da ahr. Kalb hastasi, silt 
alamazsa, sebze, patates, kaynamis havuc suyu giinde 250-350 gr.hk uc tabak ve- 
rilir. ikindi ve yatsida 150 gram acik cayla bir biskiivi verilir. 

31 — FOSFATURI: idrarda fosfat bulunmasidir. Fosfor bulunan organlann me- 
sela sinir sisteminin iyi beslenmemesinden meydana gelen bir hastalikdir. idrar, 
turnsola karsi baz reaksiyonu gosterir. Alkali kum adi verilir. Cok et, az sebze ve- 
rilir. Ya'ni fosfat verici gidalar yimelidir. Ma'den bilesikleri cok olan gidalan 
vermek de faidelidir. Kirmizi et (sigir, koyun) vermelidir. Beyaz etlerde fosfor az- 
dir. Yagh et suyu, beyin ve yagh karaciger, dalak, tarla kusu, havyar, tavuk yumur- 
tasi yimelidir. Yumurta sansinda cok fosfor vardir. Fasulye, mercimek, bakla, sal- 
gam, nohud, turup, kereviz, enginar bilhassa taze iken yimelidir. Her meyve iyi- 
dir. Hamur isi, sekerli, baharh, sirkeli yimemelidir. Silt ve kahve iyidir. Fosforlu 
ve amonium kloriirlii ilac verilir. 

32 — PROSTAT (idrar yolu bezi sismesi): idrar yolunu halka gibi saran salgi 
bezinin uzun zeman mikrob alarak cerahatlanmasi ve sismesidir. istibra yapmiyan- 
larda daha fazla hasil olur. idrar yapmak giic olur. Kat'iilaci ameliyyatdir. Calcib- 
ronat gibi hafif miisekkinler ve Magnesium bilesikleri gibi ilaclar, agriyi onleme- 
ge ve ameliyyati gecikdirmege yarar. Damar sertligi hasil olur. Damar sertligi 
perhizine benzer. Kirmizi et, taze kiimes ve av eti, cok taze yagsiz bahk yimelidir. 
Etler, salcasiz, sade olacak, garnitiirlii (terbiyeli) olmiyacak. Tereyagi serbestdir. 

-670- 



Hayvan yagi, vita, sana az verilir. Konserve ve tuzlama, yagh balik, yagh karaci- 
ger boregi, bayat av eti, mayali peynir, cay, kahve, alkollii mesrubat, baharat ya- 
sakdir. Atesin artmasi, (Prostatit) alametidir. Antibiyotik ve siilfamid verilir. 
Duronat veya (Azo Gantrisin) tabletleri ve Almanyada yapilan (Sitosterin) hab- 
lan, prostatit, sistit ve iiretrit gibi idrar yollan iltihablan tedavisinde faideli olmak- 
dadir. 

Sebzeler bol verilmelidir. Unlu, asm gitmemeli. Ciinki, besleyici kuvvetleri 
cokdur. Prostathlara cok gida vermek iyi degildir. Yesil sebze, (yesil fasiilye, lspa- 
nak) iyidir. Kuzu kulagi, domates, kuskonmaz yasakdir. Taze salata verilebilir. Fe- 
kat, biber ve sirke yasakdir. Meyve konserveleri, komposto yinir. Kirmizi meyve 
ve cilek yimemelidir. Hergiin cok yuriimelidir. 

Ekmek az yimeli, pasta, gevrek yimemeli, kuru pasta az yimelidir. Hamur isi ye- 
mekler serbestdir. Ma'den sulari iyidir. Mi'deyi temizler. 

Kriz ve atesli zemanlarda silt verilir. Yemek zemanlan dismda birsey yimeme- 
li. Yemegi iyi cignemelidir. Azotlu cok yimemelidir. Bunlar, idrarda kum yapar. 
Baharat ve munebbihler yasakdir. Aksam yemeklerinde et az olmahdir. 

33 — RASiTIZM (Kemik hastahgi): Kiiciik cocuklarda olur. Kemikler kivnlir. 
Seklleri degisir. Hazm yollan bozulur. Lenfa bezleri siser. Sari hastahklardan 
sonra, kendiliginden zehrlenme, frengi, verem veya iyi gida alamamakdan meyda- 
na gelir. Hayvan siitii verilen cocuklarm bagirsaklan bozulmasindan veya vaktin- 
den once, memeden kesilmeden de olur. Sebebini anlayip, bu sebebi tedavi etme- 
lidir. Ana siitii verilmiyen cocuklara D 2 vitamini vermelidir. Hastaliga yakalanan- 
lara, lsik tedavisi, ultra-viole lsinlan yapilir. Ergosterol halinde D vitamini veri- 
lir. D 2 vitamini, tabib nezareti altmda verilmelidir. 

Kemik dokularda fosfat azalmisdir. Mi'de ve bagirsaklarda zehrlenme vardir. Bu 
ise, fosfatlarm hazm olunmasim giiclesdirir. Kiiciik cocuklarm ana siitii emmesi, bu 
iki seyi diizeltir. Ana siitii olmazsa, fenne uygun siit verilmeli, pastorize veya kay- 
namis siit vermelidir. Siitden kesilmis cocuklarm siitiine misr ve yulaf unu katma- 
hdir. Bunlarda fosfat vardir. Yag ve yumurta sarisi, lesitin, glisero-fosfat, fasulye 
ve mercimek piireleri de katmalidir. Bu fosfath perhize, kirecli gidalar da eklen- 
melidir. Gidasmda, asid (hamiz) bulunmamahdir. Sirkeli yemekler, eski peynir, li- 
mon, portakal vermemelidir. Hazm yollarmda asid mayalanmasi olmamalidir. 

Cocuk, sekiz ay yalniz ana siitii emmeli, sonra bir, daha sonra iki emzirme ye- 
rine, siit ve un bulamaci ile iki kerre doyurmahdir. On-onbes ayhk iken, iki ker- 
re bulamac yapip, bes kerre de emzirmelidir. Onbes-onsekiz ay arasmda, iic bu- 
lamac vermeli, iic kerre de emzirmelidir. Onsekiz aydan sonra, yukanda yazih ce- 
sidli seylerle beslemelidir. Ayakda cok tutmamah, yiiriitmemelidir. Giinesli ve ha- 
vah odada bulundurmahdir. Deniz lklimi cok iyidir. Deniz ve kum banyosu, birin- 
ci ilacdir. Haftada iki-iip tuzlu lhk banyo, bu isi goriir. Miileyyin, lavman ile kab- 
zi onlemelidir. Biiyiik cocuklara balik yagi, giinde bir corba kasigi icirmelidir. 

34 — SPERMATORRE (Bel gevsekligi): Bu hastahk uc durludur: 

1 — Hasta kuvvetli, saglamdir. Ruhi bir kusuru da yokdur. Her gece ihtilam 
olmakdadir. Yorgun kalkmakdadir. Halaya gidince, oniinden birkac damla muhat 
cikmakdadir. 

2 — A'sabi bozukdur. Nevrasteni vardir. Cok ihtilam olur. Cok yorgun kalkar. 
Gunduz, hareketleri esnasinda akan muhati, camasirmda goriir. 

3 — Akmtmin sebebi refleksdir. Ya'ni bir nev'i gidiklanmadir. Avret yerine 
hafif dokunma, varikosel, ya'ni zeker varisi, damarda kan birikmesi, hemorroid 
(kanh basur), mak'ad kasmmasi, kabzhk ve baska sebeblerle sarsilan sinirler, 
refleks ile, akmti sinirlerini harekete getirerek olur. Birinci hal fizyolojik, sihhi- 
dir. Birinci, ikinci halde, erken kalkmah, yatak sert olmali, yasdik kullanmamah, 
yataga kafuri serpmeli, sabah aksam lhk su banyosu yapmah. 

-671- 



Tenbih edici (sinirleri harekete getirici) gidalar, baharat, biber, tursu, pay, 
kahve, konserve etleri, mayalanmis peynir yasakdir. Hazmi kolay seyler yimelidir. 
Aksam yemegi yalniz su ve lhlamur olmahdir. Belladonlu, kafurili ilac almir. 

Cocuklarm gece idrar yapmasi, ruhi, asabi hastalikdir. Biiyiiklerin idrar kacir- 
masi [Silis-iilbevl], bir hastalik degildir. Baska bir hastaligm alametidir. idrar ka- 
cirmaga karsi, kissa ya'ni hiyan suda kaynatip suyu icilir. Hiyar cekirdegi veya rey- 
han, ya'ni feslegen tohumu da boyledir. Mese palamutu toz edilip, hergiin bir ka- 
sik almir. Sabah ac karna nohud kadar gunniik veya sarmisak yahud kimyon, so- 
guk su ile yutmahdir. Birinci kismda, 52. ci madde sonuna bakiniz! 

35 — TUBERKULOZ (Verem): Veremlilere, hem besleyici, hem de za'ifleme- 
gi onleyici seyler verilmelidir. Fazla doyurmak dogru degildir. Mi'de ve bagirsak- 
lan bozulur. Karaciger, bobrek gibi uzvlar yipranir. Hasta zemanla veya siir'atle 
zehrlenir. Zehrlenme ise, nefes darhgi, hazmsizlikdan albiiminuri, karaciger sis- 
mesi, tansiyon yiikselmesi, kan tiikurmesi gibi seylere sebeb olur. 

Bugiin (Pirampicine) veya (isoniozide) ihtiva eden miistahzarlar ve (Cycloce- 
rine Roche) tabletleri ve (Iso-Benzacyl Wander) komprimeleri veremi tedavi et- 
mekdedir. Bu hablar, tabibin ta'rifine gore, dikkatle yutulunca ve asagida yazih per- 
hiz yapihnca, verem hastahgi temamen gecmekdedir. (Streptomycine) de iyi gel- 
mekdedir. Vereme yakalanmamak icin, (B.C.G.) asisi ile asilanmahdir. Bacille de 
Calmette et Guerine kelimelerinin ilk harfi ile gosterilen bu asi, yeni dogan cocu- 
ga yapildigi gibi, tiiberkiilin deneyi yapilarak, negatif bulunan biiyiiklere de yapi- 
hr. Tiiberkiilin deneyi, cicek asisi gibi kola yapihr. Kizarir, kabuklamrsa, pozitif 
demekdir. Bu kimseye asi yapilmaz. Grip ve tiiberkiilozda oksiiriigu kesmek icin 
(Liidikodin) veya (Perebron) surublan veya hablan iyi gelmekdedir. 

Hersey verilir. Fekat asiri verilmez. istihasi oldugu kadar yimeli, kendini zor- 
lamamahdir. Kolesterini bol lipoid yaglan yimelidir. Kolesterin maddeleri, verem 
basillerini ve toksinlerini cok iyi tahrib etmekdedir. 

Damar sertligi, bunun aksinedir. Onlara kolesterin vermemelidir. 

Verilecek seyler: Beyin ve karacigerde cok kolesterinli lipoid vardir. Yumur- 
ta sarisi da boyle ise de, kabz yapar. Az vermelidir (giinde iki, iic yumurta kafidir). 
Fazlasi, zehrlenme yapabilir. Siitde de lipoid vardir. Bunu da, fazla vermemeli, ye- 
meklerde su yerine icmemelidir. Yemekden uzak zemanda icilir. 

Bahk tohumu ve havyarda, yagh bahkda cok lipoid vardir. Bunlan yimelidir. Ba- 
hk yagi cok kiymetli gidalandir. 

Hayvan yaglarmda lipoid azdir. Kolesterinleri de azdir. Hazmlan giic olur. 

Et cok lazimdir. Biiyiik hayvan kirmizi eti, taze olarak verilmelidir. Gene ve be- 
yaz etler sonra gelir. Kiimes hayvanlan yinir. Av hayvanlan yimemelidir. Et su- 
yu faidelidir. icinde ma'den bilesikleri cokdur. 

Cigerci etleri, dalak, ciger, bobrek cok lipoidlidir. Sik sik verilmelidir. 

Haslama et, ancak istihasi olmiyan hastalara verilmelidir. Baska sey yiyebilen- 
lere verilmemelidir. 

Hamur isi, nohud, mercimek, fasulye, bakla, kestane iyidir. Azot, fosfor ve 
karbon gaybim telafi ederler. Bunlarm kurusunu vermek cok faidelidir. 

Yesil sebzeler, kabzhgi onler ve kalsium verir. Bunlarda manganez ve celik de 
bulundugundan kirec te'min eder ve kan yapimma yardim ederler. 

Cok eksi olmiyan biitiin meyveler serbestdir. Az cay verilir. Veremlilerin kara- 
cigeri arizali oldugundan, bunlara da alkollii icki vermemelidir. 

Kan tiikurenlere perhiz - Tansiyonu yiiksek ve kanh olanlara ve az kan tiikiiren- 
lere et az verilir. Yumurta, beyn ve cigerci etleri de, bunlara az verilmelidir. Boy- 
le, artritik kimselerin lipoide cok ihtiyaci yokdur. Bunlara daha cok, kuru sebze ve- 
rilir. Atesi olmiyanlara yalniz sebze ve az silt verilir. Atesli olanlara, sebze suyu, seb- 
ze corbasi ve silt verilir. Ates azahnca, patates ve meyve kompostosu verilir. 

-672- 



Alkolik olanlarm karacigerleri bozulur. Vereme cabuk yakalanirlar. Tedavile- 
ri de giicdiir. Karacigerleri, zehr temizleme vazifesini goremez. Safralan az lipo- 
id cikardigmdan viicudlan mikroblara karsi dayaniksiz olur. Bunlara, gida zehr- 
lenmesi az olan seyler vermek lazimdir. Et cok verilmez. Bunlann lipoid ihtiyac- 
lan cokdur. Beynli, cigerli, cigerci etleri ile sebze vermelidir. Hamur isi de verilir. 

Lipo, yag demekdir. Lipoid, yaga benziyen demekdir. Yaglan eriten, eter, ben- 
zol, kloroform gibi sivilarda eriyen kolloid cismlerdir, ya'nikimyeviyapilan bas- 
ka oldugu halde, fizik ozellikleri yaglara benziyen cismlerdir. Fosfatidler, sterin- 
ler lipoiddir. Sinir hucrelerinde bulunan miyelin de, lipoidlerin kansimidir. 

36 — BRONCHITE: Iltihab-i kasabat denilen bu hastahk, nefes yolunun ilti- 
hablanmasidir. Oksiiriik ve renksiz, yahud sari koyu ifrazat olur. Siddetli hallerin- 
de nefes darligi ve hinlti, ses hasil olur. Sigaraya devam edenlerde siddetli olur. 
Ekseriya soguk ve rutubetli riizgar buna sebeb olmakdadir. 

Agiz ve dis iltihablarmi hemen izale etmelidir. Her sene, sonbeharda antibak- 
teriel ve anti-grippal asi yapilmahdir. Birkac giin anti-biyotik vererek agiz ve 
bronche intanma mani' olmahdir. Terpin, benzuat vererek, gogiis ifrazatmm di- 
sari atilmasim kolaylasdirmahdir. 24 saatda 1 ila 2 gram olarak ve 15 giin fasila ile 
3-4 giin antibiyotik vermelidir. Kloramfenikol vermemelidir. Oksiirugu kesmeli, 
fekat afyon sinifi kullanmamahdir. 

Rutubetli, soguk havadan, riizgardan ve soguk su ve mesrubatdan cok sakmma- 
li. Gogiis ve boyun daima ortiilii olmahdir. Astim ve nefes darligma karsi, cok az 
kortikoid verilir. Kalb ve kan deveram za'iflerse, tuzsuz perhiz yapihr. Su azalti- 
lir, idrar soken ilaclar, bilhassa asetazolamid verilir. 

Dafi'-i sii'al (Bechique) ilaclar, oksiiriik keserler. (Teshil-iil-menafi')de diyor 
ki, yas oksiiriigii kesmek icin, yiizotuz gram siiziilmiis bal hafif atesde lsitihr. Igi- 
ne bir gram giinniik, bir gram damla sakizi konup, kansdirilir. Bunlar eriyince ates- 
den indirilir. Katilasmadan once ipine birer gram kavrulup toz edilmis corek otu 
ve hulbe tohumu ve zencefil ve karabiber konup kansdirilir. Sabah ac karna ve ya- 
tarken ve oksiiriik artmca, bu ma'cundan bir kahve kasigi ahnir. Yahud yatarken bes 
aded karabiber yutulur. Sogukdan olan okstiriikde saf bal yimemelidir. Bal, damar- 
lan ve adeleyi biizer ve safraya zarar verir. Safra kasmtiya sebeb olur. Balgam sok- 
mek icin, lhk su icmelidir. Sicak suda giinniik eritip icmek ve sabah ac karna ku- 
ru iiziim, bayat ekmek de soker. Kuru oksiiriik icin, hulbe tohumu bes ayri su ile 
kaynatihr, her def'asinda suyu dokiiliir. Aym mikdar un koyup, silt, seker ve te- 
reyagi ile ma'cun yapihr. Sabah, aksam bir cay kasigi yinir. Zeytin yagi ve badem, 
muz ve taze silt, meyan kokii bah iyidir. Hulbe, buy tohmu olup, taze fasulye gi- 
bi olan meyvelerinin icinde, kirmizi, bugday gibi tohumlar bulunur. Fariside Sem- 
liz, fransizcasi (Semence fenugrec)dur. Pastirmalarm iistiine siiriilen cemen ismin- 
deki ma'cun (sarmisak, kirmizi biber ve buy tohumu unu)dur. Bunun icin hulbe- 
ye cemen otu da denir. Ekmek ile cemen yimek de oksiiriigii keser. Hadis-i serif- 
de, (Ummetim hulbenin faidesini bilse, agirhgi kadar altin verip, satin ahrdi) bu- 
yuruldu. Teshilden terceme temam oldu. Agiz ve bugaz temizligi icin, binde ile fe- 
nosalil mahlulu veya (fenol 1 gr, gliserin 10 gr, su 250 gr) ile sabah ve aksam gar- 
gara yapihr. Miisavi mikdarda (sigir kuyrugu, gelincik, hatmi, kedi ayagi, deve ta- 
bani ve menekse) cicekleri kansimma (Espes pektoral) denir. Bes grami bir litre 
su ile cay gibi hazirlamp icilirse, oksiiriigii keser. (Kitab-iirrahme)de diyor ki, (Ok- 
siiriik icin, Miirrti safi, giinniik, damla sakizi ve kavrulup toz edilmis hulbe tohu- 
mu birer gram, 120 gram zeytinyagi ile kansdinp, hafif atesde eritilir. Yatarken bir 
kasik ahnir. Yahud miisavi mikdar miirrii safi, hulbe ve seker tozlan kansdinp, sa- 
bah ve oksiiriince, sicak su ile birer kasik yutulur. Hulbe tohumu, un, bal karisi- 
mi da iyidir. Hulbe, kereviz tohumlan ve kimyon tozlan kansimmdan [bir cay ka- 
sigi], ac iken su ile icilince gogiis hinltisma, mi'de ve kann agnsma iyi gelir). 

- 673 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:43 



37 — UCUK: Fransizca (perleche) denir. Alt ve iist dudaklann birlesdigi yer- 
de cikan ufak yaradir. Kabuk baglar. Agiz hareket edince, kabuk cathyarak cok 
aci yapar. Dahili hastahklardan veya mikrobdan hasil olur. Mikroba karsi iki 
gram giimiis nitrat, ya'ni Cehennem tasi, yiiz gram inbik suyunda eritilir. Bu eri- 
yik renkli sisede ve karanhk yerde senelerce saklanabilir. Bir pamuga veya tiilben- 
de birkac damla damlatip, bu yas bez bir dakika kadar ucuk iistiine dokunduru- 
lur. Iki iic gece yatarken bir kerre yapilir. Ucuk temamen gecer. Ilaci camasira dam- 
latmamahdir. Siyah leke yapar. Antibiotikli merhem siirmeli, C ve B 12 vitaminle- 
ri vermelidir. 

38 — DUDAK QATLAMASI: Yatarken, yagh krem ile ugulur. 

39 — EL QATLAMASI: Kis mevsiminde sogukdan, el, ayak derileri catlar. Hat- 
ta kanar. Kiiciik bir siseye bir limon sikilir. Uzerine iki misli gliserin konup calka- 
lanir. Gece yatarken, catlak yerler bununla ugulur. 

40 — KASINTI: Kasmtiya karsi bir fincana, birer kahve kasigi asid salisilik ve 
boraks tozlari konur. Uzeri cocuk pudrasi ile doldurulur. Hepsi bir havanda iyi- 
ce karisdirihr. Kasinan yere ekilir. Eczahanelerde muhtelif ismler ile satilmakda- 
dir. (Doxergane) veya (Polaromine) hablan ve (Volog) kremi kasmtiya iyi gelmek- 
dedir. [21. ci hastalikdaki ilaclardan da almalidir.] 

41 — ARI SOKMASI: Once, ignesi, pensle ucundan cekerek cikanhr. Uc mis- 
li sulandinlan amonyakla lslatilmis pamuk konur. Amonyak yoksa, bir kibrit co- 
pii yanarken sondiiruliir. Kivilcimi kalmaymca, ucu kizgin iken yaraya basdinhr. 

42 — YANIK: insaat yerinden findik kadar sonmiis kirec almir. Bir fincan su 
ile calkalamr. Durulunca berrak kirec suyu almir. Uzerine, aym mikdar zeytinya- 
gi konur, karisdirihr. Hasil olan merhem yanik uzerine siirtilur. 

43 — ARPACIK: Goz kapaklan capaklanmasim ve arpacik denilen sisi gider- 
mek icin, bir cezve suda yarim cay kasigi asid borik kaynatihr. Sicak asid borikli 
suya pamuk batinhr. Sirt iistii yatan hastamn gozii iistiine konur. Soguyunciya ka- 
dar, iki iic dakika, goz iistiinde durur. Koyarken, pamugun cok sicak olmasi lazim- 
dir. Antibiotikli goz merhemi de iyidir. Goze ilac koymak, orucu bozmaz. 

Basi acik giinesde, riizgarda kalanin goziine kan toplanirsa, sabah aksam, 
goze bir damla taze limon suyu damlatihr. Cok yakarsa da, aci bir dakikada ge- 
cer. 

44 — SAQ DOKULMESI: (Alopecie) denilen sac dokiilmesinin cesidli sebeb- 
leri vardir. Bulasici hastahkdan, ba'zi ilaclardan, hamilelik veya thyroid salgismm 
az olmasmdan ve ruhi bozuklukdan dolayi sac dokiilmesi az degildir. Seborrhe [Se- 
borre] denilen yagh, kepekli saclann dokiilmesi de cokdur. Bunlann ayn ayri te- 
davileri vardir. Miisterek, umumibir tedaviyokdur. Sac dokiilmesine karsi, basi 
esmer sabun, ya'ni yumusak potas sabunu ile yikamahdir. Stileymaniyye kiitiibha- 
nesi, (Laleli) kismmda, [3735] sayih kitabda diyor ki, (Saci dokiilen kimse, sabah- 
aksam basma menekse yagi siirse, saci dokiilmez ve yenisi gelir. Menekse veya bas- 
ka cicegin yagini yapmak icin, fransizca (Dorvault)da diyor ki, yiiz gram saf, ya'ni 
asidsiz zeytinyagi, yirmibes gram cicek ile karisdirihr. El ile yogrulur. Yahud ha- 
vanda ezilir. Siseye koyup agzi kapanir. Ara sira calkahyarak iic giin giinesde tu- 
tulur. Sonra, sikarak yagi siiziiliir. Posa sikihp yag iyice almir. Posa atihr. Bu ya- 
ga tekrar yirmibes gram cicek konup, yine iic giin giinesde tutulur. Boylece iic ker- 
re yapilir. On gtinde kuvvetli cicek yagi elde edilmis olur. Yahud, yiiz gram yaga 
iki gram menekse esansindan koyup calkalamr. Bunun gibi yapilan lavanta cice- 
gi yagi ile, bas ovulmasim, doktor Heraud, fransizca (Tibbi nebatlar) kitabmda yaz- 
makdadir. 

Sinameki yapragi kaynatip icmek veya tozunu yutmak saci cogaltir. Hatmi Qi- 
cegini kaynatip, hamamda, o su ile saci yikasalar, kil diplerini kuvvetlendirir ve do- 
kiilmesini onler. Havuc yapragi da boyledir). (Gayet-iil-itkan)da diyor ki, (Sac do- 

-674- 



kiilmesi, kan bozuklugundan ise, kan aldirmah ve miishil ilaclar vermelidir. Za'fiy- 
yet var ise, kuvvetli gida yimelidir. Mersin yapragi yagi, sakiz yagi veya ladiin aga- 
ci [cistiis] yagi siirmelidir. Ivadne, baldin kara, gill, biberiye, sakiz agaci yaprak- 
lan kaynatilip, bu su ile kil biten yerleri yikamahdir. Kaysum, ya'nikara pelin [Au- 
rone] ve kamiskokii, labada, asaron, ya'ni coban diidiigii, an ve kirpi kiilti, fare ter- 
si ve ayi yagi da kaynatip siirmek veya yikamak, sac dokiilmesini onlemekdedir). 

45 — QIKIK ve BURKULMA: (Nuzhet-iil-ebdan)da diyor ki, insan diisiince ve- 
ya bir yere carpinca, igri basmca, oynak kemigi yerinden cikar. Buna, (cikik) de- 
nir. Fransizcada, (Luxation) denir. Yerinden oynar, fekat cikmazsa (burkulma) ve- 
ya (Entorse) denir. Her ikisinde de, bu oynak yerini hie hareket etdirmemelidir. 
Cikan kemik basi yavasca yerine oturtulmalidir. Bunu oturtmasi icin hemen dok- 
tora veya cikikciya gitmelidir. Yerine oturunca ve burkulma iizerine kardes kani 
recinesi, kilermeni, nar kabugu ve cicegi, gtinntik ve delice danesinin unu ile yu- 
murta aki karisdinp yapilan lapa siiriilur. Uzeri bezle sanhr. Yetmisbes gram sa- 
ri balmumu ve onbes gram sakiz ve onbes gram ratine, ya'ni recine sicakda eriti- 
lip yapilan lapayi koymak da iyi gelmekdedir. Bunlar bulunamazsa, bir bez iize- 
rine et kiymasi serip iizerine karabiber ekilir. Burkulan yer iizerine konup, uzeri 
sanhr. Agn, sizi birkac saat sonra kesilmezse, kemikde catlama veya kink ihtima- 
li olur ki, hastahaneye gotiirmelidir. Orada alciya koyarak tedavi edilir. 

46 — EZIK, BERE, CILD MORARMASI, BEL TUTULMASI: Insamn deri- 
si bir yere sikismca, ezilince, oraya kan toplamr. Moranr. Cok acir, sizlar. Buna 
(Ezik) veya (Contusion) denir. Kursun suyu veya (Eaude Goulard) denilen silt gi- 
bi beyaz, bulamk su, eczahanelerde bulunur. Bir gaz bezi bu su ile lslatilip, morar- 
mis deri iizerine konur. Aci, sizi birkac dakikada kesilir, gider. Kursun suyu yok 
ise, bir gaz bezi iizerine (Lasonil) denilen merhem siiriip, deri iizerine koymali, uze- 
ri sargi bezi ile baglanmalidir. Deri yirtilmis, kan cikmis ise, bunlan surmemeli, ya- 
ra (Oxigenli su) ile yikanip, iizerine (Tetra-cortril) veya (Cortril) merhemi siirii- 
liip, iistii (Hansaplast) denilen gazh bez ile ortiilmelidir. Bel tutulmasi icin, tiip- 
den iic santimetre (Lasonil) veya (Ben-gay) merhemi cikarip, cild iizerine konup, 
iki avue ile siirmeli, birkac dakika uvmahdir. Sabah aksam yapmalidir. 

47 — DIZ KALCA SIZLAMASI: Soguk zemanlarda, tavsan tiiyiinden yapil- 
mis diz orttisii giyilir. Almanyadan gelmekdedir. Bulunamazsa, kalm yiin fanila- 
nin iki kolu omuzdan ayrilip, bacaklara gecirilir. Hergiin, 2-3 incir yimelidir. 

48 — CIBAN: Deri iizerinde, sivilce, ciban delinmemis ise, gaz bezi iizerine mer- 
cimek kadar siyah (ihtiyol merhemi) konup sivri yerine kapatilir. Gaz bezi iizeri- 
ne pamuk konur. Uzeri filaster denilen yapiskan bez serit ile ortiiliir. Seridin iki 
ucu deriye yapisdinhr. Her aksam hepsi degisdirilir. Birkac giinde cibamn ucu de- 
linir. Sonra, her acisda, oksijenli su damlatilmis pamukla delikdeki kiyh, cerahat 
temizlenip ihtiyol merhemi ile kapatilir. Cerahat hasil olmazsa, gaz bezine beyaz 
(oksid dii zenk) merhemi koyup, delik iizerine kapatilir. Gaz bezi iizerine filaster 
serit konur. Bunlar da her aksam degisdirilir. Birkac giinde tedavi temam olur. 

49 — AKREB, YILAN SOKMASI: Sokulan yer, aleve tutulmus veya ispirto- 
ya sokup cikanlmis jilet veya bicak ile hafif yanhp, emilir ve tiikuriiliir. Yukan ta- 
rafa birsey sanp hafif sikihr. Yarim saatdan fazla sikmamahdir. Kizgm sey siirmek 
faidesizdir. Hemen cok sulu [yiizde on] (Javel suyu) [ya'ni camasir suyu] veya [yiiz- 
debir] (Permanganat) ile yikamah ve yaraya yakm (Serum antiscorbio), (Akreb 
Serumu) (Serum Anti-Venimeux) ya'ni (Ydan Serumu) deriye veya adaleye sirm- 
ga etmelidir. Serumun cinsi, yilanm cinsine gore degisir. Mikdan, hastamn vezni- 
ne ve aradan gecen zemana gore degisir. Bir adam icin, 20-30 c.c.dir. Once 10. c.c. 
yapihp, 2-3 dakika fasila ile 1 c.c. yaparak, 10 dakikada temamlanir. Serum +4 de- 
rece serinde 5 sene muhafaza edilir. Antibiotik ve agn kesici ilac vermelidir. Af- 
yonlu ilaclar verilmez. Liizum goriiliirse (corticoide solouble forte) ignesi yapihr. 

-675- 



24 saatde 1-2 gram Hemisuccsinate hydrocortisone uygundur. 

Hasta olmamak icin ve hastalikdan kurtulmak icin, dort sey yapmak lazimdir: 

1- Fazla yimemeli, 

2- Alkollii ickileri hie icmemelidir. 

3- Uziilmemeli, asabilesmemeli, 

4- Viicudii, esyasi, yiyecekleri temiz olmahdir. 

Grip hastahgmi yapan viriisiin, etrafimizi ceviren hayvanlarda, bilhassa do- 
muzda bulundugu ve bunlarda iiredigi Amerikada tesbit edilmis olup, eczacilik biil- 
teni 1974 senesi, 6. ci sayisinda yazilidir. Evlerde kopek bulundurmamahdir. 

50 — VITAMINLER — Hayvan ve nebatlarda bulunan ve gidalar vasitasi ile 
insanlara gelen ve yasamamiz icin lazim olan uzvi maddelerdir. Giinliik gidalan- 
mizla, agirhklarmin on milyonda biri kadar vitamin almakdayiz. Vitaminler, yal- 
niz nebatlarda tesekkiil eder. Hepsinin kimya yapilan anlasilmis olup, ba'zilan sun'i 
yapilmakdadir. Vitaminler birer biiyiik harf ile gosterildigi gibi, hususiismleri de 
vardir. Vitaminlerin ilac olarak kullanildigi bashca hastahklar sunlardir: 

A — Bebeklerin, handle kadinlann ve ihtiyarlann za'fiyyet hallerinde, gorme 
za'ifliginde, yaralarm iyi olmasmin gecikmesinde ve tansiyon yiikselmesinde. 

B Komplex — Mi'de ve hiicrelerdeki hazm bozuklugunda. 

B x — Sinir za'fiyyetinde, carpmtida, odemde ve rumatizmada. 

B 2 — Dil ve deri hastahklarmda, adale gerilmesinde, konjonktivitde, tiiberkii- 
lozda. 

B 3 — Hazm yollari iltihablannda, karaciger kifayetsizliginde, kursun, barbitii- 
rik ve siilfamid zehrlenmesinde. 

B 4 — Agroniilositosda, kan zehrlenmelerinde, rumatizmada. 

B 6 — Sinir hastahklarmda, adale tesenniiciinde, ispirto ile ve ispirtolu ickiler- 
le zehrlenmelerde. 

B 12 — Kansizhkda, sinir bozuklugunda. 

C — Skorbiit ve kanamalarda, soguga ve yorgunluga mukavemeti az olanlarda, 
rumatizmada, ruh hastahklarmda. 

D — Kemik hastahklarmda, tiiberktilozda, allergide. 

E — Cinsiza'fiyyetlerde, Ayise kadindaki asabirahatsizhklarda, kalb ve damar 
hastahginda, rumatizma agnlannda. 

F ve Hj — Cild hastahklarmda. 

H 2 — Atesli cild hastahklarmda, nefes darhgmda. 

I ve J — Karaciger za'fiyyetinde. 

K — Kanamalarda. 

M — Cild sertlesmesi, siyatikde. 

N — Zehrlenmelere karsi mukavemeti artdinr. 

O ve T — Hazmsizhkda, kemik hastahginda. 

P — Damar za'fiyyetinde, basurda, odemde, ekzemada. 

B 2 , B 6 , B 12 , C ve E vitaminleri, fazla ahmrsa, zarar vermez. A vitamininin faz- 
lasi, kafada tansiyonu artdirip, ruhi ve asabi bozukluk yapar ise de, almmaymca 
diizelir. Bj fazlasi, hassasiyeti bozar. P nin fazlasi, tansiyonu dtlsurur. D nin faz- 
lasi, kanda kalsiyumu artdirip, bulanti, kusma, ruhi ve asabi bozukluk yapar. Fi- 
tate de sodyum verilerek, kalsiyumun kana gecmesi azaltihr. 

Dervis Muhammed Nidai efendinin 986 h. [m.1578] senesinde yazdigi, tiirkce 
(Menafi'un-nas) kitabmda, hastahklar ve ilaclan uzun bildirilmekdedir. Kitab 
altmis bab, 376 sahifedir. 33.cii sahifesinde diyor ki, (Bas agnsi deva ile gitmezse, 
Bekara suresinin 196. ci ayetini, femen den ev-niisiik kadar yazip, basmda gotiire, 
bi-iznillah sifa bulur. Basina besmele ve sonuna iiskiin lillah yazihr). Abdestli ola- 
rak ve islam harfleri ile yazmahdir. 

-676- 



47 — TEVEKKUL 

imam-i Muhammed Gazalinin "rahmetullahi teala aleyh", farisi (Kimya-i 
se'adet) kitabimn [1281] senesinde Hindistan baskisi, besyiizsekizinci sahifcsin- 
de, dordiincii riikn, sekizinci ash, aynen terceme edilerek asagrya yazildi: 

Cenab-i Hakka yaklasanlarm gecdigi makamlardan biri de, tevekktildiir ve 
derecesi cok yiiksekdir. Fekat, tevekkiilii ogrenmek giic ve incedir. Yapmasi ise, 
daha giicdiir. Ciinki bir kimse, hareketlerde, islerde, Allahii tealadan baskasmm 
te'sir etdigini diisiinse, bu kimsenin tevhidi, noksan olur. Eger, hicbir sebeb lazim 
degildir dese, islamiyyetden ayrilmis olur. Eger sebebleri araya koymak lazim de- 
gildir derse, akla uymamis olur. Lazimdir derse, sebebleri hazirhyana tevekkiil et- 
mis olur ki, bu da tevhidde noksanhk olur. Goriiluyor ki, tevekkiilii, hem akla, hem 
islamiyyete, hem de tevhide uyacak seklde anlamak lazimdir. Boyle anhyabilmek 
icin, derin bilgi ister. O halde, herkes anhyamaz. Biz, once, tevekkiiliin kiymeti- 
ni, sonra ne demek oldugunu, daha sonra, nasil elde edilecegini bildirecegiz: 

Tevekkiiliin fazileti: Allahii teala, herkese, tevekkiilii emr eylemisdir. (Tevek- 
kiil tmanin sartidir) mealindeki ayet-i kerime, bu emrlerden biridir. Sure-i Maide- 
de, 23.cii ayet-i kerimede, (Eger lmanimz varsa, Allahii tealaya tevekkiil ediniz!), 
sure-i Al-i imranda, 159. cu ayet-i kerimede, (Allahii teala, tevekkiil edenleri elbet- 
te sever), sure-i Talakda, 3.cii ayet-i kerimede, (Bir kimse, Allahii tealaya tevek- 
kiil ederse, Allahii teala, ona kafidir), sure-i Ziimerde, 36. ci ayet-i kerimede, (Al- 
lahii teala, kuluna kafi degil midir?) meallerinde daha nice ayet-i kerime vardir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, (Ummetimden bir kis- 
iiiini, bana gosterdiler. Daglari, sahralari doldurmuslardi. Boyle cok olduklarina 
sasdim ve sevindim. Sevindin mi, dediler, evet dedim. Bunlardan ancak yetmisbin 
adedi hesabsiz Cennete girer dediler. Bunlar hangileridir diye sordum. islerine sihr, 
biiyii, daglamak, fal kansdirmayip, Allahii tealadan baskasina, tevekkiil ve i'timad 
etmiyenlerdir buyuruldu). Dinliyenler arasmda Ukase "radiyallahii anh", ayaga 
kalkip, (Ya Resulallah! Diia buyur da, onlardan olayim) deyince, (Ya Rabbi! 
Bunu onlardan eyle!) buyurdu. Biri kalkip, aym diiayi isteyince, (Uka$e senden ca- 
buk davrandi) buyurdu. 

Bir hadis-i serifde, (Allahii tealaya tam tevekkiil etseydiniz, kuslarin rizkini ver- 
digi gibi, size de gonderirdi. Kuslar, sabah mi'deleri bos, ac gider. Aksam mi'de- 
leri dolmus, doymus olarak doner) buyurdu. Bir hadis-i serifde, (Bir kimse, Alla- 
hii tealaya siginirsa, Allahii teala, onun her isine yetisir. Hie ummadigi yerden, ona 
nzk verir. Her kim, diinyaya giivenirse, onu diinyada birakir) buyurdu. Ibrahim 
aleyhisselami mancmiga koyup, atese atarlarken (Hasbiyallah ve ni'melvekil), ya'ni 
(Bana Allahim yetisir. O iyi vekil, yardimcidir) dedi. Atese diiserken, Cebrail "aley- 
hisselam" gelip, (Bir dilegin var mi?) dedikde, (Var, amma sana degil) dedi. Boy- 
lece (Hasbiyallah) soziiniin eri oldugunu gosterdi. Bunun icin Vennecmi suresin- 
de, (Soziiniin eri olan Ibrahim) mealindeki ayet-i kerime ile medh buyuruldu. Al- 
lahii teala, Daviid aleyhisselama, (Bir kimse, herseyden iimmfd kesip, yalniz ba- 
na giivenirse, yerde ve goklerde bulunanlarin hepsi, ona zarar yapmaga, aldatma- 
ga ugrassalar, onu elbette kurtannm) mealindeki ayet-i kerime ile vahy gonder- 
di. Sa'id bin Ciibeyr diyor ki, elimi akreb sokmusdu. Annem, elini uzat da, efsun 
etsinler, ya'ni uydurma seyler okusunlar diye and verdi. Diger elimi uzatdim, ef- 
sun okudular. Sa'id elini okutmadi. Ciinki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
(Efsun yapan ve ates ile daghyan kimse, Allahii tealaya tevekkiil etmemis olur) bu- 
yurdu. Ibrahim-i Edhem "kuddise sirruh", bir papasa sordu ki, (Nerden geciniyor- 
sun?). (Nerden gonderdigini, nzkimi verene sor, ben bilmem!) dedi. Birine sordu- 
lar ki, (Hergiin ibadet ediyorsun. Ne yiyip, ne iciyorsun?). Cevab olarak, disleri- 
ni gosterdi. Ya'ni, (Degirmeni yapan, suyunu gonderir) demek istedi. Herem bin 
Hayyan, Uveys Karniye [Veysel Karanide denilir] sorup, (Nerede yerleseyim?) de- 

-677- 



dikde, (Samda) buyurdu. (Acaba Samda gecim nasildir?) deyince, Uveys, (Rizk- 
larmdan siibhe eden kalblere yaziklar olsun! Bunlara, nasfhat faide etmez!) buyur- 
du. 

Tevekkiil, kalbin yapacagi bir isdir ve imandan meydana gelir. Imanm cesidle- 
ri vardir. Fekat tevekkiil, bunlardan ikisine dayanmakdadir. Bunlar, tevhide iman 
ve lutf ve merhamet-i ilahmin cokluguna imandir. 

Tevekkiiliin esasi olan tevhid: Tevhidi anlatmak, uzun stirer ve tevhid ilmi, bii- 
tiin ilmlerin sonudur. Biz burada, yalmz tevekkiile lazim olacak kadarmi gostere- 
cegiz: Tevhidin dort derecesi vardir. Ya'ni bir ozii vardir ve oziiniin de ozii vardir. 
Bir de kabugu vardir ve kabugun da kabugu vardir. Demek ki, iki ozii, iki de ka- 
bugu vardir. Tevhid, taze cevz gibidir. Cevzin iki kabugunu ve icini herkes bilir. 
Oziiniin ozii de, yagidir. 

Tevhidin birinci derecesi, yalmz dil ile (La ilahe illallah) deyip, kalb ile inanma- 
makdir. Miinafiklann tevhidi boyledir. 

Ikinci derece: Bu kelime-i tevhidin ma'nasma, kalbin inanmasidir. Bu inanis, ya 
baskalarmdan gorerek, isiterek olur ki, bizim gibi cahillerin inanisi boyledir. Ya- 
hud delil ile, aklm isbat etmesi ile inanir. Din alimlerinin, kelam ilmi iistadlannm 
inanmasi boyledir. 

Uciincii derece: Bir yaratanm, herseyi yaratdigim gormek, her isin, tek bir fa'il 
tarafmdan yapildigmi, baska kimsenin, hicbirsey yapmadigmi anlamakdir. Bu 
goriis ve anlayis icin, kalbde bir nurun parlamasi lazimdir. Boyle hasil olan iman, 
cahillerin ve kelam alimlerinin imanina benzemez. Onlann imam, taklid ve isbat 
hileleri ile kalbe cekilen bir perde gibidir. Bu goriis ve anlayis ise, kalbin acilma- 
si, perdelerin kalkmasidir. Mesela, bir ev sahibinin, evde bulunmasina inanmak iic 
diirlii olur: 

1 — Birisinden isiterek inanmakdir. Taklid ile olan iman, bunun gibidir. 

2 — Ev sahibinin, hergiin kullandigi binek hayvanmi, bashgim, ayakkabilan- 
ni evde gordiigii icin inanmakdir. Bu da kelam alimlerinin imanina misaldir. 

3 — Ev sahibini evde gorerek inanmakdir. Bu, ariflerin tevhidine misaldir. Boy- 
le tevhid, heme kadar yiiksek derece ise de, bunun sahibi, mahluklan gormekde 
ve Hahki gormekde, bunlarm Hahk tarafmdan yaratildigmi bilmekdedir. Mahluk- 
lan gordiigii icin, tevhid tarn olamaz. 

Dorduncii derece: Bir var goriir. Birden baska birsey gormez. Tesavvufcular bu 
hale, (Tevhidde fena) derler. 

Yukandaki dort dereceden birincisi, miinafiklann tevhidi olup, cevzin dis ka- 
buguna benzer. Cevzin dis kabugu, aci oldugu gibi ve dis yiizii gtizel yesil ise de, 
ic yiizii cirkin goriindiigii gibi ve yakilmca bol duman yaparak atesi sondiirdiigii gi- 
bi ve birkac gtin cevzi korumakdan baska, bir ise yaramadigi gibi, miinafik tevhi- 
di de, onu diinyada oldiiriilmekden korumakdan baska, birseye yaramaz. Oliim- 
den sonra, beden ciirtiyiip, ruh yalmz kalmca, birseye yaramaz. ikinci derece 
olan, cahillerin ve kelam alimlerinin tevhidi, cevzin tahta kabugu gibidir. Bu tah- 
ta kabuk cevzi birkac zeman korumakdan baska ise yaramadigi gibi, bu derecede- 
ki tevhid de, yalmz insani Cehennem atesinden korumaga yarar. Uciincii derece, 
cevzin ozii gibidir. Oz, cevzin asl ise yarayan kismi ise de, cevz yagi ile olcersek, 
posayi tasidigi goriilur. Uciincii derecede de, mahluklan gormek, posa gibidir. Ha- 
kiki tevhid, dordiincii derecedir ki, Hakdan baska, birsey bulunmaz. Kendini de 
unutur. 

Siial — Tevhidin dordiincii derecesine kavusmak giicdiir. Herseyi, bir varhk gor- 
mek nasil olur. Cesidli sebebler goriiyoruz ve yeri, gokii, mahluklan goriiyoruz. 
Bunlar, aym sey midir? 

-678- 



Cevab — Birinci, ikinci, iiciincii derece tevhidleri anlamak kolaydir. Anlama- 
si giic olan, dordiincii tevhiddir. Fekat, tevekkiil icin, bu tevhide liizum yokdur. Bu- 
nu tatmiyana anlatmak giicdiir. Kisaca soyle diyebilirim ki, bircok farkli seylerin 
bir bakimdan benzerligi olur. Bu bakimdan ayni birsey gibi diisiiniilebilir. iste, bir 
arif, herseyi, hepsinde bulunan birsey olarak goriince, hepsini birsey goriir. Me- 
sela, insanda et, deri, bas, ayak, goz, kulak, mi'de, ciger gibi seyler vardir. Fekat, 
insanlik bakimmdan, bir seydir ve bir insam diisiiniince, ayn ayn parcalan hati- 
ra gelmeyip, birsey olarak dusiiniiriiz. Bize ne diisiiniiyorsun denirse, birseyden bas- 
ka dusunmiiyorum deriz. Bir insam goriince, birseyden baskasmi gormedim deriz. 
Tesavvufda, oyle bir ma'rifet [ya'ni bilgi] derecesi vardir ki, bu dereceye yetisen 
bir arif, var olan her seyi, bir bakimdan, birbirlerine bagh goriir. Diinyadaki cesid- 
li cismleri, bir insanm uzvlari gibi goriir. Mahluklarm, yaratana karsi halini yalniz 
bir bakimdan gorerek, insan uzvlannin akl ve run karsismdaki hali gibi bulur. (Al- 
lahii teala Ademi, kendi suretinde yaratdi), hadis-i serifinin ma'nasim anlamiyan 
kimse, bu sozlerimizi anhyamaz. (Kimya-i se'adet) kitabinm basmda, bu hadis-i 
serifi biraz aciklamisdik. Daha fazla acmaga gelmez. Akl ermez ve yanlis anlasi- 
hr. 

Tevekkiil icin, tevhidin iiciincii derecesi yetisir. Bu tevhidi, (ihya-ul'ulum) ki- 
tabimizda uzun aciklamisdik. Oradan okuyabilirsiniz. (Kimya-i se'adet) kitabm- 
da, siikr faslmda bildirdigimiz gibi, giines, ay, yildizlar, bulut, yagmur, riizgar ve 
tabf atdeki biitiin kuvvetler, hep Allahii tealanm iradesinde, emrindedir. Katibin 
elindeki kalem gibidir. Allahii teala irade etmeyince, hicbirsey hareket etmez. O 
halde, isleri bu sebebler yapiyor demek dogru degildir. Bir miidirin takdir emri- 
ni, kagiddan, kalemden bilmege benzer. insanm iradesine, ihtiyarma bakarak, in- 
sanm elinde birsey vardir zan etmek de yanhsdir. Ciinki, insana ihtiyan veren de 
Allahii tealadir. insan, bir isi kudreti ile yapiyor. Kudreti de iradesine baghdir. Fe- 
kat, [Es'anmezhebine gore], iradesi nasil yaratihrsa, onu ister. irade elinde olma- 
digi icin, kudreti de, yapdigi is de elinde olmaz. Bunu daha iyi anlamak icin, insan- 
larin hareketlerini iice ayirahm: 

1 — Tabi'i [Fizik] hareketleridir. Mesela, suya basmca batmak, fizik hareke- 
tidir. 

2 — iradi hareket. Nefes almak gibi. 

3 — ihtiyari hareket. Konusmak, yiiriimek gibi. 

Tabi'i hareketler, insanm elinde degildir. Ciinki, sudan agir olan her cism gibi, 
insan da suya batar. Tasin suya batmasi, tasm istemesi ile olmadigi gibi, insanm bat- 
masi da, arzusu ile degildir. 

iradi hareketler, mesela nefes almak da boyledir. Ciinki, nefes almamak iste- 
sek yapamayiz. Nefes almak iradesi, kendiliginden hasil olur. Bir insanm goziine 
igne uzatsak, ister istemez goziinii yumar. Gozleri kapamak elinde olmaz. Ciinki 
o anda gozlerini kapamak iradesi kendiliginden hasil olur. Tipki suda batmak gi- 
bi, tabi'i sebeblerle goz kendiliginden kapanir. Demek ki insanlar, iradi hareket- 
lerinde mecburdur. 

Soylemek, yiiriimek gibi ihtiyari hareketleri incelemek giicdiir. Boyle hare- 
ketleri, insan isterse yapiyor, istemezse yapmiyor. Fekat, insanm istemesi icin, o 
isi aklm begenmesi, iyi demesi lazimdir. Hatta, yapip yapmamagi, bir zeman dii- 
siiniip, iyi oldugunu bildikden sonra, irade mecburi hasil olup, uzvlar hareket 
ediyor. igneyi goren goziin kapanmasi gibi, a'za hareket ediyor. Su kadar fark var 
ki, ignenin goze zaran ve goz kapamanm faidesi, her an bilinmekde, diisiinmege 
liizum kalmadan, irade hasil olmakda, iradeden kudret meydana cikmakdadir. Bu- 
rada, diisiinmek olmadigi icin, goziin kapanmasi, suya batmak gibi olmakdadir. Me- 
sela, bir kimseyi sopa ile kovalasalar, kacarken oniine ucurum ciksa, zaran az ola- 

-679- 



ni yapar. Ya'ni, ucuruma atlamagi, sopa yemekden az zararli goriirse, atlayip ka- 
car. Atlamagi tehliikeli goriirse, ister istemez ayaklan durur, gidemez. Goriiliiyor 
ki, hareket, iradeye, irade de akla baglidir. Nitekim, bir kimse kendini oldiirmek 
istese, elinde silah oldugu halde, oldiiremez. Ciinki, eli hareket etdiren kudret, ira- 
deye bagh, irade de, akhn verecegi karara baglidir. Akl iyi ve faideli deyince, ira- 
de harekete gecer. Halbuki akl da serbest degildir. Akl, bir ayna gibidir. iyi olan 
seyin sureti, akl aynasmda goriiniir. Faideli olmazsa goriilmez. insan bir belaya dii- 
ser, buna dayanamayip, oliimii daha iyi bilirse, o zeman goriiniir. Boyle hareket- 
lere ihtiyari demenin sebebi, faideli oldugu goriildiigii icindir. Yoksa, faideli oldu- 
gu kendiliginden, hemen hasil olsa, nefes almak, goz kapamak gibi, mecburi olur. 
Her ikisinin mecburlugu, suya batma gibi olur. iste, sebebler birbirine baglidir. Se- 
bebler zincirinin halkalan cokdur. Bunu (ihya-iil'uliiin) kitabimizda daha genis an- 
latdik. Insanda yaratilmis olan kudret, bu zincirin halkalanndan biridir. Goriilii- 
yor ki, insanm, iyi bir is yapmakla ogiinmesi dogru degildir. iyi isden insanm pa- 
yi, ona mahal ve vasita olmakdan baska birsey degildir. Ya'ni faideli isin yapilma- 
sina sebeb olan ihtiyar ve kudret, kendisinde yaratilmisdir. Agacda kudret ve ih- 
tiyar [ya'ni secmek] yaratilmadigi icin, agacin riizgarla sallanmasma zaruri ve 
mecburi hareket diyoruz. Allahii teala, herseyi yaratirken, kudret-i ilahiyyesi, 
kendinden baska hicbirseye bagh olmadigmdan, Onun islerine (ihtira'), ya'ni 
yaratmak denir. insan boyle olmayip, kudret ve iradesi, kendi elinde olmiyan 
baska sebeblere bagh oldugundan ve isleri, Allahii tealamn islerine benzemedigin- 
den, insanm islerine halk etmek, ihtira' denmez. Fekat insan, agac gibi de olma- 
yip, kendinde ister istemez hasil olan kudret ve iradenin yeri oldugundan, insanm 
isine cebr, zor ile de denemez. Her iki cesid isden ayirmak icin, baska bir ism ara- 
mislar, (Kesb) demislerdir. Demek ki, insanm isi heme kadar kendi ihtiyari ile ise 
de, ihtiyari elinde degildir. O halde, elinde birsey yokdur. 

[Allahu tealamn emrleri iki nev'dir: Evamir-i teklifiyye, Evamir-i tekviniyye. 
Birinci emrler, insanlara ve cinne verdigi emrleri ve yasaklandir. Bunlari, insan- 
lann, irade etmelerinden, istemelerinden sonra, kendisi de diler ve yaratir. ikin- 
ci nev' emrlerini, sebebleri ile birlikde hemen yaratmakdadir. Btitiin tabi'at olay- 
lan boyledir. Meyvenin uzun zemanda olgunlasmasi, bir anda yaratdiklarmm 
toplulugudur.] 

Siial — insanm elinde birsey yoksa, nicin sevab ve azab oluyor ve nicin dinler, 
seri'atler gonderiliyor? 

Cevab — Bu siiale ($erf atde tevhid) ve (Tevhidde serfat) denir ki, burada cok 
kimseler bogulmusdur. Bu tehliikeden kurtulmak, ancak bu derya iizerinde gide- 
bilenlere veya hie olmazsa, yiizebilenlere nasib olur. insanlarm cogunun bu teh- 
liikeden kurtulmasi, bu deryaya girmemeleri sayesinde olmusdur. Cahil halk, bu 
deryada yiizmegi bilmediginden, bunlara aciyip, bogulmakdan korumak icin, bu 
denizin kenarma birakmamahdir. Bunlardan, tevhid deryasma diisenlerin cogu bo- 
gulmusdur. Yiizmegi ogrenmesini de diisiinmiyorlar. Coklari, bizim elimizde bir- 
sey yokdur. Herseyi Allahii teala yapiyor. (Sakf), ya'ni kafir yazilan bir kimse, ne 
kadar ugrassa, bunu degisdiremez. (Sa'id), ya'ni Cennetlik yazilan kimsenin de, 
cahsmaga ihtiyaci yokdur, diyerek bogulmakda, helak olmakdadir. Bu sozler, 
hep cahillikden, yanhs diisiinmekden ileri gelmekdedir. Bunlarm hakikatini anlat- 
mak, kitablara yazmak her ne kadar uygun degilse de, soz bu yola dokiildiigu icin, 
az birsey bildirelim: 

Sevab ve azab nedendir, siialine karsi deriz ki: Azab, kotii is yapdigindan do- 
layi, biri sana kizip, intikam almak icin, camm yakmasi degildir. Sevab da, isini be- 
gendigi icin, miikafat degildir. O gtin, Allahu tealadan baska, intikam alacak kim- 
se yokdur. insanm kam, safrasi bozuldugu veya baska zararli seyler viicudde co- 
galdigi zeman, bedendeki degisiklige, hastahk dedigimiz gibi ve ilac te'sir etdigi ze- 

-680- 



man hasil olan hale sihhat dedigimiz gibi, insanda sehvet ve asabiyyet artinca, ca- 
na bir ates diiser. iste insanm felaketinin sebebi, bu atesdir. Bunun icin, hadis-i se- 
rifde, (Gadab, ya'ni asabiyyet, Cehennem atesinden bir parcadir) buyuruldu. Akl 
lsigi kuvvetlenip, sehvet ve asabiyyet atesini sondiirdiigii gibi, fman nuru, Ce- 
hennem atesini sondiiriir. Nitekim, Cehennem, mii'minlere: (Ey mii'min! Cabuk 
gee ki, 11 u nm atesimi sondiiriiyor) diyecekdir. Bu soz, ses ile olmiyacak, su yangi- 
ni sondiirdugii gibi, Cehennem, mii'minin nuruna dayanamayrp sonecekdir. Seh- 
vet atesi de, akl nuru ile soner. Kiyametde, sana azab icin baska yerden birsey ge- 
tirmiyecekler. Nitekim, (Cehennem, diinyada yapdiginiz kotii islerden baska bir- 
sey degildir. Bunlarin, size geri cevrilmesidir) buyuruldu. O halde, Cehennem ate- 
sinin tohmu, insanm sehveti ve gadabidir. Bunlar insanm icindedir. ilm-i yakin ile 
bilen, bunlari gorebilir. Nitekim, sure-i Tekasiirdeki 5.ci ve 6.ci ayet-i kerimede 
mealen, (ilm-i yakin ile bilseydiniz, Cehennemi elbette gorurdiiniiz) buyuruldu. 

Zehr insam hasta yapar. Hastalik da, insani mezara sokar. Fekat, zehr ve has- 
talik insana kizmis ve intikam almis denilemez. Giinah ve sehvet de, kalbi hasta 
eder. Bu hastalik, kalbin atesi olur. Bu ates, Cehennem atesi cinsinden olup, diin- 
ya atesi gibi degildir. Miknatis tasi, demir parcalanni kendine cekdigi gibi, Cehen- 
nem atesi de, bu atesi tasiyanlan kendine ceker. [Cehennemin ve Cehennem ze- 
banilerinin, ya'ni azab meleklerinin] kizmasi ve intikam almasi olmaz. Sevab isli- 
yenlerin hali de boyledir. Anlatmasi uzun surer. 

[Allahii teala, insanlarm yapdigi isleri iki kisma ayirdi. Bir kismmi begendigi- 
ni, bunlari yapanlardan razi oldugunu, her is karsihgmda, bunlara ni'metler, rahat- 
liklar, iyilikler verecegini va'd etdi. Va'd etdigi iyiliklerin olcii birimine, (Ecr) ve 
(Sevab) denir. Diinyada yapilan her iyilige karsihk olarak, ahiretde cesidli mikdar- 
larda ni'metler verilecekdir. Ni'metlerin verilecegi yere, (Cennet) denir. Allahii 
teala insanlarm yapdigi islerden bir kismmi begenmedigini, bunlari yapanlardan 
razi olmadigim, fekat pisman olup tevbe edenleri veya sefa'ate kavusanlan afv ede- 
cegini, afv edilmiyenlerin kotii islerine kiyametde, cok aci karsihklar verecegini, 
Cehennem atesinde yakacagmi bildirdi. Bu aci karsiliklara, (Azab) denir. Azab- 
lann siddetlerini, coklugunu bildiren olcii birimine, (ism) ve (Giinah) denir. Al- 
lahii tealanm begendigi seylere (Hayrat, Hasenat), ya'ni iyi seyler denir. Begen- 
mediklerine (Seyyiat), kotii seyler denir. Allahii teala, hangi islerin Hasenat olduk- 
lanm, hangi islerin de Seyyiat olduklanni bildirdi. Hasenat yapanlara sevab vere- 
cegini va'd etdi. Allahii teala, va'dinde sadikdir. Soziinden hie donmez. O halde, 
Kiyamet giinii, ni'met ve azab olarak, baska yerden birsey getirilmiyecek, diinya- 
da yapilanlarm karsiliklarma kavusulacakdir.] 

Islamiyyet nicin geldi? Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslimat" neden 
gonderildi? Bu siialin cevabma gelince: Bunlarin gonderilmesi kahrdir, cebrdir. in- 
sanlari cebr zinciri ile Cennete cekmek icindir. Nitekim (Zincirlerle Cennete ce- 
kilen insanlara hayret mi ediyorsun?) buyuruldu. islamiyyet, Cehenneme gitme- 
meleri icin, insanlan bagliyan bir kemenddir. Nitekim (Siz, pervane gibi, kendi- 
nizi atese atiyorsunuz. Ben kemerinizden tutup geriye cekiyorum) buyuruldu. 
Allahii tealanm cebbarhk [her istedigini yapmak] zincirinin halkalarmdan biri de, 
Peygamberlerin "aleyhimusselam" sozleridir. insanlar, dogru yolu, igri yollar- 
dan, bu sozler ile ayirabilir. Onlann gosterdigi tehliikeden, insanda korku hasil olur. 
Bu ayiris bilgisi ile korku, akl aynasi iizerindeki tozlan temizler. Akl cilalamp, ahi- 
ret yolunu tutmanm, diinya zevklerine kapilmakdan daha iyi olacagim anlar. Bu 
anlayis, ahiret icin cahsmak iradesini hasil eder. insanm uzvlan, iradesine tabi' ol- 
dugundan, uzvlar ahiret icin cahsmaga baslar. Allahii teala, bu zincir ile, seni 
zorla Cehennemden uzaklasdirmis, Cennete siiriiklemis olur. Peygamberler "aley- 
himiisselam", koyun siiriisiiniin cobanma benzer. Siiriiniin sag tarafmda cayir ol- 
sa, sol tarafmda magara bulunsa, magarada kurdlar olsa, coban, magara tarafin- 

-681- 



da durup, sopa sallayip, koyunlan korkutarak, cayir tarafma kovalar. Iste Peygam- 
berlerin "aleyhimiisselam" gonderilmesi de, buna benzer. 

Cehennemlik olanin calismasi ne faide verir, siialine gelince: Bu soz, bir bakim- 
dan dogru, bir bakimdan yanhsdir. Dogru olmasi soyledir ki, bu soz, soyleyen kim- 
senin felaketine sebeb olur. Ciinki, ezelde Cehennemlik yazilmis olmanm alame- 
ti, bu siialin hatira gelmesi, bundan dolayi cahsmayip, tohm ekmemesidir. Diinya- 
da tohm ekmiyen, ahiretde bicemez. Bir kimsenin achkdan olmesi, ezelde takdir edil- 
mis olmasma alamet, (Ezelde achkdan olmek almma yazilmis ise, yiyip icmek fa- 
ide vermez) diisiincesinin kalbine gelmesidir. Boyle dusiindugii icin, yiyip icmez ve 
achkdan oliir. Bunun gibi, fakirlik kaderim ise, cahsmanm ne faidesi olur diyen bi- 
ri de, cahsmaz, elbette fakir kahr. Se'adet, zenginlik kaderi olan kimseye de, soy- 
le diisiince verir ve der ki, (Zengin olmasi takdir edilenler, cahsir, kazamr). Bu dii- 
siincesi, onu cahsmaga siiriikler. Demek ki, bu diisiinceler bos degildir. Ezeldeki ya- 
zi sebebi ile, kalbe gelir. O yazinin meydana cikmasma sebeb olur. Bir insan ne is 
icin yaratildi ise, o isin sebeblerini onun online getirirler. Yoksa onu, sebebsiz ola- 
rak, o is basma gecirmezler. Bunun icindir ki, (Calisiniz, herkes, ne is icin yaratil- 
mis ise, o is, ona kolaylasdinhr!) buyuruldu. O halde, herkes, siiriiklenmis oldugu 
hallerden ve islerden, almnm yazisim ve ahiretde basma gelecekleri anhyabilir. Ders- 
lerine cahsan, vazifelerini yapan bir talebe, bu halini, simf gececegi, ileride mevki' 
sahibi olacagi takdir edilmis olduguna miijde ve alamet bilmelidir. Yoksa eger, kal- 
bine (Cahil kalacagim almma yazilmis ise, ne kadar cahssam faidesi olmaz) dilsiin- 
cesini getirirler, o da cahsmaz bos vakt gecirirse, aim yazismm cahil kalmakhgi ol- 
dugunu anlamahdir. iste ahiretdeki hal icin, kaza ve kaderi de boyle bilmelidir. Ni- 
tekim sure-i Lokmandaki 28. ci ayet-i kerimede mealen, (Hepinizin diinyaya geti- 
rilmesi ve ahiretde tekrar diriltilmesi, bir kisinin yaratdmasi ve diriltilmesi gibidir) 
ve sure-i Casiyedeki 21. ci ayet-i kerimede mealen, (Onlann ahiretdeki halleri, 
diinyadaki halleri gibidir) buyurulmusdur. Bu yazdiklanmizi iyi anhyanda, tevhid 
hasil olur. islamiyyetin, akhn ve tevhidin birbirine uygun oldugunu anlar. 

Tevekkiiliin temeli olan ikinci iman, Allahii tealanin rahim, hakim, latif oldu- 
guna inanmakdir. Onun inayeti, sefkati, kanncadan insana kadar, her mahluka ye- 
tisir. Kullarma olan merhameti, iyiligi, bir ananin, yavrusuna olan merhametinden 
daha cokdur. Boyle oldugu hadis-i serifde bildirilmisdir. Lutfii, merhameti o ka- 
dar cokdur ki, diinyayi ve diinyada olan herseyi en iyi seklde yaratmisdir. Bundan 
daha iyisi miimkin degildir. Rahmetinden, lutfilnden hicbir mahluku mahrum bi- 
rakmamisdir. Yer yiiziindeki akl sahiblerinin hepsi bir araya gelip arasdirsa, 
Onun yaratdigi herhangi birseyin, daha uygun, daha iyi bir seklini bulamaz. Her- 
seyin, olmasi gerekdigi gibi yaratilmis oldugunu anlarlar. Cirkin yaratilan birse- 
yin, en uygun, en kamil sekli, cirkin olmasidir. Cirkin olmasa noksanhk olur, yer- 
siz olurdu. Cunki, cirkinlik olmasaydi, mesela giizelligin kiymetini kimse bilemez, 
giizellik tath olmazdi. Kusurlu seyler olmasaydi, kusursuz seylerin kiymeti bilin- 
mez, kusursuzluk tath olmazdi. Cunki, kamil ve nakis, birbiri ile olcerek anlasihr. 
Mesela, baba olmasa, cocuk olmaz. Cocugu olmiyan, baba olmaz. Boyle seylerden, 
birinin var olmasi, otekinin varhgi ile belli olur. Olpmek, iki sey arasmda olur. iki- 
lik olmazsa, olcii ve olcmenin sonu elde edilemez. Allahii tealanin islerinin faide- 
sini, insanlar anhyamiyabilir. Fekat, en faideli, en iyi seklin, Onun yaratdigi sekl 
olduguna inanmak lazimdir. Soziin kisasi, diinyada bulunan hersey, hastahk, kuv- 
vetsizlik, hatta giinahlar ve kiifr, yok olmak, kusur, derd ve elem, hikmetsiz, faide- 
siz, yersiz degildir. Hepsi, en uygun, en faideli seklde yaratilmisdir. Fakir yaratdi- 
gi bir kimseye, en uygun sey, fakir olmakdir. Bu kimse zengin olsaydi, felakete dii- 
serdi. Zengin yaratdigi da, bunun gibidir. Bu da, tevhid kismi gibi, engin bir deni- 
ze benzer. Cok kimse, bu deryada bogulmusdur. Bu da, kader mes'elesi gibi anla- 
silmaz ve anlatmaga izn yokdur. Bu deryaya dalarsak, soz cok uzar. Fekat, buna, 

-682- 



soyledigimiz kadar iman etmek yetisir. 

Tevekkiil, ne demekdir? Tevekkiil, kalbde hasil olan bir haldir. Tevhfde ve Al- 
lahii tealanm lutf ve ihsamnm pekcok olduguna iman etmekle hasil olur. Bu Ml, 
kalbin vekile i'timad etmesi, giivenmesi ve Ona inanmasi ve Onun ile rahat etme- 
sidir. Boyle bir insan, diinya malina goniil baglamaz. Diinya islerinin bozulmasm- 
dan iiziilmez. Allahii tealanm, nzki gonderecegine guvenir. Diinyada, bunun ben- 
zeri, bir kimseye iftira edip, mahkemeye verseler, kendine bir avukat tutar. Uc sey- 
de avukata giivenirse, bu kimsenin kalbi rahat olur. Biri, avukatm, iftirayi, hileyi 
iyi bilmesi. ikincisi, bildigini iyi anlatmak icin dogruyu soylemekden cekinmeme- 
si ve iyi ve acik konusabilmesi. Uciinciisii, avukatm, buna aciyip, hakki kurtarma- 
ga candan ugrasmasidir. Avukatina, boyle inanir, giivenirse, kendisi ayrica ugras- 
maz. Sure-i Al-i imrandaki 173. cii ayet-i kerimenin, (Allahii teala bize yetisir. O, 
cok iyi vekfldir) mealini iyi anlayip, herseyi Allahii teala yapar. Ondan baskasi bir- 
sey yapamaz diyen, ilminde, kudretinde noksan, kusur olmadigma ve rahmetinin, 
iyiliginin sonsuz, cok olduguna inanan bir kimse, Allahii tealanm fazlma i'timad 
ederek tedbire, sebeblere giivenmez. Rizk takdir edilmis, aynlmisdir, vakti gelin- 
ce bana yetisir der. Allahii teala, bana, kendi biiyukliigiine, merhametine yakisa- 
cak isleri yapar der. Ba'zi kimseler, buna inanir. Amma, icinde bir korku, bir 
iimmidsizlik bulunur. Cok kimse vardir ki, birseye iman eder, inanirlarsa da, ta- 
bfatleri, imanlarina uymayip, evham ve hayallere uyar. Hatta bu hayallerin yan- 
hs oldugunu bildigi halde, yine bunlara tabi' olur. Mesela, tath yirken, baska bi- 
ri tathyi pis birseye benzetirse yiyemez. Bu soziin yanhs oldugunu, pislige benze- 
medigini bildigi halde, yine yiyemez. Ve mesela, olii bulunan bir odada, yalniz ya- 
tamaz. Oliiniin tas gibi olup hareket edemiyecegini bildigi halde, yatamaz. Gorii- 
liiyor ki, tevekkiil icin, hem kuvvetli iman, hem de kuvvetli kalb lazimdir. Boyle- 
ce, kalbinde siibhe kalmaz. i'timad ve rahathk tam olmadikca, tevekkiil tam olmaz. 
Ciinki, tevekkiil, kalbin, her isde, Allahii tealaya i'timad etmesi, giivenmesi demek- 
dir. Ibrahim aleyhisselamm imam, yakini tam idi. Fekat kalbinin rahat etmesi icin, 
(Ya Rabbi! Oliileri nasil diriltiyorsun? Bana goster!) dedi. Sure-i Bekarada 260. ci 
ayet-i kerimede bildirdigi gibi, (inanmadin mi?) buyuruldukda, (inandim. Fekat 
kalbim rahat etmek icin istedim) dedi. Kalbinde yakm vardi. Fekat, kalbinin, sti- 
kunet, rahathk bulmasmi istedi. Ciinki, kalbin rahat etmesi, once his ve hayale bag- 
h olup, sonra kalb de, yakme tabi' olur ve artik acikdan gormege muhtac olmaz. 

TEVEKKULUN DERECELERI — Tevekkulun iic derecesi vardir: 

Birinci derecede olan, gayretli, acik konusan, cesur ve merhametli bir avuka- 
ta giivenen bir kimse gibidir. 

Ikinci derecede bulunan kimse, bir cocuga benzer. Cocuk kendine verilen her- 
seyi, annesi gonderdi samr. Acikmca annesini arar. Korkunca annesine siginir. Co- 
cugun bu hali, kendiliginden olup, baskasinin ogretmesi ile, zorla degildir. ihtiya- 
n ile degildir. Bu derecede bulunan kimsenin, kendi tevekkiiliinden haberi olmaz. 
Ciinki, vekilini kendinden ayri bilmez. Birinci derecede bulunan ise, tevekktilii- 
nii bilir ve zor ile, ihtiyan ile tevekkiil eder. 

Uciincii derecede bulunan kimse, yikayicmm elindeki, oliiye benzer. Kendisi- 
ni, Allahii tealanm kudreti ile hareket eden bir olii gibi goriir. Derd ve acilarla kar- 
silasirsa, kurtulmak icin diia bile etmez. Halbuki bebek, cam aciymca anasini ca- 
ginr. Bu, oyle bir cocuga benzer ki, annesini cagirmaz. Ciinki annesinin, hep ona 
bakdigmi, imdadma kosmaga hazir oldugunu bilir. 

Bu iiciincii derecede bulunanlarm da ihtiyarlan ellerinde degildir. Fekat, ikin- 
ci derecedekiler vekile kosar, yalvanr. ihtiyar, birinci derecede vardir ve vekilin 
istedigi adetlere, sebeblere yapismakdir. Mesela, avukatm adeti, bu bulunma- 
dikca ve dosya hazir olmadikca, mahkemeye gelmez ise, bu sebebleri hazirladik- 

-683- 



dan sonra isi avukata birakir. Bundan sonra, herseyi vekilden bekler. Dosyayi ha- 
zirladigim da, vekilden bilir. Ciinki, onun adeti ve isareti ile hazirlamisdir. O hal- 
de, birinci derecede bulunanlar, ticaret, ciftcilik yapar. Bir san'at ogrenir. Allahii 
tealamn adeti olan sebeblere yapisir. Fekat, tevekkiilii birakmaz, cahsmasma gii- 
venmeyip, Allahii tealamn fadlina, keremine, ihsanma giivenir. Kendisini, bas vur- 
dugu sebeblerle, maksada erisdirmesini, Ondan bekler. Nitekim, ticareti, ciftcilik 
sebeblerini de, O gonderdi der. Sebeblere yapisip eline geceni Allahii tealadan bi- 
lir. Iste, sure-i Kehfdeki 39. cu ayet-i kerimede mealen, (Herseye kuvvet veren, an- 
cak Allahii tealadir) buyruldu. Ciinki havl, hareket demekdir. Kuvvet de, kudret 
[enerji] demekdir. Bir insan, kuvvetinin, kendinden olmayip, Allahii tealamn ya- 
ratdigmi bilirse, herseyi Ondan bekler. Hulasa, islerin meydana gelmesinde, sebeb- 
leri arada gormiyen kimse, Allahii tealadan baska kimseden birsey beklemez, 
tevekkiil etmis olur. 

Tevekkiiliin en yiiksek derecesini, ariflerin sultam, Bayezid-i Bistami haber 
veriyor. Soyle ki: Ebu Musa Dmeveri "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, tevek- 
kiiliin ne oldugunu Bayezide sordum. Sen, ne dersin? dedi. Alimler buyuruyor ki, 
(Sagm, solun, her tarafin yilan, akreb dolu olsa, kalbine birsey gelmemesi tevek- 
kiildiir) dedim. Buyurdu ki, bunu yapmak kolaydir. Benim yammda tevekkiil, 
(Kafirlerin hepsini Cehennemde azab icinde, mii'minlerin hepsini Cennetde 
ni'metler icinde goriip de, ikisi arasmda hie aynhk bulmamakdir) buyurdu. Ebu Mu- 
samn dedigi, tevekkiiliin yiiksek derecesidir. Fekat bu, zarardan sakmmamak de- 
mek degildir. Ebu Bekr "radiyallahii anh" magarada, yilamn deligine mubarek aya- 
gim dayiyarak, ondan korundu. Halbuki, onun tevekkiilii daha iistiindii. Fekat o, 
yilandan korkmuyordu. Yilam yaratandan, Onun yilana kuvvet ve hareket verme- 
sinden korkuyordu. Herseyin kuvveti ve hareketi, ancak Allahii tealadan oldugu- 
nu goriiyordu. Bayezidin sozii, tevekkiiliin ash olan imam gostermekdedir ki, Al- 
lahii tealamn adaletine, hikmetine, rahmetine ve ihsanma imandir. Her yapdigimn 
yerinde olduguna imandir. Boyle iman sahibi, azab ile ni'met arasinda fark gormez. 

TEVEKKUL ETMEK NASIL OLUR? — Dinde bulunan her makam, tie esasa 
dayamr: ilm, hal ve amel. Tevekkiiliin ne oldugunu bildirdik ve halini de anlatdik. 
Simdi amelini, nasil tevekkiil edilecegini bildirecegiz. Cok kimse, tevekkiilii, her isi 
oluruna birakip, ihtiyan ile birseyi yapmamak, para kazanmak icin ugrasmamak, te- 
sarruf yapmamak, yilandan, arslandan, zehrden sakmmamak, hasta olunca ilac ic- 
memek, dmi, islamiyyeti ogrenmemek, din diismanlarmdan sakmmamak samr. 
[Din cahilleri, tevekkiile, kana'at etmege, boyle ma'na vererek, islamiyyet tenbel- 
likdir. Din afyondur, diyor. islamiyyete hiicum ediyorlar. Gencleri aldatmaga, din- 
siz, imansiz yapmaga ugrasiyorlar. islamiyyete alcakca iftira ediyorlar.] Tevekkii- 
lii boyle diisiinmek yanhsdir. islamiyyete uygun degildir. Halbuki, tevekkiil, islamiy- 
yetin emr etdigi seydir. islamiyyete uygun olmiyan seyler, nasil tevekkiil olabilir? 

ihtiyari, ya'ni istiyerek yapilan hareketlerde ve para, mal kazanmakda ve mev- 
cud parayi, mail tesarruf etmekde, zararlardan sakmmakda ve derdleri, hastala- 
n tedavi etmekde, ayri ayn tevekkiil vardir. Bu dort tevekkiilii sira ile bildirelim: 

1 — Mal kazanmakda, faideli seyleri almakda tevekkiil: 

Burada, bekarlarm, yalmz yasiyanlarm tevekkiilii ile evlilerin, bakacak kimse- 
si bulunanlarm tevekkiilii birbirine benzemez. 

Bakacak kimsesi olmiyanlarm, mal kazanmasmda, ihtiyaclanni gidermesinde 
tevekkiil, sebeblere gore iic kismdir: 

I — Birinci kism sebebler: Allahii tealamn birseyi yaratmasi icin [Yaratmak, hie 
yokdan var etmek veya mevcud seyleri, fizik, simik, fizyolojik veya metafizik ka- 
nunlarla, bir seklden baska hassah sekllere cevirmek demekdir], arada bulundur- 
masi, adet-i ilahiyyesi olan sebeblerdir. Bu sebebler, tecribe ile anlasihr. Boyle se- 

-684- 



beblere yapismamak, tevekkiil degil, delilik, ahmaklik olur. Mesela, ac iken, bir- 
sey yimeyip, Allah isterse beni yimeden doyurur veya ben elimi siirmeden ekme- 
gi, yemegi agzima gonderir demek ve nikah etmeden, evlenmeden, bana cocuk ve- 
rir demek, tevekkiil degil, abdallikdir. Tecribe ile anlasilan, sebeblere bagh isler- 
de tevekkiil, sebebi birakmak degildir. Ilm ile ve hal ile tevekkiil etmekdir. ilm ile 
tevekkiil, achkdan kurtulmak icin sebebleri, ya'ni eli, agzi, disi, mi'deyi, hazm [sin- 
dirim] sebeblerini, yemekleri, ekmegi, fizyolojik hareketleri, hep Allahii teala ya- 
ratmis oldugunu bilmekdir. Hal ile tevekkiil, kalbin, Allahii tealamn ihsanina 
giivenmesi, yimege, ele, agiza, sihhate giivenmemesidir. El, bir anda felc olabilir. 
Insan birgiin, hazm hastahklanna tutulabilir. Yemek, faideli olmiyabilir. O halde, 
gidanm yaratilmasmda ve oniine gelmesinde, hazm edilmesinde kendi hareketi- 
ne, kuvvetine degil, Allahii tealamn fazlma, iyiligine giivenmelidir. 

II — Ikinci kism sebebler: Te'siri yiizde yiiz olmayan, fekat cok def'a lazim olan 
sebeblerdir. Boyle sebebleri terk etmek de, tevekkiil degildir. Mesela, yola gider- 
ken yiyecek ve icecegi beraber almak, cok zeman faideli ise de, ba'zan boyle se- 
beblere liizum kalmaz. Boyle sebeblere yapismak, Peygamberimizin "sallallahii 
aleyhi ve sellem" stinneti ve alimlerimizin adeti idi. Tevekkiil bu sebeblere giiven- 
memekdir ki, ba'zan faideleri olmaz. Sebebleri yaratana ve gonderene giivenme- 
lidir. Boyle sebebleri birakmak giinah degildir. Tevekkiiliin cok olmasindandir. De- 
mek ki, yimemek, icmemek giinahdir. Yolcunun yiyecek tasimamasi giinah degil- 
dir. Fekat, giinah olmamasi icin iki sart vardir: Birkac giin achga dayanabilecek ka- 
dar kuvvetli olmasi ve yolda bulunan seyleri yimege ahsik olmasidir. ibrahim-i Hav- 
vas "kuddise sirruh" tevekkiil sahibi idi. Uzak yolculukda, yiyecek almaz, fekat ig- 
ne, Qaki, ip, kova alirdi. Ciinki bunlar, yiizde yiiz te'sfr eden, ya'ni her zeman fa- 
idesi olan sebeblerdir. Ciinki colde, kuyudan su, ipsiz ve kovasiz cikmaz. Elbise yir- 
tilinca ignenin isini, baska birsey yapamaz. Tekrar bildirelim ki, te'siri kat'i olmi- 
yan sebebleri de terk etmek tevekkiil degildir. Sebebe yapismak ve sebebe degil, 
Allahii tealaya giivenmek tevekkiildiir. Demek ki, sehrlerden uzak, bir magara- 
da oturup tevekkiil ediyorum demek haramdir. Kendini oliime atmak demekdir. 
Allahii tealamn adetine, kanununa karsi gelmek demekdir. Boyle kimsenin hali, 
bir kimseye benzer ki, avukat tutar ve avukatmm adeti, dosyayi, kagidlan okuma- 
dan mahkemeye gitmez oldugunu bildigi halde, dosyayi avukata vermeden, avu- 
kata tevekkiil eder. Vaktile bir kimse, zahid olmak, diinyadan el cekmek ister. Dag- 
da bir magaraya girip, tevekkiil eder, nzk bekler. Giinler gecdigi halde, birsey gel- 
mez. Achkdan olecegi sirada, Allahii teala, o zemanm Peygamberine "aleyhissa- 
latii vesselam" emr eder ki, git, o ahmak adama soyle! Sehre girip insanlar arasi- 
na kansmazsa, onu achkdan oldiiriiriim. O, benim adetimi bozmak mi istiyor? Pey- 
gamber haber verince, sehre gelir. Sehrde, her tarafdan birsey getirilir. (Kullari- 
inin rizkim, dogrudan dogruya gondermeyip, kullanmin eli ile, onlara gonderme- 
gi severim) mealindeki ayet-i kerime meshurdur. Bir kimsenin, sehrde saklamp ve- 
ya evinde kapanarak, tevekkiil etmesi haramdir. Kat'i olan sebebleri birakmak ca- 
iz degildir. Sehrde, evin kapismi kapamaz veya gelenlere acarsa, tevekkiil etmis 
olursa da, akh kapida olmamak, birsey getiren var mi diye diisiinmemek lazimdir. 
Kalbi Allahii teala ile olmah. ibadet ile mesgul olmahdir. Hipbir sebeb goriinme- 
se de, nzkm kesilmiyecegini iyi bilmelidir. insan, nzkmdan kacarsa, nzki onu ko- 
valar demislerdir ki dogrudur. Bir kimse, cenab-i Hakka, ya Rabbi! Bana nzk ver- 
me diye diia etse, Allahii teala buyurur ki, (Ey cahil! Seni yaratdim. Rizkim ver- 
mez miyim?). O halde, tevekkiil etmek, sebeblere yapismak, fekat sebeblere de- 
gil, sebebleri yaratana giivenmek demekdir. Herkes, Allahii tealamn rizkim yimek- 
dedir. Fekat, bir kismi dilencilik zilletini, asagihgmi cekerek, bir kismi da [mese- 
la esnaf, tiiccar] beklemek sikmtisim cekerek, ba'zilan da [san'at sahibleri, isciler] 
yorularak, bir kismi ise [mesela ilm adamlan], izzet ile, rahatca, Allahii tealadan 

-685- 



baska, kimseden beklemeden yiyorlar. 

Ill — fjctincii kism sebebler: Te'siri kat'i olmadigi gibi, her vakt lazim olmiyan 
ve diisiinerek, arayarak ele gecirilebilen sebeblerdir ki, boyle sebeblerle para ka- 
zanmak, fal ile, efsun ile, daglamak ile, hasta tedavi etmege benzer ki, Peygambe- 
rimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", tevekkiilii anlatirken, (Tevekkiil edenler, fal- 
cihk, efsun ve daglamak ile hastahgi tedavi etmez!) buyurdu. Yoksa, (Tevekkiil 
edenler, cahsmaz, sehrde yasamaz, daglara gider) demedi. 

Sebeblere yapismakda, tevekkiil iic mertebedir: 

a) Tevekkiiliin yiiksek mertebesinde olan bekar bir kimse, kul hakki altmda kal- 
mamak icin sehrden uzak yasar. Yanina birsey almaz. Acikdigi zeman, eline ge- 
ceni yir. Yiyecek bulamazsa, ac olmekden korkmaz. Aclikdan olecek olursa, bu- 
nu kendisi icin hayrli bilir. Ciinki, yanina yiyecek alan yolcunun, yolda soyulma- 
si, hatta oldiiriilmesi de cok olmusdur. Bundan sakinmak ise, vacib degildir. 

b) Ikinci mertebede olan, para kazanmaz. Fekat, sehrleri terk etmez. Cami'ler- 
de ibadet eder. Kimseden birsey beklemez. Allahii tealadan bekler. [istemeden ge- 
len hediyyeyi kabul etmenin tevekkiile mani' olmadigi, ikinci kismm kirkinci 
madde sonunda yazilidir.] 

c) Uciincii mertebede olan, para kazanmak icin calisir. Fekat, her hareketinde 
ahkam-i islamiyyeyi, siinneti gozetir. Hile yapmakdan, ince sebebler aramakdan, 
ticaret bilgileri ile ugrasmakdan sakimr. Bunlardan sakmmiyan kimse, iiciincii kism 
sebeblere dalmis olup, tevekkiil etmis olmaz. 

Tevekkiil etmek, cahsmamak demek degildir. Ciinki Ebii Bekr "radiyallahii 
anh", her isinde tevekkiil sahibi idi. Halife secildigi zeman, carsida kumas satiyor- 
du. (Ya Halife! Devlet idare ederken, ticaret yapmak olur mu?) dediklerinde, (Co- 
luk cocuguma bakmazsam, millete nasil bakarim?) buyurdu. Bunun iizerine, ha- 
lifeye Beyt-iil-maldan ayhk vermegi uygun buldular. Bundan sonra, her saat, mil- 
let isleri ile ugrasdi. Kendisi tevekkiil edenlerin en yiiksegi iken, ticaret ederdi. Fe- 
kat, para kazanmagi diisiinmezdi. Kazancim sermayesinden, cahsmasmdan bilmez, 
Hak tealadan bilirdi. Malim, din kardeslerinin malmdan daha cok sevmezdi. 

Tevekkiil etmek icin ziihd lazimdir. Zahid olmak icin ise, tevekkiil lazim degil- 
dir. Ebii Ca'fer-i Haddad, Ciineyd-i Bagdadmin hocasi idi "rahmetullahi teala aley- 
hima". [Haddad, demirci demekdir.] Cok tevekkiil ederdi. Yirmi sene, tevekkiil 
etdigini, kimseye belli etmemisdi. Hergiin, pazarda bir dinar kazamrdi. [Dinar, bir 
miskal altmdir. Bir miskal, dort gram ve seksen santigramdir.] Hepsini fakirlere 
sadaka verirdi. Ciineyd onun karsismda tevekkiilden soylemezdi. (Onun yamnda, 
Onda bulunan seyden konusmaga utamrdim) buyururdu. 

Tesavvuf adamlarmm carsida, pazarda, halk arasmda dolasmalan, tevekkiiliin 
az olduguna alametdir. Evlerinde oturmalan, Allahii tealadan beklemeleri la- 
zimdir. Meshur yerde, tekkede oturmalan da, carsida oturmak gibidir ki, kalble- 
rinin rahat etmesinin, sohretlerinden ileri geldigi tehliikesi vardir. Fekat, sohret 
hatirlarma gelmezse, cahsan insan gibi, tevekkiil etmis olurlar. 

Hulasa, tevekkiiliin esasi, insanlardan birsey beklememek, sebeblere giivenme- 
mek, herseyi, yalmz Allahii tealadan beklemekdir. ibrahim-i Havvas "rahmetul- 
lahi teala aleyh" buyuruyor ki, (Hizir aleyhisselami gordiim. Benimle arkadaslik 
etmek istedi. Ben istemedim. Kalbimin ona giivenerek, tevekkiiliimiin azalmasm- 
dan korkdum). Ahmed ibni Hanbel "rahmetullahi teala aleyh", bir isci tutmusdu. 
Talebesine, (Isciye, giindeliginden fazla birsey ver) dedi. isci, almadi. isci gidin- 
ce, talebesine, (Arkasindan gidip, o seyi ver! Simdi ahr) dedi. Talebe, sebebini sor- 
dukda: (O zeman, birsey verecegimizi kalbi umuyordu. Onun icin almadi. Simdi, 
giderken hie iimmidi kalmadigi icin, almasi, tevekkiiliine zarar vermez) dedi. 

-686- 



Demek ki, calisanlarm tevekkiilii, sermayeye giivenmemekdir. Bunun alame- 
ti de, sermaye elden giderse, kalbinin hie sikilmamasi, nzkdan iimmidi kesilmeme- 
sidir. Ciinki, Allahii tealaya giivenen bir kimse, hie ummadigi yerden nzk gonde- 
recegini bilir. Eger gondermezse, benim icin boylesi hayrh imis der. 

Boyle bir tevekkul elde edebilmek kolay degildir. Bir kimsenin biitiin mail ca- 
hmr veya felakete ugrayip da, kalbinin hie degismemesi, herkesin yapacagi sey de- 
gildir. Boyle tevekkul eden pek az bulunur ise de, yok degildir. Boyle tevekkiile 
kavusmak icin, Allahii tealanm fazl, rahmet ve ihsanimn sonsuzluguna ve kudre- 
tinin kemal uzere biiyiik olduguna, kalbin tarn inanmasi, yakm hasil etmesi lazim- 
dir. Bircok kimseye sermayesiz nzk gonderdigini, bircok sermayenin de, felake- 
te sebeb oldugunu dusiinmelidir. Kendi sermayesinin elinden gitmesinin, hayrh ol- 
dugunu bilmelidir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir kim- 
se geceyi, yarin yapacagi isleri diisiinmekle gecirir. Halbuki o is, bu kimsenin fe- 
laketine sebeb olacakdir. Allahii teala, bu kuluna aciyip, o isi yapdirmaz. O ise, is 
olmadigi icin, iiziiliir. Bu isim neden olmiyor. Kim yapdirmiyor. Bana kim diisman- 
hk ediyor diye arkadaslarina kotii gozle bakmaga baslar. Halbuki, Allahii teala, 
ona merhamet ederek felaketden korumusdur). Bunun icin, Omer "radiyallahii 
anh", (Yarm fakir, muhtac kalirsam hie uziilmem. Zengin olmagi da, hie diisiin- 
mem. Ciinki, hangisinin benim icin hayrh olacagini bilmem) buyurdu. 

Ikinci olarak, bilmesi lazim olan sey, fakirlikden korkmak, ugursuzluga inanmak 
seytandandir. Nitekim, sure-i Bekaradaki 268. ci ayet-i kerimede mealen, ($eytan, 
muhtac hale diiseceginizi, size soz veriyor) buyruldu. Allahii tealanm merhameti- 
ne giivenmek, yiiksek ma'rifetdir. Ummadik yerlerden, diisiinmedik sebeblerle, bol 
nzk gonderdigi her zeman goriilmekdedir. Fekat, gizli sebeblere de giivenmeme- 
li, sebebleri yaratana sigmmahdir. Tevekkul eden birisi, bir mescidde ibadet eder- 
di. Mescidin imami, buna (Fakirsin, bir is tutsan iyi olur) dedi. Bu da, (Bir yehu- 
dikomsum, hergiin bana lazim olan seyleri gonderiyor) deyince, imam: (Oyle ise, 
sen isini saglama baglamissm, cahsmazsan zarari yok) dedi. Bu da, imama: (Oyle 
ise, sen de, herkese imam olmakdan vazgec ki, yehudmin soziinii, Allahii tealanm 
soziinden iistiin tutan, imam olmaga layik degildir) dedi. Baska bir mescid imami 
da, cema'atden birine, (Nereden geciniyorsun?) dedi, o da, (Dur! Once senin ar- 
kanda kildigim nemazi yeniden kilayim) dedi. Ya'ni senin, Allahii tealanm nzk gon- 
derecegine inancin yok. Nemazm kabul olmaz, demek istedi. Boyle, tarn tevekkul 
eden, her zeman, hie ummadik yerlerden nzklanmis, sure-i Huddaki 6.ci ayet-i ke- 
rimenin, (Yer yiiziindeki her canlimn rizkini, Allahii teala, elbette gonderir) me- 
aline imam kuvvetlenmisdir. Huzeyfe-i Mer'asi, ibrahim-i Edheme hizmet eder- 
di. Sebebini sorduklarmda, "Mekkeye giderken cok acikmisdik. Kufeye gelince, 
achkdan yiiriiyemez oldum. (Achkdan kuvvetsiz mi kaldin?) dedi. (Evet!) dedim. 
Hokka, kalem, kagid istedi. Bulup getirdim. Besmele ve (Her seyde, her halde Sa- 
na giivenilen Rabbim! Herseyi veren sensin! Sana her an hamd ve siikr ederim. Se- 
ni bir an unutmam. Ac, susuz ve ciplak kaldim. ilk iicii, benim vazifemdir. Elbet- 
te yapanm. Son uciinii sen soz verdin. Senden bekliyorum) yazip, bana verdi ve (Di- 
sari git ve Allahii tealadan baska kimseden birsey umma ve ilk karsilasdigin ada- 
ma bu kagidi ver!) dedi. Disan Qikdim. ilk olarak, deve ustunde biri ile karsilas- 
dim. Kagidi ona verdim. Okudu, aglamaga basladi. (Bunu kim yazdi?) dedi. (Ca- 
mi'de birisi) dedim. Bana bir kese altm verdi. icinde altmis dinar vardi. Bunun kim 
oldugunu sonradan, etrafdakilere sordum. Nasranidir [ya'ni hiristiyandir] dediler. 
ibrahim-i Edheme bunlan anlatdim. (Keseye elini siirme! Sahibi simdi gelir) bu- 
yurdu. Az zeman sonra, nasrani geldi. ibrahimin ayaklarma diisiip, opdii. Musli- 
man oldu." Ebu Ya'kub-i Basri "rahmetullahi teala aleyh" buyuruyor ki, "Mek- 
ke-i miikerremede on gun ac kaldim. Dayanamaz bir hale geldim. Sokaga atilmis 
bir salgam gordiim. Almak istedim. icimden, sanki bir ses: On gun sabr etdin de, 

-687- 



simdi curumus bir salgami mi yiyeceksin? dedi. Almadim. Mescid-i harama girip 
oturdum. Biri gelip, oniime, yagda yeni kizarmis ekmek, seker ve badem koydu ve 
(Denizde idim, firtma cikdi. Kurtulursam, ilk gordiigiim fakire, bunlari vermegi 
adadim) dedi. Her birinden bir avuc aldim. Artani, sana hediyyem olsun dedim. 
Demek ki; Allahii teala, bana nzk gondermek icin, denizde firtina cikardi. Bu kim- 
seyi kurtarip, adak ile bana gonderdi diyerek siikr etdim. Sokakda nzk aradigima 
pisman oldum." Imam kuvvetlendirmek icin, boyle nadir olaylan okumak lazim- 
dir. 

Bekar bir kimsenin imam kuvvetli olur, hie giinah islememek icin para kazan- 
makdan kacimrsa, nzk sebebleri onun online gelir. Cocuk, ana rahminde iken, ca- 
hsmakdan aciz oldugu icin, gobeginden ona nzk gonderiyor. Dunyaya gelince, ana- 
smm gogsunden gonderiyor. Birsey yiyebilecegi yasa gelince, disleri yaratiyor. Ana- 
si, babasi olur, yetim kalirsa, anasma babasma verdigi merhamet gibi, baskalan- 
na da verip, herkesin kalbini, yetime karsi merhametle dolduruyor. Once, ona yal- 
niz anasi acirdi. Kimse bakmazdi. Anasi oliince, binlerce kisiyi, ona sefkatle bak- 
diriyor. Daha biiyiiyiince, cahsmak icin kuvvet veriyor. Para kazanmak arzusunu 
veriyor. Kendine karsi merhameti, simdi icine yerlesdiriyor. Bir kimse, bu arzu- 
dan vazgecip, takva yolunu tutar, kendini yetim haline korsa, ona karsi kalbleri, 
yine sefkatle doldurur. Herkes, bu kimse Allah yolundadir. Herseyin iyisini buna 
vermelidir der. Para kazamrken, kendine, yalniz kendi acirdi. Simdi herkes acir. 
Fekat, takva yolundan aynhr, nefsine uyar ve cahsmazsa, kalblerde ona karsi 
sefkat hasil etmez. Boyle kimselerin, tevekkiil ediyorum diye cahsmamasi, tenbel 
oturmasi, hie caiz degildir. Kendini diisiinen kimsenin, cahsip, ihtiyaclanm elde et- 
megi de diisiinmesi lazimdir. Demek ki, Allah yolunda olup, yetim gibi olana 
karsi, herkesin kalbinde sefkat, merhamet yaratir. Bunun icin, Allah yolunda ca- 
lisan kimsenin, achkdan oldugu goriilmemisdir. Bir kimse, alemlerin sahibinin, her- 
seyi, ne biiyiik nizam ve kemal iizere yaratdigim anlarsa, Hud suresi 6.ci ayet-i ke- 
rimesi olan, (Allahii tealanm nzk vermedigi, yer yiiziinde bir inaliluk yokdur) me- 
alini pek kolay goriir. Alemi cok giizel idare edip, kimseyi ac birakmadigmi bilir. 
Achkdan oldurdiigii pek az kimse varsa da, onlara hayrh oldugu icin oldiirmusdtir. 
Yoksa, cahsmadiklan icin degil. Ciinki, cok mal kazanmis olanlan da, ba'zan, ma- 
hm alarak achkdan oldiiriir. Hasen-i Basri "rahmetullahi teala aleyh", bu inceli- 
gi acik gordiigii icin, (Basra ehalisinin hepsi, benim cocugum olsa ve bir bugday da- 
nesi bir dinar olsa, hie sikmti cekmem!) buyurmusdur. Veheb bin Verd diyor ki, 
(Gok demir olsa, yer tunc kesilse, nzk icin iizuliirsem, kendimi musliman bil- 
mem!). Allahii teala nzki gokden gondermekdedir. 

[Bunu ayet-i kerimeler ve hadis-i serifler acikca haber veriyor. Bugiin fen 
adamlan, bu hakikati anlamaga baslamisdir. Yagmurlu havalarda, simsekler se- 
bebi ile, havamn azot gazi, oksigen gazi ile kimyaca birleserek, azot monoksid de- 
nilen, renksiz gaz hasil oluyor. Bu gaz havada serbest halde kalamaz. Tekrar ok- 
sigenle birleserek azot dioksid haline doniiyor. Turuncu renkli ve bogucu olan bu 
gaz da, havadaki nem [su buhan] ile birleserek, nitrik asid [ya'nikezzab ismi ile 
satilan mayi'] tesekkiil ediyor. Yine simseklerin te'siri ile havadaki su buhannm 
parcalanmasindan serbest hale gecen hidrogen [miivellidulma'] gazi da, havamn 
azotu ile birleserek amonyak gazi hasil oluyor ki, bu gaz, o esnada hasil olan nit- 
rat asidi ile ve havada zaten mevcud olan karbondioksid gazi ile birleserek amo- 
nium nitrat ve amonium karbonat tuzlari meydana geliyor. Bu iki tuz, diger butiin 
alkali ma'denlerin tuzlari gibi, suda eridiginden, yagmurla topraga iner. Toprak, 
bu maddeleri kalsium nitrat haline cevirerek, nebatlara verir. Nebatlar, bu tuzla- 
ri albiiminli maddelere [proteinlere] cevirir. Proteinler, bitkiden, ot yiyen hayvan- 
lara ve insanlara gecer. insanlar, nebatatdan ve ot yiyen hayvanlardan ahr. Bu mad- 
deler insanlarm ve hayvanlann hiicrelerinin yapi tasidir. Kuru proteinlerin icinde 

-688- 



% 14 [yiizde ondort] azot gazi vardir. iste, yagmur sulari vasitasi ile topraga, her 
sene dortyiizmilyon tondan ziyade hava azotunun gelerek gida haline dondiigii bu- 
giin hesab edilmisdir. Denizlere gelen, elbette daha cokdur. Semadan, bu suret- 
le nzk indigini bugiin fen yolu ile anhyabiliyoruz. Daha nice sekllerde de inmek- 
dedir. Fen, ileride bu yollardan ba'zismi da belki anhyacakdir]. 

Allahii teala, herkesin nzkinm gokden indirildigini bildirmekle, kimsenin nz- 
kina dokunulamiyacagmi anlatiyor. Ciineyd-i Bagdadiye "kuddise sirruh" (Rizki- 
mizi anyoruz) dediklerinde, (Nerde oldugunu biliyorsaniz, orada araymiz!) buyur- 
du. (Allahii tealadan istiyoruz) dediklerinde, (Eger, sizi unutmus samyorsaniz, ha- 
tirlatmiz!) buyurdu. (Tevekkiil ediyoruz, bakahm ne gonderecek) dediklerinde, 
(Imtihan ederek, deneyerek tevekkiil etmek, imanda siibhe bulunmasmi gosterir) 
buyurdu. (O halde ne yapahm?) dediklerinde, (Emr etdigi icin cahsmah, nzk 
icin iiziilmemeli, tedbirlerin arkasinda kosmamalidir) buyurdu. Rizk icin, Allahii 
tealanin verdigi soze giivenmelidir. Emrine uyarak cahsani, nzkma ulasdinr. 

Evli olanlarin tevekkiilii: Evli olanin, tevekkiil etmek icin, sehrlerden uzaklas- 
masi dogru degildir. Cahsip, sebeblere yapismasi lazimdir. Ya'ni, evli olanlarin te- 
vekkiilii, iiciincii mertebede olmak lazimdir. Ya'ni, cahsmakla tevekkiil etmelidir. 
Nitekim, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" cahsarak tevekkiil etmisdi. Ciinki, 
tevekkiil iki kismdir: Birisi achga sabr edip, buldugunu yimekdir. ikincisi, achk ve 
oliim, basma yazilmis ise, kendisi icin, bunun hayrh olduguna inanmakdir. Colu- 
ga, Qocuga bu iki tevekkiilii emr etmek, kimseye caiz degildir. Hatta, kendi sabr 
edemiyen kimsenin de, cahsmadan tevekkiil etmesi caiz degildir. Eger, coluk co- 
cuk da sabr etmege razi iseler, cahsmadan tevekkiil caiz olur. Kisaca deriz ki, ken- 
dini, sikmtiya sabr etmege zorlamak caiz ise de, coluk cocugu zorlamak caiz de- 
gildir. 

2 — Mevcud parayi, mah muhafaza etmekde tevekkiil: 

Burada da, kimsesi olmiyan bekarlann tevekkiilii ile bakacak kimsesi bulunan- 
larin tevekkiilii baskadir. 

Bakacak kimsesi olmiyanlarm, bir senelik ihtiyacim, onceden depo etmesi, te- 
vekkiilii bozar. Ciinki, sebeblere giivenmis olur. Doyacak kadar gida ve giyinecek 
kadar elbise bulunduran bekar kimse, tevekkiil etmis olur. Kirk gunliik ihtiyaci sak- 
lamakla tevekkiil bozulmaz demislerdir. Sehl bin Abdiillah-i Tiisteri buyuruyor ki, 
(Bekar bir kimsenin, gida maddelerini ne kadar zeman olursa olsun saklamasi te- 
vekkiilii bozar). Tesavvuf biiyiiklerinden, Ebu Talib-i Mekki buyuruyor ki, (Sak- 
ladigina giivenmezse, kirk giinden pok saklasa da, tevekkiilii bozmaz). Bisr-i Ha- 
fi, tesavvuf biiyuklerindendir. Birgiin, huzuruna bir miisafir geldi. Talebesinden 
birine bir avuc giimiis verip, (iyi ve tath birseyler ahp gel!) buyurdu. O zemana ka- 
dar, boyle cok sey aldirdigi goriilmemisdi. Miisafir ile yidi. Miisafir, artan ye- 
mekleri de ahp gitdi. Talebesinin, bu hale sasdigim goriince: (Bu miisafir, Feth-i 
Musuli idi. Musuldan, bize ders vermege geldi. Tevekkiilii saglam olana, gida 
saklamanm zarar vermiyecegini gosterdi), buyurdu. Demek ki, tevekkiil, ilerisi icin 
zihni yormamakdir. Bunun icin de, ilerisi icin yigmamah, sakladigmi da, elinde ol- 
mayip, Allahii tealanin ileride gonderecegi gibi bilmeli, ya'ni buna giivenmeme- 
lidir. 

Evli olanlarin tevekkiilii: Coluk cocuk sahiblerinin bir senelik mal saklamasi, 
tevekkiilii bozmaz. Bir seneden fazlasi bozar. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve 
sellem", evdekiler icin, onlarin kalbleri dayamksiz oldugu icin, bir senelik esya bu- 
lundururdu. Kendisi icin ise, bir gtinliik saklamazdi. Saklasaydi, tevekkiiliine zi- 
yan vermezdi. Ciinki, olup olmamasi miisaviidi. Fekat, iimmetine ders vermek icin, 
boyle yapardi. Eshab-i kiramdan "aleyhimiirndvan" biri vefat etdikde, cebinden 
iki altm cikmisdi. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Bu iki azab ala- 

- 689 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:44 



metidir) buyurdu. Bu azab, Cennetde yiiksek dereceye yetisememek acisi olsa ge- 
rekdir. Nitekim, baska biri vefat edince, (Kryametde bunun yiizii, ayin ondordii gi- 
bi parlar. Eger, yazhk elbisesini kisdan ve kishgi yazdan hazirlamasaydi, giines gi- 
bi parlardi), buyurdu. Bir kerre de, (Size en az verilen sey, yakin ve sabrdir) bu- 
yurdu. Ya'ni, elbiseyi, bir yil once hazirlamak, yakinin az olmasmdandir. Fekat, 
btitiin biiyiikler, soz birligi ile buyuruyor ki, su kablan, su te'sisati, sofra takimi, 
dikis, temizlik vasitalan, ya'ni bir evde her zeman lazim olan seyleri saklamak ca- 
izdir ve lazimdir ve tevekkiilii bozmaz. Ciinki, Allahii teala, bu diinyayi oyle ya- 
ratmisdir ki, gida ve giyim esyasi her sene, taze olarak husule gelmekdedir. Alla- 
hii tealanm adetine uymamak caiz degildir. Fekat ev esyasi, her lazim oldugu ze- 
man ele gecmiyebilir. 

FASL: Bir kimse, gidasim ve elbisesini saklamaymca, kalbi rahat etmez, baska- 
larinin getirmesini beklerse, boyle kimsenin saklamasi, daha iyidir. Hatta tarlasi, 
tezgahi, herhangi bir geliri olmaymca diisiincesiz, sikintisiz ibadet, zikr yapamiyan 
kimsenin, bir gelir edinmesi daha iyidir. Ciinki, asl maksad, kalbin rahat, iiziintu- 
siiz, Allahii tealayi diisiinmesidir. Ba'zilarmi, mal mesgul eder. Malmin hesabim 
yapmakdan, rahat ibadet edemez. Mali olmaymca diisiincesi, sikmtisi kalmaz. 
Boyle kimselerin mah olmamasi hayrhdir. Ba'zilan da, gecinecek kadar mall 
olunca rahat eder. Bunlann, gecinecek kadar gelir edinmesi daha iyidir. Fekat, ge- 
cinecek kadar mal ile rahat etmeyip, daha cogu pesinde kosan, sus, keyf ve zevk- 
lerini diisiinen kalbler, miislimanhga bagh olan kalblerden degildir. Bunlan hesa- 
ba katmiyoruz. 

3 — Zararlardan sakinmakda tevekkiil: 

Insani zarardan koruyan sebebler arasmda da, te'siri kat'f olan veya te'sir ihti- 
mali cok olan sebebleri birakmak, tevekkiiliin sarti degildir. Hirsiz girmesin diye, 
evin kapisim kapamak, kilitlemek, tevekkulii bozmaz. Tehliikeli yerde silah tasi- 
mak, diismandan sakmmak da, tevekkiile zararh degildir. Usiimemek icin fazla gi- 
yinmek de, tevekkiilii bozmaz. Fekat, viicudiin lsmmasi icin fazla kalori hasil ol- 
mak icin, cok yimekle kism lsinmak gibi ince diisunmek, boyle sebeblere bas vur- 
mak, tevekkiilii bozar. [Hasta olmamak icin, saglam insani atesle] daglamak ve ef- 
sun yapmak da boyledir. [Doktorun hastayi daglamasi caizdir.] Tevekkiil etmek 
i(?in, te'siri kat'i olan ve herkesce bilinen sebebleri birakmak lazim degildir. Bir- 
giin, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin yamna bir koylii geldi. 
(Deveni ne yapdin?) buyurdu. (Allaha tevekkiil edip, kendi haline birakdim) de- 
yince, (Bagla ve sonra tevekkiil et!) buyurdu. 

Bir insandan gelen zaran onlemeyip buna sabr etmek, tevekkiildiir ve iyidir. Su- 
re-i Ahzabda, (Kiifirlerin ve miinafiklarin zararlarina, iskencelerine karsilikda bu- 
lunma! Ben onlarin cezasim veririm. Onlardan korunmak, kurtulmak icin Allahii 
tealaya tevekkiil et!) mealindeki 48. ci ayet-i kerimesi ve sure-i ibrahimde, (Yap- 
diklari iskencelere sabr ederiz. Tevekkiil ediciler, yalniz Allahii tealaya tevekkiil 
etmelidir) mealindeki 12. ci ayet-i kerimesi bunu bildiriyorlar. 

Akreb, yilan, yirtici hayvanlarm zarar vermesini onlemek lazimdir. Tevekkii- 
lii bozmaz. [Mikroplann hastahk yapmasma sabr etmemeli, bunlan her suretle men' 
etmelidir. Mikroplu hastahga yakalamnca, antiseptik ilaclan, antibiyotikleri, (pe- 
nicilin ve benzerleri) kullanmahdir.] 

Diismandan sakmmak icin silah tasiyan bir kimse, kuvvetine ve silahma giiven- 
mezse, tevekkiil etmis olur. Kapiyi kilidlemelidir. Fekat kilide giivenmemelidir. Ni- 
tekim, hirsizlar, cok kilidleri kirmisdir. Tevekkiil edenin alameti sudur ki, evine 
gelip, esyamn cahndigmi goriince iiziilmez. Allahii teala, boyle takdir etmis deyip, 
kazaya razi olur. Kapiya kilid takarken, (Ya Rabbi! Bu kilidi, senin kazam degis- 
dirmek icin degil, senin emrine, adetine uymak icin takiyorum. Ya Rabbi! Eger ma- 

-690- 



lima, birini musallat edersen, senin takdfrine raziyim! Bu mail, benim icin mi ya- 
ratdin, yoksa baskasi icin yaratip, bende emanet olarak mi birakdm bilemem) di- 
ye kalbinden gecirmelidir. Bir kimse, kapisim kilidleyip gider ve gelince, esyamn 
calmmis oldugunu goriip de iiziiliirse, tevekkiil sahibi olmadigini anlamahdir. 
Fekat, baginp cagirmaz, ortahgi, giiriiltiiye bogmazsa, hie olmazsa, sabr etmek de- 
recesini kazanir. Eger sikayet eder, hirsizi arasdinrsa sabr derecesinden de diiser. 
Tevekkiil sahibi olmadigini, sabr edici olmadigini anlayip da, kendini begenmek- 
den vaz gecerse, bu da, hirsizm sebeb oldugu faide ve kazancidir. 

Siial — Bu esyaya muhtac olmasaydi, kapiyi kilidlemez, bunlan saklamazdi. In- 
san, ihtiyacim gidermek icin sakladigi sey cahninca iiziilmemesi elinde midir? 

Cevab — Allahii teala, bu esyayi kendine verince, bunlarm gelmesini, kendi icin 
hayrh bilmelidir. Allahii tealanm verdigi herseyde, bir hayr vardir demelidir. Bu- 
nun gibi esyasimn gitmesini de, kendi icin hayrh bilmesi lazimdir. Allahii tealanm, 
vermesi gibi, almasi da hayrhdir. Verdigi zeman, esyamn bulunmasi hayrh oldu- 
gu gibi, aldigi zeman da, esyamn bulunmamasi hayrhdir demelidir. Hayrh olan sey- 
lere sevinmek lazimdir. insanlar, kendilerine hangi seyin hayrh, faideli olacagim 
iyi bilemez. Allahii teala, daha iyi bilir. Mesela, bir hastamn babasi, miitehassis ta- 
bib ise, babasi buna etli, tath verince sevinip, iyi olmasaydim, bana bunlan vermez- 
di der. Babasi, etli, tath gibi yemekleri vermezse, yine sevinir. Hastahgimi teda- 
vi etmek icin bunlan vermiyor der. Allahii tealanm da vermesine ve vermemesi- 
ne boyle iman olmadikca, tevekkiil saglam olamaz. 

Tevekkiil eden, mail korumakda, alti edebi gozetmelidir: 

1) Kapiyi kilidlemeli. Fekat baska tedbirler almaga ugrasmamah. Odalan, pen- 
cereleri kilidlememeli, komsulara nobet bekletmemeli. is yerlerine bekci, kapici 
tutmak, tevekkiilii bozmaz. Malik bin Dinar "rahmetullahi teala aleyh", kapisim 
ip ile baglardi. Hayvan girmiyecegini bilsem, bunu da baglamam buyururdu. 

2) Kiymetli esyayi, hirsizi ceken seyleri evde bulundurmamah, bir din kardesi- 
nin, hirsizhk giinahim islemesine sebeb olmamahdir. Mugayre, Malik bin Dmara 
zekat gonderdi. Ahp tekrar geri gonderdi. Seytan, hirsiz calar diye kalbime ves- 
vese getirdi. Vesvese etmegi ve bir miislimanm hirsizhk etmesine sebeb olmagi is- 
temem dedi. Ebu Siileyman-i Darani "rahmetullahi teala aleyh", bunu isitince, bu 
parayi geri cevirmesi, sofilerin kalblerinin za'if olmasmdandir. O, zahiddir, kalbin- 
de diinyamn yeri yokdur. Hirsiz calarsa, ona ne zaran olur buyurdu ki, Ebu Suley- 
mamn bu sozii, goriisiiniin keskin oldugunu gostermekdedir. 

3) Evden cikarken, soyle niyyet etmelidir ki; eger, esyami hirsiz calarsa, onun 
olsun, ona halal olsun! Hirsiz belki fakirdir. Bu esya ile, bir hacetini giderir. Eger 
zengin ise, bu esya ile gozii doyar da, baskasmin malmi calmaz. Benim esyam, bir 
din kardesimin camnin yanmasma mani' olur. Boyle niyyet etmekle, hem hirsiza, 
hem de biitiin miislimanlara sefkat etmis olur. Zaten miislimanhk da, mahlukla- 
ra sefkat etmekden ibaretdir. Boyle niyyet etmekle, Allahii tealanm kaza ve ka- 
deri degismez. Fekat, esya cahnsa da, calmmasa da, kendisine, bir lirasi icin, yedi- 
yiiz lira sadaka vermis gibi sevab hasil olur. Bu niyyet, suna benzer ki, bir hadis-i 
serffde buyuruldu ki, (Bir kimse, ailesi ile bulusdukda, azl eylemez ise, ya'nf co- 
cuk olmasina mani' olmazsa, cocuk olsa da olmasa da, bu kimseye, sehfd olunci- 
ya kadar cihad eden bir yegid sevabi verilir). Ciinki bu kimse, elinden gelebilene 
yapisdi. Eger cocuk cansiz olarak diinyaya gelseydi, bu kimseye, isinin sevabi ha- 
sil olurdu. 

4) Esya cahmrsa iiziilmemeli, malm gitmesinin, kendisi icin hayrh oldugunu bil- 
melidir. Eger halal ederse, malmi aramamah, geri verirlerse, almamahdir. Fekat, 
geri alirsa, kendi mulkiidtir. Niyyet etmekle miilkiinden cikmaz. Yalniz tevekkii- 
lii tam yapmak icin, geri ahnmaz. Abdullah ibni Omerin "radiyallahii anhiima" de- 

-691- 



vesi cahndi. Cok aradi, bulamadi. Alana halal olsun dedi. Mescide girip nemaz kil- 
di. Biri gelip, deven suradadir dedi. Na'linlarmi giyip oraya giderken, geri dondii 
ve halal etmisdim, artik alamam dedi. Biiyiiklerden biri, kardesini rii'yada gordii. 
Cennetde idi. Fekat, uzuntiilii idi. Sebebini sordukda: Kiyamete kadar, boyle 
iiziilecegim. Ciinki, Cennetdeki yiiksek derecemi gosterdiler. Boyle giizel derece 
yokdu. Oraya gitmek istedim. Bunu oraya birakmaymiz! Orasi, Allah icin birakan- 
larmdir diye bir ses isitdim. Allah icin birakmak nasil olur dedim. Sen birgun, bu 
malim Allah icin halal olsun demisdin, sonra soziinde durmamisdin. Sen soziinde 
temam dursaydm, burasi da temamen senin olacakdi dediler, dedi. Birisi Mekke 
sehrinde uyumusdu. Uyanmca, para ciizdamni goremedi. Biiyiiklerden biri orada 
idi. Parami sen aldm dedi. Bu zat, para sahibini evine gotiiriip, paran ne kadardi 
dedi. Soyledigi kadar altini kendisine verdi. Sokaga cikinca, bir arkadasmm can- 
tayi, saka olarak almis oldugunu anladi. Geri doniip altinlan geri verdi ise de, sa- 
hibi almadi. Bu altmlan verirken, Allah rrzasi icin sadaka niyyeti ile vermisdim de- 
di. Hepsini fakirlere dagitmasim soyledi. Bunun gibi, eskiden mesela, bir fakire ek- 
mek gotiirselerdi ve fakiri bulamasalardi, bu ekmegi, eve geri getirmezler, baska 
bir fakire verirlerdi. 

5) Zalime ve hirsiza bed diia etmemelidir. Bunlara fena diia edince, hem tevek- 
kiilii bozulur, hem de ziihd bozulur. Ciinki, elinden birsey gidince iiziilen kimse, 
zahid olamaz. Rebf bin Haysemin "rahmetullahi teala aleyh" birkac bin dirhem 
degerinde, kiymetli bir atmi caldilar. (Cahmrken gordiim) dedi. (Gore gore, nicin 
ses cikarmadm), dediklerinde, (Ondan daha cok sevdigim ile beraberdim. Ondan 
aynlamadim) dedi. Sonradan anladilar ki, nemazda imis. Hirsiza bed diia etdiler. 
(Bed diia etmeyiniz! Atimi ona halal etdim) dedi. Zalimin biri, biiyiiklerden biri- 
ne zulm ederdi. Buna bed diia et dediklerinde, o, bana degil, kendine diismanhk 
etmekdedir. Kendine yapdigi bu zarar ona yetisir. Ayrica bir zarar ilave edemem 
buyurdu. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (insan, kendine zulm edene bed diia eder. 
Boylece, hakkim, diinyada almis olur. Belki, zalimin hakki da, kendine gecmis olur). 

6) Hirsiza acimali, giinah isleyip azaba diisecegine sefkat etmelidir. Kendinin 
zalim olmayip, mazlum olduguna siikr etmelidir. Dininde noksan olacagma, ma- 
hnda noksanlik olduguna sevinmelidir. Bir kimse, din kardesinin giinah isledigi- 
ne iiziilmezse, muslimanlara nasihat ve sefkat etmemis olur. Bisr-i Hafinin "rah- 
metullahi teala aleyh" esyasim caldilar. Aglamaga basladi. Fudayl bin Iyad, (Mai 
icin aglamr mi?) dedikde, (Mai icin degil, hirsizm giinah isledigini, kryametde, bu- 
nun azabim cekecegini dusiiniip aghyorum) dedi. 

4 — Hastamn tedavf olmasinda ve ilac kullanmasinda tevekkiil: 

Ilac iic diirliidiir: Birinci kism ilaclarm te'siri, faidesi kat'idir, meydandadir. Ek- 
megin achgi, suyun susuzlugu gidermesi boyledir. [Kinin bilesiklerinin sitmaya, sa- 
licylatlarm rumatizmaya, asi ve serumlarm, antibiyotiklerin ve siilfamidlerin de bak- 
terilere karsi te'siri boyledir. (ibni Abidfn) "rahmetullahi aleyh" besinci cild, 
215. ci sahifede diyor ki, (Olmiyecek kadar ve nemazi ayakda kilabilecek kadar yi- 
mek, icmek farzdir. Bu kadar yimemek biiyiik giinahdir. ilac kullanmayip oliirse, 
giinah olmaz. Ciinki, ilacm faidesi kat'i degildir.) Goriiliiyor ki, faidesi kat'i olan 
ilaclan kullanmak farz olmakdadir. Te'siri kat'i olan sebeblere yapismamn vacib 
oldugu ve bunlan kullanmayip zarar gormenin giinah oldugu, Muhammed Ma'sum 
Farukinin "rahmetullahi aleyh" yiizseksenikinci mektubunda ve (Hadfka)nm iic- 
yuzkirkiiciincu sahifesinde de uzun yazihdir.] Yangmi su ile sondiirmek de boyle- 
dir. Te'siri muhakkak olan bu gibi ilaclan kullanmamak tevekkiil degil, ahmakhk- 
dir ve haramdir. 

Ikinci kism ilaclarm te'siri kat'i olmadigi gibi, zan ile de degildir. Faide ihtima- 
li vardir. Efsiin ya'ni, fen yolu ile tecribe edilmemis maddeler ve Kur'an-i kerim- 

-692- 



den olmayan, ma'nasiz yazilar kullanmak ve atesle daglamak ve fal bakarak, 
ugurlu sanarak kullamlan seyler boyledir. Tevekkiil etmek icin, bunlan kullanma- 
mak lazimdir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, bunlan kullanmak, sebeblere fazla diis- 
kiin olmak alametidir. Bu iiciinden, faide ihtimali cok olan [saglam insani] dagla- 
makdir. [Falcilik hakkmda (Bey' ve sira) risalesi sonunda genis bilgi vardir.] 

Uciincii kism ilaclar, birinci ve ikinci kism arasmda olanlardir. Bunlann faide- 
leri kat'i degilse de, fazla zan olunur. Damardan kan alma, deriden hacamat yap- 
mak, miishil almak, te'sirleri siibheli olan [piyasada mevcud yiizlerce] ilaci kullan- 
mak boyledir. Bunlan kullanmamak, haram degildir. Fekat, tevekkuliin sarti da 
degildir. Cok kimseler icin, bunlan kullanmak daha iyidir. Ba'zan da, kullanma- 
mak daha iyi olur. Tevekkiil etmek icin, bunlan terk etmek lazim degildir dedik. 
Ciinki Peygamber efendimiz "sallallahu aleyhi ve sellem", (Ey Allahin kullari! ilac 
kullanm!) buyurdu. Bir kerre de, (Her hastahgin ilaci vardir. Yalniz oliime care 
yokdur) buyurdu. ilac, kaza ve kaderi degisdirir mi dediklerinde, (Kaza ve kader, 
insana ilaci kullandinr) buyurdu. Bir hadis-i serifde, (Biitiin Meleklerden isitdim 
ki, limine line soyle, hacamat yapdirsinlar. Ya'ni kan aldirsinlar dediler) buyurdu. 
Bir hadis-i serifde, (Arabi ayin onyedinci veya ondokuzuncu veya yirmibirinci giin- 
leri hacamat olunuz ki, kan artarsa [ya'ni tansiyon yiikselirse], oliime sebeb olur) 
buyurdu. Bir hadis-i serifde, (Allahii tealamn oliime sebeb yapdigi hastahklardan 
birisi, kanin artmasidir) buyurdu. Tansiyon artmca kan aldirmak ve tansiyon dii- 
suriicii ilac almak ve mikrop hastahklarmda, antibiyotikler ve siilfamidler ve bas- 
ka antiseptikler kullanmak ve dezenfekte, ya'ni mikrop imhasi yapmak ile, elbi- 
sedeki, yatakdaki akrebi, yilani oldiirmek ve yangini sondiirmek arasmda bir 
fark yokdur. Ciinki, hepsi insani oldiiren seydir. Tevekkiil icin, bunlan terk etmek 
lazim degildir. Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem", Sa'd bin Mu'az "ra- 
diyallahii anh" icin, fasd ya'ni damardan kan aldirmasmi emr buyurmusdu. Haz- 
ret-i Alinin "radiyallahii anh" mubarek gozii agndigi zeman da, taze hurma yime- 
mesini, pancar yapragi, yogurt ve pismis arpa yimesini soyledi. Suheyb-i Ruminin 
"radiyallahii anh" gozii agnyordu. Bunu hurma yirken goriip, (Goziin agndigi hal- 
de hurma yiyorsun) buyurdukda, agn olmiyan tarafda cigniyorum demis ve Pey- 
gamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem", bu cevaba giilmiis idi. Peygamberimiz 
"sallallahu aleyhi ve sellem", her gece siirme siirerdi. Her ay hacamat olurdu. Her 
sene ilac icerdi. Vahy geldigi zeman, mubarek basi agnrdi. Mubarek basma kma 
baglardi. Bir yeri yara olsa, oraya kma kordu. Birsey bulunmadigi zeman, temiz 
toprak tozu ekerdi. Daha nice ilac kullanmisdir. (Tibbinnebi) ismindeki kitablar- 
da, bunlar yazihdir. [Bu kitablardan birini imam-i Celaleddin-i Siiyuti "rahmetul- 
lahi teala aleyh" yazmisdir. (Mevahib-i lediinniyye) ikinci cildinde de, oldukca ge- 
nis yazihdir.] 

Musa "aleyhisselam" hastalanmisdi. ilacim soylediler. ilac istemem, Allahii te- 
ala sifasmi verir dedi. Hastahk uzadi ve agirlasdi. Bu hastahgm ilaci meshurdur 
ve tecribe edilmisdir, az zemanda iyi olursunuz dediler. Hayir, ilac istemem dedi 
ve hastahk artdi. O zeman vahy gelip, (ilac kullanmazsan, sifa ihsan etmem) bu- 
yurulunca, ilaci icdi ve iyi oldu. Fekat kalbine birsey geldi. Vahy gelip, Allahii te- 
ala buyurdu ki, (Sen tevekkiil etmek icin, benim adetimi, hikmetimi degisdirmek 
istiyorsun. ilaclara, faideli te'sirleri kim verdi? Elbette ben yaratiyorum) buyur- 
du. 

Peygamberlerden biri "aleyhimiisselam" za'iflikden sikayet etmisdi. Vahy ge- 
lip, (Et yi ve siit ic!) buyuruldu. Bir zemanm mii'minleri, cocuklarimn cirkin oldu- 
gundan Peygamberlerine "sallallahu teala aleyhim ve sellem" sikayet etmisdi. 
Vahy gelip, (Ummetine soyle, cocugu olacak kadinlar, ayva yisin!) buyuruldu. Ha- 
mile iken ayva, cocuk olunca hurma yirlerdi. 

Biitiin bu misallerden anlasihyor ki, Allahii teala, ilaclan, sifa icin sebeb yap- 

-693- 



misdir. Ekmek ile suyu doyurmaga sebeb yapdigi gibi, ilaclan da, hastahklan gi- 
dermege sebeb yapmisdir. Biitiin sebebleri yaratan, bunlara te'sir kuvveti veren, 
Allahti tealadir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Musa "aleyhisselam", Ya Rabbi! 
Hastaligi yapan kimdir, hastaligi iyi eden kimdir, dedi. Cenab-i Hak, her ikisini de 
yapan benim, buyurdu. O halde, tabibe ne lii/uni var deyince, onlar, sifa icin ya- 
ratdigim sebebleri bilir ve kullarima verir. Ben de onlara, bu yoldan rizk ve sevab 
veririm, buyurdu). 

Goruluyor ki, tabibe gitmeli, ilac kullanmalidir. Fekat, doktora ve ilaca giiven- 
memeli, sifayi Allahii tealadan istemelidir. ilac icip de iyi olmiyan, ameliyyat 
masalannda kalip can veren az degildir. 

FASL — Atesle daglamak, ba'zi yerlerde adet halini almisdir. Halbuki, dagla- 
mak, tevekkiilii bozar. Hatta islamiyyet, bunu men' etmisdir. Ciinki, tehliikeli ya- 
ralara sebeb olabilir. Faidesi de kat'i degildir. Daglamamn faidesi, baska ilaclar- 
la da, te'min olunabilir. imran bin Husayn "radiyallahii anh" hastalandi. Dagla- 
ma yap dediler, yapmadi. Yalvardilar, dagladi ve iyi oldu. Sonra buyurdu ki, on- 
ce nur goriiyordum. Sesler duyuyordum. Melekler bana selam veriyordu. Dagla- 
dikdan sonra, bunlar olmadi. Cok tevbe ve istigfar etdi. Cenab-i Hakkm, bunlari 
tekrar kendisine ihsan eyledigini, Mutrif bin Abdiillaha soylemisdi. 

FASL — Ba'zan, ilac kullanmamak daha sevab olur ve bu, Peygamber "sallal- 
lahti aleyhi ve sellem" efendimize uymamak olmaz. Buyiiklerimizden cogu ilac kul- 
lanmadi. 

Siial — Ilac kullanmamak kemal olsaydi, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve 
sellem" ilac kullanmazdi. Halbuki kullanmisdir. 

Cevab — ilac kullanmamak icin alti sebeb vardir: 

1) Bir kimse, kalbi uyanik, kesf sahibi olur. Ecelinin geldigini anlar. ilac kullan- 
maz. Nitekim doktorlar da, cabuk olecegi belli hastaya, ilac ve perhiz vermiyor. Ha- 
life-i miislimin, Ebu Bekr "radiyallahii anh" hasta olunca, (Tabib getirelim) dedi- 
ler. (Tabib beni gordii ve ben, irade etdigimi yapacagim dedi) buyurdu. 

2) Hasta ahiret korkusu icindedir. ilac dusiinmez ve istemez. Ebiidderda "ra- 
diyallahii anh" hasta olunca inledi. Sebebini sorduklannda, giinahlanmi dusiiniip, 
inliyorum buyurdu. Birsey istiyor musun dediler. Allahti tealanm rahmetini isti- 
yorum buyurdu. Tabib cagirahm mi dediler. Beni tabib hasta yapdi buyurdu. Ebu 
Zer-i Gifarinin "radiyallahii anh" gozii agnyordu. ilac yapmaz misimz dediklerin- 
de, ondan daha muhim isim var buyurdu. Bunlann hali, birini i'dam etmege gotii- 
riirlerken buna, yolda, yiyecek birsey ister misin diye sormaga benzer ki, ac olsa 
bile yimek acaba hatinna gelir mi? Sehl bin Abdullah-i Tiisteriye, gidan nedir de- 
diler. Hayy ve kayyum olanin zikridir dedi. Sana, kuvvetini nerden ahyorsun di- 
yoruz, dediler. ilmden dedi. Gidan nedir dediler. Fikr ve zikrdir dedi. Viicudii bes- 
liyen gida maddesini soruyoruz dediler. Viicudii diisunmeyip, nzki gondereni dii- 
siinmekdir dedi. 

3) Sebebi bilinmiyen miizmin bir hastahk olup, hasta, teselli ilaclarim kullan- 
mak istemez. Tib bilgisi olmiyanlar, bircok ilaclan boyle sanir. 

4) Ba'zisi da, hastahgm sevabmdan mahrum kalmamak icin, iyi olmak isteme- 
mis, sabr etmek sevabma da kavusmak istemis, ilac kullanmamisdir. Hadis-i serif- 
de buyuruldu ki, (Siibhe edilen altini, atesle mu'ayene etdikleri gibi, Allahii teala, 
insanlari derd ile, bela ile imtihan eder. Ba'zisi, bela atesinden halis olarak cikar. 
Ba'zisi da, bozuk olarak cikar). Sehl bin Abdullah-i Tiisteri "rahmetullahi teala 
aleyh", hastalara ilac verir, kendisi ise kullanmazdi. Hastahga sabr ederek, otura- 
rak kihnan nemaz, saglam olanin, ayakda kildigi nemazdan daha kiymetlidir, 
derdi. 

-694- 



5) Giinahi cokdur. Hastahk cekmekle giinahlannm afv edilmesini ister. Hadis-i 
serifde buyuruldu ki, (Sitma hastahgi, insamn giinahlarmin hepsini temizler. Do- 
lu danesinde toz olmadigi gibi, sitmahnin giinahi kalmaz). Isa "aleyhisselam" bu- 
yurdu ki, (Hasta olup, musibete, felakete ugrayip da, giinahlan afv olacagi icin se- 
vinmiyen kimse, alim degildir). Musa "aleyhisselam", bir hastayi goriip: (Ya Rab- 
bi! Bu kuluna merhamet et!) dedikde, Allahii teala: (Rahmetime kavusmasi icin, 
gonderdigim sebebler icerisinde bulunan bir kuluma, nasil rahmet edeyim. Qiin- 
ki, onun giinahlarmi, bu hastahkla afv edecegim. Cennetdeki derecesini, bunun- 
la artdiracagrm) buyurdu. 

6) Sihhatin hep yerinde olmasi, Allahii tealayi unutmaga, Ona lsyan etmege, ha- 
ram islemege sebeb olacagim dusiiniip, hasta kalmagi ister. Allahii teala, acidigi 
kullanni derd ile, hastahk ile, gafletden uyandinr. Nitekim, bir hadis-i serifde bu- 
yuruldu ki, (Mii'minlerde, iic seyden biri bulunur: Kdlet ya'ni fakirlik, diet ya'ni 
hastahk, zillet, ya'ni i'tibarsizhk) ve buyurdu ki, (Allahii teala buyurdu ki: Hasta- 
hk benim kemendim, tuzagimdir ve fakirlik zindammdir. Buralara sevdiklerimi so- 
karim). Sihhat, giinah islemege sebeb olur. Afiyet hastahkda olur. All "radiyalla- 
hii anh", bir kalabahgi eglence ipinde goriip sordukda, bugiin bayramimizdir de- 
diler. Giinah islemedigimiz giinler de, bizim bayramimizdir buyurdu. Buyiiklerden 
biri, rast geldigi birine, nasilsm dedikde, afiyetdeyim dedi. O da, afiyetde oldugun, 
giinah islemedigin giindtir. Giinah islemekden daha tehliikeli hastahk yokdur 
buyurdu. Fir'avnm, herkesin kendine tapinmasim istemesine sebeb, dort yiiz se- 
ne yasamisdi. Bir kerre basi agnmamis, atesi olmamisdi. Bir kerre basi agnsaydi, 
o saygisizhk hatirma gelmezdi. Bir kimse, hasta olup tevbe etmezse, Azrail "aley- 
hisselam" der ki, ey gafil! Sana kac def'a haberci gonderdim. Akhni basma top- 
lamadm. Biiyiikler buyurur ki, mii'mine kirk giin icinde, her halde iiziintii veya has- 
tahk veya korku yahud mahna ziyan gelir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
bir hammi nikah ile alacakdi. Bu kadm hie hasta olmamisdir diye medh etdiler. Al- 
makdan vaz gecdi. Birgiin bas agrismi soyliyordu. Bir koylii: Bas agnsi nasil olur? 
Benim basim hie agnmadi deyince, (Benden uzak ol! Cehennemlik gormek isti- 
yen, buna baksin) buyurdu. Aise "radiyallahii anha", sehidlerin derecesine yiik- 
selen olur mu? deyince: (Hergiin yirmi kerre oliimii diisiinen kimse, sehidlerin de- 
recesini bulur) buyurmusdu. Siibhesiz, hastalar, oliimii cok hatirlar. iste, bu alti se- 
bebden dolayi, ba'zilan ilac kullanmamisdir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bu sebeblere muhtac olmadigi icin ilac 
kullamrdi. 

(Diirr-iil-muhtar)da ve bunu acikhyan (ibni Abidin)de (Sular) kismi sonunda 
buyuruyor ki: (Haram olan seylerin ilac olarak icilmesi, bunun hastaya iyi gelece- 
gi bilinirse ve halal olan ilac bulunmazsa, caiz olur. (Buhari)deki hadis-i serifde, 
(Allahii teala, haram olan seylerde, size sifa yaratmamisdir) buyurulmusdur. Bu- 
nun ma'nasi, sifasi oldugu tecribe edilen haram maddeler, ilac icin halal olur, de- 
mekdir. Nitekim, susuzlukdan olecek kimseye, oliimden kurtaracak kadar serab 
icmek halal olur. Haram olan seyde, sifa bulunmasi, miitehassis olan miishman bir 
doktorun soylemesi ile anlasihr. Yalmz, domuz eti ve yagi, sifasi bulunsa da, ilac 
olarak da kullamlmaz). Muhammed Zerkani "rahmetullahi teala aleyh", (Meva- 
hib-i lediinniyye) serhi, sekizinci maksadda diyor ki, (Hadis-i serifde, tedavi olu- 
nuz buyuruldu. Bu hadis-i serife gore, oliime veya bir farzi terk etmege mani' ola- 
cak tedavi ve kalb hastaliklarmm tedavisi farzdir. Baska hastahklarin tedavisi siin- 
netdir.) 

(Tatarhaniyye)de diyor ki, (Baska care olmayinca, oliimden kurtulmak icin ame- 
liyyat olmak caizdir.) 

Son soz olarak deriz ki, hastahk sebeblerinden kaemmak, tevekkiile mani' de- 

-695- 



gildir. Halife Omer "radiyallahii anh", Sama gidiyordu. Samda ta'un [ya'ni veba has- 
tahgi] oldugu isitildi. Yanmda bulunanlann ba'zisi, Sama girmiyelim dedi. Bir kis- 
mi da, Allahil tealanm kaderinden kacmiyahm dedi. Halife de, Allahii tealanm ka- 
derinden, yine Onun kaderine kacahm, sehre girmiyelim. Birinizin bir cayin ile, bir 
ciplak kayaligi olsa, siirusiinii hangisine gonderirse, Allahii tealanm takdiri ile gon- 
dermis olur buyurdu. Abdurrahman bin Avfi "radiyallahii anh" cagmp, sen ne der- 
sin? buyurdukda, Resulullahdan "sallallahii aleyhi ve sellem" isitdim. (Veba olan ye- 
re girmeyiniz ve veba olan bir yerden, baska yerlere gitmeyiniz, oradan kacmayiniz!) 
buyurmusdu, dedi. Halife de, elhamdulillah, benim soziim, hadis-i serife uygun ol- 
du deyip, Sama girmediler. Veba bulunan yerden disari cikmanm yasak edilmesine 
sebeb, saglam olanlar cikinca, hastalara bakacak kimse kalmaz, helak olurlar. Ve- 
bali yerde, kirli hava [ya'ni mikroblu hava, veba basilleri], herkesin icine yerlesin- 
ce, kacanlar, hastalikdan kurtulamaz [ve hastahgi baska yerlere gotiirmiis, bulasdir- 
mis olurlar]. Hadis-i serif lerde buyuruluyor ki, (Veba hastahgi bulunan yerden kac- 
mak, muharebede kafir karsisindan kacmak gibi, biiyiik giinahdir). [Muhyiddin-i Ara- 
bi "kuddise sirruh" (Fiituhat-iil-mekkiyye) kitabmda (Kaza, bela) bahsinde, (Bela- 
lardan, tehliikelerden, giiciiniiz yetdigi kadar sakinmiz. Ciinki, takat getirilemiyen, 
dayamlamiyan seylerden uzaklasmak, Peygamberlerin adetidir) buyurmakdadir. 
Eceli gelen hastanm olmesine mani' olunamaz. Ancak, oliim hastasmm istigfar 
okumasi, hastahgin veca'larmi giderecegi (Mektubat-i Ma'sumiyye) ikinci cild, 80. ci 
mektubunda yazihdir. Bu mektub, (Hak Soziin Vesfkalan) kitabimizda mevcuddur.] 

(Redd-iil-muhtar) besinci cild sonunda ve (Bezzaziyye) fetvasmda diyor ki, (Ka- 
pali yerde iken zelzele olursa, oradan acik bir yere kacmak miistehabdir). 

FASL — Tevekkiil etmek icin, hastahgini herkese bildirmemek lazimdir. Bil- 
dirmek ve sikayet etmek mekruhdur. Yalniz faidesi olacaklara, [mesela, doktora 
soylemek] veya aczini, zevalliligim bildirmek icin soylemek mekruh olmaz ve te- 
vekkiilu bozmaz. Nitekim Ali "radiyallahii anh" hastalanmisdi. Nasilsm, iyi misin 
dediklerinde, hayir dedi. Sasip birbirlerine bakisdilar. (Allahii tealaya aczimi 
gosteriyorum) buyurdu. Bu soz onun haline layik idi. O cesaret ve kuvveti, yegit- 
ligi ile, aczini biliyordu ve (Ya Rabbi! Bana sabr ihsan et!) derdi. Tevekkiiliin kiy- 
meti, (Cevab Veremedi) kitabinm 144. cii sahifesinde yazihdir. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Allahii tealadan afi- 
yet isteyiniz. Bela istemeyiniz!). Hastahgi herkese soyleyip, halinden sikayet et- 
mek haramdir. Sikayet niyyeti ile degilse haram olmaz. Fekat, soylememek iyidir. 
Ciinki, cok soyleyerek, sikayet seklini alabilir. 

Hindistanda bulunan islam alimlerinin biiyiiklerinden Muhammed Bakibillah bu- 
yuruyor ki, (Tevekkiil, sebeblere yapismayip, tenbel oturmak degildir. Ciinki, 
boyle olmak, Allahii tealaya karsi edebsizlik olur. Miislimamn, mesru' olan bir se- 
bebe yapismasi lazimdir. Sebebe yapisdikdan, cahsmaga basladikdan sonra tevek- 
kiil edilir. Ya'ni istenilen sey, bunun hasil olmasma sebeb olan seyden beklenilmez. 
Ciinki, Allahii teala sebebi, istenilen seye kavusdurmak icin, bir kapi gibi yaratmis- 
dir. Birseyin hasil olmasma sebeb olan isi yapmayrp da, sebebsiz olarak gelmesini 
beklemek, kapiyi kapayip pencereden atilmasim istemege benzer ki, edebsizlik olur. 
Allahii teala, ihtiyaclanmiza kavusmamiz icin kapiyi yaratmis ve acik birakmisdir. 
Onu kapamamiz dogru degildir. Bizim vazifemiz kapiya gidip beklemekdir. Sonra- 
sim O bilir. Cok zeman kapidan gonderir. Diledigi zeman da pencereden atarak ve- 
rir). Baki-billahm bu sozii (Berekat) kitabmda yazihdir. Goriiliiyor ki, cahsmayip, 
bos oturup, tevekkiil ediyorum demek caiz degildir. Tesavvuf biiyiikleri, cahsma- 
ga, sebebe yapismaga baslayip, bundan sonra tevekkiil etmeli demislerdir. 

Hindistanm biiyiik alimlerinden Mazher-i Can-i Canan "kuddise sirruh", oniiciin- 
cii mektubunda diyor ki, cebr ve ihtiyar iizerinde alimlerimiz cok sey yazdilar ise de, 

-696- 



insanm zihnine yine stibheler gelmekdedir. Ciinki akl, din bilgilerinden ba'zilanni 
anhyamiyor. Eger anlasaydi, insanlarm islerinin faideli ve iyi olmasi icin, Peygam- 
berlere vahy gonderilmesine liizum ve ihtiyac olmazdi. insanda tarn ihtiyar vardir 
demek, ya'ni insan her diledigini yapar demek ve insanm elinde birsey yokdur, ka- 
za ve kaderde olam yapmaga mecburdur demek, kitaba ve siinnete inanmamak olur. 
Ciinki, insanlarm amellerini de, cesedlerini de, ya'ni maddelerini de, islerini, hare- 
ketlerini de Allahti teala yaratmakdadir. Boyle olunca, tarn ihtiyar vardir denilebi- 
lir mi? Cebr ile, zorla yapdinlan is icin hesaba cekmek de zulm olur. Allahii teala 
zulm yapmaz. O halde, insan mecburdur demek, nasil dogru olabilir? insanlarm is- 
lerinin bir titreme gibi cebren yapilmadigi meydandadir. ilm, irade ve kudretimiz 
ile yapilmakdadirlar. insanm ihtiyan [istekli hareketi], her iiciinden hasil olmakda- 
dir. Fekat, insanda bu iiciinun hasil olmasi, insanm ihtiyan ile degildir. Allahii te- 
ala diledigi zeman, bunlari insana gonderir. Cebr de, bu kadardir. insanda tarn ih- 
tiyar ve tam cebr olmadigi icin, insanm hareketleri, bu ikisinin arasinda hasil olmak- 
dadir. islerin boyle yapilmasina (Kesb) denir. insanm kesb etdigi islerinde bu ka- 
darcik ihtiyarm bulunmasi, Allahii tealanm tekliflerine [emr ve yasaklarma] sebeb 
olmusdur. ihtiyanmiz za'ff, az oldugu icin de, teklifler hafif olmus, Allahii tealanm 
mii'minlere olan rahmet sifati, onlarm asilerine olan gadab sifatmi asmisdir. Diger 
sifatlarmdan hicbiri, otekilerini asmis degildir. Allahii tealanm fi'lleri de, ilmi, ira- 
desi ve kudreti ile oldugu icin, bu bakimdan kullarm islerine benzemekdedir. Boy- 
le islerden dolayi, kullarmi hesaba cekmesi adalete uymuyor denilemez. 

[TENBIH: Oliimden evvelki hayata (Diinya hayati), oliimden sonraki hayata 
(Ahiret hayati) denir. Ahiret hayati lice ayrihr: Mezardan kalkmcaya kadar, 
(Kabr hayati), tekrar dirildikden, Cennete veya Cehenneme gidinceye kadar, 
(Kryamet hayati), uciincusii (Cennet ve Cehennem hayati)dir. Diinyada yapilan 
her isden ve diisiinceden, diinyada ve ahiretde faide veya zarar hasil olur. Faide 
hasil olanlara (Hayr), zarar hasil olanlara (Ser) denir. Allahii teala, hayrlan, ser- 
lerden ezelde ayirmisdir. Bunlar, birbirleri ile hie kansmaz. Bu ayirmaga, (Kaza) 
ve (Kader) denir. Kaza, kader hie degismez. Allahii teala hayr ve ser islemekde in- 
sanlan serbest birakdi. isteyen hayr isler, isteyen ser isler. Allahii teala, merhamet 
ederek, hangi islerin hayr, hangi islerin ser oldugunu, Peygamberler vasitasi ile kul- 
larina bildirir. insanlar da, bunlari, Peygamberlerden, akllan ile, ilmleri ile ogre- 
nirler. Akl ve ilm sahibleri akla, ilme uyarak, hayr isler. Akh ve ilmi olmiyan ah- 
maklar, cahiller, nefslerine ve seytanlara uyarak, ser ya'ni giinah isleyerek, diin- 
yada ve ahiretde azaba siiriiklenir. Goriiliiyor ki, Peygamberlerin emrleri, ya'ni din- 
ler, Allahii tealanm ni'meti, biiyiik ihsamdir. islamiyyete uyanlar, Cennete gide- 
cekler, uymiyanlar Cehenneme gideceklerdir.] 

Bir kiside olmasa ger vecd-ii lull, 
eylese islamiyyete o imtisal. 

Dahlia bid'atleri terk eylese, 
ehl-i siiimetden hie ayrilmasa. 

O kisi, ehl-i se'adetdh he man, 
ser'i pake iyi sard, ey civan. 

Ger islamiyyetsiz olursa vecd-ii hal, 
ehl-i istidrac olur, ol bed fi'al. 

Ucsa da, aldanma byle seylere, 
kes kanadi, ta ki diissiin yerlere. 

Anlara aldanma, imanin gider, 
ser'i paki tutmiyan bulmaz zafer. 

-697- 



48 — LEVH-IL-MAHFUZ VE UMM-UL-KTTAB 

A Maine Ahmed bin Siileyman bin Kemal pasanin "rahmetullahi teala aleyhim 
ecma'in" (Levh-il-mahfuz ve Umm-iil-kitab) ismindeki risalesi ile, Muhammed Ak- 
kermaninin (ihtiyar-i ciiz'i) risalesi ve Ebiissii'ud efendinin (Kaza kader) risale- 
si, otuzbirinci Osmanh padisahi sultan Abdiilmecid han "rahmetullahi aleyh" 
zemamnda, [1264] senesinde, bir arada bir kitab halinde, tiirkce olarak, Istanbul- 
da basilmisdir. Uciinii de sadelesdirerek, yazmayi uygun gdrdiik: 

Ra'd suresindeki, (Allahii teala, diledigini siler. Diledigini degisdirmez. Umm- 
iil-kitab, Ondadir) mealindeki ayet-i kerimede, levh-i mahfuz bildirilmekdedir. 
Umm-i kitab, ezeli olan kelam-i ilahinin ismidir. Melekler, bunu anhyamaz. Ze- 
manh degildir. Ya'ni burada zeman yazili degildir. Allahii tealadan baska, kimse 
bilmez. Hie yok olmaz. Levh-i mahfuzda ise, degisiklik olur. Bunu melekler goriir. 
insanm, isine gore, omrli ve nzki degisir. iyiler kotii, kotiiler iyi olarak degisdiri- 
lebilir. Boylece birine oliimiine yakin, iyi isler yapdinp, son nefesde iman ile gon- 
derir. Baskasina kotii amel isledip, imansiz gonderir. Bunun icin, Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" her zeman, (Allahiimme, ya mukallibelkulub, sebbit 
kalbf, ala dinik) dtiasmi okurdu [ki, Ey btiyiik Allahim! Kalbleri iyiden kotiiye, ko- 
tiiden iyiye ceviren, ancak sensin. Kalbimi, dminde sabit kil, ya'ni dininden don- 
diirme, ayirma! demekdir]. Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" bunu isitince: (Ya 
Resulallah "sallallahii aleyhi ve sellem"! Sen de, donmekden korkuyor musun?) 
dediklerinde: (Mekr-i ilahfden, beni kim te'min eder?) buyurdu. Ciinki, hadis-i kud- 
side: (insanlarin kalbi Rahmamn kudretindedir. Kalbleri, diledigi gibi cevirir) bu- 
yurulmusdur. Ya'ni, Celal ve Cemal sifatlan ile, kotiiye ve iyiye cevirir. Levh-i mah- 
fuza ilk olarak, (Benden baska Allah yokdur. Muhammed "aleyhisselam" benim 
resuliimdiir ve habfbimdir ve hersey benim mahlukumdur. Herseyin Rabbiyim, Ha- 
hkiyim) yazildi. Sonra, Peygamberleri "salevatullahi teala aleyhim ecma'in" ve ki- 
yamete kadar gelecek insanlarin iyileri, sa'id olarak, kotiileri de, saki olarak ya- 
zildi. 

Kader degismez. Kaza, kadere uygun olarak meydana gelir. Kaza, hergiin cok 
degisip, sonunda kadere uygun olunca yaratilir. Kaza-i mu'allak seklinde yarati- 
lacagi yazilmis olan birsey, kulun iyi ameli ile degisip yaratilmaz. Evliya "rahme- 
tullahi teala aleyhim ecma'in", kaderi anbara, kazayi oleege benzetmisdir. 

[(Kamus)da, kaza kelimesinde diyor ki: (Kaza, kaderin hususi bir kismidir. 
Kader, anbara doldurulmus bugday gibidir. Kaza ise, onu oleerek vermek gibidir. 
Omer "radiyallahii anh", Sama geldi. Sehrde veba hastaligi oldugunu isitince, 
sehre girmedi. Allahii tealanm kazasmdan kaciyor musun? dediklerinde, Allahii 
tealamn kazasmdan, kaderine kaciyorum buyurdu ki, kader, kaza seklini almadik- 
ca degisebilir. [Kader, ma'as bordrosu gibidir. Kaza ise, bu ma'asm dagitilmasidir.] 
Ibni Esir dedi ki: Kaza ve kader, birbirinden ayrilmaz, ciinki, kader temel gibi, ka- 
za da ustiindeki bina gibidir). Kader kelimesinde diyor ki: (Kader, Allahii teala- 
nm, olacak seyleri ezelde bilmesidir. Kaza, kaderde bulunan seyleri, zemani ge- 
lince yaratmasidir)]. 

imam-i Gazali, (ihya-ul'ulum) kitabinda buyurdu ki, (Kaza-i mu'allak, Levh-i 
mahfuzda yazilidir. Eger o kimse, iyi amel yapip, diiasi kabul olursa, o kaza degi- 
sir). Hadis-i serif de buyuruldu ki, (Kader, tedbfr ile, sakinmakla degismez. Fekat 
kabul olan diia, o bela gelirken korur). Diianm belayi def etmesi de, kaza ve ka- 
derdendir. Kalkan, oka siper oldugu gibi, su, yerden otun yetismesine [ve havamn 
oksigen gazi, canhnm hiicrelerindeki gida maddelerini yakip hararet meydana gel- 
mesine] sebeb oldugu gibi, diia da, Allahii tealanm merhametinin gelmesine sebeb- 
dir. Bir hadis-i serifde, (Kaza-i mu'allaki, hicbirsey degisdiremez. Yalniz diia de- 
gisdirir ve omrii, yalniz, ihsan, iyilik art thru ) buyuruldu. Allahii tealanm takdiri- 

-698- 



nin, ya'ni kaderin, Levh-i mahfuzda yazilmasi kazadir. Bir kimseye takdir edilen 
bela, kaza-i mu'allak ise, ya'ni, o kimsenin diia etmesi de, takdir edilmis ise, diia 
eder, kabul olunca, belayi onler. (Ecel-i kaza)yi da, iyilik etmek gecikdirir. Fekat, 
(Ecel-i in lis e in in si ) degismez. Ecel-i kaza denilen, mesela, bir kimse, eger iyi is ya- 
par, yahud sadaka verir, hac ederse omrii altmis sene, bunlari yapmazsa kirk se- 
ne diye takdir edilmesi gibidir. Vakt temam olunca, eceli bir an gecikmez. Birinin 
tic gun omrii kalmis iken akrabasim, Allah nzasi icin ziyaret etmesi ile, omrii 
otuz seneye uzar. Otuz yil omrii olan kimse de, akrabasim terk etdigi icin, omrii 
tic giine iner. (Liibab-iit-te'vfl) [ya'ni (Tefsir-i Hazin) ] kitabinda diyor ki, takdir, 
ezelde Levh-i mahfuzda yazilmisdir. Sonradan birsey yazilmaz. Ya'ni, Levh-i 
mahfuzda olacak degisiklikler ve omiirlerin artmasi ve kisalmasi da, ceffelkalem 
[ya'ni ezelde] yazilmisdir ki, buna kaza-i mu'allak denir. Allahii tealamn kaderi, 
ya'ni ezelde ilmi nasil ise, Levh-i mahfuzdaki degisiklikler, ona uygun olur. Omer 
"radiyallahu anh" yaralamnca, Ka'biil-ahbar buyurdu ki, Omer "radiyallahii anh" 
daha yasamak isteseydi, diia ederdi. Zira onun diiasi elbette kabul olur. Isitenler 
sasinp, nasil boyle soyliiyorsun, Allahii teala mealen, (Ecel, bir an gecikmez ve vak- 
tinden once gelmez) buyurdu, dediklerinde, (Evet, ecel hazir oldugu vakt gecik- 
mez. Fekat, ecel hasil olmadan once, sadaka ile, diia ile, amel-i salih ile, omiir uzar. 
Zira Fatir suresinde mealen, (Herkesin omrii ve omiirlerin kisalmasi hep yazihdir) 
buyurulmakdadir) dedi. 

Her sene, [Sa'ban ayimn onbesinci Berat gecesinde] o senede olacak seyler, amel- 
ler, omiirler, oliim sebebleri, yiikselmeler, alcalmalar, ya'ni hersey Levh-i mahfuz- 
da yazihr. 

Daviid aleyhisselamm yamna iki kisi gelip, birbirinden sikayet etdi. Dinleyip ka- 
rar verip giderken, Azrail "aleyhisselam" gelip, (Bu iki kisiden, birincisinin ece- 
line bir hafta kaldi. ikincisinin omrii de, bir hafta once bitmisdi, fekat olmedi) de- 
di. Daviid "aleyhisselam" sasip, sebebini sorunca, (ikincisinin bir akrabasi vardi. 
Buna dargm idi. Bu gidip, onun gonliinii aldi. Bundan dolayi, Allahii teala, buna 
yirmi yil omiir takdir buyurdu) dedi. [(Email kasidesi) altmisikinci beytinde, (Ol- 
diiriilen kimsenin eceli, miinkati' degildir). Ya'ni, o anda, omrii ortadan kesilmis 
degildir. (Kamiis) miitercimi Ahmed Asim efendi "rahmetullahi teala aleyh", bu 
beyti serh ederken diyor ki, (Ehl-i siinnete gore, oldiiriilen kimsenin, o anda ece- 
li gelmisdir. Omrti ortadan kesilmemisdir. Herkesin eceli bir danedir).] Gortilii- 
yor ki, miisliman olan ve islamiyyete uygun akrabayi ziyaret cok lazimdir. Hie ol- 
mazsa haftada veya ayda bir ziyaret etmeli, kirk giinii gecirmemelidir. Uzak mem- 
leketde ise, mektubla ve telefonla gonliinii almahdir. Dargm, kinli ise de, vaz 
gecmemelidir. Akrabasi gelmezse, cevab vermezse de, giderek veya hediyye, se- 
lam gondererek, yahud mektub ile ve telefon ile yoklamakdan vazgecmemelidir. 
Allahii teala, miisliman olan ve salih olan akrabayi ziyareti emr ediyor. Soyledi- 
gimiz gibi hareket ederek, bu emr yapilmis olur. (Berika) ve (Hadfka) kitablann- 
da diyor ki, (Kat'-i rahm, ya'ni akraba ile ilisigi kesmek biiyiik giinahdir. Erkek ol- 
sun, kadm olsun zi rahm-i mahrem akrabayi ziyaret etmek vacibdir. Amca kizi gi- 
bi mahrem olmiyan zi rahm akrabayi ve zi rahm olmiyan akrabayi ziyaret vacib de- 
gildir. Fekat bunlara da hediyye, selam yollamak miistehabdir). Yetimlere de 
acimah, giicendirmemelidir. Yetimin basim sivayana, hac sevabi verilir. Allahii te- 
ala bir kulunu severse, ahirete yarar isler, iyi, gtizel ameller yapdinr. Allahii teala- 
dan hidayet olmazsa, yiizlerce kitab okusa, nasihat dinlese yola gelmez. Ya'ni ter- 
biye kabul etmiyen kimseye nasihat vermek, okiize tecvid okutmaga benzer. 

[Doktor bulmak ve ilac bulmak da, takdire baghdir. Allahii teala, takdirine go- 
re sebebleri yaratmakdadir. Cok eskiden bilindigi gibi, bir yeri kesilen insamn ece- 
li gelmedi ise, daman baglanir, ilac verilir, olmez. Eceli gelmis ise, daman bagh- 
yacak biri bulunamaz. Kam akar, mikrop kapar, oliir. Yiirek adalesi bozuk olan agir 

-699- 



hastaya, olmek iizere olan bir baskasmm saglam yuregi takilip takilmamasi da, ece- 
lin gelip gelmemesine baghdir. Kalbin degisdirilmesi de hastayi muhakkak iyi yap- 
miyor, coklarinm olmesine sebeb olmakdadir. 

Kiyametde herkes, oldiigii zemandaki sekli, boyu ve organlan ile mezardan kal- 
kacakdir. Herkesin kuyruk sokumu kemigi degismiyecek, baska a'za, organlar, bu 
kemik uzerine yeniden yaratilacak, ruhlar bu yeni bedenlerini bulup, te'alluk 
edeceklerdir. Ruhlarm bu baska bedenlere te'alluk etmeleri, tenasiih degildir. Te- 
nasiih diinyada dusiiniilur. Ahiretde tenasiih olmaz. insanin bedeni, organlan 
diinyada da degisiyor. Kirk yasindaki insanin eti, yagi, derisi, kemikleri baskadir. 
Cocuklugunda bulunanlar baskadir. Fekat o, hep ayni insandir. Ciinki insan, ruh 
demekdir. Beden degisiyor ise de, ruh degismez. insanin parmak izi de hie degis- 
mez. Hicbir insanin parmak izi, baskasmm parmak izine benzemez. Bir insanin par- 
mak uclanndaki cizgilerin sekli, dogmadan once, ruh bedene te'alluk etdigi sira- 
larda tesekkiil eder. Insan oliip ciiriiyiinciye kadar hie degismez. Besbin yilhk mum- 
yalarda aynen kaldiklan goriilmusdiir. Parmak ucundaki cizgilerden herbiri, yan- 
yana dizilmis deliklerden meydana gelmisdir. Her delikcikden, ter sizmakdadir. in- 
san birseyi tutunca, sizan ter, o sey iizerinde cizgilerin sekli gibi yapisip kahr. Te- 
ri boyayan bir ilac siirunce, o kimsenin parmak izi, o sey iizerinde goruntir. Biiyiik 
alim, imam-i Muhammed Gazali, farisi (Kimya-yi se'adet) kitabimn sekseninci sa- 
hifesinde diyor ki, (Bir insanin cesidli yaslarmdaki bedenleri baska baska olduk- 
lari gibi, ayni boy ve seklde, fekat baska zerrelerden yapilmis bir bedenle kabrden 
kalkacakdir. Bu yazimiz anlasihnca, insan insani yirse, yenilen organm, hangi in- 
san ile yaratilacagi, yiyen ile mi, yoksa yenilen ile mi birlikde yaratilacagi gibi so- 
rulara luzum kalmaz. Ciinki, o uzvlarm kendi degil, benzerleri yaratilacakdir.)] 



Ah, meded Allahim sendendir, meded, 
iiklim ahndigi yerlere geldim. 
Diiami kiibul edip, eyleme red, 
sinem delindigi yerlere geldim. 

Hep, fih ile zardir, asikm isi, 
kan ile knnsdi goziimiin ya$i. 
Inci, mercan ohnus topragi, ta$i, 
cevher bulundugu yerlere geldim. 

Daglarin basma, bulutlar cikar, 
bagrimm icinde, simsekler cakar, 
Firdevs-i a'ladan, bir servi cmar, 
cikip sahndigM yerlere geldim. 

SiinbiilUn da'vasi, servi dalile, 
bulbtiltin sevdasi, behar giilile, 
Muhabbet sunarken, Hakim dilile, 
gonliim sizladigi yerlere geldim. 

Ah! Si nidi bir, ele geese nigahm, 
bilemedim kiymetini dergahm. 
Alem-i ervahdan, bir sems-ii mahm, 
nil ru nu sacdigi yerlere geldim. 



-700 



49 — IRADE-I CUZ'IYYE 

irade-i ciiz'iyye risalesini Muhammed Akkermani "rahinetullahi aleyh" yazmis- 
dir: 

Dehr [veya insan] suresindeki, (Siz, ancak Allahii tealamn diledigini arzu eder- 
siniz!) mealindeki ayet-i kerimeden, Ebiil-Hasen-i Es'ari imamimiz "rahmetulla- 
hi teala aleyh" (Allahii teala, sizin istemenizi dilemedikce, birsey isteyemezsiniz!) 
ma'nasini anlamisdir. Ya'ni, Allahii teala dilemedikce, kul, irade-i ciiz'iyyesini kul- 
lanamaz demisdir. Es'ari mezhebine gore, kullar, irade-i ciiz'iyyelerini kullanmak- 
da mecbur oluyor. Ciinki, Allahii teala, bir kimsenin birsey yapmaga irade-i 
ciiz'iyyesini kullanmasim dileyince, o kimse irade etmege, istemege mecbur olur. 
Irade-i ciiz'iyye, mevcud ve mahluk oluyor. Boyle olunca, seytan, insana: Ey kul! 
Nicin zahmet cekersin? Allahii teala bir isini istemezse, sen o isi irade edemezsin! 
derse, seytana cevab verilemez. Kul fail-i muhtar olmaz. ibadetlerine sevab, ko- 
tiiliiklerine azab vermege sebeb bulunmaz. Kul, Allahii tealamn diledigini dilemek- 
de, o isin yapilmasma, alet olmakdadir. 

Ebu Mensur-i Matiiridi "rahmetullahi teala aleyh" imam-i a'zam Ebu Hanife- 
nin "rahmetullahi teala aleyh" anladigim acikhyarak buyurdu ki, (irade-i ciiz'iy- 
ye, bir varhk degildir. Var olmiyan sey, yaratilmis olmaz. irade-i ciiz'iyye, kullar- 
da bir haldir. Kuvveti, birseyi yapmak ve yapmamakda kullanmakdir. Kullar, ira- 
de-i ciiz'iyyelerini kullanmakda serbestdir. Mecbur degildir). Bu mezhebe gore sey- 
tana: irade, bende bir haldir. iyilige kullamrsam, Allahii teala iyiligi yaratir. K6- 
tiiliige sarf edersem, onu yaratir. Eger sarf etmezsem, ikisini de yaratmaz, diye ce- 
vab verilir. Allahii tealamn, kul irade etmeden de, yaratmasi caiz ise de, ihtiyari 
olan isleri yaratmaga, kullarm kalblerinin ihtiyar ve irade etmesini sebeb kilmis- 
dir. irade-i ciiz'iyyemizin sebeb olmasi da, Allahii tealamn iradesi iledir. Kul, bir 
is yapmagi ihtiyar ve irade edince, ya'ni tercih edip dileyince, Allahii teala da, o 
isi irade ederse o isi yaratir. Kul ihtiyar ve irade etmezse, ihtiyari olan o isi yarat- 
maz. Su halde, kul irade-i ciiz'iyyesini ibadete sarf ederse, Allahii teala, ibadeti ya- 
ratir. Eger giinahlara sarf ederse, giinahlan yaratir. O zeman kul, diinyada fena olur, 
ahiretde azab goriir. Boyle oldugunu bilen bir kimseye, seytan birsey diyemez. 

Yukandaki ayet-i kerimenin ma'nasini, Ebu Mensur-i Matiiridi "rahmetullahi 
teala aleyh" soyle acikhyor: (ihtiyari isleriniz, yalmz sizin iradenizle olmaz. Sizin 
iradenizden sonra, Allahii teala da, o isi irade edip yaratir.) Goriiliiyor ki, isi 
yapmakda, kullar miistekil degildir. 

Mu'tezile yolunda olanlar, insan btitiin islerini, kendisi yaratir diyorlar. Yarat- 
makda, kullan Allahii tealaya serik ediyorlar. [Iranda, kendilerine si'i adim veren 
kimseler de, kaza ve kadere, mu'tezile firkasi gibi inamyor. Boylece Ehl-i siinnet 
alimlerinin yolundan ayriliyorlar. (Hak Soziin Vesikalari) ve (Eshab-i Kiram) 
kitablarmda, degerli kitablardan alarak, bunlarm yazilanna uzun cevab verilmis 
ve kaza kader bilgisi anlatilmisdir. (Mevahib-i lediinniyye)de, Bedr gazasim an- 
latirken, irade-i ciiz'iyye uzun bildirilmisdir. (Eshab-i Kiram) kitabmda da biiyiik 
alim, veliyy-i kamil, Mevlana Halid-i Bagdadinin "rahmetullahi teala aleyh"de (Ira- 
de-i ciiz'iyye) risalesi vardir. Mevlanamn kardesi Mahmud Sahibin oglu Muham- 
med Es'ad "rahmetullahi aleyhim", (Bugyet-iil-vacid) kitabimn dokuzuncu mek- 
tubunda, bu risaleyi nesr etmisdir. Kitab 1334 [m. 1915] de Samda basilmisdir. Ki- 
tabda, risalenin serhleri ve sarihleri de bildirilmisdir. Mevlana Halid-i Bagdadi "rah- 
metullahi teala aleyh" (ikdiil-cevheri) kitabmda kulun ihtiyanni ve irade-i ciiz'iy- 
yesini uzun anlatmakdadir. Abdiilhamid Harputi, bunu serh ederek (Simtul' ab- 
kari) ismini vermis, 1305 [m. 1888] de istanbulda basilmisdir.] 

insanin ihtiyari hareketi, dort seyle meydana gelmekdedir: 1- O isi dimagmda 
tesavvur etmek, hatirlamak. 2- O seyden lezzet duymak. 3- Sonra, o isi yapmagi 

-701- 



kalbi ile ihtiyar etmek, secmek ve irade-i ciiz'iyyeyi kullanmak. Ya'ni hareket et- 
megi dilemek. 4- Hareketin meydana gelmesi. Birinci ile ikinciyi Allahii teala ya- 
ratiyor. Ciinki, tesavvur ile sevk, var olan seylerdir. Var olan, yaratilmaga muh- 
tacdir. Ihtiyar ve irade-i ciiz'iyye, kuldandir. Hareketi yaratan, Allahii tealadir. Kul- 
dan ihtiyar ve iradenin meydana gelmesi de, ancak once tesavvur ve sevk yaratil- 
masi ile olur. Mesela, bir kimse, sadaka vermegi ve sevabmi tesavvur eylese, ken- 
disinde sevk veya nefret hasil olur. Bunu ihtiyar ve irade eder veya etmez. Sevk, 
irade demek degildir. Nefret de, iradeyi kullanmamak degildir. 

Allahii tealanm kazasi, takdiri ve Levh-i mahfuza yazmasi, ilm-i ezelisine uy- 
gundur. Bilgisi de, bildigi seylere tabi'dir. Ya'ni herseyi, ileride ne zemanda ve na- 
sil olacak ise veya olmiyacak ise, ezelde oylece bilmisdir. Bildigini takdir eder ve 
yazar. Bundan dolayi, cebr olmaz. ilerdeki seyler, ilmine tabi' olsaydi, cebr lazim 
gelirdi. Allahii tealanm ilmi, esyanm yaratilmasmi ve sifatlarmi, hallerini icab et- 
seydi, cebr olurdu. Fekat, boyle degildir. Bunun aksinedir. Allahii tealanm yardi- 
mi ile sozumiiz temam oldu. 

(Diirr-i yekta) serhinin sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (insanlarm 
kalbleri ile veya bedenleri ile yapdiklan her isin ve canhlarda ve cansiz seylerde 
meydana gelen her isin, Allahii tealanm ezelde bilmesi ve dilemesi ve halk etme- 
si ile olmalarma (Kader) ve (Takdir) denir. insan birseyi yapmagi veya terk etme- 
gi ihtiyar ve irade eder ya'ni kuvvetini kullamr. Sonra, Allahii teala da, bunu ira- 
de eder, kudretini kullamrsa, bu sey olur. ilk ikisine (Kesb), son ikisine (Halk) de- 
nir. Bu seyi Allahii teala, begenirse (Ta'at) olur. Bunun icin, insana ahiretde (Se- 
vab) verilir. Bir ta'at yapihrken, sevab kazanmak niyyet edilirse, (Kurbet) olur. Be- 
genmezse (Ma'siyyet), ya'ni giinah olur. Ahiretde (itab) veya (ikab) olunur. 
Mekruh isliyen veya muekked siinneti ozrsiiz terk etmegi adet edinen, itab olunur, 
azarlamr. Farzi terk eden veya haram isliyen, tevbesiz oliir ve sefa'ate, afva kavus- 
mazsa, ikab olunur, yanar. insanda ihtiyar ve irade ve kudret, ya'ni kesb bulundu- 
guna inanmiyan (Miirted) olur.) 

BIR iffliYAR MUSLIMANIN, KIZINA NASIHATI VE 

MLINACATI 

1 — SE'ADET NEDIR?: Diinyadaki butun insanlar mes'ud olmak ister. Fe- 
kat, mes'ud olan, pek azdir. Neden bu boyledir? Ciinki, se'adetin neden ibaret ol- 
dugu bilinmiyor. Asl is, se'adetin ne oldugunu bilmekdedir. Se'adet, yalmz diin- 
ya se'adetinden ibaret degildir. Aksine, asl se'adet ahiret se'adetini elde etmek- 
dir. Ahiret se'adeti nasil elde edilir? Ahiret se'adeti icin Allahii tealanm kanun- 
larma ve emrlerine [ya'ni Kur'an-i kerime ve Peygamberimizin "aleyhisselam" soz- 
lerine] ita'at etmek lazimdir. Allahii tealanm emrleri arasmda: Oldiikden sonra tek- 
rar dirilmek, (ya'ni ahirete) inanmak da vardir. Cenab-i Hak ahiretin nihayetsiz 
oldugunu (ebedi oldugunu) bize bildiriyor. Diinya hayati ise, sayih giinlerden 
ibaretdir. O halde, se'adet iki bash demekdir. Biri ahiret se'adeti, oteki diinya 
se'adeti. Bu iki se'adetden hangisi onemlidir? Bunu akl ve iz'an sahibi insanlar ko- 
layhkla anhyabilir. Akhmiz ve iz'ammiz ahiret hayatmin, diinya hayati ile muka- 
yese edilemiyecek kadar onemli oldugunu bize gosterir. Buna ragmen, insanlarm 
diinya icin gosterdikleri gayret ve cahsmalarm onda birini bile ahiret icin goster- 
medikleri meydandadir. Bunun akibetinin ne kadar aci ve ne kadar korkunc oldu- 
guna acaba inanmiyor muyuz? inanmiyorsak, kurtulus iimmidi yokdur. Allahii te- 
alaya inanmiyanlann yeri ebedi olarak Cehennemde yanmakdir. Eger inamyor- 
sak, Allahii tealanm emrlerini yapmamak bir gaflet (bir nev'i uyku) ve bir dala- 
letdir. Bu uykudan uyanamiyanlara yaziklar olsun. 

Diinya se'adeti icin soz soyleyenler, kitab yazanlar ve bunu dikkatle okuyanlar, 

-702- 



dinleyenler cokdur. Ahiret se'adetine gelince: Buna dair Hakkin kitabi (Kur'an-i 
kerim) ve Peygamberimizin sozleri (hadis-i serif) ve din alimlerinin binlerce kitab- 
lan vardir. Fekat, bugiin artik bunlan okuyan, bunlari soyleyen, soyleyenleri ve 
yazanlan dinleyen az insan kalmisdir. Cok ehemmiyyetli olan ahiret se'adeti ade- 
ta unutulmus, sanki boyle birsey yokmus gibi bir gaflet icinde bulunmakdayiz. Bu 
ise, felaketin en tehliikelisi ve akibetlerin en korkuncudur. iste kizim, benim ya- 
zilanmm asl maksadi, seni bu korkunc felaketden kurtarmakdir. Ya'ni seni Cehen- 
nem denen biiytik atesden korumakdir. Sen idrakin ve anlayism nisbetinde, bu ya- 
zilanmdan hisse alacaksin. Cenab-i Hak seni hakikati iyice anlayacaklardan ve bu 
anlayisa gore hareket edenlerden eylesin! Amm. 

Din alimlerinin yazdiklan kitablar var iken, aynca bu mevzularda cocuklara na- 
sihat vermenin luzumsuz oldugunu diisiinmek dogru degildir. Ciinki, cocugunun 
se'adetini isteyen bir baba, yalniz diinyanm kisa se'adetini degil, ahiretin sonsuz 
se'adetini de, cocuguna bildirmekle vazifelidir. Babaya bu vazifeyi veren cenab-i 
Hakdir. 

Bir cocuk ne kadar kaydsiz olursa olsun, babasinin kendisi icin yazdiklarmi me- 
rak ederek hie degilse, bir kerre okur. Bu yazilardan ders alacak anlayis ve uya- 
nikhgi da gosterirse, kendisini kurtarmis olur. 

Zemammizda din bilgilerini veren kitablanmiz, ogretmenlerimiz kifayetsiz- 
dir. Biiyiik sehrlerdeki ba'zi mekteb ve cem'iyyet muhitinin din ile ilgisi za'if go- 
riiniiyor. Bu sartlar icinde cocugun dogru ve yeter derecede din bilgisi almasi 
cok zorlasmisdir. Bunun icin, hie degilse, miisliman dininin temel ka'idelerini ve 
oziinii burada soylemek, cok ehemmiyyetli bir vazife haline gelmis bulunuyor. Te- 
mel ka'ideler sunlardir: I- Imanm (inanmanm) sartlan: 1- Allahii tealaya inanmak, 
2- Meleklere inanmak, 3- Kitablara inanmak, 4- Peygamberlere inanmak, 5- Ahi- 
rete (oldiikden sonra tekrar dirilmege) inanmak, 6- Kaderin ya'ni, hayr ve serrin 
Allahii tealadan geldigine inanmak. II- Miislimanligm sartlan: 1- Kelime-i seha- 
det, 2- Nemaz, 3- Oruc, 4- Zekat, 5- Hac. 

2 — DUNYA ve AHIRET: Giiniin birinde iki ellerimiz yammiza gelecek ve 
diinyadaki hayatimiz sona erecekdir. Bu dehsetli bir hakikatdir. Bu hakikat kar- 
sisinda, hayat nedir? Oliim nedir? diye dusunmeyen bir insan olmamasi lazimdir. 
O halde, hayatm ne oldugunu, diinyaya nicin geldigimizi, oliimiin otesi ne oldu- 
gunu bilmek ve ogrenmek, insan olmamn ilk sartidir. Hayata nicin geldigimizi, ha- 
yatin sahibinden daha iyi bilen olur mu? Her seyin oldugu gibi, hayatimizm sahi- 
bi de, Allahii tealadir. Allahii teala, Kur'an-i keriminde, Vezzariyat suresi 56. ci aye- 
tinde mealen, (insanlan ve cinnileri ancak, Beni bilip, ita'at, ibadet etmeleri icin 
yaratdim!) buyuruyor. Bu biiyiik hakikati, yasadigimiz bu zemandaki insanlarm 
kacda kaci biliyor ve ona gore hareket ediyor? insanlarm biiyiik cogunlugunun, 
bu hakikati bilmediklerini, bilenlerin de, bu hakikate goz yumduklarim veya 
ehemmiyyet vermediklerini goriiyoruz. iste felaket de, bu noktadan bashyor. Bu 
hakikati bilmemek veya bildigi halde, ona gore davranmamak, hele bu hakikate 
inanmamak, bir insan icin, (bilhassa bir miisliman icin) tasavvur edebilecegimiz en 
biiyiik bahtsizhk, en biiyiik facia, en biiyiik felaketdir. Ciinki, Allahii teala, ken- 
di emrlerine inanmiyanlan ebediyyen, inanip da emrlerini yapmiyanlan, irade et- 
digi kadar Cehennem atesinde yakacagmi kitab-i kadiminde, bizlere bildiriyor. Al- 
lahii teala, insanlar gibi yalan soylemez. Emrlerini muhimsemeyenleri mutlak 
cezalandinr. Allahii tealanm cezasi cok agirdir. Kendini bu cezadan koruyamiyan- 
lara yazikdir. Diinyadaki kisa hayatimiz icin sonsuz ahiret hayatimizi Cehennem 
icinde gecirmek, akh basinda bir insamn isi midir? 

3 — MUSLIMANLIK NEDIR?: Miislimanlik, maddi ve ma'nevi temizlikdir, 
viicud temizligini ve kalb temizligini emr eder. 

-703- 



Muslimanlik, diinya ve ahiret se'adetini saglayan tek yoldur. Hakiki miisliman 
(Allahii tealamn kaderine inanan miisliman) diinyada, daima huzur icindedir. 
Ciinki bu miisliman, suna inanmisdir: Kendisine gelen hayr ve ser Allahii tealadan- 
dir. Allahii tealamn takdiridir. Allahii tealadan gelen herseyin, kendisi icin iyi ol- 
dugunu, fena zan etdigi seyin sonunun, iyi olacagim diisiiniir ve boylelikle ic ra- 
hathgmi bozmaz. Felaketlere de, kolayhkla gogtis gerer. Iste boyle bir insan, Al- 
lahii tealamn sevgili kuludur. Bu stiretle, o insan, ahiret se'adetine de ulasmis olur. 

Miislimanhgm emrlerini yapan bir insan, diinyada her diirlii kotiiliikden ve 
her diirlii zarardan kendisini korumus olur. 

Miislimanhk ve islamhk aym terimlerdir. Allahii teala, Kur'an-i keriminde, Ziimer 
suresi 3.cii ayetinde mealen, (Allahii tealamn indinde din, islam dfnidir) buyurmus- 
dur. Bugiin islamhgin disindaki dinler, Allahii tealamn indinde, din degildir. Hiris- 
tiyanlarm ellerindeki Incil, musevilerin ellerindeki Tevrat, Peygamberimizden evvel- 
ki zemanlarm kitablandir. Kur'an-i kerim, biitiin bunlarm hiikmlerini kaldirmisdir. 

Muslimanlik, iyi ahlak demekdir. Allahii teala, Peygamberimize "sallallahii 
aleyhi ve sellem", (Ben seni iyi ahlaki temamlamak icin yaratdim!) buyurmusdur. 
Peygamberimizin "aleyhisselam" her soziinde (hadis-i seriflerinde) biiyiik dersler, 
giizel ahlak ozellikleri vardir. 

4 — IMAN ve I'TIKAD: Bir insanm miisliman olabilmesi icin, iman (i'tikad) 
sahibi olmasi, ya'ni miislimanligm kanunlarma ve emrlerine inanmasi sartdir. 
Hatta, yalmz inanmasi kafi degildir; bu emrleri begenmesi ve sevmesi de lazimdir. 
Bu da bir bilgi isidir. inanma (iman) cok miihimdir. Iman, ufak bir siibheyi gotiir- 
mez. Siibhesi olan, din alimlerinden siibhesini sorarak ve ogrenerek, gidermelidir. 
Aksi takdirde, iman ni'meti, elden gider. 

Imansiz insan, diinyamn en bahtsiz insamdir. Ciinki, ebediyyen Cehennem 
azabmda yanmaya mahkumdur. 

Allahii tealamn emrlerinin ve yasaklarmm bir kismma inamp, bir kismma 
inanmamak, dogru degildir. Iman, tam olmahdir. 

Iman sahibi olmak icin, alti sart vardir: 1- Allahii tealaya inanmak, 2- Melekle- 
re inanmak, 3- Kitablara inanmak, 4- Peygamberlere "aleyhimiisselam" inan- 
mak, 5- Ahirete (oldiikden sonra, tekrar dirilmege) inanmak, 6- Kaza ve kaderin 
Allahii tealadan geldigine inanmak. Bunlarm birisine inanmiyan, imansizdir. Bu 
hal ile oliirse (Allahii teala ciimlemizi muhafaza buyursun!) ebediyyen Cehennem- 
dedir. 

5 — ALLAHU TEALANIN VARLIGINI ISBAT: Allahii tealamn zatim 
gormiiyoruz. Fekat, Allahii tealamn eserlerini, yaratdiklanm, her zeman, her yer- 
de goriiyoruz. Giines, ay, yildizlar, denizler, daglar, taslar, insanlar, hayvanlar, agac- 

lar, gece ve giindtiz, yaz, kis, ne gorebiliyorsak, biitiin bunlarm yaraticisi hie siib- 

hesiz, Allahii tealadir. Ciinki, Allahii tealadan baska, bir varhk, mesela insanlann 
en aklhlari bir araya gelseler, bu muazzam eserlerden en kiiciigiinii, mesela, bir ka- 
rmcayi yaratabilirler mi? Bir Pastor, hie yokdan bir mikrop yaratabilir mi? Bir Edi- 
son, giines lsigma mu'adil bir lsik icad edebilir mi? Bir Galile, diinyamn doniisiin- 
deki intizami degisdirebilir mi? insanlan goklerde ve deniz altmda dolasdiran, rad- 
yolan bulan bir insanm beynini yaratan kimdir? Biitiin bu azametli varligi yarata- 
m inkar etmek icin, insanm ya ahmak olmasi, ya koyu cahil olmasi veya kor bir ina- 
din kurbam olmasi lazimdir. Bu eserlere tabi'at (natiir) diyenler var. Goklerdeki 
muazzam alemleri, diinyada gordiigiimiiz her eseri, diinyamn doniistinii, gece ve giin- 
dtiz hadiselerini, mevsimleri ve herseyi tabi'at kuvveti, tabi'at kanunudur diyerek 
Allahii tealayi inkar edenler var. Bunlara sormak lazim: Bu muazzam eserlerin sa- 
hibi yok mudur? insanlann meydana getirdikleri en ufak bir eser, insan suur ve ze- 
kasimn bir mahsulii oldugunu kabul ediyoruz. Bu, akllari durduran muazzam 

-704- 



eserler, kendi kendine meydana gelmis olabilir mi? Bu eserlerdeki intizami ve mu- 
vazeneyi, suursuz ve donuk tabfat mi meydana getirmisdir? Inkarcilarm bu sozle- 
rini normal bir aklm, hatta basit bir anlayisin dahi, kabul etmesi miimkin degildir. 

6 — ALLAHU TEALADAN KORKMAK ve ALLAHU TEALAYI 
SEVMEK: 

Allahu tealadan korkmak ve Allahii tealayi sevmek, ibadetlerin en makbulii- 
diir. Allahu tealadan korkmak ve Allahu tealayi sevmek, bir bilgi isi olmakla be- 
raber, aym zemanda, bir calisma, bir gayret isidir. Herkes kolayhkla bunlan elde 
edemiyor. 

Allahu teala, istediklerine kendisini sevdirir. Korku ve hasyet verir. Bunu her- 
kese nasib etmiyor. Nasib etdigi kulunu seviyor demekdir. Cok kimse, uzun gay- 
ret, telkinler, calismalar sonunda bu mertebeye erisiyor. 

Allahu tealadan korkmak ve Allahu tealayi sevmek icin pekcok sebeb vardir: 

Allahu tealadan korkmak icin sebebler: 

Dunyada insamn basina gelen felaketleri diisunelim: Hastalanmak, yaralanmak, 
viicudiin bir parcasindan mahrum olmak, ac kalmak, susuz kalmak, fakir olmak, 
akldan mahrum olmak, coluk ve cocugunun basina felaketler gelmek, yangmlar, 
zelzele.... gibi mahluklar vasitasiyla veya dogrudan dogruya Allahu teala tarafm- 
dan insanlara takdir edilen felaketler, elemler, Allahu tealadan gelmekdedir. 
Dunyadaki elemler nihayet gecicidir. Ahiretdeki ise, ebedidir. Oradaki azab, bit- 
meyen bir azabdir. Yahud, imanla ahirete intikal etmis giinahkar bir musliman ise, 
Allahu tealanm irade etdigi kadar, azab gorecekdir. Ahiret azabi, kabre girildigi 
andan i'tibaren bashyacakdir. Biitiin bunlar Allahu tealadan korkmak icin, yeter 
derecede sebebler degil midir? 

Allahu tealayi sevmek icin de, sebebler pek cokdur: Evvela, musliman olarak 
diinyaya gelmek. Ya'ni, bir musliman ananm ve bir musliman babanm evladi ola- 
rak diinyaya gelmek, biitiin omriimiizce, Allahu tealayi sevmek, Allahu tealaya siikr 
ve hamd etmek ipin, tek basina en biiyiik sebebdir. Mesela, hiristiyan ana-baba- 
dan diinyaya gelmis olsaydik, artik miislimanhk yolunu bulmak, bizim icin, cok zor 
veya imkansrz olurdu. Hiristiyan toplulugu icinde yasar ve ahirete imansiz olarak 
giderdik. Zemammizda musliman olarak dogmak da, kafi degildir. Miislimanhgi 
sevmis, elinden geldigi kadar miislimanhk yolunda yuriimege gayret etmis bir ai- 
lenin cocugu olmak da ayri bir tali'dir. ismi Ahmed veya Hadice olup da, miisli- 
manhk icablarim yapmayan, hatta miislimanhgi hor goren, nice sozde miisliman- 
lar var. Akl ve iz'an sahibi olmak, iyi ve kotiiyii anlayabilecek bir tahsil ve anla- 
yis seviyesinde bulunmak da, Allahu tealanm en biiyiik ni'metlerindendir. Bun- 
dan baska, insan haklarmi taniyan bir devletin ferdi olarak yasamak, sihhatde ol- 
mak, fakir olmamak vesaire gibi binlerce ni'met hep Allahu tealanm lutf ve ihsa- 
nidir. Bu saydigimrz ni'metlerden mahrum olan milyonlarca insamn, milyonlarca 
miislimanm bulundugunu diisiiniirsek, Allahu tealayi nasil sevip, siikretmemiz la- 
zim geldigi kolayca anlasihr. 

7 — ALLAHU TEALANIN KITABI (KANUNU): Allahu tealanm kitabina 
(Kur'an-i kerime) inanmak, imamn sartlarmdandir. Bir ayetinden bile siibhe et- 
mek, caiz degildir. Siibhe edenler, Allahu tealayi seven, dogru din adamlarmin (is- 
lam alimlerinin) kitablarmi okuyarak, siibhesini gidermelidir. 

Allahu teala, cok merhametli oldugu icin, emrlerini ve yasaklanni dunyada isit- 
meyen insan kalmasm diye, yalniz Peygamber gondermemis, ayrica Kitabmi (ka- 
nununu) da gondermisdir. Miislimanlann kitabi Kur'an-i kerimdir. Kur'an-i ke- 
rim, Peygamberimizden "aleyhisselam" evvel diinyaya gelen milletlere, Allahu te- 
ala tarafmdan gonderilen kitablardaki emrleri ve hiikmleri de icinde topladigi icin, 
biitiin insanlara hitab eden bir kitabdir. Ya'ni, Kur'an-i kerim bugiinkii dunyada 

- 705 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:45 



mevcud, hiristiyan, yehudi, mecusi, vesaire gibi cesidli dinlere sapmis insanlara da, 
dogru yolu gosteren bir kitabdir. 

Kur'an-i kerime inanmayan miisliman sayilmaz. Miisliman olmayan da Allahii 
tealanin atesinden kurtulamiyacakdir. 

Kur'an-i kerim, Allahii tealanin kelamidir. Ya'ni, Kur'an-i kerimdeki her soz ve 
her kelime Allahii teala tarafmdan, Peygamberimize "aleyhisselam" bildirilmisdir. 
Peygamberimize "aleyhisselam" bu sozler, vahy yoluyla ya'ni, meleklerin btiyiik- 
lerinden Cebrail "aleyhisselam" vasitasi ile bildirilmisdir. Cebrail "aleyhisselam" 
insan sekline girerek bunlan Peygamberimize "aleyhisselam" okumus ve ezberlet- 
misdir. Peygamberimize "aleyhisselam" Kur'an-i kerim parca parca (kism kism) 
gelmisdir. Peygamberimiz "sallallahti aleyhi ve sellem", Allahii tealanin emrleri- 
ni ahr almaz, hem kendileri ezberler, hem de kendi yakinlanna ezberletirdi. Vahy 
katiblerine de yazdinrlardi. Sonradan bunlar bir araya toplanarak Kur'an-i kerim 
meydana gelmisdir. Diinyamn her tarafmdaki biitiin Kur'an-i kerimler birbirleri- 
nin aynidir. Bir kelime, hatta bir harf bile degisik degildir. Halbuki hiristiyanlann 
ellerindeki Inciller birbirlerini tutmuyor ve birbirlerine benzemiyor. 

Kur'an-i kerimin her ayetine (her ciimlesine) inanmak sartdir. icinden birisine 
inanmamak, insanin imamni giderir. Imansiz insanm ahireti husrandir. 

Allahii tealanin emrleri miinakasa edilemez. Herkesin kendi anlayisina gore 
ma'na vermesi veya isine geldigi seklde anlamasi caiz degildir. Kur'an-i kerimi en 
iyi anlayan yalmz Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem"dir. Peygamberimiz 
"aleyhisselam" Kur'an-i kerimin, bizim anlamadigimiz taraflarim hadis-i serifle- 
ri ile aciklamisdir. Ayrica biiyiik din alimleri, Kur'an-i kerimi tefsir etmislerdir. 
Kur'an-i kerimde pek cok ayetlerin cok genis ma'nalan vardir. Onun icin Kur'an-i 
kerimi kelime kelime terceme etmekle tam ma'nasi ifade edilemez. Ancak, her aye- 
tin salahiyyetli biiyiik din alimleri tarafmdan tefsir ve izah edilmesi ile ma'nasim 
ogrenmek mumkindir. 

Kur'an-i kerimi, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" sozleridir diyen- 
ler vardir. Bunu soyleyenler, hie siibhesiz imansizdir, kafirdir. 

Kur'an-i kerim, Peygamberimize "sallallahii aleyhi ve sellem" ayet ayet gelme- 
ge basladigi zeman, o zemanm en meshur arab sairleri ve edibleri bir ayetinin ben- 
zerini soylemekden aciz kaldiklanni ifade etmislerdir. Bu bakimdan da Kur'an-i 
kerime bir mu'eize denmekdedir. Kur'an-i kerim, Allahii tealanin insanlara en bii- 
yiik ni'metidir. Ciinki Kur'an-i kerim, diinya ve ahiretde insanlan se'adete gotii- 
recek yollan aciklamisdir. Bu yolda gidenlere ne mutlu!.. 

8 — PEYGAMBERLER: Allahii teala, emrlerini ve yasaklanni insanlara 
Peygamberler "aleyhimiisselam" vasitasi ile bildirmisdir. Peygamberler de "aley- 
himiisselam" insandir. Fekat, Allahii tealanin bilgili, ahlakh ve kusursuz yaratdi- 
gi biiyiik insanlardir. Peygamberler ma'nen Allahii tealaya yakm insanlar oldugu 
icin, onlarm fikrlerine ve kalblerine bizimkilerden farkh ve daha genis bilgiler ve 
ilhamlar verilmisdir. Miisliman alimlerinin bildirdiklerine gore, diinyamn yarati- 
hsmdan bizim Peygamberimize "aleyhisselam" kadar yiizyirmidort binden ziya- 
de Peygamber "aleyhimiisselam" gelip gecmisdir. Bizim Peygamberimiz "aleyhis- 
selam" en son ve en biiyiik Peygamberdir. Bizim Peygamberimizden "aleyhisse- 
lam" sonra artik diinyaya Peygamber gelmiyecekdir. Peygamberimiz "aleyhisse- 
lam", Allahii tealanin en cok sevdigi kuludur. Allahii teala, Peygamberimize 
"aleyhisselam", (Sen olmasaydin, bu alemi [diinyayi ve semalan] yaratmazdim!) 
buyurmusdur. Peygamberimiz "aleyhisselam", Mekke-i miikerremede diinyaya gel- 
misdir. Bir iiniversitede okumamisdir. Tahsilleri yokdur. Ummidir. Fekat, diinya- 
daki biitiin insanlarm en aklhsi, en bilgilisi, en hayrhsidir. Ciinki, Allahii teala, Onu 
asrlarca artik Peygambersiz kalacak olan diinyamn son lsigi olarak yaratmisdir. Bu 

-706- 



151k, kryamete kadar nurunu devam etdirecekdir. Peygamberimize ve biitiin Pey- 
gamberlere "aleyhimiisselam" inanmak, imanin sartlarmdandir. Peygamberimi- 
ze "aleyhisselam" inanmiyan miisliman sayilmaz. Miisliman olmiyan da, atesde ebe- 
diyanacakdir. Bunu Kur'an-i kerimde, Allahii teala, bizlere bildiriyor. 

9 — AHIRETE INANMAK: Imanin sartlarmdan birisidir. Oldiikden sonra, 
tekrar dirilecegimize inanmiyan imansiz olur, kafir olur. Ahirete boyle giderse, ebe- 
diolarak Cehennem azabma mahkum olur. Bugiinki insanlarm cogunun buna inan- 
mayan bir goriiniisleri var. Bunlar, hayati yalniz diinyada rahat etmek ve iyi yasa- 
makdan ibaret saniyor. Gaye, sanki diinyada eglenmek, gezmek, rahat etmek, zen- 
gin olmakdan ibaretdir. Bu insanlar, oldiikden sonra, tekrar dirileceklerine ve he- 
saba cekileceklerine inanmiyor goriiniiyor. insanlar, bu derece hissizlik icinde ya- 
sayamaz. Bu kadar kaydsizligm ma'nasi, bu olsa gerekdir. 

Oldiikden ve toprak ve toz haline geldikden sonra, tekrar dirilmenin mumkin 
olmadigmi soyleyenlerin sayisi az degildir. Bunu soyleyenler siibhesiz imansiz, din- 
siz, zevalh insanlardir. Tekrar dirilmek mumkin degildir diyenlere verilecek man- 
tiki cevablar vardir. Allahii tealamn azameti, bir insani hip yokdan (bir damla Su- 
dan) yaratmaga muktedir de, ikinci def a yaratmaga muktedir degil midir? Gozii- 
miiziin gorebildigi alemlerin ve diinyadaki muhtesem eserlerin yaraticisi, bir in- 
sani tekrar diriltmekden nasil aciz olabilir? Agac, kism yapraklanni doker. Kuru 
dallar ile cansiz zannedilir. Bunlar, behar gelince tekrar canlanmiyor mu? Biiyiik 
mevlana Celaleddin "kuddise sirruh", (Topraga ekilen hangi tohm topragm yiizii- 
ne canh olarak cikmamisdir?) diyerek, topraga gomiilen insanlarm tekrar canla- 
nacaklarma isaret etmisdir. Bu mevzu'da hazret-i Aliye "kerremallahu vecheh" at- 
fedilen asagidaki mantikimuhakeme ne kadar giizeldir. Ahmed, ahirete inanmis- 
dir. Ahmedin arkadasi Kaya, tekrar dirilecegine inanmiyor. Ahmed, Kayayi ikna' 
igin, cok ugrasiyor. Muvaffak olamiyor. Nihayet Ahmed, Kayaya sunlan soyliyor: 
(Ben ahirete inanarak Allahii tealamn biitiin emrlerini yapiyorum. Allahii teala- 
mn emrlerini yapmak icin, belki senden biraz fazla yoruluyorum, zahmet cekiyo- 
rum. Nemaz kihyorum, oruc tutuyorum. Sen bunlari yapmiyorsun. ikimiz de ih- 
tiyarladik ve ikimiz de oldiik. Daha mezara girer girmez, ahiret var mi, yok mu, bel- 
li olacakdir. Eger ahiret varsa, ben kazandim. Orada i'tibarim ve rahatim yerin- 
de demekdir. Eger ahiret yoksa, ben hicbir sey gaybetmem, diinyadaki yorgunlu- 
gumla kahrim. Sana gelince: Eger ahiret yoksa, ne kardasm, ne ziyandasm. Am- 
ma, ahiret var olduguna gore, mahvoldun demekdir. Artik Allahii tealamn bitmi- 
yen, ebedi azabi senin yakam birakmiyacakdir. Bu mantiki muhakemeye gore, han- 
gimizin yolu dogru yoldur. Bunu senin anlayisina birakiyorum). Bu muhakeme tar- 
zmdaki mantikin kuvveti karsismda, soylenecek tek soz yokdur. Sunu da isaret ede- 
lim ki, ahirete siibhe ile inanmak iyi bir inams degildir. Tarn ve siibhesiz inanmak 
lazimdir. 

10 — KADERE, HAYR VE SERRE INANMAK: Imanin sartlarmdan biri de 
kadere ve hayr ve serrin Allahii tealadan geldigine inanmakdir. Kaderin ma'na- 
smi tiirkcede (aim yazisi) diye ifade ediyoruz. Allahii teala, her kulunun basindan 
gececek herseyi evvelden bilir. Kaderi degisdirmek kimsenin elinde degildir. Di- 
lerse gene Allahii teala degisdirir. Kader, Allahii tealamn bir sirndir. 

Hayr ve ser Allahii tealadan gelir. Ciinki, kiilli irade Allahii tealadadir. Allahii 
teala, kullarma da ciiz'i irade vermisdir. iste, bu ciiz'i iradeyi Allahii tealamn 
emr etdigi yolda kullananlar, miikafatlamrlar. Fena yollarda kullananlar da, ce- 
zalandinhr. insanlan Cennete veya Cehenneme gotiiren, iste bu ciiz'i iradedir. Bir 
miislimamn icki icmesi, ciiz'i iradesini Allahii tealamn emrine muhalif olarak 
kullanmasidir. Baska bir miislimamn icki icmemesi ciiz'i iradenin Allahii tealamn 
emrine gore kullamlmasi demekdir. Bunun gibi bir insanin ciiz'i iradesini iyi ve- 
ya kotii istikametde kullanmasi kendi elindedir. 

-707- 



Kulun, ciiz'i iradesini kotii istikametde kullanmasi ile, Allahii teala, o kula, ser 
getirir. O halde serri hazirlayan gene kuldur. Allahii teala, zalim degildir. Bil'akis 
Allahii tealamn merhameti, bir annenin evladma olan merhametinden cok iistiin- 
diir. Bununla beraber, sebebini bilmedigimiz serrin hikmetini ancak Allahii teala 
bilir. Allahii tealamn her iradesinin ve her tecellisinin sebebini ve hikmetini an- 
lamak, kullar icin cok zeman miimkin olmaz. 

11 — NEMAZIN FAZILETLERI: Nemazin maddi ve ma'nevi pek cok faide- 
si vardir. Maddi faideleri sunlardir: Hergiin bes def a abdest alan miisliman, temiz 
bir insan demekdir. Hergiin, kirk def'a (kirk rek'at) Allahii tealamn emri ile egi- 
lerek secdeye kapanarak, ayaga kalkan bir insan, viicudunun her uzvunu hareket 
etdiren bir idmanci demekdir. Temiz ve hareketli bir insan omriiniin her yasinda 
sihhatini muhafaza edebilir. Dikkat edilirse, omrii boyunca nemaz kilanlarm bti- 
yiik bir ekseriyeti saglam insanlardir. 

Nemazin ma'nevi faidesine gelince: Hergiin bes def'a nemaz kilmak, ya'nibes 
def'a Allahii tealamn huzuruna cikmak, Allahii tealayi sik sik hatirlamak de- 
mekdir. Allahii tealaya inanan, ondan korkan insan, onun emrlerinin disina cik- 
mis ise, nemaz saatlannda hatasmi anlar. O hatayi tekrar etmekden kacmir, ken- 
dini islah etmek yolunu arar ve bulur. Kendini islah etmek belki ilk zemanlarda 
kolay olmaz. Fekat, nemaza devam etdikce, Allahii tealamn emrlerini yapar ve ya- 
saklarmdan kacmir. Boylelikle kamil bir insan, salih bir miisliman olmak yoluna 
girer. Nemaz, insanlan dogru yola gotiirmek icin en giizel bir vasitadir. Nemaz, her 
miislimam kusiirsuz bir insan haline getirir. Boyle insanlarm meydana getirdigi top- 
luluk da, ne mutlu bir topluluk olur. 

Nemaz miislimanhgin temel tasidir. Temelsiz bir bina saglam olmadigi gibi, ne- 
mazsiz miislimanhk da giiniin birinde yikilmaga mahkumdur. 

Nemaz, Allahii tealayi sik sik hatirlamaga sebebdir, demisdik. Nemazi terk 
etmek, Allahii tealayi unutmaga sebeb olur. Allahii teala, kendisini unutanlan afv 
etmiyor. Kendisini unutanlara Bekara suresinin yedinci ayetinde, mealen (onla- 
rin kalblerini miihiirledik) buyurdu. Bu hale gelmekden Allahii teala, ciimlemizi 
korusun! Amin. 

(Nemaz, islerimizi, kazancimizi aksatiyor. Bilhassa ogle ve ikindi nemazlarm- 
da abdest almak ve nemaz kilmak zordur) diyenler var. Bunlann bu sozleri yer- 
sizdir. Ciinki, biitiin medeni memleketlerde ve her is yerinde ogle zemamnda en 
az bir saat, yemek zemam ayrilmisdir. Bu zemanda abdest almak ve nemaz kilmak 
icin, onbes dakika kafidir. Ikindi zemamnda ise, ogle abdesti ile, bes veya on da- 
kika icinde nemazmi kilmak mtimkindir. 

Nemaz, diinya ve ahiret se'adetlerinin kapisim acan bir anahtardir. Bu anahta- 
n ele gecirmek, herkesin elindedir. Nihayet, Allahii tealaya inanan ve tenbel ol- 
mayan bir miisliman, bu anahtan, elde edebilir. Bu bir irade ve azm isidir. 

Nemazmi kilan kimse, Allahii tealaya samimiyyetle inandigmm kuvvetli bir de- 
lilini de gostermis olmakdadir. 

Gosteris icin nemaz kilmak riyakarlikdir. Boyle nemaz kabul edilmez. Zema- 
mmizda gosteris icin nemaz kilan, hemen hemen kalmamis gibidir. Aksine, nemaz 
kildigini saklayanlar cokdur. Ciinki, zemammizda, nemaz kilanlan, gerici, yo- 
baz, miirteci', eski kafah gibi tahkir edici ve kuciiltiicu sifatlarla alaya almak ve on- 
lan horlamak gibi haller almis yiiriimiisdiir. Bunlann serrinden korunmak icin, ne- 
maz kilmagi, bu gibilerden saklamak caizdir. 

Nemaz kilmamn zevkine eren bir miisliman, artik onu birakamaz. 

12 — ORUCUN FAZILETLERI: Allahii teala senede bir ay (Ramezan-i serif 
aymda) gtindiizleri oruc tutmayi emr etmisdir. Allahii teala, bu emri sebebsiz 
vermemisdir. Oruc, insanlara hem maddi, hem de ma'nevi faideler saglar. Biitiin 

-708- 



bir sene, cesidli yemekleri eritmek icin, yorulan insan mi'desi ve bagirsaklan, se- 
nede bir ay dinlenerek saghgini korumus olur. (iftarda cok yimemek sartryla). Bu 
maddi faidesidir. Ma'nevi faidesi de sudur: Oruc tutan bir insan, ac kalmis bir in- 
sanm cekdigi rzdirabi, bizzat his ederek fakir insanlara yardim etmek ihtiyacim du- 
yar. Bu da, insanlann birbirlerine yardim etmelerine sebeb olur. Birbirlerine yar- 
dim eden insan toplulugu arasmda ise cekismeler olmaz. 

Bundan baska, Allahii tealamn emrini yerine getirmek icin gimdiizleri bir ay oruc 
tutan bir miisliman, Allahii tealamn emrlerini yapmak i'tiyadmi da kazanir. Boy- 
lelikle, Allahii tealamn baska emrlerini yapmaga da isti'dad peyda eder. 

13 — KANA'AT, RIZA: Hergiinkii halinden memnun olmak, her halinden Al- 
lahii tealaya siikr ve hamd etmek, kana'at sahibi olmak demekdir. Kendinden da- 
ha iyi mevki'de, kendinden daha zengin, kendinden daha kuvvetli, kendinden da- 
ha giizel bir insam kiskanmiyarak kendi halinden memnun ve razi olan insanin ev- 
vela kalbi rahatdir. Sonra da, en muhimi Allahii tealamn sevgili kuludur. Sevgili 
olmamn sebebi sudur: Allahii tealamn kendisine verdiginden memnun ve razidir. 
Bunun icin, Allahii teala da, ondan razidir. 

Kana'at, bitmez tiikenmez bir hazinedir. Kana'atkar olmayan bir zengin, kana'at- 
kar olan bir fakirden daha fena durumdadir. Ciinki, o zenginin kalbi rahat degil- 
dir. Kana'atkar olan fakir ise, kalbi rahat oldugu icin, sanki bir hazine icinde ya- 
samakdadir. 

Riza demek, Allahii tealadan gelen herseye razi olmak demekdir. Allahii teala- 
dan bir felaket gelse, ona da riza gosterir. Kimseye sikayet etmez. Bu, her insanin 
yapabilecegi bir is degildir. Fekat, bunu yapabilen, biiyiik bir insandir. Boyle in- 
sanlarda, Peygamberlere "aleyhimtissalevatu vetteslimat" mahsus sabr ve teham- 
miil var demekdir. Allahii tealamn buyukliigiine inandigi derecede insan, bu te- 
hammulii ve bu rizayi gosterebilir. Gibta edilecek bir meziyyetdir. 

14 — HASED (Kiskanclik): Baskasmm, kendinden iistiin olan herseyini kiska- 
nan, ya'niondaki iistiinliigun, yalmz kendinde olmasini isteyen insana, kiskanc de- 
nir. Bu hal, insanligm en kotii huylarmdan biridir. Kiskanc insan, omrii boyunca 
rahatsiz insandir. Boyle insanlar, kendinden asagi olan insam gormez de, kendin- 
den yiiksek ve varhkh insanin her seyini goriir ve onu kiskamr. Kiskanc insan, Al- 
lahii tealamn kendisine verdigi seylere razi olmayan insan demekdir. Allahii teala- 
mn verdigine razi olmayan insandan Allahii teala da razi olmaz. Allahii tealamn bir 
insandan razi olmamasi ise, felaketlerin en btiyugiidiir. Artik o insan, diinyada da, 
ahiretde de hiisran icindedir. (Ya'nizarardadir). Bunun icin, kendisinde kiskanc- 
hk ve hased duygusu oldugunu gorenler yavas yavas bu huylarmdan siynlmahdir. 
Bu pek mumkindir. insanlar, kendilerini istedikleri kadar islah edebilir. Kiskanc- 
hkdan kurtulanlar rahat ve huzura kavusur. Bu is, zenginlik ve fakirlik isi degil- 
dir. Bu is, kalbin zenginligi ve fakirligi isidir. Nice fakirler vardir ki, bir lokma ek- 
megi kazandigi zeman, Allahii tealaya siikr eder ve zenginlerin halini diisiinmez 
bile. Nice zenginler de vardir ki, milyonlarma daha birkac milyon ekliyemedigi icin 
iiziintii icindedir. Kiskanc insan, baska bir insanin kendinden iyi giyinmesini, iyi 
yasamasmi hazm edemez. Ya'ni onun boyunu, posunu, giizelligini, cahskanhgini, 
basansim kiskamr. Daha kotiisii, onun basma gelen fenahklara sevinir. iste bu hal, 
kiskancligm en kotii derecesidir. Boyle insandan Allahii tealamn yardimi kesile- 
bilir. Daha da mahrum olurlar. iyi kalbli ve herkesin iyiligini isteyen insan, Alla- 
hii tealamn himayesinde demekdir. Biiyiik Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve 
sellem" cok giizel bir hadis-i serifi var: (Bir miisliman, kendisine istedigi bir iyili- 
gi, baska bir miisliman icin istemezse ve bir miisliman, kendisine gelecek bir ko- 
tuliigu, istemedigi liable, o kotiiliigii baska bir miisliman icin isterse, onun imam 
tam degildir) buyurmusdur. Ya'ni, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" yal- 

-709- 



niz kendisini diisiinenleri begenmiyor. Baska miislimanlari diisiinenleri begeniyor 
ve oyle yapmalarmi istiyor. Diisiiniin bir kerre; biitiin diinya, Peygamberimizin "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" bu emrlerini yapmis olsa, diinyada kavga, giirtiltii kahr 
mi? 

15 — INSANLARA, BILHASSA MUSLIMANLARA iYILIK ETMEK- 
KALB KIRMAMAK: Bir insamn baska bir insana, bilhassa muslimana iyilik et- 
mesi Allahii tealanin en cok sevdigi bir haldir. iyilik cesidli olur. Para ile olur, vii- 
cud yardimi ile, fikr yardimi ile ve muhtelif yollarla olur. insamn elinden hicbir yar- 
dim gelmezse, Allahii tealanin kuluna, giiler yiiz gosterirse, onun bile sevabi var- 
dir. [(Cevab Veremedi) kitabmda, 147. ci mektuba ve (Mektubat Tercemesi)nde 
98. ci mektuba bakimz!] 

Allahii teala, (Benim kullanma yardim edene, ben fazlasiyle yardim ederim) bu- 
yuruyor. Elinden yardim geldigi halde, yardimi esirgeyen insan, Allahii tealanin 
indinde sevgili bir kul olabilir mi? insanlann kalbini kirmak ise, Allahii tealanin 
gadabmi iizerine cekmek demekdir. Bundan cok kacmmahdir. insan kalbi, Alla- 
hii tealanin sevgisinin tecelli etdigi bir yerdir. Oraya dokunmak, cok tehliikelidir. 
Hele o kalbde, Allahii tealanin korkusu ve Allahii tealanin sevgisi varsa, onu in- 
citmekden, son derece kacmmahdir. 

16 — ANNE HAKKI: Diinyada bir insan icin, anne hakkmdan daha ehemmiy- 
yetli bir hak yokdur. Diisiinmeli ki anne, cocugunu dokuz ay karmnda tasiyor. Onu 
kendi kaniyla besliyor. Biiyiik bir lzdirab, biiyiik bir heyecanla onu diinyaya ge- 
tiriyor. Bebek iken, onun icin aylarca uykusuz kahyor. Kendi siitii ile besliyor. Son- 
ra, onun her yasdaki yaramazhklarmi cekiyor. Bu zahmetler para ile, menfe'at ile 
olur isler degildir. Bu zahmetlere anne, ancak Allahii tealanin verdigi sefkat duy- 
gusuyla tehammiil edebiliyor. Bu biiyiik zahmet karsismda, cocugun annesine 
neler borclu oldugu meydandadir. Cok zeman cocuk, annesinin hakkini odeyecek 
zemam ve imkani bulamiyor. Annesine isyankar olan bir cocuk, artik bir asi, bir 
eskiyadan farksiz bir insan demekdir. Bu cocugun biiyiidiikden sonra, annesini din- 
lememesi, onu tizmesi, ona eziyyet etmesi, insani cileden cikardigi gibi, Allahii te- 
alanin gadabmi, cezasim kendi iizerine cekmis olmaz mi? Ne yazik ki pek cok co- 
cuklar, gendigin verdigi hoyrathk ve kadr bilmemek yiiziinden, annelerinin hak- 
lanm cigniyorlar. Onlan iiziiyorlar, boyle anneler ba'zen zor durumda kalarak, co- 
cugu icin Allahii tealadan bed diia ederse, bu diia kabul olunabilir. O zeman co- 
cuk, diinyada iken bile, cezasim ceker. Ahiretdeki cezasi ise, tasavvur edilemiye- 
cek derecede acidir. Biraz idrakh ve anlayish olan bir cocuk, annesinin hakkini dii- 
siinebilir ve onun dediklerini seve seve yapar. Onun gonliinii kazanmaga dikkat 
eder. Eger cocuk, annesinin kalbini kirmis ise, hemen afv dilemeli, bir daha onu 
giicendirmemeli. ikinci veya iicuncii def a annesinin kalbini kirmis ise, tekrar afv 
dilemeli, artik bir daha gonliinii kirmamaga dikkat etmelidir. Anne hakki iizerin- 
de olarak ahirete gidenlerin akibeti cok acidir. 

17 — IFFET (NAMUSKARLIK): Allahii teala, insan neslini devam etdirmek 
icin, erkek ve kadmlan birbirlerine karsi cazib kilmisdir. Aym zemanda, bu kuv- 
vetli duygu karsismda, insanlan diinyada cetin bir imtihana tabi' tutmusdur. Diin- 
yadaki kisa omriimiiz icinde, en zor imtihan iffet imtihamdir. Bu imtihanda kaza- 
nan bir insan, diinya ve ahiretin kahramamdir. insanlann kemali (ya'nikusursuz 
olmasi) veya insamn diistikliigii, daha ziyade iffet isinde belli olur. Allahii teala, 
Kur'an-i kerimin bircok yerinde, iffetini muhafaza edenlere, biiyiik miikafatlar va'd 
etmis ve miijdeler vermisdir. iffetini muhafaza etmeyenlere de, Cehennem azabi- 
ni gostermisdir. (Allahii teala, iffetsizleri, bir insani oldiiren bir katil ile bir tutmak- 
dadir). 

insan giinahlarimn belki de yiizde doksani, iffet mevzii'u icindedir. 

-710- 



iffetsiz insan, Allahii tealanm indinde giinahkar oldugu gibi, insan toplulugu icin- 
de de, giinahkar ve serefsizdir. Bir fahisenin cem'iyyet icindeki haysiyyet ve i'ti- 
ban ile bir kopegin i'tiban arasmda hemen hicbir fark yok gibidir. Erkeklik ve di- 
silik duygulan insanlarda da, hayvanda da vardir. Hayvanlarda utanma hissi olma- 
digi icin, onlar, bu duygulanni gizlemezler. Insanlar ise, (haya) seref ve haysiyyet 
duygulanna sahib olduklan icin, erkeklik ve disilik hislerine karsi cesidli ve mes- 
rti' yollari ararlar. 

Bir insanm ve bir ailenin serefi ve i'tiban, bu duygu karsismdaki tutumu ile 61- 
ciiliir. Zengin ve cok giizel bir kadin, eger iffetsiz ise, serefi yokdur. i'tiban kirik- 
dir. Cem'iyyet nazannda, o bir fahisedir. Fakir ve afif bir kadm ise, her yerde, her 
zeman i'tibarhdir. Hurmete layikdir. Bu soylediklerimiz, normal ve temiz bir 
cem'iyyetin iffet olciileridir. Iffet kaidelerini ayaklar altma almis azgm bir hayvan 
siiriisii gibi, yalmz hayvani hisleri pesinde kosan insan topluluklan, bu sozlerle alay 
ederler. Onlar icin konusulacak soziimiiz yokdur. Yalniz onlara (Allahii teala is- 
lah etsin) diyebiliriz. 

Diinyadaki pek cok rezaletler, cinayetler, kavgalar, kiskanchklar, hiilasa biitiin 
fenahklar, iffetsizlik yiiziinden meydana gelmekdedir. 

insanlann pek cogu, iffetsizligin fenahklarmi bildikleri halde, kendilerini bu fe- 
na yollara sapmakdan alikoyamazlar. Bu kuvvetli duygu karsismda, insanlan 
zabt edecek, onlan selamet yoluna cikaracak careler nelerdir? Bu, terbiye ve ah- 
lak mes'elesidir. Din, ahlak demekdir demisdik. Bu miihim mevzu'da da yine din 
terbiyesi birinci planda rol oynamakdadir. Allahii tealadan korkmasini ogrenmis, 
hakikaten Allahii tealadan korkan bir insan iffetsiz olamaz. O halde, cocuklanmi- 
za Allahii tealanm korkusunu ogretmege cahsmak bizim icin en basda gelen va- 
zife oluyor. Allahii tealadan korkmak icin, Allahii tealayi iyi bilmek lazimdir. Al- 
lahii tealayi bilmek icin, onun buyiikliigiinii ve srfatlarim ogrenmek mecburiyye- 
tindeyiz. Allahii tealayi hie diisiinmeyen bir topluluk icin, Allahii tealanm korku- 
suna sahib olmak kolay degildir. Allahii tealadan korkmak da, bir bilgi, bir calis- 
ma ve bir gayret isidir. Durup dururken, Allahii tealanm korkusu meydana gelmez. 
Bu korkuyu, Allahii teala diledigi kuluna kolayhkla da verir. Allahii tealadan kork- 
mak, bir insan icin iyi alametdir. 

Bilhassa btiyiik sehrlerde iffet isi tehliikeli bir istikametdedir. Bir gene kizm, ken- 
di basma yalniz kendi akh ve idraki ile iffetini muhafaza etmesi, cidden gucdiir. O 
gene kiz, (eger biraz da giizelse), hatira ve hayale gelmeyen tehliikelerle cevrilmis 
demekdir. Bu tehliike, mektebde, yollarda, otobiisde, komsularda, hatta evinin icin- 
de yakasmi birakmaz. Hele o kizcagiz kadmhk duygusuna karsi koymasim bilme- 
yecek derecede za'if ahlakh ise, o zeman tehliike iki misli artmis demekdir. iste bu- 
nun icindir ki, gene kizin bes dakikasim bile kontrolsiiz birakmak asla caiz degil- 
dir. Ev icinde anne kontrolu, ev dismda baba kontrolu onlan, koruyucu melek gi- 
bi ta'kib etmelidir. 

Kizim! Belki babanm omrii, seni korumaga kifayet etmeyecekdir. Annen, bel- 
ki seni her yerde, her zeman ta'kib edemiyecekdir. Bu takdirde, sen sahibsiz, 
tehliikeler karsismda aciz bir mahluk olarak, ahlaksizlarm elinde bir oyuncak mi 
olacaksm? Allahii teala, seni bu akibetden muhafaza etsin! Amin. Seni evvela Al- 
lahii tealanm biiyiikliigiine ve Onun himayesine emanet ederim. Ondan sonra da, 
yine Allahii tealanm sana verdigi akhm kullanarak, bu tehliikelere diismemege ca- 
hsmani sana tavsiye ederim. 

Kizim, oyle bir zemanda, oyle bir mekanda yasiyacaksin ki, herkesden, her yer- 
de sana zarar gelebilir. Bu zarar, senin parana, puluna degil, iffet, seref ve haysiy- 
yetinedir. Paraya olan zarar telafi edilebilir. Ma'nevi zarar, yerine konamaz. 

Cem'iyyet icinde oyle hasarat (oyle ahlaksizlar) vardir ki, bunlarm icinde gene 
kadin ve gene kiz icin serefi ile yasamak cidden giic olur. Bunun gucliigii, yalniz bas- 

-711- 



kalanndan degil, bizzat kendi varligindan gelmekdedir. Eger sen de, kadmlik 
duygusunun te'siri altinda kahr ve kendine hakim olamazsan, iffetsizligin ve ah- 
laksizligm cukuruna diisersin. Bu cukura diisenlerden kurtulabilen azdir. 

Sen kadmlik duyguna karsi haysiyyetli ve mesru' yollan aramalisin! Sen de, her- 
kes gibi, evlenebilirsin. Ahlakm guzel oldukdan sonra evlenmemek icin, hicbir se- 
beb yok demekdir. Evlenmeden evvel, bircok kizlarm yapdigi gibi, flort yapma- 
ga asla heves etme! Bu tecribe mutlak tehlukelidir. Esasen flort yapilan insanla ev- 
lenmek, cok zeman se'adeti getirmez. Iffeti muhafaza icin, ikinci bir care, gene er- 
kek ve gene kizi zemanmda evlendirmekdir. Ucuncii care, iffeti zedeliyecek her 
yerden uzaklasmak yoludur. Mesela kiz ve erkek topluluklan, onlarla beraber ge- 
zintiler, danslar, plaja gitmek, erkekle beraber sinemaya gitmek, icki icmek, ah- 
laksiz ve za'if insanlarla arkadashk etmek vesaire gibi gene kiz veya kadmi basdan 
cikarma yollarmm her cesidinden uzak durmak, tehliikeden uzaklasmak demek- 
dir. Gencligin hakki veya eglence ismi altmdaki bu gibi davranislar, gene kizi ve- 
ya kadmi elde etmek icin birer tuzakdir. Bunun tuzak olduguna inanmayan bir gene 
kiz, tuzagm icine diisdiikden sonra, akh basina gelir. Fekat is isden gecmisdir. Yu- 
kanda saydigimiz eglence veya tuzagin zahiri giizelligine ve cazibesine kapilan kiz- 
lar, erkeklerin elinde yavas yavas veya cabucak birer oyuncak haline gelir. En ken- 
dine giivenen bir kiz bile, onlarm karsismda sonuna kadar mukavemet edemez. Ya- 
kisikh bir erkegin aldatici tebessiimii karsismda, maglub olabilir. Artik o kiz, tu- 
zaga diismils demekdir. Hele bunu kiz kendisi de istemis ise, artik tehliikenin ici- 
ne girmisdir. O tuzakdan kurtulan pek azdir veya yokdur. Halbuki, o tuzak dedi- 
gimiz eglence yerlerine gitmemek daha kolay bir isdir. (Goz gormeyince, goniil te- 
hammiil eder) diye bir atasozii vardir. Oraya gitmeyen bir gene kiz, oranin cazi- 
besinden ve tehliikesinden kurtulmus olur. Giderse, kurtulmak da kolay degildir. 
Bunu nasihat olsun diye soylemiyoruz. Tecribelere giivenerek soyliiyoruz. 

Iffet, bir gene kizin veya kadmm, degeri milyonlar eden, bir miicevheridir. Bu 
miicevheri ele gecirmek icin, Allahii tealadan korkmayan her erkek biitiin seytan- 
hgmi kullamr. Ele gecirdikden sonra, maksadma erismisdir. Artik o, miicevher- 
likden cikmis, adi bir tas olmusdur. Sokaga atihverir. Bu ahsverisde, erkek, bir na- 
mus hirsizidir. Kadm ise, miicevherini caldirmis, bir zevalhdir. 

18 — BIR GENC KIZIN GiYINiSi NASIL OLMALI?: Gene kiz, fazla goze 
carpmiyacak tarzda temiz ve ciddi bir kiyafetde goriinmelidir. 

Kendini begendirmek icin, fazla siislenmek, ahlak hakkmda siibhe uyandinr. 

Erkeklere kendini begendirmek icin, kizin ba'zi uzvlanm, gogsiinii veya bacak- 
larini teshir etmesi, diisiik bir ahlakm belirtisidir. 

Kendisinin ve ailesinin seref ve haysiyyetini diisiinen bir kizm, ciddi giyinme- 
si sartdir. Bir kizm gogsiinii miimkin mertebe belirsiz bir halde gosterecek tarzda 
giyinmesi, elbisesinin ve etekliginin pileli olmasi, onun bir ciddi ev kizi olduguna 
delil sayilir. Miisliman kizi nasil giyinmelidir? Bunun cevabi, birinci kism, ellise- 
kizinci maddede yazihdir. 

19 — TOPLULUK iqiNDE, YOLDA, BIR KIZIN HAREKET TARZI (Dav- 
ranisi) NASIL OLMALI?: Yapmaciksiz olarak miitevazi', iddi'asiz ve terbiyeli bir 
tavr, gene kiza en yakisan bir davramsdir. 

Bir gene kizm etrafindaki insanlan hice sayan saygisiz ve kiistah davramslan ter- 
biyesizlik alametidir. iyi ahlakh ve normal bir kiz, bir erkege dikkatle ve alaka ile 
bakmaz. Mecburiyyet yoksa ve miimkin ise, bakmamak en salim bir hareketdir. Bu- 
nu da, sun'i olarak degil, tabi'i olarak yapmahdir. 

Bir kizm gene bir erkegin yiizune pervasizca bakmasi, kiistah ve mutecaviz er- 
keklere, bu tip kizlara musallat olmak icin, cesaret verir. 

Kizm, bir erkege ummid verecek tarzda davramsi, o kiza felaket getirebilir. in- 

-712- 



sanlann, yilzlerindeki degisiklik kadar huy ve ahlaklan da degisikdir. Guzel ve iyi 
yiizlti insan, mutlaka iyi ahlakh insan demek degildir. 

Alaka toplamak ister gibi, degisik bir eda ve hoppa bir tavir ile yuriimek iyi bir 
intiba' birakmaz. Boyleleri, alay mevzu'u ve giiliinc olur. 

Bir kizin giyinisi, yiiriiyusu ve hareket tarzlan, onun diniinamsi, ahlaki ve ka- 
rakteri hakkmda, bir fikr verebilir. 

Ya Rabbi! Senin lutf ve kerem ve inayetinle, biiyiik sikmtilar gormeden, uzun 
bir omiir yasadim. Bu hayatm icinde, sana karsi, pekcok giinah isledim. Irade-i 
ciiz'iyyemi, senin razi olmadigm seylere sarf etdim. 

Artik sana riicu' etmek zemanim pek yakin. Bundan sonraki, diinya ve ahiret 
hayatimm safhalan su olacak: 

Diinya elemleri, sekerat-iil-mevt, kabr hayati, hasr alemi, miikafat ve miicazat 
ihtimalleri... 

Biiyiik giinahlarimla, bu tehliikeli gecidlerden, nasil gececegimi bilmiyorum. Af- 
vina kavusamazsam, halim ne olacak? 

Istigfar ve diialarim, kabule layik olacak mi bilmiyorum. Senin afv ve magfiret 
sifatm, tek iimmidim! Senden baska kime sigmabilirim? 

Ya Rabbi! Sana inamyorum. Kitabinda bildirdigin gibi inamyorum. Kitabina ve 
Resulune "sallallahii aleyhi ve sellem" inamyorum. 

Hududsuz buyiikliigiinii anlatan kainati, gozlerimle goriiyorum. Azametini, 
bana insan etdigin akhmla, anliyorum. Giinahlarimm, afv ve magfiret deryan 
icinde, bir damla bile olmadigim da, biliyorum. 

Isledigim giinahlardan pismanlik duyuyorum. Pismanlik duygularimi eksilt- 
me! Bu duygularimi, elem derecesine cikart ya Rabbi! 

Ya Rabbi! Sen afv etmegi seviyorsun. Beni de, afv etdigin kullarm icine al! Sen 
Gafuriirrahimsin ya Rabbi! 

Emekli tiimgeneral 
Hayri Aytepe 

[Hayri Aytepe "rahmetullahi teala aleyh", 1387 [m. 1967] yili Eyliiliin ikinci Cu- 
martesi giinii vefat etmisdir. Edirnekapi kabristanmdadir]. 

Allah, Insan ve Nemaz 

Bismillahirrahmanirrahim. La havle ve la kuvvete ilia billahil'aliyyirazim. 

Herseyi yaratan ve varlikda durduran bir Allah vardir. Allah yok denirse, hic- 
bir sey var olamaz. [980. ci sahifede (Hava) kelimesine bakimz!] Her insamn ha- 
yati iic zemana ayrihr. Diinya, kabr ve ahiret hayati. Ahiret hayati Cennet ve Ce- 
hennem olarak ikidir. Allahm sevdikleri, Cennetde ni'metler icinde sonsuz yasa- 
yacak, sevmedikleri ise, Cehennemde sonsuz yanacakdir. Allahii teala, kendisinin 
var olduguna inananlan ve diinyada her an Onu dusiinenleri ve emrlerini yapan- 
lari sever. Her gun bes vakt nemaz kilan, Onu hie unutmaz. Nemaz, insani bu 
se'adete kavusdurur. Nemaz kilmiyan ve bunlari kaza etmiyen Cehennemde ya- 
nacakdir. 

YUzUgunde ne yazihydi, bilsen Siileymanin: 
Sakm aldanma, yokdur vefasi diinyamn! 
Mes'iid, o kimsedir ki, biitiin kazandigim, 
yiye. Birakip, sevindirmeye diismfimn. 



713 



50 — KAZA VE KADER 

Bu risaleyi, Ebiissii'ud efendi "rahmetullahi teala aleyh" yazmisdir. Adinin Meh- 
med olmayip Ahmed oldugu, (Esma-iil-miiellifin) kitabinda aciklanmakdadir. 
(Kamus-iil-a'lam) kitabinda da, Ahmed Ebiissii'ud yazihdir: 

Din bilgisi kuvvetli olan bir kimse, nefsine uyup, gece giindiiz giinah islese, ta- 
nidiklan, kendisine, (Emr-i ma'ruf) ve nasihat etdiklerinde, bunlara karsi: (Benim 
icki icecegimi, Allahii teala ezelde takdir edip, (Levh-i mahfuz)da yazmisdir. 
Onun icin, ister istemez, bu gunahlan, bana yapdirmakdadir) dese, ya'ni, insan ka- 
za ve kadere maglub bir haldedir. Kaderi yerine getirmege mecbur ve giinah isle- 
mekde ma'zurdur dese ve bu soziinii akl ve nakl ile isbata kalkisarak dese ki: Al- 
lahii teala, hicbirseyi yaratmadan once, yapacagi seyleri biliyordu. Bunlar, elbet- 
te meydana gelecekdir. Yaratmiyacagi seyleri de, biliyordu. Bunlar da, elbette mey- 
dana gelmiyecekdir. insanlar bunlan, hip degisdiremez. Allahii tealanm ezelike- 
lami olan Kur'an-i kerimde haber verdigi seyler de, ister istemez meydana gele- 
cekdir. Alimlerimizin biiyiiklerinden, Fahreddin-i Razi "rahmetullahi teala aleyh" 
de boyle soyliiyor. Yasin suresindeki, (Onlarm iman etmiyeceklerini ezelde soy- 
ledik) mealindeki ve Miiddessir suresindeki, (Onu yalmz yaratdim, sonra cok 
mal, her isine hazir yardimci cocuklar ve yiiksek riitbe ve mevki' verdim. Fekat o, 
bunlan az goriip daha istedi ise de, artdirmadim. Ciinki, benim Kur'anima ve Pey- 
gamberime inanmadi, inad etdi. Sonra, onu Cehennemde (Sa'ud) admdaki ates- 
den tepelere koyacagim), (Ebu Lehebin elleri kurusun! Sonra kurudu) mealinde- 
ki ayet-i kerimede Allahii teala, bir kimsenin iman etmiyecegini haber veriyor. Bun- 
lar iman ederse, kelam-i ilahinin yanhs olmasina sebeb olur. Bu ise, olamaz. O hal- 
de, bunlar iman edemez. Bunun gibi, kafirlerin iman etmiyeceklerini biliyordu. Bun- 
lar iman ederse, ilm-i ilahmin yanhs olmasi icab eder. Kafirler imana gelemez. De- 
mek ki, insanlarda ihtiyar, irade-i ciiz'iyye kalmiyor. 

Giinah isliyen o alim, Fahreddin-i Razinin bu sozlerini bitirdikden sonra dese 
ki: Insan, bir isi yapmagi, yapmamakdan iyi goriir ve yapar. Bu goriisii, tercihi, in- 
sandan degildir. O halde insan, isi yapmaga mecburdur. Nitekim, Fahreddin-i 
Razi, Bekara suresinin bas tarafmdaki, (Allahii teala, onlann kalblerini miihiir- 
lemisdir!) mealindeki ayet-i kerimeden de, cebr lazim gelir. Ciinki, Allahii teala, 
kalbde kiifr arzusunu yaratmca, insan kafir olmaga mecbur olur, dedi. Demek ki, 
insanm her hareketi, yapraklann sallanmasi, aym, giinesin hareketi gibidir. Nite- 
kim, onlar da, canh imis gibi hareket ediyor. insan da, ihtiyan ile hareket ediyor- 
mus gibi goriiniip, mecburi hareket etmekdedir. Nitekim, Musa "aleyhisselam", 
Adem "aleyhisselam"a dedi ki, (Allahii teala seni, kendi kudreti ile yaratdi. Ru- 
hundan sana verdi. Melekleri sana karsi secde etdirdi. Seni Cennete koydu. Son- 
ra, insanlar senin yiiziinden Cennetden cikdi). Adem "aleyhisselam" cevab verip, 
(Allahii teala, seni Peygamber yapdi. Sana levhalar halinde Tevrat gonderip, her- 
seyi bildirdi. Tevrat bu levhalara ne zeman yazildi) deyince: (Seni yaratmadan on- 
ce) dedi. Bunun iizerine, Adem "aleyhisselam" sorup, (Benim Cennetde hata 
edip cikanlacagim Tevratda yazih mi?) deyince, (Evet) dedi. Adem "aleyhisselam" 
da, (O halde ben, Allahii tealanm, kitabinda yazdigini yapdim) diyerek, hak ka- 
zandigim bildiren hadis-i serif de, soziimun dogru oldugunu gosteriyor dese, bu kim- 
seyi giinah islemesine birakmak caiz olur mu? Yoksa bunu, i'tikadindan vaz geci- 
rip, tevbe etmesi emr olunur mu? 

Cevab: Bunu o halde birakmamahdir. Sozlerinden anlasildigi gibi, (insan giinah 
islemege mecbur ve kotiiliiklerinde ma'zurdur. ibadetlere sevab, giinahlara azab 
olmaz) diye inamyorsa, zmdikdir. Hemen oldiiriilmesi lazimdir. Eger ibadetlere 
sevab, giinahlara azab vardir amma, insan bunlan yapmaga mecburdur. Herkes ka- 
za kader elinde esirdir diye, gunahlanna iiziiluyorsa, bu bozuk i'tikadini diizelt- 

-714- 



mesi emr olunur. Sozlerinin yanhs oldugu bildirilir ve dogrusu anlatilir. Cevab soy- 
le verilir: Yapilacak giinahlan, Allahii teala, ezelde biliyordu. Fekat, insanin iyi- 
ligi, kotiiliigii, Cennetlik, Cehennemlik olacagi, son nefesde belli olur. Peygambe- 
rimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir kimsc, biitiin omriince Cehen- 
nem atesine gotiirecek giinahlar yapar. Bu kimse, dmriiniin son giinlerinde, Cen- 
nete gotiirecek iyilikler yaparak, Cennete gider). Bu giinah isliyen alim, bu hal iize- 
re yasayip omrii bu halde temamlanacagmi Allahii tealanm bildigini nereden an- 
ladi ki kendini, son nefese kadar, giinah islemege mecbur samp, iyi olmakdan iim- 
midsiz bulunuyor. Bircok inadci, azgm kafirlerin, son giinlerinde, imana geldigi cok 
goriilmiisdiir. Kendinin de, boyle diizelecegine nicin ihtimal vermiyor. Nicin iyi- 
lige donmiiyor? Oliinciye kadar giinah isliyecegi, kendisine bildirildi mi? Belli bir 
kafirin ebedi kafir kahp kalmiyacagmi Allahii teala bilir. Bunun muhakkak kafir 
kalacagim, Allahii tealanm bildigini kimse soyleyemez. Kur'an-i kenmde haber ve- 
rilen kafirlerin, kiifre mecbur olmalan ve bunlarm imana cagnlmalan, ellerinden 
gelmiyen bir isi istemek demek olacagi da, yanhs sozdiir. Ciinki ilm, ma'luma ta- 
bi'dir. Allahii teala, olacak seyleri, olacagi icin biliyor. Kur'an-i kerimde haber ve- 
rilen seyler de, olacaklan icin bildiriliyor. Bir ressamin, at resmi yapmasi, at o sekl- 
de oldugu icindir. Yoksa, atm o seklde olmasi, ressam oyle yapdigi icin degildir. 
Allahii tealanm, ba'zi kimselerin imana gelmiyeceklerini bilmesi ve Kur'an-i ke- 
rimde haber vermesi, onlar, kendi arzulan ile kiifr iizere kalmagi niyyet edip, iman 
etmek istemedikleri icindir. Yoksa, bunlarm kafir olmasi, Allahii tealanm bunla- 
n kafir bildigi ve haber verdigi icin degildir. Eger Allahii teala bildigi icin, kafir ol- 
maga mecbur kalmsaydi, Allahii tealanm kendi yaratmasinda da irade, ihtiyar sa- 
hibi olmayip, mecbur olmasi lazim gelirdi. Ciinki, kendi yaratacaklanni da, ezel- 
de biliyordu. O halde bunlar, kendi irade ve ihtiyarlan ile kafir oluyor. Allahii te- 
ala, ezelde bildigi icin, haber verdigi icin, kafir olmaga mecbur degildirler. Imana 
cagnlmalan da, olmiyacak seyi istemek degildir. Kur'an-i kerime topluca iman et- 
mek yetisir. Her yerine ayn ayn iman etmek istenmiyor ki, Kur'an-i kerimde ya- 
zih kafirlerin, kendi lmansizhklarma da, iman etmeleri lazim gelsin. 

Irade ile yapilan isleri yapmak arzusunu, Allahii tealanm yaratmasi da, cebr ol- 
maz. O arzuyu Allahii teala yaratir ise de, insan kesb etmekdedir. Allahii tealanm 
iradesi, birseyi yalmz yaratmaga veya yalmz yaratmamaga mahsus olmayip, her iki- 
sine de samil oldugu gibi, insanin iradesi de boyledir. Isi yapmagi da, yapmama- 
gi da irade edebiliriz. Ya'ni, yapmagi istedigimiz anda, yapmamagi da istiyebiliriz. 
Bir isi yaparken, hie kimse, bu isi yapmamak elimde degildi demez. Adem ve Mu- 
sa aleyhimesselamm konusmalan cebr gostermez. Musa "aleyhisselam", bu kadar 
ihsan sahibinin emrine karsi, iradeni kullanirken, neden dikkat etmedin demis. 
Adem "aleyhisselam" da, isin yapilmasim irade ve ihtiyar edecegimi, Allahii te- 
alanm ezelde bildigini Tevratda okudugun halde ve bu isden meydana gelecek ni- 
ce faideleri bildigin halde, beni ayblamak sana yakismaz demisdir. Herseyin dog- 
rusunu Allahii teala bilir. [Seyyid Abdiilhakim-i Arvasi, ne giizel soylemisdir: 
(Kaza ve kader, bir cebr-i miitehakkim degildir. Bir ilm-i miitekaddimdir.)] 

O can ki, dostunu bilmez, nicin talebde degil, 
eger bilirse onu, ya nicin tarebde degil? 

Perde olursa nefs-i emmare, ona her dem, 
nicin, miicahede-i diismen-i la'inde degil? 

Aceb degil mi ki dil, tenbel ola dilberden, 
nicin mutalebe-i dilber-i acebde degil? 

Ne hail oldu, goniil bedrine hiisuferdi, 
nicin semsin ziyasim, bu meh, talebde degil? 

-715- 



51 — IKINCI CILD, 33. rii MEKTUB 

Bu mektub, Muhammed Salih-i Giilabiye yazilims olup, sevgilinin her isi sevi- 
lecegi, hatta sevgilinin eziyyetleri, iyiliklerinden daha tath oldugu ve (Hamd)in, 
(Siikr)den daha iistiin oldugu bildirilmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun. Onun secdigi kullanna selam olsun! 

Kiymetli kardesim, mevlana Muhammed Salih! Biliniz ki, sevilen, sevenin go- 
ziinde, hatta ashnda, her zeman ve her halinde sevgilidir. incitirse de sevilir. iyi- 
lik ederse de sevilir. Sevmek ni'meti ile sereflenenlerin, sevmenin tadim alanlarm 
cogu, sevgilinin iyiliklerine kavusunca, sevgileri artar. Yahud incitmesinde de, 
iyiliginde de, sevgileri degismez. Halbuki, sevenler icinde pek azi vardir ki, sevgi- 
linin incitmesi, sevgilerini artdinr. Bu en kiymetli ni'mete kavusmak icin, sevgili- 
ye hiisn-i zan etmek, iyimsemek lazimdir. Hatta, sevgili, bicagim, sevenin bugazi- 
na dayasa ve her uzvunu parca parca etse, seven, bunun kendi icin hayrh oldugu- 
nu bilmeli, bunu biiyiik iyilik ve se'adet gormelidir. iste, boyle hiisn-i zan ele ge- 
cerse, sevgilinin hicbir hareketi cirkin gelmez ve (Muhabbet-i zatiyye) ile serefle- 
nir. Arada hicbir sifat, hicbir nisbet, hicbir i'tibar [kayd, bir bakimdan] olmaksizm, 
yalmz Zat-i ilahiyyeyi [kendisini] sevmek, Habib-i Rabbil'alemine "sallallahii te- 
ala aleyhi ve sellem" mahsusdur. Boyle sevmekle sereflenenlere, sevgilinin verdi- 
gi elemler, iyiliklerinden daha cok lezzet verir ve ferahlandinr. Samyorum ki, bu 
makam, Riza makammdan daha iistundiir. Ciinki, Riza makammda olan, sevgili- 
nin yapdigi elemi cirkin gormez. Bu makamda ise, elemden lezzet almakdadir. Mah- 
bubun cefasi artdikca, sevenin ferahi ve sevinci artmakdadir. Bu ikisi birbirine ben- 
zer mi? Sevgili, sevenin goziinde, belki ashnda, her zeman ve her halde, sevgili ol- 
dugu icin, sevenin goziinde, belki ashnda mahbub olur. Her zeman ve her hareke- 
tinde medhedilir, hamd olunur. Seven, onun elemini de, ni'metini de, hep medh e- 
der. Bunun icin, sadik olan asiklarm, (Elhamdiilillahi Rabbil'alemin ala kiill-i 
hal) demeleri dogru olur. Sikmtili ve nes'eli zemanlannda hep hamd eden, hamid- 
lerden olur. Hamd etmenin, sukr etmekden daha kiymetli olmasmin sebebi belki 
de budur. Ciinki, sukr etmekde, sevgilinin ni'metleri goz oniindedir ki, sifatlarm- 
dan, hatta islerinden meydana gelmekdedir. Hamd ederken ise, sevgilinin hiisn-i 
cemali, ya'ni kendisi goz oniindedir. Ya'ni zati da, sifatlan da, isleri de, ni'metle- 
ri de, elem vermesi de, hep sevilmekde, medh olunmakdadir. Ciinki, Allahii teala- 
nm verdigi elemler, ni'metleri gibi giizeldir. Goriiliiyor ki, hamd, sena etmenin, 6v- 
menin en iistiin seklidir ve hiisn-i cemali, en toplu olarak gostermekdedir. Sevinc 
halinde de, sikinti halinde de hamd edilmekdedir. Sukr ise, ni'met zemanlannda 
olup, devamh degildir. Ni'met kalmaymca, ihsan bitince, siikr de kalmaz. 

Siial: Ba'zi mektublarda, riza derecesinin, sevmekden ve sevgi derecesinden iis- 
tiin oldugunu bildirmisdiniz. Simdi ise, sevmek makammm riza derecesinden iis- 
tiin oldugunu soyliyorsunuz. Bu iki soz arasini bulmak nasil olur? 

Cevab: Simdi bildirdigimiz muhabbet makami, o mektublarda, yazmis oldugu- 
muz muhabbet makammdan baskadir. O sevgide, az da olsa, cok da olsa, baska bag- 
hliklar ve goriisler de vardir. O sevgiye de, her ne kadar, muhabbet-i zatiyye di- 
yorlar ve yalmz kendisini sevmekdir biliyorlar ise de, yalmz zata, kendine sevgi de- 
gildir. Ciinki, o sevgi makammda bulunan baghhklardan baska seyleri de gormek- 
den kurtulamiyor. Bu makamda ise, hicbir baghhk, hicbir baska goriis yokdur. Ba'zi 
mektublarda, Riza makammm iistunde, ancak, Peygamberlerin sonuncusuna 
"aleyhi ve aleyhim ve ala ali kiillinissalatii vesselam" yol vardir. Baska kimse bu- 
radan ileri gecemez demisdik. Herseyin dogrusunu, oziinii, Allahii siibhanehu 
bilir. 

Sunu bilmelidir ki, herhangi birseyin, zahire [nefse, bedene] cirkin gelmesi, ba- 
tmin, kalbin begenmemesi demek olmaz. Goriinusde aci olmasi hakikatde tath ol- 

-716- 



masina mani' olmaz. Cunki, olgun olan bir arifin seklini, goriiniisunii, herkes gi- 
bi birakmislardir. Insanlik sifatlarim, ondan almamislardir. Boylece, onun ke- 
malini, baskalarmm goziinden ortmiislerdir. Diinyamn, tecribe, imtihan yeri olma- 
sini saglamislardir. Dogru yolda olan ile, yoldan cikan, birbirine kansmakda, 
benzemekdedir. Kamil olan arifin, goruniisii ve sekli yanmda, ici ve ozii tipki bir 
insanm, iizerindeki elbisesine baghligi gibidir. Insamn kiymeti yaninda, elbisenin 
ne kiymeti vardir? Onun suretinin, hakikati yanmdaki kiymeti de boyledir. Cahil- 
ler, arifin suretini, dag gibi goriir. Kendi hakikatsiz, ozsiiz suretleri, goriiniisleri gi- 
bi sanir. Bunun icin, bu biiyiikleri inkar eder, inanmazlar. Bunlardan istifade 
edemez, mahriim kalirlar. Allahii teala, dogru yolda gidenlere ve Muhammed Mus- 
tafanm "sallallahii aleyhi ve sellem" izine yapisanlara selamet versin! Amin. 

[Yukandaki mektub, Vehhabilere tam bir cevab vermekdedir. (Feth-ul-mecid) 
admdaki vehhabi kitabinm bircok yerinde, mesela besyuziiciincu sahifesinde di- 
yor ki, (Peygamberden, hatta her diriden istisfa' etmek, ya'ni diia istemek caizdir. 
Oliiye de diia edilir. Fekat oliiden diia istemek yasak edilmisdir. Allahii teala, (i§i- 
temiyenden ve cevab vermiyenden istemek sirk olur!) buyurdu. Oliiler ve uzak- 
da olanlar isitmezler ve cevab vermezler. Eshabdan ve alimlerden hicbiri, Peygam- 
berlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" kabrine gelip birsey istemediler) diyor. 

Bu sozlerin yanlis ve iftira oldugu, ikinci kismm onyedinci maddesinde uzun ya- 
zilidir. (Kiyamet ve Ahiret) kitabinm, (Miislimana nasfhat) kismmda da, misaller 
ve vesikalar ile isbat edilmisdir. Eshab-i kiramm hepsi, buttin Evliyadan daha yiik- 
sek idi. Hepsi, zat-i ilahinin sevgisine kavusmusdu. Allahii tealamn kaza ve kade- 
rinden razi idiler. Baslanna gelen aci, sikintih seylerden de zevk ahrlardi. Bunun 
icin kendilerine sikinti veren seylerden kurtulmak icin, oliiden de, diriden de 
diia, sefa'at istemezlerdi. ibadete, cihada, cahsmaga mani' olacak hastahkdan si- 
fa icin diia ederlerdi. Hazret-i Omer, Osman ve All ve Hasen, Huseyn "radiyalla- 
hii anhiim" sehid olurlarken, Allahii tealamn bu takdirinden zevk aldiklan icin, Re- 
sulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek ruhundan yardim istemediler. is- 
teselerdi, Resulullah elbet isitir, diia ile veya kendisi hemen kurtanrdi. Kabrde isit- 
digini hadis-i serifleri bildiriyor. Vefatmdan sonraki mu'cizelerini de, Eshab-i ki- 
ram haber veriyor. 

Allahii teala, kullarma acidigi zeman, Peygamberlerini "aleyhimiissalevatii 
vetteslimat" ve Evliyasmi tammalan icin ve bunlara inanarak, severek, saygi gos- 
tererek feyz almalan, se'adete kavusmalan icin, mu'cize ve kerametler yaratdi. Es- 
hab ve Tabi'in zemanlarmda, kalbler temiz, parlak oldugu icin, miislimanlar, Ev- 
liyayi hemen anhyor, feyz ahyorlardi. Keramet yaratilmasma liizum kalmiyordu. 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" zemanmdan uzaklasinca, bid'atler, 
fisk, fiicur artarak, zulmetleri kalbleri karartdi. Evliyasmi tamtmak icin, bol ke- 
rametler yaratdi. Ancak, kullar boylece gafletden uyanip, Evliyadan feyz alabil- 
diler. Bir Velide kerametin cok goriilmesi, daha yiiksek oldugunu bildirmez]. 

$unlarkim, burada, gontiller yapar, 
zekatim verir, hem, fakire bakar. 
Alisda-verisde sunnete uyar, 
islamiyyeti gozeten eller yanar mi ? 

Heva ve hevesden kendini kurtaran, 
Allah korkusundan benzi sararan, 
Nemazm dtinyada tadim alan, 
Secdeye btiktilen better yanar mi? 



-Ill- 



52 — TEGANNI VE MUZIK 

Gtizel san'atlarm bir kolu denilen miizik, hisleri ve diisiinceleri seslerle ve ha- 
reketlerle anlatmak san'atidir. Miizik, diizenlenmis ses ve hareketdir. Seslerin me- 
lodi, armoni ve polifoni gibi sekllerde diizenlenmesidir. ilahi dinler ve bunlarm bo- 
zulmasi ile meydana cikan, eski Misr, Cin ve Yunan inanclan ve Buda, Berehmen 
kafirleri, Cennetde miizik oldugunu bildirmekdedir. Hatta miizik kelimesi, yunan- 
lilann biiyiik putlan olan Zetis'iin kizlan sayilan Mousa (Miiz) denilen dokuz hey- 
kelin admdan hasil olmakdadir. Miizigin biitiin dinlerde biiyiik giinah oldugu, 
(Diirr-ul-munteka)da yazihdir. incilin yasak etdigi miizigi, sonradan papaslarm hi- 
ristiyan dmine sokduklan Zerkaninin "rahmetullahi teala aleyh" (Mevahib-i le- 
diinniyye) serhi, besinci cildinde uzun yazihdir. Bozuk dinler, kalbleri ve ruhlari 
besliyemedigi icin, miizigin, her nev' calgi sesinin nefslere hos gelmesi, nefsleri bes- 
lemesi ruhani te'sir samldi. Bugiinkii bati miizigi, kilise mtiziginden dogdu. Bugiin 
yeryiiziinii kaphyan bozuk dinlerin hemen hepsinde, miizik, ibadet halini almis- 
dir. Miizik ile, her nev' calgi ile nefsler keyflenmekde, sehvani, hayvam arzular kuv- 
vetlenmekdedir. Ruhun gidasi olan, kalbleri temizliyen ve nefsleri ezip, haramla- 
ra olan arzulanm yok eden, ilahi ibadetler unutulmakdadir. (Mekatib-i serife)nin 
doksanmci ve doksandokuzuncu mektublan sonunda diyor ki, (Sarki, teganni 
cok dinleme. Sima' kalbi oldiiriir. Nifak hasil olur). Doksanaltmci mektiibda di- 
yor ki, (Kalbde Allah sevgisini artdiran si'rleri, calgisiz ve fasiklar olmaksizin 
dinlemek caizdir). Miizik, her nev' calgi, insanlan, alkolikler ve morfinmanlar gi- 
bi gaflet icinde, uyusuk yasatmakdadir. Boylece, nefsleri azdirarak, se'adet-i ebe- 
diyyeden mahrum kalmasma sebeb olmakdadir. islam dini, insanlan bu afetden, 
bu sonsuz felaketden korumak icin, miizigi kismlara ayirmis, zararh olanlarim ha- 
ram kilmis, yasak etmisdir. 

Miizigin Cennetde de bulundugunu ve orada nasil oldugunu, diinyada erkekle- 
re de, kadmlara da haram olan kismlarmi bildiren hadis-i seriflerden birkaci, 
(Kurret-ul'uyun) kitabinm son babinda yazihdir. Bu kitab, 1302 [m. 1884] de istan- 
bulda basilan (Muhtasar-i tezkire-i Kurtubi) kitabinm kenarlannda basilmisdir. Her 
iki kitab, Hakikat Kitabevi tarafindan 1421 [m. 2001] de yeniden tab' edilmisdir. 

(Hadika)da diyor ki, (Tatarhaniyye) fetva kitabinda, (Baskalarmi hicv eden ve 
fuhs, icki anlatan ve sehveti harekete getiren si'rleri teganni ile, ya'nises dalgala- 
n ile okumak, her dinde haramdir. Harama sebeb olan seyler de haram olur) de- 
mekdedir. Boyle, kat'i haram olana giizel okudun diyen kafir olur. Zina, riba, ri- 
ya ve serab icmek gibi haramlar icin de boyledir. Va'z, hikmet, nasihat, giizel ah- 
lak bildiren si'r ve ilahileri teganni ile okumak caizdir. Devamh, boyle vakt gecir- 
mek mekruh olur. Tarikatcilann, cami'lerde, tekkelerde ilahi, zikr, tesbih okuya- 
rak, nefslerin sehvetlerini tahrik etmeleri, daha biiyiik haramdir. Boyle oldugu kat'i 
olarak bilinen toplantilara gitmemelidir. Boyle yerler, ibadet yeri olmakdan cikmis, 
fisk meclisi olmusdur. Fekat, iyi bilinmedikce, su-i zan etmemelidir. Kur'an-i ke- 
rfmi, zikri, diiayi, ezani, teganni ile okumak, sozbirligi ile haramdir. Teganni, 
harfleri, kelimeleri degisdirmekde, ma'nayi bozmakdadir. Bunlan kasd ile, bile bi- 
le degisdirmek haram olur. Hata ile, teganni ile ve bilmiyerek bozulunca haram ol- 
mamasi, bozulup bozulmiyacak yerleri ogrenmege cahsanlar ipindir. Bunun icin, 
tecvid ogrenmek lazimdir. Kur'an-i kerimi, zikri ve ilahileri, ma'nayi bozmiyacak 
giizel ses ile okumak, miistehabdir. Bu da, tecvide gore okumakla olur. Bunun kal- 
be, ruha te'siri cok olur. Giizel ses ile okumak demek, nagme yapmak, cene oynat- 
mak degil, Allah korkusu ile okumakdir. Enbiya "salevatullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" ve Evliya "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" boyle giizel sesle okurlar- 
di. Fasiklar [kotii kimseler] ve Ehl-i kitab gibi teganni yaparak hazin okumak ve 
bunu dinlemek hadis-i serif ile men' olundu. Elhan ile, ya'nimtisikiye uyarak tec- 
vidi bozmak bid'at ve dinlemesi de biiyiik giinahdir. 

-718- 



Teganni, miizik iizerinde tarn bilgi edinmek icin, Gazalinin (Kimya-i se'adet) ki- 
tabi, birinci riikn, sekizinci aslim terceme etmek, uygun goriildii. (Ahlak-i ala'f) yiiz- 
seksenikinci sahifesinde ve Zehebmin (Et-tibbiin-nebevf) kitabimn sonunda da te- 
ganni icin giizel ve genis bilgi vardir. Imam-i Gazali buyuruyor ki: 

insanlann yiireginde kalb veya goniil denilen bir kuvvet vardir. Celik, tasa 
surtiiliince ates cikdigi, [cam veya bakelit cubuk, yiin parcasma siirtiiliince, cubuk 
ucunda elektrik hasil olup, kagid parcalarmi cekdigi] gibi, giizel ve ahenkli ses isit- 
mek de, goniil denilen bu gizli kuvveti harekete getirir. Giizel ses, insanm elinde 
olmiyarak, kalbine te'sir eder. Ciinki, kalbin ve ruhun, Arsm iistiindeki (Alem-i 
ervah) ile baglihgi vardir. Maddesiz, olciisiiz olan o alem, hiisn-i cemal, giizellik 
alemidir. Giizelligin temeli ise (tenasiib, uygun, diizgiin) olmakdir. Bu diinyada- 
ki biitiin giizellikler, o alemin giizelliginden gelmekdedir. Giizel, diizgiin, ahenk- 
li sesler de, o aleme benzemekdedir. islamiyyete uyanlarm kalbi temiz olur. Kuv- 
vetli olur. Boyle kalblerin (Alem-i emr) ile baghliklari kuvvetlidir. Bunlara mii- 
zik te'sir edip, harekete getirir. Boyle olan kalb, bir seye tutulmus ise, mesgul ol- 
dugu seyi harekete getirir. Riizgann atesi tutusdurmasma benzer. Kalbde, Allah 
sevgisi varsa, giizel ses, bu sevgiyi artdinr. Faideli olur. Bir kimse islamiyyete uy- 
maz, Allahii tealanm diismam olan nefsine uyarsa, kalbi bozulur. Calgi dinle- 
mek ve her giinahi islemek nefsi kuvvetlendirir. Salim, temiz kalb miizikden zevk 
alamaz. Miizik nefsi kuvvetlendirip, harekete getirip zararh olur. Kalbde Allah sev- 
gisi olabilecegini anlamiyanlar, her giizel sese haram der. Bunlar, insan kendi 
cinsini sevebilir. insanm kalbi, kendi cinsinden baska seye baglanamaz diyerek, Al- 
lah sevgisine inanmiyor. islamiyyet, Allah sevgisini emr ediyor denince, bundan 
maksad, emrlerini seve seve yapmakdir diyorlar. Giizel ses, kalbe, disardan birsey 
getirmez. Saglam kalbdeki halal olan bagi harekete getirir. Hasta olmiyan kalbin 
teganni dinlemesi halal olur. Kalbde bir baghhk yoksa, giizel sesden lezzet alma- 
si, kus sesi dinlemek, yesillik, akar su, cicekler seyr etmek gibi olur. Bunlari seyr, 
goze lezzet verdigi gibi, giizel koku, burna hos geldigi gibi, lezzetli yemek agza tat- 
h geldigi gibi ve lise bilgileri, fenni buluslar, akla hos geldigi gibi, giizel ses de, ku- 
laga lezzet vermekde olup, onlar gibi mubah olur. 

Kalbi hasta olanm ya'ni Allahdan baska birseye bagli olanin, ya'ni sevenin 
nefsi azar. Mesela, yabanci bir kizi veya oglam ister. Calgi, miizik dinledigi zeman, 
nefsinde onlara kavusmak arzusu artar. Kalbi bu yola hareket etdirir. Bunlarla bu- 
lusmasi haram oldugundan, her cesid calgiyi dinlemesi de, harama sebeb olur. 

Kalbi hasta olmiyan, ya'ni kalbinde yalniz Allah sevgisi bulunan kimse, kiz, ask, 
sehvet anlatan sesleri isitince, kalbi bunlardan zevk almaz. Sikilir. Kalb hasta 
ise, bunlardan nefs zevk ahp, kalbi bu yola hareket etdirir. Boyle kimselerin mii- 
zik dinlemeleri haram olur. Erkek ve kiz, biitiin gender boyledir. islamiyyetin, son- 
mesini emr etdigi nefs atesini tutusduran hersey haramdir. Hasta olmiyan kalbin, 
halal seylere olan sevgisini, bagmi artdiran ve nefsi za'ifleten sesleri dinlemek de, 
ba'zi sartlarla mubah olur. 

Hacca gidecek olanin Ka'be, hac, Mekke, Medine sarkilarmi dinlemesi, as- 
kerlerin harb, kahramanhk sarkilarmi dinlemesi mubah, hatta sevab olur. 

(Mevahib-i lediinniyye)de diyor ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
Mekkeye girdigi zeman, oniinde ibni Revaha beytler okuyarak gidiyordu. Omer 
"radiyallahii anh" bunu goriince, Resulullahin oniinde si'r okunur mu? diyerek da- 
rildi. Resulullah da, Birak ya Omer. Mani' olma! Bu beytler kafirlere, ok atmak- 
dan daha cok te'sfrlidir buyurdu). Buradan anlasihyor ki, nefsi azdiran si'rleri oku- 
mak caiz olmayip, harbde kafirlere zarar verici, onlan tizucii si'rleri okumak ca- 
izdir. 

Giinahlan, kusurlan, azablan anlatan kasideleri, ilahileri dinliyerek, iizulmek, 
tevbeye sebeb olmak sevabdir. Fekat, oliime, kaza kadere karsi iiziilmege sebeb 

-719- 



olan ilahileri, kasideleri dinleyerek iiziilmek haram olur. [Bunun icin, mevlidler- 
de vefat bahsini okumamalidir.] 

Diigiin, ziyafet, siinnet, bayram, sefer doniisii gibi sevinmesi lazim olan yerler- 
de halal olan ses ile nes'elenmek mubahdir. Bu sesler, nefse degil, kalbe kuvvet ve- 
rir. Kalbi kararmis olanlann, kalbimde Allah sevgisi var diyerek ses, ilahi dinle- 
meleri insani ekseriya aldatir. Kalbin temiz, kuvvetli olup, nefsi ezmis oldugunu, 
yahud kalb hasta olup, nefsin azmis oldugunu ancak Veliyyi kamiller "rahmetul- 
lahi teala aleyhim ecma'in" anlar. [Bunun icindir ki, imam-i Rabbani "kuddise sir- 
ruh", ikiyuzaltmisaltinci [266] mektubunda, genclerin toplanarak kaside, ilahi, mev- 
lid okumalarim uygun gormemisdir.] Kalbinde haller hasil olmiyan, hasil olsa 
da, nefsi sehvetden temam kesilmemis olan tesavvuf yolcularma giizel ses, nagme, 
faideden ziyade zarar verir. (Kimya-yi se'adet)den terceme temam oldu. 

(Re$ehat)da, Sa'diiddm-i Kasgari, hace Muhammed Parisa "kuddise sirriihii- 
ma"dan isiterek buyuruyor ki, (insani Allahii tealadan uzaklasdiran perdelerin en 
zararlisi, kalbin kararmasi, hasta olmasi, ya'ni diinya sevgisinin kalbe yerlesmesi- 
dir. Bu sevgi, kotii arkadaslardan ve liizumsuz seyler seyr etmekden hasil olur. Cok 
ugrasarak, bunlan kalbden cikarmalidir. Faidesiz kitab, [roman, gazete, mec- 
mu'a, hikayeler] okumak, liizumsuz seyler konusmak, bu sevgiyi artdinr. Kadin ve 
kadin resmleri, [resmli mecmu'a, filmier, televizyon] seyr etmek, sarki, calgi, [ka- 
dm sesleri] dinlemek, bu sevgiyi kalbde yerlesdirir. Bunlann hepsi, insani Allahii 
tealadan uzaklasdinr. Kalbin hasta olmasi, Allahii tealayi unutmasidir. Birinci kism- 
da, 46. ci maddenin sonuna bakimz! Allahii tealaya kavusmak istiyenlerin, bunlar- 
dan sakinmasi, nefsi kuvvetlendiren, azdiran herseyden ictinab etmesi lazimdir. Al- 
lahii tealamn adeti soyledir ki, kalbi temizlemege ve nefsi ezmege cahsmiyanlara, 
zevklerini, sehvetlerini birakmiyanlara bu ni'meti ihsan etmez). [Kalb, muhabbet 
yeri, sevgi yeridir. Ask, muhabbet bulunmiyan kalb olmiis demekdir. Kalbde, ya 
diinya sevgisi, yahud Allah sevgisi bulunur. Burada diinya demek, haram olan sey- 
ler demekdir. Zikr, ibadet yaparak, kalbden diinya sevgisi cikanhnca, kalb temiz 
olur. Bu temiz kalbe, Allah sevgisi, kendiliginden dolar. Giinah isleyince, kalb ka- 
ranr, hasta olur. Diinya muhabbeti yerleserek, Allah sevgisi gider. Kalbin bu ha- 
li, bir siseye benzer. Su doldurunca, havasi cikar. Suyu bosaltmca, hava kendiligin- 
den dolar.] 

Tesavvuf biiyiiklerinden Mahmud-i incirfagnevi "rahmetullahi teala aleyh" 
buyuruyor ki, (Zikr-i alaniyye, ya'ni yiiksek sesle zikr yapabilmek icin, kalbinde 
yalan ve giybet bulunmamak, bugazmdan haram ve subheli sey gecmemis olmak, 
gonlii riyadan ve siim'adan ve sirn hazret-i Hakdan baska seylere tevecciihden pak 
olmak lazimdir). iste, teganni, sima' yalniz boyle kimselere faideli olur. Fikh 
alimleri de, teganninin, boyle olmiyanlar icin ve calgmm herkes icin, haram oldu- 
gunu bildirmislerdir. Beyt tercemesi: 

Sevgilimle geziyorduk el-ele, 
Haberim yok, bakmisun bir cicege. 
Utanmadm mi dedi ve ekledi: 
Ben varken nasil bakiyorsun giile? 

Bu beyt, tesavvufcularm, takva ehlinin halini gostermekdedir. 

Teganninin mubah oldugunu bildirdigimiz yerde, bes sarti gozetmek lazimdir: 
1 — Kadm, kiz veya parlak oglan sesini, yanmda kendilerini gorerek dinlemek, 
mahremleri olmiyan [yabanci] erkeklere haramdir. Bunlan goriince, temiz kalb si- 
kihr, karanr, hasta olur, za'ifler. Nefs zevk ahr, kuvvetlenir, azar. Seytan, nefsin, 
hareketine yardim eder. Nefs, kotii isteklerini, haramlan, kalbe yapdinr. Ciinki, 
biitiin a'zalar kalbin emri ile hareket etmekdedir. Giizel olmiyan oglanm sesi ca- 
rz ise de, cirkin kizm da sesini, yanmda dinlemek haramdir. Kizlarm, kadmlann mev- 

-720- 



lid, ilahi gibi okumasi caiz olan seslerini, kendilerini gormeden [Mesela gramofon- 
dan, radyodan] yabanci erkeklerin dinlemesi, oglanin yiiziine bakmak gibidir. 
Ya'ni, diisiinceye gore, halal veya haram olup, mevlidi dinlemesi caiz, sesini din- 
lemesi haram olur. Siibheli seyden kacmmalidir. 

(Hadika)da diyor ki, zaruret olmadan, erkegin [yabanci kadin], kiz ile konus- 
masi haramdir. Alls veris gibi islerde, zaruret mikdari konusmak caiz olur. 

2 — Ses dinlerken, ud, keman, ney, saz, kaval gibi hicbir calgi calmamahdir. 
Keyf icin, eglence icin, her calgiyi calmak ve dinlemek haramdir. Calgi, icki icen- 
lerin adetidir. icki ise, nefsi kuvvetlendirir. Kalbi za'ifletir. Yalniz muharebede, 
askerin moralini kuvvetlendirmek icin, bando, muzika calmak ve bunlara sulh ze- 
manmda da hazirlanmak ve diigunlerde davul, def calmak, her miislimana caizdir. 
[Siyasi toplantilar da, harb sahasi demekdir.] 

Calgi aletlerinin, kendileri haram degildir. Bunlari calmak ve dinlemek ha- 
ramdir. 

3 — Giizel sesle fuhs, kadin, icki anlatan si'rleri okumamali ve bunlari dinle- 
memelidir. Miislimam, din alimlerini kotiiliyen sesleri de dinlemek haramdir. 

4 — Dinleyiciler arasmda parlak oglan, yabanci kadm bulunmamahdir. Fisk, 
fuhs, livata ve zina, nefsin istekleri, sehvetleridir. Nefsin kotii arzularma [ya'ni seh- 
vete] ask, muhabbet adi takmamahdir. Ask, muhabbet kalbde olur ve krymetlidir. 

5 — Kalbinde mahluk sevgisi, nefsinde sehvet hissi olmiyanlarm, zevk icin, gii- 
zel ses dinlemeleri caiz ise de, devamli olmamahdir. Ba'zi mubahlan, sik sik isle- 
mek, lehv, la'b ve abes olur. Bos yere zeman oldurmek olur. Bunlar ise haramdir. 

[Zahir bilgilerinde derin alim ve batin ma'rifetlerinde arif ve kamil olan Maz- 
her-i Can-i Canan "rahmetullahi teala aleyh" buyuruyor ki, (Sima' ya'ni kaside, 
ilahi, mevlid dinlemek, hasta olmryan kalbe rikkat verir, yumusatir. Yumusak kalb- 
li miislimana Allahii teala merhamet eder. Allahii tealamn merhametine sebeb olan 
sey nicin haram olsun? Calgilann, haram oldugu sozbirligi ile bildirilmisdir. Yal- 
niz, diigiinlerde def [davul] calmak mubah ve ney calmak mekruh denildi. Resu- 
lullah "sallallahu aleyhi ve sellem", yolda giderken ney sesi isitdi. Mubarek kulak- 
larini kapadi. Yanmda olan, Abdullah bin Omerin de kapamasini emr buyurma- 
di. Demek ki, isitmemek takvadir, azimetdir. Sima' icin, alimler arasmda ihtilaf var- 
dir. Caiz diyenler de, degil diyenler de oldu. [Fekat, calgi calmamn haram oldu- 
gu, icma' ile, sozbirligi ile bildirildi.] ihtilaf edilmis olan birseyi yapmamak daha 
iyidir. Takva ehli, bunun icin, yiiksek sesle zikr etmemis, sessiz zikri adet edinmis- 
lerdir.) Mazher-i Can-i Cananin bu sozleri, (Makamat-i Mazheriyye)de yazili- 
dir.] 

(Diirr-iil me'arif)in dordiincii sahifesinde diyor ki, (Sima' ancak, Allahii teala- 
ya miiteveccih olanlara caizdir. Herseyi Allahii tealadan bilirler. ihtiyari olmryan 
raksa (Vecd) denir. iradive ihtiyari olarak raks etmege, (Tevaciid) denir. Nizamiid- 
din-i Evliya hazretlerinin "rahmetullahi teala aleyh" meclisinde, Sima' vardi, fe- 
kat calgi yokdu. Kadm ve oglan da yokdu. El saklatmak bile yokdu. Aletsiz, cal- 
gisiz olan sese (Sima') [ya'ni (Teganni)] denir. Alet ile, calgi ile birlikde olan in- 
san sesine (Gina) [ya'ni (Miizik)] denir. Ginamn haram oldugunu biitiin alimler 
sozbirligi ile bildirmislerdir. isra suresinin altmisdorduncu ayetinin, gmayi haram 
etdigini bildiren alimler vardir. (ilk teganni eden $eytandir) ve (Gina, kalbde ni- 
fak hasd eder) hadis-i serifleri de gmanin haram oldugunu gostermekdedirler. Alim- 
ler, sima'in haram olmasmda ihtilaf etdi. Gmamn haram oldugunda ihtilaf yokdur. 
Kadin ve oglan sesi gmaya dahildir. Sima'a halal diyen alimler de, buna sartlar bil- 
dirdiler. Bu sartlar bulunmiyan sima' da sozbirligi ile haram olur.) (Durr-iil- 
me'arif)den yapilan bu terceme de gosteriyor ki, islamiyyetde miizik, calgi yokdur. 
Son zemanlarda isitilen (Tesavvuf miizigi) soziiniin islamiyyetde yeri olmadigi an- 

- 721 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:46 



lasiliyor. Harama halal diyenin kafir olacagi bildirildi. Bunun icin, harami ibade- 
te kansdiranm, hem kafir olacagi, hem de islamiyyeti yikmak, bozmak icin ugra- 
san zindik olacagi hatira gelmekdedir. Kur'an-i kerimi, tekbfrleri ve ilahileri cal- 
gi ile, ney calarak okumak, bunun icin tehliikeli bid'atdir. Kur'an-i kerimi giizel 
ses ile, tecvid ile okumahdir. Teganniile, kelimeleri degisdirip nagmeye uydura- 
rak okumak haramdir. 

Gene hafizlarm, gene kadmlar, kizlar arasmda, Kur'an-i kerim, mevlid, ilahi oku- 
masi da gma olur. Haram olur. Bir kimse, bir yere sehvet ile bakarsa, kalbi de ora- 
ya takihp lekelenir, hastalamr. Kalb hastalamnca, nefs kuvvet bulur, azar. 

Kalbinde yalmz Allah sevgisi olanlann giizel ses dinlemesi caiz olup, yukanda 
yazili sartlara uygun olarak, oturup okurlar dedik ise de, Eshab-i kiram "radiyal- 
lahii teala anhiim ecma'in" ve Tabi'in-i izam "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" boyle yapmadi. Bid'at oldugu meydandadir. Faidesi oldugundan caiz de- 
dik. (Siyeriil-aktab)da, Hasen Basribuyuruyor ki, (Allah sevgisi ile, sima' dinle- 
yen, Siddik olur. Nefse tabi' olarak dinleyen, zmdik olur). 

Kur'an-i kerimi radyo ile ve ho-parlor ile okurken, cok def a, harflere mahsus 
ses, ya'ni agizdaki mahrecleri degisip ma'na bozuluyor. Kur'an-i kerim, bayagi, 
ma'nasiz, ses dalgalan halini ahp ibadet degil, bir sarkicimn nagmeleri gibi, hissi 
bir zevk vasitasi oluyor. Bundan baska, (Redd-iil-muhtar), (Mecma'ul-enhiir) ve 
(Diirr-iil-inunteka)da ve Elmahh Hamdi efendinin "rahmetullahi teala aleyh" 
tefsirinin uciincii cildinin, 2361. ci sahifesinde diyor ki, (Kur'an-i kerim okumak 
demek, Kur'an okudugunu anhyacak kadar akh basinda olan insamn okumasi de- 
mekdir). Ca'miler, nemaz kilmak icin yapilmisdir. Va'iz ve hafizlarm sesi, radyo- 
larla, ho-parlorlerle, her tarafa yayilmca, cami' icinde, nemaz kilacak yer bulun- 
miyor. Nemaz kilanlar sasinyor. (Ibni Abidin)de, imamin, yiiksek sesle okumasi 
vacib olan yerde, baskalarmi rahatsiz edecek kadar bagirmasi giinah oldugu yazi- 
hdir. Ho-parlorle okuyanlar, bu bakimdan da giinaha giriyorlar. 

Ibni Hacer-i Mekki "rahmetullahi teala aleyh", (Fetava-yi kiibra)smda, gusl ab- 
desti basinda buyuruyor ki, (Cami'de Kur'an-i kerim okumak biiyiik kurbetdir. 
Yiiksek sesle okuyup, nemaz kilanlan sasirtan cocuklan susdurmak lazimdir. Ho- 
calari susdurmazsa, yetkililer cocuklan da, hocalarim da cami'den cikarmahdir). 

[Siial: Ezan, ho-parlorle okununca, uzaklardan da isitiliyor. Mii'minler ezan se- 
si duyuyor. Ho-parlor faideli oluyor denirse: 

Cevab: Ezan sesinin uzaklardan isitilmesi lazim olsaydi, bu soziin bir kiymeti 
olurdu. Ezanin, insan sesinden fazla sesle okunmasi lazim olsaydi, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem", bunun caresini emr ederdi. Ctinki, dinde lazim olan 
herseyi bildirmesi, yapdirmasi vazifesi idi. Nemaz vaktlerinin geldigini, hiristiyan- 
lar gibi can calarak veya yehudiler gibi boru otdiirerek uzaklara duyurahm diyen- 
ler oldu. Kabul etmedi. (Biz boyle yapmayiz. Yiiksek yere cikip ezan okuyunuz!) 
buyurdu. Boylece, insan sesinin varamiyacagi yerlere tek bir ezan sesinin ulasdi- 
rilmasina liizum olmadigi anlasildi. ibadetlerde degisiklik yapmamn (Bid'at) ol- 
dugunu, biiyiik giinah oldugunu biliyoruz. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" kabul etmedigi, red etdigi birseyi ibadete kansdirmak ise, bid'atden daha bii- 
yiik, ondan daha cirkin giinah olur. Birinci kismda, otuzdordiincii maddede, on- 
dokuzuncu mektubda, (Bid'atler nurlu parlak, faideli goriinseler de, hepsinden ka- 
cinmak lazimdir. Hicbir bid'atde faide yokdur) diyor. (Mektubat Tercemesi)nde, 
yiizseksenaltinci mektubda diyor ki, (Bugiin kalbler kararmis oldugundan, ba'zi 
bid'atler, giizel goriiliirse, kiyamet giinii, kalbler uyandiklan zeman, bid'atlerin hep- 
sinin zararli olduklan anlasilacakdir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem", 
(Dfninizde yapdan her yenilik zararhdir. Bunlari atiniz!) buyurdu) diyor. Allahii 
teala, Bekara suresinin ikiyiizonaltmci ayetinde mealen, (Ba'zi seyleri sever, fa- 
ideli dersiniz. Halbuki o seyler size zararhdir) buyurdu. Goruliiyor ki, ho-parlor- 

-722- 



le ezan okumak bid'atini savunmak, bir miislimana yakisacak sey degildir. Bundan 
baska, (Durr-iil-muhtar) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" yemin kismmda, nez- 
ri anlatirken buyuruyor ki, (Her beldede, her mahallede mescid yapmak, hiikumet 
iizerine vacibdir. Beyt-iil-mal parasmdan yapdinlmasi lazimdir. Hiikumet yapdir- 
mazsa, muslimanlarm yapdirmasi vacib olur). Birinci cild, dortyiizsekseninci sahi- 
fede diyor ki, (Ezan okunurken, cami'den cikmak haramdir. Fekat, kendi mahal- 
lesindeki cami' cema'ati ile kilmak icin cikmak caizdir. Ciinki, mahallesindeki ca- 
mi'de kilmak vacibdir). Biitiin bunlardan anlasiliyor ki, her mahallede mescid 
bulunmasi, mahalle mescidlerinin hepsinde ezan okunmasi, herkesin kendi mahal- 
lesi veya carsisi cami'inde okunan ezam isitip, buradaki cema'ate gitmesi emr 
edilmisdir. Her mahallede cami' bulunacak, hepsinde ezan okunacak, herkes ezan 
sesi duyacakdir. Ho-parlorle uzaklara duyurmaga liizum yokdur. Simdi, ezam 
ho-parlor ile okuyorlar. Ho-parlor sesleri birbirine kansarak, ezan oyuncak hali- 
ni ahr. Goriiliiyor ki, ho-parlorle okumak, luzumsuz ve zararh olmakdadir. Isla- 
miyyetin emrine uyarak her muezzin minareye cikip, siinnete uygun ezan okuyun- 
ca, herkes kendine yakm ezam cok iyi isitir. Uzaklardan ho-parlor sesini duyma- 
ga liizum olmaz. Ezam ho-parlorle okuyarak, sesin uzaklardan isitilmesini istemek, 
ezanin bir yerde okunmasmi, her cami'de okunmamasim istemek demekdir. 

Beyhekinin bildirdigi ve (Kunuz-iid-dekaik)da yazili hadis-i serifde, Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem", Eshabma "radiyallahti teala anhiim ecma'in" hi- 
tab ederek buyurdu ki, (Sizden sonra, bir zeinan gelecekdir. O zemanda bulunan 
miislimaiilaiiii en sefilleri, en asagdan, miiezzinlerdir). Bu hadis-i serif, teganni 
ederek ve siinnete uymiyarak okuyan ve ibadetlere bid'atler kansdiran kimsele- 
rin zuhiir edeceklerini haber vermekdedir. Allahii teala, muezzin kardeslerimizi, 
bu hadis-i serifde kottilenen mtiezzinler gibi olmakdan muhafaza buyursun! 
Amin. 

Zemammizda, minaresine cikihp siinnete uygun ezan okunan bir cami' goriin- 
mez oldu. Minarede okumamak sehrlere de, koylere de yayildi. Cok stikr, Diya- 
net isleri baskanhgi, miiftiliklere gonderdigi 1.12.1981 tarih ve 19 numarah ta'mi- 
mi ile, miiezzinlerin minareye cikarak ezan okumalanm mecburi hale getirmisdir. 

Ezan okuyamn miisliman, akil ve salih oldugunun bilinmesi lazimdir. Bunun icin 
teypden ve radyodan okunan ezan sahih olmaz. Minareye cikip ho-parlorle oku- 
mak da, siinnete uygun degildir. Birinci kismda, 61. maddenin sonuna bakimz! iba- 
det ile adeti ayird etmek lazimdir. ibadet olmayan seylerde, radyo, ho-parlor 
kullanihr. islamiyyet, buna birsey demez. Fekat, ibadetlerde ufak degisiklik yapan 
mezhebsiz olur. 

Biitiin fikh kitablarmda, mesela farisi (Tergibiissalat) kitabmda diyor ki, (Abdest- 
siz ve ciiniib ve serhos olamn ve fasikm ve cocugun ve kadinin ve mecnunun ezan 
okumalan mekruhdur. Serhos, ciiniib ve mecnunun okuduklan ezam tekrar oku- 
mak lazim oldugu, sozbirligi ile bildirildi. Kafir, nemaz vaktinde ezan okursa, miis- 
liman oldugu anlasihr. Ciinki ezan, miislimanhgin si'andir, alametidir). Ezam, 
ma'nasim bilerek, inanarak ve severek okumak miisliman olmamn alametidir. Bii- 
yiik giinah isliyene (Fasik) [kotii kimse] denir. icki icen, kumar oyniyan, kadmlar- 
la, kizlarla arkadashk eden, her gun bes vakt nemaz kilmiyan, (Fasik) olur. Kadm- 
larm ezan, Kur'an, mevlid, ilahi okuyarak seslerini erkeklere duyurmalan haram- 
dir. Hoparlor, radyo ve televizyon ile duyurmalan mekrtih olur. Bu aletlerin haram 
sesler icin kullamlmalan adet olan yerlerde, (alet-i lehv) eglence aletleri olurlar. Bun- 
larla ibadet yapmak, mesela hoparlorle ezan okumak, fasikm okumasi gibi, caiz ol- 
maz. Fisk yapanlar gibi ezan okumanm haram oldugu (Diirer)de yazilidir. 

Kur'an-i kerimin ma'nasimn degiserek, kiifre sebeb olmasmin misalleri cokdur. 
Burada birini bildirelim: Yasin-i serif suresinde seksenbirinci ayet-i kerimenin sonu- 
nun meali, (Onun yaratdiklan pek cokdur. O, her^eyi bilir)dir. Halbuki, bu ayet-i 

-723- 



kerime radyoda, ho-parlorde soylenirken ve latin harfleri ile okunurken, ma'na- 
si bozularak, (O berberdir, herseyi bilicidir), seklini aldigi vaki' oluyor ki, okuyan 
ve dinleyip begenen kafir olur. Latin harfleri ile, bir diirlii yazilan, bir diirlii oku- 
nan (Hallak) kelimesi, islam harfleri ile yazilmasi ve okunmasi, farkh iki baska ke- 
lime olup, biri yaratici, oteki ise, berber demekdir. Arabide uc (Z) harfi vardir. Bir 
kalin (Zi), ikinci ince okunan (Ze), uciincusu (Zal)dir. Bunlarm iicii ayn ayn 
soylenir. Ibni Abidin ucyuzotuzikinci sahifede diyor ki, (Riikii' tesbihinde (Zi) ile 
(azfm) denir ki, Rabbim buyiikdiir demekdir. Eger ince (Ze) ile (azim) denilirse, 
Rabbim benim diismammdir demek olur ve nemaz bozulur). Kur'an-i kerimi la- 
tin harfi ile ogrenip okuyan, bu tic harfi ayiramiyacagi icin nemazi sahih olmaz. 

Kur'an-i kerimi latin harfleri ile yazmak caiz olmadigi ibni Hacerin "rahmetul- 
lahi teala aleyh" (Fetava-yi kiibra)smm Necaset bahsinde ve Libyada (Cami'at-iil- 
islamiyye)nin cikardigi (El-hedy-iil-islami) kitabimn [m. 1966] baskismda altmisi- 
kinci [62] sahifesindeki fetvada yazihdir. Hindistanda bulunan yiizlerce Ehl-i sun- 
net medresesinin biiyiiklerinden olan Keralada (Bakiyatus-salihat) medresesi 
miiderrislerinin nesr etdigi (El-muallim) ayhk mecmu'asimn 1406 [m. 1985] tarih- 
li ntishasindaki fetvada da uzun yazihdir. istanbulda (Hakikat Kitabevi)nin cikar- 
digi (El-edillet-iil-kavati') hutbe kitabmda bu fetvanm bir siireti mevcuddur. 

Radyodan ve ho-parlorden cikan sesler, simdi Hiristiyanlarm ve Yehudilerin el- 
lerinde bulunan, incil ve Tevratlar gibi, Allah kelami degildir. Allahti teala tara- 
findan nesh edilmis ve kullar tarafmdan degisdirilmis olan mukaddes kitablara ha- 
karet etmek, alay etmek ve bunlari okumak, dinlemek caiz olmadigi (Hadfka) ki- 
tabimn yiizonbesinci sahifesinde yazihdir. Bunun icin meyhanelerde, oyun yerle- 
rinde, giinah islenen topluluklarda, radyo ile Kur'an-i kerim ve mevlid dinleyerek 
keyflenmek kiifr olur ve kiifre sebeb olan da, kafir olur. 

Radyoda, Kur'an-i kerimi ve mevlidi hurmetle dinliyenler, hafizin nagmeleri ile 
aglayanlar olur. Giizel ses, nagme, kalbi hastalanmis olanlarm nefsine te'sir etmek- 
dedir. Nefsi beslemekdedir. Nefs, insam aglatmakdadir. Halbuki, Kur'an-i kerim 
okumak siinnetdir. Harama, hatta mekruha sebeb olan siinneti terk etmek lazim 
oldugu, fikhda, temel bilgilerden biridir. O halde, radyoda Kur'an-i kerim ve 
mevlid okumamak daha dogru olmakdadir. Radyoda her dil ile, dini bilgiler ver- 
mek, Ehl-i siinnet alimlerinin, diinya bilginlerini hayran birakan, ruhlara gida 
olan sozlerini insanhga duyurmak lazimdir. Boyle yaymlar cok faideli ve cok se- 
vab olur. 

Siial: Evet, uzak memleketlerdeki vericilerden dinlendigi zeman, ses net olarak 
gelemiyor. Fekat, bir sehrdeki vericiden ahnan ses, tam hafizin okudugu gibi olu- 
yor. Ma'nasi da, iyi anlasihyor. Radyoda, teypde ve ho-parlorde isitilen bu sesle- 
re, Kur'an-i kerim denilmez mi? 

Cevab: Radyoda isitilen ses, fen bakimindan (Aks-i sada) [sesin yankisi] da de- 
gildir. (Nakl-i sada) [sesin iletilmesi] de degildir. Nakl, sesin kendinin goturiilme- 
si demekdir. Isi da, reyyonman, lsima ve konveksiyon akimlan ile yayildigi gibi, 
nakl yolu ile de iletiliyor. Atese sokulan masa, lsiyi degisdirmeden iletiyor. Isi, de- 
mirin kristallerinin birinden, otekine gecerek yayihyor. Hafizin yamnda, kendi se- 
sini isitmemiz (Nakl-i sada)dir. Bugazdaki ses iplikcikleri [etden iki tel], konusur- 
ken, gerilerek sertlesiyor. Cigerden gelen hava, bunlari titresdirerek ses hasil 
oluyor. Titresen tellerin hava molekiillerine carpmasi, bu molekiilleri titresdiriyor. 
Bu titresimler de, yanlarmdaki hava molekiillerini titresdirerek kulagimiza kadar 
ulasiyor. Boylece sesi duyuyoruz. Ses hava icinde, miintezam kiireler halinde dal- 
galarla yayihyor. Havamn kendisi gitmiyor. Sesi iletmis oluyor. Kuru hava, sesi, 
saniyede iicyiizkirk metre hizla iletmekdedir. Su molekiilleri de, sesi iletir. Sesin, 
sudaki hizi, saniyede binbesyiiz metre kadardir. Kati cismler, sesi daha cabuk 
iletiyor. Sesin celik ve camdaki hizi, saniyede besbin metredir. 

-724- 



Havada, suda yayilmakda olan ses dalgalan, divar, kayalik gibi sert diiz yiizey- 
lere carpinca, dogrultularim degisdirerek, tekrar geriye doner. Geri donen dalga- 
lar, esit ozellikde, ikinci bir ses meydana getirirler. Bu ikinci sese (Aks-i sada) ve- 
ya (yanki) denir. Aks-i sada, kendini hasil eden birinci sesin ozelliginde oldugu hal- 
de, secde ayetinin, aks-i sadasim isiten kimsenin, ma'nasini anlasa bile, tilavet sec- 
desi yapmasi lazim gelmiyor. Kur'an-i kerimin aks-i sadasi, Kur'an-i kerim olmu- 
yor. Bu sese, Allahii tealanm kelami denmiyor. Radyoda isitilen ses, hafizin sesi- 
nin (Nakl-i sada)si, ya'ni sesin kendisi olmadigi gibi, (Aks-i sada)si bile degildir. 
Hafizm sesine benziyen, baska bir sesdir. Kadinlann aynadan, sudan aks eden go- 
riintiilerine ve kagid, perde iizerindeki resmlerine bakmamn da, benzerlerine 
bakmak oldugunu, birinci kismda, 58. ci maddenin son sahifesinde bildirmisdik. 
Ses, mikrofona gelince gayb oluyor, bitiyor. Elektrige, sonra miknatis dalgalan- 
na cevriliyor. Bu elektro-manyetik dalgalar, antene gelip, radyoda, elektrige ve son- 
ra yeni bir sese cevriliyor. Ho-parlorde de boyle olmakdadir. Zaten ho-parlor, elekt- 
rik dalgalarmi ses dalgalanna ceviren alet demek oldugu, Fransizca (Larousse)da 
bile yazilidir. Aks-i sadaya Kur'an-i kerim okumak denilmiyor da, bu baska sese, 
nasil Kur'an okumak denilir. 

Siial: Radyoda dinlenen ses, fen bakimmdan, hafizm sesinin kendisi degilse de, 
sesinin tarn benzeridir. Ses biitiin harmonikleri ile, farksiz oluyor. Ma'nasi da 
bozulmuyor. Bunu dinlemek, nicin caiz olmasm? 

Cevab: Birseyin benzeri, kendisi degildir. San metal bileyzikler, altm bileyzik- 
lere tam benziyor ise de, aym degildirler. Altm yerine gecmezler. Radyodan, ho- 
parlorden cikan ses, hafizm sesine cok benziyorsa da, insan sesi degildir. Metalik 
sesdir. Tmisi, yiiksekligi, siddeti ve harmonikleri baskadir. Kadmin resmi de, ka- 
dina cok benziyor ise de, kendinin aym degildir. Gayn da degildir. Bunun icindir 
ki, kadinm avret yerlerine sehvetsiz bakmak haram oldugu halde, bunlarm resm- 
lerine sehvetsiz bakmak haram degildir. Fekat benzedigi icin, resmlerine bakmak 
mekruhdur. Bunun gibi, sevilen seyin benzerine de saygi gostermek lazimdir. 
Ciinki, aym degil ise de, gayn da degildir. 

Kafirlerin kilisede org calarak okuduklan gibi, Kur'an-i kerimi calgi calarak oku- 
manm kiifr olacagi, mu'teber kitablarda yazilidir. [ikinci kism, kirkmci [40] mad- 
deye bakiniz!]. Kur'an-i kerimin radyoda ve ho-parlorde soylenen, okunan tam ben- 
zerine de, boyle saygisizhk yapmak kiifr olur. Eger calgisiz ve tecvid ile okunuyor 
ise, radyoda saatlerce calgi ve sehveti harekete getiren seyler cahp, birkac daki- 
ka Kur'an-i kerim okunur, sonra yine gunah olan seylere baslamrsa, bu hal, kumar, 
icki, oyun ve acik kadin gibi giinah bulunan fisk meclisinde, bu kimselerin veya bas- 
ka birinin, birkac dakika da Kur'an-i kerimi veya bunun tam benzerini okumasi 
gibi olur. Boyle olan radyodaki Kur'an-i kerimi dinlemek, fisk meclisinde okunan 
Kur'am disardan dinlemege benzer. Bunun icin, haramlan kesip, bu arahk zeman- 
da, okumak da, bunu dinlemek de caiz olmaz. Giinah olur. (Miilteka) serhlerin- 
de diyor ki, (Fisk meclislerinde, alay edenler arasmda tesbih, tehlil, zikr, tekbir, ha- 
dis, fikh ve benzerlerini okumak giinahdir). Ciinki, Peygamberimiz "sallallahu aley- 
hi ve sellem", boyle okumagi yasak etmisdir. Mesela, (Kimya-i se'adet) kitabm- 
da diyor ki, Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" Rebf bin Su'udiin evine gel- 
di. Evde, kiiciik kizlar def caliyordu ve sarki soyliiyorlardi. Sarkiyi, [calgiyi] bira- 
kip, Resulullahi medh etmege basladilar. (Beni soylemeyiniz! [Once okudugunu- 
za devam ediniz!]. Beni medh etmek [mevlid, ilahi okumak] ibadetdir. Def [calgi] 
calarken, eglence, oyun arasinda ibadet caiz degildir) buyurdu. Def, calgi calarak 
veya baska la'b, ya'ni oyun oynayarak Kur'an-i kerim okuyamn kafir olacagi 
(Tergib-iis-salat)da, cema'at ile nemaz bahsinde ve (Cevahir-iil-fikh)da yazilidir. 
(Mizan-i Sa'rani), abdesti anlatirken buyuruyor ki, (islam alimleri, cirkin seyler 
soyledikden sonra Kur'an-i kerim okuyan kimse, Mishafi pislik icine sokan kim- 

-725- 



se gibidir. Bunun kufriinde siibhe yokdur buyurdular). 

(Hadika)da, dil afetlerini anlatirken buyuruyor ki, hadis-i serifde, (Nikahi her- 
kese duyurunuz! Bunun u:in de, cami'lerde yapiniz ve defler cahniz!) buyuruldu. 
imam-i Miinavi, bunu aciklarken, (Mescidlerde def calmmaz. Hadis-i serif, defle- 
rin mescidlerde calmmasim emr etmiyor. Mescidlerin disinda calmmasmi, mescid- 
de yalmz nikah yapilmasim emr ediyor) diyor. (Hadika)nm bu yazismdan anlasi- 
hyor ki, calmmasma acikca izn verilmis olan deflerin bile cami'lerde calinmasi ya- 
sak olunca, herhangi bir calginm cami'de calinmasi hie caiz olmaz. 

(Muhtasar-iit-Tezkire)deki hadis-i seriflerde, (Ahir zemanda, cahil din adam- 
lari ve fasik hafizlar cogahr), (Oyle zeman gelecekdir ki, o zemanin din adamla- 
n, esek lesinden daha cok bozulmus, kokmus olacaklardir) buyuruldu. Boyle ha- 
dis-i serifler, Kryamet giinii yaklasmca, fasik ve bozuk din adamlarmm tiireyecek- 
lerini haber veriyor. Rusyada hususimetodlarla yetisdirilmis komiinist ajanlara, 
anarsistlere, birer sank ve ciibbe giydirilerek, Turkmenistan, Azerbaycan miifti- 
si... hazretleri denildigini isitdik. Milletler arasi yapdiklan propaganda toplantila- 
nm yaymlayan mecmu'alarmda resmlerini gordiik. Bu ajanlan, din adami olarak, 
halklan miisliman olan Afrika ve arab memleketlerine gonderdiler. Bunlarla 
anarsi hazirladilar. Kardesi kardese diisman yapdilar. (Sosyalist islam cumhuriy- 
yeti) denilen iilkeleri bu suretle ele gecirdiler. Aziz yurdumuzda, serefli milletimi- 
zin arasmda boyle bozuk din adamlarmm bulunmadigmi siikranla gormekdeyiz. 

Teyp bandina ve gramofon plagina Kur'an-i kerim almak, kagid iizerine yazmak 
gibidir. Teyp ve gramofon, miizik, sarki, keyf, oyun ve eglence icin kullamhyor ise 
de, kagid da, roman, acik resm, eglence ve funs dergileri olmakdadir. Kur'an-i ke- 
rim kagida yazilmca (Mushaf) olur. Mushaf, Kur'an-i kerimin okunmasina ve 
ogrenmesine ve ezberlenmesine sebeb ve vasita oldugu icin kiymetlidir. Mushaf 
yazmak ve hediyye etmek, bunun icin, cok sevabdir. Band ve plak da, Kur'an-i ke- 
rimin benzerini isiterek ogrenilmesine ve ezberlenmesine vasita olmakdadirlar. 
Kur'an-i kerimi, bu niyyet ile, teyp, plak iizerine almak caiz olur. Bunlara da, Mus- 
haf-i serife oldugu gibi hurmet etmek, bunlara baska seyler doldurmamak, yiikse- 
ge koymak, iizerlerine birsey koymamak, abdestsiz tutmamak, kafirlere, fasikla- 
ra vermemek, baska seyler bulunan bandlar ve plaklar arasma koymamak, fisk, 
oyun, eglence yerlerinde calmamak lazimdir. Kur'an-i kerim dinlemek icin kulla- 
nilan gramofon ve teyp hicbir zeman fisk meclislerine gotiiriilmemeli, bunlarda hic- 
bir zeman, haram olan cirkin seyler calmmamahdir. Calgi calmakda kullamlan bir 
gramofonun ve teybin Kur'an-i kerim dinlemek icin de kullamlmasi, sarki, gazel 
okuyan fasik bir hafizm okudugu Kur'an-i kerimi dinlemege benzer ki, bunun ca- 
iz olmadigi yukanda bildirildi. Kisacasi, Kur'an-i kerim bulunan bandlar ve plak- 
lar Mushaf-i serif gibi kiymetlidirler. Bunlara da saygisizlik yapmak, kiifre sebeb 
olur. Su kadar var ki, bunlardan Kur'an-i kerimi dinlemek, hafiz dinlemek olmaz. 
Tam benzerini dinlemek olur. Kur'an-i kerimi dinlemek sevabi hasil olmaz. Cun- 
ki, Kur'an-i kerimi tilavet etmek, ya'ni okumak demek, su'urlu bir kimsenin, 
Kur'an-i kerim okudugunu bilen insanm okumasi demek oldugu (Redd-iil-muh- 
tar)in besyiizonaltmci sahifesinde yazihdir. Fekat, benzerini de saygi ile dinlemek 
farzdir. Kiiciik cocugun su'ursuz olarak okudugunu dinlemenin de lazim oldugu 
(Redd-iil-muhtar)m iicyiizaltmisaltinci sahifesinde yazihdir. 

Radyoda islamiyyetin yasak etdigi seyler dinlenmez, hep faideli ve sevab sey- 
ler dinlenirse, bunlar arasmda okunan Kur'an-i kerimi ve evde teypde, miislima- 
na yakisan seylerin, nasihatlarm, derslerin arasmda okunan Kur'an-i kerimi, 6g- 
renmek icin dinlemek caiz olur. Fekat, bunun Kur'an-i kerimin ashm dinlemek ol- 
madigi, Elmahh Hamdi efendi tefsirinin uciincii cildinin 2361. ci sahifesinde yazi- 
hdir. Kur'an-i kerimi, Peygamberimizin "sallallahu aleyhi ve sellem" ve Eshab-i 
kiramm okuduklan gibi okumak ve dinlemek ibadet olur. Baska diirlii okumak ve 

-726- 



bunu dinlemek, ibadeti degisdirmek olur, bid'at olur. Bid'at ise, giinahlarm en bii- 
yugiidiir. [Kitabimizm iiciincu kismmda, birinci maddeyi okuyunuz!]. 

Hindistanda, ba'zi cami'lerde, vehhabilerin imamsiz olarak cema'at ile nemaz 
kildiklan bildiriliyor. Bu cami'lerin, biiyiik cami'e elektrik teli ile bagh olup, ora- 
daki imamin sesini ho-parlor ile isiterek, o imama uyuldugu bildirildi. Ho-parlor 
sesi ile imama uyanlarm nemazlannm sahih olmiyacagi, birinci kismin altmisdo- 
kuzuncu maddesinde bildirilmisdi. (Fetava-yi Hindiyye)de diyor ki, (imama uyma- 
ga mani' olan sebeblerden biri, imam ile cema'at arasmda, kayik gececek kadar nehr 
veya araba gececek kadar yol yahud sahrada kilarken, arada iki safhk bosluk bu- 
lunmakdir. Cami'lerin icinde biiyiik bosluk arkasinda, imama uymak caizdir. Bir 
baska sebeb, mescidin iistiinde veya dismda kilanm, imamm veya cema'atden bi- 
rinin seslerini isitmege yahud imamin veya cema'atm hareketlerini gormege ma- 
ni' biiyiik divar bulunmasidir. [Ho-parloriin sesi, imamin sesi degildir. Televizyon- 
daki seklleri de, hakiki sekli degildir, benzerleridir.] Mescidin iistiinde ve divar ar- 
kasinda kilanm, imamdan veya cema'atden birinden baskasma tabi' olmasi caiz de- 
gildir. Mescid kapiya kadar dolu ise, mescide bitisik kilanm imama uymasi sahih 
olur. Kapiya kadar dolu degil ise, son saf ile arasinda araba gececek mesafe yok- 
sa yine sahih olur. Bundan fazla mesafe varsa [imamin sesini isitse de] sahih olmaz. 
(Kadihan)da da diyor ki, mescide bitisik binada kilanm imama iktida etmesi caiz- 
dir. Bu binamn iistiinde ve mescide bitisik olmiyan binalarda iktida caiz degildir). 
Bu acik hakikat karsisinda, miislimanlara imamsiz cema'at ile nemaz kildiran bu 
din adamlarmm ibadete degil, felakete onderlik etdikleri anlasilmakdadir. 

Kafirler, miislimanlan hiristiyan yapmaga, cami'leri kiliseye cevirmege ugrasi- 
yorlar. Bu isi sinsice yapabilmek icin, miisliman goriiniiyorlar. Cami'lere ilerde ma- 
sa sokabilmek icin, secde yerlerini biraz yiikseltmekle ise bashyorlar. Basilan ye- 
re bas konulmaz. Hastahk olur diyorlar. Secde yerlerini uzun yillarda yiikselte yiik- 
selte, masaya yol acariz diyorlar. Cami'lere miizik, org sokabilmek icin, once ho- 
parlorden, teypden bashyor, ibadetlerin calgi aletleri ile yapilmasma, yavas yavas 
alisdirmak istiyorlar. Yapilmasi giinah olmiyan, mubah birseyin ibadet samlmasi 
korkusu olursa, bu mubah seyi yapmak haram olur. Biiyiik giinah islemek olur. Bu- 
nun icin, muslimanlarm cok uyanik olmasi, ibadetleri Eshab-i kiram gibi, dedele- 
ri gibi yapmaga titizlikle ehemmiyyet vermeleri lazimdir. Ho-parlor, teyp ve ben- 
zerleri ile ibadet etmek, iyi ve faideli goriilse bile, bid'at oldugu icin ve ibadetle- 
ri degisdirmege yol acacagi icin, cami'lere sokulmamah, islam diismanlarimn 
planlanna, tuzaklarma kapilmamaga dikkat etmelidir. Bekara suresi ikiyiizonal- 
tmci ayetinde mealen, (Begendiginiz, sevdiginiz cok §ey vardir ki, sizin icin zarar- 
bdir!) buyuruldu. ibadetlerde yapilacak ufak bir degisiklik, cok faideli goriinse de, 
bunu yapmakdan kacinmahdir. Radyo ile, ho-parlor ile okunan ezan kabul olmaz. 
Imamm ve miiezzinin kendi seslerini isitmeyip, radyo, ho-parlor sesleri ile hare- 
ket eden cema'atin nemazlannm sahih olmiyacagi, birinci kism, altmisdokuzun- 
cu maddede de bildirilmisdi. 

(Tergib-iis-salat) kitabinda buyuruyor ki, (Kitab-iil-kirae) risalesindeki hadis-i 
serifde, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", kiyamet alametlerini sayarken bu- 
yurdu ki, (Hakimler rii$vet alarak haksiz karar verir. Adam oldiirmek cogahr. 
Gencler, ana babalarim, hism akrabasim aramaz, saymaz olur. Kur'an-i kcrim 
mizmai dan, ya'nf calgi aletlerinden okunur. Tecvfd ile, giizel okuyanlan, islamiy- 
yete uyan hafizlan dinlemeyip, musiki ile sarki gibi okuyanlan dinlerler.) Muhyid- 
din-i Arab! hazretleri "kaddesallahii sirrehiil'aziz" (Miisamere) adindaki kitabin- 
da diyor ki, Eshab-i kiramdan Ebu Hiireyre "radiyallahii anh" hazretlerinin haber 
verdigi hadis-i serifde, (Bir zeman gelir ki, miislimanlar birbirlerinden ayrdir, par- 
calamrlar. islamiyyeti birakip, kendi diisiincelerine. goriislerine uyarlar. Kur'an-i 
kerimi mizmarlardan, ya'nf calgdardan, sarki gibi okurlar. Allah kin degil, keyf 

-727- 



icin okurlar. Boyle okuyanlara ve dinleyenlere hie sevab verihnez. Allaliii teala buii- 
lara la'net eder. Azab verir!) buyuruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", bunlar gibi, daha nice hadis-i seriflerle, Kur'an-i kerimin radyo, teyp ve gra- 
mofon ve ho-parlor gibi calgi caiman aletlerde okunacagini haber veriyor. Boyle 
okumamn giinah oldugunu bildiriyor. Derin alim, seyh-ul-islam Ahmed ibni Ke- 
mal efendinin kirk hadisinin tercemesinde, otuzdokuzuncu hadis-i serifde, (Miz- 
marlari kirmak icin ve hinzirlari oldiirmek icin gonderildim) buyuruluyor. Bunu 
terceme ederken, (Mizmar, diidiik ve butun calgi aletleri demekdir. Bu hadis-i se- 
rifin ma'nasi, her cesid calgiyi ve domuz eti yimegi yasak etmek icin emr olundum 
demekdir) diye ma'na verilmekdedir. Baska bir hadis-i serifde, (Kur'an-i kerimi 
arab sivesi ile, onlarin sesi ile okuyunuz! Fasiklar, sarkicilar gibi okumayiniz!) bu- 
yuruldu. Sarki okur gibi okuyan kimsenin imam olmasi haramdir. Onun arkasin- 
da kihnan nemaz, sahih olmaz. Ciinki, sesi perdeye uydurmak, nagme yapmak icin, 
harf eklemekdedir ki, bunlar, insan sozii olur. Kur'an-i kerim olmaz.] 

TENBIH: Yukanda, Kur'an-i kerimi radyoda okumak ve bunu dinlemek anla- 
tilmakdadir. Radyo kullanmak icin, radyo dinlemek icin birsey yazilmamisdir. Bu 
ikisini birbiri ile karisdirmamahdir. Radyo kullamlmasi, bir sahife sonra bildiri- 
lecekdir. 

(Kimya-i se'adet)de buyuruyor ki, (Kur'an-i kerim okumasmi ogrenmek cok se- 
vabdir. Fekat, Kur'an-i kerim okuyanlarm ve hafizlarm, ona saygi gostermeleri la- 
zimdir. Bunun icin de, her sozii, her isi Kur'an-i kerime uygun olmahdir. Onun ede- 
bi ile edeblenmelidir. Onun yasak etdigi seylerden sakmmahdir. Ona, boyle saygi 
gostermezse, Kur'an-i kerim kendisine diisman olur. Resulullah "aleyhisselam" bu- 
yurdu ki, (Ummetimdeki niiiiiaf iklarin cogu, Kur'an-i kerim okuyanlardan olacak- 
dir). Ebu Siileyman Darani buyuruyor ki, (Cehennemde azab yapan, Zebaniadm- 
daki melekler, puta tapan kafirlerden once, islamiyyete uymayan hafizlara saldira- 
caklardir). Para kazanmak icin mevlid okuyan, musikiile mevlid okuyan hafizlar 
da boyledir. Sunu iyi bilmelidir ki, Kur'an-i kerim, yalmz okumak icin gonderilme- 
di. Gosterdigi yolda gitmek, islamiyyete uymak icin gonderildi). (Sir'a-tiil-islam) ser- 
hinin sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Kur'an-i kerimi sarki soyler gibi 
okumak, bid'atlerin en cirkini, en kotlisudiir. Boyle okuyanlar cezalandinhr). 

(Riyad-un-nasihin)de diyor ki, Kur'an-i kerim, islamiyyete uyan hafizlara sefa'at 
edecekdir. (Muslim) kitabmdaki hadis-i serifde, (Kur'an-i kerim, okuyanlarina, ya 
sefa'at edecek veya diisman olacakdir) buyuruldu. Bir hadis-i serifde, (Kur'an-i ke- 
rim okuyan cok kimse vardir ki, Kur'an-i kerim, onlara la'net eder) buyuruldu. 
Kur'an-i kerimi abdestli olarak okumak, sag el ile tutmak, dizden asagi koymamak, 
bitirince acik birakmamak, baska sey yaparken kapayip yiiksek bir yere koymak, 
okurken konusmamak, konusursa, tekrar E'uzii okuyarak baslamak lazimdir. 
Mushafi [ve Kur'an-i kerim bulunan teypi] ayaga kalkarak almahdir. 

Radyoda Kur'an-i kerim dinleyen de, hie olmazsa, radyoyu yiiksege koymah, 
bir is yapmamah, konusmamah, kibleye karsi edeble oturmahdir. Kur'an-i keri- 
mi ve mevlidi dinledikden sonra veya once, calgi, sarki ve baska kiifr ve haram sey- 
leri dinlemek, bunlara saygisizhk olur. Kur'an-i kerim, okunup da, kendisine say- 
gi gostermiyenlere la'net eder. Okuyanlar ve soyliyenler icin giinah olan hersey, 
okutanlar ve dinleyenler igin de, giinahdir. 

Radyoda, hafizm Kur'an-i kerim okumasma sebeb olan dinleyiciler, bir canba- 
zi seyr edenler gibi oluyor. Ya'ni, canbaz, oynarken ipden diisup oliirse, seyrciler 
giinaha girer. Ciinki, onlar seyr etmeselerdi, canbaz oynamiyacak ve olmiyecek- 
di. Evet, olduriilen kimse, eceli geldigi icin oliir. Fekat, bunu olduren de, cezasi- 
ni goriir. 

Kur'an-i kerimi, mevlidi ve ezam musiki ile, teganni ederek okumak da, ma'na- 
sim bozuyor ve zararh oluyor. Mesela, (Allahii ekber), Allahu teala biiyiikdur, de- 

-728- 



mekdir. Sesi uzatarak, mesela (Aaaallahii ekber), seklinde okunursa, Allah, aca- 
ba biiyiik miidiir? demek olur ki, boyle soyliyenlerin kafir olacagi meydandadir. 

Biitiin fikh kitablarmda ve mesela, (Halebi-yi sagir)in sahibi "rahmetullahi 
teala aleyh", ikiyiizelliikinci sahifesinde: (Kur'an-i kerimi nagme ile, ya'ni sesi mu- 
siki perdelerine uydurarak okumak, harfleri bozmaz ise, alimler mekruh demis- 
dir. Zira fasiklann nagmelerine tesebbtihdtir. Eger harfler degisir ise, haramdir. 
Okumasi mekruh olan birseyi dinlemek de mekruhdur. Okumasi haram olan se- 
yi, dinlemek de haramdir. Kur'an-i kerimi teganni ile okuyan hafizlara emr-i 
ma'ruf yapmak vacibdir. inadlanna, diismanhklarma sebeb olacak ise, bunlan din- 
lememeli, orayi terk etmelidir) demekdedir. (Halebi)nin ikiyiizdoksanyedinci 
sahifesinde, (Teganni ile okuyan bir imam arkasinda kihnan nemazm i'adesi, 
tekrar kilmmasi lazimdir). Baska bir sahifesinde, (is gorenler ve yatanlar arasin- 
da, yiiksek sesle Kur'an-i kerim okunursa, okuyan giinaha girer) yazihdir. 

(Halebi-yi kebir)de, dortyiizdoksanaltmci sahifesinde diyor ki, (Yan yatarak 
ayaklan birbirine bitisdirip, Kur'an-i kerimi, icinden ezbere okumak veya yiirii- 
yerek, is gorerek, hamamda, kabr basmda oturup okumak caizdir. Kitab okuyan, 
yazan, is yapan yanmda Kur'an-i kerim okumaga baslamak, onlar dinlemedikle- 
ri zeman giinah olur. Cami'de veya baska yerde, birkac kisinin, bir zemanda, 
yiiksek sesle Kur'an-i kerim okumalan tahrimen mekruhdur. Birinin okuyup, 
baskalannm sessizce dinlemeleri lazimdir. isi olanlarm dinlemesi farz olmaz. 
Kur'an-i kerimi dinlemek, farz-i kifayedir ve okunmasindan ve nafile ibadetlerden 
daha sevabdir. Kadm, Kur'an-i kerimi kadmdan ogrenmelidir. Yabanci erkekler- 
den, a'madan bile ogrenmemelidir). Kur'an-i kerimi ogrendikden sonra, unutma- 
nm giinah oldugu, (Berika)da ve (Hadika)da yazihdir. (Hulasa-tiil-fetava) sahibi 
"rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (is goriirken ve yiiriirken, kalbi ile diisiinerek, 
Kur'an-i kerim okumak caizdir). 

Kur'an-i kerimi dogru, giizel okumak icin, musiki ogrenmege liizum yokdur. Tec- 
vid ilmini ogrenmege liizum vardir. Alimlerin coguna gore, Tecvid ilminde, harf- 
lerin agizdaki yerleri, medler, harflerin uzatma mikdarlan ve daha bircok seyler 
ogrenmeden okunan Kur'an-i kerim, dogru olmaz ve ezan ve nemaz sahih olmaz. 
ikinci kism, birinci maddeye bakimz! 

(Halebi-yi sagir) kitabmda, tilavet secdesi kismindan birkac satir once, buyuru- 
yor ki, (Kur'an-i kerimi okunamiyacak kadar kiiciik harflerle yazmak, boyle kiiciik 
Kur'an-i kerim almak giinahdir. Allahii teala, Kur'an-i kerimi okumak, dinlemek, 
icindekileri, ogrenip yapmak icin gonderdi. Kur'an-i kerimi okunamiyacak kadar 
kiiciik yazmak, ona hakaret etmek olur. Halife Omer "radiyallahii anh", boyle kii- 
ciik yazan birisini cezalandirmisdir). Boyle mushaflan almak, tasimak, hiristiyan- 
lann putlari gibi, akin mahfaza icinde boyuna takmak, faidesizdir ve cok giinahdir. 

Ayet-i kerimeleri ve Allahii tealanm ismlerini, yerde serili seyler ve seccadeler 
iizerine yazmanin [Ka'be-i muazzamamn resmini koymak da boyledir] tahrimen 
mekruh oldugu (Halebi)de yazihdir. Paralar iizerine yazmanin mekruh oldugu (im- 
dad)m Tahtavihasiyesinde yazihdir. Biiyiik alim, seyyid Abdiilhakim efendi "kud- 
dise sirruh", bir mektubunda buyuruyor ki; Eshab-i kiram ve Tabi'in-i izam "aley- 
himiirndvan" zemanlannda, paralar iizerine mubarek kelimeler yazilmadi. Ciin- 
ki, para, ahs veris vasitasi oldugundan, muhterem degildir, hakirdir. Uzerlerine resm 
koymak caiz olur. Ehl-i siinnet olmiyan hiikumetler, mesela Fatimiler, Resuliler 
gibi, mu'tezile mezhebinde olup, miisliman ismini tasiyan, fekat islamiyyete uymi- 
yan hiikiimdarlar, para iizerine ayet-i kerime ve hadis-i serif yazmislardir. Mille- 
ti kandirmak, miisliman goriinmek icin yapdiklan hilelerden biri de bu idi. Din alim- 
leri [ya'ni Fukaha-i izam], muhterem kelimeleri, paralara degil, mezar taslanna bi- 
le yazmaga izn vermemisdir. Boyle paralan abdestsiz tutmak mekruh oldugu, 
(Fetava-yi Hindiyye)de yazihdir. Harab olmus mishafi gommek veya yakmak la- 

-729- 



zim geldigi (Sir'a-tiil-islam) serhinde yazilidir. 

Ibadetleri, hosa gidecek sekle degisdirmek olamaz. Insanlann begendigi ibade- 
ti, Allahii teala da begenir zan etmek, pek yanlisdir. Boyle olsaydi, Peygamberle- 
rin "aleyhimiisselam" gonderilmesine liizum yokdu. Herkes, hosuna gitdigi gibi iba- 
det eder, Allahii teala da, onu begenirdi. Halbuki, ibadetlerin kabul olmasi icin in- 
sanlann hosuna gitmesi, dinleyicilerin cok olmasi degil, insanlann akh ermese, fa- 
idelerini anlamasalar bile, islamiyyete uygun olmasi lazimdir. 

Bu yazimiz, dini diinya kazanclarma alet edenlerin hosuna gitmiyebilir. Onlar 
icin degil, hakikati ogrenmek istiyenler icin yaziyoruz. 

Siial: Radyo dinlemek ve televizyon seyr etmek giinah midir? 

Cevab: Bu siial, sinemaya gitmek giinah mi demege benziyor. Bu iki siiali bir- 
likde cevablandirahm: 

Siial: Sinemaya gitmek giinah midir? 

Cevab: Radyo, sinema, televizyon nesr vasitasidir. Kitab, gazete, mecmu'a gi- 
bidir. Bunlar, tabanca gibi, bir vasita, bir aletdir. Tabancayi, bir kabahatsiz, giinah- 
siz, zararsiz kimseye karsi kullanmak giinahdir. Muharebede, diismana karsi kul- 
lanmak ise, cok sevabdir. Goriiliiyor ki, tabanca kullanmak, hep giinahdir demek 
veya her zeman sevabdir diye kesdirip atmak, dogru degildir. 

Bunun gibi, radyo ve filmier, iyi insanlar tarafmdan hazirlanir, Allahii tealamn 
begendigi seyleri bildirir, islamiyyetin faidelerini, ahlak, ticaret, san'at, fabrikala- 
nn calismasi, tarih olaylan, askerlik gibi din ve diinya bilgileri verirse, boyle rad- 
yoyu dinlemek, boyle filmleri ve televizyonlan gormek giinah olmaz, mubah olur. 
Faideli kitab ve mecmu'a okumak gibi, her miislimana lazim olur. [Birinci kism- 
da, 68. ci maddenin 3. cii sahifesine bakmiz!] 

Fekat bunlar, din diismanlan, ahlaksizlar tarafmdan hazirlanir, haram, cirkin, 
sarkilar, calgilar bulunursa ve zararh seylerin propagandasi yapihrsa, boyle rad- 
yolan dinlemek, televizyonlan gormek ve boyle film gosterilen sinemalara gitmek 
caiz olmaz. Boyle olan gazete ve kitablan, romanlan okumak gibi, haram olur. 

(Hadfka) ve (Berika)nm sonlannda diyor ki, (Def, tanbur ve her nev' calgiyi 
evinde, diikkamnda bulundurmak, kendisi kullanmasa bile, satmak, hediyye, ari- 
yet, kiraya vermek giinahdir). Mubah ile giinah kansik olursa ve radyoda, televiz- 
yonda, filmde veya bunlarm goriildtigii, dinlenildigi yerde, haram seyler varsa, gii- 
naha girmemek icin mubahi, hatta sevabi terk etmek lazim olur. Nitekim, mii'mi- 
nin da'vetine gitmek siinnet oldugu halde, haram bulunan da'vete gitmemeli, ha- 
ramdan, mekruhdan sakinmak icin siinneti terk etmelidir. 

(Ahlak-i ala'f) kitabmda diyor ki, (Si'r, veznli soze denir. Lahn ve nagme bu- 
lunmiyan giizel sesi dinlemek mutlaka mubahdir. Sikinti gidermek icin, nagme ile, 
kendi kendine okumak caiz diyenler vardir. Fekat, baskalanm eglendirmek veya 
para kazanmak icin okumak haramdir. Nagme, ya'ni veznli ses iicdiir: 

1 — Insan sesi. Yukanda uzun bildirdik. 

2 — Hayvan sesi. Kuslarm otmesi gibi. Bunlan dinlemek, mutlaka halaldir. 

3 — Cansizlardan [biitiin calgilardan] vurmak, iiflemek, siirtmekle cikanlan ses- 
leri dinlemek, mutlaka haramdir. Suyun akmasi, dalgalarm carpmasi, riizgar, yap- 
rak seslerini dinlemek giinah degildir. Bunlan dinlemek faidelidir. Sikintiyi gide- 
rir). 

(Esi'at-iil-leme'at) hadis kitabmm sahibi "rahmetullahi teala aleyh", (Beyan ve 
Si'r) babmda diyor ki, Aise "radryallahu anha"nm bildirdigi hadis-i serifde, (Si'r? 
iyisi iyi olan, cirkini cirkin olan sozdiir) buyuruldu. Ya'ni, vezn ve kafiye, bir so- 
zii cirkinlesdirmez. Si'ri cirkin yapan, ma'nasidir. 

(Hadfka) kitabinm sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Haram kansma- 

-730- 



mis olan teganni, salih insanin temiz kalbine, ruhuna tath geldigi gibi, haram ka- 
rismis olan miizik de, fasiklarm nefslerine tath gelir). Onlar, bunlann, bunlar da on- 
larm miiziklerinden zevk almazlar, sikilirlar. Ciinki kalbe, ruha lezzet veren sey, nef- 
se sikmti verir. Nefse tath gelen sey, temiz kalblere sikmti verir. Bunun icindir ki, 
kafirlerin, fasiklarm Cennet hayati yasadiklan yerler, miislimanlara, salihlere zin- 
dan olur. (Diinya, [ya'ni haramlarin buhmdugu yerler, fisk meclisleri] mii'mine zin- 
dan, kafire ise Cennetdir) hadisi degismez bir hakikatdir. Bu hakikati gozoniine ala- 
rak, herkes kendi kalbinin nasil oldugunu kolayca anhyabilir. Cok kimsenin nef- 
si, kiifr alametlerini kullanmakla ve haramlan islemekle kuvvet bulup, kalbi ve ru- 
hu ortdiigiinden, nagme nefse te'sir edip azdirmakdadir. Ruhun, kalbin sifatlan mag- 
lub oldugundan, miiteessir olmamakdadirlar. Nefsin duydugu lezzet, kalbin, ruhun 
lezzeti samlmakdadir. Nagmeden ba'zi hayvanlar da lezzet almakdadir. 

Sure-i Lokmandaki (Lehvelhadis) ayet-i kerimesinin, musikmin men'i icin ol- 
dugunu, tefsirler mesela, (Tefsir-i medarik) bildirmekdedir. Farisi (Mevahib-i 
aliyye) ismindeki tefsirde, bu ayet-i kerime soyle tefsir ediliyor: (Ba'zi insanlar, de- 
dikodu yaparak, yalan hikayeler, romanlar soyliyerek ve yazarak ve para ile sar- 
kici kadmlar tutup herkese ses nagmeleri dinleterek, Kur'an-i kerim dinlemeleri- 
ne, farzlan, haramlan okuyup ogrenmelerine ve nemaz kilmalarma mani' olma- 
ga, ya'ni gencleri islamiyyetden uzaklasdirmaga cahsiyor ve miislimanlarla ve 
Allahti tealanm emrleri ile, alay ediyorlar. islamiyyete gerilik, miislimanlara da, 
anormal insan, ibtidai, oriimcek kafah, hasta adam ve gerici gibi ismler takiyorlar. 
Bunlara, Allahii tealanm emrleri, Ehl-i siinnet alimlerinin sozleri soylenince, 
kendilerine bir sus vererek, kibrle, gururla yiizlerini cevirerek, bu soylenenleri hie 
duymuyormus gibi aldins etmezler. Onlara Cehennem atesini, cok aci azablan miij- 
dele!). Bu tefsir, tiirkceye terceme edilmis ve (Mevakib tefsiri) ismi verilmisdir. 
(Diirr-iil-miinteka) kitabinda buyuruyor ki, (Kur'an-i kerimi ve ezam teganni ile 
okumak ve dinlemek haramdir. Burhaneddin-i Mergmani "rahmetullahi teala 
aleyh" buyurdu ki, Kur'an-i kerimi teganni ile okuyan hafiza, ne giizel okudun di- 
yen kimsenin imam gider. Tecdid-i iman ve tecdid-i nikah etmesi lazim gelir. Ku- 
histani hazretleri de, boyle yazmakdadir. Kasideleri, ilahileri teganni ile okuyarak, 
bunlari dinliyerek vecde geliyoruz, kendimizden geciyoruz diyenlerin sozleri dog- 
ru degildir. Dinimizde boyle birsey yokdur. Tekkelerde yapilan rakslar, teganni 
ile okunan seyler [ilahiler, mevlidler] haramdir. Buralara gidip oturmak, dinlemek 
caiz degildir. Tesavvuf btiyiikleri, boyle seyler yapmadi. Bunlar sonradan uydurul- 
du. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" si'r dinlemisdir. Fekat bu, sarki, 
nagme dinlemege izn degildir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" sar- 
ki dinleyip vecde geldi diyenler, yalan soyliyor). [Haram olan teganni, musiki 
perdelerine uyarak okumakdir. Siinnet olan teganni, tecvide uyarak okumak- 
dir.] Raks ve sima' hakkmda (Ukud-iid-diirriyye) sonunda genis bilgi vardir. 

(Diirr-iil-muhtar) besinci cild, ikiyiizyetmisinci sahifede diyor ki, (Kur'an-i 
kerim okurken, harf eklemiyecek, kelimeyi bozmiyacak seklde teganni etmek 
caiz ve giizeldir. Aksi takdirde haramdir. Boyle teganni edene, ne giizel okudun 
demekde kiifr korkusu vardir). ibni Abidin, serh ederken buyuruyor ki, (Tegan- 
ni eden hafiza, ne giizel okudun diyen kimse kafir olur demislerdir. Ciinki, dort mez- 
hebde de haram olan birseye, giizel diyen kafir olur. Fekat, Kur'an-i kerimin 
harflerini, kelimelerini degisdirdigi icin, giizel okudun diyen kafir olur. Yoksa, se- 
si, sadasi, Kur'an-i kerimi okumasi giizel demek istiyen, elbette kafir olmaz). 
Boyle kimse, bu hafizin teganni etmiyerek okudugundan da zevk ahr ve giizel oku- 
du der. Bununla beraber, teganni eden hafizi dinlememelidir. Okumasi da, dinle- 
mesi de haramdir. (Hadfka)da, dil afetlerini anlatirken buyuruyor ki, (Kur'an-i ke- 
rimi musiki perdelerine gore okuyarak hareke veya medleri degisdirmek ve bunu 
dinlemek haramdir. Kur'an-i kerimi teganni ile suslemek demek, tecvide uygun 

-731- 



okumak demekdir). 

(Kimya-yi se'adet) kitabi, ikiyiizaltmisaltinci sahifesinde, cocuk terbiyesini an- 
latirken, (Cocuklara kadin, kiz, ask bulunan si'rleri okutmamah, boyle si'rler ru- 
hun gidasidir diyen ogretmene gondermemelidir. Talebesine boyle soyliyen, [ve 
seks bilgileri veren ogretmen], iistad degil, seytandir. Cocugun kalbini bozmakda- 
dir) buyuruyor. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Gina kalbi karartir) 
buyurdu. Ya'ni insan sesi ile teganni ve calgilar kalbi karartir. [Bu hadis-i serifi, 
Ibni Abidin, besinci cild, ikiyiizyirmiikinci sahifede, izah etmekdedir.] Musikiye 
ozenmemeli, hasil etdigi lezzete aldanmamahdir. Bundan ruh degil, Allahii teala- 
nm diismam olan nefs lezzet almakdadir. Zevalli ruh, nefsin elinde esir oldugun- 
dan, kendi lezzeti sanmakdadir. [Uciincii kism, otuzbesinci maddeyi okuyunuz!]. 
Musikinin tadi, zehrli bala, sekerlenmis, yaldizlanmis necasete [pislige] benzer. 

Musikinin haram ve zararli oldugunu bildirmekden maksadimiz, buna tutulmus 
olan binlerce insani fasik ve giinahh olmakla lekelemek degildir. Sunu bildirmek 
isterim ki, bu satirlan yazanm giinahlan, okuyucularminkinden katkat ziyadedir. 
Ma'sum, giinahsiz olan, ancak Peygamberlerdir "aleyhimiisselam". Yayilmis olan 
giinahlan bilmemek de, aynca giinahdir. Sozbirligi ile bildirilen haramlan, halal sa- 
narak, sikilmadan isliyen kafir olur. Gunahlanmizin coklugunu diisiinerek, Rabbi- 
mize karsi, her zeman mahcub, boynu biikiik olmahyiz. Hergiin tevbe etmeliyiz! 

Allahii tealamn aski ile dolmus, Evliyamn btiyiiklerinden olan, Celaleddin-i Ru- 
mi "kuddise sirruh", ney ve baska hicbir calgi calmadi. Musiki dinlemedi ve raks 
etmedi. Ya'ni dans etmedi. Kirkyedibinden ziyade beyti ile diinyaya nur sacan 
(Mesne vi) sine, her memleketde, bircok dillerde serhler, aciklamalar yapilmis- 
dir. Bunlardan pek kiymetlisi ve lezzetlisi, mevlana Caminin kitabi olup, bunu da, 
bircok kimse, aynca serh etmisdir. Bunlann icinde de, Siileyman Nes'et efendinin 
serhinden ellialti sahifesi, yalniz dort beytin serhi olup, sultan Abdiilmecid han ze- 
maninda, [1263] de matba'a-i Amirede tab' edilmisdir. Bu kitabda, mevlana Ca- 
mi "kuddise sirruh" buyuruyor ki: (Mesnevmin birinci beytinde, [Dinle neyden, 
nasil anlatiyor-aynhklardan sikayet ediyor] ney, islam dininde yetisen kamil, 
yiiksek insan demekdir. Bunlar, kendilerini ve herseyi unutmusdur. Zihnleri, her 
an, Allahii tealamn nzasim aramakdadir. Ney, farisi dilinde, yok demekdir. Bun- 
lar da, kendi varhklanndan yok olmusdur. Ney denilen calgi, ipi bos bir cubuk olup, 
bundan cikan her ses, onu calan kimseden hasil olmakdadir. O biiyiikler de, ken- 
di varhklanndan bosahp, kendilerinden, Allahii tealamn ahlaki, sifatlan ve kema- 
lati zahir olmakdadir. Neyin iiciincii ma'nasi, kamis kalem demekdir ki, bundan 
da, insan-i kamil kasd edilmekdedir. Kalemin hareketi ve yazmasi kendinden ol- 
madigi gibi, kamil insamn hareketleri ve sozleri de, hep Allahii tealamn ilhami ile- 
dir). Sultan ikinci Abdiilhamid han zemamnda Ankara valisi olan Abidin Pasa "rah- 
metullahi teala aleyh", (Mesnevi serhi)nde, neyin insan-i kamil oldugunu, dokuz 
diirlii isbat etmekdedir. 

Mevlevi seyhleri de, alim, salih zevat idi. Bunlardan Osman efendi, (Tezkiye-i 
Ehl-i beyt) kitabinda, rafizflerin (Hiisniyye) kitabma vesikalarla cevab vererek, isla- 
miyyete biiyiik hizmet etmisdir. (Tezkiye-i Ehl-i beyt) kitabimn tiirkcesi, (Hak Soziin 
Vesfkalan) kitabimn iiciincii kismi olarak, Hakfkat Kitabevi tarafmdan nesr edil- 
misdir. Sonralan, ba'zi cahiller, neyi calgi sanarak, ney, diimbelek gibi, seyler calma- 
ga, dans etmege basladilar. Oyun aletleri, o tesavvuf iistadinin tiirbesine konuldu. (Mes- 
nevi serhleri)ni okuyarak, o hakfkat giinesini yakmdan tamyanlar, elbette aldanmaz. 

Celaleddin-i Rumi "kuddise sirruh", yiiksek sesle zikr bile yapmazdi. Nitekim 
(Mesnevi)sinde: 

Pes zi can kiin, vasl-i cananra taleb, 
bileb-ii bi gam migu, nam-i Rab! 

buyuruyor ki, (O halde, sevgiliye kavusmagi, can-u goniilden iste. Dudagim ve da- 

-732- 



magmi oynatmadan, Rabbin ismini [kalbinden] soyle!) demekdir. Sonradan gelen 
din cahilleri, ney, saz, def gibi calgilar calarak, gazel okuyup donerek, dans ede- 
rek, nefslerini zevklendirmislerdir. Bu giinahlara ibadet adini verebilmek ve ken- 
dilerini din adami tamtabilmek icin, Mevlana da boyle calar ve oynardi. Biz mev- 
leviyiz, onun yolunda gidiyoruz diyerek, yalan soylemislerdir. 

Zahir ilmlerinde miitehassis, tesavvuf derecelerinde cok yiiksek olan, derin alim, 
biiyiik veil Abdiillah-i Dehlevi, yetmisdordiincii mektubunda buyuruyor ki, (Te- 
ganni, hazin ses ve Allah sevgisini anlatan si'rler ve Evliya-yi kiramm hayatim bil- 
diren kasideler, kalbdeki baglihgi harekete getirir. Hafif sesle zikr etmek ve isla- 
miyyetin yasak etmedigi si'rleri dinlemek, Cestiyye yolunda olanlarm kalblerini 
inceltir). Seksenbesinci mektubda buyuruyor ki, (Tesavvuf biiyiikleri giizel ses din- 
lediler. Fekat, calgi ile degil idi. Oglanlar ve kizlar yaninda degil idi. Fasiklar 
arasmda degil idi. Cestiyye yolunun biiyiiklerinden Sultan-iil-mesayih Nizam- 
iiddin-i Evliya hazretleri giizel ses dinlerdi. Fekat hicbir zeman, hicbir calgi din- 
lemedigi, (Fevaid-iil-fiiad) ve (Siyer-iil-evliya) kitablarmda yazilidir. (Sima'), 
ya'ni giizel ses dinlemek, Evliyanm kalbindeki kabz [sikmti] halini bast [rahathk] 
haline cevirmek icindir. Gafillerin giizel ses dinlemeleri, fiska yol acar. Hicbir cal- 
gi halal degildir. Sekr halinde iken, caiz diyenler oldu ise de, bunlar ma'zurdur. Bun- 
lan ileri siirerek caiz dememelidir. islamiyyete uygun sartlan gozeterek, sesle zikr 
caiz ise de, sessiz zikr efdaldir. Ud, keman, saz, ney ve her calgiyi ve gafillerin sar- 
kilanni dinlemek ve raks [dans] yapmak ve seyr etmek caiz degildir). Doksando- 
kuzuncu mektubda buyuruyor ki, (Kalbdeki kabzi, bulamkhgi gidermek icin, gii- 
zel sesle, tecvide uyarak okunan Kur'an-i kerimi dinlemelidir. Eshab-i kiram 
boyle yapardi. Kaside ve si'r dinlemezlerdi. Sarki ve calgi dinlemek ve yiiksek ses- 
le zikr yapmak, sonradan meydana cikdi. Ebiil-Ffasen-i Sazili ve Ffammad-i Deb- 
bas gibi tesavvuf biiyiikleri "kaddesallahii teala esrarehiima" siddetle inkar etdi- 
ler. Abdiilhak-i Dehlevi "rahmetullahi aleyhim", bunu uzun bildirmekdedir. Cal- 
gisiz olarak ve fasiklar ve gafiller arasmda olmiyarak, Allah sevgisini anlatan 
si'rleri dinliyen biiyiikler de vardi. Behaiiddm-i Buharihazretlerinin yamna ney ve 
saz getirdiklerinde, biz bunlari dinlemeyiz. Dinliyen tesavvufculan da inkar etme- 
yiz buyurdu. Ciinki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", hie dinlememisdir. 
Tarikat-i miiceddidiyyede, teganni dinlemenin kalbe te'siri yokdur. Kur'an-i ke- 
rim dinlemek, safa vermekde ve huzuru artdirmakdadir. Nagme ve saz dinlemek 
kalb seyrinde olanlara zevk verir. Hafif sesle ve hazin teganni ile zikr, zevki ve sev- 
ki artdinr. trade ve ihtiyar ile olmadan, derd ve hiizn ile icden gelen yiiksek ses- 
le zikr etmek yasak degildir. Fekat her zeman yapmamahdir). 

(E$i'at-iil-leme'at)da, (Beyan ve §i'r) babmda diyor ki, Tabi'inin biiyiiklerin- 
den Nafi' buyurdu ki, Abdullah bin Omer "radiyallahii anhiima" ile beraber gidi- 
yorduk. Ney sesi isitdik. Abdullah, kulaklarim parmaklan ile kapadi. Oradan 
hizla uzaklasdik. Ney sesi daha isitiliyor mu, dedi. Hayir isitilmiyor dedim. Parmak- 
lanni kulaklanndan ayirdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" de boyle yap- 
misdi dedi. Nafi', sonra dedi ki, ben o zeman cocuk idim. Bundan anlasiliyor ki, 
Nafi'a kulaklarim kapamasim emr etmemesi, cocuk oldugu icin idi. Yoksa, ney se- 
si dinlemek tahrimen mekrtih olmayip tenzihen mekruh oldugu icin, Abdullah ve- 
ra' ve takvasi sebebi ile kulaklarim kapatdi demek dogru degildir. Nafi', boyle yan- 
hs anlasilmamasi icin, cocuk oldugunu bildirdi. (Esi'at-iil-leme'at)dan terceme te- 
mam oldu. 

Sultan Uciincii Muhammed han "rahimehullahii teala" zemamnda yasamis 
olan Itri efendi, bir din alimi degildi. Meshur Beethoven gibi, bir musiki iistadi idi. 
Islam tekbirini, segah makamina bestelemekle, islamiyyete bir hizmet yapmamis, 
dine bir bid'at kansdirmisdir. Miizik perdelerine uydurmak icin, kelimeler degis- 
dirilmekde, ma'nalan bozulmakdadir. insanlar, nagmenin kulaklara ve nefse olan 

-733- 



te'sfrine kapilip, tekbirin ma'nasi ve kalbe ve ruha olan te'siri gayb olmusdur. 
Kur'an-i kerim ve mevlidler de, boyle musiki ile okununca, kelimeler bozularak 
ma'nalan degisiyor. Te'siri ve sevabi kalmiyor. Kur'an-i kerimi giizel ses ile ve tec- 
vid ile okumalidir. Bu vakt te'siri ve sevabi cok olur. 

(Berika) kitabmda, dil afetlerinin onyedincisi olarak gina, ya'ni teganni uzun 
anlatilmakdadir. Seyh-ul-islam Ebiissii'ud efendinin "rahmetullahi teala aleyh" fet- 
vasi da yazihdir. Bu fetvada halal ve haram olan teganniler bildirilmekdedir. Cal- 
gilar hakkmda hicbirsey yazih degildir. Ney ve calgi calanlann bu fetvayi ileri siir- 
meleri, Ebiissii'ud efendiye iftira olmakdadir. 

(Ibni Abidin) dordiincii cildde, sahidligi kabul edilmiyenleri anlatirken buyuru- 
yor ki, (Eglence icin ve para kazanmak icin baskalanna sarki soylemek, sozbirligi 
ile haramdir. Calgi calarak dans etmek biiyiik giinahdir. Sikmtisim gidermek icin 
kendi kendine sarki soylemek giinah degildir. Va'z ve hikmet bulunan si'r dinlemek 
caizdir. Calgi olarak, yalniz kadinlann diigiinlerde def calmasi caizdir). Fekat, er- 
kek kadin bir arada bulunmamahdir. Teganni ve calgi hakkmda (Mevahib-i lediin- 
niyye) ikinci kism sonunda genis bilgi vardir. (Hadfka)da, kulak afetlerini anlatir- 
ken buyuruyor ki, (Fisk, icki meclislerinde ve kizlan oynatarak calgi calmak ve bu- 
nu dinlemek haramdir. Hadis-i serifde yasak edilen, boyle caiman calgilardir. Re- 
sulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" cobanm kavahni isitince, parmaklan ile mu- 
barek kulaklarmi kapadi ise de, yanmda bulunan Abdullah bin Omere kulaklan- 
m kapamasim emr etmedi. Bu da, gecerken duymanm haram olmadigim gostermek- 
dedir). El afetlerini bildirirken buyuruyor ki, (Calgiyi, icki, oyun ve kadin bulunan 
yerlerde keyf icin calmak haramdir. Diigiinlerde def calmak hadis-i serifde emr edil- 
di. Bu emrin erkeklere de samil olmasi esahdir. [Fekat, ibni Abidinin yukandaki 
men' eden yazisi tercih olunur.] Harbde, hac yolunda ve askerlikde davul ve ben- 
zeri aletleri calmak caizdir). Mekteblerde, milli ve siyasitoplantilarda ve bayram- 
larda bando, miizika calmak caiz oldugu buradan anlasilmakdadir. 

imam-i Zehebinin "rahmetullahi teala aleyh" (Tibb-iin-nebevi) kitabinin ve ib- 
ni Abidinin "rahmetullahi teala aleyh" (Ukud-ud-diirriyye) fetva kitabmin son- 
larmda, teganninin haram olan ve caiz olan kismlan arabi olarak uzun anlatilmak- 
dadir. Bu kitablardan birincisi, (Teshil-iil-menafi') kitabmin kenarmda olarak, ikin- 
cisinin yalniz teganniyi anlatan yazilan, (EI-Habl-iil-inetin fi-ittiba'is-selefis-sali- 
hin) kitabmin sonuna ek olarak, istanbulda, Hakikat Kitabevi tarafmdan basdi- 
nlmisdir. 

Izdirab dolu, ru'yadir bu hay at, 
dogmusuz olmek iizere, degil mi? 
Zevk ile gecerse de, birkac saat, 
derd kovaiar, zevklerin herbirini! 

Gideriz her an, cehl ve gafletle, 
oliini denizi dibine hasretie. 
Diiriii mi line tic ve bin me$akkatle, 
mahvu peris fin eder diinya bizi. 

Biz ise seyr eyleyip, bu bunyadi, 
arariz halki icin, nedir badi. 
Hahki, halki ve sirr-i icadi, 
biimek isteriz Hakkm hikmetini. 

Fekat, Hakkm koydugu sirrm haiii, 
kuiun akh He olamaz, bes belli. 
Insana acz ve gaflet ve cehli, 
etdirirler sehv icinde sehvi. 

-734- 



53 — CIN HAKKIND A BILGI 

Asagidaki yazi, Osmanh padisahlarimn otuzaltincisi, sonuncusu, sultan Muliani- 
med Vahideddin nan "rahmetullahi teala aleyh" zemamnda, medresetiilinutehas- 
sisinde tcsavvuf miiderrisi olan seyyid Abdiilhakfm efendinin "rahmetullahi 
aleyh" (Keskiil) ismindeki kitabindan alindi. Keskiil basilmamisdir. 

Cin var mi, diye soranlara, acele cevab vermek icab eder. Ciinki, Cinnin var ol- 
masmda siibhe etmek, pek tehliikelidir. Cevab olarak, islam alimlerinin saglam ki- 
tablanndan cikardigim, asagidaki bilgileri, dikkatle ve insaf ile okumak ve dogru 
diisiinerek, anlamak lazimdir. 

Cin, cinnet, cinan, Cennet, cenan ve cenin gibi C ve N harflerinden meydana ge- 
len kelimeler (ortiilii) demekdir. Cennet denilen yer, meyveler, cicekler, kokular 
ile ortiilii oldugundan, bu ism verilmisdir. Delilere, mecnun denilmesi de, akhnm 
ortiilii oldugu icindir. Geceye (Ciinn-i leyl) denir. Ciinki, karanhk, giin lsigmi 
ortmiisdiir. Cin denilen mahliiklar da, goziimiizden ortiilii oldugu icin, cin denil- 
misdir. Cin kelimesi, Cinni isminin cem'idir. Cin, cinniler demekdir. Peri, farisi- 
de, cin demekdir. 

Mahliiklar, goriilen, goriilmiyen diye iki kismdir. Ayrica, mekansiz, madde ol- 
miyan mahluklar da vardir. tmam-i Maverdi diyor ki, (Cin, dort ana maddeden ya- 
pilmisdir: Su, toprak maddeleri, havadaki gazlar ve ates. Bunlardan ates; alev, lsik 
ve dumandir. Marie denilen, alev kismmdan yaratilan cinnilerin mii'minleri, ka- 
firleri, fasiklan vardir). Bugiinkii fen bilgimize gore, bu dort ana madde, yiizbes 
elementden (basit cismden) meydana gelmekdedir. Su halde biitiin mahluklar, ele- 
mentlerden yapilmis olup, enerji (kudret) tasirlar. Normal fizik sartlannda, kati 
ve sivi (mayi') halinde bulunan varhklan ve renkli gazlan gorebildigimiz igin 
bunlardan yapilmis cismler goriiniir. Mesela insanda kati maddeler ve su cok 
(yiizde yetmisden fazla) bulundugundan, insan goriiniiyor. Otlar ve biitiin hayvan- 
lar da boyledir. 

Cinniler, havadan ve nardan [ya'ni atesden] meydana gelmisdir. [Atesin alev kis- 
mi goriinmez, icindeki kati zerreler, sicakda lsiklandigi icin, parlak goriiniiyor.] Bu- 
nun icin, cin de goriinmez. 

Alev iki kismdir: Biri zulmani [goriinmiyen], ikincisi nurani [bu da goriinmez]. 
Zulmaniolandan cin, nurani olandan ise melekler yaratilmisdir. insanlar, toprak 
maddelerinden yaratildigi halde, Allahii teala, bu maddeleri organik ve organize 
hale, et ve kemige cevirdigi gibi, meleklerde ve cinde alev sekli degiserek, onla- 
ra mahsus latif, her sekle donebilen bir hale gelmisdir. 

Cinnin ta'rifi soyledir: Cin ya'ni peri, atesin alev kismmdan yapilmis cismler olup, 
her sekle girebilirler. 

Melekler ise, nurani cismlerdir. Muhtelif sekllere girebilirler. Melek ile cin, yara- 
tihs bakimindan birbirine yakmdir. Melekler, muhteremdir, krymetlidir. Cin, hakir- 
dir, kiymetsizdir. Melekde, nrir [lsik] kismi, cinde ise, alev maddesi fazladir. Elbette 
nur, zulmetden efdaldir. Meleklerin, cinnilere yakmhgi, insamn hayvana yakinhgi gi- 
bidir. insanlarm iistiin olanlan, melekden kiymetli, cin de hayvandan kiymetlidir. 

Islam alimlerinin cogu, meleklere cism dedi. Dogrusu da oyledir. 

Meleklerin varhgma inanmiyan kafir olur. Cism olduklarma inanmiyan kafir ol- 
maz, bid'at sahibi olur. 

Cinnin varhgina da inanmiyan kafir olur. Eski felsefecilerden bir kismi, Kade- 
riyye [ya'ni mu'tezile] firkasmm cogu ve zmdiklar, Cin ve seytanlara inanmadi. Cin, 
zeki, dahi insan demekdir. Seytanlar da, kotii kimseler demekdir dediler. Din ki- 
tablarmi okumiyan ve islam alimlerinin sozlerini bilmiyen, elbette inanmaz. Fe- 
kat, Kur'an-i kerimde acikca bildirildigi halde ve islam biiyiiklerinin kitablan 

-735- 



dolu oldugu halde, Kaderiyye firkasmin inanmamasi, sasilacak seydir. Ciinki bun- 
lar, Kur'an-i kerime uyduklanni soyliiyor. Demek ki, bu kadar uymakdadirlar. Hal- 
buki, Cinnin var olmasi, akla uymiyan birsey degildir. Ya'ni aklm red edecegi bir- 
sey degildir. Ciinki, Allahii tealamn kudretinin yapamiyacagi birsey degildir. Bu- 
giin fen adamlan, akl ve din sahibleri, aklm imkansiz demedigi seyleri red etmi- 
yor. Kur'an-i kerimde bildirilen seylere, kelimenin acik ve meshur ma'nalarmi ver- 
mek lazimdir. Seyh-i ekber [Muhyiddm-i Arabi] "kuddise sirruh", Cinnin var ol- 
dugunu, su ayet-i kerimeler ile gosteriyor: 

1 — Zariyat suresinin ellialtinci ayetinde mealen, (insanlan ve Cinnileri an- 
cak, beni bilip ita'at, ibadet etmeleri icin yaratdim) buyruluyor. 

2 — Errahman suresi, yetmisdordiincii ayetinde, Cinnin Cennete girecegi bil- 
diriliyor. 

3 — Errahman suresinin otuzbirinci ayetinde (Sekalan) buyuruyor ki, (Ey in- 
sanlar ve cinniler!) demekdir. Resul-i sekaleyn, miiftiyiissekaleyn, gavsiissekaleyn 
[ya'ni, insanlann ve cinnin Peygamberi, muftisi, velisi] gibi ismler de, cinnin var- 
hgmi gostermekdedir. 

Kitabli kafirlerin hepsi, atese tapanlar, puta tapanlar, budistler, miisrikler ve Yu- 
nan felesoflarmm cogu ve tesavvuf biiyiikleri cinnin var olduguna inamyor. Siiley- 
man aleyhisselamm vak'asi da, cinnin varligmi gostermekdedir. 

Cinnileri anlatan ayet-i kerimelere, akllarma gore, baska ma'na verenler miir- 
ted olur. (Milel-nihal) kitabmda ve imam-i Muhammed Birgivinin "rahmetullahi 
aleyh" yazdigi (Tarikat-i Muhammediyye) kitabmdaki fetva ve (Aka'id-i Nesefi) 

serhindeki aciklama, miirted olacaklarmi bildirmekdedir. Fetva sudur: 

(Kur'an-i kerimin ayetlerine, kelimelerin acik, meshur ma'nalan verilir. Bu 
ma'nalan degisdirerek, batmilere [isma'ililere] uyanlar kafir olur). 

Kul-e'uzii birabbinnas suresi ve Cin suresi, cinnin varhgmi acikca haber vermek- 
dedir. 

[Bilgileri noksan ba'zi kimselerin, cinnileri hayal (illiizyon) sanarak, yok deme- 
leri kiymetsizdir. Korkudan, goz oniinde hasil olan hayaller, elbette yokdur. Fe- 
kat, bu hayalleri cin sanmak, cinden haberi olmamak demekdir. Birseye yok diye- 
bilmek icin, o seyi tanimak, kavramak lazimdir. Tammadan yok demek, cocukca 
laf olur. Bu gibilere, ilm adami demek, yersiz olur. Biitiin Peygamberlerin haber 
verdigi ve hele, Peygamberlerin en iistiiniinun "aleyhi ve aleyhimiissalevatii vet- 
teslimat" cesidli zemanlarda haber verdigi bir bilgiye, akla, tecribeye dayanmadan, 
zan yolu ile, cala kalem yok demek, ilm adamina yakisir bir sey degildir. Cinne, me- 
leklere, Cennete, Cehenneme hatta Allahii tealaya inanmiyanlarm biricik sozle- 
ri, (Kim gitmis, kim gormiis. Var olsalardi goriirdiik. Goriilmiyen seye inanmak, 
abdalhk olur) demeleridir. Goziin akla degil, aklm goze bagh olmasi lazim sani- 
yorlar. Halbuki akl, duygu organlan iistiinde bir kuvvetdir ve his edilen seylerin 
dogrusunu, yanhsmi ayiran bir hakimdir. insanlar, goze tabi' olsaydi, insanhk 
serefi, goziin kuvveti ile olciilseydi, kedi, kopek ve farenin insandan daha seref- 
li, daha kiymetli olmasi lazim gelirdi. Ciinki, bu hayvanlar, karanhkda da goriiyor, 
insan ise goremiyor. O halde, goremedigine inanmak istemiyen kimse, insanhgi, 
hayvandan asagi diisiirmekdedir. Demek ki, his organlanmiz, aklin usaklan, alet- 
leridir. Kumandan, hakim, akldir. Akl, goriinmiyen, duyulmryan seyleri red etme- 
digi gibi, yoklugu isbat edilemiyen ve anlasilamiyan seylere de yok demez. Bun- 
lara yok demek, akla uygun bir soz olmaz]. 

Cinnin varhgi, dinin acikca bildirdigi birsey oldugundan, inanmiyan miisli- 
manhkdan cikar, hicbir ibadeti kabul olmaz. 

Cinnin insanlara zarar verdikleri, yardim etdikleri, insanlan isteklerine ka- 
vusdurduklan, cesidli zemanlarda, bircok miisliman ve kafirler tarafindan goriil- 

-736- 



mils ve haber verilmisdir. Buna karsihk, inanmiyanlar, pek azdir. Ya'ni yalniz fe- 
lesof taklidcileri ve tib diplomasi alan birkac kimsedir. Eski tecribeli doktorlar ve 
simdi, tibbi zevk edinip ihtisas kazananlann cogu, yok deyip gecemiyor, miishman- 
lara uyuyorlar. islam aleminin en biiyiik doktoru olan ibni Sina, Yunan felesofla- 
rmm te'sfri altmda kalip, islamiyyetden bir nasib alamadigi halde, (Kaniin) ismin- 
deki kitabmda, Sar'a hastahgmi anlatirken, Cinden bahs etmekdedir. Mesela di- 
yor ki, (Hastahklara bircok maddeler sebeb oldugu gibi, cinnin hasil etdigi hasta- 
liklar da vardir ve meshurdur). 

[Cin hakkmda bilgi, her Peygamberin kitabmda vardi. Siileyman aleyhisselamm 
emri ile is goriirlerdi. idris "aleyhisselam" diri olarak Cennete cikanlmca, onu cok 
sevenler, ayrilik acisma dayanamadi. Resmini yapip seyr eyledi. Daha sonra ge- 
lenler, bu resmleri tanri sandi. Cesidli heykeller de yapilip tapildi. Boylece putpe- 
restlik meydana cikdi. Peygamberimizden "sallallahii aleyhi ve sellem" bin sene 
once, Hicazdaki Huza'a hiikumetinin reisi olan Amr bin Luhay, puta tapmmak di- 
nini Samdan Mekkeye getirdi. Putlara tapanlar, putlardan ses isitirdi. Cin, putun, 
ya'nf heykelin icine girip soylerdi. Peygamberimizin "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" diinyaya tesrif etdigi, islamiyyetin basladigi, bircok putlardan isitilmisdi. 
Bu sozlerle, cok kimselerin musliman oldugu, (Mir'at-i Mekke) tarih kitabmda uzun 
yazilidir. Seytanlar, diri insamn icine de girer. insanm his ve hareket sinirlerine te'sir 
ederek, hareket ve ses hasil ederler. insanin, bu kendi soz ve hareketinden habe- 
ri olmaz. Boylece vaktile Romada ve Pestede, son zemanlarda Adanada konusan 
cocuk ve hastalar goriilmusdur. Bunlan konusduran cin, uzak memleketlerdeki ve- 
ya eski zemanlardaki seyleri soylediklerinden, ba'zi kimseler, bu cocuklarm iki ruh- 
lu oldugunu veya baska insanin ruhunu tasidigmi, ya'ni tenasiih sanmisdir. Boy- 
le zan etmenin yanhs oldugunu, dinimiz acikca bildirmekdedir. Eskiden kahinler, 
cinnilerden ba'zi seyler isiterek falcihk yapardi. Bunun icin, puta tapanlar, cinnin 
varhgma inamr ve cinden korkardi. Cinnin var oldugunu, miishmanlar, putperest- 
lerden isiterek ogrenmedi. Kur'an-i kerimden ve Muhammed aleyhisselamdan 6g- 
rendi. Miislimanlar, puta tapanlar gibi, cinden korkmaz. Muhafaza melekleri, in- 
sanlan cinden korudugu gibi, ayet-i kerime ve diia okuyup, Allahii tealaya siginan- 
lara da birsey yapamazlar]. 

Insanlar, ilk olarak, toprakdan yaratildigi gibi, cin de, alevden yaratildi. Cin de, 
erkek ve disi olur. Evlenmeleri, evleri, yimeleri, icmeleri, iiremeleri, olmeleri 
hakkinda ve Muhammed aleyhisselamm onlara da Peygamber oldugu, Kur'an-i ke- 
rimi dinledikleri, Mekke-i miikerremede ve Medine-i miinevverede toplandikla- 
n ve Resul-i ekremin "sallallahii aleyhi ve sellem" onlara Kur'an-i kerim okudu- 
gu, ibadet etdikleri, sadaka verdikleri, iyi islerine sevab verildigi, cin kafirlerinin 
Cehenneme girecegi, mii'minlerinin Cennete girecegi ve Cennetde Allahii teala- 
yi gorecekleri, Cinnin arkasmda nemaz kilanm nemazimn sahih olup olmiyacagi, 
Cum'a ve cema'atler onlar ile de olup olmiyacagi ve nemaz kilanin oniinden gec- 
meleri caiz oldugu, cesidli kitablarda yazilidir. insanm cin ile evlenmesinin caiz ol- 
dugu, cinnin insan kadinma te'arruz edince gusl abdesti lazim oldugu, cin ile in- 
san arasinda hasil olan cocugun nasil olacagi [Belkis gibi], Cinnin kesdigi hayva- 
nin yimesi caiz oldugunu, cinnilerin insan alimlerine siial sorup fetva aldiklarmi, 
insanlara va'z etmelerini, insanlara si'r soyleyip insanlarm isitmesini, insanlara, has- 
talik tedavisi, ilac ogretdiklerini, insandan korkduklarmi, insanlara ita'at etdikle- 
rini bildiren, alimlerimizin cesidli yazilan vardir. Bu kitablar, cinnin varhgini 
gostermekdedir. Cinnilerin insanlara olan zararlarma karsi tedbir almmasi, cinnin 
zararma karsi korunulmasi, cinnilerin kuciikleri yiikseklerine ita'at etdikleri, in- 
sanlarm iyiliklerine karsi iyilik yapdiklan, kotiiliige karsi kotiiliik ve zarar yapdik- 
lan, sar'a hastasinm bedenine girip, hastanm hareketleri ve islerinin, cinnin hare- 
keti ve isi oldugu, boyle hastanm tedavisinde cin ile sorgu, siial, cevablasma oldu- 

- 737 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:47 



gu, cinnin insanlarla alay etdikleri, cinnin insan gibi, nazarlan degecegi, cinnin harb 
etdikleri, bilhassa Ramezan aymda azdiklan, cinnin insanlarla ibadet etdikleri, cin- 
nin, hadis-i seriflerin sahih olup olmamasmda insanlarla miizakerede bulunmala- 
n, Server-i alemin "sallallahii aleyhi ve sellem" Umm-i Ma'bedin cadirmda mu- 
safir oldugunu Mekke ehalisine haber vermeleri, Umm-i Ma'bedin musliman ol- 
dugunu haber vermeleri, Bedr muharebesini haber vermeleri, gecmis seyleri cin- 
den sormak caiz oldugu, ileride olacak seyleri sormak caiz olmadigi, miiezzinle- 
rin ezanlanna, kiyametde, cinnilerin sahid olacaklan, Ebu Ubeyde ve arkadasla- 
n vefat edince, cinnilerin aglayip matem etdikleri, Omer "radiyallahii anh" vefat 
etdigi zeman, mersiye okuduklan, Osman "radiyallahii anh" sehid olunca, agla- 
yip inledikleri, hazret-i Alinin "radiyallahii anh" sehid oldugunu haber verdikle- 
ri, Hiiseyn "radiyallahii anh" sehid olunca aglayip, bagirdiklan ve baska Sahabi- 
ler sehid olunca bildirdikleri, Omer bin Abdiil'azizin vefatini haber verdikleri, 
imam-i a'zam Ebu Hanifenin ve imam-i Safi'inin "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" vefatlarmda agladiklan, cinnin insan kalbine vesvese getirdigi ve daha pek- 
cok meshur vak'a ve isler kiymetli kitablarda yazilidir. Bunlann hepsi, cinnin 
varhgim gostermekdedir. [Keci, yilan, kedi sekline girdikleri cok gorulmiisdiir. Mik- 
rop sekline de girip, insanin damarlannda dolasirlar.] 

Cinniler yir, icer. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem"; (Sag el ile yiyi- 
niz, sag el ile iciniz! Qiinki, seytan, sol eli ile yir ve sol eli ile icer!) buyurdu. Sey- 
tanlarm hepsi kafirdir. insanlan aldatmaga ugrasirlar. ibadetleri unutdurup, gii- 
nahlari iyi gosterirler. Nefsin arzulanni kizisdinrlar. Seytanlar da, ates ile hava- 
dan yaratilmisdir. Fekat cinde hava, seytanda ates fazladir. Cin ve seytanlar, en ufak 
yerden gecerler, insanin icine, damarlanna girerler. 

(Ayni tarihi)nde diyor ki, (Cinnilerin sayisi, insanlarm on katmdan fazladir. Sey- 
tanlarm sayisi, bu ikisinin on katlarmdan fazladir. Meleklerin sayisi da, bu iicuniin 
sayilarimn, on katindan daha cokdur). [(Buhari) sarihlerinden Mahmiid bin Ah- 
medin (Ayni tarihi) ondokuz cilddir.] Her insanin yanmda, kafir bir cinni arkada- 
si vardir. Fekat, melekler, insanlan bunlann kotiiliik yapmalanndan korur. Cin- 
den, Peygamber olmadigi (Esbah)da yazilidir. Muhammed aleyhisselamdan on- 
ce, cinnilere Peygamber gelmedigini, imam-i Mukatil bildirmekdedir. 

(Esbah) kitabmm sahibi, bunun ikinci kisminda ve imam-i Hamevi "rahmetul- 
lahi teala aleyhima", bunun hasiyesinde diyor ki: ilk insan toprakdan yaratildi. Bii- 
tiin insanlarm bedenleri toprak maddelerinden meydana gelmekdedir. Fekat in- 
sanlar, etdir, kemikdir. Toprak degildir. Cin de, atesden meydana gelmis ise de, 
ates ve hava degildirler. 

(Kurtubi tezkiresi)nde buyuruyor ki, (Cinnin olumii, yerde gaib olmakdir. ih- 
tiyarlari, genclesmeyince olmez. Olecekleri zeman, cocukluk haline doner ve yer- 
de gaib olurlar. Cin vie sinifdir: Bir smifi, riizgar ve hava gibidir. Bir kismi yerde- 
ki bocek ve hayvanciklar gibidir. Birinci kismda, altmissekizinci maddeye bakimz! 
Bir kismi da emrlerle, ibadetle vazifelidir. Bunlara hesab ve azab vardir). 

Seyyid Omer "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, bana bir cin kizi geldi. Benim- 
le evlenmek istedi. Semseddin Hanefiden sordum. Hanefimezhebinde caiz degil- 
dir dedi. Boyle soyledim. Beni aldi. Yer altma, evlerine gotiirdii. Biiyiiklerine soy- 
ledi. Biiyiikleri dedi ki, seyyid Semseddinin cevabi basimizm iistiindedir. Fekat, cin- 
nin insan ile evlenmesi, Safi'i mezhebinde caizdir. Biz Hanefi degiliz, Safi'iyiz. 

Insanlarm cogalmasi, meniiledir. Cinnin cogalmasi ise gaz (hava) iledir. Ya'ni 
erkekden disiye bir gaz gecerek bundan, yavru hasil olur. Bundan anlasihyor ki, 
insan ile cin evlenmesi, hayal iledir. Hakiki evlenmek olmaz. Fekat, alimlerden co- 
gu, hakiki evlenmek olmakdadir dedi ve gusl abdesti lazim olur ve Belkis, insan 
ile cin arasinda hasil olmusdur dediler. [Cin, insan sekline girip evlenmekdedir.] 

insan, cinni ve seytanlan, uyamk iken ve rii'yada gorebilir. Cunki, onlar her sek- 

-738- 



le girebilir. Cok gilzel suretlere girerler. ihtilama sebeb olurlar. Peygamberlerden 
"aleyhimiisselam" ve Evliyadan cogu seytam gormiis ve konusmusdur. Her ne sekl- 
de olursa olsun, cinni goren kimse, hep ona bakarsa cin seklini degisdiremez. 
Gozden kacamaz. Ona sorup cevab almabilir. Bir an baska tarafa bakihrsa, hemen 
kendi sekline girip gayb olur. Imam-i Safi'i "rahmetullahi aleyh", (Cinni kendi sek- 
linde gordiigiinti iddi'a eden kimsenin sahidligi kabul olmaz!) buyurdu. Ciinki, ha- 
yali kuvvetli olanlar, bulunmiyan seyleri goriiyorum sanir. Hayalleri [illiiziyonla- 
n] birsey sanir. Sihr yapilmis kimseler de, boyle hayaller goriip, bunlan cism zan 
eder. Hayali fazla olanlara, cirkin seyler giizel goriiniir. Cirkin taraflan gorunmez. 
Diinyaya diiskiin olanlara, diinyamn herseyi boyle goriiniir. Cirkinlikler, giizel go- 
riiniir. Fekat uyanik olanlar, keskin goriisliiler, herseyin dogrusunu goriip aldan- 
maz. 

insanm cin ile tamsmasi, arkadas olmasi, kiymetli birsey degildir, zararhdir. On- 
larla konusmak, fasik insanla arkadaslik etmek gibidir. Onlarla tanisan kimse, fa- 
ide gormemisdir. Muhyiddin-i Arabi "kuddise sirruh" (Fiituhat) kitabmm ellibi- 
rinci babmda buyuruyor ki: (Hicbir insan, cinden Allahii tealaya aid bir bilgi 
edinmemisdir. Ciinki, cinnin din bilgileri pek azdir. Onlardan diinya bilgileri edi- 
necegini sanan kimse de, aldanmakdadir. Ciinki, faidesiz seyle vakt gecirmege se- 
beb olurlar. Onlarla tamsanlar, kibrli olur. Halbuki, Allahii teala, kibrli olam 
sevmez). (Re§ehat)da molla Cami hazretlerinin halifesi, Abdiilgafur-i Larf, Muh- 
yiddin-i Arabmin bir risalesinde soyle buyurdugunu bildiriyor: (Cinnin ilk baba- 
lan Iblis degildir. iblis, cin taifesindendir. Cin, ates ve havadan yaratildigi icin cok 
latifdirler. Cabuk hareket ederler. insan bunlara hafif carpinca, hemen oliirler. Bu- 
nun icin, omrleri kisadir. Din bilgileri azdir. Kibrli olduklarmdan, birbirleri ile, hep 
miicadele, muharebe ederler. Atesden miite'essir olmazlar. Cehennemlik olanla- 
n, Zemhenrde, ya'ni soguk Cehennemde azab goreceklerdir. iblis ve pocuklan, hak 
ve sevab olan iyi seyleri yapmagi da insana hatirlatirlar. Fekat, bunlan yaparken, 
nefsde ucb, riya hasil olarak veya farzm kacmlmasma sebeb olarak, insan cok gii- 
naha girer). Cin ile tamsmaga ozenmemeli, Evliya-i kiramm ruhaniyyetlerinden 
istifade etmege cahsmahdir. Evliyanm ruhlan, goriinmeden de, kendi beseri sek- 
linde goriinerek de, sevdiklerine faide verir ve belalardan korur. Onlan tanima- 
ga, sevmege ve sevilmege ugrasmahdir. 

(Hadikat-iin-nediyye)de, biitiin bedenin afetlerini bildirirken, yazih olan hadis-i 
serifde buyuruluyor ki, (Tetayyur eden ve tetayyur olunan ve kahinlik yapan ve 
kahine giden ve sihr, biiyii yapan ve yapdiran ve bunlara inanan, bizden degildir. 
Kur'an-i kerime inanmamisdir). Tetayyur, ugursuzluga inanmakdir. Kahinlik, 
cinden bir arkadas edinip, olmus ve olacak seyleri ona sorup, ondan ogrenmek ve 
bunlan baskalarma bildirmekdir. Cinle tanisan falcilar ve yildiznameye bakip, so- 
rulan herseye cevab verenler boyledir. Bunlara ve buyiiciilere gidip, soyledikle- 
rine, yapdiklanna inanmak, ba'zan dogru ciksa bile, Allahdan baskasmm herse- 
yi bildigine ve her diledigini yapacagina inanmak olup, kiifr olur. 

ibni Hacer-i Hiytemi, (Fetava-yi hadisiyye)nin yiizyirminci sahifesinde diyor ki, 
(Birinin kolunu kesip, sonra yapisdirmak, kendi agzma, bedenine bicak, kama so- 
kup cikarmak gibi gosteriler yapan tarikatcilar, bu gosterilerini sihr, goz boyamak 
seklinde yapip, keramet gosterdigini soylerse, hakim tarafmdan oldiiriiliir. Baska 
seklde yapiyorsa, oldiiriilmez. Fekat, agir cezalandinhr. Maliki alimlerinden Ab- 
dullah ibni Ebi Zeyd Kayrevani "rahmetullahi aleyh" (isbat-u keramat-il-Evliya) 
kitabmda diyor ki, sihrinde kiifre sebeb olacak sey yoksa, el cabuklugu yapiyor- 
sa, fekat keramet ve tarikatcihk seklinde gosterirse, cezalandinhr. Boyle tarikat- 
cilann yanlanna gitmek, seyr etmek caiz degildir. Bir kadm, zevcine, kendisinden 
veya baskasmdan sogumasi icin biiyii yapdigmi soyledi. Bunu oldiirmediler. Ce- 
zalandirdilar. ibni Ebi Zeyd "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Bir kimse, kita- 

-739- 



ba bakarak cin ile konusdugunu, bu cinne emr ederek, sar'a yapan habis cinni kov- 
dugunu, btiyii cozdiigiinu, habis cinni oldurdiigiinu soylerse, buna inanmamalidir). 
Cin ile arkadashk etdigini, cin padisahma hizmet etdigini soyliyen kimsenin biiyii- 
cil oldugu anlasilir. Misrdaki Fatimi devletinin altmci reisi olan Hakim bi-emril- 
lah Mansur, Dirar ve bunun talebesi Hamzaya uyarak, cin ile tamsdi ve Cin padi- 
sahma hizmet ederek, sapitdi. Seytanlarm maskarasi oldu. Tannhk da'vasma 
kalkdi. Ibni Ebi Zeyd diyor ki, (Cinci tarikatciya inanmak, insani cinden kurtar- 
digma inanarak, ona iicret vermek caiz degildir. Biiyii cozene de para vermek ca- 
iz degildir). Kocasimn muhabbet etmesi ve kendisine eziyyet etmemesi icin, bir ka- 
dma, Kur'an-i kerimden ve Selef-i salihinin bildirdikleri dualardan muska yazmak, 
karsihk birsey istememek caizdir. Ne oldugu bilinmiyen seyleri yazmak, okumak 
ve kendisine okutmak, bunlan muska, tiitsii yapmak haramdir). Kadi-zade, (Bir- 
givi vasiyyetnamesi)ni aciklarken, Birgivmin, (Bir kimse, ben calmanlan, gayb olan- 
lari bilirim dese, boyle soyliyen ve buna inanan kafir olur. Bana cin haber verir. 
Bunun icin bilirim dese, yine kafir olur. Zira, cin de gaybi bilmez. Gaybi yalmz Al- 
lahii teala bilir. Ondan baska kimse bilmez) yazisim, (Allahii tealanin vahy ve il- 
ham etdikleri bilir. Cin, herseyi bilmez. Allahii tealanin bildirdigini ve goriip an- 
ladigim bilir. Cin, bu iki yoldan ogrendigini haber verirse, bana cin haber verdi de- 
mekde zarar yokdur. Peygamberler kabrlerinde, bilmedigimiz bir hayat ile diridir- 
ler. Allahii teala, onlara vahy, ilham ve kesf yolu ile, gayb ve gizli seyleri bildirmis- 
dir. DM insanlarm islerini ve hallerini onlara ve diledigi mii'minlerin ruhlanna bil- 
dirmekdedir) seklinde aciklamakdadir. Cinnin salih olanlarma da bildirmesi ca- 
izdir. Fekat, mii'min ve salih olmiyan, bid'at ehli ve fasik tarikatcilarm, yobazla- 
nn yalanlarma inanmamak, tuzaklarma diiserek, felakete siiruklenmemek icin, cok 
uyanik olmalidir. 909. cu sahifeye ve (El-miinire) kitabma bakmiz! 

(Diirr-iil-muhtar)m Tahtavi ve ibni Abidm hasiyelerinde, son cildin sonunda di- 
yor ki, (insamn, bilmesi lazim olmiyan seyleri miinakasa etmek mekruhdur. Ogren- 
mesi emr edilmemis olan seyleri sormak caiz degildir. Mesela, Lokman ve Zulkar- 
neyn Peygamber midir, degil midir? Cebrail aleyhisselam, Peygamberlere nasil 
gelirdi? Melek ve Cin, insanlara ne seklde goriiniirler? insan seklinde goriiniirken, 
yine cin ve melek midirler? Cennet ve Cehennem nerededirler? Kryamet ne zeman 
kopacak? Isa aleyhisselam, gokden ne zeman inecek? isma'il ve ishak aleyhimes- 
selamdan hangisi efdaldir ve hangisi kurban edildi? Fatima ve Aiseden "radiyalla- 
hii teala anhiima" hangisi daha efdaldir? Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" 
ana babalan ve Ebu Talib hangi dinde idiler? Ibrahim aleyhisselamin babasi kim 
idi? Bunlar gibi seyleri sormamahdir. Bunlan ogrenmekle emr olunmadik). 

(Hazinet-iil-esrar) kitabmda diyor ki, Sar'a hastasindan, ruhaninin def edilme- 
sine ve hastanm sifasina aid hadis-i serifleri bildirelim: [(Lugat-i Naci)de cin ke- 
limesinde diyor ki, (Ruhaniyyun iic simfdir: Hep iyilik yapan, ahyar. Melekler boy- 
ledir. Hep kotiiliik yapan esrar. Seytanlar boyledir. iyilik de, kotiiliik de yapan ev- 
sat. Cinler boyledir.) (Herkese Lazim Olan Inian) 26. ci sahifeye bakmiz!] 

imam-i Beyheki (Delail-iin-niibiivve) kitabmda ve imam-i Kurtubi (Tezkire) 
kitabmda bildiriyor ki, Ebu Diicane "radiyallahii anh" buyurdu ki, yatiyordum. De- 
girmen sesi gibi ve agac yapraklarmm sesi gibi, ses duydum ve simsek gibi, panlti gor- 
diim. Basimi kaldirdim. Odanin ortasmda, siyah birsey yiikseldigini gordiim. Elim- 
le yokladim. Kirpi derisi gibi idi. Yuziime, kivilcim gibi seyler atmaga basladi. He- 
men Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" gidip, anlatdim. Buyurdu ki, (Ya Eba 
Diicane! Allahii teala, evine hayr ve bereket versin!). Kalem ve kagid istedi. Aliye 
"radiyallahii anh" bir mektub yazdirdi. Mektubu ahp, eve goturdiim. Basimm alti- 
na koyup, uyudum. Feryad eden bir ses, beni uyandirdi. Diyordu ki, (Ya Eba Dii- 
cane! Bu mektubla, bizi yakdin. Senin sahibin, bizden elbette cok yiiksekdir. Bu mek- 
tubu, bizim karsimizdan kaldirmakdan baska, bizim icin, kurtulus yokdur. Artik, se- 

-740- 



nin ve komsulannm evine gelemiyecegiz. Bu mektubun bulundugu yerlere geleme- 
yiz). Ona dedim ki, sahibimden izn almadikca bu mektubu kaldirmam. Cin aglama- 
smdan, feryadmdan, o gece, bana cok uzun geldi. Sabah nemazim, mescidde kildik- 
dan sonra, cinnin sozlerini anlatdim. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyur- 
du ki, (O mektubu kaldir. Yoksa, mektubun acisim, kiyamete kadar cekerler!). 

Kefevmin (Mecmu'a-tiil-fevaid) kitabinda ve Demirmin (Hayat-iil-hayvan) 
kitabi, kaf harfindeki (Kunfez) kelimesinde diyor ki, (Bir kimse, bu mektubu, ya- 
mnda tasisa veya evinde bulundursa, bu kimseye, eve ve etrafina cin gelmez ve da- 
danmis olup zarar veren cin de gider). Bu mektub (Hazinet-iil-esrar) ve (Hayat- 
iil-hayvan)da yazihdir. Siileymaniyye kiitiibhanesi, (Ayasofya) kismmda, [2912] 
sayida (Hayat-iil-hayvan)m farisisi, [1913] de ise tiirkcesi vardir. Miislimanlara ko- 
layhk olmak icin bu mektub, (Teshil-iil-menafi') kitabmm sonunda da [207. ci sa- 
hifesinde de] yazihdir. Bu kitab, (Hakikat Kitabevi)nde satilmakdadir. 

Ayet-el-kiirsi, ihlas, Mu'avvizeteyn ve Fatiha surelerini siksik okumak da, in- 
sam cinden muhafaza eder. Bu ayet-i kerimeleri okumakla ve bu mektubu tasimak- 
la ve sifa ayetlerini okumakla ve yazip suyunu icmekle faidelenmek istiyenlerin 
Ehl-i siinnet i'tikadma uygun olarak dogru iman sahibi olmasi lazimdir. Bunlari 
yazanm ve kullananm i'tikadi dogru olmazsa ve kiifr alametlerini kullanir, haram 
islerse, faideleri goriilmez. 

Farisi (Sevahid-iin-niibiivve) 163. cii sahifesindeki hadis-i serifde, (Yatarken 
Ayet-el kiirsi okuyana, seytan yaklasamaz) buyuruldu. 

KadiBedriiddin-i Seblinin "rahmetullahi teala aleyh" (Akam-il-Mercan) kita- 
bi arabi olup buyiikdiir. Hep cinden bahs etmekdedir. Bir yerinde diyor ki, (Cin- 
den, gecmis, olmus seyleri sorup ogrenmek caizdir. Gelecekde olacak seyleri sor- 
mak caiz degildir. Gecmis seyleri goriip, isitip bilirler. Sar'a hastasim ve baska cin 
carpanlan cinden kurtarmak icin, kiifre sebeb olan seyleri yapmak caiz degildir. 
Cinden kurtulmak icin en iyi on careyi [kisaltarak] yaziyoruz: 

1- E'uzii Besmele ile Fatiha suresi okumahdir. 2- E'uzii Besmele ile iki Kul-e'uzii- 
yii okumahdir. 3- E'uzii Besmele ile Bekara suresinin ilk bes ayetini okumahdir. 
4- E'uzii Besmele ile Ayet-el-kiirsi okumahdir. 5- E'uzii Besmele ile Bekara sure- 
sinin son iki ayetini okumahdir. 6- E'uzii Besmele ile Ha-Mim Mii'min suresinin 
basmdan (masir)e kadar ve Ayet-el-kiirsi okumahdir. 7- (La ilahe illallahii vahde- 
hii la §erike leh lehiilmiilkii ve lehiilhamdii ve hiive ala kiilli §ey'in kadfr) okuma- 
hdir. 8- Cok (Allah) demelidir. 9- Hep abdestli bulunmah, farzlan ve siinnetleri hie 
terk etmemelidir. 10- Kadmlara bakmakdan, cok konusmakdan, cok yimekden ve 
galabahkdan sakmmahdir). (Berekat) kitabinda, Muhammed Sa'idi "rahmetulla- 
hi teala aleyh" anlatirken sonunda, imam-i Rabbaninin "rahmetullahi teala aleyh" 
Cinden korunmak icin, (La havle vela kuvvete ilia billah-il-aliyyil'azim) okudugu- 
nu yaziyor. imam-i Rabbani hazretleri, yiizyetmisdordiincu mektubunda, Cini 
def icin bunu okumagi tavsiye etmekdedir. Buna, (Kelime-i temcid) denir. 

Seyh-iil-islam ibni Hacer Hiyteminin "rahmetullahi teala aleyh" (Tezekkiirii 
Asar-il-varide) kitabinda da, cinden koruyan diialar yazihdir. Bu kitab, Siileyma- 
niyye kiitiibhanesi, (Reis-iil-kiittab Mustafa efendi) kismmda, [1150] sayi ile mev- 
cuddur. (Hakikat Kitabevi) tarafmdan (Minha) sonunda basdinlmisdir. 

Cin ve seytan serrinden kurtulmak icin ve sar'a hastahgma ve sihre karsi (Tes- 
hil-ul-menafi') kitabinm sonundaki (ayat-i hirz)i yedi giin okumah ve yazip, tize- 
rinde tasimahdir. 

Celaleddin-i Siiyutinin "rahmetullahi aleyh" (Kitabiirrahme fittibb-i velhikme) 
kitabinda sihr, nazar ve cinden korunmak icin krymetli bilgi vardir. Yiizellinci ba- 
bmda buyuruyor ki, (Seytamn vesvesesinden, sikmtidan kurtulmak icin, hergun bu 
diiayi okumahdir: Ya Allah-iir-rakib-ul-hafiz-iir-rahim. Ya Allah-iil-hayy-iil-ha- 

-741- 



lim-iirazim-ur-rauf-ul-kenm. Ya Allah-ul-hayy-ul-kayyum-ul-kaimii ala kiilli nef- 
sin bima kesebet, hul beyni ve beyne adiivvi!). Yiizyetmisdorduncu maddesi so- 
nunda diyor ki, (Hiltit veya seytan tersi admdaki zamki yaninda tasryan kimseye 
cin gelmez. Sar'a hastasi, bunu koklarsa, iyi olur). Asa Foetide denilen bu zamk, 
esmer, pis kokulu, recine olup, antispasmodique olarak, ya'ni sinirleri teskin edi- 
ci olarak Avrupada, toz, hap ve ihtikan seklinde adale ve sinir gerginligini gider- 
mek icin, kullamlmakdadir. (Utriic), ya'ni Agac-kavunu bulunan eve cin girmiye- 
cegi, (Hayat-iil-hayvan)da ve (Kamus)da yazilidir. 

imam-i Rabbani "rahmetullahi aleyh", talebeleri ile, uzak bir yere gidiyordu. 
Gece, bir handa kaldilar. (Bu gece, bu handa bir bela hasil olacak. Su diiayi oku- 
yunuz!) buyurdu: (Bismillahillezf la-yedurru ma' asmihi sey'iin fil-erdi vela fisse- 
mai ve hiives-semfuralim). Gece biiyiik yangm oldu. Bir odada esyalar yandi. Bu 
odaya haber verilmemisdi. Diiayi okuyanlara birsey olmadi. Bu diia, (Umdet-iil- 
islain) ve (Berekat) kitablannda yazilidir. (Tergib-iis-salat) kitabmda ve (Kiyamet 
ve Ahiret) kitabi 155. ci sahifesinde hadis-i serif oldugu da bildirilmekdedir. Derd- 
lerden, belalardan, fitne ve hastaliklardan korunmak icin, sabah ve aksam, ima- 
mm bu soziinii hatirlayarak, iic kerre okumalidir. Ayat-i hirz [koruyucu ayetler] 
da, okumalidir. 

Alemlerin Rabbinin mahbubu Muhammeddir. 
Cismipak, ismi Ahmed, alemlere rahmetdir. 

Hulk-i iiznn sahibi Levlake.... muhatabi, 
Menba-i ilm, edeb, feyz, nur ve muhabbetdir. 

Odur gercek vasita, Hak'la kul arasma, 
Sozii $ifa ruhlara, adi goniil pasina. 

Odur hakiki tabib, me'yus kalb hastasma, 
Degil kendi, timmeti, meleklerden yuksekdir. 

Bu en seckin kuluna, Hak yardimcilar verdi, 
En sevdigi kullan ona Eshab eyledi. 

Resulullah: yollan, benim yolumdur dedi, 
Asrlann iyisi bu asn gostermisdir. 

Muhammed Mustafayi camndan cok sevdiler, 
Mai, miilk, makamlarini, ugruna terk etdiler. 

Islami yaymak icin sever ek can verdiier, 

Ya Rab, bu ne gtizel hal, ya Rab, bu ne izzetdir. 

Onun bir sohbetinde nefsleri pak oldu. 
Kaibierine ma'rifet, feyz, nur, tecelli doldu. 

Eviiya haiierini oniar bir anda buldu, 

Ve hep Ona uydular, bu ne biiyiik serefdir. 

Oniar hepsi adildir, kimseye zulm etmezler, 
Nefsleri icin asla, hilafet istemezler. 

Bu yiizden harb etmezler, birbirini iizmezler, 
En yiiksek makamdalar ve hepsi miictehiddir. 

-742- 



54 — RUHLARIN HAZIR OLMASI HAKKIND A 

MEKTUB 

Bu mektub, seyyid Abdiilhakfm efendi "rahmetullahi ale yh" tarafindan yazil- 
niis olup, Evliya ruhlarinin, her yerde yardima geldiklerini bildirmekdedir. 

Iki cihan kardesim All begefendi! 

Son mektubunuzu aldim. Istibsar etdim. Hayrh dualanma selamlanmi terdif et- 
dim. Mekttibunuzun sonunda, pek edeble birsey soruyorsunuz. 

Siial: (Halebi) kitabimn tercemesi olan (Baba dagi)nda ve (Birgivi vasiyyetna- 
mesi)nde [ve (Bezzaziyye) fetvasmda] (Bir kimse, Evliyanm ruhlan, burada ha- 
zirdir, dese kafir olur) diyor. Halbuki, tesavvufcular arasmda, (Pirimizin ruhu ha- 
zirdir, nazirdir) sozti de meshurdur. Bu iki soziin arasini bulmak nasil olur? 

Cevab: Efendim! Bu iki kitabin dedigi dogrudur. iki kitab da kiymetlidir. Ka- 
di-zade Ahmed Efendi "rahmetullahi teala aleyh" (Birgivi vasiyyetnamesi) serhin- 
de, (Ervah-i mesayih hazirdir, bilirler dese kafir olur dediler) sozunii aciklarken, 
(Zira, ruhlarm hazir olmasi gaybdir. Gaybe hiikm etdigi icin kafir olur) diyor. Go- 
riiliiyor ki, kiifre sebeb olan sey, ruhlarm hazir olacagina inanmak degil, ruhlarm 
hazir oldugunu soylemekdir. Ya'ni ruhlarm hazir olduklarmi bilmedigi halde, 
hazirdir diyerek, gaybden haber verdigi icin kafir olmakdadir. Allahii teala hazir- 
dir ve nazirdir. Boyle oldugunu bildirmek icin, Allahii teala, her zemanda ve her 
yerde hazir ve nazirdir derler. Halbuki, Allahii teala, zemanh degildir ve mekan- 
h degildir. O halde, bu soz, goriiniis uzere kalmaz, mecaz olur. Ya'ni zemansiz ve 
mekansiz, ya'ni hicbir yerde olmiyarak, hazirdir [ya'ni bulunur] ve nazirdir [ya'ni 
goriir] demekdir. Boyle olmazsa, Allahii tealayi zemanh ve mekanh bilmek olur. 

Allahii teala, hayy, alim, kadir ve mutekellim olarak ve sonsuz zemanlarda, hep 
hazir ve nazirdir. Hayat, ilm, kudret ve kelam sifatlan zemansiz ve mekansiz ol- 
dugu gibi, hazir ve nazir olmasi da, zeman ile ve mekan ile degildir. Allahii teala- 
nin sifatlarmin hepsi boyledir. Boylece, hicbirsey, Onun gibi degildir. Allahii te- 
alanm sifatlan, hep vardir. Onleri ve sonlari, yokluk degildir. Mesela, hazirdir ve 
bu hazir olmakdan once, gaib degil idi. Bundan sonra, bir hayatsizhk, ya'ni oliim, 
cahillik olmiyacagi gibi, gaib olmak da, olmaz. Ciinki sifatlan da, kendi gibi eze- 
li ve ebedidir. Ya'ni, hep vardir. Hicbir kimsenin sifatlan, Onun sifatlarma ben- 
zemez. 

Melekler ve Peygamberlerin "aleyhimusselam" ve Evliyanm ruhlan ve salih 
mii'minlerin ruhlan, her kim nerede ve ne zemanda ve her ne halde caginrsa, ora- 
da bulunur, yardim ederler. Hizir aleyhisselamm, sikmtida olanlarm imdadma 
yetismesi boyledir. Fahr-i alemin "sallallahii aleyhi ve sellem", iimmetinin her bi- 
rine, hele oliim zemamnda, imdada yetismesi de boyledir. Azrail aleyhisselam, ruh 
[can] almak icin her anda, her yere gelmesi de, boyledir. Her Miirsid-i kamilin, ta- 
lebesine yetismesi de boyledir ki, bunlar zemanh ve mekanhdir. Ezeli ve ebedi ola- 
rak degildir. Devamli da degildir. Hazir olmalarmdan once, yok idiler. Bir zeman 
sonra da, oradan tekrar yok olurlar. Allahii tealanm hazir olmasi ile, ruhlarm ha- 
zir olmasi arasmda cok fark vardir. Allahii tealanm hazir olmasi gibi, kimse hazir 
degildir. Allahii tealanm sifatlarmin hepsi de boyledir. Ne bir melek, ne bir nebi 
ve ne de resul ve veli ve salih, cenab-i Hakkm hicbir sifatma ortak degildir. 

Evliyalik ilminin derecelerine yiikselmemis olana, biiyiiklerin ruhlan, her ne- 
rede ve her ne zeman cagnhrsa, imdada yetisir diye ogretilirdi. Ruh, orada hazir 
olmadan once, yok idi. Bir zeman sonra, orada yine bulunmaz. Cenab-i Hak, 
ruhlarm hazir oldugu gibi hazir olmaz. Ciinki, boyle hazir olmak, zemanh ve mekan- 
hdir. Ruhlar da, Allahii tealanm hazir oldugu gibi hazir olamaz. Ciinki, cenab-i 
Hakkin hazir olmasi, zemanh ve mekanh degildir, ezelidir, ebedidir. 

-743- 



(Birgivi vasiyyetnamesi) ve benzeri kiymetli kitablar demek istiyor ki: 

Bir kimse eger, benim iistadim, daimi ve ezeli ve ebedi olarak hazir ve nazirdir 
dese, kafir olur. Fekat, bunlar diyor ki, Allahii teala, benim iistadimm ruhuna oy- 
le bir kuvvet vermisdir ki, her nerede ve ne zemanda caginr isem, imdadima ha- 
zir olur. 

Goriiluyor ki, Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem", yeryiizunun her tara- 
fmda, o zemandan bugiine kadar, iimmetinden herhangi biri ve hele, kesf, siihud 
sahibleri caginnca, imdadlarma yetisir. Hizir aleyhisselamin ruhu, cagiranlardan 
ba'zilarimn imdadlarma geliyor. Melekler, rtih [can] almak icin, bir anda, istedi- 
gi zemanda ve yerde bulunuyor. Saziliyye yolunun reisi, Ebiil-Hasen Ali Sazilmin 
"kuddise sirruh" (Her an ve zeman, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" 
mubarek yiizii, goziimiin oniindedir) buyurdugu, (Mizan-i kiibra)da yazihdir. 

[Evliyanm ruhlan cagnlmca, isiteceklerini ve cagnlan yerde hazir olacaklanm, 
Allahii teala, birinci kismm kirkaltmci maddesi sonunda yazih hadis-i kudside acik- 
ca bildirmekdedir.] 

Kitablarm yazdigi dogrudur. Fekat, tesavvufcularm sozii, baskadir. Ya'ni, Ev- 
liyanm ruhlan, Allahii teala gibi hazirdir demek kiifrdiir. Allahii tealamn alim, ka- 
dir ve miitekellim ve hazir olmasi gibi, hie kimse, alim, kadir ve mutekellim ve ha- 
zir degildir. Allahii tealamn ilmi ve hayati ve kudreti ve kelami ve hazir olmasi ve 
baska biitiin sifatlan, Allahii tealaya yakisan bir hayat, ilm ve kelam ve kudret ve 
huzurdur. Mahluklarm hayati, ilmi ve kudreti ve kelami ise, kendileri gibi, sonra- 
dan olma ve zemanh ve mekanh ve cabuk gecip biten ve cesidli seylere baghdir. 
Bununla beraber, Peygamberler "aleyhimiisselam" ve Evliya "aleyhimtirndvan" 
ve alimler "aleyhimiirrahme" ve biitiin mii'minler "esle ha-humullah" alimdir, hay- 
dir, kadirdir, hazirdir ve mevcuddur denir. Bunlar, Allahii tealamn alim, hay, ka- 
dir, hazir ve mevcud olmasi gibi demek degildir. Allahii tealamn hazir olmasi ile 
Evliyanm ruhlannm hazir olmasi arasmda, cok fark vardir. O kitablarm yazildi- 
gi zemanda, cahil tarikatcilar, boyle sozler soyliiyordu. Kendilerini tesavvuf ada- 
mi gostermek icin, pirimiz hazir ve nazirdir diyorlardi. Din alimleri, fikh kitabla- 
rmi yazanlar, bu biiyiik giinahm yayilmamasi icin, boylece yazarak onlemislerdir. 
Bununla beraber, bunlardan daha biiyiik olan din imamlanmiz, bu isi daha umu- 
mi, daha etrafli ve geregi gibi anlatmisdir. Allahii tealamn sifatlarma, kimse serik 
degildir. Bunlarm hepsi (La ilahe illallah) kelimesinin icine girmekdedir. Ya'ni, ilah 
olmaga, ibadet olunmaga hakki olan kimse yokdur. Ancak, hicbir sifatmda seri- 
ki bulunmiyan Allahii teala vardir. Bu ma'na iyi ve derin dusiiniiliirse, is kokiin- 
den coziilmiis olur. 

Efendim! Bu cevabi boyle uzun ve acik yazdim. Ciinki, bu mes'ele, cok kimse- 
leri siibheye diisiirmiisdiir. Tesavvuf biiyiiklerinin alim olmasi lazimdir ki, boyle 
siibheleri herkesin anhyabilecegi seklde cozebilsin. Son zemanlarda, tekkeler ca- 
hillerin eline diisdii. Dinden, imandan haberi olmiyanlara seyh denildi. Din diis- 
manlan da, bu seyhlerin sozlerini, oyunlarim ele alarak, dine hurafeler kansmis- 
dir, islam dmi bozulmusdur dedi. Halbuki tarikatcilann sozlerini, islerini, din 
sanmak, bunlan tesavvuf biiyiikleri ile kansdirmak, cok yanhsdir. Dini bilmemek, 
anlamamakdir. Dinde soz sahibi olmak icin, Ehl-i siinnet alimlerini tammak, o bii- 
yiiklerin kitablarim okuyup, iyi anhyabilmek ve bildigini yapmak lazimdir. Boy- 
le bir alim bulunmazsa, din dusmanlan, meydam bos bulup, din adami sekline gi- 
rer. Va'zlan ile, kitablan ile, genclerin imamm calmaga saldirarak, milleti, mem- 
leketi felakete gotiiriir. 

Gel aldanma bu dunyaya, sonu viran olur, birgun, 
senin bu surdiigun dernier, elbet yalan olur, birgun. 



-744- 



55 — IKESCI CILD, 38. ci MEKTUB 

Bu mektub, haci Muhammed Yusiif Kesmirf icin yazilmisdir. Allah adamlari- 
nin gonliinde zerre kadar diinya diisiincesi olmadigi bildirilmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun secdigi kullarma selam olsun! Kalbinde zer- 
re kadar diinya sevgisi olan veya kalbinde diinya ile zerre kadar ilgisi bulunan ya- 
hud kalbine zerre kadar diinya diisiincesi gelen kimseye Allahii tealayi tanimak na- 
sib olmaz. Boyle secilmis bir kimsenin zahiri [ya'ni duygu organlan ve diisiince- 
leri], batmmdan [ya'ni kalbinden ve ruhundan] cok uzak ve ayndir. Ahiretden diin- 
yaya gelmis, baskalarma faideli olmak icin, insanlar arasma kansmisdir. Bunun diin- 
ya islerinden konusmasi ve diinya islerinin sebeblerine yapismasi kotii degildir. Hat- 
ta cok iyidir. Boylece, kul haklanni yerine getirmekde ve insanlara faideli olmak- 
da ve onlardan faidelenmekdedir. Boyle kimsenin batini, zahirinden daha iyidir. 
Arpa satanlar pazannda bugday satan kimse gibidir. Herkes onu, kendileri gibi bug- 
day pazarmda arpa saticisi gibi samrlar. Onun zahirini de, batmmdan daha iyi bi- 
lirler. Zahirde Allah adami goriiniiyor, gonlii diinya iledir derler. A'raf suresinin 
seksendokuzuncu ayetinde mealen, (Ey Rabbimiz, bizimle kaviniiniz arasinda 
sen hak olani hiikin et. Sen hiikni edenlerin hayrbsisin!) buyruldu. Dogru yolda bu- 
lunanlara ve Muhammed Mustafamn "aleyhi ve ala alihissalevatii vetteslimat" izin- 
de olanlara selam ederim. 

56 — IKINCi CILD, 28. ci MEKTUB 

Bu mektub, mevlana Sadik Kesmmye yazilmis olup, ruhlann cism sekline gi- 
rebilecegi ve tenasiih olmadigi bildirilmekdedir: 

Cenab-i Hakka hamd ve Resuliine salat ve sizlere diia ederim. Kiymetli mek- 
tubunuzu aldik. Giizel hallerinizi anlaymca, sevindik. Allahii tealayi, aklm, ilmin, 
kesflerin, buluslann dismda, otelerin otesinde anlryorum. Oyle anlasildi ki, sifat- 
lannm Onunla olduguna inanamiyorum. Onu herseyden, her varhkdan uzak an- 
hyorum diyorsunuz. Buna cok sevindim. 

Siial: (Resehat) kitabmda, Baba Abrizin (Allahii teala, diinyada hie insan yok 
iken, Adem aleyhisselamm camurunun yogurulmasmi irade etdigi vakt, ben de ca- 
mura su dokiiyordum) dedigini yaziyor. Bu sozii ile, ne demek istiyor, diyorsunuz. 

Cevab: Adem aleyhisselamm camurunu melekler yogurmus idi. Bu vazife, me- 
leklere verildigi gibi, Baba Abrizin ruhuna da, su dokmek vazifesi verilmis oldu- 
gu anlasihyor. Kendi bedeni, diinyaya gelince, hatta kendisi kemale gelince, ruhu- 
nun bu vazifeyi yapmis oldugu, kendisine bildirilmis oluyor. Allahii tealanm, 
ruhlara, bedene gelmeden once veya bedenden ayrildikdan sonra, cism sekline gi- 
rip, canhlarm yapdigi isleri yapabilmeleri kudretini vermesi caizdir. 

Din biiyiiklerinden birkaci diinyaya gelmeden asrlarca once, miihim biiyiik is- 
ler yapmis olduklanni haber vermisdir ki, bunlar da, boyle olmusdur. Ya'ni, bu is- 
leri ruhlan, bedensiz olarak yapmis, kendilerine diinyaya geldikden sonra, bildi- 
rilmisdir. 

Ruhlann, cism sekli alarak is gormelerini, ba'zi kimseler, tenasiih sanmisdir. Ha- 
sa ve kella, hie tenasiih degildir. Ya'ni ruhlar, baska bir bedene girmemisdir. Bu 
hal bircok cahillerin ayaklarmm kaymasma sebeb olmusdur. Bunun iizerine yaza- 
cak sey cokdur. Kalbime sasilacak bilgiler gelmekdedir. Nasib olursa yazanm. Sim- 
di, yazacak vaktim yok. insaallah yazmak nasib olur. 

Selam ve diia ederim. 

Derdimi duyurdum, hepsini anlatamam, zira, 
korkdum ki, incinirsin, yoksa soztim cok sana! 

-745- 



57 — IKESCI CILD, 62. ci MEKTUB 

Bu mektub, han-i lianan Abdiirrahim liana "rahmetullahi teala aleyh" yazilmis- 
dir. insan medeni olmak kin yaratilmisdir. insan medeni olmak icin ve yasamak 
kin, baska insanlara muhtacdir. insanin iistiinliigii, bu ihtiyacindandir. Buna ben- 
zer seyleri de bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, sevdigi kullanna selam olsun! 
Goriinen ve goriinmiyen iyiliklere kavusmanizi Allahii tealadan diia ederim. 
Ciinki, sizin iyi ve tistiin olmaniz, bircok miislimamn iyi ve rahat olmasidir. Bunun 
icin sizin iyiliginize diia etmek, bircok miislimamn iyi olmalarma diia etmek de- 
mekdir. Allahii teala, Peygamberlerin efendisi hurmetine "aleyhi ve aleyhim ve ala 
Al-i kiillin minessalevati efdaliiha ve minetteslimati ekmeliiha", sizi, size layik ol- 
miyan herseyden korusun! Sizin, Resulullahm varisleri olan biiyiik alimlere "kad- 
desallahii teala esrarehiim" karsi sevginizin, baghhginizin ve ihlasmizm tarn ve ol- 
gun oldugunu bildigim icin su yazilanmla basmizi agntiyorum. Kiymetli efendim! 
Bu yiiksek yolun yolculan, bu memleketde [ya'ni Hindistanda] garib oldular, 
azaldilar. Simdiki tarikatcilarm yoluna bid'atler kansdigi icin ve bu yolu boz- 
duklari icin, Resulullahm siinnetine sanlmis olan biiyiikleri bu millet tanimaz ol- 
du. Bu bilgisizlikden dolayi, bu yolun yolcularmm cogu da, kisa goriislii oldukla- 
n icin, bu yiiksek yola da bid'atler kansdirdilar. Milletin kalblerini bu bid'atler se- 
bebi ile kazanmaga cahsdilar. Boyle yapmakla, islam dinini olgunlasdirdiklarim 
sandilar. Hasa oyle degildir! Bunlar, bu yiiksek yolu yikmaga, elden kacirmaga ug- 
rasiyorlar. Bu yolun biiyiiklerinin nasil olduklarmi anhyamamislar. Allahii te- 
ala, bunlan dogru yola kavusdursun! Simdi, biiyiik alimlerden bu memleketde pek 
az kalmisdir. Bu yolda olanlarm ve bu yolu sevenlerin, bu yolun biiyiiklerinin ha- 
kiki kitablarma ve bu yolun hakiki talebesine yardim etmeleri, imdadlarma kos- 
malari lazimdir. Ciinki insan, medeni yasamak icin yaratilmisdir. Medeni yasaya- 
bilmesi icin, baskalarma muhtacdir. Allahii teala, Enfal suresinin altmisdordiin- 
cii ayetinde mealen, (Ey Peygamberim! Allahii teala ve senin yolunda olan 
mii'minler, sana kaffdirler!) buyurdu. Mii'minlerin, insanlarm en iyisinin islerine 
kifayet edecegini, yardimci olacaklarim bildirdi. Baskalarma yardimci olmak da 
lazim oldugu buradan anlasilmakdadir. Zemanimizin zenginleri, dervisligi kimse- 
ye muhtac olmamak samrlar. Boyle anlamak yanhsdir. insan demek, muhtac de- 
mekdir. Degil insanlar, her mahluk muhtacdir. Hatta, insanin iyiligi, giizelligi, muh- 
tac olmasindan ileri gelmekdedir. insanm kulluk yapmasi, gonlii kink olmasi, 
hep bu ihtiyacindandir. insan muhtac olmasaydi, asi, taskm, azgm olurdu. ikra' su- 
resindeki ayet-i kerimede mealen, (insan, ihtiyacsiz olunca, elbette azar!) buyu- 
ruldu. Mahluklara goniil baglamakdan kurtulmus olan fakirler, sebeblere yapis- 
maga muhtac olduklan zeman, bu ihtiyaclarim, sebeblerin sahibine, yaraticisma 
soylerler. Sebeblere kavusunca, Ondan bilirler. Gonderen de O, gondermiyen de 
O derler. Allahii teala, bircok diizenler ve faideler olmasi icin, herseyi sebeble ya- 
ratmakdadir. iyilige sebeb olanlara iyi, kotiiliige vasita olanlara kotii demisdir. Bu 
yolun biiyiikleri, bunun icin, iyilige sebeb olanlara stikr, kotiiliige sebeb olanlar- 
dan sikayet etmekdedir. iyiligi ve kotiiliigii, goriiniise gore sebeblerden bilirler. Al- 
lahii teala, herseyi sebebsiz olarak, hemen yaratsaydi, alemde nizam, diizen kal- 
maz, karmakansik olurdu. Ya Rabbi! Sen hicbirseyi bozuk, kansik yaratmiyorsun! 

islamiyyetin koruyucusu, hakikatleri bilen, ma'rifetler sahibi, kiymetli karde- 
sim Seyyid mir Muhammed Nu'mamn "rahmetullahi teala aleyh" size yakm yer- 
de bulunmasi, biiyiik ni'metdir. Onun diiasma ve tevecciihiine kavusmamn kiyme- 
tini biliniz! Oyle samyorum ki, devletinizin, kuvvetinizin temeli, dayanagi onun be- 
reketleri, feyz ve tevecciihleridir. Yammzda iken ve uzakda iken, onu yardimcmiz 
ve imdadcmiz gortiyorum. Bir seneyi geciyor, sizin iyi hallerinizi hep bu fakire yaz- 
makdadir. Bu fakire olan sevginizi ve ihlasinizi her mektubunda bildirmekdedir. 

-746- 



Oranm idaresini bir baskasina vermis olduklanni yazmisdi ve tevecciih, imdad edi- 
lecek bir zemandir demisdi. O mektubu okuyunca fakir, bu yolda tevecciih eyle- 
dim. Sizin cok yiiksek makamda bulundugunuz zahir oldu. O anda, birisi yola ci- 
kiyordu. O mektuba cevab olarak ancak, Han-i hanan cok yiiksek makamda go- 
riilmekdedir yazildi. Herseyi yapan, yaratan yalmz Allahii tealadir! Vesselam. 

58 — IKINCi CILD, 25. ci MEKTUB 

Bu mektub, hace Serefeddih-i Hiiseyne yazilmis olup, Resiilullaha uygun her isin, 
zikr oldugu bildirilmekdedir: 

Elhamdiilillahi ve selamiin ala ibadihillezinestafa. Aziz oglumun, mevlana Ab- 
diirresid ve mevlana Can Muhammed ile gondermis oldugu mektubu geldi. Adak 
meblagi da, beraber idi. Allahii teala, karsihk olarak, en iyi seyler ihsan buyursun! 
Sihhat haberinizi duymakla cok sevindik. 

Ey oglum! Bu zemamniz firsatdir. Firsat da, biiyiik ni'metdir. Sihhat ile ve 
uzlintiisiiz gecen vaktler, bulunmaz gammetdir. Her saati Allahii tealayi zikr etmek 
ile gecirmelidir. Resiilullaha uygun olan her is, hatta ahs veris bile zikr olur. O hal- 
de, her hareketin, her durusun, Resiilullaha uygun olmasi lazimdir. Boylece, hep- 
si zikr olur. (Zikr) demek, gafleti tard etmekdir. Ya'ni, Allahii tealayi hatirlamak- 
dir. Insan her hareketinde, her isinde, Allahii tealanm emrini ve yasagmi gozetin- 
ce, emr ve yasaklarm sahibini unutmakdan kurtulur ve daim zikr etmis olur. 

Hak hade eyleyince, yol verir herkes sana, 
Halk eder sebeblerini, bol verir her$ey sana. 

59 — MU'CIZE, KERAMET, FIRASET VE SIHR 

Seyyid Abdiilhakfm bin Mustafa "rahmetullahi ale yh" bir mektubunda buyu- 
ruyor ki: 

Varidat-i ilahiyyenin hepsi, adet-i ilahiyye icinde hasil olmakdadir. Ya'ni, Al- 
lahii teala, herseyi bir sebeb altmda yaratmakdadir. Bu sebeblere, is yapabilecek 
te'sir, kuvvet vermisdir. Bu kuvvetlere, tabi'at kuvvetleri, fizik, kimya ve biyolo- 
ji kanunlan diyoruz. Bir is yapmamiz, birseyi elde etmemiz icin, bu isin sebeble- 
rine yapismamiz lazimdir. Mesela, bugday hasil olmasi icin, tarlayi siirmek, ekmek, 
ekini bicmek lazimdir. insanlann biitiin hareketleri, isleri, Allahii tealanm bu 
adeti icinde meydana gelmekdedir. Allahii teala, sevdigi insanlara, iyilik, ikram ol- 
mak icin ve azih diismanlanni aldatmak icin, bunlara, (Harik-ul'ade) olarak, 
ya'ni adetini bozarak, sebebsiz seyler yaratiyor. [Her insanda nefs vardir. Nefs, Al- 
lahm diismamdir. Hep kotiiluk yapmak ister. islamiyyete uymak istemez. islamiy- 
yete uyanlann nefsleri temizlenir, dtismanhklari kalmaz. Achk ceken, sikmtih ya- 
siyan kafirlerin nefsleri ise za'ifler. Kotiiluk yapamaz. Bunun icin, Evliyada ve pa- 
paslarda Harikul'ade isler hasil olur.] 

1 — Peygamberlerden "aleyhimiisselam", tarn temiz olduklan icin adet-i ila- 
hiyye disinda ve kudret-i ilahiyye icinde seyler meydana gelir. Buna (Mu'cize) de- 
nir. Peygamberlerin "salevatullahi teala aleyhim ecma'in" mu'cize gostermesi 
lazimdir. 

2 — Peygamberlerin "aleyhimiisselam" iimmetlerinin Evliyasinda, nefslerinin 
kotiiliikleri kalmadigi icin adet disi meydana gelen seylere, (Keramet) denir. ib- 
ni Abidin, Miirtedleri anlatirken diyor ki, [(Mu'tezile) ve (Vehhabi)ler, kerame- 
te inanmadi. imam-iil-haremeyn ve imam-i Omer Nesefi ve bircok alimler "rah- 
metullahi teala aleyhim ecma'in", kerametin caiz oldugunu isbat etmislerdir.] 
Evliyanm keramet gostermesi lazim degildir. Bunlar, keramet gostermek istemez. 
Allahii tealadan utanirlar. 

-747- 



3 — Ummet arasmda, Veil olmiyanlardan meydana gelen adet disi seylere, (Fi- 
raset) denir. 

4 — Fasiklardan, giinahi cok olanlardan zuhur ederse (istidrac) denir ki, de- 
rece derece, kiymetini indirmek demekdir. 

5 — Kafirlerden zuhur edenlere ise (Sihr), ya'ni biiyii denir. 

60 — UCUNCU CILD, 86. ci MEKTUB 

Bu mektub, Dervis Habfb Ha dim icin yazilmisdir. Harikalarin, kerametlerin cok 
veya az olmasinin sebebi bildirilmekdedir: 

Mubahlarm fuduliine, ya'ni fazlasma dalmak, kerametin azalmasma sebeb 
olur. Hele, siibhelilere ulasir ve Allah korusun, oradan da, haramlara yaklasirsa, 
keramet ve harikalar yok olur. Mubahlar az islendikce ve zaruret mikdan olunca, 
keramet ve harikalarin hasil olmasi artar. Harikalarin goriinmesi, Peygamberlik- 
de lazimdir. Evliyahkda sart degildir. Ciinki, Peygamberligi herkese bildirmek la- 
zimdir. Evliyahgi bildirmek vacib degildir. Hatta, Evliyahgi ortmek, gizlemek 
iyidir. Ciinki Peygamberlik, insanlan Allahii tealaya cagirmakdir. Evliyahk ise, Al- 
lahii tealaya yaklasmakdir. insanlan cagirmak icin ortaya cikmak lazim oldugunu 
herkes bilir. Yaklasmak ise, gizli olur. Bir Velide cok keramet goriilmesi, onun, az 
kerameti goriilen Velilerden daha iistun oldugunu gostermez. Hie kerameti goriil- 
miyen Veli, harikalar gosteren Evliyadan daha yiiksek olabilir. Evliyamn biiyiik- 
lerinden (Avarif) kitabimn sahibi, [Sihabiiddin-i Siihreverdi "rahmetullahi teala 
aleyh" hazretleri], bunu uzun yazmisdir. Peygamberlerin harikalar gostermeleri sart 
oldugu halde, az veya cok gostermeleri, daha iistiin olup olmamalarim bildirme- 
yince, Evliyahkda, sart olmadigi halde, daha iistiin olmagi nasil bildirir? Oyle sa- 
myorum ki, Peygamberlerin "aleyhimussalevatii vetteslimat" riyazetler ve muca- 
hedeler yapmalan ve mubahlan bile cok az kullanmalan, harikalar gostermek icin- 
di. Ciinki, harikalar gostermeleri vacibdir ve Peygamberlikde sartdir. Yoksa, Al- 
lahii tealaya yakm derecelere yiikselmek icin degildi. Ciinki Peygamberler "aley- 
himiissalevatii vettehiyyat", (ictiba) yoluna secilmis, sevilmis onderlerdir. Allahii 
teala, onlari muhabbet cengeline takarak kendisine cekmisdir. Yorulmadan, ya- 
kmhk derecelerine ulasdinhrlar. Allahii tealaya yakmhk derecelerine ulasmak icin, 
riyazetler, miicahedeler cekmek, ugrasmak, (inabet), (iradet) yolunda olur. Bu yol, 
(Talibler) yoludur. Peygamberlerin goturiildiigu ictiba yolu ise, (Muradlar) yolu- 
dur. Birinci yolda, sikmti cekerek yiiriirler. Muradlan nazh nazh, oksiyarak gotii- 
riirler. Hie sikmti cekdirmeden, yakmhk derecelerine ulasdinrlar. 

Inabet ve iradet yolunda, riyazetlere ve miicahedelere katlanmak lazimdir. ic- 
tiba yolunda, bunlar sart degildir. Bununla beraber, faideli olurlar. Bir kimseyi, ok- 
siyarak, hizmetinde bulunarak gottiriirlerken, bu da cabalayip, gotiirulmesini ko- 
laylasdinrsa, daha cabuk ulasir ve daha yiikseklere gider. Kendi de ugrasmazsa, 
ilerlemesi boyle kolay ve cabuk olmaz. Evet, Allahii teala, diledigini oyle ceker, 
oyle yiikseltir ki, hepsinden pabuk gotiiriir. Soziin kisasi, ictiba yolunda, ugrasmak, 
sikmtilar cekmek, ulasmak icin sart olmadigi gibi, cabuk ve daha yiikseklere ka- 
vusmak icin de sart degildir. Fekat, ba'zan bunlann faideleri olur. Riyazet ve mii- 
cahede demek, mubahlan zaruret mikdan kullanmak [nefsin asm isteklerini yapma- 
mak] demek olup, bunlar ictiba yolunda olanlara, baska faideler saglar. (Cihad-i ek- 
ber) ve kalbin diinya pisliklerinden temizlenmesi, bu faidelerdendir. 

insamn muhtac oldugu seyleri zaruret mikdan kullanmak ve bunlan elde etmek 
icin cahsmak, diinyaya goniil baglamak olmaz. (Fudul), ya'ni ihtiyacdan fazla ve 
faidesiz seyler, diinyadir. [Bunlann da, Allahii tealamn nzasma uygun olarak el- 
de edilmeleri ve sarf edilmeleri diinya olmaz.] Riyazet cekmenin ve mubahlan za- 
ruret mikdan kullanmamn, biiyiik bir faidesi de, Kiyamet giinii hesabm kisa ve ko- 

-748- 



lay olmasidir. Ahiretdeki derecelerin yiikselmesine de sebeb olur. Diinyada ne ka- 
dar sikmti cekilirse, ahiretde o kadar cok rahathk olacakdir. Peygamberler "aley- 
himiissalevatii vetteslimat", bu bakimdan da, riyazat ve miicahedat cekmislerdir. 
Biitiin bunlardan anlasihyor ki, riyazet cekmek ve mubahlan zaruret oldugu ka- 
dar kazamp kullanmak, ictiba yolunda sart olmamakla beraber, bunlar iyi ve fa- 
ideli seylerdir. Faidelerinin coklugu diisiiniiliince zaruri ve lazim da diyebiliriz. Ya 
Rabbi! Bizlere aci! islerimizin dogru ve faideli olmasim nasib eyle! Dogru yolda 
olanlara selam olsun! 

61 — IKINCi CILD, 92. ci MEKTUB 

Bu mektub, Seyyid mfr Muhammed Nu'mana "kuddise sirruh" yazdmis olup, 
Evliyahk, Allahii tealaya yakinhk demekdir. Velf olmak kin harikalar ve keramet- 
ler sart olmadigi bildirilmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun. Onun begendigi insanlara selamlar olsun! Karde- 
sim, cok sevdigim, Seyyid, mir Muhammed Nu'manm afiyetde olmasma diia ede- 
rim. Vilayetin [ya'ni Evliyahgm] hasil olmasi icin, harikalarm, kerametlerin mey- 
dana gelmesi lazim degildir. Din alimlerinin harikalar gostermesi lazim olmadigi 
gibi, Evliyanm da, harikalar gostermesi sart degildir. Ciinki vilayet [ya'ni Veli ol- 
mak], kurb-i ilahi [ya'ni Allahii tealaya yakm olmak] demekdir. Allahii teala, bu 
kurbu [ya'ni yakm olmagi] ise, Fenadan sonra, [ya'ni Allahii tealadan baska, her- 
seyi unutdukdan sonra], Evliyasma ihsan eder. Bir kimseye, bu kurb ihsan edilip 
de bu diinyadaki, bilinmiyen seyler haber verilmiyebilir. Bir baskasma, hem bu ve- 
rilir, hem de gaybler bildirilir. Bir iiciincu kimseye ise, kurbdan birsey verilmeyip, 
gaybler bildirilir. Uciincii kimse, istidrac sahibidir. Nefsi cilalandigi icin, bilinmi- 
yen seyler, kendisine kesf edilmekde, boylece, dalalet ucurumuna diisiiriilmekde- 
dir. Sure-i Miicadele, onsekizinci [18] ayet-i kerimesinin: (Onlar iyi bir is yapdik- 
larini saniyor. Biliniz ki, cok yalancidirlar. Seytan onlari aldatmis, yoldan cikarmis- 
dir. Allahii tealayi o kadar unutdurmus ki, ne dillerine, ne de goniillerine getirmez- 
ler. Seytamn askeri, usaklari olmuslardir. Biliniz ki, seytamn giiruhii olan bunlar, 
bitmez tiikenmez ni'metleri elden kacirdi. Sonsuz azablara yakalandi) meali, boy- 
le kimselerin halini bildirmekdedir. Kurb devleti ile sereflenmis olan birinci ve ikin- 
ci sahslar Evliyadir. Gaybdan haber vermek, bunlarm vilayetini artdirmaz ve 
azaltmaz. ikisi arasmdaki fark, kurb derecelerine goredir. Kendine gaybdan bir- 
sey gosterilmiyen Veli, kendine ihsan edilen kurbun iistiinliigii dolayisi ile, daha 
ileride ve daha iistiin olur. (Avarif-iil-me'arif) kitabimn sahibi Sihabiiddin Omer 
Siihreverdi "kuddise sirruh", Evliyanm biiyiiklerindendir. Velilerin hepsi, kendi- 
sini sevmekdedir. Kitabmda kerametleri, harikalan anlatdikdan sonra, buyuruyor 
ki: (Evliyadan, yiiksek mertebede bulunan birine, hicbir keramet ve harika veril- 
miyebilir. Ciinki, kerametler, yakini [inanmayi] artdirmak icin verilir. Yakin ihsan 
edilen birinin kerametlere, harikalara ihtiyaci olmaz. Biitiin bu kerametler, Zat-i 
ilahiyi hatirlamak ile kalbin zinetlenmesinden asagida kahr). S6fiyye-i aliyyenin 
biiyuklerinden, seyh-iil-islam, Hace Abdiillah-i Ensari "rahmetullahi aleyh", (Me- 
naziliissayirm) kitabmda buyuruyor ki: (Firaset iki diirliidiir: Birincisi, ma'rifet sa- 
hiblerinin firaseti olup, talebenin isti'dadini kesf etmek, Allahii tealanm Evliya- 
sini tammakdir. ikincisi, riyazet ceken, aclikla nefslerini parlatanlarm firaseti 
olup, mahluklara aid gizli seyleri bilmekdir. insanlarm cogu, Allahii tealayi hatir- 
lamayip gece giindiiz diinyayi diisiindiigiinden, diinya islerinden, ele gecirmek is- 
tedikleri seylerden haber verenleri anyor. Bunlan biiyiik biliyor. Hatta, bunlan Ev- 
liya, Allahii tealaya yakm samyorlar. Evliyanm me'arifine, dogru, ince bilgilerine, 
doniip de bakmryorlar. Belki, bunlara dil uzatip, bunlar Allahin sevgili kulu olsay- 
di, gayb olan seylerimizi, gizli diisiincelerimizi bilirlerdi. Bizim halimizden habe- 
ri olmiyan bir kimse, mahluklann iistiindeki ince bilgileri hie anlryamaz diyerek, 

-749- 



Evliyanm firasetine, Zat-i ilahiye ve sifatlanna olan bilgilerine inanmiyorlar. 
Boyle yanhs olcilleri sebebi ile, o btiyiiklerin dogru ilm ve me'arifinden mahrum 
kahyorlar. Bilmiyorlar ki, Allahti teala, o biiyiikleri, cahillerin goziinden saklamis, 
kendine mahsus kilmisdir. Evliyasmi diinya isleri ile mesgul etmeyip, kendisi ile 
mesgul etmisdir. Evliya, insanlarm hallerine, islerine baglansalardi, Allahii teala- 
nin huzuruna layik olmazlardi). Abdiillah-i Ensari "rahmetullahi teala aleyh", bu- 
na benzer daha nice seyler yazmisdir. 

Ustadim hace Muhammed Baki-billahdan "kuddise sirruh" isitdim. Buyurdu ki, 
seyh Muhyiddin-i Arabi "rahmetullahi aleyh" yaziyor ki, (Keramet ve harikala- 
n cok goriilen Evliya, son nefeslerinde, bunlari gosterdiklerine pisman olmusdur. 
Keski hie kerametimiz goriilmeseydi demislerdir). Evliyanm iistunliigii, harikala- 
rin goriilmesi ile olciilseydi, bunlarm gortinmesine pisman olmak yersiz olurdu. 

Siial: Vilayetde, harika goriinmesi sart olmaymca, hakiki Veliile, yalanci seyh- 
ler birbirinden nasil aynhr? 

Cevab: Bu diinyada Evliyanm belli olmasi lazim degildir. Dogru ile yalancinin 
kansmasi lazimdir. Bu diinyada hak ile batilm, dogru ile yanhsm kansmasi lazim- 
dir. Velinin, kendi vilayetini bilmesi de sart degildir. Kendi vilayetini bilmiyen Ev- 
liya cok idi. Bunlari, baskalan nasil tamyabilir? Tammalarina liizum da yokdur. 
Evet, Peygamberlerin "aleyhimiisselam" harikalar gostermesi lazimdir. Boylece, 
Nebi, Nebiolmiyandan aynhr. Ciinki, Nebinin Peygamberligini tanimak herkese 
lazimdir. Evliya, insanlan, kendi Peygamberinin dinine cagirdigi icin, Peygambe- 
rinin mu'cizeleri kendilerine yetisir. Evliya, eger islamiyyetden baska birseye ca- 
girmis olsaydi, o zeman, harikalar gostermesi elbette lazim olurdu. islamiyyete ca- 
girdigi icin, harika gostermesi hie lazim degildir. Din alimleri, herkesi, kitablarda 
yazilan emrleri yapmaga caginyor. Evliya, hem buna caginyor, hem de islamiyye- 
tin batinma da'vet ediyor. Once, islamiyyete caginyor, sonra, Allahii tealamn is- 
mini zikr etmegi gosteriyor. Her zeman, arahksiz olarak, zikr-i ilahi ile olmagi ehem- 
miyyetle istiyorlar. Boylece, viicudii muhabbet kaplayip, kalbde Allahii tealadan 
baska birsey bulundurulmaz. Hersey oyle unutulur ki, insan kendini ne kadar zor- 
lasa, Allahii tealadan baska birsey hatirhyamaz. Bu iki diirlii da'vet icin Evliyanm 
harikalar gostermesine nicin liizum olsun? irsad etmek, bu iki da'veti yapmak de- 
mekdir. Harikamn, kerametin burada hie yeri yokdur. Sunu da soyliyelim ki, uya- 
mk bir talebe, tesavvuf yolunda ilerlerken, iistadinm nice harikalarmi, keramet- 
lerini his eder. O bilinmez yolda, her an, onun mededine bas vurup, hep yardimi- 
na kavusur. Evet, baskalan icin harikalar gostermesi lazim degildir. Fekat, tale- 
besine her an keramet gostermekde, harikalar, list iiste gelmekdedir. Talebesi, iis- 
tadinm harikalarmi his etmez olur mu ki, olii olan kalbine hayat vermekdedir. Onu, 
miisahedelere, kesflere kavusdurmakdadir. Cahiller, oliiyii diriltip, mezardan ci- 
karmagi, biiyiik keramet samr. Buyiikler ise, olii kalbleri diriltmege, hasta ruhla- 
n tedavi etmege ehemmiyyet verir. S6fiyye-i aliyyenin biiyiiklerinden, hace Mu- 
hammed Parisa: (insanlarm cogu oliileri dirilteni biiyiik bildiginden, Allahii teala- 
ya yakm olanlar, bunu yapmak istemeyip, olii ruhlan diriltmisler, talebenin olii kalb- 
lerini diriltmege cahsmislardir. Dogrusu da, kalbleri, ruhlan diriltmek yamnda, olii- 
leri diriltmenin hie kiymeti yokdur. Hatta abes, ya'ni faidesiz seyle vakt gayb et- 
mek olur. Ciinki, oliiyii diriltmek ona birkac giinliik omiir kazandinr. Kalblerin di- 
riltilmesi ise, sonsuz hayata kavusdurur. Zaten, Allahii tealaya yakm olanlann vii- 
cudleri kerametdir. insanlan Allahii tealaya da'vet etmeleri, Hak tealamn rahmet- 
lerinden bir rahmetdir. Olii kalbleri diriltmesi, harikalarm en biiyugiidiir. insan- 
larm selameti, onlarm varhgi iledir. Mahluklarm en kiymetlisi onlardir. Allahii te- 
ala, onlar ile rahmet yagdinyor. Onlar sebebi ile nzk gonderiyor. Onlarm sozle- 
ri devadir. Aciyarak bir bakislan sifadir. Onlar, celis-i ilahidir. Allahii tealamn lutf- 
lari, ihsanlan, onlarm bulundugu yerden eksik olmaz. Yanlarmda bulunanlar ko- 

-750- 



tii olmaz. Onlan tamyanlar mahrum kalmaz) buyuruyor. 

O biiyiikleri, yalancilardan ayiran farklann en acigi, her sozlerinin, hareketle- 
rinin islamiyyete uygun olmasi, yanlannda bulunanlarm kalblerinde, Allahil teala- 
nin korkusu ve sevgisi hasil olmasidir ve baska seylerden sogumalandir. Evliya ile 
miinasebeti olanlarda, bu alametler hasil olur. Miinasebetleri olmiyanlar, zaten her- 
seyden mahrumdur. Farisi beyt tercemesi: 

Iyilige elverisli olnuyun kimse, 
faidelenemez, Peygamberi de gorse. 

[(Resehat)da, Ubeydiillah-i Ahrar "kaddesallahii teala sirrehul'aziz" buyuru- 
yor ki: ( (Himmet etmek), Allahii tealamn ismleri ile miinasebeti olan bir zatm, kal- 
binde yalniz bir isin yapilmasim bulundurmasi demekdir. Bu seye tevecciih eder. 
Kalbine bundan baska hicbir sey getirmez. Yalniz, o isin yapilmasim ister. Alla- 
hii teala da o isi yaratir. Allahii tealamn adeti boyledir. Kafirlerin himmet etdik- 
leri seylerin de hasil olduklan gorulmiisdiir. Allahii teala, bana bu kuvveti ihsan 
etmisdir. Fekat, bu makamda edeb lazimdir. Edeb de, bendenin kendisini Hak te- 
alamn iradesine tabi' etmesidir. Hakki kendi iradesine tabi' etmemekdir. Hak te- 
alamn fermamna muntazir olmakdir. iradesi te'alluk edip ferman buyurunca, 
himmet etmekdir). Ubeydiillah-i Ahrarin oglu hace Muhammed Yahya buyurdu 
ki: (Tesarruf sahibleri tic nev'dir: Bir kismi, Allahii tealamn izni ile, her istedik- 
leri zemanda, diledikleri kimselerin kalbinde tesarruf ederek, onu fena makami- 
na erisdirirler. Ba'zisi, Allahii tealamn emri olmadan tesarruf etmez. Emr olunan 
kimseye tevecciih ederler. Bir kismi ise, kendilerine bir sifat, bir Ml geldigi zeman 
kalblere tesarruf ederler)]. 

Kiymetli mektubunuzda, zemammiz padisahimn islamiyyete ehemmiyyet ver- 
digini, adaleti, Allahii tealamn emrlerini yerine getirdigini yaziyorsunuz. Bunla- 
n okuyunca, pek fazla sevindik. Allahii teala, memleketleri, devlet reislerinin 
adalet lsigi ile nurlandirdigi gibi, islam dinini de, onlarm himaye ve yardimlan ile 
kuvvetlendirir. Sevgili kardesim! (islamiyyet, kill ik in himayesi altinda) buyurul- 
du. Ya'ni, islam dininin yayilmasi, yapilmasi, devlet reislerinin yardim ve himaye- 
sine baghdir. [Devlet kuvvetli oldukca, herkes malindan, camndan emin olur. 
Ibadetlerini rahathkla, huzur icinde yapar. Avrupa, Amerika gibi kafir memleket- 
lerinde insan haklarma malik olan, dini vazif elerini serbestce yapan miislimanla- 
rm da, kendilerine hiirriyyet veren devlete, kanunlara karsi gelmemeleri, fitneye, 
anarsiye sebeb olmamalan, vergilerini, borclanm zemamnda odemeleri, devlete 
yardimci olmalan lazimdir. Ehl-i siinnet alimleri boyle olmamizi emr etmekdedir- 
ler.] Ne yazik ki, Hindistanda, devletin miislimanlan himaye etmesi, cok zeman- 
dan beri gevsemis idi. Miislimanlik da za'iflemisdi. Hind kafirleri, sikilmadan, ca- 
mi'leri harab etmis, buralan, kendi tapinma ve oyun yerleri haline cevirmisdi. M u- 
barek insanlarm mezarlarim yikip, yerlerini park yapmislardi. Kafirler, her giina- 
hi, kafirlik alametini acikca isliyor, muslimanlar, Allahii tealamn emrlerini yeri- 
ne getirebilmek icin, zorluklarla karsilasiyordu. Hind kafirlerinin bayramlarmda, 
yimeleri, icmeleri yasak oldugundan, miisliman sehrlerinde, firmlarm, ascilarm ek- 
mek, yemek satmasma mani' oluyorlardi. Mubarek Ramezan ayinda, umumiyer- 
lerde, oruclular karsismda, cilgmca yiyip iciyorlardi. Muslimanlar, birsey soyliye- 
miyordu. Yaziklar olsun ki, devlet adamlan bizden oldugu halde, boyle za'if ve ze- 
valh hale dusmtisdiik. idarecilerin kiymet verdikleri zemanlarda, islamiyyet par- 
lamis, alimlerin yiiksekleri, Sofiyyenin biiyiikleri "kaddesallahii teala sirre- 
hid'aziz", herkesden sevgi ve saygi gormiisdii. Devletden aldiklan kuvvet ile, is- 
lamiyyetin yayilmasma cahsmislardi. isitdigime gore, sahibkran emir Timur "aley- 
hirrahme", Buhara caddesinden gecerken, uzakda, bircok kimsenin hah silkdik- 
lerini goriip, merakla sormus. Hace Muhammed Behaeddin-i Buhari "kuddise sir- 

-751- 



ruh" hanekahi halilan oldugunu anlaymca, islamiyyete olan sevgi ve saygisinm cok- 
lugundan, oraya yaklasip, halilann tozlan icinde durmus, misk ve anber siiriiniir 
gibi, hanekahm tozlarmi yiizune goziine siirerek, Allah yolunda olanlann feyz ve 
bereketleri ile sereflenmek istemisdir. Allahii tealaya yakm olanlara karsi goster- 
digi sevgi ve saygi sayesinde, fmanla gitdigi umulur. isitdigimize gore, Timurun oltim 
haberi duyulunca, o zemanda bulunan Evliyadan birisi "kuddise sirruh", (Timur 
oldii. Imam da birlikde gotiirdii) buyurmusdur. 

Cum'a giinleri, hatib efendiler, hutbe okurken, sultanlarm ismlerini, en asagi ba- 
samaga inerek okuyorlar. Bunun sebebi, sultanlar kendilerinin, Server-i alemden 
"sallallahii aleyhi ve sellem" ve dort halifesinden asagi olduklarim gostermek 
icindir. Kendi ismlerinin, o buyiiklerin ismleri ile birlikde okunmasim uygun gor- 
medikleri icin boyle okutuyorlar. 

Secde, aim yere koymakdir ki, kiiciikliigu ve asagihgi gostermekdir. Tevazu' ve 
saygimn son derecesidir. Bunun icin secde, ancak Allahii tealaya ibadet icin yapi- 
hr. Ondan baskasma secde etmek caiz degildir. Peygamberimiz "sallallahii aley- 
hi ve sellem" birgiin, bir yere gidiyordu. Bir koylii rast gelip, mu'cize gosterirsen 
iman ederim dedi. Server-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Kar$i- 
ki agaca git, de ki, Allahin Peygamberi seni caginyor!). Koylii, boyle soyleyince, 
agac yerinden aynhp Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" online geldi. Koy- 
lii bu hali goriince, hemen miisliman oldu. (Ya Resulallah! izn verirsen, sana sec- 
de edecegim) dedi. (Allahii tealadan baska, hicbir^eye secde edilmez. Baskasma 
secde etmek caiz olsaydi, kadinlann, erkeklerine secde etmelerini emr ederdim) 
buyurdu. Fikh alimlerinden ba'zisi, sultanlara, selam niyyeti ile, secde etmege 
izn vermis ise de, sultanlarm bu isde, Allahii tealaya karsi edebi gozetmeleri, Al- 
lahii tealadan baskasma secdeye izn vermemeleri layik olur. Allahii teala, onlari 
herseye amir ve hakim yapmis, herkesi bunlara muhtac kilmis. Bu biiyiik ni'mete 
siikr olarak, aczin, kiicukliigiin son sekli olan secdeyi, Allahii tealaya mahsus 
edip, Ona serik olmamahdirlar. Ba'zi alimler izn vermis ise de, kendileri, giizel te- 
vazu'lan sebebi ile, buna izn vermemelidir. ihsan edenlerin karsihgi, ancak ihsan 
olur. Goriisdiigtimiiz zeman, daha cok anlatinm. Dogru yolda bulunanlara, Muham- 
med Mustafanm "sallallahii aleyhi ve sellem" izinde yiiriiyenlere selamlar olsun! 

Evliyanui ctihili, Siddik-i ekber, ba'dehu Faruk, 
ve Zinnureynden soma, Alidir ol Veliyullah. 

Kalan Eshfibi hem ki, cumlesinin zikri hayrolsun, 
cemi'i Al-ii Eshab-i kirami severim lilhih. 

Asere-i miibessere ve Fa tuna, Hasen ve Hiiseyn, 
bu ununetden bunlara Cennet ile neshedii billah. 

Ve gayri kimseye aynile Cennetlik denilmez ki, 
o gaybe htikm olur, gaybi ne bilsin kimse gayrillah. 

Ye Eshab-i kiranun ciinilesinden sonra umnietden, 
cemi'i Tabi'in olmusdur, efdalii Evliyaillah. 



-752- 



62 — IKINCI CILD, 8. ci MEKTUB 

Bu mektub, Han-i hanaii Abdiirrahime "rahmetullahi teala aleyh" yazdmisdir. 
Ha vassin, ya'ni secilmislerin ve cahillerin ve bu ikisi arasinda olan tesa vvufcula- 
rin gaybdan imanlan arasindaki farki bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun. Onun secdigi, sevdigi kullarma selam olsun! Fari- 
si misra tercemesi: 

Heme olursa olsun, dostdan konusmak daha tilth! 

Bekara suresinin yiizseksenaltinci ayetinde mealen, (Kullarim senden beni so- 
ruyorlar. Ben onlara cok yakinim!) ve Miicadele suresinin yedinci ayetinde mealen, 
(Uc adam gizli konusunca, Allah onlarin ddrdiinciisii olur. Bes kisi gizli konusun- 
ca, Allah onlarin altincisi olur. Daha az veya daha cok kimseler olunca da, herne- 
rede olursa olsunlar, Allah onlarla beraberdir) buyuruldu. Allahii tealamn yakm 
olmasi ve birlikde olmasi, kendisi gibi (Bi-cun)dur. Ya'ni, bizim bildigimiz ve 
anladigimiz gibi degildir. Nasil olduklan anlasilamaz. His organlannin ve aklm yar- 
dimi ile anlayabilen insanlar, his edilmiyen ve akl ile dusiiniilemiyen seyleri anh- 
yamaz. Yakm ve beraber denilince, akhmiza, diisiincemize ve anlayisimiza gelen 
ve Evliyanm kesf ve siihud ile anladiklan herseyden, Allahii teala uzakdir. Bun- 
lara hie benzemez. Allahii tealayi boyle diisiinmek, yetmisiki firka icinde bulunan 
(Miicessime) denilen bozuk, sapik yola kaymaga sebeb olur. Allahii tealamn bi- 
ze yakm olduguna ve bizimle beraber olduguna iman ederiz. Fekat, bu yakinhgm 
ve bu beraberligin nasil oldugunu anhyamayiz. Bu diinyada, en biiyiik islam alim- 
lerinin varabilecegi sey, Allahii tealamn kendisine ve sifatlarma, gayb yolu ile, ya'ni 
anlamadan inanmakdir. Farisi beyt tercemesi: 

Elestii... denildigi zentan, uyanik olanlar, 
O vardir! dediler. Fazla birsey soylemediler. 

Secilmis, sevilmis olan yiiksek alimlerin gaybdan imanlan, cahillerin gayba 
olan imanlan gibi degildir. Cahiller, baskasmdan isiterek veya akl ile istidlal ede- 
rek, gayba iman serefine kavusmuslardir. Secilmisler, Allahii tealamn cemal ve ce- 
lal perdeleri ve tecelliler, zuhurlar vasitasi ile gaybin varhgmi anhyarak inanmis- 
lardir. Bu iki kismm arasinda bulunan tesavvufcular ise, perdeleri ve tecellileri go- 
riince, gaybi anladik sanmislar, (Iman-i gaybi) yerine, (Iman-i suhudi)ye kavusduk 
demislerdir. Bunlar, gaybi iman, cahillerin, hatta diismanlarm imamdir samrlar. 
Mii'minun suresinin ellidordiincii ayetinde ve Rum suresindeki bir ayet-i kerime- 
de mealen, (Her firkada bulunanlar, kendi anladiklarim dogru samrlar) buyuru- 
luyor. Sizi bu yazilanmla incitmemin bir sebebi de; mevlana Abdiilgafur ve mev- 
lana haci Muhammed yakmlanmizdan ve sevdiklerimizdendir. Bunlara yapilacak 
her ihsan, biz fakirleri de sevindirecekdir. Farisi misra' tercemesi: 

ilis fin sahibleri He is gormek, iiziicu olmazl 

Selam ederim. 

Gel ey fikil visal iste, uyan artik hevadan gee! 
hem fin ruyi cental iste, yeter, hubbi sivadan gee! 

Goniil niiilkun tertemiz et, gider kirleri, pasiari, 
hiilus He ibadet et, ucub ile riyadan gee! 

Bilirsin, bu fcnfi miilkti, degildir kimseye baki, 
bekayi la yezal iste, bu miilkti bi vefadan gee! 

Paraya pula aldanma, seni avlamasm dtinya! 
stis ve ziynetine bakma, ctirtik olan binadan gee! 

- 753 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:48 



63 — IKINCI CILD, 13. rii MEKTUB 

Bu mektub, Mirza Semsiiddine yazilmisclir. Onun mektubuna cevab vermekde 
ve zahir alimlerinin ve tesavvufculann ve Peygamberlerin varisleri olan rasih 
ilmli alimlerin halini bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun Peygamberine salat ve selam olsun! Size ve 
dogru yolda olanlara diialar ederim. ihsan ederek gondermis oldugunuz serefli mek- 
tubunuzu kiymetli kardesim seyh Muhammed Tahir getirdi. Okuyunca bizleri se- 
vindirdi. Sizinle bulusuncrya kadar, (Mektubai)daki nasihat verici mektublan oku- 
makdayim diyorsunuz. Kiymetli efendim! Nasihat vermek, dinimizin birinci vazi- 
fesidir ve Peygamberlerin en ustiinune uymakdir "Ona ve hepsine iistiin diialar ve 
her diirlu selamlar olsun". Alimlerin dinden ellerine gecen sey ve Resulullaha uy- 
malan, once i'tikadlarmi diizeltmekdir. Sonra, ahkam-i islamiyye bilgilerini ogren- 
mek ve ogrendiklerini yapmakdir. Tesavvuf buyiiklerinin ellerine gecen ise, alim- 
lerin kavusduklan ile birlikde, haller, vecdler ve tesavvuf bilgileri ve ma'rifetleri- 
dir. Peygamberlerin varisleri olduklan miijdelenmis olan (Ulema-i rasihin)in din- 
den ve Resulullaha uymakdan ellerine gecenlere gelince, bunlara din alimlerinin ve 
tesavvufculann kavusduklan nasib oldugu gibi, kendilerine nice gizli ve ince bilgi- 
ler de ihsan edilmisdir. Bu gizli ve ince bilgiler, Kur'an-i kerimdeki (Miitesabihat) 
denilen ortiilii, kapali ayetlerle gosterilmekdedir. Te'vil ederek, ya'nimealen bil- 
dirilmislerdir. [Ehl-i siinnet alimleri, acik bildirilmemis olan, ya'ni, ma'nalan siib- 
heli olan ayet-i kerimeleri (Te'vil) etmislerdir. Te'vil, bir kelimenin muhtelif ma'na- 
lanndan, islamiyyete uygun olani secmekdir.] Resulullaha tarn uyan, bu rasih ilm- 
li buyiiklerdir. Peygamberlerin varisleri, yalmz bunlardir. Resulullaha tarn uyduk- 
lan icin ve Peygamberlere varis olduklan icin, Peygamberlere ihsan olunan ni'met- 
lerden bunlara da pay diismekdedir. O biiyuklerin gizli bilgileri, bunlara da duyu- 
rulmakdadir. Bunun icin, (Ummetimin alimleri, israil ogullarinin Peygamberleri gi- 
bidir!) miijdesi ile sereflenmislerdir. [Bu hadis-i serifin sahih oldugu, kitabimizm ikin- 
ci kisminm, besinci maddesinde de yazilidir.] O halde, siz de Peygamberlerin en iis- 
tiiniinun ve alemlerin Rabbinin sevgilisinin yoluna sanhniz! Boylece, se'adet dere- 
celerinin en yiiksegi olan, Ona varis olmak derecesine kavusmaga cahsiniz! 

64 — UCUNCU CILD, 62. ci MEKTUB 

Bu mektub, mubarek oglu Muhammed Ma'sum "inedde zilliihiil'ali" icin yazil- 
inisclir. Insanin ashnin adem oldugunu, ademde hicbir iyilik bulunmadigini bildir- 
mekdedir: 

Insanin hakikati, ya'ni zati, kendisi, onun nefsidir. Buna, (Nefs-i natika) denir. 
Insan, ben deyince, nefsini gostermekdedir. Bu nefs-i natikanm hakikati, ash da, 
(Adem)dir. [Adem, yokluk demekdir.] Adem iizerine, viicud [ya'ni varhk] lsikla- 
n ve viicudiin sifatlan gelmis oldugu icin, kendini var sanmisdir. Kendini diri, alim, 
kadir sanmakdadir. Hayat, ilm gibi giizel sifatlan, kendinin sanmis, bunlann bu- 
lunmasina kendisi sebeb oluyor sanmisdir. Bunun icin, kendini kamil ve iyi bilmek- 
dedir. Biitiin kotiiliiklerin kaynagi olan ademden kendisine gelmis ve 6z mah ol- 
mus bulunan kotiiliikleri, kusurlan unutmusdur. Bir kimse, Allahii tealanm lutfii- 
ne, ihsamna kavusarak, katmerli cahilliginden ve yanhs inancmdan kurtulursa, ken- 
dinde bulunan iyiliklerin, giizelliklerin, kendi mah olmadigim, baska yerden gel- 
diklerini, bunlann varhkda kalmalarma kendisinin sebeb olmadigim anlar. Ken- 
di hakikatinin, ozuniin, biitiin kotiiliiklerin kaynagi olan adem olduguna inanir. Al- 
lahii teala ihsan ederek, bu inanisi kuvvetlenirse ve kendindeki kemalleri, iyilik- 
leri sahibine geri verip, bu giizel emanetleri yerine teslim ederse, kendini yalmz 
adem bilir. Kendinde hicbir iyilik goremez. Bu zeman, kendinin ne adi kahr, ne ni- 
sani, izi kahr. Ne maddesi kahr, ne eseri kahr. Ciinki kendi, yalmz ademdir. Adem 

-754- 



de hicbir sey degildir. Her bakimdan yokdur. Ciinki, herhangi bir bakimdan var 
olsa, giizelliklerin, iyiliklerin hepsinin onda bulunmadigini soylemez. Ciinki, var 
olmak, bir giizellikdir. Hatta biitiin giizelliklerin baslangici, kaynagidir. 

Biitiin bu bildirilenlerden anlasihyor ki, insanda tarn bir (Fena), ya'niyokluk 
hasil olmasi icin, kendinin yok olmasi lazim degildir. Zaten var degildir ki, yok ol- 
masi diisuniilsiin. Kendini var sanan bir yoklukdur. Bu yanhs zannmdan kurtulur 
ve kendini var bilmez ve gormezse, adem oldugunu anlar. Demek ki, fenaya ka- 
vusmak icin, (Zeval-i siihudi) lazimdir. (Zeval-i viicudi) hie lazim degildir. 

[Ademin biitiin kotiiliikleri, nefs-i emmarede toplanmisdir. Nefs-i emmare, 
hie iyilik yapmak istemez. Hep kotuliik yapmak ister. Kendisine ve baskalarma za- 
rarh olan seyleri sever, insanm diinyada ve ahiretde se'adete kavusmasi icin, nef- 
sine uymamasi, onu za'ifletip, zarar yapamiyacak hale diisiirmesi lazimdir. Nefsi 
za'ifletecek birinci ilac, islamiyyete uymakdir. Haramlarm hepsi, diinya malma, 
mevki'ine, zevklerine diiskiin olmak, nefsin gidasidir. Onu besler, kuvvetlendirir- 
ler. Nefs kuvvetlenince, biitiin iyiliklerin, giizel ahlakm, fennin ve medeniyyetin 
menbai, kaynagi olan islamiyyete saldinr. Din ile, iman ile, Allahii tealanin emr- 
leri ile alay eder. Herkesin kendi gibi taskm, saskin olmasini, haksizlik, kotuliik, 
zulm yapmasini ister. Kendisi gibi olanlara ilerici, kendine uymiyanlara gerici 
der. Insanm en biiyiik diismam, kendi nefsidir ve nefslerini beslemis, azdirmis olan 
gafil, cahil kimselerdir.] 

65 — UCUNCU CILD, 98. ci MEKTUB 

Bu mektub, haci Abdiillatff Harezmi icin yazilmisdir: 

Her nerede bulunursa bulunsun, giizellik, viicuddan, ya'nihakiki var olandan- 
dir. Viicud, ya'ni var olmak, her iyiligin, her giizelligin kaynagidir. Yalniz Allahii 
teala vardir. Miimkinlerin, [ya'ni mahluklarm] viicudlan [ya'ni var olmalan], Al- 
lahii tealadan zil yolu ile aks etmisdir. Miimkinlerin giizellikleri de, zil yolu ile, o 
mukaddes varhkdan gelmisdir. Miimkinlerin ash, temeli, ademdir. [Adem, yokluk 
demekdir.] Adem, kotiiliikdur. Yokluk, biitiin kotiiliiklerin kaynagidir. Bunun icin, 
miimkinlerin ash, cirkinlikdir, kusurdur. Miimkinlerde goriinen giizellik, her ne ka- 
dar viicuddan gelmis ise de, adem aynasmda goriindiigii icin, adem aynasi gibi ol- 
mus, cirkinlikden ve kusurdan pay almisdir. Miimkin ashnda cirkin oldugu icin, 
miimkinin mtimkine giizel goriinmesi, miimkindeki giizellige sebeb olan viicudiin 
halis giizelliginden degildir. Ciinki, o halis giizellikle ilisigi azdir. Ademe aks et- 
mis olan, bunun icin cirkinlesmis olan giizellikle ilgisi cok olup, bundan lezzet duy- 
makdadir. Lagimci, alismis oldugu pis kokudan aldigi lezzeti, giizel kokudan al- 
maz. Isitdigimize gore, bir lagimci, attarlar carsisindan gecerken, giizel kokular, 
kendine dokunarak bayilmis. Necaset koklatmislar. Pis koku tath gelerek ayilmis. 

66 — IKINCi CILD, 34. cii MEKTUB 

Bu mektub, Nur Muhammed Tehari icin yazilmisdir: 

Allahii tealaya hamd olsun. Onun secdigi kullarma selam olsun! Serefli mektu- 
bunuz geldi. Hallerinizin hep degismekde oldugunu yaziyorsunuz. Biliniz ki, Alla- 
hii teala, alemin icinde olmadigi gibi, alemin disinda da degildir. Alemden ayn ol- 
madigi gibi, alem ile bitisik de degildir. Allahii teala vardir. Fekat, icerde, disarda, 
bitisik ve ayn degildir. Allahii tealayi boyle bilmeli, boyle aramah ve boyle bulma- 
hdir. Eger, pek az da olsa, boyle birsey anlasihrsa, zillere, goriintiilere saplamldigi 
anlasihr. Allahii tealayi, hicbirseye benzemez, hip anlasilamaz olarak aramahdir. O 
makama, hie anlasilamiyacak bir seklde kavusmaga cahsmahdir. Bu biiyiik ni'me- 
te ancak biiyiik alimin sohbeti ile kavusulabilir. Soylemekle, yazmakla anlatilamaz 
ve anlasilamaz. Vazifenizi yapmaga cahsiniz! Bulusmamiza kadar hallerinizi yazimz! 

-755- 



67 — UCUNCU CILD, 44. cii MEKTUB 

Bu mektub, mir Muhammed Nu'manin oglu mir Abdurrahman kin yazilmisdir. 
Cennetde Allahii tealamn goriilecegine inanmiyanlara cevab vermekdedir: 

Bismillahirrahmanirrahim. Allahii tealamn goriilecegine inanmiyanlar, Allahii 
teala goriilemez diyenler, sozlerini isbat etmek icin, (Goriilen seyin, gorenin kar- 
sismda olmasi lazimdir. Allahii teala, birseyin karsismda olamaz. Ciinki O, cihet- 
sizdir. Cihetli olmak demek, sinin, sonu, etrafi olmak demekdir. Bunlar ise, Alla- 
hii teala icin kusurdur, noksanhkdir. Ilahda bu kusurlar olamaz) diyorlar. 

Bunlara cevab olarak deriz ki, Allahii tealamn kudreti, kuvveti o kadar cokdur 
ki, bu gecici ve za'if olan diinya hayatmda, hissiz, hareketsiz, ici bos iki sinir par- 
casina, karsismda olan seyleri gorebilmek kuvveti vermisdir. Sinirlere bu kuvve- 
ti veren yiice Allah, ahiretde, daha kuvvetli ve hie yok olmiyacak olan bu iki sinir 
parcasma, karsismda olmiyanlan, cihetsiz veya her cihetde olanlan da gormek kuv- 
vetini veremez mi? Ciinki O, sonsuz kudret sahibidir ve ahiretde his edilmesi ve 
goriilmesi kabildir. Ba'zi yerlerde ve zemanlarda, gormek icin, karsilikh ve belli 
yonde bulunmagi sart kilmis, baska yerlerde ve zemanlarda, bu sart olmadan 
gormek kuvveti vermisdir. Bu iki yer birbirine hie benzemedigi halde, birinde la- 
zim olan sartlan, otekinde de lazimdir demek, dogrusu pek insafsizlik olur. Mah- 
luklan yalmz bu goriinen, olciilen (Alem-i iniilk) olarak bilip, akl ile anlasilmayan 
(Alem-i melekut)daki sasilacak varliklara inanmamak olur. 

Siial: Allahii teala goriiliirse, cevresi olmasi ve gozle anlasilmasi icab eder. Bu 
da, sonu, smirli oldugunu bildirir. Allahii tealada, bu kusurlar olamaz. 

Cevab: Allahii tealamn goriinmesi, fekat cevresi bulunmamasi ve gozle anlasi- 
lamamasi caizdir. En'am suresinin yiiziiciincii ayetinde mealen, (Onu gozler an- 
hyamaz. O ise, gozleri bilir, anlar. O, ihsan sahibi bilicidir) buyruldu. Mii'minler, 
ahiretde Allahii tealayi gorecekler, gordiik diyeceklerdir. Gormekde hasil olan zev- 
ki, lezzeti duyacaklardir. Fekat, gortineni anhyamiyacaklardir. Gormekden birsey 
elde edemiyeceklerdir. Gormegi anhyacaklar, gormenin tadim alacaklar, fekat gor- 
diiklerini anlamiyacaklardir. Farisibeyt tercemesi: 

Anka avlanamaz, tuzagim topla! 
bu avdan tuzakda kahr ancak hava. 

Allahii teala goriilecek, fekat anlasilamiyacakdir. Gormekde hie kusur olmiya- 
cakdir. ihsan ve ikram ederek, asiklarma kendini gosterecekdir. Kendini gor- 
mek lezzetini onlara bol bol verecekdir. Bundan, Ona hie kusur, noksanhk gelmez. 
Cevrilmis, cihetlenmis olmaz. Farisibeyt tercemesi: 

O tarafdan kemali noksan kabul eylemez. 
Bu tarafdan $erefin, soze, olfiiye gelmez. 

Allahii tealayi gormek icin, gorenin karsismda bulunmasi, dogrultusunda olma- 
si sartdir denilirse, Allahii tealamn gormesi icin de bu sartlarm bulunmasi lazim 
olur. C un ki, goriilende bu sartlarm bulunmasi, gorende de bulunmasi demekdir. 
Allahii tealamn, mahluklan gormesinde de bu sartlarm bulunmasi lazim olup, gor- 
memesi icab eder. Allahii tealamn gormek sifati inkar edilmis olur. Kur'an-i ke- 
rime inamlmamis olur. Cunki, Kur'an-i kerimin bircok suresinde, (Allahii teala yap- 
diklarmizi goriiciidur) ve (O, isitici ve goriiciidiir) ve (Allahii teala amelinizi go- 
riir) meallerinde ayetler vardir. Bundan baska, gormemek kusurdur. ilahlik sifa- 
tmdan mahrum olmakdir. 

Siial: Allahii tealamn gormesi, ilm sahibi olmasi, herseyi bilmesi demek degil mi- 
dir? Allahii tealamn ciheti, simri olmasim icab etdiren baska birseyin de bulundu- 
gunu soylemege liizum var midir? 

-756- 



Cevab: Gormek, bir giizel sifatdir. Baska sifatlardan baska olarak, Allahii te- 
alada bu sifatm da bulundugunu Kur'an-i kerim haber vermekdedir. Gormek, ilm- 
den baska birsey degildir demek, Kur'an-i kerime uygun olmaz. ilm denilince, bi- 
linenin karsismda bulunmakdan kurtanlmis olmaz. ilm, sanki iki kismdan hasil olur. 
Birincisinde, bilinen sey ile karsi karsiya olmak sart degildir. ikincisinde ise sart- 
dir. Buna, (Rii'yet), ya'ni gormek denir. Mahluklarda ilmin en kuvvetlisi, en yiik- 
sek derecesi, gormekdir. Ancak gormekle, kalbde itmi'nan, emniyyet hasil olur. 
Diisiiniilen, bilinen seylere, insamn vehmi karsi cikabilir. His ederek anlasilan sey- 
lere, vehm karsi koyamaz. Boyle seyler, bu tehliikeden kurtulur. Bunun icindir ki, 
Ibrahim Haliliirrahman "ala Nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam", Allahii te- 
alanin oliileri diriltecegine inandigi ve kalbinde yakin bulundugu halde, kalbinde 
(itmi'nan), ya'ni emniyyet hasil olmasi icin, oltilerin nasil dirildigini gormek iste- 
di. 

Gormek gibi giizel bir sifat Allahii tealada yokdur denirse, bu giizel sifatm 
mahluklara nereden geldigini sorariz. Ciinki, mahluklarda bulunan her giizellik, 
Allahii tealada bulunan giizelligin aksidir, zuhurudur. Mahlukda bulunan bir gii- 
zelligin, iyiligin, Vacib-ul-vucudda bulunmamasi, olacak sey degildir. Ciinki, 
mumkinler, kotiiliikden, noksanlikdan baska birsey degildirler. Onlarda goriilen 
her kemal, her giizellik, viicub mertebesinden ariyet olarak verilmisdir. Ciinki vii- 
cub mertebesi; yalniz kemal, yalniz giizellikdir. Farisibeyt tercemesi: 

Onceden, evden bir$ey getirmedim ben, 
ben de ve her$eyim de, sendendir senden! 

Ilk siiale cevab olarak, soyle de deriz ki, ileri stirduguniiz sebeb, Allahii teala- 
nin varligi icin de tehliikeli bir diisiinusdiir. Onu gormek olamaz derken, Onun 
varligi da olamaz demekdir. Bu ise, akla uygun diisiintis degildir. Ciinki, Allahii 
teala var olunca, bu alemin bir cihetinde bulunmasi lazim olur. Yukanda veya 
asagida, onde yahud arkada, sagda, solda olur. Bu ise, Onun cevrilmesi, sinirlan- 
masi demekdir ki, noksanhkdir, kusurdur. ilahda hicbir kusur bulunmamasi la- 
zimdir. 

Siial: Onun varligi, belki alemin her cihetindedir. Boylece, cevrilmis ve simrlan- 
mis olmaz mi? 

Cevab: Alemin her tarafinda olmak, cevrilmis, simrlanmis olmakdan kurtarmaz. 
Alemin disinda bulunmasi lazim olur. Baska olan birsey, disarda olur. ikilik, bas- 
ka yerde olmakdir. Bu da, cevrilmis, simrlanmis olmakdir. 

Boyle yanlis ve aldatici diisiincelerden kurtulmak icin, bilinmiyen seyleri, bili- 
nenler gibi sanmak hastahgmdan kurtulmak lazimdir. Gaibi sahide kiyas etmeme- 
lidir. Goriilen seyde bulunan giizel bir hal, goriinmiyenin giizelligini giderebilir. 
Ciinki sartlar baska olunca, sifatlar, haller de baska olur. Hele, sartlarm baskah- 
gi, ters olacak kadar cok ise, hallerin baskahgi da ters olmaga kadar gider. Arabi 
misra' tercemesi: 

Tozlu, toprakh olan, temiz olana benzer mi? 

Allahii teala akl ve insaf versin de, Kur'an-i kerimde acikca bildirilmis olan 
(Nass)lara karsi gelmesinler. Sahih hadisleri inkar etmesinler. Bunlar gibi, acik bil- 
dirilmis olanlara iman etmek lazimdir. Bunlarm nasil olduklarim Allah bilir deme- 
lidir. Anlamadiklan icin, akhm ermiyor demelidir. Kendi aklma giivenip, anlama- 
digma inanmamak, cok yanlis ve pek haksizdir. Dogru olan cok sey vardir ki, akl 
bunlarm dogru ve diizgiin olduklarim anliyamaz. Akl herseyi dogru olarak kavri- 
yabilseydi, akhna giivenenlerin onderlerinden olan Ebu Ali Sina gibiler, herseyi dog- 
ru olarak anlarlar, hie yamlmazlardi. Halbuki, kendisi, (Birseyden yalniz birsey mey- 
dana gelir) diyerek oyle yamlmisdir ki, az diisiinmekle hemen anlasilmakdadir. 

-757- 



imam-i Fahriiddm-i Razi, onun bu soziine cok sert catmakda, (Biitiin omriinu, in- 
sam yanlis dusiinmekden koruyan ilmlerle ugrasmakla gecirmis iken, bu en krymet- 
li ve onemli yerde, cocuklan bile giildiirecek kadar yamlmisdir) demekdedir. 

[(Ahlak-i Alai) kitabinda diyor ki, (Ibni Sina, (Mu'ad) kitabinda, kryametde di- 
rilmegi inkar eyledi. Olecegine yakm, gusl abdesti alip, vezfr iken yapdigi zulm- 
lere tevbe etdigi soyleniyor ise de, i'tikadi bozuk olanin guslu, nemazi ve diiasi ka- 
bul olmaz buyuruldu). Eflatun ve Aristo gibi eski Yunan felesoflarmin da yanil- 
diklarmi ve bu yiizden medeniyyetin asrlarca geri kalmasina sebeb olduklanni yir- 
minci asrm fen adamlan bildirmekdedir. Birinci kismda, yirmidordiincu madde- 
ye bakmiz! Avrupada, bugunku modern kimyamn babasi denen Fransiz kimyage- 
ri Lavoisier de oyle yanlis ve bozuk seyler soyledi ki, miitehassisi oldugu kimya il- 
mine yapdigi zararlar hizmetlerini asmis bulunuyor. Ikinci kismda, yirmisekizin- 
ci maddeye bakiniz! 

Imam-i Gazali, (El-miinkiz) kitabinda, kendilerini aklli, ilm adami ve hie yanil- 
maz sanan dinsizleri vice ayirmisdir: Birincisi, Dehriyyun ve maddiciler olup, bun- 
lar, Yunan felesoflanndan asrlarca evvel vardi. [Bugiin de, fen adami gecinen ba'zi 
ahmaklar, komiinistler, masonlar bu kismdadir.] Bunlar, Allahii tealanin varhgi- 
na inanmayip, alem, boyle kendiliginden gelmis ve boyle gidecekdir. Bunun yara- 
tani (Hasa) yokdur. Canlilar da, boyle birbirlerinden iireyip, sonsuz olarak siire- 
cekdir, diyor. Dehri olup da, miisliman goriinerek, muslimanlann dmini, imanmi 
bozmaga, islamiyyeti icerden yikmaga cahsana (Zindik) ve (Fen yobazi) denir. ikin- 
ci kismi, tabi'iyyeciler olup, canhlarda ve cansizlardaki, akllara hayret veren inti- 
zami ve incelikleri gorerek, Allahii tealanin varhgim soylemege mecbur kalmis- 
larsa da, tekrar dirilmegi, ahireti, Cenneti ve Cehennemi inkar etmislerdir. Uciin- 
cii kism, sonra gelen Yunan felesoflan ve bu arada Sokrat ile talebesi Eflatun ve 
onun da talebesi Aristonun felsefeleridir. Bunlar dehrileri ve tabi'iyyecileri red ede- 
rek, aldandiklanm ve alcakhklarim bildirmek icin, baskalarmm sozlerine hacet kal- 
miyacak kadar seyler soyledi. Fekat bunlar da, kiifrden kurtulamamisdir. Bu lie 
kism da ve bunlarm yolunda gidenler de, hep kafirdir. Ba'zi saf kimselerin, bun- 
lari din adami sanmasi ve hatta Peygamberlik derecesine yiikseltmeleri, bu yolda 
hadis bile uydurduklan hayretle isitilmekdedir. Kafirler, hersey soyliyebilir. Fe- 
kat, miisliman goriinenlerin iman ile kiifrii ayird edememesi, cok acmacak bir hal- 
dir. 

(Nebras) ve bunun Berhurdar "rahmetullahi teala aleyh" hasiyesinde diyor ki: 
Mahluklarm hepsine (Alem) denir. Alem, ya'ni hersey yok idi. Allahii teala, her- 
seyi yokdan var etdi. Dimokrat, (Alem yok idi. Kendi kendine var oldu) dedi. Ta- 
bi'iyyecilerin cogu da boyle dedi. Aristoya gore alem Heyula [madde]dan yapilmis- 
dir. Sekl almis heyulaya Suret [cism] dedi. Cism de lie fiziki halinde [gaz, sivi, ka- 
ti] goruniir. Alem, boyle gelmis, boyle gider dedi. Dort unsur [ates, hava, su, top- 
rak] ezelidir, hep var idiler. Cismler, birbirlerinden hasil oluyor ise de, asllari olan 
bu dort madde kadimdir dedi. Eflatun, alem once yokdu. Sonradan var oldu diye- 
rek, eski Peygamberlerin kitablanndan isitdigini soyledi. Fisagors ve talebesi Sok- 
rat da, Aristo gibi soylediler. Dimokrat, maddenin kiiciik zerrelerden [atomlardan] 
yapildigim, bunlarm boslukda hareket etdiklerini soyledi. Calinos ise, alemin ka- 
dim veya hadis oldugunu anhyamadigmi soyledi. Onlara gore, (Ezeli bir yaratici- 
mn, yaratdiklan da ezeli olur. Sonradan yaratmaga basladi demek, kudretinin on- 
ceden noksan oldugunu gosterir). Cevab olarak deriz ki, (Ezeli olan iradesi, isteyin- 
ce yaratmaga basladi. Susamis kimsenin, iki bardak sudan birini secip almasi gibi- 
dir. Bu kimsede, daha once irade ve kudret yokdu denilemez. Simdi de, irade edin- 
ce, yeni seyler yaratdigmi gorliyoruz). (Alem, once yokdu demek, alem yok iken, 
zeman vardi demekdir. Zeman da, alemdendir. Alem yok iken, alemin bir parcasi- 
nm var olmasim soylemek, olacak sey degildir) derlerse, biz (alem yok iken, zeman 

-758- 



vardi) demiyoruz. Bu hususda (Akaid-i Celaliyye)de genis bilgi vardir. Simdi, bu 
alemden sonsuza dogru, sonsuz uzunluk oldugunu soylemek gibi sacma olur. 

Ehl-i siinnet alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm" diyor ki: (Alem, ayn 
ya'ni madde ve araz ya'ni ozellikden meydana gelmisdir. Madde, boslukda yer kap- 
lryan, araz ise, yalniz bulunamayip, baskasi ile birlikde bulunan seydir. Su'a' ya'ni 
lsik arazdir. Cism olsaydi, camdan, sudan gecemezdi. Ciinki, iki baska cism, ayni 
zemanda, ayni mekanda bulunamaz. Hararet [isi] da boyledir. Madde, cevher-iil- 
ferdlerden [atomlardan] yapilmisdir. Madde, basit cevher [Element] veya miirek- 
keb [Bilesik] olur. Maddeyi meydana getiren atomlar arasmda, his edilemiyecek 
kadar kiiciik bosluklar vardir. Her cism [maddeler, atomlar] degismekdedir. De- 
gisen seyler, hadisdir [yok iken var olmusdur]. O halde, alem hadisdir. Bu uc 
ciimleden ilk ikisi mukaddemedir. Mantik ilminde, birincisine (Sugra), ikincisine 
(Kiibra) denir. Ucunciisii de (Netice)dir. Madde ezelde var olsaydi, ezelde de de- 
gisirdi. Ezel, kendinden once, baska sey yok demekdir. Ezelde, degisiklik yok de- 
mekdir. O halde, madde ezeli olamaz. Nebrasdan terceme temam oldu. 

Ahmed Asim efendi, (Email) kasidesi serhinde diyor ki: Alem, biitiin parcala- 
n ile birlikde hadisdir. Ya'ni, yok iken, sonradan var olmuslardir. Yerler, gokler, 
hersey yok idi. Hiristiyanlar, yehudiler ve mecusiler de, boyle inanmakdadirlar. 
Aristo, Farabi ve ibni Sina, madde kadimdir dediler. islam alimleri diyor ki, 
(Ezeli olan sey degismez. Maddenin [elementlerin] fizik ve kimya ozellikleri, hep 
degismekdedir. Maddeler, ezelde degismemis olsalardi, ebedi olarak, simdi de, de- 
gismezlerdi. Onceden degismek yokdu. Sonradan degismeler hasil oldu da deni- 
lemez. Ciinki, degismek icin, bir kuvvetin te'sir etmesi lazimdir. Degismek sonra- 
dan baslaymca, kuvvetin de, sonradan var oldugu, ezeli olmadigi anlasihr). Ahmed 
Asim efendinin yazisi temam oldu. Goriiliiyor ki, maddenin ezeli oldugunu soy- 
lemek, tabi'at kuvvetlerinin hadis olduklarim, ezeli olmadiklarmi ortaya koy- 
makdadir. 

Fen ve tabi'at alimleri, bircok bitki ve hayvan nesllerinin tiikenip yok oldukla- 
rim, bircok tiirlerin de, sonradan meydana geldiklerini anlamislardir. Canh, can- 
siz herseyin bir omrii vardir. Herseyin omrii, ya'ni varhkda kalma zemam baska- 
dir. Omrii saniye ile olciilen varhklar oldugu gibi, asrlarca yasiyanlar da vardir. En 
uzun omrlii varhklar, element denilen basit cismlerdir. Bunlarm omrlerinin pok 
uzun olmasi, tabi'iyyecileri sasirtmis, (Cismler yok olur, madde degisir. Fekat, mad- 
de yok olmaz) diyenler olmusdur. Halbuki, maddenin, cismlerin degismelerinin son- 
suz olarak, boyle gelip, boyle gidecegini soylemek, ezeli ve ebedi olan varhga inan- 
digim soylemekdir. Allahii tealanm varhgmm, onceden sonsuz ve sonradan da son- 
suz oldugunu, maddecilerin ve tabi'atcilann da inkar edemiyeceklerini gostermek- 
dedir. Bu ahmaklar, canh cansiz, herseyin sonsuz olarak, birbirlerinden meydana 
geldiklerini, bu arada, elementlerin hie yok olmadiklarmi soyliyorlar. Halbuki, ele- 
mentler de atomlardan meydana gelmisdir. Atom yigimdirlar. Allahii teala, atom- 
lan da yokdan var etdi. Elementler sonsuz oncelerde var olup, hersey bunlarm ce- 
sidli birlesmelerinden, sonsuz oncelerde meydana gelseydi, bunlari birlesdirmek 
icin, sonsuz oncelerde, mu'azzam enerjinin, sonsuz kudretin bulunmasi lazim 
olurdu. Ciinki, enerji olmadan, atomlar birlesemez. Sonsuz oncelerde bulunma- 
si lazim olan o kudret, iste Allahii tealanm kudretidir. Atomlar da, elementler de, 
sonsuz oncelerde yokdu. Sonsuz oncelerde, yalniz Allahii teala vardi. Miisliman- 
lar, Allahm, herseyi yokdan meydana getirdigine inamyor. Onlann soyledigine go- 
re, herseyin var olmasi icin, o seyi meydana getiren seyin onceden var olmasi, bu- 
nun da var olmasi icin, bunu meydana getiren seyin var olmasi lazimdir. Sonsuz on- 
ce demek, ucu, baslangici yok demekdir. Baslangicda birsey olmazsa, ondan mey- 
dana gelecek seyler de olmaz. Ya'ni, gordiigumuz, bildigimiz seylerin hicbirinin var 
olmamasi lazim olur. O halde, herseyin, onceden yok iken sonradan var edilmis, 

-759- 



yaratilmis olan tek birseyden iiremekde olduklan anlasihnakdadir. Maddecilerin 
(sonsuz oncelerde var olmak) sozlerinin, maddeler, cismler icin, miimkin olmadi- 
gi anlasildi ise de, bu sozleri, maddeleri yaratan, fekat madde olmiyan, bir yara- 
tici icin miimkin, hatta lazimdir. Boyle soylemek yukanda bildirilen celisgiye se- 
beb olmamakdadir. Goriiliiyor ki, sonsuz olan bir varhk vardir. Bu varlik, madde- 
cilerin, tabi'atcilann, komiinistlerin dedikleri gibi, cahil, aciz, kisa bir zeman var- 
hkda durabilen, sonra ciiriiyiip yok olan, bildigimiz cismler gibi degildir. Bu son- 
suz varlik, madde olmiyan, hicbirseye benzemiyen, herseyi bilen, goren, herseye 
giicii yeten, miislimanlann inandiklan bir Allahdir. Herseyi O yaratmisdir ve ya- 
ratmakdadir. Tabi'at dedigimiz bu maddeler, cismler, canlilar ve cesidli enerjiler, 
onlarm zan etdikleri gibi, yaratici degildir. Bunlarm hepsini Allahii teala yaratmis, 
birbirlerine te'sfr etmek kuvvetini, kendilerine vermis, yenilerini yaratmasma es- 
kilerini sebebler, vesileler yapmisdir. Allahii tealamn sebeblere, sebeblerin te'sfr 
etmelerine ihtiyaci yokdur. Hip sebeb olmadan da yaratabilir. Fekat, sebebleri, va- 
sitalan araya koyarak yaratmakdadir. Sebebler ile yaratmasinda hikmetler, kul- 
larina faideler vardir. Bu faidelerden biri, insan oglu, bu sebeblere verilmis olan 
te'sirleri, ozellikleri gorerek, baska kimselerden isiterek ogrenip, maddi ve ma'ne- 
vi sebebleri kullamr. Bir yandan, yeni sentezler, analizler yaparak, yeni maddele- 
rin, cismlerin yaratilmasma sebeb olur. Cesidli sanayi' tesisleri, fabrikalar yapilir. 
Bir yandan da, kalb, ahlak temizlenerek, insan melek gibi olur. Allahin Velisi olur. 
Ma'rifet-ullaha kavusur. insan, istedigi seyin sebebine yapisarak, ona kavusur. Se- 
beblere yapismak, Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" adetidir. in- 
san zekasi, insan giicii de, Allahii tealamn yaratmasma sebeb olmakdadir. Sebeb- 
ler zincirinin bir halkasi olmakdadir. Tabi'atcilann, komiinistlerin, sebebleri ya- 
ratici zan etmeleri, cocugun, babasi cukulata getirince, (cukulatayi babam yarat- 
di) demesine benzemekdedir. Ciinki o, cukulatayi babasinm verdigini gormekde, 
baska birsey bilmemekdedir. 

Ahmed Asim efendi, yine diyor ki: Allahii teala, kadim olmasaydi, hadis olsay- 
di, onu yaratan bir yaratici bulunurdu. Bu yaratici kadim ise, Allah odur. Hadis ise, 
onu da yaratan biri lazim olur. Boylece, kadim olmiyan yaraticilar zinciri mevcud 
olur. Bu zincire, (Teselsiil) denir. Teselsiil ise, muhaldir, olacak sey degildir. Tesel- 
siiliin muhal oldugu, (Burhan-i tatbfk) ile isbat olunur: Birseyin sonsuz yaratici- 
lanm, birinciden bashyarak, sonsuz olarak, yan yana dizelim. ikinci yaraticidan bas- 
hyarak, ikinci bir sira daha diisiinelim. Sonsuza giden ikinci sira, birinci siradan bir 
noksan oldugu icin, kisadir. Kisa olana sonsuz denilemez. ikinci sira, sonsuz ola- 
madigi icin, bundan bir fazla olan birinci sira da, sonsuz olamaz. Ya'ni, bir ucu son- 
suza giden yarim dogru diisiiniilebilir. Fekat boyle birsey mevcud olamaz. Tesel- 
siil olamaz. Sonsuz sayida yaraticilar olamaz. Sonsuz var olan bir yaratici olur. Bu 
tek yaratici, ezelidir, ebedidir, sonsuz olarak vardir. Varhgi kendindendir, baska- 
smdan degildir. Akil ve bang olan kimse, Allahii tealamn sonsuz var oldugunu ve 
baska herseyin yokdan var edildiklerini isitdikden sonra, akhni kullanmayip, dii- 
siinmeyip, buna inanmazsa veya akhni kullamp, diisiiniip de, bunu akl kabul et- 
mez, fenne uygun degildir diyerek inanmazsa kafir olur. Cehennemde sonsuz 
azab goriir, yanar. Ahmed Asim efendinin yazisi temam oldu. insan, isitmedigi icin 
diisiinmezse ve diisiinmedigi icin de, anlamaz, iman etmez ise, yine kafir olur. Cen- 
nete girmez. Fekat, Cehenneme de girmez. Kafirlere yapilan azab, buna yapilmaz. 
Hesabi goriildiikden sonra, hayvanlar gibi, toprak olur, yok olur. Allahii teala, is- 
ra suresinin onbesinci ayetinde mealen, (Peygamber gondermedikce azab yapma- 
yiz!) buyurdu. Bu ayet-i kerimeden anlasihyor ki, Allahii tealamn var oldugunu, 
bir oldugunu anlamak icin, tabi'atdaki nizami, diizeni incelemek, Peygamberlerin 
"aleyhimiissalevatii vetteslimat" haber vermelerinden ve bu haberleri isiterek, oku- 
yarak ogrendikden sonra farz olmakdadir. ibni Abidin miirted babmda buyuru- 
yor ki, (Buhara alimleri dediler ki, (Peygamber gonderilmeden, teblig yapilmadan 

-760- 



once teklif yapilmaz). Es'ari mezhebi boyledir. Muhtar olan kavl de budur. Bu alim- 
ler, (Yerleri ve gokleri ve kendini goren, akh basinda bir kimsenin Allahti teala- 
nm varhgini anlamamasi ozr olmaz) soziinden murad ve maksad, Peygamberler- 
den "aleyhimiissalevatii vetteslimat" isitdikden sonra, anlamamasi ozr olmaz de- 
mekdir, dediler). imam-i Rabbani "kuddise sirruh" de, 266. ci mektubunda boy- 
le buyurmusdur. 

Eflatunun Isa "aleyhisselam" zemaninda yasadigi (Burhan-i kati') kitabmda ya- 
zihdir. Avrupa kitablarmda, Eflatunun, miladdan, ya'ni Isa aleyhisselamm dun- 
yayi tesrifinden [347] sene once oldugu yazihdir. Platon ismi de verilen bu Yunan 
felesofunun dersleri meshur oldugundan, oliim zemanma inamhrsa da, Isa "aley- 
hisselam", gizli diinyaya gelip ve dunyada az kahp, goke cikanldigmdan ve ken- 
disini ancak oniki havaribilip, Iseviler az ve asrlarca gizli yasadiklarmdan, milad, 
ya'ni noel gecesi dogru anlasilamamisdir. Miladm, birinci kanun [arahk] yirmibe- 
sinde veya ikinci kanun [ocak] altmci veya baska giin oldugu samldigi gibi, bugiin- 
kii miladi senenin bes sene fazla oldugu, cesidli dillerdeki kitablarda, mesela Ha- 
sib begin 1333 [m. 1915] baskili (Kozmografya) kitabmda ve (Takvim-i Ebiizziya)da 
yazihdir. O halde, miladi sene, miislimanlann senesi olan hicri sene gibi dogru ve 
kat'f olmayip, giinii de, senesi de siibheli ve yanhsdir. imam-i Rabbaninin "kud- 
dise sirruh" ve (Burhan-i kati')m bildirdiklerine gore, iicyiiz seneden fazla olarak 
noksandir ve Isa "aleyhisselam" ile Muhammed "aleyhisselam" arasmdaki zeman, 
bin seneden az degildir. (Mevahib-i lediinniyye) ikinci cild, iiciincii faslda diyor ki: 
(Ibni Asakirin, Sa'biden "rahmetullahi teala aleyhima" haber verdigine gore, Isa 
aleyhisselam ile Muhammed aleyhisselam arasmda, [963] sene fark vardir). 

Imam-i Muhammed Gazali, imam-i Ahmed Rabbani ve daha bircok islam bii- 
yiikleri, Yunan felsefesini inceleyip, didik didik etmis ve o felsefecilerin, ne kadar 
cahil, ahmak ve kafir olduklanni bildirmislerdir. Miislimanlann, boyle kafirleri be- 
genmemelerini, onlara aldanmamalarmi, bircok kitablarmda yazmislardir. 

O halde, kafirlerin, miirtedlerin, islam diismanlarimn (islam alimleri, tesavvuf 
adamlan, Yunan felesoflarmm, Roma tesavvufcularmm, Batlemyus mektebinin 
te'siri altmda kalmis) demeleri temamen yersiz ve yanhsdir. islam alimlerini "rah- 
metullahi teala aleyhim ecma'in", onlarm talebesi ve taklidcisi sekline sokarak, bun- 
lan kticiiltmek icin, diismanca yapilan iftiralardir. Halbuki, islam alimleri, Yunan 
ve Roma felsefesini ve hukukunu, cok ince ve kuvvetli bilgileri ile ciiriiterek ye- 
re sermis, onlarm hukuk, ahlak ve tib iizerindeki sozlerinden dogru olanlarmin, es- 
ki Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" kitablanndan calma oldukla- 
nni bildirmislerdir. S6fiyye-i aliyyenin tesavvufa aid sozleri, cahillerin zan etdik- 
leri gibi, kitabdan okumakla, baskalanndan ogrenmekle ve taklid ile degil, kesf ile 
ya'ni mubarek kalblerine, temiz ruhlarma akip gelmekle anladiklan ma'rifetler- 
dir. Bu hakikatleri, (Mektubat)m bircok mektubu, cok giizel bildirmekdedir. 

Eski Yunan felsefecileri ve simdiki komiinistler, herseyi akl ile anlamaga, ak- 
la uydurmaga kalkisan ve yalniz aklm begendigine inanan kimselerdir. Bunlar, ak- 
hn erebilecegi seylerde dogruyu bulabilir ise de, aklin kavnyamadigi, erisemedi- 
gi bircok seylerde yamhyor, aldamyorlar. Nitekim, eski Yunan felsefecilerinin son- 
ra gelenleri, oncekilerinin yanhslanni cikarmis, birbirlerini begenmemislerdir. 

islam alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", zemanlarma kadar olan fen 
bilgilerini okuyup ve seksen bilgiyi iyi ogrendikden sonra, islamiyyetin gosterdi- 
gi yolda, kalblerini acarak, nefslerini temizliyerek, aklin erisemedigi bilgilerde de 
dogruyu bulmuslar, hakikate varmislardir. islam alimlerine felesof demek, bun- 
lan kiiciiltmek olur. Felsefeciler, yanilici olan aklm esiri, mahkumu kimselerdir. 
Bunlar tecribe etmeyip, akl ile soylediklerinde ve deneyleri aciklarken vehmleri- 
ne kapildiklan zemanlarda aldamyor, zararh oluyorlar. Bunun icin ve aklm iistii- 
ne cikamadiklan icin, bunlar, islam alimi gibi yiiksek olamaz. 

-761- 



Akli olmiyan delidir. Aklmi kullanmiyan sefihdir. Akla uygun is yapmamak se- 
fahetdir. Akli az olan da ahmakdir. Yalniz akla uyup, yalniz ona giivenip, aklm er- 
medigi seylerde yamlan kimse, felsefecidir. Aklm erdigi seylerde ona gtivenen, ak- 
lm ermedigi, yanildigi yerlerde, Kur'an-i kerimin lsigi altmda akla dogruyu gos- 
teren yiiksek insanlar da, islam alimleridir. O halde, islamiyyetde felsefe yokdur, 
islam felsefesi, islam felesofu yokdur. Felsefenin ustunde olan islam ilmleri ve fel- 
sefecilerin ustunde olan islam alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" var- 
dir. 

Akl, goz gibidir, din bilgileri de lsik gibidir. Ya'ni insamn akli, gozii gibi za'if ya- 
ratilmisdir. Goziimiiz, maddeleri, cismleri karanhkda goremiyor. Allahii teala, gor- 
me aletimizden faidelenmemiz icin, giinesi, lsigi yaratmisdir. Giinesin ve cesidli lsik 
kaynaklarmin nuru olmasaydi, goziimiiz ise yaramazdi. Tehliikeli cismlerden, za- 
rarh yerlerden kacamaz, faideli seyleri bulamazdik. Evet, goziinii acmryan veya go- 
zii bozuk olan, gunesden faidelenemez. Fekat, bunlann giinese kabahat bulmaga 
haklari olmaz. 

Akhmiz da, yalniz basma ma'neviyyati, faideli, zararli seyleri anhyamiyor. Al- 
lahii teala, akhmizdan faidelenmemiz icin, Peygamberleri, islamiyyet lsigmi yarat- 
di. Peygamberler, diinyada ve ahiretde rahat etmek yolunu bildirmeseydi, akhmiz 
bulamaz, ise yaramazdi. Tehliikelerden, zararlardan kurtulamazdik. Evet, islamiy- 
yete uymiyan veya akli az olan kimseler ve milletler, Peygamberlerden faidelene- 
mez. Diinyada ve ahiretde tehliikelerden, zararlardan kurtulamaz. Fen vasitalan, 
mevki', riitbe, para ne kadar bol olursa olsun, Peygamberlerin "aleyhimiissaleva- 
tu vetteslimat" gosterdigi yolda gitmedikce, hicbir ferd, hicbir cem'iyyet mes'ud 
olamaz. Ne kadar nes'eli, sevincli goriinseler de, icleri kan aglamakdadir. Diinya- 
da da, ahiretde de rahat ve mes'ud yasayanlar, ancak, Peygamberlere uyanlardir. 
Rahata, se'adete kavusmak icin, miisliman oldugunu soylemek, miisliman goriin- 
mek yetismez. Miislimanhgi iyi ogrenmek ve emrlere, yasaklara uymak lazimdir]. 

Ehl-i siinnet alimleri, dinimizin bildirdiklerini, akl ersin ermesin, isbat etdiler. 
Allahii teala, onlarm cahsmalarma bol bol miikafat versin! Bu bilgilerden hicbiri- 
ne, akl ermedigi icin, karsi gelmediler. Boylece, kabr azabma, kabrde (Miinker) ve 
(Nekir) denilen iki melegin siial soracaklarma, sirat koprusiine, kiyametdeki tera- 
ziye hemen inandilar. Akl ermedigi icin, olmaz demediler. Ciinki bu biiyiikler, 
Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere uydular. Akli bu iki temel kaynaga bagladilar. 
Anhyabildiklerini anlatdilar. Anhyamadiklarma oylece inandilar. Anlamadiklan- 
na, akhmiz ermedigi icin anhyamadik dediler. Eski Yunan felsefecileri gibi yapma- 
dilar. Onlar, akl eren seylere inanip, akllarimn ermediklerine, anhyamadiklarma 
inanmadilar. Peygamberlerin "aleyhimussalevatii vetteslimat" gonderilmeleri, 
Allahii tealanm begendigi seylerden bircoguna aklin eremedigi icin oldugunu bi- 
lemediler. Akl huccetdir. Fekat, tam huccet degildir. Peygamberlerin "aleyhi- 
mussalevatii vetteslimat" gonderilmeleri ile tam huccet olmusdur. [Ya'nf, O biiyiik- 
lerin gonderilmeleri ile, akl herseyi ogrenebilmisdir.] isra suresinin onbesinci 
ayetinde mealen, (Biz, Peygamber gondermedik^e, azab yapici degiliz) buyruldu. 

Yine soziimuze donerek deriz ki, karsida bulunan seyi gormek icin, aym dog- 
rultuda bulunmak lazim ise de, yaninda olmiyam gormek icin lazim degildir. 
Uzakda olan birsey, insamn bir cihetinde olmadigi gibi, goriilmesi de bir yanda ol- 
maz. Gormeden once, bir cihetde olmiyan sey, goriirken de bir cihetde olmaz. An- 
lasilamiyan birseyi gormek de, anlasilamiyacak halde olur. Maddeli olan, madde- 
siz olani anhyamaz. Arabi misra' tercemesi: 

Sultanui bol hediyyelerini, onun vasitalan tasiyabilir. 

Anlasilamiyamn goriilmesini, anladigimiz seylerin goriilmelerine benzetmek yan- 
hs olur. Insafsizhk olur. insani dogruluga kavusduran yalniz Allahii tealadir. 

-762- 



68 — UCUNCU CILD, 39. cu MEKTUB 

Bu mektub, Mevlana Mu ha mined Sadik Kesmiriye yazilmisdir. Tesavvufcula- 
rin (ilm-iil yakin) bilgisi He eski Yunan felsefecilerinin (ilm-iil yakin) bilgisi ara- 
sindaki farki aciklamakdadir: 

Allahti tealaya hamd olsun! Onun secdigi, sevdigi kullarma selam olsun! Tesav- 
vufculara gore, (ilm-iil yakfn) demek, eserden miiessiri, ya'ni isi gorerek, bunu ya- 
pani anlamakdir. Eski Yunan felsefecileri de, ya'ni herseyi akl ile anlayip begen- 
mek yolunda olanlar da, boyle soyliiyorlar. Bu ikisi arasmda ne fark vardir? Te- 
savvufculann ilm-iil yakinleri nicin kesf ve siihud ile olmakdadir? Tesavvufcu 
olmiyan din alimlerinin ilm-iil yakinleri ise, nicin felsefecilerin anladigi gibidir? Bun- 
lari kisaca bildirelim. Her iki ilm-iil yakinde de, eseri, isi gormek lazimdir. Goriin- 
meyen miiessire eserden yol bulunur. Eserden miiessire insani gotiiren yol, bu iki- 
si arasmda olan baglantidir. Tesavvufcularm ilm-iil yakininde, bu baglanti da, 
kesf ve siihud ile belli olmakdadir. Din alimlerinin ve felsefecilerin ilm-iil yakinin- 
de ise, bu baglanti, akl ile diisunerek, inceliyerek anlasilmakdadir. Bundan dola- 
yi, tesavvufcularm eserden miiessiri anlamalan, (Hadsi)dir. Ya'ni hemen, cabuk 
hasil olur. Hatta (Bedihi)dir. Ya'ni meydandadir, apacikdir. Otekilerin, eseri go- 
riip miiessiri anhyabilmeleri ise, dusiinmekle, incelemekle olur. Goriiliiyor ki, 
tesavvufcularm ilm-iil yakini kesf iledir, siihud iledir. Otekilerin ise, akl ile ince- 
lemedikce hasil olamaz. Tesavvufcularm ilm-iil yakinine de (istidlal), ya'ni diisiin- 
mek ve incelemek deniliyor ise de, eserden miiessiri anlamaga bu ism verildigi icin 
denilmisdir. Yoksa, istidlal olmayip, kesf ve siihuddur. Din alimlerinin ilm-iil ya- 
kinleri, istidlal iledir. Cok kimse, bu ince farki anhyamamisdir. Bunlardan ba'zi- 
lan, tesavvuf biiyiiklerine "kaddesallahii teala esrarehumiil'aziz" dil uzatmislar- 
dir. Herseyin dogrusunu bildiren yalniz Allahti tealadir. Dogru yolda bulunanla- 
ra bizden selam olsun! 

Miislimanim, gece giindiiz, tapdigim dergah bir, 
bir dakika, t e \ hidden aynlmadim, Allah bir! 

69 — UCUNCU CILD, 50. ci MEKTUB 

Bu mektub, kadf Nasrullaha yazilmisdir. Ulema-i rasihin ve diger din alimleri- 
nin "rahmctullahi teala aleyhim ecma'in" istidlalleri arasindaki farki bildirmek- 
dedir: 

(istidlal), eseri gorerek, ya'ni yapilan isi gorerek, miiessiri, bu isi yapani an- 
lamak ve mahluklan gorerek, hahki anlamak demekdir. (Ulema-i rasihin) ve 
(Ulema-i zahir), hep istidlal yapmakda, mahluklarm hahki bildirdiklerini soy- 
lemekdedirler. Peygamberlere varis olduklan hadis-i serifde bildirilen alimle- 
re ulema-i rasihin denir "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". Din alimlerinin 
hepsi boyle degildir. Rasih olmiyan alimler, mahluklarm varhgmi bilerek, hah- 
kin varhgmi anlarlar. Eserin varhgi, miiessirin var oldugunu bildiriyor derler. Boy- 
lece miiessirin var olduguna iman ederler. Ulema-i rasihin ise, vilayetin ya'ni ev- 
liyahgin iistiin derecelerinin hepsini gecip, Peygamberlere mahsus olan da'vet 
makamma kavusmuslardir. Kendilerine tecelliler ve mtisahedeler hasil oldukdan 
sonra, bunlar da, eserden miiessiri istidlal eder. Bu yoldan da hakiki miiessire, 
ya'ni Allahti tealanin var olduguna iman ederler. Bunlar, nihayete kavusdukdan 
sonra anlarlar ki, miisahede edilen ve tecelli olunan hersey, hakiki varhk degil- 
dir. Hakiki varhgm zillerinden, goruntislerinden bir zildir. Bunlara hakiki var- 
hk diye iman edilmez. Hakiki varhga istidlalsiz iman edilemez derler. istidlal ya- 
parak, hakiki varhgi, ziller araya kansmadan ararlar. Yalniz hakiki varhgi sev- 

-763- 



dikleri icin ve baska herseyi ona feda etdikleri icin, boyle istidlalleri ile, hakiki 
var olana kavusurlar. (Kisi, sevdigi ile beraber olur) hadis-i serifinde bildirildi- 
gi gibi, zillerle karisik olan tecellilerin ve zuhurlann disinda, otesinde olan ha- 
kiki var olan asla kavusurlar. Zahir alimlerinin bilgilerinin ulasabildigi asla, bu 
biiyiikler, muhabbet bagi ile cekilerek, kendileri kavusurlar. Nasil oldugu anla- 
silamiyan bir kavusmak hasil olur. Bu iki kavusmak arasmdaki fark, muhabbet- 
den hasil olmakdadir. Seven ve sevgiliden baska herseyden kesilen, sevdigine ka- 
vusur. Boyle sevgisi olmiyan ise, bu kavusmagi ancak ogrenir, bilir ve bu bilgi- 
sini biiyiik ni'met sanir. Halbuki, O biiyiiklerin kavusduklan makami bunlar tarn 
bilemezler. Bilenleri, ancak O makamm yolunu bilir. Vasil olan, kavusan tarn ka- 
vusmusdur, beraber olmusdur. O biiyiiklerden biri buyuruyor ki, farisimisra' ter- 
cemesi: 

Kulun hakka kavusmasi, $ekerin s title kansmasi gibidir. 

Isin basi, kul olmakdir. Ona kul olmakla, baska seylerden kurtulmakdir. 

70 — IKINCi CILD, 59. cu MEKTUB 

Bu mektub, hocasimn oglu hace Muhammed Abdullah icin yazilmisdir "scllc- 
mehullahii teala". Akla, ha vale gelen ve kesf ile ve siihud ile anlasilan hersey, niah- 
lukdur. Bunlara (Ma-siva) denildigi bildirilmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, sevdigi kullarma selam olsun! Go- 
ziimun nurunun gondermis oldugu kiymetli mektub geldi. Tesavvuf yolunun 
oyuncaklan gibi yolculan avutan seylerin hepsi, Allahii tealanm yardimi ile yok 
oldular. Hicbirsey devamh olmuyor. Akhma, hayalime gelen hersey, (La) derken 
yok oluyorlar diyorsunuz. Bunlar gibi daha birseyler yaziyorsunuz. Bunlarm yok 
olmasi icin ugrasdigmizi, ileride kendiliklerinden yok olacaklanni iimmid etdigi- 
nizi bildiriyorsunuz. Kiymetli yavrum! Akla, hayale gelen hersey, hatta kesf ve sii- 
hud ile anlasilan bilgiler, ister (Afaki) olsunlar, ya'niinsamn disinda bulunsunlar, 
ister (Enfiisi) olsunlar, ya'ni insanin icinde bulunsunlar, hepsi (Ma-siva) dir. 
[Ya'ni Allahii tealanm mahluklandir.] Bunlara goniil baglamak, oyun ve oyuncak 
gibi seylerle bos yere vakt gecirmekdir. Faidesiz seylerle oynamakdir. Bunlarm 
yok olmasi, eger ugrasmakla ise, bu is, (ilm-iil yakin)dir. Yok olmalan, ugrasma- 
dan kendiliginden ise, cahsmak yolundan kurtulmus ve ilm sokagindan cikmis olur. 
(Fena) ile sereflenmis olur. Bunlari soylemek kolay ise de, kavusmak cok giicdiir. 
Ancak, Allahii tealanm nasib etdigi kimseler kavusur. (Hakikat) mertebesinde- 
ki isler daha sonra hasil olur. Fenadan sonra, (isbat) makamma kavusulur. ilm- 
den sonra (Ayn) hasil olur. Hakikatin yanmda calismanm hie degeri yokdur. is- 
bat etmenin [maksada, hakiki varhga kavusmanm] yanmda, (Nefy) etmenin 
[mahluklarm bilgisini, diisiincesini kalbden cikarmamn] hie i'tiban yokdur. Ciin- 
ki, nefy ederken, mahluklarla ugrasilmakdadir. isbat ederken ise, Allahii teala- 
dan baska hicbirsey yokdur. [(Alem-i misal)de] isbat yanmda nefy, sonsuz deniz 
yamndaki bir damla gibi goriiniiyor. Nefy ve isbat hasil olunca, (Vilayet-i hassa)ya 
kavusulur. Vilayet-i hassadan sonra, ya (Uruc) eder, daha yiikselir, yahud (Niizul) 
edip geri doner, alcalir. Uruc ederse, sonra yine niizul etmesi lazimdir. Ya Rab- 
bi! Bize ihsan etdigin nuru artdir! Giinahlanmizi magfiret et! Sen herseyi yapa- 
bilirsin. Size ve dogru yolda olanlara ve Muhammed Mustafanm "aleyhissalatii ves- 
selam" izinde olanlara selam olsun! 

Diinyada, (ok $ey gelir, cana tath, 
dostdan konusmak annua, daha tath. 



-764- 



71 — 61.ciMEKTUB 

Biiyiik alim Abdiillah-i Dehlevinin "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz" (Meka- 
tib-i serife) kitabindaki altmisbirinci mektub, hace Hasen Mevduda yazilims olup, 
asagidadir: 

Ustiinlugiinii gosteren kelimeleri yazmaga liizum olmiyan kiymetli hace Hasen 
Sahibin [Vahdet-i viicudii bildiren] yazilannin hepsi dogru, akla uygun, liizumlu 
ve biiyiiklerin kabul edecegi, kiymetli bilgilerdir. Evliya-yi kiramin "rahmetulla- 
hi aleyhim" begendikleri seylerdir. O biiyiikler siddetli sikintilar cekerek, canla- 
nm tehliikelere atarak bu hallere kavusdular. Tevhidin sirlan, cok zikr ve mura- 
kabe yaparak ve asm muhabbetden ortaya cikmakdadirlar. Tevhid hallerini boy- 
le acik yazmaniz, bu fakiri cok sevindirdi. Allahii teala sizi mubarek eylesin! Bu 
hizmetinize, iyi karsiliklar ihsan eylesin! Bu konuda bildigimi yazmazsam, hakki- 
nizi odememis olurum. Eger yazarsam, biiyiik bir zata karsi saygisizhk yapmis olu- 
rum. Biiyiiklerimiz, ihlas ile olan siiallere cevab vermegi emr buyurmuslardir. 
Emre uymak, edebi gozetmekden once gelir. Onun icin yaziyorum. (Miiceddidiy- 
ye) biiyiikleri, [ya'ni, imam-i Rabbani talebelerinden ta bu zemana kadar gelen- 
ler] buyurdular ki, murakabe ve zikr ederken, keyfiyyetlerin, hallerin ve nurlann 
hasd olmasina (tlm-iil-yakiii) denir. Hadis-i serifde bildirilen (ihsan) mertebesin- 
den bir 151km kalbde parlamasma, (Ayn-iil-yakin) denir. Allahii tealanm ahlaki ile 
huylanmaga da (Hakk-ul-yakfn) dediler. Zikr ederken, bunun ma'nasim diisiin- 
mek lazimdir. Bu ma'na insanm su'urunu kaplaymca, kalb nurlamr. Bu ma'na ha- 
sd oldu sanihr. Hak teala ile ittihad, birlik varmis goriiliir. Kiymetli efendim! 
Biiyiiklerin bu sozlerine kim karsi gelebilir? Ruzbehan-i Bakli ve molla Aliyy-iil- 
kari, bu ma'rifeti red etmekde inad etdiler. Bu fakir, onlara cevab olarak yazdim 
ki, Mecniin-i Amiri, Leylaya olan asin askmdan dolayi, yimez icmez oldu. Hersey- 
den yiizcevirdi. Leyla admi dilinden dtisiirmedi. Sonra da Leylayim demege bas- 
ladi. Herseyi Leyla gordii. Cok riyazetler [sikmtilar] cekerek, nets tasfiye bulun- 
ca, bedenin maddi ozellikleri, te'sirleri kalmaz, ruh haline girer. Cok zikr edince, 
bunun ma'nasi kendini kaplarsa, kendisini tenzih mertebesi ile de birlesmis goriir. 
Hiiseyn bin Mensur "rahimehullah", [boyle goriince], (enel-Hak) [ben Hakkim] 
dedi. Biz zevallilar, bu ince ma'rifet iizerinde duramayiz. (Ben, mimsiz Ahmedim) 
[ya'ni Ehadim] ve (Ben, aynsiz arabim) [ya'ni, ben Rabbim] gibi sozler, hadis de- 
gildir. Tevhid mertebesinde olanlara uyanlarm uydurduklan sozlerdir "Allahii te- 
ala hepsini afv eylesin!". (Nehc-iil-belaga) kitabindaki, hazret-i Alinin hutbeleri 
denilerek yazilmis olanlar da dogru degildir. 

[(Nehc-iil-belaga) kitabim Radiisminde bir si'iyazmis oldugunu islam alimle- 
ri sozbirligi ile bildirdiler. Hindistan alimlerinden Abdiil'Aziz-i Dehlevi "rah- 
metullahi teala aleyh", (Tuhfe-i isna aseriyye) admdaki biiyiik kitabmda, bu kita- 
bi yazan Radinin yehudi oldugunu uzun yazmakdadir. Hindistanda Rampur seh- 
rinde, imtiyaz All Arsiisminde bir si'i 1389 [m. 1969] senesinde, (istinad) ismin- 
de kitab yazarak, Nehc-iil-belagamn dogru oldugunu isbata kalkismis ise de, ve- 
sika olarak ileri siirdtikleri, Abdiih gibi masonlar ve belli si'ilerdir. istinadm, 
1393 [m. 1973] de Tahranda ikinci baskisi yapilarak islam memleketlerine dagitil- 
makda, (Siiiini) olan gencler aldatilmaga calisilmakdadir. imam-i Zehebi ve ibni 
Hacer-i Askalani gibi derin islam alimlerinin, (Bu kitabi, si'i Radi yazmisdir) de- 
diklerini, istinad kitabi da onsoziinde yaziyor. Bu iic biiyiik alimin her sozii huc- 
cetdir, saglam vesikadir. (Nehc-iil-belaga)nin bozuk oldugunu gostermek icin, 
baska sahid aramaga liizum yokdur. Miislimanlar boyle bozuk, siibheli kitablan 
okumamahdir. (Buhari) ve (Muslim) ve benzerleri saglam hadis kitablanm ve bun- 
larin serhlerini [aciklamalarmi] okumahdir]. 

(Tevhid-i viicudf)nin sirlan, riyazet cekenlerin ve muhabbet deryasma dalmis 

-765- 



olanlarm kalblerine dogmusdur. Bu yiiksek insanlarm sayisi o kadar cokdur ki, inan- 
mamak imkansizdir. O biiytiklerin yolunda olanlarm, Onlarm sozlerini isbat etmek 
icin, Kur'an-i kerimin ayetlerine ve hadis-i seriflere, degisik ma'nalar vermege kal- 
kismalanna liizum yokdur. Bu ma'rifetin varligmda kimsenin siibhesi yokdur. 
Fekat, bu ma'rifeti tesavvufun gayesi ve seyr ve sulukun nihayeti sanmak, (ilmle- 
ri Ona varamaz!) mealindeki Taha suresinin 110. cu ayet-i kerimesi ile men' olun- 
musdur. Alimler de bu ma'rifet iizerinde durmamislardir. (Bu ma'rifete inanmi- 
yan vasil olamaz!) soziinuzii acikhyarak irsad buyurmamissimz. Bunun icin, once, 
vasil olmak ne demek oldugunu aciklamak da icab eder. 

72 — 85.ciMEKTUB 

Biiyiik alim Abdiillah-i Dehlevinin "raliiiietullalii teala aleyh" (Mekatib-i se- 
rife) kitabinin seksenbesinci mektubu asagidadir: 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun sevgili Peygamberi Muhammed aleyhissela- 
ma salat ve selam olsun! Gulam-i Aliismi ile meshur olan fakir Abdiillah-i Kadi- 
ri miiceddidinin "rahmetullahi teala aleyh" mektubudur. Hindistanda miisliman- 
lar icin yazmisdir. Allahii teala, onun giinahlarim afv eylesin! 

(BI'AT), soz vermek ve bu soziinde durmak demekdir. Tesavvuf yolunda cok 
kullamlan bir kelimedir. Bunu kullanmak, Eshab-i kiramin siinnetidir "radiyalla- 
hii teala annum". Bi'at, iic kismdir: Birincisi, bir biiyiigiin oniinde, giinah isleme- 
mek icin soz vermekdir. Buna, (tevbe bfati) denir. Biiyiik giinahlardan biri isle- 
nince, bu bi'at bozulur. Yeniden bi'at etmek lazim olur. Giybet edince bozulup, 
bozulmamasmda siibhe edildi. Bir miislimani tahkir ederek, onu kotiileyerek giy- 
bet yapmak, elbet biiyiik giinahdir. Yanhs soyliyen ve yazan din adamlanni ve bid'at 
i'tikadinda olan tarikatcilan miislimanlara haber vermek, duyurmak giybet olmaz. 
Miislimanlann bunlara aldanmamasi icin bunlari soylemek lazimdir. 

Bi'atin ikincisi, intisab etmek, bereketlenmek icin bir Veliye "rahmetullahi 
teala aleyh" veya onun hakiki mensublarma bi'at etmekdir. Boylece, onlar icin bil- 
dirilmis olan miijdelere ve sefa'atlarma kavusulur. Mesela, gavs-iis-sekaleyn Ab- 
diilkadir-i Geylani "kuddise sirruh", (Benim talebelerim tevbe etmeden olmezler) 
buyurmusdur. Bu miijdeye kavusmak icin, bu yolun biiyiiklerinden birine bi'at olu- 
nur. Bu bi'ati tekrar etmek lazim degildir. 

Bi'atin iiciincusu, Evliyamn feyzlerine kavusmak, faidelenmek icin yapihr. Te- 
savvuf biiyiiklerinden birine bi'at edip, Onun gosterdigi vazifeleri ve ihlas dere- 
celerini yapip faide elde edemezse, Ustadi razi olsa da ve olmasa da, baska biri- 
ne intisab etmesi, baska bir alime bi'at etmesi caizdir. Fekat, birinci alimi inkar et- 
memesi lazimdir. Ondan nasibi, kismeti yok demekdir. Ustadinin islamiyyete uy- 
makda gevsekligini goriirse ve zenginlere yanasdigmi, diinyaya diiskiin oldugunu 
anlarsa, Allahii tealanin feyzlerini, sevgisini ve ma'rifetini baska birinde arama- 
hdir. Cocuk iken bi'at etmis olan, akl ve sii'ur sahibi olunca, onun hakiki alim ol- 
dugunu anlarsa, bi'atine ve vazifelerine devam eder. Yahud begendigi baska bi- 
rine bi'at eder. 

Islam alimi, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" siinnetine [ya'ni islamiy- 
yete] tabi' olan, simsiki sanlan ve zahir ve batm bid'atlerden kacinan ve selef-i 
salihinin i'tikadinda olan kimsedir. Gavs-iis-sekaleyn Abdiilkadir-i Geylani ve 
Seyh-iil-islam Ferideddin-i Genc-i Seker hazretlerinin dogru olan i'tikadinda 
olur. Fikh bilgilerinden zaruri lazim olanlan bilir. (Mi$kat-i serif) hadis kitabim ve 
Kur'an-i kerim tefsirlerini cok okur. imam-i Gazali "rahmetullahi teala aleyh" haz- 
retlerinin, (Minhac-iil-Abidin) ve (Kimya-yi se'adet) kitablan gibi tesavvuf yolun- 
dakilerin yazdigi ahlak kitablarim ve tesavvuf biiyiiklerinin hallerini ve sozlerini 
bildiren kitablan okur. Bu kitablan okumak, kalbin tasfiyesi ve tezkiyesi icin 

-766- 



cok faidelidir. islam alimi, diinyaya diiskiin olmaz ve diinyaya diiskiin olanlarla bir- 
likde bulunmaz. islamiyyetin bildirdigi iyi isleri yapar. Cahsdiklarmm diinyada- 
ki ve ahiretdeki karsiligmi yalmz Allahdan bekler. Ondan baska kimseden birsey 
beklemez. Kur'an-i kerimi cok okur. Evliyanm kalblerine gelen feyzlerden, ma'ri- 
fetlerden nasib almisdir. Her isinde tevbe, inabet, zilhd, vera', takva, sabr, kana'at, 
tevekkiil ve nza yolunu tutar. Onu gorenler Allahii tealayi hatirlar. Diinya diisiin- 
celeri kalbinden kacar. (Cestiyye) yolunun biiyiikleri ile birlikde bulunan sadik bir 
kimsede zevk, sevk, hararet, rahatlik, yalmzlik, ya'ni diinyaya diiskiin olanlardan 
uzaklasmak hasil olur. (Kadiri) yolunun biiyiikleriyle beraber bulunmak, kalbde 
safa hasil eder. Ruhlar ve melekler alemi ile baglilik hasil olur. Gecmis ve gelecek 
seylerden cogu kendisine bildirilir. (Miiceddidi) yolunun buyiikleri ile beraber olan- 
da huzur ve cem'iyyet ve yad-i dast ve diinyaya sii'ursuzluk ve Allahii tealanm cez- 
beleri hasil olur. Kalbine, ruhuna bircok seyler ihsan edilir. islam alimi miiceddi- 
di ise, biitiin latifelerinde keyfiyyetler, haller, safa ve letafet ve nurlar, sirlar ha- 
sil olur. Bu soylediklerimiz hasil olmazsa, sadik olan talib, hakiki alime kavusama- 
digi icin ne kadar ah etse yeridir. 

(Talib), sadik olan insan demekdir. Allahii tealanm sevgisi ile ve Onun sevgi- 
sine kavusmak arziisu ile yanmakdadir. Bilmedigi, anhyamadigi bir ask ile saskin 
haldedir. Uykusu kacar, gozyaslan dinmez. Gecmisdeki giinahlarmdan utanarak 
basim kaldiramaz. Her isinde Allahdan korkar, titrer. Allahii tealanm sevgisine ka- 
vusduracak isleri yapmak icin cirpimr. Her isinde sabr ve afv eder. Her gecimsiz- 
likde, sikmtida kusuru kendisinde goriir. Her nefesde Allahmi diisiintir. Gaflet ile 
yasamaz. Kimseyle miinakasa etmez. Bir kalbi incitmekden korkar. Kalbleri Al- 
lahii tealanm evi bilir. Eshab-i kiramm hepsini, "radiyallahii teala anhiim ec- 
ma'in" diyerek iyi bilir. Hepsinin iyi oldugunu soyler. [Simdi, boyle hakiki talib kal- 
madi.] Peygamber efendimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", Eshab-i kiram arasin- 
da olan seyleri konusmamagi emr buyurdu. Salih miisliman, bunlan konusmaz, yaz- 
maz ve okumaz. Boylece, o biiyiiklere karsi bir edebsizlikde bulunmakdan kendi- 
ni korur. O biiyiikleri sevmek, Allahin Resuliinii "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
sevmenin nisamdir, alametidir. Kendi bilgisi ile, kendi goriisii ile Evliya-yi kirami 
birbirinden asagi ve yukari diye ayirmaz. Birinin daha yiiksek, daha iistiin oldugu 
ancak ayet-i kerime ile ve hadis-i serif ile ve Sahabe-i kiramm sozbirligi ile bildir- 
meleri ile anlasihr. Muhabbet serhoslugu elbet baskadir. Ask sahibi ma'ziirdur. 

(Sima'), bir kisinin veya birkac kisinin okuduklan dini, imam kuvvetlendiren ve 
ahlaki giizellesdiren, si'rleri, kasideleri, ilahileri ve mevlidleri dinlemek demekdir. 
Tesavvuf biiyiikleri, calgisiz olan ve kadin erkek karisik olmiyarak okunanlan 
Sima' etmisler, dinlemislerdir. Sultan-i mesayih [Nizamiiddin-i Dehlevi]nin sohbe- 
tinde, meclisinde hicbir calgi, hicbir zeman goriilmedi. O sohbetde bulunanlar, giz- 
lice aglar, cigerleri yanardi. (Fevaid-iil-fiiad) ve (Siyer-iil-Evliya) kitablan bunu uzun 
anlatmakdadir. Tesavvuf biiyiiklerinin yolundan aynlmak kalbi karartir. O biiyiik- 
ler, kalbde hasil olan kabzi, bast haline pevirmek icin veya inbisati ya'ni bast, ra- 
hatlik, ferahhk halini artdirmak icin sima'a izn vermislerdir. Sima' kalbdeki Allah 
sevgisini ve rikkati artdinr buyurmuslardir. Gafillerin ya'ni kalblerinde Allah 
sevgisi bulunmiyanlarm sima'lan caiz degildir. Boyle sima' meclisleri, toplantila- 
n, fisk [giinah] meclisi olur. Her miisliman boyle sima'lardan sakmmahdir. Tesav- 
vufculardan, ney gibi calgilara caiz diyenler oldu ise de, bunu ask ve muhabbet ser- 
hoslugu halinde soylemislerdir. islamiyyetin yasak etdigi boyle sozlere uyulmaz. 
[Tahtavinin (Merakil-felah) serhi yiizyetmisdort (174). cii sahifesine bakmiz!] 

Allah ismini yiiksek sesle soylemek, kalb hastahginm ilacidir dediler. Fekat ses- 
siz soylemek, daha faidelidir. Sessiz yapilan zikrin daha efdal oldugu hadis-i serif- 
de bildirildi. Kalbdeki atesi artdirmak ve gevsekligi gidermek icin sesle soylemek 
caiz olabilir. Cok soyleyince ve riyazetler cekilince, kalbde Allah sevgisi cogahr, 

-767- 



(Vahdet-i viicud) sirlan hasil olur. (Vahdet-i viicud), miimkinati ya'ni mahlukati 
tek bir varhk gormekdir. Yoksa, mahluklan Allahii teala bilmek degildir. Ask-i ila- 
hinin kalbde hasil etdigi hal sahiblerinin vahdet-i viicud sozlerini isiterek, kendi go- 
riisleri ile ve hayalleri ile boyle konusup kendini vahdet-i viicud sahibi gostermek 
akla da, islamiyyete de uygun degildir. Rukniid-din Alaiiddevle-i Semnani ve 
miiceddid-i elf-i sani Ahmed Faruki "rahmetullahi aleyhima" ve bunlann izinde 
giden biiyiikler, vahdet-i viicud ma'rifetinden baska ve Peygamberlerin hepsinde 
hasil olan "aleyhimussalevatu vesselam" me'arif de bulundugunu gormiisler ve an- 
lamislardir. 

(Tesavvuf), Allahii teala ile olmak ve iyi ahlak edinmek ve islamiyyete uy- 
makdir. Allahii tealadan baska seyleri kalbden cikarip biitiin a'zamn Muhammed 
Mustafa "sallallahii aleyhi ve sellem" hazretlerine uymasidir. Allahii teala ile ol- 
maga, (Hudur) denir ki, hadis-i serifde bildirilen (ihsan) mertebesidir. Insanm kal- 
bi bu mertebede olmahdir. Bu ni'meti kime ihsan ederlerse, biiyiik se'adet bilsin! 

(Tevhid-i ef'ali), mahluklarm biitiin islerini, biitiin hareketlerini, tek bir yapi- 
cmm islerinden olarak gormekdir. 

(Tevhid-i sifati), mahluklarm sifatlarmi, ozelliklerini, Hak tealanm sifatlanmn 
goriintiileri bilmek ve her varhgi Allahii tealanm varhgmda yok gormekdir. Ev- 
liyayi kiram "kaddesallahii teala esrarehiimul'aziz" hep boyle idiler. 

(Icazet) ve (Hilafet), taliblerin kalblerine ihlas yerlesdirmesi icin, olgun birisi- 
ne izn vermek demekdir. Kendisine izn verilen zata (Halife) veya (Vesile) denir. 
Kendisine izn verilecek zatm batmimn [ya'ni kalbi ve diger dort latifesinin] nisbe- 
te ve hallere kavusmus olmasi, kotii huylardan temizlenmis, iyi huylarla siislenmis 
olmasi ve sabr, tevekkiil, kana'at, nza, teslim sahibi olmasi, diinyaya diiskiin ol- 
mamasi lazimdir. Bu yiiksek mertebe, ancak (Selef-i salihin)e uymakla ele gece- 
bilir. [Eshab-i kiram ile Tabi'in-i izama (Selef-i salihin) denir. Uciincii ve dordiin- 
cii asrlarda gelen islam alimlerine, (Halef-i sadikin) denir.] Bu haller ve keyfiyyet- 
ler kalbde hasil olmadan, va'z etmesi icin izn vermek haramdir. Tesavvuf biiyiik- 
lerinin yolunu bozmak olur. Birisini magrur yapmak [kendini begenmesine sebeb 
olmak], bir talibi, bir asiki da acemi ellere diisiirerek mahrum etmek, akla da, is- 
lamiyyete de uygun degildir. [Simdi Tiirkiyede hakiki tarikat, mtirsid, miirid, 
seyh yokdur. Vardir diyenlere, seyh oldugunu soyliyenlere inanmamahdir. Sahte 
seyhlerin, cahil tarikatcilann tuzaklarma diismemek icin uyanik olmahdir.] 

Nemazi cema'at ile kilmak ve (Tiimaninet) ile kilmak, riikii'dan sonra (Kavme) 
yapmak ve iki secde arasmda (Celse) yapmak bizlere Allahm Peygamberi tarafin- 
dan bildirildi. Kavmenin ve celsenin farz oldugunu bildiren alimler vardir. Hane- 
fimezhebinin miiftilerinden (Kadihan), bu ikisinin vacib oldugunu, ikisinden bi- 
risini unutunca (Secde-i sehv) yapmak vacib oldugunu ve bilerek yapmiyamn ne- 
mazi tekrar kilmasim bildirmisdir. Miiekked siinnet olduklarmi bildirenler de, va- 
cibe yakm siinnet demislerdir. Siinneti hafif gorerek, ehemmiyyet vermiyerek 
terk etmek kiifrdiir. Nemazin kiyammda, riikii'unda, kavmesinde, celsesinde, 
secdelerinde ve oturuldugu zemanmda, ayn ayri, baska baska keyfiyyetler, haller 
hasil olur. Biitiin ibadetler nemaz icinde toplanmisdir. Kur'an-i kerim okumak, tes- 
bih soylemek [ya'ni subhanallah demek], Resulullaha salevat soylemek ve giinah- 
lara istigfar etmek ve ihtiyaclan yalniz Allahii tealadan istiyerek Ona diia etmek 
nemaz icinde toplanmisdir. Agaclar, otlar, nemazda durur gibi dik duruyorlar. Hay- 
vanlar, riikii' halinde, cansizlar da nemazda (Ka'de)de oturur gibi yere serilmis- 
lerdir. Nemaz kilan, bunlann ibadetlerinin hepsini yapmakdadir. Nemaz kilmak, 
mi'rac gecesi farz oldu. O gece, mi'rac yapmakla sereflenen, Allahin sevgili Pey- 
gamberine uymagi diisiinerek nemaz kilan bir miisliman, O yiice Peygamber gibi, 
Allahii tealaya yaklasdiran makamlarda yiikselir. Allahii tealaya ve Onun Resii- 
liine karsi edebi takmarak huzur ile nemaz kilanlar, bu mertebelere yiikseldikle- 

-768- 



rini anlarlar. Allahu teala ve Onun Peygamberi, bu iimmete merhamet ederek, bii- 
yiik ihsanda bulunmuslar, nemaz kilmagi farz etmislerdir. Bunun icin Rabbimize 
hamd ve siikr olsun! Onun sevgili Peygamberine salevat ve tehryyat ve diialar ede- 
riz! Nemaz kilarken hasil olan safa ve huzur sasilacak seydir. Ustadim [Mazher-i 
Can-i Canan] buyurdu ki, (Nemaz kilarken, Allahu tealayi gormek miimkin degil 
ise de, goriir gibi bir hal hasil olmakdadir). Bu halin hasil oldugunu tesavvuf bii- 
yiikleri sozbirligi ile bildirmislerdir. Islamiyyetin baslangicinda nemaz Kudiise kar- 
si kilmirdi. Beyt-iil-mukaddese karsi kilmagi birakip, Ibrahim aleyhisselamin kib- 
lesine donmek emr olundugu zeman, Medmedeki yehudfler kizdilar. (Beyt-iil-mu- 
kaddese karsi kilmis oldugunuz nemazlar ne olacak?) dediler. Bekara suresinin 143. 
cii ayet-i kerimesi gelerek, (Allahu teala lmanlai mizi zayi' eylemez!) mealinde bu- 
yuruldu. Nemazlarm karsihksiz kalmiyacaklan bildirildi. Nemaz, iman kelimesi ile 
bildirildi. Bundan anlasihyor ki, nemazi siinnete uygun olarak kilmamak, imam za- 
yi' etmek olur. Resulullah efendimiz "sallallahu teala aleyhi ve sellem", (Goziimiin 
nuru ve lezzeti nemazdadir) buyurdu. Bu hadis-i serif, (Allahu teala nemazda zu- 
hur ediyor, musahede olunuyor. Boylece goziime rahatlik geliyor) demekdir. Bir 
hadis-i serifde, (Ya Bilal "radiyallahii teala anh"! Beni rahatlandir!) buyuruldu ki, 
(Ey Bilal! Ezan okuyarak ve nemazm ikametini soyliyerek, beni rahata kavusdur) 
demekdir. Nemazdan baska bir seyde rahatlik ariyan bir kimse, makbul degildir. 
Nemazi zayi' eden, elden kaciran, baska din islerini daha cok kacinr. 

Faidesiz seyler soylemek, milslimanlan giybet etmek, orucun sevabmi giderir. 
Giybet etmek, ibadetlerin sevablanm yok eder. Giybetden sakmmak vacibdir. Zah- 
met cekerek, sikmtilara katlanarak ibadet yapip da, bunun sevabmi yok etmek ne 
kadar aklsizlikdir. ibadetler Allahu tealaya arz olunur. Giybeti ve faidesiz sozle- 
ri sahibinin huzuruna cikarmak, Ona karsi edebsizlikdir. 

Sarki, calgi ve tanbur dinlemek ve raks [dans] seyr etmek ve hazret-i Hasen ile 
Hilseynin "radiyallahii anhiima" sehid edilmelerini [Kerbela vak'asmi] anlat- 
mak, yazmak muslimanhga yakismaz. Zemanimiz seyhleri, tarikatcihgi bunlan yap- 
mak sekline sokdular. Din biiyiiklerinin resmlerini yaparak ziyaret ediyorlar. 
Bunlan ziyaret, Allahu tealanm rizasma kavusdurur diyorlar. islamiyyetde boy- 
le seyler yokdur. Gormeden uydurma yapilan resmlere biiyiiklerin ismini koymak 
iftira olur. Allahu teala bunlara tevbe etmek nasib eylesin! Medme-i miinevvere- 
nin biiyiik alimlerinden, hadfs ilmi miitehassisi seyyid isma'il efendi "rahmetulla- 
hi teala aleyh", ulum-i miiceddidiye kavusmak icin Medme-i miinevvereden Hin- 
distana kadar bu fakiri gormege geldi. Bu zati (Asar-i serif)i [ya'm mukaddes ema- 
netleri] ziyaret etmesi icin biiyiik mescide [ya'm Asyamn en biiyiik cami'i olan Del- 
hideki Sah Cihan Cami'ine] gonderdim. Hemen geri gelip, orada Resulullahin "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" nurlari bulunmakla beraber, putlann zulmeti de duyu- 
luyor dedi. Cami'deki vazifelilerden arasdirdim. Odadaki bir sandikda biiyiikle- 
rin ismini tasiyan resmlerin bulundugunu ogrendim. Seyyid isma'il efendinin, bu 
zulmetlerin te'siri altmda kaldigim anlamis oldum. Resulullaha "sallallahu aley- 
hi ve alihi ve sellem", hazret-i Ibrahim aleyhisselamin resmini gosterdiklerinde, mii- 
barek eli ile bu resmi yirtdi. Yusiif suresinin 106. ci ayetinin, (Onlarin cogu Alla- 
hu tealaya iman ediyoruz derler. Fekat fmansizdirlar. Baska seylere ibadet ederek 
miisrik olmuslardir) meal-i senfi, bu hali haber vermekdedir. Horoz dogiisdiirmek, 
giivercinle oynamak gibi her oyun haramdir. Bir tasi yontarak, (Kadem-i serif) adi- 
m takip, Peygamberin ayagmin izidir demek de resmlere, putlara tapmmak gibi- 
dir. 

Nevruz giinii [ve Noel gecesi] mecusiler gibi bayram yapmak, kafirlere teseb- 
biih olur. Tarikatcilar, seyhler bu cirkin isleri yapmca miiridlerine niimune olur. 
Sened olur. Onlar da bu felakete, bu akmtiya kapihrlar. Hakikimiislimanhk, tak- 
va ile olur. Sirkden ve haramlardan sakmmakla olur. Kalbde hallerin hasil olma- 

- 769 - Se'adet-i Ebediyye 2-F:49 



si ve ba'zi seylerin kesf olunmasi, gortilmesi ve fen bilgilerinin dismda akllan sa- 
sirtacak islerin yapilmasi, kafirlerde de hasil olur. Riyazetler cekmek, belli seyle- 
ri ibadet olarak yapmak, muska yazmagi, hastalan, buyiilenmis olanlan okuma- 
gi, iiflemeyi, san'at haline getirmek, din isleri degildir. Cahilleri, ahmaklan topla- 
mak ve diinyalik ele gecirmek icin yapilmakdadir. islamiyyetde bunlann kryme- 
ti ve ehemmiyyeti yokdur. islamiyyetde kiymeti olan ve ehemmiyyeti olan ve in- 
sani Allahii tealaya yaklasdiran sey, ancak, Onun Resuliine, Peygamberine "sal- 
lallahii aleyhi ve alihi ve sellem" uymak, O yiice Peygamberin izinde bulunmak- 
dir. Eshab-i kiramin ve Ehl-i beyt-i lzamm "radiyallahii anhiim" yolu budur. 
Kur'an-i kerim bu yolu gostermek icin gonderilmisdir. Allahii teala, hepimizi sev- 
gili Peygamberinin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiramm ve 
Ehl-i beyt-i lzamm yolunda bulundursun! Amin. 

[(Diirr-iil-muhtar) besinci cild, 481. ci sahifede diyor ki, (Nevruz veya Mihrican 
[Martin ve Eyliiliin yirminci] giinlerinde, bunlann ismlerini soyliyerek hediyye 
vermek haramdir. Bu giinleri bayram bilerek vermek, kiifr olur. Bu giinleri ta'zim 
ederek kafire yumurta veren kafir olur. Bu giinlerde birsey satm almak da boyle- 
dir. Her zeman aldigmi satin alirsa, kafir olmaz). (Bezzaziyye) fetvasmda diyor ki, 
(Nevruz giinii, mecusilerin bayramidir. O gun, mecusilerin yanma gidip, onlarm yap- 
diklanm yapmak kiifrdiir. O gun, bayram yapan miislimamn imam gider de habe- 
ri olmaz). Noel giinii ve gecesinde ve kafirlerin paskalya ve yortularmda, onlar gi- 
bi bayram yapamn da kafir oldugu bu fetvadan anlasilmakdadir. 

(Tefsir-i Mazheri)de, Maide suresinin kirkdordiincii ayetinin tefsirinde buyu- 
ruyor ki, (Hadis-i serifde, (Isa aleyhisselamin yapdigini yapmakda ben herkesden 
ilerideyim. Peygamberler "aleyhimiisselam", babalan bir olan kardesler gibidir- 
ler. Analari ayndir. Dinleri birdir) buyuruldu. imam-i a'zam Ebu Hanife "rahme- 
tullahi aleyh", bu hadis-i serife uyarak, onceki dinlerin, Muhammed "aleyhisselam" 
tarafmdan degisdirilmemis olan hiikmleri ile amel etmemiz vacibdir buyurdu. 
Ya'ni, gecmis dinlerin hiikmii oldugu, ayet-i kerime veya hadis-i serif ile bildiril- 
mis ve nesh edildigi bildirilmemis olan hiikmler ile amel edilir). Amel etmemiz la- 
zim olan boyle hiikmlerin hepsini, fikh alimlerimiz tesbit etmislerdir. Fikh ahrn- 
lerinin izn verdiklerinden baska olan ibadetlerine uymamiz caiz degildir. Ciinki, 
yehudilerin ve hiristiyanlarm simdi yapmakda olduklan ibadetlerin ba'zisim, son- 
radan kendileri uydurmuslardir. Bunlara uymamiz, kiifr veya haram veya mekruh 
olur. Dogruyu, yanhsi, fikh kitablarmdan ogrenmeliyiz! imam-i Safi'i "rahime-hul- 
lahii teala aleyh" ise, onceki dinlerin hicbir hiikmii, bizim icin huccet olmaz buyur- 
du. 

(Birgivi vasiyyetnamesi) serhi, 115 ve 202. ci sahifelerinde diyor ki, (Ziinnar de- 
nilen papas kusagmi baglamak ve putlara, heykellere, mesela hac, salib denilen, 
Isa aleyhisselamin asilmis hali dedikleri, birbirine dik kesisen iki cubuga tapinmak, 
boynuna asarak ta'zim etmek ve islamiyyeti bildiren din kitablarmdan birini tah- 
kir etmek, islam alimlerinden birini istihza, alay etmek ve kiifre sebeb olan bir soz 
soylemek ve yazmak ve ta'zim etmemiz emr olunan birseyi tahkir ve tahkir etme- 
miz emr olunan birseyi ta'zim etmek kiifrdiir. Bunlari yapamn imam gider, kafir 
olur. Fekat, biiyiik bir giinah isliyen, bu isin fena oldugunu diisiiniir, yapdigina pis- 
man olur, iiziiliir. Allahii tealadan utanirsa, imam gitmez, kafir olmaz. i'tikadi sa- 
hih olup, kiifr alameti olmiyan biiyiik giinahi isliyen kafir olmaz. Bu gunahina tev- 
be eder, Allahii tealadan afv dilerse, afv olur. Tevbe etmeden oliirse, Allahii te- 
ala dilerse, yine afv eder. Dilerse, giinahi kadar azab edip, sonra Cennete kor. Fe- 
kat imansiz olarak olen kafir ve bid'at sahibi, ahiretde hie afv olunmiyacak, mu- 
hakkak Cehennemde yanacakdir. Kafir, Cehennemden hie cikanlmiyacak, bid'at 
sahibi, cikanlacakdir). 

Imam olmayan kimsenin sonsuz olarak Cehennem atesinde yanacagim Peygam- 

-770- 



ber efendimiz haber verdi. Bu haber elbette dogrudur. Buna inanmak, Allahii te- 
alamn var olduguna, bir olduguna inanmak gibi lazimdir. Sonsuz olarak atesde yan- 
mak ne demekdir? Herhangi bir insan, sonsuz olarak atesde yanmak felaketini dii- 
siintirse, korkudan aklmi kacirmasi lazim gelir. Bu korkunc felaketden kurtulmak 
caresini arar. Bunun caresi ise, cok kolaydir. (Allahii tealanm var ve bir oldugu- 
na ve Muhammed aleyhisselamm Onun son Peygamberi olduguna ve Onun haber 
verdigi seylerin hepsinin dogru olduguna inanmak) insam bu sonsuz felaketden kur- 
tarmakdadir. Bir kimse ben bu sonsuz yanmaya inanmiyorum, bunun icin boyle bir 
felaketden korkmuyorum, bu felaketden kurtulmak caresini aramiyorum derse, 
buna deriz ki, (inanmamak icin elinde senedin, vesikan var mi? Hangi ilm, hangi 
fen inanmana mani' oluyor?) Elbet vesika gosteremiyecekdir. Senedi, vesikasi ol- 
mayan soze ilm, fen denir mi? Buna zan ve ihtimal denir. Milyonda, milyarda bir 
ihtimali olsa da, (sonsuz olarak atesde yanmak) korkunc felaketinden sakmmak 
lazim olmaz mi? Az bir akh olan kimse bile, boyle felaketden sakmmaz mi? Son- 
suz atesde yanmak ihtimalinden kurtulmak caresini aramaz mi? Gortiliiyor ki, her 
akl sahibinin iman etmesi lazimdir. Iman etmek icin vergi vermek, mal odemek, 
yiik tasimak, ibadet zahmeti cekmek, zevkli tath seylerden kacmmak gibi sikmti- 
lara katlanmak lazim degildir. Yalmz kalb ile, ihlas ile, samimi olarak inanmak ka- 
fidir. Bu inancim inanmayanlara bildirmek de sart degildir. Imam-i Rabbanf "ra- 
hime-hullahii teala" yetmisiiciincii mektubda buyuruyor ki, (Sonsuz atesde yan- 
maya inanmayanm, buna cok az da bir ihtimal vermesi, zannetmesi akl icabidir). 
Sonsuz olarak atesde yanmak ihtimali karsismda, bunun yegane ve kat'i caresi olan 
(IMAN) ni'metinden kacmmak, ahmakhk, hem de cok biiyuk saskinhk olmaz mi?] 

73 — 88.ciMEKTUB 

Derin alim, buyiik Veil, Abdiillah-i Dehlevinin "rahmetullahi aleyh" (Mekatib-i 
serife) kitabindaki seksensekizinci mektubu onbir sahffedir. Bu uzun mektubun son 
kismimn farisiden tercemesi, asagidadir: 

Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde oyle bilgiler vardir ki, bunlar te'vil edil- 
meden anlasilamaz. [Bir kelimenin, Allahii teala ve Resulullah tarafmdan, acik bil- 
dirilmemis ma'nalarmdan, islamiyyete uygun olani secmege (Te'vil) denir. Bunu 
herkes yapamaz.] Evliyamn sozlerini de te'vil etmek, mealen bildirmek lazimdir. 
Te'vil edilmezse, yanhs anlasihr. Te'vil edilince, Veliye iftira etmek tehliikesi ol- 
maz. Iftira etmek haramdir. Evliya-yi kiramm, sekr halinde [su'ursuz] iken veya 
kavusduklan ni'metleri anlatirken, yahud talebesini tesvik icin veya maksadim an- 
latacak kelime bulamadiklan zeman, soyledikleri ba'zi kelimeleri te'vile muhtac 
olur. Imam-i Rabbanmin de, boyle kelimeleri vardir. Abdiilhak-i Dehlevi "rahi- 
me-hullah", Abdiilkadir-i Geylaninin (Fiituh-ul-gayb) kitabimn farisi serhinde bu- 
yuruyor ki, (Ariflerin kalblerine ince ve anlasilmaz bilgiler geldigi zeman, bunla- 
n anlatacak kelime bulamazlar. Boyle sozlerini isitince, (dogrusunu Allahii teala 
bilir) demeli, inkara kalkismamahdir). Tesavvuf yolundan maksad, Ehl-i siinnet 
alimlerinin bildirdikleri dogru i'tikada ve islamin giizel ahlakma ve fikh kitabla- 
rmm gosterdigi isleri yapmaga ve bid'atlerden sakmmaga ve Allah dostlarmm kalb- 
lerine gelen hallere kavusmakdir. Elhamduhllah bizim yolumuzda, bu ni'metler ha- 
sil olmakdadir. Allahii teala bu yolun feyzlerini, bu fakire de ve dogru yolu ara- 
yan biitiin miislimanlara da nasib eylesin! Batina [kalbe] gelen ni'metlerin sonsuz 
oldugu, bu zeman anlasihr. 

Bir kimsenin maksadi bilinmeden, yalmz soziine bakarak, ona kafir denilemez. 
Bir muslimamn, bir soziiniin, yetmis ma'nasi, kiifriinii, bir ma'nasi ise, imamm gos- 
terse, o kimseye kafir denilmez. Hadis-i serifde, (Kiifrii acik bilinmiyen kimseye 
kafir diyen, kafir olur) buyuruldu. imam-i Rabbani icin, (Her zeman, Resululla- 
ha tabi' olmak lazimdir diyorsunuz. Halbuki, Resulullahm riyazetleri, miicahede- 

-771- 



leri ve kafirlerle cihadlan sizde hie gorulmiyor) diyenler var. Buna cevab olarak 
deriz ki: 

Her muslimanm, farzlarda, vaciblerde ve miiekked stinnetlerde, Resulullaha ta- 
bi' olmasi lazimdir. Aciz olmak, miicahede ve gaza yapamamak icin ozrdiir. Hem 
de, geceleri, mubarek ayaklan sisinceye kadar tehecciid nemazlan kilmasi ve cok 
achk cekmesi ve muharebelerde kahramanhklar gostermesi, Onun hasaisinden idi. 
Ya'ni yalmz Ona ihsan olunmusdur. Allahm arslani, emir-iil-mu'minin All "radi- 
yallahii anh" buyuruyor ki, (Muharebenin en siddetli zemanlarmda, Resulullahm 
yanma sigimrdik). Cihad-i asgar olan muharebeler icin ve cihad-i ekber olan, 
nefs ile miicadele icin, kuvvetli olmak sartdir. Imam-i Rabbaniye i'tiraz edenler de 
acizdir. Hadis-i serifde, (Kolay seyleri yapiniz! islerinizi giiclesdirmeyiniz! Giicii- 
niiz yetdigi seyleri yapiniz! Allahii teala, kolay olanlan yapmanizi istiyor) buyu- 
ruldu. Allahii teala, mihnetlere, mesakkatlara katlanmagi kolaylasdirmisdir. [Bu- 
nun icin, derdlere, belalara katlanmagi istiyor. Sabr edenleri seviyor.] Imam-i 
Rabbani, (Resulullahm her isine tabi' olmahdir) demiyor. (i'tikadda, fikh kitab- 
larinda emr olunan islerde, ya'ni ahkam-i islamiyyede ve kalb ile yapilan zikrler- 
de ve terakkilerde tabi' olmahdir) diyor. Siz de biliyorsunuz ki, bunlara tabi' ol- 
miyan, Veli olamaz. tmam-i Rabbaniye i'tiraz edenler, onun sozlerini anhyamryan- 
lardir. [islam alimlerinin, kitabimizdaki sozlerini anhyamiyan cahiller de, dini 
diinya kazanclarma alet eden yobazlar gibi ve ingiliz casuslarma satilmis olan 
hainler gibi, kitablanmizi kotiiliiyorlar. Allahii teala, yavrulanmizi, bu dtisman- 
lara aldanmakdan muhafaza buyursun! Amin.] 

Resulullaha tam tabi' olunca, insan Onun gibi olur. Tesavvuf buytikleri, bu ha- 
le (Fena firresul) demislerdir. (Fena-fi$$eyh) ve (Fena-fillah) demeleri de boyle- 
dir. Bu sozleri de, insanm sifatlan, miirsidin ve Allahii tealamn kemal sifatlan gi- 
bi olurlar demekdir. Cahiller, bu sozlerin ma'nalanni anlamadiklan icin, kendile- 
rini ve her mahluku, Allahii teala ile birlesir saniyor. Halbuki, ser'i serif ve 
Kur'an-i mecid, (Allah baskadir. Mahluklar baskadir) diyor. Evliyamn sekr halin- 
deki, su'ursuz sozleri, bu hakikati degisdiremez. Resulullaha tam tabi' olanda, Al- 
lahii tealamn kemal sifatlanndan bir zerrenin zuhurunu Allahii teala ile birlesmek 
zan etmislerdir. Biiyiiklerimiz, Muhammed aleyhisselam gibi olmaga, Onunla it- 
tihad etmek, birlesmek dedi. Mahluk, Allahii teala gibi olamaz ki, Allah ile birles- 
mek denilsin. Mahluk, mahluk ile ittihad etdi denilebilir. Mahluk, hahk ile birles- 
di denilemez. Evliyamn sozleri misk gibidir. Giizel ma'na sacarlar. Yanlis ma'na- 
lar vermek, miski call, cop ile ortmek gibidir. Call yigini, miskin giizel kokusunu 
ortemez. 

(Eskiden, tesavvufcular, fakirligi zenginlige tercih ederlerdi. imam-i Rabbani 
ise, zenginligi ve mah, miilkii tercih ediyor) demek de, cirkin iftiradir. (Mektubat)m 
cok yerinde, (Fakirlerin kapi onlerinde oturmalan, zenginlerin, siisler, zinetler icin- 
de oturmalarmdan iyidir) yazihdir. (Buradaki fakirlerin, muayyen, devamh gelir- 
leri yok ise de, Allahii tealamn ezelde taksim etdigi nzka giivenerek, rahat ve ne- 
selidirler) buyurmakdadir. Zaruri ihtiyaclarmi karsilamak ve fakirlere yardim 
etmek icin, calisip, halal kazanmak iyidir. Siileyman aleyhisselam ve Eshab-i ki- 
ramdan, emir-iil-mii'minin Osman ve Abdurrahman bin Avf ve digerleri, Resulul- 
lahdan sonra, mal ve miilk sahibi oldular. Bu servetleri, sahabilik derecelerinin azal- 
masina sebeb olmadi. Sabr eden fakir ile siikr eden zenginden hangisinin daha iis- 
tiin oldugunda, Ehl-i siinnet alimleri ihtilaf etdi. Resiilullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" fakirligin sikmtisma katlanabildigi icin, fakirligi istedi. Hadis-i serifde, (Ge- 
celeri, Rabbimin ziyafetindeyim. Beni doyuruyor ve iciriyor) buyurdu. Fakirlik, 
ibadet yapmagi gticlesdirirse, ibadete kuvvet veren zenginlik efdal olur. Boyle, siikr 
eden zenginlere dil uzatmak, Hadid suresinin yirmibirinci ayetinden gafil olma- 
gi gosterir. Bu ayet-i kerime, mealen, (Allahii teala, bu iistiinliigii diledigine ihsan 

-772- 



eder)dir. [Bu ayet-i kerime ve hadfs-i serif, kafirlere, fasiklara muhtac olmamak 
icin ve miislimanlara hizmet etmek icin ve islam ilmlerini yaymak icin ve bunlan 
yapanlara yardim etmek icin lazim olan parayi, mail kazanmanm cok sevab oldu- 
gunu gosteriyor.] 

Yukardaki satirlan yazan, Gulam-i All Abdiillah-i Dehlevi "rahmetullahi 
aleyh", kadiriyye ve cestiyye alimlerinden cok istifade etdim ve Naksibendi Mii- 
ceddidi biiyiiklerinden feyz aldim. Allahu teala, bu biiyiikler hurmetine, bu faki- 
rin yazilanna te'sir ihsan eylesin! Okuyanlardan ve tabi' olanlardan razi olsun ve 
ciimlemize hiisn-i hatime nasib eylesin! Amin. 

Ctin ask denizi dalgalandi, 
ol diirr-i yettm, zahir oldu. 

Samnda buyurdu, Haliki pak, 
(levlake levlak lema ha la kt til eflak). 

Mahmudu Muhammedti mtibeccel, 
mahbub-i Hilda, nebiyyi mtirsel. 

Dogdukda, o semsin ziyasi, 
doldurdu btittin kainati. 
Gordti Onu, bash olan la r, 
gormiyor, yalniz, kor olanlar. 

gone a, Mekkede acildi, 
kokusu dtinyaya sacildi. 

Zerredir, O gtinesden el' an, 
alemdeki ilm He irfan. 
Bugtin dolduran, rtiy-i zemtni, 
ilmler, O gtiltin bir filizi, 

01 gtinesin olmasa berki, 
kim parlatirdi sark-i garbi? 

Olmasa, Endtiltis okulu acik, 
kim A v iii pay a tutardi lsik? 

Ilm merkezi Semerkand, Bagdad, 
etdi, yer ytiztin cehlden azad. 

Boylece, kapladi her yeri, 
hizla envar-M Muhammedt. 

Insafet, ey inadci insaf, 
m e yd and a degil mi, ilm-i eslaf? 
Kim eyledi Mustafa gibi, 
tevhtd-i Cenabi ezelt? 

Verdi mi, oyle dersi irfan, 
Hitit ye Astir, Roma, Yunan ? 

Olctilse, Tevrat, Zebtir, Incil, 
tisttin elbet, Kitab-i tenzil. 
Bir mu'eizedir, ntir-i Km' an, 
degismez hie, durdukca cihfin. 
Kiyamete dek, olur mer'i, 
stibhe edene, (Fe'tti) emri. 

Yehtid, mason, komtinist simdi, 
Kiir'ana, hep, htictima gecdi. 
Her asrda boyle catdi a 'da, 
biri zafer bulmadi asla. 

-113- 



Ctinki, onu Cenab-i Bfui, 
degisikliklerden kildi ari. 

$er' He yaydi, o Nebi, 
Yer ytiztine iluii, edebi. 
Kim giderse on tin izinde, 
iyilik bulur her isindc. 
Her kim ki, bu yola ozenir, 
giizel sifatlarla bezenir. 
Ummidir, egerci, o Nebi, 
ilm He doidurdu heryeri. 

I J mini ki, sozierinde parlar, 
her nnililiiku aid haklar. 

V mini id i, hocasi yokdu, 
fenne uygun ayet okudu. 
Secilmis, sevgili iken o, 
claim begenirdi yokiugu. 
Emrine gecmisken memalik, 
tic gomlege degiidi malik. 
Askeri olurken muzaffer, 
achgi sever idi ekser. 
Cok mal bulunmazdi evinde, 
fevtinde, gortiidti, zirhi rehinde. 
Varini fakire verirdi, 
yoksul olunca, sevinirdi. 
Ekser zeman gordtigti seyler, 
yaninda, d tiny a neye deger? 
Ihsanlari, herkese cokdu, 
birseyyok demek, onda yokdu. 
Ba'zan, o kadar cok verirdi, 
dtismanlan hep, egilirdi. 
$efkati boldu, her leime, 
mtisfik babaydi, her yetime. 
Her isindc vardi, cok hikmet, 
hie etmedi kimseye minnet. 
Hastayi ziyaret ederdi, 
derdliyi sifayab ederdi. 
Tehecctidii hie birakmazdi, 
Allah korkusundan yatmazdi. 

Tutardi herkesi, Peygamber, 
hep kendi nefsile beraber. 

Iftihar ederdi, kullukla, 
huylu idi, ilahi hulk hi. 
Bir mektebe oldu, mtidavim, 
Allahdi, zatma muallim. 
Anlatmak kin Rahman, am, 
Kur'anda hos etdi bey fun. 
Hasra dek, $ah-i enbiyaya, 
olsun salevat, binihaye! 
Olsun Aline, Eshabma, 
saiat, solium acizane! 

-774- 



TAM ILMiHAL 

SE'ADET-I EBEDIYYE 

UCUNCU KISM 
1 — IKINCi CILD, 23. cii MEKTUB 

Bu mektub, iistadi Muhammed Baki Billahin "kutklise sirruh" oglu Hace Mu- 
hammed Abdiillaha "sellemehullahii ve ebkahu ve evsalehu ila gayeti ma yetemen- 
nahu" yazilmis olup, isin basi, siinnet-i seniyyeye yapismak ve bid'atden kacmak 
oldugu ve saireyi bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd ederim. Onun secdigi insanlara selamet ve iyilikler ihsan 
etmesini diia ederim. Kiymetli oglum "rahmetullahi teala aleyhima"! Size ve di- 
ger dostlara soyliyecegim en birinci nasihat, siinnet-i seniyyeye yapismak ve 
bid'atlerden kacmmakdir. islam dini, garib olmaga, za'iflemege basladi. Miisliman- 
lar, kimsesiz kaldi. Bundan sonra da, daha garib olur gider. O dereceye gelir ki, yer 
yiizunde Allah "celle celaliih" diyen kimse kalmaz. Kiyamet, diinyadaki iyi insan- 
lar kalmayip, heryeri kotiiliik kapladigi zeman kopar, buyuruldu. 

[Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Bir zeman gelecek 
ki, ii m mil i m (Ic miislimanligin yalniz adi kalacak. Mii'min olanlar, yalmz birkac is- 
lam adetini yapacak. Imanlari kalmiyacak. Kur'an-i kerfin yalniz, okunacak. Emr- 
lerinden, yasaklarmdan haberleri bile olmiyacak. Diisiinceleri yalniz yiyip icmek 
olacak. Allahii tealayi unutacaklar. Yalniz paraya tapinacaklar. Kadinlara kole ola- 
caklar. Az kazanmak ile kana'at etmiyecekler. Qok kazamnca doymiyacaklar). 

Abdiilvehhab-i Sa'rani "rahmetullahi aleyh", (Tezkire-i Kurtubi) muhtasarm- 
da diyor ki: ibni Macenin bildirdigi hadis-i serifde, (Bir zeman gelecek. Elbisenin 
rengi, zmeti soldugu gibi, yer yiiziinde islamiyyet de solup kalkacak. Oyle olacak 
ki, nemaz, oruc, hac, sadaka unutulacak. Kur'an-i kenmden yer yiiziinde bir ayet 
kalmiyacak) buyuruldu. imam-i Kurtubi buyuruyor ki, (islamm unutulmasi, Isa 
"aleyhisselam" gokden inip, oldiikden sonra olacakdir. Daha once, miislimanlar 
garib olacak. Kur'an-i kerime uyulmiyacak ise de, biisbiitiin unutulmiyacakdir). 
(Ma'rifetname)de diyor ki, (Kiyamet alametleri cokdur. Cami'ler cok, cema'at az 
olacak. Binalar yiiksek, elbiseler ince, kadmlar emir olacak. Erkekler kadinlasa- 
cak)]. 

En mes'ud, en kazanch kimse, dinsizligin cogaldigi bir zemanda, unutulmus siin- 
netlerden birini meydana Qikarandir ve yayilmis bid'atlerden birini yok eden 
kimsedir. Simdi oyle bir zemandayiz ki, insanlarm en iyisinden "aleyhi ve ala ali- 
hissalatii vesselam" bin sene gecmis bulunuyor. Peygamberimizin "sallallahii 
aleyhi ve sellem" zeman-i se'adetinden uzaklasdikca, siinnetler ortiilmekde, ya- 
lanlar cogaldigi icin, bid'at yayilmakdadir. Bir kahraman lazimdir ki, siinnete 

-775- 



yardim edip, bid'ati durdursun, kacirsm. Bid'ati yaymak, dm-i islami yikmakdir. 
Bid'at cikarana ve isleyenlere hurmet etmek, onlan btiytik bilmek, islamiyyetin yok 
olmasma sebeb olur. Hadis-i serifde, (Bid'at isliyenlere biiyiik diyen, miisliiiiaii- 
hgi yikmaga yardim etmis olur) buyurulmusdur. Bunun ne demek oldugunu iyi dii- 
sunmelidir. Bir siinneti meydana cikarmak ve bir bid'ati ortadan kaldirmak icin, 
son gayretle cahsmak lazimdir. Her zeman, hele muslimanhgin cok za'ifledigi bu 
zemanda, islamiyyeti kuvvetlendirmek icin, siinnetleri yaymak ve bid'atleri yik- 
mak lazimdir. Eskiden gelen islam alimleri, bid'atde bir guzellik gormiis olacak- 
lar ki, bunlardan ba'zilanna, hasene [ya'ni giizel] ismini vermislerdir. Fekat bu fa- 
kir, bu noktada onlara uymuyorum ve bid'atlerden hicbirini giizel gormuyorum. 
Hepsini karanlik ve bulanik goriiyorum. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve 
sellem" (Bid'atlerin hepsi dalaletdir, yoldan cikmakdii ) buyurdu. Miislimanhgm 
za'ifledigi bu zemanda, selamet bulmak, Cehennemden kurtulmak, siinnete yapis- 
makla; dini yikmak ise, nasil olursa olsun, herhangi bir bid'ate kapilmakla oldu- 
gunu goriiyorum. Bid'atlerin herbirini, islam binasim yikan bir kazma gibi, siinnet- 
leri ise, karanlik gecede yol gosteren, parlak yildizlar gibi anhyorum. Zemanimiz 
hocalanna Allahii teala insaf versin de, hicbir bid'ate giizel demesinler ve hicbir 
bid'atin islenmesine miisa'ade etmesinler. Bid'at giin dogmasi gibi, karanhklan par- 
latici goriiniirse de, bunlara goz yummasmlar! Ciinki siinnetlerin dismda, seytan- 
lar, islerini kolay goriir. Eski zemanlarda, islamiyyet kuvvetli oldugundan, bid'at- 
lerin zulmeti belli olmuyordu ve belki de, o zulmetlerden ba'zilan, islamiyyetin her 
tarafi kaphyan kuvvetli ziyasi arasmda, parlak samhyordu. Bunun icin, giizel de- 
niliyordu. Halbuki, bu bid'atlerde de, hicbir parlaklik ve guzellik yok idi. Simdi ise, 
miislimanlik za'iflemis, kafirlerin adetleri, hatta kafirlik alametleri, miislimanlar 
arasma yerlesmis [moda olmus] oldugundan, herbir bid'at, zaranni gostermekde, 
kimsenin haberi olmadan, miislimanlik siynlip gitmekdedir. Hocalanmiz, bu hu- 
susda cok uyanik olup, eski fetvalara dayanarak su caizdir, bunun zaran yokdur, 
diye bid'atlerin yayilmasma on ayak olmamahdir. Din zeman ile degisir soziiniin 
yeri iste burasidir. Yoksa, kafirlerin [Allah diismanlannm], miislimanhgi yik- 
mak, bid'atleri, kiifrii yerlesdirmek icin, bu sozii masa olarak kullanmalan yanhs- 
dir. Bu zeman, bid'atler diinyayi kapladigmdan, karanlik bir gece gibi goriin- 
mekdedir. Siinnetler cok azalmakda, nurlari da, bir karanlik gecede, tektiik ucan 
ates bocekleri gibi parlamakdadir. Bid'at islenmesi cogaldikca, gecenin karanh- 
gi artmakda, siinnetin nuru azalmakdadir. Siinnetin islenmesi ise, karanhgi azalt- 
makda, bu nuru cogaltmakdadir. istiyen, bid'at karanligmi cogaltsin, seytan firka- 
sini kuvvetlendirsin! istiyen de siinnetin nurunu artdirsin. Allahii tealamn aske- 
rini kuvvetlendirsin! Sunu iyi biliniz ki, seytan firkasmm sonu felaketdir, ziyandir. 
Allahii tealamn firkasmda olan, se'adet-i ebediyyeye erecekdir. 

[Tekrar edelim ki, (Bid'at) demek, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" ve Onun dort halifesinin "ridvanullahi aleyhim ecma'm" zemanlannda bu- 
lunmayip da, dinde, sonradan meydana cikanlan, uydurulan inamslara, sozlere, is- 
lere, sekllere ve adetlere denir. Bunlarm hepsini din diye, ibadet diye uydurmak 
veya dinin ehemmiyyet verdigi seyleri dinden ayridir, din buna kansmaz demek 
bid'atdir. Bid'atlerin ba'zilan kiifrdiir. Ba'zilan da biiyiik giinahdir. Kur'an-i ke- 
rimi ve ezam ho-parlorle okumak, radyoda okumak, bid'atdir. 

(Mektubat) kitabimn arabi ve farisibaskilannda, yiizseksenaltmci mektub ha- 
siyesinde diyor ki, (islam alimlerinin cogu, amelde bid'atleri ikiye ayirdi: Siinne- 
te muhalif olmiyan yeniliklere, reformlara, ya'ni birinci asrda ash bulunanlara, 
Bid'at-i hasene dediler. Ash bulunmiyanlara Bid'at-i seyyie dediler. imam-i Rab- 
bani "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz" hazretleri ise, ash bulunanlara, bid'at is- 
mini bulasdirmadi. Bunlara Siinnet-i hasene dedi. Mevlid okumak, minare, tiirbe 
yapmak boyledir. Bid'at ismini, yalniz ash bulunmiyanlara verdi. Vehhabiler, bu 

-776- 



bid'at-i hasenelere de, bid'at-i seyyie dedi. Siinnet-i hasenelere de sirk dediler. Ca- 
hil din adamlan da, bid'at-i seyyielerin coguna, bid'at-i hasene diyerek, kotii 
bid'atlerin yayilmalanna sebeb oldular. imam-i Rabbam hazretleri, bid'atleri ko- 
tiilemekde, islam alimlerine karsi degil, cahil din adamlanna karsidir.)] 

Zemammizin tesavvuf adamlan da, insafa gelerek ve muslimanhgm za'ifligini, 
uydurma seylerin din ve ibadet halini aldigini diisiinerek, kendi pirlerinin siinne- 
te uymiyan sozlerini ve hareketlerini yapmamahdir. Dinde bulunmiyan seyleri, ken- 
di pirleri yapdi diye, kendilerine din ve ibadet etmemelidir. Siinnete yapismak, in- 
sani elbette kurtanr ve iyiliklere, se'adetlere kavusdurur. Siinnetden baska seyle- 
ri taklid etmek, insani tehliikelere, felaketlere gotiiriir. Bizim vazifemiz dogruyu 
bildirmekdir. Herkes istedigini yapar, yapdiklarmm karsihgini da bulur. [Akil ba- 
lig olan her erkek, kendi isinden, kendisi mes'uldiir.] 

Bizi yetisdiren biiyiiklerimize, Allahii teala cok iyi miikafat ihsan eylesin ki, bi- 
zim gibi cahilleri, bid atlerden korudular. Kendilerine uyarak karanhk tehliikele- 
re, ucurumlara siiriiklemediler. Siinnetden baska bir yol gostermediler. Dinin sa- 
hibine "aleyhi ve ala alihissalatii vesselam" uymakdan ve haramlarla beraber 
siibhelilerden bile kacmakdan baska yol gostermediler. Bunun icin, bu buyiikle- 
rin kazanclan pek fazladir. Kavusduklan dereceler, cok yiiksekdir. Bunlar, tegan- 
ni ve raksa doniip de bakmamis, vecde, tevaciide [ve kendinden gecmege] ehem- 
miyyet vermemislerdir. Baskalannm kalbleri ile bulduklan, gordiikleri, biiyiikliik 
dedikleri halleri, maksaddan uzak, matlubdan baska bilmisler, onlann kapildik- 
lari hayalleri, def ve tard etmislerdir. Bunlann isleri, gormekle, bulmakla, bilin- 
mekle anlasilacak seylerden degildir. ilmin, hayalin, tecellilerin ve zuhurlarm, kesf- 
lerin ve goriislerin iistiindedir. Baskalan, birsey bulmak, birseye kavusmak icin ug- 
rasiyor. Bu biiyiikler ise, Allahii tealadan baska hicbirseyi istemiyor, hepsini ko- 
vuyor. Baskalannm Kelime-i tevhidi tekrar tekrar soylemesi, Allahii tealaya yak- 
lasmak icindir. Kelime-i tevhidi soylemekle, Allahii tealamn aciz bir mahluku olan 
ve Onunla baska hicbir miinasebeti bulunmiyan biitiin bu kainatda, Hak tealayi 
bulmaga, gormege ugrasiyorlar. Bu biiyiikler ise; (La ilahe illallah) kelimesini, her- 
seyi yok bilmek, biitiin goriisleri, buluslan, bilisleri ve hayalleri, (La) derken, 
red etmek, yok bilmek icin tekrar eder ve varlikda birsey duyarlarsa, hepsini ne- 
fy eder ve hatirlarma hicbirsey getirmezler. [Bu mektubun yansi terceme edildi. 
Son kismi terceme edilmedi.] 

Cihanda iki durliidur, miirai, 
ki aldatir bunlar, fakir i, bayi. 
Birisi, yiiriir eski kisvetle, 
ki, zahid saniism bu suretie. 
Saf kimseleri bunlar, yimek ister, 
kendilerine dervi$ denmek ister. 
Giyerler, yamah, eski came, 
dilerler boyle gorunmek avame. 
Haftalar gecer taramaz sakalm, 
ki, desinler, unutmus kendi halin. 
Ikincisi ise, ehl-i riyamn, 
isit imdi alametlerin amn. 
Gider ardmca daim nik-i namm, 
diler makbulii ola hassu amnim. 
Gtizel kumaslan dikdirir ince, 
giyinir hergtin moda adetince. 
Nasihat verir, kitab yazar durmaz, 
alim gecinir, nemaz bile kilmaz. 

-Ill- 



2 — UCUNCU CILD, 41. ci MEKTUB 

Bu mektub, bir saliha hanima "rahmetullahi teala aleyha" yazilmis olup, kaclin- 
lara lazim olan nasfhatleri bildirmekdedir: 

Kadinlann, Resulullaha "sallallahti aleyhi ve sellem" soz verdiklerini bildiren 
Miimtehine suresindeki ayet-i kerime, Mekke sehrinin almdigi giin inmisdir. Pey- 
gamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" erkeklerle sozlesdikden sonra, kadmlar- 
la sozlesmege basladi. Kadmlarla yalniz soz ile olup, mubarek eli, kadinlann el- 
lerine dokunmadi. Kotii huylar, kadmlarda, erkeklerden daha cok oldugundan, ka- 
dmlarla sozlesirken, erkeklerden daha fazla sart, araya kondu. Allahii tealanm emr- 
lerini yapmis olmak icin, bunlardan kacinmak lazim geldigi bildirildi. 

Birinci sart: Allahii tealadan baska, hicbirseye ibadet etmemekdir. Bir kimse, 
baskalan gormek icin ibadet eder veya Allahii teala icin eder amma, baskasinm 
gormesi de hosuna giderse veya ibadetinde baskasmdan bir karsihk, mesela, bir 
(Aferin!) sozii beklerse, o kimse, sirkden kurtulmus olmaz ve halis muvahhid ol- 
maz. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Kiiciik sirkden ko- 
rununuz!). (Kiiciik sirk nedir?) diye soruldukda, (Riya) buyurdu. Ya'nibaskasi- 
na gostermek icin ibadet etmekdir. 

Kafirlerin bayramlarmda, onlarm yapdiklanni yapmak, hep sirkdir. Hem miis- 
limanhgi, hem de kafirlik ibadetlerini yapan, (Miisrik)dir. Kafirligi begenen de miis- 
rikdir. Miisliman olmak icin, kafirlikden kacinmak lazimdir. Mii'min olmak icin, 
sirkden siynlmak sartdir. 

Hastalikdan kurtulmak icin, putlardan, heykellerden, papaslardan imdad bek- 
lemek sirkdir ki, bu hal miislimanlar arasinda yayilmisdir. ihtiyaclanm putlardan, 
heykellerden istemek, kafirlikdir [Allaha diismanhkdir]. Nisa suresi, ellidokuzun- 
cu [59] ayetinde mealen, (Onlara, kafirlere inanmayiniz dedigim liable, onlar ka- 
firlerin sozleri ile hareket ediyorlar. §eytan onlan aldatiyor) buyuruldu. Kadinla- 
nn cogu, bilmiyerek, bu belaya diisiiyor. Ne olduklan bilinmiyen bir takim ismler- 
den meded bekleyip, bunlarla beladan kurtulmak istiyorlar. Kafirlerin adetlerini, 
kafirlik alametlerini yapiyorlar. Bilhassa, picek hastaligi zemamnda, bu bela, iyi- 
lerinde de, fenalannda da goriiliiyor. Bu sirkden kurtulabilen ve kafirlik alamet- 
lerinden birini yapmiyan kadm, cok azdir. Hindularm bayram giinlerine [ve ate- 
se tapinanlann Nevruz giinlerine ve hiristiyanlarm Noel gecelerine ve diger pas- 
kalyalarma] hurmet etmek ve o zemanlarda, onlarm adetlerini, onlar gibi yapmak, 
sirk olur. Kiifre sebeb olur. Kafirlerin bayramlarmda, muslimanlarm cahilleri ve 
hele kadinlar, kafirlerin yapdiklanni yapiyor ve bu giinleri, miisliman bayrami zan 
ediyor ve kafirler gibi, birbirlerine hediyye gonderiyorlar. Esyalanm, sofralanni 
kafirlerin yapdigi gibi, stisliyorlar. O geceleri, baska gecelerden ayird ediyorlar. 
Bunlar hep sirkdir, kafirlikdir. Sure-i Yusiifdeki ayet-i kerimede mealen, (Biz, Al- 
lahii tealanm varbgina, birligine, herseyi yaratan O olduguna inandik, miisliman 
olduk diyenlerin cogu, baskalarina ibadet ve ita'at ederek ve daha bircok hareket- 
leri ve sozleri ile, miisrik oluyorlar) buyuruldu. [Uciincii kismda, 60. ci maddenin 
bas tarafma bakmiz!] 

Seyhler icin, tiirbeler icin kurban adiyorlar. Gotiiriip mezar basinda kesiyorlar. 
Fikh kitablan, bunu da sirk saymakdadir. Ba'zi kimseler, daha ileri giderek, boy- 
le kurbanlan, cin kurbani oluyor diyorlar. Dinimiz bunu red ediyor ve sirk sayi- 
yor. Adak yapmak, cok seklde olur. Hayvan kesmegi adamaga ve bunu kesip cin 
kurbanlarmdan oldu demege ve cinlere tapanlara benzemege ne liiziim var? [Bi- 
rinci kismda, seksenikinci maddeye ve (Hayat-iil-hayvan) kitabma bakmiz!]. 

Seyhler icin tutduklan oruclar da boyledir. Bir takim ismler uydurup, o ismle- 
re niyyet ediyor, iftar zemam her oruc icin, hususiyemekler sart ediyor ve giin de 
ta'yin ediyorlar. isleri, bu oruclar sayesinde oluyor samyorlar. Bu da, ibadetde sirk- 

-778- 



dir. Isleri hasil olmak icin, baskasina ibadet etmekdir. Bunun cirkinligini iyi anla- 
mak lazimdir. Halbuki hadis-i kudside buyuruldu ki, (Oruc benim icin tutulur. Onun 
karsiligini ben veririm!). Ya'ni oruc, yalmz benim icin tutulur. Bana, orucda bas- 
kasi serik olamaz. Hicbir ibadetde, Allahii tealaya birseyi ortak etmek caiz degil 
ise de, yalniz orucu buyurmasi, bunda sirk yapmamaga cok dikkat olunmasi icin- 
dir. Ba'zi kadmlar, hile yaparak, bu oruclan, Allah icin tutuyoruz ve sevabim seyh- 
lerimize hediyye ediyoruz diyor. Bu sozleri dogru ise, oruc icin, nicin giin ta'yin edi- 
yorlar ve mu'ayyen iftarhk yiyor ve iftar zemamnda cirkin isler yapiyorlar? Cok- 
lan iftarda haram isliyor. Bu sartlan yapabilmek icin, dilencilik bile yapiyor ve is- 
lerinin bu haramlar sayesinde hasil olduguna inamyor. Bunlar, hep yoldan cikmak- 
dir. Seytanm aldatmasidir. 

[(Redd-iil-muhtar)da (Zebayih)i anlatirken, sonuna yakm diyor ki, (Makam sa- 
hibleri gelince, hayvan kesmek haramdir. Ciinki, Allahdan baskasi icin hayvan kes- 
mek sirk olur. Keserken Allahii tealamn ismini soylese de, haramdir. Eger gele- 
ne yidirmek icin keserse, haram olmaz. Ciinki, miisafire ziyafet vermek, Ibrahim 
aleyhisselamm siinnetidir. Miisafire ikram etmek sevabdir. (insana ikram icin 
kesmek, Allahdan baskasi icin kesmek olur. Bu ise halal degildir) demenin dog- 
ru olmadigi (Bezzaziyye) fetvasinda yazihdir. Boyle soylemek, Kur'an-i kerime, 
hadis-i seriflere ve akla uygun degildir. Kassab da, para kazanmak icin kesiyor. Hal- 
buki, kassabdaki etlere haram diyen hie olmamisdir. Para kazanmak niyyeti ile ke- 
silen hayvan necs olsaydi, hicbir kassab hayvan kesmezdi. Oyle soyliyen cahilin kas- 
sabdan et almamasi, diigiin icin, akika icin kesilen hayvan etinden yimemesi lazim 
olur. 

Bir kimse gelince kesilen hayvan etinden, ona da ikram edilirse, ya'ni yidirilir- 
se, hayvam Allah icin kesmis, faidesi miisafire olmus olur. Kassabm kesdigi de Al- 
lah icindir. Faidesi, kazanci, kassabadir. Eger etinden miisafire yidirmez, hepsi bas- 
kalarma verilirse, Allahdan baskasi icin kesilmis olur, haram olur. Goriiliiyor ki, 
bir hayvanm insana ta'zim icin, Allahdan baskasi icin kesilmesi veya Allah nzasi 
icin kesilmesi, etinin kesilene yidirilip yidirilmemesi ile ayird edilmekdedir. Bun- 
dan anlasihyor ki, temel atihrken, hastahk gelince, hasta iyi olunca hayvan kesmek 
halal olmakdadir. Ciinki, etleri fakirlere yidirilmekdedir. Hamevi de boyle demek- 
dedir. Dilegi olursa Allah icin hayvan kesmegi adak yapmamn da boyle oldugu, 
(Bahr-iir-raik)da yazihdir. Fekat etlerinin yalniz fakirlere verilmesi lazimdir. Mii- 
safir gelince kesilen hayvan etinden o miisafire yidirip yidirmemek muhimdir. Et- 
lerin hepsini ona veya baskasina verip vermemek miihim degildir. Onun yidigi hay- 
vanm etinden baskalarma da verilir. Kesen de alir. Bunun ehemmiyyeti yokdur. 
Ona yidirmek ve yidirmemek icin, keserken yapilan niyyete bakihr. Keserken onu 
ta'zim etmek niyyet edilmezse, ona bu etden yidirmeyip, baska seyler yidirilme- 
si, haram olmasma sebeb olmaz. Ciinki, keserken ona yidirilmesi niyyet edilmis- 
dir. Bundan anlasihyor ki, hiikumet adami gelince, hayvam keserken ona ta'zim 
etmegi niyyet ederse, etinden ona yidirse de, halal olmaz. Keserken ona ikram et- 
megi, yidirmegi niyyet ederse, etinden hie yidirmeyip, baska seyler yidirse de, ha- 
lal olur. 

Kesmek haram olunca, kiifr de olur mu, olmaz mi? ikisini de soyliyenler oldu- 
gu (Bezzaziyye)de yazihdir. Niyyet gizli oldugu icin, miislimana kotii gozle bak- 
mamak ve ihtilafh konularda kiifr damgasi basmamak lazimdir. Bir muslimamn bir 
kimseye yaklasmasi, goziine girmesi icin ona ibadet edecegi diisiiniilemez. Hay- 
van kesmesi, onu sevdigini gostermek icindir. Sevdigini anlatarak, ona yaklasmak, 
diinyahga kavusmak istemekdir. Allah icin kesmege, insani ta'zim etmek karism- 
ca, haram olursa da, kiifr denilemez. Haram ile kiifr birbirinden cok uzakdir)]. 

Kadinlardan soz ahnan ikinci sart: Hirsizhk etmemekdir. Hirsizhk, biiyiik gii- 
nahlardan biridir. Cok kadinlar, bu giinaha yakalanmisdir. Hirsizhgm inceliklerin- 

-779- 



den kurtulabilen kadm pek azdir. Bunun icin, hirsizlikdan kacmmak, ikinci sart ol- 
du. Kocalarmin mahni, kocalannin izni olmadan hare eden kadmlar hirsiz oluyor. 
Bununla, biiyiik giinaha girmis oluyor. Bu hal, hemen biitiin kadmlarda var gibidir. 
Hepsinde bu hiyanet hasil olmakdadir. Ancak, Allahii tealamn korudugu az kimse 
bundan kurtulmakdadir. Keski, bunun hirsizhk oldugunu, giinah oldugunu bilseler- 
di. Bunu, halal bilenleri cokdur. Halal bilenlerin kafir olmalan korkusu cokdur. Al- 
lahii teala, kadinlan sirkden men' etdikden sonra, ikinci olarak, hirsizlikdan men' 
buyurdu. Ciinki, bunu halal sanarak, cogu kafir olur. Bundan dolayi, bu giinah, ka- 
dmlar icin, baska gtinahlardan daha biiyiik oldu. Boyle kadmlar, kocalannm mal- 
larmi her zeman alarak hryanete ahsdiklarindan, boylece, baskasimn mahni kullan- 
manin cirkinligi kalblerinden kalkar. Baskalannin mallanni da, habersiz kullanmak 
kendilerine hafif gelir. Cekinmeden baskalannin mallanna hiyanet ve hirsizhk eder. 
Iyi diisiiniiliirse, boyle olacagi acikca anlasihr. O halde, kadinlan hirsizlikdan men' 
etmek, din-i islamda cok ehemmiyyetlidir. Sirkden sonra, onlar icin ikinci cirkin sey 
bu oldu. [Bir mii'min, kendine sadik ve emfn olan zevcesini bu biiyiik giinahdan kur- 
tarmak icin, mahni istedigi seklde sarf etmesine onceden izn vermelidir.] 

Ilave: Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" birgiin Eshab-i kiramma so- 
rarak: (Uirsizlarin biiyiigii kimdir bilir misiiiiz?) buyurdu. Bilmiyoruz. Siz buyu- 
run! dediklerinde: (Hirsizlarin biiyiigii, nemazindan calanthr ki, nemazin erkani- 
ni teniain yapmaz!) buyurdu. Bu hirsizlikdan da sakmmahdir ve biiyiik hirsiz ol- 
makdan kurtulmahdir. Kalbe hicbir sey getirmiyerek, niyyet etmelidir. Niyyet dog- 
ru olmazsa, ibadet sahih olmaz. Kiraeti dogru okumahdir. Riikti'ii, secdeleri, 
kavmeyi ve celseyi, itminan ile yapmahdir. Ya'ni, riikii'den kalkmca tarn dikilip, 
bir tesbih mikdan durmali ve iki secde arasmda dogru oturup yine bir tesbih 
mikdan oyle durmahdir. Boylece, kavmede ve celsede, itminan [ya'ni tumaninet] 
hasil olur. Boyle yapmiyanlar, hirsizlardan olur ve cok azablara yakalamr. 

[Ibni Abidm, (Lukata) bahsinin sonunda buyuruyor ki, ibni Hacer ve Nevevi 
ve baskalan bildiriyor ki, gayb olan, caiman birseyi bulmak icin, [hergiin yirmibes 
kerre] (Ya cami'annasi li-yevmin la raybe fihi innallahe la yuhlif-iil mi'ad icma' bey- 
ni ve beyne...) diiasini okumahdir. Buluncaya kadar okumahdir. Noktalann yerin- 
de, gayb olan seyin ismini soylemelidir. (Fetava-i kari-iil-hidaye)de diyor ki, (Mu- 
radi olan kimse, yatacagi zeman abdest almah. Temiz bir ortii iizerinde oturup, iic 
def a salevat okumah. Sonra, herbirine Besmele cekerek on Fatiha ve sonra on- 
bir Ihlas okumah. Sonra, tic salevat okumah. Sonra sag yam iizere, yiizii kibleye 
karsi olarak ve sag elini sag yanagi altina koyarak yatip uyumalidir. Niyyet etdi- 
gi seyin nasil olacagmi, bi-iznillah rii'yada goriir). (Bostan-iil-arifTn) sonunda di- 
yor ki, Ibni Omer buyurdu ki, birseyi gayb olan, caiman kimse, hergiin iki rek'at 
nemaz kihp, selamdan sonra, (Allahiimme ya Hadive ya Raddeddalleti, erdid aley- 
ye dalleti bi-izzetike ve sultanike fe-inneha min fadlike ve ataike) okumahdir. llO.cu 
sahifede yazih olan istigfar diiasmi okumak da cok faidelidir.] 

Kadinlardan istenilen iiciincii §art: Zina etmemekdir. Bu sarti, yalniz kadmlar- 
dan istemek, bu giinahin hasil olmasi, cok def'a onlann razi olmalarma bagh ol- 
dugu icindir ve kendilerini gosterdikleri [erkeklerin kollarma atildiklan] icindir. 
O halde, bu giinahm ilk sebebi onlardir. Bu isde, onlann nzalan mu'teberdir. 
Bunun icin, bu amelden, kadmlarm daha kuvvetli men' edilmeleri icab etdi. Bun- 
dan dolayi, Allahii teala, Kur'an-i kerimde, bu giinahda kadmi erkekden evvel soy- 
ledi ve (Kadina ve erkege yiiz sopa vurunuz!) buyurdu. Bu giinah insana, diinya- 
da ve ahiretde zarar verir ve biitiin dinlerde yasak ve cirkin olmusdur. Peygambe- 
rimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Zinanin diinyada iic fenaligi var- 
dir: Biri, giizelligi ve parlakligi giderir. ikincisi, fakirlige sebeb olur. Uciinciisii, dm- 
riin kisalmasina sebeb olur. Ahiretdeki iic zararina gelince, Allahii tealamn gada- 
bina sebeb olur. ikincisi, siialin, hesabin fena gecmesine sebeb olur. Uciinciisii, Ce- 

-780- 



hennem atesinde azab cekmege sebeb olur). Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Ya- 
banci kadinlara bakmak, gozlerin zinasidir. Onlari tutmak, ellerin zinasidir. Onla- 
ra gitmek, ayaklann zinasidir). Nur suresindeki otuzuncu ayet-i kerimede mealen, 
(Mii'minlere soyle, yabanci kadinlara bakmasinlar ve zina etmesinler! Ye mii'min 
kadinlara soyle! Onlar da, yabanci erkeklere bakmasinlar ve zina etmesinler!) buy- 
ruldu. Kalb, goze tabi'dir. Gozler haramdan sakinmazsa, kalbi korumak giic olur. 
Kalb, harama dalarsa, zinadan sakmmak giic olur. O halde, imam olanlarm, Allahii 
tealadan korkanlarm, harama bakmamasi lazimdir. Ancak bu stiretle, kendini koru- 
mak, diinya ve ahiretde zarardan kurtulmak miimkin olur. Allahii teala, Kur'an-i ke- 
rimde kadinlann, kizlarm, yabanci erkeklerle yumusak sesle, nezaketle konusmala- 
nni, boylece kotii adamlann kalblerine fenalik getirmelerini men' buyurmakda, 
buna sebeb olmiyacak seklde soylemelerini istemekdedir. Kadinlann, yabanci erkek- 
lere siislenmelerini yasak etmekdedir. Bileyziklerinin sesini duyurmamak icin, yavas, 
sessiz yuriimelerini emr etmekdedir. Ya'ni fiska, giinaha sebeb olan hersey de giinah- 
dir. O halde giinaha, harama sebeb olan seylerden kacmak lazimdir. 

(Safizm), ya'ni kadinlann, yabanci kadinlara sehvet ile bakmasi ve dokunma- 
si, kadinlann, kocasmdan baskasina, erkek ve kadin, kim olursa olsun, yabanciya 
siislenmeleri caiz degildir. Erkeklerin homoseksiiel olmasi, ya'ni oglanlara sehvet 
ile bakmalan ve dokunmalan haram oldugu gibi, kadmin da homoseksiiel olma- 
si, ya'ni kadma sehvet ile dokunmasi ve bakmasi haramdir. Dtinyada ve ahiretde 
felaketlerden kurtulmak icin, bu incelikleri iyi gozetmek lazimdir. Erkekle kadm, 
baska cinsden olduklan icin, bir araya gelmeleri gticdiir. Kadmm kadma yaklas- 
masi boyle olmayip kolaydir. Bunun icin kadmm kadma bakmasim ve dokunma- 
sini, erkegin kadina ve kadmm erkege bakmasmdan daha siddetle men' etmelidir. 

[(Pederastie)nin, ya'ni gulampareligin Romahlarda ve eski Yunanhlarda ve in- 
gilterede yaygm oldugu, doktor Fahreddin Kerimin 1343 [m. 1925] tarihli, (Gayr-i 
tabfi asklar) kitabmda uzun yazihdir]. 

Kadinlardan istenilen dordiincii sart: Cocugunu oldurmemekdir. O zeman, ka- 
dmlar, fakirlikden korkarak, kizlarmi oldiiriirlerdi. Bu cirkin hareket, haksiz ye- 
re cana kiymak oldugu gibi, evlad hakkini da tanimamakdir ve her ikisi de biiytik 
giinahdir. [Cocuk aldirmak da boyledir. ibni Abidm, besinci cild, ikiyiizyetmisal- 
tinci [276] sahifede diyor ki, (Ozrsiiz, cocuk diisiirmek, herhalinde haramdir. 
Ananm veya siit emen diger cocugun oliimiine sebeb olan bir ozr varsa, uzvlan te- 
sekkiil etmeden diisiirmek caiz olur.) Uzvlar yiizyirmi giin sonra tesekkiil eder de- 
nildi. Canh cocugu almak da, aldirmak da haramdir. Cocuk olmamasi icin once- 
den tedbir almak, mesela prezervatif kullanmak caizdir. Fakirlikden dolayi iyi ba- 
kamamak, besliyememek korkusu, cocuk diisiirmek icin ozr olmaz. Din diisman- 
lannm yasaklamasmdan dolayi, din bilgisi verememek, islam terbiyesi ile yetisdi- 
rememek korkusu ozr olur. Cocugun rahat tevelliid etmesi icin (Bostan-iil-ariitn) 
sonunda diyor ki, Abdullah ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" buyurdu ki, 
bir tas, tabak icine (Bismillahillezi la ilahe ilia huv El-Halim-iil Kerim. Siibhane 
Rabbil' Ars-il'azim Elhamdiilillahi Rabbil' alemin) ve sonra (Nazi'at) suresinin son 
ayetini ve Ke-ennehiim'den i'tibaren (Ahkaf) suresinin son ayetini islam harfle- 
ri ile yazip, eritip anasma icirmelidir. 

Ibni Abidin, besinci cild, 249. cu sahifede ve (Berika)da ve (Hadfka)da, fere afet- 
lerinde diyor ki, (Kassab hayvanlarmi, semizlemeleri icin, ihsa etmek [kisirlasdir- 
mak] caizdir. Diger hayvanlan ve insanlan ihsa haramdir.)] 

Kadinlardan istenilen besinci sart: Biihtan ve iftira etmemekdir. Bu giinah, ka- 
dmlarda cok oldugundan onlara sart edildi. iftira biiyiik giinahdir ve cok fenadir. 
Bunda yalan soylemek de vardir ki, yalan, her dinde haramdir. iftirada bir mii'mi- 
ni incitmek de vardir ki, bu da, baskaca haramdir. Bunlardan baska, iftira etmek, 
yeryiiztinde fesad cikarmaga, ortahgi kansdirmaga sebeb olur ki, bu da haramdir. 

-781- 



Altinci sart: Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin her emrine 
ita'at etmekdir. Bu sart, biitiin farzlan, siinnetleri yapmak ve biitiin yasaklardan 
kacmmak demekdir ve islamm bes sartim bildirmekdedir. 

Islamm bes sartindan biri, nemazdir. Bes vakt nemazi iisenmeden, seve seve kil- 
malidir. Malm zekatim, emr edilen yerine, hevesle vermelidir. Ramezan-i serif oru- 
cu, bir senelik giinahlarm afvma sebebdir. Oruc tutmakdan zevk almalidir. Peygam- 
berimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Hac edenin gecmis giinahlari afv 
olur!). Ka'be-i mu'azzamaya gidip hac etmegi biiyiik kazanc bilmelidir. Vera' ve 
takvayi elden birakmamahdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyur- 
du ki: (Dfnin diregi vera'dir). Icki icmemelidir. Serhos yapan hersey, serab gibi ha- 
ramdir. Musikiden de kacmmahdir ki, lehv ve la'bdir. Ya'ni nefsin istedigi faide- 
siz isdir ve haramdir. Bir hadis-i serifde, (Musiki, zinaya yol acar) buyuruldu. 
Miislimanlan gibet etmek, ya'ni kotiilemek niyyeti ile cekisdirmek, iki miisliman 
arasinda soz tasimak, musikiden daha biiyiik haramdir. [Zimmiyi gibet etmenin de 
haram oldugu, (Behcet-iil-fetava)da yazilidir.] Bunlardan kacmmak lazimdir. 
Miislimanla alay etmek, kalbini kirmak da haram olup, sakmmak lazimdir. 

Ugursuzluga inanmamah, te'sir eder sanmamalidir. (Ruh-ul-beyan)da, Tevbe 
suresi, otuzyedinci ayetinin tefsirinde diyor ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" tesrif edince, giinlerin mii'minlere ugursuz olmalan kalmadi). Bir hasta- 
hgm saglam insana elbette gececegini kabul etmemelidir. Allahii teala dilerse 
gecer, dilemezse gecmez. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: 
(Miislimanhkda, ugursuzluk ve hastahgin saglam kimseye muhakkak gecmesi 
yokdur). [Bununla beraber, tehliikeli seylerden, siibheli yerlerden kacmmak va- 
cibdir. Hastahga yakalanmamak icin tedbir almalidir.] Kahinlere, falcilara inan- 
mamahdir. Bilinmiyen seyleri bunlara sormamahdir. Bunlan gaybleri bilir sanma- 
malidir. [(Serh-i akaid) kitabinm basinda diyor ki, (insamn birseyi bilmesi, his or- 
gam ile, giivenilir haber ile veya akl ile olur. His organlan besdir. Giivenilir haber 
ikidir: Tevatiir ve Peygamber haberleri. Tevatiir, her asrm giivenilen insanlarmm 
hepsinin soylemesidir. Akl ile bilmek de ikidir: Dtisiinmeden hemen bilinirse, (Be- 
dihi) denir. Diisiinmekle bilinirse, (istidlalf) denir. Herseyin, kendi parcasmdan 
biiyiik oldugu bedihidir. Hesabla edinilen bilgiler istidlalidir. His organlan ve 
akl ile birlikde hasil olan bilgiler, (Tecriibi)dir). Goriiliiyor ki, islam dininin, he- 
sabm ve tecribenin bildirmedigi seylere (Gayb) denir. Gaybi ancak, Allahii teala 
ve Onun bildirdikleri bilir.] 

(Sihr), ya'ni biiyii yapmamahdir ve sihr yapdirmamahdir, haramdir ve kiifre en 
yakin olan, en fena haramdir. Sihre aid ufak birsey yapmamaga cok dikkat etme- 
lidir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Miisliman sihr yapamaz. Allah saklasin fma- 
ni gitdikden sonra, sihri te'sir eder.) Sanki sihr yapmca, imam gider. 

[imam-i Nevevi "rahmetullahi aleyh" dedi ki: (Sihr yaparken kiifre sebeb olan 
kelime veya is olursa, ktifrdiir. Boyle kelime veya is bulunmazsa, biiyiik giinahdir). 
Sihr insanlan hasta yapar. Sevgi veya muhabbetsizlik yapar. Ya'ni cesede ve ru- 
ha te'sir eder. Sihr, kadmlara ve cocuklara daha cok te'sir eder. Sihrin te'siri 
kat'i degildir. ilacm te'siri gibi olup, Allahii teala, isterse te'sirini yaratir. istemez- 
se, hie te'sir etdirmez. Achk cekerek, sikmtih isler yaparak, nefsini ezen, haram 
islemekden zevk alamaz hale getiren kafirlerin yapdigi sihr te'sir etmekdedir. 
Boyle papaslarm sihr cozmeleri de te'sirli olmakdadir. Simdiki papaslar, diinya 
zevklerine diiskiin ve nefsleri azgm oldugundan, sihr yapamaz ve bozamazlar. 

Bir sahir, sihr ile istedigini elbette yapar, sihr muhakkak te'sir eder diyen ve ina- 
nan kafir olur. Sihr, Allahii teala takdir etmis ise, te'sir edebilir, demelidir. Biiyii 
yapilmis olan kimse, (Mevahib-i lediinniyye) tercemesi ikinci cildi, yiizseksenye- 
dinci [187] sahifedeki ayet-i kerimeleri ve dtialan ve arabi (Teshil-iil-menail') 
sonundaki (Ayat-i hirz)i sabah ve ikindi nemazlarmdan sonra, yedi gun birer 

-782- 



kerre okur ve boynuna asarsa, sifa bulur. Bir mikdar suya, (Ayet-el-kiirsi) ve 
(ihlas) ve (Mu'avvizeteyn) okumah. Biiyulenmis kimse bundan iic yudum icme- 
li, kalan ile gusl abdesti almalidir. Sifa bulur. (ibni Abidm)de, hastalik sebebi ile 
bosanmakda, (Zerkani)nin 7.ci cild, 104. cii sahifesinde ve (Mevahib-i lediinniy- 
ye) tercemesinde diyorlar ki, (Sidr agacinin yesil yapragmdan yedi adedi iki tas ara- 
sinda ezilip su ile karisdinhr. Uzerine Ayet-el-kiirsi, ihlas ve Kul-e'uziiler okunur. 
Uc yudum icip, gusl edilir). Sidr, Lotus denilen yabani kiraz [Kazib abanoz] aga- 
cidir. (Mekatfb-i serife)nin doksanaltmci mektubunda diyor ki, (Hacetlere kavus- 
mak icin, iki rek'at nemaz kilip, sevabim (silsile-i aliyye)nin ruhlarma hediyye et- 
meli, bunlann hurmeti icin diyerek diia etmelidir). 

Mevlana Muhammed Osman sahib "rahmetullahi teala aleyh", (Fevaid-i Osma- 
niyye) kitabimn yuziiciincu sahifesi sonunda buyuruyor ki, (Sihr ve cadi, ya'ni bii- 
yu afetlerinden kurtulmak icin, iic kerre Salevat-i serife okumah, sonra yedi Fati- 
ha, yedi Ayet-el-kiirsi, yedi Kafirun suresi, yedi Ihlas-i serif, yedi Felak ve yedi Nas 
sureleri okuyup kendi uzerine veya hasta uzerine iiflemelidir. Bunlan tekrar oku- 
yup, biiyiilenmis olanin odasina, yatagma, evin her yerine, bagcesine iiflemelidir. 
Insaallahii teala, biiyiiden halas olur. [Buna karsihk iicret almamahdir.] Biitiin has- 
tahklar icin de iyidir. Tarlaya bereket gelmesi icin, mahsuliin usrunu vermeli, son- 
ra Eshab-i Kehfin ismleri dort kagida yazihp, ayn ayn sarihp, tarlanin ayak basmi- 
yan dort kosesine defn edilmelidir. Sabah ve yatsi nemazlarmdan sonra biiyiik alim- 
lerin [silsile-i aliyyenin] ismlerini, sonra Fatiha-i serifeyi okuyarak ruhlarma gon- 
derip, onlan vesile ederek yapilan duanm kabul oldugu tecribe edilmisdir). 148. ci 
sahifesinde ve (Ruh-ul-beyan)da diyor ki, (Eshab-i Kehfin ismleri yazih kagidi evin- 
de, iistiinde bulundurmak da, korur. Bereket verir). Roma imperatorlerinden Do- 
mityanus veya Dokyanus denilen kimse, cok rezil, zalim ve putperest idi. Tannh- 
gim i'lan etdi. 95 de oldiiriildii. Efsus, ya'ni Tarsus sehrine gelince, yedi gene Isa aley- 
hisselamm dinini birakmayip, sehrin onbes kilometre simal garbisinde bir magara- 
da saklandilar. fjcylizdokuz sene devamh uyudular. imperator Teodos zemanmda 
uyanip Aryiisiin talebeleri ile konusdular. Tekrar uyudular. Teodos putperestligi 
yikdi. Nasraniyyeti yaydi. Magaraya gidip Eshab-i Kehf ile goriisdii. Diialarim al- 
di. Magara kapismda bir mescid yapdi. 395 de oldii. Abbasi halifelerinin yedinci- 
si olan Me'mun, Harun Residin oglu olup, kabri Tarsusdadir. (Eshab-i Kehfin 
ismleri), Yemliha, Mekselma, Mislina, Mernus, Debernus, Sazenus, Kefestatayyiis 
ve kopekleri Kitmirdir. Ehl-i Bedrin ismleri ile tevessiil, sifa ve bereket verdigi, Ka- 
banfnin (Esma-i Ehl-i Bedr) kitabmda yazihdir. Bu kitab Bombayda basilmisdir. 

Nazar degmesi hakdir. Ya'ni, goz degmesi dogrudur. Ba'zi kimseler, birseye ba- 
kip, begendigi zeman, gozlerinden cikan sua' zararh olup canh ve cansiz, herse- 
yin bozulmasma sebeb oluyor. Bunun misalleri cokdur. Fen, belki birgiin, bu 
sua'lan ve te'sfrlerini anhyabilecekdir. Nazari degen kimse, hatta herkes, begen- 
digi birseyi goriince (Masaallah) demeli, ondan sonra o seyi soylemelidir. Once 
Masaallah deyince, nazar degmez. Nazar degen veya korkan cocuk icin, cop ya- 
kip etrafmda dondiirerek tiitsiilemek veya ergimis mumu basi iizerinde suya 
dokmek [ve kursun dokmek] caiz oldugu, (Fetava-yi Hindiyye)de yazihdir. (Fa- 
tiha, Ayet-el-kiirsi ve E'uzii bi-kelimatillahittammeti... okumak) hadis-i serifde 
emr edildigi (Teshil) 76. ci sahifede yazihdir. (Mevahib)de ve (Medaric)de diyor 
ki, (imam-i Malike gore "rahmetullahi teala aleyh", demirle, tuzla, iplik dligum- 
lemekle ve miihr-i Siileymanla Rukye yapmak mekruhdur). 

(Rukye), okuyup iiflemek veya iizerinde tasimak demekdir. Ayet-i kerime ile ve 
Resulullahdan gelen diialar ile Rukye yapmaga, (Ta'viz) denir. Ta'viz caizdir ve ina- 
nan, giivenen kimseye faide verir. Ta'viz yazih muskayi [musamba, naylon gibi su 
gecirmez seylere] sanh olarak ciiniibiin tasimasi ve halaya girilmesinin caiz oldu- 
gu (Halebi)de ve (Diirr-iil-muhtar)da, taharet bahsi sonunda [s. 119 da] yazihdir. 

-783- 



Ma'nasi bilinmiyen veya kiifre sebeb olan rukyeyi okumaga, (Efsun) denir. Bunu 
veya nazarlik denilen seyleri kendi iizerinde tasimaga, (Temime) denir. Muhabbet 
hasil etmek icin yapilan rukyelere, (Tivele) denir. ibni Abidm besinci cild, ikiyii- 
zotuzikinci [232] ve ikiyiizyetmisbesinci [275] sahifelerinde ve (Mevahib)de ve 
(Medaric)de yazili hadis-i serifde, (Temime ve Tivele $irkdir) buyuruldu. ibni 
Abidin burada, nazar degmemek icin tarlaya kemik, hayvan kafasi koymak caiz ol- 
dugunu bildirmekdedir. Bakan kimse, once bunu goriip tarlayi sonra goriir. Mavi 
boncuk ve baska seyleri bu niyyet ile tasimanm (Temime) olmiyacagi, caiz olaca- 
gi buradan anlasilmakdadir. Nazar degen kimseye sifa icin (Ayet-el-kiirsi), (Fati- 
ha), (Mu'avvizeteyn) ve (Nun suresi)nin sonundaki iki ayeti okumak muhakkak iyi 
geldigi, farisi (Medaric-iin-Niibiivve) kitabmda ve (Mevahib-i lediinniyye) terceme- 
si ikinci cild, [179]. cu sahifesinde yazihdir. Bu iki kitabdaki ve (Teshil-iil-menafi') 
kitabinm ikiyiiziincii [200] sahifesinde yazili diialan okumak da faidelidir. Diiala- 
nn en kiymetlisi ve faidelisi (Fatiha) suresidir. (Tefsir-i Mazheri) son sahifesinde 
diyor ki, (ibni Macede yazili, hazret-i Alfnin bildirdigi hadis-i serifde, (ilaclarin en 
iyisi Kur'an-i kerimdir) buyuruldu. Hastaya okunursa, hastahgi hafifler). Eceli 
gelmemis ise, iyi olur. Eceli gelmis ise, ruhunu teslim etmesi kolay olur. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" gam, gussa, sikintiyi gidermek icin, (La ilahe illalla- 
Iiiil'aziin-iil-lialiiii la ilahe illallahii Rabbiil- Ars-il'azhn la ilahe illallahii Rabbiis-se- 
mavati ve Rabbiil-Erdi Rabbiil'Ars-il-kerim) okurdu. (Bismillahirrahmanirrahim 
ve la-havle ve la-kuvvete ilia billahil' aliyyil'azim) okumak, sinir hastahgina ve bii- 
tiin hastahklara iyi geldigini Enes bin Malik haber vermisdir. Haram isliyenin ve kal- 
bi gafil olanin diiasi kabul olmaz. Maide suresinde Allahii tealamn yaratmasi icin, 
vesileye, ya'ni sebeblere yapismak emr olunmakdadir. Te'siri kat'i olan sebeblere 
yapismak farzdir. Mesela, Allahii tealamn nzasma, sevgisine kavusmak icin, islamiy- 
yete uymak ve dua etmek emr olundu. Diger sebebler ve te'sirleri acikca bildirilme- 
digi icin bunlara uymak siinnet oldu. Peygamberlerin ve Evliyamn ruhlarmdan ve 
ilaclardan sifa beklemek ve dertlerden, belalardan kurtulmak icin bunlan vesile yap- 
mak siinnet oldu. Vehhabiler bu siinnete sirk, kiifr diyerek, ayet-i kerimeyi inkar edi- 
yorlar. Ruhlarm vesile oldugu (Kiyamet ve Ahiret) kitabinm ikiyiizyirmisekizinci 
ve sonraki sahifelerinde acikca yazihdir. Ehl-i siinnet i'tikadmda olmiyamn diiasi fa- 
ide vermez. Allahii teala, herseyi bir sebeb ile yaratmakdadir. Birseye kavusmak is- 
tiyen, o seyin sebebine kavusmak icin dua etmelidir. Sebebine kavusunca, bu sebe- 
be yapisir. insana sihhat, sifa vermek icin, diia etmegi, sadaka vermegi ve ilac kul- 
lanmagi sebeb yapmisdir. Ayet-i kerime veya diia bir canaga yazihr. Yahud kagida 
yazihp, kagid canaga konur. Uzerine su konur. Yazi eriyince, hergiin icilir. Yahud, 
bu kagidi muska yapip, iizerinde tasir. Yahud, bunlan okuyup, iki avucuna iifiiriir. 
Avuclan ile viicudiinii sivar. (Tibyan tefsfri) son sahifesinde diyor ki, (Aise valde- 
miz buyurdu ki, Resulullahm bir yerinde agn olsa iki Kul e'uzii suresini okuyup, mu- 
barek avucuna iifler, elini agn olan yere siirerdi). Diia ve ilac, omrii uzatmaz. Ece- 
li geleni oliimden kurtarmaz. Omiir, ecel bilinmedigi icin, diia etmek, ilac kullan- 
mak lazimdir. Eceli gelmemis olan, sihhata, kuvvete kavusur. Sifayi ilacdan degil, 
Allahii tealadan beklemelidir. Muhammed Ma'sum "rahmetullahi aleyh" (Mektii- 
bat)da buyuruyor ki, (Murad icin ayet-i kerime ve diiayi izn alarak okumah demis- 
lerdir). izn veren, onu kendine vekil etmis olur. Meshur bir Alimin, Velinin kitabm- 
da (okumahdir) yazmis olmasi, izn vermek olur. izn vereni ve iznini diisiinerek oku- 
yunca, o zat okumus gibi faideli, te'sirli olur. Kur'an-i kerimi ve diiayi iicret ile oku- 
mak, ya'ni okumasi icin, onceden birsey istemek biiyiik giinahdir. istemesi ve al- 
masi haram olur ve okudugunun faidesi olmaz. Birsey istemeyip, sonradan verilir- 
se, hediyye olur. Hediyyeyi almasi caiz olur. (Fetava-i fikhiyye)nin otuzyedinci [37] 
sahifesinde diyor ki, (Kafirlere gonderilen mektiibda Kur'an-i kerimden bir iki 
ayet yazmak caizdir. Fazla yazilmaz. Bir iki ayet de, onlara va'z icin veya huccet, 
vesika olarak caiz olur. Kafir, muskamn faidesine inansa bile, ona ayet-i kerime ile 

-784- 



mubarek ismler ile muska yazmak caiz olmaz. Haram olur. Harfleri ayn ayn yaz- 
makla da caiz degildir. ister miisliman yazsin, ister kafir yazmis olsun, bir muska- 
yi kullanmak icin, icinde kilfr veya haram olan yazinin bulunmadigim bilmek lazim- 
dir). (Mevahib-i lediinniyye)de diyor ki, (tie sart bulununca, Rukye caiz olur: 
Ayet-i kerfme ile veya Allahii tealanm ismleri ile olmakdir. Arabi lisani ile veya 
ma'nasi anlasilan lisan ile olmahdir. Rukyenin, ilac gibi olup, Allahii teala dilerse 
te'sir edecegine, te'sirini Allahii tealanm verdigine inanmakdir. Goz degen kimse- 
ye, Peygamber efendimizin bildirdigi su ta'vizi okumahdir: (E'uzii bikelimatillahit- 
tammati min serri kiilli seytanin ve hammatin ve min serri kiilli aynin lammetin). 
Bu ta'viz her sabah ve aksam uc def a okunup kendi iizerine veya yanmdakilerin 
iizerine iiflenirse, goz degmesinden ve seytanlarm ve hayvanlarm zaranndan ko- 
rur). Bir kimseye okurken, E'uzii yerine (U'fziike) denir. iki kisiye okurken (U'fzii- 
kiima) denir. ikiden fazla kimseye okurken, (U'lziikiim) demelidir]. 

Hulasa, Muhbir-i sadik [ya'ni hep dogru soyleyici] ne bildirdi ise ve Ehl-i sun- 
net alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" din kitablarmda ne yazdi ise, on- 
lari yapmaga canla basla cahsmahdir. Bunlarm aksini siddetli zehr bilmelidir ki, 
sonsuz oliime siiriiklerler. Ya'ni, ebedi ve cesid cesid azablara sebeb olurlar. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin huzurunda bulunan 
kadmlar, bunlarm hepsini kabul etdi ve yalniz soz ile ahd etdiler. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" bunlara hayr diia etdi ve afvlarim diledi. Bu diialarmm 
kabul oldugu tarn umulur ve hepsinin afv oldugu ma'lum olur. Ebu Siifyanm zev- 
cesi ve Mu'aviyenin "radiyallahii anhiima" annesi olan Hind "radiyallahii anha" 
bunlarm arasmda idi ve hatta baskanlan idi. Kadinlar namma o konusmusdu. Bu 
ahdmdan ve bu istigfar diiasma kavusmasindan dolayi, kazandigi cok umulur. 

Miisliman kadmlardan herhangisi de, bu sartlan kabul ederek, bunlara uyarsa, 
bu sozlesmege dahil sayilir ve bu diiadan faidelenir. Nisa suresi, yiizkirkyedinci [147] 
ayetinin meal-i serifi: (Allahin ni'metlerine siikr eder ve linaii ederseniz, Allah si- 
ze nicin azab etsin?)dir. Ya'ni azab etmez. Allahii tealaya siikr etmek, Onun di- 
nini kabul etmek demekdir ve islamiyyetin ahkamini yapmak demekdir. [Bunu, 
102. ci sahifedeki onyedinci [17] mektub tercemesinde okuyunuz!]. Cehennemden 
kurtulmak icin, i'tikadda ve amelde, dmin sahibine "sallallahii aleyhi ve sellem" 
uymakdan baska care yokdur. Ustad aramakdan maksad, islamiyyeti ogrenmek- 
dir. Onlardan gorerek, i'tikadda ve islamiyyete uymakda kolayhk elde etmekdir. 
Yoksa, istedigini yapip, istedigini yiyip de, miirsidin etegine yapisarak azabdan kur- 
tulmak yokdur. Boyle sanmak, tam bir hayale kapilmakdir. Kiyametde izn veril- 
meden kimse, kimseye sefa'at edemiyecekdir. izn alan da, razi olduguna sefa'at ede- 
cekdir. Razi etmek icin islamiyyete uymak lazimdir. Bundan sonra, insanhk ica- 
bi kusuru bulunursa, ancak boyle kusurlar, sefa'atle afv olacakdir. 

Siial: Kusurlu olan, giinahi olan kimseden razi olurlar mi? 

Cevab: Allahii teala, onu afv etmek isterse ve afv icin sebeb araya korsa, o kim- 
se, goriiniisde giinahi bulunsa bile, elbette razi olunmuslardan demekdir. Allahii 
teala hepimizi razi oldugu kullardan eyliye! Amin. 

TENBIH: Sihr (Biiyii): Cinlerin insanlarda yapdiklan hastahklardir. Miisliman 
cinlerden insanlara zarar gelmez. Cinler her seklde goriiniir. Kafir cinler, salih in- 
san sekline de girer. Kafir insanlar gibi, bir iyilik yapmca, kiifre, fiska da sebeb olur- 
lar. Arkadashk etdigi insamn gosterecegi kimselerde hastahk, sihr yaparlar. Bu has- 
tahkdan kurtulmak icin, bu cinni oldiirmek veya kovmak lazimdir. Cinnin zarann- 
dan kurtulmak icin, en te'sirli iki silah, (Kelime-i temcid) ve (istigfar diiasi)dir. Ke- 
lime-i temcid, (La havle ve la kuvvete ilia billahil aliyyil azim)dir. Bunu okuyan- 
dan cinlerin kacdigmi, biiyiiniin bozuldugunu, imam-i Rabbani 174. cii mektubun- 
da ve istigfar diiasmm, derdlere deva oldugu hadis-i seriflerde bildirilmisdir. 

- 785 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:50 



3 — ISLAMIYYETDE KESB VE TICARET 

Asagidaki yazi, (Riyad-un-nasihin)den terceme edildi: 

Kesb, halal mal kazanmak demekdir. Biitiin ibadetlerin kabul olmasi, halal 
lokmaya baghdir. Hadis alimi Ahmed bin Abdullah Isfeham, (Hilyet-iil-evliya) ki- 
tabinda diyor ki, (Biiyiiklerden cogu buyurdu ki, ibadetler on kismdir: Dokuz 
kismi halal kazanmakdir. Bir kismi da bildigimiz biitiin ibadetlerdir). O halde, 
mii'minler halal kazanmaga cahsmalidir. Haramdan ve siibhelilerden kacmmah- 
dir. Ebu Hiireyre "radiyallahii anh" buyuruyor ki, Resulullahdan "sallallahii aley- 
hi ve sellem" isitdim. Buyurdu ki, (Allahii teala giizeldir. Yalniz giizel yapilan iba- 
detleri kabul eder. Allahii teala, Peygamberlerine emr etdigini, mii'minlere de emr 
etdi ve buyurdu ki, ey Peygamberlerim! Halal yiyiniz ve salih, iyi i$ler yapiniz! 
Mii'minlere de emr etdi ki, ey iniaii edenler! Sizlere verdigim rizklardan halal olan- 
lan yiyiniz!). Resul "aleyhisselam" soziine devam ederek buyurdu ki, (Uzak yol- 
dan gelmis, saci sakah dagilinis, yiizii gozii toz icinde bir kimse, ellerini goke dog- 
ru uzatip diia ediyor. "Ya Rabbi!" diye yalvanyor. Halbuki yidigi haram, icdigi ha- 
ram, gidasi hep haram. Bunun diiasi nasil kabul olur?). Ya'ni haram yiyenin dii- 
asi kabul olmaz buyurdu. iste harami, halali, siibhelileri ve faizi bilmiyen, bunla- 
n birbirinden ayiramiyan, haramdan kurtulamayip, ibadetleri bosuna gider. 

En iistiin kesb yolu, silahla ve kalemle cihaddir. ikinci derecede ticaret, iicun- 
ctisu zira'at, dordiinciisii san'atdir. Demek ki, kiymetli kazanc yolu, bu dordiidiir. 

[Cihad, insanlarm islamiyyeti isitmelerine ve miisliman olmalanna mani' olan 
zalimleri, somuriiculeri ortadan kaldirarak, insanlarm miisliman olmakla sereflen- 
meleri icin yahud miislimanlara saldiran kafir, zalim ordularma karsi miisliman- 
lann mallanm, canlanni ve lrzlanm, namuslarim korumak icin, can ile, mal ile, pro- 
paganda ile harb etmek, savasmak demekdir. Cihadi devlet yapar. Milleti sulh ze- 
maninda cihada hazirlamak, yetisdirmek, devletin vazifesidir. Miislimanlann ci- 
had yapmasi, cihad sevabina kavusmasi, devletin cihad yapmak veya cihada hazir- 
lanmak icin yapdigi da'vete, cagriya ve kumandanlarm emrlerine ita'at etmesi, as- 
kerlik vazifesini yapmasi demekdir. Devletin izni ve kumandanmm emri olmadan, 
herkesin baskasina saldirmasi, cihad olmaz. Capulculuk, eskiyahk olur. Biiyiik gii- 
nah olur. ibni Abidin diyor ki, (Devletin harb etmesi, bunun icin de, zemanin en 
miikemmel silahlanm yapmasi, milletin de, devlete yardim, ita'at etmesi vacibdir. 
Devletin, askerce ve silahca daha iistiin olan diismana harb i'lan etmesi, caiz de- 
gildir. Diisman hiicum edince, herkesin cihad etmeleri farz olur ise de, arzu edip 
de, devlet ve ordu, harb etmedigi icin veya men' olundugu icin cihad edememek 
giinah olmaz. Harb edince, bos yere olecekleri, etmezlerse esir olacaklan bilini- 
yorsa, harb etmeleri lazim olmaz. Miislimanlann herhangi suret ile helak olmala- 
nndan korkulursa, kafirlere mal vererek sulh olunur). [Buradan anlasihyor ki, zulm- 
den, fitneden kurtulmak icin, mal vermek caiz olmakdadir.] Kafirler istila ederse, 
Dar-iil-islama hicret edilir. Hicret edemezse ve gelen kafir devlet zulm ederse, zulm 
yapmiyan kafir memleketine hicret edilir. 

(Fetava-yi Hindiyye)de diyor ki, (Miislimanlann adedi, kafirlerin yansindan az 
degil ise ve silahlan var ise, kacmalan halal olmaz. Silahlan yok ise, silahh olan diis- 
mandan kacmalan caiz olur. [Mesela fiizesi yok ise, fiizesi olan diismandan kac- 
masi caiz olur.] Bunun gibi, bir kisinin tic kisiden kacmasi caiz olur. Adedleri oni- 
kibin olan ordunun, katkat fazla olan diismandan kacmasi halal olmaz. Diismanm 
silah atesi ile hedef aldigi yerden kacmak caizdir). 

Cihad hakkmda, fikh kitablarmda uzun bilgi verilmekdedir. Bilhassa imam-i Mu- 
hammed Seybaninin (Siyer-i kebfr) kitabini, allame, sems-iil-eimme Serahsi serh 
etmis ve bunu, Ayntabli Muhammed Miinib efendi tiirkceye terceme etmis ve 
[1241] de basilmis olup, cihada aid ince bilgileri havi biiyiik bir kitabdir. 

-786- 



Kesbin besinci yolu, hizmetdir. Yusiif "aleyhisselam", Enbiya-i iilil-emr-i vel- 
ebsardan oldugu halde, kullarm sikmtida oldugunu goriip, hiikumet reisi kafir ol- 
dugu halde, ona giderek vazife istedi. Boylece, insanlara hizmet etdi. O halde, kul- 
lara hizmet edecegini bilen ve bunu kendinden baska yapacak kimsenin bulunma- 
digini goren, bu vazifeye bir zalimin gecmesini onlemek ve miislimanlara hizmet 
etmek icin, kafir olan amirden bile vazife istemelidir. Miinhal imamligi, muftiligi, 
va'rzhgi, ogretmenligi, polisligi istid'a, ya'nitaleb etmelidir. Bir iyilik yapamasa da, 
hie olmazsa, muslimanlarm zararma cahsmagi onlemek de ibadet olur. Vazifeden 
isti'fa etmek de, bunun icin, caiz degildir. 

Kesb, mail artdinr. Fekat, nzki artdirmaz. Rizk, mukadderdir. insanlar (Miisev- 
ves-iiz-zihn) yaratildigi icin, kesb etmek emr olundu. Rizk, ma'asa, mala, calisma- 
ga bagh degildir. Boyle olmakla beraber, cahsmak lazimdir. Ciinki, ef'al-i ilahiy- 
ye, sebebler altmda tecelli eder. Adet-i ilahiyye boyledir. Fekat, ba'zan, deneni- 
len sebeb elde edilir de, fi'l hasil olmiyabilir. Yahud, sebebsiz de, hasil olabilir]. 

Abdullah bin Mes'ud "radiyallahii anh" buyuruyor ki, alls veris, ya'ni ticaret il- 
mini bilmiyen faiz yir. imam-i Begavi, (Mesabih) kitabmda bildiriyor ki, gasil-iil- 
melaike adi ile sereflenmis olan Hanzalamn oglu Abdullah "radiyallahii anhuma" 
dedi ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Bile bile bir dirhem 
giimii? degerinde faiz yimek, otuz zinadan daha cok giinahdir). 

Mai mii'minin yardimcisidir. Cahsmiz, halal kazanmiz! Oyle bir zemanda bu- 
lunuyorsunuz ki, muhtac olursaniz, dminizi verip alirsiniz. Dmi verip de yimemek 
icin, aim teri ile yimelidir. Hadis-i serifde, (Elinin emegi, alninin teri ile yi, dini- 
ni satip yime!) buyuruldu. Bir hadis-i serifde, (Halale, harama dikkat ederek ca- 
lisip kazanan kimseyi, Allahii teala cok sever). Bir hadis-i serifde, (Bir dirhem gii- 
iniis kiymetinde liaram alan kimseyi, yirmibesbin sene Cehennemde birakacaklar- 
dir) buyuruldu. (Muhit) kitabmda diyor ki, (Achkdan olmek iizere olan kimse, 61- 
miis kopek ile baskasma aid koyun eti bulsa, ikisi de haram ise de, baskasmm ma- 
hni yimeyip, kopegi yimesi lazimdir. Kopek yok ise, baskasmm mahni, olmiyecek 
kadar yiyebilir). Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bir zeman gelecek ki, insanlar, 
yalniz malm, paranin gelmesini diisiinup, halalini, haramini diisiinmiyecekler). O 
halde, bir miisliman, her aldigmi, halal mi, haram mi diisiinmeli, haram ise alma- 
mahdir. Aldigi seyde hakki olanlara vermegi, fakirlere, gariblere yardim etmegi 
diisiinmelidir. Ciinki, insanlarm iyisi, insanlara iyilik edendir. insanlarm kotiisii, 
insanlara kotiiliik edendir. insan, kazandigina kana'at etmeli, Allahii tealamn 
taksimine razi olmahdir. (Kana'at eden doyar) buyuruldu. Allahii teala, bes seyi, 
bes sey icine koymusdur. Bu bes seyi alan, icindekine kavusur: izzeti, serefi, iba- 
dete; zilleti, sefaleti, giinaha; ilmi, hikmeti, cok yimemege; heybeti, i'tiban, gece 
nemaz kilmaga; zenginligi, kimseye muhtac olmamagi da, kana'ate tabi' kilmisdir. 

(Buhari)deki bir hadis-i serifde buyuruluyor ki, (insanin yidiklerinin en hayr- 
hsi, iyisi, bilegi ile kazamp yidigidir. Allahii tealamn Peygamberi Daviid "aleyhis- 
selam" elinin emegi ile kazamp yirdi). 

Farisi (Tezkiret-iil-Evliya) kitabmda diyor ki, Ibrahim Edhem "kuddise sirruh" 
hazretlerine, falanca yerde bir gene var. Gece giindiiz ibadet ediyor. Vecde gelip 
kendinden geciyor, dediler. Gencin yanma gidip, tic giin miisafir kaldi. Dikkat et- 
di, soylediklerinden daha cok seyler gordii. Kendinin soguk, halsiz, habersiz, gen- 
cin ise, boyle uykusuz ve gayretli haline sasip kaldi. Genci, seytan aldatmis midir, 
yoksa halis ve dogru mudur anlamak istiyordu. Yidigine dikkat etdi. Lokmasi ha- 
lalden degildi. (Allahii ekber, bu halleri hep seytandandir) deyip, genci evine 
da'vet etdi. Kendi lokmalarmdan bir dane yidirince, gencin hali degisip, o aski, o 
arzusu, o gayreti kalmadi. Gene, ibrahime sorup, (Bana ne yapdm?) deyince, 
(Lokmalarm halalden degildi. Yemek yirken, seytan da mi'dene giriyordu. O hal- 
ler, seytandan oluyordu. Halal yiyince seytan giremedi. Asl, dogru halin meyda- 

-787- 



na cikdi) dedi. Haram yimek, kalbi karartir, hasta eder. Aym kitabda Ziinnun-i Mis- 
ri "kaddesallahii teala sirrehul'aziz" buyuruyor ki: Kalbin kararmasmm dort ala- 
meti vardir: 1- ibadetin tadini duymaz. 2- Allah korkusu, hatirma gelmez. 3- Gor- 
diiklerinden ibret almaz. 4- Okuduklanm, ogrendiklerini anlamaz, kavnyamaz. 

Ebu Siileyman-i Darani "kuddise sirruh" buyurdu ki, halalden bir lokma az yi- 
megi, aksamdan sabaha kadar nemaz kilmakdan daha cok severim. Ciinki, mi'de 
dolu olunca, kalbe gaflet basar. insan Rabbini unutur. Halalin fazlasi boyle yapar- 
sa, mi'deyi haram ile dolduranlarm hali acaba nasil olur? Sehl bin Abdiillah-i Ttis- 
teri "kuddise sirruh" buyuruyor ki, yolumuzun esasi iic seydir: Halal yimek, ahlak 
ve amelde Resul aleyhisselama tabi' olmak ve (ihlas) ya'ni her isi, yalniz Allah n- 
zasi icin yapmakdir. (Risale-i kuseyriyye)de buyuruyor ki, Ibrahim Edhem "kud- 
dise sirruhiima" buyurdu ki: Temiz ve halal yi de, ister sabaha kadar ibadet et, is- 
ter uyu ve ister, hergiin oruc tut, ister tutma! 

(Kimya-i se'adet) kitabi, iiciincu ashnda buyuruyor ki: Bu diinya, ahiret yolcu- 
lannm bir konak yeridir. insana burada yiyecek ve giyecek lazimdir. Bunlar ise ca- 
hsmadan ele gecmez. Her an mal kazanmak icin ugrasan aldanmisdir. Hem ahiret 
icin hazirlanmah, hem de diinya ihtiyaclarim kazanmalidir. Fekat, bunlari da, 
ahiret yolculugunda lazim oldugunu diisiinerek kazanmalidir. 

Kendinin ve coluk cocugunun ihtiyaclarim halalden kazanmak, kimseye muh- 
tac kalmamak, cihad etmekdir. Bircok ibadetlerden daha sevabdir. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", bir sabah, Eshabi ile konusurken, kuvvetli bir gene, er- 
kenden diikkamna dogru gecdi. Ba'zilan, erkenden diinyahk kazanmaga gidece- 
gine, buraya gelip birkac sey ogrenseydi iyi olurdu, deyince, Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem", (Oyle soylemeyiniz! Eger kimseye muhtac olmamak ve ana, 
baba, coluk cocugunu da muhtac etmemek icin gidiyorsa, her adimi ibadetdir. Eger, 
herkese ogiinmek, keyf siirmek niyyetinde ise, seytanla beraberdir) buyurdu. Bir 
hadis-i serifde, (Bir miisliman, halal kazanip, kimseye muhtac olmaz ve komsula- 
nna, akrabasina yardim ederse, kiyamet giinii, ayin ondordii gibi parlak, nurlii ola- 
cakdir). Bir hadis-i serifde, (Dogru olan tiiccar, kiyametde siddfklarla ve sehidler- 
le beraber olacakdir). Bir hadis-i serifde, (Allahii teala, san'at sahibi mii'mini se- 
ver). Bir hadis-i serifde, (En halal sey, san'at sahibinin kazandigidir). Bir hadis-i 
serifde, (Ticaret yapiniz! Rizkin onda dokuzu ticaretdedir). Bir hadis-i serifde, 
(Kendini baskasindan sadaka istiyecek hale diisiireni, Allahii teala yetmis seye muh- 
tac eder) buyurdu. 

[Bu hadis-i serifler karsismda, din diismanlan utansm! islamiyyet ticarete, 
san'ate, ferdin istihsal kapasitesinin genislemesine, ekonomik sahada ilerlememi- 
ze mani' olmus diye gencleri aldatmakdan vaz gecsinler!] 

Isa "aleyhisselam" birine, (Ne is yapiyorsun?) dedi. ibadetle vakt geciriyo- 
rum deyince, (Nerden yiyip geciniyorsun?) buyurdu. Herseyimi kardesim veriyor, 
deyince, (O halde, kardesin senden daha krymetli ibadet yapmakdadir) buyurdu. 

Omer "radiyallahii anh" buyuruyor ki, (Cahsiniz, kazamniz, Allahii teala nz- 
kimi calismadan gonderir, demeyiniz! Allahii teala, gokden para yagdirmaz). 
Lokman hakim, ogluna nasihat verirken, (Cahs, kazan! Cahsmayip, herkese muh- 
tac kalanlann dini ve akh noksan olur ve iyilik etmekden mahrum kahr ve herkes- 
den hakaret goriir) buyurdu. Biiyiiklerden birine sordular ki, ozu sozii dogru 
olan tiiccar mi, yoksa geceleri nemaz kilan, giindiizleri oruc tutan abid mi yiiksek- 
dir? (Emm olan tiiccar daha krymetlidir. Ciinki, seytanla her saat cihad etmekde- 
dir. Seytan, ahsda, verisde, dartmada onu aldatmaga ugrasmakda, o ise Allahii te- 
alanm emrini, nzasmi gozetmekdedir) dedi. Omer "radiyallahii anh" buyuruyor 
ki, (Alis veris ederken, halal kazanirken can vermegi, baska seklde olmekden da- 
ha cok severim). imam-i Ahmed ibni Hanbelden "rahmetullahi aleyh" sordular ki, 
hergiin sabahdan aksama kadar cami'de ibadet edip Allahii teala, benim rizkimi 

-788- 



nerden olsa gonderir diyen bir kimse nasil bir adamdir? Cevabmda buyurdu ki, (Bu 
kimse cahildir. Islamiyyetden haberi yokdur. Ciinki, Resulullah "sallallahu aley- 
hi ve sellem" buyurdu ki, (Allahii teala benim nzkimi, siingumiin ucuna koymus- 
dur). Ya'ni rizkim, islam dinine ve miislimanlara saldiran kafirlerle harb etmek- 
le gelmekdedir). Goruluyor ki, harbde diismandan alman ganimet ve sulhde, har- 
be hazirlananlann aldiklan iicret halal nzkdir. Imam-i Evzai, Ibrahim Edhemi "rah- 
metullahi aleyhima" gordii ki, sirtmda bir yigm odun gotiiriiyor. Nicin bu kadar 
sikmti cekiyorsun? Kardeslerin, seni hicbirseye muhtac birakmiyor dedi. Ibrahim 
Edhem "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz" buyurdu ki, oyle soyleme, hadis-i serif- 
de buyuruldu ki, (Halal kazanmak icin sikinti cekenlere Cennet vacib olur). 

Siial: Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Bana, tiiccar ol, 
mal topla diye emr olunmadi. Fekat, Rabbini tesbih et ve ona secde et. Rabbine 
oliinciye kadar ibadet et! diye emr olundu). Bu hadis-i serif, ibadetin, mal kazan- 
makdan daha iyi oldugunu gostermiyor mu? 

Cevab: Kendinin ve coluk cocugunun ihtiyaclarma malik olan zengin bir kim- 
senin, vaktlerini ibadetle gecirmesi, para kazanmakdan daha sevabdir. ihtiyaci ol- 
miyanlarm mal kazanmak icin ugrasmasi sevab degildir. Hatta kalbini diinyaya bag- 
lamak olur. Diinyaya baglamak ise, biitiin giinahlann basidir. Mali olmiyan, fekat, 
vazife goriip ma'as alanlarm da, mal kazanmak icin ayrica ugrasmamasi daha iyi- 
dir. Mesela ilm adamlarmm, millete ilm ogretmesi, ya'ni din alimlerinin, tabiblik, 
hakimlik, subayhk ve her diirlii faideli ilmleri bilenlerin ve tesavvuf biiyiiklerinin, 
ya'ni kalb gozii acilmis olanlarm ihtiyaclan, hiikumetce veya hayr miiesseseleri ve 
hayr sahibleri tarafmdan istenmeden veriliyorsa, bunlann halki irsad etmeleri, on- 
lara yardim etmeleri, mal kazanmakdan daha sevabdir. Fekat, zeman degisir, 
bunlara, istemeden, boyun biikmeden birsey verilmez olursa, bunlann da calisa- 
rak kazanmasi daha iyi olur. Ciinki, istemek haramdir. Ancak zaruret halinde mu- 
bah olabilir. Mal kazamrken halale, harama dikkat edenin, ya'ni Allahii tealayi 
unutmiyanm, kesb etmesi daha iyidir. Ciinki biitiin ibadetlerin ruhu, ozii, Allahii 
tealayi hatirlamakdir. (Kimya-i se'adet)den terceme burada temam oldu. 

(Hadika)da, amelde iktisad faslmda diyor ki, (Kesb, yasamak icin lazim olan mal- 
lari halalden kazanmaga cahsmak demekdir. Kendine, evladina ve lyaline ve 
borclanm odemege lazim olanlan kesb etmek farzdir. Bunun icin cahsan sevab ka- 
zamr. Ozrsiiz terk edene azab yapilacakdir. Kendilerine nafaka verilmesi vacib olan- 
lara (Iyal) denir. Bore odemek farzdir. Odeyemeden vefat edenin, odemek niyye- 
ti varsa, giinahh olmaz. Hadis-i serifde, (Bes vakt neinazi kildikdan sonra, calisip 
halal kazanmak, her miislimana farzdir) buyuruldu. Peygamberlerin "aleyhimiis- 
selam" hepsi, calisip kazanmislardir. C a li§ ma y!p 5 cami'de oturarak, Allaha tevek- 
kiil ediyorum diyene inanmamahdir. Bu, cahsmagi terk etdigi icin, giinah islemek- 
dedir. Salih degil, fasikdir. Bunun kalbi, Allahii tealaya degil, kullarm mallarma 
baghdir. Once sebebe yapismak, sonra bu sebebin te'sirini Allahii tealadan bek- 
lemek emr olundu. Muhtac oldugu mail kazandikdan sonra, fazla cahsmayip, 
ibadet etmek caizdir. Bunun icin, cahsmayip ibadet edene su-i zan ve tecessiis et- 
memelidir. ikisi de haramdir. ihtiyacdan fazla calisip, kazandiklanm, senelerce sak- 
lamak mubahdir. Saklamayip hayra, hasenata sarf etmek miistehabdir. Nafile 
ibadetlerden daha sevabdir. Hadis-i serifde, (insanlarin iyisi, insanlara faidesi 
olanlardir) buyuruldu. Ogiinmek icin, kibrlenmek icin, ihtiyacdan fazla kazanmak 
haramdir). Goruluyor ki, ehlinin ve lyalinin nafakalanm ve borclanm odemek icin 
calisip, halal kazanmak, nafile ibadetleri yapmakdan katkat daha sevabdir. (Ra- 
muz-iil-ehadis) s. 105 deki hadis-i serifde, (Eshabim icin fakfrlik se'adetdir. Ahir 
zemandaki iimmetim icin, zenginlik se'adetdir) buyuruldu. 

Hakiki islam alimi, biiyiik Veli Abdullah Dehlevi "rahmetullahi teala aleyh" sek- 
sensekizinci mektubunda buyuruyor ki, (Coluk cocugunun ihtiyaclanm te'min icin 

-789- 



ve fukaraya yardim ve Islamiyyete hizmet icin, calisip halal mal kazanmak, cok iyi- 
dir. Siileyman aleyhisselam ve emir-ul-mii'minm Osman ve Abdurrahman bin 
Avf ve Eshab-i kiramdan ba'zilan cok zengin idiler. Bu zenginlikleri, Allahii te- 
ala indindeki derecelerinin azalmasina sebeb olmadi. Fukara-yi sabirin ve agniya- 
yi sakirinden hangisinin efdal oldugu ihtilaflidir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" fakfrligi ihtiyar etmisdi. (Rabbim, beni doyuruyor, iciriyor) buyururdu. Fa- 
kfrlik, ibadete ve hizmete mani' olursa, ta'at yapmaga kuvvet hasil etmek icin, zen- 
gin olmak efdaldir. Boyle zenginlik biiyiik ni'metdir. Allahii teala, bu ni'meti di- 
ledigine ihsan eder). 

[Miisliman, diinyayi sevdigi, diinyaya diiskiin oldugu icin degil, Allahii teala, ca- 
hsmagi emr etdigi icin calisip kazanir. Nefsinin kotii arzulanna, zevklerine kavus- 
mak icin calisip para kazanmak ve cahsirken halali haramdan ayirmamak, baska- 
lannin haklarma saldirmak, onlara olan borclanm odememek, kanunlara karsi gel- 
mek, vergilerini vermemek, diinyaya diiskiin olmagi gosterir. Diinyaya diiskiin ol- 
mak, biiyiik giinahdir. Allahii teala emr etdigi icin cok calisip, cok kazanmak ve 
Onun emr etdigi gibi calisip, kazandigim, Onun emr etdigi yerlere sarf etmek, iba- 
det yapmak olur. Cok sevab olur.] 

(Hadfka), ikinci cild, ikiyiizaltmisyedinci [267] sahifede diyor ki, (Zaruret olma- 
dan birsey istemek haram oldugu gibi, iicretsiz olarak baskasina is gordtirmek de 
haramdir. Baskasmm cocuguna, kolesine is gordtirmek ise, daha biiyiik giinahdir. 
(Miislim)de Abdullah ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" diyor ki, cocuklar- 
la oynuyordum. Ansizin Resulullah geldi. Kapi arkasina saklandim. Yamma ge- 
lip, avucu ile sirtimi oksadi. (Git bana Mu'aviyeyi cagir) buyurdu. Bu hadis-i se- 
rife gore, cocuklann, haram olmiyan oyunlan oynamasi ve cocuga birisini cagir- 
mak icin giivenilmesi ve ufak islerin yapdinlmasi caizdir. Kendi kiiciik oglunu ve 
kizmi ve torunlarim bir isde kullanmak, fakir olana veya cocugu yetisdirmek icin 
olursa caizdir. Cocugun, babasma hizmet etmesi vacibdir). 

Baskasindan sadaka istemesi haram olan kimsenin, zekat istemesi de haram 
olur. Baskasmda olan alacagim istemek, soz birligi ile caizdir. Zenginin fakirde- 
ki alacagim istemesi de boyledir. Fekat fakirin, odiyebilecek giice gelmesini bek- 
lemesi vacibdir. Afv etmesi daha sevabdir. Din adamlarimn, hafizlann ve din diis- 
manlan ile beden, soz ve kalemle cihad edenlerin, muslimanlarm mallanni, can- 
lanm ve haklanni koruyan devlet adamlarimn ve hakimlerin, Beyt-iil-maldan, ge- 
cinecek kadar para veya mal almak haklari vardir. Bu haklanni istemeleri caiz- 
dir. 

Kadinm ev islerini yapmasi, zevcine teberru' ve ihsandir. Cok sevabdir. Yapmaz- 
sa, giinaha girmez. Zevc, bunlan zevcesine zorla yapdiramaz. Kadm tutup yapdir- 
masi lazimdir. Kadm, zevcine karsi bu ihsamni esirgememeli, erkek de, zevcesi- 
ne nafakadan fazla ihsanlarda bulunmalidir. Allahii teala ihsan edenleri cok se- 
ver. Resulullah efendimizin zemamndan bugiine kadar, miisliman kadmlan zevc- 
lerine bu ihsani yapmislardir. Kadinin vazifesi ikidir: Kendini zevcine teslim et- 
mesi ve evden iznsiz ve ortiisiiz sokaga cikmamasidir. Goriiliiyor ki, islamiyyetde 
kadm, ev icinde de, evin dismda da cahsmaga, para kazanmaga mecbur degildir. 
Evli ise kocasi, evli degil ise babasi, babasi yoksa veya fakir ise, zengin olan yakm 
akrabasi calisip, kadina lazim olan herseyi getirmege mecburdur. Kimsesi olmi- 
yan kadma, (Beyt-iil-mal) denilen, devletin yardim sandigi bakar. islamiyyetde, 
kan koca arasinda, hayat miicadelesi, ya'nipara kazanmak, miisterek degildir. Er- 
kek kadini tarlada, fabrikada, vel-hasil hicbir yerde cahsmaga zorhyamaz. Kadin 
isterse ve erkegi izn verirse, yabanci erkekler arasma kansmadan, kadm isi olan 
yerlerde cahsabilir. Fekat, kazandigi kadinm olur. Erkek, ondan zorla birsey 
alamaz. Kadinin kendi ihtiyaclarmi kendisinin almasi icin de, onu zorhyamaz. is- 
lamiyyetin kadina boyle hak tammasi ve onu erkeklerin elinde esir, oyuncak olmak- 

-790- 



dan korumasi, Allahii tealamn kadma cok kiymet verdigini gostermekdedir. 

Kadm da, erkek de, para kazanmak icin haram islememelidir ve hicbir nema- 
zi kacirmamahdir. Ezelde aynlmis olan nzk degismez. Ayni nzk, halalden istiye- 
ne halal yoldan gelir. Haram isliyerek istiyene de, haram yoldan gelir. Cahillerin, 
(Bu zemanda kizim okumazsa ac kalir. Oglum faiz almazsa, isi bozulur) demele- 
ri dogru degildir. Haram isliyerek kazanmamah demek, bos oturmah, cahsmama- 
h demek degildir. Halal yoldan calisip kazanmah demekdir. Haram yoldan kaza- 
nan, hem biiyiik giinahlan islemis olur, hem de kazandiklarmm haynm gormez. Ka- 
zandiklan, hekime, hakime ve diismanlanna gider ve giinah islemekde kullamlir, 
insani felakete siiriikler. Kazanclan subheli olan, hediyyelesmeli ve odiinc alma- 
h, aldiklarmi kullanmalidir. Hediyye ve odiinc gelen seyler halaldir. 

(Bey' ve sira risalesi) sonunda diyor ki, (Yetim oglana iicretsiz olarak, yalmz an- 
nesi is yapdirabilir. Velisi, aklh cocugu, hocaya veya ustaya verip, buna ogret! Bu 
da sana hizmet etsin dese, bunlar cocuga hafif is yapdirabilir. [Ilm ve edeb ogre- 
ten velisi de, hocasi gibidir.] Fekat, yapdiracaklan isin ve sokakdaki cesmeden ge- 
tirecegi suyun, piyasaya gore iicretinin, ogretmek iicretinden fazla olmamasi ve hiz- 
met etmegi, velinin soylemis olmasi lazimdir. Akil, balig kimsenin kendisi gelip, 
bana ogret, ben de sana hizmet edeyim demesi de boyledir. Uciincu kismda, yir- 
mialtmci maddeye bakiniz! Cocugun kendisi ve mail icin velisi, ya'ni babasi, ba- 
ba yoksa babamn vasisi, vasi yoksa dedesi, dedesi de yoksa, bunun vasisi, bu da yok- 
sa hakim, iicret ile, hafif islerde cahsdirabilir. Ucret, yalmz cocuk icin sarf edilir). 
Kadm, veli olamaz. 

Canan elinden gelmisim, fani mekani neylerim, 
Ol miilke meylim saliiusim, ben bu rihfim neylerim. 

Hep i'tibanm atmisim, asikhga el katmmm, 
Ben nefsi dosta satmisim, bu diismani neylerim. 

Aski tabibim kilmisim, derdinde derman bulimisuin, 
Abdiilhaktmi gdrmiisum, yiinaniyam neylerim. 

Ma'rifet tadm almisim, fena tahtma varmmm, 
Mahfice sultan olmusum, diinya varligm neylerim. 

Heme gelirse yahsidir, zira o dostun bahsidir, 
Cun ciimle onun isidir, ben bed giimam neylerim. 

Gerci zeman devran ile, ptr etdi cismim san ile, 
Gonliim civandir can ile, pir-ii civam neylerim. 

Yari bana bes gdrmiisiim, agyari dilden surmusum, 
Unsile tenha durmusum, ben ins-ii cam neylerim. 

Dilden dile bin terciiman, varken ne soyler bu lisan, 
Cun can-it dildir hem zeban, nutk-u beyam neylerim. 

$imdi! cemi'i halkdan, miistagniyim billahi ben, 
Hallak-i alem var iken, halk-i zemam neylerim? 



Allahiimme ya muhavvilel havli vel-ahval 
havvil h ale n a Ha ahsenil hall 



Ey! herkesin hallerini degisdiren Allahim! 
bize iyi haller ihsan eyle! 

-791- 



4 — BEY' VE SIRA 

insanlar birbirlerine muhtac olup, birlikde yasamaga mecburdurlar. Bey' ve si- 
ra olmasaydi, yer yiiziinde nizam olmazdi. islamiyyetde bey' ve sira, arz ve taleb 
esasma gore yiirilr. islamiyyet, ferdin iktisadi hurriyyetine saygi gosterir. Hususi 
tesebbiislere ve sermayeye salahiyyet verir. Allahti tealamn emr etdigi bu ticaret 
ahkami, Karl Marks ismli bir yehudmin serhos kafasi ile ortaya koydugu, sosya- 
lizm adindaki, siyasi bir iktisad rejimi ile taban tabana ziddir. Hiir diinya devlet- 
lerinde tatbfk edilmekde olan liberal iktisad sistemi, islamin ticaret ahkamma 
yakindir. islamiyyetin gosterdigi iktisad yolu, ozel tesebbiisii ortadan kaldiran 
Marksci sosyalizm olmadigi gibi, devletin iktisadi hayata hie dokunmamasini is- 
tiyen Adam Smith liberalizmi de degildir. Usr, harac, asirin topladigi zekat, ciz- 
ye, narh koymak, Beyt-iil-mahn diger gelirlerini toplamak ve sarf etmek, devle- 
tin elinde oldugu icin, islam iktisadi, basi bos bir liberalizm degildir. istihsalde miim- 
kin oldugu kadar ozel tesebbiisii, milli gelirin ferdlere taksiminde de, sosyal ada- 
leti saghyan htikmlerdir. 

Bir kimse imam-i a'zam Ebu Hanifeden "rahmetullahi aleyh" sordu ki, (Vakt- 
lerimi ibadet ile gecirmek istiyorum. Bana birsey yaz da, hep onu yapayim!) 
Imam-i a'zam alis veris bilgilerini yazip verince, (Bu, tiiccarlara lazim olur. Ben 
evimde oturup ibadet ile mesgul olacagim) dedi. Cevabmda, (Yiyecek ve giyecek 
lazim olmiyan kimse var mi? Ahkam-i islamiyyenin ahs veris kismmi bilmiyen, ha- 
ram lokmadan kurtulamaz ve ibadetlerin sevabmi bulamaz. Zahmetleri bosa gi- 
der ve azaba yakalamr ve cok pisman olur) buyurdu. (Bezzaziyye)de diyor ki, (Ahs 
veris bilgisini ogrenmiyenin, ticaret yapmasi haramdir. tmam-i Ebiilleys de "rah- 
metullahi teala aleyh" boyle buyurmusdur. imam-i Muhammed Seybaniye "rah- 
metullahi teala aleyh", Ziihd hakkmda bir kitab yaz dediklerinde, ziihd icin bey' 
bilgisi yetisir buyurdu). 

(Bey'), satmak demekdir. (Sira), satm almak demekdir. islamiyyetde bey' ve sira, 
iki kisinin mallarmi, razi olarak, birbirlerine (Temlik) etmeleri, ya'ni seve seve de- 
gisdirmelerine denir ki, tiirkcesi (Sati^)dir. Bir kimse, Zeyde ve Amre, su mahmi 
size bin kurusa satdim dese, yalniz Zeyd kabul etse, bey' sahib olmaz. [Gazeteler- 
de, radyolarda yapilan satis i'lanlan, bey' olmaz. Talib olanlar gelip, satm almca, 
sahih bey' olur.] Bey' ve sira ve biitiin mu'amelat bilgilerini Hanefimezhebine go- 
re bildirecegim. Bir kimseye zaruri lazim olan mah ona satmak vacibdir. Bey'in sa- 
hih olmasi icin (Icab) ve (Kabul) denilen tiiccarlar arasmda adet olan sozlerin soy- 
lenmesi veya mallarm karsihkh verilmesi lazimdir. Ahci ve saticidan, razi oldugu- 
nu hangisi once soylerse, buna (Icab) denir. ikincisinin soziine, (Kabul) denir. 

(Mai), insamn arzuladigi, ihtiyac, ya'ni lazim olunca, kullanmak icin saklana- 
bilen ayn, ya'ni madde, cism demekdir. Bugday danesi mal degildir. Ciinki, kim- 
se saklamaz. Hiir insan ve hiir insamn her parcasi, bahk ve cekirgeden baska 
kendiliginden olmiis hayvan lesi ve kan ve yerinde bulunan toprak ve su mal de- 
gildir. Siiliik ve yerinden alimp gotiiriilen toprak, su maldir. 

(Miilk), insamn malik oldugu, ya'ni baskasmm rizasmi, iznini almadan kul- 
lanmaga hakki olan seye denir. Bu sey, maldir veya malm kendi degil, yalniz 
menfe'atidir. Bir kimsenin her mah [mesela ati], onun miilkudiir. Fekat her mul- 
kii, mesela kiracinm evi, [veya bir makinayi kullanma hakki] mah degildir. 

(Miitekavvim mal) ya'ni (Kiymetli mal), kullanmasi mubah ve mumkin olan mal- 
dir. Miislimanlar icin, serab, domuz ve Besmelesiz kesilen veya kesmeden oldii- 
riilen hayvan, denizdeki bahk (Kiymetli mal) degildirler. Bir bugday danesi kiy- 
metli ise de, mal degildir. 

Bey'in sahih olmasi icin, iki malm da miitekavvim olmasi lazimdir. 

Bir yere gotiirtilmesi mumkin olan mala ( men kul I denir. Vakf veya mfriyer uze- 

-792- 



rindeki agaclar ve binalar menkul kabul edilir. 

(Nakd), kiilce veya meskuk, ya'ni basilmis para halindeki altin ve giimiislere 
(Nakd), (Nakdeyn) ve (Nukud) denir. Altim, gumiisii yandan fazla olan nukud- 
dan; altim, gumiisii en cok olanina (Ceyyid), daha az olanlanna (Ziiyuf) denir. Al- 
tin ve giimus esya nakd degildir. 

Mai, olcii birimine gore bese ayrilir: Agirhk ile, hacm ile, yiizey birimi ile, 
uzunluk birimi ile ve sayi ile olciilenler. 

(Mekil), kile ile, olcek ile, ya'ni hacm ile olciilen mal demekdir. Bugday, arpa, 
hurma ve tuz daima mekildir. Darti ile kullanilmalan, mekil olmalarim degisdir- 
mez. Miisavi olmalan lazim oldugu zeman, hacmlarmm miisavi olmasi lazim olur. 

(Mevzun) veya (Vezni), vezn ile, ya'ni agirhkla olciilen mal demekdir. Altin ile 
giimus, daima veznidir. Bildirdigimiz alti maldan baska seylerin mekil veya mev- 
zun olmalan, adete baghdir. Carsida, pazarda nasil olciiliiyorsa, oyle oldugu ka- 
bul edilir. 

(Kadr), bir satisda kadr bulunmasi demek, karsihkh degisdirilen iki malm iki- 
sinin de mekil veya ikisinin de mevzun olmalan demekdir. 

(Cins), kullamldiklan yerler arasinda cok fark bulunmiyan seylere ortak olarak 
verilmis olan ismdir. Deve, hayvan sinifinin bir cinsidir. Tiiylii deve, bu cinsden bir 
nev'dir. Ash, kaynagi baska olan veya kullamldigi yer cok farkh olan yahud bas- 
ka ism alacak kadar degisdirilmis olan bir mal baska cinsden olur. Sigir eti koyun 
eti ile, keci kill koyun yiinii ile ve ekmek un ile baska cinsdendir. Keci eti veya su- 
tii ise, koyun eti veya siitii ile bir cinsdendir. 

Mal, (Misli) ve (Kiyemi) olur. Misli mah telef eden, benzerini oder. Kiyemi ma- 
ll telef eden, kiymetini oder. (Misli), carsida aym evsafda benzeri bulunan mal olup, 
fiyatlan baska olmaz. Agirhkla, hacm ile ve uzunlukla olciilenlerden fabrikada, tez- 
gahda yapilan seyler ve sayi ile olciilenlerden aym buyiiklukde olanlar boyledir. 
Yumurta, aym biiyiikliikde karpuz, gibi. 

Altin ve giimiisden baska paralara (Fiilus) denir. Bunlar, mesela baska metal- 
den paralar ve kagid liralar, gecer akca iseler, nakd gibi mislidirler. Gecmez ise- 
ler veya gecer olduklan halde, niyyet edilmekle uruz gibi kiyemi olurlar. Her iki 
halde de, adete uyarak, [agirhk ile veya] aded ile, ya'ni sayarak olciilurler. 

(Kiyemi), ya'ni misli olmiyan mal, carsida benzeri bulunmiyan, bulunsa da fi- 
yatlan farkh olan maldir. Uzunlukla olciilenlerden tarla, elde dokunan kumas, ha- 
ll ve elbise, ev, diikkan, yazma kitab, irili ufakh olan karpuz kiyemidirler. Hayvan- 
dan baska, menkul olan kiyemi mallara, (Uruz) denir. Bakir tencere ve baska cins 
ile kansik misli mal uruzdur. 

Mal, (Ayn) ve (Deyn) olarak ikiye aynhr: Ayn, liigatda madde, cism demekdir. 
Fekat, bey' ve sira ilminde ayn, belli bir mal demekdir. Bey' ve sirada, bir ev, bir 
at, bir sandalye gibi kiyemi mallann belli birer danesine ve hazir olup da gosteri- 
lenin hepsine veya aynlmis parcasina, misli olan mallardan da, hazir olup goste- 
rilen hepsine veya ayn olarak gosterilen yahud aynlmamis belli mikdar bir parca- 
sina yahud hazir olmayip, benzerlerinden ayn ve yalniz olarak bulundugu yeri ve 
cinsi bildirilen mala, (Ayn) denir. Ayn olarak bulundugu yer, cuval, sandik, oda, 
ev veya sehrdir. Buralarda bulunan mah musteri biliyorsa veya ilk iic yerde bulu- 
nani bilmiyor ise de, hep (Ayn) olur. Goriilen bir yigin bugday, goriilen bir mik- 
dar para ayndir. Bu para semen olunca deyn olur. (Deyn): Satis ve odiinc verme 
veya baska sebeblerle odenmesi lazim olan borcdur. Ahs verisde ise, hazir olma- 
yip ayn olarak bulundugu yeri bildirilmiyen her diirlii mala ve hazir ise de, ayn ola- 
rak gosterilmiyen kiyemi mal parcasina, (Deyn) denir. Odiinc ahnan karz, deyn- 
dir. Fekat her deyn, odiinc ahnan bore demek degildir. 

Bir mah (Ta'yin etmek) demek, soz kesilirken bu malm ayn olmasi demekdir. 

-793- 



(Te'ayyiin etinck) demek, soz kesilirken ta'yin edilince, ayn olarak kalmak, deyn 
haline donmemek demekdir. Te'ayyiin eden malm kendisini vermek lazimdir. 
Benzerini, hatta daha iyisini almasi icin miisteriyi zorlayamaz. Rizasi ile alirsa, ye- 
niden mukayada satisi yapmis olurlar. Teslimden once helak olursa, bey' fasid olur. 
Te'ayyiin etmeyen mal helak olursa, bey' fasid olmaz. Ciinki, bunun yerine, cin- 
si, mikdan ve vasfi aym olan, benzeri verilebilir. 

(Riba) veya (Faiz), bir satisda kadr varsa veya iki mal aym cins ise, bu satisda 
faiz vardir denir. Yalmz, altm ve gumiisiin, baska veznibir mal ile degisdirilmesi 
bundan miistesnadir. Bunun icin, herhangi bir malm para karsihgi satismda faiz 
olmaz. Faizin iki sarti veya birisi bulunan satism pesin olmasi lazimdir. iki maldan 
biri veresiye olursa haram olur. Altin ve giimiisiin pesin olmasi, soz kesilince ay- 
rilmadan once kabz edilmeleri ile olur. Baska mallar, te'ayyiin etmekle pesin 
olurlar. iki maldan yalmz biri ayn olursa da, bey' caiz olur. Fekat, deyn olamn se- 
men yapilmasi ve bunun aynlmadan once kabz olunmasi lazim olur. Faizin iki sar- 
ti birlikde bulunursa, pesin olmakla birlikde, iki malm mikdarlannm da miisavi ol- 
masi lazimdir. Bu maddenin sondan iiciincu sahifesine bakiniz! 

(Mebf) satilan maldir. Mebi' ta'yin edilir ve ta'yin edilince, te'ayyiin eder. 

(Semen): Mebi'e karsilik verilmesi lazim olan mala, Semen [bedel] denir. Al- 
tm ile giimiis semen olarak yaratilmisdir. Her ne halde olurlarsa olsunlar, daima 
semendirler. Kiilce ve para halindeki altin ve giimiis ve ma'den ve kagid paralar, 
ta'yin edilince, te'ayyiin etmezler. islenmis esya halindeki altm ve giimiis ve piya- 
sada gecmiyen ma'den ve kagid paralar ve semen yapilan baska mallar, ta'yin edi- 
lince te'ayyiin ederler. 

[(Hadika)nm sonunda diyor ki, (Semen, para ta'yin edilince, sahih olan sozles- 
melerde te'ayyiin etmez. Ya'ni soz kesilirken ta'yin edileni vermek lazim degildir. 
Misli, benzeri verilebilir. Fasid olan akdlerde ve sarf satismda te'ayyiin eder. 
Mehrde ve nezrde ve vekil yapmakda te'ayyiin etmez. Emanet, hibe ve sadaka ver- 
mekde, sirketde, mudarebe sirketinde ve gasbda te'ayyiin eder. Mebi' her ze- 
man te'ayyiin eder. 

Bir satisda, soz kesilirken, semenin cinsi soylenmeyip, sonradan, haram se- 
men verilirse veya halal olan semen soylenip yahud haram semen soylenip fekat 
gosterilmez ve haram semen verilirse, hepsinde mebi' halal olur. Soz kesilirken ha- 
ram semen gosterilir ve bu verilirse, satm alman sey haram olur, miilk-i habis olur. 
Gasb edilen veya vedi'a olan mal satilmca, ta'yin edilmesi lazim oldugu ve te'ay- 
yiin etdigi icin, ahnan semen haram olur. Gasb edilen veya emanet olan paraya isa- 
ret olunup baska halal para verilirse veya halal semene isaret olunup yahud isa- 
ret olunmayip, emanet veya gasb olunan para verilirse, mebi' halal olur.)] 

Her satisda, soz kesilirken, iki maldan herbiri ya ayn veya deyn olur. Bir satis- 
da, mebi'in ve semenin ikisi de deyn olurlarsa, aynlmadan once kabz edilseler da- 
hi, bey' sahih olmaz. Akd, ya'ni sozlesme batil olur. Sarf satisi bundan miistesna- 
dir. Mebi'in ve semenin ayn veya deyn olmalan ve kabz edilmeleri bakimindan dort 
diirlii bey' vardir: 

1 — Mutlak bey': Ayn olan mail, deyn karsihgi satmakdir. Ya'ni mebi'i ta'yin 
etmek lazimdir. Kabz etmek lazim degildir. Semen ta'yin edilmez. Semen pesin de, 
veresiye de olabilir. Bu satis meshur oldugu icin, kisaca (Bey') denilmekdedir. Bey' 
kelimesi yalmz olarak goruldiigii zeman, mutlak bey' anlasilmahdir. 

2 — Sarf satisi: Nakd halindeki veya islenmis altmi ve gumiisu, birbirleri kar- 
sihgmda satmakdir. Ya'ni malm ikisi de semendir. Soz kesilirken ikisi de ayn ve- 
ya deyn olabilirler. Aynlmadan once, ikisinin de kabz edilmeleri lazimdir. 

3 — Selem satisi: Semen pesin olup, mebi' veresiyedir. Semenin, soz kesilirken 
ta'yin ve aynlmadan once kabz edilmesi lazimdir. Mebi', ta'yin edilmez ve kabz edil- 

-794- 



mez. Mevcud olmiyan, miilktinde bulunmiyan mebf , selem yolu ile satilir. 

4 — Mukayada satisi: Altin ve gumiisden baska, ayn olan bir mail, yine ayn olan 
mal karsihgmda satmakdir. Su iki kile bugdayi, bu yiiz yumurta karsihgmda sat- 
dim demek boyledir. Mallan, soz kesilirken ta'yin etmek sart olup, kabz etmek sart 
degildir. 

Mebi'in piyasadaki fiyatma, degeri (kiymeti) denir. Ya'ni kiymet, o maldan an- 
layan miisterilerin verdikleri deger demekdir. Kiymete, (Semen-i misl) de denir. 
(Bayi') ile (Miisteri) arasmda uyusulan degerine, (Pazarhk semeni) veya (Ahs Se- 
meni) veya (Fiyati) denir. Ahs fiyatma, tasima, iscilik ucretleri, vergi gibi masraf- 
lar eklenince, (Maliyyet), ya'ni (Mal olus) fiyati denir. 

Altm ile giimiisden baska esyadan, misli olmiyanlar, mesela elbise, ev, hayvan, 
tarla, arsa, mutlak bey'de daima mebi'dirler. 

Misli olanlar, altin veya giimiis ile veya kagid para ile degisdirilirken ta'yin edi- 
lirse, mebi' olurlar. Mesela, filan yerdeki su kadar kile bugdayimi, bu kadar alti- 
na sana satdim demek gibi. Eger ta'yin edilmez iseler, yine mebi' olurlar. Fekat, 
satis (Selem) olur. Mesela, su kadar kile bugdayi, bu kadar liraya satm aldim de- 
yince, selem olur. 

Misli olanlar, misli olmiyan, ya'ni kiyemi mal ile degisdirilirken, ta'yin edilir- 
ler ise, bunlar da mebi' olur ve (Mukayada satisi) olur. Mesela su ati, bu yigm bug- 
daya veya bu yigm bugdayi, su ata satdim demek gibi. Misli mal ta'yin edilmezse, 
iki diirlii olabilir: Misli mal soylenirken, ismleri sonunda (ya, ile) gibi sozler soy- 
leniyorsa, semen olur. Su kuzuyu, on kile bugda(ya) satin aldim gibi. Eger soylen- 
miyorsa, mebi' olur ve satis selem olur. Bu kuzu (ile) on kile bugday satm aldim 
demek gibi. 

Misli olan iki mal birbirleri ile degisdirildikleri zeman, ikisi de ayn ise, her iki- 
si de mebi' olur. Satis (Mukayada) olur. Biri ta'yin edilirse, satis (Selem) olur. 

Yukanda yazih dort cesid bey'den herbiri alti diirlii olabilir: 

(1) — (Sahih olan bey'): Ash ve sifati islamiyyete uygun olan bey' [satis]dir. 

(2) — (Batil olan bey'): Ash da, sifati da islamiyyete uygun olmiyan bey'dir. 

(3) — (Fasid olan bey'): Ash islamiyyete uygun, fekat sifati uygun degildir. 

(4) — (Mekruh olan bey'): Ash ve sifati islamiyyete uygun ise de, kendisine, 
islamiyyetin yasak etmis oldugu birsey kansmis olan satisdir. 

(5) — (Mevkuf bey'): Ash ve sifati sahih ise de, baskasimn hakki karisan 
bey'dir. 

(6) — (Vefa ile sati$): Ahci ve saticmm, satisdan vazgecmek hakki bulunan 
bey'dir. 

Bu satislan ayn ayn acikhyahm: 
(1) — Sahih bey': Her cesid bey 'in sahih olmasi icin, ahci ve saticmm aym kim- 
se olmamasi, ya'ni bir kimsenin hem saticiya, hem ahciya vekil olarak kendi ken- 
dine satis yapmamasi, aklh olmalan, (Akd) yapilmasi, ya'ni birinin (Icab), ya'ni 
teklif edip, karsismdakinin, onu, ayrilmadan once (Kabul) etmesi, ya'ni soz kesil- 
mesi, mebi'in ve semenin mal olmalan ve mutekavvim olmalan lazimdir. Mebi'in, 
bir felsin i'tibarikiymetinden asagi olmamasi da lazim oldugu, (Bahr-iir-ra'ik)da 
ve (Durr-iil-muhtar)da (Sarf)dan once yazihdir. 

Mutlak bey'in sahih olmasi icin, bu sartlardan baska, mebi'in daima, semenin 
ise faiz oldugu hallerde ta'yin edilmesi, pazarhk ederken hazir olmayrp gosteril- 
miyen mebi'in ve semenin mikdarlarmm soylenmesi, mebi'in mevcud ve satanm 
miilkii ve miisteriye teslimi mumkin olmasi ve semenin cinsinin belli olmasi lazim- 
dir. Her cesid satisda, ahci ve saticmm balig ve hiir olmalan ve miisliman olmala- 
n sart degildir. Semenin mevcud olmasi ve mebi'in soz kesilen yerde hazir olma- 

-795- 



si sart degildir. Mebi'in ayn olmasi ve semenin ayn olmamasi lazimdir. Tarlanm si- 
nirlarim bildirmek, mikdan, olciisii demekdir. Bunlardan biri noksan olunca, 
bey' sahih olmaz ve haram olur. 

Bey' sahih olunca, akd yapildigi vakt, semen bayi'in miilkti olur. Mebf de miis- 
terinin miilkii olur. Mebf sozlesme zemamnda bayi'in miilkiinde degilse, sonra sa- 
tin alarak teslim etse de, bey' sahih olmaz. Miilkiinde bulunmayip da, sonra tes- 
lim edecegi mebi'i satmak icin, (Selem) satisi yapmah, yahud sozlesme yapmayip, 
semeni emanet almah, satacagi mal eline gecince, pazarlik ve sozlesme yapmali- 
dir. 

(Beraat satisi) ve imam ve hoca efendilerin evkafdan alacaklan malm satisi ve 
(Camekiyye) satisi caiz degildir. (Beraat), zekat tophyan amillerin koyliiden ala- 
caklan zekat ve usr cinsini ve mikdarim gosteren senedlerdir. Bunlarda yazih mal, 
mevctid degildir. imam ve hoca efendiler, evkafda mevctid haklarim teslim alma- 
dikca, malik olmazlar. Ganimet, Dar-i islama nakl edildikden sonra askerin hak- 
ki olursa da, taksim edilmeden once miilk olmaz ve askerin bu hakkini, mtilk ol- 
madan once satmasi caiz olmaz. Camekiyye, hizmet karsihgi alacagi ticretin, 
ma'asm ceki, bonosudur. Bunlari teslim almadan once satmak, caiz degildir. Uc- 
ret, hak edilmis ise de, kabz edilmemis, miilk olmamisdir. [Hem miilk degildir. Hem 
de deyndir.] Deyni pesin olarak, borcludan baskasina satmak caiz degildir. Vere- 
siye olarak, borcluya da satilamaz. 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", (Goriilmiyen mebi'de muhayyerlik)de 
diyor ki: (Soz kesilirken veya daha once goriilmiyen mebi'in satilmasi sahih olur. 
Goriilmiyen mebf bir cins ise ve hepsi bir yerde bulunuyorsa, [bunu ta'yin etmek- 
le, ya'ni] yerini bildirmekle bey' caiz olur. Boylece mebi'in cok ozellikleri tanin- 
mis olur. Anlasilamiyan ufak tefek yerleri de, (Muhayyer olmak)la diizeltilmek- 
dedir). (Ke§f-ii riimuz-i Gurer)de diyor ki: (Bey'in caiz olmasi icin, mebi'in [ta'yin 
edilmesi, ya'ni] kendisine veya bulundugu yere isaret edilmesi lazimdir. Mebi'in 
kendisine veya bulundugu yere isaret edilmezse, bey' sozbirligi ile caiz olmaz. O 
yerde, aym ismde baska bir malm mebi' ile birlikde bulunmamasi lazimdir). (Cev- 
here)de diyor ki: (Mutlak bey'de soz kesilirken, semenin cins ve mikdarimn bil- 
dirilmesi ve mebi'in ta'yin edilmesi lazimdir. Bu ikisi yapilmazsa, yalmz icab ve ka- 
bul ile bey' sahih olmaz). Sernblali "rahmetullahi teala aleyh" (Diirer) hasiyesin- 
de, muhayyerligi anlatirken diyor ki: (Hazir ise de, kapah oldugu icin veya hazir 
olmadigi icin goriilmiyen mebi'ler, isaret edilerek tanitilmazsa, sozbirligi ile bey' 
caiz olmaz). 

[Altmdan ve giimiisden baska ma'denlerden basilmis paralara, (Fiilus) denir. Es- 
kiden, yalmz bakirdan, cesidli agirhklarda fiilusler kullamhrdi. Fiilus, felsler de- 
mekdir. Bir felse, tiirkcede mangir, fariside (pul) denir. Bugiinkii pul baskadir. Bir 
felsin agirligmm bir santigramdan az oldugu, sekizyiizellidorduncii sahifedeki yazi- 
dan anlasilmakdadir. Semen olarak kullamlan fiiluslarm i'tibarikiymetleri, ya'ni ra- 
yic degerleri, simdi kullamlan kagid paralarda oldugu gibi, kendi degerlerinden 
katkat fazladir ve hep degismekdedir. Evvelce yiiz felsin, ortalama, bir dirhem gii- 
mtis kiymetinde oldugu, ibni Abidinin "rahmetullahi teala aleyh" faiz kisminda, (Bez- 
zaziyye)den alarak yazihdir. Ahkam-i islamiyyede yirmi miskal altm veya ikiyiiz dir- 
hem giimiis, fakirlik ile zenginligi ayiran mal mikdarim gosterdigi icin, bir miskal agir- 
hgmdaki altin kiymetinin on dirhem agirhgindaki giimiis kiymetine miisavi oldugu 
ve bir altm liramn, bir bucuk miskal agirhgmda oldugu zekat bahsinde bildirilmisdi. 
On dirhemin agirhgi, yedi miskalin agirhgi kadar oldugu icin, bir miskal altimn kiy- 
meti, ahkam-i islamiyyede yedi miskal giimiisiin kiymeti kadardir. Bir felsin i'tiba- 
ri kiymeti, simdi bir altm liramn kiymeti olan kagid lira adedinin onbesde biri kadar 
kurus olmakdadir. Mesela, en ucuz altm liramn kiymeti 30.000 kagid lira ise, bu fii- 
lusiin i'tibari kiymeti 2000 kurus olur. Buna gore 20 liradan asagi olan bir malm sa- 

-796- 



tilmasi caiz olmamakdadir. Bu kadar ucuz malm, bir fels degerinde olacak fazla 
mikdan icin veya baska cins mallar ile birlikde tek bir sozlesme yaparak topdan 
satmak caiz olur]. 

Bey'in sahih olmasi icin, alici ve saticinm yalmz aklh olmasi sartdir dedik. Ba- 
lig olan aklh insanin bey'i her zeman sahihdir. Balig olmryan aklh cocugun bey'i, 
velisinin izn vermesi ile sahih olur. Hamza efendi "rahmetullahi teala aleyh", 
(Bey' ve sira risalesi $erhi) otuzdordiincii [34] sahifede diyor ki: (Yirmiucuncusii 
budur ki, aklh olmus bir cocuk, seker, meyve gibi kendine yarar sey isterse, ona 
satmak caiz degildir. Ciinki, velisi izn vermemis demekdir. Eger tuz, pirinc gibi sey 
isterse, satmak sahih olur. Ciinki, velisinin izn verdigi anlasihr. Bunun izn ile ahs 
veris etmesi caizdir. Cocuk aklh olmamis ise, velisinin izni olsa da, ahs veris etme- 
si sahih olmaz. Veli, babasidir. Baba olmaz ise, babamn vasi etdigidir. Bu da ol- 
maz ise, babamn babasidir. Bu da yok ise bunun vasi etdigidir. Bu da olmaz ise, 
kadidir veya kadinin [ya'ni hakimin] vasita'yin etdigi kimsedir. Ana ve kardes ve 
amca veli olmaz. Ancak, kadi veya velilerden biri bunlan vasi yaparsa olabilirler. 
Cocuk, yedi yasmda aklh olur. Oniki yasinda olan oglan ve dokuz yasmda olan kiz, 
balig oldugunu soyleyince kabul edilir. Onbes yasmi doldurunca hayz ve meni ol- 
masa da, balig sayihrlar. Yedi ile onbes arasmda iken, aklh cocuk denir). 

Mebf , ya'ni satihk mal yedi diirlii olur: 

1 — Hazir ve ayn olur. Satmasi sahihdir. 

2 — Hazir degildir. Fekat ayndir. Ya'ni ta'yin edilmisdir ve teslimi miimkin- 
dir. Hududu bildirilen arsa gibi. Satmasi sahihdir. 

3 — Mulkdiir. Fekat teslimi miimkin olmaz. Firari hayvam, gayb olan esyayi 
satmak batildir. 

4 — Teslimi miimkin, fekat ayn degildir. Musteritanimaz. Fasiddir. Bir siirii- 
den bir koyun satmak gibi. Teslimi miimkin, fekat zararh olursa yine fasiddir. Evin 
bir diregini satmak gibi. 

5 — Bir kimseye odiinc verilmisdir. Yalmz ona ve pesin satmak caiz olup, bas- 
kasma satmak fasiddir. 

6 — Bir kimseye emanet, ariyet, yahud kira veya rehn, yahud sermaye olarak 
verilmisdir. O kimseye satmak caiz ise de, ahp, tekrar teslim etmek lazimdir. 

7 — Mebi, gasb veya sirkat yahut hiyanet sureti ile miisteride bulunur. Bu miis- 
teriye satilabilir. ikinci teslime ihtiyac yokdur. 

Semen olan para veya mal sekiz durludiir: 

1 — Kiilce halinde veya islenmis esya halinde veya para olarak kesilmis altm 
veya altin yerine kullamlan ma'den ve kagid paralar. Bunlar daima semendirler. 
Bunlarla, herhangi bir mal satm ahmrken, hicbir zeman, faiz olmaz. Bey' fasid ola- 
bilir. O halde, para ile yapilan ahs verisde, haramdan sakmmak icin bey'in fasid 
olmamasma dikkat etmelidir. 

2 — Kiilce halinde veya islenmis esya halinde veya para olarak kesilmis giimus 
veya gumiis yerine kullamlan ma'den ve kagid paralar, daima semendirler. 

3 — Olcek ile hacmi olciilen seyler. Cinsi, mikdan ve sifati bildirilmek sarti ile 
bunlarla pesin ve veresiye mal satm almak caizdir. 

4 — Dartilarak vezni olciilen seyler. Hacmi olciilenler gibidir. 

5 — Uzunlugu olciilen seyler. Bunlardan tarla, arsa ve misli olmryan kumas ile 
yalmz pesin olarak mal satm almir. Misli olan kumas ile veresiye de ahmr. 

6 — Sayilabilen seylerin birbirine benziyenleri [misli mal], hacmi olciilenler gi- 
bidir. 

7 — Hayvandir. Hayvan ile yalmz pesin almak caizdir. Hayvan, bina, tarla, ko- 
le gibi kiyemi mallar hie deyn olamaz. Semen ayn olunca, bey', Mukayada satisi 

-797- 



olur. Mesela mu'ayyen bir ati, mu'ayyen bir at ile veya mu'ayyen bir hah ile de- 
gisdirmek gibi. Her iki mal, mebf olur. Satis, (Mukayada) olur. Hayvamn selem- 
de de semen olacagi, Ah Haydar begin Mecelle serhi, ytizellibesinci maddesinde 
yazihdir. 

8 — Binadir. Bina ile yalniz pesin olarak satm almabilir. Satis, (Mukayada) olur. 

Bey', icab ya'ni teklif ve teklif olunan yerden ayrilmadan once yapilan kabul ile 
ya'ni sozlesme ile temam olur. Sozlesme temam olunca, mebi' musterinin mulkii 
olur. Semenin hepsi veya bir kismi veresiye oldugu zeman, ileride verilecek tak- 
sidleri de, soz kesildigi anda bayi'in mulkii olur. Bunlar, musterinin bayi'a borcu 
olur. Bunlarm hepsi, bayi'in zekatinin nisabma katihr. 

(Icab), karsismdakinin anhyacagi bir lisan ile, satdim, verdim, hediyye etdim gi- 
bi, (Kabul)de, aldim, aynen kabul etdim, razi oldum gibi, madi, ya'ni gecmis ze- 
mam bildirecek seklde soylenmelidir. Icab ve kabuliin ikisi de, o yerde adet olan 
kelimelerle ve madi seklinde olunca, niyyet etmeleri lazim degildir. Biri madi, ikin- 
cisi hal seklinde soylenirse, madi seklinde soylenende yine niyyete liizum olmaz 
ve bey' sahih olur. Hal seklinde soyliyenin niyyet etmesi lazim olur. Teklif eden, 
kabulden once vaz gecebilir veya teklifi degisdirebilir. Bayi' al dese, musteri, ay- 
nen aldim veya kabul etdim dese, caiz olur. Kabul edilen seyin, icab, ya'ni teklif 
olunanin aym olmasi ve mebi'in ve semenin temammm kabul edilmesi lazimdir. 
Kabul icaba benzemezse, yeni bir icab olur. Digeri bunu kabul ederse, ikinci bir 
sozlesme yapilmis olur. 

Yalniz bir tarafdan veya her iki tarafdan (Te'ati) ya'ni teslim etmek ile de akd 
yapilmis olur. Bayi', bu mah bin liraya sana satdim dese, musteri dahi birsey soy- 
lemiyerek alsa, caiz olur. Ya'ni bey' temam olur. Bayi' mah verse, musteri para- 
sim verse, hicbirsey soylemeden caiz olur. 

Bir kimse, bakkala, otuz liradan iic kilo patates dart dese, bakkal da, bir sey soy- 
lemiyerek dartsa, akd yapilmis olur. Ya'ni bey' temam olur. 

Musteri bayi'a bes lira verip, bu bugdayi kaca satiyorsun diyip, o da kilesi bir 
liraya dese, yahud once fiyatmi ogrenip, bes lirayi sonra verse, bundan sonra, ba- 
na bes kile ver dese, bayi' yarin veririm dese, bey' akd edilmis olur. Ertesi gun, fi- 
yati degisse, bes lira icin yine bes kile vermesi lazim olur. Bu koyunun surasmdan, 
bana su kadar lirahk dart dese veya hepsini dart dese, kassab da dartsa, akd yapil- 
mis olur. Parasmi vermesi lazim olur. Fekat, bu koyundan, su kadar kilo dart de- 
se, o da dartsa, musteri kabz etmedikce veya uzatdigi kaba koydurmadikca, akd 
yapilmis olmaz. Ciinki etin her yeri aym degildir. Musteri muhayyer olur. Bu 
hayvan iizerindeki odun yiikii kacadir dese, on liradir dedikde, evime siir dese, odun 
eve bosaltihp semen verilmedikce, bey' akd edilmis olmaz. Ciinki, icab ve kabul 
sozlesmesi olmadigi gibi, te'ati, ya'ni teslim de yokdur. 

Bir kimse, yamnda bulunmiyan birine malum satdim dese, isitenlerden biri gi- 
dip ona soylese, caiz olmaz. Fekat satan ona birini gonderip, o da kabul etse, bey' 
sahih olur. Gonderilen adama (Resul) veya (Haberci) denir. 

Bey'de ciddi soylemek sartdir. Saka ile soylenirse caiz olmaz. 

Siial seklinde teklif caiz olmaz. Su mah bana su kadar liraya satar mism diye- 
ne, bayi' satdim dese, bey', sahih olmaz. Musteri kabul etdim dese, sahih olur. Ah- 
rim, alryorum ve satanm, satiyorum gibi mudari' ve hal seklinde ve emr seklinde 
soylemekle de, bey' sahih olursa da, soylerken, simdi diye niyyet etmeleri lazim- 
dir. 

Icab ile kabul, soz ile oldugu gibi, bir tarafdan veya iki tarafdan mektublasma 
ile de veya adam gondermekle de olur. Mesela, bir kimse, mu'ayyen bir mahni, su 
kadar liraya satdigmi birisine mektubla bildirse, o da, mektubu okuyunca, kabul 
etdim dese veya kabul etdigini mektubla bildirse bey' sahih olur. Bey'de, kirada, 

-798- 



hediyye vermekde ve nikahda mektub, soz gibidir. Bir kimse, mu'ayyen mail, su 
kadar liraya satin aldigini, birisine yazsa, o da okuyunca satdim dese veya mektub- 
la bildirse sahih olur. Mektub gitmeden veya gidip de kabul edilmeden once, bi- 
rinci yazan vaz gecerse, bey' bozulur. 

Bir kimse birisine, falan malim bana su kadar liraya sat diye yazip, o da, o ma- 
il satdim diye cevab yazsa, bey' olmaz. Birincisinin kabul etdim diye tekrar yaz- 
masi lazimdir. Bayi' teklif edince, miisteri, bir kismim kabul etse, sahih olmaz. Ba- 
yi'in tekrar, o kismi verdim demesi veya onceden, o kismm semenini, ya'ni bede- 
lini aynca soylemis olmasi lazimdir. Ekmek, gazete gibi kiymeti ma'lum birseyi, 
bayi' verse, miisteri alsa, birsey soylemeseler, bey' sahih olur. 

Dellal ya'ni komisyoncu, mal sahibinin izni ile mall kendi satdigi zeman, komis- 
yon iicretini bayi'dan ahr. Miisteriden birsey istiyemez. Ciinki, hakikatde mah sa- 
tan kendisidir. Burada, tiiccarlar arasmdaki adete bakilmaz. Eger komisyoncu, ba- 
yi' ile miisteri arasmda aracihk yapip, mah bayi' satarsa, komisyon iicretini, ade- 
te gore bayi' veya miisteri yahud her ikisi ortaklasa verirler. 

Satisi teklif eden, oteki kabul etmeden once vaz gecerse veya cevab verilmeden, 
ikisinden biri kalkip giderse veya bayi' vefat etse, icab batil olur. Bir adam, hem 
bayi'e, hem de miisteriye vekil olup da, kendi kendine bey' yapamaz. Bey' ve si- 
ra, her lisan ile soylenebilir. Miisteri, (Filan malim su fiyata, bana satdm mi?) de- 
se, bayi' de, (Evet) dese, bey' sahih olur ise de, evet yerine, isaret etse, mesela ba- 
sim ileri egse, miisteri de aldim dese caiz olmaz. Ahrim, satanm gibi mudari' fi'l 
soylenince hal, ya'ni simdi ma'nasi diisuniiliirse caiz olup, istikbal ma'nasi diisii- 
niiliir veya ma'na diisiiniilmezse caiz olmaz. Alacagim, satacagim gibi soz ile, 
bey' olmaz. 

Muteaddid mallann fiyatlarim ayri ayri bildirip veya bildirmeksizin fiyatlarm 
toplami soylenerek, hepsini satdim demek sahih ve miisterinin hepsini almasi la- 
zim olur. 

Bey' akd edilince, bayi' ve miisteriden biri, satisdan vaz gecemez. Fekat, ikisi 
birlikde fesh edebilirler. Soz kesildikden sonra, orada veya daha sonra, baska bir 
soz kesseler, ikincisi kabul edilir. 

Sahih bey'de miisterinin mebi'e malik olmasi icin, teslim almasi sart degildir. Bir 
kimse, baska sehrde bulunan ma'lum esyasmi, ma'lum semen ile birisine satdik- 
dan sonra pisman olsa, miisteriye teslim etmedigi icin bey'i bozamaz. 

Mutlak bey' pesin ve mebf hazir ve miisteri muhayyer degil olsalar bile, mebi'i 
ve te'cili caiz olan semeni, soz keserken, kabz sart degildir. Akdden sonra, once 
miisteri, pesin olan semeni bayi'a teslim etmege, sonra bayi' mebi'i miisteriye tes- 
lim etmege, oteki de teslim almaga mecbur olur. Ciinki, soz kesildigi zeman, me- 
bf miisterinin miilkii olur. Miisterinin izni olmadikca, baska kimseye teslim ede- 
mez. Miisteri pesin parayi temam teslim edinciye kadar, bayi' mah vermiyebilir. 
Pesin satisda, once, mebi'in teslim edilmesi sart edilirse, bey' fasid olur. Mebi' ha- 
zir degilse bayi' mebi'i hazirlaymcaya kadar, miisteri semeni vermiyebilir. Hatta, 
baska sehrdeki bir evi satm alan miisteri, semeni hemen vermege mecbur olmaz. 
Bayi' veya vekili oraya gidip, evin teslime hazir oldugunu miisteriye veya miiste- 
rinin vekiline gosterir. Semeni sonra alabilir. 

Bayi' iic seyi yapinca, mebi'i miisteriye teslim etmis olur: 

1 — Bayi'in veya vekilinin, soz kesildikden sonra (Teslim etdim) veya (Teslim 
al) demesi. 

2 — Mebi' miisterinin oniinde olup, kolay teselliimiine mani' bulunmamak. 

3 — Baska maldan ayri ve baskasmm hakki ile mesgul edilmemis olmak. 
Bu sartlar bulundukdan sonra, miisteri mebi'i teslim almaga mecbur olur. Al- 

mazsa telef olursa, bayi' odemez. Cabuk bozulan seyleri soz kesilirken teslim et- 

-799- 



mek lazimdir. Hemen teslim edilmezse, bey' fasid olur. 

Miisteri semeni vermeden once gayb olursa, bayi' iki sahidle isbat edince, ha- 
kim menkul olan mebi'i satarak, bayi'a semeni verir. Miisterinin yeri ma'lum ise, 
veya mebi'i teslim almis ise yahud mebf menkul degil ise, mebi' satilamaz. Mebi' 
durmakla bozulacak sey ise, bunu bayi' da baskasina satabilir. Pesin satisda, miis- 
teri semeni vermeden, bayi'dan iznsiz mebi'i alirsa, bayi' geri alabilir. Izn ile al- 
mis ise veya vedi'a, ariyet olarak miisteride bulunuyorsa, bayi' semeni alinciya ka- 
dar saklamak iizere, mebi'i miisteriden alamaz. Semeni hemen ister. Mebi' telef 
olunca, miisteri teslim almadan once telef oldu, bayi' ise, teslimden sonra telef ol- 
du derlerse, miisterinin sozii kabul edilir. ikisi de sahid gosterirse, bayi'm sahid- 
leri kabul edilir. 

(Sevm-i sira), bayi'm ve miisterinin, mebi'a fiyat koymalan demekdir. Fiyatda 
uyusup, gotiir, begenirsen al deyip, miisteri de, begenirsem ahnm diyerek, gotii- 
riirken, mebi' telef ve zayi' olsa, krymetini veya mislini oder. Miisteri birsey soy- 
lemeden veya bu hayvani begenirsem, bin liraya ahnm deyip, bayi'm cevab ver- 
meden hayvam teslim etmesi ile de olur. Teslim ederken, miisteri tazmin etmiye- 
cekdir denilse bile, tazmin eder. Miisteri vekil ise, sahibi kabul etmeyip geri go- 
tiiriirken telef olsa, vekil tazmin eder. Sahibinin emri ile oldu ise, sonra sahibin- 
den ister. Ciinki, sira icin olan emr, sevm-i sira icin emr olmaz. Mebi' telef olma- 
yip, miisteri helak etmis ise, semenini verir. Semende uyusmamislar ise, bayi'in de- 
digi semeni oder. Semen hie soylenmemis veya yalniz bayi' soyleyip miisteri, sa- 
tin almak icin degil de, incelemek veya baskasina gostermek icin bayi'in izni ile go- 
tiirmiis ise, mebi' miisteride emanet olur. 

Veresiye oldugu soylenilen satisda, once mebi' teslim edilir. 

Satisda soz kesilirken, mebi'in teslim yerini soylemek sart degildir ve soyleme- 
di ise, soz kesilirken mebi' nerede ise orada teslim edilir. Semen tasmacak birsey 
ise semenin teslim yerini bildirmek sart olur. Mebi'in bulundugu yer soylenince, 
miisteri sonradan, baska sehrde oldugunu duyunca, satisdan vaz gecebilir. Mebi'i 
teslim yerinden kaldirmak miisteriye aiddir. 

Bey', pesin semen ile caiz oldugu gibi, semenin te'eili, ya'ni veresiye olmasi ile 
de caizdir. Te'cil, ancak semen ile mebi' ayni cinsden olmadiklan ve ikisi hacm ile 
veya dartarak olciilmedikleri ve semen ayn olmayip, deyn oldugu zeman ve mu'ay- 
yen bir vakte kadar olmak sarti ile, caiz olur. Ayn olan semen te'cil edilirse, bey' 
fasid olur. Mesela, su kecimi, su bes kile bugday karsihgi, bir ay veresiye satdim 
demek fasid olur. Mebi' daima ayn oldugu icin, mebi'in te'eili olamaz. Mesela, me- 
bi'in bir ay sonra verilmesi sart edilirse, bey' fasid olur. Taksitle bey'in sahih ol- 
masi icin, taksit adedinin ve her taksit odeme tarihlerinin ve her taksitde odene- 
cek semen mikdarlannm belli olmalan lazimdir. (Durcr-ul-hukkain). 

Semen ile mebi'in ikisi de hacm ile olciildiikleri zeman veya ikisi de darti ile 61- 
culdiikleri zeman yahud ikisi de ayni cins mal olduklan zeman, satisda faiz bulu- 
nur. Faiz bulunan satislar veresiye olamaz, ya'ni semen de te'cil edilemez. Sozles- 
mede semenin de pesin olmasi lazim olur. Deyn olan semenin pesin olmasi, kabz 
edilmesi ile olur. Ayn olan semen ise, zaten pesin demekdir. Aynm kabz edilme- 
si lazim olmaz. Ciinki, aynin te'eili olmaz. Mebi' ta'yin edilmezse, ya'ni deyn 
olursa, bey' fasid olur. Yalniz selem satisi miistesnadir. Selemde mebf deyn oldu- 
gu halde, selem caizdir. Fekat, selem sartlarma uymak lazimdir. Semenin ve me- 
bi'in agirhkla olciildiikleri zeman, semenin te'eili caiz olmaz ise de, altm veya gii- 
miisiin semen olmasi miistesna edilmisdir. Bunun icin, para ile yapilan mal satis- 
larinda faiz olmaz. Pesin satis yapip, semeni sonra te'cil etmesi de caizdir. Falan 
zemana te'cil etdim demesi lazimdir. Falan zemanda ver seklinde emr etmekle te'cil 
olmaz. Satisdaki te'cil miiddetini, bayi' ve miisterinin bilmesi sartdir. Odeme 
miiddeti, mebi'i teslim tarihinden baslar. Hacilar geldigi, yagmur yagdigi, gibi iyi 

-800- 



belli olmiyan zemanlara te'cil caiz degildir, fasiddir. Mesela, semenin yansini pe- 
sin, yansini da, yolcusu geldigi zeman vermek sarti ile satin almak fasid olur. 
Yolcunun gelecegi giinii bildirirse sahih olur. Pesin satisdan sonra yapilan borcun 
te'cili zemamnm iyi belli olmasi sart degildir. Veresiye satisda bayi' vakt gelme- 
den parayi istiyemez. Bunun icin musterinin bir sened veya bono yazip bayi'a ver- 
mesi iyi olur. Semen belli giinlerde taksidle olup, taksidlerin biri vaktinde oden- 
mezse, sonrakilerin hepsi pesin olmasi sarti ile bey' caizdir. (Bey' ve sirada faiz)in 
sahife sonuna bakmiz! 

Kira karsihgi ve mal telef etmek karsihgi olan borclar da, iyi belli zemana 
te'cil olunabilir ise de, odiinc verme ile olan bore veya sarf satisi bedeli ve oliiniin 
borcu te'cil olunamaz. Ciinki borcun te'cili, aym cins malm, belli zemanda, vere- 
siye bey'i olup, faiz olur. Miisteri vefat ederse, te'cil zemani beklenmeden mira- 
sindan borcu hemen odenir. Bayi' oliince, varisleri te'cil zemanim beklemege 
mecburdur. Veresiye pazarlik edip, zeman bildirilmez ise, te'cil bir ay sayilir. Ni- 
tekim selemde ve yemmde de bir ay kabul olunur. Veresiye veya pesin olmasin- 
da, sonradan uyusulmazsa, bayi'in sozii kabul edilir. Ya'ni pesin oldugu kabul edi- 
lir. Te'cil zemanmda uyusulmazsa, miisterinin sozii kabul olunur. istanbulda mal 
satm alip, parasim Bursaya gidince gonderirim dese, odeme giinii belli olmadigi 
icin caiz olmaz. 

Semenin cinsi soylenmedi ise, soz kesilirken orada kullamlan semen anlasihr. 
Burada, piyasadaki paralarm maliyyeti, ya'ni hakiki kiymeti ve revaci, ya'ni gecer 
kiymeti miisavi ise, bey' sahih olur. Miisteri hangi parayi isterse verebilir. Gecer 
kiymetleri farkli ise, en yiiksegini verir. Gecer krymetleri aym olup, maliyyetleri 
farkh ise, cinsi, sifati soylenemezse, bey' fasid olur. 

Soz kesilirken, su kadar lira denildi ise, piyasada kullamlan yiizliik veya ellilik- 
lerden diledigini verir. Fekat semenin cinsi soylendi ise, cinsi degisdirilemez. Me- 
sela Hamid, Resad, ingiliz, Cumhuriyyet altmi veya kagid lira denildi ise, o cinsi 
vermek lazim olur. Degeri degisince, adedini degisdiremez. Odiinc odemek de ve 
kira bedeli de boyle olup aym cinsden odemek lazimdir. Ya'ni semenin kendi ta'yin 
edilince, te'ayyiin etmez ise de, cinsi, mikdan ve vasfi ta'yin edilince, bunlar 
te'ayyiin ederler. Ma'den ve kagid paralar (Kesad) olursa, ya'ni kiymetden diiser- 
se, ya'ni gecmez olursa, imam-i Ebu Yusiife gore pazarhkdaki, imam-i Muhamme- 
de gore, revacdan kalkdigi zemandaki kiymeti verilir. imam-i Ebu Yusiif kavli ile 
hareket olunur. Bayi', gecer akcadan o kadar parayi almaga mecburdur. 

(Hadika) sonunda diyor ki, (Bey' ve sirada ve icarede ve odiinc vermekde ve ni- 
kahda altin ve gumiis mikdarmi agirlik olarak bildirmek lazimdir. Semen sozles- 
me zemanmda hazir ise, gostermek yetisir. Mikdarmi bildirmege liizum kalmaz. Al- 
tinin, gtimiisun mikdarlan agirlik olarak bildirilmezse, sozlesmeleri sahih olmaz. 
Fasid olur. Sayi ile bildirilince de sahih olacagi imam-i Ebu Yusiifden haber ve- 
rildi ise de, bu haber za'ifdir. Buna uymak caiz olmaz. Tarafeyne gore, [ya'ni 
Imam-i a'zama ve imam-i Muhammede gore] nass olan yerde urf mu'teber degil- 
dir. Lakin hiikumetler tarafmdan basilmis olan altinlann ve giimiislerin agirhkla- 
n bellidir. Soz kesilirken sayilan soylenince, belli olan agirliklan kasd olunmak- 
dadir. Eshab-i kiram ve Tabi'm, sozlesmelerinde yalniz sayi soylerlerdi. Sayi soy- 
lemek, agirlik soylemek yerine gecerdi. Bunun icin, bugiin de, soz kesilirken gos- 
terilmiyen altm ve giimiis paralar sayi ile soylenince, agirliklan dustinulmelidir. Boy- 
le diisuniilerek yapilan sozlesmeler sahih olur. [Bir altmm, bir gumiisun kac gram 
oldugunu bilmek ve agirhgm mikdarmi diisiinmek sart degildir.] Yeryiiziinde, 
altm ve giimiisden ilk para basan Adem aleyhisselamdir. islamiyyetde ilk para ba- 
san hazret-i Omerdir. Hicretin onsekizinci senesinde, acem paralarinm seklini ve 
yazisim aynen basdirdi. Hazret-i Mu'aviyenin basdirdigi altinlar iizerinde, elinde 
kilmc bulunan resm vardi. ilk olarak yuvarlak giimiis parayi, Mekkede Abdullah 

- 801 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:51 



bin Ziibeyr basdirdi. Ondan evvelki paralar, kisa ve kalm parcalar halinde idi. [(Ha- 
dfka)da. Makriziden alarak, islamiyyetde ilk basilan paralar hakkmda genis bilgi 
vardir. Ahmed bin Ali Makrizi, islam alimi olmayrp, tarihci ve sff goruslii oldugun- 
dan bu yazilan almak uygun goriilmedi.] islamiyyetden evvel Mekkede, altin ve 
giimiis para vardi. Agirhklan, miisliman parasimn iki misli idi. Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" ve hazret-i Ebu Bekr "radiyallahu teala anh", bu paralan 
da kullandilar). 

(Uyun-iil-besair)de, zekat nisabini anlatirken diyor ki: (Onceleri tic cesid dir- 
hem vardi. Bir dirhem giimiis yirmi kirat veya oniki kirat yahud on kirat agirhgin- 
da idi. Bunlara, onluk, altilik, beslik dirhemler denir. Hazret-i Omer, bu uc dirhe- 
min kiratlanni toplayip kirkiki oldu. Bunu vice boliip ondort kirat agirligmda or- 
talama bir dirhem yapdi. Buna yedilik dirhem denir. Ciinki, on dirhemin agirhgi, 
yedi miskalin agirhgi kadar olmakdadir. [Bir miskal, yirmi kirat agirhgmdadir.] Dir- 
hemler, onceleri cekirdek seklinde idi. Bildigimiz yuvarlak seklde ilk baski yapan, 
hazret-i Omerdir sozii meshurdur. (Fetava-i Zahiriyye)de de boyle yazihdir). 
(Mir'at-ul-haremeyn)in Mekke kismmda diyor ki, (Belli agirhkda basilmis olan al- 
tin ve giimiis paralara, (Meskukat) denir. Altm paralara (Dinar), giimiis parala- 
ra (Dirhem) denir. Tarihcilerin buldugu en eski meskukat, eski yunanhlar zema- 
mnda basilandir. Eshab-i kiram zemanmda, eski arab meskukati kullamldigi gibi, 
basilmamis altin ve giimiis parcalan da, dartarak kullamhrdi. O zeman, agirlikla- 
n baska iic diirlii dirhem vardi. Hazret-i Omer "radiyallahu anh", ortalama agir- 
hkda baska tek bir dirhem kabul etdi. Kiratin agirhgim da degisdirip, dirhemin agir- 
hginin ondortde birine bir kirat dedi. Yirmi kirata bir miskal dedi. Hazret-i Osman, 
hicretin yirmisekizinci senesinde Taberistanda (Hertek) sehrinde, bu hesab iize- 
re altm ve giimiis basdi. 

Islam devletlerinin cogu, kendi zemanlannda cesidli paralar basdilar. Osman- 
hlarda ilk zemanlarda Selcuklu sultanlarmm paralan kullanildi. Sultan Orhan 
han 729 [m. 1329] senesinde ilk Osmanh parasim basdirmisdir. Daha sonra cesid- 
li paralar basilmis ve bu isi diizene koyan cesidli kanunlar yapilmisdir). Miskal ve 
dirhem agirhklan, Hanefive Safi'i mezheblerinde baska baskadir. 

1333 hicrisemsi senesinde Tahranda basilmis olan (Ferheng-i farisi)de, (Cav) 
kelimesini anlatirken diyor ki, (Cince bir kelimedir. Cok eskiden Cinde kullani- 
lan kagid paradir. Iran sahlanndan Keyhatu, 693 hicri kameri senesinde Iranda, 
Cinlilerin cav paralan gibi kagid para basdinp, altm ve giimiis yerine kullanilma- 
sini emr etdi ise de, halk kullanmadi. Terk edildi). (Burhan-i kati') tercemesinde 
diyor ki, (Cav ve cad denilen dikdortgen seklindeki mukavva parcalan, Cengizden 
sonraki Mogol sultanlanndan biri tarafmdan ve sonra Azerbaycan sultam izzed- 
dm Muzaffer tarafmdan para olarak kullanildi. Halk kabul etmeyip, izzeddmi 61- 
diirdiiler). Osmanh devletinde ilk kagid paranin 1256 hicri senesinde kullamldi- 
gi, sonra terk edildigi, birinci kismda, zekat bahsinde bildirilmisdi. [islam devlet- 
leri ma'deni para kullanmagi tercih etmislerdir. Bunun bir sebebi de tesarruf idi. 
29 Mart 1986 tarihli Ttirkiye gazetesinde diyor ki, (Tiirkiyede tedaviilde bin ton 
kagid lira vardir. Bunlar, biiyiik masraf ile yapilmakdadir. Bunlan, kullamrken ha- 
rab olduklan icin, her sene dortyiiz ton tekrar basilmakdadir. Bu biiyiik masraf- 
dan kurtulabilmek icin, hie olmazsa bir kismi yerine ma'deni lirahklar basilmasi 
icin cahsilmakdadir.)] 

Semen, para olmayip mal ise, hatta altm veya giimiisden islenmis esya ise, pa- 
zarhkda ta'yin edilince, mebf gibi te'ayyiin eder. Satis da, (Mukayada) olur. 
Ya'ni, onu aynen vermek icab eder. Mesela miisteri, bir giimiis kasigi gosterip, su 
kasik ile, bu horozu satin aldim dese, kasigi vermesi lazim olup, aym agirhkda ve 
seklde ve aym kiymetde baska giimus kasik veremez. Nakd ve rayic olan diger pa- 
ralar da, emanetde ve sirketde ve vekaletde ve kira bedelinde ve hibede, ya'ni he- 

-802- 



diyye vermekde ve zekat, sadaka ve satm almak icin vekil olmakda ve gasbda ta'yin 
edilince, te'ayyiin ederler. Ya'ni, emanetci, emanet birakilan parayi aynen geri ve- 
rir. Telef oldu ise, benzerini veremez, kiymetini oder. Satm alma vekili, sahibinin 
verdigi parayi kendi icin kullanamaz. Kullamrsa, vekilligi bozulur. Bir altm lira gasb 
eden, bunu, aynen oder. Bu yok ise, benzerini veremez. Kiymetini oder. 

Pazarhkda pesin veya veresiye denilmezse, pesin demekdir. Fekat bu semen, ade- 
te gore, gelecek hafta veya ay basinda da verilebilir. 

Bayi'in, sozlesme yerindeki mail veya adami gostererek, bunu rehn veya kefil 
isterim demesi caizdir. Miisteri kabul etmezse, bey' sahih olmaz. 

Semenin teslimi ve satis senedleri masraflan, miisteriye aiddir. Topdan olmiyan 
satislarda, mebi'in olciilmesi ve teslimi masraflan bayi'a aid ise de, topdan satis- 
da mebi'in teslim masraflan da miisteriye aiddir. Mesela, bir mavna bugday veya 
odun satildikda, bunlan mavnadan bosaltmak ve tasimak miisteriye aiddir. 

Mebi'in mikdarmm bilinmesi bakimindan, dort nev' satis vardir: 

1 — Hacm ile, vezn ile, metre ile ve sayarak olculen misli malm olcii biriminin 
fiyati ile mebi'in mikdan bildirilir. Adet olan satislar hep boyledir. 

2 — Mebf ile semen aym cinsden degilseler, olcmeden (Gotiirii) olarak, (Top- 
dan) gosterilip verilebilir. Paket, kutu icinde, olcmeden ahnan seyler, mikdan 
yazih olsa bile, soylenmedikce topdan satis demekdir. Hacm ve vezn, belli olmiyan 
herhangi bir olcek veya tasla olculebilir. Selemde semeni boyle olcmek caiz olmaz. 

3 — Bir teneke zeytinyagmm bir litresinin fiyati soylenip, kac litre oldugu soy- 
lenmezse, imam-i a'zama gore, yalniz bir litresi satilmis olur. Sozlesme yerinde soy- 
lemekle veya olcmekle mikdan anlasilirsa, hepsi satilmis olur. imameyne gore, hie 
olcmeden sahih olur. Fetva da boyledir. Koyun siiriisiinde ise, siirii de ve bir ko- 
yun da satilmis olmaz. Ciinki koyunlar birbirine benzemez. Kumasda da olmaz. Kar- 
puz gibi sayi ile satilan ve birbirinden farkh kiyemi seyler de boyledir. (ima- 
meyn) [ya'ni imam-i Ebu Yusiif ile imam-i Muhammedin ikisi], bunlar da zeytin- 
yagi gibidir buyurdular. Fetva da boyledir. Bag, arsa, tarla satislan da boyledir. 

4 — Olcii birimi kadar mikdarmm fiyati bildirilmeyip temaminin mikdan ve 
fiyati bildirilince, temami satilmis olur. Olciilmesi lazim olmaz. Birinci ve dordiin- 
cii nev' satislarda miisteri, mebi'i teslim ahnca oleup, noksan bulursa, dilerse fesh 
eder. Dilerse semenin farkmi geri ahr. Mebi'in farkim istiyemez. Cok fazla cikar- 
sa, farkmi bayi'a geri verir. Ciinki, daima soz kesilirken soylenen mikdar mu'te- 
ber olur. Fark, binde bes dirhem gumiis veya bir habbe altm kiymetinden az ise, 
geri vermez. Dordiincii nev' satisda vezn ile satilan ma'mul esyamn, mesela bakir 
tencerenin ve uzunluk ile olculen seylerin, mesela kumasm, arsanin farki aynla- 
miyacagi icin, noksan cikmca, miisteri muhayyer olup, dilerse fesh eder. Dilerse 
soz kesilen fiyat ile kabul eder. Fazla cikarsa bey' lazim olup, fazlasi musterinin olur. 
Birinci nev' satisda, fazla cikmca da miisteri muhayyer olur. Kiyemi mal dordiin- 
cii nev' iizere satismda fazla veya noksan cikarsa bey' fasid olur. Bu satis birinci 
nev' iizere olsaydi, noksan olunca, miisteri muhayyer olup, dilerse bey'i fesh eder. 
Dilerse, noksanm kiymetini, bayi'den geri ahr. Fazla cikarsa, bey' fasid olur. Yuz 
kile bugday yiiz liraya satilsa caizdir. Fekat, miisteri olciince noksan ciksa, ister- 
se noksan fiyati ile ahr. isterse hepsinden vaz gecebilir. Fazla cikarsa, fazlasi sa- 
tanm olur. Vezn ile ve sayi ile olculen misilli seyler ve ucuz kumaslar da boyledir. 
Kiymetli kumasda noksan cikarsa, isterse fiyatdan diismeden ahr. isterse vaz ge- 
per. Fazla cikarsa musterinin olur ve bayi' vaz gecemez. Kumasin her metresinin 
degeri de soylendi ise, miisteri, noksan cikarsa da, fazla cikarsa da isterse fiyat far- 
ki ile ahr. isterse vaz gecer. Tarla da boyledir. Yiiz hisseli bir arsanin mesela on his- 
sesi satilabilir. Miisteri istedigi tarafdan ahr. Yiiz doniim arsanin, mesela on donii- 
miinii satmak caiz degildir. imameyn ise, caiz olur buyurdu. Misli olmayan seyin 

-803- 



adedi soylenerek topdan satilsa, mesela, bir denk elbise, on elbise olarak hepsi bin 
liraya satilsa, noksan veya fazla ciksa, bey' fasid olur. Cunki misli olmiyan seyler 
birbirine benzemedigi icin, satilan seyin herbiri baska degerde olur. 

Bir arsa satilmca, icindeki binalar, anahtarlar da satilmis olur. Bir bagce satilin- 
ca, icindeki agaclar da satilmis olur. Tarla satilmca, icindeki ekini, agac satilmca 
meyvesi, ev satilmca esyasi satilmis olmaz. Bayi' ekini ve meyveyi, esyayi topla- 
yip tahliye etmege mecbur olur. Ekini ile, meyvesi ile derse, boylece satilmis 
olur. Bir agacin tarn belirmis meyvesini yiyecek halde olmasa bile satmak caizdir. 
Miisteri hemen toplar. Agacda kalmasmi isterse, bey' fasid olur. Miisteri istemez, 
fekat bayi' izn verirse, iyi olur. Meyveyi satm aldikdan sonra, toplamayip agaci ki- 
ralasa, kiralamak batil olup, meyvenin btiyiimesi halal olur. Satm aldigi ekini 
bicmemek icin tarlayi kiralamak da fasid olur. Bu ekinin buyiimesi, miisteriye iyi 
olmaz. Meyvesi satilan agac meyve toplamadan, yeniden meyve verse, bey' fasid 
olur. Eger topladikdan sonra verirse, yeni meyvede, bayi' ile miisteri ortak olur. 
Yalmz basma satilmasi caiz olan birseyi, mebi'den ayinp satmamak veya bu seyi 
kendine birakip, geri kalam satmak caizdir. Yalmz basma satilamiyan sey, mebi'den 
aynlamaz. Agacda olan veya toplanmis olan meyvenin belli bir mikdanni bayi'a 
birakip, geri kalam topdan satmak caizdir. Bugdayi basaginda iken, baska birsey 
karsiligi satmak caizdir. Bakla, pirinc ve susami da, boylece, ya'ni baska sey kar- 
siligi satmak caizdir. Bademi, fistigi, cevizi, ic kabugu ile satmak da boyledir. Ko- 
vandaki anyi, ipek bocegini ve tohmunu, siiliigii, av kopegini, avci kediyi, kusu, fi- 
li ve faidesi olan her hayvani satmak sahihdir. (Hisse-i §ayi'a) ortagmdan izn al- 
madan satilabilir. 

Mikdari ile bir olcusiiniin fiyati bildirilerek satm alinan, kile ile veya vezn ede- 
rek veya sayarak olciilen birseyi [satin alirken veya sonra] olcmeden yimek veya 
satmak caiz degildir. Pazarhkdan sonra, saticmm, miisteri oniinde olcmesi kafidir. 
[Cocukla veya telefonla haber gondererek, bakkaldan ba'zi seyler ve kassabdan 
et istenip, cirak eve getirdigi zeman bunlari evde dartmak giic olursa, her paketin 
tistiinde fiyati yazilmis olmali, her paketin agirligi diisuniilmeyip, her biri gotiirii 
satin almmahdir. Boylece, ikinci bir akd, ya'ni sozlesme yapilmis, birinci akd 
fesh edilmis olur. Evde dartmadan yimesi caiz olur.] Agirhkla olciilen seyleri, da- 
ra ile dartmca, daranm agirligini diismek lazimdir. Bunun icin, darayi doldurma- 
dan once veya bosahnca dartmahdir. Uciincii kism, altmci maddeye bakmiz! Ke- 
se kagidi ve benzerleri ile dartilan seyden, kagidm darasim anlayip diismek giic ol- 
dugundan, haram yimemek icin, dartmadan once sozlesme, ya'ni icab ve kabul yap- 
mamahdir. Dartdikdan sonra, (Buna ne verecegim?) veya (Bu, kac liradir?) de- 
yip, o parayi verip topdan ya'ni gotiirii olarak satm almahdir. Yahud, fiyatmi 
sormadan, mesela, (Su kadar lirahk peynir ver) demeli. Dartmca parasim verip al- 
mahdir. Metre ile olciilen seyler boyle degildir. Miisteri bunlari olcmeden kulla- 
nabilir ve satabilir. Pesin veya veresiye satilan herhangi bir mail teslim etdikden 
sonra, semeni almadan once, bu mail bu miisteriden, daha ucuz veya daha uzun 
miiddetle veresiye olarak, aym cins semenle satm almak fasiddir. Bu miisteri bu 
mah baskasma satmis veya hediyye etmis ise, ondan satm almak caiz olur. Bayi' 
semenin hepsini aldikdan sonra veya satdigi fiyata veya baska cins semenle fark- 
h fiyatla satm almasi da caizdir. 

Nakl edilebilen birsey satm ahndigi zeman, miisterinin veya vekilinin bunu 
teslim almadan once, hie kimseye, ya'ni ne bayi'a, ne de baskasma satmasi caiz de- 
gildir. Fekat hediyye, sadaka veya odiinc vermesi caizdir. Bununla bore odenmez. 
Pesin olan semeni odenen binayi teslim almadan once, ancak baskasma hediyye 
etmesi, satmasi caizdir. Fekat kiraya veremez. Her diirlii alacak, teslim almadan, 
kimseye, veresiye satilamaz. Ya'ni deyn, deyn karsiligi satilamaz. 

Bayi', misli olan her cesid semeni, teslim almadan ve olcmeden evvel, semen ayn 

-804- 



ise, diledigine pesin satabilir, hediyye, vasiyyet edebilir. Kiraya verebilir. Deyn ise, 
yalmz miisteriye veya vekiline pesin olarak satabilir. Ya'ni musteriden semen 
yerine baska mal pesin alabilir. Ona hediyye ve sadaka verebilir veya evini kira- 
liyabilir. Yahud semeni bir mikdar azaltabilir ve muster! kabul ederse artdirabi- 
lir. Bayi'in semenden bir mikdanm miisteriye hibe etmesi sarti ile bey' fasiddir. Se- 
men deyn ise, bayi' diledigi alacaklisim miisteriye havale ve miisterideki alacagi- 
m vasiyyet edebilir. Satm alman mebi'den ve sarf ve selemden baska, herhangi bir 
alacak, ayn ise, borcluya veya baskasma pesin olarak satilabilir. Deyn ise, teslim 
almadan once, pesin olarak, yalmz borcluya satabilir. Veya bununla borclusundan 
birsey satm alabilir. Baskasma satilamaz ve semen olarak verilemez. Deyni vere- 
siye, ya'ni deyn karsihgi olarak borcluya da satmak batildir. Ya'ni, alacagi yerine 
baska birseyi ileride almasi batildir. Senedler, bonolar, alinacak deyni goster- 
dikleri icin, para gibi kullanilmaz. Bunlarla, senedi verenden baska kimseden 
pesin dahi birsey satm almamaz. Bu bonoyu bankaya kirdirmak da, deyni baska- 
sma satmakdir. Yalmz havale edilebilirler. Ucuncu kismda, altmci, onikinci ve on- 
dordiincii maddelere bakiniz! 

Ahs verisde sahid bulunmasi veya sened yazilmasi lazim degildir. Fekat her iki- 
si de caizdir ve iyi olur. Sened iicreti miisteriye aiddir. 

Birisi, bir kimseye, bu malmi bana bin liraya sat deyip, o da binyediyiiz liradan 
asagiya satmam dese, bir baskasi da o kimseye, bin liraya ona sat, semeninden ye- 
diyiiz lirasim ben veririm dese, satarsa, yediyiiz lirayi, o baskasmdan alir. 

Allahii teala, her insamn ve her hayvanm nzkini ezelde takdir etmis, ayirmis- 
dir. insanlarm ve hayvanlarm ecelleri ve nefeslerinin sayisi belli oldugu gibi, her 
insamn bedeninin ve ruhunun rizklan da bellidir. Rizk hie degismez. Azalmaz ve 
cogalmaz. Kimse kimsenin nzkim yiyemez. Kimse kendi nzkim yimeden, bitirme- 
den olmez. Bir kimse, Allahii teala emr etdigi icin cahsir, nzkim halal yoldan arar- 
sa, ezelde belli olan nzkma kavusur. Bu rizk, ona bereketli olur. Bu cahsmalan icin 
de sevab kazanir. Eger, nzkmi Allahii tealamn yasak etdigi yerlerde ararsa, yine 
ezelde ayrilmis olan o belli nzka kavusur. Fekat, bu rizk ona hayrsiz, bereketsiz 
olur. Rizkma kavusmak icin kazandigi giinahlar da, onu felaketlere siiriikler. 

Simdi, zemana, modaya uymadan olmuyor diyerek, cocuklarim ve hele kizla- 
rini, para kazanmak icin haram yerlere gonderenler cogalmakdadir. Ac kalmala- 
rindan korkarak, onlara dinlerini ogretmiyor, Kur'an-i kerim okutmuyor, yavru- 
lanni cahillerin ellerine birakiyorlar. Cocuklan dinsiz, imansiz yetisiyor. istikbal- 
lerini kazansmlar diyerek, namuslan, hayalan yok edilmesine hangi vicdan razi 
olur? Sikintilar cekerek, ezelde ayrilmis olan nzklarma kavusuyorlar. (Nemaz ka- 
rin doyurmuyor, kizlarm ev islerini ogrenmesi, ekmek parasi getirmiyor. Zema- 
na uymazsak, dine bagh kahrsak siiruniiruz) gibi cilgmca konusanlar da oluyor. Hal- 
buki, ogullanna, kiiciik iken dinleri, imanlan ogretilir. Kur'an-i kerim okutulur. 
Bundan sonra da, Allahii tealamn emrlerine uygun olarak para kazanmaga calis- 
dinhrsa, yine aym nzka, hem de kolayca, rahatca kavusurlar. Analan, babalan ve 
cocuklar hem sevab kazanir, hem de kazanclarmin hayrmi goriirler. Diinyada ve 
ahiretde mes'ud olurlar. Akhmizi basimiza toplryalim! Rizklanmizi halal yoldan 
ariyahm! 

Biz Allahi severiz, her emrini dinleriz, 
Be$ vakt nemaz kilar, Ona isyan etmeyiz. 

Mii'min iyi huyludur, herkes ondan meninundur. 
Kimseye zuim eylemez, kendi de huzurludur. 



-805 



5 — ALIS VERISDE MUHAYYERLIK 

Bayi' veya miisterinin, alis verisden vaz gecebilmek hakkma, (Muhayyer olmak) 
denir. Muhayyerlik, sahih ve fasid bey'lerde caiz olup, iic durludiir: 

1 — Pazarlik ederken muhayyer olmagi sart koymakdir: Bu muhayyerlik iic 
giinden fazla olamaz. Bu miiddet soylenmez ise, muhayyerlik olmaz. Imameyne go- 
re, miiddet belli olmak sarti ile cok uzun zeman muhayyer olabilirler. tic giine ka- 
dar parayi vermez isen, satmakdan vaz gecerim demek caizdir. Uc giinden fazla- 
si icin soylerse, satis caiz olmaz. Imam-i Muhammed, caiz olur buyurdu. Bayi' mu- 
hayyerlik sart etdi ise, mal bayi'in miilkiinde kahr. Miisteri ahp da, onda helak olur- 
sa, benzerini veya piyasadaki degerini verir. Miisteri muhayyer ise, mal bayi'in miil- 
kiinden cikar. Eger miisteride iken helak olur veya zarar goriirse, (Semen-i mii- 
semma)yi, ya'ni uyusduklan parayi verir. Muhayyer olan, kabul etdigini, uyusdu- 
gu kimsenin yaninda veya baska yerde soyliyebilir. Fekat red etdigini ona soyle- 
mesi lazimdir. Imam-i Ebu Yusiif, baska yerde de red edebilir, dedi. Muhayyer olan 
oliirse, muhayyerlik biter. Ya'ni satis yapihr. Miiddet bitince de satis lazim olur. 
Bayi' veya miisteri baskasmm, belli bir zemana kadar muhayyer olmasim da sart 
edebilir. Eger gun, ya'ni miiddet ta'yin olunmaz ise, bey' sahih olmaz. Sart edenin 
kendisi veya o baskasi red veya kabul edebilir. Biri red, biri kabul ederse, once bil- 
direnin sozii yapihr. (Durer-ul-hiikkam) sahibi "rahmetullahi teala aleyh", iicyii- 
ziincii maddede diyor ki, (Sart ile muhayyer olmak, soz kesildikden birkac giin son- 
ra da kararlasdinlabilir. Fekat, akdden once sart edilen muhayyerlik hiikmsiizdur). 
Iskan belgesi olmiyan evi satm ahrken, belli zemana kadar iskan belgesi almacak- 
dir deyip de, o zeman icinde alinmazsa, belediyyenin satisa izn vermedigi anlasi- 
hp, bey' fesh olur. Eger zeman belli olmazsa, akd sahih olmaz. Fasid olur. 

Musterinin, iki veya iic maldan birini secmek icin, iic giin veya daha ziyade mu- 
hayyer olmasi caizdir. O sey iicden cok ise, caiz olmaz. tic seyden biri, mebi' 
olup ikisi, bayi'in mah olur ve miisteride emanet olur. Helak olurlarsa, miisteri bi- 
rini oder. Emanet olanlan odemesi lazim degildir. Hepsini red edemez. Fekat hep- 
sinde de muhayyerlik sart etdi ise, hepsini red edebilir. Miisteri muhayyerlik ze- 
mani bitmeden oliirse, iic seyden birini, varisleri ahr. iki kisi bir mal satm ahp mu- 
hayyer olduklarmda, biri kabul edince, ikinci red edemez. 

2 — Ahrken gormedigi $ey icin muhayyer olmakdir: Ahs veris esnasinda, 
mevcud oldugu halde, bayi'in yaninda bulunmiyan, ya'ni miisteri gormeden, ya'ni 
iyi tammadan satis caizdir. Miisteri, mah goriince red edebilir. Gormeden once se- 
meni vermege zorlanamaz. Bu muhayyerlik, bir zeman ile simrh degildir. Gorme- 
digi icin muhayyer olan miisteri, mebi'i gormeden once de, bey'i fesh edebilir. Me- 
bi' ayn olmazsa, ya'ni musterinin gormedigi mebi'in yerini, sifatmi, arsasimn hu- 
dudiinii, cinsini, mikdarim bayi' bildirmezse, bey' fasid olur. 

Bir kimse, cinsini soyliyerek birsey satsa, bu sey baska cinsden ciksa, bey' ba- 
til olur. Mesela karpuz tohumu olarak ahp, hiyar tohumu ciksa, batil olur. Miis- 
teri, tohum mevcud ise, geri verir. Mevcud kalmamis ise, mislini verir. Semeni ge- 
ri ahr. 

Bir kimse, mahm gormeden satsa, muhayyer olamaz. Ya'ni goriince, satisdan vaz 
gecemez. At, katir ve merkebin ytizunii ve sagnsim goren muhayyer olamaz. Et icin 
koyun ahrken el ile yoklamiyan muhayyer olur. Evin sofasim goren, odasim gor- 
mese de muhayyer olmaz. Fekat, imam-i Ziifere gore "rahmetullahi teala aleyh", 
odalan da gormek lazimdir ve fetva boyledir. Kansik bir malm bir kismmi goren 
miisteri, hepsini goriince muhayyerdir. Darti ile veya olcek ile olciilen seyin niimu- 
nesini goren, o seyin hepsini goriince muhayyer olmaz. Fekat niimunesinden dii- 
siik ise, ayb sebebiyle muhayyer olur. Yinecek seyleri tatmiyan muhayyer olur. 

Musterinin, satm almak icin vekili veya satm aldigi mah teslim almak icin gon- 

-806- 



derdigi vekili, ya'ni [seni vekil etdim dedigi kimse] goriince, miisteri muhayyer ola- 
maz. Fekat, mtisterinin, gormeden satin aldigi mall teslim almak icin gonderdigi 
kimsenin gormesi ile, miisteiinin muhayyer olmak hakki gayb olmaz. 

A'manin alip satmasi caizdir. Satin aldigi seyler dokunmakla veya koklamak- 
la veya tadma bakmakla anlasihrsa, bunlan yapmadi ise muhayyer olur. Bir ev ken- 
disine ta'rif edildi ise, muhayyer olmaz. Bir kimse, iki elbiseden birini goriip, iki- 
sini de satm aldikdan sonra, ikincisini goriince, ikisini birden kabul veya ikisini bir- 
den red etmekde muhayyer olur. Yalniz ikincisini red edemez. 

Birseyi gordiikden sonra, satin alan kimse, baska bulursa muhayyer olur. Ba- 
yi', farkh degil diye yemin ederse, buna inamhr. 

Miisteri, gormemis idim dese, bayi', gormiis idin dese, miisteriye inamhr. 

(Cami'ul ezher) hocalarmdan allame Abdurrahman Cezirinin riyasetindeki, Misr 
ulemasmdan bir hey'et tarafmdan hazirlanmis olan (Kitab-iil-fikh alel-mezahib- 
il-erbe'a) kitabi bes cild olup, Misrda 1392 [m. 1972] de yeniden basilmisdir. Ha- 
sen Ege tarafmdan Tiirkceye terceme edilerek, Bahar kitabevi tarafmdan 1971-1979 
da, yedi cild olarak basilmisdir. Arabisinin ikinci cildinde diyor ki, (Goriilmiyen 
bir sey icin muhayyer olmak, Hanefi mezhebinde dort yerde vardir: Birincisi, 
ayn olan mal, ya'ni mebfdir. Mebf deyn olursa satis selem olur. Selem satismda 
mebf icin muhayyerlik olmaz. Ikincisi, kiralanan yer goriildiigii zeman red edile- 
bilir. Uciinciisii, bir ayn, ortaklar arasmda boliindiigii zeman paylarim sonradan 
gorenler red edebilirler. Misli olan mal taksim edilince muhayyerlik olmaz. Dor- 
dunciisii, mal da'vasinda sulh olunca. Ya'ni, birinde alacagi oldugunu soyliyen gor- 
medigi bir malm verilmesine razi olunca, bunu gordiigii zeman red edebilir). 

3 — Ayb, ya'ni kusur sebebi ile muhayyerlik: Bir kimse, satm aldigi bir mal- 
da kusur bulsa, tam fiyati ile almakda veya red etmekde muhayyerdir. Bayi' razi 
olur ise, fiyati kirabilir. Piyasada, fiyat diismesine sebeb olan kusur, (Ayb) sayihr. 

Miisteri satm ahp, kullamrken veya seklini, sifatmi degisdirince, eskiden kalma 
bir ayb gorse, fiyat farkini geri ahr. Mesela kumas ahp, kesdikden sonra kusur go- 
riirse, kumasi red edemez. Fekat, bayi' kabul ederse, red edebilir. Kumasi dikmis 
ise veya kumasi boyamissa, unu yagla yugurmus ise, eski ayblarmi anlasa, fiyat far- 
kmi ahr. Bayi' razi olsa da, red edemez. Aldigi ta'ami yise, elbiseyi giyip yirtsa, fi- 
yat farki istiyemez. imameyn, ister dedi. Yumurta, cevz, kavun, karpuz ve kabak 
satm ahp, kirmca hepsi bozuk ciksa, ise yarar iseler, fiyat farki ahr. Bir ise yara- 
maz iseler geri verip parasim temamen geri ahr. iyi diyerek satin aldiklarimn bo- 
zuklari yiizde iic ise, bey' sahih olur. Cok ise fasid olur. Hepsini verip, parasim ge- 
ri ahr. 

Bir kimse satin aldigi mah baskasma satmis iken, kusurlu oldugundan mahke- 
me karan ile kendisine i'ade edilse, birinci bayi'a red edebilir. Fekat, mahkeme ka- 
ran ile degil de kendi arzusu ile i'ade edildi ise, birinci bayi'a red edemez. Bir kim- 
se, satm aldigi seyde kusur bulundugunu isbat etse veya bayi' kusursuz olduguna 
yemin edemese, miisteri parayi vermege mecbur olmaz. Bunun gibi, pazarhk edi- 
lip, olciilen seyin mikdannda uyusup, teslim alman mikdarda anlasamasalar, miis- 
terinin sozii kabul edilir. Darti ile veya olcek ile satm alman birsey, eve gottiriilun- 
ce, bir kismi kusurlu goriilse, miisteri, hepsini almakda veya red etmekde serbest- 
dir. 

Miisteri, satm aldigi birseyin kusurunu diizeltse, geri vermek hakki kalmaz. Sa- 
tm alman bir hayvana binmek, kabul etmek demekdir. 

(Tagrir) olunan, ya'ni yalan soylenmekle fahis aldatilan kimse, bey'i fesh ede- 
bilir. (Mecelle)nin yiizaltmisbesinci [165] maddesinde diyor ki, sarrafhkda piya- 
sadaki fiyatlarm en yiikseginden, yiizde ikibucuk [% 2,5] ve daha fazlasi kadar yiik- 
sek fiyatla satm alarak aldanmaga (Gaben-i fahis=cok aldanmak) denir. Bu mik- 

-807- 



dar, uruz icin, ya'ni hayvandan baska menkul mallar icin yiizde bes, hayvan icin yiiz- 
de on, bina icin yiizde yirmidir. Bu mikdarlardan az olan aldanmaga, (Gaben-i ye- 
sir=az aldanmak) denir. Mesela, bayi', bu mala, su kadar lira veren oldu deyip sat- 
sa, piyasadaki en yiiksek degerinden fahis aldanma kadar fazla oldugu ve baska- 
si, o kadar lira vermedigi anlasilsa, miisteri bey'i fesh edebilir. 

Bayi' yalan soylemeden, fahis fiyatla satsa, aldanan miisteri bey'i bozamaz. Ciin- 
ki herkes malim, diledigi fiyatla satabilir. islamiyyetde (kar haddi) diye birsey yok- 
dur. Yalniz, sikisik durumda olanlara, yiyecek, giyecek ve bannacak luzumlu es- 
yayi fahis, yiiksek fiyatla satmak haramdir. [Altmci maddede, 3 numarayi okuyu- 
nuz!]. Yalan soylenerek, yesir aldatilan kimse, bey'i bozamaz. 

Herkesin var bir kesi, 
ben bike sin, yok kimsesi. 
Ben bikesin, sen oi kesi, 
ey kimsesizier kimsesi! 

6 — BATIL, FASID, MEKRUH SATISLAR, SARRAFLIK 

Bey' ve siranm alti dtirlii oldugunu, bundan evvelki maddenin bas tarafmda be- 
lirtdik. Bunlardan birincisi olan Sahih satisi yukanda gordiik. Bu maddede, batil, 
fasid, mekruh, mevkuf, vefa ile olan satislan ve sarf satisim kisaca anlatacagiz: 

(2) — Batil olan satislar: Batil satislar, caiz degildir ve haramdir. Biiyiik giinah- 
dir. Batil satisla, miisteri mah teslim alsa bile miilkii olmaz. Bayi'in nzasi ile almis 
oldugundan, miisteri elinde emanet olup telef olursa odemez. 

Hicbir dinde mal olmiyan seylerin satilmasi ve bunlarla birsey satm almmasi ba- 
tildir. Kan, kendi olmiis hayvanm lesi ve hiir insan mal degildir. Miitekavvim ol- 
miyan bir malm para veya deyn karsihgi satilmasi da batil olup, serabdan baska- 
smm ayn olan mal karsihgi satilmasi fasiddir. Serabm ayn karsiligi satilmasi da ba- 
tildir. Serab ile domuz ve kesmiyerek, mesela bogarak, sisliyerek, vurarak, elekt- 
rikle oldiiriilen veya kitabsiz kafirin kesdigi hayvanm lesi, miitekavvim olmiyan mal- 
dir. Bunlar ve iki imama gore her icki almmaz ve satilmaz. (Diirr-iil-muhtar) be- 
sinci cildde diyor ki: (Musliman, serab satip semeninden borcunu oderse, alana ha- 
lal olmaz. Ciinki, batil bey'in semeni, bayi'in miilkii olmaz. Gasb edilmis mal gi- 
bidir. Bu parayi bayi'den almak haramdir). Miislimanlar, bag, iiziim yetisdirir. Yas 
ve kuru iiztimii ve pekmezi ve sirkeyi kullanir ve satarlar. Bunlar diinya piyasasin- 
da cok ragbet gormekde ve milli serveti artdiran miihim bir kaynak teskil etmek- 
dedir. Bu isle ugrasanlar, bu kaynagin ehemmiyyetini ve biiyiiklugunii yakmdan 
bildikleri gibi, giinliik nesriyyat ve istatistikler de, bu hakikati herkese gostermek- 
dedir. O halde, islam diismanlarmm, gencleri kandirmak icin, islamiyyetde serab 
satisi olmadigindan, bagcihgimiz asrlarca geri kalmis, tabi'atin bu zengin verimin- 
den istifade edememekle, islamiyyet milli servetimizin biiyiik bir gayba ugrama- 
sma sebeb olmusdur, gibi sozlerine aldanmamah, hakikatleri diipediiz inkar eden 
bu zevalhlara acimahdir. 

Besmele ile kesilmis hayvan etini, les ile birlikde satmak da batildir. imamey- 
ne gore, fiyatlan ayn ayn bildirilirse, Besmele ile kesilmis olan caiz olur. Vakf olan 
herseyi satmak caiz degildir. Ciinki, vakf, miilk degildir. Vakf olmiyan yeri, vakf 
yerle birlikde satmak, vakf olmiyan kismda caizdir. Vakf toprak iizerine yapilan 
binayi satmak caizdir. Miilkii olmiyan seyi satmak batildir. Mesela, havadaki ku- 
su, denizdeki bahgi yakalamadan once satmak batildir. Bunlara akdden sonra 
malik olup miisteriye teslim etse, sahfh olmaz. Batil akdi fesh edip, malik oldugu 
mal icin yeniden akd veya teati yapmalan lazimdir. Diinyaya gelmeden evvel 

-808- 



yavruyu, memede olan siitii, tarlada yetisen yabani otlan bicmeden once ve miil- 
kiinde bulunan kaynakdaki, nehrdeki suyu, bulundugu yerde iken satmak batildir. 
Ciinki kendiliginden yetisen otu, yerden cikan suyu kullanmak ve birinin atesin- 
de lsmmak, herkesin hakki oldugu hadis-i serifde bildirildi. Fekat, bu hakkindan 
istifade icin baskasimn mulkiine girilemez. Girmege izn vermesi veya otu, suyu ge- 
tirmesi istenir. Birinin kazdirdigi kuyuda veya sarmcinda toplanan yagmur suyun- 
dan baskalarmm hakki olmadigi ve bu sulan satabilecegi, (Fetava-i Hayriyye)de 
yazilidir. Yine bu fetvada, memedeki siitii satabilmek icin diyor ki, (Siitii istiyen, 
hayvamn sahibine, siitiin degerine yakin bir mail odiinc verir. Hayvan sahibi de ona, 
hayvanmdan cikan siitii hergiin odiinc al der. Sonra borclarmi takas yolu ile ode- 
sirler). Agacda belirmemis olan meyveyi satmak batildir. Aklh olmiyan kiiciik co- 
cugun alis verisi, ya'ni pazarlik edip soz kesmesi batildir. Babasmm daha once yap- 
digi anlasma ile alacagi mah, cocugu gonderip aldirmasi caizdir. Deyni, deyn kar- 
sihgi satmak batildir. Bunun icin, her cesid alacak, teslim almadan once, hie kim- 
seye veresiye satilamaz. 

Canh hayvamn etini darti ile satmak ve koyun iisttindeki yiinii ve canh koyunun 
derisini satmak batildir. imam-i Ebu Yusiif, koyun iistiindeki yiinii satmak ve 
agacdaki dut yapragim satmak caizdir dedi. Canh hayvan etini darti ile satmak ve- 
ya satin almak istiyen kimse, pazarlik yerinde bile, hayvam dartip etini kilo iize- 
rinden, kendi kendine hesab edip cikardigi fiyata gore, canh hayvam topdan pa- 
zarlik etmelidir. Satis, hayvan iizerinden yapilmahdir. Satisdan gayri bir sebeble 
ileride eline gececek birseyi heniiz almadan, yalmz borclusuna ve pesin satmak ca- 
iz olup, baskalanna pesin dahi satmak ve ileride yapacagi ayakkabiyi, heniiz yap- 
madan satmak batildir. (istisna'), ya'ni ismarlama sureti ile yapmak caizdir. [On- 
birinci maddeye bakiniz!]. Mer'alann, cayirlarm ya'ni umumi yerlerin satilmasi ve 
kiraya verilmesi batildir. (Umm-i veled) olan cariyeyi satmak batildir. Hiir kadi- 
nm siitiinii sagdikdan sonra dahi ve domuzun kihm satmak batildir. Domuz kili- 
m, igne yerine kullamp ayakkabi dikmek zaruri olunca ya'ni dikecek baska birsey 
bulamazsa kullanmasi ve parasiz malik olamazsa, satm almasi caiz olur. Buna sa- 
tilmasi mekruh olur. Les yagi, bevl, insan siitii ve serabm, tibda ve sanayi' icin kul- 
lamlmalan da boyledir. imam-i Muhammede gore bu kadar kil temizdir. Kafir de 
olsa, insan kihm ve her uzvunu, bevlini, necasetini satmak batildir. Kullanmak da 
caiz degildir. Yalmz, insan pisligi kullamlabilir ve toprakla kansik olarak satila- 
bilir. Hayvan pisliklerini satmak ve giibre ve yakacak olarak kullanmak caizdir. Ve- 
dek, ya'ni les yagim satmak ve kullanmak haramdir. 

(Redd-iil-muhtar)da besinci cild, ikiyiizkirkdokuzuncu [249] sahifede ve dor- 
diincii cild, ikiyiizonbesinci [215] sahifede diyor ki: 

(Nihaye), (Haniyye) ve (Tehzfb) kitablannda, (Miisliman, miitehassis tabib, si- 
fa verecegini ve baska ilaci olmadigim soyleyince, hastamn idrar, kan icmesi, les 
yimesi caiz olur. Serab da boyledir denildi. Fekat oliimden kurtulmak icin sozbir- 
ligi ile halal olur) yazilidir. Yuzoniicuncii [113] sahifede diyor ki: (Cariyenin sii- 
tunii de satmak batildir). (Feth-ul-kadir) kitabinda, (Miisliman, miitehassis tabib, 
kadm siitiiniin muhakkak iyi edecegini ve baska ilaci olmadigim soylerse, hasta- 
mn, kadm siitii icmesi ve satm almasi caiz olur denildi) yazilidir. [Kan vermek de 
boyledir.] 

Les derisini dabaglamadan satmak batildir. Dabagladikdan sonra caizdir. Le- 
sin kemikleri, sinirleri, boynuzu, tiiyii, kill ve fil disi satihr ve kullanihr. Domuz- 
dan baska eti yinmiyen hayvanlan ve haserati ve bahkdan baska deniz hayvanla- 
nni, ancak kullanmalan faideli oldugu zeman satmak caiz olur. Fekat yimeleri yi- 
ne haramdir. Domuzdan baska eti yinmeyen hayvanlar Besmele ile kesilince ve- 
ya avlayinca derisi sozbirligi ile temiz olur. Eti de temiz olur denildi. Fekat yime- 
si haramdir. Deri ve etlerini satmak ve faidelenmek caiz olur. Necaset kansmis yag 

-809- 



satilir ve kullamhr. Fekat yinmez. Domuzu veya serabi satmak veya satm almak 
icin, muslimanm zimmiyi vekil etmesi haramdir. Satin alman serabi sirke yapma- 
si veya dokmesi, domuzu basi bos birakmasi ve bayi'in de semeni fakirlere verme- 
si lazim olur. 

Bir binamn iist kati yikildikdan sonra, yalmz bu iist katim satmak batildir. 
Ciinki, mal kalmamisdir. Mevcud olan mal satilir. Hak, yalmz olarak satilmaz. Bu- 
nun icin, almacak ma'asi, erzaki, almadan once satmak, bunlarm ceklerini banka- 
ya kirdirmak batildir. Apartman katlari, yapildikdan sonra satilir. Yapilmadan on- 
ce satmak batildir. Bir kimse, kendi iistiine kat yapmak hakkim satabilir. Burada 
katm tavam, list kata taban olmak iizere satilmakdadir. Bu tavan ve taban ikisi ara- 
smda ortak olmakdadir. Yirminci maddede yazih (Miilk sirketi) hasil olmakdadir. 
Dere, nehr satilmaz, zira hududii belli degildir. Yol satilir. Ciinki, eni, boyu bel- 
lidir. Bir yer satihnca, buradan veya buraya gelen yerden gecmek hakki ve bura- 
yi sulamak hakki da satilmis olur. Disi koyunu, erkek diye satmak sahih ise de, mus- 
ter! muhayyer olur. Parasiz, meccanen mal satmak batildir. Ayni cins mall, birbi- 
ri karsiligmda veresiye satmak her zeman faiz olur. Pesin satisda, hacm veya agir- 
hkla olciiliiyorlar ise ve hacm veya agirhklan farkli ise yine faiz olur. Agirhklan 
veya hacmleri ve vasflan, ozellikleri de esit ise, fasid olur. Ciinki, faidesiz bir sa- 
tis olur. Agirhklan veya hacmleri ve cinsleri esit olup vasflan baska ise, pesin sa- 
tis sahih olur. Altin veya giimiis parayi kendi cinsi ile bozmak miistesna olup, pe- 
sin daima sahihdir. Bey'in sahih ve batil olmasinda iki taraf uyusmaz ise, batil ol- 
dugu kabul edilir. 

(3) — Fasid olan satislar: Fasid satislar, caiz degildir ve haramdir. Biiyiik gii- 
nahdir. Fasid satisla ahnan mal, miisteri teslim ahnca, kendi miilkii olursa da, yi- 
mesi, giymesi, haramdir. Alamn ve satamn bu satisi bozmasi, geri vermeleri vacib- 
dir. Geri cevirmezlerse, vacibi terk etdikleri icin giinaha girerler. Fasid satisla ah- 
nan mal, miisteri elinde helak olursa, misli varsa, mislini verir. Misli yoksa, teslim 
aldigi zemandaki piyasa kiymetini Oder. Sahih bey'lerde ise, kiymet degil, uyusu- 
lan semeni verir. 

Fasid bey' geri cevrilince, once, bayi' parayi verir. Sonra mah geriye ahr. Bayi', 
semeni aldikdan sonra, bey' geri cevrilmeden evvel bundan istifade etmesi caiz- 
dir. Fekat miisterinin maldan istifade etmesi caiz degildir. Mebi'i, sadaka, hediy- 
ye etmesi sahih olur ise de, vacibi terk etdigi icin tevbe etmesi lazim olur. Kiraya 
vermesi sahih olmaz. Satip kazandi ise, kan sadaka verir. ikinci miisterinin yiyip 
icmesi halal olur. 

Fasid satis, aslinda sahihdir, caizdir. C un ki, miitekavvim olan mal satisidir. 
Fekat, sifati islamiyyete uygun olmayip sahih degildir. Ya'ni semen, miitekavvim 
mal olmryan veya mebf veya semenin mikdan ve evsafi veya veresiye satisda, se- 
menin verilecegi zeman bilinmiyen veya fasid sartlar bulunan satisdir. 

Kiyemi olan bir malm iki danesinden hangisini istersen al diyerek satmak fasid- 
dir. Miisteri hangisini istersem onu ahnm derse, muhayyer olarak caiz olur. 

Semen belli olmazsa, mesela, bu mah aldigim fiyata veya hakiki kiymetine ve- 
ya piyasadaki kiymetine veya filan kimsenin aldigi fiyata deyip de, cinsi ve mik- 
dan soylenmez ise, bey' fasid olur. Semen, gostermekle veya mikdan ve cinsi 
soylenmekle ma'lum olur. Yalmz, ekmek, gazete gibi, kiymeti Flan edilen ve sa- 
tamn arzusu ile degismiyen seylerde, semeni bildirmeden bey' sahih olur. (Hadi- 
ka)da, yimesi haram olanlan anlatirken diyor ki: (Haram olan semen ta'yin edil- 
mezse, bununla almamn yinmesi halal olur). ikinci kism, 40. ci madde, 4. cii sahi- 
fesine bakimz! 

Birseyi [mesela yagi], kab ile dartip, kab icin mu'ayyen bir mikdar dara diisme- 
gi sart etmek fasiddir. Kabi bos dartip, sonra darasmi diismek lazimdir. Eger ka- 
bin vezni kadar diismek sart edilirse veya tenekedeki yag, olcmeden, topdan sa- 

-810- 



tilirsa, caiz olur. Miisteri, bos kabi dartip soyleyince, bayi' inanmazsa, miisterinin 
sozii kabul olunur. [Dordiincii maddenin sonuna bakiniz!]. Kocun disiye katilma- 
sini satmak fasiddir. 

Agacm verecegi meyveyi veya tarlanm verecegi mahsulii, olunciya kadar yerin- 
den ayirmamak sarti ile, olmadan satin almak fasiddir. 

Fakirin, zekati teslim almadan satmasi fasiddir. Ganimet malini taksim edilme- 
den once satmak fasiddir. 

Hayvani hayvana veresiye satmak fasiddir. Kurtlanmis, bozulmus eti satmak ba- 
tildir. Kokmus eti satmak fasiddir. Veresiye pahah, pesin ucuz demek, ya'ni, me- 
sela pesin on liraya, veresiye, ya'ni taksitle onbes liraya vermek seklinde iki sart- 
li satism fasid oldugu, (Mevkufat)da, (Cevhere)de ve (Tuhfet-iil-fukaha)da yazi- 
lidir. Ciinki, semen mechuldiir. Hadisle yasak edilmisdir. Yalniz toplaminm fiya- 
ti soylenip satilan seylerin [mesela siiriiniin] sayisi az veya cok cikarsa, fasid olur. 

Yamnda bulunmiyan seyi miisteriye ta'rif etmeden satmak fasiddir. Miisteri, ma- 
il alirsam, bu para, malm semeni olsun, mall almazsam, parayi geri gonder derse, 
fasid olur. Alacagini veresiye satmak fasiddir. (Hamza efendi risalesi §erhi)nde di- 
yor ki "rahmetullahi teala aleyhima": (Yirmibesincisi budur ki, bir kimsenin, bir 
kimsede odiinc olarak veya satm alarak veya miras, hediyye, sadaka sureti ile mal 
veya para alacagi olsa, bu olciilii veya sayih mall, teslim almadan, ona veya bas- 
kasina, veresiye satmak caiz degildir. Satm almak sureti ile alacagi sey ev, arsa gi- 
bi olmayip, tasmabilen mal ise, bunu teslim almadan, pesin satmak da, caiz degil- 
dir). [Dordiincii maddenin sonuna bakiniz!] 

Muztar olana, ya'ni sikisik durumda olana, mesela ac, susuz, ciplak, evsiz kala- 
na, bunlari, semen-i mislinden, ya'ni piyasadaki en yiiksek degerinden gaben-i fa- 
his ile yiiksek fiyatla satmak fasiddir. Nafakasmi te'min etmek icin, herhangi bir 
seyini satmak zorunda kalan fakir kimsenin satdigim, gaben-i fahisle ucuz almak 
da fasiddir. (Gaben-i t aliis), besinci madde sonunda bildirilmisdir. 

Kafirin Kur'an-i kerim satin almasi sahihdir. Fekat, satmasi icin cebr edilir. 

Vakf olan eski, yirtik Kur'an-i kerimi satip, yenisini almak ve harab mescidi sa- 
tip parasmi baska mescide sarf etmek caizdir. Vakfi bir insan vakf eder. Evkafm 
parasi ile yapilan binalar vakf degildir. Bir vakf bina yikilip bunun parasi ile bas- 
ka bina yapihrsa, bu, vakf olmaz. Beyt-iil-malin olur. Vakf bina bagcesindeki 
meyveleri yimek haramdir. Meyve, ot satilip, parasi ile bina ta'mir edilir. Agaci sa- 
tilamaz. 

Sarth satis iki diirlii olur: Birincisi, falan sey olursa veya olmazsa, bu mail sana 
satdim veya senden aldim demesi ve digerinin kabul etmesi olup, satisi sarta 
(Ta'lik) olur. Bir sarta ta'lik ederek yapilan satis batil olur. ikincisi, bu isi yapar 
isen, bu mail sana satdim veya senden aldim demesi ve digerinin kabul etmesi olup, 
satisi sarta (Takyid) olur. Boyle sart caiz, miifsid veya lagv olur. Caiz olan sart ye- 
rine getirilir. Lagv olan sart ile yapilan bey' de sahih olur ise de, sart yerine geti- 
rilmez. Bey'in icab etdirdigi birseyi, ya'ni sart edilmese de yapilmasi lazim veya ca- 
iz yahud adet olan birseyi sart etmek caizdir. Mesela mal miisterinin olmasi gibi. 
Bey'in icab etdirmedigi ve fekat alana ve satana faidesi olmiyan sart lagv olur. Soz 
kesilirken, bey'in icab etdirmedigi sart yapilir ve bu sart alana veya satana faide- 
li olur ise, bey' fasid olur. Ahcidan ve saticidan baska bir kimseye faideli olunca 
da, bey' fasid olur diyenler oldu. Fasid sart, sozlesmeden sonra yapihrsa, iki ima- 
ma gore caiz olur. Fetva boyledir. Miisterinin baskasina satmamasi veya satmasi 
veya hibe etmesi yahud baska sehrde satmasi, hediyye etmemesi, cayira saliver- 
memesi, kesmemesi, binmemesi, kendi yimemesi sartlan lagv olur. Evini, oliinci- 
ye kadar icinde oturmak veya oliinciye kadar miisterinin kendisine bakmasi sar- 
ti ile satmak fasid olur. Bu sart ile evini hediyye etmek caizdir ve evi teslim etdik- 

-811- 



den ve alan, ona bakmaga razi oldukdan sonra, geri alamaz. [Mecelle, Madde 855.] 
Kadmin, kendini veya kizmi nikah etmesi sarti ile, bir mail tekrar kendisine sat- 
masi sarti ile, arsanin hepsinin vergisini miisterinin odemesi sarti ile yansim sat- 
masi, miisteriye olan borcundan odenmemek sarti ile satmak, agacdaki meyveyi 
bayi' toplamasi, bugdayi un yapmasi, mebi'i bir muddet miisteriye teslim etmeme- 
si, pesin olan semeni vermeden once mebi'i teslim etmesi, pesin olan semenin bas- 
ka sehrde verilmesi, satilan evde bayi'in bir muddet oturmasi veya mail bir miid- 
det sonra teslim etmesi veya miisterinin bayi'a birsey bore vermesi veya hediyye 
etmesi veya satmasi, kiraya vermesi, yahud bayi' kumasi dikdikden sonra verme- 
si sarti ile bey', fasiddir. 

(Hindiyye)de diyor ki, (Bu hayvani sana bin liraya satdim. Su hayvanim da, faz- 
la olarak bana vermek sarti ile dese, caizdir. Miisterinin semeni artdirmasi olur. 
(Fazla olarak) demeseydi, hediyye olup, fasid olurdu. Baska birine odiinc verme- 
sini sart etmek caiz olur. Bayi'in miisteriye veya miisterinin ogluna birsey hediy- 
ye etmesi, sadaka vermesi sarti ile satm almak fasiddir. Hediyye edilecek sey, me- 
bf yapihrsa, ya'nibirinci mebi' ile birlikde olarak satihrsa, bu satis fasid olmaz. Bir 
evi mescid yapilmasi sarti ile satmak fasiddir. Fakirlere sadaka edilmesi icin ta'am 
satmak ve kabristan yapilmasi icin arsa satmak fasiddir. Miisterinin bayi'a bir mud- 
det hizmet etmesi sarti ile bey' fasiddir. Cunki, kira sarti bulunan bey' olur. Evi, 
yikmasi sarti ile satmak sahih ve sart batil olur. Semeni bayi'in alacakhsma verme- 
si sarti ile satmak caizdir. Miisterinin bayi'in alacakhsma kefil olmasi sarti ile 
bey' fasiddir. Falandan alacagim olan para ile diyerek satm almak fasiddir. [Borc- 
lusunun hazirlayip verdigi bono ile baskasmdan birsey satm almanm caiz olmadi- 
gi buradan da anlasilmakdadir.] Semenin, bayi'in gosterecegi kimseye verilmesi 
sarti ile birsey satm almak fasiddir. Semeninden tenzil etmegi sart ederek satmak 
caizdir. Semeninden belli mikdar hediyye vermegi sart ederek satmak caiz degil- 
dir. Bagcenin etrafina bayi'in divar cekmesi sarti ile meyveleri satm almak fasid- 
dir. Bayi', divar cekerim, meyveleri satm al demesi caizdir. Musteri muhayyer olur. 
Buharada pesin satip veya odiinc ahp, Semerkandda odemegi sart etmek caiz 
degildir. Gebe oldugu sarti ile hayvan satmak fasiddir. Siitii cokdur diyerek hay- 
van satmak caizdir. Karpuzu, kavunu tath olmak, kusu giizel otmek sarti ile satm 
almak fasiddir. 

Fasid bey'de musteri bayi'in izni ile kabz ederse, mulkii olur. Fekat geri verme- 
si lazim olur. Kullanmasi ve baskasma temlik etmesi haram olur. Temliki nafiz olup, 
bayi'in geri almak hakki kalmaz. Kiraya vermesi ile bayi'in hakki gitmez. 

Zimmilerin bey' ve sira yapmalan, miislimanlann yapmalan gibidir. Yalmz, bir- 
birlerine serab ve domuz ahp vermeleri caiz olur. Sahife 810 basma bakmiz! Cal- 
gi aletlerini bunlan calanlara satmak, imameyne gore caiz degildir. Kara ve deniz 
haseratim, yimek icin satmak caiz degildir. Bunlan tibda ve sanayi'da kullanmak 
icin satmak caiz olur). 

(Ibni Abidfn) diyor ki, (Fasid olan sart, sozlesmeden once bildirilip, sonra bu 
sart iizerine sozlesilirse, bey' fasid olur). (Diirer-iil-hukkain)da, (Mecelle) nin 
189. cu maddesini serh ederken diyor ki, (Akdden once fasid sarti va'd edip, akd 
yaparken soylemezler ve akdden sonra va'dini yaparsa, bey' fasid olmaz). 

254. cti ve sonraki maddelerin serhinde diyor ki, (Bayi', akdden sonra, orada ve- 
ya baska yerde, mebi'i belli mikdarda artdirabilir. Yahud, bu degerde baska bir mal 
vermegi va'd edebilir. Musteri, bunu isitince, kabul ederse, bayi'in va'dini yapma- 
si lazim olur. Pisman olursa, yapmakdan vazgecemez. Bayi' akdden sonra, seme- 
nin bir kismmi veya hepsini almis olsa dahi, semenin bir mikdarim miisteriye he- 
diyye edebilir. Akdden sonra, bayi'in mebi' mikdarim artdirmasi veya semenin bir 
mikdarim azaltmasi asl akde dahil olur. Ya'niilk akd, artan mebi' ve azalan semen 
iizerinde yapilmis olur. Yirmi liraya, yirmi karpuz pazarhk edildikden sonra, ba- 

-812- 



yi' su kaseyi dahiverdim deyip, miisteride bu meclisde kabul ederse, caiz olur. Yir- 
mi karpuz ile kase, yirmi liraya satilmis olur. Bayi', bey'i caiz olmiyan ve aybh, ku- 
surlu olan birsey Have ederse, bey' fasid olur. Bayi', akdden sonra, semenin bir kis- 
mini veya hepsini miisteriye hediyye edebilir. Fekat bu, asl akde dahil olmaz. 
Bayi'in akdden evvel, semeni miisteriye hediyye etmesi sahih olmaz). 958. ci 
madde serhinde diyor ki, (Mahm beyhude yere sarf ve telef edene sefih denir. Alis- 
verisde aldanmak sefih olmagi gosterecegi gibi, hile olarak kasden aldananlar da 
vardir). [Goriiliiyor ki, bayi' miisterilere aynca hediyye verecegini akdden evvel 
haber verip, akd esnasmda sart etmezler ise, akdden sonra bu va'dini soylemesi ve 
yerine getirmesi caiz olmakdadir. Fekat miisteriler arasinda piyango cekerek, 
hediyyeyi yalmz kazananlarma vermek kumar olur, haram olur. Ikinci kismda, kir- 
kmci madde sonuna bakiniz!] 

(Bahr-iil-fetava)da fasid bey'i anlatirken diyor ki, (Kumar ile ele gecen, miilk 
olmadigi icin, satilmasi ve satin ahnmasi ve yinilmesi caiz olmaz. Fasid sart, ma- 
lm mal ile mubadelesini ifsad eder. Ciinki fasid sart, karsiliksiz fazlalik olup, faiz 
demekdir. Malm mal olmiyan ile mubadelesini ve hediyyeyi ifsad etmez). Kera- 
hiyyeti anlatirken diyor ki, (Bir kadinin, kiz kardesinin zevcine [ya'ni enistesine] 
goriinmesi caiz degildir. Deniz hayvanlarmdan bahkdan baskasmi yimek, hanefi 
mezhebinde tahrimen mekruhdur. Sartlarma uygun olarak, mevlid-in-Nebi oku- 
mak caiz ve sevab oldugu ve Ehl-i siinnete muhalif va'izleri [ve kitablan] yasak- 
lamak lazim oldugu, (Behcet-iil-fetava)da da uzun yazilidir. Karsihk vermek sar- 
ti ile yapilan hediyye, karsihgi verilmedikce sahih olmaz). Miisterinin kefil goster- 
mesi veya semeni havale etmesi sarti ile bey' caiz ise de, kefilin ve havaleyi kabul 
edenin sozlesme yerinde hazir olup kabul etmeleri lazimdir. 

Finndan, bakkaldan veresiye alip da, ay basmda borcunu odiyen kimsenin, 
herseyi satm ahrken, fiyatmi sorup anlamasi lazimdir. Satm aldigi giin, her birinin 
semeni belli olmazsa, bey' fasid olur. Semen belli olup da, miisteri her birini so- 
rup anlamadan kabul ederse, bey' fasid olmaz buyurmuslardir. Bey'in sahih ve fa- 
sid olmasmda iki taraf uyusmaz ise, sahih oldugu kabul edilir. 

Imam veya herhangi me'mur, hava parasi alarak, vazifesini baskasma devr 
edebilir. Buna bey' denmez. (Ferag etmek) denir. Ciinki, bey'de ahnan ve verilen 
iki seyin mal olmalan lazimdir. Amirin, ferag isini kabul etmesi sartdir. Hava pa- 
rasi alarak kiracinin binayi devr etmesi caiz degildir. ikrah ile, tehdid ile istemi- 
yerek satan kimse, satisi bozabilir. Zorlandigini iki sahid ile isbat edince, mahke- 
me bozar. 

(4) — Mekruh olan sati§: Cum'a giinii ogle ezam ile imam selam verinciye ka- 
dar olan zemanda alisveris yapmak mekruhdur. Satm almiyacagi bir malm seme- 
nini, baska miisteriler arasinda ytikseltmek mekruhdur. iki kisi bir malm fiyatin- 
da uyusmus iken, bu mah, daha yiiksek fiyatla satm almak istemek mekruhdur. 

ibni Abidin "rahmetullahi aleyh", bagileri, asileri anlatirken buyuruyor ki, fit- 
ne yapanlara, asilere silah satmak, tahrimen mekruhdur. Fekat, silah yapmaga ya- 
riyan esyayi, mesela demir satmak mekruh degildir. Ya'ni, giinah yapmakda kul- 
lanilan seyin kendini satmak, tahrimen mekruh olur. Bu seyi hazirlamaga yariyan 
maddeleri satmak ise, tenzihen mekruh olur. Calgilan satmak da tahrimen mek- 
ruh olup, calgi yapilan tahtayi, calgiciya satmak, tenzihen mekruh olur. Sarkici ca- 
riyeyi, dogiis horozunu da, fasiklara satmak tenzihen mekruhdur. Ciinki, cariye, 
hizmetci olarak satihr. Sarki icin satilmaz. Serab yapana iiziim satmak da tenzihen 
mekruhdur. Cunki, kendileri haram islemekde kullanilmaz. Haram olan seyin 
hazirlanmasmda kullamhr. Bunlan, halal olan yere satamiyan kimsenin, tenzihen 
mekruh olan yere satmasi caizdir. 

Bir sehre disardan gelen gida ve ihtiyac esyasim, sehr haricinde karsilayarak ucuz 
alip, sehrde depo ederek pahah satmak haramdir. Buna (ihtikar) denir. Kiymeti 

-813- 



uyusulmadan once, bir mah, yiiksek fiyatla almak istiyen baskasma satmak, mek- 
ruh degildir. 

Mekruh satislar caizdir, ya'ni sahihdir, lakin mekruhdur. 

(5) — Mevkuf satis: Bayi'den baska bir kimsenin hakki da bulunan bir malin 
satilmasi, o kimsenin izn vermesine mevkufdur. Ya'ni izn vermezse musteri o 
mala malik olamaz. icinde kiraci bulunan evi satm alan kimse, kira miiddetinin bit- 
mesini bekler. Veya kiracimn nzasi ile cikmasim te'min edebilir. Balig olmiyan akl- 
h cocugun ahsverisi de, babasmm iznine mevkufdur. Rehnde olan, gasb edilmis bu- 
lunan esyanin ve mtizare'ada olan tarlanm bey'i de mevkufdur. 

(6) — Vefa ile bey': Musteri, semeni ne vakt bana geri verir isen, mebi'i sana 
geri vermekligim ilzere, su kadar liraya satm aldim deyip, bayi' dahi oylece kabul 
edip satsa veya bayi', semeni sana ne zeman red edersem, mebi'i bana red etmen 
iizere, su kadar liraya satdim deyip, musteri dahi aldim dese, vefa ile satis olup, sa- 
hih olur. Musteri, mebi'i red edip, bayi'den semeni geri alabilmesi de sahih olur. 
Vefa ile satilacak malin hisseli olmamasi lazimdir. Mebi', rehn gibi olup, musteri 
mebi'i, iznsiz baskasma satamaz. Vefa ile satilan mebi'in menfe'atinden bir kismi- 
nm, miisteriye aid olmasi sart edilmedi ise, musteri iznsiz kullamrsa oder. Kiraya 
verirse odemez. Bayi' ve miisteriden biri oliirse hak, varislerine gecer. Vefali 
bey'de, kararlasdinlan zeman bitince, geri doniilmez. 

Vefali bey', bir bakimdan sahih, bir bakimdan fasid bey'ler gibi, bir bakimdan 
da, rehn gibidir. Vefa ile, ikrah ile ve muhayyerlikle olmiyan sartsiz satislara, 
(Bat satisi) denir. Satm alman mal, geri verilemez. 

SARF SATISI — Sarraflik, nakd, ya'ni para halinde veya her sekl esya halin- 
deki altim altina veya gtimusii giimiise veya birbirlerine satmakdir. Satamn ve ala- 
nm sozlesmeden sonra, aynlmadan kabz etmeleri, ya'ni eline veya cebine alma- 
lan lazimdir. Ciinki, altin ve giimiis daima agirhk ile olctiliir. Semen ile mebi'in iki- 
si de agirhkla veya hacm ile olciiliirse, bu satisda faiz bulunur. Faiz bulunan satis 
veresiye olamaz. Hep pesin olmasi lazimdir. Pesin olmak da, iki malin te'ayyiin et- 
mesi ile olur. Deyn olan mal ve altin ile giimiis, ta'yin etmekle degil, kabz etmek- 
le te'ayyiin eder. Bunun icin, nakdleri ta'yin etmek sart degildir. Bir altmi bir al- 
tina sana satdim dese, oteki de kabul etse, yanlannda altm bulunmasa, baskasm- 
dan ahp aynlmadan teslim etseler sahih olur. Kabz edilmezlerse, deynin deyn kar- 
sihgi satisi olur. Bu ise batildir. Sarf satisi pazarhkla olur. Muhayyerlik yokdur. iki 
taraf da te'cil edemez. Ya'ni sonra veririm diyemez. ikisi de kabz etmeden biri ay- 
nlirsa, akd batil olur. Altmi giimiisle degisdirirken, agirliklarmm miisavi olmasi 
lazim degildir. 

Altini altm ile ve giimiisii giimiisle degisdirirken almanla verilenin agirhklan- 
nm miisavi oldugunu bilmeleri lazimdir. Bilmezlerse, miisavi olsalar bile caiz ol- 
maz. San'at ve iscilik ile veya baska bir sebeb ile birinin kiymeti cok olsa bile, agir- 
liklarmm yine miisavi olmasi lazimdir. Halbuki baska ma'denler, iscilik sebebi ile, 
agirlikdan cikip, sayi ile olciilebilirler. Verilen ve alman altmlarin veya giimtisle- 
rin agirhklan miisavi degilse, hafif olan ile birlikde, aradaki fark kadar kagid pa- 
ra da veya baska birsey de vermelidir. Birlikde verilenin degeri aradaki farkdan 
az ise, mekruh olur. Yahud, nakdi verip, karsihgmda, degeri kadar kagid para al- 
mah. Sonra ayri bir pazarhkla bu kagid para ile, istenilen nakdi ondan satm alma- 
hdir. 

Sarfda ve selemde semen, kabz edilmeden kullamlamaz. On dirhem [giimiis] kar- 
sihgmda bir dinar [altm] satm alsa, kabz etmeden, bunlarla birsey satm almasi fa- 
sid olur. Eline almadan, bunlari vasiyyet, hibe (hediyye) etmesi de caiz olmaz. 

Iki giimiis ile bir altini, iki altmla bir giimiise satmak caizdir. Altinlar, giimiis- 
lerin karsihgi olur. On giimiisle bir altmi, onbir giimiise satmak caiz olur. 

-814- 



Uzerinde elli dirhem gumiis zineti bulunan otuz dirhem degerindeki demir ki- 
lmci satin alirken, elli dirhem veya daha fazla gumiisii pesin verip birsey soyleme- 
se veya bu, zinetin semenidir dese, gerisi bore kalsa, sahih olur. 

Altimn veya giimusun bakirla olan alasimlarmda, bunlarm mikdari yaridan 
fazla ise, bu alasimlan, halisleri gibidir. Bunlarla kendi halislerini ancak esit agir- 
likda satin almak caiz olur. Altini veya giimiisu yaridan az olan bakirli alasimlar, 
uruz gibidir. Bu alasimlarla kendilerindeki altmdan veya giimiisden daha cok 
agirlikdaki halislerini pesin satin almak caiz olur. Bunlar da, fulus gibi para ola- 
rak, adete gore darti ile veya sayi ile kullamhrlar. Fekat bunlarm, soz kesilince, ay- 
rilmadan once kabz edilmeleri lazimdir. Birbirleri ile, baska mikdarlarmin satil- 
malan, ya'ni degisdirilmeleri caizdir. Ciinki, birinin gumiisii, otekinin bakirma kar- 
sihk olur. Bunlar da, para olarak kullamldiklan zeman, ta'yin edilince te'ayyiin et- 
mezler. Kullamlmadiklan zeman uruz gibi olup, ta'yin edilince te'ayyiin ederler. 

Fulus denilen bakir, bronz paralar [ve kagid liralar], aym sayida, [ya'ni i'tiba- 
rikiymetleri aym olarak] kendi cinsleri veya altm giimiis karsihginda satilmca da- 
ima semen olurlar. Nakdeyn karsihginda satilmca, faizin iki sarti da yok ise de, iki 
karsihkdan birisinin, aynlmadan once kabz edilmesi lazimdir. Sernblali, (Gurer) 
hasiyesinde buyuruyor ki, (Nakdleri birbirleri karsihginda satarken, ikisinin de kabz 
edilmesi nass ile sart edildi. Fulus [ve kagid liralar] da semen iseler de, ashnda uruz 
gibi kiyemimaldirlar. Nass bunlara samil olmaz. Bunun icin, yalmz fiilusii veya bu- 
nunla degisdirilecek semeni kabz etmekle bey' sahih olur. ikisinden biri kabz 
edilmezse, deyn deyn karsihginda satilmis olup, bey' batil olur). Fulus aym sayi- 
da fiilus karsihginda satilmca, ya'ni kagid para bozdurulursa, ikisinin de, aynlma- 
dan once kabz edilmeleri lazimdir. [Ciinki, burada faizin iki sartmdan birisi bulun- 
dugundan, ya'ni aym cinsden olduklan icin, veresiye satisi haram olur. ikisinden 
birisi, pesin veremiyecek ise, digeri buna odiinc verir. Bu da, para bulunca, ona oder. 
Aym sayida olmazsa semenlikden cikacaklan, faiz bahsinde yazihdir. Yiiz lirahk 
kagid parayi, tutari yiiz liradan az olarak bozmak caiz ise de, muhtac olanin ma- 
hm degerinden asagi olarak ondan satm almak mekruh olur.] (Fetava-i Hindiyye)de 
diyor ki, (Giimiis verip fiilus satm alsa, bayi'da fiilus yoksa, giimiisu aldikdan 
sonra, aynhp, baskasmdan odiinc ahp verse, caiz olur. [Ciinki, faiz satisi degildir.] 
Fiilusii aynlmadan ahp da, gumiisii sonra vermesi de caiz olur). 

Derdli oldum, ol Hudadan derde derman isterim, 
acizim, bab-i atadan lutf-ii ihsan isterim. 

Yiiziim kara, giinahim cok, daim isyan eyledim, 
ol Cenab-i Kibriyadan afvii gufran isterim. 

Dogru yolda bulunmaga, candan karar vermisim, 
rizasma erismege ondan imkan isterim. 

Islam dini deryasma daian dalgic olmusum, 
bu denizden her dahsda inci, mercan isterim. 

Can kuiagima (Ene eseddii sevkan) geleii, 
maddenin dismdaki aiemde sovran isterim. 

Bir tamyan yok cihanda, soyleyim ahvalimi, 
halimi arz etmege bir ehl-i irfan isterim. 

Matematik, fizik, kimya, bu esrari cozmiyor, 
ledunni ilminde iistad, bir Siiieyman isterim. 



-815 



7 — HASTANIN SATIS YAPMASI 

Musul valisi, haci Resid pasa, (Ruh-ul Mecelle) kitabmda buyuruyor ki: (Has- 
talik, iki nev'dir: Biri, adi hastalik olup, sii'uru yerinde oldukca, biittin mail icin sa- 
tislan caizdir. ikincisi, Maraz-i mevt, oliim hastahgi olup, borclanndan geri kalan 
malmin iicde birini satabilir. Borclan mahndan cok olsa bile, nafaka ve tedavisi- 
ne masraf yapabilir). Burada, (Ruh-ul Mecelle)nin ilgili maddelerini yazacagiz: 

Madde 1595 — Bir sene icinde oliime sebeb olan hastahga, (Maraz-i mevt) de- 
nir. Bir yildan uzun siiren hastalik, tehliikeli hal almadikca, maraz-i mevt olmaz. 
Boyle hastanm yapdigi ahsveris caiz olup, kimse kansamaz. 

Madde 1596 — Zevcesinden baska varisi olmiyan, maraz-i mevtinde iken bii- 
tiin mahni, zevcesine vasiyyet edebilir. 

Madde 1597 — Hasta iken varislerinden birine mal ikrar edip, sonra iyi olsa, bu 
ikran bozulmaz. 

Madde 1598 — Maraz-i mevtinde, varislerinden birine, ayn veya deyn ikrar ve- 
ya hediyye edip olse, baska varisler izn vermezse, [oliim hastasinm] bu sozleri ye- 
rine getirilemez. 

(Redd-iil-muhtar) dordiincii cildde buyuruyor ki, (ihtiyaclarim te'mm etmek icin 
sokaga cikamiyan hastaya, (Oliim hastasi) denir. Bir hastanm ba'zan sancisi, ag- 
nsi olsa, cok zeman sokaga da ciksa, buna (Oliim hastasi) denmez. Sitma, verem, 
za'fiyyet boyledir. Boyle hasta, biittin mahni hediyye etse, emanet, baskasmmdir 
dese, caiz olur. Varislerinden birine birsey satabilir ve hediyye edebilir. Baska va- 
rislerin buna izn vermesine liizum olmaz). Mirasinm kendi arzusuna gore taksim 
edilmiyecegini anhyan kimse, diledigine, diledigi mikdarda hediyye ederek, hep- 
sini dagitir. 

Madde 1600 — Maraz-i mevtinde, sihhatde iken yapmisdim dedigi satis, ahs, he- 
diyye gibi sozleri, varislerin tasdik etmesine baglidir. 

Madde 1601 — Maraz-i mevtinde, varislerinden baskasma ayn ve deyn aldigi- 
ni, verdigini soylemesi kabul olunur. Bunlara hediyyesi ise, kalan malm iicde bi- 
risinden az ise verilir. 

Madde 1604 — Maraz-i mevtinde, alacakhlanndan birine olan borcunu odeye- 
rek, otekilerin haklanm cigniyemez. Hasta iken yapdigi borclan odiyebilir. 

Madde 393 — Maraz-i mevtinde, varislerinden birine birsey satsa, oldiikden son- 
ra, diger varisler razi olmazlarsa, bey' geri cevrilir. Varislerinden birine mal vasiy- 
yet etmesi batildir. 

Madde 394 — Maraz-i mevtinde, kendisine varis olmiyacak birine, semen-i 
misli ile bir mal satmasi sahih ve caiz olur. Semen-i mislinden ucuz satmis ise, se- 
men-i mislinden olan noksanhk, semen-i mislin iicde birinden fazla ise, varisleri 
semenin iicde ikiden farkmi ve borcu odenemezse, alacakhlan, semen-i mislden 
farkmi miistenden ahrlar. Vermezse, satis bozulur. 

Madde 880 — Maraz-i mevtinde, varislere veya baskasma hediyye verse, oliin- 
ce, alacakhlan geri ahp paylasirlar. 

(Mecmu'a-i cedide)de diyor ki, (Sihhatde iken varislerinden birine mtilkunu he- 
diyye etse, olunce diger varisler bunu bozamazlar). 

Gece gtindtiz dilimde, salat-ii selam, 
o miibarek ruhuna, ey Fahr-ul-enam! 



-816 



8 — CESIDLI BILGILER 

Kopegi ve diger ise yariyan hayvanlan, kuslari satmak caizdir. Zimminin, ya'ni 
gayr-i miislim vatandasin ahsverisi, muslimanlarmki gibidir. Yalniz onlann serab 
ve domuzu da alip satmasi caizdir. 

Musteri, parayi vermeden ve mail almadan gayb olsa, o mal, baskasma satilir. 

Bir kimse satdigi malm semeni olarak bilmiyerek sahte para aldi ise, yaninda ise, 
geri verip iyisini alir. Sahte parayi kullandi ise, iyisini isteyemez. 

Bir bagcede kus yavrulasa veya yumurtlasa veya sahibsiz hayvan girse, bunlar 
alamn olup, bagce sahibinin olmaz. Bagce sahibi goriip, kapiyi kaparsa onun olur. 
Bir yerde seker veya para atilsa, kimin iistiine diiserse onun olur. Bir bagceye an- 
lar gelip bal yapsa veya agac ciksa veya sular kum getirip yigsa, bagce sahibinin olur. 

Hoca, talebesinden [imam veya muezzin, cema'atinden] hasir [veya bunlara va- 
zifelerinde lazim olan baska birsey] satin almak icin para toplasa, toplanan para- 
mn bir kismi ile o seyleri satm alsa, artan parayi kendisi kullanmasi caiz olur. Ciin- 
ki, topladigi paralar kendisine temlik edilmisdir. ibni Abidin cild 5, s. 271. [Yar- 
dim derneklerine verilen paralar da boyle hibedir. Vekil yaparak degildir.] 

(Lukata) yerde bulunup, sahibi belli olmiyan maldir. Sahibine vereceginden emm 
olanin, korumak icin almasi siinnetdir. Yerde helak olacak ise, almasi farz olur. 
(Arayan olursa bana gonderin!) diyerek iki kimseyi sahid yapar ve galabahk bir 
yerde ta'rif ederek sahibini arar. Sahibi cikincaya veya durmakla bozuluncaya ka- 
dar saklarken helak olursa odemez. Sahibi cikmiyacagini veya bozulacagim anlar- 
sa, artik aramaz. Beyt-iil-mala verir. Beyt-iil-mal yoksa, zengin ise, fakir olan 
anasma, babasina, evladina ve zevcesine sadaka verir. Bunlar, kendisine hediyye 
ederlerse, kendi de kullanabilir. Safi'ide, bunlara vermeden de kullanabilir. Fakir 
ise, kendi kullanabilir. Sahibi sonra cikarsa, ya kabul eder. Yahud, bulana veya fa- 
kire tazmin etdirir. Kabul eden veya tazmin eden sevab kazanir. (Durr-iil-munte- 
ka)da ve (Hindiyye)de, Lukata sonunda diyor ki, (Para, seker serpilince, kapan, 
yerden ve baskasmin iistunden alan, buna malik olur. Umumi bir yerden cikan, 
na'hn veya kundurasmm almmis oldugunu gorse, yerine birakilam kullanmasi ca- 
iz olmaz. Bunu gotiiriip sadaka verir, fakir de, buna hediyye ederse, caiz olur). 
Agacdan sokaga diismiis meyveleri, koyde de, sehrde de, sahibinin yasakladigi 
ma'lum olmadikca, herkesin ahp yimesi caizdir. 

Asagidaki bilgiler (Mecelle)den almmisdir: 

Madde 912 — Birinin ayagi kayip da diiserek baskasmin mahm telef etse oder. 

Madde 914 — Kendi mail sanarak, baskasmin mahm telef eden oder. 

Madde 915 — Baskasmin elbisesini cekip de yirtan, temam kiymetini oder. El- 
biseyi tutup, sahibi cekmekle yirtilsa, yarisim oder. 

Madde 916 — Cocuk, birinin mahm telef etse, cocugun mahndan odenir. Ma- 
li yoksa, mah oluncaya kadar beklenir. Velisi odemez. 

Madde 918 — Birinin binasmi yiksa, sahibi dilerse, enkazi ona birakip binamn 
kiymetini ahr. Yahud enkazi ve deger farkim birlikde alir. Agaclarmi kesmek de 
boyledir. 

Madde 919 — Yangini durdurmak icin bir evi, hukumetin emri ile yikan ode- 
mez. Kendiliginden yikan oder. 

Madde 921 — Mazlum olanin, baskasma zulm etmege hakki yokdur. Her ikisi 
de oder. Mesela sahte para alan, bunu baskasma veremez. 

Madde 922 — Birinin mahnm telef olmasina sebeb olan, oder. Ahirin kapisim 
acip hayvan kacarak zayi' olsa, oder. Hayvani urkiitiip kaciran da boyledir. 

Madde 924 — Yolda kuyu kazip, birinin hayvani diiserek olse, oder. Kendi 
mulkiinde kazmis ise, odemez. 

- 817 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:52 



Madde 926 — Yoldan gecene zarar veren, oder. 

Madde 927 — Hiikumetin izni olmadan yolda oturup satis yapilamaz. 

Madde 928 — Divan yikilip, birinin malma zarar verirse, onceden, divarin yi- 
kilacak, ta'mir et gibi fkaz yapilmis ise, oder. 

Madde 929 — Basi bos birakilmamis bir hayvamn kendiliginden yapdigi zara- 
n sahibi odemez. Sahibi gorlip, men' etmezse veya hayvamn tehlukelidir caresi- 
ne bak denilmis ise, oder. 

Madde 934 — Yolda hayvam baglamaga, aracim park yapmaga kimsenin hak- 
ki yokdur. Park yerlerinde durdurabilirler. 

Madde 1013 — Bir binaya ortak olarak malik olan kimselere, (Hisse-i sayi'a sa- 
hibi) denir. Bir binanin yansi Ahmedin, iicde biri Omerin, altida biri Alinin olsa, 
Ahmed hisse-i sayi'asim satsa, Omer ve All almak isteseler, yarisim Omer, yan- 
sini da All ahr. Omer, hissesine gore iki misli alamaz. 

Madde 1023 — Karsihksiz hediyye ve vasiyyet gibi karsihksiz temliklerde siif'a 
hakki olmaz. [Ikinci kismda, yirmidokuzuncu madde sonuna bakiniz!]. 

Madde 1031 — Siif'a hakki bulunan kimsenin, satis yapildigim isitince, hemen 
hakkmi istemesi, iki sahid yamnda tekrar soylemesi ve bir ay icinde mahkemeye 
basvurmasi lazimdir. 

Madde 1036 — Miisterinin teslim etmesi ile veya hakimin karar vermesi ile, siif'a 
sahibi satilan binaya malik olur. 

Madde 1198 — Komsusuna (Zarar-i fahis) yapamaz. Kullanmaga mani' olan sey- 
ler, zarar-i fahisdir. Demirci diikkam, degirmen, bitisik binayi sallarsa veya firm 
dumam, yaghanenin pis kokusu, harman tozlan, bitisik evde oturulamiyacak ka- 
dar sikinti verirse, degirmenin, bostanm su yolu, evin temelini, divarmi gevsetir- 
se, copliik bitisik evin divarmi ciiriitiirse, harman yerine bitisik yapilan yiiksek bi- 
na, harmamn riizgarim keserse, manifaturaci diikkam yamnda yapilan asci diik- 
kanmin dumanlan kumaslara zarar verirse, lagim, kanalizasyon yollarmm sizin- 
tilarmdan komsu divan zarar goriirse, sonra yapilanlar zarar-i fahis olup, men' edi- 
lirler. 

Madde 1201 — Evin havasim, manzarasim, giines gormesini kapatmak, zarar-i 
fahis sayilmaz. Bir odamn ziyasim temamen kesmek, zarar-i fahis olur. 

Madde 1202 — Mutbah, kuyu basi, ev arahginin goriinmesi zarar-i fahisdir. Ara- 
ya divar, perde yapmasi lazim olur. 

Madde 1210 — Arada miisterek olan divan, biri otekinin izni olmadikca yiik- 
seltemez ve iizerine bina yapamaz. 

Madde 1224 — Yol, su yolu, kanalizasyon zarar-i fahisi olmadikca, eskiden ka- 
lanlarma dokunulamaz. 

Madde 1226 — Bir kimse, verdigi iznden vazgecebilir. Mesela tarlasmdan gec- 
mege izn vermis iken, men' edebilir. 

Madde 1228 — Arsasmdan gecmekde olan su yolunun gecmesine ve arsaya gi- 
rilip ta'mir olunmasma mani' olamaz. Yeniden su yolu gecirilmesine mani' olabi- 
lir. 

Madde 1243 — Daglardaki agaclar ve otlar herkese mubahdir. Agaclan kesen, 
malik olur. 

Madde 1249 — Mubah olan seyi ele geciren ona malik olur. Ele gecirmek, 
kasd ile, niyyet etmekle olur. 

Madde 1255 — Mubah seyleri ele gecirmekde kimse kimseye mani' olamaz. 

Madde 1265 — Denizler, btiyiik gol ve nehrler, sehrlerden uzak sahibsiz erazi 
ve daglar, herkese mubahdir. Fekat, baskasina zarar vermemek sartdir. 

Madde 1281 — Sehrden uzak, sahibsiz yerde kuyu kazan, bunun (Harim)ine ma- 

-818- 



lik olur. Yirmi metre yan capindaki daire ici, merkezindeki kuyunun harimi olur. 

Madde 1291 — Sehr icindeki kuyunun harimi olmaz. Herkes mulkimde kuyu ka- 
zabilir. 

Madde 1311 — Hazir olan ortakdan ve hazir olmiyan icin hakimden izn alma- 
dan ta'mir eden ortak teberru' etmis olup, ortaklardan birsey istiyemez. 

Madde 1313 — Degirmen, hamam, apartman gibi taksim olunamiyan miilk 
harab olup, ta'mfrini istemiyen ortak bulunursa, hakimin izni ile ta'mir edilip, son- 
ra hissesine dtisen para ondan alimr. 

Madde 1314 — Miisterek bir bina yikilmca, yeniden ortaklasa yapilmasmi iste- 
miyen olursa, buna cebr olunmaz. Arsa taksim edilir. 

Madde 1315 — Apartman yikilmca, herkes kendi katmi yapdinr. Altdaki yap- 
dirmazsa, iistdekiler, hakimin izni ile, hepsini yapdinp, altdaki hissesini verinci- 
ye kadar, katmi kullanamaz. 

Madde 1321 — Sahibsiz nehrleri Beyt-ill-mal ayiklar. Beyt-iil-malda para yok- 
sa, masrafi oradan sulama yapanlardan alimr. 

Madde 1327 — Miisterek kanalizasyonu temizlemek masrafi, asagidan baslar. 
Soyle ki, en asagidaki evden, arsadan baslayip bunun masrafmi hepsi oder. Yukar- 
daki arsalardaki kismlarm masraflanna asagidakiler istirak etmezler. 

9 — SART ILE SOYLENEN SEYLER 

Fikh kitablannda, (Bey' ve sira) sonunda diyor ki: 

Sart ile soylendigi zeman yapmasi caiz olmiyan seyler ondortdiir: 

1 — Bey': Mesela, bir evi, bir ay oturmak sarti ile satmak fasiddir. 

2 — Icare: Bore vermesi sarti ile birisine birsey kiraya vermek fasiddir. 

3 — Taksim: Miras boliinurken varislerden birkaemm, ba'zi esyamn ba'zi 
kimselere verilmesini sart etmesi caiz degildir. 

4 — Icaze: Birisi, bir kimsenin mahm satsa, malm sahibi buna, bana yiiz lira bore 
veya bir hediyye verirsen satisi kabul ederim dese, bu icaze ya'ni izn, batil olur. 

5 — Ric'at: Bosadigi ailesinden para isteyerek tekrar nikah etmek olmaz. 

6 — Mali mal ile sulhdur: Evinde oturursam, alacagimi istemem demek. 

7 — Borcu afv etmek: Babam seferden gelirse, alacagimi istemem demek. 

8 — Vekili azl: Bir hediyye verirsen, seni azl ederim demek. 

9 — I'tikaf: Hastam iyi olursa, i'tikaf edecegim demek caiz degildir. Hastam 
iyi olursa, Allah nzasi icin, su kadar gun i'tikaf edecegim demek, (Nezr) olur. 

10 — Miizare'a: Bore verirsen, tarlami islet demek. 

11 — Miisakat: Bore verirsen, agacimi veya asmami sana miisakat eylerim de- 
mek gibi. (Miisakat), meyvenin bir kismmi bakana verilmek karsihginda, agaci ve- 
ya asmayi, birinin bakimina birakmak demekdir. 

12 — Ikrar: Para istiyerek, borcu oldugunu i'tiraf etmek. 

13 — Vakf: Falan yolcum gelirse, evimi vakf edecegim gibi. 

14 — Tahkim: Falan sey olursa, sen aramizda hakim ol demek. 

Sart ile soylendigi zeman, yapilmasi caiz ve sartin yapilmamasi lazim olan sey- 
ler yirmisekizdir: 

1 — Karz: Bir zeman hizmet sarti ile bore verilir ve hizmet yapilmaz. 

2 — Hibe: Yavrusu benim olmak sarti ile bu hayvani sana hediyye ederim de- 
mek caizdir. Yavrusu da hediyye olur. 

3 — Sadaka: Bir zeman hizmet sarti ile sadaka veririm demek. 

-819- 



4 — Nikah: Mehr vermemek sarti ile nikah sahih olur. Mehr-i misl verilir. 

5 — Talak: Evlenmemek sarti ile seni bosadim demek. Sonra, evlenebilirler. 

6 — Hul': Bir kimse, zevcesine, bir ay muhayyer olmak sarti ile seni, hul' ey- 
ledim dese, bosamis olur. 

7 — Atk [Itk da denir]: Koleye, iic giin muhayyer olmak sarti ile seni azad et- 
dim deyince kole azad olur. 

[Kole, harbde alman esirleri oldiirmeyip, hizmetci yapmakdir. Esirden baska, 
kimse kole olamaz. Kole azad etmek cok sevabdir. islamiyyet, oldiirmege gelen 
diismandan baska, kimseyi kole yapmaz. Bu koleleri azad edenleri de, cok bege- 
nir. islamiyyet, kole yapmak dini degil, kole azad etmek dinidir.] 

8 — Rehn: Evimi sana rehn verdim, oturmakligim sarti ile demek. 

9 — Isa: Seni vasi yapdim, kizimi alman sarti ile demek. 

10 — Vasiyyet: Filanca izn verirse, sana mahmdan vasiyyet ederim demek gi- 
bi. Izn almadan vasiyyet edilmis olur. 

11 — Sirket: Hediyye verirsen, seni ortak yaparim demek gibi. 

12 — Mudarebe: Babam yoldan gelirse, sana bin altm veririm, onun ile ticaret 
yap. Kar yari yariya olsun demek gibi. 

13 — Kadi olmak: Kimseyi azl etmemek sarti ile seni kadi yapdim, gibi. 

14 — Valilik: Ata binmemek sarti ile seni Van valisi yapdim gibi. 

15 — Kefalet: Hediyye verirsen, falanca borcluna kefil olurum gibi. 

16 — Havale: Seni, filan seyle, filanca iizerine havale eyledim, onun kahvesini 
icmemek sarti ile demek gibi. 

17 — Vekalet: Borcumu afv edersen, seni vekil etdim gibi. 

18 — ikale: Para verirsen, bey'i ikale etdim gibi. 

19 — Kitabet: Bir efendi kolesine, seni bin liraya kitabet etdim, bu sehrden cik- 
mamak sarti ile demek gibi. 

20 — Efendi kolesine, sana ticarete izn verdim, filan mail almamak sarti ile, de- 
mesi gibi. 

21 — Bir kimse cariyesine, bu cocuk bendendir, eger zevcem razi olursa gibi. 

22 — Katili afv: Amden oldiiriilen kimsenin velisi, hediyye almak sarti ile, ka- 
tili afv edince hediyye lazim olmaz. Katil afv olur. 

23 — Yaralmin afv etmesi: Yaralmin, bir sart ile afv ederim demesi gibi. 

24 — Zimmilik: Falan razi olursa, seni zimmi yapdim diye bir kafire soylemek. 

25 — Falanca razi olursa, aybli malini red ederim demek. 

26 — Falanca razi olursa, sart etdigim muhayyerlik ile mahm red ederim demek. 

27 — Filan kimse isterse, kadiyi azl ederim demek gibi. 

28 — Bey': Bayi' ve miisteriye faidesi olmiyan sartla bey' sahih olup, sart edi- 
len sey yapilmaz. Mesela, miisterinin, baskasma satmamasi veya hediyye etmeme- 
si veya cayira salmamasi veya binmemesi sarti ile bir hayvam satmak. Miisterinin 
kendi giymemesi sarti ile elbise satmak. Miisterinin kendisi yimemesi veya baska- 
sma satmamasi sarti ile bir ta'am satmak. Baskasma satmamak sarti ile satm almak, 
hep sahih olup, bu sartlarm hepsi bosdur, yapilmaz. 

Kesmek sarti ile hayvan satin almak sahihdir ve sart bosdur. Bir mah, bu sehr- 
de satmamak sarti ile satin almak sahih olup, sart batildir. 

Bir kimseye faidesi olmiyan, belki zarari olan sartla satis da sahih olup sart ba- 
tildir. Mesela, bir evi yikmak sarti ile satm almak gibi. 

Bayi' ve miisteriden baskasma faidesi olan sart da batil olup, bey' sahih olur. Me- 
sela, miisterinin, baska birisine bore vermesi sarti ile satmak gibi ki, bey' sahih olup, 

-820- 



bore vermesi lazim degildir. 

Miisteriden baskasmm, bayi'a bore veya hediyye vermesi sarti ile bey' sahih olup, 
bunlan vermesi lazim degildir. 

Sart ile caiz olan seyler (Mecelle)nin 82. ci maddesi serhinde uzun yazilidir. 

10 — SELEM ILE SATIS 

Belli mikdarda pesin semen ile, malum zeman sonra, malum yerde, malum bir 
mebil satm almak icin sozlesmekdir. Mebi' bayi'm deyni olur. Mesela, su evsaf- 
da, yiiz kile bugdayi, filan vakt ve filan yerde bana teslim etmek iizere, elli liraya 
sana selem verdim deyip, bayi' de kabul etdim demekle veya on litre veya on ki- 
lo cevzi, selem olarak sana, su kadar kurusa satdim, deyip, musteri de aldim de- 
mekle selem vaki' olur. Semen hazir ise de, mikdan soylemek lazimdir. Selem, soz 
kesilirken ve mah teslim edinciye kadar gecen zeman icinde, carsida benzeri hep 
bulunan ve sifati ya'ni iyilik ve asagilik derecesi ve mikdan belli edilebilen, ya'ni 
hacm, vezn, metre ve sayi ile olciilen ve ta'yin edilince te'ayyiin eden malda sahih 
olur. Her deynde oldugu gibi, malm cinsi, ya'ni ismi, sifati, mikdan bildirilerek se- 
lem olunur. Ya'ni pesin para ile, veresiye satihr. Olcii birimi, herkesce bilinmeli- 
dir. Karpuz, bal kabagi, odun, bahk, nar, ayva gibi irili ufakh seyler sayi ile selem 
yapilmaz. Vezn ve hacmle yapihr. irili ufakh olmayip fiyatlan cok farkh olmiyan 
seyler sayi ile ve hacm ile selem yapihr. Yumurta, cevz gibi seylerde ciiriik bulun- 
masi, sayi ile olemege zarar vermez. Etin, sabunun, toprak esyanin ve kagidm, ku- 
masin cinsi, nev' ve sifatlarmi bildirmek lazimdir. ipek kumasm vezni de bildiril- 
melidir. Gelecek sene toprak mahsulunun sifati ile, simdi mevcud benzerinin si- 
fati baskadir. Bunun icin, gelecek senenin bugdayini, carsida devamh mevcud 
olmadigi icin selem yapmak caiz olmaz. Belli bir koyiin bugdayi selem yapilmaz. 
Belli bir sehrin bugdayi yapihr. Bahkdan baska hicbir hayvan selem olmaz. Fekat 
hayvan, selemde semen olur. Aralannda faiz bulunan seylerde, selem caiz ol- 
maz. Fekat, agirhkla olciilen seylerin para ile, ya'ni altm ve giimiis ile selem yapil- 
masma izn verilmisdir. Mesela, demirin pamuk ile selem edilmesi caiz olmadigi hal- 
de, altm ile selem edilmesi caizdir. Altin ile giimiis islendikden sonra da agirhk ile 
olciiliir. Baska ma'denler islendikden sonra sayi ile olculiir. Bunun icin, agirhkla- 
n baska olan bakir legenin, bakir kiilce ile pesin satilmasi caiz olur. Fekat, selem 
edilmesi caiz olmaz. Altm ve giimiis para, ta'yin edilince, te'ayyiin etmedikleri icin 
mebi' degildir, selem yapilmaz. Fekat bunlar, selemde semen olurlar. [imam-i Mu- 
hammede gore "rahmetullahi teala aleyh", fiilus denilen bakir paralar da altm, gii- 
miis gibidir. Fekat, Seyhayne gore "rahmetullahi teala aleyhima", fiilus, niyyet edil- 
mekle semenlikden cikip uruz gibi kiyemimal olur. Ta'yin edilince te'ayyiin eder. 
Sayarak selem yapihrlar. Ya'ni altm ve giimiis ve baska mallar karsihgi, selem yo- 
lu ile satihrlar. Boylece, altm, giimiis paralarla ve zinet esyasi ile kagid liralan de- 
gisdirmek, ya'ni satin almak sahih olur. Kagid liralan, bir aydan cok olmak sarti 
ile, belli zeman sonra almak, altim, giimiisu ise, soz kesilirken kabz etmek lazim 
olur.] Selem yapilan mal, belli zemanlarda, taksit ile verilebilir. Semen ayn olsun, 
deyn olsun, pazarhk yerinde hepsi pesin teslim edilmelidir. Bunun icin, bu satisa 
(Selem) denilmisdir. Hepsi pesin verilmezse, selem sahih olmaz. Borclusuna, 
(Senden alacagim su kadar lira, su kadar litre veya kilo bugday icin, selem olsun) 
dese, selem sahih olmaz. Ciinki semen deyn olup, pazarhk yerinde kabz edilme- 
misdir. Selem miiddeti en az bir aydir. Pesin selem caiz olmaz. Selemde muhayyer- 
lik sart edilmez. Mebi' goriiliince de muhayyerlik yokdur. Selemden, iki taraf 
uyusarak, vaz gecilebilir ve bayi' semeni veya mislini veya kiymetini geri verir. Se- 
lem olunan mal, teslim vakti gelmeden once carsida kalmazsa musteri, isterse, pi- 
yasada bulununciya kadar bekler. isterse vaz gecerek parasim ahr. Yerine baska 
sey almaz. Mebi', baskasma havale edilebilir. Bayi' semeni, musteri de selem olu- 

-821- 



nan mall teslim almadan once bey' edemezler. Musteri, selem mahni, bayi'ina sa- 
tamaz. Hediyye edebilir. Semeni geri alir. 

• » /v 

11 — ISTISNA' (Ismarlama yapdirmak) 

Bir san'at sahibine, birsey ta'rif ederek, yapdirmakdir. Malzeme san'at sahibi- 
ne aid olur. Malzemeyi musteri verirse, iscilik olur. Baskasimn yapdigi seyi verip, 
musteri kabul ederse, sahih olur. isin bitme zemanim ta'yin etmek sart degildir. 
Bir aydan fazla miiddet sart olunursa, Selem olur. Ayakkabi, elbise, kayik, dolap, 
ma'dem esya ve bina gibi ismarlamak adet olan seylerde, zeman soylenmezse 
veya bir aydan az soylenirse, istisna' sahih olur. Adet olmiyan seylerde bir aydan 
cok zeman soylenirse, Selem olur. Selemde zeman soylenmezse, akd fasid olur. is- 
tisna'da parayi pesin vermek caiz oldugu gibi, belli olmiyan zemanlarda taksitler- 
le odemek de sart edilebilir. Belli zemanda odenmesi sart edilirse, Selem olur. Mus- 
teri, yapilan seyi goriip begenmezse vazgecebilir. Selem oldugu zeman, iki taraf da 
muhayyer olamaz. insa'ata baslamadan evvel ikisi de vazgecebilirler. Basladikdan 
sonra, san'at sahibi yine vazgecebilir. Miisteriye gosterdikden sonra vazgecemez. 
Musteri goriince, ta'rife uygun bulmazsa, red edebilir. (Bahr-iir-raik) sahibi "rah- 
metullahi teala aleyh" diyor ki, (Diilgere, bana bir ev yap dese ve evsafini bildir- 
se ve bir mukavvimin tesbit edecegi piyasa degerine gore kiymetini veririm dese, 
san'at sahibi bu degerden daha fazla para istese, binayi teslim etmesi ve piyasa de- 
gerini kabul etmesi lazim olur). [Goriiliiyor ki, istisna' sozlesmesi yapihrken, fiya- 
tin ta'yin edilmesi sart degildir. Ta'yin edilmis ise, san'at sahibinin, sonradan faz- 
la para istemesi, caiz ise de, musteri bunu kabul etmezse, ehl-i vukufun tesbit ede- 
cegi piyasa degerinde anlasmalan lazim olur.] iki tarafdan biri oliirse, istisna' ba- 
til olur. Ya'niyok sayilir. Kira dahi, bunun gibi batil olur. 

[Mevcud olmiyan mah satmak caiz degildir. Bunun icin, arsayi miite'ahhide ve- 
rip de, buna karsihk, buraya yapacagi apartmandan kat almak caiz olmaz. Bunun 
gibi, bir miite'ahhidden, yapacagi bina, yapilmadan satin almamaz. Bu bina ve 
apartman kati, yapilmadan once, selem yolu ile de satm almamaz. Ciinki, mah ver- 
mek zemani gelinciye kadar carsida bulunmiyan sey ve misli bulunmiyan sey se- 
lem yapilamaz. Fekat, binayi miite'ahhide istisna' yolu ile yapdirmak caizdir ve pek 
kolaydir. Ciinki, (Mecelle) kitabmin otuzyedinci [37] maddesinde, (insanlann 
kullanmasi, adetleri, bir huccetdir. Buna uymak vacib olur) yazilidir. Ya'ni, isla- 
miyyetin yasak etmedigi adetlere uymak vacibdir. Ucyiizseksendokuzuncu [389] 
maddesinde (istisna' yapilmasi adet olan seylerde istisna' yapmak sahihdir) denil- 
mekdedir. Ya'ni binamn teslim zemani belli olmasa veya bir aydan az olsa, sozbir- 
ligi ile caizdir. Bir aydan cok olursa, iki imama gore, istisna' yine sahih olur. Bu mad- 
delere uyularak, arsanm belli bir kismi, mesela iicde ikisi, (Hisse-i $ayi'a) olarak 
miite'ahhide veresiyye olarak satilir. Miite'ahhidden alacagi olan paranm karsi- 
hgi olarak, istenilen kat, miite'ahhide istisna' yolu ile yapdinhr. Ciinki, kendi ar- 
sasma, projesine gore, istisna' yolu ile apartman yapdinlmasi caizdir. istisna' yo- 
lu ile yapdinlacak apartmamn veya katm proje ve plamnm ve kullamlacak her mal- 
zemenin cinsinin ve fabrikasinm onceden soz kesilirken bilinmesi, kararlasdinl- 
masi lazimdir. 

(Fetava-yi Feyziyye), (icare) kismmda diyor ki, (Zeyd kendi arsasmda kendi mal- 
zemesi ile, eni, boyu ve yiiksekligi belli, bir oda yapmasi icin, bir usta ile, belli iic- 
ret ile sozlesse ve iicretini pesin verse, odayi yapdikdan sonra, ustanm daha para 
istemesi caiz olmaz. Usta kendi malzemesi ile yapsaydi, [ya'ni istisna' sozlesmesi 
olsaydi] caiz olurdu). Bir kimsenin, kendi arsasi uzerinde, istisna' yolu ile ev yap- 
dirmasmin caiz oldugu bu misalden anlasilmakdadir. 

Arsasi olmiyan kimsenin, bir apartman katini, insa edilmeden once, pesin se- 

-822- 



men ile satin alabilmesi icin, ya istisna' yapilir. Yahud semeni mute'ahhide ema- 
net olarak verir. insa'at temam oldukdan sonra, satis sozlesmesi [Akd] yapilir. Mii- 
te'ahhidin, apartmandaki ve arsadaki hisse-i sayi'asini birlikde olarak satmasinin 
caiz oldugu, Mecellenin ikiyiizonbesinci maddesinde yazilidir. ikinci kismm 38. ci 
maddesine de bakmiz! 

Pesin semen ile yapilacak bina temamlanmadan once zekat verme vakti gelir- 
se, zekati verilmez. Miieccel semen ile olanm zekatmi san'at sahibi, sarf etdigi pa- 
ranm kirkda biri kadar verir. 

Giinluk islerde ahkam-i islamiyyeye uygun davranabilmek icin, her muslimanin 
(Mecelle) kitabi basmdaki yiiz maddeyi ezberlemesi ve iyi anlamasi lazimdir. 

(Mecelle) kitabmda, bir baslangic ile onalti kism vardir. Hepsi binsekizyiizel- 
libir [1851] maddedir. 

Baslangic, (Fikh temel bilgileri) olup, yiiz maddedir. 

Birinci kism, (Bey' ve sira) olup, yiizbirden 403. cii maddeye kadardir. 

Ikinci kism, (Kira) bilgileri olup, altiyiizonbirinci maddeye kadardir. 

Uciincii kism, (Kefil olmak) bilgileridir. Altiyiizyetmisikinci maddeye kadardir. 

Dordiincu kism, (Havale) bilgisi, yediyiizuncii maddeye kadardir. 

Besinci kism, (Rehn) olup, yediyuzaltmisbirinci maddeye kadardir. 

Altinci kism, (Emanet)dir. Sekizyiizotuzikinci maddeye kadardir. 

Yedinci kism, (Hibe) bagislamakdir. Sekizyiizsekseninci maddeye kadardir. 

Sekizinci kism, (Gasb ve Zarar)dir. Dokuzyiizkirkinci maddeye kadardir. 

Dokuzuncu kism, (Hicr ve ikrah)dir. Binkirkdordiincii maddeye kadardir. 

Onuncu kism, (§irketler ve Sosyal bilgiler)dir. 1448. ci maddeye kadardir. 

Onbirinci kism, (Vekalet)dir. Binbesyiizotuzuncu maddeye kadardir. 

Onikinci kism, (Sulh ve Afv)dir. Binbesyiizyetmisbirinci maddeye kadardir. 

Oniiciincu kism, (ikrar)dir. Binaltiyiizonikinci maddeye kadardir. 

Ondordiincii kism, (Da'va)dir. Binaltiyiizyetmisbesinci maddeye kadardir. 

Onbesinci kism, (isbat ve Yemin)dir. 1783. cii maddeye kadardir. 

Onaltmci kism, (Hakimlik)dir. Binsekizyiizellibirinci maddeye kadardir. 

Tanmmis hukukculardan Ali Haydar beg ve Atif beg ve haci Resid pasa "rah- 
metullahi teala aleyhim ecma'in", (Mecelle)yi ayn ayn serh etmislerdir. Herbiri ce- 
sidli cildler halinde basilmisdir. Bunlari okuyan garb bilginleri, islam hukukuna ve 
islamiyyetdeki sosyal bilgilerin inceligine ve cokluguna hayran kalmakdadirlar. 

Atif beg, (Mecelle)nin 1114 ve sonraki maddelerinde diyor ki: 

(Kismet), hisse-i sayia ile miisterek olan kira mall, sahiblerine bolmek demek- 
dir. Ayn olan, aym cinsden kansmis malm taksiminde uyusamazlarsa, ortaklardan 
biri taleb edince, hakim tarafindan boliiniir. Uciincii kism, ondokuzuncu madde- 
de bildirildigi gibi, hacm veya vezn ile olciilen seyleri, olcmeden bolmek faiz olur. 
Deynin taksimi sahih olmaz. Baska cinslerden mallarin kansmasi ve taksimi zarar- 
h olan bir malm taksimini hakim yapmaz. Bunlari uyusarak bolebilirler. Yahud sa- 
tilip, parasi boliiniir. Bina krymetlendirilerek, kiymetleri miisavi olacak vech ile 
taksim edilir. Kiymeti fazla kismini alan, kiymeti az olam alana, aradaki farkin ya- 
risi kadar para verir. Miisterek bir ayn [mal] baki kalmak iizere, bunun men- 
fe'atini taksim etmege (Miihayee) denir. Misli esyada miihayee olmaz. Ev, tarla, 
zemanla veya mekan ile miihayee olunur. Mekanda ve oncelikle uyusulmazsa, kur'a 
cekilir. Agac, yiin, silt gibi ayn olan seylerde miihayee olmaz. Eger, bunlari mii- 
hayee edip, hisselerinde hasil olan farki halallassalar, halal olmaz.] 

Alem i(re, mu'teber bir nesne yok, devlet gibi. 
Olmaya devlet cihanda, bir nefes sihhat gibi! 

-823- 



12 — ODUNC VERMEK 

Odiinc vermek, ya'ni (Karz-i hasen) cok sevabdir. Carsida misli, ya'ni benzeri 
bulunan herseyi, belirsiz bir zeman sonra, misli geri verilmek iizere vermege, 
(Karz-i hasen) denir. Odiinc vermek, icab ve kabul ile [aldim, verdim gibi sozles- 
me ile] sahih olur. Bir altm odiinc alan, bir altim oder. Degeri degisdi diyerek 6n- 
ceki veya sonraki degerde gumiis veya kagid lira veremez. Bunlar yerine altm da 
veremez. Alacakh kabul ederse caiz olur. Bir kimse giicii var iken borcunu ode- 
mezse, alacakh veya baskasi, bundan zor ile alabilir. Bore odenince, sened, bore 
verenin miilkii ise, odendigini bildiren vesika verir. Oliim hastasimn cok alacak- 
lisi varsa, hepsine taksim eder. Borclu, yiiz liralik senedimi ver, sana doksan lira 
vereyim dese, alacakh senedi istemiyerek verse, on lira daha istiyebilir. Ziiyuf, ya'ni 
altm ve giimtisden baska para, mesela kagid lira odiinc verdikden sonra, o kagid- 
larin kiymeti kalmasa, Imameyne gore, teslim etdigi zemandaki kiymetinde altm 
veya bu kadar altm karsihgi gecer akca ile odenir. Kiymeti degisirse, Ebu Yusii- 
fe gore, yine boyle olduguna fetva verildigi, sarf kismmda yazihdir. Hacm ile, vezn 
ile olciilen her seyin kiymetlerinin degismeleri de boyledir. Bir kimse, birindeki 
alacagmi, buna borcu olan baskasindan istiyemez. Ev, diikkan, hayvan, elbise gi- 
bi kiyemi olan, ya'ni misli bulunmiyan seyleri odiinc vermek fasiddir ve hemen ge- 
ri vermek lazimdir. Kullamlmasi haram olur. Satmasi, haram ise de, sahih olur. Ctin- 
ki, kabz etmekle miilkii olmusdur. Odiinc alman kiyemi seyin kiymetini odemek 
lazimdir. Ahmede yiiz lira borcum var diyenin borclu oldugu anlasilmaz. Ne sebeb- 
le, nasil borclandigmi da bildirmesi lazimdir. 

(Hainza efendi risalesi serhi) ellidokuzuncu [59] sahifesinde diyor ki: (Odiinc 
verirken, zeman ta'ym etmemelidir. Ciinki, zeman ta'ym ederse, mail, misli ile ve- 
resiye satmis olur. Bu ise faiz olur. Senede odeme tarihi koymamakla, odiinc ve- 
ren verdigini geri almak hakkina her zeman malik olmakda, belli bir zemam bek- 
lemek zorunda kalmamakdadir. Zeman ta'ym etmeksizin odiinc vermeli ve arzvi 
etdigi zeman isteyip geri almahdir. Cahillerin, odiinc verilen seyin odenmesi iste- 
nirse, sevabi kalmaz demeleri, dogru degildir. Kalb kirmiyarak, basa kakmiyarak, 
hakkmi istemek caizdir. Kalb kirmak, ayn bir giinahdir). Odiinc alan kimse, ve- 
recegi bonoya odeme tarihi koymamahdir. Birsey satin alan kimsenin verecegi bo- 
noya odeme tarihi koymasi lazimdir. Odiinc verdigi parayi geri alabilmek icin, se- 
nedde odeme tarihi bulunmak icab ediyorsa, odiinc verecegi kimseden kefil ister. 
Kefil ile, belli bir zemanda odenmesine kefil olmasi icin anlasir. Mesela, kefilden, 
odeme tarihi belli bono ahr. Borclunun da kefilin odemesi lazim geldigi zeman ode- 
mesi caiz olur denildi. Fekat kefilin o zeman odeyip, sonra borcludan almasi da- 
ha iyi olur. Yahud, borclu, borcunu kendine borcu olan birine havale eder. Hava- 
le olunanm borcunun odeme zemam, belli ise, alacakhya da o zemanda oder. 
Belli zemam yoksa, alacakh havaleyi kabul eden ile, belli bir zemanda, odemesi 
icin uyusur. Bunun borcluya borcu yoksa, borclu, belli zemanda odemek iizere bu- 
na borclandigmi bildirir. Ya'ni bono verir. iki bore da ayni tarihde odenir. Fekat, 
burada borclu, odeme senedini alacakhya vermiyor. Havaleyi kabul edene veriyor. 
Alacakh, odeme tarihi yazih bononun kendisine verilmesini isterse, odiinc vere- 
cegi parayi, emin oldugu bir arkadasma hediyye eder. Bu da bu parayi, odiinc is- 
tiyene verir. Borcunu para sahibine havale etmesini soyler. Para sahibi havaleyi 
kabul ederek diledigi odeme tarihli bono yazip, arkadasma verir. Borclu da para 
sahibine aym tarih yazih bono verir. Sonra, havaleyi alan, alacagmi arkadasma he- 
diyye ederek, bonosunu geri verir. Yahud odiinc istiyene, odiinc verecegi kadar fi- 
yatla ucuz birseyi veresiye satar. Ondan bu satis icin belli tarihli odeme senedi ahr. 
Sonra bu seyi ayni fiyatla, pesin olarak, ondan geri satin ahr. [Altinci madde so- 
nuna bakimz!]. (Hadfka)da, altiyiizyirminci [620] sahifede diyor ki: (Bir kimsenin, 
odiinc verecegi kimseye, hatta bir kagid parcasim bin liraya bile satmasi caizdir. 

-824- 



Mekruh degildir). (Esbah)da diyor ki: (Odtinc verirken, senede odeme tarihi ko- 
yabilmek yollarmdan biri de, Maliki mezhebini taklid etmekdir. Maliki mezhebin- 
de, odtinc verirken, odeme zemanmm bildirilmesi lazimdir). (Mizan-iil-kiibra)da 
diyor ki: (Maliki mezhebinde, odtinc verilen mail ve satis semenini, odeme zema- 
mndan once veya sonra istiyemez. Zemanmda istemesi lazimdir). Fekat, baska mez- 
hebi taklid etmek, ancak, sikisik durumlarda caiz olur. Taklid edilen mezhebin bti- 
ttin sartlanni ogrenip bunlara uymak lazim olur. (Beydavi)nin ($eyhzade) hasiye- 
si, birinci cild, 590. ci sahifesinde diyor ki, (Ayet-i kerimedeki mtidayene ya'niborc- 
lanma kelimesi, muamele ya'nibey' ve sira demekdir. Bu da, dort seklde olabilir: 
Ayni ayna satmak, mtidayene degildir. Deyni deyne satmak da, batildir. Aym deyn 
karsihgi satmak, bildigimiz veresiye satisdir. Deyni ayn karsihgi satmak, (se- 
lem)dir. Bu iki satisda, deynin belli vaktde odenmesi icin sened yazilir. Odtinc ver- 
mek, bu iki satisa dahil degildir. Odtinc vermekde, belli vakt bildirmek, Hanefi- 
de caiz degildir.) Vakt bildirilirse, faiz olur. 

Odtinc verirken bir menfe'at sart koymak faiz olur. Haram olur. Sart koyma- 
digi halde, oderken ayrica birsey fazla vermek caizdir. Ibni Abidin "rahmetulla- 
hi teala aleyh", odtinc vermegi anlatmaga baslamadan buyuruyor ki, (Falana olan 
borcuma kefil ol dese, o da kabtil edip odese, kefil borcluya, (Belli zemanda ba- 
na odersin) diyebilir. Fekat, falana olan borcumu ode dese, o da kabtil edip ode- 
se, borclunun bunu ona belli bir zemanda odemesi caiz olmaz. Ctinki, borclu icin 
odemis, borclu simdi buna borclu olmusdur. Borcun belli bir zemanda odenmesi 
ise caiz degildir). 

(El-Ukud-iid-diirriyye) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Alacakhsi- 
na, evini verip ticretsiz otur demek, fasiddir. Ecr-i misl lazim olur. Alacaklisma evi- 
ni rehn verip, ticretsiz oturmasma izn verse, ticret lazim olmaz. Alacakliya rehni 
kiraya verirse, rehn fasid olur. Alacaklmin rehnden istifade etmesi tahrimen mek- 
ruhdur. Bir kadm, oglunu evinde, ta'mir etmek sarti ile oturtsa, senelerce oturup, 
ta'mir etmeden ciksa, anasma ecr-i misl odemesi lazim olur). 

Btiytik alim Hayreddin Remli hanefi "rahmetullahi teala aleyh", (Fetava-i 
Hayriyye)de diyor ki, (Zimmi zimmiye elli lira odtinc verip, faizi ile birlikde ellibes 
lira alsa, bes lirayi geri vermesi lazimdir. Ctinki, faiz her dinde haramdir.) 

Abdtilvehhab-i Sa'rani "rahmetullahi teala aleyh", (Mizan-iil-kiibra) kitabm- 
da diyor ki, (Dort mezhebde de odtinc vermek mustehabdir. Belli bir zeman son- 
ra alacagi satis parasmm bir kismmi, vaktinden once almak icin, geri kalandan vaz 
gecmesi caiz degildir. Bir kismmi vaktinden once alip, geri kalani, vaktinden son- 
ra, baska vakte birakmasi da caiz degildir. Vaktinden once, bir kismmi aynen, ge- 
risini de, baska sey olarak almak caiz degildir. Vakti gelince, bir kismmi alip, ge- 
ri kalani, baska vakte birakmasi veya vaz gecmesi caizdir). Pesin olan satis seme- 
ni icin, yarismi simdi (veya yarm) verirsen, gerisi bir sene sonra olsun demek ca- 
izdir. 

Odtinc verirken veya verdikden sonra, alacaginm taksidler halinde odenmesi- 
ne razi olmak caiz degildir. Taksid ile, uzun zemanda odenmesini kabul eden 
alacakh, bu soztinden vaz gecebilir. Hepsini birden pesin istiyebilir. Borclu, elin- 
de taksidle odiyecegini bildiren sened oldugu halde, gticti yeterse, hepsini birden 
odemege mecburdur. Borclu bir kismmi inkar ederse, mtimkin olam belli zeman- 
da almak caiz olur. Mehr-i mu'accelin de te'cili caiz degildir. Kadin veya varisle- 
ri, hepsini hemen alir. Borcludan kefil istemesi ve kefilin belirli tarihlerde taksid- 
lerle odemesi caizdir. 

Bir vakte kadar odtinc vermek caiz olmadigi gibi, bu vakti beklemeden, alaca- 
gini istemesi caizdir. (Maliki mezhebinde, odtinc verenin, sart olmasa dahi, borc- 
ludan hediyye almasi, yemegini yimesi ve ondan herhangi bir suretle menfe'atlen- 
mesi caiz degildir. Safi'i ve Hanbelimezheblerinde, soz kesilirken sart edilmezse, 

-825- 



caiz olur). Hanefi mezhebinde, ba'zi alimler, sart etmeden almasi caiz olur dedi ise 
de, ba'zilan, sartsrz hediyye almak da caiz olmaz dedi. Birincisi, kendisine her ze- 
man hediyye vermesi adeti olan kimseden almasi olup, fetva yoludur. ikincisi 
ise, takva sahibleri icindir. Bore alanm akil ve hicr edilmemis olmasi lazimdir. 

Odiinc verirken sart edilmedigi halde, borclunun, sonradan yiiksek fiyatla, 
alacakhdan mal satm almasi caiz ise de, mekruhdur. Sems-iil-eimme Hulvani ha- 
ram olur dedi. Fekat, odiinc verme sozlesmesi olmadan once, mesela bin lira de- 
gerindeki kumasi binbesyiiz liraya satm alsa, aynldikdan sonra, tekrar gelip dort- 
bin lira da odiinc alsa, caiz olur ve satana besbinbesyiiz lira borcu olur. Halbuki bor- 
cu besbin olmak lazimdir. (Diirr-iil-muhtar)da diyor ki, boyle mu'ameleye yiizde 
besden fazla olmamak sarti ile caiz olur denildi. Yiizde besden fazla farkli odiinc 
verirse, ya'ni odiinc vermeden once, (Mu'amele) ile, satacagi malm fiyati, odiinc 
verdigi paranm, yiizde besinden fazla olursa, haram olur ve boyle odiinc veren habs 
olunur. Ibni Abidin "rahmetullahi aleyh" (Durr-ul-muhtar)m bu satirlarmi genis 
acikhyor. Sultamn emri ile, yiizde onbese kadar mu'amele ile satis fetvasi verildi- 
gini, buna caiz diyen alimleri ve biiyiik fikh kitablanm bildiriyor. (Bezzaziyye) fet- 
vasinda, sarf bahsinde diyor ki, (Ribh ile odiinc istiyen muhtac kimse, buna bir ma- 
il on liraya satsa ve teslim etse, odiinc verecek olan da, bu mail, sonra o kimseye 
on iki liraya satsa caiz olur. Satisi, odiinc verildikden sonra yapmak iyi olur. Mal, 
odiinc verenin ise, bunu odiinc isteyene, diledigi bir miiddetle, mesela oniki lira- 
ya, veresiye satar. Mali teslim almca, uciincii kimseye on liraya satip teslim eder. 
Bu kimse, odiinc verene on liraya pesin satip, mail buna verir. Aldigi on lirayi, 
odiinc isteyene vererek borcunu oder. (Bahr)de diyor ki, (On lira alacagi olan bir 
kimse, belli zeman sonra oniic lira almak isterse, borclusundan bir mah bu on li- 
ra karsihgi satm ahp, mah kabz etdikden sonra, belli zeman sonra odemek iizere, 
ona oniic liraya satar). 

Islam mahkemelerinde yiizde onbese kadar mu'amele ile satis da'valan kabul 
ediliyordu. Mesela, [1288] de basilan (Diirr-iis-sukuk) admdaki kitabda, sultan Ab- 
diilmecid han "rahmetullahi teala aleyh" zemamndaki ser'iyye mahkemelerinin bir- 
kacyiiz karar sureti yazilidir. ikinci cild, altmisbesinci [65] sahifede diyor ki: All 
aga, Veli aga karsismda ikrar-i kelam ediyor. isbu Veil aga, malmdan bana iicbin 
kurus odiinc teslim etdikde, ben dahi teslim aldim. Bu para ve semeni isbu tarih- 
den bir sene temamma degin miieccel, yine Veil agadan satm aldigim bir cild 
(Kuduri) kitabi semeninden dahi dortyiizelli kurus ki, cem'an ucbindortyuzelli ku- 
rus deynimdir, dedikde, tasdik olundu). Dortyiizelli kurus, iicbin kurusun yiizde 
onbesi oldugundan, caiz goriilmiisdur. 

Faiz giinahmdan kurtulmak icin (Iyne) yolu ile de odiinc vermek caiz olur de- 
nilmisdir. ibni Abidin (Sarf) ve (Kefalet) sonunda buyuruyor ki, (Iyne satismda 
zengin on lira degerindeki mah fakire mesela oniki liraya veresiye satar. Fakir, ma- 
il ahp, baskasma, pesin on liraya satarak, on lira almis olur. Zengine oniki lira borc- 
lu olur. imam-i Ebu Yusiife gore caizdir. (Feth-ul-kadir)de mekruh bile olmadi- 
gi yazilidir. imam-i Muhammede gore caiz degildir.) (Hadika) ve (Berika) kitab- 
lannda diyor ki, (Iyne, bir mah veresiye satip, bunu aym meclisde, bu musteriden 
pesin ve ucuz satm almakdir. ikinci semen ayn, ya'ni pesin oldugu icin, boyle sa- 
tisa, (Iyne satisi) denildi. iki semen, onceden kararlasdinhp sart edilirse, sozbir- 
ligi ile haramdir. Onceden sart edilmezse, Safi'ide caiz olur. Miisteri, bu mah ay- 
ni meclisde, baskasma satarsa, caizdir. Hadis-i serifde, (Iyne satisi yaparsaniz ve 
cihadi terkedip, zira'at ile ugrasirsaniz, Allahii teala sizi zelil eder. Dfninize don- 
medikce, bu zilletden kurtulamazsiniz!) buyuruldu. Bu hadis-i serif, haram olan 
Iyne satismi bildirmekdedir. Eshab-i kiram, halal olan Iyne satisi yapardi. Mese- 
la, bir zengin, odiinc isteyen bir fakire, bir mah ikibin liraya veresiye satar. Bas- 
kasmi gonderip, bu da kendi icin o mah fakirden bin liraya pesin alir. Sonra zen- 

-826- 



gine bin liraya satip, fakiri zengine havale eder. Zengin de, kendine havale olunan 
bin lirayi fakire oder. Giinii gelince, fakfrden iki bin lira semeni alir. Boyle sati- 
si, Resulullah emr buyurmusdur. (Kadihan)da yazilidir). 

[(Bahr)da diyor ki, (Muhtac olanin faiz ile bore almasi caizdir). Fekat, buna da 
faiz ile odiinc vermek haramdir [EsbahJ. Nafakasi olmayip bulamiyanlara muh- 
tac denir. Islamiyyet, bu ihtiyaci zaruret kabul etmekdedir [Esbah]. Boyle bir fa- 
kir faizsiz (Karz-i hasen) bulamazsa, haram oldugu icin faiz ile de odiinc veren bu- 
lunmazsa, bu fakiri telef olmakdan kurtarmak icin, ihtiyaci kadar mu'amele ve ine 
yolu ile odiinc verilmesi caiz oldu. Nafakasmdan fazla mal, bina sahibi olmak icin 
ve ticaretine sermaye yapmak icin faiz ile odiinc almak ve buna, mu'amele ve me 
yollari ile de odiinc vermek caiz degildir.] Sekizyuzelliiiciincu sahifeye bakmiz! 

Selem yolu ile odiinc vermek, ya'ni koyliiye, odiinc parayi, cok ucuza selem se- 
meni olarak pesin verip, sonra bu para karsihgi olarak, yeni senenin mahsuliinden 
cok fazla bugday veya pancar veya pamuk satm almak caiz degildir. Sozlesme ze- 
manmda carsida bulunmiyan gelecek sene mahsulii selem yapilmaz. Koyliiye, 
boyle caiz olmiyan, selem yolu ile para vermek, (Mu'amele) ile odiinc vermekden 
ve (Iyne)den daha fenadir. Koyliileri ve koyleri harab etmekdedir. 

Ariyet diyerek verilen mal, odiinc verilmis olur. Zaten odiinc vermek, ariyet ver- 
mek demekdir. Ariyet, bir mail, kullanmak icin vermekdir. Malm kendi geri ali- 
nir. Odiinc verilen mal ise, geri almirken, misli satilmis olup, semen almmis olur. 
[(Mecelle)de diyor ki, (Ariyet), iicretsiz olarak kullanmak icin verilen mala denir.] 

Al, sarf et diye verilip, hediyye oldugu soylenmiyen para, teslim edilince, odiinc 
verilmis olur. Al, giy diyerek verilen elbise, hediyye olur. 

Odiinc verileni kendisi veya vekili teslim almca, ona malik olur. Veren, verdi- 
gini geri istiyemez. (Fetava-i Hindiyye)de diyor ki, (Odiinc almani kabz etmeden 
once kullanmak caizdir). Borclu, odiinc aldigi malm veya paramn mislini, ya'ni ben- 
zerini odemesi lazimdir. Odemeden once, borcunu [odiinc aldigi seyin kendisini 
degil] alacakhsmdan pesin satm alabilir ise de, veresiye satm alamaz. Odiinc aldi- 
gim alacakhsina satabilir. Bunun gibi, bir kimsenin, mal satmakdan veya odiinc ver- 
mekden veya miras, hediyye, sadakadan ve ucretden olciilebilen mal veya para ala- 
cagi olsa, bunu teslim almadan once, borclusuna veya baskasina veresiye satma- 
si caiz degildir, haramdir. Pazarhk etdigi yerde semenini alsa, pesin satmis olur. Bu 
da, yalmz borclusuna caizdir. Para bozdururken birinin pesin kabz edilmesi lazim 
oldugu buradan da anlasilmakdadir. Yalmz, tasinabilen bir mal satin almdigi ze- 
man, bunu teslim almadan once, pesin de olsa, hie kimseye satmak caiz degildir. 
Goruliiyor ki, odiinc mal alan kimse, odemek icin bunun benzerini bulamaymca, 
yerine baska mal veya parasini vermek icin sozlesirlerse bunu, soz kesilen yerde, 
hemen pesin vermesi lazim olur. Mali veya parayi ilerde vermek icin sozlesmele- 
ri haram olur. Haramdan kurtulmak icin, borclusundan bore karsihgi az bir mail 
pesin satm alip, kabz etdikden sonra, bu mah ona o paraya veresiye satar. Anla- 
samazlarsa, benzeri bulununciya kadar beklenir. Dordiincii madde sonuna baki- 
mz! Bugday odiinc alsa, bugdaym fiyati cok degisse, yine ayni haemde bugday ode- 
mesi lazimdir. Bir kimsenin, birisinden yiiz lira alacagi varken, bu kimsenin, ala- 
cagi ile takas edilmemek sarti ile ondan yiiz liraya mal satm almasi fasiddir. 

(Mecmu'a-i cedide)de, (Kadihan)dan alarak diyor ki, (Odiinc almakla, gasb et- 
mekle veya mal satin almakla yiiz lira borclanan kimse, alacakhsina bir altm 
odiinc verse, bu alacaklanni [ya'ni yiiz lira ile bir altini] birbirlerine satmalan ca- 
iz olur. Baska cinsden olan boyle borclanm birbirlerine satmalan, bu mallar elle- 
rinde imis de birbirlerine satiyorlarmis gibidir. Yiiz lirayi ve bir altini birbirleri- 
ne teslim etmis gibi olurlar. Borclanm takas etmeleri, ellerindekilerini mubade- 
le gibidir. Bunun gibi, bir teneke dolusu bugday borcu olan kimse, alacakhsina bir 
teneke dolusu arpa odiinc verse, sonra bu bugday ile arpa borclanm birbirlerine 

-827- 



satmalan caiz olur). Ondokuzuncu madde ortasina bakiniz! 

Eti dartarak, ekmegi dartarak veya sayarak odiinc vermek caizdir. 

Alacakh, borclunun mahni goriince, borcun benzeri mal ise, onun nzasi olma- 
dan alabilir. Baska bir kimse de alip, alacakhya verebilir. 

Bir kimsenin, birisinde elli altm alacagi varken, borclu, alacakhya elli altin 
emanet birakirsa, her ikisi razi olmadikca borca sayilmaz. 

Bir kimsenin borcunu baskasi odiyebilir. Bore odiyenin, bore senedi kendi 
miilku ise, geri istiyebilir. Odiinc verilen bore, belli mikdar ve belli zemanlarda tak- 
side baglanamaz. Eline gecdigi zeman, gecdigi kadar odiyerek borcunu bitirir. Fe- 
kat borcunu baskasma havale ederse, havaleyi kabul eden, belli taksitlerle odiye- 
bilir. 

Odiinc ahnan mal karsihgi olarak, iki tarafin uyusdugu semen, para seklinde pe- 
sin olarak odenebilir. Bu suretle, mah alacakhdan pesin satin almis olur. 

Borclu, alacakhnm senedi gayb etmesi ile borcu odemekden kacmamaz. Salih 
olan iki sahid gostererek, alacakh oldugunu mahkemede isbat eder. Bunun icin, 
sahid yanmda odiinc vermelidir. 

Borclu borcunu, aldigi yerde veya alacakhnin razi oldugu yerde oder. 

Kefil ve havale olmadan, kimse baskasimn borcunu odemege zorlanamaz. Va- 
ris, kendi malmdan, meyyitin borcunu odemege zorlanamaz. Deliye ve cocuga 
odiinc verilmez. (Bahr-iil-fetava)da, Hibe bahsinde diyor ki, ([Hiikumetdeki isi- 
ni ta'kib etmesi icin, borclusuna emr vermek faiz olur]. Borclu bu isi yapmca, bor- 
cundan onu ibra eylemek riisvet olur. Alacagim yine istiyebilir). (Fetava-yi Fey- 
ziyye)de diyor ki, (Kendi malmdan zevcine verip, bunu sat! Semeni ile nafaka al 
dese, zevcini satmaga vekil etmis ve semeni ona ariyet vermis olur. Ariyet olarak 
verilen misli mal, karz olur). 

Odiinc verilecek parayi almak icin (Vekil) olunur. Birisinden odiinc istemek icin 
vekil olunmaz. Bunun icin, yirmi kisiye verilen odiinc parayi almak icin iclerinden 
birini vekil yapsalar, aldigi paranm yirmide birini oder. Zengin, paranin hepsini 
sana vermisdim, hepsini sen odiyeceksin diyemez. Birisinden odiinc istemek icin 
(Resul), ya'nihaberci gondermek caizdir. Mali zenginden isterken, kendi icin is- 
terse, vekil olur ki, caiz degildir. Fakir icin odiinc verilmesini soylerse veya falan- 
ca kimse, senden odiinc istiyor diyerek ahrsa, resul olur. Falan kimse icin bana 
odiinc ver, yahud bana odiinc ver derse vekil olur. Ahsverisde de boyledir. Ken- 
di icin soz keserse, vekil olur. Gonderen kimse icin soz keserse, resul olur. 

Mali oldugu halde, borcu az olsa dahi, odememek haramdir. Boyle kimse ak- 
rabasi ve kadm, cocuk olsa bile, habs olunur. Yalniz ana, baba, cocuklarma borc- 
lu olduklan icin habs olunmaz. Habsde bulunanm, cum'a, bayram, cenaze nemaz- 
larina, hacca, hastaya gitmesine izn verilmez. Odeyinciye veya fakir oldugunu is- 
bat edinciye kadar habsde kahr. 

(Fetava-i Hayriyye), ikinci kism basmda diyor ki, (Mali olan, borcunu odeme- 
yince habs olunur. Yine odemezse, imam-i a'zama gore, odeyinciye kadar habs- 
de birakihr. iki imama gore, kadi mahni, evini satarak oder. Sonra habsden cika- 
nr. Fetva da boyledir. Dayak atmak caiz degildir). list katm sahibi, alt kati, sahi- 
binin izni ile ta'mir etse, masrafmi alt katin sahibinden ister. Vermezse habs olu- 
nur. 

(Mecelle)nin altiyiizellialtinci [656] maddesinde diyor ki: (Semenin odeme gii- 
nii gelmeden evvel borclu baska memlekete gitmek istese, alacakh hakime miira- 
ce'at ederek, ondan kefil veya rehn isteyince, bunu vermege mecbur olur. Vermez- 
se sefere gitmekden men' olunur. Baska yere gitmiyen borcludan kefil istenemez. 
Borclunun arzusu ile kefil olan da, borclu baska yere giderken, borcu bana veya 
alacakhya ode! Yahud alacakhya beni afv etdir, sonra git diyebilir). Binaltiyiizdo- 

-828- 



kuzuncu [1609] maddesinde diyor ki, (Bir kimse, kendisi yazip yahud bir katibe yaz- 
dinp da, imzali yahud miihrlii olarak baskasma vermis oldugu deyn senedi, Usui 
ve adete uygun olarak yazilmis ise, soylemesi gibi kiymetli olur. Senedin, kendi- 
sinin oldugunu soyleyip de, seneddeki borcu inkar ederse, inkari kabul edilmez. 
Odemesi lazim olur). 

1296 [m. 1879] tarihli icra kanununun otuzikinci [32] maddesinde, (Borcunu ode- 
mek istemiyen borclunun mail oldugu, vesika veya ihbar ile anlasilirsa, mahkeme, 
borcluyu habs eder veya hacz etdirir). Altmisbesinci [65] maddesinde, (Satilan es- 
ya ve miilk parasindan, once icra masraflan, sonra bore odenir). Damga kanunu- 
nun oniiciincii [13] maddesinde, (Makbuz senedleri icin damga vergisini, pul har- 
cini, parayi alan oder) diyor. ibni Abidm "rahmetullahi teala aleyh", hakim ve miif- 
tilerin sened ve evrak yazmak icin iicret almalarimn caiz oldugunu aciklamasm- 
dan anlasihyor ki, odiinc verme, sened ve baska masraflarmi, adete gore odiinc ve- 
ren ve alandan herhangi birinin odemesi caizdir. 

Odiinc istemek ancak lazim olunca caiz olur. Lazim olmak tic durliidiir: 

1 — Liizum-i icabi. Nafakasi olmiyanm veya kazanci siibheli olamn, halal na- 
faka almak icin, odiinc istemesidir. Setr-i avret icin camasir parasi da boyledir. 

2 — Liizum-i akli. Evi olmiyan kimsenin, memleketin adetine gore, kira veya 
satin almak icin odiinc istemesidir. Sogukdan korunmak icin, elbise parasi da 
boyledir. 

3 — Liizum-i istihsani. Mevki'i, vazifesi sebebi ile, adete uygun giyinmek 
icin, odiinc istemekdir. Bu tic liizum icin, faizsiz odiinc istemek caiz olur. Yalniz 
bunlara odiinc verilir. Baskalarma, zalimlere, fasiklara odiinc verilmez. ihtiyaci ola- 
na odiinc verilir. ihtiyaci olmiyana, mahm liizumsuz yerlere, harama hare edene 
verilmez. Baskasma odiinc vererek, kendini sikintiya diisiirmek dogru degildir. Ni- 
saba malik olmiyan kimsenin, kurban kesmek icin odiinc istemesi caiz degildir. 

Ciin ezelde, kiin deyip ol perverdigar, 
bir bedia halk edip, o kirdigar. 
Ruh deyu nam eyledi, ol dilbere, 
kiinhiinii bildirmedi acizlere. 

Bu degildi, alem-i halkdan, meger, 
alem-i emr-i Hudadir mu'teber. 
$byle term fin eyledi, Rabb-i niu'in, 
amir olnefse, ona uyma sakm! 

Ciinki ruh, emr-i Celili dinledi, 
ol miibarek, gbr ki, old em n eyledi: 
Tutdu ferman-i Hudayi, o latif, 
basladi seyr-ii siiluke, ol $erif. 

A$k-i Hakla, ucdu cevlan eyledi, 
cok alemler gordii, seyran eyledi. 
Buldu bir alem ki, na mahdud idi, 
ma vera-i Arsa dek, memdud idi. 

Oyle vasi' ki, bulunmaz gayeti, 
samil olinus, Ars-ii nar-ii Cenneti. 
Her hakayik, orda etmisdi zuhur, 
cism-ii cismani degildi, c Unite nur. 



-829 



13 — KEFALET VE HAVALE 

(Kefil olinak) veya (Damin olmak), birisinden belli bir veya birkac kimsenin 
istedikleri bir seyi, baskasinm, kendisinin de odiyecegine soz vermesi demekdir. 
Odenecek sey, ayn ve deyn oldugu gibi, insanm teslim edilmesi de olur. Alacak- 
limn ma'lum olmasi sartdir. (Filana kim ne satarsa kefilim) demekle, kefalet sa- 
hih olmaz. Goriiliiyor ki, bore senedleri, bonolar yazihrken, sonraki alacakhlar 
belli olmadiklan icin, kefalet senedi olamazlar. Son alacakh, bonoyu yazandan ve 
ciro [devr] edenlerden birsey istiyemez. Rehn, vedi'a, ariyet ve kiraya verilen gi- 
bi emanet olan mallar ve mebi' telef olunca odenmelerine kefil olmak caiz degil- 
dir. Bu mallar mevcud iken verilmeleri icin caizdir. Telef olurlarsa, bedellerini ode- 
mez. Icarede kiraciya ve havalede havaleyi kabul edene de kefil olmak caizdir. Se- 
mene ve mehr parasma kefil olunur. Alacakh isterse borcludan, isterse kefilden 
hakkmi alabilir. Miislimanm zimmiye kefil olmasi caizdir. Filan kimsenin filan sah- 
sa olan su kadar borcuna kefilim demekle sartsiz kefil olundugu gibi, filan adam- 
daki alacagim o vermezse ben veririm diyerek sarth kefil olmak da caizdir. tic mez- 
hebde ve imam-i Ebu Yusiife gore, yalniz kefilin soylemesi ile, kefalet sahih olur. 
Borclunun ve alacakhnin kabul etmeleri sart degildir. Fekat alacakh, haber aldi- 
gi zeman, kefili red edebilir. Borclunun kabul etmedigi kefil, odedigini borcludan 
istiyemez ve odemedigi icin habs olunursa borcluyu habs etdiremez. (Tarafeyn)e 
gore, ya'ni imam-i a'zam ile imam-i Muhammede gore, kefaletin sahih olmasi icin, 
kefilin teklif etmesi ve alacakhnin veya vekilinin, bunun yanmda kabul etmesi la- 
zimdir. Zaruret halinde imam-i Ebu Yusiife uyulur. Kefile kefil olmak da sahih- 
dir. Alacakh, borcu iiciinden de istiyebilir. Bir borcluya birkac kisinin miistekilen 
veya miistereken kefil olmalan da caizdir. ikrah ile, ya'ni zorla kefil yapilan, ke- 
fil olmaz. Kefil olunan malm cins ve mikdannm belli olmasi sart degildir. Rusvet, 
kumar, les ve hiir adam semeni gibi odemesi lazim olmiyan borclara kefalet sahih 
degildir. Evin yikihr ise ben kefilim, yahud, miisafirine, hayvanm telef olursa 
ben kefilim demekle kefil olmaz. Asilin, ya'ni borclunun odememesi sart edilen 
kefalet havale olur. Borclunun emri ile kefil olan, alacakh ile uyusup da aym ma- 
il noksan oderse, odedigini borcludan ister. Baska cins mal oderse, odedigini de- 
gil, kefil oldugunu borcludan ister. 

(Fetava-i imadiyye) sahibi "rahmetullahi aleyh" diyor ki, (Kefil olacagi malm 
odeme seklini kendi menfe'atine sarta baglarsa, kefalet bu sarta bagh degilse, ke- 
falet sahih, sart batil olur. Kefaleti bu sarta baglarsa, kefalet de sahih olmaz). Go- 
riiliiyor ki, bana para veya bir mal verirsen veya benimle ortak olursan, kefil du- 
rum, yoksa olmam diyerek, kefil olmak sahih olmaz. Boylece, (Te'minat mektu- 
bu) vermek icin alman iicret caiz olmadigi gibi, kefalet de sahih olmaz. Dar-iil-harb- 
de kafiri boyle kefil yapmak, zaruret halinde caiz olup, verilen para rusvet olur. 
Kefilin, borcludan rehn istemesi caizdir. Borclu odeme tarihinden once oliirse, va- 
risleri hemen veya kefil odeme tarihinde oder. Kefil oliirse, varisleri hemen oder. 
Alacakh oliirse, varisleri odeme tarihinde ahr. Alacakh borclusunu afv ederse ve- 
ya pesin alacagim te'hir ederse, kefil de afv edilmis veya odemesi te'hir edilmis olur. 
Borclunun afv edilmesi sarti ile kefil olmus ise, havale olacagindan kefil de afv edil- 
mez. Kefil afv edilir veya pesin borcu te'hir olunursa, borclu afv edilmis olmaz ve 
te'hir edilmis olmaz. Fekat kefil, borcludan birsey istiyemez. Alacakh borcu ke- 
file hediyye veya sadaka etdim derse, kefil bunu borcludan istiyebilir. 

Her cesid pesin borca, veresiye odemek sarti ile kefil olunabilir. Bu halde, 
borclunun yalniz odiinc verme borcunu yine pesin odemesi lazimdir. Kefil, borcu 
birine havale etse, alacakh da bunu kabul etse, kefil de, borclu da odemekden kur- 
tulurlar. 

(Diirer-iil-hiikkam) sahibi "rahmetullahi teala aleyh", (Mecelle)nin binalti- 

-830- 



yiizondordiincii [1614] maddesini aciklarken diyor ki, (Bir malm edasma, ya'ni 
odenmesine kefil olmak iki durltidtlr: Ayn olan mala kefil olmak, Deyn olan ma- 
la kefil olmak. Gasb edilmis olan mal, ayndir. Ya'ni, hakikaten maldir. Buna ke- 
fil olunur. Ayn telef olursa, bedelini oder. Deyn ise, ele gecmeden once hakika- 
ten mal degildir. Ciinki, mevcud olmayip, saklamasi miimkin degildir. Ele gecdik- 
den sonra, mal olur. Kullamlmasi miimkin olur. Bunun icin, borcluya hediyye edil- 
mesi sahih olup, kabul etmesi sart degildir. Hie ayn mah bulunmiyan bir kimsenin, 
baskalarmdan alacaklan olsa, mah olmadigina yemm etse, yemininde sadik olup 
hanis olmaz). 

Ukubatda kefalet sahih degildir. Birinin yerine, kefili i'dam edilmez. Belli bir 
zeman icin kefil olmak caizdir. Sartsrz kefil, kefaletden vaz gecemez. Kendinde ema- 
net birakmis oldugu maldan odemek sarti ile, emanet sahibine kefil olmak sahih- 
dir. Alacakh, emanet olan maldan fazlasmi kefilden istiyemez. Havalede de boy- 
ledir. 

Borclu, odeme vakti gelmeden, baska memlekete gidecek oldukda, alacakh ha- 
kime miirace'at edip, borcludan kefil veya rehn istiyebilir. Vermezse, hakim onu 
seferden men' edebilir. Borclunun emri ile kefil olan da, borcluyu seferden men' 
etdirebilir. Borclunun emri [Haberi] olmadan kefil olan, borcu odeyince, bunu borc- 
ludan istiyemez. Banka (Teminat mektubu) ile ahs-veris etmek, Dar-iil-islamda ca- 
iz degildir. 

HAVALE — Borclunun, alacakhya, borcumu falan kimseden al deyip, bu 
ikinci kimsenin, ya'ni alacakhnin, bu teklife, sozlesme yerinde razi olmasma, 
(Havale) etmek denir. Borclu ve borcu odemegi kabul eden iiciincu sahs sozlesir- 
ken, alacakh hazir bulunmazsa, haber ahnca izn verse de, Tarafeyne gore, hava- 
le sahih olmaz. Sozlesme yerinde bulunup razi olmasi lazimdir. Mikdari ve cinsi 
bilinen deyn havale olunur. Aym ve hakki havale etmek caiz degildir. Bir kimse, 
borclu olmadigi birine, falan kimsedeki alacagimi sen al dese, havale olmaz. Onu, 
alacagim teslim almak icin, vekil etmis olur. Havale eden birinci kimsenin hava- 
leyi alana borclu olmasi, ya'ni havale olunanm, ya'ni havaleyi alan ikinci kimse- 
nin bundan alacagi olmasi lazimdir. Havaleyi kabul eden iiciincu kimse, havale ve- 
ren birinci kimseye borclu olur veya olmryabilir. 

Havale tic seklde olabilir: 

1 — Mutlak havale, havaleyi veren birinci kimsenin, havaleyi kabul eden 
iiciincu kimseden alacagi veya onda vedi'asi oldugu bildirilmiyen havaledir. Ala- 
cagi veya onda vedi'asi olup da bildirmedi ise, havaleyi alan da, havaleyi veren de 
alacaklarim ondan isterler. 

2 — Kabul edendeki alacagi paradan odenmek iizere verilen havaledir. 

3 — Kabul edende emanet bulunan veya gasb etdigi maldan, paradan oden- 
mek iizere verilen havaledir. Alacakhya verilen banka ceki boyledir. 

Ikinci ve iiciincu sekldeki havalede, havale kabul edende, havale verenin ala- 
cagi olmadigi anlasihrsa veya vedi'a helak olursa, havale batil olur. Sahih oldugu 
zeman, havaleyi kabul eden, borcu, yalmz havaleyi alan ikinci sahsa odemege mec- 
bur olup, havaleyi verene oderse, havale alana tazmin etmesi lazim gelir. Tazmin- 
den sonra, havale verenden bunu ister. Havale kabul edilince, havaleyi veren, ala- 
cagim, havaleyi kabul edenden artik istiyemez. Buna hediyye etmesi de caiz olmaz. 

Havale, verenin, alanin ve kabul edenin iicuntin de sozlesmesi ile olabilecegi gi- 
bi, yalmz veren ile alanin veya veren ile kabul edenin, yahud alan ile kabul eden 
arasmdaki sozlesme [anlasma] ile de olur. Ancak, veren ile kabul edenin sozles- 
mesine, havale alanin veya bunun vekilinin, sozlesme yerinde izn vermesi, hava- 
le verenin veya kabul edenin bulunmadigi sozlesmenin sahih olabilmesi icin, bun- 
lann ayrica havaleyi vermek veya almak icin razi olmalan lazimdir. Havale veren 

-831- 



razi olmazsa, havaleyi kabul eden odeyince, odedigini, havale verenden istiyemez. 
Ona olan borcuna da sayamaz. Bu iiciine zor ile yapdinlan havale sahih olmaz. Bir 
alacakhnin, borclusuna, sendeki alacagimi, falancaya ver demesi ile havale yapil- 
mis olmaz. Borcunu almaga, falancayi vekil etmis olur. 

Havaleyi veren ile alanin aklh olmasi, kabul edenin ise, hem akil, hem de ba- 
lig olmasi lazimdir. Fekat, bunlarm sozlesmesi ile yapilan havale ile borcun ode- 
nebilmesi icin, havale veren ve alan cocuklann velilerinin, sonradan izn vermele- 
ri lazimdir. 

Riisvet, kumar borcu ve hiir insan, les ve kan satisi semenlerinin borclan, sahih 
bore olmadiklanndan, bunlarm havale edilmesi sahih olmaz. Fasid satis bedeli icin 
de, havale sahih degildir. 

Odemekden ve ibra [afv]dan baska yol ile kurtulus olmiyan borclara (Deyn-i sa- 
hih), ya'ni, sahih bore denir. Zekat borcu, deyn-i sahih degildir. Ciinki, borclu oliir- 
se veya mal elinden cikmca zekat vermesi afv olur. Boyle sahih olmiyan borclar 
havale edilemez. Rehn, ariyet, emanet, mudarebe, sirket ve kiraya verilmis olan 
mallar, sahih bore olmadiklanndan, havale edilemez. Ciinki bunlar, deyn degildir, 
ayndir. Ayn olan mal, sahih bore olmadigi gibi, havale de edilemez. Hak da hava- 
le edilmez. Mesela ordu kumandanmin, ganimetden hakki olan bir gaziyi, baska 
birine havale etmesi veya maliyyenin bir me'mura veya emekliye verecegi ma'asi, 
bankaya havalesi sahih olmaz. Ciinki, ganimet ve ma'as hakdir. Ele gecmeden on- 
ce miilk olmaz ve ordu kumandam ve maliyye, bunlara borclu olmaz. Kumandan 
ve maliyye, bankayi veya baskasmi, teslime vekil etmis olur. Fekat, gazinin veya 
emeklinin, bir alacakhsmi, kumandan veya maliyye iizerine havalesi caizdir. Ciin- 
ki, burada hak degil, bir kimseye olan bore havale edilmekdedir. Satilan malm se- 
meni, ya'ni bedeli, kira bedeli ve odiinc verilen [misli] esya, sahih deyn [bore] ol- 
duklanndan, havale olunurlar. 

Havale olunan borcun cinsi ve mikdari ma'lum olmasi lazimdir. Mesela, filan- 
da olan alacagmi, havale olarak kabul etdim dese, havale sahih olmaz. 

Havale kabul eden bir kimse, bu borcunu, bir dorduncii kimseye ve hatta, ha- 
valeyi yapmrs olan birinci borcluya da havale edebilir. Ya'ni havale ve kefalet borc- 
lan da havale olunabilir. Fekat bunu, havaleyi ve kefaleti kabul eden, ya'ni borc- 
lanan havale edebilir. [Bir sahs, bir alacakhsmi, havale yolu ile alacakh oldugu kim- 
seye havale edemez. Ya'ni, tekrar yapilmasi caiz olan havalelerde, alacak sahs hie 
degismemekdedir. Bu sahsa odiyecek olanlar degismekdedirler. 

Simdi bir kimse, mal satmak veya kira, odiinc vermek karsihgi alacakh olunca, 
borclusu bir sened, ya'ni bono hazirlayip, bu kimseye veriyor. Bu kimse, bu bono- 
yu, borclu oldugu baska birisine verirse, buna olan borcunu, bonoyu hazirlamis ola- 
na havale etmis oluyor. Bu havale fasiddir. Bu bonoyu alan uciincii sahs da, bunu 
bir alacakhsina verince, bunu da, yine bonoyu hazirlamis olana havale etmis olu- 
yor. Bu ikinci havale de caiz degildir. Ciinki bono elden ele dolasdikca, alacakh- 
lar degisiyor. Odiyecek olan birinci sahs hie degismiyor. Havalenin tekrar hava- 
lesinde ise, alacakhnin degismemesi, odiyecek sahslarm degismeleri lazim oldu- 
gu icin, bir tuccarm bonosunun, havale olarak elden ele dolasmasmm sahih olma- 
digi anlasilmakdadir.] 

Havale yapildigi zeman, havaleyi veren kimse ve bunun kefili, borcdan beriolur, 
kurtulurlar. Havaleyi alan, alacagmi bundan istiyemez. Hatta, havale veren oliir- 
se, varislerinden de istiyemez. Havaleyi kabul edenden istemesi lazim olur. 

Havale alanin, alacagmi, havaleyi verenden de istiyebilmesi sart edilebilir. Bu 
zeman, havaleyi kabul eden kefil yapilmis olur. Cunki, alacakh, alacagmi borclu- 
dan da, kefilden de istiyebilir. Kabul eden iki kimse ise, borcu yan yanya oderler. 

Havale, iki sebeble bozulur, yok olur: 

-832- 



1 — (Teva) ile. Ya'ni kabul edendeki alacagm telef olmasi ile. (Telef) [ya'ni 
yok olmak] da, iki diirlii olur. Kabul eden, soziinden doner, Inkar eder ve yemm 
eder. Havaleyi veren ve alan da, isbat edemez. Fekat, ikisinden birisi, sened veya 
sahid ile isbat ederse, teva olmaz. Havale kabul eden, miiflis olarak vefat edince 
de, teva hasil olur. 

2 — Havale fesh edilmekle bozulur. Havale veren ve alan birlikde fesh eder. 
Havaleyi veren bunu tekrar baska birine havale edince de, birincisi bozulur. 

Havaleyi alan ve kabul eden (Muhayyer) olabilir. Onceden, bu sart ile razi ol- 
muslar ise, ikisi de, yalniz basma fesh edebilir. 

Bayi'm, satmis oldugu mal karsihgi miisteriden alacagi semenden odenmek 
iizere bir alacakhsina verdigi havalede, mebf teslimden once helak olarak, seme- 
ni vermek lazim gelmese veya muhayyerlik sebebi ile, mebf bayi'a i'ade olunsa ya- 
hud bey', ikale [fesh] edilse, havale batil olmaz. Ciinki, havale sozu kesilirken, miis- 
teri borclu idi. Miisteri odedigini bayi'dan ahr. Fekat miisteri, bayi'i, borclusu iize- 
rine havale etse ve miisterinin borclusu bunu kabul etse, mebf bayi'a red olundu- 
gu zeman, hakim bu havaleyi ibtal eder. 

Acele olmasi bildirilmiyen havalede, bore eski hali ile odenir. Acele veya zema- 
m bildirilen havalede ise, bu sarta gore odenir. 

Belli zemanda odenecek bore, aym zemanda veya daha cok veya daha az zeman- 
da odenmek iizere havale olunabilir. Acele bore, belli bir zeman sonra odenmek 
iizere havale olunabilir. Mesela, bir kimse, odiinc aldigi birini, bir kimse iizerine 
bir sene sonra odemek iizere havale edebilir. 

Havale kabul eden, borcu odemeden, havale verenden istiyemez. Odedikden 
sonra ister. (Diirr-iil-muhtar)da Karz faslindan hemen once diyor ki, odiinc veri- 
len alacak, borclu tarafmdan baskasma havale edilince, alacaklinm ta'yin edece- 
gi belli zemanda odenmesi caiz oldugu gibi, borclunun belli zemanda alacakli ol- 
dugu kimseye havale olununca, havalenin de, bu belli tarihde odenmesi caiz olur. 
Odiinc verirken odeme tarihi koyabilmek ipin, boyle havale yapihr. Havalenin soz- 
lesmesinde, havale veren de bulundu ise, havaleyi kabul eden, baska mal odemis 
veya havaleyi alan, bunu ona hediyye etmis, sadaka vermis ise, havale verenden 
havale olunan mah veya kiymetini ister veya havaleyi verene olan borcu ile ode- 
sir. 

Havale kabul eden ile havaleyi alan uyusarak, havale olunan borcdan az veya 
cok verirse, havale verenden, bu verdigi mikdari istiyebilir. Havale olunan mik- 
dan istiyemez. Havaleyi alan, kabul edene ibra, ya'ni halal ederse, havaleyi kabul 
eden, havale verenden birsey istiyemez. Fekat, havaleyi alan, kabul edene hediy- 
ye ederse, kabul eden, havale verenden, havale olunani istiyebilir. Havaleyi ibra, 
ya'ni halal ederse, havale verenden birsey istiyemez. 

[Bundan anlasihyor ki, bankalarm, tuccarlann, bono, sened kirmalan caiz de- 
gildir. Banka bonoyu getirene az para verip, bonoyu yazandan, bu verdigini degil, 
bonoda yazih daha cok parayi aliyor ki, caiz olmadigi anlasilmakdadir]. 

Borcu, belli bir zeman sonra, kendine veya adi yazih baska bir kimseye odeme- 
si icin, alacaklinm, borcluya gonderdigi mektuba, (Police) denir. 

Bayi', semen ile odenmek iizere bir alacakhsmi, musteriye havale etmek sarti 
ile olan bey', fasiddir. Havale de batil olur. Miisterinin, bayi'i semen ile baskasi iize- 
rine havale etmesi sarti ile yapilan bey' sahih olur. Fasid satisa bakmiz! Miisteri- 
nin bayi'a, yalniz borclusunun hazirladigi bonoyu vermesi ve bu bononun daha on- 
ce, havale alanlar tarafmdan tekrar havale edilmis olmamasi lazimdir. Elden ele 
dolasan bonolarm sahih havale olmadiklan, fiilus gibi semen olarak kullamldik- 
lari yukanda bildirilmisdi. 

(Mecelle)nin binaltiyiizkirkmci [1640] maddesinde, (Dayine medyununun med- 

- 833 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:53 



yunu hasm olmaz) diyor. Mesela olendeki alacagmi, oliiye borcu olandan istiye- 
mez. Binaltiyiizkirkbirinci [1641] maddesinde, (Bayi'a miistermin miisterisi hasm 
olmaz) diyor. Mesela bir kimse satm aldigi malm parasim bayi'a odemeden, bu ma- 
il baskasina satsa, birinci bayi', ikinci miisteriye, (Bu mail sana satan kimse, ben- 
den satin almisdi ve parasim bana odememisdi. Malum veya parasim bana ver) di- 
yemez. 

(Siiftece) seklinde havale yapmak, tahrimen mekruhdur. Siiftece, yolcuya bore 
verip, gitdigi yerde, falancaya odiyeceksin demekdir. Bore, yolda tehliikeye ugrar- 
sa, alacakli, malim bu tehliikeden, boylece kurtarmis oluyor. Ciinki, borclunun teh- 
liike olsa da, bore telef olsa da, gitdigi yerde odemesi lazimdir. Odiinc veren, o yer- 
deki falanca arkadasmi, odiinc verdigi yolcu uzerine, mektub ile, havale etmekde- 
dir. Siiftece sarti olmiyarak, yolcuya odiinc vermek caizdir. 

14 — VEKALET 

(Vekalet), bir kimsenin, bir isi yapmak icin, baskasim kendi yerine koymasi [bas- 
kasina is havalesi] demekdir. Yerine gecirilen baska kimseye (Vekfl) denir. Vekil 
edene (Sahib) denir. Bir kimsenin soziinii baskasina gotiirene (Rcsul) veya (Ha- 
berci) denir. 

Birini vekil yapmak, icab ve kabul ile olur. Ya'ni, (Seni vekil yapdim) ve (Ka- 
bul etdim) sozleri veya yazilan ile olur. Vekil, cevab vermeden, isi yapmaga bas- 
lasa, kabul etmis olur. is habersiz yapildikdan sonra, sahibinin, izn verdim deme- 
si ile de, vekil etmis olur. Kiraci kira ile, kiradaki mah ta'mir etmege vekil yapi- 
labilir. 

Bir is icin emr verince, ba'zan vekil, ba'zan da haberci yapihr. (Zahfret-iil- 
Biirhaniyye) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Bir kimse, birisine yiiz li- 
ra verip, bunu filancaya odiinc verecegim. Ona git! Bu parayi sana falan kimse 
odiinc yolladi de! Bunu verip karsihgmda rehn al dese, bu da giderek yiiz lirayi ve- 
rip, rehn olarak bir mal alsa, bu (Haberci) olur. Emr eden kimse, rehni haberci- 
den alabilir. Ciinki haberci, emr eden kimse icin konusmusdur. Kendi icin konus- 
marmsdir. Sozlesmeden dogan haklar emr veren kimse icin olur. Haberci, onun so- 
ziinii iletmis, rehni onun icin almis olmakdadir. Rehn habercinin elinde helak olur- 
sa, emr veren kimsenin elinde helak olmus gibidir. Bu kimse, ona, seni vekil etdim 
dese, o da, kabul etdim dese, bu kimse rehni vekilden alamaz. Ciinki, vekil, reh- 
ni kendi icin istemisdir. Sozlesmesinin haklan vekile olur. Rehni saklamak da bu 
haklardandir. Rehni veren, vekil icin vermisdir. Rehn vekilin elinde helak olursa, 
yine emr veren kimse oder. C un ki, rehn helak olunca, deyni almis da, rehni geri 
vermis gibi olur. Deyni geri ahp da, kendinde iken deyn helak olsaydi, emr vere- 
ne odemezdi). Bir kimsenin emri ile, hizmetcisi gidip mal satm alsa, onun vekili ol- 
musdur. O kimse, pazarhk etdigi mah almak icin gonderse, efendisinin resulii [ha- 
bercisi] olur. 

Vekil yapmak, ba'zan sarth olur. Mesela, [su saatimi yiiz liraya satmaga seni ve- 
kil etdim!] demek gibi. 

Vekil edenin, isi yapabilecek kimse olmasi sartdir. Vekilin akil olmasi sartdir. 
Balig olmasi sart degildir. 

Hediyye, ariyet, rehn, emanet, odiinc vermek ve da'va acmakda, sirket yapmak- 
da, vekil, sahibinin admi soyliyerek is goriir. Soylemezse, isleri sahih olmaz. 

Alisverisde, kiraya vermekde, da'vaci ile uyusmakda, kendi adma yapmasi da 
caiz olur ise de, o isin haklarmdan kendi mes'ul olur. Aldigi seyler sahibinin olur. 
Sahibinin admi soyliyerek yaparsa, haberci gibi olur. Habercinin yapdigi islerin 
mes'uliyyeti, sahibinin uzerine olur. (Diirer) kitabmda, yimegi, ipmegi anlatirken 
diyor ki, (Alisverisde ve vekil etmekde, bir kisinin sozii kabul edilir. Mesela, bir 

-834- 



kafir, bir kadm, bir fasik veya bir kole, bu eti muslimandan veya yehudiden veya 
nasraniden aldim dese, yimek halal olur. Yalan zan ederse halal olmaz. Ben, fila- 
nin vekiliyim dese, onun malmi bundan satin almak caiz olur). 

Ahsverise, bore vermege veya odemege vekil olan kimsenin teslim aldigi mal- 
lar, kendinde emanet olur. Kendisi sebeb olmadan helak olunca odemez. Haber- 
cide bulunan mal da emanet gibidir. Haberciyi gonderenin mail gitmis olur. 

Bir kimse, iki kisiyi birlikde, bir ise vekil etse, vekiller, yalniz basma is goremez. 
Ancak avukatlardan ve emaneti, borcu odemege vekil olanlardan biri de yapabi- 
lir. 

Vekil, sahibinden ayrica izn almadikca veya (istedigini yap) diyerek (Umumi 
vekil) edilmedikce, baskasim kendine vekil yapamaz. Yalniz, zekat vermek icin olan 
vekil, iznsiz olarak baskasim, o da baskasim vekil yapabilirler. ikinci vekil, dog- 
rudan dogruya sahibin vekili olur. 

Vekil ederken, ilcret sart edildi ise, is yapdigi zeman iicreti alir. Ucret sart 
edilmedi ise, teberru' etmis olup, ilcret istiyemez. 

Alisverisde, malm cinsi, nev'i [veya fiyati] vekile bildirilmelidir. (Umumi vekil) 
ise, bildirmege luzum olmaz. (Bana bir at al) demek sahih olur. (Bana bir hayvan 
al) demek sahih olmaz. Nasil olursa olsun, nasil istersen oyle al! deyince, (Umu- 
mi vekil) olur. Malm maddesi [pamuk veya yiln olmasi], kullanma yeri, isciligi ay- 
n olunca, cins ayrihr. Koyunun yiinii ile derisi baska cinsdir. Baska cinsden aldi- 
gi mal, vekile kahr. Sahibinin olmaz. Koc al denilen vekil, disi koyun ahrsa, veki- 
lin olur. Siit, pirinc gibi seyleri al dese, piyasada bulunam almasi caiz olur. Ev ala- 
cak vekile, mahalle ve fiyatmi soylemek yetisir. OIqu ile alinan malm mikdari ve- 
ya fiyati soylenir. Evsafini soylemek lazim degildir. 

Siileymaniyye kiitiibhanesi (Es'ad efendi) kismmda [572] sayih (Diirret-iil- 
beyda) kitabmda diyor ki, (Yemege cagnlan kimseye, mahmdan istedigin kadar 
yi ve al ve diledigine ver, hepsi halal olsun denilse, yidikleri halal olur. Aldiklan 
ve baskasina verdikleri halal olmaz. Cunki, mikdari bilinmiyen ta'amin yimesini 
halal etmek caizdir. Fekat mikdari bilinmiyen mail almak icin vekil etmek ve 
mechul ve ayn olarak teslimi mumkin olan mah ayirmadan hediyye etmek sahih 
degildir). 

Sarti olan vekil, sarta uymazsa, aldigi mal, kendinde kahr. Sarti, sahibinin lehi- 
ne degisdirmesi caiz olur. Veresiye al deyince pesin alsa, mal, kendinde kahr. Pe- 
sin al deyip de, veresiye alsa, sahibi icin almis olur. Malm bir kismim bulup alsa, 
bolmesi zararh olan malda [kumas gibi], sahibi icin olmaz. Zararsiz ise [pirinc, se- 
ker gibi] sahibi icin almis olur. 

Degeri bildirilmiyen mah, az aldanmak ile alabilir. Fekat, et, ekmek, seker gi- 
bi kiymeti meshur seylerde az aldanmak afv olmaz. Fahis aldanmakla alinan ma- 
il, sahibi kabul etmiyebilir. 

Belli mah satm almaga vekil olan, o mah kendisi icin satm alamaz. Kendim icin 
aldim dese bile, sahibinin olur. Sahibi yamnda iken aldigi mal, vekilin olur. 

Vekil, sahibine kendi malmi satamaz. 

Vekil, veresiye satin aldigi malm semenini, sahibinden pesin istiyemez. Pesin al- 
digi malm semenini, sahibi te'cil etdirse bile, pesin istiyebilir. Semeni almadan on- 
ce, mah sahibine teslim etmiyebilir. Fekat, bu zeman, mal telef olursa, vekil bas- 
kasim satin alip oder. Satin alma vekili, bey'i ikale edemez. 

Umumi vekil, sahibinin malmi, diledigi fiyata satabilir. Fiyat soylenmis ise, 
daha asagi satamaz. Satarsa, oder. Vekil, sahibinin malmi, kendine satin alamaz. 
Akrabasma da satamaz. Ancak, bunlar, umumi vekil ise veya degerinden yiiksek 
satabilir. Umumi vekil, pesin de, veresiye de satabilir. Fekat, pesin sat veya su ma- 
lum sat da borcumu ver denildi ise, veresiye satamaz. 

-835- 



Veresiye satdigi malm semeni icin rehn veya kefil alabilir ve bunlardan mes'ul 
olmaz. Rehn ile, kefil ile sat denildi ise, boyle satmasi lazimdir. 

Vekil, semeni almadan, sahibine kendi malmdan vermege zorlanamaz. Seme- 
ni, miisteriden, sahibi de alabilir. Ucretsiz vekil, miisteriden semeni almaga mec- 
bur degildir. Fekat, semeni almak icin, sahibini vekil etmesi lazimdir. Dellal ya'ni 
komisyoncu ve simsar gibi, iicretli vekiller, semeni almaga mecburdur. Satmaga ve- 
kil olan, alisverisi ikale edebilir. Fekat bu ikale, sahibi icin olmaz. Mai kendinin 
olup, semeni sahibine oder. 

Bore odeme vekili, kendi malmdan odese, sahibinden bunu ister. Kagid lira ode- 
mege me'mur olan vekil, kendi malmdan altm odese, sahibinden kagid lira ahr. Al- 
tin odemege vekil olan, kagid odese, kagid ahr. Vekili, alacakhya kendi mahm sa- 
tip, sahibinin borcunu oderse, sahibinden bore kadar ahr. 

Filana odiinc veya sadaka veya hediyye ver dese, vekil bunu verince, emr eden- 
den istiyemez. Sonra ben sana veririm dedi ise, istiyebilir. 

Herkes, ancak kendi mulkti icin emr verebilir. Baskasinm mahni denize at de- 
se, atilmaz. Atan oder. Borcumu, kendi malmdan ode dese, vekil kabul etse bile, 
odemege mecbur olmaz. Fekat, vekilde alacagi veya emanet parasi varsa, emri yap- 
maga [odemege] mecburdur. Malimi satip ode dese, bu emri, yalmz iicretli vekil 
yapmaga mecbur olur. 

Falan alacakhma ver diye, vekile para verse, bunu, sahibin baska alacakhlan- 
na veremez. Parayi alacakhya vermeden, sahibi olse, para varislerine geri verilir. 
Alacakhlar mirasdan isterler. 

Alacakhma verip, senedin arkasma yazdir veya vesika al diyerek vekile para ver- 
se, vekil odeyip, vesika almasa, alacakh inkar ederse, vekil oder. 

Vekile verilen para, ta'yin ile te'ayyiin eder. Bu para telef olsa, vekil azl olur. 
Vekil, aldigi parayi kendi icin hare edip, sahibinin istedigi mah kendi parasi ile sa- 
tin alsa, aldigi mal kendisinin olur. (Durer-iil-hiikkam). 

[1288] de Istanbulda basilan (Diirr-iis-sukuk) kitabi, istanbuldaki islam mah- 
kemelerinin ba'zi kararlanni bildirmekdedir. Birinci cildi, onbesinci [15] sahife- 
sinde diyor ki: (Bir tiiccar, zekati olan besyiiz kurus beyaz besligi, hacca gitmek- 
de olan Musa efendiye teslim eder. Bu zekati, Medine-i munevvere sehrinde bu- 
lunan Ibrahim efendiye teslim etmesini ve kendi zekati oldugunu ona soylemesi- 
ni emr ederek Musa efendiyi vekil yapar. Musa efendi, vekil olmagi kabul edip, bes- 
yiiz kurusu teslim ahr. Fekat, Ibrahim efendi vefat etmis oldugundan, Musa efen- 
di, bu zekati, Medinede bulunan baska fakire verir. Vekil, zekati, emre uygun ver- 
mediginden, besyiiz kurusu, sahibi geri isteyince, sahibine geri vermesi lazim 
olur). Sadakayi belli bir fakire vermege vekil olan kimse, sadakayi baskasma ve- 
rirse, sadakanm sahibi sadakayi, vekilden geri istiyemez. 

Da'vaci ve zanh, birbirinin gonlii olmasa bile, kendilerine avukat [ya'ni da'va 
vekili] tutabilir. Avukat, sahibi aleyhinde, mahkemede konusabilir, baska yerde 
konusamaz. Konusursa dinlenmez ve vekillikden cikar. Aleyhe hie konusmamak 
iizere, avukat tutulabilir. Konusursa azl olur. 

Avukat, mal almaga vekil degildir. Mal almaga vekil olan da, sahibine avukat- 
hk yapamaz. 

Sahibi, baskasmm hakki kansan vekilini azl edemez. Baskasinm hakki kansma- 
di ise azl edebilir. Bu takdirde vekil de kendini azl edebilir. Azl olunan vekilin azl 
haberini ahnciya kadar yapdigi isler, caiz olur. Kendi kendini azl eden vekil, sa- 
hibine bildirinciye kadar is yapar. Alacakh, borclunun bildigi vekilini, borclunun 
haberi olmadan azl edemez. 

Vekilin isi bitince, vekillik de biter. Sahibin olumii ile de, vekillik biter ise de bas- 

-836- 



kasmin hakki kansmis ise bitmez. Vekilin olmesi ile de, vekillik biterek, varisle- 
ri vekil olamaz. 

Herseye vekilimsin denilen (Umumi vekil), talak, hediyye, sadaka ve vakfdan 
baska herseyi, sahibi adma yapabilir. 

Birinden odiinc istemek icin baskasmi vekil yapmak batildir. Bunun icin haber- 
ci gondermek sahihdir. Odiinc istenilen mail almak icin vekil yapmak caizdir. 

(Fetava-i Hayriyye)de diyor ki, (Zevcesini, sefer uzakhgmda bulunan babasi- 
nm [veya mahreminin] yanmdan ahp getirmek icin, zevcin kendi kardesini veya ya- 
banci bir erkegi vekil etmesi caizdir. Onlar, zevcenin bu vekil ile gitmesine mani' 
olamaz. Mani' olmalan giinahdir). Kirkiiciincii sahifesinde diyor ki: (Kitlik zema- 
ninda, bir kadm, bir bileyzigini zevcine verip, bunu sat! Parasi ile bize nafaka al! 
Sonra, aym degerde bir bileyzik bana verirsin diyor. Sonra bileyzigin degerinde uyu- 
samiyorlar. Zevcin yemin ederek soyledigine inanihr. Ciinki, satmak icin, zevce- 
sinin vekili olmusdur. Satis vekilinden bileyzigin benzerini geri istemesi sahih 
degildir. Sat demeseydi, odiinc olurdu. O zeman, kiymeti kadar istemesi fasid olur- 
du). 

(Fetava-yi Hindiyye)de diyor ki, (Vekilin, vekil olmagi kabul etmesi sart degil- 
dir. Red etmezse, kabul etdigi anlasihr. Dar-iil-harbde bulunan miirted, Dar-iil- 
islamda bulunan malim satmak icin birini vekil etse, caiz olmaz. Ciinki, miirted Dar- 
iil-harbe [ya'ni, Italya, Fransa gibi hiristiyan memleketine] gidince, mallari miil- 
kiinden cikar. Dar-iil-islamda bulunan miishmamn Dar-iil-harbde bulunan kafi- 
ri vekil etmesi batildir. Dar-iil-harbde bulunan kafirin Dar-iil-islamdaki miislima- 
ni vekil etmesi de batildir. Dar-iil-harbdeki kafir, Dar-iil-islamdaki alacagim al- 
mak icin, Dar-iil-harbde bulunan bir muslimam veya zimmiyi veya harbiyi, iki miis- 
liman sahid yanmda vekil etse, caiz olur. Bu isi ahsveris icin yapmasi da caiz olur. 
Miisliman ve zimmi, Dar-iil-islamda bulunan harbiyi vekil etseler caiz olur. Dar- 
iil-harbe giderse, vekil olmasi biter. Miirtedi de vekil etmeleri boyledir. Ahsveris- 
de, kiraya vermekde, nikahda, talakda, hul'da, uyusmak, anlasmakda, bore ode- 
mekde ve rehnde vekil tutmak caizdir. Herkes icin mubah olan odun kesmekde, 
ot toplamakda, yerden ma'den, petrol cikarmakda caiz degildir. Ya'ni ele gecen- 
ler vekilin olur. Hediyye, vedi'a, ariyet, odiinc ve rehn vermege vekil olanin bun- 
lan geri almaga hakki yokdur. Mutlak olan, ya'ni (istedigini yap!) denilen vekil bas- 
kasmi da vekil yapabilir. Bu yenisi, vekalet sahibinin vekili olur. ikinci vekil, bir 
iicuncii vekil yapamaz. [ibni Abidin diyor ki, (Vekil, sahibinin izni ile, baskasmi 
vekil yapabilir. Kurban satin almaga vekil olan, baskasmi, bu da baskasmi vekil 
edip, sonuncu vekil satm alsa, sahibi izn verirse caiz olur. Zekat vermek vekili, iz- 
ne bagh olmaksizm baskasmi, bu da digerini vekil yapabilir. Sonuncu vekilin ver- 
mesi caiz olur).] Vekili zeman ve mekan ile simrlamak caizdir. Miisteri, haberci ol- 
dugunu soyler, bayi' ise vekilsin diyerek semeni isterse, miisteriye inanihr. Bayi'in 
soziinii isbat etmesi lazim olur. Satmak icin vekil olan, kendisi icin satm alamaz. 
Ciinki, bir kimse hem ahci, hem satici olamaz. Selem satismda bayi' vekil tutamaz. 
Haberci ile sarf satisi yapilmaz, vekil ile yapihr. Mu'ayyen bin lira ile birsey satin 
almak icin vekil edip, vekil bu bin lirayi almadan once baska bin lirasim ahp, o se- 
yi satm alsa caiz olur. O bin lirayi teslim aldikdan sonra baska bin lirasi ile satm 
alsa caiz olmaz. iki kimse birisine para verip birsey satm almasi icin vekil etseler, 
paralan birbiri ile kansdinrsa, vekilligi kalmaz. [Aldigi seyler kendinin olur. Pa- 
ralanm geri vermesi lazim olur.] Hediyye ve sadaka veren ve alan, vekil ta'yin ede- 
bilirler. Serab veya hinzir hediyyelesen iki zimmiye mushmanlann vekil olmasi ca- 
izdir. Sendeki alacagimdan on altmi benim icin sadaka ver yahud yemin keffare- 
timi yap yahud zekatimi ver diyerek fakiri vekil etmek sahihdir. Bir zengin, bir fa- 
kire, filancada alacagim olan elli dirhemi, zekatim olarak ondan al dese, fakir de, 
o degerde altm alsa caiz olmaz. Falancadaki alacagimi sana hediyye etdim, ondan 

-837- 



al dese, giimiis yerine altm alsa, caiz olur. Borclunun vekili, borcu odeyince, borc- 
ludan ister. Yemin keffareti veya zekat vermek icin vekil olan, verince, emr eden- 
den istiyebilmesi icin, emr verilirken, sonra sana oderim denilmesi lazimdir. Fila- 
na benim tarafimdan on altm ver dese, yahud benim tarafimdan demeyip, ona olan 
borcumu dese, sonra vekile odemesi lazim olur. Malimin zekati olarak veya sada- 
kam olarak veya filana hediyyem olarak ver dese, sonra oderim demezse, vekil ver- 
digini amirden istiyemez. Vekil oderken Beyyine [ya'niiki sahid] bulunmazsa ve- 
ya makbuz almazsa, mes'ul olmaz. Emr verilirken, bunlar istenildi ise, mes'ul 
olur. Falana olan borcumu ver diyerek vekil etdikden sonra, alacakh mtirted ol- 
sa ve olse, vekil borclunun parasim oder. Ciinki miirtede vermesi caiz degildir. Bor- 
cumu ode diyerek vekiline on altin verse, vekil bunu vermeyip kendi parasindan 
verse veya alacakhya on altmhk mal satsa, yahud ondan alacagi on altm ile takas 
etse [odesse] caiz olur. Ya'ni borclunun borcu odenmis olur. Dar-iil-harbde har- 
binin vekili olsa, biri veya ikisi musliman olunca, vekalet batil olur. Sadaka icin ve- 
rilen parayi kendi ihtiyacma sarf edip, sonra kendi parasindan o kadar sadaka ver- 
se, caiz olmaz. Sarf etdigini geri verir. Aldigi para yanmda iken, kendi malmdan 
verirse caiz olur. Sendeki bugdayimi falana sadaka ver dese, falan da vekile bug- 
dayi sat parasim bana ver dese, bugday sahibinin izni olmadan satamaz. Ciinki, sa- 
daka kabz edilmedikce miilk olmaz. Falandaki alacagimi alip sadaka ver dese, ve- 
kil de once kendi malmdan sadaka verip, sonra borcludan almasi caiz olur). (Fe- 
tava-yi Kadihan)da diyor ki, (Birisine, herseyde vekilimsin dese, yalmz malim ko- 
rumak icin vekil etmis olur. Her seyde vekilimsin, emrin caizdir dese, bey' ve si- 
ra ve hibe, ya'ni hediyye etmek ve sadaka gibi biitun alis verisde vekil yapmis olur). 

Ibni Abidin (Hibe)yi anlatirken diyor ki, (Hibe, ya'ni teberru' ve hediyye, kar- 
silik beklemeden, ayn olan mahni, zengine vermekdir. Menfe'at hediyye edil- 
mez. I'are edilir. Deyn, ya'ni alacak, ancak borcluya veya bundan almasmi emr et- 
mek sarti ile, baskalarma hediyye edilebilir. Verdigi malm, kendi mah ile mesgul 
olmamasi ve hisse-i sayi'ali olmiyacak suretde ayn olarak kabz olunmasi lazimdir. 
Kurban maddesine bakiniz! Verenin, hediyye etdim, hibe etdim gibi adet olan so- 
zii soylemesi, alanm kabul etdim demesi veya kabz etmesi ile temam olur. Kabz 
edince, mulkii olur. Tabagi, hayvam, evi hediyye ve teslim edip de, yemegini, se- 
merini, evdeki esyayi hediyye etmez ise, caiz olmaz. Bunlann aksi caiz olur. Ciin- 
ki, yemek, semer ve esya, verenin mulkii ile mesgul degil, sagildirler. Kisaca, sa- 
gil hediyye edilir. Mesgul hediyye edilmez. Yalmz, tarladaki ekin, agac sagil olduk- 
lari halde, hibe edilemezler. Sadakamn ve rehnin kabz edilmeleri de boyledir. iki 
kimse, ortak olduklan bir evi birine hediyye etseler, caiz olur. Bir kimse, evini iki 
kisiye hediyye etse, caiz olmaz. Ciinki, taksimi miimkin olan seyi, hisse-i sayi'ali 
olarak vermek caiz degildir. On lirayi iki fakire sadaka veya hediyye etmek caiz 
olur. Ciinki, fakire hediyye olarak verilen sey sadaka olur. Ya'ni, sadaka ahkami- 
na uymak lazim olur. Sadakamn hisse-i sayi'ali verilmesi caizdir ve sadakayi geri 
almak caiz degildir. On lirayi iki zengine sadaka veya hediyye etmek caiz degildir. 
Ciinki zengine sadaka diyerek verilen sey hediyye olur ve hediyye ahkamma uy- 
mak lazim olur. Siiyu' olmamasi icin, on lirayi ikiye ayinp, herbirine beser lira ver- 
mek lazimdir. Hediyye verirken belli olmiyan birsey karsihk isterse, bu sart batil 
olur. Belli birsey isterse, ikisinin de birlikde kabz etmesi lazim olur. Kabzdan ev- 
vel hibe ahkami, kabzdan sonra bey' ahkami cari olur. Bunun icin, kabzdan son- 
ra, yalmz birisi vazgecemez. Birisi kabz etmezse, herbiri vazgecebilir). 

(Ihtiyar)da diyor ki, (Omri) denilen hibe caizdir. Ya'ni, omriin boyunca evim 
senin olsun deyince, oldiikden sonra ev, sahibine, sahibi olmus ise, varislerine ge- 
ri verilir. (Rukbf) denilen hibe, tarafeyne gore batildir. Ya'ni, sen oliirsen benim 
olsun. Ben oliirsem senin olsun diyerek evini birisine vermek batildir. Herbiri, ote- 
kinin oliimunu terakkub etdigi, bekledigi icin, rukbi denilmisdir. Miilk edinmegi 

-838- 



hatara, zarara ta'lik etmek sahih degildir. Bir kimseye giyecek gonderilse, hediy- 
ye olur. Kabz edince miilkii olur. Baskalarma verebilir. Bir kimseyi yemege cagi- 
nnca, online konan sey, hediyye edilmis olmaz, (ibaha), yimesine izn vermek 
olur. Ancak yidigi miilkii olur. Ondan izn almadan, baskalarma veremez. 

(Fetava-yi Bezzaziyye)de diyor ki, (Bunu sana hediyye etdim dese, o da kabul 
etdim demeyip onun yamnda alsa, yahud almayip, kabul etdim dese sahih olur. Fa- 
lancadaki alacagimi sana hediyye etdim, ondan al derse caiz olur. Sana zekat 
verdim. Ondan al dese, caiz olmaz. Ciinki zekat ayn olan maldan verilir. [Bunun 
icin, zekat olarak kagid para vermek caiz olmaz. Ciinki kagid paralar ayn olan mal 
degildir. Degerleri kadar mal ile degisdirilecek senedlerdir. Kagid paralarm zekat- 
lari altm verilir.] Sana borcum olan mehrini bana hediyye etmezsen, babanin evi- 
ne hie gidemezsin dese, zevcesi de hediyye etse, sahih olmaz. Ciinki kerhen, zor 
ile hediyye vermek sahih olmaz. Mehri zevcine hediyye etmegi sarta baglamak, me- 
sela su isi yaparsan mehrim sana halal olsun demek sahih degildir. (Fetava-yi 
Feyziyye)de diyor ki, (Eger diyerek sarta baglanan hibe, batil olur. fjzere diyerek 
sarta baglanan hibe sahih olup, sarti miilayim ise sahih, muhalif ise batil olur. Bir 
isi yapmasini sart ederse, hibe olmaz. Onu ecir yapmis olur). Kiiciik cocuga veri- 
len hediyyeyi babasi kabz eder. Babasi yok ise, babanin vasisi, o da yoksa, dede- 
si kabul eder. Dedesi de yoksa, dedesinin vasiyyet etdigi kabul eder. Bu dordiin- 
den biri varken, cocuga bakan akrabasi bile alamaz. Bu dordiinden biri yoksa, co- 
cuga evinde bakan kabul eder. Akh basmda cocugun kendisi kabul edebilir. Sa- 
lih olan oglan ve kizlarma hediyyeyi, miisavi mikdarda vermek efdaldir. Oliim has- 
tasi olmiyamn malmm hepsini ogluna hediyye etmek caiz olur ise de giinahdir. Co- 
cugun miilkii olur ise de babaya giinah olur [Hindiyye]. Resid ve salih veya ilm tah- 
silinde olan cocuklarma daha pok vermek caizdir. Salahlan miisavi ise, miisavi da- 
gitmahdir. Cocuklan fasik olanin miras birakmayip, salihlere, hayrata vermesi ef- 
daldir. Ciinki, giinaha yardim etmemis olur. [Uciincu kismda, yedinci maddeye ba- 
kmiz!] Fasik cocuga nafakadan fazla yardim yapmamahdir. Cocuga gelen hediy- 
yeden ananm babanin yimesi caizdir. C ocu g un yapdigi iyiliklerin sevabi kendisi- 
nedir. Anasma babasma, ogretmek ve yapdirmak sevabi verilir. Satilan mah tes- 
lim etmek, hediyye olunanm ise kabz olunmasi da lazimdir). 

Ey nuzli yavrum, unutmam sent 
aylar, giinler degil, geese de yillar! 
Yakdi, mahv eyledi, ayrihk beni, 
cikar mi go n HI den, o tatli diller? 

Kiyamaz iken hie, opmege tenin, 
simdi ne haldedir, nazik bedenin? 
Andikca her zeniiin, gonca dihenin, 
yansm ahim ile, kiil olsun giiller! 

Tegayyiirler gelip, giizel cismine, 
ddkuldii mil. siyah kaslar ytizune? 
Sirma saclar, dagildi mi iistiine, 
sarardi mi, kokladigim siinbiiller? 

Temiz niliiin. Cennetine ucdii mu? 
giil yanagin, tatli yiiziin soldu mu? 
Curiiyiip de, simdi toprak oldu mu, 
opiip kokladigim, o pamuk eller. 



-839 



15 — TIC ARETDE AD ALET VE IHTTKAR 

Asagidaki yazi, (Kimya-i se'adet)den terceme edildi: 

Bu kitabimiza her zeman karsilasilan seyleri secip yazdik. Bu kadarim bilmiyen, 
harama ve faize diiser de haberi olmaz. Sormasim da bilemez. Ahkam-i islamiyye- 
ye uygun bircok ahsveris yapanlar vardir ki, bunlarm miislimanlara zarar ve ziyam 
da dokunuyor. Bunlari yapanlar, la'net icinde kahyor. Ahsverisde miislimanlara zi- 
yan yapmak iki diirlii olur: Birisi, herkese zaran dokunmak olup, bu da iki kismdir: 
Biri ihtikardir, [digeri ise piyasaya kalp para siirmekdir]. ihtikar eden mel'undur. 

(ihtikar) demek, insan ve hayvan gida maddelerini piyasadan toplayip, yigrp, pa- 
halandigi zeman satmakdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyur- 
du ki, (Bir kimse gida maddelerini ahp, pahah olup da satmak icin kirk giin sak- 
larsa, hepsini fakirlere parasiz dagitsa, giiiialuiii odiyemez). Yine buyurdu ki, 
(Bir kimse gida maddelerini kirk giin saklarsa, Allahii teala ona darihr. O, Alla- 
hii tealayi saymamis olur). Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bir kimse, haricden 
gida maddesi satin ahp, sehre getirir ve piyasaya gore satarsa, sadaka vermis gi- 
bi sevab kazanir veya kole azad etmis gibi sevab kazanir). imam-i Ali "radiyalla- 
hii anh" buyuruyor ki, (Gida maddelerini kirk giin sakhyanm kalbi kararir). Ona, 
bir muhtekiri haber verdiklerinde, emr etdi, sakladigi seyleri yakdirdi. Alimlerden 
birisi, tiiccar idi. Vasit sehrinden, Basraya gida gonderip satilmasini vekiline emr 
etdi. Basrada ucuz oldugu icin, vekili bir hafta bekleyip, pahah satdi ve alime miij- 
de yazdi. Cevabmda buyurdu ki, (Biz, az kar ile pok sevab kazanmagi daha cok se- 
veriz. Fazla kazanmak icin, dinimizi feda etmemeli idin. Cok biiyiik cinayet yap- 
missin. Bunu afv etdirmek icin sermayeyi ve kan hemen sadaka olarak dagit!). ih- 
tikarm haram olmasi, miislimanlara zararh oldugu icindir. Ciinki, gida maddele- 
ri, insanlann ve hayvanlarm yasiyabilmesi icin lazimdir. Satilmca, herkesin alma- 
si mubahdir. Bir kisi ahp saklaymca, baskalan alamaz. Sanki cesme suyunu sak- 
layip, herkesi susuz birakmaga benzer. Gida maddelerini bu niyyet ile satin almak 
giinahdir. imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh" buyurdu ki, (Koylii, tar- 
lasindan aldigi gida maddelerini istedigi zeman satabilir. Acele satmasi vacib de- 
gildir. Fekat, acele etmesi sevabdir. Pahah olunca satmasmi diisiinmesi cirkindir. 
Ilaclarda ve gida maddesi olmiyan ve herkese lazim olmiyan seylerde ihtikar ha- 
ram degildir. Ekmek ve benzerlerinde cok haram olup, et, yag gibilerde az haram- 
dir). Imameyne gore, bunlarm hepsi ihtikardir. insanlara lazim olan herseyde 
ihtikar haramdir. Hiikumet, ihtikar edeni, haber almca, evine yetecek kadar bira- 
kip, fazlasmi halka satmasmi emr eder. 

[Imam-i a'zam "rahmetullahi aleyh", ilaclann saklanarak yiiksek fiyatla satil- 
masini beklemek ihtikar olmaz, buyurdu. ilaclann cogu boyle ise de, kininin sit- 
maya, ensiilinin diyabete ve asi ile serumlarm, belli mikroplara karsi kullanilma- 
si, ekmegin achga karsi kullamlmasi gibi, muhakkak sifaya sebeb oldugundan, bu 
gibi, te'siri kuvvetli ilaclan sakhyarak, ihtikar [kara borsacihk] yapmak haram olur]. 
Gida maddelerinde ihtikarm haram olmasi, az bulunduklan zemandadir. Cok 
olup, herkes kolay alabilirse, ihtikar haram olmaz. Fekat, boyle zemanlarda da, 
mekruh olur. Ciinki, insanlann zaranm beklemek, iyi degildir. 

Herkese yapilan zarann ikinci kismi, (Kalp para surmek)dir. Alan, anlamaz- 
sa, zulm edilmis olur. Anlarsa, o da baskasini, baskasi da, bir digerini, zincirleme 
aldatirlar. Elden ele dolasdikca, giinahi, hep birinci kimseye de yazihr. Bunun icin, 
(Bir sahte lira vermek, yiiz lira calmakdan daha fenadir) buyurmuslardir. Ciinki, 
hirsizhgm giinahi bir kerredir. Bunun giinahi ise, oldiikden sonra bile devam e- 
der. En zavalli kimse, oliip gitdigi halde, birakdigi kotiiliik sebebi ile giinahi tii- 
kenmiyen kimsedir. Oldiikden senelerce sonra giinahi yazihr ve azabmi ceker. Eli- 
ne sahte para gecen, onu yok etmeli, kimseye vermemelidir. insan paralan iyi ta- 

-840- 



nimali ve aldanmamakdan ziyade, kimseyi aldatmamaga dikkat etmelidir. Bilmi- 
yerek ahp vermek de giinahdir. Ciinki, (insamn, basma gelen her isin, dindeki il- 
mini ogrenmesi vacibdir). Yok etmek niyyeti ile, kalp para almak sevabdir. Aya- 
n bozuk ma'den paralan yok etmemeli, soyliyerek emm kimselere, hiikumete ver- 
melidir. Hile edecek kimselere vermesi, silahi yol kesene satmaga benzer ki, ha- 
ramdir. 

Ziyamn ikinci diirlusu, ahsveris edilen kimseye yapilan zarardir. Zarar veren her 
is, zulm olur. Zulm ise haramdir. Her musliman, kendisine yapilmasmi istemedigi 
birseyi, kafirlere dahi yapmamalidir. 

Bashca dort sey yapmamak lazimdir: 

1 — Satilan mail, oldugundan asm medh etmemelidir. Ciinki, hem yalan soy- 
lemis, hem aldatmis, hem de zulm etmis olur. Hatta, dogru olarak da, miisterinin 
bildigi seyi soylememelidir. Ciinki, bu da faidesiz soz olur. Kiyamet giinii her 
sozden sual olunacakdir. Beyhude soyliyenler, hie ozr bulamiyacakdir. Yemin ile 
satmaga gelince, yalan yere yemin etmek haramdir. Ya'nibiiyiik giinahdir. Dog- 
ru yemin ederse, az birsey icin Allahii tealamn ismini soylemek saygisizhk olur. Ha- 
dis-i serifde buyuruldu ki, (Ahsverisde vallahi boyledir, vallahi oyle degildir diye 
yemin edenlere ve san'at sahiblerinden, yarin gel, obiir giin gel diye soziinde dur- 
miyanlara yaziklar olsuii! ). Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Mahni yemin ederek 
begendiren kimseye kiyamet giinii merhamet edilmiyecek, acinmiyacakdir). Yu- 
niis bin Abid "rahmetullahi teala aleyh" ipekli kumas tticcan idi. Mahni satarken 
hie medh etmezdi. Ciragi, birgiin, kumasi gosterirken, miisterinin yamnda, (Ya Rab- 
bi! Bu Cennet kumasmdan bana da nasib et!) deyince, Yuniis, bu soziin kumasi 
medh etmek olacagim diisiinerek, kumasi kaldinp satdirmadi. 

2 — Malm aybmi, miisteriden gizlememeli, hepsini, oldugu gibi gostermelidir. 
Kusuru gizlemek, hiyanetdir. Mii'mine, nasihat etmemekdir. Zalim, asi olmakdir. 
Malm iyi tarafim gostermek, karanhkda gostermek zulm, hile olur. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" bugday satan birisinin bugdayina, mubarek parmaklan- 
m sokup, icinin yas oldugunu goriince, (Bu nedir?) buyurdu. Yagmur lslatmisdir 
deyince, (Nicin saklayip gostermiyorsun? Hfle eden, bizden degildir) buyurdu. Bi- 
risi, iicyiiz dirhem giimiise bir deve satdi. Devenin ayagmda ariza vardi. Eshab-i 
kiramdan "aleyhimiirndvan" Vasile bin Eska' orada idi. O anda dalgm idi. Deve- 
nin satildigim anlayinca, alanm arkasmdan kosup, devenin ayagi arizalidir dedi. 
Miisteri deveyi geri getirip, parasmi aldi. Bayi', satisimi nicin bozdun? deyince, Va- 
sile dedi ki, Resulullahdan "sallallahii aleyhi ve sellem" isitdim. Buyurdu ki, (Sa- 
tilan birseyin kusurunu gizlemek halal degildir. O kusuru bilip soylememek de, kim- 
seye halal degildir.) Vasile yine dedi ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
bizden soz aldi ki, miislimanlara nasihat edelim. Onlara merhamet edelim. Malm 
kusurunu saklamak, nasihat etmemek olur. Saticilann, kusur saklamamalan cok 
giicdiir. Biiyiik cihad demekdir. Bu cihadi kazanmak icin, mal ahrken dikkat etme- 
li, kusurlu mal almamahdir. Eger kusurlu mal alirsa, miisteriye soylemegi niyyet 
etmelidir. Eger aldamrsa, ziyan etmis olur. Baskasim da ziyana sokmamahdir. Ken- 
disi, baskasma incinince, baskalanni da kendinden sogutmamahdir. Sunu iyi bil- 
melidir ki, hile ile nzk artmaz. Belki, malm bereketi gider. Hile ile azar azar birik- 
dirilen seyler, ansizm gelen bir felaketle, birden bire giderek geride yalniz giinah- 
lan kahr. Nitekim bir siitcii, siite su katardi. Birgiin, ansizm sel gelip, inegi bogdu. 
Adam saskm bir halde dusiiniirken, cocugu dedi ki, katdigimiz sular birikerek, ge- 
lip inegi gotiirdii. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Ticarete 
hiyanet karisinca, bereket gider). Bereket demek, az malm cok faidesi olmak, cok 
ise yaramak demekdir. Az bir mal, bereketli olunca, cok kimsenin rahat etmesi- 
ne, cok iyi islerin yapilmasma yarar. Bereketli olmiyan, cok mal vardir ki, sahi- 
binin diinyada ve ahiretde felaketine sebeb olur. O halde, malm cok olmasmi de- 

-841- 



gil, bereketli olmasmi istemelidir. Bereket, emin olanlarda bulunur. Hatta cokluk 
dahi emin tiiccarlarda bulunur. Ciinki, her miisteri, emin tiiccara gider. Hiyanet 
edenlere kimse gitmez. Bir tiiccar dusiinmeli ki, omrii yiiz seneden cok degildir. 
Ahiretin ise, sonu yokdur. Birkac giinliik omriinun altin ve giimusunu artdirmak 
icin, ebedi omriinii ziyana sokmagi kim ister? Boyle dusiinen bir satici hiyanet ya- 
pamaz. Resulullah "sallallahti aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (La ilahe illallah di- 
yenler, diinyayi dinden iistiin tutmadikca, Allahii tealanm gadabindan, azabindan 
kurtulurlar. Dini birakip, diinyaya sanhrlarsa, bu kelime-i tevhidi soyleyince, 
Allahii teala, onlara, yalan soyliiyorsun! buyurur). 

Her san'atde de hile yapmamak farzdir. Ciiriik is yapmak ve gizlemek haram- 
dir. imam-i Ahmed ibni Hanbelden "rahmetullahi teala aleyh", gizli yama yapma- 
gi sordular. Kendi giymesi ve mustermin giymek istemesi ile caiz olup, hile olarak 
yapmak, ya'ni gizli yamayi, yeni diye satmak giinahdir. Aldigi para haramdir, 
buyurdu. 

[Insanlar fasikdir, kafirdir diyerek, hiyle, hiyanet yapmamn caiz olacagmi san- 
mak dogru degildir. Hiyle, hiyanet ve baskalarmm haklanna saldirmak haramdir. 
Haramlar, zaruret olmadikca, hicbir yerde, hicbir sebeble halal olmaz. islamm gii- 
zel ahlakim her yerde tatbik etmek lazimdir. Giizel ahlakli olmak sureti ile miis- 
limanhgi tamtmak, Emr-i ma'ruf yapmak olur. Dar-iil-harbde de, kafirlerin hak- 
lanna dokunmamak, hukumetlerinin kanunlarma uymak, kimseyi dolandirmamak, 
miislimanligm icabidir. Hasen el-Benna ve Seyyid Kutb ve Mevdudi gibi mezheb- 
sizler, Hac suresinin otuzdokuzuncu ayet-i kerimesine yanhs ma'na vererek, genc- 
leri hiikumete karsi lsyan etmege tesvik etdiler. Kardesi kardese, diisman yapdi- 
lar. Anarsiyi koriiklediler. Halbuki, bu ayet-i kerimenin meali, (Mii'minlere sal- 
diran zalimlerle cihad yapmaga izn verildi)dir. Mekkede kafirler, miislimanlara 
zulm ediyorlar, yaraliyor, oldiirtiyorlardi. Bu zalimlerle dogiismek icin, Resulul- 
lahdan "sallallahii aleyhi ve sellem" tekrar tekrar izn istediler. izn verilmedi. Za- 
limlerin zulmiinden kurtulamiyacak olanlann, kafir memleketi olan Habesistana 
hicret etmelerine izn verildi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Medineye hic- 
ret edince, bu ayet-i kerime gelerek, yeni kurulan islam devletinin, Mekkedeki za- 
limlerle cihad yapmasina izn verildi. Bu ayet, miislimanlarm zalim hiikumete 
karsi lsyan etmeleri icin degil, islam devletinin, insanlann islam dinini isitmeleri- 
ne, miisliman olmalanna mani' olan, zalim diktatorlerin ordulan ile cihad yapma- 
sina izn vermekdedir. Goriiliiyor ki, miisliman olsun, kafir olsun, adil olsun, zalim 
olsun, hicbir hiikumete karsi, isyan etmek, kanunlara karsi gelmek, hicbir zeman 
caiz degildir. Fitne cikarmamah, fitne cikaranlann arasina kansmamahdir. Komii- 
nist memleketde bulunan bir miisliman, zulm ve iskenceden usamr, islamiyyete uy- 
gun yasamasi, ibadetlerini yapabilmesi imkansiz olur ise, zalimlere yine karsi gel- 
memeli, bir islam memleketine, hicret etmelidir. islam memleketine hicret imka- 
m bulamazsa, insan haklanna, dine, ibadete saldirmiyan herhangi bir memleke- 
te gitmelidir.] 

3 — Olciide hile etmemeli, dogru dartmahdir. Kur'an-i kerimde, Mutaffifin su- 
resi, birinci ayetinde mealen, (Verirken noksan, ahrken fazla olQenlere aci azab- 
lar yapacagim) buyuruldu. Biiyiiklerimiz, her aldiklanni biraz noksan, verdikle- 
rini de, biraz fazla olcerdi. Bu az fark, Cehennem ile aramizda perdedir derlerdi. 
Bunu tam dogru olcememek korkusundan yaparlardi. Yedi kat yer ve yedi kat gok- 
ler genisliginde olan Cenneti, birkac kurusa satanlar ne kadar ahmakdir ve birkac 
arpa danesi icin, Cehennem azabi ile miijdelenenler ne kadar ahmakdir, buyurur- 
lardi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" her ne satm alsaydi, parasim biraz 
fazla verirdi. Fudayl bin iyad "rahmetullahi teala aleyh", oglunu, birsey satm 
ahp, verecegi altinm kirlerini temizlerken goriince, (Ey oglum! Bu yapdigm is, Sa- 
na iki nafile hacdan ve iki umreden daha faidelidir) buyurdu. Biiyiiklerimiz buyu- 

-842- 



ruyor ki, fasiklarm en kotiisii, alirken cok, satarken az olcenlerdir. Manifaturaci- 
lardan, kumasi alirken gevsek, satarken gergin tutup olcenler de boyledir. Kemi- 
gini, adetden fazla koyan kasablar da boyledir. Hububat icine toz toprak kansdi- 
rip satan koyluler de boyledir. Malm iyisi ile kotiisiinu kansdirrp, hepsini iyi diye 
satan pazarcilar da boyledir. Bunlarm hepsini yapmak haramdir. Vel-hasil, alis- 
verisde herkese karsi dogru hareket etmek vacibdir. Hatta, kendine soylenmesi- 
ni istemedigi sozii baskalanna soylememelidir. Boyle haramlardan kurtulmak 
icin de, kendini, din kardesinden iistiin gormemek lazimdir. Bunu da, herkesin yap- 
masi giicdiir. Bunun icin Allahii teala, (Hepiniz Cehennemden gececeksiniz!) 
buyuruyor. Amma, herkes Allahii tealadan korkusuna gore, oradan cabuk veya gee 
kurtulacakdir. 

4 — Satis fiyatmda hile yapmamakdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", (Miislimanlarm, sehre mal getiren koyliileri karsilayip piyasa fiyatmi gizli- 
yerek, ucuz satin almalarmi) men' buyurdu. Koyluniin bu suretle yapdigi satisdan 
vaz gecmesi caizdir. Koylii ucuz birsey getirince, bunu karsihyarak, mail bana bi- 
rak, ben sonra yiiksek fiyatla satanm demekden de men' buyurdu. Bir malm pa- 
hali satilmasi icin, herkesin yanmda, onu yiiksek fiyatla satm almakdan da men' 
buyurdu. Miisteriler, boyle bir satis oldugunu anlarsa, satisi bozabilir. Piyasayi bil- 
miyenlere yiiksek fiyatla mal satmak da haramdir. Hatta, acemi olup, ucuz satan 
veya pahah alanlar ile ahsveris etmemelidir. Bunlarla alisveris sahih ve caiz ise de, 
piyasadaki fiyati bunlardan gizlemek giinahdir. Basrada biiytik bir tiiccar vardi. 
Iranda, Siis sehrinde bulunan adamlarmdan biri, mektub yazarak, bu sene seker 
kamisi verimli olmadi. Baskalan duymadan, cok seker al dedi. Tiiccar da, cok se- 
ker satm ahp, seker piyasadan cekilince, pahah satarak, otuzbin dirhem gumiis kar 
etdi. Sonra, diistiniip, seker kamislarma afet geldigini miislimanlardan sakhyarak, 
onlara hiyanet etdim, bu nasil miislimanhkdir deyip, otuzbin dirhemi, sekerleri- 
ni almis oldugu kimselere gottirdii. Her birine, bu para senindir dedi. Nicin, dedik- 
lerinde, yapdigi yanhs isi anlatdi. Hicbiri almayip, sana halal olsun dediler. Aksam 
evinde diisiindii ki, belki utanarak almamislardir. Din kardeslerime hiyanet etdim, 
diyerek, ertesi gun tekrar gottirdii. Her birine yalvararak otuzbin dirhem giimii- 
sii taksim etdi. Miisteriye dogru soylemeli, hie hile etmemelidir. Malda bir ariza 
oldu ise, haber vermelidir. Mali, akraba veya ahbabmdan, ona yardim olsun diye 
yiiksek fiyatla aldi ise, miisterisine bunu soyliyerek, dogru degerini bildirmelidir. 
Mesela, on lira etmiyen mail, on lira vererek aldi ise, o mail satarken, on liraya al- 
digini soylememelidir. Ucuz aldigi bir malm fiyati yiikselip pahah satiyor ise, al- 
digi fiyati soylemelidir. Boyle misaller pekcokdur. Boyle hiyanetleri bilmiyerek ya- 
pan cokdur. Hiyanet yapmakdan kurtulmak icin, herkes, kendine yapilmasmi is- 
temedigi seyleri, baskalanna yapmamahdir. Ciinki, herkes, dikkat ile, pazarhkla 
ugrasarak, tarn degerini verip aldigini sanir. O halde, aldatarak satmak, hiyanet ve 
dolandincihk olur. 

[(Mecelle)nin yirmialtinci [26] maddesinde, (Cok kimseyi zarardan kurtarmak 
icin, bir kimseye zarar yapilabilir) diyor. Gida maddelerini satanlar, piyasadaki de- 
gerin iki misline satarak halka zarar verirlerse, hakim piyasadaki degerine satdi- 
nr. Kithk zemanmda, htikumet, (ihtikar) yapanm, ya'ni karaborsacilann yigdigi 
gida maddelerini, uygun fiyat ile, ac kalanlara satdirabilir. 

Abdiilgani Nabliisi hazretleri "rahmetullahi teala aleyh", (Hadfka) kitabmm iki- 
ytizyedinci [207] sahifesinde buyuruyor ki, (Mezheblerin ruhsatlarmi, ya'ni kolay- 
liklarmi arasdirarak, isini bunlara uygun olarak yapan kimseye (Miileffik) denir. 
Boyle yapmak caiz degildir. Ahkam-i islamiyyeye uymak istemiyenin yapacagi sey- 
dir. Ihtiyacdan dolayi veya zaruret ile, bir isini veya her isini baska mezhebe uya- 
rak yapmak caizdir. Kolaylik icin baska mezhebe gecmek, nefse uymak olur. Ca- 
iz olmaz. 

-843- 



Harami halal ve halali haram yapmak icin, yahud birinin hakkma mani' olmak 
veya haksiz mal ele gecirmek icin, (Hile-i batila) yapmak caiz degildir. Hanefi ve 
Safi'i mezheblerinde, (Hfle-i §er'iyye)nin caiz olmasi, haram bir isi yapmaga izn 
vermek degildir. Bir hakime, bir da'va geldigi zeman, bunda hile oldugunu bilmez- 
se, lazim gelen hiikmii vermesi caiz olur. Hile oldugunu bilerek htikm verirse gii- 
naha girer. Imam-i a'zam Ebu Hanife "radiyallahii anh", miislimanlara boyle hi- 
le ogreten mufti hicr olunur dedi. Evet, Imam-i a'zam, hile-i ser'iyye yapilmasi ca- 
iz olur buyurmusdur. Fekat bu soz, islamiyyete uymiyan sebeblerin kullamlmasi- 
na izn vermek degildir. Boyle sebeb kullanmca, bundan hasil olacak hiikm mu'te- 
ber olur demekdir. Mesela fasid bey' yapmak caiz degildir, haramdir. Fekat fasid 
bey' yapihnca, bunun ahkamma uymak lazim olur. Cum'a ezam okununca bey' ya- 
pilmasi da boyledir. Iyne satisinm haram kismmi yapmak da boyledir. Haram se- 
beble yapilan hileden hasil olan hiikme uymak, Safi'i mezhebinde de lazimdir. Ma- 
likide ve Hanbelide lazim degildir. Nisaba malik kimsenin, bir sene temam olma- 
dan once, malini giivendigi birine temlik etmesi, sene temam oldukdan sonra ge- 
ri almasi, boylece zekatm farz olmasma mani' olmak icin hile yapmasi, Hanefide 
de caiz degildir. Bir kimse, kadini nikah etmisdim diyerek, iki yalanci sahid gos- 
terse, kadm inkar etse de, onun zevcesi olur. Fekat, bu hiikmun hasil olmasi icin, 
yalanci sahid kullanmak haram olur. Odiinc vermekde faizi, mu'amele satisi sek- 
linde caiz yapmak da boyledir. Bid'atdir. [Odiinc ahrken faiz vermesi icab edenin, 
mu'amele satisi yaparak faiz cezasindan kurtulacagi, iiciincii kismda, 12. ci mad- 
denin iiciincii sahifesinde bildirilmisdi. Bu fetva, nafaka temininden aciz olup, fa- 
izsiz karz-i hasen vereni bulamiyan kimse icindir. Ya'ni, faiz ile odiinc almak za- 
rureti bulunan fakiri faiz giinahindan korumak icindir. Yoksa, herkes mu'amele 
satisi yapmak sureti ile, faiz vererek odiinc alabilir demek degildir.] Boyle sozles- 
melerde, elfaz degil, ma'na mu'teberdir. Harami halal yapmak icin (Hile-i batila) 
yapmak yehudilerin adetidir.) 

(Fetava-yi Hindiyye)de altinci ciiz'de diyor ki, (Haramdan kurtulmak icin, ha- 
lala kavusmak icin hile-i ser'iyye yapmak caizdir ve iyidir. Boyle hilenin caiz ol- 
masma sened, Sad suresinin kirkdordiincti ayetidir. Bu ayet-i kerime, Eyyub aley- 
hisselam, zevcesine yiiz sopa vurmaga yemin edince, bu yemini yapmakdan kur- 
tulmasi icin yapilacak hile-i ser'iyyeyi bildirmekdedir.) (Esi'at-iil-leme'at)da had 
cezalannda diyor ki: Sa'id bin Sa'd dedi ki, babam Sa'd, Resulullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem" yanma, hasta, sarsak birini getirdi. Bunu zina yaparken yakala- 
dik dedi. (Buna, iizerinde yiiz filiz bulunan bir dal ile bir kere vurunuz!) buyurdu. 
Boylece, bir vurmakla, yiiz sopa vurulmus, had cezasi yapilmis olur. Esi'a terce- 
mesi, hile-i ser'iyyenin caiz ve lazim oldugunu gostermekdedir.] 



Ey goniil, yakdi riicudiim, o gizli nfirni senin, 
fiskmp cikdi semaya ah He zann senin! 

Cok garib bir divanesin, nicin hie uslanmazsin? 
Herkesin riisvasi oidun, yokmudur arm senin? 

Ebedi ask tuzagma dusdiigiin gtinden beri, 
meyvemi verecek aceb, soldu beharm senin? 

Alamadi hicbir kimse, sonsuz sirrmdan haber, 
sacmadi buy-i ietafet, misk-i tatarm senin. 

Hakhsm sen! Kissa-i canam izhar eyieme! 
Tat ma dan aniamaz a ski, yar-u agyarm senin! 



-844- 



16 — TICARETDE fflSAN 

(Kimya-i se'adet) kitabi, iicuncii asl, dordiincii babda buyuruyor ki: Allahu 
teala, adalet yapmak emr etdigi gibi, ihsan etmegi de emr ediyor. Bundan evvel- 
ki babda, adalet yapmagi bildirdik. Bunlan ogrenen, zulm yapmakdan kurtulur. 
Simdi ihsan nasil yapilacagmi anlatacagrz: A'raf suresi, ellibesinci ayetinde mealen, 
(Ihsan edenlere, elbette rahmetim cok yakindir) buyuruldu. Yalniz adalet ya- 
panlar, dinde sermayelerini kurtarmis olur. Amma kar, ihsan edenleredir. Akh olan, 
ahiret kanni hie kacinr mi? ihsan, emr edilmiyen iyiligi yapmakdir. 

[(Esbah) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, uciincii ka'ide (Isar)dir. Isar, 
muhtac oldugu birseyi almayip, muhtac olan din kardesine birakmakdir. Insana la- 
zim olan seylerde isar yapihr. Kurbet ve ibadetlerde isar yapilmaz. Mesela, taha- 
retlenecek kadar suyu, setr-i avret edecek kadar ortiisu olan, bunlan kendi kulla- 
mr. Bunlan muhtac olana vermez. Birinci safdaki yerini baskasma vermez. Nemaz 
vakti gelince abdestsiz kimsenin abdest suyunu baskasma isar etmesi caiz degil- 
dir]. 

Ticaretde ihsan, alti diirlii elde edilir: 

1 — Miisteri, fazla ihtiyaci oldugu icin, cok para vermege razi olsa bile, cok kar 
istememelidir. Sirri Sekatinin "kuddise sirruh" diikkani vardi. Yiizde besden zi- 
yade kar istemezdi. Bir kerre, altmis altmlik badem ici almisdi. Badem fiyati an- 
sizm yiikseldi. Dellal, badem satmak icin geldi. Altmisiic altma sat dedi. Dellal, bu- 
giin, bu kadar bademi, doksan altma ahyorlar deyince, ben yiizde besden fazla kar 
almamaga karar verdim. Karanmi degisdirmem buyurdu. Dellal da, ben de senin 
mahm asagi fiyatla satamam dedi ve satmadi. O da, yiiksek fiyatla satmaga razi ol- 
madi. Bademler satilamadi. iste ihsan boyle olur. Muhammed bin Miinkedir, din 
biiyiiklerindendi. Magazasi vardi. Cesidli kumas satiyordu. Kimisinin zra'i [bir zra' 
0,48 metredir] bes altm, kimisinin, on altm idi. Birgiin, kendisi yok iken, ciragi, bir 
koyliiye, bes altmlik kumasi, on altma satdi. Kendi gelip, haber ahnca, aksama ka- 
dar koyliiyii aratdi. Koyliiyii goriince, bu kumas bes altmdan ziyade etmez dedi. 
Koylii, ben bunu, seve seve aldim deyince, ben kendime uygun gormedigimi din 
kardesime de uygun gormem. Ya satisdan vaz gee, bes altmi geri al, yahud da gel, 
on altmlik kumasdan vereyim buyurdu. Koylii bes altmi geri aldi. Sonra, birisine, 
bu merd kimdir diye sordu. Muhammed bin Miinkedir dediler. Bu ismi duyunca 
(Siibhanallah! Bu, oyle kimsedir ki, colde susuz kalmca yagmur diiasma cikip, onun 
admi soyledigimiz zeman rahmet yagiyor) dedi. Buyliklerimiz az karla, cok is ya- 
par, bunu daha bereketli bulurlardi. Halite Ali "radiyallahii anh", Kufe sehri 
carsisinda dolasarak, (Az kan red etmeyiniz! Cok kardan mahrum kahrsmiz!) bu- 
yururdu. Eshab-i kiramm "aleyhimiirndvan" biiyiiklerinden Abdurrahman bin 
Avf'a, o biiyiik serveti nasil kazandm? dediler. Cok az kara da razi oldum. Hicbir 
musteriyi bos cevirmedim. Hatta bir gun, bin deveyi sermayesine satmisdim. Yal- 
niz dizlerindeki ipleri kar kalmisdi. Her ip, bir dirhem giimus degerinde idi. O giin 
develerin yem parasini ben vermisdim. Kazancim ise, bin dirhem olmusdu, buyur- 
du. 

[Hamza efendinin "rahmetullahi teala aleyh" (Bey' ve sira risalesi serhi), yir- 
mibesinci sahifesinde diyor ki: (Yedincisi: Yiiksek fiyatla satip, bir kimseyi aldat- 
makdan sakmmalidir. Zira piyasada on liraya satilmakda olan bir mail, onbir li- 
radan yukanya satm almak gaben-i fahis ile aldanmakdir. Ya'ni cok aldanmakdir. 
Yalan soylemekle cok aldatilan bir miisteri, satisdan vaz gecebilir)]. 

2 — Fakirlerin mahm fazla para ile almah, onlan sevindirmelidir. Mesela, dul 
kadmlann igirdigi ipligine, cocuklarm satdigi meyvelere pok para vermelidir. Bu 
suretle cahsanlara yardim etmek, sadaka vermekden daha sevabdir. Boyle yapan- 
lar, Resulullahin "sallallahu aleyhi ve sellem" diiasma kavusur. C un ki, (Ahsveris- 

-845- 



de kolayhk gosterenlere, Allahii teala merhamet eylesin!) diye dua buyurmusdur. 
Fekat, zenginden mal alirken aldanmak sevab degildir ve iyi degildir. Mali zayi' 
etmekdir. Belki pazarlik edip, ucuz almak lazimdir. Imam-i Hasen ve Hiiseyn "ra- 
diyallahii anhiima", her aldiklarmda pazarlik eder, ucuz almaga ugrasirlardi. 
Kendilerine: Bir glinde binlerle dirhem sadaka veriyorsunuz da, birsey satin alir- 
ken nicin uzun pazarlik ederek yoruluyorsunuz? dediklerinde, (Verdiklerimizi Al- 
lah rizasi icin veriyoruz. Ne kadar cok versek yine azdir. Fekat, ahsverisde aldan- 
mak, aklm ve malm noksan olmasidir) buyururlardi. 

3 — Miisteriden para almakda uc diirlii ihsan olur: Fiyatda ikram etmelidir. Es- 
ki, kirli paralan kabul etmelidir. Pesin verdigi fiyatla, veresiye vermelidir. [Vere- 
siye vermek icin, fiyati artdirmak sart edilirse, bey' fasid olur. Haram olur.] Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Ahsverisde kolayhk gosteren- 
lere, Allahii teala, her isinde kolayhk gosterir). Ihsanm en biiyugii, en krymetlisi, 
fakirlere veresiye vermekdir. Parasi, mail olmiyanm borcunu uzatmak, zaten va- 
cibdir. ihsan degil, adl ve vazifedir. Fekat, mail olup da, ziyan ile satmadikca ve- 
ya muhtac oldugu birseyi satmadikca, odiyemiyecek bir halde olanlarm odemesi- 
ne zeman vermek ihsandir ve biiyiik sadakadir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki, (Kryametde bir kimseyi hesaba cekerler ki, cok giinah islemis, 
hie iyilik yapmamis. Sen diinyada hie iyilik yapmadin mi? derler. Hayir, yalniz ci- 
ragima derdim ki, (Fakir olan borclulari sikisdirma! Ne zeman ellerine gecerse, o 
zeman vermelerini soyle. istediklerini yine ver. Bos cevirme!) Allahii teala buyu- 
racak ki, (Ey kulum! Bugiin sen fakir, muhtacsin! Sen diinyada benim kullarima 
acidigin gibi, bugiin biz de sana acinz). Onu afv eder.) Hadis-i serifde buyuruldu 
ki: (Bir miislimana, Allah rizasi icin odiinc veren kimseye, hergiin icin sadaka se- 
vabi verilir. Fakfrden, alacagim cabuk istemiyene, hergiin icin malm hepsini sada- 
ka vermis gibi sevab verilir). Biiyuklerimizden oyle kimseler vardi ki, borcun ge- 
tirilmesini arzu etmezdi. Hergiin, o mah sadaka vermis gibi sevab kazanmagi ter- 
cih ederlerdi. Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Sadaka verilen her dirhem icin on 
sevab, odiinc verilen her dirhem icin ise, onsekiz sevab vardir. Ciinki, bore, ihti- 
yaci olana verilir. Sadaka belki, ihtiyaci olmayamn eline diisebilir). [Uciincii 
kismda, onikinci maddenin sonunu okuyunuz!]. 

4 — Bore odemekde ihsan, istemege vakt birakmadan once vermekdir ve pa- 
ranm en iyisini vermek ve kendi eli ile ve ayagina gidip vermekdir. Onu, birisini 
gondermege mecbur birakmamakdir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (En iyiniz, 
borcunu iyi odiyeninizdir). Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Odiinc alan bir kim- 
se, iyice odemegi niyyet ederse, borcunu odemesi icin, melekler ona diia eder). Bir 
kimse, mah oldugu halde, borcunu odemegi bir saat gecikdirirse, zalim ve asi 
olur. Nemaz kilarken de, oruc tutarken de, uykuda da, ya'ni her an, la'net altin- 
da bulunur. Bore odememek oyle bir gunahdir ki, uykuda bile durmadan yazihr. 
Mali olmak, parasi cok olmak demek degildir. Belki satilik birseyi olup da, satmaz- 
sa, giinah islemis olur. Degeri diisiik olan para veya ise yaramiyan mal vererek oder 
ve bunu hak sahibi begenmiyerek ahrsa, yine giinah olur. Onu razi etmedikce, ya'ni 
gonliinii almadikca, giinahdan kurtulamaz. Cok kimseler bunu diisiinmez, amma 
biiyiik giinahlardandir. 

5 — Ahsveris etdigi kimse pisman olursa (ikale etmek), ya'ni yapilan satisi ge- 
ri cevirmekdir. [Birinin (vazgecdim) demesi, otekinin de (kabul etdim) veya (ben 
de vazgecdim) demesi ile ikale yapihr. ikalede, semenin artdinlmasi veya azaltil- 
masi sart edilirse, bu sart batil olur. Ya'ni bu sart yerine getirilmez. Semenin he- 
lak olmasi, ikaleye mani' olmaz. Mebi'in helak olmasi mani' olur. Fasid ve mek- 
ruh olan satislarda ve (Gaben-i fahis) ile aldatilan mtisterinin istedigi zemanda ika- 
le yapmak vacib olur. Sahih satisda, biri istedigi zeman, otekinin de yapmasi miis- 
tehabdir.] Ciinki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Bir kim- 

-846- 



se [karsisindaki pisman olunca] bey'i fesh eder, geri alirsa, Allahii teala, onun gii- 

nahlarim afv eder). Yapilan satisi geri cevirmek vacib degildir. Fekat, cok sevab- 
dir ve ihsan etmekdir. 

6 — Fakfrlere veresiye verip, parasi olmiyandan, istememegi niyyet etmekdir. 
Borclusu oliince halal etmekdir. Buyiiklerimizden ba'zisimn diikkaninda iki def- 
ter vardi. Birisine bilinmiyen ismler yazardi ki, hepsi fakir idi. Ba'zi borclar kar- 
sismda ism de yazih degildi. Boylece kendisi oliirse, kimse fakirlerden birsey is- 
tiyemezdi. Fekat boyle tuccarlar da, en iyi sayilmazdi. En iyi olanlar, fakirler 
icin, hie defter tutmiyanlardi. Bunlar, fakir birsey getirirse ahr, getirmiyenlerden 
birsey istemezlerdi. Iste, din biiyiikleri, boyle ticaret yapardi. Siibheli bir kurusu 
kabul eden, dinde merdlerden sayilmazdi. 

17 — TIC ARETDE DENIM KAYIRMAK 

(Kimya-i se'adet) kitabinda, besinci babda buyuruyor ki: Bir kimsenin diinya 
ticareti, ahiret ticaretine mani' olursa, bu kimse bedbahtdir, zevallidir. Bir com- 
lek almak icin, altm kupa verene ne denir? Diinya, saksi parcasi gibidir. Hem kiy- 
metsizdir, hem de cabuk kirihr. Ahiret ise, altmdan kupa gibidir ki, hem cok kiy- 
metlidir, hem de dayamkhdir, kinlmaz. Hatta hie tiikenmez. Diinya ticaretinin ahi- 
rete yaramasi icin ve Cehenneme suriiklememesi icin, cok ugrasmak lazimdir. in- 
samn sermayesi, dini ve ahiretidir. Bu sermayeyi kapdirmamak icin, cok uyamk ol- 
mak lazimdir. Dinini kayirmak istiyenler yedi seye dikkat etmelidir: 

1 — Her sabah soyle niyyet etmelidir ki, kendisinin ve evlad ve ailesinin nz- 
kim kazanmak, onlan kimseye muhtac birakmamak, Allahii tealaya rahat ve te- 
miz ibadet edebilmek, ahiret yolunda yiiruyebilmek ipin, vazifeme gidiyorum de- 
melidir. O gun mtislimanlara iyilik, yardim ve nasihat, emr-i ma'ruf, nehy-i miin- 
ker yapmagi, kalbinden gecirmelidir. Nemazda kusur edenlere, giinah isliyenlere, 
emr-i ma'ruf yapmah, onlara goz yummamahdir. Boyle niyyet eden bir tticcar, bir 
me'mur, bir muallim ve bir hakim ve bir subay, vazifesini yapdigi kadar, hep se- 
vab kazamr. Onun her isi, ibadet olur. Dunyada kazandigi seyler de, caba olur. 

2 — En az, binlerle insan cahsmayacak olursa, kendisinin birgiin bile yasiyami- 
yacagim diisiinmelidir. Mesela, ciftci, finnci, dokumaci, demirci, iplikci ve daha ni- 
ce san'atkarlar, hep onun icin cahsiyor. O hepsine muhtacdir. Herkes onun icin ca- 
hsip, ona hazirlayip da, onun bos oturmasi, kimseye faideli olmamasi dogru olur mu? 
Bu dunyada herkes yolcudur. Geldik gidiyoruz. Yolcularm birbirlerine yardim et- 
mesi, el ele vermeleri, kardes gibi olmalan lazimdir. Her miisliman boyle diisiinme- 
lidir. Vazifesine baslarken, miisliman kardeslerime yardim etmek, onlan rahat et- 
dirmek icin cahsacagim. Din kardeslerim benim isimi gordiikleri gibi, ben de, on- 
lara hizmet edecegim demelidir. Her miisliman iyi bilsin ki, biitiin san'atler, farz-i 
kifayedir. Bunu diisiinerek, bir san'ate yapismak, ibadet etmek olur. ister kitabh ka- 
firler kesf etsin, ister kitabsiz kafirler bulsun, her san'ati ogrenmek ve hele, harb va- 
sitalarim en modern, en ileri seklde yapmaga cahsmak farzdir. Bu vasitalan yapa- 
bilmek icin, gerekli ilmleri, dersleri mekteblerde, bu niyyet ile okutmak ve okumak 
hep ibadet olur. Nemaz kilan insanm bu niyyet ile, her isi ibadet olur. Nemaz kil- 
miyanlarm her hareketi de giinah olur. O halde, her miisliman, nemazim kilmah, son- 
ra farz oldugunu diisiinerek, vazifesini yapmahdir. is goriirken niyyetin dogru ol- 
masma alamet, insanlara faideli olan bir meslek, bir san'at secmekdir. Ya'ni, oyle 
bir is gormeli ki, eger o is olmasa, miislimanlar sikmti cekerdi. O halde, keyf, oyun 
ve benzerlerine, san'at dense de ve haram isleyenlere san'atkar ismi verilse de, bun- 
lan yapmak ibadet olmaz. Hatta, haram olmryan, mubah olan, fekat insanlara lii- 
zumlu olmiyan san'atleri secmemelidir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (En iyi tica- 

-847- 



ret, bezzazlikdir, kumas satmakdir. En iyi san'at, terzilikdir). 

3 — Diinya isleri, ahiret icin cahsmaga mani' olmamahdir. Ahiret icin ticaret 
yeri cami'lerdir. Miinafikun suresi, dokuzuncu ayet-i kerimesinde mealen, (Mal- 
lariniz ve cocuklariniz, Allahii tealayi, hatirlamaniza mani' olmasin!) buyuruldu. 
Halife Omer "radiyallahu anh" buyurdu ki, (Ey tiiccarlar! Once ahiret rizkim ka- 
zanm! Sonra diinya nzkma cahsin!). Ticaretle mesgul olan buyiiklerimiz, sabah ve 
aksamlan ahiret icin calisir, Kur'an-i kerim okur, ders dinler, tevbe ve diia eder, 
ilm ogrenir ve genclere ogretirlerdi. Kelle kebabi, sabah corbasi gibi seyleri cocuk- 
lar ve zimmiler satardi. Ciinki, miislimanlar, sabah, aksam cami'lerde bulunurdu. 
insanlann amellerini yazan ikiser melek, her sabah ve aksam degismekdedir. Bir 
hadis-i serifde buyuruldu ki, (Melekler insanlann amel defterlerini gotiirdiikleri 
zeman, basinda ve sonunda iyi is yazdi ise, giin ortasinda yapdanlan ona bagislar- 
lar). Yine buyurdu ki, (Giindiiz ve gece melekleri, sabah ve aksam, gidip gelirken 
birbirleri ile karsilasirlar. Hak teala, [giden meleklere], kullarimi nasd birakdiniz? 
buyurur. Ya Rabbi! Nemazda bulduk ve nemaz kilarken birakdik, derler. Allahii 
teala da, sahid olun, onlari afv etdim buyurur). Miisliman tiiccarlar, san'at sahib- 
leri, gtindiizleri de, ezan sesini duyunca, isini hemen birakip, cami'e kosmahdir. [Di- 
nini seven ve kayiran bir imam bulursa, ona uymah, dinini diinyaya degisen, iba- 
dete haram, bid'at kansdiran, miislimanlikdan haberi olmryan imam ve hafizlann 
yamna, sesine, soziine yanasmamahdir.] Biiyiiklerimiz, (Ticaretleri, satislari, Al- 
lahii tealayi unutmalarina sebeb olmaz) ayet-i kerimesine ma'na verirken diyor ki, 
demirciler vardi. Demir dogerken, ezan okununca, cekici kaldirmis iken, demire 
vurmaz, birakip nemaza kosarlardi. Ve terziler vardi. igneyi sokunca, ezan okun- 
saydi, o halde birakip, cema'ate kosarlardi. 

4 — Carsida, isde Allahii tealayi zikr, tesbih etmeli, her an Onu hatirlamah- 
dir. Dili ve kalbi bos kalmamahdir. Iyi bilmelidir ki, o anda kacirdigmi, biitiin diin- 
yayi verse, bir daha eline geciremez. Gafiller arasindaki hatirlamanm sevabi Qok 
olur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Gafiller arasinda Al- 
lahii tealayi zikr eden kimse, kurumus agaclar arasinda bulunan yesil fidan gibi- 
dir ve oliiler arasindaki canh gibidir ve harbde kacanlar arasinda, arslan gibi do- 
giisenler gibidir). Bir kerre buyurdu ki, (Carsiya giderken, la ilahe illallah, vahde 
hii la serike leh, le hiil miilkii ve le hiil hamdii, yuhyi ve yiimit, ve hiive hayyiin la 
yemiit, bi yedi-hil-hayr, ve hiive ala kiilli sey'in kadir diyen kimseye, iki milyon se- 
vab yazihr). [Bu hadis-i serifde oldugu gibi, sevab veya giinah mikdarmi, goklerin 
buyuklugiinii, uzakhklarim ve ahiretdeki zemanlan ve diinyamn yaradihsim ve mah- 
luklann sayisini bildiren hadis-i seriflerdeki cesidli rakamlar, mikdar sayismi gos- 
termek icin degil, mikdarm coklugunu anlatmak icindir. Mesela bir kimseye, bir- 
kac def a, zahmet cekerek gidip bulamiyarak cam sikilan biri, o kimseyi goriince, 
seni on def a aradim, bulamadim, demesi gibidir.] Cuneyd-i Bagdadi "kuddise sir- 
ruh" buyurdu ki, (Pazarda cok kimse vardir ki, sofiler halkasmda oturanlardan da- 
ha kiymetlidir). Bir kerre de buyurdu ki: (Oyle kimse tamyorum ki, pazarda her- 
giin iicyiiz rek'at nemaz kilmakda ve otuz bin tesbih okumakdadir). Ba'zisi demis- 
dir ki, bu kimse, kendisidir. Hulasa, dine, ibadetine yardim niyyeti ile diinyaya ca- 
hsanlara, hep boyle sevab vardir. Yalmz para kazanip, diinya mah toplamak icin 
cahsanlar, sevabdan mahrum kahr. Hatta bunlar, cami'de, nemazda iken de, kalb- 
leri diikkamn hesabmdadir. Fikrleri daginikdir. 

5 — Diinya islerine cok diiskiin olmamahdir. Mesela, carsiya herkesden once 
gidip, herkesden sonra cikmamah. Tehliikeli ve uzun yollara gitmemelidir. Mai ka- 
zanmak icin, deniz [ve hava] yolculuklarma dalmamahdir. Mu'az bin Cebel "radi- 
yallahii anh" buyuruyor ki, (Seytan, pazarda, yalan, hile, hiyanet ve yemin etdire- 
rek miislimanlan giinaha sokmaga calisir. Once gidip, gee cikanlara daha cok asi- 
hr). Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Tiiccann, esnafin en kotiisii, erken gidip, gee do- 

-848- 



nenlerdir). Sabah nemazi kilmadan ve kitab okuyup birkac sey ogrenmeden ise git- 
memegi adet edinmelidir. ihtiyaci kadar diinyalik kazanmca, ahireti kazanmakla 
mesgul olmalidir. Ciinki, ahiret hayati sonsuzdur ve ona ihtiyac daha cokdur ve ahi- 
ret ticaretinde iflas etmek tizeredir. Imam-i a'zam Ebu Hanifenin hocasi Hammad 
"rahmetullahi teala aleyh", ticaret yapardi. Bas ortiisii satardi. Hergiin, iki habbe 
kazanmca esyayi toplar pazardan cikardi. Biiyiiklerden ba'zisi diikkana, haftada 
iki gun giderdi. Bir kismi da, Cum'adan baska hergiin gider, ogle nemazmda geri 
donerdi. Bir kismi nihayet ikindiye kadar alisveris ederdi. Hepsi ihtiyaci kadar ka- 
zanmca cami'e gider, ibadetle, ilm ogrenmekle aksami yapardi. 

6 — Siibheli seylerden kacinmahdir. Harama yaklasan zaten asi, fasik olur. 
[Siibhe etdigi seyleri, Ehl-i siinnet kitablarmdan ogrenmelidir. Cahil hafizlara, ho- 
calara ve her kitaba giivenmemelidir.] Kalbine sikmti getiren siibheliyi almama- 
hdir. Zalimlerle, hile, hiyanet edenlerle, yemin ile satanlarla, diikkamnda haram 
sey satanlarla alisveris etmemelidir. Zalimlere, fasiklara veresiye satmamalidir. 
Ciinki, oldiikleri zeman iiziilur. Halbuki, zalimler [ya'ni miislimanlara ve isla- 
miyyete eli ile, dili ile, kalemi ile zarar yapanlar] oliince uziilmek giinahdir. On- 
lara yardim etmek caiz degildir. Mesela, din ile alay edenlere, yalan yanhs kitab- 
lar yazarak dini yikmaga ugrasanlara kagid satmak giinahdir. Velhasil, herkesle 
mu'amele etmemelidir. Dogru insan aramahdir. Bir zeman vardi ki, bir tacir, her 
istedigi ile mu'amele edebilirdi. Ciinki, herkes, alisveris ilmini biliyor ve bildigi- 
ne gore hareket ediyordu. Sonralan oyle zemanlar geldi ki, birkac kisi ile mu'ame- 
le edilemezdi. Daha sonralan ise, ancak birkac kimse ile mu'amele edilebilir ol- 
du. Bir zeman gelmek korkusu vardir ki, alisveris edecek kimse bulunamiyacak- 
dir. Bunu cok zeman once, soylemislerdir. Bizler, belki de, btiyuklerimizin kork- 
dugu o zemana kaldik. Kim ile olursa olsun, alisveris edilmekdedir. Cahil hafiz- 
lar, yangina kortikle gidip, (Bugiin diinyamn her tarafi boyle oldu. Her yerdeki ma- 
la haram kansdi. Haramdan kurtulmak imkansiz oldu) diyorlar. Bu soz, cok yan- 
hsdir. Hie de dedikleri gibi degildir. Bunu, bundan sonraki faslda anlatacagiz. 

7 — Alisveris yapdigi kimse ile olan sozlerini, hareketlerini, aldigmi, verdigi- 
ni iyi ve dogru hesab etmelidir. Kiyametde, bunlarm hepsinden hesab verecegini 
bilmelidir. Biiyiiklerden biri, bir bakkali rii'yada goriip, Allahii teala sana ne 
yapdi dedi. Oniime ellibin sahife koydular. Ya Rabbi! Bu sahifeler kimlerindir de- 
dim. Ellibin kisi ile alisveris yapmissin. Her sahife, bunlarm birisi ile olan mu'ame- 
leni gostermekdedir dediler. Bakdim, her sahifede bir kimse ile olan mu'amele- 
min inceden inceye yazilmis oldugunu gordiim, dedi. Bir gurus hile yapan, bir gu- 
rus hak yiyen, cezasini cekecekdir ve hicbirseyin yardimi olmiyacakdir. 

Iste buraya kadar, btiyuklerimizin hallerini ve dinimizin yolunu gostermis oluyo- 
ruz. Bugiin bu yol unutulmus, bilen de kalmamisdir. Bugiin, bunlardan birisini yapa- 
na cok sevab verilir. Restilullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir zeman 
gelir ki, o zemanin miislimanlan, bugiin sizin yapdiginiz ibadetlerin onda birini ya- 
parsa, ahiretde azabdan kurtulurlar). Sebebini sorduklannda, (Ciinki, sizler hayr is- 
lemege cok yardimci buluyorsunuz. Onlar yardimci bulamiyacaklan gibi, cesidli en- 
gellerle de karsilasacaklardir. Gafiller, cahiller arasinda garfb kalacaklardir) buyur- 
du. Bu hadis-i serifi bildirmekden maksadimiz, miislimanlarm, zemanin halini goriip, 
iimmidsizlige diismemeleri icindir. O halde, bu zemanda, yukanda yazilanlarm hep- 
sini kim yapabilir diyerek ye'se diismek dogru degildir. Ne kadar yapilabilirse cok kar 
olur. Ahiretin diinyadan daha iyi olduguna inanan kimse, bunlarm hepsini de yapa- 
bilir. Bunlarm hepsini gozetmek, yapsa yapsa, insam fakir yapar. Sonsuz se'adete, ebe- 
di rahathga sebeb olacak, birkac senelik fakirlige elbette katlanihr. Nitekim bircok 
kimse, birkac sey kazanmak icin, firtinah, karh havalarda, sikmtih yolculuklara, bir 
riitbeye, dereceye yiikselmek icin de nice mahrumiyyetlere katlamyor. Halbuki, 
oliim gelince, biitiin kazanclan elden cikmakda, bosuna didinmis olmakdadirlar. 

- 849 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:54 



18 — UCUNCU CILD, 116. ci MEKTUB 

Bu mektub, hace Ebiilmekarim icin yazilmisdir. Allahii tealamn kullarina hiz- 
met etmegi ovmekdedir: 

Allahii teala, asm hareketlerden korusun! Ortalama, adalet iizere dogru yolda 
bulunmak nasib etsin! Allahii tealamn, bir kuluna, faideli, giizel isler yapmagi, cok 
kimsenin ihtiyaclarim saglamasim nasib etmesi, cok kimsenin ona sigmmasi, bu kul 
icin pek biiyiik bir ni'metdir! Allahii teala, kullarina lyalim demis, cok merhamet- 
li oldugu icin, herkesin nzkini, nafakasmi kendi iizerine ahmsdir. Allahii teala, bu 
lyalinden birkacmin rizklan, nafakalan icin ve bunlarm yetismeleri, rahat yasama- 
lari icin bir kulunu gorevlendirirse, bu kuluna biiyiik ihsan etmis olur. Bu biiyiik 
ni'mete kavusup da, bunun icin siikr etmesini bilen kimse, cok tali'li, pek bahtiyar- 
dir. Bunun kiymetini bilip, siikr etmek, kendi sahibinin, Rabbinin lyaline hizmet 
etmegi se'adet ve seref bilmek ve Rabbinin kullarim, kolelerini yetisdirmekle 
ogiinmek, akl icabidir. Allahii tealaya hamd olsun ki, orada bulunanlann hepsi, si- 
zin iyiliklerinizi anlatmakdadirlar. Ihsanlanmzm, yardimlarinizm soylentileri her 
yerde dolasmakdadir. 

NEFS 

Bir an gelir kabanr, atlasda dalga gibi, 
muhit olur ruhuna, kmlmaz halka gibi. 

Bir an gelir, durulur, soguk bir pmar olur, 
her sozii kabul eden, en kiymetli yar olur. 

Bir an gelir, ah ceker, hersey benim olsa der, 
biitiin dunyayi versen, nankordur daha ister. 

Bir an gelir inanir, mevlasi sozlerine, 
nedamet yasi dolar, o asi gozlerine. 

Bir an gelir ki giirler, utkunda simsck cakar, 
ydlarin mahsuliinu, tutar bir anda yakar. 

Bir an gelir, dalgasiz, sessiz bir umman olur, 
biitiin yapdiklarina, utamr, pisimln olur. 

Bir an gelir, Fir'avn, Seddfid ve Nemrud olur, 
damarlarda dola$an, Hannas-i merdud olur. 

Bir an gelir muti'dir, herseyi kabul eder, 
diinya goziinde olmaz, daim ibadet ister. 

Bir an gelir, sahlamr, kukremis arslan gibi, 
y fih ud kana susamis, yar ah kaplan gibi. 

Bir an gelir, u slump bir (seng-i miheng) olur, 
her arzusu, Resuliin sozlerine denk olur. 

Bir an gelir, zalimdir, liihu inletir zar zar, 
kendi kbtii elite, kendine mezar kazar. 

Ey kalb, boyle bir nefse, uyarsan halin yamanl 
Onun hilelerine, aldanma hicbir zeman! 



-850 



19 — ISLAMIYYETDE FAIZ, BANKA VE VAKF 

islamiyyetde, banka kurmak, banka ile is yapmak caiz midir? Once sunu bildi- 
relim. islamiyyetde faiz haramdir. Faiz, yalniz islamiyyetde degil, semavi dinlerin, 
ya'ni hak olan, dogru olan dinlerin hepsinde haramdir. Faizin azi da, cogu da ha- 
ramdir. En buyiik giinahlardandir. Faizin ve bankanm ne demek oldugunu iyi an- 
lamak lazimdir. Dinimiz ticarete ve buyiik sina'i tesekkiillerin meydana gelmesi- 
ne ve ferdin istihsal kapasitesinin genislemesine yariyan ve faiz ile alisveris yap- 
miyan sirketlerin, bankalarm kurulmasina izn, hatta emr vermekdedir. 

Dmini iyi ogrenen bir miisliman, haram islemeden ve faiz felaketine diismeden 
her cesid ticareti yaparak halal mal kazanir. Halal ve bereketli kazanci ile mille- 
te ve memlekete cok faideli olur. (Hadika)da diyor ki, (imam-i Muhammed Sey- 
baniye, miitehassis oldugu tesavvuf bilgisinde nicin bir kitab yazmadigim sor- 
duklannda, ziihd ve takva, ancak, biitiin islerde ahkam-i islamiyyeye uymakla, ba- 
til, fasid ve mekruh sozlesmelerden sakmmakla elde edilebilir. Bunlar da, fikh ki- 
tablarmdan ogrenilir. Alisveris ve baska sozlesmeleri yapacak kimsenin bunlann 
sahih ve halal olmasi sartlanni ogrenmesi lazimdir. Bunun icin, bu islerin ilmiha- 
lini ogrenmek her miikellefe farz-i ayndir. Bu farzin yerine getirilmesi icin, bey' 
ve sira kitabmi yazdim buyurdu). 

FAIZ NEDIR?: Biitiin fikh kitablan diyor ki, faiz, odiinc vermekde, rehnde ve 
alisverisde, alicidan veya vericiden birinin otekine karsiliksiz olarak vermesi sart 
edilen fazla mala denir. Baskasma verilmesi sart edilirse, faiz olmaz. Fekat bey' fa- 
sid olur denildi. Bey'de, sart edilmeden verilen hediyye, faiz olmaz. Hediyyenin 
ayn bir mal olmasi ve aynca teslim edilmesi icab eder. Mesela bir kimse, bir altm 
lira verip dort ceyrek altm satm alsa ve aynca bir mikdar para hediyye etse faiz ol- 
maz. Bey' de fasid olmaz. Ciinki, satarken hediyye vermek sart edilmemisdir. 
Hediyye vermekde sart edilen fazla birsey de, faiz olmaz. Bir ay bana hizmet et- 
mek sarti ile, su mail, mesela evimi sana hediyye etdim dese, o da kabul edip al- 
sa, faiz olmaz. Fekat, sart fasid olup, hizmet etmesi lazim gelmez. Hizmet ederse 
de, zaran olmaz. (Hediyye) veya (Hibe), mevcud ve ma'lum bir aym birine kar- 
siliksiz temlik etmekdir. Belli bir karsihk istiyerek vermek de caizdir. Deyni ya'ni 
alacagim borclusuna veya borclusundan baskasma hediyye caizdir. Fekat, baska- 
sma hediyye ederken, kabz eylemesini de emr eylemesi ve onun kabz etmesi la- 
zimdir. Kabz edince, deyn ayn olmakdadir. Ya'ni yukandaki ta'rifde bulunan 
(Ayn) kelimesi, (Sozlesmede veya sonradan ayn olan) demekdir. [Bey' ve sirada 
da, gorulmiyen nakd, kabz edilince ayn olmakda, sozlesme yerinde lazim olan ta'yin 
hasil olmakdadir.] Hediyyeyi kabul etmek siinnetdir. Miikellef olmak ve kendi mul- 
kiinii hediyye etmek sartdir. Hediyye, soz veya hal ile olan (Icab) ve (Kabul) ile 
hasil ve sozlesme yerinde kabz edilmekle temam olur. Liizumsuz sartla batil olmaz. 
Sarti yapsa da olur, yapmasa da olur. Hediyye verirken, belli birseyi, karsihk is- 
temek, birisine olan borcunu odemesini sart etmek caizdir. Hediyyenin ve karsi- 
hginin, ayrilmadan once verilmeleri lazimdir. Ta'am bulunan cantayi, esya bulu- 
nan evi, yiik bulunan hayvam hediyye sahih olmaz. Bunlan bos iken veya yalniz 
yiiklerini hediyye etmek sahih olur. Ya'ni (Me§gul) degil, (§agil) hediyye edilir. 
Koyundaki yiin, dikili agac, agacdaki meyve, memedeki silt hediyye edilemez. Ayir- 
masi zarar verecek parca, ayrilarak hediyye edilemez. Bir lirahk altmi, dort gey- 
rek altm ile degisdirirken, iki karsihkdan birinin agirhgi fazla olur, bunu halal eder- 
se caiz olur. Ciinki, ayirmasi zarar verecek seyi ayirmadan hediyye etmis olur. Eti, 
daha agir ete satarak fazlasim hibe etmek ise, caiz olmaz. Ciinki, fazlasini ayirmak 
zarar vermez. Alacagim borcluya hibe eden, artik bunu geri istiyemez. Yedi sey- 
den biri varsa, ayn olan hediyye de teslimden sonra geri almamaz. Bunlar bulun- 
mazsa, hakim karari ile geri almak sahih olur ise de, mekruhdur. Yedi mani': Ve- 

-851- 



rilen aynda kiymetini artdiran ziyadelik hasil olmak, ikisinden birinin olmesi, 
hediyyenin karsiligi oldugu bildirilerek bir hediyye vermek [bunu baskasmin da 
vermesi riicu'a mani' olur], hediyye edilen malm alanin miilkiinden cikmasi, iki- 
si arasmda nikah bulunmak, aralannda nikahi ebedi haram eden akrabalik bulun- 
mak, hediyye edilen malm helak olmasi, geri almaga mani' olurlar. Sadaka, fakf- 
re verilen hediyyedir. Deyn olan hediyyeyi ve sadakayi geri almak hie caiz degil- 
dir. Birinin borcunu ondan iznsiz odeyerek, onu kendine borclu yapmak caiz de- 
gildir. 

Safi'i ve Maliki mezheblerinde, faiz, yalniz gida maddelerinde ve parada olur. 
1 — Odiinc ahp vermekde faiz: imam-i Rabbani Ahmed-i Farukf Serhendi 
"kuddise sirruh" birinci cildin, yiizikinci mektubunda buyuruyor ki: (Daha fazla- 
sini odemesi sarti ile odiinc vermek faizdir. Ya'm boyle olan sozlesme haramdir. 
Haram anlasma ile ele gecen malm hepsi haram olur. Mesela, oniki kile odemesi 
sarti ile, on kile bugday odiinc verilse, alman oniki kilenin hepsi haram olur. 
[Fazla olan iki kilesi kul hakki oldugu icin geri vermesi vacib olur. On kilesi ha- 
ram oldugu icin sadaka vermesi lazimdir.] Faiz ile odiinc vermek ve almak haram 
oldugu, Kur'an-i kerimde acikca bildirilmisdir. ihtiyaci olanm da, olmiyanm da, 
faizle odiinc almasi haramdir. ihtiyaci olana faiz haram olmaz demek, Kur'an-i ke- 
rimin emrini degisdirmek olur. (Kinye) kitabi, Kur'an-i kerimin emrini degisdire- 
mez. Lahor sehrinin biiyiik alimlerinden olan mevlana Cemal, (Kinye)nin bircok 
haberleri, kiymetli kitablara uymamakdadir, boyle haberlerine giivenilmez buyu- 
rurdu. [ibni Abidin de, (Kinye)nin bircok haberi za'ifdir, giivenilemez buyur- 
makdadir. Bu kitabi, Zahidi "rahmetullahi teala aleyh" yazmisdir.] (Kinye)nin bu 
yazismi dogru kabul etsek bile, buradaki ihtiyac kelimesine, zaruret ve oliim teh- 
liikesi ma'nasmi vermek lazimdir. Boylece, Maide suresinin, (Oliime sebeb olan 
sikisik hale diisen) mealindeki dordiincii ayetinin izninden istifade edilmis olur. 
Ciinki, bu ayet-i kerime haramdan afv olunabilecek ozrii beyan buyurmakdadir. 
Faiz ile odiinc almak icin her ihtiyac ozr olsaydi, faizin haram edilmesine sebeb kal- 
mazdi. Ciinki, faiz odemegi ancak ihtiyaci olan kabul eder. ihtiyaci olmiyan kim- 
se, acikdan para vermek istemez. Allahii tealamn bu yasak emri, yersiz, liizumsuz 
olurdu. Allahii tealamn kitabma, boyle iftira edilemez. Abes, yersiz birsey bulun- 
masi diisiiniilemez. Her ihtiyaci olanin faiz ile para almasi caiz diye bir an diisiin- 
sek, ihtiyac da, bir nev' zaruretdir. Zaruretin dereceleri vardir. Ziyafet vermek icin, 
faiz ile para almak ihtiyac degildir. Meyyitin birakdigi malda meyyitin ihtiyaci, ke- 
fen ve cenaze masrafi oldugu, kitablarda bildiriliyor. Onun ruhu icin ziyafet ver- 
mege ihtiyac denilmemisdir. Meyyit, sadakanm sevabma, herkesden cok muhtac 
oldugu halde, onun ruhu icin yemek [helva] dagitilmasim islamiyyet emr etmemis- 
dir. O halde, bunlan yapmak, faizle para almak icin ihtiyac, ozr olur mu? Oliiniin 
ihtiyaci kabul edilse bile, faizle alman para ile pisen yemekleri yimek halal olur mu? 
Coluk cocugun cok olmasi, erkegin askerde bulunmasi, ozr, ihtiyac sanilarak, fa- 
izle para almak caiz ve halal olur demek, bir muslimana yakismaz. Boyle belaya 
yakalanmis olanlara, emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yaparak, dogru yolu goster- 
mek lazimdir. Bir miisliman, nasil olur da, boyle haram isi yapabilir? ihtiyaclan 
halalden te'min edecek yol cokdur. [Bu yollari aramak lazimdir. Arayip bulamaz- 
sa, ancak nafaka ihtiyaci, ya'ni gida, elbise ve mesken ihtiyaci, zaruret halini ahr. 
Bu da, ancak mesken icin vaki' olmakdadir.] 

Bu zemanda, siibheli olmiyan kazanc kalmadi diyorsunuz. Evet oyledir. Fekat, 
elden geldigi kadar, subhelilerden kaemmak lazimdir. Tarlayi abdestsiz siirmek, 
tohumunu abdestsiz ekmek, nzkm bereketini, tayyib [giizel] olmasmi giderir de- 
mislerdir. Hindistanda, boyle calisan, hemen yok gibidir. Fekat, Allahii teala, ku- 
lundan, elinden geldigi kadar yapmasim istemekdedir. Faiz ile para ahp ziyafet ver- 
mekden sakmmak, herkes icin cok kolaydir. Halale haram, harama halal diyen ka- 

-852- 



fir olur. Fekat bu, kat'i, meydanda olan halal ve haramlar icindir. [Halal, haram 
olduklan, Nass ile acik bildirilmis olan yahud acik Nass yok ise de, dort mezheb- 
de de sozbirligi ile bildirilenler icindir.] Zan olunanlar icin degildir. Hanefi mez- 
hebinde mubah olan cok sey vardir ki, Safi'i mezhebinde mubah degildir. Bunun 
aksi de vardir. Muhtac oldugu siibheli olan birinin, faizle para almasi halal olur de- 
miyene, acik bildirilen harama halal diyemiyene dil uzatilmaz. Sapik, gerici denil- 
mez. Halal demesi icin zorlanamaz. Onun hakh olmasi daha kuvvetlidir. Hatta, hak- 
h oldugu meydandadir. Ona dil uzatanlar haksizdir ve tehlukelidir. Mevlana Ab- 
diilfettah, faizsiz bore almak iyidir. Nicin faiz ile ahyorlar demis. Siz de, boyle soy- 
leme, Halali inkar mi ediyorsun? diyerek onu tekdir etmissiniz. Yavrum, bu sozii- 
niiz, kat'i olan halal icin dogrudur. Ihtiyaci olanin, faiz ile bore almasma halal de- 
seniz bile, bunu yapmamak, yine daha iyi olur. Vera' sahibleri, ruhsat, izn verilen 
seyleri yapmamis, herkese, azimet yolunu gostermislerdir. Lahor sehrindeki miif- 
tiler, ihtiyaci olana caiz olur demis ise de, ihtiyacdan ihtiyaca fark vardir. Her ih- 
tiyac, ozr sayihrsa, faizin haram olacagi yer kalmaz. Faizin haram edilmesi abes, 
liizumsuz bir emr olur. Oruc, yemin keffareti niyyeti ile de, fakirleri doyurmak icin, 
faiz ile bore almak caiz degildir. Fakir doyuramiyan, oruc tutar). 

2 — Rehnde faiz: Rehn vermek, ya'niipotek (hypoteque) etmek demek, bir 
sebebden dolayi, birseyi habs etmek, ahkoymak demekdir. islamiyyetde ise, ode- 
necek mal karsihgi olarak, bir mah, alacaklida veya baska adil bir kimsede, ema- 
net birakmak demekdir. Rehn ancak, mal borcu icin verilir. Oldiirmek, yemin hak- 
lan, iscinin iyi cahsmasi, miisafirin hirsizhk etmemesi icin rehn istenmez. Rehn zor 
ile ahnmaz. Rehn, akd ile, ya'niicab ve kabul ile, ya'nisozlesme veya mektublas- 
ma ile yapilir. Rehni verip, almalan, ya'ni malm teslim olunmasi da lazimdir. 
Teslim olunmadan once, borclu rehni vermekden vazgecebilir. Rehn birakilan ma- 
lm, satilmaga elverisli olmasi sartdir. Darti ile, hacm ile olciilen hersey, altm, gii- 
miis esya, para, rehn verilebilir. Ortak olan birseydeki kendi payim rehn vermek 
caiz degildir. Agacdaki meyveyi agacsiz olarak, tarladaki ekini tarlasiz olarak 
rehn vermek ve meyveli agaci meyvesiz olarak, ekinli tarlayi ekinsiz rehn vermek 
caiz degildir. Evi, esyasi ile de rehn vermek caizdir. Hayvan, iiziim sirasi rehn ve- 
rilir. Alacakh, rehnden vazgecebilir. Borclu vazgecemez. Rehn, bore odeninceye 
kadar habs olunur. Once, bore odenir. Sonra, rehn geri verilir. Borclu oliirse, 
bunun varisi, rehni satarak, parasi ile borcu oder. Sonra, rehni ahp, miisteriye tes- 
lim eder. Geri kalan parasi, baska alacakhlara verilir. Satis semeninin odeme ze- 
mam gelince borclu, rehni satmak icin, alacakhyi veya baska bir adil kimseyi ve- 
kil edip satdinr veya kendi satar. Semenden borcu odeyip, sonra rehn kurtanhr. 
Borclu, rehndeki mahni, alacaklmm izni olmadan satamaz. Satmak icin, istiyemez. 
Alacakh, rehni ahrken, bunu ileride satmaga kendisinin vekil edilmesini sart ede- 
bilir. Borclu bunu kabul edince, sonra azl edemez. Borclu oliirse de, azl olmaz. Rehn 
helak olursa, kiymeti az ise, aradaki farki borcludan ister. Rehn, alacaklmm bor- 
cu istemesine mani' olamaz. Mali olup da odiinc aldigim odemezse, onu habs et- 
dirmesine de mani' olamaz. 

Alacakh, rehnin, borclunun miilkiinden cikmasma sebeb olamaz. Satamaz, ki- 
raya veremez. Rehni, ancak borclunun izni ile kullanabilir. ikisinden biri, oteki- 
nin izni ile, rehni baskasma ariyet verebilir. Sonra herbiri, onu yine rehn yapabi- 
lir. Alacakh, kendisindeki rehni, rehni veren borclusuna da ariyet verebilir. Sak- 
lamiyarak veya kullanarak rehn helak olursa, kiymetini oder. Bir kimsenin, rehn- 
de bulunan mah satm almasi sahihdir. Alacakh, elindeki rehn mah miisteriye 
vermiyebilir. Miisteri, borcun odenerek, rehnin kurtanlmasma kadar bekler. Ya- 
hud, bey'i, mahkeme ile fesh etdirir. 

Odiinc verirken, alacaklmm rehnden istifade etmesi icin, izn verilmesi sart 
edilirse, faiz olur. Mesela, hayvani veya tarlayi, elbiseyi kullanmasi, siitiinii icme- 

-853- 



si sart edilirse faiz olur. Sonradan verilen izn ile, alacaklimn rehni kullanmasi ca- 
iz olur. 

3 — Bey' ve sirada faiz: Hanefi ve Hanbeli mezheblerine gore, bir satisda fa- 
iz bulunmasi demek, asagida bildirilen iki seyin veya birinin mebf ile semende or- 
tak olarak bulunmasi demekdir. Safi'i ve Maliki mezheblerinde, bu iki sart ile be- 
raber, altin veya gumus yahud gida maddeleri olmalan da lazimdir. 

1 — Kadr, ya'ni vezn veya hacm ile olculmeleri, 

2 — Bir cinsden olmalan. 

Faiz bulunan satis veresiye yapilamaz. Daima pesin olmasi lazimdir. Satisin pe- 
sin olmasi icin, meM'in de, semenin de te'ayyiin etmeleri lazimdir. 

Bugday, arpa, hurma ve tuzun, her zeman ve heryerde, hacm ile olculmeleri, al- 
tin ve giimiisun de darti ile olculmesi emr olundu. Bu alti maddeden baska seyle- 
rin, nasil olciildiikleri, adete gore anlasilir. 4. cii maddeye bakmiz! 

Bir satisda, faiz sartmm ikisi de bulunmazsa, bu satisda faiz bulunmaz. Ya'ni bi- 
rinin pesin fazla olmasi veya veresiye olmasi, faiz olmaz. Mesela, on metre paze- 
ni, onbes metre basmaya pesin ve veresiye satmak caizdir. 

Bu sartlarm ikisi de bulunursa, yalmz esid mikdarda pesin satmak caiz olup, fark- 
h mikdarda pesin ve aym mikdarda olsa bile, birisini veresiye olarak satmak faiz 
olur. Zaten, fazlasi pesin haram olan satislar, veresiye, esid mikdarda olsa bile, da- 
ima haram olur. Veresiye baskadir. Pesin pazarhk edip, semeni sonra te'cil etmek 
baskadir. Bir teneke bugdayi bir teneke bugdaya pesin satisda, soz keserken 61c- 
mek lazimdir. Sonradan olciiliirse, esid bulunsa bile caiz olmaz. Bir kile bugdayi, 
bir kile bugdaya veresiye veya bir kileden az veya fazla bugdaya pesin satmak fa- 
iz olur. Ya'ni caiz degildir, haramdir. Kadr ve cinsleri ortak bulunan iki malm esid 
mikdarda pesin satisinin caiz olmasi icin, sifatlarimn baska olmasi lazimdir. Para 
bozdurmak, bunun icin, caiz olmakdadir. Sifatlan da aym olursa, satisdan faide ol- 
miyacagi icin bey' sahih olmaz. 

Iki sartdan birisi bulunup, birisi bulunmazsa, farkh mikdarda pesin caiz olup, 
esid mikdarda olsalar da, veresiye satmak yine faiz olur. Bir kile bugdayi, iki ki- 
le arpaya veya bes yumurtayi alti yumurtaya pesin satmak [ve pesin kagid para boz- 
mak] caiz olur. Fekat bes metre basmayi, bes metre basmaya ve bir kamyonu, bas- 
ka bir kamyona veresiye satmak faiz olur. Burada, yalmz, altm veya gumus kar- 
siliginda dartarak olciilen baska cinsleri veresiye satin almaga izn verilmisdir. 
Bunun icin, para ile yapilan mal satislannda faiz yokdur. Kagid para karsiliginda 
yapilan mal satislannda da, hie faiz yokdur. 

Agirlik ile olciilen seylerin her ikisi de bir habbe, ya'ni bir arpa agirhgmdan az 
ise, hacm ile olculenlerin her ikisi de yanm sa'dan az ise, bunlar olciiye gelmez, ya'ni 
birinci sart yok kabul edilmisdir. Bunun icin, bir avue bugdayi, iki avue bugdaya 
ve bir felsi iki veya daha cok felse, pesin satmak caiz olur. Ciinki, iki avue ici, ya- 
nm sa'dan azdir ve ile felsin agirhgi, bir habbeden azdir. iki santigram altim, 
dort santigram altma pesin satmak faiz olmaz. Bunlan veresiye satmak faiz olur. 
Bir kirat-i ser'i, bes arpa oldugundan, bir habbe, bes santigramdir. 

Altim, giimusu yandan fazla olan alasimlar, saf altin ve saf giimiis gibidirler. Sa- 
tisda ve odiinc vermekde bunlann agirhklarma bakihr. Altim, gumiisii, yandan az 
olan alasimlar, uruz gibidir. icindeki halisin agirhgmdan fazla halis ile ve kendi cin- 
sinden, fazlasi ile pesin satilabilirler. Ciinki altinm fazlasi, karsilik maldaki baska 
ma'denin karsihgi olur. Boyle paralar ve fiilus denilen metal paralar, adete gore, 
agirhkla da, aded ile de olciilmekdedir. Fekat, altinm ve giimiisun, daima, ya'ni ka- 
risimdaki mikdan az olsa da, kabz edilmeleri lazimdir. Semen, ya'ni gecer akca ol- 
madiklan zeman, ta'yin edilince, te'ayyiin ederler. 

Bir satisin pesin olmasi demek, pazarhk yerinden aynlmadan once, iki malm da 

-854- 



ayn olmasi demekdir. Buna, te'ayyun etmek denir. Altmdan ve giimiisden baska 
mallar, soz kesilirken ta'yin etmekle te'ayyun ederler. Bunlarm satisi (Mukayada) 
olur. Iki maldan yalniz birisi ta'yin edilmis ise, ayn olan, mebf olur. Deyn olan mal 
ve altm ve gumiis, aynlmadan once kabz olunmakla te'ayyun ederler. 

(Diirr-iil-muhtar) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" buyuruyor ki: (Bugdayi, bug- 
day karsiligmda satmca, ikisi de ta'yin edilirse, ya'ni ayn olurlarsa caizdir. Teslim 
alinmalan lazim gelmez. Ciinki, sarfdan baska satislarda, mallar, ta'yin etmekle 
te'ayyun ederler. Te'ayyun edince, kendilerini vermek lazim olur. Benzerleri ve- 
rilemez. Ya'ni, ikisi de hacm ile veya darti ile olciilen, bir cins veya baska cins [al- 
tmdan ve giimiisden baska] iki mah birbiri karsiligmda satmak icin, soz kesilirken, 
ikisi de ayn olmahdir. Ister hazir olsunlar, ister gaib olsunlar, ta'yin edilmeleri ye- 
tisir. Sozlesme yerinden aynlmadan once teslim almmalan lazim olmaz. Altm ve 
gumiisiin ise, aynlmadan once kabz olunmasi sartdir. Ya'ni birbirinin eline, cebi- 
ne vermek lazimdir. Aynldikdan bir iki dakika sonra verse, sarf satisi sahih olmaz. 

Sarf satismda, alacagi hazir olup, verecegi yanmda degilse, sozlesme etmeyip, 
hazir olam [odiinc veya] emanet almali, verecegi eline gecince, o zeman pazarlik 
ve soz keserek, aynlmadan bunu teslim etmelidir. 

Faiz bulunan satisdaki iki maldan biri ayn, karsihgi deyn ise, ayn olan mebf, deyn 
olan semen olmak ve [soz kesilirken deyn olan] semeni, aynlmadan once kabz et- 
mek sarti ile caiz olur. Ciinki, deyn ancak teslim almmakla te'ayyun eder. 

Eger, deyn mebf ise, soz kesilen meclisde hazir olsa bile, bey' caiz olmaz. (lie, 
ye) gibi bag ile soylenen faiz mail, semen olur. Bu baglar ile soylenmiyen, mebf 
olur. (Bu bir kile bugdayi, bir kile taze bugdaYA satdim. Bu bir kile bugdayi, bir 
kile taze arpaYA satdim) diyerek sozlesmeleri caiz olur. Ciinki, her ikisinde de, 
ayn olan mal, mebi'dir ve deyn olan, semendir. Fekat, sozlesme yerinden aynlma- 
dan, deyni kabz etmek lazimdir. Ciinki, faiz bulunan bey'in caiz olmasi icin, aynl- 
madan once, mebf ile semenin ayn olmalan lazimdir. Deynin [misalimizde, seme- 
nin] te'ayyiinu, kabz edilmekle olur. Aym, kabz etmeden aynlmalan caiz olur. Eger 
(Bir kile iyi bugdayi senden, bu bir kile bugday ILE satm aldim) derse, yahud (iki 
kile taze arpayi senden, bu bir kile bugdaYA satin aldim) derse, deyn olan, mec- 
lisde hazir bulundurulsa dahi, caiz olmaz. Ciinki, deyn olan mal, mebf olmus, ayn 
olmiyan seyi satmisdir. Bu ise, caiz degildir.) 

Faiz bakimmdan yeni ile eski, taze ile bayat arasinda fark yokdur. Mesela, es- 
ki bakin, yeni bakir ile aym agirhkda ve pesin degismelidir. Yeni bakir hafif ise, 
bununla az mikdar baska mal veya para da pesin vermelidir. 

Altm ve giimiisden baska ma'denlerde, san'at, iscilik farki olabilir. Bir bakir se- 
maveri, daha agir bakir semaver karsihgi satmak caiz olur. Ciinki altmdan ve gii- 
miisden baska ma'denler, san'at te'siri ile, agirlik olciisiinden cikip, aded ile sati- 
labilir. Fekat bunlan agirhkla satmak adet olan yerlerde, agirlik farki yine faiz olur. 
Altm, giimiis esya, san'at te'siri ile semenlikden cikarak mebf olabilir. Ya'ni 
ta'yin ile te'ayyun eder. Fekat, kabz edilmesi ve altmi, giimusii yandan fazla olan- 
lann daima agirlik ile olciilmesi sartdir. 

(Bedayi') kitabmm sahibi "rahmetullahi teala aleyh", besinci ciiz, 236. ci sahi- 
fesinde diyor ki, (Aym sayida fiilusii birbirleri ile degisdirirken [kagid veya metal 
para bozdururken] veya fulus verip fiilusdan baska sey [altm, giimiis veya baska 
bir ayn] satm ahrken, fulus hep semen olur. Ta'yin edilince te'ayyun etmez. Kabz 
edilmedikce deyn olur. Nakdeyn ile degisdirilirken, aynlmadan once, iki karsihk- 
dan birinin kabz olunarak te'ayyun etmesi lazimdir. Ciinki, burada faizin iki sar- 
ti da yok ise de, deynin deyn karsihgi satilmasi batildir. Fulus, aym sayida [ya'ni, 
i'tibarikiymetleri aym olarak] fulus ile degisdirilirken, faizin bir sarti bulundugu 
icin [veresiyesi haram olacagmdan] iki karsihgm da kabz olunmalan lazimdir. 
Fulus, baska sayida fulus ile degisdirilirse, [bir yiizliik verip, kiymetlerinin topla- 

-855- 



mi yiizden az olan ufaklik ahnirsa], faizden kurtulmak icin, iki karsihgin da ta'yin 
edilmeleri lazimdir. Seyhayne gore, ancak bu halde [ve selem satismda] niyyet et- 
mekle fiilus semenlikden cikar. Uruz gibi olurlar. Ta'yin edilince, te'ayyiin eder- 
ler. Fekat, yine aded ile olciiliirler. Faizin bir sarti bulundugu icin, ya'ni ayni cins 
olduklan icin, ta'yin edilmekle, satism pesin yapilmasi te'min edilmis olur. Ta'yin 
edilen malm kendisi verilir. Benzerleri verilemez). Birisinin ta'yin edilmesi de ka- 
fiise de, deynin semen olmasi ve bunun aynlmadan once kabz edilmesi lazim olur. 
Bankada, bono kirdirmanm caiz olmadigi buradan da anlasilmakdadir. 

Zimminin zimmilerle ve muslimanlarla alisverisi, miislimanlarm birbirleri ile alis- 
verisi gibidir. Yalniz kendi aralannda domuz ve serab satmalan da caizdir. Dar- 
iil-harbde [ya'ni, yehudi, hiristiyan veya miisriklerin memleketlerinde] bulunan 
miirtedin mallan onun miilkii degildir. 

Altin ve giimiis, agirlikla olciiliir. Basili liralarm agirligi belli oldugu icin, lira- 
lari sayi ile de kullanmak caiz olur. Kullanirken, agirliklanni diisiinmek lazimdir. 

On dirhem giimiis para borcu olan kimse, alacaklisma, bunlar yerine bir altm 
verse, ya'ni on dirhem borcuna karsi, bir altini pesin olarak satsa caiz olur. Cun- 
ki giimiisler, semen yapilmis olup, te'ayyiin etmeleri icin, borclunun teslim alma- 
si lazimdir. Zaten borcluda bulunduklan icin, yeniden teslim almasina liizum kal- 
mamisdir. Ciinki, mebi'in ve semenin birlikde te'ayyiin etmeleri, veresiye olan sa- 
tisda faizden sakmmak icin sart edilmisdir. Odenip biten borcda, boyle faiz olamaz. 
Borcda, ileride diisulecek faiz tehliikesi olabilir. (Diirr-iil-muhtar). Uciincii kism, 
onikinci maddesinin son sahifesine bakiniz! (Riyad-un-nasihin)de diyor ki: 

Satisdaki ve odiinc vermekdeki faiz icin, Omer Nesefinin "rahmetullahi teala 
aleyh" (Erba'in-i Selmanf) kitabmdaki otuziic misali asagiya yaziyoruz: 

1 — Kile ile satilan birsey, kendi cinsine [mesela bugdayi bugdaya] pesin sa- 
tihrken, birinin hacmi ziyade olursa, faiz olur. 

2 — Hacmleri miisavi, fekat biri veresiye [ya'ni soz kesilen yerden aynhnciya 
kadar te'ayyiin etmez] ise, yine faiz olur. 

3 — Dartarak satilan birsey, kendi cinsine [mesela besibiryerdeyi, altm liralar 
karsihgi] pesin satihrken, verilen ile alinanin agirligi miisavi olmazsa, faiz olur. 

4 — Veznleri miisavi, fekat biri veresiye ise, faiz olur. Vezn veya hacmleri mii- 
savi olmiyan pesin satisda, faizden kurtulmak icin, vezni veya hacmi az olan ma- 
lm yanma, aym cinsden olmiyan, baska az birsey de Have edip, iki sey bir arada iken, 
pazarlik etmelidir. Boylece faizden kurtulunur ise de, ilave edilen seyin kiymeti az 
ise, harama yakm mekruh olur. O seyi, pazarlikdan sonra ilave ederse caiz olmaz. 

5 — Kile ile satilan seylerden, ayni cinsden olmryanlar, birbiri ile [mesela, ar- 
payi bugdaya] satihrken, hacmleri ayni olsa da, veresiye satmak, riba [ya'ni faiz] 
olup, hacmleri farkli olsa da, her ikisi pesin caizdir. 

6 — Dartilarak satilan seylerden aym cinsden olmiyanlar, birbiri ile [altm, gii- 
miis ile] satihrken, agirhklan esit olsa da, biri veresiye olunca faiz olur. Agirlik- 
lari farkh olsa da, ikisi pesin [eline teslim etmek] caiz olur. Altmh ve giimuslii es- 
yayi, birbiri karsihgi veresiye satmak faiz olur. 

7 — Vezn ile ve kile ile olciilen ve olciilmeyen hersey, kendi cinsi ile, veresi- 
ye satihnca, mikdan aym olsa da, faiz olur. 

8 — Kile ile veya vezn ile olciilen birseyi, kendi cinsi karsihgi, olcmeden top- 
dan satmak faiz olur. Mikdarlan miisavi ise de, faiz olur. Ciinki, boyle seylerin sa- 
tisinda, soz kesilirken, olciilerek, mikdarlarimn aym oldugunu bilmek, bey'in sa- 
hih olmasi icin, sartdir. 

9 — Birkac kimse arasinda miisterek olan, kile veya vezn ile olciilen bir ma- 
il, olcmeden paylasmak faiz olur. [Ciinki, uciincii kism, yirminci maddede bildiril- 
digi gibi herbiri, kendi paymda bulunan digerinin miilkiinii, digerinde kalan ken- 

-856- 



di miilkii ile degisdirmis olur. Ya'ni bunlan birbirlerine olcmeden satmis olurlar. 
Herbiri digerlerine bir defter, ikincisi bir mendil gibi seyler de verip halallasma- 
hdirlar.] 

10 — Hacm ile veya vezn ile olculen bir mail, olcmeden odiinc vermek ve almak 
faiz olur. 

11 — Basakdaki bugdayi, bugday ile, musavi mikdarda dahi satmak faiz olur. 

12 — Basakdaki bugdayi, basakdaki bugdaya ayni mikdarda dahi satmak faiz 
olur. Cunki, bugdaylan basaksiz olcmek lazimdir. 

13 — Agacdaki meyveyi, kopmus ayni meyveye satmak faiz olur. 

14 — Agacdaki meyveyi, agacdaki ayni meyve ile satmak faiz olur. 

15 — Bugdayi, bugday ununa ve kavrulmus bugdaya, ayni hacmde dahi satmak 
faiz olur. Cunki, bugdaydan, ayni hacmde un hasil olmaz. 

16 — Unu ve bugdayi, ekmege satmak faiz olmaz. Cunki ekmek, baska cinsden 
olmusdur ve sayi ile olculiir. 

17 — Mense'leri veya kullams yerleri ayni olmiyan veya insanlar tarafmdan si- 
fatlari degisdirilen seyler, ayni cinsden degildir. Mesela hurma sirkesi ile iizum sir- 
kesi ve koyun eti ile sigir eti ve siitleri ve koyun yiinii ile keci kill ve bugday ile ek- 
mek ayni cinsden degildirler. Keci ve koyun eti ve siitleri, faiz bakimmdan ayni cins- 
dendir. 

18 — imam-i Muhammede gore, ekmegi aded ile ve vezn ile odiinc vermek fa- 
iz olmaz. Imam-i Ebu Yusiife gore yalniz darti ile faiz olmaz. 

19 — Susam, zeytin, cevz gibi, yag cikanlan cismler, kendi yaglari ile satildigi 
zeman, yag, cismdeki yag mikdarmdan ziyade ise caizdir ve yagin ayni mikdan yag 
karsiligi olup, ziyadesi posa karsihgi olur. Ziyade degilse, az veya musavi ise ve- 
ya belli degilse faiz olur. 

20 — Uziimii, sirasi karsihgi ve koyunu yiinii karsihgi ve meyveli agaci ayni mey- 
ve karsihgi ve ekilmis topragi, ciplak toprak karsihgi ve basakda yetismis bugda- 
yi, yetismemis bugday karsihgi, tash ktipeyi tassiz kiipe karsihgi, altmh kihnci ve- 
ya kemeri altmsiz ayni kilmc ve kemer karsihgi ve kabuklu pirinci kabuksuz pirinc 
ile satmak da, musavi veya az ise faiz olur. 

21 — Bir mah, kendisi veya vekili, mesela on liraya satip, miisteriye teslim et- 
dikden sonra, parayi teslim almadan, mah miisteriden, mesela dokuz liraya geri sa- 
tin almak faiz olur. Parayi temam ahnca, satm alabilir. Bir mah satdikdan sonra, 
parasmm hepsini temam teslim almadan, o mal ile birlikde baska birseyi, ayni fi- 
yatla geri satm almak faiz olur. Cunki, ayni fiyatm bir kismi, o baska sey icin olup, 
o mah daha ucuza almis olur ve faiz olur. O baska seyi almasi ise caizdir. 

22 — Bir mah, mesela iki ay sonra teslim etmek iizere satdikdan sonra, noksan 
olarak, daha once vermegi kararlasdirmak faiz olur. 

23 — Iki kisi, birer cuval bugdayi, hacmini olcmeden, kansdirip un yapdirdik- 
dan sonra, unu ikiye taksim etmegi kararlasdirmak faiz olur. 

24 — Unlan kansdirip, ekmek yaparak ekmegi ikiye bolmek de faiz olur. Un- 
lann hacmini onceden olcmek lazim idi. 

25 — Cevzleri veya bademleri yahud zeytinleri olcmeden kansdirip, yag cikar- 
dikdan sonra yagi taksim etmek de faiz olur. 

26 — Iki kisinin mtisterek bir inegi olsa, siitii birgiin senin, birgiin benim diye 
taksim etseler, faiz olur. 

27 — iki kisi, mesela bir okiiz veya bir at veya bir otomobil veya bir diikkan ve- 
ya tarlalarim veya tezgahlarmi, herbiri kullanmak iizere, mu'ayyen bir zeman 
icin degisseler faiz olur. 

28 — icinde oturmak sarti ile bir evi, ekmek sarti ile tarlayi, kendi kullanmak 

-857- 



sarti ile bir otomobili borcludan rehn istemek faiz olur. Ciinki, rehn alimrken, bu- 
nu kullanmagi sart etmek, rehnde faiz olur. 

29 — Birseyi ucuz satin almak veya ona pahali satmak sarti ile odiinc vermek 
faiz olur. 

30 — Mahsuliin yaridan fazlasma ortak olmak sarti ile, koyliiye para veya 
tohm veya toprak verip onu calisdirmak veya ona odiinc vererek tarlasim alip is- 
letip, mahsuliin yaridan azini ona birakmak faiz olur. Ciinki, kira mikdarimn bel- 
li olmasi ve odiinc verilen malm ayni mikdarda benzerinin odenmesi lazimdir. 

31 — Az iicretle calisdirmak, ondan hediyye almak, ziyafet istemek iizere 
odiinc vermek faiz olur. 

32 — Birseyi, aldatarak pahali satmak veya ucuz almak da faiz olur. [Gaben-i 
fahise bakiniz!]. 

33 — Satilan seyin aybim ve satm alman seyin kiymetini gizleyerek aldatmak 
faiz olur. 

34 — Libya biiyiik miiftisi seyh Tahir-uz-Zavi, fetvasmda diyor ki: (Hiikumet, 
me'murlara odiinc mesken parasi vererek, yiizde dort fazlasi ile ayliklarmdan 
kesiyor. Bu, % 4 fazla aldigi, faiz olur. Haram olur. Miisliman olan hukumetin bu- 
nu almasi, vatandaslarm da vermeleri haramdir. Bu odiinc paranm, faizsiz olarak, 
Allah rizasi icin verilmesi lazimdir). Bu fetva, Libyada cikan 1973 Nisan tarfhli 
(Hedy-iil-islami) mecmu'asi sonunda yazihdir. Yahud, oturacak evi olmiyan, mes- 
ken parasi almak icin, biitiin mu'ameleleri yapdikdan sonra, parayi alirken (Ve- 
kiliniz olarak, bu para ile ev yapdirmagi kabul etdim) demeli. Parayi veren (Ben 

de kabul etdim) demeli. Tapuyu alirken (Her ay lira odemek iizere lira- 

ya bu evi satm aldim) demeli. Tapuyu veren de (Bu evi sana satdim) demelidir. Boy- 
lece halal olur. 

(Dar-iil-harb)de, ya'ni ahkam-i islamiyyenin tatbik edilmedigi italya, Fransa gi- 
bi putlara tapmilan yerlerde, miislimanm, kafirlere odiinc vererek, onlardan faiz 
almasinin caiz oldugu biitiin kitablarda, faiz bahsinin sonunda yazihdir. Mesela: 

Ibni Abidm diyor ki, (Dar-iil-harbde, kafirlerin mallarmi faiz, kumar, fasid 
bey' ile almak halaldir. Bu yollarla miislimanm zarar etmesi halal degildir). 

(Miilteka) kitabmda, (imam-i a'zam ile imam-i Muhammed "rahmetullahi te- 
ala aleyhima" buyurdu ki, Dar-iil-harbde, miisliman ile kafir arasmda faiz ol- 
maz). (Mecma'ul-enhiir)de diyor ki, (Hadis-i serifde, (Dar-iil-harbde, miisliman 
ile kafir arasmda faiz yokdur) buyuruldu. Orada, onlarm malmi almak mubahdir. 
Goniil rizasi ile, gadr yapmadan almak caizdir. Diger iic mezhebde hie caiz degil- 
dir). 

(Diirer ve Gurer) kitabmda da bu hadis-i serif yazilarak, Dar-iil-harbde bir miis- 
limamn faiz ile ve fasid bey' ile [mesela ikramiyyeli, piyangolu satis yaparak] kafir- 
den ve orada miisliman olandan mal cekmesi caizdir. Ciinki, onlarm malmi rizala- 
n ile almak mubahdir diyor. Fekat, mallarma saldirmak, zorla almak caiz degildir 
diyor. Sernblali, bunu aciklarken, (Kumar ile almasi da caizdir) diyor. (Kudurf), (Cev- 
here), (Vikaye), (Diirr-iil-muhtar) ve (Redd-iil-muhtar)da ve (Fetavayi Hindiyye)de 
de boyle yazihdir. (Dar-iil-harb)de bulunan miislimanlann birbirleri ile ve zimmi ka- 
fir ile yapdiklan sozlesmelerin ahkam-i islamiyyeye uygun olmasi lazimdir. 

Kadizade, (Feth-ul-kadir) tekmilesinde yukandaki hadis-i serifi aciklarken di- 
yor ki: (Hicretden once Kureys musrikleri, ehl-i kitab olan rumlann acem kafir- 
lerine yenilmelerine sevinmislerdi. Rum suresi nazil olup, acemlerin az zeman son- 
ra yenilecekleri bildirilince, Ebu Bekr-i Siddik, Kureys kafirleri ile sozlesme yap- 
di. Acemler yenildi. Ebu Bekr-i Siddik da sozlesilen develeri Kureys kafirlerinden 
aldi. Bu sozlesme kumar idi. Mekke sehri de, miisrik memleketi idi. Resulullah, 
bu kumar sozlesmesine ve sart edilen develerin kafirlerden ahnmasina izn verdi). 

-858- 



Butun bunlardan anlasihyor ki, Dar-iil-harbde ya'ni Avrupada, Amerikada, ka- 
firlerin kurdugu ve yalniz kafirlerden faiz alan bir bankaya para yatiran bir mii'mi- 
nin, bu paramn faizini bankadan alarak ihtiyaclarma hare etmesi halaldir. Banka- 
ya para yatiran bir kimse, banka ile ortaklasa, parasini faiz ile isletmege vermis olu- 
yor. Bu bankadan odiinc para alip faiz verenlerin hepsi musliman veya zimmi ise, 
bankaya yatinlan paramn faizini almak haram olur. Bankadan para alip faiz ve- 
renler, musliman ve harbi kafir karisik ise, o bankadan alman faiz ve hizmet kar- 
sihgi alman ma'as mekruh olur. Musliman veya zimmi miisterisi cok ise, harama 
yakm, harbi kafir miisterisi cok ise, halale yakm mekruh olur. Mesihat-i islamiy- 
yenin istanbulda cikardigi (Ceride-i ilmiyye) kitabimn 29 Subat 1336 ve 9 Cema- 
zil-uhra 1338 tarih ve ellibesinci sayisimn binyediyuzkirkdordiincii sahifesinde ya- 
zih fetvada da, (Dar-iil-harbde kafir bankasina para yatinp, bankadan faiz almak, 
ser'an halal olur) buyurulmusdur. Bankada cahsarak ma'as almak da, boyledir. 

Hicbir memleketde, hicbir kimseden ve bankadan ve kooperatifden, zaruret ol- 
madikca, hicbir sebeb ile odiinc para alip faiz odemek caiz degildir. Zaruret bas- 
kadir, ihtiyac baskadir. Zaruret, kendinin veya nafakasi lazim olanlarm ac, susuz, 
ciplak veya sokakda kalarak hasta olmasi demekdir. Zaruret olunca, ya'ni oliim- 
den veya hastahkla, bir uzvun yok olmasindan korku olunca, halal yollardan, fa- 
izsiz olarak, zaruretin giderilmesine cahsihr. Halal yol bulunamazsa, faizle odiinc 
ahmp, bununla zaruret giderilir ise de, sonra, ihtiyacdan fazla birseye para sarf et- 
meyip, borcunu bir an once odiyerek faizden kurtulmasi farzdir. Kira ile ev tutmak 
varken, ev satin almak zaruret degildir. Ticaret, san'at icin sermaye bulmak da za- 
ruret degildir. Zaruret halinde olana da faiz ile odiinc vermek haramdir [EsbahJ. 
Haramdan kurtulmak icin, buna mu'amele ve ine yollan ile odiinc verilir, denil- 
misdir. Boyle, farzi yapmamakdan veya haram islemekden kurtulus yolu arama- 
ga (Hile-i $er'iyye) denir. 

Din cahilleri, gencleri aldatmak icin, burada da yalan soyluyorlar. islamiyyet- 
de faiz vermek olmadigi ipin, miislimanlar, ecnebilerden faizle para alip, milli ser- 
vetimiz yabancilara gidiyordu diyorlar. Halbuki, miislimanlar, kimseden, faizle 
odiinc almazdi. Bunun, zinadan daha kotii, biiyiik giinah oldugunu bilirdi. Miisli- 
manlar, birbirlerine, faizsiz odiinc verirlerdi. Boylece, biiyiik sirketler ve fabrika- 
lar kurulurdu. Kimse faizle para almaga mecbur kalmaz ve hatirmdan bile gecir- 
mezdi. 

Banka nedir? islamiyyetde banka olur mu? 

Banka, asagidaki isleri yapan bir sirketdir: 

1 — Istenildigi zeman odemek sarti ile az bir faizle (va'desiz) para alir. 

2 — Mu'ayyen bir zeman sonra odemek iizere, va'desiz olandan fazla faiz ile 
(va'deli) para alir. 

3 — Faizini her ay basmda odemek iizere (taksitli va'deli) para alir. 

4 — Merkez bankalan banknot, ya'ni kagid para cikarmak vazifesi de goriir. 

5 — Fabrikalara, sirketlere hissedar olur. Onlara sermaye te'min eder. 

6 — Arsa, bag, tarla satm alip satar ve bina yapip satar. islam bankasi, her ce- 
sid mail satin alip, veresiye satar. 

7 — Kiymetli esyayi, aksiyon [ya'ni hisse senedi] ve obligasyon [tahvil sene- 
di] rehn alarak ve temeli atilmis binalar, arsalar ve kredi [i'tibar] karsihgi olarak 
faiz ile odiinc para verir. 

8 — Va'deleri gelmemis para senedlerini, bonolan, iskonto [tenzil] yaparak 
oder. Islam bankasi bunu yapmaz. Ciinki haramdir. 

9 — Va'deleri gelen senedlerin paralarim borcludan toplayarak alacakhya ve- 
rir. 

10 — Degerli maddeleri saklamalan icin, kasalan sahslara kiraya verir. 

-859- 



11 — Sehrler ve memleketler arasi para gondermegi te'min eder. 

12 — Tuccarlann, police veya cek ismi verilen te'diye emri senedlerini, bunla- 
nn bankadaki parasmdan oder. 

13 — Bir tiiccarm, diger bir tiiccardan alacagim, borclunun hesabindan duserek 
alacakhnin hesabma gecirmek suretiyle tiiccarlar arasmdaki ahsverisi kolaylasdi- 
nr. 

14 — Borsalarda, hisse ve tahvil senedleri alip satar. 

15 — Devletin ve anonim sirketlerin tahvil senedlerini piyasaya siirer. 

16 — Fabrikalar acar ve cahsdinr. 

17 — Nakl vasitalan isletir. 

Banka cahsmalan, hicretin altmci asrmda, italyada baslamis ve her memleke- 
te yayilmisdir. Memleketimizde ilk olarak, 1279 [m. 1863] da Osmanh bankasi ve 
birkac sene fasila ile, muhtelif ecnebibankalar acilmis, gayr-i muslim vatandaslar 
ve yabancilar, bunlarla faizli alisveris yapmisdir. Mesrutiyyetin i'lanmdan sonra, 
1327 [m. 1909] de Turkiye Milli Bankasi, 1328 [m. 1910] de Turkiye Bankasi, ay- 
ni senede Milli Banka, 1329 [m. 1911] da Istanbul Bankasi, 1331 [m. 1913] de Is- 
tanbul Emlak Bankasi ve 1332 [m. 1914] de Osmanh Ticaret Bankasi acilmisdir. 
Zira'at Bankasinm, [1329] da sermayesi 88.577.908 Osmanh lirasi, Emniyet San- 
diginin 100.767 lira, Turkiye Milli Bankasinm 1.000.000 lira idi. 

Bankalarm yapdigi, yukanda yazih onyedi vazifeden cogu, islamiyyetde yasak 
olmiyan, faideli seylerdir. Faizin azi da, cogu da haramdir. Coguna haram, azina 
halal demek yanhsdir. Ciftpiye, tiiccara, san'at sahiblerine yiiksek faizle odiinc ve- 
ren ve diisiik faizle para toplayan bankalar, milleti somiiren, kapitalistlige, komii- 
nistlige siiriikliyen tesekkiillerdir. 

Bankalarm zararlarmdan biri de, para sahiblerini tenbellige ve sefahete ahsdir- 
malandir. Eline cok para gecen tenbeller, cahsmazlar. Cahsanlara yardim da et- 
mezler. Paralarmi bankaya yatirip, aldiklan faiz ile, keyf ve zevk icinde yasarlar. 
Macera pesinde kosarlar. isciler, ciftciler ve zor gecinen me'murlar ve hele isleri 
bozulup bankaya faiz odemek icin, evini barkini, ciftini cubugunu satan is adam- 
lari, bu taskmca, saskmca para sacan ve cahsanlara asagi gozle bakan simank so- 
miiruciileri goriince, bunlardan nefret ederler. Bu hal, vatandaslar arasmda ayri- 
hk ve kin hasil eder. Cahsanlarm gayretleri, hizmetleri gevser. Memleketde is sa- 
halari azahr. issizlik, anarsistlik artar. Sosyal adalet lafda kahr. Ekonomik ve 
ahlaki cokiintiilere sebeb olur. 

Faiz ile alisveris yapmiyarak, musterilerinin cahsmalarina, karlarma, mudare- 
be, mtizare'a yolu ile ortak olan, ihtiyaci olanlara, karz-i hasen olarak odiinc ve- 
rip iskonto ve faiz adi ile birsey almayan, yalniz hizmeti ve masrafi karsihgi ola- 
rak iicret alan bir islam bankasinm millete cok faideli olacagi meydandadir. Ciin- 
ki, sened yazmak iicretini ve pul paralarmi, odiinc alanin vermesi de caizdir. 
[Oniiciincii madde basina bakmiz!] islam bankasi, odiinc verirken kefil ister. Ke- 
fil ile anlasma yaparken, odeme tarihi koyar. Odeme zemani gelince borclu ode- 
mezse, kefilden ahr. Boyle bankalara para yatiranlar, paralannm isletildigi yerle- 
rin kar ve zararlarma ortak olacaklarmdan, cahsanlarm heyecanlarmi paylasirlar. 
Onlara yardimci olurlar. Herkes bunlari sever. Memleket, maddi, ma'nevikalki- 
nir. 

Islam bankasi, ticaret, san'at ve insa'at yapanlara, ihtiyaci olanlara, faiz ile 
odiinc para vermez. Muhtac olduklan mallan, veresiye olarak taksit ile kendile- 
rine satmak iizere, bunlarla anlasir. Bunlar, muhtac olduklan her nev' menkul ve 
gayr-i menkul mallarm cinsini, mikdarmi ve evsafini bankaya bildirirler. Banka, 
onlari satm ahp, emanet olarak bunlara teslim eder. Uzerine kar koyarak, sonra, 
bunlarla veresiye satis akdi yapar. Uyusduklan tarihlerde, borclanm bankaya, tak- 

-860- 



sit ile oderler. Banka, mallara malik olmadan evvel, bunlarla akd yaparsa, bey' ba- 
til olur. 

[(Cemaleddm-i Efganinin talebelerinden, Misnn ileri reformcularmdan Muham- 
med Abdtih, Cami'ul-ezherin (m. 1963) senesinde olen miidiri Saltut ile yapdigi 
Kur'an-i kerim tefsirinde, banka faizinin mesru' olduguna fetva vermisdir. Daha 
sonra, din adamlarmin ve cevresinin agir baskisi altmda kalarak, bu fetvasmdan 
riicu' eder goriinmtisdiir. Buna benzer tesebbiisler Hindistanda da yapilmisdir). Ca- 
hsdigi miiessesenin faiz ile verdigi mesken parasmdan istifade etmek istiyen kim- 
se, (Sizden ev satin almak istiyorum. Aldikdan sonra, bedelinin ma'asimdan tak- 
sitlerle kesilmesini dilerim) demeli, miiessese de, islam bankasinm yapdigi gibi, sa- 
tin aldigi veya insa etdirdigi binayi goriince, tesbit edecekleri semen ile, buna ve- 
resiye satmahdir. Binayi goriip sozlesmeden evvel ma'asindan kesilenleri miies- 
seseye odiinc verir. Sonra bunlar semenden diisiilur.] 

VAKF — Bir vakf mescid harab olup ta'mir eden bulunmaz ise veya etrafmda, 
ev, insan kalmayip, kullamlmaz ise de, Tarafeyne gore yine vakf olarak kalir. 
imam-i Ebu Yusiife gore "rahmetullahi teala aleyh", hakimin izni ile satilip, pa- 
rasi, aym cinsden olan baska bir vakfa sarf edilir. Bir kimsenin baska baska vakf- 
larimn gelirleri [paralan] birbirlerine sarf edilemez. 

Bina, tarla, kuyu gibi nakl edilmiyen seyler sozbirligi ile vakf olunur. Nakl 
edilmiyen sey ile birlikde buna lazim olan nakl olunan sey de imameyne [Ebu Yu- 
siif ve Muhammede] gore vakf olunur. Vakf edilmesi adet olan nakl edilebilir sey- 
ler, imam-i Muhammede gore, yalniz olarak da vakf olunur. Bu imama gore, al- 
tin, gumus [ya'ni para] da vakf olunur. Hacm ile ve vezn ile olciilen hersey de boy- 
ledir. Tabut, tenesir, tabut ortiisii, Kur'an-i kerim ve baska kitablar gibi adet 
olan vakflar da boyledir. Hacm ile, vezn ile olciilen esya satilip, bedelleri ve vakf 
paralan fakirlere odiinc verilir ve mudarebe yolu ile sermaye olarak tiiccara ve- 
rilerek kara ortak olunur. Vakfm hissesine diisen karlan, fukaraya sadaka olarak 
dagitihr. Vakf olunan paranm misli, hep vakfm emrinde kalmasi lazimdir. Bunun- 
la birsey satm almamaz ve bir bore odenemez. Bugdaylar, fakir olan koyliiye to- 
humluk odiinc verilip, yeni mahsulden odenmek sarti ile vakf olunur. Siitii fakir- 
lere verilmek iizere inek vakf olunur. Ev esyasi gibi vakfi adet olmiyan seyleri vakf 
caiz degildir. Vakfm gelirinden, once ta'mir, sonra hizmet edenlerin ve nazirm iic- 
retleri odenir. 

Ibni Abidin diyor ki, (Vakf, miikellef kimsenin, kendi miilkii olan ma'lum mii- 
tekavvim malmm menfe'atini, bir sarta baglamadan, miislim veya zimmi, butiln ve- 
ya belli fakirlere terk etmesidir. imameyne gore, vakf edilen mal, vakf edenin miil- 
kiinden cikar. Vakf, ibadet degil, kurbetdir. Sevab kazanmak niyyeti ile yapilan mu- 
bahlara (Kurbet) denir. Vakf edilen maldan yalniz veya en sonra bir mescidin ve- 
ya fakirlerin faidelenmesini bildirmek sartdir. Adete gore zenginler de istifade ede- 
bilir. Malmi vakf eden kimse, bunu hakime tescil etdirdikden yahud miitevelliye 
teslim etdikden sonra, vazgecemez. Oldiikden sonra vakf olmasim soyleyince, bi- 
rakacagi malm iicde birinden verilmesini vasiyyet etmis olup vazgecmesi caiz 
olur. Vakf binalarm ta'mirleri, icinde parasiz oturmaga hakki olanlarm mallan ile 
yapihr. Yapamazlarsa, hakim bunlari cikarip, kiraya verip, iicretleri ile ta'mir et- 
dirip, sonra bunlara teslim eder. Kiraci bulunmazsa, hakim tarafindan (istibdal) 
olunur. Ya'ni, harab binayi satip, semeni ile baskasini ahp, miitevelliye teslim 
eder. Baskasini satin alamazsa, semenini fukaraya dagitir. Miirted, miisliman 
olunca, miirted iken yapdigi vakf sahih olur. Miisliman, miirted olunca, once yap- 
mis oldugu vakf batil olup varislerinin olur. Zimmilerin de, miisliman veya zimmi 
fakirler icin vakf yapmasi caizdir. Kilise icin ve harbi fakirler icin, zimminin de vakf 
yapmasi caiz degildir. Vakf eden kimse, bir (Miitevelli) ta'yin edip, mah buna tes- 
lim eder. Vakf ebedi olmak lazimdir. Bir daha geri alamaz. Osmanh tiirklerinde al- 

-861- 



tin, giimiis para vakfi adet oldugu icin, caiz olmakdadir. Bircok islerde adet, nass 
gibidir). Goriiliiyor ki, bir isin nasil yapilacagi nass ile bildirilmemis ise, miictehid- 
lerin ictihadlan ile yapihr. Bir is iizerinde cesidli ictihadlar varsa, mufti efendi, bun- 
lar arasinda, zemana ve adete uygun ve elverisli olanim secer. Zemana, adete uy- 
mak, bu demekdir. Yoksa, zindiklann soyledikleri gibi, islamiyyetin emrlerini 
degisdirmek, ibadetleri birakarak, haramlan islemek demek degildir. 

(Fetava-i Hayriyye)de diyor ki, (Vakfin nazin veya herhangi vazifelisi, sue is- 
lemedikce azl olunamazlar. Vakfi kiraya vermek, miitevellmin vazifesidir. Hakim, 
valikansamaz. Bir vakfin, bir nazin ve bir miitevellisi olsa, miitevelli nazinn ha- 
beri olmadan birsey yapamaz. Kayyim, miitevelli ve nazir aym hakka malikdirler. 
Bir kimse bir cadiri veya vagonu mescid yapsa, muhtelif yerlere goturiiliip, icin- 
de nemaz kilmsa, boyle mescid olmaz. Mescidin yeri degisdirilemez. Nakl olunan 
seyin vakfi, adet olmadikca caiz degildir. Fekat bunu yapana sevab vardir. Mani' 
olmamalidir. Vakifin ta'yin etdigi kimse nazir ve miitevelli olur. Nazir ve miitevel- 
li vakifdan sonra oliirse, bunlarm vasiyyet etdigi olur. Bunlar yoksa, kadi, ya'ni ha- 
kim bir miitevelli ta'yin eder. Bu ta'yinde, vakifm evlad ve yakinlarmdan ehl 
olanlann tercih haklari vardir. Vakfin miitevellisi emr eder, idare eder. Akd ya- 
par. Alisveris yapar. Katib de, bunlan yazar. Deftere gecirir. Miitevelli, yapaca- 
gini katibe sormaz. Yapdiklarim bildirir. Harab olup istifade edilemiyen bir vak- 
fi, bundan daha faideli olan baska bir mal ile veya altm, giimiis ile degisdirmek ca- 
izdir ve bunu ancak kadi yapar. Hakim-i ser'in, islamiyyete uygun hiikmii degis- 
dirilemez. Cesidli ictihad yapilmis olan seylerde, kadinin ya'ni hakimin hiikmii, ih- 
tilaflan ortadan kaldinr). 

(Behcet-iil fetava) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Gelirinin sarf edi- 
lecegi cihetleri belli olan vakf paradan hasil olan gelirin bir kismi bu cihetlere ve- 
rilip, bir kismi da miitevellide kalsa, bu para, aym vakifm olsa bile, baska bir 
vakf cami'in ihtiyaclarma sarf edilemez). 

(Fetava-i Feyziyye)de diyor ki, (Bir kimse, sihhatde iken evini vakf ve zevce- 
sinin oturmasmi, o vefat edince, kirasimn Medine-i miinevvere fukarasma veril- 
mesini sart etse, miitevelliye teslim edip mahkemede tescil etdirdikden sonra 61- 
se, varisleri bu vakfi bozamazlar. Bir kimse evini vakf edip, bunun satilarak para- 
sinm fakirlere dagitilmasim sart etse, boyle vakf caiz olmaz, batil olur. Ciinki, vakf 
mah satmak sahih degildir. Miilkiimii vakf etdim diyen kimse, tescil etdirmeden 
once vazgecebilir. Tescil etdirdikden sonra vazgecemez. Bir kimse, birisinde olan 
alacagim bir cihete, [ya'ni bir yere] vakf etse, parayi alamadan once olse, varisle- 
ri bu vakfi bozabilirler. Bir kimse, evini vakf edip kiraya verilmesini ve kirasimn, 
ogullanndan yalniz Ahmede verilmesini sart etse, diger cocuklanna birsey veril- 
mez. Bir kimse, miitevellisi bulundugu vakf paramn bir kismim tiiccara, esnafa mu- 
darebe ve sermaye olarak verip, birkac sene bunlardan yalniz karlari ahp vakfin 
masraflarma hare etse, sonra yerine baskasi miitevelli olsa, tiiccarlar iflas veya fi- 
rar etseler, yeni miitevelli, eskisine sermayeleri tazmin etdiremez. Vakf paramn 
miitevellisi, bunlan tiiccarlara mu'amele ile odiinc verse, sonra azl olsa, yeni ge- 
len miitevelli bu paralan geri isteyince, buna vermege mecburdurlar. Rehn alarak 
mu'amele ile odiinc vermesi sart edilmis olan vakf parayi, miitevellisi, rehnsiz odiinc 
verip, odiinc alan, iflas ederek olse, para geri almmasa, bunu miitevelli oder. Bu- 
nun gibi, vekil sahibinin bildirdigi sarta uymiyarak zarara sebeb olursa, bu zara- 
n tazmin eder. Miitevelli, imam-i Ebu Yusiife gore "rahmetullahi teala aleyh", vakf 
sahibinin vekilidir. imam-i Muhammede gore "rahmetullahi teala aleyh", fakirle- 
rin vekilidir. Belli bir yerde saklanmasi sart edilmis olmiyan vakf para, miitevel- 
lmin evinde yangmda zayi' olsa, miitevelli odemez. Bir vakf diikkani, miitevelli, 
ecr-i misli ile kiraya verirken, kiracidan caize olarak, ya'ni hava parasi da alsa, ki- 
raci bu caize parayi geri alabilir. Vakf parayi, eskiya, miitevelliden zor ile alsa, mii- 

-862- 



tevelli tazmin etmez. Vedfa olan esya da boyledir. Miitevelli, vakfm kirasim al- 
mak icin birini vekil etse, vekil aldigi kirayi kendi ihtiyaclanna sarf etse, bunu mii- 
tevelli degil, bu vekil tazmm eder. Kadi, vakfda sart edilmis olmiyan bir vazife ih- 
das edemez. Mesela, vakf cami'de bir muezzin varken, ikinci muezzin berati ve- 
remez. Zeyd, bir vakfa birkac sene miitevelli olup, kadi o senelerin hesablarim ted- 
kik ile kabtil ve tasdik eylese, caiz olur. Siibhe eden olursa, cevab taleb eder. Bir 
vakfin nazin, bunun tevliyetini de kendi iizerine alamaz. Vakf sahibinin ta'yin et- 
digi miitevelli, nazirin bilgisi altinda, vakfi idare eder). 

(Ibni Abidin)de diyor ki: (Sart-i vakif, nass-i sari' gibidir sozii meshurdur. Bu 
soz, kadi, vakifm sartlarma uymiyan hiikm veremez, herkesin bu sartlara uymasi 
lazimdir demekdir. Yalniz, yedi sart miistesnadir. Bu yedi sarti kadi degisdirebi- 
lir. Mesela, hiyanet eden miitevelliyi ve nazin azl etmesi vacib olur). 

(Diirr-iis-sukuk)de diyor ki, (Selanikde Abdurrahman beg, meclis-i ser'i serif - 
de, besyiiz kurus vakf edip, bunu miitevelli ta'yin etdigi Muhammed agaya teslim 
etdi. Soyle sart ile ki, bu para her sene, onu onbirbucuk kurus olarak miitevelli ta- 
rafindan muamele yolu ile odiinc verilerek iiretilecek, her sene hasil olan gelirden 
her gun onbes akca sebilciye verilip su dagitilacak, her gun iki akca verilerek se- 
bilin su yollari ta'mir edilecek. Miitevelliye hergiin iki akca verilecek. Selanik miif- 
tisi Mustafa efendi, bu vakfa nazir olup, her gun kendisine bir akca verilecek. Bu 
vakfin her sene teftis olunacak muhasebesini tutmak icin, bir akca yevmiye ile mu- 
hasebeci tutulacak. Muhammed aga vefat edince, Selanik muftileri tarafindan 
secilen dindar, salih ve bu ise muktedir bir miitevelli bu vakfi idare edecekdir. Yil- 
lardan sonra bu sartlar yapilamazsa, vakf paranm hepsi fukaraya dagitilacakdir. 
Miitevelli Muhammed aga, tevliyeti kabul ve besyiiz kurusu teslim almca, vakf sa- 
hibi, para vakfimn tic imama gore caiz olmadigim, vakfin red edilmesini istedi. Mii- 
tevelli ise, para vakfimn, adet olan yerlerde, imam-i Muhammede ve Ziifere go- 
re caiz oldugunu bildirerek, parayi vermek istemedi. Kadi, vakfin sihhatine ve tes- 
cil edilmesine karar verdi. Mahkeme hiikmti ile, bu vakf sahih oldu. 

Kayserinin Kermir koyiinde, Devlet-i aliyye tebe'asmm rum milletinden ve tiic- 
cardan Aleksan, meclis-i ser'i serifde der ki, Kayserili merhum hazinedar All aga 
vakfimn berat ile miitevellisi Ahmed efendi, bu vakf paradan bana besbin kurus 
odiinc verdi. Ben de bu parayi teslim ahp kullandim. Bu besbin kurus ve bu vak- 
fin mah olup Ahmed efendiden bir sene sonra odemek iizere satm aldigim bir ceb 
saatinin semeni olan yediyiizelli kurus ki, cem'an besbinyediyiizelli kurus, bu 
vakf icin Ahmed efendiye borcumdur dedikde, miitevelli Ahmed efendi ve asagi- 
da ismleri yazih sahidler ikrar etdiler ve kefiller mal ile kefil ve zamin olup, bir- 
birlerinin zimmetine kefil olduklarmi bildirdiler. Tasdik ve tescil olundu). 

Vakf hakkmda buraya kadar bildirilenler gosteriyor ki, faiz ile calisan zararh 
bankalar yerine, para, mal, miilk vakflan kurmak miimkindir. Boylece, din ve diin- 
ya zararlan onlenebilecek, millete ve devlete cok faideli olacakdir. 

Bankalar ba'zan milyonlarca lira ikramiyye dagitiyorlar. Bunu bankaya faiz ile 
para yatiranlar arasinda kur'a cekerek, kazananlara veriyorlar. Halbuki, yilda yiiz- 
de onbese kadar mu'amele ile odiinc vermenin caiz oldugunu onikinci maddede 
bildirmisdik. Bunun icin, bankalar faiz odemeyip ve ikramiyye vermeyip, bu pa- 
ralar ile, para yatiranlardan ucuz olan bir mah, yiiksek fiyat ile satm alarak, bun- 
lara faiz yerine bu malm bedelini odeseler ve bankadan odiinc para alanlara ucuz 
mah, mesela verdikleri makbuzu, satarak, bunlardan faiz yerine bu malm bedeli- 
ni alsalar, boylece faiz adi ile ahp verdikleri paralan, bu mallarm semenleri ola- 
rak ahp verseler, hem kendilerini, hem de milleti faiz ve kumar gunahlanndan kur- 
tanrlar. 

Ticaretde ve bilhassa sanayi'de, nakl vasitalarmda kullamlan biiyiik sermaye- 
lere, oralarda veya baska yerlerde pahsan herkes ortak edilirse, boylece kara or- 

-863- 



tak olurlarsa, herkes parasim sirketlere yatinr. Bankalar faizle para alamaz olur. 
Milleti somiiremez olur. islamiyyetin emr etdigi gibi cahsmaga mecbur olurlar. Koy- 
ltiyii, altmdan kalkilmaz faiz borclanna, felakete, tenbellige stiriikliyen ve birkac 
kisinin menfe'ati icin kurulmus olan bir bankayi, Allahii tealamn emrlerine uygun, 
tiiccarlara, san'at adamlanna, fabrikalara sermaye vererek ortak olan, bina, te'sis- 
ler yapip satan, her cihetden verimli, faideli islam bankasi sekline sokmak, pek 
miimkin ve cok kolaydir. Bankalarm, boylece, milletlerin refah ve se'adetine, 
memleketlerin kalkinmasma cok hizmet edecegi muhakkakdir. 

Siial: Ev yapdirmak icin, hie veya liizumu kadar parasi olmiyan bir kimse, ban- 
kadan faiz ile odiinc ahp ev yapdinyor. Bir yuva sahibi oluyor. Fekat, faizi odemek 
de cok zor oluyor. Odiyemezse, borcu artip, evi satilip, emekleri bosa gidiyor. Si- 
kmtidan kurtulamiyor. islam bankasi, bunu nasil faideli sekle cevirebilir? 

Cevab: islam bankasi, buna faiz ile para vermez. Ondan, istedigi evin biitiin ev- 
safmi ogrenerek, kendi miihendisleri, ustalan ile ve en iyi malzeme ile, onun yap- 
dirabileceginden daha iyi, medeni ihtiyaclan da karsilayan ev yapdinr. Sonra, ban- 
ka, biitiin masraflanni ve kanm da katarak, bu evi ona taksit ile satar. O kimse, zah- 
metsizce, iyi bir eve kavusdugu gibi, banka da, faizsiz yardim yapmis, kendisi de 
halal para kazanmis olur. 

Siial: Dar-iil-harbde, ya'ni Fransa gibi putlara tapmilan yerde bulunan ve miis- 
terileri kafir olan bankaya para yatinp faiz almak caizdir. Herhangi bir bankadan, 
zaruret olmadan para cekip faiz odemek, her zeman ve her yerde haramdir. Boy- 
le olunca, kafirler, bankadan yiizbinlerce lira cekip biiyiik isler yapiyor. Miisliman 
tiiccar, bankadan hie para cekemedigi icin, biiyiik isler goremiyor. Ticaret kafir- 
lerin elinde kaliyor. Miisliman tiiccar, onlarm elinde oyuncak oluyor? 

Cevab: Miisliman tiiccar, miisliman zenginlerden karz-i hasen olarak, odiinc ahr. 
Boylece, bankaya binlerce lira faiz odemekden kurtulur. Odiinc veren de, cok se- 
vab kazamr. Tiiccar, islamiyyete uymazsa, emniyyet, giiven kazanamaz. Kimseden 
odiinc birsey alamaz. Odiinc alamryan bir tiiccar, hisse senedleri cikanp, miisliman- 
lan kendine ortak yapmah. Kara ortak olmak icin, zenginler, tiiccara cok para ve- 
rirler. Bankalar pek az faiz verdigi icin, paralanni bankaya degil, ticarete yatirir- 
lar. Boylece, yurdda ticaret, san'at gelisir. Memleket kalkmir. Hem de, bankalar, 
zenginleri soyamaz, milleti somiiremez olurlar. Memleket refaha kavusur. 

Siial: Zenginler, tiiccarlara ve san'at sahiblerine ortak olmuyor. Paralanni bun- 
lara faiz ile odiinc vermek istiyorlar. Bunun caresi nedir? 

Cevab: islam dininde herseyin caresi vardir. Her isde islamiyyete uymak pek ko- 
laydir. Bunun icin, fikh ilmini iyi ogrenmek veya iyi bilen bir Allah adammi bulup, 
ona sormak lazimdir. Zengin, san'at veya ticaret sahibine lazim olan esyayi, ma- 
kineleri, kendisi icin satm ahr. Sonra, uyusacaklan yiiksek fiyatla, veresiye olarak, 
bunlara satar. Belli zemanlar ipin odeme senedi yaparlar. Boylece, san'at veya ti- 
caret sahibinin isi faizsiz yapilmis, zengin de, banka faizinden katkat cok kazanc 
saglamis olur. Aralarma banka kansmamis olur. 

Siial: San'at sahibine lazim olan demir esya, makina ve benzerleri, zengine sa- 
tilmiyor. Yalniz san'at sahiblerine satihyor. Bu durumda ne yapilabilir? 

Cevab: islam dmi, her zorlugu kolaylasdincidir. islamiyyetde, coziilemiyecek 
hicbir mes'ele yokdur. Ehl-i siinnet alimleri, kiyamete kadar yapilacak olan her isin, 
her yeniligin, her bulusun, insanlann se'adetleri icin kullamlabilmeleri yollarim, 
Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden cikarmislar, kitablanna yazmislardir. 
Kendilerini miictehid sanan ve tanitan ve yiiksek islam alimleri ile boy olciisme- 
ge kalkisan din cahillerine, iman hirsizlarma ve dinde reform istiyenlere, yapacak 
bir is birakmamislardir. Miislimanlarm, dinde reform yapmalan, yeni yeni seyler 
uydurmalan degil, Ehl-i siinnet ahmlerinin kitablarmi anlamaga, ogrenmege ca- 

-864- 



lismalan, islerini bunlara uygun yapmalan lazimdir. Bu cahsmalan nefs ile cihad 
olur. Felaketden, azabdan kurtulmak istiyenler icin, ya'ni Kur'an-i kerime, islamiy- 
yete uymak istiyenler icin, dogru yol budur. Kendi akllarma giivenerek, Kur'an-i ke- 
rimden ve hadis-i seriflerden ma'na, hiikm cikarmaga kalkisanlar, yanilir, aldanir 
ve Ehl-i siinnetden aynhrlar. Ehl-i siinnetden aynlan da, ya sapik olur, ya kafir olur. 

Kendisi icin mal satm alamiyan bir zengin, para vermek istedigi san'at sahibi- 
ni, (Su para ile, su mah almak icin, seni umumi vekil yapdim) diyerek, vekil yapar. 
San'at sahibi de, vekil olup, sened karsihgi, parayi zenginden alir. Bu para ile, bu 
mail, kendi adina satin alir. Zengine teslim edip, senedini geri alir. Aralarmdaki 
ikinci bir sozlesme ile, bu mah, zenginden veresiye, ytiksek fiyatla satin alir. Boy- 
lece, ikisi de, faiz giinahmdan kurtulmus ve daha cok kazanmis olurlar. 

Siial: Bankalar, zenginlerin, hasislerin sakladiklan paralan alip, is adamlanna 
veriyor. Kalkinmaga yardim ediyorlar. Miislimanlar, banka ile is gormezse, ban- 
kalar kapanir. Bankada calisan binlerce insan issiz kalir. Bu zarar nasil onlenebi- 
lir? 

Cevab: Zengin, parasmi az bir faiz almak icin bankaya yatinyor. is adamina ve- 
rince, katkat cok kazanir. Elbet bunu tercih eder. Banka, bunlarm arasina giremez, 
is adamini somiiremez olur. Bankalar, her sene milyonlarca lirayi is adamlannm 
cebinden alamaymca, onceki sahifede bildirdigimiz faideli hizmetlerine hiz verir. 
Faizsiz kazanclarmi artdinr. Hem kazamrlar, hem de kalkinmaga daha cok yardim- 
ci olurlar. Bankada calisanlarm ucretlerini bu halal kazanclanndan oderler. 

20 — SIRKETLER 

(ibni Abidin)de ve Atif begin "rahmetullahi teala aleyh" (Mecelle)nin 1045 ve 
1060 ve 1329 uncu maddeleri ve sonrasi serhlerinde diyor ki: 
Sirket, ortaklik demekdir. islamiyyetde, sirketler iki kismdir: 

1 — Miilk sirketi: iki veya daha cok kimsenin, miras veya hediyye sureti ile ve- 
ya parasini belirli oranda verip satin alarak, ayn veya deyn olan bir mala beraber 
sahib olmalandir. Yahud, mallanni, aynlamiyacak seklde, kansdirip ortak ol- 
malandir. Birincisinde, ortak malm her parcasinda, her danesinde ortakdirlar. ikin- 
cisinde ise, her birinin daneleri digerinin daneleri ile kansmisdir. Birincisinde, his- 
se-i sayi'asim diledigine satabilir. ikincisinde ise, ancak ortaklarma veya onlardan 
izn alarak diledigine satabilir. Ortak binadan ve tarladan, kendi mahnm mikdan 
nisbetinde ve digerlerinin hisselerine zarar vermiyecek seklde, istifade edebilir. izn- 
siz baskalanna kullandiramaz. izn verenlerin hisselerini de kullanabilir. Misli 
olanlardan hissesini faiz olmiyacak seklde ayinp kullanabilir. Meyveden hissesi- 
ni yiyebilir. Ciiruyecek, bozulacak seyleri satip, semenini ortaklarma dagitir. His- 
sesini iznsiz herkese satabilir. Satin al veya hisseni bana sat diye zorlanilmaz. 
Ortaklasa sigir kurban edenlerin, bu kurban etinde olan hisseleri de, miilk sirke- 
ti olur. Uciincu kismda, onbirinci madde sonuna bakmiz! 

Miilk sirketinin cesidleri, ortaklann haklari, diiyun-i miistereke, miisterek ma- 
lm taksimi, menfe'atlerin taksimi, apartmanlarda oturanlarm miisterek haklari, 
(Mecelle)de binkirkbesinci [1045] maddeden bashyarak uzun yazilidir. 

2 — Akd ile ya'ni sozleserek kurulan sirketdir: Bir yazih mukavele yaparak, 
ortaklann kabul etmesi ile kurulur. Birinin vazgecmesi ile sirket bozulur. A'zadan 
birine, kardan mu'ayyen birsey verilmesini sart koymak sirketi bozar. Sermaye mal 
oldugu zeman, sermayenin, altm veya gumus veya gecer her cesid para olmasi ve 
mevcud ve ma'lum olmasi lazimdir. Deyn [alacak] olan para ve uruz, ya'ni hacm 
ile, vezn ile, sayi ile olciilen seyler sermaye olamaz. Bunlar ve bina onceden miis- 
terek bulunurlarsa, imam-i Muhammede gore "rahmetullahi teala aleyh", serma- 
ye olabilirler. Mallan onceden miisterek degilse, musavi kiymetdeki mallarmm ya- 

- 865 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:55 



rilanni birbirlerine satarlar. Bir kimse malim baskasimn diikkamnda satmak sar- 
ti ile sirket fasid olur. Kar saticmin olmak ve diikkan sahibine iicret vermek lazim- 
dir. 

Akd ile sirket yedi diirlii olur: 

A) Mufavada, ya'nf miisavat sirketi: Sirket malmm hepsini kullanmak hakki ve 
koyduklan sermayenin hisse mikdan ve kar taksiminin, biitiin serikler icin miisa- 
vi olmasi ve seriklerin miisliman olmasi sartdir. Herbirinin, sermayesinden baska 
parasi bulunmamasi da sartdir. Bu dort sartdan biri bulunmazsa, ikinci kism sir- 
ket (Inan sirketi) olur. Seriklerden herbiri, digerlerinin kefili ve vekilidir. Ortak- 
lar, sirketin borclanndan ve te'ahhiidlerinden miiteselsilen ve biitiin mallan ile 
mes'uldurler. Mesela, bir serik, birsey satin alsa, satici, parasmi diger seriklerden 
istiyebilir. imam-i Ebu Yusiife gore, zimmi [gayr-i muslim] de serik olabilir. Sir- 
ket nizamnamesine (Mufavada) kelimesini yazmak veya biitiin sartlan siralamak 
lazimdir. Hisse bedellerini sirkete teslim veya bunlari kansdirmak sart degildir. 

Mufavada ve Inan ve mudarebe sirketleri, altm, gurnus lira ve kuruslarla, altm 
ile giimiis esyanin para gibi gecdigi yerlerde, bu esya ile ve [imam-i Muhammede 
gore] her gecer akca [mesela kagid lira] ile kurulur veya vezn, hacm, aded ile 61- 
ciilen bir cins mail, miisavimikdarda kansdirdikdan sonra kurulabilir. Malm her- 
hangi parcasi satilmca, parasi ve kari biitiin serikler arasmda miisterek olur. Av- 
rupahlar, mufavada sirketini miislimanlardan alip, Kollektif sirket demislerdir. 

B) Inan sirketi: Seriklerin, birbirine vekil olup, kefil olmadiklan sirketdir. Ke- 
fil olmalan da ayrica sart edilebilir. Sermaye hisselerinin miisavi olmasi sart de- 
gildir. Karin nasil taksim edilecegi bildirilmezse, sirket fasid olur. Sirket, bir ve- 
ya cesidli ticaret yapar. Kar nisbeti, hisseye gore degil, sartnameye goredir. Serik- 
lerden bir kismi, sirketde cahsirsa, kardan ayrica iicret alir. Seriklerin hepsinin ve- 
ya bir kisminm calismasi sart edilirse: (Sermayeler ve isleri miisavi olup, ba'zila- 
rina veya ba'zilan cahsip, cahsanlara fazla nisbetde kar vermek caiz oldugu gibi, 
sermayeler farkh olup, sermayesi az olanlar cahsip, kari miisavi olarak bolmek ca- 
iz olur. Sermayesi cok olamn cahsmasmi sart etmek caiz olmaz ve kar, sermaye- 
ler nisbetinde boliiniir. Sirketde cahsmiyanlara veya isi az olanlara, sermaye nis- 
betinde fazla kar caiz degildir). Miisteriye karsi damam, ya'ni mes'uliyyeti kabul 
etmek de, is gormek sayilir. Bunun icin, diikkan sahibi veya usta, ciraginm aldigi 
iicretden de pay alir. 

Seriklerin calismasi sart edilmezse, kendiliklerinden is gormiis olurlar. is yap- 
miyanlar da, kardan fazla nisbetde alabilirler. Yalniz sermayesi cok olanlann va- 
zife almasini sart etmek caiz olur. Sermayesi olan bir kimse, iki misli para da 
baskasmdan alip, is yaparak, kazancm bir kismi kendine, iki kati, para verene ol- 
masi caizdir. is sart olmakla beraber, karin dortde iicii para verene olmasi caiz de- 
gildir. Sermayeyi kansdirmak, burada da sart degildir. Kefil olmadiklan icin, di- 
sanya olan borcu, yalniz satin alan oder ve vekil olduklan icin de, sirket malmdan 
oder. Zararlar, afetler, daima sermaye nisbetinde boliiniir. A ve B sirketlerinde se- 
riklerin, yabancilara sirketden sermaye, mudarebe ve emanet vermek, iicretle 
adam ve saire tutmak ve vekil tutmak hakki vardir. Fekat baskasma bore ve he- 
diyye veremezler. Sirket mall, seriklerde emanet oldugundan, elinde helak olun- 
ca tazmin etmezler. 

C) Sirket-i a'mal veya Sanayi' sirketi: iki veya daha ziyade san'at sahibleri 
baskasmdan is kabul edip iicretini veya bir fabrika kurup i'malat karim taksim eder- 
ler. is, iscilik miisavi, kar farkh olabilir. Bir sirketin alacagi siparisi, her serik ya- 
par. Her serik is kabul eder ve satis yapar. Herbirinin kazancma ve zararma, her 
serik, sozlesmelerindeki oranda ortakdir. Sanayi' sirketi, mufavada ve man sek- 
linde olabilir. Inan seklinde, karin boltinmesi, calisma nisbetinde olmiyabilir. 
Diikkan birinin, alat edavat otekinin olmak iizere sirket sahih olur. Hammallann 

-866- 



sirket kurmalan sahih olur. 

D) Viicuh, ya'ni i'tibar [kredi] sirketi: Sermayesiz olup, halk arasinda emniy- 
yet ve i'tibarlan ile veresiye mal alip satmak tizere kurulan sirketdir. Kar, malm 
helaki veya ziyandaki tazmm nisbeti sartina gore taksim edilir. Mufavadada bu nis- 
bet yari yanyadir ve serikler birbirine kefil de olur. Mufavada denmez ise, satm 
alinan malm tazmini nisbeti, man sirketinde hangi nisbetde ise, kar bu nisbet 
tizere boliiniir. Inanda kar, bu nisbet disinda da boluniiyordu. Burada ise, kar nis- 
beti, tazmin nisbetinden baska olamaz. 

Caiz olmiyan [fasid] sirketler: Vekil tutmak caiz olmiyan seylerde, mesela, 
odun, ot toplamak, yimek icin avlamak, su dagitmak icin ve daglardaki sahibsiz 
agaclardan meyve toplamak ve umuma mubah olan yerden tuz, ma'den cikarmak 
ve boyle toprakdan yapilmis tugla ve kiremidi pisirmek gibi mubah olan seyleri yap- 
mak icin sirket kurmak sahih degildir. Herkesin topladigi kendisinin olur. Yardim 
eden olursa, ona ucret verir ve iicret, toplanan seyin semeninin yansini gecemez. 
Ciinki, sirketde ortaklar birbirlerine vekil olurlar. Vekil yapmak demek, birseyi 
tesarruf etmege hakki olmiyan kimseye, bu seyi tesarruf etmege, ya'ni kullanma- 
ga hak vermek demekdir. Herkesin tesarruf etmege hakki olan, ya'ni herkese mu- 
bah olan seylerde vekil yapmak sahih olmaz. Fasid sirketlerde, kar sermaye nis- 
betinde olur. Seriklerin fesh etmesi ile sirket bozulur. 

E) Mudarebe $irketi: Mudarebe, yer yiiziinde yiirumek demekdir. Serikler- 
den bir kismi sermaye vermek, bir kismi da is yapmak iizere kurulur. is yapanla- 
ra, (Mudarib) denir. Kar, onceden sozlesilen oranda paylasihr. Sermaye, is yapan- 
larda emanetdir. Telef olursa odemezler. Helak oldugunu, yemin ederek soyleyin- 
ce, sozleri kabul edilir. Sermaye verenler, is yapamaz. Sermayenin, altin, giimtis 
veya baska gecer para olmasi lazimdir. Uruz verip, bunu sat, parasi ile ticaret yap 
derse, satip bedelini sermaye yapmca, mudarebe sirketi olur. Filandaki alacagim 
olan su kadar lirayi al da, mudarebe ile kullan dese, sahih olur. 

Ibni Abidin, man sirketinde diyor ki, imam-i Zeyla'ibuyuruyor ki: (Sermaye sa- 
hibi, is goren tarafmdan, parasmm odenmesini istiyorsa, paranin cogunu ona 
odiinc verir. Sonra, az bir para vererek, is yapmak sart edilmeksizin onunla man 
sirketi kurar. Fekat, mal sahibi is yapmaz. Kar olursa, hazirladiklan sartnameye 
gore taksim ederler. Sermaye helak, ziyan olursa, is goren, borcunu oder). Bura- 
da, is sart edilmeyip, borclu sartsiz cahsiyor ve para sahibi, karm yaridan fazlasi- 
ni alabiliyor ve ayrica borcunu da ahyor. ibni Abidin sirketler sonunda buyuru- 
yor ki: Bir kimse, birisine bin altin verip, yansini sana odiinc veriyorum, yarismi 
da mudarebe icin veriyorum. Kar yari yariya olsun! Veya yarismi bore verdim, ya- 
ri yanya sirket kurahm. Kar yari yariya olsun, derse caizdir. Karin hepsi is yapan- 
lara sart olursa, sermaye bunlara bore verilmis olur. Kar mal sahiblerine ise, is ya- 
pan iicretsiz vekil olur. Mudarebe fasid olursa, is yapan iicretli isci olur. Karm hep- 
si, sermaye sahibinin olur. Sermaye sahibi, buna, emsalinin aldigi iicreti verir. Mu- 
darebede, paranin is yapana teslim edilmesi ve sozlesirken karin taksim oranmm 
belli edilmesi lazimdir. Bir tarafa mu'ayyen bir kar sart olursa, akd bozulur. Za- 
rar, ziyan is gorenlere aid olmak sarti bosdur ve sirketi bozmaz. Zarar, mal sahib- 
lerine aiddir. Muddeti ve yeri sart olmazsa, is yapanlar, mah, alisverisde kullanir, 
vekil tutar, sefere cikar. Emanet, rehn ve kiraya verir. Ciinki, bunlarda hep kar var- 
dir. Fekat, bore ahp vermek, sadaka vermek, hediyye vermek, mal sahiblerinin ar- 
zusu ile olabilir. Mal sahibleri, ticareti bir sehrde ve bir cins esya ticaretinde ve bel- 
li zemanda ve belli tuccarlar ile diye sart edince, isi yapanlarm buna uymalan la- 
zimdir. Uymayip ve ziyan ederlerse oderler. Kar ederlerse kendilerinin olur. is ya- 
panlar zarar ederse, odemezler. is gorenler, sermayeden kendilerine sarf ede- 
mezler. Sefer ederse, yime, icme ve yolluk alabilir, adetden fazla alamaz. is gore- 
cek olan kimse, aldigi parayi is icin kullanmayip, kendi ihtiyaclarmi karsilamak- 

-867- 



da sarf ederse, bu hal iki adil sahid ile isbat edilirse, tazmm etdirilir. Para sahibi, 
diledigi zeman, is yapani azl eder. 

F) Miizare'a sirketi: Harman yapilan seyleri yetisdirmek icin, tarla ya'ni toprak 
birinden, iscilik digerinden olmak ve mahsulii, sozlesilen nisbetde paylasmak 
iizere, iki kisi arasmdaki sirketdir. Zira'at sirketi, imam-i Ebu Yusiif ve Muham- 
mede "rahimehumallahii teala" gore, asagidaki ondort sartla yapilir: 

1 — Tarla zira'ate elverisli olmahdir. 

2 — Sirket kuranlar, musliman, akil ve balig olmali. imam-i a'zama gore ba- 
lig olmalan sart degildir. 

3 — Sirket miiddeti belli olmahdir. 

4 — Tohum kimden olacagi belli olmahdir. 

5 — Tohumun cinsi belli olmahdir. 

6 — Tohum vermiyenin mahsulden alacagi yiizde mikdari belli olmahdir. 

7 — Senklerden birine, mahsulden belli bir mikdar veya tarlamn mu'ayyen ye- 
rinden ayrilmiyacakdir. 

8 — Tarla sahibi, tarlayi serikine teshm edecekdir. 

9 — Mahsul, tohumluk olarak bir mikdar aynlmadan taksim olunacakdir. 
Mahsuliin usrunu, taksimden once ayirmagi sart etmek caizdir. 

10 — Mahsuliin dane kismi taksim edilecek, saman taksim edilecek veya tohum 
sahibinin olacakdir. 

11 — Tarladan ahnan mahsulii tasimak, bicmek, harman etmek, savurmak 
masraflan, taksimden once aynhr. iscilik yapan serike aid olmak da caizdir. 

12 — Mahsulii almadan once yapilan masraflar, iscilik eden serike aid olacak- 
dir. 

13 — a) Tohum, toprak sahibine, okiiz veya makina ise, cahsana. 

b) Tohum ve okiiz veya makina, cahsana. 

c) Tohum ve okiiz veya makina, tarla sahibine olmak caizdir. 

14 — a) Okiiz veya makina, toprak sahibine, tohum ise cahsana. 

b) Tarla sahibi cahsip, tohum ve okiiz diger serike. 

c) Is ve okiiz, tarla sahibine, yalniz tohum diger serike caiz degildir. 
Yukandaki maddelere uymiyan sartlar sirketi bozar ve mahsuliin hepsi, tohum 

sahibinin olup, digerine iicret verilir. Ucreti, sartnamedeki hissesini asamaz. 

Miizare'aya verilmis topragi, toprak sahibi baskasma satarsa, miisteri toprak kur- 
tulunciya kadar bekler. Yahud, mahkeme yolu ile bey'i fesh etdirir. 

G) Miisakat sirketi: Bagda iiziim, bagcelerde meyve ve bostanlarda sebze ye- 
tisdirmek icin, toprak sahibi ile, cahsacak kimse arasmda yapilan sirket olup, 
miizare'a gibi olur. Cahsan hastalamrsa, sirket bozulur. Agac dikip yetisdirmek icin 
sirket kurulmaz. Eger kurulursa, yetisen agaclar, toprak sahibinin olup, cahsana 
iicret verir. 

A$k, dyle ate$dir ki, parlaymca, 
mn'sukckm baskii her$eyi yakdi. 

H :>k dan bask asm i oldiir, (la) kilmciyla, 
la dedikden sonra, bak ne kaldi. 

Yalniz (illallah) gorursun, bakmca, 
Sevin! Ortaklar, yandi kalmadi. 



21 — KIRA,UCRET 

Icare, bir malin, kendini degil de, menfe'atini ya'ni kullamlmasini satmak olup, 
kiraya vermek demekdir. Icab ve kabul ile yapilir. Bu satism semenine (Kira, iic- 
ret) denir. Mai sahibine (Acir) veya (Mucir), kiraciya ve isverene, ya'ni ucreti ode- 
yene, (Miiste'cir), kendi kuvvetini veya san'atini kiraya verene, ya'ni cahsan kim- 
seye (Ecir) denir. Miiste'cir, mucirin mahndan, ecirin de kuvvetinden veya san'atin- 
den faidelenip, buna karsi iicret odeyen kimsedir. 

(Diirr-ul-muhtar)da ve (Redd-iil-muhtar)da diyor ki, bir mal, ser'an ve aklen 
nerede kullamlabilirse, o maksadla kullanmak icin kiraya verilir. Kumasi, ev ve mut- 
bah esyasim, siis, gosteris olarak bulundurmak icin; evi, oturmayip, koleyi, altini, 
giimiisii ve otomobili kullanmayip, baskalarma gosteris yapmak icin kira ile almak 
fasid olur. Ucret vermesi lazim gelmez. Ciinki, bu mallar, icab eden yerlerde kul- 
lanmak icin kiraya verilmemisdir. Bunlar yersiz kullamlsa bile, kira vermek lazim 
olmaz. Koklamak icin cicegi, kokan seyi ve okumak icin kitabi kiraya vermek ca- 
iz degildir. Ucreti ve zemani soylenerek ariyet vermekle de kiraya verilmis olur. 
Fekat ucreti soylemeden kiraya vermek ariyet olmaz. Fasid icare olur. 

Icarenin sahih olmasi icin, iicretin ve menfe'atin bildirilmesi sartdir. Mekanm 
ve tarlamn menfe'ati, zeman bildirmekle belli olur. San'at sahiblerinin, men- 
fe'ati, zemani ve isi birlikde soylemekle, nakl vasitalannda ise, bu ikiden herhan- 
gi birini soylemekle belli olur. Vakfm, yetimin, Beyt-iil-mahn olan tarla, iic sene- 
den, ev, diikkan ise, bir seneden fazla kiraya verilemez. Uzun zeman kiraya veril- 
meleri icin, Hanbeli mezhebi taklid edilmelidir. Fekat, kira sartlannm hepsinin Han- 
belimezhebine uygun olmasi lazim olur. Kira siiresi icinde bozulup telef olan ve- 
ya kullanirken helak olan seyleri kiraya vermek caiz degildir. Mesela para kiraya 
verilmez. Ciinki, kullanirken elden gider. Siitii icin hayvani, meyvesi icin agaci ve- 
ya asmayi, koyun otlatmak icin tarlayi, ytinti icin hayvani kiraya vermek caiz de- 
gildir, fasiddir. Altindan ve giimiisden zmet esyasi siis olarak kullanmak icin ve el- 
bise, kumas, giymek icin kiraya verilir. Kadinlar yalniz zevclerine karsi siislene- 
bilirler. 

(Fetava-yi Feyziyye)de diyor ki, (Bey'de oldugu gibi, icare de, lazim olmiyan sart 
ile fasid olur. Mesela, degeri ma'lum olan mahm gemi ile belli iskeleye gotiirme- 
si icin, belli iicret ile sozlesirken, gemicinin malm giimrugiinu kendi mahndan ver- 
mesini sart etmek fasid olur. Fasid icarelerde, sozlesilen iicret degil, ecr-i misl ve- 
rilir. Bey'de oldugu gibi, icareyi de ikale ve fesh etmek caizdir). 

Muslimamn [Dar-iil-islamda] kafire iicret ile hizmet etmesi mekruhdur. ibni Abi- 
din besinci cild, ikiyiizellibirinci sahifede diyor ki, (Ucret ile kafirin serabim tasi- 
mak, kilise ta'mir etmek ve hiristiyana ziinnar gibi kiifr alametlerini satmak 
imam-i a'zama gore caizdir. Musliman miisteriye mecusimesti yapmak veya fasik 
elbisesi dikmek mekruhdur. Ciinki, mecusiye ve fasiklara benzemege sebeb olmak- 
dir). Kafir kadinin musliman cocuga ve musliman kadinin kafir cocuga silt anne tu- 
tulmasi caizdir. [Buradan anlasihyor ki, oliimden kurtarabilmek icin, miislimana 
kafir kani da vermek caiz olur.] Bir menfe'ati, baska cins menfe'at karsihgi kira- 
ya vermek caizdir. Mesela evin kirasi karsihgi olarak tarlayi kiralamak caizdir. Fe- 
kat, elbiseyi kiraya verip, kira olarak baska elbise almak caiz olmaz. Bir yeri, ne- 
maz kilmak icin kiraya vermek caiz degildir. Bunun kirasini almak haram olur. Bu- 
rasmi bir is yapmak icin kiralamah ve nemaz da kilmahdir. 

Tahtavi "rahmetullahi teala aleyh", (Diirr-iil-muhtar) hasiyesi, son cildin sonun- 
da diyor ki, (Zalim sultanlann usr olarak milletden ahp kullandiklan mallari, 
usr denilse dahi, usr olmaz. Divandan Camekiyyelerini almis olurlar, ya'ni, mille- 
te hizmet edenlere, devletin verecegi iicretleri, milletden toplamis olurlar. Bu al- 

-869- 



diklanni, hizmet edenlere vermeleri lazimdir. Tuccardan aldiklan vergiler de 
boyledir.) 

Bir san'at sahibine malzeme vererek birsey yapdirmak da, onu kira ile tutmak 
demekdir. Kira, deyn de, ayn da olabilir. Bey'de oldugu gibi, icare de sart ile fa- 
sid olur. (Mecmu'a-i Cedide) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Vakf diik- 
kanm kiracisi, miitevellinin izni ile diikkam baskasma ferag [devr] ederken, diik- 
kandan oliinceye kadar cikarmamagi sart eylese, bu ferag caiz olmaz. Diikkam ge- 
ri alabilir). Burada da, tie diirlii muhayyerlik vardir. icare de ikale olunabilir. 
Soz kesilince, iicret vermek lazim olmaz. Ya'ni, acir iicrete malik olmaz. Fekat, ken- 
diliginden pesin verir ise veya sozlesirken pesin verilmesi sart edilmeyip de, ayril- 
madan once, pesin olmasi sart edilirse, iicret mucirin mtilkii olur. Kirayi vermez- 
se, mail teslim etmez. Etmis ise, kiraciyi habs etdirebilir. Mukaveleyi fesh edebi- 
lir. Fekat, mahm geri teslim almadan satamaz. Soz kesilirken sart etmekle, kira pe- 
sin olmaz. Pesin olan iicret verilmezse, acir mail vermekden, ecir de isi gormek- 
den vazgecebilir. Ucretin, miiddet bitince verilmesi de sart olunabilir. Mai sahibi 
veya baskasi, mah kiracidan zorla alirsa, kiraci kullanamadigi zemamn kirasmi ver- 
mez. 

Mai sahibi, kirayi pesin ahp, mah teslim etmezse, gecen zemamn iicretleri miil- 
kiinden cikar. Kiraciya geri vermesi lazim olur. Pesin verilmis boyle paranm ze- 
katini hangisinin verecegini, (Fetava-i hindiyye) soyle anlatiyor: Kiraladigi evin on 
senelik kirasi olarak bin lira pesin veriyor. Ev kendine teslim edilmiyor. Acir, bir 
sene sonra, elindeki bin liradan dokuzyiiz lirasinin zekatini verir. iki sene sonra 
sekizyiiz liramn verir. Her sene yiiz lira noksamnin ve odedigi zekat noksanmm 
zekatini verir. Mtiste'cir, bir ve iki sene sonra zekat vermez. Ciinki, kendine geri 
verilecek para, nisab mikdanm asmaz. Uc sene sonra, iicyiiz liramn, her sene, yiiz 
lira fazladan, vermis oldugu zekatlan diiserek kalanlann zekatlanm verir. Kira ola- 
rak, bin lira kiymetinde bir cariye vermis olsaydi, acir hie zekat vermezdi. Ciinki, 
aldigi cariye ticaret mah degildir. Miiste'cir ise, eskisi gibi zekatini verir. Ucret ola- 
rak hacm ile veya vezn ile olciilen mal vermis olsaydi, mal deyn ise, para gibidir. 
Ayn ise, cariye gibi olurdu. Acir evi teslim etmis, parayi pesin almamis ise, zekat 
vermeleri aksine doner. Ya'ni acir, miiste'cir icin yazdigimiz gibi, miiste'cir de, acir 
gibi zekat verirler. 

Mal sahibi, giinliik kirayi, her aksam istiyebilir. San'at sahibleri, iscilik iicreti- 
ni esyanm sahibinden almciya kadar, esyayi vermiyebilir. Esya helak olup, teslim 
edemezse iicret alamaz. Kendisinin yapmasi sart edildi ise, baskasmi cahsdiramaz. 
Isciligi olmiyan hizmetlerde, mesela hammal, kayikci, sofor, iicret almadigi icin es- 
yayi habs edemez. Esya helak olursa iicretini ahr. 

Ev ve diikkan kiraya verilirken icinde ne yapilacagi soylenmez ise, binaya za- 
rar vermiyecek her is yapilabilir. Kiraci evi ve diikkam teslim almadan once, bas- 
kasma da kiraya verebilir. Tasmabilen seyleri veremez. Kiraya verilmis mah, bas- 
ka bir kimse kullansa, gasb etmis olur. Kiraci kira vermez. 

Velisinin izni olmadan, cocuga is yapdiran, iicret vermege mecburdur. 

Kiraya verilen mal, kiraciya teslim edilince emanet olup, kiracinin elinde kasd- 
siz telef olunca odemez. Adet haricinde kullanmak kasd sayihr. Tarla kiraya ve- 
rilirken, ne ekilecegi bildirilmeli veya hersey ekilebilir demelidir. Tarla, bina 
yapmak, agac dikmek iizere de kiralanabilir. Miiddet bitince, bunlari kaldirmak 
veya tarla sahibinin bunlari satin almasi lazimdir. Yonca da agac gibidir. Ekin ye- 
tismeden kira miiddeti biterse, olunciya kadar miiddet uzatihr. Hayvan, binmek 
ve yiik tasimak icin, elbise, giymek icin kiralamr. Sarta uymayip, hayvan, ev ve el- 
bise zarar goriirse, kiraci tazmin eder. Zarar vermiyen seyleri sart ederse, yapmak 
lazim olmaz. Mesela, evde iki kisi oturacak denirse, iic, bes de oturabilir. Hayva- 
na, kamyona konacak esyanm cinsi degil, agirhk sart edilir. Fekat, zararli sey 

-870- 



yilklenmez. Hayvani cekerek veya dogerek sakat ederse Oder. Hammal, kam- 
yon, sart edilen yoldan gitmeyip, esya telef olsa, gitdigi yol islek degilse veya ari- 
zah ise oder. Boyle degilse odemez. Mektublasma ile de kiralamak caizdir. Kira- 
lamada cevab vermemek, kabul demekdir. Kiraci, tarlaya bugday ekecegim deyip 
de yonca ekerse, sahibi kirayi artdirabilir. Terzi, caket yerine pantalon dikse, 
kumas sahibi, isterse pantalonu alir, isterse kumasi odetir. Mai sahibi, daha fazla 
kira veren bulunca, miiddet bitmeden, mukaveleyi bozamaz. Kirada bulunan ma- 
il satm alan baska kimse, kontrati bitmeden kiracryi cikaramaz. Miisten, kontrat 
bitinciye kadar bekler veya bey'i mahkeme ile fesh etdirir. Senelik kirasi soylenip, 
miiddet soylenmez ise, miiddet bir sene olur. Miiddet, soz kesildigi giin baslar. Uc- 
ret ise, mail teslim aldigi giin baslar. 

Bir diikkam kiralayip teslim alan kimse, bir miiddet is yapmayip, diikkan kapa- 
h kalsa, kirayi tarn vermesi lazimdir. Bir senelik olmak iizere, her ayhgi su kadar 
liraya olarak caiz oldugu gibi, senelik toptan soylemek de caizdir. Kiraci, san'ati- 
ni degisdirirse, iflas ederse, baska sehre yerlesirse kira fesh olur. 

Bir evin, bir odasi yahud bir divan yikilsa, kiraci cikabilir veya tarn iicret ile bas- 
ka odasmda oturur. 

Kiradaki binanm ve esyamn ta'miri ve zemanla tikanmis borularm ta'miri ev sa- 
hibine aiddir. Ta'mir etmezse, kiraci evden cikabilir. Fekat, yapdirmaga ev sahi- 
bini cebr edemez. Ev sahibinin izni ile kendi yaparsa, parasmi kesebilir. Kendili- 
ginden yaparsa, kesemez. Kullanmaga lazim seylerin [mesela hamur ocagi] ta'mir 
parasmi kiradan kesemez. 

Kiraci, mala zarar verirse, mal sahibi cikaramaz. Fekat, mahkemeye verir. 

Habshane ve gardiyan iicretini (Beyt-ul-mal) oder. Beyt-iil-mal yoksa, alacak- 
h oder. Mahkeme masraflanm, da'vaci oder. Kira miiddeti hitammda, ev sahibi ga- 
ib ise, kira miiddeti, kendiliginden bir misli uzar. Kiraci gaib olunca da boyledir. 
Ya'ni, mal sahibi, kiracinm coluk cocugunu evinden cikaramaz. Fekat miiddet bit- 
meden once, baskasma kiraya vermis ise, miiddet sonunda, birinci akd biter. 
Ikincisi baslar. Birinci kiracinm coluk cocugunu evden cikarabilir. Miiddet hita- 
mmda, iki taraf da, icareyi fesh edebilir. Fekat, akd yapilmis olanin yanmda fesh 
edilmesi lazimdir. 

Kira miiddeti bitince, mal sahibi uzatmaz ise, kiraci cikar. Mali, oldugu gibi tes- 
lim etmesi lazimdir. Teslim etmezse, gasb etmis olur. Fekat, kullanma sebebi ile, 
herkes icin hasil olmasi adet olan harabhk, kabahat sayilmaz. 

Bir mahalden, bir mahalle gitmek iizere mu'ayyen bir hayvan, araba, motor, 
kamyon kiralandigi gibi, mu'ayyen insanin veya esyamn goturiilmesi de sozlesile- 
bilir. Vasita, yolda kahrsa, birinci sekldeki kiralamada, miisteri muhayyer olup, di- 
lerse, ta'mir olunciya kadar bekler, dilerse, vazgecip oraya kadar olan parayi ve- 
rir. Ikinci sozlesme halinde ise, vasita sahibi, baska vasita ile hemen gotiirmege mec- 
burdur. Vasitadan esyayi indirmek de ona aid olur. Yol tehliikeli olup geri donii- 
ltirse, hie iicret verilmez. 

Hamam ve hacamat parasi almak caizdir. Erkek hayvanm disiye asmasi iicre- 
ti alinmaz, haramdir. [r3isi, erkegin koyiine gotiiriiliirse, ayginn sahibine gida ve 
hizmet masrafi odenir.] Ustanm, yapdigi seyi belli zeman icin garanti etmesi, sa- 
hih degildir. Bu zeman icinde bozulursa, ta'mir etmez. 

(Hiilasa)da diyor ki, (Dinlemek icin hafizi ve okumak icin kitabi kiralamak ca- 
iz degildir). Kur'an-i kerim ogreten hocaya hediyye vermek lazimdir. 

Ezan, imamhk, Kur'an-i kerim ve mevlid okumak, din bilgisi ogretmek icin iic- 
ret almak caiz degil ise de, imamhk, muezzinlik ve ilm ogretmek icin almaga izn 
verilmisdir. Haram isler icin iicret almak caiz degildir. 

Her diirlii kirayi, iicreti vermiyen habs olunur. [Her cesid nakl vasitalannin iic- 

-871- 



retini vermek, hiyle yapmamak lazimdir. Umumi hizmetlerde, emniyyet ve sihhat 
islerinde calisan me'murlarm, iscilerin, idarecilerin ticretlerini hiikumetler, bele- 
diyeler vermekde ve her diirlii masraflanm karsilamakdadirlar. Bu odemeleri, mil- 
letin vekilleri olarak yapiyorlar. Bu paralara kaynak olmak icin, milletden vergi 
aliyorlar. Bu vergileri odememek veya hiyle yapmak, gunah olur. Ibni Abidin "rah- 
metullahi teala aleyh" (Redd-iil-muhtar)in usr bahsi sonunda ve (Bahr-iir-raik) sa- 
hibi "rahmetullahi teala aleyh" Surb fasllannda diyor ki, (Kimsenin miilkii olmi- 
yan umumi nehrin temizlenmesi masrafi, Beyt-iil-mahn cizye ve harac kismindan 
verilir. Zekat ve usr kismmdan verilmez. Ciinki zekat paralan, yalniz fakir olan miis- 
limanlara verilir. Beyt-iil-malm bu kisminm geliri yoksa, oradaki insanlar temiz- 
ler. Temizlemezlerse, fakirler zor ile calisdirihr. Zenginlerden de, para almrp, 
masraflar karsilamr). (Mecelle)nin 1321. ci maddesinde de boyle yazihdir. Usr bah- 
si sonunda ve Beyt-ul-mah anlatirken bildirilen umumi hizmetlerin masraflan da, 
hep boyle karsilamr. Goriiliiyor ki, hiikumetin ve belediyelerin, yapdiklan hizmet- 
lerin masraflanm milletden istemege, hatta zor ile almaga haklari vardir.] 

(Diirr-iil-muhtar) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" besinci cildde, icareyi an- 
latirken, otuzdordiincii sahifede diyor ki: Gunah isliyenleri, mesela sarki soyliyen- 
leri, olu icin medhiyye soyleyip aghyanlan ve calgicilan kira ile tutmak sahih de- 
gildir. Oyun icin davul calmak da boyledir. Askerler icin, diigiin icin davul calmak 
caizdir. Sarkicmm, calgicimn kazandigi parayi, sahiblerine geri vermesi lazimdir. 
Sahibleri bilinmezse, fakirlere sadaka vermelidir. Bunlar, kira ile tutulmayip, 6n- 
ceden sart etmeyip, hediyye olarak verilirse, almasi halal olur. Fekat, yine tayyib, 
iyi para degildir. Ciinki, adet haline gelen hediyyeler, sart edilen iicret gibidir. 

Ibadet yapmak icin de adam kiralamak ve nemaz kilmak icin ev kiralamak, Ha- 
nefi ve Hanbeli mezheblerinde sahih degildir. Mesela, iicret ile ezan okutmak, hac- 
ca gondermek, imam tutmak, Kur'an-i kerim ogretmek, din dersi ogretmek caiz 
degildir. Safi'i ve Maliki mezheblerinde, kabr basmda ve sahibinin yamnda iicret 
ile Kur'an-i kerim okutmak caizdir. Fekat, bu mezheblerde, beden ile yapilan iba- 
detlerin sevablan, baskalarmm ruhuna gonderilemez. Sonradan gelen din alimle- 
ri [din diismanlan degil], Kur'an-i kerim ve din dersi ogretmek ve ezan, imamlik 
icin para ile adam tutmak caiz olur dedi. Bunlara, sozlesilen iicretin verilmesi la- 
zim olur. Vermiyen habs olunur. ibni Abidin bu satirlan aciklarken buyuruyor ki: 
Ashnda, iicret ile ibadet yapdirmak caiz degildir. Ciinki, hadis-i serifde, (Kur'an-i 
kerim okuyunuz. Fekat, bunu gecim vasitasi yapmayiniz!) buyuruldu. Bir hadis-i se- 
rifde, (Ezan okuyun. Ezan icin iicret almayin!) buyuruldu. Son zemanlarda, din- 
de gevseklik oldugundan, Kur'an-i kerimin ve din bilgilerinin unutulmamasi ve 
imamhgin, miiezzinligin yapilabilmesi icin iicret ile yapdinlmasi zaruret haline gel- 
misdir. Fekat bu fetva, biitiin ibadetlerin iicret ile yapilabilecegini gostermez. 
Yalmz saydiklanmiz zaruret olup, mezhebin aslmdan disanda birakilmakdadir. Ha- 
fizlara iicret ile Kur'an-i kerim okutmak zaruret olmadigi icin, muhakkak caiz de- 
gildir. Tac-iis-seri'a, (Hidaye) serhmde diyor ki, (Ucret ile okunan Kur'an-i kerim- 
den, ne oliiye, ne de okuyana sevab hasil olmaz.) Ayni, (Hidaye) serhmde diyor 
ki, (Hafizlar, para icin, mal icin okumamahdir. Hafiz da, parayi veren de giinaha 
girer.) (Cevhere) kitabmda, (Ucret ile, belli bir zeman Kur'an-i kerim okutmak ca- 
iz degil diyenler oldugu gibi, caiz diyenler de oldu. Dogrusu da budur) diyor. Bu- 
rada, (Kur'an-i kerim ogretmek) yerine, yanhshkla (Kur'an-i kerim okutmak) ya- 
zildigi hatira gelmekdedir. Nitekim (Cevhere)nin [1301] yih Istanbul baskismda, 
(Caiz degildir diyenler hakhdir) diyor. Kur'an-i kerim ogretmek ile Kur'an-i ke- 
rim okumagi kansdirmamak lazim oldugunu, seyh-ul-islam Hayreddin-i Remli acik- 
lamakda ve (Kur'an-i kerimi iicret ile okumak, batildir, bid'atdir. Dort halife ze- 
manmda, hie kimse bunu islemedi. Kur'an-i kerim ogretmege zaruret vardir. Me- 
zar basmda, iicret ile Kur'an-i kerim okutmak icin ise zaruret yokdur) buyurmak- 

-872- 



dadir. Caiz olup olmamak stibhesi, Kur'an-i kerim ogretmek icin alman parada- 
dir. Kur'an-i kerim ve mevlid okumak icin iicret almaga caiz diyen olmamisdir. Din 
kardesinin kabrini ziyaret edip, ruhuna Kur'an-i kerim okumak iyidir. Fekat, 
oltirken bunu vasiyyet etmek caiz degildir. Okuyana yardim niyyeti ile de caiz ol- 
maz. Para vererek Kur'an-i kerimden Rukye [muska] yazdirmak caiz buyurmus- 
lar ise de, bu, tedavi iicretidir [ve kagid, miirekkeb iicretidir]. Ibadet iicreti degil- 
dir. Ibni Abidmden terceme temam oldu. 

Hamza efendi "rahmetullahi teala aleyh", (Bey' ve §ira) risalesinde diyor ki, (Pa- 
ra ile Kur'an-i kerim ve baska seyler [Mevlid] okutmak haramdir. Bu parayi fakir - 
lere sadaka verip, sevabim oliiye bagislamahdir. Ucret ile yalniz Kur'an-i kerim, 
din dersi ogretmek, imamlik, miiezzinlik caiz gorulmtisdur). 

[(Hadika) ve (Berika) son sahifelerinde diyor ki, (Hafiz pazarlik etmeden, Al- 
lah nzasi icin hatm, ctiz' veya mevlid okursa, okutanm hediyye etdigini almasi ca- 
iz olur. I'tiraz ederse, aldigi haram olur). Okutanm da az vermesi caiz degildir. 
imam-i Zahidi "rahmetullahi teala aleyh" (Havf) kitabmda, (Hatm okutmak icin, 
hafiza, kirkbes dirhem [giimiis veya dortbucuk miskal, ya'ni bir lirahk ile al- 
tm]den az hediyye vermek caiz degildir) buyuruyor. Ne kadar cok verirse, seva- 
bi o kadar cok olur. ibni Abidin, besinci cild, ikiyiizkirkdokuzuncu sahifede bu- 
yuruyor ki: (Hakimlik gibi ibadetleri, iicret sart etmeden kabul edip ise baslama- 
h, sonra is veren ne verirse almahdir. Bu kadar para verirsen yaparim, vermezsen 
yapmam demek batil olur, iicreti almasi haram olur). Hafiz, okumak icin, cok ve- 
ren ile az vereni ayird etmemelidir. Ayird ederse, para kazanmak icin hafiz olmus 
demekdir. Bu ise, haramdir. Hafizlar, Kur'an-i kerim ve mevlid okumakla gecin- 
memeli. Bunlari, para dustinmeden, Allah nzasi icin okumahdir. imamhkla, 
san'atle veya ticaretle gecinmelidirler. Kur'an-i kerimi basdirip satanlar, bunu ki- 
tabcihk ticaretine alet edenler, Kur'an-i kerim ogretilmesine, okunmasina sebeb 
olmak niyyeti ile olursa, caiz ve sevab olur. Aldigi satis parasi halal olur. Fekat, boy- 
le niyyetin alameti vardir ki, mal olus fiyatina yakm, az bir karla satmahdir. Geci- 
mi baska kitablardan saglamyorsa, Kur'an-i kerimi karsiz satmahdir. (§ir'a)da di- 
yor ki, (Mu'az bin Cebel "radiyallahii teala anh" hazretlerine, falanca, Kur'an-i ke- 
rim yazip satiyor dediklerinde, bu, Kur'an-i kerim satmak degildir. Kagid ve isci- 
lik iicreti istemekdir. Kur'an-i kerimi satmak demek, onu para ile, iicret ile ogret- 
mekdir buyurdu). Kur'an-i kerimi, okuyarak gecim vasitasi yapmak icin ezberli- 
yen hafizlar ve tecvid ile okumayip, teganni ile okuyan hafizlar, gercekden hame- 
le-i Kur'an degildir. (Cok hafizlar vardir ki, Kur'an-i kerim, bunlara la'net eder) 
hadis-i serifinde bildirilenlerden olurlar]. 

Kiraya verdigi mail teslim etmezse, teslim edinciye kadar habs olunur. 

Miisterek olan mal, ancak ortaga kiraya verilir. imameyn baskasina da verile- 
bilir buyurdu. Bir evi, birkac kisiye kiraya vermek caizdir. Ma'lum iicret ile siit ana 
tutmak caizdir. Cocugu ve bezlerini yikamak, yidirmek de ona aid olur. Erkek, ai- 
lesini siit anahga gondermiyebilir. 

Fasid icare: ipligin bir kismini, dokumaciya kira olarak birakmak iizere dokut- 
mak, esyadan bir kismmi, kira olarak vermek iizere tasitmak ipin hayvan kirala- 
mak, unun bir kismini, kira vermek iizere, bugday ogiitmek fasiddir. Bir kimse, bi- 
rinin mahni, iznsiz kullansa, iicret vermez. 

Ecfr-i miisterek: Serbest isci demekdir. Ya'ni herkese isler. Yahud, yalniz bir ki- 
siye, zeman belli olmadan isler. Ancak isini bitirince, iicreti verilir. Esya, elinde, 
emanet olup, helak olursa odemez. Fekat, helak olmasma kendi sebeb olursa, kasd 
bulunmasa dahi oder. Doktor, disci, eczaci, fen haricinde, yanhs is yapip, hasta za- 
rar goriirse oderler. 

Ecir-i has: Belli zemanda, belli isi yapmak icin hususi tutulan iscidir. Elindeki 
mal, kasdsiz helak olursa, odemez. isciye farkli iicret ile iki veya ile is gosterilip, 

-873- 



hangisini yaparsa onun iicretini vermek caizdir. Dort is gostermek olmaz. Sozle- 
silen zeman iyi bilinmezse de, iicreti verilir. Ucret soylenmedi ise, tutulan kimse, 
isci veya san'at sahibi olarak cahsan biri ise, o memleketdeki iicret iizerinden hak- 
ki verilir. Eger boyle biri degilse, yardima gelmis olacagindan birsey verilmez. Ca- 
girmadan gelene de iicret verilmez. 

Bir isci, kendi cahsmasi sart ise, yerine baskasini cahsdiramaz. 

Hammal, yiikii eve sokar. Fekat, yerine koymasi lazim degildir. 

Dellal ve simsar, isci gibidir. Fekat, bunlar is karsihgi degil, elindeki mail satar- 
sa Iicret alir. Ucreti alacagma karsi tutmak iizere, borclusunu iicret ile cahsdirmak 
caiz degildir. [(Durr-iil-muhtar)da vakf kismi sonu.] 

Terziye kumas verip, bir haftada dikersen yiiz lira, iki haftada dikersen elli li- 
ra veririm demek, imameyne gore caizdir. Diikkanda terzilik yaparsan, kirasi 
yiiz lira, demircilik yaparsan ikiyiiz lira demek caizdir. 

Boyaciya kumas veren kimse, kirmizi istemisdim, sen mavi boyamissin dese, bo- 
yaci da, mavi istemisdin dese, kumas sahibinin sozii kabul olunur. Terzinin caket 
yerine pantalon dikmesi de boyledir. Bunlarm ucreti verilmez. Kumasi da oder- 
ler veya sahibi isterse yapilan seyi alip piyasaya gore iscilikden keser. 

Malm kullamlacak hali kalmazsa, icare fesh olur. Kiracimn ozrii ile de fesh olur. 
Mesela dis tabibi ile pazarlik etdikden sonra, agrimn kesilmesi veya ticaret icin diik- 
kan kiraladikdan sonra, sermayesinin helak olmasi veya borcu cikip odeyecek bas- 
ka mail bulunmamasi gibi veya sefere gitmek icin kamyon tutmus iken, bir sebeb- 
le seferden vazgecmesi gibi. Fekat, sofor seferden vazgecerse, mukaveleyi boza- 
maz ise de, soforiin hastalanmasi ozr olur. Bir tiiccar, san'atkar iflas ederse, Qira- 
gi ile mukavelesi bozulur. Baskasma cahsan san'atkar boyle degildir. Kiraya ve- 
rilen seyin satilmasi da ozr degildir. Ya'nimukavele bozulmaz. Kiraladigi diikkan- 
da yapdigi san'ati birakip, baska san'ata baslamak ozr olur. Bir ev kiraladikdan son- 
ra, sefere cikmak da ozr olur. iki tarafdan birinin olmesi de ozrdiir. Bir kiraci, ki- 
raladigi seyi, daha yiiksek iicret ile kiraya vermesi caiz ise de, kira farkmi sadaka 
vermesi lazimdir. Mtisterek bir mah, ortaklar, mtisterek kiraya verebilir. Ayn 
ayn verirlerse fasid, biri hissesini kiraya verirse, batil olur. 

SIGORTA: ibni Abidin "rahmetullahi aleyh", (Redd-iil-muhtar) kitabmda, ka- 
firin eman ile, ya'niizn verilerek islam memleketine gelmesini anlatirken diyor ki, 
baska bir memlekete, onlarm izni ile giren kafire (Miiste'min kafir) denir. Dar-iil- 
islama miiste'min olarak gelen bir kafir, burada yasamakda olan bir zimmi gibi, 
ya'ni bir gayr-i miislim vatandas gibi korkusuz yasar. Onun haklarma malik olur. 
Bunun mahni da, fasid sozlesme ile almamiz caiz olmaz. Bu muste'mine veya 
zimmiye olan borcunu odemiyen miisliman habs olunur. Su kadar var ki, miiste 'mi- 
ni oldiirene kisas yapilmaz. Yalmz, (Diyet) denilen para cezasi ahmr. ibni Abidin, 
(istflad)i anlatirken buyuruyor ki, (Kryametde, zimminin ve hayvanlann haklan 
altmdan kurtulmak, muslimanm hakkmdan kurtulmakdan daha giicdiir. Zimmi- 
nin mahni gasb eden veya calan bir miisliman, kiyametde bunun azabim cekecek- 
dir). 

Dar-iil-harbde bulunan bir (Miiste'min miisliman), mesela, Tiirkiyeden Fran- 
saya, ticaret icin gitmis olan bir miisliman, kafirlerin mahni, fasid akd ile alabilir. 
Ciinki, Dar-iil-harbde bulunan miiste'minin, kafirlerin mallarmi, onlarin nzasi ile 
almasi caizdir. Mesela, onlara para verip faiz almasi, kumar oynayip almasi caiz olur. 
Ciinki, onlarin mah, bizlere halaldir. Fekat, gadr, ya'ni sozumuzde durmamak, hi- 
yanet etmek, her yerde haramdir. Goniil nzasi ile mahni almak, gadr degildir. Ma- 
hna, canina, kadinma, kizma saldirmak gadr olur. Haram olur. Fekat, miisliman 
memleketinde bulunan miiste'min kafirin mahni, goniil nzasi ile olsa bile, caiz ol- 
miyacak yol ile almak, gadr olur. Ciinki, islam memleketinde, islamiyyetin emrle- 

-874- 



rine uygun hareket edilir. islam memleketinde, mtiste'min ile de, miislimanlar ile 
yapilmasi caiz olan sozlesmeler yapihr. Almasi islamiyyetde lazim olmiyan mal- 
lari alinamaz. Adet olsa da, almasi yine caiz olmaz. Mesela Meryem anayi ziyaret 
icin Kudiise gelenlerden ve turistlerden ayakbasdi parasi veya baska ismlerle bir- 
sey almak caiz olmaz. Miisliman hacidan ayakbasdi parasi almak da haramdir. 

Dar-iil-harbde bulunan miisliman esirin, onlarin malma, canma saldirmasi ca- 
izdir. Esiri serbest biraksalar, rahat dolassa, calisip kazansa da, saldirmasi caiz olur. 
Ciinki, onlara soz vermis, mtiste'min olmus degildir. Fekat, esirin de, onlarin ka- 
dmlanna, kizlarma tecaviiz etmesi caiz degildir. Ctinki, nikahh aileden ve satin ali- 
nan cariyeden baska bir kadim vaty etmek, hicbir yerde caiz degildir. Bu ikisinden 
baska kadim vaty ederse, zina olur. Miikateb ve iki kisi arasinda miisterek olan ve 
baskasma nikahh olan cariyesini ve baskasimn cariyesini vaty etmek caiz degildir. 
(Cariye), harbde diismandan esir ahnip, Dar-iil-islama getirilmis olan kafir kadi- 
m demekdir. Ganimet mallari gibi, gazilere taksim olunurlar. Harbde esir ahnmi- 
yan bir insani satmak ve satm almak caiz degildir. 

Dar-iil-harbde, mesela bir hiristiyan iilkesinde bulunan miisliman miiste'mine, 
onlarin hiikumeti gadr ederse, mesela, kanunsuz olarak, mahni ahrsa veya habs 
ederse, bu da, esir gibi olur. Bu muslimanm da onlara gadr etmesi caiz olur. 

Sigorta parasi almak da boyledir. Mesela, miisliman tiiccar, mahni bir harbinin, 
ya'ni Dar-iil-harbde bulunan ecnebi, yabanci kafirin gemisi ile gonderiyor. Gemi 
sahibi olan kafire, navlun, ya'ni yol kirasi veriyor. Aynca, Dar-iil-harbde mesela 
Londrada bulunan bir harbiye, (Sikiirte) ya'ni sigorta parasi denilen, belli bir 
iicret de veriyor. Gemi yanar veya batar veya soyulursa veya baska seklde, gemi- 
deki mal elden giderse, o harbi, bu malm butiin degerini, sigorta parasi karsihgi 
olarak, miisliman tiiccara odiiyor. Bu caizdir. Fekat, harbinin, sultamn izni ile is- 
lam memleketinde oturan muste'min bir vekili de vardir. Tiiccar sigorta sozlesme- 
sini bu vekili ile yapiyor. Sigorta parasim, tiiccardan, bu vekil olan kafir ahyor. De- 
nizde, tiiccarm mahndan bir parca yok olursa, bu parcamn degerini temamen, bu 
vekil odiiyor. Anladigimiza gore, miisliman tiiccarm, yok olan mahmn degerini bu 
vekilden almasi halal olmaz. Ciinki, bu para, dar-iil-islamda yapilan sozlesme ile 
islamiyyetin izn vermedigi bir alacakdir. [Kumar parasi gibidir.] 

Siial: Emanetci, mal sahibinden emanet parasi ahnca, mal helak olursa, mah ode- 
mesi lazim geliyor. [Kumar olmiyor.] Sigorta da boyle degil midir? 

Cevab: Sigortacidan alman para, emanetcinin odemesi gibi degildir. Ciinki 
mal, sigortaciya teslim edilmis degildir. Gemiciye teslim edilmisdir. Eger, sigor- 
taci, geminin sahibi olursa, ecir-i miisterek, ya'ni serbest, genel isci olur. Mal 
elinde emanet olur. Verilen sigorta parasi, emanetciye verilen para gibi olur. 
Bundan baska, emanetci ve ecir-i miisterek, batma, oliim ve benzerleri gibi, saki- 
nilamiyacak sebeblerle elden cikan mah odemezler. 

Siial: Kefaleti anlatmaga baslarken, deniliyor ki, bir kimse, birine, (Bu yoldan 
git! Bu yol emindir, korkusuzdur) diyor. O da bu yoldan gidiyor. Yolda soyuluyor. 
Soyliyen kimse, bunun mahni odemez. (Bu yol emindir. Eger korkulu ise, soyu- 
lur isen oderim) derse, odemesi lazim olur. Sigorta da boyle degil midir? 

Cevab: Yol emindir demek, emin oldugunu biliyorum demekdir. Bir kimse, bil- 
mis oldugunu soylemekle kefil olmaz. (Eger soyledigim gibi degilse, oderim) de- 
yince kefil olur. Kefil olarak aldatirsa, odemesi lazim olur. (Yolda soyulur isen ode- 
rim) demedigi icin kefil olmaz. Odemesi lazim gelmez. Kefil olacagmi soylemesi, 
aldatmadigma alametdir. Mesela, degirmene bugday getiren koyliiye, degirmen- 
ci, bu kovaya koy dese, koylii de koysa, kovamn deliginden, bugdaylar suya dokii- 
liip siiriiklense, gitse, degirmenci, koy derken kovamn delik oldugunu biliyorsa, 
bugdaylan Oder. Cunki, soylerken aldatmis oldu. Demek ki, aldatmak demek 
icin, soyliyenin, tehltike bulundugunu bilmesi ve karsismdakinin ise, bilmemesi la- 

-875- 



zimdir. Koylii, kovamn delik oldugunu gorerek, bilerek bugdayim koyarsa, mah- 
ni, kendi istegi ile ziyan etmis olur. 

Sigortacmin, tiiccan aldatmak kasdi olmadigi meydandadir. Geminin batip, bat- 
miyacagmi bilmez. Hirsizlann, yol kesenlerin tehliikesi varsa, bunu, sigortaci gi- 
bi, tiiccar da bilir. Tuccarm sigorta parasi vermesi de, yolda tehluke oldugunu bi- 
lip, mail elden cikmca, bedelini alabilmesi icindir. Sigorta isi, yolcunun veya koy- 
liiniin aldatilmasina benzememekdedir. 

Miisliman tiiccarm, Dar-iil-harbde, [ya'ni Ingiltere gibi putlara tapimlan bir mem- 
leketde] bulunan bir harbi ortagi olup, bu ortagi, orada, sigortaci ile sozlesme (an- 
lasma) yapar ve helak olan malm bedelini, orada sigortacidan alip, buradaki miis- 
liman ortagina gonderirse, miisliman tiiccarm, gelen bu parayi almasi halal olur. 
Ciinki, fasid olan sozlesme, Dar-iil-harbde ve iki harbi arasmda olmusdur. Onla- 
rin mail, kendi istekleri ile, muslimana gonderilmisdir. Almasi giinah olmaz. 

Miisliman tacirin, Dar-iil-harbe gidip, sigortaci kafir ile orada sozlesme yapma- 
si ve helak olan malm degerini, Dar-iil-islamda, sigortacmin vekilinden almasi ca- 
iz olur. Ciinki, Dar-iil-harbde bir harbi ile yapilan sozlesmenin kiymeti yokdur. Har- 
bmin mahni, onun nzasi ile almis olur. Kafir ile sozlesmegi Dar-iil-islamda yapip, 
malm bedelini kafirden Dar-iil-harbde ahrsa, kafirin istegi ile olsa bile, almasi ha- 
lal olmaz. Ciinki, bu parayi Dar-iil-islamda yapilan fasid akd, ya'ni sozlesme so- 
nucu olarak almakdadir. Dar-iil-islamda yapilan her akd mu'teberdir. Ser'ihtikm- 
leri yapihr. Bu akd, fasid oldugu icin haramdir. ibni Abidmden terceme, burada 
temam oldu. 

Son asnn biiyiik alimlerinden Muhammed Bahit-iil-Muti-i "rahmetullahi teala 
aleyh" (Siikertah) risalesinin 24. cii sahifesinde, (Te'min, ya'ni sigorta sozlesme- 
si, fasid bir akddir. Ciinki, muhtemel olan bir tehliikeye baglanan bir sozlesmedir. 
Bu ise kumardir) diyor. Ahmed Ibrahim efendi de, (Mecellet-u$-$iibban-il miis- 
limin)in 1941 senesinin 3. cii sayisinda, (Hayat sigortasi, bir tehliikeye baglanan bir 
kumardir) demekdedir. Bu alimlere karsihk, doktor Siddik Muhammed Emin 
Darir, (Hedy-iil-islami)nin 1975 senesi altinci sayisinda, (Sigorta yardimlasmadir. 
Bir kimseye gelen tehliikeyi, bircok kimsenin paylasmasim te'min etmekdedir. Si- 
gortaci bu yardimlasmaga kefil olmakdadir. Sigortah ve sigortaci, alacaklan ve ve- 
recekleri paradan emindirler. Sigorta, tehliikenin zararmdan kurtulmak icindir. Ku- 
mar ise kendini tehliikeye atmakdir. Sigorta ciddi bir sozlesmedir. Kumar ise 
oyundur. Evet, sigorta, (Garer) bulunan, ya'ni sonu muhtemel ve siibheli olan bir 
(Akd)dir, bir sozlesmedir. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", garer bulunan 
satisi yasak etmisdir. Yakalamadan once bahgi satmak boyledir. Sigortadaki ga- 
rer, garer-i fahisdir. Fekat umumiihtiyac olunca ve baska care bulunmayinca, ga- 
rer bulunan akdler caiz olur. imam-i Siiyuti "rahmetullahi teala aleyh", ihtiyaci soy- 
le ta'rif etmekdedir: Memnu' olani kullanmazsa mesakkat hasil olacak haldir. 
Fekat, kullanmazsa oliim hasil olmaz). Tehliikeye, zarara diisen insanm, yardima 
ihtiyaci inkar edilemez. Fekat, kar, kazanc icin kurulmus olmiyan teberru' yardim 
sirketleri bu isi goriir. Kar, kazanc icin kurulmus olan sigorta sirketlerine liizum 
yokdur. Yardim sirketlerini, teberru' edenler arasindan secilenler veya hiiku- 
metler idare eder. 

Muhammed Emin Darir, kendi fikri ile, kendi mantiki ile biiyiik fikh alimleri- 
ne karsi geliyor. Halbuki, fikri de, mantiki da fikh ilmine uygun degildir. Evvela 
kumara yardimlasma diyor. Diisiinmiyor ki, islamiyyet, kumar seklinde siibheli olan 
yardimlasmayi haram etmis, kaza, felaket gelene, hayr sahiblerinin teberru' ede- 
rek, yardim yapmalarmi tesvik etmisdir. Zarar gorene, haram yoldan degil, halal 
yoldan yardim etmek lazimdir. Sigortah icin, alacagmdan emin oldugunu soyleme- 
si, felaket gelecegini onceden bildigini soylemek olur ki, bu sozii fikh bilgisine ters 
diisdiigii gibi, imana da dokunmakdadir. Ciinki, gaybi bilmek sozii insani kiifre go- 

-876- 



tiirtir. Felaket gelirse alacagmdan emindir demek istiyorsa, bu soz, sigortamn 
kumar oldugunu, haram oldugunu soylemekdir ki, sigortayi savunurken, red et- 
mis olmakdadir. Bircok tiiccar, tehliikeli kazanc yollanna atilmakdadir. Bu teh- 
liikeler ticareti ve san'ati haram etmemisdir. Halbuki, kumarda bu tehliikelerin hic- 
biri yokdur. Hatta kumar, tehliikesiz, zahmetsiz bir kazanc oldugu icin haram ol- 
musdur. Harbe hazirlik yanslarmdaki ve ilm ogrenmekdeki kumara oyun demek 
ise, sasilacak bir haksizlikdir. Evet, oyunlarda kumar olur. Fekat her kumara 
oyun demek dogru degildir. Merhum seyh Ebu Ziihre "rahmetullahi teala aleyh" 
de, sigortamn kumar oldugunu, garer bulundugunu ve tehliike olunca, sigortaci- 
nm, tehliike olmaymca da sigortahnin gaben-i fahis ile zarar etdigini, her sozles- 
mede, iki tarafm zarar ve karlarmda miisavat, adalet bulunmasmm esas oldugu- 
nu bildiriyor. Hayat sigortasmin ise, acik bir kumar ve faiz oldugunu yaziyor. 
Ayrica 1972 yilmda Libyada Beyda sehrinde toplanan konferansda, zarar ve teh- 
liike icin olan sigortalar, dort mezhebin fikh ilmlerine uymuyor ise de, adet hali- 
ni aldigindan ve idhalati artdirdigmdan caiz olacagina, hayat sigortasmin ise acik- 
ca kumar olup haram olduguna karar verildigini yaziyor. Biitiin bunlardan anla- 
siliyor ki, hicbir sigorta halal degildir. Tehliike ve zarar sigortasma da caiz deni- 
lemez. Yardim sandiklan bu isi yapmakdadir. Fekat, yardim sandiklarma, hayr sa- 
hibleri ve hiikumet para koyar. Buraya para koyan, bundan, istifade edemez. is- 
tifadeye kalkisirsa kumar olur, haram olur. Haramlann adet halini almasi, halal 
olmalarma sebeb olamaz. 

Goriiliiyor ki, miisliman olsun, kafir olsun, herhangi bir sigortaci ile Dar-iil-is- 
lamda yapilan sozlesme fasiddir. Alman ve verilen paralar haramdir. Bir miislima- 
nm, kafir olan sigortacilar ile Dar-iil-harbde sozlesme yapmasi ve ondan para al- 
masi halal olur. Dar-iil-islamda semavi, ya'ni kaza ile afet ile olan zararlar, sigor- 
ta sirketleri tarafmdan degil, (Yardim cem'iyyetleri) tarafmdan odenmelidir. 
Boylece, hem millete hizmet olur. Hem, cem'iyyete teberru' [bagis] yapan hayr sa- 
hibleri sevab kazanir. Hem de, millet biiyiik bir gunahdan kurtulur. 

Sigortaya arabide (Te'min) denilmekdedir. Sosyalist darbe olmadan evvelki Lib- 
ya kanunlarimn ve Misr kanunlannm 747. ci ve Sudan kanununun 617. ci madde- 
lerinde, (Ukud-iil-garer) basligi altmda ve Libya evkaf bakanhgimn cikardigi 
(Hedy-iil-islami) mecellesinin 1395 [m. 1975] mart niishasinda sigortalar hakkm- 
da genis bilgi vardir. Bu bilgilerin cogunun islamiyyete uygun olmadigi (Hedy-iil- 
islami)nin 1975 ve 1976 niishalarmda yazilidir. islamiyyetde sigortamn hicbir 
nevi yokdur. islamiyyetde (Vakf) ve (Beyt-iil-mal), (Yardim cem'iyyetleri) var- 
dir. Isci sigortalarimn ve emekli sandiklarmm islerini Beyt-iil-mal yapar. Beyt-iil- 
mal, isciden, me'miirdan hicbirsey almaz. Ayhklarmdan ve iicretlerinden, hicbir- 
sey kesmez. Ciinki bunlar fakirdirler. isverenden, tiiccardan zekat ahr. Bu isi hii- 
kumet yapar. isverenlerin, tiiccarlarm defterlerini, hesablanm inceliyerek zekat- 
lanm ahr. Beyt-iil-mala koyar. iscilere, me'murlara, emeklilere buradan ev, ma'as, 
gepim te'min eder. Boylece her miisliman, rahat, mes'ud olarak yasar. isci sigor- 
talannda ve emanetcide toplanan ve ma'aslardan kesilen mallarm, paralann (Lu- 
kata) hiikmiinde olduklarmi, biiyiik alim Abdiilhakim efendi, va'zlarmda bildir- 
misdir. Lukata, yerde bulunan mal demekdir. Bunlar ve mal-i habis, sahiblerine 
geri verilir. Sahibleri bulunmazsa, fakirlere verilir. Eline gecen fakirin miilkii 
olurlar. Hiikumet, ticaret, zira'at, hatta fabrika, agir sanayi' yapmaz. Bunlan hu- 
susi tesebbiis, ya'ni millet yapar. Her cesid sigortamn haram oldugu, Yusilf Kar- 
davinin (El-halal vel haram) kitabmda vesikalan ile yazilidir. 

Kizilay, ihlas vakfi gibi yardim teskilati, dinin (Hibe) ahkamina tabi'dirler. 
Vakf degildirler. Ciinki, altm ve kagid liralar vakf edilince, kimsenin miilkii olmaz- 
lar. Yardim cem'iyyetlerine teberru' edilen mallan, paralan ise, alakah me'mur kabz 
edince, cem'iyyet reisinin miilkii olur. Cem'iyyetde calisan me'murlar, cem'iyyet 

-877- 



reisinin vekilleridir. (Hindiyye)de diyor ki, (Birisine para verip, bunu falanca fa- 
kire ver dese, o fakire kendi parasmdan verirse, aldigi parayi tazmin etmesi [mis- 
lini odemesi] lazim olur. O parayi baska fakire verirse, tazmin etmez. Verdigi he- 
diyyeye ivez [karsilik] olarak az birsey [mesela makbuz denilen kagid] verilince, 
hediyyesini geri istiyemez. Aldigi sadakayi harama sarf etdigi veya muhtac olma- 
digi bilinmiyen saili bos cevirmemelidir. Verdiklerini muhtaclara dagitacagim 
deyince, sadaka vermesi lazim olur). Bunun icin teberru' alirken, (Bunlari muh- 
taclara ve hayr yapanlara verecegiz) demelidir. Hediyye veya sadaka vermege te- 
berru' etmek denir. Alacagini afv etmege ibra denir. 

Yeni ilac bulduk, diyor tabibler, 
Lokman gibi, deva bilse, ne fay da. 
Son nefesde sbylemezse, bu diller, 
biilbiil gibi dilin olsa, ne fayda. 

Milyonun olsa da, nzkim yersin, 
ecel serbetini birgiin icersin! 
Yahn ayak, basin acik gidersin, 
diinya dolu, malm olsa, ne fayda! 

Ilmin, riitben cok olsa da kardesim, 
imanm yoksa, gtinah ise isin, 
Secdeye hie, koymadin ise, basin, 
diinyaya diktator olsan, ne fayda. 

Sur ealmip, yildizlar dokiilunce, 
deniz kuruyup, sular cekilince, 
Daglar da, pamuk gibi atdinca, 
haramdan mal toplamissan, ne fayda. 

Cehennem, uzakdan gbsterilince, 
atesin, mahser yerine surunce, 
Sirat kbprusiine, halk yuriiyiince, 
arslan gibi giiciin olsa, ne fayda? 

Halal, haram demez, toplarsm mah, 
yiizbin olsa, dersin milyon olmah. 
Gbziin ac, bu diinya fanidir fanil 
gidecek, sende cok dursa, ne fayda ? 

Birgiin olur, gotiiriirler evinden, 
kurtulus yok, Azrailin elinden. 
(Allah) admi birakma dilinden, 
bin yilkadar omriin olsa, ne fayda? 

Zahmetli is yokdur, islamiyyetde, 
kalbi, ruhu besler, ibadetler de. 
Ne icin miisliman olmazsm, sen de? 
kafir, cok iyilik etse, ne fayda? 



-878- 



22 — UKUBAT (Cezalar) 

Fikh ilmi dort biiyiik kisma aynhr: (ibadat), (Miinakehat), (Mu'amelat), (Uku- 
bat). Kitabimizda ilk iiciinu, liizumu kadar yazdik. Asagida, ukubati da kisaca bil- 
direcegim. (Diirr-iil-muhtar) iiciincu ciiz'de buyuruyor ki: 

Dogerek, kolu keserek, recm ederek, ya'ni oldiiriinceye kadar tas atarak veya 
oldiirerek yapilan cezalara (Ukubat) denir. Ukubat, arkadan gelenler demekdir. 
Giinah isledikden sonra yapildiklan icin, bu ism verilmisdir. Ukubat, (Had) ve 
(Ta'zir) ve (Kisas) olarak vice aynhr: (Had) mikdan, islamiyyetde kesin olarak bil- 
dirilmis olan cezadir. (Ta'zir) cezasi cesidli olup, hakimin diledigi kadar verilir. Had, 
siibhe ile afv olur. Ta'zir ise, siibhe ile lazim olur. Cocuga had cezasi verilmez. Ta'zir 
cezasi verilir. Had cezasim yalmz hakim verir. Ta'zir cezasini zevc ve giinah isle- 
yeni goren her miisliman yapabilir. Had icin kadin sahid dinlenilmez. Had zanh- 
si habs olunur. Ta'zir zanhsi habs olunmaz. Had cezasi mahkemeye diisdiikden son- 
ra sefa'at ve afv olunamaz. Ta'zir cezasi tevbe ile sakit olur. Hakimin duymadigi 
giinahm had cezasi da tevbe ile sakit olur. 

Be$ giinah i^in had cezasi vardir: Zina, serab icmek ve alkollu icki ile serhos ol- 
mak, kazf, sirkat, yol kesicilik. Had cezalan, sue isleyince degil, hakim karar ve- 
rince vacib olur. Had, gunahin temizlenmesine sebeb olmaz. Giinahdan kurtulmak 
icin tevbe etmesi de lazimdir. Had, liigatde men' demekdir. Kapiciya haddad de- 
nir. Ciinki, herkesin iceri girmesine mani' olur. 

1 — ZINA YAPARKEN YAKALANANIN HADDI: Mukellef olan ve ko- 
nusabilen miislim veya gayr-i mushrn kimse, Dar-iil-islamda, tehdid edilmeden ar- 
zusu ile, serhos iken veya ayik iken, zina yapar, yakalamrsa, kadm ve erkege had 
cezasi lazim olur. Dort erkek sahidin birlikde ve hakim huzurunda zina halinde gor- 
diik demeleri ile veya kadm ve erkegin, dort kerre i'tiraf etmeleri ile anlasihr. iki- 
sinden biri inkar ederse, had lazim olmaz. ikrardan sonra vazgecerlerse, sakit olur. 
[Oliim cezalan, habs ve dayak cezalan, mahkeme tarafmdan emr edilir ve yalmz 
devletin bu is icin ta'yin etdigi me'murlar tarafmdan yapilir. Hakim karan olma- 
dan, kimse kimseyi oldiiremez, dogemez. Malma, canina, lrzma, namusuna, sere- 
fine dokunamaz. Kafirlere dahidokunamaz. Harbi, cihadi devlet yapar. Devletin, 
kumandamn emri olmadan, kimse harb yapamaz. Kafire bile saldiramaz. Bunla- 
nn hepsi biiyiik giinahdir. Hatta, mii'minin kalbini incitmek, Ka'beyi birkac ker- 
re yikmakdan daha biiyiik giinahdir. Zina yapanlan, o esnada dort sahidin birlik- 
de gormeleri, olacak sey degildir. Ancak, umumiyerlerde, acikca yapilmca gore- 
bilirler. Bunun icindir ki, Osmanlilarda, altiyiiz sene icinde, bir kerre zina sahid- 
ligi yapilmamis, bu sebeb ile hie kimse taslanarak olduriilmemisdir. Buradan an- 
lasihyor ki, gizli yapilan giinahi, baskalarma soylemek de, ayn bir giinah olur. Bu 
ceza, zina yapildigi icin degil, bu cirkin isin yayildigi icindir. Fuhsa mani' olmak icin- 
dir.] 

Muhsan olan, ya'ni evli olan miisliman erkek ve kadinin, bosanmis, dul olsalar 
bile, had cezalan, bir meydanda oliinciye kadar taslamakdir. Once sahidlerin 
hepsinin tas atmalan sartdir. Sahidlerden birisi olerek, gaib olarak veya hazir olup 
da, herhangi bir sebeble tas atmazsa, had sakit olur. Kendi ikrarlan ile ise, once 
hakimin tas atmasi lazimdir. Sonra ehali, herkes atar. Oliince, yikamr, kefenlenir, 
nemazi kihnir. 

Muhsan olmiyan kimsenin had cezasi, yiiz sopa vurmakdir. Sopa, budaksiz ol- 
malidir. Yarahyacak kadar kuvvetli vurulmaz. Erkek, once soyulur. Bir pestemal 
ile birakihr. Ayakda iken basindan, yiiziinden ve kasiklanndan baska, her yerine 
vurulur. Kadinin camasirlan soyulmaz. Palto, manto gibi kalm elbisesi cikanhr ve 
oturtularak doguliir. Dayakdan sonra, hakim dilerse, bir sene sehrden cikanr. Tas- 
lama ve dogme birlikde yapilmaz. 

-879- 



Zimmiye ukubat cezalanmn iicii de yapilir. Yalniz icki haddi yapilmaz. Dar-ul- 
islamdaki harbiye ise, yalniz kul hakki bulunan kazf haddi ve kisas yapilir. 

Zimmi, musliman kadm ile zina etse, recm olunmaz, dogulur. Yataginda buldu- 
gu kadini, zevcesi sanarak zina yapana ve harbi ile zina eden zimnn kadma ve har- 
bi kadmla zina eden zimmi adama had lazim olur. Bu ikisinde harbilere lazim ol- 
maz. (Fetava-yi Hindiyye)de diyor ki, (Ucret karsihgi zina yapana [mesela genel 
evdeki fahise ile zina yapana], imam-i a'zama gore had vurulmaz. Mehr-i misl ver- 
mesi lazim olur. ikisi de siddetli ta'zir olunur ve tevbe edinceye kadar habs olu- 
nurlar. imameyne gore, ikisine de had cezasi yapilir. Sartsiz olarak mal vererek zi- 
na yapana da had yapilir. Su parayi al! Bunun karsihgi senden faideleneyim der- 
se, had yapilmaz. Ciinki, mut'a nikahi olur. Bu nikah siibheli oldugu icin had la- 
zim olmaz. Senin mehrin budur deyip para verirse, had icab etmez). Fekat hepsi 
haramdir. Buyiik giinahdir. Zinanm had cezasi yapilmiyan kismlarimn da haram 
oldugu (Berika)da yazihdir. Kadinin aldigi iicret haramdir [Sir'a]. (Pederaste) ola- 
na, ya'ni livata yapana had lazim olmaz, habs ve darb ile ta'zir olunur. Adet eden 
olduriiliir. Livata yapilmak icin tehdid olunan, oldiirmekden baska yol ile kurtu- 
lamayinca, oldiirmesi caiz olacagi (Fetava-i Hayriyye)de yazihdir. Dar-iil-harbde 
zina haddi yapilmaz. 

El ile istimna [Masturbation], zevk icin olursa haramdir. Ta'zir olunur. Siiku- 
net bulmak icin caiz, zina tehliikesi olursa, vacib olur [ibni Abidin, orucu bozan 
seyler]. Cennetde livata yokdur. Cennetde habis is yokdur. 

[Hiristiyan memleketlerinde, kadmlar, kizlar, baslan, kollan, bacaklan acik ge- 
ziyorlar. Erkekleri fuhsa, zinaya siiriikluyorlar. Evde, zevcesi yemek pisirirken, ca- 
masir yikarken ve evi temizlerken, erkegi sokakda veya is yerinde hosuna giden 
ciplak bir kadmla zevk, safa, hatta zina yapiyor. Aksam evine diisiinceli ve yipran- 
mis olarak geliyor. Kotii hayallere dalarak, vaktile begenmis, sevmis, secerek al- 
mis oldugu zevcesinin yiiziine bile bakmaz oluyor. Evdeki yorgunlugunu gidermek 
icin, alaka ve nes'e bekliyen zevcesi, haklarma kavusamaymca, asabi buhranlar ge- 
ciriyor. Aile yuvasi bozuluyor. Sokakdaki kadma bakan erkek, onu kirli camasir 
gibi birakiyor. Bir baskasi ile anlasiyor. Boylece, her sene, binlerce kadm ve er- 
kek ve cocuklan perisan oluyor. Ahlaksiz ve anarsist oluyorlar. Cem'iyyet, millet 
ciiriimege, cokmege siiriikleniyor. Acik, kokulu, siislii dolasan kadinlann, genc- 
lere, millete ve devlete zararlan, alkollii ickilerden ve uyusdurucu zehrlerden 
daha cok ve daha korkunc oluyor. Allahii teala, kullannin diinyada felakete, ahi- 
retde de siddetli azablara yakalanmamalan icin, kadinlann, kizlann ortiinmele- 
rini emr etdi. Ne yazik ki, nefslerinin, sehvetlerinin esiri olan ba'zi kimseler, Al- 
lahii tealamn emrlerine gericilik, kafirlerin saskin, cilgm islerine ilericilik diyor. 
Bu ilericilerden ba'zisi, meslekdaslan vasitasi ile, bir diploma ele gecirmis. Kose 
baslanni paylasmislar. Baykus gibi otiiyorlar. Her firsatda islamiyyete saldiri- 
yorlar. Bu kahramanhklan(!) ile tarihi diismammiz olan hiristiyanlardan, yehudi- 
lerden ve komiinistlerden alkis ve maddi yardimlar toplayarak giicleniyor, binbir 
hiyle ile, gencleri aldatiyorlar. Allahii teala, kendilerine akl versin! Hakki batil- 
dan ayirmalarmi nasib eylesin!] 

2 — ICKIYE HAD CEZASI: Bir damla serab icen miislimana had cezasi ya- 
pilmasi lazim olur. Yandan fazla su katilmis olani icen ve baska ickileri icen, ser- 
hos olursa had lazim olur. ispirtonun, serab gibi kaba necaset oldugu sozbirligi ile 
bildirildi. Fekat, buna serabin veya baska ickilerin haddinin yapilmasmda ihtilaf 
olundu. (Miislim)deki hadis-i serifde, (Serho? eden her icki serab gibi haramdir) 
buyuruldu. Her ickinin damlasim icmek haramdir. Serhos olarak goriilen veya ag- 
zi serab kokan bir kimsenin icki icdigi iki sahidin haber vermesi ile veya kendinin 
ayik iken bir kerre soylemesi ile anlasihrsa, buna, ayildikdan sonra had vurulur. 
Icki haddi, seksen sopa vurmakdir. 

-880- 



Bene, ya'ni ban otu [jiiskiyam] mubahdir. Ciinki otdur. Fekat bununla serhos 
olmak haramdir. Cogu serhos edenin, azi haram olmasi, mayi' ya'ni akici, sivi cism- 
ler icindir. Fazlasi serhos eden safran, anber gibi kati cismlerin az mikdanna ha- 
ram diyen bir alim yokdur. Bunlara ve bene otuna necs, habis diyen de olmamis- 
dir. Fazlasi zehrli otlann azim kullanmak caiz, cok mikdanni kullanmak haram- 
dir. 

Icki ve zina hadleri yapildikdan sonra, sucun tekerriirii ile tekrar yapilir. Vak- 
tinde haber vermesi miimkin olan, bir aydan fazla eski bir sucun ihban, yalniz kazf 
haddi icin ise, kabul edilir. Suclunun ikran her zeman kabul edilir. 

3 — KAZF HADDI: Kazf, firlatmak, atmak demekdir. Islamiyyetde muhsan 
olan erkek veya kadma zina lafi atmak olup, biiyiik giinahdir. Kazf edilen kimse- 
nin istemesi ile, kazf edene had vurulur. Oliiye kazf edene, babasmin veya cocu- 
gunun istemesi ile had vurulur. Isbati ve mikdan, icki haddi gibidir. Miislimam kazf 
eden harbi de had olunur. Birisi birisine ya zani dese, [veya tiirkcesini soylese] o 
da, sensin dese, ikisine de had vurulur. 

4 — SIRKAT HADDI: Sirkat, baskasmm birseyini gizlice almak demekdir. Bas- 
kasmm az veya cok mahni, haksiz olarak ve rizasi olmiyarak almak, ya'ni calmak 
veya gasb etmek haramdir. Miikellef olan, ya'ni aklh ve balig olan erkek, kadm, 
kole, efendi, miisliman veya zimmi, goren ve konusabilen bir kimse, on dirhem ha- 
lis giimiis parayi veya degerinde olan ve her dinde miitekavvim olan ve durmak- 
la bozulmiyan bir mail, miisliman veya zimmi olan sahibinin mulkiinden, ya'ni bas- 
kalarmm iznsiz olarak acmalan veya girmeleri caiz olmadigi yerden, Dar-iil-islam- 
da, hepsini bir def'ada gizlice ahrsa ve mal sahibi de da'va ederse, sag eli bilek maf- 
salmdan kesilir ve kan akmamasi icin hemen kaynar yag icine sokulur. Cok sicak 
ve cok soguk havalarda ve agir hasta olunca kesilmez, habs olunur. Hava veya has- 
ta iyi olunca kesilir. ikinci def'a calamn sol ayagi da oynak yerinden kesilir. Uciin- 
ciisiinde bir yeri daha kesilmeyip, tevbe edinciye kadar habs olunur. Buradaki dir- 
hem, ondort kirat veya 3,36 gramdir ki, on adedinin agirhgi, yedi miskal agirhgin- 
dadir. Buna gore, sirkat nisabi, otuziic gram ve altmis santigram giimiis paradir. 

[Giimiis kullanilmayip baska cins para kullamlan yerlerde yedi gram giimiisun 
kiymeti, bir gram altm degeri kadardir. Ya'ni altm, ayni agirhkdaki giimiisden, her 
zeman, yedi def'a daha kiymetlidir. 33,6 gram giimusun kiymeti, 4,8 gram, ya'ni bir 
miskal altin olup, bir altm liramn iicde ikisi kiymetindedir. imam-i Malike ve 
Ahmed bin Ffanbel ve Safi'iye gore "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" sirkat 
nisabi tic dirhem, ya'ni yedi gram ve yirmialti santigram giimiis veya rubu' dinar, 
ya'ni [0,87] gram altmdir. Goriiliiyor ki, [0,87] gram altmdan asagi degerdeki ma- 
il calamn kolu hicbir mezhebde kesilmez. Kesilirse, zulm yapilmis olur]. 

Et, sebze, meyve, silt, cahnca el kesilmez. Ciinki, bunlar, zemanla bozulur. 
Miisliman veya zimmi, muslimanm serabim, ickisini calarsa kesilmez. Zimmi zim- 
minin ickisini, hinzirim, lesini calarsa kesilmez. 

Bir kisi, birkac kimseden, bir def'ada nisab mikdan calarsa kesilir. iki kisi, bir 
kimseden nisab mikdan calarlarsa kesilmez. Cunki, bir hirsizm hissesine nisabdan 
az diismekdedir. Her birine nisab mikdan diiserse, elleri kesilir. Babasmin veya 
kendisine bakmasi lazim olamn evinden calarsa kesilmez. 

Ffirsizhk, calamn bir kerre soylemesi veya iki adil erkek sahidin haber verme- 
si ile belli olur. Sorusdurma yapinciya kadar, samk habs olunur. Ciinki, had sanik- 
lan kefil ile birakilmaz. Siibheli, sabikali olani, soyletmek icin dogmek caizdir. 

Ikrar etmesi veya sahid ile hirsizhk anlasildikdan sonra, mal sahibi, bu kimse be- 
nim malimi calmadi veya ona hediyye, emanet etmisdim veya sahidler yalan soy- 
liiyor dese kesilmez. Hakimin, boyle soylemesini teklif etmesi siinnetdir. Mal sa- 
hibi afv etdim derse, kesilir. C un ki, had, Allahii tealamn hakkidir. Kul, bunu afv 

— 881— Se'adet-i Ebediyye 3-F:56 



edemez. Miishmanin caldigma iki kafir sahid olursa kesilmez. El kesilirken iki sa- 
hidin de hazir bulunmasi sartdir. 

Kiymetli taslar calmca kesilir. Kiymetsiz olan, parasiz ele gecebilen, odun, ot, 
bahk, kus, hatta tavuk, av hayvani, kirec, komilr, tuz, saksi, cam [ciinki ikisi cabuk 
kinlir], ekmek, silt, her ta'am, ickiler, calgilar, salib, oyun aletleri, kapi, cami'den 
ayakkabi, Kur'an-i kerim, cocuk, her cesid kitab ve kopek calmakla, mezar soy- 
makla, sahrada sakh mah cikarmakla, tiirbeyi, umumi yerleri, vakf ve Beyt-iil-ma- 
h soymakla, alacakhsmdan alacagini veya benzerini calmakla had lazim gelmez. 
Mesela, alacagi altm yerine, giimiis calmasi caiz olur. imam-i Safi'iye gore "rah- 
metullahi teala aleyh" parasi yerine, borclusunun eline gecirecegi, aym kiymetde- 
ki malini alabilir. Zaruret halinde Safi'i mezhebini taklid etmek caiz olur. 

Zi-rahm-i mahrem olandan, baskasinm malini dahi calarsa kesilmez. Silt ile mah- 
rem olandan calarsa kesilir. Zi-rahm-i mahreminin malini, baskasmm evinden ca- 
larsa kesilir. 

Zevcesinden, zevcinden, zi-rahm-i mahrem kadm akrabasinin kocalanndan 
ve zevcesinin zi-rahm-i mahrem erkek akrabasmdan calarsa kesilmez. Bu sonun- 
culara (Ashar) denir. Ganimet malmdan, miisteriye acik olan hamamlardan ve diik- 
kanlardan calarsa, miisafir ev sahibinden calarsa, bir hirsiz caldigi seyi evden ci- 
karmadan yakalamrsa kesilmez. 

Umumi yerlerde, mesela mescidde, trende, vapurda, otobiisde sahibinin yanm- 
da olan seyi calana, sahibi uykuda iken bile olsa, had yapilir. 

Elini sandiga, birisinin yakasma, cebine, koluna sokarak calamn kesilir. Hirsiz 
eve girip esyayi toplasa, baskasi da girip, hirsizi elinde olanlar ile birlikde yiikle- 
nip disan cikarsa, yalniz hirsizm eli kesilir. Bunun gibi, nemaz kilan birinin iistii- 
ne, necaset bulasik hayvan konsa, nemazi bozulmaz. Ciinki, necaset, nemaz kila- 
nm iizerinde degil, hayvamn iizerindedir. 

Sag eli kesildikden sonra, caldigi bu malm bedelini odemez. Mai mevcud ise, sa- 
hibine verilir. Satmis ise, yine sahibine geri verilir. Sahibi parasim miisteriye 
oder. Hirsizm, mah kullanmasi haramdir. Miisteri kullanmis ise sahibi miisteriden 
kiymetini ister. Miisteri de, hirsizdan fiyatim geri ister. 

Eve hirsiz gelip mah gotiirse, mal nisab mikdarmdan az ise de, hirsizla dogiis- 
mek caizdir. Mali birakirsa dogiisiilmez. Hirsizi oldiiriirse, yalniz diyet verir. 

5 — YOL KESMEK: Kadm, erkek, miisliman veya zimmi, bir veya cok kim- 
se, gece veya giindiiz, Dar-iil-islamda silah kuvveti ile sehrler arasi yollarda miis- 
liman veya zimmilere saldinrsa, bunlara kati'i tarik veya yol kesici veya eskiya de- 
nir. Mal soymadan ve can gaybi yapmadan ele gecerlerse, doviilur ve tevbe hali go- 
riiliinceye veya oliinceye kadar habs olunurlar. 

Eger mal soymus ve herbirine, sirkat nisabi kadar diismiis ise, had cezasi ola- 
rak sag eli ile sol ayagi veya tersleri kesilir. 

Eger mal almayip, insan oldiirdiiler ise, had cezasi olarak olduriiltirler. Meyyi- 
tin velisi afv edemez. Ciinki, had cezasim kimse afv edemez. Afv etmek, Allahii 
tealaya lsyan etmek olur. 

Hem nisab mikdari mal almis, hem de adam oldiirmiis iseler, devlet reisi, alti ce- 
zadan diledigini verebilir: 

1 — Bir eli ile bir ayagim keser, sonra oldiiriir. 

2 — Elini ayagim keser, sonra asar. 

3 — Elini ayagim kesmeden oldiiriir. 

4 — Oldiiriir, sonra asar. 

5 — Eli, ayagi kesilmeden asihr. 

6 — Yere bir direk diker. Buna, birbirlerine paralel, yatay iki direk takar. iki 

-882- 



elini yukandaki, iki ayagmi asagidaki yatay direge baglar. Karnma siingii sokup 
oldiirulur. Oldiikden iic giin sonra cikanhp, akrabasma teslim edilir. Kadm asil- 
maz. Mallar ele gecerse sahiblerine geri verilir. Helak olanlan tazmin etmezler. 

Eger nisab mikdan mal almis ve yaralamis iseler, el ve ayak kesilir. Yaralama 
cezasiz kalir. Zira kesmek ile tazmin birlikde olmaz. 

Eger nisab mikdan mal almamis ve oldiirmemisler, yalmz yaralamislar ise, hie 
had yapilmaz. Nisabdan az mal aldiklan zeman oldiirseler bile, yine hie had yapil- 
mryacagini imam-i Zeyla'i "rahmetullahi teala aleyh" bildirmekdedir. Ciinki, yol 
kesicilerin maksadi korkutarak mal almakdir. Mal almakla beraber oldiirmek de 
olursa, mal almak icin oldiirmek zorunda kaldiklan anlasihr. Hie mal almadan 61- 
diiriirlerse, maksadlannm, mal almayip oldiirmek oldugu anlasihr ve Slum haddi 
yapihr. Aldiklan mal nisabdan az olup, oldiirmek de bulundugu zeman, maksad- 
lannm oldiirmek olmadigi anlasilarak, hie had yapilmaz ise de, oldurdukleri icin 
kisas veya diyet cezasi verilmesi ve aldiklan mallan tazmin etmeleri lazim gelir. 

Yol kesenler, dogiisiirken oldiiriilurse, yikanmaz ve nemazlan kihnmaz. Son- 
radan had ve kisas cezalan ile oldiiriilunce, yikanir ve nemazlan kihmr. 

Eger mal almis ve oldiirmiisler, fekat yakalanmadan once tevbe etmisler ise, ve- 
ya akil balig degilse veya yolculardan birinin zi-rahm-i mahremi ise veya yolcular- 
dan birkaci, otekileri soyarsa veya sehrde yol keserse had yapilmaz. Yapdiklan za- 
ran tazmin ederler, oderler. Ya'ni, katl ve yaralama varsa, veli kisas isteyebilir. Mal 
zayi' olmamis ise geri verir, helak olmus ise, kiymetini oder. 

[(Mecelle)nin yetmisaltmci maddesinde, (Mahkemede da'va acandan sahid is- 
tenir. Da'vah inkar ederse, yemin etdirilir) diyor. Once, da'vaciya sikayeti soru- 
lur. Sonra, da'vahnin verecegi cevab sorulur. Da'va olunan, sucunu ikrar ederse, 
hakim da'vaciya hak verir. Da'va olunan, sucu inkar ederse, hakim da'vacidan iki 
sahid ister. Sahidlerle isbat ederse, hakim da'va olunana, sahidler icin ne dersin, 
der. Kabul ederse, da'vaemm hakh olduguna karar verilir. Sahidler yalan soyliyor 
derse, hakim, sahidleri, giivendigi iki kisiden, once mektubla, sonra mahkemede 
sozlii olarak sorar. Sahidlerin adil olduklan anlasihrsa, da'vaci mahkemeyi kaza- 
nir. Adil olduklan anlasilmazsa, da'vacidan yeniden sahid istenir. Da'vaci sahid bu- 
lamazsa, kendisine da'va olunandan yemin ister misin denir. isterse, hakim da'va 
olunana yemin etdirir. Yemin istemezse veya da'vaci yemin ederse, hakim da'va- 
yi red eder. Yemin etmezse, da'vaci mahkemeyi kazanir. Kafir ve miirted ve mii- 
nafik, miislimana karsi sahid ve hakim olamaz. Boyle hakimin hiikmii sahih olmaz. 

Yetmisyedinci maddesinde, (Birseyin degisdigini soyliyenden sahid istenir. 
Degismedi diyene yemin etdirilir) diyor. Mal gasb eden, malm telef oldugunu soy- 
leyip, degerini vermek isteyince, mal sahibi, telef olmadi, mahmi isterim dese, gasb 
eden kimse, iki sahid getirirse mahkemeyi kazanir. 

Yetmisdokuzuncu maddede, (Sucunu ikrar eden, soyliyen kimse, cezasim ceker. 
Soziimden vazgecdim demesi dinlenmez) diyor. Binaltiytizyetmisalti [1676]. ci 
ve sonraki maddelerde diyor ki, (Beyyine, kuvvetli delil, huccet demekdir. Teva- 
tiir, yalan iizerinde birlesmeleri akla uymiyan cema'atin verdikleri haberdir. Te- 
vatiirde adalet aranmaz. Tevatiir ilm-i yakin ifade eder. Tahlif, iki hasmdan biri- 
ne yemin etdirmekdir. 

Sehadet, birinin baskasmda hakki bulundugunu bildirmek icin, hakim karsism- 
da ve iki hasmin yamnda, sehadet ederim diyerek haber vermekdir. Kul haklan icin 
iki erkek veya bir erkekle iki kadin sehadet eder. Sahidlerin cok olmasinm kiyme- 
ti yokdur. Muhakeme dismda yapilan sehadet mu'teber degildir. Sahidlerin gor- 
diiklerini haber vermeleri lazimdir. isitdim diyerek, sahid olmak caiz degildir. 

Kul haklannda sahidlik yapabilmek icin once da'va acilmis olmasi sartdir. Te- 
vatiir ile bilinene uymiyan beyyine kabul olunmaz. Beyyine sahid mevcud olma- 

-883- 



si demekdir. Beyyine, bir hakki bildirmek icindir. Inkar oilman sey icin sahidlik 
yapilmaz. Sahid ile da'vali arasinda diismanhk bulunmamak lazimdir. Sahidin 
adil olmasi sartdir. Adil, hasenati, seyyiatma galib olan kimsedir. Sahidlerin soz- 
leri birbirine uymazsa, sehadetleri makbul olmaz. Sehadet etdikden sonra vaz ge- 
cen sahid ta'zir olunur ve hiikm olunan mail tazmin eder.)] 

SAHIDLIK: (Tercemet-iil-muhtasar) adindaki (Nikaye)nin farisi serhinde di- 
yor ki: Birinin baskasmda bulunan hakkmi haber verene (Sahid) denir. Sahid, iize- 
rinde hak bulunandan ogrendigi veya baskasindan isitdigi hakki, mahkemede se- 
hadet eder. ihbar uc diirlii olur: a) Yukanda bildirdigimiz sahidlikdir. b) Kendi- 
nin baskasmda bulunan hakkmi haber vermekdir. Buna (Da'va acmak) denir. c) 
Baskasmm kendinde olan hakkmi, ihbar etmekdir. Buna (ikrar) etmek denir. Sa- 
hidlik soz ile olur, yazi ile olmaz. [Vakf sonu.] 

Da'vacmm istedigi zeman sahid olmak vacibdir. Bildigini kadidan [ya'ni hakim- 
den] gizlemek caiz degildir. Had cezalarmda ise, bildigini gizlemek efdaldir. Zina 
icin dort erkek sahid, kisas icin ve diger had cezalan icin iki erkek sahid lazimdir. 
Had ve kisasda kadinlann sahidligi kabul edilmez. Bekaret ve veladet ve kadm ayb- 
lari ipin bir kadin, baska haklar icin iki erkek yahud bir erkek ile iki kadin sahid 
lazimdir. Sahidin adil olmasi ve sehadet ederim demesi lazimdir. Biiyuk giinah is- 
lemiyen ve kilciik giinaha devam etmeyen ve hasenesi seyyiesinden cok olan miis- 
limana (Adil) denir. Raks ile, soz ile [sarki, calgi ile] baskalarmi eglendirenin sa- 
hid olamiyacagi, (Mecelle)nin 1705. ci maddesinde yazihdir. Miislimam seb' etmek, 
kotiilemek biiyiik giinahdir. Adaleti giderir. Bunun icin, vehhabilerin ve si'ilerin 
sahidlikleri kabul olmaz. Had ve kisasdan baska seylerde, baskasindan isitmekle 
de sahidlik yapihr. Boyle, sahid sayisi iki kat olmak lazimdir. Yalanci sahidlik, bii- 
yiik giinahdir. (Mecelle)nin 1660. ci maddesinde diyor ki, (Odiinc vermekden ve- 
ya satisdan ve kiradan, vedf a, ariyet, vergi, miilk, akar ve mirasdan olan sahsi ala- 
caklari icin, onbes hicri sene ozrsiiz terk edilmis da'valar, borclu inkar ederse, din- 
lenmez. Ya'ni miirur-i zemana ugrarlar. Fekat, alacakhlarm hakki zayi' olmaz. 
Ya'ni, borclu ikrar edince, borcunu odemesi her zeman lazim olur). 

Iki kimsenin, aralannda uyusamadiklan kul hakki icin, bir veya birkac miisli- 
mam hakim ta'yin etmeleri caizdir. Buna, (Tahkim) denir. Hakimin adil ve fikh bil- 
gisi olmasi sartdir. [Ruh-ul Mecelle 1793.] Bu hakimin verecegi hiikme itaat etme- 
leri lazimdir. Ta'yin etdikleri kimsenin kadihk sartlanna malik olmasi lazimdir. Ka- 
fir ve fasik tahkim edilmez. Kisas ve hududda tahkim caiz degildir. Bunun hiikmu 
bir uciincii sahsa samil olmaz. Mesela, aybli olan malm saticiya reddine karar ve- 
rirse, bu satici da, kendine satana red edemez. ikisinden birinin ikrar etmesi ve- 
ya niikul etmesi, ya'ni vazgecmesi ile veya sahidleri dinlemek ile karar verir. Kar- 
des, ana, baba, evlad ve zevcesi icin hakim olmak caiz degildir. Hiikm vermeden 
evvel, herbiri hakimi azl edebilir. Verdikden sonra azl edemez, mesru' ve fitneye 
sebeb olmiyan hukmiinii red edemezler. [Mecelle 1841.] 

23 — TA'ZlR 

Ta'zir, edeblendirmek demekdir. islamiyyetde, hadden daha hafif ceza ile ceza- 
landirmakdir. Ta'zir cezalan cesidlidir. Tenbih, ihtar, tekdir ve dogmek ve habs ve 
oldiirmege kadar gider. Suca ve sahsa uygun olam verilir. Haddin en hafifi, kole- 
nin cezasi olan kirk sopadir. Bunun icin ta'zir, otuzdokuz sopaya kadar olur. En azi 
iic sopadir. Hakim diledigi kadarmi vurdurur. Alimlere, yiiksek me'murlara ihtar 
etmek yetisir. Ba'zilarma, mahkemeye cagirip tekdir etmek yetisir. Kaba kimse- 
ler dayak ve habs ile ta'zir olunur. Mai almakla ve para cezasi ile ta'zir olmaz. Ta'zi- 
rin cinsini ve cezasmm mikdanm hakim takdir eder. Ta'zirde sopa, had cezalarm- 
dan daha kuvvetli vurulur. Had cezalarmda, en kuvvetli sopa zinada, sonra icki- 

-884- 



de, en hafif kazfde vurulur. 

Ta'zir, katl etmekle de olur. Bir adami yabanci kadmla zina halinde goren 
kimse, bagirmakla veya dogmekle ayiramiyacagini anlarsa, katli caiz olur. Kadm 
zinaya razi olmus ise, kadin da oldiiriilebilir. Zevcesini veya mahremini zina ha- 
linde goren, onu da, adami da birlikde oldiirur. Baska suretle korkutmaga luzum 
yokdur. Bir kadm veya oglan, kendisini zorliyan adami oldlirebilir. Biitiin bunlar- 
da oldiirenin isbat etmesi lazimdir ki, kolay birsey degildir. Kadmi aldatip koca- 
sindan ayiran kimse, kadmi verinciye veya oliinciye kadar habs olunur. 

Zulm ile, yol kesmekle, soygunculukla ve kul hakki olan biiyuk giinahlan, hir- 
sizlik, lutilik yapmakla meshur olanlan giinah islerken gorenler, baska sey ile 
mani' olamadiklan zeman, oldiirmeleri herkese caiz, hatta sevabdir. Hakimlerin 
oldiirmesi ise vacibdir. 

Ta'zir, memleketden nefy ederek, surerek ve evini yikarak da olur. Halka eziy- 
yet edenler, zinayi adet eden bekarlar nefy olunur. Calgi caiman evin hurmeti kal- 
maz. Halife Omer "radiyallahii anh" sarkici kadinm evine girip kamci ile vurdu. 
Basi acildi. Soruldukda, haram islemegi adet edindigi icin, hurmeti kalmamisdir. 
Cariye haline gelmisdir buyurdu. Fikh alimlerinden Ebu Bekr-i Belhi "rahmetul- 
lahi teala aleyh", bir koye gitdi. Dere kenannda, kadmlar, baslan ve kollan acik 
toplanmislardi. Nicin kadmlarm yanma geldin dediklerinde, bunlarm hurmetle- 
ri kalmamisdir. Imanlan siibhelidir. Kafir kadmlan gibidirler buyurdu. ikinci 
kismda, otuzsekizinci maddeye bakiniz! 

Her musliman, gtinah islemekde olana ta'zir yapar. isledikden sonra ise, ancak 
hakim yapar. Musliman, seraba tuz katdim. Sirke yapacagim dese de, serab sise- 
si kinhr. Zimmi, miislimanlar arasmda serab satmca, bunun siseleri de kirihr. Bu 
siseleri ve calgilan kiran tazmm etmez. Hadis-i serifde, (Giinah i^liyeni goren, eli 
ile mani' olsun. Buna giicii yetmezse, dili ile mani' olsun!) buyuruldu. Kaba avret 
olmiyan yeri acik gezene nasihat verilir. Fitne cikacak ise, emr-i ma'ruf yapilmaz. 
Kaba avreti acik olana sert soylenir. inad ederse dogiiliir. Had cezalan boyle de- 
gildir. Bunlari yalmz devlet yapar. Kul hakki kansan gtinahlarda da yalmz hakim 
ta'zir eder. Bunun icin hak sahibinin da'va acmasi lazimdir. Yabanci kadma bak- 
mak, dokunmak, halvet etmek, serab satmak, calgi calmak, faiz ahp vermek bu gii- 
nahlardandir. 

[(Hadika)da dil afetlerini anlatirken diyor ki, (Emr-i ma'rufu ve Nehy-i miin- 
keri el ile yapmak, devlet adamlarma, dil ile yapmak, din adamlarma, kalb ile yap- 
mak da her mtislimana farzdir. El ile yapmaga (ihtisab) ve (Hisbet) denir. Dil ile 
yapmaga (Va'z) ve (Nasihat) denir. Hisbet yaparak calgilan, icki siselerini kirmak 
yalmz devlet me'murlannm vazifesi oldugu icin, baskalan kirarsa tazmin eder, oder- 
ler. Hisbet yapmak, din adamlarma farz degil ise de, giinah islenirken mani' olma- 
lan caizdir. Fekat, din adami hisbet yaparken fitne uyandirmamahdir. Ya'ni, ken- 
dinin ve muslimanlarin dinine veya dlinyasma zarar gelecek olursa, hisbeti terk et- 
mesi vacib olur. Hisbet yaparken kendinde kibr, riya, su'i zan, meshur olmak dti- 
siincelerinin hasil olmasi ve muslimam hakaret, techil etmesi, fitne olur. Caiz 
olan birseyi yapmak haram islemege sebeb olursa, bunu yapmak da haram olur. 
Zina ederken goriince oldiirmek caiz olur denildi. Vacib olur denilmedi. Bagira- 
rak onlenemezse caiz olur ve olduriiliince, zina etmekde oldugunu iki sahid ile is- 
bat etmesi lazim olur. Zina edenin ikisini de oldiirmeyip, suclarmi ortmek daha iyi 
olur. Caiz olmak baskadir, vacib olmak baskadir. Hadis-i seriflere, kendine gore 
ma'na vererek, vacib olmiyan seyi yapmaga kalkismamahdir. Fitne cikarmamaga 
dikkat etmelidir. Oldiirulecegini muhakkak bilenin cihad yapmasi caiz olmaz. 
Oldiirulecegini bilenin sartlarma uygun hisbet yapmasi caiz olur ve oliince sehid 
olur. Fekat, fitne cikacagmi bilenin hisbet yapmasi caiz olmaz. Zalim devlet adam- 
larma, Allah nzasi icin, dil ile emr-i ma'ruf yapmak da boyledir)]. 

-885- 



(Behcet-iil-fetava) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, Mr cocuklan, al- 
datip, yakalayip, bunlan esir diyerek, kole diyerek satan kimse, siddetle dogiiliir, 
habs olunur. Bunu huy edinmis ise, hakim tarafmdan 6l(im cezasi verilir. 

Bir kimse, birini haksiz dogerse, o da bu kimseyi dogerse, hakim ikisini de 
ta'zfr eder. Ta'zire, once dogenden baslamr. Had cezasi olmiyan suclara tarn kar- 
sihgmi yapmak caizdir. Afv etmek ise, cok sevab olur. 

Hakim habsi ve baglamagi ve dogmegi birlikde yapabilir. 

Miislimanlan dili ile, eli ile, haksiz inciten ta'zir olunur. Kendi ogluna, kafire so- 
gen, kazf eden ta'zir olunur. Mali toplayip, disanya cikarmadan yakalanan hirsiz 
ta'zir olunur. Tenbellikle nemaz kilmiyan, kan akincaya kadar dogerek ta'zir 
olunur. Kadm irtidad ederse, otuzdokuz sopa vurarak ve habs ederek islama gel- 
mesi cebr olunur. Fisk ile meshur olana veya fiski hakim tarafmdan bilinen kim- 
seye fasik diyen ta'zir olunmaz. Fasik diyen, onun fiskmi misal ile isbat ederse yi- 
ne ta'zir olunmaz. Mesela, yabanci kadmi opdugiinii iki sahidle isbat etmelidir. Bu 
takdirde, fasik ta'zir olunur. 

[TENBIH: Allahii tealanin hakki bulunan bir giinahi isliyeni goren kimsenin, 
bir sahid yanmda ta'zir yapmasi lazimdir. Bir muslimana fasik diyen kimsenin ta'zir 
edilmesi, o miislimamn hakkini korumak icindir. Bu kimse, kendini, o muslima- 
nin hakki olan ta'zirden kurtarmasi icin beyyine, ya'niiki sahid ile soziinii isbat et- 
mesi lazim olmakdadir. 

Bir muslimana, ya zani veya bu ma'nada tiirkce cirkin seyler soyliyen kimse, kazf 
haddinden kurtulmak icin, misal gostermeden soziiniin dogru oldugunu sahid ile 
isbat ederse, kabul edilir. 

Ogrenmesi farz veya vacib olan fikh bilgilerini ogrenmemek fiskdir. Fasiklarm 
sahidligi kabul olmadigi icin, sahidlere i'tiraz olundugu zeman, hakim sahidlere fikh- 
dan sorar. Bilmezlerse, red olunduklan gibi, ta'zir de olunurlar. ibni Abidin 6n- 
soziinde buyuruyor ki, (Kur'an-i kerimden nemaz kilacak kadar ezberlemek farz- 
dir. Bunu ogrendikden sonra, fikh bilgilerinden farz-i ayn olanlan ogrenmek, 
Kur'an-i kerimin fazlasmi ezberlemekden daha iyidir. Ciinki, Kur'an-i kerimi ez- 
berlemek, ya'nihafiz olmak farz-i kifayedir. ibadetler ve mu'amelat icin lazim olan 
fikh bilgilerini ogrenmek ise farz-i ayndir. Halalden, haramdan ikiyiizbin mes'ele- 
yi ezberlemek lazimdir. Bunlann bir kismi farz-i ayndir. Bir kismi da farz-i kifa- 
yedir. Herkese, isine gore, luzumlu olanlar farz-i ayn olur. Fekat hepsini ogrenmek, 
Kur'an-i kerimi ezberlemekden daha iyidir. Tefsir ile vakt gecirmek dogru degil- 
dir. Ciinki, tefsir ile, va'z ve kissa ogrenilir. Fikh okuyarak, halali, harami ogren- 
melidir. Allahii teala (Hikmet)i ovdii. Tefsir alimlerinin cogu (Hikmet, fikhdir) de- 
di. Bir fikh alimi, bin zahidden daha krymethdir. Fikh bilgileri, dort mezhebin alim- 
lerinden ogrenilir. Dort mezhebden birinde bulunmiyan fikh bilgisi caiz degildir. 
Tefsir ilminin ka'ideleri kurulmamis, kollara aynlmamis, sonuna vanlmamisdir. Her 
ayetin cok tefsiri vardir. Hepsini Allahii tealadan baska kimse bilmez). (Hadfka)da, 
iicyuzyirmidorduncu sahifeden bashyarak buyuruyor ki, (Ehl-i siinnet i'tikadim ve 
farzlan, haramlan ogrenmek farzdir. Bunlan ogretmek ve kendine lazim olandan 
baska fikh bilgilerini ogrenmek ve Kur'an-i kerimin tefsirini ve hadis ilmini ogren- 
mek farz-i kifayedir. Fikh bilgileri, Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden ogre- 
nilmesi farz olan bilgilerdir. Fikh kitabi okuyan mukallidler, ayetden ve hadisden 
hiikm cikarmak ihtiyacindan kurtulur. Farz-i kifaye olanlan bilen, yapan var 
iken, bunlan ogrenmek mustehab olur. Bunlan yapmak nafile ibadet olur. Yalniz, 
cenaze nemazi boyle degildir. Velisi kilmca, baskalarmm tekrar kilmasi caiz olmaz. 
Nemaz kilacak kadar Kur'an-i kerim ezberliyen kimsenin, bos zemanlarmda da- 
ha cok ezberlemesi, nafile nemaz kilmasmdan daha cok sevab olur. ibadetlerin- 
de ve gunliik islerinde lazim olan fikh bilgilerini ogrenmesi ise, bundan daha cok 
sevab olur. Luzumundan fazla fikh bilgilerini ogrenmek de, nafile ibadetlerden da- 

-886- 



ha sevabdir. Liizumundan fazla fikh bilgisi ogrenirken, tesavvuf bilgilerini ve ha- 
kimlerin, ya'ni Allahii tealaya arif olanlarm sozlerini ve hal tercemelerini ogren- 
mesi de miistehab olur. Bunlan okumak, kalbde ihlasi artdinr. Fikh bilgilerini, de- 
rin alimler, ayet-i kerimelerden ve hadis-i seriflerden cikarmislardir. Bunlar, an- 
cak fikh kitablarmdan ve fikh alimlerinden "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
ogrenilir). 

Goriiliiyor ki, tefsir okumak farz-i kifayedir. Fikh kitablan varken, din bilgile- 
rini tefsirlerden ogrenmege kalkismak, nafile ibadet olur. Farz-i ayn olan fikh ki- 
tablanni okumagi birakip, nafile olan tefsir okumak, caiz degildir. Zaten, bizim gi- 
bi mukallidlerin, tefsirden fikh bilgisi ogrenmesi imkansizdir. Cehenneme gidecek- 
leri bildirilen yetmisiki firkamn alimleri, tefsirlerden yanlis ma'na anladiklan 
icin, sapitdilar. Alimler sapitinca, bizim gibi cahillerin tefsirden ne anhyabilecegi- 
mizi diisiinmeliyiz! Dogru yazilmis tefsirleri okuyan cahiller, boyle felakete diiser- 
se, Mehmed Abdiih, Omer Riza ve Seyyid Kutb gibi dinde reformcularm tefsir adm- 
daki kitablanm okuyan acaba ne olur? (Feth-ul-mecid) vehhabi kitabi, gencleri al- 
datmak icin yazdigi yalanlara, iftiralara vesika olarak, bircok yerinde (imatl ibni 
kesir)in tefsirini gostermekdedir. Samdaki alimlerden iistad Abdiilgani, 1391 [m. 
1971] baskih (Fadl-iiz-zakirin) kitabinda, (ibni kesir tefsiri)ni okumamahdir. Ciin- 
ki, icinde dalalat-i kesire vardir demekdedir. Seyyid Kutb, son zemanlannda yaz- 
digi (Fi-zilal-il Kur'an) kitabinda, Abdiih masonunu ovtiyor. Ustadim dedigi o sa- 
pik kimsenin yolunda oldugunu, tefsirine onun yazilanm, fikrlerini koydugunu bil- 
diriyor. Onceleri bir felsefeci, bir sosyalist iken, son zemanlannda islam dinini de- 
gisdirmege, kendi hulya ve sapik goriislerini din bilgisi olarak yazmaga bashyan bu 
adamm, mezhebsiz bir dinde reformcu [bir zmdik] oldugu, son yazdigi kitablarm- 
da, acikca gorulmekdedir. Muhammed AliSabuniismindeki bir kimse de, 1391 [m. 
1971] senesinde Mekke-i mukerremede hazirladigi (Revai'ul-beyan) kitabim, 
Ehl-i siinnet alimlerinin yazilan ile doldurmus ve aralarma Muhammed Siddik Ha- 
sen han Biihiipali, Mahmud Alusi, Seyyid Kutb ve ibni Kesirin vehhabiligi tervic 
eden fikrlerini de kansdirmisdir. Bu zehrli kitablan okumamah, cocuklanmiza da 
okutmamahyiz. Bunlan piyasaya siirenlerin yaldizh reklamlanna aldanmamahyiz]. 

Miislimana, (Ey kafir) diyen [veya, miislimana mason diyen, komiinist diyen] 
ta'zir olunur. Onu kafir i'tikad ederse, kendisi kafir olur. Musliman, kendine ka- 
fir diyene, efendim gibi kabul gosteren cevab verirse, o da kafir olur. 

Ey habis, ey sapik, ey facir diyen ta'zir olunur. Facir, kavgaci, gecimsiz demek- 
dir. Ey muhannes diyen ta'zir olunur. Muhannes, kadm gibi olan erkege denir. Ha- 
in diyen ta'zir olunur. Hain, emanete hiyanet eden, fenalik eden kimsedir. Sefih, 
pelid, ahmak, mubahi, avani, luti, zmdik, hirsiz, deyyus, kaltaban, ey serab icici, 
ey faizci diyen ta'zir olunur. Sefih, parasmi haram yerlere sacan kimsedir. Pelid, 
habis, kotii demekdir. Ahmak, akh az, kotii huylu demekdir. Mubahi, haramlara 
halal diyendir. Avani, sucsuzlan, iftira ederek mahkemeye siiriikliyendir. Zmdik, 
musliman goriinen kitabsiz kafir demekdir. Deyyus, zevcesinin namussuzlugunu 
hos gorendir. Buna kaltaban ve pezevenk de denir. Luti, pederaste ya'ni pust de- 
mekdir. 

Ey miinafik, ey yezidi, miibtedi', yehudi, nasrani, kahbenin oglu diyen ta'zir olu- 
nur. Miinafik, kafir oldugu halde musliman goriinen kimsedir. Yezidi, hazret-i Ali- 
ye diisman olan, seytana tapmandir. Miibtedi', bid'at sahibi olandir. Bid'at, Ehl-i 
siinnete uymiyan her inanis demekdir. Kahbe, iicretli fahise, genel ev kadini de- 
mekdir. Iki imama gore "rahmetullahi teala aleyhima", kahbenin oglu demek, za- 
niye oglu demek olup had vurulur. Orospu oglu demek de boyledir. 

Namussuzun oglu, facirenin oglu, kafirin oglu, fasikm oglu, hirsizlann yuvasi, 
zanilerin basi, haramzade, oglanci diyen ta'zir olunur. Pic diyene had vurulur. 

Kendine deyyus diyen veya boyle meshur olan, bunu halal bilmedikce oldiirul- 

-887- 



mez. Siddetle ta'zir olunur. Bir fasik tevbe etse ve bir daha giinah islersem, su kim- 
se rafizi olsun, kafir olsun derse, giinah isleyince, o kimse kafir olmaz. Soyliyenin 
yemin keffareti vermesi lazim olur. Onun kafir olmiyacagim bilmezse, kendisi ka- 
fir olur. Ciinki, baskasmm kiifriine razi olan kafir olur. 

Esek, domuz, kopek, maymun, okiiz, ayi, yilan diyen ta'zir olunmaz. Yalan ol- 
dugu meydanda olup, kendini kotiilemekdedir. Kotiiliik, soyliyene raci' olursa, 
ta'zir yapilmaz. Ciinki ta'zir, haram isleyene ve sozii ile, hareketi ile, isareti ile, miis- 
limana haksiz olarak eziyyet verene yapilir. 

Birisine hirsiz deyip de isbat edemiyen, ta'zir olunmaz. Birisine fahise, orospu 
deyip de isbat edemiyene kazf haddi lazim olur. 

Ta'zirin cogunda, Allahii tealamn hakki ve kul hakki birlikde vardir. Fekat kul 
hakki daha cokdur. Kazfde de iki hak kansikdir. Fekat, kazfde kul hakki daha az- 
dir. Bunun icin, hadler afv edilmez. Ta'zir ise, incitilen kimsenin afv etmesi ile sa- 
kit olur. Fekat, kul hakkini hakim afv edemez. Bir kimse, birini cesidli kelimeler- 
le veya birkac kisiyi bir kelime ile sogse, herbiri icin ayn ayn ta'zir olunur. Ciin- 
ki kullann haklari birbirleri yerine gecmez. Had cezalan ise tedahul eder. Ta'zir - 
de, sogen inkar ederse, yemini kabul edilerek, afv olur. 

Yabanci kadmi opmek ve giinah islenen yerde bulunmak gibi ta'zir lazim gelen 
ba'zi suclarda, yalniz Allah hakki bulundugu icin, ta'zir edilmesi afv ve yemini ka- 
bul edilmez. Bunu yalniz devlet reisi afv edebilir. 

Nemaz kilan biri, eli ile veya dili ile insanlan incitiyorsa, bunu lslah icin devle- 
te haber vermek caizdir. Yalniz Allah hakki olan ta'zirlerde, adil bir kimsenin ha- 
ber vermesi ile hakim ta'zir eder. Cunki, kul hakki kansmryan suclarda hakim ken- 
di bilgisi ile karar verebilir. Haber, yazi ile verilebilir. 

Serab, icki satm alan, icen ve nemaz kilmiyan habs olunur ve doguliir, sonra 91- 
kanlir. Adam oldiirmekle, hirsizhkla, insan dogmekle ittiham olunan, tevbe etdi- 
gi halinden anlasihncaya kadar uzun siire habs olunur. Ciinki, bunun zarari her- 
kesedir. Oncekilerin ise, kendilerinedir. Zimmiye sogen miisliman ta'zir olunur. 
Zimmiye sogmek giinahdir. Yehudinin, mecusinin yiiziine karsi, ya kafir demek gii- 
nahdir. Onlar kendilerini kafir bilmiyor. Kafir denilince inciniyorlar. 

Kadinm, zevcine karsi, mesru' olan zinetlerini giyinerek, takarak giizel koku sii- 
riinerek siislenmesi lazimdir ve cok sevabdir. Bunu bildiren hadis-i serifler, 
(Sir'atiil-islam $erhi) 465. ci sahifesinde de yazilidir. Siislenmezse ve gusl abdes- 
ti almazsa, haksiz yere evden iznsiz cikarsa, yatagma gelmezse, kiiciik cocugunu 
aglaymca, dogerse, zevci buna nasihat verir. Nasihati dinlemezse veya zevcine so- 
gerse, na-mahreme yiiziinii acarsa, adetden fazla mahni iznsiz verirse, had ceza- 
sina girmiyen herhangi bir giinahi islerse, zevcin bunu ta'zir etmesi, ya'ni acik eli 
veya mendil ile hafif vurmasi caiz olur. Baska sebeblerle hafif dahi vuramaz. [Ka- 
dinin ytizti avret degil ise de, fitneye sebeb olursa, ortmesi lazim olur.] Nemaz kil- 
madigi icin ta'zir etmez. Ciinki, nemazm faidesi zevc icin degildir. Baba balig ol- 
miyan oglunu nemaz kilmadigi ve oruc tutmadigi icin ta'zir eder. Ana ve vasi de, 
baba gibidir. Biiyiik ogul, yabanci gibidir. 

Anasi, babasi giinah isliyen cocuk, bunlara bir kerre nasihat eder. Kabul etmez- 
lerse, susar. Onlara diia eder. Gene ve dul anasi, diigiinlere, fitne olan yerlere gi- 
derse, oglu men' etmez. Hakime haber verir. Hakim men' eder. 

Cocugun, Kur'an-i kerimi, edebleri ve farzlan, haramlan, Ehl-i siinnet i'tika- 
dmi ogrenmesi icin babasi ikrah eder, zorlar. C ocu gunu dogdiigii islerde, yetimi 
de dogebilir. Cocuk ve zevce sopa ile dogulmez. El ile, mendil ile vurulur. Ayak- 
la, yumrukla vurulmaz. Kul hakki olan suclarda, cocuk ta'zir olunur. icki, zina, sir- 
kat gibi, yalniz Allahii tealamn hakki olan suclar icin cocuk ta'zir edilmez. 

Hakimin had ve ta'zir cezasi verdigi suclu, cezalandinhrken oliirse, kimse 

-888- 



mes'ul olmaz. Zevc, zevcesini ve mu'allim talebesini ta'zir ederken ollirse, tazmin 
eder. Ciinki, zevcin ta'ziri vacib degil, mubahdir. Ya'ni, islamiyyet erkegin zevce- 
sini dogmesini asla emr etmemisdir. Hafif vurmasma izn vermisdir. Zevcesini asi- 
n dogen zevc ve talebesini asm dogen mu'allim ta'zir olunur. Haksiz yere, hafif do- 
gerlerse de ta'zir olunurlar. Diinya menfe'ati icin, mesela bir kiz ile evlenebilmek 
icin [veya midye gibi ve elektrikle oldiiriilerek les olmus hayvan gibi haram sey- 
leri yiyebilmek icin] mezhebini degisdiren ta'zir olunur. Ciinki, miictehid olmryan 
kimsenin, diinya menfe'ati icin, mezhebini degisdirmesi glinahdir. Dinini ve mez- 
hebini begenmemis olur. Birinci kism, 54. cii madde, 3. cii sahifesine bakimz! 

Ibni Abidin, (Redd-iil-muhtar)m ellibirinci sahifesinde buyuruyor ki, (Bir isin, 
bir ibadetin sahih olmasi icin, dort mezhebden herhangi birine uygun olmasi lazim- 
dir. Ya'ni, o isin sahih olmasi icin, bir mezhebde uyulmasi lazim olan sartlarm hep- 
sine uygun olmasi lazimdir. Bir ibadeti yaparken, sartlanndan biri bir mezhebe, 
baska biri de baska mezhebe uygun olursa, bu ibadet sahih olmaz. Mesela, deri- 
den kan akarsa, Hanefi mezhebinde abdest bozulur. Safi'i mezhebinde bozul- 
maz. Bir erkek, yabanci kadinm derisine dokununca, Safi'ide, ikisinin de abdes- 
ti bozulur. Hanefide ikisinin de bozulmaz. Derisinden kan aksa ve kadina da do- 
kunsa, her iki mezhebe gore abdesti bozulur. Bu abdest ile kildigi nemaz sahih ol- 
maz. (Bunun abdesti, bir mezhebe gore sahih olmadigi zeman, diger mezhebe go- 
re sahih oluyor. Nemazi sahih olur) denilemez. Bu kimse, iki mezhebi (Telfik) et- 
mekde, kansdirmakdadir. Boyle kimseye (Miileffik) denir. Miileffikm ibadetinin 
sahih olmiyacagi sozbirligi ile bildirilmisdir. Bir ibadetin bir sarti bir mezhebe, bas- 
ka sarti da baska mezhebe gore sahih olursa, bu ibadet sahih olmaz. Abdest ahr- 
ken, basinm bir parcasim mesh eden kimse, kopege degdikden sonra nemaz kil- 
sa, bu nemazi sahih olmaz. Ciinki, abdesti Malikiye gore sahih degildir. Kopege do- 
kununca, Safi'iye gore iistii necs olmusdur. Bunun gibi, tehdid ile, zor ile yapdi- 
nlan talak Hanefide sahih olur. Bosadigi kadinm kiz kardesini alabilir. Safi'ide ise 
sahih olmaz. Bu adamm, her iki mezhebe uyarak, bu kizkardeslerin ikisi ile birlik- 
de evli yasamasi sahih olmaz. Bunlar da (Telfik) olur. Fekat bir kimse, bir ibade- 
ti, bir isi, bir mezhebin biitun sartlarma uyarak yapip bitirdikden sonra, bunu tek- 
rar yaparken veya baska bir ibadeti, baska bir isi yaparken, baska mezhebin sart- 
larma uyarak yapmasi, alimlerin coguna gore sahih olur. ihtiyac oldugu zeman yap- 
mak ise, sozbirligi ile sahih olur. Hatta bir mezhebin sartlarma uyarak yapilan bir 
isin, bir ibadetin bu mezhebe gore sahih olmadigi, baska bir mezhebe gore sahih 
oldugu sonradan anlasilsa, o mezhebe gore sahih oldugunu dusuniince, o mezhe- 
bi taklid etmis olur. O isi sahih olur. [Cunki o ibadeti kurtarmak icin, mezheb tak- 
lidine ihtiyac hasil olmusdur. Menfe'ati icin, zevki icin, cesidli islerini, cesidli 
mezheblere uyarak yapmak telfik olur. Bir ibadeti kendi mezhebine gore yapma- 
sina mani' olan bir ozr hasil olunca, bu ibadeti baska bir mezhebi taklid ederek yap- 
mak lazim oldugu, gusl abdesti bahsinde bildirilmisdi. Baska mezhebi taklid etme- 
sine mani' olan ikinci bir ozr de hasil olsa ve bu ozr kendi mezhebine uymasma ma- 
ni' olmasa, bu ibadeti, iki mezhebe gore de sahih olmadigi halde, ozr ile, ihtiyac 
ile oldugu icin, bu hali telfik olmaz. ibadeti sahih olur.] Baska bir mezheb taklid 
edilirken, kendi mezhebinde mekrtih veya haram olsa bile, o mezhebin farzlanna 
ve mlifsidlerine uymak lazimdir. Kendi mezhebinin haram demesine bakilmaz). 
Mezhebleri telfik eden ta'zir olunur. (Seyf-iil-ebrar) kitabina bakimz! 

[Maliki mezhebinde, dokuz yasina gelmis kizm oniinden, bir sebeb olmadan akan 
kirmizi, sari veya bulanik kana (Hayz kani) denir. Akmaga baslaymca, hayz olur. 
Devam ederse, onbes glinden azi adet olur. Fazlasi istihada olur. Sonraki ayda, ade- 
ti degisirse, adetlerinden en cogunun iic giin fazlasi hayz olur. Daha fazlasi ve on- 
bes gunden fazlasi istihada olur. Kiirsiif kuru veya beyaz lslak ise, hayzm kesildi- 
gi anlasihr. Yetmis yasmdan sonra gelen kan hayz olmaz, istihada olur. Kan, fa- 

-889- 



silalarla devam ederse, kesildigi giinler temiz kabul edilir. Temizligin asgari miid- 
deti onbes giindiir. Onbes giinden evvel gelen kan, istihada olur. Boyle temizlik 
muddeti sonsuzdur. Kesilip, onbes giin sonra baslarsa hayz olur. Dogumdan ev- 
vel gelen kan, hayzdir. Kann yanlarak cocuk alinmca gelen kan nifas olmaz. Ni- 
fasin a'zami muddeti altmis giindiir. Onbes giin kan kesilirse, tahir olur. Sonra ge- 
len hayz olur.] 

Kinaye, una ile kazf eden ta'zir olunur. Kinaye yolu ile sogen ta'zir olunmaz. Bi- 
rinin zevcesini aldatip, nikahlayan kimse, bosaymciya veya oliinciye kadar habs olu- 
nur. Riya olarak vera' ve takva gosteren ta'zir olunur. 

Kul hakki bulunan ta'zir suclari, had suclari gibi, tevbe ile afv olmazlar. 

(Mecelle)nin ondokuzuncu maddesinde, (Birine zarar vermek ve zarar yapana 
karsihk olarak zarar yapmak caiz degildir) diyor. Mubah isler, baskasma zarar ve- 
rirse, caiz olmaz. Mali caiman kimse, hirsizm veya baskalarinm malmi calmaga hak 
kazanmaz. Zararlan ahkam-i islamiyyeye uygun olarak gidermek hakimin vazife- 
sidir. Zarar, kendi kadar veya daha cok zararla giderilmez. 

(Bahr-iil-fetava)da diyor ki, (Icki satan miisliman, siddetle ta'zir olunur. Yol- 
da bir kadmi kucakhyan, open ta'zir olunur. Karsihgmda had cezasi bulunmiyan 
giinahlan isliyen ta'zir olunur. Ta'zir cezasi, yalmz don, gomlek ile ayakda iken so- 
pa vurmak ile yapihr. Kocasi olen kadm, iddet zemam temam olmadan evlenirse, 
bunu bilerek alan kimse, siddetle ta'zir olunur. Zevci uzakda olan kadm ile evle- 
nen kimse ta'zir ve aralari tefrik olunur. Erkek seklinde dolasan kadm ve kadm 
seklinde gezen erkek ta'zir ve tevbe edinciye kadar habs olunurlar. Sarkici ve cal- 
gici olan da boyledir. Birinin zevcesini zor ile kendi evine gotiiren, siddetle ta'zir 
olunur ve kadm kocasma teslim edilir. Fahise kadini, komsulan evden, mahalle- 
den atamazlar. Hakim dayak ile veya habs ile ta'zir eder. 

Sihr, biiyii yapan ta'zir olunur. ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" onsoz- 
de diyor ki, (Ogrenmesi haram olan bilgilerden biri sihr ve kehanetdir. Sihr, ilme, 
fenne uymiyan gizli sebebler kullanarak, garib isler yapmagi saghyan ilmdir. Sih- 
ri ogrenmek de, ogretmek de haramdir. Miislimanlan zarardan korumak icin ve 
hayrli isler yapmak icin ogrenmek de haramdir. [Demek ki, yapilmis biiyiiyii co- 
ziip yok etmek, zevc ve zevce arasmda muhabbet hasil etmek ve harbde diismani 
maglub etmek gibi faideli isler icin de sihr yapmak biiyiik giinahdir. Hayrli is 
yapmak icin, bu biiyiik gunahi islemenin caiz olmiyacagi (Hadfka)da, butiin bede- 
ne aid afetler kismmda yazilidir.] Zevcin zevcesini sevmesi icin (Tivele) denilen 
sihri yapmak, hadis-i serif ile nehy edilmisdir. Bunun haram oldugu (Haniye) 
fetvasmda da yazilidir. Sihrde ayetlerden, me'sur olan diialardan baska seyler ya- 
zilidir. Sihrbazin ve zindikin tevbeleri kabul edilmez. Ben her istedigimi yaparim 
seklinde kiifre sebeb olan i'tikadi olmasa dahi, fitne ve fesada cahsdigi icin, sahi- 
rin hakim tarafmdan ta'zir olunmasi lazimdir. Ta'ziri katl ile olur. Sihrde imam gi- 
deren birsey de yaparsa, kafir olur. Kehanet, ileride olacak seyleri haber vermek- 
dir. Arraf, falci demekdir. Caiman seylerin yerlerini, calanlan ve sihr yapanlan ha- 
ber verir. Tecribe ile, hesab ile degil, tahmin ile, zan ile konusurlar. Yahud cinden 
ogreniyoruz derler). 

Kalbine, kiifre sebeb olan sey gelen, bunu soylemese ve iiziilse, imanma zarar ver- 
mez. Imammn kuvvetli oldugunu gosterir. Seyhayne "radiyallahii teala anhiima" so- 
gen, minted olur. Katl olunur. Erkeklerin ipek giymeleri halaldir diyen kafir olmaz. 
Zira ihtilafhdir. islamiyyete de miirace'at edelim diyene, islamiyyet ile isim yokdur 
diyen kafir olur. Imanim ve nikahim tecdid etmesi lazim olur. Miislimamn hem is- 
lamiyyete, hem de kanuna uymasi lazimdir. Miirted olup Dar-iil-harbe gidenin 
mallan varislerine intikal eder. Beyt-iil-malm olmaz. Miisliman oldum diyen zim- 
mitasdik olunur. Kafir, siinnet olmakla, miisliman olmaz. Miisliman cariyeyi satin 
alan zimmi siddetle ta'zir olunur. Cariyeyi miislimana satmasi emr olunur. Miisliman- 

-890- 



larm mahallesinde ev satin alan zimminin, bu evi bir miislimana satmasi emr olu- 
nur. Cami' civanndaki evlerini zimmilere kiraya veren miislimana, bunlardan 
alip, nemaz kilanlara vermesi emr olunur. Zimminin kafir kole satm almasi caiz- 
dir. Kole miisliman olursa, bunu miislimana satmasi lazim olur. Zimmi miisli- 
man kadinla zina etse, yiiz degnek had vurulur ve uzun zeman habs olunur. Bu ka- 
dm muhsan ise recm, degilse darb olunur. Gelini ile zina eden recm olunur). 

Funs soyliyen kimse ta'zir olunur. Ciinki, fuhs soylemek tahrimen mekruh- 
dur. (Hadika) kitabinda, dil afetlerinin onbirincisinde diyor ki, fuhs, cirkin soz de- 
mekdir. Haddi asan herseye fahis denir. Burada, cirkin olan isleri baskalarma acik 
kelimelerle anlatmak demekdir. Cima' icin ve abdest bozmak icin kullamlan ke- 
limeleri soylemek boyledir. Bu kelimeleri soylemek fuhsdur ve tahrimen mekruh- 
dur. Ciinki bunlan soylemek, muriivvete ve diyanete uygun degildir ve hayayi, utan- 
mayi giderir ve baskalarmi gticendirir. Miiriivvet, insanhk, erkeklik demekdir. Ci- 
ma'i ve abdest bozmagi anlatmak lazim oldugu zeman, acik olarak soylememeli, 
kinaye olarak soylemelidir. (Kinaye), birseyi, acik ma'nalan baska olan kelime- 
lerle anlatmakdir. Edebli olan, salih olan, fuhs soylemege mecbur olunca, kinaye 
olarak soyler. Mesela, Allahii teala, Kur'an-i kerimde, cima' icin dokunmak 
(lems) kelimesini soylemisdir. ibni Ebiddtinyamn ve Ebu Nu'aymm "rahmetulla- 
hi teala aleyhima" bildirdikleri hadis-i serifde, (Fuh§ soyliyenlerin Cennete girme- 
leri haramdir) buyuruldu. Ya'ni, bunun azabmi cekmedikce Cennete girmezler. 
(Hadika)dan terceme temam oldu. 

(Berika) kitabinda diyor ki, kalb afetlerinin otuzaltmcisi, (Vekahet)dir. Veka- 
het, hayanm az olmasi demekdir. Haya, cirkin sey yapmakdan, ayblanmakdan ce- 
kinmekdir. Tiirkcede, utanmak, sikilmak denir. Hadis-i serifde, (Allahii teala- 
dan haya ediniz!) buyuruldu. Allahii tealadan haya etmek, sehvetlerini, ya'ni 
nefsin isteklerini terk etmekle olur. Hayasi olan, Allahii tealadan korkar. Onun, 
razi olmadigi islerden ve sozlerden kacimr. Bir hadis-i serifde, (Haya, tmandandir. 
Fuh$ soylemek, cefadandir. Inian Cennete, cefa Cehenneme gotiiriir) buyuruldu. 
Haya ve iman birlikde bulunur. Biri yok olursa, digeri de yok olur. Kadm hayasi, 
erkek hayasindan dokuz kat fazladir. Bir hadis-i serifde, (Fuhs insanin lekesi, ha- 
ya, zinetidir) buyuruldu. Hayanm en kiymetlisi, Allahii tealadan utanmakdir. 
Ondan sonra, Resulullahdan "sallallahti aleyhi ve sellem" hayadir. Daha sonra, in- 
sanlardan haya etmekdir. (Berika)dan terceme temam oldu. Kafirler, miisliman- 
larm imanlarim yok etmek icin, hayalanni yok etmege cahsiyorlar. Pilajlarda, fut- 
bol oyunlannda, sporlarda avret yerlerinin, edeb yerlerinin acilmasma onderlik ya- 
piyorlar. Fuhs sozlere seks bilgisi diyorlar. Bu acikhklara ve seks bilgilerine ileri- 
cilik ve liizumlu, faideli diyerek gencleri hayasiz yapmak istiyorlar. Gencleri aldat- 
mak icin, medenimilletlerin yapdiklarim biz de yapacagiz. Cagimiza ayak uydu- 
racagiz. Gericilikden kurtulacagiz diyorlar. Kafirler teknikde ilerledikleri, mad- 
de ve kuvvet iizerinde cok sey kesf etdikleri icin, kafirlik iyidir, faidelidir denile- 
bilir mi? Onlarin ibadetlerini, kotiiliiklerini biz de yapahm denilebilir mi? Bir miis- 
liman, Allahii tealamn yasak etdigi seyleri, kafirlerin yapdiklarim ileri siirerek, ove- 
mez. Bunlar faidelidir diyemez. Haramlar hicbir sebeble faideli, iyi olamaz. Ka- 
firlerin yapdigi seylerden islam dininin yasak etmediklerini, hatta emr etdikleri- 
ni ovmek ve yapmak ise, sue olmaz. Fen bilgileri, agir sanayi' boyledir. Kafirlere 
medeni etiketini koyduran da bu sahadaki basanlandir. Miisliman, kafirlerin bu 
basanlanni over, islam diismam ise, bu basanlan ileri siirerek, onlarin kiifrlerini, 
ibadetlerini, ahlaksizhklarim ve islamiyyetin yasak etdigi zararh, kotii seylerini over. 
Allahii teala, din yolunda cahsanlara ve din bilgilerini, ma'rifetlerini, kerametle- 
ri, harikalan ogretenlere rahat, huzur veriyor. Dtinya bilgilerinde, fende cahsan- 
lara da aradiklarmi veriyor. Kafir milletler, yalniz fen bilgileri iizerinde cahsiyor- 
lar. Islam dinini insaf ile, temiz bir vicdan ile incelemiyorlar. Bunun icin, fende iler- 

-891- 



liyor, biiyiik endiistri kuruyorlar. Fekat, kiifr pisliginden, haram ve kotii islerinin 
zararlarmdan kurtulamiyorlar. Rahata, huzura ve se'adete kavusamiyorlar. Fen- 
de ilerledikleri halde, rahat yasiyamiyorlar. Ciinki, ktifrden ve haram islemekden, 
hep zarar, hep ziyan, hep fenalik hasil olur. Sonu hep felaket olur. Imandan, iba- 
detlerden ve gilzel ahlakdan ise, daima iyilik, rahatlik hasil olur. Fende ilerledik- 
lerini ileri siirerek, kafirlerin kiifrlerini, islamiyyete uymiyan islerini ovmek, ca- 
hillik ve saskmlikdir. Miislimanlar, onlar gibi, fen bilgilerinde de cahsmaga, onlar 
gibi biiyiik fabrikalar kurmaga ozenmelidir. Ciinki, islamiyyet bunu emr etmek- 
dedir. islamiyyet, hem fen bilgilerinde cahsmagi, hem de giizel ahlakh olmagi, her- 
kese iyilik yapmagi emr etmekdedir. Miislimanlar, kafirlerin, miinafiklarm ciplak 
gezmelerini ve seks bilgisi adi altmda fuhs soylemelerini faideli zan etmemelidir. 
Bunlari ovmenin, miislimanlarm hayalanni, fmanlarim calmak icin bir tuzak oldu- 
gunu bilmelidir. Bir isin, bir soziin faideli veya zararh oldugunu anlamak icin, ka- 
firlerin yapip yapmadiklarma degil, dinimizin emr veya yasak etdigine bakmah- 
dir. 

24 — CINAYETLER 

(Redd-iil-muhtar) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" buyuruyor ki: Cinayet, 
yaralamak veya oldiirmek demekdir. 

Katl, insan oldiirmek demekdir. Oldiirene katil, olene maktul denir. Bes diir- 
lii katl haramdir: 

1 — Amden, bilerek, istiyerek oldiirmekdir. Oldiirmek icin, bir insamn herhan- 
gi yerine, bicak, tabanca gibi oldiiriicii seyle vurmakdir. Demirden olan hersey, bl- 
eak demekdir. Her ma'den de demir gibidir. Agac, cam ve tasdan yapilan sivri, kes- 
kin seyler de demir gibidir. Atesde yakmak, atesi sonmiis sicak finnda, kaynar su- 
da oldiirmek de katldir. Ensesine, kalbine igne sokup oldiirmek, agir seyle doge- 
rek oldiirmek de iki imama gore amden katldir. 

Amden adam oldiirmek, kiifre sebeb olan seyleri [ihtiyan ile] soylemekden da- 
ha biiyiik giinahdir. Ciinki, kiifr sozii soylemek icin, oliim ile zorlanan kimsenin, 
kalbi iman ile dolu olarak soylemesi caizdir. Fekat, baskasim oldiirmez isen seni 
oldiiriiriiz deseler, oliimden kurtulmak icin baskasim oldiirmek caiz olmaz. Fekat, 
kalbinden miirted olmak, adam oldiirmekden daha biiyiik giinahdir. Mii'mini 
amden katl eden kimse, kafir olmaz. Mii'min oldugu icin oldiiriirse veya oldiirmek 
halaldir diyerek oldiiriirse, kafir olur. 

Bir insam haksiz olarak, amden oldiiren kimseye (Kaved) lazim olur. Kaved, ki- 
sas olarak, onu da oldiirmek demekdir. Maktuliin velilerinden biri afv ederse ve- 
ya veil ile katil, belli bir mal, para ile uyusurlarsa, kisas yapilmaz. Uyusulan mal 
alinir. (Berika)da, (hikd) kotii huyu anlatihrken yazih hadis-i serifde, (Kul hak- 
lanni odeyen, her nemazdan sonra onbir ihlas-i serif okuyan ve katilini afv ede- 
rek olen Cennete girecekdir) buyuruldu. Amden katlde, keffaret lazim olmaz. C un " 
ki, biiyiik giinahdir. Keffaret ise, ibadetdir. ikisi bir araya gelemez. (Buhari)deki 
hadis-i serifde, (Ekber-i kebair, birseyi Allahii tealaya ortak etmek, adam oldiir- 
mek, anaya, babaya karsi gelmek, yalanci sahidlik yapmakdir) buyuruldu. Zina, 
sirkat ve faiz alip vermek de, boyle biiyiik giinahdir. 

(Tuhfet-iil-fiikaha) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, bir kimse, baba- 
sim birinin silahla oldiirdiigiinii gorse veya babasmi oldiirdtigiinii iki sahid yanm- 
da buna soylese, sonra: (O benim velimi oldiirmiisdii. Babam kisas icin veya miir- 
ted oldugu icin oldiirdiim) dese, cocuk boyle oldugunu bilmese, bunu oldiirmesi 
mubah olur. iki adil sahid, birisine, falan kimse senin babam oldiirdii deseler, o kim- 
seyi oldiirmesi mubah olmaz. Ciinki sahidlerin sozii ancak mahkemede huccet olur. 
Gormek veya ikrar gibi insana huccet olmaz. 

-892- 



2 — Haram olan katlin ikincisi, sebehe olan, ya'ni amd ile oldiirmege benze- 
yen katldir. Katl aletleri ile olmiyan oldiirmekdir. Kiiciik tas, kiiciik sopa ile do- 
gerek oldiirmek boyledir. Biiyiik tas, biiyiik sopa ile oldiirmek de, imam-i a'zama 
gore, boyledir. Kuyuya atmak, dagdan, damdan asagi atmak da boyledir. Burada 
kaved lazim gelmez. Biiyiik giinahdir. Keffaret ve akilesinin agir diyet odemesi la- 
zim olur. Sebeh ile oldiirmek tekerriir ederse, katil oldiiriiliir. 

Herhangi bir uzvu yok etmek sebeh sayilmaz. Herhangi bir uzv, nasil yok edi- 
lirse edilsin, hep amd sayihr. Bunun icin, her uzv karsihgmda kisas lazim olur. Uyu- 
surlarsa, katilin malmdan odenir. Agir diyet, yiiz deve demekdir. Akile, katilin ya- 
kmlan demekdir. Akilenin bu diyeti ile senede odemesi lazimdir. Amd ile oldiir- 
mege benziyen katlde ve hata ile katlde de, mah [veya parasmi] akile oder. 

3 — Hata ile, yanhshkla oldiirmek olup, iki diirliidiir: 

a) Katilin yanilmasidir: Bir adami, av veya diisman sanarak, atip vurmakdir. 

b) Mermfnin yanilmasidir: Bir hedefe, bir ava atilan merminin bir adama git- 
mesi veya hedefden adama sicramasi ile katldir. Elinden diisen odunun, yiikiin bir 
adami oldiirmesi de boyledir. Hata ile katlde, katilin akilesinin diyet vermesi ve 
keffaret lazim olur. Giinahi, birinci ve ikinci katl giinahlanndan daha azdir. 

4 — Hataya sebeb olan seyle katldir. Yiiksekden iistiine diiserek veya uyuyan 
kimsenin yuvarlanarak bir kimseyi oldiirmesi boyledir. Bunun cezasi da keffaret 
ve diyetdir. Bindigi atm insani cigniyerek oldiirmesi, [motorlu vasitalarm cigne- 
mesi] de boyledir. 

5 — Baska niyyet ile yapilan isin, oliime sebeb olmasidir. Miilkii olmiyan ye- 
re kazdigi kuyunun veya koydugu tasin oliime sebeb olmasi boyledir. Akilesinin 
diyet vermesi lazim olur. Keffaret lazim olmaz. Katl giinahi olmaz. Baskasmm miil- 
kiinde kuyu kazmak giinahi olur. Hiikumetin izni ile yapdi ise veya kendi miilkiin- 
de yapdi ise veya kuyu kazildigmi isitdikden sonra diisdii ise, birsey lazim gelmez. 

Ilk dort katlde, miikellef olan katil, mirasdan mahrum olur. Besinci katlde, mah- 
rum olmaz. 

KAVED KIMLERE LAZIMDIR? — Kam haram olan kimseleri, Dar-iil-islam- 
da, amden oldiirene kaved lazim olur. Ya'ni, katil, kisas olarak oldiiriiliir. Dar-iil- 
islamda mii'minin ve zimminin kam haramdir. Harbmin ve miiste'min kafirin ve 
zina eden muhsan kimsenin ve miirtedin kam haram degildir. Zimmiyi amden ol- 
diiren miikellef miislimana kaved lazim olur. Zimminin malmi calan miislimanm 
eli kesilir. Deliyi, hastayi, cocugu oldiirene, a'mayi, kadini, anasini, babasim, de- 
delerini oldiirene kaved lazim olur. Cocugunu, torununu oldiirene kaved lazim ol- 
maz. Babanin malmdan diyet lazim olur. Ciinki amd ile katlde akilenin diyet ver- 
mesi lazim degildir. Muharebede, iki tarafm askeri kansdigi zeman, kafir sanarak, 
miislimam amden oldiirene kaved lazim olmaz. Keffaret ve diyet lazim olur. Ka- 
firler arasindaki miislimam hata ile oldiirene birsey lazim gelmez. Yilan gibi, ol- 
diirmesi caiz olan bir sekle girmis cinniyi oldiirmek caizdir. Beyaz olup diiz giden 
yilan cindir. Bunu oldurmeden once (Cik, git bi-iznillah) demek iyi olur. 

Kaved ya'ni katili oldiirmek, yalmz kilmc ile veya silah ile yapihr. Baska diir- 
lii oldiirmek caiz degildir. Kuyuya atarak, tas ile ezerek, iizerine hayvan siirerek, 
atese atarak ve baska sekllerde oldiiren ta'zir olunur. 

Mahkeme karar verdikden sonra, katili, maktuliin velisi oldiiriir veya oldiirmek 
icin, baskasmi vekil eder. Veli hazir olmadikca, vekili oldiiremez. Katili, bunlar- 
dan baska bir kimse oldiirse, bu kimseye kaved lazim olur. Hata ile oldiirse, aki- 
lesinin diyet vermesi lazim olur. 

Iki veliden biri katili afv etse, ikincisi kisas yapsa, afv etdigini isitmemis ise, bir- 
sey lazim gelmez. isitmis ise, katili oldiirmesi haram oldugunu bilerek oldiirdii ise, 
bu veliye kaved lazim olur. Haram oldugunu bilmiyordum derse, diyetini verme- 

-893- 



si lazim olur. 

Yarali kimse, beni filanca yaralamadi dese, sonra olse, varisleri, filancaya kar- 
si da'va acamaz. 

Yarali veya velfler, yaralayani afv etseler, sonra yarali olse, afv caiz olur. 

Birisine zehr verse o da bilmiyerek icse ve olse, zehri verene kisas ve diyet la- 
zim olmaz. Yalmz, habs ve ta'zir olunur. imam-i a'zama gore "rahmetullahi teala 
aleyh", yaralamiyan seyle oldiirmek, amden sayilmaz. Zor ile icirirse, kaved lazim 
olur denildi. Fetva, kisas lazim olmaz, akilesi iizerine diyet lazim olur seklindedir. 

Kiirekle vursa, demir kismi yaralayip oldiirse kaved lazim olur. Yaralamadan 
oldiirse veya agac kismi yaralayip oldiirse sebeh-i amd olur. Bogazim sikarak ve- 
ya suya atarak bogsa, Imam-i a'zama gore sebeh-i amd olur. Bogmagi adet eder- 
se katl edilir. Mahkemeye diisdiikden sonra tevbesi kabul olmaz. Bir odada habs 
edip achkdan olse, birsey lazim olmaz. Fetva boyledir. Iki imama gore hepsinde 
diyet lazim olur. Topraga gomerek oldiirse, akilesi iizerine diyet lazim olur. 

Bir adami yirtici hayvanm online atsa veya yilanlann, akreblerin arasina koy- 
sa ve o adam olse, kaved ve diyet lazim olmaz. Doger, oliinciye kadar habs eder- 
se, diyet de lazim olur denildi. Cocuga bunlan yapsa veya giinese, soguga birak- 
sa, akilesi iizerine diyet lazim olur. 

Oliim halinde olani oldiirene kaved lazim olur. 

Miislimanlara ve zimmilere kilmc ceken kimsenin katli vacib olur. Bunu oldii- 
rene birsey lazim gelmez. Kilinci kmma sokdukdan sonra oldiirulmez. 

Bir kimseye, gece veya giindiiz, her nerede olursa olsun, kilmc, silah cekeni ve- 
ya gece sehrde ve giindiiz sehr dismda sopa ile tehdid edeni oldiirene de birsey la- 
zim gelmez. Deli veya cocuk silah cekerse, bunu oldiirene diyet vacib olur. Saldi- 
ran hayvam oldiiren, kiymetini verir. Cocuk ve delinin amd ile oldiirmesi, hata ka- 
bul edilir. Akilesi veya kendi diyet verir. Keffaret lazim gelmez. Varis olamazlar. 

Gece eve hirsiz gelse, caldigi mah gotiirse, ev sahibi baginnca birakmazsa, ar- 
kasmdan gidip oldiirse, birsey lazim gelmez. Eve giren veya kapiyi, pencereyi zor- 
hyan hirsizi gorse, bagirir. Kacmazsa, oldiirmesi caiz olur, kisas lazim olmaz. 

Bir kimseye, beni oldiir dese, o da metal aletlerle oldiirse, katilin malmdan di- 
yet lazim olur. Baska seyle oldiirse, akilesi diyet verir. Kardesimi, oglumu, baba- 
mi oldiir deyince de boyledir. 

Bir kimseye, elimi veya ayagimi kes denilse, o da kesse ve olse, birsey lazim gel- 
mez. Ciinki, el, ayak mal gibidir ve bunlar icin emr, sahfli olur. 

Velfnin katili afv etmesi, mal ile sulh yapmakdan daha iyidir. Mal ile uyusmak 
da, kisasdan daha iyidir. Kaved ve diyet, varisin hakkidir. Veil afv edince, katil diin- 
yada kavedden ve diyetden kurtulur. Yaralmin afvi da boyledir. 

Kavede razi olmadikca, katilin tevbesi kabul olmaz. Kisas yapilmakla, velilerin 
hakkmdan kurtulur. Maktul, kiyametde hakkini ister. 

Kisas hududdan dokuz yerde aynlmakdadir: 

1 — Hakim kendi ilmi ile kisas yapabilir. Halbuki, sahidsiz had cezasi veremez. 

2 — Kisas yapmak hakki varislere gecer. Had hakki, varislere gecmez. 

3 — Kisas afv olunabilir. Had afv olunmaz. 

4 — Katl sahidligi, zeman gecmekle kiymetden diismez. Kazfdan baska had- 
lerin sahidligi, bir ay sonra kabul olmaz. icki haddinde ise, agzmdan koku gidin- 
ce kabul olmaz. 

5 — Kisas sahidligi, dilsizin isareti veya yazisi ile kabul olur. Had icin kabul ol- 
maz. 

6 — Kisas icin sefa'at caizdir. Had sucu mahkemeye diisdiikden sonra, sefa'at 
kabul olunmaz. Daha once sefa'at etmek caiz olur. Hadden baska giinahlarda, is- 

-894- 



rar etmiyeni afv etmek iyi olur. 

7 — Kisas icin da'va acmak lazimdir. Kazf ve sirkatden baska hadler icin sa- 
hidler, da'va acmadan dinlenebilir. 

8 — Had cezasi yapihrken hakimin hazir bulunmasi lazimdir. Kisasda lazim de- 
gildir. 

9 — Had sucunu soyleyen, soziinden vazgecerse kabul edilir. 

Kapidan kafasim iceri sokup iceriye bakan kimseye tas atip gozii cikarsa, bir- 
sey lazim gelmez. 

Eve gireni veya zevcesinin yamna girip halvet yapam, baska seyle kovmak 
miimkin iken, oldiirmek veya goziinii cikarmak caiz olmaz. 

Katlden baska seylerde kaved: Karsihgi yapilabilen her yaralamada kisas lazim 
olur. Oldiirmek sucundan baska yaralamalar, hangi aletle yapihrsa yapilsm amden 
demekdir. Bunlarda, ikinci kism olan sebeh-i amd olmaz. Kol kesen adamin eli oy- 
nak yerinden kesilir. Ayak, burun, kulak ve goz cikarmak da boyle kisas olunur. 
Her secce, ya'ni bas yarasi icin de kisas olunur. Yalmz kemik kirmakda kisas ya- 
pilmaz. Dis kirmakda kisas yapilir. Dis kiramn disi de, kirdigi kadar egelenir. Ka- 
dmla erkek arasmda yalmz katlde kisas yapilir. Kisas lazim olan yaralamalarda, 
yara iyi olmadan once kisas yapilmaz. Ciinki, ba'zi yaralar oliime sebeb olabilir. 
Bu zeman katl kisasi lazim olur. Baska uzvlannda kisas yapilmaz. Ers, ya'ni diyet 
alarak para oderler. Kadmlar arasmda ve miisliman ile zimmi arasinda kisas ya- 
pilir. Iyi olan yarada, dil, zeker kesilmesinde kisas yapilmaz. Dudak kesilmesin- 
de kisas yapilir. 

Yarali, yaralayandan kisas veya diyet isteyebilir. 

Katilin olmesi ile veya velilerin afv etmesi ile veya mal vermekle anlasmalan ile, 
kisas sakit olur. Anlasmada, mal az olsa da sakit olur. Fekat hata ile oldiirmede olan 
diyet mikdari, islamiyyetde bildirildiginden az olamaz. Fazlasi da faiz olur. Mali 
pesin odemek lazimdir. Uyusurlarsa te'cil olunur. Velilerden birinin sulh veya afv 
etmesi ile de kisas yapilmaz. Diger varisler, diyetden hisselerine diiseni, iic sene- 
ye kadar, katilden alirlar. Bir kac kisi, bir kimsenin elini veya baska uzvunu kes- 
seler, hicbirine kisas yapilmaz. Ortaklasa diyet oderler. Oldiirseler, hepsine kisas 
yapilir. 

Evine giren kimse, zevcesi ile bir adami zina yaparlarken gorse, adami oldiir- 
mesi halal olur. Kadin da razi olmus ise, ikisini de oldiirebilir. Bir kadm veya og- 
lanin, kendisine tecaviiz edeni oldiirmesi halaldir. 

Hakimin karan ile, bir uzvu kisas edilen kimse, bu yaradan oliirse, birsey lazim 
gelmez. Hacamat, siinnet, kan almak, igne yapmak ehliyeti olanlarm ve tabibin ve 
baytarm oldiirmesi ile de, birsey lazim olmaz. Ciinki, vacib olan islerde selamet sart 
degildir. Mubah olan isleri yapmak ise, selamet sarti ile caiz olur. Ananin, baba- 
nm, vasinin izni ile hocanin, cocugu, ogretmek icin dogmesi vacibdir. Terbiye 
icin dogmeleri ise mubahdir. Vacib olarak dogmekde, mikdari, siddeti ve vurdu- 
gu yer, adet harici olur ve cocuk oliirse, odemek lazim olur. Mubah olan dogmek- 
de, nasil dogerse dogsiin, oliirse odemek lazim olur. iki imama gore "rahmetulla- 
hi teala aleyhima", te'dib de ta'lim gibi vacibdir. Mu'allimin, talebesini, babasin- 
dan iznsiz dogmesi vacib degildir. Cocuk oliirse, sozbirligi ile tazmin eder. Zevcin, 
zevcesini te'dib icin dogmesi de vacib degil, mubahdir. 

Pencereden diisen cocugun kafasi sisse, doktorlar, beyin ameliyyati yaparsak co- 
cuk oliir dese, bir doktor ise, bugiin kafasi acilmazsa oliir dese ve agsa ve sonra co- 
cuk olse, izn ile ve fennin gosterdigi gibi acdi ise, birsey lazim gelmez. iznsiz ve yan- 
hs acdi ise, kisas lazim olur. 

Katile kisas yapmaga hakki olan veli, maktuliin varisleridir. 

Babami amden oldiirdii diye huccet getiren bir kimsenin kardesi gaib olsa, 

-895- 



kardesi gelinciye kadar, katile kisas yapilmaz. ihbar eden, habs olunur. Kardesi ge- 
lince, huccet ile tekrar isbat ederse, kisas yapilir. Katil, kardesinin afv etdigini is- 
bat ederse, kisas yapilmaz. 

(Hadika)da, goz afetlerini anlatirken buyuruyor ki, (Fasiklar, bid'at ehli sapik- 
lar giinah islerlerken, mani' olamiyan kimsenin bunlara bakmasi, zaruret olmadik- 
ca, caiz degildir. Bunun icin, zulm ile oldiiriilene, i'dam edilene, eziyyet edilene bak- 
mamahdir. Zulm ile olmek ihtimali bulundugu icin, boyle ceza verilirken hie bak- 
mamahdir. Hadis-i serifde, (Bir kimse zulm ile oldiiriiliirken, orada bulunmayiniz! 
Orada bulunup da, kurtarmiyana la'net yagar) buyuruldu. Bundan anlasihyor ki, 
islamiyyetin emri ile oldtiriiliirken veya dogiiliirken bulunmak, bakmak caiz olur. 
Yildiz kayarken bakmak da, goze zarar verdigi icin, caiz degildir). 

25 — DIYET CEZALARI VE KEFFARET 

Diyet, katilin verecegi para cezasidir. Ers ise, oliimden baska cinayetlerin pa- 
ra cezasidir. Sebeh-i amd ile oldiirmenin cezasi agir diyet olup, yiiz devedir. Yir- 
mibesi iki yasina, yirmibesi iic yasma, yirmibesi dort yasma ve yirmibesi de bes ya- 
sina basmis disi deve olacakdir. Alimlerin birkaci, bin dinar altm da verilebilir de- 
di. Bir dinar, bir miskal basilmis altm demekdir. Hata ile oldiirenin diyeti, yine yiiz 
deve olup, adi gecen yavrulardan yirmiser ve yirmi de iki yasina basmis erkek de- 
vedir. Yahud, bin dinar altm veya onbin dirhem giimusdur. iki imama gore "rah- 
metullahi teala aleyhima", bu iic cesidden, yahud ikiyiiz sigir veya ikibin koyun, 
yahud don ve gomlek [ceket ve pantalon] gibi iki parca ikiyiiz elbiseden diledigi- 
ni verir. 

Bu iki katlin ve hataya sebeb olan seyle oldiirmenin (Keffaret)i, mti'min olan 
bir kole azad etmekdir. Bunu yapamiyan, iki ay arahksiz oruc tutar. Burada fakir 
doyurmak keffareti yokdur. Olduriilen kadm icin diyet, erkek diyetinin yansidir. 
Zimmi ve miiste'min diyetleri, miisliman diyeti gibidir. 

Insanin bir uzvunu veya giizelligini gideren cinayetlerin diyetleri de yukanda- 
ki katl diyetleridir. Burun, dil, zeker gibi tek olan a'za icin tarn diyet verilir. Akl, 
run, isitme, tat alma, koklama, gorme, soyleme, elin colak kalmasi, idrar tutama- 
masi gibi duygu veya hareketlerden birinin bozulmasi icin de tam diyet verilir. Goz, 
kulak, kas, dudak, el, kadin memesi ve ayak gibi cift organlarm ikisi icin tam bir 
diyet, birisi icin yanm diyet verilir. Kirpik gibi dort olanm bir sirasi icin dortde bir 
diyet, bir el veya ayak parmagi icin onda bir diyet verilir. Bir dis icin de, diyetin 
yirmide biri verilir. Saci, sakali, bir daha uzamiyacak seklde kazitmak icin bir yil 
sonra tam diyet lazim olur. Bir yil sonra, tekrar uzarsa, zor kullanarak kesdiren di- 
yet vermez. Halal olmiyan bir isi yapdigi icin cezalandinlir. 

Sac ve sakal icin kisas olmaz. Kadin disinin diyeti, erkegin yansidir. 

Hamile kadma vurarak veya ilac ile cocugunu diisiirenin akilesi tam diyetin yir- 
mide birini verir. Diri dtisiip sonra oliirse, tam diyet verir. 

Zevcinden iznsiz cocuk aldiran veya ilacla veya baska suretle olii olarak diisii- 
ren kadimn akilesi, diyetin yirmide birini ya'ni besyiiz dirhem giimiisii, kadmm zev- 
cine verir. Zevcin izni ile diisiiriirse, birsey lazim gelmez. 

(Akde) demek, katilin cihad yapdigi arkadaslan, yardimcilan demekdir. Boy- 
le yardimcilan olmiyan katilin akilesi, yardimcisi olan kabilesi ve sonra akrabasi- 
dir. Koyliileri, sehrlileri, kabile demekdir. Katilin diyeti bu yardimcilara taksim edi- 
lir ve iic senede ahmr. tic senede, bir kimseden, dort dirhemden fazla almamaz. 
Kadm ve cocuk ve deli, akileye katilmaz. Kafir ile miisliman birbirine akile olmaz. 

Miisliman olan katilin akilesi ve varisi yoksa, diyetini Beyt-iil-mal verir. Ya'ni 
hiikumet verir. Beyt-iil-mal da yoksa, kendi iic senede oder. Zimminin akilesi 
yoksa, kendi iic senede oder. Dar-iil-harbde miislimani oldiiren miisliman, diye- 

-896- 



tini iic senede kendi malmdan oder. Dar-iil-harbde akile olmaz. Acemin, ya'ni ara- 
bi olmiyanlann akilesi olmaz. 

Siileymaniyye Kiitiibhanesi (Lala Isma'il) kismmda, [706] sayili (Ebiissii'ud efen- 
di) "rahmetullahi teala aleyh" fetvasmda diyor ki, (Bir evde, diikkanda olmiis, asil- 
mis bulunan kimsenin diyetini, imam-i a'zama gore mal sahibi, imam-i Ebu Yu- 
siife gore "rahmetullahi teala aleyh" kiraci oder. Fetva, Ebu Yusiif kavline gore- 
dir). 

Alimin bir nazari, bulunmaz hazinedir, 
bir sohbeti, yillarca, bitmez kuttibhanedir. 

26 — IKRAH (KORKUTMAK) ve HICR 
(YASAKLAMAK) 

Mii'mini ve zimmiyi ikrah etmek, korkutmak biiyiik giinahdir. 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", besinci cildde ve (Durer-ul-hiikkam) 949. 
cu maddede buyuruyor ki, (ikrah), bir insani, istemedigi birseyi yapmasi icin, 
haksiz olarak zorlamak demekdir. Birini zorlamanm ikrah olmasi icin dort sart la- 
zimdir. Zorlayanin, korkutdugu seyi yapabilecek kuvvetde olmasi, zorlanamn 
korkutulan seyin muhakkak yapilacagmi bilmesi, korkutulan seyin, oliim veya bir 
uzvun kesilmesi veya iizucu birsey olmasi, zorlanan seyin, yapilmamasi gereken bir- 
sey olmasi lazimdir. ikrah iki diirlii olur: Miilci olan ve miilci olmiyan ikrah. 
(Miilci) tam, agir olup, insamn nzasmi ve ihtiyanni yok eder. Zorlanan seyin ya- 
pilmasi zaruri olur. Bu da, oliim, bir uzvun telef olmasi veya bu ikisine sebeb ola- 
cak habs ve dayakdir. Biitiin malm telef edilmesi ile ikrah olunmamn da (Miilci) 
olacagi Ibni Abidinde yazilidir. [Zaruri olan nafakayi te'min etmek icin calisma- 
ga mani' olunmasi ve baska cahsacak yer bulamamak korkusu, (miilci olan ikrah) 
sayilacagi buradan anlasilmakdadir.] (Miilci olmiyan) ikrah, yalmz nzayi yok eder 
ki, bir giinden ziyade habs veya siddetli dayak ile korkutulmakdir. [Boyle ikrah da, 
kiifr-i hiikmiicin ozr olur.] ilm, seref sahiblerini tekdir etmek, sert soylemek, bun- 
lar icin ikrah olur. Mahrem akrabanm habs edilmesi de ikrah olur. Sultamn [Hii- 
kumetin, kanunlann] emrleri ikrah demekdir. ikrah ile yapdinlmasi istenen sey 
birkac cesiddir: 

1 — Yapmasi caiz, yapmamasi ise sevab olan seylerdir. Mtilci ikrah ile kiifre se- 
beb olan soz soylemek, Resulullahi kotiilemek boyledir. Fekat, bunlan soylerken 
Tevriye etmesi, ya'ni Muhammed ismindeki baskasim diisiinmesi, puta, heykele sec- 
de ederken, Allahii tealaya secde etmegi diisiinmesi lazimdir. Boyle diisiinerek de 
bunlara secde etmesi mekruh olur. Tevriye etmek lazim oldugunu hatirlayip da, et- 
mezse, kafir olur. Hatirma gelmezse ma'zur olur. Nemaz kilmamak ve Kur'an-i ke- 
rimde bildirilen biitiin emrler, kendinin ve baskasmm mahm telef ve muslimani sog- 
mek, iftira etmek ve kadmin zina ile ikrahi ve livata boyledir. Baskasmm mahm al- 
mak zulmdiir. Zulm, kiifr gibi hie halal olmaz. Zimminin dahimahm yimek, serab 
icmekden daha biiyiik haramdir. ikrah eden, mah oder. Sultandan baska birinin yap- 
digi ikrahda, emr edenin veya me'murunun hazir olmasi lazimdir. Livata, zinadan 
daha biiyiik haramdir. Zevcesini bosamak da, bu cesid ikrahdir. [Miilci olmiyan ik- 
rah ile kadinm basini acmasmm caiz olacagi anlasilmakdadir.] 

2 — Miilci ikrah ile yapmasi haram olan seylerdir. Bir muslimani veya zimmi- 
yi oldiirmek veya bir uzvunu kesmek veya bunlara sebeb olacak kadar habs etmek 
ve dogmek, erkegin zina icin ikrah edilmesi boyledir. Oldiiriirse, kisasi ikrah ede- 
ne, giinahi ise oldiirene olur. ikrah edilmiyen bir kimse, kolunun kesilmesine izn 
verse, tibbi liizum olmadikca, bunun kolunu kesmek gunah olur. Oldiirmek ipin 
oliim ile tehdid edilse, olecek olan izn verirse, olduriiliince giinaha girer. Devlet 

- 897 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:57 



baskam el kesmek icin oliim ile tehdid edince, kesmesi caiz olur. Kendi elini kes- 
mesi icin oliim ile tehdid edilenin, kendi elini kesmesi caiz olur. Kendini oldiirme- 
si icin oliim ile tehdid edilenin kendini oldiirmesi caiz olmaz. 

[Buradan anlasihyor ki, dusmanm eline gecince, lrzlarma saldinhp, iskence ya- 
pildikdan sonra oldiiriileceklerini anhyan kimsenin, kendini ve yakmlanni ol- 
diirmesi caiz degildir. Kadinin lrzina dokunulmasi, onceki birinci cesidde bildiril- 
di]. (Cihad bahsi)nde, (Harb edince oldiirulecegini, etmezse esir olacagini anhyan, 
diismana saldirmaz. Diismana zarar verecegini bilerek saldirip oldiiriiliirse, caiz 
olur. Diismana zarar vermiyecek ise, saldirmasi caiz olmaz. Miisliman fasiklan gii- 
nahdan men' etmek boyle degildir) buyurulmakdadir. [Birinci kismm kirkbirin- 
ci ve ikinci kismm dordiincii ve (Mecelle)nin 1003. cii maddelerine bakimz! (Mek- 
tubat-i Ma'sumiyye) iiciincii cildinin 55. ci mektubunda, bu hususda genis bilgi var- 
dir.] 

3 — Miilci olan ikrah ile yapmasi halal, hatta farz, yapmayip olmesi giinah olan 
seylerdir. Serab, kan icmek, les, domuz yimek boyledir. Ciinki, miilci ikrah ile bun- 
lari yimek zaruret olur. Miilci ikrah ile baskasinm mah telef edilince, ikrah eden 
oder. Miilci olmiyan ikrahda ise, telef eden oder. 

Miilci olan veya olmiyan bir ikrah ile yapilan sozlesmeler [akd] sahih olmaz. Ciin- 
ki, sahih olmalan icin nzalan ile yapilmasi lazimdir. Mesela, mahm satan veya bir- 
seyi satin alan, kiraya veren, hediyye veren, borcunu ibra veya te'cil eden, borcu 
oldugunu soyliyen kimse, korkudan kurtulunca, isterse bunlardan vaz gecebilir, is- 
terse razi olur. Zorla satdinlan mah alan kimse, bu mala malik olur. Ciinki, boy- 
le bey' fasiddir. [Sue ikrar etmesi, evet demesi icin karakolda polislerin ikrah, is- 
kence yapmasi caiz degildir. Boyle verdigi ifadeyi, sonra red etmek hakki vardir.] 

Miilci olmiyan ikrah ile de yapilan nikah, talak, nezr, yemin, ric'at, ya'ni bosa- 
digi kadim tekrar almasi sahih olur. ikrah bitince, nikahdan ve talakdan vazgece- 
bilir. Nezrden vazgecemez. Nezr olarak verdigini, ikrah edenden istiyemez. ikrah 
edilerek borclusunu afv etmesi ve miirted olmasi sahih olmaz. 

Miilci olmiyan ikrah ile les, kan, domuz yinmez. Serab icilmez ve muslimanm 
mah telef edilmez. C un ki, miilci olmiyan ikrah ile zaruret hasil olmaz. Olmemek 
icin les, domuz yinir ve kan, serab icilir. Yimez, icmez de oliirse Cehenneme gider. 

Miilci ikrah ile, bu serabi ic, su mahm sat denilse, mahni satar. ikrah bitince, is- 
ter fesh eder, isterse kabul eder. Serabi icmesi de caiz olur. Caiz olacagini bilme- 
digi icin, icmez ve satmaz da oldurtilurse, sehid olur. Sultamn miisadere etmesi, ya'ni 
haksiz olarak, zulm ile para, mal istemesi ikrah olur. Bunlari vermek caiz olur. 

HICR — Ba'zi kimseleri, ba'zi sozlesmelerden ve islerden men' etmek de- 
mekdir. [(Mecelle)nin 941. ci ve sonraki maddelerine bakimz!]. Bir cocuk, satin ah- 
nan malm miilk olacagini ve satmca miilkden cikacagini anlarsa, buna (Miimey- 
yiz), ya'ni aklh denir. Miimeyyiz olmiyan cocuklann biitiin sozlesmeleri batildir. 
Miimeyyiz olan cocugun zararh olan islerdeki sozlesmeleri, velisi izn verse de, sa- 
hih degildir. Talak vermesi, kole azad etmesi, birine borclu oldugunu soylemesi, 
odiinc, sadaka hediyye vermesi boyledir. Faideli olan isler icin sozlesmeleri veli- 
si izn vermese de sahih olur. Hediyye, sadaka kabul etmesi, ticret ile yapdigi isin 
iicretini almasi boyledir. Baskasinm vekili olan aklh cocugun, vekili oldugu kim- 
senin mah icin ve talaki icin olan sozleri kabul edilir. Zararh da, faideli de olabi- 
len sozlesmelerinin sahih olmasi icin, velisinin izn vermesi lazimdir. Kendi mah ile 
bey' ve sirasi boyledir. Bunamis olan ihtiyarlar da, miimeyyiz cocuk gibidir. Ahs- 
verislerini, velileri isterse kabul, isterse red eder. Bir mah veya cam telef ederler- 
se, oderler. (Hadfka)da dil afetlerinin yirmincisinde diyor ki: (Cocugun kendi 
mahm kullanmasi mahcur oldugu gibi, baskasma hizmet etmesi de, ancak velisi- 
nin izni ile caiz olur. Bir sabi, bir kabi havuzdan doldursa, sonra tekrar havuza dok- 
se, kimsenin bu havuzdan su icmesi halal olmaz. Ciinki, cocuk, havuzdaki, herke- 

-898- 



se mubah olan sudan doldurup aldigma malik olur. Bunu havuza dokiince, havuz- 
daki suya, cocugun hakki kansmisdir. Zengin olan anasi, babasi ve hie kimse, bu 
havuzdan icemez ve kullanamaz. icebilmeleri ve kullanabilmeleri icin, biitiin ha- 
vuzu bosaltarak, tekrar doldurmak [veya (Mecelle)nin 1128. ci maddesinde bildi- 
rilen ($irket-i miilk) kismeti, ya'ni dagilmasi hiikmiine uyularak, havuzdan cocu- 
gun dokdiigii su kadar su ahp velisine vermek] lazimdir. [Boyle yapilmasi (Bey' ve 
sira risalesi)nin sonunda da yazihdir. Veli kendisine verilen suyu cocuk icin kul- 
lanir. Cocugun, umumicesmeden ahp getirdigi su da boyledir. Veli, cocugun ma- 
hni kimseye hediyye edemez. Birine hediyye etmek isterse, evvela bunun kiyme- 
ti kadar parayi ona hediyye eder. O da, bu para ile cocugun mahni velisinden sa- 
tin ahr. Bu para cocugun olur. Veli, kendi parasi ile, cocugun kullanmasi icin al- 
digi seyleri diledigine hediyye edebilir. Cocuk mahni anasma babasma verse, 
bunlann miilkii olmaz.]). 

Ibni Abidinde diyor ki, (iki imama gore, sefih olan ya'ni, nafaka te'mfn ederken, 
mahni israf eden, ya'ni ahkam-i islamiyyenin ve akhn uygun gormedigi liizumsuz ye- 
re hare eden ve haramlara sarf eden akil ve balig kimse de, cocuk gibi, hakim tara- 
findan hicr edilir. Fetva da boyledir. Liizumsuz yere hayra da verse, mesela cami' 
yapmakda israf etse, sefih olur. icki, zina gibi mal sarfi olmiyan giinahlan yapana se- 
fih denmez, fasik denir. Ahsverisde fazla aldanan da sefih sayihr. islamiyyetden ay- 
nlmak icin hile-i batila ogreten hocalar, cahil tabib ve eczacilar ve hileli iflas yapan 
tiiccarlar, cahil hakimler, hile yapan saticilar, ihtikar yapanlar, hicr edilir. islerinden 
men' edilir. Cahil, fasik miiftiler de hicr edilir.) (Mecma'ul-enhiir)de diyor ki, (iki 
imama gore, borclu, alacakhnm talebi iizerine, hicr olunur. Hakim, borcluyu habs 
etdikden sonra, onu hicr eder. Sonra, onun bilgisi ile, onun mallanm satdirarak, na- 
fakasi lazim olanlann nafakasmi oder. Geri kalan ile borclarmi Oder. Parasi yetis- 
mezse, ihtiyaemdan fazla olan esyasmi satar. Bu da yetismezse, ihtiyaemdan fazla 
olan binalarmi satar. Fetva boyledir). Hicr edilmis olan, sefih veya iflas etmis kim- 
senin, nikahda ve talakda sozii gecer. Cunki evlenmek masrafi, ihtiyac esyasmdan- 
dir. Zekat olarak mahnm kirkda birini ayirmasi icin, kadi [ya'ni hakim], seffhe ma- 
hni teslfm eder. Fekat, bu arada, uygunsuz yere sarf etmemesi icin, yamnda emin bi- 
rini bulundurur. Hacca gitmesine de mani' olunmaz. Yol parasim israf etmesin di- 
ye, emin birine teslim olunur. Baba, ced, cocuga veli olur, sefih adama olmaz. 

Resid olmiyan cocuk, balig olunca, mahni kullanmaga hak kazanir. Fekat, rus- 
du ya'ni sefih olmadigi goriilmezse, yirmibes yasma kadar, mah kendine verilmez. 
Iki imama ve tic mezhebe gore, riisdii goriilmedikce, ihtiyarlasa dahi, mah veril- 
mez. Mahnda tesarrufu, hakimin izn verdigi kadar sahih olur. Bir kimse resid ol- 
dugunu soylese, alacakhlan da, sefahetden kurtulmadi deseler, iki taraf da sahid 
gosterse, kadiriisdiinu kabul eder. 

Oniki yasini dolduran oglan ve dokuz yasmi dolduran kiz, balig oldugunu soy- 
lerse, kabul edilir. Soylemezlerse, onbes yasini doldurunca balig kabul edilirler. 
Cocugun velisi, iiciincii kism ucuncii ve dordiincii maddede bildirilmisdir. 

Oltim hastasi, kiiciik cocuguna birakacagi mahni, bu cocugun ihtiyaclanna sarf 
etmesi icin birini vasi ta'yin edince, cocuk akil balig oldukda, resid olmadikca, va- 
siden mallan alamaz. Vasinin, erkek cocugu nikah yapmaga hakki olmadigi gibi, 
kiz cocukla mahrem olamaz. Evladhk edinenlerin, buna dikkat etmeleri lazimdir. 

Olum hastasi, vasiyyetini yerine getirmek veya kiiciik cocuguna bakmak icin bi- 
rini vasi ta'yin etse, bu da vasi olmagi kabul etse, hasta oldiikden sonra, vasilikden 
vazgecemez. Yetim icin babasimn veya ceddinin veya hakimin ta'yin etdigi vasi, 
yetimi, yalmz mahni tasarruf etmek icin evlad edinmis olur. [Bir adam, bir kizi (Ev- 
lad edinmek) ile, kendi kizi gibi olamaz. Her zeman kendisine yabancidir. Biiyii- 
diigii zeman, onun, elinden, yiiziinden baska yerlerine bakamaz ve dokunamaz. Ki- 
zin, bu adamdan da ortunmesi lazim olur. Bu adam bununla evlenebilir ve oglu ile 

-899- 



evlendirebilir. Bununla sefere gidemez ve halvet yapamaz. Birbirlerinden miras 
alamazlar. Bir adamin evlad edindigi oglan da boyledir. Balig oldukdan sonra, bu 
adamin zevcesine ve kizina yabanci olur. Bu kizla evlenebilir. Bu oglan evlenirse, 
zevcesi bu adamin gelini olmaz. Yabanci bir kadin olur. (El-halal vel-haram)da di- 
yor ki, (Yabanci cocugu kendi oz evladi olarak i'lan etmek haramdir. Ahzab su- 
resinin dordiincii ayeti ile yasak edilmisdir). (Kadihan)da diyor ki, (Baliga kiz ve- 
ya velisi, noksan mehr ile veya klifvii olmiyana nikah icin tehdid edilse, sonra bu- 
nu fesh edebilirler).] 

(Esbah)da ve bunun serhi olan (Uyun-iil-besair)de diyor ki: (Cocuga hicbir iba- 
det, hatta, Hanefide zekat da farz degildir. Hicbirsey haram degildir. Cocuga 
ta'zir yapilir. Had vurulmaz. Kisas yapilmaz. Amden oldiirdugu, hata kabul edi- 
lir. Akh olunca, iman etmesi vacib olur denildi. Sadaka-i fitr ve kurbanm, kendi 
malmdan vacib olmasi da ihtilafhdir. Topragi varsa, usr ve harac vermesi lazim- 
dir. Zengin ise, zevcesinin ve akrabasmm nafakalarmi verir. Fasid olmiyan ibadet- 
lerinin sevablanna kavusur. Cocuga ilm ogretenlere, iyilik yapdiranlara cok sevab 
verilir. Biiyiiklere imam olamaz. Bir kimse, bir cocuga imam olunca, cema'at se- 
vabi hasil olur. Cocuk veli olamaz. Cum'a ve bayram hutbesi okumasi caiz olur. Sul- 
tan, ya'ni devlet reisi olabilir ise de, milleti idare icin bir vali ta'yin eder. izn ve- 
rilince da'va acabilir ve yemmi kabul edilir. Ezan okumasi sahih ise de, mekruh- 
dur. Farz-i kifayeyi yapmasi ile, biiyiiklerden sakit olmaz. Birseyi yapmasi icin co- 
cuga izn vermek caizdir. C ocu g un iznli oldugunu ve getirdigi seyin hediyye oldu- 
gunu soylemesi kabul edilir. Satdigi seyi, iznli oldugunu sorup anladikdan sonra, 
almak caiz olur. Cocugun [baskasmm malindan] getirdigi hediyyeyi ve sadakayi 
almak da boyledir. C ocu g un iznli oldugunda siibhe edilirse, arasdirmak lazim 
olur. Ogrenmesi icin cocuga Kur'an-i kerim vermek caiz olur. Kiz cocugun kiipe 
icin kulagim delmek caizdir. Cocuga gelen hediyyeyi, cocuga zarurilazim degilse, 
yalniz fakir olan anasi babasi yiyebilir. [Baska fakirlere de yidiremezler.] Ana ba- 
ba fakir degil, fekat kendilerinde bulunmayan birsey ise, yiyebilirler ve kiymeti- 
ni cocuga oderler. Anaya babaya hediyye etmek niyyeti ile getirilen seyi, kiymet- 
siz oldugunu bildirmek icin, cocuga hediyye diyerek verilirse, anaya babaya geti- 
rilmis olur. Bunu, zengin iseler de yiyebilirler ve dilediklerine verebilirler. Aklh 
cocuk, ahs verise ve zekat vermege vekil yapilabilir. iznli olsa dahi kefil olamaz. 
Cocugun selamina cevab vermek vacib olur. C° cu g a selam vermek caizdir. Miis- 
liman olmasi sahih olup, miirted olmasi sahih degildir. Miirted olmaga sebeb 
olunca olduriilmez. Besmele ile kesdigi yinir. Kadmlara bakmasi ve halveti caiz- 
dir. Kiiciik kiz, mahrem olmiyan emin kimse ile sefere cikabilir. Cocuk kaciran, kiz 
kaciran, birinin zevcesini kaciran, bunlan getirinciye veya oliim haberleri gelin- 
ciye kadar habs olunur. C° cu g a tehliikeli is yapdinnca cocuk oliirse, yapdiran di- 
yetini oder. C° cu k pukura, suya diisiip oliirse, anasi babasi cezalanmaz. Elinden 
diisiiriip oliirse, keffaret lazim olur ki, altmis giin oruc tutar. Cocugun anasindan, 
babasmdan iznsiz herhangi bir sefere cikmasi caiz degildir. Anamn babanm, gii- 
nah olmiyan emrlerine ita'at etmesi farz-i ayndir. (Berika)da, ayak afetleri basm- 
daki hadis-i serifde, (Anamn, babanin yiiziine merhamet ile bakana, makbiil hac 
sevabi verilir) buyuruldu. Balig olan cocugun da, seferin tehliikeli olmasi veya ken- 
disine muhtac olmalan halinde, iznleri olmadan gitmesi caiz degildir. Ana baba ol- 
mazsa, ced ve cedde onlarm yerine gecer. Bunlardan iznsiz yapilan hac mekruh olur. 
Ana-baba veya babanin terbiye icin izn verdigi hoca, cocugu elleri ile tic def'a vu- 
rarak terbiye edebilirler. Fakir oglunu da evlendirmek babaya vacibdir. C° cu g un 
malmi ona hare etmege, babasi veya dedesi veli olur. Anasi olmaz. Anasi, kendi 
yamnda kalan cocugun ihtiyacim onun parasi ile satm alabilir.) 

(Hadika), ikinci cild besytizdoksanbirinci sahifede diyor ki, (Peygamberimiz "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", (Allahii tealaya ve ahiret giiniine inanan kadinin iic giin- 

-900- 



liik yola, zevci veya zi-rahm-i mahreminden biri ile gitmesi halal olur) buyurdu. Ya 
Resulallah! Zevcem hacca gidiyor. Ben cihada gidiyorum. Yaninda bulunamiya- 
cagim denildi. Buna, (Cihadi birak. Zevcen ile birlikde hac yap!) buyurdu. Bu ha- 
dis-i serife gore, zevcesini hacca gotiirmek icin, baska mahremi bulunmaz ise, zev- 
cin cihaddan geri donmesi lazimdir. Ciinki, zevceyi haramdan korumak farz-i 
ayndir. Kadinin, mahremsiz sefere cikmasi caiz olmadigi gibi, yabanci erkeklerin 
ve mahremleri ile giden kadmlann da, bir kadini sefere goturmeleri caiz degildir. 
Kadinin hacca gitmesi icin de, yaninda mahremi veya zevci bulunmasi lazimdir. Kiz 
kardesinin zevci, ya'ni eniste ve teyzenin zevci, kadinin mahremi degildir. [Bun- 
larm mahrem olmadiklan (Ni'met-i islam)m hac kismmda ve (All efendi fetvasi)nda 
yazihdir.] Mahremin emin ve akil ve balig olmasi lazimdir. Miisliman da, zimmi de 
olabilir. Mecusi olamaz. Miisliman bir kadin, mecusi olan mahremi ile ve emin ol- 
miyan mahremi ile ve balig olmamis aklli cocuk mahremi ile sefere cikamaz. 
[Boyle cocugun bulunmasi, halvete mani' olamaz.] Baliga olmamis, gosterisli kiz 
da, kadm gibidir. Ya'ni mahremsiz sefere cikamaz. Hanefi mezhebinde, kadinin 
mahremsiz sefere cikmasi, sozbirligi ile haramdir. Safi'i mezhebinde, kadinin 
mahremi olmadan, emin kadmlarla birlikde, yalniz hacca gitmesi caizdir). Hane- 
fi kadin, Safi'iyi taklid ederek, boyle hacca gidemez. Ciinki, mezheb taklidi, ancak 
emr olunan bir is yapihrken, mesakkat, sikmti oldugu zeman, bu sikintidan kur- 
tulmak icindir. Mahrem bir erkegi bulunmiyan kadinin hacca gitmesi emr olunma- 
di ki, Safi'iyi taklid etmek lazim olsun. Ya'ni, mahremi olmryan kadina hacca 
gitmek farz olmaz. 

Asagidaki yazi (Durer-iil-hiikkam) [176] maddesi ekinden alinmisdir: 

Adil veya hali belli olmiyan baba, mukellef olmiyan cocugunun bina ve her ma- 
hm, piyasa fiyatina veya aldanarak kendine ve baskalarma satabilir, parasini co- 
cuga ve fakir ise, kendine de nafaka yapar. Fasik ve israf eden baba, satamaz. Co- 
cuk balig olunca, musteriden bunlan geri alabilir. Fekat, iki kat fiyatla satmasi sa- 
hih olup, semeni adil birine emanet verilir. Fakir baba, gaib olan biiytik oglunun 
yalniz menkul mallarmi, kendi nafakasi icin satabilir. Binasmi, topragim satamaz. 
Baba yoksa, vasi de yoksa, babanm babasi satabilir. Vasi, cocugun yalniz menkul 
mallarmi, yalniz baskalarma satabilir. Vasi, meyyit tarafindan ta'yin edilmis ise, 
cocugun malmi yiizde elli karla kendine de satabilir. Hakim tarafindan ta'yin 
edilmis ise, kendisi hie satin alamaz. Amma, yetim cocuklannm nafakalan icin, men- 
kul mallarmi satabilir. Terekede menkul mal varken, vasi, meyyitin deyni icin, bi- 
na ve toprak satamaz. Deynden fazla malmi da satamaz. 

Meyyitin borcunu bir varisi odese, bunu terekeden alabilir. Meyyitin borclan- 
ni varisler oderse, alacakhlar, terekeden odenmesini istiyemezler. Borclar, tere- 
keden fazla olunca, varisler, tereke kadarim odeyip, terekeyi kurtarinz diyemez- 
ler. Varis olmiyan biri, biitiin borclan odeyip, tereke mallan, alacaklilardan zor- 
la alamaz. 

Bore, terekeden cok ise, dayin, ya'ni garim, ya'ni alacakh bir ise, terekenin hep- 
si ona verilir. Cok iseler, tereke, alacaklan ile orantih olarak, hepsine dagitihr. Vakf 
alacagmm, diger alacaklardan onceligi yokdur. Taksimden sonra, baska bir garim 
ortaya ciksa, yeniden hepsine boliinur. Varisler, kendi mallan ile, meyyitin borc- 
larini odemege zorlanamaz. 

Iki sey vardir ki, bunlarm hasreti, 
kimler oiursa olsun, yakar herkesi. 
Goz kan aglasa, haklanm odeyemez, 
birisi genclik. biri de, din kardesi! 



-901 



27 — IKINCI CILD, 46. ci MEKTUB 

Bu mektub, mevlana Hamid-i Bengaliye gondcrilinis olup, Kelime-i tevhidin iis- 
tiinliiklei ini ve islamiyyetsiz Evliyalik olamiyacagmi bildirmekdedir: 

La ilahe illallah Muhammediin Resulullah. Bu giizel kelime, zilleri, hakikati ve 
islamiyyeti icinde tasimakdadir. Sank, nefy [ya'ni (La)] makaminda bulundukca, ta- 
lib [yolcu] mertebesindedir. (La)yi temamlayrp, Allahii tealadan baska hicbirsey gor- 
meyince, yolu temamlamis ve (Fena) makamma yetismis olur. Nefyden sonra, isbat 
makamina [ya'ni (illallah) diyerek siilukden cezbeye gecince, hakikat mertebesine] 
gelir ve (Beka) hasil olur. Bu nefy ve isbat ile [(La ilahe) ve (illallah) demekle] ve 
yolculuk ve hakikat ile ve bu Fena ve Beka ile ve bu siiluk ve cezbe ile, (Vilayet) [Ev- 
liyalik] ismine kavusur. Nefs, emmarelikden kurtulup, itmmana kavusur. Miizekka 
ve mutahhar olur [temizlenir]. Demek ki, Evliyalik, bu giizel kelimenin ilk yansi olan 
(Nefy ve isbat) sayesinde ele gecmekdedir. Bu kelimenin ikinci kismi, Peygamber- 
lerin "aleyhi ve aleyhimiissalevat" sonuncusunun, Peygamber oldugunu goster- 
mekdedir. Bu ikinci kism, islamiyyeti hasil etmekde ve kemale getirmekdedir. Sey- 
rin baslangicmda ve ortasinda hasil olan islamiyyet, islamiyyetin suretidir. ism ve sekl- 
den baska birsey degildir. islamiyyetin ash, ozii, vilayet hasil oldukdan sonra ele ge- 
cer. Bu zeman, Peygamberlerin "aleyhimiissalevat" tam izinde gidenlere, onlara mah- 
sus olan (Kemalat-i niibiivvet) hasil olur. Vilayetin iki parcasi olan, yolculuk ve ha- 
kikat, islamiyyetin hakikatini ele gecirebilmek icin ve Kemalat-i niibiivvete kavu- 
sabilmek icin, sanki iki sart gibidir. Vilayet, sanki, nemazin abdesti ve islamiyyet, ne- 
maz gibidir. ibtidada, sanki hakiki [goriinen, maddi] necasetler temizlenmekde, 
hakikatde ise, hiikmi [maddeli degil, goriinmez] necasetler temizlenmekdedir. Boy- 
le tam taharet sayesinde, ahkam-i islamiyyeyi yapmaga elverisli olur. insam Allahii 
tealaya yaklasdiran mertebelerin en sonu olan nemazi kilabilecek bir hal ahr. Ne- 
maz dinin diregidir ve mii'minin mi'racidir. Nemaz kilabilecek sekle girer. 

Bu giizel kelimenin, bu ikinci kismini, sonsuz bir deniz gibi gordiim. Bunun ya- 
ninda, birinci kismi, bir damla gibi goriiniiyor. Elbet, Peygamberlik kemalati ya- 
ninda, Evliyalik kemalati hicbirsey degildir. [Atomun, giinese nazaran agirhgi ne 
olabilir?.] Siibhanallah! Ba'zilan, sasi gibi igri gorerek, Evliyahgi, Peygamberlik- 
den ustiin sanmis ve oziin ozii olan islamiyyeti, kabuk gibi gormiis. Ne yapsmlar, 
islamiyyetin yalmz suretini, disardan gorebilmisler. Ozii, kabuk sanmislar. Peygam- 
berlerin halk ile mesgul olmalanni, noksanhk bilmisler. Bu mesgullugii, insanla- 
rin birbiri ile goriismeleri gibi sanmislar. Evliyahgi, Allahii tealaya dogru ilerle- 
mek oldugundan, daha iistiin gormiisler. Vilayet, nlibiivvetden daha iistiindiir 
demisler. Bunlar bilmiyor ki, kemalat-i niibiivvetde de yiikselirken, vilayetde ol- 
dugu gibi, Allahii tealaya dogru ilerlemek vardir. Hatta, vilayetdeki ilerleme, 
ntibiivvetdeki ilerlemenin bir sureti, goruniisiidur. Niizul ederken [ya'ni geri iner- 
ken], vilayetde de, niibiivvetde de, halk ile [mahluklar ile] mesgul olmak vardir. 
Fekat, bu mesgul olmaklar birbirine benzemez. Vilayetde, (Zahir), [ya'ni beden 
ve his uzvlari] halk ile olup, (Batin) [kalb, ruh ve diger latifeler] Allahii teala ile- 
dir. Halbuki, Peygamberlikde, niizul ederken, zahir de, batm da, hep halk ile 
mesgul olur. Biitiin varhgi ile, kullari Allahii tealaya cagirmakdadir. Bu niizul, vi- 
layetdeki niizulden, daha tam ve kamildir. 

Bu buyiiklerin halka tevecciihleri, ya'ni halk ile goriismeleri, halkm birbiri ile 
goriismesi gibi degildir. Halk, birbiri ile goriisurken, birbirlerine, ya'ni Allahii te- 
aladan baskasma, diiskiin, bagh bir haldedir. Bu biiyiikler ise, halk ile goriisurken, 
bunlara bagh degildir. Ctinki, bu biiyiikler, daha ilk adimda, Allahii tealadan bas- 
ka seylere bagh olmakdan kurtulmus, halkm Hahkma baglanmislardir. Bunlarm 
halk ile goriismesi, halki, Hakka dogru cekmek icindir. Allahii tealamn begendi- 
gi yola getirmek icindir. insanlan, Allahii tealadan baska seylere kul, kole olmak- 

-902- 



dan kurtarmak icin, onlarla goriismek, kendini Hak ile bulundurmak icin olan go- 
riismekden elbet daha iistiin, daha kiymetlidir. Mesela, bir kimse, Allahu tealanm 
ismini soylerken, bir kor geese ve oniinde kuyu olsa ve bir adim atmca kuyuya dii- 
secek olsa, bu kimsenin, Allahu tealanm ismini soylemege devam etmesi mi efdal- 
dir, yoksa soylemegi birakip, korii kuyudan kurtarmasi mi kiymetlidir? Siibhesiz 
korii kurtarmasi, zikr-i ilahiden daha iyidir. Ciinki, Allahu tealanm, ona ve onun 
zikrine ihtiyaci yokdur. Kor ise muhtac bir kuldur. Bunu zarardan kurtarmak la- 
zimdir. Hele, kurtarmagi islamiyyet de emr etdigi icin, onu kurtarmak, zikrden da- 
ha muhimdir. Ciinki, emre de uyulmus olur. Zikr etmekde, yalmz Hak tealanm hak- 
ki vardir. Onun emri ile korii kurtarmakda, iki hak yerine getirilmis olmakdadir. 
Biri kul hakki, biri de Yaratamn hakki. Hatta bu halde zikre devam etmek, belki 
giinah olur. Ciinki zikr, her vakt iyi olmaz. Ba'zan, zikr etmemek giizel olur. Ya- 
sak edilen giinlerde ve haram olan vaktlerde oruc tutmamak ve nemaz kilmamak, 
oruc tutmakdan ve nemaz kilmakdan daha iyidir. 

[Din diismanlan, muslimanlar egoist, hodbm olur saniyor. Cennet ni'metleri- 
ne kavusmagi diisiiniir. Baskalarma iyilik etmegi diisiinmez, diye iftira ediyor. Yu- 
kandaki yazi, bu sozlerinin, yalan ve iftira oldugunu acikca gostermekdedir]. 

(Zikr) demek, kendini gafletden kurtarmak demekdir. [(Gaflet), Allahu teala- 
yi unutmak demekdir.] Zikr, yalmz (Kelime-i tevhidi) soylemek ve tekrar tekrar (Al- 
lah) demek degildir. Her ne seklde olursa olsun, kendini gafletden kurtarmak, 
zikr olur. O halde, islamiyyetin emrlerini yapmak ve yasaklarmdan sakmmak, hep 
zikrdir. islamiyyetin emrlerini gozeterek yapilan alisveris zikrdir. islamiyyete uy- 
gun olarak yapilan nikah, talak [bosanma] zikr olur. Ciinki, bunlari yaparken, 
emrlerin, yasaklarm sahibi hep hatirlanmakdadir. Ya'ni gaflet gitmekdedir. Su 
kadar var ki, Allahu tealanm ismleri ve sifatlan ile yapilan zikr, cabuk te'sfr eder 
ve sevgisini hasil eder ve cabuk kavusdurur. Emrlere, yasaklara yapismakla hasil olan 
zikr, boyle degildir. Bununla beraber, boyle zikrlerden ba'zismin da, cabuk netice 
verdigi, pek az olarak goriilmiisdiir. Muhammed Behaeddin-i Buhari buyurdu ki, 
(Mevlana Zeyn-iid-din-i Taybadi "kaddesallahii teala sirrehiiraziz" ilm ile Allahu 
tealaya vasil olmusdur). Bundan baska, ism ve sifat ile yapilan zikr, islamiyyete uy- 
makla olan zikre sebeb olur. Ciinki, dmin sahibini tarn sevmedikce, her isde islamiy- 
yeti gozetmek cok giic olur. Tarn muhabbeti elde etmek icin de, ism ve sifatla olan 
zikr lazimdir. O halde, islamiyyete uyarak zikr ile sereflenmek icin, once ism ve si- 
fatla olan zikr lazimdir. Evet, cenab-i Hakkin lutfii ve ihsani ayridir. Hie sebeb ol- 
madan, diledigini, diledigine ihsan eder. Nitekim Sura suresinde, oniiciincii ayet-i 
kerimede mealen, (Allahu teala, diledigini secerek kendine kavusdurur) buyruldu. 

[Mazher-i Can-i Canan "kaddesallahii teala sirrehiiraziz", (Makamat-i Mazhe- 
riyye)deki onbirinci mektubunda buyuruyor ki, (tic diirlii zikr vardir: 

1 — Kalb kansmadan, yalmz dil ile soylemekdir. Bunun faidesi yokdur. 

2 — Agizla soylemeyip, yalmz kalb ile yapilan zikrdir. Zikrin nasil yapilaca- 
gi (Mektubat-i Ma'sumiyye) c.2, sh.113 de yazihdir. Buna, tesavvufda (Zikr-i ha- 
fT) denir. Bu da, yalmz Zat-i ilahiyyeyi zikrdir. Yahud, sifatlanni diisiinerek ya- 
pilir. Ni'metleri de diisiiniiliirse, buna (Tefekkiir) denir. 

3 — Kalb ile ve dil ile birlikde zikrdir. Dil ile kendi isitecek kadar soylenirse, 
islamiyyetde (Zikr-i hafT) denir. Ayet-i kerimede emr olunan, bu zikr-i hafidir. Bas- 
kasi da isitirse (Zikr-i cehri) denir. Ayet-i kerimeler ve hadis-i serifler, zikr-i ha- 
fmin zikr-i cehrtden efdal oldugunu gosteriyor. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem", hazret-i Aliye ogretdigi zikr-i cehri, kendi isitecek kadar olan zikrdir ki, 
hakikatde, zikr-i hafi demekdir. Zikrden once kapiyi kapatdirmasi da, boyle oldu- 
gunu gosteriyor). (Tefsir-i azfzf) sahibi "rahmetullahi teala aleyh", Dehr suresini 
aciklarken diyor ki, (Zikr etmek, Allahdan baska seylerin sevgisini, onlara diiskiin 
olmagi kalbden cikarmak icindir. Kalbin mahluklara baglihgim yok etmek icin en 

-903- 



iyi ilacm zikr oldugu tecribelerle anlasilmisdir. Hadis-i serifde, (Zikr ederek, 
kalblerinin yiikiinii hafifletenlerin yolunda olunuz!) buyuruldu. Bunun icin, (Al- 
laha, Allahti tealamn sevgisine kavusmak icin, kalbin mahluklara olan baglantila- 
nm kesmek, onu diinya zevklerine duskiin olmakdan kurtarmak lazimdir. Kalbi kur- 
tarmak icin de, zikrden daha faideli bir ilac yokdur) demislerdir). [Tesavvuf ehlin- 
de meshur olan sima' ve raks iki nev'dir: Birincisi, kalbin ve nefsin fani olmasm- 
dan sonra, cemal veya celal sifatlarmm tecellisinde hasil olur ki, bunda aklm ve nef- 
sin miidahalesi yokdur. Celaleddin-i Rummin ve Siinbiil Sinan efendinin zikr, sima' 
ve rakslan boyle idi. Sah-i Naksibend "rahmetullahi aleyh" (Biz, bunu inkar etme- 
yiz) buyurdu. ikincisi, ba'zi cahil ve gafil tarikatcilann, noksan akllarma ve azgin 
nefslerine uyarak, bagirmalan ve ziplamalandir. (Biz, bunlari yapmayiz) buyurdu.] 

Ra'd suresindeki ayet-i kerimede mealen, (Biliniz ki kalbler, ancak Allahi zikr 
etmekle itmfnana kavu$ur) buyuruldu. itminan, siikun, rahat demekdir. Harf-i 
cerli olan zikr kelimesinin fi'lden evvel soylenmesi, hasri ifade eder. Ya'ni, itmfna- 
na ancak, yalniz zikr ile kavusulur denildi. Zikr, hatirlamak demekdir. Allahii te- 
alayi hatirlamak, Onun ismini soylemekle veya cok sevdigi bir Velisini gormekle 
olur. Ciinki, hadis-i serifde, (Onlar goriildiigii vakt, Allah hatirlamr) buyuruldu. is- 
mini isitirken, soylerken, baska sey dusuniilebihr. Onu hatirlamak siibheli olur. Onu 
devamh hatirlamak icin, hergiin binlerce soylemek lazim olur. Evliyayi severek, ina- 
narak goriince, muhakkak hatirlanacagi miijdelendi. Gormek goz ile oldugu gibi, 
Velinin seklini, suretini, kalbine, hayaline getirmekle de, gormiis gibi olup, Alla- 
hii tealayi hatirlamaga sebeb olur. Boyle, kalb ile gormege (Rabita) denir ki, kal- 
bi, Allahii tealadan baska seyleri sevmekden, onlari diisiinmekden kurtaran vasi- 
tadir. Yukandaki ayet-i kerimede ve hadis-i serifde bildirilen temiz kalbe, ihlasa ka- 
vusduran yoldur. Evet, islamiyyete yapismak, ya'ni emrleri yapmak ve haramlar- 
dan sakinmak, insam Allahii tealamn nzasma, sevgisine kavusdurur ise de, bunla- 
ri ihlas ile yapmak sartdir. Hem islamiyyete uymah, hem de, ihlas elde etmelidir.] 

Yine soziimiize donelim! Bu iiciiniin, ya'ni tarikat, hakikat ve islamiyyetin dism- 
da baska sey de vardir ve bunun yamnda, o iiciiniin hie kiymeti yokdur. Hakikat mer- 
tebesinde, (illallah) deyince hasil olan sey, bunun bir goruniisii, [hayalidir] ve bu, 
o goriinenlerin, hakikati, aslidir. Nitekim, once herkesde, islamiyyetin sureti var- 
dir. Tarikat ve hakikat hasil oldukdan sonra bu suretin hakikati hasil olur. iyi dii- 
sunmeli, oyle bir hakikat ki, onun sureti [goruniisii] hakikat oluyor ve baslangici vi- 
layet oluyor. Bu hakikat, kelime ile anlatilabilir mi? Eger anlatilabilmis olsa, kim 
ve ne anhyabilir? Bu hakikat, ancak iilul'azm [din sahibi Peygamberler icinden, al- 
ti dane, en biiyiikleri] Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat vettehiyyat 
velberekat" pek az, hem de pek cok az bulunan varislerine ihsan olunan bir haki- 
katdir. Ulul'azm Peygamberler az olunca, bunlann varisleri daha az olur. 

Siial: Yukanda bildirilenlerden anlasihyor ki, bu hakikate kavusan arif , islamiy- 
yetden disan cikmakdadir. Ciinki, islamiyyetin iistiine yiikselmisdir. 

Cevab: Ahkam-i islamiyye, zahirin [goriinen uzvlarm] yapacagi ibadetlerdir. Bu 
hakikat ise, bu dtinyada batma [kalbe ve ruha] nasib olmakdadir. Zahir, her zeman, 
ahkam-i islamiyyeyi yapmaga mecburdur. Batm da, o hakikatin isleri ile mesgtil 
olur. Bu diinyada, amel, ibadet lazimdir. Bu amellerin, batma cok yardimi vardir. 
Ya'ni, batmm ilerlemesi, zahirin ahkam-i islamiyyeye uymasma baghdir. O halde, 
bu diinyada, her zeman, zahir de, batm da ahkam-i islamiyyeye muhtacdir. Zahi- 
rin isi, islamiyyete uymak, batinin isi de, islamiyyetin meyvelerini, faidelerini 
toplamakdir. islamiyyet, biitiin kemalatm kaynagi, biitiin makamlarm temelidir. 
islamiyyetin, faide, meyve vermesi, bu diinyaya mahsus degildir. Ahiretin kema- 
lati ve sonsuz ni'metleri de, islamiyyetin neticeleri, meyveleridir. Goriiliiyor ki, is- 
lamiyyet oyle bir ($ecere-i tayyibe) [mubarek agac]dir ki, onun meyveleri ile, bii- 
tiin alem, diinyada da, ahiretde de faidelenmekdedir. 

-904- 



Siial: Demek ki, kemalat-i niibiivvetde de, batm Hak ile, zahir halk iledir. Bas- 
ka mektublarda, Peygamberlik makaminda, zahir de, batin da halk iledir ve insan- 
lan bu suretle da'vet etmekdedir deniyor. Bu iki sozii birlesdirmek nasil olur? 

Cevab: Kemalat-i niibiivvet dedigimiz, urucda, yiikselirken erisilen kemalatdir. 
Peygamberlik makami ise, inisdedir. Yiikselirken, batm Hak iledir. Zahir halk ile 
olup, halkm haklari, islamiyyete uygun olarak odenir. Niizulde ise, zahir de, ba- 
tin da halk ile olup, zahiri ve batmi ile, onlan Allahii tealaya cagirmakdadir. O hal- 
de, iki soziin arasmda uygunsuzluk yokdur. Halkla olmak, Hak ile olmak demek- 
dir. Bekara suresi, yiizonbesinci ayetinde mealen, (Nereye donerseniz, orada Al- 
lahii tealayi bulursunuz!) buyuruldu. Fekat bu, mahluklar Allah olur veya Alla- 
hii tealamn aynalandir demek degildir. Miimkin, hip Vacib olur mu? Mahluk, hie 
Halik olur mu, Ona ayna olabilir mi? Belki, Vacib, Miimkine ayna olur denebilir. 
Evet, niizul ederken [geri inerken] esya, sifat-i ilahiyyenin suretlerine ayna olabi- 
lir. Ciinki, mahluklarm aynasmda goriilen, mesela sem', basar, ilm ve kudret, bu 
mahluklarm aynasi olan sem', basar, ilm ve kudret sifatlannm suretleridir. Bun- 
lar, aynanm sifatlandir ki, goriinen mahluklarda zuhur etmekdedir. Aynada go- 
riilen hayaller de aynanin sifatlannm, eserlerinin aynalandir. Mesela, ayna uzun 
ise, hayaller uzun gortiniir ve aynanin uzunlugunu gosteren ayna olurlar. Ayna kii- 
ciik ise, hayaller, aynanin kiicuklugiinu gosteren birer ayna gibidir. 

Urtic ederken, yiikselirken, Allahii tealamn aynasmda, esya goriinuyor samhr. 
Esya aynada bulunuyor samldigi gibi olur. Halbuki, esyanm hayalleri, aynanin icin- 
de degildir. Bunun gibi, mahluklar, Allahii tealamn aynasmda degildir. Aynada bir- 
sey yokdur. Hayaller, aynada degil, hayalimizdedir. Aynada hayal yokdur. Hayal- 
lerin bulundugu yerde de ayna olamaz. Hayaller, vehm ve hayalimizdedir. Yerle- 
ri varsa, vehm mertebesindedir. Zemanlan varsa, hayal mertebesindedir. Fekat, 
mahluklarm vucudsiiz olan bu goriiniisu, Allahii tealamn kudreti ile oldugun- 
dan, devamlidir. Ahiretin sonsuz azab ve ni'metleri bunlara olacakdir. 

Diinya aynalarmda, once hayaller goriiniir. Aynayi gormek icin, aynca dikkat 
etmek lazimdir. Allahii tealamn aynasmda ise, goriilen once aynadir. Mahluklan 
gormek icin, aynca dikkat etmek lazimdir. Veil, riicu' etmege baslayinca, mahluk- 
larm sifat-i ilahi aynalarmdaki hayalleri goriinmege baslar. Riicu' ve niizul temam 
olup, (Seyr der esya) esyada seyr, hareket edince, siihud-i ilahi kalmaz, gayb ha- 
lini ahr. Iman-i siihudi, iman-i gaybf halini alir. Da'vet vazifesi temam olup, vefat 
edince, gayb kalmaz. Yine siihud hasil olur. Fekat, bu siihud, riicu'dan onceki sii- 
hudden kuvvetli, kamildir. Ahiretdeki siihud, diinyadakinden kuvvetlidir. 

Demek ki, bir aynada goriilen hayaller, aynada degildir. Varhklan yalmz hayal- 
dir. Ayna, bu hayalleri ihata etmis, kaplamis denilebilir. Bu hayallerle beraberdir 
deriz. Fekat, bu kurb [yakinhk], bu ihata ve ma'iyyet [beraberlik] cismin cisme olan 
veya cismin, kendi sifatma [mesela rengine] olan kurbu, ihatasi ve ma'iyyeti gibi 
degildir. insan akh, hayallerin aynaya olan kurb, ihata ve ma'iyyetini dusiinemi- 
yor, kavnyamiyor. Hayallerin aynaya karib, beraber ve ihata edilmis olduklan mu- 
hakkakdir. Fekat, nasil oldugu anlatilamiyor. iste Allahii tealamn mahluklara 
olan kurbu, ihatasi ve ma'iyyeti de boyledir. Elbette vardirlar. Fekat, nasil olduk- 
lan bilinmez. Bunlara inamnz. Fekat, nasil olduklarmi bilemeyiz. Ciinki, Allahii 
tealamn bu sifatlan, cismlerin sifatlarma benzemiyor, mahluklarm sifatlan gibi de- 
gildir. Hakikatin niimunesi olan bu alemde, bu sifatlara misal olarak, hayaller ile 
aynayi soyledik ki, akh olan, bundan onu anhyabilsin! Allahii teala, dogru yolda 
olanlara selamet versin! Amin. 

Kil Allaha bes nemazi, 
bos gecirme, kis ve yazi! 
Hakka yaklasmak istersen, 
temam et, siinnet ve farzi! 

-905- 



28 — UCUNCU CILD, 3. cii MEKTUB 

Bu inektub, Seyyid inir Muhibbullah-i Mankpunye yazilmis olup, kelime-i tev- 
li id in ma'nasini bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, sevdigi kullanna selamlar, kusur- 
suzluklar olsun! (La ilahe illallah!) Ya'nf iiluhiyyete, ma'budiyyete hakki olan, yal- 
niz Allahii tealadir. Seriki, ortagi, benzeri yokdur. Vacib-iil-viicuddiir, varligi, 
elbette lazimdir. Noksanhk ve yaratilmak sifatlan, alametleri, Onda yokdur. 
(Ma'bud), ibadet olunan sey demekdir. (ibadet), kulluk etmek, tapinmak, ya'nf hu- 
du' ve tezelliildiir. Ya'ni, kendini asagilamak, alcaltmak demekdir. Biitiin kema- 
lat, yiikseklikler, iyilikler kendisinde bulunan, hicbir noksanhgi olmiyan ve her- 
sey, var olmak icin ve varlikda kalabilmek icin, Ona muhtac olan ve kendisi hic- 
birsey icin, hicbirseye muhtac olmiyan ve herkese faide ve zarar yalniz Ondan ge- 
len ve Onun izni ve emri olmadikca, hicbirseyin, hicbirseye zarar ve iyilik yapa- 
miyacagi, Ondan baska herseyin onii ve sonu yokluk olup, hep var olan bir kim- 
seye ancak ibadet olunur. ibadet, yalniz boyle bir kimsenin hakkidir. Allahii te- 
aladan baska, boyle bir kimse yokdur ve olamaz. Bu yiiksek sifatlar baskasmda da 
var dersek, Ona, baskasi denilemez. Baska olmak icin, farkli olmak lazimdir. 
Boyle bir baskasim, ondan farkli, ayn diisiiniirsek, iiluhiyyet ve ma'budluk sart- 
lari, bu ikincisinde noksan olur. Uluhiyyet ve ma'budluk hakki olamaz. Ciinki, bu- 
nun, birinciden ayn olmasi icin, ma'budluk sifatlarmdan birinin, bunda bulunma- 
masi lazimdir. Bunun icin de, noksan olmus olur. Bu ikincisinin, kemal sifatlan- 
m temam kabul edip de, ayrilik olmak icin, noksan sifatlardan bir danesini ken- 
disinde birakirsak, yine kendisi kusurlu olmus olur. Mesela, hersey Ona muhtac 
olmasa, muhtac olmiyanlarm ibadet etmesi nicin lazim olur? Eger, bir isde, birse- 
ye muhtac olursa, yine noksanhk olur. Eger herseye iyilik ve zarar Ondan olma- 
sa, Ona ne luzum olur. ibadete neden layik olur? Eger, Onun izni, haberi olma- 
dan, bir kimse, birseye iyilik ve zarar yapabilirse, Ona yine liizum kalmaz. ibadet 
olunmaga hakki olmaz. Biitiin kamil sifatlan kendinde toplayan, ancak bir olmak, 
seriki, ortagi bulunmamak lazimdir. ibadete hakki olan, yalniz bir olmak lazim- 
dir. O da bir olan, Allahii tealadir. 

Siial: Soylenilen seklde farkli, ayn ikinci bir ma'bud olamaz ise de, belki bizim 
bilmedigimiz, baska sifatlan bulunan farkli bir ma'bud daha bulunamaz mi? Boy- 
lece, O da noksan olmaz. 

Cevab: O bilmedigimiz sifatlan da, ya kamil sifatlardir veya noksan sifatlardir. 
Her iki seklde de, yine aym mani' mevcuddur. O yine noksan olmus olur. Allahii 
tealadan baskasmin ibadete hakki olmadigmi gostermek icin, sunu da soyliyelim 
ki, Allahii teala, herseyin varligi icin, biitiin ihtiyaclanna kafi olunca ve her seye 
faide ve zarar Ondan gelince, baska bir ma'bud issiz kahr. Hicbirsey, Ona muhtac 
olmaz. O halde, Onun ibadet edilmege nicin hakki olur. Ya'ni, Ona karsi zillete 
ve aleak goriinmege ne liizum olur? Kafirler, Allahii tealadan baskasma ibadet edi- 
yor, yalvanyor, ihtiyaclarmi ondan umuyor. Kendi yapdiklan putlara, heykellere 
tapiniyor. Bunlar, kiyametde bize sefa'at, yardim edecek diyorlar. Ne kadar alda- 
niyorlar. Bunlarm sefa'at edebilecegini nereden anhyorlar? Yalniz zan ile veya bas- 
kasma aldanmakla, birini, ibadetde, Allahii tealaya serik yapmak, ne biiyiik sas- 
kmhk, ne biiyiik zarardir. ibadet, kolay ve ehemmiyyetsiz birsey degildir ki, oliip 
giden bir insana, tasa, heykele kulluk edilsin. Elinden birsey gelmiyene, hatta ken- 
dinden daha zevalh olana, ibadet olunmak hakki verilsin. Uluhiyyet olmadikca, iba- 
det edilmege hak olmaz. (Uluhiyyet sifatlan) bulunana ibadet edilir. Bu sifatla- 
n bulunmiyanm ibadet olunmaga hakki yokdur. Uluhiyyetin birinci sarti ise, vii- 
cub-i viiciiddur. Ya'ni varligi lazim olmak, elbette var olmasi lazim olmakdir. Varli- 
gi lazim olmiyan, ilah olamaz ve ibadete miistehak olamaz. Ne kadar ahmakhkdir, sas- 

-906- 



kmlikdir ki, varligi lazim olan, Allahii tealadan baska hicbir sey yokdur, dedikle- 
ri halde, baskalarma tapiniyorlar. Bilmiyorlar ki, ma'bud olmak icin, ibadet olun- 
mak icin, varhgm lazim olmasi sartdir. Allahii tealadan baska, varligi lazim kim- 
se olmaymca, ibadete layik da, Ondan baskasi bulunmamasi icab eder. Ondan bas- 
kasma ibadet etmek, baskasinm viicudiinii de lazim bilmek olur. 

Iste (La ilahe illallah) kelime-i tayyibesini tekrar tekrar soylemekle, viicudii la- 
zim olanm Allahdan baskasi olmadigi ve Ondan baskasinm ibadete hakki bulun- 
madigi bildirilir. Bu ikisinden en faidelisi, baskasinm ibadete hakki olmadigidir ki, 
bunu ancak Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslimat" bildirmisdir. Peygam- 
berlere "aleyhimiissalevatii vettehiyyat" uymayanlar da, Allahii tealadan baska- 
sinm viicudii lazim degildir diyor. Vacib-iil-vucud birdir diyorlarsa da, ibadete miis- 
tehak olmakda aldamyorlar. Allahii tealadan baska, ibadet olunmaga layik kim- 
se olmadigini anhyamiyor, baskalarma tapinmakdan sikilmiyorlar. Kilise yap- 
makdan cekinmiyorlar. Kiliseleri yikan, putlara, heykellere, diri veya olii bir in- 
sana tapinmagi onleyen, yalniz Peygamberlerdir "aleyhimiissalevatii vettehiy- 
yat". Bunlar, Allahii tealadan baskasina tapanlara (Miisrik) demislerdir. Miisrik- 
lerin, (Allahii tealadan baskasinm varligi lazim degildir. Ondan baskasi, olsa da olur, 
olmasa da olur. Vacib-iil-viicud yalniz Odur) deseler de, baskasina tapdiklan 
icin, yine miisrik olduklarim beyan buyurmuslardir. Ciinki, Allahii tealadan bas- 
kasina ibadet olunmamasma ehemmiyyet vermislerdir. Ya'ni soze degil, ise kiy- 
met vermislerdir. Ciinki, Ondan baskasinm ibadete hakki olmaymca, Ondan bas- 
ka Vacib-iil-viicud yok demekdir. O halde, bir kimse, Peygamberlerin dinine uy- 
madikca, ya'ni Allahii tealadan baskasinm ibadete layik olmadigini bilmedikce, sirk- 
den, miisrik olmakdan kurtulamaz. Sirkin kismlarmdan ve insanm kendinde ve di- 
sarda bulunan ilahlara tapinmakdan siynlamaz. insam bundan kurtaran, ancak Pey- 
gamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" dinleridir. Peygamberlerin "aleyhi- 
miissalevatii vetteslimat" gonderilmesinden maksad da, insanlan bu devlete, bu 
ni'mete kavusdurmakdir. Bu biiyiiklere uymadikca, sirkden kurtulmak nasib ol- 
maz. Onlarm milletine girmedikce, tevhid miimkin olamaz. Nisa suresi, kirksekiz 
ve yiizonaltmci ayet-i kerimelerinde mealen, (Allahii teala, miisriki afv etmiyecek- 
dir) buyruldu. Burada, miisrik kafir demekdir. Ciinki, dinlere inanmamak kiifrdiir. 
Sirk, kiifriin kismlarmdan biridir. Bir kismini soylemekle, hepsi soylenmis oldu. 
Bunun icin, sirk afv olmiyacagi gibi, islamiyyetin herhangi bir hiikmiinii inkar eden 
de kafir olup afv olunmiyacakdir. O halde, (Nicin ayet-i kerimede, yalniz sirk afv 
olunmaz, buyrulmusdur?) demenin yeri yokdur. 

Allahii tealadan baskasinm ibadete hakki olmadigi meydandadir. Hatta hadsi- 
dir. Ya'ni diisiinmege liizum kalmadan, akla geliverir. Bir kimse, ibadetin ma'na- 
sim iyi anlasa ve Allahii tealanm yukanda bildirdigimiz sifatlarmi iyi diisiinse, On- 
dan baskasinm ibadete hakki olmadigini hemen bilir. Bunu bildirmek icin soyle- 
nilenler, meydanda olan seyleri haber vermek gibidir. Boyle haberlerin red olma- 
si, i'tiraz olunmasi, miinakasa edilmesi olmaz. Bu haberlere liizum kalmadan, 
kendiliginden gormek icin, iman nuru, iman lsigi lazimdir. Meydanda olan, bedi- 
hi, cok seyler vardir ki ahmaklar, kalm kafahlar goremez. A'zasi hasta ve a'sabi bo- 
zuk cok kimse vardir ki, goze carpan ve carpmiyan bircok asikar seyleri goremez. 

Siial: Tesavvuf biiyukleri "kaddesallahii teala esrarehiim", (Arzu etdiklerin, 
ma'budun olur) buyurmusdur. Bunun ma'nasi nedir ve dogrusu nasildir? 

Cevab: Bir insanin maksudu, arztisu, tevecciih etdigi, ozendigi, sag kaldikca ele 
gecirmek istedigi ve ele gecirmek icin, her zillete, alcalmaga katlandigi, hie vaz gep- 
medigi sey ise, bu maksudu, ma'budu olur ve bu hali ibadet olur. Ciinki ibadet, zil- 
letin, inkisarm son derecesidir. Allahii tealadan baska ma'bud tammamak icin, On- 
dan baska maksud olmamak, Ondan baska murad olmamak lazimdir. Bunun icin 
de, (La ilahe illallah) derken, Ondan baska maksud olmadigini bilmek lazimdir. 

-907- 



Bu ma'na ile, bu kelimeyi o kadar cok tekrar ederler ki, hicbir maksudlan kalmaz. 
Ondan baska birsey arzu edilmez. Boylece, baska ma'budumuz yokdur, sozleri dog- 
ru olur ve cesidli ilahlardan kurtulmus olurlar. Ondan baska maksud birakmamak 
sureti ile, Ondan baska ma'bud birakmamaga kavusmak, imanin kamil olmasi icin 
sartdir ve Evliyaya mahsusdur. insanm, kendinde bulunan ma'budlanndan kur- 
tulmasina baghdir. Nefs, itmmana kavusmadikca, bu derece ele gecmez. Nefsin it- 
minan bulmasi ise, Fena ve Bekanm temamlanmasmdan sonradir. Parlak olan is- 
lam dininin, lsikli se'adet-i ebediyye yolunun esasi, temeli, kolaylik, hafiflik ve kul- 
lan zahmetden, yorulmakdan kurtarmakdir. Cunki, insanlar, za'if, nazik yaratil- 
misdir. Bunun icin, islamiyyet diyor ki, bir kimse, maksadma kavusmak icin, Al- 
lah gostermesin islamiyyetin disina cikarsa, [farzlardan birini birakir, bir haram is- 
lerse, mesela nemazi, orucu birakir veya icki icer, ciplak gezerse], bu maksudu, onun 
ma'budu olur, ilahi olur. Maksudu icin islamiyyetin disma cikmazsa, onu ele ge- 
cirmek icin, haram islemezse, islamiyyet, o maksudu red etmez, men etmez ve onu 
maksud bilmez. Onun maksudu yalniz Allahu tealadir ve Onun dinini gozetmek- 
dir, der. O maksuda karsi, o kimsede, yaradilis icabi, bir arzu hasil olmusdur. Fe- 
kat, bu arzusu, islamiyyete olan arzusunun mikdarma yetisememisdir. 

Tesavvuf bilgileri imam kemale ulasdirdiklarmdan, burada Allahu tealadan bas- 
ka maksud olmamak lazimdir. Ciinki, baska maksud olursa, ba'zan, nefsin yardi- 
mi ile, bunun arzusu, Allahu tealamn maksud olmasmi asabilir. Onu ele gecirmek, 
Allahu tealamn nzasma kavusmak arzusunu basdirarak, ebedi, sonsuz felakete se- 
beb olabilir. Bunun icin, imanin kamil olmasinda, baska maksudlarm kalmamasi, 
mutlaka lazimdir. Boylece, imanin azalmasi veya sonmesi onlenmis, emniyyete alm- 
mis olur. Evet, ba'zi bahtiyarlar, ihtiyar ve iradelerinden kurtuldukdan sonra, bun- 
lara yeniden irade ve ihtiyar verilir. irade-i ciiz'iyyeleri kendilerinden gitdikden 
sonra, bunlari, irade-i kiilliye ile sereflendirirler. 

[Tesavvuf bilgileri imam kemale ulasdinr dedik. Tesavvuf, Muhammed aleyhis- 
selamm yolunda, izinde yiiriimek demekdir. Ya'ni, her soziinde, her isinde, hersey- 
de islamiyyete yapismakdir. Ne yazik ki, uzun zemandan beri bircok cahiller, fasik- 
lar, aleak maksadlarma kavusmak icin, biiyiik alimlerimizin ismlerini, alet olarak 
kullamp, cesidli ocaklar kurmus, islamiyyetin, dinin bozulmasma, yikilmasma se- 
beb olmuslardir. Hele son zemanlarda, bid'atler ve haramlar az veya cok, biitiin tek- 
keleri kaplamis, tarikatcilik, islamiyyeti yikmak icin en te'sirli bir alet halini almis- 
di. Tekkelere miizik sokuldu. Calgi calarak, teganni ederek, dans ederek yapilan 
taskmhklara ibadet denildi. (Dinitiirk musikisi) diye bid'atler uyduruldu. Bunla- 
rm bid'at oldugu, Kadi-zadenin (Birgivf vasiyyetnamesi) serhinde uzun yazilidir. 

Seyh ve tarikatci olarak ortaya cikan ba'zi kimselerin, agizlanna ates koyduk- 
lanni, agizlarmdan alevler cikdigmi, bir yanagina bicak, sis sokarak oteki yanagin- 
dan cikdigmi, sokak ortasina yatarak, iizerinden kamyon gecirildigi halde, kendi- 
lerine hicbirsey olmadigmi gorenlerden isitiyoruz. Bunlarm keramet oldugunu soy- 
liyorlar. Gorenler de inamyorlarmis. Allahu teala bunlarm Musa aleyhisselam ze- 
mamnda da bulundugunu haber veriyor. Bunlara keramet degil, sihr diyor. Boy- 
le, goz boyamalan, (Fetava-yi hadisiyye)nin ytizondokuzuncu sahifesinde ve 
(Mektubat)in 266. ci mektubu sonunda ve ticuncii cildinde uzun bildirilmis, haram 
olduklanna fetva verilmisdir. Bu buyiicii, iifiirukcu seyhlerin, tarikatcilann yalan 
sozleri, (Hadfka) ve (Berika)da da uzun yazilidir. Bunlarm din adami degil, miis- 
limanlan aldatan seytan olduklan aci aci bildirilmisdir. Bu gosterileri, din degil- 
dir. Dinsizlikdir. Avrupadaki, Japonyadaki kafirler de, sahnelerde, sirklerde, bun- 
larmkinden daha acib, daha garib seyler gosteriyorlar. islamiyyet, oyun, komedi, 
maskaralik, miizik dini, sihrbazhk, canbazhk, hokkabazhk dini degildir. islamiy- 
yet, inanmasi, yapmasi, sakmmasi lazim olan seyleri, giizel ve cirkin huylari ogren- 
mek ve emrlere uymak, herkese iyilik yapmak dmidir. Seyh-ul-islam Ahmed ib- 

-908- 



ni Kemal efendinin (El-miinire) kitabmda diyor ki: Miislimana ilk vacib olan sey, 
ahkam-i islamiyyeye uymakdir. Ahkam-i islamiyye, Allahii tealanm ve Resuliiniin 
"sallallahii aleyhi ve sellem" emr ve yasak etdigi seyler demekdir. Peygamberimiz 
"sallallahii aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, (Bir kimsenin havada ucdugunu ve de- 
niz iizerinde yuriidugiinii yahud agzina ates koyup yutdugunu gorseniz, fekat isla- 
miyyete uymiyan bir is yapsa, keramet sahibiyim derse de, onu biiyiicii, yalanci, sa- 
pik ve insanlan dogru yoldan sapdirici biliniz! ). (El-miinire)den terceme temam 
oldu. Bu hadis-i serif hak yolda olan tesavvufcu ile, batil yolda olan tarikatcilan, 
birbirlerinden kesin olarak ayirmakdadir. Osmanhlarm son senelerinde, memle- 
ketde, hadis-i serifin haber verdigi sahte, cahil, fasik tarikatcilar tiiremisdi. Cok siikr 
olsun ki, Allahii teala bunu onledi. Ebu Bekr-i Siddik ve Aliibni Ebi Talib "radi- 
yallahii anhiima" ve seyyid Ahmed Rifa'i, seyyid serif Ahmed Bedevf, Ebiil-Ha- 
sen Ali bin Abdullah Sazili, seyyid Abdiilkadir-i Geylani, mevlana Celaleddin-i Ru- 
mi, Muhammed Behaeddm-i Buhari, haci Bayram-i veil ve Ziyaiiddin-i Halid-i Bag- 
dad! gibi din biiyuklerinin mubarek ismlerini, kati'i tarik-i ilahi olan cahillerin elin- 
de ve dilinde oyuncak olmakdan kurtardi. Bugiin memleketimizde ve butiin diin- 
yada bir Miirsid-i kamil, bir Arif-i miikemmil bulundugunu bilmiyoruz. Evet, 
(Kutb-i medar) her zeman bulunur. Simdi de vardir. Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" zemanmda da vardi. Bunlara, (Kutb-iil-aktab) da denir. Fekat, bun- 
lara inziva lazimdir. Bunlari kimse tanimaz. Hatta, ba'zan, kendileri bile kendile- 
rini bilmez. (Kutb-i irsad) ise, kayyum-i alemdir. Herkese riisd ve iman, bunun va- 
sitasi ile gelir. islamiyyeti korur. Din-i islam basi bos kalmaz. Din diismanlan 
pervasizca, dini yikmaga, degisdirmege saldiramaz. imam-i Rabbani "kaddesalla- 
hii sirrehul'aziz", (Me'arif-i lediinniyye) kitabmda, otuzbesinci ma'rifetde buyu- 
ruyor ki: (Kutb-i ebdal) [ya'ni Kutb-i medar] alemde, diinyada herseyin var olma- 
si ve varhkda durabilmesi icin feyz gelmesine vasita olur. Kutb-i irsad ise, alemin 
irsadi ve hidayeti icin feyzlerin gelmesine vasita olur. Herseyin yaratilmasi, nzk- 
larm gonderilmesi, derdlerin, belalarm giderilmesi, hastalarm iyi olmasi, bedenle- 
rin afiyetde olmasi, Kutb-i ebdalin feyzleri ile olur. Iman sahibi olmak, hidayete 
kavusmak, ibadet yapabilmek, giinahlara tevbe etmek ise, Kutb-i irsadm feyzleri 
ile olur. Her zemanda, her asrda Kutb-i ebdalin bulunmasi lazimdir. Hicbir zeman, 
bunsuz olamaz. Cunki, alem bununla nizam bulmakdadir. Bunlardan biri oliince, 
bunun yerine baskasi ta'ym edilir. Fekat, Kutb-i irsadm her zeman bulunmasi la- 
zim degildir. Oyle zemanlar olur ki, alem imandan ve hidayetden biisbutiin mah- 
rum kalir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", o zemamn Kutb-i irsadi idi. O 
zemanm Kutb-i ebdali de, Omer "radiyallahii anh" ve Veysel-Karni "kaddesalla- 
hii teala sirrehul'aziz" idi. Kutb-i irsad ile, butiin insanlara iman ve hidayet gelmek- 
dedir. Kalbi bozuk olanlara gelen feyzler, dalalet, kotiiliik haline doner. Seker has- 
tasma verilen kiymetli gidalann, onun kanmda zehr haline donmesine benzer. Ya- 
hud safrasi bozuk olana, tathnin aci gelmesine benzer. (Me'arif) kitabmdan terce- 
me, temam oldu. 

(Berika)nm iicyiizseksenbesinci sahifesinde diyor ki, (Tesavvuf biiyuklerinin 
cogu derin alim ve miictehid idiler. Kutb-i irsadlarm hepsi boyle idi. (Buhari)deki 
hadis-i serifde, (ilm iistaddan ogrenilir) buyuruldu. Ma'rifet ise, kesf ve ilham ile 
hasil olur. ilm, kesf ile, ilham ile hasil olmaz. ilmin kaynagi Kur'an-i kerim ve ha- 
dis-i seriflerdir). tjcyiizyetmisyedinci sahifesinde diyor ki, (Tesavvuf biiyuklerinin 
cogu miictehid idi. Gazali, Sevri ve Ibrahim bin Edhem boyle idi. Kutb-i irsadlar boy- 
le idi). (Hadfka)nm iicyiizyetmissekizinci sahifesinde diyor ki, (Me'arif-i ilahiyye 
ve hakayik-i rabbaniyye bilgileri, kesfle ve ilham ile hasil olur. Hocadan ogrenilmez. 
Ibadetlerin yapilmasi ve biitiin islamiyyet bilgileri ise, iistaddan ogrenmekle elde 
edilir. islamiyyet bilgileri, ilham ile hasil olsaydi, Allahii tealanm Peygamberler ve 
kitablar gondermesine liizum olmazdi). Bugiin ve bundan sonra, herhangi bir ca- 
hilin, biiyiiklerin kitablarmdan calarak ezberledigi yaldizli sozlerine aldanma- 

-909- 



maga, cahil tarikatcilann tuzagina tutulup, Ehl-i siinnetden aynlmamaga cok 
dikkat etmelidir]. 

Ya Rabbi! Bizlere ihsan eyledigin iman ve yakin nurunu artdir. Islamiyyet isi- 
gi ile aydmlanmamizi nasib et. Kabahatimizi ort. Giinahlanmizi afv eyle! 

29 — IKINCi CILD, 37. ci MEKTUB 

Bu inektiib, (Mektubat)in ikinci kismini toplamis olan [Allahii teala ondan ra- 
zi olsun! | fakir, hakfr Abdiilhayy kin yazilmis olup, (La ilahe illallah) Tevhid ke- 
limesinin iistiinliiklerini bildirmekdedir: 

Rabbimizin "celle sultaniih" gazabini, intikamim sondiirmek icin (La ilahe il- 
lallah) giizel kelimesinden daha faideli birsey yokdur. Bu giizel kelime, Cehenne- 
me gotiiren gazabi sondiirtince, daha kticiik olan baska gazablanni elbette sondii- 
riir. Nicin sondiirmesin ki, bir kul, bu giizel kelimeyi tekrar tekrar soyleyince, On- 
dan baskasmi yok bilmekde, herseyden yiizcevirip, hak olan bir ma'buda donmek- 
dedir. Gazabmm sebebi, kullannin, Ondan baskasma donmesi, baglanmasidir. Me- 
caz alemi olan bu diinyada da, bu hali goriiyoruz. Zengin bir kimse, hizmetcisine 
kirilir, ona kizar. Hizmetci de, kalbi iyi oldugu icin, herkesden yiizcevirip, biitiin 
varhgi ile, efendisinin emrlerine sanhrsa, efendisi, ister istemez yumusar. Merha- 
mete gelir. Gazabi soner. iste bu giizel kelime de, kiyamet icin aynlmis olan dok- 
sandokuz rahmet hazinesinin anahtandir. Kiifr karanhklanni, sirk pisliklerini te- 
mizlemek icin, bu giizel kelimeden daha kuvvetli, hicbir yardimci yokdur. Bir kim- 
se, bu kelimeye inanmca, imamn zerresi hasil olur. 

Bu giizel kelimeye inanarak, kalbinde zerre kadar iman hasil eden kimse, ka- 
firlerin adetlerini ve sirk pisliklerini yaparsa, bu giizel kelimenin sefa'ati sayesin- 
de Cehennemden cikanhr. Azabda sonsuz kalmakdan kurtulur. Bunun gibi, bu iim- 
metin btiyiik giinahlarma sefa'at edip azabdan kurtaracak en kuvvetli yardimci, Mu- 
hammed Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem"dir. Bu iimmetin biiyiik giinah- 
lan dedik. Ciinki, onceki iimmetlerde biiyiik giinah isliyen pek az olurdu. Hatta ima- 
nmi kiifr adetleri ile ve sirk pislikleri ile kansdiran da az idi. Sefa'ate en cok ihti- 
yaci olan bu iimmetdir. Onceki iimmetlerde, ba'zilan kiifrde inad etdi. Ba'zisi da, 
halis olarak imana gelip emrlere yapisdi. 

Bu giizel kelime ve Peygamberlerin sonuncusu "aleyhi ve aleyhimiissalevatii vet- 
tehiyyat" gibi bir sefa'atci olmasaydi, bu iimmetin giinahlan kendilerini helak eder- 
di. Bu iimmetin giinahlan cokdur. Fekat, Allahii tealanm afv ve magfireti de son- 
suzdur. Allahii teala, bu iimmete afv ve magfiretini o kadar sacacak ki, gecmis iim- 
metlerden hicbirine boyle merhamet etdigi bilinmiyor. Doksandokuz rahmetini, 
sanki bu giinahkar iimmet icin ayirmisdir. ikram, ihsan, kabahatliler, giinahhlar 
icindir. Allahii teala, afv etmegi ve magfiret etmegi sever. Kusur ve kabahati cok 
olan bu iimmet kadar afv ve magfirete ugrayacak hicbirsey yokdur. Bunun icin, bu 
iimmet, iimmetlerin en hayrhsi oldu. Bunlarm sefa'at edicisi olan bu giizel kelime, 
kelimelerin en krymetlisi oldu. Bunlarm sefa'atcileri olan Peygamberleri, Peygam- 
berlerin en iistiinii oldu "aleyhi ve aleyhimiissalevatii vettehiyyat". Furkan sure- 
si, yetmisinci ayetinde mealen, (Allahii tealanm, giinahlarmi iyiliklerle degisdire- 
cegi kimseler, onlardir. Allahii tealanm magfireti, merhameti sonsuzdur) buvrul- 
du. 

Kerimler He yapilacak her i$ kolay olur. 

Bunu yapmak, Allahii teala icin cok kolaydir. Ey Rabbimiz! Gunahlanmizi ve 
islerimizde yapdigimiz israfi, taskinhgi afv et. Bizi dogru yolda bulundur! Kafir- 
lere galib gelmemiz icin yardim et! Bu kelimenin iistiinliiklerini dinleyiniz: 

Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve alihi ve selleme ve bareke" buyurdu ki: 

-910- 



(La ilahe illallah diyen kimsc Cennete girer). Gorusleri kisa olan kimseler, bu so- 
ze sasar. Bir kerre La ilahe illallah demekle, Cennete girmek nasil olur der. Bu gii- 
zel kelimenin bereketlerini, faidelerini bilmiyorlar. Bu fakir [ya'niimam-i Rabba- 
ni "rahmetullahi aleyh"] anhyorum ki, bu giizel kelimeyi bir kerre soylemekle, bii- 
tiin kafirleri afv edip, Cennete gonderseler yeri vardir. Bu mukaddes kelimenin be- 
reketlerini, faidelerini, biitiin mahluklara, kiyamete kadar bolseler, hepsini doyu- 
racagini goriiyorum. Hele, bu mukaddes, giizel kelimeye (Muhammediin Resulul- 
lah) kelimesi de eklenerek, teblig ve tevhid, inci gibi, yanyana dizilirse ve risalet 
vilayete yaklasdinhrsa, vilayetin ve niibiivvetin biitun iistiinlukleri ve yiikseklik- 
leri, bir araya toplanmis olur. Bu iki se'adetin yoluna kavusduran, bu kelimeler- 
dir. Vilayeti, zillerin, akslerin karanhklarmdan kurtaran, temizleyen, niibiivveti en 
yiiksek dereceye ulasdiran, bu kelimedir. Ey Allahimiz! Bizi bu giizel kelimenin 
faidelerinden mahrum birakma! Bizi bu kelimelerden ayirma! Bu kelimeyi tasdik 
edici oldugumuz halde canimizi al! Kiyamet giinii, bizleri bu kelimeyi tasdik 
edenler arasinda bulundur! Bu kelime hurmetine ve bu kelimeyi bildirenler "aley- 
himiissalevat vetteslimat vettehiyyat velberekat" hurmetine, bizleri Cennete sok! 
Amin. 

Goriisiin ve gidisin aciz kaldigi ve arzu, himmet kanatlannm diisdiigii ve her bil- 
gi ve bulusun disina cikildigi zeman, insani, (La ilahe illallah Muhammediin Re- 
sulullah) tevhid kelimesinden baska, birsey ilerletemez. Bu kelimenin agusuna si- 
gmmadan, oralarda yiikselmek olamaz. Salik, bu giizel kelimeyi bir kerre soyle- 
mekle, o makama yiikseliyor. Bu yiiksek kelimenin isaret etdigi hakikat sayesin- 
de, o makamdan yukanya ilerliyor. Kendinden uzaklasip, Allahii tealaya yaklasi- 
yor. O yolun en az bir parcasi, biitun bu gokler kiiresinden katkat cokdur. Bu ke- 
limenin ustunliigiinii buradan anlamahdir. Biitiin mahluklarm, bu kelime yanm- 
da varligi hie kahr. Duyulmaz bile. Biiyiik bir deniz yaninda, bir damla kadar da 
degildir. Bu giizel kelimenin derecelerinin meydana cikmasi, soyleyenlerin dere- 
celerine gore olur. Soyleyenin derecesi ne kadar yiiksek ise, bu mukaddes kelime- 
nin buyiikliigii, o kadar cok meydana cikar. Arabi si'r tercemesi: 

Guzelligi o kadar cok goriiniir, 
ona bakis, ne kadar cok olursa. 

Diinyada bundan daha krymetli, daha iistiin bir arzu olmaz ki, insan, her bulun- 
dugu yerde, [her isinde, her vazifesinde] bu giizel kelimeyi tekrar tekrar soylemek- 
le lezzet alsin ve haz duysun. Amma ne yapilabilir ki, biitiin arzular ele gecmiyor. 
Insanlarla konusmak ve gaflete diismek caresiz oluyor. 

30 — IKINCi CILD, 94. cii MEKTUB 

Bu mektub, Abdiilkadir-i Enbaliye yazdmi§ olup, Fena ve Bekayi anlatmakda- 
dir: 

Alemlerin, her mahlukun rabbi olan Allahii tealaya hamd ederim. Peygamber- 
lerin seyyidine "sallallahii teala aleyhi ve sellem", en tistiiniine, salat, diia ederim! 

Bu fakirin anladigma gore, mahluklarm hakikatleri, asllan, ademler ile ismle- 
rin ve sifatlann, ilm-i ilahideki suretleri, goriiniisleridir. Bu suretler, ademlere aks 
etmis, onlarda goriinmusdiir. [Adem, yok demekdir.] Her kotiiliik, her kusur 
ademlerden hasil olur. Bu ademler, felsefecilerin dedigi Heyula gibidir. Bunlara 
aks eden suretler de, felsefecilerin suret dediklerine benzer. Ademler, birbirlerin- 
den, iizerlerine aks etmis olan suretler ile fark olunur, aynhr. Bu akslerin, adem- 
lerle birlesmesi, suretin heyulada yerlesmesi gibidir. Bu aksler de, ademlerle bir- 
lesdikleri icin, birbirlerinden farkli olmusdur. Bunlarm birlesmesi, sifatlann cism 
ile birlesmesi gibi degildir. Suretin, heyula ile birlesmesi gibidir. Heyula, suret va- 

-911- 



sitasi ile tamnabilmekdedir. Salik, zikr ve murakabe vasitasi ile, cenab-i Hakka te- 
vecctih edince ve baska seylerden her an yiizcevirince, Allahti tealamn ism ve si- 
fatlanmn ilmde bulunan bu suretleri, her an kuvvetlenir. Arkadaslan olan adem- 
lere galib gelmege baslar. Oyle bir hal ahr ki, bu akslerin ash ve heyulasi gibi olan 
ademler, ortiilmege, gayb olmaga baslar. Ya'ni salik, bunlari goremez olur. Ciin- 
ki, aynanm gayb olmasi lazimdir. Bu hale, (Fena makami) denir ve cok kiymetli- 
dir. Faniolan bu salike, Beka da ihsan ederek, bu aleme geri indirirlerse, kendi ade- 
mini, bedenini koruyan, siki elbise gibi goriir. Ademden o kadar ayrilmisdir ki, bir 
elbise gibi ayn goriir ve kendinden baska bilir. Halbuki, adem ondan ayrilmamis- 
dir. Kendisine (ben) dedigi zeman, ona da isaret etmekdedir. Ancak, asl, oz, temel 
olmakdan cikmis, tabi' olmusdur. Hatta, once kendisi ile durmakda olan, akslerle 
durabilecek hale diismusdiir. Bu fakir, bu makamda senelerce kaldim. Kendi ade- 
mimi, kildan bir palto gibi, kendimden ayn gordiim. Fekat, Allahii tealamn lutf-ii 
ihsam imdada gelince, o maglub haldeki adem, biisbiitiin eriyip gitdi. O aksler sa- 
yesinde olan goriiniisu, temamen yok oldu. Sanki, hakiki ademe, aslma kansdi. Me- 
sela, alciyi kahba koyup, sekl verirler, alci sertlesip o sekli muhafaza edebilecek 
hale gelince, kahbi kirarlar. Kalip yardimi ile o seklde durmasma son verip, yal- 
niz kendisini o seklde durdururlar. Burada da, aksler, adem ile duruyordu. Sim- 
di, kendi kendilerine, hatta kendi asllan ile durduklarmi anlarlar. Bu zeman, 
(ben) deyince, yalmz bu aksleri ve bunlarm asllanni goriir. Ademinin kendisi ile 
sanki bir ilisigi yokmus gibi olur. Bu makamda, Fenanin hakikati hasil olur. On- 
ceki fena, sanki bu fenanin sureti idi. Bu makamdan bekaya getirirler ve aleme ge- 
ri dondiirurlerse, vaktile parcasi iken ve galib ve hakim iken, sonra aynlmis olan 
ademi, yine getirirler, arkadas yaparlar. Fekat, simdi kendinden ayndir ve (ben) 
deyince, ise kansmaz. Ba'zi faideler icin, kildan bir palto gibi, disanya giyilmis bir 
halde bulunur. Adem geri gelmis ise de, ismlerin ve sifatlann aksleri simdi ona muh- 
tac degildir. Hatta adem, onlarin sayesinde durabilmekdedir. Nitekim, birinci 
bekada da boyle olmusdur. Oradaki bekada bu hal olunca hakiki olan bu bekada 
subhesiz, daha temam, daha miikemmel olur. Elbise giyilince insana te'sir eder. El- 
bise sicak ise, insan lsimr. Soguk ise, insan uslir. Bunun gibi, bu adem de, elbise gi- 
bi, te'sir eder. Te'siri biitun bedende goriilur. Fekat bu te'sirlerin, disardan geldi- 
gi, iperden olmadigi anlasihr. Bu adem sebebi ile olan ser ve kusurlar da, disardan 
ve sonradan gelmekdedir. Kendinden degildir, sifatm sifat ile bulunmasidir. Sifat 
da, madde de, devamh degildir. Bu makamda bulunanlar, insanhkda, baskalan gi- 
bidir ve insanhk sifatlarim gosterir. Fekat, bunlarm bu sifatlan, disardan gel- 
mekdedir. Kendilerinden degildir. Baskalarmm sifatlan ise kendilerindendir. 
Aralarmda cok fark var. Cahiller, bunlari kendileri gibi goriince, biiyiikleri, hat- 
ta Peygamberleri "aleyhimusselam" kendileri gibi samr ve inanmaz, karsi koyar- 
lar. Bunun icin, o biiyiiklerden mahrum kalirlar. Nitekim, Tegabiin suresi, altm- 
ci ayetinde mealen, (Bizim gibi bir insan mi bize yol gosterecek, diyerek kafir ol- 
dular) ve Furkan suresinde, yedinci ayetinde mealen, (Bu nasil Peygamberdir? Bi- 
zim gibi yiyor ve sokaklarda dolasiyor dediler) buyruldu ki, bunlarm halini gos- 
termekdedir. Allahii tealamn biiyiik ni'meti, ihsam ile, temamen ayrildikdan son- 
ra, yine yaklasan ademin sifatlarim kendimde hie goremiyorum. Allahii tealaya son- 
suz siikrler olsun! 

Ademin komsulugundan hasil olan bu sifatlann insanda goriinmesi, kirmizi el- 
bise giyen kimsenin kirmizi goriinmesine benzer. Ahmaklar, elbisenin kirmizih- 
gini, insanin kirmizihgi samr. Farisi nazm tercemesi: 

Hikaye olarak dinleyen seni, 
bulur ancak, hikaye te'sirini! 
Soziin oziinii anlarsa birkisi, 
(aide verir ona her dinleyisi. 

-912- 



Berrak olarak akan Nil nehri, 
cingenenin goziine kan gdriindii. 
Musa aleyhisselamm limine I i. 
Nil-i mubareki, kan degil, su gordii. 

Ya Rabbi! Bize dogru yolu gosterdikden sonra, ayagimizin kaymasmdan koru! 
Sonu olmiyan rahmetinden, bizlere de serp! Merhamet ve ihsan sahibi, ancak 
sensin! Dogru yolda gidenlere bizden selam olsun! 

31 — IKINCi CILD, 39. cu MEKTUB 

Bu mektub, seyyid Abdiilbaki Sarenkpunye yazilmis olup, Eshab-i yemin ve Es- 
hab-i simali ve Sabiklan bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun. Onun secdigi kullara selam olsun. Allahii teala, Sa- 
na dogru yolda ilerlemek nasib eylesin! 

Zulmani, karanhk perdeler arkasmda kalanlara, (Eshab-i simal) denir. Bu per- 
deleri asrp, nurdan perdeler gerisinde bulunanlara (Eshab-i yemin) denir. Nurdan 
perdeleri de asanlar (Sabikun)dur. Bunlar, mahlukat perdelerini ve viicub perde- 
lerini asarak asla varmislardir. Zat-i ilahiden baska, ismleri, sifatlan, sii'un ve i'ti- 
barlari [ya'ni diisiiniilen seyleri] istemezler. Eshab-i simal, kafirler ve sakilerdir. 
Eshab-i yemin, miislimanlar ve Evliyadir. Sabikun ise, Peygamberlerdir "aleyhi- 
mussalevatii vetteslimat". Bu biiyiiklerin izinde gidenlerden ba'zilanm da bu 
devletle sereflendirirler. Ummetlerin boyle sereflileri, daha ziyade, Eshabin bii- 
yiikleridir. Eshabdan baskalarmdan pek azi da, sereflenmisdir. Bunlar da, Es- 
hab-i kiram arasinda sayilir ve Peygamberlerin kemalatma kavusmusdur. Peygam- 
berimiz "aleyhi ve ala alihissalatii vesselam", belki de bunun icin (Once gelenle- 
ri mi daha hayrhdir? Yoksa sonra gelenleri mi? Belli degil) buyurdu. Evet bir ha- 
dis-i serifde, (Zemanlarin en hayrhsi benim zemammdir) buyurmusdur. Fekat, bu- 
nu, asrlar, zemanlar icin, birincisini ise, sahslar icin buyurdu. Ehl-i siinnet alimle- 
ri, soz birligi ile diyor ki, (Peygamberlerden "aleyhimlissalevatu vetteslimat" son- 
ra, Ebu Bekr ile Omerden daha iistiin kimse yokdur ve Ebu Bekrden iistiin kim- 
se yokdur. Bu iimmetin ustiinlerinin en iistiinii odur). Omer "radiyallahii anh", Ebu 
Bekr-i Siddikm izinde gitdigi icin iistiin olmus ve ona uydugu icin, baskalarmi gec- 
misdir. Bunun icin, Omer-iil-Faruka (Halife-i Siddik) denildi. Hutbelerde ismi (Ha- 
life-i halife-i Resulillah) diye okundu. Bu yolda ilerliyen siivari, hazret-i Ebu 
Bekr-i Siddikdir. Hazret-i Omer-iil-Faruk "radiyallahii anhiima" onun seyisi ve re- 
difidir. Ne giizel seyisdir ki, siivariye tarn uymus, biitiin iistiinluklerde Ona ortak 
olmusdur. 

Yine soziimiize donelim! Sabiklar, Eshab-i yemine ve Eshab-i simale benzemez. 
Zulmetli ve nurlu olan islerin dismdadir. Bunlarm kitablan [ya'ni amel defterle- 
ri] da, onlarm kitablan gibi degildir. Kiyametdeki hesablan da, onlarm hesabla- 
nna benzemez. Bunlara hususi mu'amele yapihr. Kendilerine ayrica iltifat ve ik- 
ram olunur. Ciinki, Eshab-i yemin de, Eshab-i simal gibi, bunlarm kemalatmdan 
cok uzakdir. Evliya da "kaddesallahii teala esrarehumul'aziz", diger mii'minler gi- 
bi, bunlarm sirlarim anhyamaz. Kur'an-i kerimde ayn harflerle gosterilen isaret- 
ler, bunlara mahsus sirlardir. Kur'an-i kerimin miitesabihleri, onlarm erisdigi de- 
receleri bildiren hazinelerdir. Asia kavusarak, zillerden, hayallerden kurtulmus- 
lardir. Zillere yetisenlerin, bunlara mahsus olan makamlardan haberi yokdur. 
Mukarrebler, asla yakm olanlar bunlardir. Rahat ve rahmet, bunlar icindir. Kiya- 
met giiniiniin korkusundan emin olanlar bunlardir. Kiyametin dehsetinden, bas- 
kalari gibi iirkmezler. 

Ey biiyiik Allahimiz! Bizi onlari sevenlerden eyle! Ciinki, o gun herkes, sevdi- 
gi ile beraber olacakdir. Peygamberlerin efendisinin sadakasi olarak, diiamizi ka- 

- 913 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:58 



bul eyle "aleyhi ve ala alihi ve aleyhim ve ala ali kiillin essalatii vet-teslimatii vet- 
tehiyyatu vel-berekat"! Amin. 

32 — UCUNCU CILD, 45. ci MEKTUB 

Bu mektub, sultan Serhendiye yazilmisdir. Mii'niiiiin kalbinin kiymetini bildir- 
mekde, kalbi incitmekden men' etmekdedir. Bu mektub arabi olarak yazdmisdir: 

Alemlerin rabbi olan Allahu tealaya hamd olsun ve Onun resulii Muhammed 
aleyhisselama ve biltiin aline ve Eshabina salat ve selam olsun! Kalb, Allahu te- 
alanm komsusudur. Allahu tealaya kalbin yakm oldugu kadar hicbirsey yakin de- 
gildir. Mu'min olsun, asi olsun, hicbir insamn kalbini incitmemelidir. Ciinki, asi olan 
komsuyu da korumak lazimdir. Sakimniz, sakinimz, kalb kirmakdan pek sakim- 
niz! Allahu tealayi en ziyade inciten kiifrden sonra, kalb kirmak gibi biiyiik gunah 
yokdur. Ciinki, Allahu tealaya ulasan seylerin en yakin olani kalbdir. insanlann 
hepsi, Allahu tealanm koleleridir. Herhangi bir kimsenin kolesi dogiiliir, incitilir- 
se, onun efendisi elbette giicenir. Herseyin biricik maliki, sahibi olan efendinin sa- 
nini, biiyiiklugiinu diisiinmelidir. Onun mahluklan, ancak izn verdigi, emr eyledi- 
gi kadar kullamlabilir. izni ile kullanmak, onlan incitmek olmaz. Hatta, onun em- 
rini yapmak olur. Zina eden bakire kiza yiiz sopa vurmagi emr etmisdir. Buna bir 
sopa fazla vuran, zulm etmis olur. Onu incitmis olur. 

Kalb, ya'nigoniil, mahluklarm en ustiinii, en sereflisidir. insan, (Alem-i kebir)de, 
ya'ni insamn dismda bulunan herseyi kendinde topladigi icin, mahluklarm en 
kiymetlisi oldugu gibi, kalb de, (Alem-i sagir)deki, ya'ni insanda bulunan herse- 
yi kendinde topladigi icin ve cok basit ve hulasa oldugu icin cok kiymetlidir. Ken- 
dinde cok sey bulunan, Allahu tealaya herseyden daha yakindir. insanda bulunan 
seylerin bir kismi, (Alem-i halk)dandir. Bir kismi da, (Alem-i emr)dendir. [Alem-i 
halk, madde ve olcii bulunan mahluklardir. Alem-i emr, madde olmiyan ve olcii- 
lemiyen seylerdir.] Kalb, bu iki alem arasmda (berzah)dir, vasitadir. insan tesav- 
vuf yolunda ilerlerken, once insanda bulunan latifeler, (Alem-i kebir)deki aslla- 
nna yiikselir. Mesela, insan once, kendindeki suyun aslma yiikselir. Sonra, hava- 
nm aslina, sonra hararetin aslma, bundan sonra, (Alem-i emr)in latifelerinin asl- 
larma, sonra kendinin rabbi olan [ya'ni terbiye edicisi, yetisdiricisi olan] bir ismin 
bir kismina, sonra Allahu tealanm bu isminin biitiinune, sonra Allahu tealanm di- 
ledigi derecelere yiikselir. Kalb boyle degildir. Bunun yiikselecegi, ulasacagi bir 
ash yokdur. O, dogruca zat-i ilahiye yiikselir. Onun yiikselmesi, bilinmeyen, an- 
lasilamiyan zata olur. Fekat, yukanda bildirilen yiikselmeler olmaksizm, yalmz kalb 
yolundan yiikselmek giicdiir. Her yiikselmeyi ayri ayri gecdikden sonra, kalb yo- 
lundan, dogruca ulasmak kolay olur. Ciinki, kalbin herseyi kendinde bulundurma- 
si ve genis olmasi da, o derecelere yiikselmesinden sonra olur. Burada kalb dedi- 
gimiz, herseyi kendinde tophyan, herseyden genis olan latifedir. Herkesin anladigi 
et parcasi degildir. 

Hakayik bahrinin ey can, diirri yektasidir Arif, 
mearif gulistaninin, giilii ra'nasidir Arif. 

Fesahatde, belagatde, letafetde mukemmeldir, 
gizli olan ma'nalann, genis deryasidir Arif. 

Nefse koie olaniara, bunlar tekeiiiini eyiemez, 
kalb ve ruh biigiierinin, fekat ustadidir Arif. 

Tesavvufdan egerci dem, vuran cokdur her tarafda, 
dini, imam da bilmez, yalmz esmasidir Arif. 

Arif olmak icin zira, hay at -i cavidan ister, 
karanhklarda nur salan, Hakkm mahtabidir Arif! 

-914- 



33 — IKESCI CILD, 76. ci MEKTUB 

Bu mektub, mevlana Hiiseyne yazilmis olup, Ar$i ve Kiirsiyi bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun. Onun begendigi, secdigi kullanna selam olsun! 

Ars-i Mecid, Allahii tealanm sasilacak mahluklanndan biridir. Alem-i halk ile 
alem-i emr arasmdadir. Alem-i kebirdendir. Alem-i halkm en bliyuglidur. Alem-i 
halka da benzer, alem-i emre de benzer. (Alem-i halk), [madde alemidir] yerler, 
daglar, gokler olup, [bu aleme (Alem-i sehadet) de denir. (Alem-i miilk) de denil- 
digi, (Re$ehat)da yazihdir] bu alem, alti giinde yaratihmsdir. Fussilet suresinde, do- 
kuzuncu ayetde mealen, (Yer kiiresini iki giinde yaratdi) buyuruyor. Ars, alem-i 
halkdan once yaratildi. Nitekim, Hud suresinde, yedinci ayet-i kenmede mealen, 
(Allahii teala, gokleri ve yeri alti giinde yaratdi ve Arsi, su iizerinde idi) buyurul- 
du. Bu ayet-i kerfme, suyun, yerden ve goklerden once yaratildigini gosteriyor. De- 
mek ki Ars, yerin yapismda olmadigi gibi, goklerin yapisina da benzemez. Ciinki 
Ars, alem-i emre cok benzer. Bunlar ise, hie benzemez. Ars, yerden ziyade, gok- 
lere benzer. Bunun icin goklerden sayilmakdadir. Fekat o, yer kiiresi olmadigi gi- 
bi, gok de degildir. O halde, yere ve goke benzer tarafi yokdur. 

Kiirsiye gelince, Bekara suresi, ikiyiizellibesinci ayeti olan Ayet-el-kiirside 
mealen, (Onun Kiirsfsi, goklerden ve yerden genistlir) buyuruldu. Demek ki, 
Kiirsi de, goklerden baska bir seydir. Kiirsi, alem-i emrden degildir. Ciinki, Arsm 
altmda oldugu soylenilmisdir. (Alem-i emr) ise, Arsm iistundedir. [Maddeli ve ze- 
manh degildir. Alem-i emre, (Alem-i melekut) ve (Alem-i ervah) da denir.] Kiir- 
si, alem-i halkdan olunca ve goklerden ayri olarak yaratildigi icin, bu alti giiniin 
dismda yaratilmasi lazim geliyor. Nitekim, alem-i halkdan olan su, alti giiniin di- 
smda yaratildi ve daha once yaratildi. Kiirsi icin bize birsey bildirilmediginden onu 
baska zemana birakiyorum. Bilgi vermesini, Hak celle ve alanm lutfiinden, kere- 
minden bekliyorum. Ya Rabbi! Bilgimizi artdir! 

Yukandaki yazi, iki siibheyi aydmlatmis oldu: Biri, yer ile gokler olmaymca, al- 
ti gun nasil belli olur? Pazar giinii, pazartesiden nasil ayird edilir? Arsin gokler- 
den once yaratildigi bilinince, zemanm belli olacagi anlasihr ve giinler hasil olur. 
[Gece giindiiz olmasi lazim degildir. Nitekim, kutublarda alti ay gtindiiz ve alti ay 
gece oluyor. Fekat alti ayhk, ya'niyiizseksen giinliik zeman diyoruz.] Giinlerin bir- 
birinden ayri olmasi icin, giinesin dogup batmasi sart degildir. Nitekim, Cennet- 
de giinler ayri ayri olacakdir. Halbuki, Cennetde giinesin dogup batmasi yokdur. 

Ikinci siibhe, bu fakirin [ya'ni imam-i Rabbaninin] bilgisine goredir. Allahii te- 
ala, hadis-i kudside, (Yere ve goke sigmam. Fekat, mii'min kulumun kalbine siga- 
nm) buyurdu. Buradan anlasihyor ki, tarn zuhtir, mii'min kulun kalbine mahsus- 
dur. Halbuki, birkac mektubda tarn zuhtir, Arsa mahsusdur demisdim ve kalbde- 
ki zuhur, Arsdaki zuhiirdan bir sua' oldugunu bildirmisdim. [Kelimeleri Pey- 
gamberimizden "sallallahii aleyhi ve sellem", ma'nalan, Allahii tealadan olan 
hadis-i seriflere, (Hadis-i kudst) denir.] Yukanda bildirilenden anlasildi ki, Ars-i 
mecidin hali, hiikmti, yerin ve goklerin hali, hiikmii gibi degildir. Mii'minin kalbi- 
ne sigmaz ve Arsa sigar. Cevabi sudur ki, yer ve gokler ve bunlarm icinde bulunan 
hersey, boyle genis degildir. Yalmz mii'min kulun kalbinde bu genislik vardir. Ha- 
dis-i kudside, kalbin, yer ve goklere gore genis oldugu bildirildi. Biitiin mahliika- 
ta gore genis buyurulmadi ki, Ars da hesaba katilmis olsun. O halde, baska mek- 
tiiblardaki yazilanmiz, hadis-i kudsiye uymuyor denilemez. 

Ars-i mecide tarn zuhur vardir. Yeri ve gokleri, icindekilerle beraber, Arsm kar- 
sisma korsak, hemen yok olurlar ve eserleri bile kalmaz. Yalmz, mii'min insanin 
kalbi kalir. Ciinki, ona benzemekdedir. 

Arsin iistiindeki alem-i emre olan zuhur oyledir ki, Ars da bunun yamnda hie 
kahr. O halde, her iist makama olan zuhur, asagisma gore hep boyledir. Alem-i emr 

-915- 



bitince, hayret ve cehl alemi baslar. Bu alem icin, ma'rifet olursa, mahluklarm ak- 
lina, anlayisma uymiyan, bilinmiyen bir ma'rifetdir. 

insanin ve kalbin kemalini de biraz bildirelim: Ars-i mecid her ne kadar en ge- 
nisdir ve tam zuhura malikdir. Fekat, kavusmus oldugu bu ni'metden haberi yok- 
dur. Bu kemale sii'uru olmaz. Insan kalbi ise, sii'urludur. Kendini bilir. Kalbin bir 
ikinci serefi, tistunliigii de sudur ki, bir insanin hepsi (Alem-i sagir) [kiiciik mah- 
luk]dir. (Alem-i halk) ile (Alem-i emr)den meydana gelmisdir. Bunlarm toplan- 
masi ile, bir hey'et, birlik hasil olmusdur ki, ayn bir ehemmiyyet, hiikm tasir. 
(Alem-i kebir)de [insandan baska, biitiin mahluklarda] boyle bir hey'et yokdur. 
Eger varsa, hakiki degil, goriiniisdedir. Bu hey'et yolu ile insana ve insanin kalbi- 
ne gelen feyzler, faideli seyler, Alem-i kebire ve bu alemin kalbi gibi olan Arsa pek 
az nasib olur. insanda bulunan toprak maddeleri, biitiin alemin yapi tasidir. Cok 
uzak oldugu halde, en cok onda zuhur etmekdedir. Toprak maddelerinin kemala- 
ti, alem-i sagirin [insanin] biitiin hey'etine sirayet etmisdir. Alem-i kebirde boyle 
bir hey'et [topluluk] bulunmadigmdan, orada sirayet etmez. O halde, insan kalbi, 
bu kemalata da malikdir. Ars ise, malik degildir. 

Kalbe mahsus olan bu kemalat, bu iistiinlukler, bir bakimdan olan iisttinlukdur. 
Her bakimdan iistunliik, Arsa olan zuhurdadir. Arsa, colleri, ovalari aydmlatan, 
genis bir 151k kaynagi dersek, kalb, o kaynakdan yakilmis bir kibrit gibidir. Su ka- 
dar var ki, ba'zi seyler katarak, bu kibritin lsigi baska durlii parlatilmakdadir. Bu 
parlakhk, bir bakimdan olan bir ustiinlukdur. Herseyin hakikatini, oziinii dogru 
olarak, ancak Allahii teala bilir. Ya Rabbi! Bizlere verdigin nuru temamla, giinah- 
lanmizi magfiret et! Sen herseyi yapabilirsin! Efendimiz Muhammed aleyhissela- 
ma ve Aline ve Eshabma "radiyallahii teala aleyhim ecma'in" ve Peygamberlerin 
ve yakin olan meleklerin hepsine "aleyhimiissalevatu vetteslimat", Allahii teala 
iyilikler, selametler ve bereketler versin! 

Azrail, basma geldigi zeman, 
kin In ayakla kol, yavas yavas. 
Mevlam nasib etsin din ile iman, 
akar gozlerinden sel, yavas yavas. 

Yiiksek ucan gontil, yoruiur bir gun, 
olcii terazisi, kurulur birgiin. 
Herkesin yapdigi, sorulur birgiin, 
doner mi, ya Rabbi, dii ya vas ya vas. 

Hep nefsine uydun, tevbe etmedin, 
her buldugun yidin, siikr etmedin. 
Nihayet, bu kara topraga geidin, 
cekiiir dunyadan el, yavas yavas. 

Kabrin iizerine dikerier tusi, 
bir avuc topraga koyarsin basi. 
Baba, ogiun gbrmez, kardes kardesi, 
gider, geri dbnmez yoi, yavas yavas. 

Kafurlu, ibk suyu koyarlar, 
o nazh bedeni, tekmii soyariar. 
Oldugiinu konu komsu duyariar, 
geiir geri ahbabiar, yavas yavas. 



-916 



34 — UCUNCU CILD, 11. ci MEKTUB 

Bu mektub, seyyid mir Seiiisiidcliii All Halhaliye yazilmisdir. Alem-i emrden ve 
alem-i halkdan insanda bulunan on parcayi bildirmekde ve insan kalbinin Arsdan 
daha iistiin oldugunu aciklamakdadir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, sevdigi kullanna selam olsun! in- 
san, on parcadan meydana gelmis bir topluluk niimunesidir. Bu on parca, (Ana- 
sir-i erbe'a) dedikleri, normal fizik sartlan altmda, sulb, mayi' ve gaz halinde bu- 
lunan maddeler ve enerji ve insanm nefsi, kalbi, ruhu, sir ve hafi ve ahfa denilen 
latifeleridir. 

[(Nebras)da ve bunun Muhammed Berhurdar Multani "rahmetullahi teala 
aleyh" hasiyesinde, yuzondordiincii sahifesinde diyor ki: Abdullah bin Omerin "ra- 
diyallahii anhiima" (Allahii teala, mahluklan, su, hava, nur ve zulmetden yarat- 
di) dedigi, (Taberani)de yazilidir. Buradaki nur, [Yunan felsefecilerinin ates de- 
dikleri] isi enerjisidir [ki, baska enerjilere donebilir]. Zulmet dedigi de, toprak mad- 
deleridir. Bundan anlasilryor ki, biitiin cismler, kati, sivi ve gaz halindeki madde- 
lerle enerjiden yapilmisdir. Ya'ni, her maddede enerji vardir.] 

Insanda bulunan biitiin organlar ve kuvvetler, hep bu on seyden hasil olmakda- 
dir. Bu on parca birbirine benzemez. Birbirine ziddir. [Birbirlerini kendi sekline 
sokmak isterler.] Basdan bes parcasi A (Alem-i halk)dandir. Ya'ni maddedirler. Bun- 
lar, birbirlerine zid olduklan gibi, (Alem-i emr)den olan diger bes parca da birbir- 
lerine zid olup herbirinin baska vazifesi vardir. Bu on parcadan biri olan (Nefs-i na- 
tika), ya'ni insanm nefsi, hep kendi isteklerinin yapilmasmi ister. Baska hicbirse- 
ye boyun biikmez. 

Allahii teala, birbirine zid olan bu on parcayi bir araya toplamis, yeni bir ozel- 
lik sahibi, bir birlik meydana getirmisdir. Buna insan seklini vermisdir. insan bu 
on parcadan hasil olmus bir birlik oldugu icin, Allahii tealamn yeryiiziinde hali- 
fesi olmak serefine malik olmusdur. insandan baska hicbir mahluk bu serefe ma- 
lik degildir. (Alem-i kebir) denilen, insandan baska biitiin varhklar, cok biiyiik ol- 
duklan halde, hipbirinde bu on parca bir araya toplanmis degildir. Biitiin insan- 
lar, bu serefde ortakdirlar. Alem-i kebirdeki mahluklarm en sereflisi Arsdir. Ona 
olan tecelli, baska mahluklara olan tecellilerden iistundiir. Ciinki, Arsa olan tecel- 
li oteki tecellilerin toplamidir. Arsa olan tecelli, Allahii tealamn biitiin ismleri ile 
ve sifatlan iledir ve daimi, kesiksiz tecellidir. Kamil bir insanm kalbi, bircok ba- 
kimdan Ars gibidir. Bunun icin, oyle kalbe ( Arsullah) denir. Bunun icin, Arsa olan 
tecelliye yakin bir tecelliye kavusur. Arsa olan tecelli, tamdir. Arifin kalbine olan 
tecelli ise, bundan bir parcadir. Fekat, kalbde, Arsin malik olmadigi baska bir iis- 
tiinliik vardir. Bu iistiinliik, tecelli edene su'urdur. Onu tammakdir. Kalb, tecelli 
edene, zahir olana tutulur, onu sever. Arsda boyle sevgi yokdur. Kalbde bu su'ur 
ve bu sevgi bulundugu icin, kalb ilerliyebilir, yiikselebilir. Hem de yiikselmekde- 
dir. (Insan, sevdigi ile beraber olur) hadis-i serifi bunu bildirmekdedir. Kalb, sev- 
gilisi ile beraber olmakdadir. Allahii tealamn ismlerini ve sifatlarmi sevdi ise, 
onlarla beraber olur. Eger zat-i ilahiyyeyi sevdi ise, ismleri ve sifatlan asarak 
otelere ulasir. Ars, ismlerin ve sifatlarm otesindeki tecellilere kavusamaz. Vesse- 
lam. 

Menba-M feyzu meant meclis-i Abdiilhakim, 
menzil-i kurb-i ilahi, sohbet-i Abdiilhakim. 
Melce-i bi-care-gandir, derde dermandir Hakim, 
ma'den-i irfan, nur-i Siibhan, sirr-i Kur'andir Hakim! 



-917 



35 — FENA-FILLAH 

imaiii-i Rabbani "rahmetullahi aleyh", (Me'arif-i lediinniyye) kitabinda, yirmi- 
altinci ma'rifetde buyuruyor ki: 

(Fena) Allahti tealadan baska herseyi unutmak demekdir. (Alem-i emr)de bu- 
lunan bes latifenin, insanda, birer sureti, benzeri vardir. Bu bes latifeye, (Kalb), 
(Ruh), (Sir), (Haft) ve (Ahfa) ismleri verilmisdir. Evliyamn cogu, bunlan birbirin- 
den ayird etmemis, hepsine ruh demislerdir. Ruh deyince, besi de anlasilmakda- 
dir. iste bu ruh, ya'ni latifeler, bu bedene te'alluk etmeden, bununla birlesmeden 
once, Allahti tealayi biliyordu. Allahii tealaya karsi, biraz teveccuhii, tanimasi, sev- 
gisi vardi. Kendisine ilerlemek, yiikselmek kuvveti, hassasi verilmisdi. Fekat, bu 
bedenle birlesmeden once bu bedene karsi muhabbet verildi. Sonra bu bedene dog- 
ru birakildi. Kendini bedene atdi. Cok latif, yayilma kuvveti pek cok oldugundan, 
bedenin her yerine sindi, isledi. Bedende tamnmaz, bilinmez oldu. Kendini unut- 
du. Kendini beden sandi. Bedende fani oldu. iste insanlann cogu, kendini yalniz 
beden saniyor. Ruhun varligini bilmiyor ve ruha inanmiyorlar. 

Allahii teala, cok merhametli oldugu icin, merhamet ederek, insanlara, ya'ni ruh- 
lara, Peygamberlerle "aleyhimussalevatti vetteslimat" haber gonderdi. Onlari 
kendisine cagirdi. Bu karanhk bedene baglanmalarmi yasak etdi. Ezelde iyi olma- 
lan takdir edilmis olanlar, bu emri dinleyip bedene olan baghhgina son verir. Ona 
veda' eder. Yiikseklere doner. Bedenle birlesmeden onceki asla olan sevgisi, ya- 
vas yavas cogalir. Gecici bir varhga olan sevgisi azalir. Bu zulmani, karanhk sev- 
gilisini tam unutunca, onun sevgisi hie kalmaymca, (Bedenin fenasi)na kavusmus 
olur. Boylece, tesavvuf yolunun iki temel basamagmdan birincisi asilmis olur. 
Bundan sonra, Allahii teala, eger ihsan ederse, nasib ederse, buradan da ilerliye- 
rek, kendini de unutmaga baslar. Bu unutkanhk artarak, biisbutiin unutur. Alla- 
hii tealadan baska hicbir varligi bilmez olur. Boylece (Ruhun fenasi)na da kavu- 
sur. Ikinci basamagi da atlamis olur. Ruhun bu diinyaya gelmesinin sebebi, bu ikin- 
ci fenaya kavusmasidir. Diinyaya gelmeksizin, buna kavusamaz. 

(Hakikat-i cami'a) adi da verilen kalb latifesi, eger ruh ile birlikde, bu iki ba- 
samagi atlarsa, ruh ile birlikde kendi fenasina kavusur. Nefs de, bu yolculukda, kalb 
ile birlik olursa, bu da tezkiye bulur. Ya'ni fenasina kavusur. Fekat, nefs, kalbin 
makamma gelince, kalb ile birlikde yiikselmeyip orada kalirsa ve bu iki basama- 
gi asamazsa, nisyana kavusamaz. Mutmeinne olamaz. 

Ruhun fenasina kavusan bir kimse, kalbin fenasina kavusmayabilir. Ruh kalbin 
babasi gibidir. Nefs, kalbin anasi gibidir. Kalbin, babasi gibi olan ruha dogru bir 
istegi olur. Anasi gibi olan nefsden yiizcevirir. Bu istegi cogahp, kalbi, babasina dog- 
ru cekerse, onun makamma yetisir. Ya'ni iki basamagi atlar. Kalbin ve ruhun fa- 
ni olmalan ile, nefsin de fani olmasi lazim gelmez. Nefsin, ogluna muhabbeti, is- 
tegi hasil olur. Bu istek cogahrsa ve babasmm makamma yiikselmis olan oglunun 
yanma vanrsa, onlar gibi olur. Sir, hafi ve ahfa latifelerinin fena bulmalan da boy- 
ledir. 

Kalbden hatiralarm, diisiincelerin gitmesi, silinmesi, onun Allahii tealadan 
baska seyleri unutdugunu gosterir. Hicbir seyi hatirlayamamak, bunlara olan il- 
min gitmesi demekdir. Fenada, ilmin zevali, gitmesi lazimdir. 

Nicin kilmazsm sen, farz-u siinneti, 

elegit misin, Muhammedin iimmeti "aleyhisselam". 

Anmaz imsin, Cehennemi, Cenneti, 

Iman sahibi kul, boyle mi olur? 



-918 



36 — UCUNCU CILD, 123. cii MEKTUB 

Bu mektub, Nur Muhammed Teharf icin yazilmisdir. Allahii tealaya kavusdu- 
ran yollarin iki oldugunu bildirmekdedir: 

Bismillahirrahmanirrahim. Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, sevdi- 
gi kullanna selam olsun! Insani Allahii tealaya kavusduran yollar ikidir: Birinci- 
si peygamberlerin yakmhgi gibi olan (Niibiivvet yolu) olup, insani aslm ashna ulas- 
dinr. Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslimat" ve bunlarm sahabileri bu yol- 
dan kavusmuslardir. Ummetlerinden sahabi olmiyanlar arasindan dilediklerini de 
bu yoldan kavusmakla sereflendirirler. Fekat bunlar pek azdir. Bu yolda vasita, ara- 
ci yokdur. Ya'ni vasil oldukdan sonra, dogrudan dogruya asldan feyz ahrlar. Hic- 
biri, otekine vasita olmaz, perde olmaz. ikinci yol, (Vilayet yolu)dur. Kutblar, ev- 
tad, biidela ve niiceba ve biitiin Evliya hep bu yoldan kavusmuslardir. Bu yol, (Sii- 
luk) yoludur. Evliyanm cezbeleri de, bu yolun cezbeleridir. Bu yoldan kavusan- 
lar, birbirlerine vasita ve perde olurlar. Bu yoldan vasil olanlann onderi ve en tis- 
tiinleri ve otekilere vasita olani, hazret-i AliMiirteda "kerremallahii teala vecheh- 
iil-kerim"dir. Bu yolda gelen feyzlerin kaynagi odur. Resulullahdan "aleyhi ve ala 
alihissalatii vesselam" gelen feyzler, ma'rifetler hep onun vasitasi ile gelir. Fatimat- 
iiz-Zehra ve hazret-i Hasen ve hazret-i Hiiseyn "radiyallahii teala anhiim", bu ma- 
kamda, hazret-i All ile ortakdirlar. Oyle samyorum ki, hazret-i All, diinyaya gel- 
meden once de, bu makamda idi. Vefat etdikden sonra da, bu yolda her Veliye ge- 
len feyzler, hidayetler, yine onun vasitasi ile gelmekdedir. Ciinki kendisi, bu yo- 
lun en yiiksek noktasinda bulunuyor. Bu makamm sahibi Odur. Hazret-i All "ra- 
diyallahii teala anh" vefat edince, ondan yayilan feyzler, hazret-i Hasen ve sonra 
hazret-i Hiiseyn vasitasi ile geldi. Daha sonra oniki imamdan, sag olanlan da va- 
sita oldular. Bunlardan sonra gelen Evliyaya feyzler, bu oniki imam vasitasi ile gel- 
di. Kutblara, niicebaya da, hep bunlardan geldi. Abdiilkadir-i Geylani "kuddise sir- 
ruh", Veli oluncaya kadar hep boyle idi. Sonra, bu da bu vazifeye kavusdu. Ondan 
sonraki kutblara ve niicebaya ve biitiin Evliyaya oniki imamdan "kaddesallahii te- 
ala esrarehumiiraziz" gelen feyzler, bunun vasitasi ile geldi. Baska hicbir Velibu 
makama kavusamadi. Bunun icindir ki, (Onceki Velilerin giinesleri batdi. Bizim 
giinesimiz iifk iizerinde sonsuz kalacakdir) buyurmusdur. Hidayet, irsad feyzinin 
akmasmi giines lsiklanmn yayilmasma benzetmisdir. Feyzin kesilmesine, giinesin 
batmasi demisdir. Abdiilkadir-i Geylani hazretlerine oniki imamin vazifeleri ve- 
rilmisdir. Riisd ve hidayete vasita olmusdur. Kiyamete kadar, her Veliye feyzler 
onun vasitasi ile gelecekdir. 

Siial: Miiceddid-i elf-i sani denilen, hicretin bin senesindeki biiyiik Velinin gel- 
mesi ile, Abdiilkadir-i Geylani hazretlerinin bu vazifesi bitmez mi? Ciinki, Mek- 
tubatin ikinci cildinin dordiincii mektubunda, Mticeddid-i elf-i sani anlatihrken, 
ikinci bin senelerinde ummetlere gelen her feyz, kutblara ve evtada ve btidelaya 
ve niicebaya da olsa, hep miiceddid vasitasi ile gelir deniliyor? 

Cevab: Miiceddid-i elf-i sani bu vazifeyi Abdiilkadir-i Geylani hazretlerinin ve- 
kili olarak yapmakdadir. Kamer, giinesden aldigi lsiklan sacdigi gibi olmakdadir. 

Siial: Miiceddid icin boyle nasil soylenebilir? Ciinki, hazret-i Isa "ala nebiyyi- 
na ve aleyhissalatii vesselam" gokden inecek ve miiceddid olacakdir. Hazret-i Meh- 
dide "aleyhirndvan", cikacak ve miiceddid olacakdir. Bunlarm, verecekleri feyz- 
leri baskasindan almalan diisiiniilebilir mi? 

Cevab: Feyz icin vasita olmak, yukanda bildirdigimiz iki yoldan yalniz ikinci- 
sindedir. Birinci yolda, ya'ni (Kurb-i niibiivvet) denilen yolda, feyz ve hidayet, va- 
sita ile gelmez. Bu yolda yiikselen, arada vasita ve perde olmadan vasil olur. Ken- 
disine hicbir kimse vasita ve perde olmaksizm feyzlere ve bereketlere kavusur. Va- 
sita olmak ve perde olmak, (Kurb-i vilayet) denilen yoldadir. Bu iki yolu birbiri- 

-919- 



ne kansdirmamahdir. Hazret-i Isa "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" ve haz- 
ret-i Mehdi "aleyhirndvan", niibiivvet yolu ile vasil olurlar. Seyhayn, ya'ni haz- 
ret-i Ebu Bekr ile hazret-i Omer "radiyallahii teala anhtima" da, niibiivvet yolu ile 
kavusmuslardir. Resulullahin "aleyhi ve ala alihissalatii vesselam" himayesi altin- 
dadirlar. Sanlan cok yiiksekdir. 

Tenbih: Bir Velinin (Kurb-i vilayet) yolundan ilerliyerek (Kurb-i niibiivvet) yo- 
luna kavusmasi, boylece her iki yoldan da feyz almasi caizdir. Boyle olan Veliyi, 
Peygamberlerin ni'metlerinin artiklanna kavusdururlar. Niibiivvet yolundan ulas- 
dinrlar. Onu, baskalarma feyz vermege vasita kilarlar. Her iki yolda da talebeyi 
yetisdirmek nasib ederler. Farisimisra' tercemesi: 

Bir kulunu herkesin yetismesine sebeb kilar. 

Bu, Allahii tealamn oyle bir ni'metidir ki, diledigine ihsan eder. Allahii teala- 
nm ihsani pek cokdur. [imam-i Rabbani "kuddise sirruh" boyle Velilerdendir. Nii- 
biivvet yolu ile kemale gelmisdir. Vilayet yolu ile de feyz vermekdedir.] 

Bu hallerin, zevklerin, tercumani Mektubat, 
kitfibidir ki, on dan ne$r oiuyor fiiyuzat. 
Ilaht nurlar ondan yayihyor cihana, 
her ne miiskilin varsa, yalniz sen basvur ona. 
Onu cok oku dostum, bak nurla dolacaksin, 
bizzat musannifinden, feyizyab olacaksm. 
oyle kitabdir ki o, misli islamiyyetde, 
ne mazide yazilmis, ne yazdir atide. 
Kur'andan, hadtslerden sonra gelir bu kitab, 
herkese var icinde, ken dine gore hi tab. 
ilm. ihias menba'i, harikalar diyari, 
onda bulur arayan, esi olmiyan yari. 
Kayyum-i aiem diyor, her mektubu babamm, 
bir derya-yi muhitdir, sonu goriinmez amn. 

Tarikat ve islamiyyet, vasl olmusdur burada, 
Se'adet menbaidir, dunyada ve ukbada. 

Budur Tabib-i hazik, budur her derde deva, 
budur kalblere si fa, budur ruhlara gida. 
Budur Hakkm sevdigi, sevgiiiierin sozii, 
budur islamin ash, hem de irfamn ozii. 
Budur Evliyalarin, cesid cesid Hsam, 
Ehl-i siinnet yolunun, gayet acik beyaml 
Askla yanan talibe, en iyi haber budur, 
bilinmiyen yollarda, salike rehber budur. 
Gece giinduz daima, oku bu Mektubati, 
gayret et duymak icin, o lezzeti, o tadi. 
Oku, giilen gozlerin yas doluncaya kadar, 
oku, hakiki aska, kavusuncaya kadar. 

Oku, elbet o giizel, birgiin ru-niima oiur, 
muhabbetle okuyan masiradan kurtuiur. 
Saatierce, giinierce, hep onunia mesgui oi, 
bu sozler te'siriyle, aciiir kaibe biryol. 
Bir kaib ki, mesgui oiur, bu ma'nayia her zeman, 
elbet imdada gelir, birgiin bunlari yazan. 

-920- 



37 — BIR TESAWUF MUTEHASSISESES MEKTUBU 

Tesavvuf, kalbi saf yapmak, temizlemek demekdir. Bu da, zikr-i ilahi ile olur. 
Butun insanlann se'adet-i ebediyyeye, ya'ni diinya ve ahiret iyiliklerine kavusma- 
si, hakiki sahibimiz olan Allahti tealamn ismini cok zikr etmekle hasil olur. Su ka- 
dar var ki, zikri, bir Veliden veyahud onun izn verdigi, ahkam-i islamiyyenin ve ha- 
kikatin edeblerini degisdirmiyen, bid'at kansdirmiyan, ona, dogru baglanmis bu- 
lunan bir zatdan ogrenmesi, ondan izn almasi lazimdir. Boyle ogrenmeksizin ya- 
pilan zikrin faidesi pekaz olur, belki de hie olmaz. Ciinki, izn alarak yapilan zikr, 
mukarreblerin isidir. Iznsiz zikr ise, ebrarm isidir. Bunun icin, (Ebrarin ibadetle- 
ri, iyilikleri, mukarreblere giinah, kusurdur) buyurulmusdur. [Imam-i Rabbani "ra- 
hime-hullahu teala" yiizdoksanmci ve Abdullah Dehlevi doksandokuzuncu mek- 
tubunda buyuruyorlar ki, (Zikrin faideli olmasi ve te'sir edebilmesi icin ahkam-i 
islamiyyeye uymak sartdir. Farzlan ve siinnetleri yapmak ve haramlardan ve siib- 
heli olan seylerden sakmmak lazimdir. Bunlari da salih olan Ehl-i siinnet alimle- 
rinden [veya bunlann kitablarmdan] ogrenmelidir). Zikri, bizim kitablanmizda bil- 
dirdigimiz gibi yapan kimse, izn alarak yapmis olur.] 

Zikri merak etdiginizi biliyorum. Bunun icin acik yaziyorum. 11 
Zikr, arabibir kelimedir. Tiirkcede hatirlamak, anmak demekdir. Hatirlamak 
da, kalb ile olur. Soylemekle olmaz. Simdi iic diirlii zikr bilinmekdedir: 

1 — Dil ile soylemekle yapilan zikrdir. Soylerken, kalb birlikde hatirlamaz. Yal- 
niz dil ile soylenen zikrin kalbi temizlemekde faidesi pek az olur. ibadet sevabi ha- 
sil olur. Ziimer suresinde, meali, (Kalbleri Allahii tealayi zikr etmiyenlere azab var- 
dir) olan yirminci ayetinde bildirilen azab bunlar icindir. 

2 — Yalniz kalb ile yapilan zikrdir. Dil soylemez. iste bizim yolumuza mahsus 
olan zikr budur. A'raf suresi ellidorduncii [54] ayetinde mealen, (Rabbinizi, yalva- 
rarak ve gizli ve sessiz cagiriniz) ve Ra'd suresi, otuzuncu [30] ayetinde mealen, (Bi- 
liniz ki, kalbler, yalniz Allahii tealayi zikr etmekle rahat bulur) ve A'raf suresi iki- 
yiizdorduncii [204] ayetinde mealen, (Rabbini, icinden zikr et!) buyuruldu ve bas- 
ka bircok ayet-i kerimede ve sayisiz hadis-i seriflerde ve din buyiiklerinin kitabla- 
rmda bu zikr bildirilmekdedir. 

3 — Dil ile kalbin birlikde yapdigi zikrdir. Allah adamlan, Evliya "kaddesalla- 
hii teala esrarehumiiraziz", yiikseklere erisdikden sonra, boyle zikri yapabilirler. 

Kalb ile yapilan zikr, en once Fahr-i alemin "sallallahii aleyhi ve sellem" hicret 
gecesinde, Sevr dagmdaki magarada, Ebu Bekr-i Siddika "radiyallahii anh", diz 
iistiine oturtup, gozlerini kapamasim emr ederek sessiz yapdirdigi zikrdir. 

Biiyiiklerin yolda bulunanlara ogretdikleri rabita, Tevbe suresinin yiizyirmin- 
ci ayetinin, (Hep sadiklarla birlikde bulunun!) ve En'am suresinin elliikinci aye- 
tinin, (Rablerini istiyenlerle beraber olmaga cabs!) meallerinde emr olunan bera- 
berlikdir ve (Allahii tealamn sevdiklerini hatirlamak, rahmet etmesine sebeb 
olur) hadis-i serifine uymakdir. Bunlar gibi, baska ayet-i kerimeler ve hadis-i se- 
rifler de vardir. Asyada, Mavera-iin-nehr ve Buharada, oniki asrdan beri gelmis 
bulunan Hanefi alimlerinin biiyiikleri de, talebesine boyle yapdirmislardir. 

Hergiin adet ederek, sabah veya aksam nemazmdan sonra, yahud uygun gordiik- 
leri bir zemanda, abdestli, temiz bir yerde, yalniz olarak, kibleye karsi oturulur- 
du. Gozler kapamrdi. Dil ile yirmibes kerre (Estagfirullah) denir, herbirini soy- 



[1] (Bir kimse, bu mektubu okuyup, seve seve yaparsa, ona izn verilmis olur demislerdir. 
Zikrden ve rabitadan istifade edebilmek icin, Ehl-i siinnet i'tikadinda olmak ve farz- 
lan yapmak, haramlardan sakmmak lazim oldugu doksandordiincii ve yiizdoksanmci 
mektublann sonunda ve ikinci cildin kirkyedinci ve ellinci mektubunda bildirilmisdir. 
Boyle olmiyanlarda, faide yerine zarar olur) demislerdir. 

-921- 



lerken, (Giinahlanma pisman oldum. Bir daha yapmamaga soz veriyorum. Giinah- 
larimi afv eyle!) diye dusiiniilurdu. Sonra: 

Bir Fatiha ile iic Ihlas okuyup, sevabi, Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem" 
ile Muhammed Behaeddih-i Buhari ve Abdiilkadir-i Geylaninin "kaddesallahii te- 
ala esrarehumul'aziz" ruhlarma hediyye edilir ve kalb ile diisiinerek, ruhlarmdan yar- 
dim istenir. Beni de yolunuzun yolculan arasinda bulundurunuz diye yalvanhrdi. 

Ihlas-i serif okumadan, yalniz bir Fatiha daha okur, sevabim Fahr-i alem "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" ile imam-i Rabbani Miiceddid-i elf-i sani Ahmed Faru- 
ki Serhendi ve mevlana Halid-i Bagdadi "kaddesallahii teala esrarehuma"nin 
ruhlarma hediyye eder, bunlarm da ruhlarma kalb ile yalvararak, kendilerinin ta- 
lebelerinden, mensublarmdan saymalarmi rica ederlerdi. 

Yalniz bir Fatiha daha okunur. Sevabim Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" ile seyyid Abdullah ve seyyid Taha "kaddesallahii teala esrarehiima" ruhla- 
rma hediyye eder, batmlarmdan kalb ile yardim ve feyz isterlerdi. 

Bir Fatiha daha okuyarak, Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem" ile seyyid 
Muhammed Salih ve seyyid Fehim-i Arvasinin "kaddesallahii teala esrarehiima" 
ruhlarma hediyye eder, ruhlarmdan kalb ile yardim ve feyz isterlerdi.' 11 

Bundan sonra, kisaca (Tezekkiir-i mevt) ederlerdi. Ya'ni, kendini olmiis ve te- 
nesir tahtasi uzerinde yikanmis, kefene sanlmis ve tabuta konulmus ve mezara go- 
miilmus olarak diisiiniirlerdi. Mezarda oldugu halde, Allahii teala ile arasinda ve- 
sile ve vasita olan zati [mesela, yukanda ruhlarma Fatiha okudugu Velilerden bi- 
rini] karsisinda gortir gibi, hayaline getirir, nurlu alnma, ya'ni iki kasi arasma 
edeb ile bakar gibi olurlardi. Herseyi unutarak, diinya islerini diisiinmiyerek, 
sevgi ve saygi ile, onun mubarek yiiziinii hayalinde veya gonliinde durdururlardi. 
Buna, (Rabita) demislerdir. Maide suresi, otuzbes [35]. ci ayetinde, (Ona kavus- 
mak icin, vesile, vasita arayiniz!) emri ile ve baska ayet-i kerimeler ve hadis-i se- 
riflerle ve islam alimlerinin kitablannda bildirilmisdir. Tesavvufun biitiin yollann- 
da ve en cok biiyiiklerimizin yolunda en degerli ilerletme vasitasi oldugu bildiril- 
misdir. Bu rabita, en az onbes dakika surer. Daha az olursa, te'sfri de az olur. 

Rabitasiz zikr etmek, insani ilerletmez. Zikr etmeden rabita yapmak, ilerletir 
buyurmuslardir. Rabita, her isde yardimcidir. Zikr etmege yardimi ise, pekcokdur. 
Allahii tealamn evi olan kalbi, nefsin pisliklerinden ve seytanm aldatmasmdan te- 
mizler. Zikrin yerlesmesi icin kalbi hazirlar. Rabita, tic kismdir: 

1 — Velinin yiiziinii, karsismda bulunuyormus gibi, hatirlamakdir. Boyle ra- 
bita, zikre baslarken yapihrdi. 

2 — Yiiziinii kendi kalbinde bulundurmakdir. Boyle rabita, zikr ederken, 
kendiliginden hasil olunca, kalbde durdugunu diisiinerek, zikr etmek olurdu. 

3 — Kendisini, Velinin seklinde, kiyafetinde gormek, ya'ni boyle rabita yap- 
makdir. Kur'an-i kerim okurken ve dinlerken, ders, va'z dinlerken, nemaz kilar- 
ken, her ibadeti yaparken, kendini o kiyafetde diisiiniir. Bunlan yapan, kendi de- 
gil, odur der. Boyle yapilan ibadetlerden cok lezzet duyulurdu. 

Rabita yapmakla cabuk ilerlerdi. Allahii tealamn rizasma kavusurdu. Uciincii 
kisma (Tam rabita) denirdi. 

Tam rabita yapan, kendi kalbini diisuniirdii. Kalb, ya'ni goniil, sol memenin al- 
tinda ve iki parmak asagida, yiirek denilen bir parca etde bulunan nurdan bir kuv- 
vetdir. Yiirek, yumurta veya kozalak gibidir. Buna, (Kalb-i sanevberi) denir. Bu- 
rada bulunan nurdan kuvvete, (Kalb-i hakiki) denir. Kalb-i sanevberi, kalb-i ha- 
kikinin yuvasi gibidir. 

Kendine sikmti vermeden, nemazda oturur gibi edeble otururlardi. Basim ve vii- 



[1] Bunlara, seyyid Abdlilhakim efendi de ilave edilir. 

-922- 



cudiinii azicik kalbe eger. Gozlerini yumar, ya'ni kaparlardi. Ciinki goz, kalbin ki- 
lavuzu gibidir. Goz ne ile mesgul olur ise, kalb de onunla mesgul olur. [Biitiin his 
organlan da boyledir.] Bunun icin, duygu organlannin hicbiri birsey duymamahdir. 
Hicbir uzvunu oynatmazlardi. Dudaklar birbirine yapisirdi. Dil damaga deger, 
(Allah) kelimesini, hayali ile, diisiinerek, o (nurdan kuvvet) iizerinden gecirir. Ha- 
yal ile, zevk, sevk, saygi ile, (Onun gibi, hicbirsey yokdur) ayet-i kerimesine uya- 
rak, hicbirseye benzemiyen bir zatm ismi olan Allah, Allah, Allah derlerdi. Soyler- 
ken, hicbir sifatmi diisiinmez. Hatta hazir ve nazir oldugunu bile hatirlamazlardi. 
Tesbihi alip, sag elinin bas parmagi ile Allah, Allah diyerek, tesbih danelerini atar. 
Kalbine bir diisiince gelmemesi icin uygun gorecegi gibi cabuk veya agir agir zikr 
ederlerdi. Zikrin, kalbin yakmmda olmasi lazimdir. Zikr giinde, en az besbindir. Ra- 
mezan-i serifde onbesbin, baska aylarda yedibin, miimkinse her zeman onbesbin 
olurdu. Zikr, bu kadar anlatilabilir. Yapmca anlasihr. iyi yapmak cok yapmakla olur. 
(Oliim gelmeden once zikr et! Ciinki, kalbin temizligi zikr ile olur. Allahii tealanm 
zikrinden baska, her ne olursa olsun, can cikarmakdir) sozii meshurdur. 

Tesavvuf bilgilerinin miitehassislan, (Zikr etmekle kalb temizlenir. Zikr et- 
mekle, Allahin sevgisi elde edilir. Zikr etmekle, ibadetin tadi duyulur. Zikr etmek- 
le, iman kuvvetlenir. Zikr etmekle, nemaz kilmak hevesi artar. Zikr etmekle, ah- 
kam-i islamiyye kolayhkla yapilir. Zikr etmekle, taklidcilikden kurtulup, vicdani- 
lige kavusulur. Kur'an-i kerimdeki (Allahii tealayi cok zikr ediniz!) emri bunu gos- 
termekdedir) derlerdi. [Zikrin nasil yapilacagi, Muhammed Ma'sum hazretlerinin, 
cild 2, 113.cii mektubunda yazilidir. Bu mektubun tercemesi, (Kiyamet ve Ahiret) 
kitabi 165. ci sahifede vardir.] 

Tesavvuf yolunda ilerlemek icin, once tevbe, sonra istihare yapilirdi. Tevbe yap- 
mak icin kisaca, (Ya Rabbi! Bulugum anmdan simdiye kadar yapdigim giinahla- 
ra pisman oldum. Simdiden sonra da, insaallahii teala hie giinah islememege soz 
veriyorum) denir. Giinahlar ayri ayri sayilmaz. Sonra gusl abdesti alimr. Guslden 
sonra, o gece (istihareye niyyet etdim) diyerek iki rek'at nemaz kihp, yatihrdi. Bi- 
rinci rek'atde (Kafirun), ikinci rek'atde (ihlas) suresi okunurdu. Hergiin, boyle zikr 
ederlerdi. Tevfik Hak tealadandir derlerdi. 

imam-i Birgivmin (Kirk hadis)i, yirmibirinci hadisine gore, her mu'minin isti- 
hare yapmasi siinnetdir. ibni Abidinde diyor ki, (istihare nemazindan sonra su diia 
okunur: Allahiimme inni estehiriike bi-ilmike ve estakdiriike bi-kudretike ve 
es'eliike min fadlikerazim fe inneke takdiru ve la akdiru ve ta'lemii vela a'lemii 
ve ente allamiil-guyub). Yedi gece boyle istihare yapilir. Sonra, kalbe gelen sey ya- 
pilir. Istihareden sonra, abdestli olarak, kibleye doniip yatihr. Rii'yada beyaz ve- 
ya yesil gormek hayra alametdir. Siyah veya kirmizi gormek serre alametdir de- 
nildi. istihare nemazim baskasma kildirmak siinnet degildir. istihare yapmasim og- 
renmeli, bu siinneti kendisi ifa etmelidir. Bedenle yapilan ibadetleri baskasma yap- 
dirmak caiz degildir. 

31 Mayis 1339 [1923] Zil-ka'de 1341 

Esseyyid Abdiilhakfm 

Resulullahm varisi, miiceddid-i elf-i sani, 

ilm-i zahirde mtictehid, tesavvuf da Veysel Karani. 

Dini yaydi yeryuzune, nurlar sacdi her inii'inine, 
Uyandirdi gafilleri, yiice imam-i Rabbant. 

Iyi bildi ilm-i haii, ser'a uygundu her hali, 
Kiifr sarmisken ciham, oldu Ebu Bekr misaii. 

Sohbetinden feyz aldilar, hem kumandan, hem de vaii, 
Omer Faruk soyundandir, buna sahid oldu adii. 

-923- 



38 — UCUNCU CILD, 52. ci MEKTUB 

Bu mektub, Mektubatin iiciincii cildini toplamis olan Muhammed Hasim-i Kes- 
miye "rahmetullahi teala aleyh" yazilinisdii. Kalbin ve nefsin fenasim ve ilm-i 
husulinin ve ilm-i huzui fnin yok olmalarim bildirmekdedir: 

(Fena), ma-sivayi unutmak demekdir. (Ma-siva), Allahii tealadan baska hersey 
demekdir. Ma-siva, iki kismdir: (Afak)? insamn dismda olan mahluklardir. (Enfiis), 
insanda bulunan seylerdir. Afaki unutmak, afaki tanitan ilm-i husulinin yok olma- 
sidir. Enfiisii unutmak, enfiisii tanitan ilm-i huzurinin yok olmasidir. Ciinki afak, 
ilm-i hiisuliile bilinir. Enfiis, ilm-i huzuriile bilinir. ilm-i husulinin yok olmasi, zor- 
dur ve Evliyaya nasib olur. ilm-i huzurinin yok olmasi, daha cok zordur ve Evli- 
ya "kaddesallahii teala esrarehumul'aziz" icinden ancak cok yiiksek olanlara na- 
sib olur. Yalniz akl ile is gorenlerin cogu, buna inanmaz. Hatta, boyle seyi diisiin- 
mek bile imkansizdir derler. idrak sahibi bir kimsenin, kendini unutmasi, olacak 
sey degildir derler. Bir insamn kendini bilmesi lazimdir. Bir insamn kendini bir an 
bile unutmasi olamaz, hele devamli, hep unutmasi hie olamaz derler. 

ilm-i husulinin yok olmasi, (Fena-yi kalb) denilen makamda hasil olur. ilm-i hu- 
zuriyok olunca, (Fena-yi nefs) hasil olur ki, bu tam fenadir ve hakikifenadir. Fe- 
na-yi kalb, fena-yi nefsin sureti gibidir, golgesi gibidir. Ciinki ilm-i husuli, ilm-i hu- 
zurinin golgesidir, goriinusudiir. Bunun icin, ilm-i husulinin fenasi, ya'ni yok ol- 
masi, ilm-i huzurinin fenasinm golgesi, sureti olur. ilm-i huzuri fena bulunca, 
nefs itminan makamina gelir. Allahii tealadan razi olur. Allahii teala da, ondan ra- 
zi olur. Bekadan ve geriye riicu'dan sonra, talibleri irsad etmek ve kemale ulasdir- 
mak vazifesi, nefse verilir. Bedende bulunan ve her birinin istek ve meylleri bir- 
birine ters olan ve ozellikleri baska baska olan ve her biri baska sey istiyen (Ana- 
sir-i erbe'a)nm dordii ile de cihad ve gaza yapmak nefse nasib ve miiyesser olur. 
Bedende bulunan diger dokuz parcadan hicbiri, bu ni'mete kavusamaz. insanda 
bulunan enerjinin artmasi, giiclenmesi, insani seytana cevirir. (Benim gibi bir da- 
ha var mi?) dedirir. Mutmainne olmus olan nefs, cihad ederek, insani bu beladan 
kurtanr. insanda bulunan sehvet ve gadab ve baska kotii sifatlar, baska hayvan- 
larda da vardir. Nefs, bunlari da terbiye ederek iyi hale cevirir. Subhanallah! Pek 
sasilacak seydir ki, on latifenin en kotiisii olan nefs, en iyisi oluyor ve kotuliikler- 
le cihad ediyor. Bir hadis-i serifde, (Cahiliyye zemamnda iyi olanlariniz, miisliiuaii 
olup din bilgilerini ogrenince de, en iyiniz olur!) buyuruldu. 

Tenbih: Kalbin ma-sivayi unutmasmm alameti, ma-sivayi hie diisiinmemesidir. 
Ma-sivayi diisiinmek icin kendini zorlasa, kalbine hicbir diisiince gelmez.[Akl, diin- 
ya isleri ile mesgul oldugu halde] kalb ma-siva diisiincesini kabul etmez. Nefsin 
ilm-i huzurisinin yok oldugunu bildiren alamet, insamn yok olmasidir. insan 
kendini ve sifatlarim bilemez. Bu zeman ilm de, ma'lum da yok olur. Ciinki, ilm 
ve ma'lum, insamn kendisidir. insamn kendisi yok olmadikca, ilm ve ma'lum yok 
olmazlar. Kalbin fenasi, afakin fenasidir. Nefsin fenasi, fena-yi enfiisdiir ki, ha- 
kiki fena budur. 

Gel ey gurbet diyannda, esir olup kalan insan, 
gel ey diinya harabmda, yatip gafil olan insan! 

Goziin ac, etrafa bir bak, nice begler gelip gecdi, 
ne mecnundur bu faniye, gbniil verip duran insan! 

Kafesde bulb tile seker verirler, fekat hie durmaz, 
aceb nicin karar eder, bu zindana giren insan! 

Akhni basma topla, elinde var iken firsat, 

sonsuz azab cekecekdir, (Adam sen de) diyen insan. 

-924- 



39 — UCUNCU CILD, 63. cii MEKTUB 

Bu mektub, mir Mensur icin yazilimsdir. Allahii tealanin ihata, kurb ve ma'iy- 
yet sifatlari iizerinde ince bilgiler vermekdedir: 

Allahii teala icin soylenen Kurb ve Ma'iyyet ve ihata ve Sereyan ve Vasl ve it- 
tisal ve Tevhid ve ittihad gibi sozler, Miitesabihat ve Sathiyyat cinsindendirler. Bu 
sozlerle, bizim anladigimiz seyler bildirilmemisdir. Bu sozleri isitince, akla, haya- 
le gelen seylerin hicbiri Allahii tealada yokdur. Allahii tealanin bunlarla hicbir il- 
gisi, ilisigi yokdur. Tesavvuf yolunun sonuna dogru su kadar anlasildi ki, Allahii 
tealanin kurb ve ittisali, aynada goriilen seylerin aynaya olan kurb ve ittisali gibi- 
dir. Aynada goriinen seylerden hicbiri aynada yokdur. Goriintiiden baska birsey 
degildirler. Bunlarm aynaya olan kurb ve ittisali, vehm olunan, hayalde bulunan 
seylerin, disarda var olan seylere yakm ve bitisik denilmeleridir. Allahii teala, ha- 
kiki vardir. Alem ise, his ve vehm mertebesinde var goriinmekdedir. Bunun icin, 
Allahii tealanin mahluklara yakin olmasi ve bitisik olmasi, disarda var olan seyin, 
hayalde bulunan, vehm olunan seye yakin olmasi, bitisik olmasidir. Bundan dola- 
yi, kurb ve ma'iyyet gibi sozleri, Allahii teala icin soylemek caiz olmakdadir. Pis, 
cirkin seylerin aynada goriinmesi ve aynanin bunlar ile kurb ve ihatasi bulunma- 
si, ayna icin bir ayb ve kusur olmaz. Ciinki, ayna disarda vardir. Aynada goriinen- 
ler ise, disarda yokdurlar. Yok olan seyin kotiiliikleri, kusurlan, var olan seye te'sir 
etmez. Boyle olmakla beraber, Allahii teala, alemi his ve vehm mertebesinde ya- 
ratdigi halde, bunlarm gecici olmamalanni, sonsuz kalmalarmi istedi. Bunun icin, 
disarda var olanm hassalarmi, ozelliklerini bunlara verdi. Vehmde var olanlara, 
disarda var olanm sifatlarmi, islerini ihsan eyledi. Bunun ipin vehmde olan kurb, 
ihata gibi seyleri, disarda bulunan kurb ve ihata gibi yapdi. Hayal olan seyleri, ha- 
kikat sekline sokdu. Bunu iyi anlatabilmek icin, misal olarak deriz ki, disarda gii- 
zel birseyi gormek tath geldigi gibi, onun aynadaki hayalini gormek, vehmde bu- 
lundurmak da tath gelmekde, sevilmekdedir. Halbuki, o seyin kendisi disarda var- 
dir. Aynada gormek ise, hayal ve vehm olup, kendisi degildir. Fekat, te'sirleri, is- 
leri birbirlerine benzemekdedir. Allahii teala, lutf ve ihsan ederek, mevhum olan 
seylerin te'sirlerini, islerini, mevcud seylerin te'sirlerine, islerine benzetdigi icin, 
mevhum olanlarda, mevcuda ihsan edilen ni'metlerden pay almak iimmidi hasil ol- 
du. Hakiki var olana yakin olmak, kavusmak devletinin miijdeleri belirdi. Arab? 
beyt tercemesi: 

Ni'mete kavu$anlara afiyet olsun. 
Zevalli iisik da, birkaf damlayla doysun! 

Allahii teala, bu cok krymetli ni'metini diledigine ihsan eder. Allahii teala, bii- 
yiik ni'metler sahibidir. 

Iyi biliniz ki, Kurb [yakin olmak] ve ittisal [kavusmak] gibi sozleri, yukanda bil- 
dirdigimizden baska diirlii anlamak, Allahii tealayi, mahluklarma benzetmek, 
maddelesdirmek olur. En iyisi, Kur'an-i kerimde bildirilmis olan bu kelimelere inan- 
mah, nasil olduklanni diisiinmemelidir. Nasil olduklanni arasdirmamali, Allahii 
teala bilir demelidir. Bunlar, yukanda bildirdigimiz gibi diisiiniiliirse, miitesabih 
olmakdan cikar, miicmel ve miiskil olabilirler. Herseyin dogrusunu yalniz Allahii 
teala bilir. 

Resulullah, gtindtiz olurdu saint, 
Gece de, nemaza olurdu kaint. 

Ummet isen. ol Miictebaya, 
Siinnete, mekruha dikkat et daim. 



-925- 



40 — UCUNCU CILD, 68. ci MEKTUB 

Bu mektub, Mektubatin iiciincii cildinin toplayicisi olan Muhammed Hsisim-i 
Ke$miye "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz" yazilmisdii . Alemin vehm mertebesin- 
de yaratilmis oldugu bildirilmekdedir: 

Alem mevhumdur demek, vehmin yapdigi seydir demek degildir. Vehm de 
alemden bir parcadir. Kendi kendini nasil var edebilir. Alem mevhumdur de- 
mek, Allahil teala alemi vehm mertebesinde yaratdi demekdir. Alem yaratihrken 
vehm yokdu. Fekat, Allahii tealanm ilminde vardi. (Mertebe-i vehm) demek, var 
olmayip goriinen demekdir. (Nokta-i cevvale)den meydana gelen dairenin varh- 
gi, vehm mertebesindedir. [Ya'nf, bir ipin ucuna bir tas baglayrp, oteki ucundan 
tutup, ipi elimiz etrafmda cevirirsek, donen tas, karsidan daire seklinde goriiniir. 
Donen tas nokta-i cevvaledir. Goriinen daire de, daire-i mevhumedir.] Daire 
yokdur. Yalniz bir goriiniisdiir. Allahii teala, biitiin mahluklan bu mertebede ya- 
ratdi. Fekat, goruniislerini devam etdirmekdedir. Boylece, var olmalan yanhs 
degil, dogrudur. Vehm mertebesinden kurtulup (Nefs-i ernri) olmuslardir. Ya'ni, 
yalniz gecici bir goriiniis olmayip, kahci bir varhk olmuslardir. Allahii teala, diler- 
se, cirkinlikleri giizel yapar. Vehm mertebesi, sasilacak bir varhkdir. Nefs-i emr mer- 
tebesindeki varhga benzemez. Onunla ilgisi, ilisigi yokdur. Zeman, mekan ve ci- 
het bakimlanndan onunla hie baghhgi yokdur. Onunla bitisik, Ona uzak degildir. 
Nokta-i cevvale nefs-i emr mertebesinde vardir. Bundan hasil olan daire ise, 
vehm mertebesindedir. Dairenin bu nokta ile hie ilgisi yokdur. Noktanm hicbir ci- 
hetinde degildir. Daire hasil olunca, bu nokta smirlanmamisdir. Nokta, dairenin 
sagindadir, solundadir veya oniindedir, arkasmdadir yahud iistiindedir, altmdadir 
denilemez. Daire icin boyle seyler, ancak onun gibi vehm mertebesinde bulunan 
varhklar icin soylenebilir. Baska mertebede bulunan varhklarla daire arasmda boy- 
le cihetler yokdur. Dairenin meydana gelmesi ile, bu nokta hie simrlanmamis ve 
bir sonu olmamisdir. Eskisi gibidir. 

Yukanda bildirilen misal iyi anlasilmca, Allahii tealanm bu alem ile olan hali 
anlasihr. Bu alemin yaratilmasi ile, Allahii teala simrlanmamis, bir sonu olmamis- 
dir. Bir ciheti olmamisdir. Allahii teala icin boyle seyler nasil soylenebilir ki, o yiik- 
sek mertebede boyle seyler yokdur. Kisa goriislu birkac ugursuz kimse, Allahii te- 
ala ile mahluklar arasinda, boyle baghhklar hasil oldu sanmis, Allahii teala icin ci- 
het olmus demis, bunun icin, Kiyamet giinii Allahii tealanm goriilecegine de inan- 
mamislardir. Boyle sey olamaz demislerdir. Cahilliklerini ve yalan inanislanni, 
Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden tistiin tutmuslardir. Allahii teala goriiliir- 
se, gorenin bir cihetinde bulunur. Bu ise, Onun smirlanmasi, bir sonu olmasi de- 
mekdir demislerdir. Yukandaki misalden ve aciklamadan anlasildi ki, Allahii te- 
ala ile mahluklan arasinda boyle bir nisbet, baglanti hie yokdur. Goriilecegini soy- 
leseler de, soylemeseler de, yokdur. Goriilecek ve cihet olmryacakdir. Bunu asa- 
gida daha acik anlatacagiz. Bunlar anhyamiyorlar ki, bu yanhs diisiinceleri, mah- 
luklarm yaratilmalanna da engel olmakdadir. Ciinki, mahluklar yaratihrken, Al- 
lahii tealanm, mahluklann bir cihetinde bulunmasi dustincesi ortaya cikar. Bu da, 
Onun sinirh olmasim, sonu bulunmasim icab eder. Mahluklann bir tarafmda de- 
gil, her cihetdedir derlerse, yine simrlanmis olur, bir sonu olur. 

Bu dar diisuncelerden kurtulmak icin, tesavvuf biiyiikleri gibi soylemelidir. 
Bu biiyiikler, aleme mevhum dediler. Boylece, Allahii tealanm ciheti olmasi, so- 
nu bulunmasi gibi dar diisiincelerden kurtuldular. Aleme mevhum demenin hie za- 
rari yokdur. Bu mevhumluk, hakiki varhk gibidir. Sonsuz var olmak, sonsuz 
ni'metler ve azablar olmak, bunlar icindir. Eski Yunan felsefecilerinden (Sofista- 
iyye) denilen ahmaklarm, aleme mevhum demeleri boyle degildi. Vehmin yapma- 

-926- 



si, hayalin var sanmasidir demislerdi. Bu iki (mevhum olmak) arasinda cok fark 
vardir. 

Tekrar bildirelim ki, nokta-i cevvaleden hasil olan, mevhum daire, bu noktanm 
hicbir cihetinde degildir. Nokta, dairenin cihetlerinin dismdadir. Bu dairenin 
hepsini goz olarak diisiinsek, noktayi cihetsiz goriir. Cunki, ikisi arasinda cihet bag- 
lantisi yokdur. Cennetde de, insanm her yeri goz olsa, Allahii tealayi cihetsiz go- 
riir. Bunda inamlmiyacak birsey yokdur. Cennetde, mii'minlerin her yeri goz 
olup gorecekdir. Cihetsiz olarak goreceklerdir. Dunyada, Veliler, Allahii tealanm 
ahlaki ile ahlaklandiklan icin, her yerleri goz gibi olur. Dunyada goriilmez ise de, 
gormus gibi olurlar. Cunki, (Allahii tealanm kendisi hep goriir, hep isitir, hep bi- 
lir) buyurdular. Onunla ahlaklanmis olan da, boyle olur. Sifatlarmm herbiri de goz 
olup goriir. Baska mii'minlere bu ni'met, insaallahu teala Cennetde ihsan edile- 
cekdir. Bunda inamlmiyacak birsey yokdur. Herseyin dogrusunu yalmz Allahii te- 
ala bilir [ve diledigine bildirir]. 

41 — UCUNCU CILD, 90. ci MEKTUB 

Bu mektub, Muhammed Hasiin-i Kesinivc "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz" ya- 
zilims olup, ariflerin, kalbleri ile Allahii tealayi nasd gordiikleri anlatdmakdadir: 

Bismillahirrahmanirrahim. Allahii tealaya hamd olsun. Onun secdigi kullanna 
selam olsun! 

Siial: Tesavvuf biiyiiklerinden ba'zilan, kalb gozleri ile, Allahii tealayi gor- 
diiklerini soylemisdir. Mesela, Seyh-ul'arif "kuddise sirruh" [Sihabiiddin Omer Siih- 
reverdi] (Avarif-iil-me'arif) kitabmda, (Allahii teala, kalb gozii ile miisahede 
olunur) diyor. Halbuki, Ebu ishak Giilabadi "kuddise sirruh" S6fiyye-i aliyyenin 
eskilerinden ve refslerindendir. (Te'arriif) ismindeki kitabmda diyor ki, (Biiyiik- 
lerimiz, soz birligi ile dedi ki, dunyada Allahii teala, bas gozii ile de, kalb ile de go- 
riilemez. Ancak, kalbde bir yakm, kana'at hasil olur). Bu iki soziin arasini bulmak 
nasil olur? 

Cevab: Bu mes'elede, bu fakir, (Te'arriif) kitabimn soziinii begenmekdeyim. Bu 
dunyada, kalblerin Allahii tealadan nasibi, yakm hasil olmakdan baska degildir. 
Buna, ister rii'yet desinler, ister miisahede desinler. Kalb goremeyince, goz elbet- 
te goremez. Bu dunyada goziin Allahii tealayi gormesi miimkin degildir. Kalbde 
hasil olan yakin, Alem-i misalde, rii'yet seklinde goriilmekdedir. Ciinki, Alem-i mi- 
salde her dusiincenin, her ma'namn bir sekli vardir. Bu dunyada, insana en iyi ya- 
kin hasil eden sey, rii'yetdir. Kalbdeki yakin de, alem-i misalde, rii'yet seklinde go- 
riiniiyor. 

Kalbde hasil olan yakin, rii'yet seklinde goriildiigii icin, yakin hasil olunan sey 
de (goriinen sey) seklinde oluyor. Salik, bu yakini, alem-i misal aynasmda goriin- 
ce, alem-i misalin ayna oldugunu unutarak, sureti [goriiniisii] hakikat [asl] samyor. 
Rii'yet hasil oldu diyor. Yakinin suretini gordiigunii anhyamiyor. Bu hal, tesavvuf- 
cularm meshur olan hatalarmdan biridir. Alem-i misaldeki sureti gormek kuvvet- 
lenirse, salik, gozumle gordiim zan ediyor. Halbuki goz ile de, kalb ile de goriile- 
mez. S6fiyye-i aliyyenin cogu, boyle yamlarak, kalb ile gordiik sanmislardir. 

Siial: Kalbde kendisine yakin hasil olan seyin alem-i misalde sureti bulununca, 
Allahii tealanm sureti, goriinusii olmak lazim gelmez mi? 

Cevab: Allahii tealanm misli yokdur. Fekat, misali vardir dediler. Alem-i misal- 
de suret goriiniir dediler. Nitekim (Fiisus) kitabimn sahibi [Muhyiddin-i Arabi] 
"rahmetullahi aleyh" Cennetde gormegi de, alem-i misaldeki suret olacak demis- 
dir. Alem-i misaldeki suret, Allahii tealanm alem-i misaldeki sureti degildir. Kalb- 
de yakm hasil olan seyin suretidir. Kalbde yakin hasil olan, kesf olan ise, Zat-i ila- 
hi degildir. Zat-i ilahinin, nisbetleri, i'tibarlandir. Arifin isi, Zat ile olunca, boyle 

-927- 



hayaller meydana cikar. Hie rii'yet ve mer'i yokdur. Cilnki, Zat-i ilahinin alem-i 
misalde sureti yokdur. Yakinin suretini, rii'yetin sureti sanmislardir. 

Alem-i misalde maddelerin, zatlann sureti olmaz. Ma'nalarm sureti olur. Alem- 
ler [mahluklar], Allahii tealanm ismlerinin ve sifatlannin goriiniisleridir. Zatlik- 
lari, kendi varhklan yokdur. Bunun icin, alemin hepsi, ma'na demekdir. [Alem- 
de madde yokdur.] Onun icin, alemin, alem-i misalde sureti vardir. Allahii teala- 
nm ismleri ve sifatlan da, Zat-i ilahiile durabildigi icin, ma'na gibidirler. Bunlarm 
alem-i misalde suretleri olabilir. Fekat, Zat-i ilahinin hie sureti olamaz. 

Suret, hududlii olur ve kaydh olur. Alemler, Onun mahlukudur. Hicbir mahluk, 
Onu hududlayamaz. Bir kayd ile baghyamaz. Allahii tealanm misali var demek, 
yalniz zat-i ilahinin degil ba'zi bakimlardan, ba'zi cihetlerden misali olur demek- 
dir. Fekat, Zat-i ilahinin degil, ba'zi i'tibarlarla, ba'zi bakimlardan misali olur de- 
mek, bu fakire agir geliyor. Belki, zillerinden uzak bir zillin misali olabilir. Tek- 
rar edelim ki, alem-i misalde, sifatlarm ve ma'nalarm sureti vardir. Zatin sureti yok- 
dur. O halde, (Fiisus) kitabimn sahibinin (Allahii teala, Cennetde, alem-i misalde- 
ki sureti olarak goriinecekdir) demesi, Onu rii'yet degildir. Hatta, suretini bile rii'yet 
degildir. Ciinki, Zat-i ilahinin sureti yokdur ki gorulebilsin. Alem-i misaldeki su- 
ret, Onun zillerinden uzak bir zillin suretidir. Bunu gormek, Zat-i ilahinin rii'ye- 
ti degildir. Muhyiddin-i Arabi "kuddise sirruh", Cennetde Allahii tealanm goriin- 
mesine inanmamakda, mu'tezileden ve felsefecilerden geri kalmamakdadir. Ce- 
nab-i Hakkin goriinmesini, oyle bir seklde isbat etmis oluyor ki, isbatindan, gorii- 
lemiyecegi anlasiliyor. Ya'ni goriilemiyecegini miikemmel isbat etmis oluyor. 
Ciinki, kinaye soz, acik sozden daha miikemmel anlatir. Fekat, mu'tezile ile fel- 
sefeciler, akllanna uyuyorlar, Muhyiddin-i Arabi ise, yanlis olan kesfine uymak- 
dadir. Belki de felsefecilerin ve mu'tezilenin delilleri, sahidleri, Muhyiddin-i Ara- 
binin hayalinde yerleserek, kesfinin yanlis olmasina ve onlara uymasma sebeb ol- 
musdur. Fekat, Ehl-i siinnetden oldugu icin, bu kesfini, rii'yeti isbat olarak goster- 
misdir. 

(Te'arriif) kitabi sahibinin "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz" (soz birligi) deme- 
si, zemamndaki tesavvufcularm soz birligi olsa gerekdir. Herseyin dogrusunu Al- 
lahii teala bilir. 

Ihilii nvdir bu usk, yakdi cismii canimi? 
bundaki zevk baskadir, duyulur izhar olmaz. 
Ne tarafa giderim, birakip sultammi, 
Seni sevdi bu goniil, olse ele yar olmaz! 

Herkese nasib olmaz, huzurundaki anlar, 
ebedi hatiradir, bu bulunmaz zemanlar. 
Kadrinizi biz gibi, bir nebze anlayaniar, 
derier ki, bu devrde, sen gibi serdar olmaz. 

Feth etdiniz kaibimi, gizii bir miftah He, 
bundan soma, nefsimin isyanian nafiie! 
Her btilbul asik olur, boyle vefah gtile, 
kim demis zemherirde, ihk bir behar olmaz. 

Her soziinuz kaibime ab-i hayat katresi, 
senden baska ruhumun yok kurtulus caresi. 
Ey! Cihanm su anda, bir teki, bir danesi! 
biz giinahkariar icin, bundan biiyiik kar olmaz! 



-928 



42 — UCUNCU CILD, 92. ci MEKTUB 

Bu mektub, yine Muhammed Hasim-i Kesmiye "kuddise sirruh" yazilims olup, 
tcsa vvuf biiyiiklerinin Allahii teala ile konusmalarim bildirmekdedir: 

Bismillahirrahmanirrahim. Allahii tealaya hamd olsun. Onun secdigi kullanna 
selam olsun! 

Siial: Ba'zi Arifler "kaddesallahii teala esrarehiimiiraziz" diyor ki, Allahii te- 
alanm kelammi isitiyoruz veya Hak tealaya soyliiyoruz. Mesela, imam-i hiimam 
Ca'fer-i Sadik "radiyallahii anh" buyurmus ki, (Her ayet-i kerimeyi sahibinden [soy- 
leyicisinden] isitdim). Bunun gibi, Abdiilkadir-i Geylam "kuddise sirruhiil'aziz, (Ri- 
sale-i gavsiyye)sinde boyle buyurmakdadir. Bunlann ma'nasi ne demekdir? 

Cevab: Hak tealamn kelami, Zati gibi ve diger sifatlan gibi bicun ve bicigune- 
dir. [Ya'ni hicbirseye benzemez, nasil olduklan anlasilamaz.] Bu bicun olan soz- 
lerin isitilmesi de, bicun olur. Ciinki, cun olan [anlasilabilen], bicunu bilemez. O 
halde, o sozii isitmek, kulak ile, [hava dalgalan, sinir sistemi ile] olmaz. Ciinki, [bun- 
lann hepsi] cundur. insan, bu sozii isitirse, ancak ruhunun almasi ile isitir. Ciinki, 
ruh, oldukca bicundur. Harf ve kelimeler olmaksizm duyulur. insanm Ona soyle- 
mesi de, ruh iledir ve harfsiz ve kelimesizdir. Bu sozler de, oldukca bicundur. Ciin- 
ki, bicun olan isitmekdedir. 

Allahii teala, insanlarm [ve her mahlukun soziinii ve] sesini, bicun olarak isit- 
mekdedir. Harf ve kelime olmaksizm ve once, sonra siralanmis olmaksizm duyar. 
Ciinki, Allahii teala iizerinden zeman gecmez. [Zeman yok iken O vardi. Zema- 
m sonradan yaratdi.] insan, o kelami isitiyorsa, her zerresi ile biitiin varhgi ile du- 
yar. Eger soyliyorsa, biitiin varhgi soyleyicidir. Herseyi kulakdir. Herseyi agizdir. 
Misak giinii, cikanlan zerreler, (Elestii bi-rabbi-kiim?) siialini, arada [hava, kulak 
zari, sinirler gibi] hicbirsey olmadan, biitiin varhklan ile duydular. Biitiin varlik- 
lari ile (Bela) [Evet] dediler. Biitiin kulak idiler. Biitiin agiz idiler. Ciinki, kulak, 
agizdan ayri olsaydi, isitmek ve soylemek, bicun olmazdi. Bicun ile konusulmus ol- 
mazdi. Misra': 

Sultamn esyasmi, ancak kendi hayvanlan tasir. 

Ruh ile ahnan ma'na, insanm hayalinde, harfler ve kelimeler sekline girer. In- 
sanm hayali, Alem-i kebirdeki, Alem-i misale benzer. Burada, harf ve kelime 
sekline girince, kulak ile isitilmis gibi olur. Ciinki, her ma'nanm, o alemde bir su- 
reti, goriiniisii vardir. Ma'na bicun olsa bile, sureti vardir. Fekat, orada cun sure- 
tinde goriinerek anlasilabilir. 

Salik, hayalinde, siraya dizilmis harfleri ve kelimeleri bulunca, bu harfler ve ke- 
limeler, asldan geldi sanir. Bunlan oradan isitdim der. Bu harflerin ve kelimele- 
rin, ruhun aldigi ma'nalarm hayaldeki suretleri oldugunu ve isitmenin ve isitilen 
Kelam-i lafzinin, bicun olan isitmenin ve bicun olan kelamin timsali [sureti] oldu- 
gunu anhyamaz. Ma'rifeti tam olan bir arif, her mertebenin hiikmiinii birbirinden 
ayirir. Birbiri ile kansdirmaz. Goriiliiyor ki, bicun olan mertebenin kelami ve 
bunun isitilmesi, ruha bildirilmesi ve ruhun almasi demekdir. Ruha gelen ma'na- 
lan gosteren kelimeler ve harfler ise, bu ma'nalarm, Alem-i misal gibi olan hayal- 
deki suretleridir. Ba'zilan, harfleri ve kelimeleri, Allahii tealadan isitiyoruz san- 
di. Boyle zan edenler, iki diirliidiir: Birincileri, bu harfler ve kelimeler, hadis 
[mahluk] olup, ebedi olan Kelam-i nefsiyi bildiriyor diyorlar. ikincileri, dogrudan 
dogruya, Kelam-i ilahiyi isitiyoruz diyorlar ve sirah, dizili olan bu harfleri, kelime- 
leri, Kelam-i Hak samyorlar ve Allahii tealaya layik olan [yakisan] ile layik olmi- 
yam ayird edemiyorlar. Bunlardan birincileri daha iyidir. Ikincileri ise, cahil, bo- 
zuk kimselerdir. Allahii teala, insanlarm en iyisine ve Onun temiz olan Aline ve 
Eshabina selamet versin! Amin. 

- 929 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:59 



43 — IKESCI CILD, 98. ci MEKTUB 

Bu mektub, gizli bilgilerin hazfnesi ogullari Muhammed Sa'id ve Muhammed 
Ma'suma "rahmetullahi aleyhima" yazilmis olup, Allahii tealamn mahluklara 
yakin olmasini aciklamakda, ademin ve iblfsin kotiiliikleri arasindaki farki bildir- 
mekdedir: 

Allahii tealaya hamd ederim. Onun secdigi kullanna selam ederim! 

Siial: Alimler diyor ki, Allahii teala, bu alemin icinde degildir. Disinda degildir. 
Aleme bitisik degildir. Ayri degildir. Bunun aciklanmasi nasil olur? 

Cevab: icinde, disinda olmak, bitisik ve ayri olmak gibi seyler, var olan iki sey 
arasinda diisiiniilebilir. Halbuki siialimizde, iki sey mevcud degildir ki, bunlar dii- 
siiniilebilsin. Ciinki, Allahii teala vardir. Alem, ya'ni Ondan baska hersey vehm 
ve hayaldir. Alemin var gortinmesi, Allahii tealamn kudreti ile devamli olup, 
vehm ve hayalin kalkmasi ile yok olmuyor. Ahiretdeki sonsuz ni'metler ve azab- 
lar bunlara oluyor. Fekat, alemin varhgi vehm ve hayaldedir. [Ya'ni disarda var 
olmayip, vehme ve hayale var goriinmekdedir.] Vehm ve hayalin disinda bir var- 
hk degildirler. Allahii tealamn kudreti, vehm olunan, hayal olan bu goriiniisleri de- 
vam etdirmekdedir. [Haricde varmis gibi, yok olmakdan korumakdadir.] Var gi- 
bi gostermekdedir. Gortiniise aldanan, varhkda kaldiklanm gorerek, var sanir. Var 
olan ikidir der. Bunun iizerinde, baska mektiiblarda genis bilgi verilmisdir. 

Hayalde bulunan birsey, disarda var olan birseyle bitisikdir, onun icindedir de- 
nemez. Fekat, var olan, mevcud olan birsey, hayalde olan seyin icinde degildir, di- 
sinda ve ayri da degildir, bitisik de degildir denilebilir. Ciinki, mevcudiin bulun- 
dugu yerde, hayaldeki sey yokdur ki, birbirine gore yerleri soylenebilsin. Bu so- 
ziimiizii bir misal ile acikhyalim: Tas, demir gibi kiiciik birseyi, bir ipe baglayip [par- 
magimizda zinciri dondiiriir gibi] elimizin etrafinda cevirelim. Bir daire iizerinde 
donen bu kiiciik cisme (Nokta-i cevvale) denir. Nokta-i cevvale, hizh dondiigii icin, 
uzakdan, bir daire olarak goriiniir. Halbuki, haricde mevcud olan, noktadir. Ha- 
ricde daire yokdur. Dairenin varhgi vehmdedir. Dairede, noktanm varhgi gibi bir 
varhk yokdur. Nokta, dairenin icinde veya dismdadir denilemez. Birbirlerine bi- 
tisik ve ayri da degildirler. Noktanm bulundugu yerde, daire yokdur ki, birbirle- 
rine gore yerleri soylensin. 

Siial: Allahii teala, aleme yakinim, ihata ediyorum buyuruyor. Bu nasil oluyor? 

Cevab: Bu kurb ve ihata, cismin cisme yakin olmasi ve kaplamasi gibi degildir. 
Bilinmiyen, anlasilamiyan bir kurb ve kaplayisdir. Allahii tealamn yakin oldugu- 
na ve ihata etdigine inamnz. Fekat, nasil oldugunu bilemeyiz. Ona, alemin icinde- 
dir, dismdadir, bitisikdir, ayndir demeyiz. Ciinki, islamiyyet, bu dordiinii bildir- 
memisdir. Misalimizde nokta-i cevvale, mevhum olan daireye yakmdir. Onu kap- 
lamisdir ve onunla beraberdir diyebiliriz. Fekat nasil oldugunu bilemeyiz. Ciinki, 
mevcud olan yalmz noktadir. Bitisikdir, ayndir, icindedir, dismdadir deriz. Fekat 
bunlar nasil olur bilinmez de diyebiliriz. Ciinki, iki taraf arasinda bulunan halin na- 
sil oldugu bilindigi zeman, iki tarafin da haricde varhklan lazimdir. iki taraf ara- 
sinda bulunan halin nasil oldugu bilinmedigi zeman, iki tarafin da var olmasi la- 
zim gelmez. Bilinmiyen seyleri, bilinen seyler gibi sanmak yanlisdir. Baska bir soz- 
le (Gaibi, sahide kiyas etmek, batildir). 

Tenbih: Alem mevhumdur, hayaldeki varhkdir dedik. Bunun ma'nasi, alem, 
vehm ve hayal mertebesinde yaratilmisdir demekdir. His olunan ve idrak edilen 
fekat haricde bulunmiyan bir varhkdir. Mesela, disarda bulunmayip, yalmz hayal- 
de bulunan daire, bu halde devamli durdurulabilse ve vehmler, hayaller yok olun- 
ca da, o halde kalsa, bu daire, haricde bulunmadigi halde, haricde varmis gibi olur. 
Halbuki haricde nokta bulunmazsa, daire de olmaz. Farisibeyt tercemesi: 

-930- 



Ne has olur, giizellerin cdfisi, 
buskiiliinn soziinde yer ulinusi. 

Daire, noktamn goriinmesini ortiiyor denirse yeri vardir. Daire, noktamn var- 
ligini gosteren bir ayna gibidir denirse, yine dogru olur. Eger noktamn varhgma 
alametdir denirse, yine olur. Noktayi ortiiyor demek, cahillerin soziidiir. Aynadir 
demek Evliyaliga uygundur ve buna (Iman-i siihiidi) denir. Alamet ve isaret oldu- 
gunu soylemek, (Iman-i gaybi)ye mahsusdur. Iman-i gaybi, iman-i suhudiden da- 
ha kuvvetli, daha kiymetlidir. Ciinki, siihudde zd [hayal] goriiliir. Gaybde ise, bu 
hata yokdur. Iman-i gaybide, ele birsey gecmez. Fekat vasildir, kavusmusdur. 
Siihudde, ele birseyler gecerse de, vasil degildir, baska seye, zillere, hayallere 
bakmakdadir. Soziin kisasi, siihud, noksanlikdir. Viisul ise kemaldir. Bu sozumii- 
zii tesavvufcu gecinen herkes anhyamaz. Bunlar, siihudu, viisulden daha iistiin sa- 
nir. Yunan felsefecilerinden, sofistaiyye [Sophiste] denilen kimseler, aleme, hayal, 
vehm dedi. insanm hayalinde, bir goriiniisdur. Vehm ve hayal degisirse, bu gorii- 
niisler de degisir dedi. Mesela, vehm, birseyi tath goriirse tath olur. Baska bir ze- 
manda bu seye aci derse, acidir dediler. Ne kadar cahil, ne kadar aklsizlar ki, Al- 
lahii tealanm yaratmasim goremediler. Hatta inanmaddar. [Alemin varligimn], ha- 
ricdeki varhga olan yakmligim anlamaddar. Boylece haricdeki varhga yakisan is- 
lerin bu alemde bulunduguna ve boylece sonsuz azab ve ni'metlere inanmaddar. 
Halbuki, Muhbir-i sadik [hep dogru soyleyici] "sallallahii teala aleyhi ve sellem", 
bunlan haber verdi. Elbet olacakdir. Bu felsefeciler, seytamn askeridir. Miicade- 
le suresinin, ondokuzuncu ayetinde mealen, (Seytamn askeri elbette magliib ola- 
cak, ziyan edecekdir) buyruldu. 

Siial: Vehmde ve hayalde olsa bile, alemin varhgi, devamh oldugu ve bu varh- 
ga sonsuz ni'metler ve azablar olacagi halde, aleme nicin var denmiyor ve mevcud 
bilinmiyor? 

Cevab: Tesavvufculara gore viicud, en serefli, en krymetli seydir. Viicud [ya'ni 
var olmak], biitiin hayrlarm, iistiinliiklerin baslangicidir. Herseyden kiymetli olan 
viicudii, Allahii tealadan baskasma yakisdiramiyorlar. Ciinki, Ondan baska her- 
sey noksan ve kotiidiir. En kiymetli sey, kotiiye verilebilir mi? Tesavvufcularm bu 
sozleri, kesfe ve firasete dayanmakdadir. Kesflerine gore, viicud, yalmz Allahii te- 
alaya mahsusdur. Mevcud [var] yalniz Odur. Ondan baskasma mevcud demeleri, 
O varhga, bilinmiyen bir baghhklan oldugu icindir. Golge ash sayesinde durabil- 
digi gibi, hersey O varhkla durmakdadir. Vehm mertebesinde bulunan siibut [go- 
riiniis], O viicudun zdlerinden bir zddir. [Tiirkcede, viicud deyince, beden saniyo- 
ruz. Halbuki viicud, madde, cism, beden demek degildir. Viicud, var olmak demek- 
dir. Ya'ni bir sifatdir.] O viicud, haricde mevcud oldugundan, Allahii teala, haric- 
de mevcuddiir. Devam verilen vehm ve hayal mertebesine de, haric mertebesinin 
zdlerinden bir zd dersek, ikisi de zd olunca, vehmdeki siibuta, (Viicud-i harici) de- 
mek uygun olabilir. Bu bakimdan, aleme de, haricde mevcud denebilir. Goriilii- 
yor ki, miimkin [ya'ni mahluk] herneye malik ise, viicud mertebesinden gelmek- 
dedir. Ona, zd olmasi dusiiniihneden, haricde var demek, dogru olmaz. Allahii te- 
alaya, viicud sifatinda ortak edilmis olur. Bu fakir [ya'ni imam-i Rabbani "kadde- 
sallahii teala sirrehul'aziz"], aleme haricde mevcud demis isem, bu ma'nada anla- 
mak lazimdir. Kelam ahmleri, viicud ile siibut aymdir diyor ki, iki kelimenin liigat 
ma'nasi aym demekdir. Yoksa, viicud nerde, siibut nerde? Kesf ve siihud sahible- 
rinden cogu ve alimlerden cogu, (Allahii tealanm kendisi, vticuddiir) dedi. Siibut 
ise, nazari, akhn diistindtigu birseydir. 

Faide: Viicud, her hayr ve kemalin kaynagi ve her giizelligin baslangici oldugu 
gibi, bunun karsihgi olan adem de, elbette her kotiiliigiin, her kusurun kaynagi ve 
her cirkinligin ve bozuklugun baslangicidir. Giinahlar, ondan hasil olmakda, yol- 
dan cikmaga, o sebeb olmakdadir. Buna karsihk, hiinerleri, giizellikleri de vardir. 

-931- 



Viicud karsismda, kendini tam yok etmek en biiyiik meziyyetidir. Viicudun kar- 
sismda bulunarak, kotiiliikleri, kusurlan kendinde toplamak, hiineridir. Viicude 
ayna olarak, onun kemalatim gostermek ve bu kemalati, ilmin dismda, birbirlerin- 
den ayirmak, onlari icmalden tafsile getirmek, onun gtizel sifatidir. Kisaca, viicu- 
dun hizmetlerini gormekde, viicudun hiisn-i cemali, onun, kotiiliik, cirkinlik ve ku- 
sur aynasmda meydana cikmakdadir. Viicudiin ginasi, bunun ihtiyacmdan, onun 
izzeti bunun zilletinden, onun yiiksekligi, bunun alcakhgindan, onun efendiligi bu- 
nun koleliginden anlasilmakdadir. Farisi beyt tercemesi: 

II ocu mi iistad yapan, ben oldum, 
begi azad eden kole, ben oldum. 

Her bozuklugun, her sapikhgm sebebi olan mel'un iblis, ademden daha fena- 
dir. Ademde bulunan hiinerlerin, onda hicbiri yokdur. A'raf suresi, onikinci aye- 
tindeki, (Ben ondan daha hayrhyim) sozii, ondaki iyilik sifatlanni, sokiip cikarmis, 
onu herseyden kotii yapmisdir. Adem, hicbirseye varamadigi, yok oldugu icin, vii- 
cude alamet, giizelliklere ayna olmusdur. Mel'un ise, varhk ve iyilik iddi'asi ile, kar- 
si gelerek tard edilmisdir. Giizel karsilamagi ademden ogrenmeli ki, varhgi yok- 
lukla karsilamakda, kemal karsisina, kusur ile cikmakdadir. izzet ve celal goriiniin- 
ce ziil ve inkisarim gostermekdedir. iblis mel'unu, kibr ve inad etdigi icin, adem- 
deki kotiiliikleri sanki kendisine cekmis, ademde iyilikden baska, sanki birsey kal- 
mamis gibidir. Elbet iyilige ayna olabilmek icin, iyi olmak lazimdir. (Sultanm es- 
yasini tasimak serefi, ancak kendi hayvanlanna mahsusdur) sozii meshurdur. ib- 
lisin, kiymetli vazifesi vardi. Mahluklan kotiiliikden temizliyordu. Fekat, kendi- 
ni begendigi, biiyiik sandigi icin, hizmetlerinin faidesini goremedi. Diinyada da, ahi- 
retde de ziyan etdi. Adem ise, kusurlu, kotii oldugu halde, yoklugu sayesinde, mah- 
riim kalmadi. Viicuda ayna olmakla sereflendi. Farisi beyt tercemesi: 

Kiinus bosum dedi, gekerlendi, 
agac, yiikseldi, baltayi yidi. 

Siial: iblise bu kotiiliik nereden geldi? Ademden baskasi viicuddiir. Bunda ise, 
kotiiliik yokdur. O halde, kotiiliik nereden geldi? 

Cevab: Adem, viicuda ayna olup, onun hayri ve kemalini gosterdigi gibi, viicud 
de, ademin aynasidir ve onun kotiiliigiinii ve kusurlarim gostermekdedir. [iblis de, 
her mahluk gibi adem ile viicuddan yapilmisdir.] iblis kendi ademindeki kotiiliik- 
leri aldigi gibi, viicudiine ademden aks eden kotiiliikleri de almisdir. Hem kendin- 
de olan hem de haricden gelen kotiiliikleri yiiklenmisdir. Kotiiliikleri aks etdiren 
viicudiiniin kuruntulan, ademin iyi sifatlarmdan olan yoklugunu, ona gosterme- 
di. Viicudiin aynasmda goriinen kotiiliikler de meydana cikmca, sonsuz ziyana gir- 
di. Ya Rabbi! Bize hidayet verdikden sonra, kalblerimizi, diismanlarimn tarafma 
kaydirma! Bizlere merhametini bol eyle! Lutf, ihsan sahibi ancak sensin! 

Kalbini, Cennet bagi yap, ce$me-i tevhid ile, 
liih bagceni giilscn eyle, gonca-i tevhid ile. 

Hem mekansiz, hem zemansiz, nihayetsiz yollari, 
kat'ider goniil erbabi, kuvvet-i tevhid ile. 

Her ne kadar, yiiz karasi, yapdiysa lsyan sende, 
temizlenir heryerin, sabun-i tevhid ile. 

Ins ve cin alemlerini, asarak arsa cikar, 
kim ki mi'rac eylediyse, cezbe-i tevhid ile. 

Ey Niyazi! Arif-i bill ah goniil den kaldmr, 
yet mis bin perdeyi hep, bir lem 'a-i tevhid ile. 

-932- 



44 — IKINCI CILD, 42. ci MEKTUB 

Bu mektub, Mirza Hiisameddinin oglu hate Cemaleddin Hiiseyne yazilmis 
olup, nihayetin, afak ve enfiisiin dismda oldugunu bildirmekdedir: 

Bismillahirrahmanirrahim. Alemlerin rabbi olan Allahii tealaya hamd olsun. 
Alemlere rahmet olarak gonderdigi O biiyiik Peygambere "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" diia ve selam olsun. Onun kiymetli olan Aline, akrabasina ve yiik- 
sek olan Eshabina "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in", kiyamete kadar diia ve 
selam olsun! 

Bir salik niyyetini diizeltdikden ve kendini diinya arzulanndan kurtardikdan son- 
ra, Allahii tealamn ismini zikr etmege baslar ve giic riyazetler ceker [(Riyazet) nef- 
sin arzulanm yapmamak demekdir] ve siddetli, agir miicahedeler yapar [(Miica- 
hede) nefsin istemedigi seyleri yapmakdir] ve tezkiye hasil eder [ya'ni nefsi temiz- 
lenir] ve kotii huylari iyi huylara doner ve gunahlarma tevbe eder ve Allahii teala- 
ya donmek nasib olur, diinya sevgisi kalbinden cikar ve sabr, tevekkiil ve nza ha- 
sil olur ve bu kazandiklarimn ma'nalanni, isaretlerini yavas yavas ve sira ile, 
alem-i misalde gormege baslar ve bu alem-i misal aynasmda kendini insanhgin kir- 
lerinden ve insanhk sifatlannin asagihklanndan temizlenmis goriirse, (Seyr-i afa- 
ki)yi [ya'ni kendinin dismda ilerlemegi] temamlamis olur. Ba'zilan, bu yolculuk- 
da ihtiyatli davrandi. insamn yedi latifesinden her birini alem-i misal aynasmda, 
renkli bir nur olarak gordiiler. Her latifenin temizlendigini, kendi nurunun, alem-i 
misalde goriinmesiyle anladilar. Bu seyre [yiiriiyiise] kalb ismindeki latifeden 
basladilar. Yavas yavas ve sira ile, latifelerin sonuncusuna ilerlediler. Mesela sa- 
likin kalbinin temizlendiginin alameti olarak, (Alem-i misal) aynasmda, kirmizi nii- 
run goriinmesini kabul etmislerdir. Ruh ismindeki latifenin temizliginin alameti, 
sari nurdur. Boylece, bes latifenin temizligini gosteren bes nur vardir. Demek 
oluyor ki, seyr-i afakiyi temamhyan bir salik, sifatlannin ve ahlakinin degismesi- 
ni alem-i misal aynasmda goriiyor. Kendindeki zulmetleri, kotiiliikleri, o alem ay- 
nasmda his ederek temizlendigini anhyor. Salik bu yiiriiyiisde, her an, hallerinde- 
ki degisikligi, alem-i misalde goriiyor. Kendindeki degisiklikleri haber veren o alem- 
deki degisiklikleri goriiyor. Alem-i misal afakdandir. [Ya'ni insamn dismda bulu- 
nan seylerdendir.] Boylece insan, afakda ilerlemis oluyor. Evet salik, hakikatde ken- 
dinde seyr etmekde, degisiklik yapmakdadir. Ya'ni, onun sifatlarmda ve ahlakin- 
da keyfi, kalitatif bir hareket olmakdadir. Fekat, o, bu hareketini afakda gormek- 
dedir. Kendinden haberi yokdur. Bunun icin, seyr-i afaki denilmisdir. Afakda olan 
bu seyr temam olunca, seyr-i ilallah temam olmus olur. Fena hasil olmus olur de- 
mislerdir ve bu seyr-i ilallaha, (Siiliik) demislerdir. 

Bundan sonra olan seyre, (Seyr-i enfiisf), (Seyr-i fillah) derler. Bu seyrde, (Be- 
ka-billah) hasil olur derler. Bu makamda, siilukden sonra, cezbe hasil oluyor der- 
ler. 

Salikin latifeleri, birinci seyrde, tezkiye buldugu, insanhk kusurlarmdan te- 
mizlendigi icin, bu latifeler, salikin rabbi [terbiye edicisi, yetisdiricisi] olan ism-i 
ilahinin akslerini, zillerini, kendilerinde gosterecek bir ayna gibi olmuslardir. Bu 
ismin cesidli kismlannin tecellisine, goriinmesine ayna olmuslardir. 

Ikinci seyre, enfiisisunun icin denir ki, salikin enfiisu, ya'ni kendisi, ismlerin aks- 
lerine, zillerine ayna olmusdur. Yoksa salik, kendinde seyr etmekde degildir. Ni- 
tekim seyr-i afakiye de, alem-i misal ayna oldugu icin, Seyr-i afaki denmisdi. 
Yoksa, salik afakda seyr etmiyordu. Bu ikinci seyr, hakikatde, enfiis aynalarmda 
ismlerin zillerinin, hayallerinin seyridir. Hatta bunun icin, (Asikda ma'sukun sey- 
ri) demislerdir. Farisibeyt tercemesi: 

Hareket eden, ayna degildir, 
aynadaki suretlerdir. 

-933- 



Bu seyre, seyr-i fillah da denmesine sebeb, sank bu seyrde, Allahii tealamn si- 
fatlan ile sifatlanir. Bir sifatdan bir sifata gecer. Cilnki, aynadaki suretlerin sifat- 
lanmn ba'zismdan aynanm da nasibi olur. Bundan dolayi, sanki Allahii tealamn 
ismlerinde seyr etmis gibidir. 

iste tesavvufcularm sozlerinin ma'nasi budur. Makam sahiblerinin hali ve soz 
sahiblerinin muradi herkesin anladigi gibi olmaz. Herkes anladigi kadar soyler. Bu 
sozden, baskalan da anlayisi kadar ma'na cikarir. Bir kimse, sozii ile birseyler an- 
latmak ister. Dinleyenler, bu sozden baska seyler anhyabilir. 

Tesavvufcularm seyr-i enfiisiye sikilmadan seyr-i fillah demeleri ve cekinmeden 
Beka-billah ismini vermeleri ve kavusmak, yetismek bilmeleri bu fakire agir ge- 
liyor. Bu sozlerine dogru ma'na vermek, diizeltmek icin giicliik cekiliyor. 

Seyr-i afakide, sanki, kotiiliiklerden temizlenmek ve seyr-i enfiiside, iyi ahlak 
ile ahlaklanmak vardir. Ciinki, kotiiliiklerden ayrilmak, Fena makamina uygun- 
dur. Iyiliklere kavusmak, Beka makamina uygun olur. Bu seyr-i enfusinin nihaye- 
ti yok demislerdir. insamn omrti sonsuz olsa, bu seyr bitmez sanmislardir. Ciinki, 
mahlukun sifatlannm nihayeti yok demislerdir. Allahii tealamn sonsuz sifatlan, 
salikin latifeleri aynasmda tecelli etmekde, Onun kemalatmdan bir kemal goriin- 
mekdedir. O halde, bu seyr bitmez ve sonu gelmez. 

Seyr-i afakide hasil olan Fena ile seyr-i enfiiside hasil olan Bekamn ikisine bir- 
den, vilayet [Evliya olmak] demisler ve kemalin, yiikselmenin sonu buraya kadar- 
dir sanmislardir. Bundan sonra, seyr [yolculuk] olursa, geriye dogru olur ki buna 
(Seyr-i anillah) demislerdir. Geriye inerken, bir dordiincii yolculuk vardir ki, bu- 
na da (Seyr-i fil-e$ya) demislerdir. Uciincii ve dordiincii seyrler, baskalanm kema- 
le getirmek ve irsad etmek icindir. ilk iki seyr, vilayeti hasil etmek icindir, demis- 
lerdir. 

Hadis-i serifde, (Allahii teala ile kul arasinda, yetmi$bin nurdan perde ve yet- 
inisbin zulmetden perde vardir) buyuruldu. 

Tesavvufculardan bir kismma gore, seyr-i afakide yetmisbin perde asilmakda- 
dir. Ciinki, yedi latifeden her birinde onbin perde gecilir dediler. Bu seyr temam 
olunca, perdelerin hepsi aradan kalkmis olup, salik, seyr-i fillah yapmaga baslar 
ve (Vuslat) makamina erisir sandilar. 

Iste, Evliyanm seyr ve siiluk dedikleri seyler bunlardir. insamn kemale gelme- 
si ve baskalanm da irsad etmesi boyle olur derler. 

Allahii tealamn lutf ederek, ihsan ederek, bu fakire bu bilgilerden zahir etdik- 
leri ve ne suretle yetisdirdiklerini, ni'meti bildirmek ve siikriinii yapmak maksa- 
di ile, asagiya yaziyorum. Kalbi uyanik olanlar istifade eder. 

Hak teala, bi-cun ve bi-cigunedir. Ya'ni hicbirseye benzemez. Nasil oldugu 
anlasilamaz. Afakda olmadigi gibi, enfiisde de bulunmaz. O halde, seyr-i afaki- 
ye, seyr-i ilallah demek ve seyr-i enfiisiye seyr-i fillah ismini vermek dogru olmaz. 
Bu her iki seyr de, (Seyr-i ilallah) olur. Seyr-i fillah, afak ve enfiis ile ilisigi olmi- 
yan otelerin otesi bir seyrdir. Sasilacak seydir ki, seyr-i enfiisiye, seyr-i fillah de- 
misler. Bu seyri bitmez tiikenmez bilip, sonsuz olarak seyr edilse, temamlanamaz 
sanmislar. Halbuki, enfiis de, afak gibi mahluk oldugundan, mahluklarda seyr et- 
mis oluyorlar. Boylece, biiyiik hataya, sonsuz husrana diisiiyorlar. Sonra, ebedi ola- 
rak Fena hasil olamaymca, Beka hie hasil olmaz. Viisul, kavusmak, nasil olur? Yak- 
lasmak ve kemal nasil elde edilir? Siibhanallah! Tesavvuf biiyiikleri, boylece, se- 
rabi su sanarak ve seyr-i ilallaha seyr-i fillah diyerek, mahluku Hahk diisiinerek 
ve zemanh mekanh olana, bi-cun diyerek kendilerini avutunca, kiiciiklerden ve go- 
riisleri kisa olanlardan sikayet etmege sira gelir mi? Yaziklar olsun! Nasil oluyor 
da, enfiise Hak teala diyorlar. Hududii ve sonu olan bu seyri, nihayetsiz saniyor- 
lar. Seyr-i enfiiside salikin latifeleri aynasmda, Allahii tealamn ismleri ve sifatla- 

-934- 



n goriiniiyor diyorlar. Halbuki, bu goriinenler, ismlerin ve sifatlarm akslerinden, 
zillerinden bir zildir. ismlerin ve sifatlarm kendileri degildir. Burasim bu mektu- 
bun sonunda daha aciklayacagiz, insaallahii teala. 

Allahii teala, bi-cun ve bi-cigunedir. Anlasilabilen, diisiiniilebilen hersey, On- 
dan uzakdir. O halde, afak ve enfiis aynalannda yerlesemez. Bu aynalarda gorii- 
lenler, zemanli, mekanh seylerin goriiniisiidiir. Afak ve enfiisii gecerek, Onu, 
afak ve enfiisiin otesinde aramak lazimdir. Afak olsun, enfiis olsun, Onun Zati, 
mahluklar aynasma yerlesmiyecegi gibi, ismleri ve sifatlan da, bunlara yerlesmez. 
Buralara aks eden hersey, ismlerin ve sifatlarm aksleri, zilleri ve misalleridir. 
Hatta, ismlerin ve sifatlarm zilleri ve numuneleri de, afak ve enfiisiin dismdadir. 
Burada, kudretin gorunmesinden baska birsey yokdur. Ciinki, Allahii tealanm ism- 
leri ve sifatlan da, kendisi gibi bi-cun ve bi-cigunedir. Benzerleri ve numuneleri 
yokdur. Afak ve enfiisden disan cikilmadikca, ismlerin ve sifatlarm akslerinin ve 
zillerinin ne demek oldugu anlasilamaz. Nerde kaldi ki, ismler ve sifatlar anlasil- 
mis olsun. Sasilacak seydir ki, bu fakire bildirilenler, gosterilenler, o btiyiiklerin 
tatdiklanna ve gordiiklerine hie uymuyor. Bunlardan birini soylesem, kim inanir? 
Kim kabul eder? Eger soylemeyip saklasam, yanhsm dogru ile kansmasma ve Hak 
tealaya caiz olmiyan seylerin soylenmesine goz yummus olurum. Onun icin, ister 
istemez, dogrusunu ve Allahii tealaya soylenmesi yakisam bildirecegim. Uygun ol- 
miyanlan red edecegim. ister inansmlar, ister inanmasmlar. Bunu diisunmiiyorum 
ve iiziilmiiyorum. Kendi bilgisinden, kesflerinden siibhesi olan, baskalannm inan- 
mamasmdan korkar. isin dogrusu giines gibi acikda olunca, kesflerin dogrulugu, 
ayin ondordii gibi meydanda olunca ve akslerden, hayallerden kurtulmus ve mi- 
sallerin, niimunelerin iistiine Qikanlmis olunca, bilgilerde hie siibhe olur mu? Ho- 
cam [Muhammed Baki] "kuddise sirruh" buyurdu ki, (Hallerin dogru olmasma ala- 
met, bunlara tam bir yakin ve inanmakdir). Bundan baska, Allahii tealanm lutfii, 
ihsani ile, bu btiyiiklerin soyledikleri hallerin herbiri, ayn ayri bu fakire [ya'ni 
imam-i Rabbaniye "kaddesallahii teala sirrehul'aziz] bildirildi. Tevhid, ittihad, iha- 
ta ve sereyan ma'rifetleri gosterildi. O biiyiiklere gosterilen ve bildirilenlerin ic- 
yiizii hasil oldu. ilmlerinin, ma'rifetlerinin incelikleri meydana cikanldi. Bu ma- 
kamda cok zeman kaldim. Biitiin bunlarm, azma coguna kavusdum. Bunlarda ar- 
tik siibhe ve tereddiid kahr mi? 

Nihayet Allahii tealanm lutfii ile anlasildi ki, bu goriinenlerin, anlasilanlarm hep- 
si, zillerin, akslerin, hayallerin oyunlandir, goriiniisleridir. Misallere, hayallere ka- 
pilmakdan baska birsey degildir. Aramlan, bunlarm otesindedir. istenilen, bun- 
lardan baskadir. Bunu anlaymca, caresiz, bu ma'rifetlerin hepsinden yiizcevirdim. 
Bi-cun olan Zat-i ilahiye tevecciih eyledim. Yeri, mikdan ve sifati olan herseyden 
uzaklasdim. Halim boyle olmasaydi, biiyiiklere uymayan soz soyleyebilir mi idim? 
Bu aynhk, Allahii tealanm zatinda ve sifatlannda olmasaydi ve Allahii tealanm tak- 
dis ve tenzihi icin olmasaydi, bu biiyiiklere uymayan sozii yine soylemezdim. Ag- 
zimi acamazdim. Ciinki, onlara ihsan olunan ni'metlerin artiklarmi toplayan bir 
dilenci gibi idim. Onlarm ni'met sofralarim temizleyen bir hizmetciyim. Yine 
soyliiyorum ki, bu fakiri [ya'ni imam-i Rabbaniyi "kaddesallahii teala sirre- 
hiil'aziz"], lutf ederek terbiye eden, yetisdiren onlardir. Katkat ihsanlan ile faide- 
lendiren onlardir. Fekat, ne yapayim? Allahii tealanm zatinda ve sifatlannda ol- 
dugundan ve Onun mukaddes cenabina yakismiyan kelimeler kullamldigmdan, bu- 
nun karsismda susmak ve baskalannm inanmamasindan korkmak, dine ve diya- 
nete sigmaz ve kulluga uymaz. 

Vahdet-i viicud ve benzeri ba'zi bilgilerde, alimlerin tesavvufculardan aynlma- 
si, akl yolu ile ve istidlal iledir. Bu fakirin aynlmasi ise, kesf ve siihud, ya'ni gor- 
mek iledir. Alimler, tesavvufculann bilgilerinin cirkin oldugunu soyliiyor. Bu fa- 
kir ise, giizel oldugunu, fekat maksadm, arzunun bunlar olmadigmi, bunlan bira- 

-935- 



kip ilerlemek lazim geldigini soyliiyorum. Seyh Alaiiddevle "kaddesallahii teala 
sirrehiil'aziz" de, vahdet-i viicud bilgilerine uymuyor. Alimlerin bildigi gibi, cir- 
kin biliyor. Buna sasihr. Ciinki, onun bilgisi, kesf yolu iledir. Kesf sahibi, bu bil- 
gileri cirkin bilmez. Ciinki, vahdet-i viicudda garib haller, sasilacak ma'rifetler var- 
dir. Bu bilgiler, cirkin degildir. Fekat bu bilgilere saplamp kalmak da guzel degil- 
dir. 

Siial: Bu sozlerden, tesavvuf biiyiiklerinin batil bir yolda bulunduklan ve haki- 
katin, onlann kesf ve buluslarmdan baska oldugu anlasihyor. 

Cevab: Batil, hicbir hakikate dayanmiyan sey demekdir. Halbuki, bu haller ve 
ma'rifetler, muhabbetin fazla olmasmdan hasil oluyor. Allahii tealamn sevgisi, bu 
biiyiikleri o kadar kaphyor ki, baska seylerin ismi ve cismi hatirlarma gelmiyor. Bas- 
ka birsey gormiyorlar. ister istemez, sevmek serhoslugu ile, iizerlerini bu halin kap- 
lamasi ile, baska seyleri yok biliyorlar. Allahii tealadan baska birsey gormiiyorlar. 
Bu hale batil denir mi? Burada batil yokdur. Bunlari, hak kaplamisdir. O biiyiik- 
ler, Allahii tealamn sevgisine dalarak, kendilerini ve her seyi yok etmislerdir. 
Batil, bunlarm yanma yaklasabilir mi? Bunlar temamen hakhdir ve hak icindirler. 
Yalmz goriiniisii bilen alimler, bunlarm hakikatini anlayabilir mi? Goriiniisde 
uygunsuzlukdan baska ne anlarlar? Onlann biiyiikliigunden ne elde edebilirler? 

Soziin dogrusu sudur ki, bu hallerin ve ma'rifetlerin otesinde, baska kemaller 
ve ustiinliikler vardir ki, o kemalatm yamnda bu haller ve ma'rifetler, okyanus ya- 
nmdaki bir damla su gibi kahr. Farisibeyt tercemesi: 

Gok, Ar$a bakinca, asagidir, 

fekat, topraga nazaran cok yiiksekdir. 

Yine soziimuze donelim! Perdelerin yirtilmasmda diyorlar ki, seyr-i afakide nur- 
lu ve zulmetli perdelerin hepsi aradan kalkar. Bu fakire gore, bu sozleri de yerin- 
de degildir. Hatta, temamen baska diirlu anhyorum. Goriiyorum ki, zulmetli per- 
delerin kalkmasi icin mahluklarm hepsini asmak, ya'ni seyr-i afakiyi ve seyr-i 
enfiisiyi temamlamak lazimdir. Nurdan perdelerin aradan kalkmasi icin de, Alla- 
hii tealamn ismlerinde ve sifatlarmda seyr etmek lazimdir. Ya'ni ismleri, sifatla- 
n, sanlari ve i'tibarlan hie gormemelidir. Ancak bu zeman, nurdan perdelerin hep- 
si kalkarak, (Vasl-i uryani) hasil olur. Boyle olanlar pek azdir. Seyr-i afakide, zul- 
metden olan perdelerin yansi bile aradan kalkmaz. Nurdan perdeler hie kalkar mi? 
Perdeler cok cesidlidir. Onun icin sasirmislardir. Mesela, nefsin perdelerinin zul- 
meti, kalbin perdelerinin zulmetinden cokdur. Zulmeti az olan perdeler, nuraniper- 
de gibi goriinmusdtir. Gortisii keskin olanlar, zulmani perdeyi nuraniperde ile ka- 
nsdirmaz. Zulmete nur demez. Bu, oyle bir ni'metdir ki, diledigine ihsan eder. Al- 
lahii teala, biiyiik ihsan sahibidir. 

Bu fakiri [ya'ni imam-i Rabbaniyi "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz"] yetisdir- 
mek icin sereflendirdikleri yolda hem cezbe, hem stiluk vardir. Latifeleri [insan- 
larm kotii huylarmdan] temizlemek ve Allahii tealamn sifatlan ile doldurmak, bir 
aradadir. Tasfiye [siiluk] ve tezkiye [cezbe], bu yolda beraberdir. Seyr-i enfiiside, 
seyr-i afaki dahi yapilmis olur. Tasfiye icinde, tezkiye de hasil olur. Cezbe, siilu- 
kii de hasil eder. Afak, enfiisiin icinde bulunur. Fekat, latifeleri temizlemek cez- 
beden once ve tasfiye, tezkiyeden oncedir. Bu yolda, goz oniinde olan enfiisdiir. 
Afak degildir. Bunun icin, bu yol ile cabuk vanhr. Hatta, diyebilirim ki, bu yol, el- 
bette kavusdurur. Kavusdurmamak ihtimali yokdur. Allahii tealadan istikamet ve 
firsat dilemek lazimdir. 

Bu yol, elbette kavusdurur dedim. Ciinki, bu yolun baslangici cezbedir ki, elbet- 
te kavusdurur. Salikleri yolda birakan, ya siiluk konaklandir veya siilukii bulun- 
mayan kuru cezbelerdir. Bu mani'lerin ikisi de, bu yolda yokdur. Ciinki, siiluk, cez- 
beye baghdir. Cezbe ile beraber, cezbenin icinde hasil olur. Burada, halis siiluk ol- 

-936- 



madigi gibi, kuru cezbe de yokdur. Onun icin, salikin yolu kesilmez. Bu yol, Pey- 
gamberlere "aleyhimiissalevatii vetteslimat" mahsus olan caddedir. Bu biiyiikler, 
cesidli derecelerine gore, bu yoldan vasil olmuslardir. Afaki ve enfiisii bir adim- 
da gecmisler, ikinci adimi, afak ve enfiisiin ilerisine koymuslardir. Siiluk ve cez- 
beyi geride birakmislardir. Ciinki, siilukiin nihayeti, Seyr-i afakinin sonuna kadar- 
dir. Cezbenin nihayeti, Seyr-i enfusmin sonuna kadardir. Seyr-i afaki ve enfiisi re- 
main olunca, siiluk ve cezbe de temam olur. Bundan sonra ne siiluk kahr ne cez- 
be. Bu soziimtizii siiluk ve cezbe sahibleri anhyamaz. Ciinki, onlara gore, afak ve 
enfiisiin iistunde yol yokdur. Insamn omrii sonsuz olup, hep seyr-i enfiisiyapsa, yi- 
ne temamlryamaz. Bu biiyiiklerden biri buyuruyor ki, farisi beyt tercemesi: 

Eger biitiin omrunce yiiruse de insan, 
Kendindcn disari cikmaga bulmaz imkan. 

Bu yolu bana gosterenler o kadar biiyiikdiir ki, Onlarin sayesinde goziimii ac- 
dim. Onlarin sayesinde bunlan soyliyebiliyorum. Tesavvufun elifbasmi Onlardan 
ogrendim. Mevleviyyet derecesine Onlarin tevecciihii ile kavusdum. Eger ilmim 
varsa, Onlarin ilm deryalanndan birkac damladir. Eger ma'rifet sahibi isem, On- 
larin iltifatlannin eseridir. Nihayetin baslangicda yerlesmis bulundugu yolu On- 
lardan ogrendim. Kayyumluk cihetine ceken ipin ucunu Onlardan aldim. Onlarin 
bir bakisi ile, oyle seylere kavusdum ki, baskalan kirk gun cile cekmekle goremez. 
Onlarin soziinden oyle seyler edindim ki, baskalan senelerle cahsmakla ele geci- 
remez. Farisi iki beyt tercemesi: 

Semseddinin bir bakisma Tebrtzde kavusan kisi, 
CUe cikaranlara gtiler, ayblar daim herkesi. 

Nak$ibendiyye, nasil kafile suriiciidur? 
Kafilesini gizlice maksada gotiirur. 

Bu biiyiikler, yola, seyr-i enfiisiden bashyor. Seyr-i afakiyi bununla beraber yap- 
mis oluyor. Bu hale, (Sefer der vatan) sozu ile isaret ediyorlar. 

Bu biiyuklerin yolu pek kisadir. Maksada cabuk ulasdinr. Baskalarmm yolunun 
sonu, bu yolun baslangicma varir. Bunun icindir ki, (Biz, nihayeti, baslangica 
yerlesdirdik) buyurmuslardir. Velhasil, bu biiyiiklerin yolu, baska tesavvuf yolla- 
nndan cok yiiksekdir. Diyebilirim ki, bunlarm huzuru ve agah olmalan [Allahii te- 
ala ile her an beraber olmalan], Onlarin cogunun huzurunun tistiindedir. Bunun 
icindir ki, (Bizim baghhgimiz, biitiin baghhklarin iistiindedir) buyurmuslardir. Fe- 
kat, afak ve enfiisiin disinda ve siiluk ve cezbenin iistiinde Evliyaya yol olmadigi 
igin, bu biiyiikler de, ister istemez afak ve enfiisiin otesinden konusmamislar. 
Cezbe ve siilukiin disindan haber vermemisler. Evliyahk kemalatma uygun olarak, 
(Evliya, Fena ve Bekadan sonra herseyi kendilerinde goriir. Kendilerinde bulur- 
lar) buyurmuslardir. Kendilerinde seyr etdikleri icin, Zariyat suresinin (Kendiniz- 
de bulunmakdadir, ni^in gormiiyorsunuz?) mealindeki ayet-i kerimesine uymus- 
lardir. 

Allahii tealaya hamd ve siikrler olsun ki, bu biiyiikler, enfiisiin disindan haber 
vermedi iseler de, enfiise baglamp kalmis da degildirler. Enfiisii de, afak gibi 
(La) deyip yok etmek istiyorlar. Allahii tealadan baska olan hersey gibi, onu da 
yok biliyorlar. Muhammed Behaeddin-i Buhari "kuddise sirruh" buyurdu ki, 
(Her gordiigiin, her isitdigin ve her bildigin, O degildir. Bunlarm hepsini, (La) der- 
ken, yok etmek lazimdir). Farisi beyt tercemesi: 

Nuksibcnddirlcr fekat, her naksa baglanmazlar, 
insanlar, suskinlikdun, baska naks ararlar. 

Baska seyleri yok etmek baskadir. Baska seylerin yok olmasi baskadir. 

-937- 



Evliyahkda cezbe ve siilukdan ve afak ve enfiisden disan cikilamaz dedik. Ciin- 
ki, vilayetin bu dort temelinin iistiinde, (Kemalat-i niibiivvet) baslar. Evliyalik, 
buraya ulasamaz. Peygamberlerin "aleyhimiissalevatti vetteslimat" Eshabinin co- 
gu ve Eshab olmiyanlardan pek az bahtiyarlar, Peygamberlere "aleyhimiissaleva- 
tii vettehryyat" tam uyduklan icin, bu devlete kavusmusdur. Cezbe ve siilukii icin- 
de bulunduran bu yoldan seyr ederek ilerlemisler, siiluk ve cezbenin disma cikmis- 
lardir. Zillerden, hayallerden kurtulmuslar, enfiisii de, afak gibi, geride birakmis- 
lardir. Burada, baskalarma simsek gibi cakip biten (Tecellf-yi Zati)ler, devamli ol- 
musdur. Hatta bunlann isi, ister simsek gibi olsun, ister devamli olsun, biitiin tecel- 
lilerin iistiindedir. Ciinki, biitiin tecellilerde [goriiniislerde] az da olsa, zil, aks bu- 
lunur. Halbuki, bu biiyiiklere, nokta kadar zil, biiyiik dag gibi gelir. Bu biiyuklerin 
kazanclarmm baslangici, Zat-i ilahmin cekmesi ve sevgisidir. Cenab-i Hakkm lut- 
fii ile, bu sevgi her an artarak, baska seylerin sevgisi yavas yavas azalir. Baska sey- 
lere baghhk, yavas yavas yok olur. Bir se'adetli kimseyi, Allah sevgisi kapliyarak, 
baska herseyin sevgisi kalmaymca ve Allah sevgisi, biitiin bu sevgilerin yerine yer- 
lesince, onun asagi sifatlan ve biitiin kotii huylan yok olur. Seyr-i afakide ele gecen 
seylere, uzun bir siiluke ve siki riyazetlere ve cetin miicahedelere liizum kalmadan 
kavusur. Ciinki, sevmek, sevgiliye, ita'at etmegi ister. Sevgi son haddini bulunca, 
ita'at da temam olur. Sevgiliye, insan giiciiniin yetisebildigi kadar, tam bir ita'at ha- 
sil olunca (Makamat-i a^ere) ele gecer. [Makamat-i asere: Tevbe, ziihd, vera', sabr, 
fakr, siikr, havf, reca, tevekkiil ve nda oldugu (Ne§riil-mehasin)de yazilidir.] Bu 
(Seyr-i mahbubi) ile, seyr-i afaki gibi, seyr-i enftisi de temamlanmis olur. Ciinki, hep 
dogru soyleyici "aleyhi ve ala alihissalatii vesselam" (insan, sevdigi ile beraberdir) 
buyurdu. Sevgili, afak ve enfiisiin dismda oldugundan seven de Onunla beraber ola- 
cagindan afak ve enfiisiin disina cikar. Boylece, seyr-i enfiisiyi de, geride birakmis 
olur. Beraberlik devletine kavusur. iste, bu biiyiikler, muhabbet devleti sayesinde, 
afak ve enfiis ile ugrasmazlar. Afak ve enfiis, onlara tabi' olur. Siiluk ile cezbe, bun- 
lann islerine bagh bulunur. Bu biiyuklerin sermayesi, muhabbetdir. Muhabbet, 
sevgiliye ita'at etmegi ister. Sevgiliye ita'at ise, ahkam-i islamiyyeye uymakla olur. 
Ciinki, sevgilinin begendigi sey, yol, ahkam-i islamiyyedir. O halde, muhabbetin cok 
olmasina alamet, ahkam-i islamiyyeye cok uymakdir. (Ahkam-i islamiyye)ye uymak, 
farzlan yapmak ve haramlardan sakmmak demekdir. Ahkam-i islamiyyeye tam uya- 
bilmek ise, ilm, amel ve ihlas ile olur. Her sozde, her isde, her hareketde, her durus- 
da, kendiliginden hasil olan ihlas, muhlas olan kimseye nasib olur. Muhlisler, bu 
mu'ammayi anhyamaz. (Muhlisler, biiyiik tehliikededir) buyuruldu. 

Yine soziimiize donelim! Seyr ve siilukden maksad ve cezbe ve tasfiyeden 
beklenilen sey, nefsi kotii huylardan ve cirkin sifatlardan temizlemekdir. Bu cir- 
kin sifatlann basi, nefse dtiskiin olmak ve onun arzulanna, isteklerine tutulmak- 
dir. O halde, Seyr-i enfiisi lazimdir. Kotii sifatlardan giizel sifatlara donmek lazim- 
dir. Seyr-i af aki liizumlu degildir. Maksad, gaye bu seyre bagh degildir. Ciinki, afa- 
ka diiskiinltik, nefse dtiskiin olmakdan ileri gelir. insan, herseyi, kendini sevdigi 
icin sever. C° cu gunu, malini sevmek, onlardan istifade edecegi icindir. Seyr-i 
enfiiside, insani, Allahii tealanm sevgisi kapliyarak, insan, kendini sevmekden kur- 
tuldugu icin evlad ve mal sevgisi de, bununla beraber yok olur. O halde, seyr-i en- 
fiisi muhakkak lazimdir. Seyr-i afaki, buna bagh olarak, bununla beraber miiyes- 
ser olur. Peygamberlerin "aleyhimussalevatti vetteslimat" seyrleri, yalniz seyr-i en- 
fiisi idi. Seyr-i afaki, bununla beraber yapihyordu. Evet, seyr-i afaki de, ara yer- 
de, hie durmadan, devamli yapihr. Sonuna vanhrsa, bu da iyidir. Fekat, arada ta- 
kihp kahmrsa ve sonuna vanlmazsa, hemen hemen faidesiz olur. istenilen gaye- 
ye mani' olan seylerden biri sayilir. 

Seyr-i enfiisi ne kadar ilerlerse, o kadar karh olur. Bu seyri temamhyarak en- 
fiisden disanya cikmak, cok biiyiik ni'metdir. Enfiisdeki degisiklikleri afak ayna- 

-938- 



sinda gormege, kendindeki degismeleri afakda gormege ne liizum var. Kalbin 
temizligini alem-i misalde anlamak ve bu temizligi, alem-i misalde kirmizi nur ola- 
rak gormek de boyledir. Nicin kendi vicdanma birakmiyor ve degisikliklerini ve 
temizligini kendi firaseti ile anlamiyor. Meshurdur ki, birisi oniki sene tabibe 
muhtac olmamis, hallerindeki degisikligi kendi vicdani ile anlamisdir. Sihhatini ve 
hastahgini kendi firaseti ile bilmisdir. Evet, seyr-i afakide, ilmler, ma'rifetler, te- 
celliler ve zuhurlar cok olur. Fekat, bunlarm hepsi zillerin goriintisiidur. Misaller- 
le, hayallerle avunmakdir. Ba'zi mektublarda bildirdigimiz gibi, seyr-i enfiisi zil- 
lere, akslere baghdir. O halde, Seyr-i afaki, zillerin zilline bagh olur. Ciinki, afak, 
enfiisiin zilleri gibidir ve enfiisii gosteren ayna gibidir. Enfusdeki degisiklikleri, afak 
aynasinda gormek ve latifelerin temizlenmesini ve sifat-i ilahiyye ile sifatlanma- 
sim afak aynasmdan anlamak, insanm rii'yada, alem-i misalde kendini padisah gor- 
mesine veya zemanin kutbu gormesine benzer. Halbuki, ne padisahdir, ne de 
kutb olmusdur. Bu rii'yadan, onun, haricde, uyanik iken de padisah ve kutb ola- 
bilecegi anlasihr. Tezkiye [latifelerin temizlenmesi] seyr-i enfiiside olur. Seyr-i afa- 
kide goriilen bu tezkiyenin kabil ve miimkin olmasim haber verir. Seyr-i enfiisi- 
de kendini temiz gormedikce ve vicdani ile, kendini temizlenmis bulmadikca, 
Fena hasil olmaz. Makamat-i asereye kavusamaz. Yedi halden eline ancak hava 
girer. Goruluyor ki, Seyr-i enfiisi de, Seyr-i ilallahm icindedir. Seyr-i ilallahin te- 
mamlanmasi ile, Fenanm hasil olmasi, Seyr-i enfiisinin temam olmasina baghdir. 
Seyr-i fillah, Seyr-i enfiisiden cok sonra hasil olur. 

Ey mes'ud insan! Seyr-i enfiiside, insanm kendine olan bilgisi ve sevgisi kalma- 
digi icin, kendine baghhgi da kalmaz. Bunun sonucu olarak, baskalanna baglili- 
gi da yok olur. Ciinki, kendine bagh oldugu icin, baskalanna da baglanmisdir. O 
halde, Seyr-i afaki, Seyr-i enfiisinin altmda yapilmakdadir. Salik, yalniz Seyr-i en- 
fiisiyi yapmca, hem kendine baghhkdan, hem de baskalanna baglanmakdan kur- 
tulur. Iste bu soylediklerimizden, Seyr-i enfiisinin ve Seyr-i afakinin ma'nasi ko- 
layca anlasildi. Ciinki, enfiisde seyr, afakda da seyrdir. Kendine olan baghliklan 
yavas yavas ortadan kaldirmak, enfiisde seyrdir. Seyr-i enfiisi yaparken, afaka olan 
baghhklarin coziilmesi de, seyr-i afakidir. Halbuki baskalanmn anlatdigi seyr-i afa- 
ki ve Seyr-i enfiisiyi aciklamak gucdtir. Evet, dogru olan seylerde giicliik olmaz. 

Seyr-i enfiiside, salikin latifeleri aynasinda, Allahii tealanin ismleri ve sifatla- 
n goriiniiyor diyorlar. Buna tahliyeden [bosaltmakdan] sonra doldurmak diyorlar. 
Bu goriinenler, hakikatde ismlerin ve sifatlann zillerinden bir zillin goriinusudiir. 
Once ismlerin ve sifatlann zillerinden bir zil, talibin aynasinda goruniir. Onun zul- 
metlerini ve kotiiliiklerini temizler. Ya'ni, tasfiye ve tezkiye yapar. Bu tasfiye ve 
tezkiye, Seyr-i enfiisi temam olunca hasil olur. Latifeler tahliye olup, ismlerin ve 
sifatlann goriinmesine elverisli olur. Seyr-i enfiiside elde edilen (Tahliye), tasfi- 
ye ve tezkiyenin temam olmasina baghdir. Seyr-i afakide goriinen tahliye, hakiki 
tahliye degildir. Bunun icin, seyr-i enfiiside ismler ve sifatlar goriilmez. Demek olu- 
yor ki, zille kavusmak, sevgiliden baska herseyden aynlmakdan once olur. Ya'ni, 
sevgilinin zillerinden bir zil, salikin aynasinda gortilmedikce, sevgiliden baska 
seylerden kesilmek olamaz. Fekat, sevgiliye kavusmak, baskalanndan kesilmek- 
den sonra hasil olur. Su halde, tesavvuf biiyiiklerinden, kavusmak [peyvesten] 6n- 
cedir diyenler, bir zille kavusmagi demek istemislerdir. Kavusmak sonradir diyen- 
ler ise, asla kavusmagi bildirmislerdir. Boylece, her iki tarafin aynhgi, yalniz ke- 
limededir. Seyh Ebu Sa'id-i Harraz "kuddise sirruh" burada baska diirlii soyliiyor 
ve (Kurtulmadikca bulamazsin ve bulmadikca kurtulamazsm! Hangisi once oldu- 
gunu bilmiyorum) demisdir. Anlasihyor ki, zilli bulmak, kurtulmakdan oncedir. As- 
h bulmak kurtulmakdan sonradir. Burada siibhe edecek birsey yokdur. Nitekim sa- 
bah vakti giines dogmadan evvel, giines lsinlarmm zilleri goriiniip, yer yiiziinu ka- 
ranhkdan temizler. Zulmetler gidip, her taraf tasfiye buldukdan sonra, giinesin ken- 

-939- 



di dogar. Burada da, gtinesin zillinin goriinmesi, zulmetlerin gitmesinden oncedir 
ve gunesin dogmasi, zulmetlerin tahliyesinden ve zillin tasfiyesinden sonradir. Fe- 
kat, burada zulmetlerin tahliyesi ve ortahgm tasfiyesi, zillerin zuhurundan once ol- 
muyor. 

45 — IKINCi CILD, 35. ci MEKTUB 

Bu mektub, hocasi Muhammed Bakinin [971-1012 Delhide] "kuddise sirruh" 
oglu, Muhammed Abdiillaha "rahmetullahi teala aleyh" yazilims olup, iki siiali- 
ne cevab vermekde ve ayn-iil-yakini anlatmakdadir: 

Allahii tealaya hamd ve Muhammed Mustafaya "sallallahu aleyhi ve sellem" sa- 
lat ve size dua ederim. Kiymetli mektubunuz geldi. Okuyunca, bizi cok sevindir- 
di. Her an hatirladigmizi bildiriyorsunuz. Ne giizel, ne mubarekdir. Uc ayda sizin 
elinize gecen ni'met, baska yollarda, eger on senede nasib olursa, biiyiik kar bilir- 
ler. Bu ni'mete siikr ediniz! Yaradihsmizm yiiksek oldugunu ve boyle hallerin kiy- 
metini isitince, ucb, kibr ile lekelenmiyeceginizi bildigim icin, bu ni'metin biiyiik- 
liigiinii yazdim. (Siikr ederseniz, ni'metimi artdinrim) mealindeki ayet-i kerime- 
yi hie unutmaymiz! 

Onceden, tevhid bilgileri hasil olmaga basladi diyorsunuz. Bunlar da, bereket- 
li kazancdir. Bu halin hasil olmasini isteyiniz. Fekat islamiyyetin edeblerini gozet- 
mege cok gayret ediniz! Kulluk vazifelerini yerine getiriniz! Eger, bu haller dog- 
ru ise, kusurlu degil ise, sevgiliye muhabbetin coklugundan hasil olur. Ciinki, 
asik nereye giderse gitsin, sevgiliden baska birsey gormez ve bilmez. Her nereden 
bir zevk, lezzet duyarsa, bunu sevgilisinden geliyor sanir. Bu halde olan asik, 
mahluklan gormekde, fekat hepsini, bir mahbub sanmakdadir. Bu halde, Fena ha- 
sil olmaz. Ciinki, Fena hasil olunca, bir mevcudiin gortilmesi insam kapladigindan 
mahluklar temamen goriinmez olur. Buna da Fena denilmesi, mahluklar gortilme- 
digi icindir. HakikiFena ise, sifat-i ilahinin ve ismlerinin ve hicbir baglihgin, ay- 
n bir goriiniisiin de, temamen gortilmedigi zeman hasil olur. Zat-i ilahiden baska 
hicbirsey goriilmez ve diisiiniilmez. Seyr-i ilallah [Allah yolculugu], iste burada so- 
na erer. Zillerin, gorliniislerin hepsinden temamen kurtulmak, burada hasil olur. 
Arif, bu zeman, asllann ash iledir. Alametlerden gecip, kendisine kavusmusdur. 
Ilm, ayn olmusdur. isitmek, erismek halini almisdir. Vasl-i uryani [ancak Ona ka- 
vusmak] se'adeti ve neler neler ve neler neler olmusdur. Bu makam, bu ustiin de- 
rece, ancak, isaret, sembol, sifre ile anlatilabilir. Bu da kapali ve perdeli olabilir. 

Siial: Kiymetli evlad! Bizden, bu ayn-ul-yakinin anlatilmasini istiyor. Bu aym 
anlasilabilir mi saniyor? 

Cevab: Bunu anlatmak zor bir isdir. Ne yapayim? Ne soyliyeyim? Ne bildire- 
yim? Akla nasil uygun getireyim? Kiymetli yavrum! Ma'zur gormenizi umanm. isit- 
megi, ogrenmegi degil, edinmegi, hallenmegi isteyiniz! 

Siial: Kur'an-i kerimdeki miitesabihatm ma'nalarim, rasih olan alimler bilir. Bu 
ma'nalar nasil anlasilir? 

Cevab: Bu siialin cevabi, birincinin cevabmdan daha ince ve daha ortiilii ve da- 
ha ortiilmesi lazimdir. Bu iki siial, bu kiymetli yavrunun yaradilismm cok yiiksek 
oldugunu gostermekdedir. 

Allahii tealamn kitablarmdaki miitesabihlerin ma'nasim anlamak, ancak Pey- 
gamberlere mahsusdur "aleyhimiissalevatii vetteslimat". Ummetlerinden pekaz 
kimseye, onlara tarn uyduklan, varisleri olmakla sereflendikleri icin, bu bilgiden 
bir yudum tatdirabilirler. O giizelin yiiziindeki perdeyi, bu diinyada, bunlar icin de 
aparlar. Kiyametde, iimmetlerden, cok kimseleri, Peygamberlerine uyduklan icin, 
bu devlete kavusduracaklan umulur. Anladigima gore, bu diinyada da, o pekaz kim- 
selerden baskalanni da, bu devletle sereflendirirler. Amma, bunlara isin ic yiizii- 

-940- 



nii bildirmezler, ma'nayi acmazlar. Ya'ni, miitesabihlere, dogru ma'na verirler. Fe- 
kat bu ma'nalarm ne oldugunu bilmezler. Miitesabihat, mu'ameleleri, halleri gos- 
teren isaretlerdir. Bunlara, bu haller hasil olabilir. Fekat, bu hallerin ne oldugu bil- 
dirilmez. Sevdiklerimizin birinde bu hali gormekdeyiz. Baskalanm, artik diisiiniin. 
Sizin, bundan siialiniz, iimmid kapisim acmisdir. 

Ya Rabbi! Bizlere ihsan eyledigin nurumuzu artdir! Giinahlanmizi, kusurlan- 
mizi ort! Sen herseyi yapabilirsin! Selam ederim. 

46 — UCUNCU CILD, 77. ci MEKTUB 

Bu mektub, kiymetli oglu Muhammed Sa'fd "kuddise sirruh" hazretlerine yazil- 
mis olup, Ka'be-i mu'azzamamn hakikatinde olan sirlari ve nemazin ve Kelime-i tev- 
hidin hakikatlei indeki incelikleri bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ki, bize dogru yolu gosterdi. Eger O, merhameti ile, 
dogru yolu bildirmeseydi, kim bulabilirdi? Rabbimizin Peygamberlerine inamriz 
"aleyhimiissalevatii vetteslimat". En yiiksek mertebede yalniz nur idi. [Bu nur, na- 
sil oldugu bilinmiyen bir nurdur.] Burayi, Ka'benin hakikati bulmus ve yazmisdim. 
Bu mertebenin tistiinde, daha yiiksek bir mertebe var ki, Kur'an-i kerimin haki- 
katidir. Ka'be-i mu'azzama, Kur'an-i kerim sebebi ile, herkesin kiblesi olmus ve 
kendine karsi secde olunmakla sereflenmisdir. 

imam, Kur'andir. Onde Kur'an-i kerimdir. One ahnan ise, Ka'bedir. Bu mer- 
tebe, Allahii tealanin, nasil oldugu bilinmiyen viis'atinin baslangicidir. Anlasila- 
miyan alemin ayrildigi derecedir. Bu pek yiiksek mertebede viis'at, uzunlugun ve 
genisligin coklugu ile degildir. Boyle viis'at, mahlukda olur ve noksanhk, kusur ala- 
metidir. Orasi, oyle bir makamdir ki, yetisemiyen, tatmiyan anlayamaz. O merte- 
bedeki ayrihk da, bildigimiz iki baska seyin ayn olmasi, benzemedikleri icin, ay- 
rilmalan degildir ki, bunlar parcalanmakla, dagilmakla olur ve maddenin, cismin 
hassasidir. Allahii teala, cism degildir. Orada, birsey ve baska baska iki sey diisii- 
niilemez. Ciinki, orada ayrihk gaynhk ve ikilik yokdur. Diisiinmek de olamaz. Fa- 
risi iki beyt tercemesi: 

Bir kus var amma, nasil bildireyim sunn, 
Ciinki, Anka He buiunur, her an, yan yana. 

Ankamn adim duymus herkes, bilmese de cismini, 
Bu kusun ise, kimse duymamisdir ismini. 

Orada, hernekadar, birsey diisiiniilemez ise de, birsey diisiiniilse ve bu sey in- 
celense, o mertebede bu seye mahsus olacak ve baska birseyde bulunmiyacak hic- 
bir hal, hasil olmaz. Zaten orada, birseyi incelemek de olmaz. Bununla beraber, 
diisiiniilen o iki sey arasmda, ayrihk vardir. Biri digerinden baskadir. insanlardan, 
kendisine hicbir yol acmiyan, yalniz tamyamamak, anhyamamak yolunu acik bi- 
rakan Allahim! Sen, insanlann diisiinebilmesinden cok uzaksm! Onu anhyamamak, 
anlasilamiyacagmi anlamak, Evliyanm en biiyiiklerine nasib olur. Anlamamak bas- 
kadir, anhyamamak baskadir. Mesela, o mukaddes mertebede, ayrihk olmadigi- 
m soylemek ve Zat-i ilahinin her kemalini, birbirlerinin aym bulmak, ya'ni ilm, kud- 
retin aymdir demek ve kudret, iradenin aynidir demek, o mertebedeki aynhgi an- 
lamamakdir. Halbuki, o mertebede aynhklar oldugunu soylemek, fekat bu ayri- 
hklarm nasil oldugunu anhyamadigini soylemek, o mertebedeki aynhgi anhyama- 
makdir. Anlamamak, cehaletdir. Anlamakdan acz ise, ya'ni anhyamamak ise ilm- 
dir. 

Anhyamamak, hatta iki ilmdir: Birisi, birseyi bilmekdir. ikincisi, o seyin oziinii, 
biiyiikliigiinden dolayi anhyamadigini bilmekdir. Bir iiciincii ilm daha da soyliye- 
biliriz ki, o da, kendinin kul oldugunu gosteren aczini ve kusurunu bilmekdir. Bil- 

-941- 



memek, cehldir demisdik. Ba'zan bu cehl, cehl-i miirekkeb olur ve bilmedigini bil- 
mez de, biliyorum samr. Bilememekde ise bu hastalik yokdur ve hatta olamaz. Ciin- 
ki, aczini, kusurunu soylemekdedir. Bilmemek ile bilememek aym olsaydi, biittin 
cahiller arif olurdu ve cehlleri, kemallerine, iistiinliiklerine sebeb olurdu. Hatta, 
o mertebede, cehli cok olan daha cok arif olurdu. Ciinki, orada ma'rifet, bilmemek- 
dir. Halbuki bu soylediklerimiz, bilememek icin dogrudur. Ciinki, bilememesi 
cok olan, daha arif olur. Bilememek, kotiilemege benziyen bir medh, kusura ben- 
ziyen bir kemaldir. Bilmemek ise, tam bir kotiilemekdir ki, medh etmenin koku- 
sunu bile duymaz. Ya Rabbi! Seni tammakdan aczimizin biiyukliigunii, ya'ni ta- 
myamayacagimizm coklugunu bilmemizi artdir! Muhyiddin-i Arabi "kuddise sir- 
ruh", bu fakire gosterilen bu farki diisiinseydi, ma'rifetden acze, ya'ni tamyama- 
maga cehl demezdi ve (Bilen de ve "Anlamanm bilinememesi, anlamakdir" diyen 
cahil de, bizdendir) demezdi. Bundan sonra, birinci kismin ilmlerini, ya'ni bilen- 
lerin, bildiklerinden birseyler soylemis ve bununla miibahat eylemis, ya'ni ogiin- 
miisdiir. Bu ilmler, yalmz bana bildirildi deyip, Peygamberlerin sonuncusu "aley- 
hi ve aleyhimiissalevatii vetteslimat" bile bu bilgileri, Evliyamn sonuncusundan 
[ya'ni kendisinden] ahyor demisdir. Kendisine Evliyamn sonuncusu dedi. Bu soz- 
lerinden dolayi, bircok kimseler onu begenmiyor. Onu sevenlerden (Fiisus) kita- 
bim serh edenler de, bu sozlere ma'na bulmak icin, cok ugrasmislardir. Bu faki- 
re gore, diyebilirim ki, Seyh-i ekberin bu sozleri, ya'ni bu bilgileri, o aczden kat- 
kat asagidir. Belki o acz ile hip ilisigi bile yokdur. Ciinki, onun ilmi zillere, suret- 
leredir. O acz ise, asldadir. Siibhanallah! Bu sozii soyliyen, Ebu Bekr-i Siddikdir 
"radiyallahii anh". Bu acze mazhar olan, odur ki Ariflerin basi ve Siddiklarm re- 
isidir. Bu aczden ileride olan ilmin ne kiymeti vardir? Bu acizden ileri, hangi ka- 
dir vardir. Fekat o, Siddikm "radiyallahii anh" iistadma "aleyhi ve ala alihissala- 
tii vesselam" boyle soylenince, ona da bunu soylerse, ne denebilir? Ne tuhaf sey ki, 
Seyh-i ekberi "kuddise sirruh" boyle sozleri ile ve caiz olmiyan bir cok bilgileri ile, 
yine makbuller, sevilenler arasmda goriiyorum. Evliya arasmda bulunuyor. Fari- 
simisra' tercemesi: 

Kerimler He yapilan i$ler kolaydir. 

Evet, ba'zilan diia edene giicenir. Bir kismi da, sogene, kotiileyene giiler. Seyh-i 
ekberi red eden, begenmiyen, tehliikededir. Onu, sozleri ile birlikde kabul eden 
de, tehliikededir. Onu kabul etmelidir. Fekat, islamiyyete uymiyan sozlerini red 
etmelidir. Onu kabul ve red etmek arasmda orta yol da, bu fakirin begendigi ve 
gosterdigi, iste bu yoldur. Herseyin dogrusunu, ancak Allahii teala bilir. 

Yine soziimiize gelelim. Kur'an-i kerimin hakikati dedigimiz bu mukaddes 
mertebeye, niir da denemez. Zat-i ilahinin diger kemalati gibi, buraya da, nur ya- 
nasamaz. Burada, nasil oldugu bilinemeyen bir viis'atden ve anlasilamiyan ayri- 
hklardan baska birsey bulunamaz. 

Bu mertebenin tistunde, daha yiiksek bir mertebe vardir ki, bu da nemazm ha- 
kikatidir. Bunun alem-i sehadetdeki siireti, nihayete yetismis biiyiiklerin kildigi ne- 
mazdir. Bu mertebenin viis'ati, pekcokdur. Bilinemiyen ayrihklan, farkhhklari var- 
dir. Ciinki, Ka'benin hakikati, ondan bir parcadir. Kur'an-i kerimin hakikati, 
onun bir kismidir. Nemazda, ibadetlerin kemalatinm hepsi bulunur. Halis ma'bud- 
luk olan aslm ash ile beraberdir. Ya'ni, biitiin ibadetleri kendinde toplamis olan 
nemazm, hakikati bulunan mertebenin iistii, herseyin aslidir ve baglandiklan 
mertebedir. Bu mertebede viis'at da, kisalikdir. Bilinemiyen ayrilik da yokdur. 
Ma'budluk ancak bu mertebenin hakkidir. 

Peygamberlerin olgunlan ve Evliyamn biiyiikleri "aleyhimiissalevatii vettesli- 
mat" nemazm hakikati olan makamm sonuna kadar yiikselebilirler ki, burasi iba- 
det edenlerin, ibadetlerinin mertebesinin nihayetidir. Bu makamin iistii, yalniz 

-942- 



ma'budluk mertebesidir. Hie kimse, hicbir suretle bu devlete ortak olamaz. Nere- 
de kaldi ki daha yukari cikila. 

ibadet ve ibadet edicilik bulasan her mertebeyi, kalb gozu ile gormek mumkin 
oldugu gibi, buralara yiikselmek de olabilir. Halis ma'budluk makamma yiiksel- 
mek olamaz. Tesavvuf yolu, oraya goturmez. Fekat, Allahu tealaya hamd olsun ki, 
orayi gostermekden mahrum birakmadilar. isti'dada, kabiliyyete gore miisa'ade 
etdiler. Mi'rac gecesi (Dur ya Muhammed!) buyurulmasi, belki bu halis mertebe- 
nin iistii, viicud mertebesidir. Zat-i ilahinin tecerriid ve tenezziih mertebesidir. Bu- 
raya yol yokdur. (La ilahe illallah) kelime-i tayyibesinin hakikati, bu mertebede- 
dir ki, uydurma ma'budlara ibadet edilmiyecegi hakikati, buradadir. Ondan bas- 
ka ibadete layik ve miistehak kimse bulunmiyan hakiki ma'budiin isbati, bu ma- 
kamda hasil olur. Abidlik ve ma'budluk arasmdaki tarn ayrilik, burada asikar 
olur. Abid, ma'budden, oldugu gibi, ayrihr. Nihayete kavusanlar (La ilahe illallah) 
kelimesini (Allahu tealadan baska ma'bud yokdur) olarak bilirler ki, islamiyyet de, 
boyle bildirmekdedir. Allahu tealadan baska mevcud yokdur veya maksud yok- 
dur gibi ma'nalar, baslangicda ve yolun ortasmda olanlar icindir. Maksud yokdur 
ma'nasi, mevcud yokdur ve viicud yokdur ma'nalarmdan yiiksek olup (Allahu te- 
aladan baska ma'bud yokdur) ma'nasma daha yakmdir. 

Sunu bilmelidir ki, bu mertebede, nazann, gormenin ilerlemesi ve kalb gozii- 
niin kuvvetlenmesi, nemaz kilmakla olur. Nihayete erenlerin ibadetleri, hep ne- 
maz kilmakdir. Baska ibadetler, belki nemazin kemaline yardimci olurlar. Nemaz- 
da bir kusur olursa, onu temamlarlar. Bunun icin olabilir ki, (Nemazin guzelligi, 
imamn guzelligi gibi, kendisindendir. Baska ibadetlerin giizellikleri, kendilerinden 
degildir) demislerdir. Vesselam. 

[Ibadet, Allahu tealanm razi oldugu isleri yapmakdir. Ubudiyyet, Allahu teala- 
nm isinden razi olmakdir. Ubudet, Allahu tealanm, nelerden razi oldugunu bilmek- 
dir. (Re$ehat)da, Ubeydiillah-i Ahrar buyuruyor ki, (ibadet, Allahu tealanm 
emrlerini yapip, yasaklarmdan kacmmakdir. Ubudiyyet, Allahu tealaya teveccuh 
ve ikbaldir. Ya'ni, kalbin huzuru, agahhgidir)]. 

47 — IKINCi CILD, 44. cii MEKTUB 

Bu mektub, hace Muhammed Mii'minin oglu Muhammed Sadika yazilmis 
olup, vahdet-i viicud [panteizm]ii bildirmekdedir: 

Allahu tealaya hamd ederim. Onun begendigi, secdigi kullanna selamet verme- 
sini diia ederim! Soruyorsunuz ki, tesavvufcular, vahdet-i viicud soyluyor. Alim- 
ler ise, bu soze kiifr ve zmdikhk diyor. Halbuki, her iki taraf da Ehl-i siinnetdir. 
Siz bu ise ne dersiniz? 

Sevgili yavrum! Bu isi, bircok mektublanmda ve risalelerimde uzun uzun anlat- 
misdim. iki taraf arasmda, kelime farkindan baska bir ayrilik olmadigini bildirmis- 
dim. Bununla beraber, mademki siz de soruyorsunuz, siiale cevab lazimdir. ister 
istemez birkac kelime yaziyorum. Biliniz ki, S6fiyye-i aliyyeden (Vahdet-i viicud 
vardir ve herseyde Hak tealayi goriiyoruz ve hersey Odur) diyen, hersey, Hak te- 
ala ile birlesmis, O, herseyden ayn degil, herseye benzer, bu alem ile beraber ve 
birlikde var oldu, iste O goriiniiyor, gibi seyler demek istemiyor. Boyle soyleyen, 
kafir olur, zindik, dinsiz olur. Allahu teala mahluklan ile birlesik degildir. Onla- 
rm aym degildir. Onlara benzer degildir. O hep var idi, hep oyledir. Zatmda ve si- 
fatlarmda, ismlerinde hie degisiklik olmaz. Birseyi yaratmakla, bunlarda degisik- 
lik olmaz. O, hicbir bakimdan mahluklarma benzemez. Onun varhgi, lazimdir. On- 
dan baskasi, olsa da olur, olmasa da. O biiyuklerin, (Hersey Odur) demeleri, hic- 
birsey yokdur. Yalniz O vardir, demekdir. Mesela, Hallac-i Mensur, enelhak [ben 
Hakkim] dedi. Boylece, ben Hakkim, Hak teala ile birlesdim demek istemedi. Boy- 

-943- 



le diyen kafir olur ve oldtiriilmesi lazim olur. Onun soziiniin ma'nasi, (Ben yokum, 
Hak teala vardir) demekdir. Iste sofiyye, herseyi, Hak tealamn ismlerinin ve sifat- 
lanmn goriiniisii, onlann aynasi bilir. Zatm [kendisinin] bunlarla birlesdigini, za- 
tmda degisiklik oldugunu soylemez. Mesela, bir insanm golgesi, kendinden hasil 
oluyor. Golge, o kimse ile birlesmis, onun aymdir veya o kimse inerek, o golge sek- 
line girmisdir, gibi seyler soylenemez. O kimse, kendi kendinedir. Golge, onun bir 
goriinusiidur. Bu kimseyi asm seven, golgeyi filan gormez. Ondan baska birsey gor- 
mez. Golge, o kimsenin aymdir diyebilir. Ya'ni golge yokdur, yalniz o insan var- 
dir der. Bundan anlasildi ki, sofiyye, esyaya, Hak tealadan meydana gelmisdir, Hak 
teala degildir diyor. O halde, sofiyyenin (Hersey Odur) sozleri, (Hersey Ondan- 
dir) demekdir ki, alimler de boyle soylemekdedir. Iki taraf arasmda bir fark yok- 
dur. Yalniz su fark vardir ki, Sofiyye, esyaya, Hakkm goruniisii diyor. Alimler bu- 
nu soylemekden cekiniyor. Esya ile birlesmek, esyanin icinde bulunmak anlasil- 
masin diye, bu sozii soylemiyor. 

Siial: Sofiyye, esyaya, Hak tealamn goruniisii dedikleri gibi, bunlan disarda yok 
biliyor. Haricde Allahii tealadan baska birsey yokdur, diyor. Alimler ise, esyayi 
haricde mevcud biliyor. O halde, iki tarafm bilgisi de, kelimeleri gibi, farkli degil 
midir? 

Cevab: Sofiyye, haricde birsey yokdur diyorsa da, esyanin haricde (Viicud-i veh- 
mi) ile var oldugunu soyliiyor. Haricde hie yokdurlar demiyor. Haricde kesret-i 
vehmiyye vardir, diyor. Fekat, haricde gortinen bu (Viicud-i vehmf), bizim vehm 
ve hayal ve diisuncelerimizde olan viicud, ya'ni varhk gibi degildir. Ctinki, vehm, 
hayal ve diisiincemizi durdursak, bunlardaki varhklar kalmaz, yok olur. Ya'ni, 
vehmlerimiz, hayallerimiz devamh degildir. Halbuki, bu kainatin (Viicud-i veh- 
mf)leri ve hayaligortiniisleri, bizim vehm ve hayallerimizde olmayip, Hak teala- 
mn yaratmasi ile ve Onun kamil, [ya'ni sonsuz] kudreti ile oldugundan, yok olmu- 
yor. Varhklan devam ediyor. Ahiretin ebedi, sonsuz isleri, diinyadaki bu varliga 
bagh bulunuyor. Yunan feylesoflanndan Sofistai [sophiste] denilen mugaletaci- 
lar, safsatacilar, bu kainati, evham ve hayalat sandi. Hayalimiz olmasa, bir sey ol- 
mazdi dedi. Esyanin varligi, bizim inancimiza baghdir, hakikatde hicbirsey yok- 
dur. Gokleri yer kabul edersek, yer olurlar, yerler de, i'tikadimiza gore gok olur. 
Tathyi aci bilirsek, aci olur. Acilik, bizim inancimiza gore tath olur, dediler. Bu 
ahmaklar, ihtiyan, istegi olan Yaratani inkar etdi. Aldandilar ve coklarim aldat- 
dilar. S6fiyye-i aliyye, esyayi, haricde, viicud-i vehmi ile var biliyor. Boyle viicud, 
devamhdir. Ya'ni bizim vehmimizin yok olmasi ile yok olmaz. Ahiretin sonsuz ha- 
yatini, bu viicuda bagh bilirler. Alimler, esyayi haricde mevcud bilir. Ahiretin son- 
suz hayati, bu esyaya gore olacakdir der. Bununla beraber, esyanin haricde var- 
hgim, Hak tealamn varligi yanmda za'if, kuvvetsiz ve hatta, yok bilir. Goriiliiyor 
ki, her iki taraf da, esyaya haricde var diyor. Diinya ve ahiret islerini, bu varhk iize- 
rine kuruyor. Vehmin, hayalin yok olmasi ile yok olmaz, diyor. Yalniz, sofiyye, bu 
varliga vehmi diyor. Ctinki, bunlar, tesavvuf yolunda yiikselirken, hicbirsey gor- 
miyor. Hak tealamn varhgmdan baska, birsey gozlerine goriinmiyor. Alimler 
ise, bunlarm varhgma vehmi demekden kacimyor, cahillerin, yanhs anlayip, ha- 
yalin yok olmasi ile, yok olur sanacaklarmdan ve ebedi, sonsuz azabi ve sevabi in- 
kar etmelerinden korkuyorlar. 

Siial: Sofiyye, esyanin viicud-i vehmisi vardir demekle, bu varhk devamh olmak- 
la beraber, hakiki degildir vehmdir diyor. Alimler ise, esya haricde hakikatde var- 
dir diyor. Boylece, iki taraf arasmda, yine ayrihk bulunmuyor mu? 

Cevab: Viicud-i vehmi ve hayalde goriiniis, vehm ve hayalin yok olmasi ile 
yok olmadigmdan, hakikatde var demekdir. C un ki, bu varhk, devamhdir. Butiin 
vehmlerin yok olmasi ile, yok olmuyor. Hakiki varhk da, bu demekdir. Yalniz su 
kadar varki, mahluklarm hakiki varhklan, Vacib tealamn hakiki varligi yanmda, 

-944- 



yok gibidir, vehm ve hayal gibidir. Boylece, iki taraf arasmda fark kalmamis olur. 

Siial: Esyanin viicud-i vehmisi hakiki olunca, hakiki var olan, birden cok olur. 
Bu ise vahdet-i viicudii bozar. Vahdet-i viicud, hakiki var olamn bir olmasi degil 
midir? 

Cevab: Her iki varlik da, hakikidir. Var olan hakikat de ikidir: [Yaratan ve ya- 
ratilanlar.] Fekat, iki varligm hakiki olmalan, ayni bakimdan degildir. Mesela, bir 
kimsenin sekli, aynada goriiliince, aynada hakikatde bir cism yokdur. Goriinen sekl, 
aynamn ne iizerindedir, ne de icindedir. Aynadaki o seklin varligi, hayalimizde- 
dir. Bu viicud-i vehmi ve hayali gortiniis ise, bir rii'ya degildir. Hakikatde mevcud- 
dur. Bir kimse, Ahmedi aynada gordiim dese, akl ve adet ona inanir. Yemin etse, 
giinaha girmez. Gortiliiyor ki, Ahmed, hakikatde aynada degildir. Vehm ve hayal 
bakimmdan, aynada olmasi da hakikatdir. Fekat, birincisi, her bakimdan hakiki, 
ikincisi ise, vehm ve hayal bakimmdan hakikidir. Sasilacak seydir ki, hakikatin zid- 
di olan vehm ve hayal, burada varligi hakiki yapmaga sebeb oluyor. Ciinki, vehm 
ve hayal bakimmdan demeseydik, aynadaki gortiniis hakiki olmiyacakdi. ikinci bir 
misal de, (Nokta-i cevvale)dir. [Ya'ni, daire seklinde hizh donen, bir noktadir.] 
Vehm ve hayal, bunu, haricde daire gortir. Halbuki, hakikatde, daire yokdur. 
Nokta vardir. Fekat, vehm ve hayal bakimmdan, haricde dairenin bulunmasi ha- 
kikidir. Su kadar var ki, noktamn haricde bulunmasi, her bakimdan hakiki iken, 
bundan meydana gelen dairenin haricde bulunmasi, yalmz vehm ve hayal bakimm- 
dan, hakikidir. iste vahdet-i viicud, her bakimdan hakikidir. Birden ziyade varlik 
ise, vehm ve hayal bakimmdan hakikidir. Bu iki varlikdan birincisi (Her bakim- 
dan), ikincisi de (Yalniz bir bakimdan) hakikat oluyor. Zid birsey olmuyorlar. 

Siial: Vehm ve hayal bakimmdan var olan birsey, vehm ve hayal yok olunca, ni- 
cin yok olmuyor? 

Cevab: Bu viicud-i vehmi yalniz vehm tarafmdan hasil olmamisdir ki, vehm ile 
beraber o da yok olsun. Bunlan, Allahii teala vehm mertebesinde yaratmisdir. Fe- 
kat, sabit, devamli olmuslardir. Allahii teala, bunlan vehm ve hayal mertebesin- 
de yaratdigi icin, Viicud-i vehmi demislerdir. Hangi mertebede olursa olsun, hat- 
ta hakiki varlik olmiyan mertebede olsa da, O yaratdigi icin, o mertebede var ol- 
malan, hakikidir. Allahii teala, bu esyayi his ve vehm mertebesinde yaratmisdir 
demek, esyayi oyle bir mertebede yaratmisdir ki, o mertebe, yalniz his ve vehm- 
de vardir. Haricde yokdur. Mesela bir hokkabaz, mevcud olmiyan seyleri, var imis 
gibi, gosteriyor. Birseyi, on dane gosteriyor. Bu on dane sey, hakikatde yokdur. Yal- 
niz, his ve vehmde vardir. Hakikatde, yalniz birsey vardir. Goriilen bu on sey, eger 
Allahii tealanm sonsuz kudreti ile kuvvet ve devam kazanip, cabuk gayb olmak- 
dan korunursa, varhklan, bu mertebe icin hakiki olur. Bu vakt bu on sey, hakikat- 
de hem vardir, hem de yokdur. Fekat, iki ayn bakimdan diisiinulmekdedir. Ya'ni 
his ve vehm mertebesini diisiinmezsek, yokdurlar. His ve vehm diisiiniiliirse, var- 
dirlar. Hindistanda meshur olan bir hikaye vardir. Bir Hind sehrinde, hokkabaz- 
lar, padisahm karsisinda oyun yaparken, goz boyamakla, aynada bagce ve agac- 
lar gosterirler. Hakikatde bulunmiyan bu agaclarm biiyiiyerek meyve verdikleri- 
ni gosterirler. Meyveleri kopanp sultana ve seyrcilere yidirirler. O vakt, sultan emr 
eder. Oyunculan hemen oldiiriirler. Ciinki, oyun yaparken, hokkabazlar oldiirii- 
liirse, goriilen oyunlar, Allahii tealanm kudreti ile, o halde kalir, yok olmazlar di- 
ye isitmis, imis, Hokkabazlar oldiiriilunce, o agaclar, aynada oylece kalir. Bu ze- 
mana kadar durduklan, meyvelerini herkesin yidikleri soyleniyor. Bu hikayenin 
hepsi veya bir kismi dogru veya yanhs olmasi bir tarafa, soziimiizii aydmlatdigi icin 
burada soyledik. 

Haricde ve hakikatde, Allahii tealadan baska, mevcud yokdur. Allahii teala, kud- 
reti ile, kendi ismlerinin ve sifatlannm kemalatmi miimkinat suretlerinin perde- 
sinde gostermis, ya'ni esyayi, kendi kemalatma uygun olarak, his ve vehm merte- 

- 945 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:60 



besinde, icad etmis, var etmisdir. Boylece, esya, vehmde goriinmekde, hayalde de- 
vam etmekdedir. O halde esya, hayalde goriindiigii icin vardir. Lakin Allahti te- 
ala, bu gorunuse devam verdigi, yok olmakdan korudugu esyanin yapisma saglam- 
lik verdigi ve ebedi mu'ameleyi de bunlara bagh kildigi icin, vehmdeki varlik ve 
hayaldeki devam da, hakiki varlik olmusdur. Bunun icin, esya haricde [ilmde, ha- 
yalde degil], bir bakimdan, hakikaten vardir deriz. Bir bakimdan da yokdur diye- 
biliriz. Bu fakirin babasi, hakikate varmis alimlerden idi "kuddise sirruh". Buyur- 
du ki, kadi Celaleddm-i Egri "rahmetullahi teala aleyh", derin alimlerden idi. Bir 
gun bana sordu ki, (Nefs-ul-emr, vahdet midir, yoksa kesret mi? Ya'nf hakikatde 
var olan, bir mi, yoksa cok mu? Eger bir ise, bu emrler, sevablar, azablar, kime- 
dir? Bu amirlik, me'murluk nedir? Yok eger hakiki var olan cok ise, sofiyyenin vah- 
det-i viicud sozleri yanhs olur). Pederim buyurmus ki, (Her ikisi de, nefs-i emri- 
dir). Ya'ni hakikatde, hem vahdet vardir, hem kesret. Ve bu cevabi izah etdiler. 
Fekat neler soylediklerini, simdi hatirlamiyorum. Bu fakirin kalbine akitilan bil- 
gileri size yazdim. Demek ki, Vahdet-i viicud soyliyen tesavvufcular hakhdir. 
Alimlerin kesret-i viicud sozleri de hakhdir, ya'ni dogrudur. Tesavvufculann ha- 
li, vahdete uygundur. Alimlerin hali de, kesrete uygundur. Ciinki, islamiyyet kes- 
ret iizerine kurulmusdur. Cesidli emrler kesret ile olur. Peygamberlerin "aleyhi- 
miissalevatii vetteslimat" gonderilmesi, Cennet ni'metleri ve Cehennem azabla- 
n, hep kesrete baghdir. Allahii teala (Bilinmeyi, taninmayi sevdim) buyurdugu icin 
ve kesreti istedigi icin ve zahir olmagi sevdigi icin kesret mertebesine de inanma- 
hyiz! Ciinki, Allahii teala, bu mertebeyi secmis, begenmisdir. Biiyiik bir sultanm, 
hademeleri de, askerleri de vardir. Onun biiyuklugii, yalvaranlarm, titriyenlerin, 
Ona muhtaclann coklugu ile olciiliir. Vahdet-i viicud daha dogru ve kesret-i vii- 
cud, bunun yanmda, mecazdir. Ya'ni hakikate benzemekdedir. Bunun icin, o ale- 
me (Hakikat alemi) ve bu aleme (Alem-i mecaz) derler. Fekat bu zuhurati, Alla- 
hii teala sevdigi icin ve esyanin varhgim sonsuz yapdigi icin ve kudretine hikmet 
elbisesi giydirdigi ve kendi fi'lini, yaratmasini sebebler altinda gizledigi icin, o ha- 
kikat, ikinci derecede kalmis ve bu mecaz, meshur olmusdur. Hakikatde var olan, 
nokta-i cevvaledir. Bunun donmesinden goriinen daire, mecazdir. Fekat, hakikat 
gayb olmus, mecaz goriinmus, tanmmisdir. 

(Allahii teala bir kulunu severse, giinah islemek ona zarar vermez) soziinun 
ma'nasim soruyorsunuz. Soyle biliniz ki, Allahii teala, bir kulunu severse, onu gii- 
nah islemekden korur. Evet onlar, giinah isliyebilir. Ya'ni Peygamberler "aleyhi- 
miissalevatii vetteslimat" gibi degildirler. Ciinki, Peygamberler giinah islemekden 
ma'sumdur, temizdir, giinah isliyemezler. iste Evliya giinah islemiyecegi icin, gii- 
nahm zararmdan kurtulmus olur. Bu sozdeki giinah, belki de evvelki giinahlar, ya'ni 
vilayet derecesine varmadan once isledigi giinahdir. Ciinki, islam, evvelki giinah- 
lan yok etmekdedir. Herseyin dogrusunu Allahii teala bilir. Ya Rabbi! Unutarak, 
yamlarak soylediklerimizi ve yapdiklanmizi afv et! Bizi bunlar icin cezalandirma! 
Allahii teala, size ve dogru yolda gidenlere selamet versin. Amin. 

l/f ni$an olur velilerde, dcmis, erbab-i dil, 
biri ol ki, gorenin gonlii ona mail olur. 

Onun ikinci nisihu, oldur ki, iyi bit, 
heme dese, dinleyenler, sbziine kail olur. 

Ucunciisune gelince, ciimle a'zasi amn, 
ser' ile a dab ile, her zeman, amil olur. 



-946 



48 — IKINCI CILD, 24. rii MEKTUB 

Bu mektub, haci Miihammecl Firketiye yazilims olup, hicbir maddenin Allahii 
tealaya ayna olamiyacagini bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve secdigi, begendigi kullanna selam olsun! 

Bu fakirlere karsi olan sevginizin, baglihgmizm coklugundan dolayi gonderdi- 
giniz kiymetli mektub, bizleri pek sevindirdi. Baghhginiz, sizi daima, baglandigi- 
mz ile beraber bulundurur. Onun nurlarimn size akmasina, aks etmesine sebeb olur. 
Bu biiyiik ni'mete, cok siikr etmelisiniz! (Kabz), ya'ni sikmti ve (Bast), ya'm 
nes'e insam ucuran iki kanad gibidir. Sikmti hasil olunca, tiziilmeyiniz. Nes'eli olun- 
ca da, sevinmeyiniz! 

Her yerde, herseyde Allahii tealayi gormek istediginizi yaziyorsunuz. 

Sevgili yavrum! Kulun, kolenin arzusu ve emrleri unutmasi olur mu? Kulun is- 
tekleri, kendi kisa goriisii kadar olur. Herseyde Allahii tealayi gormek arzusu, ki- 
sa goriislii olmakdandir. Bu cismler, maddeler, Allahii tealaya ayna olabilir mi? Bu 
mahluklar aynasmda goriinen, ancak Onun sifatlannin sayisiz akslerinden biridir. 
Allahii tealayi, veralann verasi [uzaklann uzagi] olarak aramak lazimdir. Insanm 
icinden ve kendinden baska seylerden uzakda, disarda aramahdir. Sizin simdi 
ilerlediginiz derece, arzunuzun cok iistiindedir. Sakm, baskalanna bakarak, geri- 
ye donmeyiniz ve yiiksekden, asagiya diismeyiniz! Bu biiyiiklerin yolu, cok yiik- 
seklere gider. Allahii teala, yiikselmek istiyenleri sever. Onu bir an unutmamam- 
za ve herkesle iyi olmaniza diia ederim! 

49 _ UCUNCU CILD, 67. ci MEKTUB 

Bu mektub, inir Mensur icin yaziliiusdir. Kainatin hakikatini bildirmekde ve ken- 
di kesfi ile Muhyiddfn-i Arabf hazretlerinin kesfi arasindaki farki aciklamakdadir: 

Gordiigiimiiz ve genis, diiz, uzun ve yassi olarak anladigimiz bu Kainat, ya'ni bii- 
tiin varhklar, Muhyiddm-i Arabi hazretlerine gore ve Onun izinde bulunanlara go- 
re, haricde mevcud olan, var olan tek bir varlikdir. Bu tek varhk Allahii tealanm 
kendisidir. Kainat, bu tek varhgm zuhurudur, goriiniisiidiir derler. Bu kainata (Za- 
hir-i viicud) dediler. Allahii tealanin ilminde bulunan cesidli suretler, bu tek var- 
hga aks etmis, burada cesidli sekllerde goriinmiislerdir derler. ilmdeki bu seklle- 
re (Batin-i viicud) ve (A'yan-i sabite) demislerdir. Tek ve basit olan o varhk, ge- 
nis, uzun, yassi gibi sekllerde hayal olunmakdadir. Cahil olsun, alim olsun, herke- 
sin gordiigii cesidli sekller, Allahii tealadir. Cahiller bu goriinenleri alem samr. Hal- 
buki alem, ilm-i ilahiden disari hie Qikmamisdir. Haricde var degildirler. Cesidli sekl- 
lerde, suretlerde ilmde bulunan alem, ayna gibi olan viicud-i ilahiye aks etmis, ha- 
ricde gorunmiisdiir. Cahiller, bu goriinenleri, alemin kendisi sanmislardir derler. 
Molla Abdurrahman Cami "aleyhirrahme", boylece buyuruyor ki: 

Mahluklan, eskidenberi, 
cesid cesid ayirmakdayiz. 

Pek iyi anladik ki, hepsi, 
birdir, O da Zat-i ilahil 

Bu fakirin [ya'ni imam-i Rabbanmin] kesfi ve i'tikadi soyledir ki, bu goriinen- 
ler varhk degil, vehmdir. Allahii teala, bu cesidli mahltiklanni (Mertebe-i vehm)de 
yaratmisdir. Hepsini cesidli sekllerde, bu mertebede durdurmakdadir. Goriilen, du- 
yulan, bilinen hersey, mahlukdur. Tesavvuf yolculanndan bircogu, bunlari vacib, 
[ya'ni Allahii tealanin kendisi] sanmis, hakiki varhk olarak gormiisler ise de, hep- 
si alemdir. Hepsi mahlukdur. Allahii teala, otelerin otesidir. Onu hie goremeyiz, 

-947- 



bilemeyiz. Kesf ile, siihud ile bilinemez. Farisi beyt tercemesi: 

Miihluk, Onu nasil gorebilir? 
Hangi aynada gorulebilir? 

Haricde mevcud olan, yalniz Allahii tealadir. Mahluklarm hepsi, vehm merte- 
besinde olup, Onun kudretinin goruniisleridir. Vehm mertebesi, hakiki varlik 
mertebesinin zillidir, goriintiisiidur. Vehm mertebesine, haric mertebesinin zilli ol- 
dugu icin, (Haric) demek miimkindir. Bunun gibi, vucudun zilli oldugu icin, mev- 
cud denilebilir. Vehm mertebesindeki varhklar [ya'ni mahluklar], haricdeki var- 
lik gibi [ya'ni Allahii teala gibi], (Nefs-iil emri)dirler. [Ya'ni bir hayal, bir diisiin- 
ce olmayip, kendileri vardir.] Sifatlan, isleri vardir. Sonsuz var olacaklardir. 
(Muhbir-i sadik), ya'ni hep dogru soyleyici Peygamber "aleyhissalatii vesselam" 
boyle olacagmi haber vermisdir. 

Yukanda bildirilen iki kesfden hangisinin, Allahii tealayi iyi tenzih etdigini, (iilu- 
hiyyet sifatlan)na daha yakisir oldugunu iyi diisiinmelidir. Hangisinin, tesavvuf yo- 
lunun baslangici ve ortasi ile, hangisinin de yolun sonu ile ilgili oldugunu iyi an- 
lamahdir. Bu fakir de, senelerce onlar gibi inaniyordum. Bu i'tikada uygun, sasi- 
lacak haller ve garib miisahedeler hasil oluyordu. O makamda cok lezzetler duyu- 
yordum. Sonra, Allahii teala lutf ederek, anlasildi ki, goriilen, bilinen seylerin hic- 
biri, O degildi. Hepsini yok etmek lazimdir. Cenab-i Hakkm ihsam ile kendileri 
yok oldular. Hak sanilan batil yok oldu. Gaybm sevgisi hasil oldu. Mevhum, mev- 
cuddan aynldi. Kadim, hadisden temizlendi. 

50 — IKINCi CILD, 50. ci MEKTUB 

Bu mektub, Mirza Scinseclcline yazilimstlir. islamiyyetin bir sureti, bir de hakt- 
kati oldugu ve tesavvuf yolunun basinda da, sonunda da islamiyyete uymak lazini 
oldugu bildirilmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun secdigi, sevdigi kullanna selam olsun! islamiy- 
yetin bir sureti, ya'ni dis goriiniisii, bir de hakikati, ya'ni ash, ozii vardir. islamiyye- 
tin sureti, Allahii tealaya ve Onun Resuliine ve bu Resuliin Ondan getirdigi bilgi- 
lere inanmak ve islamiyyetin ahkamina uymakdir. [(islamiyyet), hiikmler, emrler ve 
yasaklar demekdir. Ahkama uymak demek, emr edilen seyleri yapmak, yasak edi- 
len seylerden kacmmakdir.] insamn nefs-i emmaresi iman etmez ve islamiyyetin su- 
retine uymak istemez. Onun yaratihsi boyledir. Bundan dolayi islamiyyetin sureti- 
ne uyanlarm imam, imanin suretidir. Ya'ni, goriiniisde imandir. Nemazlan, orucla- 
n ve biittin ibadetleri, ibadetlerin suretidir. Ya'ni, hep goriiniisde ibadetdirler. 
Ciinki, insan deyince, insamn nefsi anlasihr. Herkes (Ben) deyince nefsini bildirmek- 
dedir. insan ibadet yaparken, nefsi kiifr halindedir. Yapdiklarmin yerinde bir is ol- 
dugunu inkar etmekdedir. Boyle bir insamn imam ve ibadetleri, hakiki ve dogru ola- 
bilir mi? Allahii teala, cok merhametli oldugu icin imanin ve ibadetlerin suretleri- 
ni, goriiniislerini, hakiki olarak, dogru olarak kabul buyuruyor. Boyle kullarim 
Cennete koyacagmi soz veriyor, miijdeliyor. Cenneti ve Cennetde olan kullarim Al- 
lahii teala sever. Onlardan razidir. Allahii teala, sonsuz insan sahibi oldugu icin, yal- 
niz kalbin tasdik etmesini, inanmasini iman olarak kabul buyurmusdur. Nefsin 
iz'an etmesini, inanmasini istememisdir. Boyle olmakla beraber Cennetin de hem su- 
reti, hem de hakikati vardir. Diinyada islamiyyetin yalniz suretine kavusanlar, Cen- 
netin de yalniz suretine kavusacaklar, yalniz onun zevkmi, tadini alacaklardir. Diin- 
yada islamiyyetin hakikatine kavusanlar, Cennetin de hakikatine kavusacaklardir. 

Cennetin yalniz suretine ve yalniz hakikatine kavusanlar, aym ni'metlerden me- 
sela aym meyvesinden yidikleri halde, baska baska lezzet duyacaklardir. Resulul- 
lahm zevceleri, mii'minlerin anneleri olup, Cennetde Resulullahin yanmda bulu- 

-948- 



nacaklar, aym meyveyi yiyecekler ise de, baska baska tad alacaklardir. Duydukla- 
n lezzet, hep aym olsa idi, mii'minlerin annelerinin, biitiin insanlardan daha iistiin 
olmalan lazim gelirdi "aleyhinnessalatii vesselam ve ridvanullahi teala aleyhinne". 
Bunun gibi, her daha iistiin olan kimsenin zevcesinin de, baskalarmdan daha iistiin 
olmasi lazim gelirdi. Ciinki zevceler, Cennetde, zevclerinin yamnda bulunacaklar- 
dir. islamiyyetin suretine uyanlar, ahiretde azabdan kurtulacak, sonsuz se'adete ka- 
vusacaklardir. Evliyahk da, iki diirliidiir: (Vilayet-i amme) ve (Vilayet-i hassa), ya'ni, 
secilmis olanlann vilayeti. islamiyyetin yalniz suretine uyanlar, vilayet-i ammeye 
kavusmus olurlar. Meal-i serifi (Allahii teala, iinan edenlerin velisidir) olan ayet mes- 
hurdur. 

islamiyyetin suretini elde eden, ya'ni vilayet-i ammeye, Allahii tealamn sevgi- 
sine kavusanlar, tarikatda, ya'ni tesavvuf yolunda ilerliyerek, vilayet-i hassaya ka- 
vusabilirler. Bu yolda ilerliyen miislimana (Salik) denir. Salikin nefsi yavas yavas, 
emmarelikden kurtulup itminana, rahata kavusur. Azginhgi gider. Sunu iyi bilme- 
lidir ki, vilayet-i hassaya kavusmak icin calisan salikin, hep islamiyyetin suretine 
uymasi sartdir. Tesavvuf yolunda en onemli vazife olan (Zikr-i ilahf), islamiyye- 
tin emrlerinden biridir. islamiyyetin yasaklanndan sakinmak da, bu yolda lazim- 
dir. Farzlan yapmak, salikin ilerlemesini kolaylasdinr. Tesavvuf yolunu iyi bilen 
ve salike yol gosteren alim aramagi da islamiyyet emr etmekdedir. Ciinki, Maide 
suresinde, (Ona kavusmak icin vesile arayiniz!) buyurulmusdur. [(Kiinuz-iid-de- 
kaik)deki hadis-i seriflerde buyuruluyor ki, (Alimler, Peygamberlerin varisleridir), 
(Evliya ol kimselerdir ki, Onlar goriiliince, Allah hatirlanir), (Herseyin hasil ol- 
dugu yer vardir. Takvanin elde edildigi yer, aritlerin kalbleridir), (Batin ilmi, Al- 
lahii tealamn esrarindan bir sirdir!). (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", miis- 
limanlann fakirlerini vesile ederek diia ederdi), (Alimin yiiziine bakmak ibadet- 
dir!), (Onlar, dyle kimselerdir ki, yanlarinda bulunanlar saki olmaz!), (Ummeti- 
min alimlerine saygih olunuz! Ciinki onlar yeryiiziinun yildizlaridir), (Allahin 
dyle kullari vardir ki, birsey icin yemin etseler, Allah o seyi yaratir), (Alimlerin ya- 
mnda bulunmak ibadetdir), (Talebesi arasinda alim, um nidi arasinda Peygamber 
gibidir), (Bir alimin olmesi, bir sehr halkimn oliimiinden daha biiyiik ziyandir), (De- 
recesi en iistiin olanlar, Allahii tealayi zikr edenlerdir), (insanlarin en kiymetlisi, 
mii'minlerin alimleridir), (Zikr etmek, nafile oruc tutmakdan daha iyidir), (Allah 
sevgisinin alameti, Onu cok zikr etmekdir), (Resulullah, Allahii tealayi cok zikr 
ederdi), (insan, sevdigini cok zikr eder).] 

Goriiliiyor ki, islamiyyetin hakikatine kavusmak icin, islamiyyetin suretine uy- 
mak sartdir. Ciinki, vilayetin ve ntibtivvetin biitiin kemalleri, islamiyyetin sureti 
iizerine kurulmusdur. islamiyyetin yalniz suretine uyan, vilayetin kemallerine 
kavusur. Hem suretine, hem de hakikatine uyan ise, niibiivvetin kemallerine de ka- 
vusur. Bunu, asagida insaallah daha acikhyacagiz. 

Vilayete kavusmak, tesavvuf yolunda cahsmakla olur. Vilayete kavusmak icin, 
ya'ni Veli olmak icin, ma-sivayi kalbden cikarmak lazimdir. (Ma-siva), Allahdan 
baska seyler demekdir. Ya'ni biitiin mahluklardir. Allahii tealamn, lutfii ve ihsa- 
ni ile, ma-sivanm hepsi, kalb goziinden silinince, ismleri bile unutulunca, (Fena) 
hasil oldu denir. (Seyr-i ilallah) temam olur. Bundan sonra (Seyr-i fillah) denilen 
(Isbat) makamma kavusmak icin cahsihr. Bu makamda, kalb yalniz Allahii teala- 
yi hatirlamakdadir. Bu makama (Beka) makami ve (Hakikat) denir. Vilayetin so- 
nu, beka makamidir. Birincisinde fena makamma ve hakikatde beka makamma ka- 
vusan salik, vilayete kavusmus, Veli olmusdur. Nefs-i emmaresi mutmainne olmus, 
kiifrden, inkardan kurtulup, Rabbinden razi olmusdur. Rabbi de ondan razidir. Ya- 
ratihsmda bulunan kotiiliik, azginhk yok olmusdur. Tesavvuf btiyiikleri "kadde- 
sallahii teala esrarehtimiil'aziz" itminana kavusan nefs, azginligmdan kurtulmaz 
demisler. Farisibeyt tercemesi: 

-949- 



Mutmainne olsa da nets, 
kotulukleri hie gitntez. 

demisler ve bir gazadan doniisde buyurulmus olan (Kiiciik cihaddan dondiik, biiyiik 
cihada baslivaeagiz! ) hadis-i serifinde bildirilen biiyiik cihad, nefse karsi yapilan ci- 
haddir demislerdir. Bu fakire kesf olunan ve vicdamm ile anladigim ise, bunlarm de- 
digi gibi degildir. itminan hasil olunca, nefsde hie azgmlik ve taskinlik bulmuyorum. 
islamiyyete tarn uydugunu goriiyorum. Oyle ki, nefs de, ma-sivayi temamen unut- 
mus olan kalb gibi olmakda, Allahdan baska hicbirseyi gormez ve bilmez hale gel- 
mekdedir. Mevki' sevgisi, birseye kavusunca sevinmek, kacirmca tiztilmek onda hie 
kalmiyor. Bunun islamiyyete uymamasi, azgmlik, taskinlik yapmasi nasil olabilir? 
itmmana kavusmadan once, islamiyyetden kil kadar aynlmasma, azgmlik, taskin- 
lik derlerse, sozlerinin yeri vardir. Fekat, itminana kavusdukdan sonra, islamiyye- 
te uymamasi, taskinlik yapmasi olamaz. Bu fakir [ya'm imam-i Rabbani hazretle- 
ri] cok inceledim. Bu bilmeceyi cozmek icin pek ugrasdim. Nefs mutmainne olun- 
ca, kil kadar azgmlik, taskinlik yapamamakdadir. islamiyyete tam teslim olmus, her 
kottiliigii yok olmusdur. Sahibi icin kendini yok etmisdir. Boyle olan nefsin islamiy- 
yete uymamasi, olacak sey degildir. Nefs, Allahii tealadan razi olunca, Allahii teala 
da ondan razi olunca, artik taskinlik, azgmlik yapabilir mi? Azgm olandan razi 
olunmaz. Allahii tealanm razi oldugu nefs, razi olmiyacak bir sey yapabilir mi? 

Hadis-i serifde bildirilen (Cihad-i ekber), bu fakirin anladigma gore, bedene, 
cesede karsi yapilan cihad olabilir. Ciinki, insamn bedeni, birbirine zid, ters olan 
dort dtirlii maddelerden yapilmisdir. Her cesid madde, baska seyler istemekde ve 
baska seylerden kacmakdadirlar. Herseyin dogrusunu ancak Allahii teala bilir. in- 
samn sehvani istekleri, bedenden dogmakdadir. Gazab etmesi, istememesi de 
bedenden ileri gelmekdedir. Hayvanlarda (Nefs-i natika) yokdur. Onlarda da 
sehvet, gadab, hirs, hased vardir. insanda bu cihadm sonu olmaz. Nefsin itmma- 
na ermesi, bu cihadi ortadan kaldirmaz. Kalbin vilayet makamma kavusmasi ile, 
bu cihad yok olmaz. insanda bu cihadm bulunmasi, cesidli faideler saglamakda- 
dir. Boylece, beden temizlenir. Ahiretde yiiksek derecelere kavusur. Diinya ha- 
yatmda, beden, kalbe tabi'dir. Ahiretde, is bunun tersinedir. Orada, kalb bedene 
tabi' olur. insan oliince, ahiret hayati baslar. Bu cihad da biter. 

Allahii teala, lutf ederek, ihsan ederek, nefs itminan makamma gelince ve isla- 
miyyete uymakla sereflenince, (islam-i hakfki)ye kavusulur ve imamn hakikati ha- 
sil olur. Bundan sonra yapilacak her is, islamiyyetin hakikati olur. Nemaz kilmca, 
nemazm hakikati kilmmis olur. Oruc tutunca, orucun hakikati tutulmus olur. Hac 
yapmca, haccm hakikati yapilmis olur. islamiyyetin biittin hiikmlerine uymak da, 
hep boyledir. Gortiliiyor ki, ilk yol ile hakikat, islamiyyetin sureti ile islamiyyetin 
hakikati arasinda bir geciddir. Vilayet-i hassa ile sereflenmedikce, islam-i mecazi- 
den kurtulup, islam-i hakikiye kavusulmaz. [islamiyyetin suretine uymak, islam-i 
mecazidir. islamiyyetin hakikatine uymak ise, hakikimlislimanhkdir.] Bir miisli- 
man, Allahii tealanm ihsani ile, islamiyyetin hakikatine kavusur, islam-i hakikiile 
sereflenirse, Peygamberlere tam uyarak ve O biiyiiklere varis olarak, (Kemalat-i 
niibiivvet) denilen makama kavusabilir. O yiiksek derecenin ni'metlerini bol bol el- 
de edebilir. islamiyyetin sureti, kemalat-i vilayet meyvelerini meydana getiren 
mubarek bir agac oldugu gibi, niibiivvet kemalleri de, mubarek bir agac gibi olan 
islamiyyetin hakikatinin meyveleri gibidir. Vilayetin kemalati, suretin meyveleri- 
dir. Niibiivvet kemalati ise, bu suretin hakikatinin meyveleridir. Bunun icindir ki, 
vilayetin kemalati, Peygamberlik kemalatmm suretleridir. Peygamberlik kemala- 
ti, bu suretlerin hakikatleridir. 

Sunu iyi anlamahdir ki, islamiyyetin sureti ile islamiyyetin hakikati, nefsden do- 
layi birbirinden aynlmakdadir. islamiyyetin suretine kavusamn nefs-i emmaresi tas- 
kinlik yapmakda ve inanmamakdadir. islamiyyetin hakikatine kavusunca, nefs 

-950- 



mutmainne olmakdadir. Miisliman olmakla sereflenmekdedir. Bunun gibi, suret 
gibi olan (Kemalat-i vilayet) ile, bu suretlerin hakfkatleri gibi olan (Kemalat-i nii- 
biivvet) arasmdaki ayrihk da, bedenden ileri gelmekdedir. Vilayet makammda, be- 
deni meydana getiren dort diirlii maddeler, kendi isteklerinde, kendi azginhkla- 
rmdadir. Mesela, nefsi itminana kavusmus olan bir Velmin bedenindeki enerji, kud- 
ret, iyi oldugu, ustiin oldugu da'vasmdadir. Bedendeki toprak maddeleri, kotiiliik 
ve asagihk yapdirmak istemekdedir. Sivi ve gaz halindeki maddeler de, fizik ve kim- 
ya ozelliklerini ve reaksiyonlarim meydana getirmek cabasmdadir. Kemalat-i 
niibiivvet makamma kavusunca, bedendeki maddelerin hepsi, adalet, denge hali- 
ni ahr. Asm ve zararli halleri kalmaz. Resulullahm "aleyhi ve ala Alihissalatii ves- 
selam" (Seytanim miisliman oldu), ya'ni teslim oldu buyurmasi, belki de bu den- 
ge halini haber vermekdedir. Ciinki, insanin dismda seytan bulundugu gibi, icin- 
de de vardir. insanin icindeki seytam, onun kudretinin, enerjisinin taskinligidir. 
Enerji artinca, insanda kibr ve yiikseklik hasil olur. Kotii sifatlarm en asagisi da, 
bu kibr sifatidir. Enerjinin teslim olmasi, selamet bulmasi, bu kotiilugiin ondan git- 
mesidir. 

(Kemalat-i niibiivvet) hasil olan bir Velinin hem kalbi, hem de nefsi itmmana 
kavusmusdur. Hem de bedendeki tic cesid maddesi ve enerjisi denge haline gel- 
misdir. Vilayetde ise kalb temamen, nets de soyle boyle itmmana kavusmusdur. 
Nefsin itminana kavusmasma soyle boyle dedik. Ya'ni az cok, yaklasik olarak de- 
dik. Ciinki, nefsin itminana tam olarak, olgun olarak kavusmasi, beden maddele- 
rinde denge hasil oldukdan sonra olur. iste bundan dolayi vilayet sahiblerinin be- 
denlerindeki maddeler dengeye gelmedikleri zeman, mutmainne olan nefsin es- 
ki sifatlarma donecegini bildirmislerdir. Bedendeki maddelerin i'tidale gelmesin- 
den sonra, itminana kavusan nefs, eski sifatlarma donmez. Goriiliiyor ki, nefsin es- 
ki kotiiliiklerine donmesini ve donmemesini soylemek, makam sahiblerinin gortis- 
lerinin baska olmalarmdan ileri gelmekdedir. Her Veil, kendi makamma uygun ola- 
ni soylemisdir. 

Siial: Bedendeki maddeler de dengeye geldikden ve islamiyyete uymiyan tas- 
kmhklan kalmadikdan sonra, bunlarla cihad etmek nasil olur? Mutmainne olan 
nefs ile cihad yapilmadigi gibi, bu maddelere karsi da cihad yapmak liizumu orta- 
dan kalkmaz mi? 

Cevab: Nefsin mutmainne olmasi ile bedendeki maddelerin dengeye gelmele- 
ri, birbirine benzemez. Nefs mutmainne olunca, yok gibi olur. Alem-i emrden olan 
bes latife nasil yok gibi oluyorlarsa, nefs de boyle olur. Bedendeki maddelerin, diin- 
yada kaldikca, islamiyyetin ahkamina uymalan lazim oldugundan sekr ve istihlak 
ile ilgileri yokdur. istihlak olanda, ya'ni benligi yok olanda, emre karsi durmak, 
taskmhk etmek kalmaz. Sahv halinde olan, ya'ni benligi, su'urii gitmiyen ise, 
emrlere uygunsuz davranabilir. Bu davrams her emre karsi degildir ve cesidli fa- 
idelere sebeb olmakdadir. Bu davrams, Allahii tealanin lutf etmesi ve korumasi 
ile, yalmz miistehablan yapmamak olup, bundan ileriye gitmez. Bundan dolayi, den- 
geye gelmis olan beden maddelerine karsi cihad yapilabilir. Mutmainne olan nefs 
ile cihad yapmak ise caiz degildir. Bu bildirdiklerimi, Mektubatm birinci cildinde, 
biiyuk oglum [Muhammed Sadik "rahmetullahi aleyh"] icin yazmis oldugum mek- 
tubda [ikiyiizaltmismci mektubda] daha uzun bildirmisdim. Anlasilamiyan yer kal- 
di ise, o mektuba da bakmiz! 

Allahii teala, lutf ederek, ihsan ederek, islamiyyetin hakikatinin neticeleri ve 
meyveleri olan (Kemalat-i niibiivvet) makamlan da asilmca, artik ilerlemek, ca- 
hsmakla, ahkam-i islamiyyeye uymakla olmaz. O makamlarda nasib olan hersey, 
rahman olan Allahii tealanin yalmz lutf etmesi ile ve ihsani ile olur. Bu makam- 
larda lmamn, ilmin te'siri yokdur. Kazamlanlar, yalmz ihsan ile, ikram iledir. Bu 
makamlar, onceki makamlardan pekcok daha yiiksek ve pekcok genisdir. Oyle nur- 

-951- 



ludurlar ki, onceki makamlarda bu nurlar hie bulunmaz. Bu makam, yalniz 
(Uliil'azm) olan Peygamberlere "aleyhimiissalevatii vetteslfmat" verilmisdir. 
Bunlara tam uyan pek az secilmislere de ihsan ederler. 

islamiyyet, biitiin bu yiice makamlann temelidir. Biitiin kazanclarm sermayesi- 
dir. Agac ne kadar dal budak verse de ve duvar ne kadar yiikselse ve tizerine yiik- 
sek binalar yapilsa da, kokstiz ve temelsiz olamaz. Koke, temele her zeman muh- 
tac olurlar. Bir binada ne kadar cok kat yiikselirse yiikselsin, asagidaki katlara hep 
muhtacdirlar. Hicbir kat, altmdaki kata olan ihtiyaemdan kurtulamaz. Asagidaki 
katlardan biri ciiriik olursa, yukardaki katlarm hepsi de ciiriik sayihr. Onlardan bi- 
ri yikilmca, yukardakiler de yikihr. Demek ki, islamiyyet her zeman ve her makam- 
da lazimdir. Hangi makamda olursa olsun, herkes islamiyyete uymaga muhtacdir. 
Allahii teala, ihsan ederek, bu makamdan da yukari cikihrsa, ele gecenler, ihsan ile 
degil, muhabbet ile olur. Bu makamm bu yiiksek derecesi, Peygamberlerin sonun- 
cusu olan Muhammed aleyhisselama mahsusdur "aleyhi ve aleyhim ve ala Al-i kiil- 
linissalevatii vetteslimatii vettehiyyatii velberekat". Bu yiice Peygambere tam 
uyanlardan ve izinde gidenlerden dilediklerini de bu ni'metle sereflendirirler. [Bu 
en yiiksek makam, alem-i misalde bir kosk seklinde goriinmekdedir.] Bu kosk 
cok yiiksek goriiniiyor. Ebu Bekr-i Siddik, O yiice Peygambere tam uydugu icin, va- 
ris olarak, bu koskiin icinde goriiniiyor. Hazret-i Omer-ul-Faruk da, bu ni'metle se- 
reflenmisdir. Mii'minlerin annelerinden Hazret-i Hadice ve Hazret-i Aise-i Siddi- 
ka da zevcelik bagi ile, bu koskde goriilmekdedir "radiyallahii anhiim ecma'm". Her 
isin dogrusunu yalniz Allahii teala bilir. Ya Rabbi! Bize merhamet et! Bizleri dog- 
ru yola kavusdur! Kiymetli kardesim, ma'rifetler sahibi seyh Abdiilhay, senelerce 
sohbetde bulundu. Simdi memleketine gidiyor. Oralarm makami kendisine veril- 
misdir. Bunu size birkac satir ile bildirmek lazim oldu. Ehlullah [ya'ni Allah adam- 
lan, ya'ni Evliya], hangi memleketde bulunursa, oradaki insanlar icin biiyiik bir 
ni'metdir. Bunlarm se'adete kavusmalan icin biiyiik miijdedir. Onlari tamyabilen- 
lere, anhyabilenlere ne mutlu! 

[imam-i Rabbani "rahmetullahi aleyh", birinci cild, 97. ci mektubunda buyuru- 
yor ki, (insanin yaratilmasi, ibadet yapmak icindir. ibadet yapmak da, yakin ya'ni 
hakiki imana kavusmak icindir. Hicr suresinin son ayetindeki (hatta) kelimesi, bel- 
ki de (icin) demekdir. ibadet yapmadan onceki iman, sanki imamn suretidir. iba- 
det yapmca, imanm hakikati hasil olur. (Vilayet) ya'ni evliyalik, Fena ve Beka de- 
mekdir. Fena, Allahii tealamn razi olmadigi seylerin, kalbden cikmalan, kalbde 
kalmamalandir. Beka, yalniz Allahii tealamn razi oldugu, begendigi seylerin 
kalbde bulunmasidir). ibadet, Resulullahm siinnetine, yoluna tabi' olmak de- 
mekdir. Bu yola (islamiyyet) denir. islamiyyete tabi' olmak icin, Ehl-i siinnet 
alimlerinin bildirdikleri gibi iman etmek, Allahii tealamn emrlerini yapmak ve ha- 
ramlardan, bid'atlerden sakmmak lazimdir. Haramlann en kotiisii, kul hakkidir. 
Hiikumet adamlan buna cok dikkat etmelidir. Adalet yapmalan, islamin en bii- 
yiik diismam olan ingilizlere aldanmamalan, sulh zemanmda, zevk ve safaya sap- 
mayip, diismanlardaki silahlan temin etmeleri, milleti tib, ticaret, ziraat, san'at ve 
harb islerinde yetisdirmeleri emr olundu. Bunlar, hakiki bir alimden ogrenilir. Bu 
alime (Miirsid) denir. Bir miirsid bulup, onun sozlerinden, hallerinden ogrenilir. 
Mtirsid bulamazsa, bir miirsidin kitabindan ogrenilir. Miirsidin sohbeti veya kita- 
bi, en biiyiik bir ni'metdir. Ebedi se'adete sebebdir. insan, bu sebebi cok sever, (ih- 
san sahibini sevmek, insanlarm yaratihsinda vardir) hadis-i serifi meshurdur. in- 
san, mtirsidini sevdigi kadar, onun kalbinden feyz alir. Fena makamma kavusur. 
ibadetlerini ihlas ile yapmak nasib olur. Her hareketi zikr olur. Kalb ile zikr soy- 
lemek de, fena makamma kavusdurur ise de, kalbine feyz gelerek kavusmak, da- 
ha siir'atli olur.] 



-952- 



51 — UCUNCU CILD, 121. ci MEKTUB 

Bu mektub, Mirza Hiisameddfn Ahmede yazdmi$dir. Mektubatin iiciincii cildi- 
nin seksenyedinci mektubundaki ince bilgilerden birkacim aciklamakdadir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi kullarma selam olsun! Sefkat ve mer- 
hamet ederek bu fakire [ya'ni imam-i Rabbaniye "kaddesallahii teala sirre- 
hul'aziz"] gonderdiginiz kiymetli mektubu okuyarak sereflendim. Diyorsunuz 
ki, Ecmirde iken yazmis oldugunuz mektubun birkac yerine buradaki biiyiikler- 
den biri karsi gelmekdedir. Bunlan aciklaymiz! O mektubda siibheli goriilen yer- 
leri birkac sevdigimiz de bildirmisdi. Bu subheleri cozmek icin, Allahii tealanm yar- 
dimi ile, birkac onsoz yaziyorum. Allahii teala hepimize dogru yolu gostersin! 

Kiymetli efendim! (Seyr-i muradf) ve (Seyr-i miirfdf) denilen tesavvuf yolculuk- 
lan, bu yolculann vicdanlan ile, ya'ni kalbleri ile anladiklan bir yolculukdur. 
Baskasma bildirilmesi, inandinlmasi lazim olan seylerden degildir. Bu sozleri is- 
bat etmek icin delil gostermege liizum yokdur. Boyle olmakla beraber, keskin go- 
riislii, anlayish yaratilan bir kimse, boyle yolculuklan soyleyenlerin hallerini, gi- 
dislerini inceler, bereketlerini, ilmlerini ve ma'rifetlerini goriirse, onun (Seyr-i mu- 
radf) dedigi bir yoldan ilerlemis, yiikselmis oldugunu hemen anlar. Soziinii isbat 
etmesini, delil, sened gostermesini istemez. Gokde kamerin her gece dogus ve ba- 
tis yerlerini ve aldigi seklleri goren anlayish bir kimsenin, ayin giinesden aldigi lsik- 
lan yaydigmi anlamasi gibidir. Keskin goriislii, bilgili olmiyanlar icin, bu kadar gor- 
mek ve incelemek delil olmaz. Ustadim hace BakiBillah hazretleri, bu fakirin iler- 
lemesinin (Seyr-i muradf) oldugunu daha baslangicda bildirmisdi. Orada bulunan 
kardeslerimiz arasmda, bu mtijdeyi isitmis olanlar vardir. Mesnevinin asagidaki 
beytlerinin bu fakirin haline uygun oldugunu buyurmuslardi. Farisi mesnevi ter- 
cemesi: 

Mii'sukliinn sevgisi, gizlidir gizli, 
Asikm nski da, davul sesi gibi, 
Fekat ask, asiklan iizer eritir, 
Ma'suklan ise, besler, sevindirir. 

Muradlardan vasil olanlar, (Rah-i ictiba) ile, [secilmislerin yolu ile] kavusurlar. 
Bu yol, Peygamberlerin ilerledikleri yoldur "aleyhimiissalevatii vetteslimat". 
(Avarif) kitabimn sahibi [Sihabiiddin-i Stihreverdi] "kuddise sirruh", (Meczub-i 
salik) ve (Salik-i meczub)lan anlatirken, bunu acikca bildirmisdir. ikinci yola, 
(Rah-i miirfdan) ve muradlann yoluna (Rah-i ictiba) demisdir. (Sura) suresinde- 
ki ayet-i kerimede mealen, (Allahii teala, diledigini kendine secer, kendine kavus- 
mak isteyenlere de, kavustlurau yolu gosterir) buyruldu. Evet, ictiba yolu, aslm- 
da Peygamberlere mahsusdur "aleyhimiissalevatii vetteslimat". Ummetlerinden 
onlara tabi' olanlara da, onlara mahsus olan kemallerden ihsan olundugu gibi, bu- 
nu da nasib ederler. Yoksa, ictiba yolu, yalniz Peygamberlere "aleyhimiissaleva- 
tii vetteslimat" mahsus olup, ummetlerinden hie kimseye verilmez demek degil- 
dir. Boyle oldugu isitilmemisdir. 

Kiymetli efendim! Salike feyzlerin Resulullah vasitasi ile gelmesi "aleyhi ve ala 
alihissalatti vesselam", (Miiliaiiiinedi-inesreb) olan bu salikin hakikatinin, (Hakf- 
kat-i Muhammedf) ile birlesinceye kadardir. Resulullaha tarn uymakla, belki de Al- 
lahii tealanm lutfii ve ihsani ile uruc makamlarmda bu hakikat, o hakikat ile birle- 
since, Resulullah artik vasita olmaz. Ciinki, birseyin baska birseye vasita, araci ol- 
masi, bu iki seyin baska baska olduklan zemandadir. ikisi birlesince, bunlar icin, bir- 
birlerine vasita olmak, perde olmak, perdelenmek gibi seyler diisiiniilemez. iki sey 
birlesince, her isleri ortak olur. Salik, tabi' iken, uymakda iken, tufeyliiken, ikisi ara- 
smdaki isler, hizmetci ile hizmet olunan kimsenin isleri gibi baska baskadir. 

-953- 



Salikin hakikati, Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hakikati ile bir- 
lesir soziinii acikhyalim: (Hakikat-i Muhammedi) "aleyhi ve ala alihissalatii ves- 
selam", butun hakikatleri kendinde toplamakdadir. Bunun icin, bu hakikate (Ha- 
kikat-iil-hakaik) de denir. Baskalarmm hakikatleri bu hakikatin parcalan gibidir- 
ler. Muhammedi-mesreb olan salikin hakikati, o hakikatin bir parcasidir ve onun 
ozelligindedir. Muhammed-il-mesreb olmiyan salikin hakikati de, o hakikatin 
bir parcasi ise de, onun ozelligi baskadir. Boyle salik, uruc ederken, ytikselirken, 
hakikati eger hakikat-i Muhammedi ile birlesirse, once aym ozellikde olan bir Pey- 
gamberin hakikati ile birlesir. O Peygamberin kemalatina ortak olur. Fekat, tek- 
rar bildirelim ki, bu ortakhk hizmetcinin hizmet olunana olan ortakhgi gibidir. Sa- 
lik, Resulullaha tam uyarsa, belki de yalniz Allahii tealamn ihsani ile, bunun ha- 
kikatinde Resulullahm hakikatine karsi sevgi hasil olur. Onunla birlesmek ister, 
iki hakikat birlesir. iki hakikat arasmdaki sevgi, Allahii tealamn ihsani ile, bu fa- 
kirde hasil olmusdu. Bu sevgi kapladigi zeman, (Allahii tealayi Muhammed aley- 
hisselamm Rabbi oldugu icin seviyorum) demisdim. Meyan seyh Tac ve baskala- 
n, benim bu sozume sasirmislardi. Sizin de, bunu hatirlayacagmizi samyorum. Boy- 
le fazla sevgi hasil olmadikca, iki hakikat birlesemez. Bu, Allahii tealamn oyle bir 
ni'metidir ki, diledigine ihsan eder. Allahii teala, pek cok ihsan sahibidir. 

Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem", saliklere feyz gelmesine vasi- 
ta olmasim acikhyorum. iyi dinleyiniz! (Cezbe) yolunda, Allahii teala cekdigi 
icin ve talibe cok ihsanda bulundugu icin, vesileye, vasitaya liizum yokdur. (Siiluk) 
yolunda ise, talib ilerlemege cahsdigmdan, vasita lazimdir. Cezbe yolunda vasita 
lazim degil ise de, cezbenin temam olmasi icin siiluk lazimdir. Siiluk, tevbe ve ziihd 
ve baska belli seyleri yapmaga cahsmakdir. Ya'niislamiyyete uymakdir. Siiluksiiz 
olan cezbe, temam olmaz, noksan kahr. Hind kafirlerinden ve miilhidlerden, sa- 
piklardan, cezbesi olan coklarmi gordiim. Fekat, bunlar, islamiyyetin sahibine uy- 
madiklan icin cezbeleri noksan ve bozukdur. Cezbeleri bir goriiniisden ileri gide- 
memisdir. 

Siial: Cezbeye kavusmak icin, hie olmazsa biraz secilmis ve sevilmis olmak la- 
zimdir. Allahii tealamn diismam olan kafirlerde nasil oluyor da cezbe bulunuyor? 

Cevab: Kafirlerden bir kisminm hakikatlerinde biraz muhabbet bulunabilir. Bu 
yoldan, kendilerine cezbe hasil olabilir. Fekat, islamiyyetin sahibine "sallallahii te- 
ala aleyhi ve sellem" uymadiklan icin bu cezbelerinin sonu gelmez. Ellerinden ka- 
cinrlar. Bu cezbeleri, onlar icin huccet olacak, bu yoldan da sorguya cekilecekler- 
dir. Cehl ve inad ile bunu elden kacirdiklan icin, suclanacaklardir. Allahii teala, 
hicbir kuluna zulm etmez. Onlar kendilerine zulm ediyorlar. Cezbe yolunda siiluk 
ederek, ya'm islamiyyetin sahibine uymaga calisarak kavusanlar, arada vasita ve 
perde olmadan kavusurlar. (Yerin dibine bir ip uzatsaydimz, Allahii tealaya ka- 
vusurdunuz!) sozii bunu gostermekdedir ki, Allahii tealaya cekilirseniz, en bilin- 
miyen makamlara vanrsamz, sizinle Allahii teala arasmda bir vasita, bir perde bu- 
lunmaz demekdir. Belki hatirhyacaksimz, iistadimiz Baki-billah hazretleri "kud- 
dise sirruh", (Ma'iyyet, ya'ni Allahii teala ile beraber olmak yolundan kavusmak 
nasib olursa, araci, vasita olmaksizm kavusulur. Terbiye yolu ile, ya'ni siiluk ile ka- 
vusmakda, araci, vasita lazimdir) buyurmusdu. Ma'iyyet yolu, cezbe yollarmdan 
biridir. (Kisi, sevdigi ile beraberdir) hadis-i serifi bu sozlimuzu kuvvetlendirmek- 
dedir. Cunki bir kimse, sevdigi ile beraber olunca, aradan vasita kalkar. Dikkat bu- 
yurunuz! Her zillm, goriintunun, kendi ash ile baglihgi vardir. ikisi arasmda hic- 
birsey perde olmaz. Allahii teala lutf ederek, zil aslma dogru pekilirse ve islamiy- 
yetin sahibine uymak ni'metine de kavusursa, bu zil ashna ulasir. Bu ulasmak, ara- 
lannda vasitasiz, perdesiz olur. Bu asl, Allahii tealamn ismlerinden bir ism oldu- 
gu icin, ism ile ismin sahibi arasmda da bir perde yokdur. Zil boylece, aslmin as- 
lma, ya'ni ismin sahibine kavusur. Demek ki, Allahii tealamn zatma, kendisine, bi- 

-954- 



cun olarak, ya'ni bilinmiyen, anlasilamryan bir seklde kavusanlar icin, vasita ve per- 
de bulunmaz. Boyle kavusana Allahii tealanm sifatlan vasita ve perde olmayinca, 
baska seyler perde olabilirler mi? 

Siial: Allahii tealanm sifatlan, kendisinden ayn degildirler. Allahii tealaya ka- 
vusanlara sifatlann vasita, perde olmamasi, nasil olur? 

Cevab: Salikin ash, Allahii tealanm ismlerinden bir ismdir. Salik, bu ashnin zil- 
hdir, goriintusiidiir. Salik, bu aslina kavusunca, kendisi ile zat-i ilahi arasinda bir 
vasita, bir perde yokdur. Ciinki ism ile ism sahibi arasinda bir vasita yokdur. Bu- 
nun icin, sifatlann aradan kalkmasi lazim gelmez. Bunu yukanda, salikin hakika- 
tinin hakikat-i Muhammedi ile birlesmesini anlatirken bildirmisdim. Zilhn aslina 
kavusmasmi bildirirken de biraz gecmisdi. 

Tenbih: Cezbe yolunda araci, vasita bulunmaz soziinden, ba'zi kimseler icin Re- 
sulullahm "aleyhi ve ala alihissalatii vesselam" vasita olmasma liizum olmayaca- 
gi anlasilmamahdir. Resulullaha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" uymalarma ih- 
tiyaclan kalmiyacagi samlmamahdir! Boyle anlamak kiifr ve ilhad ve zmdikhk ve 
Onun dinine inanmamak olur. Siiluk yapmadan, ya'ni islamiyyete uymadan mev- 
cud olan cezbe noksan olur, bozuk olur ve ni'met seklinde goriinen azab olur. Ki- 
yametde hesaba cekilmesine, azab yapilmasina sebeb olur. Dogru kesfler ve acik 
olan ilhamlar, kesin olarak bildirmisdir ki, Resiilullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" vasita olmadikca ve Ona uymadikca, tesavvuf yolunun hicbir ma'rifetine 
kavusulamaz. Baslangicda ve yolda bulunanlar icin oldugu gibi, sona varmis olan- 
lar icin de, O yiice Peygambere uymadikca ve Ona nasib olan ni'metlerin artikla- 
nm toplamadikca, tesavvuf yolunun hicbir feyzi ve bereketi hasil olmaz. Farisi beyt 
tercemesi: 

Ey Sa'di! Safa yolunda Herlemek, 
Mustafaya uymakla nasib olur hep! 

Ahmak Eflatun, yapdigi miicahedelerle ve riyazetlerle nefsinde hasil olan sa- 
fayi goriince, Peygamberlere "aleyhimiissalevatii vetteslimat" uymak lazim olma- 
digim sandi. (Biz temizlenmis insanlariz. Temizleyicilere ihtiyacimiz kalmamisdir) 
dedi. Peygamberlere uymadan, yalmz riyazet cekmekle hasil olan safamn, altm yal- 
dizla ortiilen bakir gibi veya sekerle kaplanan zehr gibi oldugunu anhyamadi. Ba- 
kirla kansik altmi saf halde ayirmak icin ve nefsi, emmarelikden kurtanp itmma- 
na kavusdurmak icin, Peygamberlere uymak lazimdir "aleyhimiissalevatii vet- 
teslimat". Hakiki hakim ve tabib olan Allahii teala, Peygamberleri ve bunlarm din- 
lerini "aleyhimiissalevatii vetteslimat", nefs-i emmareyi yikmak, azgmhkdan kur- 
tarmak icin gonderdi. Onu yikmak, belki islah etmek, kurtarmak icin bu biiyiik- 
lere "aleyhimiissalevatii vetteslimat" uymakdan baska care olmadigmi bildirdi. Bu 
biiyiiklere "aleyhimiissalevatii vetteslimat" uymadikca, binlerle riyazetler ve mii- 
cahedeler yapilsa, onun emmareligi kil kadar azalmaz. Tersine, azginhgi artar, onun 
hastahgini giderecek yegane ilac, Peygamberlerin dinleridir "aleyhimiissalevatii 
vettehiyyat". Bundan baska hicbir sey, nefsi felaketden kurtaramaz! 

Cezbe icin siiluk lazimdir. ister cezbeden once olsun, ister sonra olsun, siiluk- 
siiz cezbe faidesizdir, kiymetsizdir. Cezbenin siilukdan once olmasi daha kiymet- 
lidir. Boyle olunca, siiluk cezbeye yardimci olur. Siilukdan sonra olan cezbe ise, 
siiluke hizmetci olur. Siiluk ni'meti, onu cezbeye kavusdurur. Cezbenin once ol- 
masi, boyle degildir. O onceden cekilmekdedir, da'vetlidir, (Murad)dir. Siilukii on- 
ce olan ise, (Talib)dir. Murad olunanlarm basi ve sevilenlerin onderi Muhammed 
aleyhisselamdir. Bu da'vet Ona yapilmis, once O caginlmisdir "aleyhi ve ala ali- 
hissalatii vesselam". Baskalan, Ona tufeyl olarak, yamsira kabul olunmakdadir- 
lar. Ister murad olsunlar, ister talib olsunlar, Onun arkasmdadirlar. Hadis-i kud- 
side, (O olmasaydi, Allahii teala mahluklari elbette yaratmazdi ve riibubiyyetini 

-955- 



belli etmezdi) buyuruldu. Baskalan Onun gerisinde bulunduklan icin ve bu da'vet 
yalniz Ona yapildigi icin, herkes Ona muhtacdir. Feyzlere, bereketlere Onun va- 
sitasi ile kavusurlar. Bunun icin, biitiin insanlara Onun Ali demise yeri vardir "aley- 
hi ve ala alihissalatii vesselam". Biitiin insanlar, Ondan sonradirlar ve arada O ol- 
mayinca kemale kavusamazlar. Hepsinin varligi, Onun varhgina bagli olunca, 
varlikdan hasil olan kemaller, O vasita olmaymca nasil hasil olabilir? Alemlerin 
Rabbinin sevgilisi, elbet boyle olur "aleyhi ve ala alihissalatii vesselam"! 

Iyi dinleyiniz! Kesf yolu ile anlasildi ki, Allahii tealanm sevgilisi olmasi "aley- 
hi ve ala alihissalatii vesselam", zat-i ilahiye muhabbeti iledir. Araya hicbir sifat 
ve san ve i'tibar kansik degildir. Allahii teala, kendisini de bu muhabbet ile sev- 
mekdedir. Baska kullanni sevmesi boyle degildir. Suyun ve i'tibarat ile veya es- 
ma ve sifat ile, hatta ismlerinin ve sifatlarimn zilleri ile sevmekdedir. 

Bunu daha acikhyahm. Resulullahm vasita olmasi, iki diirludiir: Birincisinde, sa- 
lik ile matlub arasinda perde olur. Ikincisinde ise, salik Ona takilarak, Onu vasi- 
ta ederek, Ona uyarak, matluba kavusur. Siiluk yolunda ve hakikat-i Muhamme- 
diye varmadan once, vesile olmanm bu iki diirliisii de vardir. Oyle samyorum ki, 
bu yolda vasita olan alim, salikin siihuduna vasita ve perde olmakdadir. Yolun so- 
nunda, cezbe imdada yetismezse ve perde aradan kalkmazsa, cok yazik olur. Ciin- 
ki, cezbe yolunda ve hakikat-iil-hakaika kavusdukdan sonra, yalniz ikinci diirlii va- 
sita olmak vardir. Ya'ni, arkasina takilmakla ve uymakladir. Perde olmakla degil- 
dir. Ya'ni, siihud ve miisahede icin ve bunlarm benzeri icin, perde olmak yokdur. 

Siial: Yalniz bir ma'nada olsa bile, Resulullahm vasita olmamasi, Resulullah icin 
bir kusur, bir noksanlik olmaz mi "aleyhi ve ala alihissalatii vesselamii vettehiy- 
ye"? 

Cevab: Arada vasita olmamasi, Resulullahm "aleyhissalatii vesselam" kemali- 
ni, iistunliigiinii gosterir. Onun icin kusur olmaz. Hatta, arada vasita olmasi kusur 
olur. Ciinki, tabi' olunanm arkasina takilmakla, Ona uymakla, yiiksek derecelerin 
hepsine kavusmak, Onun kemalini gosterir. Bu ise, Onun vasita olmamasinda 
vardir. Vasita oldugu zeman, boyle degildir. Vasita olmadigi zeman, siihud perde- 
sizdir. Bu ise, kemal derecelerinin en iistuniidiir. Vasita olunca, hasil olan siihud ise, 
perdelidir. Goriiliiyor ki, vasita olmamak kemaldir, iistiinliikdiir. Vasita olmak, ku- 
surdur, noksanlikdir. Hizmet eden, her makamda Ona uymakdadir. Ona uymak- 
la, Onun ni'metlerine ortak olmakdadir. Bu ise, hizmet olunanm biiyiikliigunii, se- 
refinin coklugunu gosterir. Bunun icindir ki, Resulullah "aleyhi ve ala alihissala- 
tii vesselam", (Ummetimin alimleri, israil ogullarimn Peygamberleri gibidir!) bu- 
yurdu. Ahiretde Allahii tealayi gormek de, vasitasiz ve perdesiz olacakdir. Sahih 
olan hadis-i serifde buyuruldu ki, (insaii nemaza ba^layinca, Allahii teala ile kul ara- 
sinda olan perde kalkar). Bunun icin, nemaz mii'minin mi'racidir. Nemazm mi'rac 
olmasi, tesavvuf yolunda sona kavusanlar icin tamdir. Ciinki, perdenin kalkmasi, 
sonda olanlar icindir. Goriiliiyor ki, vasita ve perde aradan kalkmakdadir. Bu 
ma'rifet, Allahii tealanm lutf ederek, ihsan ederek bu fakire [ya'ni imam-i Rabba- 
niye] bildirilen ma'rifetlerin en incelerindendir. Farisibeyt tercemesi: 

Ben o topragim ki, behar bulutlan, 
saciyor tizerime saf damlalan. 

Su beyt de ne giizel soylenmisdir: 

Fakirin kapisina gelirse sail, 
sasmp eyhoca, sakm cekme ah! 

Tesavvuf biiyiiklerinden cogu, Resulullah vasita olur dedi. Cogu da, olmaz bu- 
yurdu. Hicbiri sozlerini aciklamadi. Hangisinin kemal, hangisinin kusur oldugu- 
nu bildirmediler. Zahir alimleri, vasita olmamasi tarn iman iken, buna kiifr dedi- 

-956- 



ler. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" vasita olmaz diyenler dalalete diiser, 
sapik olur sandilar. Vasita olmagi, imamn kemali zan etdiler. Boyle soyliyenleri ka- 
mil sandilar. Halbuki, Resulullahin vasita olmamasi, Ona uymamn tam oldugunu 
gosterir. Vasita olmasi ise, Ona uymamn noksan olmasim bildirir. Boyle oldugu- 
nu yukanda bildirmisdik. Bunlar, isin ozunii anlamamislardir. Yunus suresindeki 
ayet-i kerimede mealen, (Belki anlamadiklari icin inanmiyorlar. Onun soziiniin ozii- 
nii anlamadilar. Bunlardan once olanlar da, boyle inanmamislardi) buyruldu. 

Efendim! Tesavvufculann (Uveysi) demeleri, Iistadi yokdur demek degildir. 
Ciinki, uveysi demek, onun yetismesinde ruhaniyamn da hizmeti olmusdur demek- 
dir. Hace-i Ahrar "kuddise sirruh" [Mevlana Ya'kub-i Cerhmin hizmetinde yetis- 
digi halde], iistadi bulundugu halde, Behaiiddin-i Buharinin ruhaniyyetinden de 
yardim gordiigii icin, Hace-i Ahrara Uveysi denilir. Bunun gibi, Behaiiddin-i Bu- 
harmin iistadi, Seyyid Emir Gilal hazretleri idi. Fekat, ayrica hace Abdlilhalik 
Goncdiivaninin ruhaniyyetinden de istifade etdigi icin, Behaiiddin-i Buhariye 
Uveysi denilmisdir. Bir kimse, iistadi bulundugunu soylemekle beraber, Uveysi ol- 
dugunu da bildirince, ona iistadini inkar ediyor demek sasilacak insafsizhk olur. 

[(Diirr-iil-me'arif) kitabinin seksenyedinci sahifesinde, Abdullah Dehlevi haz- 
retleri buyuruyor ki, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" veya Evliyadan bi- 
rine iiveysi olmak icin, hergiin tenha bir yerde iki rek'at nemaz kihp, bir Fatiha oku- 
yarak, sevablarmi onun mubarek ruhuna gondermeli, bir miiddet oturup, hep 
onun ruhunu diisiinmelidir. Birkac giin sonra, onun iiveysisi olur. (Hiivelgani) ri- 
salesi, (Makamat-i Mazheriyye)nin sonunda Hindistanda basilmisdir. Bu risalede, 
Abdullah Dehlevi hazretlerinin melfuzatmda diyor ki, (Resulullahin "sallallahii 
aleyhi ve sellem" iiveysisi olmak istiyen, yatsi nemazmdan sonra, hayalinde, Re- 
sulullahin iki mubarek ellerini tutup, ya Resulallah! Bes sey icin sana bi'at eyle- 
dim: Bunlar, Kelime-i sehadet, nemaz kilmak, zekat vermek, Ramezan aymda oruc 
tutmak ve yola giicii yetenin hacca gitmesidir demelidir. Birkac gece boyle yapm- 
ca, muradma kavusur. Bir Velinin iiveysisi olmak icin, tenha bir yerde, iki rek'at 
nemaz kihp, sevabim O Velinin ruhuna gondermeli ve ruhunu diisunerek bekle- 
melidir). Ehl-i siinnet i'tikadmda olup ahkam-i islamiyyeye uyan, elbette O Ve- 
linin iiveysisi olur. (Mektubat-i ma'sumiyye), ikinci kism, otuzsekizinci mektubun- 
da diyor ki, (insanm Allahii tealamn nzasma kavusmasma mani' olan en biiyiik hi- 
cab, onun nefsidir. Nefsin aradan kalkmasi kitab okumakla, isitmekle olmaz. in- 
san-i kamilin sohbeti lazimdir. Bu sohbet nasib olmazsa, uzaklardan kalb ona 
baglamrsa, cok sevilirse, onun kalbinden, feyzler, bereketler, muhabbet mikdann- 
ca, talibin kalbine akarak kemale kavusur. Hadis-i serifde, (Ki§i sevdigi ile bera- 
berdir) buyuruldu.)] 

Efendim, (Abdiilbaki) sozu, bakiolan Allahii tealamn kulu, kolesi demekdir. 
Yoksa bir insanin ismi olarak soylenilmis degildir. Bu soz her ne kadar insanlarm 
ismi olarak da kullamlmis ise de, benim miirsidim, Allahii tealamn bir kulu ise de, 
beni terbiye eden, yetisdiren, baki olan Allahii tealadir demekdir. Burada kelime- 
yi degisdirmek ve edebe uygunsuz davranmak nasil diisiiniilebilir? 

Efendim, Bayezid-i Bistami "kuddise sirruh", sekr halinde, ya'ni su'ursuz iken 
(Siibhani) dedi. Bu soze kusur denilse, bu kusurun onda her zeman bulunmasi la- 
zim gelmez. Bunun icin, baskasmm ondan iistiin olmasma sebeb olmaz. Ciinki, Ev- 
liyadan hale, vakte gore ba'zi ma'rifetler hasil olur ise de, baska vaktde ve baska 
halde, o ma'rifetlerin noksanlik oldugunu anhyarak, bunlan birakir. Bunlarm 
iistiindeki ma'rifetlere ve makamlara yiikselir. Mektubunuzda diyorsunuz ki, Qok 
zeman sekr halinde bulunan Evliyanin boyle uygunsuz soylemeleri sue sayilmiya- 
bilir. Fekat, sahv halinde bulunanlarm, ya'ni hep su'urlu olanlarm boyle seyler soy- 
lememeleri lazimdir. Efendim, boyle seyleri soyliyenlerin ve yazanlann, sekr ha- 
linde olduklan anlasilmahdir! Sekr karismryan hallerde boyle seyler yazilamaz. Fe- 

-957- 



kat, sunu da bilmelidir ki, sekrin cesidli dereceleri, muhtelif mertebeleri vardir. Sek- 
ri cok olamn, sozlerindeki uygunsuzluk da cok olur. Bayezid-i Bistammin sekri cok 
oldugundan, (Benim bayragim, Muhammed aleyhisselamm bayragmdan daha 
yiiksekdir) demisdir. Sahv halinde olanlarda, sekr hie bulunmaz sanmamahdir. 
Sekrsiz olan sahv, noksanhkdir. Halis, kansiksiz sahv, avamda bulunur. Sahv ha- 
line kiymet verenler, sahvm cok oldugu hali demislerdir. Sekr bulunmiyan sahvi 
demek istememislerdir. Sekre kiymet verenler de, sekrin daha cok bulundugu ha- 
li soylemislerdir. Ciinki, sahv kansmamis olan halis sekr, afetdir, felaketdir. Cii- 
neyd-i Bagdadi "kuddise sirruh", sahv sahiblerinin reisi oldugu halde ve sahv 
sekrden daha kiymetlidir dedigi halde, sekr kansik olan o kadar sozleri vardir ki, 
saymakla bitmez. (Bilen de Odur. Bilinen de Odur) ve (Suyun rengi, icinde bulun- 
dugu kabin rengidir) ve (Hadis, kadime yaklasmca, eseri, izi kalmaz) sozlerini o 
soylemisdir. (Avarif) kitabinin sahibi [Sihabiiddm-i Suhreverdi], sahv sahiblerinin 
iistiinlerinden iken kitabmda sekr kansik o kadar cok ma'rifetler vardir ki, sayil- 
makla bitmez. Bu fakir [ya'ni imam-i Rabbani hazretleri], onun sekr kansik 
ma'rifetlerinden birkacim toplamisdim. Evliyanm gizli ma'rifetleri aciga vurma- 
lan, hep sekr kansik hallerinde olmusdur. Oviinmeleri, ustiinliik gostermeleri 
de, hep sekrdendir. Kendisinin baskasmdan daha kiymetli oldugunu bildirmele- 
ri, hep sekrden ileri gelmekdedir. Halis sahv halinde, esran meydana cikarmak, bu 
yolda kiifr sayihr. Kendini baskasmdan iistun bilmek de, sirk olur. Sahv halinde 
biraz sekr bulunmasi, yemege lezzet vermek icin tuz kansdirmaga benzer. Tuzsuz 
ta'am, tadsiz olur. Kimse begenmez. Farisi beyt tercemesi: 

Eger ask olmasaydi, ask derdi olmasaydi, 
Bu kadar tatli sozii, kim soyler, kim duyardi! 

Seyh Abdiilkadir-i Geylani "kuddise sirruh" hazretlerinin, (iki ayagim, Evliya- 
nm hepsinin boyunlan iizerindedir) sozunii sekr halinde soylemis oldugunu, 
(Avarif) kitabmin sahibi "kaddesallahii teala sirrehiiraziz" bildiriyor. Boyle bil- 
dirmesi, bu soziin kusur oldugunu anlatmak icin degildir. Onu ovmek icindir. 
Ciinki bildigini soylemisdir. Oviinmegi, iistunliigii bildiren boyle sozler, ancak sekr 
kansik hallerde soylenir. Hie sekr bulunmiyan sahv halinde boyle konusamazlar. 
Bu fakir [ya'ni imam-i Rabbani "kaddesallahii teala sirrehul'aziz"], butiin yazila- 
nmda, bu taife-i aliyyenin ilmlerini, esranm aciklamakdayim. Biitiin bunlann tarn 
sahv halinde yazilmis olduklan hatir-i serifinize gelmesin! Hie oyle degildir. Ciin- 
ki, bunlan aciklamak, bu yolda haramdir ve cirkindir ve gevezelik olur. C°k kim- 
seler vardir ki, hie sekr kansmamis sahv halinde, cok konusurlar. Bunlar, nicin boy- 
le esrar soylemezler? insanlan hayrete diisurmezler? Farisi beyt tercemesi: 

Hafizm feryadi bosuna degildir, 
Sozler inde susilncuk cok sey vardir! 

Efendim, esran ortaya dokmek olan boyle sozler, herkesin anladigi ma'na ile soy- 
lenmis degildirler. Bu yolun bliyukleri "kaddesallahii teala esrarehiim", her zeman 
boyle seyler soylediler. Bunlan soylemek, bu biiyiiklerin adeti olmusdur. Bu faki- 
rin ortaya cikardigi bir yenilik degildir. (Bu, islamda ilk kinlan sise degildir) sozii- 
nti burada tekrarlamak yerinde olur. O halde, bu guriiltiiler, bu satasmalar nicin- 
dir? Eger islamiyyete uygun goriinmiyen bir soz varsa, ufak bir yardimda buluna- 
rak, ona islamiyyete uygun ma'na verilebilir. Boylece, bir mtislimana kotii gozle bak- 
makdan kurtulmak lazim olur. Kotii isleri yaymak ve fasikm yiiz karasim ortaya koy- 
mak, dinimizde haramdir ve cirkin bir isdir. Bir zan ile, bir siibhe ile, bir mtislima- 
na kotii damgasi basmak uygun mudur? Yer yer dolasip, onu sapik olarak yayma- 
ga cahsmak bir din adamina yakisir mi? Miisliman olan ve muslimanlan seven bir 
kimse, bir insandan islamiyyete uygun gorunmeyen bir soz isitince, bu soyliyeni in- 
celemelidir. Soz sahibi, sapik ve zindik ise, buna cevab vermeli, dogrusunu soyle- 

-958- 



meli, soziine iyi ma'na aramamalidir. O soziin sahibi miisliman ise, Allaha ve Re- 
suliine iman etmis ise, onun soziinii diizeltmege cahsmah, iyi ma'na vermege ug- 
rasmahdir. O soze iyi ma'na bulamazsa, soz sahibinden sormahdir. O da bulamaz- 
sa, kendisine nasihat vermelidir. (Emr-i ma'ruf) ve (Nehy-i miinker) islamiyyetin 
emridir. [(Ahkam-i islamiyye), Allahii tealanm emr ve yasak etdigi seyler de- 
mekdir.] Fekat bunun faideli olmasi icin, tath sozle ve yumusak yapilmasi lazim- 
dir. Eger faideli olmak icin degil de, bir miislimam kotiilemek icin yapihyorsa, bu- 
na birsey diyemem. Allahii teala, hepimizi iyi yolda bulundursun! Suna daha cok 
sasdim ki, bu fakirin mektubunu [uciincii cildin seksenyedinci mektubunu] goste- 
rip dedikodusunu yapani goriince, sizin talebelerinizde de, bu fakire karsi siibhe 
ve sogukluk hasil oldugu, serefli mektubunuzdan anlasilmakdadir. Sakm bu hal, 
onlara mursidlerinden aksetmis olmasm. Siibheli samlan yerleri sizin cozmeniz, ay- 
dmlatmaniz, isi bu fakire kadar uzatmamaniz lazim gelirdi. Fitneyi sondlirmeniz 
icab ederdi. Oradaki sevdiklerimize de ne diyeyim ki, siibheyi gidermege giicleri 
yetdigi halde, susmuslar, yardim etmekden kacmmislardir. Ya Rabbi! Bizlere aci, 
dogru yolda bulunmamizi nasib eyle! 

52 — DORDUNCU CILD, 230. cu MEKTUB 

Bu mektubu, babasinin iistadi Muhammed Baki-billahin "kuddise sirruh" og- 
lu hace Muhammed Ubeydiillahin mektubuna cevab olarak yazmis olup, viicud-i 
ilahfnin, Zat ile aym olup olmadigi ve fen taklfdcilerinin, tabfattle var olan yok ol- 
maz ve yok olan, var olmaz sozlerinin yanlis oldugu ve nemazin kemalati bildiril- 
mekdedir: 

Alemlerin Rabbi, yaratam ve yetisdireni olan Allahii tealaya hamd ederim. Onun 
sevgili Peygamberi Muhammed "aleyhissalatii vesselam" icin ve Ona yakin olan- 
larm hepsi icin dualar ederim. O biiyiik insamn kiymetli oglunun, lutf ve inayet bu- 
yurdugu mubarek mektubu, bu cahili sereflendirdi. Ey merhamet sahibi, aleak go- 
nullii, yiiksek efendim! (Vahdet-i viicud) mes'elesi, bize dedelerimizden miras ka- 
lan bir ilmdir. Bunu tekrar bu muhtaca yazmaniz, ma'lumu i'lam ve belli olan se- 
yi izhar etmekdir. Bundan evvel sizi rahatsiz etmekden maksad, vahdet-i viicud bil- 
gisinden daha yiiksek, baska ilm de bulundugunu bildirmek idi. Bu iki ilm arasin- 
daki fark, cevzin kabugu ile ici arasindaki fark gibidir. Demek ki, maksadimiz an- 
lasilmadi. Yazdiklanmiz, ma'nasiz, bos laf samlmis. Hasbiinallah ve ni'mel-vekil! 

(Zat-i ilahi tecelli etdikden sonra, sifatlan tecelli etmege, goriinmege baslar ki, 
bunlann tecellilerinin sonu yokdur) buyurmussunuz. Maksadi yiiksek olan kim- 
senin, Tecelli-i zatdan sonra, tecellilerin arkasmi birakip, tecelli eden Zati arama- 
si lazimdir. Sifatlarm tecellilerine nicin tenezziil etsin? (Bu yolda nihayete kadar 
yiikseldikden ve geri doniip temamen indikden sonra, hicbirseye benzemiyen, 
hakiki varlik, bu kainatm her zerresinde, her bakimdan munezzeh olarak, birse- 
ye benzetilmiyerek goriiliir) demege cesaret etmek de, ne kadar agir ve cirkindir. 
Her zerrede goriilenin, mutlak-i hakiki olan zat-i ilahi oldugunu nerden anladimz? 
Farisi misra' tercemesi: 

Rii'yada meger fare deve samldi! 

Kevser serabmdan elinize yalniz hava girmis. Te'ayyiinleri, hakiki mutlak samp, 
bunlan, baska seylerden munezzeh bulmussunuz. Belki de hakiki mutlaki, mukay- 
yedlerin, ya'nite'ayyiinlerin icinde sanmissimz. Bu hal, Zat-i ilahiyyeyi yok bilmek 
olur. Nitekim bunu evvelki mektubumda bildirmisdim. Boyle olsa bile, mutlak olan 
hakikiye asik kimse, mukayyedler Onun aym olsa bile, mukayyedlere baglamp kal- 
maz. Mukayyedler, mutlakm aym olsa da, herbiri ayndir, farkhdir. Bunlan birbir- 
lerine kansdinp, birine tutulmagi, otekine tutulmak bilmek, kisa goriisluliikdiir. 
Evet orada ayrihk, farkhhk yok ise de, fekat bu iki ibtila arasinda cok fark vardir. 

-959- 



Hayvan istiyen biri, her ikisi de hayvan oldugu halde, at yerine koyunu istemez. 
Halbuki, hayvanlik ikisinde de aymdir. Hayvanhk mertebesinde aynlik yokdur. Bii- 
yiik iistad Behaeddm-i Buharfnin "kuddise sirruh" soziine ma'na verirken, gayri 
olmak, hakkm baskasi degil, matlubun baskasidir, demissiniz. Bu, yukandakine uy- 
gun olmuyor. Her zerrede hakiki mutlakm varligi goriiliince, matlubun baskasi na- 
sil olur ve nasil nefy ve red olunur? Gayr kelimesine, kullamlana uymiyan, bir ma'na 
vermek de dogru degildir. Evet o biiyiik iistad yalniz vahdet-i viicudii tadanlardan 
olsaydi, soziine ma'na aramamn yeri olurdu. Mubarek sozlerinde bulunan, Mut- 
lak [ya'ni her bakimdan mahluklara benzemiyen] kelimesi, (La te'ayyiin) ve 
(Gayb-i hiiviyyet) mertebesidir. Ciinki, hakiki mutlak, her bakimdan tecerriid ve 
tenezziih ile, bu mertebeye uygundur. Iste bu yolun biiyiikleri, ilmin, ma'rifetin ve 
miisahedenin yetisemiyecegi, boyle miinezzeh mertebeyi istemegi men' ediyor ve 
bunu taleb etmegi vakt oldiirmek sayiyorlar. O halde bunun her zerrede goriilme- 
sini soylemek, ma'nasiz olur. Onda aynlik olmayinca ve her goriilen O olunca, 
Onun sevki ve talebi men' olunur mu? Eger murad, vahdet mertebesi ise, bu 
mertebe, bir bakimdan mutlakdir. Her bakimdan mutlak olan, daha iistiindeki mer- 
tebedir. O halde, vahdet mertebesine, hakiki mutlak demek, uygun degildir. Mat- 
lub, bundan sonradir ve salik, heniiz yoldadir. Boylece, matlubu birakip da, yol- 
da kalmak, tarn bir istege uymaz. Heme kadar bu te'ayyiine, miite'ayyinden bas- 
ka demiyorlarsa da, te'ayyiin, te'ayyiindiir. Himmeti, arzusu yiiksek olan, aldamp 
burada kalmaz. Muhammed aleyhisselamm yolunda yiikselenler, bu yol, mahbub- 
luk, ma'sukluk yolu oldugu icin, burada kalmaz. Bu te'ayyiiniin, biitiin esya ile ay- 
m olmasi ve gayri olmamasi sebebi ile, la te'ayyiiniin talebinden mahrum kalmaz- 
lar. Farisi beyt tercemesi: 

Dostun firaki, az siirse de, az degildir, 
Gbzde bir kilin bulunmasM cok agir geiir! 

Siial: Bu te'ayyiin, miite'ayyinin kendisidir. O halde birini bulup gormek, ote- 
kini bulmak, gormek olmaz mi? 

Cevab: Bu te'ayyiinii bulmak, Onu bulmus olmak ise, nicin bunun iistiinii ara- 
makdan korkutuyor ve men' ediyorlar. Demek ki, bu iki mertebeyi bulmak bas- 
ka baskadir. O memnu' oldu, bu ise men' edilmedi. 

Siial: O mertebe bulunamaz ve kavusulamaz olunca, nicin Ona asik oluyorlar. 
Onu aramakla vakt gayb ediyorlar? 

Cevab: Bu siiali kabiil edersek, cevabimiz soyle olur ki, ask ve muhabbet, insa- 
mn elinde degildir ki, akhn gosterdigi sebeblerle men' olunabilsin ve sadik olan asik, 
kavusulamiyacagi belli olan sevgilisini aramakdan vazgecirilebilsin. Farisi beyt ter- 
cemesi: 

Sacimn kivrimlarim pekcok seviyorum, 
Ele gecmezsin biiirim, yine de istiyorum. 

Zevalh asiklar, sevgililerine kavusmak icin yanip, kiil olmak ister. Belki ismle- 
ri, nisanlan unutulsun isterler. Ondan baskasi ile rahat bulmazlar. Ondan elleri- 
ne birsey gecmezse de, azar isitseler de, red edilseler de, yine ma'suku isterler. Sa'ir 
bunu ne giizel anlatiyor. Farisi beyt tercemesi: 

Elime gecmese etegin bile, 
Baskasma bakmam, sekerim yine! 

Zevalh asiklara, sevgilinin, kendisini aradiklanm bilmesi se'adeti yetisir. Bu bi- 
carelerin, aynlik derdini cekdiklerini gordiigiinii bilmeleri kafi gelir. (Sen onu gor- 
medin ise de, O seni elbette goriiyor). Cok olur ki askdan maksad, dert ve gam cek- 
mekdir. Kavusmak hie hatira gelmez. Bu aramak derdine, nasil, vakt oldiirmek de- 

-960- 



nebilir ki, bu dert ve elem, o zevalli asikm omriiniin sermayesi olmusdur. 
Farisi beyt tercemesi: 

Derd-i gamm olmadan gefen omriime yazik, yiizlerce! 
Ke^ki gamma yukulnnmis olsaydim, daha evvelce! 

Bu ma'rifetin, tammanm hassalan, alametleri vardir, buyurmussunuz! Tev- 
hid, hakikatde stihudidir, gormekledir. Viicudi, ya'nf hakikatde mevcud degildir 
ki, bu alametlerin hasil olmasi lazim gelsin. Tevhid hallerinin hepsi, salikin gorii- 
sudiir. Onun sifatlan degismez. Allahii tealanm sifatlan haline donmez. Hakikat- 
leri degismez. Miimkinin, ya'ni mahlukun sifatlan, Allahii tealanm sifatlarmin ay- 
ni olabilseydi, Muhammed aleyhisselamm hidayeti, Allahii tealanm hidayeti olur- 
du. Halbuki Allahii teala, (Ey Habibim "sallallahii aleyhi ve sellem"! Sen, sevdi- 
gini hidayete, dogru yola getiremezsin. Fekat, Allahii teala istedigine hidayet ih- 
san eder) buyurdu. Bunun gibi, hadis-i serifde, (Siz diinya islerinizi daha iyi bilir- 
siniz!) buyuruldu. Bunlar ne demekdir? Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", ilm-i ilahi icin bu sozii soyliyebilir mi idi? Bunun gibi, (Sen gaybi bilmis ol- 
saydin!) ve (Bana ve size ne yapacagini bilmem) mealindeki ayet-i kerimeler, bu- 
nu hikaye buyuruyor. Bunlann hepsi mahlukla Halikm sifatlarim ayirmiyor mu? 
Burada, elverisli olan saliklere, cok faideler vardir. Ciinki, seyr-ii siilukden, ya'ni 
tesavvuf yolunda yiiriimekden ve riyazet, miicahede, sikmti cekmekden maksad, 
Allahii tealadan baska, herseyin sevgisinden kurtulmakdir. Bu da Tevhid-i siihu- 
di ile hasil oluyor. Biitiin bu ugrasmalar, kullugun, aczin, zevalhligm meydana cik- 
masi ve hie oldugumuzun anlasilmasi icindir. Yoksa, kullukdan kurtulmak icin ve 
(hasa) Allah olmak icin ve Onun zatinin kemalatma kavusmak icin degildir. Bun- 
lari istemek benlik ve kendini biiyiik bilmek olur. Biiyiik iistad buyurdu ki: (Kul- 
luk ile sahiblik, amirlik ve me'murluk bir arada olamaz). 

(Vahdet mertebesinde hakiki fani olmak, bu yolun nihayetidir) soziine gelin- 
ce; Vahdet-i viicud erbabi, hep enfiise asik olduklarmdan, kemal iizere fani ola- 
caklari soylenebilir mi? Fani olmak demek, Allahii tealadan baska, herseyin sev- 
gisinden kurtulmak demekdir. Halbuki bunlar, her an, her zerreye asikdir. Her- 
ne kadar zerreleri Ondan baska bilmezler ise de, hakikatde O degildirler. Onun 
gaynsmdan temamen ayrilmak ve yok olmak icin, bu girdabdan kurtulmak, Onu 
afak ve enfiistin disinda aramak lazimdir. Yahud soyle cevab veririz ki, bu hassa- 
lara ve alametlere malik olmak, bu Fenada olmiyor. Beka makaminda hasil olu- 
yor. Ciinki, Fena ve yok olmak zemanmda, mahlukat bilinmiyor. Mahluklar, 
madde ve sifat halinde olmiyor. O halde, tevhid mertebesinin nihayetine yetisip 
hakiki Fena hasil olur da, kendisinde bu alametlerden hicbirisi bulunmiyabilir. Bu 
alametlerin hasil olmasi, nihayet ve kemal olursa, Fena bulmaga nihayet demek 
nasil dogru olur? 

Asl soziimiize donelim! Miimkinatm, mahlukatm varhgi olsaydi, o zeman (Fe- 
na-i viicudi) olurdu. Halbuki, onlarm viicudleri, yalniz goriiniisdedir. Emanet bi- 
rakilan sey, emanetcinin olmaz, sahibinindir. Burada ilmin degismesinden baska 
birsey yokdur. Fekat (Kulumu, beni zan etdigi gibi karsilanm) buyurdugu icin, bu- 
rada da, bu tevhid-i siihudi olgunlasdikca, salike daha baska mu'amele ederler. Bu 
alametleri, daha cok hasil ederler. Baskalan bu mu'amelelere inanmiyabilir. Ciin- 
ki onlar, tevhid yolunda heniiz ilerlemekdedir. Halbuki bunlar, tevhidin hakikat- 
lerine varmis ve inceliklerine oyle dalmislar ki, oziine islemisler, ytiksek derece- 
sine ermislerdir. Sonra, Allahii tealanm imdadi ile bu makami gecerek, Peygam- 
berler "aleyhimiisselam" icin ayrilmis olan ilmlere kavusmuslardir. 

Ey merhametli kardesim! Tevhid-i viicudi ma'rifetlerinden bildiklerinizi yazi- 
mz ki, bunlar krymetli hallerdir. Bunlara kim ne diyebilir? Evliyamn biiyiikleri, bun- 
dan cok seyler soylemisdir. Heme kadar muhabbet serhoslugu ve askm coklugu 

- 961 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:61 



ile soylemisler ise de, onlann soylemeleri, kiymetini gostermekdedir. Biiyiik pe- 
derim Abdiil-Ehad "kuddise sirruh", tevhid-i viicudde cok ileride idi. Bu yolda yiik- 
sek kitablar yazmisdi. Bununla beraber, islamiyyetin edeblerinden hicbirini birak- 
mazdi. Hakikati bilenlerin hepsi de boyle idi. Fekat, baska biiyiikleri begenme- 
mek, yalniz kendi bilgilerinin dogru olduguna inanmak ve bunlardan baskasma kiy- 
met vermemek, sizin gibi buyukler icin, cok sasilacak seydir. Bunun gibi, Muhyid- 
dm-i Arabiyi "kuddise sirruh" Evliyanm sonu bilmek, kendi buyuklerimizin hep- 
sinin Evliyahgma inanmamak olur. Yiiksek yaradihsli olanlann, boyle sozlere ce- 
saret etmelerine dogrusu sasilir. Bunlardan daha sasirtici birsey de, ibni Smayi cok 
sevgi ile anlatiyorsunuz. Halbuki, onun bozuk inanislan, Ehl-i siinnet i'tikadina 
uygun degildir ve kafirligine ve dalaletine sebeb olmusdur. imam-i Gazali "rah- 
metullahi aleyh", eski Yunan felsefecilerinin sozlerini bildirdikden sonra, (Onlar 
ve onlann yolunda bulunanlar ve mesela Farabi ve ibni Sina, kafir olmuslardir) 
diyor. [O halde, bu kafirlerin ve Avrupadaki inkilab onderlerinin kitablannda ve 
tercemelerinde bulunan, din hakkmdaki, cahilce uydurma, zehrli yazilara inanma- 
mah, aldanmamalidir. ibni Sinanm, felsefeci goriisii ile yazdigi nemaz kitabim oku- 
mamahdir. imam-i Rabbani "rahmetullahi teala aleyh", (Me'arif-i lediinniyye) ki- 
tabinin sonunda, ibni Sinanm (Miistezad) kitabindan parcalar yazarak, bunlarm 
kiifr ve zmdikhk oldugunu bildirmekdedir.] Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve 
sellem", biiyiiklerden birine rii'yada, ibni Sina icin, (Allahii teala, onu ilmi ile da- 
lalete gotiirmusdiir) buyurmusdur. Baska biri de, buna benzer rii'ya gormiisdur. 
Boyle sozleri yabancilardan duysaydik, bu kadar sasmazdik. Fekat, sizin gibi zat- 
lardan, bu gibi sozlerden az birseyin, hurmetkarlannizm kulaklarma carpmasi, ne 
kadar sasirtsa yeri vardir. Saskmlikla bu yazilara cesaret olundu. Afv buyurma- 
nizi iimmid ederim. Efendim! Ariflerin reisi olan, yiiksek ustadimiz, dinin miiey- 
yidi, vefat edecekleri zeman, buyurmusdu ki, (iyi anladim ki, tevhid dar bir yol imis. 
Genis cadde baska imis). Mektubunuzda, onlar [ya'ni Muhammed Baki "kuddi- 
se sirruh"] kesretde vahdeti gormek mertebesinde idi, buyuruyorsunuz. Su halde, 
vefatlan sirasindaki bu sozlerini ne sebeble soylediklerini duymamis olacaksmiz 
ki, buna baska ma'na vermege kalkisiyorsunuz. O hazret, yalniz bu sozii soyleme- 
di ki, buna ma'na aramlsm. Zaten ma'nasi meydandadir. Ma'nasi meydanda olan 
bir soze baska ma'na verilmez. Sonra bu sozii de durup dururken soylemediler. Fa- 
risi beyt tercemesi: 

Rahat bir gece ve hos mehtab bul banal 
O zeman soyliyeyim bak, her$eyi sana! 

O boyle soyleyince ve bu makamda olunca, sizin ona [ya'ni babaniza] herkes- 
den daha cok uymamz lazimdir. Kesfe, hale kapilsamz da, iistadmizm yolundan ay- 
rilmamahsmiz! (Bu ma'rifetler, bilgiler, akla da, nakl olunan haberlere de uygun- 
dur) buyuruyorsunuz. Burada gosterdiginiz haberlerin cogu miitesabihat kismm- 
dandir. [Ya'ni ma'nalan, diger meshur haberlere uymayip, baska ma'na veril- 
mesi lazim olan haberlerdir.] Akhn kabul etmesi de, akhn erecegi, anhyacagi 
seylerdedir. Akl kusu, tevhid mertebesine ucamryor ve buradan haber alamiyor. 
Derin alimlerden Celaleddin-i Devani "rahmetullahi teala aleyh" buyuruyor ki, 
bu mes'ele, akl cercevesinin disindadir. Mevlana Abdiirrahman-i Cami "rahme- 
tullahi teala aleyh" buyuruyor ki, akhn disinda olan seyler, kesf ve miisahede ile, 
[ya'ni kalb gozii ile] goriiliir, akl bunlari anhyamaz. His uzvlan da, akhn anladigi 
seyleri anhyamiyor. 

iste kesf ve miisahede yolu ile anlasilmisdir ki: Varhgi lazim olan hakikivarhk, 
ne kiillidir, ne de cuz'idir [ya'ni ne parcalanamiyan bir zerredir, ne de parcalana- 
bilen bir toplulukdur]. Maddiciler diyor ki, (Yok olan, var olmaz ve var olan da, 
yok olmaz. Bunu isbat etmege liizum bile yokdur, bunu herkes bulabilir). Bu 
sozleri insanlar icin dogrudur. insanlar, elbette, birseyi yokdan var edemez. Hic- 

-962- 



birsey yaratamaz. Fekat, bu sozii Allahu teala icin soylemek yanhsdir. Herkes de- 
gil, kimse boyle soylemez ve isbata gelmez, vehm ve hayaldir. Allahu tealanm kud- 
retine inanmamakdir. Allahu tealanm yokdan var etmesi ve biitiin alemleri hicden 
yaratmasi ve hepsini yok etmesi, Onun kudretine gore, sasilacak bir sey degildir. 
Bunu soylemek, alemin kadim oldugunu, yokdan, sonradan yaratilmadigim soy- 
lemek demekdir ki, kiifrdiir. Ciinki, kainatin, biitiin zerreleri ile yokdan var edil- 
digini, biitiin dinler sozbirligi ile bildirmisdir. (insan dusiinmiiyor mu ki, biz onu 
onceden yaratdik. Halbuki o, birsey degildi) mealindeki ayet-i kerimeye de uygun 
degildir. Kur'an-i kerimi tefsir eden biiyiiklerin baslarinm taci, Kadi Beydavi 
"rahmetullahi teala aleyh", tefsirinde, (insan, adem idi, ya'niyok idi) diye ma'na 
vermisdir. Bu sozleri, hem de Allahu tealanm birsey yapmiyacagmi bildirir. Ciin- 
ki, yok olani var etmiyor diyorlar. Var olanin, var edilmesi de olmaz. Onlarm de- 
dikleri gibi, var olan, yok olmaz ise, varliklann varhkda kalabilmeleri icin de, Ya- 
ratana ihtiyaclan olmiyacakdir. Hatta, Allahu teala, esyayi yok edemiyecekdir. Bun- 
lar, cismlerin hassalan, hareketleri icin acaba ne diyecek? Bunlarm her zeman ye- 
niden meydana geldiklerini ve yok olduklarmi herkes goriiyor. Vel-hasil, bu so- 
zii soylemek, Allahu tealayi inkar etmekdir. Allahu teala, boyle seylerden cok yiik- 
sekdir. 

Allahii tealanm sifatlan kendinin aymdir demek de, Ehl-i siinnete uygun degil- 
dir. (Te'arriif) kitabmm sahibi [Seyh Ebu Bekr Muhammed bin Ebi ishak Giila- 
badi "rahmetullahi teala aleyh"], (Tesavvuf biiyuklerinin hepsi, sifatlann, Onun 
kendi olmadigi gibi, ayn da olmadigmi soylemislerdir) diyor. Bunu kabul etsek bi- 
le, sifatlann mukabili olan ademlerin [adem, yok olmak demekdir], ilm-i ilahide- 
ki aynhklari bize yetisir. Viicud [ya'ni var olmak] sifatinm, Zat-i ilahiden ayn ol- 
dugunu, evvelki mektubumda uzun uzun bildirmisdim. Fekat, sirasi gelmis iken, 
burada da kisaca soyliyeyim. Muhterem kardesim! Yaratihsi kusursuz olan ve ya- 
kinligi arayan biri, sahih vicdanma, ya'ni buluslarma bakar ve iyi diisiiniirse, an- 
lar ki, Allahu tealaya, kendi varligmda, kendinden baskasma muhtac olmasmi ve 
kendisinde viicud, varhk bulunmamasim, aynca viicud sifatina muhtac olmasmi la- 
yik gormez. Fekat, yine anlar ki, Allahu tealanm kendi hakikati ve mahiyyeti, vii- 
cudiin, varhgin aym degildir. Ciinki, viicudii, varhgi baskasma muhtac olmadigi icin, 
Allahii tealanm hakikati, o varlikdan ibaretdir demek, ma'nasizdir. Kendi varli- 
gi ile haricde mevcud olan bir Zata, baskalanna sifat olan, baskalan ile bulunabi- 
len bir kelimeyi ism vermege ne liizum vardir? islamiyyet de, bu ismi, zaten bil- 
dirmemisdir. Tesavvuf biiyiikleri, Allahii tealanm zatindan, kendinden, biitiin 
nisbetleri ve i'tibarlan, diisiinceleri ayirdiklarma gore, bunlardan birkaci, nicin vii- 
cudii de ayirmiyor? Allahu tealanm Zatindan viicudii ayirmak, Ona yokluk kon- 
durmak olmaz. Zira, yokluk da, bir nisbet, bir sifatdir. Allahu tealanm Zatmda hic- 
bir nisbet ve i'tibar olmaz. Sonra bu btiyiikler, viicud, Onun aymdir demekle, 
viicudu inkar etmiyor. Allahu teala kendisi vardir ve viicud bir sozden baska bir- 
sey degildir, demiyorlar. Ciinki, bu biiyiikler, Allahu tealanm hakikati, mutlak vii- 
cuddiir biliyor. Viicudii inkar etmis olurlar mi? Bir seyin kendisi inkar olunur mu? 
Dogrusu soyledir ki, Allahu tealanm hakikati, kendisi, viicudden baskadir. Ken- 
di varligmda, viicud sifatma muhtac degildir. Kendi kendine vardir. Onun viicud 
sifatina muhtac olmadigmi gostermek icin, kendisi, viicudiin aymdir demege liizum 
yokdur. Kendisi viicud sifatmdan daha yiiksekdir desek ne olur? 

Allahu tealanm adeti soyledir ki, hakikat aleminde ne varsa, hepsinin niimune- 
sini ve misalini bu mecaz ve goriiniis aleminde gostermisdir. Boylece insan, bu su- 
retlerden hakikatlere yol bulur. Allahu tealanm, viicud ile var olmayip, kendi ken- 
dine var olmasmin da, bu diinyadaki ornegi, viicud sifatidir. Varhk sifati, kendi- 
liginden vardir. Ayn bir viicudle mevcud degildir. 

Allahu teala kendisi vardir, sozii de, ancak bir bildirmekdir. Yoksa, kendisi ile 

-963- 



olabilen bir viicud vardir, demek degildir. Seyh Eman "rahmetullahi teala aleyh", 
(Allahii tealamn hakfkati mevcuddiir. Ondan baskasi ademdir, yoklukdur. Adem 
ise, esyanin baslangici olamaz. Ciinki hakikat degismez. Ya'ni, varhga sebeb ola- 
maz. O halde, baslangic da viicuddiir. O da, tecezzi ile degil temessiil iledir) diyor 
ki, bircok bakimdan, dogru degildir. Ciinki, evvela deriz ki, Allahii tealamn haki- 
kati viicuddiir demek, Ehl-i siinnet i'tikadma uygun degildir. Ikinci cevab olarak 
deriz ki, Allahii tealamn sifatlan, Ehl-i siinnete gore, Zatindan ayndir. Bunun icin, 
Allahii tealadan baskasi, ancak ademdir demek dogru olmaz. Bu halde, belki si- 
fatlar, esyaya baslangicdir. Uciincu cevab da, adem, viicud olursa, hakikat degis- 
mis olur. Fekat eger adem mevcud olursa, birsey lazim gelmez. Alimler, viicud yok- 
dur demislerdir ki, bu sozde hakikat degismesi hie yokdur. Dordiincii nokta da su- 
dur ki, adem mevcud olursa, hakikat degismesi olur. Fekat, adem mevcud gorii- 
niirse, hakikat degismesi olmaz. Besincisi de, yukandaki soziinde gecen baslangic 
kelimesinden maksad, heyula ve esir denilen seydir. Ciinki bunu ancak parcala- 
narak ve sekl alarak baslangic yapdi. Allahii tealaya, kainatm heyulasi ve ash de- 
mek kadar alcakhk olmaz. 

lead edici, ya'ni yokdan var edici ma'nasma baslangic, Zat-i ilahidir. Fekat bu 
ma'nada tecezzi ve temessiil lazim degildir. Yasin suresi, son ayetinin meal-i se- 
rifi, (Biz istedigimiz seye ol deriz, hemen var olur)dir. Altmci nokta, Zat-i ilahi- 
nin mukabili, ziddi ademdir demek, ma'nasizdir. Ziddi adem olan viicud baskadir 
ki, hasil olmak ma'nasmadir. Yedinci nokta, viicud, ademin ziddi degildir ki, iza- 
fi adem [ya'ni her bakimdan degil de, ba'zi bakimlardan yok olan adem] kalma- 
yinca, viicud lazim olsun. (ilm-i ilahide bulunan ademler de, esyanin ash olamaz- 
lar. Ciinki, Allahii tealamn ilmi, ilm-i huzuridir. Ya'ni ezelde bilmisdir. Orada de- 
gisiklik yokdur ki, ademler orada hasil olsun ve esyanin ash olsunlar. Bu ademler, 
ilme nereden geldi? Bir bakimdan mevcud olmiyan sey, ilmde yer bulamaz) demis- 
lerse de dogru degildir. Ciinki, evvela, Allahii tealamn ilmine, ister huzuri desin- 
ler, ister baska ism versinler, Allahii tealamn izafi ademlere ilmi yokdur demek, 
bunlari bilmez demekdir. Allahii tealaya karsi boyle soylemek yakismaz. Sonra, 
bir bakimdan mevcud olmiyamn, ma'lum olmiyacagini da kabul etmeyiz. Ciinki, 
bircok seyleri diisiinerek biliriz ki, hicbiri yokdur. Uciincu olarak, deriz ki, var ola- 
cak seyler, yok iken, izafi adem idi. Bunlara her bakimdan yok demek, dogru de- 
gildir. Sadreddin-i Konevi "kuddise sirruh" buyuruyor ki, sey olmak, iki diirliidiir: 
Sabit olan sey, mevcud olan sey. Mevcud olan sey, haricde bulunan seydir. Sabit 
olan sey ise, ilmde bulunan, haricde bulunmiyan seydir ve bu seyin bir yapicisi yok- 
dur. O halde, mutlak ma'dum [ya'ni her bakimdan yok olan], sey degildir. Ciinki 
siibutii de, vucudii de yokdur. Fekat izafi ademler, sabit olan seydir. Bu seylikden 
dolayi bunlara (Kiin) [ya'ni (Ol!)] emri veriliyor ve haricde var oluyorlar. Seyh Ko- 
nevi "rahmetullahi teala aleyh" buyurdu ki, Allahii tealamn, var olacak seyleri 
ademde iken bilmesi, ma'dumu bilmesi degildir. Ciinki, boyle sonsuz ademler, 
Umm-ul-kitabdadir. Kalem-i a'la, bunlann ba'zisim almis, Levh-i mahfuz da bu 
ba'zilan, tafsil etmisdir. Celaleddin-i Devani "rahimehullahii teala" diyor ki, 
adem de, hakiki viicudiin zuhurlanndandir. Nitekim, imam-i Gazali "rahmetulla- 
hi teala aleyh", ba'zi kitablarmda buyuruyor ki, (Kainatm ash ademdir. Ademe mer- 
hamet edip, viicude getirdiler. Adem aslinda yok idi. Once adem yaratildi. Ade- 
me kadim dersek, onu, Allahii tealaya kadimlikde ortak etmis oluruz. Demek ki, 
adem, kadim degildir. Kainatm ash olan adem kadim olmayinca, kainat da kadim 
olmaz, hadis olur. Ehl-i siinnetin (Ma'dum, sey degildir) soziiniin ma'nasi iste bu- 
dur). Dordiincii olarak deriz ki, bu soz, kendi kendini bozuyor. Ciinki, izafi adem- 
ler, ilmde bulunur. Esyanin ash olamazlar dedi. Sonra da, ilm, huzuridir diyerek, 
bu soziinii red etdi. Bir bakimdan sabit olmiyan, ilmde bulunmaz diyerek de red 
etdi. Besinci olarak deriz ki, S6fiyye-i aliyye, a'yan-i sabiteye, izafi ademlerdir de- 
misdir. Bunlari, mahlukatm hakikatleri, asllari bilmisdir. 

-964- 



Bundan sonra yaziyorsunuz ki, ilm-i ilahide bulunan seylerin ash vardir. Bu asl 
da, ilm ve belki alimdir. Fekat, ademlerin ash nedir? Cevabmda deriz ki, ademle- 
rin ash ve mensei, ilm-i ilahide birbirlerinden ayrilmis olan kemalat-i ilahidir. Bu 
cevabimiz kime uygun gelmez? 

Yine yaziyorsunuz ki, hakiki kulluk, Onu sevmek ve Ondan baska herseyden 
vazgecmekdir. Ya'ni diinya gibi, ahireti de terk etmekdir. Evet boyledir. Fekat her- 
kes boyle oldugunu soyler. Dogru ile yalancilan ayiran alamet, islamiyyete yapis- 
makdir. Bu sevginin cokluguna alamet, siinnete [ya'ni ahkam-i islamiyyeye] cok 
yapismak ve bid'atden cok kacmakdir. Bu alametler bulunmiyan laflari begenmez- 
ler. Herseyden vazgecdim demelerini, hepsine sanldim anlarlar. 

Muhterem efendim! Diisuncelerin, vesveselerin coklugundan sikayet ediyorsu- 
nuz. Mahlukata ilm oldukca, vesvese de olur. Onlari unutunca, vesveseler de kal- 
maz. O halde, esyayi bilmek ve unutmak iizerinde durmak lazimdir. Herseyden, 
her mahlukdan Allahii tealaya giden bir yol vardir. Ciinki, her mahlukun kendi- 
si ve sifatlan Onun kudretinin eseridir. Bu eserlerin sahibini bulan uyamk bir kim- 
se, o gizli yolu ve o ma'nevi bagi goriir, anlar. Esyanin Allahii tealaya delalet et- 
mesi, Onu gostermesi icin, Onunla ittihad etmesi, birlesmesi nicin lazim olsun? Du- 
man atesi haber verir ise de, atesle ne miinasebeti, ne ittihadi var? Allahii teala- 
yi cok seven, az bir alaka ve isaret ile hemen Ona doner. Hicbirsey Onu unutma- 
sma sebeb olmaz. Her gordiigii seyi, kudretin eseri goriip, eser sahibine doner. Bu- 
nun icin, hicbirsey, arifi kendine cagirmaz, eser sahibine caginr. Arifin kalb gozii- 
nii, kendinden, sahibine aks etdirir, cevirir. Halbuki Allahii tealayi esya ile ittihad 
etmis bilen zevalhlan, hersey kendilerine caginr. Kendilerine tutulmasina sebeb 
olup ceker. Kendilerini mahbub, ma'siik olarak gosterirler. Her cirkin seytan, cil- 
ve ile, naz ile kendini ma'suk yapip, sedd-i iskender gibi perde olur. Farisibeyt ter- 
cemesi: 

Guzeller yanaklaniiM suklunus, seytan naz ediyor, 
Siisirdiin kaldim, hayretden, akhm gidiyor. 

Miimkinin, mahlukun varhgi ve kemal sifatlan, o mukaddes mertebenin zille- 
ri, aksleri ise, zilden asla yol vardir. Fekat zil, asl degildir. 

Bu fakir, arif kemale geldikden sonra, bunun esyaya olan ilmine hicbir zeman 
ilm-i huzuri demedim. ilm-i husiili degildir dedim ise de, bu, ilm-i huzuridir demek 
degildir. Ciinki, Allahii tealanm esyaya olan ilmi [ya'ni herseyi bilmesi] huzuri ve 
husuli ilmlerden degildir. ilm-i ilahinin, yalniz bir inkisafidir ki, bilinen seyleri bir- 
birinden ayinr. ilmde hicbirinin sureti hasil olmaz. Allahii tealanm ilminde bulu- 
nan seyler demek, ilm-i ilahf ile birbirlerinden aynlan seyler demekdir. Bu seyler, 
her nerede bulunursa bulunsunlar, Allahii tealaya munkesifdir [ilmine acikdir]. Al- 
lahii tealanm esyayi bilmesine ilm-i huzuri veya ilm-i husuli demek, tevhid-i vu- 
cud erbabina uygun gelir. iste bir arif kemale geldikden sonra, bunun ilmi de boy- 
le olur. Hersey, nerde olursa olsun, arifin ilmine miinkesif olur. Arifin zihninde, 
suretleri hasil olmaz. Bu ilm de, ne husulidir, ne de huzuri. Herseyi akllarma uy- 
durmak istiyen, bu soze inanmaz ve kabiil etmez ise de, biz zaten onlara soylemi- 
yoruz. Bunlar, zevk ile, tadarak bilinen seylerdir. Vicdani [ya'ni kalb ile bulunan] 
seylerdir. Anlatarak inandinlacak, ilzami seyler degildir. Bu ma'rifetin sasilacak 
tarafi sudur ki, ilm, huzuri degildir. Bilinen seyin sureti de hasil olmaz. Tatmadan 
bunlar anlasilamaz. 

Efendim! Nemaz, tecellilerden, miisahedelerden daha iistiindiir demenin sebe- 
bi sudur ki, muhakkak biliyoruz ki, Allahii teala, bu tecelliden ve miisahedelerden 
gayndir. Bunlara kapihp kalmak, zillere, hatta benzerlere, misallere baglamp kal- 
mak olup, bunlar, matlub degil, baska seylerdir. Hersey, Allahii tealanm aynidir 
diyen, ask serhosudur. Matlubun, maksadm kendinden haber veren, yalniz nemaz- 

-965- 



dir. O nisam olmiyanm, biricik nisam nemazdir. Nemazda olan yakmhk, baska hic- 
bir yerde yokdur. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Nemaz- 
da, kul ile Allahii teala arasindaki perdeler kalkar). Bunun icin, nemaza, mi'rac bu- 
yurmusdur. Onun icin, nemazi temam kilmaga cok dikkat etmelidir. Nemazm ke- 
maline cahsmak, bu miisahedeleri ve tecellileri, Ona yaklasdirmamakla olur. Bu bii- 
yiik ihsam, Allahii teala diledigine nasib eder. Onun ihsanlan biiyiikdiir, boldur. 
Nemazm kemal iizere kihnmasi, niibiivvet yolundan yiikselen biiyiiklere nasib 
olur. Vilayet yolunda bulunanlarm cogu, bu dereceye yetisemez. O biiyiiklerin ya- 
kmhgi baskadir. Ilmleri ve esran kendilerine mahsusdur. Onlan ulasdiran yol, bu 
yola benzemez. Oyle bir caddedir ki, Peygamberler "aleyhimiissalevatii velbere- 
kat" ve onlarin Eshabi ve bu iimmetden secilmis cok yiiksek olanlar, matluba bu 
yoldan yetismislerdir. Ariflerin reisi olan iistadimiz [ya'niMuhammed Bakibillah 
"rahmetullahi aleyh"], (Ana cadde baskadir) sozleri ile belki bu yola isaret buyur- 
muslardir. Vilayet yolundan da, bir kimsenin bu yiiksek zirveye ulasmasi mumkin- 
dir. Belki de olmusdur. Nemazi yalmz yatip kalkmak sanmamahdir. Nemazm 
gayb aleminde bir hakikati vardir ki, biitiin hakikatlerin iistiindedir. O hakikate 
kavusanlan tammiyanlar, nemazm kemalinden ne anlar? Nemaz, goniilleri ceken 
bir giizeldir. Onun giizelligi bu mecaz aleminde, sanki bu sekl icine sokulmusdur. 
O sevgilinin cilveleri, nemazm husu' ve edebleri seklinde bu diinyada goriinmek- 
dedir. Nemazm bu sekl ve suretini sevmiyen, bunun hakikatinden ne anhyabilir? 
O giizelin cilve ve edalanna asik olmiyan, husu' ve tumanmetin kiymetini nasil bi- 
lir? Velhasil, nemazm letafeti, giizelligi o kadar yiiksekdir ki, sacma sapan sozle- 
rimizle bildirilemez. Kiymetleri o kadar iistundiir ki, bu kink kalemim, ona tercii- 
manlik edemez. Fekat, bu biiyiik devlete sahib olanlarm, nefis nefeslerine sigmi- 
yorum! Onlara hizmet etmege ve sevmege karsilik olan miijdelere giiveniyorum. 
Farisi beyt tercemesi: 

O giizelin saci, avucuma girse, misk sucilir elimden, 
O ayyiizlii, kucagima gelse, gun dogar her yerimden. 

Ya Rabbi! Sen, onlarin sandigi ve soyledigi gibi degilsin! Seni bize haber veren, 
bildiren Peygamberlere "aleyhimiissalevatii vetteslimat" selamlar olsun, sela- 
metler olsun! Bu alemleri yaratan, her an varhkda durduran, cesedlerin nzkim, ruh- 
larin gidasmi, kalblerin nurunu ihsan ederek, kullarmm gelismesini lutf eden Al- 
lahii tealaya hamdler, siikrler olsun! 

Herkese yayilan merhamet ve ikramlarmizdan sunu umar ve istirham ederim 
ki, bundan sonra, Allahii tealanm bu asi ve insanhkdan uzak kulunu aramaymiz. 
Onu, iimmidsizlik kosesinde yalmz birakiniz da, giinahlarmm matemini tutmak- 
la ve miinasebetsizliginin acilarmi tatmakla inliyebilsin! Allahii teala, Peygamber- 
lerin gosterdigi yolda yiiriiyenlere selamet versin! Amm. 

53 — IKINCi CILD, 45. ci MEKTUB 

Bu mektub, hakikatleri bilen, ma'rifetler sahibi, hace Hiisameddin Ahmede ya- 
zilims olup, bu kainatin hepsi, Allahii tealanm ismlerinin ve sifatlarmin aynasi ol- 
dugu, Zat-i ilahfden ise, hie nasfbleri olmadigi ve maddenin kendi kendine varhk- 
da duramiyacagi, maddenin hakfkf varhk olmadigi ve bircok seyler bildirilmekde- 
dir: 

Allahii tealaya hamd-ii senalar olsun. Onun secdigi, sevdigi kimselere sela- 
metler olsun! Muhterem efendim. Farisi misra' tercemesi: 

Heme olursa olsun, dostdan konusmak daha tatlil 

Isitilmemis, duyulmamis ma'rifetleri yaziyorum. Lutf en iyi dinleyiniz! En yiik- 
sek insanlarm murakabe yolunu bildiriyorum. Cok dikkatli okuyunuz! Biliniz ki, 

-966- 



alem [ya'ni hersey], Allahil tealamn ismlerinin ve sifatlanmn niimunesi, ornegi, ay- 
nasidir. Mahlukun hayati, Onun hayatimn aynasi, bilgisi, Onun ilminin aynasi, kud- 
reti de, Onun kudretinin goriinmesidir. Kullarm herseyi de boyledir. Fekat alem- 
de, Zat-i ilahmin, [ya'ni kendisinin] aynasi yokdur. Hatta, Zat-i ilahmin bu alem 
ile hie miinasebeti yokdur. Hicbirseyle ortakhgi yokdur. Ne ismde, ne de suret ve 
goriiniisde, istirak, benzerlik yokdur. O, alemlerden ganidir, [hicbirseye muhtac 
degildir]. Halbuki, Onun ismleri ve sifatlan boyle degildir. Sifatlanmn bu alem ile, 
ismleri miinasebetli ve suretleri, goriiniisleri miisterekdir. Allahii tealada ilm sifa- 
ti vardir. Mahlukda da, o ilmin sureti, benzeri vardir. Onda, kudret sifati oldugu 
gibi, bunda da, o kudretin sureti vardir. Zat-i ilahi, boyle degildir. Mahluklann, bun- 
dan nasibleri yokdur. Kendi kendilerine varlikda kalabilmek, onlara verilmemis- 
dir. Mahluklar, Onun ismleri ve sifatlan suretinde yaratildiklan icin, kendileri, si- 
fatdir. Hakikatde hicbiri madde degildir. Maddelikle alakalan bile yokdur [ya'ni 
kendi kendilerine varlikda durmuyorlar]. Varlikda durabilmeleri, Zat-i ilahi ile- 
dir. Fizikciler, kimyagerler, esyayi, madde ve maddenin sifatlan, ya'ni hassalan, 
ozellikleri diye ikiye ayinyor [ve yaratilmiyan, yok olmiyan sandiklan madde, var- 
likda kendi kendine duruyor ve diinyamn temel tasim teskil ediyor diyorlar]. Bu 
sozleri, maddeyi bilmediklerindendir. [Bugiinkii tecribeler de, Lavoisier, Dalton 
ve Robert Boylenin ve daha sonra gelen kimyagerlerin anladiklan madde bilgisi- 
ni, cok miihim bir seklde degisdirmisdir. Bugiinkii fizigin temellerinden biri olan 
Einsteinin relativite nazariyyesine gore, enerjinin de, madde gibi, bir kiitlesi var- 
dir. Belki de madde, teksif edilmis kudretden baska birsey degildir.] 

Kimyacilar der ki: Sifat, ya'ni ozellik yalmz basma bulunamaz. Hep madde ile bir- 
likde bulunur ve maddenin nasil oldugunu bildirir. Bunlann, sifat madde ile bulu- 
nur demeleri, hakikatde, sifatm sifat ile bulunmasidir. Sifat da, madde de, Zat-i ila- 
hi ile kaim olmakda, varlikda kalmakdadir. Kendi kendine duran madde yokdur. 
Biitiin cismleri, herseyi varlikda durduran, ancak Odur. Ya'ni Allahii teala, kay- 
yum-i alemdir. Madde kendi kendine varlikda durmuyor ki, sifatlan da onunla du- 
rabilsin. Sifatlar, maddenin zati, kendisi olmadigi gibi ve yalmz madde ile bulunup, 
kendi kendilerine bulunamiyacaklan gibi, biitiin esya da, madde de, Zat-i ilahi ile 
bulunmakdadir. Hicbirinin zati yokdur. Maddenin zati, [kendisi] olmaymca, sifat- 
lan onunla bulunamaz. Zat, yalmz Allahii tealanmdir. Hersey, Onun zati ile var- 
hkdadir. Herkesin, kendine, zatma, ben demesi, hakikatde, herseyi varlikda dur- 
duran bir Zati gostermekdedir. 

(Ben) diyenler, neye isaret etdigini bilse de, bilmese de, bu boyledir. Bununla 
beraber, Allahii teala, hicbir isaretle gosterilemez. Hicbirseyle birlesmis degildir. 
Bu ince bilgileri iyi anlamiyan, tevhid-i viicudi ile kansdirmasm! Vahdet-i viicu- 
dii soyliyen, bir zatdan baska mevcud yokdur der. Onun ismlerini ve sifatlanm, na- 
zarikabul edilmis bilir. Mahluklann hakikatleri bile viicud [varlik] gormemisdir. 
(A'yan [esya], varhgm kokusunu duymamisdir) der. Halbuki bu fakir, sifat-i ila- 
hiyyeyi, haricde [ya'ni ilmde degil, nazaridegil] aynca var bilirim. Ehl-i siinnet alim- 
leri de, boyle bilmekdedir. Esma ve sifat-i ilahinin aynalan olan bu alemi de mev- 
cud bilirim. Kendi kendine varlikda durmagi, ya'ni maddeligi bu alemde goremem. 
Herseyin, Zat-i ilahi ile kaim oldugunu [varlikda durdugunu] iyi bilirim. 

Siial: Demek ki, mahluklann zati, Zat-i ilahiden baska degildir. Hersey, Zat-i 
ilahi ile birlesmisdir. Bu ise, olamaz. Mahluk, kadimin aym olur mu? 

Cevab: Mahluklann zati, ya'ni mahiyyet ve hakikati, Allahii tealamn ismlerinin 
ve sifatlanmn aynalan olan bircok a'raz, ya'ni hallerdir ki, bunlar, Zat-i ilahinin 
aym degildir. Zat-i ilahi ile birlesik degildir. Yalmz bu haller, Zat-i ilahi ile vardir. 
Herseyin kayyumu [varlikda durdurucusu] Odur. 

Siial: Herkes kendi zatma ben deyince, Zat-i ilahiyi gosterirse, mahluklann za- 
ti, mahiyyet ve hakikatleri, Zat-i ilahinin aym olur. Ciinki, herkes ben deyince, ken- 

-967- 



di hakikatini, mahiyyetini gosterir. Tevhid-i viicudi sahibleri de boyle demiyor mu? 

Cevab: Evet, herkes, ben deyince, kendi hakikatine isaret eder. Fekat, hakikat- 
leri, a'raz ya'ni nailer toplulugu oldugundan, bunlara isaret olunamaz. Ctinki, 
hallere, yalniz olarak isaret edilemez. Insamn hakikati, isaret kabul etmeyince, bu 
isaret, bu hakikatin kayyumu olan Zat-i ilahiye olur. O halde mahluk baskadir. Ha- 
lik baskadir. Tevhid-i viicudi sahiblerinin sozii gibi degildir. Sasilacak seydir ki, mah- 
lukun ben demesi ile Halik tealaya isaret edilmis olmakla beraber, mahluk, ken- 
di halinde mahluk olarak kahyor. (Siibhani) demek ve (Enelhak) demek dogru ol- 
muyor. Belki de, ayrihgi gorerek, bunlan soyliyemiyor. 

Siial: Mahlukun Zat-i teala ile varhkda durabilmesi, Zat-i tealada degisiklik ol- 
masi degil midir? Bu ise olamaz. 

Cevab: Mahluk, Zat-i tealaya hulul etmemis, birlesmemisdir. Yalniz varhkda kal- 
masi, Zat-i teala iledir. 

Siial: Mahluklar hep a'raz, haller ve sifatlar olunca, bir yerde bulunmasi lazim- 
dir. Ciinki Ml, kendi kendine bulunamaz dedik. Bu yer, Zat-i teala olamaz. Adem 
[yokluk da] olamaz. Bu yer neresidir? 

Cevab: A'raz [ya'ni haller, ozellikler] kendi kendine varhkda kalamaz. Baska 
birseyde bulunur. Fizikciler, bu beraberligi, hulul seklinde anladiklanndan, a'raz 
icin bir yer arar. A'raz [haller] yersiz olmaz der. Halbuki, soyledigimiz ma'nada 
varhkda durmak icin, yer lazim degildir. Biz anhyoruz ki, hersey, Zat-i teala ile dur- 
makdadir ve hulul ve yer, hie yokdur. Fizikciler, bu soztimuze ister inansm, ister 
inanmasm. Onlarm inanmamasi, bizim gordiigumuzu, bildigimizi degisdiremez. 
Boyle oldugunu biliyoruz. Onlarm siibhesi; bilgimizi bozamaz. Bu sozumiizu, bir 
misal ile acikhyahm: Hokkabazlar, bircok garib seyler gosterir. Herkes, bu goste- 
rilerin, kendiliklerinden varhkda durmadiklarim bilir. Hokkabaz ile durduklan- 
m ve bir yerde de olmadiklarim bilir. Yine bilirler ki, bunlar hokkabaza hulul et- 
memisdir. Yalniz onun ile varhkda bulunuyorlar. iste Hak teala, esyayi his ve vehm 
mertebesinde yaratmisdir. Onlari varhkda durdurmakdadir. Ebedi isleri ve son- 
suz azab ve ni'metleri bunlara bagh kilmisdir. Bu esya, varhkda kendi kendileri- 
ne durmuyor. Hulul olmadan, birlesmeden, Zat-i ilahiile durmakdadir. ikinci bir 
misal, bir dagm veya gok yiiziiniin, aynada goriinmesidir. Akh olmiyan, bunlan cism 
sanir. Kendiliklerinden aynada duruyor der. Fekat birisi, aynadaki seklleri sifat sa- 
nir ve ayna ile bulunuyor der ve sifat olduklan icin, bunlara bir yer lazimdir, bi- 
lirse, bu kimse de abdaldir ki, baskalanna uyarak, meydanda olan bilgisini inkar 
etmekdedir. Ciinki, akh olan, bu sekllerin yeri olmadigmi, yere muhtac olmadik- 
larim bilir. Iste, kesf ve siihud erbabi, biitiin esyayi, aynadaki suretler gibi gorlir. 
Allahii teala, bu suretlere kuvvet vermis, yok olmakdan korumusdur. Ahiretde- 
ki sonsuz isleri, bunlara baglamisdir. Kelam ilmi biiyiiklerinden ve mu'tezile mez- 
hebi alimlerinden Nizam, herseyi sifat bilmis, maddeyi inkar etmisdir. Kisa goriis- 
lii oldugundan, bu sifatlarm, Hak teala ile durdugunu bilemedi. Akh olanlar tara- 
fmdan ayblandi. Ciinki, sifatin, baskasi ile bulunmasi lazimdir. S6fiyye-i aliyyeden 
(Fiituhat-i Mekkiyye) kitabimn sahibi [Muhyiddin-i Arabi] "kuddise sirruh", her- 
sey sifatdir ve hepsi, bir varhk ile durmakdadir demis ve bu varhk da, Zat-i ilahi- 
dir demisdir. Fekat bu sifatlar, bir an icin vardir ki, iki zemanda varhkda duramaz. 
Alem, her an, yok olur ve bir benzeri yerine gelir. Her an boyle olur demisdir. Bu 
fakire gore, bu bir gorusdiir. Hakikat degildir. Bunu, (Serh-i ruba'iyyat) hasiyesin- 
de aciklamisdim. Ya'ni, tesavvuf yolunda yiiriiyenler, nihayete varmadan once, bii- 
tiin alem goziinde gayb olmadan evvel, bir anda alemi yok goriir, ikinci anda var 
goriir. Ucuncii zemanda yine yok goriir. Dordtincu anda yine var goriir. Tam Fe- 
na ile serefleninceye kadar, ya'ni biitiin alemi her zeman yok goriinceye kadar, boy- 
le olur. Fena hasil olunca, alemi hep yok bilir. 



BUYUK ALIMLER 

(Silsile-i aliyye) 

Nebi, Siddik ve S elm an, Kfisun, Ca'fer, Bistami, 

irfan kaynagi oldu, Ebiil-Hasen Harkani. 

Ebu Ali Farmedi geldi sonra bu meydana, 

cok Veli yetisdirdi, hem Yustif-i Hemedani. 

Abdtilhalik Goncdtivani, ma'rifetler semasmda, 

d tiny ay i aydmlatdi, hem Arif-i Rivegeri. 

Mavera-tin-nehr Hi, Tur-i Sina gibi oldu, 

niirlandiranlardan biri, Mahmud-i Incirfagnevi. 

Ali Ramitenidir Azizan ve pir-i Nessac, 

cok keramet gosterdi, Muhammed Baba Semmasi. 

Seyyid Emir Glial de, ilm deryasmda sadef, 

andan meydana geldi, Behatiddin-i Buhari. 

Ala'tiddin-i Attar, zemanimn kutbu idi, 

Ya'kiib-i Cerhide oldu zahir, envar-i rahmani. 

Ubeydtillah-i Ahrar ve kadi Muhammed Zahid, 

Dervis Muhammed geldi ve Hacegi Muhammed Emkenegi. 

Baki bill ah dan gelen, nurlara kendi de katip, 

binlerce kalb temizledi, imam-i Ahmed Rabbani. 

Urvet-til-vtiska Ma'sum ve Seyfeddinle seyyid Nur, 

ve Mazherle Abdullah, sonra Halid-i Bagdadi. 

Feyz verdiler bunlar da, sonra bu nuru Abdullah, 

Anadoluya yaydi, hem de Taha-yi Hakkari. 

Hem seyyid-i Salih de, kardesin yerini tutup, 

fena-Rllaha kavusdu Sibgatullah-i Hizani. 

Bu tic Velinin sohbetlerinde ytikselip, 

mtirsid-i kamil oldu, seyyid Fehim-i Arvasi. 

Bu otuzdbrt Velinin kalbleri, bir ayna gibi, 

yaydilar hep cihana, envar-i Resulillahi. 

Btittin bu nurlar en son, toplandi bir hazinede, 

ismi bu hazinenin: Abdtilhakim-i Arvasi. 

Gelince kalblere mticeddid-i elfin feyzi, 

yetisdi her yerde birer hakiki Veli. 

Bu hali gbrtince mason He yehudi, 

mtislimanlara saldirdi, canavar gibi. 

Bu hticumlari, islami yok etmek icindi, 

bunu haber veriyor, Maide suresi. 

Hem bu sure, islama mtisrikler saldiracak diyor, 

masonlarin mtisrik olduklarim haber veriyor. 

Meshur yalanlari He aldatip cahilleri, 

Ehl-i stinnetden ayirdilar, binlerce mtislimam. 

Hticumlardan korunur, (Ayet-el ktirsi) okuyan, 

hifz-i Hahide olur, (istigfar dtiasi) okuyan. m 



[1] istigfar dttasi, (Estagfirullahel'azim, ellezf la ilahe ilia huv elhayyel kayyiimc ve etu- 
bii ileyh)dir. Istigfar, (Estagfirullah)dir. Ma'nasi, (Beni afv et Allahim)dir. Urvet-iil 
vliska Ma'siim-i Mliceddidi, bes vakt nemazdan sonra, iic kerre istigfar diiasi ve 67 ker- 
re istigfar okurdu ve ytizkirkbin talebesine okumasim emr ederdi. 

-969- 



Resulullah buyurdu ki, (Ahiretde azab gormez, 

diinyi islerinde, bana tabV olan). 

Se'adete kavusamaz, onderi sty tan olan! 

dostlar, ahbablar kaldi mi, ne oldu anan baban? 

Bir hocamiz, mason olmus, dine catdi hie durmadan, 

ingiliz dipiomasi var, lakin, kafasi bombos nadan. 

Giiier yiizie, tatii diiie, bol numara vermekie, 

arkadaslarimi aidatdi, yaian sozlerle he 111:111. 

1 111:1111111 var diyor, her bozuk inanan, 

Ehl-i sunnetdedir, iyi bii, hakikiiman! 

Cok siikr islam aiimi gordiim, sozleri Urn ve irfan, 

dedi ki, (aldatilamaz, fen dersleri okuyan!) 

Dinimi ondan ogrendim, mini oisun saduman! 

A vrupa, hem Amerika, kisacasi biitiin cihan. 

Dinieri bozuk ise de, diyoriar vardir Niran! 

kafirler yanacak, kurtuiur ancak iyi insan! 

Iyi insan oimak kin, Muhammed aieyhisseiama inan, 

Cehenneme girmeyecek, bu son Peygambere uyan. 

Tarihi dikkat He oku, ey korpecik Nev-civan! 

mala, makama aldanamn sonu olmus ah, figan. 

Aman ya Rabbi, el-aman! Garib oldu film zeman! 

Islamiyyet unutuldu, moda oldu haram, yalan! 

Parisde, Profesbr olunca, Resulullaha catan, 

Hamidullah kurtulamaz, ebedi azabdan. 

(Faideli Bilgiler) kitabi, sozlerini yaziyor, 

Cok aleak oldugunu anlar, bunlari okuyan. 

Seyyid Kutb denilen bir ahmak da, kendini muctehid zan ediyor, 

Mahv olur, dogru sanarak, sbzlerine aldanan. 

Omiir gecer, hersey biter, kafirlerin gidecegi mekan. 

karanhk bir cukurdur, arkadas oluryilan, ciyan, 

Hak teala, bu vatani pek kiymetlendirdi, 

topragmin cok yerine mii'minler secde etdi. 

Bu topraklardan gelen, ecdadimizm seslerini duyan, 

anlar ki, Cennete kavusur, Muhammed aieyhisseiama uyan. 

Ya Rabbi! Bu vatam koruyan kumandanlara yardim et, 

bu millete hizmet etmegi, herbirine nasib et. 

Mii'minlere hizmet, cok biiyiik ni'metdir, 

bu ni'mete kavusamn gidecegi yer Cennetdir. 

Muslimanm kabri, Cennet bagcesi olur, 

bu ni'mete kavusamaz, mii'minin kalbini kiran. 

Vandan gelen bir Veli Istanbulda, senelerce, 

bunlan hep soyledi, yerlesdi hakiki iman. 

Ankaramn topragi, biniicyiizaltmisikide, 

cem'i ziddeyn yaparak, sad oldu Haci Bayram. 

Diia edecegin zeman, Silsileyi oku heman! 

Salihleri soyleyince, yagar rahmet-i Rahman! 

Selam olsun, diia olsun, bu yazardan daima, 

Silsile-i aliyyenin ervahma ya Siibhan! 
Sonra, bir Fatiha ile istigfar diiasi okuyup, sevabim Muhammed aleyhissela- 
mm mubarek ruhuna ve Enbiyamn ve Evliyamn ve Silsile-i aliyyenin ve Aba ve 
Ecdadinm ervahma hediyye ve nurlu kalblerine iltica etmelidir. 

1960 Erzincan. 

-970- 



54 — MADDE UZERINDE YENI BILGILER 

Bundan onceki maddede yazdi mektubla baghhgi oldugu kin ve Allahii teala- 
nin sonsuz kudretinin inceliklerini cok acik gosterdigi icin, bugiinkii tecribelerin 
meydana cikardigi, alcin ve madde iizerindeki yeni bilgileri din kardeslerime bu- 
rada kisaca yazmagi uygun gdrdiim. Bu maksadla, Almanca (Der Mensch) kita- 
binin [m. 1940] senesi baskisindan niiihini gdrdiigum yerleri de asagiya terceme 
ediyorum: 

Bu alem, topraklar, canlilar ve hava hep maddeden yapilmisdir. Terazide dar- 
tilan, ya'ni agirhgi olan herseye, (Madde) denir. Maddeler belirli, hususi ozellik- 
leri ile birbirinden ayrilir. Her maddede enerji, kudret bulunur. Maddelerin sekl 
almis parcalarma, (Cism) denir. Anahtar, masa, civi, makas birer cismdir. Fekat 
hepsi, aym demir maddesinden yapilmisdir. Bir maddeden yapilmis cismlere, 
(Saf cism) denir. Saf cismde, bir maddenin belirli ozellikleri vardir. Bir saf cism- 
den, baska bir madde cikanlamaz ise, bu maddeye (Basit cism, eleman) denir. De- 
mir, bakir, kiikiirt, oksigen birer elemandir. Bugiin, yiizbes eleman biliyoruz. iki 
veya daha cok eleman, birbirleri ile birleserek, baska sifatlan tasryan, yeni bir mad- 
de meydana getirilebilir ki, bu yeni maddeye (Miirekkeb veya bilesik cism) denir. 
Su, ispirto, seker, tuz bilesik cismlerdir. Bilesik bir cismden baska baska, basit cism- 
ler cikanlabilir. Baska maddelere aynlabilen saf cisme (Bilesik cism) denir. Bu- 
giin, yiizbinlerce bilesik cism bilinmekde ve elemanlar birlesdirilerek yenileri ya- 
pilmakdadir. Elemanlan insanlar yapamaz, arar, bulur. 

Cismlerde, daima degisiklik oldugunu gortiyoruz. Su akiyor, riizgar esiyor, kus 
ucuyor, cocuk biiyiiyor, yaprak sallamyor, yuregimiz isliyor, diinya doniiyor. Cism- 
lerde meydana gelen degismelere, (Hadise, olay) denir. iki diirlii hadise vardir: 

1 — (Fizik hadisesi): Bir cismde meydana geldigi zeman, cismin oziinii, yapi- 
smi degisdirmiyen hadiselerdir. Kagidin yirtilmasi, fizik hadisesidir. Cunki, kagi- 
din sekli degisdi, fekat ozu, yine kagiddir. 

2 — (Kimya hadisesi): Bir cism iizerinde meydana geldigi vakt, cismin mahiy- 
yetini, yapisim degisdiren hadiselerdir. Kagidm yanmasi, kimya hadisesidir. Ciin- 
ki, kagidin yapisi bozuldu. Kiil oldu. 

Fizik hadiselerini inceliyen ilme, fizik ilmi [hikmet] denir. Kimya hadiselerini 
inceliyen ilme, kimya ilmi [simi] denir. 

Bir madde iizerinde, bir fizik hadisesinin meydana gelmesi icin, bu maddeye bir 
kuvvetin te'sir etmesi lazimdir. Suya, hararetin kuvveti te'sir edince, buhar hali- 
ne gecerek, fizik hadisesi oluyor. Fizik hadiseleri, bir madde iizerinde meydana ge- 
liyor. Iki sise, birbirine carparak kinlmca, bunlarm maddeleri birbirine te'sir ede- 
rek kinlmiyor. Tasidiklan enerji [Zinde kuvveti=l/2 m v ] te'siri ile kinhyorlar. 

Kimya hadiseleri ise, iki veya daha cok cism arasinda, madde alisverisi sonucu 
olarak meydana gelir. Bir bilesik cismden madde ayrilir veya madde eklenir. Ba- 
sit cismler, birbiri ile veya bir bilesik cismle birlesir. Maddelerin birbirine te'sir et- 
mesine (Reaksiyon, tepkime) denir. Kimya reaksiyonlarmda, maddelerin birbiri 
ile birlesen veya ayrilan en kiiciik parcasma (Atom) denir. Basit cism, yalniz bir 
cinsden atomlarm yigmidir. Yiizbes basit cism oldugu icin, yiizbes diirlii atom var 
demekdir. Bir atomun agirhgi, bir miligramdan milyarlarla daha azdir. Yiizbes ato- 
mun biiyukltikleri ve agirhklan baska baskadir. 

Bir borudan su akdigi gibi, bir elektrik telinden de, elektrik danecikleri akar. 
Su, borunun icinden akar. Elektrik danecikleri ise, iletken telin dis yiizeyinden akar. 
Elektrigin, hie boliinmiyen en kiiciik parcasma (Elektron) denir. Bir elektron, en 
kiiciik atom olan hidrogen atomundan binsekizyiizotuzbes def'a daha hafifdir. 
Ya'ni, elektronun agirhgi, yok gibidir. Elektronlar, menfi, ya'ni eksi elektrikdir. 
Miisbet, ya'ni arti elektrik yokdur. Eksi elektrik noksanligma arti elektrik denil- 

-971- 



misdir. Bir yerde eksi elektrik azahnca, miisbet elektrik artiyor diyoruz. Bir yer- 
de elektrik sifirsa, ya'ni yoksa, bu yerde bulunan eksi ve arti elektrik mikdan, bir- 
birinin aymdir, esitdir diyoruz. 

Erd denilen yer kiiremizi kaphyan, nihayetsiz sandigimiz boslukda [birinci 
gokde] yildizlar ytizmekdedir. Bunlardan sekiz danesi ve peykleri [uydulan] ka- 
ti ve karanlikdir. Geri kalan yiizbinlerle yildizm herbiri, parlak bir giinesdir. Bu 
giineslerin hepsi, bizim giinesimiz gibi, ta merkezlerine kadar gaz halindedir. 
Hicbirinde, ne su, ne de tas, toprak, agac, hayvan ve insan gibi kati cismler yok- 
dur. Bu yildizlann arasindaki mesafe, pek fazla olup (Ziya senesi) ile olciiliir. Bir 
ziya senesi, saniyede iicyiizbin kilometre giden lsigin, bir senede gitdigi yoldur. Yil- 
dizlar, birbirinden o kadar uzakdir ki, lsik bir yildizdan, baska komsu bir yildiza, 
yiizlerce lsik senesinde varabilir. Mesela Atlas okyanusunda [Atlantikde] ucan bir 
tayyare pilotunun, her tic saatde bir nohud danesini atdigim dusiinursek, yildizla- 
nn feza boslugundaki buyiikliik ve uzakhklan, bu nohud danelerinin, denizdeki 
hali gibidir. Birbirlerinden bu kadar cok uzak olmakla beraber, feza dahilinde, mil- 
yarlarca yildiz vardir. Bir kerre, fezanm [birinci semanm] buyiiklugiinii diisiine- 
lim. Sonra da, vatammiz olan su, kticiik demege layik, Erdimiza bakahm. Erdimi- 
zin capi, giinesin capmdan ytizdokuz def a daha ktictikdur. Bu yildizlann hepsi, bos- 
lukda, saniyede ortalama ytiz kilometre hizla gitmekdedir. Fekat, gelisi giizel, 
alabildigine gitmeyip, birer helezon [spiral] icinde ucmakdadirlar. Ytizmilyonlar- 
ca yildiz, ayni bir helezonda bulunuyor. Bugiin boyle, yiizbinlerle helezon biliyo- 
ruz. Bir helezonun capi, onbinlerce ziya senesidir. Bizim giinesimiz de, boyle bir 
helezona mensub bir yildizdir. Giinesimizin helezonunun kivnmmi, geceleri, se- 
nd halinde gormekdeyiz ve saman yolu [Kehkesan] ismini vermekdeyiz. Erd kii- 
remiz, biiyukliigii, kainat yamnda hardal tohmu kadar da diyemiyecegimiz, karan- 
lik bir cism olup, giinesimize yiizellimilyon kilometre uzakdadir. Giinesimizin 
etrafinda Erdimiz gibi donen, sekiz karanlik ktire daha vardir ki, bunlar da, kati- 
dir. Hicbirinde hava, su, ot ve hayvan yokdur. Bu karanlik yildizlar, giinese yakm- 
hk sirasi ile; Utarid [Merkiir], Ziihre [Veniis], Erd, Merih [Mars], Miisteri [Jiipi- 
ter], Ziihal [Saturn], Uranus, Neptiin, Pliitondur. 

Giinesimize, bu dokuz seyyaresi ile birlikde (Giine$ manzumesi, sistemi) diyo- 
ruz. 

FEZA GEMISI: Diinya etrafinda bir yoriingeye oturmak, bunu ta'kiben diin- 
ya ile ay ve ondan sonra da, diinyamiz ile giines sistemindeki diger gezegenler ara- 
smda seferler te'sisi maksadi ile i'mal edilmis olan hava gemileridir. Feza seyaha- 
ti, [m. 1957] de fezaya atilan ilk feza gemisi Sputnik I ile birdenbire basladi. [m. 
1966] ya kadar, fezaya firlatilan feza teknelerinin sayisi yiizotuzu gecmisdir. Fe- 
za tekneleri, diinya tizerindeki iislerden fezaya iki veya daha cok kademeli dev fii- 
zelerle yollanmakdadir. Bu fiizelerin atesleme anmdaki ilk hizi, saatde 100 kilo- 
metre civarmda oldugu halde, diinya etrafmdaki bir yoriingeye girebilmek icin hiz- 
lannm saatde 25.000 kilometreyi asmasi sartdir. Yine diinya dismda yildizlarara- 
si boslukda, bir hedefe dogru yollanacak feza gemilerinin, yercekiminden kurtu- 
labilmeleri icin hizlannin 40.000 kilometreye ulasmasi lazimdir. Ruslar ve Ame- 
rikahlar, aya, giinese, merih ve ziihre yildizma feza gemileri yollamislar ve ikisi 
Amerikah, dordii Rus olmak iizere diinya etrafinda cesidli yoriingelere alti gemi 
oturtulmusdur. Halen diinyamiza iicyiizseksendortbin [384.000] kilometre uzak- 
da bulunan aya giden feza gemileri insa edilmekdedir. ilmi ve teknik bakimdan, 
feza gemileriyle giines sistemindeki seyyareler arasmda seyahat, artik imkan da- 
hiline girmisdir. Bununla beraber, kozmik lsinlar, meteor tehliikeleri ve daha 
bircok giicliikler vardir. 

Kainatdaki giinesler cok biiyiik oldugu gibi, elektronlar da dtisuniilemiyecek ka- 
dar kiiciikdiir. Bir santimetre uzunlugu doldurmak icin 10 dane elektronu yan- 

-972- 



yana dizmek lazimdir. Insan viicudiiniin hulasasi olan insan dimagi, ancak insan 
biiyiikliigii nisbetinde diisiiniilebilir. Yildizlarm birbirinden uzakhgim kavrryama- 
digi gibi, milimetrenin milyarda biri kadar olan elektron mesafelerini de siibhesiz 
anhyamaz. Hele Peygamberlerin biiyuklugiinii, Allahii tealamn sifatlarim hie 
kavnyamaz. 

ATOM: Elektronlar, fezadaki yildizlar gibi mecmu'alar meydana getirir. Elekt- 
ron manzumelerine atom diyoruz. Giines sisteminde oldugu gibi, atom da, kan- 
sik bir tesekkiile malik ve atom cekirdegi dedigimiz, ortada bulunan bir giines ile, 
bu giines etrafinda, seyyareler gibi donen, elektronlardan yapilmisdir. Cekirdegin 
capi, biitiin atom capindan 100.000 def'a kiiciikdiir. Bir elektronlu, iki veya tic ve- 
ya sira ile yiizbes elektronlu atomlar vardir. Bu atom sistemlerinden herbiri, hu- 
susive miistekil hassalara malik olup, birer basit cismi (Elemani) meydana geti- 
rir. Erd kiiresi yiizbes muhtelif elemandan yapilmisdir. Atomlar, bir elektrondan 
binlerce daha biiyiik olduklan halde, tesavvur edilemiyecek kadar kiiciikdiir. Ha- 
va balonlarmm doldurulmasinda kullamlan Hidrogen gazimn bir grammda yiizel- 
libin kerre trilyon [bilyon] atom vardir. Boyle bir rakami yazmagi ve hatta diisiin- 
megi kim ister? Allahii tealamn sayilamiyacak kadar cok olan hikmetlerinden bi- 
ri de sudur ki, atomun insan buyukliigii yamndaki hacmi, insamn giines buyiiklii- 
giine nisbeti gibi olup, bu nisbet 10 dir. Ya'ni 10 atom bir insani, 10 dane in- 
san da, giinesi meydana getirir. Demek ki, insamn kainatdaki mevki'i, giines bii- 
yukliigii ile, atom buyukliigii ortasmdadir. 

Kimya reaksiyonlannda, hicbir atom parcalanmiyor. Bunun icin, elli sene ev- 
veline kadar, kimyagerler (Atom, maddenin boliinemiyen en kiiciik parcasidir) de- 
di. Halbuki bugiin (Qekirdek reaksiyonlan) denilen hadiselerde, atomun cekirde- 
gi parcalaniyor, atom boliiniiyor. Bugiin, boliinemiyen en kiiciik parcalar, atom- 
larm cekirdeginin yapi tasi olan (Proton) ve (Notron) ismindeki daneciklerdir. Bo- 
liinemiyen parcamn var oldugunu, islam alimleri, asrlarca once isbat etmis ve 
boyle daneciklerin varhgma inanmak lazimdir demislerdir. O halde bugiin de, bo- 
liinemiyen parca, ya'ni (Ciiz'i la yetecezza) vardir. Fekat bu, atom degil, proton 
ve notrondur. 

SUA'LANMA (Strahlung): Bir seyyare, giinese ne kadar yakm ise, giines etra- 
finda o kadar hizli dondiigiinii biliyoruz. Elektronlar da, atom cekirdegine olan 
uzakhgma gore degisen hizla cekirdek etrafinda doner. Elektronlarm cekirdekden 
uzakhklan, bir milimetrenin milyarda biri kadardir. Ya'ni cok az oldugundan, hiz- 
lan, pek fazladir. Mahrekleri etrafinda bir kerre donme mtiddeti, Erdimizin iicyii- 
zaltmisbes veya Utaridin seksensekiz giiniine nazaran pekazdir. Ya'ni saniyede 
1000-150.000 km yol ahrlar ki, bu siir'atle giden bir tren, bir saniyede Haydarpa- 
sadan Erzuruma birkac kerre gidip gelebilir. Demek ki, elektronlar, cekirdekle- 
ri etrafindaki kiiciiciik yollarmda, bir saniyede, milyarlarca def'a donmekdedir. 
Atom cekirdeginin capi, en kiiciik elektron yoriingesinden yiizbin def'a kiiciik ol- 
dugundan, atomlarm ici bosdur. Bir nokta saniyede enaz yirmi devr yapinca, ha- 
yalimizde daire gibi goriiniir. Elektronlar cok hizli dondiigii icin, atomlarm ici do- 
lu sanihyor. Bosluk oldugu halde, maddelerin hayalimizde dolu samldigim ilk ola- 
rak yazan, imam-i Rabbani hazretleridir "rahmetullahi teala aleyh". Bir atom, dev- 
ri milyonlarca olan, ya'ni mu'azzam kuvvetli bir dinamo demekdir. Bu kuvveti 
atomdan cikarabilirsek, simdiye kadar tanidigimiz kuvvetlerin iistiinde bir ener- 
jiye malik oluruz. Bir kurus kadar bir bakir parcasmm atomlan, mikrodinamosun- 
da mevctid kudret ile, ellibin tonluk bir gemiye birkac def'a devr-i alem seyahati 
yapdirabilir. Bir kahve kasigi komiir tozunu yakmadan, atomunu parcalamak su- 
reti ile, biitiin Istanbul sehri en soguk bir kisda bir hafta lsitilabilir. Atom dinamo- 
sundaki enerjinin elde edilmesi, ma'den komiirii ocaklan fe'aliyyetine ve petrol 
sanayi'ine son verecekdir. Bugiin, kesf edilmis olan atom enerjisi baskadir. Cekir- 

-973- 



dekdeki enerjidir. 

Elektronlar, eksi elektrikdir demisdik. Atomlarm ortasmdaki cekirdekler, hep 
arti elektrikdir. Arti elektrik, eksi elektrigi ceker. Elektronlar, atomun ortasinda- 
ki cekirdek tarafindan kuvvetle cekildikleri icin, atomun dis halkasmda bulu- 
nanlan, dahildeki halkalara sicramak ister. Dis enerji katmanmda bulunan bir elekt- 
ronun, ic enerji katmanma sicramasmda, merkeze yaklasan her cismde oldugu gi- 
bi, [mesela su diisiince, ya'ni selalelerde goriildiigii gibi] bir enerji meydana gelir. 
Bu enerji, atom etrafindaki esirin elektromanyetik gerilimini degisdirir. Bu degis- 
me, dalgalar halinde, saniyede, iicyiizbin kilometre hizla esirin her tarafina yayi- 
hr. Bu dalgalara sua' diyoruz. 

Bugiin sua' meydana getirmek, teknigin ve ilmin miihim bir su'besi olmusdur. 
Ampuller, triyod lambalan, radyo aletleri ve rontgen borulan, birer sua' aletleri- 
dir. Sua'lar, kendilerini meydana getiren dalgalarm uzunluguna gore, baska bas- 
ka ism ahr. Mesela: 

Dalga uzunlugu binde bir milimetre olanlar (Isi sua'lari), dalga uzunlugu onbin- 
de dort ile sekiz milimetre arasinda olanlar (Isik sua'lari), dalga uzunlugu onmil- 
yonda bir milimetre olanlar (Rontgen sua'lari), dalga uzunlugu onmilyarda bir mi- 
limetre olanlar, (Gamma sua'lari), dalga uzunlugu ontrilyonda bir milimetre 
olanlar (Kozmik sua'lan)dir. 

En uzun elektromanyetik dalgalar, radyoda kullamlan Hertz dalgalan olup, boy- 
lan kilometre ile ifade olunur. Boylan milimetrenin ontrilyonda birinden bashya- 
rak kilometrelere kadar uzanan milyarlarca dalga cinsinden, yalmz 4/10.000 mm 
ile 8/10.000 mm arasinda olanlan, isik halinde gorebiliyoruz. Daha biiyiik ve da- 
ha kiiciik dalgali sua'lari goremiyoruz. Bu, goziimuziin kabahatidir. 

Gamma sua'lari: Radium atomunun cekirdegi, kendiliginden parcalanarak 
gamma sua'lari nesr eder. Bir evde acikda birakilan bir radium kirmtismm gam- 
ma sua'lari bin metre uzaga yayihr ve aylarca devam eder. Yiizelli metre mesafe- 
deki evlerde bulunanlarm oliimiine sebeb olur. Zira, gamma sua'lari, insanlan, hay- 
vanlari ve bitkileri oldiiriir. 

Kozmik sua'lar: Bugiin bilinen sua'lann en kisa dalgalisi bunlardir. Bunlar, 
kainat boslugunun, bugiin bilinmiyen derin noktalarmdan gelen sua'lardir. 
Bunlar, gamma sua'lanndan daha kuvvetli olup, cok sert ve kalm tabakalardan 
gecerler. 

Oliim sua'lari: Bir milyon voltdan ziyade gerilim ile cahsan modern rontgen ma- 
kinalan ile, dalga boylan ve te'sirleri, gamma sua'larma yakin olan sua'lar elde edi- 
lebilmekdedir. Bu sua'lar, kalm divarlardan gecerek arkalarmdaki canhlan oldii- 
riir. Bu suretle kus ve fareler derhal oldugu gibi, bir okiiz de, iki dakikadan az bir 
sua'lama ile oldiiriilebilir. Harblerde kullamlabileceklerinden, bunlara oliim 
sua'lari (Todesstrahlen) denir. Bu sua'larla cahsan bir fizikci, farkmda olmiyarak, 
kendini ve bir mahalle halkini zehrliyebilir. Bir milyon voltluk yiiksek gerilimli ront- 
gen mermileri, diismana ve sehrlere atilarak oliim sua'lari, yeni harblerde kulla- 
mlabilecekdir. Beseriyyet, medeniyyete yaklasir ve insani diisiincelere donerse, bu 
sua'lar, tarla fareleri, yaban domuzlan ve sitma sinekleri gibi hayvanlara karsi kul- 
lanilacakdir. 

MOLEKUL: Yildizlarm binlerce derecelik sicakhginda serbest halde ucan 
atomlar, erdimizin mu'tedil sicakhginda, birbirleriyle birleserek molekiilleri vii- 
cude getirmislerdir. Molekiil, az ve belirli sayida ametal atomlannm, ortak elekt- 
ron ciftleri vasitasi ile, birbiri ile birlesmesinden meydana gelen kapah bir birlik- 
dir. Metal bilesikleri molekiil degildir. (Polar) denilen iyon sebekeleridir. Ya'ni, 
metal atomlan, elektronlarmi temamen vermis, ametal atomlan da bu elektron- 
lari almisdir. Ortak elektronlar yokdur. Molekiiller, canhlann yapi tasidir. Aym 

-974- 



atomlann birbiri ile birlesmesinden meydana gelen molekiillerden yapilan ucucu 
cismlere basit cism, birbirine benzemiyen atomlann birlesmesinden de bilesik 
cism hasil olur. Mesela, oksigen bir basit cism olup, gaz halindedir. Hidrogen ga- 
zi da, bir basit cismdir. Hidrogen atomlan ile oksigen atomlan birlesirse, su mo- 
lekiilleri meydana gelir ki, Erdimizin dortde iicii su ile ortiiludiir. Insan ve bitki- 
lerin de dortde iicii sudur. Su, serbest molekiillerden veya kolay kopan molekiil 
zincirlerinden yapilmisdir. Ya'ni molekiilleri birbirine ceken, bagliyan kuvvet 
azdir. Bu kuvvetlere (Koheziyon) kuvvetleri denir. Boyle cismlere sivi (Mayi') ha- 
lindedir diyoruz. Sogukda, molekiiller arasmdaki koheziyon kuvvetleri artar. 
Molekiiller, hareket edemeyip, grup halinde toplanarak, buz olur. Ya'ni kati 
(Sulb) hal ahr. Bilesik cismleri ikiye ayinyoruz: Yapismda daima karbon [ya'ni saf 
komiir] ile hidrogen elemanlan bulunanlara (Uzvi) [ya'ni organik] cism deriz. Icin- 
de karbon ile hidrogen birlikde bulunmiyanlara (Ma'deni) [ya'ni anorganik] bile- 
sikler deriz. Uzvi bilesiklerin hemen hepsi ve uzvi olmiyanlardan yalniz, sicakda 
ucabilenler molekiilden yapilmisdir. Cok sicakda bile ucmayan anorganik bilesik- 
ler ise, molekiilden yapilmamisdir. Bunlar iyon sebekesidir ve sulb ve billur halin- 
dedir ve lsitihnca parcalamr. iyon sebekesi, cok sayida, arti ve eksi atomlann, ya'ni 
iyonlann dizisi demekdir. 

Bugiin yiizbinlerle uzvi cism tamyoruz. Bunlann molekiilleri cok btiyiik olabi- 
lir. Mesela, kammizin kirmizi boyasi olan molekiil, 16.669 atomdan yapilmisdir. [m. 
1936] yihnda Istanbul Universitesinde ord. profesor F.Arnd yanmda travay yapan 
Hiiseyn Hilmi Isik "rahmetullahi teala aleyh", (Fenil-siyan-nitro-metan metil es- 
teri) isminde bir sentez yaparak, bunun her molekiilii icinde yirmibir aded atom 
bulundugunu tesbit etmisdir. 

HAY AT NEDIR?: Bugiin, bunun kat'icevabim veremiyoruz. Erdimizda haya- 
tin nasil ve ne zeman basladigma Adem oglu akl erdiremiyor. 

Ilk canh madde (Protoplazma): Protoplazma, plastik ya'ni balcik camuru halin- 
dedir. Disardan bakildikda bulamkdir. Yumurta sansi ortasindaki esmer leke, civ- 
civin protoplazmasidir. Protoplazma, muhtelif makinalardan miitesekkil bir orga- 
nizasyon ve bundan dolayi uzviyyet ismini verdigimiz fe'al, canh bir tesekkiildiir. 
Hayalimizde, bir cep saatini, binlerce def'a kiiciiltelim: Bir mercimek, bir kum, bir 
toz ve nihayet goriinmez seklde diisunelim. Nokta kadar tesavvur etdigimiz ve is- 
lemekde olan saate, mikroskopla bakdigimizi diisiiniirsek, bunu tekrar binlerce 
def'a biiyiitmus ve hicbir parcasi ve fe'aliyyeti degismemis bir halde goriirtiz. is- 
te, protoplazmayi boyle, ya'ni fevk-al'ade kiiciik ve miikemmel tanzim olunmus 
bir makine olarak diisiinecegiz. Bu makinamn, bugiine kadar mikroskopla ancak 
btiyiik parcalarmi tamyoruz. 

Protoplazmamn yandan ziyadesi sudur. Ya'ni, cenab-i Hak, canhlan sudan 
yaratmisdir. Bu su, saf olmayip, muhtelif tuzlann bir eriyigidir. Bu muhtelif tuz- 
larm muhtelif vazifeleri vardir. Elektrik iletirler, osmotik basmc yaparak protop- 
lazmayi gergin tutarlar. Eriyikdeki seker yanarak, bu makinamn enerjisini te'min 
eder. Protoplazmamn demiri, teneffiise lazim olan gazi iceri ceker. Kirec, protop- 
lazmamn kanalizasyon teskilatim idare eder... ve saire... 

HUCEYRE (Cellule): Cansiz alemde, tuz, elmas gibi bircok cismler, billur ha- 
linde bulunduklan gibi, protoplazma da, mu'ayyen vazifelere gore gruplanmrs mik- 
roskopik parcalar halinde bulunur. Bu parcalara, hiiceyre diyoruz. Hiiceyre haya- 
tin ilk miistekil parcasidir. Canhlar, hiiceyrelerden yapilmisdir. Hiiceyre hayatm- 
dan baska hayat goremiyoruz. Bir bugday filizi, hiiceyre kulesi, kiiciik hayvanlar 
bir hiiceyre serayi, insan da, biiyiik bir hiiceyre sehri demekdir. Bir hiiceyrenin ge- 
nisligi, ortalama (0,02 mm)dir. Bir kesme seker icinde ikiyiizellimilyon hiiceyre ya- 
sayabilir. Bir insan viicudiinde ortalama otuztrilyon hiiceyre vardir. Misr ehram- 

-975- 



larimn biri yerine, bir insan heykeli yapilsa idi ve birisi, o giinden i'tibaren, her- 
giin, bu heykelden, el parmaklanndan bashyarak her saniyede birer hiiceyre ko- 
parsa idi, bugiin heykelin ancak bir elinin yansi gitmis bulunurdu. Zira, bir sene- 
de otuzmilyon saniye vardir. Bu heykel, canh olsa idi, her saniyede bir hiiceyre gayb 
etmesine ragmen, bugiin yasar ve canh bir tarih olurdu. 

Yukanda soyledigimiz muhtelif sua'lar, birer enerji tasimakdadir. Sua' alan, 
emen bir cism, enerji almis olur. Mesela, lsinir. insan hiiceyreleri ziya ve bilhas- 
sa hararet dalgalanni ahr. Bu suretle kazandigi kudretle cahsir. Ya'ni insan hiicey- 
resi, bir elektrik makinasma, bir radyoya benzer. Su halde insan viicudii otuztril- 
yon hiiceyre motorundan yapilmis mu'azzam bir fabrikadir. Kimya reaksiyonla- 
nnda, atomlann disan verdikleri enerjinin, kesik kesik, ya'm kiiciik danecikler ha- 
linde salmdigi anlasilmisdir. Bu enerji daneciklerine (Kvant) denilir. 

KALB VE DAMARLAR: Viicud fabrikasmm cahsma merkezi kalbdir. Kalbin 
tekallusii [kasilmasi], yumruk sikmak gibi, basit bir sikisma olmayip, kanin hare- 
keti istikametinde giderek kalbin ucunda nihayetlenen bir titresim dalgasi seklin- 
dedir. Boyle bir tekalliis dalgasi, yarim saniye devam edip, saniyenin altida biri ka- 
dar siiren bir aralikla tekerriir eder. Bu tekerriirler, kalb fe'aliyyetinin nizam ve 
ahengidir. Kalbimiz, giinde yiizbin def a carpip, yiizbin def a, bir saniyenin altida 
biri kadar zeman istirahat ediyor. Ya'ni, giinde bes saate yakm dinleniyor. Demek 
ki ortalama bir insan omrii altmis sene kabul edilirse, boyle bir insanin kalbi, oni- 
ki sene kadar istirahatde kaliyor. Kalbimiz, her carpismda 100 cm kan cekerek, 
giinde damarlara 10.000 litre kan gonderiyor. Buna gore kalb, her darbesinde, bir 
kilo agirhgi yarim metreye kaldiracak kadar is yapmakdadir ki, bir insan, kendi kal- 
binin kuvveti ile islemekde olan bir asansorle, bir saatde, yerden bir apartmanm 
besinci katma cikabilecekdir. Ya'ni insan kalbi 1/375 beygir kuvvetinde bir motor- 
diir. Parmaklanmizi, diger kolumuzun bas parmak hizasma korsak, nabz atmasi- 
m duyanz. Nabz atmasi, bize kalbin carpmasmi gosterir. Nabzin dakikadaki ade- 
di viicudun kan ihtiyacma tabi'dir. Bu sebeble nabz, kuslarda, dakikada 200, in- 
sanda 75, atda 35, filde 25 dir. Birkac ayhk cocuk kalbi bizimkinin iki misli carpar. 
Nabz adedi, sicak havada azahr. Kalb, bir otomobil gibi olmayip, bir elektron mo- 
torii gibidir. Kanda erimis tuzlardan biri olan potassium atomu radioaktifdir. Bir 
insanda otuz gram potassium olup, hergiin birmilyar elektron nesr eder. Kalbin gi- 
ris kapisinda bir sinir makinesi vardir. Bu makine tipki bayram yerlerinde cocuk- 
lann atis tecribelerinde, mermi hedefe isabet edince, hedef olan cismde hareket 
meydana geldigi gibi, bir elektron isabeti ile, kalbi harekete getirir. Kalbden cikan 
kan, damarlarla, viicudiin her tarafma dagilir. Bu damarlar cok saglamdir. Kalbe 
bagh epher daman [Aort], yirmi atmosfer basinca mukavemet eder. Lokomotif- 
ler, 10-16 atmosferlik buhar tazyiki ile islediginden, yanmakdan korunabildigi tak- 
dirde bu damarlarla lokomotif borulan yapilabilecekdir. Damarlar, kalbden uzak- 
lasdikca dallara aynlir. Ya'ni incelir. En ince damarlara sa'ri damar [Kapiller] di- 
yoruz. Kapiller bir kildan elli def'a daha incedir. 

Igne kahnhgmdaki bir et parcasmda bin kapiller vardir. Bir insanda elli kilo ade- 
le bulunduguna gore, kapiller adedi kolay hesab olunabilir. Her kapiller, ortala- 
ma yarim milimetre uzunlugundadir. insandaki biitiin kapiller ucuca konursa, 
diinyayi dort def'a saracak bir boru elde edilir. Herbirinin agiz genisligi yanyana 
getirilirse 60000 m 2 bir sath meydana gelir. Halbuki, en biiyiik olan epher dama- 
rimn agiz genisligi bes santimetre karedir. Epherden ve tekmil kapillerden aym ze- 
manda gecen kan mikdan esitdir. Zira, epherdeki kan birkac metre siir'atle akdi- 
gi halde, etrafda siir'at azalarak, kapillerde hemen hemen sifir olur. Kan, yarim mi- 
limetre uzunlugundaki kapillerden bir saniyede gecer. Bu saniye icinde gaz miiba- 
delesi vuku' bulup, kan avdet eder. Kan, kalb icinden 1,5 saniyede gecmekde, 5- 
7 saniyede cigerleri dolasmakda, dimagi 8 saniyede, elleri ayaklan 18 saniyede do- 

-976- 



lasmakdadir. Ya'm bir kan hiiceyresi, yirmidort saatde, iicbin def a kalbden viicu- 
de gonderilmekdedir. Is esnasmda veya atesli hastahklarda, kalbin carpma kuv- 
veti azahnca, kan sur'ati iki misline kadar artar. La havle ve la kuvvete ilia billah! 
Beyt: 

Miintezamdir ciimle efalin sen in, 
Akh ermez, hikmetine kimscnin! 

KAN: Bir insanda bes-alti litre kan bulunur. Kanmin iicde biri giden kimse teh- 
liikesiz yasiyabilir. Kan suyuna (Plasma) denir. Plasma icinde alyuvarlar [Hema- 
ti] ve akyuvarlar [Lokosit] yiizer. Bundan baska, (Fibrinogen) denilen azotlu bir 
madde, erimis halde bulunur. Kesilen yerden cikan kandaki fibrinogen, iplikler ha- 
linde pihtilasir. Bu pihtiya (Fibrin) denir. Fibrin, kan akmasmi durdurur. Fibrin 
cokelirken, kandaki yuvarlar da, pihti icinde cokelir. Bir cam tiipe ahnan kan da, 
boyle pihtilasir. Pihti iistundeki berrak siviya (Serum) denir. Serum icinde erimis 
albumin maddesi, tuzlar bulunur. Bulasici hastalik zemanlarmda kanda hasil olan 
(Anti-toksin)ler de, serumda erir. Cam tiipe alinir ahnmaz, icine pihtilasmayi 
onliyen madde [mesela sodium sitrat tuzu eriyigi] konan kan, pihtilasmaz. Yalmz, 
kandaki yuvarlar coker. Cokme hizi, serumdaki albiiminin cinsine ve mikdanna 
gore degisir. Hastahklar, serum albuminini degisdiriyor. Cokme hizi, bircok has- 
taligm tanmmasma yariyor. 

Bir milimetrekup kanda, besmilyon hemati vardir. Eritrosit de denilen bu alyu- 
varlar kemik iliginde hasil olur ve otuz-kirk gun calisdikdan sonra, ihtiyar olurlar. 
Ihtiyar eritrositleri, dalak, kandan alarak oldtiriir. Kan zayi' edince veya ba'zi has- 
tahklarda kandaki eritrosit sayisi azahr. Renk solar, istiha gider. Halsizlik, bas ag- 
risi, kulak cmlamasi, kalb carpintisi, el, ayak sogumasi olur. Bu hale anemi (Kan- 
sizlik) denir. Halbuki, kan azalmamis, kandaki eritrosit azalmisdir. Cabuk ihtiyar- 
hyarak veya az hasil olarak, kanda azahyorlar. Basur, mi'de, barsak gizli kanama- 
lan, deriden, damardan, burundan ba'zan akan kanamadan daha tehliikeli olan ane- 
milere sebeb olur. Curiki onlar hep akar. Yilan ve mantar zehri, eritrositleri oldii- 
riiyor ve hasil olmalarim azaltiyor. Kursunla zehrlenme, sitma ve baska birkac bu- 
lasici hastalik, barsak solucam, ba'zi tehliikeli sisler [tiimorler], ba'zi vitamin 
noksanhgi ve bebegin iyi beslenmemesi, ba'zan cok yorulmak da eritrositleri 
azaltir. Baska sebebden meydana geldigi icin buna (segonder=bilvasita, ikinci 
anemi) denir. Bundan baska, primer veya essansiyel (asl hastalik) olan, kendili- 
ginden olan (Kloroz) ve (Pernisiyoz anemi) adinda iki kansizhk hastahgi daha var- 
dir. Kloroz, yetisgin kizlarda olur. Eritrosit sayisi degismez veya azalmasi ciiz'i olur. 

Lokositler, kamn polis me'murlan gibidir. Saglam insamn bir milimetrekup ka- 
nmda, altibin ile sekizbin arasi lokosit vardir. Viicude mikrop girince sayilan ar- 
tar. Bir damla kandaki lokosit sayismdan, viicudde mikrop gavgasi olup olmadi- 
gi anlasihr. Lokositler de, kemik iliginde hasil oluyor. Bunlarm lenfosit denen ce- 
sidleri, lenfa bezlerinde hasil olmakdadir. Hastahgm cinsine gore, lokosit ve len- 
fosit artislan baska baska olur. Bir yarada bulunan kiyh [irin], akyuvar oliilerinin 
yigmidir. Bunlar, mikrop savasmda olmiisdiir. 

Bilemedigimiz bir sebeble, kanda lokosit cogalmasma (Losemi) kan kanseri de- 
nir. Lokosit artmasi fazla ise, (Miyole losemi) denir. Lenfosit artmasi daha cok ise 
(Lenfatik losemi) denir. Bu hastalikda, ates, bugaz agrisi, lenfa bezleri sismesi, da- 
lak sismesi, dis etleri ve deri alti kanamasi, halsizlik olur. 

Bir milimetrekup kanda, ikiyiiz-iicyuzbin kadar (Trombosit) denen, cok kiiciik 
danecikler de vardir. Bunlar da, kemik iliginde hasil oluyor. Bunlar, kan cikan yer- 
de yigilarak, kamn pihtilasmasim kolaylasdinyor. Kamn omrii yiiziki giindiir. 
Ya'ni, yiiziki gun sonra, insamn kam temamen degisir. 

TANSIYON: Kan basmci demekdir. Her boruda bulunan suyun basinci vardir. 

- 977 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:62 



Bagce sularken hortumdaki deliklerden suyu fiskirtan, su basmci oldugu gibi, 
damarlardaki kamn da bir basmci vardir. Aortdaki kan basinci, ince damardaki ka- 
nm basmcindan cokdur. Kol atardamarmda tansiyon onikidir. Ya'ni, oniki santi- 
metre yuksekligindeki civanin, tabanma yapdigi basmca esitdir. Bu da 12x13,6=163 
gram/santimetre karedir. (Basinc), bir santimetrekare yiizey iizerine, dik etki 
eden kuvvet demekdir. Normal tansiyon mikdan, yasa gore ve insamn yapisma go- 
re degisir. Bazu atardaman tansiyonu onalti olan saglam insan cokdur. Damar ki- 
reclenerek veya iiziilmek, kizmak sonucu sinir bozulmasi ile, kaslari biizulerek 
[kramp] daralirsa, tansiyon artar. Nikotin gibi ba'zi zehrler ve bobrek hastaligm- 
da kana yayilan toksinler de, damarlan daraltarak tansiyonu yiikseltir. 

Kan tazyikmin yiikselmesi devamli ise, sebeblerini aramali, bunlari tedavi et- 
melidir. Bedeni ve asabi yormamah, iizulmemelidir. Asabi teskin edici ilac alma- 
lidir. Kafimikdarda uyumahdir. Az tuzlu ve az yagh perhiz yapmahdir. Idrar so- 
ken ilac vermelidir. Kramp, kabz olursa, potassium vermelidir. Bas agrisma aspi- 
rin degil, antihistaminler vermelidir. Nobet halinde, pirinc, meyve ve sekersiz 
perhiz yapilir. A vitamini, okse otu [Gui], sarmisak faidelidir. Menopose zema- 
mnda kadmlarda olan tazyik artmasi mlihim degildir. Tuzu az perhiz, ikinci kis- 
mm kirkaltmci maddesinin yirmidokuzuncu sirasmda yazilidir. Diyastolik taz- 
yik, ya'ni olcti aletinin gosterdigi kuciik tazyik onucden yukari ise, kalb veya 
bobrek uzerinde durulur. Tuzsuz perhiz ve yatakda istirahat lazim olur. Tazyik dii- 
siirucii ilaclar verilir. Bobrek, kalb, kebed, bagirsak hastalarmda, bunlar tedavi edi- 
lince, tansiyon normale iner. Bu tedavilerin tabib tarafmdan yapilmasi lazimdir. 
Bilhassa kadmlarda, kan kaybim durdurmak icin, sabah aksam ac karna, nohud ka- 
dar damla sakizi yutmak ve (Sang-Dragon) kardeskani denilen kirmizi sakizdan 
1-5 gram kadar yimek faidelidir. Altryuzellidorduncii [654] sahifeye bakmiz! 

Tansiyon diismesi de tehliikelidir. Dusiik tansiyonu tabi'i hale yiikseltmek icin 
tuzlu ayran ve bol su icmeli, yine diiserse tabibe miirace'at etmelidir. 

KAN GRUBLARI: Birinci cihan harbinden once, kansiz bir kimseye, baska bir 
insamn kani sinnga edilince, ba'zan, hemen oliiyordu. Bunun online gecilemiyor- 
du. Ba'zi kimselerin kanmin serumunda, belli iki maddenin bulundugu goriildii. 
Agglutinin denen bu maddeler birbirine benzemez. Biri a [alfa] ile ikincisi (3 [be- 
ta] ile gosterilir. Ba'zi kimsenin alyuvarlagmda da, pihtilasabilen iki madde bulu- 
nuyor. Bunlar da, birbirine benzemez. Birine A, ikincisine B denir. Bir insana kan 
verildigi zeman, A ozellikli alyuvarlar, a maddesi bulunan seruma gelince veya B 
ozellikli alyuvarlar, (3 bulunan seruma gelince (Agglutination) olur. Ya'ni, disar- 
dan gelen kandaki alyuvarlar bir araya yigihp, pihti halinde coker ve kan verilen 
kimse hemen olur. Her insamn kan serumunda, kendi alyuvarlarmdaki pihtilasa- 
bilen maddeyi pihtilasdirmiyan agglutinin bulunur. Yoksa, herkesin kani, kendi- 
liginden pihtilasarak oliirdii. Bu bakimdan dort diirlii kan gurubu vardir: 

1 — [sifir] grubu: Bu grubda bulunanlarm alyuvarlarmda A ve B maddele- 
ri yokdur. Serumlarda a ve (3 vardir. Bunlarm alyuvarlan hie bir serumda pihtilas- 
maz. Herkese kan verebilirler. Verdikleri kan az oldugundan, serumla verilen a 
ve (3 agglutininleri, kan alan kimsenin alyuvarlarmi pihtilasdirmaz. Bu grubdaki- 
ler, baska grubdakilerden kan alamazlar. 

2 — A grubu: Bu grubda olanlarm alyuvarlarmda, yalmz A maddesi vardir. Se- 
rumlarmda yalmz (3 bulunur. Bunlara yalmz kendi grublarmda veya grubunda 
bulunan kimselerin kani verilebilir. Bunlar, yalmz kendi grublarmda veya AB gru- 
bunda bulunanlara kan verebilirler. 

3 — B grubu: Bu grubda bulunanlarm alyuvarlarmda yalmz B vardir. Serum- 
larmda, yalmz a bulunur. Bu grubdan veya grubundan kan alabilirler. Ancak ken- 
di grubuna veya AB grubundakilere kan verebilirler. 

4 — AB grubu: Bu grubda olanlarm alyuvarlarmda hem A ve hem de B bulu- 

-978- 



nur. Serumlannda hem a hem (3 bulunmadigmdan, disardan gelen alyuvarlan 
cokdiirmezler. Her grubdan kan ahrlar. Cunki disardan gelen a ve (3 aggliitinin- 
leri hem azdir, hem de bunlann kaninda dagilarak daha te'sirsiz kalip, alyuvarla- 
n cokdiirmez. Bunlar AB den baska grubdakilere kan veremezler. 

Bir insan biitiin hayati boyunca, bu dort grubdan birisinde bulunur. Herkes ken- 
di kan grubunu ogrenmeli, niifus ctizdamna yazilmahdir. Fekat gebelik, lohusahk, 
narkoz, radioterapi ve arsenikli ilaclann, kan grubunu ba'zan degisdirdigi goriil- 
mekdedir. 

Yuz kisi uzerinde yapilan tecribede, kirkbes kisi 0, onbir kisi A, kirk kisi B ve 
dort kisi AB grubunda bulunmusdur. 

Kan grubu olculmesi, adliislerde de faideli olmakdadir. Subheli birinin elbise- 
sinde goriilen kan lekesinin grubu, bu kimsenin kan grubuna uygun bulunmazsa, 
(Elim kesildigi zeman usttime kan damlamisdi) gibi soziiniin yalan oldugunu 
meydana cikanr. 

Cocugun kan grubu, babasinin veya anasimn kan grubuna benzer. Bir cocugun 
kan grubu, anasimn kan grubuna benzemezse, babasinm kan grubunda oldugu an- 
lasilir. Bu cocugun babasi oldugu samlan adamin kan grubu, cocugun kan grubu- 
na benzemezse, bunun babasi olmadigi anlasilir. Fekat, bu cocugun grubunda 
olan bir adamin, bu cocugun babasi oldugu kesin olarak soylenemez. Cunki, ay- 
m grubda bulunan, baska cok adam vardir. 

Grubu belli olan (test serum)dan, bir cam uzerine, bir damla konur. Uzerine bir 
damla % 10 luk sodium citrat eriyigi konur. Bir damla da kan konur. Iki dakika 
sonra berrak kahrsa, aggliitinasyon yokdur. Bulamrsa, vardir. (Test serum) piya- 
sada satilmakdadir. Bozulmadan iki-iic ay saklanabilir. 

TENEFFUS CIHAZI: Sihhatli bir insan, saatde bin nefes alir. Viicud fabrika- 
sinm mikrop ve gazlara karsi miihim kapisi, nefes yollandir. Agiz ve burun bos- 
lugunu cigerlere rabt eden onbes santimetrelik hava borusu [Trake]nin yukan ucu 
girtlak [Hancere] olup, burada hava borusu, ses iplikleri vasitasi ile daralmis, bir 
ince yank haline gelmisdir. Bu yank, nefes yolunun otomatik kapanabilen kapi- 
si olup, toz, bank kilcigi ve tahris edici gazlarm te'siri ile kendiliginden kapanir. 
Insan arzu etse de, klor, amonyak ve diger zehrli gazlan teneffiis edemez. Hava 
borusu, gogiis boslugunda, yanm milimetre inceliginde, yirmibesmilyon kadar 
ince kollara aynhr. Her kol, yine 15-20 dane son kollara aynhr. Her son kolun ucu 
kese gibi siskin olup, bu hava kesecikleri, kollar ucunda iiziim salkimma benzer. 
Bu hava keseciklerinin hepsine (Akciger) diyoruz. Akcigerde, kalbden gelen kan 
damarlan da, kollara aynhr. Aynla aynla nihayet cigerde dortyiizmilyon kapiller 
meydana gelir. Bu kapiller, hava keseciklerini sarar. Gaz basincmdan dolayi, 
kandaki C0 2 nin fazlasi, hava kesesine ve kesedeki oksigen de kapillere, ya'ni ka- 
na gecer. Bu gaz miibadelesi, bir saniyede vuku' bulur. Orta bir nefes almada, ke- 
selerin mecmu' sathi yiizelli, derin teneffiisde dortyiiz metre karedir. Cigerde bi- 
rinci halde tic litre hava mevcud olup, bunun yanm litresi, ya'ni altida biri miiba- 
dele olur. Bir insanm cigerlerinden dakikada yatarken sekiz, otururken onalti, yii- 
riirken yirmidort, kosarken elli litre hava gepmekdedir. Harb maskeleri siizgecle- 
rinin mukavemeti olciilerinde bu mikdar, otuz litre kabul edilmisdir. Devamh spor 
ve miimarese ile, cigerlerde bir teneffiisde miibadele edilen hava mikdan, besbu- 
cuk litreye cikabilmekdedir. Tecribeli dalgiclar, su altmda dortbucuk dakika, ne- 
fes almadan durabilmekdedir. Bir hayvamn kamna oksigen verirsek, teneffiis ya- 
vaslar, hatta durur. Zira dimagdaki teneffiis merkezi, artik, gogsu kanndan ayiran 
perdeye hareket emri veremez. Kandaki karbon dioksid gazmm artmasi ise, tenef- 
fiis merkezini ikaz ederek, teneffiisii hizlandinr. 

HAVA (ATMOSFER): Bir hava deryasmm dibinde yasamakdayiz. Hava, orta- 

-979- 



lama yiiz kilometre yiikseklikde olup, yukansmda daha hafif gaz tabakalan ile or- 
tiiliidiir. Okyanuslarm sekizyiiz metre derinliginde yasiyan bahklar, havaya cika- 
rilmca parcalandigi gibi, insanlar da, hava basmci altmdan cikanlmca yasayamaz. 
Hava, deniz kenannda, bir santimetre kare satha, bir kilogram tazyik yapmakda- 
dir. Bu basmc mikdarma, bir (Atmosfer) denir ki, yetmisalti santimetre [76 cm] yiik- 
sekligindeki civamn basincina esitdir. Civamn ozgiil agirligi 13,6 gr/cm oldugu icin, 
binotuziic santimetre [76x13,6=1033,6] suyun basinci, ya'ni on metre ve otuziic san- 
timetre yiiksekligindeki suyun basmci, bir atmosferdir. Insan derisinin yiiz olciimii, 
ortalama birbucuk metre kare olduguna gore, hava, hepimizi onbes ton kuvvetle 
ezmekdedir. Bu biiyiik kuvvet altmda, pestil haline gelmeyisimiz, teneffiis sayesin- 
dedir. Teneffiis yollan, akciger keseleri, kapiller ve kan damarlan ile, viicudumii- 
ziin biitiin hiiceyrelerine hava gitdiginden, icimizde de, haricdeki tazyika miisavi bir 
basmc mevcuddiir. Sicak havada tazyik azahr, barometre diiser. Sogukda ise yiik- 
selir. Bu tazyik tehavviilii, sihhatimiz icin cok miihimdir. Bu tehavviil olmasaydi, 
bildigimiz hastahklarm dortde biri mevcud olmazdi. Sihhi lklimler, kirlann ve ki- 
sin yaylalarm, ilkbeharda hatt-i iistiiva [ekvator] adalannin lklimleridir. 

Hava ile yeryiizii, elektrik bakimindan birbirine karsi, bir pilin kutuplan vaz'ry- 
yetindedir. Hava arti, erd eksi yiikludur. Bu iki kutup arasinda yasamakda olan in- 
san elli litre tuzlu su tasidigmdan, kuvvetli bir nakildir. Uzerimiz yiizbinlerce kil 
ile ortulii oldugundan bir verici istasyonu halindeyiz. 

Yiiz litre havada, yetmissekiz litre azot, yirmibir litre oksigen, bir litre argon gi- 
bi necib gazlar ve 0,03 litre karbondioksid gazi [C0 2 ] bulunur. Hava, bu gazlarm 
kansimidir. Havada gaz halinde bulunan azot, yumurta aki, ekmek, et gibi cism- 
lerin yapi maddesidir. Boyle azotdan yapilmis maddelere (Protein) diyoruz. Pro- 
teinler, aminoasidlerin peptidlesmesinden hasil olan polipeptid yapismdadir. 
Bunlar, protoplazmamn yapi tasi oldugundan, proteinsiz, ya'ni azotsuz yasan- 
maz. Yalmz yag, seker, nisasta gibi azotsuz gidalarla beslenen bir hayvan, yasiya- 
maz. Insan, hergiin gidalardan sekiz gram azot almak mecburiyyetindedir. Lakin 
ne insan ve ne de hayvan ve ne de nebatlar, havadaki azotu alamryoruz. Zira, azot 
molekiillerindeki ikiser atom, birbiri ile kuvvetli bagh olup, kolay ayrilmiyor. 
Bilesik cism yapmak icin atomlar birlesir demisdik. 

Havada oksijen bulunmasaydi veya oksijen mikdan yiizde 21 den az veya cok 
olsaydi, zararh olur, hicbir canli nefes alamaz, yasayamazdi. Yer yiiziinde hicbir 
insan, hayvan, nebat bulunmazdi. Yagmurlu, karh ve firtmah havalarda oksijen mik- 
dan hie degismiyor. Allahii teala degismekden muhafaza ediyor. Allahii teala, in- 
sanlara biiyiik ni'met olarak, Peygamberleri gonderip imam bildirdi. Havadaki ok- 
sijen mikdarim yiizde 21 olarak sabit tutuyor. Bu ni'metlerin krymetlerini anlama- 
h, her nefesde hamd etmeliyiz. Gormek, isitmek ve soylemek ni'metlerinin kiymet- 
lerini hie dusiindiinuz mii? Bu ni'metler icin, gece giindiiz durmadan hamd etsek 
karsihk yapabilir miyiz? Lazim olan hamd ve siikr yapilmadigi icin, bunlan geri ali- 
yor mu? Almryor. Afv ediyor. Hamd ve siikr etmiyenlerin, hatta inkar edenlerin, 
diinya ni'metleri icinde, rahat ve mes'tid yasadiklanm, ba'zi sevilmislerin de sikm- 
tilar cekdiklerini goriiyoruz. imam-i a'zam Ebu Hanifenin zmdanda iskence yapi- 
larak oldiiriilmesi ve imam-i Rabbaninin tic oglunun bir giinde vefat etmeleri 
boyledir. Bunun sebebini arifler anlamakda ve talebelerine bildirmekdedir. Bun- 
lar sizi aldatmasm! Ciinki, Allahii tealamn afv ve sabr sifatlan, diger sifatlan gi- 
bi sonsuzdur. Bizim gibi cahiller, boyle afv ve merhamet sahibi Rabbimize karsi 
kusurlanni bilmeli, Ona karsi siikrde hie kusur yapmamah, emrlerine ve yasakla- 
rina, ya'ni islamiyyete biitiin gayretimiz ile sanlmahyiz. 

Bir azot deryasi olan hava icinde yasadigimiz ve hergiin bin litre azot cigerleri- 
mize kadar girdigi halde, hayatimiza cok liiziimlu olan bu azotu, hiiceyrelerimize 
havadan alamiyoruz. Mahlukati sikan en biiyiik derdlerden biri aclikdir. Her sene 

-980- 



milyonlarca hayvan ve nebat achk derdinden telef olmakdadir ve su saatde binler- 
ce ac insan mevcud olup, doyasiya yimege muvaffak olamamakdadir. Bu aclar, bil- 
hassa pahah olan protein maddelerine, ya'ni icinde yiizdiikleri azot deryasma, ci- 
gerlerine kadar girmis iken, istifade etmekden aciz olduklan azot maddesine acdir. 
Bu Ml, insanlarm aczini gostermege kiymetli bir misal teskil etmekdedir. Zira, eger 
teneffiis ile oksigen gazim ahp kammiza katdigimiz gibi, azot gazim da tutmak has- 
sasi kammiza bahs edilmis olsaydi, yeryiiziindeki biitiin achk ihtiyacimiz, bir solu- 
ma ile te'min edilebilecekdi ve artik ac kimse kalmiyacak, avcilik nihayet bulup, mil- 
yonlarca canh, achk sikmtisindan kurtulacak, achk dolayisi ile ekmek ve et icin in- 
sanlar birbirlerine saldirmryacak, yeryiizii bir harb sahasi halinden cikarak, bir Cen- 
net ravzasi haline donecekdi. Bunlarm hepsi, insamn hergiin cigerlerine giren bin 
litre azotdan, sekiz gram (yedi litre)sini uzviyyetine alabilmesi ile olacakdi. 

Havanm yiiksek tabakalan hafif ve oksigence fakirdir. Boyle havada, hem te- 
neffiis giiclesir, hem de ruhi tesevviisler hash olur. Teneffiis giiclugii, ya'ni oksi- 
gen azhginin te'siri, alkoliin te'sirine benzer. Bu te'sirler insanlara gore degisir. 
Dortbin metreye kadar birsey duyulmaz. Bundan sonra nefes darhgi, bogulma his- 
si, bas agrisi, ates basmasi gibi dag hastahgi alametleri baslar. Fekat, bu sartlara 
ahsarak teessiir zail olur. Dokuzbin metreden sonra diger arizalar bas gosterir ki, 
viicud bu sartlara uymaz. Bu zeman, oksigen bombalan ile sun'i hava verilmezse 
veya diger tedbirler ahnmazsa oliim hasil olur. 

Hiiceyrelerimizde, oksigen, gidalan yakmca, karbondioksid meydana geliyor. 
Bu da, cigerlerden havaya veriliyor. insan saatde 20-40 ve giinde 500-1000 litre kar- 
bondioksid gazi hash ediyor. Sehr havasmda (C0 2 ) mikdan, binde bire ve hatta da- 
ha yukanya cikar. Bu gaz, olduriiciidur. Yiizde yedi mikdarmda teneffiis giiclesir. 
Yiizde ondort olunca oldiiriir. Kalkiita sehrinde, bir odaya tikilan 146 mahbusdan 
123 ii, kendi (C0 2 )leri ile olmiisdiir. Karbondioksid gazi havadan agir oldugundan 
cukurlarda, mahzende toplamr. Gazoz siseleri acihnca, asagi dogru kopiik halin- 
de, masa ortiisii iizerine akar. Bu gaz, lsiyi fena iletir. Hava tabakasmin erd iizerin- 
de sicakhgi korumasi, daha ziyade karbondioksid sayesindedir. Hava olmasaydi, yer 
ytiziiniin ortalama sicakhgi (+15 C) yerine ( — 23 C) olacakdi. Bu otuzsekiz dere- 
ce farkin yirmibir derecesi, havadaki onbinde iic karbondioksid sayesindedir. 

Insan viicudii, icinde elli litre sicak mayi' bulunan bir fici gibidir. Ficmm serbest 
sathi cigerler olup, takriben ikiyiiz metrekaredir. Bu sivi, bu yiizeyden ve biitiin 
derimizden, buharlasir. Agiz ve burnumuzdan havaya su buhari veriyoruz. 

MIKROP: Mikrop nedir? Mikroplar, diinyamizda en ziyade yayilmis mahluk- 
lar olup, o kadar cokdur ki, diger biitiin canhlann mecmu' sayisi, bunlarm yanm- 
da sifir gibidir. Uzerinde binlerle mikrop yasamayan bir toprak parcasi, havada, 
bir toz, bir su damlasi, bir sinek ayagi ve hipbir insan kill mevcud degildir. insan 
bir cami agzina siiriince, cam uzerinde diizinelerle mikrop kiimesi meydana gelir. 
Her insan busesi, insanlarm birbirine binlerce mikrop vermesi demekdir. Masa uze- 
rinde yiiriiyen bir sinek, karda gezen insamn izleri gibi, mikrop yigmlan birakir. 
Slit hayvandan bakraca akdigi zeman, her kahve kasigmda binlerce mikrop bulu- 
nur. Bu mikdar, her saatde katkat artar. Bir mikrobun yirmidort saatde cogalarak 
yetmis milyona cikdigi goriilmiisdiir. Tereyagmdaki mikroplar, siitden on kat 
fazladir. insan ve hayvanlann bulundugu yerde, mikrop mikdan fevk-al'ade artar. 
Bir kasik nehr suyunda, sehre girmeden evvel otuzbin, sehrden cikinca milyarlar- 
ca mikrop vardir. Mikroplar havada ucmaz. Havadaki herbir toz, yiizlerce mikrop 
tasiyan birer balondur. Mikroskop 998 [m. 1590] de kesf edildi. 

INSAN VE MIKROP: Mikroplar, diger hayvan ve nebatlar gibi canh mahliik- 
lar olup, insanlara zararh veya faideli olmak gayesinde degildir. Bunlarm, yegane 
gayesi, her canhda oldugu gibi, yasamak arzusudur. Bircok insan, mikrop deyince, 

-981- 



yanhs olarak, insana diisman olan mahluk zan eder. Halbuki Allahii teala, cok sey- 
leri yaratmasina, mikroplan sebeb ve vasita kilmisdir. Cenab-i Hakkm iradesi ile, 
dilemesi ile, muhtelif islerin yapilmasmda vazife goriiyorlarsa da, umumi olarak za- 
rarsiz, faideli ve zararli [pathogene] olmak iizere ile simfdirlar. Onbinlerce nev'le- 
ri olup, hemen yiizde sekseninin insanlarla alakasi yokdur. Yiizde iki kadan, faide- 
lidir. Mesela, bize, peynir, sirke, hamur, maya ve saire yaparlar. Bir kismi ile de, be- 
raber yasamakdayiz. Her nefesde, binlercesi icimize girer. Bunlar, tavuk, kedi, ko- 
pek, koyun ve saire gibi, ehli hayvanlanmiz gibidir. Lakin bunlar, bize daha yakin 
olup kiimesde, ahirda degil, harice acik bulunan a'zamizda ikamet eder. Cild, agiz, 
burun, teneffiis yollari, mi'de, bagirsak ve saire yerlerimiz bunlarla doludur. Bun- 
lar, basit ve beceriksiz degildir. iclerinde san'atkarlan ve miitehassislan mevcud- 
diir. Yalniz agzimizda, elli cesid mikrop cahsmakdadir. ince bagirsaklarda da, 
muhtelif ihtisaslara malik yirmibes diirlii mikrop nev'i vardir. Insan, bu iscilerinin 
yevmiyesini gida olarak verip, giic hazm olan gidalarm hazmmi bunlara yapdinr. 
Bir def-i hacetde, abdesthaneye, yiizbinlerce mikrop terk edilmekdedir. 

Her insanda mevcud bu sayisiz mikroplar, zararli degildir. Haricden durmadan 
vucudumiize zararli mikrop da girmekdedir. Hicbir giin yokdur ki, hepimiz verem 
mikrobu yutmamis olalim. Siit ineklerinin yandan fazlasi tiiberkiilozdur. Pastori- 
ze edilmiyen her siitde verem mikrobu iicbine kadar cikdigi nadir degildir. Hemen 
her tereyagimn yiiz grammda, binlerce verem mikrobu vardir. Oldiigii zeman vii- 
cudiinde verem hastahgi baslamamis insan, yok gibidir. Tiiberkiilozdan bademcik- 
leri sismemis cocuk azdir. Diger hastalik mikroplan da, heryerde mevcuddiir. 
Herkesin agiz ve burnunda difteri ve grip mikroplan yasamakdadir. Cildimizde, 
ciban mikroplan, kani zehrliyen mikroplar daimi miisafirimizdir. Halbuki iizeri- 
mizi saran bu diismanlardan zarar gormiyoruz. Yalniz veremli siitden bir damla icen 
kimse birkac haftada olmeli idi. Bunun sebebi: Bir bardak siitde, mesela iicbin ve- 
rem mikrobu yamnda, aynca kirk muhtelif nev'den milyarlarca zararsiz mikrop var- 
dir. Diger mikroplann yamnda verem mikrobunun milyonda bir azligi, olgun bir 
insan kalabahgini isyana tesvik etmek isteyip, birsey yapamiyan iic-bes fesademm 
azhgma benzer. Diger tarafdan, uzviyyete giren zararli mikroplar zarar yapamaz. 
Zira durmadan ta'kib olunurlar. Kiiciik cocuklarda bu ta'kib kuvvetli olmadigin- 
dan, bunlara kaynamamis siit vermemelidir. Lakin biiyiikler senelerden beri her- 
giin zararli mikroplan yuta yuta bunlarda, miidafe'a vasitalan tesekkiil etmisdir. 
Ahsan insamn giinde icdigi sigara mikdarini, birisi birdenbire icerse, hasta yapma- 
sina benzer. Bizi zararli mikroplardan koruyan iiciincu ve en miihim vasita, icimiz- 
deki sadik arkadaslanmiz olan mikroplann, yabanci mikroplan istememeleridir. 
Bunlar, yerlerini yabanci mikroplara birakmak istemez. Demek ki, hastaligm in- 
sana gecmesi muhakkak olmiyor. Hadis-i serifde de boyle buyurulmusdur. 

SARI HASTALIKLAR NE ZEMAN MEYDANA GELIR?: Bir tarafdan (infec- 
tion) ya'nf hastalik mikrobunun gelmesi, diger tarafdan, beraber yasamakda oldugu- 
muz mikroplann azalmasi sebebiyle meydana gelir. Ekmek iizerinde kiiflerin tufey- 
li olarak yasadigi gibi, mikroplann iizerinde yasiyan parazitler de vardir. Bakteriop- 
hage denilen bu parazitler, mikroplann za'if zemamnda cogahr, biiyiik ve yardimci 
mikroplanmizi yirler. Bu suretle viicudiimuz, yardimci mikroplardan fakirlesir. 

Ada, yayla, sayfiye havalannda mikrop bulunmadigmdan, buralara seyahat 
eden, bilhassa genclerde yardimci mikroplar azalarak, mukavemet gormiyen, me- 
sela herkesde, her zeman mevcud anjin mikroplan fe'aliyyete gecerek, Klimatik 
anjin meydana gelir. Yine bu sebebden, seyahate cikan genclerde, siddetli tiiber- 
kiiloz zuhur eder. Ormanlik yaylalarda, mesela bizim giizel Uludagimizm Kiraz- 
h yaylasmda, asla verem mikrobu yokdur. Lakin gene seyyah, cadirmda yerde yat- 
makdadir. Burasi ile, odada karyolasinda yatmak arasmdaki muhit sartlan pek fark- 
hdir. Gencin, Patojen mikroplara karsi miidafe'asinda, sadik yardimcilan ve 6n- 

-982- 



ciileri olan kendi mikroplan, bu sart degismesinden miiteessir olarak kuvvetden 
diiserler. Hava ve mevsim degismelerinde sari hastahklarm cogalmasi da bu sebeb- 
dendir. Mevsim degismesinden maksad, hava sartlarimn bozulmasi degil, degisme- 
sidir. Mesela, latif behar mevsiminin ansizin gelmesinde, yardimci mikroplarm ha- 
yat sartlan ansizm degiserek, mukavemetleri bir miiddet icin sarsihr. 

Mikroplar pek kiiciikdiir. Bir milimetrekiip kanda besmilyon kirmrzi yuvarlar 
(Hematie) vardir. Bir hemati icine bir tifo basili kolayca yerlesir. Bir tifo basili icinde 
de, tiiberkiiloz basili kolayca yerlesip gezebilir. Verem basili, mikroplarm en 
kiiciigii degildir. Cubuk seklindeki bir verem mikrobu iizerine, viriis sinifindan 
biniicytiz uzviyyet yerlesebilir. insanin vereme yakalanmasi icin, asgari bin taze 
kuvvetli mikrobun cigerlere girmesi lazimdir. Bir tiiberkiilozlunun sabah kah- 
valtisi yapdigi masa ortiisiinde onbinlerce tiikiiriik damlasi ve her damlada binlerce 
mikrop gortilmekdedir. Bir oksiiriikle meydana gelen damlaciklar, mikrop mermileri 
olup, iicbucuk metre kadar uzaga gider. Bu mermilere rasthyan ve bilhassa cocuk- 
lar, tehliikededir. Cocuklar, tiiberkiiloza, buyiiklerden on def a daha kolay yakalamr. 

VIRUS: Bir mikrop kiimesi, Samberlan [ya'm pismis porselen] siizgecinden sii- 
ziiliirse, mikroplar gecmez. Bir sivi siiziiliir. Difteri, dizanteri ve verem mikropla- 
rmdan bu suretle elde edilen mayi'ler, hastahk hasil etmez. Fekat nezle, grip gibi 
mikroplardan elde edilen mayi'ler hastahk yapar. Demek ki, boyle hastahklar, yal- 
mz mikroplar ile degil, siiziilebilen, pek daha kiiciik viriis dedigimiz cismlerle bu- 
lasir. Viriisler, mikropdan yirmibin def'a daha kiicukdiir. Bunlar da, mikroplar gi- 
bi, yetisir, iirer ve sirayet eder. Bugiin iicyiiz cesid viriis tanmmis ve bunlardan yir- 
mibesi goriilmusdiir. Bunlarm, sadece stoplazmadan ibaret olduklan anlasilmis- 
dir. Bugiin viriisler dondurularak billur hale getirilebiliyor. Bu sekldeki viriis te- 
mamen cansiz, bir kimya maddesi gibidir. Fekat, miisaid bir yere kondugu zeman, 
canhligmi gostererek iirer ve hastahk yapar. Ancak, elektron mikroskopla gorii- 
lebilir. Viriisle bulasan hastahklar, kizil, kizamik, su cicegi, nezle, grip, cocuk spi- 
nal felci, kuduz, papagan hastahgi, domuz vebasi ve sairedir. Viriisler, bu hastahk- 
larm mikroplanm kuvvetlendirirler. Mikroplan za'ifleten ve hatta mahv eden vi- 
riisler de vardir ki, bunlari yukarda bakteriofaj diye soylemisdik. Fen, bakteriofaj 
vermek sureti ile belki bircok hastalan tedavi etmege muvaffak olacakdir. 

TOXIN: Mikroplar insanlara cesidli yoldan zarar verir. insam bir eve benzetir- 
sek, tiiberkiiloz basilleri, bu evin divarlarim yikar. Difteri basili, acik birakilmis ha- 
va gazi musluguna benzer. Bu basilin kendi birsey yapmaz. Bademciklerde oturup, 
beyaz ve kirmizi kana Toxin dedigimiz bir zehr gonderir. Bu zehr, kalb ve bobrek- 
leri bozar. Tetanoz basili de, ufak bir yara uzerinde usluca oturup, viicude tetanoz 
toksini gonderir. Bu toksin, en kuvvetli zehrlerden olan Strikninden ikiyiiz def'a 
te'sirli olup, bir grami, yirmimilyon fareyi veya dortbin insam oldiiriir. Viicude ya- 
yilan bu toksin, mirdar iligi zehrliyerek, insan gerile gerile oliir. 

ANTITOXIN: Viicudiimiiz, iceri giren her yabanci maddeye karsi bir koruyu- 
cu madde (Antikor) husule getirip, bununla kimyaca birlesdirerek, zararsiz hale 
sokmaga cahsir. iceri bir toksin girince, antitoksinler meydana gelerek, yeniden 
gelecek toksinlerle birlesirler. Kizil, kizamik ve su cicegine karsi meydana gelen 
antitoksinler, kanda daimi kahp, insan ikinci def'a bu hastahklara yakalanmaz. Nez- 
le, grip, difteri ve baska hastahklarm antitoksinleri ise, zemanla viicudden disan 
atilir. 

Diismam mikropla yenmek, ikinci cihan harbinde diisiiniildii. Mikrop silahla- 
n ve koruma vasitalan uzerinde cahsildi. Yer kiiremiz etrafinda donen sun'i peyk- 
leri mahreklerine oturtan biiyiik fiizeler gibi birkac roketle, mesela, ingiltereye sa- 
cilacak mikroplarm, kisa bir zemanda ingiliz milletinin iicde birini harb edemez 
hale getirecegi hesablanmakdadir. Bu fiizelerde, mikrop yiiklii tiiyler bulunacak, 

-983- 



bu tiiyler havada dagihp, cok genis sahaya, sari hastahk mikroplan sacacakdir. Bu- 
giin, mikrop silahlan iizerinde, cok cahsilmakdadir. 

YORGUNLUK: Zararh maddeler, mikrop, toksin, virus, zehrli gazlar gibi, 
vucudumiize yalmz haricden gelenler degildir. Adalelerimiz hareket ederken, 
viicudumiizun derinliklerinde zehrli madde hasil olur. Yorgunluk hissini yapan bu 
zehr, siit asidi dedigimiz alfa oksi propiyonik asiddir. Yorgun bir adalede tesek- 
kiil etmis olan bu asid disan cikanhrsa, adale eski fe'al halini ahr. Yorulan bir uzv- 
da diger maddeler de tesekkiil edip, kan ile her tarafa ve bilhassa dimaga girerek 
yorar. Su halde yorgunluk, siit asidi ve diger toksinlerle kanm zehrlenmesinden iba- 
retdir. Bir kopek kuvvetden diiserek yatip uyuyunciya kadar cahsdirihr ve uyuyun- 
ca bundan kan almarak, rahat ve keyfli bir kopege verilirse, bunun yorularak uyu- 
dugu goriilmekde ve bunun aksi de vuku' bulmakdadir. Yorgun ve yipranmis bir 
insana, rahat bir insanm kani verilerek, fe'al bir hale getirilmekdedir. Fekat, ya- 
rimn insamna verilerek bunu yorgunlukdan ve uykudan devamh kurtaracak, bii- 
tiin omriinii fe'aliyyet ve rahathkla gecirmesine yanyacak bir antitoksin buluna- 
cagi zan edilmemelidir. Zira yorgunluk, yalmz bir kimya hadisesi degil, diger bii- 
tun viicud hadiseleri gibi, insanlann anhyamadigi , miibhem bir hayat hadisesidir. 
Yorgunlugu gidermek, cahsmakdan meydana gelen zehrleri temizlemekle bera- 
ber, hiiceyreleri dinlendirmek de demekdir. 

Bir otomobil, ancak yakma tertibatimn, gazi patlatmasi ile hareket etdigi gibi, 
adale motorlanmiz da, dimagimizm sinir cereyanmi vermesi ile hareket eder. 
Her adale parcasi, bir tel, bir sinir ile dimaga baghdir. Yalmz hareket icin, adale- 
leri dimagimiza baghyan milyonlarca sinir olup, bunlarm milyarlarca ince kolla- 
n mevcuddiir. Amerikadaki vahsilerin oklanmn ucuna siirdiikleri Kiirar [Curare] 
ismindeki zehr, bu sinirlerin uclanm felce ugratir. Adale hareket edemez. Agn yap- 
madigmdan, insan zehrlendigini anlamaz. Elini, ayagini oynatamiyarak yere yiki- 
hr veya tas gibi dikili kalir. Goriir ve isitir ise de, goziinii kirpamaz, dilini oynatip 
bagiramaz. Kabr azabi da bunun gibidir. Meyyit, elem, aci duyar. Fekat, kipirdi- 
yamaz. Kiirar, zehrlerin en fenasidir. En son, teneffus adaleleri uyusarak, zeval- 
h ses cikaramadan oliir. Diinyada tabi'i ve sun'i kotiiliikler cokdur. Bunlarm en ko- 
tiisii kiirardir. 

ZEHR NEDIR?: Umumibir zehr ta'rifi yapilamaz. Keci, yirmi gram morfin yi- 
yip, sicramasma devam eder. Su halde morfin zehr degil midir? Ada tavsanlan zevk- 
le belladon yir de miiteessir olmaz. Tuz ruhu zehr olamaz. Zira mi'delerimiz biz- 
zat bunu yapiyor ve hicbir zaran olmiyor. Zehrli ve faideli cismlerin tam ta'rifini 
yapmak cok giicdiir. Zira: 

a) Zehr, bunu alan canhnm nev'ine tabi'dir. Keciye zehr olmayan morfin, insan 
icin zehrdir. 

b) Zehr, aym nev'e mensub canhlarm sahsiyyetine de tabi'dir. Babaya zararsiz 
olan sigara, iic yasindaki cocugunu oldilriir. 

c) Zehr, ahsmaga da tabi'dir; ahsmis bir ihtiyara dokunmiyan sigara mikdan, ilk 
def'a icen ihtiyan oldiirebilir. 

d) Zehr, alman mikdara tabi'dir. Her cismin bir dayanabilecek mikdan vardir. 
Ancak bu mikdardan fazlasi zehrdir. En siddetli zehr bildigimiz siyaniirlerin kan- 
da dolasan mikdan zehrlemez. Mi'deye doldurulan bes litre su ise, insam oldiiren 
zehrdir. Hatta yeni dogan bir nevzad icin, bir bardak su zehrdir. 

e) Zehr, zemana da tabi'dir. Sabah ac karna icilen bir biiytik sigaramn zehr te'si- 
ri, ogle yemeginden sonra icilen aym sigaramn te'sirinin on katidir. 

f) Zehr, beraber almdigi diger maddelere de tabi'dir. Aym mikdar kafeini ha- 
vi cay ve kahvenin te'sirleri baska baskadir. Aym suretle, aym mikdarda ispirto- 
yu havi Absent ile serabin zehr te'sirleri farkhdir. 

-984- 



Bu alti misal, daha baska diirlii 6x6 kadar cogaltilabilir. Lakin, zehrin ta'rifinin 
gucltigiinii anlatmaga bu kadari da yetisir. 

TUTUN: Bugiin firm sayismda satis magazalan bulunan ve hiikumetlerce rek- 
lamlan yapilarak degeri ekmegin iistiine cikmis bulunan tutiinun miiessir madde- 
si nikotindir. Korkunc zehrler arasmda yer alan bu cismin bir damladan az mik- 
dan, insani oldiiriir. Gagasi oniinde nikotine batinlan bir cam cubuk tutulan bir 
serce, derhal oltir. Bir sigara icinde bulunan nikotin, deri altma siringa edildikde, 
iki insani oldiiriir. Tiitiin dumanmda nikotinden baska bircok siddetli zehrler 
vardir. Mesela, bir sigara dumanmda bir miligram siyan asidi, yiizde bes karbon- 
monoksid, amonyak, yiizde birbucuk kukiirtlu hidrogen mevcuddur. Tibbi ki- 
tablar, sigaramn fizyolojik te'sirini izahdan evvel su misali soyltiyor: Almanyada 
yiizsekiz yasmda bir ihtiyar, yeni yasini tebrike gelenlere, yiiz seneden beri dur- 
madan sigara icdigini ve simdiki kuvvet ve zindeligini sigaraya medyun bulundu- 
gunu soylemekdedir. 

Sigara icmek, tiitiinii kuru tebhir etmek, ya'ni kuru cismleri damitmak, gaz 
hale gecirmek demekdir. Sigara yanarken nikotinin yiizde yirmibesi harab oluyor. 
Yiizde otuz kismi dumanla havaya gidiyor. Yiizde kirkbesi de sigara icinden ag- 
za dogru cekiliyor ise de, bunun iicde ikisi sigaramn soguk kismmda mayi' halde 
kalip, agza, sigaradaki nikotinin, ancak yiizde onbesi dahil oluyor. Sigaramn ya- 
nan mahalli ile agiz arasindaki mesafe ne kadar az ise, vticude o kadar cok niko- 
tin gelir. Su halde, ince uzun sigaralar, kisa kahn sigaralardan daha hafifdir. Niko- 
tin te'sirinden korunmak istiyenler, sigarayi agizda degil, elde tutmahdir. Agir si- 
garalar, nikotini cok sigaralar degil, icerken viicude yiizde onbesden cok nikotin 
veren sigaralardir. Kuru tuttinler, yaslarmdan fazla, gevsek sigaralar, siki ve sert 
sigaralardan fazla, hizh cekenler, yavas cekenlerden fazla, cigerlerine cekenler, bur- 
na cekenlerden ve burna cekenler, dudak tiryakilerinden fazla nikotin alir. Agza 
giren nikotinin miihim bir kismi, tiikiiriik ile mi'deye gidip mi'de ifrazim azalta- 
rak istihayi keser. Su halde, yemek yiyenlerin bulundugu yerde sigara icmek ve oda 
havasim sigara dumam ile karisdirmak biiyiik kabahatdir. Bunun icindir ki, bircok 
fikh kitablarmda, sigara, tab'an [ser'an degil] mekruh denilmekdedir. Nikotin, agiz 
ve mi'de zarlarmda kana kansir. Bunun da biiyiik kismim, karaciger tutarak par- 
calar ve asid iirige cevirir. Bundan dolayi, fazla sigara icenler, nekris ve rumatiz- 
maya yakalanabilir. Zaten herseyin fazlasi zararhdir. Kanla dolasan nikotin, bob- 
rek iistii bezlerini tahris ederek adrenalin ifrazi artip kan tazyiki yiikselir ve de- 
rideki damarlar sikisarak, renk solar. Bagirsaklan harekete getirip, ishal yapar. Saf- 
ra yollanm daraltdigmdan, safrasi ve karacigeri za'if olan, fazla tiitiine dayanamaz. 
Dimaga te'siri heniiz iyi bilinemiyor. Nikotin uzviyyetden cok yavas atihr. Cum'a 
giinii sigaraya baslayan insamn idrannda, ancak gelecek Cum'a nikotin goriilme- 
ge baslar. Nikotinin en iyi tanima vasitasi stiliikdiir. Nikotine cok hassas olan bu 
hayvan, dortmilyonda bir nikotinli suda bile biizulmege baslar. Sigarayi fazla ic- 
menin zehr oldugu muhakkakdir. Birbirine rekabetle tiitiin kullanan iki birade- 
rin, onyedinci pipoda, birlikde oldiiklerini, bir babanm sigara icdikden sonra, iki 
giinliik cocugu yirmi dakika kucagmda tutmasi ile, cocugun nikotin tesemmiimii 
ile agir hastalandigim ecnebikitablar yazmakdadir. Bununla beraber, kendileri- 
ni zemanla ve yavas ahsdiran ve mu'tadma gore kullanan biiyiiklere, hie zarar ver- 
memekdedir. Sigaramn tiiberkiilozu, kanseri ve damar sertligini kolaylasdirdigi hak- 
kmdaki korkunc hikayelerin, temamen yanhs oldugu tesbit edilmisdir. Bu hasta- 
hklara yakalananlarda, sigara icmeyenlerin mikdan icenlerden az olmadigi muhak- 
kakdir. 

[m. 1964] yih subat aymda, Amerikada New-York eyaleti tib derneginde konu- 
san gogtis hastahklan miitehassisi Dr. Alvan L.Barach, sigara icerken dumam ice- 
riye cekmiyenlerde akciger kanseri yapdigmi gosterecek bir delil yokdur demis- 

-985- 



dir. Birlesik Amerika saghk isleri bakanhgimn yiizlerle tabib ve kimyager cahsdi- 
rarak aylarca yapdirdigi incelemelerin sonucu, [m. 1963] sonbehar gazetelerinde 
devletce aciklandi. Bu yazida, (Sigarayi cok icenlerde, kanser daha cok goriilmus- 
diir. Kansere sebeb, tiltiin degil, sigara kagidinm yanmasmdan hasil olan katran 
oldugu tesbit edilmisdir. Bunun icin, tiitiinii, sigara seklinde degil, tiltiin yapragi- 
nm sarmasi, pipo ve nargile, ltileli cubuk seklinde icmelidir) denilmekdedir. Tii- 
tiin dumamnda, kanserojen bir maddenin, ya'ni kanser yapan bir prodiiinin bulun- 
dugu idantifiye edilememisdir. Fazla duman verilen hayvanlarda tumor tevlid 
etmek kabil olmamisdir. Bunun icindir ki, arasdincilar, isi istatistiklere dokmiis- 
lerdir. Yukanda yazili Amerikan raporu da, tibbi, fenni isbat sonucuna degil, is- 
tatistiklere dayanarak bildirilmisdir. O halde bu rapor, problemi izah ve hal etmis 
degildir. Nitekim Avrupa ve Amerikada bircok doktorlar, bu raporu ve aciklama- 
lan korii koriine kabul etmemekdedirler. (Eczacihk mecmu'asi), [m. 1970] yili (12) 
ci sayismda diyor ki, (infarktiis) denilen kalb sektesinden sonra goriilen oliimiin, 
cok sigara icenlerde, sigara icmiyenlere nazaran onalti def a daha az oldugu Ame- 
rikada tesbit edildi. Nikotinin norepinefrin tesekkiiliine te'sir etdigi Amerikada 
goriildii. Bu da, sigaranm zihn yorulmasim onledigini gostermekdedir. 

Ba'zi sahslar, nikotine karsi hassas olabilir. Bu keyfiyyet, yumurtaya, cilege kar- 
si hassas insanlann bulunmasma benzer. Bunlar, sigara icince, hazm ve sinir bo- 
zuklugu, carpmti, damar tekalliisii, tansiyon yiikselmesi gibi haller goriilur. Lakin 
tiitiin icenlerin yiizde doksamnda ve hele az icen biiyiiklerde hicbirsey goriilme- 
mekdedir. O halde, biiyiik bir insanm az mikdarda icdigi tiitiine, sihhi bakimdan 
haram denemez. Boyle bir iddi'a, tecribeye, fenne uygun olmaz. 

Doktor Gautier, Parisde basilan fransizca (Formulaire)de koyu caym ve kah- 
venin, sigaranm zararmi giderdigini yazmakda, tiittinle zehrlenmege karsi, bir 
bardak suya bir kahve kasigi tanen veya mazi tozu, yahud bir damla tenttirdiyod 
koyup icmeli ve yatip cok ortiinmelidir demekdedir. 

ZEHRLI GAZLAR VE KORUNMA CARELERI: Zehrli bir cismin harbde 
kullamlabilmesi icin, bir takim taktik sartlan da haiz olmasi lazimdir ki, bunlan her 
zehrde toplamak kolay degildir. Bundan dolayi, kimya sanayi'inin birinci cihan har- 
bine verdigi iicbinden ziyade zehrli maddeden, ancak otuzu kullamlmis ve bunlar- 
dan oniki kadan ise yaramisdir. Bu savasda gaz atisi, diismana zayi'at verdirerek 
degil, ruhi te'sir yapmak sureti ile rol oynamisdir. Her yeni cikan gaza karsi korun- 
ma vasitalarmm bulunmasi ve kit'alarda gaz disiplini meydana gelmesi ile bu si- 
lahin korkusu kalmamisdir. 

Bugiin iyi korunma vasitalarma ve bunlarm kullamlmasi ta'lim ve terbiyesine 
malik olan bir millet icin gaz tehliikesi yokdur. ilerdeki harblerde, ilk olarak 
meydana cikarak, eldeki korunma vasitalarmdan gececek olan her yeni bir silah 
ve bomba, korunma caresi bulununciya kadar rol oymyacak ve belki de savas ne- 
ticesi iizerine muhim te'sir yapacakdir. 

ELEKTRONIK ALETLER: Elektronik kelimesini,elektron kelimesi ile kans- 
dirmamahdir. Elektronik kelimesi, bir ilm koluna verilen ismdir. Bu ilm kolu, elekt- 
ro-manyetik dalgalarm iizerine kurulmusdur. 

Bir endiiksiyon makarasmm ikinci makarasmdaki ince bakir telden, cok sayi- 
daki sargilarm iki ucu, iki kiiciik kiireye baglamr. Birbirine yakin olan iki kiirenin 
biri antene [gerilmis bakir tele], ikincisi, su borusuna, boylece topraga baglamr. 
Kalm bakir telden icerdeki az sayida sargilara pilden akim verilince, iki kiire ara- 
smda kivilcim seklinde elektron atlamasi olur. Elektronlar, anten ile, toprak ara- 
smda, saniyede milyonlarca def'a gidip gelir. Saniyedeki gidip gelme sayisma 
(Titresimli akimin frekansi) denir. Evlerimizde kullandigimiz elektrik akimimn fre- 
kansi ellidir. Frekanslan onbinleri asan alternatif akimlara, (Yiiksek frekansh) de- 

-986- 



nir. Elektrik akimi gecen tellerin etrafinda, bir miknatis sahasi hasil olur. Anten 
ile toprak arasmda hasil olan akim [elektrik titresimi] de, kuvvetli miknatis mey- 
dana getirir. Bu miknatis, dalgalar halinde, fezada [boslukda] her tarafa yayilir. 
(Elektro-manyetik dalga) denen bu dalgalann yonii ve siddeti degisdigi icin rast 
geldikleri kapali devrelerde, mesela antenlerde, endiiksiyon akimi meydana gelir. 

Bugiin yiiksek frekans alternatorleri ile ve triyod lambalan ile, elektrik titresim- 
leri ve boylece, elektro-manyetik dalgalar yapilmakda, bunlarla, telsizler, radyo- 
lar, radar ve elektronik beyinler cahsdinlmakdadir. Elektronik beyin [Computerjle- 
rin ic yapisim, besbin danesi bir yiiksiige sigan kiiciik transistorler ve diodlar ve bun- 
lari bagliyan binlerce karisik elektrik devreleri teskil eder. Bunlann i'mal ve tes- 
biti, elektronik beyin ve otomatik makinelerle yapilir. 

Elektronik beynin giris kisminda, hususi daktilolarda delinmis ve uzerindeki de- 
likler, belli harf veya isareti bildiren kartlar veya delikli seritler yahud da bir ya- 
zici daktilo ile yapilacak isi gosteren bir program, makineye verilir. Program, 
makinenin ozel isaretleriyle ve istenen isi yapdiracak seklde, miitehassislar tara- 
fmdan hazirlamr. Bir kerre hazirlanan program, belli bir is icin her seferinde kul- 
lanilabilen bir deste delikli kart olabilir. Programdan sonra ma'lumat verilir. Gi- 
risde kullamlan vasitalarla, kisa zemanda netice almir. Kartdaki delikler, devre- 
lerin acihp kapanmasim saglar. 

Elektronik beyin, kendisine verilen ma'lumati ve programi hafiza kismi denen 
yerde kayd eder. Bu kism, icinden tel gecen ferromagnetik halkalardan ibaret, kor 
denen, [Core: cekirdek] yiizbinlerce magnetik devreden ibaretdir. Alti kor birle- 
sip, bir postahanedeki numarah posta kutulan gibi diisiinulebilen pozisyonlan tes- 
kil eder. Her pozisyon, korlarmdaki akimin yoniine gore magnetize olarak teyp gi- 
bi ma'lumati kayd eder. Bunlara ma'lumatin girisi cikisi, saniyede besbin def a ola- 
bilir. 

Islemler merkez kismmda yapilir. Saniyede, bin ile dort bin arasmda toplama, 
cikarma, yirmibes ile ikiyiizelli arasmda carpma, bolme, besbin Lojik islem yapa- 
bilir. Sekizytiz bilinmiyenli, sekizyiiz denklemi bir insan, hie yimeden, icmeden, iki- 
yiizelli senede, komputiir, ya'ni bilgisayar ise, birkac saatde yapar. Fen kollarm- 
daki yeni kesfler icin ve nemaz vaktlerini anlamak icin liizumlu hesablann yapil- 
masinda, hastaliklarm teshisinde, fabrikalarm az miitehassisla cahsdirilmasmda, 
elektronik aletlerle calisan tertibli [programli] hesab makinalan (Robot)lar kul- 
lamhyor. Robot, makine adam demekdir. Bunlar, mekteblerde, evlerde ogretmen 
yerine ders vermekde, problem cozmekdedirler. Gemilerin, tayyarelerin yerleri- 
ni bulmakda, menzil hesablanm yapmakda, harb gemilerinde atis kontroliinde, ha- 
va tahmmlerinde, tayyarelere ve rampadan atilan fiizelere yol gosteren radar 
Beaconlarmda hep elektronik aletler kullamlmakdadir. Telsizle idare edilen tay- 
yareler, roketler, kit'alar arasi fiizeler, elektronik bilgilerin kullamldigi yerlerdir. 

Amerikahlar, 1975 de elektronik beyinle incelemeler yapan, (Viking 1 sonda ci- 
hazi)m Menh yildizma yolladilar. Bu cihaz, ellialti milyon kilometrelik yolu on- 
bir ayda kat' etdikden sonra, 1976 temmuz aymda Merih iizerine kondu. Cahsma- 
ga basladi. Toprak ahp, biyolojik ve fizik ve kimya tahlilleri yapip, Pasadena ilm 
merkezine bildirdi. Merih topraginda bol oksigen gazi oldugu ve radio-aktif kar- 
bon bulundugu anlasildi. Pasadenadaki hayati tecribeler miitehassislanndan Dr. 
Herold Klein, Viking 1 cihazinin gonderdigi haberlerin cok heyecan verici oldu- 
gunu soylemisdir. 

Ruslar, askeri harcamalarmm pogunu, casusluk islerinde kullandilar. Elektro- 
nik sanayi'in sirlarim, Amerikahlardan caldiklan tesbit ve resmi raporlarla nesr 
edildi. 



-987 



55 — OLUM, OLUME HAZIRLANMAK 

Asagidaki bilgiler, seyyid Abdiilhakim bin Mustafa efendi "rahmetullahi 
aleyh"in (Sefer-i ahiret) risalesinden alinmisdir. Bu risale basilmamisdir: 

Imam olan ve akli olan ve balig olan erkek ve kadinlara, (Miikellef) denir. Mii- 
kellef olanlarm, oliimii cok hatirlamasi siinnetdir. Ciinki, oliimii cok hatirlamak, 
emrlere sanlmaga ve giinahlardan sakinmaga sebeb olur. Haram islemege cesa- 
reti azaltir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Lezzetleri 
yikan, eglencelere son veren oliimii cok hatirlayiniz!). Tesavvufculardan ba'zila- 
n, hergiin bir kerre hatirlamagi adet edinmisdi. Muhammed Behaeddm-i Buhari 
"kuddise sirruh" hergiin yirmi kerre, kendini olmiis, mezara konmus diisiiniirdii. 

Olmek, yok olmak degildir. Varhgi bozmiyan bir isdir. Mevt, ruhun bedene olan 
baghhgmm sona ermesidir. Ruhun, bedenden aynlmasidir. Mevt, insamn bir hal- 
den baska bir hale donmesidir. Bir evden, bir eve goc etmekdir. Omer bin Ab- 
diil'aziz "rahmetullahi aleyh" buyurdu ki, (Sizler, ancak ebediyyet, sonsuzluk 
icin yaratildimz! Lakin bir evden, bir eve goc edersiniz!). Mevt, mii'mine hediy- 
yedir, ni'metdir. Giinahi olanlara musibetdir. Fakirlere rahat, zenginlere azabdir. 
Akl, Allahii tealamn hediyyesidir. Cehalet, dogru yoldan cikmaga sebebdir. Zulm, 
insamn cirkinligidir. ibadet, goziin nuru olan, sevinc ve nes'edir. Allah korkusun- 
dan aglamak, kalbin cilasidir. Kahkaha ile giilmek, kalbin zehridir. insan, oliimii 
istemez. Halbuki mevt, fitneden hayrhdir. insan yasamagi sever. Halbuki mevt, ona 
hayrhdir. Salih olan mii'min, mevt ile, diinyanin eziyyet ve yorgunlugundan kur- 
tulur. Zalimlerin oliimii ile, memleketler ve kullar rahata kavusur. Din diisman- 
lanndan bir zalimin oliimiinde, hatira gelen eski bir beyti buraya yazmak uygun- 
dur. Beyt: 

Ne kendi etdi rahat, ne aleme verdi huzur, 
yikildi gitdi cihandan, dayansm ehl-i kubiir. 

Mii'minin ruhunun bedenden ayrilmasi, esirin habsden kurtulmasi gibidir. 
Mii'min oldiikden sonra, bu diinyaya geri gelmek istemez. Yalniz sehidler, diin- 
yaya geri gelip, bir daha sehid olmak ister. Diinyanin iyiligi gitdi. Kederleri kal- 
di. Bundan dolayi oliim, her musliman icin hediyyedir. Bir adamin dinini, ancak 
kabri korur. Mii'minlere yapilacak ikramlardan birincisi, oliimdeki sevincdir. 
Mti'mini rahatlandiran, ancak Allahii tealaya kavusmakdir. Her mii'mine mevt, ha- 
yatindan daha iyidir. Kafirlere de mevt faidelidir. 

Cabuk tiikenen seyin pesinde kosuyorsunuz. Sonsuz kalacak seye bakmiyor, on- 
dan kaciyorsunuz! Bir kimsenin oliimiinde hayr yok ise, hayatinda da hayr yokdur. 
Allahii tealaya kavusdurdugu icin, mevt sevilir. Sevdigim adamin kalmasim da se- 
verim. Olmesini de severim. Dost dosta kavusmak istemez mi? Azrail "aleyhisse- 
lam", Ibrahim aleyhisselamdan ruhunu almak icin izn istedikde, (Dost, dostun ca- 
nim ahr mi?) dedi. Allahii teala, Azrail "aleyhisselam" ile haber gonderip, (Dost 
dosta kavusmakdan kacmir mi?) buyurunca, (Ya Rabbi! Ruhumu hemen al!) di- 
ye diia eyledi. 

Allahii tealamn emrlerine uyan bir mii'mine, oliimden daha sevincli birsey ol- 
maz. Allahii tealaya kavusmagi seven mii'min, mevti ister. Mevt, dostu dosta ka- 
vusduran bir kopriidiir. Kavusmak sevki, biiyiik ve yiiksek derecedir. Bu derece- 
ye yiikselen mii'min, mevtin gecikmesini istemez. Rabbine istiyakmdan dolayi, Ona 
kavusmagi, Onu gormegi sever. Cenneti seven ve ona hazirlanan insan mevti se- 
ver. Ciinki, mevt olmaymca, Cennete girilmez. 

Bir kimsenin iman ile olecegi son nefesde belli olur. Bir insan, bu devlete ka- 
vusunca, Allahii tealamn ihsanlan baslar. Bu anda, elbette sevinir. Se'adet sahi- 
bi ol kimsedir ki, Azrail "aleyhisselam" gelip, (Korkma, Erhamiirrahimfne gidi- 



yorsun. Asl vatanina kavusuyorsun. Biiyiik devlete erisiyorsun!) der. Boyle kim- 
seye, bundan daha serefli bir gun yokdur. Bu diinya, bir konakdir. O cihana bakin- 
ca zindandir. Bu gecici varlik, bir gorunusdur. Golge gibi, yavas yavas cekilmek- 
de, gecip gitmekdedir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Insanlar uykudadir, oliince 
uyamrlar). Diinya hayati, rii'ya gibidir. Mevt uyandinp, rii'ya bitecek, hakiki ha- 
yat bashyacakdir. Miislimanin oliimii, hayatdir. Hem de, sonsuz hayat! 

Bir koyliiye sen oleceksin demisler. O da, oliince nereye giderim diye sormus. 
Allahii tealaya! cevabmi ahnca, hayri ancak kendisinde buldugumuz Rabbime ka- 
vusduracak olan olumden korkum kalmamisdir der. 

Mevlana Celaleddin-i Rumf "kuddise sirruh", Azrail aleyhisselami goriince: (Ca- 
buk gel, canim cabuk gel. Beni Rabbime cabuk kavusdur!) demisdir. 

Can vermek acisi, diinya acilarmm hepsinden daha acidir. Fekat, ahiret azab- 
lannin hepsinden daha hafifdir. Mu'min, ruhunu teslim edecegi vakt, rahmet me- 
leklerini, Cennet hurilerini goriip, onlarm zevki ile, can verme acisim duymaz. Ru- 
hu, tereyagmdan kil ceker gibi, kolay cikar. Ni'metlere kavusur. 

Her miislimanin, oliime hazirlanmasi lazimdir. Bunun icin de, tevbe etmelidir. 
Kul hakki altmda kalmamaga dikkat etmelidir. Ya'ni, haklan sahiblerine verip ha- 
lallasmahdir. Allahii tealamn haklarim da odemek lazimdir. Bu haklarm en mii- 
himmi, islamm bes sartini yerine getirmekdir. Nemaz kilmiyan bir kimse, miisli- 
manlarm hakkini da vermemis oluyor. Ctinki, her nemazda oturunca, (Ve ala 
ibadillahissalihin) diyerek mii'minlere diia etmek vazifemizdir. Nemaz kilmiyan- 
lar, mti'minleri bu diiadan mahrum birakiyor. Haklan olan bu diiayi yapmiyor. 

Borclan odiyerek, emanetleri sahiblerine vererek, oliime hazirlanmak ve vasiy- 
yet yazmak vacibdir. 816. ci ve 1028. ci sahifelere bakmiz! 

Oliim, bir anda gelebileceginden, afvi kabul olmiyan ve kabul olabilir ise de, he- 
niiz afv edilmemis olan (Had) ve (Ta'zfr) cezalanmn yapilmasina imkan birakmak 
vacibdir. Ya'ni, meydana cikmis olan giinahlarmin diinyadaki cezalanmn yerine 
getirilmesini te'min etmelidir. Afvi kabul olmiyan sue, Server-i alemi "sallallahu 
aleyhi ve sellem" sovmekdir. Afvi kabul olan hadler, ya'ni cezalar, zina, sirkat, if- 
tira, icki icmek gibi suclann diinyadaki cezalandir. 

Hasta olanlann, bu vacibleri daha cabuk yerine getirmesi lazimdir. 

Hastamn yatagi, carsafi ve camasirlan temiz olmalidir. Sik sik degisdirmelidir. Ctin- 
ki, temizligin kalbe ve rtiha biiyiik te'siri vardir. Oliim zemamnda ise, temizligin kal- 
be ve ruha te'siri, baska zemanlardan daha miihimdir. Tedavi caizdir. Fekat, sifayi 
halk eden, devada te'siri yaratan Allahii tealadir. Allahii teala, isterse, kullamlan ilac- 
da te'sir halk etmez. Eger oyle olmasaydi, her tedavi edilen hasta, iyi olurdu. 

Agir hastalara igne yaparak teselli ilaclan vermemelidir. Hastaya eziyyetdir. Ca- 
iz degildir. Agir hastalan hastahaneye kaldirmamahdir. Evde, ailesinin, salih 
kimselerin yaninda, Kur'an-i kerim okuyarak ve Kelime-i sehadet telkin ederek, 
can vermesine cok ugrasmahdir. 

Hastahkda, iman, i'tikad bilgileri cok konusulmahdir. Gelen ziyaretciler, bun- 
lardan konusmah, kimse gelmezse, hasta kendisi, Ehl-i siinnet alimlerinin kitab- 
lanndan ahiret bilgilerini okumahdir. Kitabdan okuyamazsa, diisiinmelidir. Ce- 
nab-i Hakkin rahmetinin bol oldugunu gosteren hikayeler soylenmeli, giinahla- 
nn, Allahii tealamn merhameti yaninda hie olduklan hatirlatilmahdir. Afv ve mag- 
firet iimmidi cok olmalidir. 

Hasta, nemazlarmi gecirmemege, her zemandan daha cok dikkat etmelidir. 
Kalbini Allahii tealamn sevgisi ile doldurmah, Kelime-i tevhidi cok soylemelidir. 
Islamiyyetin emrlerini yapmaga dikkat etmelidir. Vasiyyet etmeli veya yazmahdir. 

Hastaya, imam-i Alinin "radiyallahii anh" ve Qocuklannm sevgisi pek lazimdir. 
Ciinki, Ehl-i beyti sevmek, son nefesde iman ile gitmege sebeb olacagim, Ehl-i siin- 

-989- 



net alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" sozbirligi ile soylemekdedir. 

Oliim hastasi, ihlas suresini [ya'ni Kulhiivallahii ehad] cok okumahdir. Yata- 
gi karsismda (Kelime-i tevhid) yazili levha asili olmahdir. 

Karyola ve yatak yerini ve odayi degisdirmek, hastaya ferahlik verir. Kabil ise 
hasta, abdestli olmahdir. Hizmetci, asci, hemsire kadinlar, mahrem olmadiklann- 
dan, cok biiyiik mahzurdur. Hastalann, ihtiyarlann kizi, aile yerini tutamaz. Mah- 
rem hizmetleri yapamaz. ihtiyarlann, hastalann haramdan kurtulmak icin, hizmet 
eden kadini nikah etmeleri lazimdir. Dedikoduya ehemmiyyet vermemeli, gene de 
olsa, hizmet edecek nikahh aile edinmelidir. 

Ziyaretciler, hasta yanmda cok oturmamahdir. Sevdigi insanlar olsa da, cabuk 
kalkmahdir. Hasta teklif ederse, biraz daha oturup, kalkmaga tesebbiis etmeli, tek- 
rar teklif etmezse gitmelidir. Agir hastamn yamna kimseyi sokmamak dogru de- 
gildir. Hasta istemese de, salih insanlar, gidip, bir ihlas okuyacak kadar oturma- 
hdir. Doktor, kimse goriismesin, konusmasm dedi diyerek, hastayi mahrum etme- 
melidir. Yamna suleha girip, Yasin-i serif okumahdir. Gizli okumak da faidelidir. 

Hasta yanmda, hastahgi artdiracak, merakh sozler soylememeli, gazetelerden, 
hikayelerden, mal, ticaret, siyaset ve hiikumetden laf acmamahdir. 

Oliim hastasi halalden ve miimkin oldugu kadar abdestli ve kalbi uyanik kim- 
selerin Besmele ve diia ile hazirladigi seyleri yimelidir. 

Hasta yanmda, Velilerin, alimlerin ve salihlerin "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" hikayeleri ve sozleri konusulmali, bunlara sevgisi artdinlmalidir. Evliya- 
yi kiramin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" soylenmesi, rahmete sebeb olur. 

Oliim alametleri gortiliince, yanmda, cocuk, ciiniib, ozrlu kadm bulundurulma- 
mahdir. Odada ve hatta evde resm bulunmamasina cok dikkat etmelidir. Yanm- 
da alim, salih birkac kimse bulunup, zorlamamak iizere, Kelime-i tevhid soyleme- 
si te'min edilmelidir. Soylemesi icin sikisdirmamahdir. Yanmdakiler soyleyip ona 
duyurmah, usandirmamahdir. Bir kerre soyler ise, bir daha soyletmemeli, baska 
sey soyler ise, Kelime-i tevhidi bir daha soylemesi hatirlatilmahdir. Ya'ni, son so- 
zii, Kelime-i tevhid olmahdir. Zorlamadan, bir kerre, (La ilahe illallah) demek, ya- 
nmdakilere siinnetdir. Kelime-i tevhidi hatirlatanlarm, hastamn diismam, varisi ol- 
mamasi uygundur. Kimse yok ise, varis hatirlatir. 

Hasta yanmda (Yasin) sure-i serifesini okumak muhim siinnetdir. Hadis-i serif- 
de buyuruldu ki, (Yanmda Yasin-i §erif okunan hasta, suya doymus olarak vefat 
eder ve doymus olarak kabre girer). Ya'ni, can vermenin hasil edecegi susuzlugu 
duymaz. Yasin sure-i serifesi, kiyametde olan seyleri, dunyanm gecici oldugunu, 
Cennet ni'metlerini ve Cehennemdeki azablan bildirdiginden, hasta yanmda oku- 
nunca, iman ile gitmege sebeb olan seyleri isitmis olur. (Ra'd) suresini okumak, ru- 
hun cikmasmi kolaylasdinr. insan oliince, Hanefide necs olur. Kur'an-i kerim, ya- 
nmda degil, karsismda ve sessiz okunabilir. Diger ile mezhebe gore necs olmaz. 

Kur'an-i kerimi, oliiler de isitir ve faidelenir. Cenaze tasiyanlann, kabr ziyaret 
edenlerin, maddibir karsihk diisunmiyerek, Kur'an-i kerimden bir parcayi, Allah 
nzasi icin okuyarak, sevabini meyyitin ruhuna hediyye etmeleri siinnetdir. 

Oliim halinde su icirmek siinnetdir. ihtiyaci goriiliirse vacib olur. icince ferah- 
ladigi goriiliirse vacibligi artar. O anda seytan, saf su gosterip, senden baska 
ma'budiim yokdur dersen, sana iciririm dedigi, hadis-i seriflerde bildirilmisdir. Ya- 
sin stire-i serifesini okumanm on faidesi vardir: 

1 — Ac olan, tok olur. Ya'ni, ummadigi yerden nzk gelir. 

2 — Susuz olan, kamnciya dek su bulur. 

3 — Elbisesi olmiyan, elbise bulur. 

4 — Eceli gelmiyen hasta sifa bulur. 

-990- 



5 — Eceli gelen hasta oliim acisi duymaz. 

6 — Oliirken, Cennet melekleri gelip, goriiniir. 

7 — Insan korkdugundan emin olur. 

8 — Miisafir ve garib yardimci bulur. 

9 — Bekarlarm evlenmesi kolay olur. 
10 — Gayb olan sey bulunur. 

Fekat bunlara niyyet ederek ve inanarak okumak lazimdir. 

Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Oliim hastasi yanin- 
da, bir sure okununca, her harfi icin bir melek gelip, ruhun kolay cikmasina diia 
eder. Yikamrken yaninda bulunurlar. Cenazesi ile birlikde giderler. Nemazinda 
bulunurlar. Gomiiliirken bulunurlar. Hep diia ederler). Bir hadis-i serifde buyu- 
ruldu ki, (Miisliman bir hasta yaninda Yasin-i serif okunursa, Rid van ismindeki me- 
lek Cennet serbeti getirir. Suya doymus olarak run teslim eder. Doymus olarak kab- 
re girer. Suya ihtiyaci olmaz.) 

Hasta, Allahii tealanin afvma, merhametine giivenmeli, Rabbim beni magfiret 
eder demelidir. Allahii teala, hadis-i kudside buyuruyor ki, (Kulum, beni nasil umar- 
sa, onu oyle karsilanm. Oyle ise, benden hep iyilik bekleyiniz!). Server-i alem "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", vefatindan uc giin once buyurdu ki, (Allahii tealadan iyi- 
lik umarak can veriniz!). Hasta yamndakilerin, iyilik iimmidini artdiracak seyler 
soylemesi, Rabbimizin rahmetini umdugumuzu hatirlatmalan siinnetdir. Oliim ha- 
li goriiliince, rahmet iimmidini artdiracak seyler soylemek vacib olur. Kilmamis ne- 
mazlan varsa, tevbe etmesine tesvik eylemek siinnetdir. 

Oliir olmez, borclanm bir an once odemelidir. Borclan odenmedikce, ruhu, iyi- 
ler derecesine kavusamaz. Zevcesine, vaktile odemedigi (Mehr), ya'ninikah pa- 
rasi da, borcudur. Verilmemis, birikmis zekat, fitra da borcdur. Hirsizlik etmesi, 
zor ile almasi da borcudur. Kabre koymadan, borclanm odemek miimkin olmaz 
ise, meyyitin velilerinden [ya'niyakm akrabasindan] biri, borcu (Havale iisulii) ile, 
kendi uzerine ahr. Ya'niborclar bunun olur. Boylece, hak sahiblerinin kabul et- 
mesi ile, meyyit borcdan kurtulmus olur. Borclar, veliiizerinde kalir. Bu yol, ha- 
vale iisulune tam uymuyor ise de, meyyitin ihtiyaci cok oldugu icin, islamiyyet izn 
vermisdir. Server-i alem "sallallahu aleyhi ve sellem" borclu olan birinin nemazi- 
ni kilmak istemedi. Ebu Katade-i Ensari "radiyallahii anh" ismindeki bir sahabi, 
borcunu, bu Usui ile, kendi uzerine alarak kabul edince, cenaze nemazmi kilma- 
gi kabul buyurdu. Bu meyyitin borcu iki dinar, ya'ni iki miskal [4,8 gramhk sikke- 
li, ya'ni kesilmis, olciilii iki altm] olup, Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", Ebu 
Katadeye, (Bu iki altin bore, senin iizerine oldu mu ve meyyit borcdan kurtuldu 
mu?) buyurdu. Ebu Katade (Evet) deyince, Resulullah "sallallahu aleyhi ve sel- 
lem", cenazenin nemazmi kildi. Goriiliiyor ki, yabanci bir kimse de borcu kendi 
uzerine alirsa, meyyit borcdan kurtulmakdadir. Borcu uzerine alan kimsenin ala- 
cakhya (Meyyiti halal et!) demesi uygun olur. Boyle halallasma ile, meyyit borc- 
dan temamen kurtulur. 

Gerek boylece, gerekse, islamiyyetin gosterdigi baska yollar ile, meyyit, hak- 
lardan kurtanldikdan sonra, vasiyyeti yerine getirmek lazimdir. Giinah olan bir- 
seyi yapmak icin vasiyyet etmek sahih olmaz. Boyle vasiyyetler yerine getirilmez. 
Boylece, meyyit, vasiyyetden hasil olan sevabdan ve duadan mahrum birakilma- 
mis olur. 

Hastahkdan ve dtinya sikmtilarmdan kurtulmak icin olumu istemek caiz degil- 
dir. Dinde sikinti ve fitnelerden korkarak, Allahii tealadan oliimii istemek siinnet- 
dir. Allah yolunda sehid olmagi istemek de boyledir. Mekke-i miikerremede ve Me- 
dine-i munevverede oldugu zemanda ve Evliya-yi kiram "kaddesallahii teala es- 
rarehiimiiraziz" tiirbelerinin yaninda oliimii istemek de caizdir. 

-991- 



Allahti tealaya kavusmagi sevdigi icin oltimii istemek milstehabdir. Hadis-i se- 
rifde buyuruldu ki, (Bir kimse, Allahii tealaya kavusmagi severse, Allahii teala da 
ona kavusmagi sever). 

Tedavi, ya'ni doktora gitmek, ilac kullanmak siinnetdir. Hadis-i serifde buyu- 
ruldu ki, (Hastahginizi tedavi ediniz! Cunki, Allahii teala, oliimden baska her has- 
tahk icin, deva, ilac yaratmisdir). 

(Mevahib-i lediinniyye) ikinci cildde diyor ki, Peygamberimiz "sallallahii aley- 
hi ve sellem" iic diirlii ilac kullamrdi: Kur'an-i kerim veya diia okurdu. Fen ile bu- 
lunan ilaclan kullamrdi. Her ikisini kansik kullamrdi. (Kur'an-i kerimden sifa bek- 
lemiyene sifa nasfb olmaz) buyururdu. (Fatiha) suresini okumamn, hastahklara si- 
fa oldugunu bildiren hadis-i serifler (Beydavi) ve (Cerhi) tefsirlerinde ve Senaul- 
lah-i Dehlevi "rahmetullahi aleyh"nin yazdigi (Tefsir-i Mazheri)de yazilidir. 
imam-i Kuseyri "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki, Kur'an-i kerimdeki alti sifa 
ayetini bir tabaga yazip, su koyarak eritilir. Hasta icerse Allahii teala sifa ihsan e- 
der. Ayet-i kerime ve diia elbette sifa verir. Fekat sartlann gozetilmesi de lazim- 
dir. Okuyamn veya yazamn ve hastanm buna inanmasi sartdir. Hastamn, zararh 
olan gidalardan, stibheli ilaclardan perhiz etmesi, sogukdan sakmmasi, liizumlu sey- 
leri yapmasi, haramdan, zulmden sakmmasi lazimdir. Hadis-i serifde, (Allahii 
tealayi unutarak, gafletle edilen diia kabiil olmaz) buyuruldu. Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" efendimiz hasta olunca, (Kul e'uzii)leri okuyup, kendi 
tizerine uflerdi. 

(Sifa ayetleri) sunlardir: Tevbe suresi, ondordiincii ayetinin sonu, Yuniis sure- 
si, elliyedinci ayetinin ortasi, Nahl suresi, altmisdokuzuncu ayetinin orta kismi, is- 
ra suresi, seksenikinci ayetinin bas tarafi, Sii'ara suresinin sekseninci ayeti, Fus- 
silet suresi, kirkdordiincii ayetinin orta yeridir. Bunlar, safranh su gibi, renkli bir 
sivi ile bir canaga yazilip, yagmur suyunda eritilir. Zevceden mehr parasmdan he- 
diyye isteyip, bu para ile bal alimr. Bali bu su ile kansdirip icmelidir. Sifa ayetle- 
rini, abdestli olarak, bir kagida yazip, bu kagidi, bir kapdaki suya koymak da 
olur. 

(Tuhfe) kitabimn sonlannda, si'ilerin onuciincii te'assublanni anlatirken buyu- 
ruyor ki, imam-i Ali Riza hazretleri Nisapura gelince, Ehl-i siinnetden yirmibin- 
den cok alim ve talebe, kendisini karsiladi. Dedelerinden gelen bir hadis-i serif oku- 
masi icin yalvardilar. imam hazretleri, biitiin dedelerinin ismlerini sayarak, su kud- 
si hadisi okudu: (La ilahe illallah kal'amdir. Bunu okuyan, kal'ama girmis olur. 
Kal'ama giren de, azabimdan kurtulur). imam-i Ahmed ibni Hanbel hazretleri bu- 
yurdu ki, bu hadis-i serif, bildirenlerin ismleri ile beraber, deliye okunursa, akh ba- 
sina gelir. Hastaya okunursa, sifa bulur. Boyle oldugunu, ibni Esir "rahmetulla- 
hi teala aleyh" de, (Kamil) kitabmda bildiriyor. Bu hadis-i serifin hastaya nasil oku- 
nacagi (Hak Soziin Vesikalan) kitabimn (Birleselim-Seviselim) kismmda bildiril- 
misdir. 

Yirmibes kerre (Estagfirullah) denir. Sonuncusunda (ve etubii ileyh)e kadar oku- 
nur. Sonra, onbir (ihlas) ve yedi kerre (Fatiha-i serife) ve otuziic kerre (Allahiim- 
me salli ve sellim ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed) oku- 
yup sevabim Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiramin "nd- 
vanullahi aleyhim ecma'in" ve Evliyamn "rahmetullahi aleyhim ecma'in" ruhla- 
rina ve sonra biiyiik alimlerin ismlerini soyleyip, bu biiyiiklerin ruhlarma hediy- 
ye edilir. Bu biiyiikler hurmetine sifa vermesi icin Allahii tealaya diia edilir. Her- 
giin sabah ve aksam boyle diia edilir ve gerekli ilac alimp, perhiz yapihr. Biiyiik alim 
Abdiillah-i Dehlevi, (Mekatfb) kitabimn yirmisekizinci mektubunda buyuruyor ki, 
(Diia istiyorsunuz. Biiyuklerimizin ismlerini gonderiyorum. Birincisindeki ismle- 
rin ruhlarma, baska zemanda da, ikincisindeki biiyiiklerin ruhlarma Fatiha okur, 
bunlann vasitasi ile Allahii tealaya diia edersiniz!). Yiizonyedinci mektubda bu- 

-992- 



yuruyor ki, (Her isiniz icin, biiyiiklerin temiz ruhlanni vesile ederek, Allahii teala- 
ya yalvarmiz! Ona sigmimz! Allahii teala sevdiklerinin vasitasi ile yapilan diiala- 
n kabul ederek, din ve diinya ihtiyaclarmizi ihsan eder). Ya, dogruca sifa ihsan e- 
der, yahud, sifa icin sebeb yapdigi tabibi, ilaci karsiniza cikarip, onun vasitasi ile 
sifa verir. Ciinki, sebebler vasitasi ile yaratmak adetidir. Bunun icin, sebeblere ya- 
pismak siinnetdir. (Silsile-i aliyye), ya'ni biiyiik alimlerin ismleri, iiciincii kism, el- 
liiicuncii madde sonunda yazilidir. Sifa icin (Kaside-i Biirde) okumanm cok faide- 
li oldugu, (Kryamet ve Ahiret) 126. ci sahifesinde uzun yazilidir. 

(Tefsir-i Azizi) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, kirk gun sabah ne- 
mazinm siinneti ile farzi arasmda kirkbir kerre Fatiha okunur. Besmelenin sonun- 
daki Mimi Fatihamn Lam harfi ile birlikde okunur. [Ya'ni (Rahmi-ilhamdii) de- 
nir.] Sonra yapilan diia kabul olur. Suya iifleyip hasta veya biiyiilenmis kimseye ici- 
rilirse, [eceli gelmemis olan hasta] sifa bulur ve biiyu coziiliir. Bas, dis, mi'de ve her 
agn icin, yedi Fatiha okuyup, iiflemelidir. Bir Fatiha okuyup edilen diia kabul olur. 

(Tefsir-i Mazherf) sahibi "rahmetullahi teala aleyh", (Talak) suresinin iiciincii 
ayetinin tefsirinde buyuruyor ki, (imam-i Rabbani "rahmetullahi teala aleyh", 
din ve diinya zararlarmdan kurtulmak icin, hergiin besyiiz kerre (La havle vela kuv- 
vete ilia billah) okurdu. Buna (Kelime-i temcid) denir. [ikinci kism, onbirinci 
maddeye bakimz!] Okumaga baslarken ve okudukdan sonra da yiizer kerre (Sale- 
vat) okurdu. Ffadis-i serifde, (Allahii tealanm bir ni'met vermesini ve bunun devam- 
h olmasim isteyen, La havle vela kuvvete ilia billah cok okusun!) buyuruldu. (Sa- 
hfhayn)daki hadis-i serifde, (Bu, Cennet hazinelerinden bir hazinedir!) buyuruldu. 
Bir hadfs-i serifde de, (La havle vela kuvvete okumak, doksandokuz derde deva- 
dir. Bunlann en haftii, hemmdir) buyuruldu. Ffemm, gam, hiizn, sikmti demekdir.) 

(Fevaid-i Osmaniyye) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Fatiha), 
(Ayet-el-kiirsi) ve (Dort Kul) yediser kerre okunup hastaya iiflenirse, biitiin afet- 
ler, derdler icin ve sihr, nazar icin ve hayvan sokmasi ve lsirmasi icin iyi gelir. Tuz 
iizerine okunup, suda eritip icirmek ve lsinlan yere siirmek de tecribe edilmisdir. 
Dort Kul, Kafirun, ihlas ve Mu'avvizeteyn sureleridir. Siileymaniyye kiitiibhane- 
si Laleli kismmda, 3653 sayih risalenin 211.ci sahifesinde diyor ki, (Cum'a giinii se- 
her vaktinde sag elinin avucuna su ayet yazilip, sonra dili ile yalayip yutulur. 
Kirk senelik sihr dahi olursa, def olur. Zail olur. Nisa suresi 99. cu ayeti (ve men 
yahruc)den (rahima)ya kadardir.) 

(Bostan-iil-Arifin) sonunda diyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Os- 
man bin Ebil'asi "radiyallahii teala anh" ziyarete geldi. Hasta idi. Cok agnsi ve san- 
cisi vardi. (Agiran yeri sag elin ile yedi kerre mesh eyle! Her dePasinda E'uzii bi'iz- 
zetillahi ve kudretihi min serri ma-ecidii ve iihazirii oku!) buyurdu. Osman diyor 
ki, buyurdugu gibi yapdim. Hastaligim hie kalmadi. Abdullah ibni Mes'ud buyur- 
du ki: Bir kimse sabah ve aksam, Bekara suresinin basmdan dort ayet ve Ayet-el- 
kiirsi ile sonraki iki ayeti ve bu surenin sonundaki iic ayeti okursa, evine seytan gir- 
mez. Mecntin iizerine okunursa, iyi olur. Sikmtisi olan kimse, cok (istigfar) okusun! 

(Hazfnet-iil-esrar)da diyor ki: Omer-iil-Fariik "radiyallahii teala anh" dedi ki, Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Yagmur suyunu toplayip, 
iizerine, Fatiha-i serffe, Ayet-el-kiirsi, ihlas-i serif ve Kul-e'uzii sureleri yetmiser ker- 
re okunur. Bu Sudan araliksiz yedi sabah icenlerin hastahklan, agnlan zail olur.). [Bes, 
on salih miisliman toplamp, okuyup, suya iiflemelidirler.] imam-i Ahmed ve Tirmii- 
zi ve Nesai ve Hakim ve Beyheki bildirdiler ki, Sa'd ibni Malik "radiyallahii teala 
anh" dedi ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Yuniis aley- 
hisselam baligin karmnda, Enbiya suresinin 87. ci ayetini soyliyerek diia etdi. [Dii- 
asmi kabul eyledi ve kiyamete kadar bunu okuyan mii'minlerin diialanni kabul ede- 
cegini bildirdi. ] Bir miisliman, bu ayet-i kerfmeyi okuyup diia edince, Allahii teala 
diiasim muhakkak kabul eder). Kirk kerre okumahdir. 1249. cu sahifeye bakimz! 

- 993 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:63 



56 — MEYYITE YAPILAC AK DIM VAZIFE, KEFEN 

A$agidaki yazilar, (Diirr-iil-muhtar) kitabindan ve bunun (ibni Abidfn) ha$i- 
yesinden terceme edilmisdir: 

Cenaze, olii, ya'ni meyyit demekdir. Bugiin, icinde meyyit bulunan tabuta, ce- 
naze diyoruz. Cinaze, tenesir tahtasi demekdir. Mevt, oliim demekdir. 

Oliimiin yaklasdigma alamet, ayaklarm gevseyip uzamasi, burnun kivnlmasi, sa- 
kaklarm cukurlasmasidir. Boyle bir hasta, sag yam iizere yatinlip, yiizii kibleye cev- 
rilir. Boyle yatirmak siinnetdir. Ayaklan kibleye dogru, sirt iistii yatirmak da ca- 
izdir. Simdi boyle yapilmakdadir. Fekat, bas altma birsey koymalidir. Boylece yii- 
zii kibleye karsi olur. Bunlar giic olursa, kolayma gelecek seklde yatirmak da ca- 
iz olur. 

Kelime-i tevhid telkin ederken (Muhammediin resulullah) da soylemek iyi 
olur. Fekat bir kafirin imana gelmesi icin (Eshedii) ile baslamasi ve (Muhamme- 
den abdiihii ve resuliih) de demesi sartdir. 

Oliim basladigi, hayatdan iimmid kesildigi zeman, tevbe kabul olabilir ise de, 
kafirin imana gelmesi kabul olmaz. 

Oliim halinde iken kiifre sebeb olan sey soyleyen kimse, mti'min kabul edilir. 
Ciinki, o anda akli basmda degildir. 

Oliim alameti, sertlesme, sogumak ve kokmakdir. Bu alametlerden once de oliim 
anlasilinca [solugun kesilmesi, agzina tutulan aynanm bugulanmamasi ile, kalbin 
durdugu, nabz ile anlasihr] gozlerini kapamak ve cenesini baglamak siinnetdir. Ce- 
nesi, genis bez ile basi iistiine baglamr. Gozlerini kaparken (Bismillah ve ala mil- 
let-i resulillah) demek ve diiasim okumak siinnetdir. Sogumadan once, el parmak- 
larim, dirseklerini, dizlerini acip kapayip, kollarmi ve bacaklanni diiz birakmak 
siinnetdir. Boylece, yikamasi ve kefene sarmasi kolay olur. 

Sogumadan once, elbisesi cikanlip, genis, hafif bir carsaf ile ortiiliir. Carsafm 
bir ucu basimn altina, diger ucu ayaklan altma sokulur. Kami iizerine, carsafm iis- 
tiine veya altina, birsey [bicak veya baska demir] konup, sismesi onlenir. Yiiz gram- 
dan cok olmasi uygundur. Muhterem ilmlerin kitablanm koymamalidir. Elden gel- 
digi kadar, cenazeyi cabuk kokutacak, ciiriitecek seylerden korumak lazimdir. Ru- 
hu cikarken, yatagi yanmda (Behur) denilen koku yakilmalidir. Oliim haberi 
komsulara ve akrabaya, ahbaba, hemen bildirilmelidir. 

Meyyit yikanmadan evvel yanmda Kur'an-i kerim okumak mekruh diyenler var- 
sa da, iizeri orttilii iken ve yatagma bitisik olmiyarak, sessiz okumak caizdir. 

Oliim belli olunca, acele etmek siinnetdir. Bozulmak, kokmak ihtimali varsa, ace- 
le etmek vacib olur. Oliim belli olmaz, siibheli olursa, belli olunciya kadar bekle- 
nir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" cenazenin, ehli, ailesi arasmda kalma- 
sim uygun gormezdi. Kalb sektesi ile olenleri, sogumak, kokmak ile oldiigii iyi an- 
lasilmciya kadar gecikdirmek vacibdir. 

Serir, ya'ni tenesir etrafmda, once (Behur) yakihp iic defa dolasdinhr. Bes def'a 
da olur. Behur bir otdur. Buna od agaci talaslan ve giinniik denilen agacm zam- 
ki da karisdinlip, bir kapdaki atese koyup, tenesir, cikan dumanlara tutulur. 

Cenaze, ortiilii olarak, tiitsiilenmis serir iizerine, sirt iistii veya kolay olan sekl- 
de yatinhr. Gobek ile diz arasi ortiilii olarak yikamr. Ciinki, kadinin kadinlar icin 
avret yeri, erkegin erkekler icin olan avret yeri gibidir. Serir uzerinde kibleye kar- 
si yatirmak siinnetdir. Gomlegi uzun ise, gomlek icinde yikamr. 

Yikamak, kefenlemek, cenaze nemazi kilmak ve gommek farz-i kifayedir. 
Ya'ni, liizumu kadar kimse tarafmdan yapihnca, baskalarma farz olmaz. [Bu farz- 
lan, iicretsiz olarak, Allah rizasi icin yapmak lazimdir. Boyle yapanlara farz seva- 
bi verilir ki, btitiin hayrata, hasenata verilen sevablardan katkat daha cokdur. 

-994- 



Bu farzlan yapan olmazsa, haber ahp da gelmiyenlerin hepsi giinaha girer, fasik 
olurlar. Bu farzlan vazife bilmiyenin, ehemmiyyet vermiyenin imam gider, mur- 
ted olur.] Cocugun yikamasi da caizdir. Kafir, yikanmaz. Bir beze sarilip, gomii- 
liir. 

Kadin bulunmadigi zeman, kadim erkek yikayamaz. Fekat, cenaze basdan aya- 
ga ortiilii olarak, akrabasi, akraba yoksa, baskasi, eline bez sararak, elini ortii al- 
tma sokup, teyemmiim yapdinr. Ctinki, oliinun avreti, dirinin avreti gibidir. Bak- 
masi haram olan yere dokunmak da, haramdir. Daha iyisi, cocuga ogretilip, yika- 
tilir. 

Serir, gobege kadar yuksek ve az egik olmahdir. Su, pek sicak olmamah, tuzlu 
olmalidir. Serin ve tuzlu su, ciiriimegi gecikdirir. Meyyit, cocuk da olsa, once ab- 
dest aldinlir. Fekat, agzina, burnuna su verilmeyip, bez ile temizlenir. Agzma su 
kacarsa cabuk ciiriimesine sebeb olur. Once yiizii yikanir. Sonra kollari yikamp, 
basi, kulaklan ve ensesi mesh edilir ve ayaklan yikanir. Sedr agaci yapragi veya 
cevgen, ya'ni sabun otu ile kaynatilip lhtilmis veya kafur (Camphre) denilen be- 
yaz, kokulu sey konmus su ile, bunlar yok ise, yalmz su dokerek, basi ve sakali, hat- 
mi veya sabun ile yikanir. Sonra sol yanma cevrilip, sag yanma su dokiiliir. Su, te- 
nesir tahtasina degen yerlerine kadar akitilmahdir. Sonra, sag yanma yatinlip, sol 
tarafma, omuzdan ayaga kadar su dokiiliir. Sonra oturtulup, karni hafifce basdi- 
nhr. Birsey cikarsa, yikanir [ya'ni su dokiip giderilir]. Sonra sol yanma yatinp, sag 
yam tekrar yikanir [ya'ni omuzdan ayaga kadar su dokiiliir]. Boylece siinnete 
uygun, ya'ni iic kerre yikanmis olur. Her yan yikanirken, iic def 'a su dokiiliir. 

Hasta, ciiniib olarak vefat ederse, yine bir kerre yikanir. Yikandikdan sonra, ab- 
desti bozan seyler cikarsa, tekrar yikanmaz ve abdest aldinlmaz. Yalmz cikan sey- 
ler, su dokerek giderilir. Meyyiti yikarken niyyet etmek siinnetdir. Niyyetsiz, te- 
miz olur ise de, farz sakit olmaz. 

Meleklerin ve cinnin yikadigi anlasihrsa, yine yikanir. Yikama yerine, yikayan- 
dan ve yardimcidan baskasi girmez. Yikayanlar, emin kimse olmahdir. Cenazede 
gordiigii se'adet alametlerini soyler, sekavet alametlerini soylemez. Meyyitin ay- 
bim aciga cikarmaz. Veliiceri girebilir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizi, Abbasm oglu Fadl ile Ali 
"radryallahu anhiim" yikadi. Usame "radiyallahii anh" su dokiiyordu. Abbas "ra- 
diyallahii anh" girip cikiyordu. 

Canhya eziyyet veren sey, oliiye de verir. Bunun icin, cok soguk ve cok sicak su 
ile yikanmaz. [Kokmamasi icin buzhaneye de konmaz. Kokmamasi icin, cabuk gom- 
meli, yolcu gelecek diye bekletmemelidir.] Zemzem suyu ile yikamak caiz degil- 
dir. Saclan dokiiliirse, kefeni icine konur. Ctinki, insamn her parcasi muhterem- 
dir, gomiiliir. Diri insandan diisen ve kesilen tirnaklan, saclan ve disleri de defn 
etmek siinnetdir. 

Yikandikdan sonra, tenesir iizerinde, bez ile kurulamr. Saclan ve sakali arasi- 
na, hanut denilen kokulu seylerin kansimi veya kafuri konur. Safran koymak 
mekruhdur. Secde etdigi uzvlarma [alnma, burnuna, dizlerine, el, ayak parmak- 
lanna], kafuri serpilmis pamuk konur. 

Meyyitin saclanm taramak, sac, sakal, biyik ve tirnaklarim kesmek, Hanefi mez- 
hebinde caiz degildir. Agzi, burnu, kulagi deligine, gozlere pamuk koymak caiz- 
dir. 

Hanefi mezhebinde, kadim, efendisi yikayamaz ve dokunamaz. Ciinki, kadm 
oliince, nikah hemen bozulur. Bakmasi, caizdir. Kadim, zevci yikamasi, diger iic 
mezhebde caizdir. Kadmm, zevcini yikamasi, Hanefide de caizdir. Ciinki, zevcin 
vefatmdan sonra, nikah, iddet bitinceye kadar [dort ay] devam eder. Kadim erkek, 
erkegi kadin yikayamaz. Eline bez sanp teyemmiim yapar. Teyemmiim yapan 

-995- 



erkek, yabanci kadinin kollarma bakamaz. Akrabasi ise, eline bez sarmak istemez. 
Ciinki, mahrem olan akrabasmm kollarma ve yiiziine bakmasi ve dokunmasi ca- 
izdir. 

Insanin yalniz basi veya bedenin yarisi ele gecerse, yikanmaz ve nemazi kihn- 
maz. Oylece gomiiliir. Bedenin yandan fazlasi, basi olmasa bile veya bedenin ya- 
risi ve basi bulunursa, yikanir ve nemazi kilinir. 

Parasiz yikamak cok sevabdir. Para istemek de caiz ise de, parasiz yikayan 
baskasi yok iken para istemek caiz olmaz. Cenaze tasimak, kabr kazmak iicreti de 
boyledir. Suda bogulan da, uc kerre yikanir veya yikamak niyyeti ile, suda uc ker- 
re hareket etdirilir. Yagmurda lslanan da yikanir. 

Meyyiti yikamak, her dinde var idi. Adem aleyhisselami melekler yikadi. (Olii- 
lerinizi boyle yikayimz) dediler. 

Sahibsiz bir olii bulunsa ve musliman veya kafir oldugu bilinmese, islam alame- 
ti varsa, yikanir ve nemazi kilinir. islam alameti, siinnet olmak, sakal boyamak ve 
kasik tras etmekdir. Bugiin, bunlarm iicii de islam alameti olmakdan cikmisdir. is- 
lam alameti yoksa, islam memleketinde ise, musliman kabul edilir. 

Musliman ve kafir cenazeleri karisik ise ve alametleri yok ise, cogu musliman 
ise, hepsinin nemazi kilinir. Hepsi musliman mezarligma gomiiliir. Miisavi sayida 
veya azi musliman ise, hepsi yikanir. Kefenlenir, nemazlan, musliman olanlan niy- 
yet edilerek kilinir. Hepsi kafir mezarligma gomiiliir. 

Su bulunmadigi zeman, teyemmiim yapdinhp, nemazi kilinir. Sonra su bulunur- 
sa, yikanir. Fekat, nemazi tekrar kilmmaz. Diri insan da, su bulunca tekrar kilmaz. 
Olii yikayacak kimsenin, once gusl abdesti almasi miistehabdir. Ciiniibiin ve ozr- 
lii kadmm yikamasi mekruhdur. Cenaze yikanmis su, (Ma-i miista'mel) olur. 
Necs, pis olur. Bunun icin, yikayanlarm iistiine sipramamasi, pestemal sarmmala- 
n lazimdir. Cenaze, yikandikdan sonra temiz olur. 

(Bahr-iir-raik)da diyor ki, meyyitin kefeni, diri iken giydigi gibi yapilir. Bunun 
icin fakir kadinlara (Kefen-i kifaye) olarak izar, lifafe ve himar sanhr. (Tebyin-iil- 
hakaik)da diyor ki, (Kadmm kefen-i kifayesi, izar, lifafe ve himardir. C un ki, ha- 
yatda iken, en az giydigi bunlardir. Bunlarla nemaz kilmasi, kerahetsiz caizdir). (Ha- 
lebi-i kebir)de diyor ki, (Kadmlar Der' ile ortiiniirdii. Onii gogse kadar acikdi. 
Ayaklara kadar uzundu). [Goriiliiyor ki, Selef-i salihin zemamnda, musliman ka- 
dinlan, antari, genis uzun manto ve bas ortiisii ile ortiiniirlerdi. C ar §af dedigimiz 
iki parca ile ortiinmezlerdi.] Erkegin kefeni iic parca olmak siinnetdir: 

1 — Izar: Basdan ayaga kadardir. Genisligi bir metreden fazladir. 

2 — Kainis [antari gibi uzun gomlek]: Bunun uzunlugu omuzlardan ayaklara 
kadar olan uzunlugun iki katidir. Bu uzunluk, ortadan ikiye katlamp, kat yerinden, 
bas gececek kadar, diiz kesilir. Kol ve etek yerleri kesilmez. 

3 — Lifafe: Basdan ve ayaklardan asm uzunlukda olup, daha genisdir. Bas iis- 
tiinden ve ayak altindan uclari biiziiliip, bezle baglanacakdir. 

(Berekat)da diyor ki, (Meyyitin basma imame [sank] sarmanm mekruh oldu- 
gu, seyyid Serif Curcaninin (Serh-i Siraci)sinde de yazihdir. Tabut iizerine sank sar- 
mak ve siislii seyler koymak da mekruhdur. Kefenin ticden fazla olmasi caiz olur 
ve olmaz demislerdir. imam-i Rabbanibid'at olur buyurmakdadir. Kefenin, yeni, 
temiz, kiymetli olmasi siinnetdir. Zenginligine uygun kefen yapilir. Beyaz pa- 
muklu [patiska] olmasi siinnetdir. Erkege ipek kefen haramdir. Tabutunu da ipek- 
le ortmek haramdir. Kadinlara ipek caizdir. Kefenin, meyyitin kendi halal mahn- 
dan olmasi, baskasmm vermesinden daha iyidir. Diri iken halal kefen hazirlamak 
iyidir. Zemzem ile yikanmis kefen Hanefide caiz, Safi'i mezhebinde haramdir. Ha- 
nefi mezhebinde, kuruyunca zemzemin hepsi gider. Safi'ide ise, eseri kahp, mey- 
yitin kam, irini ile kirletmege sebeb olur. Besmele-i serifeyi, ayet-i kerimeleri, muh- 

-996- 



terem ismleri kefene yazmak ve kabre koymak caiz degildir. Salihlerin, Velilerin 
camasinndan, elbisesinden kefen yapmak veya kefen icine, yiizune, gogsiine koy- 
mak faideli oldugu (Ma'sumiyye) cild 1, ucuncu mektubunda da yazilidir. 

Kadmm kefeni bes parca olmak sunnetdir: Kamis, izar, lifafe, himar ve gogiis 
bezi. Himar, bas ortiisii olup, yetmisbes santim kadar uzundur. Uclan yiize sarkik- 
dir, basa sanlmaz. Gogiis bezi: Omuzdan dize kadardir. 

Fakir olan veya cok borcu olan erkeklere (Kefen-i kifaye) olarak izar ve lifa- 
fe, kadmlara kamis, lifafe ve bas ortiisii caiz olur ise de, daha azi mekruhdur. Za- 
ruret halinde, erkege ve kadma yalmz lifafe lazimdir. Meyyitin mah yoksa, baska- 
lannin, Beyt-iil-malm [ya'ni devletin] vermesi farzdir. Avret yerini ortmesi kafi de- 
gildir. Bez kiiciik ise, acik kalan kismlar, yaprakla, otla ortiiliir. 

Tabutun icine, once lifafe serilir. Sonra iizerine izar yayilir. Kamis de, tabutun 
icine konur. Kadinlarda, izardan once veya sonra gogiis bezi serilir. Sonra, tabu- 
tun etrafmda uc veya bes kerre behur dolasdinhr. Behur, tiitsiidiir. [Mesela, bir kii- 
rek icindeki atese 6d agaci, giinniik, misk, sandal agaci, cendene [candana], zeri- 
re, aselbend gibi kokulu maddeler koyup dumani cikanhr.] Kefenleri tabuta koy- 
madan, herbirini aynca tiitsiilemek daha iyidir. Boyle tiitsiileme, ruhu cikarken ve 
yikamaga baslarken de yapilir. Cenaze tasirken ve kabre koyarken yapilmaz. 

[(Fetava-i fikhiyye)de yazili hadis-i serifde, (Adem "aleyhisselam" vefat edin- 
ce, melekler Cennetden hanut ve kefen getirdiler. Su ve sedr yapragi ile yikaddar. 
Uciinciisunde kafur koydular. tic kefen ile kefenlediler. Nemazim kddilar. Lahd 
yapddar. Defn etdiler. Sonra cocuklarma donerek, ey Adem ogullari! Oliilerini- 
ze boyle yapiniz dediler) buyuruldu]. 

Kefen yeni olursa da, onceden yikanmis olarak hazir bulundurulmahdir. Kefe- 
ni onceden hazirlamak lazimdir. Kefenlerin her iicii iizerine de hanut serpilir. 

Meyyit kurulandikdan sonra, kamis tabutdan almarak, basindan gecirilip, ya- 
nsi oniinden, yansi arkasmdan, ayaklanna kadar uzatihr. Tabutun icine, izann iis- 
tiine Besmele ile yatinhr. izann once sol tarafi, sonra sag tarafi, meyyit iizerine ka- 
patilir. Lifafe de boyle kapatihr. Ya'ni sag kenarlan sol kenarlannin iistiine kapa- 
tihr. Nitekim diri iken de, ceket, gomlek ve saire boyle kapatihr. 

Kadinlann kamisi kapandikdan sonra, saclan ikiye boliiniip, iki yandan gogsii 
iizerine, kamis iistiine konur. Saclan iistiine himar konup, iizerine izar kapatihr. 
Izardan once veya sonra gogiis bezi sanhr. Sonra lifafe kapatihr. Lifafenin bas ve 
ayak uclan ve ortasi [ya'ni mi'de hizasmdan] bir bezle sararak baglanir. Biiyiik og- 
lan, adam gibi kefenlenir. Biiyiik kiz, kadin gibi kefenlenir. Kiiciik oglan bir, kii- 
ciik kiz, iki parca kefene sanhr. Olii dogan cocuk, diisiik ve insan uzvu [mesela ko- 
lu] kefenlenmez, bir beze sanhp gomuliir. 

Mezardan cikanlmis, ciplak goriilen bir olii, kokmamis ise, siinnet iizere kefen- 
lenip gomiiliir. Kokmus ise, bir beze sanhp gomuliir. 

Siinnet mikdan kefen, meyyitin mahndan ahmr. Borcundan, vasiyyetinden ve 
mirasmdan once, kefen parasi aynhr. Mali olmiyan meyyitin kefenini, nafakasi- 
ni vermek vacib olan akrabasi, miras mikdarlan hesabi kadar ortaklasa ahr. Nite- 
kim, diri iken nafakasim da miras mikdarlan nisbetinde verirler. Fekat, ogullari 
ve kizlan varsa, bunlar miisavimikdarda verir. Ciinki, cocuklann nafaka verme- 
si, mirasa gore olmayip, miisavi mikdardadir. 

Babasi ve oglu kalan kimsenin kefenini yalmz oglu verir. Kadmm kefenini, ka- 
din zengin olsa bile, zevci verir. Nafakasim verecek kimsesi olmiyan meyyitin ke- 
fenini, Beyt-iil-mal verir. Beyt-iil-mal miintezam islemiyorsa, haberi olan her 
muslimamn vermesi, farz-i kifaye olur. Haberi olanlar fakir ise, baskalarmdan za- 
ruret kefeni, ya'ni bir kefenlik bez isterler. istanbulda kefen icin, erkeklere yedi 
metre, kadmlara sekiz metre patiska almak adetdir. Eni 130-140 santimetredir. Ta- 

-997- 



but kapatihp, iizeri yeni bir yatak carsafi ile sarilip, camasir ipi ile baglamr. Bu ip, 
tabutu kabre indirirken de ise yarar. Uzerine yesil ve yazili ortii konup bunun ke- 
narlari ignelerle carsafa rabt edilir. Kadmlarda, bu ortiiniin bas tarafma tic kose 
yemeni de ortuliir. Tabutun, civisiz, tahtadan gecme olmasi lazimdir. Kisa bir 
dtia ve hak halal edildikden sonra, musallaya gotiirtiltip nemazi kilinir. 

Uc dtirlti (Sehid) vardir: 1- Ciintib, haiz olmryan, akil ve balig bir miisliman, zulm 
ile, haksiz olarak, vurucu veya kesici vasitalarla olduriilunce ve harbde din diisman- 
lari ile, Allah icin cihad ederken, diisman tarafmdan, sulhda asiler, yol kesiciler, 
sehr eskiyalan, gece hirsiz tarafmdan, herhangi bir vasita ile oldiiruliince, he- 
men oliirlerse veya muslimanlann ve ehl-i zimmetin canlarim, mallarmi korumak 
icin olan carpisma yerinde bulunan olii iizerinde yara, kan akmasi gibi oldtiriilme 
alametleri goriiliirse veya sehrde olduriilmus bulunup, katili bilinir ve kisas yapil- 
masi lazim gelirse, bunlara (Diinya ve ahiret $ehidi) ve (Tam sehid) denir. Tam se- 
hid yikanmaz. Kefene sanlmaz. Kefen mikdanndan fazla olan elbisesi soyulup, ca- 
masiri ile defn olunur. Cenaze nemazi, Hanefide kilinir. Safi'i mezhebinde kilm- 
maz. Ahiretde de sehid sevabma kavusurlar. 2- Allah nzasi icin cihad yapmaga niy- 
yet etmeyip, diinya kazanci icin harb eden, yalniz (Diinya $ehidi) olur. Bunlar, yi- 
kanmaz ve kefenlenmez. Fekat, ahiretde sehid sevabina nail olmazlar. 3- Allah icin 
olan cihadm hazirhgi ta'limlerinde oliirse, zulm ile oldiiruliince veya cihadda ve 
eskiya, asi, yol kesici, gece hirsiz savasmda yaralaninca, hemen olmez, bir nemaz 
vakti cikmcaya kadar akh basmda kahr veya baska yere gotiiriilup orada oliirse ve- 
ya ciiniib, haiz iseler, yalniz (Ahiret sehfdi) olurlar. Bunlar yikanir ve kefenlenir- 
ler. Had, ta'zir, kisas cezalan ile oldiiriilenler [kursuna dizilenler, i'dam edilenler] 
ve hayvan tarafmdan oldiiriilenler de yikamrlar. 

Bogularak, yanarak, garib, kimsesiz olarak, divar ve enkaz altmda kalarak 
olenler ve ishalden, ta'undan [sari hastahklardan], lohusahkda, sar'a hastaligmda, 
Cum'a gecesinde ve giiniinde, din bilgilerini ogrenmekde, ogretmekde ve yaymak- 
da iken olenler ve asik olup, askini, iffetini, namusunu saklarken olenler, zulm ile 
habs olunup olenler, Allah nzasi icin muezzinlik yaparken, islamiyyete uygun ti- 
caret yaparken, coluk cocuguna din bilgisi ogretirken ve ibadet yapmalan icin ca- 
hsirken vefat edenler, hergiin yirmibes kerre (Allahiimme barik If filmevt ve fi-ma 
ba'd-el-mevt) okuyanlar, Duha ya'ni kusluk nemazi kilanlar, her ay iic giin oruc 
tutanlar, yolculukda da vitr nemazini terk etmiyenler, oltim hastaligmda, kirk 
kerre (La ilahe ilia ente siibhaneke iniiikiiiitii min-ez-zalimfn) okuyanlar, her ge- 
ce Yasin okuyanlar, abdestli olarak yatanlar, devamh olarak mudara edenler 
[ya'ni dini korumak icin diinyahk verenler], gida maddeleri getirip ucuza satanlar, 
sogukda gusl abdesti almca hastalamp olenler, her sabah veya aksam devamh ola- 
rak iic kerre (E'uzii billahissemfiralimi mines-$eytanirracim) ile (Ha$r) suresinin 
sonunu [Huvallahullezi..yi] okuyanlar (Ahiret sehfdi) olurlar. [Hie haram lokma 
yimemis, (Takva ehli) ciirumez. Baska sebeble ciiriimemenin, sehidlik ile alaka- 
si yokdur.] 

Maliki alimlerinden Ali Echiiri diyor ki, (Yol kesici haydud, suda bogulursa ve 
caldigi at iizerinde cihad ederken oldiiriilen kimse ve bir odada giinah isliyenler uze- 
rine ev cokse, bunlann hepsi sehid olur. Ciinki, giinah sebebi ile olenler sehid ol- 
maz. Giinah islerken, sehidlige sebeb olan bir sebeble oliirse, Ahiret sehidi olur ve 
gunahinin cezasim da yiiklenir. Bunun gibi, serab icip catlayan sehid olmaz. Fekat 
serab icip, serhos halde iken, zulm ile oldiiriilen kimse sehid olur. Ciinki, serabdan 
olmemis, baska sebeble olmiisdiir. Fekat, serab giinahmi da yiiklenir.). Bunlar ib- 
ni Abidinde yazilidir. ibni Niiceymin (Esbah) kitabmin sarihlerinden Hayred- 
din-i Remlinin ve Miieyyed zade Abdurrahman efendinin "rahmetullahi teala 
aleyhim" Fetavalarmda da diyor ki, (Serab icen kimse, serhos iken oldiirulse, se- 
hid olur. Serab icmek biiyiik giinahdir. Fekat sehid olmaga mani' olmaz). 

-998- 



57 — CENAZE NEMAZI 

Bir mii'minin vefat etdigini haber alan erkeklere, erkek yoksa, kadmlara cena- 
ze nemazi kilmak, gasl, techiz ve defn farz-i kifayedir. Ehemmiyyet vermiyen, ka- 
fir olur. Cenaze nemazim bir kadinin yalniz kilmasi ve cok kadimn cema'at ile kil- 
malan mekriih olmaz. Nemazm kabul olmasi icin, alti sart lazimdir: 

1 — Meyyit musliman olmahdir. 

2 — Yikanmis olmahdir. Yikanmadan gomiilen, iizerine toprak atilmamis 
ise, cikanlip yikamr, sonra nemazi kilimr. Cenazenin ve imamin bulundugu yerin 
temiz olmasi lazimdir. Cema'atinki sart degildir. Ciinki, yalniz imamm kilmasi ile, 
farz yapilmis olur. Elbise, ayakkabi ve basilan yer necs ise nemaz sahih olmaz. (Tah- 
tavf) "rahmetullahi teala aleyh" (imdad) hasiyesinde diyor ki, (Meyyit temiz ta- 
but icinde ise ve list yiizii temiz olan ayakkabi cikanlip, iizerine basilirsa, yerin necs 
olmasi zarar vermez). Kadinin, cariyenin imam olmasi ile, farz yapilmis olur. 
Ciinki, kadma uyan erkeklerin nemazi kabul olmaz ise de, kadinin cenaze nema- 
zi kabul olur ve bir kisinin kilmasi ile farz yerine gelmis olur. Cocugun, cenaze yi- 
kamasi caiz ise de, nemazim kildirmasi caiz degildir. 

3 — Cenazenin veya bedeninin yarisi ile basinin veya bassiz yandan fazla be- 
denin, imamm ontinde bulunmasi lazimdir. 

4 — Cenaze, yerde veya yere yakm, ellerle tutulmus veya tasa konmus olma- 
hdir. Baska bir yerde bulunan veya hayvan ustiinde veya el ile yiiksekde tutulan 
cenazenin nemazi kabul olmaz. Cenazenin basi, imamm sagina, ayagi soluna ge- 
lecekdir. Tersine koymak giinahdir. 

5 — Cenaze, imamin oniinde hazir olmahdir. 

6 — Cenazenin ve imamin avreti ortiilu olmahdir. 
Cenaze nemazinin farzi ikidir: 

1 — Dort kerre tekbir getirmekdir. 

2 — Ayakda kilmakdir. Ozrsiiz, oturarak veya hayvan iistiinde kilmak caiz de- 
gildir. Yagmurdan, camurdan dolayi hayvandan inemezse caiz olur. 

Cenaze nemazinin siinneti iicdiir: 

1 — Siibhaneke okumak. 

2 — Salevat okumakdir. Ciinki, diiadan once salevat okumak, diianm siinne- 
tidir. 

3 — Kendine ve meyyite ve biitiin mtislimanlara afv ve magfiret icin bildiril- 
mis olan dualardan bildigini okumak. 

Dort miislimanin nemazi kihnmaz: 

1 — Bagi, ya'ni asilerin, ya'ni haksiz olarak hahfeye lsyan edenler, dogtisiir- 
ken oldurtiltince, nemazi kihnmaz. Bunlan yikamak da lazim degildir. 

2 — Mushmanlarm yolunu kesen hirsizlar, dogiisiirken oldiiriiliince, yikanmaz 
ve nemazlan kihnmaz. 

Bagiler ve yol kesenler, kacarak sonradan (Had) ve (Kisas) cezalan ile oliirler- 
se, yikamr ve nemazlan kihnir. 

3 — Zulm ile meshur olan kabileler, dogiisiirken oliince, nemazi kihnmaz. 

4 — Silah ile ev basan kimse, o zeman oldiiriilurse, nemazi kihnmaz. 
Intihar eden, ya'ni kendini oldiiren kimse, hemen olse bile, yikamr ve nemazi 

kihnir. Intihar etmenin, baskasim oldiirmekden daha biiyiik giinah oldugu (Hin- 
diyye)de yazihdir. 

Anasini, babasini oldiiren kimse, kisas ile oldiiriiliince, nemazi kihnmaz. 

Cenaze nemazinin dort tekbirinden herbiri, bir rek'at gibidir. Dort tekbirin yal- 

-999- 



niz birincisinde eller kulaklara kaldinhr. indirilince, gobek altma baglamr. Son- 
raki tic tekbirde eller kaldinlmaz. iki el baglanmca (Siibhaneke) okunur ve oku- 
nurken (Ve celle senaiike) de denir. Fatiha okunmaz. ikinci tekbirden sonra, te- 
sehhiidde otururken okunan salevat okunur. Ucuncii tekbirden sonra, cenaze 
diiasi okunur. Dordiincii tekbirden sonra, hemen saga ve sonra sola selam verilir. 
[Ellerin ne zeman indirilecegini, kitablarda bulamadik. (Diirer) ve (Halebi-yi sa- 
gir) hasiyelerinde, (Ayakda, okurken eller baglamr. Okumak yoksa, eller indiri- 
lir. Evvela eller indirilir. Sonra iki tarafa selam verilir) diyor. Buyiiklerimizin, sa- 
ga selam verirken, sag ellerini, sola selam verirken, sol ellerini sahverdiklerini gor- 
diik. Selam vermeden evvel, iki elin birlikde indirilecegi de anlasilmakdadir.] Se- 
lam verirken, cenazeye ve cema'ate niyyet edilir. imam yalmz dort tekbiri ve iki 
omuza selami, yiiksek sesle soyler, baskalarim icinden okur. [Cenaze diiasi yeri- 
ne, Rabbena ati-na..., veya yalmz Allahiim-magfir leh demek veyahud diia niyye- 
ti ile besmelesiz Fatiha-i serife okumak da olur. Diia okumak, meyyitin afvma se- 
beb olur. Peygamberlerin ve cocuklarm derecelerinin yiikselmesine sebeb olur. Kirk 
yahud yiiz kisi iic saf olarak kilarsa, meyyitin afvma sebeb olur. Gommeden on- 
ce kilinir.] Son safda kilmak daha sevabdir. 

Imam dordiincii tekbirde selam vermeyip besinci tekbiri soylerse, cema'at soy- 
lemez. Sessizce bekleyip, imamla birlikde selam verirler. 

imam, cenazenin gogsii hizasmda durur. Nemaza gep yetisen hemen durmaz. 
Bekleyip, imam herhangi bir tekbiri getirirken, beraber tekbir getirip nemaza bas- 
lar. Bu tekbire (iftitah tekbiri) olarak niyyet eder. imam selam verdikden sonra, 
kacirdigi tekbirleri birbiri arkasmdan soyleyip, birsey okumadan selam verir. 
Dordiincii tekbire yetisemiyen, nemazi kacirmis olur. 

Birkac cenaze birlikde ise, herbirinin nemazmi ayn kilmak efdaldir. Hepsi icin 
bir nemaz kilmasi da caizdir. Bunun icin, birinin basi otekinin ayagina gelmek iize- 
re siralamr. imam, derecesi yiiksek olamn oniinde durarak kilar. Cenazelerin bir 
kismi imamin saginda, bir kismi da imamm solunda bulunur. Yahud, hepsini ima- 
mm oniinde olarak yan yana koyup, imam hepsinin gogsii hizasmda durur. Once 
erkekler, sonra oglan, sonra kadm, en sonra kiz cenazesi konur. [Bunlar icin niy- 
yet ederken, erkek veya kadm olduklarim soylemek sart degildir.] 

Cenaze nemazmi, devlet reisi kildinr. O yoksa, hukumet reisi, o yoksa vali, son- 
ra hakim, sonra kaymakam, sonra bunun vekili, sonra hakim vekili, sonra mahal- 
le imami kildinr. Meyyitin velisi salih ise, imam yerine, veli kildinr. Veli, erkek olur. 
Kadin olmaz. Cocuk da olamaz. Veli, kan ile olan yakinlandir. Zevc de veli olmaz. 
Ancak baska velisi hazir bulunmaz ise, zevc de, imam olabilir. Kiiciik cocugun ni- 
kahmi kiydirmaga, evlendirmege hakki olanlar, velidir. Baba, oguldan once veli- 
dir, ya'ni sahibidir, koruyucusudur. Ogul, kardes, amca, dayi ve nihayet zevci de 
yoksa, komsulan imam olur. Veliler, herhangi bir yabanciyi vekil edebilir. iznsiz 
imam olurlarsa, veil tekrar kildirabilir. 

Nemazi kilmmadan veya yikanmamis olarak nemazi kilman, gomiiliip toprak 
ortiilmiis ise, kokdugu zan edilmedikce, kabri iistiinde nemazi kihmr. Kokmaga bas- 
lama zemam, topragm cinsine, mevsimine, sicakliga, sogukluga, za'if, sisman ol- 
masina gore degisir. tie giin ile bir ay arasinda degisir. 

[Kirkmci giin burnu dusmesi, elliuciincii gecesi ciiriimege baslamasi ve bu ge- 
celerde mevlid okutmah gibi sozler dogru degildir. Ahmed isminde bir tiirbeda- 
rm rii'yada gordiim diye soyledigi seylerdir. Meyyite yapilan her hizmet ibadetdir. 
ibadetler, yalmz ayet-i kerime, hadis-i serifler ve miictehidlerin sozii ile belli 
olur. Sunun, bunun emri ile, rii'ya ile ibadetler degisdirilemez. ibadetleri degisdir- 
mek, bozmak istiyenler kafir olur. Oliilere Kur'an-i kerim okumak, sadaka vermek, 
diia etmek gibi yardimlan yapmak icin, elliiiciincii gecesini beklememeli, birinci 
giinii yaparak, imdadma bir an once yetismelidir. Bu yardimlan, yedinci, kirkin- 

-1000- 



ci, elliiicuncii gecelere birakmak, bogulmak uzere olan birine, biraz bekle yardi- 
ma birkac gun sonra gelecegim demege benzer. Muhammed Ma'sum hazretleri 
(Mektubat)min birinci cildi, onbirinci mektubunda buyuruyor ki, (Adet olarak, ri- 
ya, gosteris olarak degil de, Allah nzasi icin, fakirlere yemek, sadaka verip, sevab- 
lanm meyyitin ruhuna gondermek, iyi olur ve biiyiik ibadet olur. Fekat, bunun bel- 
li giin veya gecede yapilmasi icin giivenilir bir haber yokdur. Ya'ni ash yokdur). 
Istanbul gazetelerinde, hiristiyan oliilerine, kirkmci gunlerinde mezarhklarmda ayin 
yapilacagini, tanidiklanni oraya cagirdiklanm cok okudum. Onlara sordum. Kir- 
kmci giin oliiye yardim yapmak adetimizdir dediler. Oliiler icin sadaka, mevlid gi- 
bi hayratm belli giinlerde yapilmasmm miislimanlara hiristiyanlardan sirayet et- 
mis oldugu anlasilmakdadir.] 

Meyyiti cami' icine koyup nemazmi kilmak Hanefi ve Maliki mezheblerinde ha- 
ramdir. Cenaze disarda, cema'atin bir kismi cami'de olursa, mekruh olmaz diyen- 
ler varsa da, boyle de kilmak haram olur. Cema'at de disarda kilmahdir. Ciinki, ca- 
mi'ler bes vakt nemaz kilmak icin ve buna bagh olan siinnet ve nafile [ve kaza] ne- 
mazlari kilmak icin ve okumak, va'z, ders icin yapilmisdir. Yagmur, firtma ve has- 
tahk gibi ozrlerle, cenaze nemazi cami'de kihnabilir. Fekat, cenaze cami'e soku- 
lamaz. 

Dogdukdan sonra hemen olen cocuk yikanir ve nemazi kihmr ve varis olur ve 
mirasi kahr ve ismi konur. Cansiz dogan cocuk, dort ayhk degil ise, yikanmaz ve 
nemazi kihnmaz. Dort ayhk olmus ise, yikamp bir kefene sanhp gomiiliir, nema- 
zi yine kihnmaz. Anasi, babasi ile birlikde esir alman cocuk ve esir alman biiyiik 
deli de oliince boyle yapihr. Bunlar Cehenneme girmez ise de, diinyada kafir 
mu'amelesi yapihr. Anasiz ve babasiz esir alinan cocuk veya anasi, babasi ile ah- 
nip da ana, babasindan biri islama gelen veya aklh, ya'ni yedi yasmda olarak 
kendi imana gelen cocuk oliince, nemazi kihmr. Bir kafirin imana gelmesi icin, Ke- 
lime-i sehadeti temam soylemesi ve imanm alti sartmi [ya'ni Amentu...yu] isitin- 
ce inanmasi lazimdir. 

Cahillere, imanin, islamin sartmi sormamah, ona, bunlan sayip, soyleyip, bun- 
lara inandin mi? demelidir. Evet inandim deyince miisliman oldugu anlasihr. Ca- 
hile iman ve islam soruldugu vakt, cevab vermezse, zaran olmaz. Ciinki, bunun ce- 
vabim, belli, miintezam kelimeleri soylemek sanarak, bilmiyorum derler. Ya'ni ima- 
m bilmiyorum degil de, imanin nasil soylenecegini bilmiyorum derler. Muslima- 
nm, kafiri yikamasi, kefenlemesi ve gommesi vacib degildir. Kafirlere verilir. Ka- 
firler yoksa, kirli camasir yikar gibi yikayip bir beze sararak kafir mezarhgma gom- 
mek caiz olur. Miirted oliisii ise, yikanmaz, kefenlenmez, hangi dine gecdi ise, on- 
lara da verilmeyip, kopek oliisii gibi, bir cukura birakihr. Kafirlerin ve miislima- 
nm, hie kimsenin oliisii yakilmaz. Kiilii saklanmaz. Kafir oliisiiniin bile kemigini 
kirmak, kesmek caiz degildir. 

Muslimanm, kafir olan akrabasi tarafmdan yikanmasi caiz degildir. 

Birinci kism altmismci maddede, iic vaktde nemaz kilmak caiz olmadigi bildi- 
rilmisdi. Bu vaktlerden once hazirlanmis olan cenazenin nemazmi, bu vaktlere ge- 
cikdirmek caiz degildir. (Merakil-felah)da diyor ki, (Bu vaktlerde cenaze defn et- 
mek mekruh degildir, caizdir). Giiniin her vaktinde cenaze nemazi kilmak caizdir. 
Bes vakt nemazdan sonraya birakmak sart degildir. 

Cenaze nemazi bir kerre kihmr. Bir kadin kildikdan sonra bile, tekrar kihmr- 
sa, nafile olur. Cenaze nemazmi nafile olarak kilmak mekruhdur. 

Cenaze nemazi ve gash ve techizi, tekfini, defni, farz-i kifaye, bayram nemazi 
ise vacib ise de, cema'ate gee gelenlerin bunu bayram nemazi sanarak sasirmama- 
lan icin once bayram nemazi kihmr. Hazir olan cenazenin nemazi, bayramm hut- 
besinden ve aksamin, Cum'amn, yatsmm ve oglenin son siinnetlerinden once ki- 
hnacagi, Bayram nemazlan anlatihrken bildirilmekdedir. Fekat (Hilye) ve (Bahr) 

-1001- 



kitablannin sahibleri "rahmetullahi teala aleyhima" da, once son sunnetlerin farz 
ile birlikde kihnmalan lazimdir diyor. Techiz, tekfm ve nemazi cabuk yapmak men- 
dubdur. 

[Goriiliiyor ki, cenaze nemazi, siinnetlerden once veya sonra kilmir denilmis- 
dir. Fekat, cenaze nemazi icin siinnetin terk edilecegini hicbir alim bildirmemis- 
dir. Bunun icin, cenaze nemazi kilmacagi zeman, cami'lerde tesbihleri terk etme- 
melidir. Cenaze nemazini acele kilmak vacib oldugu icin tesbihleri terk ediyoruz 
diyenler yamliyorlar. Cenaze nemazini acele kilmak vacib degildir, miistehabdir. 
Cenaze nemazini, cema'at cok olsun diyerek bekletmek mekruh oldugu halde, ce- 
ma'at cok olmak icin, cenazeyi saatlerce bekletip, sonra acele etmek vacib diye- 
rek, Ayet-el-kiirsiyi ve nemaz tesbihlerini terk etmek pek yanlisdir. Bu yanhs ade- 
ti ortadan kaldirarak, cenaze olunca da Ayet-el-kiirsiyi ve tesbihleri okuyan mu- 
ezzin efendilere miijdeler olsun. Birinci kism, 64. cii madde sonundaki diia bah- 
sine bakimz!]. 

Cenaze nemazi kilmdikdan sonra tabutun yamnda diia etmek caiz degildir. 
(Ziibdet-ul-makamat)da diyor ki, (tmam-i Rabbani "kaddesallahii teala sirre- 
hul'aziz" hazretlerinin cenaze nemazi kilmdikdan sonra, durup diia yapilmadi. He- 
men mezarliga gotiiruldii. Cenaze nemazindan sonra, ayakda diia etmenin mek- 
ruh oldugu, fikh kitablarmda yazihdir. Ba'zi imamlar yapiyorlar ise de, siinnete uy- 
gun degildir.) [Caiz olmadigi (Bezzaziyye) fetvasmda da yazihdir.] 

Gozlerimi kapayip, derin diisunuyorum, 
hayalimde, ruhumda, bir deltl goruyorum. 

Kalbleri temizliyen, bakislar onundeyim, 
fekat bu, rii'ya degil, bilmiyorum nerdeyim. 

Bir tevecciihle, gaflet perdelerini gideren, 
bir tebessumle, sonsuz se'adetleri veren. 

II m. irfan, keramet, harikalar menba'i, 
bu dtinya nazarinda, sanki oriimcek agi. 

Asiklari ma'suka, bu delil kavusdurmus, 
onun ardmdan giden, ebedi sultan olmus. 

Her soziinde ruhlara, ab-i hayat dambyor, 
her k claim, kaibierden, pasiari kaldiriyor. 

Yainiz bir arzusu var, bir mahbub pesindedir, 
tecelli ile yanan, dagin atesindedir. 

Sohbeti, ehl-i soffa, huzuru andiriyor, 
derdlere deva olan, tiryaki dagitiyor. 

(insanlarm ustiinu, dogru yolun rehberi, 
hayat sirrini cozen, ariflerin serveri. 

Giizellerin giizeli, ruhlarm tek matlubu, 
degil mahiukun yainiz, Hahkm da mahbubu). 

Ya'nt, Resulullahi, gosteren aynadir bu! 
hadisde biidiriien, (Siia) sahibidir bu! 

Ikibin miiceddidi, o varis-i enbiya, 
hurmeti icin ya Rab, bizi ondan ayirma. 



1002 



58 — CENAZE TASIMAK VE DEFN 

Cenaze tasimakda once on tarafda, meyyitin sag tarafi, sag omuza alimp, on adim 
tasinir. Sonra, arka sag bacak tarafi sag omuzda, on adim tasinir. Sonra meyyitin 
sol tarafma, ya'ni arkadan bakildigma gore, tabutun sag tarafma gecip, sol omuz- 
da, on adim onde, on adim arkada tasinir. Hepsi kirk adim eder. Hadis-i serifde 
buyuruldu ki: (Cenazeyi kirk adim tasiyaniii kirk biiyiik giinahi afv olur.) 

Dlikkanda, kahvede olan muslimanlar, bir cenaze goriince, gidip hie olmazsa kirk 
adim tasimali ve biraz arkasmdan yiirumeli, ruhuna Fatiha ve diia okumahdir. Ce- 
nazeyi goriince, oldugu yerde ona karsi dikilip beklemenin tahrimen mekruh ol- 
dugu, (Merakil-felah)da ve (Halebf-i kebir)de yazilidir. Cenazeyi tasidikdan son- 
ra, arkasmdan yiiriimelidir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", Sa'd bin 
Mu'azm "radiyallahii anh" cenazesini tasidi. Ne biiyiik bahtiyarlik! 

Cenazeyi (BeynePamiideyn) tasimak, ya'ni sedye gibi, biri onde, biri arkada ol- 
mak mekruhdur. (Terbf') seklinde, ya'ni omuzda, kolundan el ile tutarak dort ki- 
sinin tasimasi siinnetdir. Omuz, kolu altina gecirilmez. Tabutun kolu el ile tutu- 
lup omuz iistune alinir. Cenazeyi sirtda ve hayvan iistiinde tasimak caiz degildir. 

[Cenazeyi, zaruret olmadikca kafirlerin adetine gore, araba ve otomobil ile go- 
tiirmek kerihdir ve meyyite zulmet ve zarar verir. Tasiyanlara giinah olur. Ibadet 
yaparken, islam adetlerini birakip, ecnebi adetlerini almak biiyiik giinahdir. Pey- 
gamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiramin "aleyhimiirndvan" 
zemanlarmda, cenaze yalmz terbf suretinde tasimrdi. Hiikumet, kanun, arabada 
tasimagi emr ederse, emre uyulur. Uciincti kismda, 26. ci maddeye bakiniz!] 

Siit cocugunu ve biraz biiyiigunu, bir kisi iki eli iizerinde gotiiriir. Bu kisi, hay- 
van iizerinde de olabilir. Biiyiik cocuklar, tabut ile gotiiriilur. 

Cenazeyi, meyyiti sarsmiyacak kadar, hizh gotiirmelidir. 

Cema'at cok olsun diye Cum'a nemazmdan sonraya birakmak mekruhdur. Ce- 
nazeyi gomerken, Cum'a nemazim kacirmak tehliikesi olursa, bu zeman cenaze ne- 
mazi, Cum'a nemazmdan sonraya birakilabilir. [Uzak yerlerdeki akrabasmm ye- 
tismesi icin, cenazeyi bir veya birkac giin sonra kaldirmak caiz degildir.] 

Bayram nemazi cenaze nemazmdan once, hazir olan cenazenin nemazi da bay- 
ram hutbesinden once kihmr. Musallada cenaze nemazi icin bekliyenler, cenaze 
yere konmadan once ayaga kalkmazlar. (Surret-iil-fetava) sahibi "rahmetullahi te- 
ala aleyh" diyor ki, (Musallada oturanlar, cenaze gelince, ayaga kalkmamahdir.) 

Cenazede bulunanlar, arkasmda ve ona yakm yuriimelidir. Cenazede bulunmak 
siinnet-i miiekkededir. Safi'imezhebinde cenazenin oniinde gidilir. Kadmlar ce- 
nazede bulunmaz. Sessiz gotiiriilur. Yiiksek sesle tekbir, tehlil, ilahiler okumak 
bid'at ve giinah oldugu (Halebf-i kebir) ve (Merakil-felah) ve Tahtavihasiyesin- 
de ve (Ni'met-i islam)da ve (Sir'atiil-islam §erhi) sonunda uzun yazilidir. Cahille- 
rin yapmalanna ve yazmalarma aldanmamahdir. Boyle bid'atler bulunan cenaze- 
yi terk etmemeli, mtimkin ise, mani' olmahdir. Fekat, bid'at bulunan ziyafeti terk 
etmek lazimdir. Cenazenin on ve yan taraflannda yiiriimek caiz ise de, arkasmda 
gitmek daha iyidir. 

Hayatda iken, kendi icin kabr kazdirmak caizdir. Kendi miilkiinde ise, ona 
mahsus olur. Kendi miilkiinde degil ise ve kabristanda yerini satm almamis ise, bas- 
kasi da oraya gomiilebilir. 

Meyyiti biiyiik mezarlikda gommek lazim ve siinnet ve cok faidelidir. Salihle- 
re ve Evliyaya "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm" yakm defn etmelidir. Fasik- 
lann, facirlerin ve hele kafir ve mtirtedlerin kabrlerinden uzak olmahdir. Rutubet- 
li yerlerde defn etmek iyi degildir. Miimkin oldugu kadar kuru yerlere defn etme- 
lidir. Nemli yerde defn, cabuk ciirumesine sebeb olur. Din-i islamda, meyyitin gee 

- 1003 - 



ciiriimesi lazimdir. Toprak nemli veya gevsek olursa, tabut ile gommek iyi olur. 

Cenaze ile cicek ve celenk gotiirmek ve bunlan mezar iisttine koymak ve ma- 
tem alametleri tasimak, yakaya rozet, resm gibi seyler takmak, kafirlerin adetidir. 
Muslimanlarm bunlan yapmasi haramdir ve meyyit icin zararhdir. (Kiinuz-iid-de- 
kaik)da yazih ibni Macenin bildirdigi hadis-i serifde, (Cenazeyi yiiksek sesle ve ates, 
i$ik ve baska $eyler tasiyarak gotiirmeyiniz!) buyuruldu. Tiirbe, oda icindeki kabr 
iizerine ipekli veya baska bez serip uzerine giil serpmek, boylece tiirbenin giizel 
kokmasmi saglamak iyi olur. Bunun caiz oldugu, Ahmed Sa'id-i Serhendinin 
"rahmetullahi teala aleyh" farisi (Tahkik-iil-liakk-il-iiiiibin) kitabmda yazilidir. 

Kabr kazip, kabrin icine defn etmek farz-i kifayedir. [Defn icin lazim olan 
miisliman bulunmazsa, bunu haber alan her muslimanm defnde bulunmasi farz olur. 
Hizmet eden bulunmayip, iicret vererek mezarcilara defn etdirmek lazim olursa, 
haberi olup hizmet etmiyen biitiin miislimanlar giinaha girer. Fasik olurlar. Olii- 
yii defn etmek, cenaze nemazi kilmak gibi, ibadetdir. Bu ibadeti de iicretsiz yap- 
mak farzdir. Alman iicret haram olur. iicretsiz yapan bulunmadigi zeman, bu far- 
zin yapilmasi ve miislimanlarm olulerinin acikda kalmamasi icin, fakirlerin bu far- 
zi iicret ile yapmasi caiz olur. Bunun alacagi iicret halal olur ise de, iicretsiz hiz- 
metden kacanlar giinahdan, fiskdan kurtulamazlar. Meyyiti topraga gommek farz 
oldugu icin, bu farza ehemmiyyet vermiyerek hizmetden kacanin ve ilmi, fenni ile- 
ri siirerek, oliileri gommek gericilikdir. Buda, Berehmen, komiinist kafirleri gibi, 
oliileri yakmak daha iyidir diyenin imam gider. Miirted olur.] 

Topragi kazmayip, yer yiiziine, bina icine, mermerler icine koymak caiz degil- 
dir. Gemide olen, karaya gotiiriilemezse, gommek farz olmaz. Zariiret olmadik- 
ca, bir kabre, iki kisi gomiilmez. Bir olii ciiriiyiip, kemikleri toprak olmadan, bu 
mezara baskasi gomiilemez. Baska mezar kazilamazsa, kemikler toplanip, mezar 
icinde, toprakla ortiilerek, baskasi, topragm ote yanma gomiilebilir. Meyyit ciirii- 
yiip, toprak olunca, bu mezara baskasi defn olunabilir. Toprak vakf olmayip biri- 
nin miilkii ise, maliki tarafmdan kabr uzerine tarla ve ev yapilabilir. Fetva da boy- 
ledir. (Hadika)da, el afetlerinde diyor ki, (Meyyit ciiriiyiip toprak oldukdan son- 
ra, buraya baskasini gommek veya toprak uzerine tarla, bina yapmak caiz olur. Me- 
zarlar, sel, nehr sulan altmda kahrsa, cikanp baska yere gommek caiz degildir). 
Eski kafir mezarlarmda, kafirlerin alametleri kalmaymca, buraya mii'minler go- 
miilebilir ve cami' yapilabilir. Nitekim, Medine-i miinevverede (Mescid-i ne- 
bi)nin yeri once kafirlerin kabristam idi. Kazihp, kemikler baska yere gotiiruliip, 
buraya mescid yapildi. 

(Cami'-ul-fetava)da diyor ki, (Kabrin derinligi, insanm gogsiine kadar olmah- 
dir. Adam boyunca olmasi daha iyidir.) Kabr, su girmemesi, koku cikmamasi ve 
hayvanlarm acmamasi icin, derin olmahdir. Uzunlugu meyyitin boyu kadar, genis- 
ligi, boyunun yansi olmahdir. Kabrin uzunluguna istikameti, kible ciheti ile dik aci 
yapacak seklde olmahdir. Lahd yapmak siinnetdir. Lahd, kabr kazildikdan sonra, 
kabrin taban sathmdan kible cihetine ve kabr boyunca, icine meyyit sigacak ka- 
dar genislik ve yiikseklikde kazilan yerdir. Meyyit, lahd icine, sag yam iizere ko- 
nur. Sak yapilmaz. Ya'ni kabr kazildikdan sonra ortasma cukur acip, meyyit bu- 
raya konmaz. Toprak ciiriik, nemli ise, erkegi lahdin veya dogruca kabrin icine ta- 
but ile koymak caiz olur. Toprak kuru ve saglam ise, erkegi tabut ile gommek mek- 
ruh olur. Meyyitin altma kece, hasir gibi seyler sermek de mekruhdur. Tabut ile 
gomiince tabut icine biraz toprak konur. Kadmlan, her zeman tabut ile gommek 
efdaldir. 

Gemide olen kimse, karaya gidinceye kadar kokacak ise, yikamr, kefenlenir, ne- 
mazi kihnir. Kafir memleketi yakin ise, agir birsey baghyarak denize birakihr. is- 
lam sahili yakm ise, agir sey baglanmaz. 

Oldugu odayi kazip, buraya gommek caiz degildir. Mekteb, tekke yanma da gom- 

- 1004 - 



meyip, islam mezarhgma gotiirmelidir. 

(Sir'at-iil-islam)da diyor ki: (Cenazeyi kabr basina koyunca, is yapmiyanlar otur- 
mali veya comelmelidir. Yehudiler ve hiristiyanlar gibi ayakda durmamahdir. 
Meyyit defn edilirken, yedi sureyi okumak miistehabdir. Bu yedi sure, inna enzel- 
na ve Kafirun, iza cae, Ihlas, iki Kul e'uzii ve Fatiha sureleridir. Defnden sonra bir 
hafta hergiin sadaka verip, sevabim meyyitin ruhuna hediyye etmek de miistehab- 
dir.) 

Kabre tek veya cift sayida kimse girip, kibleye doniip, kabrin kible tarafina ve 
kabre muvazi [paralel] olarak birakilmis olan meyyiti alip, kabr icine veya lahd ici- 
ne, yiizii kibleye karsi korlar. Koyarken, (Bismillah ve billah ve ala millet-i Resu- 
lillah "sallallahii aleyhi ve sellem") derler. Ezan okumazlar. Meyyitin yiizii, lah- 
din icine dogru olup, arkasma toprak ve kerpic konur. Sonra mezann ici toprak- 
la doldurulur. Ters konmus meyyiti kibleye cevirmek icin mezar acmak caiz degil- 
dir. Ctinki, mezan acmak haramdir. Kabrde unutulan bir mail almak icin acilabi- 
lir. Kabrde kefenin uclan coziiliir. 

(Mizan-iil-kiibra) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Dort mezheb 
sozbirligi ile bildiriyor ki, lahdin kabr tarafi, kerpic dizerek veya hasirla kapatihr. 
Burasmi pismis tugla ile, tahta ile kapatmak mekruhdur. [Civi, tugla gibi firmlan- 
mis seyler, zinet esyasidir. Bunlan kabrin icinde kullanmak mekruhdur.] Kabrin 
tistiinii, disardan tugla, agac ve mermerle ortmek caizdir. Resulullahin "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" mubarek lahdi, dokuz dane kerpic ile kapatilmisdir. Kadin- 
lar kabre tabutsuz konurken, biiyiik bez ile perde tutulur.) 

Kabr toprakla ortiiliir. Kabr bir kansdan yiiksek olmamahdir. Kabr iizerine bas 
tarafmdan iic avuc toprak atmak miistehabdir. 

Defn etdikden sonra, birkac dakika etrafmda oturup veya comelip, Bekara 
suresinin basmi ve sonunu okumak, meyyit icin dtia ve istigfar etmek miistehab- 
dir. [Papaslar, kabr yamnda ayakda okuyorlar. Miislimanlar papas gibi ayakda oku- 
mamah, comelip okumahdir.] Salih miislimanlar, aralannda paylasip, bir evde top- 
lanarak veya herkes kendi evinde, iicretsiz olarak hatm ve hatm-i tehlil okumala- 
n ve sevabim meyyitin ruhuna gondermeleri cok faidelidir. [Kabr yamnda nutk soy- 
lemek kafirlerin adetidir. Kafirler gibi nutk soylemek, meyyiti kendinde bulunmi- 
yan seylerle ovmek caiz degildir. Kendinde bulunan sifatlar ile de ovmekde faide 
ve liizum yokdur. Meyyit icin sessiz aglamak caizdir. (Serh-us-sudur) ve (Bere- 
kat)da, (Mii'minin oliimiine gokler aglar) yazihdir. Meyyit icin yiiksek sesle agla- 
mak, matem tutmak, siyah elbise giymek, siyah perdeler ve rozetler, isaretler as- 
mak, matem isaretleri, resmini tasimak caiz degildir. (Hazanet-iir-rivayat) sahibi 
"rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Cenazeye ve cenaze cikan yere siyah ortmek 
ve siyah giyinmek caiz degildir.)] 

Kabr iizerine su dokmek siinnetdir. Kabrin iizerine terbf yapmak, ya'ni diiz yap- 
mak Hanefide siinnet degildir. Miisennem, ya'ni bahk sirti gibi yuvarlak yapmak 
siinnetdir. Kabr icini kirec ve cimento ile sivamak caiz degildir. Alimlerin, biiyiik- 
lerin kabrlerini korumak icin, tiirbe, bina yapmanin, Hanefi mezhebinde caiz ol- 
dugu, (Halebi-yi kebir) sonunda bildirilmisdir. (Mizan)da ve (Ukud-iid-diirriyye) 
sonunda da yazihdir. Fekat, siis icin yapmak haramdir. Kabr iizerine tas, cimen- 
to, demir parmaklik yaparak korumak caizdir. 

Mezar tasi dikmek caizdir. Tas iizerine ayet-i kerime, mubarek ismler, si'r, 
medhiye gibi seyler, Fatiha kelimesini yazmak, resmini koymak caiz degildir. 
Asrlardan beri yazihyor ise de, kotii bir bid'atdir. Kotii adetler, caiz olmagi gos- 
termez. Mezar tasma, ism ve oliim hicri senesi yazilabilir dediler. 

Hamile kadm oliince, cocuk diri ise, batm sol tarafdan yanhp, cocuk cikanhr. 
Hamile bir kadmin cocugu olmiis ise ve anasinm oliimiine sebeb olacaksa, ebe eli- 

- 1005 - 



ni ferce sokup alet ile cocugu parcalayip cikarir. Cocuk diri iken, anasinin oliimii- 
ne sebeb olacak ise, cocugu parcalamak [oldiirmek] caiz olmaz. Ciinki, anasmm 
oliimiine sebeb olacagi kat'i degildir. Zan ve ihtimaldir. Zan edilen bir tehliike icin 
insan oldiirmek caiz degildir. Birinin malim yutup olen kimsenin, odeyecek mail 
yoksa, karm yanlip mah cikanlir. Komsusunun, akrabasinin, arkadasmm cenaze- 
sine gitmek, erkekler icin nafile ibadet yapmakdan daha cok sevabdir. 

Cenazeyi, bulundugu sehrde gommek miistehabdir. iki veya dort kilometreden 
az uzaga gotiirmek sozbirligi ile caizdir. Daha uzaga gotiirmek ihtilafhdir. Ya'kub 
ve Yusiif aleyhimesselamm cenazeleri Misrdan Sama nakl edildi ise de, onlarm din- 
lerinde nakl caiz idi. Defnden sonra caiz degildir. (Redd-iil-muhtar) besinci cild. 
Baska yere gotiiriilmesini vasiyyet etmek batildir. 

Meyyit sahiblerinden biiyiik, kiiciik erkeklere ve yasli kadmlara rast gelince, 
ta'ziye etmek, ya'ni, basin sag olsun demek gibi, sabr tavsiye etmek miistehabdir. 
Ta'ziye icin, ( A'zamallahii ecrek ve ahsene azaek ve gafere limeyyitik) denir ki, 
(Allahii teala, sevabim, dereceni artdirsm ve giizel sabr etmeni nasib eylesin ve mey- 
yitinin gunahlanm afv eylesin) demekdir. Musibetlere, elemlere sevab olmaz. 
Bunlara sabr etmege sevab verilir. Fekat, elemlere sabr edilmese de, giinahlarm 
afvina sebeb olurlar. Hastahk da musibetdir. Meyyit sahibinin, ta'ziye icin, iic giin- 
den az, bir yerde bulunmasi caiz ise de, cami'de beklemesi ve kadmlann hipbir yer- 
de beklemeleri caiz degildir. Defnden sonra diia edilir. Sessiz olarak Kur'an-i ke- 
rim okunur. Yiiksek sesle okumak mekruhdur. Sonra cema'at ve meyyit sahibi, is- 
leri basina dagilmahdir. Uc giinden sonra ta'ziye yapmak mekruhdur. Ancak 
uzakda olanlar ve yakm olup da, gee haber alanlar icin mekruh olmaz. iki kerre 
ta'ziye etmek ve kabr basinda ve meyyit sahiblerinin kapilannda ta'ziye mekruh- 
dur. Ta'ziye, mektub ile de olur. Cenaze cikan eve komsularm ve yakmda oturan 
akrabanin, bir giin ve gecelik yemek gondermeleri miistehabdir. Ca'fer-i Tayyar 
"radiyallahii anh" yetmisden ziyade kihnc ve ok yarasi alarak sehid olunca, Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bunun evine yemek gonderilmesini emr buyur- 
du. Olii evinden yemek, helva dagitilmasi mekruh ve cirkin bir bid'atdir. Birinci, 
iiciincii, yedinci [kirkmci ve elliiiciincu] gibi giinlerde helva, corek gibi seyler 
yapmak ve kabr basinda yemek dagitmak ve hafizlan, hocalan, mevlidcileri top- 
layip, okutup yemek vermek mekruhdur. Bunlarm cogu, gosteris icin, sohret icin 
yapilmakdadir. Bu bid'atler yapihrken, araya nice haramlar da kansmakdadir. Bun- 
lann yapilmasim vasiyyet etmek de batildir. Dinlenmez ve giinahdir. Kirkmci 
giinii beklememeli, diia, hatm, sadaka ve kadm ile erkek karisik olmiyarak mev- 
lid okutmak gibi ibadetler, hemen yapilip, sevablan meyyitin ruhuna hediyye 
edilmelidir. Cami'lerde, oliiler icin, islamiyyete uymiyan toplantilar yapmak gii- 
nahdir. Disarda, kadm erkek birlikde oturmak giinah oldugu gibi, mevlid icin bir 
araya toplanmalan daha fenadir. ibadet seklinde giinah islemek, baska yerde is- 
lemekden daha giinahdir. tic haram saatde nemaz kilmak yasak olmasi da bunun 
gibidir. Yasak olan zemanda ve yerde kilman nemazin sevabi olmaz. Giinah da olur. 
Ciinki, yasak edildigi halde yapilmakdadir. Kadmlann, ortiilu olarak dahi, yaban- 
ci erkeklerle karisik oturmalan yasak edilmisdir. Bu yasak, ibadethane olan ca- 
mi'lerde ibadet seklinde olursa, daha biiyiik giinah olur. 

Defnden sonra [kabre ve kibleye karsi ayakda durarak] telkin vermek siinnet- 
dir. Verilmese de olur denildi. (Mecma'ul-enhiir)de diyor ki, (Oldiikden sonra da 
telkin verilir denildi. Ciinki, ruhu ve akli geri verilir ve yapilan telkini anlar. Sa- 
fi'i mezhebinde de boyledir. Telkin emr olunmadi, yasak da olunmadi, caiz degil 
diyenler de oldu ise de, yapilmasi iyi olur). Kabrdeki meyyite telkin yapmamn mes- 
ru' oldugu (Cevhere)de yazihdir. (Nur-ul yakin fi mebhas-it telkin) kitabinda, tel- 
kinin siinnet oldugu cesidli deliller ile isbat edilmekdedir. (Cila-iil-kulub)de ve (Ga- 
liyye)de diyor ki: (Resulullah "aleyhissalatii vesselam", defnden sonra telkin ver- 

-1006- 



megi emr eyledi. Kendisi de telkm verdi). Kadi-zadenin (Birgivi vasiyyetnamesi) 
serhinde (Telkin)in nasil verilecegi uzun yazilidir. Kabr siiali olmiyan kimselere 
telkin verilmege liizum yokdur. (Sirac)da diyor ki, (Biitiin insanlara kabr siiali ola- 
cagim, Ehl-i siinnet alimleri sozbirligi ile bildirmekdedir. Sabi iken olene de ce- 
nab-i Hak, cevab vermesini ilham edecekdir). Ibni Abdiil-Berr ve imam-i Siiyuti 
(Mii'min ve miinafik olan ehl-i kibleye siial vardir) buyurdu. Buna gore, hazret-i 
Omere kabr siiali oldugunu ve verdigi cevabi bildiren haber dogru olmakdadir. Sii- 
yutinin talebesi olan Muhammed bin Alkami, hicretin 929. cu senesi vefat etdi. Ho- 
casinm (Cami'us-sagif) hadis kitabim serh ederken diyor ki, (Kafirlere kabr siiali 
olmaz. Mii'minlerden dokuz kimseye de siial olmaz: Sehid, diisman karsismda no- 
betde iken olen, veba, kolera gibi bulasici hastalikdan olen, boyle hastahklar ya- 
yildigi zeman kacmayip, sabr ederek baska sebeble olen, Siddiklar, balig olmiyan 
cocuklar, Cum'a giinii veya gecesi olenler, her gece (Tebareke) suresi [ve Secde 
suresini] okuyanlar ve oliim hastaligmda (ihlas) suresi okuyanlara kabr siiali ol- 
maz. Peygamberler "aleyhimiisselam" da, Siddiklara dahildir). Birkac giin tabut- 
da kalan mevtaya tabutda iken siial olmaz. Siial kabrde olur. Kadi-zade Ahmed 
efendi, (Feraid-iil-fevaid) ismindeki (Amentii serhi)nde diyor ki, (Kabr siiali, 
ba'zi akaidden veya akaidin hepsinden, yahud cesidli akaid ile amelden veya her- 
kese baska seylerden olur denildi). Miiderris Muhammed Demir hafizm (Iinan ve 
Ibadet) kitabi 1344 [m. 1926] da basilmis ve diyanet reisligi tedkik heyetince tas- 
dik edilmisdir. Bu kitabda diyor ki, (Kabrde Miinker ve Nekir meleklerine cevab 
olarak sunlan ezberlemelidir: Rabbim Allahii teala, Peygamberim Muhammed 
aleyhisselam, dinim din-i islam, kitabim Kur'an-i azimiissan, kiblem Ka'be-i serif, 
i'tikadda mezhebim Ehl-i siinnet vel-cema'at, amelde mezhebim imam-i a'zam Ebu 
Hanifedir). Ahmed Asim efendi, (Email) serhinde diyor ki: (Bir kimseyi kurtlar 
parcalayip yiseler yahud atesde yaksalar, denizde curtise, siial olunup, kabr aza- 
bmi veya ni'metini bulur. Kafirlere ve tevbesiz olen fasiklara kabrde azab yapihr. 
Hadis-i seriflerde, (Kabr, Cennet bagcelerinden bir bagce yahud Cehennem cu- 
kurlarindan bir cukurdur) ve (Kabr azabindan Allaha siginmz) ve (Uzerinize id- 
rar sicratmayimz! Cok kimseye kabr azabi bundan olacakdir) ve (Meyyit, ehlinin, 
evladimn aglamalarindan azab duyar) buyuruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem", iki kabr yanmda durup, (Bunlardan biri, idrar sicramasindan sakinmadi- 
gi icin, digeri ise, miislimanlar arasinda soz tasidigi icin, kabr azabi cekiyorlar) bu- 
yurdu). Oliirken kac yasmda olursa olsun, Cennetde erkekler de, kadmlar da, hep 
otuztic yasmda olacakdir. 

(Necat-ul-miisalli)de diyor ki, (Hisn-iil-hasin)de diyor ki, hadis-i serifde, (Bir 
hasta, la ilahe ilia ente siibhaneke iniii kiintii minezzalimin kirk clef a okursa, se- 
hid olarak vefat eder. Sifa bulursa, giinahlari afv olur) buyuruldu. 

Ey, yerin gokiin sahibi, ey vasfi Allahussamed! 
sayisiz isyanla geldim, kapina, beni kilma red! 

Lutfunla bu bicareye, fadlmla bu avareye, 
afvinla yiizii kareye, ey Rabbim sen eyle meded! 

Astlere gufran senden, derdlilere derm fin senden, 
adaletle ihsan senden, rahmetine yokdur aded! 

Sen canlarm canamsm, derdlilerin dermamsm, 
alemlerin sultanism, ben bir garib-i hacetmend! 

Derdime kilmazsan deva, senden baska kime varam, 
her iyiiik ancak senden, hahk, ma'bud Allah ehadl 



1007 



59 — KABR ZIYARETI ve KUR'AN-I KERIM 

OKUMAK 

imam-i Birgivi "rahmetullahi aleyh" (Etfal-iil miislimin) kitabinda buyuruyor 
ki, miislimanlann kabrlerini ziyaret etmek sunnetdir. (ihya-iil-ulum)de diyor ki, 
(Olumu hatirlamak ve oliiden ibret almak icin kabr ziyaret etmek ve Salihlerin, Ve- 
lilerin kabrlerinden bereketlenmek miistehabdir). ibret almak icin, meyyitin cu- 
rudugu, yanaklarmin, dudaklannm dokiildugii, agzmdan pis sular akdigi, karnmm 
sisip patladigi, icine kurtlarm, boceklerin doldugu diisiinuliir. Hatim-i Esam diyor 
ki, (Kabristandan gecen kimse, onlan dusiinmezse ve diia etmezse, kendine ve on- 
lara hiyanet etmis olur). Erkeklerin kabr ziyaret etmeleri emr olundu. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem", kabr ziyaret eden kadmlara la'net etdi. Sonradan izn 
verdi diyenler vardir. Ba'zilan da mekruhdur dedi. Kadinlarm cenaze gotiirmele- 
ri sozbirligi ile caiz degildir. Fatima "radiyallahii anha", hazret-i Hamzamn kab- 
rini her sene ziyaret eder, diizeltir, ta'mir ederdi. Hadis-i serifde, (Ana-babasimn 
veya ikisinden birinin kabrini her Cum'a giinleri ziyaret edenin giinahlari afv 
olur. Haklarmi (Klein is olur) buyuruldu. Muhammed bin Vasi', her Cum'a kabr zi- 
yaret ederdi. Pazartesi giinleri ziyaret etsen daha iyi olmaz mi? dediklerinde, 
(Meyyitler, Cum'a, Persembe ve Cumartesi giinleri kendilerini ziyaret edenleri ta- 
mrlar) buyurdu. Dahhak diyor ki, (Cumartesi gunii giines dogmadan once kabr zi- 
yaret edeni meyyit tanir. Bu, Cum'a guniiniin faziletini gostermekdedir.) Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem", mii'min olan akrabasinm ve Eshabimn kabrle- 
rini ziyaret ederdi. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bir in ii' in in in kabrini ziyaret eder- 
ken, Allahiimme inni es'eliike-bi-hurmet-i Muhammed aleyhisselam en la tii'az- 
zibe hazelmeyyit derse, o meyyitin azabi kiyamete kadar reP olur). ($ir'a)da di- 
yor ki, (Stinnete uygun ziyaret yapmak icin, abdest alinir. iki rek'at nemaz kihp, 
sevabi meyyitin ruhuna gonderilir. Kabristana gelince ve aleykiim selam denir. Yu- 
karida yazili diia okunup, meyyitin yiiziine karsi oturulur. Yasin-i serif veya bil- 
digi sureleri okur. Tesbih okuyup, meyyit icin diia eder). Ebiil Kasim diyor ki, (Kabr 
yaninda Kur'an-i kerim okununca, meyyit sesi isiterek rahat eder). Hadis-i serif- 
de buyuruldu ki, (Bir kimse, tanidigimn kabri yamndan gecerken selam verirse, 
meyyit bunu tanir ve selamina cevab verir). Abdullah ibni Omer "radiyallahii anh", 
bunun icin, bir kabr yamndan gecerken durup selam verirdi. Nafi' diyor ki, Abdul- 
lah ibni Omer, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" kabri yamna gelir, (Es- 
selamii alennebiyy, esselamii ala EbiBekr, esselamii ala Ebi) derdi. Boyle soyle- 
digini yiizden fazla gordiim. imam-i Gazali "rahmetullahi aleyh", (ihya) kitabin- 
da buyuruyor ki, (Kabr ziyaret ederken, kibleyi arkada birakip, meyyitin yiiziine 
karsi oturup selam vermek miistehabdir. Kabre el, yiiz surulmez, opiilmez). Kib- 
leyi arkada birakip, ayak tarafinda, ayakda durmak efdaldir (ibni Abidfn). Hadis-i 
serifde buyuruldu ki, (Bir kimse, kabristandan gecerken, onbir kerre ihlas sure- 
si okuyup sevabim meyyitlere hediyye ederse, kendisine oliiler adedince sevab ve- 
rilir). Ahmed bin Hanbel "rahmetullahi teala aleyh" buyurdu ki, (Kabristana gi- 
rince, Fatiha, Kul-e'uzuler ve ihlas surelerini okuyunuz! Sevabim meyyitlere 
gonderiniz! Sevabi hepsine vasil olur.) 

ibadetler iice aynhr: Birincisi, yalmz mal ile yapihr. Zekat, sadaka boyledir. ikin- 
cisi, hem mal ile ve hem beden ile yapihr. Hac ve cihad boyledir. Uciinciisti, yal- 
mz beden ile yapihr. Kur'an-i kerim okumak, nemaz kilmak, tesbih, tehlil ve tah- 
mid okumak ve diia etmek boyledir. Birincilerin sevabim meyyitlere hediyye et- 
menin caiz oldugunu, sevabm onlara vasil olup faide verecegini, Ehl-i siinnet 
alimleri sozbirligi ile bildirdiler. Uciinciiden diia da boyledir. ikincilerin de boy- 
le oldugunu alimlerin cogu bildirdi. Ucuncuden diiadan baskasi icin dort mezheb 
arasmda ayrihk oldu. Hanefi ve Hanbelimezhebinde, iicunciiler de birinciler gi- 

-1008- 



bidir. Hasen "rahmetullahi aleyh" diyor ki, (Kabristana girince, Allahiimme 
Rabbel-ecsadil baliyeh vel'izamin-nahiret-illeti harecet mineddiinya ve hiye bi- 
ke inii'ininetiin. Edhil aleyha ravhan min indike ve selamen miiiiii okursa, mey- 
yitlerin sayisi kadar sevab verilir). (Etfal-ul-muslimin)den terceme temam oldu. 
Imam-i Safi'i ve imam-i Malik "rahmetullahi teala aleyhima", yalmz beden ile ya- 
pilan ibadetlerin sevablan meyyite vasil olmaz dediler. Fekat, sonradan gelen sa- 
fi'i alimleri, meyyitin yanmda okuyup hediyye edince veya uzakda okuyup sonra, 
(Ya Rabbi! Okudugumdan hasil olan sevabin mislini vasil et!) gibi diia edince, va- 
sil olur dediler. 

(Sir'at-iil-islam) serhindeki hadis-i serifde, (Ummetimin yapdigi ibadetlerin 
en krymetlisi, Kur'an-i kerimi, Mushafa bakarak okumakdir) buyuruldu. (Kitab- 
iit-tibyan)da, (Kur'an-i kerim okumanin en efdali, nemazda okumakdir) buyurul- 
du. [Muhammed Ma'sum hazretlerinin (Mektubat)mm uciincu cildi, doksanii- 
ciincii mektubunda yazih hadis-i serifde, (Nemazda okunan Kur'an, ncniaz disin- 
da okunan Kur'andan daha hayrhdir) buyuruldu. Bu hadis-i serif, senedleri ile bir- 
likde, (Hazinet-iil-esrar)da da yazihdir.] Hazret-i Ali "radiyallahii anh" buyurdu 
ki, (Nemazda ayakda iken okunan Kur'anm her harfi icin ytiz sevab verilir. Nemaz 
dismda abdestli okuyunca, her harfi icin yirmibes sevab verilir. Abdestsiz okuyun- 
ca, on sevab verilir. Yiiriirken ve is yaparken okuyunca, daha az sevab verilir.) 
Ma'nasim diisiinerek bir ayet okumak, baska sey diisiinerek, biitiin Kur'ani hatm 
etmekden daha cok sevabdir. Son zemanlarda, hafizlann, Kur'an-i kerimi tegan- 
niederek musikiperdelerine uyarak okumalan, cok cirkin bid'atdir. Cok giinah- 
dir. Kur'an-i kerimi, giizel ses ile, Allahdan korkarak ve hiizn ile okumahdir. 
Kerderi, (Bezzaziyye fetvasi)nda diyor ki, (Teganniile, sarki soyler gibi Kur'an oku- 
yana sevab verilmez). Sure veya ayet okumaga baslarken E'uzii okumak vacibdir. 
Fatiha okumaga baslarken Besmele okumak da vacibdir. Diger surelere baslarken 
Besmele okumak siinnetdir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Kur'an-i kerimi tecvid 
bilgisine uyarak okuyunca, her harfine yirmi sevab verilir. Tecvide uymazsa, on se- 
vab verilir). Bir ayeti ezberledikden sonra unutmak, en biiyiik giinahlardandir. 
(Kur'an-i kerim okunan evden, Arsa kadar niir yiikselir) hadis-i serifdir. Ebu 
Hiireyre "radiyallahii anh" buyurdu ki, (Kur'an okunan eve, bereket, iyilik gelir. 
Melekler oraya toplamr. Seytanlar oradan kacar). Kur'an-i kerimi dinlemek cok 
sevabdir. Hadis-i serifde, (insanin dinledigi bir ayet, kiyametde kendine niir olur) 
buyuruldu. Kur'an-i kerim okumagi gecim vasitasi yapmamahdir. Hadis-i serifde, 
(Kur'an-i kerim okuyunca, Allahii tealamn rizasim ve Cenneti isteyiniz! Diinya- 
hk istemeyiniz! Bir zeman gelir ki, hafizlar, Kur'an-i kerimi, insanlara yaklasmak 
icin vasita yaparlar) buyuruldu. 

(Sir'a)da diyor ki, (Kur'an-i kerimi kirk giinde hatm etmek, ya'ni basmdan 
sonuna kadar okumak miistehabdir. TJc giinden once hatm etmek caiz degildir. 
Hatm sonunda yapilan diia kabul olur. Hatm diiasmda bulunmaga cahsmahdir. 
Hatm bitince, yeniden hatme baslamak niyyeti ile Fatiha okumahdir. Hadis-i se- 
rifde, (Insanlarin en iyisi, hatmi bitirince, yeniden bashyandir) buyruldu. (Kadf- 
han), nemazda kiraeti anlatirken diyor ki, Ramezanda ve baska zemanlarda cema'at 
ile hatm diiasi yapmak mekruhdur diyenler vardir. Sonra gelen alimler ise iyi 
olur dedi. Buna mani' olmamahdir.) 

(Tenbih-iil-gaiilin)deki hadis-i serifde, (Kur'an-i kerim okuyamn ana-babasi ka- 
fir olsalar bile, azablari hafifler) buyuruldu. Haberde bildirildi ki: (Cennet dere- 
celerinin sayisi, Kur'an-i kerimin ayetlerinin sayismcadir. Kur'an-i kerimi hatm eden 
kimse, biitiin derecelere kavusur). (Kiinuz-iid-deka'ik)da yazih, Taberaninin ve 
Ibni Hibbamn bildirdikleri hadis-i serifde, (Kur'an-i kerimi hatm edenin diiasi ka- 
bul olunur) buyuruldu. (Kitab-iit-tibyan)da diyor ki, (Kur'an-i kerimin hatm edil- 
digi yere rahmet yagar. Hatmden sonra diia etmek miistehabdir. Kur'an-i kerim 

- 1009 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:64 



hatm olunurken toplanmak miistehabdir. Abdullah ibni Abbas hazretleri, hatm 
okuyan kimsenin yamnda adammi bulundururdu. Hatm bitecegi zemani isitince, 
kendi de hazir olurdu. Enes bin Malik hazretleri, hatm etdigi zeman, coluk cocugu- 
nu toplayip diia yapardi. Hatm bitince, ikincisine baslamak miistehabdir. Hadis-i se- 
rifde, (Ibadetlerin en iyisi, hatm okuyup, bitince yenisine baslamakdii ) buyurul- 
du). (Hazinet-iil-esrar)daki hadis-i seriflerde, (Kur'an-i kerimi hatm eden kimse- 
ye altmisbin melek hayr diia eder) ve (Hatm diiasi yapilan yerde bulunan, ganfmet 
dagihrken bulunan kimse gibidir. Hatme baslanan yerde bulunan, cihad eden 
kimse gibidir. ikisinde de bulunan, iki sev aba da kavusur ve seytani rezil eder) bu- 
yuruldu. Sa'd ibni Ebi Vakkas buyurdu ki, (Bir kimse, giindiiz hatm okursa, me- 
lekler ona aksama kadar diia eder. Gece okunursa, sabaha kadar diia ederler). 

(Kiinuz-iid-deka'ik)da yazih, Deyleminin bildirdigi hadis-i serifde, (Kur'an-i ke- 
rimi tecvide uygun okuyana sehid sevabi verilir) buyuruldu. 

Goriiliiyor ki, her ayetini okumaga ayn sevablar vardir. Kur'an-i kerimin hep- 
sini hatm edene verilen sevab, daha cokdur. Nemaz kilmak, oruc tutmak ve 
Kur'an-i kerim okumak ve zikr etmek, yalmz bedenle yapilan ibadet olduklan icin 
bunlan herkesin kendisi yapmasi lazimdir. Baskasim vekil edip yapdirmak caiz de- 
gildir. Bunun icin (Behcet-iil-fetava)da diyor ki, (Kur'an-i kerimi Fatihadan bas- 
layip Fil suresine veya ihlas suresine kadar okuyup, sonra olan birkac sureyi bas- 
kasina emr edip okutsa, o da birinciye vekil olarak kalan sureleri okursa, Kur'an-i 
kerimi basmdan beri okumus olan, (Hatm) okumus olmaz. Bunlardan birisini 
dinleyen kimseler, hatm dinlemis olmazlar. Hicbiri hatm sevabma kavusamazlar). 
Okumus olanlar, sevabim, meyyitlerin ruhlanna ayn ayn hediyye etseler veya bi- 
risi, hepsi icin hediyye etse, ya'ni hatm diiasi yapsa, okuyanlar da (Amin) deseler, 
ayetlerin sevablarmm toplami, meyyitlere de verilir. Fekat, hatm icin va'd olunan 
sevaba kavusamazlar. Bir hatmi, yalmz bir kisinin okumasi ve sevabim, bunun ba- 
gislamasi lazimdir. Meyyit icin, cesidli kimselerin sessiz olarak cesidli ciiz'ler 
okuyup, Kur'an-i kerimi hatm etmeleri ve herbirinin okudugunun sevabim oliiniin 
ruhuna gondermeleri veya birinin hepsi icin hediyye etmesi, ya'ni hatm dliasim yap- 
masi, okuyanlarm da (Amin) demeleri caiz olur ve cok faideli olur. Fekat, bu su- 
retle hatm sevabi hasil olmaz. Hatmi bir kisinin okumasi veya bir kisi, evvelce oku- 
mus oldugu hatmin sevabim hediyye etmesi lazimdir. Secde ayetini okumak da boy- 
ledir. (Durr-iil-muhtar) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Birkac kisiden 
herbiri, secde ayetinden birer kelime okusalar, bunu isitenlere tilavet secdesi 
yapmak lazim olmaz. Ciinki, secde ayetini bir kisi okuyunca, bunu isitenlerin 
secde yapmasi vacib olur). Cesidli kimselerin okuduklan kelimeler toplanarak, bir 
kisi biitiin ayeti okumus gibi yapilamaz. Ciinki, Kur'an-i kerim okumak icin, kim- 
se baskasi yerine vekil yapilamaz. 

(Hiilasat-iil-fetava) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Kur'an-i keri- 
min hatmi sonunda, ayrica tic ihlas okumagi, Irak alimleri iyi bulmamislardir). 

Ibni Abidin buyuruyor ki, (Mevta, Cum'a giinii kabrini ziyaret edeni tamr. 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" her sene Uhud dagmdaki sehidleri ziya- 
ret edip, (Esselamii aleykiim bi-ma sabertiim fe-ni'me ukbeddar) okurdu. Haci- 
lar burasini persembe, sabah erken ziyaret edip, ogle nemazim (Mescid-i Ne- 
bi)de kilmahdirlar. Uzak kabrleri ziyaretin mendub oldugu buradan anlasilmak- 
dadir. Halil-iir-rahman, seyyid Ahmed-i Bedevi gibi Evliya bunun icin ziyaret 
edilmekdedir. imam-i Gazali diyor ki, hadis-i serifde, (lie mescidden baska mes- 
cidlere ziyaret icin gidilmez) buyuruldu. C un ki, baska mescidlerin faziletleri bir- 
biri gibidir. Fekat, Evliyanin Allahii tealaya kurblan hep bir degildir. Ziyaret 
edenler, herbirinden baska baska faidelere kavusurlar. ibni Hacer fetvalarmda, gii- 
nah isliyenler bulunsa da, (Kurbet)leri terk etmemeli, gitmeli, bid'at isliyenler go- 
riiliirse, onlara mani' olmahdir buyurdu. Cenazede bulunmak da boyledir). Hafiz 

-1010- 



Ahmed ibni Teymiyye, Peygamberimizin "sallallahu aleyhi ve sellem" ruhuna, an- 
cak islamiyyetin izn verdigi sey, mesela, salevat ve ezan duasi okunur. Kur'an-i 
kerim okunamaz dedi ise de, (Fetava-i fikhiyye) kitabmda buyuruyor ki, sevab he- 
diyye etmek icin, izn lazim degildir. Nitekim, Abdullah ibni Omer "radiyallahii 
anhtima", Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" icin, vefatmdan sonra, 6m- 
re yapdi. Halbuki, omre yapmasmi vasiyyet etmemisdi. Bunun gibi, Ibniil-muvaf- 
fik, Ciineyd-i Bagdadi icin yetmis hac yapdi. ibni Serrac, Peygamberimiz "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" icin, onbinden fazla hatm okudu ve kurban kesdi. (Feta- 
va-i hadisiyye) sahibi buyuruyor ki, iimmetin hediyyeleri sebebi ile Resulullahm 
"sallallahu aleyhi ve sellem" derecesi yiikselir. Nitekim, kendisi, (Ya Rabbi! II- 
mimi artdir!) diye diia buyururdu. 

Kabr ziyaret ederken, kabr iizerinde oturmak, uyumak mekruhdur. Mezarhk- 
daki yolu, kabrler iizerinde, sonradan yapilmis zan eden kimse, bu yoldan gecmez. 
Bir kabre Kur'an-i kerim okumak icin, yanmdaki eski kabrlerin iistiine basmak ve 
oturmak icab ederse, mekruh olmaz. Yeni kabr iizerine, yine oturulmaz. 

Mezarhkdaki yesil otlan, dallari koparmak da mekruhdur. Kuru otlari kopar- 
mak caizdir. Kabr iizerine cicek ve agac dikmek meyyite faidelidir, iyidir. Buna ve- 
rilecek parayi, nemaz kilan fakire sadaka vermek daha iyidir. 

(Fetava-i Hindiyye)de, Kerahiyyet kismimn onbirinci babmda diyor ki, (Kab- 
ristanda bulunan agac, orasi kabristan yapilmadan evvel yetismis ise, toprak sa- 
hibinin miilkii olur. Agaci ve meyvelerini diledigine verir. Sahibsiz toprak olup, halk 
tarafindan kabristan yapilmis ise, agaclar, meyveler ve toprak, onceden gelen 
adete gore kullamhr. Agaclar, kabristan yapildikdan sonra yetismis ise, bunlan di- 
ken ma'lum ise, o kimsenin miilkii olurlar. Bunlan ve meyvelerini fakirlere sada- 
ka verir. Agaclar, kendiliklerinden yetismis iseler, diken kimse bilinmiyorsa, ha- 
kimin karan ile amel olunur. isterse, satdinp, parasim kabristamn ihtiyaclarma sarf 
etdirir. Sehrde olsun, koyde olsun, agacdan sokaga diismiis, ceviz gibi ciiriimiyen 
meyveleri, sahibinin izn vermis oldugu haber ahmrsa, ahp yimek caiz olur. Ciirii- 
yecek meyve ise, sahibinin yasak etdigi bilinmedikce ahp yinilebilir. Ahp, evine 
gotiirmek caiz degildir. Nehrin gotiirdiigu meyveleri, tahta parcalarmi ahp topla- 
mak caizdir. Sokakda cesidli yerlerden toplanan ceviz daneleri, satilabilecek mik- 
dari bulsa dahi, halal olur. Hepsini birlikde, bir yerde bulursa, (lukata) olur). 
Vakf kabristandaki agaclar, meyveler, vakfin sartma gore kullamhr. Sarti bilinmi- 
yorsa, hakimin karan ile amel olunur. (Hindiyye)de ve (Kadihan)da, lukata ve vakf 
bahsleri sonuna bakimz! 

Cenazeyi giindiiz gommek miistehab olup, gece gommek de caizdir. 

Kemikleri kirmak, acikda birakmak, yakmak, diriye oldugu gibi, oliiye de eziy- 
yet verir, haramdir. Zimminin, ya'ni gayr-i miislim vatandaslarm da kemiklerini kir- 
mak, yakmak caiz degildir. Cunki bunlan, diri iken incitmek haram oldugu gibi, olii- 
lerini de incitmek caiz olmaz. Ehl-i harbin kabrini acmak caizdir. Onlarm oliisii- 
nii de yakmak caiz degildir. (Kamus-iil-a'lam)da diyor ki, (Hindistanda, Berehmen 
kafirleri, mevtalarmi Ganj [Kenk] nehrine atiyorlar. Timsahlar parcahyor, yiyor- 
lar. Pis kokular ve kolera gibi, sarihastahklar hasil oldugundan, ma'bedlerinde ya- 
kip, kiillerini bu nehre atmaga basladilar.) AbdiiFAziz Dehlevi "rahmetullahi te- 
ala aleyh", Abese suresinin tefsirinde diyor ki, (Allahii teala, meyyitin topraga go- 
miilmesini emr eyledi. Hindu kafirleri olulerini yakiyorlar. Olii yakilmca, beden goz- 
den gayb oluyor. Ruhun beden ile baghligi hie kalmiyor. Olii gomiilunce, ruh be- 
dene ve bedenin bulundugu mezara bagh kahr. Ruhun bagh bulundugu belli yer 
olur. Insanlar burasmi ziyaret ederek, ruhlan meyyitin ruhu ile tamsirlar. Faide- 
lesirler. Okunan ayetlerin, diialann ve sadakalarm sevablan ruha kolay vasil olur. 
Dirilerin de, Evliyanm, salihlerin ruhlarmdan istifadeleri kolay olur). Bundan 
sonraki, altmismci maddede, bu konu daha genis aciklanmisdir. 

-1011- 



Meyyit icin gozyasi ile aglamak caizdir. Sesle aglamak, meyyite azab yapar. 

Meyyitin basma, kefenine (ahdname) yazmak, ya'ni dmi, imam bildiren yazi, dua 
ve sureler yazmak ve yazili kagid veya baska sey koymak faideli olur diyen alim- 
ler var ise de, meyyitin kani, irini ile bulasacagi icin caiz degildir. Peygamberimiz 
"sallallahii aleyhi ve sellem" zemamnda yazildigi bildirilmemisdir. Paralann, ca- 
mi' mihrabimn, divarlanmn ve yerdeki halilann iizerine Kur'an-i kerimi ve Alla- 
hii tealamn ismlerini yazmak caiz olmadigi gibi, mezara koymak da, elbet caiz ol- 
maz. Cunki, buraya yazmakda, hurmetsizlik ve hakaret daha cokdur. Meyyitin al- 
mna ve gogsii iizerine kalem ile yazmayip, gaslden sonra parmak ile, Kelime-i tev- 
hid ve Besmele yazar gibi yapmak caizdir. 

Con Him mini, feyz kaynagim, oldu bizden irak, 
zulmet-i hicranda kaldi iiihiim pur iftirak. 

Goz viimiip dar-i fenadan has acik, ciphik endam, 
can atip dar-i bekaya eyledi azm-i hiram. 

Etdi ol sabi, gene gibi, zir-i zeminde durak, 
soylerim alevlenince canda nar-i istiyak. 

Hasret kaidim, hep karardim, oldum nurumdan ciida, 
feyz kaynagim, ei-veda', ah el-veda', ah el-veda'. 

Ugrayip bad-i hazan, gitdi bizden ol bi-bedel, 
sohbetine mahrum kaidim, gotiirdu bir soguk yel. 

Ucdu ciin ol riih-i ma'sum, biziere verdi meiei, 
kapdi na-geh ol kuzuyu siiriiden giirk-i ecel. 

Gam cbliinde valiih-ii hayran kaidim piir kesei, 
dar-i ukbada hasr ede onu bizie Lem-yezei. 

Nur haznesi, mahmei-i tabuta oiunca siirur, 
menzii-i ashna azm etdi o ruh-i piir-nur. 

Kaldi dii, rah-i felaket icinde bi-kes-ii zar, 
ate$-i hasret yakip etdi viicudiim hak-i sar. 

Netdigim, ne sbyledigim bilmezem mecnun gibi, 
gozlerim yasi akar, seiie olur bi-ihtiyar. 

Zilhicce baslamisdi, giydi kef en ihramim, 
dedi lebbeyk, isitince ecelin peygamim. 

Bakmadi dunya-yi deniye, fehm etdi encamim, 
sa'y edip, kurb-i hudada eyledi bayramim. 

Dilerim Safa iizre bula Hakkm in'amim, 
efm in i kurban edip, nils etdi mevtin camim. 

Hafiz-i Km' fin olmusdu oniki yasmdayken, 
safi'i Zinnureyn Osman, yoldasi gilman ola, 

Hem de oyasda kavusdu bir Veli nazarina, 
bag-i Cennetde makami ravda-i Rid van ola. 

Sohbeti oimadikca, diinya bana zmdan ola, 
kabri icre miinisi imfm ola, Km' fin ola. 

Kabr-i pakin her Cum'a varip ziyaret edelim, 
meshedi tasma yiiz siiriip, kana'at edelim. 

-1012- 



Kur'an-i kerimi iilli-i pakine tilavet edelim, 
ruz-u seb hayr ile yad etmegi Met edelim. 

Is-ti nusundan fani dehrin feragat edelim, 
ciinki takdir-i HudMir buna it a' at edelim. 

$iddetli ecel riizgari buldu, o korpe dah, 
kara toprak aldi alt ma o feyz menba'mi. 

Agla ey Da'i kacirdm kalbinin devasim, 
Resulullahdan gelen silsilenin halkasmi. 

Goz yaslarm gam degil, yikarsa dehrin carkim, 
diyelim hasretle her M, ah oliim tarihini (1057). 

Hasret kaldim, hep karardim, oldum nurumdan ciida, 
feyz kaynagim, elveda', ah elveda, ah elveda'. 

[Yukandaki si'r Nevha-tiil-ussakdan ahnmisdir.] 
Devami 1038. ci sahifededir. 

60 — KABR ZiYARETiNIN FAIDESi 

Mezhebsizler, oliiden faide ve zarar gelmez diyorlar. (Feth-ul-mecid) kitabla- 
nnm ikiyiizdoksandokuzuncu sahifesinde, (Allah, takva sahibi olan mti'min kul- 
larinin elinde keramet hasil eder. Onlann diiasi veya salih amelleri ile keramet ha- 
sil olur) diyor. Besyuziincii sahifesinde, (Peygamberden veya salih olan her 
mu'minden diri iken diia istenebilir. Fekat, oliiden diia istenmez. Oliiye diia edi- 
lir) diyor. ikiytizsekizinci sahifesinde, (Oliiden birsey, yardim istemek sirkdir. 
Olii, faide ve zarar yapmaz. Allahdan sefa'at istiyemez. Ondan sefa'at istiyen 
miisrik olur) diyor. Dortyiizseksenbesinci sahifesinde, (Kabr ziyaret edilir. Olii- 
ye diia edilir. Simdi mtisrikler bunu tersine cevirdi. Kabrlere tapiyorlar. Ondan diia 
istiyorlar. Ondan yardim bekliyorlar. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Me- 
dine kabristanma geldi. Kabrlere karsi durup, (Esselamii aleykiim ya ehlel-kubur! 
Allah, bizi ve sizleri magfiret etsin! Siz once gitdiniz. Biz sonraya kaldik) dedi. Um- 
metine de, boyle ziyaret yapmalarim bildirdi) diyor. Hemen sonra da, (Selef-i sa- 
lih, Resulullahi ziyaret ederdi. Selam verdikden sonra kabre arkasmi doniip, kib- 
leye karsi diia ederdi. Dort mezhebin imamlan boyle bildirdi) diyor. ikiyiizyetmi- 
sikinci sahifesinde, (Evliyadan diri iken de, oldiikden sonra da yardim istiyorlar. 
Keramet olarak faide ve zarar yapacaklanna inaniyorlar. Bunun gibi taskmhklar, 
Allahdan baskasma ibadet etmekdir) diyor. ikiyiizellisekizinci sahifesinde, (Her 
nerede bana salevat okursaniz, bana bildirilir. Nemaz kilmak icin mescide girenin, 
selam vermek icin Resulullahm kabrine gelmesi yasakdir. Eshabdan kimse, selam 
vermek icin Peygamberin kabri oniinde durmadi) diyor. Goriiliiyor ki, kitabin ya- 
zilan birbirini tutmamakda, dort mezheb imamlanna da "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in" iftira etmekdedir. 

Mezhebsizlerin bu yalanlanna karsi Ehl-i siinnet alimleri "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in" vesikalarla, misallerle cevab verdiler. Alusibile (Galiyye) kita- 
bmda, (Kabrim yaninda salevat okuyani isitirim. Uzakda okuyanlan, melek bana 
haber verir) hadisini bildiriyor. (Cami'u-keramat-il-evliya)dan alman asagidaki ya- 
zilari, anlayisli ve insafh olan, okuyunca, yapici ile yikiciyi kolayca ayirabilir: 

Fahr-iid-din-i Razi, tefsirinde, Sure-i Kehfde diyor ki, Ebu Bekr-i Siddikin ce- 
nazesini, vasiyyeti iizerine, Resulullahm kabri yanma getirdiler. Selam verip, ka- 
pina gelen Ebu Bekrdir ya Resulallah dediler. Tiirbenin kapisi apildi. icerden (Sev- 
giliyi sevgilinin yanina koyunuz!) sesi isitildi. Beyheki, Abdiillah-i Ensariden bil- 
diriyor ki: Sabit bin Kays, Yemame cenginde sehid oldu. Kabre korken, (Muham- 

-1013- 



mediin resulullah ve Ebu Bekr-i Siddik ve Omer-i sehid ve Osman-i rahim) sesi- 
ni duyduk. Ebu Nu'aym ve ibni Asakir bildiriyorlar ki, (Bir sapik, hazret-i Hase- 
nin kabri iizerine pisledi. Hemen deli oldu. Sonra oldii) Beyheki ve Vakidi bildi- 
riyorlar ki, Fatima-i Huza'iyye, hazret-i Hamzamn kabrini ziyaret etdi. Selam 
verince, (Ve aleykiim selam) denildigini isitdi. Seyh Mahmud-i Kiirdi, hazret-i Ham- 
zamn kabrini ziyaret edip selam verince, kabrden (Ve aleykiim selam. Oglunun is- 
mini Hamza koy!) sesini isitdi. Evine gelince, oglu oldu. Adini Hamza koydu. 
(Usud-iil-gabe)de diyor ki, Resulullahm kolesi Sefine gemide idi. Gemi batdi. Bir 
tahtaya sanldi. Dalgalar sahile getirdi. Karaya cikinca, bir arslan gordii. (Ey ars- 
lan! Ben Resulullahm kolesi Sefmeyim) dedi. Arslan, koyun gibi, Sefmeyi yola ka- 
dar gotiirdii. Kuyrugunu sallayip veda' etdi. ibni Mende, Talha bin Ubeydiillah- 
dan haber veriyor: Talha, bir gece, Abdullah bin Amr bin Hiramm kabrini ziya- 
ret etdi. Kabrden Kur'an sesi isitdi. Gelip Resulullaha soyledi. (O Abdiillahdir. Al- 
lahii teala, sehidlerin ruhlanni Cennete koyar. Her gece ruhlari bedenleri ile bu- 
lu$ur. Sabah olunca, yine Cennetde olurlar) buyurdu. Beyheki, Sa'id bin Miisey- 
yibden haber veriyor ki, hazret-i All ile Medine kabristamna geldik. Selam verip, 
(Halinizi bize bildirir misiniz? Yoksa, biz mi halimizi haber verelim?) dedi. Bir ses 
isitdik: (Ve aleykesselam ya Emir-el mu'minfn. Bizden sonra olanlan sen soyle!) 
dedi. Ibni Ebiddiinya diyor ki, hazret-i Omer kabristana gelip selam verince, (Ya 
Omer! Diinyada yapdiklanmizin karsihgim bulduk) sesi isitildi. ibni Asakir diyor 
ki, hazret-i Omer, bir gencin kabri yanina gelip selam verdi. (Allahdan korkarak 
haramdan sakinan icin iki Cennet vardir) dedi. Kabrden bir ses gelip, (Ya Omer! 
Rabbim bana iki Cenneti de ihsan eyledi) dedi. Sehavi diyor ki, bir kimse, Amr ib- 
ni As hazretlerinin kabrini ziyarete geldi. Orada duran birine kabrin yerini sordu. 
O da, ayagim uzatarak gosterdi. Ayagina felc gelip yiiriiyemedi. Beyheki, Ya'la bin 
Miirreden haber veriyor: Ya'la, Resulullah ile bir kabr yanina geldi. Kabrde azab 
oldugunu isitip, Resulullaha haber verdi. Resulullah, (Ben de isitdim. Soz tasidi- 
gi ve iizerine idrar sicratdigi icin, azab yapdmakdadir) buyurdu. 

Buyiik islam alimi Ahmed bin Siileyman bin Kemal pasa "rahmetullahi aleyh" 
hazretlerinin [934] hicri yihnda yazdigi kirk hadis-i serif, [979] yilinda, seyyid pir 
Muhammed Nitai "rahmetullahi teala aleyh" tarafindan tiirkceye cevrilmisdir. 
[1316] da istanbulda basilan bu tercemenin onsekizinci hadis-i serifinde, (Bir i$i- 
nizde §asinrsaniz olniiislei'den yardim isteyiniz!) buyuruldu. Seyh-ul-islam Ahmed 
efendi, bu hadis-i serifi aciklarken diyor ki: 

Ruhun bedene baglanmasi, kuvvetli bir ask ile olmusdur. insanin olmesi, ruhun 
bedenden ayrilmasi demekdir. Fekat, ruh aynldikdan sonra, bu aski bitmez. Ru- 
hun bedene olan sevgisi, kuvvetli cekmesi, oldiikden sonra, uzun zeman bitmez. 
Bunun icindir ki, oliilerin kemigini kirmak, mezan iistiine basmak yasakdir. 

Bir insan, kuvvetli, olgun ve te'siri cok olan bir zatin mezan yamnda durup, o 
topragi ve o zatin bedenini diisiinse, o zatin ruhunun, bedenine ve dolayisi ile, o 
topraga baghligi oldugundan, bu iki ruh karsilasir. Gelen insanin ruhu, o zatin ru- 
hundan cok seyler edinir ve giizellesir, olgunlasir. iste bu faideden dolayi, kabr zi- 
yaretine izn verilmisdir. Bundan baska sebebler de yok degildir. imam-i Fahred- 
din-i Razi "rahmetullahi aleyh", (Metalib-i aliyye) ve (Zad-i Me'ad) kitablannda 
diyor ki, (Gelen insanin ruhu ile, kabrdeki zatin ruhu, birer ayna gibidir. Birbiri- 
nin karsisma gelince, herbirinin lsigi, otekinde aks eder, yansir. Gelen kimse, o top- 
raga bakip, Hak tealamn buyuklugiinii, oldurmesini, diriltmesini diisiiniip, kaza ve 
kaderine razi olup, nefsi kinhrsa, ruhunda ma'rifet, feyz hasil olur. Bunlar, o za- 
tin ruhuna sirayet eder. Bunun gibi, o zat, oldiikden sonra, ruh aleminden ve 
rahmet-i ilahiden ona gelmis olan ilmler, kuvvetli eserler, onun ruhundan, gelen 
insanin ruhuna sirayet eder, gecer.) 

(El a'lam) kitabinin sahibi diyor ki, Peygamberlerin ruhlari "aleyhimiisselam" 

-1014- 



goklerde ve diledikleri yerlerde ve kabrlerinde zuhur eder. Kabrlerinde her an bu- 
lunmadiklan gibi, hep de ayn kalmazlar. Kabrleri ile iliskileri ve o topraga ayn bir 
baghhklan vardir. Bunun nasil oldugu bilinemez. Bunun icin, onlan ziyaret etmek 
miistehabdir. Her muslimanm ruhu ile kabri arasmda, devamh bir baghhk vardir. 
Kendilerini ziyaret edenleri anlarlar. Selamlarma cevab verirler. Bunun icindir ki, 
hafiz Abdiilhak-i Isbilinin "rahmetullahi teala aleyh" (Akibet) kitabindaki hadis-i 
serif de, (Bir in ii' in in. tamdigi bir niii'niiiiiii kabrine gelip selam verince, onu tanir 
ve cevab verir) buyuruldu. Onsekizinci hadis-i serifin aciklamasi temam oldu. 

(Rabita-i serife) kitabinin [1324] hicriyilmda yapilan ikinci baskisinm yirmin- 
ci sahifesinde diyor ki, (Biiyiik bir zatin kabrini ziyaret eden kimse, ona rabita eder- 
se, ya'ni diinya islerini hie diisiinmeyip, kalbine hicbirsey getirmeyip, o zatin ru- 
hunu, his organlan ile anlasilamiyan bir nur farz ederek, bunu kalbinde bulundu- 
rursa, o ruhdan, kendi kalbine birseyler akmaga baslar. O zatin feyzlerinden bir 
feyz ve hallerinden bir Ml, kendinde hasil olunciya kadar, bu nuru kalbinde sak- 
lamahdir. Ciinki, Evliyanm ruhlan, feyzlerin kaynagidir. Kaynagi kalbine koyan, 
bunun feyzine, ni'metine, bilinmeyen ihsanlarma elbette kavusur. Ruhu kuvvet- 
lenir, olgunlasir. Kabr yanma gelince, once selam verilir. Mezann sag yanma, 
ya'ni kible tarafina, ayak ucuna yakm durur. Tamdigi gibi, seklini, suretini hati- 
rma getirir. E'uzii ve besmele ile bir Fatiha ve onbir ihlas okur. Sevabmi Resulul- 
lah efendimizin ve biitiin Peygamberlerin "aleyhimusselam" ve Eshab-i kiramm 
ve Evliya-i izamm "aleyhimiirndvan" ruhlanna ve bu zatin ruhuna hediyye eder. 
Sonra oturur. Onun ruhunu, gonliinde bulundurur. Kalbinde birsey hasil olunci- 
ya kadar durur. Gelen kimse almasmi bilir ise, o zat da vermege ehl, olgun bir Ve- 
il ise ve sartlan gozeterek beklerse, elbette birsey ele gecer. Bu sartlar, o zatm ken- 
disini tamdigma, selamim isitip cevab verdigine, ruhunun, kamil, olgun olduguna, 
ruhunun bir zemana ve yere bagh olmadigma, nerede hatirlarsa, orada imis gibi 
feyz verecegine, Allahii teala, feyzini, ruhun gidasim, onun ruhu ile gonderdigine 
inanmakdir. Uziim istiyen, baga gidip asmadan koparir. Erik agacma gitmez. Su 
istiyen, kaynaga, cesmeye gider. Agaca veya sobaya gitmez. Bugday istiyen, tar- 
lasmi siirer, eker, bicer. Cocuk istiyen, evlenir. ilac istiyen bir hasta, tabibe ve ec- 
zahaneye gider. Bakkala, avukata gitmez. Kalbin gidasim, ruhun temizligini isti- 
yen de, Evliyanm "kaddesallahii teala esrarehumul'aziz" kalbine, ruhuna basvu- 
rur. Allahii teala, bu ni'metlerini, Evliyanm kalbinden gondermekdedir. Herseyi 
yaratan, gonderen, yalniz Allahii tealadir. Fekat, herseyi belli bir sebeble gonder- 
mek, Onun adetidir. Onun ni'metine kavusmak istiyenin, Onun adetine uymasi, se- 
bebi arayip, bulup, ogrenip, Onun sebebine yapismasi lazimdir. Sebebleri arama- 
mak ve ogrenmek istememek, Allahii tealanm adetini bozmak olur. Fen dersleri- 
ni, fen bilgilerini ogrenmek, Onun adetine uymak, sebebleri ogrenmek demekdir. 
Bir kabrden feyz almak icin, o zata karsi, diri imis gibi, edeb ve saygi gostermek, 
kabri iizerine basmamak da lazimdir. O zat, miirsid-i kamil ise, kalbdeki nisbet, gee 
hasil olup, uzun zeman kahr. Miirsid olmiyan Veil ise, hasil olan feyz ve nisbet, kes- 
kin ve cabuk gelip gecici olur. Bu halleri bilmiyenler, yukandaki hadis-i serife inan- 
maz, mevdu'dur derler. Usul-i hadis alimleri, bir hadisin sahih olmasi icin koyduk- 
lari sartlan tasimiyan bir hadise (Mevdu') der ki, (Benim ictihadima gore sahih ol- 
mamisdir) demekdir. Hadis degildir demezler. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin mubarek ruhundan feyz al- 
maga ermis olan bir zat, bulundugu yerden Ona tevecciih edince, Resul-i ekrem 
"sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin mubarek ruhu, Medine-i miinevverede 
bulunan kabr-i se'adetinden, bu zata feyz verir. Bunun gibi, ehl olan, basarabilen 
de, Evliyanm ruhlarmdan faide goriir.) Kirkmci sahifede buyuruyor ki, (Hanbe- 
li mezhebi alimlerinden Semseddin ibn-iil-Kayyim-i Cevziyye (Kitab-iir-ruh) 
admdaki kitabmda diyor ki, (Ruhun bedendeki halinden baska halleri vardir. 

-1015- 



Mii'min oldiikden sonra, ruhu, Refik-i a'la denilen mertebede bulunur. Bedene il- 
gisi de vardir. Bir kimse, mezardaki bedene selam verse, Refik-i a'lada bulunan ru- 
hu, bu kimseye selam verir). [Mezhebsizleri red etmek icin, ibn-ul-Kayyimm bu 
yazisi yetisir. Cunki, (Feth-ul-mecid) kitablarmda, buna (Allame) diyerek, yazi- 
larini sened olarak gostermekdedirler.] Imam-i Suyuti de, (Kitab-iil-munceli)de, 
ibn-Ul-Kayyim gibi yazmakdadir. [Ruhun isitdigi ve cevab verdigi, Istanbulda 
Hakikat Kitabevi tarafindan muteaddid baskilan yapilan arabca (Minhatiil-veh- 
biyye fi redd-il-vehhabiyye) kitabmda ve bunun tercemesi (Kiyamet ve Ahiret) ki- 
tabinm (Miislimana Nasihat) kismmin 24. cU maddesinde yazilidir.] Evliya vefat et- 
dikden sonra bir nev' tesarrufa, is yapmaga sahib olur demislerdir. (Muhtasar) ki- 
tabinin sahibi, Maliki alimlerinden seyh Halil "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, 
(Allahu teala, Evliyanm ruhlanna oyle bir kuvvet verir ki, cesidli sekllerde gorU- 
nebilirler. Bedenleri mezardan cikmaz. Ruhlari sekl alip gorunur).) 

Alauddevle Ahmed-i Semnaniden "rahmetullahi teala aleyh" sordular ki, me- 
zardaki beden ruhsuzdur. isitmez. Ruh ise, mekansizdir. Her yerde hazir olabilir. 
Evliyanm mezarma gidip, ziyaret etmege ne luzum var? Nerde olursa olsun, bir Ve- 
linin ruhuna teveccuh olunursa, ruhu orada hazir olmaz mi? 

Cevabmda buyurdu ki, kabr basma gitmenin cok faidesi vardir: Evliyayi ziya- 
rete giden kimse, yolda hep onu dusunur. Ona teveccuhu, her adimda artar. Me- 
zar basma gelip, topragim gorunce, hep onunla mesgul olur. Teveccuhu cok artar. 
Teveccuhu artdikca, ondan faidesi de artar. Evet ruhlar icin bir mani', perde yok- 
dur. Onlar icin, her yer birdir. Fekat, dunyada iken, yillarca beraber bulundugu ve 
ahiretde sonsuz olarak beraber kalacagi beden, o toprakdadir. Onun icin, ruhun 
bu topraga ugramasi, nazan ve te'alluku, baghhgi, baska yerlere olandan daha cok- 
dur. Alauddevle diyor ki, birgun, Ciineyd-i Bagdadinin "kaddesallahu teala sirre- 
hul'aziz" vaktile cile cekmis oldugu odaya girdim. Burada cok zevklendim. Son- 
ra, Cuneydin mezarma gitdim. Orada, onceki zevki bulamadim. Sebebini mursi- 
dime sordum. O zevkler, Cuneyd sebebi ile mi hasil oldu? dedi. Evet dedim. Om- 
runde birkac gun kaldigi yerde zevk hasil olduguna gore, senelerle birlikde bulun- 
dugu bedeni yanina gidince, elbette daha cok zevk hasil olmak lazim gelir. Belki, 
mezari basmda baska seyleri gorerek, ona tevecciihun azalmis olabilir dedi. Bir kim- 
se, kendi memleketinde iken, Resulullahin "sallallahu aleyhi ve sellem" ruhaniy- 
yetine teveccuh ederse, faide bulur. Fekat Medine-i munevvereye giderse, Resu- 
lullahin ruhaniyyetinin, onun yolculugundan ve yolda cekdigi zahmetlerden habe- 
ri olur. Oraya erisip, Ravda-i pakini gorunce, teveccuhu tarn olur. Faidelenmesi 
de oyle cok olur ki, memleketinde iken olan faide, onun yanmda hie kahr. Evli- 
ya-i kiram, bu bildirdigimizi kalbleri ile duyarak anlamakdadir. 

Celaleddin-i Rumi "kuddise sirruh", son hastahgmda buyurdu ki, (Ben olunce 
uziilmeyiniz! Her yerde benimle olunuz, beni dusununuz! imdadmiza yetisir, size 
yardim ederim. Ruhumun, bu dunyada iki durlu baghhgi vardir: Biri, bedenime olan 
baghhgi, ikincisi, sizlere olan baghhgi. Allahu tealanm inayeti ile, ferd ve mucer- 
red olunca, ya'ni ruhum bedenden aynhnca, bedene olan baghhgi da, size olur.) 

Evliyanm buyuklerinden Abdullah-i Dehlevi "kaddesallahu teala sirrehul'aziz", 
(Mekatib-i §erife) kitabmm sekizinci mektubunda buyuruyor ki, (Batindaki, ya'ni 
kalbindeki nisbetin [baghligm] artmasma cahs! Allah ismini, ba'zan da Kelime-i 
tehlili cok zikr ederek, ba'zan salevat okuyarak, Kur'an-i kerim okuyarak, Alla- 
hu tealaya yaklasmaga ugras! Bu cahsmalarda gevseklik olursa, bu fakirin riiha- 
niyyetine teveccuh ediniz! Yahud, Mirza Mazher-i Can-i Canamn kabrine geliniz! 
Ona teveccuh edince, cok terakki edilir. Ondan hasil olan faide, bin dirinin faide- 
sinden daha cokdur. Gavs-us-sekaleyn Abdulkadir-i Geylani ile ve Behaeddin-i Bu- 
hari ile de murakabe ediniz!) Salihlerin kabrlerini ziyaret ve bunlara tevessul ve 
istigase etmenin caiz oldugu, (Et-Tevessiilii bin Nebi ve bis-salihin) kitabmda 

-1016- 



ve mevlana Hamdullah Seharenpurinin (El-besair-li-miinkirit-tevessiil-i bi-ehl-il- 

mekabir) kitabmda uzun yazilidir. Bu iki kitab 1395 [m. 1975] de istanbulda ara- 
bi olarak nesr edilmisdir. 

61 — RESULULLAHIN (Sallallahii aleyhi ve sellem) 
TA'ZIYE MEKTUBU 

Bu mektub, Allahii tealamn Peygamberi, Muhammed "aleyhisselam" tarafin- 
dan, Mu'az bin Cebele "radiyallahii teala anh" yazdmlmisdii: 

Allahii teala sana selamet versin! 

Ona hamd ederim. Herkese iyilik ve zarar, yalniz Ondan gelir. O dilemedikce, 
kimse kimseye iyilik ve kotiiliik yapamaz. 

Allahii teala, sana cok sevab versin. Sabr etmeni nasib eylesin! Onun ni'metle- 
rine siikr etmenizi ihsan eylesin! 

Muhakkak bilmeliyiz ki, kendi varhgimiz, mallanmiz, servetimiz, kadmlanmiz 
ve cocuklanmiz, Allahii tealamn, sayisiz ni'metlerinden, tath ve faideli ihsanlarm- 
dandir. Bu ni'metleri, bizde sonsuz kalmak icin degil, emanet olarak kullanmak, 
sonra geri almak icin vermisdir. Bunlardan, belli bir zemanda faideleniriz. Vakti 
gelince, hepsini geri alacakdir. 

Allahii teala, ni'metlerini bize vererek sevindirdigi zeman, siikr etmemizi, vak- 
ti gelip geri alarak iiziildiigiimiiz zeman da, sabr etmemizi emr eyledi. Senin bu og- 
lun, Allahii tealamn tath, faideli ni'metlerinden idi. Geri almak icin sana emanet 
birakmis idi. Seni, oglun ile faidelendirdi. Herkesi imrendirecek seklde sevindir- 
di, nes'elendirdi. Simdi, geri ahrken de, sana cok sevab, iyilik verecek, aciyarak, 
dogru yolda ilerlemeni, yiikselmeni ihsan edecekdir. Bu merhamete, ihsana kavu- 
sabilmek ipin sabr etmeli. Onun yapdigim hos gormelisin! Kizar, bagirir, caginr- 
san, sevaba, merhamete kavusamazsm ve sonunda pisman olursun. iyi bil ki, ag- 
lamak, sizlamak, derdi belayi geri cevirmez. Uztintiiyti dagitmaz! Kaderde olan- 
lar basa gelecekdir. Sabr etmek, olmus bitmis seye kizmamak lazimdir. 

Allahii teala, hepinize selamet versin! Amin. 

Kabristandan gecer idim. 
dedim burda, kimler yatir. 
Etrafma sanlar sacan, 
kiinbilir ne erleryahr. 
Kiini yigit, kimi koca, 
kiini vekil, kimi pasa. 
Kimi docent, kimi hoca, 
ze ngin nice begier yatir. 
Sirma gibiydi saclart, 
her gun yikantr buskin. 
Renkii, pariak kumaslart, 
devsiren geiinier yatir. 
Liseyi, tibbiyeyi hep, 
okumus, yillar ugrasmis. 
Cok hastaya, sifa veren, 
professor hekimler yatir. 
Allah, Resulullah icin, 
imam korumak icin. 
Kahbe diismana sublimit, 
arslan Mehmedcikler yatir. 

-1017- 



62 — BiRINCi CILD, 104. cii MEKTUB 

Bu mektub, Perkene sehri kadflarina yazilmis olup, has saghgi dilemekdedir: 

Merhum hazretin olumiiniin acisi, her ne kadar pek siddetli ve cok cetin ise de, 
kul icin, sahibinin isinden razi olmakdan baska care yokdur. insan, bu diinyada kal- 
mak icin yaratilmadi. Diinyada is yapmak, cahsmak icin yaratildik. Calismahyiz! 
Cahsip da, kazanip da olen bir kimse icin korkacak birsey yokdur. Hatta, boyle 61- 
mek, bir devlet ele gecirmekdir. Oliim bir koprii gibidir. Sevgiliyi sevgiliye kavus- 
durur. Olmek, felaket degildir. Oldiikden sonra basina gelecekleri bilmemek fe- 
laketdir. Oliilere, diia ile, istigfar etmekle, onun icin sadaka vermekle yardim et- 
mek, imdadlarma yetismek lazimdir. Restilullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bu- 
yurdu ki: ( Oliiniin mezardaki hali, imdad diye bagiran, denize dusnriis kimseye ben- 
zer. Bogulmak iizere olan kimse, kendisini kurtaracak birini bekledigi gibi, mey- 
yit de, babasindan, anasindan, kardesinden, arkadasindan gelecek bir diiayi goz- 
ler. Kendisine bir diia gelince, diinyamn hepsi kendine vcrilinis gibi sevinmekden 
daha cok sevinir. Allahii teala, yasiyanlarin diialan sebebi ile, oliilere daglar gibi 
cok rahmet verir. Dirilerin de oliilere hediyyesi, onlar kin diia ve istigfar etmek- 
dir.) 

[(Diia), istemek demekdir. Ac bir adamm, istihah oldugu bir zemanda yiyecek 
istemesi gibidir. Iman ile olenlere hatm-i tehlil yapmak, ya'ni yetmisbin Kelime-i 
tevhid okuyup, sevabini ruhuna hediyye etmek pok faidelidir. Fekat, bu zemanda 
iman ile giden pekazdir. (Makamat-i Mazheriyye)de diyor ki: (Hadis-i serifde, (Bir 
kimse, kendisi icin veya baskasi icin yetmisbin aded Kelime-i tevhid okursa, gii- 
nahlari afv olur) buyuruldu. Mazher-i Can-i Canan "kaddesallahii teala sirre- 
hul'aziz" hazretleri, fahise bir kadmm kabri yamna oturmusdu. Kabre tevecciih ey- 
ledi. [Ya'ni hatirma baska hicbirsey getirmeyip; yalniz onu diisiindii.] Bu mezar- 
da Cehennem atesi var. Kadmm imanli olmasmda siibhe ediyorum. Ruhuna 
(Hatm-i tehlil) sevabi bagishyacagim. Imam varsa, afv olur buyurdu. Hatm-i teh- 
lilin sevabini bagisladikdan sonra, elhamdiilillah imam varmis, Kelime-i tayyibe 
te'sirini gosterip azabdan kurtuldu buyurdu.) (Menahic-iil-ibad)da diyor ki: (Yet- 
misbin Kelime-i tevhidi bir kimse veya birkac kimse okur). (Mekatfb-i serife) yiiz- 
yirminci mektubunda, (Hatm-i tehlilin dirilere de faidesi cokdur) buyurmakdadir. 
Siileymaniyye kiitiibhanesi Ibrahim efendi "rahmetullahi teala aleyh" kismmda, 
[520] sayih fetva kitabinda diyor ki, (Diia sessiz olur. Cum'a nemazmdan sonra ce- 
ma'at ile diia yapmak cahillikdir. Va'zdan sonra toplanarak va'izm yiiksek sesle 
diia yapmasi bid'atdir. Selefden boyle bir haber gelmemisdir. Boyle yapmak, ye- 
hudilerden ve hiristiyanlardan sirayet etmisdir)]. 

Go? /cm fin id 11 dedi mevt, amma ki can duymiyor, 
asker-i a'zaya lerze diisdii, sultan duymiyor. 

Diisdii omiir binasmdan, hergtin bir tasi yere, 
can yatir gafil, binasi oidu viran duymiyor. 

Goniiim kaimak, dostum aimak istiyor bu bedenim, 
bir devasiz derde diisdii m, ah ki Lokman gormiyor. 

Bir ticaret yapamadim, bmr sermayesi bitdi, 
yola geldim, gemi kalkdi, beni kaptan gormiyor. 

Azigim yok, yazigim cok, yoida diiriii korku var, 
ah-u figan eyliyorum, dir-ii seytan duymiyor. 

Yoi eri yolda gerekdir, cok sikmti cekse de, 
ey Niyazi uyan sen de, sanma canan gormiyor! 

-1018- 



63 — MEYYIT ICES ISKAT 

(Nur-iil-izah)da ve bunun (Tahtavi) hasiyesinde ve (Halebf) ile (Durr-iil-muh- 
tar)da, nemazlarm kazasi sonunda, (Miilteka)da ve (Durr-ul-miinteka)da ve (Vi- 
kaye)de, (Diirer)de ve (Cevhere)de ve Kadi-zadenin (Birgivi vasiyyetnamesi) 

serhinin sonunda ve baska kiymetli kitablarda, meyyit icin iskat ve devr yapmak, 
hanefi mezhebinde lazim oldugu yazihdir. Mesela, (Tahtavi) hasiyesinde diyor ki, 
(Tutulmamis oruclann fidye vererek iskat edilmesi icin nass vardir. Nemaz oruc- 
dan daha muhim oldugundan, ser'i bir ozr ile kilmamamis ve kaza etmek istedigi 
halde, oliim hastahgina yakalanmis bir kimsenin, kaza edemedigi nemazlan icin 
de, orucda yapdigi gibi iskat yapilmasi icin, biitiin alimlerin sozbirligi vardir. Ne- 
mazm iskati olmaz diyen kimse cahildir. Ciinki, mezheblerin sozbirligine karsi gel- 
mekdedir. Hadis-i serifde, (Bir kimse, baskasi yerine oruc tutamaz ve nemaz ki- 
lamaz. Fekat, onun orucu ve nemazi icin fakiri doyurur) buyuruldu). Ehl-i siinnet 
alimlerinin ustiinliiklerini anhyamayan ve mezheb imamlanmizi da, kendileri gi- 
bi hayal ile konusuyor sanan ba'zi kimselerin, (islamiyyetde iskat ve devr yokdur. 
Iskat, hiristiyanlarm giinah cikartmasma benziyor) gibi seyler soylediklerini isiti- 
yoruz. Bu gibi sozleri, kendilerini tehliikeli duruma diisurmekdedir. Ciinki, Pey- 
gamber efendimiz, (Ummetim dalalet iizerinde birlesmez) ve (Mii'minlerin giizel 
gordiigii sey, Allah indinde de giizeldir) buyurdu. Bu hadis-i serifler, (Berika)nm 
94. cii sahifesinde yazihdir ve devr yapmanm elbette dogru oldugunu gosteriyor 
demekdedir. Devr yapmaga inanmiyan, bu hadis-i seriflere inanmamis olur. ibni 
Abidin, vitr nemazim anlatirken, (Dinde zaruri olan, ya'ni cahillerin de bildikle- 
ri icma' bilgilerine inanmiyan kimse, kafir olur) buyuruyor. (icma), miictehidle- 
rin sozbirligi demekdir. iskat, giinah cikartmaga nasil benzetilebilir? Papaslar, gii- 
nah cikartiyoruz diyerek, insanlan soyuyorlar. Halbuki, islamiyyetde din adam- 
lari iskat yapamaz. iskati yalmz oliiniin vasisi, vasiyyeti yoksa, varisi yapabilir ve 
para din adamlanna degil, fakirlere verilir. 

Bugiin, hemen her yerde, iskat ve devr isleri islamiyyete uygun yapilmamakda- 
dir. islamiyyetde iskat yokdur diyenler, boyle soylemeyip de, bugiin yapilmakda 
olan iskat ve devrler islamiyyete uygun degildir deselerdi, cok iyi olurdu. Biz de 
kendilerini desteklerdik. Boyle soylemeleri ile, hem korkunc bir tehliikeye diis- 
mekden kurtulurlardi, hem de islamiyyete hizmet etmis olurlardi. iskat ve devr- 
lerin nasil yapilacagi ibni Abidin, kaza nemazlarmm sonunda genis yazihdir. 

Faite nemazlan olan [ya'ni ozr ile kacirip, kazaya kalmis nemazlan bulunan] bir 
kimse, bunlan ima ile de kilmaga giicii yeter iken kilmamis ise, olecegi zeman, kef- 
faretinin iskat edilmesi icin vasiyyet etmesi vacibdir. Kazaya giicii yetmemis ise, 
vasiyyet etmesi lazim olmaz. Ramezan-i serifde oruc yiyen miisafir ve hasta da, ka- 
za edecek zeman bulmadan oliirse, vasiyyet etmeleri lazim gelmez. Allahii teala, 
bunlann ozrlerini kabul eder. Hastamn keffaretlerinin iskati, oldiikden sonra ve- 
lisi tarafmdan yapihr. Olmeden once yapilmaz. Diri insamn, kendi icin iskat yap- 
dirmasi caiz degildir. Safi'i (Envar) kitabmda, (Meyyitin kilmadigi nemazlar icin 
fidye vermek, safi'i mezhebinde vacib degildir. Verilirse, iskat olmaz) diyor. Ha- 
nefi alimlerinden imam-i Birgivi "rahmetullahi teala aleyh" (Cila-iil-kulub) kita- 
bmda diyor ki, (Uzerinde Allahii tealanm hakki veya kul hakki bulunan kimsenin, 
iki sahid yanmda vasiyyet soylemesi veya yazmis oldugunu bunlara okumasi va- 
cibdir. Uzerinde hak bulunmiyanin vasiyyet etmesi miistehabdir.) 

Keffaret iskati icin vasiyyet eden meyyitin velisi, ya'ni mirasmi yerlerine sarf icin 
vasiyyet etdigi vasisi, vasi yoksa varisi olan kimse, mirasm iicde birinden, herbir 
vakt nemaz icin ve vitr nemazi icin ve kaza edilmesi lazim olan bir giinliik oruc icin, 
birer fitra mikdan, ya'ni yanm sa' [besyiizyirmi dirhem veya binyediyiizelli gram] 
bugdayi fakirlere [veya fakirlerin vekillerine] fidye olarak sadaka verir. 

-1019- 



Vasiyyet etmedi ise, velinin keffaret iskati yapmasi, Hanefide lazim olmaz. 
Safi'i mezhebindeki (Nef'ul-enam ft-iskatissalati vessiyam)da diyor ki, (Bacurf 11 , 
Ibni Kasimm, Ebu Suca metni serhinin hasiyesinde diyor ki, meyyitin kilmadigi ne- 
mazlan icin fidye verilmez. Verilir kavli de vardir. Hanefiyi taklid ederek, iskati- 
nm yapilmasi iyi olur. Safi'fnin kavl-i kadimine gore, velisi meyyitin nemaz ve oruc- 
lanni kaza eder.) Kul hakkim, vasiyyet olmasa da, meyyitin birakdigi maldan ve- 
rmin odemesi, her mezhebde lazimdir. Hatta alacakhlar, mirasi ele gecirince, 
mahkemesiz alabilirler. Kazaya kalan oruclarm fidyesini, ya'ni mal ile odenmesi- 
ni vasiyyet etdi ise, bunu yerine getirmek vacibdir. Ciinki, islamiyyet emr etmek- 
dedir. Vasiyyet etmedi ise, varisi kendi mall ile yapabilir. Nemazi vasiyyet etdi ise, 
nemaz fidyesini vermek vacib degil, caiz olur. Bu son ikisi kabul olmaz ise, hie ol- 
mazsa sadaka sevabi hasil olup, giinahlanni temizlemege yardim eder. Imam-i Mu- 
hammed boyle buyurmusdur. (Mecma'ul-enhiir)de diyor ki, (Nefsine ve seytana 
uyarak nemazlarmi kilmamis, omrunun sonuna dogru buna pisman [olup kilma- 
ga ve kaza etmege baslamis] olanm, kaza edemedigi nemazlannm iskatmm yapil- 
masi icin vasiyyet etmesi caiz oldugu (Miistasfa)da yazilidir.) 

(Cila-iil-kulub)da diyor ki: (Kul haklan, odenecek borclar, emanet, gasb, sirkat, 
iicret ve bey' sebebi ile verecekler ve dogmek, yaralamak, haksiz olarak kullan- 
mak gibi beden haklan ve sogmek, alay, gibet, iftira gibi kalb haklandir.) 

Vasiyyet eden meyyitin malinm iicde biri iskat yapmaga kifayet ediyorsa, veli- 
nin bu mal ile fidye vermesi lazimdir. Kifayet etmiyorsa, siilusden fazlasini vari- 
sin teberru' etmesi caiz oldugu, (Feth-ul-kadir)de yazilidir. Bunun gibi, farz olan 
hacemm yapilmasi ipin vasiyyet etse, varisi veya baska biri, hac parasim hediyye 
verse, caiz olmaz. Olmeden vasiyyet etmeyip, varisi kendi parasi ile iskat yapsa ve- 
ya hacca gitse, meyyitin borcu odenmis olur. Varisden baskasinm parasi ile bun- 
lar caiz olmaz diyenler varsa da, (Diirr-iil-muhtar) ve (Merakil-felah) ve (Cila-iil- 
kuliib) kitablarmm sahibleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" olur dediler. 

Keffaret iskati, yalmz hanefide, bugday yerine un veya bir sa' arpa, hurma, iiziim 
ile de hesab edilerek, bunlar da verilebilir. [Ciinki, bunlar bugdaydan daha kiymet- 
li olduklan icin, fakire daha faidelidirler.] Hepsi yerine kiymetleri olan altm ve- 
ya gumiis de verilebilir. Diger tic mezhebin hanefiyi taklid etmeleri caizdir. [Ka- 
gid para ile iskat yapilmaz.] Secde-i tilavet icin fidye vermek lazim degildir. 

Fidye parasi, mirasin iicde birini asarsa, varisler izn vermedikce, veli iicde bir- 
den fazlasini sarf edemez. (Kinye) kitabmda diyor ki, meyyitin borcu da olsa, ala- 
caklisi, vasiyyetin yapilmasma izn verse de, vasiyyetin yapilmasi caiz olmaz. Ciin- 
ki, islamiyyet, once borcun odenmesini emr etmekdedir. Borcu odemek, alacak- 
hnin razi olmasi ile sonraya birakilamaz. Biitiin nemazlann iskat edilmesi icin va- 
siyyet eden kimsenin kac yasmda oldugu bilinmiyorsa, birakdigi mirasm iicde bi- 
ri, nemazlannm iskatma yetismedigi zeman, bu vasiyyeti caiz olur. Mirasin iicde 
biri, iskat icin yetisir ve artarsa, bu vasiyyeti caiz olmaz, batil olur. C un ki, malm 
iicde biri, iskata yetismedigi zeman, iicde biri ile iskat edilecek nemazlann sayisi 
belli oldugundan, vasiyyeti bu nemazlan icin sahih olur. Geri kalan nemazlan icin 
olan vasiyyeti, lagv, ya'ni bos laf olur. Ucde biri, cok oldugu zeman, omrii ve do- 
layisi ile nemaz sayisi belli olmadigi icin, vasiyyeti batil olur. Kadi-zade, (Birgivi) 
serhinde diyor ki: 

Kerahet ve fesad bulunmasi ihtimalinden dolayi, biitiin nemazlannm iskati 
icin vasiyyet eden meyyitin hie mail yoksa veya iicde biri, vasiyyete yetismiyorsa 
veya hie vasiyyet etmemis olup, veli kendi mail ile iskat yapmak istiyorsa, (Devr) 
yapar. Fekat veli devr yapmaga mecbur degildir. Devr yapmak icin, veli, bir ayhk 
veya bir senelik iskat icin lazim olan altm liralik veya besibiryerde veya bileyzik, 



[1] Bacuri Ibrahim, Cami'ul-ezherde mtiderris idi. 1276 [m. 1859] da vefat etdi. 

- 1020 - 



yiiztik veya giimiis gecer para odiinc alir. Meyyit erkek ise, yasmdan oniki sene, ka- 
din ise dokuz sene diiserek, kac sene borcu oldugunu hesablar. Bir kiz 9 yasma, bir 
oglan 12 yasma gelince (Akil ve balig) olur. Buna (Miikellef) de denir. [9 yasmi bi- 
tiren kiz ve 12 yasmi bitiren oglan, balig oldugunu soylerse, (Akil-balig) oldu de- 
nir. Bu cocuk (Miikellef) olur. Ya'ni islamiyyete uymasi lazim olur. Dort mezheb- 
de de haram olan bir seyi severek, begenerek yapan, soyleyen kafir olur. Mecbur 
olarak, adete uyarak, nefsine uyarak veya nafaka te'mini icin, istemiyerek, iiziile- 
rek yaparsa, kafir olmaz. Fekat, tevbe etmezse, haram islemek azabim cekecekdir. 
Hiirriyyet bulunan memleketde halali, harami bilmemek ozr degildir. Dizleri acik 
olan sporculan, hanbeli mezhebi kiifrden kurtarmakdadir. Liseli ve universiteli kiz- 
lar, mektebi bitirip, tevbe edince, haramdan kurtulur. Me'mur olan kadmlar da boy- 
ledir. Harami inkar eden kafir olur. Harama devam edenin kafir olma tehlukesi var- 
dir.] Hanefimezhebinde, bir giinliik alti nemaz icin, unburn k kilo, bir giines yih icin, 
iicbinsekizyiiz kilo bugday vermek lazundir. Mesela, bir kilo bugday yiiz seksen ku- 
rus oldugu zeman, bir senelik nemaz iskati altibinsekizyiizdoksansekiz veya kisa- 
ca altibindokuzyiiz lira olur. Bir altin lira [yedi gram ve yirmi santigram olup], bug- 
daym kilosu yiizseksen kurus oldugu zeman yiizyirmi lira idi. Ya'ni bir kilo bug- 
day bedeli, bir gram altm kiymetinin takriben onda biri [9,26 da biri]dir. Bir ayhk 
nemaz iskati icin dort ve uc ceyrek, bir senelik icin elliyedi bucuk veya ihtiyatli ola- 
rak altmis altin lazim olur. Bir ayhk nemaz iskati icin, bes altm lira vermek lazim 
demekdir. Meyyitin velisi bes altin lira veya bu agirlikda [36 gr] bileyzik odiinc al- 
sa ve diinyaya diiskiin olmiyan, dinini bilen ve seven bir veya birkac, mesela dort 
fakir bulsa: [Bunlarm fitra veremiyecek, ya'ni zekat alabilecek fakir olmalan sart- 
dir. Fakir olmazlar ise, iskat kabiil olmaz.] Meyyitin velisi, ya'ni vasiyyet etdigi kim- 
se veya varislerinden biri veya bunlardan birinin vekil etdigi kimse, (Merhum 

efendinin iskat-i salati icin, bedel olarak, bu bes altini sana verdim) di- 

yerek, bes altmi birinci fakire sadaka niyyet ederek verir. Sadakayi fakire verirken 
(hediyye ediyorum) demek caizdir. Sonra fakir, (Aldim, kabul etdim. Sana hediy- 
ye ediyorum) diyerek bunu varise veya varisin vekiline hediyye eder. O da teslim 
alir. Sonra, yine buna veya ikinci fakire verir ve hediyye olarak ondan geri teslim 
alir. Boylece, aym fakire dort kerre veya dort fakire birer kerre verip ve almakla 
bir devr olur. Bir devrde, yirmi altmhk nemaz keffareti iskat edilmis olur. Meyyit 
erkek ve altmis yasmda ise, kirksekiz senelik nemaz icin, 48x60=2880 altm vermek 
lazim olur. Bunun icin de, 2880:20=144 kerre devr yapar. Altin adedi on lira veya 
bunlarm agirhgmda bileyzik ise, 72 devr; altm yirmi ise, 36 devr yapar. 

Fakir adedi on ve altm adedi de on ise, 48 senelik nemaz keffaretinin iskati icin, 
yirmidokuz devr yapar. Cunki: 

Nemaz kilmadigi ydlar x bir yillik altin sayisi = fakir sayisi x bir fakire verilen 
altin sayisi x devr sayisidir. Misalimizde yaklasik olarak: 

48 x 60 = 4 x 5 x 144 = 4 x 10 x 72 = 4 x 20 x 36 = 10 x 10 x 29 dur. 

Goriiluyor ki, nemaz iskatmda, devr sayisim bulmak icin, bir yillik altin sayisi 
ile meyyitin nemaz borcu yili carpilir. Ayrica, devr olunan altin lira sayisi ile, fa- 
kir sayisi da carpilir. Birinci carpim, ikinci carpima boliiniir. Boliim, devr sayisi olur. 
Bugdaym ve altmm kagid lira karsihgi degerleri her zeman yaklasik olarak aym 
oranda degismekdedir. Ya'ni, iskat icin, bir yillik bugday mikdan degismedigi gi- 
bi, altmin kiymeti, diinya piyasasina baglanarak, asm yukselmedigi zemanlarda, 
bir yillik altm sayisi da, ya'ni hanefi mezhebi icin, yukarda buldugumuz altmis al- 
tm lira da hemen hemen aym olmakdadir. Bunun icin, boyle fevkal'ade haller ha- 
ricinde: 

Bir ayhk nemaz iskati bes altindir. 

Bir ayhk Ramezan orucu iskati takriben bir altindir. 
kabul edilmekdedir. Devr edilecek altm lira ve devr sayisi, buradan bulunur. 

- 1021 - 



Altin lira yok ise, velf, bileyzik, yiiziik gibi altin esya, bir hammdan odiinc alir. 
Bundan, (nemaz kilmadigi sene adedi x 7,2) gram dartilip, bir mendile konur. Men- 
dilde, nemaz kilmadigi sene adedi kadar altm lira vardir. 60 adedi, devre oturan 
fakir adedine boluniince, devr adedi ma'lum olur. Altin az ise, birincidekinin ya- 
risi kadar dartihr. Devr adedi, birincinin iki misli olur. Misalimizde, 48 x 7,2 = 350 
gram altm ve on fakir ile alti devr, 70 gram altin ile otuz devr yapilir. Devr bitin- 
ce, sondaki fakir, elindeki altmlan veliye hediyye eder. Bu da borcunu oder. Ve- 
lide altm liralar varsa, nemaz kilmadigi seneler adedince, altin lira ile devr yapi- 
lir. 60 adedi, devre oturan fakir adedine boluniince, devr adedi ma'lum olur. Al- 
tm adedi, nemaz borcu olan seneler adedinden birkac def'a az olursa, devr adedi, 
o kadar def'a cok olur. Yukandaki misalde, 48 altin lira ve bir fakir ile 60 devr ve 

4 fakir ile 15 devr, 10 fakir ile 6 devr yapilir. Altm lira 10 aded ise, 48 yerine 50 ka- 
bul edip, 4 fakir ile 75 devr yapilir. Fakir adedi de 10 olursa, 30 devr yapilir. 

Nemaz iskati bitdikden sonra, tutulmiyan, kaza edilmeleri lazim olan, 48 sene- 
lik, oruclarm iskati icin, bes altmi dort fakire tic kerre devr eder. Ciinki, bir sene- 
lik ya'ni, otuz giinluk oruc keffaret iskati, elliikibucuk kilo bugday veya 5,25 gram 
altin, ya'ni 0,73 aded altm lira olmakdadir. Goriiluyor ki, hanefide bir altin bir se- 
nelik oruc keffaretini iskat eder ve kirksekiz sene icin kirksekiz altin vermek lazim 
olur. Bes altm ile, dort fakire bir devr yapmca, yirmi altm verilmis oluyor. Kaza edil- 
meleri lazim olan oruclarm iskati yapildikdan sonra, zekat icin, sonra kurban ve sa- 
daka-i fitr, nezr ve varisleri bilinmeyen kul haklan icin de birkac devr yapilir. 

Maliki ve safi'i mezheblerinde, nemaz icin de fidye verilir kavline gore, vitr ne- 
mazi siinnet oldugu icin, bir giinde bes nemaz fidyesi verilir. Bu iki mezhebde, bir 
nemaz ve bir oruc fidyesi olarak bir mud' bugday verilecegi (El-Envar) ve (NePul- 
enam)da yazihdir. Bir mud' 173,3 dirhem olup, bir giinliik bes nemaz fidyesi 2,1 
kgr. bir ay icin 63 kgr. bugday, ya'ni 0,875 aded altm lira, bir sene icin 705 kgr. bug- 
day veya 10,5 aded altm ve bir aylik oruc fidyesi 5,2 kgr. bugday, 0,07 aded altm 
olur. Maliki ve safi'iler, hanefi mezhebini taklid ederken, bir aylik nemaz fidyesi 

5 altm, bir aylik oruc fidyesi bir altm hesab eder. 

Bir yemin keffareti icin, bir giinde on fakir ve ozrsuz bozulup keffaret lazim olan 
bir giinliik oruc keffareti icin, bir giinde altmis fakir lazimdir ve bir fakire bir giin- 
de, yanm sa' bugdaydan fazla verilemez. Ya'ni, birkac yemin keffareti bir giinde 
on fakire verilemez. O halde, yemin ve oruc keffaretleri icin bir giinde devr yapi- 
lamaz. Birinci kism, 83. cii maddeye bakimz! Yemin vasiyyeti varsa, bir yemin icin, 
bir giinde on fakirin herbirine ikiser kilo bugday veya un veya bu degerde herhan- 
gi bir mal, altin, giimus verilir. Bunlari, bir fakire, on gun arka arkaya vermek de 
olur. Yahud bir fakire kagid para verip, (Seni vekil ediyorum. Bu para ile, hergun, 
sabah ve aksam olmak iizere, iki kerre on gun karnmi doyuracaksin!) demelidir. 
Karnim boyle on gun doyurmayip, kahve, gazete parasi yaparsa, caiz olmaz. En iyi- 
si, bir asci ile pazarlik edip, on giinliik parayi asciya verip, fakir, bu ascida, hergun, 
sabah ve aksam olmak iizere iki kerre on gun karnmi doyurmalidir. Niyyet etdik- 
den sonra bozulan oruc ve zihar keffaretleri de boyle olup, bu ikisinde, bir giiniin 
keffareti icin, altmis fakire bir gun veya bir fakire altmis gun yanm sa' bugday ve- 
ya bu degerde baska mal vermek veya hergun iki kerre doyurmak lazimdir. 

Vasiyyet edilmiyen zekat iskati yapilmasi lazim degildir. Varisin, zekat iskati icin 
de, kendiliginden devr yapabilecegine fetva verilmisdir. 

Veli, altinlan fakirlere her verisde, nemaz veya oruc iskati diye niyyet etmeli- 
dir. Fakir de, veliye geri verirken, hediyye ediyorum demeli ve veli teslim aldim 
demelidir. (E§i'at-iil lemeat)da, sadaka, zekat almasi caiz olmiyam anlatirken di- 
yor ki, (Aise "radiyallahii anha" buyurdu ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" odama geldi. Comlekde et kaymyordu. Ekmek ile evde bulunan birsey ikram 
etdim. (Et pisdigini gordiim) buyurdu. Hizmetcimiz Berireye sadaka verilen et idi. 

- 1022 - 



Siz sadaka [zekat] yimediginiz icin, bundan vermedim dedim. (Bu et Berire i<:in sa- 
dakadir. Onun bize verdigi ise hediyye olur) buyurdu). Fakir aldigi zekati, zengi- 
ne verebilir. Verdigi hediyye olur. Zenginin bunu almasi halal olur. Ciinki fakir ken- 
di mulkiinden vermisdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" zengin, fakir ayir- 
madan, herkesin hediyyesini kabul eder, hepsine, daha fazla karsihgim verirdi.) [Ve- 
il, iskat yapamiyacak halde ise, o meyyitin iskatlanm yapmak icin yabanci birini 
vekil eder. Iskatlan, devri, baskalanna tercihen bu vekil yapar]. 

[imam-i Birgivinin (Vasiyyetname) kitabimn sonunda ve bunun Kadi zade 
Ahmed efendi serhmde "rahmetullahi teala aleyhima" diyor ki, fakirlerin nisaba 
malik olmamasi sartdir. Meyyitin akrabasindan olsa, caizdir. Fakire verirken, 
(Falancamn su kadar nemazmm iskati icin, sunu sana verdim) demesi lazimdir. Fa- 
kir de, (Kabul etdim) demelidir ve altmlan alinca, kendinin mulkii oldugunu bil- 
mesi lazimdir. Bilmezse, onceden ogretmelidir. Bu fakir de lutf edip, kendi iste- 
gi ile (Falancamn nemazinm iskati icin, bedel olarak sunu sana verdim) diyerek 
baska fakire verir. O fakir de, eline ahp, (Kabul etdim) demelidir. Almca, kendi 
mulkii oldugunu bilmelidir. Emanet, odiinc gibi alirsa devr kabul olmaz. Bu ikin- 
ci fakir de, (Aldim, kabul etdim) dedikden sonra, (Ol vech ile sana verdim) diye- 
rek iiciincu fakire verir. Boylece nemaz, oruc, zekat, kurban, sadaka-i fitr, adak ve 
kul haklan, hayvan haklan icin devr yapmahdir. Fasid ve batil ahsveris de, kul hak- 
lari icindedir. Yemin ve oruc keffaretleri icin devr yapmak caiz degildir. 

Ondan sonra, altmlar hangi fakirde kalirsa, lutf edip, arzusu ve rizasi ile, veli- 
ye hediyye eder. Veli ahp, kabul etdim der. Eger fakir hediyye etmezse, kendi ma- 
hdir, zor ile ahnmaz. Velibir mikdar altim veya kagid para veya meyyitin esyasm- 
dan bu fakirlere verip, bu sadaka sevabim da meyyitin ruhuna hediyye eder. Bor- 
cu olan fakir ve balig olmamis cocuk devr yapmaga katilmamahdir. Ciinki borclu- 
nun, eline gecen altmlar ile borcunu odemesi farzdir. Bu farzi yapmayip, altinla- 
n meyyitin keffareti icin yamndaki fakire hediyye vermesi caiz olmaz. Devr kabul 
olur ise de, kendisi hie sevab kazanmaz. Hatta giinaha girer. Cocugun da hediyye 
vermesi sahih olmadigi ibni Abidinde "rahmetullahi teala aleyhima" yazihdir.] 

Mali olmiyan meyyit, devr yapilmasim vasiyyet ederse, velinin devr yapmasi va- 
cib olmaz. Meyyitin keffaretlerini iskat edecek kadar malmm hepsini, mirasin iicde 
birini asmamak iizere vasiyyet etmesi vacib olur. Boylece, devre liizum kalmadan, is- 
kat yapihr. Cede biri iskata yetisdigi halde, iicde birinden az malm devr edilmesini 
vasiyyet ederse, giinaha girer. ibni Abidin, besinci cild, ikiyiizyetmisucuncii [273] sa- 
hifede buyuruyor ki, (Kiiciik cocuklan olan veya fakir olup mirasa muhtac halde ba- 
lig cocuklan salih olan hastamn, nafile olan hayrat ve hasenati vasiyyet etmeyip, sa- 
lih cocuklarma birakmasi daha iyidir). (Bezzaziyye)de, hediyyeyi anlatirken diyor ki, 
(Mahni hayrata sarf edip, fasik olan cocuguna miras birakmamahdir. Ciinki, giina- 
ha yardim etmek olur. Fasik cocuga da nafakadan fazla para, mal vermemelidir.) 

Cok sayida nemaz, oruc, zekat, kurban ve yemin borclan olup da, bunlar icin, 
mirasin iicde birinden az bir malin devr edilmesini ve geri kalan mal ile, Kur'an-i 
kerim, hatm-i tehlil ve mevlid okutulmasmi vasiyyet etmek caiz degildir. Bunla- 
n okumak icin para veren ve alan giinaha girer. Kur'an-i kerim ogretmek icin pa- 
ra ahp vermek caizdir. Okumak icin caiz degildir. 

Meyyitin borclu oldugu nemazlan, oruclan, varislerin ve herhangi bir kimsenin 
kaza etmesi caiz degildir. Fekat, nafile nemaz kihp, oruc tutup, sevabim meyyitin 
ruhuna hediyye etmek caiz ve iyi olur. 

Meyyitin borcu olan haccim, vekil etdigi kimsenin, meyyitin parasi ile kaza et- 
mesi caiz olur. Ya'ni, meyyiti borcdan kurtanr. C un ki hac, hem beden ile, hem de 
mal ile yapilan ibadetdir. Nafile hac, baskasi yerine her zeman yapihr. Farz hac ise, 
ancak oliinciye kadar hacca gidemiyecek kimse yerine, vekili tarafmdan yapihr. 

(Mecma'ul-enhiir)de ve (Diirr-ul-miinteka)da diyor ki, (Meyyitin iskatim defn- 

- 1023 - 



den once yapmahdir.) Defnden sonra da caiz oldugu, (Kuhistaiii)de yazilidir. 

Meyyit icin yapilan nemaz, oruc, zekat, kurban keffaretlerinin iskatmda, bir fa- 
kire nisabdan fazla verilebilir. Hatta, altmlann hepsi, bir fakire verilebilir. 

Oliim hastasinin, kilmadigi nemazlann fidyesini vermesi caiz degildir. Oruc tu- 
tamiyacak kadar ihtiyar olanin, tutamadigi oruclann fidyesini vermesi caizdir. Has- 
tanin, nemazlanni basi ile ima ederek de kilmasi lazimdir. Boyle ima ile bir giin- 
den fazla nemaz kilamiyacak hastamn, kilamadigi nemazlan afv olur. Iyi olursa, 
bunlan kaza etmesi lazim gelmez. Tutamadigi oruclan, iyi olunca tutmasi lazim- 
dir. Iyi olmayip, vefat ederse, bu oruclan afv olur. 

Simdi, Istanbulda, bir kimse oliince, hemen niifus kagidi ve iki sahid ile, bele- 
diyye tabibligine gidilip, (Defn ruhsatiyyesi) almir. Mezarhklar miidurlugiine go- 
tiiruliir. Buraya, yikama, cenaze arabasi ve mezar iicreti yatinhr. Buradan, mezar- 
likdaki me'mura hitaben defn emri almir. Meyyit, ya evde yikamr. Yahud mezar- 
hklar miidiirlugu yikatir. Her iki seklde de, cenaze arabasi, meyyiti evden alir. Ca- 
mi'ye ve sonra mezarliga gotiiriir. 

Hemen kabristana gidilip, miimkin oldugu kadar derin bir mezar kazdinhr. 

Veraset i'lami lazim ise, mahkemeye, soyle bir dilekce verilir. Mesela: 

Istanbul sulh hukuk nobetci hakimligine 

Da'vaci: Nefise Siret Isik — Fatih, Seyh resmi mah. 

Miistakim zade sokak No. 23. 

Annem Sii'ada Akisik, dul olarak, 1.9.1958 tarihinde, vefat ile benden baska mi- 
rascisi bulunmadigmdan ve isin miihim ve miista'cel mevaddan bulunmasi hasebile, 
heme kadar, adlita'til ise de, fekat bu verasetin ahnmasinda, acele miihim bir is zu- 
hur etmis bulundugundan, miista'celiyyet karan ile, da'vanm kabuliiniin ve bu suret- 
le, veraset vesikasi verilmesine miisa'ade buyurulmasini saygi ile diler, arz eylerim. 

Bu dilekce, dogruca hakime verilip, imzadan sonra kalem odasma verilir. Kayd 
etdirilip iizerine yazilan para, mahkeme veznesine yatinhr. Tekrar kalem odasma 
gelip, dilekce niifus me'murluguna havale etdirilir. Niifus me'murluguna gotiiru- 
liip, tasdikli niifus sureti ahnarak mahkemeye getirilir. Mahkemenin bildirecegi giin- 
de, iki sahid ile mahkemeye gelip, muhakemeden sonra, kalem odasmdan tic ad- 
ed veraset i'lami istenir. Parasi vezneye yatinhp bildirilen giinde, gidip almir. 

Bu isleri sicagi sicagma, derhal yapmahdir. Hemen yapilmazsa, senelerle siiriin- 
cemede kahr ve birpok islerin yapilmasi, bu yiizden geri kahr. Veraset i'lami bir- 
cok isler icin lazim ise, noterlikden, lazim oldugu kadar suret cikarmahdir. 

Oliim vardir, gafil olma, sukm meyl etme diinyaya! 
Kapilma mal-ii emlake, sakin aldanma diinyaya. 
Cah$ emr-i ilahtyi yetdikce icraya! 
Gelenler hep sefer eyler, muhakkak dar-i ukbaya! 
Yiiziin don, iltica eyle, Cenab-i Zat-i Meviaya! 

Bu diinya bir kopriidiir, her gelen bir bir gecer durmaz! 
Hani aba-ii ecdadm, ne oldu, kimseier sormaz. 
Hani annen, baban nerde, bu diinya kimseye kalmaz. 
Gelenler hep sefer eyler muhakkak dar-i ukbaya. 
Yiiziin don, iltica eyle, Cenab-i Zat-i Meviaya! 

Ecel bir gelir, ondan aceb kurtulan varmi? 
Hie olmem diyenler olmiis, bakm hie kurtulan var mi? 
Hani sahlar ve sultanlar, bakm hie nisan var mi? 
Gelenler hep sefer eyler muhakkak dar-i ukbaya, 
Yiiziin don, iltica eyle, Cenab-i Zat-i Meviaya. 

- 1024 - 



64 — FERAIZ BILGISI 

Vefat eden kimsenin birakdigi malin kimlere verilecegini ve nasil dagitilacagi- 
m ogreten ilme, (ilin-i feraiz) denir. Allahii tealanm Kur'an-i kerimde, en acik ve 
en genis bildirdigi sey, meyyitden kalan mirasm nasil dagitilacagidir. Burada ya- 
pilacak islerin cogu farz olarak emr olundugu icin, hepsine (Feraiz ilmi) denilmis- 
dir. (Tezkire-i Kurtubf) muhtasannda, Ibni Mace ve Dare Kutninin "rahmetulla- 
hi teala aleyhim ecma'm "bildirdikleri hadis-i serifde, (Feraiz ilmini ogrenmege ca- 
hsiniz! Bu ilmi genclere ogretiniz! Feraiz ilmi, din bilgisinin yarisi demekdir. Urn- 
metimin en once unutacagi, birakacagi sey, bu ilm olacakdir) buyuruldu. 

(Durr-ul-miinteka) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki: (Gayb olan kim- 
se, hiikmen oldii sayilir. Ana rahminde oldiiriilup diyeti verilen cenm, takdiren olti 
sayilir. Bu ikisinin de mallan varislerine taksim edilir. Oliim zemamnda ana rah- 
minde bulunan varis, takdiren diri sayilir. Bu cenm, bir oglan veya bir kiz imis gi- 
bi iki dtirlii feraiz hesabi yapihp, ikisinden hissesi cok olam ayrilip, geri kalan, di- 
ger varislere taksim edilir. Bu cenin iki seneden once, diri olarak dogarsa, hemen 
olse bile varis olur ve oliince miras birakir.) (ibni Abidin)de ve (Durr-ul-miinte- 
ka)da diyor ki, (iki kardesden biri Cinde, digeri Endiiliisde, aym gun, giines do- 
garken olseler, Endiiliisde olen, digerine varis olur. Ciinki, [Erd kiiresi garbdan sar- 
ka dogru dondiigii icin], giines sarkda daha once dogmakdadir.) 

1 — Meyyitin birakdigi maldan ve miilkden, sira ile, yikama, kefenleme, defn 
masraflan ve sonra kul borclan ayrilip verilir. Geriye kalan mal, miilk, piyasaya 
gore degerlendirilip, iice boliiniir. Bir kismi ile, islamiyyete uygun olan vasiyyet- 
leri yerine getirilir. Diger iki kism esyanm, degerlerine gore kendileri veya satilip 
paralan varislerine soyle dagitilir: 

(1): Once, eshab-i feraiz denilen oniki kisiye, Kur'an-i kerimde bildirilen hak- 
lan verilir. Bu haklara, (Farz) adi da verilmisdir. Bunlardan dordii erkekdir. 

(2): Eshab-i feraizden artan mal, asabe denilen akrabadan meyyite en yakm ola- 
nma verilir. Asabelerin ismi sonra bildirilecekdir. Asabe yok ise, bu artanlar da, 
eshab-i feraize dagitilir. Fekat, zevc ve zevceye, bu sefer verilmez. 

(3): Eshab-i feraizden ve asabelerden kimse yok ise, zevil-erham denilen akra- 
baya verilir. Zevil-erham bes smifdir. ismleri, iiciincii kism, 65. madde sonuna dog- 
ru yazilidir. 

(4): Zevil-erhamdan da kimse yoksa, mevlel-muvalat denilen adama verilir. [On 
numaraya bakiniz!] Bu da yok ise, kardesimdir demesi gibi, bir vasita ile soyu ol- 
dugunu soyledigi, fekat o vasitanm kabul etmedigi kimseye verilir. 

(5): Yukandaki varislerden hicbiri yok ise, mirasm iicde ikisi dahi, vasiyyete har- 
canir. Vasiyyeti de yok ise, meyyit zimmi olsa bile, Beyt-iil-mal alir. 

2 — Eshab-i feraizi Kur'an-i kerim alti sinifa ayirmisdir: Her sinifin hissesini 
[farzmi] soyle bildirmisdir: 

NISF: Miras kalan maldan vasiyyet edilen mikdari aynldikdan sonra, geriye ka- 
lanin yansmi, asagidaki bes cins insandan biri alir. Soyle ki, ilk dort cinsin birin- 
den bir kisi varsa, o ve zevc alir. Bu dort cinsden ikisi bir arada bulunamaz. 

Kizi: Meyyitin oglu yok ise, kizi yansini alir. 

Oglunun kizi: Cocugu [ya'ni oglu ve kizi] ve oglunun oglu yok ise, yansmi alir. 

Kiz kardesi: Meyyitin cocugu, oglunun cocugu ve erkek kardesi veya babasi ol- 
madigi zeman, yansini alir. 

Babadan kiz kardes: Kiz kardesi olmadigi vakt, onun yerine, yansmi alir. 

Zevc: Meyyitin cocugu veya oglunun cocugu olmadigi zeman yarim alir. 

Bu bes kimseden ilk dordii, kendi erkek kardesi ile birlikde olunca, farzini 

- 1025 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:65 



alamaz. Yalniz asabe olur. Asabe olunca, erkek, kiz kardesinin iki katim alir. 
Bunun sebebi, 588. ci sahifede izah edilmisdir. Bu dort cinsin birinden birden faz- 
la bulunursa, msf yerine Siiliisan alip paylasirlar. 

RUBU': Dortde birini alacak olanlardir. Bunlar iki kimsedir: 
Zevc: Cocugu veya oglunun cocugu varsa, zevc dortde bir alir. 
Zevce: Cocugu veya oglunun cocugu olmadigi zeman rubu' alir. 
Zevc ve zevce, talak-i ric'fde, kadmm iddet zemamnda, birbirlerine varis olur- 
lar. 

SUMUN: Sekizde birini alacak olan, yalniz bir kimsedir. 

Zevce: Cocugu veya oglunun cocugu oldugu zeman sekizde bir alir. 

SULUSAN, ya'ni iicde iki: Hissesi msf olanlardan zevcden baska birinden, 
birden fazla olunca, iicde ikiyi alip aralarmda miisavi olarak bolerler. 

SULUS, ya'ni iicde birini iki kimse alir: 

Anasi: Meyyitin cocugu, oglunun cocugu veya her diirlii kardesden birden faz- 
la yok ise, anasi, iicde birini alir. Babasi ve zevc veya zevcesi de varsa, anasi, zevc 
veya zevceden ve babadan kalanm iicde birini alir. Baba yerine ced varsa, ana tek- 
mil malm iicde birini alir. 

Anadan kardesler: Bunlara, (Benul-ahyaf) denir. Birden fazla olduklan zeman, 
iicde birini alip aralarmda paylasirlar. Erkegi ve kadim hep aym mikdarda alir. Mey- 
yitin cocugu veya oglunun cocugu yahud babasi, dedesi var ise, benul-ahyaf miras 
alamaz. 

SUDUS, ya'ni altida birini yedi kimse alir: 

Babasi: Meyyitin cocugu veya oglunun cocugu oldugu zeman, baba altida biri- 
ni alir. 

Anasi: Meyyitin cocugu, oglunun cocugu veya her diirlu kardesden birden faz- 
la varsa, anasi altida birini alir. 

Sahih dede ve nineler: Meyyitin babasi olmaz, oglu varsa, ced ve ceddeler, al- 
tida bir alir. 

Oglunun kizlan: Meyyitin bir kizi ile birlikde bulunduklan zeman, oglunun kiz- 
lari altida bir alip paylasirlar. 

Babadan kiz kardesi: Meyyitin bir kiz kardesi ile birlikde oldugu zeman, siidiis 
alir. 

Anadan kardes: Anadan kiz veya erkek kardesi bir dane ise, siidiis alir. 

Ihtar: Baba altida bir aldigi zeman, once baba siidiis alip, geri kalanm iicde bi- 
rini ana alir. Ana olmazsa, nineler yine siidiis alir. Ana yerine gecemeyip, stilus ala- 
mazlar. 

3 — Erkek varis on kisi olup, dokuzu asabedir. Zevc, asabe olamaz. 

Baba: Meyyitin cocugu veya oglunun cocugu yoksa, baba yalniz asabe olur. Ki- 
zi veya oglunun kizi varsa, hem eshab-i feraizden olur, hem de asabe olur. Oglu ve- 
ya oglunun oglu varsa, yalniz siidiis alir. 

Sahih ced: Meyyite ana taraflarmdan bagh olmiyan dedeler demekdir. Meyyi- 
tin cocugu ve babasi bulunmazsa, baba yerine asabe olur. Oglu bulunursa, baba 
yerine yalniz siidiis alir. Baba varsa, hie varis olamaz. 

Ogul: En kuvvetli asabe olup, ogul bulundugu zeman, diger asabelerin hicbiri 
asabe olamaz. Diinyaya gelecek cocuk varsa, ogul kabul edilerek hissesi aynlir. 

Oglunun oglu: Meyyitin oglu bulunmadigi zeman, oglunun oglu, en kuvvetli asa- 
be olur ve baska asabeler, asabe olamaz. 

Birader: Sakik, yalniz babadan, yalniz anadan birader olmak iizere iic durliidiir: 

- 1026 - 



Sakik, ya'ni anadan ve babadan erkek kardes, birader veya baba bir birader, 
meyyitin oglu, oglunun oglu, babasi ve dedeleri bulunmadigi zeman asabe olurlar. 

Birader oglu, amca ve babadan amca veya babanin amcasi ve bunlann ogulla- 
n ve meyyit azad olmus kole veya cariye ise, bunu azad eden adam, kendilerinden 
daha kuvvetli asabe bulunmazsa, sira ile asabe olurlar. 

Zevc: Yalniz eshab-i feraizdendir. Asabe olmaz. 

4 — Kadm varis yedi kisidir: Meyyitin kizi, oglunun kizi, anasi, sahih cedde- 
leri, iic dtirlii kiz kardesi, zevcesi, meyyit azad olmus kole veya cariye ise, bunu azad 
eden kadin. Birden fazla zevce bir farz alarak paylasirlar. 

5 — Meyyitin kizi birden cok olursa, oglunun kizlan varis olamaz. Fekat, og- 
lu olmiyarak, oglunun oglu da bulunursa, oglunun kizlan, bununla birlikde asabe 
olarak, kizlardan artam, oglunun ogullan ile, oglunun kizlan arasmda, erkege iki 
kat olarak taksim edilir. Ogul varsa, ogul cocuklan varis olamaz. 

6 — (Benul-a'yan), ya'ni sakikler, ya'ni ana baba bir erkek kardesler ve (Be- 
nul'allat), ya'ni yalniz baba bir kardesler; ogul, ogul oglu, baba, dededen biri bu- 
lundugu zeman varis olamazlar. 

Kiz kardesler; meyyitin kizi veya oglunun kizi bulundugu zeman veya kendi bi- 
raderi bulundugu zeman, yalniz asabe olurlar. Ogul, oglun oglu veya baba varsa, 
varis olamazlar. 

Meyyitin sakikasi, ya'ni ana baba bir kiz kardesi birden fazla ise, babadan kiz- 
kardesleri, yalniz iken varis olamaz. Fekat, babadan biraderi de varsa, babadan kiz- 
kardesleri asabe yaparlar ve meyyitin kiz kardeslerinden artan mal, baba bir kar- 
desler arasmda, erkege iki kat olmak iizere taksim edilir. 

Babadan kiz kardesler; meyyitin kizi veya oglunun kizi bulundugu zeman ve- 
ya kendi erkek kardesi bulundugu zeman, yalniz asabe olurlar ise de, meyyitin iki 
kiz kardesi, ogul, oglun oglu veya baba varsa, varis olamazlar. Meyyitin ana baba 
bir kardeslerinin bulunmasi, anadan olan kardesleri varis olmakdan cikarmaz. Ya'ni 
benul-ahyaf, benul-a'yan sebebi ile varislikden dusmez. 

7 — Meyyitin zevcesinden veya cariyesinden olan oglu ve kizi, babasi, anasi, 
zevci ve zevcesi, mirasdan hie mahrum kalmaz. Bunlardan baska asabelerden, mey- 
yite bir kisi ile bagli olan kimse, bu kisi bulundugu zeman, varis olamaz. Meyyite 
yakin olanlar, uzak olanlan mahrum birakir. [Mesela, kiz kardes asabe oldugu ze- 
man, amcasi veya erkek kardesin oglu asabe olamaz.] Yalniz, ana bir kardesler bun- 
dan miistesnadir. iki yakmhgi olan, bir yakinhgi olani mahrum eder. Mesela, ba- 
ba bir biraderler, ana ve baba bir erkek kardes bulununca, miras alamazlar. Ba- 
ba bir kiz kardesler, asabe olduklan zeman, meyyitin erkek kardesi bulununca, asa- 
belikden diiserler. Bunun gibi, meyyitin kizi bulundugu zeman, baba bir erkek kar- 
desi diisurmeyip, anadan kardesi diisuriir. 

Eshab-i feraiz, bir sahife once yazili olan sartlara gore, miras alabilir. 

8 — Ceddelerin, ya'ni biiyiik annelerin hepsi, meyyitin anasi bulundugu zeman, 
mirasdan diiserler. Baba tarafmdan olan ceddeler, baba bulunmasi ile de, diiser- 
ler. Fekat, ceddin bulunmasi ile diismezler. 

9 — Kole, meyyiti oldiiren, baska dinden olanlar ve murtedler miras alamaz. 
[Su halde, miisliman evladi oldugu halde, halale, harama, farzlara, mesela, nema- 
za, gusl abdesti almaga ehemmiyyet vermiyen, oruc tutmak istemiyen, giinah is- 
leyince pisman olmayan murted olur, miislimandan miras alamaz.] Babasi sahib 
cikmryan veled-i zina, babasma varis olamaz. Halbuki, miislimamn kafire, kafirin 
de miislimana mal vasiyyet etmeleri caizdir. 

10 — Bir zimmi [ya'ni gayr-i miislim vatandas] veya harbi [ya'ni vatandasimiz 
olmryan kafirler], bir miislimamn yardimi ile imana gelir ve bu miislimam veil ka- 
bul ederse, ya'ni onun emrine girerse ve bu miisliman da, bunun ile muvalati ka- 

- 1027 - 



bul ederse, ya'ni bunun borclanni odemegi kabul ederse, bu musliman, onun 
(Mevlel-muvalati) olur. 

Birinci kismda, yetmissekizinci maddede, toprak mahsulleri zekatim bildirirken, 
erazi kanunu serhmde, bes nev' toprak oldugunu yazmisdik. Birincisi rntilk olan 
topraklar idi. Bunlann sahibi vefat edince, toprak satilip, parasi ile, sahibinin 
borcu odenebilir. Kalamn iicde birinden vasiyyeti yapilir. Ucde ikisi varislerine, 
miraslan mikdannda verilir. Ikinci nev' topraklar, Beyt-ul-malin olan miri toprak- 
lardir. Bunlar, sahslara pesin para karsiligi, tapu senedi ile kiraya verilir. Alanm 
mulkii olmaz. Sahibi oliince, satilip borcu odenmez, vasiyyeti yapilmaz. Varisle- 
rine miras olmaz. Baskasina kiraya verilir. Fekat, millete iyilik olmak icin, sahibi- 
nin miri topragi, para karsiligi baskasina devr etmesi veya hediyye etmesi ve 
oliince, pesin para almadan cocuklarma devr olunmasi devletce kabul edilmisdi. 
Tapunun, cocuklarma devr edilmesi miras olmayip, devletin ihsamdir. Varise 
miilk olmaz. Kira ile verilmis olur. Kanunun ellidorduncii ve sonraki maddeleri- 
ne gore, tapu sahibi oliince, toprak, erkek ve kiz cocuklarma musavi olarak veri- 
lir. Cocuklan yok ise, torunlanna, bunlar da yok ise, babasma, baba da yok ise, ana- 
sma parasiz verilir. Fekat, devr hakki babaya veya anaya verilirken, dortde biri zevc 
veya zevceye verilip, dortde ticii baba veya anaya verilir. Cocuk veya torun var- 
ken, zevc veya zevce, miri toprakdan pay alamaz. Meyyitin torunlan, cocuklan ile 
birlikde esit pay ahrlar. Simdi miri toprak kalmamis, herkesin miilkii olmusdur. Sim- 
di, miras gibi boliinmeleri lazimdir. (Berika) ve (Hadika) kitablannin sonuna 
bakmiz! 

Her miisliman, oliim hastahgmda bir (Vasiyyet) yazmahdir. (Ma-la-biidde)de 
diyor ki, (Vasiyyetnameyi maraz-i mevtde yazmak vacib, sihhatde iken yazip, 
yanmda tasimak mtistehabdir.) Burada evladma, ahbabina son nasihatini yapma- 
hdir. Kendinde hakki bulunanlardan, halallasmalanni, alacaklarmi, verecekleri- 
ni, borclarm odenmesini, iskat yapilmasmi, hac borcu varsa, vekil gonderilmesi- 
ni istemeli, cenaze hizmetindeki ve defnden sonraki isteklerini bildirmelidir. Zev- 
cesine olan (Mehr-i miieccel) borcunun odenmesi icin vasiyyet etmesini unutma- 
mahdir. Bu isteklerinin ahkam-i islamiyyeye uygun yapilmasi icin, adil iki sahid ya- 
nmda bir vasi secmelidir. (Kadfhan) "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Tarla- 
sinm kabristan yapilmasi veya malmm iicde biri ile yolcular icin han, mescid ya- 
pilmasi yahud yolcular icin cesme yapilmasi, miislimanlara kefen, tabut ahnmasi, 
kabr kazdinlmasi, bir mescide sarf edilmesi icin vasiyyet etmek, imam-i Muham- 
mede gore "rahmetullahi teala aleyh" caizdir. Malmm siiliisu ile habshane yapil- 
masini vasiyyet caiz degildir. Bunu yapdirmak hiikumetin vazifesidir. Hac yapil- 
masmi vasiyyet edince, bulundugu sehrden gonderilir. Mali az ise, malimn yetise- 
cegi yerden gonderilir. Gaza edilmesi icin vasiyyet edince, harb edenlere ve harb 
malzemesi icin verilir. Ehl-i kitab kafirlerin fakirlerine verilmek icin vasiyyet ca- 
izdir. Kilise yapmalan icin vasiyyet caiz degildir. Katilinin afv edilmesini vasiyyet 
batildir. Yalniz ev birakan kimsenin, birinin evde oturmasmi vasiyyet etmesi ca- 
izdir. Oltinciye kadar evde oturur. Maraz-i mevt hasil olmadan once, cocuklann- 
dan birine, fazla hizmet etdigi veya muhtac oldugu icin, birsey hediyye etmek ca- 
izdir. Mahnin siiliisiinun bir sehrdeki fakirlere dagitilmasini vasiyyet edince, bas- 
ka sehrdeki fakirlere dagitilmasi caiz olur. Bu parayi on fakire dagit denilip, hep- 
sinin bir fakire verilmesi ve bunun aksi de caiz olur. On giinde dagit denilip, hep- 
sini bir giinde dagitsa caiz olur. Mahmin siiliisunu akrabama dagitm dese, varisle- 
rin gaynsma dagitihr. Varisler arasmda kiiciikler olsa veya meyyitin borcu olsa da, 
biiyiikler mirasdan yiyebilirler. (Sirketler) maddesine bakmiz! Bir kimse vasiyye- 
tini ibtal edebilir. Vasiyyetini inkar etmesi, ibtal olmaz. Vasiyyeti kabul eden va- 
si, hasta oldiikden sonra vazgecemez. Emin olmiyan fasik veya zimmi vasi yapihr- 
sa, hakim bunlan degisdirir. Ucret ile vasi yapmak caiz degildir. Fekat, soyledigi 

- 1028 - 



ticret, ona vasiyyet edilmis olup, onu ahr ve vasi olur. Vasi ta'yin etmiyenin baba- 
si kiiciik torunlarma vasi olur ise de, bore odemek icin birsey satamaz. Vasi ve ba- 
ba, yetimin malim odiinc veremezler. Hakim verebilir. Vasi, meyyitin borclarim 
yetimin mall ile odeyemez. Onun fitrasini veremez. Kurbamm kesdiremez. Baba, 
odeyebilir. Vasi muhtac olunca, yetimin mahndan yiyebilir. Kimseye hibe edemez. 
Helak ederse, azl olunur. Vasi, yetimin mahndan kendi icin kullamp sonra benze- 
rini yerine korsa, caiz olmaz. Biiyudiigiinde vermesi lazim olur.) [1288] tarihli 
(Diirr-iis-sukuk) kitabmda ser'imahkeme kararlan yazilidir. Vasi ta'ymini bildi- 
ren huccetlerden biri soyledir: 

Islambol sehrinde Gedikpasa yakminda, filan mahallede oturan bezzaz [mani- 
faturaci] Osman efendi meclis-i ser'i serif-i enverde ve Ahmed aganm yamnda der 
ki, Allahu tealamn emri ile vefat etdigim zeman, birakdigim malm hepsi ve biitiin 
alacaklanm almarak, once adet (izere techiz ve tekfmim yapihp, sonra, borcum ci- 
karsa, bunlan odeyip geriye kalanm iicde biri aynlsm. Bu ayrilan siiliis icinden su 
kadar kurusu ile nemaz iskati ve oruc, yemin ve adaklarim icin keffaretlerim ya- 
pilsm. Ahkam-i islamiyyeye uygun olarak iskat yapilarak miisliman fakirlere da- 
gitilsin. Su kadar kurusu ile de tath [helva ve lokma] pisirip, fakirlere yidirilsin. Su 
kadar kurusu ile kabrim yapilsm! Bu ayrilan siiliis mahmin arta kalanim da, seg- 
digim vasim, diledigi hayrat ve hasenata hare etsin, diye vasiyyet etdi. Bu vasiy- 
yetimi yerine getirmege yammdaki Ahmed agayi secdim ve ta'yin eyledim dedi. 
Ahmed aga da bu vasiyyeti dinleyip kabul etdi ve hepsini en iyi seklde yapmagi iize- 
rine aldi. Biz de hazir bulunup gordiik, isitdik, sahid olduk. 

Imza Imza S^hid S^hid 

Hasen oglu Osman Alioglu Ahmed Siileyman oglu Omer VeliogluBekr 

(Behcet-iil-fetava)da diyor ki, (Mahmn iicde birini hayrh islerde kullanmasi icin 
biri vasi ta'yin edilip, vasi de bu kadar mah hayrh islere verse, oliiniin varisleri, bu 
mah nerelere verdin diye vasiye soramazlar.) 

Vasi ta'yin etmeden olen kimsenin vasiyyetini yerine getirmek icin, hakim bir 
vasi ta'yin eder. 

(Redd-iil-muhtar) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" fasid bey'leri anlatirken bu- 
yuruyor ki, (Varisler, miras kalan malda, baskalarmin hakki bulundugunu bildi- 
gi zeman, hak sahiblerini de biliyorlarsa, bunlara haklarmi vermek lazimdir. Bu 
mal, varislere haram olur. Hak sahiblerini bilmiyorlarsa, fekat baskasmm olan ma- 
il ayird edebiliyorlarsa, bu belli mal, varislere yine haram olur. Sevabi sahibine ol- 
mak niyyeti ile, bunu fakirlere sadaka vermelidir. Bu mal, meyyitin halal mah ile 
kansmis ise ve sahibi de belli degilse, varislerine halal olur, denildi. [Bir me'mur 
vefat ederken, varislerden birine, tazminat veya ma'as olarak, para verirse, bu pa- 
ra, alanm miilku olur. Diger varisler, bu paradan bir hak taleb edemez.] 

Zulm ile, riisvet ile, gasb ile, sirkat ile edindigi veya alacaklan boyle haram pa- 
ra ile odendigi bilinen bir kimsenin yemegini yimek caizdir. Yemegin kendisi ha- 
ramdan geldigi bilinirse, caiz olmaz. Kadimn, zevcinin getirdigini yimesi de boy- 
ledir. 

Borclan, birakdigi maldan cok olan meyyitin varisleri, kalan mah satdirmayip, 
kiymetlerini, alacakhlara kendi mallanndan odiyebilirler. Alacakhlar, borcun 
hepsini odemezseniz, mallan size birakmayiz diyemezler.) 

Miras boliiniirken, erkek cocuklara kiz cocuklarm iki kati verilmesi, ba'zi kim- 
selerin yanhs diisiinmesine sebeb oluyor. Din cahilleri, buradan da islamiyyete sal- 
dinyorlar. Miislimanhkda kadmlann hakki cigneniyor diyorlar. Ziya Gokalpin bu 
yolda duzdiigii cok asagi bir si'ri (Faideli Bilgiler) kitabmm (Dogru Soze inan, B6- 
liiciiye Aldanma) kismmda, kirkbirinci maddesinde yazilidir. Halbuki, islamiy- 

- 1029 - 



yetde kadm, mirasdan hicbirsey almaga muhtac birakilmamisdir. Onun biitiin 
ihtiyaclarmi, kocasi, babasi, erkek kardes ve amca gibi mahrem yakinlan, cahsip, 
kazanip, ona vermege mecbur tutulmusdur. Erkeklerin, bu giic vazifelerinden 
dolayi, mirasm hepsini almalan lazim gelirken, islamiyyet kadmlara iltimas ede- 
rek, erkege verilenin yansini da onlara vermekdedir. Erkek, kadma bakmaga 
mecbur, kadimn ise, kendine bile bakmasi lazim olmadigi halde, islamiyyet kadi- 
m kayirmakda, ona aynca miras da vermekdedir. islamiyyetde kadinlann cok kiy- 
metli olduklan, buradan da anlasilmakdadir. Bir kiz, (Ben, erkek kardesim kadar 
isterim) derse, mfrasi alti kisma bolerek, erkek dort kismi, kiz iki kismi alip, (Al- 
lahii tealamn bu emrine razi olduk) derler. Sonra erkek dort hisseden birini kiz kar- 
desine hediyye eder. 

65 — FERAIZ HESABLARI 

Feraiz problemlerini cozebilmek icin, bundan evvelki maddede bildirilmis olan 
on bilgiyi iyi anlamak ve ezberlemek lazimdir. Kur'an-i kerimde acikca emr edil- 
mis olan, yukanda, ikinci numarada yazili, alti farzdan, msf, rubu', siimiin cinsle- 
rine (Birinci nev'), stiltisan, stilus ve stidtis cinslerine (ikinci nev') denir. Feraiz he- 
sabi iki kisma aynlir: 

BIRINCi KISM: Eshab-i feraiz ve asabe, birlikde mevcuddtir. Bu kismda bes 
hal olabilir: 

1 — Nisf, ikinci nev' ile birlikde bulunursa, miras altiya boliintir. Buna, 
mes'elenin [problemin] ash altidan oldu denir. 

Mesela, zevc ve iki aded anadan kiz kardes ve bir aded amca varsa, problemin 
ash altidan olup, zevc uc hisse, anadan iki hemsfre iki hisse ahp, geri kalan bir his- 
se amcaya verilir. Bir kadm oliince dokuzbin lirahk mal biraksa, kadimn zevci: 9000 
x 3 / 6 = 4500 lira, anadan iki hemsfre: 9000 x 2 / 6 = 3000 lira, amca: 9000 x 1 / 6 = 
1500 lira ahr. Kiz kardesin herbirine binbesyiiz lira diiser. 

Ikinci misal: Zevc, ana ve ced bulundugu zeman, zevc tic hisse, ana iki hisse ahp, 
geri kalan bir hisse dedenin olur. 

2 — Rubu', ikinci nev' ile birlikde bulunursa, mes'elenin ash onikiden olur. 
Mesela, zevce ve ana ve iki kiz kardes ve anadan iki kiz kardes bulundugu ze- 
man, miras onikiye taksim edilip, zevceye tic hisse, anaya iki hisse, iki kiz karde- 
se sekiz hisse [herbirine dort hisse], ana bir kiz kardese dort hisse [herbirine iki- 
ser hisse] verilir ki, hisseler mecmu'u onyedi oluyor. Su halde, mes'elenin ash on- 
yediye (Avl) etdi denir ve miras onyediye taksim edilir. 

Ikinci misal: Meyyitin zevcesi, babasinin anasi ve babadan amcasi kaldigi zeman, 
oniki hisseden tic hisse zevceye, iki hisse ceddeye ve geri kalan yedi hisse, asabe 
olan babadan amcaya verilir. 

3 — Stimtin, ikinci nev' ile birlikde bulundugu zeman, mes'elenin ash yirmi- 
dortden olur. Mesela, zevce, iki kiz, ana ve amca bulundugu zeman, problemin as- 
h yirmidortden olup, [24 x 1 / 8 = 3] tic hisse zevceye, [24 x 2 / 3 = 16] onalti hisse 
iki kiza, dort hisse anaya verilip, geri kalan bir hisse amcamn olur. 

ikinci misal: Zevce, kiz, ogul kizi, ana ve kiz kardes bulundugu zeman, yirmi- 
dort hisseden tic hisse zevceye, dort hisse ogul kizina, dort hisse anaya, oniki his- 
se kiza ve geri kalan bir hisse de asabe olan kiz kardese verilir. 

4 — Bir hisse, birkac kisiye boltinemezse, mes'elenin ash, bu kisilerin sayisi ile 
carpilarak, mes'elenin yeni ash elde edilir. Miras, bu yeni asla boliintir. 

Mesela, zevc ve bes kiz kardes bulundugu zeman, mes'elenin ash altidan ise de, 
hisselerin toplami yediye avl ediyor [ya'nihisselerin toplami yedi oluyor] ve bes 

-1030- 



kiz kardese, dort hisse diisiiyor. Dort hisse, bes kiz kardese boliinemiyecegi icin, 
mes'elenin ash, 5 x 7 = 35 olur. Bes kiza, [4x5 = 20] yirmi hisse verilir. Zevc, [3 x 
5 = 15] onbes hisse ahr. 

5 — Birkac hisse, bu hisselerin sahiblerine boliinemezse, boyle hisselerin sa- 
hiblerinin sayilannin en kiictik ortak kati ile, mes'elenin ash carpilarak, yeni asl 
bulunur. Miras, bu yeni asla boliiniir. 

Mesela, iic kiz ve iic amca bulundugu zeman, mes'elenin ash tic olup, kizlara iki, 
amcalara bir hisse diiserse de, hisseler, sahs adedine boliinemedigi icin, mes'ele- 
nin ash, [3x3 = 9] dokuz olup, [9x2/3 = 6] alti hisse kizlara ve [9 x 1 / 3 = 3] iic 
hisse amcalara verilir. 

Ikinci misal: iki zevce, on kiz, alti cedde, yedi amca bulundugu zeman, mes'ele- 
nin ash yirmidort olup, iic hisse zevcelere, onalti hisse kizlara, dort hisse biiyiik an- 
nelere verilip, geri kalan bir hisse amcalann olur ise de, hisse sahiblerinin sayisi, 
hisse sayisi ile boliinemediginden iki, on, alti ve yedinin en kticiik ortak kati olan 
(ikiytizon) adedi mes'elenin ash olan (yirmidort) ile carpilarak, mes'elenin ash, [24 
x 210 = 5040] besbinkirk bulunur. Zevceler [5040 x 1 / 8 = 630] altiyiizotuz hisse, 
kizlar [5040 x 2 / 3 = 3360] ucbinucyuzaltmis hisse, nineler [5040 x 1 / 6 = 840] se- 
kizyiizkirk hisse ve amcalar [5040 x 1 / 24 = 210] ikiyiizon hisse ahrlar. Boylece, bir 
zevce 315 hisse, bir kiz 336 hisse, bir cedde 140 hisse ve bir amca 30 hisse ahr. 

IKINCi KISM: Yalniz eshab-i feraiz vardir. Asabe yokdur. Asabe bulunmadi- 
gi icin eshab-i feraizden geri kalan mal, yine eshab-i feraize, hisseleri oramnda bo- 
liiniir. Ya'ni eshab-i feraize geri verilir, red olunur. Fekat, zevc ile zevceye geri ve- 
rilmez. Bu ikisine, (Red olunmiyanlar) denir. Zevc ve zevceden baska eshab-i fe- 
raize, (Red olunanlar) ya'ni tekrar verilenler denir. ikinci kism problemlere, 
(Reddiyye mes'eleleri) denir. Reddiyye mes'elelerinde iki hal vardir: 

1 — Reddiyye mes'elesinde red olunmiyan bulunmazsa, iki sekl vardir: 

A: Red olunanlar, bir simfdan farz sahibi olduklan zeman, mes'elenin ash iki- 
den olur. 

Mesela, iki kiz kardes bulundugu zeman, herbiri, mirasm yarisim ahr. 

ikinci misal: Cedde ve anadan kiz kardes bulundugu zeman, herbiri yarisim ahr. 
Ciinki, her ikisinin farzi da siidiisdiir. 

B: Red olunanlar, aym simfdan farz sahibi olmadiklan zeman, reddiyye mes'ele- 
sinin ash, hisse sayilannin toplami olur. 

Mesela, mes'elede stilus ve siidiis siniflan varsa, mes'elenin ash altidan olacak- 
di ve farzi siiliis olanm hissesi 6x1/3 = 2, farzi siidiis olanm 6x1/6 = 1 olacak- 
di. Fekat, asabe bulunmadigi icin, mes'elemiz, reddiyye mes'elesi olur. Mes'ele- 
nin ash alti yerine [2 + 1 = 3] iic olur. Ana ve anadan iki kiz kardes gibi ki, bura- 
da ananm farzi siidiis, anadan iki kiz kardesin farzi siiliis oldugundan, bu reddiy- 
ye mes'elesinin ash iic olup, iki hissesi kardeslere, bir hissesi anaya verilir. 

ikinci misal: Reddiyye mes'elesinde, msf ve siidiis siniflan varsa, mes'elenin as- 
h alti olacakdi. Farzi msf olanm hissesi 6 x 1 / 2= 3 ve farzi siidiis olanm hissesi 6 
x 1 / 6 = 1 olacakdi. Reddiyye mes'elesinin ash ise [3 + 1 = 4] dort olur. Kiz ve ogul 
kizi bulundugu zeman iic hisse kiz icin, bir hisse ogul kizi icin olur. 

Uciincii misal: Reddiyye mes'elesinde, msf ve siiliis yahud siidiisan [iki aded al- 
tida bir] ve msf veyahud stiliisan [iki aded iicde bir] ve siidiis varsa, mes'elenin as- 
h, alti yerine, besden olur. Kiz kardes ve anadan iki kiz kardes bulundugu zeman, 
reddiyye mes'elesinin ash [3 + 2 = 5] bes olup, iic hisse kiz kardese, iki hisse ana- 
dan iki kiz kardese verilir. 

2 — Reddiyye mes'elesinde, red olunmayan da bulunuyorsa, yine iki sekl 
vardir: 

A: Red olunanlar, bir simfdan farz sahibi iseler, iki hal vardir: 

-1031- 



Birinci hal: Red olunmiyan, hissesini aldikdan sonra, geri kalan mal, red olunan- 
lar sayisina boliinebiliyor ise, red olunmiyan, hissesini ahr, geri kalan, red olunan- 
lar sayisina boliinur. 

Mesela, zevc ve uc kiz bulundugu zeman, zevc dortde bir hisse alip, geri kalan 
iic hisse, kizlara taksim olunur. 

Ikinci hal: Red olunmiyan hissesini aldikdan sonra, geri kalan mal, red olunan- 
lar sayisina boliinemezse, red olunan kimselerin sayisi, red olunmiyamn farzmm 
[hissesinin] paydasi ile carpilarak, mes'elenin ash elde edilir. 

Mesela, zevc ve bes kiz bulundugu zeman, zevc rubu' ahp, geri kalan iic hisse, 
bes kiza boliinemediginden, mes'elenin ash, [4x5=20] yirmi olup, zevc bes hisse, 
kizlar onbes hisse ahr. Bir kiza iic hisse verilir. 

B: Red olunanlar, iki veya tic ayn simfdan farz sahibi iseler, red olunmiyan kim- 
se, hissesini ahr. Geri kalan mal, reddiyye mes'elesi gibi cozulur. Burada da, iki hal 
vardir: 

Birinci hal: Red olunmiyanlardan kalan hisseler, reddiyye mes'elesinin ashna 
boliinebiliyor ise, mes'elenin ashni bulmak icin, red olunan ve red olunmiyan 
kimselerin sayilannin en kticiik ortak kati ile, red olunmiyan farzinm [hissesinin] 
paydasi carpihr. 

Mesela, bir zevce, dort cedde ya'm biiyiik anne, anadan alti kardes varsa, zev- 
ce rubu' ahnca, geriye iic hisse kahr. Red olunanlarm mes'elesinin ash ise, cedde- 
lerin hissesi 6x1/6 = 1, kardeslerin hissesi 6x1/3 = 2 oldugundan 1 + 2 = 3 olur. 
Geri kalmis olan iic hisse, reddiyye mes'elesinin ash olan lice bolundiigunden, 
mes'elenin ash, [12 x 4 = 48] kirksekiz olur. Ctinki, cedde sayisi olan dort ile, kar- 
des adedi olan altmm en kiiciik ortak kati onikidir. Zevceye 48 x 1 / 4 = 12 hisse, 
dort ceddeye 1 x 12 = 12 hisse ve birine iic hisse, alti kardese 2 x 12 = 24 hisse ve 
her birine dort hisse dtiser. 

Ikinci hal: Red olunmiyan, hissesini aldikdan sonra, geri kalan hisseler, reddiy- 
ye mes'elesinin ashna boliinemiyor ise, mes'elenin ashni bulmak icin, reddiyye 
mes'elesinin ash ile, red olunmiyan farzmm paydasi [ya'nikesrin mahreci] carpi- 
hp, bulunan aded ile, tekrar, red olunan ve red olunmiyan kimselerin sayilannm 
en kiiciik ortak kati carpihr. 

Mesela, dort zevce, dokuz kiz, alti cedde bulundugunu farz edersek, zevceler sii- 
miin alip, geriye yedi hisse kahr. Reddiyye mes'elesinin ash ise, dokuz kiz 6x2/ 
3 = 4 hisse, alti cedde 6x1/6 = 1 hisse alacagi icin, 4 + 1=5 olur. Geri kalan ye- 
di hisse, reddiyye mes'elesinin ash olan bes sayisina boliinemediginden, mes'ele- 
nin ash, [5 x 8 x 36 = 1440] bindortyiizkirk olup, zevcelere [1440 : 8 = 180] yiizsek- 
sen hisse, kizlara [(1440 - 180) x 4 / 5 = 1008] binsekiz hisse, ceddelere [(1440 - 180) 
x 1 / 5 = 252] ikiyiizelliiki hisse verilir ki, herbir zevceye kirkbes hisse, her kiza [1008 
: 9 = 112] yiizoniki hisse, her ceddeye [252 : 6 = 42] kirkiki hisse verilir. 

(Kadihan) "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, vefat eden kadinin yalniz zev- 
ci kalsa ve mahnin yarisim yabanci birine vasiyyet etmis olsa, malm yarisim bu ya- 
banci ahr. Ucde birini zevci ahr. Altida biri de Beyt-ul-male kahr. Ctinki, yaban- 
ci kimse once ucde birini alacakdir. Kalan iicde ikinin yarisim zevc ahr ki, mira- 
sin iicde biridir. Geriye mirasm iicde biri kahr. Bunun altida biri yabanciya veri- 
lerek, buna vasiyyet edilmis olan mirasm yarisi temamlanir. Geriye kalan altida 
biri de Beyt-iil-malm olur. Ciinki kalan, zeve'e veya zevceye verilmez. Mahnm ya- 
risim zevcine vasiyyet etseydi, mirasm hepsi zevcin olurdu. 

(Fetava-yi Hindiyye)de diyor ki, meyyitenin zevci, kizkardesi ve babadan kiz- 
kardesi olsa, zevc yarisim ve kizkardes de yarisim, babadan kizkardes altida biri- 
ni ahp, mes'elenin ash, altidan yediye avl eder. Babadan erkek kardes de bulun- 
saydi, babadan kizkardesi, farz hissesinden dusiiriip asabe yapardi. Zevcden ve kiz- 

- 1032 - 



kardesden geriye birsey kalmadigi icin, babadan kizkardes, hicbirsey alamazdi. 

ZEVIL-ERHAM 

1 — Eshab-i feraizden ve asabelerden kimse bulunmazsa veya bunlardan yal- 
niz zevc, zevce varsa, miras zevil-erhama verilir. Mirasdan, cenaze kaldirma, ya'nf 
yikama, kefenleme, defn ve kul borclanm odeme masraflan cikdikdan sonra, ge- 
ri kalanin iicde birinden vasiyyetler yapihr. Geri kalan iicde ikisi, zevil-erhamdan 
en yakm olana verilir. (Zevil-erham) bes smif olup, meyyitin yakmlik sirasi ile sun- 
lardir: 

I — Birinci smif, meyyitin Fiiru'udur. Fiiru', fer'ler, cocuklar demekdir. Bu si- 
nifda, kizlannm cocuklan ve oglunun kizlannin cocuklan ve bunlarm cocuklan var- 
dir. 

II — Ikinci smif, meyyitin aslidir. Bunlar, fasid cedler ve fasid ceddeler ve 
bunlarm analan ve babalandir. Meyyitin anasimn babasi ve bunun babasi veya ana- 
si bunlardandir. 

III — fjciincii smif, meyyitin babasinin fiiru'udur. Her nev' kizkardes cocukla- 
n veya torunlan ve anadan erkek kardes cocuklan ve her nev' erkek kardes kiz- 
lan veya torunlan bunlardandir. 

IV — Dordiincii smif, ceddin ve ceddenin fiiru'udur. Halalar, teyzeler, dayilar 
ve anadan amcalar bu smifdandir. Anadan amca, babanin anadan erkek kardesi- 
dir. Babanin ana-baba bir kardesi ve baba bir kardesi olan amcalar, asabedir. Her 
nev' amca kizlan ve hepsinin cocuklan da dorduncii smifdandir. 

V — Besinci sinif, babanin ve ananm ceddinin fiiru'udur. Ananm veya babanin 
halalan, teyzeleri, dayilan, babanin anadan amcalan, ananm amcalan, ananm ve 
babanin amcalannm kizlan, ananin amcalarmm cocuklan besinci sinifdandirlar. 

2 — Zevil-erhamdan, bir kisi bulunur ve baska hie varis bulunmazsa, mirasm 
hepsini bu ahr. Zevil-erhamin bes smifindan birinde bulunanlardan bir kisi varsa, 
bundan sonraki smiflarda bulunanlar, meyyite daha yakm olsalar bile, varis ola- 
mazlar. Bir simfdan birkac kisi varsa, bunlardan meyyite daha yakm derecede olan, 
uzak derecede olanlan mirasdan mahrum eder. Mesela, ananin babasi bulunun- 
ca, bunun anasi veya babasi varis olamaz. Bunun gibi, dayi ve dayi oglu bulunur- 
sa, dayinin oglu miras alamaz. Bundan sonra, meyyite iki yoldan yakm olan, bir ci- 
hetden yakm olam mahrum eder. Mesela ana baba bir olan dayi varken, yalniz ba- 
ba cihetinden olan dayi varis olamaz. Bunlar dahi miisavi olursa, meyyite varis ile 
baglanan varis olur. Mesela, ogul kizmm kizi bulunursa, kiz kizinin oglu varis ola- 
maz. Ciinki birinci, farz sahibinin cocugudur. 

3 — Yakinlik ciheti farkh ise, mesela baba anasimn babasi ile, ana babasinm 
babasi birlikde bulundugu zeman, babasi cihetinden olan, iicde iki ahr. Anasi ci- 
hetinden olan, iicde bir ahr. 

4 — Meyyite yakmlik dereceleri ve yakmlik kuvvetleri ve cihetleri beraber olur- 
sa ve iclerinde varis ile baglanan yoksa, erkekler, kadinlarm iki kati olarak bolii- 
niir. Kizm oglu ile kizm kizi bulundugu zeman boyledir. 

Katie yardim eden de, katil gibi miras alamaz. Bunlarm akil ve balig olmalan 
da sartdir. Miirtede varis olunur. Fekat miirted, miislimana varis olamaz. 

(Hadfka) ve (Berfka) sonunda ve (Seyf-iis-sarim) ve (inkaz-iil-halikin) ve (Ci- 
la-iil-kulub) kitablarmda diyor ki, (Bir kimse, altm veya giimiis vakf etse ve bun- 
larla Kur'an-i kenm okunmasim veya nafile nemaz kilmmasmi, tesbih, tehlil, 
mevlid, salevat okutulmasmi, bunlarm sevablarmi kendisinin veya ismlerini bildir- 
digi kimselerin ruhlanna hediyye edilmesini sart etse, boyle vakf, vasiyyet sahih 
degildir, bid'atdir. Sevablan onlara vasil olmaz. Bunlarm karsihgi olarak ahnan pa- 
ra, ibadetin iicreti olur, haram olur. Bu taatlan kendiliklerinden yapip, sevablan- 

- 1033 - 



m olii veya diri, dilediklerine hediyye ederlerse, sevablan onlara da vasil olur. Bun- 
lara karsihk olarak pazarhksiz, hediyye olarak verileni almalan halal olur. Boy- 
le vakf sahfh olur.) 

Istanbul barosu avukatlanndan Toma Andonyaki beg, 1310 [m. 1892] tarihin- 
de Istanbulda nesr etdigi biiyiik (Kainus-i kavanin) kitabinda, Osmanli kanunla- 
nm bildirmekde, mfras taksimi hakkmda mufassal ma'lumat vermekdedir. Ada- 
nali avukat Kasbaryan beg de 1312 [m. 1894] de istanbulda basilan (Ciizdan-i ka- 
vanin-i Osmaniyye) kitabinda, (Mecelle)yi ve diger ondort Osmanli kanununu mad- 
de madde yazmakdadir. 

66 — IKINCi CILD, 16. ci MEKTUB 

Bu mektub, Bedi'uddin-i Seharenpuriye yazdmis olup, kabr hayatmi ve ta'un 
sevabim bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun. Onun secdigi iyi insanlara selam olsun! Kiymetli 
mektubunuz geldi. O taraflarda, iki korkunc hadise basladigmi, birinin ta'un 
[ya'ni veba hastaligi], otekinin de kaht [ya'ni kitlik, gida maddelerinin azligi] ol- 
dugunu yaziyorsunuz. Allahii teala, bizi ve sizi belalardan korusun. Hepimize 
afiyet versin! 

Bu biiyiik sikinti arasmda, gece giindiiz ibadet ve murakabe etmekdeyiz. Kal- 
bimiz her an Onun iledir yaziyorsunuz. Bunu okuyunca, Allahii tealaya hamd ey- 
ledik. Boyle zemanlarda dort (Kul)u cok okuyunuz! [Ya'ni, Kul ya eyyiihel kafi- 
run ve Kul hiivallahii ve Kul e'uziileri okuyunuz! Cinnin ve insanlann serrinden 
korur!]. 

Erkeklerin kefeni, iic parca olmak siinnetdir. Sank sarmak bid'at olur. (Ahd- 
name) denilen [siial meleklerine verilecek cevablan ve diia ve istigfar] yazili ka- 
gidi, kabre koymamahdir. Mubarek yazilarm, ismlerin, meyyitin pislikleri ile ka- 
nsmasma sebeb olur ve [islamiyyetin dort delilinden] bir sened ile bildirilmemis- 
dir. Mavera-iin-nehr [Aral goliine akan Seyhun ve Ceyhtin nehrleri arasmdaki sehr- 
ler] alimleri, boyle birsey yapmamisdir. Meyyite kamis yerine, bir alimin gomle- 
gini giydirmek iyi olur. Sehidlerin kefenleri, elbiseleridir. [Silah yarasi alarak 
olen sehidler yikanmaz ve kefenlenmez. Muharebede yara almadan olen ve sulh- 
da, sari hastahk ve afetlerle olenler, sehid sevabi kazamrsa da, bunlar yikanir ve 
kefenlenir.] Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh", (Beni, bu iki camasinm ile ke- 
fenleyiniz!) buyurmusdu. 

Kabrdeki hayat, bir bakimdan, diinya hayatma benzedigi icin, meyyit terakki 
eder, derecesi yiikselir. Kabr hayati, insanlara gore degisir. Peygamberler "aley- 
himiisselam", kabrlerinde nemaz kilar buyuruldu. Peygamberimiz "sallallahii 
aleyhi ve sellem", mi'rac gecesinde, Musa aleyhisselamm kabri yanmdan gecerken, 
mezarda nemaz kilarken gordii. O anda goke cikmca, Musa aleyhisselami gokde 
gordii. Kabr hayati, sasilacak birseydir. Bu giinlerde, merhum biiyiik oglum [Mu- 
hammed Sadik "rahmetullahi aleyh"] dolayisi ile, kabr hayatma bakarak, sasila- 
cak gizli seyler goriiliiyor. Bunlardan az birsey bildirsem, akl ermez. Fitnelere, ka- 
risikliga sebeb olur. Cennetin tavani, Arsdir. Fekat, kabr de, Cennet bagcelerin- 
den bir bagcedir. Akl gozii bunu goremiyor. Kabrdeki sasilacak seyler, baska bir 
gozle goriiliiyor. Evet iman [inanmak], nasil olursa olsun, azabdan kurtulmaga se- 
bebdir. Fekat, o giizel kelimenin [Kelime-i tevhid] Hak teala tarafmdan kabulii icin, 
[diinyada islamiyyete uymak], salih amelleri islemek lazimdir. 

Olmemek icin, veba hastaligi bulunan yerden kacmak biiyiik giinahdir. Muha- 
rebede, diisman karsisindan kacmak gibidir. Veba bulunan yerden kacmayip sabr 
eden kimse, oliince, sehidlerin sevabina kavusur. Kabr sikmtisi cekmez. Sabr 
eden kimse, olmezse, gaziler sevabina kavusur. 

-1034- 



67 — IKESCI CILD, 17. ci MEKTUB 

Bu mektub, Mirza Hiisameddin Ahmede gonderilmis olup, bu diinya sikintila- 
ri, aci goriinse de, insam yiikseltirler ve ta'undan olmenin kiymetini bildirmekde- 
dir: 

Once, Allahu tealaya hamd ve Peygamberimize "sallallahii aleyhi ve sellem" sa- 
levat eder, size de diia ederim. Yazilanmla sizi rahatsiz ediyorum. Basimiza gelen- 
lere sabr tavsiye buyurdugunuz, kiymetli mektubu, seyh Mustafa getirdi. Okumak- 
la sereflendik. Hepimiz, Allahu tealanm mulkiiyiiz. Hepimiz, Onun huzuruna gi- 
decegiz! Basimiza gelenler, goriiniisde cok yakici, cok acidir. Fekat, hakikatde iler- 
letici, yiikseltici ilaclardir. [Ilaclar, elbette aci olur.] Bu acilarm, diinyada sebeb ol- 
dugu faideler, ahiretde bekledigimiz ni'metlerin yiizde biri olamaz. O halde evlad, 
Allahu tealanm biiyiik bir ihsamdir. Yasadiklan miiddetce, insan, cok faideleri- 
ni goriir. Oliimleri de, sevab kazanmaga, yiikselmege sebeb olur. Biiyiik alim, Muh- 
yissiinne [Nevevi] "rahmetullahi aleyh" (Hilyet-iil-ebrar) ismindeki kitabmda 
diyor ki: (Abdullah ibni Ziibeyr "radiyallahii anhiima" halife iken, ta'un hastali- 
gi oldu. Bu ta'unda, Enes bin Malikin "radiyallahii anh" sekseniic cocugu oldii. Ken- 
disi, Peygamber efendimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" hizmetcisi idi ve bere- 
ket, bolluk icin diiasini almisdi. Bu ta'unda, Abdurrahman bin Ebu Bekr Siddikin 
"radiyallahii anhiima" kirk cocugu olmiisdii). insanlarm en iyisi, en krymetlisi olan 
Eshab-i kirama "aleyhimurndvan" boyle yapihnca, bizler gibi giinahi cok olanlar, 
hesaba dahil olur mu? Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Ta'un, eski iiinmetlere, azab 
olarak gonderildi. Bu iimmet i<;in sehfcl olmaga sebebdir). Dogrusu, bu vebada olen- 
ler, sasilacak bir huzur, Allahii tealaya tevecciih icinde oliiyor. Bu bela giiniinde, 
insan, bu mubarek cema'ate kansmaga hevesleniyor. Onlarla birlikde, diinyadan 
ayrihp, ahirete gitmege ozeniyor. Ta'un belasi, bu iimmete gazab, azab gibi goriin- 
mekde ise de, ic yiizii rahmetdir. Meyan seyh Tahir dedi ki, ta'un giinlerinde, La- 
horda, bir kimse sesler duydugunu ve, (Bu giinlerde olmiyene yaziklar olsun!) de- 
diklerini soyledi. Evet oyledir! Bu sehidlerin haline dikkat olundugu zeman, sa- 
silacak haller, anlasilamiyan isler goriiliiyor. Boyle ikramlar, yalniz Allah icin 
canim feda edenlere mahsusdur. 

Efendim! Cok sevgili oglumun aynhgi, pek biiyiik musibet oldu. Beni yakdi. Bu 
kadar yakan bir elem, kimsenin basina gelmemisdir. Fekat, Allahii tealanm, bu fe- 
laket karsismda, kalbi za'if olan bu fakire ihsan eyledigi sabr ve siikr ni'meti de, 
en biiyiik ihsanlarmdan olmusdur. Allahu tealadan dilerim ki, bu musibetin kar- 
sihgmi diinyada vermesin. Hepsini ahiretde versin! Bu dilegin de, yiiregimin dar- 
hgmdan oldugunu bilmez degilim. Ciinki, Onun rahmeti sonsuz, merhameti bol- 
dur. Diinyada da, ahiretde de bol bol vericidir. Kardeslerimizden umariz ki, son 
nefesde iman ile gitmemize ve insanlik icabi yapdigimiz kusurlann afv edilmesi- 
ne diia buyurarak yardim ve imdad edeler. Ya Rabbi! Bizi afv et, dogru yoldan ayir- 
ma! Kafirlere karsi korunmakda yardimcimiz ol! Amin. Size ve hidayetde olanla- 
ra selam ederim. 

68 — IKINCi CILD, 88. ci MEKTUB 

Bu mektub, inolla Bedfuddine yazilnusdir. Kazaya razi olmagi ve sahibinin yap- 
digindan lezzet duymak lazim oldugunu bildirmekdedir: 

Allahu tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, sevdigi kullarma selam olsun! iyi 
kul, sahibinin yapdiklarmdan razi olan, onlari begenen kuldur. Kendi isteklerini 
begenen kimse, kendine kuldur. Sahibi, kulunun bugazma bicak dayasa, kulun bun- 
dan razi olmasi, sevinmesi lazimdir. Allah korusun, eger bunu begenmez, istemez- 
se, Onun kullugundan cikmis olur. Sahibinden uzaklasmis olur. Ta'un [gibi sari ve 
tehliikeli hastahklar], Allahii tealanm dilemesi ile gelmekdedir. Kendi istegi ile gel- 

- 1035 - 



mis gibi sevinmek lazimdir. Ta'un [ya'nf veba ve her bulasici hastahk] gelince, kiz- 
mamali, iiziilmemelidir. Sevgilinin yapdigi sey oldugunu diisiinerek sevinmelidir. 
Herkesin belli bir eceli, ya'ni oliim zemam vardir. Bu zeman hie degismez. Onun 
icin, hastalikda sikilmamah, telasa diismemelidir. Boyle derd ve belalar gelince, 
Allahii tealaya siginmah, afiyet vermesi, kurtarmasi icin diia etmeli, Ona yalvar- 
mahdir. Allahii teala diia edenleri, sihhat ve selamet istiyenleri sever. Mii'min su- 
resindeki ayet-i kerimede mealen, (Diia ediniz! Diiamzi kabul ederim!) buyuru- 
yor. [Bunun icin her nemazda, fatiha okurken, Allahii tealadan hidayet istiyoruz.] 
Allahii teala, sizi, goriiniir ve goriinmez belalardan korusun! Amin. 

[Ya'kub bin Seyyid Ah "rahmetullahi teala aleyh", (Sir'a-tiil-islam) serhinde di- 
yor ki, hadis-i serifde, (Diia etmek, ibadetdir) buyuruldu. Kabul olmazsa da, se- 
vab hasil olur. Diianm kabul olmasi icin sartlar vardir: Halal yimelidir. Haram lok- 
ma yiyenin diiasi kirk gun kabul olmaz. Diia ihtiyaci gideren, se'adete kavusduran 
kapmin anahtandir. Bu anahtarm disleri, halal lokmadir. Giydigi de tib olmahdir. 
Hazar olmayan, men' edilmis olmayan mala halal denir. Hazer olmiyan, ya'ni siib- 
heli olmiyan mala tib denir. Diia ederken, kalb uyanik olmah, kabul edilecegine 
inanmalidir. Soylediginden haberi olmiyan gafilin diiasi kabul olmaz. Dtiadan 
evvel tevbe ve istigfar etmelidir. Diianm kabulii ipin acele etmemelidir. Diiaya de- 
vam etmeli, usanmamahdir. Allahii teala, diia etmegi ve diia edeni sever. Kabul 
etdigi halde, istenileni vermegi gecikdirerek, diianm ve sevabmm cok olmasim is- 
ter. Diiayi, hie olmazsa, yedi kerre tekrar etmelidir. Rahat ve huzur zemanlarm- 
da cok diia edenin, derd ve bela zemanlarmdaki diialan cabuk kabul olur. Dtiadan 
evvel, Allahii tealaya hamd ve Resulullaha salat ve selam soylemelidir. Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" diiaya baslarken, (Siibhane Rabbiyel aliyyil a'lel- 
Vehhab) derdi. Evvela, giinahlarma tevbe etmeli, sonra biitiin mii'minlerin sihhat 
ve selametleri icin diia etmeli ve her dilegini soyleyip, vermesini can ve goniilden 
istemelidir. Akla ve ser'a uymiyan sey istememeli, mesela, Cennetin sag tarafm- 
da beyaz bir kosk ver dememelidir. Kalbine gelen hayrh seyi istemeli, soyledigi- 
nin ma'nasini ogrenmelidir. Diia, bir temenni olmamah, istedigi seye kavusdura- 
cak sebeblere yapismahdir. Mesela, once ta'at ve ibadata sanlmah, sonra Allahm 
rizasma kavusmak icin diia etmelidir. Ta'atler, ibadetler, rizanin, muhabbetin 
sebebleridir. Sebeblere yapismadan yapilan diia kabul olmaz. Buna diia denmez. 
Faidesiz temenni denir. Ummid edilmiyen seyi istemege temenni denir. Ummid 
edilen seyi istemege reca denir. istenilen seyin sebeblerine kavusdurmasmi dile- 
melidir. Hadis-i serifde, (Calisinatlaii diia eden, silahsiz harbe giden gibidir) bu- 
yuruldu. Abdest ahp, diz iistune, kibleye karsi oturup, elleri gogiis hizasmda ile- 
ri uzatip, avuclan [semaya karsi] acip, Peygamberlere ve Evliyaya tevessiil ederek, 
Onlarm hatirlan ve hurmetleri icin istemeli, sonunda (Amin) demelidir. Hersey- 
den once, afv ve magfiret ve afiyet icin diia etmelidir. Bunlann hepsini ihtiva eden 
cok kiymetli diia, (Allahiimme rabbena ati-na fiddiinya haseneten ve fil-ahireti ha- 
seneten ve ki-na azabennar)dir. Kendisi, ehli ve evladi icin zararh diia yapmama- 
h, [mesela (Ya Rabbi! Cammi al) dememelidir]. Kabul olursa, pismanhk faide ver- 
mez. Sir'a serhinden terceme temam oldu.] 

69 — UCUNCU CILD, 15. ci MEKTUB 

Bu mektub, mir Muhammed Nu'mana "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz" yazd- 
inis olup, sevgiliden gelen sikintilarin, acdarin, seven kimseye, Onun ni'metlerin- 
den, tathlarindan daha tath oldugunu bildirmekdedir: 

Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, sevdigi kimselere selamlar olsun! 
Kiymetli seyyid kardesim! Dikkatle dinleyiniz! iyi diisiinceli olan kardeslerimizin 
derdlerden kurtulmamiz icin, her careye bas vurduklarim, hipbirinin faide verme- 
digini haber aldim. (Allahii tealanm yaratdiklarinda, gonderdiklerinde hayr, iyi- 

-1036- 



lik vardir) hadis-i serifi meshurdur. insan oldugumuz icin, basimiza gelenlerden, 
bir aralik uzulmiisdiik. icimiz sikilmisdi. Birkac giin sonra, Allahti tealanm lutfii 
ile, tiziintii ve sikmtilar gitdi, hie kalmadi. Onlann yerine sevinc, genislik geldi ki, 
bizimle ugrasanlar, Allahii tealanm istedigini istemekde ve yapmakdadirlar. Boy- 
le olunca, sikilmamn, iiziilmenin yersiz oldugu, Allahii tealayi seviyorum diyenin 
boyle olmamasi gerekdigi anlasildi. Ciinki, sevene, sevgilinin gonderdigi acilarm 
da, Ondan gelen iyilikler gibi sevgili ve tath olmasi lazimdir. Sevgilinin iyilikleri 
tath geldigi gibi, Onun acitmasi da tath gelmelidir. Hatta, Ondan gelen acilarda, 
tathlardan daha cok lezzet bulmahdir. Ciinki, acilar, sikmtilar nefse tath gelmez. 
Nefs, boyle seyleri istemez. Her bakimdan giizel olan, herseyi giizel olan Allahii 
teala, bir kulunu incitmek dileyince, Onun iradesi, istegi, bu kula elbette giizel gel- 
melidir. Daha dogrusu, bundan zevk almahdir. Bizimle ugrasanlarm diledikleri, 
istedikleri, Allahii tealanm diledigine uygun oldugu icin ve bunlann dilekleri, O 
sevgilinin diledigini gosterdigi icin, bunlann diledikleri ve yapdiklan da, elbette 
giizeldir ve tath gelmekdedir. Sevgilinin isini gosteren bir kimsenin isi de, sevene 
sevgilinin isi gibi, sevimli ve tath gelir. Bunun icin bu kimse de, sevene sevgili olur. 
Sasilacak seydir ki, bu kimsenin verecegi acilar, sikmtilar, ne kadar cok olursa, se- 
venin goziine o kadar cok tath goriiniir. Ciinki, onun verdigi sikmtilar, sevgilinin 
diisman gibi oldugunu gostermekdedir. Bu yolda akh gidenlerin islerine akl ermez. 
Demek ki, o kimseye karsihk yapmak, onu kotii bilmek, sevgiliyi sevmege uymaz. 
Ciinki, o kimse, sevgilinin islerini gosteren bir ayna gibidir. Bizimle ugrasanlar, in- 
citenler, baskalarmdan daha sevimli goriiniiyorlar. Kardeslerimize, dostlanmiza 
soyleyiniz! Bizim icin tiziilmesinler, sikilmasmlar. Bizi incitenleri kotii bilmesin- 
ler. Onlara kotiiliik yapmasmlar! Bunlann yapdiklarma sevinseler, yeridir. Evet, 
diia etmekle emr olunduk. Allahii teala, diia edenleri, Ona boyun biikenleri ve yal- 
varanlan, sizhyanlan sever. Boyle yapmak, Ona tath gelir. Belalarm, sikintilarm 
gitmesi icin diia ediniz! Afv ve afiyet icin yalvarmiz! 

O kimsenin incitmesi, sevgiliyi diisman gibi gostermekdedir dedim. Evet ciin- 
ki, sevgilinin diismanhgi, dtismanlar icindir. Dostlarma diismanhgi, goriiniisdedir. 
Bu ise, merhametini, acimasmi bildirmekdedir. Boyle diisman goriinmesinin, se- 
vene nice faideleri vardir ki, anlatilmakla bitmez. Bundan baska, dostlarma diis- 
manhk gibi goriinen isler yapmasi, bunlara inanmryanlari harab etmekde, onlann 
belalarma sebeb olmakdadir. Muhyiddin-i Arabi "kaddesallahii teala sirre- 
hiiraziz", (Arifin niyyeti, maksadi olmaz) buyuruyor. Ya'ni, Allahii tealayi tani- 
yan kimse, beladan kurtulmak icin birseye basvurmaz demekdir. Bu soziin ne de- 
mek oldugunu iyi anlamahdir. Ciinki, derd ve belalarm, sevgiliden geldigini, 
Onun dilegi oldugunu bilmekdedir. Dostun gonderdigi seyden aynlmak ister mi 
ve o seyin geri gitmesini ozler mi? Evet diia ederek, gitmesini soyler. Fekat, diia 
etmege emr olundugu icin, bu emre uymakdadir. Yoksa, gitmesini hie istemez. On- 
dan gelen herseyi de sever, hepsi kendine tath gelir. Dogru yolda bulunanlara, Al- 
lahii teala selamet versin! Amin. 

[(Miftah-un-necat) da yazih hadis-i serifde, (Bir kimse, mii'minler icin, hergiin 
yirmibes kerre, istigfar okursa, Allahii teala, bu kimsenin kalbinden gil ve hase- 
di cikarir. isini, Ebdal ismleri arasina yazilir. Ona, biitiin mii'minler adedince, se- 
vab yazdir. Kiyamet giinii, biitiin mii'minler: Ya Rabbi, bu kulun bizim icin, istig- 
far okurdu. Sen de onu afv eyle! derler) buyuruldu. Gil, hiyle demekdir. Ebdal, 
Evliyadan bir sinifin ismidir. Hergiin (Allahiimmagfir If ve li-valideyye ve lil- 
mii'minine vel-mii'minat vel-miislimine vel-miislimat el-ahya-i minhiim vel-einv at 
bi-rahmetike ya Erhamerrahimin) okumahdir. Bu diia, (Kitabiissalat) kitabimiz- 
da da yazihdir.] 



1037 



MUN AC AT 

Gel ey Da'i, he men bus In d tiara, 
elin ac bargah-i kibriyaya. 

Nice zemanlarm ah bosuna gecdi, 
rapdiklarm hep maziye karisdi. 

Simdiden sonra insafa gel bart, 
terbe et, yalrar da, afr ede Bari. 

Kalbimden soyledim (Estagfirullah), 
rticti' etdim dedim (Ttibtti ilallah). 

Olup nadim dim cekdim heradan, 
pak etdim kalbimi hubb-i sir ad an. 

Heray-i nefse re serf ana uydum, 
hat a etdim ilahi, siindi duydum. 

Inabet eyieyip geidim kapina, 
ytiztim yere stirtip durdum babma. 
Ytiztim kara, gtinahim cok, eiim bos, 
lata geldikde ainina sozierim hos. 

Beni goren samr ki bir Veiiyim, 
fekat biimez ki, bir ahmak deliyim. 

Eger bende olardi aki-i kamii, 
muhakkak oimaz idim boyle gafil. 

Temizier rahmetinin suyu Ilahi, 
benim gibi nice rtiy-i sirahi. 

Ummidim kesmem hie senden Ilahi, 
ki Sensin ctimie mahlukun penahi. 

Ytiztim karasma bakma Ilahi, 
Cehennem narmda yakma Ilahi. 

Ytiztim yokdur, soztim yokdur Ilahi, 
yasim cokdur, gamim cokdur Ilahi. 

Bu Beykozlu Da'i kapmda bir ac, 
fakirim, bi-kesem gufrana muhtac. 

At a eyle, ganisin ya Ilahi, 
ki Sensin padisahlar padisahi. 

Beni sen yokdan rar etdin ya Rabbi, 
nice ni'metler lutf etdin ya Rabbi. 

A Id an dun ins re cin seytanlarma, 
nyamadim Habibinin yoluna. 

Nasib oldu siindi ban a hidayet, 
gelip sigmdim afrma nihayet. 

Niyaz edip, ytiztim stirmege geidim, 
merhamet kin yalrarmaga geidim. 

Dtiama eyle ya Rabbi icabet, 
hem dahisu dilegimi kabul et. 

Kami 'at rer, ta olmasm gbztim ac, 
senden gayriya ya Rab etme muhtac. 

Boyun egdirme ya Rab bir habise, 
stikr edeyim lutfuna her ne ise. 

-1038- 



Rizknni halal yoldan nasib eyle, 
1 1 /:>n i her isime karib eyle. 

Azraile verdigin zeman ferman, 
beni hifz et ki, aldatmaya seytan. 

Vereyim iman ve Kur'iinln cam, 
goreyim fadlmla dar-i cimlni. 

Eyleme kabrimi hufre-i niran, 
beni o kara yerde etme hayran. 

Gelince Miinker ve Nekir melekler, 
yine Senden budur o dem dilekler. 

Bit nn yumusak etsinler siiali, 
vereyim lutfunia dogru cevabi. 

Geidiginde (Men Rabbuke) hitabi, 
kolayca diyeyim (Allahti Rabbi). 
Hem, (Men nebiyyiike) deyince bana, 
(Muhammed nebiyyi) diyeyim ona. 

Sordukiarmda din-i miibini, 
diyeyim avninie (vel-islamii dini). 

Diyem sordukda kiblemle i 111:1111 mi. 
ki, Uih kin Ka'bedir, Km' fin imamim. 

Sen et ya Rab bana o zeman teikin, 
ede o iki meiek beni tahsin. 

Diyem oi demde Miinkerie Nekire, 
Senin ihsanm He bu fakir e. 

Hayatimda bunu her vakt der idim, 
nice mevtaya teikin eyier idim. 

Diyeier bana oi dem (tabe mesvah) 
(henien lek) muradm verdi Aiiah. 
Riilmt et, tfi oiunca ruz-i mahser, 
ede Hak kabrini vasi' miinevver. 
Ya Rab! Kabrimi (Ravda-i Cennet) et, 
yaimz birakma, refikim rahmet et. 

Hem et aba ve ecdadima rahmet, 
oiaiar, ta cinamn icre rahat. 

Hususa vaiideynim eyle mug fur, 
oia her birisinin kabri piirnur. 

Oien ma'sumiarima magfiret et, 
bana oniari mahserde sefi' et. 

Kimin evinde yidimse bir kez nan, 
nasib eyle ona da ab-i cinan. 
Kelaminda buyurdun ciinki ey Hak, 
(Ucibii da'vetedda') muhakkak. 
Dahi evladimi, eyyiice Hahk, 
hatadan hifz eyle beynel-halayik. 

Oniimde bun Inn izzii serefkd, 
sonunda her birin hayriii-haiefkii. 

Musun et su-i ef'alden Ilahi, 
nasib eyle razi oldugun rahi. 

-1039- 



Edeler daima tahsil-i irfan, 
olalar herbiri bir kamil ins fin. 

Ilahi eyledim sana emanet, 
kimse etmeye kasd-i hiyanet. 
Edip salih amellerle mu'ammer, 
nzan et bunlara her an miiyesser. 

Bu Da'iden edenler istifade, 
irise iki alemde murade. 

Hususa Muhammed ve Mustafaya, 
rahmetler eyle bi-nihaye. 

Ayirmadm cihanda birbirinden, 
ayirma hem cinanda birbirinden. 

Olunca ya Ilahi ruz-i mahser, 
gele karsima o iki birader. 

MUIakat nasib et Cennetde ya Rab, 
ola yammda her iki miieddeb. 

Heie Muhammedin kalbi pur nurdu, 
ledunni bir Untie konusurdu. 

Onbes yasmdayken o fener gondii, 
hak asiklari hep mecnuna dbndii. 

Kamu ustadima hem rahmet eyle, 
her birinin makamm Cennet eyle. 

Cenabmdan budur bir dahi maksud, 
ata kil am da, ey Hayyu Ma'bud. 

Bu giinierdir hususa lyd-i edha, 
dolacak rahmetinie hak-i Batha. 

Bu gunlerde acikdir bab-i rahmet, 
diiami red etme ya Rab rahmet et. 

Bu siskin dokdiim gozyasmi bol bol, 
benim bu nevhami sen eyle makbul! 

[Yukandaki miinacat, Beykozda muallim Muhammed bin Receb efendinin 1059 [m. 1649] 
da yazdigi (Nevha-tiil-ussak) kitabmdan alinmisdir.] 

70 — SE'ADET-I EBEDIYYEMN SON SOZU 

Etrafimizi bes duygu orgammiz ile tamyoruz. His organlanmiz olmasaydi, hic- 
bir seyden haberimiz olmiyacakdi. Kendimizi bile bilemiyecekdik. Yuriiyemiye- 
cek, birsey yapamiyacak, yasiyamiyacakdik. Anamiz, babamiz olamiyacak, var ola- 
miyacakdik. Ruhumuza tath gelen guzelleri goremiyecek, giizel sesleri duyamiya- 
cak, onlan sevemiyecekdik. Allahimiza yalniz duygu organlanmiz icin, durmadan 
siikr etsek, sukriinii odemis olamayiz. 

Duygu organlanmiza etki eden herseye (Varhk) veya (Mevcud) diyoruz. Kum, 
su, giines birer mevcuddur. Ciinki, bunlan goriiyoruz. Ses de bir mevcuddiir. Ciin- 
ki, isitiyoruz. Hava, bir mevcuddur. Ciinki, elimizi acip yelpaze gibi sallayinca, ha- 
vanm elimize carpdigmi duyuyoruz. Riizgar da yiiziimuze carpiyor. Bunun gibi, si- 
cakhk, sogukluk da birer mevcuddur. Ciinki, derimizle bunlan duyuyoruz. Elekt- 
rik, hararet, ya'ni isi ve miknatis gibi enerjilerin [kudretlerin] de mevcud olduk- 
larma inaniyoruz. Cunki, elektrik akimmm hararet ve miknatis veya kimya reak- 
siyonlan meydana getirdigini, isi gelince sicakhk oldugunu, isi azalmca sogukluk 

- 1040 - 



oldugunu ve miknatisin demiri cekdigini his ediyoruz, anhyoruz. (Ben havanin, isi- 
nin, elektrigin mevcud olduklanna inanmam. Ciinki, bunlan gormiyorum) sozii- 
ne yanhsdir diyoruz. Ciinki, bunlar gorulemezlerse de, kendilerini veya yapdikla- 
n isleri, duygu organlanmiz ile anhyoruz. Bunun icin de, goriilemiyen bircok 
varhklara inamyoruz. Goremedigimiz icin, yok olmalan lazim gelmez diyoruz. Bu- 
nun gibi, (Ben Allaha inanmam. Melek, cin gibi seyler yokdur. Var olsalardi go- 
riirdum) sozii de dogru degildir. Akla, fenne uygun olmiyan bir sozdiir. 

Fen dersleri bildiriyor ki, agirhgi ve hacmi olan varhklara (Madde) denir. Bu- 
na gore, hava, su, tas, tahta maddedirler. Isik, elektrik akimi birer varhk iseler de, 
madde degildirler. Maddenin sekl almis parcalarma, (Cism) denir. CM, kiirek, ma- 
sa, igne birer cismdirler. Hepsi, aym demir maddesinden yapilmislardir. Duran bir 
cismi harekete getiren, hareketde olan bir cismi durduran veya hareketini degis- 
diren sebebe (Kuvvet) denir. Duran bir cisme kuvvet etki etmezse, hep durur. Ha- 
reket eden bir cisme, kuvvet etki etmezse, hareketi degismez ve hie durmaz. 

Maddelerin, cismlerin ve maddelerde bulunan enerjilerin hepsine (Alem) ve- 
ya (Tabi'at) denir. Alemde her cism hareket etmekde, degismekdedir. Demek ki, 
her cisme, her an cesidli kuvvetler te'sfr etmekde, degisiklik hasil olmakdadir. Cism- 
lerde meydana gelen degisiklige (Hadise) veya (Olay) denir. 

Cismlerin yok olduklanm, baska cismlerin meydana geldiklerini goriiyoruz. De- 
delerimiz, eski milletler yok olmuslar, binalar, sehrler yok olmus. Bizden sonra da 
baskalan meydana gelecek. Fen bilgimize gore, bu mu'azzam degisiklikleri yapan 
kuvvetler vardir. Allaha inanmiyanlar, (Bunlan tabfat yapiyor. Herseyi tabi'at kuv- 
vetleri yaratiyor) diyorlar. Bunlara deriz ki, bir otomobilin parcalan, tabi'at kuv- 
vetleri ile mi bir araya gelmisdir? Suyun akmtisma kapilan, sagdan soldan carpan 
dalgalarm te'siri ile biraraya yigilan cop kiimesi gibi biraraya yigilmislar midir? Oto- 
mobil tabi'at kuvvetlerinin carpmalan ile mi hareket etmekdedir? Bize giilerek, 
hie boyle sey olur mu? Otomobil, akl ile, hesab ile, plan ile, bircok kimselerin, ti- 
tizlikle cahsarak yapdiklan bir san'at eseridir. Otomobil, dikkat ederek, akl, fikr 
yorarak, hem de trafik ka'idelerine uyarak, sofor tarafmdan yuriitiilmekdedir 
demez mi? Tabi'atdeki her varhk da, boyle bir san'at eseridir. Bir yaprak parca- 
si, mu'azzam bir fabrikadir. Bir kum danesi, bir canh hiicre, fennin bugun biraz an- 
hyabildigi ince san'atlerin birer mesheri, sergisidir. Bugiin fennin buluslan, basa- 
rilari diye ogiindiiklerimiz, bu tabi'at san'atlerinden birkacmi gorebilmek ve tak- 
lid edebilmekdir. islam diismanlarmm, kendilerine onder olarak gosterdikleri, in- 
giliz doktoru Darwin bile, (Goziin yapismdaki san'at inceligini diisiindukce, hay- 
retimden tepem atacak gibi oluyor) demisdir. Bir otomobilin tabi'at kuvvetleri ile, 
tesadiifen hasil olacagim kabul etmiyen kimse, basdan basa bir san'at eseri olan 
bu alemi tabi'at yaratmis diyebilir mi? Elbette diyemez. Hesabli, planh, ilmli, 
sonsuz kuvvetli bir yaraticmm yapdigma inanmaz mi? Tabi'at yaratmisdir. Tesa- 
diifen var olmusdur demek, cahillik, ahmakhk olmaz mi? 

Allahii teala herseyi en giizel ve en faideli olarak yaratdi. Mesela, Erd kiiresi- 
ni giinesden yiizelli milyon kilometre uzakda yaratdi. Daha uzakda yaratsaydi, hie 
sicak mevsim olmaz, cok sogukdan oliirdiik. Daha yakm yaratsaydi, cok sicak olur, 
hie bir canh yasayamazdi. Etrafimizi saran hava, hacmen yiizde yirmibir oksijen, 
yiizde yetmissekiz azot ve onbinde ile karbondioksid gazlarimn kansimidir. Oksi- 
jen hiicrelerimize kadar girip, oraya gelmis olan gida maddelerini yakarak, bize kuv- 
vet, kudret veriyor. Oksijenin havadaki mikdan daha cok olsaydi, hiicrelerimizi de 
yakar, hepimiz kill olurduk. Mikdan 21 den az olsaydi, gidalanmizi yakamazdi. Yi- 
ne, hicbir canh yasayamazdi. Yagmurlu, simsekli havalarda, oksijen azotla birlese- 
rek, havada nitrat tuzlan hasil olup, yagmurla topraga iniyor. Bunlar, nebatati 
besliyor. Nebatlar da, hayvanlara, hayvanlar da insanlara gida oluyor. Goriiliiyor 
ki, nzkimiz semada hasil olmakda, goklerden yagmakdadir. Havadaki karbon di- 
oksid gazi, dimagcedeki kalb ve teneffiis merkezlerini tenbih ediyor, cahsdinyor. 

- 1041 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:66 



Havadaki karbon dioksid mikdan azahrsa, kalbimiz durur ve nefes alamayiz. 
Mikdan artarsa boguluruz. Karbon dioksid mikdannin hie degismemesi lazimdir. 
Bunun icin de, denizleri yaratdi. Karbon dioksid mikdan artinca, kismi tazyiki de 
artip, fazlasi denizlerde eriyerek, sudaki karbonat ile birleserek, onu bi-karbonat 
haline ceviriyor. Bu da, dibe cokerek deryalann dibinde camur tabakasi hasil 
oluyor. Havada azalmca, camurdan ayrilip suya ve sudan havaya geciyor. Butiin 
canhlar havasiz yasayamaz. Bunun icin, havayi, her yerde, her canhya cahsmadan, 
parasiz veriyor ve cigere kadar gonderiyor. Susuz da yasayamayiz. Suyu da heryer- 
de yaratdi. Fekat, susuzluga daha fazla tehammiil edildigi icin, bunu arayip bula- 
cak, tasiyacak seklde yaratdi. Fe-tebarekallahii ahseniil-halikin! insanlar, bunla- 
n yapmak soyle dursun gorebilenlere, anlayabilenlere ne mutlu! 

Allahii tealanm, sayamiyacagimiz kadar cok nizam ve ahenk icinde, halk etdigi 
sayilamiyacak kadar cok varhklar tesadiifen olmusdur diyenlerin sozleri cahilcedir. 
Soyle ki: Uzeri birden ona kadar numaralanmis on tasi bir torbaya koyahm. Bun- 
lari elimizde torbadan birer birer cikararak, sira ile, ya'ni once bir numarah, sonra 
iki numarah ve nihayet on numarah olacak seklde cikarmaga cahsahm. Cikanlan bir 
tasin numarasmin siraya uymadigi goriiliirse, cikanlmis olan taslarm hepsi hemen 
torbaya atilacak ve yeniden bir numaradan baslamak iizere cikarmaga cahsilacak- 
dir. Boylece, on tasi numaralan sirasi ile ardarda cikarabilmek ihtimali onmilyar- 
da birdir. On aded tasin bir sira dahilinde dizilme ihtimali bu kadar az olursa, ka- 
inatdaki sayisiz diizenin tesadiifen meydana gelmesine imkan ve ihtimal yokdur. 

Daktilo ile yazmasmi bilmeyen bir kimse, bir daktilonun tuslanna gelisigiizel 
mesela bes kerre bassa, elde edilen bes harfli kelimenin tiirkce veya baska bir dil- 
de bir ma'na ifade etmesi acaba ne derece miimkindir? Sayed gelisigiizel tuslara 
basmakla bir ciimle yazmak istenilse idi, bir ma'na ifade eden bir ciimle yazilabi- 
lecek mi idi? Kaldi ki, bir sahife yazi veya kitab teskil edilse, sahifenin ve kitabm, 
tesadiifen belli bir konusu bulunacagim sanan kimseye aklh denilebilir mi? 

Cismler yok oluyor. Bunlardan, baska cismler meydana geliyor ise de, bu isde, 
yiizbes madde hie yok olmuyor. Yalniz yapilan degisiyor denilirse, radioaktif bo- 
zulmalar, elementlerin ve hatta atomlarm da yok olduklanni, maddenin enerjiye 
dondiigiinu haber vermekdedir. Hatta, Einstein adindaki Alman fizikcisi, bu do- 
ntismenin matematiksel formiiliinu ortaya koymusdur. 

Cismlerin, maddelerin durmadan degismeleri, birbirlerinden hasil olmalan, 
sonsuz olarak gelmis degildir. Ya'ni, boyle gelmis boyle gider denilemez. Bu de- 
gismelerin bir baslangici vardir. Degismelerin baslangici vardir demek, maddele- 
rin var oluslarmm baslangici vardir demekdir. Ya'ni hicbirsey yok iken, hepsi yok- 
dan yaratilmisdir demekdir. ilk, ya'ni birinci olarak maddeler yokdan yaratilmis 
olmasalardi ve birbirlerinden hasil olmalan, sonsuz oncelere dogru uzasaydi, 
simdi bu alemin yok olmasi lazimdi. Ciinki, alemin sonsuz oncelerde var olabilme- 
si icin, bunu meydana getiren maddelerin daha once var olmalan, bunlann da var 
olabilmeleri icin, baskalarimn bunlardan once var olmalan lazim olacakdir. Son- 
rakinin var olmasi, oncekinin var olmasma baghdir. Onceki var olmazsa, sonraki 
de var olmryacakdir. Sonsuz once demek, bir baslangic yok demekdir. Sonsuz on- 
celerde var olmak demek, ilk, ya'ni, baslangic olan bir varhk yok demekdir. ilk, 
ya'ni birinci varhk olmaymca, sonraki varhklar da olamaz. Herseyin her zeman yok 
olmasi lazim gelir. Ya'ni, herbirinin var olmasi icin, bir oncekinin var olmasi lazim 
olan sonsuz sayida varhklar dizisi olamaz. Hepsinin yok olmalan lazim olur. 

Alemin simdi var olmasi, sonsuzdan var olarak gelmedigini, yokdan var edilmis 
bir ilk varhgin bulundugunu gostermekde oldugu anlasildi. Alemin yokdan var edil- 
mis oldugunu, o ilk alemden hasil ola ola, bugiinki alemin var oldugunu anladik. 

Alemi yokdan var eden bir yaraticimn bulundugunu ve bu yaraticimn kadim ol- 
masi, ya'ni hep var olmasi, hie degismeden, sonsuz var olmasi lazim geldigini, 

- 1042 - 



(Serh-i mevakif) kitabi, besinci mevkifin birinci mersadinda uzun isbat etmekdedir. 
Kisacasi soyledir ki, degismek, baska sey olmak demekdir. Yaratici degisince, bas- 
ka olur. Yaraticihgi bozulur. Kitabimizm iiciincii kism, 28. ci maddenin 2. ci sahife- 
sinde bildirildigi gibi, yaraticmin degismemesi, hep aym kalmasi lazimdir. Alemin 
sonsuz olamiyacagmi anlatdigimiz gibi diisiiniirsek, degismiyen yaraticmin kadfm ol- 
masi, sonsuz var olmasi lazimdir. Bunun icin, hie degismiyen sonsuz var olan bir ya- 
ratici vardir. Bu hie degismiyen bir yaraticmin ismi (Allah)dir. Allahii teala, kendi- 
ni tanitmak icin, insanlara Peygamberler gondermisdir. Son ve en iistiin Peygambe- 
ri olan Muhammed aleyhisselamin hayatim, iistiinluklerini, dogru yazilmis kitablar- 
dan okuyan anlayish ve insafh bir kimse, Allahii tealanm var oldugunu ve Muham- 
med aleyhisselamin Onun Peygamberi oldugunu hemen anlar. Seve seve miisliman 
olur. Allahii tealanm var olduguna, bir olduguna ve Muhammed aleyhisselamin 
Onun Peygamberi olduguna ve Peygamberlerinin en ustiinii olduguna ve bunun her 
soziiniin dogru, faideli olduguna inanmaga (Iman etmek) ve (Miisliman olmak) 
denir. Boyle inanan kimseye (Mii'min) ve (Miisliman) denir. Muhammed aleyhis- 
selamin sozlerine (Hadfs-i serif) denir. Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acik 
olarak bildirilenlerden birine bile inanmiyana (Kafir) denir. Asllan Hak tealanm ke- 
lami olan ve sonradan degisdirilip, birer tarih kitabi haline cevrilmis bulunan, Tev- 
rat, Zebur ve incili, Allah kelami zan eden kafirlere (Ehl-i kitab), kitabh kafir de- 
nir. Yehudilerin ve Hiristiyanlann cogu kitabh kafirdir. Kendisinde iiluhiyyet sifa- 
ti bulunduguna inandiklan bir insanm heykeli, mezari karsisinda secde ederek, 
onun herseyi yapacagina inananlara (Miisrik) veya (Putperest) denir. Berehmen, Bu- 
dist ve Atesperestler boyledir. Yehudilerin ve hiristiyanlann bir kismi, biiyiik Kos- 
tantinden sonra, miisrik oldu. Hicbir dine inanmayanlara (Ateist) ve (Dehri) denir. 
Komiinistler ve Masonlar ve bunlarm tuzaklanna diisen din cahilleri boyledir. 

Miislimanm ogrenmesi lazim olan ilmlere (Ulum-i islamiyye) denir. islam bil- 
gileri, iki kismdir: Birinci kismi, (Din bilgileri)dir. Bunlara (Ulum-i nakliyye) de- 
nir. Ulum-i nakliyye de ikiye aynhr: Zahiri ilmler ve batmi ilmler. Birincilere, (Iman 
bilgileri) ve (Fikh bilgileri) veya (Ahkam-i islamiyye) denir. Iman ve ahkam-i is- 
lamiyye bilgileri, Tefsir, Kelam, Fikh ve ahlak kitablarmda yazilidirlar. ikincisi, 
(Ulum-i batiniyye), kalb bilgileridir. Bunlar, Resulullahin mubarek kalbinden ci- 
kip, Evliyamn kalblerine gelen bilgilerdir. Bu bilgilere (Tesavvuf) denir. Ah- 
kam-i islamiyye ve tesavvuf bilgileri, hie degismez. ikinci kismi, (Fen bilgileri) ve- 
ya (Ulum-i akliyye)dir. Bunlar, maddelerin, cismlerin yapilanni, degismelerini in- 
celer. Tecribe ve hesab ile ogrenilir. Bu bilgiler, zeman ile degisir. Birinci kism, 
11. ci ve ikinci kism, 5.ci maddeye bakiniz! Din bilgilerini, fen bilgilerine gore de- 
gisdiren kafirlere (Felesof) ve (Dinde reformcu) denir. Bunlar nakle degil, akla 
inamrlar. Din bilgilerini, fen bilgileri ile isbat eden mu'minlere (Hukema) denir. 
Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acik bildirilmemis, siibheli bilgilere islam 
alimleri muhtelif ma'nalar verdi. Boylece, iman edilecek seylere, birbirlerinden 
farkh inanan yetmisiic firka meydana geldi. Bunlardan imanlan dogru olan bir fir- 
kaya (Ehl-i siinnet) ve (Siinni) denildi. Yanhs ma'na verenlere (Bid'at ehli) ve sa- 
pik denir. Si'iler ve Vehhabiler boyledir. Fen bilgilerine yanhs ma'na vererek miis- 
limanm imanmi bozana (Zindik) ve (Fen yobazi) denir. 

Allahii teala, Cenneti ve Cehennemi yaratdi. Her ikisini de dolduracagmi bil- 
dirdi. insanlann ve cinnin cogu Cehenneme girecekdir. Fekat, mahluklarmin co- 
gunu Cennete koyacak, rahmeti gazabmi asacakdir. Ciinki, cinniler, biitiin insan- 
lann on katmdan daha cokdur. Melekler de, cinnilerin on katmdan daha cokdur. 
Meleklerin hepsi Cennetde oldugundan, Cennetdekiler daha cok oluyor. 

Cehennemde kimler sonsuz kalacak? Nemaz kilmiyanlar mi? Giinah isliyenler 
mi? Hayir! Cehennemde, Allahii tealanm diismanlan, sonsuz yanacakdir. Giinah 
isliyen miislimanlar, Allahii tealanm diismam degildir. Kabahatli kullandir. Bun- 
lar, yaramaz, suclu cocuga benzer. Yaramaz cocuga, anasi, babasi diisman olur mu? 

- 1043 - 



Cehennem yedi tabakadir. Birinci tabaka, en hafifdir. Fekat, diinya atesinden 
yetmis kat daha siddetlidir. Adi (Cehennem)dir. Burada, miislimanlardan bir 
kismi yanip, giinahlanndan temizleneceklerdir. Bid'at sahibi olanlar, muhakkak 
Cehennemde bir miiddet yanacaklardir. 

imam-i Muhammed Birgivinin (Vasiyyetnamesi)ni serh eden Kadi zade Ahmed 
Emm efendi diyor ki, (Cehennemden en son cikacak mu'min, yedibin ahiret se- 
nesi yanacakdir. Ahiretin bir giinii, diinyanm bin senesi kadar uzundur.) 

Cehennemin ikinci tabakasi daha siddetlidir. Adi (Sa'fr)dir. Burada, Tevrati de- 
gisdirenler yanacak [Ibni Ahidfn ]. Bunlar, Allahm Peygamberi olan Isa aleyhisse- 
lama da inanmiyor ve bu biiyiik Peygambere, (Bilinmeyen babamn cocugu) diye if- 
tira ediyorlar. Tevrati degisdirip, Allahii tealamn kitabim bozdular ve Musa aleyhis- 
selamdan sonra, kendilerine nasihat icin gonderilen bin Peygamberi sehid etdiler. 

Cehennemin iiciincu tabakasi daha siddetli olup, adi (Sekar)dir. Burada incili 
degisdirenler yanacakdir. Ciinki bunlar, Isa aleyhisselama inanmamis olduklan gi- 
bi, onda (iiluhiyyet sifati) bulunduguna inaniyorlar. Tann iicdtir. Isa tanndir 
[ba'zilan ise, Isa tannnin ogludur] diyerek, yehudilerden kotii oluyor, miisrik 
oluyorlar [ibni Abidfn]. Hiristiyanhk Qikmadan ve putlara tapinmak baslamadan 
once, Iseviler mu'min idi. Muhammed aleyhisselama inanmadiklan icin, kitabh ka- 
fir oldular. Yehudiler, islamiyyete, bunlardan daha uzakdir. [(Ma'rifetname) ve 
(Tezkire-i Kurtubi)] 

Dordiincii tabakamn adi da (Cahim)dir. Burada, giinese, yildizlara tapanlar, (Hu- 
tainc) denilen besincisinde, atese, inege tapanlar, miisrik olan Budistler, Bereh- 
menler yanacak. Altmci tabakasi, (Lazy)dir. Burada hie dini olmryanlar, miisrik- 
ler yanacak. 

Cehennemin yedinci tabakasi, en dibi, en siddetli tabakasi olup, adi (Havi- 
ye)dir. Burada miinafiklar, miirtedler yanacak. Bu yedi tabakamn ismlerinin sira- 
si, (Tefsir-i Mazheri)de ve (Galiyye)de baska diirlii yazihdir. Bir kimsenin Cehen- 
neme gidecegi ve imansrz oldugu, son nefesinde belli olur. Bir kafir, miisliman olur- 
sa ve giinahi, sucu cok olan veya bid'at sahibi olan bir miisliman tevbe ederse, ter- 
temiz miisliman olurlar. Cehenneme girmekden kurtulurlar. 

Miirtedler, analan, babalan miisliman oldugu halde, islam terbiyesi ile biiyudii- 
gii halde, cahil veya okuyup, diploma ahp, kendilerini alim, fen adami sanan dinsiz- 
lerdir. ilm, fen denizinden bir damla tatmakla, deryayi yutduk sanan bu zevalhla- 
rm islam alimlerinden, din bilgilerinden haberleri olmadigi icin, kticiik yasda isitdik- 
leri kelimelere, hayalleri ile ma'nalar uydurarak, miislimanhk bunlardir samyor, is- 
lamiyyeti inkar ediyorlar. Analarma, dedelerine oriimcek kafah, miislimanlara ge- 
rici diyorlar. Nefslerine uyarak yalmz diinya arkasmda kosanlara, zevk ve safaya da- 
lanlara, aydin, ilerici diyor. Diinya ile beraber ahireti de diisiinenlere, baskalarmm 
hakkim gozetenlere yobaz, ahmak diyor. Bu diinya boyle gelmis, boyle gider. Cen- 
net, Cehennem bos lafdir, kim gormiis, burada ne yaparsan kardir diyorlar. Baska- 
lan ne olursa olsun, yalmz kendi kazanclanni, nefslerini, sehvetlerini diisiiniiyorlar. 
Herkesi aldatmak icin ve gecinmek icin de, iyiligi, insanhgi dillerinden diisurmiiyor- 
lar. En feci', en aleak sue olarak da, gencleri, islam yavrularmi aldatmaga, bunlarm 
dinlerini, imanlarmi calarak, kendileri gibi felakete siiriiklemege ugrasiyorlar. 

Islam dininin inanclanm, emrlerini ve yasaklanm bildiren binlerce kiymetli ki- 
tab yazilmis, bunlarm cogu, yabanci dillere cevrilerek, her memlekete yayilmisdir. 
Buna karsilik, bozuk diisiinceli, kisa goriislii kimseler, her zeman, islamm faide- 
li, feyzli ve lsikh prensiplerine saldirmis, onu lekelemege, degisdirmege, miisliman- 
lari aldatmaga ugrasmislardir. Daha cocuk iken, boyle yanlis yolda olanlara acir- 
dim. Nicin dogruyu goremediklerine, islam dininin yiiksekligini anhyamadiklan- 
na sasardim. Herkesin dogru yolu bulmasim, dalaletden, diinya ve ahiret felaket- 
lerinden kurtulmalanm istiyordum. Bu yolda, insanlara hizmet icin cirpimyordum. 

- 1044 - 



Kiymetli gencleri, asil ve temiz yavrulan, sehid evladlarim, bozuk yazilardan ve 
sozlerden korumasi icin ve miislimanligm tam ve dogru ve ana kaynaklanna uy- 
gun olarak anlasilmasi icin, Allahii tealaya yalvanyordum. 

Din cahilleri, islamiyyete ilm ile, fen ile, ahlak ile, sihhat ile, temizlik ile saldi- 
ramadiklanndan, yalan soyliyerek, namerdce hiicum ediyorlar. 

islamiyyete ilm ile nasil karsi durulabilir? islamiyyet, ilmin ta kendisidir. 
Kur'an-i kerimin bircok yeri, ilmi emr etmekde, ilm adamlarim ovmekdedir. Me- 
sela Ziimer suresi, dokuzuncu ayetinde mealen, (Bilen ile bilmiyen hie bir olur mu? 
Bilen elbette kiymetlidir) buyruldu. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" il- 
mi oven ve tesvik buyuran sozleri o kadar cokdur ve meshurdur ki, diismanlarimiz 
da, bunlari biliyor. Mesela (ihya-iil'ulum) ve (Mevdu'at-iil'ulum) kitablannda, il- 
min fazileti anlatihrken, (ilmi, Cinde de olsa, ahniz!) hadis-i serifi yazilidir. Ya'ni 
diinyamn en uzak yerinde ve kafirlerde de olsa, gidip ilm ogreniniz! Bu gavur fca- 
didir, istemem, demeyiniz. Bir hadis-i serffde de, (Besikden mezara kadar ilm og- 
reniniz, calisimz! ) buyuruldu. Ya'ni, bir ayagi mezarda olan seksenlik ihtiyann da 
cahsmasi lazimdir. Ogrenmesi ibadetdir. Bir def a da, (Yann olecekmis gibi ahire- 
te ve hie olmiyecekmis gibi diinya islerine calisimz!) buyurdu. Bir hadis-i serifde, 
(Bilerek yapilan az bir ibadet, bilmiyerek yapdan cok ibadetden daha iyidir!) bu- 
yurdu. Bir kerre, (Seytanin bir alimden korkmasi, cahil olan bin abidden korkma- 
sindan daha cokdur!) buyurdu. islam dininde kadm, kocasmm izni olmadan nafi- 
le hacca gidemez. Sefere, miisafirlige gidemez. Fekat, kocasi ogretmezse ve izn ver- 
mezse, ondan iznsiz, ilm ogrenmege gidebilir. Goriiliiyor ki, biiyiik ibadet olan hac- 
ca iznsiz gitmesi giinah oldugu halde, ilm ogrenmege iznsiz gitmesi giinah olmuyor. 

O halde, kafirler, islamiyyete ilm ile nasil saldirabilir? ilm, ilmi kotiiler mi? El- 
bette begenir. Kiymetlendirir. islamiyyete, ilm ile saldiran, maglub olur. 

Fen ile de saldiramazlar. Fen (Mahluklan, hadiseleri gormek, inceleyip anlamak 
ve deneyip benzerini yapmak) demekdir ki, bu iicunii de, Kur'an-i kerim emr et- 
mekdedir. Fen bilgilerine, san'ate, en modern harb silahlanm yapmaga ugrasmak, 
farz-i kifayedir. Diismanlardan daha cok calismamrzi, dinimiz emr etmekdedir. Re- 
sulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" fenni emr eden pek canh sozlerinden bi- 
rini kitabimm birinci kism, 11. ci madde, ikinci sahifesinde bildirmisdim. O halde, 
islamiyyet, fenni, tecribeyi, miisbet cahsmayi emr eden dinamik bir dindir. 

islam dinine karsi olanlar, ona doktorluk ile de saldiramryor. Peygamberimiz "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", tib bilgisini cesidli sekllerde medh buyurdu. Mesela, (ilm 
ikidir: Beden bilgisi, din bilgisi). Ya'ni ilmler icinde en liizumlusu, ruhu koruyan din 
bilgisi ve bedeni koruyan sihhat bilgisidir diyerek, herseyden once, ruhun ve bede- 
nin zindeligine cahsmak lazim geldigini emr buyurdu. Bu hadis-i serif, (Riyad-un- 
nasihiii) iicyiizseksenbirinci [381] sahifesinde yazilidir ve (Ziibdet-iil-ahbar)dan 
aldigim bildirmekdedir. Bunun, imam-i Safi'inin "rahmetullahi teala aleyh" sozii ol- 
dugunu bildirenler de vardir. Bu yiice imamin her sozii, ayet-i kerime ve hadis-i se- 
riflerin aciklamasidir. islamiyyet, beden bilgisini, din bilgisinden once ogrenmegi emr 
ediyor. Ciinki, biitiin iyilikler, bedenin saglam olmasi ile yapilabilir. 

Bugiin, biitiin iiniversitelerde okutuluyor ki, doktorluk iki kismdir: Biri hijiyen, 
ya'ni sihhati korumak. ikincisi, terapotik, ya'ni hastalan, iyi etmekdir. Bunlardan 
birincisi basda gelmekdedir. insanlan hastalikdan korumak, saglam kalmagi sag- 
lamak, tibbm birinci vazifesidir. Hasta insan, iyi edilse de, cok kerre, arizah, cii- 
riik kalir. iste islamiyyet, tababetin birinci vazifesini, hijiyeni garanti etmis, te'mi- 
nat altma almisdir. (Mevahib-i lediinniyye) ikinci kismda, Kur'an-i kerimin, tib- 
bm iki kismmi da tesvik buyurdugu, ayet-i kerimeler gosterilerek isbat edilmek- 
dedir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Rum imperatorii Herakliiis ile mek- 
tublasirdi. Birbirlerine elci gonderirlerdi. Her iki tarafm sozlerini, mektublarim, 
kitablarda okuyoruz. (Mevahib-i lediinniyye) tercemesi, ikiyiizotuzsekizinci [238] 

- 1045 - 



sahffesinde mektublarm ash da var. Sefirlerin ismleri, hayatlan, vak'alan ile mey- 
danda iken, bindortyiiz sene sonra, bunlar yalandir demek, hangi ilm, hangi iz'an 
sahibine yakisir. Din diismanhgi, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendi- 
mize karsi kinleri, akllanni ortmiis, muhakemelerini islemez hale getirmis olacak 
ki, gencleri aldatmak icin, vak'alan, senedleri, vesikalan goremiyor, acik yalan- 
lar soylemekden de cekinmiyorlar. Yalan, iftira, insani herkese karsi rezil eder, yiiz 
karasim meydana cikarir! Ya Rabbi! Senin adaletin tam yerindedir. islamiyyete, 
insanlann se'adetine saldiranlar, sonsuz azablan hak etmekdedir! 

Bir def a, Heraklius birkac hediyye gondermisdi. Bu hediyyelerden biri, bir dok- 
tor idi. Doktor gelince dedi ki, (Efendim! imperator hazretleri, beni, size hizmet 
icin gonderdi. Hastalanmza bedava bakacagim!). Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem", kabul buyurdu. Emr eyledi, bir ev verdiler. Hergiin nefis yiyecek, icecek 
gotiirduler. Giinler, aylar gecdi. Bir miisliman, doktora gelmedi. Doktor, utanip 
gelerek, (Efendim! Buraya, size hizmet etmege geldim. Bugiine kadar, bir hasta 
gelmedi. Bos oturdum, yiyip icip, rahat etdim. Artik gideyim) diye izn isteyince, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" tebessiim buyurdu. (Sen bilirsin! Eger da- 
ha kahrsan, miisafire hizmet etmek, ona ikram etmek, miislimanlarin basda gelen 
vazifesidir. Gidersen de ugurlar olsun! Yalmz siinu bil ki, burada senelerce kalsan, 
sana kinise gelmez. Ciinki, Eshabim hasta olmaz! islam dini, hasta olmamak yo- 
lunu gostermisdir. Eshabim temizlige cok dikkat eder. Acikmadikca birsey yimez 
ve sofradan, doymadan once kalkar!) dedi. Goriiliiyor ki, miisliman, ya'ni islamiy- 
yetin emrlerine uyan, hastahk cekmez. Muslimanlardan hastahk cekenler, emrle- 
ri ogrenmiyenler ve yapmiyanlardir. Evet, oliim hastahgi herkese gelecekdir. Bu 
hastahk mii'minlere bir ni'metdir. Ahiret yolculugunun habercisidir. Hazirlanmak, 
tevbe, vasiyyet etmek icin, alarm isaretidir. Cenab-i Hak, cesidli hastahklan, olii- 
me sebeb kilmisdir. Eceli gelen, bir hastahga yakalanacakdir: 

Ecel geldi cihana, 
bus agnsi behane. 

Ahkam-i islamiyyeye uyan, ya'ni islamiyyetin gosterdigi yolda giden kimsenin 
hayati hastahkla gecmez. Fekat, Peygamberlerden baska herkes, nefsine uyabilir. 
Giinah isliyebilir. Cenab-i Hak, giinah isliyen miishmanlan, illet, killet veya zillet- 
le ikaz etmekde, gafletden uyandirmakdadir. 

Din cahilleri, islamiyyete temizlik ile de hie saldiramiyor. Ciinki, Tabi'inden 
gencler, Eshab-i kirama "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in", Allahii teala sizi cok 
seviyor. Kur'an-i kerimde sizi oviiyor. Bunun sebebi nedir? Bize soyleyin de, biz 
de, sizin gibi olahm, bizi de cok sevsin dediklerinde, (Bizi cok seviyor. Ciinki biz, 
temizlige cok dikkat ederiz) diye cevab verdiler. Allahii teala, Kur'an-i kerimde 
cesidli yerlerde, (Temiz olanlan severim!) buyuruyor. Resulullahm "sallallahii aley- 
hi ve sellem" o giizel nurlu yiiziinii goren kimseye, (Sahabf) denir. Birkac dane- 
sine (Eshab) denir. O giizeli goremeyip de, yalmz, Sahabiyi gorenlere (Tabi'in) de- 
nir. Miislimanlar, cami'lere, evlere ayakkabi ile girmez. Hahlar, dosemeler, toz- 
suz, temiz olur. Her mushmamn evinde hamam olur. Kendileri, camasirlan, yemek- 
leri hep temiz olur. Onun icin, mikrop ve hastahk bulunmaz. Fransizlarm diinya- 
ya ovtindiikleri Versay seraymda bir hamam yok. Kafirler pis oluyor. 

islamiyyete, ahlak, fazilet, adalet, insanhk meziyyetleri ile de, hie saldiramiyor- 
lar. Islam dini, basdan basa ahlak ve faziletdir. islam dminin, dostlara ve diisman- 
lara karsi yapilmasmi emr etdigi iyilik, adalet, comertlik, akllari sasirtacak dere- 
cede yiiksekdir. Ondort asrhk hadiseler, bunu diismanlara da, pek iyi gostermis- 
dir. Sayilamiyacak kadar cok vesikalardan hatira geleni bildirelim: 

Bursa miizesi arsivinde [ya'ni evrak mahzeninde] ikiyiiz sene oncesine aid bir 
mahkeme kaydinda diyor ki, Altiparmakdaki yehudi mahallesi yanmda bir arsa- 
ya miislimanlar cami' yapiyor. Yehudiler, arsa bizimdir, yapamazsmiz diyerek, is, 

- 1046 - 



mahkemeye diisiiyor. Arsamn yehudilere aid oldugu anlasilarak, mahkeme, cami'in 
yikilmasina, arsamn yehudilere verilmesine karar veriyor. Adalete bakiniz! 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (iyi huylari temamlamak, 
iyi ahlaki diinyaya yaymak icin gondei ildiiii). Bir hadis-i serifde, (Imam yiiksek ola- 
mniz, ahlaki giizel olamnizdir!) buyuruldu. Iman bile, ahlak ile olciilmekdedir! (is- 
lam ahlaki) kitabmda, islamm giizel ahlaki yazihdir. 

islamiyyete karsi olan cahiller, ahlakla da hie hiicum edemedikleri icin, miisli- 
man yavrulanni aldatmak, bu ma'sumlarm imamni calmak icin, (ingiliz iisulii) ile, 
ya'ni yalan ile, iftira ile, alcakca hiicum ediyorlar. Cok def a, miisliman sekline gi- 
rip abdestsiz, guslsiiz nemaz kilarak, cami' yapihrken para vererek, miisliman 
goriiniiyorlar. Yalanlanna, hile ve uydurmalarma inandirmaga cahsiyorlar. 

Mevki'i, etiketi ne olursa olsun, dine saldiranlarm, din cahili olduklan, islamiy- 
yetden birsey bilmedikleri anlasihr. 

Kafirlerin tuzaklanna diismemek icin ne lazim oldugunu Peygamberimiz bildi- 
riyor: (Nerede ilm varsa, orada miislimanhk vardir. Nerede ilm yoksa, orada ka- 
firlik vardir!) buyuruyor. iste burada da, ilmi emr etmekdedir. 

O halde, kafirlere aldanmamak icin dinimizi ogrenmekden baska care yokdur. 

Dinimizi nereden ogrenecegiz? Gencleri aldatmak icin iftira ve yalanlarla ha- 
zirlanan veya papas, mason kitablanndan terceme edilmis olan siislii yazilardan, 
radyolardan, filmlerden, gazetelerden mi? Yoksa, para kazanmak icin yanhs ki- 
tablan, Kur'an tercemeleri yazan cahillerden mi? 1960 senesi Ramezan-i serifin- 
de de Moskova radyosu, cok igrenc, pek aleak yalanlarla, islamiyyete kiistahca sal- 
dirdi. Diisman filmleri, Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" hayati- 
m, islam tarihini, yanhs, igrenc olarak gosteriyor, uydurma resmler yapiyorlar. Miis- 
limanlar, bu bozuk filmleri, dogru sanarak, seyr ediyor. Dinleri, imanlan bozulu- 
yor. Dusmanlann radyosu, filmleri, mecmu'alan, boyle yaylim atesine devam et- 
mekdedir. Bu hiicumlardan korunmak icin, dinimizi nereden ogrenelim! 

Gozii agriyan kime bas vurur? Copciiye mi, avukata mi, matematik ogretmeni- 
ne mi, yoksa goz mtitehassisi olan doktora mi? Elbet, miitehassisa gidip, caresini og- 
renir. Dinini, imanini kurtarmak icin care arayanin da, avukata, matematikciye, ga- 
zeteye, sinemaya degil, din mutehassisma bas vurmasi lazimdir. Din miitehassisi ne- 
rede ve kim? Beyrutda, Misrda, Suriyede, Irakda arabca ogrenen terctimanlar mi? 
Hayir. Din mtitehassislan, simdi toprak altmda! Diinyada bulmak cok giic! 

Din alimi olmak icin, edebiyyat ve fen iizerinde, fen ve edebiyyat fakiiltelerin- 
den diploma almis olanlar kadar bilgi sahibi olmak, Kur'an-i kerimi ve ma'nala- 
rini ezberden bilmek, binlerle hadis-i serifi ve ma'nalanni ezber bilmek, islamm 
yirmi ana ilminde miitehassis olmak ve bunlarm kollan olan seksen ilmi iyi bilmek, 
dort mezhebin inceliklerine vakif olmak, bu ilmlerde ictihad derecesine yiikselmek, 
tesavvufun en yiiksek derecesi olan (Vilayet-i hassa-i Muhammediyye) denilen ke- 
male yetismis olmak lazimdir. Boyle bir alim simdi nerede? Simdi, din adami ta- 
nmanlar, miikemmel arabca bilenler, acaba bu biiyiiklerin kitablanni okuyabilir 
ve anhyabilir mi? Simdi boyle bir alim meydana ciksa idi, kimse dine saldiramaz, 
hayasizca iftiralar savuran kahramanlar(!) kacacak yer arardi. Eskiden medrese- 
lerde, cami'lerde, zemanm fen bilgileri de okutulurdu. islam alimleri fen bilgile- 
rini ogrenmis olarak yetisirdi. Sultan Abdiilmecid zemaninda, mason Resid pasa- 
nm, ingiliz sefiri ile beraber hazirladigi ve 26 Sa'ban 1255 [m. 1839] da i'lan etdi- 
gi tanzimat kanunu, fen derslerinin medreselerde okutulmasim yasakladi. Boyle- 
ce, din adamlannm cahil olmalarma ilk adim atildi. 

Hakiki din alimi, vaktile cok vardi. Bunlardan biri, imam-i Muhammed Gaza- 
lidir "rahmetullahi aleyh". Din bilgilerindeki derinligine, ictihadda derecesinin yiik- 
sekligine, eserleri sahiddir. Bu eserleri okuyup anhyabilen, onu tanir. Onu tani- 
yamiyan, kendi kusurunu Ona yiiklemege yeltenir. Alimi tanimak icin, alim olmak 

- 1047 - 



lazimdir. O, zemanimn biitiin fen bilgilerinde de, mtitehassis idi. Bagdad Univer- 
sitesinin rektorti idi. O zemanin ikinci dili olan rumcayi iki senede ogrenmis, es- 
ki Yunan ve Roma felsefesini, fennini incelemis, yanhslarmi, yiiz karalanni kitab- 
lannda bildirmisdir. Diinyanm dondiigiinii, maddenin yapisini, ay, giines tutulma- 
sinm hesablanni, daha nice teknik ve sosyal bilgileri yazmisdir. 

Islam alimlerinden biri de, imam-i Rabbani Ahmed-i Farukidir "rahmetullahi 
teala aleyh". Bunun din bilgilerindeki derinligi ve ictihad derecesinin yiiksekligi, 
hele tesavvufdaki, vilayetdeki kemali, aklin, idrakin iistiinde oldugunu, dinde 
soz sahibi olanlar, ittifakla soyledigi gibi, Amerikada yeni cikan kitablar da, bu 
se'adet giinesinin mklari ile aydinlanmaga baslamisdir. imam-i Rabbani "rahme- 
tullahi aleyh", zemanimn fen bilgilerinde de mtitehassis idi. (Mektubat)in birin- 
ci kisminm ikiyiizaltmisaltinci mektubunda, (Oglum Muhammed Ma'sum "rahme- 
tullahi teala aleyh", bugiinlerde, (Serh-i mevakif) kitabim temamladi. Derslerin- 
de, Yunan felsefecilerinin hatalanni anladi) buyuruyor. Bu kitab, islam medrese- 
lerinin, yiiksek [Universite] kisminda son zemanlara kadar okutulan bir fen kita- 
bidir. Kadi Adud yazmis, seyyid serif Ali Ciircani "rahmetullahi teala aleyhima" 
serh etmisdir. Bin sahife kadar olup, o zemanin fen bilgilerini anlatmakdadir. 
Kitab, alti mevkife ayrilmis olup, her birinde mersadlar vardir. Dordiincii mevkif, 
birinci mersad ucuncii kism, ikinci maksadda yer kiiresinin yuvarlak oldugunu, al- 
tinci maksadda da, batidan doguya dogru dondiigiinii isbat etmekde, atomu, mad- 
denin cesidli hallerini, kuvvetleri ve psikolojik olaylan bildirmekdedir. 

Avrupahlar, fen bilgilerinin cogunu ve hepsinin temelini islam kitablarmdan al- 
di. Avrupahlar, diinya tepsi gibi diiz, etrafi divar cevrili zan ederken, miisliman- 
lar yer kiiresinin yuvarlak olup dondiigiinii buldular. (§erh-i mevakif) ve (Ma'ri- 
fetname) kitablan, bunu uzun yazmakdadir. Musul ve Diyar-i Bekr arasindaki Sin- 
car sahrasmda, meridyenin uzunlugunu olcdiiler ve bugiinkii gibi buldular. 581 [m. 
1185] de vefat eden Nur-iid-din Batruci "rahmetullahi teala aleyh", Endiiliis islam 
Universitesinde astronomi profesorii idi. (El-hayat) kitabinda bugiinkii astrono- 
miyi yazmakdadir. Galile, Kopernik, Newton, diinyanm dondiigiinii miisliman 
kitablarmdan ogrenip soyleyince, bu sozleri sue sayildi. Galile, papaslar tarafin- 
dan muhakeme edilip habs olundu. Tanzimata kadar medreselerde fen dersleri oku- 
tuluyordu. Aydm din adamlan yetisiyordu. Dlinyaya onderlik ediyorlardi. Fen ders- 
leri kaldinhnca, kesfler, buluslar da durdu. Bati, doguyu gecmege basladi. 

Bugiin, dinimizi, o biiyiik alimlerin kitablarmdan okuyup, ogrenecegiz! Din bil- 
gileri, Ehl-i siinnet alimlerinden veya bunlann kitablarmdan ogrenilir. Kesf ile, il- 
ham ile, ilm elde edilmez. Bunlann kitablarim okuyan, hem ilm ogrenir, hem de 
kalbleri temizlenir. 

insanlarm, sihhatli, saglam ve rahat, nes'eli yasamalarma ve ahiretde sonsuz 
se'adete kavusmalarma sebeb olan faideli seylere (Ni'met) denir. Allahii teala, cok 
merhametli oldugu icin, kullanna lazim olan biitiin ni'metleri yaratdi. Bunlardan na- 
sil istifade edilecegini, nasil kullanacagimizi, Peygamberleri ile gonderdigi kitabla- 
rmda bildirdi. Bu bilgilere (Din) ve (Ahkam-i islamiyye) denir. Miisliman olsun, ka- 
fir olsun, herhangi bir insan, bu kitablara uygun yasarsa, diinyada rahat ve huzur icin- 
de olur. Mesela, bir eczahanede yiizlerce faideli ilac vardir. Her ilacin kutusunda ta- 
rifnamesi vardir. ilaci, tarifeye uygun kullanan, faidesini goriir. Tarifeye uymayan 
ilacdan zarar goriir. Kur'an-i kerime uygun yasayan da ni'metlerden faide goriir. 

Diinyada ve ahiretde se'adete kavusmak, rahat ve neseli yasamak icin miisliman 
olmak lazimdir. Imam olan ve ahkam-i islamiyyeye uyan, ya'niharamlardan saki- 
nip ve ibadetlerini yapan kimseye, miisliman denir. Iman, belli alti seye ve biitiin 
emr ve yasaklann hepsine inanmak demekdir. Allahii teala hakikf miislimandan 
razi olur. Onu sever. Hakiki miisliman olmak icin, Ehl-i siinnet alimlerinin bildir- 
dikleri gibi iman etmek ve ibadetlerini dogru ve (ihlas) ile yapmak lazimdir. Al- 

- 1048 - 



lahii teala dogru ve ihlas ile ibadet yapanlan sevecegini, bunlarm kalblerine diin- 
yada feyzler, nurlar verecegini, ahiretde de (Sevab), ya'ni iyilik verecegini va'd et- 
di. (Ibadet), emrleri yapmak, (Takva) haramlardan, yasak edilmis olanlardan sa- 
kmmak demekdir. Ibadetlerin dogru olmasi icin, nasil yapilacaklarmi ogrenmek 
ve ogrendiklerine uygun olarak yapmak lazimdir. (ihlas), gerek beden ile, gerek 
mal ile yapilan farz veya nafile biitiin ibadetleri, mesela hayrat ve hasenat yapma- 
gi, mtislimanlan sevindirmegi, onlan sikmtidan kurtarmagi, zikri, istigfan Allah n- 
zasi icin yapmakdir. Mal, mevki', hurmet, sohret kazanmak icin yapilan ibadetde 
ihlas olmaz, riya olur. Boyle ibadete sevab verilmez. Giinah olur, azab yapihr. Bid'at 
isliyenlerin, haram isliyenlerin ve boyle kimselerle ve kafirlerle, mezhebsizlerle ar- 
kadashk, komsuluk yapanlarm kalblerinde, ihlas kalmaz. Zulmet, kara lekeler ha- 
sil olur. imam-i Rabbani "rahmetullahi aleyh" birinci cildin elli dokuzuncu mek- 
tubunda buyuruyor ki, (Biittin mlTminler ibadet yaparken, Allahii teala emr etdi- 
gi ve begendigi icin yapmaga niyyet ediyorlar. Boylece ihlas ile yapiyorlar. Fekat 
biitiin islerin, iyiliklerin hep ihlas ile yapilmasi ve bu ihlasm kalbe hemen gelme- 
si lazimdir. Ba'zi kimselerde, ibadetlere baslarken yapilan niyyet, ihlas, zahmet ce- 
kerek, kendini zorhyarak hasil oluyor ve kisa bir zeman devam ediyor. Sonra kal- 
be nefsin arzulan geliyor. Devamh ihlas sahiblerine (Muhlas) denir. Zahmet ce- 
kerek elde edilen, devamsiz ihlasm sahiblerine (Muhlis) denir. Muhlas olana, iba- 
det yapmak, tath ve kolay olur. Ciinki bunlarda, nefslerinin arzusu ve seytamn ves- 
vesesi kalmamisdir. Boyle ihlas, insanm kalbine ancak bir Velinin kalbinden ge- 
lir). Ibadete baslarken nefs ve seytan ile miicadele ederek, devamsiz olan ihlas el- 
de edilebilince, boyle ihlas ile yapilan ibadetler de, zemanla nefsi za'ifletir, devam- 
h ihlas elde etmege sebeb olur. Fekat buna kavusmak senelerce siirer. 

Simdi biliyoruz ki, ultra viyole sua'lar, mikroplan olduriiyor. Verem hastalan 
senatoryumlarda sua' tedavisi ile cigerlerini temizliyor. Ultra viyole lsmlar, ciger- 
leri temizledigi gibi, kalb aynasini temizleyen, kalbi hastahkdan kurtaran sua'lar 
da vardir. Bu sua'lara (Nur), (Feyz) denir. Kalbin hasta olmasi, nefse uyarak ha- 
ramlari begenmesi, bunlara diiskiin olmasi demekdir. Ultra viyole lsmlarmi giines 
yayiyor. Nurlarm sacildigi kaynak ise, Evliyamn kalbleridir. Evliyanm kalbleri, on- 
dorduncii ay gibidir. Ay giinesden aldigi lsiklan saciyor. Velilerin kalbi de, Resu- 
lullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" giines gibi nur sacan mubarek kalbinden sa- 
cilip, kendilerine gelen nurlan cihana yaymakdadir. Evliya, oldii. Bugiin buluna- 
nin da nerede oldugu bilinmiyor. Fekat, insan oliince, kalb ve ruh olmez. Hatta, be- 
den kafesinden kurtuldugu icin, daha kuvvetli olur. Bugiin, her yerde, her odada 
elektro manyetik dalgalar var. Fekat, haberimiz olmuyor. Bunlan almak, duymak 
icin, ahci kuvvet, mesela radyo lazim. Her yerde nur sua'lan da vardir. Fekat, bun- 
lardan da haberimiz yok. Bunlan almak, faidelenmek icin de, bir kuvvet, bir alet 
lazimdir. Bu ahci kuvvet, yine kalbdir. Kalbler, fosforessans hassasi olan madde 
gibidir. Aldigi nurlan, karanlik kalblere sacarak, onlan parlatir. Mii'min cok ya- 
sayip, ibadetleri ve takvasi artdikca, kalbinin alabilecegi nur mikdan da artar. Fe- 
kat, bu nurlan, feyzleri cabuk ve cok alabilmek icin, bir Veliyi sevmek lazimdir. Soh- 
betinde, yanmda bulunarak, onun sevgisini de kazamrsa, daha cok feyz ahr. 

Kalb, gogsiimiizun sol tarafmdaki et parcasi demek degildir. Ona yiirek denir. 
Yiirek, hayvanda da bulunur. insana mahsus olan kalbe (goniil) diyoruz. Kalb, bir 
kuvvetdir, goriinmez. Te'sirleri ile, eserleri ile tamnir. Elektrik cereyam da gorun- 
miyor. Ampulden gecdigi zeman, rezistans telini lsitarak, lsik sacdirdigi icin, am- 
pulde bulundugunu anhyoruz. Halbuki, elektrik madde degildir. Bir yer kaplamaz. 
Kalb dedigimiz kuvvet de, madde degildir. Yer kaplamaz. Yiirek denilen et par- 
casinda eserleri goriindiigii icin, kalbin yeri yiirekdir diyoruz. 

[Kalb adalesi veya kapaklan bozuk olup ameliyyat ile diizeltilemiyen kimsenin 
yiiregi cikartilarak, oliim haline gelmis olan baskasmm saglam yiiregi buna takil- 
makdadir. Kalb takilanlarm birkac giinde oldiiklerini isitiyoruz. Yasiyacaklanm dii- 

- 1049 - 



siiniirsek, bunlarm gonial dedigimiz kalb latifesi degismemekde, kalbinde ve ruhun- 
da bir degisiklik olmamakdadir. Yiirek veya baska bir organ takilan kimse genc- 
lesmez. Yasi ilerlemesine devam eder.] 

Elektrik, bakir tel ile iletiliyor. Radyo vericisi ile ahcisi, birbirine elektroman- 
yetik titresimlerle baglamyor. Kalbleri birbirine baghyan bagm da, muhabbet ol- 
dugu (Mektubat)m dordiincii cildinin yirmibirinci mektubunda yazihdir. Bir insan, 
bir Veliyi goriip konusarak veya kitablanm okuyarak, onun islamiyyete tarn bag- 
h oldugunu, derya gibi ilm sahibi oldugunu, giizel ahlakini, herkese iyilik yapdi- 
gim anlayip sever. Resulullahi cok sevdigi icin, Onun izinde bulunani da sever. Fe- 
kat, bu giizel sifatlan sevmesi yetismez. Bu sifatlann sahibini iyi taniyip sevmesi 
lazimdir. Ciinki, bu sifatlar miinafiklarda, kafirlerde, masonlarda da goriilebilir. 
Bunun icin, miirsid oldugunu anlayip, onu gormekden ve kendini goremeyince, sek- 
lini, suretini kalbine, hayaline getirmekden zevk almak lazimdir. Bu hale (Rabi- 
ta) yapmak denir. Ona her zeman rabita yaparak, gormiis gibi olur. His uzvlanna 
te'sir eden hersey kalbe de te'sir eder. Giizel birseyi gormek kalbe te'sir etdigi gi- 
bi, o seyi diisiinmek de kalbe te'sir eder. Ya'ni, (Rabita) yapmak, yanmda bulun- 
mak gibi olur. Ne kadar cok sevisirlerse, o kadar cok feyz ahr. Ubeydiillah-i Ah- 
rar, (Kalbi, mala, miilke ve her cesid diinya islerine baglamak sue olmuyor da, bir 
mii'mine baglamak nicin sue olsun?) buyurmusdur. 

Giinesin karsisma bir ayna koyalim. Bu ayna karsisma, ikinci bir ayna, bunun 
karsisina da iiciincii bir ayna, bunun karsisma dordiincii, boylece otuzuncu ayna- 
ya bakmca, giines bu aynada goriiniir. Ciinki, her ayna birbirine giinesi gostermek- 
dedir. Bunun gibi, Eshab-i kiramm "aleyhimiirndvan" hepsinin kalbi, Resululla- 
hin "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek kalbinden sacilan nurlarm te'siri ile, ay- 
na gibi cilalandi. Ciinki Onu, cok, pekcok seviyorlardi. Onun giizel ahlakini, tat- 
h sozlerini ve mu'cizelerini ve nurlu yiiziinii gorerek, kendisine asik olmuslardi. Her 
islerinde Onun gibi olmaga cahsiyorlardi. Herbiri, canini, Onun bir isareti ile fe- 
da ediyordu. Onu iyi anlayip, cok severek ve sohbetinde bulunarak, bol bol aldik- 
lari nurlari, kendilerine asik olan, baglanan gene kalblere yayip, bunlan temizle- 
diler. Bu nurlar, bu kalblerden de, bunlara baglanan baska genclerin kalbine gel- 
di. Boylece, biniicyiiz sene kadar, aym nurlar, Evliyamn kalbinden sacilarak, her 
asrda, bu kalblere baglanan kalbleri temizleyip ayna gibi yapdilar. Ya'ni, kalb goz- 
leri acildi. Bu se'adete kavusan bahtiyarlara, (Veil), (Evliya) denildi. Evliyamn bii- 
yiiklerinden, zemanmm kutbu, Mazher-i Can-i Canan buyuruyor ki, (Biitiin kazanc- 
larima, miirsidlerimi cok sevmekle kavusdum. Se'adetlerin anahtan, Allahii teala- 
nm sevdiklerini sevmekdir). Ali Ramiteni "kaddesallahii teala sirrehul'aziz" haz- 
retleri buyurdu ki, (Allah adamlannm kalbleri, Hakkm nazargahidir. O kalblere 
girmis olanlara da, o nazardan nasib erisir.) 

Kalb, hem nefse, hem his uzvlanna baghdir. His uzvlan ne ile mesgul olursa, kalb 
ona baglanir. insan giizel bir seyi goriince, giizel bir ses duyunca, tath birsey alin- 
ca, kalb bunlara baglanir. Bu sevgi insamn elinde olmaz. insan giizel birsey oku- 
yunca, kalb, bunlarm ma'nalarma, yazanna baglanir. Giizel, tath demek, kalbe gii- 
zel, tath gelen sey demekdir. insan, cok def a hakfki giizelligi anhyamaz. Nefse gii- 
zel gelen ile, kalbe giizel geleni birbiri ile kansdinr. Kalb kuvvetli ise, hakiki gii- 
zelligi anlayip, onu sever, baglanir. Ayet-i kerimeler, hadis-i senfler, Evliyamn soz- 
leri, diia, tesbih gibi krymetli seyler, ashnda giizeldir. Cok tathdir. Kalbin nefse bag- 
hhgi azahnca ve nefsin elinden kurtulunca, bunlan okudugu, duydugu zeman, bun- 
larm giizelligini anlar ve baglanir da, insamn haberi olmaz. Kur'an-i kerim oku- 
yunca veya dinleyince, zikr yapmca, ibadetleri yapmca, Allahii tealayi sever. Kal- 
bi, nefsin elinden, baskismdan kurtarmak icin, nefsi ezmek, kalbi uyandinp kuv- 
vetlendirmek lazimdir. Bu da, Resulullaha uymakla olur. Muhammed aleyhisse- 
lama uyarak, kalbini nefsinin pencesinden kurtaran bir kimse, bir Veliyi inceler- 
se, onun Resulullahm varisi, Allahm sevgili kulu oldugunu anlar. Allahii tealayi 

-1050- 



cok sevdigi icin, Allahm sevdigini de cok sever. Fekat, sevebilmek kolay birsey de- 
gildir. Nefsin sevdiklerini, kalbin sevdigi hakfki giizellikler sanarak aldananlar cok 
olmus, felakete siiriiklenmislerdir. 

Allahii tealanm sevgisine kavusmak icin cahsana (Salih) denir. Bu sevgiye ka- 
vusmus olana (Arif) veya (Veil) denir. Baskalannin da kavusmalarma vasita ola- 
na (Vesfle) ve (Miirsid), bunlarm iiciine de (Sadik) denir. Allahii teala, Al-i imran 
suresinin otuzbirinci ayetinde, mealen buyuruyor ki, (Onlara soyle! Eger Allahi se- 
viyorsaniz, bana tabi' olunuz! Allah, bana tabi' olanlari sever). Allahii tealayi sev- 
menin alameti, Onun Resuliine tabi' olmakdir. Tabi' olmak, emrlerine ve yasakla- 
rma uymak demekdir. Onun emrlerine ve yasaklanna (islamiyyet) ve (Ahkam-i is- 
lamiyye) denir. Allahii tealayi seviyorum diyenin, islamiyyete uymasi lazimdir. is- 
lamiyyete uyan kimseye (Miisliman) denir. Allahii teala, miishmanlarm, birbirle- 
rini sevmelerini emr etdi. Kafirleri ve munafiklan ve miirtedleri sevmemegi emr et- 
di. Bunun icin, (Hubb-i fillah), ya'ni Allahi sevenleri sevmek ve (Bugd-i lillah) ya'ni 
Allahii tealanm diismanlanm sevmemek, imanm sarti oldu. Miisliman olmiyana (Ka- 
fir) denir. Mushmanhkdan ayrilip, kafir olana (Miirted) denir. Miisliman olmiyan, 
fekat, miisliman goriinen kafire (Miinafik) denir. Bunlarm iiciinii de sevmemek, ima- 
nm sartidir. Tevbe suresi, yiizyirminci ayetinde mealen, (Ey mii'minler! Daima, her 
zeman, sadiklar ile birlikde bulunun!) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, beraber olma- 
gi emr etmekdedir. Bir hadis-i serifde, (Allahii tealanm, kalbime akitdigi, doldur- 
dugu feyzlerin, mil hum hepsini Ebu Bekrin kalbine akitdim!) buyuruyor. Ebu Bekr 
"radiyallahii teala anh", takvasi ve ibadetleri herkesden cok oldugu icin ve Resu- 
lullahm buyiikliigiinu ve Ona nazaran kendinin hie oldugunu herkesden cok an- 
ladigi ve Resulullahm sevgisini herkesden cok kazandigi icin, feyzler, Ona baska- 
larina gelenden daha cok geldi ve gelen feyzlerin hepsini aldi. Bunlardan ve ben- 
zerlerinden anlasihyor ki, dinimiz, Evliya ile beraber bulunmagi, Resulullahm yo- 
lunu bunlardan ogrenmegi istemekdedir. 

Eshab-i kiram ile Tabi'in-i izama (Selef-i salihin) denir. Bunlardan sonra, hicre- 
tin dortyiiz senesi sonuna kadar gelen Ehl-i siinnet alimlerine, (Halef-i sadikin) de- 
nir. Halef-i sadikin, iman ve amel bilgilerinde ve kalb ma'rifetlerinde, hep Selef-i 
salihine tabi' olmuslar, bunlarm yolundan hie aynlmamislardir. Dortyiiz senesinden 
sonra, mutlak miictehid kalmadigi gibi, bindortyiiz senesinden sonra da, insan-i ka- 
mil goriilemez oldu. insan-i kamil olmiyan, Evliya ve miictehid olmiyan miiceddid- 
ler "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", kiyamete kadar, yeryiiziinde buluna- 
cakdir. Bu mticeddidler, mtictehidlerin kitablanm her tarafa yayacaklar, unutulmus 
olan hak yolunu, Ehl-i siinnet bilgilerini insanlara bildireceklerdir. Diinyaya yayil- 
mis olan, bid'at sahiblerinin ve sahte tarikatcilann ve zmdiklarm, fen ve din yobaz- 
lannm, yalanlanna, iftiralarma cevablar vereceklerdir. Bunlarm yazdiklan dogru 
kitablan bulup okuyanlar, diinyada ve ahiretde se'adete kavusacaklardir. 

Biiyiik islam devleti olan Gaznevi imperatorlugunun kurucusu, sultan Mah- 
mud-i Gaznevi, Ebiil-Hasen-i Harkaniye, (Bayezid-i Bistaminasil bir zat idi?) di- 
ye sordu. Cevabmda, (Bayezid, oyle kamil bir Veliidi ki, Onu gorenler hidayete ka- 
vusurdu. Allahii tealanm razi oldugu kimselerden olurdu) dedi. Sultan Mahmud, bu 
cevabi begenmedi. (Ebu Cehl, Ebu Leheb gibi kimseler, Fahr-i kainati, Server-i ale- 
mi "sallallahti aleyhi ve sellem" nice kerre gordiiler. Bunlar hidayete gelmedi de, 
Bayezfdi gorenlerin hidayete geldiklerini nasil soyltiyorsun? O, Resulullahdan 
"sallallahii aleyhi ve sellem" daha yiiksek mi ki, iki cihanm efendisini, iistiinlerin iis- 
tiinii olan, Allahii tealanm sevgili Peygamberini goren, kiifrden kurtulamadi da, Ba- 
yezidi gorenler nasil kurtulur?) dedi. Ebiil-Hasen "rahmetullahi aleyh" buyurdu ki, 
(Ebu Cehl ve Ebu Leheb gibi ahmaklar, Allahii tealanm sevgili Peygamberini "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" gormediler. Ebu Talibin yetimi, Abdiillahin oglu Muham- 
medi "sallallahii aleyhi ve sellem" gordiiler. O gozle bakdilar. Eger, Ebu Bekr-i Sid- 
dik gibi bakarak, Resulullah olarak gorselerdi, eskiyahkdan, kiifrden kurtulur, 

- 1051 - 



Onun gibi kemale gelirlerdi). Meal-i serifi, (Onlarin sana bakdiklarim goriirsiin. On- 
lar, seni anhyamiyorlar. Ustiinlugiimi goremiyorlar) olan A'raf suresinin yiizdok- 
sanyedinci [197] ayeti bu inceligi bildirmekdedir. Sultan Mahmud han "rahmetul- 
lahi teala aleyh" bu cevabi cok begendi. Din biiyiiklerine olan sevgisi artdi. 

(Se'adet-i Ebediyye) kitabim okuyarak anhyan bahtiyar bir kimse, hem din bil- 
gilerini ogrenir, hem de Imam-i Rabbaniyi "rahmetullahi aleyh" tamyarak, kalbi Ona 
meyl eder, baglamr. Onun biitiin diinyaya sacdigi nurlan ahp, olgunlasmaga, kema- 
le gelmege baslar da haberi olmaz. Ham bir karpuz, giinesin lsiklan karsisinda ze- 
manla olgunlasdigi, tathlasdigi gibi yetiserek kamil bir insan olur. Bu diinyayi, ha- 
yati gortisiinde degisiklikler oldugunu his eder. Haller, zevkler, tath rii'yalar gorme- 
ge baslar. Imam-i Rabbaniyi, Evliyayi, Eshab-i kirami ve Resulullahi "sallallahu aley- 
hi ve sellem" rii'yada gormege, uyamk iken ruhlarim insan seklinde gormege, bun- 
larla konusmaga baslar. Nefsi de gafletden kurtulup, nemazin tadini duymaga, iba- 
detlerden zevk almaga baslar. Giinahlardan, haram olan seylerden, kotii huylardan 
nefret duyar. iyi huylar onun adeti olur. Herkese iyilik eder. Cem'iyyete, millete fa- 
ideli olur. Se'adet-i ebediyyeye kavusur ve baskalarim da kavusdurur. Hanefimez- 
hebinin biiyiik alimlerinden seyyid Serif Ciircanihazretleri, (Serh-i mevakif) sonla- 
nnda ve ($erh-ul-metali' ha§iyesi) bas tarafinda ve (Berika)nm ikiyiizyetmisinci sa- 
hifesinde buyurdugu gibi, Evliyamn suretleri, oldiikden sonra da talebesine goriiniip 
feyz verirler. Fekat, bunlan gorebilmek ve ruhlarmdan feyz alabilmek kolay degil- 
dir. Ehl-i siinnet i'tikadim ve ahkam-i islamiyyeyi, kitablardan ogrenmek ve ogren- 
diklerine uymak ve Evliyayi sevmek, saygih olmak lazimdir. (Merec-iil-bahreyn)de 
diyor ki: (Tesavvuf biiyiiklerinin hepsi, Ehl-i siinnet idi. Bid'at sahiblerinden hicbi- 
ri, Allahii tealamn ma'rifetine yaklasamamisdir. Vilayet nurlan, bunlarm kalbleri- 
ne girmemisdir. Amelde ve i'tikadda olan bid'atin zulmeti, vilayet nurunun kalbe gir- 
mesine mani' olur. Kalb, bid'at pisliklerinden temizlenmedikce ve Ehl-i siinnet i'ti- 
kadi ile siislenmedikce, hakikat giinesinin lsiklan oraya giremez. O kalb, yakin nu- 
ru ile aydmlanamaz). (Mekatfb-i §erife)de altmisdokuzuncu mektuba bakmiz! 

(irsad-iit-talibin)de diyor ki, (Biiyiik alim vefat edince, feyz vermesi kesilmez. 
Hatta artar. Fekat [kalb hastahklarma sifa olan bakislan ve sozleri devam etme- 
digi icin] bir insanin meyyit ile olan baghhgi, diri ile olan gibi olamaz. Bunun icin, 
(Uveysi) olmak, ya'ni meyyitin ruhaniyyetinden feyz almak az olur. Fena ve Be- 
kaya yiikselen dirilerin meyyit ile irtibatlan, diri iken oldugu kadar degil ise de, 
cok olur ve bunlar meyyitden cok feyz alirlar. Fekat, diri iken daha fazla alirlar. 
Ciinki diriler, yamndakilerin ahkam-i islamiyyeye yapismalarim saglar. Biitiin 
halleri ve sozleri ile kalblerine te'sir ederek, muhabbetin artmasma, boylece da- 
ha cok feyz almalarma sebeb olurlar). Goriiliiyor ki, bir Miirsid aramak lazimdir. 
Sadik ve temiz bir miisliman, Evliya diri iken de, kabrde iken de, ruhlarmdan feyz 
ahr ise de, diri olan Evliya, bunun yapmasi lazim olan vazifeleri soyler. Ffatalan- 
ni diizeltir. Boylece, feyz almasi kolaylasir ve cok olur. Oliiler ise birsey soyliye- 
mez. Yol gosteremez. Kusurlarmi bildiremez. Feyz almasi azahr veya durur. Ilham 
ve rii'ya ile meyyitden ders almak da olamaz. Ciinki, ilhamlara ve rii'yalara, 
vehm, hayal ve seytan kansabilir. Kansmamis olanlan da, te'villi, ta'birli olabilir. 
Dogrulan, igrilerinden ayird edilemez. Kazanc pek kiymetli ise de, zarar da, o de- 
rece tehliikelidir. Boyle olmakla beraber, hakiki alim bulunmadigi zemanlarda, 
miirsid gecinen cahillere aldanmayip, mevtalarm ruhlarmdan feyz almaga cahsma- 
hdir. Buna kavusmak icin, Ehl-i siinnet i'tikadmda olmak ve ahkam-i islamiyye- 
ye uymak ve hakiki alimlerin kitablarmi okumak ve okuyan ile sohbet etmek 
sartdir. Kiiciik cocuk, en cok anasmi sever ve ona sigmir. Akh basma gelince, ba- 
basina daha cok giivenir, buna sigmir ve bundan faidelenir. Mektebe veya san'ata 
baslaymca, hocasma, ustasma sarihr. Bunlardan faidelenir. Allahii tealamn ade- 
ti boyledir. Ruhun kazanclan da, bunun gibi, once ana, baba ve alim, sonra Resu- 
lullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" vasitasi ile alimyor. 

-1052- 



Siial: Hicri ondordiincii asnn yansindan sonra, dtinyanm hicbir yerinde Veligo- 
riilemedigine gore, eski Velilerin sozlerini okuyup, onlan tamyarak, kalbimizi, kalb- 
lerine baglayacagimiza, nicin dogruca, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efen- 
dimizin kalbine baglamryor, Onun kuvvetli olan nurunu almiyoruz. Ona intisab, 
ya'ni baglanmak, ya'ni inanmak ve sevmek, zaten imanin sarti degil midir? 

Cevab: Dogruca Resulullaha "sallallahii teala aleyhi ve sellem", vefatmdan son- 
ra da, mubarek ruhuna baglanmak, elbet daha faideli, hatta lazim ve vacibdir. (Me- 
katfb-i §erffe)nin seksenbirinci mektubunda diyor ki, (Evliyayi bir gozliik olarak dii- 
siiniip, Resulullaha ve Allahii tealaya bu gozliik ile bakmahdir.) Bir Veliyi veya ki- 
tablarim bulup, bunu tanimak, buna rabita yapmak, Resulullahm "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" mubarek ruhuna baglanmak icindir. Bir insamn hie gormedigi kim- 
senin seklini, suretini, yalmz isitmekle, okumakla ogrenerek, hayaline getirmesi cok 
zordur. Onun kendisi degil, baskasi goriinebilir. Bunun icin, Resulullaha rabita 
yapilmaz. Ciinki, baskasimn Resulullah olduguna inanmak kiifr olur. Evliyayi dii- 
siinmekde, bu tehliike yokdur. Bir Veliyi dustmen, goniil gozii ile, onun mubarek kal- 
bine bakmis olur. Orada Resulullahm mubarek kalbini goriir. Boylece, Resululla- 
ha baglanmis olur. Bizim gibi cahillerin, gafillerin, Resulullahi diisiinmemiz ancak 
boyle olur. Bu siiret ile, Ondan feyz aldikdan sonra, dogruca kendisine baglanmak 
ve Evliyamn kabrlerinden, ruhlarmdan feyz almak, miimkin ve kolay olur. Resulul- 
laha baglanarak feyz alan kimse, Onu cok sever, imam-i Gazali "rahmetullahi 
aleyh" (Eyyiihel-veled) kitabimn sonunda buyuruyor ki, (Her musliman, terbiye edi- 
ci bir iistada muhtacdir. Ustad onu terbiye ederek, kotii huylardan kurtanr. Bunla- 
nn yerine iyi huylan yerlesdirir. Terbiye etmek, ciftcinin tarladaki dikenleri, zarar- 
h otlari temizliyerek ekdigi tohumlarm kuvvetli, iyi olmasina cahsmasi gibidir. Al- 
lahii teala, kullarma dogru yolu gostermek icin, Peygamber "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" gonderdi. Peygamber vefat edince, Ona vekil olarak Evliyayi yaratdi. Velinin 

alameti sunlardir: ) Bu kitabm arabiolan ash ile tiirkce ve fransizca terceme- 

leri Hakikat Kitabevi tarafmdan basdinlmisdir. Veli, Resulullahi "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" iyi tamdigi ve baglandigi icin, Onun mubarek kalbinden feyz al- 
makda ve bu feyzler, bunun kalbinden, kendisine baglananlarm kalblerine akmak- 
dadir. [Feyz gelen kalbler temizlenir. Ahlaki giizel olur.] imam-i Rabbani "kuddi- 
se sirruh" ikiytizaltmismci mektubda diyor ki, (Velinin kalbindeki feyzler, nurlar, 
giinesin ziyasi gibi, her yere yayilmakdadir. Ahkam-i islamiyyeye uyan ve Onu se- 
ven muslimanlarm kalblerine akar. Onlarm bu feyzleri aldiklarmdan haberleri ol- 
maz. Kalblerinin temizlendigini anlarlar. Karpuzun giines karsismda olgunlasdigi gi- 
bi, kemale gelirler. Eshab-i kiram "ridvanullahi teala aleyhim ecma'in", Resululla- 
hm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" sohbetinde, boyle kemale geldiler. Mtislima- 
nin feyz almasina mani' olan en zararh sey, bid'at sahibi olmasidir.) Altmisbirinci 
mektubda diyor ki, (insanda Allahii tealamn nzasma kavusmak arzusunu yok eden 
en zararh sey, yalanci, cahil tarikatcilardir. Bunlarm kitablan, sozleri, kalbleri ka- 
rartir. Bunlarm tuzaklanna diisen kimse, sahte, cahil doktora giden hastaya benzer.) 
Hakiki Veliyi, yalanci sahte seyhden ayiran en acik alamet, hakiki Velinin vera' ve 
takva sahibi olmasidir. (Takva), Ehl-i siinnet i'tikadina uygun olarak iman edip, ha- 
ramlardan sakmmak demekdir. Siibheli olan seylerden de sakinmaga (Vera') denir. 
Ehl-i siinnet alimleri, vera' ve takva sahibleri idi. Muhammed Ma'sum "rahmetul- 
lahi aleyh" (Mektubat)mm ikinci cildinin 112. ci mektubundaki hadis-i serifde, 
(Vera' sahibi ile birlikde oturmak ibadetdir) buyuruldu. Boyle islam alimleri ktif- 
re sebeb olan seyleri ve haramlan ve siibheli olanlan bildiren cok kitab yazdilar. ib- 
ni Niiceym-i Misrinin "rahmetullahi aleyh" (El-kebair) kitabi meshurdur. Tiirkce 
tercemesi ile birlikde, 1304 de istanbulda basdinlmisdir. Seyyid Abdiilhakim Arva- 
sinin "rahmetullahi aleyh" (Kiifr ve kebair) risalesinde, iicyiiziic biiyiik giinah ile yii- 
zonbir kiifre sebeb olan sey yazihdir. 

Resulullahdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" gelen din bilgileri, ikiye ayrihr: 

- 1053 - 



Beden bilgileri ve kalb bilgileri. Beden bilgilerini, ya'ni kalb ile inanilmasi ve yapil- 
masi ve beden ile yapilmasi ve sakmilmasi lazim olan iman ve ibadet bilgilerinin hep- 
sini Eshabinin hepsine teblig etmek, ogretmek vazifesi idi. Bunlan bizzat ve bilvasi- 
ta bildirdi. Ma'rifet ve tesavvuf denilen kalb bilgileri ise, giines sua'lan gibi, muba- 
rek kalbinden her an etrafa yayihyordu. Bunlara (Nur) ve (Feyz) denir. Her Sahabi, 
kendi kalbine gelen feyzlerden [akanlardan] kendi isti'dadi, kabiliyyeti kadanmn hep- 
sine hemen kavusdu. Resulullaha muhabbetleri pekcok oldugu icin, yayilan nurlar- 
dan isti'dadlan kadarma hemen kavusdular. Kavusduklan ntirlar, ihlaslarimn cabuk 
ve cok artmasina sebeb oldu. Birinci kism, 46. ci maddenin sonuna bakimz! Beden bil- 
gileri (Edille-i ser'iyye) denilen dort kaynakdan ogrenilmis, fikh kitablan vasitasi ile 
bizlere gelmisdir. Resulullaha uymak istiyenlerin, fikh kitablarmm bildirdigi ve miir- 
sid-i kamilin soyledigi gibi ibadet etmeleri lazimdir. Kalb bilgileri ise, bizlere Evliya- 
nin kalbleri vasitasi ile gelmisdir. Resulullahin mubarek kalbinden bu bilgileri almak 
istiyenin, bir Velmin yaninda bulunarak, bunun kalbinden almasi lazimdir. Veil, in- 
samn kalbi ile, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" mubarek kalbi arasm- 
da, bir vasitadir, yoldur. Kalb bilgilerine, tesavvuf kitablarim okumakla kavusulamaz. 
Bu bilgileri sunan menba', ariflerin kalbleridir. Boyle oldugu, (SemerSt-iil-fiiad) ki- 
tabmm sonunda da yazihdir. Her Sahabi de, Resulullahdan aldiklan, beden ve kalb 
bilgilerini, istiyen muslimanlara bildirdiler. Daha sonra gelen miislimanlar da, beden 
bilgilerini fikh kitablarmdan, kalb bilgilerini, Evliyanm kalblerinden aldilar. (Ben, be- 
den bilgilerini, dogruca Resulullahin sozlerinden, ya'ni hadis-i seriflerden ogrenece- 
gim) diyenler, hadis-i serifleri yanhs anhyarak, nefsin ve seytamn tuzaklarma diisduk- 
leri gibi, (Ben kalb bilgilerini dogruca Resulullahin kalbinden alacagim) diyenler de, 
nefsin ve seytamn tuzaklarma diismiislerdir. Beden bilgilerinin, Ehl-i siinnet alimle- 
rinin sozlerinden veya kitablarmdan, kalb bilgilerinin de, bu alimlerin, hayatda olan- 
larmin kalblerinden, vefatlarmdan sonra da, ruhlarmdan almmasi lazimdir. Bu bil- 
gilerin miitehassislan, ya'ni Mlictehidler ve Veliler, boyle soylemislerdir. (Kunuz-ud- 
dekaik)da yazih olan, (Talebesi arasinda Slim, EshSbi arasindaki Peygamber gibidir), 
( Alimin talebesinden iistiinliigii, Peygamberin iimmetinden iistiinliigii gibidir), (Her- 
seyin bir kaynagi vardir. TakvSnin menba'i ariflerin kalbleridir), (Fikh dersinde bu- 
lunmak, bir sene ibadet yapmakdan dahS iyidir), (Alimin yiiziine bakmak ibSdetdir) 
hadis-i serifleri, yukandaki yazimizm vesikasidir. Allahii teala, islam dininin kiyame- 
te kadar devam edecegini va'd etdi. Beden bilgilerini muhafaza icin Osmanh devle- 
tini, kalb bilgilerini muhafaza icin Evliyayi yaratdi. islamin en biiyiik diismam olan 
ingiliz devleti asrlarca cahsarak, bu iki muhafizi yok etdi. Allahii teala, yeni muha- 
fizlar yaratmakda, islamiyyet devam etmekdedir. 

Sunu da bildirelim ki, kalbin, ruhun hastahgi, herkesde baskadir ve herkesin (idi- 
osynkrasie=Uberempfindlichkeit gegen bestimmte Reize) denilen hassasiyyeti, 
isti'dadi ayridir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" yalniz kalbin hastalikla- 
nm ve tedavisini bildirmekle kalmamis, ferdlere, ailelere, cem'iyyetlere, harblere, 
miras hesablarma, ya'ni her cesid diinya ve ahiret islerine aid yiizbinlerle bilgiyi soy- 
lemisdir. Kendi hastahgmi ve kalbinin ilacmi bilmiyen bizim gibi cahillerin, bu ha- 
dis-i seriflerden kendine uygun olanlan secip almasi imkansiz gibidir. ikinci cild, 
54. cii mektubda diyor ki, (Simdi hadisler unutuldu. Bid'atler yayildi. Dogru ve ig- 
ri kitablar birbirine kansdi.) Evliya, kalb, run miitehassislan olup, herkesin biin- 
yesine ve hastaligma ve zemanimn zulmetine ve fesadma uygun ruh ilaclanni, ha- 
dfs-i seriflerden secerek soylemisler ve yazmislardir. Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem", diinya eczahanesine yiizbinlerce ilac hazirlayan bas tabib olup, Ev- 
liya da, bu hazir ilaclan, hastalarm derdlerine gore dagitan, emrindeki yardimci ta- 
bfbler gibidir. Yiizondokuzuncu mektuba bakimz! Hastahgimizi bilemedigimiz, ilac- 
lan tammadigimiz icin, yiizbinlerce hadis icinden, kendimize ilac aramaga kal- 
karsak, (Allergie) aks-i te'sir hasil olarak, cahilligimizin cezasim ceker, faide ye- 
rine zarar goriiriiz. iste bunun icin, hadis-i serifde, (Kur'an-i kerimi kendi anladi- 
gina gore tefsir eden kafir olur) buyuruldu. Mezhebsizler, bu inceligi anhyamadik- 

-1054- 



Ian icin, (Herkes Kur'an ve hadis okumali, dinini bunlardan kendi anlamah, mez- 
heb kitablarmi okumamahdir) diyerek, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablannm okun- 
masini yasak ediyorlar. Biitiin muslimanlan felakete silriikliyorlar. Farisi (Redd-i 
vehhabi) kitabi, mezhebsizlerin bu iftiralanna, cok gilzel cevab vermekdedir. 
imam-i Rabbani de, ikinci cildin, 97. ci mektubunda, cevab vermekdedir. 

Sonsoz olarak, yine bildireyim ki, Veli demek, Allahii tealanin nzasma, sevgisine 
kavusmus olan, Ehl-i siinnet alimi demekdir. (Ehl-i siinnet) demek, Kur'an-i kerimin 
ve hadis-i seriflerin gosterdigi yol demekdir. Ehl-i siinnet alimleri, bu yolu Eshab-i 
kiramdan ogrendiler. Kendi anladiklarma degil, Eshab-i kiramdan isitdiklerine sa- 
nldilar. Ehl-i siinnetden aynlmak, Kur'an-i kerimin ve hadis-i seriflerin dogru yolun- 
dan aynlmak olur. Ehl-i siinnetden aynlanlar arasmda, Kur'an-i kerimdeki ve mii- 
tevatir olan hadis-i serif lerdeki acikca anlasilamiyan delilleri yanhs te'vil edenler, ka- 
fir olmazlar ise de, bid'at sahibi oluyorlar. Bu delillerden cikardiklan yanhs ve bo- 
zuk bilgilere, (Kur'an yolu), (Eshab yolu) diyerek, ahmaklan, cahilleri aldatiyorlar. 

Allahii tealanin nzasma, sevgisine kavusmak icin, ihlas, kalb-i selim sahibi olmak 
lazimdir. Kalb de, ancak Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" inanmak, Onu sev- 
mek ve Ona tabi' olmakla temizlenir. Bunun icin, birinci yol, hayatda olan bir Ve- 
liyi taniyip, Onun sozlerinden, kitablanndan Ehl-i siinnet i'tikadmi, ahkam-i isla- 
miyyeyi ve tesavvufun edeblerini ogrenmek ve bunlara uymak sarti ile, Ona (Rabi- 
ta) yapmak, ya'nikalbini Onun kalbine baglamakdir. Bir Veli, kendi iistadlarmdan 
almis oldugu yazih vesikadan ve biitiin sozlerinin, hareketlerinin ahkam-i islamiy- 
yeye uygun olmasmdan anlasihr. Boyle bir Veli gorulemedigi zeman, herhangi bir 
Veliye rabita yapan Onun (Uveysf)si olur. Birinci cildde ikiyiizseksenaltmci ve 
ikinci cildde seksendokuzuncu mektubda diyor ki, (Bir Arifin sohbetine kavusami- 
yana, biiyiiklerin ruhlanndan feyz almak nasib olur. Allahii teala onun ilerlemesi icin, 
bunlann riihlarini vasita yapar.) Arifler, Veliler, birinci kismm kirkaltmci madde- 
sinin sonunda bildirdigimiz hadis-i kudside, Allahii tealanin va'd etdigi miijdeye ka- 
vusduklan icin, oldiikden sonra da, taliblere feyz verirler. ikinci kismda, ellidordiin- 
cii maddeye bakimz! Ve ikiyiizdoksanbirinci mektuba da bakiniz! Vefat etmis olan 
Velinin ruhundan nasil feyz almacagi, ikinci kismin, onyedinci maddesinde bildiril- 
di. Muhammed Masum-i Faruki "rahmetullahi aleyh" iiciincii cildin yiizkirkikinci 
mektubunda buyuruyor ki, (imam-i Rabbaninin "kuddise sirruh" kabr-i serifini zi- 
yaret niyyeti ile Serhend sehrine gelmeniz cok iyi olur. Buradaki feyzlere ve bere- 
ketlere kavusursunuz. Medine-i miinevveredeki menba'dan buraya gelen nurlardan 
ve esrardan istifade edersiniz. Hindistandaki kiifr ve isyan zulmetleri, kalbleri ka- 
rartmakda, ruhlan hasta yapmakda ise de, ruhlara hayat veren ve kalbleri temizli- 
yen sifah su, karanhk ormanlarda bulundugu gibi, bugiin Serhend sehri, Medine-i 
miinevveredeki kaynakdan [Evliyanin mubarek kalbleri vasitasi ile] gelen feyzlerin, 
nurlarm yayildigi yerdir. Burasim Hindistamn kiifr, zulm yerleri gibi sanmayimz. Bu- 
rasi, [insani Allahii tealanin nzasma, sevgisine kavusduran] vilayet yolunun kapi- 
sidir. Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" mubarek kalbinden gelen 
envar ve esrar, buradan fiskirmakdadir. Allahii tealanm nzasma kavusmak istiyen- 
ler, inanarak bu mezan ziyaret ediyor, sevgileri nisbetinde, bu feyzlere, bereketle- 
re kavusuyorlar. Bu mubarek makamda bulunanlarm cogu, inanmadiklan, kiyme- 
tini bilmedikleri icin, bu ni'metden mahrumdurlar. Misk bulunan odaya giren, gii- 
zel kokuyu duyar. Miski, nezle hastasimn burnuna soksan, kokusunu duyamaz.) Bun- 
lann, Esrefzade Abdullah Rumfnin, (Miizekkin-niifus) kitabimn sonunda da yazi- 
h oldugu, arabi (Tuhfet-iil-u§sak)da bildirilmekdedir. (Tuhfe), (El-miinkiz) so- 
nunda basilmisdir. Sohbetde feyzler, ma'rifetler bol bol almdigi halde, Uveysiler dam- 
la damla alabilir. Fekat bunun tek damlasi, biitiin diinya kazanclarmdan daha kiy- 
metli ve pek lezzetlidir. Kabrini ziyaret etmek, damlalarm artmasina, mezhebsizle- 
rin, sapiklarm ve sahte, yalanci seyhlerin tuzaklanna diismek de, biisbiitiin kesilme- 
sine sebeb olur. Kalblerin, ruhlann arasmdaki bag, inanmak, sevmek ve istemekdir. 

- 1055 - 



Bir miisliman, bir Velinin sohbetine kavusursa veya hep onu diisiiniirse, ya'ni 
onun suretini, yiiziinii hayaline getirirse, yahud hayatim, sozlerini ogrenip, seve- 
rek, aglayarak diisiiniirse, onun kalbindeki feyzler, ma'rifetler, bunun kalbine 
akar. Yalniz uzakdan diisiinerek yetismis, Veil olmus mes'ud, bahtiyar zatlar cok 
vardi. Bu kazanclarmi ve kavusduklan yiiksek dereceleri, kitablarmda bildirmis- 
lerdir. Allahii tealanm bu merhameti, bu ihsam, kryamete kadar devam edecekdir. 

Bir kimseyi seviyorum deyince, ona karsi suri, mecazi muhabbeti oldugu anla- 
silir. Cahil ve bid'at sahibi ve salih ve sadik her miisliman, Resulullahi boyle sev- 
mekdedir. Miisliman olmak icin de, bu kadar muhabbet kafidir. Feyz getiren ha- 
kiki sevginin hasil olmasi icin, onun sozlerini, islerini, hallerini ve ahlakim ogren- 
mesi ve bunlan sevmesi lazimdir. Sevilene ita'at edilir. Herseyde ona tabi' olunur. 
Hakiki sevgi pekcok olursa, sevdiginden baska herseyi unutur. Bu unutmaga (Fe- 
na-yi kalb) denir. Hatta kendini de unutur. Kendini de unutmaga (Fena-yi nefs) 
denir. (Mekatib-i §erife)nin doksamnci mektubunda diyor ki, (Fena-yi kalb hasil 
olunca, kalbde hatara [mahluklarm diisiincesi] kalmaz. Fekat dimagdan gitmez- 
ler. Fena-yi nefs olunca, dimagdan da giderler. Bu yazimizi tesavvuf ehli anlar. Li- 
selerde, iiniversitelerde okumakla ogrenilmez.) Boylece, (Fena) hasil olunca, 
ya'ni bir Arif boyle cok sevilince, onun kalbine Resulullahdan "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" gelmis olan feyzler, ilahi ma'rifetler, nurlar, sevenin kalbine akarak, 
hakiki ihlasa kavusur. Boylece hakiki ibadet yapmak nasib olarak, Allahii teala- 
nm nzasma, sevgisine kavusur. Bundan sonra (Fena fir-Resul) hasil olur. Ya'ni Re- 
sulullahi "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hakiki muhabbet ile severek, feyzle- 
ri dogruca Onun mubarek kalbinden ahr. Artik, vesileye ihtiyac kalmaz. 

Diinya ve ahiret se'adetine kavusmak icin biricik yol, miisliman olmakdir. 
Miisliman olmak icin, Allahii tealanm var olduguna, bir olduguna, herseyi gordii- 
giine, bildigine, herseyi Onun yapdigina [yaratdigma] ve Muhammed aleyhissela- 
mm Peygamber olduguna ve oldiikden sonra, Cennet denilen yerde sonsuz ni'met- 
ler, tath hayat olduguna ve Cehennem denilen yerde sonsuz olarak atesde yanmak 
olduguna ve miisliman olanm Cennete gidecegine, miisliman olmiyamn, ya'ni 
isitdikden sonra inanmayamn, inkar edenin, Cehennemde sonsuz olarak yanaca- 
gma inanmak lazimdir. Diinya niifusunun yiizde doksandan fazlasi, ya'ni biitiin hi- 
ristiyanlar, biitiin yehudiler, Avrupadaki, Amerikadaki biitiin siyaset ve devlet 
adamlan, biitiin fen adamlan, kumandanlar, berehmenler, budistler, atese, putlara 
tapanlar, oldiikden sonra tekrar dirilecegimize, Cehennemde sonsuz azab ol- 
duguna inamyor. inanmamak, diinyadaki biitiin ilm, fen ve siyaset adamlarma uy- 
mamak olur. Boyle kimse tam gerici ve ahmakdir. inanmak yalniz laf ile olmaz. 
Kalb ile olur. Kalbde iman bulundugunun iki alameti vardir: Soz ve is. 

Islam dininden, islamm giizel ahlakmdan ve insan haklarmdan haberi olmiyan 
ba'zi cahilleri, ahmaklan isitiyoruz. Gtindiizleri spor sahalarmda, plajlarda, 
geceleri de eglence yerlerinde, kizlarla, oglanlarla, zevk, safa, fuhs icinde, calgi, 
oyun, kumar, icki ile omrlerini ziyan ediyorlar. Zevkleri icin lazim olan parayi, hak, 
hukuk, kanun tammadan topluyorlar. Bu taskmhklan, hileleri, azgmhklan ile 
hem kendilerine, hem de cem'iyyete, insanlara, canlara, lrzlara zarar veriyorlar. 
Dinsizlige, imansizhga (ilericilik), (aydm genclik) diyorlar. Akh olan boyle yasar 
diyorlar. Boyle yapmakla Avrupahlara, Amerikahlara benziyoruz diyerek 
ovtiniiyorlar. Dini, imam, temiz ahlaki olan, herkesin hakkmi taniyan, dogru, 
namuslu miislimanlara, gerici, yobaz diyorlar. Boylece kendilerini avutuyorlar. 
Biitiin Avrupahlar, Amerikahlar, dinlerine bagh olduklan icin, aklsiz da, yalniz bun- 
lar mi aklh? Felaket yolunda olduklarim, birkac senelik zevk icin, sonsuz azablara 
siiriiklendiklerini anliyamiyorlar. Tarihden de ibret almiyorlar. Halbuki islamiy- 
yet, diinya zevklerinden hicbirini yasak etmemisdir. Bunlarm, hayvanlar gibi, 
acikca, azgmca, zararh olarak yapilmasmi men' etmisdir. Bunlarm tuzaklarma 
dtisenlere, ancak acmir! Diinya zevklerine diiskiin, gafil, can yakan ve baskasinm 

-1056- 



malma, namusuna saldiranlar islam dinini genclerden sakhyorlar ise de, akh olan 
bir insanm, fen, biyoloji ve astronomi bilgilerini ogrenince, dinleri inceliyerek, ak- 
la, ilme uygun olan islam dinini secmesi icab eder. Bunu basaramiyanm da, biitiin 
diinyamn inandigi, Cehennemde sonsuz yanmak tehliikesi karsismda, korkarak, 
titriyerek hemen mtisliman olmasi lazimdir. Yine inanmazsa, akla uymamis olur. 
Hulasa, diinya ve ahiret se'adetlerinin basi, en iyisi, Allahii tealamn nzasina, sev- 
mesine kavusmakdir. Allahii tealaya yakin olmak, Onun sevmesine kavusmak 
demekdir. Bu se'adete kavusana (Veli) ve (Arif) denir. Veli olmak icin, farzlan yap- 
mak lazimdir. Farzlar, sira ile, evvela Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdikleri gibi iman 
etmek, sonra haramlardan sakmmak, farz olan ibadetleri yapmak ve salih olan 
mii'minleri sevmekdir. ihlas ile yapilmiyan ibadetin faidesi olmaz, sevabi olmaz. 
(ihlas), herseyi yalniz Allah nzasi icin yapmakdir. ihlas, Allahii tealadan baska hic- 
bir seyi sevmemekle, yalniz Onu sevmekle, kendiliginden hasil olur. Kalbin yalniz 
Onu sevmesine (Kalbin tasfiyesi), (Kalbin itmfnam) veya (Fena fillah) denir. Kal- 
bin itminana kavusmasi, ancak Onu cok hatirlamakla, biiyiikliigunu, ni'metlerini 
diisiinmekle olacagmi, Ra'd suresinin yirmisekizinci ayeti bildirmekdedir. insan- 
da, akl, kalb ve nefs denilen ile kuvvet vardir. Aklm ve nefsin yeri dimagdir. Kal- 
bin yeri yiirekdir. Akl, mekteb dersleri, san'at hesablan, mal sahibi olmak, ahireti 
kazanmak yollan gibi seyleri diisiiniir. isterse diisiiniir. istemezse diisiinmez. Ak- 
lm bu diisiinceleri ve insanm bunlara kavusmak icin cahsmasi caizdir. Hatta, cok 
sevab olur. Bunlarm kalbe sirayet etmeleri zararhdir. Nefs daima haramlan, zarar- 
h seyleri yapmagi diisiiniir. Kalbin kendinde hie diisiince yokdur. Ona, aklm ve nef- 
sin ve his uzvlarmdan dimaga ve dimagdan kalbe ulasan haram seylerin diisiinceleri 
gelerek hasta yapar. Kalbi bu hataralardan kurtarmak giicdiir. Bu diisiincelerden 
kurtulursa, Allahii tealayi hatirlar, diisiiniir. Ya'ni kalb, hie diisiincesiz kalmaz. Kal- 
bin hataralardan kurtulmasi Allahii tealamn ismini cok soylemekle veya bir Veliyi 
severek gormek ile olur. Bir Veli bulamazsa, ismini isitdigi bir Velinin hayatmi 
okuyup ogrenir. Onu cok sever. Hep onu diisiiniir. Bir Veliyi gormek, Allahii 
tealayi hatirlamaga sebeb olacagi, (Onlar goriildiikleri zeman, Allahii teala zikr edil- 
mis olur) hadis-i serifi ile bildirilmisdir. Bu hadis-i serif, (irsad-iit-talibin), (ibni 
Mace), (Ezkar) ve Abdiilhakim efendinin (Rabita-i §erife)sinde ve Dost Muham- 
med Kandiharinin onbirinci mektubunda vardir. Bir insan, kendisine islamiyyeti 
dogru olarak ogreten, kendisini diinya ve ahiretde felaketlerden kurtaran, ebedi 
se'adete kavusduran vesileyi gorerek veya kitablarmdan tamyarak, onu cam gibi 
sever. Onu goriince, goremezse, severek diisiindiikce, Resulullahdan ona gelen feyz- 
ler bunun kalbine de akar. (Makamat-i Mazheriyye), 74. cii sahifesinde diyor ki, 
(Miikerrem nan olecegi zeman, basma Ubeydiillah-i Ahrarm takkesini koydular. 
Onu aim! Yerine iistadimm kiilahim gecirin! Ciinki, beni se'adetlere kavusduran 
odur, dedi). Diisiinulen seklin, Velinin tarn kendisi olmasi sart degildir. Hergiin, 
sabah ve aksam gozleri kapatip, bes-on dakika aym suret diisiiniilurse, bir miiddet 
sonra, bu Velinin ruhu, o suretde goriinerek, rii'yada oldugu gibi, konusmaga 
baslar. ihsanlarda bulunur. ikinci kismm 17. ci maddesinde bildirdigimiz hadis-i kud- 
siden anlasihyor ki, bir miisliman, sohbetlerinde bulunarak veya kitablardan oku- 
yarak, tamdigi ve sevdigi, uzakda veya kabrde bulunan bir Veliyi, ismi ile cagirir 
ve yalvanrsa, Allahii teala, o Veliye isitdirir. Veli de, ona imdad eder. Bir Veli, ol- 
mus veya ilerde olacak birseyi ogrenmek isterse, Allahii teala, ona bildirir. Allahii 
tealamn, Velilere olan, bunlar gibi ihsanlarma, ikramlarma (Keramet) denir. Bed- 
reddin-i Serhendi, (Hadarat-iil-kuds) kitabinda, imam-i Rabbaninin keramet- 
lerinden binlerce gordiigunti ve isitdigini yaziyor ve bunlardan yiizden fazlasim bil- 
diriyor. Kalb fani olunca, ya'ni hicbirseyi hatirlamaymca, aklin, fikrin ve hafizamn 
da diinya islerini unutmasi icab etmez. Kalb, faniiken de, biitiin organlara, akla, 
fikre, hafizaya, her nev' diinya islerini yapdinr, baska insanlar gibi diinya islerine 
de cahsir. Biitiin insanlik vazifesini, her iyiligi Allah nzasi icin yapar. Biitiin yap- 
diklari ibadet olur. Birinci kismda, 46. ci madde sonuna bakmiz! 

- 1057 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:67 



ALLAH VARDIR: 

Ulema-i meshureden seyh Muhammed Rebhami, (Riyad-iin-nasihin) sahife 
15.de diyor ki: (Zacl-iil-iiiiikvin) kitabmda diyor ki, Rum kayseri, yedinci Abba- 
si halifesi Me'mun bin Haruna bir haberci gonderdi. Bunun yaninda, heybetli, ken- 
dini begenmis biri vardi. Haberci, halifeye, (Bu adam dinsiz, kafirdir. Bir yarati- 
ci olduguna inanmiyor. Rum papaslan buna cevab veremedi. islam alimleri bunu 
susdurursa, milyonlarca hiristiyam ve miislimam sevindirecekdir) dedi. Bagdad 
alimleri, buna ancak Ahmed Nisapuri cevab verir, dediler. Halife serayda, belli gun 
ve saatde alimlerin toplanmasmi emr etdi. Nisapuri meclise gee geldi ve (yolda, aca- 
ib, sasilacak birsey gordiim. Onu seyr edince, buraya gee kaldim. Dicle kenarm- 
da gemi bekliyordum. Yerden biiyiik bir agac cikdi. Sonra yikildi, parcalandi. 
Tahtalar hasil oldu. Sonra tahtalar birleserek, bir gemi oldu. Gemici olmadan, su- 
da hareket etdi) dedi. Rum kafiri bu sozleri isitince, yerinden firladi ve (bu adam 
deli olmus. Hie boyle sey olur mu? Boyle soyliyen, yalancidir ve buna akh olmi- 
yanlar inamr) dedi. Nisapuri, soze kansarak, (Bunlar, kendi kendine olamaymca, 
yer yiiziindeki sasilacak seyler, kendi kendilerine nasil var olur? Bunlan yaratan 
biri olmadigim soyleyen daha ahmak ve aleak olmaz mi?) dedi. Kafir, (Her seyin 
bir yaraticisi oldugunu simdi anladim ve buna inandim) diyerek LA ILAHE IL- 
LALLAH diyerek mtisliman oldu. Boyle bir hadisenin, imam-i Gazalizemamn- 
da da vaki' oldugu rivayet edilmekdedir. Halife Me'mun, hicretin 218. ci senesin- 
de vefat etdi. 

KALB TEMIZLiGi: 

Tenbih: insanda iki diirlii kalb vardir. Birisi, bildigimiz, gogsiimuzdeki et par- 
casidir. Buna (Yiirek) diyoruz. ikincisi, bu et parcasinda bulunan bir kuvvetdir. Bu- 
na (Goniil) diyoruz. Biz, kalb deyince, bu gonlii bildirecegiz. inanmak ve inanma- 
mak, muhabbet ve diismanhk bu kalbde olur. insanm a'zalan bu kalbin emrinde- 
dir. Temiz kalbin sahibi akla uyar, hep iyi isler yapar. Kalbi bozuk, hasta olan, nef- 
se uyar, hep zararh isler yapar. ihlas ile yapilan ibadetler, bilhassa nemaz kilmak, 
kalbi temizler. Allahii teala, kalbi bozan, hasta yapan seyleri haram etmisdir. 
Giinah isliyenin kalbi hasta olur. Giinahm biiyiiklugiine gore, hastalik hafif veya 
agir olur. Kalb hasta olunca, ibadet yapmak giic olur. Kalb hastaligmm birinci ila- 
ci, tevbe ve istigfardir. Tevbenin kabul olmasi icin, giinahi terk etmek ve ibadet yap- 
mak lazimdir. Kalb hastaligmm ilaci olan tevbenin kabul olmasi icin, en faideli iba- 
det, nemaz kilmakdir. Hergiin bir kerre nemaz kilmak, cok kolaydir. Hergtin bes 
kerre nemaz kilmak, kalbi hasta olanlara giic gelir. Halbuki, nemaz cok kilimrsa, 
kalbde Allah sevgisi hasil olur. Allah sevgisi zemanla kalbi doldurur. Se'adetlerin 
en biiyiigii, kalbe Allah sevgisini yerlesdirmekdir. [Diinya isleri ile ugrasanlarm ve 
gecici olan diinya ni'metlerine ve lezzetlerine kavusmagi diisiinenlerin kalblerin- 
de Allah sevgisi kalmaz. insani bu felaketden kurtaran en kuvvetli ilac, kelime-i 
tevhid okumakdir. Bunun icin, Allahii teala, sonsuz merhametinden dolayi, her- 
giin bir vakt degil, bes vakt nemaz kilmagi emr buyurmusdur. Allahii tealamn bu 
emri, insanlara sikinti vermek icin degil, onlan kalb hastaligmdan kurtarmak 
icindir.] 

Nemaz dinin temelidir. Nemaz kilanm dini saglam olur. 
Nemaz kilmiyanm dini vikilir, yok olur. 

Osmanhlar zemanmda gencler, dinlerini ve vatan sevgisini ogrenmek icin, bir 
alimin, bir velmin etrafma toplanirlardi. Biiyiik alimlerin gosterdigi yola (Tarikat) 
denildi. Tarikatlar etrafa yayildi. Miislimanlar ve vatan sevgisini ogrenen gencler, 
cogaldi. Hiikumetleri ele geciren masonlar, bu hali goriince, tarikatlara dinsiz, soy- 
suz kimseleri kansdirdilar. Hakiki miislimanlar azahp, kalmaymca, tarikatlar, 
dinsizlerin, ahlaksizlarm elinde kaldi. 

-1058- 



SE'ADET-I EBEDIYYE KITABESDA 
ADI GECENLERIN HAL TERCEMELERI 

Kitabda yazih binyirmi [1020] ism, harf sirasi ile asagidadir. Herbirinin kitab- 
da bulundugu sahffelerin numarasi, hal tercemelerinin sonuna yazilmisdir. Tarih- 
ler hicri seneye goredir. Basinda (m.) bulunanlar miladi senedir. 

1 — ABBAS "radiyallahii anh": Abdiilmuttalibin en kiiciik ogludur. Resululla- 
hm amcasidir. Uc yas biiyiikdiir. Bedr gazasmda diisman askeri arasmda idi. Miis- 
limanlarm eline esir diisdii. Kendisi icin ve kardeslerinin ogullan Ukayl ve Nevfel 
bin Haris icin para verip kurtuldular. O sene iman etdi. En son hicret eden budur. 
Mekkenin fethinde ve Huneyn gazasmda Resulullahm yamnda bulundu. 32 [m. 652] 
senesinde seksensekiz yasmda vefat etdi. Baki'de medfundur. Uzun boylu, beyaz 
ve giizel idi. Abbasi halifeleri hazret-i Abbasm soyundandir. Abbasi devletinin bay- 
ragmin rengi siyah idi. Me'mun yesile cevirdi. (Eshab-i Kiram) kitabmda genis bil- 
gi vardir. 62, 350, 376, 389, 447, 450, 506, 995, 1065, 1068, 1098, 1129, 1185. 

2 — ABDUH: Muhammed Abduh, islam alimlerinin biiyiiklugunii, ustiinliikleri- 
ni anhyamiyan bir din adamidir. Kahire mason locasi reisi olan Cemaleddin-i Efga- 
mnin (din adami perdesi altinda islami icerden yikmak) propagandalarma aldanmis- 
dir. 1265 [m. 1849] de Misrda tevellud, 1323 [m. 1905] de vefat etdi. (Faideli Bilgiler) 
kitabmda Abduh hakkinda genis bilgi verilmisdir. 195. ci sirada Cemaleddin ismine 
bakiniz! 461, 462, 765, 861, 887, 1086, 1117, 1140, 1141, 1154, 1160, 1162, 1169, 1192. 

3 — ABDUL'AZIM-i MUNZIRI "rahmetullahi teala aleyh": Hafiz Ab- 
dul'azim-i Miinziri Kayrivani, Misrhdir. Safi'imezhebindendir. 581 [m. 1185] de 
tevellud, 656 [m. 1258] de vefat etdi. (Ettergfb vetterhfb) hadis kitabi cok kiymet- 
lidir. Tiirkce tercemesi, yedi cild halinde, istanbulda (Hikmet Kitabevi) tarafin- 
dan m.1993 de nesr edilmisdir. 313, 419, 458. 

4 — ABDUL'AZIZ HAN: Osmanli padisahlarmm otuzikincisi ve islam halife- 
lerinin doksanyedincisidir. Sultan ikinci Mahmudun ikinci ogludur. 1245 [m. 1830] 
de tevellud edip, 25 Hazfran 1277 [m. 1861] de halife oldu. 1288 [m. 1871] de tram- 
vay isletdi. 1292 [m. 1875] de galata tiinelini yapdirdi. 1293 [m. 1876] de Dolma- 
bagce serayindan almip, Topkapi serayma habs edildi. Birkac giin sonra Midhat 
pasa ve serasker [savunma bakani] Hiiseyn Avni pasa ve arkadaslan tarafmdan, 
Fer'iyye seraymda Kur'an-i kerim okurken bilek damarlan kesdirilerek sehid 
edildigi, sultan Vahideddinin bas katibi Ali Fuad begin hatiralannda yazilidir. 
Fer'iyye serayi, Besiktas ile Ortakoy arasinda, Galata-seray lisesinin orta kismi olan 
yalidir. Sultan Mahmud tiirbesindedir. Sultan Murad, bu oliimii isitince, korkudan 
akli bozuldu. (Eshab-i Kiram) kitabmda Abdiil'aziz ismine bakmiz! Validesi Per- 
tevniyal Valide Sultan olup, istanbulda Akserayda bir mescid ve bir mekteb yap- 
dirmisdir. Kabri mescidin yanmdadir. 51, 1063, 1153, 1161, 1197. 

5 — ABDUL'AZIZ-I DEHLEVI "rahmetullahi teala aleyh": Abdiil'aziz bin 
Hamideddin-i Dehlevi, 741 [m. 1340] senesinde Hindistanda vefat etdi. Farisi 
(Umde-tiil-islam) kitabi cok kiymetlidir. m.1989 da, Hakikat Kitabevi basdirmis- 
dir. Abdurrahman bin Yusiif bunu 950 [m. 1543] de tiirkceye cevirmis ve (imad- 
iil-islam) adi ile 1290 [m. 1872] da istanbulda basilmisdir. 

6 — ABDUL'AZIZ-i DEHLEVI "rahmetullahi teala aleyh": Sah Abdiil'aziz Gu- 
lam Halim-i Faruki Dehlevi, 1159 [m. 1745] da Delhide tevellud, 1239 [m. 1824] se- 
nesinde orada vefat etdi. Hind alimlerinin biiytiklerindendir. Meshur sah Veliyyul- 
lah Ahmed Sahib Dehlevinin ogludur. Derin hadis alimidir. Cok kitab yazdi. Eser- 
lerinin en kiymetlisi (Tuhfe-i isna aseriyye)dir. Farisi olup, bin sahifeye yakmdir. 1266 
[m. 1849] senesinde Delhide basilmisdir. istanbul Universite ve Siileymaniyye ve Bur- 
sa kiitiibhanelerinde vardir. Yeniden tab' edilerek, m.1988 de, Hakikat Kitabevi ta- 

-1059- 



rafindan nesr edilmisdir. Sfi adindaki kimselerin yanhs yazilanna vesikalarla cevab 
vermekdedir. 1227 [m. 1811] senesinde, Hindistanda hafiz Muhammed bin Muhyid- 
din Eslemi tarafindan arabiye terceme edildi. Bu arabiyi Irak alimlerinden Ebiilfevz 
Muhammed Emm bin All Siiveydi ve aynca seyyid Mahmud Siikri Alusi 1301 [m. 
1883] de arabi olarak kisaltmislardir. (Muhtasar-i Tuhfe) adindaki ikincisi, 1315 [m. 
1896] de Bombayda ve 1373 [m. 1953] de Kahirede ve 1396 [m. 1976] da, ofset yo- 
lu ile Istanbulda basildi. Bekara suresinin ytizseksendordiincii ayetine kadar ve 
yirmidokuzuncu ve otuzuncu ciiz'lerin farisi tefsiri olan (Tefsfr-i Azfzf)si de cok kiy- 
metlidir. 1386 [m. 1966] da Kabil sehrinde basilmisdir. 455, 765, 903, 993, 1011. 

7 — ABDUL'AZIZ BIN SU'UD: Sii'ud ogullarmdan iki Abdiil'aziz vardir. Bi- 
rincisi Abdiil'aziz bin Muhammed bin Sii'ud olup, 1134 [m. 1721] de tevelliid, 1217 
[m. 1803] de Der'iyye cami'inde bir si'i tarafindan hancerle oldiiriildii. 1178 [m. 1765] 
de vehhabilerin ikinci refsi oldu. 1217 [m. 1803] de Taifde Ehl-i siinnet alimlerini ve 
kadin, cocuk, binlerce muslimani katl etdi. Aclikdan olenler de cokdu. 

ikincisi, Abdiiraziz bin Abdurrahman bin Faysal olup, 1297 [m. 1880] de Riyad- 
da tevelliid, 1372 [m. 1953] de vefat etdi. Su'udihukumetinin ondokuzuncu refsi- 
dir. Birinci cihan harbinde ingilizlerle birlikde Osmanlilara karsi harb etdi. O ze- 
man Necdde bundan baska, ibn-iir-Resid kabilesi de vardi. Ibn-iir-Resid, Os- 
manlilara sadik kalip, Tiirklerle birlikde ingilizlere ve Sii'ud ogullarma karsi 
harb etdi. Sulh oldukdan sonra, Abdiil'aziz, Ibn-iir-Residi oldiirtdii. 13 Ramezan 
1338, 1 Haziran 1920 tarihli Istanbul gazetelerinde su haber okundu: 

(Arabistamn bashca iki hakiminden biri olan Need emiri Ibn-iir-Residin oldii- 
ruldugunii on Mayis tarihli The Times gazetesi yazmisdir. Harb esnasmda Ibn-iir- 
Resid Tiirkiye ile isbirligi yapmisdi. ibn-iis Sii'ud ise, ingilizlerle birlikde ibn-iir- 
Reside ve Tiirklere karsi harb etmisdi.) 1337 [m. 1919] ilk aylarmda Kuwaitden Ri- 
yada gelerek vehhabilerin basma gecdi. 1342 [m. 1924] de ingilizler Taifi ve Mek- 
keyi, serif Hiiseyn efendiden alarak, buna verdiler. 1351 [m. 1932] de Sii'udi hii- 
kumeti kurmasmi sagladilar. 9 Eyliil 1926 da istanbulda cikan Son Saat gazetesi 
su haberi vermisdi: 

MEDINE BOMBARDIMANI 

Abdiil'aziz tarafindan Medine-i miinevverenin bombardiman edilmesi, Hindis- 
tan halki arasmda galeyan yapdigim yazmisdik. Hindistanda cikan (The Times of 
India) diyor ki: Son zemanlarda Medineye hiicum ve Kabr-i Nebeviyi bombardi- 
man haberlerinin Hind muslimanlarmda husule getirdigi te'siri hicbir hadise vii- 
cude getirmemisdir. Hindistamn her tarafinda bulunan miislimanlar, bu hadise do- 
layisi ile o makam-i mukaddese ne derece hurmetkar olduklanni gostermislerdir. 
Hindistanda ve Irandaki bu miihim teessiirat, hie siibhesiz ibni Sii'ud iizerinde te'sir 
yapacak ve onu biitiin islam memleketlerinin nefretini kazanmamak icin, boyle ha- 
reketlerde bulunmakdan men' edecekdir. Hind muslimanlan, ibn-iis-Sii'ude bu fikr- 
lerini acikca bildirmislerdir. 461. 

8 — ABDULBEHA ABBAS: Behaullahm biiyiik ogludur. Bu da zindik idi. Sul- 
tan Hamid nan, haF oluncaya kadar Akkada habs edildi. Hayfaya yerlesdi. Misr, Av- 
rupa ve Amerikaya giderek Behailigi yaydi. 1339 [m. 1921] da oldii. Hayfaya gomiil- 
dii. Babm kemikleri de Irandan buraya getirildi. Yerine, oglu Sevki gecdi. 483, 1179. 

9 — ABDUL EHAD "rahmetullahi teala aleyh": imam-i Rabbaninin babasi- 
dir. [927] de tevelliid etdi. Gene iken, Hindistamn biiyiik Evliyasindan olan Ab- 
diilkuddtis "kuddise sirruh" hazretlerinin sohbetinde bulundu. ilm ogrenmesini emr 
etdi. Tahsilden doniince, hocasi [944] de olmiisdu. Oglu olan Riikneddin-i Cesti 
"kuddise sirruh" hazretlerinin sohbetinde yetisdi. Kadirive Cesti yolunda kema- 
le erdi. Seksen yasmda iken 1007 [m. 1598] senesinde vefat etdi. Serhend sehri di- 
smda simal tarafinda medfiindur. Yedi oglu vardi. Dordiinciisii, imam-i Rabbani 

- 1060 - 



hazretleri idi. 93, 946, 962, 1064, 1163. 

10 — ABDULFETTAH-I BAGDADI AKRI "rahmetullahi teala aleyh": Ha- 
lid-i Bagdadmin talebelerindendir. Senelerce Istanbul halkini irsad etdi. Biniki- 
yuzseksenbir 1281 [m. 1865] Muharrem ayinin dokuzuncu Cum'a giinii vefat etdi. 
Uskiidarda Eski valide cami'inden Karaca-Ahmed mezarligma cikan yol ile (Se- 
limiye-Baglarbasi) caddesinin kesisdigi kosedeki, Seyh-ul-islam Arif Hikmet be- 
gin kabristanmdadir. Arif Hikmet beg yiizbesinci seyh-ul-islam olup, 1275 [m. 1858] 
de vefat etmisdir. Dedesi vezir isma'il Raif pasa ile, babasi kadi-asker ismet 
efendi de bu kabristandadir. Medmede, biiyiik kiitiibhane yapdirmisdir. 1198. 

11 — ABDULGANI NABLUSI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi isma'il 
Nablusidir. 1050 [m. 1640] de Samda tevelliid, 1143 [m. 1731] de vefat etdi. Sam- 
dadir. Fikh, tefsir ve hadis ilmlerinde ve tesavvufda cok derin alim idi.Alaiiddin At- 
tarm "kuddise sirruh" ruhaniyyetinden de feyz aldi. istanbulda, Misrda ve Hicaz- 
da da ders verdi. Yiizden fazla degerli kitab yazdi. (Hadika) kitabi, Birgivinin (Ta- 
rfkat-i Muhammediyye)sinin serhidir. (Ke$f-iin-nur an eshab-il-kubur) kitabmda, 
Taciiddin-i Hindmin, rabitayi isbat eden (Taciyye) risalesine yapdigi serhde, Ev- 
liyanm oldiikden sonra da keramet sahibi olduklarim ve ruhlarmdan istigase ve is- 
tifade edilecegini cok giizel anlatmakdadir. Birinci kitab, Siileymaniyye kiitiibha- 
nesinde (Es'ad efendi) kismmda [3601] sayi ile mevcuddur. (Hulasat-iit-tahkik) ki- 
tabi, mezheblerin birlesdirilemiyecegini isbat etmekdedir. (Ke§f-iin-nur) ve (Hii- 
lasat-iit-tahkik) kitablan, Hakikat Kitabevi tarafindan yeniden tab' edilmisdir. Sam 
matba'asinda ilk basilan, bunun (Evrad) kitabidir. 248, 419, 438, 458, 463, 497, 629, 
635, 639, 730, 843, 1074, 1083, 1132, 1153, 1159, 1191. 

12 — ABDULHAK-I DEHLEVI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Seyfed- 
dindir. Hindistamn biiyiik alimlerindendir. 958 [m. 1551] de tevelliid, 1052 [m. 1642] 
de vefat etdi. Muhammed Baki-billahin talebelerindendir. Hicazda hadis alimi ol- 
du. Delhidedir. Cok kitab yazdi. (Medaric-iin-nubiivve) ve (Merec-iil-bahreyn) ve 
(Esi'at-iil-leme'at) ismindeki (Miskat) serhi kitablan farisi olup, Hindistanda ba- 
silmisdir. 278, 349, 357, 426, 455, 456, 457, 478, 730, 733, 771. 

13 — ABDULHAK-I SUCADIL SERHENDI "rahmetullahi teala aleyh": 
Muhammed Ma'sum-i Farukinin yetisdirdigi biiyiiklerdendir. Urvetiil-viiska Mu- 
hammed Ma'sumu gasl etdi. Farisi (Serh-i Vikaye) ve (Mesail-i serh-i Vikaye) fikh 
kitablan meshur olup, her ikisi de Hindistanda basilmisdir. 181. 

14 — ABDULHAKIM EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Zahir ve batin ilm- 
lerinde kamil ve dort mezhebin de fikh bilgilerinde mahir, veliy-yi kamil idi. Ruh bil- 
gilerinin miitehassisi idi. Binikiyiizseksenbir 1281 [m. 1865] senesinde Van vilaye- 
tinin Baskale sehrinde tevelliid, 1362 [m. 1943] de, Eyyubde Murteda efendi tekke- 
si cami'i imami iken, tevkif edilip, Ankarada vefat etdi. Baglumda medfundur. Ba- 
basi seyyid Mustafa, seyyid Taha-i Hakkarinin "kuddise sirruh" oglu olan, seyyid 
Ubeydiillahm talebesi idi. Seyyid Mustafa cok kamil idi. Gordtigti kimsenin, hangi 
nemazi kilmadigim, yiiziinden anlardi. Bunun babasi, seyyid Muhyiddindir. Onun 
babasi, seyyid Muhammed, bunun babasi da, seyyid Abdurrahmandir. imam-i All 
Riza bin Musa Kazim soyundan olup, Seyyid olduklan, Irakdaki ser'imahkeme def- 
terlerinde yazih oldugu gibi, seyyid Abdiilkadir-i Geylanmin torunu olan seyyid Ab- 
diirrezzakm miibarek el yazisi ile de tasdfk edilmis oldugu, Van mebusu Ibrahim Ar- 
vasm 1371 [m. 1952] de basdirdigi (Seyahatname-i Kasim-i Bagdadf) kitabmda ya- 
zihdir. 4, 10, 33, 46, 50, 73, 76, 146, 238, 260, 276, 291, 334, 378, 386, 393, 402, 413, 421, 
454, 462, 486, 534, 579, 617, 639, 651, 656, 715, 729, 735, 743, 747, 791, 877, 917, 922, 
923, 969, 988, 1053, 1057, 1075, 1112, 1134, 1169, 1171, 1191, 1193. 

15 — ABDULHAKIM-i SIYALKUTI "rahmetullahi teala aleyh": imam-i Rab- 
bani hazretlerinin simf arkadasi idi. Hocalan mevlana Kemaleddin-i Kismfri idi. Ba- 

- 1061 - 



basi Semseddin Muhammeddir. 1067 [m. 1656] senesinde, Siyalkiit sehrinde vefat 
etdi. Hanefi fikh ve kelam alimidir. (Beydavi)ye hasiyesi, Sa'deddin-i Teftazanmin 
(Serh-i aka'id)ine hasiyesi ve Ahmed Hayalmin Teftazani serhine yapdigi hasiye- 
nin de (Siyalkuti hasiyesi) ve Teftazanmin (Mevakif serhi)ne ve (Mutavvel) adm- 
daki Beyan ve Me'ani kitabina hasiyesi ve (Ed-Diirret-ussemine fi-isbat-il-vacib-i 
teala) kitabi meshurdur. 864. cii isme bakmiz! 456, 1124. 

16 — ABDULHALIK-I GONCDUVANI "rahmetullahi teala aleyh": Vilayet 
yolunun rehberlerindendir. islam alimlerinin biiytiklerindendir. Buharada Gonc- 
diivan koyiinde tevelliid ve 575 [m. 1180] de orada vefat etdi. Yirmiiki yasinda iken 
Buharada Yustif-i Hemedani hazretlerinin sohbetinde kemale geldi. imam-i Ma- 
lik soyundandir. Babasi Abdulcemil, Malatyah idi. Hizir aleyhisselamdan ders al- 
di. Tesavvufda meshur olan (Onbir temel kelime) Abdiilhahk Goncdiivanmin soz- 
lerindendir. (Vasiyyetname) kitabmda diyor ki, (Sana vasiyyet eylerim ey ogul ki, 
her halinde ilm ve edeb ve takva tizere ol! islam alimlerinin kitablarim oku! Fikh 
ve hadis ogren! Cahil tarikatcilardan sakm! Sohret yapma! Sohretde afet vardir. 
Cok sima' eyleme! Cok sima', kalbde nifak yapar, kalbi oldiiriir. Sima'i inkar da 
etme ki, biiyiiklerin cogu sima' yapmislardir. Arslandan kacar gibi, cahillerden kac! 
Bid'at sahibi, sapiklar ile ve diinyaya diiskiin olanlar ile arkadaslik etme! Halal- 
dan yi! Cok gtilme! Kahkaha ile gtilmek, gonlii oldiiriir. Herkese, sefkat ve mer- 
hamet et! Kimseyi hakir gorme! Kimse ile miinakasa, miicadele etme! Kimseden 
birsey isteme! Tesavvuf biiyiiklerine dil uzatma! Onlari inkar eden felakete diiser. 
Mayan fikh ve evin mescid olsun!) Pencere cami bunun zemanmda kesf edildi. 957, 
969,1098,1105,1191,1193. 

17 — ABDULHAMID HAN-I "rahmetullahi teala aleyh": Osmanh padisah- 
larmm yirmiyedincisi ve islam halifelerinin doksanikincisidir. Sultan iiciincii Ah- 
medin oglu, sultan dordiincii Mustafa ile, sultan ikinci Mahmudun babalandir. 1137 
[m. 1725] de tevelliid etdi. 1187 [m. 1773] de halffe oldu. 1203 [m. 1789] de vefat 
etdi. Sirkecide, dordiincii vakf ham karsismda, kosedeki tiirbededir. Oglu dordiin- 
cii Mustafa nan da bu tiirbededir. Tiirbede, Yeni cami' tarafmdaki divardaki do- 
laba yerlesdirilmis tasda Resulullahm mubarek ayaklannin izleri mevcuddur. 
Tiirbe yamndaki ince san'ath olan sebili, cumhuriyyet devrinde Giilhane parki ka- 
pisi karsisina nakl edilmisdir. Yerine iiciincii Selim nan gecdi. Validesi Rabi'a sul- 
tamn ruhu icin, [1192] de, Beglerbeginde, deniz kenarmda, bir minareli cami' 
yapdirdi. ikinci minaresini sultan Mahmud yapdirdi. Emirgan cami'ini de birinci 
Abdiilhamid han yapdirmisdir. Eski ismi Emirgiin idi. Ciinki, dordiincii Murad han 
Revan [Erivan] kal'asim feth edince, kal'a kumandam Mirgiin oglu, afv diledi. Ka- 
bul edilip, si'ilik propagandasi yapmamak sarti ile, pasahk riitbesi ve aynca Emir- 
ganda bir seray kendine verildi. Mirgiin oglu burada kaldi. Fekat, sultan Murad ve- 
fat edince, yerine gecen kardesi, sultan ibrahim han zemanmda, kizilbaslik pro- 
pagandasina baslayip, miislimanlan aldatdigi goriiliince, basi kesildi. Halk arasin- 
da kesikbas denilen mezarda, iste bu hurufi babasi yatmakdadir. Hurufiler ve miil- 
hidler, bundan dolayi sultan ibrahime diisman oldular. Bu mubarek Tiirk sultam- 
na deli ibrahim dediler. Gencler de, bu yalana ve uydurma hikayelere inamyor. Bu 
temiz sultana ve afife zevcesi Turhan sultana bilmiyerek dil uzatiyorlar. Sultan ib- 
rahim, amcasi Mustafa hanm Ayasofyadaki tiirbesindedir. Emirgan korusu sim- 
di belediyenin olup halk icin umumi bagcedir. 850 doniim olup Misr Hidivi isma'il 
pasanm bagcesi idi. Koskii, tepededir. isma'il pasa, ibrahim pasamn oglu olup, 1246 
[m. 1830] da tevelliid ve 1313 [m. 1895] de vefat etdi. 1279 [m. 1863] da hidiv ol- 
du. 1296 [m. 1879] da azl edildi. Yerine oglu Tevfik pasa gecdi. Bu, yirmialti ya- 
sinda idi. ingilizler bunun zemanmda Misrin idaresine kansdi. 1309 [m. 1892] da 
vefat etdi. Yerine oglu Abbas Hilmi pasa gecdi. Onsekiz yasinda idi. Cubukluda- 
ki kosk ve koru bunun idi. Bunun yerine, 1332 [m. 1914] de isma'il pasanm oglu 

- 1062 - 



Hiiseyn Kamil pasa gecip, ittihadcilara karsi oldu. 1335 [m. 1917] de Misrda vefat 
etdi. Yerine kardesi Ahmed Fiiad gecip, 1340 [m. 1922] da, tiirklerden aynlarak, 
devlet reisi demek olan melik adini aldi. 1354 [m. 1936] de vefat etdi. Yerine og- 
lu Faruk melik oldu ise de, 1371 [m. 1952] de, askeri ihtilal olarak yurd disma ci- 
kanldi. 347, 1119, 1120, 1131, 1167, 1184. 

18 — ABDULHAMID HAN-II "rahmetullahi teala aleyh": Osmanh padisah- 
larmm otuzdordiinciisii ve islam halifelerinin doksandokuzuncusudur. Sultan Ab- 
diilmecid hamn ikinci ogludur. 21 Eyliil 1258 [m. 1842] de tevelliid, 1 Subat 1336 
[m. 1918] da Beglerbegi serayinda vefat etdi. Cenberlitasda, dedesi sultan ikinci 
Mahmudun tiirbesindedir. Sultan Abdiil'aziz ham sehid eden Midhat pasa ve ar- 
kadaslan 30 Mayis 1293 [m. 1876] giinii seray hazinesini ve sultan Aziz hamn sah- 
si servetini de yagma etdikden sonra, sultan Abdulmecidin Sevk-efza valide sultan- 
dan olan birinci oglu besinci Muradi o giin halife yapdilar. Otuzalti yasmda idi. Bes 
gun sonra, 4 Haziran 1293 [m. 1876] de sultan Abdiil'aziz Fer'iyye serayinda sehid 
edilince, sultan Muradin sii'uru bozuldu. Uc ay ve bir giin siiren saltanatmdan son- 
ra, 31 Agustos giinii tahtdan indirildi. Ciragan serayma goturiildii. Yirmisekiz se- 
ne daha burada yasadi. 29 Agustos 1322 [m. 1904] de vefat edince, Eminoniinde Tur- 
han valide sultan tiirbesine defn edildi. 11 Sa'ban 1293 ve 31 Agustos 1876 da ikin- 
ci Abdiilhamid ham halife yapdilar ve devlet islerine kansmamasi, yalmz millet mec- 
lisinin cikaracagi kanunlara gore hareket etmesi icin soz aldilar. (Tanzimat-i hay- 
riyye)ye sadik kalacagim bildiren (Kanun-i esasi)yi i'lan etdirdiler. Abdiilmecid ha- 
mn ikinci oglu olan sultan Abdiilhamid onbir yasmda iken annesi Tir-i Miijgan ikin- 
ci kadm efendi vefat etmisdi. Dordiincii kadm efendi Perestu sultan tarafmdan bii- 
yutiildii. Padisah olunca, bunu Valide sultan i'lan etdi. Biiyiik kardesi ile beraber 
tahsil gordii. Arabca, farsca, fransizca ve dfni ilmlerde cok iyi yetisdirildi. (Tiirki- 
ye tarfhi)nde diyor ki, (ikinci Abdiilhamid nan, ittihadcilarm propaganda etdik- 
leri gibi cahil degil, onlarm hemen hepsinden daha bilgili idi.)Merkezi Selanikde 
bulunan iiciincii ordunun gene subaylan, istanbula gelerek, 1327 [m. 1909] de ha- 
lifeyi tahtindan indirip, Selanige gotiirdii. Mabeyn baskatibi Es'ad beg (Hatirat-i 
Abdiilhamid han) kitabmda, ikinci Abdiilhamid hamn memlekete hizmetlerini uzun 
yazmakdadir. 377, 399, 542, 636, 732, 1072, 1078, 1083, 1097, 1098, 1138, 1140, 1154, 
1189,1196,1197. 

19 — ABDULHAYY "rahmetullahi teala aleyh": Hindistanda Safa sehrinden- 
dir. imam-i Rabbani hazretlerinin sohbetinde yillarca bulundu. Cok feyzlere ka- 
vusdu. Muhammed Ma'sum hazretlerinin emrleri ile, (Mektubat)m ikinci cildini 
topladi. Tesavvufu asiklara bildirmek icin, Piitne sehrine gonderildi. Orada bulu- 
nanlari irsad eyledi. Veliler, halifeler yetisdirdi. Kutb oldugu miijdelendi. Abdiil- 
hayy Luknevi icin 82. ci isme bakmiz! 910, 952. 

20 — ABDULKADIR-i GEYLANI "rahmetullahi teala aleyh": Muhyiddin 
Ebu Muhammed bin Ebu Salih Musa Cengi dost, Iramn Geylan sehrinde, 471 [m. 
1078] de tevelliid, 561 [m. 1166] de Bagdadda vefat etdi. Babasi hazret-i Hasenin 
oglu Hasen-i musennanm oglu Abdullahin soyundandir. Hazret-i Hiiseynin kizi 
Fatimamn Abdullahin validesi oldugu (Kisas-i Enbiya)da yazihdir. Bunun icin Ab- 
diilkadir-i Geylani, hem seyyid, hem de serif dir. Anasi Fatima binti Ebu Abdul- 
lah seyyidedir. Fikh ve hadis ilmlerinde muctehid idi. Onceden Safi'imezhebin- 
de idi. Hanbelimezhebi unutulmak iizere oldugundan, Hanbeli mezhebine gec- 
di. Boylece, bu mezheb yayildi. Onceleri ders verirdi. Cok meshur oldu. Sonra te- 
savvufa daldi. Ciineyd-i Bagdadi yolundaki Ebu Sa'id Ali Mahzumiden feyz al- 
di. 

Insani Allahii tealamn sevgisine kavusduran yol ikidir: Birisi (Niibiivvet yolu) 
olup, aslm aslma kavusdurur. Eshab-i kiramm hepsi, bu yoldan vasil oldular. Son- 
ra gelenlerden pekaz zevat da, bu yoldan ermisdir. Bu yolda sebebe, vasitaya lii- 

- 1063 - 



zum yokdur. Bir kamil ve mukemmilin sohbetinde kemale geldikden sonra, fey- 
zi asldan ahp ilerlerler. ikinci yol, (Vilayet yolu)dur. Kutblar, Evtad, Niiceba, Bii- 
dela ve biitun Evliya bu yoldan vasil olmusdur. Bu yola, (Siiluk yolu) da denir. Bu 
yolda, vasita, araci lazimdir. Her iki yolun reisi ve rehberi Resulullahdir. Vilayet 
yolunun imami, feyz kaynagi, hazret-i Alidir. Bu yolda, Resulullah onu vekil et- 
misdir. Hazret-i Fatima ve Hasen ile Htiseyn onunla ortakdirlar. Bu yolda giden- 
lerin hepsine feyz ve hidayet, hazret-i Alinin aracihgi ile gelir. Ondan sonra haz- 
ret-i Hasen ve Hiiseyn bu vazffeyi teslfm aldi. Bunlardan sonra, sira ile, oniki ima- 
min evladina verildi. Sonlan olan Muhammed Mehdiden sonra, baskasma veril- 
medi. Biitiin Evliyaya feyz ve hidayet bunlardan gelmege devam etdi. Abdiilka- 
dir-i Geylani kemale gelince, bu mansib, ona verildi. Bundan sonra da, kimseye ve- 
rilmedigi kesf ve miisahede ile anlasilmakdadir. Vefatmdan sonra da, kiyamete ka- 
dar, herkese, feyz, riisd ve hidayet, onun ruhaniyyetinden gelmekdedir. Her asr- 
da gelen miiceddidler, onun vekilleridir. imam-i Rabbani (Niibiivvet yolu) ile 
vasil oldugundan, vasitaya ihtiyaclan yokdur. Ebu Bekr-i Siddik, niibiivvet yolun- 
da Resulullahin vekilidir. 50, 60, 66, 90, 91, 120, 278, 281, 357, 456, 458, 509, 511, 
766, 771, 909, 919, 922, 929, 958, 1016, 1061, 1164, 1169, 1171, 1180, 1181, 1193. 

21 — ABDULKERIM "radiyallahu anh": Eshab-i kiramdandir. Mu'aviye 
"radiyallahu anh"m istanbulu feth etmek icin, gonderdigi askerler arasmda iken 
hastalanarak, Akyazi ile Pazarkoy arasmda vefat etmisdir. 

22 — ABDULKERIM-I RAFI'I "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Muham- 
meddir. 623 [m. 1226] de Kazvinde vefat etdi. Safi'i alimlerindendir. (Muharrer) 
adindaki fikh kitabi meshurdur. Bunu bircok alimler serh etmisdir. imam-i Neve- 
vinin (Minhac) adindaki muhtasan cok kiymetlidir. (Minhac)i da serh etmislerdir. 
Bunlarm en kiymetlisi ibni Hacer-i Mekkinin (Tuhfe-tiil-muhtac) adindaki serhi- 
dir. Dort cilddir. 415, 1156. 

23 — ABDULKUDDUS: Babasi Abdiillahdir. Muhammed bin Muhammed Arif 
Cestinin ve Dervis Muhammed Siihreverdinin halifesi, imam-i Rabbaninin baba- 
si Abdiil-Ehad hazretlerinin iistadi idi. Cok kitabi vardir. Bunlardan (Envariil-uyun) 
meshurdur. Buyururdu ki, (Hataralar, vesveseler iki durliidiir: Birincisi, ibtila ve 
imtihan icin gelir. Bunlara giinah, ceza olmaz. Yiikselmege sebeb olurlar. ikinci- 
si, sonsuz felakete sebeb olur.) Oglu ve halifesi Riikneddine yazdigi mektubda bu- 
yuruyor ki, (Vaktin kiymetini bil! Gece giindiiz ilm ogrenmege cahs! Her zeman 
abdestli bulun! Bes vakt nemazi, siinnetleri ile ve ta'dil-i erkan ile, huzur ve hu- 
su' ile ve dinin sahibinin bildirdigi gibi kilmaga cahs! Bunlari yapmca, diinyada ve 
ahiretde, sayisiz ni'metlere kavusursun. ilm ogrenmek, ibadet yapmak icindir. Ki- 
yamet giinii, isden sorulacak, cok ilm ogrendin mi diye sorulmiyacakdir. is ve iba- 
det de, ihlas elde etmek icindir. ihlas da, hakikima'bud ve kaydsiz, sartsiz var olan 
sevgiliyi sevmek icindir.) 944 [m. 1538] de, Hindistanda, Kenkiih sehrinde vefat et- 
di. Haci Abdiilvehhab-i Buhari bir tefsir yazmisdi. Abdiilkuddiis hazretlerine 
gonderdi. Bir yerini acmca, Ehl-i beytin temizligini bildirirken, (Fatima son nefe- 
sinden emin idi. Onun sonu, elbette hayrh idi) yazilmis gordii. Bunun kenarma, (Bu 
yazi, Ehl-i siinnet mezhebine uygun degildir) yazip geri gonderdi. Abdiilkuddii- 
siin yazismin dogru oldugu anlasildi. Hal tercemesi, 1036 da te'lif ve 1336 da tab' 
edilen farisi (Siyer-iil-aktab) kitabmda yazilidir. 1060, 1163. 

24 — ABDULLAH "rahmetullahi teala aleyh": Resulullahin Hadice-tiil-kiib- 
radan olan son cocugudur. Niibiivvetden sonra tevelliid edip, memede iken vefat 
etdi. Tayyib ve Tahir de denilir. Abdullah vefat edince, As bin Vail (Muhammed 
ebter oldu) ya'ni soyu kesildi dedi. (inna a'tayna) suresi gelerek, As kafirine Al- 
lahii teala cevab verdi. 

25 — ABDULLAH AGA "rahmetullahi teala aleyh": Uciincii Murad hamn bos- 
tanci basidir. 1000 [m. 1591] de Kisikh cami'ini yapdirdi. Beglerbeginde istavroz 

- 1064 - 



cami'i ve Langada da bir cami'i vardir. Kabri Kisikh cami'inin yamndadir. 

26 — ABDULLAH BIN ABBAS "radiyallahii anhuma": Resulullahin en kii- 
ciik amcasi olan Abbasm ogludur. Hicretden tic yil once Mekkede tevellud, 68 [m. 
687] de, Taifde vefat etdi. Uzun boylu, beyaz, guzel idi. 3, 71, 82, 208, 210, 376, 383, 
387, 391, 392, 416, 452, 467, 505, 514, 516, 553, 620, 643, 781, 790, 1010, 1070, 
1116,1139,1165. 

27 — ABDULLAH BIN ABDULMUTTALIB "rahmetullahi teala aleyh": 
Muhammed aleyhisselamin mubarek babasidir. Babasmin onuncu ogludur. Onse- 
kiz veya yirmibes yasmda iken, hazret-i Amine ile evlendi. Birkac ay sonra, Me- 
dineye giderken yolda, Resulullah efendimiz diinyaya gelmeden yedi ay once ve- 
fat etdi. Hazret-i Hamza, Abdiillahdan, hazret-i Abbas da, Hamzadan daha kiiciik 
idi. 350, 375, 376, 378, 390, 391, 1051, 1068, 1078, 1139. 

28 — ABDULLAH BIN CAHS "radiyallahii anh": Resulullahin halasi Umey- 
me ile Cahsm ogludur. Zevcat-i tahiratdan Zeyneb binti Cahsm kardesidir. Habe- 
se iki kerre hicret etdi. Birkac kerre ordu kumandam yapildi. Bedr gazasi esirle- 
ri icin, Resulullah hazret-i Ebu Bekre ve Omere ve buna damsmisdi. Uhudda se- 
hid olup, dayisi olan hazret-i Hamza ile bir mezara defn edildi. 1196. 

29 — ABDULLAH BIN EBI EVFA "radiyallahii anh": Eshab-i kiramdan, Ku- 
fe sehrinde, en son vefat eden budur. 86 [m. 705] senesinde vefat etdi. 441. 

30 — ABDULLAH BIN FAYSAL: Terkinin torunudur. 1306 [m. 1888] da 
Vehhabi emiri idi. Babasi Faysal zemamnda, 1271 [m. 1854] senesinde, Ummana 
karsi harb ederek, vergiye baglamisdi. Medine simalindeki (Hail)de bulunan Mu- 
hammed ibniir-Reside maglub ve esir oldu. 447. 

31 — ABDULLAH BIN HANZALA "radiyallahii anhuma": Ensar-i kiramin 
biiyiiklerindendir. Uhud gazasmdan bir yil sonra diinyaya geldi. [63] yasmda Ab- 
dullah bin Ziibeyr vak'asinda Medinede sehid oldu. Babasi Hanzala, Uhud gaza- 
sma cikilacagi gece evlenmisdi. Ertesi giin sehid olup, melekler yikamisdi. Bunun 
icin (Gasil-iil-melaike) ismi ile sereflenmisdi. 787. 

32 — ABDULLAH BIN KEVA "rahmetullahi teala aleyh": Tabi'indendir. De- 
ve vak'asinda Ali "radiyallahii anh"in yanmda idi. 510. 

33 — ABDULLAH BIN MAHMUD "rahmetullahi teala aleyh": Mecdeddm-i 
Musuli denir. Hanefimezhebi fikh alimlerindendir. [599] da tevellud, 683 [m. 1285] 
de vefat etdi. (Muhtar) ve bunun serhi olan (ihtiyar) kitablan meshurdur. 444, 617. 

34 — ABDULLAH BIN MES'UD "radiyallahii anh": islama gelenlerin altin- 
cisidir. Gene iken iman etdi. Kur'an-i kerimi ve cok hadis-i serif ezberledi. iki ker- 
re Habese ve Medineye hicret etdi. Biitiin gazalarda ve Yermiik muharebesinde 
bulundu. Cennetle miijdelendi. 32 [m. 651] senesinde vefat etdi. Bakfdedir. 3, 95, 
268, 439, 440, 447, 628, 641, 644, 787, 993, 1077, 1185. 

35 — ABDULLAH BIN MUBAREK "rahmetullahi teala aleyh": Tebe'i ta- 
bi'inin biiyiiklerindendir. Hanefi, hadis ve fikh alimidir. [118] de tevellud, 181 [m. 
797] de vefat etdi. 99, 211, 467, 607, 611. 

36 — ABDULLAH BIN MUHAMMED BITUSI "rahmetullahi teala aleyh": 
Bagdad simalinde Zur sehrinde tevellud ve 1211 [m. 1796] senesinde Basrada ve- 
fat etdi. (Hadikatiis-serair) kitabi meshurdur. 

37 — ABDULLAH BIN OMER "radiyallahii anhuma": Eshab-i kiramin bii- 
yiiklerindendir. Hicretden ondort sene once tevellud ve 73 [m. 692] senesinde Mek- 
kede vefat etdi. Babasi ile birlikde iman etdi. Cocuk oldugundan en once Hendek 
gazasmda bulundu. Cok miitteki idi. Hilafet icin, bir tarafa kansmamaga ictihad 
etmisdir. (Kisas-i Enbiya)da, Hayber gazasini anlatirken diyor ki, (Eshab-i kiram 
arasinda, en cok hadis bilen, Abdiillah bin Omer idi. isitdiklerini yazardi. Ondan 

- 1065 - 



sonra, en cok hadis bilen, Ebu Hiireyre idi). 209, 258, 287, 457, 477, 607, 643, 691, 
721, 733, 734, 780, 917, 1008, 1011, 1092. 

38 — ABDULLAH BIN SALIH "rahmetullahi teala aleyh": 900. cii sirada, Ta- 
ha-yi Hakkari ismine bakiniz! 

39 — ABDULLAH BIN SELAM "radiyallahu anh": Ensar-i kiramin buyiik- 
lerindendir. Yehudi alimlerinden idi. Fahr-i alemi "sallallahii aleyhi ve sellem" isi- 
tince, yanina gitdi. Bunu, niibuvvet nuru ile taniyip, (Sen Medine alimi ibni Selam 

inisin?) buyurdu ve Ihlas-i serif okudu. Abdullah, hemen (Tevratm haber verdi- 
gi ahir zeman Peygamberi budur) diyerek, iman etdi. Osman "radiyallahii anh" 
vak'asmda asilere cok nasihat etmisdi. [43] senesinde vefat etdi. 364. 

40 — ABDULLAH BIN SU'UD: Sultan ikinci Mahmud han zemaninda, [1231] 
de vehhabi emiri oldu. Ehl-i siinnete cok zulm yapdi. 1233 [m. 1818] de yakalana- 
rak Misra ve sonra Istanbula getirilip i'dam edildi. 

41 — ABDULLAH BIN TAHIR "rahmetullahi teala aleyh": Me'mun halife ze- 
maninda Horasan valisi idi. Onyedi sene adalet ile idare edip, 230 [m. 844] da Ni- 
sapurda vefat etdi. 211. 

42 — ABDULLAH BIN ZEYD "radiyallahu anhiima": Tabi'min biiyuklerin- 
dendir. Ensardan Zeyd bin Erkamm "radiyallahu anh" ogludur. Babasi Zeyd bin 
Erkam, kiiciik oldugundan Uhud gazasina gotiiriilmemis, diger gazalarm hep- 
sinde hazir bulunmusdu. 61 [m. 680] senesinde Kufede vefat etmisdi. 392. 

43 — ABDULLAH BIN ZUBEYR "radiyallahu anhiima": Asere-i mubesse- 
reden olan Ziibeyr bin Avvamin ogludur. Ebu Bekr-i Siddikin kizi Esmamn og- 
ludur. Medmede Muhacirlerden ilk once diinyaya gelen cocuk budur. Cok cesur 
idi. Cok ibadet ederdi. Tunus muharebesinin kazanilmasina sebeb olmusdu. De- 
ve harbinde babasi ile birlikde, Aise "radiyallahu annum" yanmda idi. Yezide bi'at 
etmedi. Hazret-i Hiiseyn sehid olunca, Mekkede halife oldu. Yezidin vefatindan 
sonra da, dokuz sene halifelik yapdi. Abdiilmelikin gonderdigi Haccac bin Yusiif 
tarafmdan 73 [m. 692] de yetmisiic yasinda sehid edildi. 172, 801, 1035, 1135. 

44 — ABDULLAH BIN ZUBEYR "radiyallahu anh": Abdiil-Muttalibin og- 
lu Ziibeyr, babasi hayatda iken vefat etdi. Oglu Abdullah imana gelip, Huneyn ga- 
zasinda Resulullahm yamndan hie ayrilmadi. Hazret-i Ebu Bekr zemaninda Filis- 
tinde (Ecnadeyn) muharebesinde cok kahramanhk gosterip, otuz yasinda sehid ol- 
du. Cesedini on rum oliisii arasmda buldular. Hepsini bunun oldiirdugii anlasildi. 
1065. 

45 — ABDULLAH BOSNEVI "rahmetullahi teala aleyh": Abdullah Abdi 
bin Muhammed, Bayramiyye mesayihinden olup, 1054 [m. 1645] de Konyada ve- 
fat etdi. 

46 — ABDULLAH HASIMI "rahmetullahi teala aleyh": Urdiin Emiri idi. 
Serif Hiiseynin ogludur. 1299 [m. 1882] da tevellud, 1370 [m. 1951] de mescidde se- 
hid edildi. Yerine oglu Talal gecdi ise de, [m. 1953] de yerini oglu Hiiseyne terk et- 
di. Emir Hiiseyn 1354 [m. 1936] de tevellud etdi. Urdiin devletini cok iyi idare et- 
misdir. Komiinist komandolarla miicadele edip zafer kazanmisdi. m. 1999 da ve- 
fat etmisdir. 376. 

47 — ABDULLAH-I DARIMI "rahmetullahi teala aleyh": ikiyiizdokuzuncu 
[209. cu] sirada, Darimi ismine bakiniz! 

48 — ABDULLAH-I DEHLEVI "rahmetullahi teala aleyh": Seyyiddir. Baba- 
si sah Abdiillatif, rii'yada hazret-i Alinin emri ile adim Alikoymusdur. Kendisi Gu- 
lam-i Ali yapdi. Tesavvuf mutehassislarinm biiyiiklerindendir. Miislimanlarm goz- 
bebegidir. 1158 [m. 1744] de Hindistanm Pencab sehrinde tevellud, 1180 [m. 1765] 
de, Mazher-i Can-i Canan ile teserriif eyledi. C°k kerametleri goriildii. En biiyiik 

- 1066 - 



kerameti, gelen sadik kimselerin kalblerine bir teveccuh ederek feyz ve bereketle 
doldururdu. Binlerce asiki, bir bakisda cezbelere ve varidat-i ilahiyyeye kavusdu- 
rurdu. 1240 [m. 1824] da Delhide vefat eyledi. Sahcihan cami'i yakinmdaki kendi 
Dergahinda, cok san'atle yapilmis mermer divar icinde iistadinin yanmda ve onun 
garb tarafinda medfundur. Cesidli memleketlere gondermis oldugu mektublarm- 
dan yiizyirmibes adedi talebelerinden Rauf Ahmed miiceddidi tarafmdan toplana- 
rak (Mekatib-i serffe) ismi verilmis ve once 1334 [m. 1915] senesinde Madrasda ve 
sonra binucyiizyetmisbir 1371 [m. 1951] senesinde Lahorda ve 1396 [m. 1976] sene- 
sinde, istanbulda, basilmisdir. Sah Rauf Ahmed, bir sene icinde isitdiklerini de bir 
kitab halinde toplamis, buna (Diirr-iil-me'arif) ismini vermisdir. 1394 [m. 1974] se- 
nesinde istanbulda yeniden tab' edilmisdir. Rauf Ahmed, imam-i Rabbanmin kii- 
ciik oglu Muhammed Yahya soyundan olup, 1253 [m. 1837] de hacca giderken, Ye- 
mende, denizde sehid oldu. Behupal sehrinde irsad ile meshur idi. 459, 466, 486, 733, 
765, 766, 771, 773, 789, 921, 957, 969,' 992, 1016,' 1072, 1073, 1086, 1095, 1105, 1121, 
1133,1143. 

49 — ABDULLAH-i ENSARI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi, Muhammed 
bin Alidir. 396 [m. 1005] da Hiratda tevellud, 481 [m. 1088] de orada vefat etdi. 
Seyh-ul-islam idi. Hanbeli idi. (Te'arriif) kitabma serhi ve (Menazil-iis-sayirin) ki- 
tabi meshurdur. 91, 92, 312, 749, 750, 1013. 

50 — ABDULLAH-I KURTUBI "rahmetullahi teala aleyh": 551. ci sirada Kur- 
tubiismine bakiniz! 

51 — ABDULLAH-I NESEFI: 717. ci sirada Nesefi ismine bakiniz! 

52 — ABDULLAH-i RUMI "rahmetullahi teala aleyh": Yeni-sehrli Abdul- 
lah efendi, 1130 [m. 1717] da seyh-ul-islam oldu. Bugazicinde Kanhcada 1156 [m. 
1743] senesinde vefat etdi. Kanhcada, iskender pasa cami'i yanmdadir. (Behce- 
tul-fetava) fetva kitabinin sahibidir. 319, 390, 392, 490, 542, 592, 602, 862, 886. 

53 — ABDULLAH-i TERCUMAN "rahmetullahi teala aleyh": Akdenizde Ba- 
lear adalarmm buyiigii olan Mayorka adasmda bir hiristiyamn tek cocugudur. Asl is- 
mi Anselmo Turmeda olup bir ispanyol papasi idi. Nebuniye sehrinde, en meshur pa- 
pas olan Nikola Mertilin yaninda yetisdi. Incili ezberledi. Bu papasin yol gosterme- 
si ile Tunusa geldi. Miisliman oldu. Arabcayi ve islam ilmlerini iyi ogrendi. Hiristi- 
yanhgm ic yuztinii, nasil bozuldugunu gosteren (Tuhfe-tiil-erfb) admda bir kitab yaz- 
di. Kitabi 823 [m. 1420] de temamladi. 1290 [m. 1873] da Londrada ve (Elmiinkiz) ki- 
tabi ile birlikde 1402 [m. 1981] de Hakikat Kitabevi tarafmdan, istanbulda basdinl- 
misdir. Haci Zihni efendi tiirkceye pevirdi. Oglu Abdiil-Halim, bu kitabi arabca ki- 
saltmisdir. Yazmasi Berlin kiitiibhanesindedir. Turkcesi, Osmanhlar zemamnda is- 
tanbulda basildigi gibi, latin harfleri ile, 1385 [m. 1965] de tekrar basdinlmisdir. 

54 — ABDULLATIF-i HARPUTI: 1330 [m. 1912] senesinde Istanbul Dar-ul- 
fiinununda (Ilm-i kelam) mu'allimi [profesorti] idi. (Tenkih-ul kclain) admdaki ki- 
tabmda, islam dinini ilm, akl ve fen ile cok giizel mtidafe'a etmekdedir. 543. 

55 — ABDULMECID HAN "rahmetullahi teala aleyh": Osmanh padisahlan- 
nin otuzbirincisi ve islam halifelerinin doksanaltmcisidir. Sultan ikinci Mahmudun 
ogludur. Sekiz oglundan dordii padisah oldu. 1237 [m. 1821] de dogdu. 1255 [m. 1839] 
de padisah oldu. 24 Haziran 1277 [m. 1861] de vefat etdi. Sultan Selim cami'i bag- 
cesindedir. Dolmabagce serayim ve galata koprusiinii yapdirdi. (Eshab-i kiram) ki- 
tabmda genis bilgi vardir. 538, 698, 732, 826, 1047, 1063, 1083, 1131, 1153, 1167, 1187. 

56 — ABDULMESIH: Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" efendimize 
siial sormak icin Necrandan gelen hiristiyanlann reisi idi. 369, 370. 

57 — ABDULMUTTALiB: ismi Seybedir. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sel- 
lem" efendimizin dedesidir. Kureys kabilesinin reisi idi. Hasimin ogludur. Amca- 
si Muttalib, Mekkelilere bunu, kolesi olarak tamtdigi icin, Abdulmuttalib ismi ile 

- 1067 - 



sohret bulmusdur. Hazret-i Isma'ilden kalmis olan zemzem kuyusu, Curhiim hu- 
kumeti zemamnda gayb olmusdu. Bu kuyuyu bularak temizletdi. Oniki oglu ve al- 
ti kizi vardi. En biiyiikleri Ebu Talib, en kiiciikleri Abbas idi. Abdullah, Resulul- 
lahm tevelludiinden yedi ay once vefat etdigi icin, Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" dedesinin yaninda buyiidii. Sekiz yasinda iken dedesi de vefat etdi. Isma'il 
aleyhisselamin dmine gore ibadet ederdi. 378, 390, 1059. 

58 — ABDUL VEHHAB-I $A'RANI "rahmetullahi teala aleyh": Aliy-yul-Ha- 
vasin talebesidir. 973 [m. 1565] de vefat etdi. Dort mezhebin fikh bilgilerini an- 
latan (Mizan-iil-kubra) kitabi iki cilddir. [1275] de Misrda basilmisdir. (Letaif-iil- 
minen) kitabimn birinci cildi 56. ci sahifesinden i'tibaren kimya ilmini ve Cabir 
bin Hayyani uzun anlatmakdadir. Buna (Minen-iil kiibra) da denir. 1357 de ba- 
silmisdir. Kenarmda Taciiddin-i iskenderinin (Letaif-iil minen) ve (Miftah-ul-fe- 
lah) kitablan vardir. (Envar-iil-kudsiyye)si, (Tabakat-ul-kubra)sinin kenarmda 
basilmisdir. Hadis ve Safi'i fikh alimidir. Cok kitabi vardir. 80, 388, 458, 775, 825, 
1005,1129. 

59 — ABDU-MENAF: Resulullahin ikinci dedesi olan Hasim, Abdii-Sems, Mut- 
talib ve Nevfelin babalan ve Kusayyin ogludur. ismi Mugiredir. Menaf, Kureys ve 
Huzeyl kabilelerinin bir putu idi. Abd-iid-dar ve Abd-iil-Uzza adindaki kardesle- 
ri arasmda en sereflisi ve Ka'be bekcisi oldu. Ka'benin anahtan Abd-iid-dar ogul- 
larinda idi. 390. 

60 — ABDURRAHIM: Tiitiin icmenin giinah olmadigim bildirmisdir. 639. 

61 — ABDURRAHIM SEMERKANDI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu 
Bekr-i imadinin oglu olup, Mergmani, Ferganive Semerkandilakablan ile mes- 
hurdur. Hanefifikh alimidir. (Hidaye) kitabimn sahibi olan Burhan-ud-dm Ali- 
nin torunudur. Altiyiizellibir 651 [m. 1253] de hayatda idi. (Fiisul-i imadi) fikh ki- 
tabi meshurdur. 

62 — ABDURRAHMAN "rahmetullahi teala aleyh": Zebid miiftisi idi. Sey- 
yiddir. (Vehhabileri Reddiyye)si cok krymetlidir. 454. 

63 — ABDURRAHMAN BIN AVF "radiyallahu anh": Abd-i Avf bin Hars bin 

Ziihre bin Kusay torunudur. Eshab-i kiramm biiyiiklerinden ve asere-i miibesse- 
redendir. Once iman eden sekiz kisiden biridir. Uzun boylu, beyaz idi. Biitiin ga- 
zalarda bulundu. Uhudda iki kafir oldiirdii. Hazret-i Omerin halife olmak icin sec- 
digi alti kisiden biridir. Uhud gazasmda yirmi yerinden yaralandi. Topal oldu ve 
oniki disi dusdii. Cok zengin idi. Cok sadaka verirdi. [31] senesinde, yetmisbes ya- 
sinda vefat etdi. Beyaz, iri, guzel idi. 133, 510, 621, 696, 772, 790, 845, 1095. 

64 — ABDURRAHMAN BIN EBU BEKR "radiyallahu anhuma": Babasi, de- 
desi ve oglu hep Eshabdandirlar. Bedr ve Uhudda diisman ordusunda idi. Hudey- 
biyede miisliman oldu. Yemame cenginde cok kahramanhk etdi. Yedi kafiri oldiir- 
dii. Deve giinii, kiz kardesi Aisenin "radiyallahu anhuma" yaninda idi. 53 [m. 673] 
senesinde vefat etdi. Mekkededir. 506, 1035. 

65 — ABDURRAHMAN BIN MUHAMMED "rahmetullahi teala aleyh": 
Gelibolulu Siileyman efendinin torunudur. Seyhizade denir. Damad adi ile mes- 
hurdur. Rumeli kadi-askeri idi. Seyh-ul-islamm damadi idi. 1078 [m. 1668] de ve- 
fat etdi. (Mecma'ul-enhiir) adindaki (Miilteka $erhi) meshurdur. 

66 — ABDURRAHMAN CEVZI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Alidir. 
Hanbelifikh alimidir. [508] de tevellud, 597 [m. 1202] de Bagdadda vefat etdi. Ebul- 
ferec ibni Cevzi adi ile meshurdur. Tefsir, hadis ve Hanbeli fikh ve tarih bilgile- 
rinde derin alim idi. Yiizden fazla kitab yazdi. (El-mugni) tefsiri meshurdur. 210, 
311, 442, 457, 458, 494, 497, 641, 1070. 

67 — ABDURRAHMAN IMADI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Mu- 

-1068- 



hammed Imad-iid-dindir. Sam miiftisi idi. 978 [m. 1571] de tevellud, 1051 [m. 
1641] de vefat etdi. Hanefi fikh alimlerindendir. (El-hediyye fil-ibarat-il-fikhiyye) 
kitabi meshurdur. 487, 629, 639. 

68 — ABDURREZZAK KASI: Tesavvuf ve fikh alimidir. Tefsir, Fusus serhi 
ve kiymetli eserleri vardir. 730 da vefat etdi. 

69 — ABIDIN PASA "rahmetullahi teala aleyh": [1259] da tevellud, 1324 [m. 
1906] de vefat etdi. Fatih cami'i serifi bagcesindedir. Ankara valisi iken (Mesne- 
vi)yi serh etmisdir. 732. 

70 — ADAM SMITH: Ingiliz iktisadcisidir. 1135 [m. 1723] de Iskocyada tevel- 
lud, 1214 [m. 1799] de vefat etdi. Yirmibir yasinda iken Glaskow iiniversitesine man- 
tik profesorii oldu. [m. 1759] da yazdigi (Ahlak duygulan teorisi) kitabi ile devri- 
nin filozoflan arasina girdi. [m. 1776] da nesr etdigi (Milletlerin tabf atleri ve 
zenginlikleri) kitabmda, ticaretde serbest rekabeti ve iktisadda liberalizmi sa- 
vundu. (Servetin kaynagi cahsmakdir. Paranm degeri, arz ve taleb iizerine kurul- 
musdur. Bunlar htikumetler tarafmdan zorlanamaz) dedi. 792. 

71 — ADDAS "radiyallahu anh": Mekkede Utbe ve Seybe kafirlerinin kolesi, 
Nusaybinli nasrani idi. Resulullahi bir goriisde iman etdi. 353. 

72 — ADEM "aleyhisselam": Yeryiiziinde yaratilan ilk insandir ve ilk Peygam- 
berdir. Biitiin insanlarm babasidir. Cesidli memleketlerden getirilen topraklan me- 
lekler su ile camur yapip, insan sekline koydu. Mekke ile Taif arasmda kirk sene 
yatip (Salsal) oldu. Pismis gibi kurudu. Once Muhammed aleyhisselamm nuru al- 
nma kondu. Sonra Muharremin onuncu Cum'a gunii ruh verildi. Herseyin ismi ve 
faidesi bildirildi. Boyu ve yasi kesin olarak bildirilmedi. Bir rivayetde boyu bes- 
yiiz zra' [ikiyiizelli metre] idi. Cennetden cikinca altmis zra' oldu. Allahii tealanin 
emri ile, biitiin melekler, Ademe dogru secde etdi. Meleklerin hocasi olan iblis, 
emri dinlemedi. Secde etmedi. Kirk yasinda iken (Firdevs) admdaki Cennete go- 
tiiriildu. Cennetde yahud daha once, Mekke dismda uyurken sol kaburga kemigin- 
den, hazret-i Havva yaratildi. Allahii teala, bunlari nikah etdi. Cennetde, bin se- 
ne kadar yasayip, yasak edilen agacdan unutarak, once Havva, sonra kendisi, 
bugday yidikleri icin cikanldilar. Adem "aleyhisselam", Hindistanda, Seylan (Se- 
rendip) adasina, Havva ise, Ciddeye indirildi. ikiyiiz sene aglayip yalvardikdan son- 
ra, tevbe ve dualan kabul olup, hacca gelmesi emr olundu. Arafat ovasmda, Hav- 
va ile bulusdu. Ka'beyi yapdi. Her sene hac yapdi. Arafat meydamnda veya bas- 
ka meydanda, kiyamete kadar gelecek cocuklan, belinden zerreler halinde cikdi. 
(Ben sizin Rabbiniz degil miyim?) soruldu. Hepsi (Evet) dedi. Sonra, hepsi zer- 
reler haline gelip, beline girdiler. Yahud, belinden yalmz kendi cocuklan cikdi. Her 
cocugun belinden, bunun cocuklan cikdi. Boylece, herkes, kendi babasmdan za- 
hir oldu. Sonra Sama geldiler. Burada yirmi def'a ikiz evladi, bir def a da yalmz Sit 
"aleyhisselam" oldu. Neslinden kirkbin kisiyi gordii. Binbesyiiz yasinda iken ev- 
ladina Peygamber oldu. Evladi cesidli dil ile konusdu. Cebrail "aleyhisselam" 
oniki kerre gelmisdir. Oruc, her gun bir vakt nemaz, gusl abdesti emr edildi. Ki- 
tab gelip, fizik, kimya, tib, eczacihk, matematik bilgileri ogretildi. Siiryani, ibra- 
ni ve Arabi diller ile kerpic iistiinde cok kitab yazildi. Hie sakali yok idi. ilk saka- 
h cikan Sit aleyhisselamdir. Cok giizel idi. Siyah sach, bugday renkli idi. Havva da 
boyle idi. Bir rivayete gore, ikibin yasma gelince, onbir giin hasta olup, Cum'a gu- 
nii vefat etdi. Havva, kirk sene sonra Ciddede vefat etdi. Kabrleri, Kudiisde veya 
Minada mescid-i Hifde veya Arafatdadir. Hayatlarmi bildiren rivayetler de cok 
farkhdirlar. 3, 18, 26, 57, 64, 79, 80, 81, 83, 84, 95, 106, 208, 210, 265, 290, 344, 354, 
355, 356, 364, 378, 379, 387, 390, 391, 440, 442, 450, 451, 482, 488, 501, 502, 507, 519, 
525, 541, 544, 545, 574, 601, 679, 714, 715, 745, 801, 996, 997, 1109, 1157, 1180, 1188. 

73 — ADNAN: Resulullahm yirmibirinci babasidir. Almnda Resulullahm nu- 

- 1069 - 



ru parliyordu. Hicazda bulunan arab kabileleri hep bunun soyundandir. Resulul- 
lahm bundan onceki dedelerinin adi kesin olarak belli degildir. Abdullah ibni Ab- 
bas buyurdu ki, (Adnan ile isma'il "aleyhisselam" arasinda otuz baba vardir. Fe- 
kat, kimler olduklan belli degildir). 390, 1157. 

74 — AHMED ASIM "rahmetullahi teala aleyh": Ayntabhdir. Seyyiddir. 1235 
[m. 1820] de Istanbulda vefat etdi. Uskiidarda Nuh kuyusundadir. Firuzabadinin 
arabi (Kamus) ve farisi (Burhan-i kati') liigat kitablanni tiirkceye terceme, (Ema- 
il kasidesi)ni tiirkce serh etmisdir. Ucii de basilmisdir. 699, 759, 760, 1007. 

75 — AHMED BABA: Hurufi babalarmdandir. Samatyada hurufi seyhi olan 
Halil babanm comezi idi. Merdiven koyiindeki tekkeyi kurmusdur. 501. 

76 — AHMED-I BEDEVI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi All efendidir. Se- 
riflerdendir. 596 [m. 1199] da Fasda tevelliid, 675 [m. 1276] de Misrda Tantada ve- 
fat etdi. Yuziine pece orterdi. (Cami'u keramat-il-evliya)da diyor ki, (Ahmed 
Bedevi, hem seyyiddir, hem serifdir. Misrdaki Evliya arasinda, imam-i Safi'iden 
sonra en iistunii Ahmed-i Bedevidir. Ondan sonra seyyidet Nefisedir. Sonra Se- 
refeddm-i Kiirdi, sonra Abdullah Menufi Sazilidir.) (Mir'at-i Medine)de diyor ki, 
(Kutb-i rabbani seyyid Ahmed Bedevi hazretlerinin vefatmdan altmisbes sene son- 
ra, Tantadaki tiirbesinin bulundugu cami'i serifde her sene, Rebf ulevvel aymm bi- 
rinci Cum'a gecesi mevlid okumak adet olmusdur. Bu mevlide her memleketden 
binlerce alim, Veil toplamr. Bir hafta surer, imam-i Bedevi, seyh Berinin, bu da 
Ali bin Nu'aym Bagdadmin, bu da seyyid Ahmed Rifa'inin halifesidir.) Allahii te- 
ala, Evliyasimn kimine az, kimine cok keramet vermisdir. Ahmed Bedevi hazret- 
lerine, vefatmdan sonra da cok keramet vermisdir. 331, 909, 1010. 

77 — AHMED-I BEZZAR "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Amrdir. Hadis 
alimlerindendir. 292 [m. 905] de Remle kasabasinda vefat etdi. (Miisned) kitabi 
meshurdur. 340, 424. 

78 — AHMED BIN ABDULLAH "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Nu'aym Is- 
fehani adi ile meshurdur. Safi'idir. Hadis alimidir. 336 [m. 948] da tevelliid, 430 [m. 
1039] da vefat etdi. Krymetli kitablan vardir. (Hilye-tiil-Evliya)si Beyrutda, (Mek- 
teb-ut-ticari) tarafindan ve Berlinde basilmisdir. 70, 208, 786, 891, 1014. 

79 — AHMED BIN ATAULLAH "rahmetullahi teala aleyh": Sekizyiizdoksa- 
naltmci [896] sirada Taciiddin-i iskenderi ismine bakiniz! 

80 — AHMED BIN HANBEL "rahmetullahi teala aleyh": Hanbelimezhebi- 
nin reisidir. Dedesi Hanbeldir. 164 senesinde Bagdadda tevelliid, 241 [m. 855] de 
orada vefat etdi. Ucyiizbinden fazla hadis ezberlemisdi. imam-i Safi'inin talebe- 
sidir. Hal tercemesini, Beyheki ve ibni Cevzi ve baska alimler yazmislardir. (El- 
Miisned) hadis kitabinda otuzbin hadis-i serif vardir. Mu'tezile firkasi ile cok 
miicadele ve onlan rezil etdigi icin, Me'mun tarafindan habs edildi. 50, 211, 415, 
424, 458, 476, 567, 581, 582, 609, 629, 643, 686, 788, 842, 881, 992, 993, 1008, 1184. 

Ahmed bin Muhammed Natifi Taberi baska olup, 446 da vefat etmisdir. 

81 — AHMED CAMI "rahmetullahi teala aleyh": Ebiil-Hasen Ahmed bin 
Ali Namiki Camf, biiyiik alim ve biiyiik velidir. Eshab-i kiramdan Cerir bin Ab- 
dullah soyundandir. Cerir "radiyallahii anh", Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" vefat edecegi sene iman etmisdi. C°k giizel, boylu idi. Ahmed Caminin 
otuzdokuz oglu vardi. Olunce, ondordii kaldi. Hepsi de derin alim ve amil ve ka- 
mil idi. C°k kitab yazmislardi. [441] de tevelliid ve 536 [m. 1142] da vefat etdi. Al- 
tiyuzbin kimsenin imana gelmesine sebeb oldu. (Miftah-un-necat) ve (Uns-iit-ta- 
ibin) kitablan basilmisdir. (Miftah-un-necat) kitabi, Hakikat Kitabevi tarafin- 
dan yeniden basilmisdir. 61, 419, 1197. 

82 — AHMED DAHLAN "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Seyyid Zey- 

- 1070 - 



ni Dahlan, Mekkenin miiftisi ve reis-iil-ulemasi ve Safi'i seyh-ul-hutebasi idi. 1231 
[m. 1816] de Mekkede tevelliid, 1304 [m. 1886] de Medinede vefat etdi. Bircok eser- 
leri olup (Hulasa-tiil-kelam fi beyan-i umera-i beled-il-haram), (Firredd-i alel- 
vehhabiyye-ti-etba-i mezheb-i ibni Teymiyye) ve (Ed-Diirer-iis-seniyye firredd-i 
alel-vehhabiyye) kitablarmda vehhabilerin, yanhs yolda olduklarmi ayet-i kerime 
ve hadis-i seriflerle gostermekdedir. (Hulasa-tiil-kelam)in ikinci ciiz'ii ve (Ed- 
Diirer-iis-seniyye) ve (El-Fiituhat-iil-islamiyye) kitabmm bir parcasi olan (Fitne) 
ismlerindeki eserleri Hakikat Kitabevi tarafindan ofset yolu ile basdinlmislardir. 
Hindli Muhammed Besir bin Bedreddin, (Siyanet-iil insan) kitabinda, Ahmed 
Dahlana reddiyye yazdi ise de, mevlana Abdiilhay bin Abdiilhalim Liiknevi, Be- 
siri rezil etmisdir. Abdiilhay Liiknevi biniicyiizdort, Besir biniicyiizyirmiiic 1323 [m. 
1905] senelerinde vefat etdi. 450, 453, 454, 458, 460, 595. 

83 — AHMED HAMEVI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Muhammed 
Mekkidir. Seyyiddir. Hanefifikh alimidir. Misrda miiderris [profesor] idi. 1098 [m. 
1686] de vefat etdi. Cok sayida kitab yazmisdir. (Uyun-iil-besair) ismindeki (Es- 
bah) serhi ve (Nefehat-iil-kurb vel-ittisal bi-isbatittesarrufi li-evliya ba'del-intikal) 

kitabian cok kiymetlidir. 245, 250, 388, 443, 460, 623, 629, 738, 779. 

84 — AHMED HAN-I "rahmetullahi teala aleyh": islam halifelerinin yetmis- 
dokuzuncusu ve Osmanh padisahlarmin ondordunciisiidiir. Binoniki 1012 [m. 
1603] de halife oldu. 1026 [m. 1617] da, yirmisekiz yasmda vefat etdi. Nemce ile ya'ni 
Avusturya ile ve Iranla ve Celali eskiyasi ile harb edip galib geldi. Aklh ve iyi ida- 
reli idi. Devlet idaresindeki basanlarmda zevcesi Mahpeyker sultanm cok yardi- 
mi olmusdur. At meydanmda, sultan Ahmed Cami'ini, mekteb ve imaretini yap- 
dirmisdir. Cami'in alti minaresi, dordiinde iiper olmak iizere, onalti serefesi var- 
dir. Iki kerre Edirneye, bir kerre de Bursaya seyahat etdi. Cami' yamndaki tiirbe- 
dedir. Beytullahm ve Hucre-i se'adetin perdeleri Misrda dokunurdu. Ahmed 
nan, istanbulda dokutup saygi ile gondermisdir. 1119, 1125, 1128, 1132, 1135, 
1144,1150,1158. 

85 — AHMED HAN-HI "rahmetullahi teala aleyh": islam halifelerinin seksen- 
sekizinci ve Osmanh padisahlarmin yirmiiiciincusudiir. [1084] de tevelliid, 1149 [m. 
1736] da vefat etdi. Turhan sultan tiirbesindedir. 1115 [m. 1703] de cuius edip, 1143 
[m. 1730] de hal' edildi. isvec krali onikinci Sari, ruslara maglub olarak, Ahmed 
hana sigmmisdir. Bunun iizerine bashyan Osmanh-Rus harbinde ruslar bozguna 
ugramis, biiyiik Petro, zor kurtulmusdur. 

Uciincii Ahmed hamn ve ikinci Mustafa hanm valideleri (Giilnus Emetullah) 
sultan, 1109 [m. 1696] da (Galata yeni cami') demekle meshur (Valide cami'i)ni 
yapdirdi. Uskiidarda (Yeni valide cami'i), valide sultan icin, 1120 [m. 1707] sene- 
sinde, Ahmed nan tarafindan yapdinlmisdir. Bu valide sultan 1127 [m. 1714] de, 
Edirnede vefat etdi. Uskiidara getirilip, cami'i ontine defn edildi. Ahmed hanm ki- 
zi Zeyneb sultan Giilhane parki karsismdaki mescidi yapdirdi. 1062, 1092, 1099, 
1100, 1119, 1123, 1126, 1153, 1184, 1191. 

86 — AHMED IBNI KEMAL "rahmetullahi teala aleyh": Semseddin Ah- 
med efendi, Siileyman efendinin ogludur. Dedesi, Kemal pasadir. Kaniini sultan 
Siileyman nan zemamnda, 932 [m. 1526] den 940 [m. 1534] senesine kadar Osman- 
hlarm dokuzuncu seyh-ul-islami idi. Cinnilere de fetva verirdi. Bunun icin (Miif- 
ti-yiis-sekaleyn) adi ile meshur oldu. Edirnelidir. istanbulda Edirnekapi mezar- 
ligindadir. Bugaz kopriisiiniin cevre yolu yapihrken, etrafmdaki kabrler nakl 
edilmis, kendi kabri, on metre kadar geri almmisdir. Tefsir, hadis ve fikhda derin 
alim idi. Cok kitab yazdi. Fetvalan ve arabiden farisiye liigat kitabi ve (El-miini- 
re)si ve (Hadis-i erba'in) serhi cok kiymetlidir. 940 [m. 1534] da vefat etdi. 234, 286, 
365, 444, 476, 698, 728, 908, 1014, 1164. 

-1071- 



87 — AHMED KADIYANI: Hindistanda Pencabda, 1296 [m. 1879] da, ingiliz- 
lerin yardimi ile, (Kadiyaniyye) veya (Ahmediyye) admda yeni bir din kurdu. Pey- 
gamber oldugunu soyledi. Istanbulda ofset baskisi yapilan (El-miitenebbi) kitabin- 
da uzun bilgi vardir. 1326 [m. 1908] de oldii. 484, 485, 486. 

88 — AHMED NA'IM EFENDI: Mustafa Zihni pasamn ogludur. Babanzade 
adi ile meshurdur. 1290 [m. 1872] da tevellud, 14 Agustos 1352 [m. 1934] de kalb 
sektesinden vefat etdi. Edirnekapidadir. Galataseray Lisesinde ve miilkiyye mek- 
tebinde okudu. Orta boylu, sakalh idi. Galataserayda ders verdi. Felsefe iizerin- 
de fransizcadan tercemeler yapdi. 1346 [m. 1928] da (Buhari hulasasi)m terceme 
ve iki cildini nesr etdi. Dar-til-fiinunda yirmiiki sene profesorliik yapdi. 1351 [m. 
1933] de darulfiinun lagv edilince, kiymeti bilinmiyerek acikda birakildi. Tarn ve 
halis miisliman idi. Arabi ve fransizca iyi bilirdi. Felsefe alimi idi. Tevfik Fikret- 
le Abdullah Cevdetin islam dusmanliklarmi hie begenmezdi. Kuru miitercim de- 
gil, mutefekkirdi. Tevfik Fikret icin (Ma'nevi en biiyiik destekden mahrum, bed- 
baht, olmege mahkum bir kimsedir) derdi. Garb felesoflanndan iki lie kimseden 
baska hicbir felesofun uluhiyyeti inkar etmedigini soylerdi. Fikretin nicin dalale- 
te diisdiigiine sasardi. Onu felsefede olgunlasmamis sayardi. Na'im begin eserle- 
ri: (Ahlak-i islamiyye esaslari), (Buharitercemesi), (Da'va-yi kavmiyyet), (Felse- 
fe dersleri), Nevevinin (Hadfs-i erba'in) i tercemesi, (ilm-iin-nefs) [psikoloji], 
(Mantik), (Temrinat) ve sairedir. 422. 

89 — AHMED RIFA'I "rahmetullahi teala aleyh": Ebul Abbas Ahmed bin Ebiil 
Hiiseyn Ali, seyyiddir. Evliyamn biiyuklerindendir. Basra civarmda [512] de tevel- 
lud, 578 [m. 1183] de Misrda vefat etdi. Safi'iidi. Turbesi ve mescidi, ikinci Abdiil- 
hamid nan tarafmdan ta'mir edilmisdir. 909, 1070, 1093. 

90 — AHMED SA'ID-I FARUKI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed Sa'id ib- 
ni Ebi Sa'id bin Safibin Aziz bin Muhammed Isa bin muhtesib-ul-iimme seyh Sey- 
feddin-i Faruki Serhendi "rahmetullahi aleyhim", hicretin [1217] senesinde Hin- 
distanda Rampur sehrinde tevellud ve 1277 [m. 1861] de Medine-i miinevverede 
vefat etdi. Bakf kabristamnda, Osman "radiyallahii anh" turbesi yamndadir. 

Ahmed Sa'id hazretlerinin tic oglu vardi. Birinci Muhammed Mazher, binikiytiz- 
kirksekiz [1248] de tevellud ve 1301 [m. 1884] de Medine-i miinevverede vefat et- 
di. Babasmin yamndadir. 1277 senesinde yazdigi (Makamat-i sa'idiyye) kitabi 
farisi olup, babasi Ahmed Sa'idin ve miirsidlerinin "kuddise sirruhum" hallerini 
ve yiiksek makamlarim bildirmekdedir. Kitab 1281 de Delhide basdinlmisdir. 
imam-i Rabbaniyi bildiren risalesi (Hak Soziin Vesikalan) kitabmda basilmisdir. 
Mekkede seyyid Fehim Efendi ile sohbet eylemisdir. 

Ikinci oglu mevlana Ebiisse'adet Muhammed Omer, binikiyiizkirkdort [1244] 
de tevellud ve binikiyiizdoksansekiz 1298 [m. 1881] de Rampurda vefat etdi. Og- 
lu Ebiilhayrm miirsidi idi. Ebiilhayr, binucyiizkirkbir [1341] de Delhide vefat et- 
di. Kabri, Abdiillah-i Dehlevi dergahmda, dedesi Ebu Sa'idin yamndadir. Mermer- 
den tabut seklindeki dort kabr, mermerden pek san'atli dort divar icinde ve Der- 
gahm ortasindadirlar. Ebiilhayrm oglu Ebiil-Hasen Zeyd-i Faruki, 1324 [m. 1906] 
senesinde, Delhide Abdiillah-i Dehlevi dergahmda tevelliid etdi. Bu dergahda ve- 
fat etdi. 1391 [m. 1971] Sa'ban aymda Delhiyi ziyaretimde, sohbeti ile iki def'a se- 
reflendim. 1376 [m. 1957] da basdirmis oldugu farisi (Menahic-iis-seyr) kitabim bu 
fakire hediyye etdi. Cami'ul-ezherde okudugunu, Misrda seyh-iil-islam Mustafa 
Sabri efendi ile cok sohbet etdigini de soyledi. 1394 [m. 1974] de, Kandiharda bas- 
dirdigi, farisi (Makamat-i ahyar) kitabmda dedelerini uzun anlatmakdadir. Zeyd 
efendi, kitabmda diyor ki, babam, Peygamberimizi rii'yada gormiis. Cok iizuntii- 
lii imis, sebebini sormus. (Tiirkler benim halifemi bugiin makammdan ayirdilar. 
Bunun cezasini cok aci cekeceklerdir) buyurmus. 

- 1072 - 



Ucuncu oglu Mevlana Abdiirresid, binikiyuzotuzyedi [1237] de Lucknowda 
tevellud ve binikiyuzseksenyedi 1287 [m. 1870] de Mekke-i mukerremede vefat et- 
di. Bu da, oglu Sah Muhammed Ma'sum-i Omerinin miirsidi idi. Muhammed 
Ma'sum [1263] de Abdilllah-i Dehlevi hazretlerinin tekkesinde tevellud etdi. 
1274 [m. 1858] de Ingilizler Delhide biiyiik fitne cikardi. Sultan ikinci Behadir sa- 
hi, iki zevcesi ve iki oglu ile Kalkuteye goturup habs etdiler. Hindistamn her ta- 
rafmda muslimanlar sehid edildi. Miislimanlar, Medine-i miinevvereye hicret et- 
di. [1290] da Hindistana dondii. Otuziic sene sonra akraba ve talebesinden altmis 
kisi ile [1323] de Medineye dondii. Burada imam-i Rabbani hazretlerinin (Meb- 
de' ve me'ad) kitabmi arabiye terceme etdi ve cok kitab yazdi. Bunlardan (Ahsen- 
iil-kelam fi-isbat-i mevlid-i vel-kiyam) kitabi, Hindistamn Urdu dilinde olup, 
vehhabileri red ve rezil etmekdedir. Hindistanda basilmis ve arabiye terceme 
edilmisdir. (Es-sebe'ul-esrar ff medaric-il-ahyar) kitabi, tesavvufu cok acik anlat- 
makdadir. Urdu dilindedir. Oglu Muhammed Abdiilkadir Medeni tarafindan 
[1329] da arabiye terceme edilmis, 1331 [m. 1913] de istanbulda basilmisdir. ikin- 
ci oglu seyh Ebiilfeyz Muhammed Abdiirrahmanm kitabin basma yazdigi takriz 
cok istifadelidir. Mutercim, onsoziinde buyuruyor ki, (Sah Veliyyullah muhaddis 
Ahmed-i Dehlevi (Mukaddeme-tiis-seniyye fi isbat-i mezheb-is-siinniyye) kitabin- 
da, Imam-i Rabbaniyi uzun ovmekde ve mii'minler onu sever, miinafiklar, sakiler 
ise kotiiler demekdedir). Sah Muhammed Ma'sum, 1341 [m. 1923] de Mekke-i mii- 
kerremede vefat etdi. 

Ahmed Sa'id-i Serhendi, babasi ile birlikde Abdullah-i Dehlevi hazretlerinin soh- 
betinde bulunup, on yasma varmadan tarikat-i Naksibendiyyeye intisab etdi. On- 
bes yasma kadar bu sohbetde kemale geldi. Abdullah-i Dehlevi hazretleri evlen- 
memis idi. Bunu ogulluga kabul buyurdu. Hilafet-i mutlaka ile sereflendirdi. Cok 
Veli yetisdirdi. Cok kitab yazdi. (El-hakk-ul-miibin fi-redd-i alelvehhabin) kitabi 
vehhabilere cevab vermekdedir. (Mektubat-i Ahmediyye)si cok krymetlidir. (Tah- 
kik-ul-hakkilmubin) kitabi 1386 senesinde Karaside basilmis olup, (Mesail-i er- 
ba'in)e cevab vermekdedir. 455, 459, 1004, 1095, 1146. 

91 — AHMED-I YEKDEST "rahmetullahi teala aleyh": Dokuzyuzaltmisseki- 
zinci [968] sirada, Yekdest ismine bakiniz! 

92 — AHMED-I ZERRUK "rahmetullahi teala aleyh": Sihab-ud-din Ahmed bin 
Ahmed Fasi, 846 [m. 1442] da Trablus-garbda tevellud, 899 [m. 1493] da orada ve- 
fat etdi. Malikf fikh alimi ve tesavvuf biiyiiklerindendir. Cok sayida kiymetli eser- 
leri vardir. (Serh-i hizb-il-bahr) ve (Kava-id-iittarika fil-cem'-i beyne$ser?at-i vel- 
hakfka) ve (Kavaid-iit-tesavvuf) kitablan meshurdur. Sonuncusu biiyiik olup, 
Misrda basilmisdir. 50, 456, 458, 627, 1187. 

93 — AHMED-I ZEYNI "rahmetullahi teala aleyh": Seksenikinci [82] sayida 
Ahmed Dahlan ismine bakiniz! 

94 — AISE "radiyallahii anha": Resulullahin zevce-i mutahherasidir. Ebu 
Bekr-i Siddikin kizidir. Cok aklh, zeki, alime, edibe ve afife ve saliha idi. Hafiza- 
si pek kuvvetli oldugu ipin, Eshab-i kiram, birpok seyleri ondan sorup ogrenirdi. 
Ayet-i kerime ile medh edildi. ictihadi hazret-i Aliye uymadigi icin, Deve vak'asm- 
da hazret-i Aliile harb eden Eshab-i kiram ile birlikde idi. Hazret-i All sehid edi- 
lince pek iiziildii. Si'iler kendisine cok iftira ediyor. Hazret-i Aliyi sevmezdi diyor- 
lar. Halbuki (Aliyi sevmek tmandandir) hadis-i serifini, hazret-i Aise haber ver- 
di. Boylece, onu sevdigini ve herkesin de sevmesi lazim geldigini bildirdi. Hicret- 
den sekiz sene once tevellud, iic sene evvel nikah ve ikinci yil Sevval ayinda zifaf, 
57 [m. 676] senesinde Medinede vefati vaki' oldu. 60, 349, 380^ 381, 382, 398, 457, 
473, 503, 574, 601, 643, 646, 695, 730, 740, 784, 952, 1022, 1066, 1068, 1077, 1169, 
1197,1198. 

- 1073 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:68 



95 — AiSE HANIM: Hiiseyn Hilmi Isikin validesidir. 1374 [m. 1954] de vefat 
etdi. Ankarada Baglumdadir. 

96 — AKKERMANI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Mustafa 
1174 [m. 1760] de Mekke-i miikerremede kadi iken vefat etdi. Akkerman, Kara- 
deniz sahilinde Dinyester nehri yakinmdadir. Cok kitab yazdi. 698, 701. 

97 — AKRIME (yahud Ikrime) "radiyallahii anh": Resulullahm en biiyiik 
diismam olan Ebu Cehlin ogludur. Onceden, babasi gibi diisman idi. Mekke feth 
edildigi giin oldiirtilmesi emr olunan sekiz erkek ile dort kadmdan biri idi. Gemi- 
ye binip Yemene kacdi. Yolda firtma cikip gemi batiyordu. (Kurtulursak, Resu- 
lullahm ayaklarma kapanacagim) diye niyyet etdi. Kurtuldular. Yemende miisli- 
man oldu. Zevcesi ve amcasmin kizi olan Umm-ul-Hakim bint-il Haris daha on- 
ce miisliman olmusdu. Medinede onun icin eman aldi. Yemene gidip, (Insanlarm 
en halimi ve kerimi olan zat tarafmdan sana eman getirdim) dedi. Miisliman olduk- 
dan sonra, Eshab-i kiramm kahramanlanndan oldu. Ummanda, Yemende cihad 
edip, 13 [m. 634] senesinde, Yermiik muharebesinde sehid oldu. 383, 1090. 

98 — AKSEMSEDDIN "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Hamza, Si- 
habuddin-i Siihreverdi neslindendir. Samda tevelliid etmisdir. Haci Bayram-i ve- 
linin halifesi olup, Goyniikde yerlesdi. istanbulun fethinde bulunup, hazret-i Ha- 
lidin kabrini kesf etdi. 864 [m. 1460] de Goyniikde, ya'ni Torbahda vefat etdi. (Ri- 
salet-iin-nuriyye) ve (Maddet-iil-hayat) kitablan vardir. istanbulda, Hirka-i serif 
cami'i civannda mescidi ve siibyan mektebi ve mahallesi vardir. 1092. 

99 — ALAUDDEVLE "rahmetullahi teala aleyh": Rukneddin Ahmed, Sem- 
nan padisahmin ogludur. Tesavvufa intisab etdi. Kiibreviyye tarikatinde kemale 
geldi. 659 [m. 1260] da Semnanda tevelliid, 736 [m. 1335] senesinde vefat etdi. So- 
ft Abad sehrindedir. 112, 768, 936, 1016, 1076. [(Mesmu'at)da sahife 110.] 

100 — ALA'UDDIN-i ATTAR: Muhammed bin Muhammed Buhari, Mu- 
hammed Beha-iiddin-i Buhari hazretlerinin damadi ve talebesi idi. Zemaninin 
kutb-i irsadi idi. Buharamn Caganyan nahiyesinde sekizyiiziki 802 [m. 1400] de ve- 
fat etdi.(Evliyanin kabrlerini ziyaret etmenin te'siri cokdur. Ruhlarma tevecciih 
etmek daha faidelidir) buyururdu. Abdiilgani Nabliismin, bunun mubarek ruhun- 
dan cok feyz aldigi (irgamiil-mend) de yazilidir. Biiyiik alim Seyyid Serif-i Ctir- 
cani diyor ki, (Alaiiddin-i Attar hazretlerinin sohbetine kavusunca, Rabbimi ta- 
niyabildim). 458, 480, 969, 1061, 1098, 1137, 1163, 1171, 1185, 1190. 

101 — ALA'UDDIN-I BAGDADI "rahmetullahi teala aleyh": All bin Muham- 
med, Safi'lfikh ve tefslr alimidir. [678] de Bagdadda tevelliid, 741 [m. 1340] sene- 
sinde Halebde vefat etdi. (Hazin) tefslrini yazmisdir. 418. 

102 — ALA'UDDIN-i HASKEFI: Muhammed bin All, [1021] de Haskefde te- 
velliid, 1088 [m. 1677] de vefat etdi. Sam miiftlsi idi. (Diirr-iil-muhtar) kitabma ib- 
ni Abidln, Burhaneddln Ibrahim bin Mustafa Halebi ve Ahmed Tahtavi hasiye- 
ler yapmislardir. 292, 299, 318, 392, 612, 723, 855, 872, 1010, 1020, 1025, 1109. 

103 — ALB ARSLAN "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Davud 425 
[m. 1033] de tevelliid etdi. Selcuki sultanlarmm ikincisidir. 455 [m. 1063] de amca- 
si Tugrul beg vefat edince, tahta cikdi. Istanbul imperatoru Diyojenin ordusunu Ma- 
lazgirdde [463] hicri, [1071] miladi yihnda maglub etdi. Rey sehrindeki Selcuki dev- 
leti, 429 [m. 1037] dan 590 [m. 1193] senesine kadar devam etdi. Konyadaki Selcu- 
kiler 477 [m. 1083] den 699 [m. 1299] a kadar devam etdi. 533, 1107, 1134, 1157. 

104 — ALEKSANDRUS: Miladm [325]. ci senesinde biiyiik Kostantinin iznik- 
de topladigi iicyiizonsekiz papasm baskam idi. iskenderiyye patriki idi. [Bu ism, 
(Faideli Bilgiler) kitabindadir.] 

105 — ALEMGIR "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed Evrenkzib, Sahciha- 

- 1074 - 



nm iiciincii oglu olup, 1028 [m. 1619] de tevelliid ve 1118 [m. 1707] de vefat etdi. Bi- 
rinci oglu Dara Sekve cok alim ve kadiri idi. (Hasenat-iil-ebrar) kitabinda islamiy- 
yeti Hindu dini ile birlesdirdigi icin, 1069 [m. 1658] da Evrenkzfb tarafmdan i'dam 
edildi. Farisi (Seffnet-iil-Evliya) kitabi (Pisaver)de basilmisdir. Alemgfr, 1068 [m. 
1657] de babasmi habs edip, tahta cikdi. Cok miitteki ve alimleri severdi. Berehmen- 
lerle ve sfflerle miicadele etdi. Muhammed Ma'sum-i Faruki ve oglu Muhammed 
Seyf-iid-dm hazretlerinden feyz aldi. Elli sene adaletle hiikm siirdii. Seyh Nizam Mu- 
iniiddm-i Naksibendf baskanhgindaki bir hey'ete, Hanefi mezhebi iizerine (Feta- 
va-i hindiyye) admdaki cok kiymetli fetva kitabini hazirlatdi. Biniicyiizon 1310 [m. 
1891] da Misrda basilmis, 1393 [m. 1972] de iiciincii baskisi yapilmisdir. Daken sehr- 
lerini de ele gecirdi. Oliince, yerine oglu birinci Sah-i alem Behadir tahta cikdi. 

106 — ALI "radiyallahii anh": Resulullahm amcasi olan Ebu Talibin oglu idi. 
Islam halifelerinin ve Cennetle miijdelenen on kisinin dordiinciisudiir. Resululla- 
hm damadidir. Ehl-i beytin birincisidir. Hicretden yirmiiic yil once Mekkede te- 
velliid etdi. On yasmda iken iman etdi. Biitiin gazalarda kahramanhklar gosterdi. 
Yalniz Uhudda onalti yerinden yaralandi. Otuzbes [35] senesinin Zilhicce aymda 
halife oldu. 40 [m. 660] da, Ramezan-i serif ayi onyedinci Cum'a giinii sabah ne- 
mazina giderken Abdurrahman ibni Miilcem isminde bir harici tarafmdan kilmc- 
la almna vurularak sehid edildi. Kufede ya'ni Necef denilen yerde medfundur. Bug- 
day benizli, uzun gerdanh, giiler yiizlii, iri ve siyah gozlii, genis gogiislu, iri yapili 
idi. Sakali sik idi. Muharebe zemanlarmda uzatirdi ve omuzlarma kadar yayihr- 
di. Son zemanlarda saci ve sakali pamuk gibi beyaz olmusdu. Evliyamn biiyugii, 
Vilayet yolunun reisidir. Her tarikatde herkese Vilayetin feyzleri ve ma'rifetleri 
hazret-i Aliden gelmekdedir. 18, 27, 59, 60, 61, 62, 85, 98, 109, 114, 258, 278, 281, 
311, 328, 356, 357, 367, 381, 384, 388, 390, 392, 393, 408, 412, 421, 441, 442, 443, 449, 
472, 473, 487, 489, 497, 498, 501, 502, 503, 504, 506, 509, 510, 511, 512, 513, 514, 516, 
570, 605, 620, 621, 633, 650, 652, 693, 695, 696, 707, 717, 738, 740, 752, 765, 772, 784, 
840, 845, 887, 903, 909, 919, 989, 995, 1009, 1014, 1064, 1065, 1066, 1073, 1077, 1082, 
1084, 1085, 1087, 1088, 1091, 1094, 1096, 1100, 1107, 1108, 1111, 1114, 1116, 1117, 
1138, 1142, 1160, 1176, 1180, 1182, 1185, 1186, 1188, 1189, 1196, 1198. 

107 — ALI BIN AHMED HITI: (Seyf-ul-batir li-rikabi^fat-i verrafida-til-ke- 
vafir) kitabi cok kiymetlidir. Bu kitabi 1025 [m. 1616] da istanbulda yazmisdir. 

108 — ALI BIN EMRULLAH "rahmetullahi teala aleyh": 916 [m. 1509] da te- 
velliid, 979 [m. 1571] da Edirnede vefat etdi. (Ahlak-i Alai) kitabini yazdi. Tefsir, 
kelam ve fikh serhleri de vardir. 758. 

109 — ALI BIN HUSEYN "rahmetullahi teala aleyh": Hiiseyn va'iz-i Kasifmin 
ogludur. Fahriiddm ve Safi ismleri ile meshtirdur. 867 [m. 1462] de tevelliid ve 939 
[m. 1533] senesinde Hiratda vefat etdi. Farisi eserleri arasmda (Resehat) kitabi cok 
kiymetlidir. Seyh Ahmed Allan-i Mekki ve sonra Muhammed Murad-i Kazan! ta- 
rafmdan arabiye terceme edilmisdir. fjcuncii Murad nan zemanmda, 993 [m. 1584] 
senesinde, Muhammed Serif-i Abbasi tarafmdan tiirkceye terceme edilmisdir. 
Turkcesi cesidli tarihlerde basilmisdir. Binikiyiizdoksanbirde istanbulda tasbas- 
masi harekeli olup, sonunda mevlana Halid-i Bagdadmin arabi (irade-i ciiz'iyye) 
kitabi ve kenannda, mevlana-i mezkuriin (Rabita) risalesinin arabisi ve aynca tiirk- 
cesi ve yine onun (Adab-i tarfkat) risalesinin turkcesi ve farisi (Silsile-i aliyye)si 
ve aynca isma'il Hakki Bursevmin (Huccet-iil baliga) risalesi ve (Hatm-i hacegan) 
ve Niyazi Misrihin (Siial-cevab) risalesi ve seyh Sadik efendinin (Abdestin adabi) 
ve (Insan-i kamil) ve Edirne miiftisi Feyzi efendinin (Ayn-iil hakika) admdaki cok 
kiymetli kitablan ve hazret-i Alinin "radiyallahii anh" kirk sozii ve tercemeleri var- 
dir. Soziin kisasi, Resehat tercemesinin bu baskisi bir hazmedir. Eline gecip oku- 
yan, diinyamn en tali'li insamdir. Abdiilhakim efendi, (Resehat okumak, insanin 
ihlasmi artdinr) buyururdu. 

- 1075 - 



110 — ALI BIN ISMA'IL "rahmetullahi teala aleyh": Alaiiddin Konevi olup, 
[668] de tevelltid ve 729 [m. 1329] da vefat etdi. Safi'i fikh alimidir. Misrda ders ver- 
di. Samda kadihk yapdi. (El a'lam fi-hayat-il-Enbiya aleyhimiissalatii vesselam) 
ve (Havi) ile (Te'arriif) serhleri ve (Minhac) muhtasan meshurdur. 

111 — ALI BIN MA'BED "rahmetullahi teala aleyh": Imam-i Muhammedin ta- 
lebesidir. Onun (Cami'ul-kebir) ve (Cami'iis-sagir) kitablanm rivayet etmisdir. 
Mervden Misra geldi. 218 [m. 833] Ramezamnda vefat etdi. 608. 

112 — ALI BIN YUSUF: Nureddin 741 [m. 1340] senesinde vefat etdi. 

113 — ALI CURCANI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Abdul'azizdir. 392 
[m. 1001] senesinde Ctircanda vefat etdi. Safi'i fikh ve tefsir alimidir. Rey sehrin- 
de kadi idi. 375. 

114 — ALI ECHURI "rahmetullahi teala aleyh": ikiyiizdoksanbirinci [291] si- 
rada, Echiiri All ismine bakimz! 398, 629, 632, 633, 639, 998. 

115 — ALI EFENDI "Catalcah" "rahmetullahi teala aleyh": Osmanh Seyh-ul- 
islamlannm kirkucunciisudiir. 1041 de Catalcada dogdu. Dordiincii Muhammed 
nan zemanmda, 1084 [m. 1673] de Seyh-iil-islam oldu. Ontic sene sonra azl edil- 
di. 1103 [m. 1692] de vefat etdi. (All efendi fetvasi) meshurdur. 167, 901. 

116 — ALI HAYDAR BEG: Ahiskah hoca Emm efendi zade, temyiz mahke- 
mesi a'zahgmda ve baskanhgmda, fetvahane-i ali eminliginde ve adliye nezaretin- 
de bulunmusdur. Dar-ul-fiinun hukuk fakiiltesinde ve medresetiil-kuddatda ve mul- 
kiye [siyasal bilgiler] okulunda miiderrislik ya'niprofesorliik yapdi. (Mecelle) ki- 
tabma yapdigi (Diirer-iil-hiikkam) admdaki serhi cok kiymetlidir. Bu serhin 1323 
[m. 1905] de basilan (Kitab-iil-kefale) sonunda bildirildigi gibi, (Erazikaniinu §er- 
hi) ve (Evkafda muvada'a) ve (Risale-i mefkud) ve (intikal kanunu)na serhi var- 
dir. 1355 [m. 1937] de vefat etdi. 1321 [m. 1903] de vefat ederek Uskiidarda Nesu- 
hi kabristamna defn edilmis olan biiyiik Ali Haydar beg baskadir. O da, hukuk fa- 
kiiltesinde usul-i fikh ve mecelle profesorlugii yapmisdi. 616, 798, 806, 823, 830. 

117 — ALI HULLI: Babasi Hasendir. [601] de vefat etdi. 418. 

118 — ALI KUSCU "rahmetullahi aleyh": Alaiiddin bin Muhammed, Semer- 
kandda Ulug begin doganci basisi idi. istanbula geldi. Ayasofya medresesine mii- 
derris oldu. Akaid ve astronomi kitablan vardir. 879 [m. 1474] de vefat etdi. Ey- 
yubdedir. 

119 — ALIM BIN ALA "rahmetullahi teala aleyh": Hanefi fikh alimidir. 688 
[m. 1289] de vefat etdi. Biiyiik tatar ham icin hazirladigi (Tatarhaniyye) adinda- 
ki fetva kitabi cok kiymetli olup, (Zad-ul-miisafir) adi ile meshurdur. 299. 

120 — ALI RAMITENI "rahmetullahi teala aleyh": islam alimlerinin buyiik- 
lerindendir. (Hace azizan) ve (Pir-i nessac) ismleri ile meshurdur. Mahmud-i in- 
cir-fagnevinin talebesidir. Dokumacihk yapardi. Seyh Alaiiddevle-i Semnaniile 
mektublasirdi. Celaliiddin-i Rumiile sohbet etdigi (Irgam-iil-merid) de yazilidir. 
Buharamn Ramiten koyiinde tevelliid ve yediyiizyirmibir 721 [m. 1320] de yiizo- 
tuz yasmda Harezm sehrinde vefat etdi. Eshab-i hacat ziyaret edip teberriik etmek- 
dedir. 449, 969, 1050, 1105, 1141. 

121 — ALI RIZA: Yediyiizyetmisikinci [772] sirada Riza ismine bakimz! 

122 — ALI USI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Osmandir. [569] da (Sira- 
ciyye) fetva kitabini ve aynca Ehl-i siinnet i'tikadmi bildiren (Email kasidesi)ni 
yazdi. Ferganelidir. 575 [m. 1180] de vefat etdi. 

123 — ALI-UL-A'LA: Hurufi babalarmdandir. Fadlullah-i Hurufinin miirid- 
lerinden idi. Timur handan kacip, Kirsehre geldi. Bektasisekline girdi. Bektasi- 
lik tarikatini, islam diismanhgi haline cevirdi. (Cavidan) kitabini Anadoluya, el al- 
tmdan yaydi. Binlerle miislimamn dinden, imandan cikmasma sebeb oldu. 500. 

-1076- 



124 — ALIYY-UL-KARI: Hirathdir. Babasi Muhammeddir. Yazicihkla geci- 
nirdi. Cok kitab terceme ve serh etdi. (Ehadis-iil-mevdu'at) admdaki kitabmda, sa- 
hih hadislere mevdu' demekdedir. imam-i a'zamin (Fikh-i ekber)ini serh ederken, 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek ana ve babasinin kadr ve kiy- 
metlerini kuciiltiicu yazilanndan ve tesavvuf buyiiklerinin sanlanna yakismiyacak 
iftiralarmdan dolayi islam alimlerinin gozlerinden diismiisdur. 1016 [m. 1607] da 
Mekke-i mtikerremede vefat etdi. Fikh-i ekberin (El-Kavl-iil-fasl) admdaki serhin- 
de, boyle saygisiz yazi yokdur. (El-Miistened-iil-mu'temed) kitabmda ve (Mektu- 
bat-i Ahmediyye)nin altmisiicuncu mektubunda, Aliyy-iil-kanye cevab verilmis- 
dir. (Faideli Bilgiler) kitabma bakimz! (Mektubat-i Ahmediyye) kitabi, 1372 [m. 
1953] senesinde, Karaside basdinlmisdir. 

(Turub-iil-emasil bi-teracim-il-efadd) kitabmin sonunda diyor ki, (All Hirevi, 
Hiratda dogdu. Mekkede yerlesdi. ibni Hacer-i Hiytemiden de okudu. Cok eser 
birakdi ise de, din biiyuklerine i'tirazlan cirkin oldu. imam-i Safi'inin ve imam-i 
Malikin ictihadlarma dil uzatdi. Biiylik alim Muhammed Miskin, ona layik olan red- 
diyyeyi yazdi. (Sedad-iid-din fi-isbatin-necat-i lil-valideyn)de diyor ki, (Aliyy- 
iil-kari, Fikh-i ekberi serh ederken, Resulullahm valideynine dil uzatmis, bu yet- 
miyormus gibi, aynca bir risale de yazmisdir. Sifa kitabmi serh ederken, ktifrleri- 
ni bildiren risale yazmis oldugunu, ogiinerek bildirmisdir. Mekke-i mukerreme miif- 
tisi iken, 1033 de vefat eden imam-i Abdiilkadir Taberi, o risaleyi red icin bir ri- 
sale yazmisdir.) (Turub-iil-emasil) 1393 [m. 1973] de Karaside basilmisdir. 391, 418, 
442, 765, 1156. 

125 — ALKAMA "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Kaysdir. ibrahim-i Neha- 
min dayisi idi. Abdullah ibni Mes'uddan ve All ve Aise "radiyallahii anhiim"den 
ders almisdir. 62 [m. 681] senesinde vefat etdi. 268, 439. 

126 — ALUSI: Sihabiiddin seyyid Mahmud bin Abdullah Alusi-i kebir Bagda- 
di, Bagdadda mufti idi. Safi'i alimlerindendir. 1217 [m. 1803] de Bagdadda tevel- 
liid, 1270 [m. 1853] de orada vefat etdi. istanbula da geldi. Si'ilere cevab olarak, 
(El-ecvibe-tiil-Irakiyye anil es'iletil-Iraniyye) kitabi ve (Nehc-iis-selame) ve (El- 
ecvibe-tiil-Irakiyye anil-es'ile-til-Lahuriyye), (Nefehat-iil-kudsiyye ii-mebahis- 
il-imamiyye) kitablarmi yazmisdir. Birincisi 1317 [m. 1899] de istanbulda sanayi' 
mektebinde, iicunciisii 1301 [m. 1883] de Bagdadda basilmisdir. (Ruh-ul-me'anf) 
admdaki tefsiri, dokuz cilddir. Gencler arasmda sohret bulan bu tefsir, din alim- 
leri arasinda bir kiymet kazanamamisdir. icindeki haberlerden ba'zisinm dogru ol- 
madigi, (Diireriis-seniyye)de yazihdir. ibni Teymiyyenin fikrlerini benimsemisdir. 
349, 887. 

127 — ALUSI: Seyyid Mahmud Siikri bin Abdullah, si'ilere cevab olarak, 
(Minhatiil-ilahiyye muhtasar-i tuhfe-i isna aseriyye) ve (Se'adetiil-dareyn) ve 
(Siiyuf-i miisrika) ve (Sabbiil'azab) kitablan yazmisdir. Alusi-i kebirin torunudur. 
Ibni Teymiyyecidir. [6]. ci sirada Abdiil'aziz ismine bakimz! 1060, 1181. 

128 — ALUSI: Nu'man bin Mahmud bin Abdullah Alusi, Bagdadda [1252] de 
tevelliid, 1317 [m. 1899] de vefat etdi. Mevta isitmez derdi. (Cila-iil-ayneyn) kita- 
bmda ibni Teymiyyeyi ovmekde, ibni Hacer-i Mekki hazretlerine dil uzatmakda- 
dir. Yusiif Nebhani (Sevahid-iil-hak) kitabmda, bunun haksiz oldugunu isbat et- 
mekdedir. (Galiyye-tiil-meva'iz) kitabmda dort mezheb imamlarmi cok oviiyor ve 
imam-i a'zami miijdeliyen hadis-i serifleri yaziyor ve Hanefi fikh kitablarmdan bil- 
giler bildiriyor ise de, yiizondokuzuncu [119] sahifesinde, Evliyanm kabrini ziya- 
ret iQin (Cila-ul-ayneyn) kitabmi tavsiye etmekdedir. 60, 349, 450, 467, 469, 1013, 
1159. 

129 — AMIDI "rahmetullahi teala aleyh": Seyf-iiddin Ali bin Muhammed, 
safi'i fikh ve kelam alimidir. 551 de Amid, ya'niDiyar-i Bekrde tevelliid, 631 [m. 

- 1077 - 



1234] de Samda vefat etdi. 490. 

130 — AMINE "rahmetullahi teala aleyha": Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" muhterem annesidir. Veheb bin Abd-i Menaf bin Ziihre bin Kilab kizidir. 
Ondort yasmda iken Abdullah ile evlendi. Abdiillahm alnindaki nur, Aminenin 
almna gecip parladi. Iki ay sonra Abdullah vefat etdi. Yirmi yasmda iken, Medi- 
ne ile Mekke arasmda, (Ebva) denilen yerde vefat etdi. [Kusayy adina bakiniz!]. 
375, 376, 378, 387, 1065, 1129. 

131 — AMR IBNI AS "radiyallahii anh": As bin Vail-i Sehmmin ogludur. Es- 
hab-i kiramm meshurlarmdandir. Hicretin sekizinci [8] senesinde, Mekkenin fet- 
hinden alti ay once, Halid bin Velid ile birlikde Medmeye gelerek miisliman ol- 
muslardir. Fethden once imana gelenlerin sereflerine ve yiiksek derecelerine ka- 
vusmuslardir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" Ummanda valisi idi. Hie 
azl olunmadi. Ebu Bekr-i Siddik tarafmdan Samin fethine gonderildi. Misra vali 
yapildi. Doksan yasmda iken 43 [m. 663] senesinde Misrda vefat etdi. Cok zekiidi. 
Meshur dahilerden idi. (Amr ibni As, Kureysin salihlei indendii ) hadis-i serifi (Me- 
daric-un-nubuvve)de yazihdir. 469, 641, 1014, 1090, 1094, 1104, 1142. 

132 — AMR IBNI LUHAY: Hicazda Huza'a hukumetinin reisi idi. Samdaki pu- 
ta tapmma dmini Mekkeye getirdi. Hicretden bin sene once oldii. 737. 

133 — A'RABI PASA: Misrda milli cebhe reisi idi. ingilizlerin zulmiine karsi 
miicadele etdi. 1329 [m.l911]de vefat etdi. 

134 — ARFECE "radiyallahii anh": Arfece bin Es'ad Temimi, Eshab-i kiram- 
dandir. Altin burun takmasma izn verilmisdir. 133, 1090. 

135 — ARIF-I RIVEGERI "rahmetullahi teala aleyh": Buharanm Rivgir ko- 
yiindendir. islam alimlerinin biiyiiklerindendir. Cok yasadi. 616 [m. 1219] da Riv- 
girde vefat etdi. 969. 

136 — ARISTO: Yunan felesoflanndandir. Miladdan [384] sene once dogdu. Ba- 
basi tabib idi. Eflatunun talebesi idi. iskenderin hocasi oldu. Sonra, Atinada Lis- 
yonda mekteb yapdi. Onun icin mekteblere lise denildi. Altmisiki yasmda Agri- 
boz adasinda oldii. Run kadimdir, derdi. Tecribeden ziyade, akhna dayandigindan, 
yamlmisdi. Orta cagda unutuldu. Eserleri, sonradan arabcadan latinceye cevrildi. 
41,539,758,759,1097,1123. 

137 — ARND: Yirminci asrm biiyilk kimyagerlerindendir. Sultan ikinci Abdiil- 
hamid han zemamnda Istanbul Dar-ul-fiinununda, uzun yillar kimya profesorti idi. 
[m. 1934] de Istanbul iiniversitesine tekrar getirildi. Fritz Arnd iyi tiirkce konusur- 
du. [m. 1969] sonunda Hamburgda oldii. Krymetli din kitablan yazarhgi ile tanin- 
mis Hiiseyn Hilmi Isik, [m. 1936] senesinde, Arndm yanmda cahsarak organik bir 
cism kesf etdi. Bu bulus, Istanbul fen fakultesi dergisi, 1937 senesi, ikinci cildin ikin- 
ci sayisinda ve Berlinde cikan [m. 1937] yil ve [2519] sayili almanca (Zentrall 
Blatt) kimya kitabmda (I$ik Hilmi) adi ile yazihdir. 41, 975. 

138 — ARSIMED: Eski yunan fizik ve matematikcisidir. Miladdan [278] sene 
once, Sicilya adasinda dogdu. [212] sene once oldiiriildu. iskenderiyyede Oklidin 
talebesi idi. Kaldiraclar iizerinde cok ugrasdi. (Bana bir destek noktasi veriniz! Dun- 
yayi yerinden oynatayim) demisdir. Kitablan Me'mun zemamnda arabcaya cev- 
rildi. 433. 

139 — ARYUS: Miladm [270] senesinde dogdu. [336] da oldiiriildu. Biiyiik Kos- 
tantinin miladm iicyiizyirmibesinde [325] iznikde topladigi ucyiizonsekiz [318] pa- 
pasa karsi, yeni yapilan (incil)in yanhs oldugunu, Barnabas incilinin dogru oldu- 
gunu, orada Allah birdir denildigini soyledi. Misra kacdi. 43, 411, 783, 1080, 1099, 
1128. 

140 — ATIF BEG "rahmetullahi teala aleyh": Kuyucakh zade Atif beg, miil- 

- 1078 - 



kiyye mektebi [siyasal bilgiler okulu] mecelle [hukuk] mu'allimi idi. 1316 [m. 
1898] da, Bagdadm Siileymaniyye kazasinda vefat etdi. 305, 535, 823, 865. 

141 — ATTILA: (Kamus-ul a'lam)da diyor ki, (Orta caglarda, Avrupayi basan 
vahsi Hunlann reisi idi. Miladin [432] senesinde idareyi ele aldi. Cok zalim ve kan 
dokucu bir kumandan idi. [451] de Galyaya, ya'ni Fransaya girdi. [453] de icki icer- 
ken oldu. Allahin gadabi denirdi). 431, 532, 533, 1135. 

142 — AYNI "rahmetullahi teala aleyh": (Buhari) sarihidir. Bedreddin Mah- 
mud bin Ahmeddir. (Hidaye serhi) ve (Akd-ul-ciiman) admdaki ondokuz cild ta- 
rihi ve (Kesf-iil-lisan) admdaki Ibni Hisam serhi meshurdur. 760 [m. 1359] da Ayn- 
tabda tevellud, 855 [m. 1451] de Kahirede kadi iken vefat etdi. 738, 872, 1114. 

143 — AYNULKUDAT HEMEDANI: Sofiyyedendir. Imam-i Gazali ile soh- 
bet etmisdir. 533 [m. 1138] de vefat etdi. 

144 — AZER: Ibrahim aleyhisselamm amcasi ve iivey babasi idi. Kafir idi. Ib- 
rahim aleyhisselamm kendi babasi Taruh idi. 375, 387, 389, 390, 391, 1118, 1182. 

145 — BABA ABRIZ "rahmetullahi teala aleyh": (Resehat) kitabmda diyor ki, 
(Ubeydiillah-i Ahrar hazretlerinin dedelerinden Omer Dagistani, Hasen-i Bulga- 
rmin, bu da Muhammed Razmin, bu da Hasen-i Sekanin, bu da Ebiinnecib-i Siih- 
reverdinin talebesidir. Baba Abriz, seyh Omerin talebesi olup, cok kerametleri go- 
rulmusdiir.) 745. 

146 — BABERTI "rahmetullahi teala aleyh": Altiyuzkirkyedinci [647] sirada, 
Muhammed bin Mahmud Baberti ismine bakmiz! 

147 — BABUR SAH "rahmetullahi teala aleyh": Emir Timur Giirgan hanm og- 
lu olan Esterabad fatihi Miran sahin torunu sultan Ebu Sa'idin torunudur. Sultan 
Ebu Sa'id, Ubeydiillah Ahrarm dtiasmi almisdi. Babiir, 888 [m. 1482] de tevellud, 
933 [m. 1526] de Hindistam ahp biiyiik bir islam devleti kurdu. Bu devlet 1274 [m. 
1858] senesinde ingilizlerin isgaline kadar, 342 sene siirdil. 937 [m. 1530] de vefat 
etdi. Kabildedir. Alim, adil ve edib idi. Hayatim kendi yazdi. (Tiiziik Babiiri) de- 
digi bu kitabi, Ekber sah zemanmda Cagatay dilinden farisiye, sonra ingilizceye 
terceme ve nesr edildi. Babiiriin kurdugu (Timur ogullari) veya (Giirganiyye) dev- 
letinin onyedi hiikiimdan vardir. 1097. 

148 — BACON: ingilterenin biiyiik fizikcisi idi. Fransisken tarikatinde papas 
idi. 610 [m. 1214] da tevellud, 691 [m. 1292] de vefat etdi. 27. 

149 — BAKANI "rahmetullahi teala aleyh": Nureddin Mahmud Bakani Kadi- 
ri, Hanefifikh alimidir. Dokuzyiizseksenyedi 987 [m. 1579] de vefat etmis olan al- 
lame seyh-ul-islam Muhammed Behnesinin talebesidir. (Mecrel-enhiir) admdaki 
(Miilteka) serhi cok kiymetlidir. Bu serhmi dokuzyiizdoksanbes 995 [m. 1577] de 
temamlamisdir. (Risaletii-fissiiriit-is-salat-il-cum'a) ve (Serh-iin-nikaye-muhtasar- 
il-vikaye) kitablan da vardir. 1003 [m. 1594] senesinde vefat etdi. 269, 1084. 

150 — BAKI EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Mahmud Abdulbaki efen- 
di, hem sa'ir, hem alim idi. 933 [m. 1526] de tevellud, 1008 [m. 1600] de vefat et- 
di. Edirnekapidadir. Nisanci pasayi cedid yamnda (Bakiefendi mescidi)ni yapdir- 
di. Kadiasker iken vefat eyledi. Once sarac ciragi idi. Sonra ilm adami oldu. Mii- 
derrislik yapdi. Hazret-i Halid bin Zeydin bildirdigi hadis-i serifleri toplamisdir. 
374. 

151 — BARNABAS: Pakistanda gikan (Miislimmerks) mecmu'asi 1393 [m. 1973] 
tarihli niishasmda diyor ki: (Joseph Barnabas, Kibnsda dogdu. Yehudiidi. Isa aley- 
hisselama iman etdi. Eshabindan oldu. Fekat oniki Havarisinden olup olmadigi bel- 
li degildir. Isa aleyhisselama inandigi ve cok sevdigi icin, Havariler, ona (Barna- 
bas) ismini verdiler. Fransizlar (Saint Barnabe) diyorlar. 11 Haziranda yortusunu 
yapiyorlar. Yunan felsefesine saplanmis olan Boliis, buna yanasdi. Yikici fikrleri- 

- 1079 - 



ni asilamak icin, kendisi ile senelerce arkadashk yapdi. Avhyamiyacagmi anlaym- 
ca, diismanhgmi aciga vurdu. ikisinin tarafdarlan cogalarak Iseviler ikiye aynldi. 
Polculer Avrupa krallarmi elde edip kuvvetlendiler. Barnabacilarm ise sayilan art- 
di. Bunlardan Antakya piskoposu Lucian, teslise inanmadigi icin 312 de oldiiriil- 
dii. Bunun talebesi, Libyah Ariusa, iskenderiyye piskoposu Peter tarafindan ki- 
lisede vazife verildi. Sonra aforoz edildi. Ciinki, bu da, Barnabas gibi, Isa insan- 
dir. Ona tapilmaz diyordu. Biiyiik Kostantinin zevcesi Polcii, kizkardesi Kostan- 
tinia ise Ariuscu olmusdu. iskenderiyyenin yeni piskoposu Aleksander ile Ariusun 
diismanhgi, Kostantinin milletini ikiye boliiyordu. Iznik toplantrsmda Ariusun afo- 
roz edilmesine ve Barnabas incilinin yok edilmesine ve bu incili okuyanlarm ol- 
diirulmelerine karar verildi. Ariuscular yok edilmege baslandi. Kostantin pis- 
man olup, Ariusu istanbula da'vet etdi ise de, gelirken oldiiriildii. F.P. Sozzini 1562 
de bir kitab yazarak teslisi red etdi. 1578 de Transilvanyada Kalusenberge gitdi. 
Buramn hiikumdari Ariuscu idi. Buramn piskoposu Francis David de [1510-1579] 
teslise karsi idi. 

Barnabasm yazdigi incil, miladin 325. ci senesine kadar iskenderiyye kilisele- 
rinde okunuyordu. 383 senesinde Papa bu incilden bir niisha elde ederek hususi 
kiitiibhanesine koydu. Papa besinci Sixtus, (1585-1590) arasmdaki papahk ze- 
maninda, arkadasi F.O. Marinoya bunu ibraniceden italyancaya terceme etdirdi. 
Prusya kralmin miisaviri J.F. Gramer, bunu bulup 1713 de, Osmanhlarla yapdigi 
miiharebeleri ile meshur olan, kitab merakhsi prens Eugene hediyye etdi. Prens 
1149 [m. 1736] da oldiikden iki sene sonra, kiitiibhanesi Viyana (Hofbibliyot- 
hek) kiitiibhanesine katildi. Bu el yazma incil, Viyana imperatorluk kiitiibhane- 
sinde, hala durmakdadir. Ayni senelerde, Madridde bir italyanca niisha daha bu- 
lundu ise de, kilise baskisi ile yok edildi. Viyanadaki incil, 1325 [m. 1907] de Ox- 
fordda, Ragg ve hanimi tarafindan ingilizceye terceme edildi. Bu tercemenin bir- 
cok niishalan da, ingilizler tarafindan yok edildi. Bu niishadan foto-ofset yolu ile, 
1973 de Pakistanda ikibin niisha basilmisdir. ikiyuzelli sahifedir. S.Ali Yusiif, 
P.O.Box 2120, Karachi -18- den istiyenlere gonderilmekdedir.) 42, 43, 411, 1078, 
1109,1122,1128,1161. 

152 — BATLEMYUS: Buna Batlemyus ve Ptolemee de denir. Misrda Sa'idde 
tevelliid ve miladin [167] senesinde iskenderiyyede vefat etdi. Astronomi, tarih ve 
cografya ile ugrasdi. (Diinya duruyor, gokler doniiyor) derdi. Astronomi iizerin- 
de eski yunanca yazdigi Mecisti kitabi meshurdur. (Mecisti), ekber [biiyiik] demek- 
dir. Arabiye terceme edilmisdir. Arabiden de latinceye cevrilmisdir. 538, 761. 

153 — BATTAL GAZI "rahmetullahi teala aleyh": Seyyid Battal gazi, islam mii- 
cahidlerindendir. Rumlarla cok cihad etdi. Mesleme kumandasmdaki ordu ile, dok- 
sanalti 96 [m. 715] senesinde istanbula geldi. Yiizyirmibir [121] senesinde sehid ol- 
du. Eskisehrin Seyyid gazi kazasmdadir. 1136. 

154 — BAYEZID-I "rahmetullahi teala aleyh": Yildinm sultan Bayezid, Osman- 
h padisahlarmm dorduncusiidiir. Murad-i Hiidavendigarm oglu ve Celebi sultan Mu- 
hammedin babasidir. 761 [m. 1360] de tevelliid etdi. 791 [m. 1388] de, babasi sehid 
olunca, tahta cikdi. Rumelide ve Anadoluda cok sehrler aldi. Macaristana kadar feth 
etdi. istanbulu almak icin Anadolu hisarim yapdi ise de, 791 [m. 1388] de istanbul 
imperatorii, senede onbin altm cizye vermegi ve sehrde bir miisliman mahalle ve 
cami' yapmagi istedi. Fekat iic sene sonra, bunlari yikdi. Yildinm, sehri on sene mu- 
hasara etdi. Alman, Macar, Fransiz ordulan yardima gelirken, 799 [m. 1396] da Yil- 
dinm hiicum ederek Nigboluda hepsini perisan etdi. 805 [m. 1402] de, Ankarada 
Timur ile harb ederken, oglu Siileyman efendinin emrindeki asker Timur tarafma 
gecince, maglub ve esir oldu. Timur cok i'zaz ve ikram etdi ise de, kederinden se- 
kiz ay sonra nefes darhgmdan vefat etdi. Bursaya defn edildi. Timur, Yildinmm olii- 
miinii isitince, (Yazik oldu. Biiyiik bir miicahid gayb etdik) dedi. Cok cesur ve adil 

- 1080 - 



idi. Islam diismanlan, bu kahraman miicahidi lekelemek icin, icki icerdi diye ifti- 
ra etdi ise de, bunu bildiren hie bir vesika yokdur. 797 [m. 1394] de Bursada yap- 
dirdigi (Cami'-i kebir), islamiyyete olan baghhgmm biiyiik bir vesikasidir. 1098, 1149, 
1175,1183. 

155 — BAYEZID-I BISTAMI "rahmetullahi teala aleyh": Evliyanin biiyiikle- 
rindendir. Uveysi idi. [136] veya [188] senesinde Iranda, Hazer denizi kenarmda, 
Bistamda tevelliid, 231 Jm. 846] veya 261 [m. 875] senesinde burada vefat etdi. Adi 
Tayfur, babasi Isa idi. Imam-i Ca'fer-i Sadikm vefatmdan kirk sene sonra tevel- 
liid ederek, imam-i Ali Rizanm sohbetinden ve bunun bereketi ile imam-i Ca'fe- 
rin ruhaniyyetinden istifade etmisdir. (Serh-i mevakif) altiyiizonyedinci [617] sa- 
hifesinde diyor ki, (Ebu Yezid, imam-i Ca'fer-i Sadik zemanmda yokdu. Fekat, ima- 
min ruhundan istifade etdi. Bundan feyz almasi ile meshur oldu.) Bu hususda Ebul- 
esfar Ali Muhammed Belhinin (Tarih-u evliya) kitabmda genis ma'lumat vardir. 
Otuz sene Sam civannda dolasmis, yiizoniic Veil ile sohbet etmisdir. 50, 94, 503, 
564, 684, 957, 958, 969, 1051, 1093, 1094, 1162, 1178. 

— Bedr Gazasi: Hicretin ikinci senesinde Ramezan ayinda Cum'a giinii oldu. 
Miislimanlar 313, Kureysliler bin kisi idi. Yiizii siivari idi. 14 Sahabi sehid oldu. Ebu 
Cehl ile yetmis kafir katl edildi. 506. ci sahifeye bakmiz! 

156 — BEDRUDDIN-I LU'Ll): Musul atabeklerinden Nureddin-i Arslan sa- 
hin kolelerinden idi. 607 [m. 1210] senesinde, sah oliince oglu adina idareyi ele al- 
di. Elli sene hiikm siirdii. Hiilagiiye ita'at etdi. 657 [m. 1259] de oldii. 489, 1120. 

157 — BEDRUDDIN SAMAVNEVI: Samavne kadisi oglu Mahmiid Bedred- 
din, Misrda okuyup, sultan Ferruh bin Berkuka hoca olmus, seyh Hiiseyn Ahla- 
tiden tesavvuf ogrenmisdir. Tebrizde Timurun sohbetlerinde bulundu. Edirnede 
Musa celebinin kadi-askeri oldu. Mehmed celebi, Musa celebiyi oldiiriince, bunu 
afv edip, iznikde vazife verdi. Buradan isfendiyar bege kacdi. Sonra ilhada sapip, 
miiridleri halkm imanlarini bozmaga basladilar. Uzerlerine Bayezid pasa gonde- 
rilip dagitildilar. Kendisi Bosnaya kacdi. Muridler topladi. Yine sapik yol tutdu- 
lar. Uzerlerine yine asker gonderildi. Tevbe eden miiridleri tarafmdan yakalamp 
teslim edildi. Mevlana Hayder Hirevinin baskanhgmdaki ilm heyeti tarafmdan mu- 
hakeme olunarak, verdikleri fetva ile, sekizyiizonsekiz 818 [m. 1415] de Serezde 
i'dam edildi. 504, 1144. 

158 — BEETHOVEN: Almandir. Musikicidir. Dokuz symphonisi meshurdur. 
1184 [m. 1770] de tevelliid, 1243 [m. 1827] de vefat etdi. 46, 733. 

159 — BEGAVI "rahmetullahi teala aleyh": Hiiseyn bin Mes'ud, Muhyissiin- 
ne denir. Horasanda (Bag) sehrinde tevelliid ve 516 [m. 1122] da vefat etdi. Safi'i 
fikh alimidir. (Me'alim-iit-tenzil) admdaki tefsiri ile, (Mesabih) hadis, (Tehzib) fikh 
kitabi meshurdur. 389, 391, 412, 507, 644, 787, 1141. 

160 — BEHAEDDIN MUHAMMED BIN MUHAMMED BUHARI "rahme- 
tullahi teala aleyh": Sah-i Naksibend denir. Evliyanin biiyiiklerindendir. Miisliman- 
larm gozbebegidir. Seyyiddir. Buharada (Kasr-i arifan) sehrinde 718 [m. 1318] de 
tevelliid ve 791 [m. 1389] de orada vefat etdi. iki def'a hacca gitdi. Cok evliya ye- 
tisdirdi. (Evrad), (Tuhfe) ve (Hediyye) kitablan cok krymetlidir. Hal tercemesi ve 
kerametleri, farisi (Ems-iit-talibm) de uzun yazihdir. Bu kitab, Fatihde, Hakikat Ki- 
tabevi tarafmdan m.1993 de, ofset ile basdinlmisdir. izzi Siileyman efendi tiirkce- 
ye terceme ve tab' edilmis ve 1168 [m. 1851] de vefat etmisdir. Murad-i Miinzavi kab- 
ristamndadir. (Mekatib-i §erffe)nin seksenyedinci mektubunda da, uzun yazihdir. 
Muhammed Huccetullah Naksibend-i sani, Muhammed Ma'sum hazretlerinin og- 
lu olup, 1115 [m. 1703] de vefat etdi. Serhenddedir. 89, 106, 112, 459, 733, 751, 903, 
904, 909, 922, 937, 957, 960, 969, 988, 1016, 1074, 1098, 1134, 1146, 1190, 1197. 

161 — BEHAI "rahmetullahi teala aleyh": Osmanh seyh-ul-islamlarmm otuzi- 

-1081- 



kincisidir. 1064 [m. 1654] de vefat etdi. Ttitiin caiz derdi ve icerdi. 639. 

162 — BEHAULLAH: Mirza Hiiseyn All Nuri denir. 1232 [m. 1817] de Iran- 
da Nur kasabasmda dogdu. 1309 [m. 1892] da Akkada oldii. Bunun icin Filistin Be- 
hailerin mukaddes yeridir. Elbab All Muhammed admda bir acemin talebesi idi. 
Hocasmm diisiincelerini, yiizden fazla mektub ve kitablan ile diinyaya yaydi. Bu 
fikrlere (Behailik) dedi. Iranda, habs edilip, Bagdada kacdi. Bagdaddan Istanbu- 
la, buradan da Akkaya siiriildii. Burada yirmidort sene habsde kaldi. (Hiivallah) 
admdaki kitabi 1326 [m. 1908] senesinde Petersburgda basilmrsdir. 483, 484, 1060. 

163 — BEL'AM BIN BAURA: Musa "aleyhisselam" zemanmda idi. Ism-i 
a'zami biliyor, her diiasi kabul oluyordu. Bulundugu Belka sehrinin valisi Belak, 
Musa aleyhisselamm askerinin sehre girmemesi icin, diia etmesini istedi. Oliim ile 
tehdid etdi. Can korkusu ile ve halkm verdigi riisvete aldanarak, Musa aleyhisse- 
lama karsi diia etdi. Musa aleyhisselamm askeri tarafmdan olduruldii. (A'raf) su- 
resinde soluyan kopege benzetildi. 64. 

164 — BELKIS: Yemende Sebe' sehrinde hiikumet siiren Himyerilerden bir ka- 
dm sultandir. Siileyman "aleyhisselam" bunu Filistine cagirdi. Geldi ve iman et- 
di. Musa aleyhisselamm vefatmdan besyiizotuzbes sene sonra, Daviid "aleyhisse- 
lam" vefat edince, oniki yasmdaki oglu Siileyman "aleyhisselam" babasinm yeri- 
ne gecdi. Sultan ve sonra Peygamber oldu. Dort sene sonra, Mescid-i aksayi yap- 
maga basladi. Yedi senede temamlandi. Sonra hiikumet serayma basladi. Bu da 
oniic senede yapildi. Bundan bir sene sonra, Belkis gelip, goriisdiiler. Siileyman 
"aleyhisselam" kirk sene hiikumet eyledikden sonra, vefat etdi. Belkism Siileyman 
"aleyhisselam" ile mektublasmasi ve Kudiise gelmesi, Kur'an-i kerimde Neml 
suresinde uzun beyan olunmakdadir. 737, 738, 1172. 

165 — BERA' BIN AZIB "radiyallahii anh": Eshab-i kiramdandir. Ensardan- 
dir. Bedr gazasmda cocuk idi. Diger gazalarda bulundu. Hazret-i All ile birlikde 
Cemel, Siffin ve Harici savaslarmda bulundu. 72 [m. 691] de Kufede vefat etdi. 394. 

166 — BERGSON: Fransiz fikr adamidir. 1275 [m. 1859] de tevellud, 1360 [m. 
1941] da vefat etdi. (Madde ve hafiza), (Din ve ahlakin iki kaynagi), (Su'urun ver- 
gileri) kitablan meshurdur. 27, 405. 

167 — BESIR AGA "rahmetullahi teala aleyh": 1129 [m. 1717] da Dar-iis-se- 
ade agasi, ya'ni Istanbul valisi olmus, otuz sene bu vazifede bulunmusdur. 1159 [m. 
1746] da, doksanalti yasmda vefat etmisdir. Bab-i alide bir cami' ve burada ve Ey- 
yubde Baba-Haydarda mekteb, kiitiibhane ve cesme yapdirmisdir. Ahmed Yek- 
destin talebesidir. Kabri Eyyub sultan tiirbesinin kapisi yamndadir. 1191. 

168 — BEYDAVI "rahmetullahi teala aleyh": Kadi Abdullah bin Omer, Sfraz 
civannda Beyda sehrinde tevelliid, 685 [m. 1286] senesinde Tebrizde vefat etdi. Si- 
razda kadi idi. Tefsir ilminin biiyiik iistadidir. (Envariittenzil) tefsir kitabi cok kiy- 
metlidir. Safi'imezhebinde fikh alimidir. ilminden, takvasmdan bir parcasi (Mev- 
du'at-iil-ulum)da yazihdir. Okuyup anhyan, onun tefsirine dil uzatamaz. Fikh ve 
ahlak ilminde de kitablan vardir. (Tavali'ul-envar) ismindeki kelam kitabinda, es- 
ki yunan felesoflarmm bircok yazilarmi bildirip, bunlara cevablar vermisdir. Bu 
kitabi goren cahiller, (imam-i Beydavi, kitablarma yunan felsefecilerinin yazila- 
rmi, fikrlerini kansdirmisdir) demislerdir. Halbuki, onlarm fikrlerini benimseme- 
mis, onlan cevablandirmis, red etmisdir. Tefsirinde, onlarm fikrleri hie mevcud de- 
gildir. 389, 392, 416, 417, 475, 479, 490, 491, 537, 644, 963, 1179. 

169 — BEYHEKI "rahmetullahi teala aleyh": Nisapurun Beyhek kasabasmda 
384 [m. 994] de tevellud ve 458 [m. 1066] de orada vefat etdi. Ebu Bekr Ahmed bin 
Hiiseyn, hadis ve Safi'ifikh alimi idi. Kitablarmin adedi binden fazladir. Bunlar 
arasmda (Delail), (Siinen) ve (Sif abul-finan) kitablan cok kiymetlidir. 164, 279, 
313, 419, 424, 465, 511, 643, 723, 740, 993, 1013, 1014, 1070. 

- 1082 - 



170 — BEZM-I ALEM SULTAN "rahmetullahi teala aleyha": Abdulmecid ha- 
nm validesidir. Cami', cesme ve mekteb gibi cok hayrati vardir. Topkapida (Gu- 
reba hastahanesi)ni ve Dolma-bagce serayi yanmdaki valide cami'ini yapdirdi. 1269 
[m. 1852] de vefat etdi. Sultan Mahmiid tiirbesindedir. 1143. 

171 — BILAL-i HABESI "radiyallahii anh": Babasi Ribahdir. Resulullahin mu- 
ezzini idi. Umeyye bin Halefin kolesi idi. Miisliman oldugu icin karnma tas bag- 
layip kizgm kum iizerinde iple, ayagindan cekerlerdi. Ebu Bekr-i Siddik satin 
alip azad etdi. Her gazada bulundu. [20] senesinde Samda vefat etdi. Sesi cok gii- 
zeldi. Ezan okurken, herkes aglardi. 204, 376, 511, 644, 769. 

172 — BIRGIVI "rahmetullahi teala aleyh": Zeyn-iid-din-i Muhammed efen- 
di. Babasi Alfdir. 928 [m. 1521] de Bahkesirde tevellud, 981 [m. 1573] de (Birgi)de 
taundan vefat etdi. (Vasiyyetname), (Tankat-iil-Muhammediyye), (Avamil) ve 
(Izhar) kitablan ve (Ett al-ul-miislimin) risalesi ve kadmlann hayz hallerini bildi- 
ren (Zuh-rul-miiteehhilfn) risalesi cok kiymetlidir. Ibni Abidm (Zuhr)u serh ede- 
rek (Menhel-iilvaridin) ismini vermisdir. (Tarikat)i Abdiilgani ve Hadimi serh, Sii- 
leyman Fadil efendi, ihtisar etmislerdir. Bu muhtasara (Miftah-ul-felah) ismini ver- 
mis, bu iiciinii ve (Menhel)i Hakikat Kitabevi ofset ile basdirmisdir. (Ziyaret-iil- 
kubur) risalesine, (igase-tiil-lehfan)daki sapik yazilardan kansdirmisdir. 449, 
640, 646, 736, 740, 923, 1008, 1019, 1023, 1044, 1061, 1164. 

173 — BISR-i HAFI "rahmetullahi teala aleyh": Evliyamn biiyuklerindendir. 
150 [m. 767] de Mervde tevellud, 227 [m. 841] de Bagdadda vefat etdi. 564, 565, 608, 
609,689,692,1101. 

174 — BOHR: Danimarkali fizikcidir. [m. 1885] de dogdu. 1340 [m. 1922] da 
atomlarm devamh degil, kesik kesik enerji verdiklerini tesbit ederek, enerjinin ve 
atomun yapisimn son seklini gosterdi. Nobel miikafati aldi. 550. 

175 — BOLUS: Yediyiizellidorduncii [754] sirada Paulus ismine bakmiz! 42. 

176 — BOYLE: Robert Boyle ingiliz fizikcisi ve kimyageridir. 1034 [m. 1624] 
de tevellud, 1102 [m. 1691] de vefat etdi. Fransiz fizikcisi olan Mariot ile ayni ze- 
manda gazlarm basinci kanununu buldu. 967. 

177 — BROCKELMANN: Alman mustesrikidir. Arabi din kitablarmin kilavu- 
zunu almanca olarak yazmisdir. 1362 [m. 1943] de Hollandada Leiden sehrinde ba- 
silmisdir. 22. 

178 — BUHARI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin isma'il 194 [m. 
810] de Buharada tevellud, 256 [m. 870] da Semerkandda vefat etdi. Kur'an-i ke- 
rimden sonra diinyamn en krymetli kitabi olan (Cami-i sahih) hadis kitabi, (Bu- 
hari-i serif) adi ile meshurdur. icinde [7275] sahih hadfs vardir. Bunlari altiyiizbin 
hadfs-i serif arasindan secmisdir. Bu kitabim onalti senede viicude getirmisdir. Cok 
serhleri ve baskilan yapilmisdir. 1312 [m. 1894] senesinde sultan Abdulhamid nan 
tarafmdan Misrda yapdinlan iki cild baskisi, pek nefis cildlenmis, altm tugra ve 
nukus ile tezyin edilmisdir. 1315 senesinde, istanbulda (Matbaa-i amire) baskisi 
da latif olup, 1413 [m. 1992] de ziya iisulii ile teksir edilmisdir. Baska cok kitab- 
lan da vardir. Zeyn-iid-din Ahmed Ziibeydmin 889 da hazirladigi, iki cild, Buha- 
rimuhtasan, (Tecrid-i sarih) ismi ile, 1347 de Misrda basilmis, 1390 [m. 1970] da 
Beyrutda ofset baskisi yapilmisdir. 423, 449, 1152. 

179 — BUHTUNNASAR: Nabuchodonosor, Asuri devletinin en meshur hii- 
kiimdandir. Miladdan [603] sene once, Filistini alip Kudiisii yikdi. Tevrat niisha- 
larim imha etdi. Yehudi alimlerini ve Danyal aleyhisselami Babilde esir etdi. 
Esirlik yetmis sene siirmiisdur. Suriye ve Misn da cohere kadar aldi. Miladdan [562] 
sene once vefat etdi. Atese tapardi. 62. 

180 — BURHANEDDIN-I BUHARI "rahmetullahi teala aleyh": Besyuzyet- 

- 1083 - 



misdordiincii [574] sirada, Mahmud-i Buhari ismine bakiniz! 

181 — BURHANEDDIN-I MERGINANI: Burhaneddm All bin Ebi Bekr, Fer- 

gane kasabalanndan Mergmanda tevelliid ve 593 [m. 1197] de Cengiz askeri tara- 
fmdan sehid edildi. Cok kitab yazdi. Bunlardan (Hidaye) ve (Teems) meshurdur. 
Cengizin Buhara sehrini tahrib ve ehalisini katl etmesi 616 hicri senesinde oldu- 
gu ve Burhaneddm Mahmud Buharinin bu esnada sehid oldugu (Kisas-i enbiya) 
ve (Kamus-ul-a'lam)da yazilidir. (Hidaye)si Milton tarafmdan ingilizcesi ile bir- 
likde 1206 [m. 1791] de basildi. (Hidaye) serhleri cokdur. Talebesi, Hiiseyn bin Ali 
Hiisameddin Sagnaki, yapdigi serhe (Nihaye) ismini vermis, 710 [m. 1309] da ve- 
fat etmisdir. Ekmeleddin-i Babertinin (inaye) admdaki serhme Sa'di Celebinin ha- 
siyesi meshurdur. 392, 393, 444, 731, 1068. 

182 — BURHAN-US-SERI'A "rahmetullahi teala aleyh": Mahmud bin Sadr- 
iis-seri'a-tiil-evvel Ahmed bin Ubeydiillah Mahbubi, 673 [m. 1274] de Mogol as- 
kerlerinin iskencelerinde yiizlerce alimler ile birlikde sehid oldu. (Vikaye) kita- 
bi meshurdur. (Vikaye) kitabim, kizinm oglu olan Sadr-iis-serf a-i sani Ubeydiil- 
lah bin Mes'ud icin yazmisdir. (Hidaye) kitabmdan onemli gordiigii yerleri alarak 
yazmisdir. Bu da, (Vikaye)yi kendisi hem serh etmis, hem de ihtisar etmisdir. Ser- 
hi (Sadr-iis-seri'a serhi) adi ile meshurdur. (Muhtasar)ma da, (Muhtasar-i Vika- 
ye) veya (Nikaye) adini vermisdir. (Nikaye)nin cesidli arabi serhleri vardir. Baka- 
ninin serhi ve Kuhistaninin (Cami'ur-riimuz) admdaki serhi en meshurlanndan- 
dir. (Nikaye)nin farisiserhlerinden, Celaleddin Mahmud bin Ebu Bekrin (Terce- 
me-tiil-muhtasar) admdaki serhi 1317 [m. 1898] de istanbulda basilmisdir. 

Mahmud bin Ubeydiillah, Burhaneddin-i Mergmaninin torunlanndandir. Da- 
madi, Mes'ud bin Tac-iis-seri'a Omerdir. (Vikaye)nin serhleri arasmda iznik 
medresesinde miiderris Alaiiddin Ali bin Omerin (inaye) admdaki serhi meshur- 
dur. (Vikaye)nin Sadr-iis-seri'a serhme yapilan hasiyeler arasmda Ehi Celebinin 
(Zahire-tiil-ukba)si ve Seyhiilislam Mevlana isameddin isferayinin hasiyesi cok kiy- 
metlidir. isameddin Ibrahim bin Muhammed 944 [m. 1536] de Semerkandda ve- 
fatetdi. 1164, 1181. 

183 — BUSAYRI "rahmetullahi teala aleyh": imam-i Muhammed bin Sa'id Se- 
ref-iid-din, btiyiik islam sa'iridir. Hadis ilminde ve hattathkda mahir idi. Ebiil Ab- 
bas-i Miirsinin talebesidir. 609 [m. 1213] da Misrda Busayr sehrinde tevelliid ve 695 
[m. 1295] de Misrda vefat etdi. (Biirde) ve (Hemziyye) kasideleri olup, cesidli dil- 
lerde doksandan fazla serhleri vardir. 386, 1093. 

184 — CABIR BIN ABDULLAH "radiyallahu anh": Eshab-i kiramdandir. is- 
tanbulu muhasara ederken, 74 [m. 693] senesinde sehid oldugu ve Koca Mustafa 
pasada bulundugu samlmakda ise de, kitablar Medine-i miinevverede vefat etdi- 
gini yazmakdadir. 210, 313, 384, 507, 642, 644. 

185 — CABIR BIN SUMRE "radiyallahu anh": Eshab-i kiramdan olup, Sa'd 
ibni Ebi Vakkas hazretlerinin hemsiresi Halidenin ogludur. Kufede yerlesdi. 66 [m. 
685] senesinde vefat etdi. 384. 

186 — CA'FER-I SADIK "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Abdullah da denir. 
Hazret-i Alinin torununun torunudur. Muhammed Bakirm oglu ve Musa Kazimin 
babasidir. Oniki imamm altmcisidir. [83] de Medinede tevelliid, 148 [m. 765] de ora- 
da vefat etdi. imam-i a'zam ve kimyager Cabir, bunun talebesi idiler. Biiyiik og- 
lu isma'il, babasmdan once vefat etdi. Yedinci imam isma'ildir ve ondan sonra co- 
cuklandir diyen sapiklara (IsmaTlf) denir. Si'iler, kendilerine (Ca'feri) diyor. 
Halbuki, bu biiyiik imam, Ehl-i siinnet idi. Ehl-i stinnet alimlerinin ve Evliyanm 
iistadi idi. Biiyiik islam alimlerinin gozbebegidir. Din bilgisi iizerinde hie kitab yaz- 
madi. Si'ilerin dort esas kitabi olan Kiileyninin (Kafi)si, ibni Babeveyh Ebu 
Ca'fer Muhammed bin Ahmed Ali Kumminin (Menla yahdur)u, Ebu Ca'fer Mu- 

- 1084 - 



hammed bin Hasen Tusinin (Tehzfb) ve (istibsar) kitablarmda, imam-i Ca'fer Sa- 
dikdan emrler, haberler yazili ise de, bunlan bildirenlerin saglam ve sahih olma- 
diklarmi kendileri de bildirmekdedir. Imamiyyenin otuzikinci firkasma (Ca'feriy- 
ye) denilir. Bunlar, Hasen-i Askeri oldiikden sonra, kardesi Ca'fer bin All imam 
oldu. Hasen-i Askennin evladi yokdu derler. Bu Ca'fenlerin, imam-i Ca'fer Sa- 
dikla bir ilgileri yokdur. Sfilerin bugiin ellerinde bulunan hadis ve fikh kitablan- 
m Ebu Ca'fer Muhammed bin Ya'kub Kiileym ile Ebu Ca'fer Muhammed bin Ha- 
sen Kummi yazdiklan icin, kendilerine Ca'feri diyorlar. 62, 361, 416, 441, 488, 538, 
648, 929, 969, 1081, 1126, 1141, 1152. 

187 — CA'FER TAYYAR "radiyallahu anh": Ebu Talibin ogludur. Hazret-i Ali- 
den on yas biiyiik, hazret-i Ukaylden on yas kiiciik idi. Habese hicret edip, Hay- 
ber giinu avdet buyurmusdu. Hicretin sekizinci [8] senesinde, ucbin askerle, Sam 
civannda (Mii'te)de rumlarla harb ederken, cok hiicum etdi ve kirkbir yasmda se- 
hid oldu. O giin yetmisden fazla yara almisdi. Resulullaha cok benziyen yedi ki- 
siden biri bu idi. 350, 1006, 1094, 1100, 1195. 

188 — CALVIN: Kalven, protestanhgi kuran papaslardandir. 914 [m. 1509] de 
tevellud, 971 [m. 1564] de olmiisdiir. 43. 

189 — CAMI "rahmetullahi teala aleyh": 615. ci sirada Molla Cami ismine ba- 
kmiz! 

190 — CAMI AHMED: Seksenbirinci [81] sirada Ahmed Camiye bakiniz! 

191 — CELALEDDLN-I DEVANl "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed 
Es'ad, biiyiik alimdir. 833 [m. 1426] de tevellud, 908 [m. 1502] de vefat etdi. Siraz- 
da yasadi. Cok kitab yazdi. (Akaid-i Adudiyye) serhi meshurdur. (Levami'ul israk) 
ismindeki (Ahlak-i celali) kitabi ingilizceye terceme edilmisdir. 962, 964, 1117, 1124. 

192 — CELALEDDlN-i EGRI "rahmetullahi teala aleyh": Hindistanda kadi 
idi. Derin alim idi. 946. 

193 — CELALEDDIN-I HINDI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Mahmud Celaleddin-i kebir pani-puti, Cestiyye mesayihindendir. Hazret-i Osman 
soyundandir. Sems-iiddin-i pani-piitmin halifesidir. O da, hace mahdum All Sabi- 
rin, bu da Ferideddm Gene sekerin halifesidir. Yediyiizaltmisbes 765 [m. 1363] de 
vefat etdi. Pani-piit sehrinde biiyiik ttirbesi vardir. (Fevaid-iil-fiiad) ve (Zad-iil-eb- 
rar) kitablan cok kiymetlidir. Senaiillah-i pani-piiti ismine bakiniz! 1168. 

194 — CELALEDDIN MUHAMMED RUMI "rahmetullahi teala aleyh": 
Evliyanm biiyuklerindendir. (Mekatfb-i serife)nin yiizyedinci mektubunda diyor 
ki, (Mevlana Celaliiddin Rumi, Ehl-i siinnet Evliyasmm biiyiiklerindendir.) Ka- 
diri tarikatinde idi. 604 [m. 1207] de Belh sehrinde tevellud, 672 [m. 1273] de Kon- 
yada vefat etdi. Babasi sultan-iil-Ulema Muhammed Behaeddin-i Veled biiyiik alim 
ve Veli idi. Daha cocuk iken babasmm kalbindeki feyzlere kavusdu. (Nefehat)da 
diyor ki, (Bes yasinda iken kiramen katibin meleklerini, Evliyanm ruhlanni ve so- 
kakda dolasan cinnileri goriirdii.) Pederi, oglu ile Hicaza, sonra Sama ve Konya- 
ya geldi. Babasi oliince, oglu ders verirdi. Once Pederinin halifesi olan Seyyid Biir- 
haneddin Tirmiiziden dokuz sene feyz aldi. Seyyid Biirhaneddin Kayseride med- 
fundur. Bundan sonra, Semseddin-i Tebrizi gelip irsad eyledi. Ney ve diimbelek 
calmadi. Donmedi, raks etmedi. Bunlan, sonra gelen cahiller uydurdu. Divanm- 
da otuzbin, (Mesnevi)sinde kirkyedibin beyt vardir. Farisidirler. Tiirkce serhleri 
cokdur. Oglu Behaiiddin Ahmed sultan Veled, 712 [m. 1311] de Konyada vefat et- 
di. Torunlarma celebidenir. Yerine Husameddin Celebive sonra oglu sultan Mu- 
hammed Burhaneddin Veled celebi halife oldu. Naksibendi tarikatinin biiyukle- 
rinden Abdiillah-i Dehlevihazretleri, (Uc kitabm esi yokdur. Bunlar, (Kur'an-ike- 
rim) ve (Buhan-i serif) ve Celaleddin-i Rummin (Mesne vi)sidir) buyurdu. Ya'ni, 
Evliyahk yolunun kemalatmi bildiren kitablarm en iistiinii (Mesnevi)dir. Evliya- 

- 1085 - 



lik ve niibuvvet yollarinm kemalatim ve inceliklerini bildirmekde ise, imam-i 
Rabbaninin (Mektubat)mm esi yokdur. Goriiluyor ki, tesavvuf biiyiikleri, bir- 
birlerini sever ve overlerdi. Abdiillah-i Dehlevi hazretleri, yiizyedinci mektubda 
buyuruyor ki, (Mollayi Rum, Evliyamn biiyuklerinden ve Ehl-i stinnet ve cema'at 
alimlerinden idi.) 50, 93, 388, 707, 732, 904, 909, 989, 1016, 1076, 1164, 1178. 

195 — CEMALEDDIN-I EFGANI: Mason idi. Misrh Edib Ishak, (Ed-durer) 
kitabmda, bunun Kahire mason locasi reisi oldugunu yazmakdadir. 1380 [m. 
1960] de Fransada basilan, fransizca (Les franco-macons) kitabmm yiizyirmiyedin- 
ci sahifesinde, (Misrda kurulan mason localarmm basma Cemaleddin Efgani ve on- 
dan sonra Muhammed Abdiih getirildi. Bunlar, miislimanlar arasinda masonlugun 
yayilmasina cok yardim etdiler) diyor. Bu sahifesinde, bir sarklmm mason locasi 
baskanlik elbisesi ile biiyiik bir resmi de vardir. Erzurum universitesi profesorle- 
rinden M.Kaya Bilgegil (Ziya pasa) adindaki kitabmda, Ziya pasanin ve Cemaled- 
din-i Efganmin mason olduklarim yazmakdadir. Biitiin masonlar gibi, cesidli ki- 
liklara girerek, islamiyyeti icerden yikmaga calismisdir. 1254 [m. 1838] de Efganis- 
tanda tevelliid ve 1314 [m. 1897] de istanbulda vefat etdi. Din bilgisi azdi. Zmdik- 
larin kitablarmi okuyarak dinden cikmisdir. Bir aralik ruslar tarafmdan satm ah- 
narak, ana vatam olan Efganistana karsi casusluk yapdi. Dinine ve vatanma hiya- 
net etmekden cekinmedi. ingiliz masonlan ile de isbirligi yaparak zengin oldu ise 
de, Osmanh seyh-ul-islami Hasen Fehmi efendi, onun cahilligini ve zindikhgim or- 
taya koydu. (Faideli Bilgiler) kitabmda hal tercemesi uzun yazilidir. 1944 senesin- 
de, kemikleri, istanbuldan, Kabile nakl edildi. Abdiih ismine bakimz! 461, 861, 1059. 

196 — CEM$ID: Cem de denir. Iranda ilk hiikumet kuran Pisdani ogullarmm 
dordiincii hiikmdan olup, sekizyiiz sene saltanat stirmus, besyilz sene Iranda kim- 
se hasta olmamis. Bunun icin, milleti kendine tapdirmisdir. Martin yirminci giinii 
tahta cikdigi icin, bugiine Nevruz diyerek yilbasi ve dim bayram yapmisdir. Bu ka- 
fir bayrami, Iranda bugiin de kutlanmakdadir. Cahiller, Iranda ve baska islam mem- 
leketlerinde, islamiyyetden once yasamis olan kafirlerin adetlerini, tapmmalan- 
m, bugiin meydana cikararak, ecdad yadigan diyor, millete bunlari yapdinp, din- 
den cikanyorlar. ingilizler de, bu islam diismanligini koriikliiyorlar. Cemsid bin 
yasmda iken, Seddadin biraderzadesi olan Dahhak ile muharebede yakalanmis, des- 
tere gibi olan bahk kemigi ile ikiye bicilmisdir. 53, 405. 

197 — CENGIZ HAN [Dechingis-chan]: Cengiz veya Timocin denir. Turk de- 
gildir. Mogol oldugu biitiin dillerdeki tarihlerde yazilidir. Kitabsiz kafir oldugu, (Ki- 
sas-i Enbiya)mn sekizyiizonbirinci sahifesinde yazilidir. 551 [m. 1155] da tevelliid, 
624 [m. 1227] de vefat etdi. (Kamus-iil-a'lam)da diyor ki, Cengiz, diinyamn en bii- 
yiik cihangirlerinden ve en meshur zalim ve kan dokiiciilerindendir. Mogoldur. is- 
lamiyyete cok zaran dokunmus olan bu adam, bir kabile reisi iken, 599 [m. 1202] 
da (Kara-kurum)da mogol ve tatar hanlannm basi, ya'ni hakam oldu. Cahil ve vah- 
si mogollardan ve tatarlardan btiytik bir ordu, daha dogrusu yagmacilar gtiruhu top- 
layip, dogu Tiirkistam, Cini aldi. 616 [m. 1219] da, sultan Kutb-ud-din Muhammed 
Harizm sahm memleketine saldirdi. Horasan, Kandihar, Miiltan gibi medeniyyet 
merkezlerini yakdi, yikdi. Milyonlarca miislimani oldiirdii. Cogunu cami'lerde ki- 
hncdan gecirdi. 290.ci sahifeye bakimz! 119, 377, 577, 802, 1084, 1101, 1110, 1154, 
1157,1158. 

198 — CEVDET PASA "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed Cevdet pasa 1238 
[m. 1823] de Lofcada tevelliid, 1312 [m. 1894] de vefat etdi. Fatih cami'i serifi bag- 
cesinde mermer kabri vardir. Biitiin milletlerin cok kiymet verdigi (Mecelle) 
adindaki kitabi hazirlamakla, islamiyyete biiyiik hizmet etmisdir. (Kisas-i Enbiya) 
ve (Ma'lumat-i nafi'a) kitablan meshurdur. 514, 515, 528. 

199 — CEZULI "rahmetullahi teala aleyh": Altiyuzellibirinci [651] sirada Mu- 
hammed bin Siileyman Cezuli ismine bakimz! 

-1086- 



200 — CIHANGIR $AH "rahmetullahi teala aleyh": Sekizyuzonikinci [812] si- 
rada Selim sah ismine bakmiz! 

201— CIRCIS: ibniil'amid, rum tarihcilerindendir. 601 [m. 1205] de tevelliid, 
671 [m. 1273] de Samda vefat etdi. Bu ism, (Faideli Bilgiler) kitabmda gecmekde- 
dir. 

202 — CUNEYD-I BAGDADI "rahmetullahi teala aleyh": Seyyid-ut taife is- 
mi ile meshurdur. Babasi Muhammed Zeccacdir. Hanefidir. 207 [m. 821] de Neha- 
vendde tevelliid, 298 [m. 910] de Bagdadda vefat etdi. Dayisi ve miirsidi Sirri Se- 
katmin yamndadir. Sirri Sekatinin miirsidi Ma'ruf-i Kerhidir. Ma'ruf-i Kerhi, 
imam-i Ali Rizadan ve Daviid-i Taiden feyz almisdir. 

Tarikatlerin cesidli ismler almasi, baska baska olduklanni gostermez. Aym 
Velinin talebeleri, birbirlerini tanimak ve ustadlan ile ogiinmek icin, bulunduk- 
lari yola, iistadlarmin ismini vermislerdir. Tarikatler baslica ikidir: (Zikr-i haft), 
ya'ni sessiz zikr yapan ve (Zikr-i cehri), ya'ni yiiksek sesle zikr yapan tarikatler. 
Birincisi hazret-i Ebu Bekrden gelmis olup, iistadlarinm adina gore, (Tayfuriyye), 
(Yeseviyye), (Medariyye), hakiki olan (Bektasiyye), (Ahrariyye), (Ahmediyye-i 
miiceddidiyye) ve (Halidiyye) gibi ismler almislardir. 

Zikr-i cehri hazret-i Aliden oniki imam vasitasi ile gelmisdir. Bunlardan seki- 
zincisi olan imam-i Ali Rizadan Ma'ruf-i Kerhi almis ve Ciineyd-i Bagdadinin ce- 
sidli halifelerinin silsilelerinde bulunan meshur Velilerin ismi verilerek, kollara ay- 
rilmisdir. Boylece Ebu Bekr-i Sibliyolundan (Kadirf) ile (Sazili), (Sa'di) ve (Ri- 
fa'i), Ebu Ali Rodbariyolundan Ahmed Gazalive Diya-iid-dm Ebu-Necib-i Siih- 
reverdi vasitalan ile (Kiibrevi), Mimsad-i Dineveriyolundan yine Ebu Necib-i Suh- 
reverdimeydana gelmisdir. imam-i Aliden Hasen-i Basri vasitasi ile (Edhemi) ve 
bundan (Cesti) hasil olmusdur. (Bedeviyye), Rifa'iyyeden hasil olmusdur. 

Ebu Necib-i Siihreverdi, Sihabiiddin Omer-i Siihreverdinin miirsidi ve amcasi idi. 
[563] de Bagdadda vefat etdi. Sihabiiddinden (Siihreverdi) hasil olmus, Ebu Necfb- 
den bir kol da Riikn-iid-dm Muhammed Sencasiye gelmis, bundan Sems-i Tebrizi 
ile Rtikneddin ibrahim-i Zahid feyz almislardir. Birincisinden (Mevlevi) meydana 
gelmis, ikincisi ikiye ayrilmisdir. Birincisinden Safiyyeddfn Erdebiliyolu ile (Bay- 
ranii) ve bundan da (Celvetf)ler hasil olmus, ikincisinden Muhammed bin Nur Hal- 
vetiyolu ile (Halveti) ve (Zeyniyye) meydana gelmisdir. Halvetilerden seyyid Yah- 
ya Sirvani hasil olup, 868 [m. 1464] senesinde vefat etmisdir. Bunun bir talebesin- 
den (Giilsem) meydana geldi. Sirvaninin diger talebesi pir Muhammed Erzincani 876 
[m. 1472] da vefat etmisdir. Bundan aynlan bir koldan (Niyazf Misrf), (Ummf Sinan) 
ve (Cerrahf) tarikatleri hasil oldu. Cerrahi piri olan Nureddin Cerrahi, Kara-giim- 
riikde Kedhuda cami'i yamndaki tekkede onsekiz sene vazife yapip, 1133 [m. 1720] 
senesinde orada vefat etdi. Pir Muhammedin diger halifesi Celebihalife Muhammed 
Cemaleddin efendinin bir talebesinden (Sa'baniyye) hasil oldu. ikinci talebesi Siin- 
biil Sinan Yusiif efendidir. 852. ci sirada bu isme bakmiz! Topkapida otobiis durak 
yerinin ismi olan Pazar tekkesinin seyhi Ummi Sinan efendi 958 [m. 1551] senesin- 
de vefat etmis ve Eyyubde talebesi Nasuh dedenin Diigmecilerdeki tekkesine defn 
edilmisdir. Bunun yerine, talebesi Kazzaz Muhammed Hariri efendi seyh olmus, bu 
makamda doksan sene kalarak, 1050 [m. 1639] de vefat etmisdir. Bu tekke ile kiirk- 
ciibasi Ahmed beg cami'i arasindaki tiirbesindedir. Tekke yerinde simdi benzin is- 
tasyonu vardir. Eyyubdeki Ummi Sinan tekkesinin son seyhi Yahya Galib, dedele- 
rinin yolundan aynldi. Halk partisine girerek, Kirsehir valisi ve sonra meb'vis oldu. 
islamin son halifesi Vahideddin hana Ankaradan gonderdigi igrenc tehdid mektub- 
lari ile halifeyi istanbulu terke mecbur etdigini, Cumhiiriyyet gazetesinde nesr et- 
digi hatiratmda yazmakdadir. ingiliz askerleri, halifeyi yatagindan kaldirarak, harb 
gemisi ile, Malta adasina gotiirdii. Vahideddin nan 1344 [m. 1926]de vefat etdi. Yah- 
ya Galib 1359 [m. 1940] da oldii. Eyyubde, Bahariyyededir. 

- 1087 - 



Haci Bayram-i Velmin talebesi Omer Sekininin talebesi Hizir Dede, Uftade efen- 
diye ruhsat verdi. Bunun talebesi de, Hudayi Aziz Mahmud efendidir. 

(Usaki) yolunun reisi Hasen Hiisameddin efendidir. Buharada seyyid Ah- 
med-i Semerkandiden feyz aldi. Usakda yerlesdigi icin Usaki denildi. 1003 [m. 
1594] de Konyada vefat etdi. (Ticani) yolu, Afrikamn batismda yayilmisdir. Ti- 
cam ismine bakimz! 50, 94, 312, 686, 689, 848, 958, 1011, 1016, 1063, 1090, 1091, 
1094,1119,1156,1171,1172. 

203 — CUVEYRIYYE "radiyallahii anna": Beni Mustalak kabilesi reisi olan 
Harisin kizi idi. Hicretin besinci senesinde yapilan (Miireysi') gazvesinde esir 
alinmisdi. Amcasmin oglu olan zevci muharebede katl edildi. Yirmi yasinda, cok 
hasna idi. Ciiveyriyye satihga cikanldikda, bir rivayetde babasi satm almak icin Me- 
dineye bir siirii deve getirdi. iki a'la deveye kiyamayip sehr dismda sakladi. Re- 
sul "aleyhisselam", filan yerde sakladigm iki deveyi de getir dedi. Haris, sasinp, 
iki oglu ve daha nice kimse ile iman etdi. Resul "aleyhisselam" develeri alip, ki- 
zini geri verdi. Kiz da imana geldi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Cti- 
veyriyyeyi babasindan isteyip nikah buyurdu. Hicretin ellialti 56 [m. 675] senesin- 
de vefat etdi. 381, 1106. 

204 — DAHHAK "rahmetullahi teala aleyh": Dahhak bin Kays, Tabi'indendir. 
Cemel harbine kansmadi. Siffinde hazret-i Aliile birlikde idi. Hazret-i Mu'aviye- 
nin huzurunda pek aci konusdugu halde, hazret-i Mu'aviye, riayeti ve hurmeti bi- 
rakmayip, buna yine ihsan ederdi. 37 [m. 657] senesinde, yetmis yaslannda vefat 
etdi. Semerkandin fethinde bir gozii sakatlandi. Tefsir sahibi Dahhak-i Belhi 102 
de vefat etdi. 391, 537, 1008. 

205 — D ALTON: ingiliz fizikcisi ve kimyageridir. 1179 [m. 1766] da tevelliid, 
1260 [m. 1844] da vefat etdi. 967. 

206 — DANYAL "aleyhisselam": Hazret-i Daviid evladmdan bir Peygamber- 
dir. Miladdan [606] sene once Babile gotiiriilup, Buhtunnasar seraymda biiytidu. 
1083. 

207 — DARA: Eski Iranm Kiyaniyan sahlarmm dokuzuncusu ve sonuncusudur. 
Miladdan once [342] den [330] senesine kadar hukm siirdii. Erbilde iskendere mag- 
lub olup kacarken oldii. Sonra iskaniyan, daha sonra Sasaniyan devletleri kurul- 
musdur. 1123. 

208 — DARE KUTNI "rahmetullahi teala aleyh": All bin Omer, hadis alimi- 
dir. 306 [m. 918] senesinde Bagdadda Dare kutnda tevelliid, 385 [m. 995] de vefat 
etdi. (Siinen) kitabi meshurdur. 424, 1025. 

209 — DARIMI "rahmetullahi teala aleyh": Abdullah bin Abdurrahman hafiz 
Ebii Muhammed, 181 [m. 798] de Semerkandda tevelliid, 255 [m. 869] de vefat et- 
di. Hadis alimidir. (Miisned) admdaki kitabi cok kiymetlidir. 61, 424, 465. 

210 — DARWIN: ingiliz tabf iyyecisidir. 1224 [m. 1809] de dogdu. 1299 [m. 1882] 
da oldii. 81,540, 1041. 

211 — DAVENPORT: John Davenport. Ondokuzuncu asrm sonunda yasamis 
olan lord Davenport, ingiliz mustesriklerindendir. (Hazret-i Muhammed ve 
Kur'an-i kerim) admdaki ingilizce kitabi, once Londrada, sonra birkac kerre de 
Hindistanda basilmisdir. 1346 [m. 1928] da Omer Riza tarafmdan ttirkcesi nesr 
edilmisdir. [m. 1966] sonunda tiirkcesi latin harfleri ile basilmisdir. Misyonerle- 
rin [m. 1925] de cikardiklan (The Islamic World Today) ya'ni (Bugiinkii islam ale- 
mi) admdaki kitabm yirminci faslmda Davenport ve kitabi hakkmda genis bilgi 
vardir. 534. 

212 — DAVUD "aleyhisselam": Hem Nebi, hem sultan idi. Miladdan [1086] se- 
ne once Kudiisde tevelliid, [1016] sene once orada vefat etdi. Kumandanlanndan 

- 1088 - 



Urya, muharebede oldiiriiliince bunun zevcesini ahp, bundan Siileyman "aleyhis- 
selam" tevelliid etdi. Cok giizel ve te'sirli sesi vardi. Kendisine ibrani dilinde 
(Zebur) kitabi geldi. 381, 479, 482, 545, 677, 699, 787, 1082, 1088, 1130, 1135, 
1172,1182,1189. 

213 — DAVUD BIN SULEYMAN "rahmetullahi teala aleyh": Halid-i Bagda- 
dinin talebelerindendir. 1222 [m. 1807] de Bagdadda tevelliid, 1299 [m. 1881] da 
orada vefat etdi. Onsekiz sene Mekkede kaldi. (Minhat-iil-vehbiyye fi reddil- 
Vehhabiyye) kitabi [1305] de Bombayda ve [1389] da Istanbulda basildi. Arabi- 
dir. Tiirkcesi (Kiyamet ve Ahiret) kitabinm (Miislimana nasihat) kismmdadir. 453. 

214 — DAVUD-I TAI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Siileyman Daviid bin 
Nasir, Hanefi fikh alimi ve cok zahid idi. Horasanhdir. Imam-i a'zamin talebesi ve 
Habib-i Aceminin halifesi idi. 165 [m. 781] de vefat etdi. 211, 1087, 1103. 

215 — DAVUD-I ZAHIRI: Dortyiizkirkbesinci [445] sirada ibni Hazm ismi- 
ne bakmiz! 

216 — DEBBUSI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Zeyd Ubeydiillah bin Omer, 
Buharamn meshur yedi kadisindan biridir. Debbus, Semerkandda bir kasabadir. 
Hanefi fikh alimlerindendir. 432 [m. 1039] de Buharada vefat etdi. (Te'sis) fikh ki- 
tabi Misrda basilmisdir. (Esrar fil-iisul-i vel-fiiru') kitabi, (Hazane) fetva kitabi ve 
imam-i Muhammedin (Cami'ul-kebir)ine serhi vardir. 308 

217 — DEMIRI "rahmetullahi teala aleyh": Kemaleddin Muhammed bin Isa, 
Misr Safi'i alimlerindendir. [742] de tevelliid, 808 [m. 1405] de vefat etdi. (Hayat- 
iil-hayvan) kitabi Beyrutda (Mektebe-tul-ticari)de satilmakdadir. iki cilddir. Ke- 
narmda Zekeriyya Kazvininin (Acaib-iil-mahlukat) kitabi vardir. 418, 741. 

218 — DERVIS MUHAMMED "rahmetullahi teala aleyh": Evliyanm buyiik- 
lerindendir. Ruh ilmlerinin miitehassisi idi. Dayisi Muhammed Zahid hazretlerin- 
den feyz aldi. Dayisinm vefatmdan sonra, bu da Semerkandda dalalet ve bid'at- 
leri yok etdi. Once onbes sene ziihd ve riyazetle, zikr ve fikrle cahsdi. Sonra Hi- 
zir aleyhisselamm tavsiyesi ile hace Muhammed Zahid hazretlerinin sohbetine ka- 
vusup kemale erdi. Cok Veliyetisdirdi. Hicretin dokuzyiizyetmis 970 [m. 1562] se- 
nesinde Maveraiinnehrde Buster nahiyesinin Dasferar koyiinde vefat etdi. Silsi- 
le-i aliyyenin yirminci ferd-i kamilidir. 969, 1148. 

219 — DEYLEMI "rahmetullahi teala aleyh": Sehrdar bin Ebu Siica' Sireveyh 
[483] de Hemedanda tevelliid, 558 [m. 1163] senesinde vefat etdi. Ebu Nasr Dey- 
lemi, hadis alimidir. (Miisned-iil-firdevs) kitabi meshurdur. 89, 419, 420, 452, 465, 
476, 1010. 

220 — DIHYE-I KELBI: Gee imana geldi. Zengin tiiccar idi. Miisliman olma- 
dan once de Resulullahi sever, uzakdan geldikce hediyye getirirdi. Miisliman 
olunca, Resulullah cok sevindi. iyi rumca bilirdi. Rum devletine sefir olarak gon- 
derildi. Yermiik ve Sam savaslannda bulundu. 50 [m. 670] senesinde vefat etdi. 376. 

221 — DIOSKORUS: iskenderiyye patriki idi. [m. 451] senesinde Kadikoyiin- 
de toplanan besinci meclisde, fikrleri red edildi. Fikrlerine (Monofisiyye) veya 
(Ya'kubiyye) denir. 490. 

222 — DIRAR: Misrda, Fatimiler zemamnda bulunan bir yehudi donmesidir. 
Halife Hakimi aldatdi. islamiyyeti yikmaga ugrasdi. Bunun ve talebesi Hamzamn 
yolunda olanlara (Derezi) veya (Diirzi) denir. 487, 740, 1104. 

223 — DRAPER: William Draper, hiristiyan dinine dusmanhgi ile meshur in- 
gilizdir. 1226 [m. 1811] da tevelliid ve 1299 [m. 1881] da vefat etdi. 537. 

224 — EBU ABDULLAH "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Musa 
bin Nu'man Merakisi Tilimsani, tesavvuf biiyuklerindendir. Malikidir. 683 [m. 1284] 
de vefat etdi. (Misbah-uz-zulain) kitabi cok kiymetlidir. 458. 

- 1089 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:69 



225 — EBU ALI DEKKAK "rahmetullahi teala aleyh": Adi, Hasen bin Muham- 
meddir. Ebiil-Kasim Kuseyrinin kaym pederi ve iistadi idi. 405 [m. 1014] senesin- 
de Nisapurda vefat etdi. 265. 

226 — EBU ALI FARMEDI "rahmetullahi teala aleyh": Adi Fadl bin Mu- 
hammeddir. Ebiil-Kasim Kuseyrmin talebesi ve Ebiil-Kasim Giirgani ile Ebiil- 
Hasen Harkaninin halifesidir. Ebiil Kasim da, Ebu Osman-i Magribinin, bu da Cii- 
neyd-i Bagdadinin halifesidir. Ruh ilmlerinin miitehassisi idi. Ebu Sa'id-i Ebiil-Hayr 
hazretlerinden de feyz aldi. Zahir ilmlerinde derin alim idi. imam-i Gazalmin ve Yu- 
siif-i Hemedaninin miirsididir. Dortyiizotuzdortde [434] tevelliid ve dortyiizyetmis- 
yedide 477 [m. 1085] Meshedde, ya'ni Tusda vefat etdi. 969, 1193. 

227 — EBU BEKR BIN ALI HADDAD-I YEMENI rahmetullahi teala 
aleyh": Hanefidir. 800 [m. 1397] senesinde vefat etdi. (Kuduri Muhtasan)m serh 
etdi. Bu serhi tic cild olup, (Sirac-iil-vehhac) adini vermisdir. Bunu ihtisar ederek 
(Cevheretiin-neyyire) demisdir. Ibrahim ibniil-Lakaninin ilm-i kelamda yazdigi 
(Cevhere-tiit-tevhid) baskadir. Ibrahim LakaniMalikikelam alimi ve biiyilk Ve- 
il olup, 1041 [m. 1632] senesinde vefat etmisdir. Abdiilgani ganimi Meydanmin (El- 
liibab) ismindeki Kuduri serhi meshurdur. ibni Abidmin talebesi olup, 1274 [m. 
1857] de vefat etmisdir. 

228 — EBU BEKR-I BAKILLANI "rahmetullahi teala aleyh": Kadi Muham- 
med bin Tayyib, Basrada tevelliid, 403 [m. 1013] de Bagdadda vefat etdi. Kelam 
alimi idi. Es'ari mezhebinde idi. ilmi ve zekasi cok idi. istanbula elci gonderildi. 
Cok kiymetli eserleri vardi. 431. 

229 — EBU BEKR-I BELHI "rahmetullahi teala aleyh": Hamideddin-i Belhi, 
Belh kadisi idi. Babasi, Omer bin Mahmuddur. 559 [m. 1165] senesinde vefat et- 
di. Farisi (Makamat) kitabi meshurdur. 578, 885. 

230 — EBU BEKR-I SIDDIK "radiyallahii anh": Adi Abdullah bin Ebu Ku- 
hafe bin Amir bin Amr bin Ka'b bin Sa'd bin Teym bin Murredir. ilk imana gelen 
hiir adamdir. Biiyiik tiiccar idi. Biitiin mahni, evini, barkim Resulullah ugruna ver- 
di. Genclikde de arkadas idiler. Miislimanlann birinci halifesidir. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" ahirete tesrif edince, Mekkeden ve Medineden ve Taif- 
den baska, biitiin Arabistan miirted oldu. Halife, once Medineye yakm dort kabi- 
le iizerine yiiriiyiip, bunlari ita'ate getirdi. Sonra, onbir kabileye boliikler gonder- 
di. Bunlardan ikrime emrindeki asker, Yemamede, Miiseylemenin kirkbin aske- 
rine karsi gelemedi. Halife, Halid bin Velidi imdada gonderdi. Halid, Taliha ve Sii- 
cah ve Malik bin Niiveyreyi perisan edip Medineye donmiisdii. Yemamede de bii- 
yiik zafer kazandi. Yirmibin miirted oldurdii. iki bine yakin miisliman sehid oldu. 
Amr ibni As da, Huza'a kabilesini imana getirdi. Ala bin Hadremi, Bahreynde ce- 
tin muharebeler yapip miirtedleri dagitdi. Huzeyfe ve Arfece ve ikrime, Umman 
ve Bahreynde birlesip, miirtedleri bozdular. Onbin miirted oldiirdiiler. Halife, Ha- 
lid bin Velidi Irak tarafma gonderdi. Hireden yiizbin altin cizye aldi. Hiirmiiz ku- 
mandasmdaki Iran ordusunu bozdu. Basrada otuzbin kisilik orduyu perisan etdi. 
imdada gelen biiyiik ordudan yetmis bin kafir olduriildii. Sonra, cesidli muhare- 
belerle, biiyiik sehrler aldi. Halife, Medinede ordu toplayip, Ebu Ubeyde ku- 
mandasmda Sam tarafma, Amr ibni Asi da Filistine gonderdi. Sonra Yezid bin Ebu 
Siifyani Sama yardimci gonderdi. Sonra asker toplayip, hazret-i Mu'aviye ku- 
mandasmda, kardesi Yezide yardima gonderdi. Halid bin Velidi de, Irakdan Sama 
gonderdi. Halid, askerin bir kismmi Miisennaya birakip, bircok muharebe ve za- 
ferlerle Suriyeye geldi. islam askerleri birleserek (Ecnadeyn)de biiyiik rum ordu- 
sunu yendiler. Sonra, (Yermiik)de kirkalti bin islam askeri, Herakliusiin ikiyiizkirk 
bin askeri ile uzun ve cok cetin savaslar yapip galib geldi. Yiizbinden ziyade rum 
askeri olduriildii. Ucbin miisliman sehid oldu. Bu muharebede islam kadinlan da 
harb etdi. Baskumandan Halid bin Velidin ve tiimen komutam ikrimenin sasila- 

- 1090 - 



cak kahramanliklan goriildii. Biitiin bu zaferler, halifenin cesareti, dehasi ve gii- 
zel idaresi ve bereketi ile oldu. Yermiik savasi yapihrken, halife Medinede vefat 
etdi. 

Hazret-i Ebu Bekr, Asere-i miibesserenin birincisidir. Peygamberlerden son- 
ra, biitiin insanlann en iistuniidiir. Biitiin gazalarda bulundu. Ayet-i kerfmeler ile 
medh olundu. Kur'an-i kerimi kitab halinde ilk tophyan budur. 13 [m. 634] sene- 
sinin Cemazil-ahir yirmisekizinci sail gecesi, altruistic yasmda vefat etdi. Resulul- 
lahm yamndadir. Beyaz idi. Yiizii ve gogdesi za'if, yanaklan iistiinde sakallan az, 
gozleri cukurca, aim yumruca idi. 44, 45, 59, 60, 89, 98, 108, 109, 114, 210, 249, 252, 
307, 349, 354, 355, 379, 380, 381, 442, 447, 452, 473, 480, 503, 506, 507, 508, 509, 510, 
511, 514, 516, 607, 621, 684, 686, 689, 694, 752, 802, 858, 909, 913, 920, 921, 923, 942, 
952, 969, 1013, 1014, 1034, 1035, 1051, 1064, 1065, 1066, 1073, 1078, 1083, 1087, 1098, 
1126, 1129, 1138, 1144, 1152, 1158, 1160, 1163, 1168, 1180, 1182, 1186. 

231 — EBU BEKR-I SIBLI "rahmetullahi teala aleyh": Evliyanm btiytiklerin- 
dendir. Adi Ca'fer bin Yuntisdtir. 247 [m. 861] de Samrada tevellud, 334 [m. 945] 
de Bagdadda vefat etdi. Maliki idi. Ciineyd-i Bagdadinin talebelerindendir. 50, 60, 
109, 1087. 

232 — EBU BERZE "radiyallahu anh": Adi Fadl bin Muhammed Eslemidir. 
Eshab-i kiramdandir. Gazalarda bulundu. Hazret-i Ali ile birlikde haricilerle 
harb etdi. Horasanda, cok yash iken vefat etdi. 640. 

233 — EBU CA'FER "rahmetullahi teala aleyh": Haddad denir. Ciineyd-i 
Bagdadinin hocalanndan idi. 686. 

234 — EBU CA'FER-I MENSUR "rahmetullahi teala aleyh": Babasi, Muham- 
med bin Ali bin Abdullah bin Abbasdir. Abbasi hukumdarlarimn ikincisi, islam 
halifelerinin yirmibirincisidir. [95] senesinde tevellud, 158 [m. 775] senesinde 
Mekkede vefat etdi. [136] da, kardesi Abdullah olunce, halife oldu. [137] de, dev- 
letin kurucusu olan Eba Muslimi oldiirdu. [145] de Bagdad sehrini yapdi. 441, 444, 
1092, 1106. 

235 — EBU CEHL: Adi Amr bin Hisam bin Mugire bin Abdullah bin Amr bin 
Mahzumdur. Ebu Hakem ve ibni Hanzala da denir. islamiyyetin en azih diisma- 
m idi. Bedr gazasmda yetmis yasinda iken oldiiruldu. 376, 509, 513, 1051, 1074, 1081, 
1104, 1188. 

236 — EBU DAVUD "rahmetullahi teala aleyh": Sekizyiizotuzdorduncii [834] 
sirada, Sicstani ismine bakiniz! 164. 

237 — EBUDDERDA "radiyallahu anh": Eshab-i kiramdandir. Hazrec kabi- 
lesindendir. Bedrden sonraki gazalarda bulundu. 33 [m. 653] senesinde Samda ve- 
fat etdi. 694. 

238 — EBU DUCANE "radiyallahu anh": Hazrec kabilesindendir. Bedr ve 
Uhud gazalannda ve Yemame cenginde cok kahramanhk yapdi. 11 senesinde, Ha- 
lid bin Velidin idaresinde, Miiseylemetul-kezzab ile yapilan Yemame cenginde se- 
hid oldu. Bu cengde miislimanlardan iki bin, murtedlerden yirmi binden ziyade te- 
lefoldu. 740, 1152. 

239 — EBU EYYUB-i ENSARI "radiyallahu anh": Halid bin Zeyddir. Es- 
hab-i kiramin biiyiiklerindendir. Resulullah Medineye hicret edince, bunun 
evinde yedi ay miisafir oldu. Biitiin gazalarda bulundu. Yiizelli hadis-i serif bil- 
dirmisdir. 50 [m. 670] de, Siifyan bin Avf emrinde istanbula gelen ve iclerinde 
Yezidin de bulundugu asker arasinda otuziic Sahabi vardi. Bunlardan hazret-i 
Halid dizanteriden vefat etdi. Fatih sultan Muhammedin hocalanndan Aksem- 
seddin efendi kabrini kesf etdi. Uzerine gtizel tiirbe ile bir cami' yapildi. Rame- 
zanlarda cami'lere mahya kurulmasi emr olununca, 1136 [m. 1723] da uzun iki 

- 1091 - 



minare yapildi. (Mir'at-iilharemeyn) sekizyiizikinci sahifede diyor ki, (Cifte mi- 
nareli cami'lere mahya kurulmasi, sultan iiciincii Ahmed han devrinde oniki se- 
ne kadar sadr-i a'zamhk yapmis olan damad Ibrahim pasanin 1132 [m. 1719] se- 
nesinde ihdas eyledigi bid'atdir.) Eyyub sultan cami'i, iiciincii Selim han tarafin- 
dan 1215 [m. 1800] de yeniden yapildi. ilk Cum'a nemazmda sultan da bulundu. 
Cami'in son ta'mirini 1380 [m. 1960] de basvekil sehid Adnan Menderes yapdir- 
misdir. Turbenin son ta'mirini ikinci Mahmud han yapdirmisdir. Sanduka iize- 
rindeki yazilar, sultamn el yazisidir. Tiirbede asih levhadaki iki beyti iicuncii Se- 
lim han soylemis, Yesarizade yazmisdir. Naks-i kadem-i Peygamberi, Birinci Mah- 
mud hanm emri ile 1044 [m. 1634] de seraydan tiirbeye getirildi. Tiirbe civarm- 
daki kabrler, (Hadikat-ul-cevami') de uzun yazihdir. 333, 1074, 1079, 1105, 1131. 

240 — EBU EYYUB-I SAHTIYANI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Bekr-il 
Basri, Tabi'inin biiyiiklerinden ve fikh alimlerindendir. Cok kerametleri goriildii. 
Basrada deri satardi. Yiizotuzbir 131 [m. 748] senesinde ta'undan, altmisbes ya- 
sinda vefat etdi. 211,1098. 

241 — EBU EYYUB-I SULEYMAN "rahmetullahi teala aleyh": Medine-i 
miinevverede bulunan yedi biiyiik alimlerden biridir. 104 [m. 722] de vefat etdi. 66. 

242 — EBU HANIFE "rahmetullahi teala aleyh": imam-i a'zam Nu'man bin Sa- 
bit, Islam alimlerinin en biiyiiklerindendir. 80 [m. 699] senesinde Kufede tevelliid, 
150 [m. 767] de Bagdadda sehid edildi. ikinci Abbasi halifesi Ebu Ca'fer Mensur 
zalim idi. imami, hergiin on sopa artdirarak, zmdanda dogdiirdii. Sopa adedi yiiz 
oldugu giin, imam yikildi. Yatarken agzina zehr akitdilar, sehid oldu. Fikh bilgi- 
lerini, Ehl-i siinnet i'tikadim topladi. Yiizlerce talebesine ogretip, kitablara geci- 
rilmesine sebeb oldu. Miislimanlar tarafindan kagid i'mali bunun zemanmda bas- 
ladi. 22, 23, 49, 50, 59, 95, 106, 114, 115, 120, 125, 126, 133, 134, 136, 137, 144, 149, 
155, 176, 178, 179, 194, 215, 223, 228, 229, 231, 234, 244, 258, 260, 268, 270, 271, 273, 
294, 303, 304, 307, 318, 321, 322, 324, 339, 349, 352, 388, 393, 408, 435, (437), 439, 
440, 441, 442, 443, 444, 451, 455, 457, 466, 467, 470, 490, 491, 503, 513, 574, 575, 595, 
611, 619, 621, 625, 626, 637, 701, 738, 770, 792, 801, 803, 828, 830, 840, 844, 849, 858, 
868, 869, 880, 893, 894, 897, 980, 1007, 1077, 1084, 1089, 1094, 1097, 1106, 1107, 1108, 
1119, 1127, 1142, 1147, 1156, 1175, 1191, 1193, 1194, 1198. 

243 — EBU HASEN-I SUBKI "rahmetullahi teala aleyh": All bin Abdulkafi ha- 
fiz Takryyiiddin Siibki, 683 [m. 1284] de Misrda Siibk kasabasmda tevelliid, 756 [m. 
1355] da Kahirede vefat etdi. Tac-uddin-i iskenderinin talebesidir. Misrda ve Sam- 
da Safi'i alimlerinin refsi idi. Samda kadil-kudat ya'ni temyiz reisi iken imam-i Ne- 
vevinin evini ziyaret etdigi zeman, Nevevinin mubarek ayaklan basmisdir diyerek 
hahlara yiiziinu, sakalmi siirmusdii. Yiizelliden fazla kitab yazdi. ibni Teymiyye- 
ye cok nasihat etdi. Ona reddiyye olan kitablarmdan (Sifa-iis-sikam), Beyrutda (Dar- 
iil-afak-i Cedide) kitabevi tarafindan ve ofset yolu ile istanbulda yeniden basilmis- 
dir. Oglu Abdiilvehhab Tac-iiddin-i Siibki, Safi'i alimlerinden olup, 771 [m. 1370] 
de Samda vefat etmisdir. 136, 341, 348, 360, 448, 450, 454, 458, 496, 498, 499, 1117, 
1156, 1181. 

244 — EBU HATIM-i TEMIMI "rahmetullahi teala aleyh": Dortyiizkirkaltin- 
ci [446] sirada ibni Hibban ismine bakiniz! 

245 — EBU HUREYRE "radiyallahu anh": Adi Abdurrahmandir. Hayberde 
miisliman oldu. Hazret-i Omer zemanmda Bahreyn valisi, hazret-i Osman zemanm- 
da Mekke kadisi ve hazret-i Mu'aviye zemanmda Medine valisi oldu. 57 [m. 676] se- 
nesinde, yetmissekiz yasmda Medinede vefat etdi. Abdullah bin Omerden sonra, en 
cok hadis bilen budur. 99, 289, 313, 350, 383, 415, 419, 449, 644, 727, 786, 1009, 1066. 

246 — EBU HUZEYFE BIN UTBE "radiyallahu anh": Babasi Utbe bin Re- 
bi'a bin Abd-i Sems, Bedr gazasinda Kureys ordusunun kumandanlarmdan idi. Ut- 

- 1092 - 



be, kardesi Seybe ve oglu Velid ile birlikde katl edilmisdi. Ebu Huzeyfe ise ilk fma- 
na gelenlerdendir. Gazalarm cogunda bulundu. Bedr gazasinda, babasi Utbeye ve 
kardesi Velfde karsi harb etdi. Yemame harbinde ellidort yasmda sehid olundu. 
Uzun boylu, beyaz, cok giizeldi. Utbe ismine bakimz! 506, 1152, 1185, 1188. 

247 — EBU ISHAK GULABADI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Bekr Mu- 
hammed bin Ibrahim BuhariGiilabadi, S6fiyye-i aliyyedendir. 380 [m. 990] sene- 
sinde vefat etdi. (Te'arriif) kitabi cok kiymetlidir. Isma'il bin Muhammed tarafm- 
dan yapilan farisi serhi 1330 [m. 1912] de Liiknovda basilmisdir. Sarih 434 [m. 1042] 
de vefat etmisdir. 1388 [m. 1969] de Cami'ul-ezherde basilmisdir. 927, 928, 963. 

248 — EBU ISHAK SIRAZI "rahmetullahi teala aleyh": Ibrahim bin All, Safi'i 
fikh alimlerindendir. 476 [m. 1082] da Bagdadda vefat etdi. Ebu Ishak Ibrahim Is- 
feraini418 [m. 1026] de Nisapurda vefat etdi. (El-Miihezzeb) kitabi meshurdur. 1193. 

249 — EBU KATADE "radiyallahii anh": Ensar-i kiramdan olup, siivarilerden 
idi. 45 [m. 665] de yetmis yasmda, Medinede veya Kufede vefat etdi. 991. 

250 — EBU KEBSE "radiyallahu anh": Ensar-i kiramdan idi. 641. 

251 — EBUL ABBAS-I MURSI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Omer- 
il-ensari, Maliki olup, zemanimn kutbu idi. Ebiil-Hasen-i Sazilinin halifesi ve 
Tac-iiddin-i iskenderiile imam-i Busayrinin ve Abdiillah-i isfehaninin miirsidle- 
ridir. 686 [m. 1287] da iskenderiyyede vefat etdi. 386, 419, 1084, 1181. 

252 — EBUL-BEKA "rahmetullahi teala aleyh": Seyh-ul-islam idi. Tutiin gu- 
nah degildir derdi. Ebiilbeka Muhammed bin Ahmed bin Diyaiiddin Saganibas- 
kadir. Yediyiizseksendokuzda tevelliid, sekizyiizellidort 854 [m. 1450] senesinde 
vefat etmisdir. (Kafi) serhi olan (SatT) ve Nesefinin (Vaff)sine serhi ve (Diyaiil- 
ma'neviyye ala mukaddime-til-gazneviyye) ve (Mecma'ul-bahreyn) serhi ve (Me- 
nakib-iil-imam-il-a'zain) kitablan meshurdur. 638. 

253 — EBULBEREKAT NESEFI "rahmetullahi teala aleyh": Yediyuzonye- 
dinci [717] sirada, Nesefi Abdullah ismine bakimz! 

254 — EBULHARIS BIN ALKAMA: Necrandan Resulullaha gelen altmis hi- 
ristiyanm en alimi idi. 369. 

255 — EBUL-HASEN-I ALI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi All bin Mu- 
zeyyen idi. S6fiyye-i aliyyedendir. 323 [m. 934] de Mekkede vefat etdi. 91. 

256 — EBUL-HASEN-I ES'ARI "rahmetullahi teala aleyh": Adi All bin isma'il- 
dir. Ehl-i siinnetin i'tikaddaki iki imamindan biridir. 260 veya 266 [m. 879] da Bas- 
rada tevelliid, 324 veya 330 [m. 941] da Bagdadda vefat etdi. (Kitab-iirulum)u 
[1953] de ingilizceye terceme edilmisdir. 22, 60, 409, 491, 492, 701. 

257 — EBUL-HASEN-I HARKANI "rahmetullahi teala aleyh": S6fiyye-i 
aliyyenin biiyuklerindendir. Hal tercemesi (Resehat)da ve (Tezkiret-iil Evliya)da 
ve (Nefehat)da yazihdir. Adi, Alibin Ca'ferdir. Bayezid-i Bistaminin ruhaniyye- 
tinden terbiye gordii. (Esrar-i siiliik) kitabim Salahaddin-i Usakitiirkceye cevir- 
misdir. (Besaret-name) kitabi cok kiymetlidir. 425 [m. 1034] de Harkanda vefat et- 
di. 395, 969, 1051, 1090. 

258 — EBUL-HASEN-I SAZILI "rahmetullahi teala aleyh": Nur-uddfn All bin 
Abdullah serifdir. Malikidir. 592 [m. 1196] de Tunusda Sazile kasabasmda tevel- 
liid etdi. Silsilesi, Sirri Sekatiden gelmekdedir. Bir yoldan da, seyyid Ahmed Ri- 
fa'iye baglanmakdadir. iskenderiyyede Sazili tarikatini te'sis etdi. (Her istedigim 
zeman, Resulullahi bas goziimle gormezsem, kendimi Onun iimmeti saymam) 
buyururdu. (Hizb-iilbahr) diia kitabi meshurdur. Mekke yolunda 654 [m. 1256] de 
vefat etdi. Ebiil Hasen Ali bin Nasiruddin Sazili Maliki baskadir. 386, 497, 733, 744, 
909. 

259 — EBUL-HUSEYN BIN SEM'UN "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed 

- 1093 - 



bin Ahmeddir. (Natik-i bil-hikme) adi ile meshurdur. Birgiin Bagdadda, minber- 
de va'z veriyordu. Minberin oniinde oturanlardan biri uyudu. Ibni Sem'un hemen 
susdu. Uyandigi zeman (Resulullahi rii'yada gordiin degil mi?) dedi. Evet gordiim 
dedi. (Seni uyandinp da, tath rii'yam yanda birakmamak icin susdum) buyurdu. 
Zahid olmagi, diinyaya goniil baglamamagi soyltiyorsun, kendin yeni, sik giyini- 
yorsun ve cesidli yemekler yiyorsun dediklerinde, Allahii tealayi, islamiyyetin emr 
etdigi gibi bilen kimseye, diinya mail zarar vermez buyurdu. (Allahii tealamn adi 
bulunmiyan soz, kiymetsizdir. Allahii tealayi hatirlamadan susmak, bosuna vakt 
gecirmekdir. Ibret almadan bakmak faidesizdir) buyururdu. 387 [m. 997] senesin- 
de vefat etdi. Evinin bagcesine defn edildi. Otuz dokuz sene sonra kabristana nakl 
etmek icab etdi. Kefeni hie solmamis, yepyeni goriildii. 92. 

260 — EBUL-HUSEYN MUSLIM "rahmetullahi teala aleyh": Altryuzdoksan- 
yedinci [697] sirada Muslim ismine bakiniz! 

261 — EBUL-HUSEYN-I NURI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Mu- 
hammed, Ciineyd-i Bagdadfnin arkadasi idi. 295 [m. 907] de oliince, Ciineyd, (II- 
min yansi gitdi) buyurdu. 564. 

262 — EBU LEHEB: Resulullahin amcasi idi. Diismam idi. Bedr gazasmdan ye- 
di gun sonra cicek hastahgmdan Mekkede oldii. Kokdu. Kansi Umm-i Cemil, Ebu 
Sufyan bin Harbin hemsiresi idi. 376, 378, 389, 391, 509, 513, 714, 1051, 1162, 
1186. 

263 — EBUL-KASIM-I SEMERKANDI "rahmetullahi teala aleyh": Muham- 
med bin Yusiif, Hanefifikh alimlerindendir. 556 [m. 1161] senesinde vefat etdi. (Ca- 
mi'ul-fetava) kitabi meshurdur. Buna (Cami'ul kebir) de denir. (Miiltekit) ve 

baska kitablan da vardir. 286. 

264 — EBULLEYS-I SEMERKANDI "rahmetullahi teala aleyh": Nasr bin Mu- 
hammed, hanefi fikh ve tefsir alimidir. (Bostan-iiPAriliii), (Tenbih-iil-gafilin), (Mu- 
kaddime) kitablan meshurdur. (Ebiilleys tefsiri)nin tiirkce Musa izniki terceme- 
si m. 1983 de basilmisdir. 373 [m. 983] de vefat etdi. 45, 268, 583, 611, 644, 792. 

265 — EBULVEFA: Ebiilvefa bin Ma'ruf Hamevi, halveti mesayihindendir. 
1016 [m. 1607] da Hamada vefat etdi. Tac-iil-arifin Muhammed Ebiil-Vefa 501 h. 
[m. 1107] de Irakda vefat etdi. Seyh Miislih-uddm Mustafa Vefa bin Ahmed, 896 
[m. 1490] da istanbulda vefat etdi. Abdiillatif-i Kudsinin, bu da Zeyn-iiddin-i 
Hafmin halifesidir. Hocasi Bursada Zeynilerde, kendisi Vefadadir. 1197. 

266 — EBU MENSUR-I MATURIDI: Muhammed bin Mahmud, Ehl-i sunne- 
tin iki i'tikad imammdan birincisidir. Hocasi Ebu Nasr-i iyad, Ebu Bekr-i Ctirca- 
ninin talebesi idi. Bu da imam-i Muhammed Seybaninin talebesi idi. 333 [m. 944] 
de Semerkandda vefat etdi. Kabrini bir yehudi ruslardan satin alarak eglence 
yeri yapdi. istanbuldan gelen ihlas sirketi, bu cirkin hali goriince, 1416 h.k. [1996 
m.]de, [yehudiden 30000] dolara satm alarak kiymetlendirdi. imam-i a'zam Ebu 
Hanifeden gelen kelam bilgilerini kitablara gecirdi. Izah ve isbat etdi. 22, 439, 491, 
492, 701. 

267 — EBU MUSA DINEVERI: Bayezid-i Bistaminin talebesinden idi. Adi Ah- 
med bin Daviiddiir. Cok kitab yazdi. 281 [m. 894] senesinde vefat etdi. 684. 

268 — EBU MUSEL-ES'ARI "radiyallahu anh": Abdullah bin Kays, Eshab-i 
kiramdandir. Hicret-i seniyyeden evvel, Yemenden iki kardesi ve arkadaslan ile 
Habesistana gitdi. Orada Ca'fer-i Tayyar "radiyallahu anh" ile konusarak miisli- 
man oldu. Hayberin fethinde Medine-i miinevvereye geldi. Resulullahin "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" Zebid, Aden ve Yemende valisi idi. Omer "radiyallahu anh" 
zemamnda da Basra ve Kufe valiliklerinde bulundu. Cok memleketler feth etdi. 
Siffin muharebesinden sonra, sulh icin hazret-i Almin "radiyallahii anh" vekili idi. 
Hazret-i Mu'aviyenin vekili olan Amr ibni Asm "radiyallahu anhiima" dehasi kar- 

- 1094 - 



sismda maglub olmusdu. Kirkiki 42 [m. 662] senesinde Kufede veya Mekke-i mu- 
kerremede vefat etdi. Yazilarda islam tarihini ilk kullanan budur. 

269 — EBU NASR-I AKTA "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Muham- 
med, fikh alimidir. 474 [m. 1082] senesinde isfehanda, Ram Hiirmiiz sehrinde ve- 
fat etdi. 161. 

270 — EBU NU'AYM: Yetmissekizinci [78] sirada, Ahmed ismine bakiniz! 

271 — EBU SA'ID-I FARUKI "rahmetullahi teala aleyh": [1196] da Rampur- 
da tevelliid ve binikiyiizelli 1250 [m. 1834] senesinde fitr bayrammda, hacdan do- 
nerken (Tonk) sehrinde vefat etdi. Delhiye getirilip, miirsidi Abdiillah-i Dehle- 
vinin yanina defn edildi. Farisi (Hidayet-iit-talibin) kitabi cok kiymetlidir. Urdu 
tercemesi ile birlikde 1385 [m. 1965] de Karasinin Nazimabad kasabasinda basil- 
misdir. Bunun babasi Safiyyiilkadr, [1165] de tevelliid ve 1236 [m. 1820] senesin- 
de (Lucknow)da vefat etdi. Ebu Sa'id hazretlerinin tic oglu vardi. Birincisi Ahmed 
Sa'iddir. [Bu isme bakiniz!] ikincisi Abdiilgani Muceddidi, [1235] de tevelliid ve 
binikiyiizdoksanalti 1296 [m. 1879] da Medine-i miinevverede vefat eyledi. (Hii- 
velgani) admdaki Abdiillah-i Dehlevi hazretlerinin makamatmi farisi olarak yaz- 
misdir. Bu eseri [1296] da Hindistanda basilmisdir. Uciincii oglu, Abdiilmugni, 1291 
[m. 1874] de Medine-i miinevverede vefat etdi. 

272 — EBU SA'ID-I HAREZMI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Mensur, uciincii selcuki sultani Meliksahm vezirlerindendir. 494 [m. 1101] sene- 
sinde vefat etmisdir. Mirza Ebu Sa'id bin Muhammed baska olup, Miran sahin to- 
runu idi. Ubeydiillah-i Ahrar hazretlerinin sohbetinde bulundu. Diiasim ahp, Se- 
merkand sultani oldu. 873 [m. 1468] senesinde Uzun Hasenle harb ederken sehid 
oldu. Yerine gecen oglu mirza Ahmed de, Ubeydiillah hazretlerinden feyz almis 
ve 899 [m. 1494] senesinde vefat etmisdir. 441. 

273 — EBU SA'ID-I HARRAZ "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Isa, S6- 
fiyye-i aliyyedendir. 277 [m. 890] de Bagdadda vefat etdi. 91, 420, 939. 

274 — EBU SA'ID-I HUDRI "radiyallahu anh": ismi Sa'ddir. Kendisi ve ba- 
basi Malik bin Sinan Sahabedendir. Babasi Uhud gazasmda sehid olmusdu. Uhud- 
da oniic yasinda idi. Diger gazalarda bulundu. 64 [m. 683] senesinde vefat etdi. is- 
tanbulda Ka'riyye cami'i yanmda denilmekdedir. 383, 392. 

275 — EBU SA'ID KUKBURI "rahmetullahi teala aleyh": Erbil meliki idi. is- 
mi El-Muzaffer ibnii Zeyniiddin-i Alibin Biiktekindir. Salahiiddin-i Eyyubinin enis- 
tesidir. Mevlid gecelerinde yapdigi biiyiik ziyafetleri meshurdur. 630 [m. 1232] da 
hach ordulanna karsi Akka kal'asi cihadmda sehid olmusdur. 378, 1120. 

276 — EBU SELEME "radiyallahu anh": Resulullahm halasi Berre ile Abdul- 
Esed bin Hilal Mahzuminin ogludur. ismi Abdiillahdir. Resulullahm ve hazret-i 
Hamzamn Siiveybeden siit kardesidir. Habesistana ve Medineye zevcesi ile ilk hic- 
ret eden budur. Bedr ve Uhud gazalarmda akrabalan olan Mahzum ogullarma kar- 
si kahramanca cihad etdi. Uhudda aldigi yaradan kan akarken, Resulullah muba- 
rek elleri ile gozlerini kapayip hayr diia etdi. Boylece sehid oldu. 1186. 

277 — EBU SELEME "rahmetullahi teala aleyh": Asere-i miibessereden Ab- 
durrahman bin Avfm ogludur. Tabi'min biiyiiklerindendir. Yirmiiki [22] senesin- 
de tevelliid, 94 [m. 713] senesinde vefat etdi. 66. 

278 — EBUSSU'UD EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Musta- 
fa, oniiciincu seyh-ul-islamdir. Cinnilere de fetva verirdi. Eyyubde yazili medre- 
sedeki odasi, simdi de duruyor. 896 [m. 1490] da tevelliid, 982 [m. 1574] de vefat 
etdi. Eyyub cami'i karsismdadir. 952 [m. 1544] de seyh-ul-islam oldu. Tefsiri ve fet- 
valan cok kiymetlidir.156, 233, 244, 248, 249, 271,' 297, 305, 464, 604, 698, 714, 734, 
897, 1125, 1171. 

- 1095 - 



279 — EBU SUFYAN BIN HARB "radiyallahii anh": Dedesi Umeyye bin 
Abd-i Sems bin Abd-i Menafdir. Hazret-i Mu'aviyenin babasidir. Islamm biiyiik diis- 
mani idi. Kureys ordusunun bas kumandam olup, cok miisliman sehid etdi. Resu- 
lullahm kaym pederi idi. Mekke feth olunacagi zeman islam ordusuna gelip miis- 
liman oldu. Taif gazasmda bir gozii, Yermiik harbinde ikinci gozii sehid oldu. 31 [m. 
651] senesinde seksensekiz yasinda vefat etdi. 380, 785, 1094, 1110, 1129, 1138, 1186. 

280 — EBU SUFYAN BIN HARIS "radiyallahii anh": Resiilullahin amcasi og- 
lu ve siit kardesidir. Once cok severken, Nebi oldugunu bildirince cok diisman ol- 
du. Mekke fethine gidilirken yolda imana geldi. Yapdiklarma utandigmdan Re- 
sulullahm yamnda basmi eger, mubarek yiiziine bakamazdi. Huneyn gazasmda Re- 
siilullahin yamndan hie aynlmadi. Diismana kilmc sallarken, Resulullahm muba- 
rek ayagini oper, afv dilerdi. (Ebu Siifyan Cennet yigitlerindendir) hadis-i serifi 
ile sereflendi. 20 [m. 641] senesinde Medinede vefat etdi. Resulullaha cok benzi- 
yen yedi kisiden biri bu idi. 506. 

281 — EBU SULEYMAN-I DARANI "rahmetullahi teala aleyh": Abdurrah- 
man bin Ahmed, alim ve miittekiidi. 205 [m. 820] senesinde Samda vefat etdi. 691, 
728, 788. 

282 — EBU TALIB: Resulullahm amcasi ve hazret-i Almin babasi idi. Resu- 
lullah sekiz yasinda iken dedesi vefat edince, Ebu Talibin yamnda kaldi. islama 
diismanhk etmedi. Hicretden tic sene once, seksen yasmi asmis olarak vefat et- 
di. Diriltilerek iman etdigi, ibni Hacer-i Mekkinin (Ni'met-iil-kiibra) mevlid ki- 
tabinda ve (Mir'at-i Mekke) 1096 sahifesinde yazihdir. Dort oglu ve Umm-i ha- 
ni ve baska bir km vardir. 353, 388, 389, 740, 1051, 1068, 1075, 1085, 1100, 1139, 
1185, 1186. 

283 — EBU TALIB-i MEKKI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin All 
maliki, S6fiyye-i aliyyenin meshurlarmdandir. 386 [m. 996] senesinde Bagdadda 
vefat etdi. (Kut-iil-kulub) kitabi meshurdur. 689. 

284 — EBUTTUFEYL AMIR BIN VASILE "radiyallahii anh": Uhud gttnii te- 
velliid, 100 [m. 718] senesinde Mekkede vefat etdi. Eshab-i kiramdan en son ve- 
fat eden budur. 441. 

285 — EBU UBEYDE BIN CERRAH "radiyallahii anh": Amir bin Abdullah 
bin Cerrah bin Ka'b bin Dabbe bin Hars bin Fehr, biitiin gazalarda bulundu. Cok 
kahraman idi. Bedrde pederini katl etdi. Uhudda Resulullahm yanagma batan iki 
demir halkayi disleri ile cekip cikardi. Rumlar ile olan muharebede, senelerce ne- 
fer olarak savasirken, halife Omer "radiyallahii anh" tarafmdan Sam ordularma 
bas kumandan yapildi. Adaleti ile rum halkim hayretde birakdi. Samhlarm seve 
seve iman etmelerine sebeb oldu. Onsekiz [18] senesinde, ellisekiz yasinda, Ku- 
dus ile Remle arasinda ta'undan vefat etdi. 370, 510, 738, 1090. 

286 — EBU UMAME "radiyallahii anh": Sadi bin Aclan-i Bahili, sahabidir. Yii- 
zelli hadis-i serif haber vermisdir. Misrda yerlesdi. Humsda, 81 [m. 700] senesin- 
de vefat etdi. Samda en son vefat eden budur. 164, 365. 

287 — EBU YA'KUB-I BASRI "rahmetullahi teala aleyh": Sofiyyedendir. 
687. 

288 — EBU YA'LA "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin All, hadis alimidir. 
(Miisned) kitabi meshurdur. [210] da tevellud, 307 [m. 920] senesinde Mtisulda ve- 
fat etdi. 392, 424. 

289 — EBU YUSUF "rahmetullahi teala aleyh": Ya'kub bin Ibrahim Ensari, Ebu 
Hanifenin talebesinin en biiyiigudiir. Hanefimezhebinde ilk kitab yazan budur. 113 
[m. 731] senesinde Kufede tevellud, 182 [m. 798] de Bagdadda vefat etdi. (Kitab- 
iil-harac)i fransizcaya terceme edilmisdir. 72, 120, 132, 133, 137, 139, 155, 167, 202, 

-1096- 



231, 234, 240, 268, 288, 293, 294, 300, 301, 304, 324, 414, 415, 439, 444, 567, 575, 586, 
591, 593, 616, 621, 625, 637, 648, 801, 803, 806, 809, 824, 826, 830, 857, 861, 862, 866, 
868, 897. 

290 — EBU ZER-I GIFARI "radiyallahu anh": Muncidde Zer kelimesinde Gaf- 
fan yaziyor. ilk miisliman olanlardandir. Hendekden sonra Medmeye geldi. 32 [m. 
652] senesinde Medmeye yakm Rebzede vefat etdi. Hadis-i serif ile medh edilmis- 
dir. 364, 447, 694. 

291 — ECHURI ALI "rahmetullahi teala aleyh": Misrdaki Maliki alimlerinin 
biiyiiklerindendir. [967] de tevelliid, 1066 [m. 1656] da vefat etdi. Tutiin icmenin 
mubah olduguna fetva verdi. 398, 629, 632, 633, 639, 998. 

292 — EDISON: Thomas, Amerikah fizikcidir. 1263 [m. 1847] de tevelliid, 
1350 [m. 1931] de vefat etdi. Phonograph, megaphon, elektrik ampultine son sek- 
lini vermisdir. 433, 704. 

293 — EFLATUN: Platon, eski yunan felsefecisidir. Sokratin talebesi, Aristo- 
nun hocasidir. Avrupahlar, miladdan [429] sene once tevelliid etmis diyorlar ise 
de, isa "aleyhisselam" zemamnda yasadigi (Burhan-i kati)da yazihdir. Misra da git- 
di. Sekseniki yasmda vefat etdi. Cok kitab yazdi. Tenasiiha inamrdi. (Trinite) de- 
nilen (Teslis) inancim ilk olarak ortaya cikaran budur. Isa "aleyhisselam" goke ci- 
kanldikdan sonra, dort incili yazanlar, bu inanci kansdirarak, beseriyyeti biiytik 
felakete siiriiklediler. 43, 758, 761, 955, 1078, 1128, 1171. 

294 — EHI CELEBI "rahmetullahi teala aleyh": Dokuzyiizyetmisdokuzuncu 
[979] sirada Yusiif bin Ctineyd ismine bakimz! 90, 454, 467, 1084. 

295 — EINSTEIN: Aynstayn, Alman fizikcisi bir yehudidir. 1296 [m. 1879] da 
tevelliid, 1375 [m. 1955] de vefat etdi. 539, 554, 967, 968, 1042. 

296 — EKBER SAH: Celaleddm Muhammed, Hindistanda Babur sahm toru- 
nu ve Hiimayun sahm ogludur. 949 [m. 1542] da tevelliid, 1014 [m. 1605] de vefat 
etdi. [963] de hiikumet reisi oldu. Mecusi, Berehmen ve Hiristiyanlara hiirriyyet 
tanir. Miislimanlara zulm, iskence ederdi. Egrede biiytik tiirbesi vardir. 1079, 
1106, 1167. 

297 — EKMELUDDIN "rahmetullahi teala aleyh": Altiyuzkirkyedinci [647] si- 
rada Muhammed bin Mahmud ismine bakimz! 636. 

298 — ELBAB ALI: Ali Muhammed, Iranda 1236 [m. 1821] da tevelliid etdi. 
Tesavvuf ile felsefeyi kansdiranlardan (Ahmed Zeyneddin ihsai)nin talebesi idi. 
Iran ve Hindistanda dolasdi. Birkac def'a hacca gitdi. [1260] da Sirazda yeni bir din 
kurdu. Sirazda bir biiyiik cami', Ka'be ve kible yapdi. Yalniz iki rek'at sabah ne- 
mazi ile senede bir ay oruc farzdir dedi. (Babi) denilen bu dine girmiyenleri oldiir- 
mek halaldir dedi. Oldiiriildiikden sonra, Kurre-tiil-ayn admda bir acem kizi, bu 
dmi yaymaga calisdi. Mini etek ve ciplak gezmek modasmi cikardi. Yakalamp di- 
ri olarak yakildi. Bab fikrlerini, yirmiiic kitabda bildirdi. Buna Behailik denildi. 
1266 [m. 1850] da Iran hiikumeti tarafindan, Tebrizde kursuna dizildi. 483, 1082. 

299 — ELMALILI HAMDI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed Hamdi bin 
Nu'man, Antalyamn Elmah kazasmda [1294] de tevelliid, 1361 [m. 1942] de, istan- 
bulda vefat etdi. Erenkoydedir. Sultan ikinci Abdiilhamid han zemamnda yetisen 
din adamidir. Zemammn alimi idi. Tefsiri meshurdur. 198, 207, 216, 461, 722, 726. 

300 — EMIR GILAL "rahmetullahi teala aleyh": Seyyiddir. Muhammed Bu- 
harinin iistadidir. Buharanm Suharikasabasmda tevelliid, 772 [m. 1370] de orada 
vefat etdi. Hace Baba Semmasinin talebesi idi. Gencliginde giires yapardi. Sonra, 
comlekcilik yapdigi icin Gilal ismi ile meshur olmusdur. 89, 957, 969. 

301 — EMIR SULTAN "rahmetullahi teala aleyh": Adi Muhammed Semsiid- 
dmdir. Buharada tevelliid etdi ve oradaki Evliyadan feyz aldi. Kerametleri goriil- 

- 1097 - 



dii. Bursada molla Fenariden okudu. Yildirim Bayezide damad oldu. 833 [m. 
1430] de vefat etdi. Ismi ile anilan cami' yanmdaki ttirbesindedir. 1103, 1138. 

302 — ENES BIN MALIK BIN NADR "radiyallahii anh": Ebu Hamza Ensa- 
ri Huzrecidir. Dokuz yasmda Resulullaha hizmete baslayip, vefatlanna kadar 
aynlmadi. Yiiz yaslannda, [91] de vefat etdi. Imam-i Malikin babasi Enes baska- 
dir. 374, 383, 384, 441, 616, 641, 642, 643, 646, 651, 784, 1010, 1035, 1106. 

303 — ENGELS: Fredirik Engels bir Alman fabrikatoriiniin ogludur. 1235 [m. 
1820] de tevellild, 1313 [m. 1895] de vefat etdi. Carl Marx ile birlikde komunist be- 
yannamesini nesr etdi. 523, 1126. 

304 — ENVER PA$A: (islam Ahlaki) 474.cu sahifeye bakimz! 

305 — ENVER OREN: Huseyn Hilmi Isikin en cok sevdigi talebesi ve dama- 
didir. 1939 da Denizlide tevelliid etdi. Ihlas Holdingin ve Tiirkiye gazetesinin sa- 
hibidir. Ehl-i siinnet bilgilerinin basilmasma ve yayilmasma cok hizmet etmisdir. 

306 — ESIRUDDIN-I EBHERI: Mufaddal bin Omer, matematik, astronomi, 
fizik ve mantik alimi idi. Musulda ve Anadoluda bulundu. (Hidaye) fizik kitabi- 
ni yazmis, Huseyn Kadi mir bunu serh etmisdir. (Isaguci) mantik kitabi da mes- 
hurdur. Isaguci yunancada baslangic demekdir. 663 [m. 1265] de vefat etdi. Esfred- 
din Muhammed Ebu Hayyan Endiiliisi 745 [m. 1344] de Misrda vefat etdi. 538. 

307 — ESMA "radiyallahii anha": Hazret-i Ebu Bekrin biiyiik kizi, asere-i 
miibessereden Ziibeyr bin Avvamm zevcesi idi. 73 [m. 692] senesinde, yiiz yasm- 
da vefat etdi. 1066,1185. 

308 — ESREFZADE-I RUMI "rahmetullahi teala aleyh": Abdullah bin Esref 
bin Muhammed Misri, babasmm ismi ile sohret bulmusdur. Kadiri mesayihinden- 
dir. Cok kitab yazdi. (Miizekkin-niifus) kitabi meshurdur. Sekizyiizseksendokuz 
889 [m. 1484] senesinde iznikde vefat etdi. 1055. 

309 — EVZAI "rahmetullahi teala aleyh": Abdurrahman bin Amr Evzai, 88 [m. 
707] de Ba'lebekde tevelliid, 157 [m. 774] de vefat etdi. Samin en biiyiik fikh ali- 
mi idi. Beyrutun cenubunda, kendi admi tasiyan cami' kiblesindedir. 219, 789. 

310 — EYYUB "aleyhisselam": Beni-Israil Peygamberlerindendir. Yedi kisi 
iman etdi. Cok mah ve on oglu vardi. Cocuklan oldii. Mali, miilkii gitdi. Hasta ol- 
du. Hep siikr etdi. Yaralarmm kurtlandigim biiyiik alim Alaiiddm-i Attar yazmak- 
dadir. Yeniden sihhat verildi. Cok mah ve cocuklan oldu. Yiizkirk sene yasadi. 356, 
482, 844. 

311 — EYYUB SABRI PA$A "rahmetullahi teala aleyh": ikinci Abdiilhamid 
hamn amirallerinden idi. 1308 [m. 1890] de vefat etdi. Tiirkce (Mir'at-iil-Haremeyn) 
tarih kitabi bes cilddir. Tiirkce (Tarfh-i Vehhabiyan) kitabi 1296 [m. 1879] da is- 
tanbulda basdinlmisdir. 377, 458, 525. 

312 — EYYUB-I SAHTIYANI "rahmetullahi teala aleyh": ikiyuzkirkinci 
[240] sirada, Ebu Eyyub ismine bakimz! 211. 

313 — FADL "radiyallahii anh": Resulullahm amcasi olan hazret-i Abbasm bii- 
yiik ogludur. Annesi, Meymune validemizin hemsiresi olan Liibabe idi. Huneyn- 
de cok kahramanhk gosterdi. Resulullah yikamrken su dokiiyordu. Cok giizel idi. 
Yermiik gazasinda sehid oldu. 995. 

314 — FADL BIN RUZBEHAN "rahmetullahi teala aleyh": isfehanhdir. Ehl-i 
siinnet alimlerindendir. Si'ilerden Ibniil-Mutahhiri red eden (ibtal-iil-menhec-il-ba- 
til) kitabi cok kiymetlidir. 852 [m. 1448] senesinde yazmisdir. Abdiil-Hahk-i Gonc- 
diivaninin vasiyyetlerini serh eden ($erh-ul-vasaya) kitabi da meshurdur. 

315 — FADLULLAH-I HURUFI: Fadlullah bin Abdurrahman Tebrizi, hurufi- 
lik denilen sapik inanclann kurucusudur. Bir acem yehudisidir. 741 [m. 1340] de Ira- 

-1098- 



nin kuzeyinde Esterabad sehrinde tevelliid, 796 [m. 1393] da Timur hanm oglu Mi- 
ran sah tarafindan, babasinin emri ile oldtirtildii. Karamiti firkasmin dokiintiilerin- 
den idi. (Cavidan) admda farisi biiyiik bir kitab yazdi. Burada Kur'an-i kerimdeki 
harflere ma'nalar vererek, kendisinin tann oldugunu bildirdi. Biitiin dinleri inkar 
ve islamiyyet ile alay etdi. Talebesinden Semseddin adindaki hurufmin halifesi 
Bayezidin talebesinden olan Feristeh oglu denilen Abdiilmecid izzeddin ( Asknainc) 
adi ile, bu kitabi genisletdi. Kitablannda dinsizlik, ahlaksizhk oldugundan ve her- 
seye halal dediklerinden gizli tutarlar. (Sir) derler. Timur han, Fadlullahi oldtirtdii. 
Tekkelerini dagitdi. Esterabad sehrini yakdi, yikdi. islamiyyeti bu sapiklardan te- 
mizledi. Yavuz sultan Selim han, si'iligin yayilmasim onledigi gibi, Timur han da bu 
din ve lrz diismanlarmm yayilmasim onleyerek, islamiyyete cok biiyiik hizmet etmis- 
dir. Hurufilik sonradan bektasi tekkelerine yayildi. Bektasi adim mtislimanlardan 
alarak, kendilerine mal etdiler. 500, 501, 502, 503, 1076, 1101, 1155, 1183. 

316 — FAHRUDDIN-I RAZI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Omer, biiyiik islam alimidir. Tefsir, kelam, fikh, fizik, matematik ve tib iizerinde 
cok kitab yazmisdir. Tefsir ve Safi'i fikh alimidir. Allame ve seyh-ul-islam ismle- 
ri verilmisdir. 544 [m. 1149] de Rey sehrinde tevelliid, 606 [m. 1209] da Hiratda ve- 
fat etdi. 370, 371, 391, 417, 458, 480, 490, 491, 537, 538, 644, 714, 758, 1013, 1014. 

317 — FAHR-UL-ISLAM "rahmetullahi teala aleyh": Ali bin Muhammed 
Pezdevi, Hanefifikh alimlerindendir. 400 senesinde tevelliid, 482 [m. 1089] de Se- 
merkandda vefat etdi. Cok kitab yazdi. 444, 636. 

318 — FARABI: Muhammed bin Turhan, felsefeci ve mtisiki iistadi idi. 259 [m. 
873] da Seyhun nehrine yakm Farab kasabasinda tevelliid, 339 [m. 950] da Sam- 
da vefat etdi. Cok kitab yazdi. 759, 962. 

319 — FATIH MUHAMMED HAN "rahmetullahi teala aleyh": Osmanh padi- 
sahlarinm yedincisidir. Halife degildi. ikinci Murad hanm oglu, ikinci Bayezid 
hamn babasidir. 833 [m. 1429] de Edirnede tevelliid, 886 [m. 1481] da Gebzede ve- 
fat etdi. Tiirbesi Fatih cami'i yamndadir. 855 [m. 1451] de padisah oldu. Bosna Her- 
segi ve bircok yerleri aldi. 857 [m. 1453] Mayis ayimn yirmidokuzuncu Sah giinii is- 
tanbulu Bizans rumlarmdan alarak, orta caga son verdi. Ayasofya kilisesini cami' 
yapdi. Kiyamete kadar cami' kalmasmi yazih vasiyyet ve vakf eyledi. Fekat, 1354 
[m. 1935] Ramezan aymda miize yapildi. 1990 Ramezan ayinda, bir kismi ibadete 
acildi. Ayasofya [Sainte Sophie] cami'i, istanbulda, Topkapi serayi yamndadir. Mi- 
ladm 325 senesinde, biiyiik Kostantin tarafindan ahsap olarak yapildigi, Aryiis mez- 
hebinde olup, 408 de vefat eden Arkadyus zemamnda yandigi, bunun oglu Teodos- 
yusun yeniden yapdirdigi, Jiistinyanus zemamndaki ihtilalde yine yandigi, bunun 
tarafindan simdiki binamn yapdinldigi (Kamus-iil-a'lam)da yazilidir. Justinya- 
nus, 565 de olmusdiir. Bunun zemamnda, zelzelede kubbesi yikilmis, simdiki kub- 
be 548 de yapilmisdir. Sarkdan garba 81, simalden ceniiba 73, yiiksekligi 57 metre- 
dir. Makedonyah Vasil [Balis I.] ve Roman ve Andronik zemanlarmda tamir edil- 
misdir. Fatih, bir tugla minare yapdirmisdir. Seray kapisi kosesindeki minareyi ikin- 
ci Bayezid, diger iki minareyi ikinci Selim han yapdirmisdir. Sadirvani birinci 
Mahmtid han, biiyiik top kandili iiciincii Ahmed han yapdirmisdir. Bagcesinde, ikin- 
ci Selimin, iiciincii Muradm, iiciincii Muhammedin, birinci Mustafamn ve iiciincii 
Murad sahzadelerinin olarak bes tiirbe vardir. Kumkapidaki kiiciik Ayasofyayi da 
Jiistinyanus yapdirmisdir. Sultan Mahmtid tiirbesi yamndaki kirmizi mermerden 
(Cemberli ta$)i biiyiik Kostantin Romadan getirmisdir. Uzerinde Apolonun hey- 
keli vardi. Sonra Jiilyanus ve Teodosyiis heykellerini koydurdular. Komnus zema- 
mnda yildirim heykelleri yikdi, yerlerine hac kondu. Bu da yandi. Demir cember- 
lerle bagladilar. Fatih cami'i, Yedikule cami'i, Kirec iskelesi cami'i, Sehremini ca- 
mi'i ve Rumeli-hisan, Fatih sultan Muhammedin tiirklere birakdigi yadigarlarmm 
en krymetlilerindendir. Rumeli-hisan cami'ini haci Kemaleddin efendi yapdirmis- 

-1099- 



dir. Kabri de oradadir. 1159 [m. 1746] da yandigi icin birinci Mahmud han yeniden 
yapdirdi. Ayvanserayda Tahta-minare ve Akserayda Horhor cesmelerine bitisik Hin- 
diler tekkesi mescidlerini de Fatih yapdirdi. Havan topunu ilk yapdiran Fatihdir. 

Fatih sultan Muhammedin vezirlerinden Murad pasa, 870 [m. 1465] de Akse- 
rayda Murad pasa cami'ini yapdirdi. 879 [m. 1474] de Ak-koyunlu uzun Hasen ile 
harb ederken Diyar-i Bekrde sehid oldu. Sadirvanmi yapdiran Kara Daviid pasa 
ikinci Osman ham sehid eden zorbalarla isbirligi yapdigmdan, i'dam olunup Mu- 
rad pasa cami'i yanma defn edilmisdir. Sadr-i a'zam Mesih All pasa ve seyh-ul-is- 
lam piri zade Osman Sahib efendi de oradadir. Fatih sultan Muhammed, Kasim pa- 
sada Divanhane mescidini de yapdirmisdir. Sultan Siileyman, bu cami'in etrafma 
bir seray ve bir divanhane yapdi. Osmanhlarda ilk tersaneyi 922 [m. 1516] de 
Yavuz sultan Selim han yapmisdir. Okmeydam cami'ini de Fatih yapdirmisdir. Is- 
tanbulu kusatmca, yetmis gemiyi Balta limamndan kizaklarla karadan Kasim pa- 
saya indirdi. Bir sene sonra Bayezid kulesinin oldugu yerde, ilk tiirk serayini 
yapdirdi. Bu biiyiik seraya (Eski seray) denir. 25, 1092, 1103, 1128, 1132, 1137, 1168, 
1174,1183,1138,1185,1189. 

320 — FATIMA "radiyallahii anha": Resulullahm dordiincii kizi, hazret-i Ali- 
nin zevcesi ve hazret-i Omerin kaym validesidir. Nikah yapihrken onbes yasinda 
idi. Mehri dortyiiz miskal gumiis oldugu (Mevahib-i lediinniyye)de Sevik gazve- 
sinde yazilidir. 57,14 miskal altm demekdir. Bugiin icin 38 altm liradir. Ali "radi- 
yallahii anh" yirmibes yasinda idi. Ehl-i beytdendir. Beyaz, cok giizel idi. Hicret- 
den oniic sene once, Mekkede tevellud, onbirinci [11] senede yirmidort yasinda ve- 
fat etdi. Hasen, Hiiseyn ve Muhsin adinda tic oglu ile Umm-i Gulsiim ve Zeyneb 
admda iki kizi oldu. Resulullahm soyu, Fatimadan tiiredi. Zeyneb, Abdullah bin 
Ca'fer Tayyar ile nikahlamp, Alive Umm-i Gulsiim ve zurriyyetleri oldu. Bunla- 
ra (Serif-i Ca'feri) denir. 60, 349, 519, 575, 740, 752, 919, 1008, 1063, 1064. 

321 — FATIMA BINTI ESED "radiyallahii anha": Ebu Talibin zevcesi, Ali, 
Ukayl ve Ca'fer Tayyar hazretlerinin annesidir. Mekkede musliman oldu. Medi- 
neye hicret etdi. Resulullaha annelik etdi. Cok iyi bakdi. Medinede vefat etdi. Re- 
sulullah nemazim kildirdi. Elleri ile kabre koydu. 449. 

322 — FATIMA SULTAN "rahmetullahi teala aleyha": UQiincu Ahmed hanm 
kizidir. [1140] da Bab-i alide bir cami' yapdirmisdir. Ibrahim pasanm zevcesi idi. 
1145 [m. 1732] de vefat edip, Turhan sultan tiirbesinin haricine defn edildi. 

323 — FATIMA SULTAN "rahmetullahi teala aleyha": Yavuz sultan Selim ha- 
nm kerimesidir. Topkapida, zevci kara Ahmed pasanm cami'ine yakm (Fatima sul- 
tan mescidi)ni yapdirmisdir. Kara Ahmed pasanm yapdirdigi (Topkapi cami'i), (Pa- 
zartekke mescidi)nin yamndadir. Ahmed pasa dokuzyiizaltmisiki 962 [m. 1554] se- 
nesinde sehid edilince, insasi yanm kalmisdi. Dokuzyiizyetmisikide [972], karde- 
si Riistem pasa temamlamaga basladi. Yedi senede temam oldu. Ahmed pasa ca- 
mi'i yamndaki tiirbededir. Zevcesi Fatima sultan, bu turbenin yamndadir. 

324 — FAYSAL: Sii'udi devlet reislerindendir. ikinci Abdul'azizin ogludur. Kar- 
desi Sii'ud miisrif hareketleri ile memleketi felakete gotiirdiigiinden, 1384 [m. 1964] 
de tahtdan indirildi. Yerine, ellisekiz yasmdaki Faysal gecdi. m.1975 de, seraym- 
da yegeni tarafmdan olduriildii. Yerine kardesi Halid gecdi. Halid de, 1402 [m. 1982] 
de oldu. Yerine kardesi Fahd gecdi. 1174. 

325 — FEHIM-I ARVASI "rahmetullahi teala aleyh": Sekizyuzyirmialtinci [826] 
numarada, seyyid Fehim kelimesine bakmiz! 

326 — FENARI SEMSUDDIN "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Hamza, Osmanh seyh-ul-islamlannm birincisidir. 751 de tevellud, 834 [m. 1431] 
de vefat etmisdir. Bursada, Kesis dagi etegindeki mescidi yamndadir. Din ve fen 
bilgilerinde, zemaninm en meshuru idi. C°k talebe yetisdirdi. Kiitiibhanesinde on- 

-1100- 



binden fazla kitab vardi. Tesavvufda yiiksek dereceye kavusmusdu. Iki oglu da, ken- 
disi gibi alim idi. Soyundan All bin Yusiif, Akserayda vatan caddesindeki kilise- 
yi cami' yapmisdir. Imami, isa efendi, cami'e cok vakf yapdigmdan, (Fenari Isa) 
mescidi denilmisdir. Bursada kadi iken 903 de vefat etmisdir. Ahfadmdan Muh- 
yiddin bin Muhammed Fenari, oniicuncii seyh-ul-islam olup, Beykoza bagh (De- 
re-seki)de ve Rumeli-hisarmda birer mescid yapdirmis, dokuzyiizellidort [954] de 
vefat etmisdir. Eyyub sultandadir. 1098, 1124, 1127, 1146, 1164. 

327 — FERIDUDDIN-i ATTAR "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Ibrahim, S6fiyye-i aliyyedendir. (Mantik-ut-tayr) kitabinda, tesavvufu kuslar ag- 
zmdan anlatmakdadir. Farisi (Tezkiret-iil-Evliya)smdan bir kismi (Hakikat Kita- 
bevi) tarafmdan (Akaid-i Nizamiyye) icinde tab' edilmisdir. [513] de Nisapurda te- 
velliid, 627 [m. 1230] de Cengiz askeri tarafmdan, orada sehid edildi. Babasi attar 
idi. Ya'ni, ilac, esans satardi. Ferideddin-i Genc-i seker baskadir. Sekizyiizaltmis- 
dokuzuncu [869] sirada Seker Gene ismine bakmiz! 312. 

328 — FERISTEH OGLU: Hurufi babalarmdandir. Hurufiligin kurucusu olan 
Fadlullah-i Hurufinin miiridlerindendir. Adi Abdiilmecid izzeddindir. 874 [m. 
1469] de oldii. Hurufi dedelerinin dinden cikmalanna sebeb olan ( Asknaine) ki- 
tabmi yazmisdir. 500, 501, 1099. 

329 — FERRUH SIR SAH: Hind sultanlarmm dokuzuncusu Ferruh Sir Sah 1122 
[m. 1710] de vefat etdi. Muhammed Ma'sumun oglu Muhammed Siddikm miiridi 
idi. [(Umdetiil-makamat) sahife 395.] 

330 — FETH-I MUSULI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Ali efendidir. 
Bisr-i Hafinin arkadasi idi. 220 [m. 835] senesinde Bagdadda vefat etdi. 689. 

331 — FEYZULLAH EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Erzurumludur. 
Semseddin-i Tebrizi soyundandir. Osmanh seyh-ul-islamlannm kirkaltmcisidir. 
Edirnede 1115 [m. 1703] senesinde sehid edildi. Medrese, kiitiibhane, mektebler 
yapdirdi. Feyzullah Erzincani, Mevlana Halid-i Ba^dadinin (i'tikadname) kitabi- 
ni tiirkceye terceme etmis, (Herkese Lazim Olan Iinan) kitabimn birinci risalesi 
olarak basilmisdir. 1323 [m. 1905] de vefat etmisdir. 579. 

332 — FIHR: Resulullahin onbirinci babasidir. Malikin oglu, Galibin babasidir. 
Fihr, avue dolusu tas demekdir. ismi Kureysdir. Bunun soyundan olanlara (Kurey- 
§i) denir. Kureys, kopek baligi demekdir ve cem' olmak ve toplanmak demekdir. 
Hac icin Mekkede toplandiklan icin Kureys denildi. 390, 1128. 

333 — FIR'AVN: Eski Misr hiikumdarlanna verilen ismdir. Yirmialti Fir'avn sii- 
lalesi vardir. Her siilalede cesidli Fir'avnlar asrlarca hiikumdarhk etdi. Cogu, insan- 
lan kendilerine tapmdirdi. Musa "aleyhisselam" zemanmdaki Fir'avn, Muharrem 
aymm onuncu giinii, askeri ile birlikde bahr-i ahmerin Siiveys kismmda boguldu. 
Imam kabul olmadi. 105, 356, 452, 485, 525, 640, 641, 695, 850, 1105, 1123, 1151. 

334— FIRUZABADI"rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Ya'kub, (Ra- 
mus) liigatini yazmisdir. Iranda Sirazin cenubunda, Firuz-abadda, 729 [m. 1329] da 
tevelliid, 816 [m. 1414] da Yemende Zebidde kadi iken vefat etdi. Tefsir, hadis, fikh 
ve lugat alimi idi. Yildinm ve Timur ile goriisiip ihsanlanna kavusdu. 390, 1070, 1164. 

335 — FIRUZ SAH "rahmetullahi teala aleyh": Delhide hiikm siiren Tugluk sti- 
lalesindendir. [752] de tahta cikdi. Cok adil idi. Bendler, barajlar, kal'a ve mekteb- 
ler yapdi. Cestiyye mesayihmdan Kutb-i zeman Celal-i Buharinin halifesi idi. 
Miirsidinin emri ile Serhend sehrini yapdi. 790 [m. 1388] da, seksen yasmda vefat 
etdi. Yapdirdigi su yolu, Serhend kismmi sulamakdadir. ikiyiizkirk kilometre 
uzunlugundadir. Gecdigi yerleri sulamakdadir. 1129. 

336 — FUDAYL BIN IYAD "rahmetullahi teala aleyh": Evliyamn biiyuklerin- 
dendir. [107] de tevelliid, 187 [m. 803] senesinde Mekkede vefat etdi. Sirri-yi Se- 

-1101- 



katfnin miirsidlerindendir. (Hicab-iil-aktar) kitabi Parisdedir. 90, 497, 692, 842, 1171. 

337 — GALILE: italyan astronomlanndandir. 981 [m. 1574] de Pizede tevelliid, 
1051 [m. 1642] de vefat etdi. Yirmiiki yasinda, Universite matematik profesorii ol- 
du. Diinya doniiyor dedigi icin, yetmis yasinda habs edildi. Habshanede gozleri kor 
oldu. 704, 1048. 

338 — GANIM-I BAGDADI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Muhammed- 
dir. Hanefi alimlerindendir. Cok kitab yazdi. Tiitiin icmenin haram olmadigma fet- 
va verdi. 1030 [m. 1621] da vefat etdi. 639. 

339 — GAZALI MUHAMMED "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Muhammed Gazali, islam alimlerinin en buyiiklerindendir. 450 [m. 1058] senesin- 
de, Iranm Tus ya'ni Meshed sehrinin Gazal kariyyesinde tevelliid, 505 [m. 1111] 
de orada vefat etdi. Miictehid idi. ictihadi, Safi'i mezhebine uygun oldu. O kadar 
cok kitab yazdi ki, omrune boliiniince, bir giine onsekiz sahife diismekdedir. [484] 
de Bagdadda Nizamiyye tiniversitesine profesor oldu. Hacca gidip gelince, Sam- 
da profesorluk yapdi. Sonra Nisapurda profesorliigu zorla kabul etdi. Kitablan cok 
kiymetlidir. Garb dillerine cevrilmekdedir. (Eyyiihel-veled) kitabi arabidir. Fari- 
si tercemesi, Bursada, Orhan cami'i kiitiibhanesinde mevcuddiir. Bu kitabi, 1364 
[m. 1945] de kurulmus olan milletler arasi ilm yayma (Unesco) teskilati tarafmdan 
1370 [m. 1951] de fransizcaya, ingilizceye ve ispanyolcaya terceme edilerek, hep- 
si basilmisdir. [m. 1959] da, dort alman ordinaryiis profesoriiniin, Gazalinin kitab- 
lanm okuyarak, islam dmine asik olduklanm ve imamm kitablanni almancaya ce- 
virmekde olduklanm gazetelerde okuduk. 

imam-i Gazaliye islam felesofu diyenler oluyor. Bu biiyiik imam, felesof degil- 
dir. Bir islam alimi, bir miictehid idi. Onun kitablannda mevdu' hadis var sanan kim- 
se, ya onu tammiyan, din imami ve miictehid ne demek oldugunu bilmiyen cahil- 
lerdendir. Yahud Ehl-i siinnete diisman olan vehhabilerin tuzagma diismiis bir ze- 
valhdir. islam alimlerinin hicbiri felesof degildir. Felesof, islam alimi olamaz. Na- 
sil ki, cam parcasi pirlanta olamaz. islam felesofu diye birsey yokdur. islamiyyet- 
de felsefe yokdur. Biniicyiizsekseniic 1383 [m. 1963] senesinde Pakistanda basilan 
(Me'Srif-iis-siinen) admdaki yedi cild kitabm birinci cildinde de (islam alimleri- 
ne gore ruh cismdir. Eski yunan felsefecileri ruh cism degildir dedi. imam-i Gaza- 
li de boyle dedi. Onun felsefeye baghhgi bircok yerde kendine hakim olmusdur) 
diyor. Miicessimeden olan ibni Teymiyyenin ruh hakkmdaki sozlerini, islam alim- 
lerinin sozii diye yazarak koca Gazaliyi kiiciimsemek gafletine diismekdedir. Ara- 
bibes cild (ihya-iil-ulum) kitabi 1387 [m. 1968] senesinde Beyrutda ve farisibir cild 
(Kimya-i se'adet) kitabi Muhammed Sah Riza Pehlevizemamnda 1374 [m. 1955] 
de Tahranda ve 1398 [m. 1977] de istanbulda basilmisdir. Bu Ehl-i siinnet kitabi- 
nin ve benzerlerinin Tahranda basilmasi ve Iranda Ehl-i siinnet medrese ve tek- 
kelerinin acilmasi sebebi ile taskm si'iler, Humeyni ismindeki bir ahundun tesvi- 
ki ile saha karsi isyan ederek, Iranda Si'i Cumhuriyyeti kurdular. (Diirret-iil-fahi- 
re) kitabmm arabiden tiirkceye tercemesi, (Kiyamet ve Ahiret halleri) ismi ile ba- 
silmisdir. Isa aleyhisselamin, Allahii tealamn kulu ve Peygamberi oldugunu vesi- 
kalarla isbat eden (Er-reddiil-cemil li-iiluhiyyet-i Isa bi-sarfh-il tucil) kitabi, fran- 
sizca tercemesi ile birlikde, 1359 [m. 1939] senesinde Robert Chidiac tarafmdan Pa- 
risde basdinlmis, 1407 [m. 1986] da istanbulda Hakikat Kitabevi tarafmdan, iki- 
si de ofset ile basdmlmisdir. 18, 26, 34, 42, 82, 105, 108, 116, 120, 132, 279, 412, 415, 
418, 419, 420, 430, 455, 470, 490, 491, 497, 600, 605, 677, 698, 700, 719, 758, 761, 766, 
909, 962, 964, 1008, 1010, 1047, 1053, 1058, 1079, 1090, 1103, 1116, 1118, 1173, 1184. 

— Gazevat-i Peygamberi: (islam Ahlaki) sahife 195 e bakmiz! 

340 — GOTE (Goethe): Unlii alman sa'iridir. 1162 [m. 1749] de tevelliid, 1248 
[m. 1832] de vefat etdi. Hikaye ve tiyatro kitablan yazdi. Faust tiyatrosu cok 

-1102- 



meshur oldu. Kur'an-i kerimin biiyukliigunu soylerdi. 543. 

341 — GULSENI "rahmetullahi teala aleyh": Ibrahim bin Muhammed Giilse- 
ni, tanman velilerdendir. [830] da Azerbaycanda tevelliid, 940 [m. 1534] senesin- 
de Misrda vefat etdi. Seyyid Yahya-yi Sirvani halifelerinden Omer Ruseniden feyz 
aldi. Sah Isma'ilin iskenceleri zemanmda Misra gitdi. (Ma'nevi) admdaki kirkbin 
beytlik mesnevisinin bir kismim halifelerinden Muhammed Fenai efendi tiirkce- 
ye terceme etmisdir. Bu terceme ve sonunda Gulseni hazretleri ile Giilsenimesa- 
yihinden Hasen Sezai efendinin mektubati ve hal tercemelerini eklemisdir. 1289 
[m. 1871] da Istanbulda basilmisdir. Sezai efendi, Edirnede Muhammed Sim 
efendiden ve sonra Fenai efendiden feyz ahp, 1151 [m. 1737] de vefat etmisdir. To- 
runlari asrlarca Edirnede irsadda bulundular. 1087. 

342 — HABIB-I ACEMI "rahmetullahi teala aleyh": Davud-i Tainin miirsidi 
ve Hasen-i Basrinin halifesidir. 120 [m. 739] senesinde vefat etdi. 1089. 

343 — HACEGI MUHAMMED IMKENEGI "rahmetullahi teala aleyh": Hic- 
retin dokuzyuzonsekiz [918] senesinde Buharanm Imkene kasabasmda tevelliid, 
binsekiz 1008 [m. 1600] de orada vefat etdi. Run ilmlerinin miitehassisi idi. Baba- 
si, Dervis Muhammed hazretlerinden feyz aldi. Cok Veliyetisdirdi. 969, 1141. 

344 — HACE-ZADE "rahmetullahi teala aleyh": Muslih-uddm Mustafa bin Yti- 
siif, Bursalidir. Fatih sultan Muhammed hanm hocasi ve Istanbul kadisi oldu. 
Fatihin emri ile, Gazalinin (Tehafiit-iil-felasife)si ile, ibniir-Rusdiin buna olan red- 
diyyesini incelemis, Gazalinin hakli oldugunu bildiren kiymetli bir kitab yazmis- 
dir. 893 [m. 1487] de vefat etdi. Bursada, Emir Sultan kabristamndadir. 

345 — HACI BAYRAM-I VELI "rahmetullahi teala aleyh": S6fiyye-i aliyye- 
dendir. Ankarada Ziilfadl [Sol-Fasol] koyiinde tevelliid ve orada 833 [m. 1429] se- 
nesinde vefat etdi. Kayseride Somuncu baba denilen Hamiduddm Hamid-i Akse- 
rayiden feyz aldi. Edirnede eski cami'de va'z etdi. Ankaradadir. 909, 970, 1074, 
1088,1132,1164. 

346 — HACI BEKTAS-I VELI "rahmetullahi teala aleyh": Adi seyyid Muham- 
med bin Ibrahim Atadir. Hicri [680] senesinde Horasamn Nisapur sehrinde tevel- 
liid etdi. 738 [m. 1338] de vefat etdigi (Kisas-i Enbiya)da yazihdir. Anadoluda Kir- 
sehrdedir. Seyh Lokman-i Horasanmin halifesi idi. Bu da, seyh Ahmed-i Yesevi- 
nin, bu da, Yusiif-i Hemedaninin halifesi idi. Haci Bektas-i Veli hazretleri, sultan 
Orhan ile sohbet etdi. Yeniceri askeri kurulurken dua etdi. Bundan feyz alanla- 
ra Bektasi denildi. Bu temiz, iyi bektasiler, zemanla azaldi. Hurufi denilen zmdik- 
lar, bu mubarek ismi kendilerine mal edindi. 499, 500, 501, 502, 503, 504. 

347 — HADICE SULTAN "rahmetullahi teala aleyha": Dordiincii Muham- 
med hanin kerimesidir. Binyiizellibirde [1151] Defterdar ile Ayvanseray arasmda 
(Sultan cami'i)ni yapdirdi. Buna (Ya-Vedud cami'i) de denir. Ciinki, onceden seyh 
Abdiil-Vedud yapdirmisdi. Kendisi, Buharadan, istanbulu almak icin gelenler- 
dendir. 860 [m. 1456] senesinde vefat edip, orada defn olundu. Sonra, halifelerin- 
den Tokmak dede, vakfmi ta'yin etdi. Bu da orada medfundur. Bunun icin orada- 
ki kabristana (Tokmaktepe) denir. Hadice sultan, buradaki sahil seraylan yerine ces- 
me, sebil ve mekteb ve mektebin altmda Muhammed Ensarfnin "radiyallahii anh" 
tiirbesini yapdinrken, bu mescidi yeniden yapdirmisdir. Rumeli-kavagi cami'ini de 
Hadice Turhan sultan yapdirmisdir. 1156 [m. 1743] da vefat etdi. Turhan sultan tiir- 
besindedir. Zevci Hasen pasa, Uskiidarda (Nesuhf tekkesi mescidi)ni yapdirmisdir. 

348 — HADICE-TUL-KUBRA "radiyallahu anha": Huveylid bin Esed bin Ab- 
dil-Uzza bin Kusayy kizidir. Resulullahm ilk zevcesidir. Cok zengin ve alim ve akil 
idi. Biitiin mahni Resulullaha bagisladi. Yirmibes sene cok iyi hizmet etdi. Hic- 
retden iic yil once, altmisbes yasinda Mekkede vefat etdi. ilk imana gelen hiir ka- 
dindir. Resulullahm biitiin kizlarimn ve iki oglunun annesidir. 379, 380, 388, 574, 

-1103- 



598, 952, 1064, 1126, 1139, 1164, 1195, 1196, 1198. 

349 — HADIMI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Mustafa, Konya- 
mn Hadim kasabasmda tevelliid, 1176 [m. 1762] da, orada vefat etdi. 264, 629, 638, 
643, 1083. 

350 — HAFIDZADE SADIK "rahmetullahi teala aleyh": Altiyuzyetmisucun- 
cii [673] sirada Muhammed Sadik ismine bakiniz! 

351 — HAFIZ-I SIRAZI "rahmetullahi teala aleyh": Semseddin Muhammed 
bin Kemaleddfn, [720] de Sirazda tevelliid, 791 [m. 1389] de orada vefat etdi. Bii- 
yiik islam sa'iridir. Naksibendi idi. Timur han ile gorusdii. Divani farisiden garb 
dillerine terceme edildi. 958. 

352 — HAFIZ ES'ED: Kanh bir ihtilal ile Suriye devlet reisi oldu. Si'ilerin en 
kotiisii olan Nusayrifirkasindandir. Cok zalim idi. Yalniz Hama sehrinde binler- 
ce Ehl-i siinnet mtislimam oldiirdu. 1421 [m.2000] de oldii. 

353 — HAFSA "radiyallahii anha": Hazret-i Omerin kerimesi idi. Zevci ile Ha- 
besistana ve Medineye hicret etmisdi. ilk zevci Huneys bin Huzafe Bedrde bulun- 
du. Sonra vefat etdi. Hicretden iki bucuk sene sonra Resulullaha zevce olmakla se- 
reflendi. Kirkbes 45 [m. 665] senesinde altmis yasinda iken vefat etdi. 380, 381. 

354 — HAHN: Atom cekirdek enerjisini ve bombasim bulanlardandir. Alman 
kimyageridir. 1296 [m. 1879] da Frankfurtda tevelliid etdi. Nobel miikafati aldi. 563. 

355 — HAKiM-Bi-EMRILLAH: Altinci Fatimi hukumdandir. Babasi Azizdir. 
375 [m. 985] de tevelliid etdi. Onbir yasinda tahta cikdi. 411 [m. 1020] senesinde 
oldiiriildu. Dirara aldanarak, dinini sapitdi. Tannhk da'vasma kalkisdi. 487, 740, 
1106. 

356 — HAKIM NISAPURI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Abdul- 
lah hadis alimlerindendir. [321] de tevelliid ve 405 [m. 1014] senesinde Nisapur- 
da vefat etdi. (Buhari)de ve (Miislim)de bulunmiyan sahih hadisleri tophyarak mey- 
dana getirdigi (Miistedrek) kitabi cok kiymetlidir. Beyrutda (Mekteb-iit-tica- 
ri)de satilmakdadir. 164, 194, 450, 993. 

357 — HAKIM-i §EHID "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Mu- 
hammed bin Ahmed, fikh alimidir. 334 [m. 946] senesinde sehid edildi. (Gurer), 
(Kaft) ve (Miinteka) kitablan meshurdur. 268. 

358 — HAKIM-I TiRMIZI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Abdullah Muham- 
med bin Ali, hadis imamlarindandir. 320 [m. 932] senesinde sehid edildi. Cok ki- 
tab yazdi. (Nevadir-iil-iisul) kitabi cok kiymetlidir. 515. 

359 — HALEBI IBRAHIM "rahmetullahi teala aleyh": Ibrahim bin Muham- 
med, fikh alimidir. [866] da Halebde tevelliid ve 956 [m. 1549] da vefat etdi. istan- 
bulda Fatih cami'inin imami idi. Edirnekapi kabristanmdan, Bugaz kopriisii yo- 
lu yapilirken, yamndaki Sakizagaci kabristanma nakl edilmisdir. (Miilteka) kita- 
bi fransizcaya terceme edilmisdir. (Halebi) kitabi meshurdur. Ayasofya ders-i-am- 
larmdan ve naksimesayihmdan Ali Yekta efendi, buna hasiye yapmisdir. Siyer sa- 
hibleri Nureddin Ali Halebi Hanefi 1044 [m. 1633] de ve Burhaneddin Ali Hale- 
bi safi'i 1014 [m. 1604] de vefat etmislerdir. 269, 274, 729, 1074. 

360 — HALEBI MUHAMMED: 439.cu sirada, ibni Emir ismine bakiniz! 

361 — HALID BIN VELID "radiyallahu anh": Velid bin Mugire bin Abdullah 
bin Amr bin Mahztim ogludur. Ebu Cehl bin Hisam ile ve Velid bin Abd-i Sems 
ile kardes cocuklandir. Velid bin Velidin kardesidir. Kardesi Velid, Bedrde esir olup 
fidye ile kurtulunca, Mekkeye gitdikden sonra imana gelmis, Medineye hicret et- 
misdi. Halid, Mekkenin fethinden evvel kardesi Velidin tavsiyesi ile, Amr ibni As 
ile beraber Medineye gelip iman etdiler. Uhudda ve Hudeybiyyede diisman ordu- 
sunda idi. Mekkenin fethinde Resulullahm yanmda idi. Mute gazasmda iicbin 

-1104- 



kisi ile yiizbin ruma galib geldi ve (Seyf-ullah) ismi ile sereflendi. Yemame cengin- 
de ve Iran, Rum gazalannda hep zafer kazandi. Hicretin yirmibirinde [21] Hums- 
da vefat etdi. 1078, 1090, 1091, 1129, 1152, 1187, 1195. 

362 — HALID KARSIALAN: Halid pasa, Kars fatihidir. Meclis kiirsisinde ko- 
nusma yaparken, vurularak sehid edildi. 

363 — HALID-I BAGDADI "rahmetullahi teala aleyh": S6fiyye-i aliyyenin bii- 
yiiklerindendir. islam bilgilerinin mlitehassislanndandir. Hayati, (Mecd-i talid) ve 
(Sems-iis-$iimus)da ve hesab, hendese ve heyet ilmlerinde ve (Rub-i-daire) iizerin- 
de mahir oldugu (El-Hadaik-ul-verdiyye)de yazihdir. Yiizlerce biiyiik alim yetisdir- 
di. Bagdadin simalinde Zur sehrinde 1192 de tevelliid ve Samda 1242 [m. 1826] de 
vefat etdi. Cenaze nemazim allame ibni Abidm kildirdi. Ehl-i siinnet diismanlan, bu 
biiyiik alime kiird aslli diyor. Bu sozleri, temamen yanhs ve iftiradir. Uciincii hali- 
fe Osman "radiyallahti anh" soyundan oldugu vesikalarla sabitdir. 1224 [m. 1809] de 
Bagdaddan hareket ederek, bir senede Dehliye geldi. Abdiillah-i Dehleviden dokuz 
ay feyz aldi, 1226 da Bagdada avdet etdi. (ikdiil-cevherf) kitabinda irade-i ciiz'iyye- 
yi uzun yazmakdadir. (i'tikadname) kitabi, farisi olarak, hadis-i Cibrilin serhidir. Ara- 
bitercemesi, (El-mian vel-islam) ismi ile 1981 de istanbulda basilmisdir. Tiirkce ter- 
cemesi ve arabi (Caliyet-iil-ekdar) diia kitabi Hakikat Kitabevi tarafindan basdinl- 
misdir. Farisi divam cok kiymetlidir. 188, 460, 506, 579, 639, 701, 909, 922, 969, 
1061, 1075, 1089, 1112, 1121, 1132, 1143, 1158, 1169, 1174, 1181, 1187, 1198. 

364 — HALIL (§EYH) "rahmetullahi teala aleyh": Maliki fikh alimlerinden- 
dir. Babasi ishakdir. 767 de vefat etdi. (Muhtasar)i meshurdur. 458, 632, 1016. 

365 — HALIL BIN OSMAN: Kari'lerdendir. 811 [m. 1408] de vefat etdi. 418. 

366 — HALIMI "rahmetullahi teala aleyh": Hiiseyn bin Hasen bin Muhammed 
bin Halim Ciircani, Safi'i fikh ve hadis alimidir. 338 de tevelliid ve 403 [m. 1012] 
de vefat etdi. (Minhac-iid-dfn) kitabi meshurdur. 242, 465. 

367 — HALLAC-I MENSUR "rahmetullahi teala aleyh": S6fiyye-i aliyyeden- 
dir. Tarikat serhoslugunda gorduklerini, islamiyyete uymiyan kelimelerle soyledi- 
ginden 306 [m. 919] da Bagdadda sehid edildi. Ali Ramiteni hazretleri buyurdu ki, 
(Hiiseyn Mensur zemamnda, hace Abdiilhahk-i Goncdiivaninin ogullanndan bi- 
ri bulunsaydi, Mensur i'dam edilmezdi.) Hacenin ma'nevi ogullanndan biri bulun- 
saydi, Hiiseyn Mensuru terbiye ederek, o makamdan gecirirdi. 94, 497, 765, 943. 

368 — HALVANI: Dortyiizonbesinci [415] sirada, Hulvani ismine bakmiz! 

369 — HAMAN: Fir'avmn veziri idi. Imana gelmesine mani' oldu. Asiyenin se- 
hid edilmesine sebeb oldu. Musa aleyhisselamm da olduriilmesini istedi. 

370 — HAMDAN KURMUT: Karmat da denir. Gozleri kirmizi demekdir. 
isma'ilimezhebinde iken, miiridleri cogahnca (Kurmuti) tarikatim kurdu. Kufe seh- 
rinde tiiccar idi. (Dar-iil-hicre) adinda bir tekke yapdi. 277 [m. 890] senesinde ol- 
du. (Karamita) devletini kurdu. Miislimanlara cok zulm yapdilar. 488. 

371 — HAMDI AKSEKI: Diyanet isleri reisi idi. Mezhebsiz Resid Rizanm (Mu- 
haverat) kitabmi tiirkceye terceme ederek (Mezheblerin telfiki) ismini vermisdir. 
1162. 

372 — HAMEVI AHMED ve HAMEVI SA'DEDDIN: [83] numarada, Ah- 
med-i Hamevive [784] de Sa'diiddin Hamevi ismlerine bakmiz! 

373 — HAMIDULLAH: 1326 [m. 1908] senesinde Hindistamn giineyinde Hay- 
darabatda tevelliid etdi. [m. 1971] de istanbulda kendisi ile konusuldu. islam 
alimlerine, Selef-i salihine giivenmedigini, Haydarabatdaki hocasmm sozlerine uy- 
miyan bilgilere inanmadigim soyledi. Orada Osmaniye iiniversitesinde okudu. Dev- 
letler hukuku iizerinde doktora yapdi. [m. 1947] de Hindistan hiiktimeti kendisi- 
ni vatandashkdan cikardi. Parisde CNRS ilmi arasdirma a'zasi idi. isma'ilimezhe- 

- 1 105 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:70 



binde, koyu Ehl-i siinnet diismam olarak yetisdi. Acikca ve sinsice, islamiyyeti boz- 
maga, Ehl-i siinnet alimlerini lekelemege calisdi. (islama Giris) ve (islam Peygam- 
beri) kitablarmda, bozuk dusiincelerini aciga vurmakdadir. Sebe' suresinin yirmi- 
sekizinci [28] ayetinin meal-i serifi, (Seni biitiin insanlara Peygamber gonder- 
dim)dir. O ise, kitabma, yalniz miislimanlann Peygamberi oldugunu anlatan ism 
takmisdir. Kafirlerin cogunun inanclan boyledir. (Faideli Bilgiler) kitabimizm so- 
nundaki 63.cii maddede, bozuk yazilanna cevablar verilerek, azgin bir islam diis- 
mam oldugu, isbat edilmisdir. 1424 [m. 2003] de oldu. 307, 310, 410, 462, 571, 970. 

374 — HAMMAD "rahmetullahi teala aleyh": Ebu isma'il bin Ebi Suleyman 
Muslim, imam-i a'zamm hocasidir. ibrahim-i Neha'inin ve Enes bin Malikin tale- 
beleridir. 120 [m. 738] senesinde vefat etdi. 268, 439, 440, 441, 443, 849, 1119. 

375 — HAMZA "radiyallahii anh": Resulullahin amcasidir. Hicretden yedi yil on- 
ce imana geldi. Bedr gazasinda cok kahramanhk gosterdi. Uhud gazasinda Vahsi ta- 
rafindan sehid edildi. Uhud gazasinda sehid olanlarm ismleri (Mir'at-i Medine)de 
yazihdir. (Vahsiye nicin bed diia etmiyorsunuz) dediklerinde, (Mi'rac gecesi, Ham- 
za ile Vahsiyi kolkola Cennete giderken gordiim) buyuruldu. Uhud gazasi, hicretin 
iiciincii senesi Sevval aymda oldu. Kafir ordusu iicbin [3000] kisi olup, yediyiizii zirh- 
h ve ikiyiizii ath idi. Onbes de kadm olup def calar, sarki soylerlerdi. Diismandan 
otuza yakin kisi oldiiriildu. islam askeri yediyiiz [700] olup, ytizii zirhh idi. Iki at var- 
di. Eshab-i kiramdan yetmis kisi sehid oldu. Altisi Muhacirlerden, kalam Ensardan 
idi. Uhud gazasmdan dort ay sonra, Need halkina da'vet icin, yetmis gene gonderil- 
di. (Bi'ri Me'une) denilen yerde, hiicum edip, hepsini sehid etdiler. Yalniz, iki sa- 
habikurtuldu. 1008, 1014, 1065, 1095, 1110, 1152, 1179, 1185, 1187, 1186. 

376 — HAMZA BIN AHMED: Derezilerin bozuk inamslarim yayan, Misrh bir 
sapikdir. Fatimi hiikmdan olan Hakim-bi-emrillah da, bunun yalanlarma aldana- 
rak, yoldan cikdi. 487, 740, 1089. 

377 — HAMZA EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": (Bey' ve sira risalesi) cok 

istifadelidir. Bu kitabi isma'il bin Osman serh etmis, 1306 [m. 1890] da Istanbul- 
da basilmisdir. 640, 797, 811, 845, 873. 

378 — HAN-I HANAN "rahmetullahi teala aleyh": Mirza Aziz Abdiirrahim, 
Ekber sahin ve Selim sahm devlet adamlanndandir. Sa'ir idi. Giicerat valisi iken 
1036 [m. 1627] da vefat etdi. Delhideki biiyiik tiirbesi harabe halindedir. imam-i 
Rabbani hazretlerini cok severdi. Han-i a'zam ise, 1033 de vefat etmisdir. 54, 97, 

747,753,1147. 

379 — HARICE TEBNI-ZEYD "rahmetullahi teala aleyh": Tabi'inden ve fu- 
kaha-i seb'a [yedi biiyiik alim]dan idi. Doksandokuz 99 [m. 717] senesinde Medi- 
nede vefat etdi. Babasi Zeyd bin Sabit, Sahabenin biiyiiklerinden idi. 66. 

380 — HARIRI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Ali, Halvetiidi. Tiitiin 
icmenin haram olmadigim bildirdi. 1048 [m. 1639] de vefat etdi. 638. 

381 — HARIS "radiyallahii anh": Arabistanda Beni-Mustalak kabilesinin re- 
isi idi. Hicretin bes veya altinci yihnda, islamiyyeti kabul etmediginden harb edi- 
lerek esir ahndi. Mu'cize goriince miisliman oldu. Kizi Ciiveyriyyeyi Resulullaha 
nikah eyledi. 381, 1088. 

382 — HARUN "aleyhisselam": Beni-israil Peygamberlerindendir. Musa aley- 
hisselamm biiyiik kardesi idi. Musa aleyhisselamdan iic sene once, yiizyirmiiic ya- 
sinda, yolda vefat etdi. 482, 1151, 1152. 

383 — HARUNURRESID "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed Mehdinin 
oglu, Ebu Ca'fer-i Mensurun torunu idi. Besinci Abbasi halifesi idi. [148] de tevel- 
liid, 193 [m. 809] de Tus ya'ni Meshed sehrinde vefat etdi. [170] de biiyiik karde- 
si Musa Hadinin yerine halife oldu. Ordulan ile Uskiidara kadar geldi. Fransa kra- 

-1106- 



h birinci Sari, ya'ni buyiik Sarlmanla mektublasirdi. Ona bir divar saati hediyye gon- 
dermisdi. Avrupahlar, saatin kendi kendine isledigini goriince, icinde seytan var 
diyecek kadar cahil idiler. Calar saat 516 [m. 1022] de yapildi. Muhammed bin All 
ibni Saati, saat i'malinde mahir idi. Rakkash saati, ilk olarak papa ikinci Silvestr 
Enduliis miislimanlarmda gorerek Avrupaya getirdi. 1003 [m. 1594] de oldii. 172, 
300, 465, 467, 649, 783, 1115, 1127, 1152, 1177. 

384 — HASEN AD VI "rahmetullahi teala aleyh": Hasen bin Advi Hamzavi Mis- 
ri, Maliki alimlerindendir. 1220 [m. 1806] de Advede tevellud, 1303 [m. 1885] de 
vefat etdi. Cami'ul-ezherde yetisdi ve muderris oldu. Cok kitab yazdi. (irsad-iil- 
in ii i id fi-hulasa-ti ilmi tevhid) ve (En-nefehat-ii$-$aziliyye fi $erh-i Burde-til-Bu- 
sayriyye) kitablan cok kiymetlidir. 458. 

385 — HASEN BIN ALI "radiyallahti anhiima": Resulullahm kizi hazret-i Fati- 
manin ogludur. Beyaz ve giizel yiizlii olup, ytizii Resulullahm yiiziine cok benziyen 
yedi kisiden biri bu idi. Resulullaha bundan daha cok benziyen kimse yokdu. Oni- 
ki imamm ikincisi, islam halifelerinin besincisidir. Hicretin iiciincii [3] senesi, Me- 
dinede tevellud, [49] da Medfnede vefat etdi. Babasi hazret-i Ali sehid olunca, kirk 
[40] senesinde Kufede halife secildi. Kufe, Basra, Irak, Horasan, Mekke, Medine, 
Hicaz ve Yemen ehalisine, pederi gibi halife oldu. Diger memleketler, hazret-i 
Mu'aviyenin elinde idi. Yedi ay sonra, Bagdad yanmda Anbar denilen yerde, ikisi- 
nin ordusu harbe hazir iken, miisliman kam dokiilmemesi icin, hilafeti hazret-i 
Mu'aviyeye birakdi. Hazret-i Mu'aviye kendisine dortyiizbin akca giimiis para he- 
diyye gonderdi. Sonra hazret-i Hasen Medineye geldi. Oliinciye kadar orada yasa- 
di. Hazret-i Mu'aviye, kendisinden sonra hazret-i Hasenin halife olmasina karar ver- 
di. Bu haber her tarafa yayildi. Fekat, hazret-i Hasen, kadm yiiziinden, zevcesi ta- 
rafindan zehrlendi. Soyundan olanlara (Serif) denir. 60, 62, 377, 381, 421, 511, 513, 
514, 609, 621, 717, 752, 769, 846, 919, 1014, 1063, 1064, 1100, 1118, 1138, 1171. 

386 — HASEN BIN ALI ASKERI "rahmetullahi teala aleyh": Oniki imamm 
onbirincisi, All Nakinin ogludur. [232] de Medfnede tevellud, 261 [m. 875] sene- 
sinde Bagdadda vefat etdi. 62, 487, 1116. 

387 — HASEN BIN SABBAH: Yemen amirlerinden Yusuf-i Humeyri neslin- 
dendir. Nizam-iil-miilk ve Omer Hayyam ile birlikde, imam-i Muvaffak-i Nisapu- 
rinin talebesi idiler. Alb Arslanm hacibi oldu. [472] de Nizam-iil-mulkle arasi 
acilarak Misra kacdi. Sfi oldugu icin, Fatimi hiikiimdari Miistansirdan iltifat gor- 
dii. Orada isma'il bin Ca'fer Sadik torunlarmdan birisi ile tanisip, isma'iliyye 
yolunu tutdu. Tevellud yeri olan Rey sehrine geldi. Cahilleri aldatdi. Yol kesici- 
lige, eskiyahga, meshur adamlara pusu kurup oldiirmege basladi. [473] de Selpu- 
kilere lsyan edip birkac kal'a aldi. isma'iliyye devletini kurdu. Afrikadaki (isma'iliy- 
ye) devletinden ayirmak icin, buna (Sarki), dogu devleti denir. [654] senesine 
kadar sekiz hiikumdar geldi. Hasen, kirkbes sene hiikm siiriip, 518 [m. 1124] de ve- 
fat etdi. isma'ilifirkasmi yaymak icin cok zulm yapdilar. Ortahgi kana boyadilar. 
Ehl-i siinnet alimlerini sehid etdiler. [498] de Hind, Tiirkistan ve Horasan hacila- 
nnm, Rey yakininda, yollarmi kesip oldiirdiiler. 488, 500, 1110. 

388 — HASEN BIN ZIYAD "rahmetullahi teala aleyh": Hanefifikh alimlerin- 
dendir. 204 [m. 819] senesinde vefat etdi. imam-i a'zam Ebu Hanifenin talebesi- 
nin meshurlanndandir. ibni Ziyad safi'i Yemeni baskadir. 120, 268, 439. 

389 — HASEN HULUSI "rahmetullahi teala aleyh": Karadeniz sahilindeki Car- 
samba kasabasi miiftisi idi. Tiirkce (Mecma'ul-adab) kitabi meshurdur. 392. 

390 — HASEN-I BASRI "rahmetullahi teala aleyh": Tabi'inin en buyugiidiir. 
Babasi, Eshab-i kiramdan Zeyd bin Sabitin kolesi olan Ca'fer idi. Annesi de, 
Umm-i Seleme "radiyallahii anha" validemizin cariyesi idi. Hadis ve fikhda cok de- 
rin idi. [21] de tevellud, yiizon 110 [m. 728] da vefat etdi. Basradadir. Ali "radiyal- 

-1107- 



lahii anh" ile sohbet etdigi (Fetava-yi hadisiyye)de uzun yazihdir. 99, 688, 722, 1087, 
1103,1161,1188. 

391 — HASENJ BERKT "rahmetullahi teala aleyh": Hindistanda Ahmed-i Ber- 
kinin talebesidir. imam-i Rabbaninin bereket-i sohbeti ile sereflenmisdir. Olecegi 
zeman buyurdu ki, bana bagh olanlann afv olunacaklan miijdesini aldim. Daha 
fazla istedim. Sana inananlar magfurdur denildi. Daha ziyadesini istedim. Seni isi- 
tip de sevenler, kryamete kadar magfurdurlar buyuruldu. [Ya'ni kalbi yumusiyarak 
tevbe eder ve Cennete girmege sebeb olan salih amelleri yapmasi nasfb olur.] 397. 

392 — HASSAF "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Bekr Ahmed bin Omer, fikh 
alimidir. (Edeb-iil-kadi) kitabi meshurdur. 261 [m. 874] de Bagdadda vefat etdi. 444. 

393 — HASIM: Resulullahm iicuncii babasidir. ismi Amrdir. Mekkede Tirid cor- 
basmi ilk yapdigi icin Hasim denildi. Kureyslilerin Samda ticaret yapmalan icin 
Kayserden izn aldi. Nevfelin, Muttalibin ve Beni-Umeyyenin ceddi olan Abd-i Sem- 
sin biraderidir. Abd-i Sems ile ikiz olarak tevelliid etmislerdir. Abd-i Semsin og- 
lu Umeyye, Kureys kabilesinin biiyuklerinden idi. Resulullahm ve amcalannm ogul- 
larina (Ha^imi) veya (Beni-Ha$im) denir. 386, 390, 1067, 1068, 1175, 1178. 

394 — HASIM-i KESMI "rahmetullahi teala aleyh": 660. ci sirada, Muhammed 
Hasime bakmiz! 

395 — HATIB-I BAGDADI "rahmetullahi teala aleyh": Hafiz Ahmed bin All, 
hadis alimlerindendir. Cok sayida, kiymetli kitab yazdi. Safi'iidi. 392 [m. 1002] de 
Bagdadda tevelliid, 463 [m. 1071] de orada vefat etdi. imam-i a'zama ve imam-i Ah- 
mede dil uzatdi ise de, maglub edildi. 392, 472, 476. 

396 — HATIM-i ESAM "rahmetullahi teala aleyh": ismi Ebu Abdurrahman 
bin Alvan olup, S6fiyye-i aliyyedendir. Sakik-i Belhinin eshabmdandir. Belh seh- 
rinde tevelliid ve ikiyiizotuzyedi 237 [m. 852] de vefat etmisdir. 1008. 

397 — HATIM-i TAI: Comertligi ile meshur bir sa'irdir. Divani ilk olarak 
1289 [m. 1872] da Londrada, sonra 1315 [m. 1897] de almanca tercemesi ile basil- 
di. Bi'setden once olmiisdiir. 644. 

398 — HATTAT HAFIZ OSMAN "rahmetullahi teala aleyh": Hattat seyh 
Hamdullahm talebesi olup, hocasini gecmisdir. Ayasofyada bulunan mushafindan 
foto-kopiler yapilarak cogaltilmisdir. 1110 [m. 1699] da vefat etmisdir. Koca Mus- 
tafa pasa cami'i bagcesindedir. 

399 — HAVARILER: Isa aleyhisselamin Eshabi, ya'ni kendisini goriip de 
iman edenler azdi. Kendisinden sonra Iseviligi diinyaya yaymak icin, Eshabi ara- 
sindan secdigi oniki mii'mine (Havari) denir. Fransizlar (Douze Apotres), Alman- 
lar (Apostel), Miincid ise, (Resuller) diyor. Bunlar; 1- (Petrus) veya (Pierre) 
olup, asl ismi Kamusda (Sem'un), Lexiconda (Simon), Muncidde ise (Sim'an) 
olarak yazihdir. Cok kimseleri imana getirdi. Antakyada buyiik bir ma'bed yap- 
di. Kirkmci senede Romaya gitdi. Birkac kerre Kudiise geldi. Altmisbesde, Neron 
tarafmdan haca gerilerek i'dam edildi. Isa aleyhisselam sanarak (Yehuda)yi da boy- 
le carmiha germislerdi. Papalarm birincisi sayilmakdadir. Mezan iizerine (Saint pi- 
erre) kilisesi yapilmisdir. Haziramn yirmidokuzunda yortusu yapihr. 2- (Andreas), 
Petrusun kardesidir. (Andre) de denir. X seklindeki carmiha gerilerek olduriildu. 
Ikinci tesrinin [kasim] otuzunda yortusu yapihr. 3- (Yuhanna) olup, (Yahya) de- 
mekdir. Buna (Johannes), (Jean) ve (Jani) de denir. Ortodokslar (Juvan), Ingi- 
lizler (John), ermeniler de (Ohannes) derler. Yiiz senesinde Efesde olmiisdiir. Oni- 
kinci aym yirmiyedisinde yortusu yapihr. 4- (Buyiik Ya'kub)dur. ingilizler (James), 
Fransizlar (Jacque) diyor. Yuhannanm kardesidir. Temmuzun yirmibesinde yor- 
tusu yapilmakdadir. 5- (Filip), Anadoluda oldii. Mayisin birinci giinii yortusu ya- 
pilmakdadir. 6- (Toma), yahud (Thomas), Iran ve Hind taraflarma gidip, oralar- 
da sehid edilmis, Urfaya getirilmisdir. Son ayin yirmibirinde yortusu yapihr. Bar- 
nabas Incilinde bunun ismi yazih degildir. 7- (Bartelemi) veya (Bartolome), 71 se- 

-1108- 



nesinde Erzurumda sehid edildi. Agustosun yirmidordiinde yortusunu yaparlar. 
8- (Matthias) veya (Mathias) olup, miirted olan ve Isa aleyhisselamin bulundugu 
yeri yehudilere haber veren ve onun sekline cevrilerek carmiha gerilen (Yudas Is- 
haryot) [Yehuda]nm yerine, havanler tarafmdan havari secilmisdir. Habese ve Ira- 
na gitmis, 61 de Iranda sehid edilmisdir. Subatm yirmidordiinde yortusu yapilir. 
Isa aleyhisselamdan sekiz sene sonra, ondan isitdiklerini yazmis olan (Metta) 
[Matthaus=Mattieu] baska olup, havarilerden degildir ve yortusu eyliiliin yirmi- 
birindedir. 9- (Kiiciik Ya'kub) veya (Jacque), altmisiki senesinde sehid edildi. Ma- 
yisin ilk giinii yortusu yapilir. 10- (Simon) veya (Sem'un), hazret-i Meryemin 
hemsiresinin oglu oldugu ve yiizyedi senesinde sehid edildigi (Kamus)da yazihdir. 
(Miincid)de buna (Sim'an) denilmekdedir. Yirmisekiz ekimde yortusu yapilmak- 
dadir. 11- (Yehuda) veya (Yudas), kiiciik Ya'kubun kardesidir. Yirmisekiz ekim- 
de yortusu yapilmakdadir. 12- (Taddeus) [Thaddaus]un havari oldugu Markusun 
Incilinde yazihdir. Lukanin incilinde, bunun yerine, (Judas Yakobi) yazihdir. 
Mettanm incilinde ise (Lebbaus) denildigini Knaurs Lexikon bildiriyor. 

Isa aleyhisselamdan gordiiklerini ve isitdiklerini dogru olarak yazmis olan (Bar- 
nabas), kendisinin oniki Havariden biri oldugunu bildiriyor. Halbuki hiristiyan ki- 
tablannda bunun yerinde Thomas yazihdir. Isa aleyhisselamdan isitdik dedikleri- 
ni yazmis olan (Marko) ve (Luka)nm Havari olmadiklan ve (Yuhanna)nm Hava- 
ri oldugu bellidir. 42, 389, 448, 534, 761, 1079, 1122, 1152, 1161, 1190, 1192. 

400 — HAVVA: Adem aleyhisselamin zevcesidir. Cenab-i Hak, Adem aleyhis- 
selami toprakdan halk buyurdukdan sonra, sol kaburga kemiginden hazret-i Hav- 
vayi yaratdi. ikisini Cennete koydu. Iblis, Havvayi aldatip, yasak edilen meyveden 
yediler. Cennetden cikanldilar. ibni ishak, kirkbir erkek, kirk kizi oldu diyor. Ki- 
tablarm cogunda ise, yirmi def'a ikiz evladi, bir def'a da yalniz Sit "aleyhisselam" 
olmusdur denilmekdedir. Adem aleyhisselamdan sonra Ciddede vefat etdi. 344, 
386, 387, 574, 601, 1069. 

401 — HAYALI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Musa, biiyiik alimler- 
dendir. izniklidir. Misra gitdi. 870 [m. 1465] senesinde Bursada vefat etdi. (Serh-i 
akaid hasiyesi) cok kiymetlidir. 1062, 1147. 

402 — HAYATI HALIL EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Elbiistanh sey- 
yid Halil bin Hayati, 1267 [m. 1851] de vefat etdi. 538, 1138. 

403 — HAYREDDIN-I REMLI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Ahmeddir. 
Hanefimezhebinde biiyiik fikh alimidir. 993 [m. 1585] de Remlede tevelliid, 1081 
[m. 1670] de orada vefat etdi. Fetvalan, istanbulda Suleymaniyye kiitiibhanesi, Ye- 
ni Cami' kismmda vardir. 1300 senesinde Misrda Bulakda, gayet nefis basilmis, 1974 
de Beyrutda ofset baskisi yapilmisdir. (Levaih-ul-envar) ismindeki (Minah-ul-Gaf- 
far) hasiyesi ve (Esbah) hasiyesi cok kiymetlidir. (Durr-iil-muhtar) sahibi Ala-lid- 
din-i Haskefinin hocasidir.' 393, 395, 398, 591, 616, 825, 872, 998, 1162. 

404 — HEISENBERG "rahmetullahi teala aleyh": Atomun yapisi ile ugrasdi. 
Miisliman oldu. 1376 [m. 1956] da istanbulda konferans verdi. 563. 

— Hempher: (ingiliz Casusunun i'tiraflan) kitabmdadir. 

405 — HERAKLIUS: Rum imperatorii idi. Resulullah ile mektublasirdi. Kar- 
sihkh elci ve hediyye gonderirlerdi. Imana gelmedi. 20 [m. 641] senesinde, otuz bir 
yasmda oldu. 376, 1045, 1046, 1091, 1118. 

406 — HERDER (Von): Alman dinler tarihi profesorii idi. 1157 [m. 1744] de 
tevelliid, 1218 [m. 1803] de vefat etdi. Diinya capmda bir teolog idi. insanhk tari- 
hinin felsefesi iizerinde ugrasdi. Hiristiyanhga karsi yapilan diismanligm, korii ko- 
rtine islamiyyete de yapilmasmm yanlis olacagi fikrini ortaya koydu. 

407 — HEREM BIN HAYYAN "rahmetullahi teala aleyh": Veysel Karaniyi 
gordii. Ondan cok nasihat aldi. 677. 

-1109- 



408 — HEROD (Biiyiik): Romahlann emrinde Filistin valisi idi. Yehudiidi. Isa 
aleyhisselami cocuk iken, oldurmek icin emr verdi. Hazret-i Meryem bunu isitin- 
ce, oglunu Misra goturdii. 1190. 

409 — HIND "radiyallahii anha": Mekke kafirlerinden Utbe bin Rebi'a bin 
Abd-i Sems bin Abd-i Menaf kizi, Ebu Siifyanm zevcesi idi. Uhud gazasmda diis- 
man askerlerine cesaret veriyordu. Hazret-i Hamzamn sehid edilmesine sebeb ol- 
du. Mekke fethinde musliman oldu. Kadmlar adma Resulullah ile sozlesme yap- 
di. Hayrli diiaya mazhar oldu. 11 senesinde yapilan Yermuk gazasmda, islam or- 
dusunda bulunup, askeri harbe tesvik etdi. Oniic [13] senesinde vefat etdi. Haz- 
ret-i Mu'aviyenin annesidir. 785, 1138, 1185, 1186, 1187. 

410 — HITLER: 1307 [m. 1889] da tevellud etdi. 1353 [m. 1934] de alman dev- 
let baskani oldu. Cok sayida yehudi oldiirdii. 1358 [m. 1939] Eylul aymda ikinci diin- 
ya harbini acdi. Ispanyadan baska biitiin Avrupayi, Balkanlan, Libyayi aldi. Mos- 
kovaya kadar yayildi. Sonra maglub oldu. 1364 [m. 1945] de intihar etdi. 

411 — HIZIR: Ibrahim aleyhisselamdan sonra yasamis bir Nebi veya Velidir. Ziil- 
karneyn askerinin reisi idi. Musa aleyhisselam ile yolculuk etdi. Ummet-i Muhammed- 
den degildir. Fekat ruhu, ba'zi Velilere feyz vermisdir. Oldiikden sonra, ruhu insan sek- 
linde goriiniip gariblere yardim etmekdedir. 686, 743, 744, 1062, 1089, 1123, 1193. 

412 — HUD "aleyhisselam": Yemende bulunan Ad kavmine Peygamber idi. 
Inanmadilar. Riizgar ile helak oldular. Hud "aleyhisselam", iman edenlerle Mek- 
keye gelmisdi. Orada vefat etdi. ibni Abidin, on soziinde diyor ki, (Samda TJmey- 
ye cami'inin kible divarinm yeri, Hud aleyhisselamin makami idi. (Kurtubi tefsi- 
ri)nde, Cami'-i Umeyyeyi Velid bin Abdiilmelik yapdirmadan once, burasi zeytin- 
lik idi. Vaktile Hud aleyhisselamin bostani idi yazilidir. Bu cami'in dort divarmi 
ilk once Hud "aleyhisselam", bostan divan olarak yapmisdir.) 142, 482, 1128. 

413 — HUGO DE VRIES: Hollandah nebatatcidir. Mutasyon teorisini kurdu. 
1264 [m. 1848] de tevellud, 1353 [m. 1934] de vefat etdi. 540. 

414 — HULAGU HAN: Cengizin torunudur. Onun gibi kafir idi. Iranda ilha- 
ni devletini kurdu. 656 [m. 1258] da Bagdadi yakdi, yikdi. Sekizyiizbin miisliman 
oldiirdii. Buna karsihk, Hasen Sabbahm kurmus oldugu isma'iliyye devletinin son 
reisleri olan Riikneddini oldiirdii. Horasan ve Azerbaycandaki isma'iliyye eski- 
yalarmi kilmcdan gecirdi. Yiizlerce kal'a ve signaklarmi yikdi. Miislimanlan bii- 
yiik bir felaketden kurtardi. Yalmz Siiriyedeki kal'a ve tekkeleri kaldi. 663 [m. 1265] 
senesinde Iranda Meragada oldu. 377, 388, 1081. 

415 — HULVANI SEMS-UL-EIMME "rahmetullahi teala aleyh": Sekizyiiz- 
yetmisbesinci [875] sirada, Sems-iil-eimme-i Hulvani ismine bakimz! Halvanide 
denir.Halvani, tathci demekdir. 216, 223, 271, 309, 444, 826. 

416 — HUMAYUN $AH "rahmetullahi teala aleyh": Hindistandaki biiyiik is- 
lam devletinin ikinci sultanidir. 913 [m. 1508] de Kabilde tevellud edip, [937] de 
tahta cikdi. [947] de hiikumetden aynhp, Irana iltica etdi. [962] de Efganhlarla harb 
edip, Delhide tekrar hiikiimdar oldu. 963 [m. 1556] de vefat etdi. Delhide tiirbe- 
si, miize halindedir. Alim ve adil olup, islamiyyete cok hizmet etdi. 1097. 

417 — HUSAMEDDIN AHMED "rahmetullahi teala aleyh": Kadi Nizamud- 
din Bedahsinin ogludur. Hindistanda Hace Baki-billahin eshabindandir. imam-i 
Rabbanihazretlerinin biiyuklugiinii de herkesden iyi bilirdi. imam-i Rabbani ve- 
fat edince, Muhammed Hasim-i Kesmiye yazdigi bassaghginda, (Allahii teala, o 
surive ma'nevikemallerin, faziletlerin, toplandigi yer olan zati, dostlarm kalble- 
rinin ve gozlerinin lsigi eylesin! O Evliyalarm sigmagmin ayrihk acisi hangi keli- 
me ile anlatilabilir ki, yalmz onu tamyanlara degil, biitiin miislimanlara yazik ol- 
du. Imam olan herkes, cigerleri yakan bu olaydan aglamah, sizlamahdir) demis- 
dir. Her tamdigim, imam-i Rabbaninin hizmetine, sohbetine, derslerine sarilma- 
ga tesvik ederdi. Binkirkiic 1043 [m. 1634] de vefat etdi. Kabri, Delhide hace Ba- 

-1110- 



ki-billah tiirbesinin yamndadir. 398, 933, 953, 966, 1035. 

418 — HUSAMEDDIN OMER "rahmetullahi teala aleyh": Omer bin Ab- 
dul'aziz, Hanefifikh alimidir. [483] de tevelliid, 536 [m. 1142] da Semerkandda se- 
hid oldu. Sadr-iis-senM de denir. Muhammed Seybanmin kitablarmi serh etdi. (Fe- 
tava-i kiibra)si ve (Umdetiil-mufti)si cok kiymetlidir. 

419 — HUSAMEDDIN-i RAZI "rahmetullahi teala aleyh": Hanefifikh alimi- 
dir. Adi, Ali bin Ahmeddir. 598 [m. 1203] senesinde Samda vefat etdi. 

420 — HUSEYN "radiyallahii anh": Resulullahm torunu, hazret-i Alinin ikinci 
ogludur. Oniki imamm iiciinciisu, Ehl-i beytin besincisidir. Bunun soyundan olan- 
lara (Seyyid) denir. Hicretin altmci [6] senesinde tevelliid, 61 [m. 680] senesinin Mu- 
harrem ayimn onuncu giinii Kerbelada sehid oldu. Mubarek basi, Misrda, Karafe kab- 
ristamndadir. Resulullahm torunu ve cok sevdigi oldugu icin, Ehl-i siinnetin gozbe- 
begidir. Sfiler, kendisini, hazret-i Alinin oglu oldugu icin, asm seviyoruz diyerek, 
Muharremin onuncu giinii matem tutuyorlar. 60, 62, 356, 377, 421, 513, 514, 538, 717, 
738, 752, 769, 846, 919, 1063, 1064, 1066, 1100, 1126, 1141, 1171, 1191, 1196. 

421 — HUSEYN BIN ALI "rahmetullahi teala aleyh": Serif Hiiseyn, Mekke 
emiri idi. [1268] de tevelliid, 1349 [m. 1930] da vefat etdi. Birinci cihan harbinde, 
ingilizler Arabistan collerinde yasiyan cahilleri silahlandinp, Mekkeye saldirtdi. 
Serif Hiiseyni, seni koruyacagiz diye aldatip, Kibnsda bir otele habs etdi. Hicaz [m. 
1924] de vehhabilerin eline gecince, Kibrisdan cikardi. Otel parasmi da kendisin- 
denaldilar. 461,1060, 1066. 

422 — HUSEYN HILMI ISIK "rahmetullahi teala aleyh": Nam-i mustean 
(Siddik Giimii§)dur. Babasi Sa'id, dedesi Lofcamn Tepova koyiinden Ibrahim 
Pehlivandir. ikisi de Eyyub Sultanda medfundur. Balkan harbinde sehid oldugu 
tepeye ismi verilen Bursah Kamil efendi ile hemsiresi Aise hanimm anneleri Fa- 
tima hamm Ibrahim Pehlivamn biraderinin kizidir. Cesidli din ve fen kitablarmm 
yazandir. Tiirkce, arabi, farisi, fransizca, almanca ve ingilizce kitablan nesr etmis- 
dir. Kitablan biitiin memleketlerde okunmakdadir. Tegmenlikden albayliga ka- 
dar tiirk ordusunda zehrli gazlar miitehassishgi ve kimya ogretmenligi yapmis, cok 
subay yetisdirmisdir. Istanbul iiniversitesinde cahsarak, (Phenyl-ciyan-nitrometan) 
cisminin sentezini yapmis ve formuliinii bulmusdur. Bunu bildiren raporunu Fen 
fakiiltesi 1937 de, (Fritz Arndt, Lotte Loewe, Hilmi Isik) ismleri ile Devlet mat- 
baasmda, ingilizce olarak, 2.ci cild numarasi ile basdirmisdir. Aynca fen fakiilte- 
sinin 1937 senesi ikinci kanun tarihli (Fen fakiiltesi mecmu'asmda) 139. cu sahife- 
sinde nesr edilmisdir. Bu basanlarmdan dolayi cok tebrikler almisdir. Din bilgile- 
rinde derin alim ve tesavvuf ma'rifetlerinde kamil ve mukemmil olan, kerametler, 
harikalar sahibi seyyid Abdiilhakim efendinin yetisdirdigi salahiyyetli bir din 
adamidir. 1929 dan 1362 [m. 1943] senesine kadar o btiyiik zatdan ders almis, 
arabi ve farisi tercemeler yaparak genclige hizmet icin cahsmisdir. (Hakikat Ki- 
tabevi)nde, 1415 hicri ve 1995 miladi senesinde, kendi hazirladigi 60 arabi ve 25 fa- 
risi ve 14 tiirkce ve bunlardan terceme etdirdigi, fransizca, ingilizce, almanca, rus- 
ca ve arnavudca ve diger dillerdeki kitablarm mikdan yiizden fazladir. Vehhabi, 
rafizi ve teblig-i cema'at denilen Ehl-i siinnet diismanlarmi rezil etmisdir. Hakikat 
Kitabevinin basdirdigi kitablar, (internet) vasitasi ile biitiin diinyaya dagilmakda- 
dir. (Cok kitab okudum. Ehl-i siinnet alimlerinin yiikseklikleri yaninda, pek cahil, 
bir hie oldugumu anladim. Onlan tamyabilmek, yollarmda bulunmak, biiyiik 
ni'metdir. Resulullahm yolu, onlarm gosterdikleri yoldur. Resulullahm giizel ah- 
laki, onlarin ahlakidir. Diinyada ve ahiretde se'adete kavusmak isteyen, o biiyiik- 
lerin yoluna, simsiki sarilsm!) derdi. 1911 de, Eyyub Sultanda, (Vezir tekkesi)nde 
tevelliid etdi. ilk tahsilini Eyyub sultan Resadiye niimune mektebinde, lise tahsi- 
lini Hahcioglu askerilisesinde yapdi. 1960 da teka'iid oldu. 2000 ve sonraki sene- 
lerde Bogazicinde Sanyerdeki yahsmda, kitablarma ilaveler yaparak ve tevbe ve 
istigfar ile vaktlerini kiymetlendirdi. Talebelerinden baska hie kimse ile gorusmez- 

-1111- 



di. Hiiseyn Hilmi Isikm "rahmetullahi aleyh" babasi Sa'id efendi 1929 senesinde Ey- 
yub Sultanda vefat etmis, Eyyub Sultan kabristamnda medfundur. Annesi Aise ha- 
nim, Mamakda vefat etmis, Baglumda medfundur. Biiyiik biraderi Mustafa efen- 
di, astsubay mektebini bitirip, bu mektebde ogretmen iken, Sifa yokusundaki ba- 
basinin evinde hastalanarak vefat etmis, Eyyubde defn edilmisdir. Diger biraderi 
Ibrahim efendi, deniz astsubay mektebini bitirip, Almanyada ihtisas yapdikdan son- 
ra, Karakoyde polis me'muru iken, bir kaza kursunuyla sehid olmus ve karakol ci- 
varmdaki kabristana defn edilmisdir. Kiiciik biraderi, Mehmed Sedad efendi, Tiir- 
kiye gazetesinde yazar iken, 1997 de vefat etmis, Kasgari dergahi yanmda medfun- 
dur. Hemsireleri Zehra, Faika ve Nazime hammlar evlenmemis, Zehra ve Nazime 
hammlar istanbulda vefat etmisler, Faika hanim, Fatihdeki evinde oturmakda 
iken, 1424 [m.2003]de vefat etmisdir. Mehmed Sedad begin hanimi Fatima hanim, 
Fatihdeki evinde oturmakdadir. Hiiseyn Hilmi Isikm amcasi Halil efendi, Ca'fer ve 
Mustafa efendiler vefat etmislerdir. Iki teyzesi, Cemile ve Fevziye hammlardir. Fev- 
ziye hammm oglu Semi' beg ve kizi Suhandan hammdir. Semi' begin iic kizi ile Su- 
handan hanim Fatihde oturmakdadirlar. [Hiiseyn Hilmi Isik "rahmetullahi aleyh" 
26 Ekim 2001 [9 Sa'ban 1422]de vefat etmis olup, Kasgari dergahi yanmda medfun- 
dur. Kiymetli insan Abdulhakim Isik, 25 Mart 2001 [30 Zilhicce 1421]de vefat et- 
mis olup, kabri babasimn yanindadir.] 89, 359, 975, 1078, 1145, 1193. 

423 — HUSEYN-I BUHARI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Yahyadir. 400 
[m. 1010] senesinde vefat etdi. 466. 

424 — HUSEYN VA'IZ-I KASIFI "rahmetullahi teala aleyh": Hiiseyn bin All 
Hiratda va'iz idi. 910 [m. 1505] da orada vefat etdi. Cok kitab yazdi. Farisi (Meva- 
hib-i aliyye) tefsiri meshurdur. [1246] da isma'fl Ferruh Kirimi, tiirkceye cevirmis, 
(Mevakib) ismini vermisdir. Muhammed Bitlisi [vefati 982] baska bir tercemesini yap- 
misdir. (Ahlak-i Muhsinf) kitabi ingilizceye terceme edilmisdir. 70, 392, 1075. 

425 — HUSRI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed Alibin Ibrahim Husri 
Basrada tevelliid etdi. Hanbeli idi. Bagdadda biiyiik Veli Ebu Bekr Muhammed 
Siblinin talebesinden idi. 371 [m. 981] de vefat etdi. 92. 

426 — HUZEYFE-I MER'ASJ "rahmetullahi teala aleyh": Ibrahim Edhemin 
talebesindendir. 207 [m. 822] de vefat etdi. Mer'as Samdadir. (Sohbet az da olsa, 
te'sir eder) hadisini okur. Diinya ehlinin sohbetinden kacmirdi. 687. 

427 — HUZEYFE-TUBNI YEMAN "radiyallahu anh": Babasi Yeman ile be- 
raber Medineye gelip miisliman oldu. Uhud gazasinda bulundu. Miinafiklan yal- 
niz bu bilirdi. Iran fiituhatinda bulundu. Nusaybin valisi oldu. Hazret-i Osmanm 
sehadetinden kirk gun sonra vefat etdi. 415, 633, 1090. 

428 — IBNI ABDILBERR "rahmetullahi teala aleyh": Hafrz Cemaleddin Ebu 
Omer Yustif bin Abdullah, Maliki fikh ve hadis alimidir. 368 [m. 978] de Kurtu- 
bada tevelliid, 463 [m. 1071] de Satibede vefat etdi. (El-isti'ab fi-ma'rife-til-eshab) 
kitabi iki cild olup, Hindistanda basilmisdir. Berlinde el yazisi ile mevcuddiir. 1328 
de Misrda basilan (El-isabe fi-temyfe-is-sahabe) kitabmm kenarmda da vardir. Bey- 
rutda ofsetle yeniden basilmisdir. 1007. 

429 — IBNI ABIDIN "rahmetullahi teala aleyh": Seyyid Muhammed Emin bin 
Omer bin Abdiil'aziz fikh alimlerindendir. 1198 [m. 1784] de Samda tevelliid, 
1252 [m. 1836] de orada vefat etdi. Mevlana Halid-i Bagdadmin sohbeti ile seref- 
lenerek kemale geldi. O vilayet giinesinin Samda cenaze nemazmi bu kildirdi. Cok 
kitab yazdi. (Diirr-iil-muhtar)a yapdigi hasiyesi bes cild olup, (Redd-iil-muhtar) 
adi ile, birkac def'a basilmisdir. Hanefide en saglam fikh kitabidir. (Se'adet-i 
ebediyye) kitabmm her iic kismmdaki yiizotuz madde tutan fikh bilgilerinin cogu 
bu hasiyenin [1272] hicri senesinde Misrda, Bulak matba'asmda basilan bes cildin- 
den terceme edilmisdir. Fetvalan da basilmisdir. 9, 19, 20, 21, 34, 35, 52, 53, 72, 96, 
97, 113, 120, 125, 130, 132, 134, 142, 143, 145,' 148, 151, 154, 157, 158, 159, 163, 167, 

-1112- 



177, 181, 194, 207, 208, 210, 215, 216, 221, 237, 245, 248, 249, 257, 258, 259, 260, 268, 
278, 279, 282, 284, 285, 287, 292, 293, 294, 295, 296, 297, 298, 300, 302, 304, 307, 308, 
309, 310, 311, 315, 317, 319, 320, 322, 323, 324, 325, 326, 330, 333, 335, 336, 337, 351, 
357, 364, 365, 382, 388, 393, 407, 409, 418, 421, 432, 434, 435, 437, 439, 450, 454, 462, 
465, 471, 472, 473, 477, 479, 487, 546, 572, 581, 586, 588, 599, 602, 613, 614, 615, 616, 
622, 626, 629, 634, 636, 637, 692, 731, 732, 734, 747, 761, 780, 786, 796, 812, 813, 825, 
826, 829, 837, 838, 852, 858, 861, 863, 867, 872, 874, 886, 889, 890, 897, 899, 1010, 
1019, 1023, 1074, 1083, 1090, 1105, 1110, 1115, 1190. 

430 — IBNI ADI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Ahmed Abdullah ibniil'adi, 
hadis imamlanndandir. [242] de Ciircanda tevellud, 323 [m. 935] de Esterabadda 
vefat etdi. Hadis-i serif toplamak icin, Irak, Misr, Sam ve Hicazi dolasdi. 61, 465. 

431 — IBNI ASAKIR "rahmetullahi teala aleyh": All bin Hasen fikh ve hadis 
alimidir. 499 [m. 1105] da Samda tevellud, 571 [m. 1176] de orada vefat etdi. Sek- 
sen cild (Sam tarihi) yazmisdir. 511, 761, 1014. 

432 — IBNI BATTAL: All bin Halef, Kurtubada Maliki alimlerindendir. 449 
[m. 1057] senesinde Valensiyada vefat etdi. (Buhan)yi serh etmisdir. 644. 

433 — IBNI CERIR "rahmetullahi teala aleyh": Sekizyuzdoksanbesinci [895] 
sirada Taberiismine bakmiz! 391. 

434 — IBNI CEVZI "rahmetullahi teala aleyh": Altmisaltmci [66] sirada Ab- 
durrahman Cevzi kelimesine bakiniz! 210, 311, 442, 457, 458, 494, 497, 641, 1070. 

435 — IBNI CEZERI: Semseddin Muhammed bin Muhammed bin Ali, Safi'i 
alimlerindendir. 751 [m. 1350] de Samda tevellud, 833 [m. 1429] de Sirazda vefat 
etdi. Yildinmdan ve Timur handan cok iltifat gordii. (Hisn-iil-hasin) diia kitabi, 
arabi ve farisi serhleri ile birlikde basilmisdir. Bunu okuyan hastanm iyi olacagi, 
(Hadarat-iil-kuds) 191. ci sahifesinde yazihdir. 1249. 

436 — IBNI CUREYC "rahmetullahi teala aleyh": Abdiilmelik bin Abdiil'aziz 
Kureysi ve Emevi, [80] senesinde tevellud, 149 [m. 766] senesinde, Mekkede ve- 
fat etdi. Islamda, ilk kitab yazan budur. (Tefsir) ve (Siinen) kitabi vardir. 644. 

437 — IBNI EBIDDUNYA "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Bekr Abdullah bin 
Muhammed, tarihcidir. Ucyiize yakm kitab yazdi. 208 [m. 823] de tevellud, 281 [m. 
894] de Bagdadda vefat etdi. Kureyslidir. Safi'i idi. 418, 643, 891, 1014. 

438 — IBNI EBI SEYBE "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Bekr Abdullah bin 
Muhammed, hafiz idi. Yiizbin hadis-i serifi ravileri ile birlikde, ezber bilene (Ha- 
fiz) denir. 234 [m. 850] senesinde vefat etdi. (Miisned) kitabi meshurdur. 392, 457, 
476, 477. 

439 — IBM EMIR HAC HALEBI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Emir hac Muhammed bin Muhammed Halebi, Hanefi alimlerindendir. ibni Hu- 
mamm talebesidir. Kadi idi. 879 [m. 1474] da vefat etdi. ibni Humamm (Tahrir) 
admdaki fikh kitabmi ve (Miinyetiil-musalli) fikh kitabmi ve (Muhtar) fikh kita- 
bim serh etmisdir. Birincisine (Takrir), ikincisine (Hilye-tiil-miicelli) adim vermis- 
dir. 134, 148, ioOl. 

440 — IBM ESIR "rahmetullahi teala aleyh": Ebul-Hasen izzeddin Ali bin Ebil- 
kerem Cezri555 [m. 1160] de Cezire-i ibni Omerde tevellud, 630 [m. 1232] da Mu- 
sulda vefat etdi. Hadis alimi ve tarihci idi. (Kamil) adindaki tarihi 1282 [m. 1866] 
de Felemenkde Leiden sehrinde ve Beyrutda basildi. (Usiid-iil-gabe) kitabi, bes 
cild olup, yedibinbesyiiz Sahabinin hal tercemesini bildirmekdedir. 698, 992. 

441 — IBNI HACER-I ASKALANI "rahmetullahi teala aleyh": Sihabuddfn Ah- 
med bin Ali, hadis imami ve Safi'i fikh alimidir. 773 [m. 1371] de Misrda tevellud, 
852 [m. 1448] de orada vefat etdi. Yiizelliden cok kitabi vardir. (El-isabe fi-tem- 
yizissahabe) kitabi ibni Esirin (Usiid-iil-gabe) kitabmdan daha miikemmeldir. 
Dort cilddir. [1280] de Hindistanda ve [1328] de Misrda ve Beyrutda basilmisdir. 

-1113- 



(Bulug-ul-meram) kitabmm ve bunun (Subiil-u-selam) admdaki arabi serhmin 1379 
[m. 1960] senesinde Beyrutda ofsetle dordiincii baskisi yapilmisdir. Beyrutda 
(Mekteb-ut-ticari)de satilmakdadir. 442, 458, 500, 644, 765, 1117, 1155. 

442 — IBNI HACER-I MEKKI "rahmetullahi teala aleyh": Sihabiiddin Ahmed 
bin Muhammed Hiytemi, Mekke-i miikerremenin biiyiik alimi ve Safi'i fiikahasm- 
dan idi. 899 [m. 1494] da tevelliid, 974 [m. 1566] de Mekkede vefat etdi. Fetvalan ve 
(Sava'ik) kitabi ve (Minhac) serhi olan (Tuhfe)si ve (Zevacir)i ve (Kalaid-iil-ukban) 
kitabi cok kiymetlidir. (Sava'ik-ul muhnka)si, Misrda ikinci def'a olarak, 1385 [m. 
1965] de basilmisdir. (Hayrat-iil-Hisan) kitabi 1304 de Misrda ve Urdu tercemesi Pa- 
kistanda ve Hakikat Kitabevi tarafmdan istanbulda, (El-i'lam bi-kavati'il-islam)i, 
(Zevacir)inin ve (Sebil-iin-necat)in sonlannda basdinlmisdir. 47, 63, 172, 238, 247, 
280, 297, 390, 391, 420, 441, 442, 443, 449, 452, 453, 457, 458, 469, 477, 496, 498, 722, 
724, 739, 741, 780, 1010, 1064, 1077, 1096, 1116, 1117, 1123, 1134, 1144, 1156, 1162. 

443 — IBNI HALDUN "rahmetullahi teala aleyh": Abdurrahman bin Mu- 
hammed biiyiik islam tarihcisidir. 732 [m. 1332] de Tunusda tevelliid, 808 [m. 
1406] de vefat etdi. Tarihi yedi biiyiik cilddir. Turkceye ve Avrupa lisanlarma ter- 
ceme edilmisdir. 541. 

444 — IBNI HANEFIYYE "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Hane- 
fiyye, hazret-i Alinin ogludur. Annesi Havle binti Ca'fer bin Kays-il-Hanefiyye ol- 
dugu icin, ibni Hanefiyye denilir. Hicretin yirmibirinde [21] tevelliid, 71 [m. 690] 
senesinde de, Medinede vefat etdi. Vera' ve takvasi cokdu. Cok cesur idi. 452. 

445 — IBNI HAZM: Ebu Muhammed Ali bin Ahmed, Endiiliis felsefeci ve alim- 
lerindendir. Vezir [bakan] idi. 384 [m. 994] de Kurtubada tevelliid, 456 [m. 1064] 
da vefat etdi. Cok kitab yazdi. Selef-i salihini begenmeyip, dogru yoldan cikdigi, 
(Ke$f-iiz-ziinun)da, (Milel-nihal) kelimesinde yazilidir. (Zahiriyye) mezhebinde 
oldugu, Daviid-i Bagdadmin (Esedcliil-cihacl) kitabi sonunda yazilidir. Bu mezhe- 
bin kurucusu Daviid bin Ali isfehani olup, 202 [m. 817] de Kufede tevelliid, 270 
[m. 883] de Bagdadda vefat etmisdir. Safi'i idi. Fekat taklide ve kiyasa karsi idi. 
Mezhebi tutunamamis, kalmamisdir. 272, 463, 467, 532, 538, 1089, 1184. 

446 — IBNI HIBBAN "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Hatim Muhammed bin 
Ahmed Temimi, hadis imami ve Safi'idir. Semerkand kadisi idi. Sicstanda Bust ka- 
sabasmda tevellud ve 354 [m. 966] de Semerkandda vefat etdi. 391, 392, 450, 1009. 

447 — IBNI HIS AM "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Muhammed Abdulmelik 
bin Hisam-i Humeyri, Basrada tevellud, 218 [m. 833] senesinde Misrda, Fiistat seh- 
rinde vefat etdi. Resulullahin hayatmi anlatan (ibni ishak sireti)nin serhi olan (Si- 
ret-i ibni Hisam) kitabi cok kiymetlidir. (Siret-i ibni Hisam) tarihini pok kimse- 
ler serh etmisdir. Bu serhler arasmda Suheylinin (Ravd-iil-enf)i ve (Ayni serhi) mes- 
hurdur. 374, 1079. 

448 — iBNi HUMAM "rahmetullahi teala aleyh": Kemaleddin Muhammed bin 
Abdiilvahid Sivasi, Hanefifikh alimlerindendir. 790 [m. 1388] da tevellud, 861 [m. 
1456] de vefat etdi. (Hidaye) serhi olan (Feth-ul kadir) kitabi ve (Tahrir) kitabi cok 
kiymetlidir. [988] de vefat eden onaltmci seyh-ul-islam Kadi zade Semsiiddin 
Ahmed efendi (Feth-ul-Kadfr)e hasiye yapmisdir. Sekiz cild olup Misrda basilmis- 
dir. 1006 [m. 1597] da vefat eden, halveti mesayihinden Ahmed Semsiiddin bin Mu- 
hammed Sivasi baska olup, (irsad-iil-avain) ve (Mevlid-iin Nebi) kitablan meshur- 
dur. 120, 136, 271,' 275, 629, 1113. 

449 — iBNi iSHAK: Muhammed bin ishak, ilk islam tarihcisidir. 151 [m. 768] 
senesinde Bagdadda vefat etdi. (Siret-i Resul) kitabim ibni Hisam serh ederek (Tez- 
hib-i siyer-i ibni ishak) demis, alman Westenfeld basdirmisdir. (Siret-i Resul) ta- 
rihini cok kimseler serh etmisdir. Bunlar arasinda (Ayni) ve (Suheyli) meshurdur. 
Suheyliserhine (Ravd-iil-enf) denir. Abdurrahman bin Abdullah-i Suheyli 508 de 
Endiilusde tevellud ve besyiizseksenbir 581 [m. 1186] senesinde Merrakiisde ve- 

-1114- 



fat etmisdir. Baska kitablan da vardir. Hadis alimi ibni ishak baskadir. 374, 391, 
1109, 1189. 

450 — IBNI ISHAK-I KINDI: Ebu Yusiif Ya'kub bin ishak-i Kindi, meshur fel- 
sefecidir. Tib ve matematikde yiizlerce kitab yazdi. 260 [m. 873] de vefat etdi. Ba- 
basi, Mehdi ve Harun-ur-Resid zemanlarmda Kufe emiri idi. Biiyiik dedesi Es'as 
bin Kays Sahabedendir. 361, 409. 

451 — IBNI KAYYIM-I CEVZIYYE: Ebu Abdullah Muhammed bin Ebu 
Bekr Zer'i, Samda ibni Teymiyyenin yetisdirdigi, Hanbeli alimlerindendir. 691 [m. 
1292] de tevelliid, 751 [m. 1350] de vefat etdi. Hocasinin bozuk fikrlerine kapilmis- 
dir. Cok sayida kiymetli kitablan da vardir. Tesavvuf biiyuklerinin kesflerini, ak- 
h ile cozmege kalkmis, (Hed-yiin-Nebevi) ismi ile meshur olan (Zad-iil-me'ad) ki- 
tabmda Ehl-i siinnetden ayrilmisdir. Kafirlere Cehennemde azab sonsuz degildir, 
derdi. 349, 454, 459, 463, 467, 469, 490, 491, 1015, 1016, 1172. 

452 — IBNI KESIR "rahmetullahi teala aleyh": isma'il bin Omer, Safi'ihadis 
alimidir. 774 [m. 1372] de Samda vefat etdi. On cild tefsirini hadis-i seriflerle 
aciklamis ve kendi goriislerini de kansdirmis oldugu (Kesf-iiz-zunun)da yazilidir. 

887. 

453 — IBM MACE "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Abdullah Muhammed bin 
Yezid, hadis alimlerindendir. (Siinen) kitabi cok kiymetlidir. 209 [m. 824] da 
Kazvinde tevelliid, 273 [m. 886] de vefat etdi. 424, 449, 467, 643, 775, 784, 1004, 1025. 

454 — IBNI MELEK (veya MELIK) "rahmetullahi teala aleyh": Adi Abdiil- 
latifdir. Hanefifikh alimlerindendir. izmirin (Tire) kasabasmda ders verirdi. 801 
[m. 1399] de vefat etdi. (Usul-i fikh) kitabi olan (Menar) serhi meshurdur. 279, 473. 

455 — IBNI MENDE "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Abdullah Muhammed 
bin Ishak bin Muhammed bin Yahya bin Mende, hadis alimidir. Ucytizonda tevel- 
liid ve iicyiizdoksanbes 395 [m. 1005] senesinde vefat etdi. (Esma-iis-sahabe) ve (Ta- 
rih-i isbehan) kitablan meshurdur. 1014. 

456 — IBNI MERZUK "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Ahmed bin 
Merzuk Semseddin Ebu Abdullah Tilmsani, Maliki fikh alimidir. 711 [m. 1311] de 
Tilmsanda tevelliid ve 781 [m. 1379] de vefat etdi. IBNI MERZUK, Muhammed 
bin Ahmed bin Muhammed, birincinin torunu olup, 842 de Kahirede vefat etdi. Cok 
kitab yazdi. IBNI MERZUK, Osman bin Merzuk, tesavvuf buyiiklerinden ve 
Hanbeli idi. 564 de Misrda vefat etdi. 632. 

457 — IBNI MUVAFFIK: All bin Muvaffik Bagdadi, Ziinnun-i Misrinin arka- 
dasi idi. Yetmisdort hac yapdi. 265 [m. 879] senesinde vefat etdi. 1011. 

458 — IBNI NASR "rahmetullahi teala aleyh": Nasr bin Ibrahim bin Nasr 
Mukaddesi Samda hadis ve Safi'ireis-ul-ulemasi idi. 490 [m. 1097] senesinde ve- 
fat etdi. (Hucce) kitabi meshurdur. C°k alim, miittekiidi. 465. 

459 — IBNI NUCEYM-I OMER "rahmetullahi teala aleyh": Omer bin Ibra- 
him ibni Niiceym-i Misri, Hanefifikh alimidir. 1005 [m. 1597] senesinde Misrda ve- 
fat etdi. Biiyiik kardesi ve hocasi olan Zeynel'abidin ibni Niiceym-i Misri yamn- 
dadir. imam-i Nesefinin (Kenz) fikh kitabim serh ederek, (Nehr-iil-faik) adini ver- 
misdir. 

460 — IBNI NUCEYM ZEYNUL'ABIDIN "rahmetullahi teala aleyh": Zey- 
nel'abidin bin Ibrahim ibni Niiceym-i Misri, [926] da tevelliid ve 970 [m. 1562] de 
Misrda vefat etdi. Hanefifikh alimidir. (Esbah), (Zeyniyye), (Kebair) kitablan ve 
iisul-i fikhdan (Menar) serhi meshurdur. (Kenz) kitabim serh ederek (Bahr-iir-ra- 
lk) adini vermisdir. Yedi cild olup, bir cild tekmilesi ile ve ibni Abidinin bunlara 
Hasiyesi ile birlikde 1311 de Misrda ve 1393 [m. 1973] de Beyrutda basilmisdir. 219, 
282, 284, 310, 316, 318, 319, 341, 365, 587, 619, 629, 822, 845, 872, 998, 1001, 1053. 

-1115- 



461 — IBNI NUSAYR: Onbirinci imam olan Hasen bin Ali Askerinin adam- 
larmdan oldugunu soylemisdir. Buna inananlar, kendilerine (Nusayri) dediler. Iran- 
da, Irakda ve Suriyede cokdurlar. Si'ilerin bir firkasi oldugu (Milel ve Nihal)de ya- 
zilidir. Allah, hazret-i Aliye ve cocuklarma hulul etmisdir. Onlarm seklinde goriin- 
miisdiir. Batm esrarmi ancak onlar bilir dedi. 259 [m. 873] da oldii. 487. 

462 — IBNI RAVENDI: Ahmed bin Yahya, isfehanh bir yehudi donmesinin 
ogludur. Bagdadda Mu'tezili firkasinda iken, taskmhk yaparak miilhid olmusdur. 
Ya'm mezhebsizdir. Cok hadis uydurmusdur. Yehudilerden para alarak miisliman- 
lari aldatici kitablar yazardi. 293 [m. 906] senesinde oldii. 650. 

463 — IBNI SINA: Ebu Ali Hiiseyn bin Abdullah, felesof ve tabib idi. 370 [m. 
980] de Buhara civannda tevelliid, 428 [m. 1037] de Hemedanda vefat etdi. Ara- 
bi ve farisi, cok kitab yazdi. Vezir iken, isledigi haksiz islerine hastalandigmda tev- 
be etdi ise de, eski Yunan felesoflarmm kiifre sebeb olan fikrlerinden siynlama- 
digi, (Mu'ad) ve (Miistezad) kitablanndan anlasildigi, imam-i Rabbaninin 245. ci 
ve 266. ci mektublannda ve imam-i Gazalinin (El miinkiz) kitabinda bildirilmek- 
dedir. 81, 497, 737, 757, 758, 759, 962. 

464 — IBNI SIRIN "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Bekr Muhammed bin Si- 
rin Tabi'mdendir. Basrahdir. [33] de tevelliid, 110 [m. 729] senesinde vefat etdi. 
Hadis alimi ve rii'ya ta'bircisi idi. 600. 

465 — IBNiSSA'ATI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin AliBa'lebeki, ha- 
nefifikh alimidir. 694 [m. 1294] senesinde vefat etdi. (Mecma'ul-bahreyn ve Miil- 
tekanehreyn) ve bunun serhi meshurdur. ibni Saati Muhammed bin Alibaska olup, 
saat i'malinde mahir idi. Sultan Nureddin Zenginin emri ile, Samda cami'i kebir 
kapisindaki saatlan yapmis, 628 [m. 1230] da vefat etmisdir. 444. 

466 — IBNiSSERRAC "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Bekr Muhammed bin 
Sim nahv alimi idi. 316 [m. 928] senesinde vefat etdi. Bir de Muhammed bin 
Sa'id vardir ki, Endiiliisde tevelliid, 549 [m. 1155] senesinde Misrda vefat etdi. Ma- 
lik! idi. Nahv alimi idi. 478, 1011. 

467 — IBM TEYMIYYE: Ahmed bin Abdulhalim Harrani, Samda hanbeli fikh 
ve hadis alimi idi. 661 [m. 1263] de Harranda tevelliid, 728 [m. 1328] de Samda 
kal'ada habsde iken, hastalanarak vefat etdi. Cok kitab yazdi. Si'ileri ve eski Yu- 
nan felesoflanni red etdi. Ehl-i siinnete uymiyan yazilarmdan dolayi Misrda iki def'a 
habs edildi. (El-ubudiyyet) kitabinda, Allahii tealamn ismini zikr etmenin bid'at 
ve dalalet oldugunu bildirmekde ve tesavvuf alimlerine cirkin iftiralar yapmakda- 
dir. Bu kitabmi, Pakistanda Sadriiddm sahib isminde bir vehhabi, urdu diline ter- 
ceme etmis ve 1401 [m. 1981] de, (Hakikat-i ubudiyyet) ismi ile nesr edilmisdir. Mer- 
dan sehrinin kadisi, allame Habib-iil-Hak Permuli, buna bir reddiyye yazarak, (Zik- 
rullah) ismi ile nesr eylemisdir. Bu reddiyyeye Pakistan alimleri, takrizler, tasdik- 
ler yazmislardir. ibni Teymiyyeden once vefat etmis olan, Taciiddin Ahmed ibni 
Ataullah iskenderaninin (Miftah-ul-felah ff-zikrillah) kitabi da, bu iftiralan, kuv- 
vetli delillerle, vesikalarla red etmekdedir. Allame ibni Hacer-i Mekki hazretle- 
ri (Fetava-yi hadisiyye) kitabinda, buna, (Allahii tealamn, sapitmasma ilmini se- 
beb etdigi kimsedir) buyurdu. Cami'ul-ezherdeki hanefi alimlerinden Muhammed 
Bahitin (Tathir-iil-fiiad min-denisil i'tikad) kitabi ve (Et-Tevessiilii bin Nebi ve bis- 
Salihfn) ve (Sevahid-iil-hak) ve (Cevahir-iil-bihar) kitablan, ibni Teymiyyenin da- 
lalete dusdligunii vesikalarla isbat etmekdedirler. ilk iki kitab, 1396 [m. 1976] se- 
nesinde, istanbulda, ofset yolu ile basdinlmisdir. ikinci kitab (Beraet-iil-E$'ariy- 
yin) adi ile Samda basilmisdir. (Cevahir)in bu kismi, (En-ni'met-iil-kiibra) mevlid 
kitabina ek olarak, istanbulda basdinlmisdir. (Essirat-ul-miistekfm) kitabinda, 
Abdullah ibni Abbas gibi biiyiik sahabileri tekfir etdigi (Kesfiizzunun)da yazihdir. 

Hindistandaki biiyiik alimlerden Muhammed Abdiil'aziz Ferharevi, (Nebras) 

-1116- 



ismindeki, serh-i Akaid serhinin hasiyesi, yiizonaltmci sahifesinde diyor ki: ibni 
Hacer Askalani, (Ed-diirer-iil-kainine)de diyor ki, (ibni Teymiyye, kabrin-Nebi- 
yi "sallallahii aleyhi ve sellem" ziyaret icin sefere cikmak haramdir dedi. All "ra- 
diyallahii anh" iman etdigi zeman cocuk oldugu icin miislimanligi sahih olmadi de- 
di. Osman ibni Affan "radiyallahii anh", mail cok severdi dedi. (Siinen) kitabla- 
rmdaki hadislerden za'if olanlan bile red etdi. Alimler, bunun hakkmda ihtilaf et- 
diler.) Onu ovenlerden, imam-i Zehebi bile, (O da insandir. Giinahlan, hatalan 
elbet olacakdir) dedi. Allame Ahmed ibni Hacer-i Mekki (El-cevher-iil-mun- 
zam)da diyor ki, (ibni Teymiyye oyle bir kimsedir ki, bozuk sozlerine ve ciiriik ve- 
sikalarma, biiyiik alimler cevab vermisler ve diisuncelerinin cirkinligini ortaya koy- 
muslardir. [Sam, Misr ve Kudusde kadilik yapmis olan safi'ifikh ve hadis alimle- 
rinden Muhammed] izz-ibni Cema'a, onun icin, Allahii tealanm dalalete suriikle- 
digi, azdirdigi ve zillet gomlegi giydirdigi kimsedir. islam alimlerine ve bilhassa Hu- 
lefa-i rasidine karsi ahmakca i'tirazlarda bulunmusdur demisdir. Akh noksan 
olan kimsede irfan bulunur mu?). imam-i Ebiil-Hasen Siibki diyor ki, (ibni Tey- 
miyye, ilmi akhndan cok olan bir kimsedir. Ona Seyh-ul-islam diyenin kafir ola- 
cagmi soyliyenler vardir.) Celaliiddm-i Devani (Akaid-i Adudiyye serhi)nde di- 
yor ki, (ibni Teymiyyenin ba'zi kitablarmda, Ars kadimdir dedigini gordilm.) 
Celaliye yapilan hasiyede, (ibni Teymiyyenin sapik sozleri haddi asinca, Kahire- 
de Kal'a-i Cebelde, Kadilkudat Zeyniiddin-i Maliki baskanligmda, derin alimler 
toplandi. ibni Teymiyye bunlara cevab veremedi. Yediyiizbes senesi idi. Habsine 
karar verildi. Samda ve baska yerlerde, (ibni Teymiyyeye uyanm mah ve cam ha- 
laldir) denildigi (Miratiil-cenan)da yazihdir. Yediyiizyedide tevbe edip, serbest bi- 
rakildi. Soziinde durmadi. Tekrar habs edildi. Yine tevbe etdi. Samda yerlesdi.) 
Nebrasm hasiyesinden terceme temam oldu. ibni Teymiyyenin (Kaza nemazi kil- 
mak lazim degildir. Her hayrli is kaza nemazi olur) sozii, dalaletinin biiyiik sahi- 
didir. 

Biiyiik alim Cemaliiddin Muhammed Muzcaci, (Hidayet-iil-halik) kitabmda, 
Muhyiddin-i Arabi hazretlerini medh ve miidafe'a ve ibni Teymiyyeyi red ve ib- 
tal etmekdedir. Bu kitab, istanbulda Siileymaniyye umumikiitiibhanesinde, Veh- 
bi efendi kismmda altiyiizkirkalti [646] numarada mevcuddur. 

ibni Teymiyye, Ehl-i siinnet alimlerinin buyukltigiinii anlamamis, tesavvufu in- 
kar etmis, Ehl-i siinnetden aynlmisdir. Kitablan, kendilerine (Selefiyye)ci diyen 
mezhebsizlere kaynak olmakdadir. Mezhebsizler, onu ovmekde, islam miiceddid- 
lerinin piri demekdedirler. ibni Teymiyyenin saki ve dalaletde oldugu (Seyf-iil-Ceb- 
bar) ve farisi (Ta'lim-us-siibyan)da da yazihdir. Abdiirrazik pasa diyor ki, (Veh- 
habilik, bir bakimdan ibni Teymiyyeye bagh oldugu gibi, son asnn islam miiced- 
didi bilinen Muhammed Abdiihdeki dinde reform fikrleri de, bir bakimdan, ibni 
Teymiyyeye baghdir.) Abdiirrazik pasa, 1366 [m. 1946] da oldu. Hocasi Abdiihiin 
ve yardimcisi Resid Rizanm Cami'ul-ezherde yaydiklan yikici fikrleri yerlesdir- 
mek icin ugrasmalan basansiz kaldi. Sudandaki maliki alimlerinden Tahir Muham- 
med Siileyman, (Zahiretiil-fikhil-kiibra) kitabmda diyor ki, (ibni Teymiyyenin soz- 
lerinin kiymeti yokdur. O, dalaletdedir ve miislimanlan dalalete siiruklemekde- 
dir. Miislimanlann icma'indan ayrilmis, bid'at yolunu tutmusdur. islam alimleri, 
onun dalaletde [sapik] oldugunu, sozbirligi ile bildirdi. Kutbiid-Berdiri, (Serh-i 
Muhtasar)da, bunu uzun yazmakdadir). (Zahire)nin ikinci baskisi, 1409 [m.l989]da 
yapilmisdir. Dal ve mudil oldugu, Savi tefsiri 107. ci sahifesinde de yazihdir. Da- 
ha cok bilgi almak icin ikinci kismda, onyedinci maddeyi ve (Faideli Bilgiler) ki- 
tabim okuyunuz! 

Yukanda adi gecen, bid'at sahibi Ahmed ibni Teymiyye ile Ehl-i siinnet olan Fah- 
riiddin Muhammed bin Ebilkasim ibni Teymiyyeyi birbiri ile kansdirmamahdir. Bu, 
542 [m. 1146] de Harranda tevelliid ve 621 [m. 1223] de vefat etmisdir. Hanbelifikh 

-1117- 



kitabi ve tefsiri vardir. 58, 131, 262, 272, 280, 310, 348, 349, 408, 419, 442, 447, 448, 450, 
453, 454, 459, 461, 462, 463, 467, 469, 482, 490, 491, 492, 494, 496, 497, 498, 499, 531, 1011, 
1077, 1092, 1102, 1115, 1127, 1136, 1148, 1168, 1179, 1181, 1183, 1184, 1192, 1194, 1198. 

468 — IBNI VERDI "rahmetullahi teala aleyh": Zeyneddm Omer ibni Verdi 
Halebi, edib ve Safi'i fikh alimidir. 688 [m. 1289] de tevellud, 749 [m. 1348] da Ffa- 
lebde vefat etdi. (Lamiyye) kasidesi meshurdur. 1136. 

469 — IBNURRUSD: Kadi Muhammed bin Ahmed ibniirrlisd, alim degil, En- 
diiliisde yetisen bir felesof idi. 514 [m. 1120] de Kurtubada tevellud, 595 [m. 1198] 
de Merraktisde vefat etmisdir. Cok kitab yazdi. Kitablan latinceye terceme edil- 
misdir. Fransiz (Ernest Renan), bunun hayatmi, fikrlerini yazmis, bu kitabi ticiin- 
cti olarak 1272 [m. 1856] de Parisde basilmisdir. Din bilgilerini, kendi goriisiine go- 
re anlatmis, imam-i Gazaliye karsi, felsefecileri miidafe'ada bulunmusdur. Ehl-i 
siinnet alimi olan Muhammed ibniirrusd, bunun dedesi idi. 462, 463, 532, 1103. 

470 — IBN-US-SAKKA: 982. ci sirada Yusiif Hemedani ismine bakimz! 

471 — IBRAHIM "aleyhisselam": Muhammed aleyhisselamm dedelerindendir. 
Ondan sonra, Peygamberlerin en iistunudiir. Halilullahdir. ishak aleyhisselamm 
babasidir. ishak aleyhisselamm annesi Sara idi. isma'il aleyhisselamm da babasi- 
dir. Bunun annesi Hacer idi. Ibrahim aleyhisselamm babasi, Taruh admda bir 
mii'min idi. Kafir olan Azer, iivey babasi ve amcasi idi. Irakda, eskiden hiikumet 
siiren Geldaniler yildizlara tapardi. Cenab-i Hak, bunlara Ibrahim aleyhisselami 
peygamber olarak gonderdi. Ona on suhuf [forma] indirdi. Bunlar Siiryanikonu- 
surdu. Siiryani yazisi, islam yazisina benzemekdedir. Bassehrleri Babil idi. inan- 
madilar. Baslari olan Nemrud, onu atese atdi. Ates, onu yakmadi. Ibrahim "aley- 
hisselam", kardesinin oglu Lut "aleyhisselam" ile amcasinin kizi ve zevcesi Sara- 
yi ve kendisine inananlan ahp once Sama, sonra Misra ve oradan Ken'an iline git- 
di. Isma'il "aleyhisselam" ile birlikde Ka'be-i mu'azzamayi yeniden yapdilar. 
Yiizyetmisbes yasmda vefat edip, Kudiisde Haliliirrahman civanna defn edildi. 30, 
343, 354, 356, 364', 373, 375, 379, 386, 387, 389, 390, 391, 420, 482, 488, 677, 683, 740, 
757, 769, 779, 988, 1079, 1110, 1122, 1123, 1130, 1139, 1154, 1182. 

472 — IBRAHIM "radiyallahii anh": Resulullahm ogullannin iiciincusu ve 
biitiin cocuklannm sonuncusudur. Herakliiisun Misr valisi olan Mukavkasin he- 
diyye gonderdigi Mariyenin ogludur. Hicretin sekizinci [8] senesi tevellud edip, bir- 
bucuk yasinda iken, vefat etdi. Hasta iken, Resulullah kucagma ahp mubarek goz- 
lerinden yas akardi. Vefati icin giines tutuldu dediler. Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" bunu isitince, (Ay ve giine$ Allahii tealamn varhgini ve birligini gos- 
teren iki mahlukudur. Kimsenin olmesi, kalmasi ile tutulmazlar. Onlari goriince 
Allahi hatirlayiniz!) buyurdu. ibrahim vefat edince, (Ya Ibrahim! Oliiiiiiine cok 
iiziikliik. Gozlerimiz aghyor, kalbimiz sizhyor. Fekat, Rabbimizi giicendirecek bir- 
§ey soylemeyiz) buyurdu. Mariye hatun miisliman olup, hicretin onaltismda Me- 
dmede vefat etdi. Cenaze nemazmi Omer "radiyallahii anh" kildirdi. 329, 453. 

473 — IBRAHIM AGA "rahmetullahi teala aleyh": Uctincii Murad hanm ba- 
biisse'ade agasidir. Haydarpasa ile Kosuyolu arasinda bir mescidi vardir. 988 [m. 
1580] senesinde yapilmisdir. Surre alaylan hacca giderken, burada veda'lasirlar- 
di. 

474 — IBRAHIM BIN ABDULLAH "rahmetullahi teala aleyh": imam-i Ha- 
senin soyundandir. Halife olmak istedi. Mensur askeri ile yapdigi savasda 145 [m. 
763] senesinde sehid edildi. 444. 

475 — IBRAHIM BIN EDHEM: Belh padisahinm veya kizimn ogludur. Baba- 
si Edhemdir. Omeriil-Faruk neslindendir. Samda Cestiyye Evliyasmm buyiiklerin- 
dendir. [96] da tevellud, 162 [m. 779] senesinde vefat etdi. 73, 644, 677, 687, 787, 
788,789,909,1112. 

-1118- 



476 — IBRAHIM BIN SEYBAN "rahmetullahi teala aleyh": Kazvinlidir. S6- 
fiyye-i aliyyedendir. ibrahim-i Havvasm arkadasi idi. 337 [m. 949] de vefat etdi. 

477 — IBRAHIM HAKKI "rahmetullahi teala aleyh": S6fiyye-i aliyyedendir. 
Erzurumda, Hasen kal'a kasabasmda tevelliid, 1195 [m. 1781] senesinde Si'ridde, 
Tilloda vefat etdi. Kadiriidi. Fakirullah isma'il Tilevinin halifesidir. (Ma'rifetna- 
me) kitabi ve 1263 [m. 1846] de divam basilmisdir. 187, 541. 

478 — IBRAHIM HAN "rahmetullahi teala aleyh": Sultan Ibrahim, islam ha- 
lifelerinin sekseniicunctisii ve Osmanh padisahlarimn onsekizincisidir. Birinci 
Ahmed nan ile Mah-i peyker kosem Sultamn ogludur. Binyirmidortde tevelliid et- 
di. Binkirkdokuz 1049 [m. 1640] da halife oldu. 1058 [m. 1648] de sehid edildi. Gi- 
rid adasinin fatihidir. Dmine cok bagh oldugu icin, kafirler, bunu cok kotiilediler. 
Yalan hikayeler uydurdular. Gencleri aldatdilar. Onyedinci sirada, Abdiilhamid 
nan (I) ismine bakimz! 1062, 1132, 1144, 1184. 

479 — IBRAHIM-I HA WAS "rahmetullahi teala aleyh": Ciineyd-i Bagdadi- 
nin eshabmdan idi. 291 [m. 903] de Rey sehrinde cami'de vefat etdi. Babasi isma'il- 
dir. Havvas, hurma yapragmdan, zenbil dokuyucu demekdir. 685, 686. 

480 — IBRAHIM-I MUTEFERRIKA "rahmetullahi teala aleyh": Macar iken 
islam dmini tercih etmis, miisliman olmusdur. [1139] da ruhsat ahp, metal harfler 
dokerek ilk islam matba'asim kurmusdur. En once (Vankuli) liigatini basdi. ilm 
ve fen adami idi. Latinceden tercemeleri ve fenni kitablan vardir. 1158 [m. 1744] 
senesinde vefat etdi. 542. 

481 — IBRAHIM-i NEHA'I "rahmetullahi teala aleyh": Fikh alimlerindendir. 
Hammadm hocasi idi. Hammad da, imam-i a'zam Ebu Hanifenin hocasi idi. 96 [m. 
715] senesinde Kufede vefat etdi. 211, 268, 439, 1077, 1106. 

482 — IBRAHIM PASA (Damad) "rahmetullahi teala aleyh": Bosnahdir. 991 
[m. 1582] de Misr valisi oldu. Derezileri terbiye etdi. 992 [m. 1583] de sultan 
iiciincu Muradm damadi oldu. 1004 [m. 1595] de sultan uciincii Muhammedin 
sadr-i a'zami [Basvekili] oldu. 1010 [m. 1601] senesinde vefat etdi. Sahzade cami'i 
serifi yanmdaki tiirbededir. 487. 

483 — IBRAHIM PASA (Damad) "rahmetullahi teala aleyh": Nevsehrlidir. 
Uciincii Ahmed hanin damadi ve sadr-i a'zami idi. 1143 [m. 1730] de, patrona Ha- 
lil lsyamnda sehid edildi. Sahzade basmda yapdirmis oldugu mescid yamndadir. 
Cengelkoyiinde, kuleli lisesi oniindeki cami'i Ibrahim pasamn damadi, kaptan-i der- 
ya Kaymak Mustafa pasa 1137 [m. 1724] de yapdirdi. 1143 [m. 1730] de patrona Ha- 
lil lsyamnda sehid edildi. Divan yolunda Parmakkapi Kara Mustafa pasa medre- 
sesi kabristamndadir. Uskiidarda (Kaptan pa$a cami'i)ni de 1140 [m. 1727] da bu 
yapdirmisdir. 1092, 1100. 

484 — IBRAHIM PASA (Kavalah) "rahmetullahi teala aleyh": Mehmed All pa- 
samn biiyiik oglu idi. 1204 [m. 1789] de Kavalada tevelliid, 1265 [m. 1848] de Misrda 
vefat etdi. Cidde valisi oldu. Sultan Mahmud hamn emri ile vehhabilerle harb etdi. 1233 
[m. 1818] sonunda, bassehrleri Der'iyyeyi aldi. Vehhabiler, sonra Riyadi hiikumet mer- 
kezi yapdilar. Sonra Mora isyanmi basdirdi. 1247 [m. 1831] de de sultan ikinci Mah- 
muda lsyan ederek Suriyeyi aldi. Kiitahyaya kadar geldi. 1248 [m. 1832] de Suriye ve 
Adana, Misra verildi. 1264 [m. 1847] de tekrar lsyan etdi ve ilerledi ise de, ingiltere 
ise kansip Suriyeyi Osmanhlara birakdi. 1262 [m. 1845] de, babasi Misnn idaresini bu- 
na birakdi. 1265 [m. 1848] de halifeden, miistekil vali demek olan (Hidfv) unvanim al- 
di ise de, o senede babasindan birkac ay evvel vefat etdi. Yerine Tosun pasamn og- 
lu birinci Abbas hidiv oldu. Bu da 1271 [m. 1854] de vefat edince, yerine Ibrahim pa- 
samn oglu Sa'id pasa gecdi. Sa'id pasa 1238 [m. 1822] de tevelliid etdi. Siiveys kana- 
hm ve Port Sa'id sehrini yapdirdi. 1280 [m. 1863] de vefat etdi. Yerine kardesi isma'il 
pasa hidiv oldu. Onyedinci [17] sirada Abdiilhamid nan (I) adina bakimz! 1062. 

-1119- 



485 — IDRIS "aleyhisselam": Sit aleyhisselamin torunlarmdandir. Allahil te- 
ala, buna otuz sahife [forma] gonderdi. Eski Yunanhlarm Hermens dedikleri 
kimse ve daha sonraki felesoflan, fizik, kimya ve tib bilgilerini, idris aleyhissela- 
min kitabmdan caldilar. Kalem ile kitablar yazan ve igne ile dikis diken budur. Da- 
ha once, deriden elbise giyilirdi. Diri olarak goke kaldinldi. 79, 81, 356, 482, 525, 
737,1157. 

486 — ILYAS: Resulullahm onyedinci babasidir. Ka'beye sel basmca ye'se 
dusdtigii icin ilyas denildi. Ka'beye kurban kesmek bundan kalmisdir. Hac yapar- 
ken belinde Resulullahm tekbir, telbiye sesini isitirdi. 390. 

487 — IMAD IBNI KESIR: Ebiil-fida isma'il bin Omer 774 [m. 1372] de vefat 
etdi. Safi'idir. Dortyiizelliikinci sirada, ibni Kesir ismine bakmiz! 887. 

488 — IMADUDDIN-i ZENGI: Atabek sultanlarmdan iicunun ismidir. Birin- 
cisi, Musulda ve Halebde hiikumet siiren Atabek devletinin kurucusudur. Selcuk 
htikumdan sultan Mahmud bin Muhammed bin Meliksahm Musulda valisi iken 521 
[m. 1127] de Halebi aldi. 524 [m. 1130] de Hachlarla harb edip galib geldi. Ondo- 
kuz yil hiikumet siiriip 540 [m. 1146] senesinde vefat etdi. Miilkii ikiye aynldi. Og- 
lu Nureddin Mahmud Zengi Haleb sultam oldu. Diger oglu, Kiitbuddin Mev- 
dud, Musul sultam oldu. ikinci imadiiddin bin Kutbiiddin Mevdud Zenginin ba- 
basi, besyiizaltmisbes [565] de oliince, kardesi Seyfiiddin bin Kutbiiddin, sonra di- 
ger kardesi izzeddin Mes'ud, Musul sultam, imadiiddin de Sincar sultam oldular. 
Haleb sultam isma'il Salih bin Nureddin besyiizyetmisyedi [577] de vefat edince, 
imadiiddin Haleb sultam oldu. Besyiizdoksaniki [592] de vefat edince, yerine og- 
lu Kutbiiddin Muhammed gecdi. izzeddin Mes'ud besyiizseksendokuz [589] da ve- 
fat edince, oglu Nureddin Arslan Sah, Musul sultam oldu. Bedreddin Lulu, bunun 
kolesi idi. Bu da altiyiizyedi 607 [m. 1210] de vefat edince, yerine oglu Kahir iz- 
zeddin Mes'ud gecdi. Bu da altiyiizonyedi 617 [m. 1220] senesinde vefat etdi. Ye- 
rine oglu ikinci Arslan Sah gecdi. Bu on yasmda oldugundan, Lulu idareyi eline 
aldi. Az zemanda Arslan Sah oliince, oglu iiciincu imadiiddin, Nusaybin ve Hak- 
karide sultan oldu. imadiiddinin zevcesi, Erbil hakimi Muzafferiiddin Ebu Sa'id 
Kiikburinin kizi idi. Kiikbtiri, mevlid cem'iyyetleri yapmakla meshurdur. Bunun 
zevcesi Rabi'a hatun, Salahuddin-i Eyyubinin hemsiresi idi. imadiiddin ile birle- 
serek Bedreddini maglub etdiler. imadiiddinin miilkii genisledi. Bedreddin Liilii 
seyh Hasen-i Yezidi iizerine gonderildi. Yezidiler dagildi. 489. 

489 — IMAM-I RABBANI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Abdulehad, 
derin alim, biiyiik Veliidi. Miictehid idi. islam alimlerinin gozbebegidir. Tesavvuf 
bilgilerinin miitehassisi idi. Alimlerin onderi, Velilerin bas taci idi. (Mektubat) ki- 
tabi, tic cild olup, besyiizotuzalti mektubunun toplanmasmdan meydana gelmis- 
dir. Kelam, fikh bilgilerini ve Resulullahm giizel ahlakim acikhyan bir deryadir. 
Bu deryadan inci mercan cikarmak, ancak usta dalgiclara nasib olur. Farisi ash Hin- 
distanda ve Efganistanda basilmis ise de, 1392 [m. 1972] senesinde Pakistanda ba- 
silmis olam pek nefisdir. Bu farisi baskmm, foto-kopisi 1397 [m. 1976] senesinde, 
istanbulda Hakikat Kitabevi tarafmdan gayet nefis olarak basdinlmisdir. Birin- 
ci cildi tiirkceye terceme edilerek (Mektubat Tercemesi) adi ile basdinldi. Farisi 
el yazmasi, istanbul Bayezid kiitiibhanesinde [1790] sayida ve Siileymaniyyenin ce- 
sidli kismlarmda vardir. 971 [m. 1563] de Hindistanda, Serhend sehrinde tevelliid 
etdi. Omriiniin sonuna dogru, mezhebsizlerin iftiralan iizerine, 1027 senesinde Se- 
lim sah tarafmdan Gwaliyar sehrinde habs edildi. [1029] da cikanldi. Bin rupye ih- 
san olunup, iki sene daha askerde kaldi. Kis aylannda nefes darligi olurdu. [1624] 
Kanun-i evvel [arahk] aymm onuncu ve binotuzdort 1034 Safer ayi yirmidokuzun- 
cu sah giinii, Serhendde vefat etdi. Evinin yanma defn edildi. Efganistan padisa- 
hi Sah-i zeman, imam icin biiyiik ve cok san'atli bir tiirbe yapdirdi. iki oglu Mu- 
hammed Sadik ve Muhammed Sa'id de bu tiirbededirler. Sah-i zeman, on metre 

-1120- 



uzakdaki ttirbede zevcesi ile birlikdedir. 

(Mektubat) kitabmi Muhammed Murad-i Kazani farisi dilinden arabiye terce- 
me etmisdir. Bundan secilen yiizdoksandort ve farisi (Mektubat)dan secilen yiizel- 
libir mektub (Miintehabat) adi ile iki kitab halinde basdinlmisdir. imam-i Rabba- 
ni hazretlerinin hal tercemesi, Muhammed Hasim-i Kesmi tarafindan farisi olarak 
yazilmis, buna (Berekat) veya (Makamat-i Ahmediyye) ve (Zubde-tiil-makamat) 
denilmisdir. Muhammed Ma'sum-i Farukinin torununun oglu olan Gulam Mu- 
hammed Ma'sumun torununun torunu hace Muhammed Fadlullah, (Umde-tiil- 
makamat) admdaki farisi kitabinda, dedelerinin hayatlanni uzun bildirmekdedir. 
1397 de Kabilde ve 1416 [m.1996] da istanbulda basilmisdir. 99. cu sahifesinde di- 
yor ki, (imam-i Rabbanmin ondordiincii dedesi Sihabiiddm AliFerruh Sah, Gaz- 
nevi sultanlarmm Kabil valisi idi. Gaznevi hiikumeti yikilmca, Kabilde hiikumet re- 
fsi oldu. Birkac sene sonra, hiikumeti terk ederek, tesavvufda cahsarak biiyiik ve- 
il oldu. Kabil civarmda medfundur. Mahdum-i cihaniyan seyyid Celaliiddin-i Bu- 
hari Buharadan Hindistana gelirken, damadi ve halifesi olan imam-i Refi'iiddini be- 
raber getirdi. imam-i Refi'iiddm, imam-i Rabbanmin altmci ceddidir. Delhi sulta- 
m Firuz Sahm emri ile, ormanhk olan Serhendi sehr haline koydu. Sehr haricinde- 
ki tiirbededir. imam-i Rabbaninin validesi de burada medfundur). Hakikat Kita- 
bevinin istanbulda nesr etdigi (Documents of the Right Word) kitabinda, ingiliz- 
ce olarak yazihdir. Muhammed Fadlullah, [1238] de Kandiharda vefat etdi. Bedriid- 
din-i Serhendmin farisi (Hadarat-iil-kuds) kitabinda da, hal tercemesi uzun yazih- 
dir. Bu kitab 1391 [m. 1971] de Pakistanda cok giizel basilmisdir. Istanbul Bayezid 
kiitiibhanesinde [1788] sayida el yazisi ile vardir. Hace zade Ahmed Hilmi efendi- 
nin istanbulda [1318] de basilan tiirkce (Hadika-tiil-evliya) kitabi da, imam-i Rab- 
baninin ve iistadlarmm hayatlanni ve kerametlerini uzun bildirmekdedir. 

Sah-i Dehlevi Gulam Ali Abdullah "kuddise sirruh", talebesinin biiyiiklerinden 
mevlana Halid-i Bagdadiye "kuddise sirruh" gonderdikleri bir mektubda, Mevla- 
nanm derece ve faziletlerini uzun uzun anlatdikdan sonra, imam-i Rabbani "kud- 
dise sirruh" hakkmda soyle buyuruyor: (Alimler ve arifler soylemisler ve yazmis- 
lardir ki, imam-i Rabbaniyi sevenler, mii'min ve miitteki olanlardir. Sevmiyenler 
de, mtinafik ve sakilerdir. islam memleketleri hazret-i Miiceddidin feyz ve niirla- 
n ile doldu. Butiin miislimanlara, hazret-i Miiceddidin "rahmetullahi aleyh" 
ni'metlerine siikr ve hamd etmesi vacib oldu.) Baska bir mektubunda, (insanda bu- 
lunabilecek her kemali, her ustiinliigii, Allahii teala, imam-i Rabbani hazretleri- 
ne vermisdir. Vermedigi yalniz Peygamberlik makami kalmisdir) demis ve asagi- 
daki ruba'iyi yazmisdir: 

Her letafet ki, nihfin bud pes-i perde-i gayb, 
heme der suret-i hub-i tu lyan sahte end, 
Herci ber safha-i endive ke$ed kilk-i nival, 
sckl-i niutbii'i tu ziba-ter ezan sahte end. 

1394 [m. 1974] senesinde, Pakistanm Seyhufure sehrinde, Urdu dili ile basilmis 
olan (Meslek-i Miiceddid) kitabinda ve (El-Hadaik-ul-verdiyye) kitabinda da, 
imam-i Rabbani hazretlerinin hal tercemesi yazihdir. Bu iki kitabdaki hal terce- 
meleri bir arada olarak, 1396 [m. 1976] senesinde, istanbulda ofset yolu ile basdi- 
nlmisdir. (Hak Soziin Vesikalan)nda da cok giizel yazihdir. 

Muhammed bin yar Muhammed Burhanpurinin (Atiyyet-iil-vehhab El-fasila- 
tii beynel-hakki vessavab firreddi alelmu'tendi alesseyhi Ahmed-el-Faruki) kita- 
binda kerametleri yazihdir. Bu kitab, arabi mektubatin iiciincii cildi hasiyesinde 
basilmisdir. Muhammed beg 1110 [m. 1698] da vefat etdi. 

imam-i Rabbaninin farisi (Redd-i revafid) kitabi ve tiirkce tercemesi ve (isbat- 
iin-nubiivvet) ve (Mebde ve me'ad) kitabi istanbulda nesr edilmisdir. (Adab-iil- 

- 1121 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:71 



miiridin), (Ta'likat-iil-avarif), (Tehliliyye), (Serh-i ruba'iyyat-i Abd-il-Baki), 
(Me'arif-i lediinniyye), (Miika$efat-i gaybiyye) ve baska eserleri de vardir. (Cehl 
hadis-i mubarek) risalesi, (Miika$efat) kitabinm sonunda basilmisdir. 9, 10, 11, 16, 

20, 33, 43, 50, 70, 78, 84, 120, 125, 135, 148, 215, 263, 280, 282, 314, 365, 372, 398, 
400, 404, 419, 438, 462, 509, 510, 604, 646, 713, 720, 741, 742, 761, 765, 768, 771, 772, 
776, 777, 785, 852, 909, 911, 915, 918, 920, 921, 922, 923, 931, 935, 936, 947, 950, 952, 
953, 956, 958, 962, 969, 973, 980, 993, 996, 1002, 1048, 1049, 1052, 1053, 1055, 
1057, 1060, 1061, 1063, 1064, 1067, 1072, 1073, 1086, 1106, 1108, 1111, 1116, 1129, 
1134, 1141, 1142, 1144, 1145, 1146, 1147, 1148, 1149, 1154, 1163, 1165, 1167, 1182, 
1195. 

490 — IMAM-UL-HAREMEYN: iki danedir. Biri, hanefi afimlerinden Ebu 
Muzaffer Yusiif Curcamdir. ikincisi, Abdtilmelik bin Abdullah Nisapuri olup, Sa- 
fi'i hadis ve fikh alimidir. [419] da Nisapurda tevelliid ve 478 [m. 1085] de orada 
vefat etdi. Uzun zeman Bagdadda, Mekkede ve Medinede bulundu. Vezir Niza- 
mul-miilk bunun icin Nisapurda medrese yapdi. 465, 633, 747. 

491 — ISA "aleyhisselam": insan idi. Peygamber idi. Allahti teala, Onu baba- 
siz yaratdi. Annesi hazret-i Meryem, Hunnenin kizi idi. Hunne, Imranm hem 
iivey kizi, hem zevcesi idi. Kudiisiin Beyt-i Lahm kasabasmda tevelliid etdi. An- 
nesi yirmi yasmda idi. Rum Kayserinin Samda valisi olan Herdiis, babasiz dogdu- 
gu icin, ikisini oldurmek istedi. Meryemin amcasi oglu Yusuf Neccar, bunlari 
Misra gotiirdii. Oniki sene sonra, Herdiisiin oldugiinii haber ahnca, Samm Nasi- 
ra kasabasmda cebel-i Halil koyiine getirdi. Otuz yasmda Peygamber oldu. Otu- 
ziic yasmda, diri olarak goke kaldinldigi, biitiin islam kitablarmda yazihdir. Ken- 
disine az kimse inandi. Kiyamet yaklasmca Samda, Umeyye cami'i minaresine ine- 
cek, evlenecek, cocuklan olacak, hazret-i Mehdiile bulusacak, kirk sene yasayip, 
Medinede vefat edip, Hucre-i se'adete defn edilecekdir. Allahii teala, buna (in- 
cil) kitabmi gonderdi. incilde Allahii tealanm bir oldugu, Isa aleyhisselamin, Al- 
lahin kulu ve Peygamberi oldugu, ahir zemanda, Ahmed isminde bir Peygamber 
gelecegi yazih idi. Boliis [Pavlos] isminde bir yehudi, Isevi goriiniip, Havariler ara- 
sina kansdi. Isa aleyhisselamdan sonra, ilk isi, hakiki incili yok etmek oldu. Ha- 
varilerden olan Barnabas, Isa aleyhisselamdan gordiiklerini ve isitdiklerini dog- 
ru olarak yazdi ise de, Boliis bunun yayilmasma mani' oldu. Daha sonra, bozuk in- 
cil kitablan her yere yayildi. Kitabm sonundaki ism cedvelinde Barnabas ismine 
bakimz! Simdi elde bulunan inciller birbirlerine benzemiyor. Katolikler, ortodoks- 
lar ve protestanlar, hep baska baska inciller okuyorlar. Birbirlerini begenmiyor- 
lar. Isa aleyhisselam kendisine inananlar arasmdan oniki kisiyi secdi. Bunlara 
(Havari) denir. Yehudilerin cogu inanmadi. Kendisine ve annesine cok kotii sey- 
ler soylediler. Isa aleyhisselam goke cikanldikdan kirk sene sonra, Romahlar 
Kudiise hiicum etdi. Yehudilerin cogunu oldiirdii, bir kismmi da esir etdiler. Seh- 
ri yagma etdiler. Kitablarmi yakdilar. Yehudiler, sonra hakir, zelil oldular. 22, 36, 
38, 42, 43, 49, 57, 62, 63, 106, 256, 327, 334, 355, 356, 358, 369, 370, 371, 372, 379, 
388, 389, 411, 482, 484, 485, 486, 488, 490, 501, 545, 564, 570, 695, 740, 761, 770, 775, 
783, 788, 919, 920, 1044, 1079, 1080, 1097, 1102, 1108, 1109, 1110, 1128, 1130, 
1133, 1134, 1135, 1136, 1151, 1155, 1161, 1189, 1190, 1191, 1192, 1194. 

492 — ISHAK "aleyhisselam": Ibrahim aleyhisselamin ikinci ogludur. ishak, (gii- 
liiyor) demekdir. Annesi Saranm genclikde cocugu olmamisdi. ihtiyarhkda, cocu- 
gu olacagi, Allah tarafmdan mujdelenince, sasinp giildiigii icin ogluna bu ism ve- 
rilmisdi. Bunun da, iys ve Ya'kub admda iki oglu oldu. 389, 740, 1118, 1190. 

493 — ISHAK BIN RAHEVEYH "rahmetullahi teala aleyh": Hanefi alimle- 
rindendir. [161] de tevelliid, 233 [m. 848] senesinde vefat etdi. 211. 

494 — ISHAK EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Tokathdir. Seyh-ul-islam 
Mustafa Sabri efendinin amca zadesidir. Onun gibi Kayseri medresesinde Divrik- 

-1122- 



li haci Emm efendiden ders okumusdur. Hurufilerin ic yiiziinii bildiren ttirkce (Ka- 
sif-iil-esrar) kitabi ve yetmisiki firak-i dalleyi acikliyan kitabi meshurdur. 499, 501. 

495 — ISHAK EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Harputludur. 1309 [m. 1891] 
de vefat etdi. Hiristiyanlara cevab olarak, (Diya-iil-kulub) ve (Seins-iil-hakfka) ki- 
tablanm yazmisdir. Birincisi tiirkce olup, (Cevab veremedi) ismi ile, ingilizceye ter- 
ceme edilmis, her iki dilde, Hakikat Kitabevi tarafmdan basdinlmisdir. 

496 — ISKENDER: Uc iskender vardir: 1- Makedonya krali Filipin ogludur. Mf- 
laddan [356] sene once tevelliid, [323] sene once otuziic yasinda vefat etdi. Oniic 
yasinda Aristonun terbiyesine birakildi. Yirmi yasinda hiikiimdar oldu. Yunanis- 
tam, Iran ve Anadoluyu aldi. Ayas yanmda Darayi esir aldi. Suriye ve Misri aldi. 
Iskenderiye sehrini yapdi. Erbilde Darayi ikinci def'a bozguna ugratdi. Dara ka- 
carken oldii. Horasan, Hirat ve Belhi de aldi. Bu zaferleri, ahlakmi bozdu. Zulme 
basladi. isret ve sefahetle oldii. 2- ikinci iskender, cok eski Yemen hiikumdan olup, 
birinci iskenderden ikibin sene once idi. Cine kadar gitmisdi. Adi Miinzir idi. 3- 
Uciincii iskender, Kur'an-i kerfmde Ziilkarneyn adi ile bildirilen, mubarek bir zat- 
dir. Peygamber veya Evliyadandir. Doguya ve batiya gitdigi icin Ziilkarneyn de- 
nildi. Yafes soyundan idi. Hizir "aleyhisselam" bunun kumandanlanndan idi ve tey- 
zesinin oglu idi. Birinci ve ikinci iskenderlerden once idi. Hazret-i ibrahim ile go- 
riisdii. Diiasim aldi. Avrupa ve Asya kit'alarinm bir kismina malik oldu. Asyanm 
sark simalindeki, ya'ni kuzey dogusundaki mii'min tiirklerin ricasi iizerine Ye'cuc 
ve Me'cuc kavminden korunmak icin biiyiik divar yapdi. Bu sed, iki dag arasinda, 
alti kilometre uzunlugunda, yirmibes metre genislik ve yiiz metre yiikseklikde idi. 
Tas ve demirden yapildi. Bugiin, bilinen Cin seddi baskadir. Ye'cuc ve Me'cuc sed 
arkasmda kaldi. Sedden disan kalanlar, tiirklerdir. Tarihler, hatta ba'zi tefsirler, 
bu iic iskenderi birbiri ile kansdirmakdadir. 62, 740, 1078. 

497 — ISMA'IL "aleyhisselam": ibrahim aleyhisselamin biiyiik ogludur. Anne- 
si, Fir'avnm hediyye etmis oldugu Hacer admdaki cariyedir. Haceri oglu ile Ku- 
diisden Mekkeye gotiirdii. Kendi geri dondii. Annesi su ararken, yatan cocugu te- 
pindi. Ayaklannm vurdugu, yahud Cebrail aleyhisselamin vurdugu yerden Zem- 
zem suyu cikdi. Konusmaga baslaymca, bunu kesmesi icin ibrahim aleyhisselama 
emr verildi. Bicak bugazmi kesmedi. Uziiliip tasa vurdu. Tasi kesdi. Sonra gokden 
gonderilen kocu kurban etdi. Biiyiidiikde babasi ile birlikde Ka'benin yerini bu- 
lup, temelinden yapdilar. Sonra, Mekkeye Yemenden Ciirhum kabilesi gelip yer- 
lesdi. Bunlardan kiz aldi. Bunlara Peygamber oldu. Bunun dmi, islamiyyete kadar 
dogru olarak, devam etdi. Muhammed aleyhisselamin biitiin dedeleri, bunun so- 
yundan ve bunun dininden idi. isma'il aleyhisselamin ve validesi hazret-i Hacerin, 
Ka'be-i muazzama simal divan oniindeki Hatim denilen yerde medfun olduklan, 
(Durr-ul-muhtar)da yazihdir. 241, 386, 387, 389, 390, 391, 492, 740, 1068, 1070, 1118, 
1128,1129. 

498 — ISMA'IL AGA "rahmetullahi teala aleyh": Uciincii Ahmed han zema- 
nmda, ellialtmci Seyh-ul-islam idi. Alaiyyelidir. Binyiizotuzaltida [1136], Fatih Car- 
sambasmda (isma'il aga cami'i)ni yapdirmisdir. Binyiizotuzyedide 1137 [m. 1724] 
de vefat etmisdir. Cami'in yanmdadir. isma'il aga mescidi, iki kat olup, eni, boyu 
ve yiiksekligi Ka'benin eni, boyu ve yiiksekligi kadardir. 

499 — ISMA'IL BIN ABDULGANI "rahmetullahi teala aleyh": Nablusludtir. 
Once Safi'iidi. Sonra Hanefioldu. 1062 [m. 1652] de vefat etdi. Hanefide oniki cild 
(Diirer serhi) ve Safi'ide, ibni Hacerin (Tuhfe)sine hasiyesi vardir. 629, 1061. 

500 — ISMA'IL HAKKI "rahmetullahi teala aleyh": S6fiyye-i aliyyeden, Cel- 
vetimesayihindandir. 1063 [m. 1652] de Aydosda tevelliid edip, Uskiidarda Atpa- 
zannda Osman efendiden hilafet aldi. 1137 [m. 1725] de Bursada vefat etdi. C°k 
kitab yazdi. (Kenz-i inahfT)si meshurdur. Tiitiin icmege onceleri haram diyordu. 

-1123- 



Sonra, mubah dedi. (Ruh-ul-beyan) tefsfri on cild olup, Beyrutda ve istanbulda 1389 
da basdinlmisdir. Uskiidardaki Ahmediyye cami'inde Cum'a va'izi idi. Bu cami'i 
[1134] de tersane emini Ahmed aga yapdirmisdir. 433, 500, 501, 632, 1075, 1155. 

501 — ISMA'IL ISFEHANI: isma'il bin Muhammed Kavvamussiinne, hadis ali- 
midir. [459] da tevelliid, 535 [m. 1141] senesinde vefat etdi. Cok kitab yazdi. 419. 

502 — ISMA'IL MER'ASI "rahmetullahi teala aleyh": Fikh alimlerindendir. Tu- 
tiin icmek haram degildir derdi. 639. 

503 — ISMA'IL NABLUSI "rahmetullahi teala aleyh": Dortyiizdoksandoku- 
zuncu [499] sirada isma'il bin Abdiilgani ismine bakimz! 629. 

504 — ISMA'IL PASA "rahmetullahi teala aleyh": Bagdadhdir. Jandarma ge- 
nel kumandanhgi ikinci su'be miidirliginden emekli iken 1339 [m. 1921] da vefat 
etdi. (Ke$f-uz-ziinun) kitabma iki zeyl [ek] yapmis, ayrica iki cild (Esma-iil-mu- 
elliffn) kitabmi yazmisdir. Hepsi arabidir. 1941-1955 de istanbulda basilmisdirlar. 
Bunlar icin otuz seneden fazla cahsmisdir. 22. 

505 — ISMA'IL RUMI: 576. ci sirada Mahmud Han-II ismine bakimz! 

506 — ISMA'IL SiVASI "rahmetullahi teala aleyh": Seyh Semseddin-i Sivasi- 
nin kardesinin torunudur. 1048 [m. 1639] senesinde vefat etdi. 365. 

507 — ISBILI "rahmetullahi teala aleyh": Abdtilhak, Endiiliisde Maliki alim- 
lerindendir. [510] da tevelliid, 582 [m. 1187] senesinde vefat etdi. 1015. 

508 — ITKANI "rahmetullahi teala aleyh": Lutfullah bin Emir Omer, Hanefi 
fikh alimlerindendir. [685] de tevelliid, 758 [m. 1356] de Misrda Kahirede vefat et- 
di. (Gayet-iil-beyan) admdaki (Hidaye) serhi meshurdur. 144. 

509 — ITRI: Mustafa Itri efendi, sultan uciincii Muhammed han zemamnda bu- 
lunan musikimerakhsi idi. Tekbiri segah makamma besteledi. 1039 [m. 1630] se- 
nesinde vefat etdi. Edirnekapida Eyyub sultana inen yolun sagmdadir. 733. 

510 — KA'B "rahmetullahi teala aleyh": Resulullahm sekizinci babasidir. Lii- 
vey'in oglu ve Galibin torunudur. ilk olarak Cum'a gtinleri Kureyslileri toplayip 
hutbe okuyan budur. Kendi soyundan Peygamber gelecegini soyler, ona yetisecek- 
lerin iman etmelerini emr ederdi. Soyledigi si'r ve sozleri meshurdur. 390, 1129, 
1151. 

511 — KA'B "radiyallahii anh": Eshab-i kiramdandir. 641. 

512 — KA'B-UL-AHBAR "rahmetullahi teala aleyh": Tabi'indendir. Yemen 
yehudisi iken imana geldi. Tevrat alimi idi. 32 [m. 652] senesinde Humusda vefat 
etdi. 699. 

513 — KADI ADUD "rahmetullahi teala aleyh": Abdurrahman bin Ahmed 
Adud-iid-din-i Ici [700] senesinde Sirazda Ic kasabasmda tevelliid, Faris vilaye- 
tinde kadi [hakim] oldu. 756 [m. 1354] da vefat etdi. (Mevakif) kitabmi seyyid Se- 
rif-i Ciircani serh etdi. Hasen Celebi, Kara Kemal ve Celaleddm-i Devani ve Ab- 
diilhakim-i Siyalkuti birer hasiye yapdi. Kendi (Mevakif)im kendisi kisaltarak, (Ce- 
vahir) adini vermisdir. Semseddin-i Fenari, (Cevahir)i serh etdi. 1048. 

514 — KADI BEDRUDDIN MUHAMMED: Kadi Bedriiddin Muhammed bin 
Abdiillah-i Sebli, Trablusda ve Samda Hanefi kadisi idi. Yediyiizaltmisdokuz 769 
[m. 1367] da vefat etdi. (Akam-iil-mercan) ve baska kitablan vardir. 741. 

515 — KADI HAN "rahmetullahi teala aleyh": Hasen bin Mensur Fergani, 592 
[m. 1196] de vefat etdi. Serhleri ve (Haniyye) isminde bir fetva kitabi meshurdur. 
Hanefi fikh alimidir. Fetavasi cok kiymetli olup, (Fetavayi Haniyye) ve (Mecmu'a- 
yi Haniyye) de denir. 1310 hicri senesinde Misrda basilan (Fetava-yi Hindiy- 

ye)nin kenarmda basilmisdir. 1393 [m. 1973] de ofset tariki ile yeniden basilmis- 
dir. 133, 247, 282, 444, 768, 1028, 1032. 

-1124- 



516 — KADI IYAD "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Musadir. Malikidir. Ha- 
dis alimidir. [476] da tevelliid, 544 [m. 1150] de Merrakiisde vefat etdi. Cok kitab 
yazdi. (Mesarik-ul-envar) adindaki hadis kitabi ile (Sifa) kitabi pek kiymetlidir. 
Cesidli serhleri yapilmisdir. 262, 458. 

517 — KADI-ZADE "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed Emin bin Abdullah, 
[1133] de tevelliid, 1197 [m. 1783] senesinde vefat etdi. (Birgivi vasiyyetnamesi)ni 
serh etdi. (Amentii serhi) olan (Feraid) kitabim yazdi. ikisi de cok kiymetlidir. 108, 
110, 140, 164, 395, 431, 434, 435, 462, 613, 740, 743, 908, 1007, 1019, 1020, 1023, 1044, 
1170. 

518 — KADI-ZADE "rahmetullahi teala aleyh": Semseddin Ahmed bin Man- 
mud efendi, Osmanh seyh-ul-islamlannm onaltmcisidir. Dokuzyiizonsekizde te- 
velliid, dokuzyiizseksensekiz 988 [m. 1580] senesinde vefat etdi. Kabri kiiciik Ka- 
ramandadir. Civi-zadeden ve Ebussii'ud efendiden okudu. (Hidaye) serhi olan 
(Feth-ul-kadir)e tekmilesi, (Miftah) ve (Tecrid) serhlerine hasiyeleri cok kiy- 
metlidir. (Feth-ul-kadir), (Vekalet) bahsine kadar olup, sonra (Tekmile) baslamak- 
dadir. ikisi birlikde sekiz cild halinde 1318 de Misrda basilmis ve 1388 [m. 1968] 
de Beyrutda foto-kopisi yapilmisdir. Kenarma da, (inaye) kitabi ve Sa'di Celebi- 
nin buna yapdigi hasiye basilmisdir. 858, 1114. 

519 — KADI-ZADE "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed Arif efendi, 
1173 [m. 1759] senesinde vefat etdi. 

520 — KARABAS EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Karabas Tecvid kita- 
bimn sahibi olarak iic kisi vardir. Bunlardan birincisi, Kastamonili seyh Sa'ban-i 
Velisilsilesinden Ali efendidir. Bindoksanyedi 1097 [m. 1685] senesinde vefat et- 
misdir. ikincisi, Ahmed efendi, Eyyubde Sah sultan tiirbesinin Eyyub tarafmda, 
Defterdar caddesi iizerindeki tiirbesindedir. Basvekil Adnan Menderes, Cami'le- 
ri ve tiirbeleri ta'mir ederken, bunu da yenilemisdir. Uciinciisii, Abdurrahman Ka- 
rabas efendidir. Karagiimrtikde Karabas mescidini yapdirdi. Dokuzyiizkirk 940 [m. 
1534] senesinde vefat etdi. Mihrabi oniindeki tiirbesindedir. Bu mescid yanmda, 
Okiiz Mehmed pasa cami'i vardi. Cami' yapihrken, tas tasiyan arabanm okiizii sa- 
katlanmca, pasa yerine girip arabayi cekdigi icin, bu ismle seref duymusdur. Bi- 
rinci Ahmed hanin Sadr-i a'zami idi. 1029 [m. 1620] da Halebde vefat etdi. 1156. 

521 — KARAFI "rahmetullahi teala aleyh": Sihab-iiddm Ahmed bin idris Ka- 
rafi, Malikifikh alimidir. [626] da tevelliid ve 684 [m. 1285] de Misrda vefat etdi. 
Cok kitab yazdi. 632. 

522 — KARAMANI KEMALEDDIN "rahmetullahi teala aleyh": isma'il Ke- 
maleddin, Hanefi alimlerindendir. 920 [m. 1514] de vefat etdi. ($erh-i mevakif)a 
ve (Vikaye)ye hasiyesi ve (Beydavi tefsiri)ne ve (Kes§af)a serhleri meshurdur. 

523 — KARLAYL [Carlyle]: ingiliz mtistesriklerindendir. Aleksi Karlayl 1176 
[m. 1762] da tevelliid, 1220 [m. 1805] de vefat etdi. Arabiyi Bagdadda ogrendi. 
Kembric universitesinde arabiprofesorii idi. 

524 — KARLAYL [Carlyle]: ingiliz yazarlanndandir. Thomas Karlayl 1210 [m. 
1795] da tevelliid, 1298 [m. 1881] de vefat etdi. Fransiz ihtilalini, biiyiik Friedrich 
tarihini yazdi. (Kahramanlar ve kahramanlara saygi) kitabmda, Muhammed aley- 
hisselamm usttinlugunii, basanlarmi uzun yazmakda ve cok ovmekdedir. 

525 — KARL MARX: Sosyalizm rejimini ortaya cikartan bir Alman yehudisi- 
dir. 1233 [m. 1818] de tevelliid etdi. 1300 [m. 1883] de oldii. Sosyalizm, bir iktisa- 
dimetod diyerek kuruldu. Tatbikatde tiranhga, diktatorliige dondii. Komiinistli- 
ge yol acdi. Sosyalizm, iscinin, ciftcinin doymasini saglamadi. Sarlatanlarin, nutk 
cekenlerin, akademik aydmlann yiiksek mevki', bol ma'as almalarma yaradi. 
Bunlar da dizgini ellerinden kacirmamak icin, dine, islamiyyete, aileye, cem'iyyet- 
lerin canh kaynaklarma saldirdilar. insan haklanni yok etmek icin cahsdilar. ilk 

-1125- 



sosyalist devlet olan Rusyada, kendi milletini ve biitiin diinyayi aldatmak ve kor- 
kutmak icin, agir sanayi', aya gitmek gibi ilerlemeler gosterilmekdedir. Fekat, ik- 
tisadin asl gayesi olan (sosyal refah) elde edilememisdir. Sovyet rejimi, fezaya in- 
san yolhyabilmek icin, halkm giinliik corbasim azaltdi. Millete les yidirdi. Doymi- 
yan halk, Gagarin ve Sputnikden once, ne yiyecegini, ne cezaya carpdinlacagini 
diisiindti. Ferdin her hakkim elinden alarak, herseyi devlet kapitalizminin eline ver- 
megi istiyen Marx usulii, Rusyada da, liberalizmden alman carelerle degisdirildi. 
Sovyet idarecileri, Marksist iktisadi gidise (geri don) emrini vermek zorunda kal- 
dilar. Bircok fabrikalar, liberal nizamda oldugu gibi, kar esasma gore cahsmaga bas- 
ladi. [m. 1917] den beri Moskova meydanlannda Marksm, Engelsin ve Leninin dev 
gibi heykellerinde putlasan komunizm, silinmekde, yerini ilahi hak dinin goster- 
digi ticaret ahkamina yakin olan liberalizme birakmakdadir. Hak gelmekde, ba- 
til uzaklasmakdadir. 523, 524, 526, 792, 1098, 1126, 1130. 

526 — KARUN: Musa aleyhisselamm iimmetinden ve akrabasmdan idi. Ondan 
kimya ogrenerek, cok mal miilk sahibi oldu. (Tevrat)i pek iyi okurdu. Fakir iken 
iyi huylu idi. Zengin olunca kibrli oldu. Emr olunan zekati vermedi. Musa benim- 
le zina etdi demesi icin bir kadina iki kese altm verdi. Kadm, herkesin arasmda, 
Allahdan korkarak dogruyu soyledi. Karun, biitiin mail ile yere batdi. 64. 

527 — KASIM "radiyallahii anh": Resulullahm iic oglundan birincisidir. Bunun 
icin, Resulullaha (Ebiil-Kasiin) denildi. Niibiivvetden once Mekkede diinyaya 
geldi. Annesi, Hadicet-iil-kiibradir. Onyedi ayhk iken vefat etdi. 1139. 

528 — KASIM BIN MUHAMMED "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Bekr-i Sid- 
dikm torunudur. (Re§ehat)da diyor ki, (Irandaki Sasani devletinin yirmidokuz hii- 
kumdanndan sonuncusu, uciincii Yezdecerdin ordulan Kadsiye ve Nehavendde 
maglub olunca, halife Omer "radiyallahii teala anh" esirler arasinda bulunan sa- 
hm iic krzim, Hiiseyn bin Aliye, Muhammed bin Ebu Bekre ve oglu Abdiillaha ver- 
di. Bu iic cariyeden, Zeynel'abidin, Kasim ve Salim tevelliid etdi.) Buradan, Ka- 
simin 19. cu senede tevelliid etdigi anlasilmakdadir. Tabi'inin biiyiiklerinden, 
Medine-i miinevveredeki yedi alimdendir. Selman-i Farismin tevecciihleri ile ke- 
male geldi. 106 [m. 725] senesinde Mekke ile Medine arasinda Kudeyd denilen yer- 
de vefat etdi. imam-i Ca'fer-i Sadik hazretleri, bunun sohbetinden feyz aldi. 66, 969. 

529 — KASIM PAS A "rahmetullahi teala aleyh": Kanuni sultan Siileyman ha- 
nin seraymda terbiye olup, dokuzyiizyirmidokuz 929 [m. 1523]da Misr valisi olmus- 
dur. (Giizelce Kasim Pa§a) cami'ini yapdirmis, bunun ipin Halicin bu tarafma Ka- 
simpasa adi verilmisdir. Uciincii Ahmed nan zemanmda ta'mir edildi. 

530 — KASTALANI "rahmetullahi teala aleyh": imam-i Ahmed bin Muham- 
med Sihabiiddin, Safi'i alimlerindendir. 821 [m. 1418] de tevelliid, 923 [m. 1517] 
de Misrda vefat etdi. Cok kitab yazdi. (Mevahib-i lediinniyye)si tiirkceye terceme 
edilmis [1313] ve 1392 [m. 1972] senelerinde istanbulda basilmisdir. 374, 458, 
1195. 

531 — KASANI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Bekr bin Mes'ud Alaiiddin-i 
Sasi, Tiirkistanda Kasanda tevelliid, 587 [m. 1191] senesinde Halebde vefat etdi. Ho- 
casi Alaiiddm Muhammed bin Ahmed Semerkandinin, (Tuhfe-tiil-fiikaha) fikh ki- 
tabim serh ederek (Bedayi-us-sanayi' fi-tertib-is-§erayi') adim vermisdir. Bu kita- 
bi 1328 [m. 1910] senesinde Misrda basilmisdir. tie cilddir. Semerkandiye damad 
olmusdur. 855. 

532 — KATIB QELEBI "rahmetullahi teala aleyh": Mustafa bin Abdullah, bii- 
yiik tarihcidir. Haci halife ismi ile meshurdur. 1017 [m. 1608] de istanbulda tevel- 
liid, 1067 [m. 1656] de vefat etdi. Kabri, Vefadan Unkapamndaki Mahmiidiyye Kop- 
riisiine inen biiyiik caddenin sag kenanndadir. Tarih kitablan ve (Ke$f-iiz-zii- 
nun)u cok kiymetlidir. (Ke§f-iiz-ziinun)da onbine yakin islam kitabini ve yazarla- 

-1126- 



rim tamtmakdadir. Misrda, istanbulda ve Almanyada basildi. Latinceye de terce- 
me ve tab' edildi. Arabisi Beyrutda (Mekteb-ut-ticari)de satilmakdadir. 22. 

533 — KEFEVI "rahmetullahi teala aleyh": Hiiseyn bin Riistem, Mekkede 
Hanefi kadisi idi. 1010 [m. 1601] da vefat etdi. 741. 

534 — KEHVAKI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed Kehvaki fikh alim- 
lerinden idi. Tiitiin giinah degil buyurdu. 639. 

535 — KELEBI "rahmetullahi teala aleyh": Eblin-Nasr Muhammed bin Saib, 
Tabi'indendir. 146 [m. 764] da Kufede vefat etdi. Abdullah bin Sebe' ile cok soh- 
bet etdiginden, tefsiri saglam sayilmaz. Oglu Hisam ibnul-Kelbi si'i idi. 391, 537, 
1165. 

536 — KEMALEDDIN MUHAMMED "rahmetullahi teala aleyh": Taskoprii 
zade Muhammed bin Ahmed Usam-ud-dm, [959] da tevelltid, 1032 [m. 1623] de 
istanbulda vefat etdi. (Mevdu'at-iil-ulum) tercemesi meshurdur. 22, 1182. 

537 — KERDERI "rahmetullahi teala aleyh": Ibn-ul-Bezzaz Muhammed bin 
Muhammed Kerderi, hanefi fikh alimidir. (Miincid) liigat kitabinda Bizzaz denil- 
mekdedir. Bursada molla Fenari ile cok sohbet etdi. 827 [m. 1424] de vefat etdi. 
(Bezzaziyye) fetvasi (Fetava-yi Hindiyye) ile bir arada 1310 da ve 1393 [m. 1973] 
de Misrda basilmisdir. (Menakib-i imam-i Ebi Hanife)si meshurdur. 309, 1009. 

538 — KERHI "rahmetullahi teala aleyh": Ubeydullah bin Hiiseyn Ebiil-Ha- 
sen, Hanefi fikh alimlerindendir. [260] da tevelliid, 340 [m. 952] senesinde Bagdad- 
da vefat etdi. (Cami'us-sagir), (Cami'ul-kebir) ve (Muhtasar) kitablan cok kiymet- 
lidir. (Muhtasar)i Kuduriserh etmisdir. 97, 444, 611. 

539 — KILAB "rahmetullahi teala aleyh": ismi Hakimdir. Resulullahm altin- 
ci babasidir. Miirrenin ogludur. 390, 1129. 

540 — KILA'I "rahmetullahi teala aleyh": Siileyman bin Musa, Maliki hadis ali- 
midir. 567 [m. 1172] de Girnatada tevelliid, 634 [m. 1237] de cihad ederken sehid 
oldu. Imam ve kadi idi. Cok kitab yazdi. (Misbah-uz-ziilam fil-miistegisin bi-hay- 
ril-enam) kitabmi okuyan, ibni Teymiyyenin bozuk ve sapik diisiincelere aldana- 
rak dogru yoldan aynldigini iyi anlar. 458. 

541 — KILINC ALI PA§A "rahmetullahi teala aleyh": Ucuncii Murad han ve 
babasi zemanlarmda kaptan-i derya idi. Dokuzyiizseksensekiz 988 [m. 1580] de Top- 
hanede kendi adina cami' yapdi. 995 de vefat etdi. Cami'i yanmdadir. Birinci 
Mahmud han bu cami' yanmda 1145 [m. 1732] de guzel bir cesme yapdi. 

542 — KIRMANI "rahmetullahi teala aleyh": Rukn-iid-dfn Ebu Bekr Mu- 
hammed bin Abdiirresid, Hanefi fikh alimidir. ishak-i Kirmani soyundan olup, Ab- 
diirrahman-i Kirmaninin talebesidir. Besyiizaltmisbes 565 [m. 1169] senesinde 
vefat etdi. (Cevahir-iil-fetava)si meshurdur. 457. 

543 — KISAI "rahmetullahi teala aleyh": All bin Hamza, kurra-i seb'a ya'niye- 
di meshur hafizdan biridir. Harun Resid ile Rey sehrinde iken 189 [m. 805] sene- 
sinde vefat etdi. Nahv ve liigat alimi idi. 418. 

544 — KLAUDIUS: ikinci Klaudius Roma imperatorlerindendir. Miladm 
[215] senesinde tevelliid, [m. 271] de vefat etdi. 1192. 

545 — KOPERNIK: Polonyah astronomi alimidir. 877 [m. 1473] de Prusyada 
tevelliid, 949 [m. 1543] da vefat etdi. Fraynburg sehrinde papas idi. Diinyamn ve 
diger seyyarelerin giines etrafmda dondiigunu islam kitablarmdan okuyarak, is- 
bat etdiginden, buna Kopernik Usulii dediler. Begenilmez diyerek, bunu cok ze- 
man acikhyamamisdir. Omriiniin sonlarmda yazdi. 27, 1048. 

546 — KOSTANTIN: Avrupahlar buna Constantine derler. istanbuldaki Roma 
imperatorlerinin birincisidir. Miladm [274]. cu senesinde Sirbistanda Nis sehrin- 

-1127- 



de tevelliid etdi. m.306 da imperator oldu. m.337 de vefat etdi. Yerine uc oglun- 
dan ikincisi olan Kostans bizans imperatorii oldu ve m.361 de oldu. Ayasofya ca- 
mi'ini 360 da bunun yapdirdigi soylenilmekde ise de bu, babasimn yapdigim tev- 
si' etmisdir. Biiytik Kostantin Galyayi, ya'm Fransayi, Ingiltereyi, Italyayi, Afri- 
kanm simalini, Yunanistam aldi. Bayragma hac resmi koydu. m.325 de iznikde tic- 
yiizonsekiz papas toplayip, yeni Incil yazdirdi. Isa aleyhisselamm dmine sonradan 
kansdinlmis olan, Eflatunun ortaya cikarmis oldugu teslis [Trinite] inancmi bu ye- 
ni Incile de koydurdu. Bu dinde teslis bulunmadigim, Allahin bir oldugunu soy- 
liyen Aryiisii aforoz etdirdi. Dogru olan Barnabas Incilini yasak etdi. Noel gece- 
sini bayram i'lan etdi. m.330 da Bizans kasabasim buyiiltiip, Kostantmiyye ismi- 
ni verdi. Sonradan Istanbul, Istambol, Islambol, Derseadet ismleri de verilmisdir. 
Istanbul sehrini (Sur) denilen biiyiik bir divar ile cevirdi. Sonra gelen kayserler ta- 
rafmdan ta'mir edilmisdir. Kara tarafinda yedi, deniz tarafmda dokuz kapusu 
vardir. Yedi Kule zmdanlan, sur ile birlikde yapilmisdir. Asrlar boyunca, binler- 
ce hiristiyana, zulm, iskence yapilmis olan bu zindanlar, Fatih tarafmdan kapatil- 
di. Hicbir padisah zemamnda kullamlmadi. Osmanh sultanlarmm onaltincisi olan 
ikinci Osman bin birinci Ahmed nan, onsekiz yasmda iken, 1031 [m. 1622] sene- 
sinde bu zmdanda sehid edilmisdir. Sehid eden sadr-i a'zam Bosnali Davtid pasa 
da, bir sene sonra bu zmdanda katl edilip, Akseraydaki Murad pasa cami'ine 
defn edilmisdir. 42, 43, 53, 535, 1043, 1074, 1078, 1080, 1099, 1138, 1176. 

547 — KUDURI "rahmetullahi teala aleyh": Ebul-Hiiseyn Ahmed bin Muham- 
med Bagdadi, hanefifikh alimlerindendir. 362 [m. 973] de tevelliid, 428 [m. 1037] 
de Bagdadda vefat etdi. (Muhtasar) kitabi meshurdur. Serhleri ve tiirkcesi vardir. 
1127. 

548 — KUDSI: Altiytizonyedinci [617] sirada Molla Kudsi ismine bakmiz! 

549 — KUHISTANI "rahmetullahi teala aleyh": Semseddin Muhammed bin Hii- 
sameddin, Hanefi fikh alimi ve Buhara miiftisi idi. 962 [m. 1555] de Buharada ve- 
fat etdi. (Cami'ur-rumuz) admdaki (Nikaye) serhi ve (Cami'ul-mebani) adinda- 
ki farisi (Fikh-i Gidani) serhi meshurdur. 731, 1024, 1084. 

550 — KUREYS "rahmetullahi teala aleyh": Kureys, Resulullahm onbirinci ba- 
basi olan Fihrin ismidir. Nuh aleyhisselamdan sonra Arabistan yanm adasmda yer- 
lesenlere (Arab-i baide) denir. Ad, Semud ve Amalika bunlardandir. Hud aley- 
hisselam Ad kavmine, Salih aleyhisselam Semud kavmine gelmislerdir. Hepsi 
(Sam) soyundandir. Bunlardan sonra, gelip Yemene yerlesen (Kahtan) evladla- 
rina (Arab-i aribe) denir. Bunlar Yemende (Himyer) devletini kurdu. Bu devlet 
cokiince, once Habesliler, sonra Iranhlar Yemene vali ta'yin etdiler. Etrafa dagi- 
lan Himyerilerden Medinede (Evs) ve (Hazrec) kabileleri meydana geldi. Sam ta- 
rafma gelenler, (Gassan) devletini kurup hiristiyan oldular. Iraka gelenler (Hire) 
devletini kurdu. isma'il aleyhisselamm oniki evladinm (Arab-i aribe) ile kansma- 
sindan (Arab-i miista'ribe) meydana geldi. Arablar, islamiyyetden sonra yaban- 
cilarla karisdi. Lisanlan degiserek (arab-i miista'cime) meydana geldi. 

Arab-i miista'ribeden (Beni Adnan) ve bunlar arasinda da (Mudar) ve (Rebfa) 
kabileleri meshur oldu. (Beni Mudar) dan (Kenane), (Kureys), (Hevazin), (Sakif), 

(Temim) ve (Miizeyne) kabileleri meydana geldi. Bunlardan (Kureys) Mekkede 
yerlesmekle aynca seref kazandi. Kabile reisleri, miihim islerde anlasmak icin, Mek- 
kede (Dar-iin-nedve) denilen yerde toplamp mesveret ederlerdi. 

Kureys kabilesi de, (Hasimi), (Emevi), (Nevfel), (Abdiiddar), (Esed), (Teym), 
(Mahzum), (Adiy), (Cumah) ve (Sehm) admda on kola ayrilmisdi. Zemzem dagit- 
mak ve Ka'beyi ta'mir ve tezyin, Hasimilere, Ka'be kapisim acmak, Abdiiddar ogul- 
larma, Ukah denilen Kureys sancagim tasimak Emevilere, hac zemani ziyafet 
vermek Nevfel ogullarma, Dariinnedve reisligi Beni Esede, mahkeme hakimligi 

-1128- 



Teym ogullarma, asker toplamak Beni-Mahzuma, baska kabilelerle goriismek, an- 
lasmak Adiy kabilesine, (Ezlam) denilen kur'a ve fal isleri Cumah kabilesine, put- 
lara adak yapmak da Beni-Sehme mahsus vazifeler idi. Kureysden Abbas, Teym- 
den Ebu Bekr, Adiyden Omer-til-Faruk, Mahzumdan Halid bin Velid, Umeyye- 
den Ebu Siifyan bu vazifeleri yapiyorlardi. Teym, Miirrenin oglu olup, hazret-i Ebu 
Bekrin ceddidir. Adi, Ka'b bin Liivey oglu olup, hazret-i Omerin ceddidir. (Mah- 
zum) kabilesi, Miirrenin oglu (Yakaza)dan meydana gelmisdir. 386, 1068, 1101. 

551 — KURTUBI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Abdullah Muhammed bin Ah- 
med, Enduliis alimlerinin buyiiklerindendir. Ensar-i kiram siilalesindendir. 671 [m. 
1272] de vefat etdi. Maliki mezhebi alimlerindendir. (Cami'ul-ahkam) adindaki tef- 
siri ve bircok kiymetli eserleri vardir. Abdiilvehhab-i Sa'rani, bunun (Tezkire) kita- 
bim ihtisar etmis, (Muhtasar) ismini vermisdir. 1302 [m. 1884] de Misrda ve (Hakikat 
Kitabevi) tarafindan 1421 [m. 2000] de istanbulda basilmisdrr. Ebiil-Abbas Ahmed Kur- 
tubi, (Muslim) sarihi olup, 656 [m. 1258] da vefat etmisdir. 80, 388, 740, 775. 

552 — KUS BIN SA'IDE: islamiyyetden evvel Arabistanda bulunan hatibler- 
dendir. Allahin bir olduguna inamr. Herkesi isma'il aleyhisselamm dinine pagirir- 
di. Konusurken kilmca veya bastona dayamrdi. 367. 

553 — KUSAYY "rahmetullahi teala aleyh": Kilabin ogludur. ismi Miicem- 
mi'dir. Ciinki, dagilmis olan Kureyslileri toplayip Mekkede bir kuvvet meydana 
getirdi ve bunun reisi oldu. Ka'benin hizmeti, isma'il ogullarmdan Curhum kabi- 
lesine ve sonra Huza'a kabilesine gecmisdi. Kusayy, bu serefli vazifeyi Huza'adan 
aldi. (Dar-iin-nedve) denilen danisma evini kurdu. Kusayyin Ziihre ismindeki 
kardesi soyundan Amine hazretleri oldu. 390, 1068, 1078. 

554 — KUSEYRI "rahmetullahi teala aleyh": Ebul-Kasim Abdulkerim bin 
Hevazm, 376 [m. 986] da tevelliid, 465 [m. 1072] de Nisapurda vefat etdi. Safi'i ali- 
midir. (Risale-i Kuseyriyye)si 1379 [m. 1959] da Misrda basilmisdir. 992. 

555 — KUTB-I ZEMAN: Bendegi mahdum-i cihaniyan seyyid Celal-i Buhari, 
707 de tevelliid, 785 [m. 1383] de Kiiceratm Ahmedabad sehrinde vefat etdi. Hin- 
distanda Cestiyye ve Stihreverdiyye Evliyasimn biiyiiklerindendir. Seyh Nasired- 
din-i Mahmud Dehlevinin halifesidir. Bu da, Nizamiiddin Evliyamn halifesidir. (Ha- 
zane-i Celali) kitabi meshurdur. imam-i Rabbani (Mektubat)mm ellidordiincii 
mektubunda kitablan tavsiye olunmakdadir. imam-i Rabbaninin altmci ceddi 
imam-i Refi'uddinin ve Delhi sultam Firuz sah Tuglukun miirsidleridir. Hal terce- 
mesi, farisi (Ahbar-iil-ahyar)da uzun yazilidir. Firuz sah ismine bakimz! 1101. 

556 — KUTBUDDIN-I IZNIKI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Mu- 
hammed Rumi, Hanefi fikh alimi ve tesavvuf buyiiklerindendir. Timur han kendi- 
sine cok saygi gostermisdir. Sekizyiizyirmibir 821 [m. 1418] senesinde iznikde ve- 
fat etdi. Tiirkce (Rahat-iil-kulub) kitabi Ayasofya, (Mukaddime-tiis-salat)i Niir-i 
Osmaniyye kiitiibhanesindedir. Tefsiri ve baska eserleri de vardir. Oglu Muham- 
med Izniki de derin alim idi. Cok kitab yazdi. Sekizyiizseksenbes 885 [m. 1480]de 
Edirnede vefat etdi. Meshur (Mursid-iil-miiteehhilin) kitabmi ve (Mizrakh ilmihal) 
de denilen (Miftah-iil-Cenne) kitabmi oglu yazmisdir. 585. 

557 — LAKANI: 227. ci sirada Ebu Bekr bin Ali ismine bakimz! Muhammed 
Nasir Lakani maliki 958 [m. 1551] de vefat etmisdir. 1090. 

558 — LAMARCK: Fransiz doktorudur. 1157 [m. 1744] de tevelliid, 1244 [m. 
1829] de vefat etdi. Canlilann basitden miikemmele dogru degisdigini ilk yazan bu- 
dur. 540. 

559 — LAMI'I: Bursada tevelliid ve 938 de orada vefat etdi. ($evahid-iin-nii- 
biivve) on soziine bakimz! 1137. 

560 — LA WE: Alman fizikcisidir. 1269 [m. 1852] da tevelliid etdi. Isigin dalga 

-1129- 



boylarimn aynlmasim [tayf] buldu. [m. 1914] de Nobel miikafati aldi. 550. 

561 — LAVOISIER: Fransiz kimyageridir. 1156 [m. 1743] da tevelliid etdi. 1209 
[m. 1794] da cumhuriyyetci ihtilalciler tarafmdan giyotinle basi kesildi. Kimya 
reaksiyonlannda, maddenin yok olmadigmi ve yaratilmadigmi, insanlann birse- 
yi yok edemiyeceklerini ve yaratici olmadiklarmi deney ile aciklamisdir. 539, 758, 
967. 

562 — LEMOINE ve GERARD: Iki Fransiz doktorudur. Birlikde (Formula- 
ire medicales) doktorluk kitabim yazdilar. 652. 

563 — LENIN: Vladimir Lenin, Rusyadaki biricik siyasi parti olan komiinist par- 
tisinin kurucusudur. Karl Marx'in ortaya koydugu sosyalist fikrlerin ilk tatbikci- 
sidir. 1286 [m. 1870] da tevelliid, 1342 [m. 1924] de vefat etdi. Rus tatandir. [m. 1900] 
den beri Rusyada smif kavgalarmi hazirladi. [m. 1917] de Alman ordulan Rusya- 
ya girince, Stalin ile birlikde bolsevik ihtilalini cikardi. Komiinist idaresini kurdu. 
Oliinciye kadar kan dokdii. Lenine gore komiinizmin basanh olmasi icin, kulla- 
nacagi birinci vasita (yalan) soylemek, aldatmakdir. Ne kadar biiyiik yalan soyler- 
seniz, o kadar muvaffak olmus sayilirsimz demisdir. Cok yalanci ve o kadar da cok 
zalim ve kan kusdurucu idi. Yedi senelik iktidan icinde, otuzikimilyon insamn ca- 
nma kiydi. 2 Aralik 1917 de, Stalinle birlikde, Rusyadaki muslimanlara (Carlar ve 
zalimler tarafmdan dinleri tahkir edilen miislimanlar! Dininizin ve kiiltiir miies- 
seselerinizin serbest oldugunu bildiriyoruz) dedi. Anayasaya da din ve vicdan 
hurriyyetini koydu. Halbuki, kitablarmda, (Din ile miicadele edecegiz. Dinleri yok 
etmek materyalizmin, marksizmin alfabesidir) diyordu. Ateistler birligini kurdu. 
Leninizm denilen, din diismanhgi, once yalan ve yaldizh sozlerle aldatmak, son- 
ra zulm ve iskence ile yok etmek prensibine dayanmakdadir. 524, 526, 1126, 1172. 

564 — LOKMAN HAKIM "rahmetullahi teala aleyh": Peygamber veya Veli- 
dir. Daviid "aleyhisselam" zemaninda idi. Arabistanm Umman tarafmda idi. Ah- 
laki sozleri meshurdur. 99, 482, 740, 788, 878, 1018. 

565 — LOTHER MEYER: Alman kimyageridir. 1245 [m. 1830] de tevelliid, 1312 
[m. 1895]de vefat etdi. Elementlerin periyodik sistemini bulanlardandir. 549. 

566 — LUI [LOUIS]: Fransa krali yedinci Lui, altinci sisman Luinin ogludur. 
514 [m. 1120] de dogdu. 576 [m. 1180] da oldii. Vitri sehrini ahnca, kiliseyi atese 
verdi. icindeki biniicyiiz kisiyi yakdi. Pisman olup, buna karsilik, kendi askerleri- 
ni oldiirdii. 

567 — LUKA: Antakyah bir papasdir. Isa aleyhisselami gormedi. Goke cika- 
nldikdan sonra, yehudi donmesi olan Boliis tarafmdan Isevi dinine ahnmisdir. Bo- 
liisiin zehrli fikrleri ile asilanarak, simdi elde bulunan dort (incil)den, en yanlisi- 
ni yazmisdir. 1109, 1161. 

568 — LUT "aleyhisselam": Peygamberdir. Ibrahim aleyhisselamm kardesinin 
ogludur. Lut golii yaninda Sedum sehri halkina Peygamber oldu. Onlan cirkin is- 
lerinden men' etdi. Kansi da dinlemedi. Kendisi sehrden cikdi. Sehr yerin dibine 
gecdi. Seksen yasinda Hicazda vefat etdi. Yehudilerin ve hiristiyanlarm (Mukad- 
des kitab) dedikleri ve her memlekete yaymaga cahsdiklan kitabm (Ahd-i atik) 
kismmdaki (Genesis) veya (Tekvin)in ondokuzuncu babinm otuzuncu ve sonra- 
ki ayetlerinde diyor ki, (Lut sehrden cikip iki kizi ile beraber dagda sakin oldu. Bii- 
yiik kizi kiiciige dedi ki, pederimiz ihtiyar oldu. Yer yiiziinde erkek dahi kalmadi. 
Gel, pederimize serab icirip, onun ile yatarak, pederimizden ziirriyyet peyda ede- 
lim. O gece pederine serab icirerek pederi ile yatdi. O dahi onu tanimadi. Ertesi 
gece pederlerine yine serab icirdiler ve kiiciik kiz onun ile yatdi. Lutun iki kizi ba- 
balanndan hamile oldular. Biiyiik kiz ogluna (Muab), kiiciik kiz da ogluna (Ami) 
ismini koydu. Muvabi ve Amuni denilen kimselerin cedleri bu iki cocukdur.) Ki- 
tab-i mukaddesin bu yazisi, acik bir fuhs hikayesidir. Bu yazi, bugiin, diinyamn 

-1130- 



her yerinde pornografi [mustehcen] nesriyyat simfma girer ve nesr edilmesi yasak- 
lanir. Kitabi mukaddesde buna benzer daha bircok gayr-i ahlaki bahsler vardir. is- 
lam alimleri bunlan bulup acikhyarak, bugiinki Tevrat ve incil denilen kitablarm 
Allah kelami olmadiklanni, sonradan insanlar tarafmdan degisdirmeler ve ilave- 
ler yapilarak ortaya cikanldiklarmi, bu suretle de isbat etmislerdir. Bu kiymetli is- 
lam kitablanndan birkacmm ismleri, birinci kism, 93. cii madde sonunda yazihdir. 
Bunlardan (Tuhfe-tiil-erib) arabi ve (Mizan-iil-mevazin) farisiolup, istanbulda, 
Hakikat Kitabevi tarafmdan basdinlmisdir. 140, 482, 640, 641, 1118. 

569 — LUTHER MARTIN: Alman papasidir. Protestanhgi kurdu. 888 [m. 
1483] de tevelliid, 953 [m. 1546] de oldii. Italyadaki papa onuncu Leon ile arasi acil- 
di. Tel'ih edildi. 931 [m. 1524] de Niirnbergde protestanhgi i'lan etdi. Cok kitabi 
vardir. islamiyyete karsi cirkin hiicumlan vardir. Katoliklerle protestanlar birbir- 
lerine diismandirlar. 43. 

570 — LUTFULLAH EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Lutfullah bin Ab- 
dullah, Kastamonilidir. Latifi ismi ile meshurdur. 990 [m. 1582] da vefat etdi. 
(Tezkire-tiis-$u'ara) kitabi basilmisdir. 1155. 

571 — MAHDUM-i CiHANIYAN: (Kutb-i zeman) ismine bakimz! 1129. 

572 — MAHMUD BIN MUHAMMED BUHARI "rahmetullahi teala aleyh": 
Ebiilmehamid Mahmud bin Muhammed bin Daviid Buhari, fikh alimlerindendir. 
671 [m. 1272] de Buharada vefat etdi. (Hakayik-i manzume) kitabi meshurdur. Bu 
kitab, (Manzume-i Nesefi) serhi olup iki cilddir. Fikh kitabidir. 

573 — MAHMUD BIN SADR-US-SERI'A "rahmetullahi teala aleyh": Yuz- 
seksenikinci [182] sirada Burhan-iis-seri'a ismine bakimz! 

574 — MAHMUD BUHARI "rahmetullahi teala aleyh": Burhaneddfn Mahmud 
bin Tac-iid-dm Ahmed bin Abdul'aziz Buhari, Hanefi alimlerindendir. 551 [m. 
1156] de tevelliid, 616 [m. 1219] da sehid oldu. (Tecrid), (Muhit-i Burhani), (Za- 
hire), (Fetava-i Burhani) ve (Vaki'at) kitablan meshurdur. 622. 

575 — MAHMUD GAZNEVI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Siibektekin, Bu- 
haradaki Samani devletinin Horasandaki valisinin kolesi iken, vali oliince, yerine va- 
li oldu. Sultan Mahmud 357 [m. 967] de tevelliid etdi. Horasan valisi oldu. Babasi oliin- 
ce, 387 [m. 997] de hiikumet kurdu. Tiirkistam, Irakm bir kismmi, Lahoru, Delhiyi 
aldi. Cok kiliseleri cami' yapdi. Hindularm hazinelerini Haremeyn-i serifeyne [Mek- 
keye ve Medineye] hediyye etdi. Berehmenlerin, kadinlarm, kocalarmm cenazesi ile 
birlikde, diri diri yakilmasi, oliilerin nehre atilmasi gibi, insanhga yakismayan adet- 
lerini yasak etdi. Alimleri, edibleri severdi. Cok kitab yazdirdi. Firdevsinin (Sah-na- 
me)si bunlardan biridir. Ehl-i siinnet alimleri yetisdirdi. 421 [m. 1030] de Gaznede 
vefat etdi. Devleti 543 [m. 1148] senesine kadar devam etdi. 1051, 1052. 

576 — MAHMUD HAN-II "rahmetullahi teala aleyh": islam halifelerinin dok- 
sanbesincisi ve Osmanh padisahlarmin otuzuncusudur. Birinci Abdiilhamid hanm 
oglu, sultan Abdiilmecid hanin babasidir. 1199 [m. 1785] de tevelliid, 1255 [m. 1839] 
de vefat etdi. 1223 [m. 1808] de halife oldu. Yenicerileri kaldirdi. Vehhabileri Hi- 
cazdan cikardi. Harbiyye ve tibbiyye-i miilkiyye mekteblerini viicude getirdi. 1241 
[m. 1826] de Tophanede Nusratiyye cami'ini yapdirdi. 1244 [m. 1828] de Bayezid- 
de Eski seray bagcesine yangm kulesi yapdirdi. 1253 [m. 1837] de Unkapam ile Azap- 
kapi arasmda (Mahmudiyye) koprusiinii yapdirdi. 1247 [m. 1831] de istanbulda ilk 
gazete cikanldi. Diinyada ilk gazete 1051 [m. 1641] de cikanldi. 1253 [m. 1837] de 
maliye nezaretini kurdu. 1254 [m. 1838] de karantina viicude getirdi. Bagcekapida 
(Hidayet cami'i), Uskiidarda Semsi pasa cami'i yamnda, 1232 [m. 1816] de (Adliye) 
cami'ini, yagh boyah ahsab Beglerbeyi ve Ciragan seraylanm yapdirdi. 1235 [m. 1819] 
de hazret-i Halidin tiirbesini ta'mir etdi. Sandukasi pusidesi iizerindeki kendi el ya- 
zilandir. 1241 [m. 1825] de hurufitekkelerini kapatdi. 1235 [m. 1819] de Beyoglun- 

-1131- 



da Galata-seray lise binasmi yapdirdi. Burasi 1250 [m. 1834] de Tibbiyye mektebi 
yapildi ise de, 1266 [m. 1850] da yandi. 1267 [m. 1851] de (Tibbiyye-i sahane) yap- 
dirdi. Arnavutkoy sahilinde (Tevfikiyye) cami'ini yapdirdi. Cesidli yerlerde cesme- 
ler yapdirdi. Tophanede Kadiri cami' ve tekkesini Tosyali Isma'il Rumi yapdi ve 1053 
[m. 1644] de vefat etdi. Ikinci Mahmud han 1239 [m. 1823] da yeniden yapdi. Tiir- 
besi Cenberlitasdadir. 461, 500, 533, 1059, 1062, 1063, 1066, 1067, 1083, 1092, 1119, 
1168,1174,1189. 

577 — MAHMUD HUDAYI "rahmetullahi teala aleyh": Aziz Mahmud Hiida- 
yi efendi, Celvetiyye mesayihindendir. Kochisarhdir. Bursada, haci Bayram-i Ve- 
linin halifelerinden, Muhammed Uftade hazretlerinden feyz aldi. 1007 de Uskii- 
darda cami' ve tekke yapdi. Dorduncii Murad han tahta cikmca Eyyubde kihnci- 
ni Hiidayi efendi takdi. 1038 [m. 1628] de vefat etdi. Tekkesi yamndaki tiirbesin- 
dedir. Uftade efendi 989 [m. 1581] da Bursada vefat etmisdir. 1088, 1191. 

578 — MAHMUD iNCIRFAGNEVI "rahmetullahi teala aleyh": islam alim- 
lerinin buyiiklerinden bir ferd-i kamildir. Buharamn Fagne koyiinde tevelliid 
edip, Akbeni nahiyesinde yerlesdi. Mi'marhk ile gecinirdi. Yediyiizonbes 715 [m. 
1315] de vefat etdigi (Sebe'ul-esrar) ve (Tac-ul-asfiya)da yazihdir. 720, 969, 1076. 

579 — MAHMUD KIRMANI "rahmetullahi teala aleyh": Tac-iil-Kurra Mah- 
mud bin Hamza Kirmani 500 [m. 1106] senesinde vefat etdi. 419. 

580 — MAHMUD-I KURD-I SEYHANI "rahmetullahi teala aleyh": (Ca- 
mi'u keramat-i Evliya)da diyor ki, (Mahmud-i Kiirdi, Medineye yerlesdi. Abdiil- 
gani Nablusidiyor ki, (1205 [m. 1790] senesinde Medinede Mahmud-i Kiirdiyi gor- 
diim. Beni evine gotiirdii. Uyanik iken Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" 
cok gordiim dedi. Kiymetli sozlerinden ve giizel hallerinden dogru soyledigini an- 
ladim.) Uykuda iken de, uyanik iken de Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" 
goriildiigiinu ve gorenleri (Se'adet-iid-dareyn) kitabinda uzun bildirdim). 1014. 

581 — MAHMUD NUREDDIN ZENGI: Mahmud Nureddin Zengi, Haleb sul- 
tani idi. 569 [m. 1173] de vefat etdi. Salahuddin-i Eyyubi, bunun kumandanlann- 
dan idi. Samda Eyyubi devletini kurmus, 589 [m. 1193] de vefat etmisdir. 

582 — MAHMUD PASA: Fatih sultan Muhammed zemanmda iki def'a sadr-i 
a'zam olmusdur. Nur-i Osmaniyyede cami' ile hamam ve yokusda carsisi vardir. Sof- 
yada da biiyiik bir cami'i vardir. 878 [m. 1473] de vefat etmisdir. 

583 — MAHMUD SAMINI "rahmetullahi teala aleyh": All Septinin sohbetin- 
de kemale gelmisdir. All Septinin icazetnamesi Mahmud Sahib tarafmdan hazir- 
lanip mevlana Halid tarafmdan tasdik edilerek, Abdiillah-i Mekki ile kendisine gon- 
derilmisdir. Mahmud Samini, seyyiddir. Palu kasabasmin Hun koyiinde tevelliid 
ve 1313 [m. 1895] senesinde Paluda vefat etdi. Kabri Murad suyu kenanndadir. Sa- 
fi'i mezhebinde ve tesavvufda miitehassis idi. Arif-i billah idi. Ali Septiye oniic se- 
ne hizmet yapdi. Tiitiin icerdi. Birisi buna, kalbinden i'tiraz edince, (Bizim cubu- 
gumuzu diistinecegine, Allahii tealayi zikr et. Baska birsey diisiinme!) buyurdu. Yir- 
miye yakm arif yetisdirdi. Bunlardan Harputlu Osman Bedreddin efendi ve o ze- 
man Erzurumun kazasi olan Kigi kasabasinda haci Yusiif efendi ile oglu Mu- 
hammed efendi ve Kigi miiftisi Muhammed Nureddin efendi meshurdur. Nured- 
din efendi [m. 1964] yilmda Antalyada vefat etdi. AliSepti 1287 [m. 1870] de Pa- 
luda vefat etdi. Kabri bir tepede mescidinin yanmdadir. Bunun torunu Sa'id efen- 
di 1926 da Diyanbekrde vefat etdi. 639, 1158. 

584 — MAHPEYKER SULTAN "rahmetullahi teala aleyha": Sultan Ah- 
med hanin zevcesi ve sultan dorduncii Murad ile Sultan ibrahimin validesidir. (K6- 
sem sultan) da denir. 1000 [m. 1592] de tevellud, 1061 [m. 1651] de sehid edildi. 
Hiisn-i cemali, akh ve zekasi ve hayrat ve hasenati ile meshur saliha ve afife bir 
sultan idi. Yeni cami'in temelini atdi. Carsambadaki (Valide medresesi mescidi) 

-1132- 



ve 1050 [m. 1640] de fjskiidarda Cinili cami'ini yapdirdi. Cakmakcilar yokusun- 
da biiyiik valide ham ile icindeki mescid de, bunun eseridir. Rumelinde milyon- 
lar degerinde vakflan ve hayrati vardir. Otuz sene, devletin idaresinde hizmet- 
leri oldu. Asiler ve sakiler tarafmdan serayda sehid edildi. Sultan Ahmed tiirbe- 
sindedir. Sultan dordiincii Muradm kizi Safiyye sultan da bu tiirbededir. Hayrat 
ve hasenati ile millete hizmetleri (Naima Tarihi)nde uzun yazihdir. 1033 [m. 
1623] de, Anadolu kavagi cami'ini yapdirmisdir. Bu mescid simdi gazinodur. 
Iki kavagm kal'alan da 1033 [m. 1623] de yapilmisdir. 1071, 1119, 1150, 1184. 

585 — MAKDONYUS: Papas idi. isa aleyhisselama tapilmaz. O mahlukdur, di- 
yordu. Miladin [381]. ci senesinde istanbulda kurulan ikinci meclisde, tel'in edildi. 

586 — MALIK: Resulullahm onikinci babasidir. Nadrm ogludur. Nadr, altun 
demekdir. Nadrm ismi Kaysdir. Nadr, Kinanenin ogludur. 390. 

587 — MALIK BIN DINAR "rahmetullahi teala aleyh": Alim ve veli idi. 131 
[m. 748] senesinde Basrada vefat etdi. 691. 

a 588 — MALIK BIN ENES: Ebu Abdullah Malik bin Enes bin Malik bin Ebi 
Amir bin Umeyr Teymi Esbahi Humeyri, Cennet ile miijdelenmis olan (Ehl-i 
siinnet vel-cema'at)in dort biiyiik mezhebinden biri olan (Malikf) mezhebinin 
reisidir. Doksan [90] senesinde Medinede tevelliid, 179 [m. 795] da orada vefat et- 
digi (Ibni Abidfn) mukaddemesinde yazihdir. Bir hadis-i serif okumak icin abdest 
ahr, edeble diz cokerdi. Medinede hayvana binmezdi. Haksiz bir fetvayi verme- 
digi icin, yetmis kirbac vuruldu. Abdesti sik bozulan hastalar ve ihtiyarlar icin ve 
necasetden taharet icin cok kolaylik gosterdiginden, diger iic mezhebde olan 
miislimanlar, Maliki mezhebini de taklid ederek, ibadetlerini rahathkla yapmak- 
dadirlar. (Muvatta) admdaki hadis kitabi cok kiymetlidir. 50, 125, 132, 159, 172, 
251, 288, 423, 465, 466, 467, 575, 783, 881, 1009, 1062, 1077, 1098, 1175, 1195. 

— MANASTIRLI ISMA'IL HAKKI: Ehl-i siinnet alimi oldugu meshur ise de, 
sinsi bir mason idi. 

589 — MARKO: St. Marc, dort (incil)den birini yazmisdir. Isa "aleyhisselam" 
goke cikanldikdan sonra Isevi oldu. Petrosdan isitdiklerini Romada Yunanca 
yazmis, bu yazilarma (incil) denilmisdir. [68] senesinde Misrda ayin yaparken tu- 
tulup oldiiruldu. Meshur Marko pasa, [1874] den 1309 [m. 1891] e kadar istanbul- 
da Tibbiyye mektebi nazin idi. (Derdini Marko pasaya anlat) sozii meshurdur. 1109. 

590 — MARCONI: italyan fizikcisidir. 1874 de tevelliid, 1355 [m. 1937] de ve- 
fat etdi. Telsiz-telgrafa son seklini verenlerdendir. 1910 da nobel miikafati aldi. 

591 — MA'RUF-I KERHI "rahmetullahi teala aleyh": imam-i All Rizamn 
halifesi ve Sirri Sekatinin miirsidi idi. ikiyiizde Bagdadda vefat etdi. 120, 448, 456, 
1087,1171. 

592 — MA VERDI "rahmetullahi teala aleyh": Ali bin Muhammed Maverdi, 364 
[m. 974] de Basrada tevelliid, 450 [m. 1058] de Bagdadda vefat etdi. Safi'i fikh ve 
tefsir alimidir. (Havi) fikh kitabi cok kiymetlidir. (Ahkam-iis-sultaniyye) admda- 
ki sosyal kitabi Misrda ve 1269 [m. 1853] da Almanyada Bonn sehrinde basildi. 
Misrda ikinci baskisi 1386 [m. 1966] da yapildi. 735. 

593 — MAZHER-I CAN-I CANAN: Semsuddin Habibullah seyyiddir. Tesav- 
vuf miitehassislarmm biiyuklerindendir. Miislimanlarm gozbebegidir. 1111 [m. 
1699] de Hindistanda Ramezan-i serifin onbirinci Cum'a giinii tevelliid ve 1195 [m. 
1781] de sehid edildi. Abdiillah-i Dehlevikabrinin yamndadir. Sahcihan cami'inin 
civarmda, Dergah cami'indeki dort kabrden birincisidir. Yirmiiki yasinda iken, Sey- 
yid Muhammed Nur-i Bedevanihazretlerinin varis-i ekmeli oldu. Seyyid Abdiil- 
lah-i Dehlevinin iistadidir. Yetisdirdiklerinden biri de kadi allame Muhammed Se- 
naullah-i Dehlevi hazretleridir. Abdiillah-i Dehlevi hazretleri, (Makamat-i maz- 

-1133- 



heriyye) kitabmda diyor ki, Hadis alimi Sah Veliyyullah buyurdu ki, (Allahii te- 
ala, bize sahih kesfler ihsan eyledi. Bu zemanda, hicbir yerde mirza Can-i Cana- 
nm benzeri yokdur. Makamlarda ilerlemek istiyen onun hizmetine gelsin!) Hadis 
ogrenmek icin kendisine gelenleri istifade etmek icin, Mazher-i Can-i Canan haz- 
retlerine gonderirdi. Ona yazdigi mektublarda, (Allahii teala, faziletlerin tecelli 
yeri olan sizlere uzun zeman selamet versin ve biitiin miislimanlan bereketlerini- 
ze kavusdursun!) derdi. (Makamat-i Mazheriyye)de, Mazher-i Can-i Canan "kud- 
dise sirruh" buyuruyor ki, Evliyanm mezarlanni ziyaret edip, cem'iyyet icin feyz 
dilemelidir. Mesayih-i kiramm ruhlarma fatiha ve salevat sevabi gondererek, on- 
lari Allahii tealaya kavusmak icin vesile yapmahdir. Zahir ve batm se'adetlerine 
ancak onlann giizel ahlakina sanlmak ile kavusulur. Baslangicda olan saliklerin, 
kalbleri tasfiye bulmadan, temizlenmeden once, Evliyanm kabrlerinden feyz al- 
malan gticdiir. Bunun icin Behaeddin-i Buhari "kaddesallahii sirrehiiraziz", (is- 
lamm giizel ahlakina malik bir kimse ile olmak, Evliyanm kabrleri ile olmakdan 
daha iyidir) buyurdu. ikinci kismda, dortyiizellidokuzuncu sahifedeki yazi boyle- 
ce aciklanmis oluyor. Farisi (Kelimat-i tayyibat) denilen kitabda 87 mektubu ve 
melfuzati vardir. 38, 113, 366, 410, 412, 459, 462, 466, 696, 721, 769, 903, 969, 
1016, 1018, 1050, 1066, 1168, 1171, 1176. 

594 — MEHDI: Hazret-i Mehdi, ahir zemanda diinyaya gelecekdir. Adi, Muham- 
med, babasmm adi Abdiillahdir. Resiilullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin 
soyundan olacakdir. Isa aleyhisselamla bulusacak, mezhebleri kaldiracak, yalniz onun 
mezhebi kalacak, her yeri alacak, her yerde adalet olacak, Eshab-i Kehf, uyanip ma- 
garadan cikarak, Mehdinin askeri olacakdir. Ba'zi saf kimseler, biiyiik zan etdikleri 
kimselere Mehdi demekdedir. Mehdinin alametlerini Resiilullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" efendimiz bildirmisdir. ibni Hacer-i Mekkinin (Alamet-iil-Mehdi) kitabmda 
ve Silyutinin (Cuz'un minel ehadis velasaril varideti ff alametil mehdi) kitabmda 
bunlardan ikiyiize yakin alamet yazihdir. (El-fiituhat-iil-islamiyye), ikinci ctiz, ikiyiiz- 
doksanyedinci sahifesinde diyor ki, (Beklenilen Mehdi, hazret-i Fatimamn soyundan 
olacakdir. Mekkede zuhtir edecekdir. O zeman, miislimanlar halifesiz olacakdir. is- 
temedigi halde, zor ile halife yapilacakdir. Zuhur edecegi zeman ve yasi ve omrii ke- 
sin belli degildir.) Mehdi cikacagi zeman yeryiiziinde halife bulunmiyacagi ve Mehdi- 
liklerini i'lan edenlerin Mehdi olmadiklan, buradan anlasilmakdadir. imam-i Rabba- 
ni hazretleri, birinci cildin ikiyiizellibesinci mektubunda, Mehdinin Medinedeki sapik 
din adamlanni oldurecegini yazmakdadir. 62, 63, 398, 484, 485, 488, 919, 920, 1122. 

595 — MEKKI EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed Mekki efendi, 
alim, arif, veliy-i kamil olan seyyid Abdiilhakim efendinin biiyiik ogludur. Anne- 
si, biiyiik veh, kerametler sahibi seyyid Fehim efendinin torunu Aise hammdir. Mek- 
ki Uc-Isik, [1314] de tevelliid, 1387 [m. 1967] de vefat etdi. Medrese tahsilini bitir- 
dikden sonra, peder-i alilerinden ulum-i zahirenin inceliklerini alarak icazetle se- 
reflenmis, yiiksek tevecciihlerine ve himmetlerine mazhar olarak, tesavvuf bilgile- 
rinde de kemale gelmisdir. Son derece edeb ve sasilacak bir tevazu' ile, kendileri- 
ni agyardan setr ederdi. Saf kalbli, temiz ruhlu olan ytizlerce genci ilm ve faziletle 
siisledi. Cenab-i Hak, bu feyz ve bereket kaynagindan, Istanbul halkini, yillarca fa- 
idelendirdi. Edirnekapi kabristamnda iken Ankarada Bagluma nakl edildi. 2, 5, 376. 

596 — MELIKSAH "rahmetullahi teala aleyh": Celaliiddin, Selcukipadisahlarm- 
dan iiciincusiidiir. Alb Arslamn ogludur. 447 [m. 1054] de tevelliid, 485 [m. 1091] de 
Bagdadda zehr verilerek vefat etdi. isfehanda defn edildi. Babasi sehfd olunca, vezir 
Nizam til miilkiin yardimi ile 465 [m. 1072] de sultan oldu. Maveraiinnehri, Sami, Mis- 
n, Anadolunun cogunu aldi. Abbasi halifesini emrine aldi. Cok hayrat yapdi. [471] hic- 
risenesinde, giines takvimi yapdirdi. Buna (Takvfm-i Celalf) denir. 441, 1095, 1157. 

— ME'MUN BIN HARUN: Yedinci Abbasi halifesidir. 218 [m. 832] de vefat etdi. 

597 — MENDELEYEF: Dimitri, Rus kimyageri olup, 1249 [m. 1834] da tevel- 

-1134- 



Hid, 1325 [m. 1907] de oldu. Elementlerin devri [Periyodik] sistemini bulanlardan- 
dir. Petrollerin tesekktilii teorisi meshurdur. 549. 

598 — MERGINANI "rahmetullahi teala aleyh": Yiizseksenbirinci [181] sira- 
da, Burhaneddin-i Mergmani ismine bakiniz! 

599 — MER'I "rahmetullahi teala aleyh": Mer'i bin Yusiif Mukaddisi, Hanbe- 
lifikh alimlerindendir. 1033 [m. 1623] de vefat etdi. Cok kitab yazdi. (Tahkik-ul 
burhan ff san-id-duhan) ve (El-Kevakib-iid-diirriyye ft menakib-il-imam-i ibni Tey- 
miyye) kitablan meshurdur. 633, 638. 

600 — MERKEZ EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Muslih-ud-dm Musa 
efendi, Kiitahyadan istanbula gelip molla Hizir beg oglu Ahmed pasadan okurken, 
Halveti Siinbiil Sinan yamnda yetisdi. Once Kogaci tekkesinde, sonra Eyyubde Sah 
sultan tekkesinde iken, Sultan Siileymamn Topkapi dismda, validesi namina yap- 
dirdigi tekkede yerlesdi. Siinbiil efendi, 936 [m. 1529] da vefat edince, Koca Mus- 
tafa pasadaki yerine gecdi. 959 [m. 1551] da vefat etdi. Tiirbesi karsismdaki mek- 
tebi Abdiilbaki pasa yapdirdi. Tokat valisi iken 1034 [m. 1625] senesinde vefat edin- 
ce, istanbula getirilip, mektebi yanma defn edilmisdir. 

Merkez efendi vefat edince, yerine oglu ve halifesi seyyid Ahmed efendi, bun- 
dan sonra da, seyh Ya'kub efendi gecdi. Ya'kub efendi, Siinbiil Sinan efendinin ha- 
lifesidir. Bu da, 978 [m. 1570] de vefat edince, oglu Yusiif Sinan efendi seyh oldu 
ise de, alti sene sonra, Medine-i mtinevverede Seyh-ul-harem oldu ve 989 [m. 1580] 
da vefat etdi. Baki'dedir. Bunun yerine Hasen Necmiiddin efendi seyh oldu. Ala- 
ca-hisarhdir. Ya'kub efendinin halifesidir. Egri seferinde bulundu. Sonra hacca ve 
Yemene gitdi. Orada, mevlid gecesi, 1019 [m. 1610] senesinde vefat etdi. Mevlid 
geceleri minarede kandil yakmak adeti idi. Sultan birinci Ahmed nan begenerek 
biitiin cami'lerde kandil yakilmasim ferman eyledi. 1167, 1174. 

601 — MERKYANUS: Bizans ya'ni sarki Roma devleti kirallarmdandir. Bu- 
na Marsiyanus da denir. Miladi [391] senesinde tevelliid etdi. Asker iken, ilerliye- 
rek senator oldu. ikinci Teodosyus [m. 450] de oliince yerine kiz kardesi Polher- 
ya kralice oldu. Merkyanus bununla evlendi. Bu kadm oliince, kral oldu. Cesur idi. 
Attilanm tehdidlerine cevab verip, geri cevirdi. Rumlar kendisi ile zevcesi icin, Su- 
batm onyedisinde yortu yapiyorlar. [Bu ism, (Faideli Bilgiler) kitabmdadir.] 

602 — MERVAN "rahmetullahi teala aleyh": Babasi, Hakem bin Ebil'as bin 
Umeyye bin Abd-i Sems bin Abd-i Menafdir. Mekkenin fethinde iman etdiler. 
Emevi halifelerinin dordiinciisudur. Hicretin ikinci yihnda tevelliid etdi. 65 [m. 683] 
senesinde bogduruldu. Yerine, biiyiik oglu Abdiilmelik gepdi. Hazret-i Osman bin 
Affamn amcasi oglu ve damadi ve bas katibi idi. Cocuk iken, babasi Taife siiriiliip, 
oraya gotiiriildii. Sohbetden mahrum kaldi. Hazret-i Osman halife olunca, baba- 
smi afv etdi. Babasi ile Medmeye geldi. Halifeye katib oldu. Deve harbinde, haz- 
ret-i Talhayi kazara sehid etdi. Hazret-i Mu'aviye zemanmda Medine valisi olup, 
[48] de azl edildi. [64] de ikinci Mu'aviye halifelikden cekilince, Abdullah bin Zii- 
beyr ile harb ederek, halife oldu. Zalim idi. Kardesi Abdurrahman bin Hakem ve 
ikinci oglu Abdiil'aziz bin Mervan adil ve salih idiler. 1159, 1196. 

603 — MERVAN BIN MUHAMMED: Mervan bin Hakemin torunudur. Eme- 
vi devletinin ondordiincii ve son halifesi idi. [72] senesinde tevelliid, [127] de ha- 
life oldu. 132 [m. 750] senesinde, Abbasiler tarafmdan Misrda yakalamp oldurill- 
du. 441,1191. 

604 — MERYEM: Isa aleyhisselamm annesidir. Daviid "aleyhisselam" soyun- 
dan olan imran ile Hunnenin kizi idi. Annesi oliince, Kudiisde Beyt-iil-mukadde- 
sin imami Zekeriyya aleyhisselamm zevcesi olan teyzesi Isa'nm yamnda biiyiidii. 
Onbes yasinda iken, amcasimn oglu Yusiif-i Neccarla nisanlandi ise de, onunla hie 
evlenmemisdi. Allahii teala, buna babasiz olarak Isa aleyhisselami verdi. Isa "aley- 

-1135- 



hisselam" (Beyt-iil-lahm)da tevelliid etdi. Rum kayserinin Samda bulunan valisi, 
zina etdigini zan ederek, ikisini de oldiirmek istedi. Yusiif-i Neccar, bunlan Mis- 
ra gotiirdii. Oniki sene orada kaldilar. Sonra, Kudiise gelip (Nasira) kasabasinda 
yerlesdiler. Isa "aleyhisselam" goke cikanldikdan alti sene sonra, elliuc yasinda ve- 
fat etdi. Kudiisdedir. Yehudiler, bunu kotiiliyor. Hiristiyanlar da, Allahm anasi, bir 
kismi da Allahm zevcesi diyor. 334, 448, 875, 1109, 1110, 1122, 1155, 1189, 1194. 

605 — MESLEME "rahmetullahi teala aleyh": Abdiilmelik bin Mervanm og- 
ludur. 122 [m. 740] de Samda vefat etdi. Seyyid gazi ile Muhammed Battal gazi de 
bu senede vefat etdiler. Baskumandan olarak cok cihad yapdi. 86 [m. 704] senesin- 
de Erzurumu ve Trabzonu feth etdi. Emevi halifelerinin altincisi, kardesi Velid bin 
Abdiilmelikin emri ile, hicretin doksanaltinci 96 [m. 714] senesinde biiyiik bir or- 
du ile Ankara, Eskisehr ve Amuriyyede kanh savaslar yapip, Canakkal'adan Ge- 
libolu ve Edirneye, sonra istanbula geldi. Kardesi Siileyman da denizden gemiler- 
le geldi. Bizans imperatorunti korkutdu. Galatayi elegecirdi. Imperator ile yapdi- 
gi sozlesme ile Ayasofyada nemaz kildi. Halic kenannda (Arab cami'i)ni yapdi. Is- 
tanbulda yedi sene kahp geri dondii. Hastahk ve sikmti yiiziinden, Cami'in bulun- 
dugu yere (Kahr koyii) adini verdi. Simdi Kara-koy deniliyor. Muhyiddin-i Ara- 
bi hazretleri (Musamere) kitabmda Meslemenin Istanbul seferini uzun anlatmak- 
dadir. Mesleme cekilince, Rumlar verdikleri sozti bozup cami'i kilise yapdilar. Dor- 
diincti Murad han zemanma kadar kilise olarak kahp, 1046 [m. 1637] da eski yeri 
kesf olunarak mescide cevrildigi 1288 [m. 1870] de istanbulda basilmis olan (Fez- 
leke-i tarih-i Osmani)nin yiizaltmisaltmci [166] sahifesinde yazihdir. Birinci Man- 
mud hamn validesi Saliha sultan, cami'i 1147 [m. 1734] de yeniledi. Binikiyuzyir- 
miiki yangmmda yanip yeniden ta'mir edildi. 

Karakoydeki Yeralti cami'inin adi (Kursuiilu Mahzen) cami'idir. Mesleme ta- 
rafmdan yapilmis bir mescid iken sonra depo olarak kullamlmisdir. Sadr-i a'zam 
Mustafa pasa 1166 [m. 1749] senesinde mahzeni temizletmis, icinde birkac kabr ol- 
dugu goriilmusdiir. Bin seneden fazla kapisi kapanarak kilidine kursun akitilmis, 
terk edilmis idi. Birinci Sultan Mahmud han tarafmdan cami' haline getirilmis, son- 
radan minare de yapilmisdir. Sultan Mahmud han ilk Cum'a nemazmda bulunmus- 
dur. Mustafa pasaya samur ktirk hediyye etmisdir. Cami'de tic kabr vardir. Sehid 
All pasa onceden 1128 [m. 1812] de cami' iistiine bir bina yapmisdi. Bu bina, 
1237 [m. 1821] de yenilenmisdir. 1080. 

606 — MES'UD KANAVI "rahmetullahi teala aleyh": Seyyid Mes'ud bin Ha- 
sen Kanavi, Misrda safi'i alimlerindendir. 1205 [m. 1790] hicri senesinde yazdigi 
(Feth-ur-rahim) kitabmda ibniil-Verdmin (Lamiyye) kasidesini serh etmekdedir. 
Bu kitabi Misrda [1281] ve 1315 [m. 1897] senesinde basilmisdir. Burada, tiitiiniin 
haram olmadigmi yazmakdadir. 632. 

607 — MEVDUDI: Hicretin [1321]. ci senesinde Hindistanda tevelliid ve 
1399 [m. 1979] da Amerikada vefat etdi. ibni Teymiyyenin fikrlerine saplanmis- 
dir. Siyasi diisiincelerini islamiyyet olarak tamtarak (Cema'at-iil islamiyye) de- 
digi bir islam firkasi meydana getirdi. Mevdud-i Cesti hazretlerinin soyundandir. 
Mevdud-i Cesti, 527 [m. 1133] de vefat etdi. Istanbul yiiksek islam enstitiisii es- 
ki miidiri ve ogretim iiyesi Ahmed Daviidoglu (Din tahribcileri) kitabmda, 
(Mevdudi bir felesofdur, sasirabilir) diyor. Hindistanda molla ilyasm kurmus ol- 
dugu (Tebligul-cema'at)cilar da Mevdudi gibidirler. Her ikisinin sapik fikrleri- 
ne (El-iistad-iil Mevdudi) ve (Faideli Bilgiler) kitablannda uzun yazilmis ve 
cevab verilmisdir. 310, 399, 410, 462, 499, 842, 1176. 

608 — MEYMUNE "radiyallahii teala anna": Resulullahin zevcelerindendir. is- 
mi Birre iken Resulullah Meymune yapdi. Hayberin fethinden sonra Mekkeye 6m- 
re icin gidildikde Meymunenin zevci vefat etmisdi. Resulullahin nikahi ile seref- 
lendi. 53 [m. 673] senesinde Mekkede hastalandi. (Beni Mekkeden cikarmiz! 

-1136- 



Cunki, Resulullah benim Mekkenin dismda vefat edecegimi haber verdi) dedi. Q- 
kardilar. Resulullaha nikahi yapilmis oldugu yerde vefat etdi. 1098. 

609 — MIDHAT PASA: Ingiliz masonudur. Taifde siirgiinde iken, ingilizler ta- 
rafmdan bogduruldu. 51, 1059, 1063. (Eshab-i Kiram) sahife: 370 

610 — MIHAEL KIROLARIUS: Ortodoks kilisesinin kurucusudur. Istanbul 
patriki iken, hicretin [446]. ci ve miladm [1054]. cu senesinde Romadaki papadan 
aynldi. Sark kiliselerine ortodoks denildi. Mihael-i Siiryani baskadir. 490. 

611 — MIHR-i MAH SULTAN "rahmetullahi teala aleyha": Kanuni sultan Su- 
leyman hanm kizidir. Zevci Riistem pasa, Eminonii ile Unkapani arasmdaki mes- 
hur cami'i yapmisdir. Mihr-i Mah sultan da, Edirnekapi yaninda biiyiik cami'i ve 
954 [m. 1546] senesinde Uskiidar iskelesindeki Mihr-i Mah cami'ini yapdirmisdir. 
985 [m. 1578] senesinde vefat etmisdir. Siileymaniyyede babasmin tiirbesindedir. 
Riistem pasanin kardesi kapdan-i derya Sinan pasa, Besiktas iskelesi yaninda 
meshur cami'i yapdirdi. 961 [m. 1553] senesinde vefat edip, Uskiidarda Mihr-i Mah 
sultan cami'i mihrabi online defn edildi. Cami'i Riistem pasa 963 [m. 1555] de te- 
mamladi. Riistem pasa 968 [m. 1560] de vefat etdi. Sahzade cami'i bagcesindeki tiir- 
besindedir. 953 [m. 1545] de kapdan-i derya olan Barbaros Hayreddin pasa, Ak- 
denize gidecegi vakt, gemileri baglamak icin, sahile bes tas direk yapdirmisdi. Bu- 
raya zemanla Besiktas denildi. 

612 — MIHR-I SAH SULTAN "rahmetullahi teala aleyha": Ucuncii Selim ha- 
nm validesidir. Hahcioglu kislasi ile yeni koprii arasmdaki cami'i yapdirmisdir. Ey- 
yub cami'i ile Bostan iskelesi arasmda 1210 [m. 1796] da yapdirdigi tiirbesindedir. 
Kizi Hadice sultan da yanmdadir. 1145, 1184. 

613 — MILTON: ingilterenin biiyiik sa'irlerindendir. [m. 1608] de Londrada dog- 
du. 1085 [m. 1674] da oldii. Meshur Kromwell bunu genel sekreter yapmca sohre- 
ti artdi. Onun oliimunden sonra bir kenara cekildi. iki gozii kor oldu. Cok kiymet 
verilen (Gaib olmus se'adet) si'rini zevcesine ve iki kizma yazdirdi. Tarih, liigat ve 
mantik iizerine eserleri vardir. Kur'an-i kerimi incelemis ve cok ovmiisdiir. 535, 1084. 

614 — MIRAN SAH "rahmetullahi teala aleyh": Timur hanm ucuncii ogludur. 
[769] da tevelliid, 810 [m. 1407] da Azerbaycanda Karakoyunlu Yusiifle harb 
ederken sehid oldu. Timurden sonra tig sene saltanat siirdti. Delhideki Giirganiy- 
ye sultanlari bunun soyundandir. 500, 1079, 1095, 1099, 1183. 

615 — MOLLA CAMI "rahmetullahi teala aleyh": Abdurrahman bin Nizamed- 
din Ahmed Nureddin-i Cami, seyh-ul-islam idi. Alim, veliy-yi kamil idi. 817 [m. 
1414] de, Iranda Cam kasabasmda tevelliid, 898 [m. 1492] Muharreminin onse- 
kizinci giinii, Cum'a ezam okunurken, Hiratda vefat etdi. imam-i Muhammed Sey- 
bani hazretlerinin soyundandir. Bes yasmda iken Muhammed Parisa hazretleri- 
nin huzuruna gotiiriiliip tevecciihiine mazhar oldu. Ubeydiillah hazretlerine yaz- 
digi mektublardan ikisi (Resehat)da mevcuddur. Mevlana Sa'diiddm-i Kasgari- 
den feyz alarak kemale geldi ve irsada me'zun oldu. Sa'diiddin hazretleri, Niza- 
meddin-i Hamusiin halifesi olup, sekizyiizaltmis senesinde Hiratda vefat etmis- 
dir. Nizamiiddin-i Hamus hazretleri, Ala'iiddin-i Attar hazretlerinin halifelerinin 
en iistiinii idi. Molla Cami hazretleri cok kitab yazdi. (Sevahid-iin-niibuvve) ki- 
tabi, Mahmud bin Osman Lami'i ve Ehi-zade Abdiilhalim tarafmdan, farscadan 
tiirkceye terceme edilmis ve farisisi ve tiirkce tercemesi Hakikat Kitabevi tara- 
fmdan basdinlmisdir. Kerametleri goriildii. Fatih sultan Muhammed, kendisini is- 
tanbula da'vet etdi. Konyaya kadar geldi. Fatihin vefatim haber alarak geri don- 
du. 387, 732, 739, 947, 962, 1085, 1156, 1163, 1185, 1192. 

616 — MOLLA HUSREV "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed efendi, 
Osmanhlarm iiciincii seyh-ul-islami idi. Hanefi fikh alimidir. Babasi donme idi. Bir 
diigiinde, Fatih sultan Muhammed, molla Gtiraniyi sag yanma, molla Hiisrevi sol 

- 1137 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:72 



yamna aldi. [865] de seyh-ul-islam oldu. Yirmi sene, bu vazifeyi cok iyi yaparken 
885 [m. 1480] de vefat etdi. Nemazi Fatih cami'inde kilimp, Bursaya gotiiriiliip, Emir 
Sultamn dogusunda defn edildi. (Diirer ve gurer) fikh kitabi, cok kiymetlidir. 
1319 [m. 1900] da istanbulda, Sernblali serhi basilmisdir. Vefada Ekmekci med- 
resesi yamnda mescidi vardir. 138, 285, 393, 586, 620. 

617 — MOLLA KUDSI "rahmetullahi teala aleyh": Hindli Abbas kulu molla 
Kudsi, arabi (Esrar-i melekut) astronomi kitabmm sahibidir. 1262 [m. 1846] sene- 
sinde Mekke-i miikerremede vefat etdi. Bu kitabi Elbiistanh Hayatizade Halil Se- 
ref efendi tiirkceye terceme ederek (Efkar-iil-ceberut) adim vermisdir. Seref 
efendi [1211] de Elbiistanda tevelliid, 1267 [m. 1851] de orada vefat etmisdir. 
538. 

618 — MOLYER: Moliere, Fransiz komedi yazandir. 1031 [m. 1622] de Paris- 
de tevelliid, 1083 [m. 1673] de vefat etdi. Tiyatroculuk yapdi. Yazdigi komedile- 
ri oynardi. 46. 

619 — MOSELEY: Henri Mosli, ingiliz fizikcisidir. 1304 [m. 1887] de tevelliid, 
1334 [m. 1916] de vefat etdi. [m. 1913] de Mosli kanununu buldu. Buna gore, bir 
elementin hasil etdigi Rontgen sua'larmin frekanslarmin kare kokleri, bu elemen- 
tin periyodik sistemdeki sira numarasi [atom numarasi] ile orantilidir. Mosli, 
boylece, elementlerin atomlarmdaki proton sayisim hesablamis oldu. Mosli [m. 
1916] da Ingiliz subayi olarak Canakkalede Tiirklere karsi harb etdi. 549, 550. 

620 — MOZART: Avusturyali bestekardir. 1169 [m. 1756] da tevelliid, 1205 [m. 
1791] de vefat etdi. Kilise miizigine hizmet etdi. Figaronun evlenmesi meshurdur. 
46. 

621 — MU'AVIYE "radiyallahii anh": Babasi Ebii Siifyan bin Harb bin fjmey- 
yedir. Annesi Hind bint-i Utbe bin Rebfa bin Abd-i Semsdir. Hicretden ondokuz 
sene once tevelliid, 60 [m. 680] senesinde, Receb aymda vefat etdi. Mekkenin feth 
edildigi gun, babasi ile beraber, Resulullahm oniinde miisliman oldu. Eshab-i ki- 
ramin biiyiiklerindendir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" vahy katibi ve 
kaymbiraderi idi. Hazret-i Omer zemanmda dort yil, Osman zemamnda oniki yil, 
Alizemanmda bes yil, imam-i Hasen zemanmda alti ay olarak Samda yirmibirbu- 
cuk sene vali oldu. [41]. ci senede, Sevval aymda Ktifede halife secildi. Ondokuz se- 
ne, dort ay halffelik yapdi. Bir islam devletinin reisine (Halife) denir. islamiyyet- 
de ilk secilen halife, Ebu Bekr-i Siddikdir. Bundan sonra sira ile Omer, Osman, All, 
Hasen ve Mu'aviyedir. Emevive Abbasi halifelerinin ismleri, (Eshab-i Kiram) ve 
(Faideli Bilgiler) kitablarmda yazihdir. Akh, zekasi, fesahati, sabri, yumusakhgi, 
ikrami, comertligi fevkal'ade cok idi. Miislimanlarm basma gececegi, hadis-i serif- 
de bildirilmisdi. Kendisinden cok hadis-i serif almmis, kitablara yazilmisdir. Bu da, 
buyukliigiinii ve kendisine giivenildigini gostermekdedir. Samdaki Emevi devleti- 
nin kurucusudur. Samda medftindur. Hicretin 42 senesinde Sicistam, 43 de Suda- 
ni, 44 de Efganistam ve Kabil sehrini ve Hindistanm simal kismini, 45 de Tunusda 
Efrikiyye sehrini aldi. 48 de gemilerle kendisi Kibrisa giderek Bizans devletinden 
feth etdi. [Ada 586 [m. 1191] de ingilizlerin ve 878 [m. 1473] de Venediklilerin eli- 
ne gecdi. 978 [m. 1570] de ikinci Selim han tarafmdan feth edildi. 1295 [m. 1878] 
Ayastefanos muahedesi ile Balkan yanm adasi ve Anadolunun muhim kismlan Rus- 
lara verilince, ikinci Abdiilhamid han, devletin idaresini eline alip, ingilizleri Kib- 
rism idaresine ortak ederek, Berlin muahedesini hazirladi. Biitiin topraklan kur- 
tardi. Balkan harbinin feci' bozgunundan sonra, 1331 [m. 1913] de Londra muahe- 
desinde, ittihadcilar, biitiin Rumeliyi ve Kibnsi, Edirneyi diismanlara terk etdi.] Haz- 
ret-i Mu'aviye, 50 de Iranda biiyiik Kuhistan sehrini aldi. Yine 50 [m. 670] senesin- 
de, Bizans imperatoru dordiincii Kostantin zemanmda, oglu Yezidi biiyiik bir or- 
du ile Istanbula cihad etmege gonderdi. Her sene biiyiik vergi almak sarti ile sulh 
yapildi. 54 de Ubeydiillah bin Ziyadi Horasandaki orduya kumandan yapip, Cey- 

-1138- 



hun nehrini develerle gecerek, Buharayi aldi. Kudiis-i serifi hazret-i Omer feth et- 
misdi. Sonra, kafirler geri almislardi. Hazret-i Mu'aviye tekrar feth etdi. Yemen, 
Misr, Kayruvan, Irak, Azerbaycan, Anadolu, Horasan ve Mavera-iin-nehr sehrle- 
rine hakim oldu. Biitiin millete kendini sevdirdi. Biiylik saltanata nail oldu. Resu- 
lullahm sohbetinin ve hayrh diialarmm bereketi ile islamiyyetden hie aynlmadi. 114, 
204, 469, 472, 489, 502, 509, 510, 511, 512, 513, 514, 621, 785, 790, 801, 1064, 1088, 
1090, 1092, 1094, 1096, 1107, 1110, 1135, 1160, 1185, 1186, 1191. 

622 — MU'AZ BIN CEBEL "radiyallahii anh": Eshab-i kiramm buyuklerinden- 
dir. Ikinci Akabede iman eden yetmis Ensardandir. Biitiin gazalarda bulundu. On- 
sekiz yasinda iman etdi. 18 [m. 639] senesinde ta'undan vefat etdi. Resulullahin Ye- 
mende valisi idi. 474, 644, 651, 848, 873, 1017. 

623 — MUCAHID "rahmetullahi teala aleyh": Babasi, Cebr-i Mahzumidir. Ta- 
bi'inin ve tefsir imamlanmn buyiiklerindendir. [24] senesinde tevelliid, 104 [m. 723] 
senesinde Mekkede, nemazda secdede vefat etdi. Abdullah ibni Abbasin talebe- 
si idi. Tefsiri vardir. 99, 391, 644. 

624 — MUDAR "rahmetullahi teala aleyh": Resulullahin onsekizinci babasi- 
dir. Nizarm ogludur. Mudarm sesi cok giizel idi. Deve yaninda okuyup onu hare- 
kete getirmek Mudardan kalmisdir. Ibrahim aleyhisselamm islam dininde idi. 
390. 

625 — MUDRIKE "rahmetullahi teala aleyh": Resulullahin onaltmci babasi- 
dir. Ismi Amr idi. Tavsan arkasmdan kosup yakaladigi icin, babasi buna Miidrike 
demisdi. Dedelerinin sereflerini kendinde topladigi icin de Miidrike denilmisdir. 
390. 

626 — MUHAMMED "aleyhisselam": Allahii tealanm Resuludur. Habibidir. 
Peygamberlerin en iistunti ve sonuncusudur. Babasi Abdiillahdir. Miladin besyiiz- 
yetmisbir [571] senesi nisan aymm yirmisine rastlayan, Rebi'ul-evvel aymm oni- 
kinci pazartesi gecesi, sabaha karsi, Mekkede tevelliid etdi. Babasi, daha once ve- 
fat etmis idi. Alti yasmda iken annesi, sekiz yasinda iken dedesi vefat etdi. Son- 
ra, amcasi Ebu Talibin yaninda buyiidii. Yirmibes yasinda iken, Hadice-tiil-kiib- 
ra ile evlendi. Bundan dort kizi, iki oglu oldu. ilk oglunun adi Kasim idi. Bundan 
dolayi, kendisine (Ebiil-Kasim) da denir. Kirk yasinda iken, biitiin insanlara ve chi- 
ne Peygamber oldugu bildirildi. Uc sene sonra, herkesi imana cagirmaga basladi. 
Elliiki yasinda iken, bir gece Mekkeden Kudiise ve oradan goklere gotiiriiliip 
getirildi. Bu yolculuguna (Mi'rac) denir. Mi'racda, Cennetleri, Cehennemleri ve 
Allahii tealayi gordii. Bes vakt nemaz, bu gece farz oldu. Tarihcilere gore miladin 
622 senesinde, Allahii tealanm emri ile, Mekkeden Medineye gitdi. Bu yolculugu- 
na (Hicret) denir. Medine sehrinin Kuba koyiine geldigi, Rebful-evvel aymm se- 
kizinci pazartesi giiniine tesadiif eden efrenci Eyliil aymm yirminci giinii miisliman- 
larm (Hicri semsi) tarih baslangici oldu. Miislimanlann (Hicri kameri) seneleri de, 
o senenin Muharrem aymdan baslar ve gokdeki ayin, diinya etrafmda oniki def'a 
donmesi bir kameri sene olur. Hicri 11 [m. 632] senesinde, Rebi'ul-evvel aymm oni- 
kinci pazartesi giinii, ogleden evvel vefat etdi. Sahyi carsambaya baghyan gece [Car- 
samba gecesi] yansi, vefat etmis oldugu odaya defn edildi. Vefatinda, kameri 63, 
semsi seneye gore 61 yasinda idi. 

Muhammed "aleyhisselam" beyaz idi. Biitiin insanlarm en giizeli idi. Giizelli- 
gini, herkese belli etmezdi. Onun giizelligini bir kerre goren, hatta rii'yada goren 
kimsenin omrii, lezzet ve nes'e ile gecmekdedir. O, her zemanda, diinyamn her ye- 
rinde olan ve gelecek olan her insandan, her bakimdan iistiindiir. Akh, fikri, gii- 
zel huylan, biitiin organlarmin kuvveti her insandan ziyade idi. 

Cocuk iken iki kerre, ticaret edenlerle Sam tarafma gitdi ve Busra denilen 
yerden geri dondiiler. Ondort veya onyedi yasinda amcasi Ziibeyr ile Yemene git- 

-1139- 



di. Baska hicbir zeman, hicbir yere gitmedi. Ummi idi. Ya'ni hie mektebe gitmedi. 
Kimseden ders almadi. Fekat, herseyi biliyordu. Ya'ni herneyi diisiinse, herneyi bil- 
mek istese, Allahii teala Ona bildiriyordu. Cebrail "aleyhisselam" admdaki melek 
gelip, Ona her istedigini soyliiyordu. Mubarek kalbi, giines gibi, nur sacryordu. Onun 
sacdigi ilm, ma'rifet nurlan, radyo dalgalan gibi, yerlere, goklere, heryere sacili- 
yordu. Simdi, kabrinden de yaymakdadir. Yayma kuvveti, her an artmakdadir. 
Elektro-manyetik dalgalan almak icin, radyo ahcisi lazim oldugu gibi, Onun nur- 
lanni almak icin de, Ona inanan ve seven ve gosterdigi yolda giderek temizlenen 
kalb lazimdir. Boyle kalbi olan insan, bu nurlan ahr ve bu da, etrafa nesr eder, ya- 
yar. Boyle biiyiik insanlara (Veil) denir. Bu Veliyi taniyan, inanan ve seven kim- 
se, bunun karsisinda edeble oturur veya uzakda, onu edeb ile, sevgi ile dusiiniirse, 
bu kimsenin de kalbi, nur, feyz almaga, temizlenmege, olgunlasmaga baslar. Alla- 
hii teala, bedenimizi, maddemizi, yetisdirmek icin giines enerjisini sebeb kildigi gi- 
bi, ruhlanmizi, kalblerimizi olgunlasdirmak, insanhkda yiikseltmek icin de, Muham- 
med aleyhisselamm kalbini, oradan fiskiran nurlan sebeb kilmisdir. Insam besliyen, 
yapismi ve enerjisini saghyan biitiin besi maddeleri, giines enerjisi, oziimleme ile 
hasil olduklan gibi, kalbe, ruha gida olan, Evliyamn sohbetleri, sozleri ve yazilan 
da, hep Resulullahin mubarek kalbinden fiskiran nurlarla hasil olmusdur. 

Allahii teala, Cebrail "aleyhisselam" adindaki bir melek ile, Muhammed aley- 
hisselama (Kur'an-i kerim)i gonderdi. insanlara diinyada ve ahiretde liizumlu, fa- 
ideli olan seyleri emr etdi. Zararh olanlan yasak etdi. Bu emrlerin ve yasaklarm 
hepsine (islam dini) veya (islamiyyet) denir. 

Muhammed aleyhisselamm her sozu dogrudur, kiymetlidir, faidelidir. Boyle ol- 
duguna inanan kimseye (Mii'min) ve (Miisliman) denir. Muhammed aleyhissela- 
mm sozlerinden birine inanmiyan, begenmiyen kimseye kafir denir. Allahii teala, 
mii'min olani sever. Bunu Cehennemde sonsuz olarak birakmaz. Ya Cehenneme 
hie sokmaz, yahud, kabahati icin, soksa da, sonra Cehennemden cikanr. Kafir olan 
kimse, Cennete giremez. Dogru Cehenneme girer ve oradan hie cikmaz. Ona 
inanmak, Onu sevmek, biitiin se'adetlerin, rahathklarm, iyiliklerin basidir. Onun 
Peygamber olduguna inanmamak ise, biitiin felaketlerin, sikmtilann, kotiiliikle- 
rin basidir. Akh, zekasi, giizel ahlaki ve derya gibi olan her nev' ilmi ve mu'eize- 
leri, islamiyyetin hak din oldugunu gosteren vesikalardir. 4, 9, 17, 18, 21, 22, 23, 24, 
32, 33, 36, 40, 41, 43, 44, 45, 47, 48, 49, 51, 52, 53, 56, 57, 59, 60, 65, 66, 69, 71, 89, 
94, 98, 99, 102, 103, 104, 106, 109, 166, 209, 229, 263, 267, 274, 276, 285, 289, 311, 
313, 327, 329, 332, 337, 352, 353, 354, 355, 356, 358, 364, 367, 368, 369, 370, 372, 373, 
(374), 378, 380, 383, 384, 385, 386, 387, 388, 390, 393, 399, 404, 407, 408, 411, 435, 
449, 450, 451, 457, 475, 479, 480, 482, 485, 486, 488, 489, 493, 495, 501, 509, 510, 512, 
525, 528, 531, 535, 564, 575, 598, 625, 698, 717, 737, 738, 761, 770, 771, 771, 908, 910, 
943, 952, 954, 955, 960, 961, 969, 995, 1008, 1017, 1043, 1050, 1051, 1056, 1065, 1069, 
1070, 1075, 1118, 1123, 1125, 1157. 

627 — MUHAMMED AKIF "rahmetullahi teala aleyh": Osmanh sa'irlerinden- 
dir. 1290 [m. 1873] da tevelliid, 1354 [m. 1936] de istanbulda vefat etdi. Edirneka- 
pi kabristanmdadir. Fatih riisdiyesinden sonra, miilkiye i'dadisini bitirdi. Baytar 
mektebini okuyup, veteriner oldu. Dim, milli si'rleri cok heyecanhdir. Her miis- 
liman turklin kalbine yerlesmis olup ve her evde saygi ve sevgi ile okunan tiirk is- 
tiklal marsinm yazandir. (Safahat) kitabi heyecanh si'rlerle dolu ise de, seksenal- 
tinci sahifesinde (istibdad) adindaki yazismda ve dortyiizbesinci sahifesinde, 
muslimanlarm halifesi ve islamiyyetin bekcisi olan sultan ikinci Abdulhamid ha- 
nin samm ve kiymetini zedeleyen cok cirkin ve bayagi iftiralan ve Misr muftisi si- 
cilli mason, Muhammed Abdiihu oven ve bir calgiciyi, calgismm seslerini nida-yi 
ilahiye benzeterek oven si'rleri kendisini lekelemekde, imanh kalblerde nefret ha- 
sil etmekdedir. istanbuldaki yiiksek islam enstitiisii eski miidirlerinden ve ogretim 

-1140- 



iiyelerinden Ahmed Daviidoglu, 1394 [m. 1974] senesinde Istanbulda basilan (Di- 
ni ta'mfr da'vasinda din tahribcileri) kitabmda, Muhammed Akifin de sair reform- 
cular gibi, ilhami dogrudan dogruya Kur'an-i kerimden almak istedigini bildirmek- 
dedir. 44, 1160, 1170. 

628 — MUHAMMED AKKERMANI "rahmetullahi teala aleyh": Doksanal- 
tmci [96] sirada, Akkermani ismine bakmiz! 

629 — MUHAMMED ALI PA$A "rahmetullahi teala aleyh": 1183 [m. 1769] 
de Kavalada tevellud, 1266 [m. 1849] da Misrda vefat etdi. [1215] de Misr valisi ol- 
du. Dfnine bagh iyi adam idi. Bundan sonra, Misr bozuldu. 461, 1119, 1184. 

630 — MUHAMMED ARABI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Teb- 
baniMagribi, (ifade-tiil-ahyar) kitabmm yazandir. Bu kitabi iki cilddir. Mekke- 
de basilmisdir. Burada, Abduhun Ehl-i sunnete karsi yapdigi haksiz hiicumlan acik- 
lamakda, herbirine cevab vermekdedir. 461. 

631 — MUHAMMED BABA SEMMASI "rahmetullahi teala aleyh": islam 
alimlerinin biiyiiklerindendir. Ramiten ile Buhara arasmda Semmas koyiinde te- 
velliid, 755 [m. 1354] de orada vefat etdi. All Ramiteninin halifesidir. Cok kera- 
metleri goriildu. 969, 1097. 

632 — MUHAMMED BAKI-BILLAH "rahmetullahi teala aleyh": Babasi 
kadi Abdiisselam Semerkandidir. S6fiyye-i aliyyenin biiyiiklerindendir. Ruh ilm- 
lerinin miitehassisi idi. imam-i Rabbani Ahmed-i Farukinin "kuddise sirruhiima" 
iistadidir. 971 [m. 1563] senesinde Kabil sehrinde tevellud etdi. Kabilden Semer- 
kanda gidip, zahir ilmlerinde yiiksek dereceye yetisdikden sonra, hace imkenegi 
hazretlerinin sohbet ve tevecciihleri ile de sereflenerek vilayetin yiiksek mertebe- 
lerine kavusdu. Sah-i Naksibend ve Ubeydiillah-i Ahrar hazretlerinin ruhaniyyet- 
lerinden de feyz alarak (Uveysi) oldu. imam-i Rabbani hazretlerinin eshabmdan 
mevlana Bedreddin-i Serhendi (Hadarat-iil-kuds) admdaki farisi kitabmda, haya- 
tini ve kerametlerini uzun yazmakdadir. Bu kitab, farisi olup, Bayezid kiitiibha- 
nesi (Veliyyeddin) kisminda [1788] sayida mevcuddiir. Muhammed Baki-billah, 
Delhide 1012 [m. 1603] senesinde vefat etdi. Kutabrol denilen yerdeki mescidinin 
yamnda ziyaret edilmekdedir. Tiirbesinin sarkmda validesi ile oglu Ubeydiillah, 
garbmda diger oglu Abdullah medfundur. 1387 [m. 1967] de Lahorda basilan 
(Kiilliyat-i Baki-billah) kitabmda, hayati ve mektublan yazilidir. (Hadarat-iil- 
kuds) kitabi da, 1391 [m. 1971] de Lahorda basilmisdir. 312 sahifedir. 696, 750, 775, 
935, 940, 953, 954, 959, 962, 966, 969, 1061, 1111, 1179. 

633 — MUHAMMED BAKIR "rahmetullahi teala aleyh": Oniki imamin be- 
sincisidir. Zeynel'abidin All bin imam-i Hiiseynin oglu, imam-i Ca'fer-i Sadikm ba- 
basidir. [57] senesinde Medinede tevellud, 113 [m. 732] senesinde vefat etdi. Me- 
dinede, Baki'de, babasinm yanmdadir. 62, 442, 1084, 1197. 

634 — MUHAMMED BAKIR-I LAHORI "rahmetullahi teala aleyh": Baba- 
si Serefeddindir. Muhammed Ma'sum Farukinin halifelerindendir. imam-i Rab- 
bani hazretlerinin (Mektubat)mi 1080 [m. 1669] senesinde farisi olarak hulasa et- 
mis, (Kenz-iil-hidayat) adini vermisdir. Aynca farisi (Urve-tiil-viiska) kitabini 
yazmisdir. 1080 [m. 1669]de vefat etmisdir. 

635 — MUHAMMED BEDEVANI: Seyyid Nur ismine bakmiz! 1170. 

636 — MUHAMMED BEHAEDDIN-I BUHARI "rahmetullahi teala aleyh": 
Yuzaltmismci [160] sirada Behaeddin-i Buhari ismine bakmiz! 

637 — MUHAMMED BIN ABDULLAH "rahmetullahi teala aleyh": Veliyyud- 
din hatib-i Tebrizi, safi'ihadis alimlerindendir. 749 [m. 1348] senesinde vefat et- 
di. Imam-i Begavinin (Mesabih) kitabma ek ve aciklamalar yaparak (Miskat-iil- 
Mesabih) adini verdigi kitabi meshurdur. 458. 

-1141- 



638 — MUHAMMED BIN ABDULVEHHAB: 1111 [m. 1699] senesinde, 
Necdde, Hureymile kasabasmda tevelliid, 1206 [m. 1791] da oldii. Gene yasmda 
iken, 1125 [m. 1713] de Basrada, Hempher isminde bir ingiliz casusunun tuzagi- 
na diisdii. Ehl-i sunnet i'tikadindan ve islamm giizel ahlakindan aynldi. Ingiliz - 
lerin (islamiyyeti yok etmek) cahsmalarma alet oldu. Hempherin yazdirdigi bo- 
zuk seyleri, 1150 [m. 1737] de (Vehhabilik) ismi ile nesr eyledi. (ingiliz Casusu- 
nun i'tiraflari) kitabimizda, vehhabiligin kurulmasi uzun yazihdir. 447, 449, 454, 
459,468,472,1172,1176. 

639 — MUHAMMED BIN ABDURRESUL: Berzenci alimlerindendir. Seyyid- 
dir. [1040] da Zur sehrinde tevelliid, 1103 [m. 1692] de Medinede vefat etmisdir. 
Si'ileri red eden mirza Mahdumun (Nevakid) kitabmi ihtisar etmisdir. Cok bilgili 
oldugu halde, tesavvufdan nasibi olmamisdir. imam-i Rabbani hazretlerine karsi 
edeb disi hiicumlarda bulunmusdur. (Makamat-i Mazheri)de diyor ki, (Imam-i 
Rabbaninin "rahmetullahi aleyh" torunlanndan Muhammed Ferruh Sah bin Mu- 
hammed Sa'id, cok alim idi. Hacca gitdi. Muhammed Berzenci bunu mahcub etmek 
icin, Medineden Mekkeye gitmek istedi. Agir hastalandi. Muhammed Ferruh, 
Medineyi de ziyaret edip gemi ile Hindistana dondii. Berzenci iyi oldu. Kayikla ge- 
miye yetismek istedi. Yolda boguldu.) 

640 — MUHAMMED BIN AHMED EB$IHI: Behaeddin Muhammed, [790] 
senesinde tevelliid, 850 [m. 1446] de Misrda vefat etdi. (Mustatraf) kitabi, Rat ta- 
rafmdan fransizcaya terceme edilmis, [m. 1902] de Parisde basilmisdir. 418. 

641 — MUHAMMED BIN AHMED SEMERKANDI "rahmetullahi teala 
aleyh": Alaiiddin-i Semerkandi540 [m. 1145] da vefat etdi. 531. ci isme bakiniz! 

642 — MUHAMMED BIN AHMED ZAHID "rahmetullahi teala aleyh": 
Hindistanda 632 [m. 1234] de vefat etdi. Hanefifikh alimlerindendir. (Tergfb-iis- 
salat) kitabi meshurdur. Nur-i Osmaniyye kiitiibhanesinde vardir. 283. 

643 — MUHAMMED BIN EBU BEKR "rahmetullahi teala aleyh": Onuncu 
[10] senede, Veda' haccma giderken tevelliid etdi. 38 [m. 659]. ci senede iskence 
ile oldiiriildii. Sahabidegildir. Tabi'indendir. Hazret-i Osmani sehid edenler ara- 
sinda idi. Deve ve Siffin harblerinde hazret-i Ali ile birlikde idi. Hazret-i Ali ta- 
rafindan Misr valisi yapildi. Amr ibni As ile yapdigi muharebede sehid oldu. 
1126. 

644 — MUHAMMED BIN EBI BEKR "rahmetullahi teala aleyh": imamzade 
ve Riikn-iil-islam denir. Buharada mufti idi. 573 [m. 1178] senesinde vefat etdi. Bu- 
nun (Sir'atiil-islam) kitabmi Ya'kub bin Seyyid Aliserh etmisdir. 392. 

645 — MUHAMMED IBNI HANEFIYYE "rahmetullahi teala aleyh": Dort- 
yiizkirkdordiincii [444] sirada ibni Hanefiyye ismine bakiniz! 

646 — MUHAMMED BIN ISHAK "rahmetullahi teala aleyh": Dedesi Huzey- 
medir. [223] yilmda tevelliid, 311 [m. 923] senesinde Nisapurda vefat etdi. imam- 
iil-eimme denir. Yiizkirkdan fazla kitabi vardir. Hadis alimidir. 313, 391. 

647 — MUHAMMED BIN MAHMUD BABERTI "rahmetullahi teala aleyh": 
Ekmeliiddin-i Misri, Hanefi fikh alimidir. 712 [m. 1312] de Bagdadm Baberta 
kasabasmda tevelliid ve 786 [m. 1384] da, Misrda vefat etdi. (Tercih-u mezheb-i 
imam-i a'zam) risalesi ve (irsad) ismindeki (Fikh-i ekber) serhi ve (Envar) ismin- 
de (Menar) serhi ve (Tuhfe-tiil-ebrar) ismindeki (Mesarik) serhi ve (Takrir) ismin- 
deki (Pezdevi usuli) serhi ve (inaye) isminde (Hidaye) serhi ve daha serhleri ve 
tefsiri vardir. Sa'di Celebinin bu (inaye)ye hasiyesi vardir. 636, 1084. 

648 — MUHAMMED BIN MAHMUD HAREZMI: Imam-i a'zamin (Miisned)ini 

toplamisdir. 665 [m. 1266] de vefat etmisdir. Celaliiddin-i Pani-piiti, baska olup, 
yiizdoksanuciincii sirada bildirilmisdir. 1085. 

-1142- 



649 — MUHAMMED BIN MUNKEDIR "rahmetullahi teala aleyh": Sofiy- 
ye-i aliyyedendir. Bezzaz idi. 130 [m. 748] senesinde Medmede vefat etdi. 845. 

650 — MUHAMMED BIN SULEYMAN "rahmetullahi teala aleyh": Medi- 
ne-i munevverenin Safi'i alimlerinden idi. 1124 [m. 1712] de Samda tevelltid, 
1194 [m. 1780] de Medmede vefat etdi. Cok kitab yazdi. Iki cild fetvasi meshur- 
dur. Vehhabilerin i'tikadlarimn bozuk olduklarma fetva verdi. 453. 

651 — MUHAMMED BIN SULEYMAN CEZULI "rahmetullahi teala aleyh": 
Ebu Abdullah Cezuli [veya Ciizuli], hadis alimidir. Seriflerdendir. Fasda yetisdi. 
Sazili tarikatinde yiikseldi. 870 [m. 1465] senesinde zehrlenerek Fasda sehid edil- 
di. Yetmisyedi sene sonra Merrakiise nakl edildi. Bunun (Delail-iil-hayrat) sale- 
vat kitabmi Kara Daviid Muhammed bin Kemal Izmiti tiirkceye terceme ve serh 
etmis, 948 [m. 1541] de Bursada vefat etmisdir. 1087. 

652 — MUHAMMED BIN SU'UD: Arabistanda, Need colunde kabile reisi idi. 
Vehhabilik meydana cikinca, hakimiyyetini artdirmak icin vehhabi oldu. Ingiliz- 
lerin yardimi ile herkesi zorla vehhabi yapdi. Vehhabi olmiyan cok muslimam ol- 
durdu. Birinci Vehhabi Su'udi devletini kurdu. 1178 [m. 1765] de oldu. 447, 1060. 

653 — MUHAMMED BUHARI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Mensur Nevkadi, Semerkand miiftisi iken 434 [m. 1043] de ve Kadi Muhammed 
Zahiruddin Buhari 619 [m. 1222] de ve Muhammed bin Abdurrahman Zahid Bu- 
hari546 [m. 1151] de vefat etdi. 

654 — MUHAMMED CEVAD "rahmetullahi teala aleyh": Oniki imamin do- 
kuzuncusudur. Takiy ismi ile meshurdur. imam-i Ali Rizamn ogludur. Yiizdoksan- 
bes [195] senesinde Medmede tevelliid ve ikiyiizyirmi 220 [m. 835] senesinde 
Bagdadda vefat etdi. Zevcesi Umm-ul-fadlm amcasi olan Mu'tesim halife ile go- 
riismek icin Bagdada gidince vefat etmisdir. Zevcesi seraya alinmisdir. 62, 1162. 

655 — MUHAMMED ES'AD "rahmetullahi teala aleyh": imamzade Muham- 
med bin Abdullah, Konyah olup, istanbulda tevelliid etdi. 1267 [m. 1851] de vefat 
etdi. (Diirr-i yekta) ve (Hilyetiin-naci) fikh kitablan istanbulda basilmisdir. 392, 702. 

656 — MUHAMMED ES'AD "rahmetullahi teala aleyh": Seyyiddir. Nakib-ul- 
esraf idi. (Sahhaflar seyhi zade) adi ile meshurdur. 1264 [m. 1848] senesinde, 
meclis-i me'arif-i umumiyye reisi iken vefat etmisdir. Ayasofya cami'i yanmdaki 
meshiir (Es'ad efendi) kutiibhanesi, simdi Siileymaniyye umumikitabligmdadir. 
Yeniceri askerinin ilgasmi anlatan (Uss-i zafer) tarih kitabi cok kiymetlidir. Bas- 
ka eserleri de vardir. Mevlana Halid-i Bagdadmin seyyid Es'ad efendiye yazdigi 
arabimektiib, tiirkce tercemesi ile beraber, (Resehat) kitabinin kenannda basil- 
misdir. (Ulema-iil-muslimfn ve Vehhabiyyun) kitabinin sonunda da vardir. 282, 283, 
420, 670, 701, 835. 

657 — MUHAMMED HAKKI "rahmetullahi teala aleyh": Seyyid Muhammed 
Hakki bin Ali, Hanefidir. Nazillide tevelliid, Mekke-i miikerremede 1301 [m. 
1884] de vefat etdi. Ustadlan Odemisli Halil efendi ve Muhammed Can Mekki va- 
sitasi ile Abdullah-i Dehleviye vasil olmakdadir. Bezm-i alem sultan, Muhammed 
Can icin Mekkede bir tekke yapdirmisdir. (Sakal-biyik risalesi), (Hazine-tiil-es- 
rar) arabi olup, Beyrutda (Mekteb-iit-ticari)de satilmakdadir. 418. 

658 — MUHAMMED HAN-I "rahmetullahi teala aleyh": Osmanh padisahla- 
nnm besincisi ve Osmanh devletinin ikinci kurucusudur. Timur bozgununda es- 
ir olmadan Amasyaya geldi. Pederinin vefatmdan sonra, burada saltanatim i'lan 
etdi. Bursadaki Isa celebiye ve sonra Rumelide Musa celebiye galib geldi. Oniki 
sene arahkdan sonra 816 [m. 1413] da Osmanh sultani oldu. Anadoludaki isyan- 
lari basdirdi. Rumelide Macaristana kadar aldi. Herekeyi ve Gebzeyi de Bizans- 
dan aldi. Serezde ilhad ve isyan cikaran Samavne kadisi oglu denilen seyh Bedred- 
dini yakalayip i'dam etdi. 824 [m. 1421] senesinde Edirnede vefat edip Bursaya ge- 

-1143- 



tirildi. Haremeyne her sene Surre alayi gondermek giizel adetini cikarmisdir. 
1080, 1081. 

659 — MUHAMMED HAN-III: islam halifelerinin yetmissekizincisidir ve 
Osmanh padisahlannin oniiciincusiidur. Uciincii Murad hanin oglu ve birinci Ah- 
med hanm babasidir. Egri fatihidir. 974 [m. 1566] de tevelliid, 1012 [m. 1603] de 
vefat etdi. Ayasofya cami'i bagcesindeki tiirbesindedir. Bu tiirbede, Ahmed hanin 
validesi Handan sultan ve Ahmed hanm tic sahzadesi ile alti kenmesi ve Murad ha- 
nm onbes kenmesi olmak iizere yirmialti sandtika vardir. Tiirbenin haricinde de 
Murad hanin dort kerimesi vardir. Uciincii Muhammed hanin oglu, birinci Mus- 
tafa nan, babasinm tiirbesi yanmdaki tiirbesindedir. Sultan Mustafa tiirbesinde on- 
bes sanduka olup, birader zadesi Ibrahim nan ve dordiincii Murad hanm kerime- 
si Ismihan sultan ve sahzade ve sultanlar vardir. 1003 [m. 1593] de halife oldu. Ce- 
lali eskiyasi ile ve Macarlarla ugrasdi. ickiyi siki yasak edip, biitiin meyhaneleri ka- 
patdi. Bunun zemamnda, 1012 [m. 1603] de tiitiin icilmege baslandi. 733, 1099, 1119, 
1124, 1149, 1150. 

660 — MUHAMMED HASIM-I KESMI "rahmetullahi teala aleyh": Asyada 
Bedahsanm Kesm kasabasmdandir. Seyyid Muhammed Nu'man hazretlerinin hu- 
zurunda tevbe ve inabet eyledi. Sohbetinde yetisip, Seyyid hazretlerinin isareti ile, 
[1031] senesinde, imam-i Rabbani hazretlerinin sohbeti ile sereflendi. imam-i Rab- 
bani iki sene askerde kaldigi zeman hep hizmetinde bulunup, tevecciih ve ihsan- 
lanna kavusdu. Hasim-i Kesmi diyor ki, seyyidim Muhammed Nu'man buyurdu 
ki, Burhanpur sehrinin cami'inde Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" dort 
halifesi ile rii'yada gordiim. Beni goriince, hazret-i Siddik-i ekbere karsi buyur- 
du ki, (Seyh Ahmedin kabul etdigi kimseyi biz de ve Allahii teala da kabul ede- 
riz. Seyh Ahmedin red etdigi kimseyi, biz de ve Allahii teala da red ederiz.) Bu 
sozii isitince, imam-i Rabbaninin makbullerinden oldugum icin, Cenab-i Hakka 
siikr eyledim. 

Hasim-i Kesmi, hazerde ve seferde, imam-i Rabbaninin meclis-i serifinde bu- 
lunmakla sereflendi. Binotuziic senesinde (Mektubat)m iiciincu cildini toplama- 
ga basladi. 1040 da temam oldu. [1037] hicri senesinde (Berekat) veya (Ziibde-tiil- 
makamat) ismlerini verdigi kitabi yazarak, bu se'adet giinesinin ve iistadlarmdan 
ve talebesinden meshur olanlarm kerametlerini, hal tercemelerini insanhga duyur- 
du. (Berekat) kitabi, farisi olup, Bombayda basilmisdir. istanbulda (Murad mol- 
la) kiitiibhanesinde, [1317] numarada (Makamat-i Ahmediyye) adi ile, el yazma- 
si mevcuddiir. Binucyiiziki ve biniicyiizyedi senelerinde Hindistanm Rampur ve 
Liiknov sehrlerinde basilmis, 1396 [m. 1976] da istanbulda ikincisi ofset yolu ile 
tekrar basilmisdir. ikinci cildin altmisbesinci mektubu buna yazilmisdir. 1054 [m. 
1645] de Burhanpur sehrinde vefat etdi. Muhammed Hasim sahib can baskadir. 905, 
924, 926, 927, 929, 1111, 1121. 

661 — MUHAMMED HAYAT "rahmetullahi teala aleyh": Seyh Muhammed 
Hayat muhaddis Medeni Sindi 1 163 [m. 1749] de Medinede vefat etdi. Babasi ib- 
rahimdir. Hanefi fikh alimidir. Nevevinin (Erba'in)ini, Miinzirinin (Tergib)ini 
ve (Hikem-i Ataiyye)yi serh, ibni Hacerin (Zevacir)ini ihtisar etmisdir. Mezheb 
taklidini bildiren (Gayet-iit-tahkik) ve (Nihayet-iit-tedkik) risalesini 1413 [m. 
1992] de, Hakikat Kitabevi basdirmisdir. 208, 466. (Misbah)in 103. cii sahifesi. 

662 — MUHAMMED KASSAB : S6fiyye-i aliyyedendir. Dameganda va'z ve- 
rirdi. (Kor olanlar yalniz sifata bakar. Ni'metleri, ihsanlan goriir. Sofiyye ise, za- 
ta, ihsan yapana bakar. Zatdan baska olan seyler perdedir, mani' olur) derdi. 

663 — MUHAMMED MA'SUM-I FARUKI "rahmetullahi teala aleyh": 
imam-i Rabbani "kuddise sirruhiima" hazretlerinin ticiincti ogludur. [1007] yihn- 
da Serhendde tevelliid, binyetmisdokuz 1079 [m. 1668] da orada vefat etdi. Mu- 

-1144- 



barek babasi tiirbesinin birkacyiiz metre simalindeki biiyiik tiirbededir. 

[1068] de hacca gitdi. Hacdaki halleri (Yevakit-ul-Haremeyn) kitabinda ve 
Yiisuf-i Nebhaninin (Cami'u keramat-il-evliya) kitabinda yazilidir. imam-i Rab- 
baninin mescidini Sah-i Cihan mermerden yenilemis, yaninda Muhammed Ma'sum 
hazretleri icin bir oda yapdirmisdir. (Urve-tul-viiska) adi ile meshurdur. imam-i 
Rabbani muceddid-i elf-i sani Ahmed-i Faruki Serhendinin "kuddise sirruhii- 
ma" halef-iis-sidk ve varis-i a'zami idi. Akli ve nakli ilmlerin, surf ve ma'nevi ke- 
malatm cami'iyyetini edinmis idi. (Kutbiyyet) makamma ve (Kayyumiyyet) man- 
sibma, yiice pederinden besaretler almis idi. Tarik-i Ahmedinin nisbetini, pede- 
rinin tevecciihlerinden, biitiin aleme yaymis idi. Uzak memleketlerden kendine bag- 
h olanlara, filan (Vilayet-i Museviyye)ye kavusmusdur, filan (Vilayet-i Muham- 
mediyye) ile sereflenmisdir diye bildirirdi. Dokuzyuzbin kisi, onun vasitasi ile, (Al- 
lah): irade etmislerdir. Yiizkirkbin talebesini vilayet mertebesi, yedibin kimseyi 
hilafet makami ile miimtaz eyledi. Hizmetlerinde ve huzur-i alilerinde, talibler 
ba'zan bir ayda, ba'zan bir haftada kemalat-i vilayete erisirlerdi. Ba'zilanni, bir te- 
vecciihde, makamlarm hepsine ulasdinrlardi. Makamlan, kesfleri ve kerametle- 
ri, bu yiiksek hanedanm hallerini bildiren kitablarda uzun uzun yazili oldugundan, 
burada aciklamaga liizum goriilmedi. Bu kitablar arasinda besi, her memlekete ya- 
yilmisdir. Birincisi, Muhammed Hasim-i Bedahsinin (Berekat) kitabi olup, farisi- 
dir. (Ziibde-tiil-makamat) adi ile Murad molla kiitiibhanesinde [1317] sayida ve 
Siileymaniyye Pertevniyal kismmda [406] sayi ile mevcuddiir. Hindistanda Kan- 
pur sehrinde 1307 senesinde ve istanbulda (Hakikat Kitabevi) tarafmdan 1408 [m. 
1988] de tab' ve nesr edilmisdir. ikincisi Bedreddin-i Serhendinin (Hadarat-iil-kuds) 
kitabidir. 1391 [m. 1971] de Lahorda cok giizel basilmisdir. Uciincusu (El-hadaik- 
ul-verdiyye fi hakaik-i ecella-in naksibendiyye) olup basilmisdir. Dordiinciisu, (Ha- 
dikat-iil-evliya) tiirkcedir. [1318] hicri senesinde Istanbulda basilmisdir. Besinci- 
si (Umdet-iil-makamat) kitabidir. Hakikat Kitabevi tarafmdan basdinlmisdir. 
Alti oglu ve biitiin nesl-i necibleri, zemanlarmm kutbu olmusdu. Biittin islam 
memleketleri, kalblerinden sacilan nurlarla nurlanmisdi. Cenab-i miistetabimn va- 
risleri, yer yiiziinde meshur olmuslardir. Hidayet ve irsadda yiiksek derece kazan- 
mislardir. Irfan ehlinin ve yakin sahiblerinin anladiklan gibi, feyz kaynaklan, bu 
ana gelinceye kadar, akmakdadir. insaallah, ahir zemana kadar da, boylece cari 
olacakdir. Uc cild olan farisi (Mektubat-i Ma'sumiyye) kitabi 1396 [m. 1976] se- 
nesinde Pakistamn Karasi sehrinde basdinlmisdir. Bu uc cildin ipinde bulunan al- 
tiyuzelliiki mektubdan yiizotuzbes adedi secilerek, (Miintehabat-i Ma'sumiyye) adi 
ile, 1979 senesinde istanbulda ofset baskisi yapilmisdir. Bunun sonunda, Hiiseyn 
Hilmi Isikm eserleri bildirilmekdedir. Muhammed Ma'sumun alti kizinm her bi- 
ri veli idi. [(Umdet-ul-makamat) sahife 395.] 11, 65, 89, 110, 113, 118, 181,219,427, 
472, 512, 596, 651, 692, 754, 784, 923, 930, 969, 1001, 1009, 1048, 1053, 1055, 1061, 
1063, 1075, 1081, 1121, 1141, 1142, 1150, 1169, 1185, 1190, 1198. 

664 — MUHAMMED MA'SUM-I OMERI "rahmetullahi teala aleyh": Dok- 
sanmci [90] sirada Ahmed Sa'id ismine bakmiz! 

665 — MUHAMMED MER'ASI "rahmetullahi teala aleyh": Kadi Muhammed 
bin Resid Mer'asi istanbulda yerlesmisdir. Hanefidir. Vehbi ve Siinbiilzade ism- 
leri ile meshurdur. 1224 [m. 1809] de vefat etdi. (Tuhfe-i Vehbi) liigati cok basil- 
misdir. Eyyub cami'i ile Bostan iskelesi arasmdaki Mihr-i sah sultanm tiirbesi ve 
imareti disinda yazili kasideler bunun olup, Yesari-zadenin yazisidir. 1174. 

666 — MUHAMMED MURAD-I KAZANI "rahmetullahi teala aleyh": [1272] 
hicri senesinde Rusyada, Kazan vilayetinin Ufa kasabasmda tevelliid etdi. Mem- 
leketinde medrese tahsilini bitirip, 1293 [m. 1876] de Buharaya geldi. Buhara ve 
Taskendde tahsilini temamlayip 1295 [m. 1878] de Hindistana ve Hicaza geldi. Me- 
dine-i miinevverede tarikat-i Naksibendiyyeye intisab edip, ruh aleminde terak- 

-1145- 



kietdi. 1352 [m. 1933] de vefat etdi. 

1302 [m. 1884] de (Resehat) kitabim ve sonra, imam-i Rabbaninin (Mektubat)im 
farisiden arabiye terceme etdi. (Mektubat)in arabisine (Diirer-iil-meknunat) adi- 
ni verdi. imam-i Rabbani hazretlerinin hal tercemesini de arabi uzun yazip, 1317 
[m. 1898] de Mekke-i mukerremede (Miriyye) matba'asinda, (Mektubat)m kena- 
rmda basildi. istanbulda Bayezidde belediye kiitiibhanesinde ellitic [53] numara- 
da mevcuddiir. Bunun foto-kopisi 1383 [m. 1963] de istanbulda basilmisdir. Bu bas- 
kilardaki hal tercemesinin uzun bir kismi (Eshab-i Kiram) ve (Hak Soziin Vesika- 
lan) kitablarmda mevcuddur. Bu arabi mektubatdan yiizdoksandort mektub se- 
cilerek, (El-Miintehabat) ismi ile 1392 [m. 1972] senesinde istanbulda ofset yolu 
ile basdinlmisdir. 1075, 1121. 

667 — MUHAMMED NU'MAN "rahmetullahi teala aleyh": Mir Muhammed 
Nu'man bin Seyyid Semseddin, 977 [m. 1567] senesinde Semerkandda tevelliid et- 
di. Binaltmis 1060 [m. 1650] senesinde Egre sehrinde vefat etdi. Hindistana gelip, 
hace Bakibillah hazretlerinin sohbeti ile sereflendi. Vefatma kadar Delhide hiz- 
metinde bulundu. Hace hazretlerinin vefatmda, imam-i Rabbani Dehliye tesrif et- 
misdi. Merhamet buyurup, seyyid Nu'mani, Serhende gotiirdii. Uzun zeman hiz- 
met ve sohbetde bulundukdan sonra, talebe yetisdirmesi icin Burhanpura gonde- 
rildi. 101, 267, 481, 515, 746, 749, 756, 1036, 1144, 1148. 

668 — MUHAMMED OSMAN "rahmetullahi teala aleyh": Haci Muhammed 
Osman Sahib, Hindistanda yetisen Evliyanm biiyiiklerindendir. Hicretin biniki- 
yiizkirkdort [1244] senesinde Pencabm Loni kasabasmda tevelliid, 1314 [m. 1896] 
de Pencab Musa zey kasabasmda vefat etdi. Binikiyuzaltmisalti senesinde, Ahmed 
Sa'id-i Serhendi hazretlerinin talebesinden haci Dost Muhammed Kandiharinin 
sohbetine kavusdu. Onsekiz sene feyz aldi. Zahir ve batm ilmlerinde kemale gel- 
di. Ustadi [1284] senesinde vefat edince yerine gecmekle sereflendi. Binlerle Ve- 
il yetisdirdi. Yirmidokuz sene, talibleri irsad eyledi. Vefatmdan bir sene sonra, ba- 
basimn yerinde onyedi yasinda irsada baslayan oglu Muhammed Siraciiddinin em- 
ri ile talebelerinden seyyid Ekber AliDehlevinin yazdigi (Fevaid-i Osmaniyye) ki- 
tabinda mektublan ve kerametleri uzun bildirilmisdir. 1382 [m. 1962] de Miiltan- 
da basilmisdir. Siraciiddin biniicyiizotuzuc 1333 [m. 1915] senesinde vefat edince, 
oglu Muhammed Zahid "rahmetullahi aleyh" zahir ve batm ilmlerinin menbai ol- 
du. Siraciiddinin halifelerinden Muhammed Fadl AliSah 1354 [m. 1935] de vefat 
etdi. Yerinde irsada bashyan Muhammed Sa'id Kureysi Ahmed puri de 1363 [m. 
1944] de Pani-piit sehrinde vefat etdi. Dost Muhammed Kandiharinin (Mektu- 
bat)mdaki otuz mektubu Muhammed Adil toplamis, Muhammed Zahid bin Sira- 
ciiddinin emri ile Ata Muhammed tarafmdan 1383 [m. 1964] de Miiltanda basil- 
misdir. 783, 1198. 

669 — MUHAMMED PARISA "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Muhammed bin Mahmud [756] da Buharada tevelliid, 822 [m. 1419] de Medine- 
de vefat etdi. Nemazim, Molla Fenarikildirdi. (Uiiiclet-iil-iiiakamat)da diyor ki, 
(Zeyneddin Hafi, kabr tasini Misrdan gonderdi. Tas 1212 de yerinde idi. 1225 de 
gormedim. Vehhabiler kirmis.) Medrese tahsilini bitirip, hadis ve fikh bilgilerin- 
de ihtisasim ilerletdi. Sonra Muhammed Behaeddin-i Buhari hazretlerinin soh- 
bet ve tevecciihlerine kavusarak kemale geldi. (Risale-i kudsiyye), (Tuhfe-tus- 
salikin), (Tahkikat ) ve (Fasliil-hitab) kitablan meshurdur. Hepsi de farisidir. (Tuh- 
fe)si 1390 [m. 1970] senesinde Delhide basilmisdir. 49, 106, 470, 720, 750, 1137, 
1185. 

670 — MUHAMMED REBHAMI : "rahmetullahi teala aleyh": Hindistamn fikh 
alimlerindendir. 835 [m. 1432] de yazdigi farisi (Riyad-un-nasihfn) ismindeki ilmi- 
hal kitabi 1313 de Bombayda basilmis, 1981 de istanbulda ofset baskisi yapilmis- 

-1146- 



dir. Bunu dortyiizkirkdort kitabdan toplamisdir. 210, 420, 1058. 

671 — MUHAMMED SADIK "rahmetullahi teala aleyh": imam-i Rabbani haz- 
retlerinin birinci ogludur. Vilayet bostamnm meyveli agaci idi. Bin [1000] senesin- 
de Serhendde tevelliid, 1025 [m. 1616] senesinde ta'undan, orada vefat etdi. Ba- 
basi, kabri uzerine kubbe yapdirdi. [1008] senesinde, pederi ile birlikde hace Mu- 
hammed Baki ile teserruf edip, zikr almakla, murakabe, cezbe ve nisbet-i serife ile 
sereflendi. Isti'dadi ve fitrati yiiksek oldugundan, onlann terbiyesi ve merhamet- 
li nazarlarmm bereketleri sayesinde kiymetli hallere ve biiyiik islere kavusdu. Da- 
na cocuk iken, uzak yerlerdeki seyleri, mezardaki halleri kesf ederdi. Sonra, ken- 
di peder-i alisinden feyz alarak kemal mertebelerinin sonuna erisdi. Babasinin es- 
ranna mahrem oldu. Hazret-i Isan her Cum'a nemazlarmdan sonra, kabr-i serifi- 
ne gelip, bir miiddet murakabe buyururdu. 951, 1034, 1121. 

672 — MUHAMMED SADIK "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Alidir. Sa- 
kizhdir. 1059 [m. 1649] senesinde vefat etdi. (Surre-tiil-fetava) kitabi meshur- 
dur. 1003. 

673 — MUHAMMED SADIK EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Hafidza- 
de Muhammed Sadik bin Muhammed efendi 1230 [m. 1815] da vefat etdi. (Neva- 
dir-i fikhiyye) kitabi meshurdur. 282. 

674 — MUHAMMED SA'ID "rahmetullahi teala aleyh": imam-i Rabbani 
hazretlerinin ikinci mahdumudur. [1005] senesinde tevelliid, 1070 [m. 1660] sene- 
sinde vefat etdi. Babasinin tiirbesindedir. Ahlakinin guzelligi, faziletlerinin cok- 
lugu, giiler yiizii, yumusak sozii, islerinin halis olmasi ile zinetlenmisdi. Tahsilini 
gene yasinda bitirdi. Akli ve nakli bilgilerde miitehassis oldu. Babasinin tesarru- 
fu ve tevecciihleri sayesinde, buyuklerinin nisbetine ve yiiksek hallere kavusdu. On- 
yedi yasinda surf ve ma'nevi kemalata vasil oldu. Bircok kiymetli kitablara ta'lik- 
ler ve hasiyeler yapdi. (Miskat-i Mesabih) ve Hayali hasiyesine ta'likleri cok kiy- 
metlidir. Nemazda otururken parmak kaldirmamak icin, Hanefimezhebine gore 
yazdigi risalesi sah-eserdir. Parmak kaldirmamanm daha iyi oldugunu isbat etmis- 
dir. Pederinin garib sirlarma, acib ma'rifetlerine mahrem idi. (Mektubat-i Sa'idiy- 
ye) kitabmda yiiz mektub vardir. 1385 [m. 1965] de Pakistanda basilmisdir. 271, 425, 
741,930,941,1121. 

675 — MUHAMMED SIDDIK "rahmetullahi teala aleyh": Hidaye ismi ile mes- 
hurdur. Bedahsanm Kesm kasabasmdandir. Kiiciik iken, Han-i Hanan Abdiirra- 
himin sohbetinde bulundu. Bunun vasitasi ile, Hace Baki-billahm sohbeti ile se- 
reflendi. Vefatindan sonra, imam-i Rabbani hazretlerinin sohbet ve hizmetine ka- 
vusdu. Vilayet-i hassa ile miiserref oldu. 1032 [m. 1622] de izn alarak hacca gitdi. 
Hicazda iken, imam-i Rabbani buyurdu ki, (Simdi, uzakda olan kardeslerimizden 
ba'zismm ahvaline miiteveccih idim. Mevlana Muhammed Siddik goriindii. Tam 
bir sevgi ve ihlas ile bize muteveccihdir. Su anda Mavera'iin-nehrde, Bedahsan- 
da yolcudur. Hali hos olsun!). 1019 senesinde, imam-i Rabbanmin (Mebde' ve 
me'ad) risalesini toplamisdir. Farisiolup, Urdu tercemesi ile birlikde, 1388 [m. 1968] 
de Pakistanda basilmis, 1977 de istanbulda ofset baskisi yapilmisdir. 

676 — MUHAMMED SEYBANI "rahmetullahi teala aleyh": imam-i a'zam Ebu 
Hanifenin derslerinde yetisen islam alimlerinin en iistiinlerindendir. Biiyiik miic- 
tehid idi. imam-i a'zamm derslerini, sozlerini kitablara geciren budur. Adi, Muham- 
med bin Hasen bin Abdullah bin Tavus bin Hiirmuzdlir. Bu Hlirmiiz, imam-i 
a'zam Ebu Hanifenin ceddi olup, Bagdad sultani idi. Hazret-i Omerin elinde iman 
etmis idi. 135 [m. 752] senesinde Vasit sehrinde tevelliid, 189 [m. 805] senesinde Rey- 
de vefat etdi. 120, 133, 134, 137, 138, 144, 154, 155, 231, 234, 268, 269, 285, 293, 294, 
301, 303, 304, 324, 325, 340, 413, 415, 439, 443, 444, 565, 566, 568, 576, 586, 595, 621, 
625, 626, 630, 634, 636, 637, 786, 792, 801, 803, 806, 809, 821, 826, 830, 851, 857, 858, 

-1147- 



861, 862, 863, 865, 866, 868, 1020, 1028, 1076, 1089, 1094, 1111, 1137, 1178, 1194, 1196. 

677 — MUHAMMED TARSUSI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Ahmed bin Muhammed, Hanefi alimlerindendir. 1117 [m. 1705] senesinde vefat 
etdi. Bircok kitablara hasiyesi vardir. Tiitiin haram degildir, derdi. 639. 

678 — MUHAMMED ZAHID "rahmetullahi teala aleyh": Kadi Muhammed 
Zahid-i Semerkandi, derin alim ve veliy-yi kamil idi. Ruh bilgilerinin miitehassi- 
si idi. Dokuzyiizotuzalti 936 [m. 1530] senesinde Hisann Vahs koyiinde vefat et- 
di. Once cok riyazet ve mticahede yapdi ise de, Ubeydiillah-i Ahrar "kuddise sir- 
ruh" hazretlerinin tevecciihii ile birinci sohbetinde kemale kavusdu. Ya'kub-i 
Cerhi hazretlerinin kizinm ogludur. (El-Hadaik-ul-verdiyye) kitabmda keramet- 
leri yazihdir. (Silsile-tiil'arifin) kitabi meshurdur. (Mesmu'at-i mevlana kadi Mu- 
hammed Zahid) kitabi Mir Abdiilevvele aid olup, Siileymaniyye kiitiibhanesi 
(Es'ad efendi) kismmda [1715] sayida mevcuddur. (Hakikat Kitabevi) tarafindan 
1414 [m. 1993] de nesr edilmisdir. Ubeydiillah-i Ahrar hazretlerinin farisi sozleri- 
dir. Yetisdirdigi Veliler arasmda, hemsiresinin oglu mevlana Dervis Muhammed, 
bu silsilenin btiyuklerindendir. 969, 1089, 1184. 

679 — MUHAMMED ZIHNI "rahmetullahi teala aleyh": Haci Zihni efendi, Os- 
manh devleti me'arif meclisi a'zasmdan idi. [1262] de tevelliid, 1332 [m. 1914] se- 
nesinde vefat etdi. Beglerbegi kiiplucesindedir. (Ni'met-i islam) kitabi, (Kimya-i 
se'adet mukaddimesi) ile (Elmiinkizii aniddalal) tercemeleri meshurdur. 462, 1067. 

680 — MUHIBBULLAH-I MANKPURI "rahmetullahi teala aleyh": Hindis- 
tanda, Burhanpurda, seyh Muhammed bin Fadlullah sohbetine devam ile halife ol- 
mus, irsada icazet almis iken, seyyid Muhammed Nu'manm hizmetine devam et- 
mis, burada imam-i Rabbanmin ismini isiterek ve (Mektubat)i dinliyerek ask ve 
sevk ile Serhende gelmisdir. Hizmet ederek, icazet aldi. Mankpura irsada gonde- 
rildi. 401, 426, 906. 

681 — MUHYIDDIN-i ARABI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Bekr ibnii 
Arabi ismi ile de meshurdur. S6fiyye-i aliyyenin biiyiiklerindendir. Adi seyh-i ek- 
ber Ebu Bekr-i Muhammed bin Alidir. 560 [m. 1165] da, Endiiltisde Miirsiye ka- 
sabasmda tevelliid, 638 [m. 1240] de Samda vefat etdi. Biiyiik Veil ve miictehid 
idi. Konyaya gelip, Sadreddm-i Konevmin tivey babasi oldu. Nakl etdigi bilgile- 
rin hepsi, birer vesikadir. Devlet ve mevki' sahiblerinden cok hediyye gelir, hep- 
sini fakirlere dagitirdi. Besyiizden fazla kitab yazdi. Cahiller, buna zmdik dedi. 
Ibni Teymiyye gibiler kafir dedi. Alimler, Arifler ise, veliy-yi kamil oldugunu an- 
ladi. (Fiituhat-i Mekkiyye)si dort biiyiik cild halinde 1393 [m. 1973] de Beyrutda 
basilmisdir. 50, 79, 84, 90, 93, 94, 279, 388, 414, 458, 497, 696, 727, 736, 739, 750, 
927, 928, 942, 947, 962, 968, 1037, 1117, 1136, 1164, 1193. 

Ibn-iil-arabi ismi ile meshur olan Kadi Ebu Bekr ibn-iil-arabi baskadir. ismi Mu- 
hammed bin Abdullahdir. Endulusde 468 [m. 1076] de tevelliid etmis, 543 [m. 1149] 
de Fasda vefat etmisdir. Malikidir. 391, 431. 

Muhyiddin Muhammed bin Behauddfn baska olup, (El-Kavl-iil-fasl) isminde- 
ki (Fikh-i ekber) serhi cok kiymetlidir. Bu serh, yeniden yazdinhp 1979 da, Haki- 
kat Kitabevi tarafindan istanbulda basdinlmisdir. Dokuzyiizellialtida vefat etmis- 
dir. 1077. 

682 — MU'INUDDIN-I CE§TI "rahmetullahi teala aleyh": Hindistanda ye- 
tisen Evliyanm biiyiiklerindendir. Hace Kutbiiddm-i Bahtiyarm iistadidir. Hace 
Osman-i Haruniden Bagdadda feyz alip, Hace hazretleri altiyiizonyedi 617 [m. 
1220] senesinde vefat edinciye kadar hizmetinde bulundu. [1312] de Hindistan- 
da basilan (Enis-ul-ervah) kitabmda, hocasinin sohbetini anlatmakdadir. Kitab 
otuzalti sahife olup farisidir. Hace Osman-i Haruni, hace Serif-i Zendeninin, bu 

-1148- 



da Mevdud-i Cestmin talebesidir. Mu'in-ud-din-i Cestf, [531] de tevellild, 633 [m. 
1235] senesinde Ecmirde vefat etdi. Cest, Hirata bir saat mesafede bir kariyye- 
dir. imam-i Rabbani Ahmed-i Faruki "kuddise sirruh" hicretin binotuziic [1033] 
senesinde Ecmir sehrine gitmisdi. Orada hace Mu'iniiddin-i Cestinin kabrini zi- 
yaret etdi. (Hoca hazretleri merhamet eyledi. ihsanda bulundu. Hususibereket- 
lerinden ziyafetde bulundu. Cok konusduk. Esrar acildi. Bana, asker arasmda kal- 
mamak icin ugrasma! Allahii tealanm nzasina tabi' ol dedi) buyurdu. Kabre ba- 
kan tiirbedarlar gelip, kabr iizerinden kaldirilmis olan ortiiyii hediyye verdiler. Ka- 
bul ederek, (Hace hazretleri en yakm elbisesini bize ihsan etdi. Bunu kefenim ol- 
mak icin saklryahm) dedi. Bir sene sonra, buna kefenlendi. 90. 

683 — MUKATIL "rahmetullahi teala aleyh": imam-i Mukatil bin Siileyman, 
tefsir alimlerindendir. Belhde tevelliid edip, Mervde yetisdi. Basrada yerlesdi. 150 
[m. 767] de orada vefat etdi. Tefsiri meshur olup, Londrada basilmisdir. 391, 738. 

684 — MUNAVI [veya Menavi]: Abdiirrauf-i Miinavi Safi'i alimi idi. 924 [m. 
1518] de tevelliid, 1031 [m. 1621] de Kahirede vefat etdi. Cok kitab yazdi. (Kunuz- 
iid-deka'ik) kitabi, [1285] de istanbulda basilmisdir. icinde onbin hadis-i serif 
vardir. 398, 419, 420, 448, 458, 465, 469, 631, 633, 638, 726. 

685 — MUNIB EFENDI: Hace Muhammed Miinib efendi, Ayntablidir. [1182] 
de Istanbula geldi. Anadolu kadi-askeri oldu. (Siyer-i kebir) serhini tiirkceye 
terceme etmisdir. 1238 [m. 1823] senesinde Aydm Giizelhisannda vefat etdi. 786. 

686 — MURAD HANI "rahmetullahi teala aleyh": Sultan Murad-i Hudaven- 
digar, Osmanh padisahlarmm iicunciisiidur. Sultan Orhanm oglu, Yildinm sultan 
Bayezidin babasidir. 726 [m. 1326] da tevelliid etdi. Bursa valisi oldu. Babasi ze- 
maninda altm para basilmasmda hizmeti goriildii. 763 [m. 1362] de, pederi vefat 
edince tahta cikdi. Selciiki devleti parcalanmca Ankarada bir devlet kuran Ehile- 
rin, Konyadaki Karaman ogullan ile, Osmanh aleyhine birlesdikleri isitilince, 
763 de Ankarayi aldi. Lala Sahin pasayi ilk serdar ve sadr-i a'zam yapdi. Corlu, Ke- 
san, Edirne, Giimiilcineyi ahp Bursaya dondii. Bigayi aldi. Hach ordusu geldigin- 
den Rumeliye gecip (Sirp Smdigi) muharebesini kazandi. Tunaya kadar aldi. iki- 
yiizbin kisilik ikinci hach ordusu geldi. Kosova ovasmda cetin savasi kazandi. 
Sirb Krali Lazari ve kumandanlan oldii. Sirb devleti yok edildi. 791 [m. 1389] de, 
bir yarah sirbm halini sorarken sehid edildi. Bursada Cekirgede defn edildi. Di- 
ni biitun, adil, merhametli, faziletli idi. Otuzyedi gaza etdi. 1080, 1155. 

687 — MURAD HAN-HI "rahmetullahi teala aleyh": islam halifelerinin yet- 
misyedincisi, Osmanh padisahlarmm onikincisidir. ikinci Selim hamn oglu, sultan 
iiciincu Muhammed hamn babasidir. 953 [m. 1546] de tevelliid, 1003 [m. 1595] de 
vefat etdi. Turbesi Ayasofya cami'i yanindaki, babasi ikinci Selim nan turbesinin 
yamndadir. Selim hamn tiirbesinde kirkdort sanduka olup, iiciincii Murad hamn 
validesi Nur Banu sultan ve iki padisahm sahzadeleri ve kerimeleri vardir. 1288 [m. 
1871] de besinci baskisi yapilan (Fezleke-i Tarih-i Osinani) kitabmda diyor ki: (ikin- 
ci Selim nan, seraydaki yangmda yanip yeniden yapilan daireleri ve hamami ge- 
zerken, ayagi kayip mermerler iizerine diisdii. Bu kaza, oliimiine sebeb oldu.) is- 
lam diismanlan, (San Selim hamamda zevk, safa yaparken serhos oldugundan dii- 
siip oldii) diye gencleri aldatiyorlar. Uydurma tarih kitablanna da, bu yalan ve cir- 
kin iftiralan yazarak ecdadimizi lekeliyorlar. Evladlan, babalarma diisman yapi- 
yorlar. Halbuki, ikinci Selim han halvetiyye mesayihinden Siileyman Amediden 
feyz almis, salih miisliman idi. Murad hamn tiirbesinde ellidort sanduka olup, Mu- 
hammed hamn validesi Safiyye sultan ve sahzade ve sultanlar buradadir. 982 [m. 
1574] de halife oldu. Tunusu aldi. Azerbaycam, Tebrizi aldi. Alimleri cok sever- 
di. Naksibendi mesayihinden hace Ahmed Sadik Kabiliden feyz alarak kemale gel- 
di. Rasadhane ve astronomik arastirmalar ile logaritma hesablan yapdirdi. Top- 
tasi timarhanesini yapdi. Cok hayrat yapdi. Mescid-i harama kargir kubbeler yap- 

-1149- 



dirdi. Cok para sarf ederek su da getirtdi. Tiirkce divanim Sems-iid-dm-i Sivasi serh 
etmisdir. 

Murad hamn validesi Nur Banu sultan 991 [m. 1582] senesinde Uskiidarda 
Zeyneb Kamil cocuk hastahanesi yakimnda bulunan Atik Valide cami'ini yapdir- 
misdir. Iki minarelidir. Nur Banu sultan 991 [m. 1582] de vefat etmisdir. Bu cami'in 
artiklarmdan Dabaklar mescidini yapmisdir. Cami'e yakm olarak bir de (Dar-us- 
sifa) mescidi yapdirmisdir. 267, 487, 1064, 1075, 1099, 1118, 1119, 1127, 1144, 
1156,1171. 

688 — MURAD HAN-IV "rahmetullahi teala aleyh": islam halifelerinin sek- 
senikincisi, Osmanh padisahlarimn onyedincisidir. 1018 [m. 1609] de tevelliid, 1049 
[m. 1640] da vefat etdi. Babasi, birinci Ahmed hamn tiirbesindedir. Kardesi ikin- 
ci Osman han da buradadir. 1032 [m. 1623] de halife oldu. Yavuz gibi cesur idi. An- 
nesi Mahpeyker Kosem sultamn yardimi ile, is basma, kiymetli adamlar getirerek, 
ortahgi diizeltdi. Sah Abbas Bagdadi alip, otuzbin Ehl-i siinneti kadm, cocuk 
ayirmadan kesdi. Sadr-i a'zam hafiz Ahmed pasa Bagdadi geri aldi. Iran askeri te- 
lef oldu. Tiitun, enfiye ve ickiyi yasak etdi. Kendi harbe giderek Tebrizi geri aldi. 
Ikinci def'a giderek Bagdadi tekrar aldi. Ka'be-i mu'azzamayi yeniden yapdirdi. 
Hafiz Ahmed pasa, Fatihde Malta carsismdaki cami'inin kible divan oniindedir. 

Murad han, Revan seferine cikarken Kandillide bir seray yapilmasim emr ey- 
ledi. 1042 [m. 1632] de seferden doniisde bu seraya yerlesdi. Burada Muhammed 
adinda oglu oldu. Yedi gece kandiller asihp senlik yapildi. Bu sebeble, buraya, Kan- 
dilli denildi. Kandilli cami'ini, 1165 [m. 1751] de birinci Mahmud han yapdirmis- 
dir. Birinci cihan harbinden sonra yeniden yapildi. Topkapi serayinda Bagdad kos- 
kiinii de yapdirdi. 1033 [m. 1623] de Kavaklardaki kal'alan yapdirdi. 347, 629, 632, 
1062,1132,1133,1136,1144. 

689 — MURAD-I MUNZAVI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed Murad 
bin All Kesmiri, istanbuldaki mesayihin biiyiiklerindendir. Buharada 1054 [m. 1643] 
de tevelliid etdi. Sam ve Hicaz taraflannda cok seyahat etdi. Hindistanda Serhend 
sehrinde Muhammed Ma'sum-i Faruki hazretlerinden feyz aldi. Kemale erip hi- 
lafetle sereflendi. Samda yerlesip, bir medrese yapdi. 1092 [m. 1680] de istanbu- 
la geldi. Eyyubde bes sene kahp, Sama ve hacca gitdi. 1120 [m. 1707] de istanbu- 
la geldi. Sultan Selimde yerlesdi. Corlulu All pasa tarafmdan Bursaya siiriildii. 1129 
[m. 1716] da tekrar istanbula gelip, Eyyubde reis-iil-etibba Nuh efendi yahsinda 
ikram edildi. 1132 [m. 1719] senesinde vefat etdi. Edirnekapi dismda, Munzevica- 
mi'i karsisinda, birinci sultan Mahmud han seyh-ul-islamlarmdan Ahmed Ebiil-hayr 
efendinin kabri yamndaki tiirbesini ziyaret edenler, mubarek ruhundan feyz almak- 
dadirlar. Tiirkce (Adab-i tarikatin-naksibencliyye) risalesi meshurdur. (El-miifre- 
dat-iil-Kur'aniyye) tefsiri cok krymetlidir. Tefsirler, arabi, farisi ve tiirkce bir 
aradadir. Ebiil-hayr efendi 1154 [m. 1741] senesinde vefat etmisdir. 666. ci sirada 
Muhammed Murad bin Abdullah Kazan! ismine bakiniz! 1081. 

690 — MURAD MOLLA "rahmetullahi teala aleyh": Damad zade Murad efen- 
di, Istanbulda Carsambada 1189 [m. 1775] da bir tekke ve bir buyiik kiitiibhane yap- 
misdir. [1332] deki sayimda, burada [2276] kiymetli kitab vardi. 248, 271, 1144, 1145. 

691 — MURAD PASA: Nemce, ya'ni Avusturya muharebesinden basan ile do- 
niince, 1015 [m. 1605] de Sadr-i a'zam oldu. Ucuncii Muhammed hamn son sene- 
si 1012 [m. 1602] de Sah Abbasa yenilen ordunun kacaklan, hurufi kizilbaslan ile 
birlikde Celali lsyani cikardilar. Bu lsyan Anadolunun yansina yayildigmdan, 
Murad pasa, 1017 [m. 1607] de bunlarm iizerine yiiriidii. Reisleri Canpolad, Ka- 
lenderzade ve Kara Said gibi sakileri ve otuzbinden ziyade kizilbasi, cogunu ku- 
yulara gomerek oldiirdii. Dogu Karahisardaki yuvalanni da basarak, yiizbin asi- 
yi imha etdi. 1019 [m. 1610] da Irana yiiriidii. Zafer kazandikdan sonra, hastala- 

-1150- 



narak 1020 [m. 1610] senesinde vefat etdi. istanbula getirilip medresesine defn edil- 
di. Doksan yasmda idi. Gayretli, dindar, Naksibendi idi. Ucyuzondokuzuncu 
[319] sirada Fatih ismine bakimz! 1100. 

692 — MURRE "rahmetullahi teala aleyh": Resulullahm yedinci babasidir. 
Ka'bin ogludur. 390, 1127, 1129. 

693 — MUSA "aleyhisselam": Biiyiik Peygamberdir. Beni israile gelen Resul- 
diir. Avrupahlar, buna Moise, Mose der. Ya'kub aleyhisselamm soyundandir. im- 
ran admda bir zatin ogludur. Yusiif aleyhisselamdan sonra, Beni israil, Misrda co- 
galdi. Dinlerine sanlip, ibadet ederlerdi. Fekat, zulm ve hakaret goriirlerdi. Isa aley- 
hisselamdan bir rivayete gore, binyediyuzbes [1705] sene once, Musa "aleyhisse- 
lam" tevelliid etdi. Annesi bunu bir besige koyup, Nil nehrine birakdi. Besik 
Fir'avnm serayi oniinden gecerken, Fir'avmn zevcesi (Asiye) bunu ahp btiyutdii. 
Kirk yasma gelince, akrabalarim ogrenip, onlarm yanina gitdi. Kendisinden uc yas 
biiyiik olan Harun ile bulusdu. Birgiin, bir Misrh kafirin [kiptinin], Beni-israilden 
birine iskence etdigini gordii. Kurtanrken, kipti oldu. Korkup, Medyen sehrine git- 
di. Orada Su'ayb aleyhisselamm kizi ile evlendi. Ona, on sene hizmet etdi. Misra 
donmek icin yola cikdi. Yolda Tur daginda, Allahii teala ile konusdu. Misra gelip 
Fir'avni dine da'vet etdi, Beni israile serbestlik verilmesini istedi. Fir'avn kabul 
etmedi. (Musa biiyiik sihrbazdir. Bizi aldatip, memleketimizi elimizden almak is- 
tiyor) dedi. Yamndaki vezirlere sordu. Onlar da, (Sihrbazlan topla, onu maglub 
etsinler) dediler. Sihrbazlar geldiler. Misr halki oniinde, ipleri yere atdilar. Her ip, 
yilan goriiniip, Musa aleyhisselama dogru yiiriidu. Musa "aleyhisselam" asasim ye- 
re birakdi. Biiyiik yilan oldu. ipleri yutdu. Sihrbazlar sasirdi. Iman etdiler. Fir'avn 
kizdi. (O, sizin ustamz imis. Ellerinizi, ayaklarmizi kesecegim. Hepinizi hurma dal- 
larina asacagim) dedi. (Biz Musaya inandik. Onun Rabbine sigimyoruz. Yalmz 
Onun afv ve merhametini isteriz) dediler. Kafirlerin sulan kan oldu. Kurbaga yag- 
di. Cild hastahklan ve iic gun karanhk oldu. Fir'avn, bu mu'cizeleri goriince kork- 
du. izn verdi. Musa aleyhisselam, Beni israil ile, Misrdan cikip, Kudiise dogru gi- 
derken, Fir'avn pisman oldu. Askerleri ile arkalanna diisdii. Siiveys korfezi aci- 
hp, mii'minler karsiya gecdi. Fir'avn gecerken, deniz kapandi. Fir'avn askeri ile bir- 
likde boguldu. Beni israil, yolda okiize tapanlan gordiiler. (Biz de boyle tann is- 
teriz) dediler. Musa aleyhisselam, (Allahdan baska ma'bud yokdur. Allah sizi 
kurtardi) dedi. Sonra Tih coltine diisdiiler. Yolu sasirdilar. Ac ve susuz kaldilar. 
Gokden (Men) ve (Selva) inerdi. Bunlari yirlerdi. Asasi ile yere vurdu. Su cikdi. 
Bundan icerlerdi. (Helva ile etden bikdik. Bakla, sogan gibi seyler isteriz) dedi- 
ler. Musa aleyhisselami giicendirdiler. Bunun icin, kirk sene colde kaldilar. Musa 
"aleyhisselam", Harun "aleyhisselam"i vekil birakip, Tur dagma gitdi. Orada 
kirk giin ibadet etdi. Allahii tealamn kelammi isitdi. (Tevrat) kitabi kendisine in- 
dirildi. Tih coliinde, Samiri admda bir miinafik, herkesdeki altmlan, siis esyasmi 
eritip, bunlardan bir buzagi yapdi. (Musanm ilahi budur. Buna tapmiz!) dedi. 
Tapmaga basladilar. Harun aleyhisselami dinlemediler. Musa "aleyhisselam" Tur- 
dan gelip bu hali goriince cok kizdi. Samiriye la'net etdi. Kardesinin sakalmdan tu- 
tup danldi. Pisman olup kendisine yalvardilar. (Tevrat)a gore ibadet etmege bas- 
ladilar. Musa "aleyhisselam" iimmeti ile Lut goliiniin cenub tarafma geldi. (Uc bin 
Unk) admda bir melik ile harb etdi. Seri'a nehri sarkmdaki yerleri ele gecirdi. Eri- 
ha sehri karsisindaki daga cikdi. Ken'an ilini uzakdan gordii. Yerine Yusa' aley- 
hisselami halife birakip, yiizyirmi [120] yasmda, orada vefat etdi. Eriha sehrini, son- 
ra Kudiisii, Amalika kafirlerinden Yusa' "aleyhisselam" ele gecirdi. Yvisa' "aley- 
hisselam", Musa aleyhisselamm hemsiresinin ogludur. Yusiif aleyhisselamm soyun- 
dan olan (Nun)un ogludur. Misrda diinyaya gelmisdir. istanbula geldigi ma'lum de- 
gildir. Musa aleyhisselamdan yirmiyedi sene sonra, yiizyirmiyedi [127] yasmda ve- 
fat etdi. Kabri Nabltis sehrinde veya Halebe yakm Me'arre sehrinde veya istan- 

-1151- 



buldadir. Hiristiyanlar buna Yesu' diyor. 

(Hadika-tiil-cevami') de diyor ki: (Istanbulda, Beykoz tepelerinden birinde 
ziyaret edilmekde olan kabrin, Yusa' Nebi oldugu soyleniyor ise de, tarihi bilgi- 
lere uygun degildir. Bir Veil veya havarilerden birinin kabri olabilir. Boyle ise, yi- 
ne kiymetlidir. Yusa' Nebinin kabri olup olmadigmi kesin olarak soylemek caiz de- 
gildir. Buradaki mescidi, 1169 [m. 1755] da iiciincii Osman hamn sadr-i a'zami Mu- 
hammed Sa'id pasa yapdirdi. Mescidde sik sik mevlid okunur. Dinlemege akm akm 
gidilirdi. Cok toplamldigmdan, iiciincu Selim han, fitneye sebeb olmamak icin, bu- 
rada mesayihm zikr yapmasmi men' ve yalniz mevlid okunmasina izn verdi.) 

Musa aleyhisselamdan sonra yine bozuldular. Yetmisbir firkaya ayrildilar. 
Tevrati degisdirdiler. (Talmud) denilen din kitabi yazdilar ki, (Misna) ve (Gania- 
ra) diye iki kismdir. (Mizan-iil-mevazin) kitabi, yehudilerin ve hiristiyanlarm el- 
lerindeki Tevrat ve incil dedikleri kitablann Allah kelami olmadiklarmi isbat 
etmekdedir. Kitab farisfdir. Hakfkat Kitabevi tarafmdan basdinlmisdir. ikiyiizel- 
liyedinci sahifesinde diyor ki, (Yehudi i'tikadma gore, Allahii teala, Musa aleyhis- 
selama, Ttir dagmda Tevrat kitabim verdigi gibi, ba'zi ilmleri de ilham eylemis. Mu- 
sa, bu ilmleri Haruna, Yusa'a ve El-Ye'azara bildirmis. Bunlar da, sonra gelen pey- 
gamberlere ve nihayet mukaddes Yehudaya bildirmisler. Bu da, miladm ikinci as- 
rinda, bu ilmleri, kirk senede, bir kitab haline getirmis. Bu kitaba (Mi^na) denil- 
mis. Miladm iiciincu asnnda Kudiisde ve altinci asrmda Babilde Misnaya birer serh 
yazilmis. Bu serhlere (Gamara) denilmis. Misna ile iki Gamaradan birini, bir ki- 
tab haline getirip, bu kitaba (Talmud) demislerdir. Kudiis Gamarasmdan meyda- 
na gelen Talmuda (Kudiis Talmudu), Babil Gamarasmdan meydana gelene (Ba- 
bil Talmudu) demislerdir. Hiristiyanlar bu iic kitaba diismandir. Bu diismanhkla- 
rinm sebeblerinden birisi, Isa aleyhisselami asmak icin hazirladiklan carmihi ta- 
siyan ve carmiha gerilme hadisesinde bulunan Sem'un, Misnayi rivayet edenler ara- 
smdadir derler. Talmudda muslimanlarm inandigi seyler de bulundugu icin, hiris- 
tiyanlar, miislimanlan bu bakimdan da inkar ediyorlar.) Yehudiler kendi din 
adamlanna (Haham) derler. El-Ye'azar, Suayb aleyhisselamm oglu idi. 22, 43, 64, 
92, 99, 105, 356, 370, 372, 379, 389, 448, 452, 482, 488, 501, 522, 545, 693, 694, 695, 
714, 715, 908, 913, 1034, 1044, 1082, 1101, 1105, 1106, 1110, 1126. 

694 — MUSA CARULLAH BEYKIYEF: Rusyada dinde reformcudur. Ehl-i 
siinnet diismanidir. (Faideli Bilgiler) kitabimiza bakiniz! 

695 — MUSA KAZIM: Oniki imamin yedincisidir. Ca'fer-i Sadikm oglu, 
imam-i Ali Rizamn babasidir. 128 [m. 745] de Medmede tevelliid ve 183 [m. 
799] de Bagdadda habshanede vefat etdi. Kazimiyyededir. Mehdi, sonra Harun 
Resid kendisini Medineden Bagdada getirip habs etdiler. isma'iliyye firkasi bu- 
nun imamligmi inkar etdi. 62, 455, 1061, 1084, 1162, 1175. 

696 — MUSEYLEME-TUL KEZZAB: Yemamede, Peygamber oldugunu id- 
di'a eden bir yalancidir. Once imana gelmisdi. Miirted oldu. Ebu Bekr-i Siddikm 
"radiyallahii anh" hilafetinin ikinci senesinde, Halid bin Velidin askeri ile Yema- 
mede biiyiik muharebe yapdi. Miirtedlerden yirmibin, miislimanlardan ikibin ki- 
si oldii. Museyleme askeri maglub oldu. Hazret-i Hamzamn "radiyallahii anh" ka- 
tili olan Vahsi, hazret-i Hamzayi sehid etmis oldugu kilmc ile Miiseylemeyi oldiir- 
dii. Hazret-i Omerin biiyiik kardesi Zeyd bin Hattab bu muharebede bayrak ta- 
siyordu. Bu ve hatib-i nebevi Sabit bin Kays Ensari ve Ebu Diicane ve Ebu Hu- 
zeyfe-tebni Utbe ve iicyiizaltmis Muhacir ve o kadar Ensar ve binden fazla Tabi'in 
sehid oldu. Yetmisden ziyadesi kurra hafiz idi. 423, 1090, 1091, 1187. 

697 — MUSLIM "rahmetullahi teala aleyh": Ebiil-Hiiseyn Muslim bin Haccac 
Kuseyri, Safi'idir. Hadis alimlerinin en iistiinlerindendir. 206 [m. 821] da Nisapur- 
da tevelliid, 261 [m. 875] de orada vefat etdi. (Sahih-i Muslim) kitabi, (Buha- 

-1152- 



ri)den sonra, mtislimanlarm en kiymetli temel kitabidir. Icinde yedibinikiyiiz- 
yetmisbes [7275] hadis vardir. Bu iki kitaba (Sahihayn) denir. Imam-i Buhari ile 
Nfsapurda bulusdu. 386, 423, 476. 

698 — MUSTAFA ATIF: Defterdar Mustafa Atif efendi, istanbulludur. [1104] 
de Vefada kiitiibhane yapdi. 1155 [m. 1742] senesinde vefat etdi. 

699 — MUSTAFA BEKRI "rahmetullahi teala aleyh": Kutb-ud-dm Mustafa bin 
Kemaluddm 1099 [m. 1688] da Samda tevelliid, 1162 [m. 1749] de orada vefat et- 
di. Fikhi AbdiilganiNabliisiden, tesavvufu Abdiillatif-i Halvetiden aldi. Yazdigi 
kitablar [222] yi asmakdadir. (El-hikem-iil-ilahiyye vel-mevarid-iil-behiyye) ve (El- 
vasiyyet-iil-celiyye) ve (Ber-iil-eskam) kitablan cok kiymetlidir. 458. 

700 — MUSTAFA HAN-II: Sultan dordtincti Muhammedin oglu, birinci Mah- 
mud ile sultan iiciincii Osmamn babalandir. 1074 [m. 1664] de tevelliid, 1115 [m. 1703] 
de vefat etdi. 1106 [m. 1695] da halife oldu. Yeni Cami' yaninda, Turhan sultan tiir- 
besindedir. Babasi da bu tiirbededir. Mustafa hamn silahdan olan Corlulu All pa- 
sa tarafmdan tersane icinde iki kath bir cami' yapilmisdir. Mihrabi iistiinde Ka'be 
tasi yerlesdirilmisdir. ikinci Mustafa hamn zevcesi Saliha sultan, oglu Birinci Man- 
mud han zemanmda, Azabkapisi dahilinde sebil ve cesme, hamam, mekteb yapmis 
ve Arab cami'ini tecdid ve tevsf eylemisdir. Ta'mir tarihinin 1147 [m. 1734] oldu- 
gu, sadirvam etrafindaki beytlerde yazilidir. 347, 622, 1071, 1184, 1188, 1191. 

701 — MUSTAFA HAN-III: Sultan iicuncii Ahmedin oglu, iictincu Selim ha- 
nm babasidir. 1129 [m. 1717] da tevelliid, 1187 [m. 1774] de vefat etdi. 1171 [m. 1757] 
de halife oldu. Yapdirmis oldugu Laleli cami'inin yanmdaki tiirbededir. Dort ke- 
rimesi ile iki oglu da buradadir. Fatih cami'ini yeniden yapdirdi. Cakmakcilar yo- 
kusunda kendi admda bir cami'i vardir. [1174] de Kadi-koy iskele cami'ini yapdir- 
di. 1177 [m. 1763] de Pasabagce incirlikoy cami'ini yapdirdi. Uskiidarda Ayazma 
cami'ini de 1174 [m. 1760] de yapdirmisdir. 1167, 1176, 1184. 

702 — MUSTAFA KEMAL PASA: 1881 de Selanikde dogdu. Osmanh ordu- 
sunda subay oldu. 1923 de Lozan antlasmasi ile Osmanh devletine son verip, 
Tiirkiye Cumhuriyyetini kurdu. 1934 de Atatiirk soyadmi aldi. 1938 de Istanbul- 
da vefat etdi. Ankaradadir. 

703 — MUSTAFA NAILI: Sultan Abdul'aziz han zemanmda sadr-i a'zam 
[Bas vekil] idi. Kabri Fatih Cami'i yanmdadir. 

704 — MUSTAFA RESID PASA: 1262 [m. 1846] da sadr-i a'zam oldu. 1274 [m. 
1857] de oldii. 1252 [m. 1836] de Londra sefiri iken mason oldu. Bir sene sonra ha- 
riciye naziri oldu. ingilterenin Osmanh sefiri lord Redcliffe ile beraber hazirladik- 
lari (Tanzfmat fermani)m sultan Abdiilmecid hana tasdik etdirerek, Osmanh 
tiirklerinin din, ahlak, fen, teknikdeki muvaffakiyyetlerine biiyiik darbe indirdi. 
26 Sa'ban 1255 [m. 1839] da Giilhane meydamnda okunan bu fermana gore, bir- 
cok sehrlerde mason localan acilarak, gencler dinsiz yetisdirilmege baslandi. 
Medreselerden fen dersleri kaldinlarak, din adamlan cahil birakildi. iktisad dok- 
toru profesor Omer Aksu, 22 Ocak 1989 tarihli Tiirkiye gazetesine verdigi beya- 
natda, (Bizde batihlasma hareketinin baslangici olarak, 1839 Tanzfmat fermam gos- 
terilir. Biz, batidan almamiz gereken seyin teknoloji oldugunu, kiiltiiriin ise mil- 
h olmasi gerekdigini gorememisiz. Batihlasma hareketine, hiristiyanhgi benimse- 
me olarak bakmisiz. Mustafa Resid Pasanin, ingilizlerle yapdigi ticaret anlasma- 
si, sanayilesmemize biiyiik darbe vurmusdur) demekdedir. 1047. 

705 — MUSTAFA SABRI "rahmetullahi teala aleyh": islam hahfelerinin so- 
nuncusu olan sultan Vahideddm han zemamndaki islam alimlerindendir. Tokad 
meb'usu idi. 4 Mart 1337 [m. 1919] de seyh-ul-islam oldu. Yedi ay sonra yerine Hay- 
deri zade Ibrahim efendi gecdi. 31 Temmuz 1920 de ikinci def'a seyh-ul-islam olup, 
iki ay sonra yerine, son seyh-ul-islam olan Medeni Mehmed Nuri efendi gecdi. Kay- 

- 1153 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:73 



seri medresesinde Divrikli haci Emm efendiden ders okudu. [1277] de Tokadda te- 
velliid, 1373 [m. 1954] de Misrda vefat etdi. 1340 [m. 1922] senesinde, Istanbuldan 
Kahireye hicret etdi. Orada yazdigi arabi eserleri ile, zemanmm alimlerini hayret- 
de birakdi. (Mevkif-iil'akl) kitabi dort cilddir. Burada Abdiihiin islami yikmak icin 
cahsdigmi gostermekde, fikrlerini red etmekdedir. 399, 461, 485, 1072, 1122, 1193. 

706 — MUTRIF BIN ABDULLAH "rahmetullahi teala aleyh": Tabi'indendir. 
Cok takva sahibi idi. Doksanbes 95 [m. 714] senesinde vefat etdi. 694. 

707 — NABI "rahmetullahi teala aleyh": Yusiif Nabi efendi Osmanh sa'irlerin- 
dendir. Urfalidir. 1124 [m. 1712] senesinde vefat etdi. 44. 

708 — NAMIK KEMAL: Yenisehrli Mustafa Asim begin oglu, Ratib bin Os- 
man pasanm torunudur. istanbulda dogmus, 1306 [m. 1889] da Sakiz adasmda ol- 
miisdiir. Anasi Arnavuddur. Tanmmis masonlardandir. Bir yandan, ikinci Abdiil- 
hamid hana, (Zemammizm kutbu, asnmizin imam-i Rabbanisi) diye mektublar 
yazar ve Ziya pasa gibi mesai arkadaslanm jurnal ederdi. Ote yandan da, halife- 
yi kotiileyici yazilar yazip hiirriyyet kahramam olmaga cahsirdi. Riyakarca yaz- 
digi mektub ve jurnallanndan bircogu, istanbulda basvekalet arsivinde mevcud- 
dur. 

709 — NAPOLYON: Bonapart ailesinin birincisidir. 1182 [m. 1769] de Korsi- 
ka adasinda tevelliid, 1236 [m. 1821] da oldu. Ondokuz sene sonra kemikleri 
Fransaya goturuldii. General ve kumandan iken, kendinden kat kat fazla Avustur- 
ya ordulanni maglub etdi. ingilizlere karsi gonderilmek istendi ise de, once Hin- 
distamn yolunu kesmek icin Misn almak lazim dedi ve 1212 [m. 1798] de Misra gel- 
di. Sama da yiirudii. Sayda valisi Cezzar Ahmed pasa Akka kal'asim kahraman- 
ca miidafe'a edip, Napolyonun ordusu dagildi, kacdi. Ahmed pasa Sam valisi ya- 
pildi. 1219 da Samda vefat etdi. Napolyon, [m. 1804] de Fransiz imperatorii oldu. 
[m. 1812] de Moskovaya kadar ilerledi. [m. 1814] de maglub olup hiikumetden ce- 
kildi. Tekrar is basina geldi ise de, Belcikada Vaterlo muharebesini gayb edip, ce- 
kildi. Yerini oglu ikinci Napolyona birakdi. ingiliz harb gemisine sigindi. ingiliz- 
ler, iyi karsilamadi. (Sent Halen) adasina habs etdiler. Orada oldii. 406, 460. 

710 — NASREDDIN HOCA: Latife sozleri ve hikayeleri ile meshurdur. Ak- 
sehirde 683 [m. 1284] de vefat etdi. 1183. 

711 — NECASI "rahmetullahi teala aleyh": Habes padisahlarimn hepsine 
(Neca^i) denir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" zemamndaki Necasinin adi 
Eshame idi. Nasrani iken miisliman oldu. Cenaze nemazim Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" Medinede kildirdi. 380, 1186. 

712 — NECMEDDIN-I GAZZI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Muhammed Gazzi, Safi'i fikh alimlerindendir. [977] de tevelliid, 1061 [m. 1651] se- 
nesinde vefat etdi. 629, 635. 

713 — NECMEDDIN-I KUBRA: Ahmed bin Omer, Harezmlidir. Bir kimse- 
ye tevecciih edince, vilayet derecesine yiikselirdi. Amcasi olan Ebti Necib-i Siih- 
reverdiden ve Misrda seyh Ruz-i Behan hazretlerinden feyz aldi. 539 [m. 1145] da 
tevelliid etdi. 618 [m. 1221] senesinde Harezme Cengiz askeri tatarlar hiicum 
edince, talebelerine: (Memleketinize gidiniz! Sarkdan fitne atesi geliyor. Her ta- 
rafi yakacakdir. islamiyyetde bu kadar fitne goriilmemisdir) dedi. (DM buyursa- 
mz, bu bela miisliman memleketlerinden uzaklassin) dediler. Bu, (Kaza-i miibrem- 
dir. Diia bunu gideremez) buyurdu. Eshabi Horasana gitdi. Kafirler sehre girin- 
ce cihada cikdi. Sehid oldu. Kiibreviyye veya Zehebiyye tarikatinin reisidir. 1163. 

714 — NEMRUD: Keldani padisahlanna denir. Birinci Nemrud, Nuh aleyhis- 
selamm oglu Ham soyundandir. Babil sehrini yapdi. Heykellere tapardi. Ibrahim 
aleyhisselami atese atdi. Sivri sineklerle oldti. 62, 356, 391, 850, 1118. 

-1154- 



715 — NERON: Roma imperatorlerinin besincisidir. Miladm [37]. ci senesin- 
de dogdu. [m. 68] de vatan Mini i'lan edildi. Magarada saklamp kama ile intihar 
etdi. [m. 54] de iivey babasi birinci Klavdiyos oliince tahta cikdi. Cok zulm yapar- 
di. Tiyatrolarda oynardi. [m. 64] de, tiyatro piyesi hazirlamak icin Romanm biiyiik 
bir kismim yakdi. Kendi annesini oldiirdii. Etrafma namussuzlan topladi. Zevce- 
sini de oldiirdii. Cok iskence yapdi. Cok adam oldiirdii. 1108, 1161. 

716 — NESAI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Abdurrahman Ahmed bin All, 
215 [m. 829] de Horasanda, Nesa sehrinde tevelliid, 303 [m. 915] de Remle sehrin- 
de vefat etdi. Hadis alimidir. (Siinen-i kebir) ve (Siinen-i sagir) admda iki hadis ki- 
tabi cok kiymetlidir. (Siinen-i sagir) kiitiib-i sittedendir. 424, 993. 

717 — NESEFI ABDULLAH "rahmetullahi teala aleyh": Ebiilberekat Hafiziid- 
dfn Abdullah bin Ahmed, Hanefi fikh alimidir. 710 [m. 1310] da Bagdadda vefat 
etdi. (Vaff) ve bunun serhi (Kafi) ve (Kenz-iid-dekaik) kitablan ve (Medarik) tef- 
siri ile (Menar) admda iisul-i fikh kitabi meshurdur. Omer Nesefmin (Manzume)si- 
ni serh edip, (Miistasfa) admi vermisdir. (Umde-tiil-akaid) kitabi, William Cour- 
ton tarafmdan 1259 [m. 1843] da Londrada basilmisdir. 229, 1067, 1093, 1115. 

718 — NESEFI LUTFULLAH "rahmetullahi teala aleyh": Hanefidir. (Hula- 
sa-i Gidani) fikh kitabi meshurdur. 750 [m. 1349] de vefat etmisdir. 

719 — NESEFI OMER: Necm-tid-din Ebu Hafs Omer bin Muhammed, Iranin 
Faris vilayetinde, Nesef kasabasinda 461 [m. 1068] de tevelliid, 537 [m. 1143] de Se- 
merkandda vefat etdi. (Akaid-i NesefT) kitabi ve Teftazanmin serhi ve Abdul'aziz 
Ferhari Hindmin bu serhe yapdigi (Nebras) hasiyesi cok kiymetlidir. Cesidli serh- 
leri vardir. (Zahfre) fikh kitabi ve (Manzume)si meshurdur. 48, 292, 747, 856. 

720 — NESEFI "rahmetullahi teala aleyh": Meymun bin Muhammed Nesefi, 
Hanefidir. (Temhid) akaid kitabi meshurdur. Besyiizsekiz 508 [m. 1114] senesin- 
de vefat etmisdir. Ebu Sekiir Muhammed Siileminin (Temhid)i baskadir. 

721 — NESIMI "rahmetullahi teala aleyh": Seyyid imad-iiddin-i Nesimi, sair ve 
tesavvuf ehlinden idi. (Kamusiil-a'lam)da, Bagdadm Nesim nahiyesinde dogdugu 
yazihdir. Sultan birinci Murad-i Hiidavendigar zemanmda Bursaya geldi. Misrda- 
ki Cerkes sultanlarmm elinde bulunan Haleb sehrinde yerlesdi. Orada iken, Vah- 
det-i viicud serhoslugundaki ba'zi yazilan ve sozleri, islamiyyete uygun goriilmiye- 
rek, 820 [m. 1417] de i'dam edildi. Mesnevi sarihlerinden sari Abdullah efendi, (Se- 
merat-iil-fiiad) kitabmda ve isma'il Hakki efendi, (Ruh-ul-beyan) tefsirinde, ken- 
disinin Ehl-i siinnet ve ehl-i tank oldugunu yazmakdadirlar. (Miincid)de ve 990 da 
olen, Tokath sair Lutfullah efendinin tiirkce (Tezkiret-iis-su'ara)sinda, Nesimmin 
hurufizindiklarmdan oldugu bildirilmekdedir. Ah Canib beg, (Edebiyyat) kitabm- 
da diyor ki, (Bu tiirk sairi hakkinda en mevsuk ma'lumati, kendi asrmda yasamis olan 
meshur alim ibni Hacer-i Askalani vermekdedir. ibni Hacere gore, seyyid Nesimi 
Tebrizlidir. Asl ismi seyh Nesimeddindir. Hurufilik denilen yolun mliessisi Fadlul- 
lah Esterabadinin talebesidir. Divanmm en dogru olam Bayezid kiitiibhanesindedir. 
Azerilehcesi ile yazmisdir.) Once huruff oldugu, sonra tevbe etdigi anlasihyor. Sa- 
ri Abdullah efendinin hal tercemesi, (Mesnevi) serhinin onsoziinde yazihdir. 504. 

722 — NESLI SAH SULTAN: 813. cu sirada Selim han I ismine bakimz! 

723 — NESTORIUS: Hiristiyanhgin Nesturiyye firkasini kurdu. Miladm [428]. 
ci senesinde, Kostantmiyye patriki oldu. [m. 421] senesinde, istanbulda yapilan top- 
lantida, bunun kitabi incelendi. Kabul edildi. Buna gore, Allah birdir. Bunun vii- 
cud, hayat ve ilm sifatlarmdan, ilm uknumu [kelime] Isaya hulul etmis, ilah olmus- 
dur. Meryem, ilah anasi degil, insan anasidir. Isa, Allahm ogludur diyordu. Bu fikr- 
leri, sark memleketlerinde yayildi. [m. 431] senesinde, Efesus [Efes]de, dordiin- 
cii papas meclisi kurulup, Nestorius red ve tekfir edildi. Misra gitdi. [m. 439] da ora- 
da oldu. 

-1155- 



724 — NESUHI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Nesiih, Halveti me- 
sayihindendir. Kastamonili seyh Sa'ban-i Veli torunlanndandir. Sa'ban-i Veil sil- 
silesinden Karabas tecvid sahibi All efendinin halifesidir. 1130 [m. 1717] Rame- 
zanmda vefat etdi. Uskiidarda, Dogancilarda, 1099 [m. 1687] senesinde Dordiin- 
cii Muhammed hanm damadi Hasen pasanm yapdirdigi cami' yanmda medfundur. 
On cild tefsfri, Niyazi Misri gazelinin serhi ve cesidli risaleleri vardir. 1087. 

725 — NES'ET EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Hoca Suleyman Nes'et 
efendi, Osmanh alim ve sa'irlerindendir. 1148 [m. 1735] de Edirnede tevelliid, 1222 
[m. 1807] de Istanbulda vefat etdi. (Mesnevi) dersi verirdi. Mesnevinin iki beyti- 
ne Molla Cami tarafmdan yapilan farisimanzum serhi tiirkceye terceme etmisdir. 
Bu serh ve tercemesi, [1263] de basilmisdir. Divani vardir. 732. 

726 — NEVEVI "rahmetullahi teala aleyh": Yahya bin Seref Nevevi, buyuk is- 
lam alimlerindendir. Safi'idir. 631 [m. 1233] de tevelliid, 676 [m. 1277] da Samda 
vefat etdi. Cok kitab yazdi. (Minhac-iit-talibin) fikh kitabi, Rafi'min (El-muhar- 
rer)inin muhtasandir. Minhacm cok serhleri vardir. Siibkinin ve Siiyutmin ve 
ibni Hacer Mekkinin ve Celaliiddin Mehallinin serhleri ile Nevreddin Ali bin Yah- 
ya Ziyadinin Mehalli serhine hasiyesi meshurdur. (Ravda-tiit-talibin), (Riyad-us- 
salihin) ve (Hilye-tiil-ebrar) da denilen (Ezkar) kitablan cok kiymetlidir. 47, 
113, 243, 248, 352, 415, 422, 434, 513, 632, 780, 782, 1035, 1064, 1072, 1092, 1144, 
1162. 

727 — NEWTON: ingiliz matematik ve fizikcisidir. 1052 [m. 1642] de tevelliid, 
1140 [m. 1727] da vefat etdi. Yer cekimi kanununu buldu. Isik iizerinde de bulus- 
lan vardir. Bir gok durbiinii yapdi. 539, 545, 551, 1048. 

728 — NISANCI MUHAMMED .PA$A "rahmetullahi teala aleyh": Haleb 
kadisi pir Ahmed efendinin ogludur. Uciincu Murad hanm nisancisi iken bindort 
1004 [m. 1596] de vefat etdi. Fatih ile Kara-giimriik arasmda yapdirdigi Nisanci ca- 
mi'i yanindaki tiirbesindedir. Cami', harab olmakda iken, 1380 [m. 1960] de bas- 
vekil Adnan Menderes tarafmdan temelden ta'mir ve tezyin edilmisdir. 

729 — NISANCI ZADE "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Ahmed 
bin Muhammed bin Ramezan, Edirnede kadi idi. [898] de tevelliid etdigini 
(Mir'at-i kainat) kitabmda yazmisdir. 1031 [m. 1622] de Edirne yolunda vefat et- 
di. (Mir'at-i kainat) ve (Fetava-i rumiyye) ve baska eserleri vardir. 

730 — NIYAZI-I MISRI "rahmetullahi teala aleyh": Sofiyyenin meshurlann- 
dan, Halveti mesayihindendir. Anadoluda Soganhda tevelliid, Misrda tahsil etdi. 
Bursada yasadi. Midilliye nefy edildi. 1105 [m. 1693] de Limni adasmda vefat et- 
di. Tiirkce divani cok yanik ve tath olup, birkac kerre basilmisdir. Ba'zi yazarlar, 
bunun icin, sonradan sapitdi diyorlar. (Peygamberimiz Muhammed Mustafa he- 
pimizden iistiindiir. Ali giizel, Eshabi cok temizdir) beytleri, sapik olmadigini 
gostermekdedir. ikiyiizikinci [202] sirada Ctineyd-i Bagdadiismine bakimz! 220, 
504, 651, 932, 1018, 1075, 1087. 

731 — NIZAMUDDIN EVLIYA "rahmetullahi teala aleyh": Sultan-iil mesa- 
yih Evrenk-Abadidir. Babasi Buharadan Hindistana gelip, Bedayiin kasabasmda 
yerlesmisdir. Kendisi 633 de tevelliid, yediyiizyirmibes 725 [m. 1325] de vefat etdi. 
Delhi civarmda Giyaspurda, Emir Hiisrev Dehlevi tiirbesine yakm biiyiik ttirbesi 
ziyaret edilmekdedir. Yirmi yasinda iken Cestiyye mesayihinden Ferideddin-i 
Genc-i sekere intisab ederek kemale gelmisdir. (Feraid-iil-fevaid) ve (Rahat-iil-mu- 
hibbfn) kitablan vardir. Talebesinden Hasen Sencerinin yazdigi (Fevaid-iil-fiiad) 
kitabmda hal tercemesi uzun bildirilmisdir. Talebesinden M.Fahriiddin, imam-i a'za- 
min (Fikh-i ekber)inin Molla Aliyy-iil-kan tarafmdan yapilan serhini kisaltarak farisi 
ve urdu dillerine terceme ederek (Akaid-i nizamiyye) ismini vermis, (Hakfkat Ki- 
tabevi) tarafmdan 1993 de baskisi yapihmsdir. 721, 733, 767, 1129, 1171, 1177. 

-1156- 



732 — NIZAM-UL-MULK "rahmetullahi teala aleyh": Hace Kivam-ud-din Ebu 
All Hasen bin All, Iran Selcukilerinden Alb Arslanm ve oglu Meliksahm veziri- 
dir. 408 [m. 1018] de Tus sehrinde tevellud, 485 [m. 1092] de Nihavendde Hasen 
Sabbahm adami tarafindan sehid edildi. Fikh ve hadis alimi idi. Akl, tedbir ve ada- 
leti ile devleti idare etdi. Alimlere, zahidlere cok ihsan ederdi. Cok sayida cami\ 
medrese, hayrat yapdi. Bagdadda (Medrese-i nizamiyye) admda bir universite yap- 
di. Isfehanda da bilyiik mekteb yapdi. 1107, 1122, 1134. 

733 — NIZAR "rahmetullahi teala aleyh": Resulullahm ondokuzuncu babasi- 
dir. Nizar, az demekdir. Dunyaya gelince, babasi Me'add, bunun alnmdaki nuru 
gordii. Cok sevinip, bilyiik bir ziyafet vermisdi. Boyle ogul icin, bu kadar ziyafet 
az birsey demisdi. Bunun icin oglunun ismi Nizar kaldi. Bu nur, Adem aleyhisse- 
lamdan beri oguldan ogula gelmis, nihayet, asl sahibi olan Muhammed aleyhisse- 
lamda kalmisdir. Boylece Adnan ogullan arasmda, nurlu bir soy vardir. Her asr- 
da, bu soydan olan zat, alnmdaki nurdan belli olurdu. Bu zat hangi kabilede ise, 
o kabile serefli olurdu. Nizar ogullan arasinda bu seref, Mudar ve ilyas kabilesin- 
de bulundu. Sonra Kureys kabilesinde kaldi. 387, 390, 1139. 

734 — NUH "aleyhisselam": idris "aleyhisselam" goke cikanldikdan sonra, in- 
sanlar azdi. Dogru yoldan aynldi. Putlara ya'ni heykellere tapmaga basladilar. Ce- 
nab-i Hak, bunlara Nuh aleyhisselami gonderdi. O zeman, elli yasmda idi. Nice yil, 
onlan dine da'vet etdi. Yalmz ogullan Sam, Ham, Yafes ile az kimse iman etdi. Co- 
gu kulak asmadi. Kendi oglu Yam, ya'ni Ken'an bile iman etmedi. Alay ve isken- 
ce etdiler. Onlara bed diia etdi. Besyiiz yasmdan sonra, gemi yapmasi emr olun- 
du. Gemi bitince, tufan oldu. Mii'minler ile gemiye bindi. Gemiye binenlerin 
seksen kisi oldugu ve geminin tic kat oldugu (Arais-iil-mecalis)de yazihdir. Bu ki- 
tab Misrda basilmisdir. Her hayvandan da birer cift aldi. Oglu Ken'ani da gemi- 
ye cagirdi. Ben, daga cikar kurtulurum dedi. Bir dalga geldi. Oglunu alip bogdu. 
Sular daglan asdi. insanlar ve hayvanlar telef oldu. Alti ay sonra, yagmurlar dur- 
du. Sular cekildi. Gemi, Hakkaride Cudi dagma oturdu. insanlar, iic oglundan iire- 
di. Nuh aleyhisselama ikinci Adem "aleyhisselam" denildi. Samdan arab, fars ve 
rum, Hamdan Hindistan, Habes ve Afrika halki, Yafesden de Asyahlar ve tiirk- 
ler meydana geldi. Behreng bugazindan Amerikaya da gecip yerlesenler oldu. Nuh 
"aleyhisselam", bin yasinda vefat etdi. 26, 62, 81, 83, 106, 354, 356, 377, 379, 431, 
482, 483, 488, 525, 1128, 1154, 1166, 1180, 1189. 

735 — NUH BIN MUSTAFA "rahmetullahi teala aleyh": Allame Nuh efendi, 
Konyahdir. Misra gitdi. 1070 [m. 1659] de Kahirede vefat etdi. 416, 1180. 

736 — NUZHET "rahmetullahi teala aleyh": Me'arif mektubcusu idi. 1244 de 
Istanbulda tevellud ve 1304 [m. 1886] de, Sivasda vefat etdi. Hiristiyanlara cevab 
olan (Izhar-ul hak) kitabmm birinci kismmi tiirkceye terceme ederek (Izah-ul-hak) 
ismini vermisdir. 1161. 

737 — OGUZ HAN "rahmetullahi teala aleyh": Eski tiirkler, sark ve garb 
tiirkleri diye ikiye aynlmisdi. Sark tiirkleri, bes, garb turkleri, onbes kabile idi. Uy- 
gurlar sark, Oguz ve Kirgizlar da, garb tiirklerinden idi. Hicretden besbin sene on- 
ce, Hind, Iran ve Iraka yayilmislardi. 

Oguz turkleri hicretden binticyuz sene once, Oguz hanm kumandasmda, Sama 
kadar gelmisdi. islamiyyet yayilmca, Maveraiinnehr ve Buhara taraflan (Horasan) 
emaretine verildi. Me'mun halife tarafindan buraya vali ta'ym edilen Saman ogul- 
lan, sonra [261] de hiikumet kurdu. Merkezleri Buhara idi. Oguz turkleri ve Sel- 
cuk turkleri, Abbasi halifesi Mutf zemamnda [334] de mtisliman oldu. Oguzlarm 
en kiymetlisi, Kayi hanm kabilesi idi. Bunun torunlarmdan Stileyman sah, Cengiz 
zemamnda Anadolu tarafma gelip, 626 [m. 1229] senesinde Firatda boguldu. 
Dort oglu kaldi. Bunlardan Ertugrul beg, Cengizlerden uzaklasmak icin, kabile- 

-1157- 



si ile Sivas tarafma geldi. Bir tatar ordusu ile, Selcuk sultani Ala'iiddin harb edi- 
yordu. Selcuklulara yardim etdi. Sultan, Ertugrul begin Kayi nan kabilesini An- 
kara civanna yerlesdirdi. Sonra, besyiiz kisi ile Sogiide yerlesdi. 680 [m. 1281] se- 
nesinde vefat etdi. Uc oglundan kiicugii olan Osman beg, babasi yerine emir se- 
cildi. 699 [m. 1299] da Osmanli devletini kurdu. 533. 

738 — OSMAN AGA "rahmetullahi teala aleyh": Sultan Ahmed han-i evvelin 
bab-iis-seade agasi idi. Binyirmibir 1021 [m. 1612] senesinde Kadikoyiinde Osman 
aga cami'mi yapdi. Bunun yerinde kadi Muhammed efendi cami'i vardi. Bunun icin 
oraya Kadi-koyii denilmisdir. 

739 — OSMAN BEDREDDIN: Seyyid Selman efendinin ogludur. 1274 [m. 1857] 
de Erzurumda tevelliid, 1340 [m. 1922] da Harputda vefat etdi. 1293 [m. 1875] de Kars- 
da uciincu tabur imami oldu. O yillarda seyyid Tahamn oglu ve halifesi seyyid Ubey- 
diillah ile ve mevlana Halidin halifelerinden Kufreviseyh Muhammed ve Giimus- 
haneli Ahmed Ziyaeddinin ve Erzincanh Terzi baba demekle meshur Vehbi Hay- 
yatin talebelerinden haci Fehmi efendilerle sohbet eyledi. 1297 [m. 1879] de Pa- 
lu kasabasmda yirmisekizinci alaym iiciincu tabur imami iken seyyid Mahmud-i Sa- 
miniile miilakioldu. Samini, sekizinci miiceddid demekdir. Onsekiz giinde icazet 
aldi. 1325 [m. 1906] de emekli olunca, Harputda bircok zevati siiluk ile, bir kismi- 
ni da yalmz sohbet ile cehaletden kurtardi. ikiyiizbine yakm tesnedilan, cesme-i 
feyzinden sirab olmusdur. 1327 [m. 1908] de Hicaz seferinde, Sam, Mekke ve 
Medme alimlerinin ta'zim ve tekrimlerine mazhar olmusdur. (Giilzar-i Samini) 
admdaki mektubati ve (Giilbiin-i irsad) ve (Mecalis-i saminiyye) admdaki bes cild 
kasideleri vardir. Beyaz fes iizerine beyaz sank sarardi. Ogullan Nureddin ve Zi- 
yaeddin Uz birer cevher idi. 639, 1132. 

740 — OSMAN BIN AFFAN "radiyallahu anh": Ebul'as bin Umeyye bin 
Abd-i Sems bin Abd-i Menaf torunudur. Asere-i miibesseredendir. Uciincii hali- 
fedir. Resulullahm iki kizini aldigi icin (Zinnureyn) denir. Once miisliman olan- 
larm besincisidir. Zevcesi Rukayye "radiyallahii anha" ile iki kerre Habesistana ve 
sonra Medine-i miinevvereye hicret etdi. Cok zengin tiiccar idi. Biitiin malini, 
din-i islam icin sarf etdi. Hilm ve haya ile meshurdur. Hicretin yirmidorduncii [24] 
sene basi olan Muharremin birinci giinii halife secildi. Kibris adasimn ilk fatihidir. 
[35]. ci senenin Zil-hicce aymda, Kur'an-i kerim okurken sehid edildi. Mubarek ka- 
m bulunan Kur'an-i kerim icin, 388. ci sahifeye bakmiz! Hadis-i seriflerle medh-u 
sena edilmisdir. Orta boylu, giir sakalh, sansm giizel yiizlii, dogan burunlu idi. Sal- 
lanan dislerini altm tel ile sardirmisdi. Bedr gazasmdan baska her gazada bulun- 
du. Bedrin faziletine de dahil edildi. Nemazda bir rek'atde biitiin Kur'an-i kerimi 
okuyan dort kimseden biridir. Cok okumakdan iki mushaf eskitdi. Hazret-i Ebu 
Bekrin topladigi bir Kur'an-i kerfmden alti niisha daha yazdirip, alti vilayete gon- 
derdi. 44, 47, 59, 60, 114, 204, 242, 261, 350, 376, 380, 381, 388, 440, 510, 511, 621, 
628, 717, 738, 752, 772, 790, 802, 1012, 1014, 1066, 1072, 1085, 1092, 1105, 1112, 1117, 
1135, 1138, 1142, 1162, 1163, 1165, 1168, 1186, 1187. 

741 — OSMAN GAZI "rahmetullahi teala aleyh": Sultan birinci Osman nan, 
Ertugrul begin oglu ve Siileyman sahm torunudur. Siileyman sah, Cengiz fitnesin- 
de Ahlat taraflarma yerlesmisdi. Osman nan, Osmanli devletinin kurucusudur. 656 
[m. 1257] da Sogiidde tevelliid, 726 [m. 1326] da Sogiidde vefat etdi. Bursadadir. 
680 [m. 1281] de babasi Ertugrul beg vefat edince yerine gecdi. inegolii, Karaca- 
hisan rumlardan aldi. 699 [m. 1299] da Konyadaki Selcuk sultani iicuncii Alaiid- 
din Keykubad, Gazan nana esir olunca, Yenisehrde Osmanli devletini kurdu. 
Cesur, zeki ve tarn bir miisliman idi. Cok comerd idi. Seyh Edebali hazretlerinin 
kizi ile teehhiil edip, bundan Alaiiddin pasa oldu. Omer begin kizi Bala hatundan 
da sultan Orhan oldu. Konya Selcuki sultani Alaiiddin sahm altiyiizseksensekiz 
[688] senesinde sultan Osmana gonderdigi takdir ve iltifat ve nasihatlerle dolu uzun 

-1158- 



mektubu ve sultan Osmanin edeb ve nezaket dolu cevabi, (Mir'at-i kainat) kita- 
bmda yazihdir. Omrii, rum kafirleri ile savasmakla ve islamiyyeti yaymakla gec- 
di. Miislimanlan rahata, huzura kavusdurmak icin cahsdi. Vefat edecegi zeman, 
oglu Orhan bege gonderdigi vasryyetnamesi, islamiyyete olan sevgi ve saygisim ve 
ttirk milletinin rahat ve huzurunu dusundtigunii ve insan haklarma olan goniilden 
baghligmi acikca bildirmekdedir. Vasiyyetnamenin ozii soyledir: 

(Allahii tealanm emrlerine muhalif bir is islemiyesin! Bilmedigini islam ulema- 
sindan sorup anhyasm! iyice bilmeyince bir ise baslamiyasm! Sana ita'at edenle- 
ri hos tutasm! Askerine in'ami, ihsani eksik etmiyesin ki, insan ihsanin kulcagizi- 
dir. Zalim olma! Alemi adaletle senlendir. Ve Allah icin cihadi terk etmiyerek be- 
ni sad et! Ulemaya ri'ayet eyle ki, ahkam-i islamiyye isleri nizam bulsun! Nerede 
bir ilm ehli duyarsan, ona ragbet, ikbal ve hilm goster! Askerine ve malma gurur 
getirip, islamiyyet ehlinden uzaklasma! Bizim meslegimiz Allah yoludur ve mak- 
sadimiz Allahm dmini yaymakdir. Yoksa, kuru gavga ve cihangirlik da'vasi degil- 
dir. Sana da bunlar yarasir. Daima herkese ihsanda bulun! Memleket islerini 
noksansiz gor! Hepinizi Allahii tealaya emanet ediyorum.) Osmanh sultanlan, bu 
vasiyyetnameye candan sanlmis, devletin altiyiiz sene hie degismiyen anayasasi ol- 
musdur. 532. 

742 — OSMAN HAN-III: islam halifelerinin doksamncisi ve Osmanh padisahla- 
nnin yirmibesincisidir. Binyuzaltmissekiz 1168 [m. 1754] de cuius etdi. Binyiizyetmis- 
bh 1171 [m. 1757]de vefat etdi. Yeni cami' yamnda, Turhan sultan tiirbesindedir. Kar- 
desi birinci Mahmud han da buradadir. 1169 [m. 1755] da Uskiidarda (ihsaniyye ca- 
mi'i) ile (ihsaniyye mescidi)ni ve ayni senede istanbulda (Nur-i Osmaniyye) ca- 
mi'ini yapdirmisdir. Bu cami'i, kardesi birinci Mahmud han yapdirmaga baslamisdi. 
Validesi Sahsuvar sultan, cami' yanmdaki tiirbededir. 666, 1152, 1153, 1184. 

743 — OSMAN HOPAVI "rahmetullahi teala aleyh": Babasi Hasendir. 1241 [m. 
1825] de vefat etdi. (Diirre-tiin-nasihin) tefsiri ve hadis kitablan vardir. 419, 732. 

744 — OSMAN KARABIYIK: Hiiseyn Hilmi Isikm talebesi ve Hakikat Kita- 
bevinin miidiridir. islam kitablarmin basilmasi ve yayilmasina cok hizmet etmis- 
dir. 

745 — OSMANLI SULTANLARI "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm": Os- 
manh devleti 699 [m. 1299] da kuruldu. Din-i islam ile idare edildi. Osmanh sultan- 
lan 923 [m. 1517] den i'tibaren biitiin muslimanlarm halifeleri oldular. Her islerin- 
de islamiyyete uydular. Altiyuzyirmiiic sene islamiyyete hizmet etdiler. Ehl-i sun- 
net olup, hanefi mezhebinde idiler. Uciincu kism, 65. ci maddenin sonuna bakimz! 
islamiyyeti yaymak ve miislimanlan korumak icin kafirlerle cihad yapdilar. islamiy- 
yeti bozmak, miislimanlan bolmek icin saldiran mezhebsizleri terbiye etmek icin 
cok ugrasdilar. Alusi (Galiyye)nin doksanbesinci sahifesinde diyor ki, (Yeryiizii- 
nii salih kullanma miras birakirim) mealindeki ayet-i kerimenin Osmanh sultan- 
larmi ovdiigiinii Abdiilgani Nablusi bildirmekdedir. (Burhan) kitabi da bunu yaz- 
makdadir. 940 [m. 1534] da Hindistan sahillerine gitdiler. Masonlarm ve ingilizle- 
rin oyunlan ile 1326 [m. 1908] da halifelerin salahiyyetleri smirlandi. 1340 [m. 
1922] da Devlete ve 3 Mart 1342 [m. 1924] de hilafete son verildi. Azgm islam diis- 
manlanndan ingiliz casusu Lawrence'in bu islerde cok te'siri oldu. Osmanh toprak- 
lan uzerinde kurulan kiiciik arab devletleri, Avrupalilann kontrolu altmda kaldi. 
ikinci cihan harbinden sonra da, baslarma gecen din cahili devlet adamlan, islamiy- 
yeti icerden yikdilar. Doktor Muhammed Harb tarafmdan 1413 h. [m. 1991]de Sam- 
da iiciincu baskisi yapilan arabi (Miizekkiratii sultan Abdiilhamfd) kitabmda Os- 
manh devletinin yikilmasi ve islamiyyetin yok edilmesi icin, ingilizlerin hileleri ve 
askeri hucumlan uzun yazihdir. 350, 441, 460, 532, 621, 802. 

746 — OMER BIN ABDUL'AZIZ "rahmetullahi teala aleyh": Mervan bin Ha- 

-1159- 



kemin torunudur. Emevi halifelerinin sekizincisidir. Annesi, Omer bin Hattabm 
oglu Asimin kizidir. [60] senesinde Medinede tevelliid, 101 [m. 720] senesinde zehr- 
lenerek sehid edildi. [99] da halife oldu. Amcasi olan halife Abdiilmelikin dama- 
di idi. Adaletde ikinci Omer idi. Hazret-i Mu'aviyeden sonra hutbelerde, Ehl-i bey- 
te la'net edilmege baslanmisdi. Bu kotii adeti kaldirdi. Beyaz, ince ve nazik yiiz- 
lii, za'ff, giizel sakalh, sevimli bir zat idi. Imamligi, Resulullah efendimize cok ben- 
zerdi. Malatyayi rumlardan, yiizbin esir karsihgi satin aldi. 120, 350, 465, 512, 
513,609,738,988. 

747 — OMER BIN ALI "rahmetullahi teala aleyh": Ibni Miilkm Siraciiddin Ebu 
Hafs Misri, Safi'ihadis ve fikh alimlerindendir. [723] de tevelliid, 804 [m. 1401] se- 
nesinde vefat etdi. Cok kitab yazdi. 

748 — OMER BIN FARID "rahmetullahi teala aleyh": Tesavvuf buyiiklerin- 
den ve Resulullahin asiklanndandir. Beni-Sa'd kabilesindendir. 576 [m. 1180] da 
Misrda tevelliid, 636 [m. 1238] da orada vefat etdi. (Kurafe)dedir. Onbes sene Hi- 
cazda kaldi. (Hamriyye) ve (Taiyye) kasideleri cok makbuldiir. (Taiyye)sinde 
din bilgilerinin hakikatini ve Evliyanm zevklerini toplamisdir. Boyle olgun kasi- 
de yazmak baskasma nasib olmamisdir. Yediyiizelli beyt kadardir. 497. 

749 — OMER BIN HATTAB "radryallahii anh": Resulullahin ikinci halifesi- 
dir. Asere-i miibesseredendir. Hicret-i Nebeviyyede kirk yasinda idi. Kureysin es- 
rafmdan idi. Once, islama diisman oldu. Bi'setin altinci yilmda, kirkmci veya 
kirkbesinci olarak imana geldi. Bununla muslimanlar cok kuvvetlendi. Silahh 
olarak, acikca hicret etdi. Resulullahin gelmekde oldugunu Medinedeki miisliman- 
lara miijdeledi. Biitiin gazalarda bulundu. Cok kahramanhk gosterdi. Faruk adi- 
m aldi. Ebu Bekri halife yaparak, kansikhk cikmasini onledi. Oniiciincii yilm Ce- 
mazil'ahir ayi yirmisekizinci Sah giinii halife secildi. C°k memleket aldi. islamin 
adaletini biitiin diinyaya tanitdi. Yirmiiictincii [23] senenin son ayinda, cami'de sa- 
bah nemazma durunca, Mugire bin Su'benin kolesi Ebu Lii'lii Firuz kafiri tarafin- 
dan bicakla, karmndan yaralamp yirmidort saat sonra vefat etdi. Resulullahin ya- 
nina defn edildi. Ogluna, islamiyyetin emr etdigi kadar degnek vurulmasmi emr 
etdi. Eshab-i kiram yalvardigi halde, bir degnek az vurulmasma izn vermedi. 
Dayakdan oglu bayildi. C°k iiziildii ise de, pisman olmadi. C°k hadis-i serif ile 
medh edildi. Bunlarm cogunu hazret-i Ali haber vermisdir. iri yari, bugday renk- 
li, uzun boylu, gozleri kizil, biyiklarmm ucu sari idi. Uziintulii veya diisiinceli olun- 
ca uclanni biikerdi. Sakah ve biyiklan sik idi. Yanaklannin iizerinde az idi. Sol eli- 
ni, sag eli gibi iyi kullamrdi. Egere dokunmadan ata binerdi. Cok heybetli, yiire- 
gi cok kuvvetli idi. Edebinden, hayasmdan, Resulullahin huzurunda o kadar ya- 
vas konusurdu ki, (Yiiksek soyle ya Omer! isitniiyoiuin) buyurulurdu. Resulul- 
lahin kaym pederi idi. Hazret-i Alinin damadi idi. Beni-Adiy kabilesi biiyiiklerin- 
den olup, soyu Hattab bin Niifeyl bin Abdiil'uzza bin Rebah bin Abdullah bin Ku- 
rat bin Rezah bin Adiy bin Ka'bdir. 21, 28, 44, 45, 59, 60, 71, 108, 109, 114, 204, 235, 
249, 252, 259, 263, 347, 349, 350, 379, 380, 381, 388, 442, 447, 448, 450, 452, 457, 471, 
473, 478, 497, 498, 505, 506, 507, 508, 509, 510, 511, 516, 532, 578, 583, 584, 595, 607, 
608, 609, 610, 616, 621, 645, 687, 696, 698, 699, 717, 719, 729, 738, 752, 788, 801, 802, 
848, 885, 909, 913, 920, 923, 952, 993, 1014, 1065, 1068, 1092, 1094, 1096, 1100, 1104, 
1118, 1126, 1129, 1138, 1139, 1147, 1152, 1165, 1168, 1169, 1176, 1180, 1186, 1189, 
1195,1197. 

750 — OMER FEHMI "rahmetullahi teala aleyh": Seyyid Omer Fehmibin Ha- 
sen 1292 [m. 1875] de (izhar-iil-hak) ikinci kismim terceme ederek, (ibraz-iil-hak) 
ismini vermisdir. 1161. 

751 — OMER RIZA: Sa'lr Muhammed Akifin damadidir. 1310 [m. 1893] da Ka- 
hirede tevelliid, 1371 [m. 1952] de istanbulda vefat etdi. Edirne-kapidadir. Ca- 
mi'ulezherde okudu. Muhammed Abduhun reformcu fikrlerine saplandi. Mu- 

-1160- 



hammed All ismindeki bir Kadyanmin ingilizce tefsirini turkceye terceme ederek 
(Tann buyrugu) ismini verdi. Burada, Isa aleyhisselamm babasi vardir demekde 
ve Nahl suresinin altmissekizinci ayetine verdigi ma'na da kiifre sebeb olmakda- 
dir. Ingilizceden cevirdigi (Asr-i se'adet tarihi) de, onun gibi dusunen bir ziimre 
tarafmdan halkin onune surulmekdedir. 468, 499, 887, 1088. 

— PANI-PUTI: Senaullah ismine bakimz! 

752 — PASKAL: Fransiz fizikcisidir. 1032 [m. 1623] de tevellud, 1072 [m. 1662] 
de vefat etdi. Papas idi. Fizikde sivilann basmc kanunu ile ve geometride bilhas- 
sa koniler iizerindeki buluslan ile meshurdur. Daha onsekiz yasmda iken bir hesab 
makinesi yapmisdir. Dini dusunceleri fransiz papaslan ve papa tarafmdan kabul edil- 
memisdir. Hiristiyanhk dini, ilm ve fen adamlarim kabul etmemekdedir. 27. 

753 — PASTOR: Fransiz kimyageridir. 1237 [m. 1822] de tevellud, 1312 [m. 1895] 
de vefat etdi. Bulasici hastahklar, mikroblar ve asilar uzerine kesfleri vardir. Ce- 
nazesinin hiristiyan merasimi ile kaldirilmasim vasiyyet etmisdir. 27, 704. 

754 — PAULUS: Bolus adinda bir yehudi idi. Fransizlar (Saint Paul) derler. Mi- 
ladin ikinci yilmda Tarsusda dogdu. Isevi gorunup, kendini din alimi tanitdi. Isa 
aleyhisselamdan sonra ilk isi, semadan inen Incfli yok etdirmek oldu. Isa, Allahm 
ogludur dedi. Serabi ve domuzu halal etdi. Kiblelerini Ka'beden sarka, gunesin dog- 
dugu tarafa dondurdu. Allahm kendisi birdir. Sifatlan uc durludur dedi. Bu sifat- 
lara (Uknum) dedi. Donme yehudinin bu sozleri ilk yazilan dort (incil)e, bilhas- 
sa Lukanm inciline kansdi. Havarilerden olan Barnabas, bunun yalanlarma aldan- 
madi. Isa aleyhisselamdan gorduklerini ve isitdiklerini dogru olarak yazdi. Fekat 
bozuk dort incile aldananlar, firka firka ayrildi. Birbirine uymaz yetmisiki firka ha- 
sil oldu. Paulusun dusmanhgi anlasilarak Kudusde iki kerre habs edildi. Sonra Ro- 
maya goturuldu. Miladm altmisyedinci [67] senesinde Neron tarafmdan orada ba- 
si kesildi. Kemikleri, Sen Piyer kilisesindedir. Haziranm yirmidokuzunda yortu- 
su yapihr. 42, 1079, 1083, 1122, 1130. 

755 — PETRUS: Sen Piyer de denir. Eski ismi Sem'un idi. Havarilerdendir. And- 
riyasm kardesidir. Ucyuzdoksandokuzuncu [399] sirada (Havariler) ismine baki- 
niz! 1108,1133. 

756 — PEZDEVI: Ucyuzonyedinci [317] sirada Fahr-ul-islam ismine bakimz! 

757 — PISAGOR: Eski yunan filosofudur. Bunun felsefesine (israkiyyun) denir. 

758 — RABI'A-i ADVIYYE "rahmetullahi teala aleyha": Babasi isma'ildir. 
Zuhd ve salah ile meshur bir hatundur. Basrahdir. Sufyan-i Sevri ve Hasen-i Bas- 
ri, Rabi'adan feyz ahrlardi. 135 [m. 752] de Kudus civarmda vefat etdi. 212. 

759 — RAFIT: Yirmiikinci [22] sirada Abdulkerim-i Rafi'i ismine bakimz! 

760 — RAHMETULLAH EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Rahmetullah 
bin Halil-ur-rahman Hindi, Hanefifikh alimidir. Delhide yetisdi. Abdul'aziz nan 
kendisini istanbula da'vet etdi. Madalya verdi. Ma'as bagladi. Hiristiyanlara bir 
reddiye yazmasini istedi. istanbulda, arabca (izhar-iil-hak) kitabim yazdi. Kitab 
dort cilddir. Mekke baskisi pek nefisdir. Londradan Hindistana gelen protestan pa- 
paslan ile yapdigi mucadelesini ve onlari kacirdigi yazilidir. Kitabi Sultan Ab- 
dul'aziz Han icin yazmisdir. ingiliz gazeteleri, (Bu kitab yayihrsa, hiristiyanhk mahv 
olur) yazmislardir. Nuzhet efendi bunun birinci kismini, Omer Fehmi efendi de ikin- 
ci kismini turkceye terceme etdi. Delhide hiristiyan papaslan ile mucadele edip, 
hepsini maglub etdi. Bu mucadeleleri (Beyan-iil-hak) kitabmda ve turkce terce- 
mesinde yazilidir. 1306 [m. 1889] da 75 yasmda iken Mekkede vefat etdi. 389. 

761 — RAKIM EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Mustafa Rakim efendi, 
meshur hattatlardandir. Yedi-kulelinin talebesidir. 1181 [m. 1767] de vefat etmis- 
dir. Merkez efendidedir. Yuz kadar Mishaf-i serif yazdi. 

-1161- 



762 — RAKIM EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Meshur hattatdir. Ana- 
dolu kadi-askeri idi. 1242 [m. 1826] de vefat etdi. Kara-giimriikde Zincirli kuyu ci- 
vanndadir. Mezar tasmdaki yazi kendisinindir. 

763 — RASIM EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Egri kapih Muhammed Ra- 
sim efendi, hattat ve sa'irdir. 1099 da istanbulda tevelliid, 1185 [m. 1771] de vefat 
etmisdir. Ahmed Yekdest hazretlerinin talebesi olan Tatar Ahmed efendiden 
feyz almisdir. Nur-i Osmaniyye cami'i serifi orta kapi haricindeki ayet-i kerime- 
ler bunun yazisidir. Cami'in tarihini gosteren (Humayun ola bu nev'u cami'i sul- 
tan Osmamn) beytini de bu yazmisdir. Kabri igri kapi haricinde, kapiya karsi par- 
makhk icindeki Eshab-i kiramdan Abdiis-Sadik Amir bin Ubadenin ayak tarafin- 
dadir. 

764 — RAT: Fransiz miistesriki olup, kiymetli islam kitablanni fransizcaya 
terceme etmisdir. 1142. 

765 — REBI' BIN HAYSEM "rahmetullahi teala aleyh": Ztthd ve takvasi ile 
meshurdur. 68 [m. 687] de Tus sehrinde vefat etdi. 633, 692. 

766 — REMIT HANEFI "rahmetullahi teala aleyh": Dortyiizucuncii [403] si- 
rada Hayreddin-i Remli ismine bakiniz! 825. 

767 — REMTI SAFIT "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Hiiseyn Sihabud- 
din-i Remli, Safi'i olup, 753 de tevelliid, 844 [m. 1440] de vefat etmisdir. 

768 — REMTI SAFi'I "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Ahmed Sihabud- 
din-i Remli, safi'i alimlerinden olup, 973 [m. 1565] de vefat etmisdir. 

769 — REMTI SEMSUDDIN "rahmetullahi teala aleyh": Allame Semseddin 
Muhammed bin Ahmed bin Ahmed Menufi, 919 da tevelliid ve 1004 [m. 1596] de 
vefat etmisdir. Cok eser yazmis ve babasmm fetvalarmi toplamisdir. Bu fetvalar, 
Ibni Hacerin (Fetava-yi kiibra)si kenarmda Misrda 1357 de basilmisdir. Nevevi- 
nin (Minhac)ini da serh etmisdir. 223, 323. 

770 — RESID PA§A: Serif Ahmed Resid bin seyyid Nu'man Fikri, Musul va- 
lisi idi. Tekaiid olunca, 1325 [m. 1907] de (Ruh-ul-Mecelle) kitabim, sekiz cild ola- 
rak, istanbulda, bir senede yazmis, bu ve (Din-i miibin-i islam) kitabi basilmisdir. 

367,816,823. 

771 — RESID RIZA: Muhammed Resid Riza, 1281 [m. 1865] de Liibnanda Ka- 
lemun kasabasmda tevelliid ve 1354 [m. 1935] de vefat etdi. Muhammed Abdiihiin 
talebesi oldugu (Miincid)de de yazihdir. Hocasinin dinde reformcu fikrlerini yay- 
mak icin Misrda (El-Menar) mecmu'asim cikardi. (Elda'vetii vel-irsad) medrese- 
sinde hocahk yapdi. (El-muhaverat) kitabinda, Ehl-i sunnet mezhebine ve fikh ki- 
tablarma saldirdi. Diyanet isleri reislerinden Hamdi Akseki bu kitabi tiirkceye ce- 
virmisdir. (Faideli Bilgiler) kitabinda, buna cevab verilmisdir. 310, 1105, 1117. 

772 — RIZA "rahmetullahi teala aleyh": imam-i All Riza, oniki imamin seki- 
zincisidir. imam-i Musa Kazimin oglu ve Muhammed Cevad Takinin babasidir. 153 
[m. 770] de Medinede tevelliid ve 203 [m. 818] de Tus, ya'niMeshedde vefat etdi. 
Nemazmi halife kildirdi. Me'mun halife, imam hazretlerini cok sever ve sayardi. 
imami damad yapdi. Yerine halife olmasmi emr ve i'lan edip, paralara ismini 
yazdi. Bayragi ve asker elbisesini siyah yerine yesil yapdi. Fekat, imam once ve- 
fat etdi. Bayezid-i Bistami, imamin sohbeti ile sereflendi. 62, 992, 1061, 1081, 
1087,1133,1143,1152. 

773 — RISTid: Fransada onucuncii Touisnin basvekili idi. 993 [m. 1585] de te- 
velliid, 1052 [m. 1642] de vefat etdi. Papas idi. Kardinal olmusdu. Protestan diis- 
mam idi. Cok kurnaz ve zalim idi. 27. 

774 — RUKAYYE "radryallahu anha": Resulullahin kizidir. Otuziic yasmda iken 
tevelliid eyledi. Cok giizel idi. Ebu Tehebin oglu Utbeye nikah edildi. (Tebbet ye- 

-1162- 



da) suresi gelince Utbe, dtigtinden once bosadi. Vahy gelerek hazret-i Osmana ni- 
kah edildi. Birlikde iki kerre Habesistana hicret etdiler. Yirmiiki yasmda iken, Bedr 
gazasmda hasta oldu. Hazret-i Osmana Bedre gelmeyip zevcesine hizmet etmesi 
emr olundu. Bedr zaferinin miijdesi Medineye geldigi gun defn olundu. 1158, 
1186. 

775 — RUTHERFORD: 1288 [m. 1871] de Yeni Zelandada tevelltid, 1356 [m. 
1937] de vefat etdi. Fizikcidir. Radio-aktif su'alann tic cesid oldugunu buldu. 
Atomun yapisini kesf etdi. Gazlann ionisation teorisini kurdu. 1326 [m. 1908] da 
Nobel mtikafatim aldi. 549, 550. 

776 — RUZBEHAN-I BAKLI "rahmetullahi teala aleyh": Seyh Ebu Muham- 
med Sirazi, Ktibreviyye mesayihindendir. Necmtiddin-i Ktibranm mtirsididir. Ebu 
Necib-i Stihreverdinin halifesi olan Ammar Yaserin halifesidir. Altiytizalti 606 [m. 
1209] tarihinde Sirazda vefat etdi. (Tefsir-i arayis), (Kitab-iil envar) ve (Serh-ul- 
sathiyyat) kitablan vardir. 765, 1154. 

777 — RUKNEDDIN-I CESTI "rahmetullahi teala aleyh": Imam-i Rabbani- 
nin "kuddise sirruh" babasi olan Abdtil-Ehadin tistadidir. Seyh Abdtil-kuddtistin 
ikinci oglu ve halifesidir. Tesavvufun ve islamiyyetin esrarmi bildiren (Merec-iil- 
bahreyn) kitabi ve (Mektubat)i cok kiymetlidir. 983 [m. 1575] senesinde vefat et- 
di. Hindistanda babasimn yamndadir. 93, 1060, 1064. 

778 — RUKNEDDIN-I HAFI: (Mesmu'at) 99.cu sahifesinde ismi gecmekde- 
dir. 99. cu sirada Alatiddevle ismine bakmiz! 

779 — SABIT BIN KAYS "radiyallahti anh": Ensar-i kiramdandir. Resululla- 
hin hatibi idi. Btittin gazalarda bulundu. Hazret-i Ebu Bekr zemanmda, Arabis- 
tanin ortasmdaki Yemame cenginde sehid oldu. 644, 1013, 1152. 

780 — SA'D BIN EBI VAKKAS "radiyallahti anh": Malik bin Ubeyd bin 
Abd-i Menaf bin Ka'b bin Ztihre bin Hakim bin Mtirre torunudur. ilk mtisliman 
olanlarm yedincisidir. Cennetle mujdelenen on kisiden biridir. Onyedi yasmda mtis- 
liman oldu. Mekkede nemaz kilarlarken, alay eden kafirin basma deve kemigi ata- 
rak ilk kafir kani akitan bu oldu. Btittin gazalarda bulundu. Dusmana ilk ok atan 
budur. Irani alan, Kadsiye zaferini kazanan ordunun baskumandam idi. Sonra Irak 
valisi oldu. Hazret-i Osman zemanmda Kufe valisi oldu. Deve ve Siffin muhare- 
belerine kansmadi. Ellibes 55 [m. 675] senesinde vefat etdi. Medine-i munevve- 
rededir. 510, 607, 643, 1010, 1084. 

781 — SA'D BIN MU'AZ "radiyallahti anh": Evs kabilesinin reisi idi. Hicret- 
den evvel Medinede iman etdi. Bedr, Uhud ve Hendek gazalarmda bulundu. Be- 
sinci yilda, Hendekde aldigi yaradan vefat etdi. Resulullah "sallallahti aleyhi ve sel- 
lem" buna cok agladi. Cenaze nemazini kendisi kildirdi. Hadis-i seriflerle medh 
edilmisdir. 506, 693, 1003. 

782 — SA'DUDDIN-I CEBAVI: Sa'ditarikatinin reisidir. Babasi, Musa Sey- 
banidir. Samda Havran ile Kuds arasinda Ceba kasabasmdandir. Uc vasita ile Ebti 
Medyen-i Magribiden feyz almisdir. Yediytiz 700 [m. 1300] senesinde vefat etmis- 
dir. 

783 — SA'DUDDIN-I KASGARI: Molla Cami'nin tistadi, Nizam-i Hamusun 
halifesidir. Bu da, Alatiddin-i Attarm talebesi idi. Vefati 860 dadir. 720, 1137. 

784 — SA'DUDDIN-I MUHAMMED HAMEVI: Btiytik Velidir. Necmtid- 
din-i ktibradan feyz almisdir. Sadr-eddin-i Koneviile de sohbet etmisdir. (Mahbu- 
biil-muhibbin) kitabi meshurdur. 650 [m. 1252] senesinde vefat etmisdir. 

785 — SA'DUDDIN-I TEFTAZANI "rahmetullahi teala aleyh": Mes'ud bin 
Omer, en btiytik safi'i alimlerindendir. 722 [m. 1322] de Horasanda, Teftazanda te- 
velltid, 792 [m. 1389] de Semerkandda vefat etdi. (Mutavvel) kitabi, (Telhis) ser- 

-1163- 



hi olup, bedi, beyan, me'ani ve belagat ilmlerini bildirmekdedir. 1309 Istanbul bas- 
kisi nefisdir. (Telhis)i Celaliiddin Muhammed Kazvini yazmis, 739 da vefat etmis- 
dir. (Akaid-i Nesefi serhi) meshurdur. Sadr-us-seri'anm (Tenvih) kitabma serhi 
olan (Telvih) kitabindan, imam-i Rabbanmin ders verdigi, (Berekat)da, Bedi'ud- 
din isminde yazilidir. ilm-i kelamda yazdigi (Mekasid) kitabi ve buna yapdigi 
serhi cok kiymetlidir. 1062, 1183. 

786 — SA'DI CELEBI "rahmetullahi teala aleyh": Sa'dullah bin Isa, Kastamo- 
nilidir. Istanbul kadisi ve miiftisi idi. Kemal pasa zadeden sonra, onuncu Seyh-ul- 
islam oldu. 945 [m. 1539] de vefat etdi. Eyyubdedir. Beydavitefsirine ve (inaye) 
admdaki Hidaye serhine ve Firuzabadi Kamusuna yapdigi hasiyeleri cok kiymet- 
lidir. 518. ci siraya bakiniz! 1084, 1125. 

787 — SA'DI SIRAZI "rahmetullahi teala aleyh": Miislih-ud-din seyh Sa'di, 
Ehl-i siinnet alimlerindendir. Tesavvuf biiyuklerindendir. 589 [m. 1193] da Siraz- 
da tevelliid ve 691 [m. 1292] de orada vefat etdi. Abdiilkadir-i Geylaninin halife- 
sinin talebesidir. ilm ogrenmekle, talibleri irsadla ve kafirlerle cihadla ugrasdi. Nazm 
ve nesr iizere kitablar yazdi. (Giilistan) kitabmda Etabekler devletinin besinci sul- 
tam Ebu Bekr bin Sa'di cok medh etmekdedir. (Giilistan) ve (Bostan) kitablan ce- 
sidli dillere terceme edilmisdir. Ondort kerre hacca gitdi. Hach ordulanna esir diis- 
dti. Sirazdaki Etabekler devleti 543 den 662 ye kadar devam etdi. 621, 955. 

788 — SADREDDIN-I KONEVI "rahmetullahi teala aleyh": Ebulme'ali Mu- 
hammed bin Ishak, S6fiyye-i aliyyeden ve safi'i kelam alimlerindendir. Konyah- 
dir. Uvey babasi olan Muhyiddin-i Arabiden feyz aldi. Celaleddin-i Ruminin ve 
Sa'ideddin-i Ferganinin hocalan idi. 671 [m. 1272] senesinde vefat etdi. Konyada- 
dir. 964, 1148, 1163, 1165. 

789 — SADR-US-SEHID HUSAMEDDIN "rahmetullahi teala aleyh": Dort- 
yiizonsekizinci [418] sirada Hiisameddin Omere bakiniz! 

790 — SADR-US-SERI'A-i SANI "rahmetullahi teala aleyh": Ubeydullah bin 
Mes'ud bin Tac-iis-seri'a Omer, Burhan-us-seri'a Mahmud bin Ubeydullahm kizinm 
ogludur. Birinci Sadr-iis-seri'a Ahmed bin Ubeydullah, anasmm da, babasimn da de- 
desidir. Dedesinin (Vikaye) kitabmi hem serh etmis, hem de kisaltmisdir. Kisaltdi- 
gma (Muhtasar-i Vikaye) veya (Nikaye) admi vermisdir. Bunun (Vikaye serhi)ne ce- 
sidli hasiyeler yapilmisdir. Bunlar arasmda, Ehi Celebinin ve Hasen Celebmin ve 
imam-i Birgivinin hasiyeleri meshurdur. (Tenkfh) ve bunun serhi (Tevdih) Usui ki- 
tablan cok kiymetlidir. 750 [m. 1349] de Buharada vefat etdi. Hasen bin Muhammed 
Celebi, molla Fenarineslinden olup, 886 [m. 1480] da vefat etmisdir. 1084. 

791 — SAFIYYE "radiyallahii anha": Resulullahin halasidir. Halalan arasm- 
da yalmz bu imana geldi. Zevci Haris, nubiivvetden evvel olmiis, Hadice-tiil-kub- 
ranm kardesi Avvam ile nikahlanmis, Ziibeyr tevelliid etmisdi. Safiyye, Hendek 
gazvesinde bir yehudi oldiiriip, ganimetden hisse aldi. 20 [m. 641] senesinde yet- 
misiic yasmda Medinede vefat etdi. 1198. 

792 — SAFIYYE "radiyallahii anha": Hayber yehudilerinin basi olan Huyey ib- 
ni Ahtabin kizi idi. Hayberde bir yehudiye nisanh idi. Sonra cok zengin olan Kena- 
ne bin Hakik ile evlenmisdi. Hicretin yedinci senesinde Hayber feth olundukda Sa- 
fiyye de esir edilmisdi. Resulullahin hissesine diisiip azad buyurdu. Iman eyledi ve 
Resulullahin nikahi ile sereflendi. 50 [m. 670] senesinde Medinede vefat etdi. 166. 

793 — SAFIYYUDDIN-i ERDEBILI: Tanmmis tesavvufculardandir. Mu- 
hammed Geylaniden feyz almisdir. Yediyiizotuzbes 735 [m. 1335] senesinde Er- 
debilde vefat etdi. Haci Bayram-i velinin feyzi, Erdebili yolundan gelmekdedir. Er- 
debil, Tebriz civarmda bir kasabadir. 1087, 1175. 

794 — SALAH [Ibni]: ibni Salah Osman safi'i sehr-i zuri, 643 [m. 1277] de ve- 
fat etdi. 

-1164- 



795 — SA'ID BIN CUBEYR "rahmetullahi teala aleyh": Tabi'inin buyiiklerin- 
dendir. Hadis ve tefsirde bir dane idi. 95 [m. 714] de Vasitda vefat etdi. 440, 677. 

796 — SA'ID EFENDI: Hiiseyn Hilmi Isikm pederidir. Eyyub sultanda Vezir 
tekke mahallesinin esrafmdan idi. 1929 da vefat etdi. 

797 — SA'ID BIN MENSUR "rahmetullahi teala aleyh": Hadis alimlerinden- 
dir. Horasanhdir. 229 [m. 844] senesinde Mekkede vefat etdi. 392. 

798 — SA'ID BIN MUSEYYIB "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Muhammed 
Medeni, Tabi'inin biiyiiklerinden ve Medmedeki yedi biiytik alimdendir. Onbesin- 
ci [15] senede tevelliid, 91 [m. 710] senesinde Medinede vefat etdi. Kirk hac yap- 
di. 66, 628, 641,1014. 

799 — SA'ID BIN ZEYD "radiyallahii anh": Asere-i miibesseredendir. Dede- 
si Amr, hazret-i Omerin amcasidir. Yine bunun kaym biraderi ve enistesi idi. 
Bedrden baska gazalarda bulundu. Yermtik muharebesinde ve Samin fethinde bu- 
lundu. 51 [m. 671] senesinde vefat etdi. 510. 

800 — SA'IDEDDIN-I FERGANI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin 
Ahmed, S6fiyye-i aliyyeden ve fikh alimlerindendir. Necibeddin Ali Siraziden, bu 
da Sihabiiddin-i Siihreverdiden ve Sadreddm-i Koneviden feyz aldi. 699 [m. 1299] 
senesinde vefat etdi. (Fiisus)u serh etmisdir. (Menahic-iil-ibad) fikh kitabim dort 
mezhebe gore farisi yazmisdir. 1409 [m. 1988] senesinde, Hakikat Kitabevi tara- 
fmdan, ofset baskisi yapilarak nesr edilmisdir. 1164. 

801 — SA'LEBE: Sa'lebe bin Ebi Hatib, Ensardan idi. Bedr gazasmda bulun- 
madi. Tefsirlerin coguna gore, (Hazret-i Osman zemamnda vefat etdi. Malmm cok 
olmasi icin diia istedi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Kana'at et!) bu- 
yurdu. Diia icin, tekrar tekrar israr etdi. Diia buyurunca mail, hayvanlan cogaldi. 
Onlarla ugrasip nemaza gelmez oldu. Resiilullahm gonderdigi zekat toplama 
me'murlanna zekat vermedi. Hakkmda Tevbe suresinin yetmisaltinci [76] ayeti na- 
zil oldu. Bunu isitince, sadakasim getirip yalvardi ise de, kabul buyurulmadi. 
(Sa'lebeye yaziklar olsun!) hadis-i serifine hedef olmak felaketine ducar oldu.) Yu- 
kandaki ayet-i kerimenin cesidli kimseler hakkmda geldigi ve bunlardan Sa'lebe 
bin Ebi Hatibm meshur oldugu (Beydavi) hasiyesinin tercemesi olan (Tibyan) tef- 
sirinde ve (Hiiseyni), (Ebiissii'ud) ve (Razf) tefsirlerinde uzun yazilidir. (El-isa- 
be fi-temyiz-is-sahabe)de birinci cliz, yiizdoksansekizinci sahifede diyor ki, (Mii- 
nafik olan Sa'lebe, Bedr gazasmda bulunan Sa'lebe "radiyallahii anh" degildir. Cun- 
ki, Bedr gazasmda bulunan Sa'lebenin Uhud gazasmda sehid oldugunu ibni Kel- 
bi bildirmekdedir. Bundan baska, Ahmed bin Musa ibni Merdeveyh tefsirinde yaz- 
digi iizere, ibni Abbas "radiyallahii anh", Sa'lebenin zekat vermedigini anlatirken, 
Sa'lebe bin EbiHatib demekdedir. Bedr gazasmda bulunan ise Sa'lebe bin Hatib- 
dir. Bundan baska, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Bedr gazasmda ve 
Hudeybiyede bulunanlann hicbiri Cehenneme girmez!) buyurdu. Bunlardan bi- 
ri munafik olabilir mi?) Bunun gibi, iki Hatib vardir. (Tefsir-i Mazheri)de, Nisa su- 
resinin altmisbesinci ayetinde diyor ki, (Hatib ibni Ebi Beltea muhacirinden idi. 
Bedr gazasmda bulundu. [Otuz senesinde vefat etdi.] ikincisi, Hatib ibni Beltea 
ise, Ensarm arasinda olup, bir munafik idi.) Eshab-i kiramm hepsi Cennete gire- 
ceklerdir. Allahii teala, hepsinden razi oldugunu bildirmisdir. Bu miijde, hepsinin 
iman ile oleceklerini haber vermekdedir. Fekat, Asere-i miibessereden baskasmm 
iman ile olecegi onceden bilinemezdi. Ciinki, aralarma kansmis olan miinafikla- 
n Resulullahdan baska kimse bilmezdi. Bu miinafiklar imansiz gitdi. Resiilullahm 
vefatmdan sonra, Eshab-i kiramdan hicbiri miirted olmadi. Hepsi Sahabi olarak 
oldii. Cennete gitdiler. 64. 

802 — SA'LEBI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu ishak Ahmed bin Muhammed, 
fikh alimidir. Nisapurda tevelliid, 427 [m. 1035] de orada vefat etdi. 416. 

-1165- 



803 — SALIH GULABI "rahmetullahi teala aleyh": tmam-i Rabbani "kuddi- 
se sirruh" hazretlerinin eshabmdandir. Ibrik tutmak hizmetini goriirdii. Kemale 
yetisdi. irsada izn verildi. Mevlana Muhammed Salih bir mektubunda diyor ki: (O 
mukaddes makamin supiirgecilerinin en asagisi olan Muhammed Salih, o kapmm 
hizmetcilerine arz ederim ki, bu garib zerre, o makamin kolelerinin sadakasina ka- 
vusarak, muhlislerinize ihsan buyurdugunuz haller icindeyim. Hep tecellilerle 
sereflenmekdeyim. Her tecellide, baska bir fena hasil olmakdadir. Bir tecellide, 
bundan baska tecelli olmaz samyorum. Bu sonsuz tecellilerden anlasiliyor ki, 
ismlerde ve sifatlarda ayri ayn seyr edip ilerlemek nasib olmakdadir. Boyle ayn 
ayn tecellilerle, bu yolda ilerlemek pek giic olacakdir. O hakiki kiblenin kapisi- 
na siginarak, bu hicbirseye yaramiyan beceriksizi, aleak olan yerinden kaldirdigi- 
niz, boyle serefli hallere ulasdirdiginiz ve bu alcagm hatinna, hayaline bile gelmi- 
yen ni'metlere kavusdurdugunuz gibi, lutf ve ihsan buyurarak, hususi bir teveccii- 
hiiniiz ile, bu yolun sonuna ulasdirmanizi, noksanhkdan, yolda kalmakdan kurtar- 
mamzi, kendi muradlanndan, isteklerinden vaz gecerek, Allahii tealanm nzasm- 
dan baska hicbirsey soylememek, yapmamak ve diisiinmemek se'adetine kavus- 
durmamzi, yalvannm. Arayanlarm ozledigi o yiiksek tevecciihuniiz ve ihsamniz 
olmadikca, bunlara kavusmak imkansizdir. Ucu bucagi olmiyan, o merhamet der- 
yanizdan bu fakire birkac damla serpmekle sereflendireceginizi iimmid ediyorum. 
Bunlan yazmak, bunlari istemek, bu aleak icin cok yersiz oldugunu diisiiniiyorum. 
Bu garibi, dogru olarak, size layik olarak sevebilmekle sereflendiriniz. insani, bii- 
tiin se'adetlere, biitiin yiiksekliklere kavusduracak, ancak, sizi boyle sevebilmek- 
dir. Allahii teala, sizin yetisdirme, yiikseltme golgenizi, biitiin insanlarm baslan us- 
tiinden ayirmasm! Amin.) 

Mevlana Salih, imam-i Rabbani hazretlerinin hergiin ve her gece yapdigi iba- 
detleri ve vazifeleri, mubarek ogullarmm isaret ve emrleri iizerine, toplamis ve yaz- 
misdir. Bir yerinde diyor ki, (ibadetlerinin, vazifelerinin hepsini yapmakhgim 
icin izn vermelerini rica etdim. Yapilacak, uyulacak is yalniz Resulullahm "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" yapdiklandir. Bunlari, hadis kitablanndan ogrenip, hepsi- 
ni yapmaga calismali buyurdu. Efendim sizin her hareketiniz, her isiniz, o insan- 
larm ve cinnin en yukseginin isleri gibidir dedim. Evet oyledir. Amma, her yapa- 
cagmizi iyi dtisununiiz! Siinnete uygun olan her sozti, her isi yapimz. Uygun olmi- 
yam yapmayiniz, buyurdu.) Mevlana Salih, 1038 [m. 1628] senesinde Hindistan- 
da vefat etdi. 716. 

804 — SALIH "aleyhisselam": Semud kavmine gonderilen Peygamberdi. Bun- 
lar, Hicaz ile Sam arasmda idi. Ad kavminden sonra idiler. Putlara, heykellere ta- 
piyorlardi. Dinlemediler, inanmadilar. Kayadan deve cikdi, yavruladi. Yine inan- 
madilar. Deveyi oldiirdiiler. Daglari, taslari oyup, saglam sigmaklar yapdilar. Sa- 
lih "aleyhisselam", iman eden birkac kisi ile, Mekkeye veya Kudiise gitdi. Kafir- 
lere gokden azab gelip helak oldular. 482, 1128. 

805 — SAM: Nuh aleyhisselamm biiyiik oglu idi. Keldaniler, Asuriler, Siirya- 
niler, Finikeliler, ibraniler ve Arablar, bunun soyundandir. 1128, 1157. 

806 — SAN'ANI "rahmetullahi teala aleyh": Abdullah bin Isa, Yemen alimle- 
rindendir. (Seyf-iil-hindi fi-ibaneti tarikatis-^eyhinnecdi) kitabmda vehhabileri red 
etmekdedir. Bu kitabi 1218 [m. 1803] senesinde yazmisdir. 

807 — SAN'ANI "rahmetullahi teala aleyh": Abdiirrezzak Ebu Bekr San'ani, 
fikh alimidir. Yiizyirmiyedide [127] tevelliid ve 211 [m. 826] de vefat etmisdir. (El- 
musannef) kitabi 1392 [m. 1972] de Beyrutda basilmisdir. Alti cilddir. 

808 — SEDIDEDDIN-i KASGARI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed, 
705 [m. 1305] de vefat etdi. (Miinye-tiil-musalli) fikh kitabi meshurdur. 

809 — SEHL-I TUSTERI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Muhammed Sehl bin 

-1166- 



Abdullah, S6fiyye-i aliyyedendir. 200 [m. 815] senesinde tevelliid, 283 [m. 896] de 
Basrada vefat etdi. 22, 607, 689, 694, 788, 1198. 

810 — SEHL BIN SA'D "radiyallahu anh": Ensari ve Sa'idi, Eshab-i kiramdan- 
dir. Resulullahin vefatmda onbes yasinda idi. Seksensekiz 88 [m. 707] senesinde 
vefat etdi. Medine-i munevverede en son vefat eden Sahabi budur. 441. 

811 — SELAMI EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Selami Ali efendi, istan- 
koy miiftisi iken Zakirzade Abdullah efendiden hilafet almisdir. Kisikhda tekke, 
Selamsizda ve Acibademde ve Bulgurluda birer cami' ve Bursada bir tekke yapdir- 
misdir. 1104 [m. 1693] senesinde vefat edip Kisikhda defn edilmisdir. Pirdasi olan 
seyyid Osman efendi, fjskiidar Atpazannda bir cami' yapdirmisdir. 1103 [m. 1692] 
de vefat etmisdir. Selami efendinin halifesi Kutahyah seyyid Ali Fenayi efendi, es- 
ki valide cami'ine yakm bir tekke ve mescid yapmisdir. Magnisada da bir cami'i 
vardir. Baltaci Muhammed pasanm Rusya seferinde bulunarak bayrak tasimisdir. 
1151 [m. 1738] de vefat etmisdir. Kendi adindaki cami'i yamndadir. 

812 — SELIM CIHANGIR SAH "rahmetullahi teala aleyh": Hindistandaki Ti- 
mur sultanlannm dordiincusudiir. Ekber sahm oglu, Hurrem Sahcihanm babasidir. 
977 [m. 1569] de tevelliid edip, [1014] de babasimn yerine gecdi. 1037 [m. 1627] de 
vefat etdi. Lahordadir. imam-i Rabbanihazretlerini 1027 [m. 1617] de habs etdi. iki 
sene sonra pisman olup ozr diledi. Fekat iki sene daha askerde birakdi. Hindistan- 
da ingilizlere ilk ticaret te'sisleri veren budur. Yerine gecen oglu, otuzbir sene hii- 
kumet siirmiis ve sekiz sene Egrede habs olmusdur. Zevcesi icin burada yapdirmis 
oldugu (Tac mahal) tiirbesine 1076 [m. 1665] da defn edilmisdir. 400, 1087, 1106, 1120. 

813 — SELIM HAN-I "rahmetullahi teala aleyh": islam halifelerinin yetmisdor- 
dunciisu ve Osmanh padisahlarmm dokuzuncusudur. ikinci Bayezid hamn oglu, sul- 
tan Siileyman hamn babasidir. Hilafeti Osmanh padisahlarma baghyan budur. 875 
[m. 1470] de tevelliid, 926 [m. 1520] da vefat etdi. Fatihde sultan Selim cami'i bag- 
cesindedir. 920 [m. 1514] de Caldiranda Iran sahi isma'il-i Safeviyi maglub ederek, 
bozuk inamslarmm yayilmasim onledi. Boylece islamiyyete biiyiik hizmet etdi. 
Tebrizi de aldi. 922 [m. 1516] de istanbulda ilk tersaneyi yapdi. Burada gemiler in- 
sa edildi. 923 [m. 1517] de Misri aldi. Haremeyn-i serifeyn de ele girmis oldu. Hut- 
belerde, (Mekke ve Medinenin hizmetcisi) diye ismini okutdu. Misrdaki son Abba- 
si halifesi olan Ya'kub bin Miistemsik-billahdan emanetleri alarak halife oldu. Bii- 
yiik donanma yapdi. 926 [m. 1520] da Corlu ovasinda hastalanarak vefat etdi. Sekiz 
bucuk senede devleti iki kat buyiitdii. Yavuz adim kazandi. Tiirbesinin yanmdaki 
bir tiirbede, kizi Hadice sultan ile bunun da kizi Hamm sultan vardir. Baska bir tiir- 
bede, sultan Siileymamn validesi Hafsa sultan ile sultan Siileymamn tic oglu Murad, 
Mahmud ve Abdullah efendiler vardir. Bir tiirbede de sultan Abdiilmecid nan 
medfundur. Kizi Sah sultan, Daviidpasada bir cami' ve tekke ve Eyyubde Bahariy- 
ye caddesi ile deniz arasmda (Sah Sultan cami'i)ni ve yanmda, ilk seyhi Merkez efen- 
di olan tekkesini 963 [m. 1555] de yapdirmis olup, bu cami' yanmdaki ttirbededir. 

Selim hamn kizkardesi Gevher Mliluk sultanm kizi Nesli-sah sultan, Edirneka- 
pida ve Istinyede birer cami' yapdirmisdir. Zevci iskender beg ile birlikde Eyyub- 
de zal Mahmud pasa cami'i yamndadir. Gevher Miiluk sultan ve zevci Muhammed 
beg de buradadir. 487, 500, 504, 1100, 1173, 1175, 1176, 1195. 

Caldiran bozgununda Anadoluya dagilan kizilbaslardan yirmibin kadan Bozok 
seyhi Celal admda bir sapik yanmda toplanarak Turhalda lsyan etdiler. Ankara- 
ya yuriidiiler. Mer'as valisi Sahsuvar oglu Ali beg, 926 da bunlari imha etdi. Boy- 
le kizilbas lsyanlarma (Celali vak'asi) denildi. 1099. 

814 — SELIM HAN-III "rahmetullahi teala aleyh": islam halifelerinin doksa- 
niicuncusii ve Osmanh padisahlarmm yirmisekizincisidir. Sultan iiciincii Mustafa- 
nin ogludur. 1175 de tevelliid etdi. 1203 [m. 1789] de amcasi birinci Abdulhamid 

-1167- 



handan sonra halife oldu. 1222 [m. 1807] de ingiliz casuslannin tesviki ile, yenice- 
ri zorbalan lsyan ederek tahtdan indirildi. 1223 [m. 1808] de Topkapi seraymda se- 
hid edildi. Halim, selim ve cok zekiidi. Dahilde, haricde dusmanlarm saldirdigi si- 
rada tahta cikdi. Vehhabilik bunun zemanmda ortaya cikdi. Yeni, modern ordu kur- 
maga basladi. 1205 [m. 1791] de Bahriye mektebi ve Hahcioglunda miihendis ve 
topcu mektebleri yapdi. Uskiidarda Selimiyye kislasim ve 1220 [m. 1805] de Seli- 
miyye cami'ini ve Cicekci cami'ini yapdi. Eyyub cami'ini yeniden biiyiik olarak yap- 
di. Bunu once Fatih, kiiciik yapdirmisdi. Karaca-Ahmedde Miskinler tekkesi de- 
nilen (Dedeler Mescidi)ni yapdi. Kiiciik Mustafa pasada (Giil cami'i)ni kiliseden 
cevirdi. Yeni boliikler kurdu. Tam islahata basliyacagi sirada sehid edildi. Laleli 
cami'i yaninda, babasmin tiirbesindedir. Yerine amcasinm oglu sultan dordiincu 
Mustafa han ve bir yil sonra bunun kardesi, ikinci Mahmud han gecdi. 406, 460, 461, 
1062, 1092, 1137, 1152, 1153, 1173. 

815 — SELMAN-I FARISI "radiyallahu anh" isfehanh idi. Mecusi idi. Iran- 
da iken kiliseye girip hiristiyan oldu. Anadoluya kacip, kiliselerde hizmet etdi. Sa- 
ma geldi. Medinede ahir-zeman Peygamberinin cikacagmi bir papasdan isitdi. (in- 
cil)i ogrendi. Alim oldu. Medineye girerken, kole yapdilar. Hicretden sonra, 
Medineye gelerek, evvelce isitmis oldugu alametleri gordii. Hemen iman etdi. Cok 
halis miisliman oldu. Ehl-i beytden sayildi. Hendek gazasinda, hendek kazilma- 
sini istedi. Ondan sonraki gazalann hepsinde bulundu. Hazret-i Omer zemanm- 
da Medayn valisi oldu. Resulullahm huzurunda ve sohbetinde kemale geldi. Za- 
hir ve batm ilmlerinde cok yiiksek derecelere kavusdu. Eshab-i kiramin hepsi de 
boyle olmusdu. Fekat, Resulullahdan herkes, kendi kabiliyyeti ve kapasitesi ka- 
dar feyz alirdi. Hazret-i Ebu Bekrin kavusdugu derecelere hicbir Sahabi kavusa- 
madi. Selman-i Farisi, Resulullahdan sonra, hazret-i Ebu Bekrin sohbetinde ve 
hizmetinde de cok bulunarak, hazret-i Ebu Bekrin almis oldugu kemalatdan da 
ba'zilarma kavusdu. Resulullaha kendi kalbi ile baglanmis oldugu gibi, hazret-i 
Ebu Bekrin daha parlak olan kalb aynasi ile de baglanarak, daha cok feyzlere, 
ma'rifetlere kavusdu. ikiyiizelli yasmda Medaynda, bir rivayete gore, 33 senesin- 
de vefat etdi. 47, 313, 487, 969, 1126. 

816 — SEMHUDI "rahmetullahi teala aleyh": Nur-iid-din Ali bin Abdullah, 844 
[m. 1440] de Misrda tevelliid, 911 [m. 1506] de Medinede vefat etdi. Safi'idir. Se- 
riflerdendir. Mescid-i Nebinin ta'miri, kutiibhane insasi ile ugrasdi. Cok kitab yaz- 
di. (Hiilasa-tiil-vefa) ve (Cevahir-ul-akdeyn) kitablarmi okuyan, ibni Teymiyye- 
nin ve Vehhabilerin bozuk yola sapmis olduklarmi iyi anlar. 458. 

817 — SEMNANI: Doksandokuzuncu sirada, Alaiiddevle ismine bakmiz! 

818 — SENAULLAH-I PANI-PUTI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed Se- 
naiillah, Seyh Celal-i kebfr-i Cestinin onikinci torunudur. Hazret-i Osman bin Affan 
soyundandir. Hanefi, Mazheridir. 1143 [m. 1730] senesinde Hindistanda Pani-piit 
sehrinde tevelliid etdi. Yedi yasinda Kur'an-i kerimi ezberledi. Nakli ve akliilmlerde 
ihtisas kazandi. Delhiye giderek Sah Veliyyullah-i Dehleviden hadis ilminde kemale 
geldi. Once mevlana Muhammed Abid-i Semaninin, bundan sonra, Mazher-i Can-i Ca- 
namn tevecciihleri ile biiyiik Velioldu. Sonra, vatanma gidip, oliinceye kadar kadihk 
ile hizmet etdi. 1225 [m. 1810] de Pani-piit sehrinde vefat etdi. Mazher-i Can-i Canan 
hazretlerinin zevcesinin kabri yamndadir. Seyh Celaliiddin de orada biiyiik bir tiirbe- 
dedir. Otuzdan fazla kitab yazmisdir. (Tefsir-i Mazherf)si arabidir. 1384 [m. 1964] se- 
nesinde Delhide basilmisdir. On cilddir. Biiyiik fikh kitabi ve (irsad-iit-talibin) tesav- 
vuf kitabi da cok kiymetlidir. (Kiyamet ve Ahiret) kitabi, 290. ci sahifeye bakmiz! Fa- 
risi (Ma-la-budde) fikh kitabi 1409 [m. 1989] da Hakikat Kitabevi tarafindan da bas- 
dinlmisdir. (ibn-iil-hiida) adi ile meshtir oldu. Mazher-i Can-i Canan buyurdu ki, 
(Kiyamet giinii, bana, ne getirdin denilince, Sena-iillah-i panipiitiyi getirdim, diyece- 
gim.) Muhammed Abid hazretleri, Abdiil-ehad hazretlerinin talebesidir. Abdul-ehad 

-1168- 



hazretleri de, Muhammed Sa'id-i Faruki hazretlerinin oglu ve talebesi olup, 1126 
[m. 1714] de vefat etmisdir. (Gulsen-i vahdet) admdaki farisi mektubati, 1386 [m. 1966] 
da Karaside basilmisdir. 165, 263, 390, 461, 604, 992, 993, 1085, 1133. 

819 — SERAHSI "rahmetullahi teala aleyh": Sems-iil-eimme Ebu Bekr Muham- 
med bin Ahmed, Tiirkistandaki islam alimlerindendir. 483 [m. 1090] de vefat et- 
di. On sene habsde kaldi. Habsde iken yazdigi (Usui) kitabi ve (Cami'-i kebfr) ve 
(Cami'-i sagfr) ve (Siyer-i kebfr), (Muhtasar-i Tahavf) serhleri ve (Mebsut) adm- 
daki (Rati serhi) ve (Muhft) kitablan meshurdur. 444, 786. 

820 — SEVDE "radiyallahii anna": Sevde binti Zem'a, Resulullahm uciincii zev- 
cesidir. Zevci ile imana gelip Habesistana hicret etmislerdi. Mekkeye doniince zev- 
ci vefat etdi. Resulullah once hazret-i Aiseyi, sonra Sevdeyi nikahladi. Sevdeyi Mek- 
kede, hazret-i Aiseyi ise Medmede evine aldi. Yash oldugundan Medmede sira- 
sini hazret-i Aiseye bagisladi. Hazret-i Omer zemanmda vefat etdi. 349. 

821 — SEYF BIN ZILYEZEN: Habes padisahi iken, Abdulmuttalibi Yemen- 
de serayma da'vet etdi. Konusmalan, (Sevahid-un-nubiivve)de yazihdir. 

822 — SEYFEDDIN-I FARUKI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed 
Ma'sum-i Farukinin alti oglu da kemale gelmis, vilayet-i hassa-i Muhammediyye- 
ye kavusmakla sereflenmislerdir. Bunlardan Muhammed Seyfeddm, tesavvuf 
bilgilerinin miitehassisi idi. (Muhyis-siinne) adi ile meshur oldu. Binkirkdokuz 
[1049] senesinde Serhend sehrinde tevelliid, 1096 [m. 1684] da orada vefat etdi. 
Mubarek babasmm tiirbesinin birkacyiiz metre cenubundaki biiyiik tiirbededir. 
Cok kerametleri goriildii. (Achk cekmege liizum yokdur. Achk ve nefsle miica- 
hede harika ve kerameti artdinr. Evliyamn sohbeti ise, kalbe zikr etmegi yerles- 
dirir. Stinnete tabi' olmagi kolaylasdinr) buyururdu. Her saat emr-i ma'ruf yapar- 
di. Bindortyiiz Veli yetisdirdi. (Mektubat-i Seyfiyye) admdaki kitabi, 1331 [m. 
1913] de Haydarabadda basilmisdir. icinde yiizdoksan [190] mektub vardir. 969, 
1075, 1170. 

823 — SEYYID ABDULHAKIM EFENDI: 14. cu siradadir. 

824 — SEYYID ABDULLAH "rahmetullahi teala aleyh": Abdullah-i Semdi- 
ni, Halid-i Bagdadinin Siileymaniyye kazasindaki medresede arkadasi ve talebe- 
sinin buyiiklerindendir. 1229 [m. 1813] da ruhsat aldi. Abdiilkadir-i Geylaninin 
onuncu torunu ve Taha-i Hakkarinin amcasidir. Semdinamn Nehri koyiinde med- 
fundur. 922, 969, 1181. 

825 — SEYYID EMIR GILAL "rahmetullahi teala aleyh": 300. cu sirada, 
Emir Gilal ismine bakmiz! 

826 — SEYYID FEHIM EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": islam alimleri- 
nin biiyuklerinden ve S6fiyye-i aliyyedendir. Taha-i Hakkarinin sohbetinde kema- 
le geldi. Seyyid Taha "kuddise sirruh", 1269 [m. 1852] de vefat edince, kardesi olan 
seyyid Muhammed Salihi ziyaret ederdi. Muhammed Salih [1281] de vefat etdi. 
Nehride Seyyid Taha yanmdadir. Fazla bilgi almak icin, (Abdiilhakfm Efendi) ve 
(Taha-yi Hakkarf) "rahmetullahi teala aleyh" ismlerini ve (Eshab-i Kiram) kita- 
bmda, bu ismleri okuyunuz! Seyyid Fehim efendi [1241] de tevelliid, 1313 [m. 1895] 
de vefat etdi. Vanda, Miikiis kazasmin Arvas koyiinde medfundur. Babasi, mol- 
la Abdiilhamid efendidir. Validesi Amine hanim, haci Ibrahim efendinin kizidir. 
Dedesi seyyid Abdurrahman, seyyid Abdulhakim efendinin dedesinin dedesidir. 
Seyyid Fehim efendinin kardesi Molla Safiyyiiddinin torunu Abdiilhamid efendi 
[m. 1967] de hayatda idi. 291, 922, 969, 1072, 1134, 1171. 

827 — SEYYID KUTB: 1321 [m. 1903] de Misrda dogdu. Kahire ilm enstitusiin- 
de okudu. Once sosyalist fikrlerini yaydi. Sonra din adami sekline girerek, eski Ka- 
hire muftisi ve mason locasi baskani olan Abduhun dinde reformist yolunu tutdu. 
Biitiin kitablarmda oldugu gibi, (Ff-zilal-il-Kur'an) ismindeki tefsirinin birinci 

- 1169 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:74 



cildinde de, cihadin bir kismim kabul, esas kismmi inkar etmekde, (insanlarm di- 
ne girmelerini kolaylasdirmak icin cihad edilmez) demekdedir. Seyyid Kutb hak- 
kinda bize sorulanlan ve cevablan, (Faideli Bilgiler) kitabmda uzun yazilidir. 
Liitfen oradan okuyunuz! (Cihad, zulm edenlere ve zalimlere karsidir) mealinde- 
ki ayet-i kerimeyi ileri siirerek hiikumetlere karsi ayaklanmaga, lsyana ve fitne ci- 
karmaga kiskirtmakdadir. Halbuki, zalim sultanlara, hatta kafir hiikumetlere bi- 
le ayaklanmagi dinimiz yasak etmekdedir. Boyle ayaklanmak, cihad degil, ah- 
makhkdir. Boyle zemanlarda yapilacak cihad, islam bilgilerini yaymak, fmanli 
genclik yetismesine cahsmakdir. Hac suresinin otuzdokuzuncu ayetinde mealen, 
(Mii'minlere saldiran zalimlerle cihad etmege izn verildi) buyruldu. Mekkede ka- 
firler, miislimanlara, zulm edip, oldiiriince, bunlarla dogiismek icin, tekrar tekrar 
izn istediler. izn verilmedi. Medineye hicret edince, bu ayet gelerek, yeni kurulan 
islam devletinin, Mekkedeki zalimler ile cihad etmesine izn verildi. Bu ayet, miis- 
limanlarm kafir, zalim hiikumete isyan etmesi icin degil, islam devletinin, insanla- 
rm islam dinini isitmelerine, miisliman olmalanna mani' olan, zalim diktatorlerin 
ordulan ile cihad etmesine izn vermekdedir. Seyyid Kutbun bu cahilce, ahmakca 
yazilan, Misrda fitne cikarmasma, onbinlerce miislimamn zindanlarda ciiriimele- 
rine, coklannin olmesine sebeb oldu. Bu faci'a ve fitnelerin cezasmi kiyametde ce- 
kecekdir. Cahilce davramslan ve gafilce yazilan ile devlete karsi ihtilale sebeb ol- 
dugu icin, kendisi de 1386 [m. 1966] da i'dam edildi. ilmi, akh ve ihlasi olmiyan din 
adamlan tarih boyunca, hep boyle felaketlere sebeb olmuslardir. islam bilgileri- 
ni sessizce yayan ilmli ve aklh din alimleri, hep basan saglamislardir. Kadi zade Ah- 
med efendi, (Birgivi vasiyyetnamesi) serhinde 200. cii sahifesinde buyuruyor ki, (El 
ile, giic kullanarak emr-i ma'ruf ve nehyi miinker yapmak, ya'nigiinah isliyene ma- 
ni' olmak; devlet adamlarmm vazifesidir. Soz ile, yazi ile cihad etmek, alimlerin va- 
zifesidir. Kalb ile, dua etmekle mani' olmak ise, her mii'minin vazifesidir. Te'sir- 
li, basanh olacagi zan olunursa, bu vazifeleri yapmak vacib olur. Fitneye sebeb ola- 
cagi zan olunursa, terk etmek vacib olur. Fitne bulunan mahalle zaruretsiz varmak 
caiz degildir. Eger dinini korumak icin hicret ederse, giizel olur. Cennete girme- 
ge layik olur. Sefa'ate mazhar olur. Emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yaparken niy- 
yetin halis olmasi ve isi anlayip, Allahii tealanm buradaki emrini iyi bilmesi ve sabr- 
h olup mlinakasa ve kavga etmemesi, yumusak ve tath dil ve yazi ile yapmasi la- 
zimdir.) Goriiliiyor ki, zor kullanarak cihadi devlet yapar. Cihad, Seyyid Kutbun 
anladigi gibi degildir. Eger cihad ile emr-i ma'rufu iyi anlamis olsaydi, kendi basi- 
m yimez ve kirkbinden fazla mlislimam felakete siiriiklemezdi. istanbuldaki yiik- 
sek islam enstitiisii eski miidfrlerinden ve ogretim iiyelerinden Ahmed Daviidog- 
lu, 1394 [m. 1974] de istanbulda basilan (Dini ta'mfr da'vasinda din tahribcileri) ki- 
tabmda, (Seyyid Kutb bir edibdir. Biraz dinikultiirii vardir. Mehmed Akife benze- 
mekdedir. Sozii dinde sened olamaz. Cunki, din alimi degildir) demekdedir. Sey- 
yid Kutb, Ziimer suresinin iiciincii ayetinin tefsirinde, (Tevhid ve ihlas sahibi, Al- 
lahdan baska kimseden birsey istemez. Hicbir mahluka i'timad etmez. insanlar, is- 
lamiyyetin bildirdigi tevhidden aynldi. Bugiin biitiin islam memleketlerinde Evli- 
yaya ibadet ediliyor. Cahiliyye zemamndaki arablarm meleklere, heykellere tapm- 
malari gibi, onlardan sefa'at istiyorlar. Tevhid ve ihlas sahibleri, Allah ile kul ara- 
sma vasita koymaz. Kimseden sefa'at istemez) diyor. Bu sozleri ve Ehl-i siinnet alim- 
lerinin bunlara verdikleri cevablar (Faideli Bilgiler) kitabimizm ve arabi olarak (Fit- 
ne-tiil-vehhabiyye) kitabimizm sonunda da yazilidir. Bu sozleri ile de, vehhabi, mez- 
hebsiz oldugunu i'lan etmekdedir. 310, 399, 409, 452, 461, 462, 842, 887, 970. 

828 — SEYYID NUR: Muhammed Bedayuni, Berilli sehrine yakin Bedayun ka- 
sabasmdandir. Zahir ve batm ilmlerinde miitehassis idi. Seyf-iid-din-i Farukinin 
talebesi ve Mazher-i Can-i Cananm iistadidir. Kerametleri sohret bulmusdu. 1135 
[m. 1722] senesinde vefat etdi. Tiirbesi, Delhinin cenubunda, Nizameddin-i Evli- 

-1170- 



yamn garbmdadir. Bir tevecctihti ile taliblerin kalbleri zikre baslardi. Tecelli-i si- 
fat hasil olurdu. (Sokakda fasikla karsilasmak, kalbde zulmet hasil eder) buyurur, 
talebesinin hangi fiski isliyenle karsilasdigini haber verirdi. 969, 1133. 

829 — SEYYID SALIH "rahmetullahi teala aleyh": Abdiilkadir-i Geylani haz- 
retlerinin onbirinci torunu ve seyyid Taha-i Hakkarinin kardesidir. 1281 [m. 1865] 
de Nehride vefat etdi. Halifelerinden seyh Ezra'i, Giride ve oradan Brezilyaya hic- 
ret edip, orada islamiyyeti nesr etdi. Seyh Ezra'min kerimesi, seyyid Fehim Arva- 
sinin zevcesi ve seyyid Residin annesidir. Bir halifesi de, seyyid Fehim-i Arvasi olup, 
seyyid Abdiilhakim-i Arvasinin miirsididir. 922, 969, 1181. 

830 — SEYYID SERIF-I CURCANI "rahmetullahi teala aleyh": All bin Mu- 
hammed Ciircani, 740 [m. 1339] da Ciircanda tevelliid, 816 [m. 1413] da Sirazda ve- 
fat etdi. Hanefi alimlerindendir. Alaeddin-i Attar hazretlerinin sohbetinde bulun- 
du. Cok kitab yazdi. 42, 411, 489, 996, 1048, 1052, 1074, 1124. 

831 — SEYYIDET NEFISE "rahmetullahi teala aleyha": Hazret-i Hasenin og- 
lu Zeydin oglu Hasenin kizidir. [145] de Mekkede tevelliid, Medinede ikamet, Mis- 
ra hicret edip, 208 [m. 823] senesinde Misrda vefat etdi. Ishak bin Ca'fer Sadikm 
zevcesi idi. Veil idi. Cok kerameti goriildii. Buna nezr olunarak yapilan diia kabul 
olunmakdadir. (Tabakat-iil-kiibra)ya, 1290 senesinde Misrda basilmis olan (Nur- 
ul-ebsar) kitabinin 188. ci ve kenanndaki (is'af) kitabmm 212. ci sahifelerine ba- 
kiniz! 479, 1070. 

832 — SEYYIDET SUKEYNE: Hazret-i Hiiseynin kizi idi. Akh, zekasi, ilmi ve 
si'rleri ve edebi ve hiisn-i cemali ile meshurdur. 117 [m. 735] de Misrda vefat etdi. 538. 

833 — SIBGATULLAH-I HIZANI: Seyyid Taha-i Hakkarinin halifelerin- 
dendir. (Eshab-i Kiram) kitabma bakiniz! 969. 

834 — SICSTANI "rahmetullahi teala aleyh": Hafiz Ebu Davud Suleyman 
bin Es'as, hadis alimlerindendir. Hanbelimezhebindendir. 202 [m. 817] de tevel- 
liid, 275 [m. 888] de Basrada vefat etdi. (Siinen) ve (Delail-iin-niibuvve) kitabla- 
n meshurdur. 164, 338, 364, 424, 452, 651, 1091. 

835 — SIRRI PASA "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Muhammed 
Salih, Osmanh vali ve ilm adamlarmdandir. [1260] da Giridde tevelliid, 1312 [m. 
1895] de vefat etdi. Sultan Mahmud turbesi kabristanmdadir. (Serh-i akaid) ter- 
cemesi ve (Sirr-iil-Furkan) tefsiri basilmisdir. 367, 368. 

836 — SIRRI-YI SEKATI: Ebiil-Hasen denir. S6fiyye-i aliyyedendir. Ma'ruf-i 
Kerhiden ve Fudayl bin Iyaddan feyz aldi. Ciineyd-i Bagdadinin dayisi ve miirsi- 
didir. 251 [m. 865] de Bagdadda vefat etdi. 312, 845, 1087, 1093, 1102, 1133. 

837 — SIRET NEFISE: Hiiseyn Hilmi Isikm zevcesidir. Annesi Su'ada hamm, 
babasi Yusiif Ziya Akisikdir. 1024. 

838 — SOKRAT: Eski yunan hakimlerindendir. Miladdan [470] yil once Ati- 
nada tevelliid etmis, yetmis yasmda habs olunarak, zehr icirilerek oldiirulmusdiir. 
Bir yaratanm bulunduguna inanmis ise de, madde ve ruha kadim demis, kiifrden 
siynlamamisdir. Hie kitab yazmadi. Eflatun, Ksenefon ve Oklidis, Sokratm tale- 
beleridir. Kendisi de, Fisagorsun talebesidir. Din bilgilerini, eski Peygamberlerin 
kitablarmdan ve kendi zemanma kadar agizdan agiza gelen sozlerden ogrenmis- 
dir. 377, 758, 1097. 

839 — SOKULLU MUHAMMED PASA "rahmetullahi teala aleyh": Kanuni 
sultan Suleyman nan ve ikinci Selim nan ve iiciincu Murad nan zemanlannda on- 
bes sene kadar Sadr-i a'zamhk yapmisdir. Bosnamn Sokol kasabasindandir. [969] 
da damad-i sehriyari olmusdur. [972] de Sadr-i a'zam olmus, [985] de Azabkapi ca- 
mi'ini yapdirmis, 987 [m. 1579] de divan kurmus iken, bir meczub tarafmdan se- 
hid edilmisdir. Eyyiibde Seyh-ul-islam Ebiissii'ud efendinin kabri yamndaki tiir- 

-1171- 



besindedir. Tiirbesi yanmdaki (Yazih medrese)yi de kendisi yapdirmisdir. Zevce- 
si Ismi-han sultan, ikinci Selfm hamn kizidir. Sultan Ahmed cami'i ile Kumkapi ara- 
sindaki Muhammed pasa cami'mi, Sokullu, zevcesi ismi-han sultan icin yapdirmis- 
dir. Orta kapisi, mihrabi ve minber kapisi iistlerinde birer (Hacer-iil-esved) tasi par- 
calan vardir. Cami' [979] da yapilmisdir. Sultamn kabri, Ayasofyada babasimn tiir- 
besindedir. 

840 — STALIN: Josef Cugasvili, 1295 [m. 1879] de Rusyada tevelliid, 1371 
[m. 1952] de Moskovada vefat etdi. Teflisde yetismisdir. [m. 1920] de komiinist par- 
tisinin genel sekreteri oldu. [m. 1924] de, Lenin oliince, Rusyamn idaresini eline 
aldi. Oliinciye kadar Rus milletini ve hele Rusyadaki muslimanlan iskence altin- 
da inletdi. Yirmisekiz sene icinde ellibesmilyon vatandasin canina kiydi. Milleti ken- 
dine tapindirdi. Olumunden sonra, heykelleri yikildi. Resimleri her yerden kaldi- 
rildi. Stalingrad dedigi biiyiik sehrin adi Volga-grad yapildi. Rus tarihlerine kotii 
adam diye yazildi. Cugasvili, giircii lisamnda, yehudioglu demekdir. 524, 526, 1130. 

841 — SU'ADA AKISIK: Huseyn Hilmi Isikin kayin validesi olup, 1958 de ve- 
fat etmisdir. Edirnekapi kabristaninda, zevci Yusiif Ziya Akisikm yanmda med- 
fun iken, 2000 senesinde, Eyyubde Kasgari dergahi yanmdaki kabrlerine nakl edil- 
mislerdir. 1024. 

842 — SUBKI: Ikiyiizkirkuciincu [243] sirada, Ebu Hasen ismine bakmiz! 136, 

341,348. 

843 — SUFYAN BIN UYEYNE "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Muham- 
med, miictehid idi. Mezhebi zemanla unutuldu. [107] de Kufede tevelliid, 198 
[m. 813] senesinde Mekke-i mtikerremede vefat etdi. 91, 443. 

844 — SUFYAN-I SEVRI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Abdullah bin Sa'id, 
biiyiik islam alimlerindendir. Miictehid idi. Mezhebi zemanla unutuldu. 95 [m. 713] 
senesinde Kufede tevelliid, 161 [m. 778] de Basrada vefat etdi. Cuneyd-i Bagda- 
di bunun mezhebinde idi. 50, 565, 607, 609, 641, 909, 1161. 

845 — SUHEYB-i RUMI "radiyallahu anh": Ebu Yahya Suheyb bin Sinan, ilk 
islama gelenlerdendir. Rumlann elinde kole idi. Biitiin gazalarda bulundu. Ha- 
dis-i serifle medh olundu. Otuzsekiz 38 [m. 659] senesinde, yetmis yasinda, Me- 
dine-i munevverede vefat etdi. iyi rumca bilirdi. 693. 

846 — SULEMI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Abdurrahman Muhammed bin 
Huseyn, Nisapurludur. [330] da tevelliid, 412 [m. 1021] de vefat etdi. Tefsir, hadis 
ve tesavvuf alimidir. (Tabakat-i sofiyye)si ve (Hakayik) tefsiri meshurdur. Hal ter- 
cemesi (Nefehat)da yazilidir. (Temhid) kitabmm sahibi olan Ebu Sekur Muham- 
med Ebu Bekr Sulemibaskadir. 415. 

847 — SULEYMAN "aleyhisselam": Davud aleyhisselamm ogludur. Hem 
Peygamber, hem sultan idi. Kudiisde, Mescid-i aksayi yedi yilda, cok san'ath yap- 
di. Seraylar yapdirdi. Akabe korfezinden Firat kenarma kadar kirk sene adalet- 
le hiikumet siirdii. Ticaret gemileri yapdi. Kizil deniz ve Umman denizinde tica- 
ret yapdirdi. Yemendeki Sebe' sultani olan Belkis ile evlendi. Veziri (Asaf) cok 
aklh ve hakim idi. 62, 381, 482, 736, 737, 772, 790, 1082, 1089, 1194. 

848 — SULEYMAN BIN ABDULVEHHAB "rahmetullahi teala aleyh": 
Ehl-i siinnet alimlerinden idi. Kardesi Mehmedin kitablanna reddiyyeler yazdi. 
Bunlardan (Savaik-ul-ilahiyye firredd-i alel-vehhabiyye) kitabmda diyor ki, (ibn- 
iil-kayyim-i Cevziyye (Serh-ul-menazil) kitabmda, Allahii teala bir kimseyi bir ba- 
kimdan sever, baska bir bakimdan sevmez diyor. Boylece bir kimsede iman ile kiifr 
birlikde bulunur. Peygamberlere inanmazsa, lmanmm faidesi olmaz. Peygamber- 
lere inanmis ise, cesidli sirkleri onu imandan cikarmaz, diyor. Vehhabilerin her 
biri, bir miislimanda baska baska kiifr bulundugunu soyliiyor. Her birine gore, bir 
mlislimana baska cesid kafir diyenlerin kendilerinin de kafir olmalan lazim ge- 

-1172- 



lir. Vehhabiler, kendilerinin Hanbeli mezhebinde olduklanni soyliiyorlar. Han- 
beli mezhebinin cok kiymetli (ikiia*) kitabmda, Peygamberlerin ve Evliyanm me- 
zarlarma iltica ve istigase etmenin mekruh oldugu yazilidir. Kiifr, sirk diyen hie 
yokdur. Vehhabiler ise, mezarlardan istigase eden miisrik olur diyor. Kendi ken- 
dilerini yalanhyorlar.) Siileyman hazretleri, oliinciye kadar onlarla miicadele et- 
di. Onlan tasvib eden bir eser birakmadi. 454. 

849 — SULEYMAN BIN CEZA' "rahmetullahi teala aleyh": Bircok kitabdan 
ve en cok hiiccet-iil-islam imam-i Gazalinin kitablarmdan tophyarak hazirladigi (Ey 
ogul) ilm-i hal kitabim 960 [m. 1552] senesinde yazmisdir. Cok kiymetlidir. Haki- 
kat Kitabevi tarafindan (islam Ahlaki) kitabinin iiciincii kismi olarak cesidli bas- 
kilan yapilmisdir. Yanhs olarak (Huccet-iil-islam) adi ile de sik sik basilmakdadir. 

850 — SULEYMAN CELEBI "rahmetullahi teala aleyh": Siileyman bin Ivez 
pasa bin Mahmud, meshur tiirkce mevlidin yazandir. Mevlidin asl adi (Vesile-tiin- 
necat)dir. Siileyman Celebi 800 [m. 1398] senesinde Bursada vefat etdi. Cekirge- 
dedir. Dedesi Mahmud beg, 738 [m. 1338] senesinde, Siileyman pasa ile, Rumeli- 
ye sal ile gecenlerdendir. Mevlid cem'iyyeti, ilk olarak 604 [m. 1207] de yapildi. 386. 

851 — SULEYMAN HAN-I "rahmetullahi teala aleyh": Kanuni sultan Siiley- 
man, islam halifelerinin yetmisbesincisi ve Osmanh padisahlannm onuncusudur. 
Yavuz sultan Selim hamn oglu, ikinci Selim hanm babasidir. Dokuzyiiz 900 [m. 
1494] senesinde tevelliid, 974 [m. 1566] de vefat etdi. Siileymaniyye cami'i yanm- 
daki tiirbededir. ikinci Siileyman ve ikinci Ahmed nan da bu tiirbededirler. 926 [m. 
1520] de halife oldu. Oniic kerre cihad yapdi. Hepsinde zafer kazandi. Yapdigi do- 
nanma, Avrupada birinci idi. Atlas okyanusundan Umman denizine kadar ve 
Macaristan, Kinm ve Kazandan Habesistana kadar genis yerleri, Allahii tealamn 
dini ile, adalet ile idare etdi. Almanya imperatoru ve ispanya krah olan Sarlkent 
ya'nibesinci Sari 932 [m. 1526] senesinde Fransaya saldirdigi zeman, Fransizlar Os- 
manh devletinden yardim istedi. Sultan Siileyman, Barbaros Hayreddin pasayi bii- 
yiik bir donanma ile imdada gonderdi. Sarlkent, Fransa ile sulh yapmaga mecbur 
oldu. Karada da, sultan Siileymanm idare etdigi Osmanh ordusuna maglub oldu. 

Sultan Siileyman han pekcok hayr ve hasenat yapdi. Sultan Selim, Sahzadebasi, 
Cihangir ve Siileymaniyye cami'lerini ve Anadolu ve Rumelinin her yerinde, Rodos 
ve baska adalarda miizeyyen cami'ler, medrese, hastahaneler, ashaneler, yollar, kop- 
riiler yapdi. Kizlan, damadlan, kumandanlan da sayilamryacak kadar cok hayrh eser- 
ler birakdi. 969 [m. 1561] da istanbulda kahve icilmesine baslandi. Kur'an-i kerimi 
sekiz kerre yazdi. 932 [m. 1526] de Fransa hiikumeti, sultan Siileymana sigindi. 
945 [m. 1539] de Osmanh donanmasi, Avrupahlarin birlesik deniz kuvvetlerini 
bozguna ugratdi. 963 [m. 1555] de Siileymaniyye cami'i ve kiilliyesi yapildi. 967 [m. 
1559] de Avrupahlarin donanmalan ikinci bozguna ugradi. Eyyubde (Baba Haydar) 
cami'ini yapdirdi. Baba Haydar, Ubeydiillah-i Ahrar halifelerinden olup, 957 [m. 
1549] de vefat etdi. Edirne-kapi mezarhgmda, Miinzeviye giden yol iizerinde (Emir 
BuhariTekkesi) mescidini yapdirdi. Bu tekkenin ilk seyhi Mahmud Celebi efendi, 
cami'in karsismda medfundur. Seyyid Ahmed-i Buharinin damadidir. Kayinpede- 
ri vefat edince, yerine gecerek Maltadaki Emir Buharitekkesine nakl etdi. 1391 [m. 
1971] de Bugaz kopriisii cevre yolu yapihrken, tekke ve kabrler yikihp kaldinldi. Sii- 
leymaniyye cami'ini ve Edirnedeki Selimiye cami'ini mi'mar Sinan yapdi. 

(Kamus-ul a'lam)da diyor ki, (Sultan Siileymanm torunu ve sultan ikinci Selim 
hanm kizi Sah sultan ile damadi Zal Mahmud pasa, Eyyubde Defterdar caddesin- 
de biiyiik bir cami' yapmislardir. ikisi de 988 [m. 1580] senesinde vefat etdiler.) Ca- 
mi' yanmdaki tiirbededirler. Sultan iiciincii Selim hanm biiyiik hemsiresi Sah sul- 
tan bu cami'in yanma bir mekteb ve kendi icin bir ttirbe yapdirdi. Tiirbede zevci 
Mustafa pasa ile validesi sultan da vardir. Sultan Mahmud han ve son olarak 
1380 [m. 1960] de, basvekil Adnan Menderes, cami'i ve tiirbeyi ta'mir etdiler. 

-1173- 



Oglu sultan Cihangirin ruhu icin, 967 [m. 1559] de Cihangir cami'ini yapdi. Ci- 
hangir 960 [m. 1552] da Halebde vefat etmis, Sahzade cami'i yaninda agabegsi Mu- 
hammed sultamn tiirbesine defn edilmisdir. Cihangir cami'i uc def'a yandi. Son ola- 
rak, ikinci Mahmud hanm sadr-i a'zami silahdar Ali pasa 1239 [m. 1823] da yap- 
dirmisdir. 978 [m. 1570] de, iskender pasa, Kanlica cami'ini yapdirdi. Aym sene- 
de Kibnsda Magosa kal'asini feth etdikden iki gun sonra orada vefat etdi. Cami'i 
oniindeki tiirbede hangi iskender pasa oldugu kesinlikle belli degildir. Cami'in sag 
tarafmda Yenisehrli Abdullah efendi medfundur. 297, 504, 1071, 1100, 1126, 1135, 
1137, 1167, 1171, 1176, 1185, 1190, 1195. 

852 — SUNBUL SINAN "rahmetullahi teala aleyh": Seyh Sinan-ud-din-i Yu- 
siif efendi, Merzifonludur. Halveti tarikatinin Siinbiili kolunun reisidir. Celebi ha- 
lite Muhammed Cemaleddin efendinin halifesi ve Merkez efendinin miirsididir. 936 
[m. 1529] da vefat etdi. Koca Mustafa pasadaki tekkesindedir. C eie bi halife, sul- 
tan Bayezid-i Veli vezirlerinden Koca Mustafa pasanm da miirsididir. Pasa bir ca- 
mi' ve tekke yapdi. Fatih sultan Muhammedin oglu Cem sultani Napolide, Koca 
Mustafa pasa veya papa zehrledi. Pasa 918 [m. 1511] de Bursada katl edildi. 

Sunbiil Sinan efendi, once Efdalzadeden ilm tahsil eyledi. Sonra Misra gitdi. Miir- 
sidi hacca giderken, kendisini Koca-Mustafa pasadaki tekkesine halife birakdi. Miir- 
sidinin kizi Safiyye hammi aldi. 936 [m. 1529] da vefat edince, yerine Sah sultan tek- 
kesindeki Merkez efendi geldi. Sima' ve raksin ve cenaze tasirken, cehren ilahi, zikr 
okumamn efdal oldugunu bildiren (Tahkikiyye) risalesi vardir. Biiyiik alim, buyiik 
veli Ya'kub-i Cerhi ve Sa'ideddin-i Fergani "rahmetullahi aleyhima"mn (Unsiy- 
ye) ve (Menahic-iil 'ibad) kitablannda, sima' hakkmda genis bilgi verilmekdedir. 
Uciincii kism, 27. ci maddeye ve (Mektubat Tercemesi)nde 286. ci mektuba baki- 
niz! Efdalzade Hamidiiddin efendi, yedinci seyh-ul-islam olup, 908 [m. 1501] de ve- 
fat etdi. Eyyubdedir. Fatih Maltasmda medresesi vardir. 904, 1087, 1135. 

853 — SUNBULZADE "rahmetullahi teala aleyh": Altiyiizaltmisbesinci [665] 
sirada Muhammed Mer'asi ismine bakiniz! 

854 — SU'UD: Sii'ud bin Abdiil'aziz, iki kimsedir. Birincisi Sii'udi Arabistanm 
uciincii meliki olup, 1217 [m. 1802] de idareyi ele aldi. Cok miisliman kam dokdii. 
[1231] de oldii. ikincisi, yirminci melikidir. 1372 [m. 1953] de hukumet reisi oldu. 
Ehl-i siinnete iskence yapdi. Zevk ve safaya daldi. 1384 [m. 1964] de tahtdan in- 
dirildi. Yunanistana gidip, Atinada ickili, kadmli kotii hayat gecirdi. 1388 [m. 
1968] de orada oldii. Yerine kardesi, ellisekiz yasmdaki Faysal getirildi. 1100. 

855 — SUVEYDI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed Emin bin Seyh Ali, 
Safi'ifikh alimlerinden ve Halid-i Bagdadinin talebelerindendir. 1246 [m. 1830] da 
hacdan donerken Necdde Biireyde sehrinde vefat etdi. Cok kitab yazdi. (El-ceva- 
hir vel-yevakit fi ma'rifetil-kibleti vel-mevakit) ve (Behce-tiil-merdiyye It ihtisar- 
il-tuhfe-til-isna a§eriyye) kitablan cok kiymetlidir. 1060. 

856 — SUVEYDI "rahmetullahi teala aleyh": Seyh Ali bin Muhammed, Safi'i 
alimlerindendir. Bagdadda tevelliid, 1237 [m. 1821] senesinde Samda vefat etdi. 
(Reddii alel-imamiyye) kitabi cok kiymetlidir. 

857 — SUVEYDI "rahmetullahi teala aleyh": Abdullah bin Hiiseyn Bagdadi, 
Safi'i fikh alimidir. 1104 [m. 1692] de tevelliid, 1174 [m. 1760] de vefat etdi. Nadir 
sah tarafmdan hazirlanan meclisde, yetmis si'i alimi ile miinazara edip, aldandik- 
larmi hepsine tasdik etdirdi. O meclisdeki konusmalan (Hucec-i kat'iyye) kitabin- 
da yazmisdir. Arabca olup, 1323 [m. 1905] ve 1981 senelerinde Misrda ve Istanbul- 
da basdinlmisdir. Yine kendisi tarafmdan Tiirkceye terceme edilip, [1326] da 
Misrda ve (Hak Soziin Vesikalan) ismi ile istanbulda (Hakikat Kitabevi) tarafm- 
dan basdinlmisdir. Nadir sah, 1148 de Iran sahi oldu. 1160 da vefat etdi. 

858 — SUYUTI "rahmetullahi teala aleyh": Celaleddin Abdurrahman bin 
Muhammed, safi'i alimlerinin buyiiklerindendir. Hadis imami, miictehid idi. 849 

-1174- 



[m. 1445] da Misrda tevelliid, 911 [m. 1505] de orada vefat etdi. Her biri cok kiy- 
metli olan, besyiizden fazla kitab yazdi. Cogu Misrda ve Avrupada ve Istanbulda 
basildi. Daha yirmiiki yasmda iken, Celaleddm Muhammed bin Ahmed Mehalli- 
nin Isra suresine kadar yapdigi ve [864] de vefat edince, yanda birakdigi tefsiri te- 
mamladi. Bunun icin (Celaleyn tefsiri) denildi. Ahmed Savmin bu tefsire hasiye- 
si meshurdur. Almanca (Meyer Lexikon) admdaki kitabda, (Yorulmadan, yilma- 
dan yazan Siiyutinin ucyuzden fazla eseri vardir) diyor. Yetfm olarak biiyiidii. Se- 
kiz yasmda hafiz oldu. Tefsfr, hadis, fikh, nahv, me 'am, beyan, bedf ve liigat ilm- 
lerinde miitehassis oldu. Sama, Hicaza, Yemene, Hindistana, Fasa gitdi. 45, 63, 120, 
390, 391, 418, 421, 442, 445, 450, 458, 463, 465, 467, 469, 504, 693, 741, 876, 1007, 
1016,1134,1156. 

859 — SA'BAN-I VELI "rahmetullahi teala aleyh": Kastamonilidir. Hayred- 
din-i Tokadi 941 [m. 1535] de vefat edince, halifesi olmusdur. Hayreddin efendi 
de, Celebihalife Muhammed Cemaleddin efendinin halifesidir. Celebihalife, 899 
[m. 1493] de, hacca giderken Samda vefat etmisdir. 1125, 1156. 

860 — SA'BI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Amr Amir, Tabi'inin biiyiikle- 
rindendir. Kufenin en biiyiik alimi idi. Imam-i a'zamin hocalarmdandir. Yirmin- 
ci [20] senede Basrada tevelliid, 104 [m. 723] senesinde Kufede vefat etdi. (El-Ki- 
faye) kitabi meshurdur. 504, 761. 

861 — $AFi'I "rahmetullahi teala aleyh": imam-i Ebu Abdullah Muhammed 
bin Idrisin dedesinin dedesi Safi', Kureys kabilesinden ve Eshab-i kiramdan oldu- 
gu icin, Safi'i adi ile meshur olmusdur. Safi'in dedesinin dedesi de Hasim bin 
Abd-i Menafdir. Biiyiik miictehid ve mezheb reisidir. 150 [m. 767] senesinde Gaz- 
zede tevelliid, 204 [m. 820] de Misrda vefat etdi. Kurafe kabristanmdadir. iki ya- 
smda Medmeye gotiiriildii. imam-i Malikden okudu. Yedi yasmda hafiz oldu. 
Hadis, fikh, liigat ve edebiyyatda cok yiikseldi. Vera', takva ve salahda esi yok idi. 
Imam-i Ahmedin hocasidir. [195] de Bagdada, [197] de Mekkeye, [199] da Misra 
geldi. Usul-i fikh ilmini ilk yazandir. Hadisde (Siinen) ve (Miisned)i, fikhda (Ki- 
tab-ul-umm)ii cok krymetlidir. 49, 50, 59, 60, 120, 223, 251, 288, 340, 341, 352, 408, 
414, 415, 439, 443, 453, 455, 491, 512, 516, 567, 581, 582, 586, 587, 590, 621, 738, 739, 
770, 881, 882, 1009, 1045, 1070, 1077. 

862 — §AH ISMA'IL: Seyh Safiyyeddinin torunlanndan oldugu icin, Safevi de- 
nir. Iranda, Tebrizde 908 [m. 1502] de Safevi si'i hukumetini kurdu. imam-i Musa 
Kazim "rahmetullahi aleyh" soyundan oldugunu soylerdi. Fekat, Hiiseyn Sirvani- 
nin, (Ahkam-iid-diniyye) kitabinda, bu sozti tekzib ve red etdigi (Kamus-iil- 
a'lam)da yazihdir. Hatay denilen tiirk kabilesindendir. Babasi seyh Haydar, Iramn 
Erdebil sehrinde yerlesen Hatay kabilesinden seyh Ciineydin oglu olup, kizil bas- 
hk giyerdi. 1355 [m. 1937] yilmda Iramn edebiyyat tarihini yazan ingiliz Eduard Bra- 
un (Yavuz sultan Selim mektublarmda, kendisini efsanevi Iran sahlarma, sah isma'ili 
ise, tiirk Efrasyaba benzetiyordu. Sah isma'ilin ordusu, Musullu, Samh, Rumlu gi- 
bi tiirk kabilelerinden askerlerle dolu idi. Tiirkce konusuyorlardi) diyor. [Efrasyab, 
eski Turan hiikiimdan idi. Iran sahlarmdan Feriduniin oglunun torunu idi. Irani al- 
di. Cikanldi. Tekrar aldi. Zal oglu Riistemin kahramanhklan ile yine cikanldi. Ni- 
hayet Keyhusrev tarafindan olduriildii. (Sahname)de uzun yazihdir.] Sah isma'ilin 
tiirkce si'rleri, el yazma divam, Erdebilde tiirbesindedir. [892] de tevelliid etdi. Ba- 
basmdan kalan Hatayh tekkesinde seyh oldu. [905] de, muridleri ile Sirvana saldir- 
di. Si'iligi i'lan edince, Ehl-i siinneti oldiirdii. Bunu haber alan Yavuz Selim nan, 
920 [m. 1514] senesinde, Caldiranda sahi ve askerlerini perisan etdi. Kacdilar. 930 
[m. 1524] da Erdebilin Serab kasabasinda oldu. intikamci, sefih, aleak bir zmdik idi. 
(Mir'at-i kainat)da diyor ki, Yildirim Bayezid zemamndaki Evliyadan Abdiirrah- 
man-i Erzincani, Safiyyeddin-i Erdebili hazretlerinin halifelerinden idi. Amasya- 
da, bir sabah cok iizgiin olup, sebebi soruldukda, (Erdebili ogullarimn i'tikad ve tak- 

-1175- 



valan giizel idi. Simdi seytan onlan dogru yoldan sapdirdi) buyurdu. Sonra, seyh 
Haydann si'i oldugu haberi geldi. 61, 500, 502, 504, 515, 1103, 1167. 

863 — SAH SULTAN "rahmetullahi teala aleyhinne": Osmanh padisahlarm- 
dan, birinci Selim hanin ve birinci Siileyman hanm ve (iciincu Mustafa hanm kiz- 
laridir. Selim han ve Siileyman han ismlerine bakiniz! 1167, 1173. 

864 — SAH VELIYYULLAH-I DEHLEVI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed 
bin Abdurrahim, 1114 [m. 1702] de Delhide tevellud, 1176 [m. 1762] da Delhide 
vefat etdi. Babasi, hazret-i Omer, validesi hazret-i All soyundandir. Mevdudinin 
yazdigi gibi, mezhebsiz degildir. Ehl-i siinnet alimi idi. (Faideli Bilgiler) kitabma 
bakiniz! Biiyiik Veil, Mazher-i Can-i Canan buyurdu ki, (Sah Veliyyullah derin ha- 
dis alimidir. Ma'rifet esrarimn tahkikinde ve ilmin inceliklerini bildirmekde, ye- 
ni bir cigir acmisdir. Biitiin bu bilgileri ve iistiinlukleri ile birlikde, dogru yolun alim- 
lerindendir.) Cok kitab yazdi. Eserleri Pakistanda yeniden basilmakdadir. Si'ile- 
re karsi (Kurretiil ayneyn fi tafdil-i seyhayn) ve (izalc-tul hafa an hilafet-il-hule- 
fa) kitablarmdan birincisi tiirkce kisaltilarak (Miislimanlarin iki gozbebegi) adi ile 
(Eshab-i kirain) kitabimn icinde, 1394 [m. 1974] de istanbulda nesr edilmisdir. 

Sah Veliyyullah-i Dehlevinin dort oglu oldu. Birincisi, Sah Abdul'Aziz [1159- 
1239] olup, hal tercemesi altmci sirada bildirilmisdir. Bunun kizimn oglu Mu- 
hammed Ishak bin Muhammed Efdal, Nezir Huseyn Dehlevinin hocasidir. (1262 
[m. 1845]). (Mesail-i erba'in) kitabi, vehhabioldugunu gosteriyor. Sah Reffuddin 
(1163-1233) ile Sah Abdiilkadir (vefati 1230) de biiyiik alim idiler. Dorduncii og- 
lu Sah Abdiilgani (vefati 1227) gene iken vefat etdi. Bunun oglu Sah isma'il 1195 
[m. 1781] de Delhide tevellud etdi. Biiyiik ehl-i siinnet alimi olan dedesinin yolun- 
dan ayrilarak vehhabi oldu. Vehhabilik inanclarmm Hindistanda yayilmasma on- 
derlik yapdi. Bu fitnenin basi olan Muhammed bin Abdulvehhab-i Necdinin (Ki- 
tab-iit-tevhid)ini urdu diline terceme ederek (Takviyet-iil linsin) ismi ile basdirdi. 
Boylece, vehhabiligin Hindistanda yayilmasma onayak oldu. 1396 [m. 1976] da Pa- 
kistanda, farisiye terceme edilip, (Takvim-iil beyan) ismi ile basdinldi. (Sirat-i miis- 
tekim) ve baska kitablar da nesr etdi ise de, ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetulla- 
hi teala aleyhim ecma'in" reddiyyeleri karsisinda, 1243 [m. 1828] senesinde Pisa- 
vur sehrine kacdi. Miislimanlara onder olmak diisiincesi ile, orada Sih (Sikhs)le- 
re cihad i'lan etdi. Cok muslimamn telef olmasma sebeb oldu. Kendisi de bu 
harbde, 1246 [m. 1831] tarihinde oldiiriildii. Dedesinin sohretine aldanarak, bunun 
tuzagina diismiis olanlardan Abdiillah-i Gaznevi ve Nezir Hiiseyn Dehlevi ve 
Muhammed Siddik Hasen han Piihiivali ve Resid Ahmed Kenkiihi ve Diyobend 
sehrindeki medresenin ba'zi hocalan, vehhabilige kendi diisiincelerini de kansdi- 
rip, kitablar nesr ederek, Hindistanda vehhabilik ismi altmda, yeni bir cigir acdi- 
lar. Vehhabiler, islamiyyeti icerden yikmak icin ve sapik diisiincelerini biitiin is- 
lam memleketlerine yaymak icin, simdi (Rabitat-iil-alem-il-islamf) teskilati te'sis 
etdiler. Her memleketde, bilhassa Afrikada cahil din adamlarim aldatarak satm 
ahyorlar. Bu din adamlan, bunlarm sapik kitablarmi kendi dillerine terceme edip 
parasiz dagitiyorlar. Boylece, islamiyyetin kal'asi olan, Ehl-i siinnet mezhebini icer- 
den yikmaga cahsarak islam diismanlarmm ekmeklerine yag siiriiyorlar. 165, 263, 
467, 1059, 1073, 1134, 1168, 1184, 1194. 

865 — SAHZADE SULTAN MUHAMMED "rahmetullahi teala aleyh": Kanu- 
ni sultan Siileymanm ogludur. 949 [m. 1541] da vefat etdi. Sultan Siileyman, bunun 
adma Sahzade cami'ini yapdi. Cami' 955 [m. 1547] de temam oldu. Cami' yaninda- 
ki tiirbesindedir. Bu tiirbede, sagmda biraderi Cihangir sultan, sol yamnda da kizi 
Htima sah sultan yatmakdadir. Sahzade Cihangir Halebde 960 [m. 1552] da vefat edip 
Istanbula getirildi. Babasi, bunun icin Beyoglunda Cihangir cami'ini yapdirdi. 1173. 

866 — §ARL: Fransa, Almanya, ingiltere, isvec, Napoli, Sicilya, Navara ve Sar- 
denya krallan arasmda cok Charle vardir. Fransadaki onbir Sari sunlardir: 

-1176- 



Sari Martel 69 [m. 689] dan 124 [m. 741] e kadar yasadi. 113 [m. 732] senesin- 
de Puvatiyye yakimnda Endiiltis miislimanlanna galip gelmis ve papa iicuncii 
Greguvar [Gregoire] tarafmdan tebrik edilmisdir. 

1. ci Sari, buna Sarlman, ya'ni biiyiik Sari denir. Sari Martelin torunudur. [m. 
742-814] Endiiliis miislimanlanna maglub oldu. Almanyanin cogunu aldi. Haru- 
niirresid buna saat ve baska hediyyeler gondermisdir. Senelerin, milad giiniinden 
baslanmasim, ilk olarak 192 [m. 808] de, bunun kabul etdigi, sonra Kostantin ta- 
rafmdan kanunlasdinldigi Hasib begin Kozmografya kitabmda yazilidir. 761, 
1107. 

2. ci Sari [m. 823-877] aciz idi. Omrti, kardesleri ile harb etmekle gecdi. 

3. cii Sari [m. 879-929], omrii ic harblerle gecdi ve harbde oldii. 

4. cii Sari [m. 1294-1328], giizel Filipin ogludur. ingiliz krah ikinci Edvard bu- 
nun enistesi idi. Edvarda hiyanet edip, oldiiriilmesine sebeb oldu. 

5. ci Sari [m. 1368-1380], Fransayi ingiliz isgalinden kurtardi. 1173. 

6. ci Sari [m. 1368-1422] zemamnda, ingiltere krah besinci Hanri Fransayi alip 
Fransa kralhgini i'lan etdi. 

7. ci Sari [m. 1403-1461], Jandark isminde bir kizin yardimi ile Fransayi ingi- 
liz isgalinden kurtardi. 

8. ci Sari [m. 1470-1498], Napoliyi almis, yine gayb etmisdir. 

9. cu Sari [m. 1550-1574], on yasmda kral oldu. Annesi Katerina saltanat sii- 
riip, kadinlar saltanati Fransayi kansdirdi. Katoliklerle protestanlar arasmda 
harbler oldu. Kral, hemsiresini, protestan olan Navara prensi dordiincii Hanriye 
verdi ise de, diigiinde [Sent Bartelemi] yortusu gecesi, Fransadaki protestanlarm 
olduriilmesini emr etdi. Kendisi de, seray penceresinden silah atmisdir. Sefahat icin- 
de oldii. 358, 534. 

10. cu Sari Filip [m. 1757-1836], onbesinci Louinin torunu ve onaltinci Loui ile 
onsekizinci Louinin biraderidir. 1203 [m. 1789] ihtilalinde Fransadan kacdi. 1795 
de ingilizlerin yardimi ile Fransaya girmek istedi ise de, 1824 de girebildi. 1830 da 
zalim idaresine karsi isyan cikararak yine kacdi. 

Sarl-kent baska olup, Alman imperatorleri olan yedi Sarlden besincisidir. Bii- 
ttin Avrupayi aldi ise de, 932 [m. 1526] de Osmanhlara maglub oldu. 1071. 

867 — SAZILI: ikiyiizellisekizinci [258] sirada Ebiil-Hasen ismine bakmiz! 

868 — SEHABUDDIN SUHREVERDI: 888. ci sirada (Sihabiiddin-i Suhrever- 
di) ismine bakmiz! 

869 — SEKER-GENC "rahmetullahi teala aleyh": Ferid-ud-din Mes'ud 
Genc-i seker, Hindistandaki Cestiyye Evliyasmdandir. 569 [m.1173] da Delhide 
tevelliid, 664 [m. 1265] de Miiltanda vefat etdi. Kutbeddin-i Bahtiyarm talebe- 
si ve Nizam-iid-din-i Evliyamn ustadidir. Bahtiyar Usi, 633 [m. 1234] de Delhi- 
de vefat etdi. Agzina aldigi tas, toprak, comlek parcalan seker gibi tath olurmus. 
Bunun icin, (Seker hazinesi) demek olan Genc-i seker adi ile meshur olmusdur. 
Farisi (Rahat-iil-kulub) ve (Fevaid-us-salikin) kitablan ve baska eserleri ve ke- 
rametleri bilinmekdedir. Hicretin binellialti [1056] senesinde yazihp 1331 [m. 
1913] de Liiknov sehrinde basilmis olan (Siyer-iil-Evliya) kitabmda hal terceme- 
si farisi olarak uzun yazilidir. (Miiltan §eyhi) adi ile her sene, Muharremin besin- 
de kabri ziyaret edilmekdedir. 766, 1085. 

870 — SEMSUDDIN SAMI: 1266 [m. 1850] da Arnavutlukda tevelliid, 1322 [m. 
1904] de istanbulda vefat etdi. Erenkoydedir. Fransizcadan tiirkceye resmli liigat 
kitabi ve alti cild (Kamus-ul-a'lam)i basilmisdir. 388, 431, 441, 514. 

871 — SEMSUDDIN SEHAVI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Ab- 

-1177- 



diirrahman-i Sehavf, 830 [m. 1427] da Misrda Seha kasabasinda tevelliid, 902 [m. 
1496] de Medine-i miinevverede vefat etdi. Safi'i idi. Cok kitab yazdi. 415, 1014. 

872 — SEMSUDDIN TIMURTASI "rahmetullahi teala aleyh": Semsuddin Mu- 
hammed bin Abdullah Gazzi, Hanefi fikh alimlerindendir. 1004 [m. 1595] de 
Gazzede vefat etdi. (Tenvir-iil-ebsar) kitabi ile (Kenz) ve (Vikaye) ve (Minah-ul- 
gaffar) admi verdigi (Tenvir-iil-ebsar) serhleri meshurdur. Gazze, Filistindedir. Ha- 
sim bin Abd-i Menaf oradadir. 462, 1183. 

873 — SEMS-I TEBRIZI "rahmetullahi teala aleyh": Mevlana Muhammed bin 
All, ilk mektebe giderken Resulullahm "sallallahu aleyhi ve sellem" askmdan, yi- 
mez, icmez olmusdu. Ebu Bekr-i Kermaniden ve Baba Kemal-i Ciindiden de feyz 
aldi. Baba Kemalin yaninda seyh Fahreddin-i Iraki de yetismekde idi. Seyh Fah- 
reddin, her kesf ve halini, si'rler halinde, Baba Kemale bildirirdi. Baba Kemal, Sem- 
seddine, (Sana bu esrardan ve hakikatlerden birsey hasil olmiyor mu? Neden hie 
soylemiyorsun?) dedi. (Ondan daha cok oluyor. Fekat, ben onun gibi si'r soyliye- 
miyorum) dedi. Baba Kemal buyurdu ki, (Allahu teala, sana oyle bir arkadas ih- 
san eder ki, o senin adma her ma'rifet ve hakikatleri soyler) buyurdu. 642 [m. 1244] 
de Konyaya geldi. Sekerrizan hanma yerlesdi. Celaleddin-i Rumi talebesi ile ge- 
cerken karsilasdilar. Celaleddine Resulullah ile Bayezidin derecelerini sordu. 
Aldigi cevablardan bayildi. Birgiin, Mevlana havz kenannda idi. Yaninda kitab- 
lar vardi. Semseddin gelip, kitablan sordu. (Sen bunlari anlamazsin) dedi. Sem- 
seddin kitablan suya atdi. Mevlana, ah babamm bulunmaz yazilan gitdi, diyerek 
cok uziildii. Semseddin elini uzatip herbirini aldi. Hicbiri lslanmamis goriildii. Mev- 
lana (Bu nasil isdir?) dedi. (Bu zevk ve haldir. Sen anlamazsin) buyurdu. Bir ka- 
fir, Allah nerede, kendisi ve bulundugu yer bilinmeyen sey yok demekdir. O hal- 
de Allah yokdur dedi. S e yh hazretleri, elindeki kerpici kafirin basma atdi. Basi cok 
acidi. Seni mahkemeye verecegim dedi. Agnyi ve basmm neresinde oldugunu gos- 
ter, sana hak vereyim buyurdu. Kafir bunlari gosteremeyince, Allahin var oldugu- 
na inandim deyip, musliman oldu. 645 [m. 1247] de, bir gece Mevlana ile oturur- 
ken, yedi kisi gelip disan cagirdilar ve sehid etdiler. Bunlardan biri, Mevlananm 
oglu Alaiiddin Muhammed idi. Kuyuya atdilar. Mevlananm diger oglu Behaiiddin 
Sultan veled rii'yada goriip cikardi. Mevlananm medresesinde defn edildi. Sultan 
Veled 712 [m. 1311] de vefat edip, oraya defn edildi. 937, 1085, 1101. 

874 — SEMSI AHMED PASA "rahmetullahi teala aleyh": 988 [m. 1580] de Us- 
ktidarda, Semsi pasa cami'ini yapdirmisdir. 

875 — SEMS-UL-EIMME HULVANI "rahmetullahi teala aleyh": Abdul'aziz 
bin Ahmed, Hanefi fikh alimidir. 456 [m. 1064] da Buharada vefat etdi. Muham- 
med Seybaninin (Cami'ul-kebir) ve (Siyer-iil-kebir)ini serh etmis, (Nevadir), 
(Mebsut), (Vaki'at) ve baska kitablar yazmisdir. 216, 223, 271, 309, 444, 826. 

876 — SEMS-UL-EIMME-i SERAHSI "rahmetullahi teala aleyh": Sekizyuzon- 
dokuzuncu [819] sirada Serahsiismine bakmiz! 

877 — SEREFUDDIN AHMED MUNIRI: Babasi Yahyadir. Farisimektuba- 
ti vardir. 782 [m. 1380] de Biharda vefat etdi. (Ahbar-iil-Ahyar) da hal terceme- 
si yazihdir. (Herkese Lazim Olan Inian) kitabimn 72. ci sahifesine bakiniz! 

878 — SERHABIL "radiyallahu anh": Resulullah "sallallahu aleyhi ve sel- 
lem" ile konusmak icin Necrandan gelen altmis siivari hiristiyamn en alimi idi. Bu- 
na Seyyid derlerdi. Sonradan musliman oldu. Sohbet ile sereflendi. 370. 

879 — SERNBLALI "rahmetullahi teala aleyh": Ebiil-ihlas Hasen bin Ammar 
Sernblali, Hanefi fikh alimidir. Siirnblalide denir. Cami'ul-ezherde miiderris idi. 
(Cami'ul-ezher), Misrda Fatimiler zemamnda [361] de yapilan cami' olup, med- 
rese olarak kullamlmakdadir. [994] de tevelliid, 1069 [m. 1658] da Misrda vefat et- 
di. (Nur-iil-izah) ve bunun serhi olan (Imdad-iil-Fettah) veya (Merakil-felah) 

-1178- 



ismlerindeki kitabi ve kelam ilminde (Merak-is-se'ade) kitabi ve (Diirer) hasiye- 
si cok kiymetlidir. 97, 269, 279, 298, 316, 356, 393, 629, 796, 815, 858, 1020. 

880 — SEVBERI "rahmetullahi teala aleyh": Sems-iid-din Muhammed bin 
Ahmed Sevberi, Safi'i fikh alimidir. [977] de Sevberde tevellud, 1069 [m. 1658] da 
vefat etdi. Kiymetli kitablan vardir. Sevber Misrdadir. 633, 638. 

881 — SEVKANI: Kadi Muhammed bin Ali Sevkani, 1173 [m. 1759] de San'a seh- 
rinin Sevkan kasabasinda tevellud, 1250 [m. 1834] de San'ada vefat etdi. San'ada ka- 
di idi. Babasmdan ve baskalanndan (Ezhar-iil-fidda) ve (Bahr-iil-zehhar) si'ikitab- 
larmin serhlerini senelerce okuyarak, si'i mezhebinde yetisdirildigi, (Feth-ul-kadir) 
tefsiri Misrda basihrken eklenen onsozde yazihdir. Si'ilerin Zeydi firkasmdan oldu- 
gu Kuveyt miiftisi Muhammed bin Ahmed Halefin (Cevab-iis-sail) kitabinm 69. cu 
sahifesinde yazihdir. Zeydi mezhebinde oldugunu saklar, hanefigoruniirdii. Si'iler 
boyledir. Gitdikleri sehrlerdeki mezhebden olduklarim soylerler. Kendi mezheble- 
rini saklarlar. Sevkani de hanefi oldugunu soyler, fekat zeydi mezhebine gore fet- 
va verirdi. Boylece si'i mezhebini yaymaga cahsirdi. Si'iler boyledir. Bu yola (Ta- 
kiyye) yapmak denir. Cok sayida, istifadeli kitablan vardir. Ehl-i siinnete uymiyan 
yazilan zararhdir. 1976 senesinde Pakistanda Siyalkiit sehrinde urdu dilinde basil- 
mis olan (Vehhabi mezhebinin ic yiizii) kitabinda, ibni Teymiyyenin ve Sevkaninin 
mezhebsiz olduklan, vesikalarla isbat edilmekdedir. Hindistanm biiyiik alimlerin- 
den Abdiilhay Liiknevinin, Sevkani icin (Sevkaninin kotii hallerini ve bozuk kitab- 
larmi ogrenmek istiyen, benim (Ferhat-iil-miiderrisin bi-zikril-miiellefat-i vel-mii- 
ellifin) kitabimi okusun! Burada ibni Teymiyyenin (Minhac-iissiinne) kitabim an- 
latirken, Sevkaninin de ibni Teymiyye gibi oldugunu, onun gibi ilmi cok ve akh az 
oldugunu ve ondan da asagi oldugunu uzun bildirdim) dedigini yazmakdadir. Ab- 
diilhay Liiknevi (Fevaid-iil-behiyye) kitabinm sahibidir. 415, 416, 417, 492. 

882 — SEVKI: Behailik dinsizligini yaymaga ugrasanlardan biridir. Babasi 
Abdiilbeha Abbas 1339 [m. 1921] da Hayfada olecegi zeman biiyiik oglu Sevkiyi, 
ilahiemrin reisi olarak ruhanireis ve Behailigin aciklayicisi ta'yin etdi. Sevki, 1315 
[m. 1897] de Akkada dogdu. Oksford iiniversitesinde okudu. Amerikali bir kizla 
evlendi. Her yerde Behaiteskflatmm ve ma'bedlerinin kurulmasma cahsdi. 1377 
[m. 1957] de Londrada oldii! 483, 1060. 

883 — SEYBE: Rebi'anm oglu, Utbenin kardesi ve Abd-i Sems bin Abd-i Me- 
nafm torunu idi. Umeyyenin kardesi oglu [yegeni] idi. Bedr gazasmda hazret-i Ham- 
za tarafmdan oldiiruldu. 353, 506, 1069, 1093, 1186. 

884 — SEYH EMAN "rahmetullahi teala aleyh": Sofiyyedendir. 964. 
— Seyh Miizzemmil: (Mektubat Tercemesi) sahife 236 ya bakimz! 

885 — SEYH-I NECDI: Seytanm ismidir. Muhammedi oldiirmek lazim, bu isi 
Seyh-i Necdiyapar dedi. (Faiclcli Bilgiler) kitabinm 84.cii sahifesine bakimz! 

886 — SEYH TACEDDIN BIN ZEKERIYYA "rahmetullahi teala aleyh": Hin- 
distan asilzadelerinden idi. Delhi koylerinden birinde Seyhullah Bahs hazretlerin- 
den icazeti oldugu halde, hace Muhammed Baki-billah "kuddise sirruh" Mavera- 
iin-nehr seferinden doniip irsada baslaymca, sohbetine kosdu. Tevazu' ve insafi- 
na karsilik tevecciihe ve hususi ve mahrem halvetlere kavusdu. Kemale erdi. 
Tekrar icazet aldi. Hazret-i Hace vefat edince, seyh Tac, saskma dondii. Seyaha- 
te cikdi. Hacca gitdi. Hicazda cok kimselere nasihat etdi. Mekke alimlerinden Ah- 
med ibni Allan, (Resehat) kitabim arabiye terceme etmisdi. Seyh Tacm sohbeti ile 
sereflendi. Kemale erdi. 1031 [m. 1621] senesinde vefat etdi. Seyh Taceddin, ara- 
bi olarak cesidli kitab yazdi. Tesavvuf biiyiiklerinin farisi kitablanni arabiye ce- 
virdi. Bu biiyiiklere dil uzatan din adamlanna, giizel cevab yazdi. (Resehat) ve (Ne- 
fehat)i arabiye terceme etdi. 1050 [m. 1641] de vefat etdi. 954. 

887 — SEYHZADE MUHAMMED "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed 

-1179- 



bin Mustafa, Hanefi alimlerindendir. Mtiderris idi. 951 [m. 1544] de vefat etdi. Bey- 
davinin (Envar-iit-tenzil) tefsirine hasiyesi cok kiymetli olup, hicretin 1306 [m. 1888] 
senesinde Istanbulda matba'a-i Osmaniyyede basilmis ve Hakikat Kitabevi tara- 
fmdan, dort cuz halinde basdinlmisdir. (Kaside-i biirde), (Mesank) ve (Vikaye) 
serhleri meshurdur. Babasi seyh Mustafa Miislih-uddm efendi, Bayezid-i Veil 
zemani mesayihmdan olup, Abdiillah-i ilahmin halifesi idi ve Hirka-i serifde 
(Miislih-uddin) mescidini yapdirmisdir. Buna Tahta minareli mescid de denir. 
Kabri, cami'inin yamndadir. 491, 825. 

888 — $iHABUDDIN-i SUHREVERDI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Hafs 
Omer bin Muhammed, Safi'i fikh alimi ve S6fiyye-i aliyyedendir. Ebu Bekr-i Sid- 
dikin soyundandir. 539 [m. 1145] da tevelliid, 632 [m. 1234] de, Bagdadda vefat et- 
di. Ebu Necib Suhreverdinin halifesidir. Abdiilkadir-i Geylanmin sohbeti ile seref- 
lenip kemale erdi. Kitablan arasmda (Avarif-iil-me'arif) kitabi Beyrutda (Mekteb- 
iit-ticari) kitabevinde satilmakdadir. Ayrica Beyrutda (Dar-iil-ma'rife) tarafin- 
dan basdinlan (ihya-iil-ulum) besinci cildine de ilave edilmisdir. Tesavvuf bilgile- 
rini cok iyi bildirmekdedir. Sihabeddin Yahya bin Hiiseyn Siihreverdibaska olup, 
felsefeye baglanmisdi. 586 [m. 1189] da, Salahaddin-i Eyyubinin emri ile Halebde 
katl edildi. 748, 749, 927, 953, 958, 1074, 1087, 1165. 

889 — SiHRISTANI "rahmetullahi teala aleyh": Ebiil Feth Muhammed bin Ab- 
dulkerim, fikh ve kelam alimidir. 479 [m. 1086] da Horasanda tevelliid, 548 [m. 1154] 
de Bagdadda vefat etdi. Es'ari mezhebinde idi. Yetmisiic islam firkasim genis an- 
latan (Milel-nihal) kitabi 1070 [m. 1660] senesinde vefat eden Nuh bin Mustafa ta- 
rafmdan Misrda tiirkceye terceme edildigi gibi, cesidli Avrupa dillerine de cevril- 
misdir. Arabisi Beyrutda (Mekteb-iit-ticari)de satilmakdadir. 416. 

890 — SILLER: Alman doktoru ve sa'iridir. 1172 [m. 1759] de tevelliid, 1219 [m. 
1805] da vefat etdi. Papaslar elinde din terbiyesi ile buyiidii ise de, hiristiyanlik- 
da, akl ve ilm disi olan bozukluklan gorerek, faci'a [trajedi] tiyatro si'rleri yaza- 
rak sohret kazanmisdir. 27. 

891 — §IT "aleyhisselam": Adem aleyhisselamin ogludur. Babasi oliince, Pey- 
gamber oldu. Allahu teala, buna elli suhuf (forma) gonderdi. Ka'beyi tasdan yap- 
di. Nuh "aleyhisselam" bunun soyundan oldugu icin tufandan kurtulanlar ve bu- 
tiin insanlar bunun cocuklan olmakdadirlar. Bunun icin, ikinci Adem sayihr. 81, 
386, 387, 482, 1069, 1109, 1120. 

892 — SOPEN: Chopin Polonyah muzikcidir. 1225 [m. 1810] de tevellud, 1265 
[m. 1849] de vefat etdi. Romantizm iizerinde idi. (Polonya) yazisi meshurdur. 46. 

893 — SUREYH (KADI) "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Umeyye bin Hars, 
Tabi'inin buyiiklerindendir. Kirk yasinda iken hazret-i Omer tarafmdan Kufeye 
kadi [hakim] yapildi. Hazret-i Ali halife iken, bunun karsismda, bir zimmi yehu- 
di ile muhakeme edilmisdi. Cok adil idi. Fikhda ve tecribiilmlerde cok bilgisi var- 
di. Yetmisdokuz 79 [m. 698] senesinde, yuzyirmi yasinda vefat etdi. Babasmm adi 
Hani idi. Elci olarak Medineye gelmisdi. Resiilullahi goriince, musliman oldu. Re- 
sulullah, buna Ebu Siireyh diye soy adi verdi. Kadi Siireyk baskadir. 

894 — TABERANI "rahmetullahi teala aleyh": Siileyman bin Ahmed Tabera- 
ni, hadis alimidir. Samda Taberiyyede [260] da tevellud, 360 [m. 971] da orada ve- 
fat etdi. (Kebir), (Evsat) ve (Sagir) hadis kitablarmi yazmak icin, otuztic sene, Irak, 
Hicaz, Yemen, Misr ve baska yerleri dolasdi. 289, 386, 392, 450, 452, 472, 476, 645, 
917, 1009. 

895 — TABERI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Ca'fer Muhammed bin Cerir, 
tefsir ve hadis ve Safi'i fikh alimidir. 224 [m. 839] de Taberistanda tevellud ve 310 
[m. 923] da Bagdadda vefat etdi. (Tarih-ul-iimem) ve yirmiiic cild (Cami'ul-beyan) 
tefsiri cok krymetlidir. Ali bin Muhammed Simsati admda bir si'ibu tarihi ihtisar 

-1180- 



etmis, bu si'i kitabi, (Taberi tarihi) adi ile tilrkceye terceme edilmisdir. Okuyan- 
lar aldanmakdadir. Muhammed bin Cerir bin Riistem Taberinin si'i oldugu, Alu- 
sinin (Tuhfe-i isna-aseriyye muhtasan) kitabimn altmissekizinci [68] sahifesinde 
yazilidir. Muhammed bin Ebil-Kasim Taberinin de si'i oldugu (Esiiia-iil-iniiclli- 
ffn)de yazilidir. Bunlari ibni Cerir hazretleri ile karisdirmamahdir. 548 [m. 1153] 
de vefat eden imamiyye firkasindan Fadl bin Hasen Taberinin (Mecma'ul-beyan) 
adindaki (Tabersf) si'itefsiri de, (Taberi) tefsiri ile kansdirilmakdadir. Muhibbud- 
din Ahmed Taberi safi'i 694 de vefat etdi. 391, 445. 

896 — TAC-UD-DIN-I ISKENDERI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin 
Muhammed, ibni Ataullah iskenderi adi ile meshur olmusdur. Maliki alimlerinin 
ve Sazili tarikatinin biiyiiklerindendir. Ebiil Abbas-i Miirsinin talebesi ve Ebiil-Ha- 
sen-i Siibkinin miirsididir. 709 [m. 1309] senesinde Misrda vefat etdi. Kurafe kab- 
ristanmdadir. (Hikem-i Ata-iyye) ve (Letaif-iil-minen) kitablan ve ibni Teymiy- 
yeye reddiyyesi meshurdur. [Hindli seyh Tac-iid-din-i Naksibendi baska olup, 
rabitayi isbat eden (Taciyye risalesi), Halid-i Bagdadinin (Tahkik-i rabita) 
risalesinde mevcuddur. Bu risale (islam Alimleri) kitabimn sonunda basdinlmisdir. 
Tacuddin 1050 de Mekkede vefat etmisdir.] 1061, 1068, 1070, 1092, 1093. 

897 — TAC-UD-DIN-I SUBKI: ikiyuzkirkucuncu [243] sirada Ebu Hasen-i Sub- 
kiismine bakiniz! 496, 498, 1092. 

898 — TAC-US-SERI'A "rahmetullahi teala aleyh": Omer bin Sadr-usseri'at- 
iil-evvel Ahmed bin Ubeydiillah Mahbubi, Burhan-iis-seri'a Mahmudun kardesi- 
dir. Tac-iis-seri'a Omerin oglu Mes'ud, amcasi olan Burhan-iis-seri'a Mahmudun 
damadidir. Tac-iis-seri'a, Buharada Haneff fikh alimi idi. 673 [m. 1274] de, Mogol 
fitnesinde sehid oldu. (Hidaye)yi serh edip (Nihaye-tiil-kifaye) adim vermisdir. 872. 

899 — TAHAVI: Ebu Ca'fer Ahmed bin Muhammed, Haneff fikh alimidir. 238 
de Misrda tevellud, 321 [m. 933] de orada vefat etdi. 264, 307, 444. 

900 — TAHA-I HAKKARI "rahmetullahi teala aleyh": Seyyid Taha, Abdiilka- 
dir-i Geylani hazretlerinin onbirinci torunudur. Ya'ni Peygamberimizin soyundan 
seyyid olup, kiirdlukle bir ilgisi yokdur. Halid-i Bagdadinin talebelerinin biiyiikle- 
rindendir. Ruh bilgilerinin miitehassisidir. Mevlana Halidin halifesi olan seyyid 
Abdiillahm kardesi molla Ahmedin ogludur. Seyyid Abdullah, ma'kul ve menkul ilm- 
lerde mahir idi. 1229 da Bagdada gelerek, tesavvufda da kemale erdi. Seyyid Taha, 
Nehri kasabasmda ders vermege me'miir edildi. 1269 [m. 1853] senesinde orada ve- 
fat etdi. Biitiin hocalan gibi, islamm giizel ahlakim yaymis, siyasete kansmamis, miis- 
limanlan hiikumete hizmet, kanunlara itaat etmege ve herkese iyilik yapmaga tes- 
vik eylemisdir. Hal tercemesi, Hakikat Kitabevinin istanbulda nesr etdigi (The 
proof of prophethood) kitabinda ingilizce olarak yazilidir. Oglu, seyyid Ubeydiillah, 
Mekkede vefat etdi. Bunun dort oglundan seyyid Abdiilkadir efendi istanbulda a'yan 
[Senato] baskam idi. 1344 [m. 1926] de Diyar-i Bekrde oglu seyyid Muhammed ile 
birlikde sehid oldu. Seyyid Muhammedin iki oglundan seyyid Musa, 1391 [m. 1971] 
de Sah Riza Pehlevinin izni ve yardimi ile, Iramn Ridaiyye sehrinde Ehl-i siinnet bil- 
gilerini ve tesavvuf ma'rifetlerini nesr etmekde idi. ikinci oglu Ahmed Hidir beg Ame- 
rikada yiiksek miihendislik tahsili yapdi. Seyyid Ubeydiillah efendinin ikinci oglu Mu- 
hammed Siddik efendi, Semdinanda Katune koytinde medfundur. Bunun dort og- 
lu Rasid, Taha, Semseddin ve Miislihiiddindir. Abdiilkadir efendinin ikinci oglu Ab- 
dullah efendi Ridaiyyede nesr-i ilm ederken [m. 1969] da vefat etdi. Dize kasabasin- 
dadir. iki oglundan Abdiilkadir efendi Ridaiyyededir. Btiyiik oglu Abdiil'aziz efen- 
di, 1401 [m. 1981] de si'ilideri Humeynitarafmdan Irandan cikanldi. Bagdaddadir. 
Seyyid Tahamn babasi Ahmed ve dedesi Seyyid Salih ve bunun babasi Seyyid ibra- 
hfm, Nehridedirler. 922, 969, 1061, 1158, 1169, 1171. 

901 — TAHIR-i BEDAHSI "rahmetullahi teala aleyh": Once subay idi. Bir kal'a 

-1181- 



almaga giderlerken, rii'yada Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buna, (Bu mu- 
harebeden doniisde askerlikden aynl, tesavvuf biiyiiklerinin sohbetinde bulun!) 
buyurdu. Seferden doniisde, askerligi birakdi. Delhiye geldi. Sorup, arasdirip, 
imam-i Rabbani "kuddise sirruh" hazretlerinin sohbetine kavusdu. Yalvardi. 
Can ve goniilden hizmet etdi. Yiice imamm merhametine kavusdu. Nasibini aldi. 
Uyamk iken, tenhada ve galabalikda, hergiin Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" goriirdii. Saf ve temiz riihlu idi. Ba'zi kesflerini ve hallerini, oylece bildirir, 
Imam hazretlerini giildiiriirdii. Yiiksek ma'rifetleri isitirken, (Evet oyledir, evet 
dogrudur) buyurur, mubarek basim sallardi. Taliblere ta'lim icin icazet verilip, Cum- 
bura gonderildi. 287. 

902 — TAHTAVI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Muhammed bin is- 
ma'il, Kahirede Hanefi miiftfsi idi. 1231 [m. 1815] de vefat etdi. (Durr-iil-muhtar)a 
ve (Merakil-felah)a hasiyeleri basilmisdir. Diirr-iil-muhtar hasiyesini Ayntabh Ab- 
diirrahfm efendi, arabiden tiirkceye terceme etmis ve basilmisdir. 134, 135, 142, 143, 
181, 186, 200, 201, 238, 250, 262*, 269, 278, 281, 283, 298, 316, 317, 318, 330, 344, 364, 
468, 628, 635, 638, 767, 869, 999, 1074. 

903 — TALHA "radiyallahii anh": Talha bin Ubeydiillah bin Osman bin Amr, 
ilk imana gelenlerden ve asere-i miibesseredendir. Dedesi, Ebti Bekr-i Siddikm de- 
desinin kardesidir. Bedr gazasinda, Sam tarafmda vazifede idi. Diger gazalarda bu- 
lundu. Uhudda Resulullahi korumak icin cok yara aldi. Arkasmda tasiyarak ka- 
yaya cikardi. (Talha ile Ziibeyr, Cennetde komsulanmdir) hadis-i serifi ile medh 
edildi. Cok zengin olup biitiin malmi Allah yolunda dagitdi. Deve harbinde haz- 
ret-i Aliye karsi idi. Orada, ok ile sehid oldu. Hazret-i Ali, buna cok iiziildti. Ag- 
hyarak, mubarek eli ile, yiiziinden topragi sildi. Nemazim kendi kildirdi. 510, 
621,1014,1135,1198. 

904 — TALUT: Bem-israilin ilk hiikiimdari idi. ismoil "aleyhisselam" ta'yin bu- 
yurmusdu. Filistinliler ve Amalika ile harb edip, galib geldi. Askeri arasmda bu- 
lunan Daviid "aleyhisselam", onsekiz yasinda idi. Filistin ordusundaki, cesur ve cok 
kuvvetli olan Calutu oldiirdii. ismoil "aleyhisselam" Talut yerine Daviid aleyhis- 
selami hiikumet reisi yapdi. O sirada Talut, harbde oldu. Kirk sene hiikumet siir- 
dii. Yerine Daviid "aleyhisselam" melik oldu. 510. 

905 — TARSUSI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Ahmed, Hane- 
fi fikh alimlerindendir. 1117 [m. 1705] de vefat etdi. (Usui) ilminde (Mir'at) kita- 
bma hasiyesi meshurdur. 639. 

906 — TARUH "rahmetullahi teala aleyh": ibrahim aleyhisselamin asl baba- 
si idi. Mii'min idi. (Mir'at-i kainat)da ve (Tefsir-i teysir)de ve molla Miskm 
Mu'inin farisi (Me'Sric-iin-niibiivve) kitabmda ve tefsirlerde, ibrahim aleyhisse- 
lamin babasi Taruhdur yazihdir. Kafir olan Azer, ibrahim aleyhisselamin oz ba- 
basi degildi. Amcasi idi. Taruh oliince Azer, ibrahim aleyhisselamin annesini al- 
di. Boylece, iivey babasi oldu. Taruh ile Azer, iki kardes idi. Azerin (Tevrat)da- 
ki adi Taruh idi demek yanhsdir. 375, 389, 390, 391, 1079, 1118. 

907 — TASKOPRU ZADE "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Mustafa, 
Osmanh alimlerindendir. 901 [m. 1495] de Bursada tevelliid, 968 [m. 1561] de is- 
tanbulda Asikpasa mahallesinde vefat etdi. (Saka'ik-i Nu'maniyye) tarih kitabi ile 
(Miftah-iis-se'ade) kitabi meshurdur. Oglu Kemaleddm Muhammed, (Miftah)i 
tiirkceye terceme ederek (Mevdu'at-iil uluin) ismini vermisdir. 22, 299, 442, 1127. 

908 — TAYYIBI: Serefiiddin Hasen bin Muhammed 743 [m. 1342] de vefat et- 
di. (Miskat) serhi meshurdur. 

909 — TEFTAZANI "rahmetullahi teala aleyh": Yediyiizseksenbesinci [785] 
sirada Sa'diiddin ismine bakmiz! 

910 — TEMIM-I DARI "radiyallahii anh": Ensar-i kiramdandir. Nasrani alim- 

-1182- 



lerinden idi. Hicretin dokuzuncu senesinde Filistinden Medineye gelip, Resulul- 
lahi goriince, hemen iman etdi. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" Filistin- 
deki Hebron, ya'ni Halil-rahman idaresini buna vermisdi. Simdiki idarecileri bu- 
nun soyundandir. Samda vefat etdi. 440. 

911 — TERMAN: Amerikali felsefeci ve fikr adamidir. 1380 [m. 1960] senesin- 
de hayatda idi. 405. 

912 — TEZVEREN DEDE: Sultan Mahmud tiirbesinden, Nur-i Osmaniyye cad- 
desine giden yolda, solda ufak bir tiirbededir. Fatih sultan Muhammed zemanmda 
idi. Istanbul halki, hacetlerinin hasil olmasi icin, bu tiirbeye adak yapar idi. Bursa- 
da medfun olan seyyid Ataullah hazretlerine de Tezveren dede denilmekdedir. 334. 

913 — TICANI "rahmetullahi teala aleyh": Ebiil' Abbas Ahmed ticanf, biiyiik 
tesavvuf alimidir. Ahmed bin idris hazretlerinin halifesidir. Cezairin cenubunda 
(Ayn-i madi) denilen yerde 1150 [m. 1737] de tevelliid ve Fasda 1230 [m. 1815] da 
vefat etdi. Halvetinin bir kolu olan (Ticanf) tarikatinin reisidir. (Cevheret-iit-haka- 
lk fissalat-i ala hayril-halaik) ve (Cevahir-iil-me'ani) ve (Kitab-iir-remah) ve (Fid- 
difa'an turuk-i ehl-il-hiida) ve (Cami'u-keramat-il-Evliya) ve (Nasara-tiiz-zaki- 
rin) kitablarmda ve (Gayet-iil-emani) kitabmda kendisi ve tarikati uzun anlatilmak- 
dadir. ilk ikisi birlikde 1344 [m. 1926] da Misrda, digerleri Beyrutda basilmisdir. 1088. 

914 — TIMOCiN: Cengizin adidir. 197. ci sirada Cengiz ismine bakiniz! 1086. 

915 — TIMUR HAN "rahmetullahi teala aleyh": Emir Timur Giirgan, 736 [m. 
1336] da Mavera-iin-nehrde, Semerkandla Belh arasmda, Kes kasabasinda tevelliid, 
807 [m. 1405] de vefat etdi. Semerkanddadir. Cengiz gibi Mogol soyundandir. 770 
[m. 1369] de Belhi alip, hanhgim i'lan etdi. Cok harb etdi. Hep galib geldi. Cine ve 
Delhiye kadar butiin Asyayi, Irak, Suriye ve izmire kadar Anadoluyu aldi. ikiyiiz- 
bin kisi ile Cine giderken vefat etdi. Alimleri severdi. C°k medrese ve kutiibhane- 
ler yapdi. Kanunlar cikardi. Kendi tarihini kendi yazdi. Teftazani gibi biiyiik alim- 
leri meclisinde bulundurur, nasihatlerini dinlerdi. Nasreddin hoca ile sohbeti vaki' 
degildir. Yildinm ile harb etdigi icin, Osmanli tarihleri bunu haksiz olarak kotiile- 
mekde, harb sahasinda olenleri, zulm ve ortahgi kana boyamak seklinde bildirmek- 
dedir. Dort oglundan ikisi kaldi. Biri Miran sah olup, tic sene sonra, Kara-koyunlu 
askeri ile harb ederken olduriildii. ikinci oglu Mu'm-tiddin Sahruh 779 [m. 1377] da 
Semerkandda tevelliid etdi. Babasimn devletine hakim oldu. 850 [m. 1445] de ve- 
fat etdi. Bunun oglu Ulug beg 797 [m. 1395] de Semerkandda tevelliid etdi. Semer- 
kand valisi idi. lime, fenne cok hizmet etdi. Babasi olunce, idareyi ele aldi ise de, 853 
[m. 1448] de, oglu Abdiillatif tarafmdan olduriildii. Bu da, alti ay sonra oldiiriildti. 
Timur nan, huruffligi kuran Fadlullah-i Tebriziyi oldiirterek ve yamndakileri dagi- 
tarak, cogalmalarmi onleyerek, islamiyyete biiyiik hizmet etmisdir. 500, 751, 752, 
1076, 1079, 1080, 1081, 1099, 1101, 1104, 1113, 1129, 1137, 1143. 

916 — TIMURTASI "rahmetullahi teala aleyh": 872. ci sirada, Semseddin Ti- 
murtasi ve dokuzyiizseksenyedinci [987] sirada Zahiruddin Harezmi ismlerine 
bakmiz! Dogrusu Tiimiirtas olup, Harezm sehrinde bir kasabadir. 1178. 

917 — TIRMUZI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Isa, hadfs alimle- 
rindendir. Buharanm cenubunda, Ceyhun nehri kenarmda Tirmiiz kasabasmda 
209 [m. 824] da tevelliid, 279 [m. 892] da Bog sehrinde vefat etdi. (Sahfh-i Tirmizi) 
ve (Semsiil-i §erffe) kitablan cok kiymetlidir. (Semail) kitabim Hiisameddin-i Nak- 
sibendi 1248 [m. 1832] de tiirkceye cevirmis, tekrar tekrar basilmisdir. (Siinen-i Tir- 
mizi) adindaki sahihinin, Hindistanda, Diyobend sehrindeki (Dar-iil-ulum) miider- 
rislerinden Muhammed Enver sah Kesmiri tarafmdan arabi serhi yapilmis, (Me'arif- 
iis-siinen) adi verilerek 1383 [m. 1963] senesinde, Muhammed Yusiif Benuri tara- 
fmdan Pakistanda basilmisdir. Alti cilddir. Enver sah, burada ibni Teymiyyeyi 
mezheb imamlan derecesine cikararak, onun sapik fikrlerine de yer vermis, hatta 

-1183- 



birinci cildde, ruhun madde oldugunu soyliyerek, imam-i Gazalinin madde degil- 
dir demesini felsefeye kaymakla itham etmisdir. Halbuki, cok ovdiigii Sah Veliy- 
yullah-i Dehlevi, (izale-tiil-hafa) kitabinm ikinci cildinde, Gazalmin fikh alimi ol- 
dugunu, besinci yiizyilm miiceddidi oldugunu bildirmekde, onu cok ovmekdedir. 
Yusiif-i Benuri, altmci cildin yiizkirkdokuzuncu sahifesinde, (Ibni Teymiyyenin, ken- 
di mezheb imami olan Ahmed bin Hanbelden aynlarak, Daviid-i Zahiri mezhebi- 
ni tutdugunu) ve (ibni Teymiyye, bircok usul ve fiiru' mes'elesinde Ehl-i siinnet alim- 
lerinden ayrilmis, asnnin alimleri ve sonra gelenler, onu red etmislerdir) diyerek, 
(Me'arif-iis-siinen) kitabinm kiymet kazanmasim saglamisdir. 194, 338, 386, 424, 620, 
640,641,993. 

918 — TOKADLI EMIN EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed 
Emin efendi, Istanbulda bulunan mesayihm biiyuklerindendir. Mekke-i miikerre- 
mede Ahmed Yekdest-i Curyanfden 1114 [m. 1701] senesinde icazet almakla se- 
reflendi. Uc sene sonra Istanbula geldi. Ayvanseraydaki Emir Buharitekkesinin 
seyhi olan Kirimi Ahmed efendi 1 156 [m. 1743] da vefat edince, buna halef olmus 
ve 1158 [m. 1745] de vefat etdi. (Sava'ik-i Muhrika)yi tiirkceye terceme etdi. Un- 
kapamna inen cadde ile Zeyrek yokusunun kesisdigi tepe iizerinde Soguk kuyu Pi- 
ripasa medresesi kabristanmda, asiklan ziyaret edip feyz almakda, muradlarma 
kavusmakdadirlar. Talebesi Miistekimzade de orada medfundur. Muhammed 
Emin efendi kahve ve tuttin icerdi. 419, 1190. 

919 — TOSUN PA$A "rahmetullahi teala aleyh": Misr hakimi Kavalah Mehmed 
Alipasanm ogludur. Vehhabiler Mekke ve Medineyi ele gecirip yedi sene Ehl-i siin- 
net hacilanm Mekkeye sokmadi. Tosun pasa 1226 [m. 1811] de Misrdan gonderil- 
di ise de, muvaffak olamadi. Sonra Misrda vefat etdi. 461, 1119. 

920 — TURHAN SULTAN "rahmetullahi teala aleyha": Sultan ibrahimin 
zevcesi ve dordiincii sultan Muhammedin validesidir. Hadice Turhan sultan, sa- 
liha ve hayn sever bir hanim idi. Eminoniinde biiyiik Yeni cami'in temelini Mah- 
peyker Kosem sultan atmisdi. Turhan sultan temamlatip, 1074 [m. 1664] de ibade- 
te acildi. Mekteb, medrese, imarethane, kiitiibhaneler, cesmeler yapdirdi. 1094 [m. 
1682] de vefat etdi. Yeni cami' yanmdaki, Turhan sultan tiirbesindedir. Oglu sul- 
tan dordiincii Muhammed ile torunlan sultan ikinci Mustafa ve ticiincu sultan Ah- 
med ve birinci sultan Mahmud ve sultan iiciincii Osman han ve sultan besinci Mu- 
rad ve sultan Mahmudun validesi Saliha sultan ve diger sahzadeler de buradadir- 
lar. Ucuncii Mustafa hanin validesi Mihr-i sah Emine sultan ile birinci Abdiilha- 
mid hanm validesi Rabi'a sultan da buradadir. 1062, 1071, 1100, 1103, 1153. 

921 — TUR-PUSTI: Fadlullah bin Hasen, hanefi fikh alimlerinden oldugu 
(Esma-iil-muellifin)de yazihdir. 661 [m. 1262] senesinde vefat etdi. Tesavvufda 
(Tuhfe-tiis-salikin) kitabi ve (Miiyessir) admdaki (Mesabih) serhi cok kiymetlidir. 
(El-mu'temed fil-mu'tekad) admdaki akaid risalesini Hakikat Kitabevi 1990 da bas- 
dirmisdir. (Herkese Lazini Olan Iinan) kitabinda, 53.cii sahifeyi okuyunuz! 

922 — UBEYDULLAH-I AHRAR "rahmetullahi teala aleyh": Ubeydullah bin 
Mahmud bin Sehabiiddin, S6fiyye-i aliyyenin biiyiiklerindendir. Muslimanlarm goz- 
bebegidir. Sekizyiizalti [806] da Taskendde tevelliid, 895 [m. 1490] de Semer- 
kandda vefat etdi. Ya'kub-i Cerhinin talebesi, Mevlana kadi Muhammed Zahid Be- 
dahsinin iistadi idi. Zahiri ve batiniilmlerin hazinesi idi. Daha cocuk iken keramet- 
leri goriiliiyordu. Halal kazanmak icin, zira'at ile mesgul olurdu. O kadar bereket 
oldu ki, biniicyuzden fazla ciftligi vardi. Herbirinde iicbin amele cahsirdi. Her se- 
ne sekizyiizbin batman zahire usr verirdi. (Tesavvuf bilgilerinin maksad ve neti- 
cesi, kendini zorlamadan, ugrasmadan, her an Allahii tealaya tevecciih ve ikbal- 
dir. Ya'ni, her an, Allahii tealayi hatirlamakdir) ve (Bir kimse, erbab-i cem'iyyet 
sohbetinde oturup, gonliinii Hak tealaya verebilirse, ona zikr yapmaga ihtiyac yok- 
dur) buyururdu. (Rabita edenler icin, bedenin uzak olmasi, ma'nevi yakinliga 

-1184- 



mani' olmaz) derdi. (Cok aclik ve cok uykusuzluk dimagi yorar. Hakikatleri ve in- 
ce bilgileri anlamagi onler. Bunun icin, riyazet cekenlerin kesfleri hatali olur) ve 
(Zikr ve murakaba, bir miislimana hizmet yapilamadigi zemanda olur. Goniil ka- 
buliine sebeb olan hizmet, zikr ve murakabadan once gelir) buyururdu. 

Ubeydiillah-i Ahrann talebelerinden biri, Abdiillah-i Ilahidir. Simavlidir. Ilm 
edindikden sonra Semerkanda, Buharaya giderek feyz aldi. Icazetle sereflenip 
Ubeydiillah-i Ahrara intisabi bulunan Emir Ahmed-i Buhari ile Istanbula geldi. 
Yolda Molla Camiile sohbet eyledi. Zeyrek kilise cami'inde va'z ve halki irsad et- 
di. Emir Buhariye icazet verdi. Vardar Yenicesinde 896 [m. 1491] da vefat etdi. 

Ubeydiillah-i Ahrann bir talebesi de Abdiillah-i Semerkandidir. Once, Ya'kub-i 
Cerhiye intisab etmis ve Alaiiddin-i Attann halifelerinden olan Nizameddin-i 
Hamusdan da feyz almisdir. Ulug beg medresesinde miiderris idi. Yusiif-i Nebha- 
ni diyor ki, (Sokakda giderken, ansizin atim istedi. Eshabi ile Semerkandin disi- 
na cikdi. Onlardan ayrihp, cok zeman sonra yanlanna geldi. Tiirk sultani Muham- 
med han, kafirlerle harb ediyordu. Onun yardimma gitdim. Galib geldi dedi.) Fa- 
tih, Istanbulu bu suretle aldi. Sekizyiizyetmisbes 875 [m. 1470] de vefat etdi. 
Ubeydiillah-i Ahrann bir talebesi de Haydar babadir. Kirk sene devamli Eyyub 
cami'inde i'tikaf etdi. Sultan Siileyman bu zatm iistiin hallerini isitince, Eyyub Ni- 
sancasi ile Halic arasmda, Cezri Kasim pasa cami'ine inen yol iizerinde (Haydar 
baba mescidi)ni yapdirdi. Haydar baba, 957 [m. 1550] de vefat etdi. Mescide girer- 
ken soldadir. Muhammed Ma'stim-i Farukinin oglu Muhammed Ubeydiillah 1083 
de, bunun oglu Muhammed Parisa 1142 de vefat etdi. 93, 95, 112, 388, 751, 943, 957, 
969, 1050, 1057, 1079, 1095, 1137, 1141, 1148, 1173. 

923 — UBEYDULLAH BIN CAHS: Resulullahm halasi Umeymenin ogludur. 
Once imana geldi, Eshabdan oldu. Zevcesi Umm-i Habibe ve kardesi Abdullah ile 
Habesistana hicret etdi. Orada, mal ve mevki' icin, miirted oldu ve oldu. 380, 1186. 

924 — UBEYDULLAH BIN MES'UD "rahmetullahi teala aleyh": Yediyiiz- 
doksanmci [790] sirada Sadriisseri'a ismine bakimz! 1163. 

925 — UBEYDULLAH BIN UTBE "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Abdullah 
Ubeydiillah bin Mes'ud bin Abdullah bin Utbe, Tabi'inin biiyiiklerinden ve Medine- 
deki yedi fikh alimlerindendir. Abdullah ibni Mes'ud "radryallahu anh" hazretleri- 
nin kardesi olan Utbenin torunudur. 102 [m. 721] senesinde Medinede vefat etdi. 66. 

— Uhud Gazvesi: Hamza ismine bakimz! 

926 — UKASE "radiyallahii anh": Ebu Muhsin Esedidir. Bedr gazasmda kilm- 
ci kirildi. Resulullahm verdigi hurma dali ile harb edip, cok kafir katl etdi. Biitiin 
gazalarda bulundu. Cok yerinden yaralandi. Cennetle miijdelendi. Bir muharebe- 
de Tuhayla bin Huveylid ismindeki bir papas tarafmdan sirtmdan hancerlenerek, 
kirkbes yasmda sehid edildi. Beyaz ve pok giizel idi. Kabri, Gaziayntabda Nurda- 
gi kazasi, Durmuslar koyiindedir. 677. 

927 — UKAYL "radiyallahii anh": Ebu Talibin dort oglundan ikincisidir. Bedr 
gazasmda esir oldu. Hazret-i Abbas kendisi ile bunun fidyelerini verip Mekkeye 
gitdiler. Hudeybiyyeden once Medineye gelip iman etdi. Gazalarda bulunup, ilti- 
fata mazhar oldu. Neseb bilgisi cok idi. Kardesi hazret-i Aliye karsi hazret-i 
Mu'aviye ile birlikde idi. 506, 1059, 1085, 1100. 

928 — URVE "rahmetullahi teala aleyh": Urve-tebniz-Zubeyr, Tabi'inin bii- 
yiiklerinden ve Medinedeki yedi biiyiik alimden biridir. Ziibeyr bin Avvamin og- 
ludur. Annesi, Esma bint-i Ebu Bekrdir. Yirmiikinci [22] senede tevelliid, 94 [m. 
712] senesinde Medine yaninda Fer' ovasmda vefat etdi. 66. 

929 — UTBE: Utbe bin Rebf'a bin Abd-i Sems bin Abd-i Menaf, Bedrde Ku- 
reys ordusunun reislerinden idi. Velidin ve Ebu Huzeyfenin ve Hindin babasi 
idi. Hind de, hazret-i Mu'aviyenin annesidir. Babasi Rebi'a, Umeyyenin kardesi 

- 1 185 - Se'adet-i Ebediyye 3-F:75 



idi. Ayet-i kerfmeleri isitince, (Bu soz si'r degil, sihr degil, kehanet degildir. Ey Ku- 
reysliler! Beni dinlerseniz, bu adama dokunmayimz!) demisdi. Bedrde, kardesi Sey- 
be ile birlikde, hazret-i Hamza tarafmdan oldiiriildii. 353, 506, 1069, 1093, 1110, 
1179,1188. 

930 — UMM-I GULSUM "radiyallahu anha": Resulullahin kizidir. Ebu Lehe- 
bin ikinci oglu Uteybeye nikahlandi ise de, (Tebbet yeda) suresi gelince, daha dii- 
giinleri olmadan bosadi ve Resulullaha iiziicii sozler soyledi. Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" da, (Ya Rabbi! Buna canavarlarindan birini musallat et!) di- 

ye beddiia eyledi. Sam yolunda bir arslan bunu parcaladi. Rukayye oldiikden 
sonra vahy gelerek, Umm-i Giilsiim hazret-i Osmana "radiyallahu anhtim" nikah- 
landi. Hicretin dokuzunda [9] vefat etdi. Nemazmi Resulullah kildirip, defn olu- 
nurken kabri yaninda durup, miibarek gozlerinden yas akardi. 

931 — UMM-I HABIBE "radiyallahu anha": Ebu Sufyan bin Harb bin Umey- 
yenin kizi idi. Hazret-i Mu'aviyenin kiz kardesi idi. Annesi Hind idi. Zevci Ubey- 
diillah bin Cahs ile birlikde miisliman olup, Habesistana hicret etdiler. Zevci, 
orada papaslara aldanip miirted oldu ve oldii. Bu, yalniz, garib, fakir kaldi. Resu- 
lullahin dininden ayrilmam, dedi. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" onu se- 
vindirmek icin nikah etmek istedi. Necasiye, ya'ni Habes sultanma hicretin yedin- 
ci [7] senesinde mektub yazdi. Necasi, bu emr-i nebevi iizerine, bunu Resul-i ek- 
reme nikah etdi ve Medfneye gonderdi. Babasi Ebu Sufyan, o zeman, heniiz ima- 
na gelmemisdi. Mekke kafirlerinin reisi idi. 44 [m. 664] senesinde Medinede ve- 
fat etdi. 380^ 1185. 

932 — UMM-i HANI "radiyallahu anha": Ebu Talibin kizi ve hazret-i Alfnin 
"radiyallahii anh" kizkardesidir. Hiibeyre bin Amrin zevcesi idi. Oz adi Fakite idi. 
Mekke-i miikerremenin feth edildigi giin, Hiibeyre kacdigi zeman, kendisi ima- 
na geldi. Resulullah, bunun evinde gusl abdesti ahp, sekiz rek'at duha ya'ni kus- 
luk nemazi kildi ve su ile ekmek lslatip tuz ve sirke koyup yidi. (Ey Umm-i Ha- 
ni! Sirke ne iyi yemekdir. Sirke bulunan ev fakir olmaz!) buyurdu. 353, 354, 
1096. 

933 — UMM-I MA'BED "radiyallahu anha": Adi Atike idi. Resul "aleyhisse- 
lam", Hicretde bunun cadinna ugrayip, za'if koyunu sagmca, cok silt cikmisdi. Bu 
mu'cizeyi zevcine soyledi. Sonra ikisi de, Medineye gelip miisliman oldu. 738. 

934 — UMM-I SELEME "radiyallahu anha": Adi Hind idi. Zevci Ebu Seleme 
ile Habesistana ilk olarak hicret etdiler. Ebu Seleme, Resulullahin halasi Berrenin 
oglu olup, Medinede, hicretin dordtincii [4] senesi Uhud gazasmda aldigi yaradan 
vefat etdi. Ummii Seleme, Ebu Bekr ve Omerin "radiyallahu anhiima" nikah taleb- 
lerini kabul etmedi. Resulullahin nikahi ile sereflendi. 59 [m. 678] senesinde Me- 
dinede seksendort yasmda vefat etdi. Son vefat eden zevceleri bu idi. 629, 1107. 

935 — UMRi-UL-KAYS: islamiyyetden once yasayan sa'irlerdendir. Hire hii- 
kiimdannin ogludur. Ankarada, kralm Kayseriden gonderdigi zehrli gomlegi giy- 
mekle vefat etdi. Ka'beye asilan si'ri edebisan'at bakimmdan cok kiymetlidir. Ogul- 
lan, zeman-i se'adete yetismisdir. Sirleri Avrupa lisanlarma cevrilmis, ilk olarak 
1294 [m. 1877] de Parisde basilmisdir. 367. 

936 — USAME BiN ZEYD "radiyallahii anh": Eshab-i kiramm btiyuklerinden- 
dir. Anasi Umm-i Eymen ve babasi, Resulullahin "sallallahu aleyhi ve sellem" azad- 
hlanndandir. Onsekiz yasinda iken, bir birlige kumandan yapildi. [54] veya 59 [m. 
678] senesinde Medinede vefat etdi. 376, 995, 1195, 1196. 

937 — USTUVANI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Ahmed, Ha- 
nefi alimlerindendir. Samda tevelliid ve 1072 [m. 1662] de orada vefat etdi. Aya- 
sofya cami'inde yillarca va'z etdi. Fikhda (Ustiivani risalesi) meshurdur. 207. 

938 — VAHIDEDDIN HAN "rahmetullahi teala aleyh": Sultan altinci Muham- 

-1186- 



med, Islam halifelerinin yiizbirincisi ve sonuncusudur. Osmanli padisahlarmm otu- 
zaltinci ve sonuncusudur. Sultan Abdulmecid hanm en kiiciik ogludur. 1277 [m. 
1861] de tevellud, 1344 [m. 1926] de, italyada San Remoda vefat etdi. Samda, sul- 
tan Selfm cami'i kabristamndadir. 4 Temmuz 1336 [m. 1918] da biiyiik kardesi sul- 
tan Resadin oldugu gun halife oldu. Ingilizlerin tiirk ve islam diismani oldugunu 
iyi biliyordu. Isma'il Hami Danismend, (Osmanli Tarihi Kronolojisi) kitabmm dor- 
dtincu cildinde, Vahideddin han hakkmda genis bilgi vermekdedir. 735, 1059, 
1087, 1153, 1193. 

939 — VAHIDI "rahmetullahi teala aleyh": Ebul-Hasen All bin Ahmed, tef- 
sir alimi idi. (Basit), (Vesit), (Veciz) admda tic tefsiri meshurdur. 468 [m. 1075] de, 
Nisapurda vefat etdi. 416, 629. 

940 — VAHSI "radiyallahii anh": Vahsi bin Harb Habesi, hazret-i Hamzanm 
Bedr gazasmda oldiirdugu Tu'avme adindaki kafirin kardesinin oglu Ciibeyr bin 
Mut'imin kolesi idi. Uhud gazasmda, Ciibeyr, buna, Hamzayi olduriirsen azad ol 
demisdi. Hind de babasmm ve amcasmm intikami icin, Hamzayi oldiirene cok al- 
tin va'd etmisdi- Bunlar icin Vahsi, hazret-i Hamzayi, ok atarak agir yaraladi ve ki- 
linci ile sehid etdi. Cigerlerini cikarip Hinde gottirdii. Her ikisi de, diinya zmeti icin, 
bu isi yapdi. Uhudda, Resulullah, birkac kafire beddiia etmisdi. Vahsiye nicin la'net 
etmiyorsun dediklerinde, (Mi'rac gecesi, Hamza ile Vahsiyi kolkola, birlikde 
Cennete girerlerken gormiisdum) buyurdu. Mekkenin fethinden sonra, Vahsi, 
Taiflilerle birlikde Medinede mescide gelip, iman etdi. Afva kavusdu. Fekat, Ye- 
mame tarafma gitmesi emr olundu. Resulullaha karsi cok mahcub olup, basi 
oniinde yasadi. Bir daha Medineye gelmedi. (Muhammediyye) kitabinda (Adi da 
Vahsi, kendi de vahsi) yazisi, miisliman olmadan once Vahsi oldugunu bildiriyor. 
Iman edince, tertemiz oldu. Biittin Evliyadan yiiksek oldu. Hicretin onbirinci 
[11] senesi Yemamede miirtedler ile cok siddetli harb oldu. Miiseyleme ordusun- 
dan yirmibin, Halid ibni Velid askerinden ikibin kisi oldii. Once miislimanlar bo- 
zuldu. Sonra, Vahsi hazretleri kahramanca saldirip, hazret-i Hamzayi sehid etmis 
oldugu kilmc ile Miiseyleme-tiil-kezzabi oldiirdii. Bunu goren miislimanlar hiicum 
edip, zafer elde edildi. Resulullahin vaktile, Vahsiyi Yemame tarafma gonderme- 
sinin, biiyiik mu'cize oldugu boylece meydana cikdi. Yermiik gazasmda da bulu- 
nup, rumlara karsi cok kahramanhklan goriildii. Humsda yerlesdi. Hazret-i Osman 
zemamnda orada vefat etdi. Vahsinin iman etdikden sonra, serab icdigini ve bu yiiz- 
den had cezasi verildigini soyliyenler oluyor. Bu haberlere sahih diyemeyiz. Sahih 
desek bile, bu yiizden bir sahabiye hatta herhangi bir miislimana dil uzatmak ca- 
iz olmaz. Her muslimam ve Eshab-i kiramin hepsini iyilikle yad etmemiz emr olun- 
du. Biiyiik alim ve oniiciincii asrm miiceddidlerinden mevlana Halid-i Bagdadi, 
(Adab-i tarika-i aliyye) kitabinda buyuruyor ki, (Ehl-ullaha i'tiraz eden kimsenin 
kiifr iizere olecegini gosteren hadis-i serifler vardir. Velinin ma'sum olmasi sart de- 
gildir. Eshab-i kiram arasinda had cezasi verilen ve eli kesilen oldu. Halbuki, Sa- 
habenin en asagi derecede olani da Veliidi. Hepsi, Sahabi olmryan Velilerin hep- 
sinden daha yiiksek idiler. Velilerin hepsi, giinaha devam etmekden mahfuzdur- 
lar. Hepsi tevbe ve istigfar eder. Belki, ba'zan gunah isledigi icin pismanhklan, ag- 
lamalan, Allahii tealaya yalvarmalan daha cok olur. Dereceleri artar. Bu sebeb- 
le, (Hikem-i Ataiyye)de, (Zillet ve inkisara sebeb olan gunah, izzet-i nefse ve kib- 
re sebeb olan ta'atden daha hayrhdir) denilmisdir. Amelleri ve sifatlan mtisavi olan 
iki Veliden, tevbesi daha cok olanm, ma'sum olandan daha iistun oldugu bildiril- 
di.) (Buhari)de diyor ki, (Eshab-i kiramdan Abdullah admda birine, serab icdigi 
icin had cezasi verildi. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", buna la'net edil- 
digini isitince, (Ona la'net etmeyiniz! Ciinki O, Allahi ve Resuliinii sevmekdedir) 
buyurdu.) (Merec-iil-bahreyn)de, Ahmed Zerrukdan alarak diyor ki, (Ma'sum ol- 
mak, kusursuz olmak, Peygamberlere mahsusdur. Velinin ma'sum olmasi sart de- 

-1187- 



gildir. Israr ve devam olmadan, biiyuk giinah islemek, vilayeti bozmaz. Veil, gu- 
nahindan vazgecer ve tevbe eder. Giinah islemek, insani helak etmez. Giinaha de- 
vam etmek, tevbeyi terk etmek, helak eder. Adem aleyhisselamm zellesi ile, Ib- 
lisin rsyani, bundan dolayi farkh oldular.) Eshab-i kiramin hepsini sevmekle ve hep- 
sine saygih olmakla emr olunduk. Sevilmeleri az veya cok olabilir. Fekat, hicbiri- 
ne dil uzatmamiz, kotii bilmemiz caiz degildir. Kendi kusurlanmiza bakmamiz, hic- 
bir miislimam giybet etmememiz lazimdir. 1106, 1152. 

941 — VANI MUHAMMED EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Kendisi 
Vanhdir. Fazil Ahmed pasa 1072 [m. 1661] senesinde Vandan getirmisdir. Seray- 
da sultan dordiincii Muhammed hana, va'z ederdi. Ikinci Mustafa hanm hocasi ol- 
du. Binyetmisalti 1076 [m. 1665] da Mevlevflerin sima'lanm ve Halvetilerin raks- 
lanni yasak etdirdi. Babaeskideki Hurufi tekkesini yikdirdi. Binseksenbir 1081 
[m. 1670] de, serab satilmasmi yasak etdirdi. Yeni cami'de ilk Cum'a va'zi yapan 
budur. 1094 [m. 1682] de, sadr-i a'zam Merzifonlu kara Mustafa pasa Viyanada 
hach ordulan karsisinda bozguna ugradiginda, Vani Muhammed efendi ordu 
seyhi idi. Bunun icin, Bursada Kestel koyiine suriildii. Kestelde biiyiik cami' ve 
mekteb yapdirdi. 1096 [m. 1684] da orada vefat etdi. Bogazicinde Vanikoy cami'ini 
de yapdirmisdir. 

942 — VASIL BIN ATA: Mu'tezile firkasimn kurucusudur. 80 [m. 699] de 
Medinede tevelliid, 131 [m. 748] de vefat etdi. Hasen-i Basrihazretlerinin talebe- 
si idi. Bunu dersinden kovdu. 

943 — VASILE BIN ESKA' "radiyallahii anh": Eshab-i kiramdan idi. Tebuk 
gazasmdan once imana geldi. Bu gazada bulundu. 841. 

944 — VEHBI: Muhammed Vehbi bin Hiiseyn Celik, [1280] hicri yihnda, Kon- 
yanm Hadim kazasmda tevelliid, 1362 [m. 1943] de Konyada vefat etdi. Siyasiha- 
yata atildi. Ser'iyye vekili iken, hilafetin ilgasi icin fetva vermisdir. 45. 

945 — VEHBI EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Altiyiizaltmisbesinci [665] 
sirada Muhammed Mer'asi ismine bakiniz! 

946 — VEHEB BIN VERD MEKKI "rahmetullahi teala aleyh": 153 [m. 770] 
senesinde vefat etdi. 608, 688. 

947 — VELID BIN MUGIRE: Kureys kafirlerinin ileri gelenlerindendir. Ebu Ceh- 
lin amcasidir. Babasina Mugayre de denir. Birgiin Resulullahm yamna gelip, bana 
bir mikdar Kur'an oku dinleyeyim dedi. Dinledi. Cok tath, latif, derin ve cok faide- 
li, bunu insan soyliyemez, dedi. Kafirlerin yamna gidip, icinizde, si'ri benden iyi bi- 
len yokdur. Muhammedin okudugu kelam, insan ve cin si'rlerine benzemiyor. O ka- 
hin degildir. Sozleri kahin soziine benzemiyor. Deli dersek kimse inanmaz. Onda cti- 
nun alameti yokdur. Sa'ir de degildir. Sihirbaz da diyemeyiz. Sihre benziyen bir isi 
yok. Okuyup, tiflemiyor, diigiim baglamiyor, dedi. Oyle ise, ne diyelim, dediler. Ve- 
lid, ne demeli bilmem. Fekat, su sozlerimizin hicbiri yakismiyor. Hangisini soylesek 
inamlmaz dedi. Diyecek birsey bulamadilar. Ciinki, Peygamberdir demekden bas- 
ka birsey yakisdiramadilar. Hicretin birinci [1] senesinde Mekkede oldii. 

948 — VELID BIN UTBE: Kureys kafirlerinden Utbenin ogludur. Babasi gi- 
bi, Islam diismam idi. Kardesi Ebu Huzeyfe ise, halis miisliman olup, biitiin gaza- 
larda bulundu. Velid, Bedrde babasi ve amcasi ile, meydana yiiriidii. Hazret-i All 
cikip, Velidi bir hamlede katl eyledi. 506, 1093, 1185. 

949 — VELIYYUDDIN TEBRIZI "rahmetullahi teala aleyh": Altiyuzotuzye- 
dinci [637] sirada Muhammed bin Abdullah ismine bakiniz! 

950 — VELIYYULLAH DEHLEVI "rahmetullahi teala aleyh": Sekizyiizalt- 
misdordiincu [864] sirada Sah Veliyyullah ismine bakmiz! 

951 — VELVALICI "rahmetullahi teala aleyh": Kadi Zahiruddin Abdiirresid 

-1188- 



467 de Bedahsamn Velvalc kasabasmda tevellud ve 540 [m. 1146] da vefat etmis- 
dir. Semerkandda kadi idi. Fikhda (Email) kasidesi ve fetvalan vardir. 

952 — VEYSEL KARANI "rahmetullahi teala aleyh": Uveys bin Amir Kami 
de denir. Tabi'min buytiklerinden oldugu hadis-i serifde bildirilmisdir. Yemenli- 
dir. Resulullah sag iken, gormedigi halde miisliman oldu. Fekat, Sahabiolamadi. 
Hazret-i Omer zemamnda Medineye geldi. Cok hurmet gordu. Basrada yasadi. Sif- 
fin muharebesinde hazret-i Alinin yamnda bulundu ve 37 [m. 657] de sehid oldu. 
Anadoluya hie gelmemisdir. Veysel Karaniye hediyye edilen hirka-i se'adet, Van 
civannda irisan beglerine kadar gelmis ve bunlardan Siikriillah efendi, 1027 [m. 
1618] senesinde, halife-i miislimin ikinci Osman hana getirip hediyye etmisdir. Ab- 
diilmecid han, bu hirka-i se'adet icin, Fatih civannda (Hirka-i serif) cami'ini yap- 
dirmisdir. Her sene Ramezan-i serifde camekan icinde olarak Siikriillah efendinin 
torunlan tarafindan halka ziyaret etdirilmekdedir. istanbuldaki biitiin cami'ler hak- 
kmda, genis bilgi veren (Hadikatiil-cevami') kitabinda (Akseki mescidi)ni anla- 
tirken diyor ki, (Bu mescidi Kemaleddin efendi yapmisdir. Fatih sultan Muham- 
med han ile gelenlerdendir. Mescidin karsismda, Corlulu Alipasanm yapdirdigi 
binada (Hirka-i serif) ziyaret edilmekdedir. Binanin yanina bir imaret ve cesme 
de yapmisdir. Sultan Mahmud-i Adli, binikiyiizkirkalti [1246] da, bu binayi yeni- 
den yapdi.) Bu kitab 1193 [m. 1779] de te'lif ve 1253 de tevsf ve 1281 [m. 1864] de 
tab' edilmisdir. Ruhlann terbiye etdigi kimseye (Uveysi) denir. 677, 678, 909, 
923,1110. 

953 — VOLTER: Fransiz sa'irdir. 1105 [m. 1694] de tevellud etdi. 1192 [m. 1778] 
de oldii. islam diismam idi. Resulullahm hazret-i Zeynebi nikah etmesini, tiyatro 
olarak yazmis, adi, alpak iftiralar etmisdir. Bu yiizden, diismam olan papadan 
tebrik mektubu almisdir. ikinci Abdiilhamid han, bu tiyatronun Avrupada oyna- 
tilmasma, cok siddet gostererek mani' olmusdur. 381, 1197. 

954 — WEGENER: Meteoroloji alimi ve kutub kasifidir. 1297 [m. 1880] de te- 
vellud, 1348 [m. 1930] de vefat etdi. Gronland seyahatinde, buzlar arasmda oldii. 
Kayalarm kaymasi teorisini kurdu. 83. 

955 — WESTENFELD: Alman mustesriklerindendir. ibni ishakm (Siret-i Re- 

sulillah) kitabim basdirmisdir. 374, 1115. 

956 — WILLIAM CEYMS: Amerikah felsefecidir. 1258 [m. 1842] de tevellud 
etdi. 1328 [m. 1910] de oldii. (Pragmatizm)in kurucusudur. (Dini tecribeler) ve bas- 
ka kitablarmda, imanh olmagi ovmiisdiir. 27. 

957 — WILLIAM STERN: Alman psikolog ve pedagoglanndandir. 1287 [m. 
1871] de tevellud etdi. Zekayi ta'rif ederken, zeka, diisiinceyi hayatm yeni sartla- 
rina uydurmakdir, demisdir. 405. 

958 — YAFES: Nuh aleyhisselamin iic oglundan biridir. Cin, rus, slav ve tiirk- 
ler, bunun soyundandir. Yafes besyiiz yasinda suda boguldu. Binlerle torunu, 
Asyaya ve o zeman mevcud olan kara yollan ile, okyanus adalarma yayildilar. Nuh 
aleyhisselamin ve Yafesin dinini ve nasihatlerini unutarak, yildizlara, giinese, 
heykellere tapmmaga basladilar. 62, 377, 431, 483, 1123, 1157. 

959 — YAFIT "rahmetullahi teala aleyh": Afif-iiddin Abdullah bin Es'ad Ya- 
fi'i, Safi'imezhebi alimlerindendir. 698 [m. 1298] senesinde Yemende tevellud et- 
di. Mekkede yerlesdi. Kutb-i Mekke denir. 768 [m. 1367] de Mekkede vefat etdi. 
(Ravd-ur-nyahin), (Nesr-iil-mehasin-il-galiyye) ve (Menakib-i Abdiilkadir) kitab- 
lari meshurdur. (Nesr-iil-Mehasin)de (Makamat-i asere)yi anlatmakdadir. Bu ki- 
tabi, (Cami'ul Keramat) kenarmda basilmisdir. 419, 458. 

960 — YAHYA "aleyhisselam": Zekeriyya aleyhisselamin ogludur. Annesi 
Elisa, imranm kizi idi. Hiristiyanlar Elizabeth diyor. Hazret-i Meryemin teyzesi 
oglu idi. Daviid "aleyhisselam" soyundandir. (Tevrat)da yazih olan Isa aleyhisse- 

-1189- 



lamm gelecegini haber verdi. Isa "aleyhisselam" goke cikanldikdan sonra, (incil)e 
uydugu icin, zalim yehudi hukiimdan biiyiik Herodun torunu, birinci Herod tara- 
findan sehid edildi. Mubarek bedeninin parcalan baska sehrlerdedir. ibni Abidin, 
onsoziinde diyor ki, (Mubarek basi, Samda Umeyye cami'indedir.) 482, 507, 1194. 

961 — YAHYA BIN MU'AZ "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Zekeriyya S6- 
fiyyedendir. Rey sehrinde tevelltid etdigi icin Razi denir. 258 [m. 872] senesinde 
Nisapurda vefat etdi. 419, 607, 610. 

962 — YAHYA BIN MUHAMMED "rahmetullahi teala aleyh": Kadi ibn-iil- 
Hasim-il-Bagdadi [228] de tevelliid, 318 [m. 930] de vefat etdi. Fikh ve hadis ali- 
midir. (Kitab-iil-kiraet) ve fikhda (Siinen) ve hadisde (Miisned) kitablan vardir. 

963 — YAHYA EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Besiktas ile Ortakoy ara- 
sindaki cami'i serifi yapdi. Amasyahdir. Dokuzyuz [900] de Trabzonda tevelliid, 
977 [m. 1569] de vefat etdi. Kabri iizerine ikinci Selim han tarafmdan ttirbe yapil- 
di. Tib, matematik ve fizik bilgisi cok idi. Trabzonda vali olan sultan Siileyman ile 
siit kardesi idi. Sultan Siileyman halife olunca, istanbulda meshur olan yere yer- 
lesdirdi. Babasi Samh Omer efendi Trabzonda kadi iken tevelliid etdi. Si'r ve di- 
vam vardir. Uveysidir. Tiirbesinde dort erkek, dort kadm daha vardir. Yamnda- 
ki iic tiirbenin herbirinde birer Ali pasa yatmakdadir. Yanmda bir de niyyet ku- 
yusu vardir. Bir niyyet kuyusu da, Eyyubde Kasgari dergahi yokusunda 16 numa- 
rah evin bagcesindedir. 

Fetva sahibi Minkari-zade Yahya efendi baskadir. Kirkikinci seyh-ul-islam idi. 
1088 [m. 1677] de vefat etdi. Uskiidarda medresesi yanmdadir. 250, 339, 631. 

964 — YA'KUB "aleyhisselam": ishak aleyhisselamm oglu, Yusiif aleyhissela- 
min babasidir. Adi israil idi. Oniki oglunun torunlarma (Beni-israil), ya'ni isra- 
il ogullan denir. Sonradan yehudi denildi. Samdadir. ishak aleyhisselamm ikinci 
oglu Iys idi. Bunun oglu Rum sarism oldugu icin bunun soyundan olanlara (Rum) 
veya (Beni-Asfer) denildi. 356, 389, 390, 391,' 482, 1006, 1122, 1151. 

965 — YA'KUB BIN SEYYID ALI "rahmetullahi teala aleyh": Edirnede ka- 
di idi. Sonra Bursada mtiderris iken 931 [m. 1525] senesinde vefat etdi. (Giilistan) 
serin ve (Mefatih-ul-cinan) ismindeki (Slr'a-tiil-islam) serhi meshurdur. Bu serh 
1288 [m. 1871]de istanbulda basilmis ve Hakikat Kitabevi tarafmdan 1413 [m. 1992] 
de istanbulda ofset baskisi yapilmisdir. 392, 596, 1036, 1142. 

966 — YA'KUB-I CERHI "rahmetullahi teala aleyh": Alaiiddin-i Attar haz- 
retlerinin talebelerinin biiyiiklerindendir. Derin alim, veliy-yi kamil idi. Gaznede 
Cerh koyiinde tevelliid ve 851 [m. 1447] de Hiilfetuda vefat eyledi. Hiratda ve Misr- 
da tahsil edip, Buharada Behaeddin-i Buhari hazretlerinin sohbeti ve tevecciihle- 
ri ile sereflendi. Tebareke ve Amme ciiz'lerinin tefsiri ve farisi (Risale-i iinsiyye) 
kitabi Hindistanda basilmisdir. 957, 969, 1148, 1174, 1184, 1185. 

967 — YEHUDA: Isa aleyhisselama iman eden oniki havariden biridir. Bunun 
miirted olup, Isa aleyhisselami otuz dirhem giimiis karsihgmda yehudilere haber 
verdigi soylenmekdedir. Yudas isharyot da denilmekdedir. Ucyiizdoksandokuzun- 
cu [399] sirada (Havariler) ismine bakmiz! 1108, 1109. 

968 — YEKDEST "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed Yekdest Curyani, Buha- 
ranm Ciiryan kasabasmda tevelliid etdi. 1069 [m. 1658] da ticaret icin Hindistana 
giderken Ciiryandaki ta'unda coluk cocugunun oldiiklerini isitdi. Yolda eskiyalar 
basip mallarim aldilar ve sol kolunu kesdiler. Cok uziintiilii Serhend sehrine gel- 
di. 1069 [m. 1658] senesinde Muhammed Ma'sum-i Farukinin hizmeti ile sereflen- 
di. Onbir sene kahvesini pisirdi. Sonra hilafet verilip Mekke-i miikerremede irsa- 
da emr olundu. Otuzdokuz sene bu vazifeyi yapdikdan sonra 1119 [m. 1707] da Mek- 
kede vefat etdi. Seyh Ahmed Yekdest hazretlerinin cok talebesi vardir. Bunlardan 
biri, Muhammed Emin Tokadi hazretleridir. Bir talebesi de, Egrikapi dahilinde Emir 

-1190- 



Buhari mescidi tekkesindeki tatar Ahmed efendidir. 1156 [m. 1743] da vefat etmis- 
dir. Bu mescid, ivez pasa cami'inden Ayvanseraya inerken sagda sed iizerinde olup, 
1384 [m. 1964] de kasden yakilmis, dort divan ve mihrabi dismdaki tatar Ahmed 
efendinin ve baska birkac tas kabr kalmisdir. Ahmed Yekdestin bir talebesi de, sey- 
yid Abdiilhakim efendi hazretlerinin ikamet etdigi, Idris koskii civanndaki evi, Kas- 
garf tekkesini ve cami'i yapdiran, haci Murteza efendi olup, hesab uzmam idi. 1160 
[m. 1747] da vefat etmisdir. Bu tekkenin bagcesinde medfundur. Bunlan 1158 
[m. 1745] de yapdirmisdir. Tekkenin ilk seyhi olan Abdiillah-i Kasgari, ondort se- 
ne sonra 1174 [m. 1760] de vefat etmisdir. Birinci sultan Mahmud zemamndaki alt- 
misiicuncu seyh-ul-islam seyyid Mustafa efendi de, 1112 [m. 1699] de Ahmed 
Yekdest hazretlerine intisab etmisdir. 1090 [m. 1678] da tevelliid ve 1158 [m. 
1745] de vefat edip Uskiidarda medfundur. 1157 [m. 1744] de, Eyyub Nisancasin- 
da seyh-ul-islam tekkesini ve mescidini yapdirdi. Bu mescid kapismda ve aynca Sa- 
rachanede birer cesmesi vardir. Ahmed Yekdestin bir halifesi de dordiincii Muham- 
med hamn bas cuhadan Kahraman agadir. 1147 [m. 1734] de vefat eden tarihci Mu- 
hammed Rasid efendi, bunun halifesi Emir agaya mensubdur. iki cild tarih kita- 
bi cok krymetlidir. Kahraman aganm bir halifesi de, Enderunlu Siihrab efendi olup, 
sonra AbdiilganiNablusiden de feyz almisdir. Uskiidarda Aziz Mahmud-i Hiidai 
tekkesindeki miirsidlerden Mudanyah zade Muhammed Revsen efendi, Siihrab 
efendiden feyz almisdir. Ahmed Yekdestin halifelerinden biri, kadi Ziyaiiddin efen- 
di, biri de ruznameci basi Muhammed Kumul begdir. 1132 [m. 1719] de vefat et- 
misdir. Fmdikhda sahilde molla Celebi cami'i yamnda, 1121 [m. 1708] de vefat eden 
seyh-ul-islam Muhammed Sadik efendinin kabri yamndadir. Sadik efendi, kirkse- 
kizinci seyh-ul-islam olup, ikinci Ahmed nan zemanmda, 1105 [m. 1691] de seyh- 
ul-islam olmus, dokuz ay sonra, ikinci Mustafa han tarafindan azl edilmisdir. 
Uciincii Ahmed han zemanmda tekrar seyh-ul-islam yapilmis, ihtiyar oldugundan 
bir sene sonra azl edilmisdir. Bu cami'i yapdiran Molla Muhammed Celebi, Istan- 
bul kadisi [hakimi] idi. 998 [m. 1590] de vefat etdi. Eyyubde Defterdar caddesi ile 
Kizilmescidden gelen yolun kesisdigi yerde biiyiik tiirbededir. Ahmed-i Yekdes- 
tin bir talebesi de, 1117 [m. 1704] de vefat edip, Karaca Ahmed kabristanmda defn 
edilen Muhammed Semerkandidir. Bir talebesi de, Dar-iis-se'ade agasi [ya'ni Is- 
tanbul valisi] Besir agadir. Bu isme bakiniz! 1073, 1082, 1162, 1184. 

969 — YESEVI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin Muhammed Yesevi, Yu- 
siif-i Hemedaninin uciincii halifesidir. Tiirkistanda Yesi kasabasmda tevelliid, 590 
[m. 1194] da orada vefat etdi. Hace Ata-i Yesevi denir. Nevayi dilinde (Ata), baba 
demek ise de tiirkler mesayih ulularma (Ata) derler. Buharada irsad edip, sonra Tiir- 
kistana gitdi. Veda' ederken, hace Abdiilhahk-i Goncdiivaniye tabi' olmalan icin 
talebesine vasiyyet etdi. Tiirkistan mesayihmm birincisidir. 503, 1103, 1193. 

970 — YEZID: Emevi halifelerinin ikincisidir. Hazret-i Mu'aviyenin ogludur. 
Yirmialtmci [26] yilda Samda tevelliid etdi. [64] de vefat etdi. [60] senesinde ha- 
life oldu. 61 [m. 681] senesinin Muharrem aymda Kerbela faci'asi oldu. Yezid bu- 
na iiziildu. (Allah ibni Mercaneye la'net eylesin! Hiiseynin istediklerini kabul 
etmeyip de, onu katl etdirdi. Boylece, beni kotii tamtdi) dedi. ibni Mercane, 
Ubeydiillah bin Ziyadm adidir. Yezid, miisliman idi. Nemaz kilardi. islamiyyete 
diisman degildi. Yiiziigiinun tasi iizerinde (Rabbiinallah) yazili idi. 490, 1066, 
1092,1139. 

971 — YEZID BIN AMR HUBEYRE: Emevilerin son halifesi olan Mervan bin 
Muhammed zemanmda Irak ve Horasan valisi idi. Eba Muslim ile cok harb etdi. 
imam-i a'zam Ebu Hanifeyi habs etdi. Basma kamci vurdurdu. 132 [m. 750] sene- 
sinde Ca'fer Mensur tarafindan olduriildii. 441, 443. 

972 — YUHANNA: Isa aleyhisselama iman eden oniki havariden biridir. ibra- 
ni dilinde Yahya demekdir. Rumcada Yohannes, yahud Yani, ermenilerde Ohan- 

-1191- 



nes, ingilizlerde Con, fransizcada Jan denir. Dort Incil yazanlardan biridir. Isa aley- 
hisselamm teyzesinin oglu idi. Ucyiizdoksandokuzuncu [399] sirada, (Havarfler) 
ismine bakimz! 372, 1109. 

973 — YUNUS "aleyhisselam": Yuniis bin Meta, Musul yamndaki Nineve 
ehalisine Peygamber idi. Dinlemediler. Heykellere tapmakdan vazgecmediler. Yu- 
niis "aleyhisselam" iiziildii. Dicle kenanna geldi. Gemiye bindi. Halbuki, Allahii 
teala, boyle emr vermemisdi. Gemi yiiriimedi. Kur'a cekdiler. Buna isabet etdi. Suc- 
lu benim buyurdu. Denize atdilar. Balik yutdu. Tevbe etdi. Balik, bunu bir kena- 
ra cikardi. Oliim halinde idi. Tekrar kuvvet buldu. Tekrar Nineveye gitmesi emr 
olundu. Yuniis "aleyhisselam" gelmeden once, hava kararmis, her yeri kara duman 
kaplamisdi. Kavmi korkup, tevbe etmis, tevbeleri kabul olup, azab geri almmis- 
di. Gelince sozlerini dinlediler. Yillar gecdi. Sarkda Midyahlar Babilde Keldani- 
ler meydana geldi. 353, 356, 427, 482, 993. 

974 — YUNUS BIN ABID "rahmetullahi teala aleyh": Takva ehli idi. Bezzaz 
idi. Ya'ni kumas tiiccan idi. 841. 

975 — YUNUS EMRE "rahmetullahi teala aleyh": Tesavvuf ehli ve halk sa'iri- 
dir. Boluludur. Porsuk cayinin Sakaryaya kansdigi mahalde tiirbesi vardir. Tap- 
dik Emreden feyz aldi. 843 [m. 1439] de vefat etdi. ilahileri zevkle okunmakdadir. 

976 — YUNUS SEMMAS: Roma imperatorlerinden ikinci Klaudius zemanm- 
da [m. 268-270] Antakya patriki idi. Allahii tealanm bir oldugunu, Isa aleyhisse- 
lamm Onun kulu ve Peygamberi oldugunu i'lan etdi. Cok kimseleri dogru yola ge- 
tirdi. (Kamus)da Semmas kelimesinde diyor ki, (Hiristiyanhkda, Patrik, miictehid, 
mezheb sahibidir. Papa, halifedir. Matran, Kadi, hakimdir. Uskuf, miiftidir. Kis- 
sis, hafiz, okuyucudur. Casilik, imamdir. Semmas, miiezzindir.) 

977 — YUSUF "aleyhisselam": Ya'kub "aleyhisselam" oniki oglundan en cok 
Yusufii severdi. Kardesleri, onu kira gotiiriip kuyuya atdi. Onu kurt yidi dediler. 
Fekat Allahii teala Onu korudu. Hem Peygamber yapdi, hem de Misra hiikumdar 
yapdi. Daha cok bilgi icin, (Eshab-i Kiram) kitabma bakimz! 356, 482, 522, 787, 
1006,1151,1190. 

978 — YUSUF BIN AHMED SICSTANI "rahmetullahi teala aleyh": (Miinye- 
tiil-miifti) ve (Gunye-tiil-fiikaha) kitablarim yazmisdir. Altiyiizotuzsekiz 638 [m. 
1240] senesinden sonra Sivasda vefat etmisdir. 

979 — YUSUF BIN CUNEYD "rahmetullahi teala aleyh": EM Celebi denir. 
Ikinci Bayezid han devri alimlerindendir. Tokathdir. Bursada, Edirnede ve istan- 
bulda miiderrislik yapdi. Vikayenin (Sadr-u§-§erf'a-§erhi)ne hasiye yaparak (Za- 
hiret-iil-Ukba) ismini vermisdir. Bu hasiyesi ve (Hediyyet-iil-mehdiyyin) admda- 
ki (Elfaz-i kiifr) kitabi ve (Beydavi hasiyesi) meshurdur. (Hediyyet-iil-mehdiyyin) 
kitabi da arabi olup, Hakikat Kitabevi tarafmdan 1394 [m. 1973] de istanbulda bas- 
dinlmisdir. Akseray ile Topkapi arasmda (Ehi zade) cami'ini yapdi. 905 [m. 1499] 
de vefat etdi. Cami'i yamndadir. Kizmm torunu Ehi-zade Abdulhalfm bin Muham- 
medin (Riyadiissadad fi-isbat-il-keramat lil-Evliya-i halel-hayat ve ba'del-me- 
mat) kitabi ve Molla Caminin farisi (Sevahid-un-niibiivve) kitabmm tercemesi mes- 
hurdur. 85, 90, 454, 467, 1084, 1097, 1164. 

980 — YUSUF BIN OMER "rahmetullahi teala aleyh": Hanefi fikh alimlerin- 
dendir. 832 [m. 1429] de vefat etdi. (Kuduri muhtasari)m serh edenlerdendir. Bu 
serhine (Cami'ul-mudmerat) veya kisaca (Mudmerat) denir. Yusiif bin Omer Sa- 
kafi baska olup, Emevilerin Irak valisi idi. 

981 — YUSUF DECVI "rahmetullahi teala aleyh": Decve, Misrda Dimyat 
yakmmdadir. Fikh alimidir. ibni Teymiyyeyi ve Muhammed Abdiihii red etmek- 
dedir. Tiitiin icmek haram degildir derdi. 1365 [m. 1945] de vefat etdi. 366, 461, 639. 

-1192- 



982 — YUSUF-I HEMEDANI "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Ya'kub Yusiif bin 
Eyyub Hemedani, Ehl-i siinnet alimlerinden ve Evliyamn biiyiiklerindendir. Biiyiik 
alimlerdendir. (Umdet-iil-makamat)da diyor ki, (Piyade olarak otuzyedi hac yap- 
di. Kur'an-i kerimi binlerce hatm eyledi. Gece nemazlarmda, her rek'atde, bir ciiz' 
okurdu. Tefsir, hadis, kelam ve fikhdan yediyiiz ciiz' ezberinde idi. ikiyiizonuc 
miirsid-i kamilden istifade etdi. Yedibin kafirin imana gelmesine sebeb oldu. Hizir 
aleyhisselam ile cok sohbet etdi. Hastalara ve nazar degenlere ta'viz ve miska yazar- 
di. imam-i a'zam soyundan idi). [440] da Hemedanda tevelliid, 535 [m. 1141] sene- 
sinde Hiratda vefat etdi. Merv sehrindedir. Onsekiz yasmda Bagdada gelip, Ebu Is- 
hak-i Siraziden okudu. Hanefi fikh ve miinazara alimi oldu. Ebu Ali Farmediden feyz 
ahp, kemale geldi. Muhyiddin-i Arabi hazretleri bir kitabinda diyor ki, [602] sene- 
sinde seyh Evhad-eddin-i Hamid Kezmani Konyaya geldi. Hemedanda Yusiif-i He- 
medani, altmis yildan ziyade irsad etmisdir. Birgiin bir yere gitmek istedi. Hayvanin 
yularim serbest birakdi. Hayvan bunu, sehr haricinde bir mescide gotiirdii. Mescid- 
de bir gene, buna birsey sordu. Cevabim verdi, dedi. Muhyiddin-i Arabi hazretleri, 
burada buyuruyor ki, (Sadik olan talebe iistadi kendi yanina ceker.) (Fetava-i hadf- 
siyye) sonunda diyor ki, (Ebu Sa'id Abdullah ve ibn-iis-sakka ve Abdiilkadir-i Gey- 
lani hazretleri, ilm tahsili icin Bagdada gelmislerdi. Yusiif-i Hemedani Bagdadda, 
Nizamiyye medresesinde va'z ediyordu. ibn-iis-sakka admdaki meshur derin alim, 
kalkip birsey sordu. Otur, senin soziinden kiifr kokusu geliyor buyurdu. Hakikaten 
Istanbula sefir olarak gidip, orada hiristiyan oldu.) Abdiilhahk-i Goncdiivani ve Ah- 
med-i Yesevigibi biiyiik Veliler yetisdirdi. (Zfnet-iil-hayat), (Menazil-iis-sayirin) ve 
(Menazil-us-salikin) kitablan meshurdur. 969, 1062, 1090, 1103, 1191. 

983 — YUSUF NEBHANI "rahmetullahi teala aleyh": Yusuf bin isma'il bin Yu- 
siif Nebhani, Hayfada Eczim kariyyesinde 1265 [m. 1849] de tevelliid, 1350 [m. 1932] 
Ramezan ayinda Beyrutda vefat etdi. Ondordiincu asrm biiyiik alimlerindendir. 
Cami'ul-ezheri bitirdi. Cok kitab yazdi. Bunlardan 46 sinm ismleri, vehhabileri red 
eden (Sevahid-iil-hak) kitabmm basmda yazihdir. Bunlarm hepsi basilmisdir. 
Fazla bilgi icin (Eshab-i kiram) kitabma bakiniz! 454, 458, 459, 469, 1077, 1185. 

— YU$A': Musa aleyhisselamm dinini yayan peygamberlerdendir. Kur'an-i ke- 
rimde ismi yazih degildir. Musa aleyhisselamm hemsiresinin ogludur. Kabri, istan- 
bulda, Beykozda Yusa' tepesinde oldugu soylenmekdedir. 482, 1152. 

984 — YUSUF ZIYA AKI^IK "rahmetullahi teala aleyh": Bosnada, Focahdir. 
[1303] de tevelliid, 1378 [m. 1958] de Fatihde vefat etdi. Edirne-kapi kabristamnda iken, 
mubarek cesedi m. 2000 senesinde, zevcesi Sii'ada hammin cesedi ile birlikde, Eyyub- 
de Kasgari dergahi yamndaki kabrlerine nakl edilmisdir. Ahmed bin haci Salih bin Ziil- 
fikar pasa ogludur. Ziilfikar pasa, Akkoyunlu soyundandir. Yusiif Ziya beg, Vefada 
Karamiirsel kumas fabrikasi miidiri idi. Yiizlerce miisliman fakirin sigmagi idi. Yiiz- 
lerce gencin hidayete kavusmasma sebeb oldu. Seyyid Abdiilhakim efendinin sohbe- 
ti ve hizmeti ile sereflenmis, tevecciih ve feyzlerine mazhar olmus, derece-i kemale va- 
sil olmusdur. Halk icinde, Hak ile idi. Seyyid Abdiilhakim efendi, 1348 [m. 1929] de 
Ziya bege hediyye etdigi (Mektubat) kitabi ic kapagma (Bu kitab, Yusiif Ziya ibni Ah- 
mede, din kardesi hatta babasi yerindeki Abdiilhakim vasitasi ile, Allahii teala tara- 
fmdan ihsan edilmisdir) yazmisdir. Bu kitabi, alti cild bir arada, farisi olarak, 1166 [m. 
1752] da Fatihde Mesih pasa cami'i civarmdaki (Haci ilyas Mescidi) imami Vasik Ib- 
rahim efendi, cok nefis olarak yazmisdir. Hiiseyn Hilmi Isik, Ziya begin damadidir. 

985 — ZAHIDI "rahmetullahi teala aleyh": Muhtar bin Mahmud, Hanefi fikh 
alimlerindendir. Iranda Harezmde tevelliid, 658 [m. 1259] senesinde vefat etdi. (Ha- 
vi), (Miicteba), (Kuduri $erhi) kitablan cok kiymetlidir. (Kinye-tiil-fetava) kita- 
binda za'if bilgiler de vardir. 269, 375, 852, 873. 

986 — ZAHiD-UL-KEVSERI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed Zahid bin 
Hasen, sultan Vahideddin han zemamnda, seyh-ul-islam Mustafa Sabri efendinin 

-1193- 



ders vekili idi. Kafkasyah cerkesdir. 1295 [m. 1878] de tevellild, 1370 [m. 1951] de 
Misrda vefat etdi. Zemanmm tefsir, hadis ve fikh alimi idi. Vehhabiligi red eden (Es- 
seyf-iis-sakil) kitabi ile (Makalat)i cok kiymetlidir. (El-isfak ala ahkam-it talak) ki- 
tabi Kahirede ve (irgamiil-merid) kitabi Hakikat Kitabevi tarafmdan istanbulda ba- 
silmisdir. (Hiisn-iit-tekadf) kitabmda Sah Veliyyullahi tenkid etmekdedir. 454. 

987 — ZAHIRUDDIN-I HAREZMI "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed bin 
isma'il Zahiriiddin-i Timur-tasi Harezim, 601 [m. 1204] de vefat etmisdir. Hane- 
fifikh alimlerindendir. imam-i Muhammedin (Cami'us-sagir)ini serh etmisdir. 1183. 

988 — ZAHIREDDIN-I ISHAK: Ebiil Mekarim Velvalici. (Velvaliciyye fet- 
vasi) istanbulda basilmisdir. 710 [m. 1310] da vefat etdi. 

989 — ZEBIDI [Zubeydi]: Ahmed bin Ahmed, 893 [m. 1488] de vefat etdi. (Tec- 
rid-iis-sanh) admdaki iki cild (Buhari) muhtasan meshurdur. Serkavi ve ibni Ka- 
sim-i Gazzinin hasiyeleri ile birlikde 1347 [m. 1928] de Misrda basilmisdir. 1083. 

990 — ZEHEBI "rahmetullahi teala aleyh": imam-i Ebu Abdullah Semseddin 
Muhammed bin Ahmed bin Osman bin Kaymaz Tiirkmani Misri, hadis ve tarih alim- 
lerindendir. 673 [m. 1274] de Samda tevelliid, 748 [m. 1348] de Misrda vefat etdi. 
Eserlerinden (Mizan-iil i'tidal), oniki cild (Tarih-iil-islam), (Tecrid tf-esma-i Saha- 
be) ve (Es-sahife ti-menakib-i Ebi Hanife) kitablan vardir. (Et-tibbiin-Nebevi) cok 
faideli olup, Ibrahim Ezrakm (Teshil-ul-menaff)! hamisinde olarak Misrda ve 
1396 [m. 1975] da istanbulda basilmisdir. (Tecrid) Beyrutda, (Mekteb-iit-ticari)de 
satilmakdadir. ibni Teymiyyenin talebesidir. 442, 443, 652, 719, 734, 765, 1117. 

991 — ZEKERIYYA "aleyhisselam": Siileyman aleyhisselamm soyundandir. 
Kudiisde Beyt-i mukaddesde (Tevrat) yazmagi, kurban kesmegi idare ederdi. 
Zevcesi Isa' hatun veya Elisa', hazret-i Meryemin hemsiresi idi. Babalan imran idi. 
imran, once Isa' hatunun annesi ile, sonra bunun baska erkekden olan kizi Hun- 
ne ile evlenmisdi. Hazret-i Meryemin annesi Hunne, (Cenab-i Hak bana bir ogul 
ihsan ederse, Beyt-iil-mukaddese hizmetci yapacagim) diye adadi. Kizi oldu. Adi- 
m Meryem koydu. Hazret-i Meryem diinyaya gelmeden once, babasi imran vefat 
etdi. Hunne, kizim Beyt-til-mukaddese hediyye etdi. Zekeriyya "aleyhisselam", onu 
evine gotiirdii. Teyzesi Isa' biiyiitdii. Sonra, ona Beyt-iil-mukaddesde oda yapdir- 
di. Hazret-i Meryem, bu odada ibadet ederdi. Yanma Zekeriyya aleyhisselamdan 
baska kimse giremezdi. Cebrail "aleyhisselam", Zekeriyya aleyhisselama gelip, Isa- 
dan Yahya admda oglu olacagini haber verdi. Yahya aleyhisselamdan alti ay son- 
ra, (Beyt-iillahm) denilen yerde, hazret-i Meryemin oglu Isa "aleyhisselam" tevel- 
liid etdi. Yehudiler, Zekeriyya aleyhisselama iftira etdiler. Sonra, sehid etdiler, se- 
hid olurken, yuz yasmda idi. 482, 507, 1135, 1189. 

992 — ZEMAHSERI: Zimahseride denir. Allame Ebul-Kasim Mahmud Carul- 
lah bin Omer, tefsir, fikh ve liigat alimi idi. Mu'tezile mezhebinde idi. Olurken tev- 
be etdigi soylenmekdedir. 467 [m. 1074] de Harezmde Zemahser kasabasmda te- 
velliid, 538 [m. 1144] de arefe gecesinde Ciircaniyyede vefat etdi. Belagat ilminde 
cok yiiksek idi. (Esas-iil-belaga) kitabi iki cilddir. Misrda basilmisdir. (Mukadde- 
me-tiil edeb) liigat kitabi, [1117] de Bursada Muradiyye medresesi miiderrisi tara- 
fmdan tiirkceye terceme edilmis, istanbulda basilmisdir. (Kesstif tefsiri) Kur'an-i 
kerimin belagatini gostermekde bir saheserdir. Hanefi mezhebine gore ibadet 
ederdi. (Kudurf muhtasari)m serh etdi. imam-i a'zam Ebu Hanifenin menakibmi 
yazdi. Ayasofya cami'i hakkmda da bir risalesi vardir. Bir ayagi kink, takma idi. 
Mekke-i miikerremede bes yil kaldi. Bunun icin Carullah denir. 416, 417, 644. 

993 — ZEMAN SAH "rahmetullahi teala aleyh": Sah-i zeman da denir. Efga- 
nistan hiikumdarlarmdandir. Ahmed Sah-i Ebdalinin torunu ve Timur Sahm og- 
ludur. 1207 [m. 1793] de pederi oliince, Kabilde hiikiimdar oldu. 1210 da Lahore 
ve Delhiye ziyarete giderken Hirat hakimi kiiciik kardesi Mahmud sah Kabile te- 

-1194- 



caviiz edince, geri dondii. 1214 de Mahmuda maglub oldu. 1255 [m. 1839] de in- 
gilizler, Kabile en kiiciik kardesi sah Suca'i getirdiler ise de, 1258 de Sah-i zeman 
hiikumeti tekrar eline aldi. Serhend sehrinde imam-i Rabbani hazretlerinin kiiciik 
tiirbesini ta'mir edip iizerine biiyiik, cok miizeyyen, mermerden bir tiirbe yapdir- 
di. Bunun yamndaki tiirbede zevcesi ile birlikde medfundur. 1121. 

994 — ZENBILLi ALI EFENDI "rahmetullahi teala aleyh": Osmanh Seyh-ul- 
islamlarmin sekizincisidir. Karamanhdir. Mevlana Muslih-uddin efendinin talebe- 
si ve damadidir. 908 [m. 1502] de Seyh-ul-islam oldu. 932 [m. 1526] de vefat edin- 
ciye kadar ikinci Bayezid ve Yavuz sultan Selim ve Kanuni sultan Siileyman zeman- 
larmda, bu makamda basan ile calisdi. Yavuz sultan Selimin siddetli hareketleri- 
ni bile teskine muvaffak oldu. Ziihd ve takvasi ve istikameti ile sohret yapdi. ib- 
ni Kemal Ahmed Semseddin efendi, kendisine halef oldu. Cemali ismini kullamr- 
di. (El-muhtarat) fikh kitabi cok kiymetlidir. Zeyrek yokusundaki turbesindedir. 

995 — ZENON: Eski yunan filosofudur. Bunun felsefesine (Revakuyyun) de- 
nir. 

996 — ZERDUST: Mecusi ya'ni atese tapma dininin kurucusudur. Miladdan al- 
tiyiiz [600] sene once Hindistanda dogdu. Berehmen din adamlan tarafindan ko- 
vuldu. Belhde Mecusi dinini yaydi. iyilik tannsi (Ized) veya (Ormiizd) ile kotuliik 
ve karanlik tannsi (Ehrimen) olmak iizere iki tanri vardir dedi. (Zend) kitabi ve 
(Avesta) denilen serhi Avrupada basilmisdir. Iran sahi isfendiyar, bu dini yaymak 
icin Turanhlarla cok harb etdi. Mejdek, Mecusilige (istirakiyye) i'tikadim da kat- 
di. Ondan once Iranhlar (Sabi'i) idi. Giinese ve yildizlara taparlardi. Hazret-i 
Omer Irani almca, acemler musliman oldu. Mecusi dini Hindistanda kaldi. Bugiin, 
Iranhlar, eski milli adetler diye mecusi ayinlerini ve sayih giinlerini ortaya cika- 
riyorlar. 528. 

997 — ZERKANI "rahmetullahi teala aleyh": Muhammed bin Abdiilbaki 
Ezheri, Misrda, Maliki hadis ve fikh alimlerindendir. Babasi gibi, Zerkani adi ile 
meshurdur. 1055 [m. 1645] de Zerkanda tevelliid, 1122 [m. 1710] de vefat etdi. 
Imam-i Malikin (Muvatta)im ve Kastalaninin (Mevahib)ini serh etdi. Bu, sekiz 
cild olup, 1329 [m. 1911] senesinde Misrda ve 1393 [m. 1973] de Liibnanda basil- 
misdir. 43, 281, 378, 387, 391, 458, 633, 639, 695, 718, 783. 

998 — ZERKESI "rahmetullahi teala aleyh": Bedreddin Muhammed bin Be- 
hadir, Safi'ifikh alimidir. 745 [m. 1344] de tevelliid, 794 [m. 1391] de Misrda ve- 
fat etdi. Samda kadi idi. (Ukud-iil-ceman fi-vefiyyat-il-a'yan)i meshurdur. 419, 632. 

999 — ZEYD BIN HARISE "radiyallahu anh": Resulullahin kolelerinin en sev- 
gilisi idi. Hazret-i Hadicenin kolesi idi. Resiilullaha hediyye etdi. O zeman sekiz 
yasmda idi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" azad edip, evlad edindi. Ba- 
basi yillarca oglunu aramis, haber almca Mekkeye gelip oglunu istemisdi. Resu- 
lullah, (Cocugun re'yine birakahm. Kimi isterse, onun olsun) buyurdu. Zeydi ge- 
tirip sordular. Benim anam babam budur diyerek, Resulullahin yamndan ayrilmak 
istemedi. Resulullah, bunun iizerine, (Zeyd benim oglumdur) buyurdu. Babasi ve 
amcasi, sevinip geri dondiiler. ilk iman edenlerdendir. Biitun gazalarda kahraman- 
hk gosterdi. Resulullah, Zeydi, kendi azadhsi Umm-i Eymen ile nikahladi. Usa- 
me tevelliid etdi. Sonra, Resulullah kendi halasi Umeymenin kizi Zeyneb bint-i 
Cahsi da, Zeyde nikah etdi. Zeyd, Zeynebin ri'ayetine kadir olamayip, hicretin 
iicuncii [3] senesinde, arzulan ile ayrildilar. Hicretin sekizinci [8] senesinde, Sam 
civarmda Mu'te denilen yerde iicbin islam askeri, yiizbinden ziyade ve tarn techi- 
zath rum ordusu ile cihad ederken kumandan idi. Sehid oldu. Yerine Ca'fer bin Ebi 
Talib kumandayi ele aldi. O da sehid oldu. Sonra sancagi Abdullah ibni Revaha 
eline aldi. O da sehid oldu. Sonra Halid bin Velid, kumandan oldu. Ansizm hiicum 
etdi. Elinde dokuz kilmc kirildi. Diisman bozuldu. Resulullah, Medinede Mesci- 

-1195- 



dinde, bu hali goriiyor. Eshabma haber veriyordu. Eshabimn sehid olduguna cok 
iizuldii. Zeydden baska hicbir Sahabinin ismi, Kur'an-i kerimde acikca bildirilme- 
misdir. Zeyd beyaz, giizel idi. Usame ise esmer idi. Ciinki, Umm-i Eymen, Resu- 
lullaha annesinden miras kalan habesi cariye idi. 353, 381. 

1000 — ZEYD BIN SABIT "radiyallahii anh": Eshab-i kiramin biiyuklerinden- 
dir. Hazrec kabilesindendir. Hicretde on yasinda idi. Babasi dort sene once olmiis- 
dii. Hendek ve sonraki gazalarda bulundu. Feraiz ilminde derin bilgisi vardi. Siir- 
yani ogrenmesi emr olundu. Resulullahm komsusu idi. Vahy gelince, Resulullah 
buna adam gonderir, cagirir, vahyi yazardi. Deve ve Siffinde ictihadi, hazret-i Ali- 
nin ictihadma uymadi. Kur'an-i kerim toplanirken, kendisi yazdi. [45] veya 55 [m. 
674] de vefat etdi. Nemazini Mervan bin Hakem kildirdi. 440, 534, 1106, 1107. 

1001 — ZEYD BIN VEHB "rahmetullahi teala aleyh": Ebu Siileyman Cuhni, 
Resulullahi uzakdan isitip imana geldi. Cemalini gormekle sereflenmege gelirken 
vefat etdigini yolda haber aldi. Tabi'inin biiyiiklerinden oldu. Kufede yerlesdi. Haz- 
ret-i Almin sohbetinde bulundu. 289. 

1002 — ZEYD BIN ZEYNEL'ABIDIN "rahmetullahi teala aleyh": Hazret-i Hii- 
seynin torunudur. Hisam bin Abdiilmelik zemanmda, Kufeliler Zeyde, halife olur- 
san sana kirkbin asker veririz dediler. Fekat, sozlerinde durmadilar. Ehl-i beyte hi- 
yanet etdiler. Bunlarm sozlerine aldanarak, yiizyirmiiki 122 [m. 739] de Kufede ha- 
lifeligini i'lan etdi. Irak valisi Yusiif bin Amirin askeri ile harb ederken yaninda- 
kilerin cogu dagildi. Zeyd sehid oldu. (Eshab-i Kiram) kitabma bakmiz! 61, 1197. 

1003 — ZEYLA'I: Osman bin All, Hanefi fikh alimlerindendir. 743 [m. 1343] 
de Misrda vefat etdi. imam-i Muhammedin (Cami'ul-kebir)ini serh etmis ve 
(Kenz) kitabim serh ederek (Tebyin-iil-hakaik) admi vermisdir. (Tebyin) kitabi, 
Ahmed bin Muhammed Selbinin hasiyesi ile birlikde 1313 [m. 1895] senesinde Misr- 
da ve sonra Beyrutda basilmisdir. Selbi 1031 [m. 1621] de Misrda vefat etmisdir. 
284, 323, 867, 883. 

1004 — ZEYNEB "radiyallahii anha": Resulullahm dort kizmdan birincisidir. 
Otuz yasinda iken tevelliid etdi. Nubiivvetden once, annesi Hadicenin hemsireza- 
desi Ebul'as bin Rebf ile evlendi. Ebul'as iman etmedi. Bedr gazasmda esir olup, 
zevcesini Medmeye gondermek sarti ile birakildi. Kendi kardesi ile gonderdi ise 
de, kafirler Zeynebi yolda geri cevirdi. Resul "aleyhisselam" Zeyd bin Hariseyi 
Mekkeye gonderip Zeynebi gece Medineye kacirdi. Ebul'as, Hudeybiye gazasm- 
dan sonra imana geldi. Zeyneb tekrar kendisine verildi. Hicretin sekizinci [8] se- 
nesinde otuzbir yasinda vefat etdi. Oglu Ali, Mekkenin fethinde Resulullahm 
devesinde ve arkasmda idi. Zeynebin kizi Umameyi hazret-i Ah kendine nikah ey- 
ledi. 

1005 — ZEYNEB BINT-I CAH$ "radiyallahii anha": Resulullahm halasi olan 
Umeymenin kizi, Abdullah bin Cahsm kardesi idi. Babasinm adi Burre idi. Iman 
etmedigi icin, Cahs denildi. Zeyneb ilk iman edenlerdendir. Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" bunu, once, ogullugu olan Zeyd bin Hariseye nikah etdi. Zeyd, 
Zeynebin hakkini gozetemediginden, hicretin iiciincii [3] senesinde ayrildilar. 
Resul "aleyhisselam" nikah etmek istedi. Zeyneb bunu isitince, sevincinden iki 
rek'at nemaz kihp, (Ya Rabbi! Senin Resuliin beni istiyor. Eger Onun zevceligi ile 
sereflenmemi takdir buyurdun ise, beni Ona sen ver!) diye dua etdi. Diiasi kabul 
olup, Ahzab suresinin, (Zeyd, onun hakkinda istedigini yapdikdan sonra [ya'ni Zey- 
nebi bosadikdan sonra], biz, onu sana zevce eyledik), meal-i serifinde olan otuz- 
yedinci ayeti nazil oldu. Zeynebin nikahmi Allahii teala yapdigi icin, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" aynca nikah yapmadi. Hazret-i Zeyneb "radiyalla- 
hii anha" bununla her an oguniir ve her kadmi babasi evlendirir. Beni ise, Allahii 
teala nikahladi, derdi. O zeman otuzsekiz yasinda idi. Hicretin yirminci [20] yilm- 

-1196- 



da, elliuc yasinda vefat etdi. Hayn, ihsam, sadakayi pekcok severdi. El islerinde 
de mahir idi. isledigi seyleri ve eline gecen herseyi akrabasina ve fakirlere verir- 
di. Hatta, halife Omer "radiyallahii anh" Ezvac-i Mutahheratm herbirine oniki- 
bin dirhem verirdi. Bu, ahr almaz hepsini sadaka eder, dagitirdi. Resulullahdan son- 
ra, Zevcat-i tahirat arasmda, en once vefat eden budur. Hazret-i Aise, bunu cok 
medh ve sena eyledi. (Zevcelerim arasmda, bana en once kavu$acak olani, eli uzun 
olanidir) hadis-i serifi, bunun once vefat edecegini haber vermisdi. Cunki, en cok 
sadaka veren bu idi. Fransiz edebsiz sa'iri Volter, Resulullahm "sallallahu aleyhi 
ve sellem" hazret-i Zeynebi "radiyallahii anha" zevcelige kabul buyurmasim, ta- 
rihlere, vak'a ve haberlere taban tabana zid ve uydurma, aleak iftiralarla, si'r dii- 
zerek bir tiyatro kitabi yazmisdir. Edebiyyat ve fikr adamma yakismiyan bu cir- 
kin, igrenc yazisi, kendisini aforoz etmis olan, biiyiik diismam papanin hosuna git- 
mis, kendisini oksayici mektub yazmisdir. Muslimanlarm halifesi, sultan ikinci Ab- 
dtilhamid han, bu piyesin sahnede oynatilacagini isitince, Fransa ve ingiltere hii- 
kumetlerine iiltimatom vererek hemen onlemis, biitiin insanhgi, yiiz kizartici, 
asagihklardan kurtarmisdir. 381, 1065, 1189, 1195. 

1006 — ZEYNEB BINT-I HUZEYME "radiyallahii anha": Resulullahm zev- 
celerindendir. Cok ibadet eder, cok sadaka verirdi. Once Abdullah bin Cahsm zev- 
cesi idi. Abdullah, Resulullahm halasi Umeymenin oglu idi. Uhud gazasmda se- 
hid oldu. Resulullahm nikahi ile sereflendi ise de, sekiz ay sonra vefat etdi. 381. 

1007 — ZEYNEL'ABIDIN "rahmetullahi teala aleyh": Oniki imamin dor- 
diincusudiir. Zeydin ve Muhammed Bakirm babalandir. Alibin Hiiseyn bin haz- 
ret-i Alidir. Bir ismi de Seccaddir. 46 da tevelliid, doksandort 94 [m. 713] de ha- 
life Velidin emri ile, Medine valisi Osman bin Hayyan tarafindan zehrletilerek se- 
hid edildi. Mubarek basmin, Misrda Kurafe kabristanmda oldugu, (Tezkire-i 
Kurtubi muhtasan)nda yazih ise de, bunun ZeynePabidin hazretlerinin oglu Zey- 
din mubarek basi oldugu (Tuhfetiirragib fi sireti cema'ati min ayani Ehl-i beytil 
atayib) kitabinm 31. sahifesinde tashih edilmekdedir. 62, 1126, 1141. 

1008 — ZEYNUDDIN-I HAFI: ismi Ebu Bekr Muhammeddir. Buyiik Veliler- 
dendir. Nureddin Abdurrahman Misrinin halifesi ve Abdiillatif Kudsi Bursavinin 
miirsididir. [Nefehat.] Bu da, istanbuldaki Ebiil Vefa hazretlerinin miirsididir. Hal- 
vetiyye kolundan Zeyniyye tarikatinin miiessisidir. 838 [m. 1435] de vefat etdi. Ho- 
rasanin Haf kasabasindandir. [(Mesmu'at)da sahife 110.] 1094, 1146. 

1009 — ZEYNUDDIN-I TAYBADI "rahmetullahi teala aleyh": Mevlana 
Zeyneddm-i Ebu Bekr, mevlana Nizameddin-i Hirevmin talebesi idi. islamiyye- 
te yapismakla, siinnete uymakla, batini ilmlere kavusdu. Evliyamn halleri, makam- 
lan ihsan olundu. Uveysiidi. Seyh-ul-islam Ahmed-i Namiki Caminin ruhaniyye- 
tinden feyz aldi. Onun tiirbesine cok gitdi. Sah-i Naksibend Behaeddin-i Buhari 
hazretleri hacca giderken, Hiratdan gecdi. Taybada ugrayip, mevlana Zeyneddin 
ile goriisdii. 791 [m. 1388] senesinde vefat etdi. 903. 

— ZIYA BEG: 984 numarada YUSTJF ZIYA ismine bakiniz! 

1010 — ZIYADI "rahmetullahi teala aleyh": Nur-ud-din Alibin Yahya Ziya- 
di, Misrdaki Safi'i alimlerindendir. 1024 [m. 1615] de vefat etdi. (Minhac §er- 
hi)ne hasiyesi, alimler arasmda cok makbiildiir. (Muharrer)i serh etmisdir. 633. 

1011 — ZIYA PA$A: Osmanh devlet adamlanndan ve sa'irlerindendir. Erzu- 
rumludur. Abdiil'aziz han zemanmda Ma-beyn katibi idi. ikinci Abdiilhamid han 
zemanmda Adana valisi oldu ise de, istanbuldan ayn kalmak zor geldi. Bursada izn- 
de iken 1295 [m. 1878] de vefat etdi. Mason oldugu meydana cikmisdir. 1086, 1154. 

1012 — ZiYA-UD-DIN-i GUMU$HANEVI "rahmetullahi teala aleyh": Ah- 
med Ziya-iid-dm efendi, [1235] de Giimushanenin Emirler mahallesinde tevelliid 
ve 1311 [m. 1893] de istanbulda vefat etdi. Slileymaniyye cami'i bagcesindedir. Ha- 

-1197- 



lid-i Bagdadmin talebelerinden Ahmed bin Stileyman Ervadiden [1264] de ica- 
zet aldi. Icazet alirken, Halid-i Bagdadmin talebelerinden veliy-yi kamil Abdiil- 
fettah-i Akri hazir idi. Bab-i Slide Fatima sultan cami'i yaninda ders verirdi. 
Cok kitab yazdi. (Ramuz-iil-ehadis) hadis kitabi cok kiymetlidir. 399, 460, 1158. 

1013 — ZUBEYR BIN AVVAM "radiyallahii anh": Huveyled bin Esed bin 
Abdil'uzza bin Kusay torunudur. Eshab-i kiramm biiyiiklerinden ve asere-i 
miibesseredendir. Hazret-i Hadicenin erkek kardesinin ve Resulullahm halasi olan 
hazret-i Safiyyenin ogludur. Onsekiz yasmda dordtincii olarak imana geldi. islam- 
da ilk kilmc ceken budur. Biitiin gazalarda bulundu. Cok yaralandi. Misnn fethin- 
de de bulundu. Zengin idi. Biitiin malmi Allah icin dagitdi. Eshab-i kiram sehid 
olunca, yetimlerine vasi olur, onlari beslerdi. Deve vak'asinda hazret-i Talha ve 
hazret-i Aise ile birlikde, hazret-i Aliye karsi idi. Harbden cekilip nemaz kilar- 
ken, Ibni Cermuz tarafmdan [36]. ci senede, sehid edildi. Altmisyedi yasinda idi. 
Hazret-i All bunu isitince, gok iiztildii. Nemazini kendi kildirdi. Zubeyr bin 
Ebiil'ula miiceddidi, Muhammed Naksibend-i saninin hafidi olup 1152 de Serhend- 
de vefat etdi. 133, 509, 510, 621, 1066, 1098, 1164, 1182. 

1014 — ZUFER "rahmetullahi teala aleyh": Ziifer bin Huzeyl, Hanefifikh alim- 
lerindendir. imam-i a'zam Ebu Hanifenin talebesindendir. [110] da isfehanda 
tevelliid, 158 [m. 775] de Basrada vefat etdi. Zaruret halinde imam-i Ziiferin sozii 
ile amel caizdir. 120, 304, 439, 443, 806, 863. 

1015 — ZUHDU PA$A "rahmetullahi teala aleyh": Ahmed Zuhdu pasa sey- 
yiddir. Me'arif nazin idi. 1319 [m. 1901] da vefat etdi. Ttirkce (Mecmu'at-iiz- 
Ziihdiyye) fikh kitabi cok faidelidir. 1311 de istanbulda basilmisdir. 

1016 — ZULKARNEYN: 496. ci sirada, iskender ismine bakiniz! 62, 740, 
1110. 

1017 — ZULYEDEYN: Resulullahm bir ogle veya ikindi nemazmda, ikinci 
rek'atde selam verdigini edeble soran, bu zatdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem", sonra kalkip iki rek'at daha kildi ve secde-i sehv yapdi. 506. 

1018 — ZUNNUN-i MISRI "rahmetullahi teala aleyh": Ebulfadl Sevban bin Ib- 
rahim, S6fiyye-i aliyyedendir. Sehl-i Tiisterinin miirsididir. Misrda, tesavvufu ilk 
olarak acikhyan bu zatdir. 245 [m. 860] de vefat etdi. 609, 788, 1115. 

1019 — ZUVVAR HUSEYN "rahmetullahi teala aleyh": Pakistanda Karasi seh- 
rinin Nazimabad kismmda, 1401 [m. 1981] de vefat etmisdir. Pakistanda Hay- 
darabad iiniversitesi profesorlerinden gulam Mustafa hanm miirsididir. Muham- 
med Sa'id-i Kureysinin halifesidir. imam-i Rabbani Ahmed Farukmin "rahmetul- 
lahi aleyh" ile cild farisi (Mektubat) kitabmi 1392 [m. 1972] senesinde ve Muham- 
med Ma'sum-i Farukinin "rahmetullahi aleyh", iic cild farisi (Mektubat)mi 1396 
[m. 1976] senesinde, Pakistanda Karasi sehrinde tab' etdirdi. istanbulda Hakikat 
Kitabevi, birincinin hepsini 1397 [m. 1977] de ofset yolu ile basdirmis, bu iic cild- 
den secdigi ikiytizoniki mektubu ve arabilerinden secdigi yiizdoksandort mektubu 
(El-miintehabat) ismi ile ayn birer kitab halinde basdirmisdir. Ma'sumiyyeden sec- 
digi yiizotuzbes mektubu da, (Miintehabat-i Ma'sumiyye) ismi ile, 1399 [m. 1979] 
da basdirmisdir. Altiyiizaltmissekizinci sirada Muhammed Osman ismine bakiniz! 
1146. 

1020 — ZUVAVI ISA "rahmetullahi teala aleyh": Maliki fikh alimidir. ibni Tey- 
miyyeyi red eden risalesi ve (Miidevvene) serhi meshurdur. 743 [m. 1342] de 
Kahirede vefat etdi. 



Ya Allah! Ya Rahman! Ya Rahiin! Ya Afiivvii ya Kerim! Fa'fii anna, vagfirle- 
na, verhamna, vensurna alel-kavmil kafirin! 

-1198- 



Se'adet-i Ebediyye kitabma Have edilen meshur insanlann ismleri ve kitabdaki 
sahife numaralan asagidadir. Parantez icindeki rakamlar, vefat tanhleridir: 

-A- Abdurrahman ibni ebu Leyla (83). 

Abdurrahman Seref 297. 
Abdurradf MiinavT (1 031 ), 398, 41 9, 448, 465, 631 , 

1149. 
Abdurrazik Pasa 1117. 

Abdurresid ibrahim efendi (1363 Japonyada) 484. 
Abdiirrezzak (Seyyid) (603), 1061. 
Abdiissadik Amir bin Ubade 1162. 
Abdussamed SultanpiirT 429. 
Abdusselam SemerkandT 1141. 
Abdusselam kadyanT310, 462, 499. 
Adem Benuri muceddidT (1 054 Medinede). 
Adi (YezidTligi yayan Suriyeli) 489. 
Adnan Menderes (1 381 ), 1 092, 1 1 25, 1 1 56, 1 1 73. 
Ahmed Allan-i Mekki (1031), 1075. 
Ahmed Berki(1028), 1108. 
Ahmed bin AIT Hariri (1048), 638. 
Ahmed bin AIT Makrizi (845), 802. 
Ahmed bin idris (1 253 Yemen) 1 1 83. 
Ahmed bin Muhammed Nisapuri (427). 
Ahmed bin Muhammed Seibi (1301), 1196. 
Ahmed bin Musa ibni Merdeveyh (410), 1 1 65. 
Ahmed bin Suleyman Ervadi (1264), 1198. 
Ahmed Daviidoglu (1 403 [m. 1 983]), 9, 1 1 36, 1 1 40. 
Ahmed Didad 310, 462, 499. 
Ahmed Efendi (TecvTd yazari) 1125. 
Ahmed Gazali (520), 1087. 
Ahmed Hamdi Akseki [m. 1951], 1162. 
Ahmed Riza Han BerilevT (1340), 455, 472. 
Ahmed Savi Malik? halveti (1241), 209, 1175. 
Ahmed Zeyneddin ihsani (1241), 1097. 
Ahmed Ziya Beg (1355), 171, 178, 185, 187, 197, 

198,361,379. 
Ahmed Ziyaeddin (GiimushanevT) (131 1), 399, 460, 

1197. 
Ahteri Mustafa bin SemsuddTn (968). 
Ala bin HadremT(14), 1090. 
Alan Bean 553. 

Alaiiddtn Keykubat (700), 1158. 
Alaiiddtn Muhammed SemerkandT (540), 1126. 
Alaiiddin Pasa (737), 1158. 
Aleksandr "birinci" (1241), 533. 
Aleksandr (iskenderiyenin yeni baspiskoposu) 1 080. 
AlevT safi'i (1 008 Mekke). 



Abbas Hilmi Pasa (1332), 1062. 

Abdal Musa (huruft babasi) 502. 

Abd-i Yesu(1318), 367. 

Abduddar1068. 

Abdul'azTz Baz vehhabi 471 , 1218. 

Abdul'azTz bin Abdullah 1181. 

Abdul'azTz bin ibrahim (1222), 489. 

Abdul'azTz Debbag (1131 Fasda) 

Abdul'azTz Dm (694), 1209. 

Abdul'azTz FerharT (1239), 511, 1117, 1155. 

Abdul'azTz MenafT (703 Kahire). 

Abdul'azTz Mervan (85), 1135. 

Abdulcebbar RazT EsterabadT (41 5), 409. 

Abdul Ehad (1007), 94, 946, 962, 1064, 1162. 

Abdul Ehad muceddidT 1 1 69. 

Abdul Ehad NurTSivasT (1061), 390. 

Abdulesed bin Hilal Mahzumi 1095. 

Abdulgafur-i LarT (912), 739. 

Abdulgan!887. 

Abdulgan! MuceddidT (1296), 1095. 

AbdiilhakTm ArvasT 1 061 . 

Abdulhamid HarputT (1320), 701. 

AbdulhalTm (Abdiillah-i Tercumanin oglu) 1067. 

AbdulkadirCezairi(1301 [m. 1883] $amda) 

Abdulkadir efendi (seyyid sehTd) 399, 1181. 

AbdulkadirEnbali911. 

Abdulkadir GazzT (1005), 308. 

Abdulkadir Taberi (1033), 1077. 

Abdulkahir Ebu Mensur BagdadT (429). 

Abdulkertm ibni Sem'anT (562), 419. 

Abdulkertm Muhammed (1 405), 1 1 95, 1 21 6. 

Abdullah (hazret-i MehdTnin babasi) 1134. 

Abdullah (KanunTnin oglu) 1167. 

Abdullah AbdT bin Destan Mustafa ManastrT (1 303), 

1213. 
Abdullah bin Abdurrahman 1210, 1216. 
Abdullah bin EbT Zeyd malikT (386), 739. 
Abdullah bin ibad 489. 
Abdullah bin Sebe' 61 ,62, 1 1 27. 
Abdullah bin Zeyd bin Sa'lebe 204. 
Abdullah Desuki366. 
Abdullah Geylani HakkarT (1 383), 1181. 
Abdullah Efendi [sari] (1071 [m. 1661]), 1155, 1174. 
Abdullah Efendi "Yenisehrli" (1156), 542, 1067. 
Abdullah-i GaznevT1176. 
Abdullah-i ilahT (896), 1185. 
Abdullah-i Kasgari (1174), 1191. 
Abdullah-i Mekki 1132. 
Abdullah-i MenufT $azilT 632, 1070. 
Abdullah-i SemerkandT (875), 1 1 85. 
AbdullatTf HarezmT 755. 
AbdullatTf HalvetT HalebT 1 1 53. 
AbdulmecTd bin Muhammed HanT(1319 istanbul). 
AbdulmelTk bin Abdullah (478), 1 1 22. 
AbdulmelTk bin Mervan (86), 204, 1066, 1159. 
AbdulmugnT(1291), 1095. 
Abdulvehhab-i BuharT 1064. 
AbdurrahTm Ayntabh (1 303), 1 1 82. 
Abdurrahman (III. Endiilus sultani) (350), 532. 
Abdurrahman Abdiillah-i SuheylT (581), 1115. 
Abdurrahman bin Ebi Bekr (53), 506. 
Abdurrahman bin Muhammed imadi639. 
Abdurrahman bin Yusuf 1059. 
Abdurrahman Ceziri (1384), 807. 
Abdurrahman ErzincanT 1 1 75. 
Abdurrahman Hasen-i VehhabT (1258), 447. 



AIT ArsT "sT'T" 765. 
AIT bin Ebil Hazm (687), 538. 
AIT bin Muhammed hanefT (1 1 84). 
AIT bin Muhammed SimsatT (380), 1 1 80. 
AIT bin Muzeyyen 91 . 
Ali bin Nu'aym Bagdadi 1 070. 
Ali bin Osman Bagdadi 1 87. 
Ali bin Yahya Ziyadi (1 024), 633, 638, 1 1 56. 
AliFuad Beg 1059. 
Ali Harazem 

Ali Mahfuz (1361), 219, 366. 
Ali Muhammed Beblavi 469. 
Ali Naki (254), 62, 1107. 
Ali Pasa "silahdar" (1 244), 1 1 74. 
AliSepti1132. 
AliSevberi633, 638. 
Ali Yekta efendi (1320), 1104. 
Aliyyul Havas 1068. 

Allame Abdul'aziz Ferhari (1 239), 51 1 , 1 1 1 7, 1 1 55. 
Allame Abdurrahman (Sam muftisi) 487. 
Allame KullT 638. 

Allame Muhammed Abdulhayy KetanT idrlsT FasT 
469. 



1199 



Allame Muhammed Besir 350. 

Allame Seyyid Ahmed Beg safi'i 469. 

Allame Seyh Muhammed HalebT safi'T469. 

Amr(hazret-i Omerin amcasi) 1165. 

Amr bin Abdurrahman-i KirmanT (458), 538. 

Amr bin Suayb 621. 

AmrCahi'z BasrT409. 

Andriyas 1161. 

Arbeyrry 544. 

Arif Hikmet Beg (1275), 1061. 

Arif Allame Suleyman Siibravi safi'i 469. 

Asaf (Suleyman aleyhisselamin veziri) 1 1 72. 

Asiye (Fir'avnin zevcesi) 1 105, 1151. 

As bin Vail-i SehmT1078. 

Asik efendi "kucijk" 460. 

Asik Pasa (710)', 1182. 

AtabinEbiRebah(115), 391. 

Atlf beg 535, 823, 865. 

Atike1186. 

Ataiillah Seyhul-islam (1228), 454. 

Attabi Ahmed Buhari (586), 255. 

Avni Pasa (1293), 1059. 

-B- 

Baba Haydar (957), 1 082, 1 1 73. 

Baba Kemal CiindT halif-i Necmeddin-i KUbra 1 1 78. 

BacurT ibrahim (1256 Kahire), 1020. 

Bagirof 527. 

Bahtiyar Usi Buhari (633 Delhi), 1 1 77. 

Baltaci Muhammed Pasa (1 1 24), 1 1 67. 

Barbaras Hayreddin Pasa (952), 1137,1173. 

Bayezid Han II. (918), 504, 1099, 1167, 1174, 1180, 

1192, 1195. 
Bediuddin Seharenpuri 1 034. 
Bedi'uz zeman Hibetullah Usturlabi Bagdadi (534). 
Bedriiddin-i SerhendT 1 057, 1 1 21 , 1 1 41 , 1 1 45. 
Behaullah 483. 
Behliil Dana (1 90 Bagdad) 
Bekri Muhammed Tevfik SadefT (1 350), 469. 
BelkiniOmer safi'i (805). 
Beowart-Smith 543. 
Berre (Resulullahin halasi) 1095. 
Berzenci Ca'fer safi'i (1317 MedTne) 
Besir (KadiyanTni'n oglu) (1385), 484, 485. 
Bezzar Ahmed Remli (292), 340, 424. 
Bezzaz Muhammed kerderi 1127. 
Bilal bin Haris (60), 451 . 
Bosnali ibrahim Pasa (1010), 487. 
Brejnev (1983), 524. 
Bryan Williyam Jennings (1925), 584. 
Bunsen (1317), 549. 

Burhaniiddtn Ibrahim HalebT (1190), 1074. 
Biika'i ibrahim safi'i (885). 



Cabir bin Hayyan (160), 538, 1068, 1084. 

Cahiz mu'tezili (255), 409. 

CalCit479, 1182. 

Cehm bin Safvan (124), 65. 

Celaleddin Meliksah 1134. 

Celaleddin Muhammed Misri(864), 1174. 

Cemaleddin Huseyn 933. 

Cemaleddin isfehani (589), 350. 

Cemaleddin Muhammed Miizcaci 1117. 

Cemil Sidki Zehavi (1 357), 459. 

Cem sultan (900 Bursada), 1174. 

Cezeri1213, 1249. 

Cezzar Ahmed Pasa (1 21 9), 1 1 54. 

Cihangir sultan (960), 1173,11 76. 

Claparede 405. 

Cubeyrbin Mut'im (57), 1187. 



Celebi Halife Muhammed Cemali 1087,11 74. 
Celebi Sultan Muhammed 1080. 
Qivizade Muhyiddin (954), 1125. 
Qorlulu Ali Pasa (1 1 1 2), 1 1 50, 1 1 53. 
C6rcil(1384), 27. 



DaraSekve 1074. 

Darendeli Hilmi efendi 460. 

Data Gene Bahs Ali (465), 1192. 

Davud-i Antaki (1 008), 652. 

Davud-i BagdadT (1299), 1114. 

Davud bin Ali isfehani (270), 1114. 

Daviid Pasa (1032), 1167. 

Demir hafiz Muhammed Efendi 1007. 

Dervis HabTb Hadim 748. 

Derdir Ahmed Malik! (1201). 

Desuki ibrahim (676). 

Desuki Muhammed Maliki (1230). 

Dirar bin Amr 66. 

Diyauddin Ebu Necib-i Siihreverdi (563), 1087. 

Dr. Alvan L.Barache 985. 

Dr. Domarrus 660. 

Dr. Gautier 986. 

Dr. Muhammed Harb 1159. 

Dr. Necmiiddin Arif beg 21 . 

Dr. Salih Efendi (1081), 664. 

Domityanus (Dokyanus) 783. 

Dost Muhammed Kandihar! (1 284), 1 057, 1 1 46. 



Eba Muslim Horasan! (1 37), 1 091 . 

Ebban bin Osman (86), 204. 

Ebu Abdullah Muhammed SemsuddTn UkaylT 

BehnesT(1001), 47. 
Ebu Abdurrahman SiilemT (41 2), 1172. 
Ebu Ali Ciibbai (303), 409. 
Ebu Ali Ahmed Rodbari(321 Misr), 1087. 
Ebu Amir Sa'bi (104), 392. 
Ebu Asim Muhammed (458), 465. 
Ebu Aziz (eshab-i kiramdan) 506. 
Ebu Bekr Ahmed Razi(370), 82, 444, 538. 
Ebu Bekr bin Sa'd bin ZengT (638), 1 1 64. 
Ebu Bekr Curcani 439, 1 094. 
Ebu Bekr Muhammed ibnul'arabT malikT (543), 391 . 
Ebu Bekr ibni EbT Seybe (234), 21 1 . 
Ebu Bekr KermanT (697), 1 1 78. 
Ebu Bekr Muhammed Gulabadi963. 
Ebu Bekr Muhammed Razi (31 1), 538. 
Ebu Bekr [Muhammed bin] Razi hanefi (660). 
Ebu Bekr Sata (Seyh-i Ezher 1 31 0), 1 1 91 . 
Ebu Berze(61), 640. 
Ebu Ca'fer Mensur (1 58), 441 , 444. 
Ebu Ca'fer Muhammed bin Hasen (460), 1085. 
Ebu Ca'fer Muhammed Kummi(381), 1085. 
Ebu Ca'fer Muhammed Ya'kub Kuleyni (329), 1 085. 
Ebu Emame(81), 365. 

Ebu Hafs-i Kebir Ahmed (217 Buharada), 565. 
Ebu Hamid bin Merzuk 459, 468. 
Ebu Hayyan Esiruddin Muhammed (745), 497. 
Ebu ishak Kazruni (426). 
Ebu ishak-i STrazT(476), 1193. 
Ebu Lubabe 349. 
Ebu Lu'lu FTruz (23), 1160. 
Ebu Medyen Su'ayb Enduliisi (594). 
Ebu Muhammed Abdullah bin Sa'Td 409. 
Ebu Muhammed Halil 458. 
Ebu Muhammed Viltorl 1213. 
Ebu Muhammed Yusiif Curcani 1 122. 



1200- 



Ebu Mutf Belhi598. 

Ebu Nasr-i lyad 439, 1094. 

Ebu Necib-i Suhreverdi (563), 1087, 1163. 

Ebu Osman MagribT (373), 1090. 

Ebu Sa'id Abdullah 1193. 

Ebu Sa'id Ebiil-hayr (440), 1090. 

Ebu Said Muzafferuddin Kukburi(630), 378, 1120. 

Ebu se'adet Muhammed Omer (1258), 1072. 

Ebu Suleyman Musa CiircanT (201), 439. 

EbuSa'bT392. 

Ebu Same Abdurrahman safi'T (665). 

Ebu $ekiir Muhammed Sulemi 1155. 

Ebu Tahir Suleyman KirmitT (332). 

Ebu Tahir Muhammed Enbari (596). 

EbOZuhre453, 494, 877. 

Ebu Zur'a Iraki RazT Ahmed (375). 

Ebul Abbas-i HadremT 456. 

Ebul As bin Rebi (1 2), 506, 1 1 98. 

Ebul-EsfarAli(1370[m. 1935]), 1081. 

Ebul Hasen All bin Muhammed Muzeyyen 91 . 

Ebul Hasen Bahadir505. 

Ebiilhattab Omer EnduliisT (633). 

Ebul Hayr Ahmed Efendi (1 1 54), 1 1 50. 

Ebulhayr muceddidi 1072. 

Ebul Kasim Gurgani (450), 1090. 

Ebul Kasim Abdulkerim Kuseyri (465), 1008, 1090. 

Ebul Kasim Ahmed Saffar (336). 

Ebul Yesr Muhammed Pezdevi (493), 409. 

Ebunnecib Suhreverdt (563), 1079. 

Edebali (726 Bilecikde), 1158. 

Ed?bishak(1302), 1086. 

Efdalzade HamTduddin Efendi (908), 1174. 

Ehi-zade Abdulhalim (1 01 3), 85, 1 1 92. 

Elkai Hibetullah safi'i (418), 458. 

Emir Ahmed BuharT (922), 1185. 

Emir Husrev DehlevT(725), 1156. 

Enver Oren 628. 

EnverSah (1352), 486. 

Ertugrul Gazi(680), 1158. 

Esref Kaytbay (901), 350, 504. 

Evhadeddin-i Hamid Kezmani 1193. 

Ezra'i Ahmed safi'i (783). 

-F- 

Fadil Allame Seyh Sa'Td-i MucT safi'T 469. 

Fadl bin Hasen Taberi (554), 1181. 

Fadl-ul-Hakcesti(1278), 1210. 

Fadl-iir-Resul BedayunT (1289), 458, 1218. 

FahreddTn-i Iraki (709), 1178. 

Fahreddin Kerim (Dr) 781. 

Fakihani Omer maliki (734), 1210. 

Fatima-i Huzaiyye bint-i Hamza 1014. 

Fazil Ahmed Pasa (1 087), 1 1 88. 

F.D. Ruzvilt(h. 1366), 27. 

Fehmi efendi 399. 

Ferezdak Humam sair (1 1 0). 

Ferfdun Ahmed beg [tarihci] (991). 

Feristeh oglu AbdiJIIatif 500. 

Feristeh oglu Abdtilmecid (874), 500, 1099. 

FerruhSahKabili1121. 

Feth Han 288. 

Feyzi Efendi (1302), 1075. 

Feyzullah Kemahh (1323), 579. 

FirdevsT1131. 

Fisagors 758. 

F.P. Sozzini 1080. 

Francis David (h. 987), 1080. 



Gagarin 1126. 



Galib bin Fihr (Kureys) 390, 1101,1124. 

Gazan Han (703), 1158. 

Gevher Miiluk Sultan 1 167. 

Gelenbevi isma'il (1205), 185. 

Gene Osman Han (1031), 1128. 

Gregoryos 533. 

Greguvar(h. 124), 1177. 

Gulabadi Muhammed bin Ebu ishak BuharT 927, 

928, 963. 
Gulam Muhammed Ma'sum (1 161), 1 121 . 
Giilnus Emetullah (1 1 27), 1 071 . 

-H- 

HabTb bin Abdurrahman 204. 

HabTb-ul-Hak permuli HindistanT 1 116. 

Haccac bin Yusiif (95), 172, 1066. 

Hace Ahmed Sadik KabilT 1 1 50. 

Hace Cemaleddin Huseyn 933. 

Hace Ebul Mekarim 850. 

Hace Hasen Mevdudi 765. 

Hace Kudbiddin Bahtiyar (635), 1 1 48. 

Hace Mahdum Ali Sabir (664), 1 085. 

Hace Muhammed Abdullah 764, 775. 

Hace Muhammed Esref (1 1 1 7), 425. 

Hace Muhammed Fadlullah (1238), 1121. 

Hace Muhammed Sa'id 425. 

Hace Muhammed Ubeydullah (1083), 959. 

Hace Muhammed Yahya 751 . 

Hace Osman-i Harunt 1148, 1 1 49. 

Hacer1118, 1123. 

Hace SerafeddTn Huseyn 77, 100, 747. 

Hace $erff ZendenT 1 1 49. 

Haci Emin Efendi (Divrikli) 1122, 1153. 

Haci Firketi 947. 

Haci Kemaleddtn Efendi 1100. 

Haci Miirtaza Efendi (1 1 60), 1191. 

Haci Yusuf 209. 

HadTce Sultan (Yavuz Sultan Selimin kizi) 1 167. 

Hafaci Ahmed hanefi (1 069). 

Hafsa Sultan 1167. 

Hafiz Ahmed Pasa (1 040), 1 1 50. 

Haherzade Muhammed Kerderi (651). 

Haherzade Muhammed Ebu Bekr BuharT (483). 

Hakem bin Ebil' As 1135. 

Hakem bin Uteybe211. 

Hakim Nureddin (1332), 484. 

Hakim Muhammed TirmiizT (320 de sehid oldu). 

Haldene81. 

Halide1084. 

Haiti Hilmi Efendi 1143. 

Haiti Si'ridT safi'T (1259), 135, 155, 1214, 1217. 

HalTme-i Sa'diyye 378. 

Halve bint-i Ca'fer bin Kaysil Hanefiyye 1114. 

Ham 1157. 

Hamid-i Akseray? (Somuncu baba) 1 1 03. 

Hammad [imam-i a'zamin oglu] 444. 

Hammad-i Debbas 733. 

Hamza Efendi 1208. 

Han-i Cihan 54, 425. 

Hanim Sultan 1167. 

HarizmT Muhammed bin Mahmud (665), 442. 

Hasen bin Ammare 467. 

Hasen bin Muhammed QelebT(866), 1164. 

Hasen bin Muhammed Nisapuri (728). 

Hasen bin Zeyd bin Zeynel'abidTn 1171. 

Hasen-i BulgarT 1 079. 

Hasen el-Benna (1949), 409, 842. 

Hasen Can Faruk? (1349), 454, 455. 

Hasen Fehmi (1294), 1086. 

Hasen Hayrullah Efendi (1316), 147, 870. 

Hasen Hiisameddin Efendi 202. 

Hasen Hiisameddin Usaki(1003), 1088. 



1201 



Se'adet-i Ebediyye 3-F:76 



Hasen Husnii Erdem 46. 

Hasen NecmuddTn (1019), 1135. 

Hasen Sabbah (518), 488, 1157. 

Hasen-i Sekan 1079. 

Hasen Senceri (707), 1 1 56. 

Hasen Seza! 1103. 

Hasib beg 1 83, 358, 761 , 1 1 77. 

Hasni Ebu Bekr safi'T (839). 

Hatfb hoca (Burdurda) 463. 

Hattat Seyh Hamdullah (920), 1108. 

Haydar Baba (957), 1082, 1173. 

HayatTzade M.Emin Efendi (1160), 666. 

Hayderi-zade ibrahTm Fasih (1299), 1153. 

Hayden-zade ibrahim (1352 [m. 1933]). 

Hayri Aytepe (1387 m. 1966]), 713. 

Hayri Urgublu (1921), 399. 

Hayyat-i Vehbi Abdulvehhab ErzincanT (1 264). 

Hempher (ingiliz casusu) 447. 

Hezargradh Hasen Sevki 187. 

HisnT Ebu Bekr safi'T sami (829). 

HizirDede 1088. 

HinduvanT Muhammed (362 Buharada) 250. 

Hocazade Ahmed Hilmi 1121. 

HumeynT(1409[m. 1989]), 1102, 1181. 

Huneys bin Huzafe 1 1 04. 

Hunne 1135. 

Hurrem Sah Cihan 1167. 

Husrev Perviz sah (6), 382. 

Hubeyre bin Amr 1186. 

HumaSah Sultan 1176. 

Hurmiiz 1090. 

Husameddin Bursavi (1925 ist. Kozlu) 399. 

Husameddin-i NaksibendT (1282), 202, 1183. 

Huseyn AhlatT 1081. 

Huseyn bin Talal 1066. 

Huseyn CurcanT 242. 

Huseyn Hilmi Isik 1111. 

Huseyn Kamil Pasa (1335), 1062. 

Huseyn Mensur (306), 1 1 05. 

Huzeyme390, 1142. 



-I- 

Abdil Had! Muhammed (774), 469. 

Abdusselam SulemT (660), 448. 

Badis (1358), 410. 

BatCita Muhammed (780). 

Cermus 1198. 

Daktk Takiyyuddin 314. 

Dakik-ul-iyd (702), 632. 

Ebt Hatem Nisapuri (320). 

EbT Leyla (83), 621. 

EbTSeybe Muhammed (234), 392, 457. 

Ebi Zeyd Kayrevant (386), 739, 740. 

Hacib Osman Maliki (646), 465. 

HalTfe AlivT 494. 

Hibban Muhammed (354). 

Hilligan 378. 

Huzeyme Muhammed (311). 

Kasim safi'T Ezheri Ahmed (994), 1020. 

KesTr imad 1120. 

Mercane Ubeydullah (67), 1191. 

Merdeveyh Ahmed IsfehanT (410). 

Merzuk Hanbeli (564). 

Muflih Muhammed hanbeli (762). 

Miilcem(40), 1075. 

Mulkim Siraciiddtn Omer (804). 

Nasir-iid-din 388. 

Revaha719. 

Rusulan Ahmed Remit (844). 

Sabbag Abdusseyyid Safi'T (477). 



159. 



I (318). 



bni Sa'd Muhammed BasrT(320). 

bni Salah Osman safi'T (643). 

bniSebe'62, 1127. 

bni Seb'Tn Abdulhak Endulusi (699 Mekkede), 497. 

bni Sahin Omer (385). 

bniSatir(777), 188, 1210. 

bni Ukayl Abdullah hanbelT (769), 497. 

bni Uyeyne Siifyan (198 Mekkede) 

bni Veheb Abdullah malikT (1 97). 

bni ZemlikanT Muhammed (727). 

bniZiyad 1107. 

bniil'amTd CircTs (671), 1087. 

bnul ArabT (Seyh MuhyiddTn ArabT), 1148. 

bnulhac Muhammed MalikT (737). 

bniili'mad Abdurrahman (1051). 

bniil-Kasim Abdurrahman MalikT (191) 

bni Kayyim Cevziyye 1015. 

bniil-munzir Muhammed safi'i 

bn-un-nefTs (687), 538. 

brahTm Arvas (1 965), 1 061 . 

brahTm Esterabad! (958), 61 . 

brahTm Ezrak (895), 652, 1 194. 

brahTm FasTh Hayderi (1299), 1210, 1219. 

brahTm FezarT Bagdad! 1246. 

brahTm Muhammed Nesat 272. 

dris BudlTsT (930), 1212.' 

lyas DehlevT499. 

mam-i Muvaffak Nisapuri 1 1 07. 

mam-i Refi'uddTn 1121, 1129. 

mran (Hazret-i Musanin babasi) 1151. 

mran (Hazret-i Meryemin babasi) 1135. 

mran bin Husayn 471 , 694. 

saQelebT Sultan 1143. 

sa Efendi 1101. 

samuddTn ibrahTm isferayTni 1084. 

sfehanT Ahmed Ebu Nu'aym 1070. 

sfendiyar Beg (864) 1 081 . 

sfendiyar Sah IranT [m.6. 549] 1 195. 

shak DehlevT vehhabT 1 1 76. 

skender Beg (Nesli sahin babasi) 1 1 67. 

skender Pasa 1 174. 

skilipli Atif Efendi (1 926), 1 1 0, 625. 

small bin Ca'fer Sadik 488, 1 1 07. 

small bin Osman 1 1 06. 

small CTIatT (749), 489. 

small DehlevT vehhabi 1 1 76. 

small FehTm bin ibrahTm Hakki 185. 

small Ferruh KirTmT (1256), 1112. 

small HamT Danismend 1187. 

small SuddT391. 

smihan Sultan 1144, 1172. 

stikrar!409. 

ys (ishak aleyhisselamin oglu) 1 1 22, 1 1 90. 

zzeddTn ibni Cema'a (733), 1117. 

zzeddTn Abdul'AzTz bin Abdisselam (660), 136. 

zzeddTn Muzaffer802. 



-J- 



Jules Masserman 544. 
Juryo(1125), 534. 

-K- 

Kabakci Mustafa (1223), 461. 

Ka'bi Mu'tezilT409. 

KadT Abdullah bin Omer (696), 1 082. 

KadT BedriiddTn Muhammed $eblT (769), 741 , 1 081 . 

KadTbiillan Hasen MusulT (570 h.) 

KadT Ebu Bekr Bakillan! (403), 431 . 

KadT Huseyn safi'T (462), 243, 465. 

KadT imam-i Ebu Zeyd DebbusT (432), 279. 



1202 



Kadi Nasrullah 763. 

KadTSureyk(87), 1180. 

KadT-zade Muhammed Arif ErzurumT (1173), 1208. 

Kahraman Aga 1191. 

Kara Ahmed Pasa (962), 1 1 00. 

Kara CelebT-zade Abdul'azTz (1068), 275. 

Kara Davud Muhammed Efendi 1143. 

Kara Davud Pasa (1032), 1100. 

Kara Kemal isma'TI Kemali (920), 1124. 

Karakoyunlu Yusuf (923), 1137. 

Kara Mustafa Pasa (1 053), 1119. 

Kara Said 1150. 

KardavT Yusuf 262, 263, 877. 

Kasim bin Katlubuga haneff Misri (879), 136. 

Katerine (Kralice) (997 [m. 1589]), 534. 

Kaya Bilgegil 1086. 

Kayi Han (iys bin ishak) 1190. 

Kays 1077. 

Kazzaz Muhammed Hariri (1050), 1087. 

KediisT171, 187. 

Kemal Pasa 1071. 

Kemaleddtn Efendi (Fatih zemani) 1189. 

Kemaleddtn KismTrT 1 061 . 

Kenane Hakik 1164. 

Kepler (alman 1040 h, 1630 m), 184,545. 

Keyhatu (Iran sahlarmdan) 802. 

Keyhusrev (m. dan 530 yil once) 1 175. 

Kizildeli (hurufi babasi) 502. 

Kirchof [1304 (m. 1887)], 549. 

Kinane (Resulullahin dedelerinden) 390, 1 133. 

KindT Ya'kub 361, 409. 

Klavdiyos (m. 54), 1154. 

KlavunSalihT(689), 350. 

Koca Mustafa Pasa (91 8 Bursada), 1 1 74. 

Kromwell(h. 1068), 1137. 

Krutcef 524. 

Ksenefon (m.dan 355 yil once), 377, 1171 . 

Kubat (Iran sahi) (m. 531), 527. 

KufrevTSeyh Muhammed 1128. 

Kurretiil'Ayn(1288) 1097. 

Kutbeddtn Bahtiyar Usi (633), 1177. 

Kutbuddin Muhammed ibnu Seb'Tn 497. 

Kurkcubasi Ahmed Beg 1087. 



LalaSahin Pasa 1149. 

LalkaT Ebulkasim Hibetullah (418). 

Lamartine 544. 

Lami'i Mahmud 1 1 37. 

Lawrence (1 343 [m. 1 925]), 473, 1 1 59. 

Leibniz 545. 

Leyla482, 522, 765. 

Leys bin Sa'd (1 75 Kurafe) 

Lokman-i Horasam503, 1103. 

Liibabe 1098. 

Luveyy bin Galib 390, 1 1 24. 

-M- 

Mahmud Bedreddtn 1081. 

Mahmud bin Ahmed (855), 738. 

Mahmud bin Ebu Bekr 1084. 

Mahmud QelebT (938), 1 1 73. 

Mahmud Han 1(1168), 666, 1092, 1100, 1127, 1150. 

Mahmud Pisavuri 443. 

Mahmud Sahib (Hindistan alimlerinden) 459. 

Mahpeyker Kosem Sultan 1119, 1132. 

Makkari Ahmed Malik? (1041). 

Maksimilyan Butner 489. 

Malenkov526. 

Malik bin Niiveyre 1090. 



Malik bin Sinan (Uhud sehidi) 1095. 

Marmaduke Pisthall 544. 

Mariot(1096[m. 1684]) 1083. 

Markos (incTI yazari) 1 1 09. 

Max planck (m. 1947), 494, 544, 545. 

Me'add bin Adnan 387, 390. 

Mecnun Hays 482, 765. 

Medeni Mehmed Efendi 1153. 

Medtneli Osman Efendi (1387 [m. 1967]), 82. 

Mege-Mourie 657. 

Mehdt (Abbasi halifesi) 348, 350, 

Mejdek mecusT 528. 

MelTk Esref Kaytebay (901), 504. 

MelTk Nasir Muhammed (741), 204. 

Me'mun bin Harun (218), 52, 350, 538, 783, 1059, 

1066, 1070. 
Mensur Halife (158), 444, 1092. 
Merzifonlu Kara Mustafa Pasa (1059), 1188. 
Mesih Hadim AIT Pasa (91 7), 1 1 00. 
Mesleme bin Mahled (62), 204. 
Mes'ud bin Tacusseri'a Omer 1084. 
Mevdud-i Qestt (527), 1149. 
Mevlana Abdiilfettah 853. 
Mevlana Abdulgafur 753. 
Mevlana Abdiirresid (1287), 1072. 
Mevlana Alimullah 267. 
Mevlana BingalT902. 
Mevlana Haci Muhammed 753. 
Mevlana Hamdullah Seharenpur? 1 01 7. 
Mevlana Hamid Ahmedi 116. 
Mevlana Haydar HirevT 1 081 . 
Mevlana Hiiseyn 915. 
Mevlana Nizameddin-i HirevT 1197. 
Mevlana Sadik KismTrT (1018), 745, 763. 
Meyan Seyh Tahir 1035. 
Michael H.Hart 544. 

Midhat Pasa (1300 [m. 1883]), 1059, 1063. 
Mihael-iSiiryanT(594[m. 1199]), 490, 1137. 
Mi'mar Sinan Kayserili (996) 1173. 
Mimsad-i DTneverT (299), 1087. 
Mirgiin oglu Yusuf Pasa (1 049), 1 062. 
MTr Abdurrahman 756. 
MTr Muhammed EmTn 115. 
MTr Mensur 925, 947. 
MTrMuhibbullah69, 79. 
Mirza Ahmed (899), 1095. 
Mirza Ebu Sa'Td bin Muhammed (873), 1095. 
Mirza Kihcullah 427. 
Mirza Mahdum 1142. 
Mirza Menu Cehr 116. 
Mirza Muzaffer Han 427. 
Mirza SemseddTn 754, 948. 
Mirza Ubeydullah 90. 
MiskTn Mu'Tn Muhammed (954), 1182. 
M.Leoper 655. 

Molla Ahmed Ciyu HindT (1 1 30), 1218. 
Molla Ahmed SemdTnT 1181. 
Molla AIT KesmT 428. 
Molla Maksud AIT TebrTzT 70. 
Molla Arab BursavT(938), 504. 
Molla Arif-i HutenT372. 
Molla Bedi'uddTn 1035. 
Molla BedreddTn-i SerhendT 87. 
Molla FenarT (834), 1101. 
Molla GiiranT Ahmed (893), 1 1 38. 
Molla HalTISi'rid! 135, 155, 
Molla Hizir beg oglu Ahmed Pasa 1135. 
Molla ibrahTm 68. 

Molla Muhammed QelebT (998), 1191. 
Mueyyed-zade ArvasT (922). 
Mugayre 691. 
MugTrebinSu'be(50), 1160. 



1203 



Muhammed Abdullah 764, 940. 

Muhammed AbTd-i SemanT (11 60), 1 1 68, 1 1 69. 

Muhammed Abdiilkadir Medeni 1073. 

Muhammed Abdurrahman 1073. 

Muhammed Abdurrahman SilhetT 459, 1217. 

Muhammed All Kadyani 1160. 

Muhammed All Zemlikant (727), 454. 

Muhammed Asik Celebi Nital (979), 1 01 4. 

Muhammed Ataullah (1226), 454. 

Muhammed Bahit hanefi Ezheri (1354), 495, 876, 

1116. 
Muhammed Berhurdar Miiltani 917. 
Muhammed Berzenci (1103), 1142. 
Muhammed Besir bin BedreddTn (1323), 1071. 
Muhammed bin Abdul'azim (1051). 
Muhammed bin Abdullah CevzakT (388), 1210. 
Muhammed bin Abdulvehhab NecdT447, 1141. 
Muhammed bin Ahmed Halef 1 1 79. 
Muhammed bin AIT 1067. 
Muhammed bin AIT (386), 1 096. 
Muhammed bin Alkami (929), 1 007. 
Muhammed bin Allan (1031), 1179. 
Muhammed bin Ebil Kasim Taberi (525), 1 1 80. 
Muhammed bin Hamza Ayntabi (1 1 1 1), 1219. 
Muhammed bin Hasen ibni Haysem (430), 538. 
Muhammed bin Hasen Seybani (183), 413. 
Muhammed bin HisQm 409. 
Muhammed bin ibrahim (318). 
Muhammed bin Mensur Buhari 1209. 
Muhammed bin Muhammed Hani (306), 187. 
Muhammed bin Muhyiddtn Eslemi 1060. 
Muhammed bin Nasr MeruzT (294 Semerkand). 
Muhammed bin Nur HalvetT 1087. 
Muhammed bin Omer (320), 1213. 
Muhammed bin Receb Beykozlu (1070), 1040. 
Muhammed bin Safvan 620. 
Muhammed bin Said (549), 1116. 
Muhammed bin Siileyman-i Bagdad? (1234), 453. 
Muhammed bin Vasi' (112), 1008. 
Muhammed bin Yar Muhammed (1 1 60), 1121. 
Muhammed bin Yusuf (942), 443. 
Muhammed Bitlfsf (982), 1112. 
Muhammed CemaleddTn Efendi (899), 1175. 
Muhammed Can Mekki BacOri (1 266), 1 1 43. 
Muhammed Demir Hafiz 1007. 
Muhammed Ebu Bekr Semerkand? (552). 
Muhammed Efendi 1132. 
Muhammed EmTn Dar?r876. 
Muhammed Ensari 1 1 03. 
Muhammed Enver Sah (1 353), 485, 486, 1183. 
Muhammed Es'ad 702. 
Muhammed Es'ad bin Mahmud Sahib (1347 [m. 

1928]) 701. 
Muhammed Fadl Alt Sah (1354), 1146. 
Muhammed Fadl-i Hak Hayr-abadi 
Muhammed Fadlullah 1121. 
Muhammed Fena'i 1 1 03. 
Muhammed Ferruh miiceddidi (1122), 1142. 
Muhammed Geylani 1 1 64. 
Muhammed Han IV. 664, 1 076, 1 1 03, 1 1 53, 1 1 84, 

1188. 
Muhammed Hanif Kabili (1 075), 118,119. 
Muhammed HamTd 460. 

Muhammed Hasen Can Serhend? (1 349), 454, 455. 
Muhammed Hasim Sahib 1144. 
Muhammed Hizir Efendi 1181. 
Muhammed Hilmi (1334), 460. 
Muhammed ibnur-resid (1338), 1060, 1065. 
Muhammed ibnur-rusd (520), 1118. 
Muhammed ishak (1 262), 1 1 76. 
Muhammed Kandihari (1284), 1146. 



Muhammed Kehvaki 639. 
Muhammed Kutty (Kerelada Prof.) 460. 
Muhammed Mazeri 497. 
Muhammed Mazhar Faruki (1301), 1072. 
Muhammed Mazhar VanT (m. 1962), 157. 
Muhammed Mehdi (64), 62, 1 064. 
Muhammed Mii'min 943. 
Muhammed MiskTn (954), 1077. 
Muhammed Murad-i BedahsT289. 
Muhammed Murad KazanT (1352), 1121. 
Muhammed Munib Efendi (1238), 786. 
Muhammed Nureddtn Efendi (1384), 1132. 
Muhammed Razi 1 079. 
Muhammed Sadik 281 , 943. 
Muhammed Said Kureysi(1363), 1146. 
Muhammed Said Pasa (1 1 72), 1 1 52. 
Muhammed Semerkandi (11 17), 892, 1191. 
Muhammed Siddik Hasen nan (1307), 410, 484, 

887, 1176. 
Muhammed Siracuddin (1333), 1146. 
Muhammed sah (1161 Delhi) 
Muhammed $erif-i Abbasi (1 002), 1 075. 
Muhammed Ubeydullah Serhend? (1 083), 651 . 
Muhammed Uftade (989), 1 088, 1 1 32. 
Muhammed Taki 79, 480. 
Muhammed Tarsus? 638. 
Muhammed Vasi' 477. 
Muhammed Viltori 259. 

Muhammed Yahya bin imam-i Rabbani (1098), 1067. 
Muhammed Yusuf Benuri (1 398), 485, 486, 1 1 83. 
Muhammed Yusuf DehlevT 499. 
Muhammed Yusiif KesmTri 745. 
Muhammed Zeccac 1087. 
Muhsin bin Al? 11 00. 

Muhyiddtn bin Muhammed Fenari (954), 1101. 
Muhyiddtn Muhammed (956), 1148. 
Muhyissunne Begavi Hiiseyn (516), 1141. 
Mu'iniiddin-i Sahruh (850), 1183. 
Miijdek Nisapurf (m. 531), 528. 
Mukavkas(17), 1118. 
MunzirTAbdul'azim (656), 1059, 1144. 
Murad Han II. (855), 1099. 
Murad Han V. (1321 [m. 1904]), 1059, 1184. 
Miirteda AIT (436), 61 . 
Miirteda efendi (1 1 60), 1 061 , 1 1 91 . 
Mus'ab bin Umayr 506. 
Musabin Hiiseyn iznikT (850), 1094. 
Musa Qelebi (81 6), 1 081 , 1 1 43. 
MusaHadi(170), 1107. 
Musa Kazim (1920), 147, 399. 
MusaSeybani1163. 

Mustafa Asim (Namik Kemalin babasi) 1154. 
Mustafa bin ibrahim Siyami459. 
Mustafa Ebiilfeyz 664, 666. 
Mustafa Fehim bin Osman Aksehri 1216. 
Mustafa Fevzi (1934), 399. 
Mustafa Han I. (1048), 1144. 
Mustafa Han III. (11 78), 1167, 1176, 1184. 
Mustafa Hilmi 187. 
Mustafa Kirimi (1 164), 453. 
Mustafa Pasa (1 1 75), 1 1 36, 1 1 74. 
Mustafa Riisdu (1260), 638. 
Mustafa Sabri (1 954), 399, 461 , 486. 
Mustafa Satti HanbelT458. 
Mustafa Zihni Pasa 1 072. 
Mustansir (Fatimi hiikumdari) (487), 1 1 07. 
Miistekimzade Siileyman (1 202), 10,11 84. 
Mu'tesim bin Harun (227), 1143. 
Muneccimbasi Mustafa efendi 194. 
Miistagfiri Ca'fer (432). 
Muti HalTfe (364), 1157. 
Muttalib (Abdulmuttalibin amcasi) 1067, 



1204- 



Muzafferuddin KiikburT (630), 378, 1095, 1120. 
Miizent Bekr safi'T (264), 443. 

-N- 

NadirSah(1160), 1174. 

Nadr bin Kinane 390, 1 1 33. 

Nafi' 733, 1008. 

Nahcivam Ni'metullah (920), 1219. 

Napier (1 026 [m. 1 61 7]), 171,1 90. 

Napolyon III. (1290 [m. 1873]), 657. 

Nasir SalahuddTn 204. 

NasireddTn Mahmud Dehlevi (757), 1129. 

Nasir-uddTn Seyyid Ebiilkasim SemerkandT 286. 

Nasr-ul Mukaddesi (490), 465. 

Nasr bin Muhammed (373), 1094. 

Nasreddin hoca (683), 1 1 54, 1 1 83. 

Nasuh Dede 1087. 

Nazzam ibrahim Mu'tezilT (231), 409. 

Neccar Hiiseyn bin Muhammed (230), 66. 

Neccarzade Mustafa Ridauddin (1159). Hal ter- 

cemesi (Eshab-i kiram) kitabimizdadir. 
Necibeddin-i SuhreverdT (563), 1165. 
Nesli-sah sultan 1167. 
Nevfel' bin Abd-i Menaf 1 068. 
Nevreddin AIT ZiyadT (1 024), 1 1 56. 
Nevfel bin Haris (15), 506, 1059. 
Nezir Hiiseyn Dehlevi (1 320), 1 1 76. 
Ntsapur? imamul haremeyn Abdulmelik Nuaym bin 

Hammad MerazT (229). 
Nizameddin-i Hamus (830), 1185. 
Nu'man bin BesTr Ensarf (64), 621 . 
Nur Abdurrahman 756. 
Nureddin AIT safi'i (749), 458. 
Nureddin AIT bin Abdullah (654), 1093. 
Nureddin Arslan sah (607), 1081,11 20. 
Nureddin Batruci (581), 1048. 
Nureddin sehid sultan 1116, 1131. 
Nureddin Cerrah? (1 133), 1087. 
Nur Muhammed Tehari 755, 919. 
Nusret Efendi (1208), 1216. 
Nusirvan (m. 593), 528. 



Orhan Han (761), 622, 802, 1103, 1149, 1158. 
Osman bin Ebil'as 993. 

Osman bin Huneyf "radiyallahu anh" (56), 450. 
Osman efendi (At pazarh) (1103), 1123, 1167. 
Osman sultan II. (1031)1100, 1128, 1189. 



Oklid 1171. 

Omer DagistanT 1079. 

Omer Fehmi efendi 1161. 

Omer FulT 1214. 

Omeribni Niiceym (1005), 1115. 

Omer Hayyam (51 7), 1 1 07. 

Omer Ruseni (892), 1 1 03. 

Omer Seki 1088. 

-P- 

Papa v. sixtus 1080. 

Patrona Haiti (1143), 1119. 

Perestu sultan 1063. 

Peter 1080. 

Petro (deli) (1725), 1071. 

Pir Muhammed Erzincani (976), 1087. 

Piri zade Osman Sahib (1 1 83), 1 1 00. 

Polherya(m.453), 1135. 

Prens Eugen (1149), 1080. 



Ptolema(m. 167), 1080. 

-R- 

Rabi'a sultan 1062, 1184. 

RadT bin Tahir "si'i" (406), 61 , 765. 

Rag 1080. 

Ragib-i Isfehani Huseyn (500). 

Ramiziil-mulk287. 

Rasid efendi 1181. 

Ratib bin Osman (1175), 1154. 

Rauf Ahmed (1253), 1067. 

RebTa 353. 

ReTs-iil-kiittab Mustafa efendi 390, 741. 

ResTd Ahmed KenkuhT (1 323), 1 1 76. 

RizaNur(m. 1943), 21. 

Ribah 1083. 

Risliy6 27. 

Romen Diojen (463 [m. 1071], 533, 1074. 

Rozen 538. 

Rum (iys oglu. ishak aleyhisselamin torunu) 1 190. 

Riikneddin ibrahim-i Zahid 1087. 

Riikneddin Muhammed Sencasi 1087. 

Riistem Pasa (968), 1100,1137. 

Riistem (Zaloglu) 1175. 

Ruz-i behan(606), 1154. 



Sabit (imam-i a'zamin babasi) 441 . 

Sabunt Ahmed Buhari (580), 1208. 

Sa'dbin Mu'az (5), 1003, 1163. 

Sadik Kesmiri (1018), 745, 763. 

Sadr-us seri'a Ahmed bin Ubeydullah (630), 1 1 64. 

Sa'duddin-i Kasgarf (860), 720, 1137. 

Sa'diil Haremeyn 350. 

Safiyye Sultan 1133, 1149. 

Sa'Td bin isma'TI-i Ebu Osman (298), 449. 

Sa'Td bin Museyyib (93), 66, 628, 1165. 

Sa'Td bin Sa'd 844. 

Salah bin Mubarek1210. 

Saliha Sultan 1 1 36, 1 1 53, 1 1 84. 

Sam 1157. 

SamirT 1 151. 

Sara 1118, 1122. 

Sari Abdullah Efendi (1071), 1155. 

Sariye 447, 448. 

SefTne "radiyallahu anh" 1014. 

Sehavi Semsiiddtn Muhammed (902), 415, 1012, 

1178. 
Selahaddin-i EyyubT (589 Samda), 1131,1180. 
Selim Han II (982), 1149, 1173. 
Sersem Alt (hurufi) 502. 
Seyfeddin-i Faruki (1096), 967, 1169. 
Seyyid Ahmed (Molla Ahmed) 1181. 
Seyyid Ahmed Buhari (922), 1173. 
Seyyid Ahmed Efendi 1 1 34. 
Seyyid Ahmed Rif'at beg 500. 
Seyyid Ahmed-i SemerkandT 1 088. 
Seyyid Abdulbaki SarenkpurT913. 
Seyyid Abdulkadir Efendi (1 344), 1181. 
Seyyid Abdurrahman 1 061 . 
Seyyid AlevT458. 
Seyyid AIT Fenat (11 51), 1167. 
Seyyid Ekber AIT DehlevT 1 1 46. 
Seyyid GazT (122), 1136. 
Seyyid ibrahTm 1181. 
Seyyid isma'TI Efendi 769. 
Seyyid Muhammed Arif 176, 177, 185. 
Seyyid Muhammed Salih (1281), 922, 967. 
Seyyid Murteza HanefT458. 



1205 



Seyyid Mustafa Efendi (1 1 58), 1 1 91 . 

Seyyid Osman Efendi (1 1 03), 1123,1167. 

Seyyid Omer 738. 

Seyyid Ubeydullah 1181. 

Seyyid Ubeydullah 1 061 , 1 1 58. 

Seyyid Yahya-i Sirvani (868), 1087, 1103. 

STbeveyh Amr nahvi (194). 

SiddTk Hasen Han (1 307), 41 0, 887, 1 1 76. 

SiddTk Muhammed EmTn Danr 876. 

Sinan Pasa (Kaptan-i Derya) (961), 1137. 

Somuncu Baba(815 Akserayda), 1103. 

Spinoza (1089 [m. 1677]), 93. 

Sultan II. Bahadir Sah (1274), 1073. 

Sultan Cihangir bin Suleyman (960), 1 1 73. 

Sultan Muhammed Burhaneddin 1085. 

Sultan Muhammed Harizm Sah (617), 1086. 

Sultan Mustafa IV. (1223), 1062. 

Sultan Orhan Han (761), 622, 802, 1103, 1149, 

1158. 
Sultan Salih Mensur (793), 204. 
Sultan SerhendT914. 
Sultan-ul-mesayih 1156. 
Sultan Veled Qelebi (71 2), 1 085. 
Sun'ullah-i Halebf 455. 
Siicad, imam-i zeynel'Abidin 1197. 
SiiddTisma'il "mUfessir" (127), 391. 
sufyan bin Avf 1092. 
SuheylT Abdurrahman (581), 1114. 
Suleyman Amedi 1 1 49. 
Suleyman bin Abdullah Si'ridi 155. 
Suleyman bin Hasen 489. 
Suleyman Cezuli (870 Merakesde), 1143. 
Suleyman Efendi (Gelibolulu) 1068. 
Suleyman Efendi (Kemalpasazade) 1071. 
Suleyman Fadil bin Ahmed (1 1 34), 1 083. 
Suleyman (Yildirim oglu) (813), 1080. 
Suleyman Pasa (626), 1158. 
Suveybe378, 1095. 



Sah Abbas (Sah isma'Tlin torunu) (1 038), 1 1 50. 

Sah Abdiil'azTz (1239), 1176. 

Sah Abdiilgan? (1227), 1176. 

Sah Abdulkadir (1 230), 1 1 76. 

Sah AbdullatTf 1066. 

Sah Ahmed Sa'id-i Dehlevi (1 277), 455. 

Sah Behik bin Zeki bin Ebu Hanif bin AbdiiPehad bin 

Muhammed Said Faruki 113. 
Sah-i Alem Behadir (1 1 24), 1 075. 
Sah-i Cihan (1076), 769, 1074, 1104. 
$ah FerTdun (Cemsidin torunu) 1175. 
$ah isma'TI bin AbdiilganT Dehlevi (1 246), 1 1 76. 
Sah Refi'uddin (1233), 1176. 
Sah RizaPehlevi (1401), 60, 1102, 1181. 
$ahsuvar oglu AIT Beg (926), 1 1 67. 
$ahsuvar Sultan 1159. 
Sakik-iBelhi(174), 1108. 
Saltut "cami'ulezherde" 861. 
Sarlkent (966 [m. 1558]), 1177. 
Sarlman(199[m.814]), 1107. 
Sari Russel (1334 [m. 191 6]), 490. 
Seddad850, 1086. 

$ehid Alt Pasa (1128, mezari Belgradda), 1136. 
$ehrdar bin Ebu Siica' (558), 1 020, 1 089. 
Selbt (1031), 218, 1196. 
$emseddin Ahmed Efendi (940), 1071. 
$emseddin Ahmed SurucT HanefT (710). 
$emseddin All Halhali 917. 
$emseddin Efendi 1181. 
$emseddin Gunaltay (1 961 ), 399. 



SemseddTn HanefT 738. 

$emseddin HurufT 1 099. 

$emseddin Muhammed bin KemaleddTn (791), 1104. 

5emseddTn SivasT (1 006), 1114,1150. 

$emseddin Turk CestT (715 PanTputde), 1 085. 

SerefiiddTn Huseyn 77, 100, 425, 747. 

Serefuddin Kurd? (701), 1070. 

5erhabil bin Amir 204. 

Serif Huseyn bin AIT (1349 [m. 1931]), 1111. 

$evk-efza valide Sultan 1063. 

Seybe (2), 353. 

$eyh Abdullah 68. 

$eyh Abdulkerim Rafi'T469. 

Seyh Abdulvedud (860), 1103. 

5eyh Abdurrahman Serbtni 469. 

$eyh Ahmed Besyani Hanbeli 469. 

$eyh Ahmed Huseyn Safi'i 469. 

Seyh AIT Mahfuz 219, 366. 

Seyh BedreddTn (823), 504, 1144. 

$eyh Ber'T1070. 

Seyh Cuneyd (760), 1175. 

$eyh Ebulfeyz Muhammed Abdurrahman 1073. 

5eyh Ebulhasen 632. 

Seyh Ebu Zuhre 453, 494, 877. 

SeyhEzra'T1171. 

5eyh Hasen YezTdi 489. 

5eyh Haydar 1175. 

$eyh isma'TI SencidT 638. 

$eyh Muhammed bin Fadlullah 1148. 

$eyh Muhammed NihrTrT 632, 638. 

$eyh Muhammed Tahir (1040), 754. 

$eyh Mustafa 1035. 

$eyh Mustafa MuslihiiddTn 1179. 

5eyh Nizam Mu'TniiddTn-i NaksibendT 319, 1075, 

1211. 
Seyh Omer 1079. 
5eyh Resiilan (540 Samda). 
$eyh RukneddTn-i SencasT 1087. 
$eyh Sadik Efendi 1075. 
$eyh Sa'Td-i MucTSafi'T469. 
Seyh Sa'ban-i Veil (977), 1156, 1175. 
5eyh Tahir-uz ZavT 586, 61 8, 858. 
Seyh UdebalT(726), 1158. 
$eyh-ul-islam Arif SiihreverdT (632), 927, 1 1 80. 
5eyh-ul-islam Muhammed Ataullah (1126), 454, 

1218. 
Seyh-ul-islam Muhammed BehnesT (987), 1079. 
SibIT Ebu Bekr Muhammed (334), 1112. 
5ibliNu'manT Hindi 499. 
$ihabiiddin HaffacT458. 
$u'ayb Aleyhisselam 1151. 
5uca'eddTn (hurufi babasi) 502. 



Tacuddin-i Naksibendi (1050), 1181. 

Taha Efendi 1181. 

Taha HabTb (Nurul-islam mecellesi yazari) mezheb- 

sizdir. 
Tahir Muneccimbasi 185. 
Tahir Siinbul 458. 
TakiyyuddTn HusnT Sami (829). 
Talal bin Abdullah HasimT 1 066. 
TabdikEmre1192. 
TankYilmazOztuna 1219. 
Tatar Ahmed Efendi (1 1 56), 1 1 61 , 1 1 91 . 
Teodos II. (m. 450), 783, 1099, 1135. 
Terk!1065. 

Terzi Baba (Hayyat-i Vehbi) (1264), 1128. 
TevfikFikret(1332), 1072. 
TevfTk Pasa (Hidiv) (1309), 1062. 
Thomas (HavarTlerden) 1109. 



1206 



Timurtas Pasa 52, 379. 

Tugrul Beg SelcQki (455), 1074. 

Tuhayla bin Hiiveylid 1 1 85. 

TurtusT 497. 

Tusteri Sehl bin Abdullah 22, 1 1 66. 

-U- 

Ubeydullah Serhendi (1 083), 651 , 1 1 85. 

Ubeyye ibnul-Ka'b-il Hazreci (22), 440. 

UlugBeg bin SahrQh (853), 361 , 362, 1076, 1183. 

Uteybe bin Ebi Leheb 1 1 86. 

Utiha 490. 

Uzun Hasen (Akkoyunlu) (882), 1095, 1100. 

-U- 

Ubeyy ibni Halef 479. 

Ucbin Unk1151. 

Uftade Efendi (989), 1088, 1132. 

Umeyye bint-i Abdulmuttalib 1065, 1196. 

Umeyye bin Abd-i Sems 1 1 08, 1 1 79, 1 1 86. 

Umeyye bin Halef (2), 1083. 

Umm-i Eymen 1 158. 

Umm-i Hiram (Eshab-i kiram kitabinda). 

Umm-i Sinan Muhammed (1068), 1087. 

UmmiilFadl 1143. 

UmmiJI Hakim binti Haris bin Hisam 1074. 

Ustuvani Muhammed (1072), 1186. 



VahidUzzeman Hindu vehhabi (1338), 1212. 
Vakidi Muhammed (207), 1014. 
Vasiti Abdurrahman Safi'i Rufa'T (734). 
Vasiti Ebu Bekr Muhammed bin Musa (320). 
Veheb bin Abdumenaf 1078. 
Veki' Muhammed (306 Bagdad). 
VelTd bin Abdiilmelik (96), 348, 350, 1 1 1 0, 1 1 36. 
VelTd bin VelTd 1104. 



-W- 



William Courton 1155. 



Yahya Galip (1360 [m. 1941]), 399, 1087. 

Yahya TevfTk 281 . 

Yakaza bin Murre 1129. 

Ya'kub-i Berde?(m. 578), 490. 

Ya'kub Kind? 361, 409. 

Yam(Ken'an) 1157. 

Ya-Vedud=Abdulvedud 1103. 

Yesari-zade1092, 1145. 

Yezdi-cerd 1126. 

Yezid bin EbT Sufyan (19), 1090. 

Yezid Enise 489. 

Yezid-i $eyh Emavi 489, 490. 

Yusiif Benurf (1 398), 485, 486, 1 1 83. 

Yusuf ErdebilT $afi'T (799), 1210. 

Yusuf-i KardavT262, 263, 877. 

Yusuf-i Neccar485, 1136. 

Yusuf-i Sekaff 62. 

Yusiif Sinan Efendi (989), 1135. 

Yu$a' aleyhisselam 482, 1 1 51 , 1 1 52. 



Zahidi, TergTb kitabi muellif idir 1219. 

Zakirzade Abdullah 1167. 

Zati Efendi (876), 213. 

Zekeriyya EnsarT Safi'i (926), 

Zekeriyya KazvTni (765), 1089. 

Zeliha522. 

ZendevistT Hiiseyn (400), 466. 

Zeyd bin Erkam (61), 1066. 

Zeydbin Hattab(11), 1152. 

Zeyneb Sultan bint-i Ahmed-i Salis 1071. 

Zeyn-uddin Alt bin Ahmed ErmevT 68. 

Zihnf Efendi (1332 [m. 1914]), 1067. 

ZiyaG6kalp(1341), 1029. 

Zubeyrbin Harb211. 

Muhammed Ziibeyr bin Hucetullah-i Naksibend bin 

M.Ma'sum 1152 de vefat etdi. TabCitu Delhiden 

Serhende gotiiruldii. 
Zuhre bin Kilab 1129. 



Cok miihim Have: Peygamberler vasitasi ile, Allah tarafindan bildirilmis olan 
yasamak yoluna (Din) denir. Insanlarm yapdigi yasamak yoluna (Kanun) de- 
nir. Din, anadan, babadan ve kitabdan ogrenilir. Dinsiz insan olamaz. Her in- 
san, dminin emrlerine uygun olarak yasar. Dmine uyanin, diinyada rahat yasa- 
yacagma ve ahiretde Cennete giderek, sonsuz se'adete kavusacagina, baska din- 
de olanlarm, diinyada sikmti cekeceklerine ve ahiretde Cehennem atesinde son- 
suz yasayacaklarma inanir. Herkes, dinini ovmekdedir. Propagandalarla, rek- 
lamlarla herkesi kendi dmine cagirmakda, boylece kendi dininin dogru oldugu- 
na inanmakda ve herkesi inandirmakdadir. insamn diinya ve ahiret se'adeti, di- 
nine bagh oldugu icin, insan, anasindan, babasmdan ogrendigi dinine bagli 
kalmamah ve propagandalara ve reklamlara aldanmamah, mevciid dinlerin 
hepsini incelemeli, dogru oldugunu anladigi dine sanlmahdir. 

Hakikat Kitabevinin cikardigi kitablar, biitiin dinleri tarafsiz olarak bildiri- 
yor. Uzun senelerin tedkiki neticesinde, biitiin dinleri okuyucularma haber 
veriyor. Islam dininin ise, hie degisdirilmemis hak din oldugunu, biitiin insan- 
lara se'adet yolunu gosterdigini, inamlacak dinin yalmz islamiyyet oldugunu bil- 
diriyor. Tahsilli, aklh her gencin, Hakikat Kitabevinin kitablanm muhakkak oku- 
malarmi tavsiye ederiz. Akli ile, ilmi ile, vicdam ile karar vererek, se'adete ka- 
vusmalan, yalan ve hileli yazilar ile okuyuculanni aldatanlann tuzaklarma 
diismemeleri, diinyada ve ahiretde felaketlere, sonsuz azablara ugramamalan 
icin diia ederiz. 



1207 



SE'ADET-I EBEDIYYE KITABINDA ADI GECEN KITABLAR 



Kitab isimlerinin karsisindaki rakamlar sahife niiiiiarasidir. 
Her kitabin miiellifl parantez icinde yazilidir. 

Bir alim kitab yazarsa, bu kitaba (te'lif), yazana (mliellif) denir. Bunu kendi veya bas- 
kasi aciklarsa, buna (serh) ve acikhyana (sarih) ve bu kitaba (metn) denir. Serh de acikla- 
nirsa, (hasiye) olur. Hasiyeyi yazana (Muhassi) denir. Kur'an-i kerfm ayetlerini yalniz 
Peygamber efendimiz aciklar. Bu aciklamalara (Tefsfr) denir. Tefsirleri de islam alimleri 
aciklar. Bu aciklamalara (Meal) denir. 

-A- 317, 318, 319, 320, 355, 589, 594, 779, 795, 

822, 826, 827, 872, 997, 1 001 , 1 1 1 5. 

bahr-uz-zehhar (Ahmed bin Yahya) 1179. 

bamabas incili (Barnabas) 42, 1079, 1109. 

basiret-us-salikin (Muhammed Osman) 82, 421. 

basit (Vahidt) 1187. 

battalgazT (Hurufiler) 501 . 

bedayi' (Kasani) 258, 260, 321 , 337, 612, 620, 855, 
1126. 

behcet-iil-esrar (AIT bin Yusiif) 420. 

behcet-iil-feteva (Abdiillah-i Rumi) 224, 237, 319, 
328, 392, 393, 394, 395, 490, 541, 542, 579, 
591, 592, 602, 624, 782, 813, 862, 886, 1010, 
1029, 1067. 

behcet-ul-merdiyye (Suveydi) 1174. 

bektasT sirn (A.Rifki) 503. 

beraet-ul es'ariyyin (Ebu Hamid bin MerzQk) 459, 
468, 1116. 

berahim-ul ahmediyye (Ahmed Kadiyani) 486. 

berekat (Muhammed Hasim-i KesmT) 696, 741 , 742, 
1005, 1121, 1144, 1145, 1164. 

berekat-i ma'sumiyye (Sefer Ahmed) [(Umdet-ul 
makamat) sahife 387]. 

besaretname (Ebul Hasen HarkanT) 1093. 

berika (Hadimi) 21, 23, 39, 70, 72, 123, 135, 164, 
205, 206, 219, 226, 237, 241, 242, 243, 246, 
252, 263, 264, 280, 365, 397, 398, 414, 436, 
442, 461, 462, 465, 490, 599, 603, 618, 622, 
629, 631, 634, 638, 699, 729, 730, 734, 781, 
826, 873, 880, 891, 892, 900, 908, 909, 1019, 
1028, 1033, 1052. 

ber'ul-eskam (Mustafa Bekri) 458, 1153. 

ber'us-sa'a (Ebu Bekr-i Razi) 538. 

beyan-iil-hak(Rahmetullah Hindi) 389, 1161. 

beydavT hasiyesi (Abdulhakim-i Siyalkuti) 1062. 

beydavT hasiyesi (Burhaneddin-i Mergmani) 1084. 

beydavT hasiyesi (Ehi Celebi) 1192. 

bey' ve sira risalesi (Hamza Efendi) 640, 693, 791 , 
797,845,873,899, 1106. 

bidaye muhtasar-i hidaye (SabunT) 

birgivi vasiyyetnamesi (Birgivi) 52, 433, 477, 740, 
743, 744. 

birgivi vasiyyetnamesi serhi (Kadi-zade) 89, 110, 
140, 164, 431, 434, 435, 462, 613, 740, 743, 
770, 908, 1007, 1019, 1020, 1125, 1170. 

bostan (Sa'di $irazi) 621, 1164. 

bostan-ul-arifin (Ebulleys) 44, 780, 781, 993, 1094. 

bugiinku islam alemi (The islamic World today) 
1089. 

bugyet-ijl-ahkam (Nureddin All) 458. 

bugyet-iil-vacid (Muhammed Es'ad) 701. 

buhari-yi serif (Buhari Muhammed bin isma'TI) 20, 
210, 300, 313, 386, 407, 423, 442, 447, 449, 
451, 467, 470, 476, 502, 633, 641, 643, 644, 
646, 695, 737, 765, 787, 892, 909, 1079, 1083, 
1085, 1104, 1152, 1187. 

buhari tercemesi (Ahmed Na'im) 1072. 

burhan-i kati' (Hiiseyn bin Halef) 528, 761, 802, 
1070, 1097. 

biilug-ul meram (ibni Hacer AskalanT) 1114. 

biirde kasidesi (Busayri) 1084. 



AbdulhakTm Arvasi kasidesi 291 , 91 7. 
Abdestin adabi ($eyh Sadik Efendi) 1075. 
aca'ib-ul-Kur'an (Mahmud) 419. 
aca'ib-iil-mahlukat (Zekeriyya Kazvini) 360, 1089. 
adab-ul muridin (imam-i Rabbani) 1121. 
adab-i tarikat (Halid-i BagdadT) 1075, 1187. 
ahbar-ul-ahyar (Abdiilhak Dehlevi) 1 1 29, 1 1 78. 
ahirul isarat (ibni Sina) 497. 
ahiretname (hurufi babasi) 503. 
ahlak-i alai (AIT bin Emrullah) 719,730, 758, 1 075. 
ahlak-i celali (Celaleddin-i Devani) 1085. 
ahlak-i islamiyye esaslan (Ahmed Na'Tm) 1072. 
ahlak-i muhsini (Huseyn va'iz) 1112. 
ahkam-ud-dTniyye (Huseyn $irvanT) 1175. 
ahkam-us-sultaniyye (Maverdi) 1133. 
ahsen-ul kelam fi isbat-i mevlid-i vel-kiyam (sah 

Muhammed Ma'sdm-i Omeri) 1073. 
ahteri lugat kitabi (Mustafa) 1 199. 
ahval-i etfal-il-miislimfn (Birgivi) 388, 449, 1008, 

1083. 
akaid-i Adudiyye serhi (Celaleddin-i Devani) 1085, 

1117. 

akaid-i Celaliyye ( ) 759. 

akaid-i nesefiyye (Nesefi Omer) 48, 736, 1 155, 1 164. 

akaid-i nizamiyye (M. Fahriiddin) 1 101, 1156. 

akam-ul-mercan (Kadi Bedriiddin $ebli) 741, 1124. 

akdes (Behaullah) 483. 

akdul-cuman (Ayni) 1079. 

akibet (isbili) 1015. 

akTdet-ui-islam (Enver $ah Kesmiri) 485. 

akTdet-un-necah ( ) 284. 

akTdetus-selef-i vel halef (ibni HalTfe) 494. 

alamet-iil MehdT(ibni Hacer-i MekkT) 63, 1134. 

alem-i islam (Abdiirresid) 484. 

ali efendi fetvasi 1 67, 901 , 1 076. 

ameli cerrahi (NecmuddTn Arif) 21 . 

amentii serhi (Kadi-zade Ahmed) 108, 110, 1007, 

1125. 
ankaravi fetvasi (Muhammed bin Huseyn) 
arais-ul-mecalis (Ahmed Nisapuri) 1 157. 
asr-i se'adet tarihi (Omer Riza) 499, 1161. 
ask kasidesi 173, 446, 585, 639, 928. 
askname (Feristeh oglu) 500, 503, 1099,1101. 
atiyyet-ul vehhab firreddi alel mu'tendi Ahmed-el 

FarukT (Muhammed Burhan puri) 1121. 
avamil (Abdul-kahir Curcani) (474). 
avamil (Muhammed bin AIT BirgivT) 1083. 
avariful me'arif ($ihabuddTn) 748, 749, 927, 953, 

958, 1180. 
ayni [(Kenz) ve (Hidaye) serhleri] (Ayni) 269, 1114. 
ayni tarihi (Ayni Mahmud) 738. 
ayniil-hakika (Fevzi Efendi) 1075. 
aziziyye Vikaye tercemesi (Fehim pasa) 1214. 

-B- 
Baba dagi (ibrahTm bin Abdullah) 743. 
bahr-ul-fetava (KadT-zade Muhammed Arif) 167, 

207,576,591,813,828,890. 
bahr-ul-mevrud (Abdulvehhab-i $a'ranT) 458. 
bahr-ur-ra'ik (ibni Nuceym) 1 35, 264, 286, 315,316, 



1208 



Caliyet-UI-ekdar (Halid Bagdadi) 332, 506, 604, 

1105. 
cami'ul-beyan (Taberi) 1180. 
cami'ul-fetava (Ebul-Kasim-i SemerkandT) 275, 307, 

452,611, 1004, 1094. 
cami'ul-kebir "fikh" (Muhammed Seybani) 1076, 

1089, 1178. 
cami'ul kebir serhi (DebbusT) 1089. 
cami'ul kebir "hadis" (Siiyuti) 418. 
cami'ul-kebir (Serahsi) 1169. 
cami'ul-kebir (Kerhi) 1127. 
cami'ul-kebir serhi (Zeyla'i) 1 196. 
cami'u-keramat-il-Evliya (Yusuf Nebhani) 456, 469, 

1013, 1070, 1132, 1145, 1183, 1189. 
cami'ul-mebani (Kuhistani) 1128. 
cami'ul-mudmerat (Yusuf bin Omer) 1192. 
cami'ur-riimuz (Kuhistani) 143, 216, 218, 269, 299, 

1084, 1128. 
cami'us-sagir (KerhT) 1127. 
cami'us-sagir "fikh" (Muhammed Seybani) 268, 

1076, 1178, 1194. 
cami'us-sagir "hadis" (Siiyuti) 418, 458, 465, 1007. 
cami'us-sagir (Serahsi) 268, 1 169. 
cami'us-sagir serhi (Miinavi) 448, 631 . 
cami'us-sahih "hadis" (Buhari) 423, 1083. 
cami'us-sahih "hadis" (Muslim) 423. 
cami'us-sahih "hadis" (Tirmuzi) 424. 
cami'ul-ezher mecellesi (Yusiif-i Decvi) 461. 
cavidan (Fadlullah-i Hurufi) 500, 501 , 502, 503, 504, 

1076, 1099. 
celal-ul hak (iskenderiyyede) 633. 
cem'ul-esrar (Abdulgani Nabliisi) 458. 
cennete gotiiren ilmihal (Muhammed bin Kudbiid- 

din)1129. 
ceride-i ilmiyye (Mesihat-i islamiyye) 859. 
cevab-iis-sail ve delil-ul akil (Muhammed-iil Mufti) 

1179. 
cevab veremedi (ishak efendi) 41, 89, 368, 371, 

372,400,696,710, 1123. 
cevahir (Kadi Adud) 1124. 
cevahir-ul akdeyn (Semhudi) 458, 1 1 68. 

cevahir-ul-bihar ( ) 1116. 

cevahir-ul fetava (Kirmani) 247, 1127. 
cevahir-ul-fikh (Muhammed bin Mensur Buhari) 569, 

725. 
cevahir-ul-me'ani (Ali Ticani) 1183. 
cevahir-uz-zekiyye (Ahmed bin Turki) 296. 
cevazut-tevessul (Ahmed bin Zeyni Dahlan) 460. 
cevhere-tiin-neyyire (Ebu Bekri Ali) 69, 140, 168, 

206, 222, 275, 279, 281, 283, 294, 319, 323, 

325, 328, 344, 620, 626, 796, 811, 858, 872, 

1006, 1019, 1090. 

cevheret-ut-hakaik ( ) 1183. 

cevhere-ut-tevhid (Lakani) 1090. 
cezb-iil-kulub (Abdiilhak-i Dehlevi) 349, 350, 457. 
cihan sulhu ve islam (Seyyid Kutb) 310. 
cila-ul-ayneyn (Alusi Nu'man) 469, 1077. 
cila-iil-kulub (Birgivi) 1 006, 1 01 9, 1 020, 1 033. 
cila-uz-zulam (Seyyid Alevi bin Ahmed) 458. 
curcaniyyat (Muhammed Seybani) 268. 
cuzdan-i kavanin-i Osmaniyye (Kasbaryan) 1034. 
cuz'un minel-ehadis (Suyuti) 63, 1134. 

-Q- 

cehl hadis (imam-i Rabbani) 1122. 

-D- 
Da'vayi kavmiyyet (Ahmed Na'im) 1072. 
damad (Abdurrahman bin Muhammed) 294, 337. 
delail-iil-hayrat (Cezuli) 332, 420, 1143. 
delail-un-nubuvve (Mustagfiri) 
delail-iin-nubuvve (Beyheki) 740, 1082. 



delail-un-nubuvve (Sicstani) 1171. 

der Mensch (Almanca) 971 . 

der stern mecmu'asi 626. 

der Strom (Max Planck) 494, 545. 

dictionnaire therapeutique (L.Perlemuter) 665. 

din-i miibin-i islam (Resid Pasa) 1 162. 

din tahribcileri (A.Daviidoglu)'l136, 1141, 1170. 

din ve ahlak (Bergson) 27, 1082. 

dini sozluk (Turkiye gazetesi) 1 994 de istanbulda ba- 
silmisdir. 

dini tecribeler (William Ceyms) 27,1189. 

divan-i cezri (Ahmed bin Muhammed) (1050). 

divan-i mevlana Halid 1105. 

diya-iil-kulub(Harputlu ishak efendi) 372, 1123. 

diya-ul-ma'nevi(Ebulbeka) 309, 440, 1093. 

diirer (Molla Husrev) 1 27, 232, 239, 285, 31 6, 338, 
586, 616, 617, 723, 834, 858, 1019, 1138. 

diirer hasiyesi (Sernblali) 97, 279, 393, 796, 1000, 
1179. 

diirer serhi (isma'il Nabliisi) 629, 1 1 23. 

durer-iil-hiikkam (Ali Haydar Beg) 28, 800, 806, 
812,830,836,897,901, 1076. 

diirer-iil-meknunat (Murad-i Kazani) 1146. 

diirer-us-seniyye (Ahmed Zeyni) 349, 450, 453, 
1071, 1077. 

diirerus-seniyye fi-fedail-i devletil-Osmaniyye 
(Muhammed bin Veil izmir muftisi) (1 165). 

diirer-iil-multekite (Abdul'Aziz Diri) 166. 

diirret-ul-beyda (Muhammed Berdusi-zade) 835. 

diirret-ul-fahire (Imam-i Gazali) 18, 108, 1102. 

diirret-ul-madiyye firred-i ala ibni Teymiyye 
(Muhammed ibni Zemlikani) 454. 

durret-un-nasihin (Osman Hopavi)419, 1159. 

diirr-i yekta (Muhammed Es'ad) 59, 1 1 0, 1 1 9, 1 36, 
186, 300, 307, 308, 392, 393, 702, 1143. 

diirr-ul-me'arif (Abdullah-i Dehlevi) 721, 957, 1019, 
1067. 

durr-ul-muhtar (Ala-iid-din-i Haskefi) 20, 39, 72, 
133, 148, 154, 159, 160, 167, 204, 210, 217, 
218, 219, 224, 226, 229, 231, 236, 241, 246, 
249, 260, 262, 269, 272, 275, 278, 279, 282, 
282, 284, 285, 294, 297, 300, 307, 315, 318, 
321, 323, 333, 335, 336, 339, 348, 392, 393, 
434, 437, 440, 441, 442, 445, 462, 477, 490, 
577, 586, 595, 600, 612, 616, 622, 629, 637, 
638, 695, 723, 731, 740, 770, 783, 795, 808, 
826, 833, 855, 856, 858, 869, 872, 874, 879, 
994, 1010,1019,1020, 1074, 1109,1112, 1123. 

diirr-iil muhtar hasiyesi (Tahtavi) 134, 286, 468, 
595,635, 740, 869, 1182. 

durr-iil-miinteka (Ala-iid-din-i Haskefi) 141, 143, 
226, 229, 275, 281, 292, 294, 299, 342, 620, 
718,722, 731, 817, 1023, 1025. 

durr-us-sukuk (Muhammed Aziz) 826, 836, 863, 1 029. 
-E- 

ecvibe (Muhammed Necmuddin Giti) 

ecvibet-iil merdiyye (Abdulvehhab-i Sa'rani) 458. 

eczacilik mecmu'asi 650, 661 , 986. 

edebiyyat (Ali Canib beg) 1 1 55. 

edeb-iil-kadi (Hassaf) 1108. 

ed-da've mecmu'asi 350. 

ed-durer (Edib ishak) 1086. 

ed-durer iil-kamine (ibni Hacer Askalani) 1117. 

ed-durret-iis semine fi isbat-il vacib-i teala (Abdiil- 
hakim-i Siyalkuti) 1062. 

efkar-i ceberut (HayatiZade Halil) 538, 1138. 

ehadis-iil-mevdu'at (Ali-ul-kari) 418, 1077. 

ehl-i sunnet kasidesi 114. 

el-akaidussahiha (Hasen Can) 454. 

el-a'lam (Ali bin isma'TI) 1014, 1076. 

el-beraet-iil-es'ariyyun (Ebu Hamid) 459, 468. 

el-besair (Hamdullah-i Hindi) 459, 468, 1017. 

el-burhan (Siiyuti) 1159. 



1209 



-cami' (Hatib-i Bagdad?) 472. 

-cami'ul kebir (imam-i Muhammed) 268. 

-cami'us-sagir (imam-i Muhammed) 268. 

-cevahir (SuveydT) 1 1 74. 

-cevher-iil-munzam (ibni Hacer-i MekkT) 458, 1117. 

-ciircaniyyat (imam-iMuhammed) 268. 

-ecvibe-tiil irakiyye (Alusi) 1077. 

-ecvibe-tiil-iraniyye (AlusT) 1077. 

-edilletiil-kavati' (Muhammed ViltorT) 259, 724. 

-envar (Yusiif ErdebtIT) 181, 192, 250, 296, 323, 

604, 1019, 1022. 

-esma'i Ehl-i Bedr (Abdurrahman) 506. 
-fariik (Sibli Nu'mani) 499. 
-fasl (ibni Hazm AIT bin Ahmed) 538. 
-faz-i kufr (EhT Qelebi) 1192. 
-feth-ul kebir (Yusiif NebhanT) 469. 
-fecr-iis-sadik firredd-i alel-miinkir-i-tevessiil-i 

vel havarik (Cemil Sidki) 459. 
-fikh-u alel-mezahib-il erbe'a (Abdurrahman CeztrT) 

130, 155, 158, 163, 212, 221, 229, 238, 250, 

271,568,604,807. 

-fiituhat-iil islamiyye (Dahlan) 454, 1 071 , 1 1 34. 
-habl-ul-metin (Sa'id-urrahman) 455, 734. 
-hakaikul-islamiyye (Malik bin Daviid Beh) 460. 
-hakk-ul-mubin (Ahmed Sa'id) 455, 457, 1004, 

1073. 
-halal-vel-haram (Y.KardavT) 262, 263, 605, 877, 

900. 

-hamil-iil-fil-fiilk (AbdulganT NablusT) 419. 
-hariiniyyat (imam-i Muhammed) 268. 
-hayat (N.BatriicT) 1048. 
-hediyye fil ibarat-il fikhiyye (Abdurrahman imadi) 

1069. 

-hedy-iil-islamT (Cami'a-tiil-islamiyye) 618, 724. 
-hikem-ul Ataiyye (TaciiddTn) 279. 
-hikem-ul-ilahiyye ve mevarid-ul behiyye (Mustafa 

BekrT)1153. 

ibda' (AIT Mahfuz) 219, 338, 366. 
-i'lam (ibni Hacer-i MekkT) 1114. 

Tman (Halid-i BagdadT) 1105. 
-insaf (Sah Veliyyullah) 467. 
-intisar (Tahir Siinbiil) 458. 
-lubab (AbdulganT ganlmT MeydanT) 1 090. 
-isabe(lbni Hacer-i Askalani) 1 1 12, 1 1 13, 1 165. 
-isti'ab fi ma'rife-til-eshab (ibni Abdiilberr) 1112. 
-isfak ala ahkam-i talak (Zahid-ul Kevseri) 1194. 
-kavl-ul-fasl (MuhyiddTn Muhammed) 491, 1077, 

1148. 

-kavl-ul muhtasar (ibni Hacer) 63, 1 1 34. 
-kevakib-iid-diirriyye fi menakib-il ibni Teymiyye 

(Mer'i bin Yusiif) 1135. 
-kTsaniyyat (imam-i Muhammed) 268. 
-kitabiil-madnun (GazalT) 497. 
-makamat-i HarTrT(Kasim bin AIT) (516). 
-mebsut (imam-i Muhammed) 268. 
-medariciisseniyye firred-i alel vehhabiyye (Amir- 

iil-kadir PakistanT) 351, 455. 
-mekasid-fT-fedail-il-mesacTd (Molla Arab) 504. 
-mekasid-iil-hasene (Sehavi) 415, 465. 
-mesail-iil miintehabe (Kadi Habibiilhak) 455. 
-metalib-iil-aliyye (FahriiddTn-i Razi) 480. 
-mevrid fT-amelil-mevlid (fakihani) 1201. 
-muallim (Hindistan alimleri) 46, 250, 593, 724. 
-miidevvene (ibniil-Kasim Abdurrahman) 159. 
-miifredat-iil Kur'aniyye (Murad-i Miinzavi) 1150. 
-mugni (ibni Cevzi) 210, 1068. 
-muhaverat (Resid Riza) 1 162. 
-mukaddemet-iil-hadremiyye (Abdullah bin Ab- 
durrahman) 221 , 250, 296. 

■mukaddemet-iil-izziyye (Ebiil-Hasen Ali bin 

NasiriiddTn ^azili Malik?) 146, 192. 

miihezzeb (Ebu ishak ibrahim) 1093. 



el-miinkizii aniddalal (GazalT) 41 , 1 05, 1 1 6, 758,1 055, 

1116, 1148. 
el-miinire (Ahmed ibni Kemal) 740, 909, 1 071 . 
el-miisannef (San'anT) 1166. 
el-miistened (A.Riza han) 391, 468, 1077. 
el-miitenebbi-iil-kadiyanT(Miifti Mahmud) 486, 1072. 
el-miittefak (Muhammed bin Abdullah) 
el-muhtarat (Zenbilli AIT Efendi) 1 1 95. 
el-mu'temed (TiirpiistT) 1184. 
el-tebsire filhey-e (Muhammed MeruzT) (533). 
el-ubiidiyyet (ibni Teymiyye) 1116. 
el-iistad-iil-MevdudT(M.YiisiJf Benuri) 1136. 
el-varakat fil'amel-i bi-rub'il-mukantarat (Abdullah 

MardTni) (779), 1245. 
el-vasiyyet-iil-celiyye (Mustafa Bekri) 1153. 
el-vasiyyet (Ahmed KadiyanT) 484. 
el-yekavTt (5a'ranT) 388, 458. 
emalT "fikh" (VelvalicT) 1189. 
emalT "fikh" (Ebu Yusuf) 268. 
emalT kasTdesi (AIT OsT) 4, 89, 479, 699, 758, 1070, 

1076. 
emalT serhi (TahavT) 307. 

emalT serhi (Ahmed Asim) 699, 758, 1 007, 1 070. 
enba-i fadl (ibni Hacer-i AskalanT) 500. 
endless Bliss (HakTkat Kitabevi) 9. 
enTs-ul-celTs (AIT HulIT) 418. 
enTs-iil-ervah (M.Qesti) 1148. 
enTs-iil-va'izin (Hindli Ebu Bekr) 355. 
ems-iit-talibTn fT-menakib-i $ah-i naksibend Be- 

haiiddTn (Salah bin Mubarek BuharT 793), 1081. 
en-nahiye (Abdiil'azTz) 51 1 . 

en-nefehat-iis-saziliyye (Hasen-i AdvT) 458, 1107. 
en-nef'ul'am fil'amel-i birrub'ittam N-mevalTt-il-islam 

(ibni Satir) (777), 188. 
en-ni'met-iil-kiibra (ibni Hacer-i MekkT) 390, 459, 

1096, 1116. 
envar (BabertT) 1142. 
envar li-a'mal-il-ebrar (Yusiif ErdebTIT) 181, 192, 

250, 296, 323, 604, 1019, 1022. 
envar-iil Muhammediyye (Yusiif-i NebhanT) 33, 374, 

390, 450. 
envar-iil kudsiyye (Abdiilvehhab-i $a'ranT) 1068. 
envar-iil-uyun (Abdiilkuddiis) 1064. 
envar-iit-tenzTI (BeydavT) 1082, 1180. 
erazT kanunu (Atif Beg) 305, 1076. 
erazT kanunu serhi (AIT Haydar Beg) 1076. 
erba'Tn (NevevT) 628, 1 144. 
erba'Tn-i selmanT (NesefT Omer) 856. 
erravdurraid (AIT bin Muhammed HanefT) 579. 
erreddii alel-imamiyye (SuveydT) 1174. 
erreddii li-ibni Teymiyye (SiibkT) 348. 
erreddiil cemTI (GazalT) 372, 1102. 
erriyad-ut tesavvufiyye (AbdiilhakTm Efendi) 486. 
errukiyyat (imam-i Muhammed) 268. 
esas-ul-belaga (Zemahseri) 1194. 
eshab-i kiram (AbdiilhakTm Efendi) 50, 61 , 348, 387, 

434, 454, 516, 701, 1059, 1067, 1146, 1176, 

1192, 1193, 1196. 
eshab-i kiram kitabi 1212. 
esma-i ehl-i bedr (KabanT) 506, 783. 
esma-iil-muellifTn (isma'TI Pasa) 22, 61 , 71 4, 1 1 24, 

1181, 1184. 
esma-iis-sahabe (ibni Mende) 1115. 
esnel-metalib (ibni Hacer-i MekkT) 420. 
esrar (DebbusT) 1089. 
esrar-i melekut (Molla KudsT) 538,11 38. 
esrar-i siiluk (Ebiil-Hasen HarkanT) 1093. 
es-sahTfe fi-menakib-i EbT Hanife (ZehebT) 443, 1 1 94. 
es-seadetiil-ebediyye (Abdiilmecid bin Muhammed) 

(1319). 103. 
es-sebe'iil-esrar fi medaric-il-ahyar (Sah Muham- 
med Ma'siim bin AbdiirresTd) 1073, 1132. 



1210- 



es sedat-fi fedail-il-cihad (Molla Arab) 504. 
es-sevretiil-Hindiyye (M.Fadliil-Hak Hayr-abadi) 
esseyf-iis-sakTI (Zahid-i Kevseri) 454, 1 194. 
essirat-ul-mustekim (ibni Teymiyye) 1116. 
es-sirat-ul-miistekim (ibrahim Hayderi) 372. 
es-siham-iis-saibe (Yusuf-i Nebhani) 454. 
es-siretiinnebeviyye (Sibli Nu'mani) 499. 
es-siyer-us-sagir (imam-i Muhammed) 268. 
es-siyer-iil-kebir (imam-i Muhammed) 268, 1 149. 
essulhu beynel-ihvan (Nabliisi) 629. 
esbah (ibni Niiceym) 154, 167, 282, 284, 285, 301, 

310, 321, 324, 334, 341, 344, 443, 618, 629, 

737, 825, 827, 845, 859, 900, 998, 1115. 
esbah hasiyesi (Abdiilkadir GazzT) 308. 
esbah hasiyesi (HayreddTn RemIT) 1109. 
esbah serhi (Karacelebizade) 275. 
esbah semi (Hamevi) 245, 250, 388, 623, 629, 1071. 
esedd-ul-cihad (Daviid bin Siileyman) 1 114. 
esi'at-iil-leme'at (Abdiilhak-i Dehlevi) 252, 258, 263, 

314, 422, 456, 605, 633, 730, 733, 844, 1022, 

1061. 
es-sakikan 499. 
essihab mecmu'asi 287. 
etfal-iil-miislimin (Birgivi) 449, 1008, 1083. 
et-te'akkub-iil-miifTd (Ebu Hamid) 459. 
ettergib vetterhib (Abdiil-azTm) 313, 419, 458, 1059. 
ettergib vetterhib (isma'il isfehani) 419. 
et-tevessulu bin nebi (Ebu Hamid) 459, 468, 492, 

1016, 1116. 
et-tibb-un-nebevi (Zehebi) 652, 715, 1194. 
evkafda muvada'a (All Haydar) 1076. 
evrad (Behaeddin-i Buhari) 1081. 
evrad (Abdulgani NabliisT) 1061. 
evsat (Taberani) 289, 1180. 
ey ogul ilmihali (Siileyman bin Ceza') 110, 132, 

1173. 
eyyuhel veled (imam-i GazalT) 1 053, 1 1 02. 
ezhar-ul Fidda 1179. 
ezkar (Nevevi) 47, 352, 1057, 1156. 
ez-zehire lil kurafi (Ahmed) (684), 159. 
ez-ziyadat (imam-i Muhammed) 268. 



Fadl-iiz-zakirin (Abdulgani) 887. 

faideli bilgiler (A.Cevdet Pasa) 89, 113, 165, 310, 
348, 391, 412, 417, 448, 458, 466, 499, 970, 
1 029, 1 059, 1 074, 1 077, 1 086, 1 087, 1 1 06, 1 1 1 7, 
1135, 1136, 1138, 1152, 1162, 1170, 1176, 1179. 

faslul-hitab (Muhammed Parisa) 1146. 

faust(Gote) 1103. 

felsefe dersleri (Ahmed Na'Tm) 1072. 

fenn-i hitan (Riza Nur) (1 943), 21 . 

feraid (imam-i A'zam Ebu HanTfe) 441 . 

feraid-ul fevaid (Kadi-zade) 395, 1007, 1125. 

feraid-ul fevaid (Nizamiiddin-i Evliya) 1156. 

feraid-us-siraciyye (Muhammed Sicavendi) 

ferhat-ul muderrisin (Abdulhay LuknevT) 1179. 

ferhengi farisi (Dr. Muhammed Mukri) 802. 

fetava-i All Efendi 1 67, 901 . 

fetava-i attabi (Ahmed AttabT) (586), 255. 

fetava-i bezzaziyye (Muhammed KerderT) 143, 154, 
167, 168, 206, 220, 227, 234, 241, 269, 292, 
303, 308, 309, 338, 395, 410, 413, 414, 434, 
582, 590, 596, 611, 618, 696, 743, 770, 779, 
792, 796, 826, 839, 1002, 1009, 1023, 1127. 

fetava-i burhani (Mahmud Buhari) 1131. 

fetava-i ebiilleys (Ebulleys) 567. 

fetava-i Ebussu'ud (Ebussu'ud) 156, 233, 244, 248, 
271,305,897. 

fetava-i feyziyye (Seyh-ul-islam Feyzullah efendi) 
241, 536, 576, 579, 591, 822, 828, 839, 862, 
869. 

fetava-i fikhiyye (ibni Hacer-i Mekki) 47, 172, 245, 



280, 297, 453, 477, 784, 996, 1010, 1011. 
fetava-i garaib (Ahmed bin Muhammed) 268. 
fetava-i hadtsiyye (ibni Hacer-i MekkT) 135, 458, 

496, 498, 739, 908, 1011, 1108, 1116, 1193. 
fetava-i hamidiyye (Hamid KonevT) 471 . 
fetava-i haniyye (Kadihan) 241 , 568, 808, 890, 1 124. 
fetava-i haremeyn (Ahmed Riza Han) 455, 472. 
fetava-i hassT (Yusuf HarezmT) (634). 
fetava-i hayriyye (Hayreddin-i RemIT) 39, 128, 135, 

164, 330, 390, 393, 395, 487, 536, 573, 575, 

591 , 592, 61 6, 809, 825, 828, 837, 862, 880. 
fetava-i hindiyye (Seyh Nizam) 143, 205, 207, 219, 

226, 228, 240, 241, 242, 245, 247, 259, 260, 

292, 294, 301, 315, 316, 318, 319, 395, 409, 

434, 462, 465, 466, 568, 575, 590, 591, 620, 

648, 727, 729, 783, 786, 812, 815, 817, 827, 

837, 839, 844, 858, 870, 878, 880, 999, 1011, 

1032, 1075, 1124. 
fetava-i ibni niiceym (ibni Nuceym) 998. 
fetava-i imadiyye (Abdiirrahman-i Semerkandi) 487, 

830. 
fetava-i Kadihan (Kadihan) 133, 158, 163, 226, 281, 

245, 315, 316, 435, 583, 611, 827, 838, 900, 

1011, 1028, 1032. 
fetava-i kari-iil hidaye (Omer bin ishak) 247, 366, 

780. 
fetava-i kerhi (imam-i Kerhi) 61 1 . 
fetava-i kiibra (Husameddin Omer) 593, 1111. 
fetava-i kiibra (ibni Hacer) 223, 284, 722, 724, 1 162. 
fetava-i Miieyyed-zade (Abdurrahman ArvasT) 993. 
fetava-i Radeviyye (Ahmed Rida nan) 472, 1207. 
fetava-i rumiyye (Nisanci-zade) 1156. 
fetava-i siraciyye (Ali Usi) 148, 242, 243, 269, 364, 

1076. 
fetava-i semseddin (Semseddin-i Remli) 183, 323. 
fetava-i tatarhaniyye (Alim bin Ala) 216, 242, 264, 

287, 299, 448, 465, 477, 567, 695, 718, 1076. 
fetava-i zahiriyye (Kadi Muhammed bin Ahmed Za- 

hTreddin-i Buhari) (619), 802. 
fetavel-Riistagfeni (Ali Said hanefi) 
feth-ul ban (ibni Hacer-i Askalani) 458. 
feth-ul kadir (ibni Hiimam) 43, 120, 134, 154, 207, 

262, 274, 583, 809, 858, 1020, 1114, 1125. 
feth-ul-mecid (Vehhabi Abdiirrahman) 442, 447, 

450, 451, 453, 454, 457, 484, 717, 887, 1013, 

1016. 
feth-ur-rahim (Mes'iid Kanevi) 632, 1136. 
fethurrahman (Bir kelimenin hangi ayetde oldugunu 

bildirir. Feyzullah. 1323 h. Beyrut) 
fetva (Muhammed ibni Siileyman) 453. 
fevaid-i cami'a (Abdul'aziz Dehlevi) 650. 
fevaid-i EbT Hafs-il kebir (Ahmed 217), 565. 
fevaid-i Osmaniyye (Muhammed Osman miiced- 

didi)662, 783,993, 1146. 
fevaid-iil behiyye (Muhammed Abdiilhay Liiknevi) 

1179. 
fevaid-iil-fiiad (Muhammed bin Mahmud Celaleddin 

Pani-puti) (765), 733, 767, 1085, 1156. 
fevaid-iis-salikin (Feridiiddin Genc-i Seker) 1177. 
fezleke-i Tarih-i OsmanT (Matbaa-i amire) 1136, 

1149. 
fikh-i ekber (Ebu Hanife) 388, 490, 491 , 1 077, 1 148. 
fikh-i gidani (Lutfullah) 127, 419. 
fikh-i gidani serhi (Kuhistani) 1 27, 419,1128. 
fid-difa'an turuk-i ehl-il-hiida (Muhammed Ticani) 

1183. 
filozofi zoolojik (Lamarck) 540. 
fir redd-il vehhabiyye (Daviid bin Siileyman) 453. 
fir redd-i alel vehhabiyye (Ahmed Zeyni Dahlan) 

450, 1071. 
fir redd-i ales-siibki (ibni Abdiil-Hadi) 469. 
fitnet-iil vehhabiyye (Ahmed Zeyni Dahlan) 250, 

1071, 1170. 



1211 



fi-zilal-il-Kur'an (Seyyid Kutb) 409, 41 0, 887, 1 1 70. 

formulaire (Doktor Gautier) 986. 

formulaire medical (Lemoine) 652, 1130. 

friedrich tarihi (Karlayl) 1125. 

furuk nisapuri (Es'ad) (539). 

fusul-i imadi (Abdiirrahim) 1068. 

fusul-i sitte (Muhammed Parisa) 106. 

fiisiis (Muhyiddin-i Arabi) 93, 388, 390, 927, 928, 

1165. 
futuhat-i mekkiyye (MuhyiddTn-i Arabi) 79, 388, 696, 

739,970, 1148. 
fiitdh-ul-gayb (Geylani) 278, 357, 771 . 
futuh-ul gayb serhi (Abdulhak-i Dehlevi) 357. 

-G- 

Gada-iil-miilahazat (papas kitabi) 41 . 
galiyye-tiil-meva'iz (Alusi) 60, 349, 441, 443, 450, 

467, 1006, 1013, 1044, 1077, 1159. 
gavsiyye (Abdiilkadir-i Geylani) 929. 
gayet-iil beyan (itkani) 1 124. 
gayet-iil beyan (All Echiiri) 632. 
gayet-iil-emani (....) 1 1 83. 
gayet-iil-itkan (Doktor Salih efendi) 664, 674. 
gayetiit-tahkik (M.Hayat Sindi) 208, 1144. 
gayri tabi'i asklar (F.Kerim Gokay) 781 . 
gercek islamiyyet (Besir Kadiyani) 484. 
geschichte (Brockelmann) 22. 
giyasiyye (Daviid bin Yusiif) 269. 
grundriss der inneren medzin (Dr. Domarrus) 660. 
gunyet-iil-fiikaha (SicstanT) 1192. 
gunyet-iit-talibin (Abdulkadir Geylani) 60, 66, 90, 

132,510. 
gurer (Hakim ve Molla Hiisrev) 1 38, 338, 1 1 04. 
gurer serhi (Sernblali) 815. 
gulbun-i irsad (Osman Bedreddin) 1158. 
giilistan (Sa'di) 1164, 1190. 
gulsen-i vahdet (Abdiilehad Serhend?) 1 1 69. 
giilzar-i samini (Osman Bedreddin) 1158. 

-H- 

hadaik-ul-hakaik (Omer bin All) 383. 

hadarat-iil-kuds (Bedreddin-i Serhendi) 20, 1057, 
1113,1121,1141,1145. 

hadaik-iil-verdiyye (Abdiilmecid bin Muhammed 
Hani 1319 istanbul). 188, 1105, 1121, 1145, 1148. 

had-id-dallin (haci Tusi) 70, 208, 637. 

hadd-i fasil der hak ve batil (Muhammed Ferruh) 
1142. 

hadika (Abdiilgani Nablusi) 8, 19, 21 , 23, 45, 70, 72, 
90, 96, 113, 123, 135, 142, 155, 168, 211, 226, 
237, 238, 239, 241, 248, 249, 252, 263, 264, 
280, 281, 310, 338, 340, 365, 394, 397, 408, 
409, 413, 414, 434, 435, 436, 438, 448, 449, 
465, 468, 469, 470, 471, 490, 497, 536, 546, 
588, 593, 594, 595, 596, 599, 602, 603, 611, 
621, 631, 635, 638, 642, 692, 699, 718, 721, 
724, 726, 729, 730, 731, 734, 739, 781, 789, 
790, 794, 801, 802, 810, 824, 826, 843, 851, 
873, 885, 886, 890, 891, 896, 898, 900, 908, 
909, 1004, 1005, 1028, 1033, 1061. 

hadika-tiin-nediyye (Muhammed Bagdadi) 594. 

hadikat-iil-cevami' (Hiiseyn bin All) 1092, 1152, 
1189. 

hadikat-ul evliya (A.Hilmi) 1121, 1145. 

hadikat-iis-serair (Abdullah BTtusT) 1065. 

hadis-i erba'in (NevevT) 113, 422. 

hadis-i erba'in tercemesi (Ahmed Na'Tm) 422, 1072. 

hadiyyi mudillin (Haci baba ibrahim TusT) (1044). 

hakayik-i manzume (Mahmud bin Muhammed 
Buhari)352, 1131. 

hakikat-ul-yehud (Fuad efendi: Kuveytde mekte- 
betu-Sahabet-il-islamiyyede) 

hakikatname (hurufiler) 503. 



hak sozun vesikalan (SuveydT) 61, 94, 110, 434, 
596, 696, 701 , 992, 1 072, 1 1 21 , 1 1 46, 1 1 74. 

halebi-yi kebir (Halebi ibrahim) 1 27, 1 33, 1 53, 1 54, 
166, 175, 207, 216, 217, 223, 235, 237, 240, 
241, 244, 248, 251, 252, 266, 272, 274, 281, 
285, 603, 729, 743, 996, 1003, 1005, 1104. 

halebi-yi sagir (Halebi ibrahim) 122, 123, 125, 149, 
156, 212, 217, 222, 237, 249, 270, 274, 275, 
283, 284, 729, 743, 784, 1000, 1019. 

halid-i bagdadi divani (H. Bagdadi) 4, 

halimi (Huseyn bin Hasen Ciircani) 243, 

hamriyye kasidesi (Omer bin Farid) 1160. 

hamza efendi risalesi [Bey' ve sira risalesi] 575, 
811,824. 

hamzaname (hurufiler) 501 . 

haniyye (Kadihan) 241 , 567, 809, 890, 1124. 

hasenat-ul-ebrar (Dara sekve) 1075. 

hatem-iin-nebiyyin (Enver sah Kesmiri) 485. 

hatirat-i Abdulhamid han-i sanT (Es'ad beg) 1 063. 

hatm-i hacegan (Halid-i Bagdadi) 1075. 

havenet-ul islam (Aga 9uris Kesmiri) 486. 

havi (safi'T) (Maverdi) 241 , 11 33'. 

havi (hanefi) (Zahidi) 241 , 873, 1 1 93. 

havi serhi (All bin isma'il) 1076. 

hayat-ul hayvan (Demiri) 418, 668, 741, 742, 778, 
1089. 

hayatussahabe (Muhammed Yusiif) 499. 

hayrat-iil hisan (ibni Hacer-i Mekki) 440, 442, 443, 
1114. 

hazane (Debbusi) 1089. 

hazane-i Celali (Kutb-i zeman) 1 129. 

hazanet-ul fikh (Ebulleys Semerkandi) 

hazanet-ul-muftin (Huseyn bin Muhammed) 324, 
440. 

hazanet-iir-rivayat (Kadi Hindi) 269, 592, 1005. 

hazinet-ul-esrar (Muhammed Hakki) 277, 279, 395, 
41 8, 740, 741 , 993, 1 009, 1 01 0, 1 1 43. 

hazinet-ul-me'arif (Ubeydullah Serhendi) 207, 651 . 

hazret-i Muhammed (Davenport) 534, 1088. 

hediyye (Muhammed Behaeddin-i Buhari) 1081. 

hediyye (imadi) 629. 

hediyye-tul-ihvan turkce zikr (Muhammed Said) 

hediyyet-iil-mehdiyyTn (Ehi Qelebi) 90, 467, 648, 1 1 92. 

hediyyet-ul-miihdi (Vahiduz-zeman) 

hedy-ul-islami (Libya evkaf dairesi) 586, 858, 876, 
877. 

hest behist (idris Budlisi) Osmanli tarihi 

hemziyye'(Busayri) 390, 1084. 

herkese lazim olan iman (Feyzullah) 32, 34, 368, 
482, 499, 579, 740, 1 1 78, 1 1 84. 

hey'et-i felekiyye (Mustafa Hilmi) 187, 1245. 

hicab-iil-aktar (Fudayl bin iyad) 1102. 

hidaye "fikh" (Burhaneddin-i Merginani) 20, 224, 
271 , 392, 444, 477, 628, 1 084, 1 1 81 . 

hidaye "fizik" (EsireddTn-i Ebheri) 538, 1098. 

hidayet-ul-hahk (Celaleddin Muhammed) 1117. 

hidayet-ul ibad (Molla Arab) 504. 

hidayet-ul-mubtedi fi-ma'rifetil-evkat (Ali bin Os- 
man) 187, 279, 1246. 

hidaye serhi (Ayni, Tacus-seri'a) 872, 1078, 1 181 . 

hidayet-ut-talibin (Ebu Sa'id) 1095. 

hikem-i ataiyye (Tacuddin) 1 1 44, 1 1 81 , 1 1 87. 

hikmetul'ayn fil-mantik (Ali KazvTni) (675). 

hilye-tul-mucelli(ibni Emir Hac) 134, 1001, 1113. 

hilye-tul-ebrar (Nevevi) 1035, 1156. 

hilyet-iil-Evliya (Ahmed bin Abdullah) 70, 208, 786, 
1070. 

hilyet-iil-Evliya (Ebu Muhammed Halil) 458. 

hilyet-iin-nacT (Muhammed Es'ad) 1143. 

hindistanda ingiliz hakimiyyeti (Amerikah) 484. 

hindiyye (Fetava-i hindiyye) 226, 228, 240, 241 , 245, 
260, 294, 301, 315, 316, 318, 325, 327, 328, 337, 
395, 434, 435, 462, 465, 568, 575, 590, 591 , 620, 



1212- 



727, 729, 786, 812, 815, 817, 827, 837, 839, 844, 

858, 870, 878, 880, 999, 1011, 1032. 
hiristiyanhk (incTI hey'eti) 42, 372. 
hisn-ul-hasin (ibni Cezer?) 449, 457, 1007, 1113, 

1249. 
hizb-ul-bahr ($azilT) 497, 1 093. 
hizb-ul-kebir ($azili) 497. 
hucce (ibni Nasr) 448, 465, 1115. 
huccet-iil-baliga (isma'TI Hakki) 433, 500, 501 , 1 075. 
hucce-tullahi alel'alemin (Yusijf Nebhani) 43, 62, 

374, 378, 458, 459. 
hucec-ul-beyyinat (All Belht) Hadika ile cildlidir. 
hucec-i kat'iyye (Siiveyd?) 1 174. 
huccet-ul-islam (Mahmud Pisavuri) 443. 
hukukul-islam (SenaUllah-i PaniputT) 
hulasa-i gidani (NesefT Lutfullah) 1 1 55. 
hulasat-ul-fetava (Tahir-i Buhari) 134, 269, 464, 

618,729, 1010. 
hulasat-ul-kelam (Ahmed Dahlan) 450, 453, 454, 

461,462,595,871, 1071. 
hulasat-ul-vefa (SemhudT) 458, 1 1 68. 
hulasat-ut-tahkik (AbdiJIgani) 409, 1061. 
hurufi kitablan (hurufiler) 503, 504. 
hiisniyye si'i kitabi (miirteda) 61 , 732. 
husn-ut-tenebbiih (Necmiiddtn M.Gazzi) 72. 
husn-ut-tekadi (Zahid-ul-Kevseri) 1 194. 
hiivelgani (AbdiJIgani FarukT) 957, 1 095. 
huvallah (Behaullah) 1082. 

-i- 

Isikkasidesi 89, 114. 

I'anet-ut-talibfn (Ebu Bekr $ata) 223. 

ibni Haldun Tarihi (ibni Haldun) 541 . 

ibraz-iil-hak (Omer Fehmi) 372, 1 1 60. 

ibriz (ibnulmubarek Fast (te'lif 1 1 29). 

ibtal-ul-menhec (Fadl bin Ruzbehan) 1098. 

ibtigaUI-vusul (Viltori) 

i'caz (Mahmud KonevT) (777). 

ifadet-ul-ahyar (Muhammed ArabT) 461, 1141. 

ifsah-ul-metin (M.Tahir Sunbul Mekkf) 101. 

igaset-iil-lehfan (ibni Kayyim) 469, 1083. 

ihtiyar-i cuz'i (Akkermani) 698, 701 . 

ihtiyar (Abdullah-i Musul) 444, 617, 838, 1065. 

ihvan-us-safa [51 risale] (Ebu Siileyman Muhammed 

ve arkadaslan) 497. 
ihya-ul-ulum (Muhammed Gazali) 365, 409, 420, 

468, 607, 610, 679, 680, 698, 1008, 1045, 1102, 

1180. 
ikdiil-cevheri (Halid-i Bagdad?) 701 , 1 1 05. 
ikdiil ceyyid ($ah Veliyyullah) 300, 302, 467. 
ikfar-ul-miilhidin (Enver $ah Kesmiri) 485, 486. 
ikna' (AIT bin Abdullah) 11 73. 
ilcam-iil-avam anil kelam (Gazali) 490, 491 . 
ilm ile dinin catismasi (William Draper) 537. 
ilm-i hey'et (Ahmed Ziya) 1 78, 1 91 , 379. 
ilm-i nokta (Mahmud) 500. 
ilmiyye salnamesi 188. 
ilm-un nets (Ahmed Nairn) 1072. 
imad-ul-islam (Abdurrahman) 304, 320, 1059. 
Tman ile ibadet (Demir Hafiz) 1007. 
iman vel-islam 1 105. 
imdad [Merakil-felah] ($ernblali) 219, 255, 260, 277, 

279,308,356, 1178. 
imdad hasiyesi [Tahtavt] 134, 135, 142, 154, 182, 

219, 221 , 238, 278, 283, 287, 330, 628, 729, 999. 
inaye [vikaye serhi] (All bin Omer) 127,1 084. 
inaye [hidaye serhi] (Muhammed bin Mahmud 

Baberti) 1084, 1142. 
inaye hasiyesi (Sa'dt CelebT) 1084, 1125, 1142, 

1164. 
incTI (Isa aleyhisselama nazil olan kitab) 33, 42, 43, 

104, 368, 369, 372, 382, 388, 498, 570, 704, 

706, 718, 724, 773, 1043, 1044, 1078, 1122, 



1133, 1161, 1168, 1190. 
ingiliz casusunun i'tiraflan 372, 447, 1142. 
inkazulhalikin (BirgivT) 1033. 
insan-i kamil (seyh Sadik efendi) 1075. 
insan ve kainat (Turkiye Gazetesi) 639. 
intikal kanunu serhi (AIT Haydar) 1076. 
irade-i cuz'iyye (Akkermani) 698, 701 . 
irade-i cuz'iyye (Halid-i Bagdad?) 701, 1075. 
iran edebiyyat tarihi (Edvard Braun) 1 1 75. 
irgam-ul-mend (Muhammed Zahid KevserT), 1074, 

1076, 1194. 
irsad (Muhammed Baberti) 1142. 
irsad (isma'TI bin Hibetullah) 620. 
irsad-ul-avam (Ahmed SemseddTn) 1114. 
irsad-ul-hiyara (Yusuf Nebhani) 372, 595. 
irsad-ul-murfd (Hasen Advi) 1107. 
irsad-ut-talibTn (Sena-ullahi DehlevT) 1052, 1057, 

1168. 
irtifa-i sems risalesi (KedusT) 187. 
is'af 1171. 

TsagucT (EsTriJddTn-i Ebheri) 538, 1098. 
isbatu-keramatil-Evliya (Abdullah Kayrevani) 739. 
isbat-un nubuvvet (imam-i Rabbani) 1121. 
islam ahlaki (HakTkat Kitabevi) 110, 121, 207, 355, 

430, 434, 450, 587, 645, 1047. 
islama gin's (HamTdullah) 307, 31 0, 571 , 1 1 06. 
islam dini ve diger dinler (HakTkat Kitabevi) 368. 
islam kulturii (ibrahim Neset) 272. 
islam Peygamberi (HamTdullah) 1106. 
islam yolu (iskilipli Atif efendi) 1 1 0. 
istibsar (Muhammed bin Hasen TusT) 1085. 
istinad (AITArsT) 765. 
i'tikadname (Halid-i Bagdad!) 579, 1105. 
Tzah [Kuduri serhi] (KermanT) 292, 309. 
Tzah-ul-hak (Niizhet efendi) 372, 1 1 57. 
Tzah-ul-menasik (ibni Hacer-i MekkT) 452. 
Tzah-ul-meram fT kesf-izzulam fT-esas-i din-i Nasara 

(Abdullah Abdi bin Destan) 372. 
izalet-iil-hafa ($ah Veliyyullah) 1 93, 1 1 76, 1 1 84. 
izhar-ul-esrar finnahv (Birgivi) 1 083. 
izhar-ul-hak (Hindli rahmetullah) 372, 1157, 1160, 

1161. 
izziyye (ZerkanT) 633. 

-K- 

Kadihan (Hasen bin Mensur) 133, 158, 163, 226, 

245, 282, 315, 316, 435, 583, 611, 727, 827, 

838,900, 1011, 1028, 1032. 
kafi (Hakim sehid) 268, 1104. 
kafi(Kuleyni) 1084. 

kafi (NesefT Abdullah) 229, 1093, 1155. 
kahramanlar ve kahramanlara saygi (Karlayl) 1125. 
kalaid-ul-ukban (ibni Hacer Mekki) 443, 1114. 
kamil tarihi (ibni Esir) 992, 1113. 
kamus-i kavanin (T.Andonyadi) 1034. 
kamus-ul a'lam ($emseddin Sami) 52, 145, 381, 

388, 390, 431, 441, 490, 514, 532, 714, 742, 

1011, 1079, 1084, 1086, 1099, 1109, 1155, 1173, 

1175, 1177, 1192. 
kamus (FTruzabadi) 323, 390, 698, 699, 1 070, 1101, 

1164. 
kanun (ibni STna) 737. 

karabas tecvidi (Abdurrahman) 1125, 1 1 56. 
kara daviid (Delail tercemesi) 1 1 43. 
kastde-i biirde (Busayri) 993, 1 084, 1 1 80. 
kasfde-i email (All Usi) 4, 89, 479, 699, 758, 1070, 

1076. 
kasfde-i hamriyye (Omer bin Farid) 1160. 
kasfde-i hemziyye (Busayri) 386, 1084. 
kasfde-i taiyye (Omer bin Farid) 1 1 60. 
kasif-iil-esrar (ishak Tokatli) 499, 501, 502, 503, 

1122. 
kavaid-ul-islam (isma'TI ibadt) 489. 



1213 



kavaid-Ut-tarikatil cem'-i beynesserT'at-i vel hakika 

(Ahmed Zerruk) 1073. 
kavaid-ut tesavvuf (Ahmed Zerruk) 1073. 
kavlussedid (Muhammed bin Abdul'AzTm) 
kaza ve kader (Ebiissu'ud) 698, 714. 
kebair (ibni Nuceym) 284, 1 053, 1 1 1 5. 
kebir "hadis" (TaberanT) 1 1 80. 
kedusT(Siileyman Murad) 187, 199. 
keffiir-rea'an muharremat ila lehvi vessima' (ibni 

Hacer) 247. 
kelimat-i tayyibat (Muhammed Murad-abadi) 1134. 
kenz (Abdullah bin Ahmed NesefT) 444, 1 1 1 6. 
kenz-i mahfi (isma'TI Hakki) 90, 420, 1 1 23. 
kenz-ud-dekaik (Neseft Abdullah) 504, 1 1 55. 
kenz-ul-hidayat (Muhammed Bakir) 1141. 
keramat-UI Evliya (Lalkai) 458. 
kerh! muhtasan [kudurT serhi] (Ubeydullah) 206. 
kesf-i rumuz-i gurer ($am kadisi Abdulhalim) 297, 

796. 
kesf-u gavamiz (Ebu Ca'fer Hinduvan!) (693). 
kesf-u hucubil-mahcub (Data Gene bahs AIT) 
kesf-ul-esrar (Pezdevi) 
kesf-ul-kma'an ma'rifet-il-vakt minel-irtifa' 

(Muhammed Hani) 188. 
kesf-iil-lisan (Ayni) 1079. 
kesf-ul-mahcub (Data-Gene bahs AIT HecvTrT GaznevT 

lahorT) (465). 
kesf-un-nur (NablusT) 419, 452, 458, 463, 1061. 
kesf-us-siibuhat (ibni Abdulvehhab) 106, 468. 
kesf-iiz-zunun (Katib Celebi) 22, 1 1 14, 1116, 1 124, 

1126. 
keskul (AbdulhakTm Efendi) 454, 656, 735. 
kessaf (ZemahserT) 41 6, 51 3, 1 1 25, 1 1 94. 
kinyetiilfetava (ZahidT) 852. 1 020, 1 1 93. 
kirk hadTs (Ahmed ibni Kemal) 727, 1014. 
kirk hadTs (imam-i BirgivT) 923. 
kirk hadTs (imam-i RabbanT) 1121. 
kisas-i enbiya (Kisai) 418. 
kisas-i enbiya (Cevdet Pasa) 387, 514,1 063, 1 065, 

1084, 1086, 1087, 1103. 
kiyamet ve ahiret (imam-i GazalT) 108, 113, 401, 

448, 452, 461, 478, 717, 742, 784, 923, 993, 

1016, 1089, 1102. 
kibnt-i ahmer ($a'ranT) 388. 
kifaye (Amir $a'bT) 1 175. 
kifaye (AIT MardTnT) (750). 
kifaye (MahmCid hafTd-i Tacusseri'a) 120. 
kimya-i se'adet (Muhammed GazalT) 22, 34, 38, 64, 

65, 108, 127, 297, 323, 383, 430, 570, 600, 605, 

607, 622, 677, 679, 700, 719, 720, 725, 728, 

732, 766, 788, 789, 840, 845, 847, 1102. 
kimya-i se'adet mukaddimesi (Muhammed ZihnT) 

1148. 
kTsaniyyat (Muhammed $eybanT) 268. 
kitab-i mukaddes327, 1130. 
kitabul'amel-i bil-iistiirlab (Muhammed bin Omer) 

1245. 
kitab-u fil'amel-i bil-usturlab (ibrahTm Fezari) 1246. 
kitab-ud-derc-il-munlfe (SuyutT) 390. 
kitab-ul-celve (ibahTler) 489. 
kitab-ul-envar (Ruzbehan) 1 1 63. 
kitab-ul-eyman (ibni AbidTn) 454. 
kitab-ul-feraid (Ahmed ibni Kemal) 365. 
kitab-ijl-fikh alel-mezahibil-erbe'a (Abdurrahman 

CezTri) (1 391), 1 30, 1 55, 1 58, 1 63, 21 2, 221 , 229, 

250,271,568,604,807. 
kitab-ul-harac (Ebu Yusiif) 300, 1096. 
kitab-iil-hav! (Ebu Bekr-i RazT) 538. 
kitab-ul-irsad (isma'TI bin Hibetullah) 620. 
kitab-ul-iza'a (Siddik Hasen Han) 484. 
kitab-ul-kefale (AIT Haydar beg) 1076. 
kitab-ul-kirae (KadTYahya) 727, 1190. 



kitab-ul-mikyas-iz-zeval (ibrahTm FezarT) 1246. 
kitab-ul-muncelT (SuyutT) 1016. 
kitab-ul'ulum (Es'arT) 1093. 
kitab-ul-umm (Safi'T) 1175. 
kitab-un-nil (Abdul'azTz ibadT) 489. 
kitab-ur-rahme (SuyutT) 128, 662, 673, 741. 
kitab-ur-remah (OmerTicanT) 1183. 
kitab-ur-ruh (ibni KayyTm) 1015. 
kitab-us-siinnet (Zahid-i Saffar) 366. 
kitab-us-siinnT (Muhammed Kutty) 460. 
kitab-us-siinnet-i vel cema'at (ibrahTm) 366. 
kitab-ut-tevhTd (Abdulvehhab oglu) 447, 1176. 
kitab-ut-tibyan (Nevevi) 394, 1009. 
kitab-uz-ziihd (Ahmed bin Hanbel) 458. 
knaurs lexikon (T.H.Knaur Nacht) 1109. 
kozmografya (HasTb beg) 1 83, 358, 761 , 1 1 77. 
kudurT muhtasan (Ahmed bin Muhammed Bagdad!) 

(428), 69, 444, 826, 858, 1090, 1194. 
kudurT muhtasan tercemesi (M.EmTn FehTm pasa) 
kudurT serhi (Ebu Nasr-i Akta') 161. 
kudurT serhi (ZahidT) 1193. 
kudurT serhi (Yusuf bin Omer) 1192. 
kuhistam nikayesi (Kuhistan!) 1024, 1128. 
kulliyat (BakTbillah) 1141. 
kur'an-i kerTm ve incTller (HakTkat Kitabevi) 368. 
kurret-ul-ayneyn (Sah Veliyyullah) 516, 11 76. 
kurret-ul-uyun (Ebulleys) 213, 718. 
kut-ul-kulub (Ebu Talib-i MekkT) 420, 515, 1096. 
kubra (HusameddTn-i Omer) 269. 
kufr ve kebair risalesi (AbdulhakTm ArvasT) 1053. 
kunuz-iid-dekaik (MiJnavT) 114, 194,212,340,398, 

419, 452, 465, 616, 627, 723, 949, 1004, 1009, 

1010, 1054, 1149. 
kuriyet-iil-Erd (Ebu Bekr RazT) 82. 
kutub-i sitte (BuharT, Muslim) 407, 423, 486. 

-L- 
Lamiyye (ibni VerdT) 1 1 1 8, 1 1 36. 
larousse (Claude Aauge) 725. 
larousse medical (Fransiz akademisi) 142. 
lem'u berk-il makamat (Mustafa BekrT) 458. 
les franco-macons (Serge Hutin) 1086. 
letaif-ul isarat fittefsTr (Kuseyri) 142. 
letaif-ul-minen (Tac-iid-dfn) 41 9, 1 068, 1 1 81 . 
letaif-ul-minen (Abdiilvehhab-i Sa'ranT) 1068. 
levaih-ul-envar (RemIT) 1 1 09. 
levh-il-mahfuz (Ahmed ibni Kemal) 698. 
luzum-u ittiba'i mezahib (Muhammed Hamid) 460. 
lubab-ut-te'vTI (AlaiiddTn) 41 8, 699. 
lugat-i Naci (muallim NacT [1893]) 604. 
lu'lu'iyyat (Ebu MutT BelhT) 598. 

-M- 

maddet-ul-hayat (AksemseddTn) 1074. 

madde ve hafiza (Bergson) 27, 1 082. 

ma'den-ul cevahir (Sefer Ahmed) [(Umdet-iJI maka- 
mat) sahife 251 , 387, 526.] 

ma'fuvat (Molla HalTI) 135, 154, 155. 

ma'fuvat serhi (Suleyman bin Abdullah) 135, 155. 

mahbubul-muhibbm (Sa'duddTn-i Muhammed 
HamevT) 1163. 

mahsername (EmTr AIT) 503 

mahzen-iil-esrar (M.Safiyyullah muceddidT) (1212). 

mahzen-ul-ulum (Muhammed Tahir) 422, 

makalat (Zahid-ul KevserT) 454, 1 1 94. 

makalatussuneniyye fT-kesfi dalalati Ahmed ibni 
Teymiyye (Casus S.98). 

makamat (Ebu Bekr-i BelhT) 1090. 

makamat-i Ahmediyye (Muhammed Hasim) 1121, 
1144. 

makamat-i Ahyar (Zeyd-i FarukT) 1072. 

makamat-i Dehleviyye (Abdulgani) 1095. 

makamat-i Mazheriyye (Abdullah-i DehlevT) 21 , 351 , 



1214 



395, 459, 462, 466, 616, 623, 721, 903, 957, 

1018, 1057, 1133, 1134, 1142. 
makamat-us-sa'Tdiyye (Muhammed Mazher) 1072. 
ma-la-budde (Senaullah DehlevT) 266, 365, 1028. 
ma'lumat-i nafi'a (Cevdet Pasa) 1087. 
ma'nevT (Giilseni) 1 1 03. 
mantik (Ahmed Na'im) 1072. 
mantik-ut-tayr (FerTduddTn) 1 101 . 
manzume-i NesefT (Omer NesefT) 1131, 1155. 
ma'rifetname (ibrahim Hakki) 24, 33, 42, 77, 78, 

82, 94, 170, 217, 236, 241, 284, 360, 419, 541, 

599, 775, 1044, 1048, 1119. 
me'alim-ut-tenzTI (BegavT) 389, 507, 1081. 
me'aric-ul-hidaye (AIT bin EbT Bekr Alevi) (Misbah)in 

90, 96, m.cisahifeleri. 
me'aric-ijn-nubuvve (Molla MiskTn Muhammed 

Mii'in) (954 h.) 1182. 
me'arif-i ledunniyye (imam-i RabbanT) 909, 918, 

962, 1122. 
me'arif-us-sunen (Enver sah) 1102, 1 1 83, 1 1 84. 
mebde ve me'ad (imam-i RabbanT) 1073, 1121, 

1147. 
mebsut (HulvanT) 1 1 78. 
mebsut (SerahsT) 268, 1 1 69. 
mecalis-i saminiyye (Osman BedreddTn) 1158. 
mecd-i talid (ibrahim Hayderi) 1105. 
mecelle (Cevdet Pasa) 28, 57, 67, 120, 221, 226, 

288, 535, 571, 594, 597, 605, 623, 806, 812, 

817, 821, 822, 827, 828, 830, 833, 843, 865, 

872, 883, 884, 890, 898, 899, 1034, 1076, 1086. 
mecelle-i menar (ResTd Riza) 1162. 
mecelle serhi (AIT Haydar beg) 616, 798, 
mecellet-us-subhan (Ahmed Ibrahim) 876. 
mecistl (Ba'tlemyus) 538, 1080. 
mecma'ul adab (Hasen HulusT) 392, 393, 395, 1 1 07. 
mecma'ul bahreyn (ibnissa'ati) 279, 444, 1093, 

1116. 
mecma'ul beyan (Fadl bin Hasen) 1181. 
mecma'ul enhiir (Abdurrahman SeyhTzade) 70, 164, 

182, 260, 274, 287, 316, 436, 452, 579, 593, 

603, 634, 722, 823, 858, 899, 1006, 1020, 1023, 

1068. 
mecma'ul-fetava (Ahmed bin Muhammed) 392, 
mecmd'at-ul fevaid (KefevT) 741 , 
mecmu'a-i cedide (H.Hayrullah) 244, 304, 816, 827, 

870. 
mecmu'a-i zuhdiyye (Ahmed Zuhdu) 1 1 0, 1 33, 1 47, 

316, 325, 344, 437, 444, 445, 573, 582, 1198. 
mecrel-enhur (Bakani) 1079. 
medaric-un-nijbuvve (Abdulhak-i DehlevT) 204, 219, 

284, 374, 478, 783, 784, 1061, 1078. 
medaric-us-seniyye firreddi alel-vehhabiyyeyi 

Hindiyye (Amiriil-KadirT) 351, 455. 
medhal (Ubeydullah KerhT) 
medhal (ibnulhac Muhammed Malik!) (737). 
mefatTh-ul-cinan (Ya'kub bin Seyyid AIT) 1 190. 
mefatTh-ul gayb (FahreddTn RazT) 417, 
mekarim-i ahlak (ibni Ebiddunya) 418, 
mekasid (TeftazanT) 1 164. 
mekasid-ul-hasene (SemseddTn Muhammed Se- 

havT)(902), 415, 465. 
mekatTb-i senfe (Abdullah DehlevT) 120, 238, 486, 

718, 765, 766, 771, 783, 992, 1016, 1018, 1053, 

1056, 1081, 1085. 
mektubat (Muhammed Kandihar!) 1146. 
mektubat (RukneddTn CestT) 1 163. 
mektubat-i Ahmediyye (Ahmed Sa'Td) 459, 1073, 

1077. 
mektubat kasTdesi 131, 617, 920, 1002. 
mektubat-i Ma'sumiyye (Muhammed Ma'sum) 11, 

115, 230, 472, 512, 596, 616, 696, 898, 903, 

923, 957, 997, 1 001 , 1 053, 1 067, 1 1 45. 
mektubat-i senfe (imam-i RabbanT) 9, 10, 11, 19, 33, 



43, 48, 78, 135, 148, 314, 408, 419, 420, 438, 462, 

510, 530, 617, 754, 761, 772, 776, 784, 908, 

91 0, 920, 924, 926, 951 , 1 009, 1 048, 1 050, 1 063, 

1086, 1120, 1121, 1129, 1141, 1144, 1146, 1148, 

1193, 1198. 
mektubat-i sa'Tdiyye (Muhammed Sa'Td) 1147. 
mektubat-i seyfiyye (SeyfuddTn FarukT) 1 169. 
mektubat tercemesi (Hiiseyn Hilmi Isik) 10, 16, 78, 

351,512,710,722, 1120, 1174, 1179. 
menafi' (Muhammed SemerkandT) (656). 
menafi'un-nas tib kitabi (Dervis NidaT) 128, 676, 
menahic-ul-ibad (Sa'TdeddTn) 126, 150, 155, 283, 

323, 324, 564, 1 01 8, 1 1 65, 1 1 74. 
menahic-us-seyr (Zeyd-i FarukT) 1072. 
menakib-i Abdiilkadir (Yafi'T) 1 1 89. 
menakib-i cihar yar-i giizTn (Eyyub bin SiddTk) 61 . 
menakib-i imam-i a'zam (Ebulbeka) 1093. 
menakib-i imam-i ebT hanTfe (Kerderi) 1127. 
menar (NesefT Abdullah) 41 3, 1 1 42, 1 1 55. 
menar serhi (ibni Melek) 279, 473, 474, 1115. 
menar serhi (ibni Nuceym) 1116. 
menazil-us-salikTn (Yusiif HemedanT) 1193. 
menazil-us-sayirTn (Abdullah-i EnsarT) 749, 1067. 
menazil-us-sayirTn (Yusuf HemedanT) 1 1 93. 
menhel (ibni AbidTn) 139_, 1083. 
men'i mijskirat (iskilibli Atif Efendi) 625. 
men-la-yahdur (Muhammed bin Ahmed AIT) 1 084. 
mensek (HalTI MalikT) 458, 
merakil-felah (SernblalT) 141, 154, 206, 224, 237, 

274, 279, 281, 298, 314, 349, 450, 623, 1001, 

1003, 1020, 1178. 
merakil-felah hasiyesi (TahtavT) 134, 135, 142, 154, 

181, 186, 200, 207, 218, 275, 283, 316, 318, 

344, 349, 364, 450, 623, 638, 767, 1 1 82. 
merak-is-se'ade (SernblalT) 1 1 79. 
merasid (isma'TI GelenbevT) 185, 
merec-ijl-bahreyn (RukneddTn-i CestT) 1163. 
merec-ul-bahreyn (Abdulhak-i DehlevT) 50, 515, 

627, 1052, 1061, 1187. 
mesabih (BegavT Huseyn) 241 , 383, 787, 1 081 , 1 1 41 . 
mesail-i erba'Tn (Muhammed ishak) 1 073, 1 1 76. 
mesail-i vikaye (Abdiilhak Sucadil) 137,181,1061, 
mesalik-ul hunefa (KastalanT) 458, 
mesanTd (Qesidli) 424. 

meslek-i muceddid (CemTI Ahmed SarkpurT) 1121. 
mesmu'at-i mevlana (KadT Muhammed Zahid) 66, 

112, 1074, 1148, 1163. 
mesnevT (CelaleddTn-i Rumi) 93, 388, 402, 420, 732, 

953, 1085, 1156. 
mesnevT serhi (Abidin Pasa) 732, 1069. 
mesnevT serhi (Sari Abdullah Efendi) 1155. 
mesank-ul-envar (KadT iyad) 1 1 25, 1 1 79. 
mesank-ul-envar (RadiyuddTn Hasen SaganT) 1 1 79. 
metali'ul-envar [fil-mantik] (Mahmud ErmevT) 1052. 
metali'un-nur (Abdullah-i RumT) 390, 
metalib-i aliyye (FahreddTn-i RazT) 458, 1014. 
metalib-ul-mu'minTn (Fikh-i hanef!) 365, 
mevahib-i aliyye (Huseyn Va'iz) 355, 392, 475, 479, 

731, 1112. 
mevahib-i ledunniyye (KastalanT) 33, 1 1 0, 1 66, 204, 

329, 374, 381, 387, 391, 422, 439, 450, 458, 

465, 511, 553, 620, 621, 648, 693, 695, 701, 

718, 719, 734, 761, 782, 783, 785, 992, 1045, 

1100, 1126, 1195. 
mevakif (KadT Adud) 1 048, 1 1 24. 
mevdu'at-ul-ulum (KemaleddTn Muhammed) 22, 48, 

183,424,440,441,442,443,1045, 1082, 1127, 

1182. 
mevkif-ul-akl vel-ilm vel-alem (Mustafa Sabri) 461 , 

485, 1154. 
mevkCifat (Muhammed MevkufatT) 110, 228, 255, 

302,306,583,811. 
mevlid kitabi (ibni Hacer MekkT) 1114. 



1215 



mevlid-un-Nebf (Ahmed SemseddTn) 1114. 
mevlid manzumesi (Siileyman Celebi) 386, 1173. 
mevlid-i serif (Abdulhakim Efendi) 378. 
meyer Lexikon (Meyer) 1175. 
miftah-ul-Cennet (Muhammed bin Kutbiddin) 110, 

207, 1129. 
miftah-ul felah (Taciiddin) 1 068, 1116. 
miftah-ul felah (Tarikat-i Muhammediyye ozeti) 1 083. 
miftah hasiyesi (Kadizade) 1 125. 
miftah-ul-hayat (Aliyyiil-a'la) 500, 
miftah-ul-kenz (Hayyat VehbT) 
miftah-un-necat (Ahmed Cami) 18, 19, 419, 1037, 

1070. 
miftah-us-se'ade (Kemaleddin-i Sirvani) 299. 
miftah-us-se'ade (Taskoprii-zade) 22, 1 182. 
milel-nihal (Sihristanij 19, 63, 211, 408, 416, 419, 

476,487,489,491,736, 1114, 1116, 1180. 
minah-ul-gaffar (Timiirtasi) 1109, 1178. 
minhac (Nevevi) 1064, 1156, 1162. 
minhac (sT'T) 50. 
minhac (All bin isma'il) 1 076. 
minhac-iil-abidin (GazalT) 766. 
minhaciiddin (Halimi) 242, 1105. 
minhac-iis-siinne (ibni Teymiyye) 1 1 79. 
minhac serhi (Rafi'i) 1064. 
minhac serhi (Ziyadi) 1 1 97. 
minhat-ul-ilahiyye (Mahmud Siikri) 1077. 
minhat-iil-vehbiyye (Daviid bin Siileyman) 453, 463, 

512,741, 1016, 1089. 
mir'at-i kainat (Nisanci Zade) 382, 388, 440, 441, 

443, 504, 1 1 56, 1 1 59, 1 1 75, 1 1 82. 
mir'at-i medine (Eyyub Sabri) 222, 348, 1070. 
mir'at-i mekke (Eyyub Sabri) 737, 1096. 
mir'at-ul cenan (Muhammed Abdullah Yafi'i) 1117. 
mir'at-ul haremeyn (Eyyub Sabri) 204, 377, 447, 

461,525,802, 1092, 1098. 
mir'at-ul mekasid (Ahmed Rif'at) 19, 500. 
mirsad-iil ibad farisi (Necmuddtn Ebu Bekr RazT) 

(654). 
misbah-un-necat (Muhammed Mazher) 157, 250, 296. 
misbah-ul-enam (Habib AlevT) 460, 1 1 44. 
misbah-uz-zulam (Ebu Abdullah) 458, 1090. 
misbah-uz-zulam (Kila'T Siileyman) 458, 1127. 
misbah-uz-zulam (Muhammed MerakisT683) 
miskat-ul-envar (Gazali) 497, 766. 
miskat-ul-mesabih (Muhammed bin Abdullah 

TebrizT) 20, 212,261,458, 1 141 , 1 147, 1182. 
miskat serhi (Abdiilhak-i DehlevT) 365, 455, 1061, 
mi'yar-iil-evkat (isma'il Fehim) 185, 188, 
mi'yar-ul-hak (Nezir Huseyn DehlevT) (1320) 
mizan-ul hak (papas yazmisdir) 
mizan-ul i'tidal (ZehebT) 1194. 
mtzan-ul-kiibra (Abdulvehhab) 135, 166, 192, 300, 

303, 324, 439, 440, 443, 444, 445, 465, 468, 

471, 566, 567, 575, 725, 744, 825, 1005, 1068. 
mizan-ul-mevazin (AIT bin Hasen)372, 1131, 1152. 
mTzan-us-seri'a (Muhammed Hilmi) 460. 
mizrakh ilmihal (Muhammed bin Kutbuddin) 1129. 
mu'ad (ibni STna) 758, 1 1 1 6. 
mudmerat (Yusuf bin Omer) 269, 1 1 92. 
muhammediyye (Gelibolulu Muhammed) 1 1 87. 
muharrer "safi'T" (Rafi'i) 1 064, 1 1 56, 1 1 97. 
muharrer (Hasen bin Ziyad) 268. 
muhaverat (ResTd Riza) 1105, 1162. 
muhTt (SerahsT) 787, 1 169. 

muhTt (Mahmud BuharT) 268, 269, 365, 622, 1 1 31 . 
muhtar (Abdullah bin Mahmud) 444, 1 065, 1 1 1 3. 
muhtar-ul-fetava (AIT Merginan!) (593). 
muhtasar (Kuduri) 1128. 
muhtasar (TahavT) 1 1 69. 
muhtasar (ibni Hacib) 465, 
muhtasar (Half! Efendi) 1016, 1105. 



muhtasar (KerhT) 1127. 

muhtasar-i kurtubT(Abdulvehhab-i Sa'ranT) 80, 718, 

726, 1129. 
muhtasar-i mevakid (Muhammed bin Abdiirresul) 
muhtasar-i tuhfe (AlusT) 1060. 
muhtasar-i tuhfe (SuveydT) 1160. 
mukaddimet-ul-edeb (Zemahseri) 1 1 94. 
mukaddimet-ul-hadremiyye (Abdullah bin Abdur- 
rahman) 221 , 250, 296, 
mukaddimet-ul-hakayik (hurufi babasi) 503. 
mukaddimet-ul-izziyye (Ebiil Hasen bin Nasir) 146, 

192, 
mukaddimet-us-salat (Kutbiddin izniki) 175, 1129. 
mukaddime (Ebulleys) 1 094. 
mukaddimet-us-seniyye (Sah Veliyyullah) 1073. 
mutavvel (Teftazani) 1 062, 1 1 63. 
mutavvel hasiyesi (Abdulhakim Siyalkuti) 1062. 
muvafaka-tul-ukul-fittevessiili lirresul (Muhammed 

bin Sa'id malikT) 
muvatta (Malik bin Enes) 423, 424, 467, 1 1 33, 1 1 95. 
miicteba (ZahidT) 242, 1 1 93. 
mudevvene (ibnul-Kasim Abdurrahman Maliki) (191), 

159. 
mudevvene serhi (Ebiil Hasen) 632. 
mudevvene serhi (ZiivavT Isa) 1 1 98. 
miikasefat (imam-i Rabbani) 1122. 
miilteka (Halebl) 39, 1 37, 281 , 31 4, 31 8, 335, 634, 

725,858, 1019, 1104. 
multekit (Debbusi) 308, 1094. 
miiltekit (Ebul-Kasim Ahmed Saffar) 448, 
muncid (Louis Ma'luf) 45, 61 , 70, 247, 473, 487, 490, 

502,538,604, 1109, 1155, 1162. 
munire (Ahmed ibni Kemal) 740, 909, 1071. 
miinseat-iis-salatin (Ahmed Feridun) (991 Eyyubde) 
miintehabat-i Ma'siimiyye (imam-i Ma'sum) 1145, 

1198. 
muntehabat (H. Hilmi Isik) 1121, 1146, 1198. 
munteka (Hakim) 1 1 04. 

munye-tiil-mufti (Yusiif Sicstani) 242, 243, 1192. 
miinye-tiil-musalli (SedideddTn) 134, 1113, 1166. 
miirsid-iil-miiteehhilin (Muhammed izniki) 570, 585, 

599, 1129. 
miirsid-iin-nisa (Mustafa Fehim bin Osman Aksehri) 

34, 139,585, 
musaffa muhtasar-i serh-i manzume (Abdullah Ne- 

sefi) 
miisamere (Muhyiddin-i Arabi) 727, 1 1 36. 
muslim merks mecmu'asi (Pakistan) 1079. 
miislim sahihi (Muslim) 193, 262, 312, 386, 388, 

407, 423, 434, 442, 467, 476, 478, 633, 641, 

642, 644, 646, 728, 765, 790, 880, 1104, 1152. 
muslim serhi (Nevevi) 248, 513, 
muslimanlarin iki gozbebegi (Veliyyullah-i Dehlevi) 

348,516, 1176. 
miislimana nasihat (Hakikat Kitabevi) 452, 454, 461 , 

478, 717, 1016, 1089. 
muslimanlik ve hiristiyanhk (Hakikat Kitabevi) 368. 
musned (Ahmed, Darimi, Deylemi, Ebu Ya'la) 392, 

424, 476, 1070, 1088, 1089, 1096. 
musned-i kebir Ebu HanTfe (Cami Muhammed bin 

Mahmud Harezmi) (665). 
musned (ibni EbT Seybe) 1113. 
musned (Safi'i) 1175. 
musned (Yahya bin Muhammed) 1190. 
miistasfa (Abdullah NesefT) 1020, 1155. 
mustatraf (Muhammed bin Ahmed) 418, 1 1 42. 
mustedrek (Hakim) 1 1 04. 
mustevfa (Abdullah NesefT) 
miistezad (ibni Sina) 962, 1116. 
muyessir (tur-piisti) 1 1 84. 

muzekkin-niifus (Esrefzade Abdullah) 1055, 1098. 
Miizekkiratii Sultan Abdiilhamid (...) 1159. 
muzTlussiibehat fT-isbatilkeramat (isma'TI 635) 



1216 



-N- 

Nahiye (Abdul'azTz FerharevT) 51 1 . 

na'Tma tarThi (Na'Tma) 1 133. 

nasaratuz-zakirtn (Ganah Ahmed Babe) 1 183. 

natifT (Ahmed bin Muhammed) 133, 

nebras (Muhammed bin Abdul'azTz Hindi) 758, 917, 

1117. 
nebras hasiyesi (Berhurdar) 758, 917, 1116. 
necat-iil-miisallT (Ahmed Sevki) 115,1 007, 1 249. 
nefehat-iil kudsiyye (AlusT) 1077. 
nefehat-iil kurb vel-ittisal (Ahmed HamevT) 460, 

1071. 
nefehat-i saziliyye (Hasen Advf) 458, 1 1 07. 
nefehat-iil fins (Molla Cam?) 91, 486, 1085, 1093, 

1172, 1179, 1197. 
nef'ul-enam (Siileyman bin Abdullah HalidT Es'irdT) 

1020, 1022. 
nehc-iil-belaga (Radi RafizT) 765. 
nehc-iil-enam fil'akaid (Haiti Si'ridi safi'T) (1259). 
nehc-us-selame (AlusT) 1077. 
nehr-ul-faik (ibni Nuceym Omer) 1 35, 308, 1115. 
nemaz risalesi (AbdulhakTm Efendi) 146. 
nemaz risalesi (ibni Sina) 962. 
nesr-iil-mehasin (Yafi'T) 419, 458, 938, 1189. 
nevadir (HulvanT) 1178. 

nevadir-i fikhiyye (Muhammed Sadik) 282, 1 1 47. 
nevadir-ul-iisul (Hakim Muhammed bin All Tirmuzt) 

(255), 1104. 
nevakid (Mirza Mahdum) 1142. 
nevazil (Ebulleys-i Semerkandi) 268, 465. 
nevhatiil'ussak (Muhammed Beykozlu) 1013, 1040. 
nev'lerin mense'i (Darwin) 540. 
nihaye (Hiiseyn bin AIT) 224, 250, 1084. 
nihaye (Tac-iis-seri'a) 809, 1181. 
nihaye (Molla Arab) 504. 
nikaye (UbeydiJIIah bin Mes'ud) 224, 250, 269, 586, 

588, 1084, 1164. 
ni'met-i islam (Muhammed Zihni) 135, 154, 167, 

220, 236, 266, 281, 314, 339, 450, 462, 566, 

568, 571 , 574, 580, 583, 599, 901 , 1 003, 1 1 48. 
ni'met-ul-kiibra (ibni Hacer-i MekkT) 390, 459, 1096, 

1116. 
nisab-ul-ahbar (Muhammed UsT) 239. 
nisab-ul-fikh (Tahir Buhari) 
niyaz-i misridivani (Niyazi Misri) 1156. 
nuhab-iil multekita (Siileyman bin Hasen) 489. 
nuhbet-iil-le'aTi (Muhammed bin Siileyman) 89, 479. 
niikul-iis-ser'iyye (Mustafa SattT) 458. 
nur-ul-ebsar (Mii'min bin Hasen bin Mii'min Seblen- 

Cl) 1171. 
nur-iil-islam (Abdiilkerim Muhammed) 450. 
nur-iil-Tzah (SernblalT) 229, 249, 269, 31 6, 1 01 9, 1 1 78. 
nur-iil-Tzah TahtavT serhi (TahtavT) 243, 249, 259, 

282,285. 
nur-iil-yakin (Mustafa bin ibrahim Siyami) 459, 1006. 
nusret efendi risalesi (Harputlu Nusret) 652. 
niizhet-iil-ebdan (Mustafa Ebiilfeyz) 626, 664, 666, 

675. 



osmanli tarThi (isma'TI HamT) 1 1 87. 

-P- 

peygamberler ve mu'cizeler (imam-i RabbanT) 1121. 
pezdevT serhi (EkmeliiddTn) 636. 
plantes medicinales (Dr. A.Heraud) 637. 

-R- 

rabita-i serife (AbdulhakTm Efendi) 421, 528, 1015, 

1057. 
rabita-i serife (Halid-i Bagdad?) 1075. 
rahat-iil-kulub (Genc-i seker) 1177. 
rahat-iil-kulub (KutbuddTn izniki) 1129. 



rahat-ul-muhibbtn (Nizamiiddin Evliya) 1156. 

ramuz-iil-ehadis (Ziya-iid-dTn) 789, 1198. 

ravda-tiil-ulema (Hiiseyn BuharT) 466. 

ravda-tiit-talibin (Nevevi) 1156. 

ravd-ul-enf (Siiheyli) 1114. 

ravd-ur-nyahin (Yafi'T) 1 189. 

redd-i alel-imamiyye (Siiveydi AIT) 1 1 74. 

redd-i revafid (imam-i RabbanT) 509, 1121. 

redd-i vehhabT (Miifti Mahmud) 51, 120, 459, 465, 
467, 1055. 

redd-ii ala-men-enkeret tesavvuf (Ahmed CezairT) 
(1034). 

redd-iil-cemTI (GazalT) 372, 1102. 

redd-iil-muhtar (ibni AbidTn) 9, 19, 20, 21 , 34, 35, 43, 
50, 51 , 52, 54, 72, 80, 96, 1 1 2, 1 1 5, 1 23, 1 24, 1 30, 
132, 134, 135, 142, 143, 148, 156, 157, 158, 
159, 160, 163, 165, 177, 181, 182, 184, 200, 
204, 205, 207, 210, 211, 215, 216, 217, 218, 
221, 230, 231, 236, 237, 238, 243, 244, 249, 
253, 257, 263, 275, 277, 278, 280, 281, 282, 
283, 285, 287, 288, 294, 296, 300, 301, 302, 
304, 309, 314, 317, 320, 321, 323, 330, 335, 
336, 338, 352, 356, 357, 363, 364, 382, 388, 
407, 408, 409, 410, 422, 432, 434, 435, 437, 
440, 441, 443, 444, 445, 448, 450, 453, 462, 
463, 468, 487, 546, 568, 572, 575, 577, 579, 
583, 588, 592, 593, 594, 598, 599, 601, 602, 
613, 614, 615, 616, 617, 618, 620, 622, 624, 
626, 634, 635, 646, 692, 695, 696, 722, 726, 
734, 740, 760, 779, 780, 781, 783, 784, 796, 
809, 812, 816, 817, 838, 863, 865, 869, 872, 
873, 874, 876, 880, 886, 889, 892, 897, 899, 
923, 994, 1006, 1025, 1029, 1044, 1112. 

redd-iil-muhtar tercemesi (Ahmed Daviidoglu) 9. 

resehat (AIT bin Hiiseyn) 458, 501 , 720, 745, 751 , 943, 
1075, 1079, 1093, 1126, 1137, 1143, 1146, 1179. 

reva'iulbeyan (Muhammed AIT) 887. 

risale-i bedreddTn (Hurufi babasi) 503. 

risale-i gavsiyye (Abdiilkadir GeylanT) 929. 

risale-i huruf (HurufT babasi) 503. 

risale-i kudsiyye (Muhammed Parisa) 1146. 

risale-i kuseyriyye (KuseyrT) 448, 788, 1129. 

risale-i mevkud (AIT Haydar) 1076. 

risale-i nokta (HurufT babasi) 503. 

risale-i samsamiyye f! reddin-nasara (Abdullah bin 
Destan Mustafa) 

risale-i iinsiyye (Ya'kub-i CerhT) 132, 1174, 1190. 

risaletii fissurut-is salat il cum'a (BakanT) 1079. 

risale-tiil-es-ariyye (BeyhekT) 465. 

risale-tiil-kirae (Yahya) 727, 1190. 

risale-tiin-nuriyye (AksemseddTn) 1074. 

risale-tus-siinniyyTn fi redd-i alel-miibtedi'Tn (Mustafa 
KirimT) 453. 

riyad-iin-nasihTn (Muhammed RebhamT) 47, 64, 164, 
182, 210, 212, 231, 265, 286, 312, 313, 316, 
352, 364, 375, 383, 420, 569, 598, 627, 628, 
641 , 728, 786, 856, 1 046, 1058,11 46. 

riyadiissadat fT-isbat-il-keramat lil-Evliya-i halel- 
hayat ve ba'del memat (AbdiilhalTm bin Muham- 
med Siyalkiit!) 85, 454, 1192. 

riyadussalihTn (NevevT) 364, 1156. 

ruba'iyyat (Muhammed BakT) 970, 1121. 

rub-i dairenin suret-i isti'mali (Ahmed Ziya Beg) 
187, 189, 198. 

rubu'i mukantarat (Abdullah bin AIT MardTnT) 1245. 

ruh-ul-beyan (isma'TI Hakki) 281, 355, 390, 418, 
531,782, 783, 1124, 1155. 

riih-ul-meanT [AlusT tefsTri] (AlusT) 451 , 1 077. 

ruh-ul-mecelle (haci ResTd Pasa) 816, 884, 1162. 

-S- 

Sabbiil'azab (Mahmud SiikrT AlusT) 1077. 
sadriisserT'a serhi (SadriisserT'a) 1084. 



1217 



Se'adet-i Ebediyye 3-F:77 



safahat (Muhammed Akif) 1 1 40. 

safve-tiis-safve (ibni CevzT) 458. 

safve-tiis-safve (ibni Merzuk) 

sagir (TaberanT) 1 1 80. 

sahihayn212,993, 1153. 

sahih-i meslek (Redd-i vehhabiyyet Sems-iil-hak 

Efgani) 
sakal biyik risalesi (Muhammed Hakki) 1143. 
salat-i Mes'udT (Mes'ud bin Muhammed Se- 

merkand?) 419. 
sarim-ul-Hind? fi-unuk-in-NecdT (Atai MekkT) Mis- 
bah 4. 
sava'ik verru'Qd redden alessakiyy? Abdiil'azTz Su'ud 

(Afifuddin) Misbah 6. 
sava'ik-ul-ilahiyye (Suleyman bin Abdulvehhab) 454, 

1172. 
sava'ik-ul-muhrika (ibni Hacer-i MekkT) 465, 472, 

495, 1114, 1184. 
se'adet-i ebediyye 3, 8, 9, 10, 11, 16, 17, 131,208, 

280,401,713, 1052, 1112. 
se'adet-iid dareyn (Aids!) 1077. 
se'adet-iid-dareyn (Yusiif NebhanT) 458, 1132. 

sebe'ul-esrar ( ) 1132. 

sebTI-iin-necat (Abdurrahman KuttT) 455, 1114. 
sebTI-iir-resad (Mecmu'a) 197. 
sedad-ud-din (Muhammed bin AbdiirresQI) 1077. 
sefer-i ahiret (AbdiilhakTm Efendi) 988. 
sefer-iis-se'adet serhi (Abdiilhak-i DehlevT) 
sefinet-ul-Evliya (Dara Sekve) (1070) 1075. 
segair ve kebair (ibni Niiceym) 365, 1 053, 1115. 
sell-iil-hisam-il-hindT (ibni AbidTn) 448. 
semerat-iil-fiiad (Sari Abdullah) 1054, 1155. 
serhend-i serif (Ahmed Tuncer) 
seyahatname-i Kasim Bagdadi (ibrahim Arvas) 1 061 . 
seyf-iil-batir (All bin Ahmed Hit!) 1075. 
seyf-iil-cebbar (Fadl-i Resul Bedayuni) 458, 1117. 
seyf-iil-cihad reddu alel-muddeT-fil ictihad (Abdul- 
lah bin AbdiillatTf) Misbah 5. 
seyf-iil-ebrar (M.Abdurrahman) 459, 468, 889. 
seyf-iil-Hak (Ahmed Babe) 460. 
seyf-ul-hind! (San'anT) 1 1 66. 
seyf-ullah (Sun'ullah-i Halebt) 455. 
seyfussarim (Birgivi) 1033. 
sirat-iil-miistekTm (Ibrahim FasTh Hayderi) (1299), 

372. 
sirat-i mustekim (isma'TI DehlevT) 1176. 
sirr-i furkan (Sirri Pasa) 367, 1171. 
sirac-iil-vehhac (Ebu Bekr) 1007, 1090. 
silsile-i aliyye (Halid-i Bagdadi) 966, 993, 1075. 
silsile-tuI-arifTn (M.Zahid) 1 1 48. 
simtul'abkari (Abdiilhamid Harputi) 701 . 
siret-i ibni Hisam (ibni Hisam) 374, 1114. 
siret-i resululiah (ibni ishak) 374, 1114, 1189. 
siret-i samT (Muhammed bin Yusuf) (942), 443. 
siret-iin-nebeviyye (Ahmed Dahlan) 
siyeriil-aktab (Hediyye bin AbdurrahTm Qesti) 722, 

1064. 
siyer-ul evliya (Muhammed bin Mahmud) 733, 767, 

1177. 
siyer-iil-kebir (Muhammed SeybanT) 268, 786, 1 1 49, 

1178. 
siyer-iis-sagir (Muhammed SeybanT) 268. 
siyalkutT hasiyesi (AbdiJIhakTm SiyalkutT) 1062. 
siyanet-ul insan (Muhammed BesTr) 1071. 
surre-tiil-fetava (Muhammed Sadik) 1 003, 1 1 47. 
sual-cevab (NiyazT Misri) 1075. 
subul-us-selam (EmTr Muhammed bin isma'TI 

San'anT) 1114. 
suddT tefsTri (isma'TI KufT) 391 . 
sukertah (Muhammed BahTt) 876. 
suluk risalesi (Tokatli Muhammed EmTn) 419. 
sunen (Dare KutnT) 424, 1088. 



siinen (SicstanT) 424, 1171. 

sunen (Safi'T) 1 175. 

sunen (Yahya bin Muhammed) 1 1 90. 

siinen "hadTs kitablan" (Ebu Davud, TirmuzT, NesaT, 

ibni Mace, BeyhekT) 63, 31 3, 424, 476, 534, 1 057, 

1082, 1115, 1155, 1183. 
siinen (ibni Ciireyc) 1113. 
suyuf-i musrika (AlusT) 1077. 
suyuf-ullahil-ecille (Muhammed Asik-ur-rahman) 250. 



SafT(Abdulbeka)1093. 

sahname (FirdevsT) 1131, 1 1 75. 

saka'ik-i nu'maniyye (Taskoprii-zade) 22, 504, 1 182. 

sam tarihT (ibni Asakir) 1113. 

semail-i serife (TirmuzT) 620, 1 183. 

semail-i serife tercemesi (HusameddTn) 202. 

sems-ul-hakTka (ishak Harputlu) 1123. 

sems-us-sumus (Hasen Sukri) 1105. 

serh-i aka'id (TeftazanT) 782, 1062. 

serh-i akaid hasiyesi (HayalT) 1062, 1109. 

serh-i akaid tercemesi (Sirri Pasa) 1171. 

serh-il ihya (Seyyid Murteda HanefT) 458, 

serh-i hadTs-i erba'Tn (ibni Kemal) 286, 1 071 . 

serh-i hizb-il bahr (Ahmed Zerruk) 458, 1 073. 

serh-i mekasid (TeftazanT) 472, 479. 

?erh-i menar(ibni Melek) 279, 473, 474, 1115. 

serh-i mevakif (Seyyid Serif) 20,82, 232, 411,419, 

431, 1043, 1048, 1052, 1081, 1124, 1125. 
serh-i mevakif hasiyesi (AbdiJIhakTm SiyalkutT) 1 1 24. 
serh-i muhtasar-il Vikaye (BakanT) 1079. 
serh-i miihezzeb (NevevT) 632. 
serh-i ruba'iyyat-i Abd-il BakT (imam-i RabbanT) 968, 

1122. 
serh-i siracT (Seyyid serif Curcani) 996. 
serh-i sifa (SihabeddTn Haffaci) 458. 
serh-ul ma'fuvat (Suleyman Es'irdT) 397. 
serh-ul metali'il envar hasiyesi (Seyyid Serif) 1052. 
serh-ul menazil (ibn-ul Kayyim) 1172. 
serh-ul mevahib (Muhammed ZerkanT) 43, 281 , 378, 

387, 458, 783. 
serh-ul sathiyyat (Ruzbehan-i BakIT) 1163. 
serh-ul-vasaya (Fadl) 1098. 

Serh-un-nikaye-muhtasar-il-vikaye (BakanT) 1079. 
serh-ur-risalet-ir-reddiyye ala tarifet-il vehhabiyye 

(Seyh-ul-islam Muhammed Ataullah) 454, 1206. 
serh-us-semail (MiinavT) 458. 
serh-us-sudur (SuyutT) 1005. 
serh-us-sunne (BegavT ve LalkaT) 
sevahid-ul hak (Yusiif NebhanT) 443, 449, 451 , 454, 

458,469,471, 1077, 1116, 1193. 
sevahid-un-nubiivve farisT (CamT) 387, 1137. 
sevahid-un-nubuvve tercemesi 1137, 1169. 
sifa-i serif (KadT iyad) 458, 1 125. 
sifa-iis-sikam (AIT SiibkT) 348, 450, 454, 492, 499, 

1092. 
sir'at-iil-islam (Muhammed bin Ebu Bekr) 19, 286, 

329, 365, 366, 401, 439, 440, 601, 615, 634, 

1005, 1008, 1009, 1142. 
sir'at-ul-islam serhi (Ya'kub bin Seyyid AIT) 127, 209, 

219, 271 , 392, 476, 595, 596, 598, 605, 648, 728, 

730, 888, 1 003, 1 009, 1 036, 1 1 42, 1 1 90. 
su'abul-Tman (BeyhekT) 1082. 
surut (Ebu HanTfe) 441 . 
su'urun vergileri (Bergson) 27, 1082. 



Tabakat-i sofiyye (Abdurrahman SulemT) 1 1 72. 
tabakat-ul kubra (Abdulvehhab-i Sa'ranT) 1068, 

1171. 
taberi tarihi (AIT bin Muhammed SimsatT) 1181. 
taciyye fT isbat-i rabita (Taciiddin-i HindT) 1 181 . 



1218 



tac-ul-asfiya (....) 1132. 

tahkTk ve Tzah (Abdul'azTz Baz vehhabT) 471 . 

tahkTkat (Muhammed Parisa) 1 146. 

tahkTkiyye (Sunbiil Sinan) 1 1 74. 

tahkTk-ul-burhan (Mer'i) 633, 1135. 

tahkik-ul hakk-il mubin (Ahmed Sa'Td) 455, 457, 

1004, 1073. 
tahrir (ibni Humam) 629, 636, 1 1 1 3, 1 1 1 4. 
tahrir serhi (ibni Emir Hac) 134, 148. 
tahtavlimdad hasiyesi (Tahtavi) 1 26, 204, 218, 219, 

221, 226, 250, 251, 259, 262, 279, 360, 445, 

465, 1003, 1019. 
tahzTr-ul-muslimTn (Ezheri Muhammed BesTr) 419. 
ta'iyye kastdesi (Omer bin Farid) 1160. 
takrib-ul-usul (Ahmed Dahlan) 458, 
takrir (ibni Emir Hac) 1 20, 1 1 1 3. 
takrir (Muhammed Babertt) 1 142. 
takvTm-i Ebuzziya (Ebuzziya TevfTk) 358, 361 , 761 . 
takvTm-i Ziya 197. 

takviyet-ul-beyan (Gulam Resul DervazT) 1176. 
takviyet-ul iman (isma'TI DehlevT) 1176. 
ta'ITkat-ul-avarif (imam-i Rabbani) 1 1 22. 
talmud(YehQdTler)1152. 
ta'ITm-us-subyan (M.Yusuf Horasan) 1117. 
tanri buyrugu tefsiri (Omer Riza) 1 161 . 
ta'rifat (Seyyid §er!f) 489. 
tarTh-i celalT (Meliksah) 1134. 
tarTh-i evliya (Ebiil-esfar All) 1081. 
tarTh-i devlet-i Osmaniyye (Abdurrahman Seref) 297. 
tarTh-i hanbelT (Ahmed ibni Hanbel) 390, 
tarih-i isbehan (ibni Mende) 1115. 
tarTh-i vehhabiyyan (Eyyiib Sabri pasa) 458, 1098. 
tarih-ul-islam (Zehebi) 1194. 
tarih-ul-umem (Taberi) 1180. 
tarih-ul-mezahib-il-islamiyye (Ebu Zuhre) 453, 494, 
tarikat-i bektasiyye (Munci baba) 504. 
tarikat-i Muhammediyye (BirgivT) 337, 640, 646, 

736, 1061, 1083. 
tarik-un-necat (Hasen Can) 455, 
tatarhaniyye (Alim bin Ala) 242, 264, 269, 287, 299, 

448, 465, 477, 567, 695, 718, 1076. 
tathir-ul-cenan (ibni Hacer-i MekkT) 
tathir-ul-fuad (Muhammed BahTt) 492, 495, 1116. 
tavali'ul envar (BeydavT) 457, 1082. 
te'arruf (Ebu ishak Gulabadi) 927, 928, 962, 1067, 

1082, 1093. 
te'arruf serhi (All bin isma'il) 1075. 
tebsir-iir-rahman (Zeyn-uddin AIT bin Ahmed) 68, 
tebyin (Zeyla'T) 204, 262, 996, 1196. 
tebyin hasiyesi ($elbT) 218, 262, 314, 1196. 
tecnis (Burhaneddin-i AIT MergmanT) 264, 269, 285, 

392,393,395, 1084. 
tecrib! kimya (F.Arnd) 41 . 
tecrid (Zehebi) 1 1 94. 
tecrid (Mahmud NasiruddTn Tusi) 
tecrid "fikh" (Mahmud Buhari) 1125,1131. 
tecrid hasiyesi (KadTzade) 1 125. 
tecrid-i sarih (Zubeydi) 66, 1083, 1194. 
tecvid (Abdurrahman) 1 125. 
tefhimat ($ah Veliyyullah) 165, 263, 
tefsir AhmedT farisi (Ahmed ciyu Hindi) (1 1 30). 
tefsir-i AIT Ciircani (AIT Ciircani) 375, 
tefsTr-i AlusT (AlusT $ihabuddTn) 451 , 1 077. 
tefsTr-i arayis (Ruzbehan) 1 163. 
tefsTr-i AttabT (Ahmed HanefT) (586). 
tefsTr-i azizT (Abdul'azTz-i DehlevT) 82, 530, 903, 993, 

1060. 
tefsTr-i basTt (VahidT) 31 1 , 1 1 87. 
tefsTr-i begavT (BegavT) 389, 507, 1081 . 
tefsTr-i beydavT [envar-ut-tenzTI] (KadT BeydavT) 45, 

82, 379, 389, 390, 463, 475, 825, 992, 1082, 

1125, 1180. 



efsTr-i celaleyn (SiiyutT) 390, 1175. 

efsTr-i cerhT (Ya'kub-i QerhT) 992 

efsTr-i ebulleys (Semerkandi) 45, 1094. 

efsTr-i ebussu'ud (Ebussu'ud) 417, 604, 1165. 

efsTr-i hakaik (SulemT) 415, 1172. 

efsTr-i hazin (AlaiiddTn-i Bagdad!) 418, 699, 1074. 

efsTr-i huseynT (Huseyn Va'iz) 9, 70, 355, 475, 479, 

1165. 

efsTr-i ibni cureyc (Abdulmelik) 1113. 
efsTr-i ibni kesTr (ibni KesTr) 887. 
efsTr-i ibni Merdeveyh (ibni Merdeveyh) 1165. 
efsTr-i kebTr(FahreddTn RazT) 417, 480, 1013, 1165. 
efsTr-i kelbT(KelbT)415, 
efsTr-i kurtubT (KurtubT) 264, 1110,1129. 
efsTr-i mazheri (Senaullah) 9, 175, 252, 261, 262, 

390, 391, 427, 448, 461, 476, 479, 553, 604, 

770, 784, 992, 993, 1044, 1165, 1168. 
efsTr-i me'alim-ut-tenzTI (BegavT) 389, 507, 1081. 
efsTr-i medarik (NesefT Abdullah) 731 , 1 1 55. 
efsTr-i mevakib (isma'TI Ferruh) 45, 392, 475, 604, 

731, 1112. 
efsTr-i mugm (ibni CevzT) 21 0, 21 1 , 31 1 , 1 068. 
efsTr-i mukatil (Mukatil) 415, 
efsTr-i nahcivanT(Ni'metullah) (920), 1205. 
efsTr-i nesuhT (Muhammed bin nesuh) 1156. 
efsTr-i nisapuri [Garaib] (Hasen bin Muhammed) 
efsTr-i ru'h-ul beyan (isma'TI Hakki) 281, 355, 390, 

418,530, 782, 783, 1124, 1155. 
efsTr-i RiistagfenT (Abdurrezzak HanbelT) (661). 
efsTr-i sa'lebi (Sa'lebT) 416, 
efsTr-i savT (Ahmed bin SavT) 82, 209, 1117. 
efsTr-i sulemT [Hakaik] (SulemT) 415, 1 1 72. 
efsTr-i siiddT (isma'TI KufT) (127), 391. 
efsTr-i seyhzade (Seyhzade) 82, 491 , 825, 1 180. 
efsTr-i taberi (ibni Cerir) 1180, 1181. 
efsTr-i tabersT (Fadl Si'!) 1181. 
efsir-i teysir (NesefT Omer) 1 182. 
efsTr-i tibyan (Muhammed bin Hamza) 45, 604, 

784, 1165. 
efsTr-i VahidT [VesTt] (VahidT) 311,416, 629, 1 1 87. 
efsTr-i vecTz (VahidT) 1 1 87. 
efsTr-i zahidT (Muhammed bin Abdurrahman Buhari) 

(546), 375. 
ehafu-tul-felasife (Gazali) 82, 1103. 
ehliliyye (imam-i Rabbani) 1122. 
ehzib (Huseyn BegavT) 809, 1081. 
ehzTb (tehzTb serh-i cami'ussagTr Seybani) (Mu- 

tahharYezdT)(591). 
ehzTb (Molla Arab) 504. 
ehzTb (Ebu Ca'fer) 808, 1085. 
ehzTb-i siyer (ibni ishak) 1115. 
elhTs (Muhammed KazvTnT) 1164. 
elvTh serh-i tenkTh (Sa'deddTn TeftazanT) 630, 1 163. 
emhTd (Ebu Sekur Muhammed SulemT) 1155, 1172. 
emhTd (Meymun bin Muhammed NesefT) 1155. 
emrinat (Ahmed Nairn) 1072. 
enbih-ul-gab! (SuyutT) 463. 
enbTh-ul-gafilTn (Ebulleys) 442, 598, 644, 1009, 

1094. 
enkTh (Sadrusseri'a-i sanT) 1164. 
enkTh-ul-kela'm (AbdullatTf) 543, 1067. 
TenvTh (Sadriis-seri'a) 1164. 
envTr-UI-ebsar (SemsuddTn TTmurtasT) 452, 462, 

1178. 
envTr-ul-ezhan (Mustafa) 204, 
envir-ul-halek (SuyutT) 463, 
erceme-tul-muhtasar (CelaleddTn) 884, 1084. 
ergTb (Abdul'azim Munziri) 1 144. 
ergibussalat (Muhammed bin Ahmed Zahid) 98, 

110, 154, 164, 175, 236, 238, 239, 242, 244, 

250, 263, 265, 269, 283, 427, 723, 725, 727, 

742, 1142. 
te'sTs (DebbusT) 1089. 



1219 



teshfl-iil-menafi (ibrahim Ezrak) 626, 649, 652, 656, 

661, 665, 666, 670, 673, 734, 741, 783, 784, 

1194. 

tetimme-tijl-mazher ( ) 384. 

tetimmet-ijl-fetava (Mahmud Buhari) (616). 

tevdih serh-i tenkih (Sadrusseri'a) 1 164. 

tevrat (Musa aleyhisselama nazil olan kitab) 33, 43, 

104, 368, 382, 388, 389, 498, 704, 714, 715, 

724, 773, 1043, 1044, 1126, 1151, 1182, 1189, 

1194. 
tezekkurU asaril-varide (ibni Hacer) 741. 
tezkire-tul Evliya (Ferideddin-i Attar) 312, 395, 787, 

1093, 1101. 
tezkire-i kurtubi (Ebu Abdullah Kurtubf) 80, 442, 

477,738,740,775, 1025, 1044, 1129, 1197. 
tezkire-i su'ara (Lutfullah) 1131, 1155. 
tezkiretu-ulil-elbab (Daviid AntakT) 652, 
tezkiye-i Ehl-i beyt (MevlevT Osman efendi) 61 , 732, 
the gaspel in many tangues (ingiliz incil Cem'iyyeti) 

376. 
the Proof of Prophethood (Hakikat Kitabevi) 1121, 

1181. 
tibbi nebatlar (Dr. Heraud) 674, 
tibbmnebevi (Zehebi) 652, 693, 71 9, 734, 1 1 94. 
toprak ($emsedd?n Sami) 514. 
tuhfe (Behaeddin-i Buhari) 1081. 
tuhfe (ibni Hacer-i Mekki) 269, 1064. 
tuhfe hasiyesi (isma'il Nabliisi) 1123. 
tuhfe-i isna aseriyye (Sah Abdiil'aziz DehlevT) 61, 

765,992, 1059, 1181. 
tuhfe-i VehbT (Muhammed Mer'asT) 1 145. 
tuhfe-tiil-ebrar (Muhammed Baberti) 1142. 
tuhfe-tul-erib (Abdullah-i Tercuman) 372, 1067, 

1131. 
tuhfe-tiil-fiikaha (Muhammed SemerkandT) 269, 

811,892, 1126. 
tuhfe-tul-ihvan (Haiti bin Osman) 418, 
tuhfe-tul-ihvan (Mustafa Fliisdii) 638. 
tuhfe-tul-muhtac (ibni Hacer-i Mekki) 462, 1114. 
tuhfe-tul-ussak (Hayder-i zade ibrahim) 1055. 
tuhfetiirragib (Ahmed bin Selame es-safi'T) 1 197. 
tuhfe-tus-salikin (Muhammed Parisa) 470, 1146. 
tuhfe-tus-salikin (Tur-pustT) 1 184. 
tuhfe-tuz-ziivvar (ibni Hacer-i MekkT) 458. 
turabname (hurufi babasi) 503. 
turkiye gazetesi (Enver Oren) 162, 187, 471, 628, 

654, 802. 
turkiye tarihi (T.Yilmaz Oztuna) 1063. 
turpusti risalesi (Fadlullah) 89, 
turub-ijl-emasil (Abdiilhay Luknevi) 1077. 
tuzuk baburi (Babur $ah) 1 079. 

-U- 
Ukud-ud-durriyye (ibni Abidin) 205, 334, 341 , 471 , 

575, 591, 638, 731, 734, 825, 1005, 
ukud-ul cem'an fi vefiyyat-il a'yan (ZerkesT) 1 1 95. 
ulema-ul muslimin vel muhalifin (Hakikat Kitabevi) 

458,492,512, 1143. 
umdet-ul-akaid (Abdullah NesefT) 1155. 
umdet-iil-islam (Abdiil'azfz) 163, 255, 256, 275, 

283,401,742, 1059. 
umdet-ul-kitab (Ebiilkasim Yusuf) (415). 
umdet-ul-makamat(M.Fadlullah)1121, 1145, 1146, 

1193. 
umdet-ul-mufti (Sadr-us-sehid Omer) 269, 1111. 
urvet-ul-vuska (Muhammed Bakir) 1141. 
uyun-ul-besair (Hamevi) 157, 232, 248, 254, 279, 

285, 287, 338, 391 , 594, 629, 802, 900, 1 071 . 
-U- 
Unsiyye(Ya'kubCerh?)132, 1174, 1190. 
uns-ut-taibin (Ahmed Cami) 60, 419, 1070. 
iiss-i zafer (Muhammed Es'ad) 1 143. 
ustiivani risalesi (Ustuvani) 207, 1186. 



usiid-iil-gabe (ibni Esir) 1014, 1113. 

usul (Serahsf) 1169. 

usul-i fikh (ibni Melek) 1115. 

iisul-ul-erbe'a fT-terdid-il vehhabiyye (Muhammed 

Hasen Can) 442, 447, 448, 466, 468, 
usul-ut-tevhid (Ebul-Kasim Ahmed Saffar) (336). 

-V- 
Vafi (Abdullah Nesefi) 1093, 1155. 
vakfunniyyat (Ahmed ibni Kemal) 444. 
vaki'at (Hulvani) 1178. 
vaki'at (Muhammed Buhari) 1131. 
vakidi tarihi (Muhammed bin Omer) 1014. 
vankuli (Liigat) 1119. 
vasita (ibni Teymiyye) 491 , 496, 499, 
vasiyyetname (Abdulhahk) 1062. 
vasiyyetname (BirgivT) 52, 1 1 0, 1 40, 1 64, 434, 1 023, 

1044, 1083. 
veciz(VahidT)1187. 
vehbaniyye serhi ($ernblali) 629, 
vehhabi mezhebinin ic yuzij (Ebul-Hamid 

Muhammed Ziya) 1 1 79. 
vehhabflere reddiyye (Ataullah) 454, 
velvaliciyye (ZahTrUddTn-i ishak) 257, 260, 269, 1194. 
vesilet-ul-kabul (Naksibend-i sani'nin MektCibati) 
vesilet-un-necat (Suleyman Qelebi) 1173. 
vesit(Vahidi)1187. 
vikaye (Burhan-iJs-seri'a Mahmud) 444, 858, 1019, 

1084, 1125, 1164. 
vikaye serhi (Abdulhak-i Sucadil) 269, 1 061 . 
vikaye serhi (Sadr-us-seri'a) 1084, 1164. 
vikaye serhi (Seyhzade Muhammed) 1 1 80. 
vikaye serhi (Timurtas?) 1 1 78. 
vilayetname (hurufi babasi) 503. 
viran abdal risalesi (hurufi) 503. 

-Y- 
Yahya efendi fetvasi (Yahya Efendi) 339, 631 , 
yenabt' (Muhammed isferani) (747). 
yeni diinya nizami (BesTr Kadiyani) 485. 
yeni tiirkce lugat (M.BehauddTn) 
yevakit-ul-Haremeyn (Muhammed Ma'sum) 1145. 
yuz karasi (Hilmi Isik) 8. 



Zad-i me'ad (Fahr-ud-din-i RazT) 1014. 
zad-ul-ebrar (Celaleddin-i Hindi) 1085. 
zad-ul-lebib (Abdulhakim Siyalkiiti) 456. 
zad-ul-me'ad (ibni Kayyim-i Cevziyye) 1115. 
zad-ul-mukvTn(...)211,384, 1058. 
zahiret-iil fetava (Mahmud BuharT) 834, 1131. 
zahire (Nesefi) 292, 1155. 
zahiretul-fikh-il-kubra (Tahir Muhammed Malik?) 

296,453, 1117. 
zahiret-ul-ukba (Ehi Qelebi) 1084, 1192. 
zebur (Daviid aleyhisselama nazil olan kitab) 104, 

368, 773, 1043, 1089. 
zehire lil-Kurafi ($ihabiiddin Ahmed Maliki) 159. 
zemahseritefsiri(Zemahseri)416, 513, 1125, 1194. 
zend (Zerdiist) 1195. 

zentrall Blatt (Alman Kimya Merkezi) 1078. 
zevacir (ibni Hacer-i Mekki) 132, 238, 453, 603, 

627, 1114, 1144. 
zeyniyye (ibni Nuceym) 1115. 
zikrullah (Allame Habib-iil-Hak) 1116. 
zinet-ul hayat (Yusuf Hemedani) 1 193. 
ziyadat (Muhammed $eybani) 268, 292. 
ziya pasa (Kaya Bilgegil) 1086. 
ziyaret-ul kubur (BirgivT) 1083. 
zuhrul-muteehhilin (Birgivi) 1083. 
zubdet-ul-ahbar (Riikneddin Bagdad!) 1045. 
ziibdet-iil-makamat (Muhammed Hasim Kesmi) 

1002, 1121, 1144, 1145. 



1220- 



SE'ADET-I EBEDIYYE FIHRISTI 



Rakamlar sahife numaralandir 
Parantez icindeki sahife numarasi, madde basi oldugunu gostermekdedir. 



Abbastler 52, 1 1 9, 350, 489, 515, 535, (1059), 1 1 35. 
abdest almak (122), 123, 124, 149, 150, 151, 161, 

643. 
abdestin edebleri (123). 
abdestin farzlan (122). 
abdestin siinnetleri 86, (122). 
abdest suyu nasil olmah 155, (160), 161, 162. 
abdesti bozan seyler (125), (126), 127, 129, 130. 
abdestsiz nemaz (122), 127. 
abdest bozmak adabi 122, 123, 124, (125), 242. 
Abdiilhakim efendinin bir mektubu 10. 
Abdiilhalik Goncdiivaninin ogluna nasihati 1062. 
abes (236), 399, 51 8, 594, 601 , 637, 721 , 750, 853. 
acikgezenler35, (163), 164, 165, 166, 167. 
achk kerameti artdinr (749), 1169. 
ad kavmi 1110, 1166. 
adak sadaka (330), 448. 
adak kurbani 325, (332), 479, 778. 
adak orucu 314, (330), 336. 
adalet 28, 39, 315, (403), 523, 527, 532, 533, 840, 

1046. 
adam bldiirmek 54, 728, 874, 881 , 882, (892), (893), 

894,895, 1005. 
adem 73,521, (754), 755, 91 1 , 91 2, 930, 932, 963, 

964. 
adetveibadet(51), 52,67, 96, 113, 164, 165,286, 

(302), 336, 337, 723, 862, 1000. 
adetler delTI-i ser'T olamaz 67, (302). 
adet-i ilahiyye'433, (434), 478, 479, 518, (683), 684, 

685, (747), 788, 963, (1015). 
adet-i islam 28, (52), 165, 302. 
adetde bid'at 52, 70, (630), 631 . 
adet zemani (136), 137, 138, 139, 602, 889. 
adeviler 489. 

adil kime denir 133, 315, (403), 884. 
adliyye cami'i 1 131. 
afak 372, 522, 764, 924, (933), 934, 936, 937, 938, 

939. 
afiyet nedir (695). 
afv-i ilaht 17, 59, (98), 99, 132, 357, (519), 846, 

910,989,991. 
afyon otu 61 8, 626, 627, (632). 
agirhgin sakimi kanunu 539. 
agir su 556, 557. 

agiz ile niyyet etmemelidir 123, 214, (215). 
ahdname yazmak 1012, (1034). 
ahiret senesi (68), 1044. 
ahir zeman 1 1 8, (775), 970, 1 1 45. 
ahir zuhur nemazi (258). 

ahiret hayati 32, 68, (88), 89, 283, 682, 707, 988. 
ahiret kardesi 570. 

ahirete inanmak 27, 40, 58, 1 07, 700, (707). 
ahirete inanmiyanlar 31 , 107, (758). 
ahkam-i islamiyye 9, (18), 20, 23, 25, 30, 34, 42, 48, 

50, 57, 63, 68, 95, 100, 103, 230, 401, (437), 

469,959, 1048. 
ahkam zemanla degisir (28), 57, (67), 148, 470, 493. 
ahlak 24, 28, 42, 430, 532, 601, 760, 788, 842, 

1045, 1046, 1047. 
ahmaklik 32, 37, 41, 66, 67, 104, 470, 520, 601, 

(650), 758, 762, 771 , 842, 907, 912, 1045, 1 1 70. 
ahmediyye cami'i 1124. 
ahmediyye firkasi (484), 1072. 
ahmed pasa cami'i 1100. 



aids hastahgi 140. 

akaid bilgisi (103). 

akar sular (161). 

akca denilen para 297. 

akika kesmek (329). 

akil ve balig olmak 175, 226, (1021). 

akl nedir 32, 40, 78, 1 02, 1 06, (404), 405, 482, 491 , 

(529), 530, 736, 762, 973, 988, 1057, 1248. 
akla uymak 26, 27, 32, 104, 252, 404, (405), 492, 

646, 679, 680, 729, (762), 771, 782, 928, 1044, 

1117. 
akl goz gibidir (762). 
akl hastasi icin Mac (992), 993. 
aklin alameti 27, 41 , 66, 307, (762), (899). 
aklin hududu (41), 404, (405), 406, 467, 482, 492, 

753,756,761,962, 1117. 
akl-i sakim (405). 
akl-i selim 32, (405), 530, 1248. 
aklh [akil] cocuk226, 307, (797), (898), 1001. 
akrabayi ziyaret 1 1 8, 266, 356, 365, 590, 595, (699). 
aksirmak 231, 363, (365). 
aks-i sada (724), 725. 
aksam nemazi 1 21 , (1 78), 1 82. 
alay etmemeli 39, (99), 1020. 
albuminuri (652). 
alem 101, (116), 371, 756, (759), 926, 928, 930, 

947,967,968, 1041. 
alem-i ecsad (87), 88. 
alem-i emr 719, 914, (915), 916, 917. 
alem-i ervah (87), 88, 719, 915. 
alem-i halk 914, (915), 916, 917. 
alem-i kebir 86, (914), 915, 916, 917, 929. 
alem-i misal 79, 80, 84, 85, 86, (87), 88, 764, 928, 

929, 933. 
alem yokdan var edilmisdir 1 043. 
alem-i mulkve melekut (756), 758, 915. 
alem-i sagtr (86), 914, 916. 
alem-i sehadet 80, 84, 87, (915). 
alev (548), 735. 
aleviler 61 . 
alfa isinlan 549. 
aim yazisi 682. 

alls veris 337, 607, 61 0, 786, (792). 
ahs verisde aldanmak 642, (807), (808), 841 , 845, 846. 
alls verisde kafire inanilir (622), 817, 835. 
alls verisde muhayyer olmak (806), 810, 821, 870. 
alkol pisdir 153, (154), 155, 624, 626. 
alkollii ickiler 39, 98, 1 54, 274, 357, 487, 61 8, (624), 

625, 673, 718, 721, 782, 880, 888. 
Allah baba diyenler 36, 1 04. 
Allahdan iimmidi kesmek kiifrdur 401 . 
Allahij tealanin kulundan razi olmasi 60, 785, (950). 
Allahdan baska ism ile yemtn edilmez 335, (338). 
Allahdan baskasi icin hayvan kesilmez 333, 334, 

(778). 
Allahii teala cahsana verir 698, 760, 788, (789), 

(805), 891. 
Allahii teala huliil etmez 55, (104), 372, 755, 943, 

965, 969. 
Allahii teala vardir 56, (103), 116, 372, 541, 902, 

(906), 931,962, 963, 1043. 
Allahii teala zulm etmez (30), 75, (403), 404, 481, 

519,701,715,955,956. 
Allahii tealanin fi'lleri 86, (101). 
Allahu tealanin ismleri 47, 56, 86, 95, 327, 335, 

338, (431), 432, 434, 521 , 935, 943, 954, 955, 956. 



-1221- 



Allahii tealanin kudreti 4, 42, (73), 74, 75, 80, 117, 

442, 456, (478), 479, 519, 520, 541, (685), 756, 

930, 945, 963. 
Allahii tealanin ni'metleri 5, 6, 30, (31), (102), 113, 

478, 683. 
Allahii tealanin sevdikleri 21 , 29, 43, 85, 1 1 8, 338, 

426, (448), 456, 695, (904), 922, 946, 1057. 
Allahii tealanin sifatlan 43, (55), 86, 101 , (103), 335, 

433, 743, 744, 905, 929, 935, 936, 943, 955, 

963. 
Allahii tealanin senki olmaz 55, 66, 76, 86, (103), 

209, 372,403, 432, 475, 478, 744, 756, 757, 778. 
Allahii tealayayaklasmak 92, 99, (113), 278, (449), 

1057. 
Allahii tealanin yakin olmasi 55, 95, 99, (113), 373, 

743, 749, 752, 904, 925, (930), 943, 1057. 
Allahii tealayi gormek 56, (104), 252, 265, 354, 379, 

(756), 757, 769, 926, 927, 928, 947, 956. 
Allahii tealayi sevmek 21,118, (426), (428), 610,719, 

733, 767, 768, (917), 923, 938, 950, 965. 
alti giinde yaratilanlar 915. 
altin dis 133, 142, 143,(144). 
altin esya kullanmak 133, 134, 143, 146, (620), 621. 
altin oiuk348. 

altin para basilmasi 622, (802). 
altin yiiziik 292, 378, (620), 621 . 
altin zekati 115,292, (294). 
a'mal-i ser'iyye (109). 
amel(19), 102,480, 1249. 
ameldefteri (58), 913. 
amel iice aynhr (19), 139, 143. 
ameliyat olmak 39, 895. 
amentii (579), 1001. 
amonyak gazi 155, 688. 
ampul 433, 548. 
ana baba hakki 164, 31 2, 351 , 357, 591 , (595), 596, 

601, 710, 790, 888, 892, 900, 1008. 
anaya, babaya ve hiikiimete karsi gelmek biiyiik 

gunahdir601, (842). 
ana babanin vazifeleri 13, 34, 35, (595), 888, 895. 
anadolu hisari 1080. 
anadolu kavagi cami'i 1 1 33. 
anasir-i erbe'a (917), 924. 
and vermek 335, 336, 337, (338). 
anemi hastahgi (653). 
angstrom uzunluk birimi 548. 
anlamamak ve anliyamamak 941 . 
anti-biotik ilaclar 666, 667, 671 , 673, 690, 692. 
anti-septik ilaclar 690. 
anti-toksinler 977, (983). 
antropoloji 541. 
anyon 547. 

apartman hayati (604), 810, 819, 822. 
apollo feza gemisi 552. 
arab edebiyyati 45, 46, 47, 376. 
arab ne demekdir (375), 376, 1 1 28. 
arab cami'i 1136, 1153. 
arab kabtleleri 1070, (1128), 1166. 
arabada nemaz kilmak (223). 
arabtayin birinci giinii (359). 
arabi ilmler 45, 47. 
arabi ogrenmek cok sevabdir 47. 
arafat meydani 140, 203, 258, 266, 343, 344, 345, 346. 
arete gecesi 346, (352), 356, 357. 
arete giinii 140, 266, 326, 339, 343, 346, 352, (357), 

360. 
an sokmasi (674). 
arif kime denir 430, 679, 717, 927, 929, 940, 942, 

950, 965, 1037, (1051), 1055, (1057). 
ariyet vermek (606), 800, 827, 837, 853, 869. 
arkada?llk 35, 38, 118, 365, 378, 627, (645), (646), 

1062. 



arnavutkby cami'i 1 132. 

arraf (falci) (890). 

ars-i ilahf 55, 354, (915), 916, 917. 

artiklar(162). 

asa-i musa 372, 1151. 

ashar (882). 

asr-i sant (178). 

asr-i sant [ikindi] vakti 178. 

astronomi ilmi 20, (42), 239. 

asuriler 431 , 1083, (1166). 

asere-i miibessere (510), 752, 1066, 1068, 1091, 

1 095, 1 098, 1 1 58, 1 1 60, 1 1 65, 1 1 82, 1 1 98. 
asi(24), 318, 692. 
asir(307), 308, 309, 310. 
ask ne demekdir 32, (520), 721 . 
asure gecesi (356). 
asure giinii (356). 
at zekati (306). 

ateistler (tannsizlar) 525, 1044, 1130. 
atese tapanlar 240, 325, (488), 577, 578, 736, 770, 

1044, 1084, 1195. 
atf-i beyan 389. 
atik valide cami'i 1 1 50. 
atlet, fanila ile nemaz 236, 
atmosfer (979). 

atom bombasi 25, 556, (560), 561. 
atom dinamosu 973. 
atom generatbrii 558. 

atom nedir 432, (546), 759, 971 , 972, (973). 
atom pili 558. 
atom reaktbrii 558, 559. 
atomun yapisi (550), 560, 561, 973, 1083, 1138, 

1162. 
atomun yanlmasi 554, 560, 561 . 
avetleri328, 536, (619), 650. 

avret yeri 141, (163), 165, 166, 593, 598, 603, 880. 
avret yerini acmak haramdir 35, 125, 132, 141, 

(163), 166,593, (603), 891. 
avrupa taklidciligi 7, 24, 26, 36, 404, 529, (542), 

589, (891), 1045, 1057. 
avukattutmak683, 836. 
aytutulmasi63, 82. 
ay yolculugu 315, (551), 987. 
aya tapanlar 483. 
ayak basti parasi 340, (875). 
ayak acik nemaz kilmak 237. 
a'yan-i sabite (947), 964. 

ayasofya cami'i (1099), 1128, 1144, 1172, 1194. 
ayat-ihirz(741), 742, 782. 
ayazma cami'i 1 153. 
ayet-el kiirsi 70, 111, (218), 258, 476, (741), 783, 

784,970,993, 1002. 
ayeti, hadisi inkaredenler 107. 
ayet-i kenmeler iki diirliidiir (389). 
ayise kadin (137). 

ayn denilen mal 300, 301 , (793), 794, 800, 851 , 855. 
ayin ilk giiniinii bulmak (359). 
ayn-i sabite 95. 
ayn-iil-yakin 87, (765). 
aynada goriilen kendisi degildir, benzeridir 88, 1 01 , 

905, (925), 944. 
ayvanin faidesi (650), 693. 
ayvanseray sultan cami'i 1103. 
azabkapi cami'i 1171. 
azabkapi cesmesi 1153. 
azab nicin yapihr 20, 32, 40, 43, 404, 519, (680), 

955. 
azad etmek 1 9, 385, (820), 1 1 64. 
a'zanm sehadet etmesi (58). 
azimet ile hareket etmeli 72, (426). 
azot gazi 688, 980. 
azratl "aleyhisselam" 312, 695, 699, 743, 988. 



1222 



-B- 

Baba haydar cami'i 1 1 73. 

bagdad katl-iami 377, 388, 1 1 1 0, 1 1 50. 

bagt(asi) (473), 512, 813, 999. 

bahriye (deniz) mektebi 1 1 68. 

bakmasi caiz olmayanlar (163), 167. 

balig olmak 121, 164, (226), 227, 292, 339, (797), (899). 

baligm her cinsi avlanip yinir 61 9. 

ban otu (bak bene otu) 627, (632), 637, 881 . 

bankalar 833, (851), 859, 864. 

basur hastaligi 126, 158, (665), 666, 977. 

bas acik nemaz kilmak 217, (236), 240. 

bas agrisi 668, 695. 

baskasi icin ibadet yapmak 341 , 477, (1010). 

batil satis'lar 795, (808), 809, 855. 

batin416, 745, (904). 

batiniyye firkasi 416, (462), 487, 736. 

batman denilen oleek 323. 

bayezid cami'i 4. 

bayezid kulesi 1100, 1131. 

bayilmak127, 141,274,344. 

bayragin sekli ve rengi (52), 379, 506, 1059. 

bayram gecesi (352), 356. 

bayram ne demekdir 52, (266). 

bayram nemazi 199, (266), 322, 326. 

bayram tekbirleri 255, (266). 

bayramlasmak (364). 

beden fenasi (918). 

bedevi tarikati 1070. 1087. 

bedr gazasi 313, 478, 506, 510, 519, 621, 1059, 

1068, 1081, 1091, 1095, 1162, 1165, 1185, 1196. 
behailer (483). 

beka-billah 428, (521), (912), 934, 949, 952. 
bela ve derdler 75, 110, 229, 291, 425, 426, 427, 

(518), 694, 695, 960, 1034. 
bene Guskiyam) otu 627, 632, (637), 881. 
beni-asfer 1 190. 
beni-israil 63, 419, (1151), 1190. 
berat gecesi 253, (352), 356, 357, 420, 699. 
berehmenler94, 410, (411), 483, 1011, 1044. 
bereket 242, 265, 477, 642, 649, 805, (841), 842, 

1009. 
besmele duasi 54, 427, (742). 
besmele ne zeman okumali (3), 54, 121, 260, 357, 

619,648. 
besmelenin faidesi (3), 54, 742, 1009. 
besmelenin ma'nasi (3), 54, 98, 1009. 
bes cevher (917). 
besiktas ismi 1137. 

bes vakt nemaz (121), 122, 175, 210, 279, 379. 
beta isinlan 550, 556. 
beykoz dere-seki mescidi 1101. 
beylerbeyi cami'i 347, 1062. 
beylerbeyi serayi 1 063, 1131. 
beyt-ul-mal 290, 305, 306, (309), 310, 311, 435, 

438, 527, 536, 591 , 790, 81 1 , 81 7, 871 , 877, 997. 
bey' ve sira 1 59, 337, 608,609,611, 622, (792). 
bey' ve sirada faiz (854). 
biyik kesmek 262, (264), 502. 
bt'at (766). 
bf'at-i ndvan (507). 
bid'at ne demekdir 51 , 69, (70), 91 , 204, 205, 207, 

215, 247, 250, (252), 254, 261, 286, 334, 356, 

364, 408, 448, 470, 472, 473, 630, 631, 726, 
776,887, 1003, 1006, 1009. 

bid'at islememek icin sunnet terk edilir 123, 262, 

264, (286). 
bid'at sahibleri 8, 16, 19, 23, 37, 38, 51, (66), 91, 

107, 250, 252, 260, 262, 280, 286, 315, 345, 

365, 408, 448, 470, 472, 473, 496, 726, 776, 
887, 1043. 

bid'at uc durlijdur (70), 630. 



bilgisayar 10, 563. 

bilmece cozmek 614. 

bilmemek ozr degildir 1 9, (52), 408, 615. 

bioloji ilmi 20, 432. 

bira icmek haramdir 623, 625. 

bira kanser hastaligi yapmakdadir 626. 

bira mayasi (625), 626, 655. 

bi'ri me'une sehidleri (1106). 

birleselim-seviselim 8, 364, 465. 

bir seye kavusmak icin (291). 

bono senedi 292, 801, 805, 824, (829), (832), 856, 

859. 
bore odemek 97, 98, 294, 295, 339, 801 , 804, 824, 

832, 836, (846), 853. 
bosamak 330, 335, 336, 436, 568, 572, 574, 575, 

(580), 581 , 582, 583, 605, 837, 890, 897. 
boza icmek caizdir 625. 
bozuk dinler (483). 
bolunmiyelim 364, 464. 
breeders atom reaktoru 557. 
budadini 41 0,483, 1044. 
Budin sehri (Cevab Veremedi) s.363. 
bugd-i fillah (38), 90, 91, (92), 94, 276, 1051. 
buharT-i serif (423), 892. 
bulama denilen tatli 625. 
bulasici hastahklar 667, 982, 1007,1 035. 
bulunan cocuk [Lakit] (591). 
bulunan sey [Lukata] 310, 780, (817). 
burak denilen hayvan 354. 
biikres mu'ahedesi 460. 
bursa ulu cami'i 1081 . 
buyu (sihr) yapmak 483, 739, (748), (782), 783, 784, 

890, (993), 1151. 
biiyuk alimler 457, 783, (969), 993. 
biiyuk gunahlar 64, 276, 277, 283, 884, (892). 



Ca'ferf firkasi 62, 408, 416, (1084). 

ca'feri serifler 1100. 

cahil din adamlan 20, (23), 103, 112, 145, (147), 244, 

249, 259, 269, 277, 309, (410), 442, 472, 491, 

638, 726, 727, 744, 777, 1019, 1062, 1170. 
cahillereimani sormamah 1001. 
caiz ne demekdir 38, 146,249,885. 
cam 547, 1062. 

cami' yapmak 19, 40, 100, (244), 330, 350, 613. 
cami'de ayakkabilan arkaya birakmamali (241). 
cami'de ho-parlor 205, 206, (207), 231, 253, 255, 

722. 
cami' ile mescid arasindaki fark (235), 251. 
cami'de yasak seyler 142, 237, 243, (244), 245, 

246, 364, 637. 
cami'lere hurmet 20, 140, 142, 243, (244), 245, 

637,726, 1001. 
cami'lerin efdali (246). 
cami'ulezher medresesi 272, 469, 1072, 1107, 1160, 

(1178), 1193. 
canli resmi 163, 168, (239), 240, 365, 411. 
canlilarda tekamiil teorisi 80, 81 , (540), 1 1 29. 
cariye 13, 166, 490, 577, 593, 813, (875), 885, 890. 
cebel-i nur 379. 

cebire sargi uzerine mesh (130). 
cebrafl aleyhisselam 24, 43, 45, 58, 95, (353), 354, 

355, 357, 376, 379, 528, 612, 706. 
cebriyye firkasi 420. 

cehaletin zarari 8, 10, 196, 316, 595, (988). 
cehennem 26, 32, 34, 40, (58), 66, 68, 354, 406, 408, 

529,681. 
cehennem azabi 32, 34, 40, (58), 66, 67, 68, 87, 107, 

(108), 265, 311, 520, 714, 728, 842, 990, (1044). 
cehennemden kurtulmak icin 22, 31, 34, 37, (40), 43, 

54, 59, 89, 92, 94, 103, (110), (112), 164, 276, 



1223 



282,481,776,785. 
cehennemin yedi tabakasi (1044). 
cehl ozr degildir 19, 37, 52, 272, 275, 408, (436), 

615,760. 
cehmiyye firkasi 66. 
celalT takvimi 1 134. 

celalivak'alan 1071, 1144, 1150, 1167. 
celveti tarikati 1087. 
cema'ati islamiyye firkasi (499). 
cema'at-Ut-tebligiyye (499). 
cema'at ile nemaz 21 , 63, 118, 136, 147,204,205, 

212, 218, 243, (248), 261, 276, 289, 290, 768. 
cenaze gorulUnce ayaga kalkilmaz 1003. 
cenaze nemazi 91 , 204, 252, 266, 330, 477, (999). 
cenaze tasimak 91 , 330, (1003). 
cenaze yikamak 1 40, 1 51 , (994), 1 001 . 
cennet 26, 38, (58), 59, 265, 353, 354, 404, 529, 681 , 

(1044). 
cennet ni'metleri (58), 66, 98, 1 07, 353, 51 8, (949), 

990, 1007. 
cennete gidecek on kisi (510), 1 066. 
cennetde giines yokdur 68. 
cennetde hayat sonsuzdur (58), 407. 
cennetde konusma dili 374. 
cevher 759. 

cevsen-i kebir (si'i duasi) 
cezbe ve sulQk 91 9, 933, 937, (954), 955. 
cezri kasim pasa cami'i 1185. 
cihad 23, (38), 89, 90, 91, 95, 290, 377, 400, 437, 

516, 546, 596, 618, 786, 788, 841, 865, 879, 

885,901,951, 1159, 1170. 
cihad-i ekber 32, 92, 748, (950). 
cihad sevabi (35), 38, 92, 1 07, 1 38, 1 39, 290, 31 1 , 

437,546,641. 
cihangir cami'i 1 173. 
cilbab uzun gomlek (ya'nT manto)dur 604. 
cima' 140, 141, 244, 345, (602), 603, 628. 
cimrilik 384, (640). 
cinayetler (892). 

cin carpmasina karsi 427, 740, (741), 742. 
cin goriinmesi 84, 85, 240, (739), 740, 741. 
cine tapanlar 483, 778. 
cinni6ldiirmek240, 893. 

cinnfler26, 84, 141,240,251,543, (735), 785. 
cins 793, 854, 856, 857. 
cism nedir 433, (546), 971 , 1 041 . 
cizye29, 39, (310), 437, 577. 
computer (elekt. beyin) 987. 
comertlik 377, 383, (644), 1108,1159. 
cum'a gunu 257, (265), 477, 1008. 
cum'a hutbeleri (259), 265, 752, 900. 
cum'a nemazi 204, 254, (257), 261 , 265, 1 01 8. 
curie olcij birimi 559. 

cuniib olmak 122, 132, (140), 149, 206, 244. 
ciiz'i la yete-cezza 973. 



Qalgi calarak kur'an-i kerim okumak 36, (725). 
calgi haramdir 39, 98, 1 1 5, 239, 241 , 357, 365, 596, 

602, (721), 727, 731, 732, 769, 885. 
calismak lazimdir 8, 24, 25, 30, 37, (42), (50), 546, 

607, 618, 641, 646, (682), 772, 786, 790, 805, 

(848), 850, 852, 891, 1018, 1057. 
carsaf giymek 165, 166, 590, (604). 
cek ile odeme 796, (810), 859. 
cemen (buy) tohmu 665, (673). 
cengelkoy kuleli cami'i 1 119. 
cesidli bilgiler (817). 
cestiyye tarikati 733, 767, (1 087), 1 1 1 8, 1 1 29, 1 1 56, 

1177. 
cihar yarigiiztn 66. 
cikik (675). 



ciragan serayi 1 063, 1131. 

cicek asisi (668). 

cicekci cami'i 1168. 

cig daneleri 85. 

cinili cami'i 1133. 

cinseddi 1123. 

cocuk aldirmak (781), 896. 

cocuk hakki 34, 110, 434, 578, (579), 591, 595, 

61 6, 781 , 789, 839, 898, 901 , 1 023. 
cocuk kacirmak 900. 
cocuk oyuncagi 240, 790. 
cocuk terbiyesi 34, 35, 103, 110, 115, 210, (365), 

398, (579), 595, 596, 600, 730, 805, 888, 900. 
cocuga inanilir mi? (159), 172, 229, 307, 206, 790, 

797, 900. 
cocuga ism koymak (434), 1001. 
cocugu dovmek 115, (210), 888, 895, 900. 
cocugun dini (404), 579, 612, 900. 
cocuklann siinnet edilmesi 21, (167), 263. 
cok yemin etmek 337, 338. 
cokluk gosteren sozler 284, (848). 



dabaglar mescidi 1 1 50. 

dabbe-tiil-erd 62. 

dag basinda yetisenler 404. 

daglama 677, (686), 690, 693, 694. 

dahve-i kiibravakti (179), 314, 318. 

daire-i hindiyye (181). 

damad secmek 605. 

damarlar 653, (976). 

dank sudiis dirhemdir 

dans etmek 90, 602, (732), 769. 

darginlan bansdirmak 337. 

dar-iil-harb 13, 45, 70, 224, 257, 274, 435, 438, 

490, 577, 578, 579, 594, 612, 615, 616, 837, 

856, 858, 859, 864, 876, 877, 880, 896, 897. 
dar-iil-islam 257, 292, 435, 439, 577, 578, 615, 

837, 876, 877, 880, 882, 893. 
dar-un-nedve 1 128. 
dar-us-sifa mescidi 1150. 
darwin teorisi 540. 
da'va etmek (883), 884, 900. 
da'vete gitmek 365, 574, (730). 
davul calmak 574, (734), 872. 
deccal (62), 63. 
dedeler mescidi 1168. 

dedi-kodu [soz tasimak] 39, 107, (115), 782, (1014). 
defn478, (1003). 
defn ruhsatiyyesi 1024. 
dehriler81,(410), 758, 1043. 
deli olmak 125, (127), 229, 322. 
delillerin te'villeri 9, 23, (83), (389), 390, 403, (414), 

435,472,492, 754,771. 
dellal ile satis 799, 836, (874). 
derdlerden ve belalardan korunmak icin dua 65, 

427, (741), 742, 783, 784, 970, 992. ' 
derd ve elemler 111, 229, 265, 291 , 385, 427, 479, 

51 7, (518), 51 9, 696, 961 , 992, 1 035, 1 037, 1 046. 
dereziler (durziler) 327, (487), 1090, 1106. 
dervis 746. 
deve zekati (306). 
devlet topraklan (305). 
devr hatmi 1010. 
devr, iskat (1019). 
devri sistem (549). 

deyn olan mal 294, 295, 300, 301 , (793), 804, 805, 855. 
deyr-i za'feran kilisesi 368. 
deyyus 887. 
dezenfeksiyon 626. 
dirariyye firkasi 66. 
dilencilik 245, 309, 320, 527, (613), 788. 



1224- 



din alimleri (23), 46, 82, 244, 269, 281 ,311, (410), 
414, 439, 461, 467, 470, 754, 886, 1046. 

din bilgileri 25, (45), 65, 281, (413), 414, 480, 887, 
(1043), 1053, 1056. 

din bilgisi lazimdir 18, 20, 21, (23), 25, 35, 45, 52, 

102, (409), 439, 444, 529, 530, 543, 593, 595, 
608, (886), 887. 

din cahilleri 7, (23), 28, 36, 41 , 59, 81 , 94, 1 03, 144, 
243, 249, 257, 259, 270, 277, 309, 316, 319, 
388, 402, 414, 421, 430, 437, 470, 475, 529, 
542, (604), 637, 684, 725, (865), 1029, 1048, 
1052, 1054, 1056. 

din diismanlan iki kismdir 6, 27, (39). 

dine karsi olanlann siyaseti 7, (24), 25, 26, 35, 36, 
49, 81, 82, 210, 239, 380, 388, 418, 430, 438, 
(485), 492, 533, (539), 727, 1047, 1048, 1086, 
1106, 1117, 1125, 1130, 1160, 1179. 

din islerinde kafire inanilmaz 120, (172), 316, 399, 
410, 621,(623), 626. 

din kardesini sevmek 36, (38), 118, 845. 

din kitablan 7, 22, 45, 82, (110), 112, 119, 316, 
410, (413), 444, 461. 

dinnedemekdir(18), 102,528, 1048, 1207. 

din ogretmek sevabi 34, 35, (288), 397, 595. 

din ve akl 25, 27, 41 , 42, (402), 406, 41 4, 481 , 757. 

din ve diinya 30, 425, 463, (528). 

din ve fen 7, 24, 25, 42, 81 , 82, 402, 532, (537), 538, 
761, 1045. 

din zemanla degismez 25, 28, 42, (57), 67, 468, 776. 

dinde kolaylik 28, 30, (57), 147, 465. 

dinde reform 7, 25, (37), 70, 309, 464, 473, 722, 
(776), 864, 887, 1043, 1117, 1170. 

dinde reformcular 7, (37), 410, 413, (491). 

dini dunyaya alet edenler 7, 23, 244, 464, 473, 
(493), 617. 

din-i islam 17, 18,(528). 

dini nereden ogrenmeli 9,21, 23, 46, 52, 54, 82, 1 00, 

103, 110, 112, 118, 120, 244, (408), 410, 413, 
461, 494, 770, 849, (1047), 1048. 

dtnini dunyaya satanlar 7, 23, 35, 67, 244, (493), 859, 

(1056), 1117, 1176, 1191. 
dinlerin hepsinin temeli birdir (18), 102, 106. 
dinsizmilletler5, 762, (1086), 1126, 1130. 
dinsizlere aldanmamali 4, 7, 8, 23, 24, 26, 29, 36, 61 , 

117, 119, 147, 166, 168, 210, 316, 319, 398, 

(410), 413, 477, 541, (542), 761, 808, 891, 962, 

(1045), 1149. 
dinsizligin sebebi 24, 28, 35, 47, 66, 410, (541), 

758,778,(886), 1044. 
dinar denilen para (802). 
dirhemin cesidleri 123, 153, 154, (296), 802. 
dirhem-i ser'T 1 53, (296), 51 6, 802, 881 . 
dis doldurtmak (133), 134, 135, 142, 146, 147. 
dis kaplatmak 71 , 72, (133), 135, 142, 146, 147, 251. 
dislerin baglanmasi 133, 134, (142), 143, 145. 
dis temizligi 133, (142), 145, 649. 
divanhane mescidi 1100. 
diyanat(159), 172. 

diyanet isleri baskanligimn ta'mimi 723. 
diyet cez'asi (874), 883, 893, 894, 895, (896), 900. 
dogru yol 37, 43, 66, 89, (95), 264, 288, 481 , 770, 864. 
doktor sozii 145, (149), 162, 215, 618, 630, 985. 
dolmabagce serayi 1067. 
domuz 39^ 155, 162, 435, 593, 613, 615, (619), 

655, 695, 856, 898. 
dort evlilik 571, (599). 

dort halife 37, 59, 60, 66, 109, 259, (480), 505. 
dort mezheb imamlan (50). 

dort mezheb rahmetdir (136), 302, (464), 467, 492. 
dort ana madde (646), 758, 917, 924, 951. 
doteryum gazi 556, 557. 
duhanemazi(111), 179, (200), 201. 
diia belayi onler, giderir400, 427, (698), 1036, 1170. 



diia etmek ibadetdir 100, (1036). 

diia nasil yapilir 73, 142, 212, 218, 219, 259, 338, 

(395), 449, 450, 451, 456, 457, 477, 607, 784, 

993, 1000, 1002, 1010, 1018, (1036). 
diiamn en kiymetlisi 211, 218, 219, 262, 265, 356, 

357, 400, 427, 450, 607, 784, 1018, (1036). 
diiamn kabul olmasi icin (73), 1 00, (1 1 1), 401 , 1 036. 
diinya ahiretin tarlasidir 32, 40, (77), (78), 287, 425, 

988. 
diinya hayati (77), 1057. 

diinya ahiretin ziddidir 30, (32), 77, 89, 51 7, 731 . 
diinya imtihan yeridir (517), 518. 
diinya lezzetleri 20, 30, 32, 40, 77, 96, 100, 118, 425, 

(517), 719, 1056, 1094. 
diinya ne demekdir (30), 77, 1 1 8, 607, 988. 
diinya sevgisi (77), 607, 609, 641 , (720), 748, 790, 

1057. 
diinya sikintilan 32, 77, 89, 425, (426), 427,51 6, 748. 
dunyanm donmesi (82), 188, 972, 1048, 1102, 1127. 
diinyanin hakikati 37, (77), 116, 925, 930, (944), 

945, 947, 988. 
diinyayi terk etmek 30, (77), 1 00, 609, (848), 1 094. 
diisman karsisinda okunacak diia (291). 
diismana yalan caizdir (337). 
diismandan alinan gantmet (310). 



Ebced hesabi 359. 

ebrar420, (921). 

ecdadimiz5, 6, 7, 8, 36. 

ecel-i kaza(699), 1036. 

ecel-i miisemma (699). 

ecnadeyn zaferi 1066, 1091. 

ecr19, (681). 

eda52,214, 257, (272). 

edeb (20), 90, 123, 237, (355), 383, 388, 394, 434, 

440,751, 767, (1062), 1134, 1140, 1158, 1160. 
edille-i ser'iyye25, 50, 136, (230), 271, (437), 472, 

493, 1054. 
edirnekapi cami'i 1137, 1167. 
ef'al-i miikellefin (18), 413. 
efes konferansi 43. 

efsun okumak 677, (686), 690, 692, 784. 
egilmek366. 
egoist kimdir (430), 903. 
ehiler 1149. 
ehl-i beyt 4, 476, 513, 769, (989), 1064, (1075), 

1100, 1111, 1168. 
ehl-i kible 68, 252, 31 5, (408), 41 1 , 472, 473, 1 007. 
ehl-i kitab 27, 72, (327), 372, 41 1 , 570, 858, 1 043. 
ehl-i siinnet alimleri (22), 23, 31 , 54, 58, 59, 81 , 89, 

115, 118, 309, 408, 420, 461, 462, (464), 469, 

470, 476, 491, 494, 759, 762, 864, 1007, 1054. 
ehl-i siinnet i'tikadi lazimdir (22), 54, 58, 89, 95, 

110,115, (286), 408, 445, (468), (470), 471 , 51 0, 

513,640, 784,864,886. 
ehl-i siinnet kasidesi "kisa" 114. 
ehl-i siinnet kasidesi "uzun" 89. 
ehl-i siinnet kitablan (110), 115. 
ehl-i siinnet nedir (54), 56, 57, 63, 94, 286, (408), 

415, 420, (464), 466, 468, 491, 492, 493, 964, 

1044, 1055. 
ehl-i siinnetin dort mezhebi 49, 50, 408, 415, (437), 

444,466,468,471,473. 
ehl-i siinnetin kiymeti 22, 61, (89), 94, 95, 356, 

(408), 453, 462, 470, 491, 532, 865, 1053. 
einstein hesabi 554, 968. 
ekber-i kebair276, 283, (892). 
ekmek opiiliir 365. 
ekviproduktif molekiil 81 . 
ekzema (668). 
el ile selam vermek (365), 366. 



1225 



elbise nasil olmah 112, 153, 164, 166, 217, (593), 

604. 
eldiven ile abdest ve nemaz (149), 240. 
elektrik nedir 432, 971 , 1 050. 
elektromanyetik dalgalar 548, 550, 
elektron 432, 550, (551), 554, 560, 971. 
elektronik aletler 558, (986). 
eleman (element) 432, (546), 547, 549, 557, 759, 

971,973, 1138. 
elem cekmek 426, (517), 716, 960, 1006, 1035. 
ellidortfarz 121. 
elliucuncu gece 1001, 1006. 
el opmek 365. 
emanet vermek 97, 309, 363, 536, (605), 61 1 , 794, 

800, 803, 832, 835, 875. 
emekli sandigi 877. 
emevT ve abbasi halifeleri 1 1 38 
emeviler 51 3, 532,535, 1135, (1138). 
emir buhari tekkesi mescidi 1191. 
emirgan bagcesi 1062. 
emirgan cami'i 1062. 
emperyalist devletler (525), 526. 
emr-i ma'ruf farzdir 20, 35, (89), (90), 91 , 94, 95, 259, 

290, 397, 437, 529, 714, 847, (885), 888, 959, 

1170. 
emri yapmak edebi gozetmekden oncedir (765). 
emval-i batina (309), 310. 
emval-i zahire (309), 310. 
endiilus devleti 532, 1 048, 1 1 77. 
enerji 548, 551 , 554, 560, 759, 968, 971 , 976, 1 083. 
enfiis 372, 521 , 522, (764), 924, (933), 934, 936, 937. 
ensar-i kiram (507), 621, 1066. 
erazi kanunu 305. 

erd ile gunes arasindaki mesafe 202. 
erd kuresinin donmesi (82), 189, 537. 
erd kuresinin omru (79), 116. 
erkeklerin kadinlargibi olmasi 165, 263, (593). 
erken kalkmak icin (110). 
eserden muessiri anlamak (763), 965. 
eshab-i feraiz (1025), 1030. 
eshab-i kehf 63, 398, (783), 1134. 
eshab-i kiram alim idi 45, 47, 50, (60), 61 , 1 09, 467, 

470. 
eshab-i kiram birbirini sever idi (60), 61, 67, 93, 

(109), 464, 507, 509, (512). 
eshab-i kiram fakir degildi (621). 
eshab-i kiramin hepsini sevmeliyiz 60, (61), 93, 

(109), 252, 467, 507, 508, 767, 1187. 
eshab-i kiramin biiyuklugii 48, 60, (61), 63, 377, 

442, 445, 466, 468, 473, 476, 505, (506), (508), 

509, 510, (516), 517, 564, 717, 913, 1045, 1046, 

1051, 1054, 1090, 1197. 
eshab-i soffa (621). 
eshab-i simal (solcular) 633, (913). 
eshab-i yemin (sagcilar) (913). 
esir 506, (820), 875. 
eskiseray 1100, 1131. 
eski valide cami'i 1137, 1167. 
esma-ul-hiisna (431). 
esma-i ilahiyye 431. 
esnemek 238. 

esrar icmek 61 8, 626, 627, (632). 
estagfirullahel'azim cok okumali 65, (110), 785, 970. 
es'ari mezhebi 409, 490, 491, 492, 679, (701), 1090. 
etabekler devleti 1 1 64. 
e'uzuniin faidesi (3), 1009. 
e'uzuniin ma'nasi (3). 
e'uzij okumak (3), 260, (1009). 
evamir-i teklifiyye, evamir-i tekviniyye (680). 
evde cema'at ile nemaz 194, (205). 
evlad edinmek (899), 1195. 
evladi terbiye etmek 34, 35, 94, 110, 164,210,242, 

365, 398, 413, 578, 579, (595), 600, 605, (644), 



731,805,900, 1147. 
evlilik hayati (564), 585, 599. 
evliyayi sevmenin faidesi 398, 458, 459, 479, 717, 

739, 887, 938, 952, 990, 1010, (1050), (1051), 

1145, 1187. 
evliya islamiyyetden ayrilmaz 50, 94, 449, (750), 

946, 949. 
evliyalik nedir 53, 78, 95, (113), 486, 748, (749), 

750, 902, 934, 938, 952, 1055, 1145. 
evliyanin kerameti hakdir (85), 398, 449, 456, 457, 

479, (747), 1013, 1145. 
evs kabilesi 1 128. 
evsaf-i peygamberi 706. 
evvabin nemazi (183). 
eyyub cami'i 1092, 1096, 1145. 
eyyub yazili medresesi 1 096, 1171. 
ezan-i cavk (205). 
ezan okumak 70, (204), 205, 206, 207, 247, 254, 

261,382,432, 722,726,769. 
ezanin ma'nasi 204, (209). 
ezandan sonra diia (207). 
ezani saat makinesinin ayarini tashfh 1 88. 
ezani saati vasatTye cevirmek 194. 
ezik (675). 

-F- 

fadl-i dairzemani (187), 195, 202. 

faidesiz seylerden vazgecmelidir 30, 282, 384, (480), 

(481),' 614, 637, 720,' 748, 764, 769, 782, 841, 

1094. 
faiz haramdir 39, 1 1 8, 302, 336, 357, 607, 608, 61 1 , 

(640), 641 , 787, 844, 851 , 859. 
faiz ne demekdir 333, 794, 801 , 81 0, 81 4, 824, 827, 

(851), 852, 853, 854, 855, 856, 857, 858, 859. 
fakih (437), 439. 
fakir kimdir (307), 324, 592. 
fakirligin kiymeti 68, 400, 687, (695), 787. 
falaka, islamiyyetde yokdur (210). 
falciya inanmamali 357, 677, 686, 693, (782). 
faraziyye 79, (81), 83, 402. 
farz ile sunnetin farki 99, 1 1 1 , 223, 275, (276), 277, 

280, 282, 357, 449. 
farz ne demekdir (17), 52, 94, 98, 100, (230). 
farzolan ilmler25, (413), 414, 546, (886), 1043. 
farz-i kifaye 25, 410, (413), 437, 438, 729, 847, 

887, 994, 997, 999, 1001, 1004. 
farzi yapmamakbuyukgunahdir94, 132, 210, (272), 

274,275,276,278,339,357. 
farzi yapmiyanin sunneti kabul olmaz 19, 213, (277), 

278, 279, 357. 
farzlann ehemmiyyeti 99, 100, 110, 132, (210), 272, 

273, (276), 278, 279, 280, 282, 283, 351, 357. 
fasid satislar haramdir 608, 611, 613, 801, 803, 

804,806, (810), 811,812, 844, 846. 
fasik 30, 38, 98, 1 08, 1 57, 1 59, 206, 211, 249, 259, 

284, 340, 470, (608), 609, 789, (886), 896, 899. 
fasiklardan kacinmak (38), 39, 120, (1170). 
fatih cami'i 1069, 1099, 1153. 
fatiha suresi sifadir 400, 427, (992). 
fatima sultan mescidi 1 1 00, 1 1 98. 
fatimiler 1 1 9, 487, 532, 729, 740, 1 089, 1 1 04, 1 1 06. 
fayans kanunu 550. 
fecr-isadik(176), 319. 
fels denilen para (796), 797, 854. 
felsefeciler 41 , 42, 55, 56, 68, 93, 1 1 7, (409), 410, 

479, 490, 491, 492, 532, 541, 736, 758, (761), 763, 

928, 931, 962, 1043, 1072, 1078, 1097, 1120. 
fen adamlan (27), 1044. 
fen taklidcileri 8, 402, 492, (541), 563. 
fen ve islamiyyet 7, 24, 25, 41 , 42, 80, 81 , 82, 238, 

315, 402, 409, 413, 433, 531, 533, (537), 542, 

543, 783,891, (971), 1015, 1045. 



1226 



fen vemedeniyyet413, 413, 534, (537), 563, 891. 
fen yobazlan 8, 81, 473, (541), 758, 1043. 
fena arkadasin zararlan 35, 94, (645), 720. 
fenafillah 78, 428, (521), 749, 755, 764, 772, 902, 

(911), 912, (918), 933, 940, 949, 961, 1056, 1057. 
fenari cami'i 1101. 
fenayi cami'i 1167. 
ferag etmek (813). 
ferahlik ilaci 229, 427, (741). 
feraiz hesablan (1025), (1030). 
fer'iyye serayi 1059, 1063. 
fes giymek 52. 
fetva (120), 133, 145, 147, 148, 268, 271, 324, 393, 

394, 395, 397, (444), 462, 586, 61 1 , 632, 872, 894. 
fey-i zeval (182). 
fey denilen mal 435, (577), 578. 
feyzalmak(113), 927, 1049,(1053), 1055, 1057. 
feza gemisi 972, 987. 
fikh alimleri (444). 
fikh ilmi 103, 268, 413, (437), 438, 439, 467, 480, 

770,879,(886), 1092. 
fikh kitablan 46, 110, 118, 257, (268), 269, 439, 

(462), 480, 1112, 1175. 
fikh ogrenmek Iazimdir49, 50, 100, 110, 145, 268, 

413, (437), 438, 439, 444, 462, 468, 480, 608, 

612, 615, 640, 851, 864, (886), 1062. 
firka-i dalle 401. 
firsat ganimetdir (747). 
fisk (169), 602, 727, 728, 730, 734, 767, (886), 887, 

1004. 
fitra vermek 266, 307, (322), 323, 324. 
fidye272, 321, (1019), 1020, 1023. 
fil hastaligi (670). 
film seyr etmek 36, (168). 
firaset 747, (748), 749, 939. 
fir'avn 105,452,(1101), 1151. 
fitne cikarmamah 8, 28, 96, 164, 167, 263, 276, 

326, 397, 398, (399), 437, 495, 590, 595, 599, 

(602), 604, 751, 842, 888, 959, 1170. 
fizik ilmi 20, 27, 239, 402, 432, (971), 1120. 
fluoressan lambasi 548. 
fransanin osmanhlara siginmasi 1 1 73. 
frekans 548, 986. 

fudul ile ugrasmak 18, (428), (480), 594, 748. 
fuhs soylemek 641 , (891). 
fiikaha-i seb'a (66), 1106. 
fiilus denilen para 299, 300, 302, 321, 337, 793, 

(796), 815, 821,855. 
fiize551,562. 



Gaben-i fahis 1 51 , (807), 811, 845, 846, 877. 

gaben-i yesir (az aldanmak) (808). 

gadab sifati 267, (530). 

gadabi ilahiyye 4, (64), 337, 628. 

gaflet uykusu (112), 290, 472, 609, 747, 788. 

gaib, sahide kiyas edilmez (404), 757, 930. 

galata seray lisesi 1059, 1072, 1132. 

galata yeni cami'i 1071. 

ganj nehri 101 1 . 

gamma isinlan 550, 554, 561, 974. 

ganimet 292, 307, 310, (577), 796, 882. 

garba [batiya] uymak 7, 533, (534). 

gasb etmek 96, 97, 276, 292, 326, 339, (536), 608, 

611,613,881. 
gassan devleti 1128. 

gayb olan seyi bulmak icin 452, 739, 749, (780), 991 . 
gaybi kimse bilemez 25, 26, 48, 739, 782, (961). 
(gaye irtifa'i-golge boyu) cedveli (197). 
gayr-i muslim vatandas (39), 817, 888. 
gazete okumak 4,36, 1131. 
gazneviler 535. 



gece giinduz 915. 

gece ibadetleri 628. 

geiger saati 558. 

geldaniler 1118. 

gelincik hastaligi 670. 

gemide nemaz (172), 215, (223), 224. 

gencleri yetisdirmek 26, (35), 36, 82, 210, 398, 410, 

539, (595), (891), 892, 1134, 1170. 
genclikde ibadet 115, 747. 
gene osman 1 150. 
gericilik (891), 1056. 
gfbet 39, 99, (115), 317, 318, 363, 365, 398, 449, 

612, 630, 720, 766, 769, 782, 1020, 1188. 
gitmesi caiz olmiyan yerler (365), 596. 
gobek kacmasi ilaci 662. 
gokde hilali aramak 314, (315). 
goriilmiyen seye yok denemez 26, (736), 1 041 . 
gosteris yap'mak 20, 339, 365, (594), 620, 1005. 
goz agrisi ilaci 650, (693). 
gozlugiin kesfi 547. 

goze mi, akla mi uymali (26), 736, 1 041 . 
gramofonda Kur'an-i kertm 229, (726), 728. 
gusl abdesti 71, (132), (133), 134, 140, 141, 146, 

149, 150, 158, 160, 162, 262, 265, 349. 
gusl abdesti almiyanlar (132), 888. 
gusle sebeb olan seyler 127, (140). 
guslun farzlan 72, (132), 140. 
gusliin sunnetleri (133). 
gubre satmak (612). 
giil cami'i 1 168. 
gulseni tarikati (1087). 

gumiisesyakullanmak143, 144, 146, (620), 621. 
gumiis zekati (294). 

gunah'nedemekdir18, 19,64, 65,249, (519), 608. 
gunaha devam edenler 19,59, (98), 260, 428, 470, 

840, 1188. 
gunaha sebeb olanlar (276), 609, 1005. 
gunahi gizlemelidir 64, (274), 398, 958. 
gunahlann tadi zehrdir 30,63, (96), 115. 
gunes tutulmasi 63, (82), 1 048, 1118. 
giinese tapanlar 239, 431 , (483), 1 044, 1 1 89, 1 1 95. 
gunesin sicakhgi 549, (560). 
gurganiyye devleti (1079). 

guzel huylar 8, 29, 96, 430, 532, 767, 842, (1047). 
guzellik nedir 754, 780, (1050), 1139. 

-H- 

Habbe 803, (854). 

haberci 159, 623, 695, 798, (828), 834, 835, (837), 

888. 
habesler 376. 

habis nelerdir 97, 292, 303, (611), 613, 629, (630). 
habs cezasi 584, 590, (828), 853, 870, 871, 872, 874, 

880, 884, 885, 886, 888, 891 , 894, (896), 899, 900. 
hacamat olmak 31 9, 637, (693), 871 , 895. 
hac icin vasiyyet 293, 340, (341), 342, 1028. 
hac nedir 63, 1 1 1 , 1 72, (339), 340, 341 . 
hac parasi 295, (339). 
hacc-i ekber (339), 346. 
hacer-ul-esved denilen tas (345), 347. 
had cezalan 280, 438, 624, 626, 632, 640, (879), 

989,998,999, 1187. 
hadesden taharet 19, (122). 
hadfs alimleri 418, (423), 466, 478, 1 083, 1 1 52. 
hadts ilmi (413), 417, 422, 423. 
hadis-i kudsi 43, (422), 915, 955. 
hadis-i sertfler (413), 418, 419, (422), 423, 465, 

470, 472, 476, 477, 603, 607, 727, 1043. 
hafaza melekleri 239, (240), 364. 
hafiz ahmed pasa cami'i 1150. 
hafiz ne demekdir 313, (423), 872, 873, 886, 1 009, 

1113. 



1227 



hakikat kitabevi (531). 

hakikat kitabevindeki 10 kitab, eshab-i kiram kita- 

bmda yazilidir 1210. 
hakiki musliman nasil olur? 20, 21, 36, 112, (115). 
haksatilmaz(810), 832. 
hakayikil esya 101, 944, (967). 
hakimlik 884. 

hakki batildan ayirmak (891). 
hakkin biiyuk ni'meti (531). 
hakkulyakin (87), 765. 
halal kazanmak 97,112, 565, 600, (607), 643, 786, 

(788), 789, 805, 851,864. 
halal ne demekdir 18, 97, (406), 613. 
halayagirmekadabi20, 122, 123, (125), 240, 242. 
halef-i sadikin ne demekdir 492, 768, (1051). 
halife ne demekdir (1138). 
halifeler 59, 60, 1 08, 1 09, 305, (480), 505, 509, 51 1 , 

1059, 1072, 1075, 1090, 1158, 1160. 
halil-ur rahman ziyareti (1010), 1118. 
halvet 167, 252, 568, (570), 603, 885, 900. 
halveti tarikati (1087). 
hamama gitmek (141), 241 , 343, 603. 
hamd etmek (3), 54, 96, 102, 716. 
hammallik 87, (874). 
hanbeli mezhebi 50, 101, 127, 132, 136, 141, 154, 

166, 167, 168, 203, 211, 215, 221, (271), 272, 

296, 299, 300, 336, 341, 570, 582, 584, 588, 

604,869,872,881, 1008. 
haneft mezhebi (49), 50, 71 , 1 01 , 1 22, 1 23, 1 25, 1 27, 

128, 132, 133, 136, 140, 141, 146, 151, 154, 

166, 167, 170, 172, 178, 202, 211, (258), 267, 

269, 270, 271, 280, 296, 299, 302, 336, 341, 

393, (441), 466, 570, 575, 581, 582, 584, 588, 

604,858,872,881, 1008. 
harac (gucluk) ne demekdir? 57, 72, 134, (135), 

144,397. 
harac vermek 257, 293, 296, (310), 575, (611). 
haram isleyenler 19, 30, 64, 65, 95, (286), 406, 472, 

594, (604), 605, 608, 617, 784, 786, 885. 
haram mal ile ibadet 19, 292, 339, (613). 
haram mail geri vermeli (97), 99, 288, 292, 339, 

609,613,(615), 1029. 
haram mall satmak (97), 611,613. 
haram ne demekdir (18), 98, 100, 230, (406), (607), 

610,627,718,782,787,885. 
harama aldiris etmiyenler 30, 66, (111), 164, 252, 

290, 570, 578, 598, 612, 613, 781, 787, 805, 

852, (885), 887. 
haramda sifa yokdur (695), 782, 790. 
haramdan kacmakonce gelir 30, (98), 99, 118, 133, 

157, 159, 167, 262, 277, 282, (286), 342, 365, 

608,621,730,785,790. 
haramlar zehrdir 30, (64), 99, 607, 784, (787). 
haramlarm tadina aldanmamali 30, 96, (100), 164, 

730. 
hararet (isi) 759. 
harbiler 93, 571 , 595, (880). 
harbiyye mektebi 1131. 
hareket enerjisi 555. 
hariciler 66, (472), 489. 
harika (748), 749. 
hasenat19, 101,339, (681). 
hasislik 357, 384, (640). 
hasta yemekleri (652). 
hasta ziyareti 39, 330, 365, 377, 384, (990). 
hastalik ni'metleri 427, (695). 
hastahk sirayeti 696, (782), 982. 
hasta tedavisi lazimdir 111, 427, 741, (784), 970, 

993 
hastalikda nemaz 125, 149, (215), 217, 223, 261, 

273,274, 1023. 
hastanin satis yapmasi (816). 
haseviler (420), 486. 



hasimiler1108, 1128. 

hasr ve nesr 23, 58, (107), 481 , 700. 

hatim deniien yer (241), 344, 348, 1123. 

hatm okumak216, 314, 440, 443, 478, 1005, (1009), 

1010, 1023. 
hatm okumak parasi (872), 873, 1009. 
hatm-i tehlTI 341 , 1005,(1018), 1023. 
hava (atmosfer) (979). 
hava parasi ile satis caiz degildir 813. 
havale 813, 820, 824, 828, (830), 831, 832, 833, 

991. 
havartler42, 389, 448, 534, (1108), 1122, 1161,1190. 
havf ve reca 26,31, (97), 1 65, 1 78. 
havl (lahavle) 207, 684, (741), 977, 993. 
havz-i kebir (161). 
haya (29), 355, 377, 383, 528, (891), 1096, 1134, 

1158, 1159. 
hayallere aldanmamali (89), 93. 
hayalin ehemmiyyeti (86), 89, 373, 521, 738, 905, 

922, 925, 930, 944. 
hayat musterekdir (589), 591, 790. 
hayat nedir? 433, 540, (975). 
haybergazasi 166, 1065, 1095, 1164. 
haydar baba mescidi 1 1 85. 
hayrveser642, (707). 
hayrat, h'asenat 20, 100, 1 01 , 292, 339, 607, (681), 

839, 877. 
hayvan etleri 162, (327), 328, 618, 619, 623. 
hayvan hakki (39). 

hayvani ve insani kisirlasdirmak (166), 781. 
hayvan kesmek 54, (327), 778, 779. 
hayvanda nets yokdur (950). 
hayvan ustiinde nemaz 172, (222), 223. 
hayvan zekati 292, (306). 
hayz hali 132, (136), 137, 138, 139, (140), 320, 337, 

345, 602, 889. 
hazrec kabilesi 1 091 , 1 1 28. 
hediyye almak 1 51 , 378, 61 1 , 61 2, (61 6), 81 7, 826, 

838, 839, 872. 

hediyye vermek 151,155, 267, 325, 333, 378, 449, 
568, 613, 616, 699, 810, 813, 816, 819, (838), 

839, (851), 852, 872, 878. 
helium madeni 560. 

hendek gazasi 375, 1 1 64, 1 1 68, 1 1 96. 

herkese mubah seyler 809, (818), 867. 

heroik maddeler 626, (632). 

hersey yokdan yaratildi (116), 432, 539. 

hesab gunu (58), 640, 748, 780, 841 , 849. 

heykellere tapinmak 66, 232, 238, (41 1), 431 , (462), 

483,906, (1154), 1157, 1166, 1189, 1192. 
heyula(911), 964. 
hickink (661). 
hiristiyanlar 22, 27, 35, 36, (42), 365, 366, (372), 41 1 , 

490, 532, 535, 537, 564, 578, 1 001 , 1 005, 1 044, 

1108, 1155. 
hiristiyanhk bozuldu (42), 1248. 
hirka-i se'adet 1 189. 
hirka-i serif cami'i 1074, (1189). 
hirsizhk610, (611), 691, 692, 779, 780, (881), 882, 

888, 999. 
hiyanet 337, 342, 605, (611), 780, 841, 842, 843, 

(848), 863, 874, 887, 1086, 1196. 
hile-i batila 28, 36, 93, 301, 302, (844), 899. 
hile-i ser'iyye 301, (844), 859. 
hicr 645, (898), 899. 
hicret91,379, 842, (1139), 1169. 
hicri, kameri ve semsi seneler355, (358), 379, 1139. 
hicri yili miladiye cevirmek (358), 362. 
hidane (585). 

hidayet30, 59, (961), 1036. 
hidayet cami'i 1 131. 
hidivler(1062), 1119. 



1228 



hidrogen bombasi 562. 

hidrogen gazi 556, (557), 562. 

Mil denilen yer (343), 348. 

hilafet 59, 1 08, 508, 509, (768). 

hilaf-i evla (241). 

hilye-i se'adet (374). 

himmet etmek (751). 

himyerdevleti 1082, 1128. 

hindiler tekkesi cami'i 1100. 

hind sultanlan 1073, 1074, (1079), 1097, 1101, 

1111, 1121, 1129, 1131, 1137, 1167. 
hipnotik (uyutucu) maddeler (632). 
hipotez(81). 
hira dagi 379. 
hiredevleti 1128. 

his organlan ve akl 26, 31,41, 646, 753, (782), 962. 
his ve vehm mertebesi 521, 905, 925, (926), 930, 

944. 
hisse senedi (aksiyon) 292, (859). 
hisse-i fecr, hisse-i sefak (198), 315. 
hisse-i sayi'a 804, (818), 822, 865. 
hisamiyye firkasi (61). 
homoseksuel olmak haramdir (781). 
ho-parlor 70, (168), (204), 205, 206, 207, 208, 218, 

231, 243, 247, 250, 253, 260, 337, 722, (723), 

724, 776. 
ho-parlor ile ezan ve nemaz 70, (168), 204, (205), 

218,247,250,302,(727). 
horoz dogusdurmek (769), 813. 
hubb-i fillah'29, (38), (92), 94, 276, 1051. 
huccet'iil islam (423). 
huceyre (selul) 80, (975). 
huddam 486. 
hudeybiye gazasi 1068. 
hukbe denilen zeman 98, (283). 
hukema (1043). 
hul' (584), 837. 

hulefa-i rasidin "radiyallahu anhum" 66, (480), 510. 
hulle436, 568, (581), 584. 
huluk-i azim 23, (383). 
hulul etmek (85). 
huneyn gazasi 1059, 1066, 1096. 
hunlar(431), 532, 1079. 
huriler(381), 989. 
hurmet-i musahere (167), 568. 
huruftler 61, (499), 500, 501, 502, 503, 504, 1099, 

1101, 1155, 1188. 
hurumiyye firkasi (488). 
husu208, (241), 966, 1064. 
hutbe okumak 244, (259), 260, 261 , 345, 752. 
huza'a hiikumeti 1 078, 1 1 29. 
hucre-i se'adet 261, (348), 349, 1071, 1122. 
hiikumete isyan edilmez 8, 9, 29, 257, (399), 437, 

599, 631,(842), 897. 
hiikumet reTsleri 257, 397, (751). 
hiikumete karsi gelmek caiz degildir (397), 438, 

595,599,616,751, 1170. 
hiikumetin cami' yapdirmasi farzdir (244), 331 . 
hiisn-i zan etmek (29), 65, 68, 251 . 

-I- 

ismarlama satis 810, (822). 

isigin dalga boyu (548). 

isik nedir (548), 759. 

isik usulij ile aym ilk gijnunu bulmak 326, (359). 

isima (548), 973. 

lyal 308, (789), 850. 

-T- 

Ima ile nemaz kilmak 130, (215), 222, 224, 274, 
275, 1024. 



Tman artar mi? (59), 407. 

Tman diiasi (436), 698. 

Tman ile kiifr birbirinin ziddidir (29). 

Tman nasil olmah 1 8, 23, 30, 41 , 52, 54, 58, 91 , 98, 

113, 372, (407), 435, 436, 445, 461, 464, 467, 

481, 613, 678, 682, (753), 758, 778, 842, 907, 

931 947 952. 
Tman nedir? (17), 18, 20, 21, (58), 63, 100, (108), 

(407), 408, 409, 435, 579, 678, 770, 948, 950, 

1043, 1048, 1056. 
Tman etmek cok kolaydir (100). 
Tman son nefesde belli olur 59, (108), 627, 628, 

698, 988. 
Tmanm alameti 24, 29, 30, (38), 58, 63, 92, 113, 

210, (373), 842. 
Tmanm alti sarti (103), 108, 117, (703), 704. 
Tmansiz gitmege sebeb 18, 45, (64), 91, 147, 168, 

211,435, 445, 627, (640), 715. 
Tsa "aleyhisselam" tann degildir (369), (370), 371 , 

529. 
Tsar (845). 

-i- 

ibadat bese ayrihr (437). 

ibadet baska, adet baskadir (51), 52, 67, (70), 432, 

723, 1003. 
ibadet degisdirilemez 28, (67), 102, 205, 237, 249, 

259,432, (723), 727, 1000. 
ibadetin sebebi dortdiir (52). 
ibadet etmemek sebebi (113), 787. 
ibadet icin kime inanilir 110, (120), 134, 143, 145, 

158, 159, 205, 228, (315), 316, 317, 466, 623, 

962, 1001. 
ibadet icin ucret alinmaz 252, 341 , 728, (784), 872, 

1023, (1033). 
ibadet on derecedir (607), 786. 
ibadet sevabi hediyye edilir 341, (477), 479, 922, 

1006, 1010, 1023. 
ibadet lie kismdir (340), 1 008. 
ibadet yapana kolaylikgosteren 72, 262, (313), 314, 

430. 
ibadet zemani takvTmle anlasilir mi? (172), 183, 198, 

315,360. 
ibadete vekTI tutmak 337, (340), 341 , 1 000, 1 01 0. 
ibadetin kiymetlisi 64, 92, 95, 99, (101), 111, 115, 

210, 284, 356, 357, 429, (439), 607, 779, 786. 
ibadetin ma'nasi 19, 20, 98, 162, 260, (289), 316, 

339, 357, 373, 430, (452), 789, 840, 902, 906, 

943,948,961. 
ibadetin sahTh olmasi icin 20, 215, 432, (889). 
ibadetleri sonraya birakanlar (98), 99, 166. 
ibadTler (489). 
ibaha etmek (839). 
ibahT firkasi 420, 462, (500). 
iblis 64, 489, (739), 932, 1069, 1109. 
ibrahTm aleyhisselamin babasi 375, 387, (389), 390, 

391, 1118, 1182. 
ibrahim aga cami'i 11 18. 
icare819, (869). 
icma'-i ummet 46, 50, 243, 407, 408, (437), 470, 

(473), 474, 634, 1019. 
ictiba yolu (748), 953. 
ictihad 28, 48, 49, (50), 60, 120, 393, 408, 444, 464, 

466, 468, 470, 493, 506, 512, 634, 635, 862. 
ictima'-i neyyireyn (314), 360. 
icki haramdir 64, 154, 357, 365, 618, (624), 637, 695, 

734, 782, 809, 880, 888, 898. 
iddet zemani 340, 436, (584), 591, 890, 995. 
idrar icmek haramdir 61 8, (626), 640. 
idrar kaciranlar (126), (128), 130, 148, 672. 
idrar sicratanlar 1 07, (1014). 
idrarda seker aramak 659. 



1229 



idrisiler 532. 

iftarzemani 186, (314), 316, 317. 
iftitah tekbiri (215), 255. 

iftira 15, 39, 60, 143, 147, (398), 491, 493, 495, 
508, 509, 511, 512, 516, 523, 529, 603, 633, 
760, 769, (781), 903, 1020, 1045, 1047, 1149. 
hlas 10, 16, 20, (113), 212, 486, 788, 887, 904, 

971, 1048, (1057), 1064, 1075, 1249. 
hlas suresini okumak 218,219, 357, (892). 
hram 339, (343), 348. 

hsan 377, 404, 595, 765, 768, (845), 952, 1159. 
hsaniyye cami'i 1 1 59. 
htikan318, (319), 586, 624. 
htikar813, (840), 843, 899. 
htilam olmak 140. 
htiyac esyasi (295), 322, 323, 324, 339, 593, 851, 

876, 899. 
htiyari hareket 57, 433, 679, (701), 714, 715. 
kale (846). 

kamet okumak (204), 254. 
ki nemazi cem' etmek 147, (172), 173, 203, 223, 

271. 
ki ruhlu insan olmaz (737). 
ki yuzlu insan 531. 
kindi nemazi 121,(178), 182. 
krah (tehdid) 618, 814, 889, (897). 
kramiyeli satislar 614, 813, 858. 
la (584). 
lac kullanmak lazimdir 131, 162, 318, 586, (618), 

(652), 692, 693, 694, 699, 840, 992. 
lahiyyat (409), 413, 414, (491), 492, 563. 
lericilik 529, (891), 1056. 
Ihad(93), 416, 488, 955, 1144. 
Iham 49, (93), 909, 955, 1052. 
Ik insanlar (80), 83, 541 , 1 069, 1157. 
Ik universite (532). 
Net ne demekdir (122). 
Ilizyon (736), 739. 
Im ma'luma tabi'dir (715). 
Im sifati 55, (104), 41 1, 715, 756, 757. 
Im iki kismdir (25), 924, (1043), 1054. 
Im-i hal kitablan 103, 414, (462). 
Im-i kelam (103), (409), 413, 414, 439, 480, 490, 

491. 
Imin kiymeti 16, 20, 25, 28, 257, 260, 401, (410), 
467, 476, 533, 535, 546, 596, 598, (641), 848, 
909, 1045, 1046, 1047, 1054, 1249. 
ilm ogrenmek lazimdir 18,19, 20, 25, 35, 46, 52, 402, 
(409), 413, 438, 439, 461, 468, 469, 541, 545, 
(595), 602, 608, 611, 615, 740, 849, 864, 886, 
952, 1064. 
ilm-ul-yakin (87), 681, 763, 764, 765. 
ilm ve akl 40. 
ilm ve amel 33. 
imam olmak 69, 131, 205, 213, 248, (249), 250, 

251,252,253,259,848. 
imama uymak 213,215, (249), 257, 276, 726. 
imama gee yetismek 136, 214, 233, 254, (255). 
imameyn kimlerdir (803), 861. 
imam-i a'zamm bijyuklugu 22, 23, 49, (439), (440), 

441,442,443. 
imam-i Rabbantnin duasi (742). 
imamin yuksek sesle okumasi 207, (216). 
imamiyye firkasi 62, (416), 467. 
imsakvakti 176, 198, (316). 
inabet (748). 
inan sirketi (866). 
incirin faideleri 656. 

ine (iyne) denilen satis (826), 827, 844, 859. 
ingilizlerin islam dusmanhgi 8, 27, (51), 316, 401, 
447, 460, 471, 472, 473, 484, 492, 529, 952, 
1047, 1060, 1142,(1159), 1213. 
ingilizlerin hindistani isgali 484, 1073, 1079, 1213. 



insan dogiilmez 39, 210, (288), 377, 886. 

insan kiymetlidir (74), 115, 433, 534, 589, 618, 736. 

insan sevdigi ile olur 54, 764, 913, 946, (957). 

insan ve maymun 75, (540), 541 . 

insan birsey yaratamaz 57, 66, 74, 105, 116, 373, 

(433), 434, 456, 540, 542, 962, 963, 1130. 
insanin kudreti 41, 57, 74, 106, (433), 456, 479, 

745. 
insanin yapisi 41, 74, 433, 697, 738, 754, (917). 
insanin siyah olmasi kusur degildir (376), 377. 
insan ile hayvan arasindaki fark 26, (541), 950. 
insanlann birbirine bakmalari 163, (165), 167. 
insanhk vaztfesi 38, 64, 103, 586, (595), 746. 
internet 563. 

intihar biiyuk gunahdir 897, (999). 
intikam 64. 

ipek giymek 34, 1 63, 406, (594), 622. 
irade-i ciiz'iyye 4, 57, 75, 106, 429, 679, (701), 714. 
irade-i ilahiyye 4, 429, (679). 
irisan begleri (377), 1189. 
irsad 30. 

(irtifa-golge uzunlugu cedveli) (197). 
isfirar-i sems 200, (201). 
ishal hastahgi 656, (659). 
iskat333, (1019). 
islam ahlaki 36, 96, (365), (383), 430, 533, 842, 

891, 1046, 1098, 1102. 
islam alimleri 23, 45, 49, 50, 52, (54), 81, 91, 120, 

260, 265, 278, 279, 399, 410, 413, (414), 437, 

463, 464, 469, 470, 475, 537, 543, 754, 759, 

766, 887, 949, (956), 1 1 48, 1 1 93. 
islam bankasi 860, (864). 
islam bilgileri 24, (25), 28, 44, 110, 119, 120, 260, 

309, 315, 409, (413), 414, 891, (1043), 1045, 

1053. 
islam dusmanina aldanmamali (100), 316, 529, 

1248. 
islam iyiliklerin kaynagidir 5, 6, (28), 399, (528), 

533,864,892, 1134, 1181. 
islam dini herkes icindir (22), 28, 30, 39, 528, 532, 

(589), 1140. 
islam cahilinecevab 24, (25), 26, 41, 108,380,414, 

438, 535, 685, (788), 808, 891. 
islam hukCiku (28), 589, 791 . 
islam kadininin hurriyyeti 572, 583, (589), (598), 

790. 
islam, onceki gunahlan yok eder 946. 
islam universiteleri 376, (532), 1048. 
islamda aile 28, 564, 585, (598), 790. 
islamda adalet 28, 39, 41, (403), 528, 529, 533, 

535,842, 1046, 1096, 1160. 
islamda ilk kitab yazan (1113), 1196. 
islamda mulkiyyet hakki 159, 292, 303, (523), 528, 

535, 611, 613, 798, 799, 808, (818), 870, 1028, 

1046. 
islamda sosyal hukmler 28. 
islamin bes sarti 18, 63, 109, (703), 782. 
islamiyyet dunya zevklerini yasak etmedi (100), 

1056. 
islamiyyet faziletdir 6, 29, 40, 41 , 96, (528), 529, 530, 

531,532, 1046. 
islamiyyet garib olacakdir 7, 470, 472, (775). 
islamiyyet nedir? (18), 25, 41, 57, 102, 411, (528), 

529,579,909, 1140, 1248. 
islamiyyet hayallere inanmak imis (24). 
islamiyyetin temeli 16, (38), 1249. 
islamiyyet sihhati korur 28, 528, 586, (1046). 
islamiyyet ve fen 5, 7, 24, 25, 28, 41 , 42, 81 , 82, 239, 

332, 402, 433, 532, (537), 541, 542, 563, 847, 

891, 1045. 
islamiyyet ve kadin 572, 589, (598), 601 , 790, 791 , 

1029. 
islamiyyetde felsefe yokdur 41, 407, 532, (762), 



1230- 



1102. 
islamiyyetde kar haddi yokdur 61 6, (808), 81 1 . 
islamiyyetde musiki 596, 626, (718), 731 , 908. 
islamiyyeti isitmiyenler 403, (404). 
isma'il aga cami'i 1 1 23. 
isma'TITfirkasi 416, 420, (487), 503, 736, 1084, 1106, 

1107, 1110, 1152. 
ism-i a'zam 64. 

ispirto necsdir 153, 154, 156, (624), 626, 632, 880. 
israf etmemeli 69, 118, 133, 308, 383, 384, 636, 

(640), 641,644, 645, 899. 
israfm ilaci (645), 646. 
israTI ogullan 42, 63, 419, (1151), 1190. 
istanbul surlan 1 128. 
istanbulun fethi (1099), 1138, 1185. 
istekli hareketler 105, (701). 
istibra146, (158), 670. 
istidlal 404, (763). 

istidrac nedir? 1 6, 31 , 40, 95, 288, 51 7, (748), 749. 
istifa caiz midir? (787). 
istigase (449), 451, 453, 454, 457, (479), 1016, 

1061, 1172. 
istigfar 64, (65), 96, 98, (110), 118,218,219,265, 

401 , 427, 51 9, 531 , 669, 780, 921 , 969, 992. 
istigfar duasi 15, (65), (110), 265, 401, 652, 785, 969, 

970. 
istihare nemazi (923). 
istihaza(137), 139, 140. 
istikbali kazanmak 110, (805). 
istikbal-i kible (170). 
istimna (el ile) 64, (880). 
istinca(157), 158,242,282. 
istinye cami'i 1167. 
istisna' 809, (822). 

is elbisesi ile cami'e girmemeli (236). 
is gorenler arasinda Kur'an okunmaz 246, 728, 

(729). 
iscilik 788, (873), 874. 
isci sigortalan (877). 
isi sonraya birakmamali (99). 
israk nemazi vakti 1 99, (200), 201 , 266. 
istibak-un-nucum vakti (178). 
istirakiyye mezhebi (523), 1195. 
it'a'at kime edilir? 357, (397), 595, 938. 
i'tikad nedir? 54, 102,(103), 112,445,480. 
i'tikaf 20, (246), 819. 
ittihadcilar 147, (399), 1063, 1138. 
ittika (96), 440. 
iyi insan olmak 970. 
iyiyi kotuden ayirmak 32. 
iyon sebekesi 432, 547, 974. 
izn alarak okumalidir (784). 
izn almadan iceri girilmez 159, (365). 
izotop atomlar 550, 554, 556, 557. 
izzet-i nets (113), 118. 

-J- 

Jiipiter fiizesi 562. 

juskiyam (ban-benc) otu (627), 632, 637, 881 . 

-K- 

Kabatas molla celebi cami'i 1191. 
ka'be icinde nemaz (345), 440. 
ka'be-i'mu'azzama 170, 172, 245, 267, 339, 344, 

345, 346, (347), 348, 354, 440, 1069, 1 120, 1123, 

1128, 1150, 1180. 
ka'be perdesi 346, (347), 1071. 
ka'be resmi bulunan halilar (239). 
ka'be tasi (1153), 1172. 
kabr azabi 23, 57, 86, 88, (107), 119, 204, 213, 

265, 449, (762), 984. 
kabrden feyz almak (459), 1052. 
kabr hayati (88), 265, 449, 452, 476, 481, (1034). 



kabr-i se'adet 349, (350), 458, 1008. 

kabr kazilmasi (1004). 

kabr su'ali 107, (1007). 

kabr yanmda nemaz kilmak (241), 443. 

kabr ziyareti 447, 448, 455, 456, 457, 475, 476, 

477,478,479,(1008), 1010, 1011, (1013), 1016, 

1134, 1147, 1149. 
kabrde ciiriimek 623, (998), 1004. 
kabz olmaga karsi ilac 656. 
ka'de-i ahire (218). 

kadere iman 75, 402, (411), 698, (707). 
kaderiyye firkasi (735), 736. 
kadikoy iskele cami'i 1 1 53. 
kadikoy ismi 1158. 
kadikoy toplantisi (43), 490, 1 089. 
kadi [hakim]lik 883, (884). 
kadim olmak (55), 84, 103,963, (1043), 1117. 
kadin cennetde kocasi yanindadir (380), 949. 
kadinin cahsip kazanmasi 589, 592, (598), 1029. 
kadinin kendini erkege benzetmesi 164, 263, (593). 
kadinlaraaid bilgiler (136), 137, 138, 139, 158, 163, 

164, (166), 220, 252, 264, 340, 585, (778). 
kadinlara bakmamali 64, 98, 99, 146, 163, (164), 

165, (166), 167, 363, 437, 438, 603, 781, 899. 
kadinin nemaz kilmasi (220). 

kadinlann cami'e gitmesi 129, 130, 140, (249), 252, 

259, 260, 602. 
kadinlann uzun yola gitmesi 167, (226), 340, 342, 

437,575,602,901. 
kadinin hacca gitmesi (340), 901. 
kadinlann haklari 588, (598), 600, 790, 888, 1029. 
kadinlann brtiinmesi 35, (163), 164, 165, 166, 249, 

263, 437, 570, 578, 589, 593, (598), 603, 604, 

781,880, 888,901. 
kadinlann sac kesmesi 144, 164, 263, (593). 
kadinlann seslerini erkeklere duyurmalan haramdir 

(164), 720, 781. 
kadinlann suslenmesi 164, 168, (593), 603, 781, 

869, 888. 
kadin tarikati 767, 1063, (1087). 
kadiyamfirkasi (484), 1072. 
kadr gecesi 4, 43, 253, 313, (352), 356. 
kadsiye zaferi 1 126. 
kafirler aldanmakdadir 7, 21 , (23), 24, 26, 27, 36, 40, 

(66), 103, 105, 244, 475, (520), 604, 621, 906. 
kafirlere aldanmamah (100), 316,529. 
kafirler cehennemde sonsuz kalacak 27, 30, 31, 

58, 59, (68), 103, 107, 476, 478, 517, 520, 531, 

(1044). 
kafir cocuklan (404), 1001. 
kafir hakki (39), 874. 
kafir kime denir? (17), 24, 30, 65, 98, 252, 408, 

411, (464), 484, 598, (1043), 1140. 
kafir sevilmez 23, 24, 30, (32), 39, 65, (92), 259, 363, 

778. 
kafir ile evlenilmez 565, (570), 577, 605. 
kafirin evlenmesi (577). 
kafirler pisdir 29, (71), 72, 387, 610. 
kafirlere gelen ni'metler (31), 520. 
kafirlere ibadetler emr edilmedi (101), 211, 338, 

519. 
kafire inanihr mi? 24, 26, 27, 36, 39, (159), 172, 

316,542, (622), 835, 1047. 
kafirlere uymak 7, 24, 51 , (52), 165, 232, 237, 238, 

241, 257, 265, 364, 626, (770), 778, 869, 891, 

1003, 1005. 
kafirlerin cesidleri 7, (27), 39, 553, 579, (758). 
kafirlerin iftiralan 5, 6, 7, (24), 26, 36, 61, 166, 316, 

413, 520, (525), 542, 603, 761, 765, 903, 1043, 

(1045), 1080, 1148. 
kafirlerin yapdiklan iyilikler 40, (101). 
kagid paralar 298, 299, 300, 302, 796, (802), 813, 

821. 



1231 



kagid para zekati (299), 300, 301, 302, 839. 

kahbe 887. 

kahinler 553, (739), 782. 

kahve icmek (631), 1 173, 1 184, 1 191. 

kalb bilgileri (914), 951. 

kalb (yiirek) calismasi (976). 

kalb, his organlanna tabi'dir 721 , 781 , 923, (1050). 

kalb nakli 593, 618, (699), (1049). 

kalb (gonul) nedir? (31), 78, 646, 719, 720, 923, 

(1049). 
kalb istigfar ile temizlenir 64, 65, (67), (110), 401. 
kalb kirmak haramdir 167, (612), 767, 782, 824, 

(914). 
kalbin fenasi 904, 918, (924), 949, 1057. 
kalbin hasta olmasi 31, 78, 95, (110), 111, 426, 

607, 623, 645, 719, (720), 722, 731, 750, 767, 

788,903, 1057. 
kalbin temiz olmasi (19), 70, 95, 1 1 9, (288), 401 , 476, 

(720), 730, 767, 921 , 923, 933, 1 050, 1 056, 1 058. 
kalbin ustunlugii (914), 915, 927. 
kalenderler (486). 
kan 126, 153, 154, (977). 
kana'at 99, (787), 1165. 
kandil geceleri (352), 356. 
kandilli cami'i 171 , 1 150. 
kandilli serayi 1150. 
kan grublan (978). 
kan kanseri 977. 
kanlica cami'i 1 067, 1 1 74. 
kanser [seretan] hastahgi 626. 
kan tansiyonu 693, (977). 
kan vermek (586), 593, 618, 809, 869. 
kanunlara karsi gelmemelidir 8, 9, (29), 37, 96, 574, 

599, (842), 897. 
kapi calmak adabi (365). 
kapitalizm (523), 527, 1126. 
karabas mescidi 1125. 
kara borsacihk (840), 843. 
kara kediye arab demek cok fenadir (376). 
karakoy ismi 1136. 
karamitalar 488, (500), 1099, 1105. 
kar haddi yokdur 61 6, (808), 811. 
kann agnsi (661). 
ka'riyye cami'i 1095. 
karz-i hasen (824), 825, 826, 860, 864. 
kasabdan et almak (327). 
kasimpasa cami'i 1126. 
kasgari tekkesi 1 1 90, 1 1 91 . 
kaslan yolmak (264). 
katalizor madde 80, 433. 
katl 727, 874, 879, 882, 885, (892), 894, 1033, 

1107, 1111, 1130, 1154, 1173. 
katot isinlan 549, 551. 
katyon 547. 
kaved (893), 894. 
kavme (289), 768, 780. 
kaylule uykusu (20), 439, 648. 
kaza ve kader (402), (411), 425, (698), 702, (707), 

(714). 
kaza ve kader iki kismdir (698), 699, 1 1 54. 
kazaya nza lazimdir 38, 425, (426), 427, 696, (1035), 

1154. 
kaza nemazi nasil kilinir? 98, 205, 254, (272), 275, 

276,285. 
kaza nemazi kilmak 98, 111, 205, (272), 273, 275, 

278,280,281,531, 1019. 
kazf haddi 398, 584, (881), 888. 
kefalet 824, (830), 875, 900. 
kefen 643, (996), 1034, 1149. 
keffaretler 274, 318, 319, 320, 333, (334), 337, 584, 

643, (896), 900. 
keffaret orucu 314, (318), 336. 



kefil olmak 812, 824, (830), 900. 

kefir denilen icki (625). 

kehanet (890). 

kehkesan yildizlan (972). 

kelam'kitablan46, 103,409, (413), 414, 418, 480. 

kelam sifati 43, (55), 56, 103, 104, 929. 

kelime-i sehadet (109), 124, 313, 994, 1001. 

kelime-i tehlil (218). 

kelime-i temcid (427), 434, 741, 785, 977, (993). 

kelime-i tenzih (111), 434. 

kelime-i tevhidin faidesi 119, 373, 401, 842, (902), 

910,943,994, 1018. 
kelime-i tevhidin ma'nasi 372, 373, 450, 678, 902, 

(906), 943. 
kemalat-i nubuvvet 522, (902), 904, 938, 951 , 952. 
kemalat-i vilayet (902), 951, 1145. 
kemik hastahgi (671). 
kerahet zemani 1 78, (201), 202. 
kerametin cok olmasi (748), 1 1 69. 
keramet 73', 85, 398, 449, 456, 71 7, 739, (747), 748, 

749, 1 01 4, (1057), 1 061 , 1 066, 1 070, 1 1 44, 1 1 93. 
kerbela: Bagdad civannda bir sehr 1111. 
kerbela vak'asi (356), 769, 1111, 1191. 
kesb 32, 56, (57), 105, 479, 680, 697, 702, (786), 

789. 
kesret-i viicud (93), 94, 946, 962. 
kesfde hata 50, 88, 93, (373), 770, 928, 1 185. 
kiblesaati (171). 
kibleye donmek 124, (170), 171, 172, 223, 242, 

270,769,921. 
kibris adasi 1138. 
kTI-u kal 213, 396. 
killan yolmak (264). 
kma surmek (693). 
kiraet 47, 109, (216), 227, 233, 236, 241, 248, 252, 

255. 
kira'et-i sazze (47). 

kirat (agirhk birimi) 154, 295, (296), 802, 854. 
kirkinci gece(1000), 1006. 
kisa kollu gbmlek ile nemaz 217, (236). 
kisaniyye firkasi (61). 
kisas (48). 

kisas 874, (880), 893, 998, 999. 
kisikli cami'i 1064. 
kiyam (ayakda durmak) 159, (215). 
kiyamet alametleri 23, 58, (62), 63, 107, 158, 190, 

398,611, (727), 775. 
kiyametde dirilmek 27, 40, 58, (80), 86, 476, (700). 
kiyas-i fukaha 48, (437), 464, 468, 471, 473, 474, 

506, 634. 
kiymetli geceler (352). 
kiymetli yerler 245, (267). 
kizilbas (408), 1062, 1150. 
kibr 64, 99, 286, 357, (429), 494, 622, 638, 739, 789, 

885, (932), 951, 1126, 1187. 
kilabiyye firkasi (66). 
kilisede nemaz (241), 334. 
kimya ilmi 20, 64, 239, 432, 539, (549), 550, 560, 

1068, 1120. 
kimya olayi 432, 433, 551 , 560, (971), 1 1 30. 
kinin ilaci 692. 

kiracilik 805, (869), 870, 871 , 872, 873. 
kiramen katibin 132, (240), 364, 476, 848. 
kirec iskelesi cami'i 1099. 
kitablaraiman 56, 108, (705). 
kitabh kafirler27, (72), 372, 619, 622, 736, 1043. 
koca mustafa pasa cami'i 1 1 08. 
kocasinin mahni calan kadin (780). 
kohezion kuvvetleri 975. 
kokmus et yinmez (811). 
koku siiriinmek 20, (262), 343. 
kolesterin 652, 654, 667, 672. 



1232 



kollan acik nemaz kilmak 217, 232, (236). 

kolonya ile nemaz (154). 

komisyoncu 799, 836. 

komputiir 10, 987, 1207. 

komsu hakki 1 1 8, 535, (596), 602, 81 8. 

komiinistler 26, 41 1 , 489, (523), 524, 525, 526, 598, 

604, 792, 1 043, 1 098, 1 1 25, 1 1 30, 1 1 72. 
konusmak adabi (384), 886. 
konyak 624. 
korkulu yerlerde okunacak dua (291), 427, 457, 

784,991. 
koyun zekati 298, (306). 
kozmik sua'lar 974. 
kolelik 71, 593, 790, (820), 1027. 
kole azad etmek 19, 320, 337, (820). 
kopek bulunan ev (132), 162, 240. 
kotii huylar (640). 
kromanyon iskeleti (541). 
kuba mescidi (246), 349. 
kucaklasmak 364, (365). 
kudret-i ilahiyye 55, 1 03, (432), 433, 553, 560, 561 , 

563,968,970, 1043. 
kudret nan kiymetli ilacdir (661). 
kudus 1 70, (246), 354, 379, 769, 1 083, 1 089, 1 1 08, 

1122, 1161, 1166. 
kullanmasi haram olanlar 365, 586, 594, 613, 614, 

(618), 620. 
kulleteyn denilen Slcu (72), 161, 271. 
kul hakki 16, 65, (98), 99, 276, 288, 289, 294, 295, 

337, 438, 441, 531, 536, (597), 610, 612, 790, 

874, 888, 903, 952, 989, 1020. 
kumandanlar 531. 
kumar haramdir 39, 54, 239, 292, (614), 637, 813, 

858, 874. 
kumis denilen icki (625). 
kunut duasi 227, (228), 255, 393. 
kur'acekmek(614), 1192. 
kur'an-i kerim Allah kelamidir 33, 43, 46, 56, (367), 

368. 
kur'an-i kerim dinlemek 245, 246, 724, (726), 731, 

1009, 1010. 
kur'an-i kerimdeki ayetler iki kismdir (389). 
kur'an-i kerimdeki bilgiler iic kismdir (48). 
kur'an-i kerim mahluk degildir 43, (367), 368. 
kur'an-i kerim mu'cizedir 33, (43), 44, 475, 493. 
kur'an-i kerim nedir? (43), 367, 368, 1158. 
kur'an-i kerim okunmasi 33, 36, 47, 130, 142, 206, 

216, 229, 231, 253, 260, 277, 340, 429, 440, 

477, 722, 726, 727, 728, (731), 784, 872, 873, 

(1008), 1009. 
kur'an-i kerim ogrenmeli 33, 34, 248, 253, 31 1 , 477, 

(728), 1010. 
kur'an-i kerim satmak (873). 
kur'an-i kerim tefsirleri 23, (44), 45, 68, 309, 390, 

391,(413), 461,471,475. 
kur'an-i kerim tercemeleri 23, 44, (45), (46), 82, 

461,543, 1160. 
kur'an-i kerime saygi 3, 36, 125, 127, 140, 142, 

242, (243), 246, 368, 434, (726), 727, 728, 729, 

886, 1009, 1010. 
kur'an-i kerim sifadir 6, 886, 991 , (992), 1 049, 1 051 . 
kur'an-i kerimi degisdirmek 23, (46), (393), 394, 

395,462,475, 1099. 
kur'an-i kerim kurslan 311, 351, (595). 
kur'an-i kerimin ma'nasi 23, 43, (45), 260, 389, 390, 

449, 462, 464, 469, 471 , 475, 487, 544. 
kur'an-i kerimi yazmak 44, 47, 723, 726, (1158), 

1161, 1173, 1196. 
kurban adamak 325, 326, (332). 
kurban hayvani (326), 327. 
kurban kesmek 54, 222, 323, (324), 325, 326, 332, 

339, 343, 345, 346, 829, 1123. 
kurbet(19), 161, 449, (702), 722, 861 , 1010. 



kureviyyin universitesi [ilk universite] 532. 

kureys dili (43), 47. 

kureys kabilesi 420, 1067, 1101, 1124,(1128). 

kurtulus yolu 22, 60, 95, (100), 482. 

kus yuvasi bozmak (247). 

kusluknemazi(111), 179,201, 1186. 

kutb-i aktab (909), 1064. 

kutb-i irsad (909), 1064, 1145. 

kutb-i medar 486, (909). 

kutub(909), 1064. 

kutublarda ibadet vakti (315). 

kubrevi tarikati 1074, (1087), 1154, 1163. 

kufr alameti (52), 66, 70, 94, 21 2, 241 , 370. 

kufr tmamn ziddidir 23, (776), 1 1 72. 

kufr nedir? (17), 54, 67, 78, 252, (408), 467, 483, 
537, 578, 907, 955, 957, 1000. 

kufr-i hiikmi (53), 232, 770, 897. 

kiifre sebeb olan seyler 1 8, 23, 24, 30, 36, 47, 52, 54, 
58, (59), 64, 65, (67), 81 , 94, 1 1 9, 1 20, 21 1 , 21 2, 
232, 233, 239, 252, 290, 334, 335, 336, 348, 
355, 363, 365, (408), 411, 413, 429, 432, 434, 
435, 436, 472, 484, 485, 486, 507, 516, 543, 
578, 579, 598, 603, 611, (612), 623, 626, 723, 
731, 735, 739, 743, 769, 770, 778, 782, 852, 
877, 887, 943, 1000, 1004, 1019, 1053. 

kufrun cezasi 40, 54, 58, (67), 103,107,519, (520). 

kufv 21 1,567, (573), 899. 

kumun ve buruz (85). 

kurdler (377), 489. 

kurkgiymek 164, (593). 

kursiyyi ilahi (915). 

kutub-i sitte 407, (423), 486. 

kvant parcaciklan 548, 976. 



La havle okumak 207, 684, (741), 785, 993. 

la'b [oyun] 546, (601), 637, 721 , 725, 782. 

Iaftasimak107, 115,782,(1014). 

lahd kazmak1004, (1005). 

lahorsehri852, 1067, 1167. 

lakit (sokakda bulunan bebek) (591). 

laleli cami'i 1153, 1168. 

la'net etmek 383, 512, (513). 

Iattfe(84), 918, 924. 

lazer su'alan (559). 

lavazye teorisi (539), 968. 

lehv 546, (602), 637, 721, 782. 

les 80, (153), 154, 155, 156, 159, 327, 610, 613, 618, 

619, 630, 636, (809), 898. 
levh-il mahfuz 3, 23, 43, 352, (698), 699, 964. 
levlake-levlak (33), 450, 955. 
li'an (584). 

liberal iktisad sistemi (792), 1069, 1126. 
li-ilafi suresi (291). 
limmiyolu ile anlama (103). 
lipoid maddeler 654, 673. 
Use ne demekdir? 1 078. 
livata (140), 141 , 357, 880, 885, 887. 
liva (bayrak) (52), 379. 
logaritma hesablan 170, 1150. 
lohusahk (139), 781,998. 
lokman hakimin nasihati (99), 1130. 
Lozan sulhunun gizli maddeleri 484. 
lokositler 561, 977. 
losemi hastahgi 977. 

Iukata(yerde bulunan) (310), 780,817,877, 1011. 
luzumsuz seyleri sormamah (740). 

-M- 

Madde nedir? (546), 735, 755, 759, 968, (971), 

1041, 1130. 
maddenin ash 1 01 , 41 2, 944, (945), 946, 968, 1 042. 
maddenin enerjiye dbnusmesi (539), 554, 968, 1042. 



1233 



Se'adet-i Ebediyye 3-F:78 



maddtciler 22, 27, 540, (758), 760, 962. 
mahalle cami'i (251). 
mahkemede da'va nasil acilir? (883). 
mahluklarin hakikati 24, 101, 755, 925, 943, 944, 

(947). 
mahrem olan kadinlar 167, 307, (569), 590, 602. 
ma-i can (160). 
maide suresi 969. 
makam sahibi olmak 99. 
makamat-i asere (938), 939, 1 189. 
mal kotii degildir 30, 77, (641), 1057, 1094. 
malaya'n?282, (384), 480. 
malazgirt muharebesi 533. 
mal-i habis (96), 292, 303, (611), 613, 629. 
maliki mezhebi 50, 101, 122, 123, 124, 126, 128, 

130, 132, 135, 136, 140, (146), 151, 153, 154, 

(158), 159, 166, 170, 172, 178, 211, 221, 223, 

228, 253, 271, 288, 296, 299, 303, 322, 323, 

336, 341, 570, 581, 582, 583, 584, 604, 619, 

825, 844, 872, 881 , (889), 1 001 , 1 1 33. 
maliki mezhebini taklid 125, 130, 135, 136, 145, 

(146), 147, (158), 233, 825. 
maliye bakanligi 1131. 
mantik ilmi 637, (759). 
maraz-i mevt 693, (816), 988,989, 1028. 
margarin yagi 657. 
marko pasa 1 133. 
ma'rifet 94, (749), 761 , 766, 767, (909), 936, 956, 

1052, 1054, 1056, 1169. 
maronT denilen hiristiyanlar 490. 
ma'ruf nedir (90). 
ma'siyyet (19), 702. 
ma-siva 78, 764, (924), 949. 
masonlar (25), 35, 94, 147, 41 1 , 461 , 503, 533, 604, 

887, 967, (1043), 1059, 1140, 1143, 1159, 1197. 
masonlarin islam dusmanligi (25), 531, 969. 
matba'a acilmasi (542), 1119. 
matem tutmak 356, 1004, (1005), 1111. 
ma-turid? mezhebi 439, 490, 491 , (701), 702. 
mavera-unnehr (431), 1034. 
mavera-unnehr alimleri (921), 1034. 
maymun ve insan 75, (540), 541. 
mazmaza ve istinsak (122), 132, 262. 
meal, Kur'ana alimlerin verdigi ma'nalar (1208). 
mebde-i te'ayyun (95), 522. 
mebi' (794). 
mecnun icin Mac (992). 
mecusiler 240, 325, 366, 41 1 , (488), 528, 577, 578, 

736, 770, 901, 1043, 1084, (1195). 
medeniyyet nedir? (532), 792, 881, 882, 1248. 
medinenin bombalanmasi (1060). 
medyum (rdhlara vasita olan) (84). 
mehdi62, 63, (1134). 

mehr parasi 288, 295, (568), 571 , 585, 839, 991 , 1 028. 
Mekkenin fethi 507. 

mekke sehri 267, 345, 346, 347, (348), 378, 379, 612. 
mekr-i ilah! (31), 698. 
mekruh islememek icin sunnet terk edilir (157), 244, 

(254), 275, 277, 730. 
mekruh nedir? (18), 157, 216, 230, (236), 259, 261, 

596,635, 1002. 
mekruh satislar (813). 
mektubla sbzlesme (573), 798. 
melamfler (486), 499. 
melekler 26, 27, (58), 85, (106), 21 0, 335, 543, 633, 

735, 738, 743, 848, 989, 991, 1069. 
meleklere inanmak 58, 85, (106), 704, 735. 
mendub123, (240). 
menn denilen olcek (323). 
merhale denilen olcii (221), 222. 
merhamet-i ilahiyye 4, 31, (98), 102,212,338,387, 

479, 531, 846, (910), 917, 949, 991. 



meryem ana ayazmasi (875). 

mesbukun nemazi 233, (255). 

mescid-i aksa (246), 1082, 1172, 1194. 

mescid-i nebi (246), 348, 349, 369, 1004, 1010. 

mescid-il-haram 241, (246), 252, 345, (347). 

mescidin yeri degisdirilemez 862. 

mest iizerine mesh (128), 129, 130, 253. 

mesakkat ne demekdir? 144, (147). 

mesveret sunnetdir 94, (506). 

met'afizik (402), 563. 

metres hayati 387, (599). 

mevdu' hadis 82, (417), 418, 419 423, 442, 1015. 

mevki' sahibi olmak 99. 

mevkuf satis (814). 

mevlevfler (732), 1087, 1188. 

mevlid kandili (352), 378, 1095. 

mevlid okumak 100, 164, 246, 334, 378, 386, 398, 

432, (459), 602, 609, 720, 721, 728, 731, 776, 

813,873, 1006, 1070, 1173. 
mevlid okutmak cok sevabdir (459). 
meyyitden yardim istemek 338, (449), 450, 455, 

(456), (457), 459, 460, 475, 477, 479, 480, 1008, 

1014, 1052, 1134. 
meyyit icin dua 427, 1005,(1008), 1009, 1018. 
meyyit icin iskat (1019). 

meyyit icin ibadet293, 477, 872, 1000, 1008, (1023). 
meyyit icin matem 356, 1 004, 1 005, 1111. 
meyyit icin sadaka (452), 477, 613, 1001, 1005, 

1006, 1008, 1018. 
meyyite hizmet 307, 427, 455, (475), 477, 873, 

(990), 994, 1000, 1009, 1010, 1011. 
meyyitin borclan901, 989, (991), 1020, 1029. 
meyyitin ciirumesi 998, (1003). 
meyyitin isitmesi (456), 478, 1008, 1010, 1014, 1015. 
mezar tasina yazi (1005). 
mezarlara adak 333, 398, (449), 479, 778. 
mezar topragim bpmek 
mezheb degisdirmek (148), 889. 
mezheb taklidi 71, 72, 125, 130, (134), 136, 145, 

(147), 148, 159, 172, 223, 397, 445, 464, (468), 

469, 470, 581, 582, 602, 604, 825, 843, 882, 

889,901. 
mezhebler49, 50, 136, 145, 147, 272, 323, 324, 408, 

(437), 463, (464), 465, 466, 471 , 492. 
mezhebleri telfik caiz degildir 72, 135, 136, 468, 

(470), 602, 604, (843), 889, 1061. 
mezhebsizler 143, 244, 252, 302, 310, 315, 466, 470, 

472, 490, (491), 492, 494, 496, (499), 621, 887, 

1013, 1054, 1115, 1179. 
mi'de hastaligi (660), 661 , 662. 
midye yimek haramdir (619). 
mihrab nedir? (238). 
mihrican gunii 314, (770). 
mikat denilen yerler 341, 342, (343), 344. 
mikrop 433, 626, 693, (981). 
milolcusii 149, 151,(221), 222. 
miladiyili hicriye cevirmek (358). 
milletleri idare edenler 27, (67), 952. 
mina denilen yer (345), 346. 
minare (204). 

minarelerde kandil yakilmasi (204), 334, 1135. 
minarelerde mahya kurulmasi (1092). 
minarelerde salat okunmasi (204). 
minber-i nebevT (267). 
mini etek modasi (1097). 
mi'rac mu'cizesi 1 05, (353), 379, 420, 1 1 39. 
mi'rac gecesi 21 0, 224, (352), 364, 381 , 420, 1 1 06, 

1187. 
miras taksimi 97, 591, 611, 613, 816, 839, 901, 

1023, (1025), (1030). 
miri topraklar304, (305), 536, 1028. 
miska kullanmak 125, 740, (741), (783), 873. 



1234- 



miskal denilen agirhk 123, 154, 295, (569), 686, 

796,881. 
miskin kime denir (307). 

misvak kullanmak (124), (142), 262, 266, 375, 630. 
misyonerteskilati 460, (490), 492, 527, 535. 
mizan hakdir 23, (58), 762. 
mizmar70, (168), 247. 
mizya'=radyo dinlemek 206, 722, (730). 
modaya uymak 67, 1 1 3, 364, (533), 534, 805. 
molekul 432, 547, (974). 
molla celebT cami'i 1191. 
monazit minerali 559. 
monofisiye inanci (490), 1089. 
mu'amelat (159), 172, 438. 

mu'amelatda bir kisiye inanilir (159), 1 72, 619, 622. 
mu'amele ile satis (827), 844. 
mubah nedir? (18), 19, 20, 30, 51 , 67, 96, 409, 428, 

594, 609, 615, 618, 626, 631, 634, 636, 647, 

727,818. 
mubarek geceler (352). 

mubarek yazilan ve resmleri yere sermemeli (239). 
mu'cize 43, 371 , 383, 478, 71 7, (747), 752,1151, 

1166, 1186, 1192. 
mufavada (mijsavat) ortakligi (866). 
muhabbet 32, 53, 78, 92, 95, 119, 364, (716), 764, 

765, 767, 890, 936, 938, 952, 960, 961, 1050. 
muhacirin-i kiram 400, (506), 621. 
muhammed aleyhisselam beyaz idi 33, (375), (1139). 
muhammed aleyhisselam habibullahdir (33), 354, 

378,450,956,(1139). 
muhammed aleyhisselam misk kokardi (374), 384. 
muhammed aleyhisselam resOlullahdir 41 , 57, 353, 

(370), 379, 531, 1043,(1139). 
muhammed aleyhisselama salevat okumak (382). 
muhammed aleyhisselama uymak 1 7, 21 , 23, 24, 32, 

33, 39, 43, (53), 69, 90, 92, 94, 287, 382, 747, 754, 

909,957, 1051. 
muhammed aleyhisselamm ahlaki 33, (383), 384, 

1139, 1140. 
muhammed aleyhisselamm ana ve babalan 375, 

(386), 387, 388, 389, 390, 391, 1069, 1077, 1123. 
muhammed aleyhisselam hatem-ul enbiyadir 45, 

(106), 352. 
muhammed aleyhisselamm hayati 32, 33, (374), 

375, 376, 377, 383, 1114, 1139. 
muhammed aleyhisselamm nuru 375, 376, (386), 

387, 1069, 1140, 1157. 
muhammed aleyhisselamm ta'ziye mektubu. (1017). 
muhammed aleyhisselam ummi idi 33, 382, (1 140). 
muhammed aleyhisselamm cocuklan 380, 1118, 

(1139). 
muhammed aleyhisselamm zevceleri 349, (380), 

381 , 952, 1 1 03, 1 1 39, 1 1 69, 1 1 86, 1 1 96. 
muhammed pasa cami'i 1 1 72. 
muharrem ayi 314, (355), 375. 
muhasebe (94). 
muhtariyye firkasi (61). 
mukaddes kitablar81, (327), 724, 1130. 
mukallidin bilgisi delil-i ser'Tolamaz 148, 268, (269), 

279, 470, (471), 586. 
mukarrebler 420, 610, (913), 921 . 
mukayada satisi (795), 798, 802, 855. 
mukim olmak 128, (222), 255. 
mum adamak (333), 334. 
murabitin devleti (532). 
murad hasil olmak icin (780), 784. 
murad pasa cami'i 1 1 00. 
murakabe 765, 91 2, (966), 1 01 6, 1 034, 1 1 47. 
mushaf [mishaf] (44), 125, 127, 142, 242, 243, 336, 

365, 726, 728. 
mushafa [mishafa] saygi 3, 36, 98, 125, 127, 140, 

142, 217, 242, 243, 246, 365, (726), 728, 729, 

996, 1009, 1012. 



musikT 90, 233, 357, 432, (718), 732, 782, 872, 908. 
muska [miska] tasimak 125, 740, (783), 873. 
muska [miska] yazmak 740, 770, (784), 873. 
mutegazasi 1085, 1104, (1195). 
mu'tezile sapik firkasi 55, 56, 66, 161, (409), 420, 

433, 448, 477, 497, 701, 729, 735, 747, 928, 

969, 1194. 
muvahhidin devleti (532). 
muzare'a ortakligi 819, 860, (868). 
miibahele ayet-i kerimesi (369). 
mucahede 636, 748, (933), 938, 955, 961 , 1 1 69. 
mUceddidlei-51, (120), 1051. 
miicessime firkasi (409), 486, 494, 753, 1 102. 
muctehid 16, 23, 48, 49, (50), 120, 145, 169, 302, 

415, 423, (444), 464, 470, 471, 492, 493, 586, 

631,633,634, 1051, 1102, 1147, 1175. 
muctehide uymak lazimdir 49, (50), 72, 120, 145, 

269, 279, 586. 
mud denilen olcek (133), 323, 516. 
miidahene haramdir (398). 
mijdaracaizdir398, 998. 
mudarebe ortakligi 860, (867). 
miiekked siinnetler (52), 263, 357. 
miiezzinlerin bagirmasi (204), 219. 
mufti kime denir? (119), 120, 394, 444. 
muhendis mektebi 1 1 68. 
miihr-i suleyman 783. 

miikellef olmak 163, 210, 292, 322, 881, 988, (1021). 
muleffik(135), 602, 843. 
miilessimin devleti (532). 
miilhid 94, 288, 408, (463), 473, 487,1116. 
mulk-i habis (96), 292, (303), 611,61 3, 629. 
mulkiyyet hakki 159, 292, 303, 523, 534, (535), 611, 

612, 792, 799, 809, 817, 818, 870, 1028. 
mii'min kime denir? (17), 435, (1043), 1140. 
mij'minin alameti (18), 111, 210, 382, (408), 410, 

603,695, 1121, 1140. 
mij'minin artigi 161, (420). 
mij'minin kalbini kirmak 970. 
munacat (713), 1038. 
munafiklar (92), 210, 265, 290, 596, 678, 728, 883, 

(1044), 1073, 1121, 1165. 
munakasa etmemelidir 91, 167, (267), 343, 398, 

590,596, 740, (1062), 1170. 
munker (90). 

munker ve nekir 57, 73, (107), 762, 1007. 
murahik cocuk (226), 227, 340. 
murcie firkasi (66). 
mureyst' gazvesi 1088. 
mursid (78), 96, 743, (952), 1051. 
murted kime denir? (24), 141, 435, 436, 445, 612, 

1004, (1051). 
murtedler 24, 67, 94, 211, 274, 404, (436), 438, 

570, 577, 612, 619, 622, 837, 856, 861, 890, 

1027, 1033, 1044,(1051). 
murur-i zemana kalan da'valar (884). 
muruvvet (640), 891. 
musafeha 167, (363), 364, 383. 
musafir nemazi 206, (221), 222, 224, 256, 261 . 
musafir olmak 128, (221), 319, 321, 322, 365, 779. 
musafirin su aramasi (151). 
muskirat 627, (632). 
miJsliman calisir 10, 24, 25, 29, 36, 37, (39), 40, 42, 

47, 445, 607, 618, 641, (645), 646, 682, 696, 

772, 788, (790), 805, 849, 851 , 1 01 8. 
musliman cocuklan 26, (35). 
miJsliman yasadigi memleketde hukumete isyan et- 

mez 28, (397), 438, 574, 595, (842), 890, 1 1 70. 
miJsliman kadini (163), 165, 166, 202, 249, 565, 

570, 578, 585, 593, (598), 599. 
miJsliman kime denir? 17, (18), 21, 63, 103, (408), 

430, 486, 579, 612, 691, 766, 768, 769, 778, 

1043, 1048, 1086, 1140. 



1235 



musliman olmak icin 21 , 36, 37, 38, 39, 63, 78, 99, 
109, 111, 115, 290, 292, 311, 373, 385, 414, 
433, 434, (445), 530, 572, 577, 579, 604, 691, 
769, 778, 785, 994, 1001, 1048, 1056. 

musliman temiz olur 20, 71 , (989). 

miislimana hiisn-i zan olunur 29, (68), 98, 250, 61 0, 
779,959. 

muslimanin bes hakki (365). 

muslimanin birinci vazifesi 20, 22, (28), 35, 37, 69, 
98, (103), 109, (288), 382, 430, 480, (531), 538, 
546,579,615,754,805. 

muslimanin kiymeti 43, (99), 251, 534, 612, 618, 
(787). 

muslimana eziyyet edenler 19,26,27,35, (36), 38, 
65, 94, 212, 245, 252, 262, 357, 430, (525), 535, 
612, 641, 751, 782, 841, (885), 886, 887, 890, 
1088, 1107, 1144, 1174. 

muslimanlann parcalanmasi 401. 

musta'melsu141,'(155), 160, 161, 162,996. 

mustehab18, 121,(123), 133, 149,241,248,262, 
308, 326, 329, 363, 398, 594, 887, 1002. 

muste'min 439, (874), 875. 

musebbihe firkasi (66), 486. 

musrik kimdir 71, 76, (327), 372, 410, (411), 452, 
475, 529, 570, 628, 907, 967, 1 043, 1 044, 1 1 71 . 

musrik pisdir 29, (71), 72, 529, 610. 

muvakkit efendiler (193). 

mut'a nikahi (575), 880. 

mutesabihat 48, 389, (754), 913, 925, 940, 962. 

muzdelife denilen yer 344, (346). 

muzik 90, 233, 432, (718), 731 , 732, 782, 908. 

-N- 

Nabz atmasi 976. 

nafaka295, 300, (588), 589, 590, 591, 592, 593, 618, 

647, 789, 850, 899, 901, 997, 1023. 
nafile hac ve bmre 111, (348), 351 . 
nafile ibadet (52), 64, 111, 278, 279, 280, 281, 

(282), 283, 314, 324, 341, 348, 351, 356, 357, 

887. 
nafile nemaz 111, (202), 222, 224, 227, 252, 254, 

258, 273, 278, 279, 280, (282), 449, 477. 
nakliilmler25, 41,(413), 543, 1043. 
nakl-i sada (724). 

naksi kadem-i neb? (769), 1062, 1092. 
na'leyn ile nemaz kilmak 236, (237), 245, 265. 
nasara (42), 63, 262, 265, 41 1 . 
nasihat kime verilir? 90, (398), 437, 699, 885, 888, 

959. 
nasihat nasil olmah 14, 96, (398), 959. 
nasihatlann birincisi (115), (288), 430, 480, 754, 

775. 
nas olunca ictihad yapilmaz 48, 67, 93, (252), 393, 

492, 757. 
nautilus deniz altisi 558. 
nazar degmesi (783), 784, 785, 993. 
nazariyye (81). 
nebi ne demekdir (18). 
necaset iki durludur (154). 

necasetden taharet 122, (153), 154, 155, 156, 232. 
neccariyye firkasi (66). 
necdi firkasi (401). 
nefse uymak (31), 32, 77, 99, 168, 210, 279, 428, 

470, (530), 565, 731, 747, 938, 1050, 1057. 
nefs-i emmare (31), 32, 109, 113, (428), 429, (529), 

530, 647, 730, 755, 949, 1057. 
nefsi natika(754), 917, 950. 

nefsin itmi'nani 53, 521, 908, (918), 924, 949, 950. 
nefsin tasfiyesi 40, 748, 765, 939, (1 056), 1 1 66. 
nefsin tezkiyesi 401,918, 924, (939), 1 050, 1 1 66. 
nehavend zaferi 1 126. 
nehy-i anil munker28, 35, (89), (90), 94, 95, 96, 165, 



259, 398, 437. 
nemaz dtnin diregidir (109), 118, 212, 283, (287), 

848. 
nemaz farz-i ayndir 63, 98, (118), 121, 210, 212, 272, 

768. 
nemaz icin iskat 274, (1019). 
nemaz icindeki sunnetler daha kiymetlidir (277). 
nemaz kilmamak bijyuk giinahdir 64, 98, 111, 118, 

210, (276), 284, 357, 430, 989. 
nemaz mii'minin mi'racidir 119, 287, (768), 902, 

956. 
nemaz nasil kihnir 121 , (214), 251 , 252, 289, 780. 
nemaz rek'atlan (121), 254, 255, 471. 
nemazdan sonra dua 70, 1 1 1 , 21 8, (219), 892. 
nemazdan sonra secde etmek (230). 
nemazdan sonra tesbih okumak 70, (218), 219. 
nemazaehemmiyyet vermiyenler 63, 98, 119, (211), 

212, 217, 280, 284, 289, 357, 430. 
nemazda abdestin bozulmasi (127), (232), 253. 
nemazda gulmek (127). 
nemazda otururken parmak kaldirmak 218, (267), 

268,269,270,271, 1147. 
nemazda sasirmak (227). 
nemazi bozan seyler 1 08, 153, 207, (231), 232, 233, 

234, 235, 238, 253. 
nemazi bozmaga ozr 110, 237, (242), 253, 254. 
nemazi en iyi elbise ile kilmah 1 12, (217). 
nemazi gecikdirmege ozr 138, 1 72, 272. 
nemazin farzlan (122), 214, 260. 
nemazin hakikati 119, (768), 942, 943, 950, 965, 

(966). 
nemazin ehemmiyyeti 98, (210), 713, 768. 
nemazin mekruhlan 163, 216, (236), 237, 238, 239, 

240,241,260. 
nemazin sunnetleri 163, 214, (240), 277. 
nemazin vacibleri (227), 288. 
nemaz kilanin oniinden gecmek (235), 252. 
nemaz vaktleri (175), 176, 177, 180, 186, 190, 202. 
nemazlan cem' etmek 147, (172), (203), 223, 271. 
Nemce, Macaristanin eski ismidir. 
nemime [laftasimak] haramdir (115), 1014. 
neptiiniin ma'deni 555. 

nesh ne demekdir 1 8, (57), 72, 389, 471 , 770. 
nesli sah cami'i 1167. 
nesturt firkasi 1155. 
nesuhT tekkesi mescidi 1103. 
nevadir haberleri (268), 269, 578. 
nevruz gunu 53, 314, 503, 769, (770), 778, 1086. 
newton prensibi 539. 

neycalmak602,721, (732), 733, 767, 1085. 
nezr 282, 322, 325, (330), 332, 449, 479, 778, 819, 

898. 
nisf fadla zemani (191). 
nisfiinnehar 172, (177), 182, 199. 
nifas 132, 136, (139), 140, 320, 345. 
nikah 122, 246, (564), 565, 566, 567, 568, 570, 572, 

574, 575, 820, 900. 
nikah icin vekil (566), 567, 573, 574. 
nikahi caiz olmiyanlar 1 67, 364, 462, (569), 586. 
nikahm bozulmasi 159, 167, 435, 436, (567), 570, 

572, 578, 579, 587. 
nikahlanmada kufv olmak 21 1 , 573. 
nikar ne demekdir 91 . 
nikotin 635, 978, 985. 
ni'met-i ilahiyye 5, 6, 30, 289, 641, 1048. 
nisab mikdan 292, 298, 303, 306, 322, 324. 
nisan yiizugu 622. 
nisanci cami'i 1 156. 
nitrik asid (kezzab) 688. 

niyyet kalb ile olur 52, 123, (214), (215), 253, 293. 
niyyetin ehemmiyyeti 19, 20, 111, 123, 135, 149, 

150, 214, 215, 250, 258, 263, 282, 284, 290, 



1236 



292, 325, 339, 357, 477, 594, 610, 617, 638, 

842, 847. 
niyyet kuyusu 1 190. 
niyyet etmekle mulk gitmez 691 . 
noel gecesi 42, 53, 355, 761 , 769, 778, 1 1 28. 
nokta-i cevvale (926), 945. 
notron 554, 555, 556, 560, 561 , 973. 
nuh "aleyhisselam" tufani 26, 81, 83, 356, 1157. 
nur 939, 941 , 1 009, 1 049, 1 051 , 1 052, 1 053, 1 054, 

1140, 1145. 
nur-i osmaniyye cami'i 1159, 1161 . 
nusayrfler 98, 327, 1116. 
nusratiyye cami'i 1131. 
nukleer enerji 556, 558, 561 . 
nukleon 560. 



Oglanlara bakmak 163, (164). 

oguz turkleri (533), 1157. 

ok meydani cami'i 1100. 

oksidlenme 432, 548, 981 . 

oniki imam (62), 919, 1084, 1087, 11 11, 1143, 1162. 

onlatife(917), 924. 

organ nakli 593, 618, (699), 1050. 

ortaklik 536, 818, (865). 

ortodoks kilisesi 1137. 

oruc bozmak icin ozr 140, 222, 319, 320, (594), 

1023. 
oruc kazasi 319, (320). 
oruc keffareti 272, 314, (320), 332, 1022. 
oruc nasil tutulur 198, (314), 429. 
oruc tutanlara kolaylik gbsterenler 313, (314), 751. 
oruc tutmak farzdir 63, (313), 314. 
orucu bozanlar 39, (317), 318. 
orucu bozmayan seyler (318). 
orucun cesidleri (314). 

orucun ehemmiyyeti 92, 99, 1 1 1 , (313), 320, 779. 
osman aga cami'i 1 158. 
osmanlilar 22, 28, 302, 305, 460, 461, 492, (533), 

534, 574, 595, 604, 621, 622, 1060, (1159). 
osmanlilarda ilk takvtm 31 6. 
osmanli turkleri 460, 463, 532, 1059, 1143, 1144, 

1149,(1159). 
otobusde nemaz (223). 
otobusde yer ayirmak (246). 
oturarak nemaz (215). 
otuziicfarz18, (121). 
oyunla vakt gecirmemeli (118), 365, 438, 546, (601), 

(602), 614, 637, 769. 



Odem [su toplanmasi] 652, 657, (670). 
odeme senedi (134), 300, 796, 805, (824), 832. 
odiinc vermek 1 34, 294, 572, 645, 801 , (824), 825, 

827, (828), 837, 844, 846, 852, 857, 858. 
oglenemazi 121, (177), 182. 
ogrenmesi lazim olan bilgiler 25, 51 , 339, 365, (413), 

616,886. 
ogrenmesi lazim olmiyan seyler 414, (740). 
6gunmek20, (594), 614, 620, 1005. 
olcii birimleri 222, 296, (323), 881. 
olmek ne demekdir 80, 88, 89, 455, 479, 480, (988), 

1014, 1018. 
oluden yardim istemek 85, 338, (448), (450), 451, 

456, 457, 459, 460, 476, 477, 478, 1014, 1015, 

1052, 1134. 
old icin adak 332, 398, (449), 778. 
olu icin aglamak 479, (1012). 
olule'ri yakmak haramdir 455, (1001), 1004, 1011, 

1131. 
olulere yardim 308, 427, 455, (475), 478, 852, 872, 

991,994, 1000, 1008, 1009, 1010, 1011, 1018. 



oliim hastaligi 693, 816, 989, (990). 

olum isinlan 974. 

olume'hazirhk 98, 477, 695, (988), 989. 

6mr98, 312, (699), 784. 

omre sunnetdir 111, (339), 351 . 

orf ve adet 28. 

bzr ne demekdir? (130), 172, 264, 274, 276. 

ozr sahibi olmak 126, (130), 137, 148, 233, 249. 

-P- 

Paleontoloji (541). 

panteizm=vahdet-i vucud 92, 93, 94, 768, 935, 

(943), 944, 947, 959. 
papa 534, 1108, 1189. 
papaslar27, 45, 238, 532, 564, 1019. 
para bozdurmak (815), 827, 854, 855. 
para cesidleri 296, (802), 824. 
para karsiligi ibadet 340, 783, (872), 873, 1023. 
parada resm, yazi 142, (729), 802. 
parayi halal yere harcetmeli 99, (118), 787. 
parmak izi (700). 

parmakla selamlasmak (365), 366. 
pasabagce incirlikoy cami'i 1153. 
patrona halil vak'asi 1119. 
pazarlik etmek 341 , 843, (846). 
pazartekkesi mescidi 1087, 1100. 
pekmez 625. 
penicilin ilaci 667, 690. 
perhiz etmek (652), 660, 661 , 992. 
peruk (takma sac) (593). 
peygamber gelmesi ni'metdir 23, 31, 34, 41, 92, 

(102), 106, 290, 480, 481, (681), 729, 762, 907, 

955, 956. 
peygamber yanilabilir 48, (505), 506. 
peygamberimizin "aleyhisselam" sefa'ati 38, 58, 

(476), 479, 910. 
peygamberimizin yolu 49, (50). 
peygamberler haram olacak birseyi yapmaz (71), 

946, 1188. 
peygamberlere inanmak 40, 57, 58, 63, 95, 106, 

481 , (482). 
peygamberlik 18, 41, (481), 486, 748, 750, 760. 
pil nedir 556. 

piramidon ilaci kanser yapmakdadir 626. 
piyango cekmek (614), 813, 858. 
plak ile ezan (206). 
Plutonium bombasi 561. 
Plutonium ma'deni 556, 557, 561. 
polaris denizaltisi 558, 562. 
polaris fiizesi 562. 
police 833, 860. 
pragmatizm (27), 1189. 
prezervatif kullanmak 141, 781 . 
prostat hastaligi 126, (670). 
proteinler688, 980. 
proton 554, 560, 973, 1138. 
protoplazma 975. 

pusulailekibleta'yini25, (171), 172, 183. 
puta tapanlar 66, 238, 411, 431, 452, (462), 476, 

479, 483, (529), 570, 628, 728, 736, 737, 769, 

907, 1044, 1151, 1157, 1166. 



Rabita 113, 457, (904), (922), 1050, (1053), 1055, 

1057, 1184. 
(rabitat-ul-alem-il-islamiyye) merkezi (471), 1176. 
rad olcu birimi 559. 
radar (551), 562. 
radium ma'deni 559. 
radyoaktiflik saati 80. 
radyo aktivite (549), 550, 556, 559, 560, 1 042, 1 1 62. 



1237 



radyo izotoplar 557. 

radyo dinlemek 100, 605, 724, (725). 

radyoda kur'an-i kerim, ezan 168, 204, 206, 246, 

247, 337, 726, (728), 776. 
rahib 564. 

rahmet melekleri 240, (989). 
rahmet-i ilahiyye 32, (107), 212, 324, 357, (465), 682, 

1035, 1062. 
raki icmek haramdir 154, (624), 626. 
raks etmek 90, 627, (732), 733, 769, 904, 1085. 
ramezan nasil baslar 172, (314), 315, 360. 
ramezamn kiymeti (313), 315, 321. 
rasadhane 1 150. 
rasyonel ilmler (413). 
rasid tarThi 1 191 . 

ravda-i mutahhera 267, (348), 1016. 
reaktbr 555, 556, 557. 
receb ayi (355), 357, 359, 375, 376, 420. 
receb ayinin ilk cum'asi (355), 357, 375. 
reformcular 25, 37, (66), 70, 142, 252, 310, 414, 463, 

466, 491 , (776), 861 , 864, 887, 1 043, 1 1 05, 1 1 1 6, 

1136, 1140, 1160, 1170. 
regaib kandili 253, (355), 357, 375. 
rehn 825, 834, (853), 857. 
rek'at (nemaz rek'ati) (121), 253, 254. 
renkli elbise giymek (594). 
resm bulunan ev 132, 238, 239, (240), 990. 
resm yapmak 168, (239), 769. 
resmli elbise giymek 238, 239. 
resul ne demekdir (18). 
resule tabi' olmak 21, 34, 40, 43, (52), 53, 92, 95, 

407, 470, 471, 481, 603, 747, 754, 762, 788, 

955, 1111. 
resuliler119, (532), 729. 
resulullahin bayragi 379. 
resulullahi ziyaret (348), 380, 457, 458, 476. 
resulullahin dedeleri 375, (386), 388, 390, 740, 

1067, 1068, 1069, 1101, 1118, 1123, 1124, 1127, 

1128, 1133, 1139, 1151, 1157. 
resulullahin cocuklan 380, (1064), 1118, 1126. 
resulullahin kagid istemeleri 505, (506), 507. 
resulullahin papaslara cevabi (370). 
resid olmak (899). 
revatib sunnetler (263), 284. 
rezonans enerjisi 555. 
rida (586). 

ntl denilen olcij birimi (133), 323, 516. 
nzk ezelde ayrilmisdir 30, 433, (687), 787, 791 , 805. 
nzk gbkden iner 74, (688), 1 042, 1 1 51 . 
nfai tankati (1087). 
riya 101, 240, 339, 365, (645), 735, (778), 885, 890, 

1001, 1049. 
riyazet cekmek 647, (748), 749, 765, 770, 933, 938, 

955,961, 1169, 1185. 
robot 558, 987. 
roket 552, 558, 562. 
roma felsefesi 758, (761). 
rontgen isinlan (550), 974, 1138. 
rub'i daire (187), 188, 190, 198, 199, 203, 1245. 
ruh nakli (84), 85. 

ruh nedir? 85, 87, 455, 480, 91 7, (929), 1 1 83. 
ruhaniler27, (740). 
ruhlar tecessiim eder 84, 354, 459, 480, 739, (745), 

957,(1016), 1182. 
ruhlardan yardim 84, 85, 395, 421, 454, (459), (480), 

739, 745, (922), 957, 993, 1016, (1052), 1081, 1134. 
ruhsatla hareket (72), 426, 843. 
ruhun fenasi (918). 
mhun gidasi 71 8, 731 , (732). 
ruhun hastaligi 96, (720). 
rukye (783), 873. 
rumlar 1190. 



rumatizma hastaligi (663), 692. 

rumeli hisari ve cami'i 1099. 

rumeli kavagi cami'i 1103. 

ruslann tiirkistani isgali 388. 

riikn(122), (228), 233, 347. 

rukij' (216), 235, 241 , 255, 287, 288, 289, 365, 780. 

riisvet340, 611, (615), 616, 630, 727. 

rii'ya nedir 87, (88), 989. 

ru'yaya guvenmemeli (87), 88, 89, 93, 467, 1000, 

1052. 
rii'yet (757), 927, 928. 

-S- 

Saat ayarlamasi 189. 

saat farklan 188. 

saat makinalan 184, (188), 1107. 

sa' denilen olcek 133, 303, (323), 337, 1022. 

sabah-aksam duasi (111), 436. 

sabah nemazi (176), 194, 202, 273, 275, 276, 281, 284. 

sabikun [sabiklar] 531, (913). 

sabr36, 313, 426, 645, 690, 1007,(1017), 1034. 

sac boyamak 375, 594. 

sac dbkiilmesi (674). 

sadaka vermek 19, 96, 245, 303, 307, (309), 345, 

356, 384, 449, 589, 600, 607, (641), 644, 652, 

794,837, 838, 845,878, 1197. 
sadaka istemek245, (309), 613. 
sadaka sevabi 97, 98, 101, 308, 325, 607, 613, 

(641), 644, 840. 
sadaka vermiyenler (211). 
sadaka-i fitr 298, 307, (322). 
sa'ditarikati (1087). 
sagdan baslamahdir 248, 648, (738). 
sahurvakti 198, (316), 319. 
sahv hali (958). 
sa'id olanlar (680). 
saime zekat hayvani 299, (306), 307. 
saint pierre kilisesi 1108. 
sakal boyamak (263), 375, 594. 
sakal trasi 249, (262), (263), 264, 286, 326, 375, 454. 
sakiz cignemek (142), 319. 
salihler (78), 118, 476, 608, 610, 636, 743, 1008, 

(1051). 
salik (87), 51 5, 51 7, 91 1 , 91 2, 929, (933), 949, 955, 

1134. 
sallanan disleri baglamak 133, (143), 144. 
san'at edinmeli 534, 595, (786), 788, 847, 848. 
sandalyada oturarak nemaz kilmak caiz degildir 

(274). 
sanem (put) 41 1 , (452), 529, 628. 
sapiklar66, 327, 445, (1043). 
sapma acisi (171). 

sar'a hastaligi 127, 620, 737, 740, (741), 998. 
sarf satisi (sarraflik) 299, 794, (814), 837, 855. 
sargi uzerine mesh 129, 135, (151), 253. 
sank sarmak 129, (217), 378. 
sarihk hastaligi (656), 666. 
sasant devleti 1 126. 
satmasi caiz olmiyan seyler 612, (808), 809, 810, 

811. 
sa'y yapmak 339, (344), 345. 
se'adete kavusmak icin 21 , 23, 28, 29, 30, 32, 34, 

37, 39, 43, 93, 95, 102, 107, (118), 287, 383, 

401, 528, (531), 762, 777, 792, 805, 849, 891, 

921, (1051), 1052. 
sebbiyye firkasi 61 , (488). 
sebebe yapismak lazimdir 73, 398, (432), 433, (451), 

456, 479, 519, 680, 683, 693, (696), 746, 784, 

(787), 993, 1015, 1042, 1054. 
secavend (234). 
secde (217), 218, 237, 239, 241, 254, 289, 364, 

768, 780. 
secde yerine yuksek sey koymamah 217, (218), 



1238 



237, 274. 
secde-i sehv 147, 202, 216, 224, (227), 255, 261 . 
secde-i siikr (230). 
secde-i t'ilavet 1 00, 1 03, 201 , 207, (229), 255, 724, 

1010, 1020. 
sedd-i ziilkarneyn 1123. 
sedef otu 634. 
sefahet (645), 762. 
sefer-der-vatan (937). 
seferi olmak 147, 172, (221), 225, 226, 293, 325, 

471,901. 
sefih kime denir? (645), 762, 813, 887, 899. 
sehervakti 118,219,(316). 
sekr hali (957), 958. 
seks bilgileri 731, (891), 892. 
selamlasmak 39, 91 , 21 9, (363), 364, 571 . 
selcuki devletleri 1074. 
selef-i salihin 47, 286, 309, (407), 408, 437, 490, 491 , 

492, 493, 495, 498, 766, 768, 1013, (1051). 
selefiyye (silfiyye) (408), (490), 491 , 494, 1117. 
selem satisi 794, 795, 800, 807, 814, (821), 856. 
selfmiyye kislasi ve cami'i 1168. 
semen (fiyat)97, (794), 797, 798, 800, 801, 802, 810, 

855. 
semud kavmi 1128, 1166. 
sene basimn hangi gun oldugu (358), 379. 
sene basinda tebriklesmek (355), 356. 
sened yazmak 572, 801 , (824), 829. 
serhend sehri Hindistandadir 1120. 
serhos olmak 125, 127, 141, 154, 249, 624, 626, 

(627), 879, 880, 881,998. 
serum 977. 
setr-i avret 35, 39, 122, 124, 125, 132, 157, (163), 

164, 263, 589, (593), 598, 604. 
sevab kazanmak 1 8, (20), 1 01 , 325, 357, 61 7, 1 048, 

(1049). 
sevab neye denir (18), 19, (702). 
sev'eteyn 127, 136, (165), 166, 604. 
sevk-i tab?'? (405), 646. 
sevmenin alameti 17, 30, 92, 427, 518, 519, 716, 

720, 764, 767, 949, 965, (1036), 1050, 1051. 
seyr-i afaki ve enfiis? 87, 522, (933), 934, 935, 936, 

938, 939. 
seyr-i fillah 522, (949). 
seyr-i ilallah 934, 939, (949). 
seyyidler 376, (377), 1 061 , 1 1 1 1 , 1 1 69, 1 1 71 , 1 1 81 . 
siddiklar 355, (609), 942, 1007. 
sifat-i selbiyye 55, (104). 
sifat-i siibutiyye 55, (103), 905. 
sigirzekati (306). 
sihhatli olmak 20. 

sikintidan kurtulmak icin 229, 427, (742), (784), 993. 
sila-i rahm 167, 302. 

sirat kbpriisii 3, 23, (58), 98, 1 07, 1 58, 21 1 , 762. 
sitma hastaligi 692, (695). 
sidre-tiil munteha 354, (420). 
sigara icmek54, 124, 125, 246, 598, (629), 646, 647, 

985, 986, 1093, 1097, 1102, 1106, 1123, 1127, 

1136, 1184. 
sigortacihk 309, (874). 
sth kafirleri 41 1 . 
sihr (buyu) 483, 739, 741 , (747), (748), (782), 783, 

784, (890), 908, (993), 1151. 
silah yapmak farzdir 546. 
silis-ul-bevl hastaligi (128), 672. 
silsile-i aliyye 783, (969), 970, 993. 
sima'90, 627, 721,(767), 904, 1062, 1174. 
sinan pasa cami'i 1 137. 
sinemaya gitmek 605, 730. 
sinir hastaligi 601 , (669), (784), 993. 
sirkatin cezasi 276, (881). 
sis 85. 



siyah baslik ve elbise 378, (593). 

siyah derili olmak kusur degildir (376). 

siyer kitablan (374). 

skolastik ilmler (413). 

snap atom pili 558. 

sofiler 90, (486). 

sofiyye-i aliyye (91), 1 03, 390, 395, (749), 751 , 761 , 

943,944, 1119, 1144. 
sohbetin faideleri 4, 93, 118,402, (515), 517, 755, 

(1053), 1112, 1126, 1140, 1147, 1158, 1168. 
son nefes108, 715, (988). 
sormasi caiz olmiyan seyler (740). 
sosyal adalet 309, (523), 535. 
sosyalizm (523), 528, 792, 1125, 1130. 
somiiriiculuk 523, (527), 860, 864. 
soz tasimak [dedi-kodu] haramdir 39, 107, (115), 

168,' 782, (1014). 
spektroskopi 548, 551 , 559. 
spor-toto (615). 
sputnik 972. 
stronsium ma'deni 558. 
su buhari 85, 971. 
sup ne demekdir 253, (519), 537. 
sularin cesidleri 156, (160), 161. 
sultan ahmed cami'i 347, 1071. 
sultan selim cami'i 1 067, 1 1 67, 1 1 73. 
sun'? ilkah (605). 
sun'T kati yaglar (656), 657. 
sun'T peyk 25. 
suret (86). 
surre alaylan 1 144. 
siial hakdir (58), 762, 780, 841 . 
siial melekleri 58, 73, (107), 762. 
siibha nemazi (124). 
subhane rabbike ayeti 219, (392). 
suftece havalesi (834). 
suhreverdi tankati (1087). 
su'i zan (29), 99, 453, 517, 610, 612, 958. 
siileymaniyye cami'i 1 1 73, 1197. 
sulfamid ilaclan 666, 671, 692. 
siiluk902, 919, (933), 936, 937, 954, 955, 956, 961, 

1064. 
siinbiil efendi cami'i 1174. 
sunen-i hiida (52), 240, 263, 264. 
siinen-i zevaid (52), 240, 263, 264, (357). 
siinnet neye denir? 18, 49, (52), 69, 230, 240, 263, 

286,357,465,471,476. 
siinnet olmak (21), (167), 263, 378, 420, 890. 
sunnet nemazlan ne demekdir 276, (279), 280, 281 , 

282, 285, 287. 
sunnet yerine kaza kilmalidir 276, 278, (280), 281 , 

282, 283, 285. 
sunnete yapismak 18, 52, 215, (286), (401), 473, 

766, 1170. 
siinneti begenmiyenler 18, 52, 249, 280, (287), 

(768). 
sunnet kaza edilmez (273), 275. 
siinneti terk edenler 52, 1 23, 251 , (275), 287, 316, 

(768). 
siinneti terk etmek icin ozr 157, 262, (277), 316. 
sunn? olan miislimanlar 22, 23, 89, 270, 439, 492, 

(1043). 
siirme cekmek 164, 356, 375, (693). 
siiryaniier (490), 1166. 
siislenmek 593, (594), 603, 620, 781 , 869. 
siit kardeslik 134, 159, 167, 569, 570, (586), 869. 
sii'udi arabistan 1 1 43, 11 74. 



$a'ban ayi (357), 359. 

safak 178. 

safi'f imama uymak 228, (250). 



1239 



safi'i mezhebi 50, 71,101,122, 123,126, 135,136, 

140, 141, (146), 153, 154, 157, 166, 178, 211, 

214, 215, 221, 222, 223, 253, 271, 280, (288), 

296, 303, 322, 323, 324, 336, 341, 477, 570, 

581, 582, 584, 586, 590, 598, 602, 604, 619, 

637, 738, 770, 825, 844, 853, 854, 872, 882, 

889,998, 1003, 1175. 
safi'i mezhebini taklid 71, 72, 133, (134), (135), 

136, 140, 145, (146), 172, 250, 296, 341, 581, 

590,602,882,901. 
sahid olmak 159, 194, 284, 315, 566, 567, 573, 

587, 805, 828, (884), 886. 
sah sultan cami'i 1 167. 
sahzade basi cami'i 1137, 1173, 1176. 
saki olanlar (680), 1073, 1121. 
sakk-i sadr hadisesi (354). 
sam rumlannin musliman olmasi 532, 1096. 
samaniler (483). 

samda umeyye cami'i 1110, 1 1 22, 1190. 
sapka kanunu [m. 1925]. 
sarki soylemek 357, 728, (731), 733, 769. 
sart ile soylenen seyler 282, 330, 568, 573, 583, 81 1 , 

815,(819). 
sazili tarikati (1087), 1093, 1143. 
sefa'at 58, 107, 286, 385, 438, 451, 457, (475), 

476, 477, 478, 785, (910). 
sehid kime denir? 290, 438, (998), 1034. 
sehid sevabi kazananlar 219, 286, 290, (397), 695. 
sehremini cami'i 1099. 
sehvet (164), 166, 167, 168, 530, (628), 681, 721, 

781,950. 
seker hastaligi (657), 658. 
semsi pasa cami'i 1131, 1178. 
serab icmek ve kullanmak haramdir 487, 613, 618, 

(624), 626, 627, 808, 809, (880), 888, 890, 898, 

998. 
serab necsdir 154, 155, (624), 626, 627. 
serifler (377), 1107. 
sey ne demekdir? (964). 
seyhayn kimlerdir? (60), 324, 516, (821). 
seyh-ul hadis (423). 
seytan nedir? 64, 95, (738), 739, 932. 
seytan tersi recinesi (742). 
seytanin aldatmasi 32, 72, (89), 95, 1 1 1 , 1 64, 21 1 , 

279, (280), 428, 470, 513, 701, 739, (741), 776, 

787, 848, 990, 1052, 1054, 1109. 
sik giyinmek (20). 

sifa ayetleri ve dualar 65, 783, 784, (992), 1113. 
sT'f firkasi (61), 122, 217, 220, 269, 364, 416, 434, 

(701), 1043, 1060, 1098, 1111, 1116, 1174, 1175, 

1183. 
si'? kitablan 50, (61), (765), 1085, 1180. 
si'flere nasihat kitablan 61, 509, (512), 1077. 
si'r okumak 33, 44, 246, 378, 71 8, (730), 731 , 733, 

1188. 
sira icmek 155, (624). 
sirk 54, 76, 373, 436, (452), 529, 628, 769, (778), 

784, 907. 
sirketler (865). 
sismanhk perhizi 669. 
sclhretde afet vardir 101, 165, 594, (1062). 
sua' (ism) nedir? 548, 549, 550, 559, 560, 759. 
subheii seyler 30, 96, 99, 1 1 8, 1 27, 1 58, 228, 365, 

(607), 608, 610, 611, (623), 633, 849. 
suf'a hakki (536), 818. 
suhCid-i hak 373, (763), 764, 931 , 956. 
sukr (4), 98, 100, 111, 118, 429, 640, 642, 716, 

752, 785, (938), 940, 1017, 1035. 
sukr duasi (111). 
sukr kurbani 339. 
sukr nemazi 349. 
sukr secdesi (230), 331 . 
sukr islama uymakdir 4, (102), 785. 



Ta'at (19), 20, 1159. 

tabi'at kuvvetleri 25, 82, (117), (432), 433, 747, 

1041. 
tabib-i hazik 130, 149, 320, (618), 632, 809. 
tabi'in 66, 441, 464, 490, (492), (495), 511, 516, 

564, (768), 1046. 
tabi'iyyeciler 22, 81 , 1 1 7, 409, 433, (758). 
tabut997, 998, (1003), 1004, 1005. 
tac mahal 1 167. 

ta'dil-i erkan 63, 77, 227, 287, (289), 1064. 
ta'dtl-i zeman (184), 193. 
tafdiliyye firkasi (61). 
tagrtr [aldanmak] (807). 
taharetlenmek 123, 133, (157). 
tahkim yolu ile da'va acmak 884. 
tahrime [iftitah tekbiri] (215), 255, 282. 
tahta minare cami'i 1 1 00, 1 1 80. 
tahvil senedi [obligasyon] 292, (859). 
takdim ve tehir ile nemaz (172), 223. 
takva (96), 99, 100, 113, 136, 300, 443, 611, 630, 

782, 949, 998, 1049, (1053), 1062. 
takvim kullanmak 172, (194), 198, 316, 317, 360, 

379. 
takvimiCelalt1134. 
talak 331 , 335, 336, 435, 574, (580), 581 , 582, 583, 

584, 588, 605, 898. 
Tann ismini soylemek (431). 
tann ne demekdir 56, 371 , (431). 
tansiyon yukselmesi 654, 693, (978). 
tanzimat 1047, 1048, 1063. 
tarafeyn kimlere denir 234, 801 , (830), 831 , 861 . 
tarih kitablan 5, 512, 513, (515), 1114. 
tankatcilar 7, 9, (112), 766, 768, 1053, (1058), 1062. 
tarfkat, tesavvuf demekdir 53, 766, 771 , 933, (949), 

953 
ta'un (veba) 696, 998, (1034), 1035, 1147. 
tavaf yapmak 140, 142, (344), 345, 346. 
ta'viz ile tedavT (783). 
tavsan yimek gunah degildir (620), 650. 
tavuk hastaligi 651 . 
tayf (spektr) 548, 549, 551 , 1 1 30. 
ta'yin edilen mal 569, (793), 795, 802, 814, 836, 

851. 
tayyarede nemaz, otobusdeki gibidir (172). 
ta'zir cezasi 39, 244, 319, 879, (884), 885, 886, 

887, 888, 894, 989, 998. 
ta'ziye (1006), 1017. 
tazmin etmek (97), 292, 303. 
te'ayyiin eden mal 569, (794), 803, 814, 836, 855. 
te'ayyun-i evvel 960. 
tebe-i tabi'Tn 464, 490, (495), 51 1 , 564. 
teberri etmedikce tevelli olmaz (92). 
teberru' 876, (877). 
tebligutcema'a firkasi (499). 
tebzir nedir (640). 

tecdid-i Tman ve nikah (436), 566, 731 . 
tecellT50, (373), 753, 763, 917, 933, 934, 938, (959), 

1166, 1171. 
tecessus haramdir (612). 
tecribi ilmler 24, 25, 42, 533, (1043). 
tecvid ilmi 248, 253, 397, (729), 731, 1010. 
tedavisiinnetdir618, (652), 693, 782, (992). 
tefekkiir99, 100,(903). 
tefstr kitablan 23, 45, 47, (413), 414, 415, 416, 417, 

418,461,471,475,887, 1082, 1170. 
tefsir nedir 44, (45), 461 , 471 , (475), 886, 887, 1 054, 

1208. 
tefvid yolu ile, kadin bosanmaga hak kazanir 568, 

(582), 583. 
teganni haramdir 204, 245, (718), 721 . 
teganni ile Kur'an okumak 204, 206, 233, 245, 248, 



1240- 



432,722,(728), 1009. 
teganntvemiizik 115, 233,432, (718), 731, 1009. 
teharri [anlamak icin arasdirmak] (622). 
teheccud nemazi 77, (1 10), 1 1 1 , 265, 284, 290. 
tehiyyet-iil-mescid nemazi 219, (245), 283, 349. 
tehliikeden kacinmah 631, (782). 
tekbir okumak 115, (209), 215, (266), 356, 733, 

1124. 
tekkeler(112), 731,744, 908. 
tekrar dirilmege inanmiyanlar 27, (84), 487. 
telefon etmek adabi (365). 
tele idareli aletler 558. 
televizyon 100, 168, 355, 730. 
telfik-i mezahib 44, 72, 445, 464, 468, 470, 602, 843, 

(889), 1061. 
telkin (1006), 1007. 
temime (nazarlik) 784. 
te'minat mektubu (830), 831 . 
temizleme seklleri 153. 

temizlik imandandir20, 262, 649, 989, (1046). 
temkin zemani 186, 188, 192. 
temlik etmek 574, 582, (583). 
tenasuh yokdur 84, (85), 700, 737, 745. 
tenbellik 30, 283, 528, 61 0, 645, (646). 
teneffus organi 979. 
tenvir dairesi 183. 
teori (81). 

ter, artikgibidir (162). 
teravih duasi (243). 
teravih nasil kihnir 214, (243), 284. 
teravih nemazi sunnetdir (243), 313, 314. 
teravih nemazina kaza niyyet ederek kilmah (277). 
terazi (58), 107. 
termik notronlar 555, 556, 557. 
tersaneHOO, 1167. 
tersane cami'i 1153. 
tertib sahibi (272). 
terviye gunu 339, 345, (356). 
tesarruf sahibleri (751). 
tesavvuf buyiikleri 50, 90, 91, 420, 517, 744, 746, 

749, 750, (754), 909, 949, 1052, 1053, 1062. 
tesavvuf dereceleri 86, 87, 95, (748). 
tesavvuf nedir 1 0, 50, 53, 90, 96, 112,41 3, 486, 640, 

(768), 771,919, 935, 1063. 
tesavvuf serhoslugu 517, 627, (957), 958, 1105. 
tesavvuf yolu ikidir 95, 486, 91 9, 948, (953), 1 063. 
tesbih kullanmak (240). 
tesbih okumak (111), 356. 
teslis (trinite) (43), 372, 1080, (1097), 1128. 
tesrik tekbirleri 115, 255, (266). 
tevatur (782), 883. 

tevazu' (tevadu') 178, (752), 932, 1134. 
tevbe etmek farzdir (64), 65, 67, 68, 96, 97, 276, 356, 

363, (531), 732, 989. 
tevbe nasil olmah? 59, 65, (67), 97, 272, 276, (277), 

284,770,923,991. 
tevecciih 85, (459), 746, 751, 935, 1015, (1016), 

1018, 1067, 1147, 1154, 1166, 1171. 
tevekkul 524, (677), 682, 687, 690, 696, 933. 
tevessul etmek 395, (448), 450, 479, 495, (1016), 

1055. 
tevfikiyye cami'i 1 1 32. 
tevhtd (678), 768. 
tevhid duasi (1243). 
tevhtd-i suhiidi (961). 
te'vfl 9, 23, 83, 389, 390, 403, 414, 435, (472), 492, 

754,771. 
teyemmum caiz olan seyler (150). 
teyemmum ne zeman yapilir 125, 130, 141, 146, 

(149), 150, 159, 162, 165, 223, 275. 
teyemmumun bozulmasi 128, (149), 150. 



teyemmumun farzlan (149). 

teyemmumun sunnetleri (150). 

teypde kur'an-i kerim 99, 100, 247, (726). 

tezek155, 245, (612), 619. 

tezekkur-i mevt 922, (988). 

tezkiye (933), 936, 939. 

thorium ma'deni 556, 559. 

tib fakultesi 532, 1131. 

timarhane 1 150. 

tirnak kesmek 127, 132, (262), 264, 326, 343, 995. 

ticani tarikati (1088), 1183. 

ticaretde adalet 61 1 , 787, 788, (840), 845. 

ticaret esyasinin zekati 293, (294). 

timurdevleti 532, 1080, (1183). 

tiryak(619). 

tivele nedir? (784). 

tokmakdede1103. 

tophane cesmesi 1127. 

topkapi cami'i 1 100. 

topkapi serayi 1059. 

toprak sahibi olmak 304, (305). 

transistor 558, 987. 

tras olmak 127, 132, (262), 263, 344, 346. 

trende nemaz 172, 215, (223). 

triton denizaltisi 558. 

tritium denilen madde 557. 

triyod lambalan 987. 

tugra (621). 

tumaninet 1 1 0, 287, 288, (289), 768, 780. 

tub bebek haramdir (605). 

tuccar olmak (789), 790. 

turbelere mum, bez adamak 333, 334. 

turbe yapmak 241 , (452), 453, 1 004. 

tiirk bayragi (52). 

tiirkce kur'an olur mu? (46), 723. 

turkiye gazetesi 162, 187, 203, 529, 654. 

turk kabfleleri 431, (533), 1157. 

turklerin islamiyyete hizmeti 431 , (533). 

tutiin icmek 54, 124, 125, 246, 598, (629), 646, 

647, 985, 986, 1093, 1097, 1102, 1106, 1123, 

1127, 1136, 1184. 

-U- 

Ubudiyyet (943). 

ucb, ibadetini begenmekdir (429), 739. 

ufk-iser'i(181), 186, 187. 

ugursuzluk yokdur 687, 739, (782). 

uhud gazasi 356, 519, 1065, 1068, 1095, (1106), 

1110, 1165, 1182, 1187. 
uknum501, 1155,(1161). 
ukubat (cezalar) 438, 831 , (879). 
ulema-i rasihin 53, (754), 763. 
ultraviyole isinlar 549, 1 049. 
ulul'azm peygamberler 426, (482), 904, 952. 
ulum-i islamiyye 25, 402, (413), 1043. 
umum-i belva (302). 
unkapani kopriisu 1131. 
unutmak bzrdur 151, (273), 275, 318. 
uran bombasi 561 . 
uran pili 561, 563. 

uranium ma'deni 549, 554, 555, 556, 557, 560, 561 . 
uruc (764), 905. 
uruz denilen esya 293, 298, 323, (793), 808, 821, 

856, 865. 
usakT tarikati (1088). 
usur (usr) vermek 118, 293, (303), 304, 310, 869, 

900. 
usur vermiyenler 100, 21 1 , 31 1 . 
uykuda gbrunen seyler 87, 89. 
uykunun ibadet olmasi 20, 113. 
uyusturucu maddeler 274, 618, 626, (632), 637. 
uzunluk bleu birimleri 221 . 



1241 



-u- 

Ucret 292, 61 1 , 791 , (869), 873. 

iicret karsiligi ibadet 252, (341), 783, 784, 871, 

1022, 1023. 
uluhiyyet sifati 27, 103, 327, (452), 487, 529, (906), 

948. 
iiliil'emre ita'at 533, 629, (631). 
uliil-emr kimlerdir? (397), 398, 631 . 
Umeyye cami'i (1110), 1122, 1190. 
ummet43, (408), 476, 910. 
ijmm-i veled cariye 577, (809). 
Umm-ul-kitab (698), 964. 
unesco teskilati 1 1 02. 
universiteliye cevab (73). 
uskudar iskele cami'i 1137. 
uskudar kaptanpasa cami'i 1119. 
iistad hakki 90, 92^ (401). 
iistiin kimedenir? 108, (516), 1140. 
ustiirlab [Rub'-i daire] (187), 1245. 
Usui haberleri (268), 269, 480. 
usul-i hadis ilmi (413), 417, 418. 
QveysT olmak 455, (957), 1052, 1055, 1189, 1197. 
uziicij haber isitince 231 , (427), 1 006. 



Vacib ne demekdir (52), (230), 275, 279, 322, 324, 

382,471,616. 
vacib-ul-viicud 55, (103), 116,906,907,943. 
vahdet-i vucud (panteizm) 92, 93, 94, 768, 936, 

(943), 944, 959, 961. 
vahy 43', 58, 355, (505), 506, 507, 693, 1 1 96. 
vakf 19, 241,304, 612,808, 811,(861), 877, 1033. 
vakiat haberleri (268), 271. 
vakt, nemazin sarti degil, sebebidir 122, (179). 
vanikoyu cami'i 1 1 88. 
varisden mal kacirmak (816). 
vasati saati ezaniye cevirmek 195. 
vast ta'yini 308, 341, 797, 839, (899), 1019, (1029). 
vasiyyet 274, 320, 322, 326, 340, 387, 477, 839, 

(899), 989, 1019, 1020, (1028), 1029, 1033, 1159. 
vasl-i uryani (87), 936, 940. 
vatan nedir? 89, (224). 
vatan sevgisi 420. 
va'z dinlemek 20, (246), 249, 885. 
vazife ne demekdir? 102, (430). 
vazifenin birincisi 20, 22, 25, 37, 63, (69), 99, 103, 

109, (288), 382, 430, 481, 537, 546, 579, 615, 

759. 
vazifeden isti'fa etmemeli 271, (787). 
veba hastaligi 696, (1034), 1096, 1147. 
vecde gelmek 627, 721 , (731), 754. 
veda hacci 388. 

vedi'a 97, 363, 536, (605), 794, 831 , 837, 863. 
vefa ile bey' (814). 
vehhabT 106, 220, 347, (447), 453, 454, 455, 459, 

460, 461, 471, 484, 717, 747, 777, 1043, 1071, 

1 1 1 7, 1 1 1 9, 1 1 31 , 1 1 43, 1 1 68, 1 1 73, 1 1 76, 1 1 84. 
vehhabilerin Taif katl-i ami 1060. 
vehm mertebesi 521, 905, 925, (926), 930, 944, 

948, 969. 
vekahet [hayanin az olmasi] (891). 
vekalet 159, 799, 829, (834), 866, 900. 
vekTI tutmak 259, 293, 308, 325, 338, 340, 341, 

566, 572, 611, (835), 837, 853, 866. 
veled-i zina 249, 578, 591 , (605). 
veil (evliya) 49, 78, 85, (113), 338, 445, 448, 455, 456, 

486, 747, 949, 1050, (1051), 1053, (1057), 1140, 

1148, 1187, 1188. 
velflik 292, 322, (797), 893, 1000, 1019. 
velinin nikah yapmasi (565), 572. 
veli oldiikden sonra da isitir 1015, (1057). 
vera' (96), 98, 99, 251 , 607, 608, 609, 630, 631 , 782, 



(1053). 

veraset i'lami cikarmak 1024. 

verem hastaligi (672), 1049. 

veresiyye satis 799, (800), 835, 847, 849, 856. 

vergileri odemelidir 28, 29, 37, 96, 438, 790, (872). 

versay serayi 1046. 

veseniyye (410), 578, 628. 

vesile aramak 401 , 453, (457), 479, 922, 949, 992, 

993, 1055, 1134. 
vesk denilen olcu (304). 
vesvese fenadi'r 126, 127, 155, 228, 428, (608), 

609, 610, 619, 738, 890, 965, 1064. 
vicdani seyler 93, 94, 939, (965). 
vilayet nedir? 50, 53, 428, 764, 902, 934, (949), 

950,952, 1064. 
virus (983). 
vitaminler (676). 

vitr nemazi 121, (228), 255, 273. 
viyana (hofbibliyothek) kutubhanesi 1080. 
vucud sifati 755, (963). 
viicud-i vehmT412, 926, 931, (944), 945. 

-Y- 

Yabanci dil ogrenmeli (534), 1048. 

yabanci kadina bakmamah 64, 98, 99, 163, (164), 

165, 166, 167, 570, 578, 600, (780), 901. 
yabanci kadinla konusmak (164), 165, 166, 167, 

720, (721). 
yagmur diiasi (islam ahlaki kitabmda uzun yazihdir) 

450, (451), 457. 
yahova (yehve) sahidleri 36, (490). 
ya'kubiyye, hiristiyanlar (490), 1089. 
yalan haramdir 18, 39, 99, (115), 140, 334, 338, 

(781), 841,892. 
yalan yere yemin (334), 337, (338), 841 . 
yanik (674). 

yara uzerine mesh 127, 129, (130). 
yaratmak Allaha mahsusdur 3, 4, 56, 66, 80, 82, 1 05, 

116, 373, 403, 411, (432), 433, 434, 435, 451, 

(456), 478, 479, 680, 683, 963. 
yardim cem'iyyetleri 308, (877). 
yaris etmek (614). 

yasaklamak [hicr] 645, 790, 827, (897), 898. 
yasin suresi 477, 479, 714, 723, (990), 991, 998, 

1008. 
yatmak adabi (65), 127, 365, 378, 649. 
yatsi nemazi 121, (178), 194. 
ya-vedud cami'i 1103. 
yazinin tarihcesi 450, (1069). 
ye'cuc me'cuc (62), 1123. 
yedikule cami'i 1 099. 
yedikule zindanlan 1128. 
yehudiler 22, 27, 35, 42, 94, 241 , 262, 265, 365, 366, 

382, 411, 529, 537, 578, 770, 888, 969, 1005, 

1018, 1122,(1190), 1194. 
yehudilerin islam diismanhgi 61 . 
yemame cengi 1013, 1068, 1090, 1091, 1105, 

(1152), 1163, 1187. 
yemin 330, (334), 337, 338, 841 . 
yemin keffareti 320, 330, 331 , (334), 335, 853. 
yemin nasil yapilir? (334), 335, 336, 337, 338. 
yeni cami' 1133, 1153, 1184. 
yeniceri askerleri 1103, 1131, (1143), 1168. 
yeni valide cami'i 1071. 
yeralti cami'i 1136. 
yer cekimi kuvveti 58. 
yer kiiresinin donmesi 82, (189), 537, 538, 972, 

1048, 1102, 1127. 
yer kuresinin omrii (79), 80, 116. 
yermiik gazasi 1065, (1090), 1096, 1110, 1165, 

(1187). 
yeryiizunde en kiymetli yer 245, (267). 



1242 



yeryuzundeki diller 376. 

yetimler 688, 699, (888), 899, 901 , 1 029. 

yetmisiki firka 63, 66, (68), 1 03, 433, 1161. 

yetmisuc firka 54, 63, (68), 408, (419), 1180. 

yezidiier (489), 887. 

yilan bldiirmek (240), 684. 

yilbasi 355, 358, 379, (761), 1086, 1139, 1177. 

yildizlar birinci semadadir (82), 553, 972. 

yildizlara tapanlar 239, 431 , 462, (483), 489, 1 044, 

1189, 1195. 
yimegi, icmegi haram eden sebebler (630), 1029. 
yimek, ic'mek adabi 1 1 0, 1 1 2, 1 41 , 290, 378, 61 9, 

620, 643, (648), 649, 650, 651. 
yimekden sonra dua 218, (651). 
yimesi haram etler 155, 162, 325, (619), (623), 635, 

779,813. 
yimesi ve kullanmasi gunah olanlar 156, (618), 626, 

629, 635. 
yobaz8, 81, (244), 473, 542, 758, 1056. 
yol kesmek610, (882), 885, 999, 1107. 
yolcular birini emir secmelidir (226). 
yolculukda abdest almak 149. 
yolculukda iki nemazi birlikde kilmak 134, 135, (172). 
yolculukda nemaz 172, (221), 222, 223, 224, 225, 

226,256,271. 
yolda saticilik (pazarda saticihk) 818. 
yorgunluk (984). 
yunan felesoflan 84, 1 1 7, 488, 926, 931 , 944, 1 048, 

(1078), 1097, 1171. 
yururken nemaz kilinmaz (222). 
yCisa' mescidi 1152. 

yuziiktakmak124, 143, 146,378, (620), 621. 
yuziin guzel olmasi (628), 1140. 



Zahid 53, (486), 1094. 

zahiriyye mezhebi 1114. 

zalime beddiia etmemelidir 90, (692). 

zalime karsi yalan caizdir (337), 398. 

zalimler 38, 310, 353, 365, 444, 519, (524), 525, 

(609), 610, 611, 846, (849), 1086, 1130, 1154, 

1190. 
zal mahmud pasa cami'i 1167, 1173. 
zann-i galib 151, 155, 156, (159). 
zannin ibadetde yeri 151, 156, 159, (162), 172. 
zarar-i fahis 151, (818). 
zararli hayvan blduriilur (39). 
zararli seylerden sakinmah 93, 232, 240, 247, (635). 
zaruretnedemekdir71, 134,(135), 143, 144, 145, 

222, 302, 428, 593, (594), 618, 647, 852, 859. 
zat-i iiahT 86, 101, (103), 373, 914, 917, 927, 935, 

938, 959, (963), 968, 970. 
zehr618, 620, (984). 
zehrli gazlardan korunma (986). 
zeka (405), 406, 1189. 
zekat kime verilir? 71 , (307), 308, 309. 
zekat mah artdinr 309, (641). 
zekat nasil verilir? 97, 100, 293, 301, 302, 303, 



(308), 333, 342, 61 1 , 835, 838, 870. 
zekat vermiyenler 64, (111), 211, 276, 276, 279, 

310, (311), 312, 322, 1126. 
zekatmehemmiyyeti21,64, 92, 100, 111,211,302, 

310, (311), 312, 527. 
zellet-ul-kari' (233). 
zekeriyya sofrasi (334). 
zelzele (696). 

zemana uymak (67), 1 1 3, 533, 604, 611, (805), 862. 
zemherir soguk azabi (108), 739. 
zemzem kuyusu 246, 344, (347), 1123. 
zemzem suyu 151, 160, (354), 649, 996, (1128). 
zenciler 376. 

zengin olmak 323, (324), 593, 641 , 875. 
zerre imam olanlar 58, 59, (910). 
zeval mahalli daireleri (181), 182. 
zeval vakti 178, (182), 191. 
zevaid sunnetler (52), 357. 
zevcenin hakki 34, 136, 322, 337, 340, 342, 346, 

588, 598, (600), 628, 791 , 901 , 997, 1 029. 
zevce dogiilmez 115, 592, (600), 889, 895. 
zevcin hakki 115, 140, 340, 342, 357, (590), 598, 

888. 
zeydiyye firkasi (61), 467. 
zeyneb sultan cami'i 1 071 . 
zeyniyye tankati (1087), 1197. 
zeyrek kilise cami'i 1185. 
zihar (584). 
zil tecellileri 86, 101, 373, 764, (931), 935, 938, 

(939), 948. 
zindikkimdir?8, 29, (50), 51 , 81, 93, 94, 119, 166, 

(414), 445, 462, 463, 473, 487, 541, 543, (758), 

862,887,955, 1043. 
zikr ne demekdir 78, 112, 115, (747), 765, 777, 

(903), 904, 910, 921. 
zikr-i hafi, zikr-i cehrf 90, 401 , 767, (903), 921 , 1 1 74. 
zilhicce ayi 326, 339, (356), 357, 375. 
zimmi 29, (39), 293, 304, 307, 364, (437), 439, 592, 

595, 602, 613, 782, 810, 812, 817, 856, 874, 

880, 888, 891 , 893, 897, 1 01 1 , 1 027. 
zina 39, 64, 98, 164, 357, 387, 487, 570, 578, 607, 

627, 637, (780), 875, (879), 891 , 893, 914. 
zinet esyasi 297, 593, (594), 603, 620, 622, 869. 
zira'at [ciftcilik] 24, 526, 528, 783, 786, 826, 860, 

(868), 877. 
ziyafet vermek (365), 574, (643), 720. 
ziyaret 91 , 339, 348, 356, (365), 597, (699). 
ziyanin sur'ati (202). 
zoocografi (83). 

zra' blcusii 149, (221), 222, 845. 
zulm 5, 30, 37, 39, 76, 91, 403, 430, 438, 519, 

(535), (611), 613, 640, 642, 817, 841, 881, 896, 

914,988,998, 1154. 
zuhd 60, (96), 99, (686), 770, 792. 
zulkarneyn seddi 1 1 23. 
zunnar denilen kusagi baglamak (232), 869. 
zuyuf para (302), 793, 824. 



Kil nemazi, din harama salma, 
cok yasanm, d tiny a hep kahr sun inn! 
Bes nemaza sarii, genclik cagmda! 
Ekdigini bicersin, Cennet baginda. 

Iki kisi oltimti hahrlamaz, 
haram isler, biri de nemaz kiimaz! 
Birgtin geiir, tutmaz oiur bu eiier, 
soyliyemez, Allah demeyen diller! 



1243 



Temkin Cedveli 

Sifir dereceden altmis derece arzma kadar ve yirmibes metre fark ile, besyiiz met- 
re irtifa'a kadar hesab olunmus temkin cedveli. 

Birinci satirdaki rakamlar arz derecelerini gostermekdedir. 



— 

(m) 


25 
50 
75 
100 
125 
150 
175 
200 
225 
250 
275 
300 
325 
350 
375 
400 
425 
450 
475 
500 





3 


6 


9 


12 


15 


18 


21 


24 


27 


30 


33 


36 


39 


42 


45 


48 


51 


54 


57 60 


M 
S B 


Me 


Me 


Me 

~ (0 


Me 


Me 

~ (0 


■38 




Me 


Me 


M 

Me 

~ (0 


Me 


M 
Me 

~ (0 


« a 


Me 

~ (0 


Me 


Me 

~ (0 


Me 


M 

Me 

~ V] 




349 


349 


351 


353 


355 


358 


402 


406 


412 


420 


429 


442 


457 


513 


533 


557 


628 


709 


806 


925 1144 


438 


438 


439 


441 


445 


449 


454 


5 01 


5 08 


519 


531 


541 


5 59 


620 


642 


713 


752 


840 


954 


1120 1420 


458 


458 


5 00 


5 02 


5 06 


510 


516 


523 


531 


542 


554 


6 08 


627 


648 


714 


746 


828 


919 


1038 


1219 15 27 


516 


516 


518 


521 


524 


5 29 


536 


5 43 


552 


603 


612 


627 


6 50 


710 


738 


812 


8 59 


9 54 


1111 


1305 1626 


5 27 


527 


529 


530 


535 


5 40 


547 


555 


6 05 


615 


627 


644 


704 


728 


756 


8 33 


919 


1016 


1139 


1339 17 06 


5 38 


539 


5 411 


547, 


546 


5 51 


600 


607 


617 


67,7 


641 


6 58 


719 


744 


814 


8 51 


918 


10 39 


17 05 


1408 17 42 


549 


5 50 


552 


5 54 


5 58 


6 03 


611 


619 


6 29 


640 


6 54 


712 


734 


759 


830 


9 08 


957 


1100 


1228 


1435 1817 


558 


5 59 


601 


603 


6 08 


614 


621 


629 


6 40 


652 


7 06 


724 


747 


813 


845 


924 


1014 


1118 


1251 


15 00 1849 


608 


6 09 


610 


613 


617 


623 


631 


639 


6 50 


703 


718 


736 


759 


826 


859 


9 39 


10 30 


1136 


1311 


15 23 19 21 


617 


617 


618 


622 


626 


632 


640 


648 


7 00 


713 


728 


746 


810 


838 


912 


953 


10 45 


1153 


1331 


15 45 1951 


625 


625 


626 


630 


635 


641 


649 


657 


7 09 


722 


738 


757 


821 


849 


924 


10 06 


10 59 


1209 


1349 


16 06 20 20 


631 


633 


634 


638 


641 


647 


657 


7 06 


718 


7 32 


748 


806 


831 


900 


935 


1018 


1113 


12 25 


1406 


16 26 20 48 


640 


641 


642 


646 


651 


657 


705 


714 


726 


740 


757 


816 


841 


912 


946 


10 30 


1126 


1240 


1423 


1646 2115 


647 


648 


649 


653 


6 58 


705 


712 


722 


734 


749 


8 05 


825 


852 


921 


957 


10 41 


1139 


1254 


1438 


17 05 2141 


654 


655 


656 


7 00 


7 05 


713 


720 


730 


742 


757 


813 


832 


901 


931 


1007 


10 52 


1151 


1307 


1453 


17 25 22 05 


701 


7 02 


704 


707 


712 


719 


7 27 


737 


7 49 


805 


822 


842 


910 


940 


1017 


1103 


12 03 


1320 


15 08 


17 44 2231 


708 


7 09 


711 


714 


71!) 


725 


734 


745 


757 


812 


8 30 


851 


918 


949 


1027 


1114 


1215 


1332 


15 23 


1803 22 55 


714 


715 


717 


720 


7 25 


732 


7 41 


7 51 


804 


820 


837 


858 


926 


958 


1034 


1124 


12 26 


1344 


15 38 


1822 2317 


720 


721 


7 23 


726 


7 32 


738 


747 


758 


811 


826 


8 44 


906 


934 


10 07 


1042 


1134 


12 37 


1356 


15 53 


1840 23 38 


726 


727 


729 


732 


738 


744 


754 


804 


818 


834 


852 


913 


942 


1015 


1050 


1144 


12 48 


1408 


16 08 


1858 23 59 


7 32 


7 33 


7 35 


739 


744 


751 


8 00 


811 


825 


841 


8 59 


921 


950 


10 23 


1058 


1153 


12 58 


1420 


1618 


1915 2420 











































Irtifa': Bir mahallin en yiiksek yerinin en asagi yerinden i'tibaren yiiksekligidir. Ki- 
tabimizm birinci kisminda (Nemaz Vaktleri) maddesinde temkin hakkm- 
da bilgi verilmisdir. Muhammed bin Musa Bagdadi ve Ebu Bekr Muham- 
med bin Omer Miineccim Bagdadi, Rub'-i daire [iistiirlab] ile vakt ta'yini- 
ni (El'amelii bil-iistiirlab) kitablannda bildirmekdedirler. Birincisi 205 de, 
ikincisi 320 [m. 932] de vefat etmisdir. Abdullah bin Ali Mardininin (Ru- 
bu'i mukantarat) kitabi da cok kiymetlidir. 779 [m. 1377] de vefat etmisdir. 
(Mekteb-i bahriye-i sahane), fenn-i hey'et muallimi yiizbasi Mustafa Hil- 
mi efendi, 1306 [m. 1888] baskih (Heyet-i felekiyye) kitabinda, nemaz 
vaktlerini ve arabi ay ibtidalarmi cok giizel hesab etmekdedir. 

- 1244 - 





Her arz derecesi ici 


n ikind 


i n c in a z 


i vaktinin irtifa'lari 




Gaye 
irtifa'i 


Fey-i 
Zeval 


Gaye 
irtifa'i 


Fey-i 
Zeval 


Gaye 
irtifa'i 


Fey-i 
Zeval 


Gaye 
irtifa'i 


Fey-i 
Zeval 


Gaye 
irtifa'i 


Fey-i 
Zeval 


1 


m. 


J 


m. 


1 


m. 


1 


m. 


1 


m. 


015 


229.182 


1030 


5.395 


25 30 


2.097 


40 30 


1.171 


61 


0.554 


30 


114.589 


11 00 


5.145 


26 00 


2.050 


41 00 


1.150 


62 


0.532 


45 


76.390 


11 30 


4.915 


26 30 


2.006 


41 30 


1.130 


63 


0.510 


1 00 


57.290 


12 00 


4.705 


27 00 


1.963 


42 00 


1.111 


64 


0.488 


1 15 


45.829 


12 30 


4.511 


27 30 


1.921 


42 30 


1.091 


65 


0.466 


1 30 


38.188 


13 00 


4.331 


28 00 


1.881 


43 00 


1.072 


66 


0.445 


1 45 


32.730 


13 30 


4.165 


28 30 


1.842 


43 30 


1.054 


67 


0.424 


2 00 


28.636 


14 00 


4.011 


29 00 


1.804 


44 00 


1.036 


68 


0.404 


215 


25.452 


14 30 


3.867 


29 30 


1.767 


44 30 


1.018 


69 


0.384 


2 30 


22.904 


15 00 


3.732 


30 00 


1.732 


45 00 


1.000 


70 


0.364 


2 45 


20.819 


15 30 


3.606 


30 30 


1.698 


45 30 


0.983 


71 


0.344 


3 00 


19.081 


16 00 


3.487 


31 00 


1.664 


46 00 


0.966 


72 


0.325 


315 


17.611 


1630 


3.376 


31 30 


1.632 


46 30 


0.949 


73 


0.306 


3 30 


16.350 


17 00 


3.271 


32 00 


1.600 


47 00 


0.933 


74 


0.287 


3 45 


15.257 


1730 


3.172 


32 30 


1.570 


47 30 


0.916 


75 


0.268 


4 00 


14.301 


18 00 


3.078 


33 00 


1.540 


48 00 


0.900 


76 


0.249 


415 


13.457 


1830 


2.989 


33 30 


1.511 


48 30 


0.885 


77 


0.230 


4 30 


12.706 


19 00 


2.904 


34 00 


1.483 


49 00 


0.869 


78 


0.213 


4 45 


12.035 


1930 


2.824 


34 30 


1.455 


49 30 


0.854 


79 


0.194 


5 00 


11.430 


20 00 


2.747 


35 00 


1.428 


50 00 


0.839 


80 


0.179 


5 30 


10.385 


20 30 


2.675 


35 30 


1.402 


51 00 


0.810 


81 


0.158 


6 00 


9.514 


21 00 


2.605 


36 00 


1.376 


52 00 


0.781 


82 


0.141 


6 30 


8.777 


21 30 


2.539 


36 30 


1.351 


53 00 


0.754 


83 


0.123 


7 00 


8.144 


22 00 


2.475 


37 00 


1.327 


54 00 


0.727 


84 


0.105 


7 30 


7.596 


22 30 


2.414 


37 30 


1.303 


55 00 


0.700 


85 


0.087 


8 00 


7.115 


23 00 


2.356 


38 00 


1.280 


56 00 


0.675 


86 


0.070 


8 30 


6.691 


23 30 


2.300 


38 30 


1.257 


57 00 


0.649 


87 


0.052 


9 00 


6.394 


24 00 


2.246 


39 00 


1.235 


58 00 


0.625 


88 


0.035 


9 30 


5.976 


24 30 


2.194 


39 30 


1.213 


59 00 


0.601 


89 


0.017 


10 00 


5.671 


25 00 


2.145 


40 00 


1.192 


60 00 


0.577 


90 


0.000 



Mesela, Istanbul'da 2 Subatda, Meyl-i sems -16 derece 48 dakika oldugundan, gaye irtifa'i 
-16 derece 48 dakika + 49 derece = 32 derece 12 dakika, bir metre, dik cubugun en kisa gol- 
gesi 1.58 m. ve ikindi golgesi 2.58 m. ve ikindi irtifa'i 21 derece 20 dakika olur. Hesab ma- 
kinesi ile fadl-i dair 2 saat 41 dakika bulunur. Ikindi vakti, ezani 9 saat 42 dakika ve miis- 
terek 3 saat 9 dakika olur. Ciinki, Ta'dil-i zeman -13 dakika 39 saniyedir. Yukandaki ced- 
veli kullanmadan da, privileg hesab aletinin 90-32.12 1°>>>-»| = tan + 1 = arc tan MS 90 - MR 
= |->o»;| isaretlerine parmak ile basmca, gilnesin asr-i evveldeki irtifa'i 21 derece 8 dakika 
olur. Yahud rub-i dairede, hayt, kavs-i irtifa' uzerinde gaye-i irtifa' rakamina getirilince, hay- 
tin (zill-i mebsut) kavsinde rastladigi rakam, fey-i zeval golge uzunlugu olur. 



1245 



TA'DIL-I ZEMAN VE MEYL-I SEMS CEDVELI 

GUNES 1986 

O h UNIVERSAL (GREENWICH) ZEMANI 



Tiirih 



Ocak 



Subat 



Tfulil-i 


Meyl-i 


Tadil-i 


Meyl-i 


Tadil-i 


Meyl-i 


Tadil-i 


Meyl-i 


/nil, III 


sems Tiirih 


zeman 


sems Taiih 


zeman 


sems 


Tiirih zeman 


sems 


dak. s 


> 


dak. s 


. 


dak. s 


o » 


dak. s 


o > 


0-02 48 


-23 07 Subat 


15-14 12 


-12 51 Nisan 


1-04 06 


+04 20 


17+03 40 


+1913 


1 0316 


23 03 


16 14 09 


12 31 


2 03 48 


04 44 


18 03 38 


19 26 


2 03 44 


22 58 


17 14 06 


1210 


3 03 30 


05 07 


19 03 36 


19 40 


3 0412 


22 52 


18 14 01 


1149 


4 0313 


05 30 


20 03 33 


19 52 


4 04 40 


22 47 


19 13 56 


1128 


5 02 55 


05 53 


21 03 30 


20 05 


5-05 07 


-22 40 


20-13 51 


-1106 


6-02 38 


+0615 


22+03 26 


+2017 


6 05 34 


22 33 


21 13 44 


10 45 


7 02 21 


06 38 


23 03 22 


20 29 


7 06 01 


22 26 


22 13 37 


10 23 


8 02 04 


07 01 


24 03 17 


20 40 


8 06 27 


2219 


23 13 29 


10 01 


9 0147 


07 23 


25 03 12 


20 51 


9 06 52 


2211 


24 13 21 


09 39 


10 01 31 


07 45 


26 03 06 


2102 


10-07 17 


-22 02 


25-13 12 


-0917 


11-01 15 


+08 08 


27+03 00 


+2113 


11 07 41 


2153 


26 13 02 


08 55 


12 00 59 


08 30 


28 02 53 


2123 


12 08 05 


2144 


27 12 52 


08 32 


13 00 44 


08 52 


29 02 46 


2132 


13 08 28 


2134 


28 12 42 


0810 


14 00 28 


0913 


30 02 38 


2142 


14 08 51 


21 24 Mart 


1 12 31 


07 47 


15-00 13 


09 35 


31 02 30 


2151 


15-09 13 


-2113 


2-12 19 


-07 24 


16+00 01 


+09 56 


Haziran 1+02 21 


+2159 


16 09 34 


2102 


3 12 07 


07 01 


17 00 15 


1018 


2 0212 


22 07 


17 09 55 


20 51 


4 1154 


06 38 


18 00 29 


10 39 


3 02 02 


2215 


18 10 15 


20 39 


5 1141 


0615 


19 00 43 


1100 


4 0152 


22 22 


19 10 34 


20 27 


6 1128 


05 52 


20 00 56 


1121 


5 0142 


22 29 


20-10 52 


-2014 


7-11 14 


-05 29 


21+01 09 


+1141 


6+01 31 


+22 36 


21 11 10 


20 01 


8-10 59 


05 05 


22 01 21 


12 01 


7 0120 


22 42 


22 11 26 


19 48 


9 10 45 


04 42 


23 01 33 


12 22 


8 0109 


22 48 


23 11 42 


19 34 


10 10 30 


0418 


24 01 44 


12 42 


9 00 58 


22 53 


24 11 58 


19 20 


11 1014 


03 55 


25 01 55 


13 01 


10 00 46 


22 58 


25-12 12 


-19 05 


12-09 59 


-03 31 


26+02 06 


+13 21 


11+00 34 


+23 02 


26 12 26 


18 51 


13 09 43 


03 08 


27 02 16 


13 40 


12 00 22 


23 07 


27 12 39 


18 35 


14 09 26 


02 44 


28 02 25 


13 59 


13+00 09 


2311 


28 12 51 


18 20 


15 09 10 


02 20 


29 02 34 


1418 


14 -00 03 


23 14 


29 13 02 


18 04 


16 08 53 


0157 


30 02 43 


14 37 


15 00 16 


23 17 


30-13 13 


-17 48 


17-08 36 


-01 33 Mayis 


1+02 51 


+14 55 


16-00 29 


+23 20 


31 13 22 


17 32 


18 08 19 


0109 


2 02 58 


15 13 


17 00 42 


23 22 


1 13 31 


1715 


19 08 01 


00 46 


3 03 05 


15 31 


18 00 54 


23 24 


2 13 39 


16 58 


20 07 44 


-00 22 


4 0311 


15 49 


19 01 07 


23 25 


3 13 46 


16 40 


21 07 26 


+00 02 


5 03 17 


16 06 


20 01 20 


23 26 


4 13 53 


-16 23 


22-07 08 


+00 26 


6+03 22 


+16 24 


21-01 33 


+23 26 


5 13 59 


16 05 


23 06 50 


00 49 


7 03 26 


16 40 


22 01 46 


23 27 


6 14 04 


15 46 


24 06 32 


0113 


8 03 30 


16 57 


23 01 59 


23 26 


7 14 08 


15 28 


25 06 13 


0137 


9 03 34 


17 13 


24 02 12 


23 25 


8 14 11 


15 09 


26 05 55 


02 00 


10 03 36 


17 29 


25 02 25 


23 24 


9-14 13 


-14 50 


27-05 37 


+02 24 


11+03 39 


+17 45 


26-02 38 


+23 23 


10 14 15 


14 31 


28 05 19 


02 47 


12 03 40 


18 00 


27 02 50 


23 21 


11 14 16 


1411 


29 05 00 


03 11 


13 03 41 


1815 


28 03 03 


23 18 


12 14 16 


13 52 


30 04 42 


03 34 


14 03 42 


18 30 


29 03 15 


23 16 


13 14 16 


13 32 


31 04 24 


03 57 


15 03 42 


18 45 


30 03 27 


2312 


14 14 14 


-13 12 Nisan 


1-04 16 


+04 20 


16+03 41 


+18 59 


Temmuz 1-03 39 


+23 09 


15 14 12 


-12 51 


2-03 48 


+04 44 


17+03 40 


+1913 


2-03 50 


+23 05 



NOT: Bu degerler 1986 + 4N (N=0, 1, 2, 3...) yillari icindir. 1987+ 4N icin 6 saat onceki, 1988 + 4N icin Mar- 
ta kadar 12 saat onceki Martdan itibaren 12 saat sonraki, 1989 + 4N icin 6 saat sonraki degerler kul- 
lamlir. Mesela Ocak 1989 (31 Aralik 1988) icin: 

Meyl = - 23° 07' - (-23° 07 - (-23° 03)) x 6 + 24 = - 23° 06' olur. 
Rilbu' daire, ya'ni Ustilrlab aletini yaparak, giinesin irtifa'im ilk olcen musliiman, Ibrahim Fezarf 
Bagdadfdir. (Zeyc-i Fezarf) ve (Amel-i bil-iisturlab) ve (Kitab-iil-mikyas-iz-zeval) ve diger kitablan cok 
kiymetlidir. 188 [m. 803] de vefat etmisdir. 426'da vefat eden Usbu' Girnatfnin (Kitab-ui-iisturlab) i ve 
801 [m. 1398] de Misrda vefat eden All bin Ahmed Bagdadinin (Hidayetiil miibtedi) si cok kiymetlidir. 

- 1246 - 



TA'DIL-I ZEMAN VE MEYL-I SEMS CEDVELI 

GUNES 1986 
O h UNIVERSAL (UT) 



Tadil-i 


Meyl-i 


Tadil-i 


Meyl-i 




Tadil-i 


Meyl-i 


Tadil-i 


Meyl-i 


Tariii zeman 


sems Tariii 


zeman 


sems 


Tariii 


zeman 


sems Tariii 


zeman 


sems 


dak. s 


o ) 


dak. s 


o ' 




dak. s 


• 


dak. s 


c • 


Te in muz 1-03 39 


+23 09 


16-04 24 


+13 54 


Ekim 


1+10 06 


-02 59 Kasim 


16+15 21 


-18 36 


2 03 50 


23 05 


17 04 12 


13 35 




2 10 25 


03 22 


17 15 10 


18 51 


3 04 02 


23 00 


18 03 59 


13 16 




3 10 44 


03 46 


18 14 58 


19 06 


4 0413 


22 55 


19 03 46 


12 57 




4 1103 


04 09 


19 14 46 


19 20 


5 04 24 


22 50 


20 03 32 


12 37 




5 1121 


04 32 


20 14 32 


19 34 


6 04 34 


+22 45 


21-03 17 


+12 17 




6+1139 


-04 55 


21+14 18 


-19 48 


7 04 45 


22 39 


22 03 03 


1157 




7 1157 


05 18 


22 14 03 


20 01 


8 04 54 


22 32 


23 02 47 


1137 




8 12 14 


05 41 


23 13 48 


2014 


9 05 04 


22 25 


24 02 32 


1117 




9 12 31 


06 04 


24 13 31 


20 27 


10 05 13 


2218 


25 02 16 


10 56 




10 12 47 


06 27 


25 13 14 


20 39 


11-05 21 


+22 11 


26-01 59 


+10 36 




11+13 03 


-06 50 


26+12 55 


-20 51 


12 05 29 


22 03 


27 01 42 


1015 




12 13 19 


07 12 


27 12 37 


2102 


13 05 37 


2154 


28 01 25 


09 54 




13 13 34 


07 35 


28 12 17 


2113 


14 05 44 


2146 


29 01 07 


09 33 




14 13 48 


07 57 


29 11 57 


2123 


15 05 51 


2137 


30 00 49 


0911 




15 14 02 


08 20 


30 11 35 


2134 


16-05 57 


+2127 Eyliil 


31-00 31 


+08 50 




16+14 16 


-08 42 Aralik 


1+11 14 


-2143 


17 06 03 


2117 


1-00 13 


08 28 




17 14 29 


09 04 


2 10 51 


2153 


18 06 08 


2107 


2+00 06 


08 06 




18 14 41 


09 26 


3 10 28 


22 02 


19 06 12 


20 57 


3 00 25 


07 45 




19 14 53 


09 48 


4 10 04 


2210 


20 06 16 


20 46 


4 00 45 


07 23 




20 15 04 


10 09 


5 09 40 


2218 


21-06 20 


+20 34 


5+01 05 


+07 00 




21+15 15 


-10 31 


6+09 15 


-22 26 


22 06 23 


20 23 


6 0124 


06 38 




22 15 24 


10 52 


7 08 50 


22 33 


23 06 25 


2011 


7 0145 


0616 




23 15 33 


1113 


8 08 24 


22 40 


24 06 27 


19 59 


8 02 05 


05 53 




24 15 42 


1134 


9 07 58 


22 46 


25 06 28 


19 46 


9 02 26 


05 31 




25 15 50 


1155 


10 07 31 


22 52 


26-06 28 


+19 33 


10+02 46 


+05 08 




26+15 57 


-1216 


11+07 04 


-22 57 


27 06 28 


19 20 


11 03 07 


04 45 




27 16 03 


12 36 


12 06 36 


23 02 


28 06 28 


19 06 


12 03 28 


04 23 




28 16 08 


12 57 


13 06 09 


23 07 


29 06 26 


18 53 


13 03 49 


04 00 




29 16 13 


13 17 


14 05 40 


23 11 


30 06 25 


18 38 


14 04 11 


03 37 




30 16 17 


13 37 


15 05 12 


2315 


31-06 22 


+18 24 


15+04 32 


+03 14 




31+16 20 


-13 56 


16+04 43 


-23 18 


Agustos 1 06 19 


18 09 


16 04 53 


02 51 


Kasim 


1 16 23 


14 16 


17 04 14 


23 20 


2 0616 


17 54 


17 05 15 


02 27 




2 16 24 


14 35 


18 03 45 


23 22 


3 0612 


17 39 


18 05 36 


02 04 




3 16 25 


14 54 


19 03 15 


23 24 


4 06 07 


17 23 


19 05 58 


0141 




4 16 25 

5+16 24 


15 13 
-15 31 


20 02 46 


23 25 


5-06 02 


+17 07 


20+06 19 


+0118 








21+02 16 


-23 26 


6 05 56 


16 51 


21 06 41 


00 54 




6 16 22 


15 50 


22 01 46 


23 27 


7 05 49 


16 34 


22 07 02 


00 31 




7 16 20 


16 08 


23 01 16 


23 26 


8 05 42 


1617 


23 07 23 


+00 08 




8 1617 


16 25 


24 00 47 


23 26 


9 05 34 


16 00 


24 07 44 


-0016 




9 16 13 


16 43 


25+00 17 


23 25 


10-05 26 


+15 43 


25+08 05 


-00 39 




10+16 08 


-17 00 


26-00 13 


-23 23 


11 05 17 


15 25 


26 08 26 


0102 




11 16 02 


1717 


27 00 43 


23 21 


12 05 08 


15 08 


27 08 46 


0126 




12 15 55 


17 33 


28 01 12 


23 19 


13 04 58 


14 50 


28 09 07 


0149 




13 15 48 


17 50 


29 01 42 


23 16 


14 04 47 


14 31 


29 09 27 


0212 




14 15 40 


18 06 


30 0211 


2312 


15-04 36 


+1413 


30+09 47 


-02 36 




15+15 30 


-18 21 


31-02 40 


-23 08 


16-04 24 


+13 54 Ekim 


1+10 06 


-02 59 




16+15 21 


-18 36 


32-03 09 


-23 04 


Zeval Vakti 


[UT=Greenwich zemam olarak) = 


12 h "' 


b^j tul derecesi kadar zeman - ta dil 


zeman 



Ta'dil-i zeman = Hakiki zeman - Vasati zeman 
Yukandaki degerler Londrada o giin saat sifir, ya'm bir evvelki gun saat 24 (gece yansi) iken tes- 
bit edilmisdir. Ilgili tul derecesi ve zemana gore dogru oranti kabul edilerek tashfh edilip kullamlir. 
Mesela mtisterek (standard) bir vakt (V) icin meyl (5) 8 = S t + (8 2 - <5j) x (V - S / 15) / 24formulu ile 
hesab edilir. Burada, <5j ve <5 2 sirasiyla o giinkil ve ertesi giinkil meyl, S = Standard (memleket saatbasi) 
tul derecesidir. Isaretleri ile kullamlirlar. 

- 1247 - 



Allahii teala, rahman sifati ile, iyi seyleri, kahhar sifati ile kotii seyleri yarat- 
makdadir. Diinyada iyi, faideli seylerle, kotii, zararli seyler kansikdir. Allahii te- 
ala, cok merhametli oldugu icin, insanda, iyi isleri kotiilerinden ayiran bir kuvvet 
yaratdi. Bu kuvvete (Akl) denir. Akl da bu ayirma isini tam yapamryacagi icin, Al- 
lahii teala, kullarma cok aciyarak, bu ayirma isini kendisi yapdi. iyi ve kotii isle- 
ri ayirarak bunlan Peygamberleri vasitasi ile kullarma bildirdi ve iyi islerin yapil- 
masim emr ve kotiilerin yapilmasini yasak etdi. Allahii tealanm bu emr ve yasak- 
lanna (Din) denildi. 

Eflatun gibi eski yunan felesoflarinm ve benzerlerinin bozuk yazilan Isevilige 
ve Musevilige karisdi. Bu iki din, ilahi olmakdan cikip, miisriklerin dinleri halini 
alarak zararli oldu. Muhammed aleyhisselamm bildirdigi dine (islamiyyet) denir. 
Dinleri, Allahin gonderdigine inanmiyan (Kafir) olur. Abdullah bin Sebe' ve 
benzerlerinin bozuk fikrleri de islamiyyete karisdinlmak istendi ise de, Ehl-i sun- 
net alimleri buna mani' oldular. Eshab-i kiram ve Ehl-i siinnet alimlerinin bulun- 
dugu yerlerde yasiyanlarm akllan, iyiyi-kotiiden ayirma isini cok iyi yaparak ra- 
hat etdiler. Ortacagda islam medeniyyetini kurdular. Bu akllara (Akl-i selim) 
denir. Imanlan aym olan Ehl-i siinnet miislimanlar, ibadetlerinde baska mez- 
heblere aynldilar. Ehl-i siinnetin dort mezhebi boyledir. Bozuk mezheb uyduran- 
larin imanlan da bozukdur. Si'iler ve Vehhabiler boyledir. 

Muhammed aleyhisselama inamp da, baska bir Peygambere inanmiyan kimse, 
buna da inanmamis olur. Ciinki, Muhammed aleyhisselama inanmak icin, Peygam- 
berlerin hepsine inanmak lazimdir. Miislimanhk, medeniyyete sebeb olmakdadir. 
Medeniyyet, jet ve elektronik aletler yapmak degil, bunlan zulm yapmak icin 
kullanmayip, insanlara hizmet icin kullanmakdir. Avrupada, Amerikada ba'zi 
fen adamlan, dinlerinden uzaklasmca, basanh oldu. Miisliman ismini tasiyan 
ba'zi ahmaklar, islamiyyetden uzaklasmca basansiz oluyor. Bunun sebebini iyi an- 
lamahdir. 



Bismillahirrahmanirrahim. 



Ya Allah, ya Allah, ya Allah, ya Rahman, ya Rahim. ilahi! Bi hakki 
Muhammedin "aleyhisselam" igfir li ve liebi Sa'id efendi Lofcavi ve liummi 
Aise hamm ve liebnai ve benati ve liceddi ve liesatizeti seyyid Abdiilhakim-i 
Arvasi elmerhum senete 1943 fi karyeti Baglum min kura Ankara ve seyyid 
Fehim-i Arvasi ve seyyid Taha-i Hakkari ve Mevlana Halid-i Bagdadi 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" ve lil-mii'minine vel mii'minat vel 
miislimine vel muslimat elahyai minhiim vel emvat birahmetike ya 
erhamerrahimin. Velhamdiilillahi Rabbil alemin. Amin! Hiiseyn Hilmi bin 
Sa'id istanbuli gafarallahii teala lehii ve li alihi ve iimmehatihi ecma'in. 

tevhId duasi 

Ya Allah, ya Allah. La ilahe illallah Muhammediin Resulullah. Ya 
Rahman, ya R a hi in, ya afiivvii ya Kerim, fa'fii anni verhamni ya 
erhamerrahimin! Teveffenf miislimen ve elhiknf bissalihfn. Allahiimmagfirir 
ve li-abai ve iimmehati ve li aba-i ve iimmehat-i zevceti ve li-ecdadi ve 
ceddati ve li-ebnai ve benati ve li-ihveti ve ehavati ve li-a'mami ve aiiimati 
ve li-ahvali ve halatf ve li-iistazi Abdiilhakim-i Arvasi ve li kaffetil 
mii'minine vel-mii'minat. "Ralimetiillahi teala aleyhim ecma'in." 

- 1248 -