Skip to main content

Full text of "ihya ulumiddin - Imam Gazali"

See other formats


Hticcetu'l-Islam, Zeynii'd-Din, Mticeddid-i Kebir, 
Altm-i Rabbani, Mtir§id-i K&mil, Hadim-i 
§eriat-i Mutahhara, Ehl-i Siinnetin Gbzbebegi 

imam Ebu Hamid Muhammed 

el-GAZALi 

(Rahmetullahi aleyh) 




iHYAU 'ULOmI'D-DIN 

TERCUMESi 

(BlRiNCi ClLD) 

(Mtielllfin mukaddimesi ve on «Kitab»dan miitegekkildir) 

www.ihya.org 



ASLINA SADIK kabnar&k — gikartma ve ilave yapiJraaksizin — 

hiarlanan bu Ihy&u 'Uiumi'd-Din Tercflmesl, escrin ARAPQA 

ASLI GlBl dort cilt halinde negr edilmektedir. 



Terciime eden : 

Ahmed SERDARO&LU 

Diyanet Jgleri Reisligi Mufettiglerinden 

ISTEME ADRESI: 

HUZUR 
YAYIN-DAfilTIM 
FaruksaGlam BEDIR YAYINEVI 

Calalfegme Sok. Yacer Han. p,K. 1060 - Istanbul 

No:46 / Kac 2 Cagaloglu-tST. 
Tel: 513 50 57 

" — — — . ■■ .'.-'-■'_■■ _ ■ — ■— ■■-■ — — « ■■■■■■■■ ■ i ■■■ ■ i — 

www. ihya.org 
Web Sitesi Sunar 

www.yakup.info & www.hanci.org 



ihyau 'UIGmi'd - Din (Cilt:1) 

Rub'iTI-lbadat 

iKlNCt KtTAB 

KiTABU KAVAiDi'L-AKAiD 

(DdRT BABDAN Mt)TE§EKKlLDlR) 



1 inci BAB : tMAN ESASLARININ BIRiNCtSt OLAN §EHADET 
KELlMESt HUSUSUNDA EHL-I SUNNETlN GORU§t? BEYANINDA- 
DIR. 

2 nci BAB : i'TIKAD DERECELERtNlN SIRALANMASI VE tR- 
§AD'IN TEDRlCEN YUKSELMESL 

3 tinea BAB : KUDUS'DE I'TtKADA DAtR YAZDIGIMIZ KA- 
VAtDt'L - AKAiD KITABININ AgiK DELlLLERt BEYANINDADIR. 

' 4 tincu BAB : AKAID KAIDELERI, IMAN, iSI,AM VE BUNLA- 
RIN ARASINDAKt BERABERLiK VE AYRILIK tLE ImANIN ZlYA- 
DE VE NOKSANI KABUL EDIP ETMEYECEGI, SELEFIN «iN§AAIr- 
LAH MU'MtNiM» DEMEK SURETIYLE IMANPAKI iSTISNALARI 
BEYANINDADIR. 




BtRlNCi BAB 

IMAN ESASLARININ BlRiNClSi OLAN §EHADET KELIMESt 
HUSCSUNDA EHL-I StfNNETtN GORtJ§tJ BEYANINDADIR. 

Allah'in yardimiyle deriz ki: 

Hamd, Allah'a mansusdur. O'nu over ve O'na hamd ederim. O Al- 
lah ki, Mtibdl'dir, her §ey'i yoktan var etmi§tir. Mu'id'dir, yok ettigini 
yeniden var eder. Fa'aliin lima yiirid'dir, diledigini istedigi gibi yapar. 
Ar§-1 A'zam'in Haliki ve Maliki de O'dur. Azabi §iddetli, intikami siir'- 
atli olan da O'dur. iyi kullarini agik ve dogru yola hidayet eder; bir- 
ligine §ehadet edenlerin akldelerini tereddiit ve §uphelerden korumak- 
la onlara in'amda bulunur ve Resuliine uymaga, huzur-i kalb ile din- 
leyenlerden ba§kasimn idrak edemiyecegi, zat ve sifatindaki evsaf-i 
harnldesiyle tecelli edip milkerrem kildigi ashabimn izinden gitmege 
sevk eder. 

O Allah ki, onlara bildirdi, birdir. Ortagi yok, tek'dir. Benzeri yok, 
Samed'dir - O kimseye muhtac, degil - herkes O'na muhtagtir. Ziddi 
yoktur. Her cihetten tek'dir. Hi? bir suretle benzeri olmayan, tek bir 
kadlmdir. Evveli olmiyan bir Ezeli'dir, varhginm ba§langici yoktur. 
Varligi, daimidir, nihayete ermez, son yoktur. Daimi olarak her §ey*i 
korur, yaratiklan idare eder. Bakidir, asla yok olmaz. Ewel, ahir kib- 
riyalik vasiflariyle mevsufdur. Zamanlann sona ermesi, ve miiddetle- 
rin munkariz olmasiyle, hakkmda aynhk ve ttikenmekte hiikiim olu- 
namaz. «0, (ba§Iangici olmiyan, biitun varhklardan ewel mevcud 
olagelen) eweldir ve (sonu olmiyan, her §ey helak olduktan sonra de- 
vam edecek) ahirdir; zahir de O'dur, batin da O'dur. O, her §eyi bili- 
cidir.n (57-Hadid: 3) 

ALLAHU TEAlA'YI NOKSAN VASIFLARDAN TENZllI 



Cisim degil, suret degil, cevher degil, sinir ve miktan yoktur. Mik- 
tftrda da, bolumde de cisimlere benzemez. Cevher olmadigi gibi cevher 
de kendisine giremez. Arez olmadigi gibi arez de kendisine hulul ede- 



230 tHYAu 'ULOMt'D - DlN — Cilt : 1 - RUB'U'L - tBADAT 

mez. Hie bir varhga benzemez ve hie. bir varhk da kendisine benzemez. 
O'nun misli gibi yoktur, O da hie bir §ey'in misli, benzeri degildir. O'nu 
miktarlar tayin edemedigi gibi hi? bir §ey de igine alamaz; cihetler 
de O'nu kaplayamaz. Yer ve gGkler de O'nu icine alamaz, Kur'an-i 
Kerim'de anlattigi ve murad buyurdugu gibi, temas, yerle§me, hulul 
ve intikalden miinezzeh bir §ekilde Ar§'i istiva etmistir. Ar§, O'nu ta- 
§iyamaz, belki Ar§ ve Ar§'i hamil melekler, O'nun kudretinin lutfiyle 
tutunur ve O'nun yed-i kudretinde makhuxdurlar. O, Yer'in dibinden 
Ar§'iri ustune kadar her §ey'in fevkindedir. Fakat bu ustiinluk O'nu 
enginlerden uzakla§tirmadigi gibi yiikseklerde olan Gok ve Ar§'a da 
yakla§tiramaz. Yerlerden yiiksek oldugu gibi, gokler ve Ar§'dan da 
ayni gekilde yiiksektir. Bununla beraber O, her varhga yakin, insana 
ise §ah damanndan daha yakindir. O, her §ey'i bilir ve korur. O'nun ■ 
zati cisimlere benzemedigi' gibi, yakinhgi da cisimlerin yakinhgina 
benzemez. Hi? bir §ey'e hulul etmez, hi? bir §ey de O'na hulul edemez. 
Zaman, kendisini hududlamadigi gibi, mekan da kendisini icine ala- 
maz. Zaman ve mekani yaratmadan, O var idi. Bunlan yaratmadan 
nasil idiyse yarattiktan sonra da aynidir. O, yaratiklara sifatlariyle 
tecelli ediyor. -Zatmda bagkasi yok, ba§kasinm zatinda da degildir. 
Degi§iklik ve intikalden mtinezzehdir. Havadis [sonradan var olan 
§eyler] O'na hulul etmez, anzalar O'na yakla§maz. Celal ve kemal 
sifatlannda daim, noksan ve zeval vasiflardan munezzehdir. 

Her kemal kendisinden geldigi icin, kemalini arttirmaga ihtiyaci 
yoktur. Akil yolu ile Zatinda varhgi bilinmisttr. (Mii'minlere) Cen- 
nette (olduklan ve Zat-i kibriyasi, mekan, mesafe, sekil ve cihetten 
miinezzeh oldugu halde) cemal-i ba-kemalini gostermekle nimetini 
tamamlamak i£in iyilere lutf ve nimet ojarak, gozlere gorulecektir. 

HAYAT VE KUDRET : 

Allahu Teala: Hayy [diriydir. Kaadir [her §ey'e giicii yeter]'dir. 
Cebbar'dir. Her emrini yiirutur, her kingi baglar, hukmunde galib 
olup ululuk sahibidir. Kaahir'dir. Emrinde galibdir, mtilkiinde dile- 
digi gibi tasarruf eder. Noksanhk ve acziyyet O'na yaklagmaz. Gaflet, 
uyku, yokluk ve dliim kendisine gelmez. Mulk-i melekut'un [goriUen, 
goriilmeyen] butun varhklann sahibidir. Kuwet, galebe, ululuk ve 
azamet O'nundur. Sultanhk, kuwet, kahr u galebe O'nundur. Yarat- 
mak, emretmek O'na mahsustur. Yer, gok ve biitiin yaratiklar yed-i 
kudretinde dUriilmU§tur; emrindedirler. Yaratmak ve icad etmek ile 
teklegen, yaratmak ve icad etmek, yalniz kendisine mahsfls olan O'dur. 
Biitiin yaratiklan ve kendi kisbleri olan isterini yaratan O'dur. Rizk 
ve ecellerini O takdir etti. Hie bir varhk O'nun kudreti digmda degil- 



2 nci KlTAB — 1 inci BAB — iLtM, 1RADE, SEMt, BASAR . 231 

dir; hig bir tedblr O'nun tasarrufundan kayboImamis.tir. Takdlr et- 
tigi geyler sonsuzdur; limine ise nihayet yoktur. 

tLlM {Bilmek] : 

OImu§ ve olacak, mumkiin ve miimtenl her §ey'i bilir. ilmi, yerin 
altindan goklerin iistilne kadar her §eyi kaplar, yer ve goklerde zerre 
kadar blr §ey ilminin haricinde kalmaz. Karanhk gecede, siyah tas. 
uzerinde kara karmcanin hareketini bilir. Hava bo§lugunda dolasan 
zerrelerin hareketini bilir, gizli ve a§ikare her §ey'i bilir. Gdniilden 
ge§en hatiralan, igteki gizlilikleri, sonradan gelen ve degi§en bir ilira 
lie degil, hig degi§meyen ilm-i ezelisi ile bilir. 

iRADE: 

Allahu Teala: Kainatin varhgmi irade, hadiseleri idare eder. is- 
yandan, taattan, azhk veya gokluktan, zarar veya kardan, cehalet ve- 
y& bilgiden, ktiftir ve imandan, iyilik veya kotiiliikten, kiicilk ve bu- 
ytikten, az ve goktan, goriiniir ve gortinmezden alemde ne varsa ve 
ne olursa hep O'nun ilmi, dilemesi ve iradesiyledir. (Ancak, hayra ri-> 
zasi vardir; §erre nzasi yoktur). Allahu Teala 'nm diledigi olur, dile- 
medigi olmaz. Gozlerin bakmasi, bir sey'in hatira gelmesi dahi O'nun 
iradesi diginda kalamaz. Yoktan var ettikten sonra yine var eden 
O'dur. Diledigini yapar, emrine kimse mani olamaz, htikmunii kimse 
bozamaz. Kulun.gunahtan korunmasi O'nun hid&yet ve rahmetiyle- 
dir. Kulunun itaat'e guc yetirmesi, O'nun dileme ve iradesiyledir. Eger 
ins, cin, melek ve biitiin canli varhklar bir araya toplanip da Allahu 
Teila'nin dilek ve iradesi aksine bir zerreyi durdurmak veya hareket 
ettirmekisteseler, buna guc yetiremezler. trade sifati da diger sifatlar 
gibi zatiyla kaim ezeli sifatidir. Egyalarm muayyen zamanlardaki vti- 
cOdunu ezelde irade etmigtir. Onlar da hi? bir degi§ikliksiz ve ileri geri 
varmadan ezelde diledigi gibi ve kaderine muvafik bir §ekilde muayyen 
zamanlarda vucud bulurlar. Bunlar igin diisunce ve zamana ihtiyaci 
yoktur. Hig bir gey kendini me§gul etmez. 

SEMt' [Igitme], BASAR [Gorme] : 

Allahu Teala, hakkiyle goren ve i§iten bir goriicii ve i§iticidir. Ne 
kadar gizli olursa olsun, her sey'i otuyar, ne kadar ince olursa olsun, 
her §ey'i gorur, goriip i§itmesinden hig bir §ey kagmaz. Uzakhk duy- 
masuia, karanlik gormesine engel olamaz. Gormesi goz, i§itmesi kulak 
He degildir. Her sey'l bilir fakat bilgisi kalb ve dimag ile deglldir. Alet- 
siz tutar, aletsiz yaratir. i§lerinde vasitaya ihtiyaci yoktur. O'nun 



232 1HYAU ULOMl'D - DlN - Cilt : 1 - RUB'UX - IBADAT 

zati, yaratiklann zatina benzemedigi gibi, sifatlan da yaratiklarm 
vasiflanna benzemez. 

KELAM [Soylemek ve konu§mak] : 

Allahu Teala'nin konusma demek olan kelam sifati vardir. Cunkii 
emir verir, nehiy eder, miijde verir, korkutur. Biitim bunlar kelam ile 
mumkundiir. Fakat O'nun kelami Insanlarm soztine benzemez, kendi 
zatiyla kaim, ezeli bir sifatidir. Cisimlerin titre§mesi ve havanin dal- 
galanmasindan meydana gelen bir ses, dillnl oynatmak veya dudak- 
lanni kapamakla sonu gelen harfler cinsinden degildir. Tevrat, tncil, 
Zebiir (bugiinkii muharref sekilleri degil, asillan) ve Kur'an-i Kerim 
O'nun kelam'i ve Peygamberlere gonderdigi kitablandir. Kur'an, dil- 
lerde okunup, mushaflarda yazildigi ve hafizlar tarafindan ezberlen- 
digi halde yine zatiyle kaim ezeli bir sifatidir. Hafizalara naksi, sahl- 
felere yazilmasi Allahu Teala'dan aynlmasim gerektirmez (Esasen 
kadim olan yazilar degil,' zatiyla kaim olan kelam-i nefsldir) . 

Musa aleyhi's-selam ses ve harfsiz olarak Allah kelamini duy- 
mustur. Nitekim ebrar [iyiler]'in ahirette, cevher ve arez olmadigi hal- 
de Allahu Teala'yi mugahede edecekleri gibi. 

Allahu Teala'nin bu sifatlan sabit olunca, Allahu Teala yalniz za- 
tiyla degil, belki hayat sifatiyle hayy [diri], ilim sifatiyle alim, kud- 
ret sifatiyle kaadir, irade ile murid [dileyici], sem' ile semi' [igidici], 
basar ile bash- [goriicu], kelam sifatiyle mutekelltm [konusucu] olmus. 
olur (Yani Allahu Teala'nin gbrmesi, i§itmesi ve benzeri diger vasif- 
lari zatina has bir hususiyet degil, zatiyla kaaim olan sifatlanndandir) 

Allahu Teala'nin zat ve sifatmdan ba§ka her ne varsa, en adil, en 
tam, en olgun ve en giizel §ekilde adaletinin tecellisidir ve O'nun ya- 
ratmasiyle sonradan olmu§tur. tslerinde hikmet, hukumlerinde ada- 
let sahibidir. O'nun adaleti kullann adaletiyle olctilemez. Qiinku ku- 
lun, baskasinm mahm kullanmakla zulmetmesi mumkundiir. Fa- 
kat Allahu Teala hakkmda boyle bir §ey dtistinulemez. Cunkii ondan 
ba§kasi miilk sahibi degildir ki, baskasmm mulkiinde tasarrufu dii- 
§unulebilsin. O'nun zat ve sifatmdan baska, insan, cin, melek, §eytan, 
yer, gok, hayvan, bitki, cansiz varliklar, cevher, arez, akil ile anla§ilip 
hasseler ile [be§ duygu organi] biiinen her ne varsa hepsini sonradan 
ve yoktan var etmistir. Qunkii ezelde yalniz kendi var Idi ve O'ndan 
baska bir sey yoktu (Her sey Hudus-i zati ve Hudus-1 zam&m ile ha- 
dls'dir). ihtiyaci i$in degil, ezeli iradesini yerle§tirmek ve kudretini 
gostermek icm her §eyi sonradan yaratti. Botqu olmaksizin, yalmz 
bir fazl eseri olarak yoku var etti, her §eyi yaratti ve insanlara (sonun- 



2 nd KtTAB — 1 inci BAB — PEYGAMBERLERtN NObOVVETIne §EHADET 233 

da mukafatlandiracagi) tekliflerde bulundu. Yine borcu olmaksizin 
kendi fazlindan insanlan islah ve onlara nimetler verdi. Fazl, ihsan, ni- 
met ve minnet O'nundur. gUnkti O'nun insanlara ge§itli eza ve isken- 
celer yapmaga, onlara elem ve kederleri yagdirmaga giicii yeterdi. 
Eger boyle yapsa girkin bir i§ i§3emi§ veya zulm etmi§ sayilmaz; belki 
adaletini icra etmi§ olurdu. O, ancak lutf u keremi ve va'dinin muk- 
tez&si olarak mii'minleri taat ve ibadetleri lie miikafatlandiracaktir. 
Bu O'nun borcu degil, cunkii O'ndan zuliim sadir olmasi dusimule- 
medigi gibi kimseye bir borcu yok, kimsenin de O'nda bir hakki yok- 
tur. Taat ve ibadet bakimmdan kullardaki hakki, akil yolu ile degil, 
Peygamberleri vasitasiyle biidirmi§tir. O, Peygamberler gbnderdi. Nti- 
buvvetlerini isbat edecek agjk mu'cizeler ve metafizik kuvvetlerle on- 
lan techlz etti. Emrini, nehyini, va'dini, insanlara bildirdiler. OnJann 
getirdiklerine inanmak insanlar iizerine borg oldu. 

IMANDA iKiNCi KEUME OLAN PEYGAMBERLERtN 
NttBtJVVETiNE §EHADETiN MANASI 

Allahu Teala Kureys. kabilesine mensub iiinmi [mekteb medrese 
gormeyen, okur-yazar olmayan, anadan dogdugu gibi kalan] Muham- 
med Mustafa'yi (S.A.V.) insanlara ve cinlere Peygamber olarak gon- 
derdi. O'nun §erl'atiyle yerlesjtirdikleri mustesna hukumler, diger bu- 
tiin §er'i hukiimleri neshetti, kaldirdi. O'nu butun Peygamberlerden 
ustun yaratti ve insanlann efendisi yapti ve "MUHAMMEDtJ'R - RE- 
SULULLAH" demedikge yalniz "LA ILAHE ILLALLAH" demenin ka- 
mil imana delaletini men'etti (a). Diinya ve ahiret isjerinde haber ver- 
digi her §eyde, ona inanmayi insanlara bore, kildi. Ve oliim sonrasi 
hakkindaki haberlerine inanmayanlann imamni kabul etmedi. Bu 
hususda Peygamberimizin buyurduklan §6yle siralamr: 

1 — Nekir ve Miinkerin suali: Bunlar heybetli iki melektir. 
Canh bir cisim halinde (b) ins&ni kabirde dumdiiz oturtur ve ona, 



(a) Gazali'nin buradaki ibarcsinin goriinugunden Hazret-i Muhammed'i Peygamber 
tannnayanm imaninm kamil olairuyaeagi anlagiliyorsa da gergekte tMUHAMMED'UR- 
RESOLULLAH* demedikce yalniz «LA ILAHE ILLALLAH* demekle, degil kamil iman, 
astl Iman da olmaz. Peygamberi tammayanlar mii'min degiUerdir. Ancak kitab, Peygam- 
ber ve dtn mefhfimuna rastlamayan goldekilere yalniz Allah 'i bulmak kifayet eder. 
Akvam-i salifenin, zamanlanndaki Peygamberi tasdik etmeleri gait ve Peygamberimiz 
bQtun begeriyyete gonderilmig son ve tek peygamber oldugu igin gimdiki butun insanla- 
nn onu tanimasi zarflrldir. Aksi Mlde mii'min olunamaz. 

(b) Bedenden aynlan ruh. bugunktt gekliyle bir daba Kiyamet gunii bedene girer. 
Kabir sualiade ise melegin sualini cevaplandiracak gekilde bedene temfls eder. Kaldirip 
oturtmak tabirleri temsUidir. 



234 IHYAU 'ULOMt'D - DlN — Cilt : 1 — RUB'U'L - iBADAT 

Allah'in birliginden, Peygamberin risaletinden sorarlar ve "Rabbin 
kim, Peygamberin kim, hangi dine mensubsun?" derler. Kendileri vb 
sualleri kabrin ilk ibtila ve imtibamdir. 

2 — Kabir azabi: Kabir azabi hak olup, hikmet ve adalete uy- 
gundur. Kabir azabi, Allahu Teala'mn diledigi sekilde ruh ve cesedin 
ibisine birdendir (c). 

3 — Mizan : iki kefesi bir dili olup yer ve gokler kadar bUyuk 
olan teraziye inanmak. Burada Allahu Teala'mn kudretiyle ameller 
tartihr (d). O gun agirhk bir hardal tanesi ve hatta bir zerreden 
hesab edilir. lyilik defteri guzel bir surette terazinin parlak goziine 
konur ve fazl-i ilahi ile Allah yamndaki derecelerine gore agir gelir. 
Gunah defteri de girkin bir gekilde terazinin karanlik goziine konur 
ve o da o tarafi bastirir. 

4 — Sirat : Cehennemin tizerinde uzanmi§ kildan ince, kili^tan 
keskin, bir cisim olan "SIRAT" koprusiine inanmak: Noksan sifatlar- 
dan munezzeh olan Allahu Teala'mn hukmuyle kafirlerin ayagi bu- 
radan kayar ve Cehenneme diiserler. Allahu Teala'mn fazl u kere- 
miyle de mu'minlerin ayagi kaymadan kar§iya gecer ve ebedi karar- 
gah olan Cennete ulaijirlar (e) . 

5 — Havz : insanlarin, ahiret aleminde ugrayacaklan, Peygam- 
berin havzina [Havuz] inanmak: Sirati gegtikten sonra Cennete gir- 
meden 6nce mii'minler bundan icer. Bundan bir yudum iceri bir daha 
susamaz (Bundan sonra su igmek zevk igindir). Havzin eni bir ayhk 
mesafedir. Suyu, siitten beyaz, baldan tathdir. Etrafinda yildizlar ka- 
dar bardaklar vardir. Havza akan iki kanal vardir. Bunlar cennetteki 
Kevser nehrinden gelir. 

' 6 — Hesab : Hesaba ve hesabda insanlarin bir olmayip, kiminin 
hesabi miinakasali, kiminin musamahah gegecegine ve Allahu Tea- 
la'ya 50k yakm olan bir kisminin da hie. hesab edilmeden cennete gi- 
recegine inanmaktir. Allahu Teala Peygamberlerden dilediklerine, 
risalet vazlfesini eda. edip etrnediklerini, kafirlerden de dilediklerine 



(c) Kabir Slemi, alem-i letafettir. Bu diinya, alem-i kesafettir. Kesafet letafeti g5- 
remez. Bir olii yam mi zd a oldugu halde bile biz farkinda olmadan azab cekebilir. Bu mi- 
sal, rijya ile tern si 1 edilebifir : Bir yatakta yatan iki kimseden biri tatli, dlgeri ktnrkunc 
riiyalarla ugragirken, bunlar a bakan uyamklarin, bu hallerden hie haberleri olmaz. Kabir 
azabi da boyledir. Ruh'un IjO'lesi gune^'in ziyasi gibi rismin madde-i asliyyesine vurur 
ve her iki azabi tadar. 

Biz kabirde sual cevaba, ten'im ve ta'ztbe inaninz. Keyfiyetini Allah bilir. 

(d) Tartilan, ya sahifelerdir veya ameller. Yani sevap ve giinahlar cisimlendiri- 
lerek tartilir. Amellerimizin tartilacagina inanir, keyfiyetine kangmayiz. Tartidaki hik- 
met bizi bize tanitmaktir. 

(e) Bu kdpru, hadd-i zatinda biiyle olmakla ber&ber herkesin ameli nisbetinde ge- 
nigler. 



2 nci KlTAB — 1 fnei BAB — PEYGAMBERLERlN N0BOVVETtNE §EHADET 235 

inkarlarinm sebebini soracaktir. Bid'at sahiplerine sunnetten nigin 
ayrildiklanhi soracak, mii'minleri de amellerinden sorguya cekecektir. 

7 — Cehennemde, ebedi nig bir mii'min kalmayacaktir, sartiyle 
nih&yet cezalari bittikten sonra, Allahu Teala'nin fazliyle, mu'minle- 
rin cehennemden gikacagma inanmaktir. 

8 — §efaat : Peygamberlerin, alimlerin, §ehidlerin, daha sonra 
da Allah katindaki derecelerine gore diger mii'minlerin §efaatlerine 
inanmak. His gefaatcisi olmayan mti'min de sonunda Allahu Teala'- 
nin tazliyle cehennemden gikarilacaktir ve zerre kadar ima.ni olan btr 
mii'min cehennemde kalmiyacaktir. 

9 — Sahabe'nin derece ve faziletlexine inanmak: Peygamberden 
sonra en efdal: Ebft Bekir, sonra Omer, sonra Osman ve sonra da All 
(Allah hepsinden razi olsun) olduguna inanmak. 

Btittin Sahabeye hiisn-ii zan etmek ve Allah ve Peygamberi med- 
h ii sena ettigi gibi, Sahabe-i kirami da ovmek. 

Butun bu saydiklarimiz hakkinda rivayetler vardir ve bunlarm 
dogrulugunu bildiren hadisler mevcuttur. Kim bunlara kat'i olarak 
inanirsa, hak ve siinnet ehlinden olup bid'at giiruhu ve sapikhk kaafl- 
leainden ayrilmis. olur. 

' AUahu Teala'nin fazl u rahmetinden, blze ve butiin mii'minlere 
kemal-i yakin ve dinde hiisn-i sebatlar dileriz, O, rahmet edicilerin 
en merhametlisidir. 

(Allahiimme salli ala Muhammedin ve ala Al-i Muhammed.) 



iKtNCi BAB 

I'TiKAD DERECELERINtN SIRALANMASI VE 
IRSAD'IN TEDRlCEN YUKSELMESt 



Bilmis, ol ki, muhtasar akaid risalesinde islam inancina dair a$ik- 
ladigimiz esaslar, daha yeni nesv ti nema gaginda olan gocuga ogre- 
tilmelidir. Boyle sathi olarak bunlan ogrendikten sonra zamanla te- 
ker teker her birinin ne demek oldugunu anlar. Yani once ezberlemek, 
sonra anlamak, sonra kat'l kanaate vanp tasdik etmek gerekir. Ima- 
nin bu kadan, gocuklarda delil aramadan bulunabilir. Fazl u kere- 
minin eseri olarak Allahu Teala, daha ilk devresinde mu'min'in kal- 
bini agar, mii'min delil ve hiiccet aramadan hemen gercegi kabul edi- 
verir kl, inkarma imkan olmiyacak §ekilde ekserS'sinin imam boyle 
kuru telkln ve sirf taklidden ibarettir. Gerc,i boyle yalmz taklidde 
kalmak, ziddimn telkiniyle kaybolma tehlikesiyle ba§langi£ta pek 
kuvvetli goriilemez. §iiphe ve sallantidan kurtulmasi igin bu itikadlan 
kuvvetle§tirmek ve bu gibilere isbat etmek lazimdir. Fakat bunlan 
kuvvetlendirmek igin mucadele ve kelam san'atim bgrenmek lazim 
■degil, belki Kur'an, Hadls okumak ve bunlarin manasim anlamak, iba- 
detlere devam etmek kafidir. Boylece kulagi He duydugu Kur'an ve 
Hadis delillerl ve faydalan ile, gonlune dogan ibadet nuru ile, iyiler- 
le du§iip kalkmaktan, onlarin nurlu simalan He giizel sozlerlnden, 
hallerinde gorillen huzur, Allah korkusu ve mutevazi' simalarmdan 
faydalanmak suretiyle inanci kuvvetlenir. Ilk imam telkin etmek kal- 
be blr tohum ekmek gibidir. Bu sebebler de o tohumu sulamak ve 
terbiye etmek demektlr. Bu suretle tohum kuvvetle§ir, kok satar; k5- 
kti kalbde, dallan goklere yiikselerek §eccre-i miibareke [iyi bir agacj 
olur. 

Kendisine dini esaslar, yeni telkin edilen kimseyi, kelam ve mii- 
cadele meclislerinden uzak tutmak lazimdir. Qiinku miicadelenin ifsad 
■ettigi, lslah ettiginden 50k fazladir. Bu i'tikadi, cedel ile kuvvetlen- 
dirmege ^ali^mak, agaci kuvvetlendirmek ic,in demir tokmakla dog- 
mege benzer. Demir tokmak ile agaci siki§tirmaga cahsan kirmak teh- 



238 tHYAU 'ULtJMl'D - DtN - Cilt : 1 - RUBU'L - IbADAT 

likesiyle kar§i kargiyadir. Bu hususdaki tecrube ve miisahedeler ye- 
ter, ba§ka delil aramaga luzum yoktur. 

Avam tabakasmdan olan salih ve miitteki kimselerin i'tikadiyle 
kelam ve miicadelecilerin itikadini kargilastordigin vakit, gorursiin ki, 
avarain i'tikadi, kendisini big bir kuvvet sallayamiyan yiiksek dagr 
gibi, kelamcilann i'tikadi ise rtizgann istedigi tarafa salladigi ve saga, 
sola yalpa vuran havada asilnu§ bir ip gibidir. Ancak Imam saglam 
olanlar, aslinda taklid yolu ile iman etigi gibi bunlann delillerini de 
taklid ederek kabul eden avam takimidir. Qunkii delili ogrenmekteki 
taklid ile, medlul olan imam ogrenmekteki taklid arasinda fark yok- 
tur. 

Delili ogretmek bagka, delilden bahsetmek ve delil bulmak da ba§- 
ka ve ayn bir §eydlr. 

Sonra cocuk, bu i'tikad iizerine biiyiir ve dunya i§i ile ugras.irsa 
tabii ba§ka bir §ey bilemez. Fakat bu kadarla ahirette, ehl-i hak i'ti- 
kadiyle selamete ula§ir. Qiinku dinlmiz, Arabin cahil bedevilerinden 
bile bu akidenin zahirine kat'l bir gekilde inanmaktan fazla bir §ey is- 
tememi§tir. Delil aramak, mukaddimeler kurmak gibi §eylerle asla borc- 
landinlmadilar. Eger ahiret yolcusu olmak.ister ve Allahu Teala'nin 
yardimi miisaade ederse iyi amellerle me§gul olur, takva'ya devam 
eder, nefsini arzulanndan ceker, riyazet ve mucahede yoluyla gayret 
ederse, Allahu Teala, va'dini yerine getirmek icin, bu mucahede sebe- 
blyle, kalbine akittigi nur vasitasiyle hidayet kapilan kendine acilir. 
ve bu inancin hakikatlerine ulasmi§ olur. Nitekim Allahu Teala Kur'~ 
an-i Kerlm'de §6yle buyuruyor: 

^: * , y** . tts • ' i * ^ ,' ' .*.> 
i 



«Bizim rizamiz ugrunda mucahede edenleii bize giden yol'a ula§- 
tinnz. Muhakbak ki Allah, iyilik edenlerle beraberdir.n (29-Anke- 
but: 69) 

Igte siddik ve mukarreb'lerin ozledikleri kiymetli cevher de bu 
imandir. Eba Bekr'in (R.A.) imam, digerlerine ustiin denmekle, kal- 
bine akitilan bu sirr'a igaret edilmigtir. 

Bu sunn inki§afi insamn miicadelesi, manevi derecesi ve Allah'- 
dan bagka her §eyi gonlunden atip yakin nuru ile aydinlanmasindaki 
kuweti nisbetinde derecelere aynhr. Bu aynlik, insanlann tip, fikih 
ve dlger ilimlerin inceliklerini anlamalanndaki aynhga benzer. zira 



2 nci KlTAB — 2 nci BAB — I'TtKAD DERECELERtNtN SIBALANMASI 238 

bu bilgiler, cehd u gayret, fitri zeka ve idrak kaabiliyetlerine gore de- 
gisir. Bunun gibi esrir-i ilahinin inkis&fi da derecelere aynhr. 

MES'ELE : 

Eger: "Niicum ilmi [Astrploji] gibi, kelam ve cedel ilimlerinin 8g- 
renilmesi de yerilir mi? Mtibah veya mendub mudur?" diye sorarsan: 

Bilmi§ 61 ki: insanlar, bu mevzuda ii'rata varan uzun boylu dedi- 
kodular yapmi§lardm Bunlar §6yle siralanabilir: 

L — Kelam ilmi, bid'at ve haramdir. SJrkden baska her ces.it gti- 
nah ile Allah huzuruna Qikmak, kelamci olarak gikmaktan daha eh- 
vendir. 

2 — Kelam ilmi, vacib, farz-i kifaye ve hatta farz-i ayndir. Zira 
amellerin en makbulii, yakinligin en ustiin derecesidir. Qunku kelam, 
tevhid ilmini gergeklegtirir ve din'e kar§i yapilan hiicumu Onler. 

Eski Hadls alimleri, S ii f y & n - i Sevri, Ahmed b. H a n - 
b e 1 , Malik ve § a f i ' i de bu ilmin haram olduguna kaaildirler. 
tbn Abdii'1-Ala -<f) der ki: 

«i m a m § a I i ' i (R.A.) , Mu'tezile'nin kelamlanndan olan 
H a f s e 1 - F e r d (g) ile miinazarasi sirasinda, insanm §irkden ba§ka 
her giinah ile Allah huzuruna $ikmasi kelamci olarak gikmasmdan 
daha iyi oldugunu sbylemistir. Zira ben Hafs'den bir soz duydum ki 
bunu dilime bile alamam (Bu da Hafs'in "Kur'an-i Kerim mahluk- 
tur." soziidur)». Yine imam g&fi'i soyle buyuruyor: "Miisluman- 
lann soylemesine ihtimal vermedigim sozleri, kelamcilardan duydum. 
insanm sjrk'den bas,ka Allahu Te&la'nm yasak ettigi her fenahga 
diigmesi, kelam'a bakmasindan daha iyidir." Kirabisi (g) hikaye edi- 
yor ki: imam §afi'i'ye kelam'dan bir mes'ele sordular, imam §a- 
li'I kizdi ve 'Bu gibi §eyleri Hafs el-Ferd ve arkadaglanndan so- 
run, Allah onlan peri§an etsin." dedi. 

imam §afii'nin hastahgi esnasinda Hafs el-"Ferd ziyaretine ge- 
lerek: "Beni tamdin mi?." dedi. imam §afi'i: "Sen Hafs el-Ferd"sin, 
bu halinden tevbe etmedikce Allah seni korumasm." buyurmugtur. 
Yine imam Safi'I : 

ninsanlar, kelamdaki fenaligi bilseydi arslandan kagar gibi kelam- 
dan da ka^arlardi.n demisdir. Yine buyuruyorlar ki: 



(f) Adi Ytaus'dui'. Misirli olup 170 yilinda do|mu§ bir fakihdir. Mlislim, Nesel, 
tbn Mace ve bir coklan kendisiriden Hadis rivayet etmi§tir. 

(g) Ferd lakabidir. imam Ebu Yusuf'dan okuduktan sonra MQ'tezile'ye meyl etti 
ve onlann keiamcilarmdait oldu. ImSm Sflfi'i buna aMONFERtDs derdi. 

(g) Hadis'de ve fikihda atim oldugu gtbi, elil-i siinnet'in kelam alimlerindendL 
Fakat imam Ahmed ile anlasamadiklanndan k end! sine kiymet verilmemigtir. 



240 tHYAU 'ULOMt'D - DlN — Cilt : 1 — RUB'UX - IbADAT 



elsim musemma'nm ayni midir, gayn midir, sbyleyeni duydugu- 
nuzda biliniz ki o, dinsiz bir kelamcidir.» Za'ferani (h) diyor ki: "imam-L 
§afi'I, kelamcilara verilecek ceza, onlan hurma agaeinm budaklan 
He dove dove, memleket memleket dola§tinp, Allah'in kitabim, Fey- 
gamberin sunnetini birakip da kelam ile ugra§anlann cezasi budur 
dlye te§hir etmektir." demigtir. 

Ahmed b. Hanbel: «Kelam sahibi asla iflah olmaz. Ke- 
lam ile ugra§anm kalbi daima §iiphededir» buyurmu§lardir. Mumai- 
leyh Kelamcilann zemminde o kadar ileri gitti ki, bid'atsileri red icin 
kitab yazan Ciineyd'in §eyhi, biiyiik zahid ve so'f I, Haris-1 M u - 
h a s i b I 'ye «Vah sana, onlann sozlerini red icfai, o sozleri delillerlyle 
kitabina koymak suretiyle insanlann miitalaasina arz edip de bu hu- 
susda fikir ve miitalaa yiirutmelerine sebebiyet veren sen degil mi- 
sin?» diyerek ondan aynlmi§tir. Yine imam Ahmed, kelam allmleri 
icm : «"Zindik" [mimkir]'dirler.» dedi. 

Imam Malik (R.A.) diyor ki : 

oKelam miicadelecileri, §iiphesiz birbirinden ustiindiir. Daha Us- 
tiin miicadeleci bulundugu vakit dini degi§tirmek mi lazim?» (Eger 
kelami usul ittihaz edersek neticesi budur. Daima daha kuwetli mii- 
cadeleciye uymak ve her gun bir din degi§tirmek olur.) Yine imam Ma- 
lik: aBid'atler ve ehl-i ehva'nin §ehadeti caiz degildir.» der. Baza ar- 
kadaglan tmam Malik'in "Ehl-i ehva" sGziinden muradi, hangi mez- 
hebde olursa olsun, kelamcilar oldugunu agiklami§lardir. 

imam Ebu Yusuf : 

«ilmi, kelamda arayanlar zinchkla§ir, dinden gikar.n buyuimu§tur. 

Hasan-i Basri: 

«Kelamcilarla miicadele etmeyin, onlarla dii§up kalkmayin, soz- 
lerine kiymet vermeyin.n buyurmu§tur. Eski Hadis alimleri bu hususda 
rey birligindedir. Buna dair onlardan nakledilen agir rivayetler, sayi- 
lamiyacak kadar coktur. Bu davalarma Sahabe'nin davram§im goz- 
onune alarak ve Hadislerle delil getirerek dediler ki: "Ba§kalanndan 
daha agik konu§up, daha mukemmel mukaddimeler kurabilen ve ha- 
klkati daha iyi bilen Sahabe-i kiram'in, kelam miicadelesine girmeme- 
leri, zarari kanndan fazla qldugunu bildikleri igindir." Yine Peygam- 
ber Efendimiz de bir Hadis-i §erifinde: 



>* s' > a 



' * ?. s .'.- ' -' '--" o 



k J^xk^uJI ^LU . j^JaJjuJl dili . j*U2_ljlJI IIUb 



(h) Bagdad'li Ebu Ali Hasaa tbn Muhammed'dir. 



, 2 nci KlTAB — 2 nci BAB — t'TlKAD DEEECELERlNtN SIRALANMASI 241 

wBoylece miibahaselerde ktilf etli ve luzumsux mucadelelere giren- 
ler helak oldu.» (178) buyurdu ve bu s6zU, iki tic. def'a tekrar etti. 

Hadis alimleri, kelam miicadelesiiiin dinden olmadigina delil ge- 
tlrerek dediler ki: «Eger kelam mtic&delesi dinden olsaydi Resulul- 
lah'in en 50k ehemmiyet verdigi yollarini ogretip, erbabmi 6vdtigu- 
nun, kelam olmasi icap ederdi. Halbuki Peygamber Efendimiz : 

«OnIara tahareti ogretti, feraiz limine te§vik etti ve bunlan ovdii. 
Buna karsilik kader hakkinda kelamdan onlari men'etti ve: "Kader. 
den siikut edin" buyurdu.n (179) 

Sahabe-i kiramin (R.A.) davramsi da bu idi. Hocamn anlattik- 
lanna Have etmek, ta§kinhk ve zulumdiir. Sahabe-i kiram, ornek ve 
hocalanmizdir. Bizler ise talebe ve onlann ardmdan gidenleriz. 

iste bu firka, bu delillerle kelam ve miicadelenin aleyhindedirler. 

Kelamciligi tesvik eden diger firkanin delillerine gelince: Diyor- 
lar ki: «Eger kelamdan, mahzurlu olan taraf Iaftz tarafi ve Sahabe'- 
nin kullanmadigi, cevher, arez ve benzert istilah ve tabirlerse, bu 50k 
garib dtiser. Ciinkti bu gibi tabirler, yalmz kelamda degil, merami an- 
latmak igin her ilme, hatta fikih, hadis .ve tefslr ilimlerine bile gir- 
mistir ki bu, haiz-i ehemmiyet degildir. (Junku eger kiyas iizerine so- 
rulan butun suallerde onlara, nakz, kesr, terkip, ta'diye ve fesad-i 
vaz'* gibi ibareler arz olunsaydi, bu sSzlerden bir §ey anlamazlardi. 
Asil gayeyi anlatacak yeni istilahlar bulmak, mubah i§lerde kullanil- 
mak uzere asri sekilde yeni kap ve aietler icad etmege benzer ki, bu- 
nun bir mahzuru yoktur. 

Eger, mahzurlu taraf mana ise, bizim kelamdan gayemiz, §eri'- 
atin anlattigi gibi, alemin huduaundan Allahu Teala'nin birligine, 
zat ve sifatlanna delalet eden deliileri bilmektir. Hak Teala'yi, delil 
lie bilraek nasil haram olur? 

Eger mahzur, kelam ilminin icab ettirdigi, hasmi ilzam, taassub, 
miicadele ve miinaka§a ise, bunun, kagimlmasi icab eden bir haram 
olduguna diyecek yok. Nitekim fikih, hadis ve tefsir ilimlerinin de se- 



(178) Muslim, Ibn Mes'ud'dan. 

(179) Muslim, SelraSn-i Farsi'den. 

F. It 



242 iHYAU 'ULUMl'D - DlN — Cilt : 1 — ROB'U'L - tBADAT 

■■■■ ■■■■■■ — -*■ — ■ — ' 1 — ■ ™— — -.1.. — i. — ■ ■■—■ . — , , , _-^, ■ ■ *_— » 

beb oldugu reislik sevgisi, ucub, kibir, bobiirlenme ve kendini begen- 
me halleri de ka$inilmasi gereken haramlardandir. Fakat bu gibi ya- 
saklara sebebiyet verdigi halde bu ilimlerden men' edilmez iken Al- 
lah'm birligine delil getirmek ve bu hususda mficadele etmek nasil 
liiahaurlu olabilir? Halbuki Allahu Teala Kur'an-i Kerim'de: 



« 






«Soyle: Delilinizi getirin bakahm.u (27 - Neml : 64) buyuruyor. 
Diger Ayet-i celilede : 

«Fakat Allabu Teala "Mahvolan apagik belgeden oturii mahv ol- 
sun, ya§ayan da apa«ik belgeden oturii ya§asin" diye, olacak i§i yapti.B 

(8-Enfal: 42) 

Diger ayet-i celilede de : 

«Buna bir delil ve hiiccetiniz yoktur.» {10-Yunus : 68) 
Ba§ka ayette de: 



iWUI S>*iJl 4.JUU u 



«De ki, yetesiye delil ve dogru yol Allah i$indir.» (6 - En'am : 149) 
Ba§ka blr ayette de : 

■ ■ .. • *J t*» ^i £?~ c5^Jl J} .j2 pJI » . 

*_r*^ t£-*-J* C-.j-J? 

«Gormez misin o, kimseyi ki Allahu Teala'mn mbubiyetine dair 

Ibrahim ile mucade etti ve ondan delill istedi inkar eden §a§mp 

kaldi.H (2 - Bakara : 258) 

Bu ayet-i celile ile Allahu Teala, i brahim aleyhi's - selam'in has- 
miyle mucadelesini ve onu ilzammi ma'kaam-i medihde haber veriyor. 



2 nci KlTAB — 2 nci BAB — I'TlKAD DERECELERtNlN SIRALANMASI 243 

Daha bagka bir ayette ise : 

«Bunlar, hasimlanna kai§i kullamlmak uzere Ibrahim'e verdigi- 
miz deHIlerimizdir.» (6-En'am: 83) buyurmu§tur. 

Yine bir ayette: 

itDediler ki: Ya Nun, bizimle miicadele ettin ve mucadeleyi arttir- 
din.» (11 -Hud: 32) 

«AlemIerin Rabbi kimdit?... Ben size a§ik bir §eyle gelmedim mi?». 
(26 - §u'ara: 23, 30) 

Htilasa : Kur'an-i Kerim, bagmdan sonuna kadar kafirlere kar§i 
bir delildir. Kelam alimlerinin tevhld'de asil dayandiklan AUahu Tea- 
la'nin : 

«Eger yerterde ve goklerde Allah'tan ba§ka ilah olsaydi yer ve 
g&kler fesad'a ugrardi.» (21 - Enbiya : 22) Ayet-i celllesidir. 

Peygamber'in nubiivvetini isbat etmekte de Hak Teala'nin: 



* i^ ^ »J^-S. 



nEger kiilurauza indirdigimiz - Kur'an'da • giiphe ediyorsama, en 
kficiik sureshun bir benzerini getirin bakahm.» (2 - Bakara : 23) Bu- 
yurdugu ayet-i celllesidir. 

Oldfikten sonra dirilraek hususunda da AUahu Teala'nin: 



244 1HYAU 'ULOMl'D - DlN — Cilt : 1 — RUB'U'L • IbADAT 



«De ki, onlan ilk olarak yoktan var eden Allahn Teala, onlari - o 
^utiimii§ kemikleri - yeniden canlandmr.» (36 - Yasin : 79) 

Ayetiyle benzeri ayetler, delil olarak getirilir. 

Peygamberler, daima inkar eden muarizlan ile miicadele eder ve 
onlara delil getirirlerdi. Nitekim. Allahu Teala : 



Cr^ 1 - u* Lsr'V '^^J 



«OnIarIa en giizel §ekilde miicadele et.n (16-Nahl: 125) buyur- 
mu§tur. Sahabe-i kiram da icabinda - ki pek az vuku* bulurdu - mun- 
kirlerle miicadele eder ve onlara delil getirirlerdi. 

Bid'atcUerle mucadeleyi ilk icad eden bizzat H a z r e t - i A 1 i 'dir. 
(R.A.) §6yle ki : 

Abdullah ibn Abba's-* l konugmak icin Havaric [Haricl- 
ler]'e, gonderdi. Abdullah : 

— oimamimz Hazret-i Ali'den.ne istiyorsunuz?» diye sor- 
du. Havaric : , . 

— «Eger muharebe hakki ise neden ganimet ve cariye almiyor?» 
dediler. Abdullah: 

— «0 dediginiz, mtislumanlarin birbirlerf ile olan muharebelerin- 
de degil, kafirlerle muharebeye mahsustur. Dikkat edin "CEMEL" 
vak'asinda Hazret-i Ai§e (R.A.) kargiki tarafta idi ve beriye esir oldu. 
Eger cariye olarak hissenize diigse Kur'an'm sarahatiyle mii'minlerin 
annesi oldugu halde ona cariye muamelesi yapabilecek mi idiniz?» 
dedi. Havaric : 

— - oHayir yapamazdik.n dediler ve bu cedel sayesinde akli ba§inda 
iki bin ki§i davalanndan vaz gecti ve Halifeye inkiyad ettiler. 

Rivayete gore Hasan-i Basrl, bir kaderiyeci [kaderi inkar 
eden] ile miicadele etti de, kaderiyeci kaderi inkanndan vaz gecti. 
Hazret-i Ali de EJam'da bir kaderiyeci He miicadele etmigtir. Ab- 
dullah ibn Mes'ud da Yezid ibn Amir ile iman bahsinde 
mtinazara etmigtir. §6yle ki: Abdullah: 

— «Eger ben mii'minim diyebilseydim, t eennetligim derdim.n de- 
yince, YezSd b. Amir: 

— «Ey Resulullah'm arkada§i, bu soz senin icin bir stire-ii lisan- 
dir. Iman dedigin Allaha, meleklere, Peygamberlere, oldiikten sonra 



2 nci KiTAB — 2 nci BAB — MOcADELEDEKt HOKCM 245 

dirilmege ve mizana inanmakla, namaz kilmak, oruc, tutmak ve zekat 
vermek degil midir? Bizim oyle giinahlanmiz var ki, onlann magfi- 
ret ola,cagini bilsek, cennetlik oldugumuzu da bilirdik. Bunun icm 
"Mu'-minim" diyebiliriz, fakat "cennetligiz" diyemeyiz.» dedi. tbn 
Mes'ud: 

— «£ok dogru soyliiyorsun, hakikaten o s6z benim bir hatamdir.» 
dedi. 

Eger denilirse, onlann miicadelesi cok degil, azdir, uzun degil, 
lusadir. Bunu san'at edinip bu hususda kitab yazmak ve ders okut- 
mak degil, ancak ihtiyac, zamamndadir. Denilir ki: Onlann mucade- 
leye az girmesi, ihtiyacirun azligmdandir. Qiinkti o zaman bid'atler 
§ogalmamis,ti. 

Mucadelelerin kisa olmasina gelince : Gaye hasmi susturraak, 
s,ttpheyi kaldinp hakikati kabul ettirmektir. Konusma esnasmda has- 
min miicadelesi azarsa onu ilzam da zarurl olarak uzar. Bunun icin 
miicadeleye girdikten sonra ona olcti ve tarti bakimmdan bir mi'yar 
bulmak mtimkun degildir. 

Bu hususda kitab yazip okutmadiklanna gelince: Bu da yalniz 
kelama mahsus degil, nkih, hadis ve tefsirde de hiikiim boyledir. Fikih 
kitablanna, vuku'u pek ender olan veya hatirayi kuwetlendinnek ve 
ihtiyat olarak garib mes'elelerini yazmak caiz oluyor da kelam mes'e- 
lelerini yazmak neden caiz olmasin? Muharebeden evvel silahmi ha- 
zirlayanlar gibi, biz de her ihtimale kar§i hazurhkli olmak ve bid'atcl- 
leri heyecanlandirmak icin kelam mes'elelerini yazanz. 

iki firkanin da deltllerinden anlatilmasi mumkiin olanlari Izah 
ettik. 

MUCADELEDEKt HUkIIM 

«Eger bu hususda senin kanaatm nedir?» diye sorarsan: 
Bilmi§ ol ki, Cedel ilmi icin her cephesiyle makbul veya her cep- 
hesiyle merduddur demek hatadir. Bunu izah etmek lazimdir. 

Evvela §unu bilmek lazim ki, bazi seyler zati bakimindan haram 
olur. Buna "Haram 1 i - a y n i h i" derler. §arap ve olii hayvan gi- 
bi, blzatihi haramdir demekteki gaye, kendisinde haram oldugunu 
leap ettiren bir vasif var demektir. §arapta sarhogluk, olu hayvan- 
da ise oliim gibi. Bu gibi maddelerden soruldugu vakit zaruret zama- 
mnda yani giddetli aglikta 51u hayvan etinin, bogazina lokma tikan- 
digi vakit saraptan bagka gecirecek bir sey bulamayinca sarabm mu- 
bah olmasina ragmen, hi; bakmadan kayitsiz olarak bunlar haramdir 
diyebiliriz. 



246 lHVAU 'ULOMfD - DlN - Cilt : 1 — RUB'UX - JbADAT 

Bazi geyler de maddesi bakimindan temizdir. Bas.kasina, baska 
bir sebeble haram olur. Buna da "Haram 1 1 - g a y r I h i" derler. 
(Miizayede olmayan yerde) ba§kasinm ali§ - veri§ine vurmak, Cum'a 
ezani okunduktan sonra namaz kihnmcaya kadar ahs, - veris, etmek, 
ve toprak yemek gibi. Bunlann haram olmasi zarar vermes! bakimm- 
dandir. Bu da: Azi da, gogu da zarar veren ile, yalmz gogu zarar veren 
olmak tizere ikiye aynlir. Azi da, gogu da zarar veren kisnu haramdir. 
Zehir gibi, azi da olduriir, gogu da. Azi zarar vermeyip gogu zarar ve- 
ren ise miibahdir. Bal gibi; sicak iklimlerde mizaci hararetli olan kim- 
selere fazlasi zararlidir. Bir de toprak yemek gibi; §arap ile topraga 
birden haram, bal'a da helal demek ekseri haline binaendir. Eger bir 
gey'ln helal ve haram olmak cepheleri varsa, en dogrusu, onu ayir- 
mak ve izahdir. 

Bu izahtan sonra donelim kelam limine. Derlz ki: 

Kelam ilminin kari da var zazan da var, Kan bakimindan vaziye- 
tin icabina gore helal, mendub ve hatta vacib olabilir. Mazarrati baki- 
mmdan zarar verecegi zaman ve mekanda haramdir. Zaran : §iibhe 
uyandirmasi, akideyi sarsmasi, yakini kaldirmasi bakimmdandir. 
Bu hal 50k kerre miibtedilerde gorulur. Delil ile duzelmesi de giipheli 
olur. Bu da s.ahsiyet itibariyle degi§ir. Bunun zarari gergek i'tikadda- 
dir. Ba§ka bir zarari da, bid'at sahiplerinin inanglarmi kuvvetlendir- 
mek ve onu gogsiine yerlegtirmektedir. Oyle ki hevesleri artar ve bid'- 
atlerinde israr ederler. i§te bu zarar mucadeledeki taassubdan gelir. 
Bunun Igin bid'at sahibini tatuhk ile tez elden yola getirmek mum- 
' kundiir. Ancak mticadele ve taassubun alip yiirudiigu bir muhitte, bu 
gibi bid'at sahibini dondiirmek gtigtiir. giinku bid'atgiler onu kugatir 
ve hakikati anlamasina mani olurlar. Hatta o derece ileri gider ki, 
farazi olarak, Allah goziinden perdeyi kaldinr, hak ve hakikatinin has- 
minda oldugunu sana gostermesini Ister misin, diye soylesen, hasmi 
sevinecek diye buna memnun olmaz. Goruluyor ki, cidal, memleket- 
lerl dolasan, insanlan kaplayan tehlikeli bir hastaliktir. I§te bu da 
kelamcilann zararlanndandir. 

Faydalanna gelince: 

Gergekleri agiga $ikarmak ve hakikati oldugu gibi bilmektir diye 
zannedilirse de kelam, aramlan bu iyi neticeyi vermekten cok uzak- 
tir. Bundaki surgmeler ve sapmalar, aydinlatma ve belirtmelerden faz- 
Iadir. Bu sozti, gergek bir Hadts aliminden veya dis. goriinugte Hadis- 
giyim diyenden duysan : "Insanlar bilmediginin diismanidir." diye 
hatinndan gegebilirdi. Fakat bu sBzii, kelami didik didik edip, tirna- 
gindan ghip tepesinden giktiktan sonra onu ttrk edip ona benzeyen 
diger bir ilmi enine boyuna incelemeye ba§layan ve Ailahi bulmanin 
bu yoldan kapali oldugunu bilen bir insandan dinle. 



2 nci KfTAB — 2 nci BAB — MOCADELEDEKi HOKCm 247 

Evet hayatim hakki igin kelam, nadir olarak ta'rif ve izah lie bazi 
haklkatleri aciga <Jikarabilir; fakat bunlar pek az ve hatta kelam li- 
mine dalmadan azicik dugiince lie de anla§ilabilecek §eylerdir. Belki 
bunun tek kan, avam icm yazdigimiz risaledeki avamm akidesini ce- 
del yoluyla bid'atcilerin kan§tirmasi tehlikesinden korunmaktan iba- 
rettir. 

Zira avam zayiftir, bid'atciler onu sarsabilir. Esasinda Kelamci- 
Jann bu kabil mticadelesi fasidin fasid ile muarazasi kabilindendir 
ki dava bid'atcilerin fesadim def'etmektir. Binaenaleyh fasid'e fasidle 
muaraza caizdir. insanlar, yukanda anlattigimiz inancla kulluk eder- 
ler. Zira din ve dunya iyiliklerinin orada oldugunu §eri'at bildirdi ve 
gecmi§te gelenler bu hususda ittifak ettiler. Sultanlar, milletin mali- 
m, zalimler ve haydutlardan koruduklari gibi, alimler de avam'in i'ti- 
kadini bid'atcilerin §errinden korurlar. t§te Kelam llminin kanbudur. 

Kelam llminin kar ve zaran anlagildiktan sonra ehil olan kelam- 
cilar, telilikeli llaci zamamnda yerine ve derecesine gore kullanmagi 
bilen ihtisas sahibi hekimler gibi olmahdir. 

Bunun tafsili §oyl£dir. San'at ve ziraatla ugra§an avam taknni- 
m, yukanda anlattigimiz miicadele ilmi katilmaksizin sade olarak 
tfgrendikleri ve edlndikleri saf i'tikadlan lie ba§ba§a birakmaktir. 
Zira §Qphe vermesi, akidelerini sarsmasi ve diizelme imkanmm tehli- 
keli olmasi bakimindan kelam ilmi, onlarin hakkinda sadece zarardir. 

Bid'atlere saptirilan avam'a gelince: Onu da, taassub ve sertlikle 
degil, lutf ile, yumu§akhkla, kanaatbah§, tatli ve kalbine te'sir eden 
va'z ve tehzir ile, Kur'an ve Hadis delllleriyle dogru yola davet etmek- 
tlr. Bu cephe, kelamcilann mucadelesinden cok faydalidir. Cunkii 
(bid'atlere saptirilan) avam kismi bu gibi miicadele sozlerini duydugu 
zaman: "Bu adam da insanlan kendi kanaatlerine cevirmek icin ug- 
ra§an bir mucadelecidir. Ben cevap veremiyorsam da benim mezhe- 
bimde buna cevap verebilecek mucadeleciler de var" der ve onu dinle- 
mez, Gerek ehl-i sunnetin avami ve gerekse bid'ate inanan avam ile 
miicadele haramdir. Hatta §uphede olan kimse ile de miicadele ha- 
ramdir. Zira vacib olan: Bu gibilerin §uphesini, kelam batakhgindan 
uzak ve makbul olan Kur'an delilleri, vaz u nasihat ile, mulayemetle 
kaldinnaga sahamaktir. 

Son haddine kadar mucadelenin faydali olacagi tek ki§i, miica- 
dele ile bid'atlere saptirilan avamdir. Onu hak yola almak icin, o mu- 
cadelenin mlsliyle miicadele edilir. Bu da miicadele ile unsiyet edip 
vaz u nasihat kendisine kar etmeyen ve ancak miicadele yoluyla yola 
gelecek olan kimseler hakkmdadir. 

Ama bid'atlerin ve mezheb ihtilailannin bulunmadigi bir muhit- 
te de yukanda anlattigimiz gibi yalmz ehl-i sunnetin inancim aniat- 



248 JHYAU 'ULOmI'D - DIN - Cilt : 1 — RUB'U'L - 1BADAT 

makla kifayet etmek lazimdir. Delillere ba§ vurmaga ltizum yok, an- 
cak siiphe vukuunda siipheyi def edecek kadar delile ba§ vurulatoilir. 

Eger bid'atlerin cogaldigi ve cocuklanri aldatilmasx muhtemel bir 
muhltte ise, icabinda bid'atgilerin taarruzunu onlemek iqin "Risale-i 
Kudsiyye,, adh eserimizde anlattigumz kadar kelam ilmini ogretmekte 
beis yoktur. Zaten o da kisadir. Mucmel oldugu igin onu bu kitabin 
tisuncii fashna aldik. 

Eger cocuk fitri zekaya malik ve kafasmda istifhamlar dcguyor,. 
kendisintie §iipheler uyamyoisa, korkunc. illet meydana gikmig, hasta* 
bk aijiga vurmu§ demektir. O vakit, elli yapraktan ibaret olan "El-ik- 
tisad fi'l ■ i'tikad" adli eserimizde yazdiklanmiz kadanru okutmakta. 
beis yoktur. Bu eserimizde akaaid kaaidelerinin disina £ikilmami§, ke- 
lamcilann mtibahaseleri ahnmami§tir. Burada butun deliller, Kur.'an 
ve Hadisdir. 

Eger bu kadari kaii geliyor, kendisini ikna' ediyorsa ne ala, yok 
eger etmiyorsa, hastalik muzminlegmis. ve viicudunu kaplami§tir. Ta- 
bib imkani nisbetinde buna yumu§akhk gostermeli ve siiphede israr 
etmesi veya AUahu Teala'mn lutfuyla hakikatin kendisine inkisafi 
igin, hakkmdaki kaza-i ilahiyi beklemelidir. 

Hak yoluna gireceklere o El - Iktisad li'l - i'tikad kitabinda yazili 
olanlann iaydasi dokunacagi umidindeyiz. 

Bu kitabin di§mda kalanlar ve bu miktardan fazla olanlar iki 
kisimdir : 

1. — Islam i'tikadi kaaideleri dismda kalan "I'TImAdAT" gu- 
venilir hususattan bahsetmek. Ebu H a § i m ' in Tevellud mes'elesin- 
de havay-i sakili icab ettiren i'timad olup hareket olmadigiru soyle- 
mesi gibi. "EKVAN" dan bahsetmek. Bir cevherin daha kiymetlisine 
donmesi veya daha adisine donerek bozulmasinm muhal olmasi gibi. 
"tdrakat" [anlayi§lar]'i nefyetmek, isbat etmek. "Bu'yeften bahset- 
mek. "GQrme" nin gormemek gibi ziddi var mi yoksa "korluk" mu 
var? Eger ziddi varsa o da birdir ki gozu, gorulmeyen geylerden men' 
etmek veya. gorulmesi mumkun olan her §eyi isbat ve adedi bakimm- 
dan men'etmek gibi sapitici teranelerdir. ' n u korluk ve dilsizlik hak- 
kmda konu§an, Ebu MansOr-i Temimi'dir. Kitab'ul - esma ve's - sifat'da 
bundan bahseder. lleride buna i§aret edilecektir.) Birlnci kisim bun- 
lardir. 

2 — Aklt delilleri bu kaaideler dismda yerle§tirmek ve daha fazla 
sual ve cevapla bu isi yapraak. Bu da kendilerini ikna' edemeyenler 
icta cehalet ve sapikhktan bas.ka bir §ey arttirmayan bir ifrattir. Qok 
b5z var ki onu uzatmak, manasim gucle§tirir. 

Eger blri, 'tdrakat ve t'tlmadat'in hukuralerinden bahsetmekte, 
Insfthin hatirasma tenbih'bakinundan layda vardir; sllah, harp aleti 



2 nci KtTAB — 2 nci BAB — MOCADELEDEKl HOkOM 249 

■oldugu gibi, hatira da din vasitasidir. "Din, akil ve dus,iince ile mii- 
■dafaa edilir. Binaenaleyh kalbi harekete gegirecek bu gibi hatiralarla 
ugra§mak degil" derse, cevaben de deriz ki: Bu soz, satranc. oynayan- 
lann; "satranc. tedbir almak i$in hatiralan harekete gegirir. Binaen- 
aleyh bu da dindendir." demelerine benzer. Satrans, oyundan ba§ka 
bir §ey olmadigi gibi, Kelam'in bu gibi mes'eleleri de bundan farkli 
degildir. Qunkti hatiralan tahrik igin kendisinde hi? bir zarar du§ii- 
niilmeyen Seri'at iliraleri vardir. Bunlarla ugra§mak daha iyidir. 

Buraya kadar yaptigimiz a?iklamadan, Kelam'm oviilen ve yeri- 
len dereceleriyle hangi halin mezmum ve hangi vaziyetin makbul ol- 
dugunu, kimden istifade edilip kimden edilemiyecegini ogrenmis, ol- 
dun. 

Eger: "Sen, bid'atgileri reddetmekte kelam'a ihtiyag oldugunu 
i^tiraf ettin. Bu zamanda bid'atler gogaldi, bela, umumiles.ti, ihtiyac. 
hasil oldu. Bu vaziyet kargismda insanlarm haklanni, mallanni siya- 
net etmek, kadilik, valilik ve benzeri mevkileri korumak gibi, bu ilmi 
-de ayakta tutmamn farz-i kifayeden olmasi icab eder. Alimlerin oku- 
tup yaymadigi ilimler yasamaz. Eger tamamiyle terk e'dilirse kaybo- 
lur. ' Bilgisiz akl-i selim, tek ba§ina bid'atgilerin §uphelerihi cSzmek 
igin yetmez. Binaenaleyh bu zamanda bu ilmi de okuyup okutmanm 
farz-i kifaye olmasi icab eder. Tabi'in ve Sahabe zam&niyle olgiilmez. 
Qunkti onlann zamamnda bu zaruret yoktu." dersen: 

Bilmis, ol ki: Her memlekette o muhitteki bid'atgilerin ortaya at- 
tiklan bid'atleri onleyecek bir kelamcimn bulunmasi lazimtur. §up- 
hesiz bu da okutmakia devam eder. Ancak fikih ve tefsir gibi, bu ilmi 
Jierkese okutmak dogru olmaz. Qunkii fikih gida, kelam ilac gibidir. 
■Gida'nin zaran du§unulmez, herkes gidayi kullanir. Fakat ilac/m za- 
ran vardir. Ona herkesin ihtiyaci yoktur, o muayyen zaman ve mik- 
tarda muayyen hastahklar icin kullamhr. 

Kelam ilmini okuyacak ogrencide tic. haslet aranir : 

1 — Yalniz ilim ile ugra§mak ve buna haris olmak. Ciinkii diger 
-san'atcilar kendilerini tamamen ilme vermedikleri icin me§guliyetleri, 
"bu ilmi tamamen elde etmelerine mani' olur. 

2 — Ikinci vasrf "zeka", siir'at-i intikal [tez anlayig], "atnat" 
[zeyreklik] ve manalann hakikatmi siir'atle secmek, fesahat, husn-ti 
beyan [giizel ve acik ifade]. Zira zeki olmayan ahmak, daima §a§irma 
vaziyetindedir. Okudugundan bir §ey anlamaz. Gee anlayanm delille- 
rinden istifade edllmez, belki kelam ilminden zarar gormesinden kor- 
-kulur. 

3 — Yaradih§inda din, takva ve salah bulunmah, §ehveti galip 
■olmamahdir. Qunku fasiklar [sehvetinin peginde olanlar] kiiguk bir 
Stiptie ile dlnden siynlirlar. Zira onlarm liski, aradaki perdeyi kaldi- 



250 IHYAU 'ULOMl'O - DlN — Cilt : 1 — RUBU'L - 18ADAT 

rir ve onlar §iipheyi izale i<jin ugra§mazlar. Belki gupheyi, ktilfetin 
agirhgindan kurtarmak igin ganlmet bilirler ve bu gibi ogrencilerin 
ifsadati lslahatindan, boztiuklan, dtizelttiklerinden 50k fazla olur. 

§u taksimati bildikten sonra, kelam'm en giizel delilleri, ekseriye- 
tin anlayamadigi ve anlayanlann da hasmi ilzam icin hakikati ol- 
miyan uydurmalardan ibaret oldugunu bildigi acayib tetkikat ve garip 
taksimata dalmak olmayip letafetli kelimeleri ile mukni ve kalbe 
te'slr eden Kur'an huccetleri clnsinden oldugunu agikca anlarsin. Yine 
Imam-i ijjfafi'i ile selefin, kelamdan men etmelerinin biztm tenbih et- 
tigimiz zararlardan dolayi ileri geldigini de bilmi§ olursun. ibn Ab- 
bas'dan rivayet edilen, Havaric ile mtinazarasi, Hazret-i Ali'den riva- 
yet edilen Kader hakkmdaki munazarasi ve digerleri miicadele kapi- 
sun agmayip ihtiyac. halinde ba§ vurulan Kelam'm a?ik mes'eieleridir. 
Bu ise her haliyle makbuidur. Evet, zamamna gore ihtilaf'm azhgi 
ve coklugu ile, ihtiyaca gore kelam ttminde de liiikum degi§ir. 

i§te bu anlattiklarimiz, umum insanlann inandiklari, ibadet et- 
tiklerl, mudafaa ve muhafazasiyle mukellef olduklari i'tikad hukum- 
leridir. Ama kalbden §upheleri atmak, hakfkatin inceliklerini aciga 
Cikarmak, egyayi oldugu gibi bilmek ve bu sozlerin ifade ettigi i'tikad 
inceliklerini anlamak ise ancak miicahede, §ehvet kapilarim kapamak, 
biitiin varhgiyle Allah'a tevecciih ve miicadele korkusundan uzak sa- 
fi bir dii§unceye dalmakla elde edilir. Bu hal, Aziz ve Celil olan Alia- . 
hu Teala'nin bir rahmetidir ki, Allahu Teala'nin lutfuna mazhar olan- 
lara, nasibleri ve kalblerinin temizligi ve istiabi nisbetinde verilir. Bu, 
ucu bucagi olmiyan, derinligi olculemeyip sahiline vanlmayan bir der- 
yadir. Herkes nasibi kadar alir: 



HAKIKAT VE §ERI'AT 



MESELK : 



§ayet, "Bu ifadelerinden, makbul ilimlerin kolayhkla anla§ilan 
zahir ve acik taraflan oldugu gibi, riyazet, miicahede, israrli talep, 
safi du§iince ve diinya me§galesinden h&H flkr-i sail ile hilinebilen bir 
de batin tarafi oldugu anlagihyor. Halbuki bu §eri'ate aykindir. QUn- 
ku §eri*atin, zahiri, batini, gizlisi ve a§ikaresi yoktur, hepsi birdir." 
dersen : 

Bilmig ol ki: Makbul ilimlerin hafi ve celiye aynldiklanni basl- 
ret sahipleri Inkar etmez. Bunu Inkar edenler, ilahl ma'iifetleri nok- 
san, gocuklugunda ogrendlgi lie donup kalan ve neticesine varmayan, 
aUmler ve veffler makaamma yukselemlyen kimselerdir. Bu soyledik- 



2 nci KlTAB — 2 nci BAB — HAKtKAT VE $ERl'AT 251 

lerimiz, gerl'atin delillerinden de anla§ihr. Nitekim Peygamber Efen- 
dimiz bir hadis-i §erlfde: 

it Uik. , lo>., U^b «. Ulfe 0! 'JUJ 01 i : 

«§uphesiz Kur'an'in, zahiri, batim, gfiyesi ve matla'i vardir.» (180) 

buyurmu§tur. Hazret-i All (R.A.) gGgsune i§aret ederek: oEhlini bul- 
sam burada 50k ilim vardir.» buyurmu§tur. Yine Peygamber Efen- 
diraiz : 

«Biz peygamberler, insanlarla akiUanmn alabilecegi §ekilde ko- 
nusmakla eraroIunduk.it (181) buyurmu§tur. Dlger bir hadlsde : 

-1 s • •*-*.*.*».'.*■•*' * . 4 a * * ' ** * 4 " ? 

OIT V» **-*>** ^L^" <-J ^-^ U V -^ ^'^ u 9 

«AnIayamadiklan sozu insanlara soylemek onlan fitneye dii§ur- 
mcktir.» (182) buyurmu§tur. Allahu Teala Kur'an-i Kerlmde buyuru- 
yor ki: 

L.j ( _ r -UU (£jJ^ O&Vi lib j :'Al/JL»i**i* 

' 1 1 s" 1 * ■ * 

ft o.^JWI VI l«JL*L 

«Onlar insanlara verdigimiz darb-i mesellerdir. Onlara, ancak 
alimler akil erdirir.w (29 - Ankebut : 43) 

Buna uygun bir hadisde de: 



(180) Ibn Hibban, Ibn Mes'ud'dan. 

(181) Yukanda gefti. 
<IK) Yukanda gegti. 



252 IHYAU 'ULtlMi'D - Dtti - Cilt : 1 — RUBTJ'L - tBADAT 



«Muhakkak iliinlerden gizli gibl olanlari vardir. Onlari ancak Al- 
lahi bilen alitnler anlar.» (183) buyuruluyor. Ba§ka bir hadisde de: 

f ' " ***,+"' , * .* , *•* " *■ f. "• • i " * ■*••* f 

«Eger benitn bildigimi bilseydiniz az giiler, 50k aglardiniz.» buyu- 
ruluyor. Ne olaydi bilseyclim, eger peygamberin bildigi, anlasdmasi 
gii? veya ba§ka bir sebep dolayisiyle a?iklanmasi yasak bir sir olma- 
saydi. Feygamberimiz bunu nigin a^iklamazdi. §uphe yok ki bu sim 
da agik olsaydi elbette tasdik ederlerdi. 

ibn Abbas (R.A.), Allahu Teala'nin: 

«0 Allah ki yedi sema yaraltms., arzdan da onlann bir mislini- 
aralanndan emir inip duruyor.» (65 - Talak : 12) ayet-i celilesinin tef- 
sirini yapacak olsam, beni tasa tutardiniz. Diger bir rivayette: "Beni 
tekfir'e kalki§irdiniz." demi§tir. Ebu Hureyre (BjA.) : "Peygamber 
Elendimizden iki kab dolusu ilim aldim. Birini dagittim, eger digeri- 
nin agzim agsam, bu kelleyi usururdunuz." demistir. Yine Peygamber 
Efendimiz : 

'* " ^1** -Li' vi-' ,' '*>- >' fc • iS' * ' 

oEbflbekir'in size olan ustiinliigu, fazla namaz kilmasi-veya orutr 
tutmasi degil, belki gogsiinde yerle^en bir "sir" sayesindedir.» (184) 
buyurmustur. §uphesiz bu sir, dini kaaideler haricinde degil, din ile/ 



(183) Yukanda gectl. 

(184) Yukanda gepnistir. 



2 ncl KtTAB — 2 nci BAB — HAKlKAT VE §ERl'AT 253 

alakalidir. Dini kaaidelerden olan her §ey, zahiriyle baakalanna gizli 
degildir. 

Sehl-i Tiisterl: "Alim'in iic ilmi var. Biri ilm-i zahirdir. Bunu 
herkese aciklar. Digeri ilm-i batindu\ Bunu ancak ehline a§iklar. 
tJcuncusii kimseye agilmasi caiz olmayan bir Uimdir ki, ancak ken- 
disiyle Allah arasmdadir." demi§tir. Bazi arifler: "Rububiyyetin sirn- 
m lf§a kufurdur." derler. Diger bazi arifler de : "Rububiyyetin bir 
sim var, eger o agiga c,iksa nubiivvet batil olurdu. Nubiiwetin de bir 
sirh var. Eger o aciga c,iksa ilim batil olurdu." demiglerdir. Bunu soy- 
leyen nubiiwetin batil olmasiyle, eger idrak kaabiliyetleri zayif olan 
kimseleri kasd etmedi ise, anlattigi dogru degildir. Suphesiz bu gibi- 
leri kasdediyor ve tenakuza du§mu§ olmuyor. Qunku kamil insanin 
ma'rlfet nuru, onun vera' nurunu sondurmez. Vera'i ayakta tutan, 
niibiiwettir. 

MES'ELE : 

§ayet "okudugun bu ayet ve hadisleri zahir manalanndan gikanp 
te'vil etmek ic,in karineler vardir. Bunlar te'vil edilebilir. Sen, zahir 
ile batm'in aynliklarihi bize agikla. Eger batin, zahiri nakzeder der- 
sen, §eri'ati iptal edersin. Bu "Hakikat, §erl'atin hilafidrr." diyenin s6- 
zii olur ki kufurdur. Qunku §eri'at, zahirden ibarettir. Hakikat ise, ba- 
tindan ibarettir. Eger batm zahiri bozmaz ve ona muhalif olmazsa, o 
vakit zahir ile batm ikisi bir olur. O zaman bunu ayirmak manasiz 
olur. Artik §eriatin if§a edilmeyecek gizli tarafi kalmaz. Hafisi de ce- 
lisi de bir olmu§ olur." dersen : 

Bilmi§ ol ki: Bu sual, biiyiik bir davayi tahrik eder ve muka§efe 
limine gider de muamele ilminin gayesi haricine gikar. Halbuki bura- 
da gayemiz mukagefe degil, muamele ilmidir. Bu kitabda anlattigimiz 
akaaid kalbin amellerindendir. Kalbimizi bunlara baglamak suretiyle 
tasdik ve kabul etmekle emrolunduk. Yoksa bunlann hakikatlerini ol- 
dugu gibi anlamaga kadar gidecegiz demek degildir. Zira bununla bii- 
tun insanlar mukellef degildir. Eger bizim bu anlattiklanmiz kalbin 
fiillerlnin ameli kisimlanndan olmasa onlari bu kitaba yazmazdik. 
Ayni zamanda eger kalbin zahir amellerinden olmasalar onlari kita- 
bui birinci kishnnda da yazmazdik. E§yayi oldugu gibi idrak eden ke§f-i 
hakikl, kalbin batini sifatidir. Fakat ne zaman zahir ile batm ilk ba- 
ki§ta birbirinl bozar gibi goriinurse i§te o vakit veclz bir ifade ile onu 
cozmek lazimdir. 

Batm, zahiri bozar, hakikat §eri'ate uymaz diyen kimse imandan 
daha cok kiifre yakindir. Belki yalniz mukarreblerin anlayip coklan- 
mn anlayamadiklan ve ba§kalarina asiklamaktan men' edildikleri sir- 
lar be§ kisma aynlir: 



254 IHVAU 'ULCmI'D - DlN — Cilt : 1 — RUB'U'L - I8ADAT 

p uin i i i - — ■ ■ ^ 

BlBlNCl KISIM : Herhangi bir §ey hadd-i zatmda herkesin anla- 
yamiyacagi kadar ince olur ve onu ancak insanlarm havass olanlan 
anlayabilir. Onlara gereken, ise, bunu baskalanna acmamaktir. Qiin- 
ku agiklarursa avam onu anlayamadiklanndan fitneyi mucib olur. 
Ruhun sirrini gizleyip Peygamber Efendimizin bunun aciklanmasini 
menetmesi bu kabildendir. Qttnkii ruhun hakikatim anlamak akiUara 
agir gelir ve hemen onun kunhiinu idrakden aciz kahrlar. Yoksa san- 
ma kl, Peygamber Efendimiz ruhun hakikatim bilmiyordu. Zira ruhu- 
nu [nefsini] bilmeyen kendini bllmemis, olur. (Nefsini) kendini bll- 
meyen ise rabbini nasil bilebilir? Ruhun hakikatim Peygamberler 
bildigi gibi bazi velUer ve alimlerin de bilmesi uzak degildir. Onlar. 
her ne kadar Peygamber degillerse de, seri'atm edebiyle edeblenmis, 
olduklanndan Peygamberin sukut ettiginde onlar da susarlar. Hatta 
Allahin sifatlannda bile, ekseriyetin anlamasina akil erdiremiyecegi 
incelikler vardu- ki, Resul-i JEkrem, onlann anlasrimasi a§ik olan, ilim, 
kudret ve benzeri; sifatlan agikladi ki kendi ilim ve kudretleriyle de 
bir nevi munasebeti olmak hasebiyle insanlar onlan aniarlar. Qiin- 
ku onlann da ilim ve kudret adim alan nitelikleri vardir. insanlar, bu 
vasiflar arasinda vehiraleriyle bir mukaayese yapar da onlan anlama- 
ga c.alis,irlar. 

Bger, insanlarda benzeri bulunmayan bir sifati anlatsan, onu an- 
Iayamazlardi. Hatta cocuga, hunsaya cinsi mtinasebetin lezzetinden 
bahsetsen bir §ey anlayamazlar. Ancak adim bildigi yemekle temsil 
ettigin zaman bir §ey anlayabilir. Halbuki bu da nakiki idrak sayil- 
maz. Allahu Teala'mn ilim ve kudretiyle yaratiklann ilim ve kud- 
retleri arasindaki fark, cinsi miinasebet ile yemek arasindaki farktan 
50k iistundiir. 

Htilasa: tnsan, ancak nefsini ve bu anda veya gecmi$te nefsinin 
tagidigi vasiflan bilir. Sonra ondan mukaayese yaparak baskalaniun 
sifatlarmi da anlamaga cah§ir. Sonra bu vasiflann §eref ve kemal'de 
farkli olduklanm anlar. tnsan gucti ancak kendisi icin sabit olan, fill, 
111m, kudret ve diger sifatlan, daha mukemmel ve serefli olduguna 
inanmak suretiyle AUaha isbat eder ve bundan ileri gidemez. insanin 
en buyuk temaytilu kendi vasiflarmadir. Zat-i Kibriyaya mahsus va- 
siflara degildir. Bunun icin Peygamber Efendimiz : 



2 nci KtTAB — 2 nci BAB — HAKtKAT VE §ERl'AT 255 

«tSana layik ta'zlmle seni anamayiz. Sen kendi zat-i Kibriyani bil- 
dirdigin gibi yuresira » (185) buyurmu§tur. Bunun manasi: "Anladigi- 
aa ifade'den acizim." demek degildJr. Belki Zat-i Kibriya'mn kunhiinu 
Idr&kteki aczini i'tirMtir Bu sehebden basilar!: "Allahu Tealayi geregi 
gibf kendismden bagkasi bilemez." demiglsrdjr. E b u Bekir Siddlk 
(R.A.) : "Hamd A'laha m&hsustur ki, yarateklara kendisinl bilmege ac- 
zlyyetlerini i'tiraftan basjka bir yol vermedi."buyurmu§tur. 

Sozun dizginlerini bu yoldan cekelim de gayeye diJnelim. O da 
akillann idrak edemedigi birinci kisim idi ki bunlardan run, diger bir 
kisnu da Allahu Teaia'nin sifatlan idi. Peygamber Efendimizin §u ha- 
disl bunlara i§aret olsa gerektir: 

C-»_^-3 If JlZS jJ jtj SjA C\^=.>- A-«_— Ajl^w**" 4» <j| 8 

«Muhakkak ki Allahu Teaia'nin nftrdan yetmig perdcsi vardir. 
Eger perdeleri kaldiracak olsa nfir-i vechi, basanmn idrak ettigi her 
§eyi yakardi.x (186) 

iKlNCt KISIM: Anla§ilmasi gtic degil, bizatihi anla§ilir. Fakat 
Peygamber ve siddiklardan ba§ka coklarma zarar verdigi igin, Pey- 
gamber ve siddiklar onu aciklamaktan gekinirler. tlim erbabinin agik- 
lamasindan menedildigi "Sirr-i kader" de bu kabildendir. Bazi haki- 
katieri aciklamamn bazi kimselere zarar verdigine §a§mamak lazim, 
ciinkii bunun maddi misali vardir. Mesela: Huffa§, bir ku§tur. Hem o 
ku§a hem de ahfe§'e kuguk gozlii olanlara gttne§in, gubre bocegine, 
giil kokusunun zarar vermesi gibi. Nasil uzak gorulsiin? Qunkii biz, 
biitiin fenahklar, isyan, zina ve hatta ktifre AUahu Teaia'nin kazasi, 
iradesi ve dilemesiyledir ve bunlar hadd-i zatinda hakdir, deriz. Hal- 
buki bunu duyan bazi kimseleri (Mu'tezileyi) zararlandirdi. Qiinkii 
onlara gore bu i§ler ahmaklik, ve sefihlige delalet eden hikmete aykiri 
§eylerdir. Kabihe ve zulm'e nzadir. Allah'i bunlardan tenzih igin "kul 
flUinin haliki"dir, dediler. tbnu'r - Ravendi (187) ve rezillerden 
bir taife bu sebebden mulhid [kafir] oldu. "Sirr-i kader" de bunun 



(166) Muslim, Hz. Aige'den. 

(186) tbn Hibban, Ebu Hureyre'den. 

(187) tsfahan'a bagli Ka^n'm bir koytt olan Ravend'dendir. Millhid'dir. dinden 
pkmistir. Mft'tezile'nin i'likadina dair bir kMbi vardir. 



256 ' IHYAU 'ULOMl'D - DlN — CUt : 1 — KUB'UX - iBADAT 

gibidir. Eger asiklansaydi coklan Allahu Teala'nm aciz oldugu veh- 
raine kapilacaklardi. 

Eger biri : "Kiyametin kopacagi zaman, bin sene veya. daha az 
veya daha cok, mu&yyen olarak bildirilseydi daha iyi olurdu. Herkes 
onu bilmis. olurdu." derse, cevaben deriz ki: "Evet dogrudur. Fakat 
bunun doguracagi zarardan kacinmak bakinundan insanlarm vazi- 
yetine elverigli olan bilinmemesidir. Qunkii belki uzaktir. Eger uzak 
oldugu bllinirse, ceza gtinunun uzakhgi korkuyu azaltir ve herkes lu- 
zumsuz hiilyalara kapilir. Belki yakindir. Eger yakin oldugu bilinirse 
korku cogalir, insanlar sahsamaz. Bu suretle hayirlt i§ler azalir, diin- 
ya harabele§meye ba§Iar. Eger bu mana iyice anlas,ilsaydi bu ikinci 
kismin misali olurdu." 

tigCNCtJ KISIM : Eger acikca if ade edilse anlasmr ve bir zaran 
olmazdi. Fakat dinleyenlere daha iyi te'sir etmesi iijin istiare ve i§aret 
yoluyla ondan bahsedilir. Qunkii o hadiseyi gonullerde biiyutmek ga- 
yesi vardir. Mesela biri: "Falan adam pis hayvanlara [dbmuzlara] 
inci gerdanhk takiyor" dedigi vakit gayesi, ilim ve hikmeti,. ehli ol- 
mayanlara agikladigim anlatmaktir. Bunu dinleyenlerin bir kismi ilk 
once zahir manasmi anlar. Fakat hakikati arayan muhakkikler, adam- 
da inci ve ortada domuz olmadigmi gorunce, bunun zahir manasi rau- 
rad olmayip ne demek istedigini anlami§ olur. Iste insanlar bu sirri ve 
hakikati anlamakta yekdlgerinden farkhdirlar. Bunun i?in §air diyor 
ki: 

ntki ki§i var ki biri terzi digeri dokumaci. 

Bunlar Semak yildizlan karsihgidir: 

Biri gidenin hirkasim dokumakta devam ederken, 

Digeri de gelenin elbisesini diker.» 

§air, ikbal ve idbari, iki san'atkar ile tabir etmi§tir. Bunun ben- 
zerini Peygamber Efendimiz : 

«Deri, ates. iizerinde biiziildiigu gibi mescid de tiikuruk ve benzeri 
seylerden oylecc biiziilur.» (187 a) hadis-i serif lerinde buyurmustur. 
Mescid'in buziilup durulmedigl gorulen bir gergektir. Ancak, ates. de- 
ri'ye zit oldugu gibi, siimuk ve siimkurmek, mescid'in ruhlar uzerin- 
deki heybetini azaltmasi ve camie tahkir olmasi bakimindan mescid'in 
ziddidir. Yine Peygamber Efendimiz : 



(187a) Kaynagi bulunamamigtir. 



2 nci KtTAB — 2 nci BAB — HAKlKAT VE SERl'AT 257 

-J)! J_p*j ol ^ViJ-i <u-lj «j^j j^JUl Ls&^i >*.* 

tttniam'dan ewel riiku' ve secdeden kalkan kitnse AUah'in, onnn 
%a§im merkeb bagina gevireceginden korkmaz mi?» (188) buyurmu^- 
tur. §iiphesiz suret bakimmdan kimsenin ba§i e§ek ba§ma ne dondft, 
ne de donecektir. Fakat manasi itibariyle boyle olacaktir. Qiinku, ger- 
>$ekten onun ba§i hayvan ba§i suretine donecek degil, ancak onun vas- 
fim iktisab edecektir ki o da ahmakliktir. imanfdan ewel secde ve 
rukddan kalkanin bag:, ahmakhk ve anlamamazlikta esek kafasi gibi- 
■dir. Zaten aranan da bu manadir. Mananin kahbi olan §ekil degildlr. 
Artik imam'a uyduktan sonra ondan ewel kalkmak bir tenakuz ve 
■en biiyuk ahmakliktir. 

Bu gibl sozlerin zahir manalannda olmadiklari ya akli, veya §ert 
•dellllerle bilinir. 

Akli delil, zahir manaya hamletmenin mumkiin olmamasidir. Ni- 
fekim Peygamber Efendimiz : 

wMu'min'in kalbi, Rahman olan Allahu Teala'tun iki parmaklan 
arasindadir.n (189) buyurdugu bu Hadis'deh, gergek manasimn mu- 
rad olmadigi akil ile bilinir. gunku biz, kalbin etrafinda parmak gorv 
miiyoruz. Anladik ki bundan gaye parmagin sirn ve gizli riihu olan. 
kudrettir. Kudretten el kinayesi, iktidan el daha iyi ifade ettigi igin- 
dir. Yine bu kabttden iktidardan kinaye olarak Allahu Teala: 

«Bir geyin olmasim diledigimiz vakit ona ol deriz, o da olur.» (16 - 

Nahl : 40) buyurmugtur ki bu ayet-i celllenin zahir manasi mumteni'- 
<dir. Cunkfl eger bu hitab, §eyin vucOdundan ewel ise yok olan §ey «oI» 



(188) Buhart ile Muslim, Ebfl Hureyre'den. 

(189) Milslim, Abdullah b. Amr'dan. 

P. 17 



258 iHYAU 'ULtlMi'D - DlN - Cilt : 1 - RUB'U'L - IbADAT 

gibi hitabi anlamaz ki emre uysun da olsiin. Eger var olduktan sonra. 
ise, artik «ol» demege liizum yok, cunkii olmu§tur. Fakat kudret'in son 
haddini anlatmakta bu kinaye, daha miiessir oldugu icin Allahu Te- 
ala bu ifadeye udul etmis. vg boyle anlatmi§tir. Bunlar, akil ile anlas,i.- 
lir. 

§eri'at ile anla§ilanlar: Zahir'e hamli mumkiin iken, dogru kay- 
naktan, zahir manasmda olmadigi rivayet edilen hlikumlerdir. Nite- 
kim Hak Teala'nm: 



j> *> s *-'- 

((Allah gokten su indiiir, dereler onunla dolar ta§ar. Sel, usle gikan 
kopiigii ahr gotiiiiir. Siislcninek veya faydalanmak icin ate§tc erlttik- 
lerinizin iizerinde dc buna bcnzer bir kiipiik vardir. Allah, hak ve biitil 
i$in goyle misal verir: 

Kiipiik u?up gidcr, insanlaia fayda vercn isc yerde kalir. Allah 
bunun gibi daha nice misaller verir.n (13-Rad : 17) 
Bunun zahir manasi murad olmakla beraber, burada "Ma" yagmur- 
dan murad, Kuran-i Kerim, derelerden murad kalblerdir. Baa kalbler 
btiyuk dereler gibi ondan fazla nasib aldi, bazisi az, bazisi hie alamadi. 
Kopiik ise, ktifur ve nifak gibidir. Her ne kadar suyun ytiziine gikar 
ve gorunurse de devam edemez. Hemen soner gider. Araa insanlarm 
faydalanacagi hidayet ise devam eder. Bu kisirnda baa bid'atciler 
ileri giderek haddi a§tilar da ahiret umiiruna dair varid olan mizan, 
Sirat ve benzeri ayetleri te'vile Qalisjtilar ki bu bir bid'attir. Bu hu- 
susda Selefden bir rivayet olmadigi gibi zahir manalannda da bir mah- 
zur olmadigindan, buntan zahirleri uze'rine anlamak vacibtir. 

pORDtJNCtt KISIM : Insan, bir §ey'i hiilasaten anlar, sonra taf- 
silatma delil ve zevk ile erisir. Boylece ilm-i icmali ile ilm-i tafsili bir- 
birinden farkh olur. Birincisi yani icmalisi, kabuk, tafsilisi oz gibidir. 
Birincisi zahir, ikincisi batin gibi olur. 

insan, uzakta veya karanlikta bir kimseyi gormekle, ortalik ay- 
dinlandigi veya yakla§tigi vakit onu gormek arasinda fark olmakla 
beraber ikinci gbrdugii, birinciden ba§ka bir sey degil. Belki onu daha 
olgun §ekilde gormektir. ilim, iman ve tasdik de bunun gibidir. §un- 
kii insan, a§ik olmadan a§ki, hasta olmadan hastaligi, oliim gelmeden 
bliimii tasdik eder. Fakat bunlar geldikten sonraki tasdiki daha 
kuvvetlidir. Belki insanoglunun, §ehvet, ask vesairede de ayri ayri iiq- 
hali ve yekdigerine uymayan ug anlayi§i vardir: 

A — Vukuundan once varhgina inanmak, 

B — Vukuu aninda varhgina inanmak, 



2 nci KlTAB - 2 nci BAB — HAKIKAT VE SERt'AT 259 

C — Olup gegtikten sonra varligma inanmak gibi. 

As iken ashgi bilmek ile, doyduktan sonra aeligi bilmek bir degil, 
aralannda fark vardir. Dini ilimler de bunun gibidir. Zevk haline ge- 
lip olgunla§an, tahkiksiz ve zevksiz elde edilen ilme nazaran batin 
.gibidir. Sagligm kiymetini hastarun bilmesi ile saglam adamin bilme- 
sindeki fark gibidir. 

Saydigimiz bu dort kisimda insanlar ayrilir, fakat bunlardan hie, 
birinde zahire uymayan batm yoktur; belki oziin kabugu tamamla- 
masi gibi, baton da zahiri tamamlar. 

BE§tNCt KISIM : Dil ile, lisan-i halden tabirdir. Kisa goriiglu 
olanlar, zahiri tizerinde durur ve onu hakikat zanneder. E§yanm ha- 
kikatmi gorenler ise buradaki incelikleri anlarlar. Bu, adamin dedigi 
gibi: Tahta, (jiviye: 

« — Ni?in beni doviiyorsum) diye sordu. Qivi: 

« — Onu bana degil, durmadan beni tokmaklayana sor ve tepe- 
me inen cekic'e bak.» dedi. i§te bu, Iisan-i mekal ile, lisan-i halden ta- 
birdir. (Yani gerek tahta ve gerek givi lisan-i halleriyle b6yle konusju- 
yorlar.) Allahu Teala'nm: 

L-jI^j^Jj l^J JU* OUj ^aj ftU-Jl J}(^jju-1 ^3 » 

h ^*JU» LljI UJL5 U/' y U_jl? 



«Sonra, duman halinde lmlunan goge youeldi, ona vc yeryiizunc: 
"ister istemez buyruguma gelin" dedi. ikisi de: "Jstiyerek geldik" de- 
diler.n (41 - Fussilet : 11) 

Ahmak adam bu ayeti anlamak igin, yerlere goklere hayat, akil 
ve hitabi anlama kabiliyetini takdir eder. Ayrica yer ve goklerin duya- 
■cagi bir tutap ve bu hitaba da yine barf ve ses ile: aEyet biz emrine 
itaat ediyoruz.» diye cevap verdiklerini dii§unur. Akh ba§inda olan 
bilir ki, bu lisan-i halin ifadesi olup yer ve goklerin bizzarure emre 
amSde olduklanndan haber vermektir. Yine Allahu Teala'nin: 






«Her gey, Allahu Tealayi hanid etmekle tesblh eder.n (17-Isra: 
■44) Ayet-i celilesi de bundandir. Ahmak adam, cansiz varhklarda da 



260 IHYAU 'ULtJMl'D • DlN — Cilt: 1 — RUB'U'L - IBADAT 

hayat, akil ve ifade du§imerek onlarda "Siibhanellah" diyebilsinler. 
Arif olan bilir ki bunlar, dil ile degil, viictidlanyle tesbih ederler, Al- 
lahi takdis eder ve birligine §ehadet ederler. Nitekim: "Her §eyde O'- 
nun birligine delalet eden al&metler vardir." buyurulmugtur. 

Yine bunun gibi "Bu saglam ingaat, mimannm meharetine ve tts- 
tiin ilmine §ehadet ediyor." denlldigi zaman bu gehadet soz ile de- 
gil, zati ve hall iledir. 

Yihe bunun gibi, "Yoktan var olmakta devam etmekte ve muh- 
telif tavirlara girmekte bir mucide muhtac. her §ey, bu ihtiyaciyle 
halikuun mukaddes olduguna §ehadet eder" denildigi zaman, bu §e- 
hadetleri de basiret sahibi kamil insanlar anlar. Zahire saplanan kim- 
seler anlayamaz. Bunun i?in Allahu Teala : 






uFakat siz onlann tesbihini anhyamazsimz.n (17-isra: 44) 
Kisa gorugliller hig anlayamaz. Allahu Teala'ya yakin olan mukarreb- 
ler ile, ilmin derinliklerine niifuz eden alimler de buriun kiinhune ve 
son haddine varamazlar. giinkii her §ey'in Allahu Tealayi tesbih ve 
takdisdeki §ehadetleri muhteliftir. Bu §ehadeti herkes kendi kaabiliy- 
yetine gore anlar. Bu gibi §ehadetleri muamele ilminde saymak mu- 
vafik dii§mez. giinku bunlar miikaijefe ilmindendir. Bu fende de za- 
hir alimleri ile batin alimleri arasmda fark vardir. Bununla batmm 
zahirden farkhhgi mu§ahede edilir. 

TE'VlL VE TAFVIZ : 

Burada da makaam sahiblerinden asm §ekilde ileri gidenlerle, or- 
ta derecede olanlan vardir. 

Ileri gidenlerin bir kismi zahiri delillerin hepsini veya cogunu bo- 
isacak kadar -te'vllde- ileri gitmi§lerdir. Hatta Allahu Teala'nm: 

uEHeri bize konu§ur, ayaklari da §ehadet eder.n (36 - Yasin : 65> 
ve: 



2 ncl KtTAB — Z net BAB — TE'VlL VE TAFVIZ 281 

«Derilerine: "Nigin aleyhimize gehadet ettiniz" derier, derileri de: 
"Her geyi konugturan Allah bizleri de konu§turdu" derler.» (41 - Fus- 
silet: 21) buyurdugu Ayetleri ile Nekir, Munker melekleriyle olan ko- 
nu§malan, Mlzan, Sirat ve Hesap hakkindaki sozleri, Cehennemllk- 
lerin Cennetliklerle olan: 

uSudan veya Allahu Teala'nin size verdigi nziklatdan bize de aki- 
tin.» (7 - A'raf : 50) munazaralanni te'vil etti ve hepsinin lisan-i hal 
lie oldugunu zannettiler. Diger bir kisrm da, te'vil kapisini kapamak- 
ta gok ileri gitti, ki, bunlardan biri deAhmed b. Hanbel 'dir. (R. 
A.) Hatta Allahu Teala'nin : " 

JL. 






kOI dedi de oldu.» (36 - Yasin : 82) Ayet-i Celilesindeki te'vili ka- 
bul etmedi ve ona uyanlar zannetti ki bu "KUN" Allah'tan harf ve ses 
ile bir hitaptir ve her olacak olan §ey'e daima "Ol" diye hitap eder, o 
da olur. Hatta bazi arkada§Ianndan, 1 m a m - 1 Ah med 'in yalmz u$ 
sSzde te'vil kabul ettigini soylediklerini duydum. Onlar da : 

A — Feygamber Efendimizin : 

«Hacer-i esved, Yeryuziinde Allah'in yeminidir, sag elidir.» (190) 
B — Yine Peygamber Efendimizin : 

«Mu'mtain kalbi Allahu Teala'nin iki parmaklan arasindadir.» 
<191) 



(ISO) Hakim. Abdullah b. Amr'dan. 
(191) Yukanda ge^migtir. 



262 IHYAu 'ULOMl'D - DIN - Cilt : 1 — RUB'U'L - iBADAT 

C — Yine Feygamber Efendimizin : 



7. i - •' i f i- v 



n 



aBen Rahman'm nefsini Yemen tarafmda bulurum.» (192) Ha- 

dis-i §erifleridir. Bunun gibi zahir alimleri te'vil kapisuu kapamak is- 
tediler. 

Husn-u zann plarak Ahmed b. Hanbel hakkinda deriz ki: 
Allahu Teala'ya nisbet edilen "iSTtVA"nm yerle§mek olmadigini, 
"NuziU"un de Mr yerden Mr yere gecmek olmadigini, Ahmed b. 
Hanbel de bilirdi. Ancak halkin salahini goz ontinde bulundurarafc 
bu kapiyi kapamak icin te'vilden men'etmi§tir. gunkii te'vil kapisi 
agildigi zaman gedik geni§ler, haddini as.ar ve bir daha online gegmek 
guc. olur. Bu bakimdan te'vil kapisim kapamakta beis yoktur. 

Selef'in [ilk islam biiyuklerinin] sozleri de buna §ehadet eder. 
(punkii selef: " Bunlan oldugu gibi okuyun ve gesin" derlerdi. Hatta 
imam-i Malik'e (R.A.) "iSTiVA"dan soruldugu vakit: "Istiva 
malum, keyfiyyeti mechul, o'na iman vacib, keyfiyyetinden sormak 
bid'attir." derdi. 

Bir kismi da iktisada riayet ederek Allahu Teala'mn Zat ve Sifa- 
tiyle alakah her s-eyde te'vil kapisim a$ti ve ahiret ile alakah olan 
taraflan zahiri iizerine terk ederek bu babdaki te'vili kapadilar. Bun- 
lar da E§'arilerdir. 

Mu'tezileler daha ileri giderek Sifat-i ilahiyyeden olan "Ruyet'i" 
AUahu Tealanm Semi figitici], Basir [goruqu] oldugunu te'vil etti- 
ler. Mirac'i da te'vil ederek, bunun cesed ile degil, yalniz ruh ile ol- 
dugunu zannettiler. Cisimlerin dirilmesini, Cenneti, oradaki yemek, 
koku almak, evlenmek ve lezzetlerden olan butun nimetlerle, Cehen- 
nemi ve Cehennem'in yakici Mr cisim olup derileri yakip yaglan erit- 
tigini kabul ettikten sonra, Kabir azabi, Mizan, Sirat ve benzeri diger 
ahiret hiikiimierini de te'vil ettiler. Mu'tezilenin bu kadar ileri gitme- 
sinden cesaret alan felsefeciler, daha ileri giderek, Ahiret ile alakah 
butun hukumleri te'vil ettiler ve Ahiret hakkinda varid olan her sey'j, 
lezzeti ve elemi yalniz akli ve rilhi olarak te'vil ettiler, cisimlerin iade- 
sini inkar ettiler, ancak ruhlarin bekasiyle htikmetti. Ten'in ve ta- 
zibin hiss ile bilinemiyecek sebilde yalniz ruha oldugunu kabul etti- 
ler ki bunlar muksit kimselerdir. §eri'attan ayrihp bu kadar ileri giden 
bu firkalarla, Hanbeli'lerin donuklugu arasmdaki i'tidal derecesi o ka- 
dar kapah ve incedir ki i§itmekle degil, ancak e§ya'mn hakikatina 



(192) Ahmed, Ebu Hureyre'den. 



2 nci KlTAB — 2 nci BAB — TE'VlL VE TAFVtZ 263 

nur-i llahi ile idrake muvaffak olanlar muttali' olabilir. Ancak llahi 
nurla kendilerine bu gizlilikler oldugu gibi asiklandiktan sonradir ki 
bu hususlarda soylenenlere bakarlar. Soylenen sozler, yakin riuriyle 
mu§ahede ettiklerine uygun geliyorsa onu oldugu gibi kabul ederler, 
uygun gelmeyeni de te'vil ederler. 

Yalniz duymakla bu ilimleri elde edinen, muayyen bir noktada 
ayak diretemez. O halde yalmz sem'iyyat ile ugra§anlara layik olan, 
Ahmed b. H an b e 1 'in (R.A.) yolunu tutmaktir. 

Bu hukumlerden perdeyi kaldinp i'tidal naddini bulmak muka- 
§efe ilmine ait olup, izahi fazla uzayacagi igin biz bu bahse dalamiya- 
cagiz. Gayemiz, Batin'm Zahir'e uygun olup ondan ba§ka bir §ey ol- 
madigini anlatmaktir ki, §u be§ kisim ile bir goklan a<;iklanmi§ oldu. 

Artik avam tabakasi igin, yazmi§ oldugumuz Akaaid risalesiyle 
iktifayi muvafik bulduk. Birinci derecede avam tabakasi ondan fazla- 
si ile mtikellef degildir. Ancak bid'atlerin gogalmasiyle akidenin sar- 
silmasmdan korkulursa, i§te o zaman ikinci dereceye gecerek vine de- 
rine dalmadan kisaca akli ve nakl! parlak delilleri igine alan Akaaid 
kitabina gesilir. Biz burada o parlak delilleri getirelim ve Kudus'de 
yazdigimiz «er - Risaletu'l - Kudsiyye fi Kavaidi'i - 'Akaaidn adh tse- 
rimizle iktifa edelim. O da bu kitabm ti§uncu fashndadir. 



t)QtlNCti BAB 

KUDtlS'DE 1'TlKADA DAtR YAZDlGlMIZ KAVAlDIX - AKAAtD 
KtTABININ AgiK DELfLLERI BEYANINDADIR 



Hamd, yakin nuriyle ehl-i siinneti ba§kalanndan ayiran, haklkat 
ehlinin dlnin erkanina hidayet etmekle tercih edip, bid'atcHerin stir?- 
mesinden ve mulhidlerin sapitmalanndan koruyan, Peygamberlerin 
Ef endisi olan H a.z r e t - i Muhammed (S.A.V.) 'e uyarak Ashab'- 
min ve Selef-i salihinin yollarmdan gitmege muvaffak kilan, Allahu 
Teala'ya mahsusdur ki, bu sayede aklin yardimi ile habl-i metin'e 
(Kur'an-i Kerim'e) sanlip ilk musltimanlarin ahlak ve i'tikadlanna 
uyarak onlarin agik yoluna girdiler de aklm neticeleriyle naklin hu- 
kumlerini bir araya topladi ve "LA ILAHE iLLALLAH MUHAMME- 
DU'R - REStTLU'LLAH" §ehadet kelimesi, hangi kutup ve aslin (er- 
kan'm) iizerinde devrettigini iyice anlamadan kuru §ehadetin bir 
fayda saglamiyacagmi tahkik etti ve bu §ehadet kelimesi icaz (kisa) 
olmakla beraber, Allabu Teala'nin Zat, Sifat, ve Ef'alini, Peygambe- 
rin dogrulugunu isbat ettigini anladi ve iman binasmin bu dort rii- 
kiin uzerine kuruldugunu, her riikn'un de on asil ve temel uzerine 
devrettigini bildiler. 

A — Birinci riikun, Allahu Teala'nin zatini bilmektir. Bu da 
on asil uzerine devreder. Bunlar : 

1 — Allahu Teala'nin varhgim, 

2 — Kidem'ini, ba§langici ve eweli olmadigini, 

3 — Beka'sini, sonu olmadigini, 

4 — Cevher olmadigini, 
5, — Cisim olmadigini, 

6 — Arez olmadigini, 

7 — Cihetten miinezzeh oldugunu, 

8 — istiva, 

9 — GBrulebilecegini, 

10 — Bir oldugunu bilmektir. 



266 1HYAU 'ULCMI'D - DlN - Cilt : 1 - RUB'UX - IBADAT 

B — ikinci rukiin, AUahu Teala'nin Stfatlarma dairdir. Bu da on 
asil uzerine devreder. Bunlar : 

1 — Kadir oldugunu, 

2 — Alim oldugunu, 

3 — Allahu Teala'nin Hay, diri oldugunu, 

4 — Irade siihibi oldugunu, 

5 — Semi' ve Basir oldugunu, 

6 -=- Mutekellim, kelam sifati oldugunu, 

7 — Havadis'in hululunden miinezzeh oMugunu, 

8 — llminin kidemi, 

9 — Iradesinin kidemi, 

10 — ilim ve iradesinin kadim olduguna inanmaktir. 

C — tJQuncii riikiin, Allahu Teala'nin ef'aline dairdir. Bu da on 
asil iizerinde devreder. Bunlar : 

1 — Kullarm biitiin isleri, Allahu Teala'nin yaratmasiyle oldu- 

guna, 

2 — Kullarm kesbiyle (kazanmasiyle) olduklanna, 

3 — Biitiin bunlar, Allahu Teala'nin dilemesiyle olduguna, 

4 — Yaratmak ve lead etmek kendi fazh lie olduguna, 

5 — Kulun giicunde olmayan §ey ile de teklif etmesi caiz oldu- 

guna (bu at;iklanacaktir.) , 

6 — Diledigini tazip edecegine, 

7 — Kulun hakkinda faydali olan'a riayet Allah'a vacib (ge- 

rekli) olmadigina, 

8 — Biitiin vacipler §er'i olup, onlarda aklin bir dahli olmadigina, 

9 — Peygamberler gondermesinin caiz olduguna, 

10 — Peygamberimizin nubuvveti mu'eize ile teyid ediidigine 
inanmaktir. 

D — Dorduncii rukiin, Sem'iyyata, Kur'an ve Hadis'den i§itilen- 
Iere aittir. Bu da on asil iizerinde devreder: 

1 — Hasre, Negre ve mahser yerinde toplanmaga, 

2 — Nekir, Miinker meleklerinin sorulanna, 

3 — Kabir azabina, 

4 — Mizan'a, sevap ve gunahlann tartilacagina, 

5 — Sirat'a, Cehennem iizerinde kurulmu§ koprti'ye, 

6 — Cennet ve Cehennemin yaradilisma, 

7 — Imam'a ait hukiimlere, 

8 — Sahabenin Imamettekl tertiplerine gore efdaliyyetlerine, 

9 — imametin §artlanna, 

10 — Kan§ikhk korkusu amnda imamin tayini. 



2 nci KlTAB — 3 iincit BaB — ALLAHIN VARLlGlNI BlLMEK 267 

BlRINCi RUKUN 

ALLAHU TEAUi'NIN VUCtDTJNU - VARLIGINI BlLMEK 

BIRtNCt ASIL : Bu hususta ilk ders veren ve aydmligi gSsteren 
Kur'an'in ir§adidir. Allahu Teala'nin agiklamasimn iistiinde agiklama 
olamaz. Halbuki Allahu Teala Kur'an-i Kerim'de : 

t 1>-Uj W^r"' ^-^~J ' '■ i ' J -*^ ^"r** 1 (^-*>* L-~---;j ' LiU^ 
I ULil I Ob*- j ULJ j b>- 

uBiz yeryiiziinu bir be§ik, daglan da onun iQin birer direk kilma- 
dik mi? Sizi gift silt yarattik; uykunuzu dinlenme vakti kildik; geceyi 
bir ortii yaptik; giindiizii gecimi saglama vakti kildik; iistiiniize ye- 
di kat saglam gok bina ettik; parlak lgik veren giine§i varettik; tane- 
ler, bitkiler, agaclan sarmas dolag bahgeler yeti§tirmek igin, yogun- 
la§mi9 bulutlardan bol yagmur yagdirdik.n (78-Nebe': 6-16) vine : 

liuiftj ji^JiJ JJi .•Jto-i i^'jvij oi^Jji jji^j or» 

• *• " \ ■£ * ' & ' *t ' * " '# -"•* 






d c)^ju*j f^-*-' ^^ V 



«G6klerin ve yerin yaratilmasinda, gece ile giindiizun birbiri ar- 
dinca gelmesinde, insaniara yararh §eylerle denizde suziilen gemiler- 
de, Allah'in gokden indirip yeri olumiinden sonra dirilttigi suda, her 
ttirlu canhyi orada yaymasinda, riizgarlan ve yerle gok ara- 



268 1HYAU ULOMt'D - DlN — Cilt : 1 — RUB'UX - IbADAT 

sinda emre atnade duran bulutlari dondtirmesinde, dus,iinen klmseler 
icin deliller vardir.n (2 - Bakara : 164) 
yine : 

j;^ -J& i^tfys^'fc* '& & '> 

«"AUau'in gogii yedi kat iizerine nasil yarattigini gormez misi- 
niz?" "Aralarinda ay'a aydinhk vermisj ve giinesm i§ik sacmasim 
saglaim$lir." "Allah sizi yerden bitirir gibi yetisjtirmistir." "Sonra si- 
zi oraya dondiiriir ve yine otadan c'ikanr."» {71 -Nun: 15, 18) 

yine : 

' ' J ?, * ° " • : J " '*-\° " " • >e .f f ' *■ i i' ' ' -"'V't i 

"i ( ji A*-U ) : *iy Ji 

y 
ttgimdi gorduniiz mii o dbktiigiinuz meniyi? Siz mi yaratiyorsu- 
nuz onu yoksa biz miyiz yaratan. Biz takdir ettik aramzda o oliimii 
ve bizim onumuzc gecilmcz. Kihklanmzi degi§tirmek ve sizi bilemiye- 
ceginiz bir ne§'ette in§a etmek tizereyiz. Her halde ilk ne§'eti biliyorsu- 
nuz, o halde diisunscnize. SJmdi gorduniiz mii o ektiginiz tohumu? Siz 
mi bitiriyorsunuz onu? Yoksa biz miyiz bitiren?. Onlan elbet bir cope 
§eviriverdik de §oyle geveler durdunuz: Her halde biz cok ziyandayiz. 
Dana dogrusu bushiitiin mahrumuz... SJmdi gorduniiz mii o ictiginiz 
suyu? Siz mi indiriyorsimuz onu buluttan yoksa biz miyiz indiren?. 
Dilesek onu aci bir corak cdiverirdik. O halde siikretsenize. Bir de gor- 
duniiz mii o caktiginiz ate§i? Siz mi irisa ettiniz onun agacini yoksa 
biz miyiz insa cden? Biz onu hem bir muhtira kildik hem de bir istifa- 
de. Alandaki muhtaglar icin.» (56-Vaki'a : 58-73) 

Azicik akil sahibi bile bu Ayet-i Celllelerin manalariyle yer ve 
goklerin bu acaip yaradili§Ianru, butiin hayvanlarla bitkilerin bSyle 
muntazam bir §ekilde varhklanni dti§unurse, bu acaib emrin ve bu 
saglam nizamin kendiliginden olmayip, bunlan yaradip sevk u idare 
eden bir yaratici'ya ihtiyaglari oldugunda asla §tiphe etmez. Belki in- 



\ 
2 nci KTTAE ~ 3 Unctt BAB — ALLAHIN VARLlGlNA AKLt DELlLLER 269 

san fitrati, butiin bu varliklann O yaratici'mn emrinde musahhar o!- 
duklarmi tereddiidsiiz §ehadet eder. Bu sebebdendir ki Allahu Teala 
Kur'an-i Kerfm'de: 

«Yer ve gokleri yaratan Allahu Teala'mn varhgmda §iinhe edillr 
ml? -Edilmez. -» (14- Ibrahim : 10) buyurmu§tur. i§te Peygamber$l- 
ri de, insanlan Allahu Teala'yi birlemege da'vet ve «LaiIahe illallahn 
demeleri igin gondermi§tir. Bizim i^in ayri bir Tanri, alem igin de ay- 
n bir Tanri var demek i$in degil, sunkii dogu§unda ve genc,liginde 
lnsan fitratinde yerle§en, her§ey'in bir Allah'i olmasidir. Bunun igin 
Allahu Teala §6yle buyuruyor: 

_, , « » >* " ■- e *o .- MS " '" a s a J>"° 5 ' e " " 

«Eger onlara, yer ve gokleri kim yarattigim sorarsan, elbette 
Allah derler.» (31 -Lokman : 25) buyurmu§tur. Yine Allahu Teala bu- 
yuruyor: 

i^ j:ui >* (j- 11 •*■■ 5 >f u c^ ^.-^ ^V^ ^ 

i pll jjaJl iij'i il jj£j JiJuJ Sf 

ctYiizumi dine bir hanif olarak tut: O Allah fitratina ki insanlan 
•onun iizerine yaratmisUr, Allah yaradisiha bedel bulunmaz; dogru, sa- 
bit din odur.D (30 - Rum : 30) 

ALLAHU TEALA'NIN VARLIGINA AKLf DELlLLER : 

GOruluyor ki Allahu Teala'mn varligina, insan fitrati ve Kur'an-i 
Kerlm'in delilleri, ba§ka delil aramaga liizum birakmiyacak derecede 
kuvvetli ve aciktir. Fakat biz, Kelamcilara uyarak akli delilleri de zik- 
rederek deriz kl: 

Her hadis (sonradan olan her §ey)'in varligini tercih eden bir ya- 
ratici'ya muhtag oldugu aklen meydandadir. Alem ise sonradan var 
olmuf-tur, o h&lde alem de var olmasma bir sebebe muhtagtir. 

tmdi «hadis, hudusunda sebebe muhtacdir» sozumuz agiktir. Qiin- 
kii sonradan ve muayyen zamanda meydana gelen varhklann, daha 



270 tHYAU 'ULUMl'D - DIN — Cilt : 1 — EUBU'L - JBADAT 

ewel olmasi veya daha sonraya kalmalan aklen caizdir. §u halde o- 
muayyen zamanda olmasim tercih eden bir muhassisa ihtiyaci zaruri- 
dir. «AIem (193) hadis'dir» soziimuze gelince; bunun delili soyledir: 
Alem'in her pargasi ya durur veya hareket eder, hareket ve siikunun 
her ikisi de hadis'dir. Binaenaleyh hadis'den kurtulamiyan alem de 
hadis'dir. Bu delilde uc dava vardir: 

1 — «Cisimler, hareket ve sukundan hall degildir» sozumuzdur. 
Btmun boyle oldugu tefekkiir ve dtisunceye liizum gostermeden zaruri 
ve ac,ikc,a goriilen bir hakikattir. Qunku hareketi veya sukunu olmak- 
sizin bir cismin varhguii du§iinen, akil yolundan cikip ahmakhk yo- 
luna sapmis. olur. 

2 — nHareket ile siikun hadisdim sozumuzdur. Bunun delili; ha- 
reketin sukunu, siikunun hareketi takip etmesi ve birinden sonra -di- 
gerinin bulunmasidir ki, goriilen ve goriilmeyen biitiin cisimlerde hu- 
ktim boyledir. (Eger daima hareket eder veya daima durur gibi gorduk- 
Ierimiz varsa bunlann da bir gun vaziyetlerini degistirebileceklerini ve 
mesela daima duran bir dag'in deprem gibi sebeblerle hareket edebile- 
cegini ve hareket edenlerin de durabileceklerini akil tecviz eder.) Her 
muteharrikin stikununu ve her sakin'in hareketini akil tecviz eder. Bu 
hareket ve sukundan, sonradan geleni, sonra oldugu i?in, evvelkisi de- 
sona erdigi i$in hadisdirler. Qunku ileride Vacib Teala'mn varligmi is- 
bat babinda aciklanacagi gibi kidemi sabit olan sey'in, adem'i muhal- 
dir. 

3 — "Dcuncii dava: «Hadiselerden kurtulamiyan hadisdim sBzii- 
mUzdtir. Bunun delilleri : 

a) Eger boyle olmasaydi, her hadis'den once, evveli olmayan bir 
50k hadislerin bulunmasi gerekir ve eger o hadisler sona ermeseydi, 
yeni hadislerin varhgina sira gelmezdi. (Qiinku yeni hadis'in varligi. 
eskisinin sona ermesine baglidir.) Halbuki nihayeti olmayan seyin so- 
na ermesi muhaldir. 

b) Bunun gibi eger felek'in devamh surette sonsuz hareketini ka- 
bul etsek, bu hareketlerin sayisi ya tek, ya cift, veya ne tek ne de cift- 
tir, veyahut hem tek ve hem gift oimakdan hall kalamaz. Fakat ne 
tek ne gift, hem tek ve hem cift olmasi, nefy ile isbati bir araya topla- 
mak oldugundan mumkun degildir. Qiinku bunlarm birini isbat edin- 
ce, digerini nefy etmek; birini nefy edince, digerini isbat lazim gelir. 

Hareketlerin sayisi gift de olamaz. giinkii hareket devam ediyor, 
bir sayi daha ziyadesiyle teklesir. Nihayeti olmayan sayilar boyle bir 
sayida nasil siki§ip kalabiUr. 



(193) AUahu TeaWnin Zat ve Sifat'indan ba§ka her §ey'e (Allahu Teala'mn »ar- 
hjjina alamet oldugu igiri) alem denir. 



2 nci KtTAB — 3 uncti BAB — KIDEM VE BAKA 271 

Tek olmasi da muhaldir. Qunku bir daha eklemekle gift olur. O 
ii&lde alem havadisden hali degildir. Havadisden hali olmayan her §ey 
hadis oldugu i?in alem de hadisdir. Hadis olunca da bir muhdis'e ih- 
tiyaci vardir. O da Allah'dir. 

KIDEM 

IKlNCi ASIL : Allahu Teala'nm Kadim ve ezeli olup, varhginin 
■eweli olmadigim, olu'niin de diri'nin de her §eyin eweli oldugunu 
bilmektir. Bunun deiili : 

Alemin yaraticisi olan Zat-i akdes, hadis olsa, O'nun da bir yara- 
tici'ya, O'nu yaratamn da hadis olan ba§ka bir yaratici'ya... derken 
ba§langici bulunmayan muhal bir teselsiil lazim gelir. Bu gibi tesel- 
siilden hi? bir hadis meydana gelemez. Qiinkii eweli olmayan hadis- 
lerin bulunmasi, yeni bir hadiseye engeldir. Zira eskisi sona ermeden 
yenisl bas,layamaz. Veyahut bu teselsul bir Muhdis-i Kadim'de nihayet 
bulur, ki o eweldir dersen, zaten bizim de aradigimiz odur. Biz O'na 
alem'in sani'i, mubdi'i, barisi, muhdisi deriz. Hepsi yokdah var etmek 
demektir. 

BEKAA 

ttgtJNCU ASIL: Bekaa'dir. Yani Allahu Teala'nm ezeli oldugunu 
toilmek gibi, ebedi oldugunu ve sonu olmiyacagini kabul etmektir. Ev- 
vel, ahir, zahir ve batm olan O'dur. Hem ezeli hem de ebedidir. QUn- 
kti kidem'i sabit olan sey'in ademi muhaldir. Bunun deiili sSyledir : 
Kadim'in yok olmasi iki sebebin biriyle dusiinulebilir: 1 — Bizatihi 
yok olmak, 2 — Ziddinin te'sirile yok olmak. 

1 — Bizatihi yok olmasina imkan yoktur. Qiinkii bizatihi devami 
dfisuntilen bir §ey'in, bizatihi yok olmasi miimkun olsaydi, yoklugu 
du§unulen bir §ey'in de bizatihi varligi kabul edilmek gerekirdi. Hal- 
buki bu muhaldir. Binaenaleyh var olmak sebebe muhtac oldugu gibi, 
var olan §eyin yok olmasi da yine bir sebebe muhta§tir. 

2 — Ziddinin te'sirile de bir kadim'in yok olmasi muhaldir. Qixn- 
kii o zid ya kadim'dir veya hadis'dir. Kadim olmasina imkan yok, zlra 
ziddiyyet ictimaa mani oldugu icjn ezelde ziddiyle bulunamazdi. Hal- 
buki gecen iki asilda varhgi ve kidemi isbat edilmi§tir. O halde kadimi 
yok edecek olan ziddi, Kadim degildir. Hadis olmasina da imkan yok- 
tur. Qunkii kadim'in hadis'den kuvvetii oldugu meydanda oldugu gibi. 
herhangi bir §ey'i gelmeden def'etmek, var olduktan sonra yok etmek- 
ten kolaydir. Binaenaleyh kadim'in ziddi olan hadis, sonradan var olup 
kadim'i yok edinceye kadar, o hadis'in ziddi olan kadim, onun varligina 



272 1HYAU 'ULCMt'D - DlN ~ Cilt : 1 - RUB'U'L - tBADAT 

engel olur da boyle bir hadis vilcfid bulamaz, demek ki blr hadisin de 
kadim'i yok etmesi muhaldir. O halde Allahu Teaia, hem ezel! ve Iiem 
de ebedidir. 

CEVHER DE&tLDlR 

DORDtJNCt? ASIL : Ailahu Teala'nin bogluk dolduracak bir cev- 
her olmadigini ve hayyiz ve mekandan miinezzeh oldugunu bilmektir. 

Delili: Hayyiz J olan her cevher o bogluga bagli oldugu gibi hare- 
ket veya sukundan da hali degildir. Hareket ile sukunun ikisi de ha- 
disdir. Havadisden hali olmayan her §ey de hadisdir. Bunun icin cev- 
her de degildir. Eger miitehayyiz bir cevher'in kidemi diisuniilse biittin 
cevherlerin kadim olmasi lazim gelirdi. Eger cevherin manasini, ge- 
rektirdigi hayz ve levazimatini murad etmeksizin, kadim'e cevher di- 
yen olursa, mana bakimindan degil de, yalniz lafiz bakimmdan hataya 
du§mu§ olur. ((punkii Vacib Teala'nin boyle bir ismi yoktur.) 

ClStM DEtilLDlR 

BE§iNCi ASIL : Allahu Teala'nin cevherlerden meydana gelmls; 
clsim olmadigini bilmektir. Ciinkii cisim, cevherlerden ve kugiik parca- 
lardan meydana gelmigtir. Miitehayyiz bir cevher olmayinca, cisim. 
olamiyacagi da meydandadir. Qunkii her cisim, boglugu dolduran cev- 
herlerden meydana gelmis,tir. Cevher ise, aynlmak, toplanmak, hare- 
ket, siikun; sekil ve mikdar gibi geylerden hali degildir. Bunlar da hu- 
dus alametleridir. 

Eger Alemi yaratamn cisim olduguna inanmak caiz olsaydi, Ay,. 
Gunes, ve benzeri diger cisimlerin de ilah olduguna inanmak caiz olur- 
du. 

Eger biri, cevherlerden meydana geldigini kasdetmekaizin, Allahtt 
Teala'ya cisim'dir (fakat diger cisimler gibi degil) demek ciir'eti- 
ni gbsterirse, bu da cismiyyetin manasina nefy etmekte isabet etmekle- 
beraber isimde galat etmi§ olur. 

AREZ DEtitLDtR 

ALTINCI ASIL : Allahu Teala'nin cisim ile kaim arez, ve mahal- 
de bulunur halde olmadigini bilmektir. Bunun birinci delili : Arez, bi- 
zatihi kaim olamaz; belki cisim'de bulunur ki cismin arezden ewel 
bulunmasini iktiza eder. Halbuki cisim de hadisdir. Binaenaleyh 
ezelde tek ba§ina mevcud olup cisim ve arezleri sonradan yara- 
tan Allahu Teala'nin, cisme hulul eden arez olmasma da imkan yok- 
tur. Ikinci delili : ilerde a§iklanacagi gibi, Allahu Teala Alim'dir, Ka- 



2 nci KlTAB — 3 iincu SAB — ALLAH MEKaNDAN MONEZZEHDIR 273 

dirdir, trade sahibi bir haliktir. Bu vasiflarin blr arezde bulunmasma 
imkan yoktur. Bunlar ancak kendi zatiyle kaim ve miistakil olan bir 
varlikta diisuniilebilir. -* 

tste su alti esasdan, Allahu Teala'mn mevcud ve bizatihi kaim 
olup, cisim, cevher, arez olmadigmi, ondan baska biitiin Alem'in, ci- 
sim, cevher ve arezden ibaret oldugunu ogrenmis. olduk ve anladik ki, 
O hie, bir §ey'e benzemedigi gibi hie bir §ey de O'na benzemez; belM O 
her sey'i sevk u idare eden bir kayyum, ve ebedi hayat ile hayy olup 
benzeri olroayan bir varhktir. Yaratik yaradana, takdir edilen takdir 
edene, resim ressama nasil benzesin, cisimler ve arezlerin hepsi O'nuri 
yaratmasi ve san'atimn eseridir. Artik onlarin O'na benzemesiyle htik- 
metmek muhaldir. 

CtHET VE MEKANDAN MUNEZZEHDIR 

YEDtNCi ASIL : Zat-i ilahinin yon ve mekani olmadigmi ve bun- 
lardan miinezzeh oldugunu biimektir. 

Qiinkti ana yonler : t)st, alt, sag, sol, on ve ard ofmak iizere alti- 
dir. Biitiin bu yonler, Allahu Teala'mn insani yaratmasiyle meydana 
gelmi§tir. Qiinkii insan igin, yere dayanacak bir ayak tarafi bir de 
onun kars,isi olan ba§ tarafi olmak iizere iki taraf yaratilmistir. Son- 
ra bunlarin birine alt digerine de iist denmistir. Hatta tavanda yiiru- 
yen karinca her ne kadar bize gore iistte ise de, kendine gore ters, yani 
alti iistiine gelmis. oldugu halde yurumektedir. Ayrica, ekseriyetle biri 
digerinden kuvvetli olmak iizere insanda iki el yaratti ve kuwetlisine, 
sag el digerine de sol el adi verildi ve boylece insanda sag, sol tarafla- 
n meydana geldi. Ayrica insamn iki tarafi daha bulundu, bunlann bi- 
risl gortip yurudugu taraf, buna on, bunun kar§isina da ard denmistir. 
Goriiliiyor ki bunlar, insana nazarandir ve insan ile beraber yaradil- 
mi§tir. Eger insan bir kure-§eklinde yaratilsaydi bu yonlerde olamazdu 
O halde nasil olur da ezeli olan Allahu Teala. hadis olan bunlaria mut- 
tasif olur veya ciheti yok iken nasil olur da sonradan cihet sahibi olur? 
Yoksa Alem'i kendi iistiinde mi yaratti? Hasa Allahu Teala iistten 
miinezzehdir. $iinku iist, ba§ tarafidir. O'nun ise ba§i yoktur. Yoksa 
Alem'i altmda mi yaratti? Hasa alt'i da yoktur; siinkii ait ayak tara- 
fidir. Allahu Teala ayaktan miinezzehdir. Biitiin bunlar Vacib Teala 
hakkinda aklen muhal olan geylerdir. Bunun gibi, ciheti olmasi, ya 
cevher gibi hayizli olmasmi veya cevher'e muhtass bir arez olmasini 
iktiza eder; halbuki cevher ve arez olmasinm muhal oldugu yukardaki 
asillardan anlagildigi gibi cihete ihtisasi da muhaldir. 

Eger yon tabirinden, su iki manadan (yani hayz'e huiul ve cis- 

P. ia 



M - 



274 tliYAU 'ULOmJ'D - Dfltf — Ci!t : 1 — RUB'UX - IBADAT 

miyyet manasmdan) ba§ka bir §ey murad edilirse, mananin bunlara 
delaleti olmakla beraber isim de galat edilmis. olur. 

Yine bunun gibi yon'ii var ve Alem'in iistiindedir dersen, o vaklt 
Alem'e muhazi (mukabil) olmasi lazim gelir. Her cismin mukabili ya 
ondan biiyuk, ya kusiik veya onun dengi olur. Biitun bunlar Allah 
hakkmda muhaldir. Qiinku bunlar bir mukaddir'in takdirine muhtac 
tir. Kainat'i sevk u idare eden Allahu Teala bunlardan miinezzehdir. 

Duada ellerimizi yukari kaldirmarmz (O'nun yukarda olmasi icta 
degil) belki namazimizm kiblesi Kabe oldugu gibi, duamizm kiblesi 
de sema olmasi bakimmdandir. Ayrica burada kendisinden istenilen 
Zat-i Kibriya'nm azametine, isaret ve kahr^u istila ySniinden her sey 
den ali ve ustiin olduguna da tenbih vardir. 

ISTlVA 

SEKiZINCi ASIL : Kibriyahk vasfina miinafi olmayacak, hudus 
ve yokluk §aibesi anlasUmayacak §ekilde ve Allahu Teala 'nin murad 
ettigi manada ar§-i azam'i istiva ettigini bilmektir ve Hak Teala'nm : 

«Sonra da duman §eklindeki semayi istiva etti.» (41 - Fussilet : 
11) 

kelamindan murad olan da budur ki, o da kahr u istila yani onlan 
sevk u idaresine, hakimiyetine almaktir. Nitekim §air, Irak'i istila 
eden B i § r bin Mervan hakkinda: «Kihc kullanmadan, kan d6k- 
meden Irak uzerine istivS. etti, (onu hakimiyetine aldi) » dedigi gibidir 
Ehl-I Hak bu Ayet-i Celileyi boylece te'vil etmek mecburiyetindedir. 
Nitekim EhH Batil'in : 



^XS U-LpI *3s** y- j 



r 

«Nei-ede bulunursaniz O sizinledir.n (57- Hadid : 4) ' 
Ayet-i Celilesini ilim ve ihata ile, Peygamber Efendimiz : 

«Mu'minin kalbi Rahman'm iki kudiet parmagi arasmda- 

dir.n (194) 



T194) Yukanda gecti. 



2 nci KtTAB — 3 iincii BAB — RCYET - GOrOLMEK 275 

hadis'ini (yani burada ISBA' lafzini) kudret ve kahr He, yine Peygam- 
ber Efendlmlzin : , 



• r • * . * ''i" > *■ ^ » 



«Hacer-i esved, yer yiiziinde Allahu Teala'nm yeminidir.n (195) 
hadisindeki sag el manasmda olan «YEMiN» kelimesini de tesiif He 
te'vil etmi§lerdir. Qunkii «Yemin» zahir manasi tizerinde kalsa istiva'- 
dan ve istikrar - yerle§mek - murad olsa, Allahu Teala'nm cisim olma- 
si lazim gelirdi. Bu cisim ya arg'dan ktisiik, ya buyiik, veya ar§'a es.it 
olur. Bunlann hepsi muhal, muhale miieddi olan her §ey de muhaldir. 

RUYET - GORULMEK - 

DOKUZUNCU ASIL : Allahu Teala suret ve mikdardan, ydn ve 
cihetten mtinezzeh oldugu halde Hak Teala : 

« S^U l^jj JI *sJ>V >£»y„ °yrs B 

«0 giinde yiizleri nurlu oldugu halde Allah'a nazar ederler.a (75- 
Kryame: 22, 23) buyurmu§tur. 



Fakat Allahu Teala'nm : 



.* ' a -" * .■' at 



a .«. 



(cO'nu gozler giirup anlayamaz fakat, O gozleri gbrur.n (6-En'am: 
103) ve yine Musa aleyhi's-selam'a hitaben : 



*>> 






«Elbette beni goremezsin.» (7-A'raf: 143) 
Ayet-i Celilelerini tasdik igin, dunyada gorulmez demi§lerdir. 

Ne olurdu? (Gbnilmesi babinda) Allahu Teala'nm sifatlanndan 
Hz. Musa'nin bilemedigini, (ru'yeti inkar eden) mutezilerin ne- 
reden Ogrendigini, ve (onlara gore) muhal olan ruyeti Hz. Musa'nin 
nasil istedigini bilseydim? 



(195) Yukanda gecti. 



276 1HYAU 'ULtMl'D - DlN — Cilt : 1 - RUB'U'L - tBADAT 

§uphesiz cehaleti (hasa) Musa aleyhi's-selam'a ve diger Peygam- 
berlere isnad etmekten, bu gibi cahil bid'atcilere isnad etmek 90k da- 
lia iyidir. 

Ruyet Ayetini (yani «ila rabblha naziretun» ayetini) zahiri uze- 
rine birakip te'vil etmemek ise muhale miieddi olmadigi icindir. Qun- 
ku gormek, bir nev'i kesjf ve ilimdir. §u kadar ki bilgiden daha acjktir. 
Cihette olmadigi halde- bilinmesi caiz olduguna gore, yine eihette ol- 
mayarak goriilmesi de caizdir. Yine bunun gibi kendisi cihetten mii- 
nezzeh oldugu halde yaratiklan gordugii gibi, ayni §ekilde mahluka- 
tin da onu gormesi caizdir. Yine bunun gibi §ekil ve siiretsiz bilindigt 
gibi, sekil ve suretsiz de goriilebilir. 

VAHDANiYYET [BtR OLHAK] 

ONUNCU ASIL : Allahu Teala'nin bir olup ortagi ve e§i olmadigi- 
m, tek olup dengi bulunmadigim bilmektir. 

Halk ve ibda'da tek, icad ve ihtira'da ise birdir. Kendine benzeye- 
■cek ve mtisavi olacak bir benzeri olmadigi gibi, kendisiyle munaza'a 
ve muaraza edeoek bir ziddi da yoktur. Bunun delili : 

«Eger yer ve goklerde Allah'tan ba§ka bir Hah olsaydi biitiin kai- 
nat fasid olur, hie. bir §ey olamazdi.a (21 - Enbiya : 22) ayetidir. 

Bunun agiklamasi : Eger iki ilah farz edilse, bunlardan biri bir 
emir verdiginde ikincisi bu emre baglanmak zaruretinde ise maglub 
ve aciz oldugu igin ilah olamaz. Yok eger mudafaaya kadir, muhale- 
fete muktedir ise, o zaman birincisi aciz oldugu i?in ilah olamaz. (Qun- 
kii ikisinin daima ittifak halinde olmalari mumkiin degil ve zaten dai- 
ma ittifak halinde olurlarsa ikiye yine luzum kajmaz.) O halde Allah 
birdir. 

IKiNCl RUKUN 

ALLAHU TEALANIN SIFATLARINI BlLMEKTftt 
BU DA ON ASIL UZERtNE DEVREDER 

KUDRET 

BIRtNCi ASIL : Alem'i yoktan var eden Allahu Teala'nin Kaadir 
ve : 



2 nei KtTAB — 3 iincu BAB — iLtM VE HAYAT 277 



- 5 



*• * 



«0'nun her §ey'e giicu yeter.w (5 - Maide : 120) 
kavlinde sadik oldugunu bilmektir. £unku Alem gdk mukemmel, inti- 
z&mli ve muvazeneli bir san'at eseridir. Saglam dokunmu§, gigekleri 
yerli yerinde mtikemmel bir kuma§i goren kimsenin, bunu bir olii ve- 
ya aciz bir kimse dokudu demesi akilsizhk ve ahmakUktan ba§ka bir 
§ey olmadigi gibi, bu sun-1 bedim sani'i de her seye kaadirdir. 

iLiM 

IKiNCi ASIL : Butxin mevcfidata alim olup ilmi her seyi ihata 
ettigini bilmektir. Yerde ve gokte zerre miktan nig bir §ey ilminden 
liarl? kalmaz ve : 

» 






«0 her §eyi bilir.» (2-Bakara: 29) 
kavlinde sadik ve bunun dogrulugunu : 

«Yaradan bilmez mi? O'nun ilmi latif oldugu igin her §eyi bilici- 
dir.» (67 - Miilk; 14) Ayeti ile ir§ad etmektedir. 

En kiigiik §eyde bile olsa, iatif ve duzenli mahlukatinin boyle 
mukemmel olu§u, Sani'inin ilmine delalet etmesinde §uphe birakmiya- 
cagi igin, ilmine, yaratmasiyle delil gosterip seni irsad etmistir. 

Allahu Teala'mn delili, hakikata hidayet eden delillerin en iistu- 
niidur. 

HAYAT - DlRI OLMAK - 

ttQtJNCtJ ASIL : Allahu Teala'mn hayat sahibi - diri - oldugunu 
bilmektir. CunkU ilim ve kudreti olan kimsenin hayatta olmasi zaru- 
ridir. 

Eger cansiz oldugu halde kudretli, bilgin, tedbir sahibi bir varlik 
kabul edecek olsak, o zaman biitun canhlarm hareket ve sukunlan si- 
rasmda ve hatta her san'at sahibinin hayatmda bile §tipheye du§mek 



278 tHYAU 'ULOMl'D - DlN - Cilt : 1 - RUB'UX - iBADAT 

caiz olurdu ki bu, cehalet batakhgma saplanmaktan ba§ka bir sey de- 
gildir. 

1RADE 

DORDtJNCU ASIL : Allahu Teala'mn i§lerinde Irade sahibi oldu- 
gunu bilmektir. Her varlik O'nun dilemesine dayamr ve O'nun irade 
sinden dogar. Miibdi' (yokdan var eden), Miidi' (yok edip tekrar var 
eden), O'dur; diledigini yapar. Nasil irade ki, kendisinden sadir olan 
butiin ef'alin ziddi da sadir olabilecegi gibi ziddi olmiyanlarm da daha 
once veya daha sonra yaratilmasi mumkiin idi. Qiinkti kudretin iki zid 
ve iki vakit ile ilgisi birdir. Bunlarin bir tarafini tercih edecek bir kuv- 
vet lazimdir ki bu da iradedir. Eger: «ilmin iradeye ihtiyaci yoktur. 
0"§eyin hangi vakitta olacagim biliycrsa, o §ey o vakitta olur» dersen, 
o zaman kudrete de ihtiyaci olmamasi lazim gelir. Uminin taalluk et- 
tigi vakitta kudretsiz olarak o is. oldu demenin de caiz olmasi lazim 
gelir ki, bu da batil; o da batildir. Allahu Teala'mn ilmi oldugu gibi 
kudret ve iradesi de vardir. 

SEMl VE BASAR - IgtTMEK VE GORMEK - 

BESiNCi ASIL : Allahu Teala'mn isidip gordugiinil yani Semi' ve 
Basir oldugunu bilmektir. 

Ruyetinden, hatirda gecenlerden, vehm'in ince dustincelerine ve 
him'de dusunce inceliklerine varincaya kadar hi? bir §ey saklanamaz. 
isitmesinden de karanlik gecede, yalcm kaya iizerinde yuriiyen kara 
kanncanin ayak samatasina vanncaya kadar his bir §ey gizlenemez. 

Nasil Semi', Basir (i§itici gorucii olmasin, biitiin yaratiklarda 
bulunan gormek ve i§itmek birer olgunluk ve kemaldir; noksanhk de- 
gildir. Nasil olur da yaratik, yafatandan mukemmel, masnu, Sanfden 
muntazam olur? 

a \xS dXx* j&j_ H 3 j.* miii V> a^ VU jl«j pJ • 

«Ey baba, giirmeyen, i§itmeyen ve senden hie bir §ey kaldirmayan 
sey'e ni«ra tapiyorsun?.» (19-Meryem: 42) 

s5zii nasil delll olabilirdi? 

Eger kendi mabud'u hakkinda da hukiim bbyle olsaydi, onun de- 
lili goktan Quruyecekti ve Allahu Teala'mn : 



2 nci KlTAB — 3 iincii BAB — KELAM 279 

1 ^y* J* e*j*X UL V! l^*S>- dJJj j » 

«t§te bunlar, kavmi iizerine §ekmek igin Ibrahim'e verdigimiz de- 
lUletimizdir.» (6-En'am: 83) 
Ttavl-i gerlfi de dogru olmayacakdi. 

El ve ayaksiz fail, kalb ve dimagsiz alim oldugunu kabul ettigi- 
miz gibi, goz ve kulaksiz goriicU ve i§idici olduj^unu da kabul etme- 
miz lazundir. Qiinku aralarmda fark yoktur. 

kelam 

ALTINCI ASIL : Allahu Teal&'nin soylemesi oldugunu bilmektir. 
Kelam Sifat-i Zati Ue kaim olup harf ye savt cinsinden degildir. Var- 
hgi baskasimn varhgma benzemedigi gibi kelami da ba§kasinin sozu- 
ne benzemez. Gercekde kelam, icerde hazirlanandir. Bazi is&ret ve na- 
reketler, o manaya delalet ettigi gibi, ses ve harfler de o manaya de- 
lalet igindir. tste bu manada bazi cahiller supheye diistii ise de, §air- 
ler sa§irmadi. Nitekim §airlerden bir tanesi: «S6z kalbdedir; Hsan oriun 
tercumanidir.» demistir. Kim ki «Dilira hadistir fakat hadis olan kud- 
retim He dilimde hadis olan, (Allah kelami) kadimdir» diyemedi ve 
buna akil erdiremedi ise onun aklmdan umidini kes ve lisani o'na hi- 
tabtan men'et. Kadim demek, kendisinden evvel bir sey olmiyan de- 
mek oldugunu anlamayan ye «Bismillah...»in «B»sinin «S» harfinden 
evvel geldigini ve «B» den sonra gelen «S» harfinin kadim olamiyaca- 
gini bilmeyen kimseye sakin iltifat etmel Bazi kullan hidayetten uzak- 
la§fcirmakta Allahu Teala'mn sir ve hikmeti vardir. Kulun (kendi ira- 
desiyle) Allahu Teala'mn sapittigina hidayet yoktur. Diinyada M u s a 
aleyhi's-selam'm ses ve harf olmayan Allah kelamim duydugunu ka- 
bul edemiyenler Ahirette de cisim ve renk olmayan bir mevcudu gSr- 
megi inkar edebilirler. Eger kemiyet, mikdar, cisim ve renk olmayan 
ve §imdiye kadar kimseye gOrulmeyen bir sey'in goriilmesine akU erer- 
se, gozle diisundugunti kuiakda da dtisunebilir ve goz, renk ve cisim 
olmayan seyi gorebildigi gibi kulak da ses ve harf olmayan sozii duya- 
bildigini kabul eder. Allahu Teal&'mn butun mevcudata gamil, tek bir 
ilime sahip oldugunu kabul edenler, biitiin ibarelerile delalet. olunan, 
ve zatma mahsus tek bir kelam sifati oldugunu da kabul ederler; Eger 
yer, g6k, Cennet ve Cehennemin mercimek kadar olan goz, bebegine 
glrmedigi halde oradan gdriindiiklerine, kagida girmedigi halde kii^tik 
bir kagit^ikta yazildiklanna, kalbe girmedikleri halde kalbin en ku- 
Qiik kosesinde mahfuz olduklarma akil erdirirse, bilsin kt kelam'in dil 



280 1HYAU 'ULtJMTD - D&I — Cilt : 1 — RUB'UL - tBADAT 

ile okunup mushaflarda yazilmasi ve kalbde ezberlenmis, olmasi Zat-i 
kelam'in bunlara girmesiyle degildir. Zira sahifelerdeki yazilara ke- 
Jartun zati gireydi, Allah lafza-i celali yazisma da Allahu Teala'nin Za- 
timn girmesi iktiza ederdi. Bunun gibi «Ate§» yazdigimiz zaman ora- 
ya da sicakhk girip kagidi yakmasi iktiza ederdi.' Halbuki boyle olma- 
digi meydandadir. 

KELAM VE DIGiiR SIFATLARIN KADlM OLUP 

ALLAHU TEALA'NIN HULUL VE HAVADiSDEN 

MUNEZZEH OLDUGU 

YEDINCI ASIL : Zatiyle kaim olan ve diger sifatlan kadimdir. 
Zira AUahu Teala'nin, degigiklige ugrayan havadise mahal olmasi 
muhaldir. Belki zatma vacib olan Kidem, sifatlan hakkinda da vacib- 
tir. Degi§ikllk ona anz olmaz, hadisat ona giremez, ezelde oviilen sifat- 
larla mevsuf oldugu gibi ebedde de yani gelecekde ve her daim ayni 
olup degi§iklikten miinezzehtir. Zira hadisat'a sahne olan, hadis ol- 
maktan kurtulamaz. Hadisden kurtulamiyan her §ey hadisdir. Cisim- 
lerde hudus niteliginin yerlesmesi, vasiflan bozulup degigikligi kabul 
etmelerindendir. Cisimlerin haliki, bu degisjkligi kabulde, onlar ile na- 
si! mu§terek olur? is,te Allahu Teala'nin kelam'min kadim ve zatiyle 
kaim olmasi bu esas uzerinedir. Hadis olan, o manaya delalet eden, 
harf ve seslerdir. Yine heniiz dogmamis, bir gocugu, babasimn okut- 
ma arzusu oldugunu ve baba ile kaim olan bu arzunun, cocuk dogduk- 
tan sonra biiyiiyup babasinin bu istegini anlamak suretiyle onunla 
me'mur oluncaya kadar devam edecegini kabul eden kimse, ezelde: 

' « — Nahnlarini gikar.» Ferman-i Ilahisi de Allah 'in Zatiyle kaim 
olup hi? degi§meden devam eden talebine delalet ettigi M u s k 
aleyhi's-selam'm bununla me'mur olmasi ise, yaratildiktan ve bu ka- 
dim kelam'i duyup bildikten sonra oldugunu da kabul eder. 

iLlM SIFATININ KIDEMt 

SEKiZiNCt ASIL : Allahu Teala'nin ilmi kadim'dir; Zat ve Sifa- 
tiyle daima alimdir. Yeni yaratiklariyle bilgisi degi§mez. Belki ilm-i 
ezeli ile her §eyi oldugu ve olacagi gibi bilir. Zira biz, giines. dogarken 
bir ki§inin gelecegini bilsek, bu bilgimiz gun dogu§una kadar devam 
eder; bir yenisi yerine gelmez. Bunun gibi Allahu Teala'nin ezeldeki 11- 
minde de degi§iklik olmaz. 

t§te AUahu Teala'nin ilmi'nin kadim olmasini boyle anlamak Ia- 
aamdir. 



2 nci KITAB — 3 iincii BAB ~ ALLAHIN EF'ALlNl BfLMEK 281 

iRADENtN KIDEMt 

DOKUZUNCU ASIL : Allahu Teala'mn iradesi kadim'dir. Ezeli 
olan limine uygun olarak muayyen zamanlarda olacak seylere yine 
ezeldeki iradesi taaliuk eder. (Bu taalluk, haricde vticudu olmayan i'ti- 
bari bir sifattir.) ZIra iradesi hadis olsaydi havadis'e mahal olmasi la- 
zim gelirdi. Eger iradesi Zatinda degil de baska yerde tecelli etseydi o 
vakit kendisi degil, baskasi irade etmis, sayilirdi. Nitekim basjkasmin 
hareketiyle senin miiteharrik sayilamiyacagin gibi. Eger iradeyi ha- 
dis kabul edersek, o irade de diger bir iradeye muhtac, derken muhal- 
olan teselsiil lazim gelir. Eger irade, iradeye ' muhtac. degil dersen, 
:alem'in de iradesiz olmasi lazim gelirdi (ki bu da batildir) . 

iLlM VE tRADESININ KADIM OLDUGU 

ONTJNCU ASIL : Ailahu Teala-'nm butiin vasiflan yalniz zati ile 
degil kadim olan Sifatlarryledir. Mesela: ilim sifati ile alim, hayat si- 
fati ile hayy, kudret sifati ile kaadir, irade sifati ile miirid, sem' sifa- 
ti ile semi, basar sifati ile basir, gibi. ilim sifati olmadan alim'dir de- 
mek, malsiz zenginlik, alimsiz ilim, malumatsiz alim, demek gibi olur. 
<punkii kaatil, katl, maktiil {oldiiren, oldurmek ve olen) birblrinden ay- 
nlmadigi yani bunlardan biri bulunmadan digeri olamiyacagi gibi, ilim, 
alim, malflm (bilgi, bilen ve bilinen) de birbirinden aynlmaz. Kaatil, 
61en ve oldurmek i§i olmadan dusuniilmiyecegi gibi, maktiil -oldiirul- 
miis, - de Qlduriicu ve oldurmek i§i olmadan bulunamaz. Bunun gibi 
ilimsiz alim, malumatsiz ilim ve malumatsiz alim de du§unulemez. Bi- 
naenaleyh alimin ilimden infikakini tecviz eden, yine alimin, malum- 
■dan ve ilmin de alimden aynlmasmi tecviz etmesi lazim gelir. Qiinku 
aralannda fark yoktur. {Halbuki bunlar akil ve mantigin kabul et- 
miyecegi seylerdir. O halde Allahu Teala ezelde bu sifatlar He mutta- 
sifdir.) 

UgtJNCtt RUKUN 

ALLAHU TEALA'NIN EF'ALlNl BlLMEKTtR. 
BU DA ON ASIL UZERlNE DEVREDER 

KULLARIN BUTUN ISLERl ALLAHIN YARATMASIYLADBJ 

BiRiNCf ASIL: Alem'de hadis olan her §eyin, Allahu Teala'mn 
yaratmasi ve icad etmesiyle oldugunu bilmektir. Allahu Teala'dan ba§- 
3ca yaratici ve icad edicl yoktur. Her seyi icad eden O'dur. Yaratiklan 
ve isterini yaratan O, kudret ve hareketlerini icad eden yine O'dur. 
Kullann btttiin i§leri, O'nun yaratmasi ve kudretinin tecellisl iledir. 
Nitekim Kur'an-i Kerim'de : 



282 1HYAU ULOMl'D - DlN - Cilt : 1 - RUB«J'L - 1BADAT 



t r 






B 



«Her §ey'in haliki O'dur.u {13 - Rad : 16) 

Diger ayette : 

«Sizi ve yaptiklannm yaratan ise Allahtir.» (37 - Saffat: 96) 
Baska bir ayette : 



«Soziiniizu gizleseniz de agiklasaiuz da hepsi bir. O sineletde olan- 
lan da bilir, yaradan bilmez mi, O'nun ilmi latif oldugu i§in her gey'i 
bilicidir.» (67-Mulk: 13-14) buyurmu§tur. 

Her §eyi bildigi igin, kullarma, sozlerinde i§lerinde gizli ve alenl 
hallerinde, hatta goniillerinden gegenlerden bile sakinmalarim emret- 
mi§tir. limine de, yaratmasiyle delil cekmi§tir. Neden kullarin is.leri- 
nin yaraticisi olmasin? Halbuki kudreti tarn ve kusursuzdur. O'nun 
kudreti kullarin hareketine taalluk eder, hareketler ise birbirine ben- 
zer; kudret'in onlara taaUuk'ii blzatihidir, Yekdigerine benziyen bu 
benzerliklerin bazilarma taalluk edip, bazilanna taalluk etmemesini 
gerektiren sebeb ne olabilir? Yahut bir hayvan, lead etmekte nasil 
miistakil olabilir? Orumcekten, ari'dan ve benzeri diger hayvanlardan 
akillara durgunluk verecek ince san'atlar nasil meydana gelebilir? 
Kendisinden meydana gelen i§lerin mahiyetini butun incelikleriyle bi- 
lemiyen bir hayvan nasil icadinda miistakil olur da her §eyi kemale 
erdiren Allahu Teala olamaz.Bu ?ok uzak bir §ey. GcJrunur gorunmez 
alemlerde tek kudret sahibi, yer ve goklerin yaratiasi Aliahu Teala'- 
dir. Biitun mahluklar ise, O'nun kar§isinda nor ve hakirdirler. 

KULUN KESBt 

IKiNCi ASIL : Kullarin isjerini Allahu Teala'mn yaratmasi, kesfr 
(kazan?) yolu ile, bu igleri onlarm kudretinde olmaktan Qikarmaz. 



2 nci KfTAB — 3 iincu BSB — KULUN I§I VE ALLAHIN KtADESt 283 



belki kudreti ve kudret sahibini; ihtiyan ve ihtiyar sahibini de Allahu 
Teala yaratrmstir. Kudret, Allahu Teala'nin yaratmasiyle, kulun vas- 
fidir. Fakat kesbi degildir. Hareket ise, Allahu Teala'nin yaratmasiy- 
le, insan'm hem kesbi ve hem de sifatidir. Zira hareket, insamn sifati 
olan kudreti ile yaratilmi§tir. Demek ki hareketin, kudret denen diger 
bir sifata nisbeti vardir. Bu nisbet itibariyle de kesb adini ahr ve iste 
bundan cebr (kul i§inde mecbur olmak) lazim gelmez. Qiinkii insan ih- 
tiyari hareket ile, izdirari hareketi birbirinden ayirir. (Insamn elini 
kendi istegiyle sallamasiyle, titrek ad'amin elinin sallanmasi arasinda- 
ki fark meydandadir.) Cebir lazim gelmedigi gibi, insan fi'ilinin ha- 
liki olmak da lazim gelmez. Qunkii insan, hareketinin sayilarim, par- 
Calarmi butun teferruatiyle bilemez. Binaenaleyh sirf lzdirar ve sirf 
ihtiyar taraflan batil olmakla i'tikatta i'tidal taraf l - kalmi§tir. O da 
ef'ali ibad, yaratmak bakimmdan Allahu Teala'nin kudretindej kesb 
ve ihtiyar bakimmdan kulun kudretinde olmasidir. 

Kudretin takdir edilecek §eye taallukunun, yalniz icad tarikiyle 
olmasi §art degildir. Qunku alem hentiz yaratilmami§ iken kudret-i 
ilahiyye ezelde aleme taailuk etmigtir. §ey'i lead edecegi zaman, kud- 
ret, ilk taallukdan ba§ka bir nevi ile o sey'e taahuk eder ve o da olur. 
Bu ifade ile kudretin taalluku, takdir edilen §ey'in var olmasina bagli 
olmadigi anlagilmi§ olur. 

KULUN 1§INI ALLAHU TEALA'NIN IRADE ETMESl 

UQUNCu" ASIL : Kulun i§i her ne kadar kendi kesbi ise de, Allahu 
Teala'nin iradesinden gikamaz. Goruniir gorunmez alemde goz a<;ip 
yummak, gOnullerin meyilleri ve gozlerin baki?lanna vanncaya kadar 
her §ey Allahu Teala'nin Kaza (196) ve kaderiyle irade ve dilemesiy- 
ledir. 

Hayir, §er, menfaat, mazarrat, iman, kiifur, ilim, inkar, kurtu- 
lu§, husran, azgmlik, dogruluk, taat ve isyan, §irk ve iman'in hepsi 
O'ndandir. Hukmunii bozacak, kazasim reddedecek bir kuwet yoktur. 
Diledigini (iradesini fenahga sari edenleri) sapitir, diledigini (irade- 
sini iyilige sarf edenleri) hidayet eder. Yaptigindan sorulmaz, diger- 
leri mes'uldiir. Buna, biitiin iimmetin ittifak ettikleri: aAllahu Teala'- 
nin diledifi olur, dilemedigi o!maz.» sbzleri §ahittir. Aynca Allahu Te- 
ala'nin : 



(196) Kaza : Her gey'in muayyen zamam gelinee takdir'e uygun olarak meydana 
gelmesi demektir. 

Kader : Allahu Teala'nin ezelde. olacak ^eylerin vakti zamanmi bilip onlara ir&de- 
=sinin teallflk etmesi demektir. 



284 1HYAU 'ULOMt'D - DiN — Cilt : 1 — RUB'U'L - IBADAT 

' t 

■' u^- ^-Ui isS^i &\ i\t^ jA ji b 

nAIIah dilese insanlan hep hidayette kilardi.n (13 - Rad:31) ve yine 

(I Ul-u ^iJ , LT L_^ UJLi Jj I 

«Dilesek hcrkese hidayeti verirdik.» (32-Secde : 13) 
Ayetleri bunun a?ik §ahididir. 

Akil'dan delili: Eger giinah ve eurumler, Allah'in iradesi disjinda 
kahrsa, Allahu Teala'nin du§mam olan mel'un §eytan'in iradesine uy- 
gun olmalan ve o'nun iradesiyle olan isterin de Allahu Te&la'mn ira- 
desiyle olan I§lerden fazla olmasi gerekir. Nolaydi bileydim, akh ba- 
§mda bir musliiman nasil olur da bir memleket reisinin bile kabul et- 
miyecegi bu du§uk rutbeye, Celal ve Kerem sahibi Allahu Teala'yi dii- 
$urmeyi caiz goriir. Zira kendisinden ziyade hasminin miiessir oldugu 
bir muhitin riyasetini kimse kabul etmez ve riyasetten sarf-i nazar 
eder. isyan, ibadetten soktur. Bu bid'at sahibine gore biitiin gunahlar 
Hak Teala'nin iradesi hilafmadir. Bu ise za'fiyyet ve acziyyetin son 
haddidir. Kainati sevk u idare eden Allahu Teaia acziyyet ve za'fiyyet- 
ten miinezzeh ve bu gibi zalimlerin sdylediklerinden alidir. Kullann i§- 
leri Allahu Teala'nin yaratmasiyle oldugu anlagihnca, iradesiyle oldu- 
gu da yerles,mis. oldu. (§u kadar fark ile ki; hayra nzasi var, serre nza- 
si yoktur.) 

§ayet mademki hayri irade ettigi gibi serri de irade ediyor, o hal- 
de murad ettiglnden nehy edip murad etmedigi ile nasil emrediyor? 
denirse, deriz ki: Emir baska, irade baskadir. Bunun icindir ki emrine 
itaat etmediginden hizmetgisini doven bir efendi'ye sultan'in tazir 
etmesi iizerine, hizmet^isinin itaat etmedigini gosterraek iizere sul- 
tan'in huzurunda: «§u at'i egerle.» diye emr eder. Gayesi o isi yaptir- 
mak degil, emrine itaat etmedigini gostermektir. Zira emredip vaziyetl 
sultana gdstermese mazereti makbul olmazdi. Eger maksadi onun 
itaati olsa kendi aleyhinde olurdu (demek emir iradeden ayrilabilir.) 
Bunun gibi Allahu Teala da, me'mur olanin kendisine uymadigmi gos- 
terraek i<;in, murad etmedigi §ey ile de emreder. 



2 nci KITAB — 3 iincu BAB — YARATMAK ALLAHIN FAZLI tLEDIR 285 

YARATMAK VE ICAD ETMEK ALLAHU TEALA'NIN 
FAZL'I tLEDilt 

DORDUNCtJ ASIL : Allahu Teala'nm yaratmasi, yokdan var et- 
mesi ve insanlan selahiyyetli kiUp nrakellef tutmasi kendi fazl ve ihsa- 
nidir. Ne teklif ne de yaratmak O'na vacibdir. 

Mu'tezile (197) maslahata riayet icin, bunlari Allah uzerine vacib 
tammi§lardir. Mu'tezile'nin bu zu'umlan muhaldir. Zira vacib kilan, 
emr eden, nehy eden O'dur. Nasil olur da kendisi borclanmaga hedef 
ve luzuma muhatab olur? (Yani Allahu Teala'yi mes'ul tutmak icin 
kendisinden iistiin bir Hakim'in bulunmasi lazim ki bu olamaz.) Aym 
zamanda vacibden murad iki emrin birisidir. 

Birincisi : Terkinde atisi igin zarar diiguntilen bir i§i yapmaktir. 
Ahirette ate§ ile azab olmamak igin kul uzerine vacib olan Allah'a ita- 
attir denildigi gibi. Veyahut yapmamasinda pe§inen zarar olan bir i§i 
yapmaktir. Oliimden korunmak igin susayan adam'in su igmesi la- 
zimdir, denildigi gibi. 

tkincisi : Yoklugu, muhale mueddi olan §eyi murad etmektir. Ma- 
lum'un viicudu vacibdir denildigi gibi. Yani Allahu Teala'nin, olacagi- 
ni bildigi her §eyin olmasi vacibdir. Zira olmamasi ilm-i ilahi'nin - ha- 
§a - cehalet olmasmi gerektiren muhali istilzam eder. (i§te vacib bu 
iki manada kullamlir.) 

Eger birinci manasiyle mu'tezile, yaratmak Allahu Teala'ya borg- 
tur derse, Allahu Teala'yi ya pe§in veya gelecekde zararlandirmis. olur 
ki (bu kiifurdur) . Eger ikinci manayi kasdediyorsa yani Allahu Teala- 
nin ilminin degi§mesi manasinda ise bu kabulumuzdiir. Qiinkii ilm-i 
ilahi bir §eyin olmasina taalluk edince bunun olmasi zaruridir. Bu de- 
gr§mez vacibden ugiincti bir mana kasd ediyorlarsa boyle bir man& 
bilmiyoruz. 

Kullarm menfaatine riayet, ■ Allah'a vacibdir s6zu ise, batil ve as- 
hnda guriikdur. Qiinkii kullarm hakkmda yarayigh olam yapmamak- 
tan zarar gormiyecegine gore, hakkmda vacibdir demenin bir mana- 
si kalmaz. 

Eger kullarm hakkmda yarayish olam yaratmak Allahu Teala'ya 
borg olsa idi, onlan Cennette yaratmasi gerekirdi. Amma dunyada ya- 
ratip onlan hatalarla kars.ila§tirmak, sonra onlan hatalanndan dolayi 



(197) i'tizal — Ayrilik demektir. Ehl-i siinnetten ilk ayrilan taife, MO'tezile*- 
dir. Reisleri Vasil bin At a, Hasan-i BasrI'nin meclisinde; «Buyiik gunahlari 
irtikap eden ne mii'min ve ne de kafirdir.*- demekle kiifr ile Iman araswda bir derecc 
oldugunu iddia ettigtnden Hasan-i Basri: «V a s 1 1 bizden i'tizal etti - ayrildi.t 
demesiyle «Mu'teziIe» adim almislardir. Kadi Abdii'l-cebbar da, aonra 
geien biiyiiklerindendir. (Miitercim) 



286 IHYAU 'ULOMI'D - DlN — Cilt : 1 — RUB'U'L - 1BADAT 

hesaba cekmek gibi ikaba hedef tutmakta akil sahipleri iijin, gipta edi- 
lecek taraf yoktur. (Btittin bunlar, kullar icin faydah olan §eyi yarat- 
manin AUah'a bore olmadigim agikga gosterir.) 

TEKLlF-I MALAYUTAK 

BE§iNCi ASIL : AUahu Teala'nin, giic yetiremedikleri seylerle 
insanlan mukellef tutmasinin caiz olmasidir. Mu'tezile bunu kabul et- 
mez. Halbuki eger giic yetiremedikleri s.eylerle teklif caiz olmasaydi, 
bu gibi teklifin kaldmlmasmi istemek bo§ bir §ey olurdu. Halbuki bu- 
nu istediler ve dediler ki : 

« «_. CJiilU VU Id***; Hi Ll.. » 

fir* 

«Ey Rabbimiz, gii? yetiremiyecegimiz ^eyleri bize yukleme.w (2- 

Bakara: 286). 

Ve yine Allahu Teala Peygamberine, Ebu-Ceh l'in iman etmi- 
yecegini bildirdikten sonra kendisini butiin sozlerinde tasdik etmesi 
igin Ebu-Cehl'e emretmesini, Allahu Teala Peygamberimize em- 
retmigtir. Halbuki sozlerinden birisi de E b u - C e h Tin onu tasdik 
etmiyecegini soylemesidir. Kendisini tasdik etmiyecegi §eyde nasil 
tasdik etsin bunun vucudu muhaldir. (198) 

YABATIKLARI ELEMLENDlBMENl'N CEVAZI 

ALTINCI ASIL : Gecmi§ giinahi ve gelecek sevabi olmadan Alla- 
hu Teala hie. kar§ihksiz diledigine azab etmesinin caiz olmasidir. 

Mu'tezile, karsUiksiz cezayi zulum sayarak, Allah hakkinda bunu 
kabul etmezler. Halbuki O mulktinde tasarruf ediyor; mtilkunde tasar- 
ruf etmesinde zulum diisunttlemez. Qtinkti zuliim, izni olmadan ba§ka- 
sinm mtilkunde tasarruftur. Allahu Teala hakkmda bu muhaldir. 
Qunkti mulkiin ondan baska sahibi yok ki orada tasarrufu zulum ol- 
sun. Curumsuz elemlendirmenin caiz olduguna, bu gibi hadiselerin 



(198) Hai-.cfilere gore: Teklif-i malayutak, yani insanlarm giic yetiremedigi gey- 
lerle onlari mukellef tutmak yoktur. GSnkU teklif "den gaye, ya Mu'tezile'nin dedigi gibi 
onu yapmaktir, veya denemektir. Giicii yetmedigi §ey,'i teklif etmekle bunlann nig biri 
olmaz. Ancak aslmda miimkiin olup, baska bir sebeble miimteni' olan gey ile teklif caiz- 
dir. Mesela: lmfi« etmiyeceklerini. Allahu Teala bildigi kimselere, iman ile teklif etmek 
gibi, bunu bilmek teklife mani degildir. Teklif-i malayutakm caiz olmamasi: sAllahu Te- 
ala kimseye giiciinden fazla teklif etmez.» AyeEi ile sabittir. «Ey Rabbimiz, guf yetiremi- 
yecegimiz sey'i bize yiikleme.a Ayetinden murfid teklif elegit, giic yetlrilmiyecek belalar- 
dir. (Miitercim) 



2 nci KiTAB - 3 imcti BAB — ALLAH DtLEDlGM YAPAR 287 

bulunmasi delildir. Mesela gegmi§ hie bir kusAru yokken hayvanat'a 
Insanlar vasitasiyle yapilan eziyetler ve nihayet kesflmeleri onlara 
kargiliksiz eziyettlr. 

Eger, Allahu Teala onlari diriltecek ve burada §ekdikleri elemin 
mukaf atuu -alacaklardir ve bu da Allahu Teala'ya vacibdir dersen. De- 
riz ki: Qignenen her kanncayi, ezilen sinek ve benzeri §eyleri diriltip 
mukafatlandirmak Allah'a vacibdir zahneden, akil ve mantik digina 
Ciktigi gibi, §eriatin de haricinde kahr, cunkii bu iddiamn makbul bir 
dayanagi olmadigi gibi saglam bir menkule de istinad etmez. Qiinkii, 
bunlan diriltip mukafatlandirmak, Allah'a vacibdir demekten gaye- 
bunun terkinden Allah zarar goriir demek ise bu muhaldir. Yok eger 
vacibden, su manalar dis,mda ba§ka bir mana kasd ediliyorsa, vacib 
igin bfiyle bir manamn bilinmedigi yukarda asiklanmi§tir."(199) 

KULLAR HAKKINDA ASLAH OLAN §EYE RlAYET, 
ALLAH'A BORQ DEGlLDtR 

YEDiNCi ASIL : Allahu Teala kullan hakkinda diledigini yapar, 
kullan ic,in aslah olana riayet etmek ona bore, degildir. Nitekim dor- 
diincti asil'da, Allah uzerine hig bir §eyin vacib olmadigim ve O'nun 
hakkinda viicub'un dii§unulemiyecegini soylemitjtik. O yaptiklanndan 
sorulmaz, fakat digerleri yaptiklanndan mes'uldur. Kul'un hakkinda 
■ aslah olani yaratmak Allah'a vacibtir diyen Mu'tezile, birisi kugiik di- 
geri biiyiik oldugu halde olen iki musliimanm, kiyamette farazi ola- 
rak cereyan edecek olan asagidaki miinazaralanna acaba ne cevab ve- 
rebilirdi. Tabii biiyiik olarak olen iyi amellerde bulundugu igin tistiin 
dereceler vermek suretiyle, onu sabiye tercih etmek Allah'a vacibdir. 
Buna gore sabi : 

— Ya Rab! Nigin bunu benden iistiin yaptin! Allahu Teala: 

— O biiyudu ve iyi amellerde bulundu. Onun igin. Sabi : 

— Beni olduren sen degil mi idin? Halbuki sana vacib olan beni 
de yasatip iyi ameller yapmak ile bu dereceyi almam idi, ni§in beni 



(199) Kat'iyet ifade ctmiyen A had yoluyla da olsa, A h m e d 'in E lies' den Sahili 
sened ile rivayet ettifi hayvanatm dirilip haklanni alacaklarma dair had i si kabul etmek- 
le, bunun Allah'a boi's olmasi arasmda fark biiyiiktur. 

Delilleri ile beraber, mctinde gegtigi gibi giinuhi olmadan elemlcndirmenin caiz 
cldugunu gafi'iler kabul eder. Mu'tezileler red eder. Hanefilere gelince: DunySda bSyle 
olmasim kabul etmekle ahirette kabul etmezler. Fakat Allahu Teala'nm hikmetine uygun 
du§memesi bakimmdandir. Yoksa Allah'a vaeiptir ki gunahsiz azab etmemek mana- 
sinda degildir. 

Esfisen bu ayrihk, bu kabil azabin caiz olup olmiyacagi bakimindandir. Yoksa Al- 
latlli Teaia'mn ahirette gun&h] olmayanlara azab etmiyeceginde ittifak halinde;!irler. 
(Mutercim) 



288 lHYAU 'ULOMI'D - DiN — Cilt : 1 — EUB'U'L - iBADAT 

tez oldiirdiin de onu cok ya§attin, bu yaptigm adalete uygun degildlr. 
Allahu Teala : 

— Ya§asaydin kiifr ti isyan ile azacagini bildigim igin seni kuc.uk 
. ya§da oldiirmekle hakkinda yarayigh olani yaptim; der. 

Buraya kadan Mu'tezile'nin Allah tarafmdan one surecekleri bir 
ma'zeret olabilir; fakat bu sirada Cehennem'in derekelerinde kivranan 
miicrimler : 

— Ya Rab! Bizim §irk u isyan edecegimizi biliyordun. HalbUki biz 
su cocuktan daha du§uk dereceye de razi idik. Nigin bizi.kuguk ya§da 
<Jldiirmedin? derlerse acaba ne cevab verirlerdi? {Elbette verecekleri 

. cevablan yoktu) . Bu vaziyet kar§ismda bize vacib olan Umur-i Ilahiy- 
yenin Mu'tezilenin, terazisi ile tartilmaktan 50k ali oldugunu kat'i ola- 
rak bilmektir. 

§ayet Allahu Teala kullari hakkinda aslah olan seylere riayete 
muktedir oldugu halde, azab sebeblerini onlara musallat edip hakla- 
nnda hayirli olana riayet etmemesi hikmete uygun dii§miyen kabih 
bir hareket degil midir? dersen, deriz ki : Kabih gayeye uymiyan sey- 
dir. Hatta 50k kerre gayesine uygun oldugu icin birisine gore hasen 
(gtizel) olan, gayesine uymadigi icin digerine gore kabih (girkin) ola- 
bilir. Nitekim oldiirulen kimselerin velileri bunu girkin bir hareket sa- 
yarken. Dtigmanlari giizel kabul ettigi gibi. 

Eger kabih demekle, Allahu Teala'nin gayesine uygun degildlr, 
kasd edilirse bu muhaldir. Qiinkti ilahi i§ler, agraz ile muallel degil- 
dir. (200) Bu bakimdan Allahu Teala'dan kabih du§unulemez. Nite- 
kim baskasmm mulkunde tasarrufu dii§unulmedigi igin kendisine zu- 
liirn isnad edilemedigi gibi. 

Eger kabih demekten ba§kasinm gayesine uymadigi kasd edlliyor- 
sa, bunun Allahu Teala iizerine muhal oldugunu niqiin soyluyorsu- 
nuz?. Bu oyle kuru bir iddiadir ki farazi olarak anlattigimiz Cehen- 
nem halkmm muhasemesi bunun aleyhine sehadet etmektedir. (201) 



(200) Ef'nl-i ilahinin mualleletiin bil'agraz olmayigi, Safi'i giirunii§udur. HanefQere 
gore her ne kadar biz anlayamazsak da ef'al-i ilahinin bir akibeti hamidesi vardir. 

(201) HQsiin ve Kubuh mes'elcsi: Biri Hasen, digeri kabih olmak Qzere, insanlarin 
i^leri ikiye aynlir ki hiisiin ve kubhun dort manasi vardir: 

1 - Kern a I ve noksan sifallan olmak. tlmin hasen, cehlin kabih olmasi gibi. 

2 - Gayeye uygun olup olmamasi. Adl'in hasen, zulmiin kabih olmasi gibi. 

3 - Tab 'a uygun olup olmamasi, Tatliligin hasen, aciligin kabih olmasi gibi 
Bu ug kavle gore geri'atte, ister olsun ister olmasin, hiisiin ve kubuh aklen 
bifinir. ' 

4- Diinyada oviilmek veya yerilmege, ahirette miikafat vey<i miictlzata hak 

kazanmaktir. Burada da dbrt metfieb vardir: 

A - E§'ariler : Bunlara giire hiisun. emrin mQcebidir. Yani emrolundugu icin 



2 nd KtTAB — 3 flricii BAB —ALLAHI HttMEK. 289. 

Bundan sonra (Allahu Teala'nm esma-i hiisnasindari olan) hakim 
■demek, egya'nm hakikatini bilen ve iradesine uyguh olarak diledigtai 
yapmaga giicu yeten, demektir. 

Bu mana, aslah'a riayeti nereden gerekii kiliyor? 

Ama bizim aramizda, diinya'da bviilmek, ahirette miikafat ' al- 
mak bakimindan faydalanmak veya zaran def'etmek icm kendisine na- 
zaran karh tarafa riayet eden kimseye Hakim dedigimiz ayri istilah- 
tir. Allahu Teala hakkinda bunlar muhaldir. (Qiinku gaibi §ahid'e ki~ 
yas etmek dogru olmaz.) 

ALLAHI BILMEK 

SEKiZiNCl ASIL : Allahu Teala'yi bilmek, aklen degil, ger'an ve 
Allahu Teala'nm borg etmesiyle vacibdir. Mu'tezile buria muhallftir. 
(Yani onlara gore Allah'i bilmek, aklen vacibdir.) (Allah'i bilmek 
§er'an vacib olduguna akli delil.) 

Zifa aklm, Allahu' Teala'ya itaati bore kilmasi ya bir fayda isiridir 
veya bo§ yeredir. Aklm bo§ yere itaati jjerekli kilmasi dogru olamaa 
gunku akil, bo§ §ey ile emretmez. Eger bir fayda igin gerekii kihyorsa 
bu fayda ya mabud olan Allah'a veya kul'a raci olur. Allah'a ait ola- 
maz. Ctinkii Allahu Teala illet, garaz, ve faydadan miinezzehtir. Hat- 
ta ktifur, im&n, taat, isyan, Allahu Teala nazannda musavi olan §ey- 
ierdir. (Yani Allahu Teaia'ya bir kar ve zarar du§iinulemez.) Kul'a 
raci' bir faydasi bakimmdan da muhaldir. Zira bu fayda (ya diinya'da 
veya ahirette olur.) Diinya'da olamaz. Qunkii itaatin pe§in bir gayesi 
yoktur. Belki nefsine galebe calmasi bakimindan bir surii eziyet eek- 



.giizeldir. Yoksa giizel oldugu icin emrolunmug degildir. Herliangi bir §ey'in Iitisnunii bil- 
diren geri'attir, akil geri'atin bu hitabim anlamak icin yalniz bir alettir. 

B - Mu'tezile : O i§ gilzel oldugu icin Seri'at onu emretmigtir. Yani ig'in giizel 
ligini akil bilir. $eri'atm bunda dahli yoktur. §u kadar ki. akl'in, ilk bakigta anlayamiya- ■ 
cagi bazi guzelliltleri seri'at agiklar. 

C - (Mizan Sahibi) Imam i giirani, Husiin. akil ile anla§ildigi yerlerde aklio 
miicebi ve emrin medliiliidiir. tman adl ve ihsan gibi. Akil ile anlagdmayan kisitnlarda 
«mrin miicebi olup akil emri anlamak igin bir alettir ki. ger'i liukiimlerin gogu bu kabll- 
dendir. 

D - Hanefilere gelince : Hasen emrin, kabili nehy'in medluliidur. Herhangi bit 
is'in gijzellik ve cirkinligini gerekii kilan SerPattir. Akil ile ister anla§ilsin. ister anlajit- 
masin. Fakat akil yalniz bir alet degil, belki guzellerin bazisim §eri'attan ewel kolay- 
kkla biiebilir. (Dogrulugun giizelligi gibi.) Yani giizellik akil ile bilinir. fakat ona Seri'at 
liiikmeder. Nitekim kanunlarda da bbyledir; bir jey'in kar ve zararim aktl anlar fakat 
fiiikinedei) vazi'i kanundur. 

Bu aynligi ;oyle hiilasa edebiliriz: Es'arilere gore : Hukiimde husun de ser'idir. 
Mu'tezUeye gore: Her ikisi de aklfdir. Maturidlyeye yani bizlere gore, htisiin akil. hO- 

kum ser'idir. (MQtercim: Us&U fttah kitablanruian hiilasa.) 

F, 19 



280 tHYAU ULCMfD - DlN - Cilt: 1 - RUB'UX - 1BADAT 

mesi vardir. Gelecekte de bir gaye ta§iyamaz. Qiinku gelecekte itaate 
mtlkafat, isyan'a ceza oldugunu akil nereden bilebilir? Halbuki akil 
icln isyan ile taat ikisi birdir. giinku hie bir gey'e ayn bir meyli olma- 
digi gibi, hi? biri hakkinda da ihtisasi yoktur. Btltiin bunlan bildiren 
§eri'attir. (O halde Allahu Teala'yi bilmek aklen degil ger'an vacibtir.) 

Birisinden zevk alip ona meyletmesi, digerinden zevk almadigi icjn. 
onu terketmesi bakimindan, insan, gtikr ile (202) kttfran'i (203) ayira- 
bllir, diye yaratan ile yaratik arasinda benzerlik arayan ve bu syret- 
te mukayese yapmaga caligan aldanmi§tir. 

§ayet (Mu'tezlle tarafindan), nazar ve marifet ancak §eri'at ile 
vacib olacagina, ve §eri'at de miikellefin aklmi kullanmasiyle yerle§e- 
cegine gore: miikellefin biiisi, (mucize ile, nubuvvetlni isbata cali§an) 
Peygambere akil, nazan mucib olmadigma, §eri'atta benim hakkim- 
da ancak nazar ile yerle§ecegine gore, ben de Seri'at'in stibutu ie,in ak- 
limi kullanmiyorum derse, Peygamberi ilzam etmis olmaz mi, diye biv 
sual varid olursa; cevaben de deriz ki : (Bu soz'un kiymeti yoktur.) 
punkti bu soz bir kimseye nArkanda yirtici hayvan vardir, eger oradan. 
ayrilmazsan, seni parcalar, eger ardina bakarsan dogru soyledigimi 
anlarsin.» denildigi halde o adam: «Ardima bakmadikc,a dogruluguna 
inanmam, dogruluguna inanmadikca da ardima bakmam» demesine 
benzer ki bu, adamin ahmakligma deiildir. Neticede arslan onu oldu- 
riir ve kurtarmaga calisana bir §ey olmaz. 

■ Bunun gibi Peygamber Efendimiz de : «Oniinuz oliim, onun ar- 
dinda yirtici hayvanlar, daha sonunda yakici ate§ var. Eger gosterdi- 
gim mueizelerle dogruiuguma inamr, koruyucu tedbir alirsaniz ken- 
dlnizi kurtanrsmiz, inanmaz ve tedbir almazsaniz helak olursunuz. 
Beyanatima iltifat eden, bilir, cekinir ve kurtarir. Dinlemeyip kendi 
bildiginde israr edenler helak olur. Halbuki butiin insanlar helak ol- 
sa bana bir zaran yoktur. Benim vazifem ancak acric tebligdir.u buyu- 
ruyor. 

§eri'at, olumden sonraki tehlikeleri acikhyor. Akil da iierde ola- 
cak olah bu §eylerin miimkun oldugunu anlar, tabiat da zararhijey- 
lerden kacmmaga te§vik eder. (Bu hal akilli kimseyi dii§unmege sevk 
eder ve sizin dava da guriige gikar.) 

Bir §eyin vacib olraasi, terkinde zarar var demektir. §erl'at'in va- 
cib' kilmasi ise du§unulen zaran aciklamasi demektir. Akil, sjehvstlere 
uydugu zaman, oldiikten sonra zararlara hedef oldugunu anlayamaz. 

i§te vacib'i tayinde akil ve §eri'at'm mana ve tesirleri budur. Eger 
smredilen §eyin terkinde ceza korkusu olmasaydi (Vacib) demenin bir 



(202) giikur ; Ni'meti hatirlayip anmaktir. 

(203) Kiifranr Ni'meti unutup kapamaktir. 



2 nci KlTAB — 3 (incu BAB — PEYGAMBERtMiZtN NtlBOWETt 29l 

manasi kalmazdi. Zira vacib demek, terkinde uhrevi zarar olan demek- 
tir. (Bunu da Serf'at bildirir.) (204) 

PEYGAMBERLEKl GONDERMENlN CAlZ OLDUGU 

DOKUZUNCU ASIL : Peygamberleri gondermek muhal olmayip 
.aklen caiz ve ser'an vaki* olduguna Inanmaktir. Yalmz Brahma (205) 
lar bunu kabul etmez ve derler ki akil kafidir; Peygamberlere ltizum 
.yoktur. 

Peygamberlerin gonderilmesi muhal defil. Qunkti akil, kendi ba- 
sjina lnsana yarayi§h llactaxi bulamadigi gibi, ahirette de inaam kur- 
taracak c&releri bulamaz. tnsanlann Peygamberlere ihtiyau, doktor- 
lara olan Ihtiyaci gibidir. Su kadar ki tibbm dogrulugu tecrube He, 
Peygamberin dogrulugu da mucize ile bilinir. 

SON PEYGAMBERlN NUBtVVETl 

ONUNCU ASIL: Allahu Teala Yahudi, Hiristiyan ve Sabiillk (206) 
•dinlerinin nasihi olarak Hz. Muhammed Aleyhi's-selam'i, son 
Peygamber olarak gondermi§ ve Peygamberligini iddia ettigl mucize 
ve nilbuwetine delalet eden agik alametlerle kendini takviye etmistir. 
Bunlardan bazilan : 

1 — fn§ikak-i Kamer (Ay'in ikiye bdltinmesi), (207) 

2 — Taglann Tesbihi, (208) 

3 — Dilsiz hayvanlann konu§masi, (209) 

4 — Parmaklan araaindan sulann akmasi. (210) 

(204) Hanefilere gore : Allah 'i ma'rifet, aklen vaciptlr. Hatta hi$ Peygamber gor- 
meyen, din nanuna bir gey duymayan bir bedevi olsa da, - madem ki vardir - akh ile 
ifau- masmia'tin bir yaratieisi olduguhu bulmakla mukelleftir ve bundan mes'uldiir. Fakat 
ibadet kismi aklen bulunamaz. O nakle musteniltir. 

(205) Brahma, Hz. Ibrahim aleyhi's • selam'm Dininde olduklarim zanneden 
%azi Hlndlilerdir. 

(206) Ibrahim aleyhi's - selam'm Dininde olduklsnm zanneden baa Hindliler- 
Brabraalar gibi. 

(207) Musriklerin istekleri iizerine Mekke veya Mina'da Hira dagina yakla§an Ay 
-ikiye bfilunerek dag aralannda kalmigtir. Bu hadise Hicretten bes sene ewel olmustur. 
Peygamberimte de: «Sahit olun.» buyurmustur. (Bu husustaki Hadis, Buhari ve Miis- 
Tim'de Enes, tbnMes'fld ve Ibn Abbas 'dan rivayet edilmigtir.) 

(20B) Taslann tesbihi: (Delail-i niibQwette Beyhaki, EbO-Zer'den rivayet etnrij- 
tir. Sahabe'den bir kac ileri gelen zevatin bulundugu sirada, Peygamberimizin elfne aldigi 
«akil taslan tesbth ettiler. Sahabe-i Kiram, teker teker ellerine aldi ve tesbihlerini duy* 
•dular.} 

(209 - 210) Hayvanlann konusmasi ve parmaklanndan su akmasi (Ahmed ve Bey- 

'haki sahih sened 3e Y a h y a bin Murre 'den, bunlax ve benzeri mucizeler her ne 
fcadar ahad tarikiyle rivayet edilmis.se de hey'et-i mecmuasi tevatfir derecesindedir.) 



282 IHYAU ULOMfp - DtN - Cilt: 1 - HUB'UX - tBADAT 

Peygamber Efendimizin, kendisiyle biitiin Arablara meydan oku- 
dugu en btiyiik mucizesi Kur'an-i Azim'dir. Zlra onlar, fesahat ve be- 
lagatin en ijstun mertebesine yiikseldikleri, ve Kur'an'i yikmak, par- 
salamak, dagitmak ve yok etmek isin, kendilerini hedef ettikleri hal- 
de, bir benzeri ile muareze edememi§lerdir. Zira Kur'an'm diirtistliik, 
fesahat ve nazmini toplamak be§er kudretinde degildir. Bununla 
. beraber, Kur'an'm i?inde olan eskilerin haberleri, yine, Peygamber 
Efendimizin hie kit&b miitalaa etmeden bir ummi (anadan dogdugu 
gibi kalan) olmasi ve yine Kur'an-i Kerim'in gelecekte dogrulugu 
gercekle§en gaybden haber vermesl. Nitekim Allafau Teala'nm : 

«in$allah einin olup ba§imzi tiras ettiginiz halde elbette Mekke'yc- 
gireceksiniz.n (48-Fetih: 27) 

Ve yine : 

«Rum ln.aglub oldu. Yakin bir ycrdc, mamafih onlar bu maghV 
' biyyetleriniu arkasmdan bir ka$ sene i$inde muhakkak galebc edeeek- 
Ierdir.» (30 -Rum: 1-4) 

ayetleri ve benzeri ayetler de haber verdiklerinin, daha Peygamberi- 
miz zamaninda gercekle§tikleri gibi. (Butun bunlar Kur'an'm en bii- 
ytik mucize oldugunu gosterir.) 

Mucizelerin Peygamberlerin dogruluguna delaletine gelince: In- 
sanlarm aciz olduklan her §ey, §iiphesiz ilahi kuvvetin tecellisidir. Nc 
zaman ki Peygamber bu hadiseyi dogruluguna delil gosterirse, i§te o 
hadise Peygamberi davasmda tasdtk eder ve dogrusun i§te, insanla- 
nn yapamiyacagi bu isi yapmakia seni tasdik ediyorum; demek olur. 
Bu, §una benzer: 

Birisi, padigah'in huzurunda, maiyyetine hitaben: Ben padisah 
tarafintlan size g6ndevilmi§ bir memurum, i§te dogruluguna §ahid ola- 
rak padi§ah, adeti hilafina ii£ kerre kalkip oturacaktir. Padi§ah da boy- 



2 nci K1TAB - 3 ancti BAB — SEM'tYYAT'A AtTTlR 293 

ie yapmakla, muhataplar bu adam'in davasinda dogru olduguna kat'l 
Kanaat getirirler. 

DSRDtJNCtt RttKttN 

SEM'lYYAT'A AiTTiR, YANt PEYGAMBERiMIZIN HABER 
VERDtGt §EYLERl TASDlYK'A AiTTiR. 
BU DA ON ASIL CZERiNEDiR. 

1IA§IR VE NK§iR. iNSANLARl DlRlLTtP HESABLARINI GORDUK- 
TEN SONRA CENNET VE CEHENNEME SEVKETMEK. 

BlRiNCi ASIL: Hasjir ve Ne§ire dalrdir. Seri'at bunlarin olacagini 
haber vermi§tir. Bunlar hakdir. Bunlara inanmak vacibdir. Ciinkti 
bunlar aklen de mumkundur. Ha§ir ve Ne§irin ma-nasi; insanlan yok 
ettikten aonra tekrar diriltmektir. Bu, Allahu Teala'nm kudretindedir. 
Yoktan var ettigi gibi, var ettikten sonra yok edip tekrar var etmege 
kaadirdir. Nitekim Allahu Teal& : 

«Kiil halinc gelen bu kemikleri kim dirtltehUir dedj. De ki: Onlan 
evvela yokdan var edcn tekrar diriliir.» (36 - Yasin : 78 - 79) 
tadeye, ilk yaratmakla delil cekmi§tir. Diger Ayet-i celilede de: 

«Sizin yaratilmaniz ve oldukten sonra dirilmeniz ancak bir ki§inin 
ki gibidir.n (31 - Lokman: 28) 

lade ikinci bir ibtida oldugu i?In birinci ibtida gibi bu da mtimkUn- 
dur. 

NEKtR Mil NK Kit SUALl 

iKlNCi ASIL : Nekir Miinker (211) sualidir. Bu hususu hadisler 
haber vermi§tir; bunlara inanmak vacibtir. Zira bu da mumkiindur. 



(211) Bunlar korkuns manzafali iki Melckdir, Her olii'yt' bulutufugu yerde: «Rab- 
bm Wm? Peygamberin kim'N diye sorarW. 



294 tHVAU 'ULdtft'D - DlN — Cilt: 1 — RUBTTL - iBADAT 

(Junkti burada iddia edilen, Melek'in hitabini anlayacak gekilde bede- 
nin bazi cuzlerine hayat'm iadesi demektir ki bu da mumkundur. Olu- 
. yii hareketsiz gSrmemiz, suali duymamamiz buna -^pgel olmaz. ZSra 
uykuda olan kimse de gorunugte sakin fakat iginde, uyandigi zaman 
bile duyabllecegi lezzet ve elemi tadar. Etrafindakiler gflremeyip du- 
yamadiklari halde Peygamber aleyhi's-selam, Cebrail'i, hem gdrur ve 
hem de sQyledigini duyardi. O'nun Allahu Teala'mn ilminden ancak 
diledigi kadanni anlayabilirler, hepsini ihata edemezler. Kendilerine, 
onu gorebilecek goz, kulak verilmedik^e gortip anlayamazlar. (212) 

KABtR AZABI 

tJQtJNCt) ASIL : Kabir az&bma inanmaktir.. Bunu da §eri'at ha- 
ber vermigtir. 



^ -- 



«Ak§am-sabah Cehennem'e arzolumirlar. Kiyamet giinu AM 
Firayn'i en giddetli azaba koyun.» (40-Mumin: 46) 
Peygamber Efendimizin (213) ve eski Islam buyuklerinin kablr aza- 
bindan Allahu Te&la'ya sigindiklari meghurdur. Bu da mumkun ve bu- 
nu tasdik etmek vacibtir. Hatta olu'niin, yirtici hayvanlann ml'dele- 
rine, u?an kustenn kursaklarma bolttnmesi buna manl* degildir. fflra 
azabm acisini duyan muayyen blr cuzdiir. Allahu Teala onu her par- 
$ada yaratmaga kaadirdir. 

MlZAN - TERAZI 

DORDtlNCt) ASIL : Mizan'a dairdir. 
Mlzan, amellerin tartilmasi haktir. 
Allahu Teala Kur'&n-i KermVde : 

«Kiyamet giinti igin adalet mizanlanni knranz.» (21-Enbiya: 47) 

(212) Buhdrt ve Muslim, Hz. Aige'den riv&yet etmiglerdir. 

(213) BuhSri ve Muslim, Ebfi Hureyre ve Hz. Aige'den riv&yet etatfglerdlr. 



2 nci KtTAB - 3 tincu BAB - SKAT, CENNET VE CEHENNEM 29& 

buyurmugtur. Diger Ayette de : 

*- 'l ^ " 

«Mizan'i agir gelenler, i§te onlar kurtulmu§tur. Mizan'; hafif ge- 
lenler...» (7-A'raf: 8, 9) 

Mlzan'in keyf iyyeti : 

Giinahlan bagiglanip dereceleri sogaltmaktaki fazlini azabdaki 
adaletini gostermek igin Allahu Teala kendi indinde malum olan de- 
recelere gore amel sahifelerine agirlik yaratir ve bu suretle herkes 
amelinin derecesini bilmi§ olur (214). 

SIRAT KOPROSt 

BEQINCi ASIL : Sirat'i bilmektir. Sirat, Cehennem tizerinde kii- 
dan ince, kih?tan keskin bir koprudur. (Miislim'in Ebil Said'den ri- 
vayet ettigi bir hadisdir.) 

Kur'an-i Kerim'de : 

ctOnlan Cehennemin sirat'ina hidayet edin ve onlarl tutun. Ciin- 
kii onlar mes'uldurler.» (37 - Saffat : 23, 24) 

Butun ehl-i sunnet miiCessiri buradaki "Sirat" kelimesini hadlse uy- 
gun olarak boyle tefsir etmi§lerdir. Mu'tezile: Dogru yol manasinda 
kullanir ve boyle bir kcipru'den gegilmiyecegi igin boyle koprii olmaz 
derler. (Di§ goruniigte Mu'tezile hakli gibi ise de gercekte 6yle degal- 
dir.) Bu haddi zatinda miimkundur ve buna inanmak vacibtir. Kug'u 
havada uguran Allahu Teala, insanlan bu koprii tizerinden yuriitmege 
de kaadirdir. (Ashnda boyle olan bu koprii herkesin ameli nisbetinde 
geni§leyecektir. Ve hatta ses duvanni a§an ugaklardan da siir'atli gi- 
den olacaktir. Mutercim.) 

CENNET VE CEHENNEM 

ALTINCI ASIL : Cennet ve Cehenneme ve bunlarin halen yara- 
tilmi§ olduklarina inanmaktir. Allahu Teala buyuruyor: 



(214) Ehl-i Siinnet'e gore amellerin tartilmasi haktir. Keyfiyyetine dSir bftzi rivS- 
yetler vatsa da en dogrusu keyfiyyetini AUsh'a hav&le etmektir. (Mutercim) 



296 1HYAU 'ULOMt'D - DlN — Cilt: 1 — ROB'UX - tBADAT 



J IIS j- ,' B s 6 s * a *^s a s a , \ f i ,, 

45 I ■ - s» - *■ ■ , 



cr. 






«Rabbinizm magfiretine ermek ve giiklerin eninde olup miitteki- 
ler i(jin hazirladi^ma, cennete girmek igin miisabaka edin.» (3 - Al-i 
tmran: 133) 

Burada mazi - ge§mi§ - sigasiyle, hazirlandi m&nasina gelen "uiddet" 
kellmesl cennet ve cehennemin halen yaratilnu§ ve mevcud oldukla- 
nna delildir. Bu Ayet'i lugat manasinda kullanmak vacibtir. Ciinkfi 
mecaz ve kinaye'ye kagacak bir karlne yoktur. 

"Bunlann §imdi yaratilmalannda bir kar yoktur" diye itiraz 
edilemez stinku : 



'( J^JU-j' -a._j \*X> CLp JL-u 



«0, yaptigindan nies'ul degil, ' f akat onlar mes'uldiir.n (21 - Enbi- 
ya : 23) 

hak Imam 

YEDtNCt ASIL : Feygamberimizden sonra hak imam (215) Ebu 
B e k i r, sonra m e r, sonra O s m a n ve sonra A li, (Al- 
lah onlardan razi olsun.) oldugunu bilmektir. 

Peygamber Efendimiz, kimse hakkmda a^ikga : "§u Im&m ol- 
sun" dememi§tir. Zira eger boyle sarahatte bulunsaydi bunun Eya- 
letlere gonderdigi Valiler, ordularm bagina tayin ettigi kumandanlax 
gibi, hatta daha agik bllinmesl lazim idi. Onlar asjkare herkes tara- 
findan bilindigi halde, bu daha muhimi nasil olur da gizll kalirdi. Eger 
o zaman biliniyor idiyse sonradan nasil oldu da, Vali ve Kumandan- 
lar bilinirken bunlardan £ok daha muhimi olan fmam tayini unutul- 
du da bize kadar gelemedi. (BUtiin bunlar Peygamberimizin hilafet 
igini.kimseye vermedigini agik§a gostermektedir.) 

Hz. Ebu-Bekr 'In (R.A.) hilafeti halkm istegi ve bt'atiyledlr. 

Peygamber Efendimizin tmamet'i Hz. Ali'ye agik^a verdiginl id- 
dia etmek biitun sahabeyi Peygambere muhalefet lie tohmet altma 



(215) Burada Imam, Islam Devletinin Baskam manasindadir. 



2 nci KlTAB — 3 Uncii BAB — ASHABIN FAZlLETt, iMAMETtN SARTLARI 297 

almak ve icmali yikmaktir. Buna Rafizilerden (216) bagka kimse ce- 
safet edemez. Haibuki ehl-i siinnetin i'tikadi biitiin sahabeyi tezkiye 
ve onlan ovmektlf. Nitekim Allahu Teala ve Resfilii onlan ovmugtiir. 
Hz. Muaviye (R.A.) ve Hz. AH (R.A.) arasmda gecenler, imamhgi elde 
etmek i?in degil, §imdi anlatacagimiz §ekilde ictihad iizerinedir. §6y- 

le ki : 

Ordu arasirida bulunmalari ve akrabalanmn Qoklugu sebebiyle 
Hz. Osman (R.A.)'i sehid eden katilleri teslim etmek, yeni kurulan 
imimet'i zedeleyici ve bir kan§ikhk olaeagi korkusu ile Hz, All, Hz. 
Osman'in katillerinl teslim etmenin gimdilik uygun olamiyacagi icti- 
hadinda idi. Buna kargihk Hz. Muaviye de, bu biiyuk canilerin ceza- 
sim tehir etmek, kan dokulmenin ^ogalmasma ve imamlara kar§i 
suikastlarin artmasma sebebiyet verecegi ictihatinda idi. l§te ara- 
larindaki hadiseler bu ictihadlardan dogmu§tur. Haibuki bu biiyuk 
alimler her miictehid, isabet eder buyurmuglar. Bazilan da isabet eden 
yalmz bir tanesidir, demis.lerdir (217). Hig bir alim de Hz. Ali'nin ha- 
ta ettigini sbylememistir. 

SAHABENtN FAZILET VE DERECELERl 

SEKlZiNCt ASIL : Sahabenin fazilet ve iistunlukleri hilaietteki 
siralanna goredir. ^iinku hakiki fazilet Allahu Teala katindaki fazi- 
lettir. Buna da ancak Peygamber Efendimiz muttali' olabllir. Haibuki 
sahabe'nin hepsini 6ven bir 50k ayet ve hadisler vardir. Paziletin ve 
faziletteki tertibin inceliklerini, ancak vahy-i tenzile §ahid olup taf- 
dile delalet eden hal kaiinelerine vakif olanlar bilir. Onlar bunu an- 
lamasaydi hilafeti boyle siralamazlardi. Zira sahabe-i kiram, Allah 
ugrunda kimsenln levminden aldirmiyacaklan gibi, hak yoldan da hi; 
bir kuvvet kendilerini ceviremezdi. 

1.MAM1 T*N gARTLARI 

DOKUZUNCU ASIL : Musliiman ve mukellef olduktan sonra 
tmamhgin §artlan be§tir. 

1 — Erkeklik, 

2 — Vera' - adalete riayet, 

3 — llim, 

4 — - Kifayet, yani amme islerini gormege Hyakat, 



(216) Bunlar §i' tier den bir koldur. Zeyd bin Ali onlan Sahabeye fena Goylemelc- 
te* men'edince, onu terk etti ve ayrildilar. Bunun igin onlara R&ftzi denmigtir, 

(217) Hanefilere gore miictehid bfizan isabet ve ' Mian da hatfi edebilir. 



298 IHYaU 'ULCMi'D - DtN — Ctlt: 1 — RUB'U'L - 1BADAT 

5 — Kurey§ kabilesine mensup oimak. Nitekim Hadisde : 



( 



£*ji- & -A+ftX * 



(itraamlar, Kurey§ kabile*indendir.» buyurmusjtur. 

Bu vasiflarda bir kag zat bulundugu takdirde fazla rey alan Imam 
olur. Ekseriyeti tammiyanlara "Bagi" -asi- denir. Bunlan yola ge- 
tirmek lazimdir. 

KABIWIKUK KORKUSU ANINDA iMAMIN TAyInI 

ONUNCU ASIL : imamhga, Mm ve adalet vasiflaniia sahip ol- 
mayan bir kimse geeer ve bunu atmaga kalkigmak onlenemiyecek 
kansjikliklara sebebiyyet verecekse, imamhgin sihhatine hiikmederiz. 
Zira boyle hukmetmezsek iki vaziyet kargismda kalinz. Ya tmami de- 
gistirmege kalki§makla amme i§lerini duzenlemesi igin kendisinde bu- 
lunmasi gereken bu vasiflarm yoklugundan dogacak, daha biiyiik bir 
zarar olan fitneyi hazirlamak olacak ki, bu bir ev yapmak i?in bir sehri 
yikmaga benzer. Veya Islam memleketlerini tmamsiz ve §er'i hukum- 
leri bozulmu§ kabul edecegiz ki, bu da muhaldir. Zaruret hasil oldugu 
igin asSlerin istila ettikleri memleketlerde hukiimlerinin muteber ol- 
masini kabul ettigimiz halde zaruret zamamnda bu gibilerin Imamet- 
ierinin sihhatini neden kabul etmeyelim? 

l§te bu saydiklanmiz, akaid kaideleri olan kirk asli igine alan dfirt 
riikundur. Bu inanca sahip olan "Ehl-i Siinnet vel-cemaat" olup bid*- 
atgiler guruhundan uzaktir. 

Allahu Teala hepimizi fazl u keremiyle dogru yola hidayet etsin. 
Habibine, Al ve Ashabina Salat ve Selam olsun. 



DORDCNCU BAB 

D6RDt)NCtt BAB, AKAlD KAiDELERiNIN, IMAN, ISLAM VE BUN- 
bARIN ARASINDAKl BERABERLIK VE AYRILIK 1LE IMAN'IN 
ZiYADE VE NOKSANI KABftL EDtP ETMiYECEGi, SELEPtN 
<lN§ALLAH MtJ'MlNiM DEMEK. SURETtYLE) iMANDAKt iSTtS- 

NALARI BEYANINDADIR. 

Burada uq mes'ele vardir: 

1 — iman ve islam, ikisi bir manada midir, ayn midirlar? Is- 
lam, imandan baska bir sey ise imansiz bulunabilir mi? Yoksa iman 
ile alakah midir? Bunda ihtilaf edilmigtir. 

Bazilanna gore: Iman ve islam ikisi birdir. Diger bazilanna gore 
de miistakil ve ayn ayn seylerdir. Bir kisimlanna g6re de ayn ayn 
ve miistakil seylerdir. Diger bazilanna gore ayndirlar, fakat yek- 
digeriyle irtibatlan vardir. Ebu-Talib-iMekki "Kut'M - Kuiub" 
adli eserinde bu hususda uzun ve c.etin ibareli bir makale nesretmis,tir. 
Biz luzumsuz uzatmalara meyletmeden bir an evvel haklkati a^ikla- 
mak iizere deriz ki: Bu hususta iXg bahis vardir. 

A — Lugat bakunindan bu iki kelimenin manasi, 

B — Tefsir tirfiinde bunlann manasi, 

C — DunyS. ve ahirette bunlara terettup eden hukumlerdir. 

Birinci bahis, sttzliik bakimmdan, 

tkinci bahis tefsir bakimmdan, 

tlfiuncu bahis de fikh-i ser'i bakunuidandir. 

A — Lugat bakunindan: 

.Burada hak olan, Iman kelimesinin tasdlkten ibaret olmasidir. Ni- 
tekim Kur'an-i Kerim'de Yusuf aleyhi's - sel&m kissasinda: 



* U „U^ ^ *»J * 



«Sen bizi tasdik edici olmadin. Yanl sen bize inanmazsiii.il (12- 

Vusuf : 17) buyuruhnustiuv 



300 lltY.W 'ULOmTD - DIN - Cilt: 1 - RUB'U'L - IBADAT 

islam kelimesi de, teslim, kabfll ve inkiyad (icten dogan baglan- 
ma) ile, kibir ve inadi terk etmekteh ibarettir. 

Tasdik'in hususi yeri var; o da kalbdir, lisan onun terciimamdir. 
Teslim, umumiyetle, kalbde, lisanda ve biitun azalarda bulunur. Kalb 
ile olan her tasdik ayni zamanda inkar ve i'tirazi atarak teslim olmak 
demektir. Dil ile ikrar, azalarla inkiyad ve itaat de bbyledir. 

Lugat bakimmdan islam, eamm, iman ehass'dir. Yani iman yal- 
niz kalb ile olur; islam: Kalb, lisan ve cevarih ile olur. Iman da, is- 
lam cUzlerinin en §ereflisidir. Buna gore her tasdik teslimdir, fakat 
her teslim tasdik degildir. Y4ni her iman islam'dir fakat her islam 
iman degildir. 

B — §eri'at orfiinde, yani tefsir bakimmdan bunlarm manasi : 

Bu hususta en dogrusq, §eri'at'in bu kelimelerin teradiif (218), 
tehaliif ve tedahiil (219) olarak kullamlmis. olmalandir. Teradiif'e 
misal: 

■ '-'-i ,. <-„ * -■ 

«Orada bulunan biitiin mii'minleri gikardik, orada bir tck muslii- 
tnan cvinden Im^ka buhutmdik.» (51 - Zariyat: 35-36) 

(Bu ayetle delH gekmek, miistesna'da asil olan miistesna minh 
cinsinden olmasi bakimmdandir. Yani miisliimanlar, rml'minlerden 
istisna edilmis. olmasi musriimanlarin mti'minlerden olmasmi iktiza 
eder. Lafiz]ar ba§ka, manalar birdir.) Buradakl tek ev de Lut aleyhi's- 
selam'm evidic. Yine Allahu Te&la- buyuruyor: 

« j,,4.,l,« *juS" OJ lj-^>! ^JLi^uL -jl^ I -_^S"01 f-y L » 

«Ey kavinim, Egcr Allahu TeahVya iman cttiniz ise O'na tevekkiil 
edin miislviman iseniz.n (10-Yunus: 84) 

(Ayet-i cetilenin basmda mii'min, sonunda imislim kelimesi ikisi- 
nin bir manada olduguna delalet eder.) Peygamber Efendimiz de bir 
hadis-i serifde : 



(218) Teradiif : Sozii bajka manasi 'bir olan kelimeler demektir. 

(219) Tedahiil : Bazan imanin tslamda ve bazan da Islamin Sraanda ktitlarulmig 
olmasidtr. 



2 nci KlTAB — A iincii BaB — AKAtD KAlDELERl 801 



« -- >'"- 



'* 



^jpf-rcyi^ 



«islam, bes, esas iizerine kuruldu.n 

Bu hadis'de islam sartlanm saydigimiz halde diger bir defa ken- 
■disine imandan soruldukta yine bu bes. esasi anlatmi§tir. (Bey- 
haki, ibn Abbasdan, i'tikad kitabinda bir cemaat'm kissasi bah- 
ainde rivayet etmigtir.) Bu da islam ve tman'in teradilf olduguna de- 
lildir. 

ihtilaf edip ba§ka manalarda olduklanna delil : 



«ArabIar - Beni Eslem - biz Iman ettik dediler. Onlara de ki : St> 
iman etmediniz. "Miisliiinan olduk" tleyin.» (49-Hucurat: 14) 

Yani igeriden baglanmadik, sulh u miisalemete girdik deyin. 

i§te burada iman kelimesi yalniz kalb ile tasdik, islam kelimesi de 
■zahiri baglilik manasinadir ki birbhinden aynhyorlar. 

Cibril Hadisinde de: Peygamber Efendimize imandan sordugunda: 

«AUah'a, Meleklcre, Kitablara, Peygamberleie, Ahiret giinUne, 81- 
diikten sonra dirilmege, Hesab'a, hayir ve §crr He kadei'e inanmaktir.» 

diye cevab verdikten sonra, "islamdan haber ver." sualine cevab ola- 
rak da, beg hasleti saymigtir. Burada da islam kelimesinden, sSz ve 
i§ ile zahir teslimiyyeti anlatmi§tir. 

S a " d (220) (bin Ebi Vakkas) 'dan rivayet edilen ha- 
dis'de : 



(220) Cennetle miijdeleneii on biiyiik Sahabi'den birisidir. 



302 &YAU 'ULtlMt'D - DtN — Cllt: 1 — RUB'UX - 1BADAT 

"ji^\ luu *Jj ?lkp !A>-j Japl pJU j ;lJp 4)1 J^ «Gl » 

. « JL.j <jU 

«Peygamber Efendimiz liir kigiye hediye verdi de digerine vermedL 
Bunu goren Sa'd (R.A.): "Ya Restilallah falancaya vermedin. Hal- 
buki o da mii'mindir." Peygaraber Efendimiz: Veya miislimdir, buyur- 
du. Sa'd soziinii tekrar etti, Resulullah (S.A.V.) de ayni sozii tek- 
rar etti.» (221) 

Burada da Peygamber Efendimiz, iman ile islam'i ayirmigtir. 
CUnkti iginde iman'i oldugunu herkea bilemez. Goriilen zahirt bagh- 
liktir ki buna islam demigtir. 

TedahuTe misal: Vine Peygamber Efendimizden rivayet edilen bir 
hadisdir. Peygamber Efendimize sordular : 

« — Hangi amel daba cfdaldir. Peygamber Efendimiz : 

— Islam'dir. Buyurdular. 

— Hangi Islam efdaldir? sualine de : 

— Iman'dir.n (222) 

diye cevab vermi§lerdir. (Ahmed, Taberanl Amr b. Anbese 'den* 
sahih isnad ile rivayet etmi§lerdir.) Burada hem ihtilaf hem de teda- 
hiil vardir, fakat tedahiil olmasi lflgat bakumndan daha uygundur. 
Qunku Iman, veya cevarih ile tesllm olmaktir. Bunun da en efdali kalb- 
ile olamdir ki o da imandir. 

Iman ve islam kelimelerini, teradiif, tedahiil ve ihtilaf yollanyle- 
kullanmak Arab lugatimn geni§ligine uygundur. 



(221) Bubfirt ile Muslim. 

(222) Taber&nt Amr b. Anbese. 



2 nci KTTAB — 4 iincii BAB — AKAlD KAlDELERt 303 

ihtilaflanna gelince, ki o da tarn lugata uygun olarak imam yal- 
niz kalb ile inanmaktan, islam'i da zahir inkiyattan ibaret kilmaktir. 
(Teslimiyetin earn oldugunu, yani kalb, lisan ve beden ile yapilabile- 
cegini bildigimize gone) bunlardan bazisiyle teslim olmaga yine tesli- 
iTilyet ismi verllir. Bir kimseye musluman demek i?in lugat bakimm- 
dan mutlaka uc kisnuyle de teslim olmasi sart degildir. Yalmz gfirii- 
nu§te veya sozdeki baglihgi ile de kendlsine musluman denebilir. Ni- 
tekim bedeninin bir parcasiyle ba§kasina dokunan kimseye, temas et- 
mistir, denebildigi ve temas etti denebilmesi icin her parsasinin ona 
temas etmesi sart olmadigi gibi. 

Batinl inkiyadi olmadigi halde gorumisteki baghhgina bakarak 
kisiye musluman demek lisan bakimmdan uygundur. t§te AUahu Tea- 
la'nm: 

% ua-t \^ jfjj \^ l f> ^ ji u. i .J^vi <iJu t 

(49-Hucurat: 14) Ayet-i celilesindeki islam kelimesi bu manada- 
du*. Peygamber Efendimizin de Sa'd Hadlsinde «Yahut muslimdir.B bu- 
yurmasi da aynidir. Zira burada birini digerinden yani iman'i islam'- 
dan ustun tutmus, ve ihtilaf lie de birinin digerinden ustunlugii murad 
«dilmi§tir. 

Tedahtil de ayni sekilde iman babinda lugat'a uygundur. Bu da 
Islam kelimesini, kalb, lisan ve bedenin tamami ile birden, baglihgin- 
dan ibaret kilmaktir. Bu bakimdan Iman, yalniz kalb ile tasdikten 
ibaret oldugu icin, islam'in bir parcasi olur. iste tedahul'den kasdi- 
nuz budur ki, Iman kelimesinin hususiyeti islam kelimesinin de umu- 
miligi bakimmdan uygundur. Buna gore: "Hangi islamiyet daha iis- 
tundtir" sualine «!mandir» diye cevab vermesi, iman'i islamdan ayir- 
nustir. £unkii imam islamdan ehass kabul ederek islam'a idhal et- 
migtlr. 

Teradiif yolu ile islam kelimesini iman yerinde kullanmaga ge- 
lince: (islam) kalb, lisan ve azalarla baglanmaktan ibaret olur. Za~ 
ten bunlann hepsi teslimdir. Yani hepsine birden islamiyet denir. 
(tman)'i da yine aynen bunlann biitununden ibaret kilar ve hususi 
manasmdan ahp umuml manada kullanmak suretiyle bir degigiklik 
yapihr ki, bu da lugat bakimmdan caizdir. Zira soz ve amel ile zahir! 
inkiyad tasdik-i kalbinin meyvesi ve netlcesidir. Nitekim tesamiih yolu 
ile agac, denilip de meyvesiyle birlikte kasdedlldigi gibi. Bu kadar umu- 
rnilestirmekle, Iman, islam kelimesine mur&dif ve mutabik olarak zi- 
yade ve noksansiz ona musavi olur. iste Allahu Teala'mn: 



304 1HYAU 'ULOMt'D - DtN - CUt: I - RUB'UX - tBADAT 



-*-L-v*j' ^j- 4 C^H J^ 4^ '-'-^"i W* * 



(51-Zariyat: 36) Ayet-i celilesindeki Mii'min, muslim'in muradifi ol- 
mug olur. 

C — Fikih bakimindan bunlann htikmii: 

Iman ve islam'm biri diinyevi digeri uhrevi olmak tlzere iki huk- 
mu vardir. Ahiret lie alakali hukumleri; ebedl cehennemde kalmamak- 
tir. Nitekim Peygamber Ef endimiz .: 

uKalbinde zerre kadar imam olan cehennemden gikar.» (223) 

Bu hukmun neye terettiip ettiginde ve Iman'm neden ibaret. ol- 
dugunda ihtilaf etmi§ler; bazilan iman, yalniz kalbin tasdikinden iba- 
rettir dediler. Diger bazilan : "Kalbin inanmasiyle lisamn §eh&deti- 
dir." dedl. Diger bir kismi da: Kalbin tasdiki ve dil'ln ikranyle bera- 
ber beden ile ameli de iman'a battilar. Yani Iman, bu ti£un beraber- 
liginden ibarettir dediler. 

Biz bu ihtilafin yiiztinden perdeyi kaldirarak deriz ki: §u 115 ta- 
nesini yani tasdik, ikrar ve ameli bir araya toplayanlann varacagi 
cennet oldugunda hepsi ittifaklidir ki, alti derecenin birisi budur. 

ikinci derece: Tasdik ve Ikrar ile ber&ber bir kisim amellerin ya- 
mnda bazi buyuk giinahlann da bulunmasidir. Bu gibiier hakkmda 
Mu'tezlle: «Imandan c,ikmi§ fakat kafir degil, fasik olmus. ne mii'min, 
ne de kafirdiro demekle kufr ile iman arasinda bir menzile kabul cder- 
ler ve bu adam ebedi cehennemliktir derler (Havarig dogrudan kuf- 
rune kaildir) . Yakmda a^iklayacagimiz gibi Mu'tezile ve Havari^'in 
bu goriisu batildir. 

tJcuncii derece: Yalnw; ikrar ve tasdik bulunup, amel'in bulun- 
mamasidir. Bu gibilere ahirette verilecek hiikiimde ihtilaf edilmigtir. 

Ebu-Talib-i Mekki (Kut'ul Kuliib'un 33 uncii babinda) 
"amel, imandandir; iman, amelsiz tamam olmat" der ve bu stJztinde- 
ittifak oldugunu soyler ve bu hususda gayesini bpzan bir takim deltt- 
ler getirir. Ezcumle: Allahu Teala'nm: 



(223) Buhfiri ile Muslim. Ebfl Said el-Hudrt'den. 



2 nci KtTAB — 4 iincii BAB — AKAlD KAtDELERl 305 



-*,t 






«Onlar ki iman edip iyi ameller i$lediler.» (13 - Ra'd : 29) , (Ve ben- 
zeri fiyetler). Halbuki bu ayetler amel'in, iman'm i£inde degil, di§mda 
olduguna delalet eder. Aksi halde, 

«Ve 'amilu's - salihati» 
tekrar olmug olur. §a§ilacak seydir ki bu zat, bu davasinda ittifak ol- 
dugunu iddia ettikten sonra da, tamamen davasi hilafma olarak Pey- 
gamber EfendimMn: 



fl 






utkrar ettigi §eyleri dili He inkar etmeden kimse kafir olamaz.» 
(224) 

hadlsihi de nakletmi§tir. Kebairin irtikablan sebebiyle ebedi Cehen- 
nemde kalacaklarmi iddia eden Mu'tezilenin bu sozlerini de kabul et- 
memistir. Halbuki diger taraftan bu davasryle de tarn Mu'tezilenin 
tezini mudafaa etmi§tir. Qiinkii bu adam'a, kalbi ile inamp, dil'i lie 
ikrar ettigi anda (amel etmege vakit bulamadan) olen Cennette mi- 
dir? Sualine elbette evet demesi lazim ki, boyle demekle de amelsiz 
iman'in varhgim kabul etmis, olur. Daha ileri giderek, bir namaz 
vakti gec,tigi halde namazmi kilmadan ve hatta bu arada bir de zina 
ederek 61en kimse ebedi cehennemlik midir? Bunun hakkinda ne der- 
sin?, Sualimize: "Evet ebedi cehennemliktir.", Diye cevab verirse, Mu'- 
tezilenin gayesi de budur. Hayir derse, amel Iman'm riiknii, ve hatta 
imanm bulunmasi veya kiginin cenneti hak etmesi. icm de §arti olma- 
digini itiraf etmis. olur. 

Eger : "Benim gayem, iman ettikten sonra uzun zaman yasayip 
da namaz kilmayan ve hi? bir §er'i i§lerde bulunmayan kimselerdir" 
derse, kendisine deriz ki: Bu miiddetin miktan nedir, iman'i ibtal eden 
amellerin sayisi ne kadar olmalidir ve ne miktar Kebair irtikap et- 
mekle imam batil olur? I§te bunlan takdir ve tayin miimkun olami- 
yacagi gibi b6yle bir §ey'i kimse dii§unememi§tir. 

Dorduncu derece: Kalbinden inamp amel ve ikrara vakit bulama- 
dan 61en kimse Allahu Teala katinda mu'min midir, degil midir? Bu 
hususda ihtllaf edilmigtir. Iman'm tamamlanmasi iqin ikran §art ko- 



(224) Taberini, EM Sald'den. 

F. 29 



306 IHYAU 'ULUMt'D - DlN — Cilt: 1 — RUB'U'L - 1BADAT 

sanlar, "Bu adam imamm tamamlamadan 61mu§tur." derler ki tiu 
sozleri suruktur. Qiinkii Peygamber Efendimiz : 

« ou/y\ ^ Sjj Jul- <jj jt uis" £ jLJ» 'ck cS*s h 

«Kalbintle zcrre kadar imam olan cehennemden <;ikar.» (225) 

buyurmu§tur. Bu adam ise, kalbi iman ile dolmustur. Nasil olur da 
ebedi cehennemde kalir? Yine bunun gibi Cibril Hadisinde iman kis- 
mmda yalniz tasdikten bahsedilmis., ikrar mevzuubahs edilmemistir. 

Be§inci derece: Kalbi ile inandiktan sonra ikrar'a vakit mtisaid 
ve ikrann bore oldugunu bildigi halde ikrar etmeyen kimsedir. Jhti- 
mal ki dil'i He ikrar etmemesi namazdan kacuunasi sebebiledir. Yani 
farz oldugunu bildigi namaza olan tembelligi gibidir. Burada da de- 
riz ki: Bu adam mii'mindir; ebedi cehennemde kalmaz. Ciinku iman, 
yalniz kalb'in inam§idir; dil bunun terciimamdir. Lisan terciime et- 
meden imamn tamam olmasi lazim ki dil onu terciime edebilsin. En 
dogrusu budur. Zira lafizlarin icab ettirdigi manalara uymaktan ba§- 
ka dayanak yoktur. Arab lisanmin vaz'ma gore de iman kalb ile tas- 
dikden ibarettir. Halbuki Peygamber Efendimiz de: «Kalbinde zerre 
kadar iroan'i olan Cehennemden gikar.» buyurmu§tur. Bore, olan i§i 
(ameli) yapmamakla kalbden iman gikmadigi gibi bore, olan ikrardan 
siikut etmekle de kalbdeki inane, kaybolmaz. 

Bir kismi da Kelime-i §ehadet imamn rukniidiir cunkti o bir §e- 
hadet degil, belki §ehadete ibtida ve §ehadeti iltizam ile bir rabita 
kurmaktir, dedi ise de, kalbe tercuman olmasi daha a^iktir. 

Bu hususda 50k ileri giden bir de Murci'e taifesi vardir. Bunlara 
gore bu gibiler asla cefenneme girmezler. Mii'min ne kadar isyan eder- 
se etsin, imam sayesinde cehenneme girmez der ve ktifr ile taatin 
kan olmadigi gibi, iman ile isyamn da zarar vermiyecegini iddia eder- 
ler. Asagida bunlann iddialanm curiitecegiz. 

Altmci derece: Lisan ile §ehadet getirdigi halde kalbi ile inan- 
mayanlardir. Bu gibilerln ahirette kafirlerden olup ebedi cehennemde 
kalacaklarmda ve hukumlerle alakah i§lerinde ise, mii'minlerden ol- 
duklannda stiphe yoktur. Zira bunlann kalblerini bilemeyiz. Bize dii- 
sen vazife husn-ii zann edip dilleriyle kalblerindeki inanctenm i'tiraf 
ettiklerine inanmaktir. Ancak §tiphe ettigimiz uctincii bir §eydir ki, 
o da Allahu Teala katmdaki dtinya hukumlerindedir. Mesela adamin 
birisi: "Benim mirasgim oldugii zaman ben miinafrk idim, malina va- 
ris oldum (halbuki kafir miisruman'a varis olamaz), §imdi kalbimden 



(225) Yukanda gefimigtir. 



2 nci KlTAB — 4 iincii BAB — AKAtD KAtDELERl 307 

de inandim, tarn bir musliimamm, o zaman aldigim bu miras Allahu 
Teala katinda bana helal midir?" Yine bunun gibi, "Ben miinafik iken 
bir musliiman kadin lie evlendim, simdi tarn rmisliiman oldum, acaba 
nikahi tazelemek lazim midir?" Diye sorarsa iste bu dusundiirur. 
Bunlara, diinyevi hukiimler - zahiri olsun, batini olsun - dis, gorii- 
niise ve soze baghdir. Binaenaleyh miras helal oldugu gibi, tecdid-i ni- 
kah da lazim degil denebilecegi gibi, zahir gGruniise baglanmak bas- 
kalan icindir. Zira ba§kasi senin icini bilemez, gbriiniise gore hukiim 
verir. Fakat herkesin kendi hakkmdaki hiikiim boyle degildir. Giinku 
insan kendini bilir, bu bakundan, miras haram oldugu gibi, tecdid-i 
nikah da lazimdir denebilir. iHer ne kadar birincisi agik gbruniiyorsa 
da en dogrusunu Allahu Teala bilmekle beraber daha acik olan ikinci 
kismi yani miras'in helal olmamasi ve kadin ile yeniden evlenmesinin 
liizumudur. Bu sebebden (Peygamberimizin miinafiklan kendisine 
tamttigi) Huzeyfe (226) <R.A.) munafiklann cenazesine i§ti- 
rak etmezdi. Kadri yiice olan Hz. Omer (R.A.) de Medine'de onu takip 
eder ve munafiktir korkusu ile onun gitmedigi cenazelere i§tirak et- 
mezdi. 

Cenaze namazi her ne kadar ibadetten ise de, diinyada di§ i§ler- 
dendir. Fakat bunda da supheden sakinmak lazimdir. Zira Peygamber 
Ef endimiz : 

■* ~* ' '■* * ~. ' 

,«HeJaI'i aramak, farz iizerine farzdir.n buyurmu§tur. 

Bu anlattigimiz, fikih alimlerinin: "Irs, Islami bir hukumdur. 1s- 
lamiyet de teslimiyettir." demelerini bozmaz. Qunkii hakiki teslimiyet 
zahir ve batma §amil olandir. (Bizim dedlgimiz, igi disma uymadigi 
halde di§ gorunugiine uyularak yapilan seylerde Allahu Teala katinda 
mes'ul olup olmadigi dii§iincesine dayanir.) Bunlar ise, sozlerin di§ 
goruniisunun umuml kaideler ve kiyaslar iizerine kurulup zanna da- 
yanan fikhi bahislerdir. tJstun malumata sahip olrhayanlar, kelamda 
oldugu gibi fikihda da hukumlerin kat'i oldugunu zannetmemelidir. 
tlml merasimlere ve me'nus adetlere kapilanlar felah bulmazjar. 



(226) Huzeyfe bin Elyeman, Omer devrinde Mudayin Valiligitii yapan, bir fak 
fiituhatlarda bulunan, Sahabe'nin ileri gelenlerinden zahit bir zattir. Ilazret-i Osman'm 
Sehadetinden 41 giin eonra 36 hicri'de olmiigtur. 



308 IHYAU 'ULtJMl'D - DtN — Cilt: 1 — RUB'UX - iBADAT 

MURCl'ENlN §ttPHESt 

§ayet (Kelamcilardan olan) Mu'tezile ve Murci'enin nereden §ttp- 
heye dii§tuklerini, iddialannin nasil ibtal edileceglni sorarsan deri2 
ki: Bunlann delilleri, bu babta Kur'andan umfiml olarak varid olan 
ayetlerdir. 

Murei'e: Mu'min, btitun gtinahlan irtikap etse bile yine cehenne- 
me girmez. Zira Allahu Teala : 

(i UL»_) V} L-^j «Jsl^> *>U ajjj J^y_ i y^ * 

«Babbisine iman eden, zulmedilmekten ve miiskulatla kar§ila§- 

maktan korkmasm.)) (72-Cin: 13) 

Diger Ayette de : 

«Allah ve Resulune iman edenler, igte siddiklar bunlardir.u 

Diger Ayet-i celilede: 

e »<" 11 -■ < s \ 

aCebenneme atilan her postaya muvekkel Melekler: "Size korku- 
tucu gelmedi mi?" Diye sorarlar. Onlar da: "Evet bize korkutuca geldi 
fakat biz inanmadik ve dedik ki Allah bir §ey indirmedi"» (67 - Mulk : 
8-9) 

Bu uKiillema ulkiye fiha fevciino am'dir. Bundan anlagilan cehen- 
neme her girenin inanmayip yalanhyanlar oldugudur. (Inananlar ce- 
henneme girmez.) Yihe Hak Teal&'mn : 

' * * s $ - - -" ^ ■' 

«Cehennemin hararetini ancak yalanlayip i'raz eden egkiyalar bu- 
lur, ba§kasr girmez.» (92 - Ley! : 15-16) 

Burada, hasr, isbat ve nefy vardir. (Yani ancak yiiz cevirip yalanla- 



2 nci KtTAB — 4 iiDcii BAB — MUKCI'ENlN SCBHESl 309 

jan e§kiyalar cehenneme girer. tnkar etmiyerek isyan edenler girmez 
•demektir.) Yine Hak Teala : 

(i 0>J^ I -J^v-i PJJ ^ *j>j L$-> _ rc >- <uU 2j«*s*JL sU-j^.b 

ulyiiik He gelene daha hayirhsi vardir ve bu gibiler Kiyametin 
korkusundan emindirler.j) (27-NemI: 89) 

Hasenat'm, iyiliklerin ba§i imandir. (Binaenaleyh imam olanlar iyi- 
likle gitmi§ler ve cehenneme girmekten eminlerdir.) Yine Allahu Te- 
Ala'mn: 

• >?, J .* *i ' 
•"■ _ "-".", 

((Allah, ilisan edenleri sever.x (3-Al-i imran : 134) 
Ayeti ile : 



■ s s f t 



«Muhakkak ki biz, iyi amellerde bulunanlarui ecirlerini kaybetme 
jiz.» (18-Kehf : 30) ayetleridir. 

Her ne kadar Iman ile ma'siyyetin zarar vermiyecegine dayanak- 
lan bu Ayetler ise de, bu Ayetler onlara delil olamaz. Qtinkii bu Ayet- 
lerde imandan murad, amel lie olan imandir. Zira biz iman zikredilip 
de kendisiriden islamin murad edildigini yukarida agiklarmstik. Bu 
■da kalb, sfiz ve amelin birbirine uymasidir. Bu te'vili te'yid eden, asi- 
lerin azab gOrecekleri ve azablarirun miktanni tayin hakkinda bir 
£ok haberler vardir. Ezcumle Peygamber Efendimizin : 

«KaIbinde zerre kadar imam olan Cehennemden gikar.n (227) 
buyurmasi gibi. Cehenneme girmeden, c.ikmak olur. rau? Kur'an-i Ke- 
rtm'den misal : 



(227) Yukarida gefmigtir. 



310 1HYAU ULOMt'D - DtN — Cilt: 1 — RUB'U'L - iBADAT 



icMuhakkak ki Allahu Teala kendisine ortak taniyam (inkar ede- 
ni) afv etmez. Ondan ba§ka diledigini magflret eder.n (4-Nisa: 48) 
ayet-i celilesidir. Cunkii istisna yani: "Diledigini bagiglar" kaydi asi- 
lerin boliinecegine ve b&zilannm muazzeb olacagina delildir. Yine Al- 
lahu Teala'nin: 

«AIIah ve Resuliine isyan edenler i?in uzun zaman cehennem ate- 
§i vardir.» (72-Cin: 23) 

Bu Ayet-i celileyi kafirlere tahsis mesnedsizdir. Yine Vacip Teala'nin: 

«Agah olunuz ki zallmler, daimi bir azab i$indcdir.» (42 - §ura : 
45) 

Yine Hak Teala'nin : 

,*,, .off * *■ * *\** S*t ,, ' . *' 

«Gttnah ile gelenler yiiz tistft cehenneme du§erler.» (27-Neml: 90) 

Hasene kar§isinda zikredilen seyyie, kfigtik buyiik her ce§it giinaha 
s&mildir. 

i§te bu Ayetler onlann delll cektikleri Ayetlerle muaraza halin- 
dedir. Bunun i£in tahsis sebeblni aramak ve te'vile ka§mak zaruretl 
vardir. Zira sahih ve ger^ek haberler gunahlan nisbetinde asilerin azab 
olacaklanm agikca ifade etmektedir. Bahusus Allahu Teala : 



I 'Jt .' 9 J^ 6 * 



«Si2den, Cehenneme ugramiyacak kimse kalmiyacaktir.a (19- 
Meryem : 71) 

Ayet-i celilesi bu hususda bir sarahat gibidir. Qunkii Jsyandari kimse 



2 nci KtTAB — 4 iincii BAB — MURCi'ENlN §f)BHESl 3H 

iiali kalmaz. Biittin bunlar, gunahkar mti'minlerden bazilarmin ce- 
henneme girecegine a?ik delildir. 

Yine Allahu Teal&'mn : 

Ayetindeki «e§ka» dan bazi kimseleri veya muayyen bir §ahsi raurad 
■etmigtir. 
Yine : 

Ayetindeki «fevc» boliik ve cemaatten maksad, kafirler cemaati de- 
mektir. 

Aram olan Ayetlerin tahsisini kimse inkar etmemigtir. Hatta 
E§'arl ve bazi Kelamcilar bu Ayetten ilham alarak umum ifade eden 
:sigalan kabul etmiyerek inkara kalkigtilar ve bu gibi umumilik ifa- 
de edenis6zler, manalarini anlatan karlneye muhtagtirlar, dediler. 

Mu'tezilenin §uphesine gelince: Allahu Teal&'mn: 

«Tevbe, iman ve s&lih ameller ettikten sonra hidayette olanlan 
ben magfiret ederim.» (20 -Tana: 82) ve yine: 

i, 



1 3 * ' , 

« oUJUJi^JL*. j 



«Asr"a yemin olsun ki biitiin insamlr husrandadir, ancak iman 
-edip salih amellerde bulitnanlar miistesn&.» (103 - Asr : 1 - 3) ve : 

«ic,inizden hi; blri yoktur ki mutlaka ona (Cehenneme) varacak 
-olmasin, ve bu rabbinin uhdesine vacip kildigi bir kazayye-i muhkeme 



312 tHYAU 'ULOmTP - DtN — Cilt: 1 — RUBU'L - 1BADAT 

olmugtur. Sonra miitteki olanlara necat veririz de zalimleri dizleri 
iistu birakinz.» (19-Meryem: 71) 
ve yine : 

«Allah ve Besuliine isyan edene Cehennem ategi vardir.u (72-Cin: 
23) 

Ayetleriyle, iman ile birlikte salih ameller zikredilen Ayetlerdir. Ve 
yine AUahu Teala'nin : 

I * I f 3 s'- j* i -- >■ s t "■ f * t * ' . f '.' * -" - f 

, i \^J IjJU- pi+sr. 4Jlj»*i ' '-**i« U>>» J-^ Or* J B 

«Kasden mii'mini oldiirenin cezasi, ebedl oldugu halde cehen- 
nemdir.j* (4-Nisa: 93) Ayetleridir. 
Amm olan §u Ayetler de : 

« *Uw( £*J dJJj j^J U ^^U J » 

«§irkten bagha diledigini magiiret edei\» {4-NisS.: 48) 
Ayetiyle hususlle§tirilmi§tir. Layik olan "me§iyyetin" §Irkden ba§ka 
biitun giinahlara §umuludur. Yine bunun gibi Peygamber (S.A.) in: 

«Kalbinde zerre kadar imam olan ceheanemden Qikar.» 

Hadisi ve yine AUahu Teala'nin: 



«Iyi atnel igleyenlerin ecrini kaybetmeyiz.» (18-Kehf : 30) 
Ayet-i celHesi ile : 



2 nci KlTAB — 4 iincii BS.B — MURCt'ENlN §OBHESl 313 

«Muhakkak ki AUahu Teala ihsan edenlerin ecrini kaybetmez.u 

Ayetleri de asilerin miiebbed cehennemde kalmayacaklanna delil vc 
am olan o Ayetleri tahsis ederler. Qiinkii ihsan edenlerin amelini za- 
yi' etmeyen Allahu Teala nasil olur da gunah ile iniamn ve biitun 
taatlerin ecrini kaybeder? Ama Allahu Teala'mn : 

«Kasden mu'mini oldiiren ebedi cehennemdedir.w (4-Nlsa: 93) 
buyurmasi, mu'mini, mii'min oldugu i^in bldiirenlere aittir (228). Bu 
hususi sebeb uzerine varid olmu§tur. 

§ayet; "Sizin bu asiklamanizdan imamn amelsiz de olabilecegi 
anla§iliyor, eskiler ise imam anlatirken kalb ile tasdik, dil ile ikrar 
ve azalarla amelden ibarettir derni§lerdi; daha bu soziin ne manasi 
kaldi?" dersen : 

Derlz ki: Bag ve el insandadir dedigimiz gibi, ameli de Imandan 
saymak yanh§ degil, ciinku amel, imam tamamlar. §u kadar ki, in- 
san, ba§siz Insan olamayip elsiz insan olabilecegi ve yine (intikal) 
tekbirleriyle tesbihler namazdan olup fakat namazm bunlarsiz batil 
olaimyacagi gibi, iman da tasdiksiz iman olmaz; fakat amelsiz ola- 
bilir. Qiinku imanda tasdik, insanda ba§ mesabesindedir. Fakat iman- 
da amel ise insandaki diger azalar gibidir. Peygamber Efendimizin : 



J' 






«Ki§i mii'min oldugu halde zina etmez.n (229) 

(E bu - Hiireyre 'den) buyurdugu bu Hadisden, Mu'tezilenin 
anladigi manaya Eshab asla yana§mami§ti. Belki eli, ayagi kesik olan 
kimse icin: "Artik bu (tarn bir) insan degil" dendigi ■ gibi bu gibi fe- 
naliklan irtikap eden icin de olgun mii'min degil manasinda "Mii'- 
min degil" denmigtir. (Yoksa imam oldugu halde zina edenin cennete 
girecegine dair Peygamber Efendimizin Ebu - Zer'e hitaben Ha- 
dls'i vardir.) 



(228) Burada iki te'vil vardir. Birisi: Mil 'mini oldiirmek helaldir diye oldiiren 
ebedi cehennemdedir, Digeri de «HaIid» kelimesindedir ki, bu da Tfll-i Meks Cehennem- 
tte fazla kalacagindan kinayedir. 

, (229) Buhftrt ile Muslim, Ebfl Hureyre'den. 



314 IHYAU 'ULUMt'D - DtN — Cilt: 1 — RUB'U'L - tBADAT 

iMANIN ZlYADE VE NOKSAM KABtJLtJ 

MES'ELE : 

' Eger: «Taat ile artmak, isyan ile eksilmek suretiyle, seletin ima- 
nin ziyade ve noksam kabul ettiginde ittifaklan vardir. Iman yalniz. 
tasdikden ibaret kahrsa daha ziyade ve noksanhk nerede kalir?» der- 
sen : 

Ben de derim ki: Selef (ilk muslumanlar) (Kur'an ve Peygam- 
ber tarafindan) adaletlerine §ehadet edilmis, kimselerdir. Onlann s6- 
ziinden ?ikmak kimsenin kari degildir. Onlann soyledikleri hakdir. 
Dava sGzlerini anlamaktadir. Onlann s&ziinden anla§ilan iman, ayn 
blr varhktir. Amel Iman'in ne ciiz'ii ve ne de ruknudiir. Belki amel, 
imanin kendisiyle ziyadelegecegi ayn Mr varliktir. Yani Iman bir mev- 
cud, ziyadelik ve noksanlik ayn birer mevcudlardir. §ey, bizatihi ne. 
artar ne eksilir. Mesela bu insan bas/i ile ziyadele§ti denemez. Ciinku 
onunla insan olur, ancak sakah ile, aldigi besinle ziyadele§ti denebilir. 
Zaten bunlarsiz da yine insandir. Bunun gibi Namaz da riiku' ve su- 
cud He ziyadelegti denemez, cunkii bunlar ile namaz olur. Ancak sun- 
net ve adablar He ziyadele§ti denebilir. Ciinkti bunlarsiz da yine na~ 
mazdir. 

i§te bu anlattigimiz, imanin amelden ayn bir varlik oldugunu ve 
ancak amel ile artip eksilecegini a<;ikca ifade etmektedir. (Yani iman, 
amelsiz bulunan bir varliktir.) 

§ayet, Imanin mefhumu olan tasdik, miirekkep degil, basittir. 
Basit'in ziyade ve noksani nasil kabul edecegi yine anla§ilmadi der- 
sen : 

Deriz ki: YaltakUgi birakir, dedi-kodulara kiymet vermiyerek bu 
davanm yuziinden perdeyi kaldinrsak mes'ele hal olur. 

Buna gore deriz ki: Iman, uc. manada kullamlan bir lafzi mu§te- 
rektir. 

1 — Avam'in ve hatta goklarmin imam. Bu iman kalbe manevi 
bir kapi agmaksizin ba§kasmi taklld veya kendi delllleriyle kalb ile 
tasdikden ibarettir. Bu i'tikad, ip'e vurulan bir dugum gibi kalbin bir 
dugiimudur. B&zan kuvvetlendigi gibi bazan da zayiflayabilir. Bunun 
boyie oldugunda §uphe etme, Yahudi ve Nasara gibi gayr-i Mtislimler 
(ile batil ftrkacilar) 'in ?oklan, ne kadar korkutsan, va'z etsen gersegi 
gostersen bile saplandiklan inanglarmdan kat'iyyen aynlmazlart Bir 
kismi da aym digerleri gibi saglam baglantilan oldugu halde, onlar 
gibi azimli olmadiklan igin kendilerine yapilan kuguk telklnlerin 
te'siriyle, bagliligi gev§etmek ve inanglanni degi§tirmek miimkun 
olur. Bu, batil inane, sahiplerinde oldugu gibi, gergek inan$ sahiple- 



2 nci KlTAB — 4 iincii BAB — IMANIN ZlYADE VE NOKSANLlGl 315 

rinde de vazlyet aymdir. Su, agaclarin buyiiyiip kuwetlenmesine yar- 
dim ettigi gibi, iyi ameller de bu imam kuwetlendirir ve arttinr. Ni- 
tekim Allahu Teala : 

(fOnlann imanini artirdi.n (9 - Tevbe : 124) 
Diger Ayeti celilede de : 

«fmanlan ile beraber iman arttirsinlar diye...» (48-Feth: 4) bu-' 
yurdugu gibi, bazi haberlerde Peygamber Efendimiz de : 

«Iman, artar ve eksilir.n (230) 

t b n Adiyy: «Bu Hadis'in ravileri arasmda kasden yalan uy- 
duran Muhammedb. Ahmed b. Harb-el MilhI oldugu 
i^in batildir» der. ton Mace'ye gore: "EbG - Hureyre, ibn Abbas ve 
Ebu'd- Derda'ya mevkuftur." der. 

Bu arti§ ve eksili§, taat'in kalbe te'siri bakimindandir. Bunu da 
ancak huzur-u kalb ile ibadete devam ederken nefslnt kontrol eden- 
ler ve boyle huzur iginde yapilan ibadetler sayesinde kendisini §iipheye 
du§urmek isteyenlere kar§i inancinm nasil kuwetlendigini anhyanlar 
idrak eder. Bunun daha canh misali: Oksuzim acinmasi gerektigine 
inanan ve bu inancim, oksuzii ok§amak ve ona merhamet etmek sO- 
retiyle bilfiil tatbik eden kimse, bu sayede kalbinin yetime kar§i daha 
fazla yumu§adigini anlamasi ve bunun gibi saygi duydugu bir kim- 
seye bilfiil hurmet etmekle beraber ona olan saygismin artmasim an- 
lamasidu*. 

igte biitun kalbin sifatlan boyledir. Bedeni ameller, kalbden gelir. 
sonra doner kalbe te'sSr eder ve kalbi kuwetlendirir. "Miinciyat ve 
Muhlikat" cildinde batin'in zahir lie, amellerin kalb ve inane, ile ala- 
kasi bahsinde yine bu mevzuya temas edilecektir. Bu alaka, alem-i 
mulktin melekut ile alakasi kabilindendir. Alem-i mtilk ile, goz ile go- 
rfilen varhklar, Alem-i melekut ile de kalb gbzu ile gorulebilen varhk- 



(230) Ibn Adiyy «EI - KSmib de. 



316 1HYAU ■ULOMl'D - DlN — Cilt: 1 — RUB'U'L - 1BADAT 

lar kasdedilmigtir. Kalb, Melekut aleminden; aza veameller miilk ale- 

mindendir. Bu iki alem arasmdaki irtibat o kadar incedir ki bazilan,. 

bunlann bir oldugunu, diger bazilan ise yalniz gorulen alem'in var- 

ligim zannettiler. Bunlann ayn iki varlik olduklanni ve aralanndaki 

rabitayi anlayanlar §6yle bir tabirde bulundular. 

nBardak da inceldi, §arap da inceldi, birbirine benzedikleri i§in 

bunlan ayirmak mu§kul oldu. 

Kimi, §arap var kadeh yok dedi, kimi kadeh var §arap yok dedi.» 
Biz maksadimiza ddnelim. Anlattigimiz bu alem, muamele bilgisi 

di§inda olmakla (o iki alem arasmda oldugu gibi) bu iki ilim arasinda. 

da baghhk ve beraberlik vardir. Buriun i?in goriiruz ki, muka§efe ilmi 

daima muamele ilminin kar§isina ?ikar da guglukle kendini kurtanr. 

l§te iman'in taat ile artmasinm tevcihi, bu anlattigimiz §ekildedir. 

Bunun ic,in Hz. Ali: "Iman, (kalbde) parlak bir nokta halinde bejirir,. 

amel ettikge bu parlakhk butun kalbi kaplar. Nifak da siyah bir nok-- 

ta halinde belirir, isyan ede ede biitun kalbi karartir ve o kalb de mii- 

hurlenmi§ olur." buyurdu ve Allahu Teala'nin: 

ttHayir hayir; onlann kazandiklan kalblerinin uzerini pas tut- 
mu§tur.» (83 - Mutaffif : 14) 
Ayetini okudu. 

■ 2 — tkinci tevcih: "Iman" sozu ile tasdik ye amelin hepsi mu- 
rad olunmaktadir. Nitekim Peygamber Efendimiz : 

uimanm yetmi§ bu kadar kapisi vardir.» 

Diger hadis-i §erlfde de : 

«Zani, mii'min oldugu halde zina etmez.w buyurmugtur. 

BOylece "Amel"in "Iman" lafzimn muhtevasina girdigini kabul et- 
tigimizde amelin zjya.de ve noksani kabul ettiginde §tiphe kalmaz, an- 
cak aranacak olan yalmz tasdikten ibaret olan imanin ziyade ve nok- 
sanhgma te'sir edip efcmiyecegidir ki, ona da te'sir edebilecegirie iba- 
ret etmi§tik. 



2 nci KtTAB - 4 tinea BAB — IMANDA ISTlSNANIN CAlZLJGI 317 

3 — tJguncii tevcih : "Iman", gogstin genistemesi sayesinde ke§if 
yolu ve basiret nuru ile perde arkasini gortip yakln ifade eden bir tas- 
dikden ibarettir. Biittin kisimlan arasinda ziyadeye ihtimali en ast 
olan, Iman'in bu bolumudiir. Fakat ben derim ki: Asia suphe kabul 
etmeyen yakln dahi' kalbin yati§masi bakimindan aynlabilir mesela, 
her ne kadar her ikisinde de §uphe yoksa bile bir sayismin ikinin ya- 
risi oldugundaki kat'I kanaat ile, Alem'in sonradan yaratilmis, bir 
varlik olmasi arasmdaki kanaat bir degildir. (£unku birincisi bed!-? 
hilerin en acigi, ikincisi nazarilerin en incesidir.) Zira yakln ifade eden 
§eyler agiklanmalan ve kalbin tamamiyle yati§masi bakimmdan de- 
receleri musavi degildir. Biz ilim kitabinda ahiret alimleri babmda 
bunu anlatmistik, tekr&ra liizOm yok. 

Biitiin manalariyle, iman'in ziyade ve noksani kabul eder dedikle- 
rinin hak oldugu meydana cikmi§tir. Nasil hak olmasin ki, Peygam- 
ber Efendimiz: wKalbinde zerre kadar iman'i olan cehennemden §ikar.» 
(Buhari ve Muslim, Ebii- Said 'den rivayet etmisler- 
dir.) Diger bazi rivayetlerde: "Bir miskal dinar" diye gecmistir. Kalb- 
deki Iman artmaz ve eksilmezse Peygamberimizin boyle miktar tayin 
etmesinin daha ne degeri kahr? (231) 

IMANDA, lN§AALLAH DlTEBEK JSTtSNANIN 
CAtZ OLUP OLMADIGI 

MES'ELE : 

S.ayet, istisnanm bir suphe, imanda §iiphenin ise bir kiifiir ol- 
duguna gore, Selefin (Sahabe, Tabi'in, £5afi'i, Malikl ve Hanbellnin) 
In§aallah mii'minim diyerek istisna etmelerinin yolu nedir? Onlarm 
hepsi de "Hakka mii'minim" demekten gekinir ve kacmirlardi. Hatta 
Siifyan-i Sevri: "Ben Allah katmda mii'minim diyen yalanci,. 
Hakka mii'minim demek ise bid'attir." demistlr. Mii'min oldugunu bi- 
len bir kimsenin boyle demesi nasil yalan olur? Halbuki uzun boylu 
veya comert olan, bunun gibi sevinmi§ veya mahzun olan, goren veya 
i§iden kimse, Allah katinda da uzun ve comert, sevinmi§, uzulmu§, go- 
riir ve i§idir oldugu gibi, nefsinde mii'min olan kimse Allah katinda 
da mii'mindir. Eger insan'a: "Sen hayvan (canh varlik) misin?" diye- 



(231) Hanefilere gore: Asil iman ziyade ve noksani kabul etmez. Ciinkii Imfln, al- 
ti sey'e kat'i olarak inanmaktir. Bunlann bir tanesi eksilse iman mefhumu da kalkar. 
Buna gcire de iman ziyade ve noksani kabul etmez. Bu husdstaki Ayetler, iman edilmesi 
gereken seylerin artmig olmasiyledir ki bu. Sahabeye mahsfistur. Hadisler ise iman se- 
mere Ye nui'unun artmasi ve eksilmesi bakimindandir. Amel, bu asil Imana dfihil degil- 
dir. Iman-i kamil ise amel ile beraber olan imandir. Bu, ziyade ve noksani kabul eder. 



318 IHYAU 'ULOMt'D - DlN - Cilt: 1 - EUB'U'L - IBADAT 

sorulsa "lns,aallah canhyim" demesi uygun olmadigi gibi ln§aallah 
(Allah dilerse) mti'minim demeainin de uygun olamiyacagi lazim gel- 
mez mi? Sufyan-i Sevri bunu boyle deyince kendisine: "Ya nasil di- 
yelim?" diye vaki soruya: "Allah'a ve Allah'dan inenlere inandik." 
deyin, diye cevab vermigtir. Aeaba "Mti'minim" demekle, Allah'a ve 
Allah'dan inenlere inandim demek arasindaki fark nedir? Hasan-i 
B a s r i 'ye : 

— Mii'min misin? Diye sorduklannda : 

— tn§aallah, dedi. Onlar : 

— Ni£in imanda istisna ettin ya EbaSaid, Hasan: 

— "Evet" dersem Rabbim: "Yalancism" der ve azabi hak ederim 
korkusu ile istisna ettim." diye cevab verdi ve : "Nasil emin olayim, 
hognud olmadigi bir hareketimden, Allahu Teala bana gazablanarak: 
"Git, senin amelini kabul etmiyorum." demesiyle amelimin bosa git- 
mesinden beni kim emin kilabilir." dedi. 

ibrahim bin Edhem (232) "Sana mii'min misin diye 
soruldukta: "La ilahe illallah'de" demistir. Bir def'asmda da: "Ben 
Smammda suphe etmiyorum, senin bu sualin bid'attir diye cevab ve- 
rirsin." demi§tir. Alkame (233) 'ye: "Mii'min misin?" diye sorduklann- 
da : "Umarim in§aallah" diye cevab vermisjtir. Sufyan-i Sev- 
ri: "Biz, Allahu Teala'ya, Meleklerihe, Kilablanna ve Peygamberleri- 
ne inandik fakat Allahu Teala katinda ne oldugumuzu bilemeyiz." 
demi§tir. "Butiin bu istisnalarm manasi nedir?" diye sorarsan : 

Cevaben de deriz ki : Bu istisna sahihdir. Bunun dort sekli var, 
iki §eklinde §uphe var fakat bu suphe imamn aslinda degil, son ne- 
, feste iman ile gogmekte veya iman-i kamildedlr. Diger iki sekli ise asla 
siipheye dayanmaz. 

A — SJiiphe ile alakasi olmayan birinci tevcih: Nefsini ovmek ve 
tezkiye etmek korkusu ile cezim'den kacmmaktir. Nitekim Allahu Te- 
ala : 






((KendiuiKi tezkiye ctmeyin, ovmeyin.n (53 - Necm : 32) 
Diger ayette : 



(232) Misir tab'i sEdhema kelimesini tasrih ediyor. Diger eserdc bu yok'. §&rih: 
«Edhem» degil, ibrahim bin Yezid'i, Nehal KQfe fakihlerinden oldugunu tasrih ediyor. 

(233) Alkame bin Kays, Kufe fakihterindendir. 



2 nci KtTAB — 4 unctt BAB — iMANDA ISTiSNANIN CAlZLlGI 319 



« j4^iji o/*^ ji jji Ji p (ji » 

«0, keudileiini tezkiye edenlcri gormez misin?» {4 Nisa : 49) 
Diger ayet-i Celilede : 

«Bak, nasil Allah uzcrine iftira ederler.» (4 - Nisa : 50) 

buyurmu§tur. (Ki btttiin bunlardan bu maksatla istisnanm cev&zma 
delil verilmistir.) Hakim'in birisine: "Dogru soziin cjrkini hangisidir?" 
diye soruldukta: "Kisinin kendisini ovmesidir." diye cevab vermistfr. 
Iman ise oviilecek vasiflarm en ustiinudiir. Bununla kat'i hiikum ver- 
mek mutlak tezkiyedir. istisna sigasi, yani "ins&allah" kelimesi ken- 
disini tezkiyeden ayirmak gibidir. Nitekim bir khnseye: "Tablb misin 
veya Pakih misin veya Miifessir misin?" diye soruldukta, supheli ol- 
dugu iein degil de kendini ovmemek icin: "Evet tn§aallah" diye cevab 
verdigi gibi. Bu, "in§aallah" kelimesi, haberi zayiflatan bir §uphe 
sigasidir, manasi, haberin lazimi olan tezkiyeyi zayiflatmaktir. Bu 
te'vile gore fena bir vastftan soruldugu vakit istisna tarikiyle "Jnsa- 
allah" demesi uygun olmaz. 

B — ikinci tevcih : Her Ml ii karda Allah adini anmaga ahsmak 
ve biitun isterini Allahu Teala'nin dilemesine havale etmek icmdir. 
Allah Subhanehu ve Teala Peygamberini, bizzat terbiye ederek : 

ctHerhangi bir isi, in^aallah demeden yann yapacagim deme.a (18- 
Kehf : 23, 24) buyurmu§tur. 

Sonra supheli yerlerde degil, kat'i olan seylerde de bu sigayi kullanarak 
§6yle buyuruyor : 

•~ ■} '_* - * £-- i* 



320 IHYAU 'ULOMl'D - DlN — Cilt: 1 — RUB'UX - IBADAT 

«BIbette Mescid-i Haram'a gireceksiniz in§aallah, emin, bagicuz 
tra§li ve sa^miz kisaltilmis. oldugu halde.» (48-Fetih: 27) 

Halbuki onlarm Mescid-i Haram'a gireceklerini Allahu Teala dilemi§ 
ve bunu kat'i olarak biliyordu. Oyle iken "in§aallah" buyurmasi bu- 
nu ogretmek icindir. Peygamber Efendimizden gupheli ve §iiphesiz rl- 
vayet ediien her haberde goriildugii gibi, Peygamberimiz de bu ter- 
biye ile terbiyelenmi§ ve hatta mezarhga ugradigmda : 

«Ey mii'ii tinier divan, size selam. Iii$aallah biz dc sizlere ulagaca- 
giz.» (234) buyurmu§tur. 

Onlara ulasacagmda suphe olmadigi halde boyle buyurmasi, aldigi ila- 
bi terbiyenin iktizasi ve butiin i§lerini Allahu Teala'ya havale etmesi 
ic,indir. Bu siga, yiimn ii bereket iemennisine delalet eder. Hatta orfde 
arzu ve dilekte kullanilrm§tir. (Mesela) falanca yakinda oliir dendigi 
vakit, senin in§aallah demen, §upheli oldugunu degil, onu arzu ettigini 
ifade eder. Bunun gibi, falanca yakmda iyile§ir dendiginde de senin 
ingaallah demen yine bu istegini ifade eder. Bu kelime, §uphe mana- 
smdan arzu ve istek manasina gevrildigi gibi, hukum ne olursa olsun, 
Allahu Teala'nin adim anmakla yiimn u bereket manasmda ve boyle- 
ce terbiyelenmekte de kullanilmi§tir. 

C — Ugiineu tevcih : §iipheye dayanan istisnadir. "in§aallah 
Hakka mii'minim" manasindadir. Qiinkii Allahu Teala muayyen kim- 
seler hakkmda : 



«l§te gercek mii'minler bunlardir.» (8 - Enfal : 4) 

buyurdu ve bu suretle mu'minler ikiye bolunmu§ oldu ki bu §iiphe 
imanin ashnda degil, belki kemalinde olmu§ olur. Herkes imanin ke- 
malinde §uphelidir ve bu suphe kiifiir degil hatta iki yonden dogrudur. 

I — Miinankhk , imanin kemalini kaldinr. Gizli oldugu igin bun- 
dan korunmak da gugtur. 

II — iman, ibadetle kemal bulur fakat amellerin kemal iizere 
oldugu bilinemez. Amellerdeki §ek : 



(234) Muslim, Ebu Hureyre'den. 



2 nci KlTAB — 4 UncU BAB — IMANDA ISTtSNANIN CAlZLtGf 321 



Oa*brj l^^jJ ^£r">* f^ ^ ^ J -^-^ ^ 
i jy^UJ^ iUJ^I jail ^r" J r f±r^ ] i^H 

«Ger$ek mu'minler, Allahu Teala'ya ve Resfiliine iman edip soma 
-$iiphe etmlyerek, Allah ugrunda mal ve canlanyle mucahede edenler- 
dir. l§te sadik olanlar bunlardir.» (49-Hucurat: 15) 
lauyurulduguna gore istisnadaki giiphe bu dogrulukta olmug olur. Yi- 
ne Hak Teala : 

uFakat iyiler, Allahu Teala'ya, Ahiret giiniine, Meleklere ve Kl- 
-tab'a ye nebUere iman edenlerdir.w (2 - Bakara : 177) 
■buynrmak suretiyle, sozde durmak, getinlik amnda sabretmek gibi 
ylrml kadar vasif saydiktan sonra : 

>> - ^ * -- i * 

« ly-W.jiJLN iUjlB 

ntgte sadik olanlar bunlardir.w buyurmugtur. 
Yine Allahu Teala : 

ttAllahu Teala, sizden iman edenleri yukseltir, ilim kendilerine ve- 
rilenler icln dereceler vardir.» (58-MiicadeIe : 11) buyurmu§tur. 
Diger Ayet-1 Celilede : 

«lcinizden Mebke'nin fethinden once sarfeden ve barbeden kimse- 
ler, daha sonra sarfedip barbeden kimselerle bir degildirier.» (57 - Ha- 

<M ; 10) 

F. 21 



322 tHYAU 'ULUMl'D - DtN - Cllt: i — RUB'UX - iBADAT 

Yine Allahu Teala : 

«Onlar Allah katmda derece sahipleridir.n (3-Al-i Imran : 163> 
Peygamber Efendimiz de : 

8(^j_ftjJI *u-lJj o\jj* 0L/5M » 

«lman giplaktir; elbisesi_ takvadir.» (235) buyurmu§tur. 

Diger bir hadis'de de : 

«Iman, yetmi§ bu kadar kapidir. En kiiguk derecesi (gelen ge^en- 
lere) eziyet verecek §eyleri yoldan uzakla§tirmaktir.» (236) buyurmus- 
iur. Biitiin bu anlattiklanmiz, olgun imanm amel ile alakali olduguna. 
delalet etmektedir. 

f ;, - i'» ^' i i i •= *> i - -*»- ^ o .« i •, 

iMANIN NlFAKDAN BERAETLE ALAKASI 

Imanin nifakdan ve §irk-i hafiden beraetle olan alakasma gelince: 
Peygamber Efendimiz : 

- c >»i5l 1^1 j <Ju>-l 4p.j bl j c-^r^O^ bl j> ^j^ oi 
« jap oaU- bl _, oMjjJi u -i~ J_j ^i -.-^U lil ^ jU- 

«Dort haslet sahibi, Namaz kilsa, orus tutsa ve kendisini mu'niin 
2ahnetse bile, halis munafiktir: Yalan konugan, soziinde durmayan„ 

(235) Yukarida gesnugtlr. 

(236) BuhM ile Muslim, Ebu Hureyre'den. 



2 nci KtTAB — 4 fined BAB — lMANDA tSTtSNANM CAtZLtCt 323 

-emanete hiyanet eden ve husuraette ileri giden yani davaia§mada hak- 
kindan fazlasini almaga caligan. Diger iivayette de : Muahedesinde 
gadrlik eden.» (237) buyurmustur. 

EbO Sald-i Hudrl (R.A.)*den rivayet edilen Hadisde : 

a fi o * * * s 1 1 -" J .- • ,, >»' 1 ^^i ,'^ os -fi' *a t ^ ■ U * ( 

,V«Jl wJi dJJJj J* '-J ?- \ y* 4J> • 1 J>-\ <^Ai Ajlj jl t_J JUJl» 

~ s * *a s s >* I o J 1 -'^ "* i" I ,*.>*& *■ ^ ^ ,* »fl o-^ 1 ^* 

■ili-Jl , Lt*5~ 4*i jUj Vl.'U*J JjLij * *jt*j I «u» ?*-i«^* t^JLi » 

«KaIbler dorde boliimir: Birincisi, zulmetten temizlenip icinde nAc 
isigi parlayan kalb; iste bu mii'minin kalbidir. Ikincisi Meyyal olan 
kalbdir (saga sola kayar), imam da var, nifaki da var. Imam, bakla, 
sebze gibidir. Onu tatli su biiyuliir, nifaki da, kan, iriu kendisini bO- 
yuten bir yara gibidir. Hangi taraf galib gelirse o kalb, onun htikmunfl 
slir. Diger bir tabirle, galip gelen taraf digerlni yok eder.» (238) 

Diger bir Hadisde : 

«Bu iimmetln en cok miinafiklan okuyuculan (hafizlan)'dirj> 

<239) 

Diger Hatfs-i §erifde de : 



(237) Buhfirl ile Muslim, Abdullah b. Omer'den. 
<238) Ahmed, EM Said'den. 

Ahmed ve Taber&nl, Ukbe b. Anur'den. 



324 1HYAU 'ULOftlfD - DtN — Cilt: 1 — RUB'UX - tBADAT 

Ǥlrk, yalfin kaya iizerinde yiiriiyen kannca (mn ayak patirti- 
wndan) daha gizlidir.» (240) buyurmugtur. 

NlFAKDAN KORUNMACiA DAIR BAZI HADSSLER 

Huzeyf e (R.A.) : 

«Peygamberimizin zamaninda, soyleyenin olunceye kadar miinafik. 
sayildigi sozfi, gimdi giinde on kerre Mr ki$iden duymaktayim.» (241) 
demi§tir. 

Bazi alimler: Kendisini nifakdan uzak zannedenler, nifak'a en. 
yakin olan kimselerdir, demi§ler. Huzeyf e: «Bugtin, Peygambe- 
rimizin zamanindan daha 50k miinafiklar vardir. O zaman nlfakianni 
gizliyorlardi, §imdi ise a;ikliyorlar.» demi§tir. (B u h a r ! , yalmz. 
"Ekser" kelimesi yerine "§err" vardir.) Bu nifak, Imanin dogruluk ve 
kemaline ziddir. Bu gizlidlr. Buntfan en uzagi, korkusunu en 50k sak- 
layan oldugu gibi, en yakin olani da kendisini en uzak zannedendir. - 

Hasan-i Basri'ye: 

— §imdi miinafik kalmadi diyorlar? Hasan-i Basri : 

— Eger mevcud miinafiklar helak olsaydi (gokluklarmdan) ve- 
ortada kalsaydilar yollarda gezmekten (jekinirdiniz, buyurmu§tur. H a- 
san-i Basri veya baska birisi: "Eger miinafiklann kuyrugu olsa. 
adim atacak yer bulamazdiniz." buyurmugtur. Abdullah bin 
Omer (R.A.) bir kismin H a c c a c - 1 (ZalLm) aleyhinde konug- 
tugunu duyunca, kendisine: "Haccac burada olsa boyle konu 
§abilir mi idiniz." Adam "Hayir." deyince: "t§te bunu Peygamber za- 
maninda miinafikhk sayardik." buyurdu. (Ahmed ve Taberan! rivayet 
etmigtir.) 



(240) EM Ya'la, tbn Adiyy ve tbn Hibban, Ebi Bekre'den. 
(HI) Ahmed. 



2 nci KtTAB — 4 Unci! BAB — NtFAKDAN KORUNMAK 325 

Peygamber Efendimiz : 

nDiinyada iki dil sahibl olan - birine bagka digerine de ba§ka ko- 
nugan - Kiy&met gtmiinde de Iki dilli olarak ha§r olacaktir,» 

Yine Peygamber Efendimiz : 

titxisanlann en fenasi, ona ayn buna ayn goriinen iki yiizlii - mu- 
ral - kimselerdir.n buyurmustur. 

Hasan-i BasrI 'ye: 

— Bazi kimseler biz nifakdan korkmayiz diyorlar. Hasan- 1 
Basri: 

— Vallah'i nifakdan uzak oldugumu bilmek benim igin yer do- 
Iusu altindan sevimlidir. Dedi. Yine Hasan-i Basri: "Dil tie 
kalbin, gizlilik ve aleniyyetin, ihtilafi nifak belirtisidir." buyurmugtur. 
Bir kigi Huzeyfe (R.A.) 'ye : "Ben nifakdan korkuyorum." de- 
yince, Huzeyfe: "Eger munafik olsaydin nifakdan korkmazdin, 
SUnkti munafik nifakdan emindir." dedi. tbn Ebi-Melike 
"Yuz otuz ve bir rivayette yiiz elli Sahabeye yeti§tim hepsi nifakdan 
korkarlardi." 

Rivayet olundu ki : 
"■* 4.1 *\ ** \ i n 1 -*' * * t, *\i "" ' *'* - **•' 



326 tHYAU 'ULOMt'D - DlN — Cilt: 1 - RUB'U'L - tBADAT 



I ■% t. * I *■ A I a 



*.f 



Jit dU-UJ : JL-j «Up 4i I J^ ^yjJl JUi i'.^iJI^., 
_,^>- *^-i j—J 4J1 f jJUl^U- C-ij-il (j->- dL-JJ O-j'X*- Ja 
:<CUo ^ JU j aJp .oil J-** JUj . -jj -4*11 : JUi V di-> 

oPeygamber Efendimiz Ashabdan baztiari ile otururken sahabe. 
blr adami andi ve cok ovduler. Tarn bu sirada, yuzunden abdest suyu 
damlarken elinde nalmlan oldugu ve almnda secde izl bulundugu hal- 
de, adam gozuktii. Asliab; "Ya Resulallah, i§te anlattagimiz 
adam." dediler. Peygamber Efendimiz: "Bunun yuziinde geytani bir 
karalti - leke - goriiyorum." buyurdu. Adamcagiz geldi, selam verdi 
ve mediate oturdu. Peygamber Efendimiz: "Sana, AUah'a yemin ver- 
dirlyorum, dogru soyle, buraya gelirken: "Bunlann arasinda benden 
iyisi yoktur." diye halinna geldi mi?" Adam: "Evet. Vallahl hatinm- 
dan fiyle gectl." dedi. Peygamber Efendimiz de (dua ederek) duannda; 
"Allahim, bildigim ve bilmedigim hatalanmdan Sana istigfar ederim" 
buyurmu§tur. Bunun uzerine Peygamberimize: "Siz de korkuyoi mu- 
sunuz? Ya Resulallah." diye soruldu, Peygamber Efendimis: "Beni 
hangi kuwet emia edebilir? Halbukl insanlann kalbleri, Aliahu Tea- 
la'nin kabze-i kudretindedir, onlan diledigi tarafa cevirlr." buyurmus- 
tnr.» (242) 

Aliahu Tcala da : 



u \y^t jJL* &Ct f4 J, " L i/J 



(242) Ahmed, Bezzar ve Darekutni, Enes'den. 



2 nci KlTAB ~ 4 iincu BAB — NlFAKDAN KORUNMAK 327 

«AUah katindan onlara, hi$ hesablamadiklan geyler zuhur eder.w 

(39 - Ziimer : 47) 

Bu Ayet'in tefsirinde onlann, iyilik zannettikleri amellerini, terazinin 
fenahk goziinde bulmalandir. 

Seriyyii's - Sakati (343) : "Bir insan, dallannda her gegit ku§ bu- 
lunan bol agagh bir bahgeye girse, o ku§lar her biri ayn bir dil ile: "Ey 
Aliahu Teala'nin velisi sana selam." deseler, bu adam da bu soze emin 
olsa ku§larm eylencesi olur." demi§tir. 

Biitiin bu rivayetler, gizli §irk ve nifak'in incelikleri sebebiyle va- 
ziyetimizin tehlikesini ve bu tehlikeden kimsenin emin olaimyacagim 
sana bildirmektir. Hatta Omer bin Hattab (R.A.) H u- 
zeyfe'ye kendi halini ve munafiklar arasinda adinin gegip gegme- 
digini sorardi. Stileyman-a Darani: "Bazi Emirlerden 
duydugum (yanhsj §eyleri diizeltmek isterdim, beni oldurtirler kor- 
kusu ile sarf-i nazar ederdim. Fakat korkum, olumden degil, bu vesile 
ile olum anmda bana gelecek gururdan idi." demi§tir. Bu anlattigimiz, 
imanin ashna degil, hakikatine, sidkina, kemahne ve berrakhgina zid 
olan nifakdir. 

NlFAK IN KISIMLARI : Nifak iki kisma aynlir : 

Birincisi sahibini dinden cikanr, kiifre ilhak eder ve ebedi Cehen- 
nemlikler arasina kor. 

Ikincisi de ya sahibini bir muddet cehenneme sevk eder veya cen- 
netteki derecesini bir muddet cehenneme sevk eder vey&hut cennet-^ 
teki derecesini ve siddiklar arasindaki mertebesini du§urttr. Bu, §up- 
heli oldugu i?in bunda istisna guzel goriilmustur. 

Nifak'in ash, gizli asikarligm aynligi Aliahu Teala'nin mekrin- 
den emin olmak, kendini begenmek ve benzeri hallerdir ki, bunlardan 
ancak siddiklar kurtulabilir. 

Dordiincu Tevcih : Yine §uphe uzerine olan istisnadir. Bu da son 
nefes korkusudur. Qiinkii plum aninda imanini koruyup koruyanuya- 
cagim kimse bilemez. Eger kufur ile giderse gecmi§ biitiin ameli mahv 
olur. giinkii amel son nefesin Iman selametine baghdir. Nitekim 
oruclu bir klmseye ku§luk vakti: "Oruclu musun?" diye soruldukta: 
"Evet kat'i olarak orucluyum." der ve ak§amdan once iftar ederse ya- 
lanci oldugu gibi. Qiinkii oruc. olabilmek igin ak§ama kadar devami 
sarttir. Gunduz'iin tamami orucun sihhatinin vakti oldugu gibi, 6m- 
riin btttunu de imanin sihhatinin vaktidir; netice belli olmadigi igin 



(243) Cuneyd'in dayisidir. MArflf Kerht'nin talebesi ve yegeni Cuneyd'in hoca- 
adir. 251'de olmtigtur.' 



328 1HYAU -ULOMfD - DlN — Cilt: 1 — RUB'U'L - tBADAT 

sonu gelmeden bu gtinkii vazlyete bakarak onu sihhatle tavsif etmek 
gflphelidlr. Allahu Teala'dan korkanlann gozyaglan da bundandir. 
Cunkii bu, zuhurundan ewel billnemiyen, me§iyyet-i ezeliyyenin ve 
kaza edilmi§ ilahl hiikmun bir netlcesidir. Neticeden korkmak, ba§- 
langigtaki takdlr'in meghuliyetinden ileri gelir. (Yani son nefesin kor- 
kusunu saklamak, halen billnemiyen ezeldeki ilahl htikmun korkusu- 
nu saklamak demektir.) Qok kerre bu anda, gelecegi i?in ezelde takdir 
edilen hukmtin nakizi zuhur edebilir. (Yani bu anda mu'min Ucen 
- Allah korusun - ileride kufre gidebilir. Bu anda kafir lken ileride 
mu'min olabilecegi gibi.) Ezelde htisna'nm - cennetin - kendisine 
takdir edildigini bilen kimdlr? 



Allahu Teala'mn : 

8 J>*JL; O^JI o^SsI- C*JU-j 



.- i 



«dlum sarho|lugu muhakkak gelir.n (50 - Kaf : 19) 

Ayetindeki "bi'1-Hakk" kelimesinden murad "bi's-s&bikati" yani "ezelde 
takdir ettigi hukmiinu aciga §ikarmakla demektir" denilmigtir. Hat- 
ta eski alimlerden b&zilan: "Amellerin, neticeleri tartihr." demisler- 
dir. Ebu'd-Derda (R.A.) yemin ederek imanimn selbinden 
korkmayanlarm imam selb olur, derdi. 

Denildi ki: Oyle gunahlar var kl onlann cezasi, - Allah korusun- 
son nefesde imansiz gitmektir. Yalan keramet ve vellllk iddiasi bun- 
lardandir. 

Baa arifier diyor ki: Adamin kapisimn ■ Sniinde §ehid olarak 51e- 
cegimi, hemen odamm kapisi oniinde de iman lie dlecegimi bana bil- 
dirseler, odamm kapismdan evin kapisina gidinceye kadar kalbimin 
ne §ekil alacagmi bilemedigim icin (§ehadeti feda eder) ve odamm 
kapisi oniinde Iman lie blmeyi tercih ederim. 

piger bazilan: Bir kimseyi elli sene musluman tanisam da kiiguk 
bir fasiladan sonra olse, ben onun mu'min olarak olumtt ile hukme- 
demem. (244) 



(244) Bizitn inancimizda Kur'an vey& Hadls'den haklannda sarth nass olmayan 
hie Mr tdmse icin Slumttnden aonra bu adam cennetlik veya cehennemliktir diye btik- 
medemeyfe. HQsn-fi zann etmekle beraber gersegt Allahu TealA'ya havale ederiz. Ancak 
umtoiyetle mQ'minler cenneUik, kafirier cehennemliktir, derii. 



. 2 nci KtTAB — 4 fincn BAB — NlFAKDAN KORUNMAK 329 

«Ben mfi'minim diyen kafir, ben alimlm diyen de* cahildir.n (245) 
buyurmugtur. Allahu Teala'run : 

aRabbimn sorii dogruluk ve adaletle tamam!andi.» (6 -En 'am: 
115) 

Ayet-i kerfmesindeki sidk (dogruluk) 'dan murad, iman ile olen- 
ler, "Adl"den murad da kufr ile blenlerdir, dcnilmi§tir. Yine Allahu 
Teala: 



i 



j>* 






dKulIarin ahvalinin sonu Allah'a racidir.» (22 - Hacc : 41) 

§iiphe bu bakimdan (yani son nefesde ne olacak korkusu ile) 
olursa "tngaallah Mii'minim" demek suretiyle imanda istisnfi, lazim- 
dir. Zira Iman, sahibini cennete koymaktan ibarettir. Nitekim orug, 
Allahu TefUa'nin hakkim odemek oldugu gibi, ak?ama kadar devam 
etmeyen oruc oruc, sayilamiyacagi ve borcu odeyemiyecegi gibi, so- 
nuna kadar devam etmeyen Iman da ne sahibini cennete koyabilir 
ve ne de Iman sayilabilir. Hatta gecen giinun orucundan soruldugu 
vakitte: "Oru? tuttugunu kat'i olarak bildigin halde, gercek orucun 
makbul olan oruc oldugunu ve bunu da Allah'dan ba§ka kimse bile- 
meyecegi icin: "Evet, in§aallah" diyerek istisna edebilirsin." iste bu 
sebebden yapmis, oldugun buttin iyi amellerde istisna etmek giizeldir 
ve bu gtiphe, yapilan amelde degil, amelin kabul olup olmadiginda- 
dir. Qunkti sihhatinin biitun dig gartlanna riayet edebildikten sonra 
Allahu Teala'dan baska kimsenin bilemiyecegi bazi gizli sebebler ame- 
lin kabulune engel olabilir. Bunun igin §Uphe etmek giizel bir hareket 
olmu§ olur. 

tgte "Ingaallah Mii'minim" diyerek Imanda istisnamn giizel yol- 
lari bunlardir. (Kavaidii'I-Akaid) kitabi bu bahisle sona ermistir. (246) 



(245) Taberant, tbn Omer'den. 

(346) Hanefilere gore : Tasdik ve ikrari olan kimsede iman gerseklegUgi iffin, 
cHakka (muhakkak, elbet) mii'minim* der ve *tngaUah mii'minim* demesi uygun oimaz. 
Cuiikii, eger bu istisna bu anda suphe icui ise - suphe tasdika miinafi oldugu icin - kfl- 
furdur. Eger edebe riayet. butun f§lerini Allah'a havale veya gelecektekl haiini nazara 
alarak veya yuinn u bereket olarak AUah adim veyfi kendini tezkiyeden ka$uimak ve 
benligini lormak maksadi ile «tn|aliah mu'minfm> diyerek istisna ederse, nih&yet cumle 
monaamda blr suphe §aibesi bulundugu iein yine terk etmesi daha uygundur. Peygamber 



330 1HYAU -ULCMi'D - DlN ~ Cilt: 1 - RUB'UX - IBADAT 

Allahu Teal&'mn lutfu ile ikinct kitab tamam oldu. O'na hamd, 
Peygamberine ve butiin hayirh kullarina salat olsun. 



Efendimizin mezarhkta: «fngallah biz de size ula$acagiz» sozu, Slumde sjiphe icfa de|fl, 
a mezarliga yatmasi bakimindandir. 

Burada gergek olan, bizimle E§'ari!er arasmdaki farkin mani bakunindan degll, 
lata bakimindan olmasidir. Cunku imandan bu andaki tasdik manasi kasdediliyorsa bu 
gercekle§tn!stir; istisnaya luzum yoktur. Hanefiletin dedikleri de budur, ki Saffller de 
buou kabul eder. Eger imamn kemali, ve nettcesi kasdediliyorsa bunu ancak Allah bilir 
kl $afi'i)erin dedigi budur. Hanefiler de bunu kabul eder. 



www. ihya.org Web Sitesi 
Iftihar ile Sunar 

Web Sitemizde 

Online Kurani Kerim Arama Motoru 

Kutubu Sitte, Sahih Buhari 

Ruya Tabirleri Sistemi 

Binlerce Siir ve Sairler 

Kamus Projesi 

Turkce-Almanca-lngilizce-Hollandaca 

Sozlukler 

Fazilet Takvimi Arka Yaprak Konulari 

Mehmed Emre'nin Eserleri 

Muhtasar llmilhal 

Muhtasar Islam Tarihi 

ve nice ekitaplar, islami bilgiler 
yer almaktadir.. 

HIZMET MUVAFFAK OLSUN DA, 

VARSIN BIZIM YERIMIZ 

CAMININ PABUCLU6U OLSUN 

(S. H. Tunahan ks.) 

Eser Hakkinda 

ya da 

web sitemiz hakkindaki gdrus ve fikirlerinizi 

bizimle paylasmak icin mutlaka 

ziyaret ediniz.. 

www. ihya.org 

www.yakup.info & www.hanci.org