Skip to main content

Full text of "gavsulazam_ihramcizade_haci_ismail_hakki_toprak_sivasi"

See other formats


A£ T > 



t>\ 






Yc 








ISBN: 378-9944-355-02-5 



Bu kitabm biltiln haklan ve icerigi ile ilgili 
biitun sorumluluklaryazara aittir. 



Dizgi Ismail Hakki Altuntas 

Kapak Haluk Karslioglu 

Baski-cilt: Gozde Matbaacilik 



irtibat adresi 

Gozde Matbaacilik & Miicellit 

Sanayi Ticaret Ltd. §ti. 

Tel: 212 481 81 69 

Fax: 212 481 05 06 



GAVS-UL AZAM 

IHRAMCIZADE 

HACI ISMAIL HAKKI 

TOPRAK 

kuddise sirruhu'1-aziz 
(1880-1969) 



NAK§I-HAKI TARIKATI 

ve 
ILM-i LEDUN SIRLARI 

(Duzeltilmi§ ve Geni§letilmis Baski) 



ikramcizade 



a.e. : 


aym eser 


a.g.e. 


adi gecen eser 


BOA : 


Ba§bakanlik Osmanh Ar§ivi 


BCA 


Ba§bakanhk Cumhuriyet Ar§ivi 


b. 


beyit 


bkz. 


bakiniz 


bnz.bk. 


: benzeri icin bakiniz 


c. 


cilt 


d: 


dogumu 


hzl. 


hazirlayan 


h. 


hicri 


h.y.t. 


: Hakk'a yurudiigii tarih 


mad. 


: madde, maddesi 


m. 


: miladi 


r. 


: rumi 


trc. 


: terciime eden 


s. 


: sahife 


vb. 


: ve benzeri 



"Gttlttm kurutmam Seni, 
Suda gurutmem Seni 
Cok uzak gitsemde 

Yine unutmam Seni" 

Ya Rabbi! 

Bizlere kendini tanittin. Hatalarimizi ve gunahlarimizi gbrdugun halde 
bizleri uzmeyip tevbe kapisini agik tuttun. Azaba mustehak olsakta hep afv 
eden oldun. Acizligimiz ve gunahlarimizla bizi affina layik kil. 

Rasulullah sallalldhu aleyhi ve selleme ttmmet olmak serefini nasip 
kildigin igin sukrumuzu ziyadelestir. 

Huzurunda iki cihan emniyeti buldugumuz, yolumuzdaki engelleri 
kaldiran Sultanimiz Hz. Halid Ibn-i Zeyd Ebu Eyyub-el Ensdri 
radiyalldhu anhin kapisinda hizmetimizi daim eyle. 

Hakikat yolunda bizlere rehber olan Gavs'ul-dzam Ihramcizdde Haci 
Ismail Hakki Toprak Sivasi kaddese'lldhu sirrahu'l-azize minnetimizi 
ifdde etmemiz igin yardimci ol. 

Maddi ve manevi seyrimde bana destek olan babam Haci Hafiz 
Mehmed, Hocam Vaiz Ahmed Yilmaz, Haci Hasan Darendevi, Seyyid Os- 
man Hulusi Darendevi, Sen Mehmed Veli, Orhan Zarifoglu ve adini yaz- 
madigim yuzlerce ihvan-i kiram (kaddese'lldhu sirrahumu'l-azizan) Efen- 
dilerimize sonsuz rahmet kil 

Kitabin yazihsinda gegen uzun gahsma muddeti igerisinde, esimin des- 
tegi ve dualarindan dolayi O'na olan lutfve ihsanini artir. 

Ayrica, dli, mttmin ve vatansever buyuklerim, aydin arkadaslarim ve 
bana dualarinda yer veren butun sevenlerimin maddi ve manevi yardimla- 
rindan dolayi onlardan razi olmani temenni ve dualar ederim. 

Tevfik ve hiddyet ancak Sendendir. 

Has Bendegdni Hdki 



1 — Hafiz Mehmet Nuri Sayi (Kuzum Dede)'den alman bir kelam (Efendi Hazret- 
lerine nisbet ediliyor) 



Rasiilullah sallalldhil aleyhi ve sellem 

Buyurdu ki; 

"Ben ilmin §ehriyim, Ali'de kapisidir." 




"Ya Rabbi! Lekel hamdil kemd yenbagi-li-celali vechike ve li a'zami 
sultdnik" 

"Allah Tedld 'ya hamd olsun ki, bize, evliyayi ve dlimleri sevmeyi nasib etti, 
gonlumuzu onlara bagladi. 

Nebilerin en ustiinune seldmlar olsun ki, O, Resullerin imdmi ve hem de so- 
nuncusudur. O, Muhammed Mustafa' dir ki, dimydda iimidimiz O'nadir, dhirette 
O 'ndan sefdat umariz. O 'nun yuksek mertebede olan Ehl-i beytine ve Ashdbina 
seldm olsun! 

Onlara uyanlar hiddyet iizeredirler. Biitiin evliydya ve dlimlere uyanlar, Is- 

lamiyet 'in hem zdhiri hem de bdtini iizere dunirlar. Miiminler ve salihler ki, ge- 

3 
ce-giindiiz Hakk yardimiyla Hakk yolunda ve tdatta dunirlar. "~ 

Ey Allah Teala'm! Sen 50k yucesin, her kusurdan pak ve munezzehsin. 
Sen, celal ve ikram sahibisin. Verdigin nimetler icin, Sana yara§an hamd ile 
§ukur, tesbih ve takdis ederiz. 

Ey Allah Teala'm! §ehadet ederiz ki, Sen'den ba§ka bir ilah ve ortagin 
yoktur; birsin; Sen alemlerin Rabbisin. 

Senin kullann olarak guciimuz yettigi miiddetce ahdin ve vaadin iizere- 
yiz. Yaptiklanmizin kotuliigiinden Sana sigindik. Bize verdigin nimetini 
anarken gunahimizi da arz ederiz ki, bizi affet. Nefsimize haksizlik ettik, 
gunahlanmizi itiraf ediyoruz. Biitun gunahlanmizi affet, cunku gunahlan 
ancak Sen bagi§lar ve affedersin. 

Ey Allah Teala'm! Senden hakkiyla korkmayi ve ancak Musliiman ola- 
rak olmeyi bize nasip kil. Senden gerfek manada korkmayi ba§arabilmek 
ifin ilmimizi artir. 



" — Muhammed Hikmet Efendi, Marifet-i Ilahiyye Tarikat-i Aliyye, 1st, s. 91 
— Evliyalar Ansiklopedisi, Kutbilddin Izniki kuddise sirruhu'1-aziz maddesi, 
2002 Ihlas yaymlan. 



Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Ey yakaranlara cevap veren, ey imdat isteyenlerin imdadina ko§an, Ey 
giiven isteyenlere emniyet saglayan, iistiin yardiminla bizi kuvvetlendir. 
Kur'an-i Kerim'de belirttigin yardimla bize yardimda bulun. 

§ehadet ederiz ki, Fahri Alem Muhammed Mustafa sallallahii aleyhi ve 
sellem Efendimiz, Sen'in kulun ve rasuliindur. Yaratmadan once O'nu sec- 
tin. Be§er olarak gondermeden oncede 50k begenmi§tin. Alemleri yaratma- 
dan, mahluklar gayb aleminde korkunc perdeler altinda sakliyken ve yokluk 
sininnin e§iginde bulunurken O nu Ahmet (begenilmi§) olarak isimlendirdin. 

Ey Allah Teala'm! Hak ve batih birbirinden O'nunla ayirdin. O'nun 
imam ve amelini biitiin insanhga kafi kildin. 

Ey Allah Teala'm! O'na ne giizel isimler verdin. Nuru'l-Muhammedi, 
Ruhu'l-ervdh (Ruhlarin ruhu), Sirru'l- Muhammedi, Ar§ulldhi'l-ekber 
(Allah Tedld'mn btiytik ar§i), Ademul-evvel (Ilk insan), Ebu'l-ekber (Btiytik 
baba), Insdnu'l-kdmil, Sirru'l-esrar (Sirlarin sirri), Insdn u ayni'l vticud, 
§eceretu'l-asil, Beytullah, Beytii'1-izze, Beyt-i evvel, Mescid-i Aksa, 
Adem, Melik-i mukarreb, Ar§-i a'zam, Kalem-i a'la, DiirretiiT-beyza (Beyaz 
inci), Bahr-i a'zam (Btiyuk deniz), SirrullahiT-a'zam (Allah 'in btiytik sirri), 
BabullahiT-a'zam (Allah Tedld'mn btiytik kapisi), 

Ey Allah Teala'm! Ne zaman ki, Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem 
Efendimizi aramizdan ahnca bizdeki nifak dugumlerimiz aciga cikti; din 
gomlegimiz yiprandi. Bu halimizi firsat bilen §eytan ba§im kendi yuvasindan 
fikanp, bizleri kendisine dogru cagirdi. Bizlerin de onun davetini kabullen- 
meye ve meyilli oldugumuzu gordiigiinde; bizi tahrik edip; ki§kirtti, yoldan 
fikartmaya fali§ti. 

Ey Allah Teala'm! Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem Efendimiz bi- 
zim siginak yerimizdir. O'nun vasitasiyla bizi kurtar. Sevdiginle Sen'den 
istiyoruz. Ciinkii O, kullann Efendisi, tevhit ehlinin imami, sirlar levhasi, 
nurlann nuru, sikintida olanlann siginagi, en miikemmel bilgileri kendinde 
toplayan Kutbu Rabbani, en iistiin iman elbisesinin belirgin ni§anesi, comert- 
lik ve iyiligin kaynagi, semavi himmetler sahibi, ilahi ilimlere eri§mi§ olan, 
ezeli minberdeki hatip, insanhk alemindeki ilahi nur, celal taci, cemal cazi- 
besi, kavu§ma gunesj, ilahi yurdun izzet ve §erefi, viicut letafeti, her mevcu- 
dun hayati, ilahi saltanatin en yiicesi, ilahi kudret ve yiice sanatimn afik mi- 
sali, begenilenin afik ni§anesi, ilahi yakinhga kavu§mu§ olan has ki§ilerin 
oziidiir. 

Ey Allah Teala'm! Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem Efendimize 
olan nispet ve yakinhk ne giizel bir nispettir. O'nu sevdigimiz gibi, focukla- 
nm ve Ehl-i beytini de severiz. Onlar Efendilerimizdir. Biz Onlan kendi- 
mizden, evlatlanmizdan ve her §eyimizden 50k severiz. Cammizi isterlerse 
Onlara feda ederiz. Ciinkii "kisasta hayat vardir." Canini davasi ugruna 
pazara cikarana, elbet Sen'den ve Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem 
Efendimizden btiyuk ihsanlar olacaktir. 

Ey merhamet edenlerin, en 50k merhamet edeni olan Allah Teala'm, aziz 



Dua 9 

kitabin Kur'an-i Kerim'inle, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin kerem 
dolu nubuvveti ve §erefiyle, babasi Ibrahim aleyhisselam ve Ismail 
aleyhisselam ile arkada§lan Hz. Ebubekir, Hz. Omer ve Hz. Osman 
radiyallahii anhiim ile kizi Hz. Fatima radiyallahii anha Hz. Ali kerremallahu 
veche ve ogullan Hz. Hasan ve Hz. Hiiseyin radiyallahii anhiima ile amcasi 
Hz. Hamza ve Hz. Abbas radiyallahii anhiima ile zevcesi Hz. Hatice ve Hz. 
Ai§e radiyallahii anhiima ve diger temiz zevceleri ile Sana tevessiil edip yo- 
neliyoruz. Senden Onlann hiirmetine yardimini istiyoruz. 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem onlan rahmetle andi. Onlar, O'nun 
halifeleridir. Dinini ayakta tuttuklan gibi, ilmine varis oldular, O'nun yolun- 
da gittiler. 

Ey Allah Teala'm! Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin aline, zurri- 
yetine, Ehl-i Beytine ve onlann dostlanna; icinde giizel bir mukafat ve edaya 
layik gorulmiis. ho§nutluguna yol acmis. salat ve selamin olsun. 

Ey Allah Teala'm! Bizleri onlann sirlannin hakikatine eri§tir, marifet 
basamaklannda yiikselerek hakikatleri anlama imkanim liitfeyle. O'nun 
dostlanndan, kendisine uyanlardan ve takip edenlerden razi ol. Hakikat yo- 
lunda ona uyan Ashab-i Kiram ve alimlerden, iman ehli ve irfan sahiplerin- 
den ho§nut ol. Bizi de o bahtiyarlardan eyle. 

Ey Allah Teala'm! salat ve selamini; ruhlar arasinda bulunan Efendimiz 
sallallahu aleyhi ve sellemin ruhuna, bedenler arasinda bulunan bedenine; 
kabirler arasinda bulunan kabri iizerine indir. 

Ey merhamet edenlerin en 50k merhamet edeni Rabb'imiz, §uphesiz ki, 
Sen, her §eyi layikiyla duyar ve bilirsin. Bizlere yararh bir marifet ihsan et. 
§uphesiz ki, Senin her §eye giiciin yeter. Tovbemizi de, kabul buyur. Mu- 
hakkak ki, Sen, tovbeleri fokfa kabul eden Tevvab'sin. 

Ey Allah Teala'm! Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin evladi 
Ihramcizade Haci Ismail Hakki Toprak kuddise sirruhu'1-aziz Efendimizde 
insanhgin varhgindan ebede kadar O'nun kapisinda hizmet etmi§, O'nu hak- 
kiyla bilip ve bildirmi§tir. O'nun temiz yolunda bizlere onder olan Efendi 
Hazretlerine minnetimizi artir. Kullanna hizmet eylemi§ diinyevi omriiniin 
son demine kadar bir an gaflet etmemi§tir. O'nun kapisindan bizi azade ey- 
leme. 

Amin 



10 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Meded kil tovbe ettim her gttndha yd Resulallah 
Indyet eyle abd-i ril-siydha yd Resulallah 

Bu gun urydn-i ask u bende-i Al-i aba oldum 

Ki bakmam hirka vu tdc u kuldhayd Resulallah 
Geddydn-i der-i sevket-meddr-i ddr-i irfdnin 
Ay agin optururler pddisdha yd Resulallah 

Teselli-i cental u nur-i askin var iken dilde 

Nazar kilmam felekte mihr u ntdhayd Resulallah 
Nigdh-i iltifdtinla nazar kil mazhar-i liltfet 
Gonul dyinesin sirr-i Ildh 'a yd Resulallah 

Eristir menzil-i maksuda Ayni ruz-i seb dusmus 

Tarik-i Mevlevi'de ah u vdhayd Resulallah 

Ayni kuddise sirruhu 1-aziz 



Yuzun mir'dt-i ' ay n-i Kibriyd'dir yd Resulallah 
Vucudun mazhar-i nur-i Hudd'dir yd Resulallah 

Kabul eyle onu askindan dzdd eyleme bir an 

Kapinda Adile kemter gedddiryd Resulallah 
Var iken dest-girim sen gibi bir sdh-i zisdnim 
Kime arz eyleyem eyle meded hdl-i perisdnim 

Sozun makbul-i dergdh-i Hudd'dir ulu sultdnim 

Kapinda Adile kemter gedddiryd Resulallah 
Esir u bi-kesim bu dlem-i mihnetde ey sdhim 
Buyolda ne meded-kdrim ne kaldi bir umid-gdhim 

Fedd olsun reh-i askinda mdl u devlet u cdhim 

Kapinda Adile kemter gedddiryd Resulallah 
Sana ummetligim iki cihdnda emr-i cdzimdir 
Bilirsin hdlimi arz u beydn etmek ne Idzimdir 

Nazar kil liltfile senden diger kim gdre-sdzimdir 

Kapinda Adile kemter gedddiryd Resulallah 

Adile Sultan kuddise sirruhu 1-aziz 



Rasuliillah sallalldhii aleyhi ve sellem 

buyurdu ki; 

"Allah Teala, 

4 

cahil birini dost edinirse ona ogretir. " 



ONSOZ 

Insani kemalat yolunda ikmal eyleyecek ancak yine kamil insandir. Bi- 
care olan bedenini ulvi mekana yakin kilacak yine kamil insanin bereketin- 
den ba§ka bir §ey olmadigi hakikat olmu§tur. Eger ki, vuslat niyeti insanda 
dogmu§sa, o visalin perdesini aralayacak ancak efendisinden ba§ka biri ol- 
mayacaktir. Yaradili§in sebebi hikmeti Rasuliillah sallallahii aleyhi ve 
sellemi dahi mur§idsiz birakmayan Allah Teala biz insanlara da nasibi oldu- 
gu yerden bir miir§id ile tecelli etmektedir. 

"Allah Teala insana, Insan 'dan tecelli eder. " 
Allah Teala kuluyla, yine kul ile konu§ur. " 

Nasil aglamayim etmeyim feryat 
Giriftdr-i a§kin bi-nevdsiyam 
Leylinindir Mecnun, §irinin Ferhat 
Bende qehnigdrin mubteldsiyam. 

Ihramcizade Haci Ismail Hakki kuddise sirruhuT-aziz Hazretleri tari- 
kinde vahdet ne§esini bulmu§, terbiyesinde Nak§ibendiyye'den usul, 
Melamiyye'den yoklugu, Mevleviyye'den a§ki, Rabbaniyye'den §eriatin 
titizligini, Bedeviyye'den sirrini ihfa vb, diger me§ayihin vasiflarini cami 
bir hal ve me§rebiyle Allah Teala'ya vasil olan bir mur§id-i kamildir. 

Bizatihi kendi ifadesiyle ihvanma yokluk yolunda ademiyyeti ikmal icin 
gelmis, bir efendi olarak ihfa olmu§ken, O'nun yiice vasiflarini ilan ve teb§ir 
etmek ve haddimizi a§arak tamtmak ifin bir eser viicuda getirmek niyeti 
hasil oldu. Bu niyetle yiiksek nefis terbiyesinin yollannda yiiriimek ifin ki- 
tap hazirlanmi§tir. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Toprak Hazretleri hakkinda yeteri kadar 



-Ke?fu'l Hafa, II, 2185 

-Sultan Veled kuddise sirruhu'1-aziz 



6 — Orhan Baba (Vural) 



12 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

yazili kaynak ve dokuman bulunmadigi gibi, terbiye usulii iizerinde kapsam- 
h bir eser de yok gibidir. Acizane bu yiice §ahsiyet ve erkani uzerine fali§- 
mada biiyiik bir gayret gosterilmi§tir. in§aallah bu tertip affa seza olarak 
eksiklerimizin kabulunii dileriz. 

Binaenaleyh, hakkinda yazili evrakin az olmasini, zatinin ve ihvaninin 
§6hret afetinden sakinmalanna yormak lazimdir. £unku Ihramcizade Haci 
Ismail Hakki Toprak Hazretleri alemlerin Sultani Muhammed Mustafa 

■7 

sallallahii aleyhi ve sellem Efendimiz yaninda isminin anilmasina gonlu 



7 — Kitap icerisinde Rasulilllah sallallahii aleyhi ve sellemin ismi veya O'nun 
hakkinda milstear bir ifade gectiginde kisaltma yapilmadan acik olarak yazilmasma 
dikkat edilmistir. 

"Rasulilllah sallallahii aleyhi ve selleme, namazlarm tesehhtldtlnde ve baska yer- 
lerde salat getirmek mesrudur. Bu durum, Rasulilllah sallallahii aleyhi ve sellemin 
adi, bir kitaba, mektuba, makale vb. seye yazihrken de gerceklesir. Mesru olan, 
Allah Teala'nm bize emrettigini gergeklestirmek igin salat'm tarn yazilmasidrr. 
Okuyucu, gortlnce onu hatirlamalidir. Salatm (s.) — (s.a.s.) — (a.s.) gibi kisaltilarak 
yazilmasi uygun degildir. Bunda ytlce Allah Teala'nm "Ona saldt getirin ve samimi 
bir §ekilde seldm edin " emrine aykm davranma vardir. 

Mesela, Osmanhcada besmele igin ^ yazilmistir. Bu Arap?ada "O'nun ismiyle" 

diye bir mana ifade eder. 

"Ibnu's-Salah "Mukadimetu ibni's-Salah" diye bilinen "UlumuT-hadis"te soyle 
der: 

"Amldigmda, "Allah Tealu'nin Rasulu'ne salat ve selam olsun" diye yazmaya 
dikkat etmesi ve tekrar tekrar yazmaktan usanmamasi. Ctinkti bu, hadis ogrencileri- 
nin pesinen elde ettikleri kazanclarm en btlytlklerindendir. Bunu ihmal eden, bilyilk 
bir kismetten mahrum olur. 

Bununla ilgili bazi salih rilyalar da vardir. 

Ibnu's-Salah soyle der: Yazarken su husustan sakmmahdir. "Ve sellem= selam 
etsin"i yazmamak suretiyle, onu eksik olarak yazmasi, Hamza el-Kmani sunu anlat- 
ti: Hadisi yaziyordum. Rasulilllah sallallahii aleyhi ve sellemin adi gectiginde ki- 
saltmak ifin "ve sellem"i yazmiyordum. Rtlyamda Rasulilllah sallallahii aleyhi ve 
sellemi gordtlm. Bana: 

"Nigin bana salati tamamlamiyorsun?" dedi. Ondan sonra "Ve sellem" siz hadis 
yazmadim. 

Ibnu's-Salah sunu ilave etti: "Aleyhi 's- Selam" yazilmasi mekruhtur. Allame es- 
Sehavi, FethuT-mughis Serhu ElfiyyetiT-hadis li'1-Iraki adli kitabmda soyle der: Ey 
yazici! "Allah Teala'nm Rasulu'ne salat ve selam olsun"u yazarken kisaltma yoluna 
gitmekten sakm." 

Es-Suyuti de Tedribur-ravi fi serhi Takribi'n-Nevavi adh kitabmda soyle der: 
"Salat ve selami yazarken kisaltma yapntak mekruhtur. Tarn yazilmahdir. " Her 
erkek ve kadm mtiminin gorevi, her zaman Rasulilllah sallallahii aleyhi ve selleme 
salat ve selam getirmeye devam etmek, en iyiyi, ecir ve sevabi artiram istemek, Hz. 
Muhammed Mustafa sallallahii aleyhi ve sellemin timmeti tlzerindeki en onemli 
haklanndan olan bu gibi seylerde, seytam ve onun aldatma ve ktictimsemesini bi- 



Onsoz 13 

razi olmami§tir. Ancak O'nu goremeyenlere sevdiklerinden haberdar etmek 
icin bir kitap hazirlamak gerekli olmu§tur. £unkii yakin bir gecmi§in §ahsi- 
yeti olmasina ragmen (h.y.t. 2 Agustos 1969) hakkinda bir eserin olmayi§i, 
kendisinin de matbu eser birakmamasi gonul sultanini tarih icinde gizlenen 
§ahsiyetler gibi kilmi§tir. Bazi ki§iler ve tarafimizdan hazirlanan eserler ise 
yetersiz kalmi§, yeni ve sjimullu bir cah§ma daha yapilmasi geregi hasil 
olmu§tur. 

Kitap icin daha once hazirladigimiz tezimiz temel kabul edilmi§tir. 
Aynca ihramcizade M.Kazim TOPRAK Efendi tarafindan derlenen Kitab-i 
Gul'li icin hazirladigimiz miisveddedeki bilgiler ile takviye edilmi§tir. 

Tezimizdeki eksiklikler yeni bilgilerle diizeltilmis. ve tecriibesizligimize 
dayanan yorumlanmiza diizeltmeler yapihnis. ve objektif davramlmaya cah- 
§ilmi§tir. £iinku tarafimizi me§gul eden §eylerin diger karde§lerimizi de 
me§gul etmekte oldugunu gordugumuzden duydugumuz ve bildigimiz §ey- 
ler ile bazi konulann afiklanmasina yer verilmi§tir. Bazi yapilan ilaveler 
kitabin asil hedefi olan ihramcizade Haci Ismail Hakki Toprak Hazretlerini 
tamtmaktan 50k bir usul kitabrymis. gibi bir durum hissettirebilir. Ashnda 
kitapta Efendi Hazretlerinin koymus, oldugu usullerin afaki olmadigi 
hakikatle ayni oldugu gercegini ve yaninda ilm-i lediin sirlanni da ogret- 
mektir. Umulur ki, bu ilaveler okuyucu tarafindan dikkatli okunacak olursa 
ilm-i lediin hakkinda hususi bir bilgiye ula§ilacagi asjkardir. Ancak bu bilgi- 
lerin verilmesinde Ihramcizade Haci Ismail Hakki Toprak Hazretlerinin ter- 
biye usulii esas kabul edilmi§tir. 

Aynca yukandaki iki kitabin yaninda cah§mamizi yeti§tirdigi 
miiridlerin goniillerinde, hafizalannda kalan zamana kar§i hala silinmemi§ 
hatiralar ile desteklemi§tir. Bu sebeple bilgilerimizi; roportajlar, mektuplar, 
bantlar, kiifiik notlar ve Ihramcizade Haci ismail Hakki Toprak Hazretleri- 
nin kendi yazdigi §iirler ile temine fali§tik. 

Kitaptaki bilgiler bir deryamn kiyisina attigi for cope tekabiil eder. 
Roportaj yaptigimiz ki§ilerden aldigimiz bilgiler bu zanni bizde meydana 
getirdi. 36 sene icinde bircok ihvanimn Hakk'a yuriimesi, birfok yazilma- 
mi§ hadiseleri topraga gomdii. Bu sebeple ihramcizade Haci ismail Hakki 
Toprak Hazretleri hakkindaki bilgileri yeteri kadar aktaramamamn ozriinu 
de beyan etmek durumundayiz. 

§u husus unutulmamahdir ki, kitapta gecen biiyiiklerin soz ve hallerin- 
den bahseden kelamlar ve benzeri §eyler, bizlerin ula§amadigi birer hakikat 
olmasi nedeniyle, kendimizin de bir hissesi olmadigi §eyleri yazmaktan ne 

rakmaktir." (Yahya B. Musa Ez-Zehrani, Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve 
sellemin Ummeti Uzerindeki Hakki, s. 22) 

8 — ALTUNTA§, Ismail Hakki, Naksibendi §eyhi Ismail Hakki Toprak' in Hayat 
ve Menakibi (Yaymlanmamis Lisans Tez) A.U. Ilahiyat Fak. 1992, Ankara 

9 — TOPRAK, Mehmet Kazim, 2002, Sivas 



14 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

hasil olacak gibi bir du§unce akla getirirse de sozumuz yagmurun yagarken 
iyi ve kottiyu ayirmadan her §eye yagmasi gibi kabul ederek, Allah Tea- 
la'nin buyiiklerimiz vasitasiyla bir liitfu ihsanidir deriz. 

"Kendisini adam sansinlar diye dervislerin bir hayli sdzuntt galmis 

^ » 10 
girpmistir. 

Onlann haline kavu§mak nefsimiz icin imkansiz bir durumdur. Acizane 
nefsimizi onlann ayaklan altina siirmek bizim icin §an ve §ereftir. Itikadimiz 
ve imanimiz bu §ekildedir. Ancak birini tanimanin §arti bilmektir. Ehlullahi 
bilmekte yine birbirleri ile ayni zamanda ya§amami§ dahi olsalar yine 
ehlullah tarafindan olur. Onlan onlarla afiklamaktan ba§ka faremizde yok- 
tur. 

"Veliyi me§hur eden yine velidir. Veli, kime dilerse nasip verir. " 

"Sen yoksa velilerin yuzunu de bizim gordugumuz gibi midir sanir- 

•>» 12 
sinr 

"Bir veli sana gayb'a ait yttz binlerce §eyi, ytiz binlerce sirri apagik 
soylese bile, 

Sen de o anlayi§, o bilgi olmadikga yine fvjkiyi odagacindan ayirt ede- 
mezsin. 

Veli, kendisine deliligi perde etti mi, ey kor, sen onu nasrf taniyabilir- 

• ill) 1j 

sin? 

Insan-i Kamil ifin verilecek diinyevi riitbe ve makam noksanhktan ba§ka 
bir emare te§kil etmez. Onlar Allah Teala'ya ve insanhga kar§i gorevlerini 
en yiiksek mertebede ikmal eylediklerinden, noksanhgimizla onlann hakkin- 
da kelam etmemiz bir turlu hatayi fagri§tirdigindan buyiiklerimizden affimi- 
zin talebini niyaz ederiz. Tevfik Hakk'dandir. 
Ves'selamu ala men ittebea'l Huda 

16.12.2007 

Ihramcizade 

Haci Ismail Hakki 

AITUNTAS 



10 — Mesnevi, c.I, b. 2274 
n — Mesnevi, c.II, b. 2349 
12 — Mesnevi, c.IV, b. 3473 
13 — Mesnevi, c.II, b. 2344-2346 



BIRINCI KISIM 



KUTBU-L IR$AD KUTBU-L AKTAB 
GAVS-UL AZAM MUR$ID-i KAMIL 



IHRAMCIZADE 
HACI ISMAIL HAKKI TOPRAK 

kuddise sirruhu'l-aziz 



(HAYATI, ESERLERI VE TESIRLERI) 



16 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Kabettt 'l-u^ak ba$ed in mekant 
Her ki, na-kes anted inca fjod tentant 

14 



GiRis 




*-S 



^?r\j>jLMji^>^aj^\^Js'j x>J- [Aj^y. ^Js- j$^\jt$^\j^[A\^ l/ .<& j*£\ 



Mtir§id-i kdmil olunca nd-ydb (olmayinca) 
Sana mtir§id yeti§ir §imdi kitdb. 

Insandan maksat ancak insan-i kamildir. Insan-i kamil, Hakk ve 
hakikate vesiledir. O alemin nurudur. O Allah Teala'nin tecelli sureti ve 
alemin hakikatlerini kendinde toplayandir. 

Insan mazhar-i tam'dir. Yani, Hakk'm butiin kudretlerinin zuhuruna mahal 
olabilecek mahiyettedir. 

Insan-i Kamil Beytullah'dir. Butun ilahi isim ve sifatlann ahkami, fiille- 
ri ondan zahir olur. Allah Teala aleme onun nazanyla bakar ve onun mevcu- 
diyeti ile merhamet eder. 

Insan-i Kamil' in kemali yalniz ilmen degildir. O Allah Teala'nin zatinin 
birligini ke§fiyle idrak eden kimsedir. 

"Insan-i kdmil'den daha milkemmel bir mevcud yoktur. Bu diinyada, insan- 
lar arasmda olgunluga, mukemmellige ulasamayanlar, bir hayvdn-i ndtik (konu- 
san hayvan)'dir; herhangi bir suret'in cuz'iidur; insanlik derecesine ulasamaz. 
Aksine onun insanliga nisbeti, bir olil'nun insanliga olan nisbetidir. §u halde o, 
hakiki manada degil, seklen insandir...." 

"Masivallah'da Allah Teala'nin golgesi, insan-i kamil'dir... " 



14 — (Bu makam asiklarm Kabesi oldu. Buraya noksan gelen tamamlamr) 

15 — Sozliikte, olgun, ergin ve ilstun insan demektir. Istilahta ise, Allah Teala'nin 



zat, sifat, isim ve fiilleriyle en mukemmel bicimde kendisinde tecelli ettigi insandir. 

16 -Sel 
1998, s.74 



16 — Selim Divane, Sadiklarm Milskillerinin Anahtan, Ahmed Sadik Yivlik, 1st, 



Menakib 17 

"insan-i kdmil, O'nun suretinde yaratilmistir..." 

"Yaratiklar konusunda meleklerden daha sereflisi yoktur. Bununla beraber 
Allah Teala, kendi isimlerini ona ogretmekle, insdn-i kdmil 'i, meleklere iistiin 
kilmistir.." 

"Allah Teala, insdn-i kdmil 'i yaratmca, ona ilk akil mertebesini vermistir..." 

"Allah Teala'yi ancak insan-i kdmil bilir. Qunkii o, Allah Teala'nm tecelli 
ettigi yerdir." 

"Insan-i kamil'in ehadiyetini, Hakk'in ehadiyeti ile carptigm zaman, sende 
ancak bir ehadiyet kahr..." (1 x 1=1) 

"Insdn-i kdmil, ferdiyet'de ilkdir..." 

"insdn-i kdmil ki, kendi zatryla Rabb'ine delalet eder... Iste bu insan-i ka- 
mil, hedef itibariyle evvel (ilk), fill (eylem) bakimmdan dhir (son); harf (soz) 
itibariyle zahir (acik) ve mdnd itibariyle de bdhn (gizli)'dir. Ve o insan-i kamil, 
tabiat ve akil arasim bir araya getiren, toplayandir. Cisimlere hakim olan mad- 
delerden tecerrild dahi onda bulunur. Oysa bu, ondan baska yaratiklarda yoktur. 
Allah Teala'nm alem'deki hilkmil, insdn-i kdmil ile zahir olmustur.." 

"insan-i kdmil, kainata Allah Teala'nm gozil ile bakar. Bir kudsi hadisde 
Allah Teala der ki; Ben onun gordugil gozuyum..." 

"Insan-i kamil, kendi basma bu alemdeki gayedir. Bu mukemmellik, Hz. 
Adem 'de zahir olmustur..." 

"insdn-i kdmil, ancak Hakkin sureti'yle kemale ermistir. Tipki, yaratihsi 
tarn olmasa dahi, ancak oraya bakan bir kimsenin suretinin tecellisi ile kemale 
eren bir ayna gibi.." 

Boylece "Allah Teala, Insan-i kamil'i kendi suretinde yaratti. Ve onun mer- 
tebesini melekler'e tarif etti. Ve onlara haber verdi ki, insan bu alemde Allah 
Teala'nm halife 'sidir Goklerde ve dilnyada bulunanlarm hepsini, onun emrine 
musahhar kildi. Hakk bundan sonra da kendisini gizledi. Qilnku kendisine halef 
olacak kimsenin zuhuruyla, naib'in artik bir hilkmil yoktur... Allah boylece, 

17 

gozler den gizlendigi gibi basiret'lerden dahi gizlendi. 

insan-i kamil nefsin tehlikelerinden kurtuldugu ifin ihlasi biiyiik iksir 
gibidir. Bir ameli yuz bin amel yerine gefer. 

Insan-i Kamil bin diinyaya deger. Misk kokusu gibi, diger kokulardan 
kuvvetlidir. 

Insan-i kamilin izinde olanlar ve siiluk gorenler bu geli§meye ve kemale 
mazhar olurlar. Bu nedenle; 

Qok az kisi ise, insanhgm en serefli, en ytlce mertebelerine ermis kamil ve 
mtikemmil, all zevata kavusmak, onlarm milbarek ellerini opilp himmetlerini 
kazanmak, onlarm gilnes lsigi gibi olgunlastinci nazarlan ve sohbetleri ile kimi 
az, kimi daha 90k olctide nefislerini tamyip terbiye edebilmek mazhariyetine 
kavusurlar. Ahmed Amis kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri tarikat ehli i9in bu- 
yurdu ki; 

"Yedi gobek yukardan, yedi gobek atjagidan kabul edilmif bahtiyar kul- 



-KEKLlK, Nihat, El-Fiituhat El- Mekkiyye Knterlen, 1st, 1990, s. 438 



Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



lardir. Derece derece, bu kisilerden kimi bilir, kimi bulur, kimi olur. En az 
nasibdar olani bile, bu yiice zevatm nazarlanna mazhar olduklan icin akibetleri 
Insaallah hayra cevrilir. 

insanin kemali de Allah Teala'yi, nefsini ve Insan-i kamili tanimasinda- 
ki kemale baghdir. 

I§te bu eserin esasen mevzunu olu§turan bu yolun esas gayesi de nefsi 
terbiye etmek ve kalbi safla§tirmaktir. 

Ehl'u-llah bir nuru hakikattir. Bu nura pervane olanlar sonunda vuslat 
§arabini icerler. Bu sebeptendir ki, Cuneyd-i Bagdad! kuddise sirruhu'l- 
aziz Hazretlerine sormu§lar; 

"'Evliyanin sozleri ve hikdyelerinden bir menfaat temin edilir mi? 

"Evet. Bu yolda sabirh olmak, mii§ahede ve kuweti kalb husule getirir. 
Kur 'an-i Kerim 'de "Biz sana Peygamberlerin kissalanni anlatarak kalbini 
tatmin ve tespit edecegimiz her ce$it kissayi sana anlatiyoruz" buyrulmadi mi? 



— GUNEREN, MEatih, Halvetiyye-i §abdniye Azizdnin Hikmetii Sozleri ve 
Hahralarim, 1st, 2003, s. 2 

19 — Kaddese'llahii sirrahu'l aziz- Kuddise Sirruhu'l Aziz: 

Daha 90k Allah Teala'nm sevdigi kullar olan evliyadan birinin ismi anilmca ve- 
ya yazilmca, onun sirri (ici) temiz ve milbarek olsun manasma soylenen veya yazi- 
lan dua, hilrmet ve saygi ifadesi. 

Iki kisi ifin "Kuddise Sirruhuma" ikiden 90k ifin "Kuddise sirruhum" denir. 

Tezkiretil-1 Evliya'da "Sim olmayan muzirdir" ibaresi gecmektedir. 
(Fenduddm Attar, Tezkiretu-1 Evliya, hzl. Silleyman ULUDAG, Bursa, 1984, s.59) 

Gavs-i Hizani kaddese'llahii sirrahu'l aziz buyurdu: "Bir gun seyhim Seyyid Ta- 
ha kaddese'llahii sirrahu'l azizden sordum. Nefahat'te oldugu gibi bazi mesayih igin 
"takdis" bazilan ifin "rahmet" ile dua okunmasmm sebebi nedir? 

Buyurdular ki; "nefsinden tain kurtulan iqin "Kaddese'llahii sirrahu" nefsin- 
den bir sey kalan iqin "Rahmet' ul-lahi Aleyh" diye dua edilir." 

Gavs kaddese'llahii sirrahu'l aziz Hz. seyhinin bu cevabim anlattiktan sonra bu- 
yurdular: 

"Nefsinden tamamen kurtulmak irsadm sarti degildir. Kendisine rahmet okunan 
90k kisiler, irsad makamma gegmis, dogru yol tlzerine ytlrtlmtlsler ve insanlara fay- 
dah olmuslardir." (Gavs-i Hizani Seyyid Sibgatullah-el Arvasi, Minah (Vergiler), 
Istanbul, Arahk 1996, s.55 Minah: 33) 

Evliyaullahm hepsinde bazi hususiyetler oldugu rivayetler arasmdadir. Mesela: 

Ali Usta, Seyh Serafeddin kuddise sirruhu'l aziz Efendiye 

"Senin de boyle bir hassan yok mu Seyhim ? " dedim. 

"Far," dedi. "Nakqibendi meclislerine, bizi anarak diz cokmiiq herkese §efaat 
etmek; ikincisi cocuklara Levh-i Mahfuz 'da kayith olan isimlerini vermek; ucuncusii 
bana ait olan muridanin dmrunii eksik veya ziyade etmek yetkileri, bana verilmi§- 
tir. " (Ali Usta'nm Hatiralan) 



Menakib 19 

Cevabmi vermistir. 

21 

Yazili eserler insan-i kamile bir yoldur. Ancak tasavvuf ilmi ve hakiki 
irfan soz ile tahsil edilmez, konu§an Kur'an-i Kerim olan insandan talim 
olunur. 

Bu a9iklamalardan anlasihr ki; Kamil bir miirside ulasmak, onunla ko- 
nusmak ve sozlerinden istifade etmek gerekli olmakla beraber; boyle birine rast- 
lanmadigi takdirde, gecmis miirsitlerin sozlerinden istifade edebilmek icin ta- 
savvuf kitaplan okumak da faydadan hali degildir, hatta zaruridir. Iste bu turlil 
gortis ve dusunilslerden dolayidir ki, bircok mutasavviflar yazili bir tek satir bi- 

22 

rakmamislar; bir kismi da pek az eser yazmislardir. 

"insanda yenilik meyli bir taraftan ruhun temayullerindeki sonsuzluktan, 
diger taraftan da her gun olu§an hayatin, hadiselerin yenilikleri icinde devam 
edip gitmesinden dolayidir. Devamlihk icinde yenilenme, yenilenme icinde 

23 

devamlihk. I§te nefsin aradigi budur." Hakikate seyr-i siiluk etmek bu 
yolda mur§id veya kitabla olsun gereklidir. Nicin diye bir soru sorulursa, 

24 

bunun cevabi: zamanla insan ashndan yabancila§ir, ashni unutur. Medeni 



^° — Tezkiretil'l-Evliya s.47-Lamii Qelebi, Nefahatu'1-Uns Tercilmesi 
Abdurrahman Cami, hzl. Silleyman ULUDAG, Mustafa KARA, 1st. 1998, s. 148 

21 — Mufti'y-ils-sakaleyn denilen meshur Osmanh seyhillislami ve buytik Turk 
alimi Ibn-i Kemal de kitap okumayi kastederek: 

Cem-i kiitiiple ref-i hucup kabil olmadi; 

Bildim ki, maksut bilmek imifj; okumak degil! 

Ttirkcesi 

(Buttin kitaplarla gizlilikleri kaldirmak mumkiln olmadi. 

Bildim ki, son hedef bilmek imis, okuma da degil.) 

22 — ERGlN, Osman Nun; Bahkesirli Abdillaziz Mecdi TOLUN Hayati ve §ah- 
siyeti, Istanbul, 1942, s: 78-79 (Konu genis sekilde agiklanmaktadir.) 

23 — YAZIR, E. Hamdi, Metalib ve Mezahib, XL VII. 

24 — Ibn-i Haldun demistir ki; "Bu hayatin bir sonucu olarak daima talep ve ihti- 
yaclar arkasmdan kosmak, birbiri ardmca ahaliyi yorar, ilstelik bu tekelluflerin 90k 
olan 9esitlerinden birini elde ettikten sonra, nefis diger fesitlerini de arzu eder. Bu- 
nun tesiri ile risk ve fucur artar, mesru ve gayrimesru yollarla geginme vasitalanm 
elde etmek ilzere turlil garelere basvurur." (CETtN, Mahmut, X Iliskiler, 1st. 2000, 
s.15, Yabancilasma-Insana Karsi Toplumsal Stirec; Dr. Sadik K1I19 Rahmet Y. Is- 
tanbul 1984 sf. 35) 

§ehirliler bu dtlnyamn nimetlerine asm meylettiklerinden, zevk ve eglencelerle 
90k mesgul olduklarmdan ve sehvetlerini tatmin etmeye yoneldiklerinden zamanla 
nefisleri kirlenmis ve bu kirlilik oramnda da iyi ve hayirh seylerden uzaklasmislar- 
dir. Hatta utanma duygulan bile gitmistir. Birgogunun meclislerde, buyilklerinin 
arasmda ve mahremlerinin yamnda son derece cirkin kilfurler ettigini ve utanma 
duygusunun onlan artik bu gibi 9irkin davramslardan ahkoyamadigim gorilrsiln. 
Qilnktl sozlil ve fiili olarak yapa geldikleri firkin ve kottl seyler onlan buna iyice 



20 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

denilen insanlarda dahi yozla§manin olmasi, insanin kendi ba§ina kalmasi ile 
bozulmanin yani nefsani duygulann on plana cikmasi neticesi ile terbiyeye 
muhtac oldugu a§ikardir. Insanin kurtulus. icin kendi ba§ina buldugu careler 
ise, efsanelere ve safsatalara yol acan nedenler olur. 

Neticede insan nefsinin esiri olur. Bir insanin kaybedilmesi nesilleri, ne- 
siller milleti ve devleti yok eder. insam-i Kamiller ise, bu yolda en 50k muh- 
tac olunan zaruri ki§ilerdir. 

Yolcuysan, yoldaysan, sana yol agarlar. 
Yok olursan sana varhkla yonelirler. 

Ztlleyha, her taraftan kapilan kapadi ama Yusuf ta hicbir hareket gorilnme- 
di. Kilit ve kapi tekrar acildi, yol goriindu. Cunkii Yusuf, Rabbine dayanmisti, 
her yana donilp dolasmaktaydi. Alemde bir yank gorilnmemekte ama Yusuf gi- 
bi hayran bir halde her yana kosup gelmek gerek ki, kilit acilsm, kapi gorilnsun, 
mekansizhk size yer olsun. 

Ey imtihan olan kisi, aleme geldin ama geldigin yolu hi? gormilyor musun? 

Sen bir yerden, bir yurttan geldin. Geldigin yolu bilmiyor musun, hayir, de- 
gil mi? 

Mademki bilmiyorsun, yol yok deme. Bu yolsuz yoldan bize gitmek goril- 
ntlr. Rtlyada neseli bir halde saga, sola gitmektesin. O meydamn yolu nerede bi- 
liyor musun? Sen gozunti kapa, kendini teslim et de kendini o eski sehirde gore- 
sin. Fakat gozunti nasil kapatabilirsin ki, ytlzlerce mahmur goz, senin goztlntl 
kapatmadan seni senden almakta. 



ahstirmistrr. (Ibn-i Haldun, Mukaddime, trc. Halil KENDlR, 1st, 2004, s. 163 ) 

"Kotii aliskanliklanmiz, erdemlerimizden daha gabuk kuresellesiyor." (Alvin 
TOFFLER-HeidiTOFFLER, Zengmlik Devnmi, trc. Selim YENiQERi, 1st, 2006, 
s. 112) 

25 — "insam, insanhktan uzaklastirmak; insanin, insan dtlnyasma 'efsane' demek, 
insan ile hayvan arasmdaki farki idrak edememek demektir. 'Insan efsanesini' yika- 
rak, 'hayvan insam' mutlu etmek" gabasma girerler ki, bu, olus geregi imkansiz 
bir durumdur." (CETIN, Mahmut, X Hiskiler, 1st. 2000, s. 15, Kendini Arayan In- 
san; S. Ahmed Arvasi Burak Y. Istanbul b. tarih 5. bs. sf. 150) 

26 — Mesnevi, c.5, b. 1 104-1 1 14 



Menakib 21 

Tasavvufi Hayatin siyasi ve ictimai durumu ve umumi bir bakig 

Allah Teala'ya yakla§mak, onunla manevi baglanti kurmak emeli gercek 
sufiligin ba§langici sayilir. 

Insan iki hal iizeredir. Maddi ve manevi. 

Insanlarin manevi hayati bir butiin olarak incelendiginde ihtiyaclan ile 
olu§mu§ kurumlardan en belirgin olani tarikatlar oldugu goriiliir. Tarikatlar 
dini, ahlaki, mistik ve kiiltiir gibi birbirinden aynlmayan unsurlar icerisinde 
yillarca hayatin icinde bazen sonerek veya ba§ka bir suret alarak siirekli de- 
vam ede gelmi§tir. Yine bazi zamanlarda siyasetin §ekillenmesi, bir devletin 
yikilmasi ve kurulmasina etki edecek kuvveti de bulmu§tur. 

Islam toplumlarma baktigimizda, devlet ile insan iliskilerini dilzenleyen bu 
ara tabakanm genel anlamda ilmmet temeli ilzerinde sekillenmis olan ve birer 
sosyal yapi ve milessese olarak ortaya cikan tarikatlar tarafmdan dolduruldugu 

27 

gorultlr. 

Tasavvufi hayatta XX. yiizyilda tarikatlann durumuna bakildiginda pek 
if acici bir durum goriilmemektedir. Kurulu§u ve kaynagi dinden olan tasav- 
vufun her kurumda oldugu gibi XX. yiizyilda icerigi zayiflami§tir. Oyle ki, 
tasavvufi du§uncede yenilikler kaybolmu§, daha onceki tezler i§lenmeye, 
tekrar edilmeye ba§lami§, sekiiler 28 fikirlerin fikmaya ba§lamasryla da, ta- 
savvufi fikriyatta gerileme olmu§tur. 

Mezhep ayrihklan gibi tarikat feki§meleri de, islam devletleri ve Os- 
manh Imparatorlugu'nun ozellikle gerileme doneminde, devletin f6ku§unu 
hizlandiran ve giderek dinin yozla§masina neden olan sebeplerdendir. Bu 
nedenle on dokuzuncu yiizyildan itibaren tarikatlardaki bozulma hem artar- 
ken hem de fark edilmeye de ba§lami§tir. Oyle ki, ferdi bir kurum olan 
tarikatin, giderek bir devlet dairesi haline gelmesi, §eyhlerin tahsisatla geci- 
nen birer memur durumuna du§mesi, §eyhlikte liyakatin bir kenara birakila- 
rak babadan ogula miras kalmasi, tasavvufi kurumlan ve fikriyati da yiprat- 

. 29 

mi§tir. 



27 — Aziz Mahmud Htldayi Uluslararasi Sempozyum Bildiriler, Ist-Uskildar Beld. 
2006, c. II, s. 15 

28 — Dilnyevi, cismani, laik 

29 — Abdulhakim Arvasi Efendi Hazretleri bu konuda soyle buyurdular. 

"Son zamanlarda, tekkeler cahillerin eline dtifjtu. Dinden, intandan haberi ol- 
mayanlara fjeyh denildi. Din dufjmanlan da, bu fjeyhlerin sozlerini, oyunlanni ele 
alarak "dine hurafeler karifjmifjtir, Islam dini bozulmustur" dedi. Halbuki bozuk 
tarikatgilarin sozlerini, islerini din sanmak, bunlari tasavvuf buyukleri ile karis- 
tirmak gok yanhstir. Dini bilmemek, anlamamaktir. Dinde soz sahibi olmak igin, 
ehl-i Siinnet alimlerini tanimak, o biiyiiklerin kitaplarini okuyup, iyi anlayabilmek 
ve bildigini yapmak lazimdir. Boyle bir alim bulunmazsa, din diismanlari meydani 



22 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



bos bulup, din adami sekline girer. Vaazlari He kitaplan He genqlerin imanini 

qalmaga salduarak millet ve memleketi felakete goturur. " 

*** 

Bir veli, 1 925 yilmda tekkelerin kapatilmasi kararma "Tekkeler kendi kendileri- 
ni kapattilar" seklinde karsihk vermistir. Bundan sonra tasavvuf ve tasavvufcular 
sahnedeki istismarcilardan kurtulmus, fakat asirlarca yanan bu irfan lsigi da sozde 
mutasavviflar ytiztinden resmen sonduriilmustur. Bundan sonra bu is kenarda kosede 
kalan ve sirf Allah Teala nzasi i9in gizli kapakli hizmete devam eden kimselere 
kalmistrr. 

Halveti Seyhi Mehmet Dumlu bu konuda sunlan anlatmaktadir. 

"Kiltahya'da tekkelerin kapatildigi gtlnlerde Halvetiyye Sabaniye mesayihinden 
Seyh Salih Efendinin torunu Seyh Bekir Efendi halkm irsadiyla mesguldti. 

Seyh Bekir Efendi, sohbeti hos, hitabeti akici, bilgisi 90k, ufku genis, kulttirlti, 
natuk Osmanli Tilrkgesi'ne vakif mir-i kelam bir insandi. Halk tarafmdan sevilip 
sayilan bu kamil zat, aym zamanda devlet ricalinin de sevgisini ve saygismi kazan- 
misti. Ozellikle tek partili donemin Ktltahya milletvekili Recep Peker Bey, §eyh 
Bekir Efendiyi seviyor; Kiltahya'ya her gelisinde onu ziyaret ediyordu. Ziyaretlerin- 
de Ankara'dan getirdigi tombeki, ttltiln, vb. hediyeleri sunuyordu. 

1925'te tekkelerin kapandigi o gtlnlerde Recep Peker Bey, Ankara'dan Kiltah- 
ya'ya gelir. Her zaman ki, gibi §eyh Bekir Efendiyi ziyaret etmek ister. Ancak bu 
sefer icinde bir ukde vardir: 

"§eyh Efendiyi ziyaret etmesine edecegim, amma tekkelerin kapatilmasina acaba 
§eyh Efendi ne der? Sizin ba§ka i$iniz yok da bizim tekkeleri kapatiyorsunuz bir 
daha ziyaretime gelmeyin mi der; yoksa beni huzuruna kabul edip eskisi gibi sohbet 
mi eder? " 

Recep Bey, bu rahatsiz edici dtlstlnceler icinde §eyh Efendiye ziyarete gider. 
§eyh Efendinin dervisleri, Recep Bey 'in geldigini haber verirler. §eyh Bekir Efendi, 
Recep Bey'i gtller ytlzle ve daha onceki gelislerinden daha neseli karsilar. Hatta 
tekkelerin kapatilmasi mevzuuna bile deginmez. Sonunda Recep Bey, kendisine 
tekkelerin kapatilmasina yonelik bir soru sorulmamasma dayanamaz ve §eyh Bekir 
Efendiye: 

"§eyhim ne dersiniz biz tekkeleri kapattik? " der. Bu sual karsismda §eyh Bekir 
Efendinin tebesstim ederek kendine ozgtl yoresel agziyla verdigi cevap 90k ilgin9tir 

"Ooo imanim! O emri, biz gece 12.00 'de verdik. Siz gunduz 12.00' de kapatti- 
niz. O emri, size biz verdik. fHinkii dervisler, corbaya pilava asik oldu. Gerqek Hak 
asiklari azinhkta kaldi. Bizler, corba pilav asiklarina zahiri kapiyi kapattik. Ger- 
qek Hak asiklarini da goniil tekkemize aldik" der sonra elini kalbinin usttine koya- 
rak: 

"Recep Bey, Recep Bey! Buraya kilit kiirek yanasmaz. Vakit saat geldiginde 
biz, onlari goniil tekkemizden yine zahire qikaririz ve tasavvufu sayilamayacak 
kadar qok biltun ozellik ve giizellikleriyle tekrar ortaya koyariz. §imdi bekleyiste- 
yiz, deyip bunun suilnat-i ilahiyye oldugunu, Allah Teala'nin emir vermeden ve 
murat etmeden bir yapragin bile kimildamayacagini biliriz. " (SIR, Ayse Nur; Bat- 
mayan Giine§ Devam Eden Golgeler, §eyh-i Halveti Mehmet Dumlu kuddise 
sirruhu, Istanbul, 2005, s. 269) 

Tabii ki, bu ifade edilenler yalmz Ttlrkiye i9indir. Diger tllkelerdeki problemler 



Menakib 23 

Hakiki tasavvuf ehli de kurunun yaninda ya§in yanmasi gibi en buyuk 
darbeyi, nakis ehl-i tarik, tekke, zaviye ve muntesiplerini siyasi emellerine 
alet eden bir takim siyaset cambazlanndan yemi§tir. 

Gercek islam tasavvufuna kar§ihk son asirlarda meydana gelen cokuntii- 
yii aci bir dille yeren bir zat §6yle demi§tir: 

Tasavvuf bir hal idi, bir kdr oldu. 

Tasavvuf bir fedakdrhkti, bir kazangyolu oldu. 

Gizlenmekti, sohret vesilesi oldu. 

Eskilere uymakti, gegim yolu oldu. 

Gonulleri dbdd etmekti, gururu oksamak oldu. 

Zdhidlikti, sefahat oldu. 

Ahlakti, ahlaksizlik oldu. 

Kanaatkdrhkti, israfgihk oldu. 

Tecerruddu, ekmek pesinde kosmak oldu. 

Cumhuriyetin 1923'te kurulmasi 30. 1 1. 1341/1925'de kabul edilen 677 
sayih "tekke ve zaviyelerle tilrbelerin kapatilmasi ve turbedarhklarla birta- 
kim unvanlarin men ve ilgasina dair kanun "la ve yeni devletin laik oldugu- 
nun anayasaya konmasi, bu anlatilan sikintilan bicak gibi keserek sikintilan 
tarihe gommu§tur. Ancak devletin yeni ilkesinin yorumu da ayn bir karga§a 
ve bo§luklar meydana getirmi§tir. A§agidaki ahntilara bakihnca da sonuclan 
cok garib tezahur etmi§tir. 

Sonra 3 Mart 1924 tarihli "Tevhid-i Tedrisat" kanunuyla, "Maarif Vekaleti 
Yilksek diniyat miltehassislan yetijtirmek tlzere Darillfununda bir Ilahiyat fa- 
killtesi tesis ve imamet ve hitabet gibi bidemati diniyenin ifasi vazifesiyle mtl- 
kellef memurlar yetijtirilmesi i9in aynca mektepler acacaktir. Milli Egitim Ba- 
kanligmi, adeta "Hz. Ali kerremallahil veche-Muaviye radiyallahil anh ihtilafm- 
da oldugu gibi" hakem kabul etmi^ti de, o da din adi altmda ne kadar mektep 
varsa hepsini toptan kapativermij, hem de bir hafta ifinde kapilanna kara kilidi 
asmi§ da gidivermijti. Kanun yururlilkten kaldmlmadigi halde; din okullan ac- 
maga tam 27 yil yana§mami§ti.. Fakat oyle gilnler oldu ki, bir koydeki cenazeyi 
dini merasimle mezara gomebilmek igin, obilr koyden imam getirme zorunlulu- 
gu dogmujtu.. Maddeten bitkin hale geldigi gibi, manen de bitmi§ idi tllke 
akimlar ortaya gikmijtir. 

Milletin manevi doktora olan ihtiyacim onlemeye kimsenin gucil yetmedi. 
Din ogretiminin yasaklanmasryla illkenin dort bir bucagmda iyi, ya da kotil ni- 
yetli bir nevi tarikatler ve jahislar harekete gecmi§, Nurculuk, Silleymancilik vs. 
gibi turlti akimlar ortaya cikmistrr. 

Kimsenin agikfa, dini diyaneti savunmasi soyle dursun; Allah Teala'dan ve 



de bu son tic asirda baska baska sekillerde kendini gostermistir. Sanki bu fozillme, 
safiyet bozulmasi, Islam aleminin her tarafmda birbirine benzer olarak kendisini 
gostermistir. 



24 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Rasuliillah sallallahil aleyhi ve sellemden bahsedenler bile suclamr olmustu.. 
Ama din aleyhinde yakasi acilmadrk sozler, kilfilr ve hakaretler serbest!.. 

Mukaddesatimiz artik Ali Fuat hocanm deyimiyle; sahte tabiblerle, kilfilr 

30 

ehli arasmda top gibi bir oyuncak olmustu. . 

"Bircok camiler camilikten cikanlmis, hangar haline getirilmis, ahir olmus, 
Yahudilere, Ermenilere satilarak sarap deposu yapilmisti." "Boylece memleke- 
tin her tarafmda ytlzlerce, binlerce cami yiktmldi, satildi, depo ve ahir yapil- 

d!." 31 

"1946 secim kampanyasmdan cogunlukla secilip gelen CHP milletvekilleri 
bozuktular. Parti, ilk defa milletten bir zilgit yemis, sarsilmisti... Uzun bir Tek 
Parti devrinin biriktirdigi hosnutsuzluk yaygmdi. Denilebilir ki, halkm bir nu- 
marah yakmmasi din hizmetleri ve din ogretimi bahsindeydi. Vatandas: "Oltl 
yikayacak adam bulamryorum" diyordu. 

imam Hatip mektepleri kapatilmis, uzun yillar din adami yetismez olmustu. 
Bes ayet ezberleyen din adami geciniyor, onlara da "hademe-i hayrat" adi veri- 

32 

liyordu....Nihayet, uzun yillardan beri okullanmizda din ogretimi yoktu." 

Dergahlar ortilleli alti sene oldugu halde, hala dervijlerin tekke gatisi altma 
girip girmedigini kontrol eden ve yasaklarm tatbik olunup olunmadigim takibe 
memur edilen kimseler, bu kontrole bir teror ve baski manzarasi vererek alakah- 
lan rahatsiz etmeye devam ediyorlardi. 

Semahanemiz ve mujtemilati, vakif olmayip Hocamizm kendi maddi im- 
kanlanyla kurulmuj olmasi sebebiyle sahibine iade edilir edilmez icinde tadilat 
yapilarak mesken haline sokulmu§ bulunuyordu. Buna ragmen yine de tadsiz ve 
yersiz bir takibat devam ediyor, adeta tic ytiz ktisur Istanbul dergahi, bir dusman 

33 

kalesi gibi disandan gozlenmekte bulunuyordu. 

Hususi surette gocuklarma din dersi, Kur'an-i Kerim dersi vermek isteyen 
Musltimanlarm evleri basihyor, mabetleri basiliyor, Kur'an-i Kerim okutan, din 
dersi veren hocalan polisler yakahyor, ctlrm-i meshud mahkemelerine sevk edi- 
yorlardi. Hatta, hatta.. O derece ki, — halkm anlattigma gore — Bursa'da polis- 
ler kapilan dinliyor, icerden Kur'an-i Kerim sesi gelen ev sahipleri dini tedri- 

34 

satta bulunmak sucu ile sorguya cekiliyorlardi. 

Neticede insanlar o hale gelmislerdir ki, evlerinde ytlksek sesle Kur'an 
okumaktan gekinmektedirler. 

Mus'ta 90k muhterem, alim bir zat vardi. Velkanli Hoca Mehmed Efendi. 
Komsusu ile arazi ihtilafi bulunmaktaymis. Bu ihtilafi lehine halletmek isteyen 



30 — §enocak, Kemaleddin, Musltimanlar Arasmda Bir Garib Yolcu, 1st, 2004, 
s,94 

31 — Esref EDIB, KaraKitap, 1st, 1972, s. 32 

32 — KABAKLI, Ahmet, Temellerm Durusmasi, 1st, 2000, s.209 

33 — Ken'an Rifai, Sohbetler, hzl: Samiha AYVERDL 1st, 2000, s.270 



34 



-Esref EDIB, KaraKitap, 1st, 1972, s. 25 



Menakib 25 

komsusu gidip sikayet eder. Bu hoca cocuguna Kur'an ogretiyor der. Mus carsi- 
si o zaman ktictik bir carsidir. Hoca camiden eve, evden camiye giderken btittin 
carsi kalkar htirmet ederdi. Vali, cocuguna Kur'an ogretiyor diye Velkanli Hoca 
Mehmed Efendi'yi iki ay hapse mahkum eder. Bununla da yetinmeyip sirtma 
bir jandarma bindirir. Bir jandarma da o uzun beyaz sakalmdan cekerek carsmm 
icinde gezdirir. 

Kibns'ta dahi bu turlii olaylar ya§anmi§tir. 

Sonucta bahsedilen kanuna tepki olarak 1924 yilinda kurulan Terakki- 
perver Cumhuriyet Firkasimn sozii edilmeyen bir tepki biciminde tiizugune, 
"Firka, eflcdrve itikadat-i diniyeye hurmetkdrdir" firkasi koymasi; 

13-14 §ubat 1925 Palulu §eyh Sait'in isyan etmesi ve devlet eli ile bas- 

37 

tinlmasi; 

22 Arahk 1930'da Menemen'de Dervi§ Mehmet 'in isyamnda yorede 
2200 ki§inin tutuklanmasi, §eyh Esat Efendi 'nin zehirlenmesi, §eyh Halit 
ve Hoca Saffet Efendi gibi zatlann asilmasi ile noktalanmi§tir. 



35 — APUHAN, Recep Stikrti, Oteki Menderes, 1st, 1997, s.19 

36 — §eyh Nazim Kibnsi kuddise sirruhu'1-aziz, (Kibns'm Larnaka jehrinde 21 
Nisan 1922 (26 §aban 1340) Cuma gunti dogdu. Soyu, baba tarafmdan, ehl-i beyte 
ve Gavs-i azam Abdtllkadir Geylani kuddise sirruhu'l-azize ulasir, anne tarafmdan 
ise, Mevlevi tarikati kurucusu Mevlana Celaleddin Rumi Hazretlerine dayamr.) 
Kibns'ta Islami egitimi ve manevi terbiyeyi yaymaya basladi. Bir9ok insan gelip 
Naksibendi taiikatmi kabul etti. Maalesef bu zaman, dinin Turkiye'de kisitlandigi 
bir zamandi ve §eyh Nazim Kibns Tilrk toplumunda yasadigi i9in orada da dini 
ibadetler kisitlanmisti. Ezam Arapga okumak yasakti. 

Dogdugu yere gittiginde yaptigi ilk sey camiye gidip Arapga ezan okumak oldu. 
Hemen tutuklamp bir hafta hapis yatmak zorunda kaldi. Serbest kalir kalmaz Lefko- 
sa btlytlk camisine gidip minaresinde ezan okudu. Bu olay, resmi makamlan 90k 
kizdirdi ve aleyhine dava actilar. Mahkemeyi beklerken buttin Lefkosa ve yakm 
koyleri dolasip minarelerden ezan okudu. Neticede, aleyhine toplam 114 dava acildi. 
Avukatlar, ezan okumaktan vazgecmesini tavsiye etti fakat o, "Yapamam, insanlarm 
ezam duymasi lazim." Diyordu. 

Davalarm okunma gtlntl gelmisti. Eger yargilamr ve suclu bulunursa 100 yil tlze- 
rinde hapisle cezalandmlacakti. Aym gtln, Turkiye'den segim sonuglan geldi: Ad- 
nan Menderes yeni basbakan segilmisti. Basbakan olarak ilk isi btlttln camileri acrp 
Arapga ezan okunmasma izin vermek oldu. Bu, Btlytlk §eyh (§eyh §erafeddin 
kuddise sirruhu'1-aziz) Efendinin bir kerameti olmus ve §eyh Nazim bu sayede 
serbest birakilmisti. http://www.naksibendi.net 

37 — Fethi Okyar, 1925 §eyh Said hadiselerinde basvekildir. Isyan bahanesi ile 
halk tenkil edilmek istendiginde Fethi Okyar itiraz ediyor. Bu bir zabita vakasidir. 
Bu sekilde halkm tlzerine gidilmemelidir. Mesele stlkunet ve suhuletle halledilmeli- 
dir diyor. Bunun tlzerine Ismet Pasa gagnhyor. Kendisi ile gortlstlltlyor. Fethi Bey 'in 
yapmak istemedigini kabul ediyor. Halki Ismet Pasa tenkil ediyor. (APUHAN, Re- 
cep Stlkrtl, Oteki Menderes, 1st, 1997, s. 18) 



26 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Fakat bu isyanlann Kurt isyanlan §ekline girmesi, Ingilizlerin kan§tigi 
§iiphesi olaylan daha da buyutmiis. bir ba§ka boyuttan sikintiyi ikiye katla- 
mi§tir. 

Aynca §apka kanunu ilan edilmi§, degisjm unsuru olmus. ce§itli §ekiller- 
de agirhgini toplum iizerinde hissettirmis. ve neticesi ise, sikintilar dogur- 
mu§tur. Ancak gayr-i muslimler iizerinde bu kanun ise, uygulanmamak- 
taydi. Bu da ba§ka bir gariplikti. 

Genclerimizin bere giyen bir Prof.u ayipladiklanm herhalde gazetelerden 
okumussunuzdur. Eger, haber dogruysa cidden uziilmemek elde degil. Baska 
milletlerin aya roket firlattiklan bir cagda, bizim gencligin elalemin bajmdaki 
bereyle ugrajmasi ne kadar hazin.. 

Evet, bere denen §u Avrupali serpu^un bir zamanlar tllkemizde yasaklandi- 
gi, giysilerin polis takibine ugradigi da cilmlenin malumudur.. 

Bu vesileyle, vaktiyle Istanbul'da gegen bir olayi okuyuculanmizm ibret 
nazarlarma sunuyoruz. Vak'a orkestraya mensvib bir viyolonistin bajmdan ge- 
9er. §imdi yajamayan bu zat, o yillarda bir dostumuza §unlan anlatmijti. 

"Bilirsin, ben hep bere giyerim. Siz bere giymekten korkarsmiz, ama ben 
asla cekinmem. Sizi Ticani diye yakalarlar, fakat benim kilima dokunamazlar. 
Nedenine gelince, sabret de anlatayim: 

Diln ak§am eve donerken, yolumu kesen iki polis bana: 

— Bu ne bicim kiyafet? Dediler. Sirtimda palto, elimde keman, kilik kiyafe- 
timde bir tuhaflik goremiyordum. §askmlikla: 

— Ne var ki? Dedim. 

— Daha ne olsun? Bere giymissin, bere!. Berenin yasak oldugunu bilmiyor 
musun? Sen de mi Ticanisin yoksa? 

— Ben ne Ticaniyim, ne de berenin yasak oldugundan haberim var.. Fakat 
polisler bir turlti yakami birakmadilar. Israrla dayattilar: 

— Bere giydigine gore, sen Ticanisin, gericisin! Niye sapka giymiyorsun? 

Dogrusu hayli korkmustum. Allah Teala'dan karakoldan evvel iglerinden 
biri: 

— Adm ne senin bakahm? 

— Yetvart Margosyan, dedim. Saskmhk sirasi onlara gecti de ytlzytlze bak- 
tilar. . 

— Vayy ! Sen Ermeni misin? Diyerek derhal yammdan uzaklastilar. . . 

Binaenaleyh 1945'te 50k partili doneme gefi§le dinin ya§atilmasi ifin 
faaliyetler yeniden canlanma gostermi§, 14 Mayis 1950'de Demokrat Par- 
ti'nin iktidara gelmesi ile dini hayatta siikunetin olu§masini saglami§tir. Bu 
arada bircok tiirbeler yeniden faaliyete acilmi§, Tiirkfe ezanin yaninda 



38 — Senocak, Kemaleddin, Milslumanlar Arasmda Bir Garib Yolcu, 1st, 2004, 



s,157 



Menakib 27 

Arapca okunmasina izin cikmi§ti. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Toprak Hazretleri o gunlerin durumu 
hakkinda buyurur ki; 

"Demokrat Parti ehveni (daha hafifi) §erdir. Iki muslumanin birbiri 
ile konwjmasina musaade etti, onceden iki ki§inin yan yana gelip konu§- 
masi mttmkun degildl " 

Kisaca anlatmaya cahsTigimiz sikintih, kan§ik, neyin ne olacagi belli 
olmayan devirde ya§ayan Ihramcizade Haci Ismail Hakki kuddise sirruhuT- 
aziz ihvani ile fazla yara almadan geci§tirmi§tir. 

42 

Ihramcizade M. Kazim Toprak Efendi o giinleri mulakatimizda §6yle 
aktardi. 

"Sivas 'tan ba$ka bir vilayete babam ziyarete giderken emniyetten en 
fazla tig veya dort gtin izin (mtisaade) ile gidebilirdi. Yazmi§ oldugu Mevlid- 
i §erif emniyetge haber ahninca mevlidi istinsah igin verdigi Abdurrahman 
Hoca adi ile bilinen zatin yazdigini soyleyerek, 

"Ogul hile-i §er'iyeye ba§vurarak kendimm kurtardik" demi^tir. Bu 
nedenle iki ay sabahtan ak$ama kadar Efendi Babamin ktittiphanesindeki 
kitaplar incelemeye tabi tutulmu^tur " 

ihramcizade Haci ismail Hakki Efendi Hazretleri bu sikintilardan dolayi 
1938 yihnda goc icin hazirhk yapmis, ve hicret etmeye varacak kadar niyet- 



39 

— Tiirk9e Ezan Uygulamasi 



1931 yihnin Aralik aymda, Mustafa Kemal Atattlrk'tln emriyle dokuz hafiz, 
Dolmabahfe Sarayi'nda ezanm ve hutbenin Ttirkcelestirilmesi galismalarma basladi. 
Kur'an-i Kerim'in Ttirkce terctlmesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde Istanbul'da 
Yerebatan Camii'nde Hafiz Yasar (Okur) tarafmdan okundu. Bundan 8 giln sonra, 
30 Ocak 1932 tarihinde ise, ilk Ttirkce ezan, Hafiz Rifat Bey tarafmdan Fatih Ca- 
mii'nde okundu. 3 §ubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi'nde de, Ayasofya 
Camii'nde Ttirkce Kuran, tekbir ve kamet okundu. 18 Temmuz 1932 tarihinde Di- 
yanet Isleri Riyaseti, ezanm Ttirkce okunmasina karar verdi. Takip eden gtinlerde, 
yurdun her yerindeki Evkaf Mudurltiklerine Ttirkce ezan metni gonderildi. 4 §ubat 
1933 tarihinde, mufttiltiklere ezam Ttirkce okumalanm, buna uymayanlarm kati ve 
sedid (kesin ve siddetli) bir sekilde cezalandinlacaklarim bildiren bir tamim gonde- 
rildi. 

18 sene boyunca ezan Ttirkce okunmus, daha sonra Demokrat Parti'nin iktidara 
gelmesi ile 16 Haziran 1950'de ezanm Arapca da okunabilmesine izin verilmistir. 
Ilgili kararla, Ttirkce ezan yasaklanmasa da, Ttirkce ezan okunmasi ttimtiyle 
terkedilmistir. Gunumtizde, serbest olmasma karsm, camilerde yalmzca Arap9a ezan 
okunmaktadir. 

40 — Marasi Ahmed Tahir kuddise sirruhuT-aziz Hazretleri buyurdu ki; 

"Sagin §erri solun haynndan iyidir. " (KUQUK, Hafiz Hasan, Risale Tarikdt-i 
tpabdniye 'de Silsile Evrddve Dua, 1st, 2003, s. 59) 

41 — Ali Eris isimli ihvandan dinledim. 

42 — ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi 'nin oglu 



28 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

lenmi§lerdir. 

Ancak Re§adiye Otelfn&c gordiigii manevi i§aret, O'nu niyetinden 
vazgecirmi§tir. Manasinda kendisine kundak icinde bir cocuk verilmi§, 

"Bu kimdir? " Sorusuna; 

"Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellemdir. Rum 'da O 'nu buyuteceksin. " 

Denilince 15 gun sonra fikrinden vazgecip Istanbul'dan Sivas'a geri 
d6nmii§ler ve manevi vazifesine devam etmi§lerdir. (Bazi rivayetlerde Iz- 
mir'e ugramis. sonra Sivas'a donmu§lerdir.) 

Buna ragmen 1938 yihnda 38 ki§i ile 38 giin ihvanlanndan birkac ki§i 
ile hapis yatmi§lardir. Yukanda da anlatilanlara bakilacak olursa O'nun 50k 
sikintih donemler icerisinde vazifesini yapmaya cali§tigim goriiliir. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin 
Hakk'a yuriimesinden sonra yazilan gazete makaleleri o donemi gozler 
online sermektedir. 

"Qtinkti CHP devrinde her din adamina oldugu gibi Haci Ismail Hakki 
Toprak Efendi Hazretlerine de birqok bash yapihp durdu. Hatta bu son sene- 
lerde bile o qokyasli haliyle Haci Ismail Efendi 'yi Adliye koridorlarinda suriin- 
diiriip durdular. Hem de bir komiinist iftira taktigiyle. " 

"Haci Ismail Efendi Hakkin rahmetine kavustu. Sivas O 'nun sahsinda qok 
seyler kaybetti. 

O tesbihin Imamesi gibiydi. Toplayici, yapici guzellestirici ve huzur verici 
bir sahsiyeti vardi. 

Islam 'a yakin ve bagh olanlar hariq tutulursa, denilebilir ki; O 'nun bu se- 
hirde hiq bir yakini yoktu. Ayni sekilde Islam dusmanlari hariq tutulursa, Onun 
bu sehirde hiq bir diismani da yoktu. Kanunlar qikardmisti. Hiq kimse "BEY, 

EFENDI, AGA, PA§A" gibi milletin ruhunda dilinde ve edebiyatinda yer eden 

,, 45 
kelimeleri kullanamayacakti. " 

Bu garip, bu acayip kanuna ragmen, o, bu sehirde ve butiin qevre vilayet- 

lerde yarim asm asan bir siire iqinde hep "EFENDI" olarak bilindi, hep 

,, 46 
"EFENDI" diye kendisine hitap edildi. " 

Zaman her §eyin ilacidir. 

Zor donemin biiyiik insani devleti ve milletini uzun siire sirtinda ta§i- 
mi§, birbirine ezdirmemi§tir. Yenileyici (Miiceddid) vasfini bidatler cerce- 
vesinden azade tutarak Ehl-i Siinneti ihya etmi§tir. 



i3 -Istanbul -Fatih llgesinde. 



44 — Ergun GOZE, "Sivas'a Bassaghgi Makalesi" 16 Agustos 1 969-Tercilman 



Gazetesi 

45 



46 



-(21 Haziran 1934) Soyadi kanunun kabulil 

-Yavuz Bulent BAKlLER "Ismail Efendi" 4 Agustos 1969-Hizmet Gazetesi 



(Sivas'ta yaymlanmistir) 



Menakib 29 

O'nun icin "Anadolu'ya Isldmiyet'i getiren adam" denildigi gibi O'na 
"Kasketli §eyh " de demi§lerdir. 

Ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri "Benim kasketimi ge- 
tirin, benim bayragim gibi bayrak benim devletim gibi devletyoktur" buyu- 
rarak onlara cevap vermi§tir. Hayati boyunca siyasetten uzak durmus. ve 
"Gardcujlarim! Herkesin bir siyaseti vardir. Bizim siyasetimiz siyasete ka- 
rismamaktir Bu da ayri bir siyasettir" dusturu ile hareket etmis. ve "egri 
ayaga egri ayakkabi yaparlar" buyurarak ince bir siyasetin ornegi olarak 
havas ile avamin birbirine yabancihgini gidererek cemiyet hayatindaki 
ahengi saglami§tir. 

Yukanda anlatilanlardan cikan sonuc §u olabilir. 

Allah Teala ve Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemin sevgisini kazanip 
ya§amak ve ba§kalanna da ya§atmak gayesinden ba§ka niyeti olmayan ger- 
cek tasavvuf ehlinin eskiden oldugu gibi yeni nesilde de hizmetten geri kal- 
mayacagidir. 

Mtikrimin Halil Yinanf'in bu konudaki tesbiti 90k gilzeldir. 

"Eskiden kuvvetimiz tarikatlerden gehnis. Inhilal eden cemiyeti toplamis. 

49 

Mogol istilasinin yiktigim tarikatler toplamistir. " 

Yazan ki§i once yazi yazacagi tahtayi yikar, temizler; sonra ona harfleri ya- 
zar. Allah Teala da once gonlil kan eder, hor hakir gozyajiyla yikar, sonra o 
gonille sirlan kaydeder. Yikamakla, o levhi bir defter yapmak istediklerini bil- 
mek, anlamak gerek. 

Bir evin temelini atacaklan vakit oradaki eski ve evvelki yapiyi yikarlar. 
Sonunda an dura su cikarmak icin once yerden toprak crkanrlar. Qocuklar, ha- 
camattan aglarlar. Qilnku isin hikmetini bilmezler ki, Halbuki adam, hacamatci- 
ya para verir, kan icen hangere iltifatlarda bulunur. Hamal agir yukiln altma ko- 
sar, yilku, baskalarmdan kapar. 

Yilk ifin hamallarm savaslarma bak. Din isinde calisma da boyledir. Raha- 
tin ash zahmet oldugu gibi acihklar da nimetin onudilr. Cennet, hosumuza git- 
meyen seylerle kaplanmis, cehennem de zevkimize giden seylerle dolmustur. 
Atesin ash yas agag oldugu gibi atese yanan da Kevser'e ulasmistir. 



47 — §apka ve kiyafet devrimi (25 Kasim 1925) 03.12.1934 Dinsel kisve giyilme- 
sindeki dtizenleme kanunu. Hangi dine mensup olursa olsun din gorevlilerinin mabet 
ve ayinler dismda dini kisve tasimalan yasaklandi. 

48 — Gunumilzde crkan bazi kitaplarda 9agdasi olan tasavvuf ehli kisilerin hayat 
hikayeleri yazihrken, seyhlerin kasketli fotograflan yeni nesilden saklanmaya cah- 
silmaktadir. Bu yanhs bir tutumdur. Bu hareket saklamrsa ileride aym durumlar 
meydana gelince kisilerde yorum kargasasi meydana gelecektir. Bugtln milntesiple- 
rinin asm sekilde tenkit ettigi sapkamn onlarm basmda olmasi muhakkak oldugu 
bilinen bir gercektir. 

49 — Gilrlek, Dursun, Ayakh Kutilphaneler, Istanbul, 2005 s. 310 

50 — Mesnevi, c.II, b. 1827-1838 



30 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Tarikatlerin Kapatilma Sebeplerine Bir Bakig 

Genellikle velayetin istikamet iizere oldugunu bilmekteyiz. Ancak bu 
giizel yolun miintesipleri son yuzyilda sikinti icinde ve iilkemiz acisindan bir 
istibdat gibi goriinen sikintiya du§mii§ olmasi, yorumu zor gibi gelen bir 
husustur. Goruldiigii iizere tarikatlarda degi§im vardir. Fakat bu degisjm 
bozulma ile sapik firkalar haline dogru giden bir hal almi§tir. Ahlaki ve mis- 
tik bir unsur olan tarikatlar sonunda maas. tahsisati olan devlet kurumlanna, 
insan terbiyesi hedefi iken siyasi ve diger diinyevi emellerin hizmetkanna 
donu§mu§tur. 

Bu nedenledir ki, durum incelendiginde Allah Teala bozulmaya yiiz tu- 
tan dinleri Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemden once yeni bir nebi ile 
giinceller iken, bu ummette yok edip yenisi ile tekrar ba§tan kurmak yoluna 
gitmektedir. Bu §ekilde ancak islam kiyamete kadar baki kalacaktir. 

Insan iizerine inceleme yapildigmda, ah§kanliklanndan vazgecme hali 
hem zor ve zaman almaktadir. Ancak zorlandiginda bir nevi strese girdiginde 
ya tam coku§e ugrar, ya da yeni ba§tan in§a olur. Islam dini konusunda Allah 
Teala'nin teminati var oldugundan bu stres genellikle bir yenilenme olarak 
tecelli etmektedir. Ciinkii insan fitrati Islam'a muvafiktir. Binaenaleyh, mil- 
letimiz hakkinda tecelli eden bu stres, rahmetin celal cihetinden tecellisidir. 
Uzulmemek lazimdir. 

Bu konu iizerinde Ibn-i Haldun mukaddimesinin on dokuzuncu fa- 
sil'inda afikladigi "Bir kabilenin du§kunle§ip zelillegmesinin ve bagkalarina 
boyun egmesinin, onlarin devlet olmasinin onundeki engellerden biri olma- 
si " konusu bu sozlere 50k iyi bir aciklama olacaktir. §6yle ki; 

"Bunun sebebi diljkunlejip zelil olmanm ve bajkalarma boyun egmenin 
asabiyeti ve asabiyetin jiddetini kirmasidir. Zaten bajkalarma boyun egip zelil 
olmak, bunlarm kaybedildiginin bir delilidir. Zilleti kabullenen kendisini sa- 
vunmaktan da aciz kalir. Kendisini savunmaktan aciz olan ise, bir seyi elde et- 
me milcadelesini hig yapamaz. 

Bu husus, israilogullan'nm durumuna bakilarak daha iyi anlasilabilir. Hz. 
Musa aleyhisselam onlara, Allah Teala'nin §am'm hukumranligmi kendilerine 
takdir ettigini haber verip bunun icin milcadele etmelerini isteyince, onlar aciz- 
lik gosterip soyle dediler: 

"Ey Musa! Orada zorba (azgin) bir topluluk var; onlar oradan gikmadik- 
ga biz oraya asla girmeyecegiz" (Maide Suresi, 22). Yani, Hz. Musa 
aleyhisselama ortulil olarak dedikleri suydu: 

"Ey Musa! Allah Teala kendi kudretiyle onlari garpip oradan gikarsin ve 
bu da senin ntucizen olsun." Hz. Musa aleyhisselam, oraya girmeleri icin israr 
edince onlar da inatlarmda devam edip asi oldular ve soyle dediler: 

"Ey Musa! Orada onlar bulunduklari muddetge biz oraya asla girmeyiz. 
Artik sen ve Rabbin gidip savasin; biz burada oturacagiz" (Maide Suresi, 24). 

Onlarin boyle ilrkek bir tavir sergilemelerinin sebebi, ayetlerin aciklamasi- 
nm da gosterdigi gibi, kusaklar boyunca (Misir'da) Kiptilere boyun egmeleri ve 



Menakib 3 1 

onlar karsismda zillet icinde bulunmalan nedeniyle, haklarmi elde etmek icin 
milcadele etmekten aciz oluslandir, oyle ki, kusaklar boyu silren bu zillet nede- 
niyle asabiyetleri tamamen yok olup gitmistir. Bununla birlikte §am'a girip 
hakkiyla milcadele etmemelerinin bir diger sebebi de, Hz. Musa aleyhisselamm 
haber vermis oldugu, Allah Teala'nm takdiriyle §am'm kendilerinin oldugu ve 
orada bulunan Amalikalerm kendileri icin bir av oldugu gercegine tam olarak 
iman etmemeleridir, iste butiln bu sebeplerden dolayi zillet onlarm tabiatlarmm 
bir parcasi haline gelmis, haklarmi elde etmek icin milcadele etmekten aciz 
kalmislar ve nebilerinin kendilerine haber verdigi ve yapmalanm emrettigi seye 
karsi gelmislerdir. Boyle yapmalarmdan dolayi Allah Teala da onlan cezalan- 
dirmis ve Kur'an-i Kerim'in anlattigi gibi kirk yil Misir ile §am arasmdaki Tih 
coltinde hicbir toplumun arasma kansamadan basibos dolasmislardrr. Misir'da 
Kiptiler, §am'da da Amalikalar bulundugu ve iddialarmca onlara karsi kendile- 
rini savunmaktan da aciz olduklan icin, ne Misir'a ve ne de §am'a girebil- 
mislerdir. 

Bir butiln olarak bu ayetlerden anlasilan, Israilogullari'mn kolelikten kur- 
tulduktan sonra kirk yil colde dolasmalarmm bir hikmeti oldugudur. O da su- 
dur: 

Kusaklar boyunca zillet icinde kalmis ve asabiyetleri yok olmus neslin col- 
de kalmacak stlre icinde ortadan kalkmalan ve orada koleligi ve zilleti tamma- 
yan yeni bir neslin yetismesidir. Bu nesil sahip olacaklan asabiyetleri sayesin- 
de, haklarmi elde etmeye ve galip gelmeye gtic yetirebilecektir. Anlasilacagi 
ilzere kirk yil, bir kusagm yok olup, yeni bir kusagm yetismesi icin ihtiyac du- 
yulacak en az silredir. Her seyi hikmetle takdir eden ve her seyi bilen Allah bu- 
tiln eksikliklerden uzaktir. 

Israilogullari'mn bu durumdaki asabiyetin onemi; kendilerini savunmak ve 
haklarmi elde etmek icin milcadele etmenin ancak asabiyetle mtlmktln olacagi 
ve asabiyetini kaybedenlerin btlttln bunlan yapmaktan aciz kalacaklan husu- 
sundaki en acik delili teskil etmektedir. 

Bir kabilenin zillet icinde oldugunu gosteren seylerden biri de onlarm vergi 
ve harac odemesidir. Bir kabilenin birilerine vergi vermesi, o konuda zillete razi 
olmasi demektir. Qtinkti baskalarma vergi ve harac vermekte nefislerin kabulle- 
nemeyecegi bir zillet vardir ve buna ancak oltlmden ve yok olmaktan kurtulmak 
icin katlamlabilir. Bu durum ise, asabiyetin zayif oldugunu ve kendilerini savu- 
nabilmekten aciz oldugunu gostermektedir. Kendilerine yapilan haksizhgi en- 
gellemeye giic yetiremeyip baskalarma boyun egen ve zillete diisenlerin, (ken- 
dilerini savunmamn da otesinde) bir seyler elde etmek icin milcadele edemeye- 
cekleri acrktir. Iste bu ytlzden acziyet ve zillet, daha once de soylendigi gibi, 
devlet olmamn ontlndeki engellerden biridir." 

Bu bahsin bize gosterdigi ana fikir degi§imin gerekliligi zuhur ettiginde, 
tecellisinin celal ve cemal yonunden olmasinin pek onemli olmadigidir. Ol- 
masi gereken ve insanlann layik olacagi §eyin vaktini en iyi tayin eden Allah 
Teala'dir. Din konusunda bir bozulma oldugunda bu durum insanlann eline 



-Ibn-i Haldun, Mukaddime, trc. Halil KENDlR, 1st, 2004, s. 192 



32 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

tam birakilmadigindan daha oncede belirttigimiz gibi Allah Teala'nin 
bizatihi izni ve tasarrufu altindadir. 

Tiirkiye'de inkilaplar hayata gecirilince Efendi Hazretlerine surekli sor- 
maya basTami§lar. Efendi Hazretleri ise, "Mustafa Kemal'in kanunlari Al- 

52 

lah Teala'nin kanunlaridir. Ulu'l emre itaat edin, ulu'l emre itaat far z- 
dir" buyurarak i§in hakiki cephesini beyan etmi§tir. 

Hiilasa, kiyametin kopmasinin ileri bir vakite ertelenmesi bu tiir yeni- 
lenmelerin surekli olmasindandir. 

"Her zorluk arkasindan rahmeti kendine geker. " 

Aynca medeniyetin kendisi olan din surekli olarak Rasuliillah sallallahii 
aleyhi ve sellemin varisleri tarafindan ihyasi ve tecdidi kaderin iktizasidir. 

"Din" kelimesinin mana ve mefhumunu ne kadar yazik ki, tam olarak mil- 
letce anlayamamisizdir. 27 sene Medine'de ve Mekke'de Haremi §erif Miiduru 
olarak cahsmis olan dedem soyle derdi: 

"Evladim "din" in en hakiki ntanasi mefhumu tarifiyine bir kelinte uze- 
rinde (fade edilir "Medeniyet" dir. " 

Bizim dinimizin banisi olan Biiyiik Nebi butiin hadislerinde ve kendisine O 
biiyiik kadiri mutlak tarafindan gonderilen ejsiz kitap Kur'an-i Kerim'de bu en 
gtlzel tarif ve tavsifi ifade ve emretmijtir. Allah Teala Kur'an-i Kerim'in ayetle- 
rinde de bilhassa bir ilim ogrenmeye gali^miz. "Cahil misin, ko§ gabuk okuma 
yazma ogren yoksa benim yanima yaklajma" demijtir. Gorilluyor ki, Medeniye- 



" — "Ahmet Ami§ kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin, yalmz mute^errilerin (§eriat 
ilim sahipleri) degil, bir takim mutasavviflarm bile kolay kolay anlayip hazmedeme- 
yecekleri bircok sozleri agizlarda dolajmaktadir. Ehli ve erbabi bu sozlerin her biri 
icin birer vecih bulmakta iseler de, havsalasi dar bulunanlar turlu tilrlil tefsirlere 
kalkijirlar, aleyhinde atip tutarlar. Bu ttlrltl sozlerden de bir tanesini juraya kaydedi- 
yorum: 

Bir giln yanmda damadi Darulfilnun milderrislerinden Ahmet Nairn (Baban) Bey 
bulundugu sirada huzuruna bir gene gelir, elini oper, karjismda durur. Ahmet Efendi, 
bu gence hitaben: 

"Haydi, git, yine eskisi gibi karhanelerde, meyhanelerde gez, dur. " Der. 

Gene, tekrar elini oper, kalkip gider. Milderris Ahmet Nairn Bey, bu vaziyetler ve 
bu sozler karjismda hayretler ifinde kahr. Bunu anlayan Amij Efendi, onun hayretini 
gidermek i9in der ki; 

"Bunun ayan-i sabite'sinde (Levh-i Mahfuz'da) karhanelerde, meyhanelerde 
gezntek vardir. Nasd olsa bunu yapacak. Ben boyle soylemekle, hie olntazsa 
gunahtan kurtulmu§ olur. £iinkii bu takdirce yaptiklarini entirle yapar. " Bunu 
boylece nakleden tlstat Abdtllaziz Mecdi Efendi, bu §ahsm hala bu yolda gezmekte 
oldugunu soylerdi." (Ergin, O. Nuri; Balikesirli Abdulaziz Mecdi Tolun Hayati ve 
§ahsiyeti, 1st. 1942, si 58) 

Her sey Allah Teala'nin emriyledir. Hakiki manada anlamak icin ilm-i ledtinnun 
bir kisim bilgisine sahip olmak gerekir. 



Menakib 33 

tin en bilyilk mesnedi ve mensei "Din" dir. 

"Medeniyef'i en gilzel ifade eden Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemdir. 
Kur'an-i Kerim'in bir ayetin tefsirinde; 

"Ya Muhammedi! Senden sonra medeniyet mesalesi yakan baska rami 
gondermeyecegim, sen sonuncusun, yalniz bu yaktigin mesaleyi asirlar boyunca 
butun diinyaya nesredecek nebi varisleri gondermeye devam edecegim. fperiat 
koyan yani "medeniyet" prensip, metot ve sistemleri koyacak olan bir rasiil da- 
ha gondermeyecegim. " 

"Fakat buyttk Muhammed sallallahil aleyhi ve sellem He gondermis ol- 
dugu prensip ve metotlari yani vazetmis oldugu ntedeni doktrini nesredecek 

53 

nebi varisleri gonderecegim" denilmijtir. 

Bu sozlerden anla§ilmaktadir ki, dunya ve kainat uzerinde hicbir §ey ba- 
§ibo§ olarak birakilmadigi gibi, sureklide bir yenilenme icerisindedir. 

Allah Teala kullanni gozetir ve yardim edenlerin en hayirhsidir. 



-Berksan, Nazim, Tarafsiz Konu^uyor, 1st, 1960, s.249 



Menakib 35 



BIRINCI BOLUM 



IHRAMCIZADE 
HACI ISMAIL HAKKI TOPRAK 

kuddise sirruhu'1-aziz 



HAYATI 



Menakib 37 

"Haberiniz olsun Allah Teala'nm dostlari vary a! 

54 
Onlara ne korku var ne de onlar uzulecekler'' (Yunus 62) 



A) HAYATI 
I-Be§eri Hayati 

1 — Sivas Vilayeti'nin siyasi ve igtimai durumu ve umumi bir baki§ 

Sivas, Orta Anadolu'da Kizilirmak havzasmm denizden uzak bir yaylasi 
olan, Meraktlm yaylasi tlzerinde, yaklasrk 1275 metre ytiksekliktedir. Merakilm 
yaylasi eteginden itibaren, hafif bir meyil ile algalan zemin tlzerinde ve nehre 3 
km uzaklikta kurulmustur. Meraktlm yaylasi ve dagmdan gelen Murdar ve Kale 
Irmak ile sehrin bir bakima dogu sinirim olusturan Mismilirmak arasmda kalan 
bolge, sehrin asil kurulus sahasim teskil eder. 

Iklimi, bitki orttlstl ve buna bagli olarak mahsulleri, bulundugu sahamn 
sartlanna uymaktadir. Denizin tesirinden uzak ve daglarla aynlmis olmasi sebe- 
biyle, sert bir kara iklimine sahiptir. Sivas sehri yazlan 90k sicak ve az yagisli, 
kislar 90k soguk ve karlidir. Stlphesiz iklim, cografya ve tarih karsilikli olarak 
birbirleriyle etkilesim i9erisindedirler. Tarihi meydana getiren ve cografya tlze- 
rinde yasayan insan, bu sartlara bagimli olarak hayatim idame ettirir. Sivas seh- 
rinin iklim ve cografyasi da aym ol9tlde tarih boyunca bura halkmm hayat ve 
eserlerini etkilemistir. 

Osmanlilar doneminde onemli bir eyalet merkezidir. Tarih boyunca can- 
lihgini kaybetmemi§ ve merkeziyet ozelligini devam ettirmi§tir. §ehir, cami- 
leri, zaviyeleri, medreseleri, §ifahaneleri, bedestenleri, hanlan, hamamlan ile 
biiyiik bir zenginlik arz etmektedir. Sosyal bir sikinti gorulmemekle beraber 
en buyiik sikintiyi Timur'un (m. 1401) zapti ve yagmalanmasinda gormu§tur. 

Tasavvufi hayatinda canh oldugu ve en fazla Ahilik, Mevlevilik, 



^ — Hz. Omer radiyalldhu anh anlatiyor: Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellem 
buyurdular ki; "Allah Teala'nin kullan arasinda bir grup var ki, onlar ne nebiler- 
dir ne fjehidlerdir. Ustelik Kiyamet guntt Allah Teala indindeki makamlarinin 
yuceligi sebebiyle nebiler de, fjehidler de onlara gibta ederler. "Orada bulunanlar 
sordu: "Ey Allah Tedld 'ran Resulul Onlar kim, bize haber verl " "Onlar aralarinda 
ne kan bagi ne de birbirlerine bagifjladiklari bir ntal olmadigi halde/illah Tea- 
la'nin ruhu adina birbirlerini sevenlerdirAllah Teala'ya yentin ederint, onlarin 
yuzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur uzeredirler. Halk korkarken, onlar kork- 
ntazlar. Insanlar uzulurken, onlar uzulntezler. Ve yukarida gecen ayeti okudu: 
Ebu Davud, Btlyu 78, (3527) 

55 — Demirel, Omer, Osmanli Donemi Sivas Sehri, Sivas 2006, s.37 



38 



Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Kadirilik, Nak§ilik goriilmektedir. 



SIVAS ZAVIYELERi 


Zaviyenin Adi 


Kurucusu 


Vakriye TariM 


Ilk Gectigi 
Tar ih 


Mu^temilat 


1- Darii'i-Raha 


Rukneddin Hattab b. 
Kemaleddm Ahmed 


721(1321) 


720(1320) 


Imaret, Zaviye, (^e§me, 
Mescid 


2- Seyh goban 


Seyh Hiiseyin Rai 




723(1323) 


Zaviye, Mescid, Turbe, 
Qe§me 


3- Abdulvahab Gazi 


Serefeddin Ahmed b. 
Cakrrhan 


726(1326) 




Zaviye, Mescid, Titibe, 
Qesme 


4- Yagbasan Bukaasi 






615(1218) 


Zaviye, Mescid 


5- Haci Abdurrahman Rahti 


Abdulvahab ? 




72S(1327) 


Zaviye, Mezai 


6- Seyh Hasan 


Seyh Hasan (Eietna) 




748(1347) 


Zaviye, Tiirbe 


7- Seyh Erzuranii 


Seyh Erzununi ? 




14 asn 


Zaviye, Tiirbe 


8- Akbas 






1454-1455 


Zaviye, Tiirbe, Qesme 


9- AM Emir Ahmed 


AM Emu' AMned 


733 (1332) 


733(1332) 


Zaviye, Tiirbe, Mescid 


10-AM Aimed Celebi 






1454-1455 


Zaviye, Tiirbe, Mescid 


ll-AMAliCelebi(AM 
Caiullah) 


Aln Caiullah ve Oglu 
AM Ali gelebi 


873(1468) 


1454-1455 


Zaviye, Qesme 


12- Ahr Mehmed Kiilah Duz 






1454-1455 


Zaviye, Qesme 


13-HaciArif(EmiiArif) 






1454-1455 


Zaviye, Mescid 


14-Hacr SaMn 






1454-1455 


Mezai 


15-Baba §ahin(Seyh Sahin) 






1454-1455 


Zaviye, Mezai' 


16- Melik A'cem 






1454-1455 


Zaviye. Tiiibe 


17-Kel Abdal 






1576? 


Zaviye ? 


18-San SeyM (Hoca Arasta) 


Hoca San Seyh 


823(1420) 


823(1420) 


Zaviye, Cami 


19- Ali Baba 


Ali Baba 


953(1546) 




Zaviye, Mescid, Mektep, 
Qesme, Mezar 


20- Seyh Semseddin 


Seyh Semseddin 


1004(1596) 


1004(1596) 


Zaviye, Mescid, Mektep, 
Kiitiiphane, Zaviye 


21- Mevlevihane 






1730 


Zavjye(Mevlevihane) 


22- Naksibendi 


Seyh MeMned b 
MeMned 


1193(1779) 


- 


Zaviye 



Aynca II. Abdulhamid Han'in Sivas ili ve civar illerde olan Alevi ve 
Siinni ayncaligini gidermek i?in Abdullah Ha§imi kuddise sirruhu'l-azize 
Sivas-Yildizeli civanndaki Mumcu Koyii bir kismi ve Ismail Bey £iftligini 
kendi ihtiyaflanni kar§ilamasi icin miilk olarak verilmi§tir. 

Seyyid Abdullah Hasjmi kuddise sirruhu'1-aziz Sivas'ta Pa§a Bey ma- 

57 

hallesindeki Rifaiye Dergahim afmasi huzur ortaminin geli§mesine yar- 
dimci olmu§tur. 

Etnik yapisinda Ermenilerin bulundugu ve Miisliimanlarla olan ilisjdler- 
de ise, olumlu bir durum oldugu goriilmektedir. 



Osmanli tebaasi igerisinde "Millet-i Sadika" ismiyle belgelerde yer alacak 
kadar Ttlrklerle ig ife girmi§ bulunan Ermenilerin, egitim, killtilrel faaliyetler, 



^ — O donemlerde yine "II. Abdulhamid Han, 4 Ocak 1890'da Maarif Nezare- 
ti'nden Sivas vilayetine Alevilere hoca ve ilm-i hal gonderilmesi talimatim vermis- 
tir." (Ozdemir, Yavuz, II. Abdulhamid'in Modernlesme Anlayisi (Tez), Erzurum - 
2006) 

57 — Demirel, Omer, Osmanli Donemi Sivas Sehri, Sivas 2006, s.55 



Menakib 39 

dini inane ve ibadet ozgtirltigti konusunda 90k rahat bir ortam bulduklan soyle- 

nebilir. Tanzimat ve sonrasmda ise, yonetim ve idari haklar elde ettikleri de bi- 

linmektedir. 

Yonetim acismdan Muhassillik Meclislerine gayrimilslimleri temsilen kati- 

lan Kocabas ve Metropolit, 1 842 tarihinde bu meclislerin kaldinlmasmdan son- 

ra ise, Vilayet Idare ve Vilayet Umumi Meclislerine gayn Muslim temsilcileri 

tabii ilye olarak katilmaktadir. Aynca Halk tarafmdan secilen Gayri Muslim 

ilyelerde bulunmaktadir. 1911-1912 tarihli Sivas Vilayet-i Umumi Meclisi 14 

tlye 1 baskan olmak ilzere toplam 1 5 kisidir. Uyelerin 7 tanesi Sivas merkez ve 

sancaklarmdan gelen Milslilman olmayan ve cogunlukla Ermeni millelindendir. 
58 

2 — Dogum yeri ve memleketi 

ihramcizade Haci Ismail Hakki TOPRAK Hazretleri hayatimn biiyiik bir 
kismini Sivas vilayetinde gecirmi§tir. 1260-1261 (1844-1845) yili Sivas 
temettuat defterlerinden anla§ilana gore ailesinin ve dedesi ihramcizade 
Mehmet Efendinin San§eyh Mahallesinde (Nalbantlarba§i) 12 numarah 
hanede oturduklan talebe-i ilmiyeden olduklan anla§ilmaktadir. §ahsina 
ait niifus kaydinda ise, Ortiiliipinar mahallesi yazihdir. 

Ailesinin 1831 yihnda 'metruk timar' sahibleri oldugu h. 06 Receb 
1276 (m: 29 Ocak 1860) tarihinde vilayete Ihramcizade Mehmet Efendinin 
yazdigi dilekceden anla§ilmaktadir. Aynca Kars muharebesinde kolagasi 
olarak yararhhklar gosterdigi icin vilayette veya kazada muduriyet istegi 
olmu§tur. 15 Agustos 1296 (27 agustos 1880) irade-i seniyenin telgrafina 
verilen cevap Sivas esrafi hakkindaki belgede ihramcizade Mehmet Efendi- 
nin Meclisi Bidayet Liva azasindan oldugu anla§ilmaktadir. 

3 — A di ve Ecdadi 

ihramciogullan bir rivayette Misir'dan geldikleri, Kabe'nin elbise i§leri 
ile i§tigal ettikleri, Sivas' a hicret ettikleri soylenilmektedir. Bir ba§ka riva- 



58 — Demirel, Omer, Osmanli Donemi Sivas Sehri, Sivas 2006, s.188 

59 — Asil adi: "Nalbandan Suk" Demirel, Omer, Osmanli Donemi Sivas Sehri, 
Sivas 2006, s.73; Ihramcizadelerin cogu bu mahallede oturmaktadirlar. 

60 — BOA, Fon Kodu: ML-VRD-TMT Defterlen 14420, 

6! — Nilfus kayit orneginde. 

62 — 1831 yilmda II. Mahmut timarlan kaldirarak sipahileri emekli etmistir. 

63 — BOA, Fon Kodu: MKT. UM, Dosya:375, Gomlek No: 64 

64 — Araplar arasmda Kabe'ye hizmet biiyiik bir seref sayildigmdan, Kabe hiz- 
metleri Kureys'in ileri gelenleri arasmda paylasilmistir. Soyle siralayabiliriz: 

1. Sidanet: Kabe'nin perdedarligi, anahtar koruyuculugu ile haciblik gorevi idi. 
Bu gorevi ytirutmek en biiyiik seref sayilirdi. 

2. Sikayet: Mekke'ye gelen hacilara tatli su saglama ve Zemzem kuyusu ile ilgi- 
lenme gorevi idi. 

3. Ridane: Mekke'ye gelen hacilarm fakirlerine yemek ikram etmek, onlan ba- 



40 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



rmdirip agirlamak gorevi idi. 

Kabe kapicihgi, perdeciligi ve anahtarlarmm korunmasi ve elde bulundurulmasi 
ile ilgili olan gorev. Buna Sidanet veya Hicabet de denilmesine ragmen "hicabe" 
genel kabul goren bir adlandirmadir. Bunun yardimcisma da sedanet denilmektedir. 

Kabe, ilk olarak Hz. Ibrahim aleyhisselam ve oglu Hz. Ismail aleyhisselam tara- 
fmdan insa edilmistir (Bakara, 27). Yine, Kur'an-i Kerim, insanlar igin ilk olarak 
yapilan mabedin Kabe oldugunu beyan etmektedir. (Al-i Imran, 96) Mekke ve Ka- 
be 'nin mtisltimanlarm merkezi toplanma yeri oldugunu Kur'an-i Kerim soyle belir- 
tir. "Insanlan hacca cagir... Uzak yollardan sana gelsinler" (Hacc, 27). 

Allah Teala Kabe'nin ilk muhafizligim ve hacilarm koruyuculugu gorevini Hz. 
Ismail aleyhisselama vermesi neticesi daha sonralan ortaya 9ikacak alan "Rifade" 
(hacilara yemek vermek gorevi), liva (bayraktarlik), sikaye (hacilara su dagitmak), 
gibi faaliyetlerin temellerinin atilmasi saglanmistir. O zaman Kabe'de siyasi isler 
Ctirhtim kabilesinin elinde bulunuyordu. Hz- Ismail aleyhisselam ise, Kabe'nin 
degisik hizmetlerine bakiyordu; perde ve ortii isleri de ondan soruluyordu. 

"Kabe'nin dort duvan ustune icten ve distan ortii asilmasi eski bir gelenek olup 
bu uygulamamn ilk defa ne zaman yapildigi hususunda farkh rivayetler vardir; Bu 
konuda Hz. Ismail, Yemen ttibba'lanndan Ebu Kerb veya Hz. Rasultillah sallallahii 
aleyhi ve sellemin biiyiik dedesi Adnan'm adlan zikredilmektedir. Distan dam kor- 
kulugunun kenarlarmda bulunan demir halkalarla catrya, sazervan iizerindeki bakir 
halkalarla tabana tutturulan kisvenin Altmoluk, Haceriilesved, Ruknulyemani'nin 
asagi kismi ve kapi hizalarma gelen yerleri kesiktir. Kapiya ise, 90k giizel bir sekilde 
islenmis digerinden bagimsiz bir kisve ortuliir. Cahiliye doneminde kumasm yam 
sira bazen deriden yapilmis olan ortuyii kabileler veya sahislar yaptirabiliyor, ancak 
bu gorev genellikle Mekkelilerin ortak girisimiyle yerine getiriliyordu. Kabe 'ye 
ortulen kisveler eskiyinceye kadar indirilmeyip yerinde birakilir, yeni gelen ortii 
onun ustune asihrdi. Bu arada hac ifin Mekke'ye gelenler de beraberlerinde getir- 
dikleri orttileri Kabe 'ye asabilirlerdi. Boylece Kabe tizerinde tist tiste asilmis pek 
90k ortii bulunur, bazen bunlar bina i9in tehlike arz edecek hale gelirdi. Kabe'nin 
bakimi, kapismm ve anahtarlarmm muhafazasi gorevi demek olan hicabe hizmeti 
Beni §eybe'ye ge9ince eski orttiler genellikle par9alara aynlarak Mekke halkma ve 
hacilara dagitilmaya veya satilmaya baslandi. 

Islami donemde Kabe'nin orttisti halife, onemli bir htiktimdar veya devlet adami 
ya da Mekke valisi tarafmdan yaptmlirdi; bu uygulama Hz. Rasultillah sallallahii 
aleyhi ve sellem ve dort halife tarafmdan da ger9eklestirilmistir. Bu donem 
cahiliyede oldugu gibi her yil kisvenin degistirilmesi adeti yoktu; ancak degistirme 
isi asiira gtintinde ger9eklestirilirdi- Kabe hizmetleri ve orttisti i9in hazineden tahsi- 
sat ayirma Hz. Omer'le birlikte basladi. Emeviler doneminde hicabe gorevini stirdti- 
ren §eybe b. Osman, Muaviye b. Ebii Stifyan'a bir mektup yazarak Kabe'nin iize- 
rindeki orttilerin miktarmm arttigim, onlem almmazsa mabedin zarar gorebilecegini 
bildirdi. Bunun tizerine Muaviye Hz. Omer radiyallahti anh zamamndan itibaren 
Misir'da yaptmlan beyaz keten (kabati) orttintin yamnda kirmizi ipek (hibre) ortuyii 
Mekke'ye gonderdi. Onceleri Dimisk'ta, daha sonralan ise, Horasan'da yapilan ve 
her yil degistirilen kisvenin 10 Muharrem asiira gtinti kirmizi, 27 Ramazan'da beyaz 
olanmm asilmasi adet oldu. Abdtilmelik b. Mervan zamamndan itibaren ipek orttiler 



Menakib 41 

yette ise, islamiyet'in ilk yayih§inda Buhara tarafina gofen Arab kavimle- 
rinden olmalandir. Bu sulale daha sonra Anadolu'nun islamla§masi ile go<? 



once Medine'ye gelir, Mescid-i Nebevi'de bir gun sergilendikten sonra Mekke'ye 
gonderilirdi. 

Abbasiler doneminde 206 (821) yilmda asfira gtlntl asilan kirmizi orttlntln rama- 
zan ayma varmadan eskiyip yipranmasi tizerine beyaz renkli ipekten tictincti bir 
ortilnun hazirlanmasi adet oldu. Bu yildan itibaren Kabe'nin orttlstl yilda tic defa 
degistirilmeye baslandi. Bunlardan kirmizi ipek ortti arefe gtinti, kabati ortti Receb 
ayi basmda, beyaz ipek orttl de Ramazamn 27. gtlntl asiliyordu. Abbasi Halifesi 
Nasir-Lidinillah tarafmdan 579'da (1183-84) gonderilen orttl yesil renkli olup tlze- 
rindeki yazilar kirmizidir (Ibn Fehd, II, 551; III, 14); hilafetinin sonuna dogru ise, 
orttlntln rengi siyaha, yazisi sanya cevrilmistir. Boylece orttlntln rengi artik siyaha 
dontlsmtls ve bu uygulama zamammrza kadar devam etmistir. 

Abbasilerden sonra Yemen'de htlktlm stlren Restlliler birkac yil Kabe orttlstlntl 
gondermisler, daha sonra bu gorev Memltlk sultanlan tarafmdan tistlenilmistir. Ilk 
donemlerde Hz. Omer'den itibaren oldugu gibi orttlntln masraflan beyttllmalden 
karsilamyordu. Daha sonra Ebtl'1-Fida el-Meliktl's-Salih Ismail, Kalytlbiye kasaba- 
sma bagli U9 koytl satm alarak Kabe orttlstl yapimma vakfetti. Her yil hazirlanan 
Kabe orttlstl devlet erkam ve halkm katihmiyla dtlzenlenen gorkemli torenlerden 
sonra, Haremeyn sehirlerinde yasayan yoksullara dagitilmak igin yollanan para 
keselerinin ve cesitli hediyelerin de konuldugu "mahmil" adi verilen bir mahfe veya 
sandik icerisinde emir-i haccm sorumlulugunda Mekke'ye gonderilirdi. 

1517 yilmda Hicaz Osmanh hakimiyetine girdi ve Yavuz Sultan Selim eskiden 
oldugu gibi Kabe orttllerinin Misir'dan gonderilmesini istedi. Kanuni Sultan Stlley- 
man zamamndan itibaren Kabe'nin dis orttlstl Misir'da, if orttlstlntln kumasi da 
Misir'da dokunarak Istanbul'da hazirlanmaya basladi. III. Ahmed doneminden itiba- 
ren kumaslann tamammm Istanbul'da dokunmasi adet oldu. 1c orttl son olarak 

1861 'de tahta cikisi mtinasebetiyle Sultan Abdtllaziz tarafmdan gonderildi ve 
1943e kadar kullamldi. 1. Dtlnya Savasi sirasmda Mekke Emiri Serif Htlseyin, Os- 
manh Devleti'ne karsi ayaklamnca her iki orttl de Misir'dan gonderilmeye baslandi. 
Suudi Arabistan htiktimeti 1962'de Misir'dan gonderilen orttlytl Cidde'den geri 
gevirdi ve bu tarihten itibaren Kabe'nin orttllerini Mekke'de kurdugu ozel Kabe or- 
ttlstl fabrikasmda hazirlatmaya basladi. 

Gtlntlmtlzdeki Kabe orttlleri 14 m. uzunlugunda ve 0,95 m. genisliginde kirk se- 
kiz parcadan meydana gelir; tamami 638,4 nr'dir. Yukan kisimdaki Kabe'nin dort 
tarafim 9evreleyen ve birbirine eklenmis on alti parfadan olusan yazi kusagma hi- 
zam denilir; uzunlugu 45 m. genisligi 0, 95 metredir. Bu kusagm altmda, yine on alti 
parcadan meydana gelmis, ancak birbirine eklenmeden aralarma, iclerinde ayet ve 
esma-i htlsna yazih daireler konmus ikinci bir kusak vardir. Orttlntln kendisi de 
kitabeli olarak dokunmustur. Birbiri igine giren ticgenler arasmda lafza-i celal, keli- 
me-i tevhid ve "subhanallahi ve bihamdihi subhanallahi'l-azim" ibaresi yazilidir. 
Orttlntln tlzerindeki yazilarda altm ve gtimtis teller kullamlmistir. Abbasiler done- 
minden itibaren devam eden bu yazi geleneginde, orttlntln hangi halite veya sultan 
tarafmdan nerede ve ne zaman yaptinldigma dair kayitlar da bulunmaktadir." (Hicaz 
Albtimti, Diyanet Vakfi Yaymlan, 2006, s.35-38) 



42 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

etmi§ olmalandir. Fakat bu rivayet zayif olabilir. Kesin olmasini du§undii- 
gumuz Validenin Nilli Hatun diye anilmasi ilk rivayeti daha kuvvetli gos- 
termektedir. 

Ciinkii Devlet-i Aliyye tarafmdan yenilenmesi gelenek halinde bulunan Kabe-i 
Muazzama'nm perdesi her sene Misir-i Kahire'de dokunup hazirlanarak ve Misir 
hiiccacryla gonderilmekte ise, de, 1213 (1798) senesinde Kahire Fransizlarm elinde 
bulundugundan, bu sene icinde yenilenmesi lazim gelen Kabe ortusii Dersaadet'te 
ve Sultanahmed Camiinin sadirvan avlusunda imal ettirilmis ve 1213 senesi Recebi- 
nin on birinci gilnil hususi merasimle saray-i hiimayuna nakledilip ertesi gun surre-i 
hiimayun ile gecirilmis oldugundan, kisve-i serifeye mahsus olan merasim 
Dersaadet'te icra olundu. Simdi onceden oldugu gibi Kahire'de icra olunmaktadir. 

1798 yihnda goc eden ailelerden olabilecegi ihtimali du§unulmektedir. 
Genellikle ailedeki erkeklerin asker ve adli mercilerde gorev yaptigi goriil- 
mektedir. Osmanhda memur ve askeri sinif ailelerde yeni gelen nesilin de 
ayni yonde gorev alma istidati bulunmaktaydi. 

"Osmanh Devleti kendi tebaasi olan Turklerden yalniz vergi ve asker ister- 
di. Okuryazar Ttlrklerin cocuklan memur veya subay olacakti." 

Kabe gorevleri Kurey§ kabilesi arasinda taksim edilmesi uzerine Efendi 
Hazretlerinin sulalesinin Ihramcizade olarak isimlendirilmesi bu ailenin 
kokeni hakkinda kuvvetli kanaatler olu§turmaktadir. Annesi Ai§e Hanim 
seyyidedir. Genellikle seyyidler ve §erifler evlenmede akraba ile olani tercih 
ederler. 

Aynca Efendi Hazretlerinin annesinin dogumu ile Rasulullah sallallahii 
aleyhi ve sellemden aldigi miijde ve 1938 de hicret niyeti ile "Dede vatani- 
miza gidecegiz" buyurmasi da bu durumu afiga fikarmaktadir. Ciinkii kemal 
neseb, zahiri ve batini kamilden zuhur eder. 



65 — Eytlp Sabri Pasa, Kabe ve Mekke Tarihi, Sadelestiren, Osman Erdem, 1st. 
Fatih Yaymevi, s. 549 

66 — BOA, Fon Kodu: ML-VRD-TMT Defterlen 14420; 

(15 Agustos 1296 (27 Agustos 1880) Irade-i seniyenin telgrafma verilen cevap 
(Osmanh Basbakanhk Arsivi) Bazi arastirmacilar bu lakabm Efendi Hazretleri ile 
basladigim zannediyorlar. Bu beige durumu 90k gilzel aciklamaktadir. 

67 — AYDEMIR, §evket Silreyya, ikinci Adam, 1st, V. Baski, c.I, s.24 

68 — Seyyid Muhammed Kadri kuddise sirruhu'1-aziz anlatiyor: 

Bir sabah namazim §ahimiz Hz. Ali Husameddin'in arkasmda kiliyorduk. Hz. 
§ah'm baba ve anneden Seyyid oldugu hakikatini manen gordilm. Namazdan sonra 
sohbete mtisaade eden Sah'a arz ettim: 

— Simdiye kadar Hz. Sahm yalniz anne cihetinden seyyid oldugu soylenmekte 
idi. Ltltuflarimzla Hz. Sah'm peder cihetinden de seyyid oldugunu gordilm. 

— Evet, elhamdulillah oyledir. Seyyidlik, ecdadimiz Seyyid Battal Gazi'den ge- 



Menakib 43 

Sivas'ta San§eyh mahallesinde oturan Ai§e Hanim Hiiseyin Hiisnii 
Efendi ile evlenmeden once Kolagasi Abdulkadir Bey ile evlenmi§tir. Bu 
evlilikten cocuklan olmami§ti. Abdulkadir Bey ile hacca gitmeye hazirlan- 
diklan sirada o zamanin bir pa§asinin hanimi, 

'Aise Hanim hacca gittiginde bir gocuk elbisesi yaptir. Rasulullah 
sallallahu aleyhi ve sellemin kabri seriflerinin yanina koy ve Allah Tedld 'ya; 
Yarabbi! Habibinin yttztt suyu hurmetine bana bir erkek evlat ver, diye 
dua et. Insallah, Rabb-ul Alemin sana bir erkek evladi verir " demi§tir. 

Ai§e Hanim hacca gittiginde bir cocuk elbisesi yaptinp Rasulullah 
sallallahu aleyhi ve sellemin kabri saadetlerinin hizmetkanni bulup elbiseyi 
sanduka-i §erifin ayak ucuna biraktinr ve tarif edilen duayi yapar ve 

"Ya Rabbi bana bir evlat ver ki, onu cami kolesi yapayim" diye niyaz- 
da bulunmu§tur. 

Hac donu§u bu cocuk elbisesini ahp getirirler. 

Bir zaman sonra Ai§e Hanim, Kolagasi Abdulkadir Bey 'in vefati uzerine 
San§eyh mahallesinde oturan yakin akrabasi memur Hiiseyin Hiisnii Efendi 
ile evlenir. 

71 

Kutlu izdivactan (r.1296 — m. 1880) tarihinde diinyaya gelen erkek 

72 

cocuklanna manevi i§aretle Ismail Hakki ismi verilir. Hz. Muhammed 
sallallahu aleyhi ve sellemin Ravza-i Pakine teberriiken bir sure birakilan 
focuk elbisesi daha sonra kendisine giydirilir. 

Bir zaman sonra diinyaya gelen erkek karde§ine de Sitki ismi verilmi§tir. 

Ecdadimn genellikle kabirleri Yukan Tekke Kabristanhgi-Ulu Camii 
Adasi'ndadir. Fakat kabirlerin fogu tahrif oldugundan birfogunun yeri kay- 
bolmu§tur. 

4 — Qocuklugu 

Hiisnii Efendi'nin memur ve ailenin e§raftan olmasi Efendi Hazretlerinin 
siki terbiye iferisinde yeti§mesine sebeptir. Aynca manevi motiflerle beze- 



liyor. A9iklar ve iddia edersem, 90k yanlij kijiler de seyyidlik davasmda bulunacak- 
tir. En dogrusu, "Allah Teala yanindaki seyyidlik makbuldur" buyurdu. (§eyh-i 
Meczub Muhammed Said Seyfuddin, Ihsan Yolu (Gonill Sultanlan ve Hak Sohbet- 
leri adli kitap iginde), Qeviri: Qelebi Silleyman Kaya, Ankara,1996, s.26.) 

69 — Bir rivayete gore, Efendi Hazretlerine dikilen gocuk elbisesi Hicaz'a gonde- 
rildi. Yedi sene Kabr-i Saadet'te mahfuz kaldi. 

70 — Soyu Hz. Ebubekir radiyallahil anh'a dayamr, rivayeti de vardir. 

71 — Dogumu nufus cilzdamnda 1296 dir. Askerlik teskeresinde dogum tarihinin 
(Rumi: 1289, Miladi: 1873) gorillmektedir. Ihramcizade Haci Ismail Efendi Ismet 
inonil (1884) ile simf arkadasi oldugundan bu tarihte bir hata olma ihtimali 90k 
fazladir. Qilnktl arada yedi yas gibi fark olmaktadir. Aynca babasmm memur olmasi 
ve Ismet inonil hakkmdaki rivayetlerde kesinlik vardir. 

72 — Bu adm konulmasmdaki hikmetlerden biri de, o donem itiban ile aile dostlan 
olan Ulu Camiinde imam hatiplik gorevi yapan zatmda adidir. 



44 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

nen hayat gelecekte insanlara hizmet edecek kamil insanin temelleri atilmi§- 
tir. 

Efendi Hazretlerinin terbiyesinde surekli olarak Ai§e Hanim'in etkisi 
hissedilmektedir. £unkii cocukluk donemi hatiralannda Efendi Hazretleri 
annesi ile olan kisimlan tekrar tekrar anlatmi§tir. Mesela; 

Efendi Hazretleri "Anam Osmanh bir kadindi" diyerek validesinin yuk- 
sek ahlak iizere oldugunu, tarikata intisabina sebep olanin, annesi oldugunu 
soylerdi. 

Ai§e Hanim, Efendi Hazretlerine hamil iken hac gorevlerinden olan Safa 

73 

ve Merve'yi say ederken ilham olan a§agidaki beyitleri 50k tekrar etmi§. 

Ismail'im Azam sensin 
Gulyuzlu tazem sensin 
Dort kitabin hakki igin 
Gonlilmde gezen sensin. 

Validesi Ai§e Hanima riiyasinda Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellemin 

"Biz IsmaU'i kendi topragimizdan yogurduk, eksitmedik ve sana da hediye 

75 
ettik" mujdesine mazhar oldugunu hatirlatirdi. 

Maddi ve manevi sikintilar aninda, 

"Oglunt Ismail, mazhariyetin gok bttyttk, ben sana abdestsiz silt ver- 
medim gonlunu hos tut, dttnya igin babanla kottt olma bir ihtiyacin olursa 
benden iste; denizde kum bende para, sari sari liralar minderin altinda" 

nasihatleri hayatinin onemli dusturlandir. 

Bu turlu bir manevi koruma altinda tutulan Ihramcizade Haci Ismail 
Hakki kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri, 50k kiifiik ya§ta ibadete ba§latil- 
mi§tir. Oyle ki, viicudunda Allah Teala'nin zikrini duymaya ba§ladigi riva- 



73 — Samsunlu Mecnun Mahmut Efendiden ijittim. 

74 — Efendi Hazretleri bu beyitlerini sohbetlerinde 90k zaman kendileri tekrar 
ederdi. 

75 — Gardatjlarim! Anamin ziirriyeti olmami§ anam Hacca gitmi§ Rasuliillah 
sallallahu aleyhi ve sellemin Ravzasinda dua etmis demis ki, Ya Rabbi kapina 
geldim, bu Habibin hurmetine bir evlat ver demis. Zaman gelmis karnimda, ha- 
ndle oldugunu can buldugunu fark etmis, iki rekat namaz kilmis, yatmis denilmis 
ki, "IsmaU'i kendi mayamizdan yogurduk, eksitmedik ve sana da hediye ettik" 
sesini Anam duymus. Iki rekat Hacet namazi kilmis. Bir gun evimizin oniinde 
yilan yuzume uzandi, yalamaya basladi. Anam gordii IsmaU'i yilan yiyor dedi 
yilani kovdu. Gardaslarim! §imdi anladik ki, yilan sevgisinden yuzumu yalarmis. 
Gardaslarim (ta ezelden intisabim alemin seyyidine, dustum askina bu anasir 
bendine, gok aradim agladim yuz tutup Hakk'in kendine, alemi ervah iginde 
hubbu Mevla olmusuz.) 



Menakib 45 

yeti vardir. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretlerinin annesine kar§i olan 
a§in saygi ve sevgisinden ayaklanni operdi. Validesi Ai§e Hanim mazhari- 
yeti yiice olan oglunun kar§isinda; 

"Oglum mazhariyetin gok buy ilk, dag ta§ evladin olsun" diye dua 
edermi§. 

Cocuklugu San§eyh mahallesinde geciren ihramcizade Ismail Hakki 
Efendi Hazretleri daha sonra babasimn adliye ba§katibi oldugu icin Zara'da 

77 

yedi ya§ina kadar bulunmus. ve sibyan mektebini burada okumu§tur. 

On ya§indayken Sivas'a gelip Ortulupinar mahallesine goc ettiler ve As- 

78 

keri Ru§tiye'ye girmi§, 1894-1895 yihnda okulu bitirmi§tir. Ikinci Cum- 



76 — Sakine Latife Hanim ile yapilan millakat. 
11 — Sibyan - Iptidai (ilkokul) Okullar 



Osmanli imparatorlugunda ilk egitimin ve ogretimin yapildigi yerlere "Sibyan 
Mektebi" denilmektedir. Kuruluslan bakimmdan ya bir "kiilliye" icinde yer aliyorlar 
yahut da ayn olarak mahalle ve koylerde bulunuyorlardi. Sibyan okullarmm belli bir 
yonetmeligi veya programi hazirlanmijti. Bu okullarm amaci bir focuga okuma- 
yazma ogretmek, Islam dininin kurallarmi ve Kur'an-i Kerim'i belletmekti. Ogretim 
ezbere dayamyordu. Ferdi bir egitimin hakim oldugu okullarda genellikle su dersler 
okutuluyordu. 

1 - Elifba, 2 - Kur'an-i Kerim, 3 - Ilm-i hal, 4 -Tecvit, 5 - Ttirkce ahlak risalele- 
ri, 6- Tilrkge, 7 - Hat 

Hocalar genellikle medrese crkisli olmakla beraber, cami imami veya muezzin 
de oluyordu. 4-5 yaslarmda ogretime baslayan gocuklarm yoksul olanlarmm gida ve 
giyim-kusam gibi ihtiyaclari karsilamyordu. U9 yil yillik programi vardir. Sibyan 
mekteplerinin ozellikle Osmanli klasik doneminin dismda yozlasmis olmus ve fay da 
dilzeyi azalmistir. Tanzimat doneminde, lslahi igin galisilmis ise, de olumlu bir ge- 
lisme kaydedilememistir. 1869 Nizamnamesi ile yeni usulde "iptidai" adi verilen 
okullar dusunulmus ve ilk defa 1872 tarihinde uygulamaya konulmustur. Ilk olarak 
1880 yilmda Sivas'ta da biri kiz, biri erkek olmak ilzere iki iptidai okulunun yapil- 
masma baslanmistir. 

78 — Ismet inonu'niln arkadasi olmasmdan dolayi askeri rustiyeyi okumasi gere- 
kir. Sukru Sefa Efendi 'nin anlattigi menkabede bu okulu dogrulamaktadrr. 

Rii^tiye Okullari 

Ilk zamanlarda ilkokul ustti hazirlik okulu, daha sonralan ise ortaokul karakteri- 
ne sahip bir ogrenim derecesi olarak gormek mumkilndur. Rilstiyeler onceleri Darill- 
filnuna, sonradan idadilere basamak teskil etmistir. Aynca ilk yillarda huktimetin 
memur yetistirmek gayesiyle de okul actigmi gorilyoruz. 

Sivas'ta 1882 - 1885 yillan arasmda valilik yapmis olan Halil Rifat Pasa bu do- 
nemde, egitim alamnda buyilk bir faaliyet baslatmistir. Bes yasma girerken kiz ve 
erkek okula gonderilsin diyen Pasa, Sivas'ta Mekteb-i Miilkiye-i Riiftiye, Askeri 
Riiftiye ve Darii'l-Muallimin okullarim agmistir. Yine Sivas'a Sanayi okulu ve 
inas Mekteb-i Rtlstiyesi tesis edilmistir. 

Mekteb-i Rtlstiye-i Mtllkiye 1886 tarihli Sivas Salnamesi'nde gecmekte, 4 mual- 



46 Gavs-ul Azam ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

79 * 

hurba§kam Ismet Inonii okul arkada§idir. Ismet Inonti'ntin babasi Re§it 
Bey Sorgu yargici ve evleri Nalbantlarba§i mahallesine (San§eyh Mahallesi) 
yakin Ali Baba Mahallesi 'nde oturmalan, ihramcizadelerin adli makamlarda 
cah§masi ve Efendi Hazretlerinin babasi Zabit Katibi olmasi ile yakinhklan- 
nin olmasi ailece gorti§ttikleri muhtemeldir. 

Ismet Inonii bir yil Sivas Miilkiye idadisinde okuduktan sonra 1897 Is- 
tanbul' a gitmi§tir. 

ihramcizade ismail Hakki Toprak Hazretleri subay olmak icin istanbul'a 
gitmek istemi§lerse de annesi Ai§e Hanim razi olmami§tir. 

qi on 

Iki veya tic sene medrese egitimini §ifaiye medresesinde almi§tir. 
Manevi hayatin temelleri atilmi§tir. Daha sonra adliyede mtilazimeten (staj- 
yer) memur olarak gorev almi§tir. 1914 de I. Dtinya sava§i cikinca asker 
olarak hizmet etmi§lerdir. 



lim ve 154 talebesi bulunmaktadir. Okulun genelde memur ve idareci yetistirmek 
gayesiyle kuruldugu tahmin edilmektedir. Dort yillik programi vardir. (Demirel, 
Omer, Osmanli Donemi Sivas Sehri, Sivas 2006, s. 163 

79 — Sukru Sefa DALAK Efendi anlatti. 

Yil 1968. Ticaret Lisesi 2. smifa giderken ogleden sonra vekaleye gittim. Efendi 
(k.s) Hazretleri sordu ki; 

"Oglum Sefa! Nerede okuyorsun?" 

Ticaret Lisesinde okuyorum diyecekken birden; 

"Dede, Kazancilardaki Deli Fikri Pa§a Konaginda okuyorum. "dedim. "O pa§ayi 
taniyorum, Savatja katildi. Beni de severdi. " 

"Ben Ismet Pasa (Inonii) ile beraberde okudunt. Sinifin girisinde beraber otu- 
rurduk. Zayifve cihzdi. Onun numarasi 32 ve benint ki, 34 mil neydi. O zamandan 
Ismet Pasa siyasetqiydi, ogrencileri basina toplar, masaya cikar konusma yapar- 
di. " "O bizden ayrildu O diinyayi tercih etti, biz de ukbayi. " 

80 — Ismet inonii 1884 yilmda izmir'de dogdu. ilk ve orta ogrenimini 32 numarali 
ogrenci olarak (Askeri rustiye) dort yillik okulu bes yilda 1895 Sivas 'ta tamamladik- 
tan sonra bir yil Sivas Miilkiye idadisi'nde okuduktan sonra 1897de istanbul'da 
Mtihendishane idadisini, 1900 de Topcu Harbiyesi, Harbiye 1903 ve 1906 yilmda 
Harp Akademisi'nden mezun olarak, ordunun cesitli kademelerinde gorev yapti. 
(Ana Biritanica Ansk; Inonii Mad.-^agdas Liderler Ansk; AYDEMIR, Sevket 
Siireyya, Ikinci Adam) 

81 — Abdurrahman Efendi, Halil Efendi ve Abdullah Efendi gibi muderrislerden 
ders almistrr. (Fatsa, Mehmet, Tasavvufta Mekki Kolu, 1st, 2000, s. 127) 

82 — Bazi rivayetlerde Qifte Minareli medresede medrese egitimi gordugilnden 
bahsedilir. Yanhs olma ihtimali vardir. Qunktl "Qifte Minarenin Osmanli kaynakla- 
rmda, 16. asirdan itibaren harap oldugu ve egitimin yapilmadigi yazihdir. Aynca 
Defter-i Evkaf-i Rum'da "Evkdf-i Medrese-i Pervane Bey" ismiyle kayitli olan 
Cifte Minare Medresesi, 19. asirdan itibaren cephane saklanan bir depo haline 
getirilmistir. 1853 tarihinde tamamen harabe haline gelmesi sebebiyle, binanin 
arta kalan taslari Haci Izzet Pasa (Osman Pasa) Camii insaatinda kullandmis- 
tir. (Demirel, Omer, Osmanli Donemi Sivas Sehri, Sivas 2006, s.56) 



Menakib 47 

5 — Evlilikleri 
Uc evlilik yapmi§tir; 

1-Hastaogullan'ndan Hatun Hanim diye anilan Immihan TOPRAK 
(Vefati 1949) 

2-B6rkcii Omer Ogullan'ndan Haci Hanim diye anilan Zeynep TOP- 
RAK (Vefati 1972) 83 

3-Yilankirkanlar'dan Hafiz Hanim adiyla anilan Zeliha TOPRAK (Ve- 
fati 1972) 84 

6 — (^ocuklari 

Immihan TOPRAK Hanim'dan olan cocuklar; 
1-Hayriye GUNDUZOGLU (vefati 1957) 85 
— Reyhane SU 
-Ubeydullah ( 
-Zeytune GUP 
— Sakine Latife ALTUNTA§ aa 
— Ai§e-i Sidika ZARIFOGLU 89 
—Ahmet Fatih GUNDUZOGLU 
2-Halis Turgut TOPRAK (vefati 1967) 
— Hiisnii TOPRAK 
— Husamettin TOPRAK 



-Ubeydullah GUNDUZOGLU ' 
-Zeytune GUNDUZOGLU 87 



83 — 1949'dabo?andilar. 

84 — 1950'de evlendigi iiciincu e^leri Zeliha Toprak (Haci Valide) de 1972 de ve- 
fat etmijtir. 

85 — Siikrii Sefa Efendi, Hayriye Hanim icin buyurur ki; 

"Hayriye Hanim o kadar edepli ve ahlakh idi ki; Efendi Hazretleri ol dese 
olurdu. Dedeme hizntet ederdi. Ihvanlar ile hatjir ne$ir olurdu. O'na Zamanin 
Rabiasi derlerdi. Hantile kaldigi zaman qar§aflara sarinirdi ki, ancak dogumla 
hantileligi anlafjdirdi. " 

Hakk'a yurudugunde bir omiir boyu toplamifj oldugu saglanni ve kestigi tir- 
naklanni kabrine gomdurdu. " 

86 — 1,5 yajmda havale gecirerek Hakk'a yurumujtur. 

87 — 1 yajmda Hakk'a yurumujtur. 

88 — Hayriye Hammefendinin Reyhane Hammdan sonraki cocuklar hayatta kala- 
maymca Darende'ye Somuncubaba Hazretlerine ziyarete gidilmij, orada dualar 
edilmijtir. Dogacak cocuklar evliyaya satilma usulii ile hediye edilecegine dair soz- 
ler verilmijtir. Bu hadiseden sonra Sakine Latife Hanim dilnyaya gelmijtir. 

Ai§e Zarifoglu Hammefendiden ijittigimize gore Hayriye Hanim buyururmuj ki; 
"Annem bize derdi ki; bu kizimin sirtinda kurek kemiginin altinda Rasulullah 
sallallahu aleyhi ve sellentin muhru vardu. 'Ben' falan degil" 

89 — Efendi Hazretleri Ai§e Zarifoglu Hammefendiyi validesine 90k benzettigi 
icin e$i Hafizanne'ye; "Hafizannesi bak, anant geldi" buyururlarmij. 



48 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

— Ferit TOPRAK 
— Cemalettin TOPRAK 
— Celalettin TOPRAK 
— Kemalettin TOPRAK 
3— Sabit Kemal TOPRAK (vefati 1941 tren kazasi) 90 
— Necati TOPRAK 
— §inasi TOPRAK 
— Nilufer TOPRAK 

4-Mevlude Vefa Dalak (Hakk'ayiirumesi: 29 Ekim 1959) 
— §iikru Sefa DALAK 
— Abdiilkadir DALAK 
— Ahmet §emsi DALAK 

Haci Zeynep TOPRAK Hanim'dan olan cocuklar; 

1-Ahmet Salih TOPRAK (vefati 1931 sel felaketinde Hakk'ayii- 
rumii§tur.) 

2-Mehmet Kazim TOPRAK (Dogumu: 1927, ya§iyor) 

—Mustafa Haki TOPRAK 

— E Sitki TOPRAK 

—A. Nurhan TOPRAK 

— M. Hulusi TOPRAK 



90 — Halid K1I19 Efendi konu hakkmdaki hatirasmi bize §oyle anlatti; 

"Efendi kuddise sirruhu 'l-aziz Hazretieri bir gun Immihan Hanimina '§u §eker 
guvahni sakla bize lazim olacak' demistir. 

Daha sonra 'Hanim fjeker guvah lazim oldu getir' dedigi giln oglu Kemal Efen- 
di tren kazasinda paramparga olmu§. 

Efendi Hazretieri kaza yerine giden ihvanlara seker guvahni vermis. Kimse bu 
guvala bir mana verememi§. Fakat olay yerine geldiklerinde parga parga olmu§ 
cesedi toplami§lar. 

Efendi Hazretierinde bir damla gozya$i yok Ve 'Gardafjim §ehit babasi da ol- 
duk. ' Demi$. 

Ben bu olayi duyunca Sivas 'a taziye ziyaretine gitmek murad ettim. Hem de bay- 
rama rast geldi. Sivas 'a Ulu Camii 'ye tek basina gittim. Efendi Hazretieri ziyaretgi- 
leri gok geldiginden evden disari gikmiyor, dediler. Bende devlethaneye gittim. Ziya- 
retgiler gok oldugundan hizmetgiler herkesle ilgilenmiyorlardi. Orada Efendi Haz- 
retlerinin hizmetkdri Gurcabath Fadime Hanim benifark etti ve beni yukari gikartti. 
Efendi Hazretieri namaz kilvyor, sonra igeri girersin dedi. Ziyaretgiler dagilinca 
Efendi Hazretieri yanima geldi. 'Gardaf nerden gelip, nereye gidersin. Buradan 
nereye gideceksin' Bende otele giderim Efendim, dedim. Bana para vermek istedi. 
Efendim himmet isterim ' dedim. 'Olsun, paranda olsun, himmette olsun' dedi, 10 
lira verdi ve birine beni otele goturmesi igin emir verdi. Ertesi giln niyetimi bozup 
soz dinlemeyerek tekrar gormek igin gittimse de Efendi Hazretlerini goremedim, 
memlekete dondum. 



Menakib 49 

II-Resmi vazifeleri 

Sivas adliyesinde miilazimeten (stajyer) memur olarak cah§mi§tir. As- 
kerlik gorevinden sonra Tokat'ta Duyun-u Umumiye de Miiskirat Memurlu- 

92 

gunda cah§mi§tir. Bu donem Tokatli Pir Mustafa Haki kuddise sirruhu'l 
aziz Efendi'ye baglandigi zamana rastlar. 1908 de Tokat mebusu olarak is- 
tanbul'a giden Mustafa Haki kuddise sirruhu'l aziz Efendiden sonra, Sivas 
Duyun-u Umumiye 'ye gorev degi§ikligi yapmi§tir. 

Birinci Diinya Sava§i yillannda askerligini kol komutam olarak emrin- 
dekilerle birlikte Su§ehri'ne cephane ta§imak ve Ordu, Koyulhisar, Su§ehri 
arasinda postacihk ve erzak nakli yapmalan suretiyle yerine getirmi§tir. Bu 
sebepten bulundugu yorede Emanetgi Baba diye amlmi§tir. 

ihramcizade Ismail Hakki Efendi Hazretleri 1928 de Duyun-u Umumiye 
muesseselerinin kapanmasi ile Sivas Inhisarlar Dairesine gecmi§tir. Bura- 



91 — ihramcizade kuddise sirruhu'1-aziz, validesinin memurluk yapmasmi isteme- 
digini; 

"Ogull Mazhariyetin buyuk adam olamadin, ben sana cami hademesi ol de- 
dim, sen memurluk yapiyorsun " sozunil gozyaslan ile 90k soylemistir. 

Aynca "Validemiz cami hademesi ol dedi biz olamadik, fakat bugun hiq ol- 
mazsa da tamiratlan ile mesgul oluyoruz" buyururlardi. 

92 — Duyun-u Umumiye 'nin Kurulmasi (1881) (Genel Borclar Idaresi) 

Osmanh Devleti, Kirim savasi stlrerken, 1853 yilmda ilk dis borglanmayi yap- 
misti. (Ingiltere ve Fransa'dan) bundan sonrada borclanmaya devam etti. Bu sekilde 
devlet, altmdan kalkamayacagi agir bir yuktln altma girdi. Osmanh Devleti, 1875 
yilmda borclanm bes yil sure ile yanya indirdigini aciklamasi, maliyesinin iflas 
ettigini gostermis oldu. Berlin antlasmasi ile Rusya'ya agir bir savas tazminatmm 
odenmesi, maliyeyi daha da kotil bir duruma soktu. II. Abdulhamid, borglarm 
odenmesini belli bir dilzene sokmak icin 1881 yilmda Duyun-u Umumiye 'yi kurdu. 
Duyun-u Umumiye idare meclisi; Osmanh devletinin dis borglanm dogrudan dog- 
ruya kendisi toplamak ve bore karsihgi gosterilen gelirleri yonetmek, vergi gelirleri- 
ne direkt el koymak ilzere kurulmustu. Bu meclis, alacakhlarm olusturdugu temsilci- 
ler kanahyla faaliyet gosterir ve meclis, ihtiyaf duydugu yerde bilro agabilirdi. Za- 
manla meclis, iyice gticlenerek, baska alanlarda da yatinmlara girismeye, devlete 
bore vermeye, ikinci bir devlet (maliye) gibi faaliyet gostermeye basladi. 

1928 de Duyun-u Umumiye 'nin hukuki varhgma son verildi. 

93 — Milrsidi Mustafa Haki kuddise sirruhu Efendinin kendisine: 

"Ismail Efendi, memur oldugun yerdeki miiskiratin tadina da bakiyor musun? " 
Diye latife etmeleri ilzerine parasim borg para ile degis tokus yapardi. 

"Gardasim! Ickinin katresi haramdir. Fakat qoluk qocugun nafakasi iqin qah- 
siyorduk. Fakat biz yine baskasindan borq ahyoruz- Ayhgimi ahp ona verip parayi 
degistiriyorduk." (Ali Eris isimli ihvandan dinledim.) 

94 — Osmanh Hilkumeti, Fransa ve Ingiltere arasinda imzalanan Ticaret Anlasma- 
siyla tutun ithali yasaklanarak tuttin icin ilk defa 1862 yilmda Inhisar (Tekel) kurul- 
du. 

1879'da cikanlan "Rusumu Sitte" Kararnamesiyle tuz, tuttin ve alkollil igkilerin 



50 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

dan Zara-^arhi Tuzlasina bagh Cedit Tuzlasinda gorev yapmi§. Bu gorevini 
aniden birakip Sivas'a gelmis. ve 193 1 Temmuz ayinda kendi istegi ile emek- 
li olmu§tur. 

£ikan soyadi kanunu geregi Arapca olan lakaplar kaldinhp herkese 
yeniden bir soyadi verilmeye ba§lanmi§tir. Ismail Hakki Efendi Hazretlerinin 
lakabi Ihramcwglu-Ihramcizdde oldugu icin, TOPRAK soyadini almi§tir. 

Bundan sonra butiin vakitlerini ihvanin yeti§mesine ve umuma yararh 
cemiyet i§lerine ve hayir i§lerine ve eserlerine vakfetmekle gecirmi§tir. 

97 

Devlet buyukleri ile goru§meler yapmi§tir. Bu goriisjneler ile §ehrin 
sorunlan halledilmis. veya onlara gerekli uyanlan yapmi§tir. 

Ill -Emeklilik Hayati 
Hapis Yatmasi 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri ce§itli zamanlarda kisa 



inhisan gelirleri yabanci bankerlere ve daha sonra 1883'de ise, "Duyun-u Umumi- 
ye"ye birakilmistir. Sonradan Tuttin Inhisan Isletilmesi imtiyazi "Memaliki Osma- 
niye Duhanlan Mtisterek Menfaa Reji §irketi"ne devrolunmustur. 

Tiltiln, alkollil ickiler, tuz barut ve patlayici maddelerle ilgili "Inhisar" hizmetle- 
rini yuriltme gorevi 1932 yilmda kurulan Inhisarlar Umum Mildurlugu'ne verilmis- 
tir. 

Tuttin, alkolltl ifkiler ve tuz 1932, barut ve patlayici maddeler 1934, bira 1939, 
cay ve kahve 1942, kibrit 1946 yilmda Devlet tekel'i altma almmistrr. Kahve 1946, 
kibrit 1952, barut, patlayici maddeler ve bira 1955 ve tuttin 1986 yilmda "Tekel" 
kapsami disma crkarilmistir. 

95 — (21 Haziran 1934) Soyadi kanunun kabultl. Qikanlan kanunla, her Turk ken- 
dine uygun bir soyadi almakla yukumlti kilindi. Aym yil 9ikanlan bir baska kanunla 
da ayncahklan belirten eski unvanlarm hepsi yasaklanmistir. 

96 — Ntifus memurunun "Ismail Efendi senin bu lakabin Arapca oldugundan 
bunun ayni sekilde soyadina qevrilmesi mumkiin degiL Sen kendin ve ailen icin 
bir soyadi begen ki, biz onu nufusuna soyad olarak gegelim" demeleri tlzerine, 
"Gardasim biz topraktan olduk yine toprak olacagiz bizint soyadimizda TOPRAK 
olsun" demistir. 

Efendi Hazretlerinin soyadini TOPRAK olarak almasmm mtirsidi Mustafa Haki 
Efendinin kuddise sirruhu ismiyle de ilgisi de vardir. Hak, Farscada toprak manasi- 
na gelir. 

Yine bu manzumeden olarak halen hayatta olan ogluna, "Oglum Kazint TOP- 
RAK, Toprak olabiliyor ntusun?"diye soyadmm hikmetinden sual ederlerdi. 

97 — Sivas'ta Adnan Menderes'in bile gidip elini optiigii 90'lik bir zat, Haci 
Ismail Efendi'yi tammistim o sene, "hastasin, ihtiyarsin, gidemezsin" diyerek 
kendisine pasaport vermek istememisler. Bir caresini bulmus olmali ki, Harem- 
i §erifte gordiim; bir delikanh cevikligi ile namaz kiliyordu. 

9 Mayis 1962, yine gtlnes dogmadan Beytullah'a kosuyoruz. Kalabahk da gitgi- 
de gogalmakta. Ekseri saatlerimiz orada geciyor..(SENOCAK, Kemaleddin, Musltl- 
manlar Arasmda Bir Garib Yolcu, 1st, 2004, 231) 



Menakib 5 1 

no 

siireli olmak kaydi ile alti sefer hapis yattigi rivayeti vardir. En mesjiuru 
ise, 1938 yihndaki hapis olayidir. 

Efendi Hazretleri 1938 yih ocak aylannda hacca gitmeye niyetlenmis. bu 
sebeple iskenderun'a kadar gitmi§lerdir. Hac yolu kapali oldugundan gide- 
meyecegini anlamis. ve bu sirada, "Efendi sen buraya niye geldin " denildi- 
ginde, "Cesme yaptiracagim da buraya su borusu almaya geldim" deyip 
hac parasini su borusuna yatinp geriye donmiisjerdir. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri icme suyu iki bucuk 
saatlik yerde olan Cencin Koyu'nde ce§me icin kullanmak iizere borulan 
gondermi§tir. Daha sonra Mayis ayi sonlanna dogru bir on cah§ma ve ke§if 
maksadi ile makinist Osman Efendi ve Hiiseyin Cavus/u alarak bir kamyon 
ile sefer duzenlemi§ler. Fakat kamyonun §ofor mahallinde giderken yolda 
makinist Osman Efendi Cencin'e suyun bulundugu yer arasindaki tepeyi kast 
ederek; 

"Efendi Hazretleri! Tepenin kuzey dogusundan gegersek zayiatimiz fazla 
olur" diyerek diger taraftan gecirilmesinin daha yerinde olacagini belirten 
sozlerini yanks, anlayan kamyon §oforii Hakki yolculanni Cencin'e biraktik- 
tan sonra Zara kazasi Jandarmasina gidip; 

"Bir seyh ihvanlari ile beraber Cencin 'e geldi. Konusmalarindan htiku- 
meti yikmak igin bir plan yaptiklarini ve tesebbuse gegmek iizere olduklarini 
anladim " 

Demesi iizerine aym kamyonla bir Jandarma miifrezesi Cencin'e gelerek 
civardan gelen koyliilerle fay ifmekte olan ihramcizade Haci Ismail Hakki 
Efendi Hazretlerini ve yaninda bulunan otuz sekiz ki§iyi tevkif etmi§lerdir. 
Gece orada kahndiktan sonra aym kamyonla Sivas'a getirilip teslim edilirler. 

Ilgili savci da hiikiimeti yikmaya te§ebbiisten idam talebiyle mahkemeye 
sevk eder. Otuz sekiz giinliik bir sorgulama sonucunda beraat karan verilir. 

ihramcizade Haci ismail Hakki kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri daha 
sonra kamyon §oforiine bir kat elbise yaptinp gonderir. E§i Hatun Hamm'in, 

"Efendi bu adam seni ihbar edip hapis yatmana sebep oldu. Sen ona 
ikramda bulunuyorsun" demesi iizerine; 

ihramcizade Haci ismail Hakki Efendi Hazretleri; 

"Canim hapishanede irsad ve islah olacak kimseler varmis. Biz orada 
bu vazifeyi ifa ettik. Soforde bu ise sebep oldugundan dolayi kendisine 
ikramda bulunduk" der ve daha sonralan bu mevzu oldugunda da, 

"Gardaslarim! 38 'de 38 kisi ile 38 gun hapishanede yattik. Orada ya- 
pilacak vazifemiz varmis. Yattik, f?AM"buyururlardi. 

ihramcizade Haci ismail Hakki Hazretleri bu hapis yatmadan sonrada 
baski altinda tutulmasindan dolayi biraz goniil kirginhgi ya§ami§tir. Bu ne- 



-Tilrkelili Mevlana Kilgilk Hiiseyin Efendiden isittim. 



52 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

denle 1938 Ramazan ayinin ba§lannda Arabistan'a, bir rivayete gore 



99 — 1938 yili Ramazan ayi Kasim ayma rastlamaktadir. 

100 — Halid K1I19 Efendi bize bir hatirasmi soyle anlatti; 

"25 yasinda Zara ' ya gittigimde orada Bafrah Haci Hasan Efendinin ihvanlan 
vardi. Bana bizim kola kayit ol diye teklifte bulundular. Bende bizim vilayetimizin 
bir buyugii var. Ben ona gidecegim. Sonra karar verecegim dedim. Oradan ayrildim 

Bulundugumuz yerde Efendi Hazretlerinin 50 'ye yakin ihvani var iken 6 veya 7 
ihvan kalmisti. Qiinku ben 7 yasinda iken ilk Efendi Hazretleri ile koy odasinda 1938 
senesinde tanismis idim. Hala hatirasi hayalimde mevcut idi. Kalan ihvan kardesle- 
rime yalvardim beni ziyarete goturun dedim. Sonunda razi oldular ve beni Sivas 'a 
goturmeye karar verdiler. Yd 1956. Cencin 'e geldik. Araba yoktu. Ustii acik bir 
kamyon bulduk 2,5 lira ile Sivas 'a indik. Kamyonda gelirken Efendi Hazretlerinin 
1938 yihnda 38 kisi ile 38 gun mahkumiyeti konusu anlatildi. Rasuliillah sallalldhu 
aleyhi ve sellemin kundagi kendisine verilen ancak Allah Tedld dostudur, dedim. 
Olaylar anlatddikca Efendi Hazretlerinin bos bir adam olmadigina karar verdim. 

Sivas 'a gelince ilk olarak Pasa Camii 'nde ogle namazini kildik. Oradan 
vekaleye gittik Efendi Hazretleri beni yanina cagirtip oturttu. Benim harcadigim 2,5 
lirayi da bana tekrar hediye etti. "Sivas 'tan bir sey ahrsin " dedi Sohbete hicbir laf 
olmadan 1938 ydindaki mahkumiyeti ile soze basladi. Dedi ki; 

'Gardafjlarim! Bir tarihte 1938 de' diyerek soze basladi. 'Oyle bir tarihe rast- 
ladi ki; 1938 yihnda 38 kifji ile 38 gun hapis yattik. Oradan gikinca dede vatanima 
gitmeye niyetlendik. Fakat ntanada bize kundak iqinde bir qocuk verildi. 

"Bu kintdir?" Diye sorduk; 

"Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemdir. Runt'da O'nu buyuteceksin. dedi- 
ler. Bizde fikrimizi degistirdik. " dedi. 

Benim kalbimde Efendi Hazretleri hakkinda hicbir sekilde siiphe kalmamisti. 
Qiinkii Rasuliillah sallalldhu aleyhi ve sellem emanet edilen kisi bilyuk insandir. 
Orada bulunanlar ve ben ders isteyince istihare etsinler dedi. Benim icin ise, Hakki 
Hafiz Efendiye "bu gardasimizin dersini henten ver" dedi. Ben dersimi aldim. Uc 
giin vekalede kaldik. 

(Halid Kilic Efendi: Zara Ilcesi Yapak Koyii 1931 dogumlu, uc yasinda ama 
ve hayatta bulunan bir ihvan Efendi. 

Bu hicret icin 1935 senesini verenlerde vardir. Ancak 1938 senesini verenle- 
rin cok olmasi ve amalarin hafizalari kuwetli olmasindan ve bizzat Efendi 
Hazretlerinin yaninda ilk onemli goriisme hatirasi olarak birinci agizdan din- 
ledigi icin Halid Kilic Efendinin rivayeti kuvvetlidir. Yazan) 

Bu ttirlu hicretin bir benzeri de §eyh §erafeddin Dagistani kuddise sirruhu'l- 
azizin bajmdan gecmi^tir. 

Ulkede 1930'larda yajanan degijim konusundan manevi olarak bunalan §eyh 
§erafeddin kuddise sirruhu'1-aziz, bir ara Tilrkiye'yi terk edip Medine-i Milnewe- 
re'ye hicret etmek istemistir. Bu konudaki bir sohbetinde o gilnlerdeki duygulanm 
soyle dile getirmistir: 

"Asrimizda herkes benligine, ntakant ve sair ahval-i dunya zaviyesinden baka- 
rak, sanki olnteyecekmis ve kiyamet yokmus gibi esefverici bir hale ntaglup ola- 



Menakib 53 

§am'a hicret niyetiyle Istanbul' a gitmeye karar verdiginde e§i Haci Zey- 
nep Hanim'a, "Fazla esyalarinizi satin, dagitin biz Istanbul' a nakil ediyo- 
ruz" diyerek yol hazirligi yapilmi§tir. 

O zamanki vasitalarla on bes. giinde Samsun'a vanldiktan sonra vapurla 
Istanbul'a giderek immihan Hatun Hanimdan dolayi bacanagi olan Eczaci 
Bekir Efendi'de misafir kahnmi§tir. 

102 

Misafir kalinan evde gece gordugu manevi i§aret iizerine gitmekten 

103 

vazgecmi§tir. "Hanim, bizim gitme isimiz kaldi" buyurmu§lar. Bunun 
iizerine Sivas'a d6niilmii§tiir. 

Ir§at faaliyetlerini yiiriitmek icin 1940 yilinda Qitilin Hani'nda bir ko- 
misyoncu diikkani acmis. ve ziyaretine gelenlerle orada g6rii§meye ba§lami§- 

105 

tir. 



rak, bu nes'e He vakit geqirmeye baslamistir. Alemin ahvaline ve alenti ihata etntis 
olan hadsiz-hesapsiz zulmet ve fesada bakarak, uhdeme diisen irsad ve islah 
vasifesini icraya, Hint ve kudretimin kafi gelmeyeceginden, yeis derecesinde kala- 
rak be§ defa halk arasindan qekilmek ve Medine-i Munevvere'de ihtiyar-i 
mucaveretle Ummet-i Muhammed'e dua He imrar-i hayat etmek iqin Cenab-i 
Mefhar-i Alent Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellent Efendimizden mezuniyet 
istedim. Cenab-i Rasulullah, katiyyen halk arasindan qekihneme razi olmaddar. 
Mefhar-i Alent Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellent Efendintizin benint halk 
arasindan qekihneme razi olmamalari, ciiz'i kiilli (az qok) benden Ummet-i Mer- 
humeleri'ne menfaatlerin olacagina delalet etmektedir." Bu sozlerinde §eyh 
§erafeddin kuddise sirruhu'l-azizin tevazu ile kendisinde ir§ad ifin gerekli donanim 
eksikliginden soz etmesi dikkat gekicidir. Qtttp: //www. naksibendi. net) 
(http://www.geocities.com/tasavvufvesufiler) 

101 — §am'a Hicret ahir zamanda silnnet oldugu icin §am rivayeti de goz ardi 
edilmemelidir. Qunkil Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki; 

"Bir hicretten sonra bir hicret daha olacak. Bu hicret yeri ise, yeryuzu ehlinin 
hayirhlari iqin Hz. Ibrahim aleyhisselamin hicret ettigi yer (§am) olmahdir. Yer- 
yuzu ahalisinin kotiileri kahr. Yerleri onlari obiir dunyaya atar. Allah Teala da 
onlardan hoslanmaz. Onlari ates, maymunlar ve domuzlarla birlikte hasr eder." 
(Ebu Davud, Cihad 3, (2482) 

Bugiln §am deyince sadece Suriye'nin bassehri olan §am'i anlanz. Eski kitap- 
larda bu sehrin adi Dimesk'tir. Ashnda §am, Filistin, Urdiln, Lilbnan topraklanm da 
icine alan bilyilk bir bolgedir. 

102 — Bir rivayette; Istanbul-Fatih Ilcesindeki Resadiye Oteli. 

103 — Efendi Hazretleri §am-Arabistan'a hicret davasi cikmca kizi Hayriye Hamm 
90k uzulmtlsler. Yuzilne bakmaya kiyamadigi bir gilzellikte olan oglu Ubeydullah 
ifin, "Eger Efendi Babam geri gelsin, bu oglum yoluna kurban olsun" buyurmus- 
lardir. Efendi Hazretleri hicret niyetinden vaz gecip Sivas'a dontlnce 15 gun sonra 
Ubeydullah Efendi Hayriye Hammefendinin kucagmda havale gegirerek Hakk'a 
yurumustur. Efendi Hazretleri igin bir bedel yine kendi cigerinden verilmistir. 

104 — (Bazi rivayetlerde Izmir'e ugramis sonra Sivas'a donmilslerdir.) 

105 — Polis baskmlan artip ihvan hakkmda sorusturma yapilmca Efendi Hazretleri 



54 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Ashnda ismet Inonu, Efendi Hazretlerini 50k yakindan tanimasindan do- 
layi fazla bir baski uygulamasa da sikintiyi da uzerinden eksik etmemi§tir. 
Bu nedenle Efendi Hazretleri de devamh tedbir mahiyetinde ihvani aleni 
hareketlerden sakindirmi§tir. Ataturk doneminde goriilmeyen baski, Ismet 
inonu zamaninda ihvana surekli hissettirilmi§tir. 

Ikinci Dunya Sava§i yillannda (1939-1945) ihvanina ailesinden miras 
kalan mulklerin hepsini satarak destek olmu§tur. Bu sira buyuk bir maddi 
sikinti icine de girmistir. 

1950 yihnda Sivas Merkezinde bulunan Yeni Camii yaninda Corapci 

1 AT 1 AO 

Hani'nin list katinda kiraladigi, iki odayi "vekdle" olarak kullanmi§, 
sohbetlerine uzun miiddet burada devam etmi§tir. 

27 Mayis 1960 ihtilalinde iicyiiz kadar §eyh tutuklanip Erzurum'da tev- 
kif edilirken Efendi Hazretlerine dokunulmami§tir. 

Aynca yaz giinlerinde gelen misafirler mesire yerlerinde Kepenegin Go- 
zu, Kurtderesi, Tekkeonii ve Yilankirkan ciftliginde sohbet ortamlan olusju- 
rularak ir§ad faaliyetlerine devam etmi§tir. 



"Ticaret igin geliyorlar" buyurunca, "peki dukkdnin nerede?" diye sorulmuj. Bu- 
nun tlzerine komisyon dtlkkani acilmij. Efendi Hazretlerinin tlzerine kayitli komis- 
yon dtikkanma gelip ali§veri§ yapan ihvandan bajkasi da olmadigi gibi manevi tica- 
retin zahiii dtlkkani acilmij. 

106 — Atatiirk'un, Efendi Hazretlerini cagirip bir gortijme yaptigi ir§ad faaliyetle- 
rinde rahat olmasi beyanmda bir izin aldigi rivayetleri vardir. Rivayetin dogrulugunu 
tarn tespit edememe ragmen, §u husus dikkate jayandir ki, Efendi Hazretlerinin 
Atattlrk'tln zamaninda jeyhlik yaptigi devlet tarafmdan bilinmektedir. Tekkelerin 
kapatildigi bir zamanda bu hizmette bir kesilme de olmamijtir. 

107 — Qorapci Hani: Ah$ap ve iki kattan olujan alt katinda kuru gida ve hayvan- 
sal tlrtlnler satilan, tist kati ise, otel olarak kullamlan bir mekandrr. 

108 — ihramcizade kuddise sirruhu'1-aziz Hacca gittiklerinde gordtikleri bir meka- 
mn ne oldugunu sorduklarmda, vekale oldugunu soylemijler. Dontijlerinde cumhu- 
riyetin kuruldugu zamanlarda Tekkelerin kapatilmasi, dini toplantilarmm kanunlarla 
yasaklanan faaliyetler icinde yer almasmdan dolayi Qorapci Han'da yazihane sifati 
ile "vekale" y\ acmijtir. 



Menakib 55 

IV -Hakk'a Yuriiyiisii 

ihramcizade Haci Ismail Hakki TOPRAK kuddise sirruhu'1-aziz Hazret- 
leri miladi 90, hicri 92 ya§inda dan bekaya yuriimii§lerdir. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri 1 Agustos 1969 cuma 
giinii Sivas'in di§indan gelen biitiin ziyaretcilerine, 

"Gardaijlarim! Biz iyiyiz, hepinize izin veriyorum. Herkes memleketine 
donsttn " diyerek hepsini gondermi§tir. 

Viicudu Allah Teala a§ki ile oyle yogrulmu§tu ki, kalbi munevverleri uc 
saat kadar daha cah§mi§tir. Doktorlar Hakk'a yuriidiigiinii ancak o zaman 
anlayabilmi§lerdir. 

Diinyevi seferi ve 48 senelik mur§itlik hayati Temmuz ayinin ikinci haf- 
tasinda basTayan bir hastahk sebebi ile 2 Agustos 1969 Cumartesi giinii saat 
9. 30 da noktalandi. 

Yddinda mi dogdugun zamanlar 
Sen aglar idin, gulerdi diem? 
Bir oyle omttr gegir ki; olsun 
Mevtin sana hande, halka matem 

Diinya kelami ile sonsozii "NAMAZINIZI KILIN" olmustar. 111 
Bu arada ihramcizade Haci ismail Hakki Efendi Hazretleri tarafindan 
yaptinlan Hayirseverler Camii avlusunda yer hazirlanmis. ise, de, Kayinbira- 



109 — Bilyuklerin vefatlan ifin kullamlan bir ifadedir. Kamil insanlar Allah Tea- 
la'ya donerler. "Allah Teala yolunda oldilrulenlere 'Oliller' demeyin, zira onlar 
diridirler, fakat siz farkmda degilsiniz." (Bakara,154) "Biz Allah Teala'ya aidiz ve 
sonunda O'na donecegiz." (Bakara, 156) ayetleri ve 

^b^M^bj^ j^-j/^a]jj^.Vi»l<-Lljl "Evliyalar olmezler, belki bir evden bafjka 

bir eve gegifj yaparlar" buyrulmujtur. Bundan maksat kamil muminlerdir. Bu hayati 
bakiye sebebiyle kamil muminlerin bedeni bozulmaz. Bu bir hakikattir. (Ismail 
Hakki Bursevi, Salat-i Mesis Aciklamasi) 

Tilrkelili Mevlana Kugilk Htlseyin Efendi Haci Hasan kaddese'llahil sirrahuT- 
aziz Efendiden sunlari rivayet etmistir. 

Haci Hasan Efendimizin evine gittik. Sabah kahvaltisini yaptik. Buyurdu ki; 
"§eyhimizi ziyaret ettiniz mi? Oyle ise, bizde seyhimizden haber ederiz." dedi. <^ay 
iqerken ildveten buyurdu ki; 

"§eyhim iki cihanin kutbu idi. §eyhimle 43 yd beraber oldum iki tende bir can 
idik. Halen de beraberiz. §iiphe edenler bende, bir yara agsinlar §eyhimin kabrini 
de agip baksinlar. §eyhim kabrinde hay (diri) duruyor. Ayni yarayi §eyhimde 
goriirler. . . . 

110 — Muhammed isminin sayisal degeri 92 dir. 

111 — Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellemin son kelamlarmdada namazm kilm- 
ma mevzusu gecmektedir. 



56 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

derinin oglu Hilmi Hastaoglu, CHP'li Belediye Ba§kam Rahmi Giinay'a 
giderek, 

"Rahmi Bey Enistemin Ulu Cami 'ye gok emegi gegti. Belediyece mtisaa- 
de buyurursaniz Ulu Cami Kabristanina defnedelim" demesi uzerine, Rahmi 
Beyde, 

"Hilmi Bey, cenazeyi yarina birakmayin. tsterseniz size hukumetin 
ontinde yer vereyim" demi§tir. Ulu Camii'nin oniindeki mezarhkta bir kabir 
yeri kazilmak istendiginde o yerden biiyiikce bir kapak ta§i cikar. Kapak ta§i 
kaldinldiginda ne zaman yapildigi bilinmeyen, Horasan'dan yapih bir bos. 
mezar bulunur. 

Kabr-i §erifleri icin vasiyette bulunmamasina ragmen "Acaba Ulu Ca- 
mii'nin (eli He isaret ederek) su haziresinden bize yer verirler mi?" kelami 
tecelli edecek ve insanlar o kelami duymu§ gibi o miibarek yeri O'na hazir- 

112 * 

ladilar. Ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretlerinin na'§i burada 
sirlanir. Hakk'a yuriidugu gun Sivas mah§er yerini andirmi§tir. Cenaze na- 
mazi Sivas Pa§a Camii'nde damadi Hafiz Mehmet ALTUNTAS, tarafindan 
kildinlmi§tir. Cenazesine i§tirak edenler cadde ve sokaklara sigmami§tir. 

Efendi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin Hakk'a yurumesini miiteaki- 
ben, bir defa daha gormek ifin Endenozya'dan biri bin ki§iyi temsilen on 
ki§ilik bir grup ihvan gelmi§tir. Bu ziyaret ihvanda Ihramcizade Haci Ismail 
Hakki Efendi Hazretlerinin ne kadar biiyiik biri oldugunu anlamasina yetmi§. 
Fakat firsat elden gitmi§tir. O'nun devamh olarak soyledigi "Firsat elde 
iken sarmahydri" ne icin soylendigi a§ikar olmu§tur. 

Seyyid Osman Hulusi Efendi, mur§idinin sirlandigi kabir ve hazirenin 
sonradan yapilan giri§ kapisina da bir kitabe yazmi§tir. 

Kabrinin ba§ ta§inda; 

Tariki Naksibend-i Piri Ebcel Mursid-i Kdmil 

Garibu 'llah-i Hakki Gavsu 'l-dzam Seyh Ismail Hakki Ihrdmi 

Engin gonlunde ytice murad-i hdsil oldu 

TOPRAK, topraga verildi Hakk-a vasil oldu. 

02.08.1969 



112 — Efendi Hazretleri bir gun Ali Barakla beraber Ulu Camiden cikarken, mer- 
divenlerin orta yerinde dump Ali Barak'a, 

"Haci gardaij, bu Ulu CamiV ye epeyce hizmetimiz oldu, acaba bize (eli He gos- 
tererek) fjuradan bir yer vermezler mi acaba?" diyerek cami oniindeki kabristandan 
bir yeri gosterir. Efendi Hazretlerinin irtihalinin ertesi gun Sivas'a gelen Ali Barak 
Efendi hazretlerinin kabrinin uzerine kapanarak, 

"Efendim burayi daha ewel bana gostermi§ti " diyerek alabildigince aglamijtir. 

113 —§ukril Sefa DAL AK Efendi anlatti. 

"Dedem Hakk'a yuriidiigunde yerel gazeteler giinlerce bahsetti. "Sivas 'in Bii- 
yiik Kaybi" "Davasi olan" "Mizaci elem" gibi ba§hklar ile duyuruldu. " 

114 — Cilssesi biiyiik olan iri yapih adam. Buradaki mana Biiyiik Pir. 



Menakib 57 

Hazire Kitabesi de §6yledir. 
Allah 'a hamd Rasul'une saldtu seldm 
Ve aid dlihi ve ashdbihi'l-kirdm 
Bu hazirede medfun Mesdyih-i izam 
Mefdhir-i ulemd hep muftiyyu'l-endm 
Hususan Ihramcizdde el-Merhum 
El-Hdc Ismail Hakki mursidi Islam 
Bu buk'a-ipdk dense, sezddir 
Min- riydztt 7- Cennet ve ddru 's-seldm 
Hizmet-u ihya eden zevdti 
Hakk eyleye Cennet-u Cemdl'in ikram 
Zdir bir Fatiha ihdd et ruhlarina 
Ihlds He oku kd ihtiram 
Ta'mir-i kitabesin yazan Hulusi Kemter, 
Bi-gufrdn-i hay hicride miskiyyu'l-hitdm 

Seyyid Osman Hulusi Ate§ (Hicri:1401) 

Geride biraktigi ah§ap bir ev ve cebinden cikan 49 lira paradir. O'nun 

yaninda dunyanin kiymeti bu kadar olmu§tur. Fakat dagittigi paralar ve hiz- 

metlerinde harcanan meblagin sirri ilahi hazinenin tasarrufunda pay sahibi 

oldugunu gostermi§tir. ~ Oyle ki, yeleginin cebinden ve cami kapisinda 



115 — Basra seyhlerinden bir zatm diinyahkca fevkalade zaruret ve ihtiyaci olup 
ekmege muhtag bir dervisi ile beraber medresenin bir harap odasmda kuru bir hasir 
ilzerinde Cenab-i Hakk'a ibadet il taat ve zikrullah ile vakit gecirirler iken bu zatm 
haline asina olan bir zat tarafmdan kendisine denilmis ki; 

"Bagdat'ta ehlulldhtan fildn zdta bir mektup yazip Dervi§ Muhammed'le gon- 
derseniz ve bir miktar dunyahk ihsan olunmak iizere Cendb-i Hak'tan dua ve niyaz 
olunmasini istirham edip onun dim ve tevecciihu sebebiyle biraz dunyahk tevecciih 
etse, pek giizel olur. Daha ziyade Cendb-i Hakk'a yakinlik olup diinya ve ahiret 
kurtulu$u bulursunuz" demesi ilzerine §eyh Efendi: 

"Bunun bu sozti Hakk'indir" diyerek o yolda bir mektup yazip Dervis Muham- 
med'e teslim ederek Bagdat'a gondermis. 

Dervis Muhammed, Bagdat'a gelip seyhin kaldigi tekkeyi sormus. Filan mahal- 
lede olan meydana karsi konaktir demisler. Dervis Muhammed oraya geldikte gor- 
mus ki, tarif ettikleri konak degil, bir saraydir. Kendi kendine demis ki, "Bu §eyhin 
tekkesi degildir, belki Bagdat padi^ahinin sarayidir" diyerek yine baslamis suna 
buna sormaya. Demisler ki; 

"A bicare dervi$, i§te sana gosterdik, bu saraydir onun yeri. Sen galiba tasradan 
gelmissin, bilmiyorsun o zdtin durumunu " demisler. Mecbur, Dervis Muhammed, 
saray kapismdan iceriye girip kapiciya mektubu gostermis. Kapici yanma bir adam 
katip kethilda Efendi hazretlerinin odasma gondermis. Dervis, kethilda Efendinin 
odasma dahil olup gormils ki, kethilda Efendi bir padisahzade gibi alicenap bir ko- 
sede oturmus ve odasi ise, padisaha mahsus bir odadir. Dervis Muhammed muhak- 
kak bilmis ki, nafile, biz yine yanhs geldik, bizim istedigimiz seyh Efendinin tekkesi 
degildir, bu bir padisah sarayidir. "Bakahm neticesi ne olacaktir! " demis. Mektubu 



58 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



kethilda Efendi hazretlerine takdim etmis. Kethiida Efendi, Dervis Muhammed'i alip 
beraberce Hazret-i seyhin huzurlarma goturmiis. Dervis Muhammed soyle kapi 
onilnde huzur ile selam dump soyle Hazret-i seyhe nazar etmis. Onu gormtis ki, 
gayet nefls ve enfes elbiseler icinde; sirtmda kollanm giymemis soyle omzuna almis 
on bin kurus kiymetinde ala bir kiirk; onilnde yasemin cubuk, milcevherli takim, 
gilya bir padisahtir. Artik odanm ziynetini sorma. Dervis Muhammed gonlilnden 
demis ki; 

"Boyle bir ehl-i diinyadan dua ve niyaz talep ediyoruz, fe-subhdnalldh Tedldl " 
deyip durur iken Hazret-i seyh ferman buyurmuslar ki; 

"Dervis Muhammed, gel bakahm suraya otur. " Dervis Muhammed gelip erkan 
minderi ilzerine oturmus. Hazret-i seyh, Dervis Muhammed'in seyhinden sual etmis. 
Oda; 

"Pek ziyade fakirlik iginde oldugundan biraz diinyahk igin dua ve niyaz ve te- 
vecciih buyrulmasini Efendimiz hazretlerinden istirham ederek fakirlerini Efendimi- 
ze gondermistir" demis. Hazret-i seyh buyurmuslar ki; 

"Cendb-i Hakk'in ildhi lutfve ihsdnina nihayet yoktur, dua ettim, Insdalldhu Te- 
dld, §eyh Efendi de bizim gibi ildhi nimete mazhar olurlar" , demis. O esnada alts 
veris memuru Hazret-i seyhin huzuruna girip demis ki, "Efendim, tekkenin iginde ve 
disinda bulunanlarin mevcudu iig yiiz nefere ulasmis olup bugiin kilerde bir dirhem 
yag ve bir tane piring yoktur, ferman Efendimizindir" demis. Hazret-i seyh buyur- 
muslar ki; 

"Gel su minderde olan kurku al da bedestene gotiir sat, akgesiyle yag, piring ve 
gerekli malzemeleri al" demis. Memur kurku ahp gitmis. Dervis Muhammed izin 
talep etmis ki, huzur-i seyhten disan crksm. Hazret-i seyh buyurmuslar ki; 

"Biraz daha muhabbet edelim. " Aradan az bir mtiddet gecip oda kapismdan bir 
aga iceriye girip koltugunda bir bohca getirip Hazret-i seyhin onune koymus, demis 
ki, 

"Efendim, defterdar Efendi kulunuz ellerinizi operler. Bugiin bedestende bir ktirk 
satrfir gormiisler; Efendimize layik bir kurktur diye aldilar, Efendimize takdim bu- 
yurdular ve kabulunil niyaz u istirham ettiler. " Hazret-i seyh buyurmus ki; 

"Memnun oldum, mahsus selam, dualar ederim. Getir oglum omzuma koy" de- 
mis. Aga da bohcayi acrp kilrktl cikanp Hazret-i seyhin omzuna koymus. Dervis 
Muhammed gormtis ki, memurun az once omzundan aldigi kurktur. Hazret-i seyh, 
Dervis Muhammed 'e hitaben buyurmus ki; 

"Dervis Muhammed, ben istemiyorum, Cendb-i Hak kemdl-i lutf u ihsdn-i 
ildhiyyesinden olmak iizere layik gormtis sebebler vasitasryla ihsan etmis. Haydi, 
sen de git de seyhine boylece soyle, selam dualar eyle; Cendb-i Hak ona da diinyahk 
ihsan etmistir" demis. Dervis Muhammed dontip Basra'ya gelmis, dogruca seyhin 
kaldigi medreseye gitmis. Sormus ki; 

"Bizim §eyh Efendi ne oldu, odasinda yoktur! " medresedekiler demisler ki; 

"Dervis Muhammed, senin seyhin sen gittikten sonra ehl-i diinyd oldu, simdi fi- 
lan mahallede bir biiyiik konak aldi, sdhib-i devlet sdhib-i dtinya oldu; hizmetkdr 
artik sual etme! " demisler. Dervis Muhammed i§i anlamis, derhal seyhinin konagma 
gidip Bagdat'taki Hazret-i seyhin selam, duasim arz ve ahvalini beyan etmis ve 
seyhi de memnuniyetle 

"Eksik olma Dervis Muhammed, senin sebebinle biz de Hazret-i seyhin duasina 



Menakib 59 

uzun kuyruklar halinde bekleyen fakirlerin eli hi? bos. donmemi§ ve 
Ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretlerinin parasinin da tukendigi 
g6rulmemi§tir. Onun dagittigi paralann darphaneden yeni fikmi§ paralar 
olduguna butun ihvan §ahit olmu§tur. 



mazhar olup bize de dunyahk ytiz gosterdi" buyurmuslar. (A591 Ibrahim Dede, As£i 
Dede'nm Hatiralan, hzl. Mustafa KOQ-Eyiib TANRIVERDI, Istanbul, 2006, c. IV, 
s. 1659-1660) 



60 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

B)TASAVVUFI HAYATI 

I- Intisabi ve muridligi 

Daha cocuklugunda bazi manevi haller zuhur etmi§tir. Ihramcizade Haci 
Ismail Hakki Efendi Hazretlerinin, Mur Ali Baba kuddise sirruhu'1-aziz (d. 
1805-h.y.t.l882) ile goriisjneleri kiiciik ya§larda aile buyiiklerinin gorii§- 
meleri ile olmasi muhakkaktir. 

ihramcizade kuddise sirruhu'1-aziz, Sivas'ta bulunan Rifai Tariki buyiik- 
lerinden Arab §eyh ismi ile bilinen Seyyid Abdullah Ha§im kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendi'ye teslim ohnusjur. Bir rivayete gore 5 yil hizmet et- 
mi§tir. 

ihramcizade Haci ismail Hakki Hazretlerinin ilk mur§idi olan Abdullah 
Ha§im El-Mekki kuddise sirruhu'1-aziz (Arab §eyh) in "Evlddim, senin 
nasibin bizden degil!" diyerek bir nevi izin vermesi ve validelerinin §eyhi 
Mustafa Haki kuddise sirruhu'l-azize oglunun durumunu anlatmasi ile 
manevi bagin temelleri atilmi§tir. 

Adliyede stajyer memur iken katildigi bir arkadas. grubuyla birlikte; 
"Tokatta bir §eyh var onun yanina gidiyoruz" dediklerinde O'da onlar- 
la gitmeye karar vermi§tir. 

Ziyaretten once goru§tukleri Pe§kircioglu Nuri Efendi, ihramcizade Ha- 
ci ismail Hakki Efendi Hazretlerine Seyyid Mustafa Haki kuddise sirruhu'l 
aziz Hazretlerini 50k 6vmu§tur. Ali Pa§a Camii'nde cemaate namaz kildiran 
Mustafa Haki Hazretlerinde her nasilsa sehvi secde hali zuhur etmi§tir. Na- 
mazdan fikip di§anda bekledikleri sirada kendisinden daha evvel bu yola 
intisap etmis. bulunan Pe§kircioglu Nuri Efendi; 

"§eyhim hig boyle bir §ey yapmazdi" diye soylenerek ovdiigii Efendi- 
sini du§unurken, caminin if kapisindan fikmakta olan Mustafa Haki Efendi 
Hazretlerinin gogsiiniin her iki tarafinda ALLAH yazih oldugunu goren 
ihramcizade Haci ismail Hakki Hazretleri, 

"Nuri Efendi! Sen benim gorduguntu gorsen hig bir §ey soylemezsin" 
demis, ve tam bir teslimiyet ile tekkeye yollanmi§lardir. 

Seyyid Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz Efendi, ihvani ile sohbet 
ederken huzura gelen ihramcizade Haci ismail Hakki Efendi Hazretlerine; 
"Sen, Haci Ai§e Hanim'in oglu musun?" Diye sorduklannda; 
"Evet, Efendim! " Diye cevap vermi§ler. 
Olan, olmu§, kainata can ve nur olacak hayatin kutsal dogumu gerfek- 

117 ^ 

le§mi§tir. Orada Seyyid Mustafa Haki Efendi ile tam§mi§ ve terbiyesine 



116 — Bazi kaynaklarda ve tezimizde yapmi§ oldugumuz bir hata; "Mur Ali Baba 
kuddise sirruhu'1-aziz ile Efendi Hazretleri gorusmustilr." 

117 — Efendi Hazretleri, o anda zuhur eden manevi hali sonradan cesitli sohbetle- 
rinde anlatmistir. 

"Gardafjlariml O an bana bir hal oldu. O hal, bu hal" 



Menakib 61 

girmi§tir. 

Haci Ismail Hakki Efendi huzurdan ciktiktan sonra Mustafa Haki 
kuddise sirruhu'l aziz Hazretleri ihvana doniip, 

"Iste su kapiya yakin yere oturup giden genci gordunuz mil? O, bizde 
ne varsa hepsini aldi gotilrdu" der. Daha sonra Efendi Hazretlerini taniyan 
ihvanlar bu mujdeyi O'na iletirler. 

1908 yihnda Ikinci Me§rutiyetin ilaninda Mustafa Haki kuddise 
sirruhu'1-aziz Hazretleri, Tokat mebusu olarak istanbul'a gitmis. ise, de Itti- 
hatcilar ve gayrimuslimlerin oylan ile meclis azahgi dusjirulmus. ve Istan- 
bul'da mecburi ikamete tabi tutularak kendisine Car§amba semtindeki 
Cebeciba§i mahallesindeki Mevlana Mustafa ismet Garibu'llah Efendi ko- 
nagi dergah olarak verilmi§tir. 

Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri 15 Ocak 1920 de Hakk'a 
yiiriiyene kadar dergahta postni§inlik gorevini ifa buyurdular. Kabr-i saadet- 
leri Fatih Camii haziresindedir. 

Mustafa Haki Hazretlerinin Istanbul'da bulundugu sirada ziyaretine gi- 
den Haci Mustafa Taki kuddise sirruhu'l-azize; 

"Sivas'ta ne var neyok, Ihramcwglu Ismail Efendi ne yapiyor" dedik- 
ten sonra, "Canim Ismail Efendi iyidir" demesi iizerine Haci Mustafa Taki 
kuddise sirruhuT-aziz Efendi, Sivas'a dondiiklerinde ihramcizade Ismail 
Hakki Efendi Hazretlerine gelip §6yle buyurmu§tur. 

"Ismail Efendi gozun aydin, Efendi Hazretleri senin igin Ismail iyi- 
dir" diye buyurdular. Haci Mustafa Taki kuddise sirruhuT-aziz Efendi ilave- 
ten 

"Onlarin iyi dediklerine Allah 'u Azimussan da iyi der." Buyurdu. 



"Bana bir nazar etti ki, ne oldugumu bilemedim. " 

"O heyecani tarif edemem. Efendim, bana o soruyu sorarken ellerimin yetjil 
bir renk aldigini gordiim. " 

"Iijte o anda ntanevi bir haz hissettim. Goziint, elint miir$idim oldu; O ben ol- 
du, ben ise, O oldunt. " 

Baska bir rivayette soyle gelmistir. 

"Gen? delikanli idim. Anam ile Tokat'a jeyhimi ziyarete gittim. Anam haci idi. 
Anam daha once sebebi veladetimizi (dtlnyaya geli^imizi) Ravza-i Pakiden Harem-i 
§erif hediyesi oldugumuzu soylemijti. §eyhim; 

"Oglunt! Nerelisin?" Bende; 

" Sivashyim, Haci Aise Hanimin ogluyum," dedim. Uzerimde till (cocuk) iken 
sarmdigim hac ihrami vardi. §eyhim ilzerimdeki elbiseye muhabbet etmijler. O 
muhabbetle ahir omtlr sermaye-i saadetimiz oldu. Fakir her ne kadar ilzerindeki 
ihram-i §erif begenilmijse de, hakikatte bejeri ihrami ve onda mahfuz (sakh) olan 
ilahi nimet-i ve maneviye olup §eyh Efendimiz ke^fi manevi ile ondaki kutsiyeti 
sevmijtir." (Gillbaba Cavit Kayhan) 



62 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

II- Seyhligi 

Efendi Hazretleri kirk ya§indadir. 

Tokath Pir Efendimiz Seyyid Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz Haz- 

IIS 

retleri Istanbul'da (m. 1856 / h.y.t: m. 15 Ocak Per§embe 1920) diinyadan 
gocmeden once oglu Bahaeddin Efendi ile teberriiken tesbihini, takkesini, 
ma§lahim ve benzeri hediyeler ile Sivas'ta bulunan ihramcizade Haci Ismail 
Hakki Efendi 'ye gonderdiler. 

Hakk'a yuriidiigii haberi Sivas'ta bulunan biitiin ihvani ziyadesiyle iiz- 
miis. biitiin ihvan giinlerce toplamp Kur'an okumu§lar, hatim indirmi§ler ve 
Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri ile ilgili ilahiler soylemi§tir- 
ler. 

Bir gece ihramcizade Haci ismail Hakki Efendi Hazretleri evdekilere; 

"Toplanin ve hazirhkh olun bir misafirimiz gelmek uzeredir" dedigi ve 
gece yansini miiteakip kapinin cahndigi ve gelenin ise, Mustafa Haki 
kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin mahdumu Bahaeddin Efendi oldugu 
g6rulmu§tur. 

Etrafa verilen haber iizerine biitiin ihvan ihramcizade Haci ismail Hakki 
Efendi Hazretlerinin evinde toplanmi§tir. Goru§me aglayip sizla§ma ve ko- 
nu§malar olurken Bahaeddin kuddise sirruhu'1-aziz Efendi; 

"Biz bur ay a bir vazifenin ifasi igin geldik. Durun evvela §u vazifemizi 
if a edelim" dedikten sonra, 

"Efendi Babam irtihalinden tig gun once oglum Bahaeddin bize yol- 
culuk gorundu. Bizden sonra ihvani kirami idare etme yetkisi Sivas 'taki 
Ihramcwglu Ismail Efendi'ye verildi. §u cubbemi, sarigimi ve tesbihimi 
kendisine teberriiken gotur ve vazifenin kendisine verildigini teblig et, 
buyurdular. Iste bende bugun bu vazifeyi teblig igin geldint" demi§tir. 

Efendi Hazretleri ise, heniiz Tokath Pir Mustafa Haki kuddise sirruhu'l- 
aziz Efendi'nin Hakk'a yuriimesi Sivas'ta duyulmadan dersiyle me§gulken 
gordiigii i§arete tabi olmayi uygun gormu§tur. 

ihramcizade Haci ismail Hakki Efendi Hazretleri, Mustafa Taki kuddise 
sirruhu'1-aziz Hazretlerini i§aret ederek, 

"Canim Haci Mustafa Efendi yasga bizden buyuk ve tarikatta da biz- 
den eski ve ayrica da suluk gormemis olmam hasebi ile bu vazifeyi onun 
yapmasi gerekir" demesi iizerine, oradaki ihvanlann da, "Ismail Efendi bu 
vazife sana verilmis. Vazifeyi ifadan kagamazsin" demi§lerdir. ihramcizade 



118 — (d. r. 1272/ h.y.t: r.15 Te?nsani 1336) 
119 — Efendi Hazretleri §oyle anlatmijtir. 



"Tokath Pir Efendimiz bir tarafta, Sivash §eyh Efendimiz de bir tarafta oturu- 
yorlardi. Pir Efendimiz yerinden kalkarak, Mustafa Taki Efendinin yanina geldi, 
bir sure sonra da kayboldu. Gordiim ki, Taki Efendinin simasi, Pirimizin mubarek 
yuzttne donmiis. Bizim bu gordugumuz isaret ile Taki Efendiye Hat etmek ve eksik 
dersimizi ikmal eylemenin gerekli oldugunu anladik. " 



Menakib 63 

Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri fikrinde israri ve yapilan uzun miizake- 
relerden sonra kabul ettigi takdirde bu vazifeyi vekaleten yiiriitmesi icin 
Mustafa Taki Hazretlerine teklif yapilmasini ister. Sabah namazi vakti yak- 
la§tigi icin topluca Mustafa Taki Hazretlerinin evine gidilerek, ahnan karar 
kendisine bildirilir. Onun da kabulii sonucu biitiin ihvanlar gibi ihramcizade 
Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri de Mustafa Taki kuddise sirruhuT-aziz 
Hazretlerine biat ederek hizmetlerine devam ederler. 

Efendi Hazretleri biitiin ictenligi ile Mustafa Taki Hazretlerine ihvan 
olup sonsuz edeb ile hizmet etmi§tir. Oyle ki, bir kis. giinii §eyhimin bir emri 
veya hizmeti olur diye kapisinda oturup beklerken, taniyan birisi yoldan 
gecerken onun iizerine bir kans. kar yagmi§ oldugunu gormu§tur. Ertesi giin 
e§i Haci Zeynep Hamm'in babasina gidip, 

"Yahu Haci Hasan Efendi! Bu senin damadin deli midir, mecnun 
mudur, nedir? Gece yarisi Haci Mustafa Efendi'nin kapisina oturmus, 

120 

iizerine de bir kans karyagmisti" 

Bu minval iizere 1925 tarihine kadar Mustafa Taki kuddise sirruhuT- 
aziz Hazretlerine hizmet eder. Bu arada Sivas Urdunlunun Konagi diye 
adlandinlan mekanda 23 ki§i ile beraber 21 gunluk seyri suluk dersini ik- 
mal etmi§lerdir. 

Mustafa Taki Dogruyol kuddise sirruhuT-azizin (m. 18 Agustos 1925) 

121 

Hakk'a yuriimesi ile Ihramcizade Haci Ismail Efendi Hazretlerine zahiri 
ir§ad vazifesi tekraren intikal eder. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri, Mustafa Taki kuddise 
sirruhuT-aziz Hazretlerinden bahsedildigi zaman; 

"Canint, Haci Mustafa Taki Hazretleri, bizim suluk seyhimiz" diye de- 
falarca ifade ettigi g6rulmu§tur. 

Mustafa Taki kuddise sirruhuT-azizin Hakk'a yuriimesinden sonra yu- 
kanda bahsedilen olay unutulmus, ve sikintih donemler ba§lami§tir. 
ihramcizade Haci ismail Hakki Efendi Hazretleri ilk zamanlar ihvanin da- 



120 — Aliyytll Havvas kuddise sirruhu'1-aziz buyurur ki; "Din dlimlerine dil 
uzatmaktan sakinin. Qiinkii onlar, Allah Tedld 'ran isim ve sifatlannin kapicilandir. 

Velileri inkdrdan sakinin. Qiinkii onlar, Allah Tedld'nin zatinin kapicilandir. 

Bir §ey yapmak istiyorsaniz, size yakisani yapin. Insanlar, bir sey vermediginiz 
iqin sizi cimrilikle itham etmesinler, bu yiizden size karsi cikmalarina meydan ver- 
meyin. Qiinkii veli olmanin sartlarindan biri de sudur: 

Bu gibileri, yanlarinda bin dinar olsa da bunu bir fakire verseler, verdikleri pa- 
ranin onlarin nazarindaki kiymeti, toprak uzerinde bulunan bir cakil tasindan daha 
kiymetsizdir. " 

"Yemin ederim ki, talebeler, Allah Tedld'nin diinyayi yarattigi gunden yok ede- 
cegi giine kadar, hocalarinin huzurunda kor bir ates uzerinde otursalar, dogru yola 
girmeleri iqin yol gosterip engelleri ortadan kaldiran hocalarinin haklarini odeye- 
mezler. " 

nl — (r.18 Agustos Sah 1341) 



64 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

gilmasindan miiteessir olmu§tur. Bu dagmikligin yiiziinden Garibu'llah (Al- 
lah Teala'nin garib kulu) lakabini kullanmi§tir. Memuriyeti ile beraber 
manevi vazifesini yuriitmeye ba§lami§tir. Cevre kasabalara (Koyulhisar, 
Zara, Guriin, Darende) ziyaretler yaparak ihvan yeti§tirmeye cah§mi§tir. 
Ilk zamanlar az olan ihvan daha sonra fig gibi buyumeye ba§lami§tir. 

Bu arada Bahaeddin kuddise sirruhu'1-aziz Efendi ihvanin kendisini 
§eyh tanimalan korkusu ile yaptigi hac donu§unde §am'a yerle§mi§tir. 

ihramcizade Haci ismail Hakki Efendi Hazretleri her hac seferinde §ey- 
hinin oglu oldugu icin Haci Bahaeddin kuddise sirruhu'1-aziz Efendi'yi ziya- 
ret etmis. ve hediyeler sunmayi kendilerine bir vazife saymi§tir. 

lll- Gavshgin ve Kadiriligin Verilmesi 

ihramcizade Haci ismail Hakki Efendi Hazretleri bu konu hakkinda bu- 
yurdu ki; 

"Gardaslarim! 1955 senesinde Seyyid Abdulkddir Geyldni kuddise 

123 124 

sirruhu 'l-aziz Hazretleri vazifesini bi-zdtihi temessul ederek beseri 



122 — GAVS: Yardim eden. Evliya arasmda kullara yardimla vazifelendirilen veli 
zat. Muhyiddin-i Arabi kuddise sirruhu '1-azize gore gavs, medar kutbudur. Imam-i 
Rabbani kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerine gore ise, medar kutbundan ayn ve daha 
yilksek olup, ona yardim edicidir. Bu sebeble, medar kutbu bircok islerinde ondan 
yardim bekler. Ebdal makamlarma getirilecek evliyayi secmekte bunun rolil vardir. 

Gavs-i A'zam: Bilyilk gavs (yardimci). En meshuru Abdillkadir Geylani kuddise 
sirruhu'1-aziz hazretleri dir. 

Gavs-ii Sakaleyn: Insanlara ve cinlere yardim eden bilyilk veli. 

123 — §ah Hasim Risalesinde yaziyor ki; Allah Teala kullanndan birini veli yap- 
mak dilerse, onun Rasultlllah sallallahil aleyhi ve sellemin huzuruna gotilrillmesini 
emreder. Efendimiz sallallahil aleyhi ve sellem emreder ve 

"Oglumuzu, Seyyid Abdulkddir Geyldni kuddise sirruhu 'l-aziz Hazretlerine go- 
turun, veldyete layik olup olmadigini arastirsin " buyurur. 

Seyyid Abdillkadir Geylani kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerine gottlrtlltlr. Eger o 
zat-i velayete layik gortlrse, ismini Muhammedi Defterine yazar. Milbarek milhtlrle 
mtlhtlrler ve Rasultlllah sallallahil aleyhi ve sellem'in emri ve tasdiki konur. O zat-a 
velayet, berat ve hilafet tertip edilip zamamn gavs-i vasitasiyla sahibine ulastmhr. O 
veli makbul ve korunmuslardan olur. Bu vazife kiyamete kadar Abdillkadir Geylani 
kuddise sirruhu 'l-aziz Hazretlerine verilmistir. Baska gorevlisi de yoktur. Bu ise 
yalmz bakmaktadir. Her asirda kutuplar, gavs ve btlttln veliler O'ndan feyz almakta- 
dirlar." (L Hakki ALTUNTAS, Kutsi Dua, 2006, s.207) 

124 — Temessul hadisesi ehlullah igin normal hadiselerdendir. Mesela; 

RebiytilevveFin 29. gtlntl dervislerle sohbet ederken Hz. Rasultlllah sallallahil 
aleyhi ve sellem Aziz Mahmud Htldayi kuddise sirruhu'l-azize gortlntlp oturdugu 
seccadenin tlzerine gelmistir. Muharrem'in 24. gtlntl Cuma namazmm son stlnnetini 
kilarken Bayezid Bestami kuddise sirruhuT-azizin gen9 bir insan suretinde gelip 
mecliste oturdugunu gormtlsttlr. Cemaziyeltlla aymda Aziz Mahmud Htldayi mih- 
rapta otururken ve dervisler zikrederken kalp goztlnden perdeler kalkmis, Hz. 



Menakib 65 

dlemde bize teslim etti. " 

1955 senesi Ulu Camii'nin de ibadete acihna senesidir. Yine, 
ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri ihvanlan ile Ulu Camii 
civanndaki yolda giderken buyurdu ki; 

"Gardcujlarim! Yeryuzunde, bu minareden daha yttksek minare yok- 
tur. " 

Aynca sohbetlerinde ise; 

"Garda§lanm! Gavshk Kadiri'lerden Nak§i'lere verildi" diyerek ka- 
vu§tugu makami remzen izhar ederlerdi. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri ile Hz. Abdiilkadir 
Geylani kuddise sirruhu'l-azizan arasindaki durumdan dolayi, bu koldaki 
yiiksek makam-i hilafet, intikal etmeyip ruhaniyet ile ibkasina sebep oldu. 
Bu nedenle Efendi Hazretlerinden sonra kendi kolundan gelen halifeler li- 
sanlanyla 'ben §eyh oldum' diyememi§tir. Ancak zamanla Ihramcizade Haci 
Ismail Hakki Efendi Hazretleri bazi kimselere umumi olmayan hususi vazi- 
feler tevdi etmi§tir. 

Tasavvufi kaynaklarda maneviyatta riitbe tayin etmek Hz. Abdiilkadir 
Geylani kuddise sirruhu'l-azize ait oldugu bildirildiginden 1955 yihndan 
sonra bu vazife ihramcizade Haci ismail Hakki Efendi Hazretlerine gectigi, 
ke§f sahibi maneviyat ehlince sabit oldugu ve halen devam ettigi sabittir. 
Herhangi bir nedenle Efendi Hazretlerine muhabbetiyle yeni nesilden bag- 
lanmak isteyenler veya baska bir kolun §eyhine tabi olanlar, manevi miiraca- 
atlanna icabet edildigi muhakkaktir. 

Mevlana Emanullah Lahori kuddise sirruhu'1-aziz anlatiyor. 

"Pencab koylerinin birinde oturuyordum. Gavsii's-sakaleyn Seyh'iil ins ve 

cin Abdiilkadir-i Geylani kuddise sirruhu'l-azize tarn bir muhabbet ve ihlasim 

vardi. Bes vakit namazdan sonra ruhlarma dua ve Fatiha okurdum. Halvette 



Rasulullah sallallahtl aleyhi ve sellemin mazhar-i zat-i rabbani ve cami-i cemi-i 
esma ve sifat oldugu (yani butiln ilahi isim ve sifatlara sahip oldugu) kesf olunmus- 
tur. (Aziz Mahmud Htldayi Uluslararasi Sempozyum Bildiriler, Ist-Uskildar Beld. 
2006, c. I, s. 226) 

125 — Anlatilan hadisenin gegtigi yer bugiln Ihramcizade Mehmet Kazim Toprak 
Efendi Hazretlerinin ailesiyle kaldiklan evdir. Bu olay hakkmda gorils almak icin 
mtlracaat edilebilir. 

126 — Gavstan Yardim Isteme Usultt: 

Sikmtida olan bir kimse gavs-i vesile edip Allah Teala'ya yalvanrsa derhal sikm- 
tisi gider. §iddet anmda her kim O'nun ismini anarsa derhal rahata kavusur. Gavs 
Hazretlerinin yuzil suyu hurmetine diyerek, her kim Allah Teala'dan dilekte bulu- 
nursa, derhal isi gorillur. 

Iki rekat namaz kilimr. Her rekatmda Fatiha'dan sonra on bir Ihlas okuyarak, iki 
rekat namaz kihmr. Selamdan sonra da on bir defa Rasulullah sallallahtl aleyhi ve 
selleme salat ve selam getirip gavsm ismini anarak yalvanrsa, Allah Teala'nm izni 
ve yardimiyla derhal isi gorillur. 



66 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

iken, o biitun insanlarm miirsidme tam bir miinacat ve arz-i hacet ederdim. 
Teheccild kilar, Kur'an-i Kerim okur, zikr ve diger nafilelerle de mesgul olur- 
dum. Bir gece, uyku ile uyamklik arasmda Abdiilkadir-i Geylani kuddise 
sirruhu'l-azizi gordilm. Basimi ayaklarma surdiim. Buyurdular ki, 

"Zahiren de bir murfjidin bulunmasi zaruridir." 

"Zamanimizdaki me^dyihdan hangisine gitmemi emrederseniz, ona gide- 
yim, " diye arz ettim. Buyurdular ki, 

"Serhend'de zahir ve bdtin ilimler sahibi §eyh Ahmed Faruki isminde bir 
aziz vardir. " O sabah yilzlerce dert ve yanma ile Hazret-i Imam'm ytlksek hu- 
zurlarma kavujmak ifin yola fiktim. Yanlarma gidince, gordugilm ruyayi arz et- 
tim ve inayet etmeleri ifin yalvardim. Zikir talim eyleyip, cezbe ve hallere ka- 

127 

vujturdular. Gordilklerimi orada da gordilm." 

Efendi Hazretlerinin gavsiyetini, kabir kitabesini yazan Seyyid Osman 
Hulusi Efendi kabul ve ikrar etmi§tir. §6yle ki; 

Tariki Nak§ibend-i Pir-i Ebcel Mur§id-i Kamil 

Garibu 'llah-i Hakki Gavsu'l-dzam Seyh Ismail Hakki Ihrdmi 

Engin gonlilnde yttce murad-i hdsil oldu 

Toprak topraga verildi Hakk-a vasil oldu. 

02.08.1969 

Efendi Hazretlerinin gavsiyeti hakkinda Turkelili Mevlana Kiifiik Hiise- 
yin Efendinin bize anlattigi menakibi bu kisimda aktarmayi uygun gordiik. 

1966 yihnda Haremi §erifte Adanah Ramazanoglu Mahmud Sami 
kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin yanina oturdum. Bize dondu. 

"Haci Garda§! Sivas'a mi intisaphsin? " dedi, sukut ettim. Haci Sami 
Efendi; 

"Gttzel yerden yapismissin, gttzel yerden vurmussun" dedi. Biraz siikut 
durdu ve dedi ki; 

"Fuyuzdt Sivas'a iniyor. Taksim ediliyor. Bize ayrilan kepge kadarpa- 
yimizi siz kardeslerime taksime vesileyiz. Vesilesiz vasil olunmaz" 



1966 yihnda Sivas'ta vekalede Efendi Hazretleri gelmeden Damadi 
Hayyat Mehmed Efendi anlatti. 

"Bir seher vakti uyandigimda ablaniz (Efendi Hazretlerinin kizi Hayriye 
Hanim) yataginda oturmus aghyordu. Bende "Ne oldu" dedim. Ablaniz dedi 
ki; 

"Biz diger ihvane hanimlarla beraber Yukaritekke 'de medfun sahdbi 



127 — Muhammed Hajim Kijmi, Berekat Imam-i Rabbani Ve Yolundakiler, trc. 
A. Faruk Meyan, 1st. 1980, s. 455 



Menakib 67 

Abdtilvahhab Gazi Hazretlerini ziyarete gittik. Ttirbeyi ziyaret edip bir 
fatiha tig Mas ve tig salavdt-i serife okuyup, "Ya Rabbi bu ziyaretimizi 
salihlerin ziyareti gibi kabul ve makbul et," dedim. "O anda akhma 
dustu ki, Ya Rabbi Habibinin yuzunu gormeyen, sozunu duymayan bizlere 
ashdbini ziyaret etmeyi liltfettin. §ukrunu edd edenlerden bizi ayirma" diye 
dua ettim. Gece Abdtilvahhab Gazi Hazretlerini rtiyamda gordtim. Bana; 

"Evladim bizi ziyaret ettin, guzel ettin. Fakat senin dyle bir baban var 
ki, Allah Tedld onun gozunden bu dleme nazar ediyor. Fuyuzdti ildhi 
onun izni He dleme dagihyor. Baskasindan medet ummak tastan medet 
ummaya benzer. " dedi, onun igin aghyorum. " Hayyat Mehmet Efendi sozle- 
rine §u §ekilde devam etti. 

"Gardasim! Ablaniz geng yasta Hakk'a ytirtidti. Oyle icap etti. Bende 

evlenmedim. f$eyhimin sevgisi tisttine sevgi tutmadim. " 
*** 

Hulusi Efendi Mekke'de bize bir sohbetinde buyurdu ki: 

"Efendimle dort defa Kudtis yoluyla Hacca geldik. Ilk tig haccimizda 
Kudtis 'tela Mescid-i Aksa 'daki dlimlerden higbir kimse seyhimin ontine ge- 
gip namaz kildirmadi. §eyhimizin ilim sahibi oldugunu gormtisler. 1967 "de 
dbrdtincti haccimizda yine Mescidi Aksa'ya ugradik. §eyhimize bu sefer 
itibar etmediler. Bunun tizerine geyhim, 

"Oglum Hulusi! Baslarina bir musibet gelecek. " dedi. O sene tsrail 
Kudtis 'e girdi. 

f$eyhimle Mekke 'ye geldik. Arafat 'tan dondtikten sonra Mina 'da Mescid- 
i Hayf da kimse ontine gegmedi, seyhim imamhk yapti. Oradaki dlimlerden 
birisinin bu hal acayibine gitmis ve dikkatini gekmis. Bu kadar gok dlim var- 
ken bu kisiye nigin imamhk yaptiriyorlar, diye. Bu dtistinceler igindeyken 
Efendi Hazretleri cemaate ytiztinti donmtis ve manevi bir el cemaatin tizerin- 
den gegerek seyhime opttirdtigtinti gormtis. O zat hatasini anlamis ve ayaga 
kalkti: 

"Gardaslarim ben bir hataya dustum. Benim uzerime basmadan kim 
bu kapidan gegerse Allah Tedld haccini kabul etmesin. " Cemaat tizerinden 
zarar vermeyerek gegtiler. Doha sonra Efendi Hazretleri yerinden kalkarak 
geldi ve 

"Kalk Gardasim! Kalk, kabul (bagislattik) ettirdik seni. " geyhimin elini 
optti ve oradan ayrildi. Bu olaydan sonra Islam dlimleri daha gok Sivas 'a 
geldiler. " 



j*->JWa!l oU-P /** CA^_ii uS ,_£jU<ll i_j\— *jjI jjjt- Ojlij ^Jj^j "■* J-c-^ ^J 1 1 '" 



Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



IV — Efendi Hazretlerinin hayatindaki Dokuz sayisinin sirri 

Eski Turklerde dokuz, kutsal ve onemli bir sayidir. 

Turk kaganlannin dokuz tugu bulunurdu. Osmanh Tiirklerinde de gorii- 
len, verilen armagamn dokuz sayisi ile olciilmesi gelenegi 50k eskilere daya- 
nir. 

"Dokuz" kelimesinin Eski Tiirkcedeki soyleni§i tokuz'dur. Eski Tiirk 
boylannin kimilerinin adlannda dokuz sozciigii gecer. 

Mesela; Tokuz Oguz (Dokuz Oguz), Tokuz Ogur (Dokuz Ogur), Tokuz 
Tatar (Dokuz Tatar). 

Dokuz sayisi, Tiirkler'in destanlannda da cokca gecer: dokuz agac, do- 
kuz boy, dokuz dalh agac, dokuz dev, dokuz felek, Dokuz Oguz gibi. 

"Rivayetlere gore Ahmed Yesevi kuddise sirruhu'1-aziz dergahmda yetisti- 
rildikten sonra Hind kitasmdan Idil boylarma, Qin seddinden Tuna kenarlarma 
kadar uzanan genis bir cografyaya teblig ve irsad goreviyle gonderdigi dervisle- 
rinin sayisi doksan dokuz bindir. Bu doksan dokuz bin rakami, sayi olarak tarn 

129 

tamma olmasa bile coklugu ifade etmesi yonilnden gercege isaret eder." 

Sonuc olarak dokuz ve dokuzun katlan olan doksan, dokuz yiiz, dokuz 
bin sayilan Tiirk kulturiinde onemli bir yere sahiptir. Bu sayilar, kutsal olan 
varhklar ifin kullanildigi gibi kahramanlar ifin de kullanilmi§tir. Aynca 
Tiirkler'in onemli kutlama gunlerinin tarihlerinde de dokuz sayisina rastlanz. 
Devlet yonetimine de i§leyen dokuz sayisi cografi adlarda da gorulmu§tur. 

Kimi tarihfiler Tiirkler'in atasi olan Yafes'in ogullanni da dokuz sayar- 
lar. Bundan dolayi Tiirkler ugur dileyerek dokuz iizerine hesaplanni yapar- 
lar. 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin §eriatina uygun olarak da "do- 
kuz" sayisinin oteki sayilara iistiinliigii afiktir. Ciinkii Allah Teala'nin giizel 
adlan doksan dokuzdur ki, dokuz ondan ve dokuz birden meydana gelmi§- 
tir. Alemlerin sayisi on sekiz bindir. 

130 

Ashabin arasinda yapilan derecelendirmede dokuz tabakadan olu§ur. 



129 — Hz. Sultan Hoca Ahmed Yesevi kuddise sirruhu'1-aziz Divan-i Hikmet, 
TDV Yaymlari, 2003, s.3 

130 — Islam Tn yayicisi ve miljdecisi muhterem Rasuliillah sallallahii aleyhi ve 
sellem oldugu igin onun sohbet serefine erenler, mtisltimanlar arasinda btlytlk bir 
kiymet ve itibara sahiptir. Iste ashab dedigimiz kimseler, ilmmetin bu bahtiyarlandir. 
Ancak ashabmda derecesi bir degildir. Bu derece, onlarm kendi kisiliklerine ait fa- 
ziletlere, Islam'a ettikleri hizmete ve IslamT kabul hususundaki siralarma goredir. 

Buna gore Ashab mertebelerine gore dokuz tabakaya aynlmistir. 

Birinci tabaka: cennetle miljdelenen on kisi, btlttln ashabtan ilstundur. Ilk dort 
halite, yani Hz. Ebtibekir, Hz. Omer, Hz. Osman ve Hz. Ali, Hz. Talha, Hz. Zilbeyr, 
Hz. Sa'd, Hz. Said, Hz. Abdurrahman ve Hz. Ebu Ubeyde radiyallahtl anhilm. 

ikinci Tabaka: Hz. Omer radivallahu anh'in Islam olmasmdan sonra 



Menakib 69 

Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemin nubiivveti tamamlandigi zaman 
eslerinin sayisi dokuz idi. 

Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemin sava§larda kullanmak iizere 9 
kihci . 7 zirhi, 6 yayi, 2 kalkani, 5 mizragi, 2 migferi vb. silah ve techizati 

j 131 

vardi. 

Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem 12 yil 5 ay 13 gun Mekke'de, 9 yil 
9 ay ve 9 gun Medine'de olmak iizere toplam 23 yil peygamberlik yapmi§- 

, 132 

tir. 

Dokuz sayisinin Ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretlerinin 
hayatinda onemli bir yer tuttugunu, hatim hocasi olan Mesudiyeli Cavit 
Kayhan'in banttan kendi sesinden bizzat dinledigimiz menkabeden duyduk. 

Menkabe §6yledir. 

"Bir tarihte Istanbul 'a §eyhime harghk olarak dokuz altin gonderdim. 
§eyh Efendimde birinin dokuz altin borcuna kefil olmus. Kefalet parasi igin 
dokuz altin istendigi an bizim gbnderdigimiz dokuz altinin havalesi eline 
gelmis. §eyhim bu halden gayet memnun ve mesrur olmuslar. Alem-i vakiada 
(manevi halde) iki elini kaldirmis ve bir parmaginin kapah oldugunu gor- 

mtisltimanhgi kabul edenler olujturur. 

Uciincu Tabaka: A kabe'de ilkonce biat eden Ensar, 

Dordiincu Tabaka: Akabe'de ikinci kez biat eden Ensar. 

Besinci Tabaka : Rasulullah sallallahii aleyhi ve selleme hicretinde Kilba'da yeti- 
sen Muhacirler. 

Altmci Tabaka: B edir savasmda bulunan Muhacirler ve Ensar. 

Yedinci Tabaka: Bedir Savasiyla Hudeybiye Seferi arasmda hicret edenler. 

Sekizinci tabaka: §ecere-i Ridvan (Hosnutluk agaci) altmda biat eden Ashab. 

Dokuzuncu Tabaka: Hudeybiye Antlasmasi'ndan sonra gelen muhacirler. 

Bu tabakalarm icinde ulu ashabdan bazilan, Suffe Ashabi arasmda seckin kisiler 
vardi. Bu kisiler Ashab arasmda yiyecek, giyecek gibi seylerden veya yatacak yer- 
den mahrum bazi fakirlerdi. Bunlar icin her aksam Efendimiz sallallahii aleyhi ve 
sellemin kutlu evinin avlusunda bir sofra kurulur ve onlerine kavrulmus arpadan 
meydana gelen bir kap yemek konurdu. Bunlar, geceleri Efendimiz sallallahii aleyhi 
ve sellemin mescidinin kuzey yanmdaki sofasmda yatarlardi. Suffe (sofa) ehlinin 
sayisi hakkmda rivayetler cesitlidir. 10, 30, 70, 92, 93, 400 kisiydi diyenler vardir. 
Bunlar icinde Medine'de hemserisi olmayanlar vardi: Bazilan; 

Hz. Ebu Zer Gifari, Hz. Ebu Said Yemeni, Hz. Huzeyfetii'1-Absi, Hz. 
Vesiletii'l-Leysi radiyallahii anhiim, 

Bazilan da kole iken mtlsltlman olanlar Hz. Ebu Mevhibe, Hz. Ammar, Hz. 
Bilal Habesi, Hz. Habbab, Hz. Selman Farisi, Hz. Suheyb Rumi radiyallahii 
anhiim. 

Hz. Sa'd bin Ebi Vakkas radiyallahii anh'm da bir arahk Suffe ehli arasmda 
bulunmus oldugunu rivayet ederler. (AYNI, Mehmet Ali, Tasavvuf Tarihi, sadelesti- 
ren H.Rahmi YANANLI, Istanbul, 2000, s. 1 82) 

131 — Ibn Kayyim, Zadu'1-Mead, 1/120-121. 

132 — OZDES, Talip, Vahiy ve Islam Tebliginin Krono Cetveli, Sivas, 1994, s.7 



70 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

dilrn. Emanet yerini buldu. Dokuz parmak dokuz altin oldugu isareti He ema- 
netyerini bulmus oldugunu kabul ettim. 

Bu arada ziyaret arzusu gbnltimti yaktt ve ziyarete tesebbtis ettim. Vez- 
nedarim, yanimdaki arkadasin elide egri (hirsizhk halleri olan) acil durum- 
da parayi sayip teslim etme mtimktin olmadi. O zaman seferi zamani 
(l.Dunya Sava§i) oldugundan bir lira igin bir adam asihyordu. Arkadasa; 

"Ben §eyhimi ziyarete gidiyorum. Senin vicdanina birakiyorum" de- 
dim. 

Maasim tig altin idi. Birinden tig altin daha aldim. Ziyarete niyetlendim. 
Bende gidiyorum diyenlerle dokuz arkadas olduk. Karda kista vasita yok. 
Samsun 'a yaya geldik. Vapura bindik. Vapur lebaleb (gok kalabahk) dolu 
oturacak bir yeri ancak kademhaneler (tuvalet) yaninda bulduk. Ve orada 
istanbul'a geldik. §eyhimi ziyarete gidiyorum diye oranin husumeti (kotti 
kokusu) bana misk-ti amber gibi geldi. Istanbul 'a geldik. Dokuz gun kaldik 
ve yolcu olduk. Bu gidis gelisimiz mecburi ve mebrur idi. 

" ' Gardaslarim! Sizi buraya getirip goturen o gidisimizdir. Ne oldu ise, 
o gidisimizde oldu. Iste seyh sevgisi ve nisani olan dokuz altin, dokuz ar- 
kadas, dokuz sun ziyaret ve dokuz sun volculuk; dort dokuz bir araya gel- 
di. Bunun manasi Ciharydr Guzin (Dort Halife radiyalldhu annum) gel- 
meleri He kirka bulug (ulasti) etti 

Bunun sirri kitaplara sigmaz. " 

V — Mevlevilisin verilisi 

Kitabimizin birfok yerinde Hz. Mevlana kuddise sirruhu'l-azizden ba- 
hisler ge<?er. Bunun nedeni Efendi Hazretlerinin Hz. Mevlana'dan icazetli 
olmasindandir. Bu izin hakkinda §u menkabesi me§hurdur. 

Efendi Hazretleri buyurdu ki; 

"Konya 'ya bir is gitmistik orada ihvanimiz yoktu. Konya 'da hig tanidi- 
gimiz olmadigi igin otelde kaldik. Buraya gelmis iken once §ems-i Tebrizi'yi 
sonra Mevlana 'yi ziyaret edelim dedik. Ziyaretimizde Mevlana 'nin ruhaniye- 
ti He gortisemedik. Canimiz sikildi. Kendi kendimize; 

"Ismail bu hata sendedir. Mevlana milrsid-i kdmildir. O'nu dunya 
diem bilir" dedik. Bu hal He otele vardik. Qok gegmeden Mevlana tesrif 
buyurdular. Rtiya falan degil, sizinle nasil gortistiyorsak, aynen oyle. Uze- 
rinde deve ytintinden abasi ve elinde asasi vardi. Selam verdi. 

"Ismail Efendi! Bizim ayagimiza kadar geldigin igin karsiniza gikma- 
ya hayd ettik. Bizim sizi Konya sinirinda karsilamamiz icap ettiginden bu 
hal zuhur etti. " dedi. 

Iki saat onunla sohbet ettik. Bana "su an, bizim kolumuza bakacak 
kimse kalmadi. Onu size emanet ediyorum Dedi. Sohbetimizden sonra 
ayrildi. Ben Konya 'da iki, tig gtin kalacak idim. Fakat bu hadiseden dolayi 
Mevlana, Cendb-i Hakk'a niyaz eder, bizi Konya 'da biraktirir diye hemen 



Menakib 71 

ayrildik. Qtinkti Allah Tedld bu kullarinin isteklerini ret etmez. " 
Iki dlemde tasarruf ehlidir ruhu veli 
Deme kim bu murdedir, bunda nice derman ola 
Ruh §im§iri Huda 'dir ten gdafolmu§ ana 
Dahi aid kdr eder bir tig kim uryan ola 

Efendi Hazretlerinin hayati incelendiginde du§uncesi Hz. Mevlana 
Celaleddin Rumi kuddise sirruhu'l-azizden etkilendigi ve sohbetlerinde onun 
uzerinde durdugu konular ve "varhk-yokluk" konusu O'nun ne denli bir 
Mevlevi dedesi olduguna da i§arettir. 

VI — 12 tarikatten icazetli ve icazet veren olmasi 

Efendi Hazretleri bircok kere buyurdular ki, 

"Gardcujlarim, btttttn dunya bu kapidan suyunu igiyor. " "Zaten ezelde 
tani§mami§ olsa idik burada bulu§mamiz mumkun olmazdi. §eyhimin 
hakka yurumesinden sonra bu mukaddes vazife bize verildi. 12 tarikati 



133 — Bir gun Uftade Efendi Hazretlerine Molla Htinkar Hazretleri (Mevlana) 
ruhani gelmisler, bulusmuslar. "Gahice bizi de amn. Mesnevimizi nakledin." Diye 
buyurmujlar. Ravi rivayet eder ki, bir kimse Hazret-i azizle bulujmaya gelmi§ idi. 
Gorse ki, iceride bir gurultil var, Hazret-i azizin huzurunda adam var diye iceriye de 
girmemij. Bir zaman sonra iferi girdikte Uftade Efendi Hazretleri buyurmuslar ki, 
"Kuzu, Konya'dan Molla Htinkar (Mevlana) geldi. Bize bir ktllah getirdi ve "Bizi 
de amn." Diye buyurdular ve "Mesnevimizi nakledin." Diye tembih buyurdular." 
§imdi Molla Htinkar hazretleri bu zamandan nice yil once dar-i fenadan dar-i beka- 
ya nhlet buyurmuslar. Hasa ki, onlar olmezler ve dahi onlan oldtl diye itikad etme- 
mek gerektir. Ravi rivayet eder ki, Uftade Efendi hazretleri nice zaman Molla Htln- 
kar'm nefes-i serifeleriyle Mesnevi-i §erifi nakl buyurmuslar. (Htisameddin 
Bursevi, Menakib-i Hazret-i Uftade, 1st, 1996, s.93) 

134 — Tarikatlann tasnifi ashnda 12 den fazladir. 12 sayisi ashnda semboliktir. 

Ahmed Mtlnib kuddise sirruhu'1-aziz Efendi'nin 1306 yilmda basilan Mir'at-i 
Turuk adh eserinde faydalamlarak tesbit edilen tarikatlann adlan ve kuruculan su 
sekildedir. 

1-Kadiriyye: Abdtllkadir Geylani kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu.. 

2-Rifaiyye: Ahmed Rifai kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

3-Bedeviyye: Seyyid Ahmed Bedevi kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 
Daha 90k Misir'da yaygmlasti. 

4-Dussukiyye: Burhaneddin Ibrahim Dussuki kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan 
kuruldu. Daha 90k Misir ve Sudan'da yaygmlik kazandi. 

5-Kiibreviyye: 1221'de Harizm'de vefat eden Necmeddin Ktlbra kuddise 
sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

6-Halvetiye: Omer Halveti kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. Islam dtln- 
yasmm en yaygm tarikatlarmdan oldu. Bugtln kirktan fazla kolu var. 

7-Siihreverdiyye: §ihabtlddin Omer Stlhreverdi kuddise sirruhu'1-aziz tarafm- 
dan kuruldu. 



72 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

bize teslim ettiler. Biz bakiyoruz. " 



8-£e§tiyye: Muinilddin Hasan Cisti kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan Hindis- 
tan'da kuruldu. Hindistan'm ilk ve en bilyilk tarikati oldu. 

9-Yeseviye: Ahmedi Yesevi kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan. 11. yiizyilm 2. ya- 
nsmda kuruldu. 

10-Sa'diyye: Seyyid Sadeddin Cibavi kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

11-Mevleviyye: Mevlana Celaleddin-i Rumi kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan 
kuruldu. 

12-Sazeliye: Ebu'l-Hasan Sazeli kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

13-Halidiyye: Zillcenaheyn Halid Ziyaeddin kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan 
kuruldu. 

14-Ekberiyye: Muhyiddin ibnil'l-Arabi kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kurul- 
du. 

15-Nakfibendiyye: Bahaiiddin bin Muhammed el-Buhari kuddise sirruhu'1-aziz 
tarafmdan kuruldu. 

16-Bayramiyye: Haci Bayram Veli Ankaravi kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan 
kuruldu. 

17-E§refiyye: Esrefoglu Rumi kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

18-Miiceddidiyye: Imam Rabbani kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

19-Celvetiyye: Aziz Mahmud Htldayi kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

20-Medyeniyye: Ebu Medyen el-Magribi kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan ku- 
ruldu. 

21-Bektasiyye: Haci Bektas Veli kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

22-Zeyniyye: Muhammed Zeynuddin-i Hafi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri ta- 
rafmdan Envar-i Silhreverdiyye ve Esrar-i Rifaiyye birlestirilerek kurulmustur. 

23-Ruseniyye: Dede Omer Ruseni kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

24-Ahmediyye: Ahmed §emsettin Marmaravi Yigitbasi kuddise sirruhu'l-azizin 
Halvetilerin bir gurubu olarak kurulmustur. 

25-Siimbuliyye: Yusuf Sumbill Sinan kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

26-Giilfeniyye: Ibrahim Gillseni kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 
Sezaiyye ve Haletiyeyi-Gillseniyye subeleri vardir. 

27-Sinaniyye: Ibrahim Ummil Sinan kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

28-Sabaniyye: Saban-i Veli kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri tarafmdan kuruldu. 
Karabasiyye, Nasnhiyye, Qerkesiyye, Bekriyye subeleri vardir. 

29-U§sakiyye: Hasan Hilsamettin Ussaki kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan ku- 
ruldu. Nasuhiyye, Cahidiyye, Cemaliyye, Selahiyye subeleri vardir. 

30-Ha§imiyye: Imam Musa Kazim'm 32'nci evladi Seyyid Mustafa Hasim 
kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

31-Misriyye: Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 

32-Cerrahiyye: Hazret-i Pir Nureddin Cerrahi kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan 
kuruldu. 

33-Bekriyye: Seyyid Mustafa Bekir kuddise sirruhu'1-aziz tarafmdan kuruldu. 
Hifniyye, Semaniyye, Durduriyye, Ezheriyye, Ticaniyye, Sadiyye, Kemaliye subele- 
ri vardir. (Aziz Mahmud Htldayi Uluslararasi Sempozyum Bildiriler, ist-Usktldar 
Beld. 2006, c. II, s.374-376) 



Menakib 73 

Tariklerden miicaz (icazetli) olmak demekten kasit, Efendi Hazretlerinin 
manevi feyz membai olmasi denilmesi ile aym manaya gelmesidir. Gavsiyet 
makaminda olan mur§idin 12 tarikattan izinli olmasi gerekir. Ciinkii bu du- 
rum itiban ile diger me§ayih feyzyab olabilsinler. 

Halvetiligi 

Efendi Hazretleri adi suluk ile anilan yiiksek dersleri Sivas merkezinde 
bulunan Meydan Camii'nde biiyiik Halveti Me§ayihi §emsi Sivasi kuddise 
sirruhu'l-azizin manevi huzurunda ihvana ikmal ettirirdi. Bu ise, O'nun o 
sultan ile manevi bagina remzen i§aret olup Haci Hasan Akyol Efendi 'nin 
evini bu sultana kom§u yapmasi da aynca bu durumun aciklamasina ayn bir 
i§arettir. 

Rifailigi 

Efendi Hazretleri ayda bir veya iki kere muhakkak Sivas'taki Rifailerin 
son biiyiik halkasi olan Seyyid Abdullah Ha§im kuddise sirruhu'l-azizi (Arab 
§eyh) kabr-i mubarekesini ziyaret eder, manevi bagini devam ettirirdi. 

Melamiligi 

Melamilik Efendi Hazretlerinin goriisjerinin biiyiik bir bolumiinii te§kil 
ettigi gibi tatbikini de hie birakmami§tir. Ankara'ya geldiginde Melamiligi- 
nin geregi Haci Bayram kuddise sirruhu'l-azizi ziyaret eder ve genellikle 
goru§melerini tiirbenin arka tarafinda filehaneye yakin bir mahalde yapar- 
lardi. 

Efendi Hazretleri, kendine muracaat eden ba§ka kolun dervi§ine de 
icazet vermi§tir. Mesela; 

Tiirkelili Mevlana Kiifiik Hiiseyin Ozdemir Efendiden dinledim. 

Ali Haydar kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin damadi Osman Nuri Efendi 
bana anlatti, dedi. "Babam dilnyadan gogunce Mahmut Efendi bu gorevi 
ustlenmek istedi. Qok §eyh aradi, sonunda Sivas 'a Ihramcizdde Haci Isma- 
il Efendi Hayetlerine gitmisti. " Olayin devamini Tiirkelili Mevlana Kucuk 
Hiiseyin Efendi §6yle devam etti. 

Misafirligin usulii bir gun gidi§, bir gun kalis, ve bir gun donu§tur. Mah- 
mut Efendinin Sivas'taki misafirligi uc giinii gefince durumunu Efendi Haz- 
retleri sormu§, O da; 

"Efendi Hazretleri benim seyhim Hakk'a ytirudu. Qok ihvani var, sizden 
icazet almaya geldim. " Efendi Hazretleri ise; 

"Gardasim! Senin seyhin dogdu mu, dogurdu mu?" demi§. 

"Bilemem Efendim " manasinda hareket edince, Efendi Hazretleri; 

"Gardasim! Neyi biliyorsun?" demi§. 

"Efendi Hazretleri sizi biliyorum" diye cevap verince Efendi Hazretleri 
uzun bir miiddet rabitada kaldi. Oyle bir uzun miiddet siirdii ki, iki defa onli- 
ne ifmesi ifin konulan fay sogudu. Ufiincii defa konulan caydan sonra 
Efendi Hazretleri; 

"Gardasim! Size seridt verildl Seyr-i Suluk tarikattadir. " Buyurarak 
Mahmut Efendi Hazretlerinin yolunu afmi§tir. 



74 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

C) MENKABE 135 VE KERAMETLERI 
I-intisabindan onceki zamana ait menakibi 

1- Seyyid Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz Efendi, ihvani ile sohbet 
ederken huzura giren Ihramcizade Haci Ismail Hakki Hazretlerine: 

"Haci Aise Hanim 'in oglu musun? " Diye sorduklannda; 

"Evet Efendim! " Cevabi ile manevi kutlu dogum gercekle§mi§tir. 

2- Efendi Hazretlerinin annesi bir gun ona dedi ki; 

"Oglum Ismail mulkumuzu pay-mal ediyorlar sende hig orah olmuyor- 
sun. " Bende; 

"Ana kalani bize yeter" dedim. Annem, 

"Hay oglum Allah Tedld senden razi olsun Bende senden bunu bekler- 
dim" dedi. 

"Anam bir anadir, bu oturdugunuz yer anamdan kalmadir. Baba 
mulkune hig tenezzul etmedim, etse idim halim ne olurdu. " 

3- Efendi Hazretleri anlatmi§tir. 

Bendeki tarikat ahvali etrafimdakiler tarafindan ayan olunca, o zaman- 
lar ya§h akrabalanmiz beni sever ve me§gul olurlarmi§. Bu focugun ba§ina 
bir is. gelecek diye bana dayanamayip; 

"Ismail sen daha gengsin, zantan nazik birak su tarikat islerini" dedi- 
ler. Bende onlara; 

"Sizyiyip igmeyi biraksaniza" dedim. 

"Yiyip igntek bizim gidamiz" dediler. Ben de; 

"Bu da bizim gidamiz, bu isi boyle bilip, bbyle inanmayan yola gide- 
mez, kustan korkan dan ekmezmis" dedim. 

"§imdi bakiyorum da bu gibi sozlerin yanimizda bir sinek kadar 
degeriyok, Gardaslarim" 



135 — MENKABE (Menkibe): Bir zatm gilzel i§, soz ve hallerini, hayatmi konu 
edinen hikaye ve hatiralar. Qogulu menakib dir. 

MENAKIB: Menkabeler. Velilerin, Allah Teala'nm sevgili kullarmm gilzel i§, 
hareket, soz ve kerametlerini konu edinen hikaye ve hatiralar, bu hususta yazilmis 
kitaplar. 

"Menakib, Allah Tedld 'nin ordularindan bir ordudur. Allah Tedld onunla tasav- 
vufyolcularinin kalblerini kuwetlendirir. " Bu soziln delili; 

"Biz sana peygamberlerin kissalarini anlatiyoruz, bununla kalbini pekistirip tak- 
viye ediyoruz" medlindeki Hud suresi 120. dyet-i kerimesidir. " 

Cilneyd-i Bagdadi kuddise sirruhu'1-aziz 

"Evliyanin menakibini dinlemek, onlara olan muhabbeti, sevgiyi artirir; Ashdb-i 
kirdmin menakibi imam kuwetlendirir. " 

Seyyid Sibgatullah kuddise sirruhu'1-aziz 



Menakib 75 



4- Efendi Hazretleri talebelik donemleri ile ilgili olarak §unlan soyle- 
mi§tir. 

"Mektepte okurken hocam benim dersleri dinlemez, hep gegirirdi. Ar- 
kadaslarim, dersi dinletmeden gegmeme hep sasirirlardi. Hocam bir gun 
dayanamayip, 'Ismail Efendi dersleri uykusunda bile bize talim etmekte- 
dir' buy urdu. " 

II-Muridlik devresine ait menakibi 



1- Efendi Hazretleri anlatti ki; 

"Gardaslarim! Seyhimi ziyaret etmistim. Seyhim bana; 
"Oglum Ismail kadin ve erkek ihvanlarimiza selam gotur" dedi. O 
zamanlar birkag erkek ihvan vardi. Kadin ihvan hig yoktu. Biz bunu sonra 
anladik ki; 

"Gardaslarim! Meger onlar gekirdege baktiklari zaman, gekirdekten 
yetisecek agacin meyvesini gbrurlermis, meger selam sizlere imis. 

Gardaslarim! Zaten ezelde tanismamis olsaydik burada bulusmamiz 
mumkun olmazdi. §eyhimin irtihalinden sonra bu mukaddes vazifemiz, 
bize buyurduklari cumleler igindeymis. " 

2- Efendi Hazretleri anlatti ki; 

"Cocukluktan beri uzerimde harika haller vardi. Vilcudum zikreder ben 
bunu fark ederdim. Oyle bir hal aldi ki, artik rahat edemiyordum. Tuvalete 
dahi giderken ar ederdim. Annem bu hale vakif idi. §eyh Mustafa Hdki 
kuddise sirruhu 1-aztze beni anlatmis. 

'Arkadaslar ile sohbet ederken bir giln §eyhimizin yanina gidelim dedi- 
ler ve gittik Arkadaslar ile seyhimin elini optuk. f$eyhimin gogsunde La 
Ildhe Ilia lldh yazih idi ben onu goruyordum. Zannediyordum ki, herkes bu 
yaziyi goruyor. Sonra arkadaslara sordum ki, gormemisler. 

"Vucudumun zikri oyle bir hal aldi ki, artik tuvalete dahi giderken ar 
ediyorum" dedim. Seyhim; 

"Bu hali Allah Tedld'nin izni ile senden ahriz" dediler. 

Oradan Sivas 'a dondtik Seyhime halimi arz ettikten sonra tuvalete gi- 
rince zikrim durdu. O an oyle bir korku geldi ki, acaba bir hata mi ettim 
diye, uziildum. Cikinca zikrim devam edince dunyalar benim oldu. " 



136 — Bir kimse §oyle dedi: 



Kademgahda -hela- Allah adm demek olmaz. 

Ne yapayim, kendimden ayiramam. 

§ah attan ajagi inemez big are at neylesiln. 

Hz. Pir Mevlana Celaleddin-i Rumi kuddise sirruhu'1-aziz 

(Safer Baba, Tasavvuf Terimleri, 1st., 1998, s.313) 



76 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

2- Mustafa Haki kuddise sirruhu'l aziz Efendi'nin istanbul'a yerle§me- 
sinin ardindan Efendi Hazretleri de Sivas'a donerek Duyunu Umumiye'de 
memuriyete ba§lami§tir. 

Efendi Hazretleri son ziyaretini §6yle anlatmi§tir. 

"Seyhim hastalanmisti O 'nu ziyarete gidecek mali durumumuz da yoktu. 
Seyhimin muhabbetine ayrihk ve hasret de eklenince Istanbul 'a gidebilmek 
igin gahstigim yerden izin isteginde bulunduk. 

"Biz kalb hastasiyiz. Izin verilmesini rica ediyoruz, diye bir dilekge 
yazdik. Bu ilk dilekgemiz cevapsiz kaldi. Kalb hastahgimiz siddetlendi, 
acilen dilekgemin siraya konulmasi diye ikinci bir dilekge daha yazdik ve 
ardindan izin hakki gikti. " 

Izin aldiktan sonra yol parasi 12 lira gerekiyordu. Validemizin koynun- 
daki altinlari 5 liraya bozdurduk. 6 lira da borg ahp yol hazirhgi yaptik. O 
zaman Istanbul 'a gitmek igin Samsun 'dan gemiye binmek gerekiyordu. Si- 
vas 'tan Samsun 'a kadar yayan yuruduk. Samsuna geldik. Gemide yer bula- 
madik. Sonra kaptanin gonlunu yaptik hayvanlar bolumunde yolculuk yap- 
tik "Ne yoruldum ve nede bulundugum yerin kokusu beni rahatsiz etti. O 

137 

kadar hos geldi ki, o zevk He seyhimi son kez ziyaret etmis olduk. " 

Sivas'ta Efendi Hazretlerinin ve Pe§kircioglu Nuri Efendi'nin de bulun- 
dugu bir sohbette, bir arkadas, Kerem'in §u turkusunu soyliiyor. 

Karadir kaslari egmeli degil 
El ele kol kola degmeli degil 
Firsat elde iken sarmadim yari 
Beni oldurmeli dovmeli degil 

Nuri Efendi hem agliyor ve hem de itiraf ediyor, 

"Ismail Efendi senin bana istanbul'a ziyarete gidelim dedigin zaman 
vaktim de vardi, param da vardi. Zamanin kiymetini bilemedim. Gitmedim 
gok pismanim. Siz o firsati ve zamani kullandiniz ve kazandiniz" diyor. 
Efendi Hazretleri zaman zaman bu konu iizerinde 50k durur ve buyururlardi 



137 — Bir bajka rivayette. "§eyhim Istanbul'a tesrif ettiler. §eyhimi ziyaret igin 
kalbimden rahatsizim diye on gunlilk izin aldint. ^iinkii kalbim seyhimi arz edi- 
yor du. O olntadigi iginde kalben rahatsizdim. Sonra karayolu He Samsun' a, Sam- 
sun' dan da vapurla Istanbul'a muteveccihen yola qiktim. Vapurda bulundugum 
yer hayvanlarin bulundugu yerin yaninda idi. Kokusu bana mis kokusu geliyordu. 
Qunkii seyhime gidiyordum. Istanbul'a varinca Fatih Camii merdivenlerinde 
karsilastik. Goz goze geldik. O goz goze gelmeyi iki cihana degismem. Mustafa 
Haki Hazretlerinin Peskircizade Nuri Efendi isminde bir muridi vardi. Istanbul'a 
ziyarete giderken Nuri Efendiye beraber gidelim diye teklif ettik. Nuri Efendi de 
mazeret beyan ederek gebnedi. Bu ziyaretten kisa bir sure sonra Mustafa Haki 
Hazretleri ebediyete intikal etti. " 



Menakib 77 

ki; 

"Giden zaman geri gelmez. Iginde bulundugunuz zamanin kiymetini 
bilin ve bu gttnttn isini deyarina birakmayin" 

4- Efendi Hazretleri anlatmi§tir. 

"Gardaslarim! Olmek varhgi birakip yokluga ermektir. Yok, olacaksin 
ki, var olasin. Nefsini bilen Allah Tedld 'yi bilir. Nefsini bilmeyen Allah Ted- 
la 'yi da bilemez. tnsan fani olursa Cenabi Allah o insanin konusan dili, go- 
ren gozti, isiten kulagi olur. " 

"Gardaslarim! geyhim Mustafa Hdki Hazretleri He ilk karsilastigimda 
baktim ellerim onu eli (o zaman sakahm yoktu) sakahm onun sakah oldugu- 
nu hissettim. Her halim seyhim oldu. geyhinde fani olan Rasulullah 
sallalldhu aleyhi ve sellemde fani olur, Rasulullah sallalldhu aleyhi ve 
sellemde fani olan Allah Tedld da fani olur. 



78 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Ill-Seyhlik Devrine ait menakibi 

1-Bir giin Efendi Hazretleri ihvanlan ile caddede Bicakci ilyas adi ile bi- 
linen esnafin dukkanimn oniinden gecerken, Bicakci Ilyas onlara laf atmi§tir. 
Bicakci Ilyas gece riiyasinda bir siinnet merasiminde kendisinin siinnet oldu- 
gunu gormu§tur. Ertesi giin yine onun diikkani oniinden gecerken, Efendi 
Hazretleri; 

"Gardasim! Gegmis olsun" buyurmu§. Bu olay iizerine hatasini diizelt- 
mi§tir. 

2-Kemal Oztiirk'e anlatilan olay; 

Sene 1948 de Sivas'a ziyarete gittik. iki arkadas. da Adana'dan gelmi§ti. 
Birinin adi Mustafa idi. Bu arkadas, 5 sene ba§ka bir kolda cah§mi§ ve acayip 
haller onu kaplami§ ve cimenlerin ve agaclann zikrini duyar hale gelmi§ler. 

§eyhine "atelier iginde yaniyorum ve ben artik bu hale dayanamiyo- 
rum " demi§. O da "oglum ikindiyi geg kil" dermi§. Meger kamil olmayan 
miir§it bu hali alamazmi§. Fakat bu arkada§in §eyhi dervi§lerine; 

"Bu akqam toplanahm " demi§. Ak§am toplanmi§lar. §eyhleri; 
"Bize zuhurat oldu derslerimizi degi§ecegiz. Ihramcizade Haci Isma- 
il Hakki TOPRAK Hazretlerine baglanacagiz. Butiln dilnya suyu oradan 
igiyor, butiln tarikatlar O'ndan feyz ahyor. O zat istedigi zaman istedigi 
tarikatin kapisini kapatir. " Demi§. 

Bu sirada Osmaniye'de Darendeli Hafiz Ibrahim vardi. Bu Ihramcizade 
Hazretlerinin ihvani idi. Adana'ya gelip onlara yeni derslerini tarif ediyor. 
Mustafa' da birden acayip haller kayboluyor. Mustafa buna ilaveten, 

"Efendi Hazretleri neyollardan gegirdi, farkinda olmadik" demi§tir. 

3-Ihvanin biri emekli olmu§. Efendi kuddise sirruhu'l azize hizmet ede- 
yim diye Sivas'a gitmi§tir. Uzun bir miiddet hizmette bulunmu§tur. Bir giin 
acaba yanimda ne kadar para kaldi diye kesesine bakmi§ parasimn azaldigini 
goriince gonlii me§gul olmu§. Her zamanki gibi Ulu Cami'nin oniinde Efendi 
Hazretleri icin fayton tutmu§. Vekaleye Efendi Hazretlerini gotureyim diye 
namazdan sonra beklemi§. Fakat namazda Efendi Hazretlerini gordiigii halde 
camii fiki§inda bulamami§ §a§irmi§. Dayanamayip vekaleye donmii§ Bak- 
mi§ ki, Efendi Hazretleri orada oturuyor. Ihvanlann yanina gelip oturmu§. 

Biraz sonra Efendi Hazretleri; 

"Gardasim! Deveciden komsusu olan kapisini buyuk agmahdir. " De- 
yince hizmet icin ragbet eden ihvan durumun farkina varmi§tir. Izin ahp 
memleketine d6nmu§tur. 

4- Mehmet Veli §en'in kendisinden dinledim. 

"Bir zaman havas limine ragbetim artti. O islerle ugrasmaya basladim. 
Isi o kadar ilerlettim ki, odalar dolusu bu isle ilgili kitap topladim. Efendi 



Menakib 79 

Hazretleri rtiyama girdi. 

"Gardasim! Sen Mehmet, gel buraya" dedi. Eline Allah lafzini yazdi. 
Sonra elifi sildi, 

"Buna ne derler" 

"Li'lldh" dedim. Lami sildi. 

"Bu ne" dedi; 

"Lehu " dedim. Yine lami sildi. 

"Bu ne" dedi. 

"Hu Allah 'in Isnt-i Hass-i Efendim" dedim. 

"Gardasim! Biz size Allah Tedld'yi ogretmeye gahsirken, siz gamur 
katmaya galisiyorsunuz. Bu isleri birak" dedi. Bu ruyamn tesiri He btittin 
kitaplari elimden gikarip o isleri biraktim. 

5- Kemal Ozturk'e anlatilan olay; 

1953 yihnda, Corapfi Huseyin Efendi, Tokath Hulusi isminde bir adam- 
la tani§ir ve o adami bizim yattigimiz yere getirir. Tokath Hulusi Sivas'ta 
askerlik yapmi§, kendisi Kadiri Tarikine mensub imi§, Bu hadiseyi agzindan 
a§agidaki §ekilde dinledik. 

"Bir gun gok agladim. "Ya Rabbi mulkiinde bu btgareye sahip olacak 
bir kimsen yok mu?" Diye yalvardim. Bu sir alar da Efendi Hazretleri, Si- 
vas 'ta Tekkeonu denilen yerde birkag ihvan He sohbet ederken, ihvanin biri- 
ne isaret buyurmus. 

"Filan asker birlikte alay komutanin posta eri, adi Tokath Hulusi sol 
gozunde boz var git, onu al, buraya getir. " 

Ihvan bizim birlige geliyor. Herkesin ytizune bakiyor, benim yanima 
gelince bana 

"Tokath misin? Adin Hulusi mi? " dedi. 

"Evet" dedim. 

"Seni Efendi Hazretleri gagiriyor. " Igimden; 

"O zaman yaptigim dua kabul edildi " diye sevindim. tzin ahp Efendi 
Hazretlerinin yanina gittik Elini optuk ve oturmamizi emir buyurdular. 
Sonra gay ikram edildi. Igimden; 

"Bana nasil himmet edecek" diye dusunuyordum. Orada bulunan Ber- 
ber Bekir kulagima egilip; 



138 — Lafza-i Celal: Allah - tsm-i celal, yani jerelli "Allah" kelimesi, doksan do- 
kuz ismin en bilyugudur. Bir kimse "Ya Allah!" derse Hak Teala Hazretlerini buttin 
sifatlanyla yad ve buttin fiilleriyle zikretmij olur. Fakat "Ya Rahman!" dese yalniz 
rahmet sifatiyla anmi§ olur. Diger isimlerde boyledir. Bu lafza-i celal Allah Tea- 
la'nm has ismidir, hicbir seyden ttlremis degildir. Bu dogru gortls imam Halil'in, 
Sibeveyh'in, usulctllerin cogunlugunun ve fukahamn gortlstldtlr. 

(AYNI, Mehmet Ali, Tasavvuf Tarihi, sadelestiren H.Rahmi YANANLI, Istan- 
bul, 2000 s. 231-232) 



80 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Kadiri bunu bitirebilirsen aferin sana " dedi. Fakat ben ikinci barda- 
gin yarisini igerken kendimden gegtim. Yigihp kalmisim. Sonra kendime 
geldigimde Efendi Hazretleri ytizume bakti ve tebessilm etti. Bende o gtine 
kadar olan darhk gitti. Boyle bir olay He Ihramcizade Haci Ismail Hakki 
Hazretlerine intisap ettim. " 

6- Kemal Oztiirk anlatti. 

1949 senesi yonetimin tarikat §eyhlerine tavirla baktigi zaman, 
ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri hac icin Istanbul' a gelip 
bir otele yerle§mi§ler. Bir polis arkada§imiza §u itirafta bulunmu§. 

"Tilrkiye 'nin dbrt bir tarafindan adamlar geliyor dilimiz baglandi ihbar 
edemiyoruz. Nasil bir adam diye hayret ediyorum. " Itiraf ettigi adamin da 
O'nun ihvani oldugunu fark edememi§tir. 

7- Koyun Hiiseyin adh bir ihvan, devamli Efendim bana Hizir'i gosterse 
ne olur diye du§unurmii§. Bir gun Ulu Camide namazdan sonra Hizir Diregi 
(Bu direk caminin sol tarafinda ba§tan son siranin ikinci diregi) yaninda 
Efendi Hazretleri bir adamla kucakla§mi§lar. O onlan gordiigii halde yanina 
gitmeyip edeben geri kalmi§. Sonra o adam kaybolmu§. Efendi Hazretleri 
Koyun Hiiseyin yanina gelip demis. ki; 

"Koyun Hiiseyin! Hizir, Hizir diyordun ya, iste o adam Hizir'di, niye 
yanimiza gelip gorusmedin. " Koyun Hiiseyin firsati kafirdigi icin ?ok 
uzulmu§tur. 

8-Efendi Hazretleri ihvanlan ile Sivas'ta Kepenek Gozesinde sahra soh- 
betine cikmi§lar. Orada koyun otlatan bir cocugu goriip 9agirmi§. 

"Gardasim! Gel gay ig. " Qay iferken; 

"Koyunlarin doyuyor mu?" 

"Yok, amca yagmur yagmadi, ot yok; koyunlar ag geliyor. " ^ocukta 
aglama hali zuhur etmi§tir. Bunun iizerine Efendi Hazretleri; 

"Gardasim! Aglama dua edelim, Allah Tedld yagmur verir. " Efendi 
Hazretleri dua ediyor ve oradaki ihvan amin diyorlar. Dua daha bitmeden 
hava karanp yagmur yagmaya ba§lryor etrafi sel ahyor. 

9- Ba§ka bir kola mensub bir kisjnin oglu akil hastasi olmu§, 50k farele- 
re ba§vurmu§, fare bulamami§. Ona; 

"Sivas 'ta bir zat var, garene o derman olur, bir de ona git" demi§ler. 
Bu adam caresizligin verdigi aci ile Sivas 'a gidiyor. Sivas 'a gelince "Efendi 
Hazretleri nerede?" diye soruyor. Ulu Camii'nin adresini ahp, camiye gidi- 
yor, Abdesthanede abdest ahrken Efendi Hazretleri onun yabanci oldugunu 
fark edip yanina varmi§. 

"Sen misafire benziyorsun, hos geldin " dedikten sonra 

"Bu arkadasi ahp vekaleye goturiln " diye ihvanlanna emir buyuruyor. 



Menakib 81 

Vekalede adam Efendi Hazretlerine derdini anlatiyor. Efendi Hazretleri bir 
sure murakabeye dahyor. Ba§ini kaldinp; 

"Gardasim! Iki rahmetten biri" diyor adam ise, cevap vermiyor. Bu 
durum uc kez tekrarlaniyor. Sonunda adam dayanamayip; 

"Peki, Efendim iki rahmetten bir tanesi " dediginde Efendi Hazretlerinin 
gozii ya§h bir halde; 

"Gardasim! Haydi, memleketine don." Adam memleketine doniince 
oglunun oldugu haberi ile kar§ila§mi§tir. 

10-Efendi Hazretlerinin bir evladi, ba§indan gecen bir hadiseyi §6yle an- 
latmi§tir. 

"Babam ile bir giln yolda giderken, kalbimden gegti ki; 

"Babacigim herkese himmet ediyorsun benim bazi kotti hallerim var bi- 
rakamiyorum. " Efendi Hazretleri aniden durdu, birden bana dbndti. 

"Oglum harghgin var mi?" Ben cevap veremedim. Ceketinden para 
gikardi ve dedi ki; 

"Al bunu oglum, her seyin bir zamani var" dedi. 

Bir zaman sonra ben kotti hallerimi birakiverdim. Herkes hayret etti. 
§imdi dtistintiyorum ki, eger bu haller basimdan gegmeseydi, Efendi Hazret- 
lerinden sonra gok sahte seyhler ttiredi, Beni de nefsim kandirip daha agir 
gtinaha sokarlardi, §imdi Allah Tedld 'ya gok stikrediyorum. " 

12- Efendi Hazretlerinin hanimi ihvanlara anlatmi§. 

"Kore ile harbe girdigimiz zaman Efendi Hazretleri bana; 

"Beni rahatsiz etmeyin" dedi. Odaya girdi. Uzun mtiddet gegti. tgim- 
den; "Bakayim, bir sey mi oldu" diye igeriye girdim kimse yok, hayret et- 
tim. Bir mtiddet sonra Efendi Hazretleri odadan tistti basi daginik giktt ve 

"Valide ben sana beni rahatsiz etmeyin demedim mi? Sakin baskasina 
bu hali agma" dedi. 

13-Hafiz Hakki Urgiip kuddise sirruhu'1-aziz bir gun sabah namazi 



1 39 — Urgilpzadelerdendir. 



Hafiz Hakki Efendinin, 1901 yilmda dilnyaya geldigi bilinmektedir. Uzun ve ve- 
rimli bir omtlr surmujtilr. Ana ve baba tarafmdan evlad-i Rasill oldugu, ceddinden 
bircok hak dostu velinin yetijtigi ifade edilir. Babasi Feyzullah Efendidir. Atalan, 
§am'dan Urgilp'e oradan Zara'ya sonra da Sivas'a gelmistir. "Urgiip" soyadmi 
almasmi da, atalannm bir sure burada kalmis olmasma baglamaktadirlar. 

Hafiz Hakki Efendinin, ana tarafmdan ceddi olan §eyh Mahmut Merzubani, 
Anadolu'nun islamlasmasi sirasmda Tacil'l Arifin Ebil'l Vefa Hazretlerinin isareti 
ile 12. Asrm sonlarma dogru, Buhara'dan Anadolu'ya gelmistir. Sivas'm Zara ilce- 
sindeki Tekke koyilne yerleserek irsad faaliyetlerinde bulunmustur. Devrin selcuklu 



82 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

vakti girmeden hamama gitmek ihtiyaci duymu§. Hamama gitmi§. Bakmi§ 
hamam kalabahk hayret etmi§ ve "Bu saatte, bu kadar adam " demi§. 

Yikanirken yanindaki yikananlar; 

"Bu adama iliqelim mi? " Digeri; 

"Ne yapiyorsun onun §eyhi uyanik, canimiza okur" demi§. Bu sozleri 
duyan Hakki Hafiz Efendi hamamdan alelacele cikmi§. Sabah vekaleye 
gelince Efendi Hazretleri buyurdular ki; 

"Garda§im, biz de uyanik olmasa idik, halin ne olurdu. Erken saatler- 
de hamama gitmeyin " 



hiikumdari Alaaddin Keykubat, Merzubani Hazretlerini ziyaret etmis ve ondan ma- 
nevi himmet istemistir. 

Hafiz Hakki Efendi, kilfilk yaslarda iken iki kardesini babasmi ve daha sonra da 
annesini kaybetmis, hentiz erken yasta kimsesiz kalmistir. Bu yilzden medrese egi- 
timini tamamlayamamistir. Ancak hafizligim Arapga ve Farsca bilgisini sonradan 
gelijtirmijtir. 

1 977 yilmda, uzun yillar yuruttugil imamlik gorevinden emekli olunca, kendisini 
daha fazla irjad gorevine yogunla§tirmi§, §eyhi Gavs'ill-azam Ihramcizade Ismail 
Hakki kaddese'llahtl sirrahu'l aziz Efendi Hazretlerinin manevi mirasim genislet- 
meye 9ahsmistir. Onun ilk irsadim Haci Mustafa Taki Hazretlerinden gordugil ifade 
edilir. Sivash Mustafa Taki Hazretlerinin postnisinligi daha sagligmda Ihramcizade 
Hazretlerine birakmasiyla da Ihramcizade Ismail Hakki Efendi'ye baglanmis oldu- 
gu, ihramcizade mektebinde tasavvufi tedrisine devam ettigi anlasilmaktadir. 

ihramcizade mektebinde yetismis sayihr sahsiyetlerden olan Hafiz Hakki Efen- 
dinin, Sivas merkez olmak ilzere Tokat, Ordu, Samsun, Ankara ve istanbul'da etkili 
oldugu, ihvanlannm daha 90k bu merkezlerde toplandigi gorillmektedir. Ordu ve 
9evresinde hizmetlerini halen devam ettiren, yetismis kamil insanlar vardir. 

ihramcizade mektebinde yetismis olmamn sonucu olsa gerek, onun da irsad an- 
layismda "sukutilik" dikkatlerden ka9maz. ileri gelen ihvanlannm ifadelerinden 
anlasildigma gore, "hallere vukufiyeti" ile irsad edisi, az ve fakat oz konusmalan 
ile 9evresinde etkili oldugu gorultir. Stlnnete son derece bagli, gtinluk hayatmda 
tertip ve dilzene titizlikle riayet ettigi anlasilmaktadir. 

Uzun yillar maruz kaldigi hastahklara ragmen halinden M9 sikayet9i olmamasi 
menkibevi bir bi9imde anlatilir. (Fatsa, Mehmet, Tasavvufta Mekki Kolu, 1st, 2000, 
s. 171) 

Bu sillaleden meshur olanlar vardir. 

Suat Hayri Urguplu (1903 §am-1981 istanbul) 13 Agustos 1903 tanhmde 
§am'da dogdu. l.Dtlnya Savasi'na katilma fetvasim veren Seyhiilislam Urgiiplii 
Hayri Efendi'nin ogludur. Lale Devri'nin sadrazami Nev^ehirli Damat Ibrahim 
Pa^a'nm soyundandir. Galatasaray Lisesi'nden sonra istanbul Universitesi Hukuk 
Fakilltesi'ni 1926 yilmda bitirdi. Cesitli devlet hizmetlerinde bulundu. Cumhuriyet 
Senatosu'nun ilk baskam oldu. Bu gorevi tamamladiktan sonra 1965 yilmda (ismet 
inonu'niln basbakanliktan istifa ettigi 5 §ubat tarihinden 10 Ekim 1965 genel se9im- 
leri sonrasma kadar) partiler ilstil hilkumetin baskanligim yapti. 1966'da kontenjan 
senatoril se9ildi.l972'ye kadar bu gorevde kaldi. 1981 yilmda vefat etti. 



Menakib 83 

14-Bir gun Efendi Hazretleri abdest ahrken Haci Hasan Akyol Efendi, 
sabuna ihtiyac oldugunu fark etmi§, acele bir tane sabun yerine bir koli sa- 
bun getirmi§. Efendi Hazretleri bu davrani§a memnun kalarak; 

"Gardasim! Sabunun bereketli olsun" Haci Hasan Akyol §eyhinin so- 
ziine intisap ederek sabunlan eve goturmu§. Hanimi da eve biri hediye getir- 
se, devamh olarak ona kar§ilik bu sabunlardan verirmi§. Kom§ulanndan biri 
durumu fark etmi§. 

"Hanim senelerdir, bu marka sabunu nereden buluyorsun?" demi§. 
Haci Hasan Akyol'un hanimi; 

"Bizimki bir sabun getirdi, ondan veriyorum " Kom§uya halin aksetti- 
rilmesi bereketi ortadan kaldirmi§tir. Ak§amleyin Haci Hasan Akyol Efendi 
duruma vakif olunca, 

"Niye soyledin hanim, bu boyle daha gok giderdi" demi§ler. 

15- Abdurrauf Acikahn dan dinledim. 

"Bir giin o kadar gegim sikintisi beni daraltmisti ki, isyan ediyordum. 
Efendim benim diikkana gelirken yolda Tenekeci Rahmi Usta 'yi gormiis; 

"Gel beraber su taraftan gidelim" demis. O giin Tenekeci Rahmi Us- 
ta 'mn iistii basi perisan bir vaziyette ve isleri durgun imis. Benim marangoz 
diikkdnin oniine gelince; 

"Gel Abdurrauf a ugrayahm" diye yanima ugradilar. Ben normal bir 
ziyaret sandim. Daha sonra Efendi Hazretleri ayrildi ve gitti. Rahmi Usta; 

"Abdurrauf. Efendi Hazretleri beni niye buraya getirdi?" Diye sorunca, 
ben sorunun cevabini gok iyi biliyordum. Halime siikrettim. " 

16- 1941 yihnda Kemal Toprak tren kazasi gecirerek vefat etmi§tir. Bu 
kaza haberi Efendi Hazretlerine getirilince, oliiniin halinin nasil oldugunu 
kimse bilmez iken, bir cuval goturiin oraya demi§tir. Kimse bu sozii anlama- 
yarak, cuval alip goturmu§ler. Megerki Kemal Toprak kaza sonucu param 
parfa olmu§tu. Kemal Toprak vefatindan sonra Efendi Hazretleri §unlan 
buyurmu§tur. 

"1939 'da Erzincan 'da deprem olmustur. Erzincanh birisi bize misaflr 



140 — Ulu Camide uzun silre gorev yapan Mtlezzinzadeler'den Sivas-1926 do- 
gumlu ihvan-i kiramdan. 

141 — Anadolu topraklarmda yajanan depremler arasmda, 1939'daki Erzincan fe- 
laketinin ozel bir yeri vardir. O yil, 26 Aralik'i 27 Aralik'a baglayan gece yerle bir 
olan Erzincan'da, oltl sayisi 33 bine ula§mi§ti. Richter olcegine gore 8 §iddetindeki 
deprem, gecenin saat 2.00'sinde, Erzincan'i 52 saniye boyunca sallamijti. " 20. 
yilzyilm depremleri" siralamasmda 15. olan 1939 depremi, halk arasmda "Biiyiik 
Erzincan Depremi" diye amlmaya baslanmisti. 

Erzincan'i tilmuyle haritadan silen deprem, Amasya, Tokat, Sivas, Kirsehir, An- 
kara, Qankiri, Kayseri, Samsun, Ordu illerinde ve gevresinde de etkili olmus, toplam 



84 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

oldu. Fakat arada bir aghyordu. Biz; 

"Gardasim! Neyin var" dedik. 

"Depremde gocuklarimi kaybettim " Bizde ona; 

"Gardasim! Sabret" dedik. O an gonlume geldi ki; 

"Ey Ismail, bu is senin basina geldi mi ki, sen ona sabrettin. " Yillarca 
bu sozumuz bana ytik oldu. 

"Oglumun vefatinda Allah Tedld, bana bu sabri verdigi igin sukredi- 
yorum " 

17- Bir gun ihvanlar hal bozuklugu icinde; 

"Efendi biz olmasak hatmini kime okutacak, biz olmasak o ne yapacak" 
diye soylenmi§ler. Bu hale vakif olan Ihramcizade Efendi Hazretleri sohbet 
esnasinda ihvanlara demi§tir ki; 

"Biz, Ermeni Kirkor'a (sohbete o gun gelmis olan) bile okuturuz. 
Oda olmazsa kuplere bile batinini okuturuz, bir ihvan seyhsiz, seyh de 
ihvansiz olmaz. " 

18- Sivas'ta Soguk £ermik adh bir kaphca vardir. Yazlan Efendi Haz- 
retlerinin kaphcaya gitmek adetleri idi. Bir seferinde §en Veli hizmet icin 
yanlanna gitmi§. Efendi Hazretlerine hizmet icin cadinni yanina kurmu§tur. 
§en Veli diyor ki; 

'Efendi Hazretlerinin istirahat igin geldigi kaphcada bir gece yataga 
uzandigini gbrmedim. Aksamdan sabaha kadar hep huzurda oturuyordu. 
Ben hayretler iginde kahrdim. " 

Efendi Hazretleri bir sohbetimizde buyurdular ki; 

"Gardasim yer bize sikdyet ediyor. Na-ehiller uzerimizde ser amel isli- 
yorlar. " 

§en Veli diyor ki; "Anladim ki, Efendi Hazretleri kendilerini istirahat 
yerine, yeryuzunun sikintisi He mesgul oluyormus. " 

19- Bir ce§menin yapimi icin kadinin biri Efendi Hazretlerine para ver- 
mi§tir. Yapimin sonunda kadin kitabeye adini yazdirmak istemi§tir. Bu du- 
ruma kar§i; 



1 16 bin 720 bina yikilmijti. Deprem gecesi, hava sicakligi sifirm altmda 30 dereceyi 
gosteriyordu. Ikinci Dilnya Savaji'nin ba§lannda Ttlrkiye'nin ilzerine 9oken bu 
dogal afette, ki§ ve soguk, olil sayismm daha da artmasma yol a?ti. Erzincan depre- 
mi basina, "Erzincan Zelzelesi Butun Tahmin Hudutlarmi Asan Bir Felaket Oldu," 
"Feci Bilango" gibi basliklarla yansidi. 

Deprem sirasmda, kentin demiryolu koprusil de yikilmis, telgraf hatlan kopmus, 
Erzincan'm fevreyle butiln iliskisi tamamen kesilmisti. Bu yilzden deprem haberi 
saatler sonra ogrenilebildi. Yardim ekipleri, yikilan koprillerin onanlmasmdan son- 
ra, ancak 28 Aralik gilnil kente girebildiler. 



Menakib 85 

"Bizyaptigimiz islere adimizi yazmayiz" diye razi olmami§tir. 

20- Efendi Hazretlerinin bir avukat kiracisi varmi§. Bu ki§i Efendi Haz- 
retlerine 50k eziyet etmi§tir. Fakat Efendi Hazretleri onu sohbetinde kotu 
yerine "su yonti gok iyidir" diye anlatmi§tir. Sohbetten cikan ihvanlar 
Efendi Hazretlerinin torununun, birini kotiiledigini duyuyorlar. Birbirlerine 
soruyorlar. "Bu kimi kotilluyor" Bilenler biraz once; 

"Efendi Hazretlerinin ovdugti kisiyi " demi§ler. 

21- Mehmet Ali adli ihvandan dinledim. 

"Bir gun camiye Efendi Hazretleri ile gittik. Abdest tazeleme ihtiyaci 
oldu. Efendi Hazretleri kademhaneye gidince ceketini duvara asti. Bende 
di§anda bekliyordum. Aklima geldiki, belki Efendi Hazretlerinin cebinde 
para vardir, kimse almasin diye kontrol ettim. Bir §ey olmayinca rahatladim. 
Efendi Hazretleri abdestini aldi ve di§an cikinca biri acele olarak yanina 
geldi. "Efendi Hazretleri su kadar paraya ihtiyacim var. " Diye israria para 
istedi. Efendi Hazretleri ise; 

"Gardasim, sonra versek olmaz mi?" diye defalarca tekrar etti ise, de 
adam israr edince, Efendi Hazretleri elini ceketin cebine sokarak adamin 
istedigi parayi verdi. Paralar yeni darphaneden cikmis. banknotlardi. Bende 
hayret ettim." 

22- Nurettin Dogan, Efendi Hazretlerinin Hakk'a yiirumesinden sonra o 
kadar iizuliip aglami§ ki, artik bitkin bir hale du§mii§. 

Bir giin Efendi Hazretleri manen zuhur ederek buyurdular ki; 
"Garda§im! Biz oldttk mil ki, aghyorsun, tizulme" 

23- Haci Hasan Akyol Efendi, hanimi ile 45 sene evliliginde bir huzur 
bulamamis. artik §ikayet icin Efendi Hazretlerine gelip §ikayet etmi§. 

"Efendim 45 senedir ben saga gitti isem, o sola gitti bir huzurum yok" 
demi§. Efendi Hazretleri; 

"Gardasim! Bizde senelerdir ayni haldeyiz. " Dediginde Haci Hasan 
Akyol §ikayetinden vazgefmi^tir. 

24- Efendi Hazretleri, kizdan torunu Sakine Hanim'in duguniinde dama- 
din fakirligini ve diigiindeki garipligi goriince buyurdu ki; 

"Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellemin dugiinu gibi" 



142 — Aliyytl'l-Havvas kuddise sirruhu'l aziz joyle buyurdu: 
"Kansinin dilinden, tahakkumunden, kotu davranifjlanndan eza ve cefa duy- 
mayan Allah Teala dostlan pek azdir. Bunlann bu gibi kadinlarla evlenmeleri ya 
nefislerini terbiye ya da bafjkalarini o kadindan korumak igindir." (Uhudu'l Rub- 
ra, a.g.e. s.399) 



Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



25- Efendi Hazretleri bir sohbetlerinde anlatmi§tir. 

"Cibril-i Emin hazretleri Cendb 'i Hakk 'a iltica ediyor, 

"Yarabbi musaade et de, Senin su dlemlerini ben bir dolasayim " diyor. 
Cendb 'i Hakk; 

"Ettim, Ya Cibril-i Emin " diye buyurmasi uzerine Cibril-i Emin epeyce 
bir zaman dolastiktan sonra; 

"Aman Yarabbi ben hata etmisim. Senin dlemlerin dolasilmakla bitmez- 
mis " diyor. Allah 'u Zill-celal Hazretleri; 

"Ya Cibril-i Emin, filan yerde pirifani bir kulum var. Ona git, su anda 
Cibril-i Emin nerede diye sor" diyor. Cibril-i Emin denilen yere variyor. O 
zati muhteremi buluyor, 

"Senden bir sey soracagim " diyor. O zatta; 

"Sor bakahm. Ne soracaksin " dediginde; 

"Cibril-i Emin nerededir?" diyor. Milbarek Zat'i muhterem soyle bir 
rabita ediyor, bir an kadar durduktan sonra basini kaldirryor; 

"Btttttn dlemleri dolastim, higbir yerde yoktu. Cibril-i Emin sen olsan 
gerektir" diyor. Bu sefer Cibril-i Emin Cendb 'i Hakka donuyor, 

"Aman Yarabbi bundaki hikmet ne? Nasil oldu bu is " Allah Tedld; 

"Ya Cibril-i Emin onu da ondan sor" diyor. Bu sefer dontip; 

"Evet, Cibril-i Emin benim, her sey sana malum. O zaman nasil oldu bu 
is " demesi uzerine, o zatta buyurdu ki; 

"Ya Cibril-i Emin! Sen Allah'u Azim'ussana Alemlerini dolasayim 
dedin. Kendi arm ve isteginle dolastin. Muvaffak olamadin" 

"Biz ise, hin-i sebdvetimden beri kendi arzumla hig hareket etmedim. 
Biz isi or ay a havale ettik. Bilen de O'dur, bildiren de O'dur. Hepsi O'dur. 
Ya Cibril-i Emin " 

"Bunu bilen bir kul imis. O'da biz imisiz. Gardaslarim" 

26- Efendi Hazretleri son e§i olan Hafiz Hanim'in gozleri gormedigin- 
den ve Sivas'ta tedavisi mumkun olmadigindan tedavi ettirmek iizere Anka- 
ra'ya goturmu§tur. Goz doktorlannin yaptigi ara§tirma sonucu Hafiz Ha- 
nim'in gozlerinin acilmasimn mumkun olmadigi anla§ilmi§. Fakat goz dok- 
toru; 

"Efendi sizin gozlerinizin de tedaviye ihtiyaci var" diyerek yaptigi mua- 
yenede her iki goziiniin de katarakt hastaligmdan tamamen kapanmis. oldu- 
gunu gorerek, hayretle; 

"Efendi siz bu gbzlerle nasil yola gidiyorsunuz? " diyerek hayretini be- 
lirtmi§ ve derhal gerekli i§lemler yapilarak ameliyat edilmi§tir. 

O zaman yapilan ameliyattan sonra yirmi dort saat sirtustii ve yastiksiz 
hicbir tarafa donmeden yatmasi neticesinde Sivas'a donu§lerinde buyurdu ki; 

"Gardaslarim! Biz dervisligi yirmi dort saat sirtustii hareketsiz yatti- 
gimizda ogrendik. Qunku o da dervislik gibi sabri gerektiren bir istir" 



Menakib 87 

27- Tren yoluyla Sivas'a gelip Sivas'tan da aktarmah olarak doguya gi- 
decek olan bir §ahis yolda parasim caldinr. Para yardimi icin Sivas'a gelir. 
Fakat her yerlerden olumsuz cevap ahr. Birisinin ona; 

"Burada Ihramcioglu Haci Ismail Efendi diye birisi var. Onu bulursan 
sana yardim eder" demesi uzerine Pa§a Cami onunde Efendi Hazretlerinin 
adresini sordugu kimselerde gerekli ilgiyi gostermezler. Bu arada Efendi 
Hazretleri vekalede birisine buyurur ki; 

"Al Gardasim, su parayi. Bm arayan ve halen Pasa Cami onunde bu- 
lunan parasim galdirmis bir kisiye ver" 

Parayi alan ihvan gelip, Pa§a Cami onunde caresizlik icinde olan ki§iyi 
goriip, ona ne yaptigini sorar. O adam da ba§indan geceni anlatir ve burada 
ihramcioglu Haci Ismail Efendi diye bir zati aradigini ve ondan yol parasi 
isteyecegini soylemesi uzerine; 

"Al Gardasim, su parayi. Bu parayi sana Ihramcioglu Haci Ismail Efen- 
di gonderdi " deyip teslim eder. 

28- Efendi Hazretlerinin hizmetine bakan Ismail Kihfarslan ba§indan 
gefen bir olayi §6yle anlatmi§tir. 

"Bir sabah kalktim. Vekaleden devlethaneye fayton gotilrmek igin gidi- 
yordum, bogazimda ceviz gibi de bir sey cikmisti. Hukumet meydamndan bir 
fayton buldum. Devlethanenin kapisina getirdim, bekledim. Milbarek Efendi 
Hazretleri qiktilar. Mahalle camisine gittik Sabah namazindan sonra isrdk 
namazina kadar kaldik. Isrdk namazindan sonra faytonla devlethaneye gel- 
dik Fakat bogazimdaki sey duruyor. Efendi Hazretlerine bakiyorum. Fakat 
Efendi Hazretleri de hiq bir sey soylemiyordu. Kusluk zamani vekdleye gel- 
dik Gonlumden gegti ki; 

"Efendim benim bu hastahgima higbir sey demedi. Simdi Ismail bir sey 
soyle derse ben ne yaparim. " 

O arada Efendi Hazretleri bana bakarak sag elini yukardan asagi salla- 
di. O bogazimdaki lokma gibi sey yutkununca gitti. O zaman buyurdular 
ki, "De, Gardasim! Simdi bir sey oku da dinleyelim" 

29- Sivas Meyve fidanhgi ba§ bahcivani iken fidanhgin kaldinlmasi ile 
Belediye bas. bahfivanligina gecen Hasan Sanal oradaki bahcivanlann geregi 
kadar cah§malanni istemesi uzerine, fali§maktan pek ho§lanmayan birisi 
Askerlik §ubesinde vazifeli olan arkada§ina durumu anlatinca, O da Hasan 
Sanal' a bir kotuluk yapmak ister. Bu maksatla askerlik kaydini saklar ve 
onun bir asker kacagi oldugu ihbannda bulunur. §ubeye fagnlan Hasan Sa- 
nal askerligini yaptigini belirtecek bir vesika ibraz edemedigi icin Hasan 
Sanal'i askere sevk etmek istemeleri uzerine durumu telefonla Belediye 
Ba§kam Rahmi Giinay'a bildirir. Rahmi Giinay'da askerligini yaptigini isbat 
edebilmesi ifin sure verilmesini ister, Hasan Sanal askerlik yaptigi kitanin 
lagvedildigini ve evraklannin da Selimiye Ki§lasindaki arrive gonderildigini 



Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



ogrendiginden evinden cikip istasyona giderken hukumet meydaninda Efen- 
di Hazretleri ile kar§ila§ir. Gosterdigi saygi sonucu Efendi Hazretlerinin; 

"Nereye gidiyorsun " sorusuna kar§ihk Hasan Efendi durumunu anlatir. 
Efendi Hazretleri de; 

"Haydi, Gardasim! Seni de isini de Allah 'u Azim'ussana havale ettik. 
Git insdllah iyi olur" der. Hasan Sanal Selimiye ki§lasina gidip oranin yetki- 
lisi olan Albay'in kar§isina cikar. Albay durumunu sorar. Sorusuna kar§ihk, 

"Albayim ben askerligimi falan yildafalan yerde yaptim. Askerlik komu- 
tanim da ustegmen fllandir" deyince Albay zile basar ve gelen askere; 

"Oglum arrive gidip bu Efendi 'nin askerlik kaydini arayin " der. Arrive 
indiklerinde evraklann bircogunun cuvallara doldurulmus. ve yigihnis. oldu- 
gunu ve bir kisminin da raflarda oldugunu goriir. Onun §a§irdigini goriince 
asker; 

"Kardesim daha en az bunun kadar da SEKA 'ya gonderildi. Sen yashsin 
su yerdeki guvallara bak Ben de gikip su raflara bakayim " der. Bes. on tane 
dosyaya baktiktan sonra bir dosyaya bakip; 

"Hasan Sanal sen misin?" Dosyayi alip yukan cikarlar. Albay; 

"Oglum ben senin boluk komutanin filanim. Sen beni tanimadin, ama 
ben seni tanidim. Zaten senin evraklarinin bulunmasi pek mtimkun degildi. 
Fakat seni bir untitle arsive gonderdim. O arsivden senin dosyanin boyle 
temiz olarak ve qok kisa zamanda bulunmasi bir mucize" deyip gereken 
evraki Hasan Sanal'a verir. Hasan Sanal'da Sivas'a gelip svibedeki i§lerini 
bitirdikten sonra dogruca Efendi Hazretlerinin yanina gelip; 

"Efendi Hazretleri, beni de evlathga kabul et" diyerek tarikata intisap 
eder. 

29- ihramcizade M. Kazim Toprak Efendi anlatmi§tir. 

Sivas Devlet Hastanesine yeni tayin edilmis, olan bir Dahiliye Doktoru 
Ahmet Kemal Koksal Efendi Hazretlerini evine davet ediyor. Efendi Haz- 
retleri, Sim Su, Avni Bey ve Ogretmen Ahmet Bey'i de yanina alarak ziya- 
rete gidiyorlar. Dr. Ahmet Bey 'in hanimi gayet acik giyinmis, olarak hif 
cekinmeden Efendi Hazretlerinin kar§isina cikip; 

"Efendim ben hayatimda orug tutmadim, Namaz kilmadim ne yapmam 
lazim?" dedi. Efendi Hazretleri buyuruyor ki; 

"Keffdret belki zor gelir. Orug tutmadiginiz gunleri hesaplar, bugunku 
rayig bedelden fitir sadakasi verirsiniz. Hig ara vermeden 60 gttnde orug 
tutarsiniz ve namaza da baslarsiniz, tovbe istigfar edersiniz. Allah 'i 
Azim'ussanin rahmeti goktur. Tovbe edeni Allah Tedld sever ve af eder" 

Saime Hanim soylenileni yapar ve kapanir. Efendi Hazretlerine en tesli- 
miyetli ve en iyi talebesi olur. Oyle ki, Ahmet Bey'in Cidde'de vazife gor- 
diigii zaman iferisinde hacca gitmis. bulunan Efendi Hazretleri icin ogle ve 



Menakib 89 

ak§am yemeklerini Cidde'de pi§irip sicagi ile Mekke'de Efendi Hazretle- 
rine yeti§tirir. Bu hal o hac sirasinda her gun vuku bulur. Bir gun Sivas'ta bir 
sebeple Saime hanimdan bahsedince Efendi Hazretleri buyurdular; 
"Canim Saime Hanim da, Saime Hanim" 

30-Bir giin adamin biri Efendi Hazretlerini ziy arete gelir. Adam bircok 
mevzular hakkinda uzun uzadiya konu§ur. Efendi Hazretleri hicbiri hakkinda 
fikir beyan etmez. Adam konu§tuklanni bitirir; 

"Efendi oztir dilerim, gok konustuk. Galiba basinizi agrittik" demesi 
iizerine, Efendi Hazretleri buyururlar ki; 

"Gardasim dinlemedik ki, basimiz agrisin" 

31- Efendi Hazretlerinin huzuruna bir delikanh gelip ders almak istedi- 
gini beyan ve arz eder. Efendi Hazretleri sorar ki; 

"Hig dsik oldun mu?" Gene susar. Yine sorar; 

"Gardasim! Hig bir kiza veya herhangi birine dsik olmadin mi?" deli- 
kanlimn siikutu iizerine Efendi Hazretleri; 

"Zahir ask insani ilahi aska gbturur" buyurduktan sonra, 
"Gardasim! Git, dsik ol, ondan sonra gel" demi§tir. 

32- ihramcizade M. Kazim Toprak Efendi anlatmi§tir. 

"Sene 1945 yilmdan ewel idi. Bir Cuma gtinti, cuma namazindan sonra 
eve gittik Evdekiler de hamama gitmislerdi. Efendim Hazretleri, 

"Gardasim! Semaveri yak ta, bir gay igelim" buyurmalari iizerine, bir 
kova (20 litre) su alan semaveri doldurup yaktim. Qayi demledim. Komurun 
mor alevi gegtikten sonra semaveri btiytik odada Efendimin minderine yakin 
bir yere koydum. Efendim dolaptan bir kitap isaret etti, kitabi da getirip 
rahlesine koydum. Sonradan anladim ki, bu kitap Hafiz Divani imis. Efendim 
kitaptan okuyup anlatirken bende bosalan bardagimizi dolduruyordum. Se- 
maverden gaydanhga su almak igin muslugunu gevirdigimde bir iki damla su 
aktiktan sonra kesildi. Muslugun ontine kireg geldigini zannettim. Semaverin 
list kapagini agtigimda su kalmadigini gordtim. Bu hali gbren Efendim ce- 



Ih3 -Yaklajik 119 saatlik mesafe. 



144 — Ihvan bazen, yalniz bejeri a§k ile Allah Teala'ya ulajir, Ajk-i mecazi 
kendisine milptela olan ki§i tutuldugu a$km etkisiyle, yanarak, dtlnya muhabbeti- 
ni terk eder. Artik, dtlnya muhabbeti, bir daha ona donmez. 

Gavs Hizani kaddese'llahti sirrahu'l aziz bir gun bazi bilyilklerden naklederek 
"gerqekte mecaz, hakikatin koprusudur" buyurdu. Bir fakir "kopruniln iktiza 
ettigi gibi onda durmayip, tlzerinden gecmekle emrettiler" dedi. 

Gavs Hizani kaddese'llahti sirrahu'l aziz "evet, lakin onlar, kendilerinden is- 
tifade edibnesinde musavi degildirler" diye soyledi. (Gavs-i Hizani Seyyid 
Sibgatullah-el Arvasi, Minah (Vergiler), 1st, Aralik 1996, s.127 Minah: 195-196) 



90 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

binden saati gikarip bakarak, 

"Gardasim! Kerahet vakti gelmis. Biz ikindi namazini da kdamadik" 
dedikten sonra buyurdular Id, 

"Gardasim! Namazin kazasi olur, lakin sohbetin kazasi olmaz. " 

33- ihramcizade M. Kazim Toprak Efendi anlatmi§tir. 

"Kepenegin Gozti 'ne sahraya gittigimizde ikindi namazindan sonra Ke- 
mal Agabeyim gelip kamyonu He ihvani gotururdu. Biz ise, Efendimle bera- 
ber seyran tepesinden yaya olarak sehre donerdik. Efendim, ytiksek sesle 
Evrad-Bahaiyye 'yi okurdu. Bazi yerlerinde durur, sagina ve soluna, 

"Ha mint, Ha mint" dedikge sanki etraftaki daglar ona cevap veriyordu. 
Efendi Hazretleri buyururlardi ki; 

"Gegmis zaman olur ki, hayali, cihan deger" 

Iste bizde gegmis o zamani dusunup gegmis zamanin hayalinin cihana 
degdigini anhyoruz. " 

34- 1950Ti yillarda, Osmaniye'den Fatey Baci naminda ihtiyar bir ihvan 
Efendi Hazretlerini ziyarete gelir. Ziyaret donu§unde trenle giderken su ihti- 
yaci duyar. Fakat kimse kendisine su vermez. Her hangi bir istasyonda da 
inip su icecek gucu olmadigindan zor durumda kalan Fatey Baci, 

"Yetis ya seyhim yaniyorum" feryadi iizerine, trende Pozanti istasyonu- 
na gelmi§tir. Tren durdugunda Efendi Hazretleri pencereden bir top kar uza- 
tarak derki; 

"Al Fatey Baci, al " 

35- Efendi Hazretlerinin ilim sahibi bir ihvani dermis, ki; 
"Canim, seyhin kapisinda kopek bulunur mu? " 

Bu sozii muteakip hatim giiniinde hatim okumak icin ihvan toplamrken, 
devlethane avlusunda hizmette bulunan Perisan isimli kopek gelenlere bir 
§ey demez. Fakat "seyhin kapisinda kopek bulunur mu? " diyen ihvan kapiya 
geldiginde Perisan hiicum eder ve o ihvani avludan di§an cikanr. Hatim 
bitene kadar o ihvanin iferi girmesine mani olmu§tur. 

36- ihramcizade M. Kazim Toprak Efendi anlatmi§tir. 

'Bir giln Efendim He ikindi namazindan sonra faytona binip eve geldik. 



" — "Kur'an-i Kerim'deki "Ha mint" terkibi de boyledir. Pek yilcedir o, obtlr 
terkiplerse pek ajagida. Qilnktl bu terkipten hayat meydana gelir, aciz halinde sur 
ufurulmuj gibi her §ey dirilir. 

"Ha mint" Allah lutfu ile Musa'nm asasi gibi ejderha olur, denizler yarar. Goril- 
nil§u ba§ka sozlerin, terkiplerin gorunujilne benzer ama degirmi ekmek, ay degirmi- 
sinden 90k uzaktir. Onun aglayiji da kendinden degildir, gulujil de, sozil de." (Mes- 
nevi c.V, b. 1326-1330) (degirmi: daire §ekli) 



Menakib 91 

Efendi Hazretleri faytoncuya ucret odemek igin ceplerini arayip para olma- 
digini gortince; 

"Gardasim! §u faytoncunun parasini ver" diye emretmeleri tizerine, 
Efendim faytoncuya her zaman bes lira verdiginden ben de cebimde bulunan 
bes lirayi faytoncuya ver dim. Zaten bes lira par am vardi. 

Yukari btiytik odaya ciktik. Aksam vakti yaklasincaya kadar beraber 
oturduk. Aksam yaklasinca gitmek igin izin istedim, sirtimi gevirmeden kapi- 
ya dogru giderken Efendi Hazretleri buyurdu Id, 

"Gardasim! Senin harghginda yok. Dur sana bir harghk vereyim" 

Elini koyun cebine atip gikardigi ytiz lirayi harghk olarak verdiler. Fay- 
toncuya verecek parasi yokken gikardigi bu ytiz lira elbette ki, kerametin ta 
kendisidir. " 

37- Efendi Hazretlerinin £erkez olan bir ihvanina, yine £erkez olan bir 
hoca; 

"Canim, siz bu Ismail Efendi de ne buldunuz? Ashnda O, cahilin birisi " 
demi§, o ihvanda; 

"Yok, canim, benim seyhim gok buyuk Hint sahibidir" §eklinde muda- 
faa da bulununca, Hoca da; 

"Gel beraber gidelim. O senin seyhini bir imtihan edeyim de ihvanlar 
arasinda nasil rezil oldugunu gozlerinle gbr " diyerek vekaleye giderler. 

Hoca, Kur'an-i Kerim'in tefsiri zor olan bir ayetini sormayi kararla§tinr. 
Vekaleye girip oturduklannda, Efendi Hazretleri orada bulunan bir hafiza; 

"Kur'an-i Kerim'in falan suresinin, falan ayetini" oku der. Hafiz da 
hocanin sormayi du§undugu ayet olan bu ayeti okur. Efendi Hazretleri bu 
ayetin tefsirini yapar ve buyurur ki, 

"Bu ayetin daha genis bir tefsiri daha yapilabilir" 

Daha genis, bir tefsir yaptiktan sonra, 

"Canim, bu ayetin tefsiri igin bundan daha genisi yapilabilir" diyerek 
50k geni§ ve anlamli bir tefsire ba§lar. 

Efendi Hazretlerini imtihan icin oraya gelen hoca beraberce geldigi ih- 
vana Cerkezce, 

"Bana bir hal oldu. Herhalde hastalaniyorum " demesi uzerine Efendi 
Hazretleri, £erkezce buyurdu ki; 

"Hoca, iyi olursun insdllah " 

Hoca, beraber geldigi ihvanla vekaleden ciktiklannda demi§ ki, 

"Canim, sizin bu seyhiniz gok bilgili bir zatmis. Baksaniza bizim lisani- 
mizi dahi biliyor. " Boylece ihvanin hakh oldugunu kabul eder. 

38- Efendi Hazretleri telgrafci Sim Efendi'nin Kaleboynu mahallesin- 
deki evinde hatim ve sohbet sonucu gece gee vakit aynldiginda yolda sarho§ 
birisine rastlar. Sarho§un edeple bir kenara fekilip Efendi Hazretlerine hur- 
met gostermesi uzerine, Efendi Hazretleri; 



92 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Haydi, Gardasim! Allah Tedld ikrahini versin " demesi iizerine evine 
gelen Rifat Bey, annesine ve kansina hitaben, 

"Cabuk bana bir su isitin. Gustil abdesti yapacagim. Filan filani da ga- 
girin ki, onlar da sahit olsun. Ben bu igkiyi birakacagim " dediginde, valide- 
si; 

"Rifat oglum! Bu senin kaginci tevben " dediginde, 

"Anne bu sefer ki, tevbem baska" diyerek, gusul abdestini alir. §ahit ol- 
malanni istedikleri §ahislar da geldiklerinde onlann huzurunda bir daha icki 
icmeyecegine tevbe eder. Onceden meyhanelerde gecirdigi zamanlanni artik 
camilerde gecirmeye ba§lar. Daha sonra hacca gider. Ondan sonra da annesi 
§erife Hanim'i ve daha sonra e§ini hacca goturiir. Bu suretle Efendi Hazret- 
lerinin himmetleri sayesinde dini butun bir musliiman olarak ya§amini de- 
vam ettirmi§tir. 

39-Efendi Hazretlerinin Okkes. adh ihvani, rafizinin biri imtihana tabi 
tutmu§tur. Sorulan sorarken sordugu bir soru kar§isinda Okkes, duraklami§- 
tir. 

Soru: "Gegirince abdest bozulmuyor da, gaz yapinca niye abdest bozu- 
luyor. Bu inanciniz bence sakat bir inang " 

Okke§ adh ihvani, bu soru daraltinca hemen Efendi Hazretlerine rabita 
etmi§tir. 

"Efendi Hazretleri, ne cevap vereyim " demi§tir. Efendi Hazretleri bu- 
yurmu§tur ki; 

"Okke§ Garda§im! O ilmi cevaptan anlamaz, arkani don ona bir gaz 
gikar, o ancak anlar farkini" 

40- Efendi Hazretleri, bir kac ihvaniyla beraber bir koye gidiyorlar. Ak- 
§am o koyde kalmalan mecburiyeti hasil olur. Kalacaklan koy odasi tek oda 
halinde oldugundan, Efendi Hazretleri ve ihvanin bir odada yatmalan mec- 
buriyeti ortaya cikryor. Ihvanlar arasinda ve tarikata yeni intisap etmi§ Os- 
maniyeli Hiiseyin adinda biri; 

"Canim §eyhimde bizim gibi yiyor, igiyor, oturuyor, kalkiyor. I§te §imdi 
bizim gibi yatiyor" 

"Dur bakahm ne yapacak, §oyle yorganin altindan gozetleyeyim " diye 
du§unurken uyuyup kahyor. Bu arada suratina gelen bir §amarla uyaniyor, 
bakiyor ki, Efendi Hazretleri namaz kihyor. Namazin bitimine kadar bekli- 
yor. Namaz bitiminden sonra gidip ayaklanna kapamyor. Efendi Hazretleri 
buyuruyor ki; 

"Garda§im! Hiiseyin, insan disarida halk He igerde Hakk He olmah- 
dir" 

41- Efendi Hazretleri Tekkeonu'nde ogle namazim kildiktan, sonra iki 
ki§i gelerek; 



Menakib 93 

"Efendi Hazretleri, biz Hizir aleyhisseldmi gormek istiyoruz. Onu bize 
gosterir misiniz?" diye sordular. Efendi Hazretleri siikut etti. Yerine otur- 
duktan sonra, 

"Efendim Hizir aleyhisseldmi gosterecektiniz" diye israr ettiler. Efendi 
Hazretleri; 

"Peki, Gardasim" diye buyurdular ve gozlerini yumdular. 3-5 dakika 
sonra yoldan bir ki§i geldi. Efendi Hazretlerinin kar§isina dikildi. Selamla§ti- 
lar, hal ve hatir sorduktan sonra Efendi Hazretleri; 

"Gardasim, ogle namazini nerede kildiniz?" O da, 

"Efendim Mekke-i Mukerreme'de kildim" diye cevap verince Efendi 
Hazretleri; 

"Allah kabul etsin " dediler. O, 

"Amin" dedikten sonra, zat miisaade istedi. Efendi Hazretleri de; 

"Gttle gttle git gardasim " buyurdular. Aradan bir zaman gectikten sonra 
tekrar; 

"Efendim Hizir aleyhisseldmi gosterecektiniz" deyince, Efendi Hazret- 
leri iki elini dizlerinin uzerine koyarak, bir ah cekti ve buyurdu ki; 

"Gardaslarim! Biz ogle namazini kilah yarim saat oldu. Bir adam og- 
len namazini Mekke-i Mukerreme'de kilar da, yarim saat sonra burada 
olursa, bu Hizir aleyhisselam olmaz da kim olur" 



146 — Kiltahyali Seyh Salih kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin bir kerameti Hizir 
hakkmda ihvamn nasil dusiinmesi gerektigini acikca gostermektedir. Sadeddin Cami 
miiezzini, manevi potansiyeli yiiksek bir insanmis. Her gun: 

"Yd Rabbi! Bana Hizir 'i goster, " diye dua ve y alvanjlarda bulunur. 

Boyle, gtlnler gelip gecer. Bir gun sabah ezamm okumak ilzere minareye cikti- 
gmda minarenin §erefesinde §eyh Salih kuddise sirruhu'1-aziz Efendi karsisma 91- 
kar. Muezzin, o mtlbarek insani gorilnce: 

"§eyh Salih Efendi ne i$in var, ne yapiyorsun burada? " der. Seyh Salih kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendi: 

"Sen dua ettin. Ya Rabbi! Bana Hizir'i goster, demedin mi?" 

"Dedim. " 

"Buyur! Ben Hizir'im. " 

Bu menkabeden de anlasilacagi ilzere Hizir'm dilnyada bir tane milsahhas bir sa- 
his oldugunu dusilnmemek lazim. Qilnktl Hizmyet vardir. 

"Hizir, lediin sahibi bir insandir. Onun icin ehlullahin bu makama ugradik- 
lari ve oradan gectikleri tasawuf ilminin kapsami icindedir." (SIR, age. s. 407) 

"Her gordugunil Hizir, Her halini Huzur, Ibadetini Kusur, Her geceni Kadir bile- 
ceksin" sozil bu hakikate isaret etmektedir. Zamamn tasarruf ehlinin Hizir 
aleyhisselam oldugu hakikati asikardir. 

"Butiln gilzellikler ve iyi seyler insanm kendi nefsindedir. Mesela: 
Hazret-i Rifai kuddise sirruhu'1-aziz Efendimiz'e evlatlan Kadir gecesi ne vakit- 
tir? Diye sormus. Oglum, buyurmus. 

"Eger sen basiret gozunil cilalandinrsan her anm Kadir'dir, senede bir gece de- 



94 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

42- Karabiik'te fakir fakat gonlu 50k zengin Hatice Hanim isminde 50k 
degerli bir ihvan varmi§. Efendi Hazretlerinin, Karabuk'e gelecegini duy- 
mu§. Bir yandan 50k sevinmi§, bir yandan da ici burkulmu§tur. Bu kadin 50k 
guzel bir tarhana corbasi yaparmi§. Ancak maddi durumu miisait olmadigin- 
dan dolayi, yaptigi tarhana corbasimn yagi ve tuzu az olurmu§. icinden goz- 
ya§i dokerek; 

"Canim Efendim, bizim gibifakirin gorbasini ne yap sin" soylenmi§tir. 
Efendi Hazretleri, Karabuk'e vanp, bir eve misafir olunca buyurmus. ki, 
"Gardasim! canimizda yagsiz, tuzsuz bir tarhana gorbasi gekti" 
Hatice Hanim'i taniyanlar hemen ko§a ko§a yanina giderler ve yagsiz, 
tuzsuz bir tarhana corbasi yapmasini isterler. O da 50k sevinir. Hemen yapti- 
gi tarhana corbasim biiyiik bir sevincle Efendi Hazretlerine goturiir. 

43- Tenekeci Rahmi Usta, Meydan Camii kar§isinda bulunan diikkaninin 
oniinde §emsi Sivasi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerine kar§i ayak aya- 
kiistiine oturup, elinde sigara tutturiirken Efendi Hazretleri diikkana gelmi§. 
Rahmi Usta o anda bulundugu halin utanciyla aftigi radyoyu kapamis. ve 
elindeki sigarayi atmi§. Efendi Hazretleri; 

"Gardasim Rahmi, nasrfsin?" Diyerek iskemleye oturmus, ve buyurmus. 
ki; 

"Sana bir hikaye anlatayim da dinle. Bir giln sahipleri tarafmdan deve 
He merkep zayifladiklarindan dolayi sahraya terk edildiler. Bu iki hayvan 
azathgin verdigi firsatla semirdiler. Fakat merkep devamh surette zevkten 
anirmak istiyordu. Deve de mani olmaya gahsiyordu. Deve; 

"Yapma ne olur, eski hayatimiza doneriz" demisse de merkep anirmistir. 

Oradan gegenler bunlari tutup yeniden ytike vurmuslar. Sonunda mer- 
kep vurulan yukun agirhgi ve hamhgi He bir uguruma yuvarlamistir. " 

Hikayeden sonra Efendi Hazretleri iskemleden kalkip, gitmi§tir. 



gil." (Ken'anRifai, a.g.e. s. 377) 

147 — Semseddin Ahmed Sivasi (Kara Sems) kuddise sirruhu'1-aziz 

Anadolu'da yetijen biiyiik velilerden. Halvetiyye yolunun kolu olan §emsiyye 
(Sivasiyye)'nin kurucusudur. Babasmm ismi Ebti'l-Berakat Muhammed'dir. Asil 
ismi, Ahmed, ktinyesi Ebii's-Sena, lakabi §emseddin'dir. Kara §ems diye johret 
bulmujtur. 1519 (h. 926) senesinde Tokat'm Zile ilgesinde dogdu. Sivas'ta 1597 (h. 
1006) senesinde Hakk'a yuriidu. Sivas'ta Meydan Camii avlusunda medfun olup, 
Kabri ziyaret edilmektedir. 

Turk-Islam tarihindeki meshur tic Sems'den birisidir. Bunlardan birincisi Mevla- 
na Celaleddin-i Rumi kuddise sirruhu'l-azizin hocasi olan Sems-i Tebrizi kuddise 
sirruhu'l-aziz, ikincisi Istanbul'un fethinde Fatih Sultan Mehmed Hanm yamnda 
bulunan Aksemseddin kuddise sirruhu'l-aziz, tifuncusti de III. Mehmed Han ile 
birlikte Egri Seferine katilan Kara Sems kuddise sirruhu'l-azizdir. Ufti de ytiksek 
dereceler sahibidir. 



Menakib 95 

44- Ihramcizade M. Kazim Toprak Efendi anlatmi§tir. 

Zamanin Sivas Muftiisii, Muftii Ibrahim Efendi saghgi sirasinda devamli 
Efendi Hazretlerinin aleyhinde bulunmus. ve bir gun hastalanip yataga dii§- 
mu§tur. Yanindan devamli bulunanlardan hie kimse, ziyaretine gelmemi§tir. 

Bir cuma giinii cuma namazindan sonra Efendi Hazretleri, "Oglum 
Kdzim, Mttfttt Ibrahim Efendi hasta imis, onun ziyaretine gidelim. Sura- 
dan bana bir zarf bul" buyurdular. Zarfi bulup getirdigimde icine bes. yiiz 
lira koyup kapadi. (Tabi bu o zamanin bes. yiiz lirasi.) Aynca meyve aldik, 
evine gittik. Edeben hastamn ziyaretinde bulunacak kadar kaldiktan sonra 
cikarken, o para konulan zarfi, Ibrahim Efendi 'nin yastigimn altina koydular. 
Bu ziyaretleri bir kac defa vuku buldu. Bir giin ziyaretine giden emekli miif- 
tii Mevliit Sanoglu'na, 

"Canim, biz Efendi Hazretlerini yanhs tammisiz. Efendi Hazretleri gok 
buytik insan imis de biz bilememisiz " demi§tir. Bizzat bu durum ihvana Miif- 
tii Mevliit Efendi tarafindan aciklanmi§tir. 

45- Efendi Hazretleri, Giirun'e tesriflerinde Hiisnii dayinin evinde misa- 
fir olurlar. Orada beraber kalan misafirler ve ev sahibi sabah namazina kal- 
kamiyorlar. I§rak vakti uyanan Efendi Hazretleri ve cemaat purne§e abdest 
ahyorlar ve buyuruyorlar ki; 

"Garda§larim! Elhamdulillah, Cendb-i Hakk bize bugtin bir sunned 
daha nasip etti. Qunku Rasulullah bir sefer donusunde Bildl-i Habesi'ye 
emir buyuruyorlar ki, butun sahabe yorgun, biz de yorgunuz. Sen uyuma 
bizi namaza kaldir. Gayri ihtiyari Bildl-i Habesi de uyuyor ve o giin 
Rasulullah ve ashabi sabah namazini israk vaktinde kiliyorlar" 



148 — (Hayber seferi donil^unde Islam ordusu gecenin ge£ saatlerine kadar yol 
alir. Bir ara askerlere de uyku bastinr.) Ebu Katade radiyallahtl arm anlatiyor: 
"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemle beraber bir gece boyu yurudilk. Cemaatten 
bazilan: 

"Ey Allah Tedld 'ran Rasulul Bize mola verseniz! " diye talepte bulundular. 

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem: 

"Namaz vaktine uyuya kahnanizdan korkuyorum" buyurdu. Bunun ilzerine Hz. 
Bilal radiyallahtl anh: 

"Ben sizi uyandiririml " dedi. Boylece Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem mo- 
la verdi ve herkes yatti. Nobette kalan Bilal radiyallahtl anh da sirtim devesine da- 
yamisti ki, gozleri kapamverdi, o da uyuyakaldi. Gtlnesin dogmasiyla Rasulullah 
sallallahu aleyhi ve sellem uyandi ve: 

"Ey Bilal! Soziine ne oldu?" diye seslendi. Hz. Bilal radiyallahtl anh: 

"IJzerime boyle bir uyku hie cokmedi " diyerek cevap verdi. Efendimiz sallallahu 
aleyhi ve sellem 

"Allah Teala Hazretleri, ruhlannizi diledigi zaman kabzeder, diledigi zaman 
geri gonderir. Ey Bilal! Halka namaz igin ezan oku" buyurdu. Sonra abdest aldi ve 
gtlnes ytlkselip beyazlasmca kalkti, kafileye cemaatle namaz kildirdi." (K.Sitte) 



96 Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

46- Efendi Hazretlerinin kom§usu olan Makbule Hanim emekli ayhgini 
alip eve gelirken yolda du§uriir. Bu duruma 50k uzulen Makbule Hanim 
evlerinin bahcesinde aglayarak durumu cocuklanna anlatir. Namaza camiye 
giderken oradan gecen Efendi Hazretleri, duruma muttali olur. Makbule 
Hanim'i cagmp, 

"Kizim al su parayi harca. Uzulme paran da bulunacak insd'allah" 
der. Bir muddet sonra hakikaten Makbule Hanim'in parasi bulunur. 

47- Bicakci Hulusi Argut anlatmi§tir. 

" 1955 senesi idi. Vakiflar idaresi bizim kira He oturdugumuz dukkdnlari 
satiyordu. 14 metrekarelik bu dukkdni agik artirmaya girerek alabilecek 
durumda degildim. Ihvan olan annemle beraber Efendi Hazretlerinin 
Tashsokak'taki evine gittik Ben durumu arz ettim. Efendi Hazretleri buyur- 
du ki; 

"Gardasim! Hulusi o dukkdni sana aldik. Agik artirmaya gir. 
Insdallah ahrsin" Agik artirmaya giren 300 kisi arasinda dukkdn ihalesi 
bizde kaldi. 

48-Bicakfi Hulusi Argut anlatmi§tir. 

" 1948 senesinde rasitizm ve romatizmadan rahatsizdim. Gegen sekizyil 
igerisinde igne ve ilaglar bir fay da vermedi. Hastahgin verdigi sikintilarla 
terleye terleye gok kirlenmistim. Yikanmak ihtiyacinda oldugum halde ba- 
bam isleri sebebi He benimle ilgilenemiyordu, annemin ise, bir legen igeri- 
sinde beni yikamaya gucti yetmiyordu. Bu arada Efendi Hazretleri hatirima 
geldi; 

"Benim bu halimle kimse ilgilenmiyor. Efendi Hazretlerinin de mi habe- 
ri yok" diye dusiinurken kapi gahndi. Annem kapiyi agti. Efendi Hazretleri 
tesrifettiler. Anneme; 

"§erife hatun, Hulusi'yi hazirla onu hamama goturecegiz" diyerek bi- 
tisigimizde bulunan ve ihvani olan Aise Nine 'yi ziyarete gitti. Bu arada iki 
ihvan gelip beni yataktan alarak Porit Hamami'na goturduler. thvanlar 
bana hizmet etmekte iken Efendi Hazretleri yanima geldi. Soguk su muslu- 
gunu kapatti. Sicak su muslugundan bir tas doldurup basimdan doktu. O 
anda dyle bir hal oldu ki, tarif edemem. Sonra birkag tas daha doktu, 

"Hulusi! Insd'allah sifa bulursun" diyip gitti. O gtinden sonra yavas 
yavas iyilestim. On yil silren hastahgimdan sonra vilcudumda bazi hatiralar 
kaldi amma Elhamdulillah iyiyim. 73 yasindayim ve hdld gahsabiliyorum " 

49- Varhkli bir ihvan, Efendi Hazretlerini yemege davet eder. Bir kisim 
ihvanla beraber bu davete giderken her nasilsa yolda duraklayan Efendi Haz- 
retleri, 

"Gardaslarim bu yakinlarda bir ihvan bacimiz olacakti. Onun evi 
hangisi acaba" diye sorduklannda, ihvanlar o ya§h kadinin evini gosterirler. 



Menakib 97 

Efendi Hazretleri kadinin evine vardiginda bir abdest tazelemek gerektigini 
bildirerek su ister. Ev sahibi kadinda hemen legen ve ibrik getirir ve 

"Efendi abdest suyunu ben dbkmek istiyorum " der. Efendi ya§h kadinin 
istegini uygun bulur ve abdest suyunu dokmeden once §u misralan soyler. 

Evine git evine 

Seni gore sevine 

Seni gortip sevinmeyenin 

Ne isin var evinde 

Efendi Hazretlerinin davet edilen yere neden gitmedigi anla§ihr. Bu ara- 
da Efendi Hazretlerinin oraya misafir oldugunu duyan herkes evinde ne yi- 
yecek varsa oraya ta§irlar. 

50- Mahkeme car§isinda Ulu Cami'den gelen yolun kar§isinda 
Mutfakgaz Bayiligi alan Celal ince, Efendi Hazretlerine olan hiirmetinden 
dolayi vekaleye bir tup ve ocak hediye etmeyi du§iinur. Bir ocak ile bir tupii 
vekalenin bulundugu Corapci Hani'na goturiir. Namaz vakti olmasi nedeni 
ile vekalede kimse bulunmadigindan ocagi ve tupii hanin temizlik i§ine ba- 
kan^zm/adindaki kadina teslim ederek; 

"Benim getirdigimi kimseye soyleme " diye tembih eder. Ogle namazini 
Ulu Cami'de kilan Efendi Hazretleri, camiden fikip kar§i kaldinma gefti- 
ginde diikkandaki Celal Bey'e buyurur ki, 

"Celal Bey gardasim, vekaleye gonderdigin tup ve ocak gok makbule 
gegti" Celal Bey tembih ettigi halde, Efendi Hazretlerine soyledigini zannet- 
tigi kadina ciki§mak ifin Corapfi Hani'na gelerek, 

"Aznif sana siki siki tembih ettigim halde nigin soyledin" demesi iizeri- 
ne, Aznif Hanim, Celal Bey'e derki; 

"Celal bey! Celal Bey! Sen Efendi Hazretlerini tanimamissin, ben ona 
dsik oldunt oyuzden dinimi de degistirdim" 

51- Celal Bey Mutfakgaz bayiliginden sonra cimento bayiligini de ahr. 
O arada Efendi Hazretleri Sivas imam-Hatip Okulu'nun in§aatina ba§lami§- 
tir. Bir ilim yuvasi olmasi sifati ile oraya yapilacak yardimin 50k biiyiik se- 
vaba sebep olacagini du§unen Celal Bey, kamyon §oforiine der ki; 

"Git oglum! Cimento fabrikasindan bes ton gimento yukleyip Imam- 
Hatip Okulu insaatina gottir, lakin benim gonderdigimi kimseye soyleme " 

Aradan bir kac saat gefer. Ta§fi Vahap Usta, Celal Bey'in diikkanma 
gelerek; 

"Efendi Hazretleri buyurdular ki, Celal bey bes ton gimento gondere- 
cek. Git bak nerede kalmis?" diye sordular demesi iizerine Celal Bey hay- 
retler icerisinde kahr. Seneler sonra bunlan bizzat anlatan Celal Bey, 

"Canim biz Efendi Hazretlerinin kiymetini bilemedik" diye itirafta bu- 
lunmu§tur. 



Gavs-til Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



52-Sivas'ta bayram geldiginde gencler bayram ziyaretlerini topluca ya- 
parlardi. iclerinde Faytoncu §iikru Efendi'nin de bulundugu bir topluluk 
bayram ziyareti yaparlarken Efendi Hazretlerinin evinin online geldiklerinde; 

"Yahu Ihramcizade 'yi de ziyaret edip elini opersek btiytik sevap kazan- 
mis oluruz" deyip iceri girerken Faytoncu §ukrii Efendi gonliinden §6yle 
gecirir, 

"Ismail Efendi, dedikleri gibi btiytik keramet sahibi ise, benim su yeni 
yaptirdigim yelegin dokuz dtigmeli oldugunu bilsin " diye dii§iiniir. iceri girip 
Efendi Hazretlerinin elini optukten sonra biiyiik odanin bir ko§esine oturur- 
lar. Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Gardaslarim hos geldiniz, bayraminiz mtibarek olsun" sonra, 

"§tikrti Efendi yeleginde pek gttzel ve dokuz dtigmeli imis, amma bir 
dtigmesi dtismtis" O zamandan sonra §iikru Efendi, Efendi Hazretlerinin 
aleyhinde bir tek kelime dahi soylenmesine izin vermez olmu§. 

53- Efendi Hazretleri 1953 yilinda ogle ve ikindi namazim Hoca imam 
caminde kilarlardi. Camii'nin minaresini de o yil yaptirmi§lardi. Efendi Haz- 
retleri Hoca Imam Camii civannda bir ihvanin evinde sohbette, bir ko§ede 
otururken, Kumyurtlu Hoca denilen bir zat da makatta oturuyordu. Efendi 
Hazretleri daha evvel caminin fevganesini yapmak icin Hayn Hafiz Efen- 
di 'ye emir buyurmu§lardi. Bu sebeple, 

"Hayri Hafiz nerede?" diye seslendiler. 
"Efendim buradayim " cevabim alinca, 
"Fevganeyi yaptiniz mi?" diye sordular. Hayn Hafiz da; 
"Yaptim Efendim " diye cevap verdiler. Kumyurtlu Hoca; 
"Yapildi Efendim, gok sevap kazandi " diye ovgiide bulunmalan iizerine 
Efendi Hazretlerinin; 

"Hafiz Efendi sevap almak igin miyaptin?" sualine Hayri Hafiz'da, 

"Hayir, Efendim " diye cevap verdiler. Efendi Hazretleri buyurdular ki; 

"Allah Tedld'ya gok stiktir. 

Allah Tedld bizi dsik etmis. 

Biz hizmeti Allah Tedld aski ileyapariz ve karsdik beklemeyiz. " 

54- Suriye'den kacak e§ya getirip bu suretle ticaret yapmakta olan birisi 
tarikata intisabindan sonra bu i§i birakmis. ise, de foluk cocugunun nzkinin 
temininde zorluk cektigi ifin yine bu i§e ba§lamaya karar verip, Efendi Haz- 
retlerine gelerek yaptigi ticaretten bahsederek izin istemis, ve izin almi§tir. 

Suriye'ye vanp gerekli mallan alarak atlara yiikleyip Tiirkiye'ye miite- 
veccihen yola cikmi§. Sinira geldiginde kar§idan devriyelerin geldigini gor- 
mii§ ama kacacak zamanda bulamami§. Bu sirada 50k siislii bir tilki ortaya 
fikmi§. Bunu goren devriyeler, tilkiyi tutmak ifin onun pe§ine dii§mu§ler. 
Oradan bir hayli aynlmi§lar. Bunu firsat bilen adam atlanni ahp hududu 
rahatfa gefmi§. Mallanni sattiktan bir zaman sonra yine gitmeyi du§unerek 



Menakib 99 

izin almak icin, Efendi Hazretlerine geldiginde, buyurmu§lar ki; 
"Yok, gardasim! Bir daha tilki olmaya niyetimizyok" 

55- Tarikata intisap etmis. birisi bir zaman sonra Efendi Hazretlerine ge- 

Hp; 

"Efendi Hazretleri bu dersini geri al. Ben yapamiyorum " demesi iizeri- 
ne Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Gardasim! Bugun misafirimiz ol yarin dusunuruz" Bunun iizerine 
adam o Corapci Hani'nda kalmis. ve o gece bir riiya gormu§tur. Riiyasinda 
kiyamet kopmu§. Sirat kopriisii kurulmu§tur. Efendi Hazretleri kolunda bir 
sepet ile Sirat Kopriisiinii gecip obiir tarafa vardiklannda sepeti ters cevirip 
icindekileri dokmu§. Adam bakmis. ki, sepetten dokiilenler hep ihvan arka- 
da§landir. Ertesi giin oziir dilemek ifin Efendi Hazretlerinin yanina geldi- 
ginde, buyurur ki; 

"Ne o Garda§, sen de mi, sepete girmeye geldin " Adam Efendi Hazret- 
lerinin elini operek oziir dilemi§tir. 

56- Efendi Hazretleri, hasta olan oglu Halis Turgut Efendi'nin agnlan- 
nin arttigi giinlerde onu gormeye gittigi bir sirada, 

"Efendi Babam, izdirabim gok artti. Emanetinizi teslim aim" niyazinda 
bulununca siikutla kar§ilami§ fakat en son niyazinda, 

"Efendi Babam, isyan etmekten korkuyorum, emanetinizi aim" ricasi- 
na, 

Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Peki, Gardasim! Allah Tedld'dan ricaci oluruz" Efendi Hazretleri eve 
geldikten biraz sonra vefat haberini getirenlere, 

"Biliyoruz gardasim, biliyoruz" dediler. 

57- Guriin'e karakol komutam olarak Kemal Bey isminde bir astsubay 
Ba§cavu§ tayin oluyor. Husnti Dayi adh ihvanla ile dost oluyorlar. Boylece 
Kemal Bey de Efendi Hazretleri ile tam§ir. Bir giin Sivas'a gelip Efendi 
Hazretlerini ziyaret eder. Ziyaretlerinden aynhrken, Efendi Hazretleri buyu- 
rur ki; 

"Kemal bey yolun filan yerinde arabadan in " (Giiriin Belediyesinin Si- 
vas- Giiriin arasinda cah§an kamyonu ile doniiyor) O mevkiye gelince kam- 
yonu durdurup Kemal Bey iniyor. Kamyon biraz ilerde takla atiyor. §ofore 
bir §ey olmuyor. Fakat kamyonda yiiklii gazyagi tenekeleri nispeten hasar 
goriiyor. Kemal Bey, bu olaydan sonra Efendi Hazretlerine daha 50k bag- 
lanmi§tir. 

58- Efendi Hazretleri, bir ki§ mevsiminde at ile ve niifus ba§katibi Sim 
Efendi ile Guriin'e te§rif ederler. Guriinlu ihvanlar Efendi Hazretlerini 
Tihmin koyiinde kar§ilarlar. Kar§ilayanlar arasinda Guriinlii Avni Bey'de 



100 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

bulunmaktadir. ihvanlar Efendi Hazretlerinin elini operken Avni Efendi de 
el oper. Kendisini, Efendi Hazretlerine getirdiginden dolayi Sirn Efendinin 
de elini de 6pmu§tiir. 

Efendi Hazretleri ile beraber Sivas'a donen Sirri Efendi dogru Hatun va- 
lidenin yanina giderek elini optiikten sonra, Giiriin'de Efendi Hazretlerinin 
yaninda Avni Efendi'ye elini optiirmesinden dolayi igledigi hatayi anlatip 
caresini sorar. Valide hanimda buyurur ki; 

"Sim, bunun garesi su esige basini koyup aglamaktir" Sim Efendi de 
e§ige ba§ini koyup aglarken uykuya dahyor. Uyku arasinda yakininda olan 
sobaya ayaklan degip yaniyor. Valide, Efendi Hazretlerine, 

"Efendim Sirri Efendinin ayaklan yanmis " diyince, Efendi Hazretleri, 

"Sim onunla kurtulmus daha ne istiyor" buyururlar. 

59-Osmaniyeli Hiiseyin, hareketlerinde biraz olciisiiz oldugundan etraf- 
tan ona "Deli Hiiseyin" de denilmekteydi. Efendi Hazretleri bir gun Cencin 
koyiine gitmi§tir. Koyiin biraz ilerisinde bir tepenin arkasinda bulunan goliin 
kenannda sahra sohbeti yapmakta iken, Efendi Hazretlerini ziyaret icin Si- 
vas'a gelen Deli Hiiseyin, Efendi Hazretlerini bulamayip sordugunda, 
Cencin'e gittigini ogrenince o zamanda vasita bulunmadigindan yaya olarak 
yola du§er. Hiiseyin koye vardiginda Efendi Hazretlerinin sahrada bulundu- 
gu yerin tepenin arkasinda oldugunu soylemeleri iizerine tepeye tirmanmaya 
ba§lami§tir. Hiiseyin tepeye ciktiginda karartisini goren Efendi Hazretleri, 

"Canim, bizi Sivas'ta bulamayan Deli Hiiseyin buraya geliyor'" diye 
tepeyi gosteriyor. Cemaatin yanina geldiginde onun hakikaten Deli Hiiseyin 
oldugu goriiliir. 

60- Gayet acik safik giyinen bir miihendis hanim, Efendi Hazretlerini 
ziyarete gelir. Her ne kadar ba§im ortse dahi o zaman gozleri goren e§i Hafiz 
Hanim'inda bulundugu odaya gelip, Efendi Hazretlerinden tarikata intisap 
etmek istedigini belirtir. Efendi Hazretlerinin suskunlugu kar§isinda; 

"Efendim, bana ders tarif etmedigin surece bu odadan disan bir adim 
atmam " diye israr eder. Bunu iizerine Efendi Hazretleri, 

"Peki, kizim seni de dervis yapahm" deyip ders tarif eder. Ders tarifini 
alan bayanin gitmesinden sonra, Hafiz Hanimefendiye hitaben, 

"Canim sende her ontine gelene ders veriyorsun. Boylelerine ders tarif 
edilir mi? " demesi iizerine, Efendi Hazretleri de buyurur ki; 

"Canim, bir de boyle ihvanimiz olsun " 

61- Ali Eris. isimli ihvandan dinledim. 
Efendi Hazretleri soyle bir kissa anlatti. 

"Tokat'tan bir kadin hastalanip, kocasiyla bizi ziyarete geldi, bana dua 
okur musunuz? dedl Bizde 'Ben de okumaya bir agizyok, Seyhimin agzi 
ile okuyayint ' dedim. On bes giinde bir bu kadin okumaya kocasiyla gelip 



Menakib 101 

gittiler. Kadinin derecesi seyhlik derecesine yukseldi, kocasinin bir seyden 
haberi olmadi. " 

62- Bir sohbet esnasinda vekalede oturan bir misafir, Efendi Hazretleri- 
nin yaninda 50k comert oldugunu anlatir. Tam bu esnada di§andan gelen bir 
ki§i ihtiyaci oldugunu soyleyerek bir cuval un parasi ister. Efendi Hazretleri 
kendi cebinden 10 lira verdikten sonra, yanindaki §ahsa donerek buyurur ki; 

"Mademki, hayri seviyorsunuz, bu ihtiyaci olan kardesimize 5 lira da 
siz verin. " Misafir parasi olmadigini soyleyerek yardimdan imtina eder. Bu- 
nun iizerine buyurur ki; 

"Gardasim, niyeyalan sbyluyorsun" 

63- Bir gun vekalede, Efendi Hazretlerinin yanina yardima muhtac bir 
ki§i geldi. Efendi Hazretleri yaninda bulunan zengin ihvanin yardim etmesi- 
ni bekledi. Fakat yardim elini uzatmayinca Efendi Hazretleri sukutla duru- 
mu geci§tirdi. Sonra Evrad-i Bahaiyye'yi okumaya ba§layinca manevi bir 
halin sirrina o ki§i kavu§unca; 

"Efendi Hazretleri yardim edeyim " dedi. Efendi Hazretleri buyurur ki; 
"Gardasim, o onceden gerekirdi " 

Oturdugu minderin altina elini sokarak oradan para cikanp muhtaf olan 
insana gonderdi. 

64- Ankara Muftusii (Avni Dogan) Efendi Hazretlerinin ziyaretine gele- 
rek; "Efendim, tartkatiniz hakkmda beni tenvir eder misiniz?" demi§tir. 
Efendi Hazretleri de buyurur ki; 

"Garda§im, §u topluluk size bir mana ifade etmiyor mu?" Muftii Efen- 
di; 

"Efendim ben daha sarih (acik) cevap istiyorum " der. Efendi Hazretleri; 

"Gardasim! Bizim yolumuz ne kadar buyurse buyusun, ne kadar ince- 
lirse incelsin, seriattan kil kadar ayrdmasina imkdn yoktur" 

65- Efendi Hazretleri Giirun'den bugday satmak icin Sivas'a gelen biri 
bugdayi sattiktan sonra ziyaretine gelen ki§iye §u soruyu sormu§. 

"Gardasim, buraya ne igin geldiniz?" 
"Ziyaretinize geldim Efendim. " Tekrar Efendi Hazretleri sorar: 

"Allah 'ini seversen dogru soyle kardesim, Sivas'a ne igin geldiniz?" O 
ki§i bugday satmak icin geldigini bu arada kendisini de ziyaret ettigini soy- 
leyince Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Gardasim, herkes yolculugunun niyetince sevap alir. " 

67-Efendi Hazretlerinden biri ders ahyor ve koyiine doniiyor. Giinlerden 
bir gun arkada§lan onu israria ifki sofrasina davet ederler. O zat ziyafette 
ifki kadehini agzina yakla§tirdigi an, kolu uyu§up kalir. Hemen bir vasita ile 



102 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Sivas'a getirirler. Efendi Hazretlerinin huzuruna vanr varmaz kol eski hali- 
ne doner. Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Bizim ihvanimizin uzakhgi yakinhgi yoktur, her an onlarla berabe- 
riz." 

68- Bir gun Konya e§rafindan biri, beyninde meydana gelen bir anza se- 
bebiyle konu§ma melekesini kaybetmis. olan oglunu, caresiz kahp Efendi 
Hazretlerinin huzuruna getirmi§. Berber Haci Bekir Efendi, durumu arz eder. 
Efendi Hazretleri mubarek elleriyle tuttugu bardaktaki caya okuyup cocuga 
icirdikten sonra: 

"Garda§im! Senin adin ne?" diyor. £ocuk: 

"Ahmet, Efendim. " Deyip konu§maya ba§hyor. 

69-Sivas'in ileri gelenlerinden bir emekli albay felc olmu§. Ailesi Istan- 
bul'a cocuklannin yanina gitmi§, hastaya bakan hizmetci de evi terk etmi§. 
Durumdan Efendi Hazretlerini haberdar etmi§ler. Bir bardak suya okuyup, 
Hakki Hafiz'a verip hastaya gondermi§. Suyu icen emekli albay ikindi vakti 
Hakk'in rahmetine kavu§mu§tur. Efendi Hazretlerini durumdan haberdar 
ettiklerinde, 

"Haberimiz var" buyurmu§lar. 

70- Efendi Hazretleri £aykurt'da koprii yapihrken iflas etmi§tir. Biitiin 
mallanna haciz gelmi§tir. Alacaklilann taaruzuna maruz kalmi§tir. Kendisi 
o giinkii durumu §6yle anlatmi§tir. 

"O hale geldik ki, hile-i §er 'iyyeye ba^vurarak kendimiz igin evde yok 
dedirtecek hale geldik. O kadar bunaldik ki, ne yapacagimi §a§irdim. Hayir 
i^lerimiz yarida kaldi. Borglari odeyemez hale geldik. Bir gun yine devlet- 
haneye alacakhlar geldi. Evin ust katinda saklandim. O katta anamdan 
kalmi§ bir sandik vardi. Anamin, "Oglum daraldigin zaman bu sandikta 
Allah Tedld'nin izniyle para olur. Paraya daraldiginda da oradan al" 
dedigi hatirima gelince, "bir bakayim" dedim. Baktim ki, agzina kadar 
para dolu gorduk. Meger kudret hazinesi bize agilmi§. Biitiin borglari Allah 
Tedld 'dan gelen yardim He bdedik. " 

71- Bir gun Efendi Hazretleri ihvanlar ile sahrada sohbet ederlerken o 
mevziden cingeneler geciyormu§. Efendi Hazretleri onlara ikram edilmesini 
emir buyurmu§tur. Orada bulunan birisi; 

"Efendi Hazretleri onlardan cenabetlik gikmaz, niye veriyorsun " dedi- 
ginde Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Senin burada kag kuru§un var, mal kimin, mttlk kimin, verin §unla- 
ri, Garda§larim" diye ikaz etmi§tir. 

72-Efendi Hazretleri, kizi Hayriye Giindiizoglu, tehecciid namazim ka- 
firmis, ve onun icin aglarken, yanina gelmi§; 



Menakib 103 

"Kizim neyin var, niye aghyorsun?" 

"Baba teheccild namazini kagirdim. " Efendi Hazretleri buyurur ki; 
"Kizim Allah Tedld'ya yalvaririz, bunun igin af dileriz tizulme." 

73- Efendi Hazretleri. kendi odasina ait pencerenin onundeki selvi ka- 
vaklannin kestirilmesi icin emir buyurur. Fakat ertesi sabah agaclan kesmek 
icin gelenlere, 

"Gardaslarim! Kesmeyin " der ve sebebini §6yle aciklar, 
"Agaglar sabaha kadar Efendi bizi zikirden ayirma diye bize niyaz etti- 
ler" 

74- Bir gun Efendi Hazretleri ogle namazindan sonra Hoca imam Ca- 
mii'nden cikarken ya§h fakir bir insanla kar§ila§ir. O insana hatinni sordu- 
gunda onun, 

"Ben senden buyugum, buyuklerin eli optilur" demesi iizerine Efendi 
Hazretleri; 

"Aman Efendim bzur dilerim" diyerek o ya§h fakirin elini oper. 

75- Bir gun Efendi Hazretleri, Tenekeci Rahmi Usta ile beraber hamama 
giderler. Tenekeci Rahmi Usta hamamda yikanir ve erkenden elbisesini gi- 
yinir ve Efendi Hazretlerini beklemeye ba§lar. Fakat Efendi Hazretlerinin 
ciki§i gecikince di§an fikip dola§maya fikar. Bir muddet sonra doner ve 
Efendi Hazretlerinin ciktigini ve dinlendigini goriir. Yanina gelince Efendi 
Hazretleri buyurur ki; 

"Garda§im Rahmi, bize karpuz almaya mi gittin?" diye sorunca Tene- 
keci Rahmi Usta halden hale girer. Bu olay iizerine yirmi sene gibi bir za- 
man gecer. Bu bir dert gibi sinesinde yerle§ir kahr. 

Yine giinlerden bir giin Efendi Hazretleri hamama, Tenekeci Rahmi Usta 
ile giderler. Bu bir firsattir. Tenekeci Rahmi Usta, Efendi Hazretleri yikanir- 
ken di§an cikar. Karpuz arar. Fakat mevsim kis. ve karpuz yoktur. £aresizlik 
ifinde 50k du§unen Tenekeci Rahmi Usta birkaf kilo nar ahr ve hamama 
doner. Efendi Hazretleri cikmis. dinlenmektedir. 

"Gardafjim Rahmi, nereye gittin?" Tenekeci Rahmi Usta; 

"Efendim seneler once, yine boyle hamamdan gikip di§ari gikmi§tim. 
Bana karpuz mu almaya gittin diye sormu^tunuz. Ben ise, boyle bir niyetle 
gitmemigtim. Fakat o gun bugun bu dert beni me§gul etti. Ne olur bu narlari 
o karpuzun yerine kabul edin. " Efendi Hazretleri bu durumdan 50k duygula- 
nir. O hafta sohbetlerinde bu konu iizerinde cokca durur ve 

"Gardafjlarim! Biz Tenekeci Rahmi Usta'ya seneler once bir sey soy- 
lemisiz. O ise, bunu bunca sene unutmamis. Iste ihvan boyle olmah, bir 
derdi olmah ve unutmamahdir. " 

76- Hasan Hiiseyin Karatas. anlatti. 

Tekke oniinde Efendi Hazretleri sahra sohbetinde iken faytonu sormu§, 



104 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ihvan da biraz once hareket etti, diye cevap vermi§lerdir. Fakat Hasan Hiise- 
yin Karatas. adh ihvan oturdugu yerden firlamis. ve fay bardaklanndan bir 
kacini kirmak bahasina faytonun pe§ine ko§mu§ ve cevirip getirmi§tir. 
Efendi Hazretleri, 

"Gardasim, ihvan boyle olmah" buyurmu§tur. 

77-§iikru Sefa DALAK Efendi anlatti. 

"Efendi Hazretlerinin her sozti bir nasihat Qgretisiydi. Bir gun Sirri Su 
Efendi 'nin evinde ihvanlar He ogle yemegi yiyoruz. Ben sofradan erken 
kalktim. O zaman ilk mektepte 5. sinifa gidiyordum. 

Efendi Hazretleri buyurdu ki; 

"Oglum! Sefa! Niye erken kalktin ? Oglum! Sen ev sahibisin. Sen yi- 
yeceksin ki onlar da yiyeler". 

78-§iikru Sefa DALAK Efendi anlatti. 

(1331- 29 Ekim 1959) Efendi Hazretlerinin en ktigtik kizi olan annemin 
adi Mevlilde Vefa 'dir. Dedemin esi tmmihan Hanim (Hatun Hanim) ben bir 
veya iki yaslarinda iken vefat etmistir. Annem peyniri gok severmis. Annesi 
ise, gok yiyor diyerek kizarmig. 

"Ya babam! Dervig annem olse de her giln peynir yesek" dermi§. Dedem 
bunlari soyler gillerdi. 

79- §ukrii Sefa DALAK Efendi anlatti. 

"Izmit 'te gar§i egrafmdan bir terziye ugradim. Terzi bana dedi ki; 

" Kimlerdensin? " Ben de; 

"ihramcizade Haci Ismail Hakki TOPRAK Hazretlerinin torunuyum, " 
deyince terzi bana dedi ki; 

"O mubarek insan nur iginde yatsin. Bugunku halimi ona borgluyum. 
Buyukge bir parayi kayinbiraderime kaptirdim. Karimi gocuklarimi da kov- 
mus, kendimi igkiye vermistim. Bir giln asm miktarda igmisim ve sabaha 
karsi Efendi Hazretlerinin bahgesine girip bir agag dibinde sizmisim. " 
Efendi Hazretlerinin ihvanlari; 

"Burada oturma haydi git, " dediler. Efendi Hazretleri buyurdu ki; 

"Gardasim! Kim O, " 

"Efendi Hazretleri, sarhos, sizmis; " dediler. O ise; 

"O sarhos degil, hasta;" deyip sirtimi sivazladi ve 

"Gardasim, kalk evine git," dedi. Sabah olmus gtines doguyordu, ha- 
mama gittim. Boy abdesti aldim. Karimi ve gocuklarimi gagirdim, tovbe 
istigfar ettim. Namaza basladim. Allah Tedld, bana eski servetimi iade etti. 
Bugilnlere gelmem hep Efendi Hazretleri sayesinde olmustur. Onun igin hep 
dua ederim. " 

80- §ukrii Sefa DALAK Efendi anlatti. 



Menakib 105 

Bir zaman Efendi Hazretlerine ihvanlar Ankara'dan paltoluk kumas. 
gondermi§lerdi. O da diktirmis. yenice uzerine giymi§ti. O gun yolda gider- 
ken bir dilenci yolda peri§an vaziyette dileniyordu. Onun bu halinden uziintu 
duymus. ve paltosunu hediye etmi§tir. Adam ise, dedeme; 

"Efendi! Paltoda kehle (bit) var mi? " Demi§; Efendi Hazretleri ise; 

"Yok, Gardasim! Yok, rahatga giyebilirsin" demi§tir. 

81- Bir Ihvan Efendi anlatti. 

"Malatya 'da Efendi Hazretlerinin bir arkadasi varmis. O da mubarek 
insanmis. Bir giln Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi ruyasinda gormtis. 
Huzuruna giktiklarinda Efendi Hazretleri Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
sellemin elini oprnus ve kucaklasmislar. Arkadasi ise, el opmeden sonra 
sarilmak istemisse de terslenmis. Bir muddet sonra bu Malatyah kisi Efendi 
Hazretlerini ziyarete gelince O 'na; 

"Bir sigara ver de igelim, " diye soyleyince, o; 

"Aman Efendi Hazretleri, ben alacagim cevabi agir aldim, sigarayi qok- 
tan biraktim " demistir. " 

82-Nureddin Dogan'dan dinledim. 

1968 yihnda Hatm-i haceye dahil olmak ifin Ulu Cami'ye gittim. Hal- 
kaya dahil oldum. Fakat halkada manen aglama sesleri duyuluyordu. Denili- 
yordu ki; 

"Efendi Hazretlerinin Hakk' a yurunte vakti geldi" 

O anda ne oldu ise, "Ihramcizdde Haci Ismail Hakki Efendi'nin omrtt 
bir sene uzatildi" nidasini duydum. Hatmeden sonra Efendi Hazretleri bu- 
yurdu ki; 

"Gardaslarim! Cumartesi mubarek gundttr. " 

I§in ashndan haberi olmayanlar, ce§itli tevillerde bulundular. Ben ise, o 
tarihi tespit ettim. O tarihten bir sene sonra Efendi Hazretleri Hakk'a yuriidu. 
Meger bu giiniin miibarekligi dosta kavu§ma giinii imi§. 



149 — Hz. Ali kerremallahil veche buyuruyor ki; "Gilnlerden cumartesi giinii 
qok gilzel bir giindiir. £iinkii bu giinde avlanmak iqin seriatta bir yasak konul- 
mamistir. Diger gilnlere nisbetle cumartesi giinii daha rahat ve huzurludur. " (Hz. 
Ali kerremallahil veche Divam, trc, Milstekimzade S. Saadettin Ef., 1st. 1981, s. 30) 

150 — Omiir Uzar Ecel Uzamaz! 

"Hem Allah Teala sizi bir topraktan, sonra bir nutfeden yaratti, sonra da sizi 
qiftler yapti. O'nun bilgisi disinda ne bir disi gebe olabilir, ne de dogurabilir. Bir 
yasatilanin omriiniin uzatdmasi da kisaltdmasi da kesinlikle bir kitapta yazdidir, 
siiphe yok ki, o Allah Teala' ya gore gok kolaydir." (Fatir,ll)[Elmali sadelestirme] 

"Hem Allah Teala sizi bir topraktan, sonra bir nutfeden yaratti, sonra sizi qift- 
ler kildi, onun limine iktiran etmeksizin ne bir disi hamil olur ne de vazeder, bir 
yasatilana qok omiir verilmek de, omriinden eksiltmek de behemehal bir kitapta 



106 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



yazihdir, fjupheyokki, o Allah Teala'ya gore kolaydir." [Elmali orijinal] 

Simdi bu dtistinceler dogrultusunda, yukandaki; "Kendisine omiir verilenin de, 
omriiniin u/atilinasi da, omriinden kisaltilmasi da mutlaka bir kitapta yazih- 
dir" satin ve Evliyaullahtan bazilannm; "Omriim, beni sevenlerin dualariyla 

uzadi!" (Ydni, Beni sevenlerin goniilden ettigi dualarla, bedensel hayatiyet enerjimi 
daha uzun siirede ziyan etmeden, bereketlice kullanmak nasip oldn) seklindeki be- 
yanlanni daha iyi anlayabiliriz. 

Rasultillah sallallahil aleyhi ve sellemin "Sadaka omrii uzatir" "Sila-i rahim 
omrii uzatir" buyuruklan icin yapilan 90k yorumlarda rahat hayatm uzun olacagi 
varsayilmistir. Fakat yukanda bahsedilenler ilzere su yorum da yapilabilir. Insan 
omrtinti genellikle zaman kavramalan ile degil de nzk, nefes alma verme miktarlan 
ile aciklamak daha uygun olur. 

Mesela; nzki bitene kadar, nefesi miktan vb. 

Bu acidan bakilmca katil icin verilen kisas cezasi uygun dtismektedir. Yani, ya- 
sayabilecek bir vtlcudu tahrip ederek, ruhun elbisesini soyarak madde aleminde 
kalmasma mani olunmasidir. 

Hamdi Yazir'a gore, ecel birdir, "oliim her ne sebeble olursa olsun ecel yetmis. 
Omiir bitmis olur. " Yani, maktul eceliyle olmilstur. Bazi insanlann eceli musemma 
ve eceli kaza diye iki ecel tasavvur etmeleri yanhstir. Insamn dilnyada iki omrii 
yoktur ve "iki eceli de yoktur." Riziklar da takdir edilip, levhi mahfuza yazilmistir. 
Kimse nzkim ttiketmeden olmez. Tilketilemeyen de nzik sayilmaz' 'Kulun fiilini 
Allah yaratmaktadir'. Insan akh gilzel ve cirkine tamamen hakim olamaz "lyilik, 
Allah Teala'nm istegine baghdir. Allah neyi dilerse hikmet ve gilzel o olur." (Elma- 
lili H. Yazir Sempozyumu TDV. Yaymlan Ank, 1993, s.279) 

Ecel, tesbit edilmis omiir ise de kader yasalarma gore insamn tasarrufuna bira- 
kilmistir. Eger bu sekilde olmasa idi, kullarm Allah Teala'ya hay at mtiddeti hakkm- 
da "nicin ve nasil" sorulan olurdu. Allah Teala kuluna emanet ettigi hayati nasil 
kullanacagim bilir. Fakat O'nun bu bilmesi ile kulun hayati ipotek altmda degildir. 
Ancak sevdigi kullara karsi bir yardimi oldugu da ayn bir konudur. 

Ken'an Rifai kuddise sirruhu'1-aziz bu konuda soyle buyurmaktadir. 

"Bir hadis-i serifte: Sadaka, omrii arttinr ve belay 1 defeder, deniyor. Sayih nefes- 
ler ne artar ne eksilir. Mtinafiktin siiresinde (11. ayet) de Cenab-i Hak: 

"Allah higbir kimseyi eceli gelince asla geri birakmaz" buyuruyor. Bunlar ara- 
smda tezat oldugundan bahsedenlere dedim ki; Hayir, bu hadis-i serif ile bu ayet-i 
kerime arasmda tezat yoktur. Farz edelim ki, herkesin elinde bir tesbih var. Bunlarm 
kimi binlik, kimi bes ytizltik, kimi doksan dokuzluk. Herkes tesbihini ya tabii ahenk- 
le veyahut cabuk cabuk fekiyor. Adetler aym adet. Fakat cekis tarzi, yani zaman ya 
stiratliya da agir... 

Bir de su karsiki yalmm kapah terasmda oturanlara bakm... Su sert ve yagmurlu 
havaya ragmen, deniz ortasmda nasil da rahat oturuyorlar. Qtinkti Allah Teala onla- 
ra, istirahat edebilecekleri kolayhklar vermis. 

Keza, sadaka veren kimsenin de bela ve hastahklar def olmak suretiyle omrii fe- 
rah ve asiide gecer, binaenaleyh uzamis olur." (Ken'an Rifai, a.g.e. s. 402) 

Konu ile ilgili olmasi acisindan Rifailerin tekke tiplarindaki esaslari hatir- 
lamak uygun olacaktir. 

"Rifailerde tekke tibbmm tic esasi var. Ilk esas, dogru ve salih nazardir. Dogru 



Menakib 107 

83-Orhan Zarifoglu adli ihvandan dinledim. 

"Ankarah iki ihvan kardesimiz, kendi baslarina derslerde fazlalastirma 
yapip usultin disina gikmislar. Bu kardeslerimize cinler musallat olmus. Bi- 
zim kesin bilgimiz olan bir sey vardi. O da Efendi Hazretlerinin ihvaninda 
cinlerin musallat olmasi diye bir sey olmayacagini biliyorduk. Onun igin 
neden bu sekilde oldu diye, Efendi Hazretlerine soruldu. Sultanimizin ceva- 
bi ise; 



kisinin nazan insanlara ferahlik verir, manevi nese uyandmr, moral ytikseltir. Kisiler 
var samlan ama olmayan hastaliklarmdan kurtulur. 

Ikinci esas, dogru nefes insan yasamim uzatir. Zikirlerin ritmik olmasi nedeniyle 
dervislerin dogru nefes alip vermesi gerekir. Dogru nefes alip verme vticut organiz- 
masim dengeler ve dtizgtin calistrnr. Dervislere gore, insamn sayili ve simrli olam 
omrti degil, nefesidir. 

Ufuncu esas, dogru temas, diger adiyla meshtir. Dualar okunarak ve insan vtlcu- 
du sivazlanarak, hastaliklarm vilcuttan gikanlmasi saglamr." (http: // www. sabah. 
com.tr) 

Hz. Ali kerremallahu veche buyurdu ki; 

"Senin hayatin sayili nefesler uzerinde kurulmufjtur. Her nefes ahsta ondan 
bir par qa eksilmektedir. " 

Insamn nefes alip vermesi, sayi olarak bellidir. Bir gilnde ne kadar teneffus 
ederse hepsi omrilnden sayilmaktadir. §eyh Sadi, Gulistan isimli eserinde, aldigi- 
miz her nefes hayati uzatmakta, disanya verdigimiz zaman da onunla mufarrah 
olmaktayiz, diyor. Sofilerden bazilan nefesi hapsetmekle hayatin uzatilabilecegi 
gorusunil savunmuslardir. (Hz. Ali kerremallahu veche Divam, trc, Mtistekimzade 
S. SaadettmEf, 1st. 1981, s. 364) 

Gavs Hizani kaddese'llahil sirrahu'l aziz buyurdu ki: "Sohbette, seyhim 
Muhyiddin-ils Sahrani kaddese'llahil sirrahu'l azizden isittim ki: "Nefesleri tutmak 
Omrii uzatir. Omiir, nefeslerle zabt ve tayin edilir. " 

Ben bu sozil, sohbet seyhimden isittikten sonra, nefesimi tutardim. Muhyiddin- 
ils Sahrani kaddese'llahil sirrahu'l aziz dedi ki: "Omiirden gaye ancak sohbettir. 
Nefesi tutmak ise sohbetin kemalini meneder. " 

Gavs Hizani kaddese'llahil sirrahu'l aziz bir fakire sordu; muteber olan onceki- 
lerin Muhyuddin-us Sahrani kaddese'llahil sirrahu'l azizin sozii gibi bir soz 
soyledigine vakif oldun mu? Fakir cevaben dedi: 

"Evet ben Ruhu'l Beyan tefsirinde bazi muhakkiklerde bu soz gibisini gor- 
dilnt, yalniz ben buna itintat etnteyerek, belki omiirlerin nefeslerle kayitli oldugu 
gibi, aynen saatle, giinlerle ve zamanin diger cilzleriyle de kayith olduguna itikat 
ederdim. Gerci yalniz nefesleriyle kayith olmasi, omriin artip eksilmesi hakkin- 
daki meshur muskiilii halletmek igin bu yoldan gidilmistir. " 

Samrim Gavs kaddese'llahil sirrahu'l aziz adi gecen seyhi gibi, birinci soze 
meylederek dedi ki: "Oliim halindeki kisinin hizh nefes ahp vermesi bunu takvi- 
ye ediyor. " (Gavs-i Hizani Seyyid Sibgatullah-el Arvasi, Minah (Vergiler), Istan- 
bul, Aralrk 1996, s. 130 Minah: 206) 



108 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Gardcujim, bizim ihvanimizda bu haller olmaz, fakat bu gardcujlarimiz 
kendi bcujlarina ders gekmelerinden zuhur eden fazla fuyuzat cazibesinden 
cinlerden onlara kar§i bir muhabbet peydah olmu§. Bizde onlarin ihvani- 
mizi rahatsiz etmemelerini istedik. Onlar da; 

"Efendi Hazretleri bizler onlari sevdik, biraz arkada§hgimiza musaade 
edin diye rica ettiler. Bir zaman sonra bu hal kaybolur. Fakat siz bir daha 
yolu kendi ba^iniza tayin etmeyin. Her §eyin bir usulu vardir. " 



151 — Cinlere karismak. 



Komi ile ilgili olarak Ebu Yusuf isimli bir cinin havas ile ugrasan kisiye anlattik- 
lan nasihati burada hatirlatmak uygundur. 

"Simdi soylediklerimi iyi dinle ve durum ne olursa olsun asla aklmdan crkarma. 
Cin dedigin varhklar, yarn bizler, nefislerine son derece duskiln varliklanz. Turn 
yasamimiz ona kolelikle geciyor. Icimizde gercekten bazi seyleri kesfetmis olanlar 
hari9, hayatimiz kufur icinde geciyor. Bizlerden size dost olmaz. Bizden fayda yeri- 
ne ancak zarar gorursiln. Bizlere inamp ona gore hareket etmek buytik bir gaflettir. 
Sana dogru bilgi asla aktarmazlar. Her ne kadar iyi niyetlerle baslasan da, bir silre 
sonra nefisleri agir basmaya baslayacak ve seni kiskamp, seni zor duruma sokmaya 
calisacaklardir ki, onu da yapiyorlar zaten. Musliiman olup Allah Teala'yi kabul 
edenlerle iletisimin bu minval ilzere olur. Onlardan aldigm yardimlar kasigm ucuyla 
alip sapiyla gozunil cikarmak misali gibidir. 

Dogru bilgi alabileceklerin de var tabi aramizda. Ancak onlarin da temel amaci 
aramza nifak sokup insanlan birbirine dustirmeye calismaktir. Buradan, sizlerden, 
onlarla iletisim kurmus olan kisilere, sizin dilnyamza gore mucize sayilabilecek 
birtakim ozellikler ve yetiler tamrlar. Ancak bunun bir karsiligi vardir. Seni kendile- 
rine kole ederler ve kendilerini Allah olarak gormelerini isterler. Hatta kendilerine 
tapmam isteyeceklerdir. 

Bunun karsihgmda da sana, herkesin acrk agizla seni izleyecegi, toplumunuzca 
olagandisi gorillen birtakim ozellikler verilir. Seytana usaklik eden bu varhklarla 
beraber oldugunda tilm hayatm kilfur ilzerinde gecer ve karsihgmda dilnya hayatim 
yilceltirler. Senin ukbadaki hayatim rezil ettikleri gibi, sana gelip yardim isteyen 
insanlarm da hem bu dilnyasim hem de ahiretini mahvederler. 

Sana verdikleri olagandisi bilgilerle cevrendeki insanlan sana mahkum ederler. 
Herkes sana inamr ve inanmak zorunda kahr. Sonufta tilm toplum senin kulun ol- 
mus olur. Insanlar senin karsmda ezilip btlztlltlrler. Bir evliya gormtiscesine kafala- 
nm nereye sokacaklanm sasmrlar. Bu davramslan gizli bir sirktir aslmda. Meydana 
gelen olaylarm senin elinle geldigini samrlar ve boylece de Allah Teala'ya olan 
imanlanm kaybederler. Buna ek olarak soyledikleri dogrulara ekleyecekleri yalan- 
larla sana inanan insanlan bir cikmazm i9ine sokarak, bunahma iterler. Bunun or- 
nekleri sayilamayacak kadar coktur. Bu konular hakkmda hocandan (nasihat ettigi 
kisinin hocasi) kismen de olsa bilgi almistm. 

Sonug olarak su soylenebilir ki; bizim dtinyamizdaki varhklardan sana dost ol- 
maz. Bunu higbir zaman unutma. Onlari kullanabilecegin ya da yonetebilecegin gibi 
bir fikre sakm kapilma. Sana bu hissi verseler de, hatta bunu dogrulayacak davrams- 
larda bulunsalar da itibar etme. Onlar hicbir zaman senin kontroliln altma girmezler. 
Higbir kimsenin boyle bir yetkisi ve etkisi yoktur. Hocamz bile buna yeltenmemistir. 



Menakib 109 

84-Darendeli Ya §eyh adli ihvanin ba§indan gefen bir hadise §6yle ol- 
mu§tur. 



Ctinkti olmayacagmi bilirdi. Ona 90k yakm olmamiza ve hayati boyunca ona yalan 
soylememis olmamiza karsm bizim sozlerimize salt dogru gozilyle bakmazdi. Sozle- 
rimizi akliyla kiyaslardi ve oyle karar verirdi. En son damsacagi yer kalbi olurdu. 
Senin bu dilzeyde manevi bir ruh halin yok. Insallah Allah Teala kismet ederse olur, 
olmasim temenni ederim fakat olmayacagmi var sayarak soyluyorum, bizlere itibar 
etme. 

Seytana kulluk eden, nefsinin kolesi olmuslarla birlikte olup onlarm sundugu 
sahte cennetlere aldanma. Onlarm sunduklan sana 90k hos gelir. Insanlarm, sendeki 
olaganustu ozellikleri gorilnce, ortaya koyduklan tapmma davramslan, gururunu 
oksayacaktir. Fakat unutma ki, bu seni ger9ekte mahvetmeye hazirlanmis bir melek 
goruntusudiir. Elbisenin dismdan bir melek oldugunu samrsm; soyundugunda ise, 
bir seytanla karsi karsiya oldugunun farkma vanrsm ancak is isten ge9mis olur. 

Bu nedenle de dilnyaya tapma. Musltiman olmus olanlardan alabilecegin yardim 
da olduk9a simrlidir. Hangi konuda olursa olsun, sana verdikleri bilgileri aklmla test 
edip ikna olmadik9a, itibar etme ve bunlara inanma. Onlardan, sana sunduklan bilgi- 
leri ispat edecek kamtlar iste. Eger mumktinse bu ispati bizzat kendin, aklmla yap- 
maya 9alis. Onlan hi9bir zaman ovme, bu onlarm nefislerinin azmasma yol a9acak- 
tir. Allah Teala'ya dua et ve onlarla zaman zaman yalmz kaldigmda, sohbet ederek, 
dini bilgilerini gil9lendirmeye 9alis. 

Senin bilgilerin onlara kiyas edilemeyecek ol9ilde fazladir. Fakat sen bunun far- 
kmda degilsin. Onlara gorebildigin hakikati ve dogrulan anlatmaya 9alis. Ancak bu 
sekilde hem kendini, hem de onlarm kendilerini mahvetmesini engellemis olursun. 

Ilimden asla uzaklasma. Ilimsiz bu yola 9ikanlarm son duragi seytan olur; bu ge- 
nel kaidedir. Bunun disma 9ikmak mumkiln degildir Cenab-i Hakk bir mucizeyle 
olaylara mtldahale etmedigi silrece. Ilmi akil, olaylarm dogrusunu algilayabilmene 
yardimci olacak en btlytlk faktordilr. Ilmin ytlksek olursa, onlarm da sana saygi 
duymasim saglamis olursun. Bu sayede hem kendini hem de onlan kurtarmis olur- 
sun. 

Bu isi yapmaya basladigm gilnlerden itibaren 9evrende bir9ok insan tamyacak- 
sm. Gordilklerinden dolayi belki isini birakmak isteyebilecegin zamanlar olacaktir. 
Yolunda, emin adimlarla ve akhn rehber alarak hareket eder ve sapmamak i9in Allah 
Teala'dan yardim istersen, butun pisliklerin i9inde, temiz kalabilirsin. Aksi takdirde 
yok olursun. 

Sana son olarak soyleyecegim seyler de sunlardir: Diline hakim ol ve 90k ko- 
nusma. Saltanat heveslisi olma. Dilnya i9in 9ahs ama ona kole olma. Haram yeme ve 
bu dtlnyamn gilzelliklerine sakm kapilma. Dilnya saltanatim seversen ileride gorece- 
gin bazi insanlar gibi seytamn usagi olursun. Akhnm kabul etmedigi bir seyi hi9 
kimseye bildirme. Hatta dogru oldugunu akhn kabul etse bile kendi i9inde sakla. 

Bu yol 90k tehlikelidir. Sonu9 itibariyle bu sadece bir meslek degildir. Ugrastigm 
konu, imamn simrlarim da kapsamaktadir. Bu dilnya i9in de ahiret i9in de son derece 
9etin bir smavdan ge9eceksin. Ya basmdayken birak, ya da kendine mukayyet ol. 
Baska soracagm bir konu var mi?" (TOPKARA, Cevat, Bir Gergegin Itirafi, Istan- 
bul,2005,s. 119-122) 



110 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Bu ihvan bir ihvanin evine misafir olmu§. O gece o evde yatih misafir 
kalmi§. Fakat misafir olan ihvanda yikanmasi gereken bir hal zuhur etmi§. 
Sabah kalkinca evin erkegi bir an di§anya bir ihtiyac icin cikmi§. Bu arada 
misafirde evin hammindan yikanmak icin su istemi§. Yikandiktan sonra evin 
erkegi gelip durumdan huylanmis. misafirin iizerine yuriiyiip tiifegini kaptigi 
gibi oldurmek istemi§tir. I§in sonu kotiiye varacagini anlayan Ya-§eyh; §ey- 
him yeti§, diye bagira bagira kacmi§. 

Sonra bu ihvan "niye boyle oldu ki, Efendi Hazretleri benim bu halime 
yetismeli degil miydi, ben yanhs bir is yapmadim ki, " demi§tir. Durum Efen- 
di Hazretlerine anlatihnca; 

"Gardaslarim! Bizim yolumuzda seriat once gelir. Eger biri §er-i §erifi 
a§maya galvjirsa onun tarikati yoktur. Once §eriat, sonra tarikat, sonra 

152 

seriat. §eriatin olmadigi yerde bizim tasarrufumuz yoktur. " 

85-Sofradan bir §ey yemek isteyen kediye vurup oldiiren ihvana Efendi 
Hazretleri buyurmus. ki; 

153 

"Gardasim! Bir sey verseydin de olumune sebep olmasaydin?" 

86- Efendi Hazretleri bir hac ziyaretinde fay ifmek icin bardagini ahp 
yudumlamak isterken 

"Iginizde namazi kirn tehir etti?" diye sual buyurmu§. Kimse cevap 
vermemi§. Bir muddet sonra tekrar 

"Gardasim! Sizlere soruyorum, duymadiniz mi?" "Namazi tehir eden 
var mi?" diye tekrarlayinca §en Mehmed Efendi, 

"Efendi Hazretleri ben semaver He ve mesgul oldum da biraz vaktini fevt 
ettim " demi§tir. 

87- Bir sohbet esnasinda vekalede oturan bir misafir, Efendi Hazretleri 
yaninda 50k comert oldugunu, camii yaptirdigini, koprii, fe§me gibi hayir 
i§leri ile ugra§tigim anlatir. Tam bu esnada di§ardan gelen bir zat ihtiyaci 



152 — Misafir oldugu evde cilnilp olan kimse, gusill abdesti alirsa iftiraya veya 
stipheye ugrayacagmdan korkarsa, gusill etmez. Su varken teyemmum etmesi de 
caiz olmaz. Pis olarak niyet etmeden, ayakta bir sey okumadan, ruku ve secde gibi 
hareket yaparak namaz kilar gorilnmesi caizdir. (Hilseyin Hilmi ISIK, Tam Ilmihal, 
Istanbul, 2004, s. 140-141) 

153 — Mehmet Isik Efendi (Zara-Kizik Koytl) 

154 — Mehmet Isik Efendi (Zara-Kizik Koytl) 

"Rtlkneddin Alailddevle'den soyle rivayet edilmistir: 

"Derviqler bir §ey yediklerinde kalb huzuru ile yemeye gayret etmelidirler. Qtin- 
ku insan viicudunun temelindeki amellerin tohumu yemektir. Eger tohumu gafletle 
ekerlerse, lokma held! bile olsa onunla kalb huzurunun saglanmasi milmkun degil- 
dir. " ( NelahatuT tins, a.g.e. s. 615) 



Menakib 111 

oldugunu soyleyerek bir cuval un parasi ister. Efendi Hazretleri kendi cebin- 
den 10 lira verdikten sonra, yanindaki §ahsa donerek, 

"Mddemki hayri seviyorsunuz, bu ihtiyaci olan karde§imize 5 lira da 
siz verin." Teklifinde bulunur. O zat parasi olmadigini beyan ederek yar- 
dimdan kacinir. Bu durum kar§isinda Efendi Hazretleri, 

"Garda§im! Niye yapamadigin §eyleri soyluyorsun, " buyururlar. 

88-§arki§lah Ismail, mide kanseri olmus. ve doktorlar ameliyat 6nermi§- 
ler. O da sikintisindan Efendi Hazretlerini ziyaretine gitmi§. Sivas'ta misafir 
kaldigi muddet icerisinde, Gaziantepli ihvanlar gelmi§ler sahra sohbetine 
gidilmi§. Efendi Hazretleri ve ihvanlar fig kofte yerler iken §arki§lah Ismail 
yiyemeyerek dola§ir iken Efendi Hazretleri; 

"Gel Garda§im! Gel" diye eli ile i§aret ederek "Bizim koftemiz §ifddir" 
iki tane fig kofte vermi§. O da yemi§. Bir ay sonra doktora giden §arki§lah 
ismail'e tekrar yapilan tetkikler kar§isinda doktorlar §a§irarak "ne zaman 
ameliyat oldun hifbir hastahk kalmami§" diye soylemi§ler. Fakat daha sonra 
bu ihvan Efendi Hazretlerinden sonra §eyhligini ilan ediyor. Hikmet-i Hiida 
ihvan felf olmaz iken, §arki§lali Ismail felf oluyor. 

89-Efendi Hazretlerinin annesi Ai§e Hamm'in 50k mail varmi§. Annesi 
"Oglum bu mallarin hepsi senin ne yaparsan yap " deyince Efendi Hazretleri 
bu mail satip ihvanlann ihtiyaclanni gidermek ifin satmi§. Oyle bir zaman 
gelmis. ki, hifbir §ey kalmami§. Bazi zamanlar ekmege katik bulamayinca 
tuzu biberi katik yapip yemi§. Fakat bu fedakarhgin neticesinde, Allah Teala 
kudret hazinelerini Efendi Hazretlerinin emrine vermi§. Cebinde parasi ol- 
madigi halde biri gelip bir §ey talep ederse o miktar cebinde hazir olurmu§. 
Birgiin finnci Nuri Kesici (Ilhan Kesici'nin babasi) "Efendi bana on lira 
lazim " deyince cebinden on lirayi fikanp vermi§. Bir ba§kasi gelmi§, "bana 
be§ lira lazim Efendim" deyince be§ lirayi verirmi§. Bu istenen miktarla ce- 
binden cikan para aym olur ve Efendi Hazretleri bu miktan saymadan verir- 
mi§. 

90- Bir gun Efendi Hazretleri, ihvani ile Tekkeonune sahraya gidildi- 
ginde yemekler pi§irilmi§, sofra hazirlanmi§, herkes yemege oturmak iizere 
iken, yiiz metre kadar ilerde icki ifip eglenen bir kac ki§iyi gostererek, niifus 
ba§katibi Sim Efendi'ye, 

"Sirri Efendi! §u ilerdeki genclere deyemek goturun " 

Demesi iizerine goniilsiiz olarak onlara yemek gotiiriir. Bu hadisenin 
iizerinden iki yil kadar sonra, Efendi Hazretleri yaninda dort ki§i ile oturur- 
ken Sim Efendi gelir. Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Sim Efendi! Bu Efendileri taniyabildin mi?" bunun iizerine Sirri 
Efendi tanryamadigini beyan eder. Efendi Hazretleri; 

"Canim bundan iki yil evvel Tekkeonu 'nde gbnuhuz de olsa yemek go- 
turdugun kimseler" demi§tir. 



112 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

91- Tiirkelili Mevlana Kiiciik Hiiseyin Efendiden dinledim. 

Bir gun iki arkada§la Sivas'a gittik. Trenden inip sabah namazini kildik- 
tan sonra £orapci Hani'nda yattik. Riiyamda derin bir cukura du§mu§tum. 
Yukan cikmaya ugra§iyordum. £ikmak mumkun degildi. Bir el uzandi beni 
yukan cikartti ve uyandim. Abdest ahp vekaleye gittik. Efendi hazretleri 
oturuyordu cayini icti ve bize §6yle buyurdu: 

"Ihvanimizi mahserde dustugu gukurdan ahriz. " Dedi. 

Elindeki cayi bize taksim etti ve dedi ki: 

"Gardasim! Buraya gelmeden once nasildiniz? Geldiniz nasil oldu- 
nuz? Simdi nasilsiniz? Hossunuz degil mi? Allah Tedld her insani nasi- 
bince hos goreni sever. Hosluktan daha gttzel ne olur. " buyurdu. 

92- Sivas'ta 1960'h yillarda Devlet Demir Yollannda fah^an Erzurumlu 
Zakir isimli bir ki§i anlatiyor. 

Efendi Hazretlerini Ta§hsokaktaki bahceli evinde amcam (Haci Abdul- 
lah ispir-Erzurumun son devirde yeti§tirdigi biiyiik bir Hakk dostu) ile ziya- 
ret etmi§tik. Yanimizda hasta halamda vardi. Efendi Hazretleri bizi misafir 
etti, bir miiddet sonra buyurdu ki, 

"Sen ibadete gok dusmussun hanim! Ancak bir onderin yok". 

Meger ki halam kendi kendine zikir feker, ibadet edermi§, duvarlarda 
acaip garaip §eyler golgeler goruyormu§. Aynca Zakir isimli ki§iye bir sefe- 
rinde Efendi buyurmu§ ki, 

"Sen hacinin (Haci Abdullah Ispir) yegenisin. Senin kokunu niye al- 
miyoruz" demi§. Niye bize ugramiyorsun anlaminda sitem etmi§tir. Daha 
sonra; 

"Sen namaz kilmiyor musun?" diye de sormus. ve nasihat etmi§. 

Bir zaman sonra ben namazlan aksatinca riiyamda Efendi Hazretleri be- 
ni korkutacak §ekilde biiyiik bir ihti§amla ustume gelip; 

"Sen niye namaz krfmiyorsun?" 

"Efendim! tste is, gilg, goluk, gocuk, dunya mesakkati" diye cevap ve- 
rince Efendi Hazretleri; 

"Namaz kilmazsan seni isinden attiririm" diye buyurmu§tur. 

Allah Teala rahmet eylesin Efendi bizim namaz ehli olmamiza vesile ol- 
du. 

93- Haci Abdullah Ispir'in hanimi bir kazanda tereyagini ate§e koymus. 
ve "buna bak da tasmasin. " demi§, Haci Abdullah Ispir'de uyuya kalmi§, 
Riiyasinda Efendi Hazretlerini gormu§, 

"Haci! Tren kalkiyor" demi§, O da uyanmi§ bakmi§ ki, kazan ta§mak 
iizere.. 

94- 1960 yillannda Sivas'ta askerlik gorevini yapan bir er Ulu Camii'ye 
namaz kilmak icin gitmi§tir. Namaz bitiminde kendi komutam ve Efendi 



Menakib 113 

Hazretlerini beraber bir durumda goriiyor. Onlar ile goru§meden camiyi terk 
edip cikamayacagini anlayinca da yanlanna dogru yiiriirken kalbinden han- 
gisinin elini once opsem diye du§unuyor. Sonunda karan Efendi Hazretleri- 
nin elini operek selamlama yoluna gidince, komutani; 

"Asker! Komutanin bulundugu yerde sivile itaat olur mu? "diye soyleyin- 
ce asker bu durumdan dolayi sikintiya du§ur. Durumu fark eden Efendi Haz- 
retleri iizerinde giydigi paltosunun yakasini acarak komutana dogru tevecciih 
eder. Komutan Efendi Hazretlerinin uzerindeki mare§al rutbesini goriir ve 
durumun inceligini anlayarak Efendi Hazretlerinin eline kapanir. 



114 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

IV- Hakk'a yurumesinden sonraki menakibi 

1- ihramcizade M. Kazim Toprak Efendi anlatmi§tir. 

" 1974 yilinda aniden ayaga kalkamayacak kadar hasta oldum. Dislerim 
kilitlenmeye basladi. Ona mdni olmak igin arasina bir sey koymam gereki- 
yordu. Bu vaziyette on bes giln bir saniye dahi uyumadan gegirdim. Bu ara- 
da ayaklarimi dahi toplayamayacak hale geldim. On behind gtinti olan o 
giln cuma idi. Sabah ortahk isidi. Bu sirada kapinin ve yanimdaki camekdnh 
kapinin agildigini duydum. Haci Hasan Akyol ve Hulusi Efendilerin geldik- 
lerini gordtim. Haci Hasan Efendi 'nin Uzerinde lacivert bir pardosti, Hulusi 
Efendi 'nin uzerinde de kahverengi kumlu bir elbise ve koltugunda uzunca bir 
paket vardi. Haci Hasan Efendi; 

"Kazim Bey! tyisin masd 'allah " dedikten sonra Hulusi Efendi 'nin koltu- 
gundaki paketi alarak, 

"Bunu Efendi Hazretleri gonderdi, su yanina koyacagiz" deyip yorgani 
agarak camekdnla yatagimin birlestigi yere koyup tizerini ortttiler ve tekrar 
kapilari gekip gittiler. Onlarin gidisinden sonra, on-onbes dakika kadar 
uyudum. Qocuklarin sesi He uyandim. Efendi Hazretlerinin gonderdigi paket 
aklima geldi. Konulan yere elimi soktum, bir sey bulamayinca aramaya bas- 
ladim. Bu arada ayagimi toplamisim. Benim telash arayisimi gbren esim 
Pakize Hamm; 

"Efendi! Ne ariyorsun? " deyince ben de, 

"Efendi Hazretleri bir paket gondermisti. guraya koydular onu ariyo- 
rum " dedim. Pakize Hamm 'in; 

"Canim Efendi Hazretleri Ulu Camiden paket mi gondermis" demesi 
uzerine, Efendi Hazretlerinin dunyasim degismis oldugu aklima geldi. Bu- 
nun manevi bir hal oldugunu anladim. Bunun uzerine kendimi tecrube etmek 
igin ayaga kalktim. Bu suretle olayin Efendi Hazretlerinin himmeti oldugunu 
anladim. Bu hastahgimi duyan dostlarimdan Necati Keser ve Gazi 
Turkyilmaz doktor getirmek tesebbusunde bulunurlar. tkisi de ayri ayri dok- 
tor getirmek igin Dr. tlkin tgelli 'ye giderler. tkisi de once kendi hastasina 
goturmek isterler. tlkin Bey de, 

"Canim, once bir hastaya, sonra Qburune gideriz" diyerek arabaya bi- 
ner. tkisi de bizim evi tarif ederler. tlkin Bey muayene sonucu hastanede 
tedavi edilmemin gerektigini soyledi. O giln Cuma oldugundan pazartesi 
gunti hig ytirtiyemedigim halde evden taksiye ytirtiyerek gittim ve hastanede 
on giln kaldim. Lakin hastanenin her tarafini dolasarak ytirtiyemedigim on 
bes gtintin acisini gikardim. Hastaneye yattigimin onuncu gtinti gikmak iste- 
digimi hemsireye soyledim. Hemsire doktora soylemis, doktorda, 

"Cikabilir ancak gikmadan evvel beni gorstin " demis. Ben hastane mas- 
raflarini odedikten sonra doktorun odasina gittim. Doktor, 

"Otur Kazim Bey, sana regete yazacagim. Cikinca bu ilaglari al kullan. 
Lakin senin hastahgin gok Qnemli bir hastahkti. Bu hastahgin sonuglari 



Menakib 115 

btittin vticudun felg olup kalmasi veya akil hastanesine gitmek, tigtincti ihti- 
malde Yukari Tekke 'ye gitmek yani dltim. En zayifihtimal iyi olmandi. Senin 
iyi olman bir mucize " dediler. " 

2- Ihramcizade M. Kazim Toprak Efendi anlatmi§tir. 

"Kadirt Seyhi Seyh Ali Efendi 'nin mensuplarindan bir kisi, 1995 yi- 
hnda gbrdtigti bir rtiya tizerine, Sivas 'a gelip bizi ariyor ve nihayet gahsti- 
gimizyeri buluyor. 

"Ihramcioglu Haci Ismail Hakki Toprak Hazretlerinin oglunu ariyoruz" 
demeleri uzerine, "Buyurun " diyoruz. Gelen bu tig kisiden bir tanesi karsi- 
ma oturuyor ve diyor ki, 

"Efendi bir rtiya gordtim. Rtiyamda, seyhim Seyh Ali Efendi solumda 
oturuyordu. Sag tarafimda da beyaz sakalh biri oturuyordu. Sakah beyaz 
olmasa size gok benziyordu " diyor ve ekliyor, seyhim Seyh Ali Efendi buyur- 
du ki; 

"Gardasim! Iste bu zat Sivash Ihramcioglu Haci Ismail Hakki Toprak 
Hazretleridir. Bugun sark'tan garba her sey onun tasarrufunda, biz de 
onun emrindeyiz. Efendi Hazretlerine hizmet edin" demesi Uzerine ben de 
Ihramcioglu Haci Ismail Hakki Toprak Hazretlerine diyorum ki; 

"Efendi Hazretleri, buyurun ne emriniz varsa yerine getirelim " Efendi 
Hazretleri de, 

"Gardasim, Sivas 'ta benim oglum var. Gidip ona hizmet edin " dedik- 
ten sonra, (Elini sallayarak) buyurdu ki; 

"Velakin; btittin Sivashlari Allah Tedld 'ya sikdyet ettim " 

3-Yahya Akba§ isimli ihvan anlatmi§tir. 

"Bundan yillarca once bir insaatin besinci katindan asagiya dtisttim. 



155 — §EYH ALl KARA kuddise sirruhu'1-aziz 

1900 yilmda Malatya ili Akgadag kazasmm A§agi Oriljku koyilnde dtlnyaya gel- 
di. Babasi Ali Seyyidi Efendi, Annesi Fatma Hammdir. §eyh Osman Nuri Efendiyle 
tamjtiktan sonra bu bilyilk zatla murid-milrsit iliskisi 1 8 yil siirdii. §eyh Osman Nuri 
Efendi Hazretlerini sagligmda iken insanlan irsatla gorevlendirmistir. Efendisinin 
1943 yilmda Yozgat'a gidip 1944 yilmda orada Hakk'a ytirumesinden sonra onun 
gorevini tamamen devralarak manevi irsat hizmetine devam etmistir. Bu gorevi 
?esitli baski ve iskencelere ragmen yilrutmus olup, 29.04.1971 yilmda dilnyasim 
degistirmistir. 

Tilrbesi yine Malatya ili Akgadag kazasi Asagi Oruskil koyilnde olup, manevi ir- 
§adi devam etmektedir. 

156 — "Fakat seyh, birisinin kotulugunil soylerse bu, Allah emriyledir kizgmhga, 
heva ve hevese uymadan degil! 

Onun sikayeti, sikayet degildir, onu lslahtir... O sikayet, nebilerin sikayetine 
benzer. Nebilerin sabirsizligi, bil ki, Allah Teala emriyledir... Yoksa onlann hilmi, 
kotil seylere tahammill eder."(Mesnevi c.IV, b. 775-776) 



116 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Hastaneye kaldirdilar. Durumum kritik oldugu iqin bir ttirlu ameliyata ala- 
madilar. Doktorlardan birisi hacdan yeni gelmisti. doktora dedim ki; 

"Gittigin haccin hakki iqin, benim su ameliyatimi yap, beni buradan kur- 
tar " O gece rtiyamda Efendi 'yi gordtim buyurdu ki; 

"Yahya Efendi! Bunlar senin ameliyatini yapacaklar, ondan sonra asil 
ameliyatini ben yapacagim" 

servisin doktoru diger doktorlarla gortisttikten sonra ameliyatimi yap- 
tilar. Kafami, boynumu, omuzlarimi birqok alet ve mengenelerle bagladilar. 

"Bu aletler alti ay kalacak, hiq egrilip dogrulmayacaksin ki, iyi olabile- 
sin " deyip beni taburcu ettiler. 

Evime geldigim gtintin gecesi uyanik oldugum halde Efendi Hazretleri- 
nin geldigini gordtim. Buyurdu ki, 

"Yahya Efendi! Su aletlerin hepsini qikar" Aletleri qikardiktan sonra, 
Efendi Hazretleri buyurdu ki; 

"Yahya Efendi! Boynunu eg" Sonra elinde bulunan ay biqiminde bir 
kemigi ensemin tizerine koyup ve eli He bastirdi. Hirq diye qikan bir ses qikti. 
Sonra Efendi Hazretleri; 

"Yahya Efendi! Haydi, iyi oldun, geqmis olsun" dedi, sonra gitti. 

Rahatqa konusamaz iken, hanima seslendim ve karnimin aq oldugunu 
soyledim. Duruma sasiran hanim bizim oglana telefon etmis. Oglum geldi- 
ginde dedi ki; 

'Baba ne yaptin. Bir stirti para verdik. Hepsini heba ettin " Sabah yak- 
lasmis oldugundan haniminin getirdigi qorbayi iqtim, sabah namazina cami- 
ye gittim. Bu suretle rahatsizhgim geqti. " 

4-0flu Idris Deveci anlatmi§tir. 

"Efendi Hazretlerinin Hakk 'a ytirtiytistinden sonra ders almistim. Fakat 
ders aldiktan bir stire sonra iqime bir kurt dtistti. 

"Sen niye dtinyadaki bir seyhten veya kendi memleketlin tinlti bir seyh 
varken gidip baska bir yerden ders aldin " diyerek kendimi bir zaman yiyip 
bitirdim. tnancim kopma noktasina geldigi bir gtin geceleyin bir rtiya gor- 
dtim. Rtiyamda Fatih Camii 'nden iqeri girince baktim ki, kendi memleketlim 
olan seyhin seyhi kapi girisinde oturuyor. Hemen gidip ontine diz qokttim. 
Fakat Seyh Efendi hiq konusmadi ve eliyle mihraba dogru gitmem iqin isaret 
etti. Mihraba dogru gittim. Orada tizerinde beyaz giysiler bulunan kisiler 
tarafindan bir zikir halkasi olusturuldugunu gordtim. Yaklasinca halkada 
bana da bir yer aqildi. Oturdum. Bir zaman sonra bir ses duyuldu. 

"Haci Ismail Efendi geliyor" 

Efendi Hazretleri gelip ktirstiye qikti ve vaaz verdi. O sirada gordtim ki, 
ben Efendi 'nin bulundugu yere yakinim. Fakat ders almadim diye hayiflan- 
digi memleketlim olan Seyh Efendi ta kapinin yanindaydi. 

5-§ukran adh ihvan §unu anlatti. 



Menakib 117 

"Efendi Hazretlerinin Hakk'a yurumesinden otuz bes sene sonra canim 
gok sikildigi bir anda kalbime gelen; 

"Acaba Efendi Hazretleri bizi ihvanhga kabul etti mi? Bunca zamandir, 
kapisindayiz. " Dedim. Uyku ile uyanikhk arasinda Efendi Hazretleri soyle 
buyururdu; 

"Kizim sen bizim Ehl-i Beytimizdensin " 

6-Ahmet Tuten isimli ihvan anlatmi§tir. 

Efendi Hazretlerinin devlet hanesinin bahcesinde bulunan kucuk evde 
oturan cocuklan, namaz vakitlerinde namaza goturmesi adetinden idi. Efen- 
di Hazretleri Hakk'a yiirudugu guniin ak§ami yine ayni cocuk, Efendi Haz- 
retlerini bahcede ihvanlara baktigini gormus. ve yanina gelip; 

"Dedel Sen olmedin mi "? Demi§tir. 

Efendi Hazretleri eli ile sus i§areti yaparak hali saklamasini i§aret bu- 
yurmu§tur. 

7-Sivas-Su§ehrili Hami Turan isimli ihvandan dinledim. 

"Senelerdir seyh aradim fakat bir turlti karar veremedim. Bir giln tesbih 
gekiyordum. thramcizade Haci Ismail Efendi Hazretleri manada bana bu- 
yurdu Id; 

"Gardasim! Ne dusunup duruyorsun? Gel bize teslim ol. " 

8-Ru§tu Sayi babasi Mehmet Nuri Efendi ile 6-7 ya§lannda Sivas'ta 
Efendi Hazretlerini ziyarete gitmi§ler. Efendi Hazretlerinin elini 6pmu§. 
Efendi Hazretleri onu dizine almis, oturtmus. ve 

"Gardasim! Sen bize hizmet edeceksin. " demi§, Seneler sonra yaptirdigi 
Sivas imam Hatip Okulun mudurii olmu§tur. 

9-Torunu §iikru Sefa anlatiyor ki, 

"Ne zaman yanhs hatah bir sey yapacak olsam, Efendi dedem rtiyama 
girer, beni ikaz ederdi. " 

10-Risale-i Nur Talebelerinden olan bir karde§imizin 2007 yihnda ba- 
§indan gefen bir hatira §u §ekilde anlatmi§tir. 

"Kursumuz Ulu Camiiye yakin bir mahallede idi. Talabeler ile sohbetten 
sonra yatma zamani gelince herkes uyumak ifin yataklanna gittiler. Bende 
kendim ifin hazirlanan yataga uzamnca, uyku ile uyanik hal arasinda iken 
Hz. Mevlana kaddese'llahii sirrahu'l aziz Hazretleri manen tesrif buyurarak 
bana dedi ki; 

"Ihramcizdde Haci Ismail Hakki Efendi gibi bir zatin ruhuna hediye 
okumadan nasil uyursun?" diye buyurunca alelacele yataktan kalktim ve 
Ulu Camiye dogru gitmek ifin yonelince arkada§lar "nereye gidiyorsun?" 
diye sorunca bende durumu anlattim. Ulu Camii haziresindeki Efendi Haz- 



118 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

retlerinin kabrinin ba§ina gidip ziyaret ettim. Misafir gunlerimin hepsinde bu 
ziyaretlerimi terk etmedim. 

11- Nuran isimli ihvan karde§imizin bir hatirasi; 

"Akhmin erdigi ya§larda iken annem bag ve bahce i§lerine giderken beni 
caresizlikten evde birakirlardi. Bende bu durumdan hie rahatsizhk duymaz- 
dim. Qunkii onlar evden gidice dedem zannettigim beyaz sakalh bir ki§i eve 
gelirdi. Dedem de vefat etmis. idi. Ben bu durumu da fark edemeyecek bir 
ya§ta idim. 

Zaman gecti, otuz 119 ya§ina gelmi§tim. Bahri Efendi Hazretlerini taniyip 
ihvani olmu§tum. Bu olaydan sonra gordugum bir resim benim focukluk 
hatirami canlandirdi. Meger benim dedem olarak zannettigim ki§i 
ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi kaddese'llahii sirrahu'1-aziz Hazretle- 
rinin kendisi imi§. Efendi Hazretlerinin de Hakk'a yuriimus, oldugunu ogre- 
nince seneler ge^se zaman ve mekan degi§se de buyiiklerimizin himmeti 
iizerimizde devam ettigini anladim." 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi iin 



IKINCI BOLUM 



IHRAMCIZADE 
HACI ISMAIL HAKKI TOPRAK 

kuddise sirruhu'1-aztz 



^AHSIYETi VE ESERLERI 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi i^i 

I T eli ki$i, toprak gibidir. 

Topraga her turlil kotil §eyler atihr. 

Fakat topraktan hep gilzel §eyler biter. 

Akfjemseddin kuddise sirruhu'l-aziz 



A) ILMI, EDEBI VE TASAVVUFI §AHSIYETI 
I-ILMI §AHSIYETi 

Gencligi Osmanh imparatorlugu son doneminde gecmesine ragmen gii- 
nun §artlannin gerektirdigi tahsil terbiyesini eksiksiz ikmal etmi§tir. Zengin 
bir kultur sahibi olan ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri 
Arapca ve Farscayi anadili kadar rahat konu§urdu. Kiirtce, Cerkezce, Fran- 
sizca ve Almanca'yi bilirdi. Validesinin izni olmadigi icin subay okuluna 
gidememi§tir. Ikinci Cumhurba§kani Ismet Inonii kendisinin okul arkada§i- 
dir. Eger gitmis. olsa idi, Kurtulus. Sava§i'nda yurdumuzun kurtulu§unda 
onemli rol alacaklardan biri olabilirdi. Ancak Efendi Hazretleri manevi ya- 
pinin biiyiik mimarlanndan olmu§tur. 

157 

Efendi Hazretlerinin 50k zengin bir kutuphanesi vardi. ~ Bos. zamanla- 
nnda kitap okurlardi. Edebi yonii kuvvetli idi. Hafiz Divan-i, ~ Sadi 



157 — ihramcizade M. Kazim Toprak'in anlattigina gore bu kitaplarin biiyiik 
bir kisini inceleme amach olarak Darendeli Hulusi kuddise sirruhu'l-aziz Efen- 
di tarafindan alinmistir. Fakat bu kitaplarin doniisii olmamistir. Simdi bu ki- 
taplarin Darende'de Efendi Hazretlerinin diger §ahsi e^yalan ile muhafaza 
edilmesini de Hulusi kuddise sirruhu'l-azizin bir hizmeti olarak gormek gere- 
kir. 

158 — Hafiz §irazi 

Iranli §air §iraz d.?-h.y.t. m.1390 Gercek adi §emsettin Muhammed'dir. 

Kur'an-i Kerim'i ezberlemesi ona hafiz unvanmi kazandirmistrr. §iirini besleyen 
Arapca, Cahiliye donemi Arab §iiri hadis, fikih, kelam ve tasavvuf kaynaklan da 
hem bilgisini hem egilimlerini aydmlatir. Sanatma ilgi duyan yoneticilerce korun- 
masma karsilrk ozgilr diisiince yapisi nedeniyle bu gibi yardimlara pek ilgi goster- 
memistir. Eski Arab §iir bilimindeki Kaside icinde bulunan duygusal siir bolumunii 
(tegazzill) gelistirerek Divan edebiyatmda gazel diye ilnlenecek birimi olgunlastir- 
mistrr. Kendinden onceki ustalann Firdevsi'nin (930-1020) en iyi ornegini verdigi 
destan (§ehname), Muallakatil'l Sab'a sairlerinin olgunlastirdigi kaside, en seckin 
deyisler ile Omer Hayyam'm (1044-1136) yogunlastirdigi rubai, ornegin Mevlana 
lie (1207-1273) Sadi-i §irazi(1213-193) ve Genceh Nizami'nin(l 150-1214) onde 
geldikleri diisiinsel ve bilgice oykucillerce dolu mesnevi gibi nazim bicimleri yerine 
gazelde derinlesen Hafiz, bu tilriln en eksiksiz orneklerinin sahibi oldu. Dilnya gii- 
zelliklerini, yasam tatlanm, tiikenmez bir ask duyarhgim, askm getirdigi dogal bir 
ozlem, aynlik, aci, yalmzhk, kiskanclrk gibi yan duygulan insanca isledi. Beyitli 
ana birim ve bagimsrz sayacak ilerdeki sakat anlayisa karsm Hafiz gazelde tam bir 



122 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

§irazi'nin Bostan ve Gulistan, Mesnevi ve Niyazi Divani'm 50k okur- 



konu buttinltigti yam sira ses ve uyum etkisi sagladi. Bu etkide ahiret inancma uzak 
kaldi. Dilnya ve doga gilzelliklerini coskuyla diler getirirken yer yer gercek zaman 
zaman simgesel bir gilcil sarabi yticeltti. 

Hafiz ytizyillar boyu silregelen ununti, tek yapiti olan Divan-i ile sagladi, Yapit, 
bircok eski sairlerinki gibi ask, sarap, sarhosluk, ikiytizltiluk, sikayet gibi konulan 
icerir. Digerlerinden farkli, bu konulardaki duygularmi 90k gilzel bir bicimde dile 
getirmesidir. Siirlerinde duygusalligm yam sira felsefi ve mistik bir hava da ege- 
mendir. Btittin bu tisttin nitelikler karsismda Divan'm hentlz ytizde ytiz onun gazel- 
lerini i9eren bir ntishasi ele gecmemistir. Soylentiye gore Hafiz'm siirlerini ilk kez 
Gtilendam adli bir ogrencisi bir divan'da topladi, Gillendam'm bir de onsozilnu 
iceren bu nilshalardaki gazel sayisi 650-1000 arasmda degisir. 

159 — Iran Edebiyatmm onemli sair ve yazarlanndan biri olarak kabul edilir. 

Asil adi, Ebu Abdullah Muserrifuddin bin Muslih es- Sirazi'dir. (1213-1292) 

Rivayetlere gore; hayatmm ilk ticte birinde tahsille mesgul olmus, ikinci ticte bi- 
rini seyahatle gecirmis, kalamm da ibadete hasretmistir. 

Bilginler yetistiren bir soya mensup oldugu bilinir. Tahsiline §iraz'da baslamis, 
Bagdat'ta Nizamiye medresesinde devam etmis, cagmm bilytlk simalanyla tamsmis- 
tir. Dini terbiye almis, bu konuda tamnmis kisilerle konusmustur. Hayati daima 
ogretici, dusundurucil ve gekici bulmustur. Insanlarla konusmak ve seyahat etmek 
onun sevdigi seylerdir. Qok kez Hac'ca gittigi de rivayet edilir. 

Ebu Bekir ve oglu Sad icin "BOSTAN ve GULISTAN" isimli yapitlanm yazdi. 
Gilneydogu Anadolu ve AzerbaycanT gezdi. Kansik ve hareketli hayatmm nihaye- 
tinde tekrar Siraz'a gelerek, burada yerlesir ve olumilne dek, tenha bir yerde yaptir- 
digi tekkede, vaktini okuyup yazarak, ibadet ederek ve ziyaretleri kabul etmekle 
gecirir. Bircok bilyilkler ona saygi gostermisler. Bilytlk bir tevazu ile her zaman 
icinde yasadigi halk, hayatmm sonlarma dogru, onu ermislerden biri olarak tammis- 
tir. Sadi, 1292 yilmda Siraz'da Hakk'a ytlrtldtl. Mezarmm bulundugu semt O'nun 
adi ile amhr. Kusursuz bir anlatis bifimi olan Sadi'nin tlslubu basit gibi gortlntlr, 
ancak kolay taklit edilemez. Eserlerinden bashcalar: "Takriz-i Dibace," "Mecalis-i 
Penggane," "Gazeliyet" 

En meshur eseri " Bostan ve Gulistan" Islam dtlnyasi medreselerinde okunmus, 
aciklamalan yapilmis ve fesitli dillere cevrilmistir. 

160 — Mehmet Niyazi Misri kuddise sirruhu'l-aziz 

II. Osman devrinde, hicri 1027, miladi 1617 yilmda Malatya'da dogmustur. Ba- 
basmm (Ali Celebi) bir Naksibendi taiikati mensubu olmasma ragmen, hentlz 21 
yasmda gene bir vaiz iken Halveti Tarikati seyhi Malatyah Htlseyin kuddise 
sirruhu'l-aziz Efendiye intisap etmis, Kadiri bir mutasavviftan istifade etmis olan bu 
sair sufinin kabiliyetlerini gelistirebilecek kisileri bulabildigi soylenebilir. 

Diyarbakir ve Mardin'de mantik ve kelam okudu, o zamanlar hocasi yalmz Mi- 
sir'da bulunan "Miftah-i Ulum il Gayb" (Gayb ilimleri anahtan) ilmini ogrenmek 
tlzere Misir'a gidip Ezher Camii civarmda Kadiri bir seyhe bey'at etti. Bir gun seyhi 
ona "Zahir Hint talebinden tamamen vazgegmedikge tarikat ilmi sana agdmaz" 
dediginde niyaz ile Allah Teala'ya istihare ettigini, rtlyasmda Abdtllkadir-i Geylani 
kuddise sirruhu'l-aziz Hazretlerinin Niyazi'ye nasibinin bu sehirde olmadigim ve 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi 1 23 



"Senin fjeyhin bu fjehirde degildir" diye Anadolu tarafmi isaret ettigini MevaiduT- 
irfan (Irfan Sofralan) adli eserinde anlatmaktadir. 

Bunun ilzerine seyhinden israria izin ister, rtiyasim duyan seyhi, kendisine hilafet 
venneyi teklif eder ise, de o gitmede israr eder ve izin alip Misir'dan aynlir Anadolu 
yoluyla istanbul'a gelir. Sokullu Mehmet Pasa Medresesi'nde bir hucrede irsada 
baslar(1646). 

Istanbul'dan Bursa'ya gidip orada Veled-i Enbiya Camii kayyimi Ali Dede'nin 
evinde ve Ulu Cami yakmmdaki medresede oturan Niyazi-i Misri kuddise sirruhu, 
yine bir ruya ilzerine Usak'a giderek Halvetiyye'nin Elmalili Yigitbasi Ahmet Efen- 
di kolundan ve Ummi Sinan Halifelerinden Seyh Mehmed'e intisab eder. "Akibet 
$eyhim, gozbebegim, kalbimin devasi" olarak ifade ettigi Seyh Ummi Sinan Elmali 
kuddise sirruhu '1-aziz ile Elmali'ya giderek seyhinin dergahmda imamlrk, hatiplik 
ve seyhinin ogluna hocahkta bulunur. Kirk yasma ulastigmda Misri, Ummi Si- 
nan'dan hilafetini alarak irsada baslar. Iste onun milcadele hayati bundan sonra bas- 
lar. Usak, Cal ve Kiltahya'da bulunmus; Bursa, Edirne'den sonra bir milddet Istan- 
bul'a yerlesmistir. Uskildar'da Aziz Mahmud Htidayi kuddise sirruhu'1-aziz Hazret- 
leri ile komsu olmustur. 

1669 tarihinde Bursa'ya gelmis, Bursa'da Ulu Camii civannda bir hucrede irsad, 
camide vaazlara devam etmis; bir yandan da gecimini temin ve yoksullara yardim 
maksadiyla mum yapip satmistrr. Abdal Qelebi adli bir tuccar Niyazi'ye bir dergah 
yaptinr. Bursa'da Ulu Cami'nin kible tarafmda su anda postanenin bulundugu kose- 
de, dergah 1080 (1669-1670) tarihinde merasimle acilmistir. Bursa'da tekkesini 
kurdugu yillar tekke- medrese tartismalarmm en yogun oldugu yillara rastlar; sesli 
zikir meclisleri yasaklanmistir. Misri bu karara uymamis ve afikfa milcadele etmis- 
tir. Haci Mustafa adli birinin kizi ile evlenir. Bir kiz cocugu olur. 

Sadrazam Koprtlltlzade Fazil Ahmet Pasa'nm daveti ilzerine Edirne'ye giden 
Niyazi, cifre dayanarak bazi sozler soylediginden 1087 (1673)' te Rodos'a stlrtlltlr. 
Dokuz ay sonra affedilerek Bursa'ya doner. Donilste Bursa'da cahsmaya devam 
etmis, 1677'de Rusya seferi i9in halki cihada davet etmek amacryla 300 kisilik bir 
dervis grubuyla Edirne'ye gegmis, Selimiye Camii'ndeki bir hutbesinden dolayi bu 
kez Limni Adasi'na stlrgtln edilmistir. Iki sene sonra affedilmesine ragmen donmez 
ve Limni' de Misri dergahim kurar. On bes yil sonra tekrar Bursa'ya gelir. 

Padisah II. Ahmed' in, seyhe mahsus bir kosu araba, dervisler icin de para gon- 
derdigi bilinmekte olup, Niyazi'yi 90k saydigi anlasilmaktadir. Niyazi Misri kuddise 
sirruhu'l azizin padisaha, isbasmda bulunan hainleri keramet ile birer birer haber 
verecegi sayiasi, devlet adamlan arasmda telas uyandmr. Sadrazam Bozok'lu Mus- 
tafa Pasa, Misri Efendinin duasim almak isteyen ve sonra sefere cikilmasim milnasip 
goren II. Ahmed'i, bu zat geldigi takdirde bilyilk bir fitne zuhur edecegi yolundaki 
telkinleriyle fikrinden vazgegirdi. Niyazi, 26 Sevval, 1104 (30 Haziran 1693) Sail 
gilnil Edirne'ye gelip vaaz etmek ilzere Selimiye Camii 'ne indigi zaman, halk cami- 
nin etrafim almis, kalabahktan igeriye girilemez olmustur. Bu durum karsismda 
Sadrazam, Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin eger derhal stlrgtln edil- 
mezse btlytlk bir kansikhk gikacagim padisaha telkin ederek, Niyazi Misri kuddise 
sirruhu '1-aziz Efendinin Limni'ye gonderilmesi hususunda bir ferman ahr. Tekrar 
Limni'ye stlrtlltlr (1693). Orada, bir mtiddet sonra 20 Recep 1 105 (16 Mart 1694)'te, 
78 yasmda Hakk'a yurumtisttir. 



124 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

lar ve okuturlardi. Niyazi Divan-i icin bu yolun sirlanndan bahsettigi dolayi 
Efendi Hazretleri; 

"Dort ilahi kitaptan sonra bir kitap gelse Niydzi'nin Divani olurdu" 
"Niydzi-i Misri bttyttk adamdir, dogrusu da budur. " buyurmu§tur. 

Sohbetlerde ilahi okunmasi adet oldugundan ihvanlann bazi Hakki mah- 
lash ilahileri tercih etmesi Efendi Hazretlerinin yazmis. oldugu zannini do- 
gurmu§tur. Bu ilahiler genellikle Erzurumlu Ibrahim Hakki, Ismail Hakki 
Bursevi kuddise sirruhu'l-azizanindir. Kesin olarak Efendi Hazretlerinin 
yazdigi Katre Ildhisi dir. Bundan ba§ka ilahiler yazmis. olmasi da muhtemel- 
dir. Fakat kesinlik yoktur. 

Efendi Hazretleri daha fazla eser veremez mi idi, diye du§unulurse; §ey- 
hinin kendi yazdigi kitabi goriip de, 

"Yazdigin okunurmus, lakin sen kitap yazma" Emrine istinaden 
ba§ka bir te§ebbuste bulunmami§tir. Efendi Hazretleri; 

"Ne zaman bir kitap yazmak istesek, onumuze Elifgeldi" buyurarak bu 
i§i yapmaktan vazgectiklerini anlatmi§tir. Yazdigi Mevlid-i §erif'in ise, bir 
ask ile husule geldigi malumdur. 



161 — "Mesela yine Ahmet Amis kuddise sirruhu Efendi buyururlarmis ki; 
" Tasavvuf kitabi okumayin. Onlar sizi idlal (yanhsa goturur) eder. Yalniz Ni- 
yazi Divanini okuyun. Zira O, suluku bitirdikten sonra soylemis ve yazmistir. " 

(ERGIN, a.g.e. s. 75) 

162 — Bu konuda Necmeddin Kilbra kuddise sirruhu'l-azizin hali ayn bir gorils 
afisi vermektedir. 

"Bir giln halvette yalniz olarak zikirle mesgul olurken seytan geldi. Halvet ve 
zikir hayatimi kanstirip bozmak icin hile ve ruzaklarmi artirdi. O anda elimde bir 
himmet kilici hasil oldu. Ucundan kabzasma kadar ilzerinde: "Allah, " "Allah" ke- 
limeleri yazili idi. O kilicla, insani mesgul eden ve Allah Teala'yi zikirden alikoyan 
hatiralan kovuyordum. 

O anda kalbime "Hiyelu'l-merid ale'l-murid" (Azgin seytamn milrid ifin kur- 
dugu tuzaklar) ismi ile halvette bir kitap yazmak hatinma geldi. §eyhim izin verme- 
den boyle bir eser yazmam sahih olmaz, dedim. Benimle seyhim arasmdaki rabita- 
nin sihhatli olmasi sebebiyle sesini isittim. §oyle diyordu: "Bu hatiri (dusilnceyi) 
birak.." §eyhime gaibte (rabita yolu ile) damstim. Allah Teala bundan uzaktir bu 
hatir seytandandir. §eytan, kendisine merid (azgm ve inatgi gibi cirkin ve kotil) bir 
isim verdi. Boylece seytan kendine sovmez (kotil isim vermez) zannettin onun boyle 
yapacagim uzak bir ihtimal saydm. Gayesi seni (kitap yazmakla) mesgul edip 
Hakk'i zikirden ahkoymak ve isini sarpa sarmaktir." (Necmeddin Kilbra kuddise 
sirruhu, TasavvufT Hay at, trc. Mustafa KARA, Istanbul, 1996,s.l03) 

163 — Haci Bayram Veli kuddise sirruhu'l-azizin muridlerinden Yazicizade Meh- 
met kuddise sirruhu '1-aziz Efendi, Muhammediye admdaki buyilk manzum eserini 
yazip mursidine takdim ettigi zaman: 

"Boyle kocaman bir eser yazacagma bir sine hak etseydin, Mehmet. " Demis ve 
bununla, bir adam yetistirseydin, bu suretle canh, natik bir kitap yazmis ve daha iyi 
etmis olurdun, demek istemistir. 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi 195 

Efendi Hazretleri sohbet ve ibadetlerinden bo§ kalan zamanlannda 
Kur'an-i Kerim'i ve her gun ku§luk ve ikindi namazindan sonra Evrad-i 
Bahaiyye'yi okumu§tur. Evrad-i Bahaiyye'yi Rasuliillah sallallahii aleyhi ve 
sellem Efendimiz'in bizzat §ah Muhammed Bahaeddin kuddise sirruhu'l- 
azize talim ettirdigini belirterek buyurur ki; 

"Evlerinize ntifus basina bir Evrdd-i Serif bir Kur'an-i Kerim ve bir 
bttyttk ilmihal ahp uzerlerine isim yazilmak suretiyle talim edip okutun" 

"Bu Evrad-i serifi okuyandan Allah Tedld, Efendimiz sallallahii aley- 
hi ve sellem vepirdn razi olur. 

Her muskulu ve zor isleri hallolur, hasta iyi olur. Darhktan vefakirlik- 
ten kurtulustur. 

Evrad-i serifi okurken, yetmis bin meldike-i kiram hazir olur ve seva- 
bini yazarlar. 

O memleketten belay i, afdti, darhgi, zarari, hastahgi geri gevirir, yeri- 
ne rahmet, bereket, sifa, saadet, bolluk, sefkat, kolayhk, emniyet ve her 
turlu iyilik getirir. 

Evrad-i serifi, riza-i ilahi igin okumanin makbul bir ibadet ve azim bir 
dua oldugunu bilmek ve inanmak gerekir. Inanmakla kabul olan bu dua 
ismi dzamdir" 

Rivayet olunur ki; 

"Bir gun Evrdd-i serifi bir ihvan gardasimiz cahil olan agabeyinin ya- 
ninda okurken gardasi dinlemis ve bir muddet sonra da blmus, gardasi 
agabeyinin ahiret hali nice olur diye merak etmekte iken bir rttya gorur. 
Bakar ki, agabeyi Cennet'i dldda yuksek bir makamda, 

"Gardasi Sen bu makama nereden nail oldun" demi§, agabeyi de 

"Gardasim sen bir gun Evrdd-i Bahaiyye'yi okuyordun onu dinledigim 
igin Allah Tedld bu makami verdi" demis, bu sebeple Evrad-i Bahaiyye'yi 
behemehdl okuyun, okumayanlara da dinletin" 

Nitekim bu fikri tajiyan Haci Bayram Veli kuddise sirruhu'l-azizin iki, nihayet 
tic ktictik manzumesinden baska kagit ustilne konulmus eseri yoktur. Fakat yetis- 
tirdigi insanlarm, yani canli kitaplann sayisi coktur ve bu canli kitaplar asirlarca 
okunmustur; simdi de okunmaktadir ve ila nihaye insaallah da okunacaktir. 

Tilrbedar Ahmed Amis kuddise sirruhu Efendi, tenevvuru ve yuksek hakikatlere 
erismeyi kastederek: 

"Bu ij kitapla obnaz; fakat kitapsiz da obnaz" buyururlarmis. Yine bu zat, da- 
ha ileri giderek Muhyiddin Arabi kuddise sirruhu'l-azize atfen: 

"Allah Teala benden ne istersin dese: Ya Rabbi, beni tekrar dunyaya gonder, 
y azdigim kitaplan toplayip yakayim" demistir." (ERGIN, age. s. 74) 

164 Evrad-i Bahaiyye 

Manen Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin §ah Muhammed Bahatiddin 
Naksibend kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerine ta'lim ettirdigi rivayet olunan, secil- 
mis dua ve virdlerden olusan bir tesbihat evraddir. 



126 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Cdnini sen terk etmeden cdndni arzularsin, 
Zunndrini kesmeden imam arzularsin. 

§ol usaciklar gibi binersin agag ata, 
Qevkdni He topun yok meyddni arzularsin. 

Karincalar gibi sen ufak ufak yurursun, 
Meleklerden ileri seyrdni arzularsin. 

Var sen Niydzi yurtt atnta okun ileri, 
Derdiyle kul olmadan sultdni arzularsin. 

Niydzi Misri kuddise sirruhu 'l-aziz 



Evrad-i Serif, bir miirsid-i kamilden izin almarak okunmalidir. Fakat Efendi 
kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin kendine bagh yeni ihvana, yani siiluk derslerini 
ikmal etmemis bile olsa izin vermis oldugu rivayeti meshurdur. (Mustafa Taki 
kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin arkadasi olan Hasan Basri Qantay Evrad-i Bahaiyye 
igin okuma izni istemistir. Fakat uzun bir mtiddet bu izni alamamistir.) 

Evrad-i §erifi okumak igin kibleye karsi diz coktip su sekilde okunur: 

3 adet Salavat-i §erife 

5 adet Estagfirullah 

1 adet Fatiha Suresi 

3 adet Kehf Suresinin 10. ayeti 

3 adet Ihlas Suresi 

7 adet Salavat-i Serife 

Okunduktan sonra, okunan sure ve dualardan hasil olan sevap silsile yoluyla 
Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellemden itibaren biltiln pirana ve akraba-i taallukata 
bagislanir, daha sonra da Evrad-i Serif okunmaya baslamr. 

Bu evradm ifinde Ism-i Azam oldugu icin okuyamn istekleri Allah Teala'nm 
iradesinin takdiriyle icabeti muhakkaktir. 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi 1 27 



II-EDEBI §AHSIYETi 

1-YAR-E YADIGAR -MEVLID-i NEBI ALEYHISSELAM- 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretlerinin yazmis. oldugu Yar- 
e Yadigar isimli manzume eseri, Sivasli Haci Mustafa Taki kuddise 
sirruhu'l-azizin yazdigi Tarih-i Nur Muhammedi eserin §iirsel ifadesidir. 

Bu eserde sanatsal bir zorlamaya gidilmeden saf bir dille Efendimiz 
sallallahu aleyhi ve sellemin maddi aleme dogu§u ve O'na olan a§ktan bah- 
sedilmi§ ve mesnevi turiinde yazilmi§tir. 

191 beyittir. 175 beyti Turkce 8 beyti Muhammed redifli gazel, 8 beyit- 
lik Arapfa Naat ilavesi vardir. 



165 — Kitabm kapagi §u §ekildedir. 



Yare Yadigar 

Ibrahim Yilmaz - Ali Altin (Ugur Terzi, Mehmet Bayrak eliyle Ta^kopril) 
(Bekir San ve Basmaci Mehmet Efendi eli ile) 

Osmanlica ve Turkce yazilmijtir. Icinde silsile, hediye etme §ekli, Efendi 
kuddise sirruhu'l-azizin birkac sohbetten almmis kelamlan yazilmistir. 

Sayfalar ayn ayn numaralanmis Ttlrkge 24 sahife. Osmanlica 29 sahifedir. 



128 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

YAR E 166 YADIGAR 

MEVLID-i NEB1 ALEYHISSELAM 
BiSMiLLAHiRRAHMANiRRAHiM 

Elhamdulillah, Elhamdulillah 
Sen ekrem ettin bizleri Ey Sdh 

Hem o Nebi-i Ahir zamdne 
Ummetlik He verdin nisane 

Ana hem AH ve sahbina her an 
Olsun saldtii seldm firdvan 167 

Anlar ki, etti bu dtni ihya 
Izlerince gitti esldfim 168 amma 

Bu aciz Hakki bilmem ne etsem 
Rdh-i selefte 169 bir adim atsam 

Derdim dem-d dem 170 aczim bildirdim 
Lakin Hddi daimdi virdim 

Tarih-i Hicret olmustu ta ki, 
Bin tig ytiz elli hem de iki 171 

Rebi 'ul-ewel on dokuzuncu 
Qehar-^enbe 172 gtinti silk 173 ettim inci 

Rdh-i selefte bir kadem 174 attim 
Hamden ve Hamden i75 bu lutfay ettim 

166 — Hz. Muhammed Mustafa sallallahil aleyhi ve sellem 

167 — Qokca, fazlaca 

168 — Oncekiler ve gecmisler. 

169 — Oncekilerin yolu 

170 -Siksik 

171 — §iirin yazildigi tarih Hicri 19 Rebi'ul -ewel 1352 (^ar§amba- 11 Temmuz 
1933 Salt (Ikindiden sonra Qarsamba sayilir) Efendi Hazretleri buttin hayirli islerine 
Qarsamba gilntl baslamistir. 

172 — Qarsamba 

173 — Dizdim 

174 -Ayak 

175 — §ukilr, binlerce stlktlr 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi 1 29 

Yatmisdim der-ruz 176 kayluleye 177 ben 
Gordilm menamda 178 bir Zdt-i Ahsen 179 

Der ismim Tevfik 18 ° sana verildim 
Bu son seferinde ben sana erdim 

Her emrine Hakk etti muheyyd 181 
Ldkin sen oku hosga bir ma 'na 

Elimde buldum bir dilrr-i mevzun 182 
Andan okudum ve oldum mahzun 

Mevliid-u Pak-i Rasillullahi 
Gorsem n 'olurdu Oyttzu mdh-i 183 

Derken uyandim kendimi buldum 
Diirr-i mensurla 184 gok mesgul oldum 

Ustadim Taki aleyh-ir rahme 
Yazmisti mensur 185 etmisti tuhfe 1S6 

Geldi dile ben eyledim cur 'et 
Aldi beni qokhuzn He haclet 187 

§ikeste- beste 188 diirr-i mensurdan 
Okudum nazm ettim nur-i mevfurdan 189 

Adem atamiz cennetten indi 
Nur-i Ahmed-i alninda gordti 



76 — Gundtizleyin 

77 — Ogle uykusu 

78 — Uykumda 

79 — Gilzel bir insan 

80 — Allah Teala'nm yardimiyim 

81 — Emrine hazir. 

82 — Inci dizisi gibi misralar 

83 — Ay yilzlil Sevgili 

84 — Nesir ile yazilmij inci gibi satirlar 

85 — Dilzyazi, nesir, 

86 — Hediye 

87 — Utanma 



-Mahcupluk ve eziklik ile 

— (Vefir-den) Tarn olan sey. Cogaltilmis. Cok. Kesir. 



130 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Babadan ogula o nur-i celil 
Gelmesine olmus bir gilzel delil 

Seyyid-ill Enbiya ol Mustafa 'nin 
Kdn-i Kerem 190 ol bd-vefdnin 191 

Kim hdmili olsa O nur-i evham 
Herkes tanirdi kalmaz bir fer 'i 194 

Ana bizden her nefes yuz bin selam 
Al u ashabina td yevmi 7 kiyam 195 

KASIDE-i MEVLIDI §ERIF 

Bize lutf-u mecid 196 oldu bu Mevlud-i 197 Muhammed'dir 
Yine Ussdka 198 id oldu bu Mevlild-i Muhammed'dir 

Feristehler 199 bi-izni Rab nuzul eyleryere bu 

Sunarlar cam-i vahdet 20 ° hep bu Mevlud-i Muhammed'dir 

Kusad 201 olur durr-i rahmet nisar 202 olur durr-i vahdet 203 
Iyan 204 olur nice hikmet bu Mevlud-i Muhammed'dir 

Yine §ehr-i Rebi' 205 geldiyine kadr-i refi' 20<s geldi 
Bize Hakk'tan sefi' 207 geldi bu Mevlud-i Muhammed'dir 



190 — Kerem sahibi 
191 — Vefah Efendim 

192 T 

193 — Hay ale sigabilecek (Gergekte olmasi diljunulemeyecek kadar btlytlk) 

194 — Parlaklik ve aydmlik 

195 — Kiyamet gilnil. 

196 — Buyuk lutuf 

197 — Dtlnya'ya Tejrifi 

198 — A ? iklara 

199 — Melekler 

200 — Birlik kadehi 

201 — Afihr, feth olur 

202 -Sacihr 

203 — Birlik incileri 

204 -Acrk 

205 — Hicri ucuncti ay, Rebi'ul-evvel ayi, 

206 — Kiymeti Yilksek ve yilce 

207 



-§efaatci 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi .ji 

C u dogdu nur-i ersalnan 208 nur He nur oldu dunya 

Giim 209 oldu Lat He Uzza 21 ° bu Mevlild-i Muhammed'dir 

Yikildi Ko§k-u Kisra'nin 2U ocagi sondu Kebrdnin 212 
Beli bukuldu §eytanin bu Mevlud-i Muhammed'dir 

Sinipputlari Tersd'nin cekildi suyu tran'in 2U 
Nizdmi geldi dilnyanin bu Mevlud-i Muhammed'dir 

Seldmi Kabr-i Hdkine 214 riyaz-i itir nakine 215 
Salat et ruh-i Pak'ine bu Mevlud-i Muhammed'dir 

Saldtullah seldm 'ullah 
Aleyke Ya Rasulullah 

Gerek erkek olsun gerek kadin 
A§ik olurdu sorarlardi adin 

Yagmur duasi gibi bir afet igin 
Andan istif§a 216 ederlerdi btttun 

Elhamdiilillahi mun§iyyu'l halki min ddemi 21? 
Silmme's-salatu ale'Nebiyyifi'l- kidemi 218 

Mevldya salli ve sellim ddimen ebeda 219 
Ala Habibike Hayri'l Halk'i kulluhimi 220 



08 — "Seni ba$ka degil, btttun alemlere bir rahmet olmak igin gonderdik." 
(Enbiya, 107) 

209 — Parfalandi 

210 — Put isimleri 

211 — Rasulullah sallallahil aleyhi ve sellem Efendimizin dogdugu gece, Iran krali 
(Kisra'nin) sarayi sallandi ve on dort burcu yikildi. 

212 — Buytik Mecusi Atesi 

213 — Save golil kurudu. 

214 — Kabir topragma 

215 — Gilzel kokan bahcesini 

216 — Sulamrlar, icerler 

217 — Allah Teala'ya silkilrler olsun Rasulullah sallallahil aleyhi ve sellemi beser 
olarak gonderdi. 

218 — Sonra en once secilmis nebi olana salat ve selam olsun. 

219 — Rasulullah sallallahil aleyhi ve sellem Efendimize ebediyete kadar selam 
olsun. 

220 — Btlttln yaratilmislarm en hayirlisi Allah Teala'nm sevgilisine olsun. 



132 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

tste bu sohret tuttu dlemi 
Geldi diinyaya Eb 'i Nebevi 221 

Ismi Abdullah kavmi Mudari 
Zevcesi Amine Hdmil-i Nebi 

Alti ay bilmedi hamilligini 
Melekler ederdi dmilligini 222 

223 



Nurlar iginde kalmisti ol mdh 
Ulema tebsir 224 ederdi gdh ti gdh 225 



Dogacak Muhammed ol san-i dli 
Medh ederler amAlem madli 22 



01 vakte kadar Ismi Muhammed 
Arab 'ta tesmiye 227 edilmemisti ebed 

Birgoklari dustti ulu sevddya 
Bu aziz gelseydi bizden diinyaya 

Dogan gocuklara Muhammed ismi 
Koyup tecessiise 228 dustti bir kismi 

Lakin dtirr-ti Meknun 229 ser-d ser 230 
Nasiye-i ~ Amine 'de olmustu ber-ser 

Vakti gelince On iki Rebi ' 233 
Pazartesi gecesi ve sehr 'i- sefi ' 



221 — Babasi Hz. Abdullah radiyallahil anh 

— Hizmetgiligini 
223 — Ay parfasi 
224 — Bilenler miljde ederdi 

— Zaman zaman 
226 — Ulvi alemler 
227 — isimlendirilmemijti onceden 
228 — Olabilir mi diye arajtirmaya diljtuler. 
229 — Inci dizileri 
230 — Bajtanbaja 
231 — Alnmda 
232 — Yuzunil kaplayan 
233 — Rebi'ul-evvel aymm 12 si 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi 1 33 

Hem Nisan ayinin yirminci gtinti 
Belirdi Nice aldim-i Kevni 234 

01 alametler Amine mdh-i 
Havf 235 ettirdi kdh-i kdh-i 236 

Kuslardan ana tebsir 237 inerdi 
Kanatlariyla sirtini sigardi 

Kalmazdi havf, hasyetten eser 
Mtibarek terleri misk idi amber 

Uzun boylu gtines ytizlti gok kizlar 
Asiye ve Meryem anlar pek ozler 

O nur-u kdmili overler idi 
Yanlarinda hublar 238 gorurler idi 

Amine 'nin gozlerinden perde aqildi 
Me§rik ve Magrib 239 arasin gordil 

Yerden goge kadar bir beyaz atlas 
Asilmis gordil dunya ve herkes 

Gtiya bu veli-nime 'ye pay endaz 240 olmus 
O ' Meclis-i Magbud-u Ars 241 rahmetle dolmus 

Yine O Amine analar hasi 
Gordil §am kosklerindeki raks-i 

Dahi tig diem biri mesrikte 242 

Biri Ka 'be tizerinde biri magribte 243 



234 — Dtlnyevi harikalar 

"" — Korkuttu 

236 — Zaman zaman 

237 — Mtljde 

238 — Gilzeller 

239 — Dogu bati 

240 -n 

— Pay veren 
241 — Allah Teala'nm ar§i 
242 — Doguda 
243 — Batida 



134 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Gorenler dediler bu dini pilr-tdz 24A 
Cihanda imtiyaz pek mtimtaz 

Cenab-i Amine bir ziilal 245 iginde 
Aninla btitun varhktan gegti 

Muhammed Seyyid'ul Kevneyn-i ve's-sekaleyn 246 
Ve'l ferikayni min Arab 'in ve min Acemin 247 

Mevlaya salli ve sellim daimen ebeda 
Ala Habibike Hayr-il Halki kulluhimi 

Zilldli 248 vermi§ti Asiye ve Meryem 
Sigarlardi Batn-i gerife 'sini 249 hem 

Bismillah uhruq 250 ve bi-izni 'llah 251 
Dediler o anda ol iki Mdh 

§efi 'ul- Umem Ser-taci Adem ~ 
Zubde-i Mahlukat 254 ol Ruhi-efham 255 

Alem-i §uhuda 256 te§rif ettiler 
Arz ve sema kainat gbr ki, ne ettiler 

Tekbirdt 257 ve Tehltlat 258 Salevdt-ill llah 
Kamu diem doldu tahiyyat He 



214 n i 

— Vok yem 
245 — Cam fanustaki serbet 

246 — Dilnya ve ahiret, insanlarm ve cinlerin Efendisi 
247 — Arap ve Acem firkasmm Efendisi 
248 — Q am f anus ^ :a ] i j jerbet 

249 — Milbarek karmlan 

250 — Tesrif et Ya Muhammed sallallahii aleyhi ve sellem 

251 — Allah Teala'nm izniyle 

252 — Ummetlerin sefaatcisi 

253 — Beserin bas taci 

254 — Mahlukatm oztl 

255 — Yaratihsi bilyilk ruh 

256 — Dilnya alemine 

257 — Tekbirler 

258 — Tehhller 

259 -Biltiln 

260 — Selamlar 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi i ->j 



ALLAH- U EKBER ALLAH- U EKBER 

LALLAHE LLLA-LLAHU VALLAHU EKBER 

ALLAHU EKBER VE LLLLAH-LL HAMD 

ES- SELATU VE- SSELAMU ALEYKE YA RASULLULAH 

ES- SELATU VE -SSELAMU ALEYKE YA HABLBALLAH 

ES- SELATU VE-SSELAMU ALEYKE YA SEYYLDEL EVVELLNE 

VEL AHLRLN VE ALA CEML-LL ENBLYAL VE-L MURSELLN 

VE-L HAMDU-LLLLAHL RABBLL ALEMLN 



(Bu kisimda Kaside-i Ha-iyye okunur.) 

Essubhu bedd mi tal'atihi 
Velleylu deca min vefratihi 
Fdka'r-rusula fazlan ve ula 
Ehda's-subuld li deldletihi 

Kenziil keremi ve Mevlen-niami 
HadVl-umemi li §eriatihi 
Ezke'n-nesebi egla'l-hasebi 
Kttlltt '1-Arab-iJi hidmetihi 

Seat-i'§-§eceru nataka'l-haceru 
Sakka'l-kameru bi i§dretihi 
Cibrilil etd Leylete -esrd 
Ve'r-rabbu ded li-hazratihi 

Ndle'§-§erefa vallahil afd 

Ammd selefd min ummetihi 

Fe Muhammed'una hilve seyyid'd-una 

Fel-izzu lena li icdbetihi 261 



26i — (Ttirkce Aciklamasi) 



Gun, O'nun varligi ile parladi. Gece O'nun heybetinden karardi. 

Diger rasilllerden fazilet ve ululukta usttin oldu. Hidayet yollan O'nunla bulundu 



136 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Tiflti mesud aleyhisselam 
Geldi dunyaya nesr-etti Islam 

Ve hem anda andi ummetlerini 
Hilda ya arz etti ummetlerini 

Koyup has yere secde eyledi 
Cihan pilr-nur oldufelek uyandi 

Necip 262 ummet buldu o an rahmeti 
Duasinin kabulunun idi nur aldmeti 

Umum parmaklarini ortuk tutardi 
gehddet parmagi He tevhit ederdi 

Is bu isaretler olmustu kabul 
Ki ortaya geldi bir dini makbul 

Din-i Muhammed'dir bu tdki eyvan 263 
Hakkin celdli He gosterdi burhan 

anda dedi hem Allah 'u ekber 
Ve silbhdnallah 'i ederdi ezber 

Iki Cihan Seyyid'i-ins-u-cin Muhammedi 
Hak ana bend eyledi her Arab veAcem-i 

Mevlaya salli ve sellim dainten ebeda 
Ala Habibike Hayr-il Halki kulluhimi 



Kerem hazineleri ve Allah Teala'nm nimetlerin sahibi, jeriati ile ilmmetleri hi- 
dayete erdirdi. 

En temiz nesebli, en yilce soyluya; buttin Araplar hizmetkar oldu. 

O'nun ijaretiyle agac yurudil, ta§ konujtu, ay yanldi. 

Cebrail aleyhisselam Isra gecesi gelip, 

Allah Teala'nm huzuruna cagirdigim miljdeledi. 

§erefe nail oldu; Allah Teala O'nun ummetinin gecmis ve gelecek gunahlanm 
affetti. 

Muhammed sallallahtl aleyhi ve sellem bizim Efendimizdir. 

§erefimiz bizi ilmmetlige kabul etmesidir. 

262 — Temiz 



263 



-Kemerli bilyilk bina 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi i n-, 

Yine bir nur andan fever an 264 etti 
Maddi ve mdnevi cihdn-i tuttu 

Gorundu o anda §am Carqilari 
E 'naku ibilin 265 td kar§ulari 

Hdzin-i 266 Cennet-Ridvan geldi ve etti teb§ir 
Dilnya gormuqtu, Sen-tek 267 nezir-u Be§ir 268 

Ulum-i enbiya sana verildi 
Cermet bahgeleri senden dirildi 

Aktb-ii tulu 'da o §ems-i Enver 269 

Bir avug toprak aldi arz-i kildi munewer 270 



271 

£72/-/ arza galip oldu bi-kuman 



Mekke ukalasi dediler heman 

272 



Cilnkil ol Amine ol sedefpaye 21 " 
Cttmle yildizlarla cew-i sema 274 

A§indhk He nigdh 275 ederdi 
A§k He §evk He ah ederdi 

Gokyuzunde gezen kuqlar melekler 
Minkarlari 276 zumrut ve yakuta benzer 

Anlardan biri gelip ol nura 
I§aret eyledi durdu huzura 



264 — Fi ? krrdi 

265 — §am'da bir mevki adi 

266 — Bekcisi 

267 — Bir tanesin 

268 — Miljdelemede ve korkutmada 

269 — Erkek evlatlarm erkek ve kiz cocuklan arasmdan dogmu§ nurlu giine§ 

270 — Nurlandirdi 

271 — Aydmlan 

272 — Insan, erkek demektir. Yardim edeni olmadan 

273 — Rutbe 

274 — Atmosfer 

275 — Baki ? 

276 — Gagalan 



138 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

§eceat ve nusret 277 anahtarlari 
Verilmi§ti sanafelek mazhari 

Azametini goklere vaz 28 ° eylediler 
Her kim dm gdrtir yiiregi titrer 

Bir giivercin ku§u goriindu nd-kdh 281 
Minkarlariyla 2S2 fem-i saddet 283 edildi agdh 284 

Tattirdi Ana §arab-i lahut 285 
Gormemi^ti mislini dlem-i nasut 286 

Guya ol §eyden daha isterdi 
Milbdrek parmagi He agzini gosterdi 

Muhammed'un Seyyid'ul Kevneyn-i ve's- Sakaleyn 2S 
Ve'l-ferikayni min Urub'in ve min Acem'in 288 

Mevlaya salli ve sellim daimen ebeda 
Ala Habibike Hayr-il Halki kulluhimi 



289 

Goriindu goziine nurani rical ' 



Hazreti Amine ol nur-u cewdl 

r 290 



Ellerinde Ziimrutten legen 
Digerinde ibrikve §al-i me 'men 



277 — Yardim 

278 — Dilnya 
2™_ §erefl 

280 — Koydular 

281 — Yiyecekle 

282 — Gagasiyla 

283 — Saadet agzi 

284 — Bilerek 

285 — Ilahi §arabi 

286 — Insanlik alemi 

287 — Dilnya ve ahiret, insanlarm ve cinlerin Efendisi 

288 — Arapka r ve Acem firkasmm Efendisi 

289 — Hareketli 

290 — Adamlar 



-Yikamlacak emin bir cadir 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi i jq 

O vilcudu Es 'at 292 anda yikandi 
Kendisinden hemdn bir nur parladi 

Sardilar vilcudun harirler 293 ig re 
Gotilrdiller ervdh-i enbiyd 294 ig re 

Cem-i enbiyd, ervah-i Gilztn 295 
Optiller sevdiler o nazikyuzun 

Hususan Ibrahim Halil-i Hilda 
Ve Hazreti Adem o btiytik ata 

Sinesine basti ettiler dua 

Ki zira olmu§tu Urvetii 7 Vttska 296 

Dilnya ahiretin izz-u qerefi 
Aninlafahr eder umum selefi 

Kitfi 299 saddette bir diirr-i meknun 
Gorenler oldular bi-takat meftun 300 

... 301 



Httve'l Habibu'llezi ttirci §efdatuhu 
Li-kulli hevlin mine'l ehvali muktahimi 



Mevlaya salli ve sellim daimen ebeda 

Ala Habibike Hayr-il Halkilldhi kulluhimi 

Ricali ruhani 303 zevat-i §erifi 304 
Vilcud-u Seadetle ettiler te§rif 



292 — Mutlu, temiz 

293 -lpek 

294 — Nebilerin ruhlan 

295 — Buttin Nebiler ve secme ruhlar 

296 — Saglam ip, dayanak 

297 r\ - ■■ ■■ 

— Ogunur 
298 — Oncekiler 
299 — Omuz, kilrek kemigi 
v ° -Mecalsiz a§ik oldular 



301 — O Allah Teala'nm sevgilisidir ki, jefaat ancak O'ndan umulur. 
302 — Korkulacak buttin hallerde sigmilacak yer O'dur. 
303 — Ruhani adamlar 
304 — §erefli zatlar 



140 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Gozlerine stirme gekti gittiler 
Dahi koku silrdil ta zim ettiler 

Havadan bir bulutyere oturdu 
Vilcud-u Es 'at-i alup gotilrdu 

Gozden nihan oldu sehdb-i Enver 305 
"Umum sarki garbi gezdirdin bir, bir" 

Diye bir nidd-i Hdtif-i 306 geldi 
Atlas libaslarla geriye dondil 

Ikinci bir sehdb-i lattf-i enver 
Vilcud-u Es 'at-i gotilrdu tekrar 

Isitildi derhal insanlar sesi 
Tutmustu dlemi at kisnemesi 

Adem 'in sajvet-i Nuh 'un rif'ati 
Ismail lisan-i 309 Ibrahim hilleti 310 

Yusuf cemali 311 Yakup besdreti 312 
Eyyilp sabri 313 Davut savt-i 314 

Yahya zilhdil 315 Isa keremi 316 
Verildi sana Ey Avdlim Muhteremi 317 

Denildi ve bulut munkesif 31 * oldu 
Cihan o vilcudun nuruyla doldu 

305 — Nurlu bulutlar 

306 — Hahibirses 

307 — Adem aleyhisselamm sifati: Berrak, temiz 

308 — Nuh aleyhisselamm sifati: Yilcelik 

309 — Ismail aleyhisselamm sifati: Fasih, gilzel konusmak 

310 — Ibrahim aleyhisselamm sifati: Allah Teala'nm dostu 

311 — Yusuf aleyhisselamm sifati: Cemal gilzelligi 

312 — Yakup aleyhisselamm sifati: Miljdesi 

313 — Eyyilb aleyhisselamm sifati: Sabri 

314 — Davut aleyhisselamm sifati: Sesi 

315 — Yahya aleyhisselamm sifati: Takva ve zilhd 

316 — Isa aleyhisselamm sifati: Seref, ululuk ve gilzel isler sahibi 

317 — Yaratilmislann en kiymetlisi 

318 -A 9 ildi 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi 141 

Milahhiran 319 bir beyaz nur-i latif 
O hazreti kucakladi etti taltif 

Enbiya makami ana agildi 
Ctimle deryalara rahmet sagildi 

igitildi bir sada-i ruhani 
Am Habib etti Zat-i Subhdni 

Dorduncu defa yine bir kit 'a-i nur 
Aldi goturdu oldu gozden dur 320 

Bu defa ziydde 321 kaldi semada 
Diyar-i ruhani ve mesiha 322 da 

Biiyilk bir harire 323 sarih geldi 
O harirden ab-ti zilldl 324 damladi 

Diinya kabzasina 325 tav-i 326 ragbetle 
Ddhil ~ oldu dindi bir mehdbetle 

Elhamdiilillah mun§i-il halki min ddemi 329 
Stimme 's-salatii ala 7 Muhtari Ji 7- kademi 330 

Mevlaya salli ve sellim daimen ebeda 33i 
Ala Habibike Hayr-il Halki kulluhimi 332 



319 — Sonra tekrar 

320 — Uzaklasrp kayboldu 

321 — Fazlaca 

,_2 -Hz. Isa aleyhisselamm makammda 



323 — Ipekler 

324 _Tath su 

325 — Ortamma 

326 — Elverisli alisarak 

327 — Dondti 

328 — Sevgi lie 

329 — Allah Teala'ya stiktirler olsun Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellemi beser 
olarak gonderdi. 

330 — Sonra en once secilmis nebi olana salat ve selam olsun. 

331 — Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem Efendimize ebediyete kadar selam ol- 
sun. 

332 — Btlttln yaratilmislarm en hayirlisi Allah Teala'nm sevgilisine olsun. 



142 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Nevzdd-i 333 risalet Hateme 'n -Nebiyi 334 
Silt akti ve emdi parmaklarini 

Mevlid-i seddet ol ali mekdn 
Dort diem dikildi ve dendi heman 

Dort kose olmustu cihan bu zata 
Nere donse ever gok futuhdta 335 

Siydddt-i 336 ana tebsir 337 edildi 
Mahserde ummetin senindir dendi 

Velddet 338 gecesi yildizlar tamam 
Arz-a meyl ettigin gordtt sakfi-nam 339 

Ve hini vaz 'inda 340 hdnenin iqi 
Nurlandi demi§tir o hatun ki§i 

Dogunca aksirdi dedi Elhamdulillah 
Mevlid-i Mufahham 341 ol Rasulullah 

Abdurrahman tbn-i Avf'in anasi 
Ismi Sifd Hatun ol nur pare si 342 

Aksmnca Nevzad-i 343 Kureysi 
Isittim hdtiften 344 o saddyi arsi 

Dedi ve hem Sam 'in saraylarmi 
nur He gordtim alaylarini 



333 — Yeni dogmu§ 

334 — Son nebi 

335 — Fetihler 

336 — Efendilik, sultanlik 

337 — Miljdesi 

338 — Dilnyaya tejrif 

339 — Bulundugu yerin tavani 

340 — Te^rif ettigi vakit 

341 — Bilyilk kutlu dogum 

342 — Parfasi 

343 — Yeni dogmuj sultan 

344 — Hahi ses 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi 143 

Bulug-i bi 'setini 345 etti intizdr 346 
Nuzillil vahyi de iman eyledi izhdr 347 

Safiyye Bint-i Abdulmuttalib 
Kabtlelik etti tayyib 348 mutayyib 349 

Kaldirmca basini secdeden Rastil 
Allah birdir dedi ben oldum Rastil 

Gobegi kesilmis stinnet tekmil 350 
Cismi mtinewerdi 351 ve yunmustu bil 

Muhammed'un Seyyid'ill Kevneyn-i ve's- Sakaleyn 3 
Ve'l-ferikayni min Urub'in ve min Acem'in 353 

Mevlaya salli ve sellim daimen ebeda 354 
Ala Habibike Hayr-il Halki kulluhimi 355 

Cendb-i Amine 356 olperi-i haslet 357 
Ana denmistir eylesin dikkat 

Ug gtin tamam meldike ziyaret 
Etmedikge yoktur besere ruhsat 

Bu mealde gaibten bir sadd geldi 
Ctimle hdne halki yanindan gitti 

Abdulmuttalib gordti ne etti 
Safd 'dan gegerek Merve 'ye gitti 



345 — Nebilik zamani 

34S — Bekledi 

347 — A 5 ikladi 

348 — Kavmini gilzelce ovdtl 

349 — Gonltl razi 

350 — Tarn olarak 

351 — Nurlu 



352 — Dilnya ve ahiret, insanlarm ve cinlerin Efendisi 

353 — Araplar ve Acem firkasmm Efendisi 

354 — Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellem Efendimize ebediyete kadar selam ol- 



sun. 

355 



-Buttin yaratilmislarm en hayirlisi Allah Teala'nm sevgilisine olsun. 
-Ulu Amine radiyallahu anh 
-Gilzel yaratilisli kadm 



144 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Hane tizerinde gordti bir beyaz ku§ 
Kanatlari Mekke daglarini tutmu§ 

Takarrub 358 ettikqe bir beyaz bulut 
Yakinen gordti ve etti suktin 

Acep rtiya midir hayal midir bu 
Dedi ve aldi bir gtizel koku 

Kendisini dlemden tecerrtid 359 etmi§ 
Zan etti cermet bagina gitmi§ 

Kapiyi vurdu igeri girdi 
Cenab-i Amine 'yi pek zayif gordti 

Alnindaki nuru gormeyince 
Bilmedi hikmetini dti^tindti ince, ince 

Bir zat-i gortince Muhib 360 
Gayetle havf 361 etti Abdulmuttalib 

Dedi Ya Amine korktum qdk 362 ettim 
Ka 'be 'yi titrer gordtim ben heldk oldum 

Putlar yere dti^tti Ka 'be dogruldu 
Makam-i Ibrahim nur He doldu 

Muhammed dogdu diye bir sadd geldi 
Bu sesle Huda 'dan bir atd 363 geldi 

Acele ben O Nevzad-i goreyim 
Rahmet kokusunu andan alayim 

Cendb-i Amine §imdi gortilmez 
Qtinkti tig gtin be§er yanina girmez 



358 — Yakla§tik9a 

359 — Sanki gikmij 

360 — Sevgili dost 

361 — Korktu 

362 — Korkudan odilm yanldi 

363 — Hediye 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi i« 

Beni helak mi edeceksin nerde dedi 

Igeri girdi yahnkihg bir §ahsi-ha§in 364 gordil 

Amine 'nin soztinu o zat soyledi 
Abdulmuttalib Hazretleri sabreyledi 

Nas 'a 365 soylemek isterse ol ced 366 
Olurdu ebkem 367 dudagi hem sed 

Bu macera kendisine kdr etti 
Uc gun tamamina intizdr 368 etti 

Ulema-i nucum 369 ve Yahudiler 
Peygamberdn-i Ahir zaman geldi dediler 

Kizil yildiz dogdugunu gorenler 
Dediler tevellilt etti Peygamber 

Cem 'i dleme velvele 370 du§tu 
I^itenler bu habere u$u$tu 

Mecusi 'den Nasara 'dan Yehud 'dan 371 
Birgoklari gegti hag He puttan 

Yine velddet-i seniyye 372 gunti 
Medine 'de soylendi o gilzel tinti 

Huve'l Habibu'llezi tttrca §efdatuhu 373 
Li-kulli hevlin minel ehvali'l muktehimi 374 



364 — Sert baki§h 

365 — Insanlara 

366 — Ata, dede 

367 — Dilsiz 

368 — Bekledi 

369 — Falcilar 

37 °— Gurultu 

371 — Mecusiler, Hiristiyanlar ve Yahudiler 

372 — Ulu dogum gilnil 

" 73 — O Allah Teala'nm sevgilisidir ki, §efaat ancak O'ndan umulur. 

374 — Korkulacak butiln hallerde sigmilacak yer O'dur. 



146 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Mevlaya salli ve sellim daimen ebeda 375 
Ala Habibike Hayr-il Halki kulluhimi 376 

Hasan 'til Ensdrt ederdi rivayet 
Zabd-ti ketb edilmis Leyle-i velddet 

Hemdn on gtinltik yoldan bu habere 
Bir gecede nesr-i harika iber 379 

Daha nice bu gibi haldt 380 

Ruy-i arza 381 verdi btiytik besdrdt 3S2 

Mtiltiki 383 arzin dili tutuldu 
Ntisirevan 'in 384 koskti yikildi 

Saraylari tezelzele 385 ugradi 
Htiktimdarlar bundan qokhavf^ 6 eyledi 

Sava Golti o gecede kurudu 
Semdve Deresi 'ni 387 sular btirtidti 

Dahi yildizlarin sik, sik suktitu 388 
Habt etti 389 dlemi verdi suktitu 



375 — Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem Efendimize ebediyete kadar selam ol- 



sun. 

376 — Buttin yaratilmijlarm en hayirlisi Allah Teala'nm sevgilisine olsun. 

377 — Yazilmi? 

378 — Dogu§ gecesi 

379 — Ibretler 

38 °— Olaylar ve haller 

381 — Yeryilzune 

382 — Miljdeler 

383 — E^yasi mulkil 

384 — Adaletiyle me^hur Iran hilkumdarlarmdan 

385 — Sarsildi 

386 — Korktu 

387 — O gece Sava Golti batti. Onun yerine bir deniz crkti. Soyle ki; Kufe yaki- 
nmda bulunan Firat suyu tajti. Dimijk ile Irak arasmda bulunan colii doldurdu deniz 
gibi eyledi. (Yazicioglu Muhammed, Muhammediye, Istanbul, 1984, s,145) 

388 !->.. 

— Dusmesi 
389 — Alemi susturdu 



Katre §iiri'nin Aijiklamasi 



147 



Cesim 390 putlar yere dustii bi 't-temam 391 
Rahip Ays Abdulmuttalibe etti ihtiram 

"3GO ^Q"^ 

Bildd-i Fdrisi deki atesgedeler 
O gecede hemen sondti dediler 

Daha birqok zuhur etti havdrik 394 
Yazdilar cilmlesini esldfsevabik 395 

Lakin bu ast ettim ihtisar 39 ' 

Ve ismine dedim "Ydr-e Yadigdr" 



Ne mumktin vasfetmek o kerem kdni 
Ana nazil oldu Seb 'ulMesani 39 " 



3 'J 7 



Okuyan-i dinleyeni yazani 

Nail etsin gufrdnma 3 " ol Gdni 4< 

Eslaf-i ahldfim 401 hisseddr etsin 
Hem nam-i ahiret guntine gitsin 

Isitenler okusunlar fatiha 
Quraakta verdim am hitdma 402 



Ve seldmun alel Milrselin 403 
Ve 7 hamdulilahi rabbil alemin 



Ihramcizdde 

Haci Ismail Hakki TOPRAK 

Kuddise sirruhu 'l-aziz 



-Buytik putlar 

-Hepsi birden 

-Iran §ehirleri 

-Ate$e tapan Mecusiler 

-Harika olaylar 

- Oncekiler gegmij olaylan 

-Kisalttim 

-Yilce §eref Sahibi'ni 

-Fatiha Suresi 

-Af ve magfiretine 

-Zengin olan Allah Teala 

-Oncekiler ve sonrakiler 

-Sona erdirdim 

-Buttin Nebilere selam olsun 



148 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



2-KATRE §IIRI 

Katremizden hisse al bi-gdr-i derya olmusuz. 
Cttmle halka bir bakisla gesm-i bind olmusuz. 
Gergi zahirde lisdn-i nds He guftdrimiz. 
Mdnd yuzunden soyunup hep muarrd olmusuz. 

Validem merhume agmisti bize bir kutlufdl, 
Ravzd-i Pdk-i ziyarette demisti: 'Ey Kerimu-l MutedV 
Bu Habibin hurmetine ver banaferzend bi-meldl 
Andan aldigi libdsi bunda iksd olmusuz. 

Td ezelden intisabim dlemin Seyyidine, 
Dustum askina anin geleliden bu dnasir bendine 
Cok aradim agladim yttz tutup Hakk'in ken dine, 
Alemi devrdn iginde Hubb-u Mevld olmu$uz. 

Kunhuntu bilmek dilersen sirr-i Hdkidir ozttni. 
Anin edvdrincadir ddint ozttni ve sozttm 
Her neye baksa basar Hdkidir bakan goztint, 
Zird evvelden aninla tek-tt tenhd olmu§uz. 

Bir acep sirri Tdki 'den aldigim ders-i iber, 
Am bilmek dilersen sana vereyim haber, 
Her ulilmi almisti pirimden O seyh-i muteber, 
Biz anda mahvolup bezm-iferda olmusuz. 

Cttnktt kitmir olahdan bu kapida bu hakir, 
Her isin sirrin ezelden bildim Takdir-u Kadir, 
Ol sebepten isimiz cumleye tazim ve tekrimdir. 
Boylelikle halk iginde Hakk-i rand olmusuz. 

Bu tarikat dleminde olmak istersen su-dimend, 
Sen de bu halde olup halktan lisdni eyle bend, 
Iste budur dcizdnem Hubb-u fi'lldh sanapend, 
Hayr-u hakani cihan Simurg-u Anka olmusuz. 

Bunca ilm-ufazl He bilmez imis nur-i basar, 
Her isi eden ettiren Allah degil mi ver haber? 
Leyk hulilli ittihazdan eyle gayetle hazer, 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi i^g 

Biz hakdyik dsiydn igre mimdr olmusuz. 

Emr-i md'ruf munkeri bilmez miyiz? 
Anlar He biz amel kilmaz miyiz? 
Isr-i Pdk-i Ahmed-i bilmez miyiz? 
Simdi izmdr eyleytt biz rdh-i mdnd olmusuz 

Herkesin miktari ihldsinca fiili eder zuhur. 
Sen gahs ol muhlisdndan gikmasin senden kusur, 
Gayride gorsen hatdyi setredup andan al huzur, 
Bunu ddet edinip bir dttrr-i yekta olmusuz. 

Ibtild dlemde var ikmdldir etme cedel, 

Her kula nasip etmez dm Huda izz-u ve eel, 

Ba§a gelse bil dm devlet ve nimet bi-bedel, 

Biz am gormu§ ve gegirmi§ pdk-i musaffa olmu§uz 

Hakk'i her §eyde ay an gormu§ ve bilmi§lerdeniz 
Ol sebepten halk katinda Hubb-u Mevld gozleriz 
Kahr-u liltfun cumlesin bir bildim ve tuttum ey-aziz, 
Hamdulilldh biz bu lutfa mazhdr-i mucelld olmu§uz. 

Bilmediler zevkimi ctimle ins-tt cin melek, 
Derdine du§tum bana neler gektirdi felek, 
Hdl-i Hakki bulmaya beyim zikrin ddim gerek, 
Zikr-i Hakk, seyr-tt sebakla ders-i yekta olmwjuz. 

Ihramcizade 

Haci Ismail Hakki TOPRAK 

kuddise sirruhu 'l-aziz 



150 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

§URIN YAZILMA HIKAYESi 
Hamit Tarakci Hoca kaddese'llahu sirrahu'l aziz 

Hamit Hoca, Ordu iline bagh Korgan ilcesinin Fizme koyundendir. Tarak 
imal ettigi icin "Tarakci Hoca" adiyla taninmi§tir. £ocuk denecek ya§ta Haci 
Mustafa Rumi ile tani§mi§ ve ona intisab etmi§tir. Bir ara Tokat'ta egitim 
gormu§, asil egitimini, £orum da Haci Mustafa Rumi'nin medresesinde ta- 
mamlami§tir. Manevi egitimini de tamamlamis. olmasina ragmen, ir§ad go- 
revi verilmemi§tir. Bu durumu, onu tamyanlar, sert mizacli olmasina bagli- 
yorlar. 

Corumlu Haci Mustafa Rumi Hakk'a yiiruyiince Haci Mustafa Haki'ye, o 
Hakk'a yiiriiyiince Mustafa Taki'ye intisap etmi§tir. Birkac defa hacca git- 
mi§tir. 

Hakk'a yiiruyiince Fatsa'ya defnedilen Hamid Hocanin, Mekki yolunun 
ihvanlan arasinda anlatilan bircok menkibesi vardir. Velayeti konusunda 
tamyanlan miittefikdir. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki kaddese'llahu sirrahu'l aziz Efendi- 
ye Intisabi 

Fatsah (Fizmeli) Hamit Tarakci Hoca §eyhi Mustafa Haki kuddise 
sirruhuT-azizin Hakk'a yuriiyecegini fark edince; 

"Efendim sizden sonra vazife kime verilecek" diye sorunca Mustafa Haki 
kuddise sirruhu'1-aziz buyurur ki; 

"Daha buluga ermedi" 



404 — Fatsa, Mehmet, Tasavvufta Mekki Kolu, 1st, 2000, s. 165 

1949 yilmda rahmeti rahmana kavujan btlyilk islam alimi Fatsah Tarakfi Hamid 
Hoca kaddese'llahu sirrahu'l azizin yine Haci Hamit Efendi nammda bir arkadasi 
vardir. Sivas'a Efendi Hazretlerini ziy arete gider gelirdi. Haci Hamit Efendi bir gun 
Ordu'nun Fatsa kazasmda metfun bulunan Tarakci Hamid Hoca'nm kabrini ziyaret 
ederek 

"Hocam, hep seninle Efendi Hazretlerini ziyarete giderdik, dunya fani, yalniz 
kaldint. Fakat fjimdi Sivas'a Efendi Hazretlerini ziyarete gidecegim ve selamini 
ona iletecegim" diyerek Sivas'a gitmis ve dergahm ortalannda bir yere oturmustur. 
O sirada sohbet eden Ihramcizade Haci Ismail Hakki kaddese'llahu sirrahu'l aziz 
Efendi; 

"Bugiin peygantberlerin, sehitlerin, siddiklarin, salihlerin ruhaniyyetleri bu- 
rada, bugiin Hamid Hoca'nin ruhaniyeti de burada" demis ve hemen ardmdan: 

"Gardasint! Haci Hamit nerdesin?" deyince, Haci Hamit Efendi ayaga kalkmis 
ve: 

"Efendim cennetin ortasindayim ", demis ve Efendi Hazretleri de: 

"Ve aleykum selam, Gardasint! Otur" diye karsihk vermisler. 

405 — Tasavvufta buluga erme yasi intisap ve kemalat ile ilgilidir. 

"Bayezid Bestami kuddise sirruhu'l-azize sordular. 

— Kac yaqindasin? 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi 151 

Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz Hakk'a yirruyiince, Fatsah Hamit 
Hoca bu sozun oglu Behauddin Efendi Hazretleri icin soylenildigi zanni 
galip olmus. ve §ama gitmi§tir. §am'da Bahaiiddin Efendi sahrada iken ziya- 
retine varmi§tir. Behauddin Efendi elinde yanm kalan cayi ikram etmis. ve 

"Haci Ismail Efendi'yi begenmezsen iste nasibin yanm bar dak gay 
olur. Vazife bizde degildir" buyurmu§tur. 

Gonliindeki firtinasi bitmeyen Hamit Hoca orada kalmayip Mekke'ye 
hicret etmi§tir. Iki sene tarak yaparak gecinmi§tir. Fakat sonra kimse onun 
taragini almami§tir. Ailesi magdur olan Hamit Hoca, Rasuliillah sallallahii 
aleyhi ve selleme miiracaat etmi§tir. Orada bulunan bir doktor gormus. oldu- 
gu bir riiyamn tesiriyle ona yol parasim vermi§tir. Adana Osmaniye'ye ge- 
len Hamit Hoca, riiyasinda ba§inmbir zincire bagh, zincirin de Sivas'a dog- 
ru oldugunu g6rmu§tiir, Bu minval iizere, Efendi Hazretleri de, 

"Katremizden hisse al. " diye ba§layan §iirini yazmis. gondermi§tir. Ar- 
tik Fatsah Hamit Hoca Hazretleri Sivas'a gitmeye karar vermi§tir. Trenle 
gelirken, 

Fatsah Hamit Hoca'nin Efendi Hazretleri hakkinda, "Bu adamda ne bul- 
duk ki, " ve "Eger beni istasyonda gelip karsilamaz isen teslim olmam " 
diye niyetlenmi§tir. 

Efendi Hazretleri Sivas'a gelince onu kar§ilami§tir. Efendi Hazretleri; 
"Hamit Hoca! Ikrar ettin mi?" diye sormu§tur. O, 
"Hayir, Efendim, Ikrar etseydim olmem gerekirdi. " Demi§tir. Efendi 
Hazretleri ihvanlanna bu hadiseyi anlatirken 

"Oyle bir inkdr ki, ikrarin fevkinde, eger gerekse idi Hamit Hocaya 
irsdd vazifesi verirdik" buyurmu§lardir. 

Efendi Hazretleri "Hacdar ve hocalar yegin, yegin teslim olmazlar, tes- 
lim olunca tarn olurlar" soziinii Fatsah Hamit Hoca icin soylemi§tir. Efendi 
Hazretleri hocalann zahiri ilimlerine hurmeten yanlannda edeben konu§- 

,407 

mazdi. 



—Dort. 

— Nasi! olur? 

— §oyle. Yetmif yd dtinya perdelerinde (maddi hicaplar arsinda) bulundum. 
Ama dort senedir ki, O'nu goruyorum, nasrt gordugumu de sorma gitsin. (Anla- 
tamam) perdeti gegen zaman omiirden saydmaz Ai/"(Tezkiretil'l-Evliya s.235) 

406 — §j vas z iyaretinde Fatsah Hamit Hoca Hazretlerine bir arkadasi Sivas sehrin 
smirlan icinde bir sual sormuslar. Fakat Fatsah Hamit Hoca Hazretleri soruya cevap 
vermemis. Ta ki, Tokat simrlarma girince 

"Ne sordun ki? §imdi cevap vereyim. " Diye arkadasma sorunca arkadasi "Niye 
once cevap vermediniz Efendim? " diye sorunca, 

"Efendi Hazretlerinin makaminda nasd cevap verebilirim." Buyurmustur. 
(Mehmet Isik Efendi (Zara-Kizik Koyil) 

407 — Mehmet Isik Efendi (Zara-Kizik Koytl) 



152 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Hamit Hocanin, Sivas topragina ayak basip "Ziyaretimiz makbul oldu, 
dbnelim gardcujlar" sozune kar§ilik, ayni anda Sivas'ta bulunan Efendi Haz- 
retleri 

"Hamid Hoca bizi ziy arete geldi, gitti" dedigi rivayet edilir. 



Httner ibraz gibi halka kottt bir ar olamaz 
Anin igttn httner ehli ebedi var olamaz 

Paredir dini He imam bu gttn ekserinin 

Ehl-i kttfre dahi bundan zttnnar olamaz 
Gegemez kimse paresinden dahi gegmez olsa 
Bu gozttmttn gordttgtt §eydir bu da inkar olamaz 

Cttmle sermest ehl-i §arab-i emel olmu§ dostlar 

Bin nasihatla biri cttz'ttnce ho§-yar olamaz 
Buhl u gururu cihani ne acep tutmu§tur 
Bunu bilmez kiyarin bundan e§ed ndr olamaz 

Ne kadar kilsa namaz, varsa riya zulttm ehliyine 

Kdfirdir hakikatten o dindar olamaz 
Ne kadar teali bize hasutlarimiz 
Korkma Allah'a dayan ttstttne httnkdr olamaz 

Gergifadl ehli bu gttn kendini ihfd tutmu§ 

Gttn yttzttn balgikla tutmag He cihan tar olamaz 
Kangi dervi§ He molla agar el ndddnd 
Bu gibi iki cihanda kottt bir kdr olamaz 

Ne'ne lazim halkin sana §uguli ey Fizmeli 

Bir bakdirsa bu senin gibi sersdr olamaz 

Hamit Tarakfi Hoca kaddese'llahu sirrahu'l aziz 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi 1 53 

KATRE SiJRJNiN ACIKLAMASI 

KATREMIZDEN HISSE AL BI-GARI DERYA OLMU§UZ 
CUMLEHALKA BIRBAKI§LA QE§MI BINA OLMU§UZ. 
GERCI ZAHIRDE LISANI NAS ILE GUFTARIMIZ 
MANA YUZUNDEN SOYUNUP HEP MUARRA OLMU§UZ. 



408 



Katremizden hisse al bi-gari derya olmusuz 

Katre Efendi Hazretleri, vahdet yolunda yaratih§i basit bir terkip, kiy- 
meti yiice olan insanin Rabbi kar§isinda katre (damla) ile acizligini anlama- 
sini hatirlatarak Allah Teala'nin varhgina yol bulmak icin cah§masini beyan 
ederek kelama tevhidin mertebeleriyle ba§lami§tir. 

Derya Allah Teala'nin tecelli ettigi alemdir. 

"Bir Hint denizi bir rutubette; bir diem ki, tig ar§in boyunda bir beden- 
de gizlenmi§tir. " 

"Derya damladir, damla da denizdir. Yani deniz damlalardan husule gel- 
mijtir. Damla denizde gizli oldugu gibi, deniz de damlada gizlidir. 

Muhyiddin-i Arabi kuddise sirruhu'l aziz Hazretlerinin dedigi gibi: 

"Biz yiice harfler idik. Yani biz bizdik. Birbirimizden kopup ayrddik. 
Sonra tekrar birletjtik. §imdi de kemakan, biz biziz- " 

Dti§en kar, yagmur, dolu veya fay, dere, nehir hep deryaya kanjir. Amma 
bazen de kanjamaz. Deryaya varmadan buhar olur, sonra tekrar damlalasarak 
yagmur olup dilser. Yani nilzul (inis) kavsinden sonra uruc (cikis) kavsini ta- 
mamlamaya muvaffak olamaz. Eger deryaya kavusursa o zaman ne cayligi ka- 
hr, ne dereligi, ne de buzlugu... ve 

Bir zamanlar ah u efgan eyleyip inlerdi dil 

Bilmezem n 'oldu kesildi ah u efgan kalmadi 

sirri hasil olur. Yani bu kesreti andiran sekiller, isimler kalmaz, vahdet de- 
nizi nami altmda gizlenip gider. 

Bir noktadan Kur'an-i Kerim duzuldugil gibi bir damladan da deniz duztil- 
mustur. O damla, deryamn heryerinde varhgmi gosterir." 

Hakkin kullarini bazi kul eyler 

Am kul eylemezyine ol eyler. 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 



408 — Damlamizdan hisse al sonsuz bir okyanus olmusuz. 

Btitun yaratilmislara, bir nazarla maddi manevi irsad merkezi olmusuz. 

Her ne kadar insanlar arasmda, onlar gibi gorusilp konusuyorsak da; 

Batmi taraftan bakilirsa, bedenden ve dilnyadan tamamen soyunmusuz. 

409 — Mesnevi, c.V, b. 3579 

410 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 31 



154 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Bu deryaya girmek icin varlik (benlik) ozelligini bozmak ile Hakikat 
Denizine dalmak yani Allah Teala'ya kavu§mak mumkiin olur. 

Ey teni bulasmis, pislenmis kisi, havuz kenarmda don dolas. Insan, havu- 
zun dismdayken nasil temizlenir? Havuzdan uzak diisen ki§i nasil temiz olur? 

411 

Ey Niydzi katremiz deryaya saldik biz bugtin 
Katre nice anlasin umman olan anlar bizi. 

Bu yolda ilerlemek isteyenlerin halleri degi§ik oldugu gibi hepsi de 
hakikatin sirrina kavu§amaz. Onun icin biiyiikler bu yolu gizli tutmu§lar, bu 
esrann gizli kalmasi icin rumuzlar kullanilmi§lardir ki, ehlinin di§ina yol 
gizli kalsin. 

Soziin evvelini bu sirla ba§latmasi, tasavvuf yoluna girenlerin anlayi§ 
sahibi olmasi ve bu itibar ile Rabbi tarafindan kendine verilmi§ ve verilecek 
ihsanin haberini veriyor. Bir i§in evveli sonucunu gosterir. Katreden um- 
mana varan bir yolculuk. §ah Nak§ibend kuddise sirruhu'1-aziz Efendimiz 
buyurdu ki; "Biz yolumuzun sonunu evveline derc ettik" 

Katre-i acz igre arif dive eyler zahida 

Katresin destinde pinhan mevc uran ummani gor. 

Pir Ilyas kuddise sirruhu'1-aziz 

Hak ilminde bu diem bir nttsha imi§ ancak 
Ol nushada bu ddem bir nokta imi§ ancak 
Ol nokta iginde nice bin gizli derya 
Bu diem o deryadan bir katre imi§ ancak 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 
Efendi Hazretleri ihvanin yokluk makaminin neticesi olan vahdet uzere 
olmalan halindeki durumu aciklayarak bu deryanin hikmetlerine kavu§ma 
§artini aciklryor. Tasavvufta bu mana "La mevcude Illa'lldh" (Allah Tea- 
la' dan ba§ka varhk yoktur) soziiyle 6zetlenmi§tir. 

Hamr-i ruy-i yar ile sekrdn olan anlar bizi, 
Katresin bahr eyleyip umman olan anlar bizi. 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Hisse almak 

Insan yaratihs, itibanyla mukemmeldir. Fakat fani diinyaya gelmesi ile 
bazi karanhklardan hisse sahibi olmu§tur. Bu nedenle mur§idin tasarrufu 
gereklidir. Katre Allah Teala kar§isinda miir§id, miir§id kar§isinda ihvan 



4U — Mesnevic.II,b.l362 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi 1 5j 

demektir. Katreden hisse almak, ihvanda nefisteki eksikligi gidermek ile 
olunca deryaya dalmakla isteklerinden azade olmus. olur. 

Zahida suret gozetme igertt gel cana bak 
Vechi ttzere gor neyazmis defteri rahmana bak 
Mushaf'i husnune yazmis "Kul huve'llah" ayeti 
Gel inanmazsan geru var mektebi irfana bak 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Hisse almak demek, bir manada intisap etmek demektir. Insanin sirri bir 
damla suda nasil sakli ise, Efendi Hazretleri de bize intisab eden bir ihvani- 
miz halimiz ile de ir§at olur demek istemi§tir. 

Hisse almak, zahiri nisbet almak bu yolda yeni ba§lami§ olan bir ihvana 
da tekabiil eder. Hisse alma, cahsjnayi da cagn§tirdigindan ihvaninda gayret- 
li olmasi talep edilmi§tir. Ancak bu yolun sahipleri car§i pazar gibi mallanni 
ortaya dokmeyip perdeler arkasinda esran sakli tutmu§lardir. Oyle bir sak- 
lama ki, gunes. gibi acik, gece gibi karanhktir. Bazen bu halde o kadar ileri 
giderler ki, onlann i§lerini normal insanlannkinden ayirmak mumkiin olmaz. 

Hakikat ehli, bu hareket tarzi ile yol e§kiyalannin bu yola ve miintesiple- 
rine zarar vermelerine mani olmak icin gizliden gizliye hareket etmi§tir. Bu 
nedenle 50k ki§ide bu esrara vukuf edemeyerek bigane kalmi§tir ve inkara da 
yonelmi§tir. 

Hisse almakta ba§ka bir mana ise; yoldan nasibli olmak gereklidir. £un- 
kii her nefsin ayni terbiyeden gecirilmesi de mumkiin olmadigi gibi Allah 
Teala'nin ihsani da herkese ayni tecelli etmez. 

Bu konuyu agiklayici olarak denilmijtir ki; 

"Allah Tedld 'ran yeryiiziinde ehli ehle sevk eden melekleri vardir. Tabia- 
tinda nebilerin ve velilerin tabiatlannda bulunan kemallerden bir parqa bulu- 
nan kimse onlari gorup iqittigi zaman onlara hemen meyleder. Mayasinda bu 
kemalden bir parqa olmayan onlardan uzakla^ir. 

Oliim bu nefreti ortadan kaldirir, bu sebepten dolayidir ki, buyuklerin 
Hakk'a yuriimelerinden sonra takdir edilmeleri bundan dolayidir. Arif-i Billdh 
insanlarin arasinda belirli bir yakinhk olmasi laubaliligi husule getirdiginden 
kendileri gibi olduklarini dusunmeleri onlara karsi bir saygisizhk olusmasinda 
bir etkendir. Bu ise, bir hayat gercegidir. "O'da bizim gibi yiyor, igiyor" ayeti 
ummetlerin rasullere karsi gelmesinde nasil bir rol oynuyorsa, velilerde bu si- 
kintiyi tatmislardirT 

Bu zevki eyler herkes bulmaz veil her ndkes 
Iren ana ddemde birfirka imi§ ancak 
Kim ol dente buldu yol vast oldu Niyazi ol 
Ndci denilenfirka bu zumre imi§ ancak 
Nicefehm etsin bizi pest katre-i nagizler 



156 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Karasiyok sahili gorunmez, gttnktt derya olmusuz. 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Olmusuz la anlatilmak istenen, tevhid yolun son mertebesidir. Bunlar 
"Bilmek, bulmak ve olmak" tir. 

412 

" Bulmak demek, bilmek, gormek ve olmak demektir." 

Olmusuz 'un sirri ashnda insanin kendini bulmasi ile her §eyin "O" oldu- 
gunu gormesidir. Cirnkii her §ey O, diger manada Ben'dir. 

Safiye Erol bir gun hocasim ziyarete gittiginde, uzun zaman gorilnmedigi 
i9in sitem isitir. "Af buyurun efendim " sozleriyle oztlr dilemek ister. Hocasi 
Ken'an Rifai kuddise sirruhu'l-azizin cevabi uzun zaman kendisini dusiindure- 
cektir: "Ben affetmifjim ne gikar? Sen kendi kendini affet. " 

Ctimle halka bir bakisla cesm-i bina olmusuz. 

Cesm: Goz. Divan edebiyatinda §airlerin 50k sik kullandiklan, sevilene 
ait giizellik unsurlannin ba§ta gelenlerindendir. Sevgilinin rum vasiflanni 
iizerinde ta§ir. Rengi siyah veya eladir. Goziin sihir etkisi yapan biiyiileyici 
ozelligi vardir ve a§igi buyiilemekte iistiine yoktur. Bir suzgun baki§, a§igi 
sihirleyerek, kendinden gefirir. Ayni zamanda goz, goniil iilkelerini fetheden 
ve oldurucii ozelliklere sahip olan bir uzuvdur. 

Goz, gorme vasfi bulunmasina ragmen, seveni gormezden gelir. Aynca 
goziin baki§ tarzi da 50k farkh anlamlara gelmektedir. 

Terakkisi yiiksek olanlar kendilerini ifade ederken kelimelerin yetersiz 
kalmasi te§bih ve tenzih yolu ile tarikat yolunun buyuklugunu afiklamaya 
fali§mi§lardir. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin "sizler benim bildik- 
lerimi bir bilseydiniz. " Buyurmasi soylenecek 50k soz oldugunu gosteriyor. 

Arife bu soz ay an ilia avama gizlidir. 

T r. n „ , -, 414 

La (La edn) 

Efendi Hazretleri, 'bu hale biz bir nazarla kavustuk ve o bakis bizi ctimle 
dlemin gozbebegi ihtiyag kapisi yapti ' diyerek buyurmasindaki hikmetteki 
asil niyeti, sebebi hayati olan §eyhi Tokath Mustafa Haki kuddise sirruhu'l- 
aziz Hazretleridir. Olmasi icin gerekli olanda bir anda olur. Bu bakis. Allah 
Teala'nin alemi yaratmak isteyince giinlerce du§unmeyip irade etmesi ve 
yaratmasi gibidir. 



412 -Ken'an Rifai, a.g.e. s. \\ 



41 ■ -YARDIM, M. Nun, Safiye Erol Kitabi, 1st, 2003, 



414 



'La edri', soyleyenin bilinmedigi, anonim 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi i =-, 

"Bir §eyi diledigi zaman, O'nun buyrugu sadece, o §eye 'Ol' demektir, 
hemen olur. " (Yasin, 82) 

Efendi Hazretleri de kendini bu 'Ol' emrindeki nazarda bulmu§tur. Bu 
'Ol' bir dogu§tur ki, ender olanlardandir. Bu O, 'Ol'maktir. £unku yaratil- 
mak demekle 'Ol'mak ba§ka §eylerdir. 'Ol'mak dogmaktir. Onun icin bu 
yola girmeyenler dogmus. degildir. Nitekim Hz. Isa aleyhisselamin "iki kere 
dogmayan melekut dlemine eri§emez" buyurmasi da be§erin unuttugu aslini 
tekrar bulup 'Ol'ma sidir. Tasavvuf lisaninda manevi viicut ikinci defa do- 
gus. demektir. Buyiiklerimize hayati omiirlerini sorduklannda Tarikata inti- 
sap ya§lanni soylerler onceki hayatlanni ya§anmi§ kabul etmezlerdi. Oyle ki, 
kabirlerini focuk mezan gibi yaptiranlar tarikat ya§lannin kufiiklugunu esas 
almi§tir. 

Bir bakig demekteki mana; 

Her §eye 'bir 'lik makamindan yani vahdet-i §uhud makamindan bakarak 
varhgin hakikati olan Allah Teala'nin maddi ve manevi tasarrufuna kavu§tuk 
demektir. 

'Bir bakif ta ki, diger bir alt mana; 

Mur§idi kamilin sozii, baki§i her hali bir kimyadir. "Haki (topragi) kim- 
ya (kiymetli maden) eder" sozii insan-i kamiller icin geferlidir. ' 'Kdmil- 
den noksanhk zuhur etmez ' kavraminca mur§idi kamil kendine teslim olani 
eksik birakmaz. Fakat terbiye edicide bir noksanhk varsa terakkinin olama- 



415 — Hz. Ai§e, Rasultlllah sallallahil aleyhi ve selem Efendimize, 

"Ey Allah Teala'nin Resulil, nereyi bulursan orada nantaz kdiyorsun, seccade 
yayntiyorsun" dedi. Rasultlllah sallallahil aleyhi ve sellem Efendimiz 

"§unu bil" buyurdu, Allah Teala, "Buyuklere pis seyleri tentiz kihnistir. Veli 
zehir yese bal olur, Baskasi balyese, o esnada zehir olur." 

Iki kisi §eyhleri hakkmda konusuyorlardi. "Bin ben onu sarap icerken gor- 
dum" dedi. Obtlril "sen onu gece ibadet ederken gor" dedi. Yani gilndtlz silahh 
gece killahh desene... 

Gilndtlz evine gittiler, §eyhin elinde kadeh vardi. "Sen bize kadehe seytan pis- 
ler, elinize alntayin, dentez ntiydin" deyince, 

"Zaruret halinde pis tentiz olur, hastayim sarap igntent lazint. Bana sarap bu- 
lun getirin" diye, mtlritleri meyhaneye gonderdi. 

Hangi meyhaneye gittilerse, meyhaneciyi aglar buldular. "Ulu Seyh nteyhane- 
ntize ugradigindan beri saraplar balserbeti oldu" diye dovilnilyorlardi... 

"Cihan bastan asagi kan olsa, Veliyine helalyer..." 

Haci Bayram Veli kuddise sirruhu'l-azizi, Ikinci Murad'm vezirlerinden biri, ol- 
dilrmek istedi. Yemege cagirdi. Yemegine zehir koydu. Haci Bayram Hazretleri 
kuddise sirruhu'1-aziz; 

"Yemegi biz yiyelint, zarari size dokunsun." Diye yedi. Yemek bitince, vezir ol- 
du. (AYTANQ, Gontll, Sozce, 1st. 2005, s.63) 



158 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

yacagi da bilinen gercektir. 

Efendi Hazretleri §eyhi hakkinda ihvanlanna bilgi verirken ilk kar§ila§- 
malannda olan "Sen Ai§e Hanim'in oglu musun?" kelam-i ile gozler ara- 
sinda olan baki§in bir a§kin temeli oldugunu defalarca teyit ederek 
"Gardcujlarim! Bu hal o hal" buyurarak; maneviyat ah§veri§inin bir anda da 
zuhur edecegini bildirmi§tir. 

417 

Shakspeare'in dedigi gibi, kim sevdigini ilk goriiste sevmemistir ki. 

Baki§in terkibinde ise, tebessiim vardir. Bu tebessum cemal mertebesin- 
den zuhur eder. Rahman sifati a§ikar olur. Rahim sifatiyla da dogum gercek- 
le§ir. Yeni bir hayat basjamis. demektir. 

Insani hayvanlardan ayiran ilk alametlerden biri: Tebessilmdur! Bir 90cuk 
yeni dogdugu vakit bejikte tebessum eder. Qocugun, kundaktaki tebessilmleri 
ailenin saadetine saadet katar. 

O kadar kanli sank olan ask da evvela tebessilmle baslar." 

Askm baslangici tebessum fakat nihayeti gozyasi ve yilrek yamgidir. 

Tebessilmun insanlik alemindeki mevkii 90k ehemmiyetlidir. Hep muvaf- 
fakiyetler tebessilmle hasil olur. Gultimsemez bir kimseyi gorilrsen hasta zan- 
nedersin. Bu adam hif gulmilyor, hasta veya asabi... dersin. 

Tebessumti bilmeyen bir koca, karisim mesut edemez ve nihayetinde de an- 

lasma hasil olmaz. Boylece tebessumti bilmeyen bir kadm da kocasim mesut 

j 418 

edemez. 

Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellem Efendimiz ekseriyetle mtltebessim- 

dirler. Havva ile Adem'in birbirleriyle bulustuklan vakit tebessum ettikleri soy- 

lenir. 

419 

Askm da baslangici oyledir, evet oyledir!" 

'Bir baki§' ta ki, diger bir alt mana; Biitiin insanlara ve tarikatlar 
bendelerine bir bakiyoruz demektir. 



416 — Abdullah Ibn'i Miibarek Hazretleri buyurur ki; 

"Miir§idi Kdmil gelen ihvanin kabiliyetine gore tarikati tarif etmeli, eger bu 
yolda nasibi yoksa onun iqin sanat ve diger mesleklere yonlendirmeli ve onun geli§- 
tirebilecegi yone yonelmesini sagladiktan sonra dini bilgilerden yeteri miktarda 
bilgiye haiz kilmah, sonra onu oyalamamahdir. Eger bu sekilde olmazsa vebale 
duqar olur. " 

Bu kaderi ilahinin tecellisi demektir. Ancak Mtlrsidi Kamiller sofralanm acik 
tutmakla emr olunduklanndan dolayi bu kapida 'Yok' kelimesi telaffuz edilmez. 
Kamillik bu ince yolu kirka yararak goturmektir. 

417 — Ken'anRifai, a.g.e. s.184 

418 — a.g.e. s.151 

419 — a.g.e. s.152 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi 1 50 

Mademki, tarike girmissin, huzur ve edebi muhafaza etmen lazim gelir. 
Sakm zihninizi bulandirmaym. Tarikatleri, Kadiri, Rifai, Melami, su ve bu 
diye ayirmaym. Tarikatimiz tarik-i Muhammedi'dir. Baska tarik aramryo 
ruz. Biz insan anyoruz. Tarikattan maksat, insan bulmaktir. Bunu hangi 
yolda bulursan etegine yapis. Kadiri'de, Mevlevi'de, Bektasi'de, nerede bu- 
lursan yakala. Yoksa sade bu seyh gtlzel zikrettiriyor, demekle olmaz. Bir 
seyhte aramlan, gtlzel zikrettirmesi degil, irfan-i Muhammedi'sidir, 
kemalidir. 

Olgunluga eri§menin §arti yolun ehlini bulmak ve mur§idin himayesinde 
terbiye olmak ile olur. Bunlar ise, baki§in birer meyveleridir. 

§eyhini Hakk bil Niydzi kim 
Pir yttzttndendir Hak hidayati 

Ibn-i Ata Hazretleri joyle buyuruyor: 

"§eyh demek, seni bir kapiya davet eden kimse demek degildir. §eyh, bila- 
kis seninle Allah Teala ile arasmdaki perdeyi kaldirandir, seni heva ve hevesin 
hapsinden kurtarandir, seni Mevla'ya vardirandir. §eyh dedigin; senin kalbinin 

422 

aynasmi cilalayarak onda Hakk'm nurunun tecellisini saglayandir." 

§eyh, Allah gibi aletsiz i§ler gorttr. 
Milritlere sozsttz dersler verir. 

Kisinin dadisi, Allah Teala'nm golgesi olursa onu golgeden ve hayalden 
kurtanr. Allah'a kul olan, Allah Teala'nm golgesidir. O bu alemde olmtls, Allah 
Teala ile dirilmistir. Firsati kafirmadan ve stlphe etmeksizin onun etegine 

424 

sanlki, ahir zamanm sonundaki fitnelerden kurtulasm. 
Mef'ulu mefdilun, mef'ulu mefailun 
Ademde olan esrar bu demde imi§ ancak. 

Niyazi Misri kuddise sirruhuT-aziz 
Gerci zahirde lisani nas ile guftanmiz 



4 ^°— a.g.e. s.535 

421 — Miir^id olan ki§i savilacak makamlari ikmal etmis ve miirid terbiye et- 
mek kin de sahih icazet sahibi olmahdir. Bu sekildeki miirid in hali, bakisi ve 
kelami miirid icin terbiye icin maya teskil eder. 

Terakki (Ytlkselis) makamlari: Tevhidi EPal, tevhidi sifat, tevhidi zat'tir. 

Tedalla (Inis) makamlari: Cem, Hazret-il cem, Cem-iil Cem'dir. 

Son makam; Ahadiyet Makami Id, Hz. Muhammed sallallahii aleyhi ve 
selleme aittir. Tevhidi Zat'ta insan kamil olur, bu makama erisinceye kadar 
insan noksandir. 

422 — Ismail Ankaravi, MinhacuT-Fukara, 1st, 2005, s. 55 

423 — Mesnevi, c.II, b. 1323 

424 — Mesnevi c.I, b.423-424 



160 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Miir§id-i kamillerin konu§ma ihtiyaclan ashnda insanlann ihtiyaci oldu- 
gu icindir. Yoksa onlar devamh huzurda olduklanndan cemalin kar§isinda 
hayran olup kalmi§lardir. Bazen oyle hallere de varmi§lardir ki, kendilerinde 
bile degildir. Ancak onlann fark alemine intikal ettiklerinde kelamlan ilahi 
alemin ne§esiyle ibrazi hakikat eylerler. 

"Insan Allah Teala'yi bildi mi kelle lisanuhu, yani lisani susar. Bir hadis-i 
serifte de tale lisanuhu, yani lisani uzar buyrulur. Yani icabmda ve sirasmda, 
sirf halki irsat maksadiyla soyler. 

O yaygaraci motor, denizde bir pa re a yol alabilmek icin kiyameti ko- 
pariyor, alemi bizar ediyor. Halbuki koskoca bir dretnot dag gibi dalgalara 
gogiis verdigi ve otekinden cok siiratli gittigi halde sesini kimse duymaz. Su 
da var ki, o dretnottaki agirhgin kiiciik bir kismi bu motora yiiklenecek ol- 

425 

sa derhal batar." 

Efendi Hazretleri, zahirin baglayici olmadigini, bizim zahirimize de 
hukum edip, yoldan kalmayin. Bizden istifade etmenin yoluna gidin demek 
istemi§tir. Akil gozii, sezgi giiciine yogun bir baski yaptigindan bu zor bir i§ 
olmu§tur. Kalblerin geni^ligi birdirfakat marifetleri bir degildir. 

Sirri insandan haberdar ol, selamet bundadir. 

La edri 
Insan kendisini lisanin if manalanna vermelidir; sozlerin di§yiiziinden 
dinlemekle bir §ey hasil olmaz. Kelam'in bir cemali vardir ki, Allah Teala 
onu sevdiklerine vermi§tir. Bunu §u menkabe 50k giizel teyid eder. 

Bir gun Hazret-i Abdillkadir kuddise sirruhu'1-aziz vaaza get} kalmis. Ce- 
maatin beklememesi igin, devrinin alimlerinden olan oglu, kursilye gelerek iki 
saat vaaz etmis. Fakat etrafmda ne bir heyecan ne bir alaka uyandirabilmis. Ni- 
hayet Hazret-i Abdillkadir kuddise sirruhu'1-aziz telasla gelerek: 

"Oziir dilerim ey cemaat, geciktim. Valideniz yumurta pisirmisti, sahan 
dustu yumurtalar kinldi.. " Deyince, cemaat aglasip feryat etmeye baslamis. O 
zaman Abdillkadir Hazretleri 'nin oglu: Aman baba, iki saattir bunca soz soyle- 
dim de kimseye tesir etmedi. Sen, yumurtalar dustu kinldi, deyince cemaat bir- 
birine girdi diye hayret etmis. 

Eve gidince hayretini babasma acmis ve hikmetini sormus. O da, "Ey Og- 
lum! Eger sen de Bagdad qollerinde 25 sene nefsinle mucahede etseydin, se- 

427 

meresini gorurdiln" buyurmuslardir. 

Efendi Hazretleri bu misrada zahir ve batin farkini acikhyor. Zahirde 
biz sizinle soyle§ir goruniiruz, fakat mana tarafinda sozumuz fiilimiz Al- 



425 — Ken'anRitai, a.g.e. s. 322 

426 — a.g.e. s.101 

427 — Mehmet Zahid KOTKU, TasawufiAhlak, 1st, 1998, s.l 19 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi ./-i 

lah Teala iledir. Bu nedenle Allah Teala'nin mahlukat iizerindeki tasar- 
rufunu bizden de gosterir. Allah Teala'nin kelamina butiin yaratilmi§lar 
a§iktir. 

428 

Konu§anm, Allah Teala oldugu bir haldir. §ayet sen olmazsan, senin 
yoklugun kadar Hakk'in varhgi zuhur eder. Efendi Hazretleri bu durumu 
ihvana haber vererek tedbirli olmalanni da istemektedir. £unku insan bilme- 
digi kar§isinda belki mazur olabilir. Fakat bu cahillik terakkiye mani sebep 
oldugundan miirebbinin talebesini yetersiz birakmasi da uygun olmaz. Bu 
nedenle meselenin if yuzunu remzen bile aciklamak rahmet olmu§tur. 

Mana yuzunden soyunup hep muarra olmusuz. 

Aradigin §eyi Adem-de ara, sakin Adem-i terk edip ta§rada bo§una vakit 
zayi etme. Di§tan bakildigi zaman adem katre goriiniir ama ashnda O'nda 
derya gizlidir, demektir. 

Her §eyin oziinde Hakk'in hakikati var oldugundan bu alem ve adem 
Hakk'in tecellileridir. Hakikat gozii ile bakan Yaraticiyi yaratilanda tema§a 
eder. 

Allah Teala "Musa aleyhisselama Firavun'un nimetlerinden elini ve agzim 
yikadigmdan Kerem deryasi ona bembeyaz el (yed-i beyza) vermijtir. 

Aym bunun gibi gonill Musa'si, bir Firavun gibi olan nefs nimetinden, yani 
nefsin hazlarmdan hirs elini, ac gozlilluk dudagmi yunarsa padijahm kereminin 
deryasi ona da bembeyaz el, dogruluk ve saflik bagislar. Manamn hedefi Allah 
Teala'ya varmaktir. Varanda manamn dahi varhgi kalmayip soyulur gider. 
Efendi Hazretleri bu misrada yokluk ve vahdet iizerinde aldigi hal ile 
kendinde zuhur eden sozlerin bile asil sahibinin kendi olmadigini, ihvanin 
Hakk kapisindan feyz almasi gerektigini haber veriyor. 

Ayinedir bu diem her §ey hak ile kaim, 
Mir'ati Muhammed'den Allah gorunur daim. 

429 

Ismail Hakki Bursevi kuddise sirruhuT-aziz 
Muarra soyulmak, ciplak olmak, bir list mana ise, 'Yokluk ' demektir. 
Efendi Hazretleri ihvana §eyhi Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz ile 

Allah Teala'da kavu§tugu yokluk makaminin manevi terbiyede asil hedef 

oldugunu gostermi§tir. 

Yokluk bu yolun esasidir. Efendi Hazretleri buyurur ki; 



428 — Allah Teala kudsi bir hadiste soyle buyurur: 

"Kul, stlrekli olarak nafilelerle bana yaklasir, nihayet ben onu severim, onu se- 
vince, onun goren gozil, isiten kulagi, tutan eli, yurilyen ayagi, konusan dili olurum. 
Artik o benimle gorur, benimle isitir, benimle tutar, benimle yurtir, benimle konu- 
sur." 

429 — Bu beyitin Aziz Mahmud Hildayi kuddise sirruhuT azizin oldugu soylen- 
mektedir. (ERAYDIN, Selfuk, Tasavvuf ve Tarikatler, Istanbul, 1 994, s, 1 5) 



162 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Garda§larim! Bir zaman sonra gordttk ki, elimiz fjeyhimizin eli, her 
§eyim §eyhimiz olmu§. Biz yok olmu§uz, O var olmu§. Yok olun. 
Gardcujlarim! Yok olun, sonunda Allah Tedla var olur. " 

Yok olma, ihvan varhgini fena yolunda Fena fi'l ihvan, Fena fi'§ §eyh, 
Fena fi'r rasul ve Fena fi'l Allah'ta seyr ettirip, beka menziline ugratip, zat-i 
tecellide istigrak ve muhabbet manasi ve bu hallerin inki§afi ile terakki et- 
mesini saglamak demektir. Neticede zat tecellisine mazhar olanlar viicud 
aleminde, viicud-ii ilahiden ba§ka bir §ey gormezler. 

Var idi Allah, yok idi e§ya 
Oylece el' an oldu kemdkdn 

La 
Muhammed Bahaeddin Nak§ibend kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerine; 
"Sizi kabre koyarken hangi ayetleri okuyahm " diye sorulunca: 
"Degmez " 

Bir alay muflisleriz geldik der ihsanina 
§ey'-i li'llah eyleriz httsn-i ruy-i tabanina 

Ilahisini okuyun. Buyurdular. 

A§k ate§i ister ki, Hakk'tan ba§ka hig var olmasin 

La 



430 — (Aciklama) 

Allah Teala var iken, e§ya yoktu. 

Onceden oldugu gibi jimdi de boyledir. 

431 — (Aciklama) 

Bir alay miiflis olarak geldik ihsan kapina 

Allah Leala nzasi igin parlak yuzuntin gilzelligini bekleriz 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi i g-> 

VALIDEM MERHUME ACMI§TI BIZE BIR KUTL U FAL 
RAVZA-I PAKI ZIYARETTE DEMi§Ti, "EY KERIM-UL MUTEAL 
BU HABIBIN HURMETINE VER BANA FERZEND BI- MELAL 
ANDAN ALDIGI LiBASI BUNDA IKSA OLMU§UZ. 432 

Efendi Hazretleri birinci kitadan sonra dogumu ile olan harika olaylara 
gecmesi, bu yolda maneviyatin onceligini ve be§eri hayatin manevi baglanti- 
sini aciklamak istemi§tir. 

Batin ve zahir birbirini tamamladigi icin tevhid yolu bu ikiliyi birle§tir- 
mekten gecmektedir. 

Efendi Hazretleri burada, annenin rahim sifatiyla kendinde olan bereke- 
tin yolunu aciklamaya cah§mi§tir. £iinku kadinda olan yaraticihk babada 
bulunmadigi gibi kadinda olan vasiflann evlatta tezahiiru babadan daha faz- 
ladir. Efendi Hazretlerinin siilalesinin memuriyet ile i§tigal ettikleri muhak- 
kaktir. Fakat annesi Ai§e Hanimefendi ise, bu hayat tarzini manevi cepheye 
kaydirmi§tir. Bunda ise, etkin olan Ai§e Hanim olmu§tur. Onun ifindir ki; 
babasi hakkinda fazla konu§mayan Efendi Hazretlerinin hayat felsefesinde 
annesinin etkisinin 50k oldugunu ve "Anam, Osmanh bir kadindi" soziinii 
50k soylemi§tir. 

Aynca Efendi Hazretleri buyurdular ki; 

"Garda§lanm! Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellem bizlere §u mttj- 
deyi verdi. Oglum Ismail, seni biz kendi topragimizdan yogurduk ve eksit- 
medik. " 

Annesi bu sirra vakif oldugundan, Efendi Hazretlerinin yeti§mesi husu- 
sunda titiz davranmis, ve maddi yonden 50k manevi yone yonelmesi husu- 
sunda gayret gostermi§tir. Annesinin; 

"Oglum mazhariyetin gok buy ilk, sana abdestsiz silt vermedim" dedi- 
gini Efendi Hazretleri 50k defalar soylemi§tir. Ve 

Ismail'im dzam sensin 
Gillyilzlil tdzem sensin 
Dort kitabin hakki igin 
Gonlilmde gezen sensin. 

Beyitlerini 50k zaman kendileri tekrar ederdi. Efendi Hazretleri validesi- 
nin memurluk yapmasim istemedigini 



432 — Rahmetli annem benim ifin kutlu bir dilek tutmu^tu. 

Rasulullah sallallahil aleyhi ve sellemin kabrini ziyarette, Allah Teala'ya yal- 
varmis ve demis ki; 

Burada yatan sevgilin hurmetine, bana dtlnya ve ahirette uzuntusil olmayan bir 
ogul ver. 

O'ndan getirdigi elbiseleri, maddi alemde giymisiz 



164 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Mazhariyetin buyttk, ben sana cami hademesi ol dedim, sen memur- 
luk yapiyorsun; adant olmadin oglum" sozunu gozya§lan ile soylerdi. 
Efendi Hazretleri; 

"Validemiz, cami hademesi ol dedi biz olamadik, fakat bugtin nig ol- 
mazsa da tamiratlari ile mesgul oluyoruz" buyurdular. . 

Validem merhume acmigti bize bir kutlu fal 

Fal: Gelecekte olacak §eyler hakkinda bilgi sahibi olmak icin ba§vurulan 
ce§itli yollar. 

Valide'nin uzun bir zaman dua kapisinda beklemesi ve evlat i§tiyaki 
O'nun miijdesindeki bekleyi§ fal bakanlardaki hayalin yiiksek derecesinde 
limit ve korku arasinda birakmi§tir. Efendi Hazretleri hayati boyunca nefsani 
bir du§uncesi olmamasina ragmen, kendi dogumunu ihvana anlatmasi 50k 
manidardir. Dogu§ olayini fal ile baglamasindaki hikmet be§eri aleme te§rif 
eden Efendi Hazretlerinin yaratih§i ancak diinyevi alemde hayalin sinirlanni 
zorlayacak kadar harika olmasindandir. £unkii validesi uzun bir zaman evlat 
hasreti ile kaldigindan Allah Teala'nin bu bagi§im, Rasulullah sallallahii 
aleyhi ve sellemin babasi Abdullah'in hayatimn fal oklannin takdirine bira- 

433 

kilmasi ile e§le§tirmi§tir. 



433 — Abdillmuttalib sicak bir yaz gunil Kabe'nin yanmdaki Hicr mevkiinde serin 
bir golgede uyuyordu. Bir rilya gordil. Rtlyasmda bir zat kendisine soyle seslendi: 

"Kalk, Tayyibe 'yi kazl " Sordu: 

"Tayyibe nedir?" Fakat o zat sorusuna hicbir cevap vermeden uzaklasip gitti. 
Uyanan Abdillmuttalib heyecanli idi. "Tayyibe" ne demekti? Tayyibe'yi kazmak 
nasil olurdu? Rilyaya bir mana veremeden merak ifinde o gun geceyi gecirdi. Ertesi 
gtln, aym yerde yine uykuya dalmisti. Aym adam tekrar gortindu ve seslendi: 

"Kalk, Berre 'yi kaz. " Rtlyasmda saskma donen Abdillmuttalib yine sordu: 

"Berre nedir?" Adam yine hicbir cevap vermeden oradan uzaklasip gitti. 
Abdillmuttalib derin uykudan daha btlytlk bir merak ve heyecan icinde uyandi. Ne 
var ki, gordtlklerine bir tilrlil mana veremiyordu. O gun ve geceyi de yine gordilgil 
rilyamn tesirinde gecirdi. Ertesi gilnil yine aym yerde yatiyordu. Aym adam gelerek 
kendisine, 

"Kalk, Mednune 'yi kaz. " Derin uykuda, Abdillmuttalib, adama 

"Mednune nedir? " diye sordu. Ama adam yine cevap vermeden uzaklasip gitti. 

Abdillmuttalib 'in merak ve heyecam son haddine ulasmisti. tic gtln tlst tlste gor- 
dilgil rilyamn bos olmadigim elbette biliyordu. Ama manasmi anlayacak en ufak bir 
ipucuna da sahip degildi. Dordtlnctl gtln yine aym yerde uykuya yatan 
Abdillmuttalib, aym adamm geldigini gordil. Adam bu sefer soyle seslendi: 

"Zemzem 'i kaz! " Abdillmuttalib, 

"Zemzem nedir, nerededir? " diye sorunca, adamm cevabi su oldu: 

"Zemzem bir sudur ki, hie kesilmez, dibine erilmez. Hacilarin su ihtiyacini 
onunla karsdarsin. O, Kdbe 'de kesilen kurbanlarin kanlarinin dokuldugu yer ile 
terslerinin gdmiildiigii yer arasindadir. Alaca kanatli bir karga gelip, orayi gagalar. 
Orada karinca yuvasi da vardir. " 

Uyanan Abdillmuttalib 'in heyecanma bu sefer sevinc de katilmisti. Qtlnktl rtlyayi 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi igj 



manalandirmak icin ipucunu elde etmisti. Zemzem kuyusundan defalarca bahsedil- 
digini duymustu. Fakat onun yerini kimse bilmiyordu. Qtinkti Ctirhtimltiler, Mek- 
ke'den dtisman istilasi ontinden kacarken, Kabe'nin biltiln kiymetli mallarmi Zem- 
zem kuyusuna atmis, kuyunun usttinti de toprakla bir edip, belirsiz bir hale getirmis- 
lerdi. O zamandan beri Zemzem'in ismi var, kendisi yoktu. 

Abdillmuttalib, artik Zemzem'in yerini bulup kazmakla vazifelendirildigini an- 
lamisti. Derhal arastirmaya koyuldu. Rilyasmda kendisine ogretilen yere gitti. Bu 
sirada alaca kanatli bir kargamn stizuldugunti ve yere konarak gagasi ile bir yeri 
kanstirdiktan sonra havalanarak goge dogru ytikseldigini gordil. 

Senelerden beri gizli kalmis hay at bahseden bir kuyuyu bulma ve ortaya crkarma 
serefine erecekti. Zemzem'in yerini tesbit etmisti ve sira kazmaya gelmisti. Bu serefi 
baskasma kaptirmak ve bu sirri baskalarma acmak istemiyordu. Bunun icin ertesi 
giln bir tek oglu olan Haris'i alarak tespit edilen yere gitti ve kazmaya basladilar. Bir 
mtiddet devam eden kazi sonucu Zemzem Kuyusunun ortilmtis duvar taslan ile bir 
daire seklindeki agzi meydana gikti. Abdillmuttalib sevincliydi, heyecanhydi. Adeta 
gozlerine inanamiyordu. Ama gozlerine inansa da, inanmasa da gorilnen bir kuyu 
agzi idi. Tekbir getirmeye bajladi: "Allah-u ekber! Allah-u Ekber! " 

Abdillmuttalib 'in bu faaliyetini bajmdan beri gozleyen Kureyjliler, i§in artik or- 
taya cikmak ilzere oldugunu fark edince, btlytlklerine haber verdiler. Bir mtiddet 
sonra, Kureys btiytikleri, kazilan yere geldiler ve Abdillmuttalib 'e, "Ey 
Abdillmuttalib] Bu babamiz Ismail 'in kuyusudur. Onda bizim de hakkimiz var. Bizi 
de bu ise ortaket" dediler. Abdillmuttalib, 

"Hayir, yapamam " dedi. "Bu is sadece bana tahsis edilmis ve aranizdan ancak 
bana verilmistir. " 

Abdillmuttalib 'in bu kesin cevabi Kureys ileri gelenlerinin hosuna gitmedi. Icle- 
rinden Adiyy bin Nevfel soyle konustu: "Sen yalniz bir adamsin. Tek oglundan 
baska dayanacagin bir kimsen de yok Nasd olur da bize karsi gelir, bize boyun 
egmezsin? " 

Bu soz, Abdillmuttalib 'in adeta icini yakti. Qtlnktl Kureysliler onu kimsesizlikle 
ktictimstiyorlardi. Bu anlayistan fazlasiyla rahatsiz oldugunu haliyle de belli etti. Bir 
mtiddet tlztlnttl iginde sustu. Sonra icini soyle dokttl: 

"Ya, demek sen beni yalnizlik ve kimsesizlikle ayiphyorsun, dyle mi?" 

Muhatabmdan hicbir cevap gelmeyince, bir mtiddet dtlstlndtlkten sonra, ellerini 
afarak ytlztlntl semaya dogru cevirdi ve 

"Yemin ederim ki, " dedi. "Allah bana on erkek qocukverirse, bunlardan birisini 
Kdbe 'nin yaninda kurban edecegim. " Abdillmuttalib 'in bu sozleri hem bir dua, hem 
bir yemin, hem de bir adakti. 

Boyle hadiseler ytlztlnden aralannda 90k defa carpismalar patlak vermisti. Bunu 
bilen Abdillmuttalib, kazi isinden o anhk vazgecti ve isin bir hakem tarafmdan hal- 
ledilmesini teklif etti. Teklifi kabul gordil. Hakemi tesbit ettiler: Sam'da oturan Sa'd 
bin Htizeym. Amcalarmdan birkagim yanma alan Abdillmuttalib, Kureys kabileleri- 
nin ileri gelenlerinden bir grupla Sam'a dogru yola cikti. Ne var ki, hentlz Sam'a 
varmadan Ilahi kader onlan durdurdu. Abdillmuttalib ve yamndakilerin sulan, alev 
sa9an foltln ortasmda bitti. Bu kendileri icin en btlytlk, en siddetli dtlsmandan daha 
da tehlikeli idi. 

Abdillmuttalib 'in mtlracaatma, Kureys ileri gelenleri, 



166 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



"Suyumuz ancak bize yeter" diyerek red cevabi verdiler. Abdtilmuttalib ile ya- 
kmlarmm hayati btiytik bir tehlike ile karsi karsrya bulunuyordu. Ellerinde yapacak- 
lan hicbir sey de yoktu. Qol ortasmda su aramak, serabm pesinde kosmaktan fark- 
sizdi. 

Fakat her seye ragmen Abdillmuttalib su aramaya kararliydi. Icinden bir ses su 
bulacagmi soyltiyordu. Devesinin yanma geldi, onu ayaga kaldirdi. O anda, birden 
gozlerine inanamadi. Qtinkti devenin bir ayagimn dibinde piril piril parlay an, bir 
avuc su gordti. Bu durum, arkadaslanm da sevindirmisti. Yeniden hayata donmtis 
gibi oldular. Abdillmuttalib, kiliciyla suyun crktigi yeri genisletince, su daha gilr 
akmaya basladi. Bu arada su vermeyen Kureysliler, hayretle onlan seyrediyordu. 

Abdillmuttalib ve arkadaslan, sudan, kana kana hem kendileri ictiler, hem de 
hayvanlarma icirdiler. Bir ara, Abdillmuttalib, kendisine su vermeyen Kureyslilere 
dondtl ve seslendi: 

"Suya gelin, suya! Allah bize su verdi. Hem kendiniz icin, hem de hayvanlarinizi 
sulayin! Haydi, durmayin, gelin. " 

Kureysliler mahcup mahcup kaynaga yaklastilar. Kana kana sudan ictiler. Hay- 
vanlanm suladilar. Kirbalarmdaki bay at suyu dokerek temiz su ile doldurdular. 

Kureysliler, Zemzem kuyusunu kazan ellerin kendilerine sundugu bu serin ve 
temiz suyu icer igmez, alemleri birden degisti. Mahcup ve suclu bir eda iginde 
Abdillmuttalib 'e donerek, 

"Ey Abdillmuttalib, " dediler. "Artik sana diyecek bir soziimuz yok Anladik ki, 
Zemzem 'i kazmak senin hakkin. Bu ise ancak sen layiksin. Vallahi, Zemzem husu- 
sunda seninle bir daha miinakasa etmeyecegiz. Artik hakeme gitmeye de gerek gor- 
miiyoruz. " 

Ve hakeme gitmeden yan yoldan tekrar Mekke'ye hep beraber dondtller. 

Mekke'ye donen Abdillmuttalib, oglu Haris'le birlikte kazi isine devam etti ve 
kisa zamanda Zemzem'i ortaya crkardi. Zemzem kuyusundan bazi krymetli mallar 
da crkti. Bunlar arasmda altmdan iki geyik heykeli ile kiliclar ve zirhlar da vardi. 
Zemzem'i ortaya cikarma hakkim daha once Abdillmuttalib 'e birakan Kureys ileri 
gelenleri, bu krymetli mallan gortlnce, hirs damarlan tekrar kabardi. Yine 
Abdillmuttalib 'in basma dikildiler. 

"Ey Abdillmuttalib, " dediler. 

"Bu mallara seninle beraber ortagiz. Bunlarda bizim de hakkimiz var. " Comert 
ve sabirli Abdillmuttalib once, 

Hayir. Sizin bu mallar uzerinde hicbir hakkmiz yok" diyerek isteklerini reddetti. 
Sonra yine comertlik ve mertligini ortaya koydu. 

"Ben yine de size yumusak davranayim. Aramizda kur'a cekelim." Bundan 
memnun olan Kureys ileri gelenleri, 

"Peki, bu kur'ayi nasil ve ne sekilde yapacaksin?" diye sordular. 
Abdillmuttalib, kur'ada takip edilecek usulii anlatti: "Iki kur'a Kdbe icin, iki kur'a 
benim icin, iki kur'a da sizin icin cekeriz. Kur'ada kime ne cikarsa onu alir, cikma- 
yan da mahrum kahr. " 

Bu usul tarafsiz bir hal caresi idi. Bu sebeple Kureysliler sevindiler ve 
Abdillmuttalib 'in bu davramsim takdir ettiler: 

"Dogrusu, " dediler. "Pek insafli davrandin. " Kabe'nin icinde Htlbel putunun 
yanma vardilar ve kur'a cektiler. Kur'a sonucu, Kureys ileri gelenlerinin bu mallarda 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi igy 



haklan olmadigim bir kere daha ortaya koydu. Altm geyik heykeller Kabe'ye, kili9 
ve zirhlar Abdillmuttalib'e dtistti. Onlarm payi ise, mahrumiyet oldu. Ama artik 
itiraz edecek durumlan kalmadi ve mesele boylece kapandi. 

Abdillmuttalib, kilif ve zirhlan dovdtirtip sag haline getirdikten sonra, bununla 
Kabe'nin kapismi kapatti. Boylece Kabe'yi altmla silsleyenlerden oldu. 

Zemzem kuyusunu ortaya cikardigi zaman Abdillmuttalib 'in yasi kemal yas olan 
kirkma basmisti. Otuz yil sonra, Cenab-i Hakkm ihsam ile erkek cocuklarmm sayisi 
onu buldu. Bu sirada seneler once yaptigi vaadini hatirladi: Erkek cocuklarmdan 
birini Kabe'de kurban etmek. Ama hangisini? Hepsi de birbirinden gilzel ve sevimli 
idi. Fakat Abdullah 90k daha baskaydi. Abdullah, Abdillmuttalib 'in on erkek cocu- 
gundan sekizincisi idi. Siret ve surette diger kardeslerinden 90k farkhydi. Dtlnyaya 
gelir gelmez babasmm almnda parlayan Nur-u Muhammedi onun almna ge9misti. 
Bu nur, ytlzilne harika bir gilzellik ve milstesna bir tatlilik bahsetmisti. Ama hi9 
kimse bu gilzellik ve tathligm nereden ve ni9in geldiginin farkmda degildi. 

Ogullarmm on'u da btiytimtistti. Vaadini unutmayan Abdillmuttalib, onlan bir 
giln bir araya topladi ve isin hikayesini anlatarak, i9lerinden birini kurban etmesi 
gerektigini bildirdi. Hepsi de tereddiltsilz razi oldular. Sonra da babalanna sordular: 

"Peki, nasd yapahm bunu? Kimin kurban edilecegini nasil tesbit edelim?" 
Abdillmuttalib boyle bir durumda nasil yapilmasi gerektigini biliyordu. Soyle dedi: 
"Her biriniz hirer ok aim, uzerine kendi isminizi yazin ve oklari bana verin! " Itaat- 
kar 90cuklar, babalarmm emrini derhal yerine getirdiler. Her biri okdanligmdan bir 
ok 9ekti. Uzerine kendi ismini yazdiktan sonra, babasma uzatti. Oklari toplayan 
Abdillmuttalib dogruca Kabe'ye vardi. Meselenin nasil halledilecegi anlasilmisti 
artik: Htlbel putunun yamnda ok 9ekilecek, kimin oku 9ikarsa o kurban edilecekti . . . 
Boyle durumlarda Kureys bu usule basvururdu. 

Kabe'nin yanma varan Abdillmuttalib 'in etrafim sehir halki sarmisti. Elindeki on 
oku, Allah' a verdigi soztlnden caymis sayilmamasi i9in, tereddiltsilz ok 9ekme me- 
muruna uzatti. On okun tlzerinde on cigerparesinin ismi vardi. Hangi ok 9ikarsa 
9iksm, cigerinden bir par9a kopacakti. Memur oklardan birini 9ekti. Uzerindeki ismi 
titrek bir sesle okudu: 

"Abdullah!" Sefkatli baba, duyduguna inanmak istemedi. Oku memurun elin- 
den 9ekip aldi, dikkatlice bakti ve okudu: 

"Abdullah. " Goz pmarlan bir anda yaslarla doldu. Bogazmda hi9kmklar dtl- 
gtlmlendi. Sefkati ve hisleri oylesine kabardi ve costu ki, bir an "Olamaz" diyerek 
haykiracak gibi oldu. Son anda Allah Teala'ya verdigi soztlntl hatirlayarak 9elik gibi 
iradesiyle sefkat ve hislerine gem vurdu. Yrkilmis bir halde ytlztlntl Abdullah'a 
9evirdi ve soyle dedi: "Oglum Abdullah! Allah, kendisine kurban edilmek uzere 
sent secti. Bu §erefi kardeqlerin arasinda sana ihsan etti. " 

Bu haber, bir anda oradakileri hilzne bogdu. Herkes birbirine soruyordu: 

"Abdullah mi? O giizel, o tatli cocuk mu kurban edilecek?" Abdillmuttalib ya- 
nan yilregine, kasirgalasan hislerine, okyanus dalgalanm andiran sefkat ve merha- 
met duygularma aldirmadan, biricik oglu Abdullah'm bilegini kavradi ve onu dog- 
ruca Isaf ve Naile putlannm yanma gottlrdtl. Nur ytlzlil Abdullah'ta sanki Hz. Ismail 
aleyhisselamm teslimiyeti vardi. Ytlztlnde en ufak bir memnuniyetsizlik belirtisi 
gorunmilyordu. 

Abdillmuttalib 'in bir elinde bi9ak, diger elinde oglu Abdullah'm eli vardi. Kur- 



168 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



ban edilmesi icin her sey tamamdi. Bu sirada bir takim gtirtilttiler duyuldu. Kureys 
esrafi geliyordu. Iclerinden biri seslendi: 

"Ey Abdiilmuttalib, ne yapmak istiyorsun? " Abdillmuttalib nur ytizlti ogluna ba- 
karak cevap verdi: "Onu kurban edecegim!" 

Bu cevap, kalabalik arasmda hayret ve heyecan meydana getirerek dalgalandi. 
Mildahale ettiler. 

"Ey Abdiilmuttalib, " dediler. "Bu nasil olur? Sen ki, Mekke 'nin biiyugiisiin; boy- 
le yaparsan, sonra herkes senin yaptigini yapmaz mi? Herkes oglunu kurban ederse, 
bizim de soyumuz kesilmez mi? 

Btittin kalabalik Abdiilmuttalib 'in aleyhindeydi. Hatta hisleri, duygulan da... 
Lehinde olan tek sey, celikten iradesi idi. Allah'ma soz vermisti ve bu soztinti mut- 
laka yerine getirmeliydi. Ciinkii Allah Teala O'nun istedigini vermisti. On erkek 
cocuk ihsan etmisti. Kurban etmemek O'na karsi nankorliik olurdu. Bu sirada Ab- 
dullah'm dayisi Abdullah bin Mugire ortaya atildi ve "Ey Abdiilmuttalib, " dedi. 
"Vallahi mesru bir mazeret olmadikqa, sen onu kurban edemezsin. Onu kurtarmak 
iqin gerekirse biitiin malimizi vermeye hazirizl " 

Abdiilmuttalib 'in duygulan, sefkati, merhameti de sanki dillenmis ve kendisine 
aym seyleri haykmyorlardi. Fakat celikten iradesi bir ttlrltl gevsemiyordu. 
Kureysliler ve ogullan yalvarmalarmm netice vermedigini gorilnce bu sefer soyle bir 
teklifte bulundular: 

"Ey Abdiilmuttalib! Abdullah 'i al, Sam 'a git. Orada bir kadin var; kdhin ve bil- 
gin bir kadin. Dogudan batidan zorlukta kalan herkes, iilkeler asip ona gider. Her- 
kesin derdine bir care bulur. Elbette senin icin bir care bulur. Abdullah bogazlana- 
cak derse, gel onu bogazla. Yok, eger seni de, Abdullah 'i da, bizi de iiziintiiden kur- 
taracak bir qare bulursa, ona gore hareket edersin. " 

Bu fikir, Abdiilmuttalib 'in aklma yatti. Derhal Abdullah'i yanma alarak §am'a 
dogru yola crkti. Medine'ye geldiklerinde kahin kadmm Hayber'de oldugunu ogren- 
diler. Oradan Hayber'e geldiler. Arrafe admdaki kahin kadim buldular. 
Abdiilmuttalib durumu oldugu gibi anlatti. Kadm sordu: 

"Sizde bir insanin diyeti nedir? " Abdiilmuttalib, "On deve " dedi. 

Bunun ilzerine kahin kadm, 

"Gidin on deve hazirlayin. Cocukla on deveyi ahp ok cektiginiz yere goturiin. 
Bir tarafta cocugunuz, diger tarafta ise, on deve olmak iizere ikisi arasinda ok cekin. 
Eger ok develere cikarsa, develeri kurban edip cocugu kurtarin. Yok, eger ok qocu- 
ga qikarsa, her defasinda develerin sayisina bir diyet miktari daha ekleyerek Rabbi- 
niz sizden razi oluncaya kadar ok qekmeye devam edinl Ne zaman ok develere qikar- 
sa, onlari bogazlayip kurban edin. Bu sekilde hem Rabbinizi razi etmis, hem de 
qocugunuzu kurban olmaktan kurtarmis olursunuz" dedi. Ortaya konan careyi uy- 
gun bulan Abdiilmuttalib, sevincten ucacak gibi oldu. Vakit kaybetmeden Mekke 'ye 
dondtl. Abdiilmuttalib, ailesi ve Mekke halki da bu habere son derece sevindi. Mek- 
ke 'ye dontlstlntln ertesi gtlntl idi. Abdiilmuttalib, biricik oglu Abdullah ve on deveyi 
alarak Kabe'ye gitti. Kahin kadmm tavsiyesi ilzerine Abdullah ile on deve arasinda 
kur'a cekilecekti. Abdiilmuttalib sevinc icinde, memura, 

"Cek" dedi. Cekilen ok Abdullah'a cikti. Develerin sayisim yirmiye crkardilar. 
Memur tekrar ok cekti. Ok yine Abdullah'i gosterdi. Develer otuza cikanldi. Ok 
tekrar Abdullah'a isabet etti. Devler kirk oldu. Ok yine Abdullah'a cikti. Elli oldu; 



Katre §iiri'nin Aijiklamasi 



169 



Ravza-i Paki ziyarette demisti, "Ey Kerim-ul Miltedl 
Ravza-yi Mutahhara Temiz bahfe, cennet ko§esi, Rasuliillah sallallahii 
aleyhi ve sellemin kabr-i seadetleri manalanna gelmektedir. 
Bu Habibin hurmetine ver bana ferzend bi- melal 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin Cennette bulundugu makamm ismi 

434 

"Vesile"dir. Burasi Cennetin en ytlksek derecesidir. Cennette bulunan herke- 



ok sanki Abdullah'a cikmakta israr ediyordu. Altmis, yetmis, seksen, doksan oldu. 
Ok israria Abdullah'i gosteriyordu. Sanki baska bir alemden emir ahr gibiydi. 

Abdillmuttalib hayret ve heyecan icindeydi. Her cekim esnasmda ellerini semaya 
dogru kaldirarak dua etmekten de geri durmuyordu. Nihayet develerin sayisi ytlztl 
buldu. Tekrar ok cekilince, merakla bakanlar derin bir nefes aldilar. Ctinkti ok deve- 
lere crkmisti. Herkes gibi Abdillmuttalib 'in de gozleri sevincle parladi. Fakat onun 
bu sevinci fazla stirmedi. Derhal ciddilesti. Kendisini fazla tebrike imkan tammadi 
ve soyle konustu: 

"Vallahi, list iiste tig defa daha ok gekecegim. Tdki, kalbim mutmain olsun. " Ce- 
kilis tig defa daha tekrarlandi. Her defasmda sevinc cighklan atiliyordu. Ctinkti tic 
seferinde de ok develere cikmisti. Bu sevincini Abdillmuttalib, 

"Allah-ti ekber, Allah-u ekber! " diyerek izhar etti ve diz cokerek duada bulundu. 
Boylece Abdullah kurban edilmekten kurtuldu. Sevgili oglunun kurban edilmekten 
kurtulmasma son derece sevinen Abdillmuttalib, ytlz devenin Safa ile Merve arasma 
gottlrtlltlp, yan yana kurban edilmesini emretti. Emri derhal yerine getirildi. Kurban 
edilen develerin etlerinden Mekke halki bol bol istifade etti. Alamadiklanm da kurt- 
lar, kuslar, kopekler, vahsi ve ehil bilttln hayvanlar paylastilar. 

O gtlnden itibaren bir insan diyeti, Kureysliler ve Araplar arasmda, 100 deve ola- 
rak kabul edilme adeti benimsendi. Resul-i Ekrem Efendimiz de bu adeti oldugu 
gibi birakmistir. 

Bir de Ismail aleyhisselamm kurban edilme hadisesi vardir: Rasuliillah sallallahii 
aleyhi ve sellem nesebi Ismail aleyhisselama dayandigi igin; 

"Ben, iki kurbanhgin ogluyum" buyurmustur. 

434 — VESlLE: Ltlgat olarak bir btlytlge yaklasmayi saglayan vasita, araci mana- 
sma gelir. Hadislerde bununla cennetteki ytlce bir makam kastedilmis olmaktadir. 
Hz. Muhammed sallallahii aleyhi ve sellem "O (el-vesile), cennette bir makamdir... " 
buyurmakta, bu makami Allah Teala'nm bir kisiye verecegini belirtmekte ve tevazu 
olarak bu kimsenin kendisi olmasi hususundaki temennisini ifade etmektedir. Buna 
gore daha net ifade ile el-Vesile, cennetteki en yiice makamdir, bu makam tek 
bir insana verilecektir, O da Allah Teala katinda insanlarin en yiice oldugunu 
Mi'rac ve Kur'an-i Kerim gibi mucizelere mazhariyetini ispat eden E§ref-i 
Mahlukat ve Fahri Alem Muhammed Mustafa sallallahii aleyhi ve sellem Efen- 
dimizdir. Bu yiice makama vasil olan, Allah Teala'ya yakindir. Boylece Efen- 
dimiz sallallahii aleyhi ve sellem, giinahlarin affi dahil her cesit ebedi sart olan 
liituflara kavusmus ilahi yakinhgi elde etmeye vesile olmus olur. 

Gozleri kapanan bir adam Rasuliillah sallallahii aleyhi ve selleme gelerek: 

"Ya Rastilallah gozlerim kapandi. Benim igin dua buyur. " Demisti. Efendimiz 
sallallahii aleyhi ve sellem: 

"Abdest al, iki rek'at namaz kit, sonra da §oyle de: 



170 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

se birer dali yetisecek olan "Sidre'tiil-munteha" agacmm kokti oradadir. Cen- 
nettekilere her nimet, bu dallardan gelecektir. 

Rasulilllah sallallahu aleyhi ve sellem dtinyada iken oldugu gibi, Hakk'a 
ytirtidtikten sonra da, dtinyamn her yerinde, her zaman O'na tevessill edenlerin, 
yani O'nun hatiri ve hilrmeti icin isteyenlerin duasmi Allah Teala kabul eder. 

Bir bedevi, Ravza-i Mutahhara'ya gelip, 

"Ya Rabbi! Kole azat etmegi emrettin. 

Bu senin Rasulilndilr. Ben de, kolelerinden biriyim. Nebi'nin hatiri icin, 
beni Cehennent atesinden azat et!"dedi. 

"Ey kulunt! Niqin yalniz kendinin azat olmasini istedin? 

Biitiin kullanmin azat olntalarini niqin istemedin? 

435 

Haydi git! Seni Cehennemden azat ettim" sesi isitildi. 

Btiytiklerimiz buyurdular ki; 

"Rasulilllah sallalldhu aleyhi ve sellemi vesile ederek bir kul ihtiyaci iqin 
Allah Teala 'ya dua ederse, bu dua melekler vasitasi ile Efendimiz sallalldhu 
aleyhi ve selleme ulastirihp, 

"Filan kisi, haceti iqin Sizi vasita kilarak Allah Teala katinda araci olma- 
nizi istiyor. Efendimiz sallalldhu aleyhi ve sellem de onun iqin araci olur. Allah 
Teala 'da bu istegi geri qevirmez. " 

"Ummeti Muhammed sallallahtl aleyhi ve sellemin en bilyilk ozelligi ise, 
Efendimiz sallallahtl aleyhi ve sellemi her islerine vesile kihp oylece Allah Tea- 
la'ya niyazda bulunmasidir. 

Onun icin "Rasulilllah sallallahu aleyhi ve sellem bir adanta dua buyur- 
dugu zaman, o duadan qocugu ve torunu bile fay dalanudi. " 

Bugtln dikkatle incelendiginde btlytlk sahsiyetlerin soy ktlttlgtlnde bu du- 

437 

rum lark edilir." 

Hazret-i Maruf-i Kerhi kuddise sirruhu'l aziz dostlarma soyle derdi: 

"§ayet Allah Teala' dan bir dileginiz olursa, o hacetin gorulmesi iqin, be- 
ni vasita kilarak isteyin. Hacetinizin tahakkuku iqin vasitasiz olarak dilekte 
bulunmayin. " Ona bunun nedeni soruldugunda, hazret soyle der: 

'%unku bu gibiler, Allah Teala 'yi bilmediklerinden Hak Taald onlara 
icabet etmez; bilmis olsalardi, Hak Taala, onlara icabet ederdi. " 

Yine btlytlk velilerden biri olan Allah Teala' nm rahmeti tlzerine olsun, 
§eyh Muhammed el-Hanefi es-§azeli kuddise sirruhu'l aziz Hazretleri, Kahi- 



Allah Teala'm Nebi'n Muhammed ile sana tevessill ediyorum. Ey Muhammed 
sallallahu aleyhi ve sellem, goziimiin aqihnasi iqin senin sefaatqi olmani istiyo- 
rum. Allah Teala'm, O'nun hakkimdaki sefaatini kabul buyur." Demis ve ardm- 
dan Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem soyle ilave etmisti: "Bir ihtiyacin 
oldugu zaman hep aynisini yap! " Bu olaydan sonra adamm gozleri acilmisti. (bkz. 
Tirmizi, Deavat, 49; Ibn Mace, Ikame, 5; Ibn Hanbel, IV, 138) 

435 — ALTUNTA§, Ismail Hakki, Muhammedi Dua, Istanbul, 2004, s.l 18 

436 o 

— a.g.e. s.2 
437 — a.g.e. s.131 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi .ti 

re'de bir yerden bir yere cemaati ile birlikte su ilzerinde yuriiyerek giderdi. 
Kendi cemaatine soyle derdi: 

"Ey Haneji! Diyerek pesimden gelin. Sakin Ey Allah' im diye bir soz et- 
meyin. Sonra suda batarsiniz. " Cemaatten biri seyhinin nasihatine kulak asma- 
yarak, pesinde su ilzerinde giderken, "Ey Allah 'im " diye seslenince, sakalma 
kadar suya batar. §eyhi ona soyle der: 

"Ey oglunt, heniiz sen Allah Teala'yi tanimiyorsun ki, su ustunde O'nun 
adiyla yuruyebilesin. Ben sana, Allah Teala'nin buyuklilgunu ogretinceye 

438 

kadar benimle birlikte 61, sabret ki, aradaki vasitalan dusureyim" buyurur. 

Haci Valide cocuk elbisesini Ravza-i Pak'e birakinca alemin yaratihs. 
sebebi olan Efendimiz sallallahu aleyhi ve selleme tevessul ederek 

"Ya Rastil Seninle Rabbime muracaat ediyor ve istiyorum ki; kapina ge- 
lenler Seninle muracaat ederlerse dileklerine kavu^urlar. 

Ey ikrami bol comert, her makamda itibar sahibi olan Ey Rastil Sen 'inle 
Kerim ve Mtiteal Rabbimden maddi ve manevi kemalata sahip bir evlat isti- 

„ 439 

yorum. 

I§te bu evlat Efendi Hazretlerinin kendisi olacaktir. 

Bu konuya bir benzer hadisede §u §ekilde olmu§tur. 

Abdulkadir Geylani kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerine miiridi Muham- 
med, evlat ifin muracaat etmi§ti. O'da levh-i Mahfuzdaki yaziya istinaden 
evlattan nasibinin olmadigini soylemi§tir. Gavsii'1-azam Abdulkadir Geylani 
Hazretleri mahzun olan miiridine §efkatinden; 

"Sulbtimtizden gelecek bir evladi Rabbim sana bahsetsin " buyurdular. 
Bu dogacak evlad Muhyiddin Ibn'i Arabi kuddise sirruhu'l-azizdir. Bu bir 
sirri ilahidir. 

Rasuliillah sallallahu aleyhi ve selleme saygida bulunamn Allah Teala 
tarafindan gorecegi miikafat sonsuzdur. 



1-8 -Uhudu'l Kilbra, a.g.e. s.676-677 



439 — "Islerinizde saskinhga dusunce ehl-i kuburdan yardim (istiane) isteyi- 

Hiz."(Kesfu'l-Hafa, 1,85, hadis: 213) 

440 — sjgyh Bayezid-i Bestami rahmetullahi aleyh, bir giln Bagdat sehrinde murit- 
leri ile bir yere gidiyordu. §at lrmagmm koprilsil ilzerinde birkac oglan gocugunun 
oynadiklarmi gordtl. Qocuklar, mini mini bebekler yapmislar, birine Muhammed ve 
birisine de Aise adi vermisler, dilgiln ediyorlardi. Qocuklar, seyhi gorilnce hemen 
online ciktilar ve: 

— Ya §eyh! dediler. Bizim dugiinumuze buyur. Hazreti Muhammed' i evlendiriyo- 
ruz. I§te, bu Muhammed'dir bu daAi§e.. 

Hazret-i seyh, cocuklarm bu oyunlanm begenmedi. Rasuliillah sallallahu aleyhi 
ve sellem ile Aise radiyallahtl anha validemizin mtlbarek isimlerinin boyle be- bek- 
lere verilmesi ona kerih geldi ve asasmm ucuyla her iki bebegi de koprilniln kena- 
rmdan asagi suya atti ve mtiritleriyle yoluna devam etti. 

Evine vardi, halvethanesine girdi, oturdu ve murakabeye daldi. Murakabesinde, 



172 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Allah Tedla ve melekleri, Rasulune gok saldvat getirirler. " (Ahzab, 56) 
Ayette, Allah Teala ve meleklerin O'nun tarafindan gelen isteklere 

olumlu cevap verecegini haber vermektedir. Onun icin Ummet-i Muhammed 

O'na kar§i olan sevgiyi sonsuzluk derecesine vardirmi§tir. 
imam-i Rabbani kuddise sirruhu'l-azizin 
"Ey Allah Tedla'm Seni Muhammed sallallahii aleyhi ve sellemin 

Rabbi oldugun igin seviyorum" bu gercegi aciklamaktadir. 

Ayinedir bu diem her sey Hak He kaim, 
Mir'ati Muhammed' den Allah gorunur daim. 

Efendi Hazretleri Rasulullah sallallahii aleyhi ve selleme olan kemal de- 
recesindeki muhabbet ve a§kin ifadesine olarak vekalenin duvanndaki nadi- 
de tablodaki HU ism-i §erifinin goz ce§melerinden inci taneleri gibi dokulen 
ya§lar §ahittir. Belki de sevgilisi Efendimiz sallallahii aleyhi ve selleme kal- 
ben akittigi ya§lann maddi alemdeki aksi timsali olmu§tu. O'nun nemli 
gozleri, vekalenin duvarlan, e§yalan ve gelen giden misafirleri 50k defa 
Leyla Hanim'in §u misralan ile dile gelmi§tir. 

"Ah min el- a§ki ve hdlatihi 
Ahraka kalbi bi hararatihi 
Ma-nazara ayni ild gayrikum 
Uskimu billahi ve ayatihi" 



Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemin gelip gectigini gordil, davrandi ayagmi 
opmek istedi. Resul-il zisan, seyhe hif bakmadi. Bayezid-i Bestami kuddise 
sirruhu'1-aziz, niyazda bulundu: 

"Ey iki goziim nuru Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellem... Ben kulunuza hie 
nazar buyurmazsiniz. Hdtiri serifiniz bana melul mudur? " 

Fahr-i kainat aleyhi ve alihi efdal-ilt-tahiyyat saadetle soyle buyurdu: 

"Beni oglanciklarin etinden aldin, hiq itibar etmeden asanin ucuyla suya attin. 
§imdi, benden itibar mi istersin? Bilemedin mi ki, adima hurmet, bana hurmettir. 
Siinnetime hurmet, bana hurmettir. " 

§eyh Bayezid-i Bestami kuddise sirruhu'1-aziz, buytik bir hata islemis oldugunu 
anladi ve derhal cocuklarm oynadiklan yere giderek, onlara hediyeler vermek sure- 
tiyle gonilllerini aldi. (Esrefoglu Rumi, Milzekkin Nilfus, 1st, s.51) 

441 — Duvarda asili resmin a9iklamasim soranlara Ord. Prof. Ahmet Silheyl Unver 
Hoca Efendi su sekilde yapmistir. 

Ah mine 7 ask ve hdlatihi 

Ahraka kalbi bi-hardretihi 

"Adam afjikmifj atjik," dedi. 

"A fjik bir ah qekmi§ dagi eritmifj, " 

"Dag eriyince irmak olmufj," (SIR, age. s. 135) 

442 — Ah! Ask ve hallerinden cektiklerime 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi 1 73 

Vucudum mubteldyi derdi hicran oldu ser-td-pd 
Bana aglayin ki, yarin asistanindan cuddyim ben 
Acep mi gelse gesmimden siriskim boyle mahzundur 
Cigerde onulmaz bir derde mubteldyim ben. 

444 

Leyla kuddise sirruhu'1-aziz Hanim 

I§te fal kapisindan acilan hayat ile Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
sellemden aldigi nisbete i§aret olan elbise ile bu be§er ve dunya alemine 
gelen Efendi Hazretlerini saadet yoluna Mur§id-i Kamil oldu. 

Andan aldigi libasi bunda iksa olmusuz. 

Elbise, nimetinin ayip ve ortulmesi gereken yerini ortmek; korunmak, 
guzel baki§i cezbetmek ve kotii baki§i defetmek; faydah bir g6riinu§, edeb ve 
vakar rahathgi ile guzelle§mek ifin giyilir. Her yoniiyle faydah bir nesnedir. 
Elbise giyenin heybetine manevi bir yon kazandinr. En guzel elbise manevi- 
yat ve takva elbisesidir. 

Qiplaklik tercih edilmedigi ifin elbise giyene rahmet olur. Tarikat yo- 
lunda ahnan nisbetin keyfiyeti yol ifin en biiyiik sermaye olur. Elbisenin 
nisbeti Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemden olursa kiymetine paha bi- 
cihnez. 

Efendi Hazretleri elbisedeki nisbet ile Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
sellemle hakiki birlikteligine i§aret ederek ve "Ummetimin dlimleri, Ben-i 
Israil'in nebileri gibidir" hadisi §erifine i§arette etmi§tir. 

Tarikatta Elbise Veya Hirka Giymek 

"Zikir telkininden sonra ?eyh, ya o gun ya da bazen hayli uzun bir milddet 

sonra ozel bir merasimle milridin bajma bir tag koyar veya sank sarar yahut ar- 



Kalbim hararetleri ile yandi 

Allah Teala'ya ve O'nun ayetlerine yemin ederim ki, 
Gozilm senden bajkasma bakmadi. 
443 — Vucudum milbtelayi derdi hicran oldu bajtan ayaga 
Bana aglayin ki, yarin kapsmdan ayn diljtum 
Acep mi dokillse goztlmden gozyajim, boyle mahzundur 
Cigerde onulmaz bir derde mubtelayrm ben. 
444 — Leyla Hanim 

Bir kazasker kizi olan Leyla Hanim, Kececizade Izzet Molla'nm yegenidir. Qo- 
cuk denecek yajta evlendiyse de bir hafta tlzerine, daha ilk geceden kabahklarma 
tamk oldugu ejinden aynlmijtir. Saray kadmlanyla yakm ilijkisi oldugu bilinen, iyi 
egitimli ve 90k kulturlil bir jairdir. Hazir cevapligi ve nilktedanhgi ile de tamnmi^tir. 
Leyla Hanim, Mevlevi tarikatma mensup olup Mihri Hatun kadar olmasa da ka- 
dm duygulanm biraz olsun terennilm etmesiyle ve zamanma gore bir kadm iqm 
serbest sayilabilecek soyleyijleriyle dikkat geker. Edebi bir cevrede ya§ami§ ve 
yazmaktan hig uzak kalmamij olan Leyla Hamm'm §iir dili agik ve sadedir. Bir 
Divan'i vardir. 1847 yilmda olmujtur. 



174 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

kasma bir hirka giydirir. Bu merasimden kastedilen sudur: 

§eyh milridin arkasmdan giysisini ve basmdan sapkasim alirsa bundaki ni- 
yeti onun kotti ahlakim kaldinp gidermektir. Milridin arkasma ya bir hirka veya 
baska bir elbise giydirmekten ve basma bir tac koymaktan ve sank sarmaktan 

445 

maksat da ona btlttln gilzel ahlaklan giydirmektir. Buna gore ornek olmak 
tlzere Nefhatu'r-Riyazu'l Aliyye isimli kitapta, Kadiriler arasmda tag giydiril- 
mesi su sekilde anlatilmaktadir. 

"Bir milride seyh, tag ve hirka giydirmek istediginde, seyh ve milrid yuka- 
nda gectigi sekilde abdest alip tag ve hirkayi milridin ontlne koyar. Ondan sonra 
Kitab'm sonunu kiraat edip, Allah Teala'dan ve Rasultillah sallallahil aleyhi ve 
sellemden vekilligi kast ve niyet ederek kendi eliyle hirkayi milride giydirir. 
Bundan sonra hangi seyhe intisabi varsa onu ve onun seyhini ta Rasulilllah 
sallallahil aleyhi ve selleme ulasmcaya kadar her birinin serefli ismini beyan 
edip der ki; 

"Benim §eyhim falan, bana milbarek eliyle giydirdi. Ona dafilan giydirdi. " 

Sonuna kadar seyhlerini sayip: 

"Ben de §eyhimin giydirdigi minval iizere sana giydirdim, 'der veya icazet- 
nameyi okur." 

Ta9 

§eyhler, yol ve irsat ehli olduklarmdan taci yol bakimmdan ve isteyerek 
zahir ve batma uymak tlzere ozellikle tertip etmislerdir. Mesela bazilan taglanm 
bir parga yapip "Innallahe ferdtln yuhibbu' 1 -ferd - Allah Teala tektir, tek olam 
sever," hadis-i serifine uygun muamele etmislerdir. Bazilan dtlnya veya ahiretin 
terkine isaret olmak tlzere iki parga (dilim) yapmislar, bazilan da tevhid-i ef al, 

446 

tevhid-i sifat ve tevhid-i zat'a delalet etmek tlzere tig digerleri dortltllere, ya- 



— Ayrica elbise giymenin sosyal etkileri de vardir. 
"Btlytlk mtictehid Imam Malik Hazretleri, kendisinden dini bir mesele soruldu- 
gu zaman veya bir ayet okuyacagi yahut bir hadis rivayet edeceginde abdestli olma- 
smm yamnda bu maksat icin hazirladigi ozel kiyafetlerini giyinir, tarn bir edeb tavn 
icinde vazifesini yaparmis. (Istilahat-i Fikhiyye Kamtisu cild: I, Imam Malik'in Ha- 
yati) Camide sank - ctlbbe giymeden vazetmek ve hutbe okumaktan da sakmmak 
lazim. Bunun cemaat tlzerinde pek menfi tesiri oluyor. Ayrica cenaze merasimlerin- 
de bazi hoca efendiler sank - ctlbbe giymeyi ihmal ediyorlar ki, bu da yanhstir, 
bindigimiz dah kesmek demektir. Bir imam efendi, kilik-kiyafeti ve btlttln yonleri 
ile bir btlttln arz eder, bunu hie unutmamalidrr. Bu mtinasebetle bazilanmizda gortl- 
len bir yanlis anlayistan da bahsetmek isterim." (QO§KUN, Ahmet, Sohbetler, 
Hatiralar, 1st, 1982, s. 34) 

446 — Bunun ticti, seyri stlltik'un fena mertebeleri olup sirasiyla fiillerin birlenme- 
si, sifatlarm birlenmesi ve zatm birlenmesi demektir. Ifadesi, enftlste ve afakta zuhu- 
ra gelen her ne kadar fiil (is ve hareket varsa hepsinin isleyicisi (faili) birdir, her ne 
kadar sifat varsa bunlarla sifatlanan birdir, her mevcudun zati birdir, o da Hakk'm 
zatidir diye bilmektedir. Yani: "Fail Allah Teala, mevsuf Allah Teala, mevcud 
Allah Teala" demektir. 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi i yj 

ni ilimlere nefslere, tabiatlara ve dort unsura delalet etmek ilzere dort, bazilan 
bes duyguya ya da Islam'm sartlarma veya bes vakit namaza delalet etmek ilze- 
re bes dilim yapmislar. Alti cihete ve imanm sartlarma isaret icin alti, yedi isme 
delalet icin yedi, sekiz cennete isaret icin sekiz, dokuz kat goklere isaret icin 
dokuz, tevhid kelimesinin harflerinin sayismi veya on iki imami hatira getirmek 
icin on iki dilim yapmis olduklan gibi bazi taclarm 13, 14, 24, 28 dilimleri var- 
dir ve bunlarm hepsi bir seye isarettir. 

Hirka 

447 

Fakihler ve muhaddisler bu merasime itiraz etmisler, fakat seyhler bu 
kaidenin Hazreti Hizir aleyhisselamdan miras kaldigim iddia ederler. Nebilerin 
ovtincti Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellemin de yilce silnnetleri oldugunu 
haber verirler. Hatta Hz. Muhammed sallallahil aleyhi ve sellem oltlmstlzltlge 
gocmelerinden sonra hirkalanm Uveys el-Karani'ye vasiyet buyurmuslar. Bun- 
dan dolayi Efendimiz sallallahil aleyhi ve sellem ebediyete gecmesini milteakip 
Hazreti Omer radiyallahil anh, bu kutlu vasiyet ilzerine Imam Ali radiyallahil 
anh ile birlikte gidip emaneti Uveys radiyallahil anh'a teslim etmislerdir. Yakub 
aleyhisselamm Yusuf aleyhisselama giydirdigi gomlek de hirka giydirmenin 
makbulltlgtlntl isbat icin delil olarak ileri surillilr. 

Mesayih hirkayi ikiye ayinyor: 

1 -Teberrilken (ugurlu ve milbarek sayarak) giyilen hirkadir. 

2-Irade hirkasi'dir ki, soz konusu olan hirka budur. Zira bu hirkaya gi- 



447 — "Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem Hazretlerinin ashabmdan birine 
sofiyye arasmda bilinen suret ilzere hirka giydirmesi ve ashabmdan birine boyle 
emretmesi vaki degildir soztl asilsizdir. Bunun gibi Hazret-i Ali Kerremallahu 
veche'nin Hasan-i Basri radiyallahil anh'a hirka giydirmesi de asilsizdir. Hadis 
imamlarmm arastirmasma gore Hasan-i Basri radiyallahil anhm Cenab-i 
Murtaza'dan (Hazret-i Ali'den) isitmesi sabit degildir, nerede kaldi ki, hirka giydir- 
mesi sabit olsun." (Ibn Dihye, Ibni's-Salah, Ibn Hacer, Sehavi, Ibn Diyba, Ibni's- 
Seyyid Dervifj) 

Bununla beraber Suyuti, bir cemaatin Hasan-i Basri radiyallahil anhm hirka giy- 
dirme meselesini isbat ettigini bey an ediyor. Kendisi de bu ciheti tercih ediyor, bunu 
diger gortlsten tlsttln tutuyor. Bu hususta bir de risale yazmistir. (Siyer-i CeEle-i 
Nebeviye, Izmirli Ismail Hakki Bey) 

448 — Irade hirkasi, mtiridin ve mtirsidin karsihkli irade antlasmalanm temsil eden 
hirka demektir ki, mubayaa ve muahede bahislerinde gortlldtlgtl ilzere mtiridin mtir- 
side seriatm emirlerine, tarikatm usul ve ilkelerine, seyhin irsat ve tembihlerine 
kulak verip geregini yapacagma dair soz vermesi, mtirsidin de mtlrid bu soztlnde 
durdugu takdirde 

"Allah Tedld'nin izni ve Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem 'infeyzi ile kendi- 
sini yetistirme yollarindan yiiriiterek fdni beseriyet elbisesini soyup baki ruhaniyet 
elbisesini kendisine giydirecegine " soz vermesini temsil eder. 

O halde tac, hirka, kemer gibi seyler asildan olmayrp her biri birer manayi temsil 
eden bir takim temsili sekillerden ibarettir. Bunlarm olmasi veya olmamasi tasavvu- 
fun insan-i hayvam, insan-i kamil mertebesine eristiren ytlce hizmet ve himmeti 



176 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

449 

yecek kimse ifin §eyhe tamamen teslim olmaktan bajka gare yoktur. 

§eyh, hirkanin §artlanni yerine getirecegine ve edebine riayet edecegine 
dair miiridden soz ahr. Miirid, §eyhe bir emanettir, heva ve hevesle onda 
tasarruf edilmez. Muridin, §eyhinden izinsiz aynlmasi uygun degildir. Mirri- 
din himmet zamani ve usulii §eyhin takdir edecegi vakit ve hallerdir. 

Mur§id-i Kamil de bulundugu alemin iksiridir. Kimyacilann kullandigi 
Kibrit-i Ahmer-i gibi, konuldugu §eyi altin eder. Onlarla nice oliiler diri- 
lir, niceleri kemal bulur. Onlann cisminin ve bulundugu mekandan feyz 
hicbir zaman eksik olmadigi gibi kiyamet giiniine kadarda devam eder gider. 
Eger bu §ekilde bir durum olmami§ olsaydi maddi hifbir miraslan olmayan 
bu ki§ilerin kabr-i miibarekeleri hala ayakta kalmaz ve adlan unutulurdu. 

Buyuklerimizden i§ittigimize gore "Buyuklerin bastigi topraklardan 
yttzyillar sonra dahi feyz ahnir." Buyurmu§lardir. Eger onlann teberriiken 
bir e§yasina da sahip olmak onlardan bir nisbete sahip olmak ile e§ degerdir. 

Imam Malik (radiyallahtl anh) buyurdu ki; 
"Rasuliillah sallalldhu aleyhi ve sellemin bulundugu topragi, hayvan ayagi 
ile gigneyip geqmeye Allah Tedld 'dan utanirim " 

Halid Ibn-i Velid radiyallahtl anh bir savajta Efendimiz sallallahil aleyhi ve 
sellem'in iginde kill bulunan sarigim yere diljurdu. Onu ahp ba§ma koymak igin 
90k zaman gecince, bu beklemeden dolayi pek 90k insan oldil. Sahabe bu hali 
ho§ karjilamadilar. Halid Ibn-i Velid radiyallahtl anh; 

"Ben bunu sank icin yapmadim. Bilakis, Rasuliillah sallalldhu aleyhi ve 
sellemin sacinda bulunan bereket iqin yaptim. ki, bu kil miisriklerin eline diisup 
onun bereketinden mahrum olmayayim " dedi. 

Saginin bir teline cihanfeda olsun. 



yamnda M9 mesabesinde kahr. 



(49 



Ian) 



-AYNI, a.g.e., s. 255-257 — Stlhreverdi, Avarif-til Me'arif (Tasavvufun Esas- 



450 — (En-nddiru kel-ma 'dum) "yok gibi nadir bulunan kimya, kiymetli §ey" 
451 —ALTUNTA§, a.g.e. s. 168 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi i -i-, 

TA EZELDEN INTISABIM, ALEMIN SEYYIDINE 
DiJ§TUM A§KINA GELELIDEN BU ANASIR BENDINE 
QOKARADIM YUZ TUTUP HAKK-IN KENDINE 
ALEM-I DEVRAN I0NDE HUBB-U MEVLA OLMU§UZ 452 

Ta ezelden intisabim, alemin Seyyidine 

Insanda bulunan a§k-i muhabbet ezel anla§masinin en kusursuz ornegi- 
dir. Bu ise, ezel-i ervahta (Ruhlar aleminde) mur§idimizin Rasuliillah 
sallallahii aleyhi ve sellem ile bir ahitle§me yaptigi bir haldir. Bu a§k sonra- 
dan olmadi demektir. Her §ey Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem ile oldu 
ve O'nunla devam edecektir. 

"Yaratilism oncesi Ruh-i Muhammedi, sonu ise, insaniyetin yaratihsi- 

453 

dir. Yani btittin kainatm yaratilismm baslangici ve koktl Fahr-i Alem Mu- 
hammed Mustafa aleyhi ve sellem Efendimizdir. 

Hz. Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem Efendimiz yaratihsta da ruha- 
ni yontl ile her seyden oncedir. Ruhani ve cismani cihetlerin geldigi yerdir. Ni- 
tekim hadis-i serifte gelir, 

"Allah TeaM once benim ruhumu yaratti. " 

Nebilerin, evliy alarm ve diger insanlarm ruhlan da, O'ndan aynlan tali 
unsurlardir. Onun icin buyurdu ki, 

"Ben peygamber iken, Adent aleyhisselant gantur ve su iginde idi." 
"Biz sonradan gelnti^, geqmifjleriz" 

Yani yaratilis itiban ile sonra gelmis olsa bile Hz. Rasuliillah sallallahii 
aleyhi ve sellem Efendimiz mahlvikattan once yaratilmistrr. 

Bunun tlzerine Fahr-i Alem sallallahii aleyhi ve sellem Efendimiz kendi- 



452 — Kainatm Efendisine ruhlar aleminde intisab ettigim icin, 

Ruhum bedene kondugu andan beri onu askma dtisttim. 

Sevgiliyi 90k aradim. Hakkm kendine yonelip 90k yalvardim, agladim 

Biz boylece su dontlp duran alemler i9inde Allah Teala'nm sevgilisi olmusuz 

453 — "Allah Teala yerytlztlnde halite yaratacagim derken burada kast edilen ha- 
kikat Efendimiz sallallahii aleyhi ve sellem'dir. Halifeden kasit, aslm makamma 
bakabilen demektir. Allah Teala'nm yerine vekil olacak yoktur. Buradaki mana 
Allah Teala'nm esrarim mtisahede kabiliyetine sahip olmak demektir. 

Hz. Muhammed Mustafa sallallahii aleyhi ve sellem Efendimiz ile Adem 
aleyhisselamla karsilasmca "befjeri yaratihfj yonunden evladim, hakikat yonilnden 
babant olan Fahr-i Alem sallallahii aleyhi ve sellem Efendimize salat ve seldm 
olsun" demistir. Onun i9in Hz. Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem Efendimize 
"Ruhlann Babasi" denilmektedir. 

Mira9 gecesi, Peygamberimiz Efendimiz sallallahii aleyhi ve sellem ve ala 
alihi'ye, Adem aleyhisselam "Ey Salih OguT diger peygamberler ise, "Ey Salih 
Kardef dediler. Beseriyet itiban ile Adem aleyhisselam baba sifatim kullandi. Fa- 
kat diger peygamberler bu konuda nesep yontl ile bir babahk iddiasmda bulunmadi- 
lar." (ALTUNTA§, a.g.e.52) 



178 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ne mahsus unsurlan ile oncelik sahibi oldu. Kainatm yaratiliji bu hakikat ilzere 
tamam oldu. 

Zira milbarek ruhlan ruh-u cami oldugu gibi, cisimleri de cism-i kamil 
idi. Yaratilmijlardan ve diger nebilerden O'nun jemail-i ve hilye-i jeriflerini 
derleyecek, toplayacak, kemaline ulajacak ve tamamlayacak biri gelmedi ve 

454 

gelmeyecektir." 

Yerinme ndkisim diye kemal ehlini gordukge 
Kamu noksani tekmil eden Ademden haber geldi. 

La 

Bir hadisi kutside Allah Teala buyurur ki; 

"Kendi kendimi sevdim, bilinmek istedim, bundan dolayi dlemleri halk 
ettim. " 

Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemin hakikatine biraz olsun vukuf 
peyda etmek de ademligin sirnna erip, hayvani sifattan kurtulmaya sebeptir. 

Alem genis. olsa da manevi geni§likten yoksundur. Alemi yaratan Allah 
Teala kendi isim ve sifatlanni alemde tecelli ettirmi§se de, toplu olarak zati- 
na mazhar olacak bir kabiliyet ve yetenek Insan-i Kamil olan Rasulullah 
sallallahii aleyhi ve selleme nasip olmu§tur. 

"Ya Habibim Sen olmasaydin Bu kdinati yaratmazdim. " Sirrinin geregi 
bu alem Efendimiz sallallahii aleyhi ve sellemin nurundan derece, derece 
yaratilmi§tir. Allah Teala Hakikati Muhammedi'ye denen aynada Habibine 
olan a§kindan bu alemleri yaratmi§tir. Bizzat Efendimiz sallallahii aleyhi ve 
sellemin aynasinda Hakk kendini methetmektedir. Bu nedenle Efendimiz 
sallallahii aleyhi ve sellem, her iki ciheti yani zahir ile batini kapsamis. ve 
tevhit esasimn merkezi olmu§tur. 

Ayinedir bu alem her §ey Hak ile kaim, 

Mir'ati Muhammed'den Allah Teala gorunur daim. 

Rasulullah sallallahii aleyhi ve selleme iman etmedikce hicbir kurtulus. 
yolu olmadigi gibi, marifet yolunu da kat etmek Efendimiz sallallahii aleyhi 
ve sellem ile olmaktadir. 

Yolun ugramazsa Muhammed'e 
Gogtu kervan kaldin daglar ba§inda. 

Yunus Emre kuddise sirruhu'1-aziz 

Dustiim askina geleliden bu anasir bendine 

Insan ilahi sevgi ile var olup ve aynhrken, dort ana unsuru, ceset ile ruhu 
bir tutabilen varhktir. Bunlar da if ifedir. Bu nedenle dort unsur insanin ruhi 



454 — ALTUNTA§, a.g.e.139 



Katre §iiri'nin Aijiklamasi 



179 



§ahsini ve vucudi imanini da te§kil eder. Bunlann hakikatine kar§ihk kalb, 
ruh, sir, hafi unsurlan konulmu§tur. 

Ruh ilahi varliktir. Allah Teala'nin emriyle cesetle dunyada bir siire kal- 
diktan sonra, kaynagina, yani Allah Teala'ya donecektir. Bu nedenle insanin 
yeryiizunde ya§adigi siirece ruhunun kutsalhgina yara§ir bicimde davranma- 
si, dogruluk, erdem, giizellik gibi degerlerden aynlmamasi, ozunii hakiki 
bilgiyle siislemesi gerekir. 

"Ruhun mebdei (baslangia), Allah Tedld'nin Ars'inin nurundandir. 
Yerin topragi ise, cismin ash ve vatanidir. Ruh gurbettedir, cisim (beden) 
vatanindadir. O hdlde (Ya Rab!) Garip, mahzun ve vatanindan uzak olan 
ruha merhamet et. " 

Mevlana Celaleddin-i Rumi Kuddise sirruhu'1-aziz 

Ask 

A§k kelimesi, Farscada i§k'tan gelir. I§k'in Turkce anlami, sarma§ik bit- 
kisi demektir. Insan bu kesret (diinya) ve unsurlar (toprak, su, ates. ve 
hava) alemine gelince istemeyerek a§k ate§ini ruhunda bulmu§tur. 



455 — Hikaye: Zamanm padisahi dervislerin arasma istihbarat icin gorevli gon- 
derdigi kisinin icine askm sinmesi gibi. Oysa gorevlinin gayesi istihbarattir. Fakat 
askm bulasiciligi onu da kendine cekmis ve sinesine atesini dusurmustiir. 

O kisi, dergahta yedi sene kalmis, kamil bir dervis olmustur. Fakat padisaha ra- 
por goturmek icin soz vermistir. Yedi sene sonra dergahtan crkrp kendisine gorev 
veren padisahm huzuruna cikmistrr. 

"Sultanim, bu kulunuzu yedi sene ewel bir kese altinla su dergdha gorevli gon- 
derdiniz. Orada ne oluyor, ne geliyor? Bana rapor getirin, demistiniz. Bu kulunuz, 
raporunu getirdi ve gorevini yapti, " demis. Hiinkar: 

"Soyle bakahm " deyince 

"Hiinkdrim, onu sonra alirsiniz. Rapor dilimin altinda yazihdir. Fakat size daha 
once daha baska bir sey soylemek istiyorum " demis. 

"Nedir o?" 

"Boyle suslu puslu, bin bir turlu tecessusiin, hasetierin bulundugu diinya qarki- 
nin iqindeki uq bes gunluk diinya sultanligi size gurur vermesin. Eger gerqekten 
padisah olmak istiyorsaniz siz oraya gidin, dervis olun. Oradakiler sultan. Onlarin 
sultanliklarinin dokunulmazligi var. Oyle uq bes gunluk babadan intikal eden bir 
hukumdarlik bir padisahhk degil. Oradakilerin hepsi sultan. Liitfen oraya gidin ve 
dervis olun, " demis. Padisah; 

"Celldt! " diye celladi caginr. Dervis olan gorevli; 

"Tamam, ben gonullii geldim. Celldda basimi teslim edecegim. Ne olur hilnkd- 
rim, gelin bu uq gunluk yaldizli elbiselerin altindan, binlerce etrafmizda sizden bir 
seyler bekleyen miirai insanlarin iqinde kendinizi sultan zannetmeyin. Oraya gidin. 
Sultanhk orada, " demis. 

Cellat, bu arada mtibarek basim govdesinden ayirir. Agzim acarlar ve dilinin al- 
tindan bir kagit crkar. Kagidm ilzerinde su yazihdir: 

"Seri (Bas) verdi, sirri vermedi Server Baba" (SIR, age. s. 583) 



180 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Ask, gok kuvvetli bir miknatistir. O, bir iksir-i dzamdir. " 

A§k: kalple tam bir muhabbetle sevmek, sevgiliden ba§ka her §eyden 
yiiz cevirmektir. Nefsin kotii arzulanna yani §ehvete a§k ve muhabbet de- 
nilmez. 

Siz sehvetin ismini ask koymussunuz. 

Eger dyle olsaydi, esek, insanlarin sahi sayihrdi. " 

Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz 

A§k uc turliidur: Mecazi ask, Ruhani ask, Ildhi ask. 

Mecazi a§k; ko§eyi donmekle ve nikah dairesinde biter. 
Ruhani ask; ruhbanlann a§ki gibidir. 
Ildhi ask; nebilerin a§kidir. 

Ildhi ask 

A§k, insanin kalbinde bir ate§ olup, sevgisinden ba§ka bir §ey birakmaz. 
Gercek a§k, Allah Teala'yi ve O'nun sevdiklerini sevmektir. A§k ile nefis 
terbiye olur, ahlak giizelle§ir. 

A§k jeriati, butun dinlerden ayndir. Ajiklann jeriati ve mezhebi de Allah 

„ „,„, , 456 

leala dir. 

Bu ilahi a§kin katresini yerler, gokler kaldiramaz ve kabul etmeye guc 
getiremezler. ilahi a§ki kalem yazamami§tir. ilahi a§k elden ele dilden dile, 
pirden pirle gelmektedir. 

"A$ik, daima asli vatanmi ozler. 

Her §eyde oldugu gibi ajiklar arasmda da derece farki vardir. Bir giln 
Rasulilllah sallallahii aleyhi ve sellem Efendimize sormuslar: 

"Ya Rasulilllah kaq giinde bir ziyaretinize gelelim? Diye. 

"Haftada bir geliniz. Sizin de beni, benim de sizi gorecegimiz gelsin!" 
buyurmuslar. 

Asiklarm biri de aym suali sormus. Ona: 

"Sana zaman yoktur, ne vakit istersen!" buyurmuslar. 

Asik huzura her zaman layiktir. Qiinkii huzura lazim olan edeptir. Gerci 
asikta edep yoktur. Fakat aski edeptir. 

Halbuki herhangi bir salik miirsit huzurunda bir kottl zanda bulunsa, seriat- 
9a kafir olmasa da, tarikat kafiri olur. Asiktan ise, bu gibi ters ve kottl vehimler 
ve zanlar sadir olmaz. Cunkti o vilcudunu silmis, silip la "yok" oldugu icin asik 
mertebesini bulmustur. 

Asik, canandan her turlu cilve ve oyunu gormiis, her cesit muamele ve im- 



456 — Mesnevic.ILb.1770 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi 101 

tihana maruz kalmis oldugundan, miirsidin bir beseri tarafi olmasmi tabii bulur. 
Fakat henilz hamlik devresini gecirmemis bir salik icin miirsit, hayalinde 
yarattigi insandan gayri bir varliktir. Onda beser olarak yaratilmis olmanm ge- 
rektirdigi tabii bir hali gorunce yadirgar." 

Zeliha'da corekotundan od agacma kadar her seyin admi Yusuf takmisti. 
Onun admi gizli bir surette yazmis, mahremlerine o sirri bildirmisti. Mum ates- 
ten yumusadi dese bu soz, o sevili bize ahsti, sevdalandi demekti. Ay dogdu, 
bakm dese yahut sogilt agaci yeserdi diye bir soz soylese. 

Askm verdigi gam ile delirmis Hakk asiklarmm ne gilzel alemleri vardir. 
Yara ile merhem onlarm nazarmda birdir. 

Asiklar o dilencilerdir ki, padisahliga meyletmez, kacarlar. Cenabi Hakk'm 
visali ilmidiyle dilencilikte dayamr, dururlar. 

Onlar melameti icerler, yarin sarhoslandir. Sarhos deve ise, yukil cabuk go- 

t .. ..459 
turur. 

Cok aradim yiiz tutup Hakk-in kendine 

Her cah§manin bir kar§ihgi vardir. Kar§ihklarin eksiksiz verildigi kapi 
Hakikat-i Muhammediye'den tecelli eden Allah Teala'nin kapisidir. 

Efendi Hazretleri, ba§langicin ve d6nii§un Allah Teala'ya olacagini bil- 
diginden bizler gibi siz de bu kapida cah§in, diyerek ihvani gayrete getirmek 
istemi§tir. Buyuklerin vuslat gayreti neticede insanlann yiikselmesine yar- 
dimci olmaktadir. Bu ise, beka yolunun sermayesi olmaktadir. Oyle ise, bir 
zaman bu kapida israria yiiz tutmak gerekir. 

Bu hususta Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri: "Uyursan biryol 
uzerinde uyu. Qunku bir yolcu gegerken seni tekmeler kaldirir, amayolun 
disinda veya herhangi yaban tarlalarinda uyursan oradan kimse gegmez 
ki, seni kaldirsin" Yani bir kamile baglan, o kamil noksan dahi olsa, senin 
teslimiyetin var ise, hakiki bir mur§id gelir seni kemale erdirir. 

Dinle neyden kim hikdyet etmede 
Aynhklardan sikdyet etmede 

Mevlana kuddise sirruhu'l-azizin a§ki koca bir mesnevinin yazilmasina 
sebep oldugu gibi derdinin atesjni anlatarak, binlerce insana hidayet olmu§- 
tur. 

Bakm Molla Cami kuddise sirruhu'1-aziz ne diyor: 

"Her kim Mesneviyi akfjam sabah okursa ona cehennemin atetji haram ol- 



457 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 25 
458 — Mesnevi c.VI, b.4020-4024 



(59 



-§eyh Sadi-i §irazi, Bostan, trc, Kilisli Rifat Bilge, 1st, 1968, s.132 



182 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

„460 

sun. 

Alem-i devran icinde Hubb-u Mevla olmusuz 

Nasil ki, diinyayi imara cah§anlar varsa, maneviyatin mimari ile i§tigal 
eden Allah Teala dostlan olacaktir. Hubb-u Mevla sozii ile biiyiikler nefis- 
lerinden tamamiyla fani ve Hakk ile baki oldular. O'nun icin Efendi Hazret- 
leri bu sozii soyledi. Bu lisandan dokiilenler Rasuliillah sallallahii aleyhi ve 
sellemden gelen sozler gibidir. £iinkii Allah Teala'nin sevgilisi sifatina 
Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem kavu§mu§tur. Ki§i sevdigi ile beraber 
oldugundan Muhammedilerin de bu makamdan istifade edecekleri a§ikardir. 

461 



46 °— AYVERDI, Samiha, Abide §ahsiyetler, 1st. 1976, s.42 
461 — Menkabe 

Istanbul'da Koca Mustafa Pasa civarmda bir berber var imis. Bu zat, musliiman 
ve muvahhit, bes vakit namazmdadir. Lakin oyle dervisligi olmayip ancak Piran-i 
Izam kaddesallahu esrarahum Hazretlerinin ism-i serifleri zikr ve soylenince, elinde 
her ne var ise, derhal yere birakip bas kesip 

"Kaddesallahu sirrahu'1-aziz" der imis. Bunun bu hali insanlar arasmda meshur 
olmus. Mesela bir adami tiras eder iken, diger adam tarafmdan 

"Ya Hazret-i Mevlana!" denir imis. O berber derhal elindeki usturayi yere bira- 
kip bas kesip "Kaddesallahu sirrahu' 1 -aziz" der imis. Tekrar usturayi ahp mesgul 
olurmus. Bu sefer de diger adam tarafmdan 

"Ya Hazret-i Abdillkadir Geylani!" denir imis. Yine derhal elinden usturayi bira- 
kip anlatildigi sekilde takdis eder imis. Yine tirasa mesgul olup bu sefer de diger 
adam tarafmdan 

"Ya Hazret-i Ahmed er-Rufai!" denir imis. Yine berber elinden usturayi birakip 

"Kaddesallahu sirrahu' 1 -aziz" der imis. O tiras olan adam da basi acrk oylece 
bekler imis ve ara sira bunlara rica eder imis ki, 

"Camm biraderler, etmeyin, birakm su adamm yakasim tiras olayim" der imis. 
Iste bu berberin hali boyle imis. Bir zaman sonra berberin eceli gelip Hakk'a yuril- 
mtis. Bu zati gotilrilp defnetmisler. O gece ahbablarmdan bir zat bu berberi rily asm- 
da gormils. Sual etmis ki, 

"Birader nasil ettin, mtinker ve nekir meleklerinin sualine cevap verebildin mi?" 
O berber, bu adama demis ki, 

"Vallahi birader, bir acep hal oldu, munker ve nekir melekleri ile beraber on iki 
kimse hazir oldular, lakin bunlar bildiklerim zatlar degildir. Yilzleri sems gibi parlar; 
hicbir adam erenlerin yilzlerine nazar edemez, gozleri kamasir. Bunlar birbirleriyle 
milcadele ederler ki, munker ve nekir meleklerinin sualine cevap ben verecegim 
diye. Digeri der ki, yok ben verecegim, oburilsu der ki, yok ben verecegim. Iste bu 
milcadele ile hepsi sorulara cevap verdiler. Sonra bunlardan sual ettim ki, 

"Siz kimsiniz?" Onlar buyurdular ki, 

"Biz on iki tarikin pirleriyiz. Sen dilnyada iken, bizim ismimiz zikr ve amldrkca, 
bize tazim edip takdis eder idin, iste ona mukabil biz de bu gilnde sana imdat ettik" 
buyurup gittiler" diye berber olan zat o ahbabma soylemis oldugunu ertesi gilnil o 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi i oj 

Efendi Hazretleri mahbubiyet makaminin her haliyle bir ilac oldugunu 
ve nefisten korudugunu aciklami§tir. Bu nedenle yolumuza gelen bizi bilen- 
lere hizmetkanz demek istemi§tir. 

Bir §eye mahliik gozuyle baksan o mahluk olur 
Hak goztt He bak ki, bi-sek nur-i Yezdan andadir. 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Can vermekse esasen asrkm vergisidir. Hak ugruna ekmek verirsen Sa- 
na ekmek verirler; Hak ugruna can verirsen sana da can bahsederler. §u 91- 
nann yapraklan dokillilrse Allah Teala, ona yapraksizlik azigi bagislar. 



Nice aglayam kilmayam feryad 
Giriftaram a§kin bi-nevdsiyim 
Leyli'nindir Mecnun, §irin 'in Ferhad 
Ben de §ehnigdrin mubteldsryam 

Neylerem dunyayi neylerem mail 
Neylerem Keqmir 'i neylerem §ah 
Ben divan-i a^kam zulftin pdmali 
Server-i hubdnin bir geddsiyam 



zat, berberin ahbaplarma boylece soy ley ip mujde vermistir. rahmetullahi aleyhi.( 
Asci Ibrahim Dede, A$qi Dede 'nin Hatiralari, hzl. Mustafa KOC-Eytib 
TANRIVERDI, Istanbul, 2006, c. II, s.741-742) 

Menkabe 

Hazret-i Mevlana kaddesallahu sirrahu'1-aziz Efendimizin hayatmda Mevlevi 
fukarasmdan bir zat, bir sefer esnasmda gider iken haramiler gelip bu dervisi soy- 
muslar, kamilen elbiselerini ve akcesini almislar. O haramilerden birisi de basmda 
olan sikke-i serifi ahp kendi basma koyup alay yolu ile; 

"Ne tuhaf killah!" demis. Bir milddet sonra fikanp dervise vermis. Bir giln Haz- 
ret-i Mevlana Efendimiz muridanma ders okutur iken murakabeye varmislar. Bir 
milddet murakabede dump, sonra basim kaldinp yine ders ile mesgul olmuslar. 
Dersten sonra, bazi yakm mtlridler bu esrardan sual etmisler. Buyurmuslar ki, 

"Bir tarihte bizim fukaramizdan bir dervifji haramiler soymu§ idiler. Onlardan 
birisi alay olsun diye bizim alamet-i serifimizi ahp basina koyup bir milddet basin- 
da kalmis ve sikkemiz altina girmis idi. §imdi o adam riihunu teslim ediyor idi. 
§eytan gelip onun imanini calmaya qahsip gayret ediyordu. Onun imanini koru- 
yarak seytani uzaklastirip ve kovdum ve imanla ruhunu teslim etti. Zira ki, bizim 
alamet-i serifimizi az bir milddet basina koyup durdu, bize layik olan budur ki, o 
zamanda ona imdat edelim" buyurmuslardir.( A. Ibrahim Dede, a.g.e. c. II, s.742 ) 

462 — Mesnevi c.I, b.2236-2237 



1 84 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Halka-i riddnin galaram nayin 
Giriftdram aqkin gekerem yayin. 
Tanimizam mezhep bilmezem dyin 
Kilisa-yi a§kin Mesihd 'siyam 

Zahiri Meldmi bdtini bi-kin 
Peymdnesi memlu badesi rengin 
Sahn-i meyhanede seccade-niqtn 
Zilmre-i rinddnin mukteddsiyam 

Ey Seyyid Nigdri ey a§ki tugyan 
Ey d§ik-i §eydd ey kdn efgdn 
Kervan-i a§ka benim sdriban 
Ferhad-u Mecnun 'un rehnumdsiyam 



463 — Seyyid Nigari kuddise sirruhu'1-aziz Divani, hzl: Doc. Dr. Azmi Bilgin, 1st. 
2003,s.297 

Bi-neva: Ac susuz 

Pamal: Ayakaltmda kalmis 

Geda: Dilenci 

Halka-i rida: Ortusil altmda 

Melami: Haynm, ibadetini gizleyen 

Bi-kin: Kinsiz 

Memlu: Dolu 

Rengin: Giizel renkli, tabiata hos gelen. 

Sahn-i meyhane: Meyhane icinde 

Seccade-ni§in: Seccadede oturmus 

Ziimre-i rindan: Diinya islerine aldiris etmezler gurubu 

Sariban: Deveci, kervanci 

Rehniima: Kilavuz 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi 1 05 

KiJNHiJ-MU BiLMEK DIIERSEN SIRR-I HAKI-DIR OZUM 
ANIN EDVARINCADIR DAIM OZUM VE SOZUM. 
HER NEYE BAKSA BASAR HAKI-DIR OZUM VE SOZUM 
ZIRA EWEIDEN ANINIA TEK-U TENHA OIMUSUZ 464 

Kunhii-mu bilmek dilersen sirr-i haki-dir ozum 
Anin edvarincadir daim ozum ve sozum. 



Alemde e§ya, dort unsurdan te§ekkul etmi§tir. 

Toprak, su, ate§ ve hava dir. Her e§yada bir unsur galebe calar. Bu ozel- 
likleri iizerinde olan etkiyi artinr. Efendi Hazretleri burada unsuru asliyesin- 
de Toprak'in galebe caldigini bildirmi§lerdir. 

Efendi Hazretlerini tanimak isteyen "Toprak "taki sirri incelemeli ve bu- 
radan bir yol tutarak §eyhi Mustafa Haki kuddise sirruhu'l-azize bir yol ug- 
ratmahdir. 

Her neve baksa basar Haki-dir ozum ve sozum 
Zira evvelden aninla tek-u tenha olmusuz 

Efendi Hazretleri, §eyhi Mustafa Haki kuddise sirruhu'l-azize muhabbe- 
tinde ula§tigi dereceyi ve ihvandaki halin ne olmasi gerektigini, kendinde 
goriinenin, esasen §eyhinin ve neticede Allah Teala'ya kavu§ma olacagini 
afiklami^tir. 

Yine Efendi Hazretleri ir§at makaminda bulunmalanna ragmen §eyhine 
baglihginin ifadesi olarak teslimiyetteki vefayi da gostermektedir. 

Bazi mtlridler, murjitlerinin cemalinde zat-i ahadiyet-i cem'i gorurler. Yi- 
ne, milrjit de bunlarm cemalinde kendini gorilr. Onun i9in Hazret-i Ebubekir 
radiyallahtl anh, La Ilahe illa'llah dedigi vakitte mutlak arkasmdan Muhammed 
tin Resulullah da derdi. 

Fena makamlan iiftiir. 

1) §eyhte fena 

2) Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemde fena 

3) Allah Teala'da fena 

Biitiin fenalar, §eyhteki fenanin sonucudur. Nebinin ve Allah Teala sev- 



464 — Aslimi ogrenmek istiyorsan, toprak gibi, ozilm §eyhim Mustafa Haki 
kuddise sirruhu'l-azizdir. 

Benim butun soz ve davramslanm onun aynidir 

Her neye baksam seyhimin gozil ile gorurilm. 

Qilnktl ta evvelden onunla bulusup bas basa kalmisiz. 

465 — Genellikle Sivasli Asik Veysel'in Kara Toprak siirini ilahi formunda okut- 
turup ihvanlara derunundaki sirrm beyanmi yapmistir. 

466 — Ken'anRitai, a.g.e. s.205 



Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



gisinin yolu §eyhten gecer. Allah Teala'nin yardimi Efendimiz sallallahii 
aleyhi ve sellemin izni ve buyuklerin ruhsati ile ihvan manevi yolda ilerler. 
§u menkabe bu konuyu guzel izah etmektedir. 

"Yolculuga crkacak olan bazi kimseler Ebu'l-Hasan Harkani kuddise 
sirruhu'l-azizden yoldaki tehlikelerden kendilerini koruyacak bir dua ogretme- 
sini rica ettiler. Ebu'l Hasan Harkani kuddise sirruhu'1-aziz soyle dedi: 

"Herhangi bir talihsizlige ugrarsaniz adimi zikredin. " 

Bu cevap onlarm hosuna gitmedi. Bununla birlikte, yola ciktilar ve yolcu- 
luk sirasmda sakilerin saldinsma ugradilar. Iclerinden birisi velinin adim zikretti 
ve sakilerin buytik saskmligmi cekecek bir tarzda gozden kayboldu. Sakiler 
onun ne devesini ne de ticari esyasmi bulabildiler, otekiler ise, biitun elbise ve 
mallarmi kaptirdilar, iilkelerine dondiiklerinde Seyh'e, bu sirri acrklamasim rica 
ettiler ve dediler ki; 

"Hepimiz Allah Tedld 'ya yakardik, sesimizi duyuramadik. Seni zikreden ki- 
$i ise, soygunculann gozleri oniinde kayboldu. " Ebu'l-Hasan Harkani kuddise 
sirruhu'l-azizde sunlan soyledi: 

"Siz Allah Teala'ya fjeklen yakanyorsunuz. Oysa ben O'nu gergekten 
aniyorum. Bundan dolayi beni anar ve ben de sizin adiniza Allah Teala'yi 
anarsam, dualanniz kabul olur. Bununla birlikte Allah Teala'ya §eklen ve 
usulen yakarmanizin faydasi yoktur. " 

Ger mecdzi ise, de aski koydursun dilde 
Kays Ley Id diyerek bulmadi mi Leyld'yi yine 
Kalbi Mecnun 'u yararsan Hazreti Leyld gikar 
Zahidd sen sanma Leyld baska Mecnun baskadir. 

La 
Tarikatin temeli sirasiyla tovbe, uzlet, ztiht, takva, kanaat ve teslimiyet- 

ten gecer. Ihvana "kimin oglusun" diye sorarlarsa §eyhinin oglu oldugunu 

soyler. Tarikat bagi nikah bagindan daha kuvvetli bir akrabalik tesis eder. 

Kan akrabaligindan bir zaman sonra bir du§manhk peydah olsa da bu sihri- 

yetten ancak muhabbet ve nza meydana gelmektedir. 

Teslimiyetteki kemal, maneviyatta ahnacak yolun kuvvetini gosterir ki, 

gayret gerekmektedir. 

ihvanin bu yoldaki teslimiyetini izhar etme derecesi, cenazenin yikayici 



— "Uveysi sufller iginde hi? siiphesiz en dikkate deger olanlardan biri, Buytik 
Selcuklular devrinin meshur seyhlerinden Ebu'l-Kasim Ctircani (veya Gtirgani, ol. 
1076)'dir. Silsile itibariyle Ctineyd-i Bagdadi (ol. 909)'ye vasil olan bu seyh, 
Feridtiddin Attar'm belirttigine gore, bizzat Veysel Karani'nin ruhaniyetinden feyiz 
almisti ve zikrederken "Allah Allah Allah" yerine "Uveys Uveys Uveys" diyordu." 
(OCAK, Ahmet Yasar, Veysel Karani ve Uveysilik, Ist.2002, s.l 15) 

468 — Tezkiretu'l-Evliya s. 696 -NICHOLSON, Reynold A, Islam Sufileri, Lrc. 
Yticel BELLI- Murat TEMELLL 1st, 2004, s. 92-93 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi .ny 

oniindeki hali gibi hareket ederek benligini yok etmeye vardinp, §eyhine 
vannca can vermelidir. Zamani ve mekani ortadan kaldiran a§ki ile de her 
demi, vuslat olur. 

"Necmeddin Kilbra kuddise sirruhu'1-aziz yine der ki; Milrid zahirinde 
ve batmmda seyhine tam teslim olmalidir; onun islerine ve sozlerine hie itiraz 
etmemelidir. §ayet yumurta kusun tasarrufundan disan diisse batil olur. Artik 
ondan bir hayir gelmez; ne kus olur ne yumurta. Yumurta kusun tasarrufundan 
gikip fasit olunca cihamn biltiln kuslan toplansalar yine o yumurtayi lslah ede- 
mezler. Bunun gibi sayet milrid, seyhin vilayetinden reddedilirse artik hie bir 
seyh onu bir yere ulastiramaz; biltiln seyhlerce reddedilmis olur. Ancak bir oztlr 
ile onun inayeti "delil-i rah" olanlar icin tlmit var. 

Bayezid kuddise sirruhu'l-azize, "Tdlibe ne gerektir? " diye sordular. 

"Dogustan devlet " dedi. "O olmazsa? " dediler. 

"Guglu bir vucut." dedi. "O da olmazsa? " diye sorduklarmda ise, 

469 

"O zaman olmek olmaktan yegdir. " cevabim verdi. 

Oyle sanirdim ayriyem dost gayridir ben gayriyem, 
Benden gorttp isiteni bildim ki, ol canan imis 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Tevhide tapsur ozunti, seyh izine tutyiizunu 
Kimseye agrna razini, seyhin yeter burhan sana 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Bir ihvan §eyhine baglanip, gosterdigi yolda hareket ederse emniyet ve 
terakki uzere olur. Bu da onun dogru yolda oldugunu gosterir. 

Ehlini bul ol illerin sarpin gegersin bellerin, 
Yirtar yalniz gideni kurd-u peleng aslan kamu 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Ebu Ata Abbas kuddise sirruhu'l aziz demis ki; 

"Eger Allah Teala'nin dostlarinin sevgi etegine yapifjmaya kadir olamaz 
isen, bari Allah Teala dostlarun sevenlerin muhabbet etegine tutun, dostlan- 
na dost ol, gunku onlan sevenleri sevmek, aynen onlan sevmektir. " 

Kande geliryolun senin ya kande varir menzilin 

Nerden gelip gittigini anlamayan hayvan imis. 

Mttrsit gerektir bildire Hakk-i sana Hakk-al Yakin 

Mursidi olmayanlarin bildikleri gttman imis 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 



469_ 
470 



-QAVUSOGLU, a.g.e. s. 133-1 34 

-Lamii Qelebi, Netahattl'1-Uns Terctimesi Abdurrahman Cami, hzl. Silley- 



man ULUDAG-Mustafa KARA, 1st. 1998, s.51 



Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



"Necmeddin Kilbra kuddise sirruhu'1-aziz soyle der: Musa aleyhisselam 
ntibtivvet ve risalete sahip oldugu halde on yil §u'ayb aleyhisselama hizmet etti. 
Boylece Allah Teala ile bizzat konusma derecesine, ulasti. 

Saadete ulasan kimseler kamil seyhlerin kontrolilnde silluke girenlerdir. 
§eyh Evhadti'd-din-i Kirmani kuddise sirruhu'1-aziz rahmetuT-lahi aleyh buyu- 
rur ki; 

"Herkes once yoldas arar. O zaman yola dtlser. Er dedigin kisi seriata tarn 
baglamr ve kulluk makammda dogra yolu bularak seyhine saygi icerisinde hiz- 
met eder. 

Ctinkti salikin kalbi zikre devam ederek temizlenir; rah tecellilerine kabili- 
yetli bir hale gelir; "Ene'1-Hak" ve "Stibhani" zevki ona yilz gosterir. §ayet bir 
seyhin yardimi olmazsa akh bunu anlayamaz, hulul ve ittihad belasma dtlser. Bu 
duramda imanmm gitmesinden korkulur. Necmeddin Ktlbra kuddise sirruhu'l- 
aziz soyle der: 

"Eger kerametlerini kendinden bilirsen 

Sen bir firavunluk ve ilahhk iddiasinda bulunmufj olursun" 

Pek 90k insan dogruluktan aynlarak sapitmislardir. Bu anlamda §eyh Attar 
kuddise sirruhu'1-aziz soyle buyurar: 

"O senin iqin bir nursa da o atetjten bafjka bir §ey degildir 

Sen bu cihzgurur ifjiginda yurume" 

Tek-u tenha : Efendi Hazretleri §eyhine olan a§ki ile Ademi Ademde 
bulmu§, yaratih§indaki sirra ermi§tir. Bu yolda canini veren cananina kavu- 

472 ' 

§ur. Can ile ah§veri§ olur. O da olmeden once olmektir. Ihvan §eyhine 



m — QAVU^OGLU, a.g.e. s.127 
472 — OLUM 



Tasavvufta oltlm hifbir zaman, genellikle bizim ona verdigimiz olumsuz manayi 
tasimaz. TasavvufT faba ve gayretin btlytlk bir kismmm, Allah Teala aski ile yakm- 
dan ilgili olan oltlme hasredildigini soyleyebiliriz. Gergekten caba ve gayretlerini 
bikip usanmaksizm oltlm arayisi olarak tarif eden sufilerin sayisi pek goktur. 

Olmek ise, iki kisimdir. 

Birincisi; Zaruri oltlm, Ikincisi; Ihtiyari oltlmdtlr. 

Zaruri olurn; Her seyin oltlmtldtlr. Kur'an-i Kerim'de "Her canh olumu tadici- 
dir" ayet-i kerimesi bu gercegi aciklar. Kamil olmayanlarm oltlmleri ancak zaruri 
oltlmdtlr. 

Ihtiyari oliint ise, kamil insanlara mahsustur. "Olntezden once oliiniiz" soztl ih- 
tiyari oltlme isarettir. Bu oltlmle olenlerin hasir ve nesirleri, dtlnyada olur. Zaruri 
oltlmleri ise, dtlnyadan ahirete gogmeleridir. Buna gore ihtiyari oltlm dort ttlrltldtlr. 

1-Mevt-i ahmer (Kizil oltlm): Bu oltlm, nefsin arzulanna muhalefet ederek, onu 
zayrflatmaktir. 

2-Mevt-i ebyaz (Beyaz oltlm): Az yemek, sik sik orac tutmakla kalbin berrak- 
lasmasim ve saflasmasim temin etmektir. 

3-Mevt-i ahdar (Yesil oltlm): Nefsin hoslanmadigi sade ve mtltevazi hayati ihti- 
yar etmek. 

A-Mevt-i esved (Kara oltlm): Her seyin Allah Teala'dan geldigi inancma kavus- 



Katre §iiri'nin Aijiklamasi 



189 



gerektigi gibi hizmet ederse Efendisini kendinde bulur. Bu bulma ise, ezel-i 
ervahta gercekle§enin tecellisidir. Nak§ibend Hazretleri Muhammed Parisa 
kuddise sirruhu'l-azize 

"Bizim vucudumuzdan murat Muhammed'in zuhurudur. " Diyerek bir- 
liktelikteki sirrin if§asini yapmi§tir. 

Mecnun'un "Biz bir bedene girmi§ iki ruhuz" sozii de "tek-u tenha 
olmu§uz" a remizdir. Ashnda iki ruh iki bedende olur. Denilmek istenilen 
ikimiz ikilikten gecip birlik sirrina ermi§izdir, demektir. 

Kur'an-i Kerim'de Allah Teala §6yle buyurdu: "Kullarim, sana benden 

473 

sorarlarsa, ben yakinim. " Bu yakinhgi kul birle§me olarak du§unmeme- 
lidir. £unku Allah Teala, hicbir §eyle ittihat etmedigi gibi; herhangi bir §ey 
dahi onunla ittihat etmis. degildir. Allah Teala'ya hifbir §ey hulul etmedigi 
gibi; Allah Teala dahi hicbir §eye hulul etmi§ degildir. 

Allah Teala'nin yakinhgi, her ne kadar keyfiyeti ve benzeri yok ise, de; 
lakin burada vehmin yeri vardir. Vehim kavrami ve hayal dairesi di§inda 
kalan, Allah Teala'nin yakinhgidir. 

Bir ba§ka mana ise; 

A§ikin mekani tenha yerlerdir. Tenha yerlere ba§kalannin etkisi yoktur. 
Birle§menin yurdudur. Tenhadaki yalmzhk kiskanfhgin bittigi andir. Tek 
olmak ise, bilmenin zirveye fikmasidir. Insan bir §eyi bilmeye ba§layinca 
sevmeye de ba§lar. Ezelden gelen bir bilme de varsa bu sirri daha 50k a§ikar 
kilar. Efendi Hazretleri temel unsurlardan olan topraktaki sirri bilmesinin 
efendisine ula§masinda bir vasita oldugunu ve bu silsile ile ademiyet yolun- 
dan ilahi yurda ula§tigini beyan etmektedir. 

Bir ba§ka mana ise; 

^ocuk anne ve baba vahdetinin meyvesidir. Bir focuk "ben babam ol- 
dum " veya "ben annem oldum " derse yalan soylemi§ olur mu? 

Hayir. Efendi Hazretleri burada "i§te goruyorsunuz.. " Mustafa Haki 
kuddise sirruhuT-azizden bir farkim yok. Daha once beyan ettigimiz iizere 
§iirin yazilma sebebi olan Fatsah Hamit Efendi'ye "gel, bize yol ugratman, 
efendine varman demektir " demek istemektedir. 

I§te bu nedenle vuslat yollan birlikten, birle§meden gefer. Eger bir bir- 
le§me yoksa ne murad ne meyve hasil olur. 

Ey gonttl gel gayriden geg a§ka eyle iktidd 
Zumre-i ehl-i hakikat am krfmi§ muktedd 



mak, olan jeylerde O'nu gormek veya hissetmek; yaratilanda O'nu mtljahede et- 
mektir. Bu dort olilmu tadan kimseler §uhud makammda olurlar. 
m — Bakara, 189 



190 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Cttmle mevcudat-u ma'lumdt-a a§k akdem dttrttr 
Zira a§kin evveline bulmadilar ibtidd 

Hem dahi cttmle fena buldukta a§k baki kahr 
Bu sebepten dediler kim a§ka yoktur intihd 

Dilerim senden Httdd'ya eyle tevfikin refik 
Bir nefes gonlttm senin a§kindan etme-gel cttdd 

Masivayi a§kinin sevdasini gonlttmden al 
A§kini eyle iki alemde ban a a§ind 

A§k He tamu'da olmak cennetidir a§ikin 
Liyk cennette olursa tamu 'dur a§ksiz ana 

Ey Niydzi mttr§id istersen bu yolda a§ka uy 
Enbiya vtt evliya 'ya a§k oluptur rehnttmd 

Niydzi Misri kuddise sirruhu 'l-aziz 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi mi 

BIR ACEP SIRRI-TAKI DEN ALDIGIM DERS-i iBER 
ANI BILMEK DILERSEN VEREYIM SANA HABER 
HER ULUMI ALMISTI PIRIMDEN O SEYH-I MUTEBER 
BiZANDA MAHVOL UP BEZM-t FERDA OLMUSUZ 474 

Bir acep sirn-Taki den aldigim ders-i iber 

Efendi Hazretleri, Mustafa Taki kuddise sirruhu'1-aziz Efendi hakkinda 
"Bizim sohbet §eyhimiz" buyururlardi. 

Gecmis. sayfalarda deginildigi iizere, Tokatli Mustafa Haki kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendiden sonra yolun manevi tarafi Efendi Hazretlerinde 
kalmi§tir. Buna ragmen Sivash Pir'e kar§i sonsuz bir a§k ve edep dairesinde 
hareket etmi§tir. Oyle ki, Sivash Pir'in kapisinda hizmet icin bekledigi giin- 
lerde teslimiyetini gosterecektir. Mesela; bir gun kendinden gecmis. iizerine 
yagan karlar omuzlannda birikmi§tir. Bu hali gorenler O'nu dilden dile an- 
latmi§lardir. Soranlara ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi; 

"Efendimin bir istegi olurda hizmet eden bulunmaz ise, " demi§tir. 

Dur olan O bezmi-i aliden Hilda' dan diir olur 
Bezm-i Ehl'u-llah 'a kim olsa mudavim niir olur. 

Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz 

Bir Kamilin bendesi kamil olunca, seyri kemal iizere olur. O'nun gozii 

gonliine nazir olur. Yoruluncaya kadar hizmette bulunur ki, goniil fe§mesin- 

den artik kan yerine nur akar. Bu yolda kemal bulmak isteyenler §u soze 

uyarlar. 

Almak istersen eger, himmet-i Ehl'u-lldh 'i 
Bi-edep olma, gozet hurmet-i Ehl'u-lldh 'i 

Am bilmek dilersen vereyim sana haber 
Her ulumi almisti pirimden o seyh-i muteber 

Mustafa Taki kuddise sirruhuT-aziz Efendi bu koldaki zahiri kismin ko- 
runmasinda 50k biiyiik emegi vardir. Usui ve erkan iizere saglam durmu§tur. 
Bu da O'nda tarikat ne§esi bulanlarda acikca goriilmektedir. 

Biz anda mahvolup bezm-i ferda olmusuz 

Efendi Hazretleri bu yoldaki edebi muhafaza ettiginden bezm-i ferda 
olmu§uz sozii ile Yar-e Yadigara i§aret ederek 'biz aym sozlerin ve tecriibe- 
lerin ve a§kin meclisi olduk. Biz aym kaynaktan feyz aliyoruz' demektedir. 



474 — Ben silluk seyhim Mustafa Taki kuddise sirruhu'den 90k kiymetli ibret ders- 
leri aldim. 

Ogrenmek istiyorsan sana da soyleyeyim 

Qok degerli seyh (Taki Hazretleri) butun ilimleri pirimden almisti. 

Biz de onunla hem hal olup manevi yolda birlikteligimiz olmustur. 



192 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Ferdiyet sirn Muhyiddin Arabi kuddise sirruhu'l-azizin Fusus-ul Hikem 
isimli kitabinda Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemin hikmetinde beyan 
edilmi§tir. 

Ferdiyet makaminda olan vasfedilemez; yani anla§ilamaz olmus. demek- 
tir. Bu sevgilinin mevcut oldugu ve beraberinde ba§ka bir §eyin bulunmadigi 
cem haline donmektir. Bu halde akhn egemenligi kalmaz. 

Bu makamdan nasiplenen ki§i varhk meydaninda yok gibidir. Onlar icin 
cokluk tiimden yok olmu§, sirf ferdiyetle ku§atilmi§tir. Bu ilk zaman ihvanda 
sonra silsile yoluyla §eyhinde, Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemde ve 
nihayette Allah Teala di§inda bir §ey kalmayana kadardir. 

Efendi Hazretleri muhatabina "Beni nigin Mustafa Taki kuddise 
sirruhu'l-azizden ayri gormeye gahsiyorsun" "Ben O'yum" diyerek uyanp, 
beni bilmek, gormek ve sevmekle hakikate ula§irsin diye ifade etmi§tir. 

Aynhgin bittigi yerde, hakikat aciga cikar. Bu nedenle Allah Teala'yi 
anlayabilmek ifin Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemi anlamak gerekir. 
Gul§eni Raz sahibi buyuruyor ki; 

"Ahad (Allah Teala) Ah-m-ed'in mim-i taayyiiniinden (yaratilmasiyla) 
ortaya cikti. Bu devirde evvel ahirin ayni geldi. Ahmed'den Ahad'a kadar 
fark bir mim (harfinden) yaratilmasindan ibarettir. Butun mevcudat bu mim 
ifinde kaybolmusjur." 

Bildin mi nedir, ey gonul insan-i kdmili; 
N'oldu, bu cihan mezrai iginde hasrfi?.. 

Derya-i ilme saldi am Hayet-i Feyyaz; 
Bahr-i muhiti etti guzer feyz-i sdmili... 

Habb-i sinevberide felek habbedar olan; 
§ol onsekiz bin alemin olmaz mi hdmili? 

Kenz-i nihana olmasaydi miftah bul'aceb; 
Olmazdi nakd-i ma'rifetin kimse, vasdi... 

Gerekse kemalde miyer zer ola; 

(Hakki) olur mu, insan-i kdmilin muadili... 

Ismail Hakki Bursevi kuddise sirruhu 'l-aziz 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi i qj 

QiJNKlJ KITMIR OLALIDAN BU KAPIDA BU HAKIR 
HER I§i SIRR-I EZELDEN BILDIM TAKDIR-i KADIR 
OL SEBEPTEN i§iMIZ CUMLEYE TAZIM-U TEKRIMDIR 
BOYLELIKLE HALK I0NDE HAKK-I RANA OLMUgUZ 475 

Ciinkii kitmir olahdan bu kapida bu hakir 

Tarikat edebinde miirid, bir kopegin sahibine olan teslimiyetini goster- 
mez ise, bu yolda bir §ey bulamaz. 

"Allah Teala'dan tevfik-i edeb arayahm, zira edebsiz Allah Teala'nm 
lutfundan mahrum kalmistir. Bu felek, edebden nurla dolmustur, melek de 

477 

edebden dolayi masum ve pak yaratilmistrr." 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem buyurur ki; 

"Yeryuzttnde tapilan ilahlardan Allah Tedld'nin en gok bugz ettigi, 
hevd ve hevestir. " (Teberani) 

E§refoglu Rumi kuddise sirruhu'l-azizin; 



^ — Qilnkil bu kapida kitmir oldugum gilnden beri. 

Her i§i Allah Teala'nm iradesi ile bildim ki, ta ezelden takdir olunmuj. 

Bunun igin kimseyi ktictik gormeyiz, herkese saygi duyar deger veririz 

Boylelikle bilttln insanlar icinde, Hak vergisi bir gilzellik bulmujuz. 

476 — Kopekte Bulunan On Giizel Haslet 

1 -Sadakat: Kopek sahibini terk etmez, kovsa da birakmaz, ktismez, hizmet eder. 

2-Kanaat: Ne verilirse razi olur. Sofraya sokulmaz, buldugu ile iktifa eder. Yeri- 
ne biri gelse onu oradan kovmaz. 

3-Tevazu: Yattigi ve gezdigi yer, alelade yerlerdir. Kendi icin ytlksek yer ara- 
maz. Ne yedirilirse yer. 

4-Tevekkiil: Yanm dujunmez, yerini yermez, erzak biriktirmez. 

5-Teslimiyet: Sahibini birakmaz. Dovse de, ayagim kirsa da yine cagirmca gelir. 
Kuyrugunu sallayarak teslimiyet gosterir. Iyilik edeni bilir ve unutmaz. 

6-Ziihd: Kendisini umumi zuhurata birakmijtir. Gelecek icin bir dujilncesi ve 
hazirhgi ve esash bir bakimi yoktur. 

1 -Miskinlik: Her yeri dolajir. Bir §ey verilirse ahr, vermezlerse bakar ge9er. 
Kendine dokunmazlarsa bir sey yapmaz, yoluna gider. 

8-Uyanikhk: Qok az uyur. Sehirlerin, koylerin sokaklarmda gece bekgisidir. Hir- 
sizlan tamr, evleri, baglan, bahceleri, surilleri korur. 

9-Istigna: Qekingendir. Baskalannm nasibine tecavilz etmez. Kedi gibi sofralara 
sokulmaz kablan bulastirmaz. 

10-Edeb: Kopek haddini bilir. Insanlar arasmda ve hay van cinsleri ifinde insan- 
lara en 90k hizmet edenlerdir. Emredilen isi tutar. Terbiyeyi kabul eder. (Ribat Der- 
gisi, yil 1, sayi 2, 1982.) 

477 — Kosec Ahmed Dede, Es-Sohbettl's Safiyye, trc. Ahmed Remzi Dede, hzl. 
Seyh Galib- Prof. Dr. Ah ALPARSLAN Kultiir ve Tunzm Bak. Yay. No: 964-1988 



194 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Haci Bayram Veli dergahina tam bir teslimiyetle gidip dergahin helasi- 
nin temizlik i§ini yapmasi; 

A§agi yukan kendisiyle ayni ya§larda bulunan Haci Bayram Veli 
kuddise sirruhu'l-azizin temizleme emrine "Bas. ustiine" deyip eline ibrik, 
kurek ve siipiirge ahp i§e ba§lamasi; 

Tekkenin 1 1 sene imamligini yaptigi halde on bir senede bir defa dunya 
kelami ettiginde Haci Bayram Veli kuddise sirruhu'l-azizin, 

"Meqdyih katinda gok soylemek kustahhktir. Qok soyleme, " buyurdu- 
gunda bir daha konu§mayrp itaat etmesi; 

Haci Bayram-i Veli kuddise sirruhu'l-azizi ziyarete gelen Ak§emseddin 
Hazretleri kendisine ikram olarak kopeklerin yahni kabul etmesi; 

Aziz Mahmud Hiidayi kuddise sirruhu'l-azizin cigerleri halk icinde om- 
zuna atip satmasi ile oniimuzde yol gosterici olarak kaldilar. 

Ar-u namusun birak sohret kabasindan soyun, 
Giy meldmet hirkasin kim ol nihan etsin seni 
Yiiziin yerler gibi ayaklar altina ko kim 
Hak Teala ba$lar uzere asuman etsin seni 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Dunyaya gelmekten ntaksat, kisi Rabbini bilmektir 
Rabbini bilmeye sebep evliyayi bulmaktir 
Bubnak degibnis bilntek, bilntek degihnis bulmak 
Evliyaya goniil verntek rengine boyanmaktir. 

Buldum, gordilm, bildim! Demek maksuda ermek icin kafi degildir. Bu, 
ben kirk senedir dervislik ediyorum diye ogilnup gilvenme isi de degildir. Mak- 
sat, o terbiyesi halkasma girdiginin velinin rengine boyanmaktir. Yani gtlzel si- 
fatlarmi giymek, dogruluguna, adaletine, irfanma ve askma burilnmektir. Evet, 
kirk sene bir kapiya hizmet eder bir sey alamaz da. tic gtln dervislik etmekle, 
onun kirk senede bulamadigmi elde ediverir. Qtinku ezelde hazirlamp da gel- 

. „ 478 

mistir. 

Her i$i sirr-i ezelden bildim takdir-i kadir 

Ya§adigi asnn sikintilanni Allah Teala'nin takdiri oldugunu bildiginden 
siikut etmi§ ve §ikayette bulunmami§tir. Olacak hadiselerde Allah Teala'nin 
emrini bilmeyen biiyiik sikinti ifine dii§ecegi kesindir. Miir§idler ise, bu 
bilgide en yetkin kisjlerdir. Talebelerini terbiye ederken tesadiiflere yer bi- 
rakmazlar. Her i§leri birbirine uygun oldugu gibi, aynca isabetlidir de. 

Hz. Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz bir vaazmda, "ben hamama benzerim" 

diyordu. "Hamama gidince elbise cikmadan, soyunmadan nasil temizlik olmaz- 



-Ken'anRifai, a.g.e. s.152 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi i oj 

479 

sa, ben de dersime gelenlerin icini bosaltinm, iclerini soyar, temizlerim." 

Anatomi bilgini Von Hyrtl soyle demistir; "Ana rahmindeki cenin eger bi- 
linc sahibi olsaydi ve dogum esnasmda basma gelecekleri fark etseydi dogumun 
kendisi icin bir olilm oldugunu dusuniirdu. Ciinkii kendini saran zar yirtilmada, 
hay at unsuru olan su akip gitmede, gida veren gobek kordonu kopmada, giiven- 
le icinde yasadigi alemden atilmaktaydi. Ama eger cenin, dilnyayi bilseydi; do- 
gumun otesinde bir hayatm varhgim da kolaylikla kabul ederdi. Ciinkii kendisi- 
ne baska bir hayat icin gerekli organlarm verildigini gortirdti. Ornegin, hava al- 
mak icin cigerler verilmisti ki, gidecegi yerde havaya ihtiyac duyacagi anlajili- 
yordu, gozler verilmijtir ki, renkler ve jekillerle silsltl bir yere gidecegini ispat- 

1 A " 48 ° 

hyordu... vs. 

Ken'an Rifai kuddise sirruhu'1-aziz bu konuya §6yle deginmektedir. 

"Olan olmus, yazilan yazilmistir. Higbir sey sebepsiz degildir, her sey hik- 
met tahtmdadir. Onun igin bize itiraz yakismaz. En biiyiik tevhid siikuttur. 

Dergahlar orttllmeden birgok sene evvel Sabri Efendi'ye: Bundan sonra 
zikri kalbi yapacagiz! Demistim. 

Bundan da anlasihyor ki, bu alemdeki biltiln hadiseler, ezeli takdirin icapla- 

j " 481 
ndir. 

01 sebepten igimiz cumleye tazim-u tekrimdir 

Marifet ilminin sirrina vakif olmak ifin, olan §eylerde miir§idine tabi 
olup teslimiyet ve nza makami uzere olmaktir. Kaza ve kaderi tayin etmek 
niyetinden 50k, razi olmak uzere ya§amak gereklidir. 

Kaza ve bela yalmzca Allah Teala'dan gelir. Biltiln bunlarm Allah Tea- 
la'dan nes'et etmesi ilim ve hikmete tabidir. Hikmeti olan sey abes olmaz. Ve o 
htlkme itiraz edilemez. Sirrim bilemedigi seyde, kulun yapmasi gereken en el- 
zem sey teslimiyettir. Ve kaza-yi Hakk'a teslim olmaktir. Mesela bir kimse, 
dilnyada olan bir takim ahvalin, akla ve mantiga aykm oldugunu gorse bile bun- 
lara itiraz etmemesi lazimdir. Qilnkil her sey Allah Teala'nm takdiriyledir. Me- 
sela, zalimin adil olan bir kimseyi yenmesi, bir ummetin nebisine karsi olan zit- 
ligi, alim olan kimsenin itibar gormeyip, cahil olan kimselerin itibar gormesi 
gibi hadiseler her ne kadar zahiren mantiga zit gibi gozilkilyorsa da, bunlar Al- 
lah Teala'nm takdiriyle olan seylerdir. Ctinkti bunlarm vuku bulmasi vaciptir. 
Ve Hakk'm muktezasidir. Ve hepsi de hukm-ti Huda'dir. Asia abes degildir. 
IbniiT Fanz bu mevzua mtinasip soyle soyltiyor: 

Allah Teala'nm takdiri as la abes olmaz 



m — AYTANQ, Goniil, Sozce, 1st. 2005, s.222 

480 — ORUC, Ayse, Babam Mehmet Oruc'tan Ogrendiklerim, Insan ve Islam Ol- 
mak, Ist.2003, s. 101 

481 — Ken'an Rifai, a.g.e. s. 41 



196 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

§ayet insanlarin fiili olmasa denge nasil olurdu? 

Testici, bir testiyi kirarsa diledigi zaman yine yapar da. 

Birisi bir meczuba yazi ile: "Cenneti mi istersin, yoksa cehennemi mi ? " 
diye sordu. 

Meczup soyle cevap verdi: 

"Bana oyle sual sorma, O, (Yani Cenabi Hakk) benim iqin ne dilerse 

■ "A A' 484 

onu severim. dedi. 

Ken'an Rifai kuddise sirruhu'l azizin Bebek'teki komsularm gtirtilttilti eg- 
lencelerden hoslandiklarmdan mecliste sikayetle bahsedilmisti. Bunun ilzerine 
buyurdular ki; 

"Nicin alemin eglencesine hilrmet etmiyorsunuz? Onlarm zevki ile benimki 
arasmda ne fark var? Alemin zevki bizim de zevkimizdir. Benim zevkim onlan 
da zevkyab gormektir. 

Allah Teala herkese kendi istidadma gore bir vazife vermis. Ben onlarm 

485 

yoluna gitmiyorum. Hie olmazsa fikirlerine de mi hilrmet etmeyeyim? " 

Aziz Efendi, oriimcek agina yakalanmis bir sinegi kurtarmak istemi§. 
Ken 'an Rifdi kuddise sirruhu 7 aziz mdni olmus ve soyle buyurmustur. 

"Aziz Efendi'nin sinegi kurtarmasma mani oldum ve dedim ki; Onu nicin 
kurtarmak istiyorsun? Eger oriimcek senden dava edip de: 

"Neden Allah'imm bana gonderdigi nzki elimden aldm, ben gidayi nereden 
bulayim? Agimi onun igin kurdum! Derse ne cevap verirsin?" 

"Biz, aga tutulmus bir avi, bir bocegi kurtarmak istemedigimiz gibi, onu 
kendi elimizle tutup agm ifine atmayiz. Yani serre vesile olmak istemeyiz. Fa- 
kat hayrm ve serrin Allah Teala'dan oldugunu da biliriz. Yani her seyi 
Hakk'dan bilerek ona el ve dil uzatmayiz. Yalmz temasa ederiz." 

Riza makaminda Allah Teala'nin zat-i ilahisinin tecellisi ve kulun mu- 
habbeti vardir. 

Riza makami, biitiin makamlannin usttindedir. Bu yiiksek makamin ele 
gecmesi ise, terbiyede kemale kavu§tuktan sonra olur. 

Marasi Ahmed Tahir kuddise sirruhu '1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 
"Oglum sizler Allah Teala'dan razi olunuz. Yoksa Allah Teala sizlerden 

487 

razidir. Oyle olmasaydi bir saniyede herkesi helak ederdi!" 



— Ismail Ankaravi, Minhacu'l-Fukara, 1st, 2005, s. 259 
483 — Mesnevic.III,b.l738 
484 — sjgyjj Sadi-i §irazi, Bostan, a.g.e., s. 146 
485 — Ken'an Rifai, a.g.e. s. 57 

486 ^ A 

— a.g.e. s. 60 
487 — KtigUK, a.g.e., s. 57 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi .ny 

Bu muhabbet hasil olunca, seven, sevilenin elem ve nimetlerini e§it 
gormeye ba§lar. Boylece nzasizhk ortadan kalkar. Onlar vaktin (ibn-ul vakt) 
cocuklan olur. 

Bazi sofiler Hazreti Ebu Bekir radiyallahil anhi alem-i misalde gordilkle- 
rinde ondan tavsiyeler istemis, o da "Sen bulundugun zamanin oglu ol" (ibn- 
ul vakt) demistir. 

Hulasa sofi "lbn-iil vakit" tir, fakat vakitten de kurtulmustur, halden de. 
Haller, onun azmine onun reyine mahkumdur, haller, onun Mesih'in nefesine 
benzeyen nefesleriyle diridir. 

Sense hale asiksm, bana degil. Sen, bir hale sahip olmak ilmidiyle benim et- 
rafimda donilp dolasryorsun. Bir an eksilen, bir an artip kemal bulan hal, Ha- 
lil'in mabudu olamaz, batar gider. Batip giden, gah boyle, gah soyle olan gilzel 
degildir, ben batip gidenleri sevmem. 

Bazen hos, banan nahos olan, bir zaman su, bir zaman ates kesilen, Aym 
burcudur ama ay degil. Put gibi gilzeldir, ama giizelliginden haberi bile yok! Saf 
sofi, ibn-tll vakit" tir ama vaktin babasrymis gibi vakti adam akilh avucunun 
icine almistir. Bu cesit sofi, tamamiyla ululuk sahibi Allah Teala'nm nuruna 
gark olmustur. 

Kimsenin oglu degildir o vakitlerden de kurtulmustur hallerden de! Do- 
gurmayan nura batmistir. Dogmayan, dogurmayan zatsa ancak Allah Teala'dir. 
Diriysen yuril, boyle bir ask ara. Yoksa birbirine aykm vakitlere kulsun. Qirkin 
gilzel nakislara bakma da kendi askma, kendi dilegine bak! 



Harabat ehline duzah azabin anma ey z&hid 
Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-i ferdayi bilmezler 



Hay alt Bey 



488 — Hz. Ali kerremallahu veche Divani, trc, Milstekimzade S. Saadettin Ef, 1st. 
1981, s. 665 

489 — Mesnevi c.III, b.2426-2438 

490 — Agiklama: 

"Ey ham sofu, meyhanede oturup burayi mesken edinenlere cehennem azabin- 
dan, qekecelderi cezalardan soz etme. Bunlar vaktin oglu oldular, gelecegin akinti- 
sini qekmezler. " 

Ebu 'l-Vakt: Vakti babasi 

Ibn-ii l-Vakt: Vaktin cocugu. Kalbi halden hale degisen veli. 

Tasawuf yolunda ilerlerken halleri degisen, her zaman baska tilrlil olan, bazen 
suurlu, bazen suursuz (kendilerinden gecen, kendilerini unutan) kimseler. Bunlara 
erbab-i kulub da denir. 

ibnil'1-vakt, zamanin oglu, yasadigi zamana uyup, gereklerini yerine getiren in- 
san demektir. Tasawuf terimi olarak da, gecmis ve gelecekle ugrasmayan gelecegi 
dilstlnmeden Allah Teala'nm her htikmune, her emrine itiraz etmeden uyan gercek 
sofi anlammdadir. Qikarci, dalkavuk anlammda ise, ibn-tl'z-zaman sozil kullamhr. 



198 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Ibn-i vaktim ben Ebu 7 vakt olmazam 
Abd-i Mahzim ben tasarruf bilmezem 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Yazilmi§ alnina her ne ise,fa'ilin, reddi nd-kabil 
Httner §u defteri a'mali, omrtt ho§ga durmektir 
Musaddaktir bu dava ta ezelden mtthr-i hikmeti 
Cihana gelmekten maksat §u tatbikdti gormektir. 

492 
Tip Fak. Hastanesi Haydarpa§a 09. 03. 1337 

493 
Neyzen Tevfik kuddise sirruhu'1-aziz 



491 — Seyyid Muhammed Nur kuddise sirruhu'l-azize gore kevni keramet goste- 
ren, Ebu'l-Vakt'tir. lbnu'1-Vakt ise, keramet gostermekten hoslanmaz. Efendi Haz- 
retleri bu nedenle zamamn getirdigi mecburiyetlerde melamet yolunu tutarak hareket 
etmislerdir. (Mesela, sangi terk ederek irsad vazifesini devam etmeleri gibi. Qiinkil 
hakikat, her zaman Allah Teala tarafmdadir. Bazi seylerin terki ile daha gilzel seyle- 
rin yapilmasi mumkun olacaksa o menfaat yolu aranmahdir.) 

"Ey Huseynim, eger gurbete ve yabanci bir memlekete yolculuga cikarsan, o 
ulkenin Met ve geleneklerine gore hareket et " (Hz. Ali kerremallahu veche Di- 
vam, trc, Milstekimzade S. Saadettin Ef., 1st. 1981, s. 60) 

492 — §evki Koca- Murat Kacis, Neyzen Tevfik Kulliyati, 1st. 2000, s.339, 
BA§TUNQ, Yilksel, Yangm Adam Neyzen Tevfik, 1st. 2000 

493 — Bazilan bu ibareden dolayi sasirip kalacaklar. Fakat bir hakikattir ki, Efendi 
Hazretleri Neyzen'in bu kitasim mtitemadiyen soylerdi. Qilnkil O, Neyzen'i pek 90k 
kimsenin tamgmdan daha iyi tamyordu. Neyzen'in sirh hayati, kendi dilinde su 
sekilde anlatilir. 

"... .Senelerce ayik gezdigimi bilmiyorum. Esasen hayatimda bir kere sarhos ol- 
dum. I9im bir kere (maya) tutmustu. Birgiln Uskudar'daki evimizde bermutad gaki- 
yor, sabah rakisi iciyordum. Babam seslendi, tuz almak icin bakkala yolladi. Tuzu 
aldim, fakat tamam bir bucuk sene sonra eve donebildim!. 

Umumi harbe kadar (1868) okka raki ictim. Btitun gazeteler de yazdi ya.. On- 
dan sonrasim hesap etmedim. Bir mandalinle, bir dilim portakalla bir okka raki icti- 
gim 90k olmustur. Aylarca degil yemek, bir lokma ekmek bile agzima koymadim. 

Ben mideme raki doldurmakla sarhos olmayi sevmem, gozilm doymah, gozilm 
sarhos olmali, gozilm! 

Rakidan baska U9 dort ton esrar i9tim. Bir o kadar da (afyon) yuttum. Bu U9 
azametli htikumdar, kafamm ilstilnde saltanat kurdular, senelerce kimildamadilar. Bu 
U9 bilyilk kuvvetin sayesinde her renge girdim, her boyaya boyandim. Surtttim, sefil 
oldum, serserilerle gezdim. Parasiz gezdim. Sokaklarda, Yeni Cami'nin arkasmdaki 
merdivenlerin ilstilnde kopeklerle koyun koyuna yattim. Tas, soguk, yagmur, bana 
hi9bir sey yapmadi. Sapasaglam gezdim. Fakat bazen timarhaneyi de boyladigim 
oldu, hem ka9 kere. Mazhar Osman Bey'le bunun i9in aramiz 90k iyidir. Velhasil her 
ne ttlrltl sekli hay at varsa hepsinin tlsttlne 9adir kurup oturdum." (§evki Koca- Murat 
Ka9is, Neyzen Tevfik Kultiyati, 1st. 2000, s. 17-18) 



Katre §iiri'nin Aijiklamasi 



199 



Hig ne lazim her kesin ayibini tahrir eylemek 
Kdmil insan gormez gorse de gozyumar 

La 

Boylelikle halk icinde Hakk-i Rana olmusuz 

La faile Illa'llah (Allah Teala'dan ba§ka fail yoktur) remzi "Hakk-i rand 
olmu§uz "da kendini gosterir. Bu makamdaki edep, i§lerin ciimlesinde yapa- 
nin Allah Teala oldugunu bilmekle beraber, iyi olani Allah Teala'dan, kotii 
olani nefsimizden bilmektir. Iyilik ve kotiiliik bize nispet iledir. Hakka 
nispet edildigi zaman, hepsi hayirhdir. Onun icin Ehl'u-llah ba§kasindaki 
biitiin fiillerin hepsini Hakk'a nispet eder. Bu ise, ilia ki, giizeldir. "Sizin 
yaptiklarinizi Allah Tedla yaratti." (Saffat, 96) 

"Ayik olun, Allah Tedla dostlarina, uzuntu ve korku yoktur" (Yunus, 
62) ayetinin bir manasi olan §eyin hakikatine kavu§maktir. Veliler bir iptila 
ile kar§ila§inca lezzet ahrlar ve §ukiirde olurlar. Kemal makamlann biri de 
budur. 

Aynca veliler, bir §eye bakarken surette kalmayip hakikatine nazar eder- 
ler. Onlann nazan ve itikatlan batinadir. Onlar bakinca tohumdaki agaci 
goriirler. Bilirler ki, bu alem Allah Teala'nin iradesinden ba§ka bir §ey iizere 
degildir. 

Hak kulundan intikamini yine kul eli ile ahr 
Ilm-i hakki bilmeyen am kulyapti sanir. 

La 



Arkadaji ve sirdaji Bandirmali Ali Oztaylan Efendi Neyzen hakkmda buyurdular 
ki; 

"Neyzen Tevfik Hakk'a yurudukten sonra kaninda alkol taramasi yapibniij. 
Ancak kaninda bir dantla alkol gikmadigi goriiltince, insanlar §a$irip kalmifjlar. " 

"Serseridir defter-i isyanintin serlevhasi 
Ben melamet postunu kaalu held' dan seqtint" 

Neyzen Levfik kuddise sirruhu'1-aziz 



Burada anlatmak istedigimiz mana, zahirin aldaticiligmdan kendimizi korumak- 



tir. 



— "Sana giizellikten her ne fjey nasib olursa, fjuphesiz Allah Tedla 'dandir. 
Sana kotulukten her ne fjey isabet ederse, kendi nefsindendir." (Nisa,79) 

495 — Dokuzuncu ytlzyilda, iki unlti tasawuf bilgini, Ibrahim Ethem ile §akik-i 
Belhi, §oyle konu^uyorlar. §akik Belhi kuddise sirruhu soruyor: 

"Sizin ya$ama ilkeniz nedir? " Ibrahim Ethem diyor ki, 

"Bulunca §iikrederiz, bulmayinca sabrederiz " §akik Belhi 

"Onu bizim Horasan 'in kopekleri de yapar. Bulmayinca §iikretmeli, bulunca da- 
gitmali. " Diye karsihk veriyor. (Nefahattl'l tins) 



200 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Goren goz, hos akil goziidiir. Hayvan duygusu padisahi gorseydi okiizle 
esek de Allah Teala'yi gorurdu. Sen de hayvan duygusundan baska, heva ve he- 
vesten disan bir duygu olmasaydi. (nasil gorilrdiln) 

Ademogullan; nasil olur da mukerrem, nasil olur da hayvanla miisterek 
duygu ile sirra mahrem olurlardi? Sen suretten kurtulmadrkca Allah Teala surete 
sigmaz yahut sigar demen, ash olmayan bir sozden ibarettir." 

Terbiyesi noksan insan olaylara zahirden yana§ir, kemalati ilerledikce 
"Ebrarlarin haseneleri Mukarrebler yaninda gilnahtir" sirn acihr ve bir 
onceki halinin hatasini anlar. Goriir ki, her i§i yapan hakikatte Hakk-in 
kendisidir. Kullukta ve ademlikteki esrar budur. Velayetteki sirlardan birisi 
celal perdesinden zuhur eden cemali gormektir. Bu ise, normal insanlara 
gizlidir. 

"Celal ve Cemal, ani ufuklar gibi gegmektedir. Ancak maksut olan manadir 

ki, daimi bir andir. Esyamn renk renk ortaya fikisi, kalp gozilnil perdelemez. 

Esyanm varhgi serap gibidir. Ona meyletmek ancak susuzlugu artirir. Beyhude 

arastirmak, arifin isi degildir." 

Alan veren O'dur Pazar iginde 
Kimini bay kimini yoksul eyler. 
Kimi bulmaz giye guldan abayi 
Kiminin atina atlas qui eyler 
Eder akilleri gok isde aciz 
Eder dyle bir is san akil eyler 
Bu sozttn Yunus 'u Misri degildir 
Lugaz bunda muammasin bol eyler. 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Dtlnyada abes hicbir sey yoktur. Belki goruntis abesmis hissini verir. Mese- 
la dere kenarmda bez yikayan kadm, camasin evvela tokmakhyor, sonra cahlara 
serip kurutuyor. Daha sonra katlayip istif ediyor. Bu vurus, lslatis ve kurutus ha- 
reketleri birbirinden ne kadar ayn birbirine ne kadar zit; fakat maksat bir: O da 

499 

camasin temizlemek. Neticede de dilberin vilcuduna layik kilmak. 



496 — Mesnevi c.II, b.64-68 



— "Imanlan ileride olanlar, Allah Teala'ya yaklatjmakta ileride olanlardu. 
Bunlann hepsi mukarrebler dir." (Vakia: 10) 

498 — YARAR, Cezair, Mektubdt-i Hasan Sezdi, Istanbul, 2001, s.74, 34. mektup 
499 — Ken'anRifai, a.g.e. s.123 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi 201 

BU TARIKAT ALEMINDE OLMAK ISTERSEN SU-DI MEND 
SENDEBUHALDE OL UP HALKTAN LISANI EYLE BEND 
ISTE B UD UR ACIZANE HUBB- U FILLAH SANA PEND 
HA YR- U HAKAN-I CIHAN SIMURG- UANKA OLMUSUZ. 50 ° 

Bu tarikat aleminde olmak istersen su-di mend 

Bu yola girip su-di mend (kazanfh) olmak isteyen bu yolun kural ve 
edeplerine uymahdir. 

"Hakk'i talep edenler bu yolda diinyayi ve nefislerini terk ederek mesafe 
almislardrr. Bu yola gosteris, iki ytizluluk ve gururla girilmez. Bu yola ancak bir 
miirside baglamlarak girilir." 

"Zeyneddin-i Hall kuddise sirruhu'1-aziz risalesinde der ki; Allah Tea- 
la'dan feyzinin kesilip milridin terakkiden geri kalmasi 90k gorulen bir sey de- 
gildir; bu, ancak kalb baginin kesilmesiyle olur. Salik daima ona yonelmis du- 
rumda olmalidir; halka yonelen Hakk'dan donmiis olur. Toprak, riizgar, gune^in 
sicakligi hep zavalh bir damlacigm du^mamdir. Oysa bir ge^meye bagli olarak 
akmakta olan su birbirine el, ayak, giic, kuvvettir. Qe^meden kesilen su bunca 
du^man ortasmda; elsiz, ayaksiz, bajsiz, o kadar mesafeyi ajip hangi yardimla 

502 

ve nasil denize ulajabilir!" 

Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Kendi basina biten bir agacin meyvesi olmaz. Allah Tedla'nin ddetin- 
de bir seyi sebebe baglamak lazimdir. Nasrf ki, ana ve baba olmadan gocuk 
dilnyaya gelmiyorsa, bir Mursidi kdmil terbiyesine girmeden olan dogusta 

503 

da sakathklar olur. " 



500 — g u ^ ar jj ca ^ aleminde sende saadete ermek istiyorsan 
Sende bu hali kazan, dedikoduyu, nasil'i, nicin'i birak, dilini tut 
I§te budur benim acizane, Allah Teala'nm sevgisi icin sana nasihatim 
Biz dtlnyanm en hayirh hakani, zumrud-il Anka (Ku$u) olmujuz. 
501 — QAVU§OGLU, a.g.e. s.126 
502 — QAVU^OGLU, a.g.e. s.141 
503 — Isa aleyhisselam bir gun hastalandi. Bir ot ona: 

"Ey Isa aleyhisselam, Ben senin derdine dermanim. " dedi. Isa aleyhisselam: 
"Dermani veren Allah Teald'dir." dedi. Allah Teala Hz. Isa aleyhisselama sifa 
verdi, iyi oldu. Sonra tekrar hastalandi. Gitti o ot ile derman aradi. §ifa buldu. Sonra 
tekrar hastalandi. Gitti o ot ile derman aradi bulamadi. Allah Teala'ya sikayet etti. 
Allah Teala: 

"Doktora git Onun soylediklerini yerine getir."dedi. 

Isa aleyhisselam doktora gitti. Doktor da, o otu tavsiye etti. Otu kullandi ve bu 
kez sifa buldu. Bunun ilzerine: 

"Ildht! Bu ne hikmettir?" diye sordu. Kendisine soyle vahy edildi: 
"Ey Isa! Once hasta oldun sifa verdik ki, bizim her seye kadir oldugumuzu bi- 
lesin. Bu kez hasta oldun, ot ile sifa verdik ki, bizim yarattigintiz seyleri hikmetle 
yarattigimizi, faydasiz bir sey yaratmadigimizi bilesin. Uguncu defa hasta oldun. 



202 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Bos gesmeye koydum bakrag, 
Bulamadim derdime ne merhem ne Hag 

La 
Ilahisini ihvanina soyler, mursjd ce§mesinden istifade etmeyenin hedefe 

varamayacagini hatirlatirdi 

Bu nedenle tasavvuf yolunda, Fahr-i Alem Muhammed Mustafa 

sallallahii aleyhi ve sellem Efendimize sonsuz baghhk ve mur§ide kar§i mu- 

habbet ve edep sahibi olmak gerekir. Bu esaslara riayet edilmezse yolda 

kalmaktan korkulur. 

Sende bu halde olup halktan lisani eyle bend 

Halktan lisani bend eylemek bu yolda uc §ekildedir. 

Zahiri, Kalbi ve Ruhi. 

Zahiri olan lisana kilit vurmaktir. Bu terakkiye acilan yoldur. 

Kalbi tarafi ise, insanlardaki ve kendindeki hali goriip me§gul olmamak- 
tir. Me§guliyet insani yoldan ahkoyar. Goriinen alemin, seni sevdiginden 
me§gul etmesi, saman copunun akan suyuna mani olmasini gosterir ki, bu 
noksanhga i§arettir. 

Ruhi tarafi ise, bir zaman sonra nefsine hos. gelen arzulann etkisinden 
kurtulmaktir. Ashnda tasavvuf yolu kisa ve kolay olmasina ragmen, a§ilmasi 
giictiir. Sabir bu yolun bas. ilacidir. Sabnn ba§i da yokluktur. Yokluk demek 
bir manada Allah Teala'ya sabretmektir. 

Genglerden biri §ibli kuddise sirruhu'l-azize sordu: 

"Sabir nedir? Ey efendim..." §ibli hazretleri anlattiktan sonra en siddetli 
(muteber) sabnn Allah Teala icin sabir oldugunu soyledi. Geng buna itiraz et- 
ti. §ibli Hazretleri bunun ilzerine, Allah Teala ile sabir dir dedi. Ikinci kez iti- 
raz edince bu sefer de, Allah Teala'da sabir dir dedi. Ucuncti kez itiraz karsi- 
smda es-sabr-u alellah dedi. Geng yine itiraz etti ve dedi ki; 

Ey §eyh hazretleri sabnn en muteberi es-sabru anillah 'tir. Yani Allah'tan 
sabretmektir. §ibli hazretleri bu sozil duyar duymaz bir sahka vurup yere 
dustil ve bayildi. 

Ey atjagdik dunyaya bile sabredemeyen! 

Bu yeryuzunu guzel bir tarzda do$eyen Allah Teala'ya nasd sabredebili- 



§ifani o ottan kibnadik. Belki hastahgini daha da artirdik ki, kahnmiz ve heybeti- 
mizi bilesin. Sonra doktora gonderdik ki, kendi acizligini bilesin. Sifa veren be- 
nim. Istersem fjifa veririm. Doktor ve ot fjifa icin birer vesiledir. Biitiin i$ler be- 
nintdir. Bunu iyi bit " (Erzurumlu Darir Mustafa, Kirk Hadis Kirk Hikdye, trc. Dr. 
Selahaddin Yildirun- Dr. Necdet Tilmaz, Istanbul, 2004, s. 9 1—92) 

Maddi hastaliklarm tedavisinde nasil doktorlar varsa, Allah Teala ve milrsidi 
kamiller de manevi terbiyenin doktorlandir. 

504 — Ismail Ankaravi, MinhacuT-Fukara, 1st, 2005, s. 271 



Katre §iiri'nin Aijiklamasi 



203 



yorsun? 

Ey naz ve nimete bile sabredemeyen! Kerim Allah Teala'ya nasil sabre- 

debiliyorsun? 

Ey temize, pise bile sabusiz! Yaradanina nasil sabredebiliyorsun? 

Arifligin §artlanndan birisi de bazi §eyleri bildigin halde bilmemezlikte 
olmaktir. Bu nefsin selametine ve emniyete sebep olur. 

Bogazdan kalbe inmeyen ilim faydasizdir. 

Insanlarin helakine sebep olan seyler, lilzumsuz konusmakla, hayirsiz 
maldir. 

Anlamaz hayvan olan, insan olan anlar bizi 
Halkin artik eksigine keylimiz yoktur bizim 
Kimseye tan etmeye hig dilimiz yoktur bizim 
La Mekdn 'dan gelmisiz bir ilimiz yoktur bizim 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 



Igte budur acizane Hubb-u fi'llah sana pend 
Hayr-u hakan-i cihan Simurg-u Anka olmusuz. 

Goniile ve dile bend vuran ki§i sirr-i Hakk'ta fena dan beka'ya, varhk- 



505 — Mesnevi, c.II, b. 3074-3076 



" — Simurg-u anka: Simurg = Kaf dagmda oldugu soylenen masal kusu Anka; 
"Oz" 

S i mu r g 

Kaynaklarda verilen Simurg'la ilgili bilgiler bilyilk olgilde Anka igin verilen bil- 
gilerle benzerlik gostermektedir. Qtlnkil Simurg Anka'nm Farsga'daki adidir. 
Simurg, Anka adi verilen hayali buytik bir ku§ olarak tammlanmakta olup Simurg 
kelimesi de "otuz ku§ bilyuklugunde" anlammdadir. 

Anka kelimesi Ibranice 'anak ' kelimesinden ttiremistir. Anak, isim olarak ger- 
danlik, uzun boyunlu dev anlamlanna, fiil olarak ise, gerdanlik takmak, bogmak, 
bogazi sikmak anlamlanna gelir. Anka; 'uzun boyunlu ' ismi olup cismi olmayan 
bilyilk bir kustur. Simurg, Ztimrtid-ti anka adlanyla da bilinir. Cennet kusuna benzer 
yesil bir kus oldugu icin bu ad verilmistir. 

Bu adlarm dismda Anka, Semender, Devlet Kusu, Phoenix, Tugrul, Hilma adla- 
nyla da bilinir. Bulundugu yerdeki kuslan avlayarak batiya dogru uctugundan An- 
ka-yi mugrib de denir. Islam, tasavvuf ve Anka ile ilgili olarak divan siirinde kulla- 
mlan tamlamalar arasmda "Kaf-i Kanaat, Kaf-i istigna" tamlamalanyla birlikte 
"Anka-yi ali-san, Anka-yi aE-himmet, Anka-yi himmet" gibi tamlamalar da bu- 
lunmaktadir. "Anka-yi la-mekan" ise, tasavvufta Allah Teala anlammda kullaml- 
maktadir. (Turk Kulturu Incelemeleri Der. I, H.Dilek Batislam, Istanbul 2002, 195- 
202.) 

Dil beytini pdk eden, derviqi anka eden, 

Alem-i ildhiye giden, mevld zikridir zikri. Nureddin Cerrahi 



204 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

tan yokluga ulasjnis. ve celal icre cemali gormus. olur. Yoksa bu kahir dunya- 
sinda her §ey insana dert ve sikintidir. 

Karincalar gibi sen ufak, ufak yurursun 
Meleklerden ileri seyrani arzularsin 
Topuguna gikmayan suyu deniz sanirsin 
Sen katreyi gegmeden ummani arzularsin. 
Var sen Niydzi yurti atma okun ileri 
Derdi He kul olmadan sultani arzularsin 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Insan icin deger verdigi ne ise, meyli ona ister istemez olur. Onda huzur 
bulur ve ona hizmet eder. Allah Teala a§ki ile yanan da bu fani dunyamn 
tela§esi yoktur ki, kendini heder etsin. Onun hedefi Allah Teala'yi sevmek 
ve Allah Teala tarafindan sevilmektir. Allah Teala'yi sevenler ise, Allah 
Teala'nin sevdigi kimselerdir. 

Bayezid kuddise sirruhuT-aziz buyurur ki; 

"O'nu sevdigimi saniyordum, fakat dusununce gordum ki, O'nun aski 
benimkinden oncedir. " 

"Mevlana Celaleddin Rumi kuddise sirruhu'l-azize gore, insamn aski, ger- 
cekte temsil yoluyla Allah Teala'ya olan askm bir sonucudur. 

Birisi her gece Allah der durur, bu zikrinden agzi tatlilasir, zevk ahrdi. §ey- 
tan "Ey qok soz soyleyen, bunca Allah demene kartjihk onun Lebbeyk dentesi 
nerede? Allah tahtindan bir cevap bile gelmiyor. Boyle utanntadan sikilnta- 
dan ne vakte dek Allah deyip duracaksin" dedi. 

Adamm gonlil kirildi, basim yere koydu, yatti. Rilyada yesiller giyinmis 
Hizir'i gordtl. Hizir "Kendine gel, niqin zikri biraktin, qagirdigin addan nasil 
usandin, zikrinden nasil pieman oldun?" dedi. Adam, cevap olarak "Lebbeyk 
sesi gelmiyor, kapidan surulecegimden korkuyorunt" deyince; 

Hizir "Senin o Allah denten, bizint Lebbeyk dememizdir. Senin o niyazin 
derde daymen, yanip yikilman, bizint haberci qavufjumuzdur. Senin hilelere 
dii^nten qareler arantan, seni kendimize qekmemizden, ayagini qozmentizden- 
dir. Atetjin de bizint liitfumuzun kemendidir, askin da. Her Ya Rabbi demende 
bizint, Efendim, buyur dententiz gizli" dedi. 

Bilgisiz adamm cam, bu duadan uzaktir. Qunkil Yarabbi demesine izin yok 
ki! Zarara, ziyana ugraymca Allah'a sizlanmasm diye agzmda da kilit var, gon- 
lunde de. Agzi da bagli, gonlil de. 

Firavuna yilzlerce mal, millk verdi, o da nihayet ululuk, buyukltik davasma 
giristi. O kotil yaradilish, Hakk'a sizlanmasm diye omrunde bas agnsi bile gor- 
medi. Allah, ona butun dilnya mulkunti verdi de dert, elem, keder vermedi. Dert, 
Allah'i gizlice cagirmana sebep oldugundan butun dilnya malmdan yegdir. 

Dertsiz dua soguktur, bir seye yaramaz. Dertli dua ve niyaz, gontllden, ask- 



507 — NICHOLSON, a.g.e. s.78 



Katre §iiri'nin Aifiklamasi 205 

tan gelir. O gizlice niyazm, o onil sonu anman yok mu? Iste saf, halis ve huziin- 
lil dua odur. "Ey Allah Teala' m ey feryadima erisen ey yardimam" demendir. 
Allah Teala yolunda kopegin sesi bile Allah Teala cezbesiyledir. Qiinkii Allah 

508 

Teala'ya her yonelen, bir yol kesicinin esiridir. 

Dunya fitne ve imtihan yurdudur. Onun zehrinden 50k az ki§i kurtulur. 
Fakat bu yolda devamh gayret, onu beladan gecirir. Maneviyat pinanndan 
icen icin diinyanin ve icindekilerin kiymeti yoktur. Ruhu temizleyen artik 
her §eyi giizel gormeye ba§lar. 

Hz. Cilneyd Bagdadi kuddise sirruhu'1-aziz Mesayihten dilnyahk bekleyen- 
ler igin; 

509 

"Son demde imansiz gitme korkusu var" diye buyurmuslardir. Ayrica 

Malik b. Dinar kuddise sirruhu'1-aziz buyurur ki; 
"Diinyevi arzular pesinde kosan bir kimsenin pesinden kosmaktan fjeytan bile 
vazgeger." (Zira bu belada ona yeter.) 

Veli arifcelal igre cemalin gorttr daim 

Bu haristanin iginde, Ona gttlzar olurpeyda 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 
Yaratilani severim 
Yaratan 'dan dtttrtt 

Yunus Emre kuddise sirruhu'1-aziz 

"Tarikat-i aliyyede, usulleri tamamlayip, kabiliyet halifeligi ilefeyz aldik- 
tan sonra, dunyadan dolayi degil, aksine bafjka bir cihetten dolayi istigna 
(doygunluk) zuhur edip, hayvani gidadan istigna degil, ruhani gidadan dahi 
isteksizlik gerektir. " 

Ki§iye bu cihanda ula§ilacagi en hayirh §ey, dunya sevgisini arkasina 
atmasi ileriye yani asil vatani olan hakikat alemine nazar etmesidir. O zaman 
le§ler uzerine konmayan Anka Ku§u olunur. Bu ku§, baki alemin semasinda 
yer tutmu§tur. Bu fani diinyada konacagi yeri yoktur. 



508 — Mesnevi c.III, b. 189-207 

509 -YARAR, a.g.e. s.28, 3.mektup 



510 — Tezkiretil'l-Evliya s.92 (Bazi namaz vb. dini ibadetten yoksun kimselerin 
iyi ahlakh gorilnmesine fazla itibar etmemek lazimdir. Qilnkil onlar i9in seytanm 
vesvesesi yoktur. §eytanm tasallutu olmaymca insanda fitrat geregi bazi iyi huylar 
aciga gikar. Fakat 90k muslumanm ahlakmda bir9ok eksiklik hemen yilz gostermek- 
tedir. Bu konuda tahrik seytanm isteklerinin ve azdirmasmm btiyuk etkisi vardir. 
Yazan) 

511 — YARAR, Cezair, Mektubdt-i Hasan Sezdi, Istanbul, 2001, s.36, 9. mektup 



206 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Halife-i zadesin, makbulsun 

Her neye muhabbetin varsa ona kulsun 

La 
Cenab-i Hak, (Dtlnya icin) Kur'an-i azim'tis-samnda buyurdugu "metd"' 
lafz-i serifidir. Ismail Hakki kuddise sirruhu'l-azizin Ruhu'l-Beyan Tefsirinde 
"me fa'" kelammmdan "hatunlarin hayiz bezidir" diye tefsir buyurmustur. Iste 
dtlnya demek bu bez demektir. Artik akli ve fikri olan adam hie boyle hayiz be- 
zine muhabbet edip sever mi? Ve bunun kokusunu bilir misin? Hie kokladm 
mi? Yok, hele hele iyi dtistin, Hazret-i Mevlana Celaleddin-i Rumi kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendimizin buyurduklan gibi "kefjf-u keramattan dent vuruyor- 
sun; amma velakin hala hayiz bezi gibi, hanimin iki bacagi arasindan ayril- 

„ 512 

rmyorsun 

"Bir qomlek seviyorsan qomlek sevdigini biL Ona, oldugundan dahafazla 

513 

deger verme. " Diyen Epiktetos ne dogru soylemis. 

Nddani terk etmeden ydrdni arzularsin, 
Hayvdni sen gegmeden insdni arzularsin. 
"Men aref-e nefse-hufakad aref-e Rabbe-hu " 
Nefsini sen bilmeden Subhdni arzularsin. 
Sen bu evin kapisin henuz bulup agmadan, 
Igindeki kenz-i bi-pdydni arzularsin. 
Tasra ufurmek He yalunlanir mi ocak, 
Yuzun Hakk'a donmeden ihsani arzularsin. 
Daglar gibi kusatmis benlik gunahi seni, 
Gunahin bilmeden gufrdni arzularsin. 
Cevizin yesil kabini yemekle tat bulunmaz, 
Zdhir He eyfakih Kur'dni arzularsin. 
Sardbi sen igmeden sarhos-u mest olmadan, 
Nice Hak-kin emrine fermdni arzularsin. 
Gurbetlige dusmeden mihnete satasmadan, 
Kebab olup pismeden bury dm arzularsin. 
Yabandasin evin yok bir y annus ocagin yok. 
Issiz dagin basinda mihmdni arzularsin. 
Bostani bagi gezdim hiydrim bulmadim, 
Sen sogut agacindan rummdni arzularsin. 
Bassiz kabak gibi bir tekerleme soz He, 
(Yunus) leyin Niydzi irfdni arzularsin. 

Niydzi Misri kuddise sirruhu 'l-aziz 



-Asci Ibrahim Dede, a.g.e. c. IV, s.1495 

-AYVERDl, Samiha, Abide §ahsiyetler, 1st. 1976, s.264 



Katre §iiri'nin Aijiklamasi 



207 



B UNCA ILM-I FAZL ILE BILMEZ IMI§, NUR-I BASAR 

HER L§L EDEN ETTLREN ALLAH TEALA DEGLL ML VER HABER 

LEYK HULUL-L LTTLHAZDAN EYLE GAYETLE HAZER 

BiZ HAKAYLK A§LYAN LCRE MLMAR OLMU§UZ 514 

Bunca ilm-i fazl ile bilmez imis, nur-i basar 

Nur-i basar: Goz nuru. 

Ilim, kesbi veya vehbidir. Insan, ilmi bir hakikati ogrenmek icin ogrenir. 
Tasavvufun alanina giren lediin ilmi, vehbi ilimler sinifina girer. Bu yolda 
gayret muhakkak gerekir. Ancak buna ilaveten mur§id himmeti ve nispet ise, 
mecburiyet gibidir. Ciinkii itibar kazanmanin birinci §arti, once kazanmi§la- 
nn yaninda yer bulmak ile olur. 

Hazret-i Mevlana kuddise sirruhu'l azizin dedigi gibi: 
"Hakk'in ve has kullarin inayeti olmayinca, melek de olsan faydasi yok- 
tur, yine yapragin siyahtir!" 

Ciinku haller ilmi olan bu yol ya§amak, duymak, sezmek, hissetmekle 
beraber, hikmet pinannin gozesinden ifmektir. 

Muhyiddin Arabi kuddise sirruhu'1-aziz buyurur ki; 

"Kelimelerin lafiz kahplan, hallerin anlamlanni tasimaya yetmez." 

"Ilim kesbiyle paye-i rifat, arzu-yi muhal imis ancak. 
Ask imis her ne var alemde, ihn, bir kiyl u kaal imis ancak" 

Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, ledunni ilmin ilahi bir nasip oldugunu, 
bunun ancak kalbi istidadi olanlara lutfedildigini §u §ekilde ifade etmektedir. 

"Yakub'un, Yusuf un yilzilnde gordilgil fevkaladelik, kendine mahsus idi. 
O nuru gormek, Yusuf un biraderlerine nasip olmamisti. Kardeslerinin gontll 
alemi, Yusuf u gormekten ve anlamaktan uzak idi." 

"Ruhun gidasi asktir. Canlarinki ise, aqhktir. " 

"Yakub'da, Yusuf un bir cazibesi vardir. Bundan dolayi Yusuf un gomle- 
ginin kokusu, O'na 90k uzak bir yerden dahi ulasti. Gomlegi tasiyan kardesi ise, 
o kokuyu duymaktan mahrum idi." 



— Birgok ilme goz nuru dokmekle de, arif- i billah olunmuyormus 
Allah Teala takdir ederse her murada erilmez mi? Soyle; 
Lakin Allah Teala, kul ile ic ige geger demekten son derece sakmmahsm, aman 
Bak biz hakikatler ikliminin, bulbiil yuvalanm yapan mimar olmusuz. 
515 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 41 

516 — Cemal KURNAZ -Mustafa TATCI, Turk Edebiyatinda §athiyye, Ankara, 
2001, s.26 



208 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Qilnkil Yusuf un gomlegi kardesinin elinde igreti idi. Kardesi, gomlegi go- 
turiip Hz. Yakup'a teslim ile milkellefti. Yani o gomlek, kardesinin elinde, esir- 
ci elinde bulunan bir seckin cariye gibiydi. Esircinin nefsi icin degildi. Saticidan 
baskasma aittir." 

Ilm-i ledundeki tahsilini ikmal eden §eyh §ibli, Allah Teala'ya vasil ol- 
duktan sonra biitiin kitaplanni yakmi§tir. 

Imam §afi Hazretlerini, §eybani Rai kuddise sirruhu'l-azizin oniinde ta- 
lebe gibi diz cokerten bu ilimdir. Kendisine: 

"Ey imam, sen nerde, §eybdni nerde? Bu hurmetin sebebi nedir?" deni- 
lince Imam §afi kuddise sirruhu'1-aziz: 

"Bu zdt, bmm bilmedigimizi bilir. " cevabim vermi§tir. 

Ahmed b. Hanbel radiyallahii anh ve Yahya b. Muaz kuddise sirruhu'l- 
aziz, bazi meseleleri Ma'ruf-i Kerhi kuddise sirruhu'l-azize ba§vurup ondan 
sorarlardi. Bunun sebebi kendilerine sorulunca, Ashabin: 

"Yd Rasulallah, kitap ve sunnette yoksa ne yapahm?" sualine, Hz. 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin: 

"Onu sdlih kimselerden sorun! Onlarin istisdresine arz edin!" hadis-i 
§erifini misal verirlerdi. 

Hz. Omer radiyallahii anh vefat edince, Abdullah b. Mes'ud radiyallahii 
anh; 

"Ilmin onda dokuzu gitti. " Buyurdu. Bir sahabi radiyallahii anh de ken- 
disine: 

"Daha igimizde dlimler var! " dedi. O da: 

"Ben marifet ilmin den bahsediyorum. " dedi. 

Her isi eden ettiren Allah Teala degil mi, ver haber 

Vasitah olsun, vasitasiz olsun, her yerde tecelli eden Allah Teala'dir. Tek- 
keleri kapadilar, §oyle yaptilar, boyle ettiler, deme... Yaptiran Allah Teala'dir. 
Bunu sen anlamamakla boyle olmamasi icap etmez. Kimsede kabahat yoktur. 
Yapan, tertip ve tanzim eden hep Allah Teala'dir. Bunu sen idrak etmemekle, 
boyle olmamasi icap etmez. Sen cocugunu atese yaklasmaktan menedersin ama 

517 

O, bunu takdir eder mi? Kizar ve aglar. 

Maneviyat ilminin gercekte iistadi Allah Teala'dir. Samimiyetle bu yola 
girene Allah Teala sirasi ile bilmedigini ogretir. Tasavvuf bir emanettir, ca- 
hile de teslim edilmez. 

Leyk hulul-i ittihazdan eyle gayetle hazer 

Maneviyat ilminin ilk basamagi nefse ayak basmak ve onu tammaktir. 



-Ken'anRitai, a.g.e. s.214 



Katre §iiri'nin Aijiklamasi 



209 



Kalb gozii ile gormek icin ilim tahsiline gerek yoktur. £iinkii o bir hicap 
perdesinin aralanmasi ki, kendi ash bir ilimdir. E§yanin hakikatini, if yiiziinii 
goren, anlayan kalb gozune basiret dendigi gibi, kalb gozii ile gorme, feraset 
diye de isimlendirilir. 

Imam-i Kuseyri kuddise sirruhu'1-aziz buyurmustur ki; 

"Allah Tedld, miiminlere bir takim basiretler ve nurlar vermistir. Onlar bu 
sayede ferdsette bulunurlar. Rasuliillah sallalldhu aleyhi ve sellem; "Miimin, 
Allah Tealu'nin nuru ile nazar eder." hadis-i serifi bu mdndda anlasilmahdir" 
Deylemi 'nin zikrettigi bir hadis-i serifte; "Gozii ama(gormeyen) kimse kor de- 
gildir. Asil anta, basireti kor olan kifjidir. " 

Bu ilim binde bir kisiye nasip olur. Bu ilim bazen insam oyle bir sarho^luga 
geker ki, Hallac kuddise sirruhu'1-aziz gibi daragacma da bas koydurur. 

"Gazzali kuddise sirruhu'l-azize gore bu kalb gozune sahip olan yalmz 
ariilerdir, mutasavviflardir. Yakini bilgiye, Allah Teala'nm Ledtln ilmine sahip 
sevgili kullan da yalmz bunlardir. Yalmz bunlar, Allah Teala'yi oldugu gibi go- 
rilrler ve onun zatim da tarn manasryla kavrarlar. Allah Teala, bu yakini bilgiyi, 
bu sevgiyi kullarmm kalbine dogrudan dogruya kendi nuru ile verir. Kalbe bagh 
olan bu bilgiden hasil olan zevk de zevklerin en buyugudilr. Ve bu zevke daya- 

« 1 o 

nan mutluluk da, en kuvvetli ve en silrekli mutluluktur." 

Gazzali, kalbin gercekten gozii oldugunu er-Risaletu'1-Ledilnniye'sinde 
soyle delillendirir. 

"Tasavvuffulardan bir grup der ki; "Kalbin de bir gozii vardir. Tipki cese- 
din de bir gozii oldugu gibi.." Insan zahiri varhklan zahir gozilyle gorilr. 
Hakikatleri de akil gozilyle gorilr. Rasuliillah sallallahtl aleyhi ve sellem soyle 
buyurur: "Hicbir kul yoktur ki, onun kalbinin mutlaka iki gozii bulunmasin. 
Bunlar iki gozdiir. Onlarla gayb idrak olunur. Allah bir kuluna hayr nturad 
ettigi zaman onun kalb goziinii agar. Ta ki, kifji, goziinden gaip olani kalb go- 
zilyle gorebilsin. " 

Degil milmkiln ayn-i vaciptir hakikdtte 
Vilcut ile ddem beyninde zira ittihat olmaz 

La 
Varhk, zahiri itiban ile fokluk icinde olsa da, ashnda bir olan Hakk'in 
tecellileridir. Maneviyat sozle anlatilacak bir durum degildir. Hiisnii zanda 
bulunup tatmak lazimdir. Efendi Hazretlerinin Leyk hululi ittihazdan eyle 
gayetle hazer (bu kan§madan kacin demesi) mahlukun hicbir zaman Allah 
Teala olamayacagi fakat e§yada Allah Teala'yi mu§ahede etmek gerektigidir. 

Seyyid Muhammed Nur-ul Arabi Varidat serhinde buyurur ki; 
"Ehli tarikin tevhidi, zikre devanu neticesinde tahsil edilen bir haldir; 
ntakant degildir. 



518 — SUNAR, Cavit, Islam 'da Felsefe, Ankara, 1972, s.30 

519 — GAZZALI, er-Risaletii 'l-Lediinniye, trc. Yaman Ankan, 1st, 1972, s.87- 



210 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Bu, Leyla'ya karsi, Mecnun'un haline benzer. Melik, Leyla'yi ona arz ey- 
ledi ve Leyla; Ya Kays, ben Leyla'yim, bana bak; dedi de Mecnun; benden bas- 
ka Leyla olur mu? Deyip daga kacti. 

Bu mucerret halden ibarettir. Ehli zikir de boylece kendilerine zikir galip 
olunca; zikir, ihvan, mezkur, ittihad eder. Halbuki bu tevhidi makam degil- 
dir." 520 

Bari Teala, bu mahluktan baska bir vticudu olmaktan milnezzehtir ve 

521 

Hakk'a mahluktan baska bir varlik olarak inanan kinase sirktedir. 

Senin varligm fan! olup hakikati Hakk'm olunca ittihat nereden meydana 
gelir! Sen kendi gecici vilcudunu var zannettiginden ittihat anlarsm. Sen var mi- 
sin ki, ittihat olsun! Hulul zannetmen sundan dolayidir: Allah Teala'nm, ey 
Muhammed, topragi atan sen degildin, ben idim dediginde, sen anladm ki, hasa, 
Allah Teala, Muhammed 'in gonltine girip topragi atti. Millkilnde kendisinden 
baskasi olmaymca ittihat nereden olur ve hulul nereden ortaya crkar? Kim var 
ki, kim kime girip ciksm! Ve bir de, erenlerin su nutuklanm yanlis anlayip ya- 
mldilar. 

Gahi nebatgahi hayvan olmusam 
Gahi ntaden gahi insan olmusam 
Gahi havadan yagmur olup yagmisam 
Gahi div u gahi Siileyman olmusam 
Gahi Fir'avn gahi Haman olmusam 
Gahi deyr ii gahi ruhban olmusam 
Gahi cennet gahi Ridvan olmusam 

Bu gibi sozlerinden dolayi Ehl'u-llahi hululi zannettiler. Hultililer, adem ol- 
dilkten sonra ruhu cikar; dilnyada hangi hayvamn huyuyla huylanmissa o huyu 
degistirmedik9e Hakk'a ulasamaz. Oldugil vakit onun ruhu cikrp o hayvana gi- 
rer. Dilnyada hayvanhkla gezer ve bazen olur ki, o rah bitkilere girer. Insanken 
Hakk'i anlayip bilip Hakk'a ulasirsa o zaman girip crkmaktan kurtulur derler. 

Bu dtlsilnceden Allah Teala'ya sigimnz. Bunlar, erenlerin nutuklanm yanlis 

522 

anlayip yamldilar ve hululi oldular. 

(Muhyiddin Arabi kuddise sirruhu'1-aziz) Qok kimseler tarafmdan bilinen 
ve insiyaki olarak: "Allah, Hz. Ademi, Allah suretinde yaratti " seklinde tercilme 
edilen meshur bir hadis '/' ele alarak diyor ki". Hz. Rasultillah sallallahil aleyhi 
ve sellem der ki; 

Allah, Adem 'i kendi suretinde yaratti. " 

Buradaki zamir (kendi sozil) bizce Hz. Adem'e avdet etmektedir. Baska bir 



520 — Golpmarh, Abdulbaki, Melamilik ve Melamiler, 1st. 1931, s. 290 
521 — SelimDivane, Sadiklarm Milskillerinin Anahtan, a.g.e., s.75 
522 — Selim Divane, Ariflerin Delili Milskillerinin Anahtan, Mustafa TATCI- 
Halil QELTiK, Ankara, 2004, s. 80 



Katre SJiri'nin Aifiklamasi 21 1 

deyisle: Arapca sintaks kurallarma gore, metindeki suretihi soziindeki hi zamiri 
hem Allah Teala'ya, hem de Adem'e ait olabildigi icin, Ibn'til-arabi, (teamill 
haline gelen ve sonuc itibariyle: Allah Teala'nin insan seklinde oldugunu zan- 
nettiren "Allah, Adem 'i, Allah suretinde yaratti " seklindeki yanhs anlamayi dii- 
zelterek : 

Allah, Adem 'i, Adem (insan) suretinde yaratti tarzmda dogru bir anlayis (= 
tercilme anlayisi) getirmektedir. Hemen 90k kimse tarafmdan fark edilemeyecek 

523 

olan bu incelik, Ibn'ill-Arabi'nin dikkatli ve nafiz zekasmm eseridir. 

"Beser, ne eski filozoflarm dedigi gibi Allah Teala'dir, ne de yenilerin de- 
digi gibi sur homme (insaniistu) dilr. Beser Allah olamaz. Bak ne diyoruz. 
Ey mazhar-i murfjitte tecelli eden Allah! 

Fakat o kimsenin vilcudunu ilahi tecelliyat yakmis, yani kalibim, cismini, 
benligini kendinde lani etmisse, o vakit beser Hakk'la baki olmus, ondan Hak 

524 

tecelli etmistir. Gilnesin zuhurunda idare kandili hukumstiz kahr." 

E§ya O'nun tecellisi ise, de, e§ya e§yadir. O ise, O'dur. i§te kalb ilmi 
budur. Bu akli bilgilerle bilinmez. Vucudun varhgi mii§ahede, zevk, hal, 
fena-fi'llah, beka bi'llah ve mustegrak'iin fi-zat'illah ile bilinir. Buna ise, 
Mur§idi Kamil terbiyesi ile ula§ihr. Bu i§i fark edemeyenler ilhada du§tuler 
ya hululi (yok olup kan§ma) ya ittihat (her §eyi Allah Teala'nin zati gibi) a 
du§erek zindikhk ve kulluktan kendilerini mustagni gordiiler. Bu ise, hatala- 
nn ba§langici olmu§tur. 

Bu halin herkes tarafmdan anla§ilmasini da du§iinmek muhaldir. Bu hale 
eri§en kulluk makamlannin dorugundadir. 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin "Bana Allah Teala'nin kulu ve 
Rasulti deyin " sirrina kavu§ur. 

Alan lezzati birlikten halas olur ikilikten 
Niydzi kande baksa ol hentan didar olur peyda 
Gorunur ol kenzi mahfiden nice zahir olur e§ya 
Bilur her nak§-u suretten nice esrar olur peyda 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 



523 — KEKLIK, Nihat, El-Futuhat El- Mekkiyye Kriterleri, 1st, 1990, s. 1 1 
524 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 23 



212 



Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



1 -Ulu Tannm akil ermez sirrma 
Bin bir ismi halktan pinhan edersin 
Icirirsin sabrm peymanesini 
Hikmetini sonra ay an edersin 

2- Gizlenirsin bir nilvenin icinde 
Ademin de, seytamn da, cinin de 
Her milletin ayn ayn dininde 
Sirk'e, kufre reybi Burhan edersin 

3 -Ask olursun gonlumuzii yakarsm 
Leyla olur karsimiza crkarsm 
Rakip olur cammizi sikarsm 
Vuslatmi bize hicran edersin 

4-Bozuktur dilzenin olmazsm akort 
Tavsana kac dersin, taziya aport 
Haham, papaz, hoca ettikce zart zurt 
Alay eder, giiler, isyan edersin 

5-Sen indirdin yere su dort kitabi 
Ayn ayn her birinin hesabi 
Her bir dinin sensin putu, mihrabi 
Yalanma kendin iman edersin 

6-Zerdiist olmus goriinmussun atese 
Brahmen 'in Visno'susun giineste 
Bir parlay is parladm ki, Kureys'te 
Mahbubun sanma san edersin 

7-Hem goncasin, hembiil btllsun, hem diken 
Hem canansm, hem de cileyi ceken 
Hikmetine defineler acikken 
Seyyah, dervis olur salman edersin 

8-Yok olmadan var olmamn yolu yok 
Kendin gibi seni arayan pek 90k 
Hie sasmaz kaderden attigm ok 
Sevdigini aska nisan edersin 

9-Qift9i olur okuzunil havlarsm 
Aga olur hizmetkan paylarsm 
Yersin, goksiln, yillar, gilnler, aylarsm 
Asirlan toplar, bir an edersin 

10-Gorunursiln her velide, delide 
Mustala'da, Avram'da, Pandelfde 



Bir maymuncuk gibi her bir kilide 
Hem uyarsm, hem de bilhtan edersin 

1 1-Nes'e olup gizlenirsin sarapta 
Helal haram yazihrsm kitapta 
Sevdalarla su inleyen rebapta 
Sensin asiklan nalan edersin 

12-Zincir olur, mecnunlan baglarsm 
Gorur, acir, karsismda aglarsm 
Irmak olur dere tepe gaglarsm 
Tufan olur dehri viran edersin 

13 -Bir ot idin kamis oldun, ney oldun 
Feryadma karsilik hey hey oldun 
Su, kok, filiz, asma, uzilm, mey oldun 
Her katreni bana umman edersin 

14-Ciban olur enselerde cikarsm 
Yanar camn yine kendin sikarsm 
Kendin yapar, kendin yamar yikarsm 
Sigortadan ne kar, ne de ziyan edersin 

15-Maymun olur lsinrsm krah 
Hala Yunan can evinden yarah 
Yildizim o yar sardi sarali 
Venizelos musun devran edersin? 

16-Bir iraden adam yapar esegi 
Aziz olurken batar ana dosegi 
Gazabmdir su felaket simsegi 
Her nereye caksan suzan edersin 

17-Qikmayan candan umut kesilmez 
Rahmetinden zene bile eksilmez 
Gozumuzil senden baskasi silemez 
Guldurmeden once giryan edersin 

18-Simartirsm bir sonradan gormeyi 
Ogretirsin halka corap ormeyi 
Qalarken tarn gozilnden silrmeyi 
Yakalarsm hapse ferman edersin 

1 9-Zengin olur kasalan kitlersin 
Fakir dilser garip basm bitlersin 
Deri, kemik, beden bizi ciltlersin 
Hicranlara canli divan edersin 



Hizmetleri 213 

20-Lanetin mi su seyhislam kapisi Kilrek ceker akmtiya her gece 

Yedi cehenneme bedel yapisi Boklu dereye mi kaptan edersin 

Zebanilerde mi bunun tapusu 
Bu ceteyi sen perisanedersin 24-Nerede olsa basmdadir belasi 

Haset, fitne o firavun Musa'si 
21-Dar-iin Nedve midir su dar-iil Hikme Cehil, gurur vesaire kabasi 
Savurdular birbirine 90k tekme Saklar domuzlara coban edersin 

Kuyrugu sakattir pek hizli cekme 
Eseklere bizi handan edersin 25-Sana giren crkan nedir be dilrzil 

Dersin bana hey Allah'm okilzil 
22-Kudurdular arpahkla, tiritle Icirirsin on dort bin okka diizii (raki) 

Girisirler kafa, goz, yiiz, divitle Beni bulutlara mihman edersin 

Gegirirler, amnrlar tecvidle 
Harf-i meddi yular, kolan edersin 26-Serserinim dustum askmla meye 

Nasil girdin elimdeki su neye 
23-Fitne icin yeter Izmirli Cilce Hem seversin beni Neyzen'im diye 

Yelken takar devedeki horgilce Hem de sarhos diye destan edersin 

525 

Tip Fak. Hastanesi 
Haydarpa§a 17. 02. 1337 526 
Biz hakayiki asiyan icre mimar olmusuz 

Ihvan bu makamda yani Vahdet-i §uhuf& ula§ir ve nihayet La Mevcude 
Illa'llah'a vanr ki, hakikat ehlinin ilmidir. Bu makamda ihvan kendinin ve 
alemin yokluguna Vahdet-i Vucud'a yani Allah Teala'nin varhgina gotiiriir. 
Bu bir kan§mada degildir. Kelime-i tevhid zikri cekilirken, tevhid mertebele- 
rinde miilahazalan §u §ekildedir. 

1- <uil Vt^JI V miibtedilerin (ba§langif) mertebesidir. 

2- c^\ Vt^JI V mutavassitlann (orta) mertebesidir. 



~~ — Burada kastedilen Istiklal Harbi'dir. Oyle ki, adi gecen devletler, Ttlrkiye'yi 
aralarmda taksim etmek ilzere, Yunan ordusunu Izmir'den karaya fikartip Orta Ana- 
dolu'ya kadar dayandiklan zaman, Yunan tahtmda, bu devletlerin politikasma arka 
olan Alexandre isminde gene bir kral vardi. Gtinun birinde gene Alexandre, saraym 
bahcesinde gezinirken oksamak istedigi bir maymun tarafmdan eli lsirihr ve az son- 
ra da kam zehirlenerek olilr. 

Bu hadiseden sonra, Fransiz politikasmm asla uyusamadigi eski kral Konstantin, 
olen oglunun yerine tekrar Yunan tahtma gecer oturur. Ona sinirlenen Fransa siyasi 
cevreleri, Yunanistan'a yaptiklan yardimi bu defa bize yapmaya baslarlar ve Ada- 
na'yi tahliye ile de ilk sempati jestini gosterirler. 

Iste bu vak'a, Turk talih ve tarihinin bir yeni dontlm noktasi olarak, Yunan hezi- 
meti ile Turk zaferinin gerceklesmesine ciddi bir yardim ve esash bir adim olmus 
olur. (Ken'anRitai, a.g.e. s. 576) 

526 — §evki KOCA- Murat KAQI§, Neyzen Tevfik Killhyati, 1st. 2000, s.219, 
BA§TUNQ, Yilksel, Yangin Adam Neyzen Tevfik, 1st. 2000, s. 168-172 



214 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

3- tltiil VtiJlY muntehilerin (son) mertebesidir. 

Bu, kulun Hakk olmasim gerektirmez. 
Nablusi'nin inzivasinin ilk yilinda yazmis. oldugu birinci munacati Vahdet-i 
Viicud ile ilgili olarak kulun Allah Teala'ya munacatim anlatiyor. 
Rabbim bana dedi: 

"Sen, sen bana uygunsun " Dedim ki; 

"Fdni olan ben, nasil Sana uygun olurum? " O bana dedi ki; 

"Fdniden baska higbir sey Bana uygun degildir?" Dedim ki; 

"Ahlakim kotudur, ben Sana nasil layik olurum? " O dedi ki; 

"Onu, Benim iyi ahldkimla tamamlayacagim. " Daha sonra bana §6yle 
dedi: 

"Ey kulum, Ben senim, fakat sen Ben degilsin. Ey kulum, Mevcud 
(Var olan) benim, sen degilsin. Ey kulum, butun beser Benim keremimin 
kullaridir; sen, Benim Zdtimin kulusun. " Dedim ki; 

"Ey Rabbim, ben nasil Senin Zdtinin kulu olurum? " O dedi ki; 

"Sen 'Abdul'-Vucud'sun (Varhgin kulusun); Abdu'l-Mevcu d (Var ola- 
nin kulu) degilsin. Viicud Ben 'im, mevcud digeridir, zira o Benim ile varhk 
bulur. Hdlbuki Ben, Kendi kendimle varim. " Bu sebeple ben §6yle dedim: 

"Ben Varhk'im. " Ve yine O bana dedi: 

"Ey kulum, baskalarindan korkma; zira baskalari Ben 'im Ben, senin 
sendeki Varhgimdan dolayi sende tecelli eden Rabbinim. Ben 'den baska 
Hah yoktur ve ancak bana tapilabilir. 



527 — Bu mertebedeki "sen ve ben" i Muhyiddin Arabi kuddise sirruhu'l-azizin 
getirdigi yorum ile ancak anlayabiliriz. Bahsedilen makama geldikten sonra Allah 
Teala ile kulu bir gormektedir. "Attigin zantan sen atmadin Allah Teala atti. " Ayeti 
tecelli eder. 

Ayette: "Kulum, faili olmadigin §eyiyap. Yaptigin i§infaili benim. Ben de ancak 
seninle yaparim. Qunkii onu kendi kendime yapamam, onu yapmak iqin sen lazimsin. 
Senin yapman iqin de ben lazimim. " "Boylece isler bana ve Ona bagh oldu. Ben de 
hayret ettim, hayret de sasti. Hayret iqinde hayret oldu. " Diyen Muhyiddin Arabi 
kuddise sirruhu'1-aziz su sekilde devam eder: 

"Nice zamanlar olmus ki, soyle demisimdir: 

"Rab Haktir, kulHakk'dir, ah bilseydint, ntukellef kintdir? 

Kuldur dersen o yoktur, Rabb'dir dersen o nasil ntukellef olur ?" 

Nice zaman da soyle demisimdir: 

"Kendisinin yaptigi bir seyi bana teklif etmesinde hayret ettim. Benim yaptigim 
bir is yok bende o is hep O'nun yaptigim goruyorum. Ah bilseydim mtikellef kim 
oluyor? Heryerde ancak Allah var, Ondan baskasi yok." 

"Boyle soylemekle beraber bana denildi ki, yap." 

Hillasa, birlik halinin zuhur etmesi insandan kulluk vazifesini dusilrmedigi gibi 
bir manada artirmasi gerektirdigini hatirlatiyor. 

528 — Aziz Mahmud Hildayi Uluslararasi Sempozyum Bildiriler, ist-Uskildar 
Beld. 2006, c. II, s.250 



Hizmetleri 215 

Her halttkdrda seni Ben (Kendim) He zenginlestirirsem, seni zengin 
kilacagim ve eger seni baskalariyla zenginlestirirsem, seni fakir kilacagim. 
Benden baska ildh yoktur. " Ben O'na dedim ki; 

"Ey Rabbim, ben Senin nezdinde nasihm? " O bana dedi ki; 

"Sen Benim indimde, en yakinlar arasinda ve ayni zamanda btttttn 
seni sevenler He birliktesin. Ben, seni ve seni sevenleri severim. " Ben O'na 
dedim ki; 

"Ey Rabbim, bana olan askinin alameti nedir?" O bana dedi ki; 

"Benim sevdigim ve Benim hoslandigim seyleri yapabilmen igin sana 
yardim ve Itttfumu ihsan etmemdir. " Ben O'na dedim ki; 

"Ey Rabbim, insanlar bana haksizhk ediyorlar. " O bana dedi ki; 

"Btttttn bunlar senin hayrinadir. Onlarin sana ettikleri haksizhklarin 
sonucuna bakman yeter: Bu, senin Benim He yakinlasmandir. Muhakkak 

529 

ki, sen onlardan onde geleceksin. " 

Alemler insan-i kamiller ile hayat ve huzur buldugu gibi mimarlan da 
ancak onlar olabilmi§tir. Terbiyesi eksik olanlar ve nefse uyanlar hep yikici 
olup diizeni bozmu§lardir. Alemin yaratih§ sebebi Allah Teala'nin halifesine 
hizmet etmek oldugundan, mimarhk sifati insani kamillere verilmi§tir. 



Bende sigar iki cihan, ben bu cihana sigmazsam; 

Cevheri la-mekdn benem, kevn-tt mekdna sigmazam!.. 
Arsifersi kaf'u nun, bende bulundu cttmle gttn; 
Kes sozttntt uzatma kim serhtt beyana sigmazam!.. 

Kevn-tt mekdndir ayetttm, zdt'a gider biddyetttm; 

Sen bu nisan ile beni bil, ki, nisana sigmazam!.. 
Kimse gttmanu zann ile, olmadi Hakk ile bilis; 
Hakk'i bilen bilttr ki, ben zanni gttmana sigmazam!.. 

Surete bahu maniyi, suret iginde tani kim; 

Cism ile can ben 'em veli, cism-tt cana sigmazam!.. 
Hem sedefem hem inciyem, Hasru sirat esenciyim; 
Bunca kumasu raht ile, ben bu dttkkana sigmazam!.. 

Geng-i nihan benem ben, us, yani iyan benem ben us; 

Cevheri kan benem be us, bahre ve kdne sigmazam! 
Gergi muhiti d'zamem, adem adimdir ddemem; 
Dar ile kttnfe kan benem, ben de mekdna sigmazam! 

Can ile hemcihan benem, dehr ile hemzaman benem; 

Gor bu latifeyi kim, ben dehr-tt zamana sigmazam! 
Encttm ilefelek benem, vahyi bilen melek benem; 



529 — Bekri Alaeddin, Abdulgani Nablusi Hayati ve Fikirleri, cvr. Dr. Veysel 
UYSAL, 1st, 1995, s.112-114 



216 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Cek dilini ve ebsem ol, ben bu lisana sigmazam! 

Zerre benem, gilnes ben em, Qar He pencil ses benem; 

Sureti gor, beyan He bil kirn ben bu sana sigmazam! 
Zat ileyem, sifat He, Kadr Hey em Berat He; 
Gill sekerem nebat He, beste dehana sigmazam! 

Nar benem, secer benem, Ars'e gikan hacer benem; 

Gor bu adin zebanesin, ben bu zebana sigmazam! 
§ems benem, kamer benem, sehd benem seker benem; 
Ruhi revan bagislarim, ruhi revana sigmazam! 

Gergi bugiln Nesimi'yem, Hasimiyem, Kureysiyem; 

Bundan uludur ayetim, ayetil sana sigmazam! 

Nesimi kuddise sirruhu'1-aziz 



Hizmetleri 217 

EMR-lBIL MA'RUF vel munkeri bilmez MIYIZ? 

ANLAR ILE BIZ AMEL KILMAZ MIYIZ? 

ISR-i PAK-I AHMED-I BILMEZ MIYIZ? 

§IMDi IZMAR EYLEYU BIZ RAH-I MANA OLMU§UZ 53 ° 

Emr-i bil ma'ruf ve'1-munkeri bilmez miyiz? 

Insanlarin bir kismi tarikat ehlinin halleri uzerine yeteri kadar bilgisi ol- 
madigi icin, onlar hakkinda yanhs. gorii§ler ileri surmu§lerdir. 

Mesela; Muhyiddin Ibn-i Arabi kuddise sirruhu'1-aziz icin §eyh-iil 

531 

Ekber diyenler oldugu gibi, §eyh-iil Ekfer diyenler cikmi§tir. Siinnet- 
ul'llah her zaman cari oldugu icin, Efendi Hazretleri icinde bu tiirlu ithamlar 
olmu§tur. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri zamaninda diger 
tarikat ehli gibi ulema ve hocalar tarafindan devamh tenkite ugradi. C un kii 
a§k ehli idi. Zahirde itikadi bozmayan meselede devamh sukut gefer, kim- 
seyi kirmak istemezdi. 

Ebu'l Hasan Harkani kuddise sirruhu'1-aziz buyurmu§tur ki; 

"Inkdr He evliyd-i kirdm'in yuzlerine bakmaktan ise, ruhbanlarin ytt- 
zttne bakmak daha hayirhdir. Zird evliyd-i kirdma su-i zdn ve fena yttzle 
bakanlarin sonu iyi olmaz. " 

"Cahil kimsenin yaninda kitap gibi sessiz ol" 

Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz 

Bu sirdandir ki, bir kdmil zuhur etse dlemde 
Kimi ikrar eder am, kime inkdr olurpeyda 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

§ol cahil-u nadani gor orter Hakk-i inkdr edip 
Kdmil olan, Kdmillerin her bir sozun burhan gorttr. 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Anlar ile biz amel kilmaz miyiz? 

Mur§id-i Kamiller alemin aynasi olduklan icin onlara bakan kendi sure- 



530 — Dinde gilzel seyleri ogretme ve yaptirmak, gilnahlardan ve kotulilklerden 
nehyi bilmez miyiz? 

Onlarla biz amel etmez miyiz? 

Hazreti Rasultillah sallallahu aleyhi ve sellemin gilzel ahlakim bilmez miyiz? 

§imdi, gizli bir yol tutarak, mana alemine yol bulmusuz. 

531 — Mesela; Ibnu Teymiye (o. 728/1328) §eyh-ill Ekfer (En bilyilk Kafir) diyen- 
lerdendir. 



218 Gavs-ul Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

532 

tini goriir. Kemal yolunda bunca emek ceken, Allah Teala'yi herkesten 
daha iyi bilmez mi, kulluk yapmaz mi? Fakat Onlar vuslat aleminden bu 
fark alemine gelirken, Allah Teala katinda §efkat kanatlanni mahlukata ge- 
receklerinin soziinii vermi§lerdir. Onlar, nefisleri menfaati icin hicbir amel 
yapmami§lardir. Ancak onlann tuttuklan melamet yolu, bazen di§tan yanh§ 
anla§ilmi§tir. 

Her i§in nihayeti ise, Hakk-in kendisidir. 

Isr-i pak-i Ahmed-i bilmez miyiz? 

Nubiivvetin sirrina ula§mak, yokluk sirrina erip mertebe-i hayvaniyetten 
kurtulmaktir. Nefsini gecmeden ademligini bilmeden bir insan ashnda hay- 

S33 

van olur.' Onlar kulluk yukiinii ta§iyacaklanna ve hizmet icin verdikleri 
sozii unutmadilar. Onlan anlamayanlar her ne kadar zarar vermeye cah§salar 
da sirn saklayip, maneviyat taliplerine yol oldular. Onun icin veliler ifin 
soylenen "kuddise sirruhu 1-aziz " kelami her veli ifin tecelli etmi§ ilahi 
bagi§in farkhhgi ve var olan sirrin takdis edilmesidir. 

Binaenaleyh Hakikat-i Muhammedi'ye sirlanna eri§enler de dinin veci- 
beleri hakkinda eksiklik addetmek soyleyenin noksanhgindan ba§ka bir §eye 
i§aret olmaz. 

Muhammed'dir Cendb-i Hakk-a mirat 

Muhammed'den gorundu kendi bizzat 

Muhammed'den vttcuda geldi ekvdn 

Muhammed ra-i u mer-i u mirat La 

Simdi izmar eyleyu biz rah-i mana olmu$uz 

Kemal ehli, insanlann soziinden etkilenmeyip yoluna devam edendir. 
Mana yolunda etkilenmek yolu uzattigi gibi, ba§kalanna faydah olmaktan 
insani men eder. 

Rah-i mana (maneviyat yolu) olmak demek, Allah Teala'ya ula§mak is- 
teyenlere giizergah olduk demektir. Fakat yukanda anlatilan sikintilardan 
gefmeden bu hale kavu§ulamayacagi da anlatilmi§tir. 



" — Hikaye: "Milrid bir zaman falijip keramet ehlinden oldu. Fakat murjidini 
rabita edince, onu merkep suretinde gormeye bajladi. Durumuna vakif olan milrjidi; 

"Bu sefer ki, rabitanda o merkebin kulaklanni tut, " dedi. Milrid rabitasmda 
merkebin kulaklanni tutunca gozlerini afti. Birde ne gorsiln tuttugu kulaklar kendi 
kulaklan idi. Milrjidi dedi ki; 

"Senin bizde gordugun noksanhk, senin eksikligindir. " 
— "Kendilerine Tevrat ogretildigi halde, onun geregini yapmayanlarin du- 
rumu, sirtina kitap yuklii e§egin durumu gibidir. Allah Tedld 'nin ayetlerini yalanla- 
yanlarin durumu ne kotudur. Allah Tedld zalimler toplulugunu dogru yola Uetmez. " 
(Cuma, 5) 



Hizmetleri 219 

HERKESIN MIKTAR-I IHLASINCA FUL-l EDER ZUHUR 
SEN QALIS OL MUHHSANDAN CIKMASIN SENDEN KUSUR 
GAYR-IDE GORSEN HATAYI SETR-EDUP SEN ANDAN AL HUZUR. 
BUNU ADET EDINIP DURR-U YEKTA OLMUSUZ 534 

Herkesin miktar-i ihlasinca fiil-i eder zuhur 
Sen cah$ ol muhlisandan gikmasin senden kusur 

ihlas; Allah Teala'yi g6ruyormu§ gibi hareket etmektir. Hakikat Ehl-i 
demi§lerdir ki; 

Ihlas, Allah Tedla 'nin nurlarindan bir nurdur ki, onu ancak gergek 
mtimin kullarin kalbine emanet eder. Bunu gergek murnin olmayanlardan 
esirger. 

Ihlas dort kisma aynhr. 

1 -Allah Teala nzasi icin yapilan amelde, tazim uzere ihlash amel 
yapmak. 

2-Allah Teala emrettigi icin, tazim uzere ihlash amel yapmak. 
3-Sevap bulmak icin, tazim iizere ihlash amel yapmak. 
4-Ameli ihlas niyeti ile yapmak. 
Insan bu dort kisimdan biri ile amel i§lerse manevi kurtulu§a erer. 
Ihlas temelde iki kisimda toplanir. 

l-Sadiklarin ihlasi; miikafat ve sevap kazanmak 
2-Siddiklarin ihlasi; Allah Teala'nin cemalini gormektir. 
ihlas ile olan i§lerde kusurlar Allah Teala tarafindan tamamlanir. Eger 
bir noksanhk zuhur edecek olsa bile manevi yardim yeti§ir. 

Gavs-i Abdtllkadir Geylani kuddise sirruhu'1-aziz buyurdular ki; 

"Ya Rabbi, hangi namaz beni sana yaklaqtirir. " Allah Teala buyurdu ki; 

"O namazda benden gayrisi obnaya ve namaz kdan bende kaybola. " 

Buna gore ihlas ile ibadet eden birinin namazi tic sekildedir. 
1 -Fiili namaz; avam ve sofularm kildigi namazdir ki, zahiren bilinir. 
2-^uhudi namaz; Ariflerin kildigi namazdir, namazm manevi tecellileri za- 
hir olarak kilar. (Vahdet-i §uhud) 

3-Hakiki namaz; Kamil insanlarm kildigi namazdir. (Vahdet-i Vtlcud) 

Biitiin ibadetler ve fiiller bu siralama ifine girmektedir. 

Her kim bu yola sidk ile girmezse yog olmaz 
Yog olmayacak Yusuf'un umma haberin senin 

Niyazi Misri kuddise sirruhuT-aziz 



~ ~ — Herkesin ihlas ve sadakati ne kadarsa, kazanci o kadar olur. 
Sen iyi fahs sadiklardan ol, senden kusur crkmasm. 
Baskalannm hatalanm gortlrsen onu ort, gizle, bundan zevk al. 
Biz bu gtlzel davramsi adet edindigimiz igin en degerli inci olmusuz. 



220 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Ihlas, kigiyi terakki ettirerek vuslat bahnni actinr. Etrafi ile me§gul ol- 
maktan kendini kurtanr. £iinkii her §eyin sahibine kavu§mak, insani olgun- 
lugun zirvesine cikanr. Olgunluk, nza makaminin penceresidir. 
Hig ne lazim her kesin ayibini tahrir eylemek 
Kdmil insan olan gbrmez gorse de gbzyumar 

La 

Gayr-i de gorsen hatayi setr-ediip sen andan al huzur. 

Insanlarin ayibini yiiziine vurmayip, islam'in emirlerini bilmeyenlere 
ogretmek yaratilani yaratandan otiirii hos. gormek, bu yolun esasidir. 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve selleme "Miimin nasil bir insandir? " di- 
ye sorulunca, buyuruyor ki; 

"Kendisi bcujkalariyla ttlfet eden, geginen; bcujkalari da kendisiyle ttlfet 
edebilen, yanina sokulabilen kimsedir. " 

"Kendisi ba§kalariyla geginemeyen, ba§kalannin da kendisinin yanina 
sokulamadigi kimsede hayir yoktur. " 

Ctimle etjyada gordttm har var gulzaryok 
Hep gulistan oldu diem §imdi hig har kalmadi 
Gitti kesret, geldi vahdet, oldu halvet dost ile 
Hep hak oldu diem sehr-u pazar kalmadi 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Insan kendinde olan bir hataya bakinca nefsinden oldugunu, baska- 
larindaki hataya bakinca da bir hikmeti vardir, Allah Teala'dandir; 

Kendinde olan bir iyilige bakinca Allah Teala'dandir; baskalarinda 
olan iyilige ise, onlarin nefislerinden oldu, demesi gerekmektedir. 

Ashnda her §eyin iradesi, Allah Teala'nin elindedir. Boyle bir hiikmiin 
kar§isinda kul kendini, Allah Teala'ya teslim ederse, Allah Teala emanetine 
sahip cikar. Allah Teala, Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem Efendimize 
bile, 

535 

"Sen istedigine hidayet edemezsin" ' buyurarak isteklerin tarafindan 
kontrolde oldugunu bey an etmi§tir. 

Bunu adet edinip durr-u yekta olmusuz 

Durr-u Yekta Birlik incisi Hakikat-i Muhammediye'dir. ^ Yaraticinin 



" — Kasas, 55 

536 — Allah Teala'da cemal ve celal tecellileri vardir. Kufrii de, imam da yaratan 
O'dur. Bununla beraber kilfre razi degildir. Muhammediyet mertebesi ise, yalmz 
cemal tecellisidir. Muhammed sallallahii aleyhi ve sellem ancak kilfur olmayan 



Hizmetleri 22 1 



jeyleri yapmakla milkelleftir; bu ise, zordur. Zamanmm en buytik velisi ve milrjidi 
olan gavs-iil a'zam, Hakikat-i Muhammediye'ye mazhar olmuj insandir. 

O zati zatina mir'at eyledi can 
Celaliyle Cemali oldu seyran 

Hem onun ayinesinden o Subhan 
Nikap agti kemali oldu ilan 

Nikaplardan gegip Hakk'a gidelim 
Cemal-i ba-kemale seyredelim 

O'nun nuru cemalinden bu alem 
Duzuldu hem vucuda geldi adem 

Onun fey zi kemalinden bu alem 
Zuhur buldu bilindi sirr-i adem 

Hicaplardan gegip Hakka gidelim 
Cemal-i ba-kemale seyredelim 
Cun Oldur nokta-i ba-i sirr-i Yezdan 
Goriindii mir'atindan vech-i Subhan 

O'dur hem bahri rahmet kenz-i Rahman 
Bilindi miratindan sirr-i Deyyan 

Gururlardan gegip Hakk'a gidelim 
Cemal-i ba-kemale seyredelim 

Lediin deryasinin sultani oldur 
Hakikat sirrinin burhani oldur 
Cemi enbiyanin ham oldur 
Cemi evliyanin cam oldur 

Futurlardan gegip Hakk'a gidelim 
Cemal-i ba-kemale seyredelim 
Muhammed enbiyaya nisbetEy can 
Nebiler katre Ahmed bahr-i untntan 

Veliler enbiyadan farki burhan 
Vezirdir evliyalar enbiya han 

Nubuvvet mayesiyle gel gidelim 
Cemal-i ba-kemale seyredelim 

Ve lakin bah re dustu katre bar an 
Anin gunfark olunmaz sirr-i irfan 

Cun katre bahre gark olunca Ey can 
O katre mahvolur derya olur Can 
Velayet mayesi bul gel gidelim 
Cemal-i ba-kemale seyderelim 
Aningun enbiyanin hep kemali 
Muhammed bahrinin feyzi cemali 

Hakikatte O'dur zubde meali 
Muhammed'le bulundu Hakk visali 

Muhammed bahrine gel dal idelim 
Cemal-i ba-kemale seyredelim 



222 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

e§yadaki sirnni fozen vahdetin mertebelerinden gefip Muhammedi Hakikate 
kavu§mu§ ki§i demektir. Beyitlerin manalanndan anla§ilacagi iizere Efendi 
Hazretleri bu sirra erenin alemde olan §eylerden bir huzursuzluga dii§meye- 
cegini kendini halk ifinde aranan bir insan olacagini bildirmektedir. 

Sanma ey Hoca ki, senden sint ti zer isterler; 
Yevme layenfeu 'da kalb-i selim isterler. 
Berzah-i havftt recadan gege gor nakdm olup; 
Dem-i dharda ne timid ti ne bint isterler. 
Unutup bildigin arifisen nadan ol; 
Bezm-i vahdette ne Hint, ne alint isterler. 
Harem-i ntanide bigdneye yol vermezler; 
Asina-i ezeliyar-i kadint isterler. 
Ctirmtine ntuterif, taata ntagrur olma; 
Ki sifahane-i hikmette sakint isterler. 
Kible-i manayifehm eylemeyen gogeriler; 
Sehv ile secde edip ecr-i azint isterler. 
Ezber et, kissa-i esrar-i dili ey Ruhi; 

537 

Hazir ol, beznt-i ildhide nedint isterler. 

Bagdatli Ruhi kuddise sirruhu'1-aziz 



§eriat mahzenidir §ah-i Ahmed 
Tarikat menbaidir Mah-i Ahmed 

Maarif madenidir Rah-i Ahmed 
Hakikat mebdeidir cah-i Ahmed 

Bu deryaya dufjtip Hakk'a gidetim 
Cemal-i ba-kemale seyredetim 

Gorunmez gayri mirattan o mahbub 
Bulunmaz gayri yerde vasl-i matlub 

Muti ol emrine ta ede mahsub 
Seni esrarina hem ede mensub 

Hevalardan gegip Hakk'a gidelim 
Cemal-i ba-kemale seyredelim. 
RISALE-i KUDSlYYE (Rasulilllah sallallahu aleyhivesellem'm Milkemmelligi 
ve Ytlceligi) 

537 — Yevme la-yenfeu: kimsenin kimseye faydasi olmadigi gun, hesap gilnil 
Kalb-i selim: Temiz gonill, Berzah: Iki alemin arasi. Kabir. Dilnya ile ahiret ara- 
si, Havftt reca: Korku ve limit, Nakdm: Sermayen olup, Dem-i aher: Ahiret, Bim: 
Korku, Nadan: Bilmeyen, Bezm-i vahdet: Huzur-u Ilahi, Harem-i mani: 
Maneviyatm krymetli sahasi, Biganeye: Lakayt, Yar-i kadim: Ezeli sevgili, Cttrm: 
Gilnah, Muterif: Itiraf, Sakim: Hasta, keyifsiz, saglam olmayan, Nedim: Arkadaj 



Hizmetleri 223 

IPTILA ALEMDE VAR IKMALDIR O ETME CEDEL 

HER KULA NASIP ETMEZ ANI HUDA IZZ-U VE-CEL 

BASA GELSE BH ANI DEVLET VE NIMET BI-BEDEL 

BIZ ANI GORMUS VE GECIRMIS PAK MUSAFFA OLMUSUZ 538 

"Yemin olsun ki, biraz korku, biraz aghk, biraz da mallardan, canlar- 

539 

dan ve mahsullerden yana eksiltmekle sizi imtihan edecegiz. " 

Iptilaya sabir ile vanlan yol, en kestirme yoldur. £ocugu ana sutunden 
keser gibi nefsin ho§una giden rahathk hissinden uzakla§mahdir. Rehavet 
insani gaflete iter. Maddi ve manevi halimize kanaat etmek ve pir eteginden 
aynlmamak gereklidir. Her bir sikintiyi ganimet bilmek, ustadimn onu terbi- 
yede ikmal yoluna sevk ettigini bilmek gerekir. Yanmadan pi§en yemek 
tatsiz olur, ya da kisa zamanda kokar. 

Algaktan algaga yurttye toprak iginde gurttye 
A§k ate§inde eriye, altin gibi sizmak gerek 
Zikri Hakk-a me§gul olayana, yana ta kill ola 
Her kim diler makbul ola tevhide boyanmak gerek 
Eytin ki§iyol alantaz maksudunu tez bulamaz 
Yog olmayan var olamaz varini dagitmak gerek 
Dervi§lerin en algagi bugday iginde burgagi 
Bu Misri gibi balgigi her ayak basmak gerek. 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Bu diinya iizerinde ce§itli mu§kullerin goriilmesi, perde arkasindan 
hakikatin suretlerinin gidip gelmesi hadisesidir. Di§andan bakanlar, suretin 
hareketine irade isnat ederler. Ama duruma vakif olanlar, hemen her mesele- 
yi ilahi iradeye havale etmektedir. Boyle yapanlar, duruma tedbir olma sikin- 
tisindan halas olmu§tur. Vakti gelince zaruri olarak sikintilar gelir gider, bir 
§ekil alir. 

Tedbirini terk eyle, takdir Hudd'nindir. 

Sen yoksun o benlikler hep vehm-tt gumdnindir. 

Birden bire bul a§ki bu ttthfe bulanindir 

Devrdn olah devrdn Erbdb-i safdnindir. 

A§ikta keder neyler gam halk-i cihdnindir 

§eyh Galib kuddise sirruhu'1-aziz 



538 — Dert, bela alemde var, eksikleri tamamlar bosuna ugrasma. 
Her kula nasip etmez onu, sam yilce, celal sahibi Allah Teala. 
Sana bir bela gelirse, onu esi bulunmaz bir nimet ve devlet bil. 
Biz onu gormus, gecirmis, tertemiz, an, duru, saf bir hale gelmisiz. 
539 — Bakara,155 



224 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Aynca haynn acilacagi kapinin yonunii insan tespit edemez. Belki onun 
niyetinde kemal penceresini ancak iptilalar acabilir. Bu hikmete vasil olmak- 
ta ta baska bir haldir. 

Evliya derecesini bulmus bir zat varmis. Kiirsiiye crkip vaaz ederken daima: 
"Yd Rabbi, hirsizlara haramilere rahmet kill " Diye dua edermis. Sebebini sor- 
muslar. Cevaben: 

"Ben Bagdath bir tiiccardim, qok zengindim ve iyiden iyiye diinyaya dalmi^tim. 
Bir gun sahradan geqerken, kervanimin birini haramiler soydu. Bu vak'adan biraz 
akhm ba^ima gelir gibi oldu. Bir ba§ka gegipe, malimin bir kismini daha 
gasbettiler. Ugunciide ise, tig u teber §dh-i levend on parasiz kaldim. Bu suretle ac 
ve bi-ildq kahnca bir tekkeye iltica ettim. I§te orada Allah 'im bana bir kdmil miir§it 
ihsan etti ve bu devlete nail oldum. Bu nimete o haramiler yuziinden eripigim icin 
onlara hayir dud ediyorum, " demi§. 

Hdkimest yef alullah-i mdye$d 
O zi ayn-i derd engized deva 
"Allah Teala hakimdir, istedigini yapar; o, derdin ifinden deva crkarir" 

Izdirabin sonu yok sanma, bu diem de geger, 
Omrufdni gibidir, gun de geger, dent de geger, 
Gam karar eyleyemez hdnde-i hilrrem de geger, 
Devr-i §dd-i de geger, gussa-i matem de geger, 
Gece gunduzyok olur, dn-i dent, ddem de geger. 

542 

Neyzen Tevfik kuddise sirruhu'1-aziz 

"Allah Teala hig gekinmeden btttun Nebilerin kanini doktii. Hak bu kihci 
biltttn Nebilere indirdi, bu kirbaci da btttun dostlara vurdu ve kendini de hig- 
bir kimseye gostermedi. O, ayyardu, (yani yaman ve) kurnazdir, gozttntt ag, 
sen de ayyar ol Ve ondan baskasina el uzatnta!" 

Beyitlerin zahirinden de anla§ilacagi iizere ehli kemale iptila bir serma- 
yedir. 

"Gulun dikene katlanmasi, onu gttzel kokulu yapti. " 

Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz 

Aliyy'ul Havvas kuddise sirruhu'1-aziz buyurur ki; 

"Allah Teala nin kullarinin cefasina katlanmayan kimse Allah Ted- 



""° -Ken'an Rifai, a.g.e. s.86 



541 — AYVERDI, Samiha, Abide §ahsiyetler, 1st. 1976, s.10 

542 — §evki Koca- Murat Kacis, Neyzen Tevfik Kttlliyati, 1st. 2000, s.379 

543 — Tezkiretu'l-Evhya s. 738 



Hizmetleri 225 

Id'nin ehliyim demesin. Qunkuyalan soylemis olur. " 

Insanlar uzerine gelebilecek en biiyiik iptilalar nebiler uzerine gelmi§- 
tir. Hadisi §erifte §6yle gelmi§tir. 

"Ya Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellem seni seviyorum, diyene; 
— O zaman belalara hazir ol Yine 

"Ya Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellem, ben Allah Tedla 'yi seviyo- 
rum, " dediginde; 

— O zaman iptilalar elbisesini giyin" 

Abdulkadir Geylani kuddise sirruhu'1-aziz 29 seneyi a§kin bir sure inzi- 
vada tevhit terbiyesi ile gecti. Narinda hos, nurunda hos diyen insanlar bu 
potada eriyen kamiller insanlardir. 

Aliyy'ul Havvas kuddise sirruhu'1-aziz buyurur ki; 
"Buyuklerin agir hastahklara maruz birakdmalari bazen ecirlerin qo- 
galmasi iqin olur. Diinya ile alakah yanlari yoktur. Oyle ki, dunya ile 
irtibatlandirdmasi caiz bile degildir. Bazen de talebeleri yuzunden zor can ve- 
rirler. Bir an once Allah Teala'ya kavu$mak istemelerine ragmen onlari daha 
iyi yeti§tirmek, makamlarini yiikseklere qikarabilmek iqin dunyadan qikntak 
istenteyebilirler. Talebelerine olan i§tiyaklari yuzunden ruhun qikntasi zorla- 
ijir. Eger talebelerine olan fjefkatleri olmasa idi, Allah Teala'ya kavufjma ar- 
zulari yuzunden canlarini en kolay verenlerden olurlardi." 

Efendi Hazretleri 1938 senesinde 38 ki§i ile 38 gun hapis hayatim dostu- 
na misafir gider gibi kar§iladi. O'nun sayesinde kiiller, giile dondu.' 



— "Belalardan qogu, nebilere gelir. Qunku ham adamlari yola getirmek, 
zaten beladir." Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz 

545 — Anlatildigma gore, hapishanede Efendi Hazretlerini gormek isteyen mah- 
kumlarm, Allah Teala'ya dualan neticesinde bu istenilmeyecek durum zuhur etmis- 
tir. Efendi Hazretleri konu hakkmda buyurur ki; 

"Hapse girmemiz, orada ihvan olacak kardefjlerimizin qikmalari mumkun 
olamadigindan biz onlara misafir olduk Har (Diken) giilistan oldu. " 

Bu durumun bir benzeri de §eyh §erafeddin Dagistani kuddise sirruhu'l-azizin 
basmdan gecmistir. 

"Menemen Hadisesi" sonrasmdaki birkac yil icerisinde, tllkemizde hakim olan 
havamn tesiri ile hemen butun tasavvuf bilyuklerine yapilan takibat esnasmda §eyh 
§erafeddin Dagistani ve yakm baglilan da sorusturmaya ugramis ve birka9 milridi 
ile birlikte §eyh §erafeddin de, Eskisehir cezaevinde gozetim altma almmistir. Yapi- 
lan mahkeme stlreci esnasmda yasananlarm bir kismi cezaevinde aym kogusta bir- 
likte kaldiklan Konyah maneviyat adamlarmdan; tasavvuf ehlinden merhum Ali 
Kemal Belviranli'mn (vefati: 2003) babasi merhum Ismail Hakki Belviranh (vefa- 
ti: 1969) kanahyla gilnumuze intikal etmistir. 



226 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Cezaevi gilnlerinde yasanan fikralardan birisi zahiri goriinum ile batm arasmdaki 
iliskiye isaret etmesi acismdan dikkat cekicidir. Birlikte kaldiklan ve zahiri §ekli 
kurallar konusunda hassas olan bir tutuklunun biyiklarmm iist dudagim biraz ortmesi 
konusunda rahatsizlik hissettigini manevi olarak anlayan Seyh Serafeddin Dagistani 
kuddise sirruhu'1-aziz, bu kisiyi sozleriyle uyarmistir: 

"Deniz kenarina gittiginde dalgalann kenara attigi ger-cop goziine ilisse de 
sen denizin enginliklerine yonelt bakislarini... Denizin enginligine goz atarsan 
kenardaki cer-cop gozlerinden kaybolacaktir. . . " 

Seyh Serafeddin kuddise sirruhu'1-aziz ile Eskisehir cezaevi gilnlerinde gorevi 
geregi tamsan ve cazibesine kendisini kaptirarak intisab eden ve 1994'de yaklasrk 
100 yaslarmda vefat eden Yusuf Efendi adli miiridi Eskisehir cezaevi gilnlerine 
iliskin olarak asagidaki vakiayi anlatmis ve onemli tarihi iliskilere isaret eden bu 
anilar kayit altma almmistir: 

"Bir zamanlar §eyh §erafeddin kuddise sirruhu'1-aziz Eskisehir cezaevinde diger 
bazi Naksbendi seyhleri ve Islam alimleri ile birlikte, Menemen hadisesi ile ilgili 
olarak tutuklanmisti. Ben de cezaevinde muhafiz olarak gorevliydim. Tutukluluk 
halindeki bir diger onemli kisi ise, tlnltl Said-i Nursi kuddise sirruhu'1-aziz idi. 
§eyh §erafeddin Dagistani kuddise sirruhu'1-aziz, halifesi Abdullah ve diger bazi 
ileri gelen mtiridleri ile beraber tutuklanmisti. Said-i Nursi de bazi yakm sakirdleri 
ile birlikteydi. Said-i Nursi, Seyh Serafeddin kuddise sirruhu'l-azizin de aym hapis- 
hanede tutuklu oldugundan haberdar olunca sakirdlerini herhangi bir seye ihtiyafla- 
n olup olmadiklanm sormak ve yardimci olabileceklerini teklif etmek ilzere nezake- 
ten Seyh Efendi'ye yolladi. Seyh Serafeddin, bu yardim teklifine 

"Tesekkur ederim, ancak biz "Hic"iz ve "Hie" in de hicbir seye ihtiyaci yok- 
tur" diye oldukca manidar bir cevap yolladi. Daha sonraki gilnlerde Said-i 
Nursi'nin sakirdleri, yine Seyh Serafeddin kuddise sirruhu'l-azize gelmege ve bir 
ihtiyaclan olup olmadigim sormaga devam ettiler. O her defasmda bu talepleri 
olumsuz olarak cevaphyordu. 

Bir giln, Seyh Serafeddin kuddise sirruhu'1-aziz, Said-i Nursi'nin sakirdlerine 
Said-i Nursi 'ye 

"Neden burada tutukluyuz?" diye sormalanm istedi. Said-i Nursi'nin sakirdleri 
gitti ve bu soruyu ilettiler. Said-i Nursi, bu soruyu 

"Biz Hz- Yusuf aleyhisselantin derecesi olan "Suskunluk Orucu" ntakantina 
erntek ilzere bu ntedrese-i Yusufiyye'deyiz" diye cevapladi. Seyh Serafeddin 
kuddise sirruhu'l-azizin bu soruyu sormasi ve Said-i Nursi'nin de bu cevabi vermesi 
aralarmdaki tartismalarm sonu oldu. Ancak bu soru-cevap teatisi benim icin 90k 
kafa kanstinci oldu ve derinlemesine dustinmege basladim. Kendi gayretimle bu 
konunun icinden gikamaymca, bu defa ben Seyh Serafeddin kuddise sirruhu'l-azize 

"Sizin ve bu diger seyhlerin burada bulunusunuzun sirri nedir?" diye sordum. 
Cevaplamasi icin lsranmm sonucunda, diger tutuklular ile bir araya geldikleri bir 
sirada Seyh Efendi sunlan soyledi: 

"Ben buraya sebebsiz yere tutuklanntis olan birqok kisiye manevi sirlar ilet- 
ntek ilzere gonderildim. Manevi destege ihtiyaci olan bu kisileri himntetintle des- 
tekliyorum. Allah Teala beni buraya bu destek icin gonderdi, ciinkii bu kirns eler 
buraya toplatilmisti ve burada olntasa bir araya toplamam da zor bir seydi. Sizinle 
vedalasmak icin buradayint, gilnkil kisa bir sure sonra bu dilnyadan gocecegim. 



Hizmetleri 227 

Hayatini yakindan bilenler, cektigi elem verici olaylann O'nu manevi 
hizmetten hicbir zaman alikoymadigini gordu. Bu sabnn ve cilenin neticesi 
1955 senesinde Efendi Hazretleri "Garda§larim! Gavshk Kadiri'lerden 
Nak§i'lere verildi" diyerek kazandigi mukafati remzen soylemi§lerdir. Bu 
sene Sivas Ulu Camii de hizmete acildi. 

Mushaf-i husnune gun tefe'ul eyledim ben 
Burcu belada gordttm kendimifal iginde 
Taliimi yokladim mihnet evinde buldum 
Anin igin yururum her dent melal iginde 
Bizimde mihnet imi§ kismetimiz ezelde 
Kaldi basim anin igunfitne vebal iginde 
Gamsiz olan adami sanma am ddemi 
Hayvandan ol eddldir kaldi dalal iginde 
§ddhk ehli cujka, a§kin gamidir veli 
§ol ayrihk guzeldir ola visal iginde 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Tarikata girip keramet sahibi olmak riiyasi ile gelenler, ayni bir hayal ile 
bogulup bo§a emek sarf ettiler. Bir toprak kase finna girince, senelerce nasil 
kaliyorsa, i§te a§k ve tevhit ate§inde yanan gonulde ancak, Allah Teala misa- 
fir olur. 

"Ehlullahm bu gibi harikalarmdan bahsetmek abes, hatta ayiptir. Qunku 

546 

onlar: Ve hiive ala kiillii §ey'in kadir sirrma mazhar olmujlardir. 
Binaenaleyh isterlerse, her §eyi yapabilirler. O her §eyden bir zerreyi ayirmak, 
kudretlerine noksan dujurmek demektir. 

Fakat sirf bu ce$it sozlerden hojlamp irfana ait jeylerden hazzetmeyenlerin 
dillerine mucizeler, kerametler dolanmijtir. Qunkil seviyeleri bu basit sozleri 
soyleyip dinlemekten ileri gegememijtir. §ayet irfana ve hikmete dair bir soz 
soylense anlamazlar, hatta uyuklamaya bajlarlar. 

Mucizenin en buyugil, kalpleri teshir etmek, onlara hakim olmaktrr. Bu da 
ancak kamil ki§i harcidir. Yoksa havada ufmak mucize olsa, kargalar da ucuyor. 



Sizin sularinizi size teslim edecegim. Tutuklu olmamiz, gergekte bizim igin tutsak- 
hk degildir, gunktt daima ilahi varhkta miistegrak haldeyiz ve biz buradan asla 
bir tutsak olarak etkilenmeyiz. Bir sure sonra, sizin hepiniz buradan gikardacak- 
siniz ve onentli bir sahsin oliintunden sonra tekrar bir araya geleceksiniz. §eyh 
Efendi'yi dikkatli bir sekilde dinleyen diger tutuklu ve mahkumlar arasinda Said-i 
Nursi'nin sakirdleri de vardi ve butun bunlari isittiler. Yaklasik 3 ayhk tutuklu- 
luktan sonra §eyh §erafeddin kuddise sirruhu'l-aziz ve Said-i Nursi de dahil tu- 
tuklularin gogu serbest birakildilar." (http://www. naksibendi. net) 
(http://www.geocities.com/tasavvufvesufiler) 

546 — Maide,120; Hud, 4. "Allah Teala her seye kadirdir." 



228 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Denizde yilzmek mucize olsa, baliklar da yiiziiyor. Hint fakirlerini gormtlyor 
musunuz? Neler, ne acayip ne garip fevkaladelikler meydana getiriyorlar. Fakat 
hangisi bir kalbe hakim olabiliyor, onu beseri ve nefsani kirlerinden temizleyip 
antabiliyor? Halbuki dava kalplere hilkmedebilmekte... Ama sen bu sozleri, o 
keramet duskiinlerine istedigin kadar soyle, anlamazlar. Zira fikir ve duygu se- 
viyeleri anlamalarma elverisli degildir. 

Ne yazik ki, 90k kimseler, ruhlarmm ve nefislerinin tasfiyesini bir tarafa bi- 
rakip ehlullahm kerametlerini sayip siralamakla vakit ziyan edip dururlar. Nite- 
kim yine aym insanoglu, sinesinde kurulup oturmus Yezid'i birakir da, Muaviye 

547 

radiyallahtl anhm oglu Yezid'e lanetle vakit gegirir, vah o zavallilara!" 

"Ey Allah Teala Teala'm! Sana, halk iginde ulularin yakardigi gibi dua 
ediyor, fakat yalnizken sevgililere yapildigi §ekilde niyazda bulunuyorum. 
Halk iginde sana, Ey Allah Teala Teala'm! yalnizken de Ey Sevgilint! Diyo- 

„548 

runt. 

Yuzttn Niydzi eyle hdk kalbin sarayin eylepak 
Dert He bagrin eyle gdk §ayet gele sultan sana 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 



547 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 15 
548 — NICHOLSON, a.g.e. s.ll 



Hizmetleri 229 

HAKK-I HER §EYDE A YAN GORMU§ VE BlLMl§LERlZ 
OL SEBEPTEN HALK KATINDA HUBB-U MEVLA GOZLERIZ 
KAHR-I L UTFUN CUMLESIN BIR BILDIM VE TUTTUM EY AZIZ 
HAMD-U LILLAH BIZ BU LUTFA MAZHARI MUCELLA OLMU^UZ 549 

Hakk-i her seyde ayan gormiis ve bilmisleriz 
01 sebepten halk katinda Hubb-ii Mevla gozleriz 

Her mertebenin bir riiknii vardir. Bir insan-i kamilin terbiyesi ve nazan 
altinda adabina gore suluk goren tevhidin mertebelerine eri§ir. Vucudu alem- 
i mu§ahede edenler alemin ve e§yanin hakikatinin Hakk oldugunu bilir. 
(Vahdet-i Vucud) Fakat e§yanin kendisine Hakk demezler. Hakk, Hakk dir. 
E§ya, e§ya dir. 

Hubb-u Mevla: Arifler her zaman i§in oziinii gozler. Hakk katinda fir- 
kin §ey olmadigini, halk katindaki cirkinin guzelligini goriirler. Bu makama 
tevhid mertebelerini gecen kavu§ur. 

Veil arif cental igre cemalini gorttr daim 
Bu haristdnin iginde ana gttlzar olur peyda 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

Tevhidin sirlanna kavu§an zevk icinde alemi seyr eder. Sonunda hayret- 
ler icinde kahr. Onceden gonlirnii me§gul eden §eylerin gercegi ona acildikca 
e§yadaki sirra binaen Allah Teala'ya olan a§ki, muhabbeti ve gayreti artar. 
Tarikat yolundaki gayretin sonu da Hayret tir. " Tasavvuf biiyiik hayrette 
mest olmaktir. 

"Hayret iki nevidir: Biri umumi hayrettir, bu hayret ilhad ve dalaletten baska 
bir sey degildir, digeri meydandaki hayrettir, bu hayret bulmak ve ermektir. 



549 — Hakk'm hikmetlerini her seyde acrkca gormiis ve bilmislerdeniz. 

Onun icin Allah Teala katinda manevi aleminin hakikatini gozleriz. 

Uzilntu ve sevinc veren her seyi Allah'tan oldugu icin hos karsiladim. 

Hamd olsun Allah'a ki, onun lutuf lsiklarryla parlay an bir gonille sahip olmusuz 

55 °— Allah Teala Kur'an-i Kenm'de 1% ^'sj C/, jb (Ta-Ha 114) "Sen de ki, Ya 

Rabbi benim ilmimi ziyadelestir." Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem buyurur ki; 
"Allah Tedld 'm hayretimi arttir. " 

insanlarm son varacaklan menzil hayrettir. Ilmi idrak edemedigi yerde hayret 
baslar. Qiinkii ilim, akhn bir mahsuludiir. Akil nasil hudutlu ise, ilimde boyledir. 
Fakat hayret sonsuzdur. Ilim bir yere kadar gelir oradan ileriye gecemez, bundan 
sonra gelen ise, hayrettir. Hayret denilen zevk, yasamaktan ibarettir. Hayret, gor- 
memis birisine anlatmaya kalksan ne o anlayabilir ne de sen anlatabilirsin. Bunu 
ancak yasayanlar bilir. 



230 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Yani marifetin ta kendisidir." 

ihvan hayret makamina cikmak icin butiin e§yadan hakiki vucudu nefy 
eder. Sirrini masivadan kurtanr. Ve bu §ekilde sirnni terbiye edince ancak 
kendi vucudu kahr. O esnada hayret vadisine du§er. Yani hali ile Rabbi'ni 
bilir. Fakat kendinde kalmak sebebiyle Rabbine vasil olmaya giicii yetmez. 
Bu hale hayret vadisinde kalmak denir. Bu mertebede ihvana dost kapisi 
acihr. Manevi ihsanlar gelmeye ba§lar. Her taraftan "merhaba" ve "Ey 
kulum " sesleri gelir. Bu mertebede ihvan bir yonden vasil ohnus. iken bir 
yonden Rabbi'nden ayndir. Onun icin bu mertebede a§k gider, hayret gelir. 
Kimisi omriinun sonuna kadar hayrette kahr. Kimisi bir an ve bir zaman 
onda duraklar. Dosta vasil olmu§tur ancak hicabi ancak kendi viicududur. 
Onun icin varhk elbisesinden soyunup kulli fena elbisesini giyer. Bu §ekil- 
de Kabe-i zati mu§ahede eder. Binlerce ihtiram ve tazim ile ziyaret ve tavaf 
kilar. Bu makama "Makdm-i ev ednd" veya "makdm-i ahfd" derler. Bunun 
ehlinde viicud ve yakinhk olmaz. Hakk'da helak olup Hakk'in kendinde 
kaim ve hareket bulur, ikilik kalmaz. Bu Ahadiyyet makamidir. Burada 
olan hitab Hakk'dan Hakk'adir. O makama vasil olan kimsenin §am; "Ld 
mevcude illallah, " 'Veld ft cilbbeti 'I-vucudu sivdh " dir. "el-fakru 
sevvddu 1-vechi fi 'd-ddreyn " sirndir. Ve "izd etemme 1-fakru 
fehiive 'llah " kelami buna i§arettir. Ancak vucudu kendi vucudu, tasarrufu 
kendi tasarrufu degildir. 

I§te bu makamda siiluk tamam olur. Fakat makamlan tamam olmaz. Bu 
makamdan sonra yine alem-i bekaya ve makam-i kab-e kavseyn'e doner. 
Bu makamda kesret (cokluk) ile vahdet cem olmu§tur. Kesret vahdete ve 
vahdet kesrete mani olmaz, cemii' 1-cem makamidir. 

Bu makamda e§yanm viicudunu batin cihetiyle Hakk aynisi olarak mii- 
§ahede eder. 

Hayret Vadisinde kelime-i tevhide de uc mana verilir. 

Birincisi; "La ma'bude illa'llah"dir. 

Ikincisi de; "La maksude illa'llah" dir. 

Ufiincusu; "La mevcude illa'llah" dir. 

Efkdri be§er her ne kadar etse tadli 
Idrak edemez kendini ey Hazreti Mennan 
Zatin bilir ancak yine zatindaki sirri 
Hayrette kahr zatini bilmekteki irfan. 

Abdillaziz Mecdi Tolun kuddise sirruhu'1-aziz 

Kande bulur isteyen liltfunu ey dost senin 
Qun kirn am gizledin kahr-u celal iginde 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 



-Nefahatu'1-Uns, s. 156 



Hizmetleri 23 1 

Kahr-i lutfun ctimlesin bir bildim ve tuttum Ey -aziz 

Bir gun Lokman'm Efendisine hediye olarak bir karpuz getirdiler. Hizmet- 
ciye "git, oglum Lokman'i cagir" dedi Lokman gelince Efendisi, karpuzu kesip 
ona bir dilim verdi. Lokman o dilimi bal gibi, seker gibi yedi. Hem de oyle lez- 
zetle yedi ki, Lokman'm Efendisi, ikinci dilimi de kesip sundu. Boyle, boyle 
karpuzu tekmil yedi; Yalmz bir dilim kaldi. Efendisi " Bunu da ben yiyeyim; bir 
bakayim, nasil sey, herhalde tatli bir karpuz" dedi. 

Qunkil Lokman, oyle lezzetle, oyle zevkle, oyle istahli yiyordu ki, gorenle- 
rin de istahi geliyordu. Efendisi o dilimi yer yemez karpuzun aciligmdan agzim 
bir atestir sardi, dili ucukladi, bogazi yandi. Bir eyyam aciligmdan adeta kendi- 
sini kaybetti. Sonra " A benim camm Efendim, Boyle bir zehri nasil oldu da tatli 
tatli yedin, boyle bir kahn nasil oldu da liltuf saydm? Bu ne sabir? Neden boyle 
sabrettin? Sanki canma kastm var? Niye bir sey soylemedin, niye biraz sabret 
simdi yiyemem demedin?" dedi. 

Lokman dedi ki; " Senin nimetler bagislayan elinden o kadar nziklandim 
ki, utancimdan adeta iki kat olmusumdur. Elinle sundugun bir seye; ey marifet 

552 

sahibi; bu acidir demege utandim. 

§ekerler bagislayan elinin lezzeti bu karpuzdaki aciligi hie birakir mi? Sev- 
giden bakirlar altm kesilir. Sevgiden tortulu, bulamk sular an duru bir hale gelir, 

553 

sevgiden dertler sifa bulur. 

Hamd-ii li'llah biz bu lutfa mazhari mucella olmuguz 

Efendi Hazretleri eri§tigi halin kendinde bir makam olarak aynile§tigini 
anlatiyor. £unku haller geficidir. 

"Mertebe aldanmaktir. Mertebeden mertebeye gegmek aldandigim anla- 
maktir." 

Manevi halinin makam-i kesafetten soyulup, tecelliyat zuhur ettigi, tara- 
findan bilindigini ve Allah Teala Teala'ya §iikrunu beyan ediyor. Oyle ki, bu 
yolun bazi muntesipleri birakin ba§kalann halini, kendi bulundugu makami 
dahi bilmez. Bu gaflet hali ile ba§ina adam toplarda, hem kendi yanar, hem 
de ba§kasini yakar. 



M -— Mesnevi c.II, b. 15 14-1 525 
553 — Mesnevi c.II, b. 1528-1 530 
554 — Orhan Baba Agir ceza Hakimi Fahri Efendi'den nakletmistir. 



232 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

BILMEDILER ZEVKIMI CUMLE INS-U CIN VE MELEK 
DERDINE DU$TUM BANA NELER CEKTIRDI FELEK 
HAL-I HAKKI BULMA YA BEYIM ZIKRIN DAIM GEREK 
ZIKR-U HAK SEYR-I SEBAKLA DERS-I YEKTA OLMU§UZ 555 

Bilmediler zevkimi cumle ins-u cin ve melek 
Derdine diistiim bana neler cektirdi felek 

Allah Teala Adem aleyhisselami yaratirken keder yagmurlanni balcigT 
iizerine kirk gun yagdirdi. Insanin mayasinda uzuntulerin hos. gelecegi bir 
yaratihs. vardir. Onun icin terbiye yolunda olan salik uzuntiiler perdesinden 
bir bir gecerek yol alir. Bu usul agir ve elemlidir. Sevincli olan salikten gaf- 
let kokusu gelir demi§lerdir. Ancak mahzun ve kink kimseden huzur ve ce- 
miyet kokusu gelir. Haceganin nisbeti genellikle hiiziin ve inkisar olarak 
g6runmu§rur. 

Kissada gefer ki, Mecnun, Leyla'nin yemek dagittigi yere gelir. O'na 
sira gelince Leyla yemek vermez ve tabagina vurur. Mecnun sevinince, 

"O 'na; sevdigin bak sana neler yapiyor. " Dediler. Mecnun, 

"Eger size yaptigini bana yapsa idi; iste o zaman ben uzulurdum " dedi. 

Hal-i Hakki bulmaya beyim zikrin daim gerek 
Zikr-ii Hakk seyr-i sebakla ders-i yekta olmusuz 

Bu yolun esaslanndan biri, devamh zikirdir. Efendi Hazretleri, ihvan-i 
kirami uyararak, sermayenin fekilen dert ve zikir oldugunu soylemi§tir. 

Bu riyazetler, bu cefa gekmeler, ocagm posayi gumiljten gikarmasi ifindir. 
Iyinin kotuniln imtiham, altmm kaynayip tortusunun ilste gikmasi ifindir. 

Seyyah Musuli, Davud Nebi aleyhisselamm joyle dedigini ifade etmijtir: 
"Ya Rab! Hizntet iqin elini ve yuzunu yika, buyurdun, fjimdi beni sohbete 

davet ediyorsun, sohbet iqin gonlumu ne yikayabilir." Hakk Teala buyurdu: 

"Derive huziln!." 

557 

§eyhulislam, "Bu yolda bu hususun mevcudiyeti, zaruridir" demijtir. 

Binaenaleyh ihvan vazifesini yaptiktan sonra Efendisini ba§inda bir ko- 
ruyucu olarak bulundugunu bilmelidir. 



555 — Butiln insanlar, cinler ve melekler bilmediler zevkimi. 
Oyle bir derde diljtum ki, bana neler cektirdi felek 
Beyim bendeki bu hali bulmak icin Hakki devamh zikretmen gerek. 
Biz ki, gectigimiz yolculuktaki seyr ile hakkm zikriyle, sonunda e$i bulunmaz bi- 
ricik ders olmusuz. 

556 — Mesnevi c.I, b.232 
557 — Nefahatil'l tins, s. 159 



Hizmetleri 233 

Tarikat yol ah§ sisteminde geri donme gibi bir §ey yoktur. Verilen hal 
ve makamdan §eyhi tarafindan mahrum etme yoktur. Ancak muridin terk 
etmesi ve yoldan du§mesi vardir. 

Allah Teala ihlas makamma ulastinrsa ihlas sahibi kurtulur, emniyet ma- 
kamma vanr. Hicbir ayna yoktur ki, ayna olduktan sonra tekrar demir haline 

5S8 

gelsin. Hicbir ekmek yoktur ki, tekrar harmandaki bugday sekline donsUn. 

Bu yolda §eyh bile muridi ile yol ahr. Efendi Hazretleri de bu konuyu 
boyle aciklami§tir. 

Efendi Hazretleri Seyr-i sebakla sozii ile miiride §eyhinin eskiden gecti- 
gi yolu kolayhkla seyrettirmesidir. Biz kabul gormu§ olan seyrimiz ile 
sabikun menzilinde ders-i yekta e§siz dersi buldugumuz icin sizde bulmah- 
siniz, demektir. 

Mesnevi'de gecen bir kissada da, aym mesele soyle anlatilmistir: Hizir ile 
Iskender, zulmette Ab-i Hayati aramaya cikarlar. Iskender maiyeti ile beraber 
icenlerin ebedi hayata kavujtugu Ab-i Hayat'i bulmak Uzere yollara dUjer; fakat 
pek 90k arajtirmasma ragmen bulamadan ve icemeden geri donerler. Yalmz, 
Hizir'm tavsiyesiyle, yolda ayaklarma ili^en bir takim tajlar toplarlar. Bir kismi 
ise, bu tavsiyeye aldm§ etmeyip tajlardan almazlar. Almij olanlarm bir kismi 
da, bunlar bizim ne ijimize yarayacak, diyerek yan yolda atarlar. 

Fakat karanliktan aydmliga giktiklan vakit, tajlan alip muhafaza edenler, 
bunlarm pirlanta, zUmrut, yakut gibi kiymetli mUcevherler oldugunu gorerek 
sevinirler. Hif almayanlar ile alip da atanlar ise, pisman olup kederlenirler. 

Mecazlar ile dolu olan bu hikayede, zulmetten yani karanliktan maksat, 
dUnyadir. Ab-i Hayat'tan maksat da, ilim ve irfandir. Hizir'm Ab-i Hay at iftigi, 
onun icin de olUmsUzlUge erdigi soylenir. Pek tabii ki, ilim ve irfan ile zinde 
olan kimse ebediyen zeval bulmaz ve olmez. 

Taslardan maksat da, ibadet ve taat mUcahede, hayir, hasenat gibi manevi 
sermayelerdir ki, dUnya karanligmdan nura crkmca, bunlarm kiymet dereceleri 
anlasiliyor. 

O taslardan hif almamis olanlar, bu dUnyada, sade gaflet, zevk ve sefa ile 
vakit gecirenler, ewelce alip da sonra atanlar ise, muhitlerinin tesiriyle ilk za- 
manlarmda Hakk'a itaat ve ibadette bulunup da, sonra seytamn yani nefislerinin 
kandins ve aldatislanyla, bunlara lUzum olmadigma hUkmederek dUnyaya dalan 
kimselerdir. 

§air de bu kissadaki manaya isaret ederek: 

Olmayan maye-i ab-i ezeliden siyrab 

Ab-i Hizr'i gene Hizr olsa da rehber bulamaz 

Der. Yani eger bir kimsenin ezel yapisi, suya tesne olacak kabiliyette degil- 

559 

se, vaktin Hizir'i olan bir kamil insam bulsa da yine Ab-i Hayat'i bulamaz. 



558 — Mesnevi c.II, b. 13 16-1 3 17 
559 — Ken'anRifai, a.g.e. s.141 



234 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Merd-i Hakk'a hizmet eyle al sebak 

Hakk ehline, Hakk dostuna, insan-i kamile, hizmet eyle ve ondan sebak 
al. Buradaki sebak, bir icazet, bir yetki manasina oldugu gibi manevi tevec- 
ciih anlamina da gelir. 

E§siz ve benzersiz ders yolun ba§inda §eyhi, ortasinda Rasuliillah 
sallallahii aleyhi ve sellem sonunda Allah Teala olarak fikar. 

Neticede ash toprak olan kiymetsiz insan seyr-i ile Kabe'den ekrem, fa- 
ziletli ve Allah Teala'nin halifesi olur. Vesselam. 

A§ik oldur kirn, kilar caninfeda candnina 
Meyl-i cdndn etmesin her kim ki, kiymaz canina 
Canini, cdndne vermektir kemdli d§ikin 
Vermeyen can, itiraf etmek gerek noksanina 



Cam canan dilemi§ vermemek olmaz ey dil, 
Ne niza eyleyelim ol ne senindir ne benim! 

Fuzuli 



Hizmetleri 235 

3- MEKTUPLARINDAN ORNEKLER 

1- Efendi Hazretleri'nin Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz Efendimi- 
zin mahdumu Bahaeddin Efendi'ye yazdigi mektup 

Seni sevmek benim dinim imdnim 
Ildhi din- u imandan ayirma 

Iste oteden beri derd-i muhabbetinizle ndldn olan kalbim, ndle-i 
efgdnini bastan asirmakla girydn u suzan olarak kdlemi elime aldim. 560 

Sultanim, ne buldum ise, sizden buldum ve bufendda ne gibi bir zevke 
erdimse, mutlaka sizinle erdim. 561 Bende-i peder-i buzurg-vdrimiz sirr-i 
insanu'l ayn, ayntt' 1-insan min-haysul-kuhliyye maksud-u vticud iken 
Seyyidind Hdki kuddise sirrihu'I-dli Efendimiz sultanimizdir. 562 Onun 
derd-i ruhdniyetinin perver derdi bezminden bir an halt olamam. 563 Ne 
gare ki, her an tahti gdh-i saltanatlarina varamam. 564 Nddiren varabilsem 
de, kendilerini bulamam. 565 Eger gorsem nini-tt nazarla mazhar-i iltifat 
olsam bir zevki huzur tuma'ninet bulurum ki, ddeta kendimi bu dlemden 
Qikmis ve cdndna ddhil olmus bilirim. 566 

Iste bu te'sirin icrd-yi ahkdmindan olmahdir ki, sizi nig unutamam. 567 
Aks-i timsdlinizi gozlerimden ve sur-i haydlinizi gonlumden gikaramam. 568 
Her nerede bir gesm-i siydhin fusunkdr bakisini gorsem yuregim garpar ve 
dide-i kalbim size bakar. 569 Bu zevk He gegirdigim giinlerimi felege degis- 

570 

mem. 



560 — g en - ggyjjjgj, benim dinim imamm 



Ilahi din- il imandan ayirma 

I§te oteden beri muhabbetinizle feryad ve figan eden kalbimin inlemesi son had- 
dine ulasti. Gozyasi dokerek, yanar bir vaziyette kalemi elime aldim. 

561 — Sultanim, ne buldum ise, sizden buldum. Bu fani dtlnyada ne gibi bir 
manevi zevke erdimse mutlaka sizinle erdim. 

562 — Varligimrz kudretli babamzm bendesi'dir. O'nun varligi insan-i kamilin ha- 
kikati ve manevi kemale kavusmamizi saglayacak gozilmuze cekilen surme olan 
Efendimiz Haki kuddise sirnhu'1-ali Efendimiz, Sultanimizdir. 

563 — Bir an uzak olamayarak Hazreti Haki kuddise sirruhu Efendimizin ruhani- 
yetinin derdiyle beslenmekteyim. 

564 — Ne gare ki, O ytlce makamlarmm bulundugu mevkiye her an varamam. 

565 — Bazen varabilsem de, kendilerini bulamam. 

566 — gg er bir an kucuctik bakislarma nail olsam, oyle bir gonill ferahligi zevki 
hissederim ki, adeta kendimi bu alemden crkmis ve sevgiliye kavusmus sayanm. 

567 — Iste bu halin tesiriyle olmali ki, sizi hie unutamam. 

568 — Milbarek yuzunuzil gozlerimden, hayalinizin zevkini gonlumden gikara- 
mam. 

569 — j| er nere( j e bi r k ara goziln - btiyuleyici - bakisini gorsem, yuregim garpar ve 
kalbimin gozil size bakar. 

570 — Bu zevk ile gegirdigim giinlerimi dilnyalara degismem. 



236 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Iste bunlarin ulviyeti-pesenddnesinden olmah idi ki, arada nezd-i dli- 
nize gelir, envdr-i cental ve ahvdl-i bi-meldlinizden bi-hdd ve bi-gaye 
feyzler ahrim. 51 §imdi o nazar-i kimya-eserinden dur mu oldum? 572 

Ey name! Git, mazhar-i fuyuzdt-i dlem-yan olan bir pay eye kemdl-i ta- 
zim ve muhabbetle hdl-i pur-meldlimi Hazret-i Bahd'ya hususan arz et. De 
ki; 573 Sizinfeyz-i nazarinizdan sdh-i rdh-ayol gider. 51A Liltfen bu nazarla- 
rini uzerimizden dirig etmesinler. 575 Iste ahkaru-l vttcud su tarzda dergdh- 
i Bdri'ye arz ve ilticd ediyorum ve diyorum ki, 576 

Ey Hilda! 

Nazar-i iltifdt-i ydrdan sdkitim. 577 Fakat hdld ttmit ddr-i lutfunum. 578 
Aczimi muhabbetine bu dr u varimi sana ve seni sevenlerin rahina sarf 
eden bir kulun degil miyim? 519 

Elbette bir gun olur, mazhar-i iltifatin ve ndil-i mukdfdtin olurum. 
Lutfet, kerem et, beni o zumre-i dil-feribden ayirma. " 58 ° 

15 Rebiu'l-evvel 1347 (M. 1928) 
Ismail Hakki TOPRAK 



571 — I§te bu begenilmij yilcelik sizdendir. Arada bir huzurunuza gelip cemalini- 
zin nurundan geni§ ve sonsuz feyzler alirdim. 

572 — Baktigmda insam halden hale koyan o bakijlanmzdan, iltifatlanmzdan §im- 
di uzak mi kaldim? 

573 — Ey mektup! Git, Alemlerin manevi tecelliler aynasi olan bir makama, azami 
derecede hilrmet ve muhabbetle bu perijan halimi Hz. Bahaeddin Efendiye ozellikle 
arz et. De ki; 

574 — Sizin bakijimzm manevi tecellilerinden "sirat-i milstakim"e yol gider. 

575 — Liltfen bu nazarlanm uzerimizden esirgemesinler. 

576 — l§te varhklarm en acizi §u tarzda onun ytlce kapisma yoneliyor ve sigmarak. 
Diyorum ki; 

577 — Ey Allah'im! Yarin iltifath nazarlarmdan uzak diljtum. 

578 — Fakat hala lutfundan ilmitliyim. 

579 — Aczimi muhabbetine, maddi - manevi btitun varimi sana ve seni sevenlerin 



yoluna sarf eden bir kulun degil miyim ben? 



581 



-Elbette bir gun olur, iltifatmla sereflenir ve mtikafatma nail olurum. Liltfen 



kerem et, beni o gontil ahci gilzel cemaatten ayirma. 



Hizmetleri 237 

2-Efendi Hazretlerinin ihvanlanna nasihat babindan yazdigi mektup 
Bismilahirrahmanirrahim 
Gardaslarim! 

Bu dunya fanidir, ahiretin tarlasidir.30 gun Ramazan-i Serif 300 gun 
eder. 6 gttnde sevval-i Serif 60 gun olur. Bir senede 360 eder. Biz bunu 
boyle yaparsak gecesi kaint gunduzu saint olmus olur. Biz Sevval-i Serifin 
9 unda oruca bashyoruz 15 inde bayram ederiz. 
Sen seni sevdiklerinle bil. 
Gardaslarim! 

Ruhlar, ezel-i ervahta boylece bir arada olmuslar. Burada bir olduk, 
biriz beraberiz. Her rasulun ve evliyanin bir turu vardir. Herkes ister ki, 
Mekke'ye ve Medine'ye gidip orada kalmayi bizde, bizde istiyoruz. Ama 
sizleri de birakip gidemiyoruz Biz Mekke ve Medine'yi bur a yaptik. Biz 
cennete gidersek bilesiniz vazifenizi yaptikga sizin higbirinizi almadan 
gidersek cennet bize haram olsun. Biz sizi birakmayiz siz bizi birakmadik- 
ga. Hadisi serifte "Men arefe nefsehu fekad arefe rabbehu" Nefsini bilen 
rabbini bilir. Ezeli ervahta ruhlar iste boylece bir arada gorusmusler, bu- 
rada gorusuyoruz. Ehl'u-lldh derler. Iste Allah 'in ehlisiniz 

Bize Allah igin uzaktan yakindan geliyorsunuz. Tarik-i Halid-i Hdki 
Naksibendisiyiz. Evveli seriat, ortasi tarikat, ahiri yine seriattir. Bizint sey- 
himiz Haci Mustafa Hdki kuddise sirruhu'l-aziz Hazretleridir. Biz de sizin 
gibi Allah igin ziyaretine gider gelir idik Turbe-i serifleri Istanbul Fatih 
Cami-i Serif haziresindedir. Yine gidip geliyoruz. Biriz beraberiz Iste boyle 
Allah ehlisiniz Allah diyene Ehl'u-lldh denir. Ne yazik ki, galismiyoruz. 
Nasil yasiyorsaniz byle olur, yasadiginiz gibi oyle hasr olursunuz. Buyrul- 
mustur. Dunyada hangi makam uzere iseniz o halde vefat edersiniz. 

Vesselam-u ala men' ittebea'l Hilda 

Ismail Hakki TOPRAK 



238 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

3- Dil-gami ha-hed ciida-i zi-tu amma qu-kunem 

Derd-i eyyam birfaide-i dil hahest 

Hayali Yar ile her-dem benim riiyalarim vardir 

Kemend-i buy-i ziilfunden uzun sevdalarim vardir. 

Gardaslarim! 

Ddhil ve harigten bunca hucumlara ragmen mucahede yolunda bu- 
lunmak, meyus olmamak icap eder. Kabz ve bast ikisi hirer kanat oldu- 
gu ve sdlikin onlarla ikmal-i hal ve makam eyledigi birgok zevatin zahir ve 

582 

batin birgok iptilalara gogils gerdikleri meshurdur. Siz de muhabbet ve 
muhalasat yolunda devamla her biriniz buyuk azint ve ihtimam edesiniz. 

584 

Vukuat-i alemden mukedder olmamak lazim. Cunkii bu cihan muvak- 
kat bir zil-dan ibarettir. Alemi-ukba ise, ebediyettir. 

Dunyanin fani oldugunu yakinen bilenler nik-u bednine aldanmaz- 

587 588 

lar. Zenginlik ve fakirlikte boyle olmak lazimdir. Talib-e zat-i ahadiyet 
gerektir ki, degil bu faninin iys-u nus-u izz-u cah-i hatta bir cumle 
milsahedat ve tecelliyattan gegip "La" (yok) tahtinda idhal eyle ki, anin 

589 

kaffesi zdalen mustesnadir. Yani esma ve sifat arifin melhuzu olmaya 
ancak zikr-i kesir ve murakabe-i dil ve hayr ile mesgul ola, her kesin halini 
hos gorup, insan kendi yakinhgini temine gahsmayi adet etmelidir. Ves- 

591 

selam-u ala men-i 'ttebea 7 Hilda 

Ismail Hakki Toprak 



581 — Gardajlanm ! , i9ten ve dijtan bunca hucumlara ragmen mucahede yolunda 
bulunmak, mahzun olmamak icap eder. 

582 — gjjjjjk ve genijlik ikisi, hirer kanat oldugu ve salikin onlarla ikmal-i hal ve 
makam eyledigi birgok zevatin zahir ve batm birgok iptilalara gogils gerdikleri mes- 
hurdur. 

"Bir yandan korkuya, bir yandan timide dustun mil iki kanadm olur. Bir kanath 
kus katiyen ucamaz acizdir." (Mesnevi all, b. 1554) 

583 — g- z ^ e muhabbet ve muhalasat yolunda devamla her biriniz btiytik azim ve 
ihtimam edesiniz. 

584 — Alemin olaylarmdan uzulmemek lazim. 

585 — g^jjy bu cihan gecici bir golge ibarettir. 

586 — Ariiret ise, ebediyettir. 

587 — Dunyanin fani oldugunu yakinen bilenler iyiligine kotulugune aldanmazlar. 

588 — Zenginlik ve takirlik de boyle olmak lazimdir. 

589 — Talib-e Zat-i ahadiyet gerektir ki, degil bu faninin zevk ve sefasma makam 
ve mertebesine hatta bir ctimle gordilklerinden ve olaylardan gegip "La" yok tahtin- 
da idhal eyle ki, amn hepsi golge gibidir- Hakikat degildir 

590 — Yani esma ve sifat arifin dustince ve mesguliyeti olmaya ancak cokca zikir 
ve rabita ve hayr ile mesgul ola, herkesin halini hos gorilp, insan kendi yakmhgim 
temine gahsmayi adet etmelidir. 

59i — s e i am Allah Teala'ya tabi olanlar tlzerinedir. 



Hizmetleri 239 

4- 

Es-seldmu aleykum ve aid men ledeykum 
Mehmed Aganin mektubunu aldim. 
Mehmed, Raife'yi bosamak istermis. 
Bi-gdre kadin nerede kalacak? Ne yapahm? 

592 

Httsn-i niyyet ederek beldya tutulduk. 

Orada Hafiz Ibrahim Efendi ve Mehmed Aga uqunuz muzdkere ve 
hangi cihet mundsib ise, ona gore hareket ediniz. 

Delil Efendi'ye vekil vesaire iki bin lira teddrik edildi. 

Biz de niyyet ettik. Hele Haci Ahmed meselesi kalsin. 

Ileride icdb ederse muhabere ve icdbina gore hareket ederiz. 

§imdilik bu kadarla iktifa ve cumlemiz cumlenize gok seldm ve dud 
ederiz. 

Ve minalldhi't-tevfik. 

27 Haziran, Sene 1951 
Ismail Toprak 



Adres: ihramcioglu Ismail Toprak 
Ortulupmar Mahallesi Ta§h Sokak 
Numara: 21 Sivas 



~ " — Htlsn-i niyyet ederek belaya tutulduk. 

593 — Orada Hafiz Ibrahim Efendi ve Mehmed Aga ucuntiz mtizakere ve hangi ci- 
het mtinasib ise, ona gore hareket ediniz 

594 — Delil Efendiye vekil iki bin lira temin edildi. Biz de niyyet ettik. Hele Haci 
Ahmed meselesi kalsin. Ileride gerekirse haberlesir ve geregine gore hareket ederiz. 

595 — sjimdiiik b u kadarla yetinip ve cumlemiz cumlenize 90k selam ve dua ede- 
riz. 

596 — g a ^ an Allah Teala'dandir. 



240 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

III-TASA WUFI §AHSiYETi 
I-TERBIYE ADABI 

Efendi Hazretlerinin terbiyesindeki usulunu olu§turan temel esaslann 
bazilan §unlardir. 

— Meldmet 

— Vahdet-i Vilcud-Vahdet-i §uhut 

— Yokluk 

— §eriat ve TasawufBirlikteligi 

Melamet'in Tarifi 

Meldmet, Arapca Levm kokunden turetilmi§, kinamak, ayiplamak, azar- 
lamak, serzeni§te bulunmak, korkmak, riisvalik anlamina gelen melamet 

597 

mastar bir kelime olup, melameti ise, kinanmaya konu olan demektir. 

Tasavvuf istilahinda ise, temel vasfi, riyadan kacinmak amaciyla gizlilik 
ve §6hretten sakinmak, iddia sahibi olmama, nefsi itham ederek onun ayipla- 
n ile me§gul olma, guzel amellerini gormeme §eklinde de ifade edilmi§tir. 

Bu hali kazanmis. ki§iye, Melami denir. 

Melamet, ibadeti, adab-i §eriati, tarikat esranni terk etmek degildir. Me- 
lamet tesettur demektir. Ciimle evliyaullah, melamet hirkasina biirunmu§ler- 
dir. 

Gey meldmet hirkasin sultanhk anda gizlidir 

E^refoglu Rumi kuddise sirruhu'1-aziz 

Melamet admda bir tarikat yoktur. Bununla beraber umumiyetle 

598 

tarikatlarda Melamet btlyilk bir makamdir. 



597 — Kmama: Kendine yonelik ozelejtiri demektir. 

Kmanma; bajkalarmm elejtirilerine afik olmak demektir. Ki§i, her i§in en iyisi- 
ni, en gilzelini, en dogrusunu kendisi yapar iddiasmda olmamalidir. Hikmet, yani en 
iyi, en gilzel ve en dogru nereden tecelli ederse kabullenilmeli ve almmalidir. Qilnkil 
hikmet iyi insanlarm veya iyi olma iddiasmda olan insanlarm mahdir. Bir anlamda 
kinanma, mu$avere demektir. Bir is yapilirken ehlinin fikirlerini dinleme, ehline 
damsma da kendi fikirlerinden dolayi kmanmayi goze almak demektir. 

Melamet ehlinin kendilerini kmamalan hususu Kur'an-i Kerim'deki su ayetlere 
dayanmaktadir. 

"Ey inananlar, sizden kim dininden donerse (bilsin ki,), Allah yakinda oyle bir 
toplum getirecektir ki, O onlari sever, onlar da O 'nu severler. Muminlere karsi 
alqak gonullu, kdfirlere karsi onurlu ve siddetlidirler. Allah yolunda cihad ederler, 
kinayanin kinamasindan korkmazlar. Bu, Allah Tedld'nin bir lutfudur.Onu diledigi- 
ne verir. Allah Tedld 'run liitfu genistir. O her seyi bilendir. " (Maide, 54) 

"Kendini kinayan nefse yemin ederim. " (Kryamet, 2) 

598 — ERGIN, a.g.e. s. 149 



Hizmetleri 241 

Melametilik, agir bir zilhd ve riyazat hayatma day ah, koyu ahlakci sufilige 
karsi bir tepki hareketi olarak dogmus ve ilahi cezbe ve vecde agirlik veren este- 

599 

tikci bir doktrin gelistirmistir. 

Seyyid Osman Hulusi kuddise sirruhu'1-aziz Efendi buyurur ki; "Melami 
yapmis oldugu amelleri halktan gizleyen kimselere denir. Ecdadimiz Somuncu 
Baba Hazretleri de Melamilerin basrydi. Melami miirsidiydi." 

Efendi Hazretleri, Naksi tarikati usulu ile ihvanini terbiye ederken isti- 
kameti, melamet iizere tutmu§tur. Melamilik adi hicbir zaman anilmami§tir. 
Bunun benzeri gibi Tokath Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz Efendimizin 
arkada§i Halveti Ahmet Amis, kuddise sirruhu'1-aziz Efendi'nin Melami- 



599 — OCAK, A Yasar, Osmanli Medeniyeti Tarihi, Editor: E. Ihsanoglu, Zaman 
Yay. 1st, 1999, c. I, s.147, A. Golpmarh, Melamilik ve Meldmiler,.., s. 22-26 

600 — PALAKOGLU, Ismail, Gonilller Sultam S. Osman Hulusi Efendi, Ankara, 
2005, s.424 

601 — AHMED AMI§ kuddise sirruhu'1-aziz EFENDI 

Fatih Sultan Mehmed Han'm turbedarlarmdan ve Sa'baniyye tarikatmm son de- 
vir seyhlerinden. Ismi, Ahmed Amis (Ami§ kelimesinin Arapgadaki ami§ veya 
a'meq'le ilgisi yoktur. Bu kelime Rumeli'de amca mdndsinda «amm»in tasgir (kii- 
qilltme) sigasi olup «amcacik» demektir. Rumeli 'de qok sevilen qocuklar bu 
tdbirle qagrdirlar) olup, Tilrbedar veya Tilrbedar Ahmed Efendi isimleriyle de tam- 
mr. 1807 (h.1222) de Tuna vilayetine bagli Tirnova'da dogdu. Istanbul'da 1920 
(h. 1 338) de Hakk'a yilrudu. Aramgahi ebedisi Fatih Camii yamndaki kabristandadir. 

Dogum yeri olan Tirnova'da ilk tahsilini goren Ahmed Amis kuddise sirruhuT- 
aziz Efendi, medrese tahsilini de orada tamamladi. On dort yasmda tasavvufa alaka 
duydu. Bir seyhe baglanmak arzusuyla Sadik Efendi adh bir zata basvurdu. Sadik 
Efendi, O'nun bu konudaki yilksek arzusunu anlamasma ragmen, tasavvuf yoluna 
girme zamanmm gelmedigini belirtti. Bu hususta; 

"Yavruml Sen §imdi git. Sonra seni soyu temiz birisi gelip bulacakve ir§ad (reh- 
berlik) edecektir. " dedi. Bu soz ilzerine ilim ogrenmeye devam eden Ahmed Amis 
Efendi, yirmi yasma geldigi zaman Sa'baniyye yolunun Ibrahimiyye veya 
Kusadaviyye kolunun kurucusu Kusadali Ibrahim kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin 
Tirnova'ya naib olarak gonderdigi Omer Halveti kuddise sirruhu'l-azize intisab 
edip, talebe oldu. Senelerce Omer Halveti kuddise sirruhu'l-azizin ilim meclislerin- 
de ve sohbetinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi. 1846 senesinde irsada yani 
insanlara Islamiyet'in emir ve yasaklanm anlatip, talebe yetistirmeye mezun oldu. 
1853 Osmanli-Rus yani Kirim harbine tabur imami olarak katildi ve harpte ustun 
hizmetler gordil. 

Harpten sonra memleketine dondil. Bir ara gordugil bir rilya ilzerine, hocasi 
Omer Halveti kuddise sirruhu'l-azizin izniyle Istanbul'a geldi. Kusadali Ibrahim 
kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin Hakk'a yurudugil tarihinden sonra, onun yerine 
gecen Istanbul-Fatih Zeyrek civarmdaki Qinili Hamamm sahibi Muhammed Tevfik 
Bosnevi kuddise sirruhu'1-aziz Efendi ile gorilsup sohbetinde bulundu. Sonra tekrar 
Tirnova'ya donerek bir hamam kiraladi ve Muhammed Tevfik Bosnevi kuddise 



242 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



sirruhu'1-aziz gibi o da hamam isletmeye basladi. Bu sirada aynca Sibyan Mektebi 
hocahgi da yapan Ahmed Amis Efendi, Muhammed Tevfik Bosnevi kuddise 
sirruhu'l-azizin 1866 senesinde Hakk'a yurudilgu tarihi tlzerine tekrar Istanbul'a 
geldi. Muhammed Tevfik Bosnevi kuddise sirruhu'l-azizin onde gelen 
mtiridlerinden Usktidarh Hoca Ali Efendi, Rifat Efendi, Usktidar'da Nalcaci Derga- 
hi Seyhi Mustafa Enver Bey, Kaskar htiktimeti temsilcisi Yakub Han ve Fatih 
ttirbedan Nigdeli Bekir Efendi ile sohbetlerde bulundu. Bir mtlddet sonra 
Tirnova'ya dondil, talebe yetistirmek ve insanlara vaz il nasihat etmekle mesgul 
oldu. Uskup'te Seyyid Muhammed Nur-til-Arabi kuddise sirruhuT-aziz ile gorustil. 
Muhammed Nur-til-Arabi kuddise sirruhu'l-azizden icazet aldi. 1877 senesinde 
Tuna vilayetinin Osmanlilarm elinden cikmasi tlzerine tekrar Istanbul'a geldi. Nig- 
deli Bekir Efendi'den Fatih turbedarhgmi devraldi ve "Fatih Tilrbeddri" unvamyla 
amldi. Gtimtishaneli Ahmed Ziyaeddin kuddise sirruhuT-aziz Efendi'den 
Naksibendiyye yolundan icazetli olan Ahmed Amis kuddise suruhu 'l-aziz Efendi 
tasavvufta mucahede yolunu degil de sohbet ve telkin yolunu tercih etti. Kendisine 
tabi olanlardan Islamiyet'in emirlerine uyup yasaklarindan kagindiktan sonra 
sadece sohbet ve muhabbet yolunu segmelerini istedi. Qile ve riyazat yolunu tercih 
etmedi. 

Ahmed Amis kuddise sirruhuT-aziz Efendi bu hususta diyor ki; 

"Mucahedatin, tasavvufi perhizlerin bir kismini Kusadah kaldimtisti. Geri ka- 
lanini da ben kaldirdim. " 

Kendine tabi olanlara sik sik su tavsiyelerde bulunur; 

"Istigfar edin, salavat okuyun, Kur'an-i Kerint okuyun, her seyi Kur'an-i Ke- 
rint'de bulursunuz." Derdi. Bu sozleri dogrultusundaki yasayisi sebebiyle, mensub 
oldugu tarikatm Piri Kusadah Ibrahim kuddise sirruhuT-aziz Efendi gibi tekkeye ve 
merasime itibar etmemistir. Kirk seneyi asan irsad faaliyeti sirasmda taliplere Halve- 
ti ve seyrek olarak da Naksibendi icazetnamesi vermistir. 

Omruntin sonuna kadar mensub oldugu §a'baniyye yolunun seyhligini ve Fatih 
Sultan Mehmed Han'm turbedarhgmi ytlrtlten Ahmed Amis kuddise sirruhuT-aziz 
Efendinin mtiridleri ve yakmlan arasmda, Bursah Mehmed Tahir Efendi, Muderris 
Babanzade Ahmed Nairn Bey, Ahmed Avni Konuk, Huseyin Avni Konukman, 
Ismail Fenni Ertugrul, Abdulaziz Mecdi (Tolun) Efendi gibi kimseler yer aldi. 
Yaklasik 113 yasmda iken damadi Ahmed Nairn Bey'in Istanbul Sehzadebasi'ndaki 
evinde 9 Mayis 1920 (h. 1338) tarihinde Hakka yurudil. Cenaze namazim talebele- 
rinden Abdulaziz Mecdi kuddise sirruhuT-aziz Efendi kildirdi. Senelerce turbedarh- 
gmi yaptigi Fatih Sultan Mehmed Han'm turbesi yamndaki kabristana defnedildi. 
Ahmed Amis kuddise sirruhuT-aziz Efendinin kabir tasmda; 

Hamil-i emanat-i subhaniyye, 
Cami-i makamat-i insaniye 
Murebbi-i salikan-i rahmaniyye, 
el-Hac Ahmed Amis el-Halveti es-§abani 
Hazretlerinin ruh-i serifleri iqiin el-Fatiha. 

20§abanl238 

Hakk'a yurudilgu tarihine talebelerinden Evranoszade Sami Bey; "Gitti gulzar-i 



Hizmetleri 243 



Cemale pir-i efrad-i Cihan" (1388). misra'i ile tarih dusiirmus ve mezar taslarmdan 
birine su manzumeyi yazmistir. 

Ruh-i pak-i mursid-i yekta cenab-i Ahmede. 
Saye-i ars-i ilahidir mualla asiyan 
Matla'-ifeyz-i velayettir o kutbu'l-vasilin 
Sirr-i ferdiyyet olurdu vech-i pakinden iyan 
Rah-i §aban-i Velide ekmel-i devran olup 
Ehl-i hihne kible-i irfan idi birgok zaman 
Ah kim yukseldi lahuta, muhat-i vahdete 
Oldu envar-i tecelli-i bekada bi nisan. 

Ahmed Amis kuddise sirruhu'1-aziz Efendi eser birakmamistir. Abdulbaki 
Golpmarli, Ahmed Avni Konuk'un Ahmed Amis Efendinin sohbetlerinde tuttugu 
notlarm kendisinde oldugunu kaydetmektedir. Kendisinden sonra yerine bas halifesi 
olan Kayserili Mehmed Tevfik Efendiyi postnijin birakti. §a'baniyye ve Halvetiyye 
yollarmm son devir temsilcilerinden olan Ahmed Amis Efendi, sohbet yoluyla tale- 
be yetistirmeye falisti. Sohbetleri esnasmda kisa ve ozlil sozlerle talebelerini ikaz 
eder, onlarm istikamet tlzere Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem ile ashabmm 
yolunda olmalanm isterdi. Talebelerinden birisi mtlridin yani talebenin seyhe (hoca- 
ya) olan ihtiy acini sorunca; 

"Dagi dag, tap ta^ gordukge fjeyhe muhtagsin. Bu boyle olsun, jm fjdyle olsun- 
dan kurtuluncaya kadar, fjeyhe muhtagsin." Demistir. 

KIYMETLI SOZLERINDEN BIR DEMET 

"Ben, namazdan ziyade namaz kilam severim." 

"Marifet ehli, esya ne iizere ise, hakikatiyle bilmis ve gormiiflerdir." 

"Insan surette muhtar, hakikatte mecburdur." 

"Biitiin mevcudat Hakkin zuhurudur. Ilahi suunat zati iradedir." 

"Allah, haddi zatmda 'ekber'dir." 

"Kalb safasi, beden hafifligi iste." 

"Allah Teala olmak kolaydir, ama Muhammed sallallahil aleyhi ve sellem olmak 
gucttir." 

"Agzimdan cikan sozleri zamanla unuturum. Fakat ne soylersem hadisat-i 
alem oyle zuhur eder." 

"Miltecelli vahid, mecla milteaddittir." (Tecelli eden birdir, Ayna ve gorilnme 
yeri coktur.) 

"Ezelde hilkat yok, zuhur vardir." 

"Zahiren Kaderiyyundan, batmen Cebriyyundan ol." 

"Bizi sevenleri sevenler imanlarim kurtarir." 

"Bizim lafimiz oldugu zaman sikilip kaganlardan korkanz." 

"Birisi senin yaninda benim aleyhimde bulunursa beni miidafaa etme." 

"Ahmed (Efendimiz sallallahil aleyhi ve sellem adlarmdan biri) in Mim'i kalkar- 
sa o vakit Ahad olur. Mim kalkar mi? Kalkarsa o vakit sen kalmazsm." 

"Gocmiise rabita olmaz." (Tasarruftan dilsmils evliya igin) 



244 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



"Tevaciid, vecd, vticud.. Bundan otesi soylenmez ki?" 

"Seriati tut, hakikati yut." 

"Vahdet cesnisi simdi Kadirilerle Halvetilerde kalmistir. Otekilerde bir sey yok- 
tur." 

Huzuruna gelen bir gence: "Hadi git, meyhanelerde, kerhanelerde gezmeye de- 
vant et!" dedi ve cevredekiler sordular: "Ama nasil olur, Efendim?" Cevap verdi: 
"Bunun, ezeU takdirde ifji o. Bari bunu emirle yapmifj olsun. " 

Bir kadm huzuruna gelip, Medine'de Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin 
ravzasma konmak iizere bir dua rica eder. Amis kuddise sirruhu'1-aziz Efendi bir 
pusulaya bir iki satir yazip verir. Kadm: "Ama bu kadarcik olur mu?" diye sorunca 
cevabi su olur: "Hadi git be kadin, ben onu zatimdan Muhammedi 'me yazdim! El- 
bette olur! " 

Huzuruna gelen bir doktor, sohbet sirasmda : "Tuz, iki madenden mtirekkeptir. 
Bu iki maden tek baslarma almdiklarmda oldurucil birer zehir olurlar. Halbuki ikisi 
bir almmca lezzet veren bir madde oluyorlar." Bunu dinleyen Ahmet Amis kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendi der ki; "Allah Tedld ile Muhammed sallalldhii aleyhi ve sellem 
de aynen dyledir. " 

Bir mrknatisi bir demire tutarak: "Bakin nasd cekiyor! Ben de istedigimi i$te 
boyle qekerim. Siz oteden beriden adam getirecegim diye ne ugraqirsiniz? " der. 

Daha iyi hallere ytikselmek isteyen bir mtiridine soztl: " Kari$tirdigi helvaya $e- 
kerin ne zaman konulacagini, helvaci bilir. " 

Rizk ile ilgili olarak soru soran birine de; "En did rizik, manevi nzktir. Dunyada 
efjini bulamaz, i$ini bilemezsen rahat edemezsin. " Demistir. 

Ahmed Amis kuddise sirruhu'1-aziz Efendi sohbetine gelenlerle tath tatli konus- 
tuktan sonra, onun hakkmda dua eder ve bazi mujdeler verirdi. Evranoszade Sami 
Bey, o zaman Rilsdiye ogretmeni olan §erafettin Yaltkaya'yi, Ahmed Amis kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendinin sohbetine getirdi. Fakat iki saat mtiddetle oturduklan halde 
Ahmed Amis kuddise sirruhu'1-aziz Efendi sessiz dump hie konusmadi. 
Evranoszade Sami Bey, Amis kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin boyle gelenlere dua 
edip bazi mujdeler verdigini bildigi igin bu durumu merak etti. O gun hie konusma- 
dan Amis Efendinin yamndan aynldilar. Evranoszade Sami Bey ertesi giln tek basi- 
na Amis kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin yanma gitti ve 

"Efendim, tperafettin iqin bir miijde vermediniz sebebi nedir? " diye sordu. 
Ahmed Amis kuddise sirruhu'1-aziz Efendi, biraz durakladiktan sonra; 

"O (§erafettin Yaltkaya) bulundugu meslegin en yuksegine qikar. " dedi. Haki- 
katen Serafettin Yaltkaya zamanla ytlkselip profesor ve Diyanet Isleri Reisi oldu. 
Fakat Islam dinine hizmet edecegi yerde pek 90k zarar verdi. Bu yilzden, icraatim 
bilenler tarafmdan Telafilddin Haltkaya adi ile amldi. 

Edirnekapi dismda kabri bulunan Bekir Nigdevi'nin kabri yamnda Amis Efendi- 
nin talebelerinden Hilmi Bey 'in kabri vardir. Hilmi Bey Qanakkale Savasmda Fran- 



Hizmetleri 245 

lik hakkindaki halkin yanh§ ve haksiz telakkisini biisbutun kaldirmak mak- 
sadiyladir ki; 

"Biz o adi yasak ettik! " Demi§tir. 



siz zirhlismi Bogaz'm sularma gomen meshur askerdir. Gumiissuyu Askeri Hastane- 
si Bastabibliginden emekli Albay Doktor Hamdi Hizlan Bey, Ahmed Amis kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendiden naklen anlatiyor: 

"Siz harbin fecaatini bilmezsiniz. Ben Rus (Kinm) harbinde yarahlan sirtimda 
tasidim. Harbin fecaatini yakinen bilirim. Sakin harbi temenni etmeyin." 

Ahmed Amis kuddise sirruhu Efendinin halite olarak biraktigi talebeleri sunlar- 
dir: 

1. Kayserili Mehmed Tevfik Efendi. Bu zat Amis Efendiden sonra §a'baniyye 
tarikatmm Kusadaviyye (Ibrahimiyye) kolunun seyhligini yuriitmus, emaneti Maras- 
li Ahmed Tahir kuddise sirruhu'1-aziz Efendiye birakarak Hakk'a yurumustilr. 

2. Abdtll-aziz Mecdi (Tolun) Efendi. 

3. Evranoszade Silleyman Sami Bey. 

4. Trablus Naib-i Sultam §emseddin Pasa. 

602 — "Seyyid Mehmet Nur-ul-Arabi-yill-Melami" ye nisbetini izharda buytik bir 
nes'e duyan Osntanh Miiellifleri'mn milellifi alimimiz Bursah Tahir Beyin, Mela- 
miligi oven bir muhammesi konuyu 90k gilzel aciklamaktadir. 

MUHAMMES 

Sanma, ey zahit bizi kim oyle hor-tl ahkanz. 

Bizler ol ayine-i alem-nilma-yi ekberiz, 

Taliban-i feyz-i Ahmet, bendegan-i Haydanz, 

Nakfjibend suretteyiz; lakin Melanti me$rebiz. 

Ism-i zati her nefes tekrar eden hak mezhebiz. 

Ism-i zahir mazhanyla dehre seyran eyledik, 
Himmet-i mtirsit ile ask sahmnda cevlan eyledik, 
Men arefe dersinde hatta kesbi ikan eyledik. 
Nakfjibend suretteyiz; lakin Melanti mesrebiz. 

Ism-i zati her nefes tekrar eden hak mezhebiz. 

ihtiyarm selbedip; anla, bizim misvanmrz; 
Kim sifat-tl zat-i hakki derk ve ruyet kanmiz; 
Yoksa haricten bilinmez dahi ile etvanmiz. 
Naksibend suretteyiz; lakin Melanti mesrebiz. 

Ism-i zati her nefes tekrar eden hak mezhebiz. 

Zahida, erbab-i gaflet sandigm, la-silphe sen, 
Dahledip kilrsilde halkin boynuna takma resen, 
§ugl-i ussak manevidir, ne bilir erbab-i fen? 
Naksibend suretteyiz; lakin Melanti mesrebiz. 

Ism-i zati her nefes tekrar eden hak mezhebiz. 



246 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Gercek Melamilerin Vasiflari 

— Sevgi kavrami Melamiligin birinci §iandir. 

— Ibadetlerini, nefsi icin degil, Hakk icin ve Hakk ile yapma gayretinde 
olan ki§idir. 

— ibadetlerini, ihsan mertebesinde, Allah Teala'yi goruyormu§ gibi 
yapma gayretinde olan ki§idir. ibadetlerini, kendine bir varhk vermeden, kul 
olma gayreti icerisinde ifa eden ki§idir. 

— inzivaya cekilmi§ halde, halktan kopuk, insanlardan uzak, halvette ya- 
§amamaktir. 

— Halk icinde, gorunii§te aynen onlardan biri olarak ya§amaktir. 

— Giyini§lerinde halktan bir ayricahklan yoktur. Bir tarikati du§undure- 
cek ozel giyini§leri yoktur. Giyini§te gosteri§e onem vermezler. Ancak; teva- 
zu sinirlan icerisinde, imkanlan nisbetinde, en iyi, en giizel tarzda giyinirler. 
Giyini§lerinde, islam'in genel ahlak kurallanna uymayi, prensip edinirler. 
inanclannin geregini yerine getirmeye ozen gosterirler. 

— ifrat ve tefritten uzaktirlar. ilim ehlidirler ve ilme hizmet ederler. 

— Halk icinde onlarla uyumlu ya§ama gayreti ve bilinci iferisindedirler. 
Halka hizmetin, Hakk'a hizmet oldugunun §uurundadirlar. Hatta daha geni§ 
anlamda, yaratilan biitiin varhklarla uyum iferisinde ya§ama ve yaratilam 
yaratandan otiirii ho§ gormeye fali§irlar. 

Kisve-i i§ki millebbes hirka-vil §a\ istemez, 
Mekteb-i irfanda tahsil eyleyen kal istemez, 
Hulk-i hakkm gayrisinden baska bir hal istemez, 
Nakfjibend suretteyiz; lakin Melami metjrebiz. 

Ism-i zati her nefes tekrar eden hak mezhebiz. 

Kesret-i esyayi sanma vahdete mani olur, 
Boyle bir efkara hasa ehl-i dil kani olur; 
Zat-i hak esyayi her demde biltun cami olur. 
Nakfjibend suretteyiz; lakin Melami mesrebiz. 

Ism-i zati her nefes tekrar eden hak mezhebiz. 

Bunca enva-i ulumun noktadir hep mastan, 
Boyle ferman eylemistir zat-i vala Haydari, 
Bayi-bismillahtir ancak ehl-i hakkm ezberi. 
Naksibend suretteyiz; lakin Melami mesrebiz. 

Ism-i zati her nefes tekrar eden hak mezhebiz. 

Soylenen nutku bilir ehl-i kemal gayet lyan, 
Zilmre-i ussaka vazihtir bu sozler her zaman, 
Tahira hatm-i makal et, eyle ikmal-i beyan. 
Naksibend suretteyiz; lakin Melami mesrebiz. 

Ism-i zati her nefes tekrar eden hak mezhebiz. 

(ERGIN, a.g.e. s. 225-226) 



Hizmetleri 247 

— Bilineni, iyiyi, dogruyu ve guzeli once kendilerine emrederler. Boyle- 
ce toplumda ornek insan ve ornek musliiman olmaya cah§irlar. Yine once 
kendilerini kotii olandan, yalandan, dedikodudan ve cirkinliklerden korurlar. 
Bu ozelliklerini muhafaza etmek icin cemaatten aynlmamaya ozen gosterir- 
ler. 

— Hizmet anlayi§i geni§ bir boyutu kapsar. 

— Allah Teala'dan uzak kalmamaya, imkan nisbetinde Allah Teala ile 
olmaya, O'nsuz ya§amamaya cah§irlar. Bunun basit bir ni§anesi olarak her 
nefeste Allah Teala'nin zikrini, Allah Teala ile yerine getirme gayreti iceri- 
sindedirler. Toplumun icerisinde gizli veya kalbi zikirden gafil olmamaya ve 
kalblerini uyanik tutmaya cah§irlar. 

— Miir§idleri insanlan kendilerine baglamazlar. Allah Teala'ya baglar- 
lar. Allah Teala'ya biat ettirirler. 

Efendi Hazretlerinin Melamiligi 

Efendi Hazretleri, diger tarikatlar gibi ve insanlar bana ihvan olsun diye 
sosyal ve dini tesjdlatlar kurmami§ kendilerine has ya§am tarzi, dergahlan ve 
kiyafetleriyle halktan aynlmami§tir. 

Efendi Hazretleri bu ozellikleri ile gerek hal, fiil ve davrani§lanyla ge- 
rekse sozleri ve anlayi§iyla di§ goriinusjerinden if hallerini sakh tutmu§ 
avam ile avam, havas ile havas olmu§tur. Gerfek durumlanni sezdirmemeyi, 
toplum icerisinde kihk kiyafet ve gorunii§te ayirt edinmemeyi anlayi§lannin 
esasi olarak belirlemi§lerdir. 

Efendi Hazretleri Allah Teala'nin yolunda kinayanin kinamasindan 
korkmami§, korkusuzca O'nun yolunda gitmis, ve hukumleri dogrultusunda 
davranmi§tir. Allah Teala'nin kanunlanna gore neyin dogru, neyin yanks, 
oldugunu belirleyerek, kar§itlannin muhalefet, sansiir, ele§tiri, itiraz ve alay- 
lanna hif mi hif aldirmami§tir. 

Konu§tuklan zaman, Allah Teala'yi murat etmi§ ve O'nu arami§tir. 



— insanlarin hayirhsi, insanlara faydah olandir" 

"Milletin efendisi, bu millete hizmet edendir" 

"Eger siz, Allah Tedld 'run dinine yardim ederseniz, Allah Teala da size yardim 
eder" (Hac, 40) 

Oyle muttakiler ki, bollukta da darhkta da infakta bulunurlar. Ve qfkeyi yutan ve 
ndsin kusurlarini affeden kimselerdir. Allah Tedld da ihsan edenleri sever. " (Al-i 
Imran 134) 

604 — Ahmet Ami§ kuddise sirruhu'1-aziz Efendi bu konu hakkmda joyle buyur- 
mujtur. 

"Mecdi! Bana bu adamlari getirip durma. Biz istemeliyiz, biz isterken de, iste- 
diklerimizi getirmege muktediriz" 

"Bu yola isteyen giremez. Bu yola adam seqerler. Bu havas yoludur, avam yolu 
degildir. Biz ancak havas 'sul-havassa aqihriz. " (ERGlN, a.g.e. s. 152) 



248 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Kendileri insanlarla olduklan halde, kalbleri hep Allah Teala ile beraber ve 
niyeti O'nun niyeti olmu§tur. 

Kulluk derecesinden asla aynlmami§lardir. Farz namazlan, insanlarla 
beraber eda eder ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin siinnetlerini terk 
etmemi§lerdir. 

Goniillerini, Allah Teala'nin tecellisi kapladigindan, riyazet ve bas. olma 
sevdasina kapilmami§tir. 

O, batinlannda olani, zahirlerine yansitmami§tir. Allah Teala'nin razi 
olacagi §ekilde evlenip coluk cocuk sahibi olmu§tur. 

Zuhdunu ko aska dus ehl-i candn etsin seni, 
Pir-i aska kulluk et cdndne can etsin seni. 

Bir zaman bulbul gibi efgdnin agdir goklere, 
§ol kadar kd ndleyi kirn gulistdn etsin sent 

Ar-u ndmusun birak sohret kabdsindan soyun, 
Gey Meldmet hirkasin kim ol nihdn etsin seni. 

Yuziinu yerler gibi ayaklar altinda ko kim, 
Hakk Tedld baslar tizre dsuntdn etsin sent 

Vernte rahat nefsine ddim gazd-yi ekber et, 
Kdbe-i dilfeth olup ddrul-emdn etsin seni. 

Gel Niydzi'nin elinden bir kadeh nus eyle kim, 
Mahvedip ndm-i nisdnin bi-nisdn etsin seni. 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 



605 — Kalb, gilnah ve kotil diljuncelerden armmca yakin (kesin bilgi) nuru ona ak- 
seder ve onu parlak bir ayna haline getirir; dolayisiyla §eytan gizli yollardan ona 
yaklajamaz. Bunun icindir ki, bir arif, "eger kalbime itaat etmezsem, Allah Tea- 
la'ya itaat etmemif olurum" demijtir. Boyle bir tecelliye mazhar olan bir kimseye 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem soyle buyurmustur: 

"Kalbine danifj; boylece, gergek iman ve uluhiyeti tefjkil eden kalbin batini il- 
min bttdirdigi Allah Teala'nin gizli entrini duyarsin" (NICHOLSON, age. s.41) 



Hizmetleri 249 

VAHDET-i VUCUT-VAHDET-i SUHUT 

Varhk ikiye aynlir: 

1 . Varhgi kendi zatindan olan, 

2. Varhgi ba§kasindan olan. 

Diinyevi varhgin ash, zati yonunden sirf bir yokluktur. Yani Allah Tea- 
la'ya nispetle varhk ise, hakiki bir varhk degildir. 

"Allah Teala'ya benzemek veya ilahi tabiata istirak etmek degil, kendi sah- 
te benlik bagmdan kurtulmak ve boylece bir olan Sonsuz Varlikla yeniden bir 
olmak sufinin hedefidir." 

§u halde gercek mevcut, yalniz ve yalniz §ani yiice olan Allah Teala'dir. 

VAHDET-I VUCUT (varhk birligi) 607 

Varhk birligi anlamina gelen bu kavramin ilk defa §eyhu'l-Ekber 
Muhyiddin ibnii'l-Arabi kuddise sirruhu'1-aziz tarafindan ilmi bir gorunum 
ile degerlendirildigi bilinir. 

Biitiin varhgin tek ve e§siz viicud-i mutlak oldugu, Allah Teala'nin ken- 
disinde bulunan nisbetler ve olu§lan iradesi ile yaratmayi dilemesiyle sonsuz 
bircokluk meydana geldigi, fakat bu foklugun hakiki birer varhk olmayip, 
her an bir hal ve yarati§ta bulunan Allah Teala'nin degisjk tecellileriyle ya- 
ratmasidir, diye du§unulmesidir. Ashnda Allah Teala kendini e§ya ve kainat 
suretinde afiga vurmu§tur. 

"Dogu da, bati da Allah Teala 'nindir. Nereye donerseniz Allah Tea- 
la 'nin zati oradadir" (Bakara, 115) 

Ilk ve son, acik ve gizli O'dur. O'ndan ba§ka varhk yoktur. E§ya ve kai- 
nat, Allah Teala'nin zahiri; Allah Teala e§ya ve kainatin batini ve ruhu du- 
rumundadir. Yaratan-yaratilan hep O'dur. Ciinkii viicud birdir. 

Hakikatte arif olan ancak Allah Teala'dir, ba§kasi degildir. Ciinkii 
Hakk'in viicudundan ba§ka viicud yoktur. Ancak, kan§ma ve birle§me yok- 
tur. Kan§ma ve birle§me iki varhk arasinda olur. Mesela; yagin siitle, suyun 
bitki ile birle§mesi ve sicak suyla soguk suyun kan§masi gibi. Goriildiigii 
iizere, kan§ma ve birle§me iki mevcut arasinda olmaktadir. Vahdet-i viicud 
makaminda ise, alemde bulunanlar hakikatte, Allah Teala'nin varhgidir ve 
O'da birdir. Iki varhk yok ise, birbirine kan§ma ve birle§me olsun. Bir olan 



' " 6 -NICHOLSON, a.g.e. s.59 



607 — Vahdet-i vilcudu kabul eden mutasavviflarca tevhidin en ytlksek yorumu 
sayilan bu fikir sistemi, diger bazi mutasavviflar tarafindan fena makaminda kalma- 
mn ortaya cikardigi bir hata olarak nitelenir. 

Bazi Islam bilginleri ise, tilm varhklann ilahlastmlmasi anlami tasidigi gerekge- 
siyle kilfur olarak kabul etmislerdir. 



250 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

viicud, asla, aynhk kabul etmez. 

Insanin, Allah Teala'yi gormek istemesi veya Allah Teala'yi aciklamasi 
icin soru sormak... Bir bahga, yiizdugu suyu aciklamasini sormak gibidir. 

"Bir dervis, Hazreti Hoca Yesevi kuddise sirruhu'l-azizin huzuruna geldi. 
Ey iistad, bana tevhid'i acrkla dedi. Hazreti Hoca, bir kelle seker getirdi, dervise 
bu nedir diyor sordu. Dervis, sekerdir dedi. Hazreti Hoca, dervise sekeri gotur 
kir, §ekli degissin ve sekillerinden yeni sekiller meydana gelsin, sonra getir, de- 
di. Dervis, sekeri kirip getirdi. Yok olan ilk seklinden degisik sekiller meydana 
gelmisti. Hazreti Hoca, birer birer bunlan sordu, bu ne seklidir, o ne seklidir de- 
di. Dervis cevap olarak bu at seklidir, oteki deve seklidir, digeri de adamdir, de- 
di. Sonra Hoca soyle buyurdu: Simdi bunlarm hepsini kirip dovilp toz halinde 
birlestir. Dervis hepsini kirdi ve bir kapta birlestirdi. O zaman Hazreti Hoca 

Simdi bu nedir? Diye sordu. Dervis, seker dedi. Bu sozlerde tevhid anlatilmis 

u „ 608 
oldu. 

Demek ki, Allah Teala'nm kuluna muhabbeti, kendine muhabbet; cuz'tine 
muhabbettir. Kulun, Allah 'a muhabbeti de aslma muhabbeti demektir. 

Erin, kadma muhabbeti, ashnda cuz'tine muhabbet, kadmm erkege muhab- 
beti de aslma muhabbet demektir. 

Hazret-i Muhyiddin kuddise sirruhu'1-aziz: Abd, Rabb'dir, Rabb, abd'dir. 
O halde teklif kimedir? Iste sasirdigim nokta budur, diyor. 

Sibli kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri bir gun namaza durmak tlzere iken: 
Eger su anda namaz kilarsam mtlnkir ve mtlnafik olurum. Kilmazsam da kafir 
olurum, diyerek birgok zaman bu halde kaldiktan sonra namazim kaza eyledi. 

Bunu soyle izah edelim: Sibli namaza hazir oldugu zaman kesret aleminin 

hukmti galip idi. Namaza baslaymca gorily or ki, ibadet eden ve edilen, yani kul 

ve Hakk hep beraber olmustur. Eger namazim, ibadet eden ve ibadet edilen ay- 

ndir diye kilsa, bu takdirde vahdet nurunu inkar etmis olacak. Ve eger mabut ve 

abid, secde eden ve edileni bir olmus olarak gortlp namazi terk etse kafir olacak- 

,610 

tir. 

"Hakk'a yakm olmamn kemali yokluktur. Mesela uzaktan bir misk kokusu 
duyuyorsun. Yaklasmca buram buram kokuyor. Fakat miskhaneye girip de isba 
(doyum) haline gelince, hifbir sey kalmaz. Artik koku duymaz olursun." 

Vahdet-i vtlcud, Hint felsefesindeki vahdet anlayisi degildir. Qtlnktl Islam 



608 — Cemal KURNAZ-Mustafa TATCI, Yesevilik Bilgisi, Ankara, 2000, s.288- 
Hazreti Htlnkar Haci Bektas-i Veli'nin Vasiyetnamesi (Kitabu'l-Fevaid), Tertiple- 
yen:i. O. Istanbul 1959, s.8 

609 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 161 

610 — a.g.e. s. 471 

6U — a.g.e. s.258 



Hizmetleri 251 

tasavvufunun son noktasi, Beka-biTlah'tir. Hint felsefesinin son noktasi ise, Fe- 
na fi'llah'tir. Allah Teala'da yok olmak. Biz, Allah Teala'da yok olmak icin de- 
gil, Allah Teala ile olmak icin calisiyoruz. Yok olmak degil, Allah Teala ile ol- 
mak, Allah Teala ile olmak icin calisiyoruz. 

Kalem-i sun 'i ezel her ne ki, tahrir etti 
Kayd edttp suhf-i ebedde dm takrir etti 

Evvel-u ahiri bir noktada cent' etmis idi 
Fast igttn bast-i huruf eyledi teksir etti 

Sur'at-i devr ile bir ddire gekmis nokta 
Baksan ol ddirede noktayi tasvir etti 

Koydu ol noktanin aynini gonttl didesine 
Merdum-i dideyi aksi ile tenvir etti 



Nukteyi duydu Sezdi dehen-i ydri sorup 

613 

Hasan Sezai kuddise sirruhu'1-aziz 



Noktanin sirrini ariflere takrir etti 



613 



-INANQER, Omer Tugrul, Sohbetler, 1st, 2006, s.181 

-§eyh §uayb §erafeddin Gtllseni, IzahuT-Meram Fi MeziyyetiT-Kelam, 1st, 



Buhara Yaymevi, 2001, s.12 



252 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

VAHDETI SUHUT (Goriilenlerin birligi) 

Bu vahdet anlayi§i, ozellikle Imam-i Rabbani kuddise sirruhu'1-aziz 

Hazretlerinin vahdet-i viicuda yonelttigi ele§tirilerle giic ve yayginlik ka- 

614 

zanmi§tir. 



614 — Ozet olarak goriisleri: 



Imam-i Rabbani kuddise sirruhu'l-azize gore, esyamn Allah Teala'nm "ayn"i ol- 
dugunu idrak makami vahdet-i vticud degildir. Zira bu makamda ittihad (birlesme), 
ayniyyet (tipkisi olma), tenezziil (inme) ve tesbih (benzetilme) yoktur. Hak Teala 
zatiyla da, sifatiyla da degismez ve sonradan olanlara benzemez. 

Imam-i Rabbani kuddise sirruhu'l-azize gore "vahdet-i vticud" gortistine sahip 
olanlarm "heme ost = hepsi Odur" soztinden muratlan, esya hakikatte ma'duna 
(yok), Allah Teala ise, mevcuddur demektir. 

Mevlana Celaleddin Rumi kuddise sirruhu'1-aziz Mesne visinde: "Nebiler, halki 
Hakka ulafjtirmak icin gonderilmi§lerdir. Halk ile Hak tek vticud olsalardi neyi 
isal (ulastiracak) edeceklerdi?" diyerek aym hususu belirtmistir. 

Imam-i Rabbani kuddise sirruhuT-aziz yukanda da belirttigimiz gibi Allah Teala 
ile mahlukati arasmdaki mtinasebeti izah ederken vahdet-i vticud ehlinin gortislerin- 
den farkh bir ifade kullanmamakla beraber, daha temkinli ve daha acrk bir yol takip 
etmistir. Ona gore, Kur'an-i Kerim'de beyan edilen "ihata ve kurbiyyet" ilmidir. 
Yani Allah Teala kainati ilmiyle ihata ettigi gibi, insanlann ilmiyle sahdamarmdan 
daha yakmdir. Onun bu izahi, mtifessirlerin gortislerine uygun bir tarzdadir. 

imam-i Rabbani kuddise sirruhuT-aziz esma ve sifat ifin durumun baska oldu- 
gunu, Cenab-i Hak ile alem arasmda esmai mtinasebet bulundugunu ileri stirer. Ona 
gore, Allah Teala'nm ilmi oldugu gibi, mtimktinde de o ilmin sureti mevcuddur. 
Kudretin vs.nin de bu makamda sureti vardir. 

Imam-i Rabbani kuddise sirruhu'l-azize gore, Allah Teala'nm zati bunlardan ay- 
ndir. Mtimkuntin bu zattan nasibi yoktur. Mtimkuntin zatiyla kaim oldugunu ileri 
stirmek dogru degildir. Zira mumktin Allah Teala'nm isim ve sifatlarmm suretleri 
tizere mahluktur. 

Imam-i Rabbani kuddise sirruhu'l-azize gore isim ve sifatlar, Allah Teala'nm 
mahalli ve mezahiridir. §ayet mumktin olan varhklarda hayat varsa, o hay at da Hak- 
km mir'atidir. Ilim, kudret.. vs. de Allah Teala'nm kudretinin mir'atidrr. Allah Tea- 
la'nm zatmm alemde bir mazhar ve mir'ati yoktur. Qtinkti Allah Teala'nm zatmm 
alemle higbir mtinasebeti yoktur. 

Imam-i Rabbani sufiyyenin esyayi, Hakk'm zuhurati bildigini, isim ve sifatlarm 
Allah Teala'nm tenezztilti zannettiklerini soyledikten sonra bu fikirde olmadigim 
beyan edip, gorustinti soyle acrklryor: 

"Meseld bir insanin golgesine, bu golge insanla ittihat halindedir, onunla 
ayniyyet nisbetleri vardir, o insan tenezziil edip, golge suretinde zahir olmu^tur, 
demek dogru degildir. Insan kendi asaleti uzeredir, ama golge ondan viicuda gel- 
mistir, denebilir. Iste zaman zaman tasawuf erbabi, Allah Tedld'ya karsi duyduklan 
asm sevgiden dolayi, Hakk'm golgesi mesabesinde olan mumkundtin varligini, 
Allah Tedld'dan baska bir sey gormezler (fena fi't-tevhid). Bu hallerinde devam 
ettigi miiddetce "zilli Hakk'm aym" zannederler. Bu durum soyle izah edilebilir. 
Golge ma 'dumdur, mevcud olan o golgenin sahibidir. " 



Hizmetleri 253 

Vahdet-i §uhud anlayi§i, tasavvufta goriilen her nesnede Allah Teala'yi 
gormek. Vahdet-i viicud anlayi§ina kar§i cikan mutasavviflar tarafindan ge- 
li§tirildi. Vahdet-i §uhud anlayi§inin temelinde varhk ile Allah Teala'yi ikilik 
kavrami ile ele ahrlar. 

Vahdet-i §uhud, tasavvuftaki fena (Allah Teala'da yok olu§) makamiyla 
baglantihdir. Bu anlayi§a gore, zahir ve batin olmak iizere iki cesjt fena var- 
dir. 

Zahiri fena da Allah Teala, insana fiilleriyle tecelli eder. Bu tecelli sira- 
sinda insanin iradesi yok olur, ne kendisi, ne de ba§kasi icin bir hareket go- 
rebilir. Her fiil ve harekette Allah Teala'yi goriir. 

Batini fend'da ise, Allah Teala insana sifatlanyla ya da zatiyla tecelli 
eder. Zahiri fenada, Allah Teala di§indaki varhklar yok olurken, batini 



imam-i Rabbani kuddise sirruhu'1-aziz bu misali verdikten sonra, esyamn da 
sufiyye katmda Allah Teala'nm isim ve sifatlarmm tecelli suretleri oldugunu, onun 
aym olmadigmi, "heme ost = her sey O'dur" cilmlesinin "heme ez ost = Her sey 
O'ndandir" olarak degerlendirilmesi gerektigini ileri silruyor. 

Imam-i Rabbani kuddise sirruhu'1-aziz vahdet-i viicud makammda ittihad, 
ayniyyet, tenezztil ve tesbihin olmadigmi, Hak Teala'nm zatiyla ve sifatlanyla de- 
gismedigini, sonradan olanlarla ilgisi bulunmadigim beyandan sonra; alimlerin hulul 
ve ittihad endisesinden dolayi "e§ya Hakk'in zuhuratidir" ctimlesini kullanmaktan 
gekindiklerini hatirlatiyor. 

Imam-i Rabbani kuddise sirruhu'l-azize gore, fena, ancak suMdi tevhid ile ger- 
geklesir. Ihvan ayne'l-yakin amnda sadece biri goriir ki, bu tarikin zariiretindendir-. 
Bu makamda, bir olam nriisahede, o anda masivamn goriinmesine imkan vermez. 
Viicudi tevhid ise, boyle degildir. Diger bir ifade ile zaruri degildir. Zira ilme'l- 
yakin, ma'rifetsiz meydana gelir bu masivamn yoklugunu ifade manasi tasimaz. 

Rabbani bu goriisunii, mtisahhas bir misalle soyle anlatiyor: 

"Meseld, bir kimse giine^in varhgina ilmi bir yakinhk peyda else bu yakinhk di- 
ger yildizlarin o anda yok kabul edilmesini gerektirmez. Fakat gilne^i tema^a eden 
bir insan, yildizlari goremez. Qiinkii o anda onda, gune§i gorme isteginin diqinda bir 
arzu yoktur, biitun buna ragmen bu insan mutlaka bilir ki, yildizlar ma'dum degil- 
dir. Giinesin parlak isigindan dolayi gorunmezler. Iste bu sirada bir kimse yildizla- 
rin varhgini inkdr ederse hata etmis olur. 

O halde, boyle bir makamda bulunan ihvan, Allah Teala'nm zdtindan baskasim 
nejyediyorsa, bu hdl, akla ve seriata aykiridir; fakat suhud makammda bir gormekte 
boyle bir tehlike yoktur. Giines dogduktan sonra, yildizlari yok bilmek baska, o anda 
gormemek baskadir. " 

Rabbani 'ye gore Hallac 'in, "ene'l-Hak," Ebu Yezid Bestdmi'nin ' "Silbhani ma 
azama §ani" vs. cumleleri, suhudi tevhidin bir sonucudur. Buna benzer sozler soyle- 
yen kimselerin nazarinda mdsivd gorunmez. 

"Sen cikinca aradan, kahr seni Yaradan" 

"Ene 'l-Hak, " "Hakk'dir, ben degilim" anlamina gelmektedir. Aksi takdirde kii- 
fiir olurdu. "Subhdni vs. " Dahi Hakk'i tenzihtir. 

(ERAYDIN, a.g.e. s, 292-296) 



254 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

fenada gorme durumu da yok olur. 

Yitirdim Yusufu Ken 'an ilinde Bu- 
lundu Yusuf, Ken'dn bulunmaz. 

Fena durumundaki ihvan Allah Teala'dan ba§kasini goremez. Kalbinde 
O'ndan ba§kasi kalmami§tir. Allah Teala di§indaki varhklar bagintisi yok 
olmu§tur. Bu durumun giiclenmesi halinde ihvan, her §eyde yalniz Allah 
Teala'yi goriir, artik meydanda kendi varhgi bile kalmami§tir. Bu durum 
kulun yok olmasi, fenasi, Allah Teala'nin bekasi demektir. Fakat Allah Tea- 
la di§indaki varhklar gercekte yok olmami§tir. iki varhk birle§mi§ de degil- 
dir. Yaratici ba§ka, yaratilan ba§kadir; ihvan, fena durumundan ciktiginda bu 
gerfegi goriir ve kabul eder. Fakat fena durumunda iken ikilik kalkmi§, yal- 
mzca Allah Teala'nin varhgi kalmi§tir. 

Vahdet-i §uhud anlayi§ina gore, fena haliyle baglantih olan bu durum 
gecicidir. Bu nedenle goriilen diinyamn varhgini kabul etmek Allah Teala ile 
kainatin varhgini ve bir saymamak gerekir. 

"Her §ey O" degil, "Her §ey O'ndan " "Hig bir vticut yoktur ki, O'ndan 
olmasin. " 

Bu vahdet anlayi§i §u ciimle ile ozetlenir: "La me§hude Ilia llah " (Allah 
Teala'dan ba§ka goriilen yoktur). "Hig bir §ey, O'na benzemez" 

Binaenaleyh, bu iki makamin iistiinliigiinde ve hakikatlerindeki ihtilaf 
kalkmami§tir. Her iki gorii§iin miimessilleri bulunmaktadir. §u bir gercektir 
ki, vahdeti §uhud anlayi§i vahdeti vticut me§rebi iizerine kurulmu§tur. Bu 
konuya Abdiilaziz Mecdi kuddise sirruhu'1-aziz Efendi'nin §u afiklamasi 
farkin durumuna aydinhk getirmektedir. 

"Bir sdlik, siiluku esnasinda kavs-i uruc'u (yilkselij yollan) geqerken he- 
men ilk mertebelerde, makamlarda vahdeti §uhud'a ugrar, fakat orada dur- 
maz, gecer. Sir-ri zat makamina qikinca vahdeti vticut tahakkuk eder. Ondan 
sonra Hazerat-i Halkiye'ye inmek uzere kavs-i ntizul'ti (ini§) geqerken de, bu 



615 — Tevrat'ta anlatildigma gore, Allah Teala ile Hz. Musa aleyhisselam arasmda 
joyle bir konu^ma gecmektedir: 

"Ve Musa, Allah Tedld'ya dedi: Iste ben, Isrdilogullarina geldigim zaman onla- 
ra 'Atalarinizin Allah 'i beni size gonderdi. ' dersem ve onlar da bana 'O 'nun ismi 
nedir? ' derlerse onlara ne diyeyim? 

Ve Allah Teala, Musa'ya dedi: 'Ben, Ben Olanim ' ve dedi: Israilogullanna joyle 
diyeceksin: 

"Beni size Ben 'im gonderdi. " Qiki§ 3/13-15." 

"Bir ben var bende, benden igeri" 
Yunus Emre kuddise sirruhuT-aziz 

616 — §uara, 11 



Hizmetleri 255 

kavsin sonlarina dogru bir kere daha vahdeti suhud halt kendisinde tahakkuk 
eder. Fakat onda da durmaz. Halden hale gegerek nihayet Hazerdt-i Halkiye 'ye 
iner ve siiluku tamamlami§ ohir. 

Bununla beraber, her sdlik ayni sekilde seyir ve siiluke devam etmez. Bazi- 
si, vahdeti suhud'a, kavs-i urucu, bazisi da kavs-i niizulii gegerken ugrar. Ge- 
rek urugta, gerek niizulde ugranilan vahdeti suhud mertebeleri sir-ri zattan, 
yani vahdeti viicut'tan asagi bir mertebedir. Ciinkii vahdeti suhud, dlem-i me- 
lekuttadir ve sifat mertebesindedir. §uhut, isneyniyeti (ikilik) icap ettirir. Yani 
bir sahit, bir de meshut ister. Bu takdirde Zdt-i Bdri (Allah Tedld), nur seklinde 
bile meshut olsa, yine bir sifati, bir sekli vardir ve bir gorenle bir de goriinen 
olmak lazim gelir. Gormek ve soylemek hep sifat mertebesindendir. Uluhiyet ve 
niibiivvet de bu mertebedendir. Ba§ka bir tabirle Rasuliillah sallalldhu aleyhi ve 
sellem, Kur 'an-i Kerim 'i bu mertebeden teblig etmiqtir. Muhyiddin Arabi 
kuddise sirruhu 'l-aziz ve biitun Ehl'u-lldh eserlerini hep bu mertebeden yazmi§- 
lardir. 

Vahdeti viicud'un tahakkuk ettigi sirr-i zata gelince: Bunda biitun esma ve 
sifat Zdt-i Hakta yok olmustur. Bu mertebede soz yoktur. Bir sey soylenmez ve 
soylenemez. 

Bununla beraber Vahdeti viicut, seyir ve siilukun her mertebesinde vardir. 
Hig bir mertebe ondan hdli degildir. 

Hakim Sendi buyurur ki; 

"Sozde hakikat, hakikatte soz ohnadigini anladigim anda sustum" de- 
mekle, bu mertebelere ve onlar arasindaki farka isaret etmistir. Yani sifat mer- 
tebelerinde soylenen sozlerde hakikat olmadigi, zat mertebelerinde ise, soz soy- 
lemege imkdn bulunmadigi igin sustum, demistir. 

Imam-i Rabbani kuddise sirruhu 'l-aziz seyir ve siiluku tamamlamamistir. 
Yani urug etmis, fakat niizul eylememistir. Irsat ise, ancak seyir ve siiluku ta- 
mamladiktan ve Hazerdt-i Halkiye 'ye indikten sonra tarn olur. Esasen Naksiler, 
(yani Imam-i Rabbani taraftarlari) bu meseleyi (yani vahdeti viicudu) anlama- 
mislardir. " 

Bcujimiz meydana koyduk, k&jf-i esrar eyledik; 
Enbiya-vu evliyanin ketmettigi mdna budur. 

Sunu'llah Gaybi kuddise sirruhu'1-aziz 
Varhk ve Yokluk 

"Varlik" kelimesinin en zengin ve en derin anlamma Arapcada rastlamak- 
tayiz (ve-ce-de) fiilinden gelmektedir, Vucud, vicdan, vecd ve vilcd mastarlarmi 
ilreten (ve-ce-de) 'nin anlami, "bulmak"tir. 

Vucud kavrammm diger manasi da, bes duyu ile idrak edilen, bulunan ve 
belirlenen sey demektir. Bu anlamda bes duyu vasitasiyla algilanan seyler var- 
dir, diyebiliriz. Halbuki bes duyu ile bilemedigimiz, ama akla gore var olan var- 



617 — ERGIN, a.g.e. s. 225-226 



256 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

liklar da vardir. 

Mutlak varhk, Allah Teala'dir. Allah Teala, her §eyi yaratan ve yok 
edendir. 

Var olu§un sebebi ve dayanagi Allah Teala'dir. Yaratma, Allah Tea- 
la'nin kendini gostermesi, kendini gercekle§tirmesidir. Yaratma, onun icin 
giic degildir. Allah Teala, bu varhk dunyasini yaratmadan once ba§ka varhk 
diinyalan yaratmi§tir; bu icinde ya§adigimiz varhk diinyasinin yok olmasin- 
dan sonra da, yeni yaratmalanna devam edecektir. 

Allah Teala, diger varhklan yaratmi§ ve zamanin icine atmi§ ve onun 
icindeki varhklan da "varhk" ve "yokluk" ile kan§tirmi§tir. Buna gore varhk 
meselesinde cevaplandinlmasi gereken ilk sorulardan biri, Allah Teala di- 
§indaki varhgin gercekten var olup olmadigidir. Varhk, var'mi dir; yoksa 
algiladigimiz varhklar yok mudur? 

Uziime bakiyor, sarabi goruyorum yok'a bakiyorum agik9a var'i gorilyo- 
619 



Yokluk'u du§iinmek 50k zor bir konudur. Ashnda yokluk, var olmanin 
yeni bir §eklidir. Ba§ka varhga donu§mek fogu kez yok olma olsa da, yeni 
olu§um da, yokluktan var olma gibi bir §eydir. 

"Ayniyyet nedir? Ayniyyet yokluk ile bilinir. Seni bu Dunya me§gul etme- 
sin. Kesreti (bu diinya ve ondaki her $eyi) perde gorup kendini perdelenmi§ 
sanmayasin. Her i§i Hakk'la hak edesin. Memur ettigimiz i$i, Allah Teala 'ya kul 
olma meselesi bilip, kendini mdnevi yiikselmeden halt saymayasin. " 

Bu yokluk ve varhgin arasinda mutlak varhgin Allah Teala oldugunu bi- 
len insan nefsine pay cikarmayip, Allah Teala'ya varhgi kendine yoklugu 
tercih etmelidir. Bu §ekilde huzuru ve hakikatin yiiksek mertebelerine erer. 

Ey padifjah, ben senin ulu kapinda siginak bulmufjum, 
Senin katina yuzutn kara gelmi$im, 

Dort nesne getirdim ki, bunlar senin ihsan hazinende yoktur: 
Yokluk, isyan, gugsuzliik ve gunah getirmisim. 

Bu mevki hirsinin koktlntl dalim soylemeye kalki^irsam bir ba§ka cilt la- 
zimdir. Arap serke§ ata, §eytan dedi, yazida yayilan ata degil. §eytanlik lilgatta 



618 — Bayraktar Bayrakli, Mukayeseli Egitim Felsefesi Sistemleri, lst.2002, s. 92 
619 — Mesnevic.III,b.4541 

620 — YARAR, Cezair, Mektubdt-i Hasan Sezdi, Istanbul, 2001, s.77, 37. mektup 
621 — Katip Qelebi, Mizantl'l Hakk fl Ihtiyari'l Ahakk, hzl. Orhan §aik 
GOKYAY, 1st, 1980, s. 39 



Hizmetleri 257 

bas cekmedir. Bu sifat, lanete layiktir. Bir sofranm cevresine yilz tane adam otu- 
rur, yer. Fakat bas olmak isteyen iki adam dilnyaya sigamaz. 

Bir adam yokluga erisir, kendisine yoklugu ziynet edinirse, o adamm, Hz. 
Muhammed Mustafa sallallahii aleyhi ve sellem gibi golgesi olmaz. "Yokluk 
benim iftihanmdir" sirrma ziynet yokluktur. Bu cesit adam, mumun alevi gibi 
golgesizdir. Mum, bastan asagi alevden ibarettir. Golge onun cevresine ugraya- 
maz. Mum kendisinden de kacti, golgeden de. Mumu dokenin istegine uydu, 
lsigma sigmdi. 

Mumu doken muma der ki; Seni yok olman icin doktilm. O da, ben yokluga 
kactim diye cevap verir. Bu var olan lsik, lazim bir lsiktir, gecici ve arizi lsik 
gibi degil. 

Mum atese tamami ile yok oldu mu artik ondan ne bir eser gorursiln ne bir 
lsik! Suret atesi karanligi gidermek igin mum suretinde durur. Beden mumu su 
gorilnen mumun aksinedir; yok oldukca can nuru artar. Bu ebedi lsiktir, mumsa 
gecici. Can mumunun alevi, Allah Teala'ya aittir. Atesten meydana gelen su 
ates, nur oldugundan gegici golge, ondan uzaklasmistir. 

Yoklugun zevkini suda goriiruz. Tad ve renkten kendini ari kildigi ifin 
hif bikilmadan devamh ifilmek istenir. 

Yokluk haline kavu§mak ifin, istekleri terk edip ve arzulanndan aynl- 
mak gerekir. Boylece yoklugun ifine dii§en varhgin yokluk oldugunu Allah 
Teala'dan ba§kasi olmadigi ve O'na muhtaf oldugunu goriir. Yokluk ha- 
liyle butun §eylerde Allah Teala'nin varhgi aciga fikar. 

"Muhammedi hilafetin geregi butun kullari kendi nefsine tercih etmektir. " 

Hizir, gemiyi kotil kisilerin ellerinden kurtarabilmek igin deldi, kirdi. 
Mademki kink gemi kurtuluyor, sen de kiril! Emniyet yoksulluktadir, yuril yok- 
sul ol. Madeni olan ve madenden birkac parasi bulunan dag, killunk, kazma ya- 
ralan ile paramparca oldu. 

Batin'in, Hakk'in bir yuzu. 



622 — Mesnevi c.V, b.523-526 
623 — Mesnevi c.V, b.673-683 



624 — Su hakkmda, Hattat Aziz Efendi buyurdu ki; 

"Bak Aziz'int, Allah Teala ifjte bunu renksiz yaratmifj. Eger rengi olsaydi biki- 
labilirdi. Halbuki renk ve tad vermeden yaratmi§, onun icin hiq bikilmiyor, hiq 
kanilmiyor." (Ken'an Rifai, a.g.e. s. 59) 

625 — Abdulhakim-i Arvasi kuddise sirruhu'l-azizin gorilsu; 

"Varhk ile yoklugun surekli birbirini takip ettigi ydni, bir var imi§ bir yok imi§ 
mealindeki bu dlemde, her ^ey Allah Tedld 'ran varhginin bir aldmeti oldugudur. " 
' — "Ben kendi goru^umle yapmadim " (Kehf 82) 

627 — YARAR, Cezair, Mektubdt-i Hasan Sezdi, Istanbul, 2001, s.97, 50.mektub 
628 — Mesnevi c.IV, b.2756-2758 



258 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

629 

Zahir'in ise, Hakk'in aletidir. 

Efendi Hazretleri, terbiye usulunde yokluk mesrebinde hareket kilmi§tir. 
Yokluk usuliinu vahdet ve melametin esaslan ile bezemi§tir. Fakat sohbetle- 
rinde vahdetin mertebelerini acikca anlatmayarak hal adabi ile te§hir etmi§- 
tir. Saatlerce siiren bir sohbette tek kelime etmeden kalkmasi, §eyhligini 
ikrar icin varhgina i§aret bir nesneye bagh kalmamasi, ihvani kendinden aziz 
tutmasi, bu halin i§aretlerindendir. Olani yok bilmek Efendi Hazretlerinde en 
biiyiik erdemdir. 

Efendi Hazretleri bu konuda buyurur ki; 

"Yok olunur, var olunur. " 

"Yok olun. Yok olursaniz, Allah Tedld var olur. " 

"Gardaslarim! Ndci denilen firka sizlersiniz. Bakarsiniz bazi kisiler 
tarikata giriyorlar. Qok gegmeden acayipten garaipten bahsetmeye kalkisi- 
yorlar. Kendilerinin bir adam olduklarini zannediyorlar. Fakat biiyiik kim, 
kiigiik kim, o sonra belli olur. Bizim tarikatimiza gelen kimse uzun yillar 
gahsir. Ancak kendi kiigiikliigiinii (yoklugunu) fark eder. Yetmez mi bu 
fark. Qunku keramet (varhk) kulu Allah Tedld' dan uzaklastirmaya ya- 
rar. Insan, Ahlak-i Muhammedi ile ahlaklanmah kuldan istenen bu- 
dur. Insan ile ebedi dleme gidecek kazang da budur. 



629 — SelimDivane, Sadiklarm Mujkillerinin Anahtan, age., s.94 

630 — Ebu Saidi'l-Kura^i'den rivayet edildigine gore, joyle demi^tir: 

"Nebilerin ugradiklan musibet, vahyin kesilmesi; Evliyalann ugradiklan musi- 
bet, kendilerinden keramet zuhur etmesi; muminlerin musibetleri ise, ibadetlerinde 
kusur etmeleridir." (KARABULUT, Ali Riza, Kayseri'de Meshur Mutasavviflar, 
Kay sen, 1984, s.61) 

631 — Yokluk, Ahmet Amis kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin buyurdugu gibi; 

"§eriah tut (mak), hakikati yut (mak) " tir. 

Ustat Abdillaziz Mecdi kuddise sirruhu'1-aziz Efendi derdi ki; Bir gun mursidim 
Ahmet Amis kuddise sirruhu'1-aziz Efendi: 

"Mecdi, sakin sirrifafj (aciga vurma) etme!" dedi. 'Acaba bir §ey mi yaptim? ' 
Diye korktum. Benim korkumu gidermek ve bir hakikati bildirmis olmak icin bu- 
yurdular ki; 

"Edemezsin ki, edilemez ki! Ruhunu ortaya at, fa^ et, anlat bakahm. Ede- 
mezsin. I$te O da dyledir. " 

Bununla ilgili olarak Abdillaziz Mecdi kuddise sirruhu'1-aziz Efendi demistir ki; 

"Cenabi Hak sur-i vahdetin gizlenmesini ister ve bu ifji sayisi sinirh kullanyla 
idare eder. Irfjat (hidayet)ve idlal (dalalet) hep kendisindendir." (ERGlN, age. s. 
238-239) 

Allah Teala yolunun taliplerinden biri, bir veliye yalvanr: 

"Ne olur, bana tasawufu ogret! Ne olur, bana marifetullahi anlat! " 
Rabbin velisi tebesstim eder: 

"Peki, ama once sen bir aksir!" der. Adam saskmhkla cevap verir: 



Hizmetleri 259 

"Bir giln bize iki kimse geldi. 

"Ismail Efendi, sen bu seyhligi buldun mu? Qaldin mi? Aldin mi? Dedi- 
ler. 

"Bende onlara; ne buldum, ne galdim, ne de aldim. Hini sabavetimden 
beri, kendimi biryokluk iginde veyok bilirim; dedim. " Onlar; 

"Haydi, Ismail Efendi, imtihani kazandin dediler. " 

Eskiden tarikata intisap igin gelenlere, seyhler ilkonce sunu telkin eder- 
lerdi. 

"Gardasim, yttz sene once sen var mi idin? Yttz sene sonra var mi ola- 
caksin?" 

Sorulara hayir cevabini veren ihvana; 

"Gardasim, iki yoklugun arasinda olan da ne varhk olursa sen O'sun. 
Buna gore hareket et. " 

Yokluk tevhit mertebesinin baslangici ve sonudur. Tarikat y ok' tan, var' a 
giden bir yolculuktur. 

Nuri Atasoy isimli ihvandan dinledim. 

Efendi Hazretleri (Samsun) Terme ilcesi'nde sahrada ihvanlarla oturur 
iken, e§raftan bir zat, diinya gozii ile sohbete birinin ucarak katildigini ve 
oturdugunu gormu§. Dikkatlice onu takip etmi§. Sohbet bitince o ucarak 
gelen zat ile goru§mek istese de goru§ememi§ onu gozden kaybetmi§. Uzun- 
ca bir zaman gectikten sonra bu durumu goren ki§i, Efendi Hazretlerini Si- 



"Aksirmam gelmedi ki, nasil aksirayim? '.. "Veli silkunetle cevap verir: 

"Iste nasil aksirman gebneden aksiramazsan, Marifetullah da Hakk 
tarafindan kula verilmedikqe anlafjilamaz, sozle Ogrenilemez- Bunun igin 
"§eriati tut hakikati yut" demifjler." (BUR GAY, Hasan, Hazreti Muhammed 
(s.a.v.) 'in Varisleri, Ankara, 1994, s.5) 

632 — Bu olaya benzer bir rivayette su sekildedir. 

Efendi Hazretleri buyurdu ki; 

Eve biri gelerek; 

"Efendi Hazretleri sizi Meydan Camiinden bekliyorlar. " Dedi. Efendi Hazretleri; 

"Ustiimii giyinip geliyorum" dedim ama kapiya tekrar geldigim zaman o zat 
orada yoktu. Bende Meydan Camiine vardim. Qagiran zat kapida nobet tutuyordu o 
gece karanligmda camiinin ici bembeyaz bir nur gibi parliyordu. Bana; 

"Iqerde seni bekliyorlar" denildi, iceri girdim, biltiln mesayih-i izam ve 
Rasulullah sallallahil aleyhi ve sellem dahil olmak tlzere oradaydi. Bana sunu sordu- 
lar: 

"Senin igin kutup mutup diyorlar, ne diyorsun?" 

"Efendim ben kendimi yoklukta buldum" deyince: 

"Tamam, fjimdi gidebitirsin imtihani kazandin" demisler. Efendi Hazretleri bu 
olayi anlatirken "ya bana dervifjtikten sorsalardi, ne cevap verirdim. " 



260 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

vas'a ziy arete gitmi§. 

Efendi Hazretleri her zaman oldugu gibi £orapci Hani'nda bulunan 
vekaledeki sohbetine katilmi§tir. Sohbet esnasinda hafif bir uyku ile uyanik- 
hk arasinda kendisini ba§ka bir alemde gormu§. £ok giizel bir yer ve nurani 
bir zat yuriiyor. Pe§ine takilmi§. Onun manevi durumundan istifade ederim 
dii§uncesiyle gayret edip yeti§mek arzusunu icinde duymu§. Fakat bir turlii 
yeti§mek mumkiin olmami§. Nihayetinde o nurlu zat, uzakta goriinen eve 
girince, o ki§ide o tarafa yonelip kapidan iceri girmi§. Nurani zati evde yatan 
hastanin ba§inda dururken g6rmii§. O nurani zat ise, bu zati goriince diger 
kapidan tela§la kafip gitmi§. Yatanin agir hasta oldugunu anlayinca ifinden 
gelen bir niyetle birazda dinlenirim diye, Yasin-i §erif-i okumaya ba§lami§. 
Okumayi bitirince, hasta olan ki§i son nefesini vererek Hakka yurumu§. Bu 
arada, bu olayi manada mii§ahede eden ki§i kendine gelmi§ ki, Efendi Haz- 
retleri kar§isinda fay ifiyor. Biraz sakinle§tikten sonra Efendi Hazretleri; 

"Garda§im! O hasta olan kisiyi tanidin mi?" Bu ki§i hatirlayamadigini 
belirtince; 

"Hani, gdrmustun ya. Terme 'de sahrada iken sohbetimize ugarak biri 
gelip oturmustu. O Kddiri seyhlerinden idl Hasta idi. §eytan Hakk'a yti- 
ruyecegini anlayinca nurlu zat kihgina girerek imanini galmak igin onun 
yanina gidiyordu. Allah Tedld bu duruntu bize bildirdi. 

Gardasim! Bizde o zdtin, iman ile ruhunu teslim etmesi igin senin ru- 
hunu seytanin pesine taktik. Onu yalniz birakmadigin igin seytan kendisini 
kurtarmak igin hastayi terk edip gitti. Sende o ugan seyhin imanla gogme- 
sine sebeb oldun. " 

"Gardaslarim! Kiymetinizi bilin. " 



Hizmetleri 261 

Varhk ve yokluk konusunda Mevlana kuddise sirruhu'l-azizin go- 
riisleri de sunlardir. 

Varhgi, Allah Teala'nin varhgi ve yaratilmi§lann varhgi, diye ele alan 
Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, gecici varhgimizi ebedi varhktan ayn tut- 
mamizda, kendimizi ona birakmamizda gormektedir. O, varhgimizi azaltti- 
gimiz olciide hakiki varhga yakla§acagimizi, yok olmaktan kurtulacagimizi 
savunmaktadir. Boylece Mevlana, insanin kendinde hissettigi varhgi azaltma 
ve sonsuz varhga kavu§ma i§lemini egitime hedef olarak tayin etmektedir. 

Mevlana, varhk ve yokluk meselesini §6yle kurmaktadir: 

Yokluk, insanda bir ihtiyac olarak ortaya cikar. Bu ihtiyac 50k yonludiir. 
Bir yonu de, insanin ham kabiliyetlerle diinyaya gelmis. olmasi sebebiyle 
olan ihtiyacidir. Insan, imkanlar yani sonradan olabilecek arizi sifatlan ta§i- 
yabilecek varhkdir. icinde var olan tohum hakkindaki yetenekleri geli§tirebi- 
lecek bir imkana sahiptir. I§te, insan imkanlanni kullamp, varhgini geli§tirir 
ve zenginle§tirir. 

"Bizi yokluktan cigeri yanmi§, susami§ bir halde sen var ettin de go- 
zumuzu su devlet gesmesine diktin" diyen Mevlana kuddise sirruhu'l-azize 
gore, insandaki susami§hk denen ihtiyaci, "turn varhk" dedigi Ilahi a§k ya- 
ratmaktadir. Insani halden hale koyan, degi§tiren ve geli§tiren varhgin en 
biiyiik noktasi olan ilahi a§ktir. 

Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz mesela; armut agacini, benlik ifin bir 
motif olarak kullamr. Armuttan, yani benlikten inmesini tavsiye eder. Varh- 
gindan, benliginden inmedikfe dogru goremezsin, §a§arsimz. Benliginden 
indin mi, du§uncen de diizelir, goziin de dogru goriir; soziin de dogrudur. I§te 
o zaman terk ettigin o benlik agacimn dallan, yedinci gokte bir baht agaci 
olur. Ondan indin mi, Allah Teala rahmetiyle o agaci degi§tirir. 

Goruldiigii gibi, Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz insan varhgini yok say- 
makla, varhk aleminde yer edinecegine i§aret ediyor, halden hale gefirir ve 
daha da zenginle§irir. Varhk aleminin otesine gefebilmek ifin, "Buna benim 
gozumle bak!" diyen Mevlana kuddise sirruhu'l-azize gore, a§k icinde a§ki 
seyretmek, varhktan kurtulmayi, addan ve sandan vazgefmeyi gerektirir. 

Gefici, ank ve kararsiz varhgin, ebedi Rabbin varhgindan geldigini ha- 
tirlatan Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, gefici varhk kendini ona ismarladigi 
zaman oliimsuzluge eri§ir, goru§iinu beyan etmekle, hedef gostermektedir. 
"Kendine gel, varhgini bu yucelige feda et. Ilahi denizin avucuna gir, yok 
olmaktan kurtul. Varhgini sat, damladan vazgeg de incilerle dolu denizi 
satin all " ogiidiinu vermektedir. 

Diger taraftan Mevlana, yoklukla varhk arasinda 50k ilginc bir ilisjd 



633 — Bu konuda da Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz ile Efendi Hazretlerinin go- 
ruslerinin paralel olmasi acismdan burada zikredilmesi uygundur. 

Bayraktar Bayrakli, Mukayeseli Egitim Felsefesi Sistemleri, 1st. 2002, s. 92-1 14 
(ozet olarak almdi) 



262 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

kurmaktadir. Ona gore, Mi'rac edenlerle beraber olursa, onlann safinda du- 
rursa, yokluk bir Burak gibi onu ahp yucelere agdinr. Mevlana kuddise 
sirruhu'l-azizin anlayi§inda Mi'rac, mekan olarak goklere agmak degildir. 
Kami§i §ekere ula§tiracak §ey Mi'rac'tir. Bu Mi'rac, bugunun goge agmasi 
degildir; ana karnindaki cocugun bilgi ve duygu derecesine agmasidir. Boy- 
lece onun anlayi§inda, insan bilgilendikce yiicelir, o bilgi onun Mi'rac'i olur. 

Mutlak Varhk. yani Allah Teala. yoklukta is goriir. Yogu var edenin is 
yurdu yokluktur. Bu tipki §una benzer. Hie kimse yazilmi§ kagida yazi yaz- 
maz. Fidanhga yeniden fidan dikmez. Bir §ey ekilmemi§ yere tohum ekilir. 
Sen de bir §ey ekilmemi§ yer ol, yazi yazilmami§ bir kagit kesil de, Ilahi 
ogretiyle §ereflen ve o sana tohum eksin, diyerek insanin benlik ve parfa- 
bucuk bilgilerden annmasini istiyor. Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, dervi§- 
fesine varhginin ba§ini kesmesini ve varhgindan gefip yok olmayi isterken, 
"Sen atmadin, attigin vakit" (Enfal, 17) ayetinin sirrini hedef almaktadir. 

Mevlana kuddise sirruhu'l-azize gore, diinya yokluktan korktugundan 
yolunu sapitmi§tir. Ashnda yokluk siginilacak yerdir. Bilgiyi nerede araya- 
hm? Varhgi biraki§ta. Elmayi nerede arayalim? Elden vazgeci§te. 

Boylece Mevlana kuddise sirruhu'l-azizin yokluk anlayi§inda hiflik de- 
gil, yeni bir varhga kavu§ma, bir yucelme ve tazelenme vardir. Yokluktan 
korkma psikolojisi insani yoldan fikanr. Onun icin bu korkuyu, diinya insan- 
hgindan gidermelidir. 

Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, benligine ancak gefici benliginden siyn- 
linca kavu§acagini, hakiki benlige, du§unce ve akilla vanlamayacagini, an- 
cak yok olmakla vanlacagi ogudiinii vermektedir. Mevlana kuddise 
sirruhu'1-aziz, insanin noksanhklanni, yokluklanni, olgunlugu, biitiin sanat- 
lann ve hiinerlerin aynasi olarak gormektedir. Elbise bifilip dikilmi§se, terzi 
sanatini nasil gosterir? Zayif hasta bulunmazsa, hekim sanatini nasil icra 
eder? Bakirlann horlugu, bayagihgi meydanda olmazsa, kimya nasil gorii- 
niir? Diye sorular sormaktadir. 

Yokluk ve noksanhklar, insani ara§tirmaya itiyor. Tiim sanatlar, noksan- 
hklann giderilmesiyle ortaya cikryor. 

Insanlardaki noksanhk, hamhk ve yokluklardan doguyor. Oyle ise, yok- 
luk, varhga, olgunluga ve yiicelise gebedir. 

Mevlana kuddise sirruhu'l-azize gore, ziddi meydana cikaran §ey onun 
ziddidir. Bal sirke ile belirir. Kendi noksanini, yoklugunu goren ki§i, olgun- 
luga on atla ko§ar. Kendini olgun sanan, bu zanni onu engelleyeceginden 
Allah Teala'ya ko§amaz. insanin caninda olgunluk vehminden daha kotii bir 
§ey olmadigini soyleyen Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, kendini gorme 
gidinceye kadar goniil ve goziinden 50k kanlar akacagini, iblis'in de "Ben 
ondan hayirhyim" ifadesiyle degerini kaybettigini ogiitlemektedir. 

Ona gore Allah Teala'ya yakinhk, ne yucelere agmaktir, ne a§agilara 
inmektir; varhk hapishanesinden kurtulmaktir. Yok olan ifin ne yukan, ne 
a§agi, ne fabukluk, ne uzakhk ve ne de gee kalis, vardir. Allah Teala'nin 



Hizmetleri 263 

sanat tezgdhi yokluktadir. Sen aldanmi§sin, ne bileceksin yokluk nedir? Bir 
devlete, bir §erefe ula§inca ne§elenmenin tam tersi, onlan kaybedince duyu- 
lan yokluktur. Bu tip adamin butun varhgi yokluktur. Yoksulluk, horluk 
onun oviinciidur, yiiceligidir diyen Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, varhkla 
yoklugu tamamen psikolojik bir boyutta aramaktadir. 

Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz Allah Teala'ya yalvanrken, varhk ile 
yokluk arasindaki farki insanin manevi yapisinda arar. 

"Allah Tedld'm! Sozun, harfin bittigi duragi cana goster. Goster de 
tertemiz can, basini ayak yaparak o gok genis yokluk alanina gitsin. O 
kadar genistir ki, o yokluk alani, butun bu haydl ve varhklar hep oradan 
azik ahrlar. Haydller, yokluga karsi pek dardir, ondan dolayi haydl, gam 
sebeplerindendir. Varhk ise, haydlden de dardir. Duygu ve renk dlenti ise, 
haydl ve varhktan da dardir, dapdaracik bir zindandir," 

Du§uncesini ileri suren Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, varhgin yokluk- 
tan dolayi feryat etmedigini, tam tersine yoklugun varhgi kendinden uzakla§- 
tirdigini, onun icin sen; 

"Yokluktan kagiyorum dente; asil senden kagan odur. Gorunuste gel 
der, seni kendisine gagirir, ama ig yuzden kovu§ sopasiyla seni surer, ken- 
dinden uzaklastirir. Varolus, yoklukta gizlidir. Yokluk en yttce mertebedir. 
Onun igin yok-yoksul kisiler yarisi kazanmislardir; odulu almislardir. 
Onemli olan beden yoklugudur, dilencilik degil. " 

Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, yokluk alemi ile varhk alemi arasinda 
bir yol ve siki bir ili§kinin olduguna dikkat cekmektedir. Bu ili§ki yeniden 
yaratmayi, surekli olu§umu ve kainattaki yenile§meyi meydana getirmekte- 
dir. Insanin beden ve psikolojik yapisinda da aym yenile§meler, bu ilisjdnin 
neticesinde olmaktadir. Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz bunu §6yle dile geti- 
rir: "O yokluk golunden, su gorunen dleme ozlemler geke-geke, boluk- 
boluk kervanlar gelmede. Bu golden her aksant, her sabah kervan ustune 
kervan geliyor. Geliyor; biz geldik, nbbet bizim, artik sen git diye yerimizi- 
yurdumuzu ahyor. Qocuk, akil gozunu agti mi, baba tezce pihsini-pirtisini 
kagniya yukluyor. Oradan bu yana, bir ana cadde var; oradan buraya 
geliyorlar, buradan oraya gidiyorlar. Iyice bak da gor, oturmusuz da otu- 
rurken gidiyoruz biz; yeni bir yere gidiyoruz biz; ama sen gormuyorsun. 
Sermdyeni bugun igin degil, ileride bir sey yapmak igin biriktirir, hazirlar- 
sin. A yola tapan! Yolcu ona derler ki, yol ahsi, gidisi ileriyedir. Gonul 
perdesi ardindan da bikmadan, usanmadan, soluktan soluga haydl surule- 
ri gelmededir. O dusunceler, hep bir fidanliktan gelmeseydi, nasil olurdu 
da hepsi de boluk boluk, gonul kaynagina kosmada. Testilerini doldurup 
giderler, boyuna belirirler, meydana gikarlar; gizlenirler, izleri belirmez. 
Dusunceleri, gokyuzunun yildizlari bill Bir baska gbgun gevresinde doner 
onlar. " 

Yokluk aleminden gonul aynasina her zaman hayal ve dusjinceler gelip- 
gitmekte oldugunu ileri siiren Mevlana, bu gelis, ve gidi§lerin bir ilisjdnin 



264 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ifadesi oldugunu vurgulamaktadir. Bu beyitlerde alemin her an yokluktan 
var oldugunu, tasavvuf terimiyle "gayb" aleminden "ayn" alemine geldigini 
ve gene o anda "ayn" aleminden "gayb" alemine gittigini, alemin her an 
yeniden yeniye yaratildigmi, if alemde de bunun boyle oldugunu, yeni dii- 
§iincelerin, yeni hayallerin belirdigini, adeta oturdugumuz halde her an yeni 
bir yerde, yeni bir yaratik olarak gittigimizi anlatiyor. Kaf Suresi'nin 15. 
ayetinde "Ilk yaratihsta adz mi kaldik? Hayir, ama onlar, yeni bir yarati- 
hstan suphe igindeler" ifadesini, sufiler hem olumden sonra dirili§e, yani 
ahiret alemine delil olarak kabul ederler; hem de bunu her an yaratih§a i§aret 
sayarlar ve bu tarzda yorumlarlar. 

Yenilik konusunda varhk ve yoklugu, Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz 
kadar derinlemesine inceleyen ve o du§unceyi du§iincesine yerle§tiren birini 
bulmak 50k zordur. O, yeniyi takip etmesini, eskiyi; kokmus. ve curiimus. 
§eyleri atmasim, yok etmesini §6yle tavsiye eder: 

"Yeniyi al, ver eskiyi; gttnktt her yihn gegen yildan tig kere daha tts- 
tundiir, dahafazla. Hurmafidani gibi vergili, bagish olmazsan, var, eskiyi 
eskiye kat, yig ambara. Eski, kokntus, gurumus seyi, gormedik kisiye ar- 
magan gotttr. " 

Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, yoklugun varhktan once geldigini, ba§- 
ka bir ifade ile yoklugun cevher, varhgin da araz oldugunu savunmaktadir. 

"O kavusma, olumsuzluk iginde olumsuzluk, varhk iginde varhk; fakat 
onceden o varhk, yokluk igindedir. " 

Bu goru§iiyle, Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, Miilk Suresi'nin 2. ayeti 
ile Bakara Suresi'nin 28. ayetine i§aret etmektedir. Miilk Suresi'nde Yiice 
Allah Teala once yoklugu, sonra varhgi yarattigini ifade etmektedir. Orada 
gecen "Mevt," varhklann olumiinu degil yoklugu; "Hayat" kavrami da var- 
hgi ifade etmektedir. Bunun boyle oldugunu Bakara Suresi'nin 28. ayetinden 
ogreniyoruz. "Sizyokken sizi var eden Allah '1 nasil inkdr edersiniz? Sonra 
sizi O bldurecek, tekrar sizi O diriltecek. " 

Ayette gecen birinci "Mevt," yoklugu; birinci "Hayy" ise, varhgi; ikinci 
"Mevt, " olumu; ikinci "Hayy " kavrami da ahirette yeniden yaratih§i ifade 
etmektedir. Bundan anhyoruz ki, yokluk da yaratilmi§tir. Mevlana kuddise 
sirruhu'1-aziz, yeniden dogmak ifin yok olmak gerektigini soylerken, her 
yok olu§un ardindan bir yeniligin dogacagini i§aret etmekteydi. "Kendine 
gel, tereddilt etme, once yok ol, yokluga daldiktan sonra, dogudan bas gbs- 
ter ve aydinlat. " Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz, neden yokluga dalmasim 
istedigini aciklar. Birincisi bey tin sonundaki "yeniden dogma" faaliyetidir, 
ikincisi de benligin aciga fikanlmasidir. £unku ona gore benlik, du§iinceyle 
aciga fikmaz, yokluktan sonra afihr ve ortaya cikar. 

"Bu ben, dusunceyle nasil agiga gikar? O ben, (fena) yokluktan sonra 
agihr, meydana gikar. " 



Hizmetleri 265 

SERIAT VE TASAVVUF BiRLJKTELJGJ 

(Maddi ve Manevi ilim Birlikteligi) 

§eriat, Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemin getirdigi 
kitap ve siinnettir ki, miisliimanlann girdikleri ve girecekleri yoldur. 

§eriat, diinya ve ahiretteki biitiin saadetleri ele geciren bir sermayedir. 
Bu nedenle miimin icin diinyevi nimetlerden §eriatin di§inda aranilacak, 
imrenilecek hicbir iyilikte yoktur. 

§eriat dort kisimdir: ilim ve amel, ihlas ve siyaset. 

Bu dorde kavu§mayan kimse, striata kavu§mu§ olamaz. Allah Teala, st- 
riata kavu§unca kulundan razi olur. Allah Teala'nin razi olmasi, sevmesi de, 
biitiin diinya ve ahiret saadetlerinin en iistiinii ve kiymetlisidir. 

Tarikat ise, §eriatin yardimcisi, hizmetcisi olup, §eriatin iiciincii kismi 
olan ihlasi elde etmege yarar. Tarikata ve hakikate ba§vurmak, §eriati ta- 
mamlamak terbiye icin vasitadir. Yoksa §eriattan ba§ka bir §eyler ele gecir- 
mek icin degildir. Bunlann neticesi, Riza makamina varmaktir. £unku 
tarikat yolculugundaki gaye, ihlas elde etmektir. ihlas da, riza makaminda 
hasil olmaktadir. Ashnda tasavvuf ehlinin gordiikleri, tattiklan haller, ilimler 
ve marifetler, imrenilecek, istenilecek §eyler olmadigi gibi, hayaller, gecici 
§eylerdir. Tasavvuf ehli §eriattaki ilim hakkinda buyurdular ki; 

Hakikatsiz seriat gosteris, seriatsiz hakikat de riyadir. Bunlann birbiriyle 
iliskisi, bedenin ruhla olan iliskisi ile kiyaslanabilir. 

Ruh bedenden aynlmca, canli beden bir ceset haline gelir. Ruh, bir rilzgar 
gibi yok olur. 

Islam'm kelime-i sahadeti her ikisini de icine alir. 'Allah Teala'dan baska 
ilah yoktur' sozleri hakikat, 'Muhammed O'nun resuliidur' sozleri de seriattrr. 
Her kim, hakikati inkar ederse kafir, her kim de, seriati inkar ederse 
mulhiddir." 

Hz. Omer radiyallahii anh soyle diyor: "§eriatin edeplendirmedigini, Allah 
Teala edeplendirmemiftir. " 

Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki; "Tek bir fakih, fjeyta- 
na bin abidden daha yamandir." (Ibn-i Mace-Tirmizi, Ilim) 

En buytik felaket, Allah Teala'nin emir ve yasaklanm bilmemektir. Bu se- 
beple muslumamn birinci derecede vazifesi cehaletini yok etmek ve ozellikle fi- 
kih bilgisinde kuvvetli olmaktir. Seytamn en bilyilk diismam, Allah Teala'dan 
korkan alimlerdir. Bir alimin yasamasi seytana karsi bin abidin yasamasmdan 
daha tehlikelidir. Ciinkii seytan, insanlara kilfur yolunu, Allah Teala'ya taat ciz- 
gisinden disan cikmayi, sapik yollan emreder. Fikih bilgini imam ise, Allah Te- 
ala'ya itaati emr eder, insanlan seytamn yolundan uzaklastinp Allah Teala'nin 
yoluna yonelmelerini emr eder. Cahil olan abidde, bu sayilanlardan hicbiri go- 
rillmez. Cahil olan abid bunlardan hicbirini yapamaz. 



634 — NICHOLSON, a.g.e. s.65 



Ibn-i Haldun, Mukaddime, trc. Halil KENDIR, 1st, 2004, s.168 



266 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Velilik derecesine ulassa da, bir fikih bilgini boyle cahil bir abidden daha 
usttindtir. Seytan cahil sofuyu yoldan cikarmakta zorluk cekmez. 

Rivayet edilir ki, biri alim digeri cahil olan iki adam cahil bir seyhe intisab 
ederek ondan ders aldilar, ibadet ettiler ve velilik derecesine ulastilar. Bir gun 
seytan, alim olana havada bir cermet gosterdi ve: "Bu cennet senindir. Yalniz bir 
sartla. Seyhini, nebilerden daha usttin tutacaksm." dedi, O da soyle cevap verdi: 
"stiphesiz hicbir veli peygamber derecesine ulasamaz. Belki bir nebi, buttin veli- 
lerden ustundtir." Bu soz tlzerine seytan, o alimden tlmidini kesti. Sonra ayni 
cenneti cahil olan veliye gosterdi. Ona soylediginin aynismi arkadasma da soy- 
ledi. Cahil olan arkadasi ise, o cenneti elde edebilmek icin seyhini nebilere tis- 
ttln tutarak, mertebesinden dtistti. Sonra seytan seyhinin yanma giderek arala- 
rmda gecenleri anlatti. Seyhi abide: "ilim ogren, zira velilik bir kimsede ilimsiz 
olarak yerlesmez," dedi. 

Ilmin Ustunlugu 

Rivayet edildigine gore, Harici taifesine mensup yirmi kisi tek tek Hz. Ali 
kerremallahtl veche Hazretlerinin huzuruna gelerek ayni meseleyi sormuslar. 
Soru su idi: 

"Ya Ali! Ilim mi usttin, yoksa mal mi?" Hz. Ali kerremallahtl veche "ilim 
daha ustundtir" seklinde cevap vermis, fakat delil istemeleri karsismda ilmin tls- 
tunltlguntl su sekilde ortaya koymustur: 

— Ilim, maldan tlsttlndtlr. Zira ilim seni korur, halbuki sen mail korursun, 
ikinci soruyu sorana. Karsilik verdigi cevap da soyle; 

— ilim harcandikca artar, mal harcandikca azalir, uftlnctlye verdigi cevap: 

— ilim sayesinde dtismanlar dost olur, fakat mal boyle degil. Devamla: 

— ilim, dtlnyadan uzaklastmr, ahirete yaklastmr; mal ise, boyle degildir. 

— Oltlm sebebiyle ilim, sahibinin mtilkiyetinden gikmaz, fakat mal boyle 
degildir. 

— ilim, sahibine sirayet eden bir nurdur. Mal ise, buna muhaliftir. 

— ilim Allah'm kelammdan cikar, mal ise, topraktan cikar. 

— ilim, Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellemin sevgilisidir. Mal ise, 
Nemrud, Firavun, Haman ve Karunlarm sevgilisidir. 

— ilim kendine hizmet edilendir. Mal ise, hizmet edendir. 

— ilim, ruhun gidasidir, mal ise, cesedin gidasidir. 

— tjrkme zamanlarmda ilim sana arkadas olur, mal ise, sana urktlnttl verir. 

— Yolculukta ilim, senin arkadasmdir. Mal ise, yolculukta senin dtismanm- 
dir. 

— Tek basma ilim, taatsiz da olsa kurtulmana sebep olur, fakat mal boyle 
degildir. 

— ilim, peygamberlerin mirasidir. Mal ise, eskiyamn mirasidir. 

— Kiyamet gtlntlnde ilmin hesabi yoktur. Fakat malm, helal ise, hesabi, ha- 
ram ise, azabi vardir. 

— ilmin sahibi, sefaat edecek, malm sahibi ise, sefaat edilecektir. 



636 — imam Burhantlddin Ez-Zernuci, Ta'lim ve Mtiteallim, trc. Y. Vehbi Yavuz, 



ist, 1993, s. 19 



Hizmetleri 267 

— Ilim sahibi, asla unutulmaz, fakat mal sahibi unutulur. 

— Ilim, kalbi nurlandmr, mal ise, karartip katilastrnr. 

— Ilim sahibi, Allah'a kullugu, mal sahibi ise, Allahhgi iddia eder. (Nite- 
kim Firavun'da oldugu gibi.) Hz. Ali kerremallahu veche bu sekilde o soru so- 
ranlara ayn ayn tatminkar cevaplar verdikten sonra: 

— Bu konuda bana daha soru sorsaydimz yasadigim milddet baska baska 
cevaplar verirdim, buyurdu. 

ilmin ne kadar degrli oldugunu ve neticesinin kutsalhgim anlamak icin §eyh-i 
Ekber Muhyiddin Aradi kaddese'llahil sirrahu'l azizin acrklamasim bu konuda hatir- 
lamak gerekir. §6yle ki; 

Cenab-i §eyh-i Ekber kaddese'llahil sirrahu'1-aziz 

"rith" u Cenab-i Musa aleyhisselama; 
"Iblis" i de Fir'avun'a 

"Urn" i de "derya"ya tesbih buyurmustur. Nitekim Firavun askerleriyle 
Musa aleyhisselami Kizildeniz'i sahiline kadar takip etmis; ve cenab-i Musa 
aleyhisselam asasi ile denize vurup kendisine bir yol acilmakla o yola girerek 
karsi tarafa gecmis ve Fir'avun dahi onu takiben bu yola girmis ise de deniz ka- 
vusup helak olmustur. Ruh dahi iblis'in tecavuzil halinde deryayi ilimden acila- 
cak bir yola sulilk etmesi gerekir. Zira "ilim" riyaset ve kendini begenme vere- 
ceginden ve Ademoglu'nun helaki riyaset ve kendini begenme sebebleriyle 
vaki' oldugundan seytan Ademoglu'nun ilim tarafma meylini pek ziyade arzu 
eder ve onu riyaset ve ucilb sebepleriyle helake dilsurmek ister. 

Binaenaleyh sen ilim sahiline gelip acilan tarika girince dtisman dahi ar- 
kandan gelir. Taki ilim denizinin ortasma gelir, deniz onun tlzerine kavusup se- 
sinin dahi fikmasma meydan vermeden kolayhkla gark ve helak eder. Ve iste 
bu hakikate binaen ulemamn bazilan 

"Ibni, Allah' in gayri iqin talep ettik; ilim kaqindi ve bizi ancak Allah Tea- 
la'ya reddeyledi" dedi. Yani biz ilmi riyasete nail olmak ve insanlara karsi bu 
sayede gelir ve dilnya refahma vasil olmak icin istedik; ilim tahsil ettikce bu 
maksat bizden cekildi. ilim bizi Allah Teala'nm gayri olan bu maksada ulasma- 
ya mani oldu. Nihayet bizim elimizden tutup asil yaratihs maksadi olan 
marifetullaha sevk eyledi. 

iblis Ademoglunu ilme tesvik edip, onu o ilim sahasmda sasirtmak icin ar- 
kasmdan gelir. Fakat ilmin hassasi neticede insani marifetullaha sevk oldugun- 
dan iblis sasirtma niyetini ill edemez. §erri murat ettigi halde neticede hayir 
zuhur eder. Nitekim Firavun, Musa aleyhisselamm pesinden deryaya dahil oldu 
ve derya kavusup kendisi helak oldu. Eger derya kavusmayip Hz. Musa 
aleyhisselama yetise idi, onunla harp edecekti. . . 

Eger dtismamn sana: "lime gahfj, ta ki zamaninin insanlan uzerinde yiikse- 
lesin! Hukumdarlar senin oniinde egilsinler ve halk sana muhtaq bulunsun- 
lar!" derse, sakm bu emr-i seytanidir deyip ilim tahsilinden vazgecme ve 90k 
calls. Zira dtismamn olan iblis "senin hevdnin ferahi ve sevinci, ancak senin 



-imam Burhantlddin Ez-Zernuci, a.g.e. s.38 



268 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

amelsiz amelin iledir. Ilim ise ameli olmayan bir ameldir. Yani sen ilim tahsili 
ile mesgul oldugun vakit, baska turlu amel ile mesgul olmaya vaktin miisait ol- 
maz. Butun vakitlerini ilim isgal eder. Dusmanlarin seni baska amelden ahkoy- 
duklari icin sevinirler. " Demeye devam eder. 

Halbuki o zavallilar bilmezler ki, ilim kendi hakikatinin verdigi seyin gay- 
rinden uzaklastmr. Yani ilim oyle bir seydir ki, yukanda izah olundugu tlzere 
neticede marifetullaha ulastmr. Onun hakikatinin verdigi sey ancak budur. 

Iblis'in hakikati cehalet ile sasirtmak istemesidir. Halbuki ilmin hakikati da- 
lalete degil, hidayete sevk ettigini Iblis dahi bilememektedir. Ctinkti Iblis'in 
batmi goztl kordtir, hakikate nazar edemez. O yalmz zahir goztl vardir. "§eyta- 
nin bir goztt kordilr" denilmesi bu nedenledir. Iblis'in hakikati gormemesinin 
delillerinden biri de Adem aleyhisselama secde ile emr olundukda "Ben 
Adem 'den hayirhyim. Qunkii beni latif olan atesten ve onu koyu ve yogun olan 
topraktan yarattin " deyip ona secdeden kacmmistir. Iblis bu sozunti ilme da- 
yandigim zannetti. Halbuki Allah Teala melaikeye secdeyi emir buyurmus ve 
Iblis dahi melaike arasmda bu hitabi duymus idi. Halife ise yerine halite koyan 
ile aymdir. Buna gore muteber olan sey, halifetullah olan Adem aleyhisselamm 
zahiri degil, batimdir. Melaikenin Adem'e secde ile mtikellef olmasi, onun ha- 
kikatine nazarandir. Batmi goztl kor olan Iblis Adem'in hakikatini goremedigi 
i5in, Allah Teala'nm emrine muhalefetle kulluk yolunda tlzerinde ytlrtlyemedi. 
Kibri buna da mani' oldu. Fakat Adem aleyhisselam tastan ve topraktan bina 
olunan Ka'be'ye secde ile emr olundugu vakit bu, gayrullaha secde olmakla, ca- 
iz degildir, demedi. Kulluk yolu tlzerinde ytlrtlyerek Ka'be'ye secde etti. Ve 
"Beni halife olarak yarattin; ve sifat-i semdniyye-i ildhiyyenin mazhari kildin. 
Cansiz maddeden ibaret olan Ka 'be 'nin ash ile benim ashm arasinda fark var- 
dir. Ben ustunum o basittir. Nicin ona secde edeyim " diyerek serkeslik etmedi. 
Zira Adem bilir ki, Hak Teala hazretleri Hakim'dir. Onun emrine karsi kiyas 
edepsizliktir. Ubudiyyet kulluk ancak emre uymaktir. 

iblis'in yukandan beri izah olunan hali hep sirf cehalettir, ilim degildir. O 
ise onun ilim oldugunu dtlstlntlp hayal etti de, ben Adem'i ilim ile kandrrdim 
zannetti. Bu sebeple ademoglunu ilme tesvik eyledi. Halbuki bilmez ki, eger 
ademoglu ilminde ytlkselirse, bu ilim onun aybim ve cehaletini aciga cikanr. 
Neticede Ademoglu, dalalete dtismek soyle dursun, belki hidayet bulur. 

Soru: Allah Teala hazretleri "Gordiin mil?. O kimseyi ki: Kendi hevasini 
kendisine tanri edinmi§ ve onu Allah bir bilgi ilzerine fjafjirtmifj ve kulagi ve 
kalbi ilzerine milhilr basmiij ve gozii ilzerine bir perde kilmi§, artik ona Al- 
lah'tan sonra kim hidayet edebilir?. Hdld dii§unmez misiniz?" Buyurur. 
Bundan ilim tlzerinde de sasirtma var oldugu anlasilir. Halbuki ilim hidayete 
sevk eder, denildi. 

Cevap: Hidayete sevk eden ilim kamil ilimdir. Noksan ilim sasirtir. Nitekim 
iblis'in zahire bakarak yaptigi kiyasi da bir ilim idi. Fakat nakis bir ilim oldu- 
gundan cehl ile beraberdi. Binaenaleyh bu noksan olan ilim asla ona faydah ol- 
mayip huztlr-i ilahiden kovulmasma sebep oldu. Hevasini ilah ve kendi tlzerin- 



■ (Casiye, 23) 



Hizmetleri 269 

de yonetici kabul eden kimse, noksan ilimle ile iktifa etmis olacagmdan, ona bu 
ilmin tamamlanmasi tavsiye edilse, kendisini kamil alim zannettiginden kabul 

639 

etmez ve bilmez, bilmedigini de bilmez. 

Hz. Ali KerremaMhu veche de soyle buyuruyor: "Alim olan kisi geceyi 
ibadetle gegirip uyumayan, gunduz oruclu ve Allah Teala yolunda cihad 
edenlerden daha ustundur. Bir alim oliince Islam'da oyle bir gedik agihr ki, 
onun yerini onun gibi bir alimden baskasi dolduramaz. " 

Bazi alimler de soyle demislerdir: "Bir alim oldugil zaman onun icin de- 
nizdeki baliklar ve havadaki kuslar bile aglar. Bir alim, her ne kadar kendisi bu 
alemden gayb olsa da yasryormus gibi onun sam daima amlir." 

Imam Gazali Ihydsi 'nda buyurur; Bir adam aslmdan ilim tahsil etmeyip 
silluk eylese sonra kejf-i tarik ile bazi jeyler fetholsa helak olmasi mukarrer- 

,. 641 

dir. 

Frkihsiz bir tasavvuf zmdikliga, tasawufsuz bir fikih fasikliga gotilrur. Fi- 
kih ve tasavvuf, zahir ve batm beraber olunca hakiki ilim meydana gelir." 

Ahmed Rifai kuddise sirruhu'1-aziz der ki; "Tarikat, ayn-i fjeriat, fjeriat 
ayn-i tarikattir. Aralarindakifark lafizlardan ibarettir. " 

"§eriat, ilia lazimdir. §eriat olmadan Tarikat olmaz." 

"Et-tarikatii ve'l-hakikati hadiman-i fjeriah" Tarikat ve hakikat seriatm 
hizmetgisidir. 

Imam Malik Hazretleri soyle buyuruyor: "Tasavvuf bilmeyenler zindik 
olur, seriat bilmeyenler kafir olur. " 

Mtllhit ve zmdik marifetle hakikati fark edemediginden Hakk'i anlayip 
bilmek ile nefsi ve ruhu bir olur zannederek muhasebeyi terk edip dunyamn ko- 
tuluklerini islediler. Marifeti hakikat zannettiler. Yani soztl oz zannettiler. Bil- 
mediler ki, marifetle, nefsi ve ruhu bir ettiler; ama vilcutla hali bir edemediler. 
Marifetle nefsi ve ruhu bir etmek, HakkT anlayip Hak'tan baskasim gormemek- 
tir. Buna marifet makami derler. Yani marifet ve itikat yonilnden birlige ulasip 
marifet ile Hakk'a kavusmak budur. Butun esyamn hakikati Hak'tir. Bunu anla- 
yip bildikten sonra kotil huylan terk edip, gerek insandan ve gerek hayvandan 
tamamen hiyaneti kaldirmahdir. insan, hayvana elinden geldikce rahat verip bil- 



639 — KONUK, Ahmed Avm ,"et-Tedbiratu'l-Hahiyye fi Islahi Memleketi'l- 
insamyye" Tercilme ve §erhi, hzl: Mustafa TAHRALI, 1st. 1992, s. 319-324 



640_ 
641 



-imam Burhanilddin Ez-Zernuci, a.g.e. s.40 



-Aziz Mahmud Htldayi Uluslararasi Sempozyum Bildiriler, ist-Usktldar 
Beld. 2006, c. II, s. 299 

642 — Mustafa ismet Garibullah, Risale-i Kudsiyye Terciimesi, istanbul, 2003, c.l, 
s.291 

643 — Muhammed Hikmet Efendi, Marifet-i ilahiyye Tarikat-i Aliyye, 1st, s. 17 

644 — iNANQER, Omer Tugrul, Sohbetler, 1st, 2006, s. 1 1 6 



270 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

tun esyamn hakikatine, hakikat gozilyle bakabilirse, yani Hakk'a Hak gozilyle 
bakabilirse, buna hakikat ve hakka'l-yakin derler. Nefsini rah edip, ahlak yo- 
nilnden vticuduyla ve hakikat ile Hakk'a ulasmak budur. Onun icin Ehl'u-llah 
muhasebe ehlidir. Onlar kendilerini bilirken hata islemezler. Hata isleyen insan, 
kamil olmaz. Insan-i kamil ise, btittin noksanlardan uzaktir. Seriati noksan da- 
mn hakikati de noksan olur dediklerinin ash da budur. 

Simdi bu sirlan anladmsa sen de anladm ki, seriati noksan olamn 
hakikatinin noksan olmamasi miimkun degildir. Insan-i kamil o serefli kisidir 
ki, nefsin isteklerinden ve unsurlannn tabiatmdan gecip dort kapisi mamur olur. 
Kapmm biri eksik olsa veya unsurlarm tabiatma baglansa, insan-i kamil olmaz. 
Sunu da bil ki, insan-i kamil, keramet sahibinden baskadir. Keramet sahibi ol- 
mak pek giic degildir, insan-i kamil olmak gucttir. Maksat, insan-i kamil olmak - 
tir. Yoksa keramet sahibi olmak degildir. Bundan anla ki, insan-i kamil olup 
hakikate ulasmak son derece zordur. Bayezid-i Bestami kuddise sirruhu'1-aziz 
Hazretlerinin "Doksan dokuz seyhe hizmet ettim Imam Cafer-i Sadik kuddise 
sirruhu'l-azize yetismese idim imansiz giderdim." Dedigi buna isarettir. 

Efendi Hazretlerinin §eriat ve tarikat hakkindaki du§uncelerini ise, §u ke- 

lamlanndan anla§ilmaktadir. 

"§eriati gozetmeyenin tarikati olmaz. " 

"Buyolun evveli §eriat, ortasi tarikat, sonuyine §eriat. " 

"Garda§lanm! Bizim tarikatimiz ne kadar buyurse buyusun, ne kadar 

incelirse incelsin, §eriattan kil kadar ayrdmasina imkdn yoktur" 

"§eriatta kil kadar noksani olamn, havada uqtugunu gorurseniz, vu- 

rup kanadini kirin. Istidragtan ba§ka bir §ey degildir. " 

Bu nedenle Efendi Hazretleri hayat ve dusunce tarzinda §eriat ve tasav- 
vufu birbirinden ayn tutmadigi gibi ruhsat ve azimet tercihinde ise sikintih 
donemlerde dahi azimet yolunu nefsinde aramis, ve tasavvufun §eriat daire- 
sinde ince bir yol oldugunu, hatta §eriatta mekruh olamn tarikatta haram 
oldugunu, §eriatta mubah olamn tarikatta mekruh oldugunu kabul etmi§tir. 
Ihvanin da §eriata riayet etmelerini isterdi. 



~ — Selim Divane, Ariflerin Delhi Milskillerinin Anahtan, Mustafa TATCI- 
Hahl QELTIK, Ankara, 2004, s. 68 

646 — Allah Teala'nm dinsizlerin kufrtinu artirmak i9in verdigi harikulade isler. 

647 — "Bayezid kuddise sirruhu'1-aziz dedi ki; Allah Teala'nm velilerinden biri, 
kasabalardan birinde yasiyordu. Onu ziyaret etmek icin yola fiktim. Camiye girdi- 
gimde o, hilcresinden disan gikarak yere ttlkilrdu. Ona selam vermeden geri dondtlm 
ve kendi kendime, 'Bir veli fjeriati korumah ki, Allah Teala da onun ntanevi halini 
korusun. Eger bu adant bir veli olsaydi, fjeriata olan saygisi, onu, yere tukiirmek- 
ten ahkoyar veya Allah Teala, ona ihsan ettigi liltfu ihlal etmekten onu sakindi- 
rirdi." (NICHOLSON, a.g.e. s. 87) 



Hizmetleri 271 

Tarikata seriatsiz girenlerin, seytdn gelip imanini ahrmis 

Is bu yola pirsiz dava kilanlar, saskin olup arayolda kahrmis. 

Ahmed Yesevi kuddise sirruhu'1-aziz 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi'nin konu hakkindaki azimet yo- 
lunu tercih etmesinde kazandigi yiiksek manevi halinin kiymeti bulundugu- 
muz yillar itiban ile onemli bir husus oldugunu gostermektedir. Efendi Haz- 
retleri §eriatin siyasi yoniinde de nazik ve dikkatli davranmi§tir. Konu hak- 
kinda o kadar hassas davrandi ki, doneminde en 50k devlet ile sorun ya§ayan 
Said-i Nursi kuddise sirruhu'1-aziz gibi davranmamis. zit kuvvetleri birbiri ile 
yakin ya§atmi§tir. Ismet inonu'niin talebelikten arkada§i olmasindan dolayi 
me§rebine vukufiyetiyle zor donem ya§ayan halkimizi, dini hayati ya§ama- 
dan dolayi sikintiya du§urmemi§tir. Islami devletin toplumla olan ili§kisinde 
siyasi olan tarafi ustun tutmu§tur. Efendi Hazretlerinin ba§indan gefen a§a- 
gidaki anlatilacak olay bu siyasete i§aret etmektedir. 

Bir ki§ gilntl vekaleye bir kiji bir torba icinde Said-i Nursi'nin kitaplanm 
getirip, okursunuz diyerek birakti. Hemen gikip gitti. Ardmdan Efendi Hazretle- 
ri Sen Mehmed adli ihvana; 

"Gardatjim! Hemen sobaya doldurun yakin bu kitaplan" dedi. Az sonra 

649 

polis vekaleyi basmi§ bulmak istedikleri anyorlardi. 

Gelenin kim oldugunu bilen ile dini bilgiler ihtiva eden kitaplan yaktiran 
ayni ki§i idi. Buradan §u anla§ihyor ki, hakikati bilenin icraati hakkinda su- 
kut en gecerli yoldur. O giin icin halki siki§tiran devlet, daha sonra dini okul- 
lan da kendi eliyle afti. 

§eriatin icraatinda, Efendi Hazretleri kendisine azimet, aleme kar§i ruh- 
sat ile hareket etmi§tir. Bu ince siyaset ifinde Islam'in emirlerinden maslahat 
icabi dini akaide zarar vermeyecek kisimlar (kasket giyme . . . ) tatil edilerek 
hareket edilmi§tir. ^iinkii §eriatin ifinde devlete itaat, emir kapsamindadir. 

Efendi Hazretleri, terbiyesinde, ehl-i siinnet akaidine ve hukukuna zarar 
verecek hicbir akideyi anlatmadigi gibi, tarikati ifinde ya§atmami§tir. 

"Bir giin, §u an hayatta bulunan Oflu idris Efendi, istanbul-Car§amba'da 
tarikat faaliyetlerini siirdiiren Mahmut Efendi ile kar§ila§inca; 

"idris Efendi! §u kisa olan sakahni uzatsana, " demi§. O da; 

"Efendi Hazretleri, ben Ihramcizade Ismail Efendi 'nin ihvaniyim. " De- 
mi§. Mahmut Efendi Hazretleri ise; 

"Ben Ihramcizade Haci Ismail Efendi Hazretlerinin ihvanina bir sey 
diyemem " demi§tir." 

Mahmut Efendi Hazretlerinin kendi ihvanlanna siinnetler ifin gosterdigi 



648 — ERASLAN, Kemal, Divan-i Hikmetten Se9meler,1993 s. 271 
649 — £ en j^jgjjjjjg^ a( jjj ihvandan dinledim. 



272 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

muameleden farkli bir tavirda davranmasi gosteriyor ki, zahir penceresinden 
bakihnca, 50k §eyin farkli oldugu anla§ilmaktadir. 

§eriat kim, saray-i Kibriya 'dir 
Hakikdt mulkiidur, muhkem binadir 
Anin bir ta^ini her kim koparsa 
Yoluna ba§ini koymak revddir. 

Binayi dine mebnddir §eridt 

fperiatsiz Tarikat sabit olmaz 

Onu Hakk ile icradir Tarikat 

Tarikatsiz dahi irfan bulunmaz. 

§eyhulislam ibn-i Kemal kaddese'llahii sirrahu'l aziz 

Ancak §eriatin ikmalinde aranan kemal noktasinda hemen tecelli etme- 
sinde tedricilik, Efendi Hazretleri tarafindan terk edilmemis. zaman icerisinde 
olgunla§ma da aranmi§tir. Eger bu minval iizere hareket takip edilmemis. 
olsaydi, elli sene sonra olacak hidayet i§igi temelleri 50k onceden yikilacak 
giine§in dogu§u, daha ileri tarihlere intikal edecekti. Bu da ince bir cizgi olup 
nebevi cizginin hakikat penceresidir ki, akil ile coziilmesi mumkun olama- 
mi§tir. 

"Hudeybiye antlajmasmdan sonra gergeklestirilen "Kaza Umresi"dir. Kaza Um- 
resi sirasmda, Hz. Muhammed sallallahil aleyhi ve sellemin Kabe'nin iferisinde 
putlar oldugu halde, Kabe'yi ziyaret edip tavaf etmesi, Islam inkilabmm gelisim 
fizgisi hakkmda fikir verir. O esnada ustunlilk, Mekke musriklerinin elindedir. An- 
cak Hz. Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem ve muminlerin tavaflan putlara degil, 
Kabe'nin Rabbi'nedir. Onlarm o sartlar altmda putlarm varligma aldirmadan, Ka- 
be'yi tavaf etmeleri, inanctan bir taviz verme olmadigi gibi, uzlasma ve mudahale de 
sayilmaz. Sadece inkilap hareketinde kuvvetler arasmdaki dengenin ve farkliliklarm 
gozetilmesi, sartlann milsait olup olmamasi ile ilgilidir. Nitekim, Mekke fethedilip 
ilstunlilk muslumanlarm eline gegince, Kabe putlardan temizlenmis ve tevhid bay- 
ragi dikilmis, milsriklerin Kabe'ye yaklasmasi, edepsiz bir sekilde 9iplak olarak 
Kabe'yi ziyaret etmeleri men edilmistir. 

Binaenaleyh, aslinda Rasuliillah sallallahil aleyhi ve sellem, §eriatin teb- 
liginde mecbur tutulmu§tur. §eriattan biitun insanlar sorumludur. Hakikatin 
tebligi, mecburiyet olmadigindan insanlann bu konudaki noksanhgi affa seza 
olacagindan, diinya makaminda §eriati hakikatine galip gelen Ehl'u-llah, 
ilahi makamda nebiler ile beraber bulunmu§tur. Bu nedenle §eriati ya§amak- 
taki kemal, hakikatteki kemalden iistiin tutulmu§tur. 



650 — OZDE§, Talip, Vahiy ve Islam Tebhgmm Kronolojik Cetveh, Sivas, 1994, 



s.ll 



Hizmetleri 273 

II-ADAB-I MUA§ERETI 

Anne Sevgisi 

Efendi Hazretleri, Validesi Ai§e Hanim'in "Annem bizi sever iyi olnta- 
mizi isterdi" ve kendisi icin soyledigi §u dortlugu okurdu; 

"Ismail'im dzam sensin 
Gulyuzlu tazem sensin 
Dort kitabin hakki igin 
Gonlumde gezen sensin " 

Ve ardindan hasretle aglardi. 

"Gardaslarim! Biz anamizin ayagini gok operdik. "Cennet analarin 
ayagi altindadir. " Hadisini soylerdi. 

Efendi Hazretleri sohbetlerden 50k gee saatte eve donermi§. Geldiginde 
de annesini uyur bulunca muhabbet ve hurmet o ya, ayaklannin altini oper- 
mi§ ve o anda annesi uyanirmi§. Hep ona dua edermi§. Dermi§ ki "Dag tas 
evladin olsun ". 

Zaman icinde giin gelip kendileri bu hatirayi anlattiktan sonra §6yle 
demi§: 

"Vadiler dolusu ihvanimiz oldu. " 

Arkada$ligi 

§iikru Sefa DALAK Efendi anlatti. 

"Dedem ihvanlara devamh tavsiyede bulunurdu. Defalarca agzindan 
duydum ki; 

Cevher var iken pul neyeyarar, 
Aczini bilmeyen kul neyeyarar. 
Herkes biryol tutturmus gider 
Mevla 'ya gitmeyen yol neye yarar. 

"Gardaslarim! Bu dttnya ahiretin bir bahgesidir. Bu dunyada ne eker- 
seniz ahirette onu bigeceksiniz. " 
"Qigekler vardir, gill baskadir. 
Arkadas vardir, dost baskadir. " 

Carsamba Giinii 

Efendi Hazretleri, yeni ba§layacagi i§lerde Car§amba gununu tercih et- 
mi§tir. Bu duruma vakif olan ihvan, bu giine dikkat ederdi. Haci Hasan 
Akyol Efendi, sefer hazirhklanni bu giin ba§latirdi. 



651 — Rasultlllah sallallahil aleyhi ve sellem buyurdular ki; "Qar$amba giinii 
batjlanilan ij muhakkak tamamlanir. " 

Abdurrahman e§-§eybani ej-§afii bu hadis igin: Ash oldugunu bilmiyorum, 



274 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Cocuk sevgisi 

§iikru Sefa DALAK Efendi'nin anlattigina gore cocuklann biricik sigi- 
nagi idi. 

"Evimiz, Mehmetpasa Mahallesinde 250-300 m mesafede oldugundan 
gocukken yaramazhk edince dedemlere kagar, sefkatli kucagina siginirdim. 
Babaannem bizi, Efendi Hazretlerine sikdyet ederdi. Dedem ise; 

"Valide, valide! Sen dusunme, onun sonu iyi olacak, der bizi korur ve 
gtiven verirdi. " 

"Ben kuguktum. Efendi Hazretleri, kahvaltiyi saat 10.00-10.30 da ya- 
parlardi. Haziran ayi idi. Bir giln yine sabah kahvaltisini arka odada yaptik 
Kale Camisi yamnda Tan sinemasi vardi. Yamnda da tistti agik yazhk sine- 
ma vardi. Orada tas plaktan sarki galardi. Dedemlere sesleri geliyordu. 
Dedem; 



(Qarsamba gtlntl ugursuz bir gtindtir) hadisi buna karsi cikmaktadir. Taberani bu 
hadisi "Evsat"' mda rivayet etmis olup zayif bir hadistir diyor. (Qarsamba gtlntl ali§- 
veris yoktur) seklinde Ibn-i Abbas'tan rivayet edilen hadis da zayiftir. Abdurrahman 
es-§afii demistir ki, bazi alimlerden duyduguma gore, Qarjamba gtlntl, insanlarm 
kendisini ugursuz kabul etmelerini Allah Teala'ya sikayet etti. Allah Teala da bu 
gtlne yukandaki '%arfjamba gunil batjlanan ij muhakkak tamam olur" hadisini 
ikram etmistir, bkz. Abdurrahman §eybani, Temyiz s. 143, Beyrut. 

Ebtl Hanife hazretleri de, bu sekilde derslerini carsamba gtlntl baslatarak, yukan- 
da gecen hadisi, hocasi §eyh Kivamuddin Ahmed b. Abdtlrresid'den rivayet ederdi. 

§eyh Ebtl Yusuf el-Hemedani kuddise sirruhu'1-aziz de, islerini Qarsamba gtlntl- 
ne rastlatirdi. Bunun sebebi Qarsamba gtlntlntln, Allah Teala'nm, iginde nur yarattigi 
bir gtln olusudur. Nurlu olan bu gun, kafirler icin ugursuz ve mtlbarek sayilmayan 
bir gtlndtlr. Kafirler igin mtlbarek olmayan gtln ise, mtiminler igin bereketli bir gtln- 
dtlr. (Imam Burhantlddin Ez-Zerntlci, Ta'lim ve Mtlteallim, trc. Y. Vehbi Yavuz, 1st, 
1993, s.99) 

Hz. Ali kerremallahti veche Divamnda buyuruyor ki; 

"Hag almak ve kullanmak isteyenler, gartjamba gununti tercih etmelidirler. 
Qiinkii o giiniin tedaviye iyi geldigi bilinmektedir. " 

Rastlltlllah sallallahtl aleyhi ve sellem pazartesi, sail ve farsamba gtlnleri iki 
namaz arasmda kalan vakitlerde dua edip arzusunun yerine gelmesi icin Allah Tea- 
la'ya yalvardilar. Qarsamba gtlntl ogle namazi vaktinin girisinden sonra duasmm 
kabul olunduguna dair belirtiler gortlnmege basladi. 

Cabir radiyallahtl anh "en gtlf islerin olmasi icin o vakti tercih edip duamn kabu- 
le mazhar oldugunu mtlsahede ederim" buyurmuslardir. Bunlardan anlasilan 9ar- 
samba gtlntlntln ugursuz sayilmasi, ancak inanmayan insanlarm ileri stlrdtlkleri bir 
gortlsttlr. Hanefi mezhebinin tlnltl fikih bilginlerinden Hiddye sahibine atfedilen bir 
gortlse gore: eskiden talebeler garsamba gtlntl derse baslarlardi. O gtlnde baslanan 
bir isin mutlaka sonuca ulasacagma dair bir hadis-i serifi delil olarak getirirlerdi. 
Her ne kadar hadis rivayet eden raviler, boyle bir hadisin bulunmadigmi soylemis- 
lerse de tecrtlbeler, Hidaye sahibinin hakhhgmi ortaya koymaktadir. (Hz. Ali 
kerremallahti veche Divam, trc, Mtistekmrzade S. Saadettin Ef., 1st. 1981, s. 32) 



Hizmetleri 275 

"Sesler nereden geliyor?" Ben de; 

"Efendi Hazretleri ileride sinema var ya, oradan geliyor, " dedim. O si- 
rada Hafiz anne; 

"Sefa sinemaya gidiyor musun?, "diye sordu. Bende gitmiyorum mu de- 
sem, gidiyorum mu desem diye dugunurken, Efendi Hazretleri durumumu 
fark edip; 

"Giden, giden oglum" dedi. "Bende evin tavuklarini anamdan haber- 
siz 3 kuru§a 5 kuru§a satar, Hacivat ve Karagoze giderdim, " deyince dtin- 
yalar benim olmu^tu. 

Davete leap ederdi 

Efendi Hazretleri hicbir daveti ret etmezdi. Ciinkii kimseye kar§i yok ke- 
limesini telaffuz etmemi§tir. Ancak bazen devlethaneye gelince yemegi istif- 
ra ederdi. ihvan bu durumu bilirdi. Efendi Hazretlerinin hizmetkan Fadime 
Mahma Hanim'dan ak§am Efendi Hazretlerinin kusup kusmadigmi sorarlar, 
eger istifra etmemi§se kendileri icin sevinirlerdi. 

Fedakarhgi 

Efendi Hazretlerine memleketimiz iizerine gelecek biiyiik bir felaket bir 
rivayette topluca olumlerin olacagi bir hastahklar zuhur edecegi malum 
olunca, bir bedelin odenmesi gerektiginden kizi Hayriye GUNDUZOGLU 
(vefati 1957)na durumu acmi§ o da buna razi olmu§tur. 



652 — Iki tilrltl kader vardir. Birine Levh-i mahfuz, digerine Levh-i muallak deni- 
yor. Levh-i mahfuz, degijmeyen kaderdir. Levh-i muallak ise, jarta bagli olarak de- 
gi^ebilen kaderdir. Yani Cenab-i Hakk'm: §u kulum §u i?i yaparsa ona falan iyiligi 
verecegim yahut §u kotulugil yaparsa ondan falan nimeti alacagim, gibi sartlara 
bagladigi kaderdir. Onun igin levh-i muallak yani sarta baglanmis olan kader, levh-i 
mahfuz gibi kat'i ve degismez kader degildir. 

Galata Mevlevihanesi'nde, Mesnevi sarihi Ismail Rusuhi Ankaravi Hazretleri 
medfundur. Kendileri bir zaman hastalanmis ve birka9 hafta mukabeleye cikama- 
mislar. Oteden beri kendisine Ganem ismi verilmis bir dervisi varmis. Hazret'in U9 
dort hafta semahaneye cikamadiklarmdan pek ilzgun olan Ganem Dede de, Asci 
Dede'ye: Sultammiza ne oldu? Cok hasretiz... Ne vakit mukabeleye cikacaklar? 
Diye sormus. Asgi Dede de: Vallahi Ganem Dede, Efendimiz 90k rahatsiz! Diye 
cevap verince Ganem Dede aglamaya baslamis ve: Ne olur, bir Fatiha geksen de, 
sultammm ugruna ben kurban gitsem! Demis. Bunun iizerine AS91 Dede bir Fatiha 
gekmis ve Ganem Dede de derhal cemale yurumils. Bundan sonra da Hazret gittikce 
iyileserek semahaneye tesrif etmeye baslamislar. Ganem Dede'nin basmm, Haz- 
ret'in turbesi ifine tesadilf ettigi bilinir. 

Iste bunun gibi, sarth kaderde, yani Levh-i muallakta kat'iyet yoktur." (Ken'an 
Ritai, a.g.e. s. 529) 

"Bir gun, Hazret-i Muhyiddin kuddise sirruhu'l azizi, §am'da iken kendisini bir 
yere goturmusler ve: 



276 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Evdeki Hali 

Ev i§lerinde hanimina yardim eder, e§lerine iyi davrananlan severdi. Bu 
hale kihbikhk diyenlere kizardi. 



"Hukumdarin kizi hastadir, bu kizin millete gok iyilikleri vardir, nazar buyursa- 
niz..." demisler. Kiz, oltim halinde imis. Muhyiddin Arabi kuddise sirruhu'1-aziz 
Hazretleri nazar buyurduktan sonra gozlerini acmis ve Hazret-i Muhyiddin kuddise 
sirruhu'l azizi htirmetle selamlamis, boylece de yavas yavas iyilesmis. 

Hadise karsismda, Hazret-i Muhyiddin kuddise sirruhu'l aziz buyurmus ki; 

"Azrail Aleyhisselam bu kizi goturecekti. Fakat kendisinin gok iyilikleri ve et- 
rafina tiirlii faydalari oldugu icin, onun yerine kendi kizimi vereyim," dedim. 
Qiinku gelince bir fjey goturmeden gitmek adeti degildir. 

Sonra kizima dedim ki; 

"Evlatlarimin icinde en sevgili sensin. Fakat bir hukumdar kizi kadar millete 
faydan dokunamaz. Bu sebeble de onun yerine seni veriyorum. " 

Babasmm teklifini memnuniyetle kabul eden kiz, o anda ruhunu teslim etmis." 
(Ken'anRifai, a.g.e. s. 340) 

653 — Kadmlar hakkmda dikkat edilmesi gereken hususlar: 

Hz. Ibnu Abbas radiyallahil anhilma anlatiyor: "Rasultillah sallallahil aleyhi ve 
sellem onlan kadmlarm yanma geceleyin gelmeyi yasakladigi zaman, iki kisi bu 
yasagi dinlemeyip, geceleyin evlerine geldi. Her ikisi de, evinde hammimn yamnda 
biryabanci erkek buldu." (Tirmizi, Isti'zan 19, 2713) 

Mevlana Celaleddin Rumi bu olayi su sekilde anlatiyor. 

"Rivayet etmislerdir; Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem sahabeyle bir savas- 
tan gelmisti. 

"Bu gece fjehrin difjinda yatacagiz, yarin girecegiz fjehre diye davul qahn bu- 
yurdu. " 

"Ya Rasulallah dediler, sebebi ne?" 

"Olabilir ya dedi, kadinlarinizi yabanci erkeklerle bulusmus gorursunuz; ca- 
niniz sikihr; bir fitnedir, kopar." Sahabeden biri dinlemedi; kalkip gitti; kansmi bir 
yabanciyla buldu. Nebi'nin yolu buydu: Kiskanchgi, ofkeyi gidermek icin zahmet 
cekmek; kadmi doyurmak, giydirip kusatmak icin zahmet cekmek; ytlz binlerce 
hadsiz-hesapsiz zahmetler tatmak; boylece de Muhammedilik alemi ytlz gosterince- 
ye dek dayanmak, Isa aleyhisselamm yolu, mticahede, halvet ve sehvetten kafin- 
makti. Muhammed sallallahtl aleyhi ve sellemin yoluysa kadmm ve insanlarm der- 
dini-cefasim fekmek. Mademki Muhammed sallallahtl aleyhi ve sellemin yoluna 
gidemiyorsun, bari Isa aleyhisselamm yoluna git de bir ugurdan yoksun kalma. Sen- 
de bir anhk varsa ytlz sille yersin, meyvesini, karsiligim ya gortlrstln yahut da gore- 
cegine inamrsm; mademki buyurmuslardir, haber vermislerdir, elbette boyle bir sey 
var, sabredeyim de zamam gelir, birdenbire o haber verdikleri sey bana da ulasir 
dersin; ulastigim da gortlrstln. Degil mi ki, bu zahmetler ytlztlnden su anda hicbir 
sey elde edemedim amma sonunda defineler bulacagim diyorsun. Bunu gonltlne 
koymussun; definelere ulasirsm, beklediginden, umdugundan fazlasim elde edersin. 
Bu soz, simdi tesir etmez, amma bir zaman sonra daha piskin, daha olgun bir hale 
gelirsin, o vakit adam-akilh tesir eder sana. 

Kadm nedir, dtlnya ne? 



Hizmetleri 277 

Hali 

Devamli murakabe, tefekkur ve istigrak halinde idi. Sakin, sabirh bir 
tabiata sahipti. 

Dili tath, az konu§ur, sozii karma§ik soylemez, liizumsuz yere uzatmaz 
ve a§in miibalaga yapmaz, lafebeligini sevmezdi. Du§irnmeden ani, se- 
ci'li, kafiyeli §iir gibi soz soylemezdi. O'nun kalbinde, kendisini oteki diinya 
ile surekli olarak me§gul eden bir nur var oldugundan, dedikodu icin gelenle- 
ri dinlemezdi. 

Ya§ayi§iyla da, ihvanlanna ornek olur, onlan birer guzel ahlak numune- 
leri olarak yeti§tirmeye cah§irdi. Mutevazi bir hayat surer, kanunlara uyar, 
siyasi hayatla ilgilenmezdi. 

Efendi Hazretleri, a§in bir ibadet etmeyi ve §eriatin ahkamina sikica 
bagli kalmayi arzu ederek ya§ami§tir. 



Ister soyle, ister soyleme; o, neyse gene odur, yaptigmi birakmayacaktir o. Hatta 
soyledikge daha da beter olur. Mesela bir ekmek al, koltuguna koy, sakla, bunu 
kimseye vermeyecegim de vermeyecegim; vermek §oyle dursun, gostermeyecegim 
de. Ekmek, bollugundan, ucuzlugundan yerlere dokillilp sagilmijtir, kopekler bile 
yemiyor amma vermemeye, gostermemeye kalkijtm mi, butiln halk ona dtljer; sak- 
ladigm, gostermedigin o ekmegi mutlaka gorecegiz diye yalvarmaya, seni kmamaya, 
sovmeye koyulur. Hele koltuguna-yenine sakladigm, vermemeye, gostermemeye 
savastigm o ekmege oylesine dtlserler ki, bu duskunlilk, haddi-simn asar-gider. 
Qilnkil "Insan men'edildigi fjeye hirshdir." Kadma gizlen diye emrettikce onda, 
kendini gosterme istegi cogalrr-durur; halkta da o kadm ne kadar gizlenirse onu 
gormek istegi o kadar artar. §u halde sen oturmussun, iki tarafmda istegini kizistm- 
yorsun. Sonra da bunu dogru-dilzen bir is samyorsun; oysaki bu is, bozgunculugun 
ta kendisi. Mayasmda kotil bir iste bulunmamak varsa, yapma desen de, demesen de 
iyi huyuna, temiz yaratilisma uyacak, ona gore hareket edecektir o; birak, iskillenme 
sen. Yok, tersine, mayasi pisse gene kendi yolunu tutacaktir o. Gercekten de yapma- 
etme, gorilnme demek, istegi arttinr ancak; baska seye yaramaz. (Mevlana 
Celaleddin Rfimi, Fihi Ma Fih, trc. Ahmed Avni Konuk, hzl. Selguk Eraydm, 1st. 
2001, s. 82) 

654 — Mevlilt Sanoglu Efendi Ihramcizade Haci Ismail Hakki kaddese'llahil 
sirrahu'l aziz Efendinin istigrak halini soyle bir hatirasiyla anlatiyor: 

"Efendi Hazretleri surekli murakabe halindeydl Bazen kendinden geger, bu 
hali saatlerce surerdi. Onunla Zara'nin bir koyiine gitmistik. Ikindi namazini 
kildiktan sonra bu hal vuku buldu. Istigrak hali uzun surunce, ben Hakk'a yurti- 
yecegini dusunerek Yasin okumaya basladim. Bir sure sonra kendisine geldi ve 
bana Sivas'a donecegimizi soyledi. Ihvanin arzusu hilafina, donme karari ahnasi 
onemli bir gelismeye isaretti. Nitekim donusiimiizde. Valide hanimin merdiven- 
den dusmus oldugunu gordiik." (Fatsa, Mehmet, Tasawufta Mekki Kolu, 1st, 
2000, s. 175) 

655 — Marifet ehli olan kisilerin hali, sozden 90k silkuta yakm olur. 

656 — Tasavvuf mtintesiplerinden biri, olilmunden sonra Ctlneyd Bagdadi kuddise 
sirrahu'l aziz rtiyasmda gordugilnde sorar: 



278 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Bu sebebden dolayi nafileleri ve Efendimiz sallallahii aleyhi ve sellemin 
siinneti, sosyal hayatlannda biiyiik yer kaplami§tir. 

Hasta Ziyareti 

— §iikrii Sefa DALAK Efendi anlatti. 

"Dedem, biiyiik kiigiik dinlemez, hasta ziyaretini gok severdi. Biitiin Si- 
vas 'ta hastasi olan evleri dolasirdi. Cuma giinii muhakkak bir hastane ziya- 
reti yapardi. Ben 1967' de gok agir bir hasta olmustum. Durumumu bir ha- 
nim, Efendi Hazretlerine bildirince beni ziyarete gelmisti. O hastahgimda 
bana sifa olsun diye kiraz getirmisti. " 

Husn-u Zanni 



— Giilliiceli Durmu§ §eftali (d. 1932) anlatti. 

"Ulu Camii 'nde minberin dibindeki siitunun yaninda namaz kilvyordum. 
Efendi Hazretleri, yaninda Tokath Mustafa Haki kuddise sirruhu 1-azizin 
Hatim Hocasi He beraber oturuyordu. Ben namazimi bitirip kenarda otur- 
mus onlara bakiyordum. Efendi Hazretleri halmin iistiindeki motife giil di- 
yor, hatim hocasi hag isareti diye israr ediyor ve 

"Efendi Hazretleri camiye hag ta koymussun " diyince Efendi Hazretleri; 

"Gardasim! Gozlerini silde bak, o gill" diyordu. O da inat ediyordu. 
Efendi Hazretleri beni gagirdi. 

"Durmus Efendi! Gel canim, bu ne?" diye sordu. Ben de; 



"Allah Tedld sana nasil davrandi? " 

"O ifjaretlerin hepsi sitindi, o ibarelerin hepsi yok oldu. Bize sadece setter va- 
kitleri gerceklestire geldigimiz rekatgiklar fayda verdi." (Tenbihu'l Mugterrin, 
a.g.e.48) 

657 — Efendi Hazretlerinde bulunan dokuz hal §u hadisi jerifte acikca gelmijtir. 

Ebu Hureyre radiyallahti anh anlatiyor: Rasultillah sallallahii aleyhi ve sellem 
buyurdular ki; 

"Rabbim bana dokuz sev emretti: 

1 -Gizli halde de aleni halde de Allah Tedld 'dan korkmami, 

2-OJke ve nza halinde de adaletli soz soylememi, 

3-Fakirlikte de, zenginlikte de iktisad yapmami, 

A-Benden kopana da sila-i rahm yapmami, 

5-Beni mahrum edene de vermemi, 

6-Bana zulmedeni affetmemi, 

1-Susma halimin tefekkiir olmasini, konu§ma halimin zikir olmasini, 

%>-Baki§imm da ibret olmasini, 

9-Ma 'rufu (dogru ve gilzel olani) emretmemi. " (Kuttib-i Sitte) 

658 — Bayezid el Bestami kuddise sirruhu '1-aziz buyurur ki; 

"Her kirn Kur'an-i Kerim okur da muslilmanlarin cenazelerinde hazir bulun- 
maz, hastalan ziyarete gitmez oksiizleri sorusturmaz ve tasavvuftan dent vurursa 
onun bir sahtekar oldugunu biliniz." (Tezkiretil'l-Evliya, s.219) 



Hizmetleri 279 

"Efendi Hazretleri gill" dedim. Hatim gavusu ise; 
"Efendi Hazretlerinin hatirina haga gill deme " diyerek lazdi. 
Efendi Hazretleri beni gorilnce; 

"Benim sahidim, gulum" diye hep soyler ve "Gulluceli Durmus Efen- 
di" diye seslenirdi. 

Insanlarla Higkisi 

— §ukrii Sefa DALAK Efendi anlatti. 

"Dedem, bir sey olunca mahkemeye basvurmaz, sorunu olanlara da tav- 
siye ederek oyle yapin, boyle yapin diye yol gosterirdi. 

Her seyi tevekkillle karsilardi. Haksizhga ugradigini soyleyenlere de, 
"Allah Tedld'ya havale ettim" derdi. " 

Insanlara Saygisi 

Hayati boyunca bir kimse ile tarti§tigi duyulmami§ ve toplumun butun 
kesimleri ile iyi gecindigi gorulmu§tur. Ilim ehli yanina geldigi zaman, onla- 
ra saygisini eksik etmezdi. Bilmiyormu§ gibi dinlerdi. Yabanci memleket- 
ten birileri geldigi zamanda onun kapisindan ba§ka, acik kapi bulamazdi. 
Ecnebiler dahi, tarafindan kar§ilanirdi. 

Iyi Su Icme Hakkinda 

"Garda§lanm! Maa§inizin ttgte ikisinin gidecegini bilseniz dahi, iyi su 
igin. " 

Giyimi 

Giyimi mutedildi. Elbiselerinin utiilii olmasini isterdi. Ba§lanna kasket 
takardi. 



659 — "Biz hakikat dilencisiyiz. Gavurdan gifittan, kimden olursa olsun, hakikate 
dair bir soz duyarsak kejkulilmuzu uzatinz. Fakat hakikat sozunti de, herkes anla- 
maz." (Ken'an Riiai, a.g.e. s. 402) 

660 — j^fend-i Hazretleri hacca giderken, §am'da ikamet eden Tokatli Mustafa Ha- 
ki Hazretlerinin oglu Haci Behailddin Efendiyi ziyaret etmeden, Hicaz'a gitmezlerdi. 
Giderken de, azami miktarda hediye goturtirlerdi. Yine bir ziyaretlerinde, otelden 
crkarken etrafmdakilerden biri, 

"Efendim, burasi §am. Kasketle qikmaniz ba§ka §ekil anla§rtir" diyince, Efendi 
Hazretleri, "Ver gardatjim kasketimi, dinimiz gibi din, devletimiz gibi devlet yok" 
buyurdular. 

"Asci Ibrahim Dede anlatiyor. Cenab-i Mtlrsid-i A'zam Efendimize soylediler ki, 
"Baba Ruznamgeci, Frenk gomlegi giymis." Iste o saat pmar gibi yuzilmden ter 
cereyan etmeye basladi. §imdi buna cevap olarak, Hazret-i Ulema-billah Efendimiz 
buyurdular ki; 

"Hayir, sizin yanlismiz var. Bu gomlegi Mtisluman giyer ise, Musltiman gomlegi 



280 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Devletin kanunlan cercevesinde hareket eden Efendi Hazretleri, zama- 
nin geregine gore hareket etmesi yaninda, itikadi yonden Rasuliillah 
sallallahu aleyhi ve sellemin cizgisinden bir adim aynlmaz iken, merhameti 
icabi terk ettigi durumlar 50k olurdu. Giyimde ihvanina i§aret olacak simge- 
lerden uzak olunmasini isterdi. Taylasan ve sank sarararak cemaatin 
icinde sivrilmeyi istemez, zamanin durumuna gore hareket edilmesini ister- 

,•662 

di. 

ihvanini sade giyime davet ederdi. Kendileri yazin takim elbise, ki§in 
uzerine pardosu giyerlerdi. Genellikle kur§uni renkleri tercih ederdi. 

SARIK SARMAK SUNNETTIR 

Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellemin sank sardigi sahih hadislerle bi- 
linmektedir. 

"Amir Bin Hureys radiyallahii anhtan; "Rasuliillah sallallahu aleyhi ve 
sellemi basinda bir ucunu omuzlari arasina sarkitmis bir siyah sank oldu- 
gu halde gordiim. " 

"Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem Fetih giinii, Mekke'ye basinda 
siyah sank oldugu halde girdi. " 

"Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem son hastahginda basinda bir 
siyah sank He hutbe irad eylemislerdir. " 

"Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem basina sank sardigi zaman, 
ucunu iki omuzu arasina sarkitirdi" 

Sahabeler ve melekler sank sarmi§lardir. 

derler; Frenk giyer ise, Frenk gomlegi derler. Ne zaran vardir ve gomlegin ne kaba- 
hati vardir! Lakin bazi Muslilmanlar "familya" tabir ediyorlar. l§te bu lafiz Frenk 
gomlegi gibi degildir. Qunkti "familya" tabiri, Frenk coluk cocugu demektir, onlara 
mahsus bir isimdir, bunun ifin "familya" tabiri mahza hatadir. Lakin gomlek boyle 
degildir. Milsltlman sirtmda, Milslilman gomlegi denir." "Frenk sirtmda, Frenk gom- 
legi tabir olunur" buyurmasi uzerine fakire bir rilzgar-i meserret esmesiyle sahil-i 
selamete giktim ve zaten mejrebimin hilafi oldugu cihetle ferdasi gilnil, diger gom- 
lek giyip Frenk gomlegi giyemeyecegimi soyledim. Ve onlar da bir daha teklif et- 
mediler. (A591 Ibrahim Dede, a.g.e. c. I, s.476) 

661 — Sarigm ucunu serbest birakarak sarma §ekli. 

662 — Akcakocali Haci Hasan Efendiden 1 997 yilmda gorilsmemizde duydum. 

"Manada Efendi Hazretlerinin bize "Gardafjim Hasan basindaki kasketi artik 
gikar" buyurdu. 

663 — Sahihtir. Muslim(Hacc 453) Ebu Davud(4077) Nesai(8/211) Tac(4/295) 
Tirmizi(1782) Tirmizi §email(17/2) Ibm Mace(l 104) Ahmed(4/307) 

664 — Sahihtir Mushm(1357) Tirmizi(1735) Tirmizi Semail(17/1) Riyazus 
Sahhm(784) 

665 — Sahihtir Muslim (1359) Buhan Tanh (7/418) Nesai (fedail 241) Beyhaki 
(6/371 ) Buhan(4/226) Ebu Davud(4/78) Ibm Mace (2/1 1 86) 
666 — Tirmizi(1736) Semail(17/4) 



Hizmetleri 281 

"Ibni Abbas Radiyallahii anhtan; "Melekler kendilerini sari sariklar sa- 
rarak alametlendirmislerdi. (Bedir'de) Ebu Dttcane kirmizi, Zttbeyr de 
radiyallahii anhuma sari sank sarmislardi. " 

"Allah Bedir'de ve Huneyn'de baslanna sank sarntis meleklerle yar- 
dim etti. " 

Cebrail Aleyhisselam ve meleklerin sankh olduklanna dair rivayetlerde 
sangin bir §iar oldugunu gosterir. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin 
kendisini temsilen gonderdigi kimselere bizzat sank sarmasi §ekli temsilin 
de geregine bir delildir. 

ibn'iil Arabi, Miinavi ve sair ulema; "Sank, basin sunned, Nebilerin 
sunned ve sadddn ddetidir. " Demi§lerdir. 

Kur'an-i Kerim'e Hizmeti 

Kur'an-i Kerim okumayi sevdigi gibi, okunmasini da 50k isterdi. Bu 
sebebden, hafizlara 50k hurmet eder, onlar gelince ayaga kalkip kar§ilar ve 
ba§ko§eye ahrdi. istanbul'a giden talebeleri, Gonenli Mehmet kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendi'ye gonderir ve yardim ederdi. 

Kurban Kesilirken 

Efendi Hazretleri, kurban kesilirken sirtini doner, kesilen mahlukatin 
canini veri§ine nazar kilmazdi. Bu hal, onun merhametinin co§kunlugundan 
ba§ka bir §ey degildi. 

Mezhep Goriisii 

Efendi Hazretlerini alevi olan birisi ziyaret etmek isteyince buyurur ki; 
"Gel canint, bu isin Alevisi Sunnisi diye bir sey olmaz. Hepimiz Allah 
Tedld'nin kuluyuz" 

Ziyaretine gelen alevi karde§lerimize de, Efendi Hazretleri; 

"Gardasim! Alevi misin?" dediklerinde, 

"Evet, Efendim " demeleri iizerine, 

"Gardasim! Alevi olabiliyor musun?" diye sorardi. 

Misafir Sevgisi 

Di§ardan gelen misafirleriyle bizzat ilgilenmeye fali§ir, onlann bannma, 
yeme ifme ve banyo gibi ihtiyaclannin iizerinde ihtimamla dururdu. Misafir- 
lerini hamama gondermek adetindendi. 

Misafirlerini tren ganndan kar§ilanacaklar varsa aldinr, ugurlanacaklan 
yine ya bizzat veya bir ihvan ile gonderirdi. Efendi Hazretleri; 



667 — Razi Tefsir(7/52) Hakim(3/230) Ibn-i Kesir(l/411) Taben (4/83) El Ha- 
vi(l/358) Ibni Kuteybe Ganbul Kur'an (109) Hayatus Sahabe(2/24) Mecma(6/109) 
Mevahibu Ledilniye(l/1 10) 

668 — Suyuti El Itkan (2/489) 



282 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



"Giden yolcu day an dur 
Halim sana beyandur 
Geli§ine can kurban 
Gidi§in n e yaman dur " 

Dortlugunu okur, bazen de; 

"Gelen gelsin saadetle, giden gitsin selametle. " Buyururlardi. 

Misafirin uc hakki var, o da; "istirahat ettiririz, karnini doyururuz bir 
de hamama gondeririz. " Buyururlardi. Nefsi icin yemek ce§idini aramaz 
iken misafirlerine ce§itli yemeklerin hazirlanmasini isterdi. Yemek yedir- 
me konusunda ihtimam gosterirdi. Cunkii Efendi Hazretleri, bir yere misafir 
olmu§. Orada ona fay ikram etmi§ler. 

"Garda§lanm! Bize gayi igirdiler. Mubarek, Canim! Karnimiz ag di- 
yemedik. Onun igin gelen misafirlerimize karniniz ag mi diye soruyoruz " 

Seyhine Vefasi 

§eyhinin akrabasi ve cocuklanna hurmet eder, ayni §eyhi imis. gibi on- 
lara muamelede bulunurdu. 

§eyhine olan muhabbetinden dolayi, Tokat'tan gelen misafirlerine ayn 
bir muamelede bulunurdu. Onlara gelince; 



669 — §ilkru Sefa DALAK Efendi anlatti. 

"Dedemgil veya vekdlede olsun hiq misafir eksik olmazdi. Dedemin sofrasi Halil 
Ibrahim aleyhisseldm sofrasiydi. Dertiiler derman, hastalar sifa, borglular eda bu- 
lurdu. 

Dedem yazin Sicak Qermik'e terefli (iistii hava bacah) qadir kurdururdu. Bunlar 
iki kapih olup ancak gadircilar tarafindan kurulurdu. Yemek zamani kurulan sofra- 
lardaki yemekler her zaman yeter, gelen misafirlerin hepsi tok kalkardi. Ben de 
hayran ve saskin olarak dedemin kerametlerine sahit olurdum. " 

"Dini bayramlardan birinin iiquncu gunuydu. Dedemgilin bahqede oynuyordum. 
Kalabahk bir grup geldi. Bana; 

"Efendi Hazretleri iqeride mi? " Diye sordular. Ben de; 

"Evet, " dedim. Kojtum dedeme haber verdim. O da bana; 

"Gardatjim! Misafiri kapida niye bekletiyorsun," dedi. 

Dedemin misafirleri her kesimden olur, kapismdan geri cevrildigi gorulmemi^tir. 

670 — Hz. Ai§e radiyallahti anhamn bir soztl: 

"Misafir 'e gesitti yemekler ikram etmek, israf saydmaz." (Tenbihu'l Mugterrin, 
a.g.e.361) 

671 — "Kujadali Hazretleri, Hz. Pir Nasuhi Hazretleri ziyaret kasdiyla bir gun 
Uskildar'a dogru yola du§mu§ler. Beraberlerinde Zeyrek'teki, Kilise Camii kayyimi 
Haci Efendi bulunur imi§. Kayikla Kiz Kulesi civarma geldiklerinde, 

"Hacil Edebini takin. Zira Hz. Pir 'in koyiine yaklastik " Buyurmujlar. Tekkeye 
vardiklarmda ctlmle kapismm onilnde ayakkabilarmi cikanp, mest ile igeri girerler 



Hizmetleri 283 

Tokat bir dag iginde, gttltt bardagi iginde 
Tokat'tan yar sevenin, yuregiyag iginde 

Ttirktistinti okurdu. 

Efendi Hazretleri, Mehmet Kazim Efendi'nin ogluna, Mustafa Haki 
adini verdigi icin, ta§idigi isme htirmeti, torun sevgisinin otesinde sevmi§, 
ondan hayati boyunca alaka ve sevgisini hicbir zaman esirgememi§tir. Ade- 
ta adi dolayisiyla ona bir nevi §eyhi imis. gibi htirmet etmi§tir. Kan kanserin- 
den vefat edince, Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Bu ad bizden bize kaldi. " 

Temizligi 

Gerek if, gerekse di§ temizlige 50k onem verirdi. Ozellikle cuma giinleri 
ihvanlan ile hamama gider, onlann ve hamamda hizmet edenlerin parasini 
kendi oder ve cuma'ya hazirhk yaparlardi. Sakal uzatanlann toplatmala- 
nni, kesenlerin her gtin tiras. olmalanni isterdi. 

ihvanlannin erken veya gee saatlerde hamama yalniz gitmelerine razi 
olmaz, hamamda avret yeri acilmadan oturulmasimn edep oldugunu soyler, 
uyulmasim isterdi. 

Bazi zamanlar hamama tic kere gittikleri vardir. 



imis. Ne zaman Hz. Pir Nasuhi Hazretleri ve Hz. Mevlana Hazretlerinin mubarek 
isimleri yad olunsa, almlarmda bir damar zuhur edip vecd zuhura gelir imi§ ve 

"Bunlarin isimlerini duyunca kendimi gdib ederim. " Buyururlar imi§. 

Hilseyin Vassaf Hazretleri buyurur ki; 

"Hz. Fatih turbedan Ami§ Efendi Hazretlerinde yukandaki hali gordtlm. Ziy are- 
tine gittim. Benim evlad-i Pir'den olduguma muttali' oldukta, vecd zuhura geldi ve 
bana hitaben, "Sen mirasyedisin, senden korkarim. " dediler. Dahasi var, fakat bu 
kadar elverir." (Osmanzade Hilseyin Vassaf, Sefine-i Evliya, hzl. Prof. Dr. Mehmet 
AKKU§- Prof. Dr. Ah YILMAZ, Istanbul, 2006, c.IV, s.83) 

672 — "Efendimiz hazretleri de iste boyle sikga hamamda yikamrlar ve hamamci- 
lara pek 90k para ihsan ederlerdi ve ihvandan kimse var ise, onun dahi hamam para- 
sini ihsan buyururlar idi. Ekseriya fakir de birlikte olur idim. "Hamamcilarm hakki 
buyilktur, onlara 90k para vermeli" buyururlar idi. Hazret-i Hayyat kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendimiz Hazretleri de sik9a hamamda yikamrlar imis." (AS91 Ibra- 
him Dede, a.g.e. c. I, s.392) 

673 — Abdurrauf A9ikalm isimli ihvandan isittim. 

§eyh Lutfullah Tennuri'den; babasma Tennuri denilmesinin ve Tennur uygula- 
masmm sebebini sordum. Dedi ki; 

"Babam §eyh Ibrahim, Ak §emseddin kuddise sirruhu'1-aziz daha hayatta iken, 
izinleriyle Kayseri'de irsadla mesgul olduklan esnada bilyilk bir kabz hastahgma 
yakalanmislar, her ne kadar 9ahsmislarsa da, kabzin qozuhnesi mumkun olmamifj, 
en son 9are olarak, Ak §emseddin kuddise sirruhu'l-azizi ziyaret etmeyi ve yakalan- 
digi kabz hastahgim da, tedavi ettirmeyi kararlastirarak (h.848 /m.l444)yih civarm- 



284 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Tirnak Kesmesi 

Efendi Hazretleri, cuma namazindan sonra once sag elinin kucuk par- 
magindan ba§layarak, birer parmak atlayarak; orta parmak, ba§parmak, yii- 
ziikparmagi ve §ehadet parmagryla sag elini keser. Sonra sol elinin ba§par- 
magryla ba§layarak, orta parmak, kiiciik parmak, §ehadet parmagi ve yiiziik- 
parmagryla bitirirdi. 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve Ehl-i Beyt Sevgisi 

Ehl-i Beyt'i 50k sever, "bizim ser-tdcimiz" diye muamelede bulu- 
nurdu. Abdestsiz Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin isimlerini an- 



da yola crkmislardir. Bu esnada Ak §eyh kuddise sirruhu'1-aziz Iskilip yakmlarmda- 
ki Evlek isimli koyde oturmakta imis. Fakat Karaman ogullarmm kargasalik zamani 
oldugundan, babam §eyh Ibrahim, Kayseri'den Iskilip'e dogrudan gitmeyerek To- 
kat'tan dolasmislardir. Yolculuk esnasmda konakladigi bir yerde rilya gormiisler; 
ruyasmda §eyh Ak §emseddin kuddise sirruhu'l-azizin suretinde bir kimseyi arkasi- 
na, onil dikilmis bir cilbbe giymis, basmdaki taci altma bir tillbent ortulmils olarak 
gormils; §eyh Hazretleri bir sicak Tennur (Tandir) ilzerine oturup: 

"Siz dahi kabizi gidermek igin boyle yapiniz!" demislerdir. Babam §eyh Ibra- 
him dahi, hemen yamndaki hizmetcileri Hoca Ahmed Dede'ye bir Tennur icine ates 
yaktirmislar, bu islem tamamlandiktan sonra da, seyhin gosterdigi sekilde tandirm 
ilzerine oturup iyice terlemisler, hemen kabiz gozulilvermistir. Daha sonra da seyhin 
huzuruna vanp, gordugil rilyayi ve yaptiklanm arz etmisler, §eyh Hazretleri de: 

"Bundan sonra bu adeti terk etmeyiniz! Iglerinin temizlenmesi igin, dervislere 
de, bu usulil uygulayiniz!" 

Diye tasvip eylemislerdir. Bu tavsiyeden sonra, kendisine intisap edenleri de, si- 
cak tandira oturtmak, ilzerlerini bir seyle ortup, onlara testi testi su icirerek terletmek 
suretiyle iclerini temizleyerek silluke baslamis ve bu sebeble kendisine 
"TENNURI" demlmistir. (KARABULUT, All Riza, Kaysen'de Meshur Mutasav- 
viflar, Kay sen, 1984, s. 187) 

674 — Hz. Ali kerremallahu veche buyurdu ki; "Tirnaklarim sunnete uygun 
olarak kes. Sag elin kiigiik parntagindan baslayarak; sonra orta parmak, sonra 
basparmak, sonra kiigiik parntagin yamndaki parmak, sonra da sehadet parmagi- 
nin tirnagini kes. Sol elde de ayni sirayi takip et." (Hz. Ali kerremallahu veche 
Divam, trc, Mtlstekimzade S. Saadettin Ef., 1st. 1981, s. 102) 

675 — Basimrzm taci. 

676 — Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem soyle buyurur: 

"Kim, Muhammed'in akrabalarini (Mini) severek oliirse sehit olur. 

Kim, Muhammed'in akrabalarini severek oliirse bagislanmis olarak olur. 

Kim, Muhammed'in akrabalarini severek oliirse tovbe etmis olarak oliir. 

Kim, Muhammed'in akrabalarini severek oliirse kamil miimin olarak oliir. 

Kim, Muhammed'in akrabalarini severek oliirse oliim melegi daha sonra da 
miinker-nekir kendisini cennetle miijdeler. 

Kim, Muhammed'in akrabalarini severek oliirse gelinin damadin evine gotii- 
riildiigii gibi cennete gotiiriiliir. 



Hizmetleri 285 

j 677 

mazdi. 

Yardimseverligi 

Efendi Hazretleri, ictimai yardimla§manin daima onculerindendir. Ihti- 
yac icinde bulunanlara ayrim yapmaksizin, imkanlar cercevesinde yardim 
yapmayi bir vazife bilirdi. Yardimseverligi ile de cevresine ornek olur, ozel- 
likle kendisine yardim edenleri unutmaz, onlara fazlasiyla yardim etmeye 
cah§irdi. 

Kim, Muhammed'in akrabalarmi severek olilrse mezarindan cennete iki kapi 
acilir. 

Kim, Muhammed'in akrabalarmi severek olilrse rahmet meleklerinin yoriin- 
gesi kadar Allah kabrini genisletilir. 

Kim, Muhammed'in akrabalarmi severek olilrse ehl-i silnnet ve'1-cemaat ilze- 
rine olur. 

Kim, Muhammed'in akrabalarina bugz ederek olilrse kiyamet gilnil alninda 
'Allah'in rahmetinden ilmit kesmis'yazisi ile gelir. 

Kim, Muhammed'in akrabalarina bugz ederek olilrse kafir olarak oliir. 

Kim, Muhammed'in akrabalarina bugz ederek olilrse cennetin kokusunu ala- 
maz. " (sallallahti aleyhi ve sellem) 

(Aziz Mahmud Hiidayi Uluslararasi Sempozyum Bildiriler, Ist-Uskiidar Beld. 
2006, c. I, s. 300) 

677 — Mevlana Halid-i Bagdadi Hazretlerinin, Rasultillah sallallahti aleyhi ve 
sellemin ask ve muhabbetiyle yanan bir siirinin tercilmesi; 

"Ey dsilerin siginagil Sayisiz hatalarimla beni himayene alman igin kapina gel- 
dim. 

Ah o miibdrek ayagini bastigin e,pgi, her zaman doya doya opebilsem! " 

"Bu goniil sevddm, sadece beni mi bu hale koydu? 

Arifler bilirler ki, miibdrek ayagini opmek, a$k ve ipiydki, felekleri bile 
mecnunun etmi§tir! 

§imdi onlar, kendilerinden geqmi§ bir vaziyette hie durmadan senin a^kinla do- 
niip duruyorlar. " 

"Ey Letdfet Gune^il Senin guzelligin, te§bih sanatini dahi yok eder. 

Zira vasiflann yaziya da, §iire de sigmiyor! " 

"Akil seni medh u sendda sikintiya dii^tu. 

Qiinkii onun istidddi, seni layikiyla idrdke kdji degil... " 

"Ey Allah 'in Sevgilisi! Alemleri bir zerreye sigdirmak miimkun olur, fakat seni 
lisana sigdirmak miimkun olmuyor. " 

"Her yd hacilar, Kdbe 'yi tavafa kosmakta, ancak Kdbe ise, senin Ravza-i 
Mutahhara 'ni tavdficin can atiyor. " 

"Senin hiirmetine sudan inci, tastan cevher, dikenden de giil geliyor. " 

"Yd Rasulalldh! Sonsuz merhametine siginip kapina geldiml 

Bana rahmet deryandan bir damla lutfetl " 

"Gunahim sayilamayacak kadar qok, yiiziim katran gibi karadir. 

Ey canimdan aziz cdndn! Su ile temizlenmesi mumkiin olmayan bu kirleri, senin 
serefverdigin topraga yiiz siirerek temizlemege geldiml " 



286 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Binmesi icin kapisi ve camii onunde duran faytonlan reddetmez, 
"Onlarin da goluk gocugu var, onlar da nasiplensin. " Diye binerdi. 

Yemekteki Hali 

Yemek yerken, misafir olmasim ister, yalniz yemeyi sevmezdi. Ye- 
mek yerken misafir olmasim ister yalniz yemeyi sevmezdi. Sofrada 5 ki§i, 
7 ki§i veya 1 1 ki§i olmasi icin himmet gosterirdi. El ile yemegi severdi. 

§iikru Sefa DALAK Efendi anlatti. 

"Yemege baslamadan once birinin elinde ibrik, digerinde ibrik alti bu- 
lunan 2 kisi, her misafirin eline ihk su dokerlerdi. Sofrada bir tabagin iginde 
tuz, digerinde gorekotu konur, yemege baslamadan once tuza sonra goreko- 
tuna el banihrdi. Agzi agik yemek, kapi ve su kabi biraktirmazdi. Yemegin 
artik kalmasini istemez "Birer lokma ahp sttnnet edelim" diye tesvik ederdi. 
Ekmek pargaciklarini bizzat parmaklari ile toplardi. Sonradan bgrendim ki, 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin silnnetleri imis. " 

Yiiruviisteki Hali 

Yolda insanlann elini opmesini istemezdi. Yolda hizli gider ve tenha 
yerleri seferdi. Yolda elinin opulmesini istemezdi. 

Zahire Hukmetmemek Hakkinda 

Efendi Hazretleri, Islami emirleri uygularken zahirden 50k batini yonii 
on planda tutardi. Konu ile ilgili olarak §u hadise 50k onemlidir. 

Sivas'ta, Osmanh medrese ulemasimn son temsilcilerinden Erzurumlu 
Vaiz Ahmet Yilmaz Efendi siirekli olarak Efendi Hazretlerinin ellerini gog- 
siiniin iizerinde ve kalbi iizerinde baglayarak namaz kildigi ifin, "Efendi 
Hazretlerinin kddigi namaz, namaz degildir" diyerek haber gonderir. Bu 
birkaf sefer tekrar edince, durumu sukut ile gefi§tiren Efendi Hazretleri; 

"Gardasim! Biz namazi Allah Tedld igin kihyoruz, sekil igin kilmiyo- 
ruz, elinizi nasil baglarsaniz baglayin " buyurmu§tur. 

Zuhdu 

Efendi Hazretleri, her zaman faytona bindigi ifin Gaziantepli ihvanlar 



678 — Salih kimselerin fogu halka §u nasihati vermijtir 

"Dilinizle iyi sozler soyleyin. Sizden bir §eyler isteyen fakirleri bo§ gevirmeyin. 
Oruq ve namaza devam edin. Miiminlere hayir dua edin. Eger bunlari yaparsaniz 
istediginizi bulursunuz. lhtiyaqlarinizin giderilmesi igin dua ettiginizde kabul olu- 
nur" 

679 — Omer b. el-Hattab radiyallahtl anhm rivayet ettigi bir hadiste Rasulullah 
sallallahu aleyhi ve sellem soyle buyurmustur: "Hep birtikte yemek yeyiniz ve da- 
gibnayiniz. Qiinkii fjuphesiz ki, bereket, cemaat ile birliktedir." (Ibn Mace, Et'ime 
17,- Camm's-Sagir, IV, 168) 



Hizmetleri 287 

yeni cikmi§ taksilerden birini §oforii ile beraber Sivas'a getirmi§lerdi. Ihvan- 
lann niyetleri, ya§i ilerlemi§ olan Efendi Hazretlerini rahat ettirmek idi. An- 
cak, Efendi Hazretleri; 

"Gardcujlarim! Bunu goturun ihtiyacimizyoktur" buyurmu§lardir. 

Yine ayni §ekilde, Corapci Hani'ndaki vekalenin eski bir yer oldugu da- 
ha giizel bir yer yapilmasi icin teklif yapilmi§tir. Efendi Hazretleri yer degi- 
§ikligine razi olmami§tir. 



288 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

3-SOZLERINDEN 

* "Akil nefsin yulan, ba§ina takihrsa her turlu fenahktan emin olur." 

* "Ak§am namazinin farzinda Felak ve Nas suresi okunmaz." 

* "Allah Teala'ya kul olmak zor, tarikat-i aliye icinde insan olmak da 
ne zor. Garda§lan icinde, di§i insan ici hayvan olmak da ne zor." 

* "Allah Teala, isteyene her §eyi verir. Allah Teala' dan kendini de is- 
teyin. Garda§lanm! Allah Teala, kendini de verir." 

* "Alamayacagin yere bore para vermek, gunahtir." 

* "Arif-i billahlar, diinyada hie gam cekmezler." 

* "Aslanin di§isine de aslan derler. Bizim oyle kadin ihvanlanmiz var- 
dir." 684 



680 — Hal sahibi olmak a$k ve muhabbet, terk ve uzlet ister, yoksa soz ve gaflet 
insana hal olmaz! Hakk'in cezbesi zuhur etmedikge, bu yakinhk ve uyanikhk 
kimseden zuhur etmez- (Selim Divane, S. Muskillerinin Anahtan, a.g.e., s.95) 

681 — Kul Allah Teala'yi tesbih, temcid, tahmid ve taatla zikrederse; Allah Teala 
da kulu rahmetiyle zikreder. Kul dua ile zikrederse; Allah Teala da, duasma icabetle 
zikreder. Kul sena ve itaat ile zikrederse; Rabb Teala da, af ve magfiretle zikreder. 
Kul diinyada zikrederse; Allah Teala da, onu ahirette zikreder. Kul tenhalarda zik- 
rederse; Allah Teala'da, onu sahralarda zikreder. Kul Allah Teala'yi toplulukta 
zikrederse; Mevlasi da onu Mele-i alada zikreder. Kul ibadetle zikrederse; Allah 
Teala da, yardimla zikreder. Kul milcadele ile zikrederse; Allah Teala da, hidayeti 
ziyade ile zikreder. Kul sidk ve ihlas ile Allah Teala'yi zikrederse, Allah Teala da, 
onu kurtulus ve muvaffakiyetle zikreder. Kul rububiyetle Allah Teala'yi zikrederse; 
Allah Teala da, nihayette o kulu rahmet ve ubudiyetle zikreder. (Muhammed Hik- 
met Efendi, Marifet-i Ilahiyye Tarikat-i Aliyye, 1st, s. 98) 

"Nefsinizdedir, bakmiyor musunuz?" (Zariyat, 21) "Nefsini bilen O'nu bilmi§- 
tir." 

Hikaye: 

Bir asik, lsikh gonlil ile Allah Teala'yi rilyada gormus. Dertli asik, onun etegine 
sikica sanlarak: "Ben senden baskasmm elinden tutmadim," demis. Dervis uykudan 
uyanmca kendi etegini, yine kendisinin saglamca tuttugunu gormus! 

Imam Tirmizi, Ebu Hureyre'den radiyallahil anh Nebi'nin sallallahtl aleyhi ve 
sellem "§ayet siz bir ipi arzm asagisma dogru sarkitsamz, mutlaka Allah'm ilzerine 
iner." Buyurmus ve donilp su ayeti okumus: "O evveldir, ahirdir, zahirdir, batmdir, 
her seyi bilendir." (Hadid, 57/3) (NefahatuT tins, a.g.e. s. 123) 

682 — Ali Eris isimli ihvandan dinledim. 

683 — Rabia Adviye kuddise sirruhu'1-aziz buyurur ki; 

"Allah Tedld'm! Bu diinyadan bana ayirdigin payim ne ise, onu, Senin dil^man- 
larina ihsan et; oteki diinyadan bana ayirdigin payimi da, dostlanna ihsan et. Sen 
bana yetersin. " 

684 — "Kirklar kac erdir? Diye zatm birine sormuslar. Kirk nufustur, demis. Ni- 
gin er demediniz de nufus dediniz? Diye tekrar sorunca: 

Iglerinde kadm da vardir da onun icin... Buyurmus. (Ken'an Riiai, a.g.e. s. 340) 



Hizmetleri 289 



Tezkire-i Evliya adli kitapta, Feridilddin Attar kuddise sirruhu'l aziz buyurur ki; 

"Hususi bir mahremiyet perdesi altmda sakli ve ihlas orttisti ile gizli olan, ask ve 
istiyakla tutusan, yakin ve yamk olmaya vurulan, Meryem-i Safiye aleyhisselama 
naib bulunan, erenler nezdinde kabul goren Rabiatu'l-Adeviye radiyallahtl anha'dir. 
(h.y.t. 185) 

Biri gikip onu; "Nicin erkekler safinda zikr ettin, " diye sorarsa bana, derim ki; 
Hace'-i Enbiya Rasultlllah sallallahu aleyhi ve sellem "Allah Teala sizin suretinize 
bakmaz..." buyurmuslardir. 

§imdi amel, surete gore olmayip iyi niyete goredir. §ayet dinimizin ticte birini 
Aise-i Siddika radiyallahtl anhadan almak caiz ise, aym sekilde onun cariyelerinden, 
(yani halefleri olan veliye hammlardan) dinimizi ogrenmek (ve feyz) almak da caiz- 
dir. 

Bir kadm , Allah Teala'nm yolunda er olursa, artik ona kadm denilmez. Nitekim 
Abbase-i Tusi: "Yarin Arasat meydaninda, "Ey erler!" diye nida edildigi vakit, 
rical (erkekler) safina ilk once ayagini basacak olan Hz. Meryem 'dir, " demistir. 

Bir sahis (Rabiatu'l-Adeviye radiyallahtl anha) ki, o mecliste hazir olmaymca 
Hasan Basri radiyallahtl anh konusmazdi. Oyle bir sahsm mutlaka erkekler safinda 
yad edilmesi lazim gelir. Belki hakikat a9ismdan bakilmca, gortlltlr ki, bu ztlmrenin 
bulundugu makamda herkes tevhidde yok, (Ilahi Vahdette tani) olmustur. §u halde 
tevhidde: "Ben" ve "sen" namma bir sey kalmamis, oldugundan : "Erkek" ve 
"kadin" aynmmdan soz edilemez. 

Nitekim Ebu Ali Farmedi (h.y.t. 477) ntlbtlvvet, izzet ve serefin ta kendisidir, 
"orada buyuklukten-kuguklukten soz edilemez," demistir. Imdi velayet de aynen 
oyledir, bahis konusu olan Rabiatu'l-Adeviye radiyallahtl anha olursa. Zira muamele 
ve marifet itiban ile cagmda onun bir esi daha yoktu. O zamandaki btlytlkler ne ise; 
muteber olup cagdaslarma karsi soztl kat'i bir htlccet idi." (Tezkirettl'l-Evliya, s. 
111-112) 

Ahmed Amis kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 

"Kadinlara dikkat ediyor ntusun? Onlann iginde erkekleri vardir. Onlara iyi 
dikkat et. " (GUNEREN, a. g. e. , s. 69) 

Prof. Dr. Amiran Kurtkan Bilgiseven, Mevlana kuddise sirruhu'l-azize gore in- 
san kategorisinde rectll (erkeklik) sifati tlzerinde incelemesi ozet olarak su sekilde- 
dir. 

"Yine Mevlana kuddise sirruhu'l-azize gore, cemiyet aleminde de, Kur'an-i 
Kerim'in emrettigi gibi kendimizden, olduklanm gorerek seftigimiz idareciler, er 
kisilerdir. Idare edilenler ztimresi, cemiyetin (bu iyi idarecileri secmede aktif, fakat 
daha sonra pasif kalmasi gereken) kadm varhgidir. Bu anlayis kadm-erkek fiftinin 
tl9 anlam boyutundan uctinctisti olan ledtlnni boyutu meydana getirmektedir. 

Buna gore Kadm-erkek cifti tig boyuttur. 

Birmci anlam boyutu BlYOLOJlK BOYUT tur. 

Kadmm gebelik stlresini, iddet mtlddetini, ay hali durumunu, erkegin kadim ken- 
dinden meydana getirmesini (yani XY spermatazonlanna sahiplik durumunu) soz 
konusu eden btlttln ayetler, kadm-erkek ciftinin biyolojik boyutuna deginen 
ayetlerdir. (Kadmm yani her cocugun cinsiyeti sadece annedeki XX cinsiyet htlcrele- 



290 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



ri tarafmdan tayin edilememektedir. Erkekten gelen spermatazona gore XX bilesimi 
kiz cocugunun, XY bilesimi ise, erkek cocugunun cinsiyetini tayin eder. Ctinkti 
erkekte hem X, hem de Y spermatazonlan vardir.) 

ikmci anlam boyutu HUKUKl BOYUT tur. 

Kadm veya erkek oldugu zaman, esine ve her ikisinin oltimleri halinde kiz ve er- 
kek cocuklara kalacak olan miras payim, evlenme, aynlma ve diger hukuki konulan 
dilzenleyen buttin ayetler, kadm-erkek ciftinin hukuki boyut'unu ele alan ayetlerdir. 

Ucuncii boyut, LEDUNNI BOYUT tur. 

Bu da, kadm-erkek ciftini ilm-i lediln acismdan ele alan boyuttur. Bu boyuta gi- 
ren ayetlerde erkek (veya er kisi) daima racul olarak amlir. Racul kavrami, ister 
kadm ister erkek olsun, tipki bir uzviyetin akli gibi insanlan idarede onlan dogru 
yola sevk eden olgunlasmis fert anlamim tasir. Diger insanlar, racule nazaran, bey- 
nin idaresi altmdaki organlar gibidirler. Ancak, bu organlardan farkh olarak, onlann 
da ctlz'i iradeleri ve akillan oldugu icindir ki, baslanna gecirecekleri insanlann 
iyisini secme hususundaki sorumluluk, kendilerine aittir. 

Ledilnni anlamda, Mevlana kuddise sirruhu'l-azize gore, cesitli istekleri ile nefsi 
temsil eden millet kadm, akh temsil eden idareciler ise, erkek'tir. Mesnevi de, kotti 
tedbirlerle bir milletin birligini parcalayan ve onu yokluga silrukleyen idarecileri 
sembolik olarak merkebe benzetmistir. (Mesela, Lokman suresinin 19. Ayetinde, 
yilksek sesle bagirip cagiranlar merkeplere benzetilmis ve seslerin en cirkininin 
merkeplerin sesi oldugu ifade edilmistir.) 

Insan olana, insan olan er kisi yakisir. Gergek anlamda insan olan milletler de in- 
san niteligini tasiyan idarecileri segerler. Ledilnni anlamda millet, (kadm-racul) 
fiftinin kadm bolilmunu olusturur. Racul ise, sadece maddi acidan degil, fakat ma- 
nen de olgunlasmis olan ferttir. Kadm durumundaki vatandaslan (ki, bunlar biyo- 
lojik anlamda kadmlan da erkekleri de kapsayan bir nufus kategorisidir) ledilnni 
anlamda dolleyen, yani onlann zihin ve gontlllerden ibaret mana rahimlerine en iyi 
tedbir ve izahlarla en gilzel manevi tohumlan atabilecek olanlar, bu tilrlil mana erle- 
ridir. Eger, bir millet, kendi cinsinden, yani kendisi gibi birlik (tevhid) saglayici, 
akilh, bilgili ve iyi ahlakli raculleri secip is basma getirebilmisse hayatta kahr ve 
gelisir. Aksi takdirde parcalanarak tarih sahnesinden silinip gider. 

Fakat secim, her zaman tekrarlanmasi mumktin olan bir islem degildir. Bundan 
oturil, her nasilsa, iyi zannettigi kottl idarecileri is basma getirmis bir milleti kottl 
tedbirlerden koruyacak olan vasita, beseri hukuktur. 

Mevlana kuddise sirruhu'l-aziz, fert olarak ve millet olarak, nefsani isteklerini 
akillan uzerine hakim kilanlarin hepsini kadin olarak kabul eder. Onlar, mana 
rahimlerine, racul karakterine sahip (tevhit ehli) kisilerin manevi tohumlan duru- 
mundaki fikirlerini kabul edip, hayirh evlatlar gibi olan iyi amelleri dogurmaya 
muhtac bulunan nufus kategorisini olusturmaktadirlar. Yoksa Mevlana'ya gore, 
(biyolojik anlamda) kadmhk ve kadm, mukaddestir. Mesnevi'de: "kadin Hakk 
nurudur" derken, bunu ifade etmistir. 

Kadm ve erkek ciftinin bu tic boyut acismdan farkh anlamlarda ele alimsim ten- 
kit edebilmeye imkan yoktur. Qtlnkti Kur'an-i Kerim'de bu U9 boyutlu izah tarzi ele 
almmistir. Az once de belirtmis oldugumuz gibi, tictincti boyut Ledilnni bir nitelik 
tasimaktadrr. Ledilnni anlamda erkek (veya er kisi) kadim da erkegi de kapsayan 
racul'dtlr. O halde, Tebaa (vatandaslar kitlesi) anlammda kadm iyi olursa, basma 



Hizmetleri 291 

* "Ben vaiz olsam, dinleyenlere gore hitap ederim, imam olsam, ce- 
maate gore namaz kildirinm." 



getirecegi idarecilerin de iyi olmalan ihtimali yiiksektir. Bundan oturii Kur'an-i 
Kerim'de "Iyi kadinlar iyi erkeklere" ifadesi yer almistrr. Gergi bu ifadeye bazi 
tercilmelerde "yakisir" kelimesi eklenerek ayette ifade edilen kadm ve erkegin, Le- 
diinni anlamm dismda tutuldugu gorulmektedir. Halbuki nasilsaniz oyle idare edilir- 
siniz ifadesi ve iilkeler batmlacagi zaman kotulesmenin idarecilerden baslayacagma 
dair Kur'an-i Kerim hiikmii dikkate almrrsa, Kur'an-i Kerim'de iyi vatandaslann 
gogunlukta oldugu illkelerde idarecilerin de iyi ve kaliteli olmalan ihtimalinin yiik- 
sek olacagmm belirtildigi anlasihr. Iyi kadmlardan (dilrilst ve dirayetli idarecilerin) 
meydana geldiginin Kur'an-i Kerim'de belirtilmis oldugu 90k acik bir gergektir. 

Bu anlamda erlik, cinsiyet gucunu ifade etmez, nefse hakimiyet anlamina gelir. 
(Din Egitimi Arastirmalan Dergisi Yil: 2002 Sayi: 10, Mevlana, Prof. Dr. Amiran 
Kurtkan Bilgiseven, s. 15-17) 

"Ibn-i billah erkektir. Yani kabili kabul eder. Ve onda ki, ilm-i billah yoktur 
kadin gibidir." (Ismail Hakki Bursevi, Tuhfe-i Vesimiyye, hzl: §eyda OZTURK, 
1st., 2000, s. 124) 

Bu soz gosteriyor ki, kadmlik ve erkeklik cinsel bir farklilasma degildir. "Ta- 
nmmis rah hekimlerinden Prof. Dr. Ayhan Songar, fakultelerinin bir mezuniyet 
guntinde ogrencilerine yaptigi bir sohbette sunlan soyltlyor: "Birbirine gergek dost 
iki kadm gordunilz mil? Ben gormedim. Her kadm butun diger kadmlan kendine 
rakip gorur ve (bilerek veya bilmeyerek) hepsinden nefret eder. Bu, kadmligm ta- 
biatmda vardir. Erkeklerde ise, bu rekabet hissi, daha 90k meslektaslar fevresine 
inhisar etmektedir. Daima kendi yapamadigimizi yapana hasetle bakar, ondan nefret 
eder, onu kuctiltmek isteriz." (QO§KUN, Ahmet, Sohbetler, Hatiralar, 1st, 1982, s. 
61) 

Bu seyhlik, dedikleri dava ile sohret ile olmaz. Hele, 90k muhip edinip, kalabahk 
ve hengame ile hig olmaz. Nuh Peygamber aleyhisselam, §EYH-i-ENBIYA iken 
dokuz ytlz yil halki davet etti, ancak doksan kisi toplayabildi. Yoksa muritlerin 90k- 
luguna ve kalabahga itibar olmaz. Zira seyhlerin bir terbiyeleri vardir ve o terbiyeye 
varamayan kisiler, seyhlik edemezler. §eyhlikte MERTEBE-I-RACULIYYET, yani 
tamam erlik mertebesi sarttir. Yanm erlik mertebesinde kalanlar, tamam erlik mer- 
tebesine erisemeyenler seyhlik edemezler. Cunkti talibin akidesini bozarlar. 

Erlik mertebesi nedir? Tarn er kime denir? 

Bir kimse, iki ciham ayagi altma alsa, kendisinin ge9en haline ve gelecek sirlan- 
na vakif olsa, kendi batm sirlanna da vakif bulunsa, Allah Teala'nm acayiplerini ve 
bir9ok sirlanm da bilse, biltiln mahlukatm zahirine, batmma, sirrma ve alaniyyetine 
de vakif olsa, o henilz kamil bir veli degildir. Tarn erlik mertebesine de yetiseme- 
mistir. Irsadi durilst degildir. 

Milrsidi kamil odur ki, bunlann da ilstilnde olmali, Allah Teala'nm zatma ve si- 
fatma ait ilme vakif bulunmahdrr. O ilim, gizli bir ilimdir ve hi9 sonu yoktur. Zahiri 
ilimler, onun yamnda okyanusa nisbetle bir damla gibidir. 

(Esrefoglu Rumi, Milzekkin Nilfus, 1st, s. 425) 



292 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

* "Be§erdir hata i§ler, lifer be§er." 



685 — (Ucer, dorder, beser. . . ) 



"Hatasiz insan olil insandir. Insan hatalar ve yanhslar karmasasidir. Bir is 
yapanin hata yapmasi muhakkak umulur. " 

Kulun ilzerinde zuhur eden her halde kesin bir noksanlik vardir. Bunu Allah Tea- 
la'miz af buyurmasa, sevap defterine bir nokta dahi yazilmaz. Onun icin Hz. Mu- 
hammed Mustafa sallallahil aleyhi ve sellem Efendimiz devamh bulundugu halin 
istigfarma devam ederdi. 

Ashnda kendisinin hata islemeyecegi bir istikamet ilzere olacagi, Allah Tea- 
la'miz tarafmdan buyrulmustur. 

"Boylece Allah, senin geqmis ve gelecek giinahini bagislar. Sana olan nimetini 
tamamlar ve seni dogru yola iletir. " (Fetih,2) 

Insan icin onemli olan, hatayi islememek degil, hatanm Allah Teala tarafmdan af 
edilmesidir. Qunkti yaratilis geregi beserin ozilne noksanlik ozellik olarak ilave 
edilmistir. 

"Allah sizin tovbenizi kabul etmek ister; ... " (Nisa,27) 

'Allah Teala sizden hafifletmek ister. Insan zayif olarak yaratdmistir. " (Ni- 
sa,28) 

Duamiz, Efendimiz sallallahil aleyhi ve sellem 'in su duasi olmalidrr. 

"Ya Rabb 'i once isledigim ve sonra islerim sandigim, gizli yaptigim ve asikdre 
isledigim biitiin giinahlarimi bagisla. " 

"Sen'den baska ibadete layik llah yoktur." (ALTUNTA§, Kutsi Dua, 2006, 
s.102) 

Meleklerin, insan sesine hasret kalmalarmm sebebi, onlarm yaradilisi, ismete 
(gilnah islememege) dayandigi igindir. Allah Teala'ya yalvarma ve herhangi bir 
istekte bulunmalarma ltlzum yoktur. Oysaki boyle bir durum, ancak insanoglunun 
iyilik ve kotuluge meylinin ve yaradilismda mevcut duygularm bir geregidir. 
Rasultillah sallallahil aleyhi ve sellem Efendimiz soyle buyurmuslardir: 

"Melekler, Vedud ismi serif inin manasmi bilmezler. Bunun icindir ki, herkes 
bilmedigi seye karsi bir istiyak ve arzu duyar. Hazreti Adem aleyhisselamm yaratil- 
masi soz konusu edilince melekler, O'na itiraz ederek Cenab-i Hakk'a soyle dediler: 

"Hani Rabbin meleklere 'Muhakkak ben yeryuzunde benint emirlerimi teblig 
ve infaza ntentur bir halife, bir insan, adem yaratacagint' demisti. Melekler de, 
'Biz seni hamdinle tesbih ve seni takdis (ayiplardan, es kosntaktan, eksikliklerden 
tenzih) edip dururken, yerde orada bozgunculuk edecek, kanlar dokecek, kintse mi 
yaratacaksin?' demislerdi. Allah Teala da "sizin bilemeyeceginiz seyi her halde 
ben bilirim demistin, (Bakara Suresi, 30). Boylece kendilerinin insana tercih edil- 
mesi gerektigini ve nefislerini temize cikararak "Biz seni aniyoruz " diyerek degisik 
bir teklifte bulundular. Insanlarm crkardiklan kansiklik, dokttlkleri kan, yaradilisa 
sebep olmustur. Qilnkil bazi eserlerde soyle bir soz nakledilmektedir: "Eger siz 
gilnah islemez bir topluluk olsaydiniz. Cenab-i Hakk sizi yok edip gunahkar bir 
kavim yaratirdi ki, gunahlarini itiraz ederek affetmesini talep etsinler ve Cenab-i 
Hakk da onlarin kusurlarini affedip, giinahlari affeden ve kusurlarini orten gibi 
sifatlarin geregini icraya vesile ve sebep olurdu." (Hz. Ali kerremallahu veche 



Hizmetleri 293 

* "Birbirinizde mahvolun" "Yok olun, yok olursaniz, Allah Teala var 
olur." 

* "Bir gonlum var, onu dostuma verdim." 

* "Biz, Allah Teala'ya sanlmi§iz ki, bize sanlryorsunuz" 

* "Benim ihvanim, abdestsiz ve gafletle yemek hazirlamaz." 

* "Bizi sevenler, Yemen'de de olsa dizimizin dibindedir. Sevmeyen 
ise, dizimizin dibinde de olsa Yemen'dedir." 

* Bize sordular. "Cunup iken yemek yenir mi? Bizde demi§iz ki, 
"Garda§lanm! Benim ihvanim, abdestsiz yemek yemez." 

* "Bizim yolumuza atan bizdendir. Attiran bizden degildir." 

* "Bizim ihvammizin uzakhgi yakinhgi yoktur, her an onlarla berabe- 



nz. 



nz. 



"Biz §araptan donme sirkeyiz." 

"Bizim bir gozumuz daha vardir, onu da Cenab-i Hakk nasip etmi§." 

"Biz gidenlerle gider, gelenlerle geliriz." 

"Biz, diinya ve ahirette maddi ve manevi i§lerinizde beraberiz, bi- 

"Biz, degil ihvammiza, ihvammizin kapisindaki kedisine, kopegine 



de sahip cikanz." 



Divani, trc, Mustekmrzade S. Saadettin Ef., 1st. 1981, s. 40) 

686 — Selahaddin Zerkubi Konevi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri; Hazret-i 
Pir'in dunurii, gelininin babasi anlatiyor: 

"Hz. Mevldnd kuddise sirruhu 'l-aziz bir gece odasinda yoktu. Disari ciktun, 
medresenin disina. Eyvan var, onu aqik eyvan... Hz. Hiidavendigdr secdeye kapan- 
mis. Hava dyle soguktu ki, gdziinden akan yaslar donmustu. Gozuyle yer arasinda 
donmus bir buz siitunu duruyordu. Buz yanagini siyirir diye kaldirmaya kryamadim, 
hohlaya hohlaya buzu cozdiim de dyle kaldirdim. " (INANQER, Omer Tugrul, Soh- 
betler, 1st, 2006, s. 177) 

Ahmed Amis kuddise sirruhu' l-aziz Hazretleri buyurdu ki; 

"Insanda en son kaybolan, manevi saltanat hirsidu." (GUNEREN, age., s. 
74) 

687 — §ah Naksibend Bahailddin Hazretleri 'nin huzuruna corba getirirler. O esna- 
da, kendileri murakabeye varirlar. Murakabeden sonra: 

"Ben bu qorbayi icmem, ciinkii bunu pisiren kimse, pisirdigi esnada Allah Ted- 
la 'dan gafil bulunuyordu. " buyururlar. (Ken'an Rifai, a.g.e. s. 543) 

688 — g e ij m Di vane; Sadiklarm Muskillerinin Anahtan, a.g.e., s. 1 5 

689 — Efendi Hazretleri biz kimseyi kirmayiz demek istemistir. 

Ken'an Rifai kuddise sirruhu' l-aziz bu konuyu 90k gilzel anlatiyor. 

"Gitmek nedir? Gitmek gelmek var midir? Bunlar anzi seylerdir. Is, seninle 
olanla senin de beraber olmandadir. Fakat bu da lafla mumkun degil." (Ken'an 
Rifai, a.g.e. s. 79) 

690 — Ahmed Amis kuddise sirruhu 'l-aziz Hazretleri buyurdu ki; 



294 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

* "Biz, ihvanin ismini gee ogrenir, gee unuturuz." 

* "Biz, Mekke ile Medine'yi burasi yaptik." 

* "Biz, dort mezhep iizerine hiikmediyoruz." 

* "Biz, husn-ii zanna memuruz." 

* "Biz, halimizi §ikayet edemeyiz, ama hikayet edelim." 

* "Biz, her gun bal yiyoruz. Istiyoruz ki, siz de bundan nasiplenin. Bi- 
ze yirmi senedir bah ogrettiler. §imdi onu tadiyoruz." 

* "Bizim sulbumuzden gelen degil, bizim yolumuzdan giden evladi- 



"Biz kabul ettigimizi yedi gobek yukaridan, yedi gobek asagidan kabul ederiz. " 

(GUNEREN, a.g.e., s. 67) 

691 — Hakikate varmis evliyaullahm buyiiklerinden Sehl bin Abdullah Tilsturi: 
"Eger Musa aleyhisselamin ve Isa aleyhisselamin ummetlerinde, Imam-i A'zam 
Ebu Hanife radiyallahu anh gibi bir zat bulunsaydi; bunlar, Yahudilige ve Hiris- 
tiyanhga donmezlerdi "demijtir. 

Olumil pahasma da olsa, kanaatinden caymayan bu bilyilk insamn son soztl su 
olmustur: "Beni gasbedilmemi§, temiz bir topraga gomunuz." Hakk'a yurildilkten 
sonra ruyada gorilldil. Goren tarafmdan soruldu: 

"Rabbin sana ne yapti? " 

"Beni bagifjladi. " 

"Ilmin sayesinde mi? " 

"Hayir. Hangi ilimden soz edersin? Nerede Mm? Onun bir siirii edeb-i erkani 
var. Kim yerine getirebilir? Yapan pek azdir." 

"O halde bagiqlama sebebi nedir? " 

"Halkin ivi zanni. Onlar benim icin ivi dmunurdu. Bende olmavan iviligi on- 
lar, var zannederlerdi. " (BURGAY, Hasan, Hazreti Muhammed (s.a.v.) 'in Varisle- 
ri, Ankara, 1994, s. 105) 

"Heryerde ve herkese karsi edebi muhafaza etmelidir. Cunkti Hakk'm tecellisine 
mazhar olmayan higbir sey yoktur. 

Hz. Ali kerremallahu veche: "Her smitiii bir kutbu vardir," buyurur. Onun igin 
kimsenin isine kansmamahdir. Kimde ne oldugu belli olmaz ki,... Herkesi hos gor- 
meli ve kimsenin isine kansmamahdir. Tulumbacilarm, sutfillerin, sakalarm ve ilh... 
Her simfm bir manevi basi vardir. Olur ki, bunlardan birine tesaduf edersin, elbet bu 
merkeze satasmak senin igin hayirh olmaz... Bu soziln afik manasi kimsenin gonlil- 
nil kirmamaya fahsmahdir." (Ken'an Rifai, a.g.e. s.231) 

692 — "Bisr el-Hall kuddise sirruhu'1-aziz ve Ma' ruf el-Kerhi kuddise sirruhu'l- 
aziz hastalandi, doktor gidip kendilerini ayn ayn sorardi. Bisr hastahgmi soyler, 
Ma'ruf soylemezdi. Doktor Ma'ruf a: 

"Neden Bi$r gibi hastahgmi soylemiyorsun? " dedi. Ma'ruf cevap verdi: 

"Ister misin ki, Allah Tedld 'yi sana sikdyet edeyim? " 

Doktor Bisr'e gitti, Ma'ruf un sozunil ona haber verdi. Bisr dedi ki; 

"Ey doktor, biz sana Allah Teala'yi sikayet etmedik, O'nun bizdeki gucunu 
(bize neler yapabilecegini) anlattik." (Ebu Abdurrahman Sulemi, Risaleler, trc. 
Silleyman ATE§, Ankara, 1981, s. 52) 



Hizmetleri 295 

mizdir." 

* "Bizim ihvanimiz, devlet mail gibi degerlidir. Her yerde taninir." 

* "Biz iyi ki, hoca olmami§iz. imam varsa muezzin olun, muezzin de 
varsa cemaat olun; hicbiri yok, cemaat varsa kacmayin. " 

* "Bu alem ademden dogar. Adem olmasa cihan olmaz. Eger bu alem 
olmasa, bu aleme adem olarak gelemez. Ancak bu aleme gelen, kufru ile 
gelir." 

* "Bu alemde bedenimizle bile olan ruhumuz, nefes adedimiz tiiken- 
diginde bedenimizden aynlacak ve berzahta dirilecegimiz giine kadar bekle- 
riz." 

* "Bw vucudum mttlktt elden gikmadan 

Qarh-i devran bu binayi yikmadan 

Suretle mana bir arada iken 

Iki alemde firsat elde iken 

Gel Hubb-u dunyayi gonlunden gider 

Alasin can dleminden bir haber. " 

* "Bundan onceki iptila gectiydi, bu da gecer diye sabrediniz." 



693 



-Tasawuf Buyiiklerinden ibnuT-Farrz kuddise sirruhu'1-aziz: 

"Bizim aramizdaki manevi neseb, kan bagi demek olan maddi nesebden daha 
yakin ve daha kuvvetlidir" diyor.( YILMAZ, Hilly a, a.g.e., s.9) 

"Dilnyada en bilyilk, en yakm akrabalik bir ihvanm diger bir ihvana olan muhab- 
betidir. l§te hasep ve nesep budur. Bu muhabbet, amca, dayi, karde§ muhabbetine 
benzemez. Hepsinin usttindedir. Qunkil Allah Teala ifindir, Allah nammadir. Diger- 
leri ise, tesadtlf icabidir." (Ken'an Riiai, a.g.e. s. 348) 

Islam 'da karabet (akrabalik) tic sekilde tahakkuk eder. 

1 - Din karabeti 

2- Kan karabeti 

3- Sihriyyet karabeti 

Kan karabeti, baba tarafma taalluk eder. Sihriyyet karabeti ise, aile tarafma taal- 
luk eder. Eger iki tarafta dinen baglilik yoksa, bunlarm her ikisi de izaildir, kabire 
kadardir, kabirden oteye gidemez. Amma din karabetine gelince; iman kardesligi- 
dir; ulvidir, kutsidir, melekidir, imani ve islamidir. Hayatta, mematta, hasirde ve 
nesirde daimidir. Din karabeti yani dinen akrabalik diger iki akrabaligm fevkinde- 
dir. Kan karabeti ve sihriyyet karabetiyle yakm olan kisiler birbirlerine din karabe- 
tiyle de baghysa nurun ala nurdur. (Muhammed Hikmet Efendi, Marifet-i ilahiyye 
Tarikat-i Aliyye, 1st, s. 23) 

694 — Hz. Ali kerremallahu veche buyuruyor ki; 

"Senin basina bir beld ve musibet geldiginde sabret. Qiinkii Kur'an-i Kerim'de 
Intjirah suresinde Usiirlerin ikisi bir, yusurler iki olmakla; bir darhga iki kolayhk 
takdir ettigini dusunerek teselli bid. " 

Allah Teala, Kur'an-i Kerim'de soyle buyurmustur: "Demek hakikaten gugliikle 
beraber kolayhk var. Muhakkak gugliikle beraber kolayhk var, " (insirah Sviresi, 5) 

Ayetlerde iki defa zikredilen "eliisr = guqluk" Arap dil ve edebiyatma gore 
ma'rifedir. ikisi de aymdir. Aym gucltik demektir. "Yusren = kolayliklar ise, nekre- 



296 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

* "Biitun diinya bizi tanidi da Sivas tanimadi." 

* "Cahilin §ekerli helvasini yeme, kamilin zehrini if, zaran olmaz." 

* "Cttmle diem zat imi§ 

Deryayi hikmet imi§ 
Hak ile vuslat imi§ 
Allah Tedld'dan gayriyok imif 
Garda§lanm! Bunu altin harfler ile yazmak lazim." 

* "Ders fekmeyen, dert <?eker." 



dir. Baska baska kolaylik demektir. O halde Cenab-i Hak, bir gucliige mukabil iki 
kolaylik ihsan etmistir. §u mealdeki hadiste buna isaret ediyor: "Bir giicliik, iki 
kolayliga asla galebe etmez. Hazret-i Ali kerremallahu veche bela ve musibetle 
karsilasirsan, sikilma, ilzillme, diyor. Ciinkii bir sikmtiya karsilrk iki ferahlik vardir. 
Bazilan da birinci ayette gecen kolayliktan maksat diinyadaki fetihler ve sairedir. 
Ikincisindeki ise, ahiret sevabi ve makamidir, demisler. (Hz. Ali kerremallahu veche 
Divam, trc, Mustekimzade S. Saadettin Ef., 1st. 1981, s. 201) 

Afttabi doga devlet gunesi bir gun ola 
Hak Teala kulunu kahr ile daint kdmaz 

(Gun gelir sevgiliye, mutluluga ulasmamizi engelleyen dertler biter. Basimrzdaki 
kara bulutlar yok olur. 

Biz ilmitliyiz, ciinkii Allah Teala kullarmi daimi sikmti icinde birakmaz.) 

(Seydi Ali Reis, Mir'at-ill Memalik (Memleketlerin Aynasi), hzl. Eytlp 
CULUM, Besikdtizti, 2005, s. 27) 

695 — "Bir seferinde Kabe'ye gitmek icin bindigimiz bir takside, elli yasma yak- 
lasmis bir sofor, bir yandan kadm muganniyenin sarkilarmi dinlerken bir yandan da 
sekiz kadmla evlendigini, dordilnil bosadigmi, yirmi civarmda 90cuklan oldugunu, 
gogunun ismini bile bilmedigini soylilyordu. Ikaz edici bir iki sozumilzden sonra 
teybi kapatti ve ashnda iki hanimmm oldugunu soyledi. Herhalde bu gesit sohbetler 
bazi yolcularm dikkatini gekiyor, o da boylece soyledigi yalan ve mtibalagalarla kafa 
buluyordu. Kendisine kac defa hac yaptigmi sorduk "Bin sene ya$ayayim da ondan 
sonra" diye cevap verdi. Nasil biryerde bulundugunun farkmda degildi. Bir arkada- 
simiz ise, bir soforiln kendisine "Ben daha Kabe 'ye bile girmedim " dedigini naklet- 
ti. Senelerdir Mekke'de yasayan orta yasli bir insan nasil bir defa olsun Kabe'ye 
girmemis olabilirdi? Cami kapismda karsilasip gel dedigim solcu bir ogrencimi 
hatirladim "Allah beni kabul etmez ki!" demisti." (Abdullah AYMAZ, Isigm Dils- 
tugil Yerler. 1st, 2005 s. 43) 

696 — Ali Haydar kuddise sirruhu Efendi buyurdu ki; 

"Metjdyih her gece gelir bakar, sen seccade uzerinde ntisin, degil ntisin? Eger 
sen dersine durntussan sana teveccuh ederler, yoksa birakir giderler" (Mustafa 
Ismet Garibullah, a.g.e. c.2, s.124) 

§eyh Nazim Kibnsi anlatiyor ki; Abdullah Dagistani kuddise sirruhuT-aziz 
elinde tesbihi tutardi ve tesbihin puskullti imamesini gostererek; 

"Naksibendi tarikatinda bu kadar evradlar vardir, bunlarin telleri kadar. Hep- 
sini tutsan bu kadar kuvvet mesayihleri onunla beraber gider, bundan bir tanesini 



Hizmetleri 297 

* "Deveciye kom§u olan, kapisini biiyiik yaptinr." 

* "Diinya mahna tenezziil etmedim. Tenezziil etse idik, halimiz nice 
olurdu." 

* "Dunya'da Tiirkiye, Turkiye'de Sivas'in kiymetini bilin." ' 



saglam tutarsa gene qeker gotiiriir" 

Yilz tane de olsa tesbih cekmeyi birakmayacaksm, o zaman onlann himmeti se- 
ninle beraber yiikselir. Simdi dilnyada baslangictaki kimseye, bir hizmet verildigi 
vakitte seyh isterse ona; 

"Geceleyin yatmadan evvel on defa Allahu Allahu Allahu Hak, Allahu Allahu 
Allahu Hak, Allahu Allahu Allahu Hakk Diyeceksin, senin dersin budur" derse, 
kancayi ona takti demektir. Onun kancasmdan kurtulacak adam yoktur. Geceleyin 
on defa bu zikri yapsa, ona da Naksibendi'nin asi kuvveti verilir, onlara da o kuvvet 
yetisir, birakmaz toplar. 

Men zadelillah zadehullah: "Her kirn Allah Teala iqin artinyorsa Allah Teala 
onuda artinr." (Sohbetler, Ebediyet, 176) 

697 — "Rizki veren Allah Teala'dir; O herkesin nzkim takdir ve taksim etmistir. 
Hakk'm takdirini degistirmek mumkiln olmadigma gore, insamn kendisini Kur'an-i 
Kerim'e gore degi^tirmesi isabetli bir davram^tir. 

Mesela; Hz. Mevlana kuddise sirruhu'l-azize gore insanlarm nzkm pejinde 
ko^malan lilzumsuz bir gayrettir; zira nzkm insana talib olmasi ve onu talep etmesi 
lazimdir. 

Bu ifadeler kaderci bir anlayijm ileri surdugil fikirler gibi goruntiyorsa da, ger- 
gekte Ehl-i Stinnet itikadmm degijik bir yorumudur. 

Yani milmin Allah Teala'nm pejinde kojarsa, nzkmi pejinden ko^turmuj olur. 
Rizkm degil, rizki veren Rezzak'm ardmca yurumek, igtimai mtlnasebetlerimizi de 
mtispet bir tarzda gelijtirir ve kalabaliklarm cemaat juuruna sahip olmalarmi temin 
eder. 

Mesela nzkm pesinde kosmayip, Rezzak'm pesinde kosmak, insamn hareketleri- 
nin Kur'an'a gore tanzimini saglar. Mtllktln sahibi olan Allah kulu icin ezelde ne 
takdir etmisse, ziyade ve noksansiz olarak ona ulasir. Rizkm pesine dilsen insan, 
Rezzak'dan uzaklasacagi igin, mesru ve gayr-i mesra sinirim kaybeder, olcuyti kafi- 
nr; ihtiras, kiskanfhk vs. gibi kottl huylarm hilkmil altma girer. Bu kimse de Allah 
Teala ezelde onun icin ne taksim etmisse, ziyade ve noksansiz yine ona sahip olur. 

Rizkm pesinde kosan, ava gidip avlanan avci gibi, sahip oldugunu zannettigi ma- 
lmm esiri olur. Rizki verenin arkasmdan giden ise, verenin nzasma gore kazancim 
tasarruf eder. 

Dtlnya mall bazen gelir, bazen gider. Diinya mail insana teveccilh ettigi zaman 
onu sevindirir, gitmesi de ilzer. Gelip-gidene degil de, bu med ve cezrin (ytikselme 
ve inme) Rabb'ine teveccilh eden kimse, kar-zarar pesinde kosmaktan kurtulur. 
Nitekim bir ayet-i kerimede: "Boylece elinizden gikana tiztilmeyiniz ve Allah Tea- 
la'nm size verdigi nimetlerle sevinip simarmayimz. Ctlnktl Allah Teala kendini 
begenip bobilrlenenleri sevmez" (Hadid, 23) buyrulur. (Mevlana Celaleddin Rumi, 
Fihi Ma Fih, trc. Ahmed Avni Konuk, hzl. Selcuk Eraydm, 1st. 2001, s. XXI) 

698 — Ali Ihsan Yurd Hocaefendi bu konuda soyle demistir. 

"Tiirkiye cihan terazisinin daima orta ayagidir, hicbir zaman terazinin kefesi 



298 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

* "Eden eyleyen Allah, vela havle vela kuvvete ilia billah." 

* "Egri ayaga egri ayakkabi yaparlar" 



* "Ehru-llahin nazar ve himmeti daglan ta§lan eritir ve ihya eder." 

* "Ehl'u-llah incinmezler. Fakat Allah Teala razi olmaz." 

* "El karda, goniil yarda olmahdir." 

* "En faziletli ilim, ilm-i hal; en faziletli amel huzuru hal'dir." 

olmamistir." (Gtirlek, Dursun, Ayakli Ktittiphaneler, Istanbul, 2005 s.378) 
699 — "Rum'un merkezi, Sivas vilayetidir." 

(Seydi Ali Reis, Mir'at-ill Memalik (Memleketlerin Aynasi), hzl. Eyilp 
CULUM, Besikdtizti, 2005, s. 52) 

Sivas -Adinin mensei 

Sivas sehri, Selcuklulardan onceki devirde ilkcagda kurulmus oldugundan Sivas 
sehrinin adi da tarih boyunca degisikliklere ugrayarak Selcuklular devrindeki kay- 
naklarda Sivas seklinde son bicimini almistir 

Ilkcagda Sivas ismine kaynaklik eden tarihi gelismeler hakkmda cesitli gorusler 
mevcuttur: Tarih oncesi caglarda Sivas'a farkli donemlerde hakim olan devletler, 
sehre kendilerine ozgil degisik isimler vermislerdir. Bunlar; 

Talaura, Talavra, Tavra, Talaurs, Talkaramauru, Talaura-Karana, Diapolis, 
Suppas /§uppia$, Sebasip, Sipas /Sipafj, Kabeira /Kabira /Kebires, Megalopolis, 
Diopolis /Diospolis/ Diyospolis /Diyapolis, Se-as, Sebas /Sebast, Sebaste 
/Sebesteia, Sebestia, Sevast /Sevaste, Danismend Hi, Darii'l Ala, Eyaleti Rum, , 
Eyalet-i Rumiye-i Sttgra, Eyaleti Sivas. 

Bazi isimlerinin manasi: 

Sivas sehrinin ismi, bircok arastirmaciya gore; "Sipas" kelimesinden gelmekte- 
dir. Sipas: Stlktlr, Sipardar: Stlkretmek, Sipasdarhk: Stlkretmek anlamlarma gelir. 

Sivas sehrinin ilk kuruldugu donemlerde, bugtinku sehir merkezinin bulundugu 
yerde, btlyilk cmar agaglarmm altmda, "U9 adet su gozesi" (kaynagi) bulunmaktaydi. 

Bu gozelerden bir tanesi "Allah Teala'ya hamd ve stlktlr etmeyi, ikincisi "Ana- 
baba'ya saygi"yi, tlftlnctlstl de "ktictiklere sevgi"yi temsil ediyordu. Bolgede yasa- 
yan insanlar, zamanla bu ozelliklerini, erdem ve faziletleri koruyamayip yitirince, bu 
tig su gozesi de kurur, sehrin isminin de "tic goz" anlamma gelen "Sipas" tan kay- 
naklandigi ve zamanla bugtlnktl kullandigi bigim olan "Sivas"a dontlsttlgtl ileri stl- 
rtllmektedir. Sipas ismi, "stlkran, minnet ve sefkat anlamlarma gelmektedir 

Sivas sehri isminin, Romahlar doneminde "Dio-polis" yani "Tanri sehri" anla- 
mmdadir. 

Selguklular devrinde Sivas ' in unv am "Daru'l-ala"&vc. 

Sultan Alaeddin Ertana zamamnda Sivas sehrinin ismi, "Ytlcelik Beldesi" anla- 
mma gelen "Dartll ala idi. 

(OZ, Mehmet Ali, Biitiin Yonleriyle Giiriin Ilqesi Tarihi Ve Cograjyasi, Sivas, 
2002) 

700 — "Qarpik ayakkabi, garpik ayaga uyar. " Mesnevi c.II, b.843 

701 — Mehmet Isik Efendi (Zara-Kizik Koytl) 

702 — "Herkes cemali gortlr, fakat irfan sahibi daim cemal icindedir." (Ken'an 
Rifai, a.g.e. s. 400) 



Hizmetleri 299 

* "Erken yatmak ve erken kalkmak dunya ve ahiret icin faydalidir.*" 

* "Ervah-i ezelde ruhlar beraber olmu§lar, onun icin burada beraberiz. 
Her evliya, veli ve rasiiliin bir tur yeri vardir." 

* "Erzincan depreminden sonra gelen ihvanlara, "Gardaslanm siz 
hatim okumuyor musunuz" 

* "Garda§im bize §eyh diyorlar. Biz §eyh degiliz. Fakat korde degiliz." 

* "Garda§lanm! Babam anam §eyh degillerdi. Fakat ezel vergisi Hakk 
ve halk sevgisi bize §eyh dedirdi." 

* "Garda§lanm! Kimsenin kusurunu aramayin ve gormeyin, gordugii- 
niiz zamanda uzerini ortiip gecin" 

* "Garda§lanm! Gayride goriilen hatadan ki§i mah§erde mahcup olur. 
Gayrinin hatasi dag kadar, kendi hatan mercimek tanesi kadar olsa, gozunu- 
ziin bebegine kendi hatanizi tutun, gayrinin hatasini gormeyin." 

* "Garda§lanm! Bizim tarikatimiz sohbet tarikatidir. Sohbetten ari ol- 
mayin, sohbetlerinizde konu§acak bir §ey bulamazsaniz, bizim giybetimizi 

„ 705 

yapin. 

* "Garda§lanm! Biz, bize teslim olan ihvani, Allah Teala'ya teslim 
ederiz. Kiyamet gunude ondan teslim alacagiz." 

* "Garda§lanm! Uzak yollardan geliyorsunuz. Veremezsek bize yazik, 



703 — Depremin oldugu gece bekgilik yapan kijiden "Sivas'a dogru gelen bir ki- 
zilligm Gardajlar Tepesi'nde kutsal iki el tarafmdan durduruldugunu" gordugilnu 
dinledik. (Yazan) 

704 — Hazret-i Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz buyuruyor ki; 

"Onlara beddua edecegine, kendi etrafini tavaf et. Sebeblerin yaraticisi Allah 
Teala'du." (Ken'an Ritai, a.g.e. s. 385) 

Hz. Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz kusurlan, fibanlara benzetir. Kendinde olan- 
dan tiksinip rencide olmadigi halde, baskasmda gorunce rahatsiz olan insanlar, ay- 
nalardan uzaklasmis, baskalarmm kusurlanyla avunup, kendini unutmus kimseler 
gibidir. 

Insan, baskasmda 90k afik ve net olarak gordtigu fenaligi, kendisinde de aym 
netlikte goremiyor. Iste bu gorilse sahip olanlar, once kendi nefislerinin dilsmam 
olurlar. (Mevlana Celaleddin Rumi, Fihi Ma Fih, trc. Ahmed Avni Konuk, hzl. 
Selcuk Eraydm, 1st. 2001, s. XXII) 

705 — Bilyilk mtlrsitler, talipleri terbiye i9in 119 yol kabul etmislerdir: 

Seyahat, Sohbet, Halvet. 

Sohbetlerde illaki giybet durumu bir sekilde zuhur eder. Onun i9in buyilkleri ha- 
tirlamak ve anlatmak gilnah olan giybet halinden kurtulmaya sebep olur. Giybetlerde 
bir alisveris vardir. Bu alisveris i9inde zaran az olam tercih etmelidir. Buyilklerin 
hallerini anlatmak da, feyiz zuhur edecegi rivayeti meshurdur. 

Abdullah b. el-Milbarek kuddise sirruhu'1-aziz soyle der: 

"Birisinin giybetini yapacak olsaydim, annem ile babamin giybetlerini ya- 
pardim gunkil onlar sevaplanma bafjkalarindan gok daha layiktir. " 



300 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

alamazsaniz size yazik." 

* "Garda§im! Tarikatin en ince yolundasiniz. Daimi abdestli olmak, 
dersinize ve namaziniza devam etmek ve bizi de unutmamak §arttir." 

* "Garda§im! Atanin §6hreti evladin alninda yazih billurdur, evlat siler 
parlatir. Evlat ata ile oviinemez. Ata evlat ile ogunur. G6cmii§un duasi da 
bedduasi da diriden 50k gecer." 

* "Garda§lanm! Biz, §eyhimiz adimizi bilse yeter derdik." 

* "Garda§lanm bu alem hayaldir. Bu fotograf da, hayalin hayali." 

* "Garda§lanm! Gayini Kaf yaptik (Garibullah'i Karibullah yaptik)." 

* "Garda§lanm! Ben a§k acisini 50k iyi bilirim" "Istedim vermediler. 
Kiz kederinden verem olup Hakk'ayurudii" "Ben a§k acisini 50k iyi bilirim" 

* "Garda§lanm! Yeni ders alanlann tirnagi olabilsek." 

* "Garda§lanm! icinde oldugumuz durumu sultanlar bilseydi, o hali 

710 

elde etmek icin muhakkak bize kiliclanyla savas. acarlardi." 

* "Garda§im! Duymak var, i§itmek var." 

* "Gokten du§enin parcasi bulunur, goniilden dii§enin parcasi bulun- 

„ 711 

maz. 



706 



-Muammer Su adli ihvandan isittim. 



707 — Ibni Mace, Ahmed ve Beyhaki'nin Sevban radiyallahii anhdan rivayet ettigi 
hadis-i §erif, Rasultlllah sallallahil aleyhi ve sellem buyurur ki; 

"Dogru olun men edihneyeceksiniz. Bilin ki, en hayirh ameliniz namazdir. 
Gerqek mil 'min devanth abdestli olntaya qalisu. " 

708 — ^y- g r -^ j s j m jj ihvandan dinledim. Efendi Hazretleri Fatsa'ya geldi. Sohbet 
esnasmda ihvana hitaben soylenmijtir. 

709 — Nuri Atasoy isimli ihvandan dinledim. 

"Yeni ders almistim. Efendi Hazretlerini 90k seviyordum. Sivas'a gidince hizmet 
icin can atardim. Bir sahra sohbetinde genclikte basimizda oldugu igin 'acaba Efen- 
di Hazretleri yaptigimiz hizmeti fark eder mi? ' diye gonlumtiz arzuladi. Efendi Haz- 
retleri, ask ve sevkimizi artrrmak igin oturdugu yerden silrekli basiyla bizim bulun- 
dugumuz tarafa meyleder, bizim tarafa nazar kilardi. Hayatimm bilttln nesesi olan 
sefkatli nazarlanm hi? unutamamisimdir." 

710 — Ctlneyd-i Bagdadi in bu soztlnil 90k tekrar ederdi. 

Ibrahim Ibni Edhem kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri, ibadet ve teheccild namaz- 
larmm arkasmdan dermis ki; "Eger melikler ve huktimdarlar ve hatta servet 
sahibleri, beyler, pasalar bizim nail oldugumuz lezzetleri bilmis olsalar, bizim eli- 
mizden almak icin, bizimle muharebeye kalkisirlardi." (Muzekkerdt fi Fikhi 's-siret s. 
18) (Mehmet Zahid KOTKU, TasawufiAhlak, 1st, 1998, s.149) 

711 — Bu kelam tasavvufta atasozil gibidir. 

"Necmeddin-i Kilbra kuddise sirruhu'1-aziz der ki; "Kim tarikata girer, sonra 
aynhrsa "murted-i tarikat" olur. Tarikattan kovuhnak, seriattan kovulmaktan 
beterdir. Qiinkii seriattan qikan kelime-i tevhidi soylemekle kurtulur. Ancak 
tarikattan kovulan "'amel-i sakaleyn" ile bile ise yaramaz. Geqmis hali talep e<- 
mek muhaldir." (QAVU^OGLU, a.g.e. s. 134) 



Hizmetleri 301 

712 

* "Gonlunuze sahip cikin." 

* "Hacca giden ve yeni tarikata intisap edenlerin gecmis. gunahlan af 
olunur. Ancak ondan sonraki gunahlan iki kat yazihr." 

* "Hacilar, hocalar tekin tekin (kolay kolay) teslim olmazlar, teslim 
olunca da birakmazlar." 

* "Hatm-i Hace'ye alti saatlik yerde dahi olsa gidiniz." 

* "Her canh oliir. Bir Allah Teala ve muhabbet baki kahr." 

* "Herkes Allah Teala'dan korkar, biz nefsimizden korkanz." 

* "Her istegimiz yerine geliyor, onun icin Allah Teala'dan bir §ey is- 

713 

temeye hicap ediyoruz." 

* "Hatim'de ve sohbette diinya ve ahiret i§lerinizi de, Cenab-i Hakk 
halleder." 714 

* "Her sohbette bir vuslat vardir, vuslatsiz sohbet olmaz. Sohbetleri- 
nizde edep ve muhabbetinize sahip olun" 

"Hakkin kullanni bazi kul eyler, 

715 

Am kul eylemez yine ol eyler." 

* "Her i§te beraberlikten Allah razi olur ve yardim eder." 

* "Her §eyin cilasi ve gidasi vardir. Kalbin ki, ise, zikirdir. Bunun 
kiymeti ise, sonra anla§ihr." 

* "Her yerde aradigin sende, sende sendesin." 

* "Himmetin bir zamani vardir." 



712 — Mesnevide Hz. Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz buyurdu ki; 

"Bu defter, hayalidir, gizlidir. Biiyiik hasirde o defter meydana 9ikar. Bu hayal 
(hatira gelen) her sey, burada gizlidir, eseri goruniir. Fakat bu hayal, orada suretlere 
buruniir. (c: V, b. 1789,1790) 

Goniilde yurt tutan her hayal, mahser guminde bir surete buriinecektir." (c: 5, b. 
1793) 

713 — Ahmed Amis kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 

"Allah Teala'nin takdir etmedigi vukua gelmez- Takdir ettiginden korkmak da 
kufurdur. " (GUNEREN, a.g.e., s. 67) 

714 — "Allah Teala ile oturup kalkmak isteyen kisi, veliler huzurunda otursun. 
Velilerin huzurundan kesilirsen helak oldun gitti. Cunkti sen kullil olmayan bir 
cilz'tlsun. §eytan birisini kerem sahiplerinden ayinrsa, onu kimsiz kimsesiz bir hale 
kor, o halde de bulununca basim yer, mahvedip gider. Topluluktan bir an bile aynl- 
mak, bil ki, seytamn hilesinden ibarettir." (Mesnevi c.II, b. 2163-2166) 

715 — Mevlana Celaleddin-i Rumi kuddise sirruhu "Ehlullah ile bir oturup, bin 
sene riyasiz ibadetten daha efdaldir" buyuruyor" (Mustafa ismet Garibullah, a.g.e. 
s.507) 

716 — "n eT olacak sey i9in tayin edilmis bir vakit vardir. Onun icin, vakitsiz olan 
bir sey kotu netice verir. Yeni silluke giren bir kimseye ki, ihvamn derdi arzusu 
Allah Teala oldugu halde sizin 90k zamanlardan beri duyup ogrendiginiz hakikatleri 
soylesek, yolunu sapitir, sasirir kahr. Boylece de ona, talebinin vakitsiz verilmesi 
kendi hakkmda hayirh olmaz. Cenab-i Hak her seyi bilir ve talep sahibine, arzusunu, 



302 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



onu hazmedecek hale geldigi zaman verir." (Ken'an Rifai, a.g.e. s.229) 

Evliyaullahm sertaci, mahbub-u Stibhani, Gavs-i Samedani, Pir-i A'zam Cenab- 
1 Abdtllkadir-i Geylani Hazretlerine hizmet edenlerden biri, Hazreti Gavs'm cemalli 
bir zamanmda huzuruna cikarak: 

"Efendim, Cendb-i Hak, Zat'iniza kudretinin tasarrufunu bahsetmistir. Onun 
iqin istediginiz kimselere ufak bir nazar-i dlinizle birqok rutbeler verebiliyorsunuz. 
Bu kulunuz da size epey hizmet etti, ama bana hdla bir sey ihsan etmediniz, niydz 
ediyorum, " der. 

Abdillkadir-i Geylani Hazretleri; 

"Pekala, bugiin bana bir helvapisir de, bakahm Kudret neler ihsan eder, senin 
de gonliin olsun, " buyururlar. 

Adamcagiz, "Bas ustune " diye sevinerek, helvayi pisirmeye baslryor. O esnada 
da Hindistan'dan bir heyet gelerek, Hazreti Abdillkadir-i Geylani e arz-i ubudiyyet 
ettikten sonra: 

"Efendimiz, hukumdarimiz oldii, bize bir hukumdar gostermenizi niydza geldik, " 
derler. Bunun tlzerine Hazreti Pir, helva pijiren adamim cagrrarak: 

"Nasil, Hind padisahhgini kabul eder ntisin?" diye ferman buyururlar. Adam- 
cagiz pilr-ne§e: 

"Aman Efendim, ihsan buyurdunuz, " diye can atarak sevinirken, Hazreti Gavs 
Abdillkadir-i Geylani Hazretleri: 

"Yalniz, seni su sartla oraya padisah yapiyorum: Ne kazanirsan yari yariya 
paylasacagiz, " buyururlar. 

Pek tabii olarak talip, bu emri minnetle kabul ediyor. Nihayet adamcagiz hakika- 
ten soylendigi gibi, Hindistan'da btlytlk bir saltanata, muazzam saraylara, gilzel 
e^lere sahip oldugu gibi, bir de erkek evlada sahip olur. Aradan on bir sene geciyor 
ve bir gun Hazreti Abdtllkadir-i Geylani in tejrifleri haberi cikryor. Hukumdar, 
Gavs-i Samedani'yi karjilayarak saraymda bir kag giln hizmetinde bulunduktan 
sonra Cenab-i Pir artik doneceklerini haber veriyorlar. Padisah: 

"Efendim, biraz daha kahp bizleri sevindirin, " diye ricada bulunuyorsa da Haz- 
ret-i Gavs'm muhakkak gideceklerini anlaymca: 

"Efendim, bari kusurlarimizi af buyurun, " diyor. O vakit Sultan Abdtllkadir-i 
Geylani Hazretleri, hukilmdara: 

"Yalniz sizinle bir sozumiiz vardi. Sizi biz buraya padisah olarak gonderirken 
ne kazanirsaniz yari yariya olacak, diye bir soz vermistiniz. Iste sintdi, buraya 
geldikten sonra ne kazanmis iseniz hesaplasmak istiyorum," buyuruyorlar. 

Padisah bunun tlzerine btlttln servetini tesbit ederek yari yariya ayinyor ve Haz- 
reti Gavs'm huzuruna arz ediyor. Sultantl'l Evliya: 

"Iyi amnta siz bir erkek evlat da kazandiniz; onu da taksint etmeniz lazintdir," 
buyurunca, padisah: 

"O nasil olacak?" diye soruyor. Cenab-i Gavs cevaben: 

'%ocugu ikiye bolecegiz, size istediginiz tarafi verecegint," diye emrediyorlar. 

Cocuk ortaya getiriliyor. Gavs-i A'zam Hazretleri keskin kiliclarryla: "Destur" 
deyip cocugu tam ikiye ayiracaklan esnada, padisah belindeki mticevher islemeli 
hancerini cekerek: 

"Eeey sehhar herif. Senelerce bana hizmet ettirdigin yetmiyormus gibi simdi de 
tesadiifun bana verdigi nimeti elimden almak istiyorsun, " diye tam Hazreti Gavs'm 



Hizmetleri 303 

„ 717 



* 



* 



"Hizmeti minnet bil, minneti hizmet bilme. 

"Idare ilmini ogrenin, insan kizinca §eytanin mall olur." 

* "Idare, Miidara, Dubara" 

* "ihvan kocadikca koc olur. Avam ise, kocadikca hie olur." 
"I§te her ne varsa O, bu kadar." 

* "ilmin ba§i sabirdir. Sabnn ba§i yokluktur. Yok olana tas. degmez." 

718 

* "ihvanlik bir dagi delmek kadar zor, bir sigara kagidini igne ile 
delmek kadar kolaydir." 

719 

* "Ihvan, bizsiz olmaz, biz de ihvansiz." 

* "ihvanimiz bizi sevdigi kadar beraber oluruz." 

* "ilmin ba§i sabirdir. Nefis giizel siislenmis. kadina bezer. Fakat huyu 
kotu ve aldaticidir." 

720 

* "Insanlann kelami, Hakk'in kalemidir." 



gogsilne saplarken bir de bakiyor ki, elindeki kasik helva tenceresine saplamyor. Ne 
saraydan eser var, ne saltanattan ve ne de cocuktan bir iz kaliyor. Bu hal karsismda 
hayretler icinde kalan talibe, Cenab-i Pir tebessilm ederek: 

"Oglum karifjtir helvayi... Biz cimri degiliz, veririz, amma zamani gelmeden de 
olmaz... " buyuruyorlar. 

Seyyid Osman Hulusi Efendi Hazretleri bu konuda buyurdu ki; 

"Ogul, geliyorlar himmet istiyorlar. Bazen himmet gecikiyor, ya nzkinin zamani 
tahakkuk etmemi§ oluyor, ya da daha hayirh bir i§ oluyor. Onun iqin himmet geciki- 
yor. " 

717 — Tasavvuf hayatimizdan intikal etmis bir soz vardir. Milrid, "Himmet sey- 
him!" demis. O da "Hizmet dervisim!" demis. Ctinkti himmet bir ahsveris, bir hiz- 
metin karsihgi degildir. Hizmet zaten dervisin vazifesidir. Talebenin hocasma, 91- 
ragm ustasma, mtlridin miirsidine hizmet etmesi, zaten normal bir seydir. Hizmet 
ediyor diye himmet edilmez. Ayrptir, bunlar yanhs sozlerdir. Ha, belki hizmete 
tesvik icin soylenmistir diye te'vil edilebilir. Ama hakikatte yanlistir. (1NANCER, 
O. Tugrul, Vakte Karsi Sozler, hzl. Ayse §ASA-Berat DEMIRCi, Ist.2006, s.26) 

718 — "Allah Teala, yilz binlerce kimya Hag yaratti; amma insanoglu sabir gibi 
kimya gormii§ degil " Mevlana 

719 — Abdillkadir Geylani Hazretlerinin muridlerinden biri, rilyasmda kendini 
cennette kosk ve saraylarm icinde hurilerin gilmanlarm arasmda gordti. 

Bir kac kez bu boyle devam edince kendinin ulasilacak en bilyuk makama ulasti- 
gim miirsidine ihtiyaci kalmadigim zan ederek mtirsidinin sohbetlerini terk etti. Bir 
zaman sonra, Abdillkadir Geylani Hazretleri tevafuken, onu gordti. Ve sohbetlere 
neden gelmedigini sordu. O da ruyasim anlatarak kendisinin miirsidine ihtiyaci kal- 
madigim, cennetlik bir insan oldugunu ifade etti. 

Bunun ilzerine Abdillkadir Geylani Hazretleri ona bir daha o rilyayi gordtigtinde: 
"Bismillah, Ya Abdillkadir Geylani! " demesini tembih etti. 

O da o rilyayi gordtigtinde, seyhinin tembih ettigi gibi soyledi. Oyle soyler soy- 
lemez cennet olarak gordtigti yer bir zibillik, copltik haline geldi. Milrid de gormtis 
oldugu rilyamn seytani oldugunu anladi ve tovbe etti. 



304 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

* "Insan ne ararsa zanninda bulur." 

721 

* "Insan kendisini mudafaa etmelidir." 

* "Insan ruhundan ve kalbinden bir an gafil olmamalidir." 

* "Kapimizdan gidiyorsunuz, ama defter silinmiyorsunuz." 

* Kendisine ba§kasini §ikayete geleni, "Gardasim! O zat Allah Ted- 
la'nin kullugundan da mi gikti?" diye cevap verirdi. 

* "Kendini bilmek, kendine gelmek, kendini bulmak, kendine ermek, 

722 

nerden gelip gittigini anlamaktir" 

723 

* "Keramet, insani yoldan geri koyar." 



720 — Ali Eris isimli ihvandan dinledim. 

1 952 yilmda Efendi Hazretlerini ziy arete gittigimde adimi sordu. Bende Ali de- 
dim. Babamm adi da Ali oldugundan Efendi Hazretleri; 

"Gardasim! Ali'yi gencelttik." Buyurdu. Hacda Efendi Hazretleri ile aynca bir 
goriismemiz oldu o zaman 

"Gardasim! HaciAti! HaciAti! Diye seni Haciyaptik" buyurdu. 

***Yavuz Sultan Selim bir sefere giderken Gerede yakmlarmda mola vermis 
"Umm-ii Kemal" isimli velinin namim duymus ve kendisini davet etmis, sohbet 
etmis, hilrmet etmistir. Ancak bu zatm buyuklugunii smama hevesine kapilmis. 
Soylentiye gore, lalasiyla gizlice anlasip hie kimseye sezdirmeden gece lalasmm 
olmils oldugu haberini yayrp, o zati cenaze namazma cagirtmis. Namaz kildirmak 
tlzere tabutun basma gecen Urnm-ii Kemal Hazretleri birden bire arkasmdaki padi- 
saha donilp: 

"Padiqahim, Olu ki$i niyetine mi, diri kip niyetine mi ? " deyince, padisah sas- 
kmlikla: 

"Tabii olu ki$i niyetine " demis. Namaz kilimp bittiginde ve tabut agildigmda, 
lalamn olmils oldugu gorulmilstur. 

721 — Hazret-i Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz buyuruyor ki; 

"Allah Teala, bir kimsenin namus perdesini yirtmak isterse, o kimseye 
ehlullaha karsi kotii soz soylettirir." Yine buyuruyor ki; 

"Allah Teala, bir kimsenin ayibini yuzttne vurmak isterse, o kimseye baskala- 
rinin ayibini soyletir." (Ken'an Ritai, a.g.e. s.90) 

722 — Ebu Abbas Kassab kuddise sirruhu'1-aziz buyurur ki; 
"Allah Teala'yi Allah Teala arar, Allah Teala'yi Allah Teala bulur, Allah 
Teala'yi Allah Teala bilir." (Tezkiretil'l-Evliya, 676) 
723 — Keramet iki nevidir: 
1 - Keramet-i kevniyye, 
2- Keramet-i irfaniyye. 

Keramet-i kevniyye insamn yolunu kesen eskiyadir.. Asil maksud keramet, 
keramet-i irfaniyyedir. 

Hazret-i Pir (Hasan Sezai kuddise sirruhu'1-aziz) Efendimizin; 
Gel keramet dantina dusme, keramet bundadir 

Buyurduklan, keramet-i kevniyyeye nazirdir. Keramet-i irfaniyye-i 
Muhammediyye, yegane maksuddur. Mtlrsidini, keramet-i kevniyye ile imtihana 
cekmek bir mtirid igin silpheden kurtulmamis manasmadir. Sakm boyle bir emelin 



Hizmetleri 305 

724 

* "Kitap yazmadik, amayazdinyoruz." 

* "Garda§im! Sen kitap ol." 

* "Kiyamet muhakkak gelicidir. Mah§erde mahcup olacak her §eyden 
sakinmayi maneviyatta ve vefada da sevmeyi sevilmeyi burada mizan etme- 
lidir." 

* "Kiymetli omrii, kiymetsiz i§lerde sarf etmek dogru mu? Nevm-i 
gaflet, nevm-i mevtanin daha fevkindedir. (Gafilin uykusu oliinun uykusun- 
dan ustundur. Zamani degerlendirin demektir.) 

* "La Ilahe Illa'llah, nihayet 'La mevcude Ilia llah '. Allah Teala'dan 

pesine dtismeyiniz. Irfan-i Muhammedi en btiytik keramettir. Onu gormeye, ona 
malik olmaya calismrz. (§eyh §uayb §erafeddin Gtilseni, §eyh §uayb §erafeddin-i 
Gtilseni'nin Hayati 1st, Buhara Yayinevi, 2001, s 121) 

Tasavvufta keramet sart kilmmadi ve keramet seyhin faziletli olmasma alamet 
olmaz. Bazen de seyh Efendiye keramete izin verilmemistir. §eyh Efendi de keramet 
aramak, ona inanmamak ve teslim olmamak demektir veya seyh keramet gostermeyi 
ltizum gormemistir de, onun icin keramet gostermez. Istikamet, bin kerametten efdal 
oldugunu da hie unutmamahdrr. 

Arifler ise, keramete itibar etmeyip, hayz-i ricalden addederler. Cilneyd-i Bagda- 
di Hazretleri buyurur ki; 

"Su uzerinde yuruyen kimseler vardir, amma onlardan gok yuksek ve efdal 
olan bahtiyarlar, susuzluktan ahirete gogmufjlerdir. " 

Yusuf Hemedani kerametler hakkmda buyurdu ki; 

"Bunlarla, tarikat gocuklanni yeti§tirirler. " 

Ahmet Avni Konuk kaddese'llahil sirrahu'1-aziz "ledtlnni ilim"ile ilgili bir bah- 
sin sonunda sunu nakletmektedir: Ariflerden birine "Keramet mi efdal, marifet mi 
efdaldir?" diye sormuslar. 

"Elbette marifet efdaldir. Zira keramet abdestin bozulmasi ile yok olur. Mari- 
fet ise gusle ihtiyaq halinde bile ariften ayrilmaz" demistir. Halk nazarmda maddi 
alemle ilgili "keramete (kevni keramet) bilytlk bir alaka gosterilir ve bu nevi kimse- 
lerin bilytlk bir veli oldugu zannedilirse de, bu cesit olagantlsttl seyler, manevi yol- 
culuga gikan salike daha yolculugunun baslannda iken zahir olduguna gore, 
milbtedilerin kemal sahibi ve bilytlk veli olacaklan elbette dtistintilemez. Tasavvuf 
ehlinin btlytlkleri "ilmi keramet "i "kevni" keramet" ten yani fizik alemin kanun ve 
kaideleri disma gikan olagantlsttl haller gostermekten tlsttln oldugunu soylemislerdir. 
Ibn Arabi kaddese'llahil sirrahu'l-azizin 

"Arifin marifeti yiikseldikce onun himmet ile tasarrufu eksilir" (A. Avni Ko- 
nuk, Fususul-Hikem Terciime ve §erhi, c. Ill, s. 58.) seklindeki soztl de bu kanaatin 
veciz bir ifadesidir. Onun icin diyebiliriz ki, Ibn Arabi, Mevlana kaddese'llahil 
sirrahu'l-azizan ve diger tasavvuf btlytlklerinin gtlntlmtlze kadar gelen ilim ve irfan 
ytlkltl eserleri onlarm "ilmi keramet" sahibi veliler oldugunun sahitleridir. (KO- 
NUK, Ahmed Avni ,"et-Tedbiratti'l-ilahiyye fi Islahi Memleketi'l-Insaniyye" Ter- 
ctlme ve §erhi, hzl: Mustafa TAHRALI, 1st. 1992, s. XIII) 

724 — Seyyid Osman Hulusi kuddise sirruhu Efendi hakkmda soylenmistir. 



306 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ba§kayok." 

* "Maa§inizin iicte ikisinin gidecegini bilseniz dahi, iyi su icin." 

* "Mademki adem, her biri bir alem." 

* "Muhabbeti olan hata gormez, gorse de goz yumar." 

* "Muhabbet goziiyle bakan, noksan gormez." 

* "Miir§id-i Hakiki, Allah Teala'dir." 

727 

* "Namazin kazasi olur, sohbetin kazasi olmaz." 

* "Nerede hatim okunuyor, nerede zikir varsa oturun. Biz dort koldan 
oradayiz." 

728 

* "Neyi seversen, onunla kahrsin, ne ile me§gul isen, O'sun." 



725 — Islam'da emredilen iman 'La ilahe illa'llah' tevhidi yani tevhidi 
ulilhiyyettir. 'La mevcude illa'llah' diye ifade edilen tevhid-i vilcud degildir. 
Vilcud tevhidi marifet yolunda ilerlemis havas icin gecerlidir. Bu tevhidi inkar et- 
mek mumkiin degildir ciinkii sabit olmustur. Lakin 'Allah Teala'dan baska mevcut 
yoktur' demekle 'Her mevcut Allah'tir demek arasmda pek bilyilk fark vardir. Birin- 
ci sozde tevhid, ikincisi sirki hissetme ihtimali dusunuliir. Ancak 'Allah'tan baska 
mevcut yoktur' denildigi zaman yaratilmislara isnad edilen vilcudun hakiki olmayip 
hayali, vehmi veya golgesi oldugudur. Hakiki vilcud ancak Allah Teala'ya mahsus- 
tur. Yoksa bir olan Allah Teala'ya nisbetle 'Her sey Allah Teala'dir' denilmemek- 
tedir. 

726 — Hazret-i Gavs Abdulkadir Geylani kuddise sirruhu'1-aziz buyururlar ki; 
"Alemde, girkin gorme. Zira 9irkin gordugiln, girkinligi degil; o benzersiz 

cemalin, o e$siz gtlzelligin kemalini bildirmek igin bir gilzelliktir." "Suret yilztlnden, 
bir §ey sebebiyle ondan ihticab etme. Yani hie bir §ey sana kar§i Hakka perde olma- 
sm. Zira her gordugiln perdenin arkasmda nur aciga 9ikar." (YE§IL, §emseddin, 
Gavs-i Azam Abdulkadir Geylani Hazretlerinin Nutuklarmdan, 1st, 1978, s.16) 

727 — "Bir gun ashab Mevlana kuddise sirruhu'l-azizi mtlstegrak buldular. Na- 
maz vakti idi. Mtlridandan bazilan, namaz vakti gelmistir, diye Mevlana'ya seslen- 
diler. Mevlana bir sey soylemedi ve onlara iltifat eylemedi. O mtiridan kalkip nama- 
za mesgul oldular. Iki mtlrid, seyhe uyarak namaza durmadilar. Namazda olan 
mtiridlerden Hacegi nammdaki birisine sir goziiyle ayan gosterdiler ki, namazda 
olan ctimle ashabm arkalan, imamla beraber kibleye gelmis idi; ve seyhe uymus 
olan iki mtiridin ytizleri kibleye mtiteveccih idi. Zira seyh; " Olmeden once oluniiz!" 
htikmunce "ma" ve "men" den, yani bizlikten ve benlikten gecip ve kendi kendinden 
fena bulup, nur-i Hakk'ta fena oldu; ve artik o, nvir-i Hakk olmustur. Ve her kim ki, 
arkasim nur-i Hakk'a dontip, yiizunii duvara cevire, muhakkak surette arkasim kib- 
leye dondiirmus olur. Qtinkti o, kiblenin cam olmustur. Evet, kiblenin cam odur. Bu 
halkm yiizlerini cevirdigi kibleyi, Ibrahim Nebi bina etmistir. O evi o bina ettigi ifin, 
kiblegah-i alem olmustur. §imdi onun zat-i serifinin kible olmasi, bi-tarik-i evladir. 
Qiinkii onun ytiziinden kible olmustur. (Mevlana Celaleddin Rumi, Fihi Ma Fih, trc. 
Ahmed Avni Konuk, hzl. Selcuk Eraydm, 1st. 2001, s.14) 

728 — "Allah Teala ile beraber olunuz. Buna gtig yetiremezseniz, Allah Teala 
ile beraber olan salihlerle olunuz- " 

Ibrahim Ibni Ethem bir gun agaca yaslanmis bir vaziyette duruyordu. Gokten 



Hizmetleri 307 

* "Nefsimiz dii§manimiz, ruhumuz dostumuzdur ki, asla bizden aynl- 
maz. Oliim ahir olmayinca." 

729 

* "Ne yaparsak §eyhimizin eli ile yapanz." 

* "Garda§im! Allah Teala'nin nzasini al gonliinu yap, i§ini O'na gor- 
dur." 

* "Okcular cirit oynarken; "Ha gayret ay a§madan, bir ok daha ata- 
hm" derler. "Biz beka aleminin yolcusuyuz. Giines. a§ryor, bizi bir daha 
bulup ta noksanlannizi ikmal eyleyemezsiniz." 

* "01 soz verme, eger soz verdin ise, o sozden donme." 

* "Oliimii, kabri, kalki§i, mah§eri tefekkiir edin. Tefekkiirii diinya sev- 
gisine kalkan yapin. Diinya ziilden ibaret. Ahiret ise, ebediyettir." 

730 

* "Omriimiiz memuriyette gecti, nafilelerimizi bile terk etmedik." 



yeryuziine bir melek indi, Elinde defter kalem vardi, yazmaya basladi. Ibrahim Ibni 
Ethem e bu hal gosterildi, sordu: 

"Ne yaziyorsun? " Melek: 

"Allah Teala 'nin dostlarini yaziyorum. " dedi. 

Ibrahim Ibni Ethem; 

"Ey Allah 'in elgisi! Rabbinin bu aciz kulunu dayaziver. " Deyince, Melek: 

"Senin igin emri ildhi yoktur ya Ibrahim!" diye cevap verdi. O zaman Ibrahim 
Ibni Ethem; 

"Ben Allah Teala'nin dostlanndan, degilsem de onlari cok seviyorum." Deyin- 
ce ba$ka bir melek gelerek 

"O'nun isntini listenin en batjina yaz" dedi. 

729 — Hatta bir kissa, ya da menkibe anlatilir: Fahreddin-i Razi ahirete intikal et- 
tiginde, malum sualler... Hepsine cevap verdikten sonra "Senin imanin nasd bir 
iman?" sualine cevap veremiyor. Aklma gelmiyor, manevi olarak Necmtiddin el- 
Kilbra kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerine soruluyor. Necmtiddin el-Ktlbra diyor ki; 

"Taklittir, de, taklit." Taklittir, diyor. "Kimin taklidi?" diye soruyorlar. 
"Rasuliillah sallalldhii aleyhi ve sellemin taklidi, " diyor. Ha gectin, diyorlar. 

Bunun igin kelime-i §ehadette olsun, kelime-i tevhidde olsun, bazi irfan sahibi 
btiyuklerimiz "La ildhe illa'llah aid muradillah" La ilahe illa'llah'tan Allah Tea- 
la'nin kastettigi murat ne ise, "aid murad-i Rasulillah " "Rasuliillah sallalldhii aleyhi 
ve sellem Efendimiz teblig ederken ne kastediyorsa ben de o kasitia diyorum " veya 
"sen de oyle de" derler. Ve bu taklittir. 

Hatinma gelen bir kissa daha var: Hz. Mvisa aleyhisselam zamamnda Firavun'un 
palyacolarmdan biri, Hz. Musa aleyhisselami taklit ediyor. Malum, Hz. Musa 
aleyhisselam killi vtlcutlu, gobekli, basi dazlak bir zat-i serif. Iste adam, basma is- 
kembe geciriyor, o zaman naylon yok tabii, karnma biryastik koyuyor, elinde asayla 
Hz. Musa aleyhisselami taklit ediyor. Niye, Firavun'u guldilrecek cunkti. Hz. Musa 
aleyhisselam bunu haber ahyor. Bir mtikaleme, Allah Teala ile konusma sirasmda, 
"Bunu kahret Ya Rabbi" diyor. "Kahretmem" diye hitap ediyor Cenab-i Allah 
Teala 

"Firavun'u degil, seni taklit ediyor." inceligi anlatabildim mi? (fNANQER, O. 
Tugrul, Gonill Sohbetlen, 1st, 2005, s. 13) 



308 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

* "Garda§im! Haline kanaat et, bir yere dukkan ac, pazar pazar do- 

, „ 731 

la§ma 

* "Pirimizin elinden bir bardak fay ictik, biz ondan alacagimizi aldik. 
Almasini bilen, vermesini de bilir." 

* "Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem, kabrini ziyaret edenleri go- 
riir. Her insan ziyaretcisini goriir. Idare i§igi gibi, liiks i§igi gibi. Rasulullah 
sallallahii aleyhi ve sellem ise, giines. gibi goriir." 

* "Saat-i vahidedir 6mr-i cihan, 

Saati taata sarf eyle heman" 

* "Rasulullah sallallahii aleyhi ve selleme gelen vahiyler kendinden 
kendine geliyordu." 

* "Sema aysiz, ihvan semaversiz olmaz." 

733 

* "Sen seni sevdiginle bil, O seninledir." 



730 — Seyh Yakub Efendi Hazretleri anlatir. 

Sulukiinun ilk yillarmda idi. Bir kere ikindi namazmm siinnetini ihmal etmistim. 
O gece suhul haline girdigimde, karsima ciplak bir zat geldi. Ben: 

"Edep yerini ort, nigin boyle giplak dolasiyorsun? " diye sordum. O zat bana: 

"Beni sen giplak biraktin. Uzerimdeki elbiseleri aldin, birde bana gatiyorsun " 
dedi. Ben: 

"Allah Tedld saklasin ben bir sey yapmadim " dedim. O zat: 

"Ben ikindi namazinin sifatiyim. Siinnet benim elbisemdir, siinneti kilmadin ve 
bende boyle giplak kaldim. Bu halimin sebebi sensin" dedi. 

"Ben bu halden sonra bes vaktin silnnetlerinden hig birini terk etmedim " diye 
buyurmu^tur. (M. Cemaleddin el-Hulvi, Lemezdt-I Hulviyye, Serbian Tay§i, 1st, 
1992) 

Ravzatti'l-Ahyar isimli kitapta zikredildigine gore, Davud Ibni Hasen in adamla- 
rmdan Davud Ibni Resid buyurmustur ki; 

"Bir gece tehecciid'e kalktim, gok siddetii bir soguk vardi. Usumekten agladim. 
Ve oturdugum yerde kendimden gegtim. 

O haldeyken bana: 

"Diger insanlan uyuttuk, seni kaldirdik, onun iqin mi aghyorsun?" denildi. O 
geceden sonra Davud ibni Resid uyumamistir. (Mustafa ismet Garibullah, a.g.e. c.2, 
s.68) 

Hasan-i Basri kuddise sirruhu'l azizin bir tespiti: 

"Kisinin gece ibadetine kalkmamasinin tek sebebi isledigi bir gunahtir. Oyle 
ise, her gun aksantleyin nefislerinizi sorgulayip kendinizi denetleyiniz, gece ibade- 
tine kalkmaniz iqin Rabbinize tevbe ediniz. " (Tenbihu'l Mugterrin, age. s. 1 35) 

731 — Pazarcilik yapan Sen Veliye soylenmis. 

Marasi Ahmed Tahir kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 

"Bir isyeri aqmak, Allah Teala'ya keskiil sunmaktir. Allah Teala kendine uza- 
tilan ikranti geri qevirmez- Ona bir seyler ihsan eder. Dukkan kapisi, Hakk kapisi- 
dir. Hak qesntesi akntasa da dantlar." ( KUQUK, age., s. 59) 

732 — (Cihamn omru bir saat kalsa bile, o bir saati Allah Teala'ya kulluga sarf ey- 
le) 



Hizmetleri 309 

* "Siz birbirinizi Allah icin severseniz, Gayret'ullah zuhur eder, Allah 
Teala'da sizleri sever." 

735 

* "Siz bizi sevemezsiniz. Biz sizi seviyoruz ki, bizi seviyorsunuz." 



733 — "Allah Teala'ya ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme itaat edenler, 
Allah Teala'nin nimetine mazhar kildigi Nebiler, siddiklar, sehidlerle beraberdir. 
Onlar ne giizel arkadastirlar" (Nisa, 69) ayetine su tefsiri yapilmistrr. 

"Bu ayet Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin mevlasi Sevban radiyallahtl 
anh hakkmda nazil olmustur. Sevban radiyallahtl anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
sellemi 90k severdi, ondan aynlmaya dayanamazdi. 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gun Sevban'm rengini degismis gor- 
dil.(Sebebini sorunca) Sevban radiyallahtl anh dedi ki; 

"Ya Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem (ahirette senin derecen yilksek oldugu 
icin) seni goremeyecegimden korkuyorum" Bunun tizerine Allah Teala O'nun kera- 
metini anarak dedi ki, 

"Kim (farzlarda) Allah Teala 'ya (siinnetlerde) Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
selleme itaat ederse, iste onlar cennete Allah Teala 'run nimetini mazhar kildigi 
Nebilerle, siddiklarla, sehidlerle ve salihlerle beraberdir. Onlarla arkadas olmak ne 
giizel seydirl " 

734 — "Hakk'a yakmligm artmasi soyle anlasilir; "Halki gittikce daha fazla se- 
ver." 

Zira halki fazla sevmek, Hakk'a yakmligm fazla olmasmdan ileri gelir." (Selim 
Divane, Sadiklarm Muskillerinin Anahtan, a.g.e., s.19) 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin "Sa'd, qok kiskanqtir, ben Sa'd'dan 
daha kiskanam, Allah Teala ise, benden de kiskanqtir. Kiskanghgindan dolayi 
gorunilr, goriinmez biitiin kotiiliikleri haram etmistir" hadisi Hakk kiskanclrkta 
buttin alemlerden ileri gittigi icindir ki, butun alem kiskang oldu. (Mesnevi, c.I, b. 
1762-1764) 

Bu nedenle sevenlerin sevgisini kendisinden fazla olmasim istemeyerek onlan 
daha 90k sever. Gayret'u-llah zuhur eder. 

735 — Nuri Atasoy isimli ihvandan dinledim. 

(Samsun) Terme Ilgesi'nde bir Kuran Kursu ogretmeni basmdan gecen hadiseyi 
ona su sekilde anlatmistir. 

"Dini emirleri en itinali bir sekilde yasamaya falisiyordum. Fakat etrafimdaki 
bazi ehl-i tarik benim bu halimden dolayi beni iclerinde gormek istiyorlar ve silrekli 
tekliflerle geliyorlardi. Bu tekliflerini reddetmedigim gibi de yanasmryordum. Naksi 
ve Kadiri gruplarmdan birka9 cemaat geldi. Tavsiyelerini dinledim, fakat tam bir 
cevap vermedim. Daha sonra Ihramcizade Haci Ismail Efendi Hazretlerinin ihvanlan 
gelip tarikat yolunun gtlzelliklerini anlattilar. Ben de artik bu konu tlzerinde duyarsiz 
kalamazdim. Bu hal tlzerimde devam ederken bir gece rtiyamda, kendimi ucarken 
gordtlm. Bir zaman uctuktan sonra yerden goge dogru uzanmis nurani bir direk 
birden ontlme gikti ve garpip yere dogru dtismeye basladim. Bu dtlsme sonucunda, 
bir gtlzel zatm ontlne dusmtisttim. Onun cemalini seyrederken uykudan uyandim. 
Anladim ki, bu rtlya, tarikata girmem gerektigi isaretiydi. O gordtlgtlm zati bulmam 
gerektigi dtlstlncesiyle bana tavsiye eden kisilere, beni efendilerine gottlrmelerini 
istedim. Fakat gordtlgtlm zati bulamiyordum. En sonunda Ihramcizade Haci Ismail 



310 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

* "Siyaseti olmayan bir cemiyet, fokmeye mahkumdur. Herkesin bir 
siyaseti vardir. Bizim siyasetimiz, siyasete kan§mamaktir Bu da ayn bir 

,, • 55 736 

siyasettir 



Efendi Hazretlerinin ihvanlanna, beni Efendinize gottirtin dedim. Beni gottirdtikle- 
rinde Efendi Hazretlerini gortince rtiyamda gordtigtim zatm o oldugunu anladim ve 
ihvanhga kabul buyurmasi i9in arz-u niyaz eyledim. Efendi Hazretlerini bulmak 
benim icin uzun bir yol olmustu." 

"Bir giln Seyh Sadreddin'in taskm dervislerinden biri sema' ediyormus. Seyh 
Sadreddin'e bakarak: 

"Magrur olma... Senin bu giizelligin, benim a^kimdandirl" demis. Hazret de 
ona: 

"Ne tuhaf! Bir baba, evladini kollariyla yukari kaldirdigi vakit, o ogul kendini 
babasindan biiyiik farz eder. Fakat baba birakiverirse dusup parga parga olur," 
karsiligim vermis. 

Seyh Hazretleri'nin bu cevabmi alan dervis bir ishale tutularak tic, gun icinde 
oltlp gitmi§."(Ken'anRifai, a.g.e. s. 335) 

Ahmed Ami§ kuddise sirruhu'1-aziz buyurdu ki; 

"Sizin gelmeniz size bagh degildir. Biz istemeyince sizler gelemezsiniz." 

(GUNEREN, a.g.e., s. 37) 

736 — Mtlkerrem Tajcoglu Bey efendi ile gortljmemizde konu hakkmda bir hatira- 
smi anlatti. 

"1957 senesinde abim Muharrem falijma bakanligmda calijirken Sivas'i teftije 
geliyor. Ismail Efendi Hazretleri ile gortlstlyor. Efendi Hazretleri onun Muharrem 
Efendinin torunu oldugunu anlaymca sevgi nisanesi olarak hamama beraber gottiru- 
yor. Abim 1957 yilmda Gtlven Partisine giriyor. Turhan Feyzioglu abimin Ismail 
Efendi Hazretleri ile olan iliskisindeki yakmhgi hissedince Gtlven Partisine destek 
saglamak icin araci olmasmi istiyor. Durumu Efendi Hazretlerine iletince; 

"Benim siyasetle iliskim yok. O kisi Sivas'tan girmek istiyor. Muharrem ne be- 
ni sok, ne kendin gir. " 

Turhan Feyzioglu on secimleri Sivas'tan kazanamadi ve Kayseri'den milletvekili 
olarak secildi. 

1969 yilmda Adalet Partisinden milletvekili secilmek igin Sivas'a gittim. Sadet- 
tin Gu?lu; 

"Mtlkerrem ne cesaret, Sivas'ta iki tane btlytlk grup var, ne yapacaksm? 1281 
koy var, 140 dolasamamisim. Ben onlar carpisirken aradan fikabilirsin belki, Mtlfttl 
Enver Akova ile isbirligi yaparsan iyi olur" dedi. Fakat on secimi kaybettim. Fakat 
akhma Turhan Feyzioglu Efendi Hazretlerine gidip yardim istemisti, belki bana izin 
verir dtlstlncesiyle yanma gittim. 

Qorapgi Ham'ndaki vekaleye gidip Efendi Hazretleri ile tamsmca abime yaptigi 
iltifati ve daha fazlasim bana yapti. Yanmdaki sedirde bana yer verdi. Doksam gee- 
mis yasma ragmen hala zekasmm 90k canli ve berrak oldugunu gordtlm. Cuma 
gtlntl oldugu ifin Cuma namazi ifin camiye gittik. Enver Akova vaaz ediyordu. 
Namazdan sonra herkes Efendi Hazretlerinin elini operken, bende yamnda oldugum 



Hizmetleri 311 

* "Siikutumuzu anlamayan, sohbetimizi hie anlayamaz. Soz ile olsay- 
di, bu i§i herkese soylerdik." 

"Soz bilmiyorsaniz, biiyiiklerin dedikodusunu yapin. 



737 

* "Soz bilmiyorsaniz, biiyiiklerin dedikodusunu yapin." 

* "Sol el ile as. yemek mekruhtur. Onu da gormek haramdir." 



icin elimi open oluyordu. Daha sonra vekaleye geldik. Dilsiz bir hizmetci vardi, ona 
durumu anlattim. O da soylenenleri Efendi Hazretlerine bir sekilde aktarmca; 

"Gardasint! Arkasindayiz, izin verdik, devam etsin" dedi. Fakat 90k yakm olan 
secimden once Efendi Hazretleri Hakk'a yurudii. Bende secimi kaybettim. 

Fakat bu duanm bereketi ile seneler sonral983 yilmda Sivas'tan milletvekili se- 
cildim ve bakan dahi olduk. Her Sivas'i ziyaret edisimde Ulu Camii ve Efendi Haz- 
retlerini ziyaret ederim." 

737 — Dedikodu; et yemek gibidir. Buyiiklerin eti temiz oldugundan, insana zarar 
yerine sifa olur. 

Tezkire-i Evliya'da "Salihlerin anildigi yere rahmet iner,fazl ve rahmet yagar" 
buyrulmaktadir. (Tezkiretil'l-Evliya s. 47, NefahatuT-Uns Tercilmesi, s.49) 

Yusuf-u Hemedani Hazretlerine sordular: 

— Buyiice taife, yiizlerine perde qektikleri zaman seldmette kalmamiz iqin biz ne 
yapahm? Buyurdular ki; 

"Her gun bir miktar onlarin marifetli soz ve eserlerinden okuyunuz. " (Mu- 
hammed Parisa, Risale-i Kudsiye, A. Oguz- M.S. Ay dm, 1969, s. 33) 

Mejayih, yeryuzilnde Allah Teala'nm askerleridir. Allah Teala'yi isteyen taliple- 
re yardim ve imdat etmek ve onlan nefis, §eytan ve hevalan elinden kurtarmak ifin 
memur edilmi^lerdir. Taliplerin gonilllerine §eytan tarafmdan bir vesvese veya nefis- 
leri cihetinden bir telaj ve rahatsizhk gelse, mejayihin menkabelerini dinlemekle 
onu defederler. Talip, riyazet ve perhize boyun vermekten korkunca, mejayih sozil- 
ntl dinlemek bu ilrkmelerini ve korkulanm da giderir. Bunun icin: "Mesayihin keli- 
meleri, yeryuzunde Allah Teala'nin askerleridir" denilmijtir. 

Hem de mejayih sozlerini dinlemek, kijiye muhabbet getirir ve gonlilnden Allah 
Teala muhabbetinden gayn muhabbeti gotilrur. Zira muhabbet denilen §ey, gontllle- 
re ya gozden veya kulaktan girer. Ki§i, gormek veya ijitmekle ajik olur. Ozellikle, 
Hakk Tealaya a§ik olmak boyle olur. Nitekim, Allah Teala Kur'an-i Kerim'de buna 
mtinasip olarak joyle buyurur: 

"Ey Rabbimiz! Biz, Rabbiniz Allah Tedld'ya intan edin diye insanlari imana 
davet eden bir munddi isittik, ona icabetle imana geldik." (Al-i-Imran, 192) 
(Ejrefoglu Rumi, Milzekkin Nufus, 1st, s. 56) 

Seyhtilislam Hz. Abdullah EnsariyytlT-Hirevi kuddise sirruhuT-aziz buyurdular: 

"Her pirden bir soz ezberleyiniz. Eger buna gucunuz yetntezse onlarin adlarini 
ezberleyiniz ki, nasibdar olasiniz." (Safer Baba, Tasavvuf Terintleri, 1st., 1998, s.) 

"Nice toprak gibi ntezarda yatanlar var ki, faydalari, feyizleri bakimindan yuz- 
lerce diriden iyidir, ustundur. Golgesini gizlentis (olmiis) anta topragi golge ver- 
ntekte. Yiiz binlerce diri, onun golgesinde golgelenmekte." (Hz. Mevlana kuddise 
sirruhu, Mesnevi, VI, 3012, 3013) 

738 — Bu sozden su mana anlasilmahdir ki; 

"Yine Hakk'm hikmetlerinden bir hikmet olarak, dtlnyamn payidar olmasi icin 



312 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

* "§eriat bir dervi§in ba§inda taci, sirtinda abasi ve elinde asasi gibi- 
dir." 

* "§eriati gozetin. §eriati gozetmeyenin tarikati olmaz." 

* "§eriatta kil kadar noksani olanin, havada uftugunu goriirseniz, vu- 
rup kanadini kinn. Istidraftan ba§ka bir §ey degildir." 

739 

* "Tasavvuf, yok olup, sonra var olmaktir." 

* "Tarikat, libas gibi olmahdir." 

* "Tarikatin edebi ikidir. Oldugun gibi goriinmek, gorundugiin gibi 
olmak." 

kullara gaflet verilmistir. Ahmaklar olmasa diinya helak olur, buyruluyor. 

Bir giln Hazret-i Musa aleyhisselam dua etti: Ya Rabbi, kullarmm tisttinden bu 
gafleti al! Diye yalvardi. Duasi kabul olup, insanlarm ustilnden gaflet perdesi kal- 
kmca, herkes taat ve ibadata daldi. Ve boylece de beseriyete lazim olan ihtiyaclar 
temin edilemez hale geldi. Ne firmci ekmek yogurdu, ne terzi elbise dikti, ne ciftci 
ekin ekti ve nizam-i alem de yerinden oynamis oldu. 

Demek oluyor ki, alemin nizami, ancak cesitli isimlerin ve zit sifatlarm harekete 
gecmeleriyle mumkundilr. 

Fakat su da var ki, bu gaflet olctilti olursa faydalidir. Gerek ferde gerek cemiyete. 
Yoksa ruhunu killliyen ihmal edip sirf maddesine hizmet ettiren gaflet, iste o, insa- 
noglunun en yaman dilsmamdir." (Ken'an Rifai, a.g.e. s.89) 

"Tabii burada isaret edilen mertebe tevhid-i ef al mertebesidir. Hayir ve fayda iyi 
ve kottl ne varsa kullarm yaptigi her sey ilahi irade ve kaza ve kader icabidir. Kara- 
goz perdesi, sinema, tiyatro bunun bariz bir numunesi degil mi? 

Karagoz'iln, Karagozcil tarafmdan oynatildigi bilindigi halde milteessir olmamak 
heyecanlanmamak kabil olmuyor. Gillmekten, aglamaktan, milstagni olunmuyor. 
Nitekim seyircilerden bir Arnavut, heyecanmdan cadiya kizarak rovelveri 9ekip 
cadiyi vuruyor. Halbuki yapan cadi mi, yoksa Karagozcil mil? 

Peki, bunu ne icin diinya sinemasma, tiyatrosuna, yani dtlnya sahnesine tesmil 
etmiyorsun? Rolleri yapanlar canli gortlndtlkleri icin mi? Veyahut perde, sahne 
mahdut olmayip genis oldugu igin mi? 

Fakat bunu da herkesin bilmesi lazim gelmez, herkes bilirse, dtlnya payidar ola- 
maz. Levle'l-humaka le-huribeti'd- diinya: Ahmaklar olmasa, diinya harap 
olur. Zira ihtiyac-i beserin temini icin her anlayista insana ltizum vardir." (Ken'an 
Rifai, a.g.e. s.103) 

739 — "Bi r i de der ki; Kime yetistimse ona tasavvufun ne oldugunu sordum; biri 
bir sekilde tammladi, baska biri baska bir sekilde. Bu tammlamalar beni tatmin et- 
medi. Sonunda Hz. Muhammed sallallahtl aleyhi ve sellemi rtlyamda gordtlm ve 
mtlbarek ayaklarma ytlz stlrerek sordum. 

— Halk He bilifjmeyi terk et dedi. Daha dedim; 

— Halk He bilifjligi inkar et dedi. Daha dedim; 

— Elinden gelirse oyle bir halde ol ki, ne kimse seni bilsin ne de sen kintseyi bil 
dedi." Hadayiku'l-Hakayik'ta soyle denir: 

Gercek sofinin alameti, bilinirken bilinmez olmak; zenginken fakir olmak; izzet 
icindeyken mezelleti secmektir; yalanci sofinin alameti ise, bunun tam tersidir. 
(QAVU§OGLU, a.g.e. s.130) 



Hizmetleri 313 

* "Tas. atan bizden, ta§ attiran bizden degildir." 

* "Ustanin elinde keser olmazsa yigidim, yerinde yeller eser." 



* 



"Ya bizi terk eder, ya da sigarayi" 



* "Ya Rabbi! Bu kadar nebinin evliyamn yiizii suyu hurmetine ima- 
nimiz sana emanettir. Pirim bu emaneti alir, Allah Teala'ya havale eder." 

* "Yemek icmek icin, 50k emek sarf oluyor. Ahiret icin lakayt olunu- 
yor." 

* "Ya Rabbi! Bizim omrumiizde ya§adigimiz miiddet icinde, ne kadar 
cunamiz varsa da, bize kabir geni§ligi ver." 

* "Yeter ki, bu alemden bu adem aynlmasin, diinyaya dalip ta 
ahireti unutmasin." 

* "Yok olunur, var olunur." 

742 

* "Yok olmayan var olmaz. Tas. atsan, vursan, bana degmez." 

* "Yok olun. Yok olursaniz Allah Teala var olur." 

* "Vakitler nakitleri satin ahr, nakitler nakitleri satin alamaz." 

* "Vakitle yakut kazanihr. Yakutia vakit kazanilmaz." 

* "Vakit nakittir mana dakiktir. Omiir kisa mugayyebattandir. Mechul 
yol uzaktir. Gayret ister." 

* "Zaten ezelde tani§mami§ olsa idik, burada bulusmamiz mumkun 
olmazdi. §eyhimin hakka yuriimesinden sonra bu mukaddes vazife, bize 
verildi. 12 tarikati bize teslim ettiler. Biz bakiyoruz." 



740 — j^fendi Hazretleri gencliginde sigarayi bir miiddet kullandiklanm Torunu 
Siikrii Sefa Efendiden lsittik. Sukrii Sefa DALAK Efendi (d. 1947) anlatti. 
"Ben kucuktum. Efendi Hazretleri buyurdu ki; 
"Gengligimde sigara iqtim birakah kirk yd oldu" 

Ismail Hakki Bursevi kuddise sirruhu'1-aziz anlatiyor. 

§am'da iken §eyh-i Ekber kuddise sirruhu'l-athar birkag kere temessill edip 

"§ol ki, halk ona yaprak der, o bizim yanimizda habis ve haramdir. " Buyurdu. 
Tuttine Isarettir. Sefine-i Evliya, c.III, s.68 

741 — Bir seyi basip meylettiren siklet demek olup, harec, sikmti ve alel-itlak ism- 
i vebal manasma da gelir ki, "gunah" kelimesinin ash budur. 

742 — Ali Eris isimli ibvandan dinledim. 

743 — "§eyh Sadi-i Sahavi kuddise sirruhu'l aziz Hazretleri, bindigi ati bir giln 
dereden gecirmek istedi. At bir tilrlil gefmedi. Suyu bulandirm, dedi. Bulandirdilar 
ve at dereyi gefti. 

Demek oluyor ki, insan da kendini gordtikce, Hakk yolunu gegemez ve vilcut 
kaydmdan azat olmadikga maksuda eremezmis." (Ken'an Ritai, a.g.e. s. 347) 

744 — Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyuru ki; 

"Sizden her birinizin cennet veya cehennemdeki yeri ezelde yazdmi§tir." 
(Buhari) Bu Hadis-i Serif e gore ihvanlik ezeliyete tekabill eder. 



314 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

4-SOHBETLERINDEN 

Allah Teala'yi isteme Hakkinda 

"Gardcujlarim! Kuldan Allah olmaz. Allah Tedla'dan kendini de iste- 
yin. Allah Tedld dilerse kendini de verir. 

Mecnun ve Leyld vardi, Mecnun d§ik idl 

Ley la bir gun yanina gelip, ben Leyld'yim demi§, meger Leyld olmu§. 
Mecnun ellerini agarakya bendeki Leyld kim demi§. 



745 — Leyla ve Mecnun, aslmda Arab halk edebiyatma ait bir hikayedir. Leyla ve 
Mecnun hikayesi kisaca soyledir. 

Necd'de bulunan Beni Amir kabilesine mensup olan Kays (Mecnun) ile Leyla, 
kabilelerinin hayvanlarim otlatirken, birbirini severler; yaslannm buyiimesi ve ask- 
larmm meydana cikmasi ilzerine Leyla cadirda alikonur ve Kays 'a gosterilmez; 
bunun ilzerine Kays 'da askm ilk lzdirabi baslar. 

Kays'in babasi Leyla'yi ister ise, de, ask sebebi ile dillere dustugtinden veya kiz- 
larmi rilsva ettiginden yahut baska bir bahane ile teklif reddedilir ve Leyla bir baska- 
sma nisanlamr. Bu hale mtiteessir olan Mecnun, lztiraplarmm te'siri ile busbiitiin 
aklmi kaybeder. O sirada kendisini gorilp, muradma erdirmek isteyen Mervan b. El- 
Hekem (LL45-65; Miladi: 675-683)'in vergi (sadakat) me'muru Omer b Abd el- 
Rahman ile yerine tayin edilen Nevfel b. Musahik'm tesebbiisleri bosa gider. 
Mecnun'un babasi, dua ile iyi olacagim limit ederek, onu Mekke ile Medine 'ye 
gottlrilr ise, de, Mecnun askmm artmasi icin dua eder ve cohere kacarak, vahsi hay- 
vanlar ile yasamaya baslar. Mecnun'un Leyla'ya benzettigi ceylam avcilardan kur- 
tarmasi v.b. vakalar, bu sirada vaki olmustur. Sonunda Leyla, Mecnun 'u sevdigin- 
den, ask lzdiraplan iginde olilr; Mecnun'da ona agitlar soyleyerek ve askmm acilan- 
ni terennilm ederek, collerde dolasir, nihayet bir giln olilsil bulunur. 

Efendi Hazretlerinin bahsettigi hikaye Milzekkin Nilfus adh kitapta Esrefoglu 
Rumi kuddise sirruhu'1-aziz bu hikayeyi su sekilde nakil etti. 
Mecnun ibn-i Kays'a sordular: 
"Adin nedir? " dediler. 

"Adim Leyld 'dir, " dedi. Zira her nereye baksa kendisine Leyla'dan baska kimse 
gorunmezdi. Gonltl Leyla ile doluydu, dilinde gece — gilndilz soyledigi Leyla adi idi. 
Leyla'dan baska kimseyi bilmez ve tammazdi. Btltiln isimleri unutmustu. Bu acayip 
bir sirdir. Sadik asik ona derler ki, dost admdan baska btltiln adlan kalbinden fikanr. 
Bir giln, Mecnun yine sarhos gibi, deli divane bir halde sehrin icinde LEYLA 
LEYLA diye feryat edip gezerdi. Leyla onun feryadim duydu, kalbi mahzun oldu ve 
"Gideyim §u miskine kendimi bir daha gostereyim. O, benim icin gece giinduz 
niyaz eder, ben de ona bir goziikeyim, hatirini sorayim, "dedi ve hemen Mecnun'un 
bulundugu yere giderek, tam karsismda durdu. Mecnun, hala: 

"Leyld.. Leyld., " diye feryat ediyor, agliyordu. Kimseyi gorecek, goztl yoktu. 
Inleyerek, sizlayarak sehirden gikti, sahralara dtlsttl. Gtlnese karsi bir yerde oturdu 
ve Leyla'sim anmaga devam etti. 

Leyla, merak ve hayret icinde pesinden gitti, onun oturdugu yere vardi, dort ta- 
rafim dolanarak ona kendisini gosterdi. Mecnun, orah olmadi ve Leylaya iltifat bile 



Hizmetleri 315 

Mecnun 'a sordular Leyld nice oldu 
Leyld gitti adi dillerde kaldi 
Benim gonlum simdi bir Leyld buldu 
Yttrtt Leyld ki, ben Mevld'yi buldunt 
Leyld Leyld derken Allah 'i buldum 

Bu hal He olun, Gardaslarim! Bu diem bir hayaldir. Allah Tedla 
igin birbirinizi sevin. Biz sizi Allah Tedla igin seviyoruz. Karincayi da 
Allah Tedla igin seviyoruz. Disari gikiyorum, bakiyorum, ne goruyorsak 
Allah Tedla'yi gorily oruz. Sizi de gordilk Allah Tedla'yi gordilk. Biz Allah 
Tedla 'ya sarilmisiz ki, Siz bize sarihyorsunuz. " 



etmedi. Leyla, Leyla diyerek kendinden gecti, dujtii ve bayildi. Fakat, yattigi yerde 
bile, butiin azalarmdan Leyla adi ijitiliyordu. 

Leyla, bundan bir §ey anlayamadi. Bekledi, Mecnun kendisine gelip yattigi yer- 
den dogruldu. Bu defa, Leyla gunejin bulundugu tarafa gitti ve Mecnun'un onilnde 
durdu, golgesi Mecnun'un ilzerine vurdu. Mecnun, ba§im kaldirarak uzun uzun 
Leyla'nm yilzilne baktiktan sonra sordu: 

"Kimsin, ne istiyorsun? " 

Leyla da ona bir soru ile cevap verdi: 
"A§k elinden halin nedir? " 

"Ne sorarsin halimi? Git, yanima gelme. Yoksa sen de benim gibi deli olursun. 
Hem sen kimsin? Ben seni tanimiyorum. " 

"Beni tanimadin mi? Leyld Leyld diye istedigin ve inledigin iste benim, nasil 
tanimazsin? '" 

"Var git isine, diem bana hep Leyld oldu.. Gonlume hep Leyld doldu.. Eger, sen 
gergekten Leyla isen, ya bu bendeki Leyla kimdir?" dedi 

746 — Ahmed Ami§ kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 

"Olmus olmustur, olacak da ohnustur. Olacak bir sey yoktur. " (GUNEREN, 
age., s. 73) 

747 — "Bir gun baliklar toplanarak demijler ki; 

"Su, su... " dedikleri bir §ey varmi§. Yalniz ismini ijitiyoruz, kendini goremiyo- 
ruz. Iclerinden biri demij ki; 

"Falan denizde her sey i bilen bir bahk vardir. Gidelim de ona sorahm... Olsa ol- 
sa miiskulumuzu o halleder. " 

Gidip dertlerini anlatmijlar ve: 

"Su nerededir, bize goster! " demijler. Hazret de: 

"Suyun olmadigi yeri, siz bana gosterin! " Cevabmda bulunmuj. 

Bunun gibi, her bir zerreyi nurun nuru olan Cenab-i Hakk'm nuru ihata etmi§, 
her jey onun vilcudundan zuhur etmi§ ve ona yakm olmujtur. Nasil ki, Cenab-i Hak, 
Kur'an-i Kerim'de: 

"Sana benden soranlara de ki; Ben onlann yakinindayim." (Bakara, 186) 

Adamcagizm biri rilyasmda Cenab-i Hakk'i gormilj, ko§mu§ ellerine yapi§mi§: 
Senin elinden ba§ka bir el bilmiyorum! demij. Uyanmca kendi elini tuttugunu gor- 
mil§. 



316 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Zati Hakk-i anla zatindir senin 
Hem sifati hep sifatindir senin 
Sen seni bilmek necatindir senin 
Gayre bakma sende bul 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 

"Gardaslarim! Allah Tedla'dan baska bir sey yoktur. Zaten bizde 
yokuz. Bizi yok bileceksiniz. Bizde sizinle dusup kalkiyoruz. Konup gogtt- 
yoruz. Anta biz, bizde yokuz" 

Beni bende demen bende degilem 
Tenim bos gezer dondan igeri 

Yunus Emre kuddise sirruhu'1-aziz 

Sizde boyle yok olun. Gezen duran siz olmayin. Allah Tedla'nin bir 
ismi Gayyur (50k kiskanc)Wwr, Insanlar birbirini sevince, Allah Tedla'da 
onlari sever" 

"Zat-in biri Allah Tedld'ya, 

— 'Ya Rabbi! Kapini ag' demis. Allah Tedld; 

— 'Kulunt sen gel, kapi agik ' demistir. 

Allah Teala'nin Ehli Hakkinda 

"Iste hulasa sizler Allah Tedla'nin ehlisiniz. Allah diyene "Ehl'u-llah" 
derler, ne yazik ki, gahsmiyorsunuz. "Temutune kemd te'isune ve 
tub'asune kemd te'isune " buyrulmustur. 

Dilnyada hangi sifatta ve ne amel uzerine iseniz o halde vefat edersiniz 

Hangi sifat uzere vefat ederseniz, o sifat uzere hasr olursunuz. Murni- 
nin kalbinin daima Allah Tedld He olmasi lazimdir. Vefatimiz zamaninda 
dahi Allah Tedld He olahm. " 

Efendimiz sallallahu aleyhi ve selleme sormu§lar. 'Allah Tedld katinda 
amellerin hangisi efdaldir. " 

"Bu dilnyadan giktiginiz zaman diliniz, Allah He teslim-i ruh etmeli. 

Adamcagizm biri de, karsismda kendisine hucum eden bir esegi gormils kulakla- 
rim yakalamis. Uyandigi vakit kendi kulaklanm tuttugunu gormils. 

Bir sufi ile kelamcmm biri konusuyorlarmis. Kelamci demis ki; Yakminm o Al- 
lah'tan ki, kopek ve kediden zuhur eder. Sufi de demis ki; Ben de yakminm o Al- 
lah'tan ki, kopek ve kediden de zuhur etmez. 

Bunlar birbirlerini bu suretle tekzip ederlerken arifin biri onlarm hallerinden ha- 
berdar olur ve der ki; Sen de haklism, o da haklidir. Qunkti kopek ve kedi en deger- 
siz hayvanlardan olmak hasebiyle, biriniz boyle kiymetsiz hayvanlardan Cenab-i 
Hakk'm zuhurunu Hakk'a bir noksan addettigi icin haklidir. Digeriniz ise, her seyde 
Hakk'i gordugil icin bunlardan da zuhur etmeyen Hakk'm zuhurunda noksan ola- 
cagmdan, o noksanhgi Hakk a isnat etmedigi icin haklidir." (Ken'an Rifai, a.g.e. 
s.347) 



Hizmetleri 317 

Hatta hakkinizda riyakdr deninceye kadar, Allah Tedld'yi zikretmeli. 
Gardcujlarim! "Amellerin efddli zikirdir." Fakat galujamiyoruz. Yeter ki, 
Allah Tedld'ya kul olmali. " 

Alemler Hakkinda 

"Garda§lanm! §u gormti§ oldugunuz yildizlar, sizin akhnizin alama- 
yacagi §ekilde dtinyadan gok buy ilk, Allah Tedld'nin yarattigi varhklardir. 
Bunlarin tizerinde d,e Allah Tedld'ya itaat eden mahlukatlar vardir. Onlar 
da Allah Tedld'yi zikrederler, kulluk ederler. Yalniz onlarin §ekilleri bize 
benzemez. Bu ayri bir meseledir" 

Aile Hukuku 

Efendi Hazretleri torunu Ai§e Sidika Hanim'i severken validesine olan 
nisbet ve benzerlikten dolayi "benim gtizel Anam" diye sever, sofrada ye- 
mek yenilirken agzina lokmalar ikram eder ve 

"Kizim sizinle ugra§an benimle ugra§ir, benimle ugra§an Rasultillah 
sallalldhu aleyhi ve sellem Efendimizle ugra§ir. " Demi§tir. 

Av Eti Hakkinda 

Efendi Hazretlerine av eti ikram etmi§ler. "Garda§im! Ava kiyamayiz. 

74R 

Ama av etini de severiz, " Buyurmu§tur. 

Dilenciler Hakkinda 

Efendi Hazretleri Ulu Camii kapisinda her zamanki gibi dizilmis. dilenci- 
ler icin buyurdu ki; 
"Bunlara higpara verecegim gelmiyor, vermeden de gegemiyorum. " 

Dedikodu Yapan Hakkinda 

Efendi Hazretleri, §ikayete gelen bir ki§iye "Allah Tedla'ya bu kuluya- 
ratmasini bilmemi§sin mi diyelim" bir ba§kasina "kuldur hata i§ler, tiger, 

750 

be^er" diyerek hakikate sevk etmi§tir. 



748 — Milrjid-i kamiller avcidirlar. Onlar avlamak istediklerinin camm incitmeden 
alirlar. Av eti lezzetlidir. Cunkti kendisinde acilik yoktur. Kapida yetijen hayvamn 
hirsi ve elemi onu tatli olmaktan cikarmijtir. 

749 — Ali Eri§ isimli ihvandan dinledim. 

Muaz b. Cebel radiyallahu anh §oyle diyordu: 

"Allah Teala'nin yeryuzunde kizdiklan mescit dilencileridir." (Tenbihu'l 
Mugterrin, a.g.e. s 371) 

750 — Abdullah b. Selam radiyallahu anh anlatiyor: 

Nebi aleyhisselamdan biri ba§ma gelen sikmtilardan oturil, ytlce Rabbine §ika- 
yette bulununca kendisine §u vahyi indirilir: 

"Bana daha ne kadar gikdyette bulunacaksin? Ben yerilme ve yakinma mercii 



318 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Denizler Hakkinda 

"Gardaslarim! Insanoglu ay a gitmek igin bosuna gaba sarf ediyor. Bir 
sey bulamayacaklar. Denizleri arastirsalardi daha gok menfaat bulurlar- 
di." 751 

Ders Vermede Liyakatin Ikinci Plana Atilmasi 

Efendi Hazretlerinin damadi Hayyat Mehmet Efendiden nakledilen bir 
rivayete gore, bir gun huzurlannda sohbet esnasinda, orada hazir bulunanlar- 
dan bir kaci: 

"Efendim, Size gelen herkese, tefrik etmeden ders veriyorsunuz, bunun 
hikmeti nedir? " diye soruyorlar. Efendi buyurur ki; 

"Gardaslarim! Eskiden medrese, tekke gibi Him irfan yerleri vardi. 
Candler asli mekdnlardir, tali mekdnlar kalmadi. Tarikata girme hevesiyle 
gelenleri biz bos geviremeyiz, fakat bizim bir gbnul dairemiz vardir ki, biz- 
ce malumdur. " Ba§ka bir zamanda §6yle buyururdular; 

"Bir kimse bostanina karpuz eker. Karpuzlari buyudukten sonra, en 
iyilerini satip para kazanir. Ondan ehvenini esine dostuna ve aile efradina 
yetirir. Geriye kalanini da hayvanlarina yedirir. O bostan ekenin bunda bir 
zarari var mi? 

Gardaslarim! O ders verdigimiz kimse hig bir sey yapmayip ta kottt 
ahlaklarindan vazgegse, bu da bir kdr degil midir?"Gardasim en azindan 
bes vakit namazini birakmaz. 

Devlete itaat Hakkinda 

Efendi Hazretleri kiyafet kanunun ciktiginda, e§leri Hatun Hanim ve 
Haci Hanim icin iki manto iki atki alip getirdiginde Hatun Hanim'in, "Efen- 
di bunlar ne ki? " sorusuna kar§ihk, Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Hanim! Bundan sonra disari giktiginizda bunlari giyeceksiniz" de- 

mesi iizerine Hatun Hanim, 

"Efendi bizim garsaflarimiz var. Biz onlari giyeriz" demesine cevaben, 



degilim, gaip dleminde senin durumun boyle ba§lami§hr, benim senin hakkindaki 
giizel takdirime kizma, senin icin diinyaya yeni bir diizen vermemi mi, Levh-i Mah- 
fuz'u degistirmemi mi istiyorsun? Kendi muradimi degil de senin muradini miyerine 
getirmemi, benim degil de senin arzuladigini gerceklestirme mi arzuluyorsun? Izze- 
time yemin ederek soyliiyorum, eger bu dusiincen bir daha gogsiinde depresirse 
iizerinden peygamberlik giysisini ceker ahrim, cehenneme atarim aldiris etmem 
bile!" (Tenbihu'l Mugterrin, a.g.e.293-294) 

751 — "EHi y X \ i^inde insanoglu tumilyle denizin usttine ve icine yonelecek. Ge- 
zegenin bir parcasi olarak, maden, yiyecek bulmak, askeri ve ulasim amaclanm 
gerceklestirmek ve artan ntlfusa oturacak yer saglamak icin onu ele gecirip kul- 
lanacaktir." (ALVIN TOFFLER, Gelecek Korkusu §ok, trc. Prof. Selami TUR- 
GUT, 1st. 2006, s. 200) 



Hizmetleri 319 

"Hanim onlar kanunen yasak olmustur. Onun igin bir zaman bunlari giye- 
ceksiniz" demi§ ve aynca ulu'l emre itaati anlatmi§lardir. 

Aynca §apka kanunu geregince kendisi di§anda §apka ile bulunmu§tur. 

"Buna herkes sapka diyor, biz ise, serpus (Basa giyilen bashk) diyo- 
ruz" Bu §apka ifinde itirazda bulunanlara da, 

"Gardaslarim ulu'l emre (kanunlara) itaat gereklidir" der di§ardan 
geldiginde §apkasini kapinin yanindaki fiviye asar, if mekana sokmaz fikar- 
ken de, abdest almaya fikiyor dahi olsa, §apkasini ortmeden fikmazdi. 

Diinya Hayati Hakkinda 

"Amelleriniz tartilmadan once, kendinizi hesaba gekiniz. Hdkikat ve 
hidayet yolundan ayrilmayiniz. Cendb-i Hakk'a ihlds ile ibadet etmenizi 
tavsiye ederim. Allah Tedld, dunyada hayri da serri de insanlarin tercihine 

752 

birakmujitir. Sakin ha kendinizi gafletten koruyunuz. Size ho§ gorunse 
de fenahktan, gunahlardan sakininiz. Allah Tedld'nin emirlerini yerine 
getiriniz, gunku emirlerin yapilmamasi bir feldkettir. Olilni yolunu kolay- 
la§tiracak yegdne §ey, sizin amellerinizdir. 

Size teblig edilen emirlere ittibd ediniz. Taharet uzere ya§ayiniz. Takva 
uzere olunuz. Her te§ebbusunuzde Cenab-i Hakk'in size yar dim etmesini 
ve gegmis gunahlarinizi affetmesini niyaz ediniz. Tevazu ve sabir, takva ve 
sidk siariniz olsun. Hesaba gekilmeden kendilerini hesaba gekenler buyuk 
mukdfatlara nail, bunu ihmal edenler ise, buyuk zararlara dugdr olurlar. 

Her turlu musibet ve beldlar, kisinin tekdmul sebeblerindendir. Bunlar 
da nefs-i emmdreden raziye ve marziyeye kadar gider. Qogu zaman nefs-i 
levvdmeye ugrarlar. O zaman kul kendi gunah ve hatalariyla ugrasir. In- 
sanin kendi hatasini gormesi kadar guzel irfan olmaz. Bunlarin hepsini 
unutup kulluk vazifesinde bulunmak, yani cismindeki cam gibi, dostu ca- 
ninda bulmak 

Bu dunya fdnidir, ddemdir, misafirhanedir, dhiretin tarlasidir. Ahirete 
hayirh ameller goturmek lazimdir. Sen, seni sevdiginle bit Bir hadis-i se- 
rif te; " Kisi, sevdigi ile beraber hasr olacaktir. " 

"Gardaslarim insan dunyada bir yolcu gibi veya bir misafir gibi, ydda 
bir kiraci gibi olmali. Yolcu veya misafirin nesi olur ki, Konar, geger o 
kadar. " 



' — Allah Teala'nm evliyalarmdan bazi ajiklar; 
"Hakki talep eden kimseye lazimdir ki, asla Hakk'dan gaflet etmeyip gonlilne 
Hakk'dan ba§ka ne gelirse mani ola.. Eger a$igm gonlilnde Hakk'dan gayn bir fikir 
119 nefes alip verinceye kadar durursa, o ajigm feyz yolu kapamr, Allah Teala ilmin- 
de terakki edemez. Zira gonillden ruhaniyet gider, felc olmu§ organ gibi yola git- 
mekten ve hareket etmekten kahr..." Buyurmujlardir. (Selim Divane, Sadiklarm 
Mujkillerinin Anahtan, a.g.e., s.25) 



320 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

§u Beyitleri 50k tekrar ederdi. 
Fdildtun, fdildtun, fdildtun, 
Yuzun suyu deger cihani btttttn 
Verirlerse dunyayi sen alma satin 
Yttz akhgi iki cihana deger 

Hak kul elinden intikamini kul eli He ahr 
Ilm-i Hakk-i bilmeyenler am kulyapti sanir. 

Cttmle esya haktandir kul eli He islenir 
Emr-i Bdri olmayinca sannta bir gop deprenir. 

Kazara bir sapan tasi bir altin kdseye degse 

Ne tas kiymet kazanir, nede kdse kiymetten duser 

Tekkeonu'ndeki sahra sohbeti donu§unde "Gardasim, Zindana donek 
bakahm " Derdi. 

Dostlar Hakkinda 

"Pis-i nteni, der-Yemeni. Der -Yemeni, pis-i meni. " 

"Bizi sevenler Yemen 'de olsa dizimizin dibindedir. Sevmeyen ise, di- 
zimizin dibinde olsa bile Yemen 'dedir. Biz kimseye vurmayiz, kendi kendi- 
ne vurursa, kendi bilir. Biz dttnya ve dhirette, maddi ve manevi islerinizde 
beraberiz. " 

Efendi Hazretlerinin Kendi Makami Hakkinda 

Sormu§lar. 

"Efendi Hazretleri sizi nerede buluruz? 

"Eger bu dilberi ararsaniz Sivas Ulu Camii'nde. Orada bulamazsaniz 
§am-i §erif'te IJmeyye Camii'nde. Orada bulamazsaniz, Mekke'de Kd- 
be'de. Orada bulamazsaniz, Medine'de Ravza'da. Orada bulamazsaniz, 
Sivas 'a bir sefer eyleyin Ulu Camii 'nde bulursunuz. " 

Efendi Hazretlerinin Bir Munacati 



"Ey Hdhk-i kdinatl Ilticdgdhim ancak sensin. Uzuntii ve silrur zama- 
nimda da sana yalvaririm. Gunahlarim buyuktur, fakat senin affin ondan 
daha buyuk degil midir? Milndcatimi isitiyorsun. Gonlumde muhabbetini 
eksik etme. Beni bin yil atesinde yaksan yine senden umidimi kesmem. 



753 — Muammer Su isimli ihvandan dinledim. 



754 — Ebu Said Ebulhayr'in Divan'mda rubainin ilk beyti aslmda: 
"Ger der Yemeni cu ba-meni pifj-i meni" jeklindedir. (A591, age. c. Ill, 
1130) 



Hizmetleri 321 

Rehberim sen olursan, higbir vakitte gilmrah (yolunu kaybetmi§, sapitmi§, 
azmi§) olmam. Sen bana yol gostermezsen ilelebet daldletten kurtula- 
mam." 

"Yd Ildhi! En bttyttk korkum, beni kapindan tard edecek olursan ne 
yapacagim. Senin yukselttigini kimse algaltamaz. Senin algalttigini kimse 
yukseltemez. Hdlik sensin, hakim ve dlim olan sensin, ilmin her seyi kap- 
lamistir, rahmetin her seye samildir. Feldketzedelere yardim eden, 
musibetzedelerin imdadina yetisen, kalbleri kirilanlara teselli veren Sen- 
sin. Kullarina yardim igin daima hazirsin. Butun esrar ve efkdri bilen Sen- 
sin. Btttttn nimetleri bahsedensin. Fakirlerin dostu sensin. Sadiklarin, 
tahirlerin yardimcisi sensin. Yardimini isteyenlerin hepsine yardim eder- 
sin " 

"Ya Rab! Biz adz, fakir, nakis, zayif ve fdni kullariniz. Ebedi ve ezeli 
olan, zengin ve kudretli olan, rahim ve alim olan sensin. Senin marifet ve 
muhabbet nurunu ariyoruz Muhabbet ve marifetini ihsan eyle. Gunahla- 
rimizi affeyle. " 

Ehl-i Beyt Hakkinda 

Efendi Hazretleri hayati boyunca Ehli Beyt'e olan sevgisi "Sizler bizim 



755 — Istanbul'da evliyayi kiramdan kadri yiice bir zat, Cenab-i Hakk'a niyaz ve 
rica etmis ki, 

"Ilahiya rabbi, bu diinyada cennetlikve cehennemlik kullanndan hirer tanesini 
fakire goster, diinya goziiyle goreyim. " Kendisine hitab-i izzet gelmis ki; 

"Yarin sabah erkenden Yedikule Kapisi 'na git, kapi acrfdigi zaman ilk ewel ka- 
pidan ta§ra cikan adam cehennemliktir; onu gor; miigahede et ve orada bekle. Ak- 
§am iizeri en sonra ydni kapi kapanacak zaman kapidan iqeri giren adam cennetlik- 
tir; gorve miigahede et. " 

O zat sabaha yakm o kapiya gider, orada kapmm acilmasma muntazir olur. Kapi 
acilir acilmaz sekiz on yajmda bir cocugun elinden tutmu§ bir ihtiyar Muslilman 
adam kapidan dijanya gider. Bu zat tamamryla mujahede eder ve korkarak der ki; 

"Yazikl §u Muslilman, Isldmiyet 'te sac ve sakahni agartmis, bicare cehennemlik- 
tir! " demi§. Ve yine akjama kadar kapi dibinde beklemij. Akjam iizeri kapi kapana- 
cak iken sabahtan ilk ewel cikan adam, yine o adam! Qocuguyla beraber en sonra 
iceriye girer, kapi kapamr. O zat, dikkatle taaccilp ederek nazar eder ki, sabahtan ilk 
cikan adamdir, 

"Fe-subhdnallah Tedld, sabahleyin ehl-i ndr idi, aksam ehl-i cennet oldul " diye 
pek 90k hayret ve dustince ile hanesine gelip huzur-i ilahiyyeye dump bunun hikme- 
tinden sual etmis. Surma soyle hitab-i izzet gelmis ki; O adam, cocuguyla beraber 
deniz kenarmda oturup aksam ettiler. Qocuk babasma sual etti ki; 

"Baba bundan daha buyiik baska deniz var midir? " Babasi dedi ki, 

"Evet, oglum, vardir; onun ismine ilahi rahmet deryasi derler ki, onun ucu kenan 
yoktur." Iste bu soz o adami ehl-i cennet eyledi" diye ferman-i ilahi gelmis. (Asci 
Ibrahim Dede, a.g.e. c. Ill, s.1016) 



322 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Ser tacimizsiniz" ifadesi ile hayat bulmu§tur. 

"Gardaslarim! Ahmet ve Mehntet, bizler sizin adinizi abdestsiz bugtine 

757 

kadar agzimiza dahi almadik. " 

Fena fi'g- Seyh Hakkinda 

"Gardaslarim! Bir zaman sonra gordttk ki, elimiz seyhimizin eli her 
seyimiz seyhimiz olmus. Biz yok olmusuz o var olmus. Yok olun 
Gardaslarim! Yok olun, sonunda Allah Tedla var olur. " 

Gavshgi Hakkinda 

1955 senesinde Efendi Hazretleri "Gardaslarim! Gavshk Kadiri'lerden 
Naksi'lere verildi" Gavsiyet mujdesini verdi. 

Gercek Hafizlar Hakkinda 

"Gardaslarim! 

Bir kimse, ben bldukten sonra benim malimi dunyanin en cahil ada- 
mina verin derse; o adanip mahni Kur'an-i Kerim hafizi olup ta manasini 



756 — "Fuzuli'nin adi Mehmed imi§ (900) tarihinde Hille'de dogmu§ (963) de 
Kerbela'da vefat etmi§... 

Kitabmda bir duasi vardi. 

"Ya Rabbi, beni dunyada da Ehl-i Beytin golgesinden ayirmal" diye... §imdi 
Kerbela'da, Ehl-i Beytin Kubbe-i Saadetinin dijansma gommiljler. Gtine§, Tilrbe-i 
Saadet'e vurdukfa sabah ve akjam golgesi mezarma dil^er." (Ken'an Rifai, a.g.e. s. 
165) 

Mustafa Ozeren kuddise sirruhu'1-aziz bir nasihatlerinde buyurdu ki; 

"Kalbini temiz tut, berrak tut, Ehl-i Beyt'e muhabbetten aynlma, Mustafa ile 
Murteza ayn degildir. Velayet sun onda devam eder. Esnta, miisemma ehline 
gerekmez- Her sey O'ndandir. Karagoz perdesindekilerin hepsini tek el oynatir. 
Onun icin hiq bir seyi kotii gorme, ama tabi de ohna. Daha genqsin, inersin, qi- 
karsin veya qikarsin inersin,. Yavas yavas insa-allah hepsi olur. Yeter ki, motor 
saglant kalsin. Ben sana isin esasini oziinii soyledim. Eger iqinden gelirse uq defa 
" La ilahe illallah, Muhammed Sallallah " dersin. " (GUNEREN, a.g.e, s. 35) 

Ahmed Amis kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 
"Her seyin basi Ehl-i Beyt' e muhabbetdir . " 

Dualarin en hayirhsi nedir? Diye soruldugunda §oyle buyurdular: 
"Yarabbi bizi Ehl-i Beyt kapisindan ayirnta. " 

(Dilekleriniz olursa) "Hazreti Fatinta radiyallahii anha Anamiz'dan dileyin. O 
qok merhamethdir. Kendisinden niyaz edileni geri qevirmez. " 
"Mustafa'yi, Murteza'yi bir bilnteyen azabtan kurtulantaz." 
"Aynada baktim oziime, Aligorundu goziime" (GUNEREN, age., s. 50) 

757 — "Alimler Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellemin sozlerini abdestsiz riva- 
yet etmegi mekruh gorilrlerdi. Hz Aise radiyallahii anha hadis rivayet edecegi zaman 
abdestsiz olursa teyemmum ederdi." (ALTUNTA§, Muhammedi Dua,2004, s. 145) 



Hizmetleri 323 

bilmeyene vermeli imi§ yine bir kimse benim mahmi dlim kimseye verin 
derse, o kimsenin mahni velev ki, Kur'an-i Kerim'i yuzunden okumasini 
bilmesin, Kur'an 'in hukmunce amel edene vermeli imi§. " 



— "Ben (Imam Sa'rani) derim ki; "Kur'an-i Kerim'i daha 90k bilen ve oku- 
yandan maksad, onunla digerinden daha 90k amel eden, geceleri ibadete kalkan, 
yasaklardan sakman demektir." (Uhudii'l Kiibra, a.g.e. s.60) 

Yahya B. Muaz kuddise sirruhu'1-aziz soyle demistir: 

"Zaman olur ki, kisi kendini ibadete verir ama o ibadet onun i9in dalalet sebebi 
olur. Yani kanmasma ve kendisini begenmesine yol a9ar. Aksine zaman olur, bir 
mesguliyet ve gilnaha dusiirur. O gilnah onun i9in hidayet sebebi olur. Yani kendi 
haline bakar. Gaflet uykusundan uyamr. Istigfar ve tovbe eder. Siiphesiz hukum Al- 
lah'mdir ve nasil dilerse oyle yapar. Hikmetini kendisi bilir. Bu iki halden emin 
olmak aldanmak ve oyuna gelmektir. Zira bu hususta O'nun htikmu nedir bilemez 
ve akibetin ne olur anlayamazsm. Her hal il karda bu hususta cesur olmaman gere- 
kir. Hakk Teala cilr'etle gilnah isleyip: "Allah bizi magfiret eder." Diyen kisilerden 
sikayet9idir. Hi9 bir sey gilnahi ku9iik gostermekten daha kottl olamaz. Gilnahm 
ku9ilklugune bakma. Sen, kimin emrini yerine getirdigine bak!" (Nefahatu'l tins, 
a.g.e. s. 181) 

Rasulullah sallallahil aleyhi ve sellem buyurur ki; 

"Bir zaman gelecek; insanlar Kur'an '1 gokga okuyacak fakat bir lezzet ve hald- 
vet bulamayacaklar. Kur 'an-i Kerim 'in emirlerinde kusur ettiklerinde; 'Allah Teala 
Gafur ve Rahimdir' diyecekler, yasaklari iglediklerinde 'Biz fjirk kofjmadikga Allah 
Teala affeder' diyeceklerdir. Onlarin butiln i§leri yalandir. Kurtlar koyun postu 
giyerek insanlan aldatacaklar, en dindari yagci olacak" (Kutub-i Sitte) 

Hz. Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz buyurdu ki; 

Sahabenin ruhlarmda, Kur'an-i Kerim'e karsi fevkalade bir istiyak vardi ama 
aralarmda hafiz pek azdi. Cunkti bir meyve oldu mu kabugu adamakilli incelir, 9at- 
lar, dokulilr. 

Ceviz, fistik ve badem bile olunca kabuklan incelir. Ilmin hakikati de kemale ge- 
lince kisn (kabugu-kabahgi) azalir. Zira sevgilisi, asiki yakar, yandinr. 

Istenen, sevilen kisinin vasfi, isteyen, seven kisinin vasiflarmm ziddidir. Vahiy 
ve nur simsegi, Nebi sallallahil aleyhi ve sellemi yakar. Kadim olan Allah Teala'nm 
sifatlan tecelli edince hadisin sifatlanm yakar, mahveder. Sahabe arasmda birisi 
Kur'an-i Kerim'in dortte birini ezberledi de duyuldu mu, sahabe radiyallahti annum, 
bu bizim ulumuzdur derdi. Boyle bir btiyuk mana ile sureti bir arada cem etmek, 
hayretlere dusmtis, mest olmus padisahtan baska kimseye mumkiin degildir. 

Boyle bir sarhosluk aleminde, edep kaidelerine riayet etmenin zaten imkam yok- 
tur, bu imkan bulunsa bile sasilacak seydir dogrusu! 

Istigna aleminde niyaza riayet etmek, yuvarlak bir seyle uzun bir seyi, zidd ol- 
duklan halde bir arada cem etmeye benzer. Sopa, esasen korlerin sevgilisidir. Kor, 
Kur'an-i Kerim sandigma benzer ancak. Korlerin sozleri, Mushaf harfleriyle, eski 
hikayelerle, korkutuslarla dolu sandiklardir. Fakat Kur'an-i Kerim'le dolu sandik, 



324 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Gercek Temizlik Hakkinda 

Efendi Hazretlerinin ziyaretine giden ihvan, 

"Once hamama gideyim de bir boy abdesti alayim Efendi 'nin yanina 
tertemiz varayim" du§unerek hamama ve oradan dogruca Qorapgi Ha- 
m'ndaki vekaleye gider. Kapiyi acip iceri girdiginde Efendi Hazretleri buyu- 
rur ki; 

"Haci, haci temizlik yokluktur. Yok olarak geleceksin. Kalbteki btttttn 
varhgini atacaksin ki, temiz olasin. " 

Hacca Gidemeyenler Hakkinda 

"Gardaslarim! Hacca gitmek isteyipte gidemeyenler uzulmesinler. Gi- 
denler yanimizda, gidemeyenler canimizda. Gidemeyenler Ulu Camii'yi 
ziyaret etsin. Burayi O^ra, O^rayi bur a yaptik. 

"Haccin sarti 3'tttr. Heidi paran olacak, sihhatin yerinde olacak, iyi 
bir arkadasin olacak, beraber gideceksiniz. 

Herkes Mekke ve Medineye gitmek ister. Bizde diliyoruz. Ama sizleri 
birakip gidemiyoruz. Biz Mekke ve Medine 'yi burasi yaptik. " 

Halife-i zadesin, makbulsun. Her neye muhabbetin varsa ona kulsun. 
Cennete gitsek bile siz vazifenizi yaptiktan sonra biz sizi almadan gidersek 
cennet bize haram olsun. Biz sizi birakmayiz, yeter ki, siz vazifenizi ya- 
pin. " Bu dunyadan giktiginiz zaman diliniz Allah Tedla He teslim-i ruh 
etmeli, hatta hakkinizda mttrai deninceye kadar zikretmeli. " 

Hacilar Hakkinda 

"Gardaslarim! JJg tttrltt haci vardir, birini Allah Tedla gagirir o orada 
kahr ve geri donmez. Birini Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellem gagirir 
oradan doner geldiginde kdmil bir hayat yasar ve haci olarak dunyasim 

bo§ sandiktan iyidir elbet. Yilkstlz sandik fareler ve yilanlar dolu sandiktan daha 
lyidir. (Mesnevi, c.IL b.1386-1399) 

Yine buyurdu ki; 

'%ok alint vardir ki, irfandan nasibi yoktur. Ilim hafizi olmufjtur da, Allah 
Teala'nin habibi olamamifjtir!" 

759 — §eyhillislam der ki; Ma'ruf bir gun yegenine: 

"Allah Teald'dan bir ihtiyacini isteyecegin zaman, ona benintle yemin et,"yw\ 
Ya Ilahi, onun hakki icin muradim ve dilegimi ver, de. Zira Muhammed Mustafa 
sallallahil aleyhi ve sellem soyle dua ederdi: 

"Allah 'im dilek sahiplerinin senin uzerindeki hakki iqin, sana ragbet edenlerin 
hakki iqin ve sana dogru attigim adimlar hiirntetine istekte bulunuyorunt." 
(Nefahatil'l tins, a.g.e. s. 161-162) 

"Tuzaga diisen kits qupindikqa baghhgi artar. Teslim olursa kayittan ve bag- 
dan qoziiltir." (YARAR, a.g.e. s. 155, 162.mektup) 



Hizmetleri 325 

degistirir. Bir hacida vardir ki; seytan gagirir dondugunde eskisinden daha 
serli ve eset (§iddetli) olur. Gardaslarim! Allah Tedld bizi bu uguncusun- 
den eylemesin. " 

Hakikat Hakkinda 

"Ol mahiller ki, derya igredir deryayi bilmezler. " 
"Gardaslarim! Bahklar sahlarina gidip sorarlar ki; 

"insanlar bir sudan bahsediyorlar. Bize suyu gosterir misin?" dedikle- 
rinde 

"Siz bana su olmayan yeri gosterin " demis. Iste sizlerde o suyun iginde 
oldugunuzu bilin ve bunu unutmayin. " 

Hastaliktan §ifa Bulma Hakkinda 

"Gardaslarim! Bir kimsenin vucudunda bir hastahk zuhur etse 
fatiha-i §erifeyi okur, nefesini igine geker, §ifa bulur. " 
"On bir adet saldvat-i serif e de iyi gelir. " 

Helal Rizik Hakkinda 

"Garda§larim! Bedenimiz helal rizikla gidalanip, temiz kihf olursa ru- 
humuz memnun olursa bu dlemde bedenimizi toprakta korur. Hem de 
ebedi dlemde tez bulur. Berzdh dleminde bedenimiz ruhumuzla beraber 
bekleyecek. Ebedi dlemde tekrar dirilecegimiz zaman ruhumuz bizi bula- 
caktir. " 

Himmet Hakkinda 

Efendi Hazretlerinin kendilerine intisap ifin bir zati sinadiktan sonra bu- 
yurur ki; 

"Gardasim! Bu muhtar rnuhril degil ki, hemen verelim. Biz de bir sey 
yok, Allah Tedld bize, biz de size verecegiz. " 

Bir gun e§i immihan Hanim "Efendi Hazretleri herkese himmet ediyor- 
sun. Bizim Halis'e de bir himmet etsen" demi§. Efendi Hazretleri "Peki, 
sabah abdest suyumuzu doksun " demi§. 

Sabah namazi vakti bir turlu Halis Efendi'yi immihan Hanim kaldira- 
mami§. Devlethanenin abdest yeri avluda oldugundan o saat bir kopek 



760 — AijyyjU Havvas kuddise sirruhu'l aziz buyurur ki; 

"Kulun haccinin kabid oldugunun aldmeti, hacda Rasulullah sallalldhu aleyhi ve 
sellemin ahldki ile ahldklanarak, donmesi, gunaha hig yakla^mamasi, kendini hig 
kimseden iistun gormemesi, oliinceye kadar dimyaya meyletmemesidir. Haccinin 
kabul olmadiginin aldmeti de, hacdan dondugunde evvelki hdli iizere bulunmasi- 
dir. " 

761 — Halid K1I19 Efendiden dmledik. 

Perijan isimli kopek hakkmdaki rivayet olabilir. Bu olaydan sonra kopek bekci 



326 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Efendi Hazretlerine oyle baka baka kalmi§. Kopegin hali degi§mi§. Meger 
himmet nasipten ba§ka bir §ey degilmi§. 

Htisn-u Zan Hakkinda 

"Gardaslarim, Allah Tedld'nin kulunu sevmek o kulda kusur gorme- 
mekle olur. Baskasinda kusur goren kendinde varhk gorttr. Allah Tedld'ya 
sonsuz hamd olsun ki, buldugum bu Allah Tedld sevgisiyle Allah Ted- 
ld'nin kullarina hizmet etmek ve onlara faydah olmak en buyuk dilegim- 
dir." 

I h van I ik Hakkinda 

"Gardaslarim! Ders alan birinin orug ve namazdan once gozu kor, 
kulagi sagir, dili peltek ve eli ayagi koturum olmahdir. Gardaslarim! Ih- 
van olmak kolay, insan olmak zor. Gidersin bir murside ders ahrsin eve 
ihvan donersin. Ama insan olmak oyle degil §eyhimden ders aldiktan 
sonra, §eyhimin boyasina boyanmisim. Iste bu sizin gelmeniz, §eyhimin 
himmetidir. Himmet verilmez ahnir. Himmeti vermeli, almah. Biz verebi- 
liyor muyuz siz de alabiliyor musunuz? 

Biz Allah Tedld'nin higbir isine karismadik. Naz makaminda dahi 
olmadik. " "Ihvan vaktin oglu olmahdir" "Ihvan ihvanhgi He avama karsi 
gururlanmamah ve riyaya gitmemelidir. Yolumuzun dort esasi vardir. De- 
vami sohbet, devami sunnet, devami zikir ve seyr-i suluk. Ihvanda husu ve 
huzur birlesmezse zevk alamaz. 

Ihvan iki kisimdir. Birinin her gun yedigi baldir, bah bilmez. Digeri 
de sekli ve semailini bilmez. Bal baldir, tadindan ayrilmaz 

Ihvan ozursuz ug hatmi terk ederse ihvanliktan terk edilir. Ihvan Allah 
Tedld igin bakarsa Allah Tedld ona olmez bir goz verir. Dinlerse, olmez bir 
kulak verir. Hdsil insan butun azasini Allah Tedld'ya verirse, Allah Tedld 
ona olmez bir vucut verir ve ruh olur. Edeb, ihlds ve muhabbet bir ihvanda 
bulunmaz ise, ilerleyemez. " 13.07.1963 

ihvandan istenilen §ey Hakkinda 



olarak kapida kalmijtir. 

762 — "§eyh Ahmed ez-Zahid -rahimehullah- oglunu her halvette kirk gun sure 
ile benim yammda halvete sokardi ama yine de ogluna manevi sirlar acilmazdi. 
Bunun uzerine soyle derdi: "Yavrum ij benim elimde olsa, yolu bilmede kimseyi 
senin online gecirmezdim! " (Imam §arani, Tenbihu'l Mugterrin, trc. Selefin ihlds 
ve Takvasi, Sitki Gillie, Istanbul, 1997) 

763 — "Bir kisim evliya taninm ki, onlar duadan dahi teeddilp ederek 
ancak zikir ile mesguldiirler. O yilce sahsiyetler rizaya boyun kestikle- 
rinden, kazayi def etmek igin tesebbuse gegmeyi, kendilerine haram bibnis- 
lerdir" (Iz, Mahir, Tasawuf , 1st, 1 990, s. 55) 



Hizmetleri 327 

Efendi Hazretlerine 'Ba§ka qeyhlerin ihvanlari uguyor kagiyorlar, niye 
bizde boyle bir hal yok ' dediler. 

"Gardcujlarim! Sinekte uguyor. Siz ugmayi kagmayi birakin. Allah Te- 
dld'ya kul olmaya bakin. Ugmak bir §ey degil Sizin Allah Tedld yaninda 
sinek kadarda mi, kiymetinizyok. Yoksa daha ne gah§iyorsunuz. Sizleri bir 
damla sudan bu hale getiren Allah Tedld degil mi? Onun igin ugmaya 
kagmaya bakmayin. Allah azimu '§ §dn bize kulum desin yeterde artar. " 



764 — Halid K1I19 Efendiden dmledik. 

Seyyid Muhammed Nur-ul Arabi Varidat serhinde buyurur ki; 

"Keramati ilmiye, Keramati kevniyyeye mumasil bulunmayan keramati haki- 
kiyedir. Keramati kevniyye, ancak zahitlerden zahir ve ztthd, terk editince meslup 
olur. Halbuki keramati ilmiyenin zevali yoktur" 

(Ilmi kerametler, dilnyevi olus kerametlerinden yani (ugmak, harikalar goster- 
mek vb.) benzeri bulunmayan hakiki kerametlerdir. Dilnyevi oluslardan olan kera- 
metler ancak zahitlerden zahir olur. Ztihd, dilnyevi seyler terk edilince aciga cikar. 
Halbuki ilmi kerametler yok olmaz) (Golpinarh, Abdulbaki, Melamilik ve Melami- 
ler,ist. 1931, s. 286) 

Muhammedi mesrebli evliyaullah da keramet az zuhur etmistir. Ctinkti nisbetleri 
Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellemdir. Efendi Hazretleri ve ihvam, keramet konu- 
sunda ketum ve gizli yol takip etmijlerdir. Ajagidaki soruda bu mevzuyu gtlzel 
jekilde izah etmektedir. 

"Soru: Salih kijilerden ve mejayihten zuhur eden harikulade haller ziyadesiyle 
§ohret bulmujtur. Diger taraftan sahabe Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellem ile 
sohbette bulunmalan sebebiyle daha 90k kuvvetli, maddi seyler tlzerinde tasarrufta 
bulunmaya daha fazla kadir idi. Buna ragmen onlardan (90k miktarda) harikulade 
haller zuhur etmemisti. Imam §afi kuddise sirruhu'l aziz Kifayettl'1-Mw 'takid ve 
Nihdyetu'l-Muntekid isimli eserinde bu soruya verdigi cevabi nakledelim: Imam 
Ahmed b. Hanbel'e bu soruyu sordular. Buyurdular ki; 

Cevab: Ashabm radiyallahtl anhtlm imanlan kuvvetli idi, harici bir seyle imanla- 
nm kuvvetlendirmelerine ihtiya9lan yoktu, digerlerinin imanlan ise, zayifti, onlarm 
imanlan derecesine ulasmamisti. Onun i9in keramet-i iyaniye ile imanlanm takviye 
etmeleri zarureti. Mueyyidut-Tarikat ve Lisdnu 1-hakikat §ihabtlddin Stlhreverdi 
kuddise sirruhu'l aziz soyle demistir: 

"Harikulade seylerin kesf olunmasi ve zuhur etmesi, mtikasefe ehlinin yakmlan- 
mn zaafmdan dolayidir. Hakk Stlbhanehu ve Teala, ibadet eden kullanm esirgeyerek 
onlara rahmet nazariyle bakmistir. Bu taifeden tlsttln bir taife daha vardir ki, gontll- 
lerindeki perdeler kaldmlmistir, yakinin ruhu ile batmlan temasa ge9mistir. Bunla- 
rm, harikulade hallerden medet ummaya ve Hakk'm kudretlerini mtlsahede etmeye 
ihtiya9lan yoktur. Bundan dolayi, Ashabtan radiyallahtl anhtlm harikulade haller az 
naklolunmustur. Sonraki seyhlerden 90k harikulade haller naklettiler. Zira ashabm 
radiyallahtl anhtlm Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellem ile sohbet etmenin bereke- 
ti, vahyin gelisini mtlsahede etmeleri, meleklerin gelisi ve gidisi sirasmda yasamis 
olmalan sebebiyle batmlan nurlanmisti. Ahireti mtlsahede ederek dtlnyaya karsi 
perhizkar davranmislar ve nefslerini tezkiye etmislerdi. Adetleri soktlp atmislar ve 



328 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Ihvan Felc Olmaz ve Bunamaz 

Efendi Hazretlerine bir ihvan bacinin felc oldugu haberi gelince; 
"Gardasim! Bizim ihvanimiz felg olmaz ve bunamaz, onun seriattan 
(eliyle isaret ederek) soyle biryenigi varmis. Yoksa bu hal zuhur etmezdi. " 

Ihvanin Coklugu Hakkinda 

Turkelili Mevlana Kiifuk Hiiseyin Efendiden dinledim. 

Efendi Hazretleri, Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin "Mahserde 
ummetimi goklugu He ogunecegim. " buyurdugunu ifade etmis. ve 

"Gardaslarim! Her asrin halifesi gibi, bizde ihvanimizin goklugu He 
ogilnuruz" dedi. Daha sonra evinin oniinde havuz yapan ihvanlan eve cagir- 
di ve onlarla fay icer iken, uzun bir miiddet rabitadan sonra buyurdu ki; 

"Gardaslarim! Siz gorevinizi bugun burada gah§arak ve yorularak edd 
ettiniz. Allah Tedld her kula bir gorev verdi. Bize de bugun bir gorev veril- 
di. Allah Tedld meleklere bu yil kithk olacak buyurdu. Melekler razi oldu- 
lar. Bize de bu ahval Hham olunca razi olmayip, Ya Rabbi kullarina kithk 
iptilasini verme, dedik. Duamiz kabul olundu. " 

Ilk Vazife 

"Garda§im! Erkek ihvanin ilk vazifesi incinmemek ve incitmemek, ka- 
din ihvanlarin ilk vazifesi kocasinin nefsine hizmet etmektir. " 

Ilkbahar Mevsimi Hakkinda 

3 Mayis 1960 yihnda yaptiklan bir sohbette Efendi Hazretleri buyurur 
ki; 

"Gardaslarim! Bu mevsimde hava ne kadar soguk olursa olsun insana 
dokunmaz Cunku her seye hayat veren, sifah havadir. Guz mevsiminde 
ise, hava az soguk olsa da dokunur. Qunku otlari ve her seyi yakan hava- 
dir." 765 



kalplerini tasfiye etmijlerdi. Bu ytlzden, kerameti gormelerine ihtiya9lan yoktu. 
(Nelahatil'l tins, a.g.e. s. 142) 

765 — Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem, mezarhktan dontlnce Aise 
Siddika'nm yanma giderek konusup gorusmeye basladi. Siddika'nm gozil, 
Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin ytlztlne ilisince ontlne gelip elini onun tlsttl- 
ne, sangma, ytlztlne, sacma, yakasma, gogstlne, kollarma stlrdtl. 

Rastlltlllah sallallahtl aleyhi ve sellem "Boyle acele acele ne anyorsun?" dedi. 
Ayse radiyallahtl anha 

"Bugun hava bulutluydu, yagmur yagdi. Elbisen de yagmurun eserini ariyorum. 
Gariptir ki, ustunii, ba^ini yagmurdan islanmami§ gormekteyim " dedi. Rastlltlllah 
sallallahtl aleyhi ve sellem 

"O sirada bafjina ne ortmufjsun, batjdrtun neydi? Diye sordu. Ayse radiyallahtl 
anha 

"Senin ridani ba$ima 6rtmu§tum " dedi. Rastlltlllah sallallahtl aleyhi ve selem 



Hizmetleri 329 

Insana Deger Veren Sevier Hakkinda 

"Gardcujlarim! Amellerin efddli zikirdir. Fakat galvjmiyoruz. Kul dai- 
ma Allah Tedla He olmahdir. Vefatinda bile. Gardaglarim! Piyasada ton- 
larca kdgit var. Bunlarin belirli bir kiymeti var. Ama kdgida imza atihp 
mtthttr vuruldugu zaman para oluyor. Kdgidi para yapan Mtthttr He imza- 



dedi ki; 

"Ey yeni yakasi tertemiz Hatun! Allah Teald onun icin temiz goziine gayb 
yagmurunu gosterdi. " 

O yagmur, sizin bu bulutunuzdan degildir. Baska bir buluttan, baska bir gokten- 
dir. Hakimi Senai'nin 

"Can elinde cihan goklerine i§ buyuran gokler var. Can yolunda nice ini§ler, ni- 
ce yokuqlar, nice yiiksek daglar ve denizler var" beyitlerinin tefsiri. Gayb aleminin 
baska bir bulutu, baska bir yagmuru, baska bir gogti, baska bir gtinesi vardir. Fakat 
o, ancak havassa goruntir, digerleri 

"Oldukten sonra tekrar yaratdip diriltileceklerinden §iiphe ederler." 

Yagmur vardir, alemi beslemek igin yagar. Yagmur vardir alemi perijan etmek 
i5in yagar. 

Bahar yagmurlarmm faydasi, §a§ilacak bir derecededir. Gilz yagmuruysa, baga 
sitma gibidir. Bahar yagmuru, bagi naztl naim ile besler, yetijtirir. Gilz yagmuruysa 
bozar, sarartir. 

Kis, yel ve gilnes de boyledir; bunlarin tesirleri de zamanma gore ve ayn ayndir. 
Bunu boyle bil, ipin ucunu yakala! Tipki bunun gibi gayb aleminde de bu cesitlilik 
vardir. Bazisi zararlidir, bazisi faydali. Bazi yagmurlar berekettir, bazilan ziyan. 
Abdalin bu nefesi de iste o bahardandir. Canda ve gonillde bu nefes yilzilnden ytlz- 
lerce gilzel seyler biter. Onlarm nefesleri, talihli kisilere bahar yagmurlarmm agaca 
yaptigi tesiri yapar. Fakat bir yerde kuru bir agag bulunsa cana can katan ruzgan 
ayrplama! 

Rilzgar, isini yapti, esti. Cam olan da, rilzgarm tesirini candan kabul etti. "Bahar 
serinligini ganimet bilip istifade edin. Ciinkii o, agaqlariniza ne yaparsa bedenle- 
rinize de onu yapar v.s hadisinin manasi "Dostlar, bahar serinliginden sakin 
vucudunuzu ortmeyin. Ciinkii bahar riizgan, agaqlara nasil tesir ederse sizin 
hayatiniza da oyle tesir eder. Fakat gilz serinliginden kaqtnin. Ciinkii o, baga ve 
qubuklara ne yaparsa sizin viicudunuza da onu yapar. " dedi. Bu hadisi rivayet 
edenler, zahiri manasim vermisler ve yalmz zahiri manasryla kanaat etmislerdir. 

Onlarm halden haberleri yoktur. Dagi gormusler de dagdaki madeni gormemis- 
lerdir. Allah Teala'ya gore gilz, nefis ve hevadir. Akilla cansa baharm ve ebediligin 
ta kendisidir. Eger senin gizli ve cilzi bir akhn varsa cihanda bir kamil akil sahibini 
ara! Senin cilzi akhn, onun killli akh yilzilnden ktllli olur. Ciinkii akl-i kill, nefse 
zincir gibidir. Binaenaleyh hadisin manasi teville soyle olur: Pak nefesler bahar 
gibidir, yapraklarm ve filizlerin hayatidir. Velilerin sozlerinden, yumusak olsun, sert 
olsun, vtlcudunu ortme gtlnktl o sozler, dininin zahiridir. 
Sicak da soylese, soguk da soylese, hos gor ki, sicaktan, soguktan (hayatm hadise- 
lerinden) ve cehennem azabmdan kurtulasm. Onun sicagi, hayatm ilkbahandir. Dog- 
rulugun, yakinin ve kullugun sermayesidir. 

(Mesnevi, c.l, b.2027-2057) 



330 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

dir. Insani insan eder zikirdir. Allah Tedla'yi zikir edin. Insan, namazini 
ve dersini hig birakmamahdir. Her seyin cilasi ve gidasi vardir. Kalbin ki, 
ise, zikirdir. Bunun kiymeti sonra anlasihr. " 

Istemevi Bilmek Hakkinda 

"Mecnun ve Leyld vardi. Mecnun dsik idi. Leyld bir giln yanina gelip, 
"ben Leyld'yim" diyince Mecnun, "ya bendeki Leyld kim" demis. Meger 
Leyld olmus. 

Gardaslarim! Allah Tedla'yi isteyin. Allah kendini verir. Bu hal He 
olun Gardaslarim! Bu diem bir hayaldir. 

"Gardasim, Allah 'dan hayd ediyoruz. Bakiyoruz, gonlumuze ne geli- 
yorsa o oluyor. Allah 'dan utaniyoruz " 

Allah igin birbirinizi sevin, biz sizi Allah igin seviyoruz. Karincayi da 
Allah igin seviyoruz ne gorily orsak Allah'i goruyoruz. Sizi de gorduk Al- 
lah 'i gorduk. Biz Allah 'a sarilmisiz ki, siz bize sarihyorsunuz. " 

"Vaktinizin kiymetini bilin. Dunya beni aldatti. JJstu bal tadi, alti beni 
aldadi. " 

Isim Koymasi Hakkinda 

Efendi Hazretleri ihvanin focuklan dogunca isim talebi ile geldiklerinde 
focuk getirilmi§se kulagina ezan okur adini koyardi. Tiikurugu veya tath bir 
§eyle tahnik yapardi. 



766 — "Hifbir sevinip gillen yoktur ki, dunya ardmdan onu kedere du^urmesin, 
aglatmasm. Dilnyanm hifbir ikbali yoktur ki, ardmda idbar bulunmasm. Dtlnyada 
higbir serpintiyle ferahlayan yoktur ki, ardmdan onu bela saganagiyla lslatmasm. 
Dilnyanm jamndandir bu; sabahleyin birine yardim eder, akjamlaym ona dtljman 
kesilir. Bir yam tath olur, sindirirse obilryam aci gelir, yerindirir. Ki§i, onun zevkine 
erer, gilzelligini elde ederse, mutlaka tezce belalan fatar ona, dertleri erer. Dtlnyada 
esenlige kavujup akjami eden, mutlaka korkulara dtljer de sabahlar. 

Aldaticidir dtlnya, onda ne varsa hepsi de insani aldatir. Fanidir, onda olanlann 
hepsi de yok olur. Dtlnya aziklarmda, suflardan gekinmekten baska hifbir seyde 
hayir yoktur. Dtlnyadan az bir sey elde eden, ondan emin olabilecek 90k seye sahip 
olmus demektir; 90k sey elde edense, kendisini helak edecek 90k sey elde etmis 
demektir. Dtlnya, az bir firsat verir insana, sonra ge9er-gider; o firsata erense ancak 
hasret elde eder. Nice ona gtlvenenleri dertlere ugratmistir; nice ona inananlan helak 
vadisine atmistir; nice btlytlkleri hor-hakir etmistir; nice benlige dtlsenleri al9altmis- 
gitmistir." (Hz. Ali kerremallahtl veche, Nehc'tll-Belaga, hzl: Abdulbaki Golpmarh, 
1st. h. 1390, s. 87) 

767 — Hz. Aise radiyallahtl anhamn nakline gore yeni dogan 90cuklar Rasultillah 
sallallahtl aleyhi ve selleme getirilir, O da bunlara mubarek/hayirli olmalan i9in dua 
eder, tahnikte bulunurdu. Yani yeni dtlnyaya gelen 90cuk daha anne stlttl emmeden 
Rasultillah sallallahtl aleyhi ve selleme gottlrtlltlr, 90cugu kucagma oturtup agzmda 
yumusatmis oldugu hurma ile 90cugun damagim ogar, daha sonra dua edip adim 



Hizmetleri 331 

Adlarda genellikle Ehl-i Beytin, sahabenin veya piran-i izamin adlanni 
tercih ederdi. 

Bir gun Haci Murat isimli ihvan Efendi Hazretlerine gelerek; 

"Efendi Hazretleri bir mahdumunuz oldu. Ne buyurursunuz. " Efendi 
Hazretleri; 

"Hatice-i Rubra, olsun. " Haci Murat; 

"Efendi Hazretleri Bir oncekine vermistiniz, " dediginde elini sallayarak 

"Fa, dyle mil Peki Fatima'tuz- Zehra olsun" buyurdular. 

Islerin Degistirilmesi Hakkinda 

Hasan Hiiseyin Karatas. Efendi'ye hitaben ihvana "Gardasim! Buyukler 
buyurur ki, "Sebep sizi terk etmeden, siz sebebi terk etmeyin, " soylemi§- 

,■ 769 

tir. 



koyardi. Islam inancmda bu isleme tahnik adi verilir. (Miislim, Adab 27; Ebu Ddvud, 
Edeb 106. Buhdri, Menakibu'l-Ensar 45, Akika 1; Muslim, Adab 26; Ebu Ddvud, 
Edeb 69.) 

768 — "Si z kiyamet gununde hem kendi adinizla, hem de babalarinizin adiyla 
qagirilacaksiniz; bu sebeble kendinize guzel adlar koyunuz" (Ebu Davud, Edeb 69) 

§eyhim Aliyytl'l Hawas soyle derdi: 

"Gercegi yansitmayan (§emsuddin, Kutbilddin, Bedreddin) gibi benzer adlan 
cocuklanmiza koymaktan kacmmaliyiz. Bu adlarm gtlzel ve dogru anlamlan, te'vil 
gottlrilr yonleri bulunmasma ragmen — mesela, §emsuddin'i; kendi inancmm gilne- 
si, Bedreddin'i kendi dininin ayi gibi — yine de dogru degildir. Fakat bu oyle bir 
hale gelmistir ki, herkes, hatta salih kisiler, bilginler dahi boyle lakaplan cocuklarma 
vermekte, kendileri bu tilr lakaplan almaktadrrlar. Bazi kisiler daha ileri giderek tek 
isimle amlmalarim yadirgamaktalar. Halbuki en dogru yol stlnnete uymaktir. Binae- 
naleyh, bir bilgine veya salih bir kimseye hitab edecek bir kimse, Omer Efendi, 
Mehmed Efendi diyerek hitab etmesi, aldatici ad olan §emsuddin, Kutbilddin diye 
seslenmesinden daha faziletlidir." Hak Taala istedigini dogru yolda yurutur. 
(Uhudil'l Kilbra, a.g.e. s.409) 

"Ibn Melek (5.801/1398), konunun onemini; 'Silnnet, kisinin gocugu ve sorum- 
lulugu altmdakiler ifin gtlzel isimleri tercih etmesini gerektirmektedir. Zira kotii 
isimler bazen kadere tevafuk eder. Sozgelimi, Allah Teala'nm kazasi, gocugunu 
hiisran/zarar diye isimlendiren kimseye gelecek olsa bu sahsa veya focuguna gelen 
herhangi bir zararm, bazi kimseler, o isim sebebiyle geldigine inanarak ugursuzluk 
9ikarmaya yeltenebilir, onunla oturup kalkmaktan ve beraberlikten kagmabilirler" 
(Canan, Ibrahim, Kutub-i Sitte Ter. ve §er. XI, 461.) 

769 — Bu terk etme hali maddi ve manevi islerde nefsin ve seytanm vesveseleri ile 
olur. Bu vesvese maddi islerde 'daha iyisi' gibi umut ile manevi islerde 'sen adam 
olmadm, sen bosuna ibadet etme riya icindesin, ne kadar 90k ibadet ettin bir sey 
olmadi, bosuna zamamm ne geciriyorsun baska kapiya git vb." Sozler hep aldatma- 
dan ibarettir. §u incelige dikkat edilmelidir. 

Bazilan §ihabeddin Silhreverdi kuddise sirruhu'l-azize soyle yazdilar: 

"Ey Efendim! Eger ameli terk edersem tembellesiyorum. Yok, eger amel edersem 



332 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Iglerin Hakikati Hakkinda 

Efendi Hazretleri bir gun annesine "Bahama soyle de, bana sank al- 
sin. " Der. Annesi buyurur ki; 

"Oglum sen sank ol, diem seni basinda tasisin. " Ba§ka bir zaman ise, 
"Bahama soyle, bana koku alsin" demesi uzerine, "Oglum sen koku ol, 
buttin dleme tut. " 

Efendi Hazretleri biz bu kasketi takmayahm ve di§an cikmayahm diye 
niyet etmi§ler. Fakat manasinda Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemi gor- 
mii§. "Ismail Efendi bezde bir keramet yok. Ummet-i Muhammed'i irsada 

770 

gik vazifeni yap. " Emrine tabi olup kasketi takinmi§ ve "Ogul, egri aya- 
ga egri ayakkabi yaparlar. Bizde oyleyapiyoruz" buyurmu§lardir. 

Islerin Zahiren Soylenmesi Hakkinda 

"Gardaslarim! Bir sey sormak icap ederse veya sikintiniz olunca bize 
zahiren soylemeniz icap eder. Allah Tedld bize bildirirse biz biliriz. " 

Iglerin Tecellisi Hakkinda Takdirin Onemi 

Efendi Hazretleri 1949 yihnda ziyaretine gelen Darendeli Haci Hasan 
Efendiye, 

"Gardasim! Hacca gidecegiz. " buyurunca O da; 

"Efendi Hazretleri param yok" demi§. Efendi Hazretleri de; 

"Gardasim! Bizimde paramiz yok, Insd-allah gidecegiz " diyerek davet 
edildiklerini a§ikar kilmi§. 

Kaza Namazi Hakkinda 

Bir gun vekalede sohbet sirasinda birisi, 

"Kaza namazi olanin nafile ve sttnnet namazlari kabul olmaz diyorlar. 
Siz ne buyuruyorsunuz?" dediklerinde; 

"Gardaslarim! Yarin ruz-i mahserde ilk sual namazdan olacaktir. 
Namazin hesabinda hesaba ilk defafarz namazlari ahnacak, ondan sonra 
noksan kalan kisimlari kaza namazlari He tamamlanacak. Ondan noksan 
kalan kisimlari da derecelerine gore sunnetlerle, ondan noksan kalan ki- 
simlari da nafile namazlarla tamamlanacaktir. 



gdnliime ^imariyorum. " Cevap verdi: 

"Amel et §imankhktan dolayi da Allah Tedld 'ya istigfar eyle. " (Nefahatu'l tins, 
a.g.e. s. 648) 

770 — Enes b. Malik radiyallahtl anh §u tespitte bulunmu^tu: 

"Bugun mescitlerde bafjlan taylasanh cemaati ancak Hayber Yahudilerine 
benzetebiliyorum!" (Tenbihu'l Mugterrin, a.g.e. 217) 

— "Cubbe ve sank ile insan dlim olmaz. Alimlik insanin zdtinda olan bir hii- 
nerdir. Bu huner ister ipekli bir kaba, ister yunden bir aba iqinde olsun. "(Hz. 
Mevlana, Fihi mafih, Qev. Meliha U. Tankahya, Istanbul, 1985, s. 134) 



Hizmetleri 333 

Gardaslarim! namazlarinizi ihmal etmeyin. Vaktiniz oldukga borcunuz 
varsa kaza namazi ve Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellemden intikal 
ydni gelmis olup, sizlere bildirdigimiz sttnnet namazlarini kihniz. " 

Gardaslarim! Aksam namazindan sonra ikiser rekdttan alti rekdt 

evvdbin namazi kilanin gegmis on yilhk gunahi af olunur. Ondan sonraki 

evvdbin namazlari igin de her birine bir umre sevabi verilir. Teheccud 

111 
namazini kdin, iki rekdt isrdk ve dort rekdtta duhd namazi kihn" 

Kendine Soylenmig Ilahilerin Hakikati Hakkinda 

"Bu sozler Allah Tedld ve Rasulullah sallalldhu aleyhi ve selleme soy- 
lenmis sozlerdir. Ancak yol bizden gegtigi igin bize soylenmistir. Fendfi 7- 
ihvdn olduysaniz, bu sozler ihvana, Fendfi's-seyh olduysaniz bu sozler 
seyhe, fenafi'r-resul olduysaniz bu sozler Rasulullah sallalldhu aleyhi ve 
selleme, bekdbi'lldh olduysaniz bu sozler Allah Tedld'ya soylenmistir" 

"Gardasim sevmeli sevilmeli. Her insanin sevgisi Allah Tedld ve 
Rasulullah sallalldhu aleyhi ve selleme ulasmaz, Siz bizi sevin, bizde sey- 
himizi seviyoruz. Bu sevgi, silsileyi mesdyih yolu He Rasulullah sallalldhu 
aleyhi ve selleme, oradan Allah Tedld'ya ulasir. " 



772 — Farz ve vacipten fazla olan ibadetlere Nevafil (Nafileler) derler. Bu cogul- 
dur, tekili Nafile kelimesidir. Nafile'nin birkac anlami vardir: Bunlardan birisi de 
hediye, bagijtir. Ibn Arabi Fiituhat'inda diyor ki; 

"Nafilelere devam etmekte Allah Teala sevgisi hiikme baglanmistir. Nefel, 
ziyade, fazlahk demektir. Sen varhkta ziyadesin. Hakk vardi, sen yokken; sonra- 
dan obna varhkla ziyade oldun. Ve sen Allah Teala'nin varhginda nafile oldu- 
gundan o varhgi yok etntek igin sana nafile ntesru (seriat geregi) kihndi. Nafile- 
nin farzlarla bir benzeri ohnasi sarttir, obnazsa ona bidat derler. " 

Nafile ibadetlere devam sayesinde Allah Teala'ya yaklajmanm mumkiln oldu- 
gunu isbat igin §u kudsi hadisi en btlyilk senettir. 

"Kulunt ancak nafilelerle bana yaklasir ve onu severim. Ben kuluntu sevdigim 
vakit onun kulagi, gozii, eli, ayagi ve dili olurum. O, benintle isitir, benintle goriir, 
benintle tutar, benintle yiiriir ve benintle konusur." (Buhari) (AYNI, age. s. 180) 

773 — §eyh Zeyneddin-i Hall der ki; Milridligin jartlarmdan biri §eyh ile kalp ba- 
ginin devamidir; ondan yardim isteyecek, teslim olacak, sevgi gosterecek. Kisiye 
seyhinden baska vasitalarla feyz hasil olmaz. Dilnya seyhle dolu olsa da sayet muri- 
din icinde seyhinden baskasma bir alaka uyamrsa batim vahdaniyyete acilmaz. (Jtln- 
ktl insanin iki yonil var: Biri ulvi, biri silfli. Hak Teala yonden mtinezzehtir. Nasil 
kibleye yonelmeden namaz makbul olmazsa Resul'e baglamp teslim olmadan Re- 
sul'un nubilvvetine kalp baglamadan Allah Teala'ya yonelme hasil olmaz. Resul bir 
vasitadir. Kalp ile Rasulullah sallallahil aleyhi ve selleme baglanmaksizm kula Allah 
Teala'dan feyz gelmez. Sonra beden ve ruh ile bir yone yonelince insana 
vahdaniyyetten feyzler ve kabiliyetler hasil olur. Bilinmelidir ki, muridin seyhinden 
yardim istemesi Hz. Rasulullah sallallahil aleyhi ve sellemden yardim istemesidir; 
cunkti seyhi de seyhinden, o da Hz. Muhammed sallallahil aleyhi ve selleme kadar 
gider. (CAVUSOGLU, a.g.e. s. 141-142) 



334 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Kendini Begenenler Hakkinda 

"Herkes yanimiza nefsimizi yendik diye gelirler. Hele bir dokun baka- 
yim, isin ash nasildir bir goresin. " 

Bir gun Efendi Hazretlerinin huzurlanna bir adam gelir, 

"Efendim otuz bes senedir teheccild namazimi aksatmadim " demesi uze- 
rine Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Ne o namazi kdsaydin, ne de bu soztt soyleseydin. Bunda varhk ko- 
kuyor, Gardasim. 

Varhktan Allah Tedld'ya siginiriz. Biz hig kimseyi hor gormeyiz En 



774 — Niyazi Misri Hazretleri buyurur ki; 



"Sufilerin gerek yeni intisab edeni, gerek bu yolun sonuna gelmisi, mezheb 
olarak ehl-i siinnet ve'l-cemaattendir, gayri degildir. Bir kimse ehlullah olsa bile 
dort mezheb imaminin mertebesini bulamaz. Nerede kaldi ki, ashab-i guzin nterte- 
besini ve nebilik derecesini bula. Evliyaullah, daima bu imamlarin mezhebine 
salik ohnaga muhtagtir; bundan azade kalamaz. " (Sefine-i Evliya, c.I, s. 14) 

Ahmed Tahir kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 

" Nefsi oldurmek o kadar zordur ki, ben nefsimi oldurdum diyen evliyanin da- 
ha ko$eyi donmeden nefsi karsisina gikar. Yendint sanirsin, yere atarsin, bir de 
bakarsin ki, yine karsina dikilir." (GUNEREN, age., s. 74) 

775 — Fenalik ve kotultik insanlardadir ve zaten "§erefu'l-mekani bi'l- mekini" 
(Mekanm saygmligi orada oturana baglidir.) buyrulmu^tur. Kujun, dijisine soyledigi 
gibi: Bicare hayvan, dijisi ile beraber hangi yuvada on be§ gun oturur ise, orada bir 
fena koku hasil olup dijisine dermi§ ki; 

"Arkada§, yine burasi da koktu, ba§ka bir yere gidelim. " Bir gun yine boyle de- 
mi§, sonra di§isi ona cevap olarak demi§ ki; 

"A koca, ben kendimi bildim bileli, boyle senin ile beraber gezdim gezeli her ne- 
rede olsak on be§ gunden ziyade oturamayiz, orasi kokar. Hdlbuki bu i§ muhakkak- 
tir. Yerlerin, bence bir etkisi yoktur; ancak koku bizdedir; nereye gitsek on be§ giin 
deyince orasini kokuturuz. Gel ba§ ba§a verelim de bizde olan bu kokuyu giderme- 
nin bir caresine bakalim " demijtir. 

Pek dogru ve sahihtir. Yerlerin asla bir fena koku ve bozulmasi yoktur. Gerek iyi 
ve gerek fena, koku insanlardadir. Bunun gibi bu yuzsilz asi Asci Dede'nin de o kirli 
pacavrasi beraberinde oldukca her nerede olsa orasi kokar. (Asci, a.g.e. c. IV, 
s.1495) 

776 — Dervis olan kisiler deli olagan olur 

Ask nedir bilmeyenler ana gillegan olur 

Gulme sakm sen ana eyi degildir sana 

Adem neye gillerse basa gelegan olur 

Ah bu askm eseri her kime ugrar ise, 

Gun uykusu uyumaz benzi solagan olur 

Er kisi asik olsa ask deryasma dalsa 

01 deryanm dibinde gevher bulagan olur 

Asikla mekan olur dilnya terkini urur 

Dilnya terkin uranlar didar goregan olur 



Hizmetleri 335 

gunahkdr insan tovbe eder. Allah Tedld'nin sevdigi kulu olur. Ibadetine 
guvenen insana varhk gelir ve mahvolur. " 

111 
Keramet Hakkinda 

ihvanlardan biri, Efendi Hazretlerinin huzurunda sohbette iken gonliin- 
den gecirir ki, 

"Efendi 'nin de hig kerameti yok" o anda Efendi Hazretleri ona doner ve 
buyurur ki, 

"Garda§im siz ders almadan once Teheccud namazina kalkar miydi- 
niz?" o da, "Kalkmazdim Efendim " diye cevap verir. 

"Peki, §imdi kalkar misiniz?" diye sorunca; 

"Evet Efendim. Hem de hig kagirmam " diye soyleyince, Efendi Hazret- 
leri buyurdular ki, 



Dervi§ Yunus sen dahi incitme dervisleri 
Dervislerin duasi kabul olagan olur 

Hz. Yunus Emre kuddise sirruhu'1-aziz 

777 — "Bu milcahede, halvet ve zikirleri, maddi algilar perdesinin kesfi (ortadan 
kalkmasi, acilmasi) ve -maddi algilar ile kendisinden hicbir seyin idrak edilemeye- 
cegi-Allah Teala'nm emrinden olan alemlere vakif olma durumu takip eder. Iste ruh, 
mahiyet olarak bu alemler mensuptur. Soz konusu kesfin sebebi sudur: Ruh maddi 
algilardan uzaklasip, batmi idrake yoneldiginde, maddi halleri (algilamalan) zayiflar 
ve ruhi halleri kuvvetlenip hakim duruma geger ve siirekli olarak yenilenip gelisme- 
ye devam eder. Zikir, bu hususta ona yardimci olur. Evet, zikir ruhun ytikselisi icin 
gida gibidir. Bu ytikselis ruhun, ilim halinden, suhud (gozle goriilen) haline gecisine 
kadar devam eder. Ruh suhud haline gecince maddi algilar perdesi ortadan kalkar ve 
onun zatmdan olan nefsin vticut bulmasi tamamlamr. Iste bu idrakin kendisidir. O 
zaman ruh, Rabbani bagislara, leduni (gaybi) ilimlere ve ilahi sirlara nail olur ve 
zati, en list ufuk olan melekler ufkundaki (alemindeki) hakiki yapisma yaklasir. 

Bu kesif durumu, milcahede ehlinde 90k goriilur ve bu yiizden onlar, baskalan- 
nm idrak edemedigi, varligm hakikatine iliskin bilgileri idrak ederler. Aym sekilde 
gogu zaman olaylan, meydana gelislerinden once idrak ederler, himmetleri ve nefis- 
lerinin guciiyle sufli varliklar iizerinde tasarrufta bulunurlar (keramet gosterirler). 
Bu varliklar (tabiat kanunlarma aykm bir sekilde) onlarm iradelerine boyun eger. 

Biiyiik sufiler, kesfe itibar etmezler, tasarruflarda bulunmazlar ve konusmakla 
emr olunmadiklan her hangi bir seyin hakikatinden haber vermezler. Aksine kendi- 
lerinde meydana gelen bu gibi seyleri bir musibet ve imtihan vesilesi sayarlar ve bu 
gibi seyleri baskalarmda gordiiklerinde, kendilerine de gelmesinden Allah Teala'ya 
sigmirlar. 

Sahabeler de boyle bir milcahede igindeydiler ve bu ttlr kerametlerden 90k biiyiik 
nasipleri vardi. Ancak onlar bu gibi seylere M9 onem vermemistir. Hz. Ebvi Bekir'in, 
Hz. Omer'in, Hz. Osman'm ve Hz. Ali radiyallahtl anhtlmtln faziletinden bahseden 
haberlerde bunun pek 90k ornegi vardir. (Ibn-i Haldun, Mukaddime, trc. Halil 
KENDIR, 1st, 2004, s.671) 



336 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Gardasim bundan bttyttk keramet olur mu?" 

Kokusu 

Efendi Hazretlerinin vucut kokusunun bir rivayette karanfil gibi koktugu 

778 

rivayet edilir. §iikru Sefa Efendi ise: 'O gill gibi kokardi. Kaldigi ve geg- 
tigi yerlerden kokusu uzun sure gitmezdi' diye ifade etmi§tir. 



Leyla ve Mecnun 

"Mecnun, kirk yd Leyld'yi, Ley Id diye sevdi. Kirk yil sonra Leyld'da, 
sevdiginin Mevld oldugunu anladi. Yine Leyld'yi sevdi. Fakat Mevla diye 
sevdi 

Mecnun 'a sordular. 

"Ley Id igin deli oldun. Ya bu ayrihga nasil day amy or sun?" dedi ki; 

"Ayrihk ne kelime. Ben Leyld'yi dusune dusune kendimi unuttum. 
§imdi kendimi de unuttum, fark edemiyorum Ben, ben miyim? Yoksa 
Leyla miyim?" Sonunda mecnun Leyla; Leyla, Mecnun oldu. 

Asik ve masuk bir suda bogulurken, birisi erkegi kurtarmak istemis. O 
ise; beni birak, masukami kurtar, o bogulmasin. Diyerek elini vermiyor ve 
boguluyor. 

Bir dsik; 

Sevdigimin kendini degil, fesinin puskulunu gorsem bana yeter. De- 
mistir. " 

"Mecnun Leyld'nin askindan daglarda gollerde gezer iken bir bakmis 
ki, bir sayyad (avci) bir ceylan yakalamis. Bunu birak demis. Avci; nasil 
birakayim Mecnun; 

"Ceylanin gozu Leyld'nin gozune benziyor. Sana elbisemi vereyim. 
Demis " 

"Mecnun'un coldeki haline babasinin yuregi dayanamami§. Ogluna de- 
mi§ ki; 

"Oglum seni Kdbe'ye gotureyim Hacer-i Esved'eyuz stir de bu ask be- 
lasindan kurtar. " Mecnun; 

Ya Rdb belayi ask He kil asina beni 

Bir dem beld-yi asktan etme ctida beni 



778 — Damadi Orhan Zarifoglu'ndan ijittim. 



Hz. Rasultlllah sallallahil aleyhi ve sellem Gul 
Hz. Ebubekir radiyallahil anh, Ayva 
Hz. Omer radiyallahil anh, Kavun 
Hz. Osman radiyallahil anh Menekse 
Hz. Ali kerremallahtl vecheh, Sebboy 

Hz. Fatma radiyallahil anha, Yasemin, gibi kokarlardi. (AYTANQ, Gonill, 
Sozce, 1st. 2005, s.14) 



Hizmetleri 337 

Az eyleme inayetini ehli derdden 
Yani ki, gok beldlara kil mubteld beni 

"Allah Tedld'm benim a§kinn o kadar artir ki, kimse Mecnun vefasiz 
demesinler. " 

Meczuplar Hakkinda 

"Gardcujlarim! Meczuplara fazla dokunmayin, gerekirse uzak durun. 

779 

Onlarin duasi,bazen beddua yerine geger." 

Misafirlik Hakkinda 

"Garda§larim! Hepimiz misafiriz. Misaftr ag olmayacak, ev sahibine 
gttg olmayacak misafirligimizi bilmeliyiz. Insan bar (yuk) olmamah, yar 
olmah, yani hizmet ehli olmahdir. " 

Misafirler Hakkinda 

"Garda§larim! Gttnde yanimiza otuz ki§i gelir. Bunlardan onu bizi tet- 
kik igin. Onu, yemek-igmek igin. Diger onundan sekizinin dttnya i§i var, 
ikisi ise, Allah rizasi igin ziy arete gelir. " 

Munakaga Hakkinda 

"Garda§larim! Sakin munaka§a yapmayin. Allah Tedld bilir deyin, 
i§in iginden gikin. " 

Naci Firkasi Hakkinda 

■70 1 

"Garda§larwt! Naci denilen firka sizlersiniz. Bakarsiniz bazi ki§iler 



— Girit'te bir meczup vardi. Bir gun kendisine, birisi sata§mi§. O da qfke ile 
elindeki qahlari yere firlatinca daglar tutu§mu§ ve Girit 'in yarisi bu suretle yanmi§- 
ti. Esasen o oldukten sonra, Girit Tiirklerden gitti. 

"Meczuplar, bulunduklan memleketin manevi valileri ve memurlandir. Cenab-i 
Hak o memleketin kalmasim murat ederse, o gidenin yerine bir digerini koyar. Yok, 
eger Hakkin muradi bunun ziddi ise, o meczubu ya baska bir tarafa veya ahirete 
nakleder." ( Ken'an Rifai, a.g.e. s. 47) 

780 — "Dervi$lik yar olmak, bar olmamaktir." Hz. §eyh Ibrahim Fahreddin Cer- 
rahikuddise sirruhu'1-aziz (Tasavvuf Terimleri, 1st., 1998, s.41) 

781 — Hz. Ali kerremallahu veche rivayet etti ki; 

Cenab-i Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellem "Benden sonra ummetim yetmis 
tic firkaya aynlacak, yetmis ikisi atestedir, bir firka, firka-i naciyedir" hadis-i serifle- 
rini beyan ederken soyle buyurmuslardir: "Ve mimmen halakna iimmeten 
yehdune bilhakki ve bihi ya'dilun" (Araf: 181) (Meali: Yarattigimiz kimselerden 
bir timmet vardir ki, nasi sirat-i mtistakim tlzere gottlrtlrler ve halka Hakk ile adalet 
icra eylerler.) 

"Bu ayet-i kerimede, firka-i naciye beyan edilmistir ki, bu Ben, Ehl-i Beytim ve 



338 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

tarikata giriyorlar. Qok gegmeden acaibten gardibten bahsetmeye kalkisi- 
yorlar. Kendilerini bttyttk adam olduklarini zannediyorlar. Fakat bttyttk 
kim, kuguk kirn, o sonra belli olur. Bizint tarikatimiza gelen kimse uzun 
yillar gahsir. Ancak kendi kuguklugunu fark eder. Yetmez mi bu fark. 
Qunku keramet kulu Allah Tedld'dan uzaklastirmaya yarar. Insan Ahlak- 
i Muhammedi He ahlaklanmah, kuldan istenen budur. Insan He ebedi 
dlente gidecek kazangta budur. 

Rabrta Hakkinda 

"Rabita, mursidin eliyle muridin kalbinden gegirilip, dergdh-i izzete 
baglanan haberlesme ipidir. " 

"Rabitasiz insan kor ve sagir. " 

Ramazan Ayi Hakkinda 

"Gardaslarim! 

Birbirinizle bir araya geldiginiz zantan, gonullerinizi dilnya taalluka- 
tindan dri kdarak hep bir ruh gibi olmaya gayret He celb-i himmet ve 

■7QO 

ruhaniyyet eylemeniz iktiza eder. 

Bunun hilafindaki hareketler, maddi ve mdnevi islerinizin bozulmasi- 
na ve gonullerinizin perisanhgina sebep olacagindan, su Ramazan-i mag- 
firet nisanindan birbirinizle hubben lilldh heldlleserek, gayet samimi ve 
ciddi olarak muhabbet eylemenizi eltdf-i ildhiyyeden niyaz ederim. " 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin, Efendi Hazretlerine isim 



bize tabi olanlardir."( Stileyman Ibrahim, Meveddet Pmarlan, trc. Adnan M.Selman, 
1st. 2000, s. 23) 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem "Yahudiler yetmifj bir firkaya yahut yet- 
mi§ iki firkaya ayrilacak (aynldi), hiristiyanlar da ayni fjekilde. Benim iimmetim 
de yetmif tig firkaya ayrilacaktir." (Tirmizi) "Hepsi atetjtedir. Birisi mtistesna, o 
ise, cemaattir. " (Ahmed, Mtlsned) 

Imam-i Rabbani kuddise sirruhu'1-aziz bir mektuplarmda soyle yazdilar: 

"Yilksek babamdan kuddise sirruhu'1-aziz isittim. Buyurdular: Yetmif ikifirka- 
nin gogunun dalalete dti§mesi ve yoldan gikmalarinin sebebi, sofiler yoluna gir- 
mesi ve nihayete kavu$mayip, yanilmalaridir. " (Muhammed Hasim Kismi, Berekat 
Imam-i Rabbani Ve Yolundakiler, trc. A. Faruk Meyan, 1st. 1980, s.l 13) 

782 — Bir sahis, Cilneydi Bagdadi'yi Hakka yurudilkten sonra rilyasmda gordil, 
ona ne durumda oldugunu sordu. Bunun ilzerine Cilneyd soyle buyurdu: 

"Ibareler eridi, ifjaretler kayboldu. Bize menfaati olan ancak o rekatgiklardir 
ki, onlarigece iginde kilardik." (Mustafa ismet Garibullah, a.g.e. c.l, s.342) 

783 — Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; 

"Cemaate siki sikiya sarihniz. Tefrikadan uzak durunuz, gtinkti bir batjina ka- 
lanin arkadafji fjeytandir. Iki kifjiden uzaktir. Kim cennetin bolluk ve rahathgini, 
genifjtigini arzu ediyorsa, o cemaate siki sikiya bagh kalsin. " (Tirmizi, Fiten, 2165) 



Hizmetleri 339 

vermesi Hakkinda 

Bir Ravza-i Mutahhara ziyaretinde, Efendi Hazretleri buyurmus. ki; 

"Biz bu kapinin kitmiriyiz. " Biraz bekledikten sonra; 

"Yok, canim btttttn diem, bu kapinin kitmiridir." Biraz bekledikten 
sonra; 

"Gardaslarim! Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem tig defa adimizi 
degistirdi. Garib'u-llah, Refi'u-llah ve sonunda adimizi Yakin'u-llah 
koydu. " 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme Plan Sevgisi Hakkinda 
"Gardaslarim, Ahmet ve Mehmet! Bizler sizin adinizi abdestsiz bugtine 
kadar agzimiza dahi almadik. " 

"Ismim Muhammed Efendim " diyen ki§iye Efendi Hazretleri; 

"Allah Tedld'yi seversen sus, abdestimizi tazeleyelim ondan sonra adi- 
nizi soylersiniz" buyurarak, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ismine 
dahi olan hurmetini gostererek, O'nun sevdahsi oldugunu izhar ederdi. 

Rusya Hakkinda 

"Gardaslarim! Evliyalar da silahi ele ahp harbe istirak ederler ve ka- 
zanirlar. Biz elimize silah almadan, Rus'u yirmi senedir yerinde durdur- 
duk ve ona byle bir is ettik ki, kiyamete kadar belini dogrultamazlar" 

Sabri Hakkinda 

Ankara'dan gelen bir mufettis. gizli olarak bir sure takibat yapmi§, gide- 
cegi zaman Efendi Hazretlerine gelerek kendini tanitmi§; 

"Efendi Hazretleri siz mustesna bir insansiniz, bu kadar insan, nefsini 
dusilnup dtinya menfaati igin etrafmizda yuvalanmislar ve 
nemalaniyorlar. "dediginde, Efendi Hazretleri; 

"Gardasim, biz bunlarin hepsini ve durumlarini biliyoruz " Buyurmu§- 

784 

tur. 

Sahte Seyhler Hakkinda 

"Gardaslarim! Bakiyoruz, bazi kimseler kendiliginden seyhlik ediyor- 
lar. Tevbekdr olmadan olen, fahise kadinlar ellerinde bigaklar He kendile- 
rini dograyacaklar. Kendiliginden seyhlik edenlerin hali, mahser yerinde 
onlardan beter olacak. " 

Her murside dil verme kim yolunu sarpa ugradir 

Mursidi kdmil olanin gayetyolu asan imis 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 
Sakal Hakkinda 



-Muammer Su isimli ihvandan dinledim. 



340 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Efendi Hazretlerine, "Sizin ihvaniniz, sakahni niye kisa uzatiyor" diye 
sorulunca, "Gardasim bizde igeriye dogru uzatiyoruz" buyurmu§lardir. 

Bir arkada§ gurubu ile ziyaret yapan §ahab Unal'a, Efendi Hazretleri 
"Gardasim! Sakahnizi birakiniz" diye israrli teklifi oldugu, kendilerinin ise, 
bu israrli teklif kar§isinda soz verdiklerini soylemi§tir. 

Sevmek Hakkinda 

"Siz birbirinizi Allah Tedla igin severseniz, gayret'u-llah zuhur eder. 
Allah Tedla hepinizi sever. Muhabbeti olan hata gbrmez, gbrse de gozyu- 
mar. Her iste beraberlikten Allah Tedla razi olur. Idare ilmini ogrenin, 
insan kizinca seytanin mail olur. 

Idare mtiddra ve dubdra. 

Nefis gok mubarektir. Ruha dsik olmustur. Askin kiymeti gok buyuk- 



785 — ihramcizade Haci Ismail Hakki Hazretleri, sakal konusunda uzatmryorlar 
demek yerine niyetlerinde uzatmak oldugu fakat maslahat icabi hareket edildigini 
bey an etmektedir. Ehl-i tarikte bir stinnetin terki dahi haramdir. 

Ebu Hilreyre radiyallahil anhm rivayet ettigi hadisi serif; "Cuma giinii guslet- 
mek, misvak, biyiklan kisaltmak, sakah uzatmak, Islam fdratindandir. Zira Mecu- 
siler biyiklarini uzatir, sakah keserler. §u It aide onlara muhalefet edin."( ibni 
Sad(l/147) Mtishm(taharet,55) Beyhaki(l/150) Safn el Umm(l/21) Beyhaki 
Ma'nfe(l/246) Nesai (Zinet,2) Ahmed(2/52) Buhan Tanhul Kebir(l/140) Taberam 
Sagir(553) Hatib Tanh (6/247) Deylemi(2570) Fethul Ban (10/346) Ramuz (449/15) 
Suyuti Esbabi Vurud (212-214) Kenz(17223) Kandehlevi Sakal Risalesi (s.17) 
Zadul Mead (1/166) Zilbeydi Ithaf (2/427) 

Islamiyette butiln mezheplerde sakah kesmek haramdir. Bir mecburiyet olursa, 
kerahetle kesebilir. Fakat mecburiyet yoksa sakah kazimak dogru degildir, haramdir. 

"Pes, sakah tiras etmek haramdir. Zen (kadin) makulesi sacini tiras gibi. Ve sa- 
kalda mesnun (siinnet) olan zevdidini (fazlahgi) kisa etmektir. Zira sakal insanin 
ziynetidir ve herkesin ziyneti kendi hasebiyle olur. Pes, qene altindan bir kabza tutup 
maadasini kisa else caizdir. " (BURSEVt, Ismail Hakki, Tuhfe-I Atdiyye, s. 66b; 
AKKAYA, Veysel, Kdbe ve Insan, Istanbul, s. 191) 

Ebu Said el Hudri radiyallahil anhden rivayet edilen hadiste buyrulur ki; "Dogu 
tarafindan bir takim insanlar zuhur edecek, onlar Kur'an-i Kerim'i okuyacaklar, 
fakat Kur'an-i Kerim onlarin girtlaklanndan asagi gegmeyecek. Onlar, okun av 
hayvanini delip giktigi gibi dinden qikacaklar, ok bir daha kirisine donmedigi gibi, 
onlar da artik bir daha dine donemeyeceklerdir. Onlarin alameti; tirastir." 
(Buhari(tevhid,57) Kastalani Irsad us Sari(4/480) Fethul Bari(l 3/546) Ayni Umde 
tulKan(25/201) 

Ibni Abidin; "Ulemadan sakal tirasini mubah goren olmadi " demistir.(tbni Abi- 
dm(5/261) Fethul Kadir(2/86) el Fikhu Mezahibil Erbaa(2/45) 

Sakah siinnet tlzere birakmak da stlnnettir. Ka'bul Ahbar radiyallahil anh dedi ki; 
"Ahir zamanda bir takim insanlar gelecek, sakallarini gilvercin kuyrugu gibi 
cenesinde kesip dilzenleyecek... "(Gazali ihya(l/388) Kutu'l Kulub(3/462) 

786 — si vas -Zara ilfesine bagh Yapak Koytl'nden Sahab Unal'dan dinledim. 



Hizmetleri 341 

tur. Asik olmayan insan, insan degildir. Asil mesele nefsi, ruha tdbi kil- 
maktir. Nefsin dedigine gitmemektir. Ne ararsan insanda mevcuttur. Bir 
seyh (§eyh Sena ) Rum papazinin kizina dsik olmus. Ruh seyhtir, Nefiste 
Rum papazinin kizidir. Hepinizi Allah Tedla'ya emanet ettik. Biz de zaten 
Allah Tedla'ya emanetiz. Cendb-i Allah Teala, hepinize mazhar-i tevfik 
buyursun. Tarikatta bir sey varsa, o da insanin gozu ayaginin ucuna bak- 
masidir. " 

Efendi Hazretleri bir sohbetinde sevmek hakkinda Musa aleyhisselamin 
kissasini anlatirlar. 

"Allah Teala, Tur-i Sina'da, Musa aleyhisselama buyurmu§lar ki, 
"Ya Musa benim igin sen neyaptin" Hz. Musa aleyhisselam, 
"Ya Rabbi namaz kildim, orug tuttum, zekdt verdim " Buyurunca, Allah 
Teala buyurur ki; 

"Onlar senin igin Ya Musa, karsihgini elbette verecegim, benim igin 
sen neyaptin" sualine Hz. Musa aleyhisselam, 

"Yarabbi sen bilirsin " demesi iizerine Allah Teala, 
"Ya Musa, benim igin bir kul sevdin mi? buyurmu§lardir. 
"Onun igin kul, Allah Tedld'yi sevmeli, her seyi de Allah igin sevmeli- 
dir. Gardaslarim biz hepinizi Allah igin seviyoruz," yerde giden kanncayi 
gostererek, 

"Su kanncayi da, Allah igin seviyoruz" 

Siyaseti Hakkinda 

Efendi Hazretleri, butun partilere kar§i ayni uzakhkta kalmis, herhangi 
bir siyasi parti hakkinda yakinhk belirten bir soz s6ylememi§tir. Hatta 1954 



787 — Rasultlllah sallallahti aleyhi ve sellem Efendimiz, Allah Teala'dan naklen 
anlatiyor: 

"Allah Teala joyle buyurdu: 

'Ey Ademoglu hasta oldum, ziyaretime gelmedin. Ademoglu sordu; 

'Ya Rabbi sen dlemlerin Rabbisin... Seni nasd ziyaret edeyim? ' Allah Teala bu- 
yurdu ki; 

'Bilmiyor musun? Falan kulum hasta oldu... Ama sen onu ziyaret etmedin. Eger 
onu ziyaret etseydin Beni yaninda bulacaktin '... Allah Teala devamla buyurdu ki; 

Ey Ademoglu, senden yemekle doyurulmami istedim, ama sen Beni doyurma- 
din '. Ademoglu sordu; 

Yarabbi, seni yemekle nasd doyurayim? Sen dlemlerin Rabbisin'. Allah Teala 
anlatti; 

Ealan kulum senden yemek istedi. Ama ona yedirmedin. Bilemedin mi? Onaye- 
dirseydin, Beni yaninda bulacaktin '. Allah Teala devamla buyurdu ki; 

Ey Ademoglu, senden su istedim, ama vermedin'. Ademoglu sordu; 

Ya Rabbi sana nasd su vereyim? Sen Alemlerin Rabbisin '. Allah Teala anlatti; 

Ealan kulum senden su istedi, vermedin. Ona su verseydin Beni yaninda bula- 
caktin... Bunu da mi anlayamadm? "(Muslim) 



342 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

sefimlerinde gelen misafirlerden birisinin, 

"Efendiyakinda segim var. Biz reyimizi hangi partiye verecegiz" demesi 
Efendi Hazretlerinin caninin sikilmasina sebep olmu§ ve buyurmu§lardir ki, 

"Gardaslarim! Allah Tedld herkese goz vermis gormek igin; kulak 
vermis duymak igin " i§aret parmagiyla ba§ini gostererek, 

"Allah Tedld bir de akil vermis, gozunuzle gorttp kulaginizla isitip ak- 
hniza danisacaksiniz, akhniz ne diyorsa onu yapacaksiniz" 

"Biz, siyasetle asla ugrasmayacagimizi soyledik, siyasetle ugrasmaya- 
cagimiza dair, Duyunu Umumiye Memurlugumuzda imza verdik. Bizim o 
taahhutnamemiz halen cdridir. 

Gardaslarim! Zahirde senet verdik, ervdh-i ezelde de soz verdik. Bizim 
siyasetle aldkamiz yoktur. Benim bir reyim var. Kime verirsem vereyim, 
baskasini ilgilendirmez. Her kim ki, 'Efendi oyunu filan partiye veriyor' 



788 — Balikesirli Abdill-aziz Mecdi Efendi "... sohbetlerinde, htikumetin siyaseti- 
ne pek az temas ederlerdi. Bu mevzu tizerine soz acmak; bilhassa htiktimeti ve ya- 
pilan inkilaplan milnakasa etmek isteyenleri kisa, fakat hakimane sozlerle aydmlatir 
ve tatmin ederlerdi. 

Milntesip bulunduklan sofiyane meslek geregince, hayir ile serri, iyi ile kotilyil 
hep Allah Teala'dan bildikleri ifin; baskalarmm dilsuncelerine ve muhakemelerine 
istirak etmezlerdi. Binaenaleyh 90k kimselerin fena gordilkleri hadiseleri ve inkilap- 
lan 0, 

"Gergi o size ho§ gelmez, fakat olur ki, siz bir §eyden ho^lanmazsiniz; oysa o, 
hakkinizda hayirhdir. Olur ki, siz bir seyi seversiniz; ama o, sizin hakkinizda bir 
fenahktir. Allah bilir, siz bilmezsiniz. "(Bakara 216) ayetini okuyarak, izah ederler 
ve: 

"Allah Teala'nin iradesi olmadan, kudreti taalluk etmeden bir sinek bile kana- 
dini oynatamaz. " 

Diyerek; bunlarin hepsinin Allah Teala'dan oldugunu soylerler ve sonunun 
hayirli olacagim, milletimiz icin refah ve vaad edilen saadetin gelecegini ve 
beklediklerini miijdelerlerdi. Bununla beraber boyle hakimane nasihatlere de 
kanmayanlara ve fazla taskmhk gosterenlere karsi: 

"Meslegimiz susmaktir, susuyoruz, gonulden gegene de karifjamazlar ya. " 

Diyerek; dinin, manevi inanism bir vicdan isi oldugunu ve htikumetin de bu ise 
esasen kansmamakta bulundugunu o ttlrltl adamlara anlatirlardi." (ERGIN, a.g.e. s. 
258) 

"Ayash §akir Efendi dermis ki; 

"Siyaset velayetten yiiksektir. " 

Bunun manasi: Velayet; Allah Teala'nin cemal tecellisi oldugu igin; hep iyi sey- 
ler dtlstlntlr, iyi seyler yapar. Siyaset ise, Allah Teala'nin hem cemal, hem celal 
tecellisi oldugundan, Allah Teala'nin zuhur ve taayytln itiban ile birbirine zit sifatla- 
rma ne kadar yaklasirsa o kadar muvaffak olur. 

Hz Omer radiyallahtl anh buyurur ki; "Allah Teala'ya yemin ederim ki, Allah 
Teala'nin hukumet kuvvetiyle men ettigi $ey, Kur'an-i Kerim'in ayetiyle men 
ettiginden ziyadedir." (ERGIN, a.g.e. s. 154) 



Hizmetleri 343 

diye konusursa bizim semtimize ugramasin, onunla bizim aldkamiz kesil- 
mistir. " 

"Gardaslarim! insan beser, hata eder tiger beser. Hata islemeyen kul 
olmaz, htiktimete gelince olmayan htiktimetten, olanin en kbttisti yine iyi- 
dir. Memleketimize sahip olun. Dtinya'da Ttirkiye, Ttirkiye'de Sivas, kiy- 
metini bilin " 

"Gardaslarim! Sizler ne niyetle oy verirseniz verin. Oylar sandikta Al- 
lah Tedld'nin melekleri tarafindan layik oldugunuz yonetimin gelmesi igin 
degistirilir. " 

Cihana padisah olmak kuru bir kavga imis 
Bir mtirside bend olmak ctimleden evla imis.. 

Yavuz Sultan Selim 
Sohbet Hakkinda 

Efendi Hazretleri iki konu uzerinde israria dururdu. Bunlar: 
"Hatm-i Hdcegdn 'i ve sohbetleri terk etmemektir. " 
"Gardaslarim! Sohbetlerinizde edebinizi, muhabbetinize sahip olun. 
Her sohbette vuslat vardir. Hig vuslatsiz sohbet olmaz. Hig bir sohret afat- 

791 

siz olmaz, byleyse sohretten kaginin. " 

792 

"Sohbetin dort seyine dikkat etmelidir. Terk et dtinyayi, bul ukbayi. 



789 — Az milletvekili cikardigi halde, iktidar olan partiler yakm donemlerde goril- 
lilnce bu soziin hakikati ortaya cikmistir. 

790 — "Allah Teala haslanyla edepsizce konusmak gonlil oldilrur, amel defterini 
kapkara bir hale koyar." (Mesnevi all, b. 1740) 

791 — §6hret basamaklarma tirmananlar, kendilerine insanlarm ilgisinin yogunlas- 
tigim fark eder. Ilgiyle beslenen ihtiras azgmlasir. Nefsinde iman gemisi bulunma- 
yanlar, bir basamak daha iiste cikmak ugrana her seyi zorlar. Biltiln yollar onlar icin 
mubahtir... Ilgi ve tabasbus arttikca, vehimleri kuvvetlenir. Nefsi benligi, kendileri- 
ni kainatm mihraki zannetmeye baslarlar. Bu bazen Firavunlarda goruldugii gibi, 
kendini ilah zannetme hastaligma kadar ulasir. Yorgam baslarma cektiklerinde aciz 
bir mahluk olduklarmm suurana vanrlar. Bu ikilem onlardaki rah buhramm hezeya- 
na doniisturiir. Hircmlasirlar. Onlan teskin etmek igin dalkavuklar ziimresi harekete 
gecer. Bu zilmre onlan iyice sirazeden cikanr ve ortaligi bir curcuna kaplar. 

§6hretle ve giicle tamsan kisiler oyle bir noktaya gelir ki, ihtirasi akhn, basiretin 
yerine gecer; artik dur durak bilmez. Biiyiik akliyecimiz merhum Mazhar Os- 
man'in bu konuda gilzel bir fikrasi vardir. Asistam Fahrettin Kerim Gokay Istan- 
bul valisi olunca gazeteciler ona, "Ogrenciniz ziyaretinize geldi mi?" diye sorarlar. 
O da su muhtesem cevabi verir; 

"Gelmedi. Kabiliyetlidir, yarm bakan olmak ister, olur; gelmez. Basbakan olmak 
ister, olabilir; gene gelmez. Sonra da, Tann olmak isteyince onu bana getirirler." 
(QETiN, Mahmut, X Hiskiler, 1st. 2000, s.20) 

792 — Dtinyayi terk etmek demek, ac ve sefil olmak degildir. Terkin buradaki 
manasi, gonillden muhabbetini gidermektir. Islam dini ac ve sefil olmayi emretme- 



344 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

793 

Terk et ukbayi, bul Mevla 'yi. Terki terk eyle. Sen seni terk ettikten sonra 
kendin gahsarak ara. Tarn bes ytiz senelik yoldur. Bir perde vardir. Bu 
perde ise, kalbde gozle gorulmeyecek kadar ufaktir. Bir nokta kadar- 
dir." 794 

"Sohbet ihvanin tesiri altinda degil, ihvan sohbetin tesiri altindadir. " 

795 

Son olarak sovledigi Gazel 

Sanmam ki, bizi sire-i engttr ile mestiz 

Biz ehli harabattaniz kim mest-tt elestiz. 

Ol demde kim ikrar eyledi bizleri ey dost 

Simdi dirilub gevremiz gbrdu ki, mestiz. 

Bu zevke erer ehl-i hirat kim bula biryol 

Akil ana tuzak olmus iken, mumkun mil gideyol 

As kin elemi her kimi zar etti o makbul 

Safi demesin kim bu yolda biz dahi mestiz. 



Bezm-i ezele vakifolan ehl-i harabat. 
Terk eylemez bizleri olsak tapur-afat 
Iste o zaman bilir ki, biz ezeli mestiz. 
Bu dedikodular olacak hep cilmle guzel 
Qun basa getirmis o takdiri ezel 



mijtir. 

"Bazi dinler, arzuyu damgalar. Asetik inanglar, yoksulluk karjismda pasifligi 
vurgular ve bize ihtiyaflanmizi karjilamak yerine azaltmakla mutlulugu aramayi 
onerir. Daha az isteyin. Onsuz yajaym. Qok uzun bir silre boyunca Hindistan bunu 
yapti; inamlmaz bir yoksullugun ve sefaletin ortasmda kaldi." (Alvin TOFFLER - 
Heidi TOFFLER, Zengmlik Devnmi, trc. Selim YENlQERl, 1st, 2006, s.37) 

793 — Buradaki terk sevab kazanma endijesinden azade olmaktir. 

794 — «g- r i,j mse zahij-gn abdest almakla bedenini temizlemij olur. Halbuki gil- 
nahlardan korunmak ve temizlenmek icin lazim olan su, ibadet ve hayir ijlemektir. 

Kalbin ve nefsin pisliklerini ve fena ahlaklanm gidermek igin lazim olan su ise, 
Allah Teala'nm ahlakiyle ahlaklanmaktir. 

Bir de sirrm abdesti vardir ki, bunun suyu da masivayi yani sana dtlnya olan bag- 
lan terk etmektir. Iste, insamn abdesti boyle olmaymca yani ask ve muhabbet ces- 
mesinde yikanip dort tekbiri bir etmeyince, hakiki olarak namaz kilmmis olmaz. 

Dort tekbiri bir etmek nedir, denilirse, dilnyayi terk, ahireti terk, varligi terk ve 
terki de terktir. Bu abdesti alip fena mertebesini bulduktan sonra, nasil istersen oyle 
hareket et. Ctinku o vakit amelinde cehil ve fiilinde de gilnah yoktur. 

Iste bu mertebe, Allah Teala ile seyir mertebesidir ki, her seyde ikiliksiz Allah 
Teala ile olmaktir. Yani: Kurb-i kabe kavseyni ev edna mertebesi budur." (Ken'an 
Rifai, a.g.e. s. 381) 

795 — §EN, Mehmet Veil, Evrdd-i Bahaiye, Sivas, 1976, s.37. 



Hizmetleri 345 

Bildim ki, bu diem hareketi sun-i lem-yezel 

Toprak olup ayaklar altinayuz koydum elbette ki, mestiz 

Seyhligin Kazanilmasi Hakkinda 

Bir gun bize iki kimse geldi. "Ismail Efendi sen bu seyhligi buldun mu? 
Qaldin mi? Aldin mi? Dediler. "Bende onlara; ne buldum, ne galdim, ne 
de aldim Hini sabavetimden beri kendimi bir yokluk iginde veyok bilirim; 
dedim. " Onlar; "Haydi Ismail Efendi imtihani kazandin dediler. " 

Seyhin Ustunlugu Hakkinda 

"Gardaslarim! Her seyin bir tilccari vardir. Bizde dert tilccariyiz. Hem 
de dyle bir dert tilccari ki, biltiln dermanin fevkindedir. " 

"Gardaslarim! Ananiz, babaniz mi ilstiln yoksa biz mi? Elbette biz 
ilstilnilz Onlar sizi ulvi alemden sttfli aleme getirdiler. Biz ise, o ulvi ale- 

... .. „ 796 

me goturmeye memuruz, 

" Gardaslarim! Acaba ve supheyi kaldir. Hatani bileceksin. Hava giren 
yerini yama. Gemi cevher yttkltt, su almis batmis. Insanoglu cevheryuklu, 
sakin batirma. Sahibine teslim et. Arabanin gicirtisi bile muhabbeti bozar. 
Qorumlu Pirimiz buyurdular ki; 

797 

" Biz cevher olani biliriz. Birakmayiz Biz insan hirsiziyiZ- " 
Zatin biri, Allah Tealaya kapini ag demis. Gaipten ses gelmis: Ya ku- 
lum, sen gel zaten kapi agik demis. 

Enfaziletli Him ilm-i hal 
Enfaziletli hal huzur-u hal 
Kul rah-i hakta buluna 



796 — Rivayet edilir ki; Iskender-i ztll-Karneyn'e: "Neden hocana, babandan daha 
90k saygi gosteriyorsun?" diye sorulunca, ne gtlzel cevap vermis : 

"£unku babam, beni gokten yere indirmifjtir. Hocamsa beni yerden goge dogru 
yiikseltmektedir. "demi§. . 

insanm ruhu melekut aleminde, yilkseklerdedir. Ana-baba sebebiyle rah bu me- 
lekut denilen yilksek bir alemden ana rahmine iner. Dolayisiyla ajagiya du§mu§ 
olur. Fakat ihsamn hocasi yilkseklerden gelen bu ruhu yine ebedi alemde yilksek 
mevki ve mertebelere cikarmaya vesile teskil eder. Ona rabbini ve dinini, dunyasim, 
ilmin sirlarmi ogretir. (imam Burhanilddin Ez-Zernuci, Ta'lim ve Mtiteallim, trc. Y. 
Vehbi Yavuz, 1st, 1993, s.75) 

797 — Allah Teala, Davud aleyhisselama buyurdu ki; 

"Ya Davud! Kullanmi bana sevdir, beni de kuUanma sevdir." Davud 
aleyhisselam 

"Ya Rabbi! O benim yapabilecegim bir ^ey degil, ben bunu nasil yapabilirim? '" 
deyince, Allah Teala; 

"Kullarima benim iyiliklerimi anlat, onlar beni severler, onlar beni sevince 
ben de onlari severim." (Mustafa ismet Garibullah, a. g.e. c.l,s.531) 



346 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Rahimdir Allah Tedla kuluna 
Bu dleme gelen kttfrtt He gelir. Neyi seversen onunla kahrsin, ne He 
mesgul isen sen O'sun. §eriati gozetin, seriati gozetmeyenin tarikati olmaz. 
Ama sol el ileyemek mekruhtur, fakat onu gbrmek haramdir;" 

Seyhin Makami Hakkinda 

Cennete gitsek bile, siz vazifenizi yaptiktan sonra biz sizi almadan gi- 
dersek, cennet bize haram olsun. Biz sizi birakmayiz, yeter ki, siz vazifeni- 
zi yapin. 

Ehl'u-lldh derler, iste Allah Tedld'nin ehlisiniz, bize Allah Tedldigin 
ziyarete uzaktan yakindan geliyorsunuz. Tarikatimiz Halidi Hdki Naksi- 
bendi'dir. Evveli §eriat ortasi tarikat ahiri yine seriattir. Bizim §eyhimiz 
Haci Mustafa Haki Hazretleridir. Bizde sizin gibi, Allah Tedla igin ziya- 
retlerine giderdik Tilrbe-i saadetleri Istanbul' da Fatih Camii'ndedir. Yine 
gidip geliyoruz, Biz beraberiz. Hadis-i Kudsi "Men arefe nefsehu fekat 
arefe rabbehu." Nefsini bilen Rabbi'ni de bilir ezeli ervahta. Iste boylece 

■7QO 

ruhlar bir arada gorusmiisler burada da gorilsilyoruz, " 

Seyhin Gerekliligi Hakkinda 

"Kendi basina biten bir agacin meyvesi olmaz. Allah Tedla'nin ddetin- 
de bir seyi sebebe baglamak lazimdir. Nasd ki, ana ve baba olmadan gocuk 
dunyaya gelmiyorsa, bir Milrsidi kdntil terbiyesine girmeden olan dogusta 
sakathklar olur. " 

Bos gesmeye koydum bakrag, 

Bulamadim derdime ne merhem ne Hag La 

Seyhliginin Hakikati Hakkinda 

"Gardaslarim! Sddi derki, Bir giln hamamda bir sevimli insan bana bir 
parga gilzel kokulu kil verdi. kile: 

"Misk misin, yoksa amber misin, senin gilzel kokundan mest oldum. " 
dedim. Kil cevap olarak bana §6yle dedi: 

"Ben adi bir kil idim, fakat bir zaman gill He arkadas oldum, onun 



798 — Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem buyurdu ki; "Ruhlar siralanmi$ as- 
ker topluluklari gibidirler. Ruhlar aleminde anlatjanlar, dilnyada anlatjirlar. Buna 
karfjihk ruhlar aleminde anlatjamayanlar, dilnyada da birbirleri He anla$amaz- 
lar." 

799 — "Bir yemek, sadece altina ate§ vermekle pi$mez- Yemek dibine sararsa 
icine su koyarsin. Usta, elinde bir kepce He kazanin batjinda bekler ve yentegi 
kivaminda pifjirir. Eger atefjleri yakip kazani birakir giderse, kazan yanar ve ye- 
mek dibine sarar." (SIR, age. s. 398) 



Hizmetleri 347 

gtizel kokusu bana sindi, yoksa ben bildigin toprak pargasiyim. " 

Seyhligin Hakkini Vermek Hakkinda 

"Gardaslarim! Eger biz kendimize dusen vazifemizi yapamiyorsak, bu 
vazife bizden ahnsin; sizler bir sey alamiyorsaniz bizler ne yapahm. " 

Sevval Orucu Hakkinda 

"Gardaslarim Ramazan 30 gundur. 6 gunde §evval-i serifte orug tu- 
tarsaniz 30 gun ramazan 300 gun, 6 gunluk §evval orucuda 60 gun eder 
bir senede orug tutulabilecek gun 360 gundur, bu suretle bir senenin gece- 
si kaim, gunduzu saint olmus oluruz. Biz §evvali §erif'in dokuzunda oruca 
baslar on besinde bayram ederiz. Bu suretle eyyam'i biyd orucunun seva- 
bini da kazanmis oluruz. " 

Takdir Hakkinda 

"Gardaslarim! Allah Tedld ruhlari ezelde topladi, herkese istedigi sa- 
nat gosterildi. Biz de dervisligi aldik, sizinle de ezelde tanistik. Her insana 
omru, rizki ve nasibi ruhu He beraber verildi. Bu dlemde tedbir ahp takdir e 
saygih oldugumuz kadar ameli edebimizle daha kim yakin olur diye dleme 
imtihan igin gonderildik. Burada bilistik mahserde bulusacagiz." Ikinci 
duragimiz berzah dleminde toplanacagiz. JJguncu duragimiz mahserde 
toplanacagiz, bulusacagiz. Allah Tedld buyurdu ki; 

'O gun mahserde hig kimseye soyu sohreti sorulmaz Ameli, edebi ve 
yakinhgi He mukdfatlandiririz'- 

Gardaslarim! Kdinat bize bagh, bizdeki cana bagh, canda canana bag- 
h. Bu can bizden gitti, baska can geldi. Allah Tedld kula nimet verir bas- 
kasi bin gahssa o lutfa erisemez. Gardaslarim! Eden eyleyen Allah, La 
Havle veld kuvvete ilia billdh " 

"Gardaslarim! Her insan igin ezeli bir hukum var. Her nebinin mekd- 



80CI — §eyh Sadi-i §irazi, Giitistan, trc.,Kilisli Rifat Bilge, 1st, 1968, s. 316 

801 — Aliyyil'l-Havvas kuddise sirruhu'l aziz §oyle der: 

"Bu alti gunluk orucu da, ramazan orucunda oldugu gibi hatta daha fazla dikkatle 
korumamrz icap eder. Qunkil bunlar tamir mesabesindedir. Eger bunlar tarn yapil- 
mazsa yine bir gedik kalmij olur. Boylece eksiklikler birbirini kovalayarak gider, 
sonuc almmaz olur. Mesela, bunun bir benzeri §u ornektir: Sallallahu aleyhi ve 
sellem Efendimiz, namaz esnasmda yapilan hatalarm telafisini sehiv secdesine tahsis 
etmijtir, kiyam veya rilkua degil. Qunkil kulun Rabbine en yakm bulundugu an sec- 
de anidir. §eytanm nufuzu secdede pek milessir olamaz. (Uhudtl'l Ktlbra, a.g.e. 
s.224) 

Aynca kadmlarm adet gilnlerinde tutamadigi oruclarm eksikligini bu oruclar ile 
tamamlamak gerekir. Bu orucun, aile icerisinde erkek ile beraber kadmm tutmasi da 
kolayla§mi§ olmaktadrr. (Yazan) 



348 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ni zamani ve ashdbi ezelde bilindi. Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellemin 
ve halifelerinin de mekdni, zamani ve ashdbi ezelde bilindi Bizimde zama- 
nintiz bu, Sivas mekdnimiz imis. Allah Tedld bizi sevdi, biz de Allah Ted- 
Id'yi seviyoruz. Her seyi, yerdeki karincayi Allah Tedld igin seviyoruz. Siz 
de emri ildhiye iman ve ameli edebi He bizi sevmis olursunuz. Bizi sevmek- 
le Rasulullah sallalldhu aleyhi ve selleme, oradan Allah Tedld'ya yakin 
olursunuz. Ameli edebinizle, Murakabe-i Hayr He gok zikirle yakinhginiza 
sa yu gayret edecegiz. " 

"Gardaslarim! Kim bizi severse, bizle yasarsa, bizim sevgimizle olurse, 
mahserde beraber oluruz. " 

Tarikati Hakkinda 

"Halidi Hdki Naksibendi olan tarikatimizin evveli seriat, ortasi tarikat, 
ahiri (sonu) ise, seriattir. " 

Ulu Camii Hakkinda 

"Dunya uzerinde alti mescit vardir. 

1- Beytullah, 2- Ravza-i Mutahhara 3- Kudus-it §erif 4- §am'da Ca- 
mii Emeviyye'de Mescidi Yahya, 5- Halep'te Mescidi Zekeriyya, 6- Sivas 
Ulu Camii. Bu bir Hdkikdttir, biz boyle kabul ettik. " 

tic Aylar Hakkinda 

"Gardaslarim! Ug aylarda gunahlarin keffareti olarak bir gun orug 
tutun, butun gunahlarinizi silip goturur. " 

Tekkesi Hakkinda 

"Gardaslarim! Bizim siyasetle aldkamiz yoktur. Cumhuriyetin ilanin- 
dan sonra tekke ve zaviyeler kapatihyordu, bize dediler ki; 

"Efendi siz seyhsiniz. Tekke ve zaviyeler kapatihyor, siz irsat faaliyet- 
lerinize devam edecek misiniz?" Biz de, 

"Evet, gok kubbenin alti bizim tekkemiz. Ay, gunes ve yildizlar tekke- 
mizin kandilleridir. " dedik. 

Vefali olmak Hakkinda 

Efendi Hazretleri bir gun devlethanede uzun muddet hasbihal ettigi ya§h 
bir misafire abdest tazelettirmek icin oglu Kemal Bey'e i§aret etmi§. Kemal 
Bey hizmetini yaparken bir ara demi§ ki: 

"Efendi Hazretleri sizin gosterdiginiz ilgiye layik biri degilmis. " 
"Bizi Seyhimize ilk goturen Tokat Mai Muduru'ne saygimiza gblge 
dusurmek egri olur. Mahserde egrinin golgesi de egridir. Egrilik mahserde 



s02 — Mehmet Veli §EN'in Ulu Camii'ye yardim ifin o zamanlarda bastirdigi bir 
bro^ilrden. 



Hizmetleri 349 

ise mahcupluktur. " 

Vefat Eden Kigi icin Kelime-i Tevhid Hatmi 

"Gardaslarim! Vefat eden gardasimiz igin, Kelime-i Tevhid Hatmi 
okuyahm Cehennemde olani gikarir. " 

Vesvese Hakkinda 

"Gardaslarim! Her iste, meldike de seytan da muessirdir. Adamina go- 
re bazi kimse, meldikeden ilham ve bazi sahis seytandan vesvese ahr. Biz 
ise, muvazene ileyola gideriz. Her kim meldikeye mukdrin olursa, islerin- 
de ilham, seytana yaklasirsa vesveseden istilzam ahr. " 

Zahiri Ilim 

"Her canh olur. Bir Allah Tedld ve muhabbet bdkikahr. " 
"Muhabbet manevi ilimle bulunur. Almanya'da bir arabayi yedi, 
Amerika'da otuz yedi gunde yapiyorlar. Zahiri ilim artacak. Fen daha 
ilerleyecek. Uzak yeri yakin edecek. Kisi ustune giydigi elbisenin dugmesi- 
ne basacak istedigi yere gidecek. (Ba§ka bir sohbette devaminda) Fen o 
kadar ilerleyecek ki, nefesi biten kisiyi saghgindaki gibi hareket ettirecek- 
ler. Fakat bu zahiri ilmin sonu olacak. Ancak maneviyatin ustunlugu de- 
vam edecek. Mttmin, gegen nebilerin ve velilerin sesini kendi agzindan 
duyacaktir. " 

Zikir Hakkinda 

"Gardaslarim! Insana tarikati dliye-de kalbden bir ders verirler. Qeke, 
geke kalb islah olur. Kalb islah olunca da butiln vilcuda dagihr. Vucut 
islah olunca, butiln kdinat ve mukevvenat islah olur" 

"Gardaslarim! Kuslar, bahklar zikirden dusunce av olurlar. Basinizda 



803 — Sadriiddin Muhammed Konevi kuddise sirruhu'1-aziz vasiyetnamesi 

"Rasultillah sallallahil aleyhi ve sellemden bizi intikal eden, O'nun ahiret, cennet 
ve cehennem ile ilgili haller, Allah Teala'nm fiil ve sifatlarma dair verdigi buttin 
tafsilat haktir. Ben, bu diljunce ve inancla yajadim ve bu inancla oluyorum. 

Dostlanm ve bana mensub olan muridlerim, talebelerim, beni muslumanlann 
umumi kabristanma defnetsinler. Olumumun ilk gecesinde Allah Teala'nm beni, her 
turlil azabmdan ve cezalandirmasmdan uzak tutarak beni bagijlamasi ve Allah Tea- 
la'nm kabul etmesi niyetiyle yetmifj bin kelime-i tevhid (La ilahe Illallah) diyerek 
tevhid hatmi yapsmlar. Yine oltimumde hazir bulunanlardan her biri kendi kendine 
aym niyetle agir bajhhk ve kalb huzuru icinde yetmi§ bin "La ilahe Illallah" diyerek 
zikirde bulunsunlar." (Sadriiddin Muhammed el- Konevi kuddise sirruhu'1-aziz 
vasiyetnamesi, 1st Sehit Ali Pasa Ktp. nr. 2810) 

804 — « Vesveseli du$uncelerden sakin. Insanin kalbi, sazlik ve orman gibidir. 
Orada aslan gibi de, yaban eqegi gibi de fikirler bulunur. " Mevlana kuddise 
sirruhu'1-aziz 



350 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

semsiyeyim, eger her halinizi bilmez isek, Allah Tedla seyhligi elimizden 
alsin. Her nefes ve ahsverisinizden haberdarim Biz simdi bir kestirme yol 
bulduk, gonulden gidiyoruz Bu vucut, bir gemidir. Bu gemiyi deryada 
yuzdurmek lazim. Kul beserdir. Insan namazina ve dersine devam etmeli, 
yatarken, kalkarken ve yerken daima abdestli olmahdir. Yemede ve igmede 
bir sey yoktur, nefsi korletmek igindir. Asil mesele ruha gida vermektir. 
Nefs, daima ruhun pesinden getirmelidir. Insan, zikre basladigi zantan 
zikre girmeli, kendisi yok olmah, top atilsa duymamahdir. Zikirden kendi- 
sini almamahdir. " 

"Cenab-i Allah Tedla'ya karsi kulluk vazifemizi yapamiyoruz. Allah 
Tedla, Kur'an gondermis, rasttl gondermis. Kitap, sttnnet icma-i ttmmet; 
utaniyoruz, Allah Tedla derse, ben Allah Tedla'ya ne cevap vereyim. 
Soylesek olmaz, soylemesek olmaz. Ben daima seyhimle beraberdim. Siz 
de, daima seyhinizle beraber olun. Gardaslarim! Hepinizi Allah Tedla ya 
emanet ettik. Insan yok olmah, bu da lafile degil, halle olacak. Insan dort 
seyden milrekkeptir. Hava, su, toprak ve ates. Insanda bir et pargasi var o 
da kalptir. En mukaddes sey. 

Gardaslarim! Soyadimizi Toprak koymuslar ama topraga bakiyorum 
da utanvyorum. Dirimizi, blumuzu ve gidamizi hep o muhafaza ediyor. Biz 
toprak gibi tevazulu olamvyoruz " 

Kisa Siirleri 

Ocak yanmayinca ate^ olmaz, 

Ates olmayinca duman tiiter mi? 

Kiyamet gunune gebneyince bu dert biter mi? 

'k'k'k'k 

Cihanin devleti batjindayken 
Sana gam yakifjmaz Ismail 
Eger konmasaydi askin kusu basin a 
Olmazdi cihan asik sana 

'k'k'k'k 

Muhammed bir gunestir 
Onun kokii Ebubekir 
Meyvesiyiz bizler Anin 



805 — Utanmak duygusu, insamn sevdigine karji duydugu en ytlksek degerlerden- 
dir. 

Imam §ibli kuddise sirruhu'l aziz buyurdu ki; 

"Ey AUah'im! Beni hangi sey icin azaba atarsan at. Yeter ki, beni utanq azabi 
ile azaba dilsurme." (Uhudti'l Kilbra, a.g.e. s.775) 

Abdillkadir Geylani kuddise sirruhu'1-aziz, Kabe avlusunda yuzunil cakil taslan- 
na koymus, yalvanyordu. 

"Allah Teala'm beni affet, eger mutlaka cezalanacaksam beni kiyamette kor di- 
rilt ki, iyilerin karsismda utanmayayim." (AYTANQ, Gonill, Sozce, 1st. 2005, s.l 15) 

806 — ccg- r v,j mse M lslr ' a gitmis, Imam § afii Hazretleri'nin tilrbesini ziyaret et- 



Hizmetleri 351 



Cignemeyin, qignetmeyin 
Yeserin meyve verin 
Solmayin, sararmayin 
Olgunlasin ham kabnayin 
Fakat kokten aynlmayin 



Buna say ettikge siz 
Basinizda golgeyiz. 



Bu vucudun mulku elden gikmadan 

Carh-i devran bu binayi yikmadan 

Suretle ntana bir arada iken 

Iki alentde firsatin elde iken 

Gel hubb-u dunyayi gonlunden gider 

Alasin can aleminden bir haber 

'k'k'k'k 

Hastanin halinden ne bilsin saglar 

Kiymetintizi bilenler bizint iqin aglar 

Bunun gibi agalar, kaba kaba sozlerle baglar 



mis ve pek btiytik maneviyata mazhar olmus. Sonra Medine'ye gitmis, Imam §afii 
Hazretleri'nin hocasi olan Ibn-i Malik Hazretleri'ni ziyaret etmis. Fakat onun kab- 
rinde o kadar tecelliyat ve ruhaniyet bulmamis. Kendilerinin §afii Hazretleri'nin 
ilstadi olduklan halde, onun kadar ytlksek bir mertebede gorulmemelerine hayret 
etmi§. O ak§am ruyasmda, Ibn-i Malik Hazretleri'ni gormilj. Kendisine buyurmuj 
ki; 

"Nicin sastin? Misir'da §afu, yildizlar iqinde gunestir. Ben ise, burada giines 
iqinde yikiizint! " 

Hatta gariptir, Medine'de elmaslar, pirlantalar bile, pek sonilk ve donuk goril- 
ntlr." (Ken'anRilai, a.g.e. s.217) 

807 — Ken'an Rifai kuddise sirruhu'1-aziz buyurdu ki; 

"Bir kitapta: Nefsini bilen ve aym zamanda yilz gtlnahi olan kimseden kacma; 
fakat ytlz iyiligi olup da, nefsini bilmeyen kimseden kac! Deniyor. Gtlzide Vali- 
de'niz bu soze itiraz ederek: Nefsini bilen kimsede kotil ahlak olur mu? dedi. Ben de 
dedim ki; nefsini bilmek mertebesi pek buytik bir mertebedir. Buradaki mana ise, 
Hazret-i Mevlana kuddise sirruhu'l-azizin buyurdugu gibi, egri ve kusurlu da olsa, 
yas ve koke bagli bir dalm, dosdogru fakat agactan kesilmis bir daldan tlsttln oldugu 
fikridir. Evet, yas dal, o carpik manzarasma ragmen, zamam gelince yeserir, 9i9ek 
afar, meyve verir. Fakat kuru dal ifin artik boyle bir ihtimal kalmamistir. 

Yine, sevgilinin kapismdaki halka, egri bugril de olsa, erbabi ifin, krymetli ve 
ziynetli bir halkadan makbuldtir. 

Cemiyet ifinde de nice imansiz mevki ve bilgi sahibi kimseler vardir ki, tarikata 
yeni girmis olanlar onlardan ustttir. Zira asla merbut olmalan bakimmdan zamanla 
kendilerinden 90k sey umit edilir ve beklenir." (Ken'an Rilai, a.g.e. s. 102) 



352 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

5-SEVDIGi SHRLERDEN BIR DEMET 

Terkib-i Bend-i Meghur / 1 . bend 

Sanman bizi kim sire-i engur He mesttiz 
Biz ehl-i hardbdtdanuz mest-i Elest 'uz 
Ter-ddmen olanlar bizi dlude sanur lik 
Biz mdil-i bus-i leb-i cam u kef-i desttiz 
Sadrin gozedub neyleyelim bezm-i cihanin 
Pd-yi hum-i meydir yirimuz bdde-perestuz 
Mail degililz kimsenin dzdrina ammd 
Hdtir-siken-i zdhid-i peymdne-sikestuz 
Erbdb-i garez bizden irag oldugu yegdir 
Dilsmez yere zira okumuz sdhib-i §estuz 
Bu dlem-i fdnide ne mir u ne geddyuz 
A lalara a lalanuruz pest He pesttiz 
Hem-kdse-i erbdb-i dililz arbedemiz yok 
Mey-hdnedeyuz gerqi veil isk He mesttiz 
Biz mest-i mey-i mey-kede-i dlem-i cdnuz 
Ser-halka-i cem 'iyyet-i peymdne-kesdnuz 

Terkib-i Bend-i Meghur / 17. bend 

Virdik dil u can He rizd htikmi kazdya 
Gam gekmeziz ugrarsak eger derd u beldya 
Koyduk vatani gurbete bufikr He gikdik 
Kim renc-i sefer bdis olur izz u aldya 
Devreylemedik yir komadik bir nice yildir 
Uyduk dil-i divdneye dil uydu hevdya 

Olduk nereye vardik ise, iska giriftdr 

Alindi gontil bir sanem-i mdh-likaaya 
Bagdad 'a yolun dtisse ger ey bdd-i seher-htz 
Addb He var hizmet-i ydrdn-i safdya 

Ruht'yi eger bir sorar ister bulunursa 

Dirlerse bulustun mu o bi-berg u nevdya 
Bu matla '-i garrdyi oku ebsem ol anda 
Ma lum olur ahvdlimiz erbdb-i vefdya 

Hdld ki, biz uftdde-i hubdn-i Dimesk 'iz 

Ser-halka-i rinddn-i meldmet-kes-i iskiz 

Ruhi-i Bagdadi kuddise sirruhu'1-aziz 



-Vezni: mef ulil mefa'ilil mefa'iltl fa'uliln 



Hizmetleri 353 

Yanarsam ndr-i askinla yanayim ya Rasulallah 
Ezelden bagri yanmis bir geddyizyd Rasulallah 

Hevd-yi nefsime tabi olup pek gok gilnah ettim. 

Huzura hangi ytiz He varayim, yd Rasulallah 
Harim-i ravzand stirmus iken ruy-i siyahim ah 
Yine ctirm u gilnaha mubteldyim, yd Rasulallah 

Kapinda boynu bagh bir esirim dest gir ol sen 

Garibim bikesim bt dest u payim, yd Rasulallah 
Kulun Leyld 'ya sahim, var iken dergdh-i ihsanin 
Varip ben hangi sdhd yalvardyim, yd Rasulallah 

Leyla kuddise sirruhu'l-azize Hanim 



Ciktim erik dahna, anda yedim tizumu 
Bostan issi kakidi, der ne yersin kozumu 

Kerpig koydum kazana poyraz He kaynattim 

Nedir deyip sorana bandim verdim dztinti 
Iplik verdim gulhaya sarip yumak etmemis 
Becit becit ismarlar gelsin alsin bezini 

Bir sergenin kanadin kirk kagniya yuklettim 

Cifti dahi gekmedi soyle kaldi kazini 
Bir sinek bir kartah salladi vurdu yere 
Yalan degil gergektir ben de gordtim tozunu 

Bir kilt He gilrestim elsiz ayagim aldi 

§unu da basamadim goyundurdu oztimu 
Kafdagindan bir tasi soyle attilar bana 
Oglelik yola dustti bozayazdi ytizumu 

Bahk kavaga gikmis zift tursusun yemege 

Leylek koduk dogurmus bak a sunun soztinu 

Ugruluk yaptim ana, buhtan eyledi bana 
Bir gergi geldi eydur kdni aldigin kurku. 

Anlardan kurtulmadin ne ettigimi bilmedin 

Oktiz issi geldi, eyudur bogazladin Kdzimi. 
Bir bdgiye ugradim gozsilz yilan yoldasi 
Haber sordum vermedi Kaysere durur azmi 

Yunus bir soz soylemis higbir soze benzemez 

Erenler meclisinde burtir mdna yuztinu 

Yunus Emre kuddise sirruhu'1-aziz 



354 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Canim kurban olsun senin yoluna 
Adi gilzel kendi gtizel Muhammed 
Sefaat eylesin kemter kuluna 
Adi gilzel kendi gilzel Muhammed 

Mil 'min olanlarin qoktur cefdsi 
Ahirette olur zevk u safdsi 
On sekiz bin dlemin Mustafa 'si 
Adi gilzel kendi gilzel Muhammed 

Yedi kat gokleri seyran eyleyen 
Kilrsi 'nin ilstilnde cevldn eyleyen 
Mi 'rac 'inda ilmmetini dileyen 
Adi gilzel kendi gilzel Muhammed 

Dort Qdr-ydr onun gokgek yaridir 
Onu seven gilnahlardan bendir 
On sekiz bin dlemin sultanidir 
Adi gilzel kendi gilzel Muhammed 

Sen hak Peygamber 'sin seksiz gilmansiz 
Sana uymayanlar gider imansiz 
Asik Yunus n eyler dilnydyi sensiz 
Adi gilzel kendi gilzel Muhammed 



Yunus Emre kuddise sirruhu'1-aziz 



Cihdni hige satmaktir adi ask 
Dokilp varhgi gitmektir adi ask 

Elinde silkkeri ayruga sunup 
Aguyu kendi yutmaktir adi ask 

Beld gokten yagmur gibi yagarsa 
Basini ana tutmaktir adi ask 

Bu diem sanki oddan bir denizdir 
Ona kendini atmaktir adi ask 

Var Esrefoglu Rumi bil hakikdt 
Vilcudufani etmektir adi ask 



Esrefoglu Rumi kuddise sirruhu'1-aziz 



Hizmetleri 355 

Emdnet etmissin geldi seldmin 
Sevketli sultdnim aleykum seldm 
Aldi ta 'zim He bu ben guldmin 
Ey sdh-i hubdnim aleykum seldm 

Milyesser olur mu ruyunu gormek 
Acep olur mu ki, vaslina ermek 
Gdhi gdhi boyle seldm gondermek 
Keremdir Efendim aleykum seldm 

Lutfedip hatirim ele almissin 
Hasretinle yandigimi bilmissin 
Duydum ki, muruvvet kdni imissin 
Dertlerimin dermdni aleykum seldm 

Umarim Efendim muruwet senden 
Ugruna gegmisim can He tenden 
Demissin geddma seldm et benden 
Berhuddr ol canim aleykum seldm 

Gegirdin boynuma askin kemendin 
Iyi ki, anmissin bu derd-i mendi 
Kuluna seldm etmissin Efendim kendin 
Derdime dermanim aleykum seldm 

Bilmezim bu dil-i bigdre netsiln 
Hicr-i firakinla ya kande gitsiln 
Seldm eylemissin Hak seldm etsun 
Sana ey cananim aleykum seldm 

Hasta idim beni getirdin cana 
Ihtiyag kalmadi gayri Lokman 'a 
Selamin sifa verdi bu hasta cana 
Gonlumun sultani aleykum seldm 

Aziz iltifatin rdyegdn ettin 
Ates-i sinemi gillistan ettin 
Mahzun Gevheri 'yi sdduman ettin 
Ey gonca dehdnim aleykum seldm 

Gevheri kuddise sirruhu'1-aziz 



809 — GARlB GEVHERI: Kayseri-Sivas topraginin insam, Hakk'm velisi Hz. 
Muhammed Mustafa sallallahtl aleyhi ve sellemin sevdalisidir. Sohbet ehli ask ve 



356 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Cdndn ilinin gilllerinin bagi gorundu 
Dost ikliminin lalesinin dagi gorundu 
Envdr-i Muhammed doguben tuttu cihani 
§akku 7 kamerin mu 'cize-i parmagi gorundu 
Kaygu gecesi gitti kamu kalmadi korku 
Eyyub 'a dahi sihhatinin gagi gorundu 
Dil hastasinin derdine dermani eristi 
§emst 'ye bu gun dostunun otagi gorundu 

Semsi Sivasi kuddise sirruhu'1-aziz 

Vdsil olmaz kimse Hakk 'a cilmleden dur olmadan 
Kenz aqilmaz sol gonulde td ki, pilrnur olmadan 
Stir gikar agydri dilden td tecelli ede Hakk 
Pddisdh konmaz saraya, hdne mamur olmadan 
Hakk cemalin Kdbe 'sini kildi asiklar tavaf 
Yerde Kdbe, gokyuzunde Beyt-i mamur olmadan 
Mest olanlarin keldmi kendiden gelmez veil 
Ya nigin soyler Ene'l-Hak, kisi Mansur olmadan ? 
Mest olup meydane geldim ta ezelden ta ebed 
Igmisem askin sarabin ab-i engur olmadan 
"Mutu kable en temutu"* sirrina mazhar olan 
Hasr-tt nesri bunda gordtt nefha-i sur olmadan 
Asikin gok derdi amma sirrin izhdr eylemez 
Soylemesi terk-i edeb gtinki destur olmadan 
Bir acaib derde dttsmus tutusur §emsi mttddm 
Hakk'a makbul olmak ister, halka menfur olmadan 

Semsi Sivasi kuddise sirruhu'1-aziz 



muhabbetiyle yamp tutustugu Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellemin kabri serifini 
ziyaret edip 

"Kabrimi ziyaret eden, saghgimda beni gorup ziyaret etmi§ gibidir" mujdesine 
nail olmak ister, lakin yoksulluk ve fakirlik firsat vermez. 

Hacca giden bir komsusu ile Gill Muhammed'e selam gonderir. Haci Efendi, 
Asik Gevheri'nin selammi Hz. Muhammed Mustafa sallallahtl aleyhi ve selleme arz 
ederken Ravza-i Mutahhara'dan bir ses gelir ki; 

"Aleykiim selam, Gevheri 'nin seldmini aldim kabul ettim. Benim de selamimi 
Gevherim 'e ulastir." Haci evine doner, Gevheri'yi agir hasta olarak bulur. Atesler 
icinde yamyor, oldtl olecek, olayi anlatip Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellemin 
selammi soyleyince Asik Gevheri hastaligmdan sifa bulur sicrayrp kalkar. Bu siiri 
soyler. 



Hizmetleri 357 

1 Tedbtrini terk eyle, takdir Hudd 'nindir. 

Sen yoksun o benlikler hep vehm-ti gumanindir. 
Birden hire bul aski bu tilhfe bulanindir 
Devrdn olah devrdn Erbdb-i safdnindir. 
Asikta keder neyler gam halk-i cihdnindir 
Koyma kadehi elden soz Pir-i Mugdn 'indir. 

2 Meyhdneyi seyrettim ussdka mutdfolmus 
Teklifil tekelluften sukkdn-i mudfolmus 
Bir nes-e gelip meclis bi-havf-i hildfolmus 
Gam sohbeti ydd olmaz, mesrepleri sdfolmus 
Asikta keder neyler gam halk-i cihdnindir 
Koyma kadehi elden soz Pir-i Mugdn 'indir. 

3 Ey dil sen o dilddre layik mi degilsin ya 
Ddvdyi muhabbette sadik mi degilsin ya 
Ozr-ti Azrd 'nin Vamik mi degilsin ya 

Bu gam ne gezer sende dsik mi degilsin ya 
Asikta keder neyler gam halk-i cihdnindir 
Koyma kadehi elden soz Pir-i Mugdn 'indir. 

4 Mahzun idi bir giln dil meyhane-i mdnd 'da 
Inkara dosenmistim ejkar dtisup ydda 

Bir pir gelip ndgdh pend etti alel-ade 
Al destine bir bade derdi garni veryade 
Asikta keder neyler gam halk-i cihdnindir 
Koyma kadehi elden soz Pir-i Mugdn 'indir. 

5 Bir bade gek, efzun kahp mecliste zeber-dest ol 
Atma ayagin tasra meyhanede pa-best ol 
Algaga akarsular, pay-i hiima dus mest ol 
Pur qus olayim dersen GALIB gibi ser-mest ol 
Asikta keder neyler gam halk-i cihdnindir 

Koyma kadehi elden soz Pir-i Mugdn 'indir. §eyh Galip ks 



810 — Afiklamasi 

PIR-I MUGAN: Milrjid-i kamil 

1-Tedbirini terk et; takdir Allah Teala'nmdir. Sen yoksun; o benlikler, hep veh- 
mindir; zannmdir. Birden bire aski bul, bu armagan, bulanindir. Devran, devran 
olah, temiz kisilerin, ilahi zevk sahiplerinindir. 

Asikta keder neyler? Gam, dtlnya halkmmdir; feyiz ve nese kadehini elinden bi- 
rakma, soz pir-i muganmdir. 

2-Meyhaneyi seyrettim; asiklarm, cevresinde donilp durduklan yer olmus; orada 
oturanlar tekliften de affedilmisler, tekelluften de. Bir nese gelmis; mecliste ne kor- 
ku kalmis, ne aykinhk; gama dair sohbet yapilmryor, gamm bulamkhgi amlmiyor; 
hepsinin de mesrebi tertemiz bir hale gelmis. 

Asikta keder neyler? Gam, dtlnya halkmmdir; kadehi elden birakma; soz pir-i 
muganmdir. 



358 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Efendimsin cihdnda i 'tibdrim varsa sendendir 
Miydn-i dsikanda istiharim varsa sendendir 

Benim f eyz-i haydtun hdsih ruh-i revdnimsin 

Eger sermdye-i omrumde kdrim varsa sendendir 
Veren bu suret-i mevhuma revnak reng-i husnundur 
Gill-istdn-i haydlim nev-bahdrim varsa sendendir 

Felekten zerre miktar olmadim devrinde rencide 

Ger ey mihr-i munewer ah u zdrim varsa sendendir 
Senin pervdne-i hicrdninim sen sem '-i vuslatsin 
Beher seb hdhis-i bus u kindrim varsa sendendir 

§ehtd-i askin oldum lale-zdr-i dagdir sinem 

Cerdg-i tilrbetim sem '-/ mezarim varsa sendendir 
Goren ser-gestelikde gird-bdd-i dest zanneyler 
Fena-ender-fenayim her ne varim varsa sendendir 

Niqin dvdre kildin gevher-i gillistanin olmusken 

Gontil ayinesinde bir gubarim varsa sendendir 
§afak-tab eyledin peymanemi hun-ab He sdkt 
Sabdh-i sohbet-i meyde humarim varsa sendendir 

Sanadir ilticasi Galib 'in yd Hazret-i Mevla 

Basimda bir kuldh-i iftiharim varsa sendendir 

§eyh Galip kuddise sirruhu'1-aziz 



3-Ey gontil, sen o gontil alana layik mi degilsin; yoksa sevgi davasmda gercek 
mi degilsin? Azra'nm ozrtl nedir; sen Vamik mi degilsin. Sende bu gam ne gezer; 
yoksa asik mi degilsin. 

Asikta keder neyler? Gam, dtlnya halkimndir; kadehi elden birakma; soz pir-i 
mugamndir. 

4-Bir gun gontil, mana meyhanesinde mahzundu; hatira fikirler dtismtistti de in- 
kara dosenmistim. Bir pir, ansizm geldi de alelade Ogtit verdi; eline bir sarap kadehi 
al, derdi de yele ver gitsin, gami da dedi. 

Asikta keder neyler? Gam, dtinya halkimndir; kadehi elden birakma; soz pir-i 
mugamndir. 

5-Bir kadeh sarap cek, ictikce ic; mecliste yticel; soztin tisttin olsun, ytirtistin. 
Ayagim disanya atma; meyhanede ayak dire. Sular alcaga akar; sen de ktiptin aya- 
kucuna dtis; alcal. Cosup koptireyim dersen Galib gibi sarhos ol. 

Asikta keder neyler? Gam, dtinya halkimndir; kadehi elden birakma; soz pir-i 
mugaamndir. 



Hizmetleri 359 

tste geldim huzuruna 
Himmet et Mustafa Haki 
Yilz bin suktir su halime 
Himmet et Mustafa Haki 

Merhameti gok dediler 
Nihayeti yok dediler 
Kemter kul himmetin diler 
Himmet et Mustafa Haki 

Adin Muhammedin adi 
Tadin Muhammedin tadi 
Kemter kul eyler feryadi 
Himmet et Mustafa Haki 

Tokathsin Sivashyim 
Tarikine hevesliyim 
Gilnahim goktur yashyim 
Himmet et Mustafa Haki 

Efendimin Efendisi 
Siddiki dzam bendesi 
Piri Naksinin kendisi 
Himmet et Mustafa Haki 

Nasibim var imis geldim 
Arayi arayi buldum 
Ben Leyld 'ma Mecnun oldum 
Himmet et Mustafa Haki 

Ismail ziyaretine 
Gelmistir ytice katina 
Iltica eyler zatina 
Himmet et Mustafa Haki 



360 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Semdverin rengi aldan 
Getir sagdan, gottir soldan 
Dervis gikmaz boyle yoldan 

Yan semdver, don semdver 
Limon, seker, gay semdver 

Semdveri ahstirin 
Masa He tutusturun 
Kusenleri kavusturun 

Yan semdver, don semdver 
Lezzet senin hay semdver 

Semdverim iniliyor 
Anlamiyor mu ne diyor? 
Daim Hakk 'i zikrediyor 

Yan semdver, don semdver 
Limon, seker, gay semdver " 

La 

Veli olmaz kisi taslanmayinca; 
Siva endisesi boslanmayinca.. 
Sogiltte biter mi hig tath elma; 
Yarilup sarilup asilanmayinca. 

Yiyemez korpe kuzu ttirlu otu; 
Bilyuyup giln be giln dislenmeyince. 
Ne denli akh olsa da kisinin; 
Okumaz hdce 'ye baslanmayinca. 

Dahi baslanmakla dlim olmaz; 
Cahsip dersine duslenmeyince. 
Sabt-i balig hemtn akil olur mu? 
Nice yil gegip yaslanmayinca. 

Amel gokluguna yok itibar hig; 
Kulundan Halik 'i hoslanmayinca. 
Gel ey Kuddust, sen de olma tembel; 
Vilcud bulmaz bir is islenmeyince. 

Kuddusi kuddise sirruhu'1-aziz 



Hizmetleri 361 

Dost illerin menzili ki, dli gortindti 
Derd-i dile derman olan Elmah gorundu. 

Tutilere stikker baginin zevki eristi 
Btilbtillere cdndn gtiltintin dah gorundu. 

Mecnun gibi sahralara aglayi gezerken 
Leyld daginin lalesinin ah gorundu. 

Ten Yakub 'unun gozleri agilsa aceb mi? 
Can Yusuf'unun gill ytiztintin hah gorundu. 

Kal ehlinin akvalini terk eyle Niyazi 
gimdiden geru hal ehlinin ahvali gdriindii. 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 



Ben sanirdim diem igre bana hig ydr kalmadi 
Ben beni terk eyledim bildim ki, agyar kalmadi 

Ctimle esyada gorurdum hdr var gtilzdr yok 
Hep gillistan oldu diem simdi hig hdr kalmadi 

Gece gtinduz zdr u efgan eyleyip inlerdi dil 
Bilmezem n 'oldu kesildi ah He zdr kalmadi 

Gitti kesret geldi vahdet oldu halvet dost He 
Hep hak oldu ctimle diem sehr ti bazar kalmadi 

Din diyanet ddet ti sohret kamu verdi yele 
Ey Niyazi n 'oldu sende kayd-i dindar kalmadi. 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 



362 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Hakkin kullarmi bazi kul eyler 
Am kul eylemezyine ol eyler 
Alan veren odur bazar icinde 
Kimin bay-u kimini yoksul eyler 
Kiminin bakirmi eder altin 
Kiminin altununu karapul eyler 
Kimini gilldurur daim cihanda 
Kiminin ah-u efganin bol eyler 
Kiminin sevdigin alir elinden 
Kiminin erini alir dul eyler 
Kimine istemezken verir evldt 
Kimi ister ana ydd ogul eyler 
Kimi bulmaz giye culdan abayi 
Kiminin atina atlas qui eyler 
Kiminin tath balm eder aci 
Kiminin acisin tath bal eyler 
Kimin billbill ider gtile kilur zar 
Kimin pervaneves yakip kill eyler 
Eder ak gilnesi geh kara balcik 
Kara balcigi acar gdh gill eyler 
Kimi Isa nefestir eder ihya 
Kimi deccal olup saga ol eyler 
Qilrugu sag edip sagi cilrilk hem 
Solu sag sagi gdhi sol eyler 
Ayagi bas eder gdh ayak 
Dili kulak kulagi hem dil eyler 
Fili gdhi karinca kursagina 
Koyup karincayi gdhifil eyler 
Cikarir gdhi yoldan nice yolcu 
Gehi yolcuyu gostermez yol eyler 
Gehi issiz harabi senlik edip 
Gehi senligi dagitip col eyler 
Anasir ipligin tab ignesinden 
Gecirip onu bu bunu ol eyler 
Yeli gdhi letafetle eder od 
Odu gdhi kesafetle yel eyler 
Suyu dondurup eder tas ve toprak 
Tasi topragi akitip sel eyler 
Huruf-i carre gibi cilmle esya 
Birbirine uzanip el eyler 
Eder dkilleri cok iste dciz 
Eder dyle bir is san dkil eyler 
Bu soziln Yunusu Misri degildir 
Lugaz bunda muammasin ol eyler 



Hizmetleri 363 

Derman arardim derdime derdim bana derman imis 
Burhan arardim aslima ashm bana burhan imis 

Sag-u solum gozler idim dost ytizunu gorsem deyu 
Ben tasrada arar idim ol can iqinde canan imis 

Oyle sanurdum aynyim dost gayridir ben gayriyim 
Benden gdrtip isiteni bildim ki, ol canan imis 

Savm-u saldt u hac He sanma biter zdhid isin 
Insan-i kamil olmaga lazim olan irfan imis 

Kanden gelir yolun senin ya kande varir menzilin 
Nerden gelip gittigini anlamayan hayvan imis 

Milrsid gerektir bildire Hakk 'i sana hakke 1-yaktn 
Milrsidi olmayanlarin bildikleri gilman imis 

Her murside dil verme kim, yolunu sarpa ugradir 
Milrsidi kamil olanin gayetyolu dsdn imis 

Anla hemen bir soz durilr yokus degildir duzdurur 
Alem kamu bir yiizdurur gbren am hayran imis 

IsitNiyazi 'nin sozun bir nesne ortmez Hak ytiztin 
Hakk 'tan ayan bir nesne yok gozsilzlere pilnhan imis 

Niyazi Misri kuddise sirruhu'1-aziz 



364 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

TEFVIZNAME 

Hak, serleri hayr eyler, Zannetme Id, gayr eyler, Arifdni seyr eyler, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Sen Hakk 'a tevekkul kil Tejviz et ve rdhat bul, Sabr eyle ve rdzi ol, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Kalbin ana bend eyle, Tedbtrini terk eyle, Takdirini derk eyle, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Halldk- u Rahim oldur, Rezzdk u Kerim oldur, Fa 'dl u Hakim oldur, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Bil kddi-yi 7 hdcdti, Kil ana mundcdti, Terk eyle murdddti, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Bir is tistune dusrne, Olduysa inat etme, Haktandir o, ret etme, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Haktandir buttin isler, Bostur gam u tesvisler, 01, hikmetini isler, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Hep isleri fdyiktir, Birbirine layiktir, N'eylerse, muvdfiktir, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Dilden garni dur eyle, Rabbinle huzur eyle, Tejviz-i umur eyle, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Sen adli zulilm sanma, Teslim ol ndra yanma, Sabr et, sakin usanma, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Deme su nigin soyle, Bir nicedir ol dyle, Bak sonuna, sabr eyle, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Hig kimseye hor bakma, tncitme, gonul yikma,Sen nefsine yan gikma, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Mix 'min isi, reng olmaz, Akil huyu ceng olmaz, Arifdili teng olmaz, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Hos sabr-i cemilimdir, Takdiri kefilimdir, Allah ki, vekilimdir, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Her dilde 'nun adi, Her canda 'nun yddi, Her kuladir imdddi, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Ndgdr kalacak yerde, Nagdh agar, olperde, Derman eder ol derde, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Her kuluna her dnda, Geh kahr u geh ihsdnda, Her anda, o bir sdnda, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Geh mu 'tt u geh mdni ', Geh darr u gehi ndfi ', Geh hdfid u geh raft ' 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Geh abdin eder drif, Geh emin u geh hdif, Her kalbi odur sdrif, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Geh kalbini bos eyler, Geh hulkunu hos eyler, Geh askina tus eyler, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Az ye, az uyu, az ig, Ten mezbelesinden geg, Dil gillsenine gel gog, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 



Hizmetleri 365 

Bu nets He yorulma, Nefsinle dahi kalma, Kalbinden irak olma, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Gegmisle geri kalma, Milstakbele hem dalma, Hal He dahi olma, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Her dem onu zikreyle, Zeyrekligi koy soyle, Hayran-i Hak ol, soyle, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Gel hayrete dal biryol, Kendin unut O 'nu bul, Koy gafleti hazir ol, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Her sozde nasihat var, Her nesnede ziynet var, Her iste gantmet var, 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Bil elsine-i halki, Aklam-i Hak ey Hakki Ogren edeb u Hulki 
Mevld gorelim n 'eyler, N'eylerse, gttzel eyler... 

Vallahi gilzel etmis, Billahi gilzel etmis, Tallahi gilzel etmis, 
Allah gorelim n 'etmis, N'etmisse gttzel etmis... 

Ibrahim Hakki kuddise sirruhu'1-aziz 



366 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Ey Allah 'im beni senden ayirma 
Beni senin didarindan ayirma 

Seni sevmek benim dinim imanim 
ilahi dini imandan ayirma 

Sararuben solup dondtim hazana 
Ilahi hazani daldan ayirma 

geyhim gtildur ben onun yapragiyam 
Ilahi yapragi gulden ayirma 

Men ol dostun bahgesinin bulbuluyem 
ilahi bulbulu gulden ayirma 

Bahgin cam suda dediler 
ilahi bahgi sudan ayirma 

E^refoglu senin kemter kulundur 
ilahi kulu sultandan ayirma 



Ejrefoglu Rumi kuddise sirruhu'1-aziz 



Hizmetleri 367 

Her muradin sende iste hoslugun bul ey goniil 
Iqeri gel dleminde padisah ol ey gonul 
Derd-i ask-i Hakk'ayanub ol ana kul ey gonul 
Ask-i Hakk 'tan gayri bir sey itme me 'mul ey gonul 
Hayrete var kim yakindir Hakk 'a olyol ey goniil 
Bahr-i aska dal deminden dembedem dol ey goniil 
Azye az ic az uyu zikr-i kalbi eyle kut 
Vehm ufehm ufikri nefy it kim goniil kilsun sukut 
Olmeden ol ki, seni hayy ide Hayy-i layemut 
Hus der- dem yani her dem Hakk'i bul halki unut 
Hayrete var kim yakindir Hakk' a olyol ey goniil 
Bahr-i aska dal deminden dembedem dol ey goniil 
Su-i halki dilde koyma td dola hulk-i hasan 
Emr-i Hakk'i tut cemi-i halka sejkat eyle sen 
Nefsi koy Hakk' a gonulden gel sefer kil der vatan 
Hak He ol halk icinde halvet olsun encilmen 
Hayrete var kim yakindir Hakk' a olyol ey goniil 
Bahr-i aska dal deminden dembedem dol ey goniil 
Qekme gam ger halk-i diem olsalar dtismen sana 
Cilmleden erham hem eqfak dost imis Rahman sana 
Her ne gelse hos gelur Hakk 'tan gelur mihmdn sana 
Gelse askin derdi mesrur ol odur derman sana 
Hayrete var kim yakindir Hakk' a olyol ey goniil 
Bahr-i aska dal deminden dembedem dol ey goniil 
Bahr-i aska dal suya dtismus meder misli hemin 
01 nefs bahrinda mahv ol kalmasun hie ol emin 
Alem u ddem kamu ciln nefs-i vdhiddir yakin 
Cilmleyi kendin gorursun soyleme asla sakin 
Hayrete var kim yakindir Hakk 'a olyol ey goniil 
Bahr-i aska dal deminden dembedem dol ey goniil 
Her neye baksan am bil kendi cuz'un fil-misdl 
Kesret-i suretde kalma vahdet-i ma 'ndya dal 
Mest olub vahdet meyinden zevk idub ol ehl-i hdl 
Arifolfakr ufenadan hos beka bul anda kal 
Hayrete var kim yakindir Hakk' a olyol ey goniil 
Bahr-i aska dal deminden dembedem dol ey goniil 
Hakki Hakk 'i canda bul ciln mevc He yemdir nihdn 
Hak sana sirr-i mdiyyetle muindir her zaman 
01 sana senden yakindir sen irdg olma hemdn 
Ayn-i beytullah iken dil dolmasun gayri gumdn 
Hayrete var kim yakindir Hakk' a olyol ey goniil 
Bahr-i aska dal deminden dembedem dol ey goniil 

Erzurumlu Ibrahim Hakki kuddise sirruhu'1-aziz 



368 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Dost dost diye nicesine sarildim 
Benim sddik ydrim kara topraktir 
Beyhude dolandim bosa yoruldum 
Benim sddik ydrim kara topraktir 

Nice gtizellere baglandim kaldim 
Ne bir vefa gordtim nefayda buldum 
Her ttirlti istegim topraktan aldim 
Benim sddik ydrim kara topraktir 

Koyun verdi kuzu verdi silt verdi 
Yemek verdi ekmek verdi et verdi 
Kazma He dogmeyince kit verdi 
Benim sddik ydrim kara topraktir 

Ademden bu deme neslim getirdi 
Bana ttirlu ttirlti meyve yedirdi 
Her gtin beni tepesinde gottirdti 
Benim sddik ydrim kara topraktir 

Karnin yardim kazmayman belinen 
Ytiztin yirttim tirnaginan elinen 
Yine beni karsiladi gtiltinen 
Benim sddik ydrim kara topraktir 

Iskence yaptikga bana gtilerdi 
Bunda yalan yoktur herkes de gordti 
Bir gekirdek verdim dort bostan verdi 
Benim sddik ydrim kara topraktir 

Btittin kusurumu toprak gizliyor 
Merhem gahp yaralarim dtizltiyor 
Kolun agmis yollarimi gozltiyor 
Benim sddik ydrim kara topraktir 

Her kim ki, olursa bu sirra mazhar 
Dtinyaya birakir olmez bir eser 
Gtin gelir Veysel 'i bagrina basar 
Benim sddik ydrim kara topraktir 

A§ik Veysel 



Hizmetleri 



369 



Her kagan anarsam seni 
Kardrim kalmaz Allah 'im 
Senden ayrik gozum yasim 
Kimseler silmez Allah 'im 

Sensin ismi Baki olan 
Sensin dillerde okunan 
Senin askina tutulan 
Kendini bilmez Allah 'im 

Sen yarattin cism-ti cam 
Sen yarattin bu cihani 
Mtilk senindir keremkdni 
Kimsenin olmaz Allah 'im 

Okunur dilde destanin 
Agildi bag-u bostanin 
Senin baktigin gulistanin 
Gillleri solmaz Allah 'im 

Askin bahrine dalmayan 
Canini kurban kilmayan 
Senin Cemalin gormeyen 
Meydana gelmez Allah 'im 

Zar olur a^ikin i§i 
Durmaz akar gozti ya§i 
Senden ayri du$en kip 
Diddrin gormez Allah 'im 

A§ik Yunus seni ister 
Lutfeyle Cemalin goster 
Cemalin goren asiklar 
Ebedt olmez Allah 'im 



Yunus Emre kuddise sirruhu'1-aziz 



— Keremkani: Liltuf, comertlik sahibi 
Bahr: Deniz 

Zar: Bagirarak aglama 

Didar: Allah Teala'nm ytlztl, Cemali 



370 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Canani incitme carta 
Tendeki canin incinir 
Kimseye renc etme carta 
Inci mercan incinir 

Zulm eyleme birferde sen 
Gelmeyesin bin derde sen 
Olur isen zulme resen 
Ruh-i revanin incinir 

Eger yola gider isen 
Oyun laib eder isen 
Kebdiri yeder isen 
Senden cananin incinir 

Edeb hayd gide elden 
Nur-u tmdn gikar dilden 
Mahvolur trfan gonulden 
Rahm-i Rahman 'in incinir 

Rah-i Hakk 'tan dur olma sen 
Gozlil iken kor olma sen 
Merkep gibi hor olma sen 
Pir-ti civamn incinir 

Terk edersen seriati 
Reddedersen tartkati 
Bulamazsin hakikdti 

j -.r- ■ ... 812 

Lutji tmanin incinir 

Haci Muhammed Liltfi kuddise sirruhu'1-aziz 



812 — Renc: Sikmti, agri 

Resen: Ip, urgan 

Laib: Oyun oynayan 

Kebair: Bilytlk gilnahlar 

Dur olma: Dijan gikma, geri kalma 



Hizmetleri 371 

Seyrimde bir sehre vardim 
Gordtim sarayi gilldtir gill 
Sultammin taci tahti 
Bagi divan gtildur gill 

Gill ahrlar gill satarlar 
Gulden terazi tutarlar 
Gillti gill He tartarlar, 
Carsi pazari gilldtir gill 

Topragi gilldtir tasi gill 
Kurusu gilldtir yasi gill 
Has bahgesinin iglinde 
Serv-ti ginari gilldtir gill 

Gulden degirmeni doner 
Anin He gill bgtintir 
Akarsuyu doner garki, 
Bendi pinari gilldtir gill 

Ak gill He kirmizi gill 
Cift yetismis bir bahgede 
Bakisirlar hara karsi 
Har-i ezhari gilldtir gill 

Gulden kurulmus bir gadir 
Iginde nimeti hazir 
Kapicisi Ilyas Hizir 
Nan-i sarabi gilldtir gill 

Ummi Sinan gel vasfeyle 
Gill He billbtil derdini 
Yine bu garip billbtiltin 
Ah-uflgani gilldtir gill 

Ummi Sinan kuddise sirruhu'1-aziz 



372 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Sevdim seni ma 'budum ah canan diye sevdim 
Bir ben degil diem sana kurbdn diye sevdim 

Ecram-u felek levh-u kalem mest-i nigdhin 

Dtdarina asik ulu Yezdan diye sevdim 
Mahserde nebiler bile senden medet ister 
Gulyiizlu melekler sana hayran diye sevdim 

Askinla buhurdan gibi tiltmede bu kalbim 

Sensiz bana cennet bile hicran diye sevdim 
Td arsa gikar her gece asiklarin ahi 
Asilere lutfun ytice ferman diye sevdim 

Dog kalbime bir lahzacik ey nur-u Dildra 

Sevdani gontil derdine derman diye sevdim 
Btilbul de senin bagri yanik asik-i zarin 
Feryadi buttin dtes-i suzan diye sevdim 

Huriler ezelden beri seyda-yi cemalin 

Yanmisti sana Yusuf-u Ken 'an diye sevdim 
Evldd-i tyalden gegerek Ravza 'na geldim 
Evsafmi methetmede Kur 'an diye sevdim 

Kitmir 'inim ey §dh-i Resul kovma kapindan 

Alemlere rahmet dedi Rahman diye sevdim 
§eyda kuluna eyle nazar merhametinle 

Oil 

Bir lahza nazar en biiyiik ihsan diye sevdim 

Hasan Basri Qantay Kuddise Sirruhu'1-Aziz 



813 — Ecram-i felek: Gok cisimleri, yildizlar 

Levh-u Kalem: Levhi mahfuz ve buraya yazan kalem 

Mest-i nigah: Hayran bakis 

Buhurdan: Icinde hos kokulu bir bitki yakilan kap 

Dilara: Sevgili 

A§ik-i zar: Aglayan asik 

Ate§-i suzan: Yakici ates 

§eydayi cemal: Gilzelligin tesiriyle aklim kaybeden 

Kitmir: Kopek 



Hizmetleri 373 

Her kimin gesmi dtir ti peymdne Leyldya dtiser 
Ktihi ser-geste gezer yddima peymdne dtiser 

Mey-i peymdne-i Leylddan igen bdde-perest 

Akhni bdda virtir cddde-i rtisvdye dtiser 
Meyl-i ddr eylemez ol mail-i peymdne-i 'ask 
Bdde-i Ttirkt gektip bddiye peymdne dtiser 

Kdmil-i mihr olur elbette bulurfeyz-i cemdl 

Alem-i askda kim hdle-i bir dya dtiser 
Teni peykdn evidir ben gibi kimin sinesin 
Dti kemen-ddr u dti sad tir iki yaya dtiser 

Bakma hdy-htiyma miskinlere zahmet virenin 

Uma gbz nazar it gbr ki, ne huy haya dtiser 
Afertn mu 'cize-i la 1-i dil-drdsma kim 
Soyleye bir kez eger ntikteli bin dye dtiser 

Bahmaz tiftdde-i ndzma yine ndz eyler 

Acaba vechi ne kim beyle istignaya dtiser 
Arturur zevkimi ey Mir Nigdri her gtin 
Beni gordtikde ki, ol stih sitihzdye dtiser 

Seyyid Nigdri kuddise sirruhu 'l-aziz 



Ah bi-hdli ve haydldtihi 
Ah bi-ayni ve isdrdtihi 

Ah bi-vechi ve aldmdtiht 
Ah bi-la li ve makdldtihi 

Ah bi-ztilfi ve mtildkdtihi 
Ah bi-hdli ve makdmdtihi 



Ah mine 'l-aski ve hdldtihi 
Ahraka kalbt bi-hardrdtiht 



Seyyid Nigari kuddise sirruhu 'l-aziz 



81 I 



Seyyid Nigari kuddise sirruhu'1-aziz Divam, hzl: Doc. Dr. Azmi Bilgin, 1st. 



2003, s.276 



374 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

6- EFENDI HAZRETLERIMN SEVDIGI HIKA YELERDEN 

BIRDEMET* 15 

1-Bir tacirin bir papagam vardi. Bir gun tuccar Hindistan'a gitmek icin 
yol hazirhgma ba§ladi. Kolelerinin, cariyelerinin her birine ayn ayn: 

"Hindistan 'dan ne getireyim ne istersin?" diye sordu. 

Her biri ayn bir §ey istedi. Tuccar papaganina da sordu: 
"Ey gilzel kusum, sana ne getireyim Sen Hindistan 'dan ne istersin?" 
dedi. 

Papagan: 

"Oradaki papaganlari gorunce hdlimi anlat ve de ki, falan papagan be- 
nim mahpusumdur, ben onu kafeste besliyorum. Size selam soyledi. Ben 
gurbet ellerde kafeslerde sizin hasretinizle can vereyim, siz serbestge agag- 
hklarda kayahklarda dolasin bu reva midir? Hig degilse bir seher vakti ben 
garibi de hatirlayin ki, ben de birazcik mutlu olayim, dedi, " de. Baska da bir 
sey istemem " dedi. 

Giinler geceler boyu yol gitti, nihayet Hindistan'a vardi. Giderken birkac 
papagan gordii kayaliklara konmu§, bekliyorlardi, atini durdurup seslendi: 

'Ben falan memlekette fllan kisiyim, ticaret yapmak igin buralara gel- 
dim. Benim bir papaganim var size selam soyledi ve boyle boyle dememi 
istedi " dedi. 

Tuccar sozlerini bitirir bitirmez, o papaganlardan birisi titredi, nefesi ke- 
sildi du§up oldii. 

Tuccar bu haberi verdiginden dolayi bin pi§man oldu. 

"Ne yaptim, bu zavalh kusun olumune sebep oldum. Galiba bu benim 
kusumun biryakini, candan seveni olsa gerek" diye du§undu. 

Aradan bir hayli zaman gecti, tuccar ahsverisjni bitirip memleketine 
dondii. Herkesin istedigini bir bir verdi. 

Kus. kafesinde tuccara sordu: 

'Benim istedigim nerede. Hem cinslerimi, papaganlari gordun mil, ne 
soyledin, ne gordunse bana anlat, beni de mutlu et" dedi. 

Tuccar: 

"Sevgili kusum kusura bakma,fakat soylemesem daha iyi olacak saniyo- 
rum, gunku hdld o sagma sapan haberi gotilrerek yaptigim akilsizhga ve 
cahillige yanmaktayim, onun igin anlatmasam daha iyi" dedi. 

Papagan israr etti; bunun uzerine tuccar istemeye istemeye olanlan an- 
latti: 

"Tarif ettigin yere varip dostlarin olan papaganlari gorunce senin soy- 
lediklerini ve seldmini "soyledim iglerinden biri buna dayanamadi tizuldu 



815 — Efendi Hazretlerinin anlattigi hikayelerin orijinalleri ile aktanlmaya falijil- 
di. Mesnevide gegen hikayeler yazilirken (Mehmet Zeren, "Mesnevide Gegen Bii- 
tun Hikayeler" 1st. 2004) isimli kitaptan faydalamlmistir. 



Hizmetleri 375 

titredi ve hareketsiz kaldi, odii patladi dayanamadi oldii gitti " dedi. Bunu 
goriince gok pieman oldum, fakat nafile bir kere soylemis bulundum " dedi. 
Tuccann sozlerini duyan papagan kafesin icinde titredi, hareketsiz kaldi ve 
biraz sonra du§up oldii. 

Tuccar bunu gorunce akh ba§indan gitti, aglayip sizlamaya ba§ladi, kii- 
lahini yere vurdu. 

"Ey gilzel sesli kusum, sana ne oldu neden bu hale geldin, ben ne yaptim 
basima ne isler agtim " diye doviindii. Sonunda olii papagani, kafesten cika- 
np pencerenin kenanna getirdi, getirir getirmez papagan hemen canlamp 
uctu, bir agacin en yiiksek dahna kondu. Tuccar buna §a§ip kaldi. 

"Ey gilzel kus, bu ne istir, bu ne haldir, bana anlat, bu hileyi nasil Qg- 
rendin de beni kandirdin " dedi. Papagan kondugu yerden seslendi: 

"Sevgili Efendim, o Hindistan 'da gordugun papagan benim seldmimi 
ahnca du§up olmu§ gibi yaparak bana bu haberi gonderdl "Eger kurtul- 
mak istiyorsan oil" dedi. Ben de gordugun gibi onun dedigini yaparak 
hapisten kurtuldum. Kisaca oldum kurtuldum kafeslerde tutulmaktan" 
dedi. 816 

2- Comertligiyle tamnmis, bir §eyh vardi. Bu yiizden bir turlu borctan 
kurtulmazdi. §eyh yillarca buldugunu dagitti, bundan dolayi da borcu arttik- 
ca artti, nihayet dort yiiz dinara yiikseldi. 

Bir giin §eyh hastalandi olecegini anlayan alacaklilan ba§ina toplandilar. 
§eyhe kotii kotii bakiyor, onun hakkinda fena fena §eyler du§iinuyorlardi. 
O sirada helva satan bir cocuk, sokaktan gefiyordu. §eyh hizmetfisine: 
"Git §u qocuktan helvanin tamamini satin al da, bu alacakhlar yesin, 
hig olmazsa bir sure goniilleri hos olsun " dedi. 

Hizmetci fikip helvaci focugu fagirdi, helvayi yarim dinara satin aldi, 
getirip §eyhin borflulanna ikram etti. Borclular helvayi yiyip bitirdiler. 
Helvaci focuk bo§ tepsiyi eline aldi ve ucretini istedi. Olmek iizere olan 
§eyh: 

"Ben zavalh ve olmek iizere olan bir adamim, bende para ne arar" de- 
di. 

Bunu duyan helvaci cocuk, aglayip inlemeye, feryada ba§ladi. Alacakh- 
lann buna iyice canlan sikildi, ileri geri soylenmeye ba§ladilar. ^ocuk da, 
ikindi vaktine kadar aglayip durdu. §eyh, bu sirada gozlerini yummu§ 90- 
cuga hif bakmiyordu. 

Ikindi vaktinde bir hizmetci elinde bir tabakla iceriye girdi, tabagi §ey- 
hin online birakti. §eyh, hizmetfiye tabagi alacakhlanna vermesini soyledi. 
Hizmetfi, tabagi alacakhlann online koydu. Tabagin ortustinu aftiklannda 
herkes hayretler ifinde kaldi. Ciinkii tabakta 'geyhin borcu olan dort yiiz 



'Olmeden once olunuz" e misal getirilen bir hikayedir. 



376 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

dinar ' vardi. Tabagm bir kenannda da, kagida sank yarim dinar vardi. 
yarim dinar da helvaci cocugun parasiydi. 

Bu duruma §a§iran alacaklilar, utandilar §eyh hakkindaki kotii sozlerine 
ve yanks, zanlanndan dolayi pi§man oldular. §eyhin ellerine sanldilar: 
"Ey ulu ki§i bu i§in sirri, hikmeti nedir anlat bize " dediler. 
Bunun iizerine §eyh: 

"Ey insanlar bunun sirri §udur. Ben bunu Allah Tedld'dan diledim. 
Allah Tedld bana dogru yolu gosterdi. O paranin gelmesi gocugun agla- 
masina baghydi. Helvaci gocuk aglamasaydi, rahmet denizi co§mazdi," 
dedi. 

3 -Giil kokusundan iriyan bir adam bir gun, giizel koku satanlann pazan- 
na gelince akh ba§indan gitti, yere yikilip bayildi, yol ortasina bir olii gibi 
yigildi kaldi. Bunu goren halk ba§ina u§u§tu. 

Ba§ina toplananlardan kimi, kalbini yokluyor, kimi yiiziine giilsuyu do- 
kiip duruyordu. 

Bilmiyorlardi ki, adamcagiz giil kokusundan bayilmi§. 

Kimi bileklerini, ba§im ovuyor, kimi odagacina §eker kan§tirarak tiitsii 
yapiyor, bir ba§kasi elbiselerini fikanp ustiinii hafifletiyordu. 

Birisi nabzini yokluyor, obiirii agzini kokluyor, '§arap mi ifti, esrar mi 
fekti, afyon mu yuttu' diye anlamaya fali§iyordu. 

Bir tiirlii adamin neden bayildigini anlamayan halk §a§ip kaldi. 

Son fare olarak, akrabalanna haber vermeye karar verdiler. O bayilan 
ki§inin akilh ve anlayi§h bir karde§i vardi. Bu haberi alir almaz, yanina biraz 
kopek pisligi alarak ko§up geldi. Ciinkii karde§i, kopek bakicisiydi kopek 
pisligi kokusuna ah§mi§ti. Giil kokusu alinca, bu yiizden bayilmi§ti. Karde- 
§inin yanina vannca, o akilh ki§i, kimse anlamasin diye, once halki dagitti, 
sonra agzini kulagina gotiirerek okuyormus. gibi yapti, bu arada gizlice ko- 
pek pisligini burnuna gotiirerek koklatti, koklatir koklatmaz, adam ayilarak 
kendine gelmeye ba§ladi. 

Halk §a§irdi: 

"Bu ne buytik bir efsun bir sihir, " dediler. 

4- Bir giin Mecnun, Leyla'nin koyiine varmak ifin bir deveye bindi, yol 
almaya ba§ladi, biitiin derdi bir an once, Leyla'nin koyiine ula§makti. Mec- 
nun'un derdi buydu, fakat devenin de derdi ba§kaydi. O da geride, aynldigi 
yerde kalan yavrusunu du§iiniiyor ve ona kavu§mak istiyordu. 

Mecnun kendindeyken, deveyi Leyla'nin koyiine dogru siiriiyordu. Fakat 
birazcik dahnca deve geri doniiyor, yavrulanna dogru ko§uyordu. Mecnun 



817 — Qocuk, senin cisim gocugundur. Iyi bil ki, muradma erebilmen de aglamana 
baglidir. 

818 — Dostun aynligi hasta eder. Nefis alijkanligmi ozler. 



Hizmetleri 377 

kendisine gelince biraz once geldikleri yerden fersahlarca geriye gittigini 
goriiyordu. Mecnunla, devesi boyle tam tie gtin boyunca yol aldilar. En ni- 
hayetinde Mecnun, bu i§in boyle stirtip gidemeyecegini anladi deveden indi: 
"A devecik, ikimiz de asigiz, fakat gidecegimiz yerler birbirine zit onun 
igin seninle arkadashk edemeyiz, eger bu beraberligi surdurecek olursak, 

819 

higbir zaman hedefe ulasamayiz, " deyip deveyi serbest birakti.(Kesti) 

5- Bir dervi§ EbtiT-Hasen-i Harakani kuddise sirruhu'l-azizin §6hretini 
duyarak, onu gormek icin Talkan §ehrinden yola cikti. Gtinler geceler boyu 
ytirtiyerek, daglan a§ti, ovalan gecti, nihayet §eyhin bulundugu §ehre vara- 
rak evini sordu. Evi bulunca, saygiyla kapiyi faldi. §eyhin kansi kapidan 
ba§im fikardi: 

"Ne istiyorsun?" dedi. Dervi§: 

"O Allah Teala dostu olan insani ziyaret ifin, Talkan §ehrinden geliyo- 
rum," diye cevap verdi. 

Bunu duyan kadin, kahkahalarla guldu: 

"§u koca sakahna bak, hig du^unmeden yaptigin i§e, katlandigin bunca 
zahmete bak. Be adam, senin ba§ka i§in guctin yok muydu da, yollara du§up 
bunca zamanini beyhude yere harcadin. Bir ahmagi gormek igin, bu kadar 
zahmete deger mi?" diye ba§layarak §eyh hakkinda daha nice kotu sozler 
soyledi, hakaretler etti. Dervi§ biitiin bunlan sabirla dinledi sonunda: 

"Btittin bu soylediklerine ragmen o ytice insan nerede bana soyle " diye- 
rek gozya§lan doktii. Bunun iizerine: 

Kadin daha bircok sozler soyleyerek, birfok hakaretlerde bulundu. 

Dervis, bu yolla, §eyhin yerini ogrenemeyecegini anlayinca, oradan ay- 
nldi. Yeniden sorup soru§turmaya ba§ladi. Sonunda §eyhin ormana gittigini 
ogrenerek, onun pe§inden ormanin yolunu tuttu. Dervis, hem yuriiyor hem 
de: 

"Boyle ytice bir insan nasil oluyor da, boylesine kotti huylu yilan dilli, 
ktiftirbaz bir kadini evinde tutuyor" diye du§unuyordu. 

Dervi§ bu dusjincelerle yol ahrken, §eyhin kukremekte olan bir aslana 
binmi§ olarak geldigini gordii: 

Aslanin sirtinda bir yiik odun vardi, §eyh de odunlann iistune binmi§ti. 
Elindeki kamfisi da koca bir yilandi. 

§eyh, dervi§in yanina gelince gonlundeki du§iinceleri bir bir okudu, son- 
ra ona §6yle dedi: 

"Ben o huysuz kadina tahammul ederek yukunu gektigim igin, bu as- 
Ian da hig itiraz etnteden benint yukiimu gekiyor" dedi. 

6-Bir memleket varmi§ iclerinden munasip birini, yedi sene siireyle hu- 



819 — Nefsin dilnya ile olan baglarmi kesmek gerekmektedir. 
820 — Nimet killfete tabidir. 



378 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

kiimdar yaparlarmi§. Yedi sene sonra o adami vah§i issiz bir adaya gotiiriip 
biraktiktan sonra, bir yenisini hiikiimdar yaparlarmi§. Bu suretle yeni hii- 
kiimdar tayini icin miinasip gordiikleri birine; 

"Sen bize hiikiimdar olur musun?" teklifte bulunmalan iizerine; 

"Peki, ben hiikiimdar olursam, her dedigimi yapacak misiniz" sorusuna, 

"Elbette yapariz Efendim " demi§ler. 

Adam hiikiimdar olduktan sonra, vazifesi siiresinin bitiminde gotiiriiliip 
birakilacagi vah§i ve issiz adaya ustalar gonderip saraylar, baglar, bahceler, 
yaptirdiktan sonra hizmetciler ve cariyeler gonderip orayi mamur hale ge- 
tirmi§tir. Yedi yihn sonunda kayiga bindirip gotiirdiikleri hiikiimdan orada- 
kiler kar§ilami§ ve oranin hiikiimdan olmu§tur. 

Insanin omrunun bitiminde gidecegi yer bellidir. Marifet bu dunyada 
iken, gidecegi o yeri imar etmektir. 

7- i§ittim ki, bir pir, sabaha kadar ibadetle me§gul olduktan sonra, seher 
vakti elini kaldinp Cenabi Hakk'tan hacet dilemi§. 

Pirin kulagina: 

"Diledigin olamaz. Bu kapida senin duan makbul degildir. Var, ba§i- 
nin garesine bak. Fakat ruhunda izzeti nefis yok ise, yalvar, dur. " diye 
hatiften bir ses gelmi§. 

Pir, hatifin soziiyle ibadetinden kalmami§; ikinci geceyi de yine zikr ve 
ibadet ile gecirmi§. 

Miifritlerinden (a§inhk gosteren) birisi pirin haline vakif olunca ona: 

"Gordiin ki, diledigin §ey olmayacaktir. Beyhude yere dua edip dur- 
ma! " demi§. 

Pir, hasretle gozlerinden yakut renkli ya§lar akitarak: 

"A-gocugum, eger bu kapidan daha iyi bir kapi gorseydim, buradan 
umudumu keserek o kapiya giderdim. O benden dizginini gevirmekle zan- 
netme ki, ben onun terkisinden gekerim. Dilenci, bir kapidan mahrum done- 
bilir; fakat baqka bir kapi daha varsa meraklanmaz, oteki kapiya gider. Ha- 
tiften iqittim ki, bu mahalleye yol yokmu§. Yani bu maksadim hasil olmaya- 
cakmi§. Fakat ne yapayim ki, ba§ka bir miilke yol yoktur. " diye cevap ver- 
mis^ 

Pir bu sozii soyledikten sonra, biitiin hulus ve teslimiyetiyle secdeye 
varmi§. O sirada caninin kulagina hatiften §u nida gelmi§: 

"Bize layik huneri yoksa da, kabul ettik. Qunku bizden ba§ka sigina- 
cak bir §ey tanimiyor. " 

Efendi Hazretleri bunu misal vererek buyururdu ki; 

"Garda§lanm, biz kullugumuzu bilelim. " 



821 — §eyh Sadi-i §irazi, Bostan, a.g.e., s. 143 



~ — Kijinin iyi veya kotil olmasi onemli degildir. Onemli olan Allah Teala'nm 
buyuklugunil bilmektir. 



Hizmetleri 379 

8- §eyh Senan-i isimli bir §eyhi Rum diyanna davet etmi§ler. 

"Davete icabet sunnettir gidelim " demi§. Sekiz-on ihvani ile yola cik- 
mi§lar, Kayseri'ye gelmi§ler. §eyh Senan, pencerede bir Rum kizi goriip a§ik 
olmu§. §eyhin gozii, Rum kizindan ba§ka bir §ey gormez olmu§. Durumu 
anlayan kiz da §art ko§mu§tur. 

"Benim dinime gireceksin, beline zunndr kusanacaksin, basina kesis 
kalpagi koyacaksin, domuzlarimi da gildeceksin ki, beni gorebilesin. " §eyh- 
te §artlan kabul etmi§. Bunun iizerine arkada§lan §eyh gavur oldu diyip bi- 
rakip gitmi§ler. 

Uzaktan bir ihvan,i §eyhini ziyarete gelir ve §eyhini sorar. Derler ki; 

"Seyh dinini degistirdi, §imdi domuz guduyor. " Uzaktan gelen o ihvan 
der ki; 

"Siz de hig vefayok mu? Nasil birakirsiniz. Ben de §eyhimin yanina 
gidiyorum. Benimle gelen varsa gelsin. " Bunun iizerine Kayseri'ye gelirler. 
Giindiiz oruc tutup geceleri namaz kilarak dua ederler. 

Uzaktan gelen ihvan riiyasinda Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemi 
goriir. Efendimiz sallallahii aleyhi ve sellem; 

"f$eyhinizle araniza perde girmi^ti" buyurur ve perdeyi kaldinrlar. O 
anda da §eyh kendisine gelip hatasim anlar. ihvanlar §eyhlerini hamama 
gotiiriip yikayarak guslettirip memleketlerine donerler. Yolda arkalanna 
bakarlar ki, bir ath geliyor. Yanlanna gelince Rum kizi oldugunu anlarlar. 

Hikayeden sonra Efendi Hazretleri buyurdular ki, 

"§eyh Senan-i ruh, Rum km ise, nefistir. Ruh nefse d§ik olmu§. Insan 
nefsin sozunu tutarsa, nefis dininden dondurur, domuz da gutturur. Nef- 
sin sozune gitmezsen, Rum km gibi nefis, ruhun yani senin pesinden gelir. 

Gardaslarim! Onun igin nefsini bilen Allah Tedld'yi bilir. Nefsini bil- 
meyen, Allah Tedld'yi bilmez. O sebeble biz, nefsimizden korkariz. " 

9- "Gardaslarim! Her seyin basi sabirdir, sonu da sabirdir. Allah Ted- 
la 'nin bir ismi de sabirdir. " 

Adamin biri evlendikten sonra, ilminin olmayi§indan rahatsiz olmaya 
ba§lami§. Ilim tahsili ifin evinden cikmis, muhtelif yerlerde 15-20 sene kadar 
ilim tahsili yapmi§. Evine donerken yolu iizerindeki bir veliye ugrami§. Veli; 

"Oglum nereden gelip nereye gidersin " diye sormu§. Mollada; 

"Ilim tahsil ettim memleketime donuyorum " demi§. Veli de; 

"Ya dyle mi, peki ilmin basi nedir?" diye sorunca molla bir cevap ve- 
rememi§. Velide buyurmus. ki, 

" 3 sene bana hizmet edersen sana ilmin basini ogretirim" demi§. 
Adamin bunu kabulii sonucu bu veliye 3 sene hizmet etmi§. Lakin veli ona 
hep sabir gerektiren hizmetler yaptirmi§. 3 senenin bitiminde izin isteyerek 
evine donecegini ve kendisine ilmin ba§inm ne oldugunu soylemesi istemesi 
iizerine; 

"Oglum ben sana 3 senedir sabri ogretecek hizmetler yaptir dim. Daha 



380 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ogrenemedin mi? Her seyin oldugu gibi ilmin basi da sabirdir. " Buyurmu§. 

Adam oradan aynhrken kendi kendine; 

"Canim sabri biz de biliyorduk" der ve yoluna devamla ak§am gee va- 
kitlerde evine gelir. Pencereden i§ik goriince, 

"Bir bakayim" deyip, pencereden baktiginda, hamminin oturdugunu, 
gene bir delikanhnin da onun boynuna sanlmis, oldugunu goriince ofkelenip 
ikisini de vurmaya karar vermi§. Ancak velinin kendisine soyledigi sabir 
aklina gelince seslenmeye karar verir. Hammina seslenince, kadinin; 

"Oglum, bu babamn sesi, kos kapiyi ag " demesi iizerine, adam gurbete 
giderken hamile biraktigi haniminin bir erkek cocuk dogurdugunu ve bu 
ya§a geldigini anlamis, 

" 3 sene hizmet ettikse de, hanimi ve oglumuzu yeniden kazanmis ol- 
duk ve kadi olmaktan kurtulduk" "demek ki, her seyin ba§i sabirdir. " 

10- Ibrahim Edhem kuddise sirruhu'1-aziz dedesinden sonra, Belh §ehri- 
ne hukumdar olur. Bir gun yatarken, sarayin damindan bir ses gelince Ibra- 
him Edhem kuddise sirruhu'1-aziz seslenir; 

"Kimdir o? Damda ne ariyorsun " Damdaki adam der ki; 

"Devemi yitirdim, devemi ariyorum" Ibrahim Edhem kuddise sirruhu'l- 
aziz buyurur ki; 

"Damda deve aranir mi?" Damdaki adam da der ki; 

"Ya kus tttytt yatakta, Allah Tedld aranir mi?" 

Ibrahim Edhem kuddise sirruhu'1-aziz ertesi gun ava cikar. Bir geyigin 
pe§ine du§er. Bir muddet kovalamadan sonra geyik dile gelir ve hukumdara 
doniip, 

"Sen beni avlamak igin mi yaratildin" diyor. Bunun iizerine Ibrahim 
Edhem kuddise sirruhu'1-aziz kendinden gecer. Kendine geldiginde bu i§in 
ilahi bir is, oldugunu anlayip, elbiselerini degi§tiriyor, tacini, tahtin ve sarayi- 
m terk edip Mekke'ye geliyor. Orada bir §eyhe intisap ediyor. 

Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Gardaslarim! Eger Ibrahim Edhem bizim zamanimizda olsaydi, biz 
ona tacini ve tahtini verirdik" 

11-Bayezid-i Bestami kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri zamamnda iimmi 
bir demirci varmi§. Her namazin sonunda dua ederken dermis, ki; 

"Ya Rabbi! Yarin ruz-i mahserde benim bedenimi o kadar buyukyap ki, 
btitun cehennemi doldursun, herkesin yerine ben yanayim " 

Rabb-ul Alemin ho§una giden bu dua sebebi ile demirciye Gavs-i 
azamhk makami verilmi§tir. Bayezid-i Bestami kuddise sirruhu'1-aziz Haz- 
retleri, Gavs-i azamin kim oldugunu merak edip ve demirci olan bu ki§inin 
makami nasil kazandigini anlamak icin demirciyi gormeye gelir. 

Bir miktar sohbetten sonra aynhrken demirciye, "bize himmet buyur" 
demesi iizerine, demirci de; 



Hizmetleri 381 

"Aman Efendim, estagfurullah biz kimiz ki, size himmet edelim" de- 

yince, Bestami kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurur ki; 

"Sonra yine gorusuruz " der ve aynhr. Kisa zaman icerisinde Allah Tea- 
la'nin lutfu ile o iimmi demirci, Allame-i cihan olur. 

"Gardaslarim! Allah Tedld'nin ne zaman kime ne verecegi belli olmaz, 
yeterki, sizler Allah Tedld'nin hosnut olacagi isler yapasiniz" 

12-Mecnun bir kopegi ok§amakta, opmekte, oniinde yanip erimekteydi. 
Etrafinda egilip biikiilerek, onu ululayip agirlayarak doniip dola§ryor, ona 
§eker §erbeti veriyordu. Biri dedi ki; 

"Mecnun, bu yapip durdugun sey ne delilik, ne sersemlik, 
Kopegin agzi, daima pis seyleri yer. Ardini bile diliyle temizler. " 

Kopegin ayiplanni bir hayli saydi doktii. Mecnun dedi ki; 

"Sen, bastanbasa suretten, cisimden ibaretsin. Gel de benim gozumle 
bir bak. Bu kopek, Leyld'nin mahallesinin bekgisi. " 

"Gardaslarim! Gorunuse aldanmamak gerekir. " 

13- Lokman Hekim ogluna derki; 

"Oglum var git merkebi al getir, sana vasiyet edecegim. " 

Lokman hekimin oglu da gider, merkebi getirir. Ogul, baba, e§ek bera- 
berlerinde yola revan olurlar. Biraz sonra bir koye yakla§irlar, Lokman He- 
kim ogluna; 

"Oglum gel, bin merkebe " der ve oglunu merkebe bindirir. Lokman He- 
kim, merkebin yulanndan fekerek koyii geferler. Bu durumu goren koyliiler 
derler ki, "su adama bakin, gocugu merkebe bindirmis, kendisi de, merkebin 
onunden gekiyor. " Ikinci bir koye giderler, bu seferde Lokman Hekim, biner 
merkebe. Ikinci koyden gecerken koyliiler bu sefer de derler ki; "Suna ba- 
kin, koskoca adam merkebe kendisi binmis, gocugu merkebin onunden yurti- 
tiiyor. " Ucuncu bir koye yana§irlar, bu seferde Lokman Hekim oglu ile bir- 
likte merkebe binerler, ucuncu koyden gecerlerken koyliiler derler ki; "Su 
utanmazlara bakin, ikisi birden merkebe binmisler. " Lokman Hekim ogluna 
demi§tir ki; 

"Oglum! Gor bu dlemin halini, sana vasiyetim; gok serf olma ki, seni 
agizdan atarlar, gok da yumusak olma ki, seni yutarlar. Hadi bu kadar 
vasiyet sanayeter. " 

(Bu hikaye Nasreddin Hoca kuddise sirruhu'1-aziz icinde anlatihr.) 

14- Hz. Musa aleyhisselama bir kerre izzet-i hitab geldi: 

"Fa Musa! Bir acaib sey gormek ister misin? Ildhi sirlarimi musahede 
edesin? Haydi, git,filan dbrtyol agzinda, buy ilk bir gesme vardir, oralarda 



823 — Bu hikayeden anlajilan bir hikmet §u olabilir. Herkesin kendi dogrusuna 
uyarsan kendi dogrunu bulmakta zorlamrsm. Neticede kisa yolu uzatmij olursun. 



382 Gavs-ul Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

biryerde dur. Sana bir ibret gosterecegim. " 

Hz. Musa aleyhisselam gitti. yeri buldu. Ce§me etrafinda bulunan bir 
agac arkasinda durdu. Bir hayli zaman bekledi. Neden sonra bakti ki, kar§i- 
dan bir ath, bir siivari geliyor. Bu zat dogru ce§me ba§ina geldi atindan indi. 
Pek fazla hararet basmis. ve haddinden fazla susami§ti. Ce§meden su i^ti. 
Ku§agini ve belindeki kemerini bir tarafa koyarak ce§menin arkasina dogru 
gitti. ihtiyacini gordii, ne yapti ise, yapti. Sonra geldi, ku§agini aldi. Her 
nasilsa kemerini unuttu. Atina binip giderken, Hz. Musa aleyhisselami gor- 
medi. O bir agacin altina oturmu§, kemali dikkatle bu ahvali takip ediyordu. 
Ciinku merak etmi§ti. Bakalim, acaba ne olacak? Aradan biraz zaman gecti. 
Onbes. ya§lannda bir cocuk geldi, bakti ki, orada bir kemer durmaktadir. 
Aldi, beline sardi, gitti. Hz. Musa aleyhisselam onu da gordii. 

Aradan bir muddet daha gecti. Bir a'ma geldi. iki gozii de kor, hifbir §ey 
gormeyen bir ki§i. Bifare bir zavalh. Tutuna tutuna fe§meye gitti, bir abdest 
aldi. £e§menin bir kenanna fekildi. Kibleyi tahmin etti. Namaz kildi. Ama 
tam selam, verip de kalkacagi bir sirada, Hz. Musa aleyhisselam bakti ki, 
kar§idan o ath geliyor. Atim mahmuzlayip biitiin hizi ile siiriiyordu. Nihayet 
geldi. Biiyiik bir tela§la bakti ki, fe§me iizerinde kemeri yok. Yolda hatinna 
gelmi§. Mahni almak iizere d6nmu§tu. A'mayayapi§ti ve ona: 

"Burada benim kemerim vardi, " dedi. 

Ama da: 

"Ne diyorsun?" 

"Evet, onu sen aldin, " ver. 

"Aman oglum! Ben a'mdyim, ne gorecek goztim vardir, ne de alacak 
kudretim. Ben simdi geldim, abdest aldim, namaz kildim. Benim dyle seyden 
haberim yoktur, " dedi. Yine o: 

"Yok yok... Onu mutlaka sen aldin. Simdi y a kemeri verirsin, ya da kime 
verdinse soylersin yahut seni burada helak ederim. " 

"Aman, etme, eyleme. Ne yapiyorsun, ne diyorsun?" 

Biitiin sozler hif kar etmedi. Herif amaya tokadi yerle§tirdi. O da kendi- 
sini korumak ifin, sopasim siper ittihaz edecek oldu. Adam daha fazla ko- 
piirdii. Pat... put... Zaten amanin kudret ve mecali yoktu. Du§up orada olmedi 
mi? Bunun iizerine ath da oradan cekilip gitti. 

Hz. Musa aleyhisselam olup bitenleri, ba§tan sona kadar seyrediyordu. 
Sonra; 

"Ya Rabbi! Ben ibret gormeye geldim, ama hayrette kaldim. Bu nasil 
seydir? Addlet-i ildhiyene muvafik gelmiyor... " 

Cenab-i Hakk da; 

"Simdi anlarsin, Ya Musa! " diye buyurdu. 

Kullar bilmezler. Insanlar esrar-i ilahiyeye vakif degiller. Gayba kar§i 



824 — Bazilan "evliya diyorlar §u adama" "l§leri dilzeltse ya" sozlerine bu hikaye 
en gilzel cevaptir. 



Hizmetleri 383 

uyanik olamazlar ki, esrar-i ilahiyeden haberdar olsunlar. Fakat §imdi vakia- 
nin hakikati beyan olunca, bunun da adalet oldugunu anlarsin. Hani o ath 
geldi, kemeri orada birakti, sonra da bir cocuk geldi, kemeri aldi... i§te o 
cocugun babasinin o athda alacagi vardi, hizmetinde bulunmu§tu. Hakki 
kalmi§ti. Sonra oldii ve alacagi unutuldu. Fakat Allah Teala unutmadi. i§te 
bugiin o cocuk babasinin hakkini aldi. O para babasindan kalma bir haktir. 

"Peki, ya a 'mdnin sugu neydi? " 

"Onu §imdi boyle salih goriirsun degil mi? Elinde tesbih, dilinde zikir, 
ba§inda sank... insan olsa olsa bu kadar zahid olur. Zahiren boyle olan su 
halin hakikati muthi§tir. Bu senin salih zannettigin O a'ma vaktiyle o athnin 
babasini 6ldurmu§tu. Sonra kacti, saklandi. Aradilar, bulamadilar. Daha son- 
ra ise, bir kazaya ugradi. Hayli zaman boyle suriindu. Zelil ve miskin cezasi- 
ni cekti. Nihayet maktuliin evladi olan o ath kimse, bu a'mayi oldiirdii. Ba- 
basinin kisasini aldi. Adalet yerini buldu. Vakia o babasinin katili, bu oldu- 
gunu bilmiyordu. 

Hukum boyledir, zaman gecer, fakat hak gecmez. Sonufta Allah Teala 
adaletini gosterdi. 

Adalet olmasa, insanlar birbirlerini yerler. Adalet, mutlaka yerini bulur. 
Amaer amagec... 

Mutlaka Hak kulundan intikami yine kul He ahr 
Bilmeyen ilm-i ledunnu, kulyapti sanir. 

15- Sanat ehli iki ki§i, zamanin padi§ahinm huzuruna geldiler ve dediler 

"Bizler, usta nakkaglariz. Gilzel saraylar, latifevler nakgederiz. Alemde 
bizim benzerimiz yoktur. " 

Padi§ah, onlara bir saray gosterdi: 

"5m sarayin duvarlarinda sanatinizi gosteriniz ki, gerqek olup olmadigi- 
niz anlaqilsin, " dedi. 

Onlar da razi oldular. Sarayin bir duvanni biri ve obiir duvanni digeri ele 
aldi. Iki duvann arasina perde astilar ki, biri digerinin sanatim gormesin ve 
herkesin kendi eseri meydana fiksin. 

Bu iki sanatkardan biri, Rumi (Anadolu halkindan) ve digeri ^in vilaye- 
tinden idiler. Rumi olan usta, ele aldigi duvann uzerine oyle naki§lar yapti 
ki, gorenlerin akillan ba§lanndan gider, hayran olur kahrlar. £in ahalisinden 
olan diger usta da, kendi payina du§en duvara yalniz cila vurdu ve ba§ka bir 
§ey yapmadi. Her ikisi de, belirli zamanda i§lerini bitirdiler. Padi§aha haber 
verildi, geldi ve gordii ki, duvann birisi misli ve benzeri gorulmemis, §ekilde 
naki§lanmi§. Digerine bakti, onda ise, hif nakis. i§lenmemi§ti amma, gayet 
parlak cilalanmi§ti, ayna gibi pinl pinl olmu§tu. Bu ikinci ustaya, padi§ah 
sordu: 

"Hani senin sanatin bu mudur ki, bu duvara yalniz cila vurmus ve pinl 



384 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

pinl parlatmissin? " 

Cinli usta cevap verdi: 

"Padisahim! Bizim sanatimiz ara yerden perde kaldinlmca anlasihr. " 

Padi§ah emretti, aradan perdeyi kaldirdilar. Kaldinr kaldirmaz da, Ana- 
dolu halkindan olan ustanin yaptigi o §ahane naki§lar, kar§iya aksetti ve Cin- 
li ustanin cilaladigi duvarda ayni naki§lar, ayni panlti ve ihti§am ile belirdi. 

Padi§ah, bu sanati gorerek o ustalan iyilikle ve taltif etti ve kendilerine 
elbiseler giydirdi. 

Zahir alimleri nakkas. gibidir. Batin alimleri de, kar§i duvara pinl pinl ci- 
la vuran usta gibi olan §eyhler, sofiler, zahitler, abitler ve a§iklardir. Onlar 
da, goniillerine cila vurur, parlatir ve ayna haline getirirler. Alimlere naki§lar 
vasitasiyla miinkesjf olan ilim; zahitlere, abitlere, a§iklara ve sofilere, obiir 
vechile ve gayet parlak olarak, hakikatleriyle miinke§if olur. Bu ilme, talim 
etmekle kimse eri§emez. 

§imdi, bundan da anla§ihyor ki, alimlerin faligmalannin, gayretlerinin 
sonu ve faydasi budur. Imam-i Gazali rahmetullahi aleyh Hazretleri buyurur- 
lar ki; 

"Zahir dlimlerinin ilimleri, gah^arak kazanihr. Sofilerin ilimleri ise, ke§- 
fidir. " 

16- Mevlana'nm ya§adigi donemlerde §ehir di§ina gidecek olanlar med- 
reselere ugrayarak alimlerden miisaade isterler ve oyle giderlerdi. 

Konya'da eski hal, ya da bugday pazan civannda Yaghta§ Medresesi 
vardir. Bu Medresenin Hocasina bir kervanci gelerek Istanbul' a gitmek iste- 
digini soyleyerek izin ister. Hoca du§unceye dalar ve bir siire sonra konu§- 
maya ba§lar. "Istanbul donusunde kervanin Sogut yakinlarinda soyulacak, 
gitme, " der. Adam birkaf gun sonra tekrar gelir ve gitmek zorunda oldugunu 
bir kere daha izin istegi ifin geldigini soyler. Hoca bir siire dii§iindukten 
sonra 

"Gitmen senin igin hayirh degil, kervanin soyulacak" der. Adam caresiz 
cikar gider. Akhna da Mevlana'ya ugramak gelir. Mevlana'nm huzuruna 
cikarak Istanbul'a gitmesi gerektigini ve izin istedigini soyler. Mevlana Haz- 
retleri "gidebilirsin" deyince sevinfle kervani hazirlar ve yola fikar. Istan- 
bul'a gider, i§lerini yolunakoyar. Istanbul'dan donerken Sogiit yakinlarinda, 
Yaghta§ Medresesi 'ndeki, Efendinin soyulacaksin dedigi yerde konaklar. 
Gece olunca Kervanci Ba§i riiyasinda e§kiyalar tarafindan soyuldugunu go- 
riir. Riiya o kadar gercek gibi goriiniir ki, kan ter icinde uyanir. Sabahin ilk 
i§igiyla birlikte korku ile tekrar yola koyulur. Soranlara da riiyasinda kerva- 
ninin soyuldugunu, o yiizden erkenden yola fiktiklanni anlatir. Konya'ya 
doner donmez ilk ugradigi yer Yaghta§ Medresesi olur. Hoca Efendi'ye ker- 
vaninin soyulmadigini anlatir. Ama Mevlana Hazretlerinden izin aldigini, 
riiyasinda soyuldugunu anlatarak Hoca Efendi'den bu i§in ashni ogrenmek 
ister. Hoca bir miiddet sonra Kervanci Ba§ina §unlan soyler: 



Hizmetleri 385 

"Senin takdir-i ildhinde kervaninin soyulmasi vardi, ama dyle bir zattan 
izin istemigsin ki, O bu hadiseyi ruyanda gegi§tirmi§, " der ve ilave eder: 
"Biz Mevldna degiliz ki ruyanda gegi§tirebilelim. " 



825 — Bilyilkler dediler ki; 



"Bir sultanla veya bir biiyiikle bir araya geldigimiz zaman, kendileri salih bir kiji 
olmasalar bile onlardan kendimiz ifin dua etmelerini istemek ilzerimize bir borctur. 
Qtlnkil Allah Teala, halklan arasmda btlytlk olan bu insanlarm dualanm ret edip 
onlan utandirmaktan utanc duyar. Insanlardan bu sirrm farkma varanlar pek azdir. 
Bunu bil ve onunla amel et." 

Rasulullah sallallahil aleyhi ve sellem buyurdu ki; 

"Dualanniza dyle bir delil koyarak edin ki gunah i$lememi$ olsun. O delil Al- 
lah dostlaridir. Onlara tevazu ve sevgi gosterin ki sizin iqin dua etsinler. " (Salat-i 
Me$i§ ve Acrklamasi) 

"Onlarin kelamldri, Hakk'in kalemidir." 



386 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

7-BAL TEFSM 

Efendi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri, Bal tefsirini ihvana okutur ve 
tavsiye ederdi. Ciinkii ihvan bal gibi olmahdir. Tarifi de bu tefsirde yapilmi§- 
tir. 

^F*J^ Cr^J ^j^r— > 
9 9 "" 

Hazreti Ali Kerremallahii Veche bir gun gazadan hanesine geldiginde, 
Hz. Ebubekir Siddik radiyallahii anh, Hz. Omer Faruk radiyallahii anh ve 
Hz. Osman Zinnureyn radiyallahii anh gelerek Hz. Ali'ye 

"Gazan mubarek olsun, Ey Allah Tedld'nin Aslant" dediler. Hz. 
Fatima'tuz-Zehra radiyallahii anha onlara ikramen kalayh bir tas icinde bal 
getirdi. Balm iizerinde ince bir kil vardi. Hz. Ebubekir radiyallahii anh kill 
almak iizere davrandi. Hz. Omer radiyallahii anh da kill aldirmadi ve dedi ki; 

— Bizler Hazreti Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin vezirleriyiz. 
Belki Fatima'tiiz-Zehra radiyallahii anha bizleri tecriibe icin bu kill koymu§- 
tur. Aramizda bu kil hakkinda iicer tevil edelim."Mw«as/p degil mi?" dedi 
ve sonra 

Hz. Ebubekir radiyallahii anh §6yle buyurdular: 
Namaz kilanin kalbi nurludur, bu tastan. 

Dttnya endisesini gonlune getirmeden namaz kilmak tathdir bu baldan 
Namazi tadili erkdn iizere (sunnetlere dikkat ederek) kilmak incedir, 
bu kildan. 

Sonra Hz. Omer El Faruk radiyallahii anh §6yle buyurdular: 
Misafiri seven hane sahibinin kalbi nurludur, bu tastan. 
Misaftrlere ikram etmek ve gonlunu almak tathdir, bu baldan. 
Misaftrin kalbi incedir, bu kildan. 
Hz. Osman radiyallahii anh'da §6yle buyurdular. 
Alimlerin kalbi nurludur, bu tastan. 

Alimlerle sohbet etmek ve onlari dinlemek tathdir, bu baldan. 
Kur'an-i Kerim'e mana vermek incedir, bu kildan. 
Hz Ali Kerremallahii Vecheh Efendimiz de §6yle bir aciklama da bulun- 



du: 



Gazaya giden gazilerin kalbi nurludur, bu tastan. 

Cihat edip al kanlara boyanip kdfirlerle cenk etmek tathdir, bu baldan. 



Hizmetleri 387 

Uzerine kill hakki gegirmeden, haram yemeden hanesine donmek in- 
cedir, bu kildan. 

Sonra Hz. Fatima radiyallahu anha validemiz de §6yle buyurdular: 
Erkegini hosnut eden kadinlarin kalbi, nurludur bu tastan. 
Erine cefa etmeyip guzelce geginip, kendinden razi etmek tathdir, bu 
baldan. 

Kocasinin hakkini yerine getirmek incedir, bu kildan. 

Sonra Hz. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemde bu sohbete i§tirak 
ederek §6yle tevil buyurdular: 

Benim ummetimin kalbi, nurludur bu tastan. 

Kevser sarabi tathdir, bu baldan. 

Seriatimiz (benim yolumdan gitntek) incedir, bu kildan. 

Bu sohbete, ne§e veren Allah Teala, Cebrail aleyhisselami gondererek 
buyurdu ki; 

Senin nubuvvet nurun, nurludur bu tastan. 

Yarin kiyamet guntt mahser yerinde ummetine sefaat etmen, tathdir bu 
baldan. 

Sirat koprusu incedir, bu kildan. 

Bunun uzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem mubarek ellerini 
kaldinp: 

"Ya Rabbi, bu bal tefsirini okuyana, dinleyene iki yuz nebinin sevabi 
isterim ve senden dilerim," diye dua ettiler. Cihar Yar-i Guzin radiyallahu 
annum Efendilerimiz de "Amin " dediler. 

Cenab-i Allah Teala'dan §6yle nida geldi: 

"Ya Habibim! Senin untmetinden her kim bu Bal Tefsirini uzerinde 
tasir, okur, okutur, yazar, yazdirir ve din kardeslerine hediye ederse Izzet 
ve Celalim hakki igin ben de, o kuluma iki yuz nebinin sevabi veririm," 
diye buyurdular. 

Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem de dedi ki; 

"Benim ummetimden her kim, bu bal tefsirini kendisine evrad edinip 
uzerinde tasir, her gun okur veya dinlerse ve burada bahsedilen ahlaklarla 
ahlaklanmaya gahsirsa katiyyen dunya darhgi gormez; fakirlik ve ihtiyaca 
dusmez; olurken husnu sehadetle olttr; ahirete iman He gider ve gelecek 
kaza ve musibetlerden kendisini Cenab-i Hakk muhafaza eder. " 

Butun enbiya-i murselin, evliyayi sadikin, ehli iman, ehli irfan ve ehli 
a§kin ruhlan icin, Habibi Kiram Efendimiz Hz. Muhammed sallallahu aleyhi 
ve sellemin yuzu suyu hurmetine ve Allah Teala nza-i §erifi icin Lillah il- 
Fatiha. 

Arifler ortasinda sofuluk satmayalar 



388 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Qun sufiye ihlds oldu aska riya katmayalar 

Ya gel bildiginden ayityahut bilenlerden isit 

Teslimin ucunu tutup hig soztt uzatmayalar 
Mumsuz baldir seriat tortusuz yagdir hakikdt 
Dost igin bah yaga ne igin katmayalar 

Kiymetin duyar isen neye deger is bu dent 

Erenlerin manisin bilmeze satmayalar 
Miskin Adem yanildi ugmakta bugday yedi 
Isi Hakk 'dan bilenler §eytan 'dan tutmayalar 

§irin hulklar eylegil tath sozler soyle gil 

Sohbetlerde Yunus'u hergiz unutmayalar. 

Yunus Emre kuddise sirruhu'1-aziz 



826 — Anlajilabilir bir jekildeki dilzenleme. 



Arifler ortasinda sofuluk satmayalar 
Qiinkii sufiye ihlds oldu aska riya katmayalar 
Ya gel bildiginden ayrilyahut bilenlerden isit 
Teslimin ucunu tutup hie sozii uzatmayalar 
Mumsuz baldir seriat tortusuz yagdir hakikat 
Dost igin bah yaga niqin katmayalar 
Kiymetini duyarsan neye deger is bu zaman 
Erenlerin sirrini bilmeze satmayalar 
Miskin Adem yanildi cennette bugday yedi 
Isi Hakk 'tan bilenler §eytan 'dan tutmayalar 
§irin huylar edin tath sozler soyleyen ol 
Sohbetlerde Yunus 'u her zaman unutmayalar. 



Hizmetleri 389 

8-SEVDIGi YEMEKLER 

Efendi Hazretlerinin sevdigi yemekler genellikle Sivas cevresinde her- 
kes tarafindan cokca tuketilen ve liiks olmayan yemeklerdir. Bu yemekler 
aynca ihvanin kolayca hazirlayabilecegi tiirden yemekler olmasi O'nun ziihd 
hayatinin ni§anesi olmaktadir. 

A§ure 

Ayranh gorba 

Ciger kavurma 

Dolmalar: Kabak, hiyar, pathcan, yaprak 

Ekmek a§i 

Hasuda: §ekerli un bulamasi. 

Ispanak mihlamasi 

Igli kofte 

Kellepaga 

Kiymah yumurta 

Patetes yemekleri: Ha§lama, piyaz, oturtturma vb. 

Pathcanh gilveg 

Pideler: Etli, peynirli, ispanakli, cokelikli vb. 

Subure: Kucuk parcalar halinde kesilmis. hamurun suda ha§lanarak yo- 
gurt ve uzerine tereyagi dokiilerek hazirlanmasi. 

Sulu kofte 

Yogurtlu kabak kizartmasi 

Yumurta piyazi 

Yumurtah gorba: §ehriyeli corbanin yumurtahsi. 



B) HiZMETLEPJ 

Sivas ve civannda onun himmetiyle bitirilmi§ 54 eser tespit edilmi§tir. 
Efendi Hazretleri bir rivayete gore 105,ba§kabir rivayete gore 154 eser 
yapim, vs tamiratina vesile olmu§tur. 

Sonmez Ne§riyat'in ilk kuruculan arasinda bulunmu§tur 
Istanbul'da egitim yapan talebelere birfok burs gondermi§tir. 

/- ULUCAMH TAMIRATI 
Ulu Camii 



Sivas'taki en eski Turk eseri olan Ulu Cami'dir. 

Sivas, Tokat, Kayseri ve Malatya'ya yerle§en Dani§mendliler'in (1085- 
1178), Selfuklu gelenegini siirdiiren anitlanndan biridir. Yapih§ tarihi yakin 



827 — Ulu Camii hakkmda geni§ bir bilgi i9in "Somuncu Baba Dergisi, Temmuz- 
Agustos, 2000" sayili dergideki Arj. Yazar Mtljgan UCER'in makalesini okuyunuz. 



390 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

zamana kadar bilinmiyorken, 1965 yihnda, tamir dolayisiyla camide kalan 
ta§lar arasinda kitabesi bulunarak Sivas Miizesi'ne konulmu§tur. Ulu Ca- 
mi'nin Sivas miizesinde bulunan kitabesinde Ulu Camii Hicri: 533 Mila- 
di: 1 138 Tarihinde yapilmis. oldugu goriilmektedir. 

Kitabe: 



Bi imareti hazel mescid'il-milbarekefi eyyam... 

El melik'ul adl'kutb'ud-dunya veddin MELIK§AH BIN IZZE'D-DIN 

828 

El abd'tt ahihi lid rahmetullahl.. Sene selase ve seldsine ve hamse 
mi'e (H: 533) 829 

Ulu Camii 'nin ozellikleri; 

54x3 lm. Boyutlanndaki dikdortgen planh camii ta§ duvarhdir. Ic alani 
1650m 2 olarak, 50 tane kemerli dikdortgen planh yigma ayaga oturmu§tur. 

Daha once iizeri toprak ortiilii olan camii 1955 yilindaki biiyiik tamirden 
sonra sac ile kaplanmi§tir. Hali hazirda bakir kaplamahdir. 

Ilk durumu korunarak bugiine gelen minaresi, bir yildinm du§mesi so- 
nucu egik olup, minare iizerinde yildinmin izi bariz bir §ekilde goriilebil- 
mektedir. Minare ifinde 114 kadar basamak vardir. 

Caminin etrafi dolmu§ oldugundan fukurda kalmi§ ve yol seviyesinden 
on iki basamakla camiye inilmektedir. Caminin avluya iif kapisi olup avlu- 
daki §adirvam Zarahzade Mehmet Pa§a yaptirmi§tir. (§u an bu mu§temilat 
yoktur.) 

Ulu Caminin Gordugu Tamiratlar: 

l.izzetin Keykavus zamamnda minaresi (m. 1219) tamir g6rmu§tur. 
h.609 / .1213 ve h.932 / m.1525 tarihinde tamir gordugu, yine h. 1006 / 
m.1597 tarihinde ise, Sivas Emir-til Umerasi Mahmud Pa§a tarafindan ona- 
nm yaptinldigi caminin 1955 yilindaki biiyiik tamirinden sonra bulunan bir 
tamir kitabesinden ve diger kitabelerden anla§ilmaktadir. 

Son biiyiik tamir 1955 yihnda tamamlanmis. olup, caminin coken ah§ap 
ortiisii ve iizerindeki toprak ortii ahnarak finko safla kaplanmi§tir. Bu ona- 



828 — izze'd-din I. Mesud (Miladi: 1 1 16-1 155) Anadolu Selguklu Devleti 

829 — Ulu Cami'mn Hicri: 593- Miladi: 11 97 tarihinde II. Kihc Arslan'm oglu Si- 
vas Meliki Kutbettin Melik Sah tarafindan yaptinldigi rivayetleri de vardir. (Bu 
rivayet zayiftir. Qunkil II. Kihc Arslan (Miladi: 1 155-1 192) hukilmdarlik yapmistir. 
Belki ilave veya tamir yapmis olabilir. Yazan) 

Sivas Ulu Caminin dis kapismm iizerindeki kitabede ise, 1955 yilindaki biiyiik 
tamir ibaresi ile camii Miladi: 1 192/93 tarihinde yapilmis oldugu kayithdir. 

830 — 115 ve 116 sayisim verenlerde var. Dogru olan 114 ttlr. Kur'an-i Kerim'in 
sure adedidir. (Yazan) 



Hizmetleri 391 

rim, ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretlerinin te§vikleri ve ca- 
h§malan ile ba§anhni§, camii yeniden ibadete acilmi§tir. 

Ulu Cami'nin 1955 teki Son Buyuk Tamiri: 

Ba§bakanhk Cumhuriyet Ar§iv kayitlanndan anla§ildigina gore; 

Devlet 1940 yilinda vakfa ait Ulu Camii'nin tamir edilebilmesi icin kafi 

O'l 1 

miktarda tahsisat bulunmadigi icin haline terk edilmesine, daha sonra 
1948 yilinda ise, Devlet Miizesi yapilmasi kaydiyla, Milli Egitim Bakanli- 
gi'na tahsisi icin karar vermi§tir. Bu nedenle Ulu Cami 1950 yilina kadar 
harabe halindedir, ibadete kapatilmi§tir. 

1954'te ba§layan tamirat, 1958'de tamamlanmi§tir. 1955 ten beri ibadete 
aciktir. 1958 yilindan sonra da cami civannin ve mu§temilatinm onanmi ve 
bakimi 1966 yilina kadar devam etmi§tir. 

Ulu Camii Ihramcizade Haci Ismail Hakki kuddise sirruhu'l-aziz 
Hazretleri Tarafindan Tamiri: 

Sivas Ulu Camii oyle bakimsiz hala gelmi§ti ki, butiin tavan topragi 
caminin ifine fokmii? ibadet yapilacak bir halde degildi. Kayseri'den gelmi§ 
olan vaiz vermis, oldugu vaaz'da, 
"Ey Sivas Halki! 

Ulu camii gibi mabet ceddinizden kalmis, bu hale gelmis, hig dusunmu- 
yor musunuz bir musluman olarak nasil sabahlara kadar uyku uyuyabiliyor- 
sunuz. " 

Bu agir ithamlar Sivas Halkimn uyanmasina sebep olmu§. Ulu Ca- 
mii'nin onanmina niyetlenmi§lerdir. Dernek kurulmu§tur. Halkin fogunlu- 
gu ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretlerini ba§kanhga getirelim 
diye fikir iizerindeyken Filik Rifat, "O seyhligini yapsin ne geregi var" diye 
halki caydirmi§tir. 

Dernek kurulmu§tur, fakat bir tiirlii faaliyet ba§layamami§tir. Sonunda 
dernek iiyeleri "bu isin ustunden ancak Haci Ismail Efendi gelir, onun yar- 
dimina basvurahm, " diyerek Efendi Hazretlerinin huzuruna gelmi§ler. 

"Efendim bu isin basinda siz bulunun, bizler bu isi ancak sizinle yapa- 
biliriz" demi§lerdir. Efendi Hazretleri; 

"Gardaslarim! Bizde bu isin ustesinden gelemeyiz, lakin layik gor- 
mussunuz, bir tesebbusse gegelim, Rifat Bey'de heyete ddhil olsun, bu 
hayirh olur" demi§lerdir. 

Tamirat zamani hakkinda, Ankarah Ihvan Kemal Oztiirk §unu anlatmi§- 
tir. 



831 — BCA, Tanh: 24.06.1940 Fon Kodu: 30..10.0.0Yer No: 192.318.. 2. Dosya: 



22982 

832 



BCA, Tanh: 09.03.1948 Fon Kodu: 30.. 18. 1.2 Yer No: 11 5. 99.. 2. Sayi: 
3/7149 Dosya: 69-11 



392 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"0 zaman sartlar o kadar zor idi ki, bir kisinin yevmiyesi 50 kurustu. 
Bizler dernege ayhk 1 lira olarak uye kaydi olduk. Senede 12 lirayi dogru 
durtist veremiyorduk. Hal boyle iken zor sartlarda, Efendi Hazretleri bunu 
ba^ardi " 

Caminin ifine dolmu§ olan toprak bo§altiliyor ve uzun bir bekleme ol- 
mu§ tamirat ba§lamami§tir. Uzun bir beklemeden sonra Efendi Hazretleri, 
Bursa Ulu Camii'ni tamir eden bir heyet ile gorii§erek, devletin bile bulun- 
dugu yeri ye§il alan yapmak istedigi Camii kisa bir siirede yapilmasini sag- 
lami§tir. 

Efendi Hazretleri tamirat ile ilgili olarak buyurur ki; 

"Garda§lanm! Bttyttk bir i§e girdik, paramiz da yoktu. Rasulullah 
sallalldhu aleyhi ve sellem'den emir geldi. 

"Ismail Efendi Oglum! Ulu Camiyi tamir edelim" 

"Bizde nasil yapacagiz" diye dusunduk. 

"Fakat Allah Tedld'ya tevekkul ederek bu ise basladik. Ulu Ca- 
mii'nin ortasina gomlegin kavlinden (kendi dogum hadisesi) bir gadir 
kurduk. Igine kazma ile kurek koyduk. Isin sonunu bekledik. Paramiz 
yoktu, paraya gark olduk o sene kithk olmus halk magdurdu. Bir emir 
verdik, kanilarla dag gibi tas yigildi, Allah Tedld'nin yardimiyla Ulu Ca- 
miyi tamir ettirdik. " 



Hizmetleri 393 

Ulu Camii He Ilgili Meshur Rivayetler 

Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Dilnya uzerinde altt mescit vardir. 

1- Beytullah, 2- Ravza-i Mutahhara 3- Kudus-u §erif4- §am 'da Camii 
Emeviyye 'de Mescidi Yahya, 5- Halep 'te Mescidi Zekeriyya, 6- Sivas Ulu 

QT.A 

Camii. Bu bir hakikattir, biz boyle kabul ettik " 

Ulu Camii 'ndeki elli direkten, minareden cikilan hizada ba§tan ikinci di- 
rek olan Hizir Diregi hakkinda; 

Bu direk dibinde Hizir aleyhisselam pek 50k kimseyle goru§mu§, 
ihramcizade Haci Ismail Hakki kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri de burada 
Hizir' la konu§tugu icin, camiye gelenler bu diregin dibinde oturmak isterler. 

Hizir'i gormek isteyen kimse, kirk gun ikindi veya sabah namazini Hizir 
diregi dibinde namaz kilarsa g6ru§urmii§. 

Ulu Camii'nin temeli Nuh aleyhisselam tarafindan atilmi§tir. Mihrap 
ve minber arasinda temelin altinda Nuh'un evlatlan tarafindan yapildigma 
dair Siiryanice ibareler var oldugu ve ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi 
Hazretleri tarafindan buranin kapatilmasi istenmi§tir. Tamirat sirasinda go- 
rulmus. olan bu ta§lar §imdi altta kalmi§tir. Ciinkii caminin miize olmasindan 
korkulmu§tur. 

Birinci Diinya Sava§inm ba§lannda Sivas'ta bir zelzele oldu. Bu zelze- 
lede, Cifte minare ve Ulu Camii 50k hasar gordii, minarelerin kiilahlan a§a- 
giya dii§tii. Halk bu olayi hayra yormadi. Memlekette biiyiik bir felaketin 
olacagini soyleyenler olmu§. Zaman Sivas halkini hakh fikarmi§tir. 

Aynca Ulu Camii Milli Miicadele yillannda 12 Eyliil 1919 giinii Kongre 
salonunda halka acik bir toplanti yapildiktan sonra Sivashlar tam kadro ile 



833 — 1- Beytullah, 2- Ravza-i Mutahhara 3- Kudus-u §erif dismdaki camiiler 
i9in yapilan degerlendirilmelerde maneviyat durumunda zamanm tasarruf ehlinin 
bulundugu bolge esas almmistir. M. Kazim Toprak Efendinin bizzat kendisinden 
duydugumuz ise, daha sonralan Efendi Hazretleri Ulu Camii icin dorduncil Mescid 
oldugunu soyledigini soylediler. Mesela 

"islam'da en yilksek mertebeli ibadethane Mekke'deki Mescid-i Haram'dir. Di- 
ger Siralama ise, soyle. 

1. Mescid-i Haram (Mekke 

2. Mescid-i Nebevi (Medine) 

3. Mescid-i Aksa (Kudus) 

4. Emeviye Camii (§am) 

5. Bursa Ulu Camii / Diyarbakir Ulu Camii 

Bu arada ozellikle belirtmeliyim ki, 5. lik konusundan Diyarbakir Ulu Camii icin 
de aym durumdan bahsedenler var. Diyarbakir Ulu Cami ise, Anadolu'da yapilan ilk 
camii ozelligindedir ve §am'daki Emeviye Cami'nin benzer planlisidir. (Yazan) 

834 — Mehmet Veli §EN'in Ulu Cami'ye yardim icin o zamanlarda bastirdigi bir 
brosilrden. 

835 — Mihrabm tamirinde cahsan ustadan dinledim. (Yazan) 



394 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ayni giin Ulu Camii'nde toplanti yapmi§lardir. Sivashlar Mustafa Kemal 
Pa§a'nin heyecanli konu§malanni can kulagi ile dinlemi§lerdir. 

Mustafa Kemal Pa§a, arkada§lan ve Temsil Kurulu iiyeleri 108 giin kal- 
diklan Sivas'ta huzur icinde cah§malarini yiiriitmii§lerdir. 

2- SIVAS IMAM HA TIP IISESFNIN YAPIMI 

Imam-Hatip Lisesi Yaptirma ve Ya§atma Dernegi Agustos 1953 ta- 
rihinde kuruldu. Daha sonra, 1957 yihnda Ihramcizade Haci Ismail Hakki 
kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri de katildilar. 

Okulun yeri, Ceneviz-Ermeni azinhginin okulu idi. Yaninda da bir kilise 
mevcuttu. Bu okulun yeri, daha once Sivas Ortaokulu olarak kullamlmis. 
fakat sonra terk edilerek hazineye birakilmi§ti. Efendi Hazretlerinin istegiyle 
Milli Egitim Bakanhgma, bir dilekce yazildi. Kisa bir sure sonra Devlet ha- 
zinesine 2.000 TL nakit para odenerek burasi satin alinmi§tir. Devlet yardi- 
mi olarak 60.000 TL'si yardim ahnmi§tir. 

Sivas Imam Hatip Lisesi, 1953'te kurulan dernek ile 1957'de de in§aati- 
na ba§lanilrp 1958'de bitirilmistir. 



836 — Imam-Hatip Lisesi ve Ortaokulu, 



Tiirkiye'de dinsel nitelikte egitim kurumu, imamhk, hatiplik, Kuran kursu ogre- 
ticiligi gibi din gorevlilerini yetijtirmek amaciyla Milli egitim bakanligi din egitimi 
mildurlugu'ne bagli olarak acildi (1951). 

3 Mart 1924'te yurilrluge giren Tevhid-i tedrisat kanunu'nun (ogretim birligi ya- 
sasi) din ogretimi ile ilgili htlkmilne dayamlarak tlniversiteye bagli bir ilahiyat faktll- 
tesi kuruldu ve o tarihte sayilan 29 olan imam-hatip okullan ortaokula bagli similar 
halinde faaliyetini surdurdil. Ancak, bu okullarm sayisi zamanla azaldi; 1925'te 
26'ya, 1926'da 20'ye 1928-1929 ogremm yilmda 2'ye dilstil; 1931-1932 ders yihn- 
da kapandi. Demokrat parti'nin iktidara gelmesinden hemen sonra, 1951-1952 ders 
yilmda yeniden acildi. Bu donem okul sayisi 7 dir, 1970'li yillardan baslayarak 
imam-hatip okullarmm ve ogrencilerinin sayismda bilyilk artislar oldu. 1972'de 72, 
1975'del30, 1980'de372, 1982'de398, 1991 'de 385, 1 993 de 467 Okul acildi. 

1990-1991 ogretim yilmda Imam-Hatip okullarmm ogrenci sayisi 310 215 idi. 
Her yil mezunlarmdan 4000 Kisi DIB (Diyanet Isleri Bakanligi) kadrolarma 
almmistir 1994 de son simf'ta 50.000 ogrenci okuyordu. 1992 de SBF (Siyasal 
Bilimler Faktlltesi) oranlan % 60'di. Qesitli fakultelerdeki oram ise, %40'ti. Sekiz 
yilhk mecburi egitimden sonra bu oran 90k dusmustur. 

Imam-Hatip ortaokulu, ilkokuldan sonra, dort yilhk bir ogrenim verir, Imam- 
Hatip lisesinin ogrenim silresi ise, U9 yildir ve okulda hem meslege hem yilksekog- 
renime hazirlayici programlar uygulamrken illke genelinde 18 Agustos 1997 tarih ve 
23084 sayih Resmi Gazetede yayimlanarak yurilrluge giren 4306 sayih Kanun gere- 
gince, sekiz yilhk kesintisiz zorunlu egitim uygulamasma gefilmistir. Bu mecburi 
egitim ile ortaokul kaldmlmis yalmz dort yilhk lise egitimi devam etmektedir. 



Hizmetleri 395 

3- TAMiR ETTIGI VE YAPTIRDIGI CAMILER 

Hoca Imam Camii Minaresi 

Hoca Imam Camii Sivas-Bankalar caddesindedir. 
Rivayete gore ilk yaptirdigi eserdir. Ali Eris. isimli ihvandan dinledim. 
"1951'de babam Hakk'a yuriidukten sonra, hac icin Efendi Hazretlerine 
para g6ndermi§tim. Fakat Efendi Hazretleri bize bir kart gonderdi. 

"Biz bu parayi, Hoca Imam Camii minaresine harcadik" notu ile geldi. 
Meger Efendi Hazretleri hac parasim, camii minaresine harcami§." 

1953 yihnda caminin minaresini, o yil kendine gonderilen hac parasiyla 
yaptinr. Bu ilk eserin kar§isinda ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi 
Hazretleri §6yle buyurur; 

"Annemiz, bize camii hademesi ol demi^ti, fakat biz memur olduk. 
Fakat hademe olamadik ama camilerin tamiratini Allah Tedld nasip etti. " 

Hayirseverler Camii 

Bu camii de 1962 yihnda hizmete acilmi§tir. 

Sivas'ta kendi adina bir camii yaptinlmasi §artiyla Ihramcizade Haci 
Ismail Hakki Efendi Hazretlerinin ba§kam bulundugu Hayirseverler Derne- 
gine Zehra Hanim 20 donumluk bir arsa bagi§lar. Zehra Hamm'in istegi ile 
dernek Dikimevi civannda bir camii yaptinp, ismi de Zehra Hanim Camii 
olmasim ister. Efendi Hazretleri buna razi olmaz. Daha sonra bir avukat ile 
evlenen Zehra Hanim, eski bagi§lami§ oldugu arsanin 50k para edecegini 
du§unerek, yapmis, oldugu bagi§tan vazgefip, hatta Efendi Hazretleri hak- 
kinda da bazi gereksiz sozler sarf ederek, arsanin tekrar kendine verilmesini 
saglar. Efendi Hazretleri, Belediye Meclisinin kiymet takdir komisyonu 
vasitasiyla 27.000 liraya Belediye adina istimlak ettirir. Camiyi Sivas Halki- 
na hediye eder. 

Sofu Yusuf Camii 

SOFU YUSUF kuddise sirruhu'l-aziz 

Kabri, Ta§h Sokak'ta Sivas Lisesi kar§isinda bulunan Sofu Yusuf Cami 
avlusundadir. Cami ana giri§ merdivenlerinin sag tarafinda etrafi demir ile 
fevrili ve iizerinde bir agac dikili olan kabirdir. Sofu Yusuf un hayati ve 
kimligi hakkinda fazla bir bilgi yoktur. Camiyi yaptiran veya yapimina yar- 
dim eden ki§ilerden biri oldugu, fevresinde sayihp sevilen, ibadetine du§kun 
bir §ahis oldugu samlmaktadir. Bugiin caminin oniindeki caddenin altindan 
gefen Piinziiruk Deresi ile camii arasi mezarhk oldugundan, bu kabrin me- 
zarhktan kalan kabirlerden biri olmasi da mumkundur. Halk arasinda Ye§il 
Cami, ihramcizade Haci ismail Hakki Toprak Efendi Hazretlerinin Camisi 
olarak da bilinen Sofu Yusuf Camii, 1960'h yillarda yeniden O'nun onculu- 



396 Gavs-ul Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

giinde yapilarak 1970 yilinda yapimi tamamlanmi§tir. 
Dikimevi Camii: 
Sergeli Camii 

Yeni Camii (1964) 

Hafik ilcesi merkezinde bulunan bu caminin yapimi icin gerekli malze- 
me, Efendi Hazretleri tarafindan tedarik edilmi§tir. O zaman Hafik Muftusii 
Mevliid Sanoglu Efendi'nin ba§kanliginda yapim i§i yurutulmu§tur. Cami- 
nin yapimina Karadeniz bolgesinden bir vatandas. kum dahi gondererek bu 
hayrattan nasiplenmek istemi§tir. Onun icin kapi giri§inde §u dortliik yazih- 
dir. 

Hakk'in hazinesi boldur. 
Umidini sen O'ndan um 
Bu camii yapihrken 
Karadeniz' den geldi kum 

4- YAPTIRDIGI KOPRULER 

Zara — Canova (Cencin) Koytt Koprusu 

Cencin Koyu'ne Kizihrmak'tan gefmek ifin yapilan kopriidur. 

Tozanh Koprusu, 

1943'te yeniden yaptinhr, halkin hizmetine afihr. 

5-YAPTIRDIGI CE§MELER 

Sivas — Zara 

Canova (Cencin Koytt) Igme Suyu 

Ilk defa Zara'nin Cencin Koyu'ne gider, burada icme suyunun olmadi- 
gini goriince, hemen harekete gefer, halktan para toplanir, koy halkiyla bir- 
likte 6 km uzaktaki Kizilcan Tepesi'ndeki icme suyu getirilir. Getirilmesin- 
de bizzat kendisi cah§malara katihr. 

Ce§me Efendi Hazretleri adinadir. 

Sivas ve Cevresinde Muhtelif Sebil Cesmeler 

Sivas icinde 27 adet ce§menin yapilmasina yardimci olmu§tur. 



837 — YASAK, Ibrahim, Sivas Yatirlan, Sivashlar Vakfi Yaymlan, Istanbul 2004, 



s. 100 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 397 



UCUNCU BOLUM 



IHRAMCIZADE 
HACI ISMAIL HAKKI TOPRAK 

kuddise sirruhu'1-aztz 



$OHRETI 
NUFUZVETE'SIRI 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 399 



"Nefsini bilen Allah Teala'yi bilir. 
Allah Teala'yi bilende nefsini bilir. " 



A) §OHRETi VE NUFUZU 

Mustafa Taki Efendi 18 Agustos 1925 Hakk'a yuriiyunce fiilen ir§ad 
makaminda, ihramcizade Haci Ismail Hakki kuddise sirruhu'1-aziz vazifeye 
ba§lami§tir. 

Ilk intisab eden ihvani Haci Hasan Akyol Efendi 'dir. Efendi Hazretleri 
O'na Siddik makamindan dolayi "Haci Hasan'dan daha y ash ihvanimiz 
yoktur, siddigimizdir. Biz ondan raziyiz O da bizden razidir. " 
buyuyurmustar. 

Daha sonra ilk olarak intisab eden ihvanlarda §u ki§iler olabilir. 

Cencinli Ibrahim Basar Efendi, Omer Basar Efendi, Haci Berber Be- 
kir Efendi, Hayyat Mehmet Gunduzoglu Efendi, Hafiz Hakki JJrgup 
Efendi (kuddise sirruhum) 

Efendi Hazretlerinin gariplikle ba§layan ir§ad faaliyeti, 1969 yilinda 
Hakk'a yuriimesiyle Endenozya'dan biri, bin ki§iyi temsil eden on ki§ilik 
heyetin gelmesiyle iilke sinirlanni a§an biiyiik bir cemaatin onderligini yap- 
tigi anla§ilmi§tir. 

Efendi Hazretleri maneviyat fevresinde oldugu gibi umum ve devlet er- 
kani tarafindan saygi ile kar§ilanmi§ ve sevilmi§tir. Adnan Menderes'in ya- 
kin ilgi duydugu, Ismet inonu'niin ise mecburi bir saygida bulundugu bir 
gerfektir. islami hayatin sikintilar ifinde ya§andigi devirde devlet biiyiikleri, 
O'nun yapici ve diizen saglayici vasfindan dolayi, O'nu takip altinda tutsa 
da varligindan rahatsiz olmami§tir. 

ihvanini asr-i saadet donemini tekrar ihya eden bir tarzda yeti§tirmeye 
cali§mi§tir. Bugiin, O'nun atmi§ oldugu tohumlar meyveleri vermektedir. 
Sivas ismi anildigi zaman, maneviyat fevresinde Efendi Hazretleri ile mu- 
hakkak bir ili§ki kuruldugu goriilmektedir. Oyle ki ihvanlan kendilerini sihri 
bir akrabahgi olmasa dahi, kendilerini evladi olarak tamtanlar foktur. 

Bir sohbetinde murakabeye dalip yakla§ik yanm saat sonra ba§im kaldi- 
rarak, etrafindaki ihvanlan tek tek gozden gefirdikten sonra, vermis, oldugu 
mujde O'nun ve ihvanlannin ula§tigi seviyeyi gostermektedir. 

"Gardaslarim! O gun bu gun, el eleyiz. Sizler de Rasulullah sallalldhil 
aleyhi ve sellemin ashabinin sohbet faziletine nail olmus kimselersiniz. 
Bize de ihsan olarak Rasulullah sallalldhil aleyhi ve selleme ve Allah Ted- 
la'ya kurbiyyet makami verildi". 

"Irsat vazifemizin evvelinde gok garip kaldik. Kendimize Allah Ted- 
la'nin garibV diye Garib'u-lldh diyorduk. Anta simdi 'gayini kdf ettik". 
(Gartb 'u-lldh: Allah Tedld 'nin Yakini) 



400 Gavs-ul Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 401 

B) TE'SIRI 

Haci Ismail Hakki kuddise sirruhu'1-aziz Efendi, mensup oldugu 
tarikati; "Naksi, Hdlidi, Hdki" §eklinde acikladigi icin bu adla tesmiye 
olunmu§tur. 

Bu yolun etkisi ve buyuklugu nedeniyle hicbir gruptan tenkitvari bir soz 
gelmedigi gibi itirazsiz kabul edilen bir tarikat mumessilligi vardir. 

Ancak Efendi Hazretlerinin yolu zahirde melametin, batinda §eriatin 
agirhgi altinda bir ezginligi vardir. ihvan kendi nefsi icin agir §artlarda talim 
goriirken, umuma kar§i hafif ve §efkat ortaminda yeti§tirilmi§tir. 

Sohbetlerinde, tarikatin §eriat cercevesinde ince bir yol oldugunu, hatta 
§eriatta mekruh olanin tarikatta haram oldugunu, §eriatta mubah olanin 
tarikatta mekruh oldugu hatirlatilmis. yol fetin ve zahmetli tutulmu§tur. Bu 
yiikii kaldiran ihvan bir mur§id mesabesinde olsa da, Efendi Hazretlerinin 
golgesinde hareket etmeyi kendilerine §iar edinmi§ler ve kapidan aynlmayi 
vefasizhk ornegi g6rmii§lerdir. 

Genellikle Haki kolu, iiveysi olarak devam etmektedir. Bircok ki§i bu 
vazifeyi deruhte etmek istemi§se de, Efendi Hazretlerinin manevi destegini 
tam olarak alamami§lardir. Bazilannin postni§inlik talepleri mevcuttur. Bu 
ki§ilerdeki hakikatin durumunu Allah Teala'ya havale etmek daha uygun 
olacaktir. 

Ebil'l Huseynil Barusi buyurur ki: "Her nerede ki nuraniyet olmadigi hdlde 
bir gayret ve igtihat gorursun; bilki o, gizli bid'attir". 

Bid'atin oldugu yer, dalalete goturen yoldur. Oyle ki, kendi ufuruma 
yuvarlamrken yaninda birkac ki§iyi de du§iiren ki§iler gibidir. Allah Tea- 
la'ya bu turlu §eylerden sigininz. 

Ey tarikat erleri, ey tarikat pirleri 
Bir ni§an verin bana, ol bi-ni§an kandedir? 
Kandedir dostun yolu, kande agihr gttltt 
Dost bahgesi bulbulu, gttl-i handan kandedir? 
Aradim bahr u berr'i bulmadim ben bu sirri 
Cism-u candan igeru gizli sultan kandedir? 
Bildim ki, can tendedir, ten can He zindedir 
Amma nidem bilmedim, cane canan kandedir? 
Niydzi'ye can olan, sirrinda sultan olan 
Din-u hem iman olan ol bi-mekdn kandedir? 

Niyazi Misri kuddise sirruhu 'l-aziz 



Golpmarli, Abdulbaki, Melamilik ve Melamiler, 1st. 1931, s.24 



402 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

/- HALIFELERi 

Silsile 

Arapca zincir demektir. Istilah olarak, tarikat geleneginde §eyhten §eyhe 
ula§arak tarikat pirine, ondan da yine §eyhten §eyhe, boylece Hz. Muham- 
med sallallahu aleyhi ve selleme kadar ula§tigi kabul edilen manevi zincire 
Silsile denir. 

Herhangi bir tarikatin silsilesi ele ahndigi zaman, iki bolumden olu§tugu 
goriilmektedir. 

Birinci kisim, tarikatin esas kurucusu sayilan ve tarikatin genellikle adini 
aldigi zattan, Hz. Peygambere kadar olan isnadi te§kil eder. ikinci kisim ise 
tarikatin kurulmasindan sonra §eyhin halifelerini iceren kisimdir. Bilindigi 
gibi Islam kulturunde silsile, ba§ka bir deyi§le isnat Hadis ilmiyle birlikte 
ortaya cikmis. ve tamamiyla Islami olan bir gelenektir. Tarikat silsilelerinin 
ortaya ?iki§i, muhtemelen tarikatlann olu§maya ba§ladigi XIII. yuzyildan 
sonradir". 

Silsilede yer alan §eyhlere "Silsile Ricdli" (Silsile adamlan) denir. Silsi- 
ledeki ehemmiyet, o tarikat kolunun kuvvet derecesini ve dayanagini belirt- 
mesi yonunden 50k onemlidir. Silsile gorunii§te basit gibi gorunse de, ken- 
dinde bulundurdugu gii? 90k fazladir. 

Silsilelerden bahseden eserlere Silsilename denir. 

Silsilede yazilan bu mur§idler ifin saygi ifadeleri ile kullanihr. Bu silsi- 
lenin okundugu hal ve makamda feyzin gelecegine itikat sonsuzdur. Bu bir 
hakikattir 

Tarikatin silsilesini bilmeyen murid, bir nevi nesebini bilmeyen kisj gi- 
bidir, denilmi§tir. 

Abdulvahhab §arani kuddise sirruhuT-aziz Hazretleri buyurur ki; 

"Ey Hakk 'in ve hakikdtin arayicisi bil ki, herhangi bir tartkatta babala- 
rini, dedelerini bilmeyen murid kor sayihr. Bir kimse babasindan baskasini 
kabul ederse; "Allah Tedld, babasindan baskasina soyca baglanana lanet 
eder" hadisin anlamina muhatap olur. Manevi soyumuz, kan yolu ile olan 
soyumuzdan daha kuwetlidir. Ruh Babasi kisiyi veli eder. Oyle ise ruh ba- 
basina uymak uygun ve faydahdir". 

Hakikat ulemasinin di§indaki silsileler supheli ve kan§iktir. Gerfek 
alimlerin ki ise mustesnadir. 

Silsilede gefen her §eyhin bir onceki §eyhten filen terbiye gormesi ve ir- 

841 

§at etmesi §art degildir. Boyle olunca silsilede bir kopukluk var gibi goru- 



839 — A§KAR, Mustafa, Tasawnf Tarihi Literaturii, Ankara, 2001, s. 237; 
CEBECIOGLU, a.g.e. s. 645. 

840 



-YILMAZ, Hilly a, a.g.e., s.9 
-Cafer-i Sadik radiyallahu £ 
Beyazit-i Bestami Hazretleri de Ebu'l Hasan Harakan-i ile zahiri bir baglantilan 



841 — Cafer-i Sadik radiyallahu anh. Hazretleri Beyazit-i Bestami Hazretleri ile 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 403 

niir. Bu kopukluk Uveysilik ile ortadan kalkar. Bu ki§iler birbirlerinden ma- 
nen terbiye almi§lardir. 

Tasavvuf kaynaklannda zaman zaman Uveysi, Uveysilik veya Uveysi-l 
mesreb gibi bir takim tabirlere rastlanir. Goriildiigii gibi bunlar, Veysel 
Karani kuddise sirruhu'l-azizin adindan yapilma terimlerdir. Bunlann ilk 
defa ne zaman ortaya ciktigi kesin olarak bilinmemekle beraber, yazih olarak 
ilk kullamldigi yerlerden birisi de, Ferid'ud-din Attar'in Tezkiretii'l- 
Evliya'sidir. 

Uveysi demek, Allah Teala'nin delaletiyle dogrudan dogruya Hz. 
Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem veya bir velinin ruhaniyetinden feyiz 
alan veli demektir. Yoksa tasavvufculann Uveysi demeleri, iistadi yoktur 
demek degildir. Ciinkii uveysi demek, onun yeti§mesinde ruhaniyatin da 
hizmeti olmu§tur demektir. Bu riiyada bir §ekilde onu goriip talimatini almak 
suretiyle olur. Bazen bu iki ki§i arasindaki zaman farki bazen yiizyillarla 
ifade edilebilir. Anla§ihyor ki bir miir§id-i kamil Hakk'a yurudugii tarihten 
sonra da istedigi bir kimseyi ir§ad edebilir. Kendi ruhaniyetinden yardim 
isteyen birine yardimlarda bulunur ve onu manen terbiye eder. Buyuklerin 
cogu bu yolla terbiye g6rmii§lerdir. Uveysiyyet yoluyla terbiye olunanlann, 
kendisini terbiye eden mur§idi gormesine gerek yoktur. Bu yolla kemale 
ula§anlar 50k yiiksek kabiliyet sahibi olanlardir. Biitiin biiyiikler bu yolla 
terbiye olmayi onemli bir husus olarak saymi§lardir. 

Yapilan incelemeler neticesinde tasavvuf tarihinde Uveysi denildigi za- 
man sufiyi §u bes. gruba aynldigi g6rulmu§tiir. 

1 — Hz. Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin veya biiyiik nebilerden 
birinin ruhaniyetinden nasip alanlar; Veysel Karani Hz. Rasuliillah sallallahii 
aleyhi ve sellem Efendimizin ruhaniyetinden terbiye gormu§lerdir. 

2 — Abdullah el-Yemeni, Yasir el-istanbuli, Abdurrahman el-Halebi 
kuddise sirrumulhu'1-aziz gibi Veysel Karani kuddise sirruhu'l-azizin ruha- 
niyeti ile ir§at olunanlar. 

3 — Ilk dort halifeden birinin ruhaniyetinden feyz alanlar; 

Ebu'n-Nasr-i Samani ve Abdurrahman el-Halebi, Hz. Ebubekir 
radiyallahii anhdan; Muhammed Sadik ve Habib-i Ka§gari, Hz. Ali 
kerremallahu veche'den; Taceddin Muhammed ed-Dihlevi, Hz. Osman 
radiyallahii anhdan; Hiiseyin Fazl el-Ka§gari, Hz. Omer radiyallahii anhdan 
ir§ad olunmu§lardir. 

4 — Herhangi bir biiyiik §eyhin veya kutbun ruhaniyetinden ir§at edilen- 
ler, §ah-i Nak§ibend kuddise sirruhu'1-aziz (Hakk'a yuriidugu tarih Miladi: 
1389) kendisinden iki yiiz yil once Hakk'a yuriimus. olan Abdulhalik 
Gucdiivnani kuddise sirruhu ile g6ru§tiigii ve O'ndan feyz alarak terbiye 

yoktur. Bu zevat dtlnyada birbirleri ile goru^mediler. 

842 _ OCAK, Ahmet Ya?ar, Veysel Karani ve Uveysilik, lst.2002, s.99— 106; H. 
Hilmi Isik, Tarn Jlmihal Se 'adet-i Ebediyye, Istanbul, 2004, s.957 



404 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

olmu§tur. 

5 — Muhyiddin b. Arabi kuddise sirruhu'1-aziz gibi bizzat Hizir 
Aleyhisselamin aracihgiyla velayet mertebesine eri§enler. 

Goruldiigii gibi bu bes. grupta da ortak olan nokta, "daha once ya§ami§ bi- 
rinin ruhaniyetinden feyiz almak" tir. Sufilere gore cismani sohbet oldugu 
gibi ruhani sohbet de vardir. Fakat bu, 50k zor olup nadir ki§ilere nasip olan 
bir durumdur. 

Mutasavviflar arasinda Uveysiligi hie kabul etmeyenlerin bulundugu da 
goriilmektedir. Ancak §eyhsiz yola ciktiklanni soyleyenler eninde sonunda 
bu tehlikelere maruz kalacaklardir. Ciinkii "§eyhi olmayanin §eyhi §ey- 
tan'dir" prensibi butun egitim yollannda gecerli olmaktadir. Bu tezi savu- 
nanlann, kendi iclerindeki boliinmelere engel olmak endi§esiyle hareket 
ettiklerini du§iinebilir. Bir kisinin tarikat ehli ile baglantisi koparirsa, o 
(hi silk olarak bilinir. 

Kamil Mur§idin manevi mirascisi Veled-i Kalb dir. 

Bir seyh-i arif ve mtirjid-i kamile intisab edip, hem soz ve hem de icraat 
bakimmdan onun emrine itaat edip, kendini ona teslim edip, ona gerekli hizmeti 
yaparsa, o da onu, anamn cocugunu besledigi gibi ruh-i sultaninin gidasi olan, 
evrad, ezkar, ilim ve ma'rifet ile beslerse, kah muhabbet, kah celal ile, manevi 
yolculukta onu kotil fiillerden vazgegirip jeytamn hortumundan ve iblis ytlzltl 
kimselerden muhafaza edip, ir§ad ederek o kimseyi Allah Teala'nm sirlanm 
bilme mertebesine ulastmr. 

Fahri Kainat Efendimizden alman Maye-i Muhammedi ve nefesi 
Ahmedi'yi, mtirsidler, devri teslim ederek el'an devam ettirmektedirler. Kiya- 
mette Israfil aleyhisselamin svir'a uftlrmesiyle butiln oltllerin tekrar dirilecegi 
gibi, mtlrsid-i kamillerin nefesi de oltl hilkmilnde olan ruh-i sultaniyi uyandinr 
ve ona zindelik verir. Veliyyullah'm (Allah dostlarinin) nefesleri, israfil'in 
sur'u gibidir. Ruh-i sultaniyi uyarmamn bundan baska yolu yoktur. 

Ey salik! 

Milrsidanda olan ruh-i sultani, erkek menzilesindedir. Salikte, oltl hilk- 
milnde olan ruh-i sultani, kadm menzilesinde olup, mtlrsidde olan nefs-i all, 
cevher (6z) menzilinde olup, o mtirsid-i kamil, nefs-i all olan cevheri, salikin ya 
agzmdan ya da kulagmdan ilka eylediginde, milridde oltl hukmilnde olan ruh-i 
sultani hamile olur. Milridin isdi'dadma gore, U9 seneden on iki seneye kadar 



843 — Ogreticiye muhtac olan btltiln kurumlarda bu soz gegerlidir. Burada kast 
edilen bir mana; yalmz olarak hareket edenlerin basansiz olup, seytanm elinde 
oyuncak olur, demektir. 

844 — Veled-i Kalb: (Hakiki kalbin dogmasi) Marifetullah ve muhabbetullah ile 
egitilmis; tezyin olmus; safiyete ermisteki hakiki kalbten fikan ilahi feyzler. Bu 
kemale ermis kemal ve hakikat ehl-i agizlanndan gikan sozler, tamamiyla dogus 
cinsinden olur. Veled-i kalbte olanlar Allah Teala'dan gonilllerine gelen halis ve safi 
bilgiyi ahp soylerler. Bu makamda evliya soztl Allah Teala'dan ahr veya onda Allah 
Teala soyler. 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 405 

ondan, (mdnevi) bir cocuk dogar ki miirsidler buna "kalp cocugu" (Veledi 

Kalp) derler. O kalp cocugu da, ya erkek, ya da disi olabilir. 

Eger, dogan cocuk erkek olursa, o miirid ilerde "§eyh-i arif ve miir§id-i 

kamil" olup irsad sahibi olur. Yani, baskalanm da irsad eder. Zira ehl-i tarik 
arasmda "ilm-i lediin" ve "ilm-i batin" dedikleri sey, kalp cocugunun ilmi ve 
kelamidir (konu$masidir) . Ve mesayihin kalbinden dogan tuluat-i mezkuratm 
eserleridir. O (mdnevi) kalp cocugunun erkek olarak dogmasi, milridin isti'dadi 
ve miirsidin himmetiyle olur. 

Eger kalp cocugu, kiz olursa, o kimsenin ancak kendisi irsada kadir olup, 
baskasmm irsadma kadir olamaz. Ve baska kimseler de ondan feyiz alamaz. 

Mesayihin de olur olmaz kimseye bey 'at vermesi caiz degildir. Zira intisab 
edecek kimsede kabiliyet ve isti'dat (yeterli ve becerikli olma) sarttrr. Isti'dadi 
ve kabiliyeti olmayan kimseye, mesayihin bey 'at vermesi ayn-i hatanin ta ken- 
disidir. 

Ki§i manevi istidat sahibi olmasa, zahir babasi veli olsa bile velayeti co- 
cuguna intikal etmez. Ilia ki kabiliyet gereklidir. Taklit ile mur§id babadan 
kalan ir§at seccadesine oturmak haramdir. Kan bagi diinyada gecerlidir. Ger- 
fek halifelik, istidattan istidada olandir. Bu §ekilde birbirine eklenerek ma- 
nevi silsile altin halkah zincir gibi kiyamete kadar devam eder. 

Buraya kadar anlatilanlardan manevi silsile ve ona olan ihtiyacin ne ol- 
dugu anla§ilmaktadir. Goriiluyor ki manevi silsilenin ba§i olumsuz olandan 
yani Allah Teala'dan ahnmaktadir. Maddi silsile ise boyle degildir. Onlar 
oliiden oliiyedir. 

Burada unutulmayacak bir husus vardir ki, Maruf el Kerhi buyurur ki; 

"Kamil insanlar, insanlarin ir§adina haristirler. Bilhassa kendisine in- 
tisap eden herkesi hilafet seviyesine yukseltmek ve gorevlendirmek ister" 

Silsileye girebilmek icin ise mursjdin kiilli nefes-i ve tevecciihii olmasi 
gereklidir. Her ne kadar mur§itler istek sahibi olsalar da, hilafet konusunda 
son soz Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme aittir. 

Ciinkii ir§at makaminda olanlar, kavmin Efendisidir. Kavmin Efendileri 
tertemiz olmahdirlar. Her hal sahibi ir§ada kadir degildir. Belki de kendi bir 
mur§ide ihtiyaci olan murittir. Bu nedenle fogu kimseler, hem kendilerini 
hem de ba§kalanm dalalete siiriiklediler. Bazilan kendilerine isnat bulamasa 
bile bu iiveysiligi kullanarak kendini silsileye dahil etmi§lerdir. 

Silsilelerde isnat ifin yeterli bir keyfiyeti var midir, gibi bir soru akla ge- 
lirse, her §eyden once ki§inin yoldaki kabullenilmi§ligi, manevi i§aretler, 
istikamet ve dogruluk aranmahdir. Eger bir tiirlii §uphe varsa veya ki§isel 
i§aretler herkes tarafindan kabul edilmesi geregi yoktur. Ciinkii bu yol bazi- 
lanna afik iken digerlerine kapah kahr. Neticede §eriatin ince fizgisi hepsi- 
ni kapsar ve sorunlan bertaraf eder. 



§eyh Mustafa Kabuli er-Rifai, Kenzti'l-Esrar, 1st., 2001, s.31-32 



406 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Ruhanilerin Tasarrufu 

"Iki dlemde tasarruf ehlidir ruhu veli 
Deme kim bu murdedir, bunda nice derman ola 
Ruh §im§iri Hudd'dir ten gilafolmu§ ana 
Ddhi did kdr eder bir tig kim ttryan ola" 

(Mufti-i's-sakaleyn Kemal Pa§a) 

Ebu'l Hasan e^-Sazeli kuddise sirruhu'1-aziz bu konuda soyle buyuru- 
yor: 

"Evliyadan bazilan vardir ki, sadik mtiride, vefatmdan sonra, hayattayken 
oldugundan daha fazla menfaat eristirir. Yine evliyadan bazilannm, 
ruhaniyetleri vasitasiyla ilahi emirleri takip ve tatbik ettirdigi kimseler vardir. 
Isterse o veli, kabrinde meyyit olsun. O, kabrindeyken mtiridini yetistirir. Mtiri- 
di kabrinden onun sesini isitir. Nitekim Ebu'l Hasan el-Harkani, §eyh Ebu 
Yezid Bestami kuddise sirruhu'l-azizden bu sekilde feyz almistir". 

Ibrahim ed-Dusuki kuddise sirruhu'1-aziz derdi ki: 

"Milrid, milrsidine sadik oldugunda, mtlrsidini bin yillik mesafeden gagirsa, 
milrsid hayatta olsun ahirette olsun kendisine icabet eder. Oyleyse, milrid dar-i 
dilnyada basma gelen her isinde kalbiyle milrsidine yonelip istimdad istesin, 
milrsidi kendisine yardim eder, mtiskilini gozer, muridin bas gozilnil kapatip 
kalb gozilnil agar. O da mtlrsidini acrkca gortlr. O zaman istedigini sorup ogren- 

. „ 847 

sin . 

Bir gun Aziz Efendi, Hasib Efendiye bir sohbet meclisinde sorar: 
"Hocam, bir seyh vefat etse, milrid tlzerindeki tasarrufu azalir mi veya kal- 

kar mi?" Hasib Efendi soyle cevap verir: 

"Yok, yok kalkmaz! Bilakis derler ki seyhin vefati, dervis tlzerindeki tasar- 

ruf kmmdan gikmis kilig gibi daha da keskinlesir". 

Bunu bildikten sonra, Rastlltlllah sallallahtl aleyhi ve sellem Efendimizin 
isaret buyurduklan su noktaya temas edelim: "Iflerde ne yapacaginizi bilmeye- 

849 

cek tjekilde tjatjinr ve hayrete du§erseniz kabir ehlinden yardim isteyiniz". 



846 — Dilaver SELVI-Enbiya YILDIRIM-Kemal YILDIZ-Omer YILDIZ, Rabita 
ve Tevesstll, 1st, 1994, s.288) 

847 — Rabita ve Tevesstll, 1st, 1994, s.185 

848 — YILMAZ, Htllya, a.g.e., s.122 

849 — Acluni, Kesfu'1-Hafa, I, 85 

Usultl su sekildedir. 

"Allah Teala'nm sevgili kullarmm mezarim ziyaret ederken soyle hareket etme- 
lidir. Mtlmktln ise "Ydsin Surest " okunmali, arkasmdan onbir kere "Ihlds " ve tiger 
kere de "Muavvezeteyn " ile "Fatiha " ve "Bakara " stlrelerinin bas taraflan ile son 
taraflan okunmahdir. Daha sonra, hadis-i serifte zikredildigi tlzre "Esmd-yi Hus- 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 407 

Demis olmalarma nazaran bu hadis-i serifin zahir manasmdan baska bir de batm 
manasi oldugunu dtistinmek lazimdir. 

Evet, kabir ehlinin batm manasi, Ehlullah demektir. Bunlarm kabirleri vti- 
cutlandir. Oyle ki dilnyamn ihtiraslarmdan ve asinhklarmdan bas cevirdikleri ve 
nefislerinin icabi olan kottiltiklerden gectikleri icin olmtis sayilirlar. 

Kabirlerin basmda, filan veya falan kimseden bir niyazda bulunmak, adak 
adamak bahsine gelince, gerek olti gerek diri, herhangi bir kimseden bir liltuf ve 
atifet beklemek bir istekte bulunmak sirktir. Veren, Allah Teala'dir. Ancak, 
Cenab-i Hak, o istek sahiplerini de bos cevirmez. Zira bir sevgilisini vasita ede- 
rek istemekte kottiltik yoktur. Senin, huktimdardan bir talebin olsa, asla onun 
huzuruna cikamayacagm icin, ne yaparsm, gider bir yakinim bulur, onun vasita- 
si ile ricam bildirirsin. Talep huktimdardan ise de, bu arzuyu ona iletecek, htl- 
ktimdar ile yakmhgi olan bir baskasidir". 

Ruhaniyetin yardimi denilince akla hemen ahirete gitmi§ olanlar akla 
gelmemelidir. Diinyevi hayatta ruhani tasarrufun oldugu Kur'an-i Kerim'de 
§u §ekilde gefmektedir. 

"O (kadin) Yemin olsun ona niyeti kurmufjtu. Eger Rabb'inin burhanini 
gormemif olsaydi (belki Yusufda.) onu kasdetmifj gitmifjtl Ifjte biz ondanfe- 
nahgi ve fuhfju ber-taraf edelim diye boyle (burhan) gonderdik. ^iinkii o, 
(taatda) ihlasa erdirilmifj kullanmizdandi". (Yusuf, 24) ayet-i kerimesindeki 
burham, mtifessirlerin cogu Hz. Ya'kub aleyhisselamm oglu tlsttlndeki tasarrufu 
ve O'nun imdadma yetismesi seklinde acrklamislardir ve soyle demislerdir: 

Mtifessirlerin cogunluguyla aym gortlste olanlardan biri de, Ke§§af tefsiri- 
nin sahibi Zemahseri'dir. Bu zat, Mu'tezili olmakla birlikte der ki: 

"Ayetteki 'burhan' kelimesi §oyle tefsir edilmipir. Yusuf aleyhisseldm ka- 
dina yaklaqmak isterken "sakin, sakin!" diye bir ses i§itti. Hz. Yusuf 
aleyhisseldm bu sese aldiris etmedi. Sesi ikinci sefer isitti yine onem vermedi. 
Uguncii sefer 'ondan yilz cevir' diye isitti. Bu soz de kendisine tesir etmeyince, 
Yakub aleyhisselamm sureti parmaginin ucunu isirir bir halde Yusuf a gdriin- 
dii. Bazilan da, Hz. Yakub aleyhisselamm Hz. Yusuf aleyhisselamm gogsiine 
eliyle vurdugunu nakleder. Bu hususta baska rivayetler de mevcuttur". 

Boylece Ytlsuf un sehveti dindi ve kadma yaklasmadi. Eger Cenab-i 
Hakk'm bu delilini gormeseydi, Ytlsuf un mtinasebette bulunma ihtimali vardi. 

na "yi teker teker okuyup, gozlerini kapayarak zihninde gecenleri bir kenara iterek; 
btlttln kalbiyle ve ic dtlnyasim mezarda bulunana boyle durduktan sonra murakabeye 
dalarak tig kere: "La ildhe ilia 'llah " ve tig kere de "Ldfz-i Celdl 'i (Allah) " okumali- 
dir. Btlytlk bir saygiyla ve dtlnyadan ilgisini keserek: 

"Allah Teala'nm selam, rahmet ve bereketi tlzerinize olsun" demelidir. Kime hi- 
tap ediyorsa ona, Ey seyhim, tistadim, babam vb. demelidir. Allah Teala'nm rahmet 
ve kereminin inmesi icin yardimci olmasim rica etmelidir". (Hz. Ali kerremallahtl 
veche Divam, trc, Mtistekimzade S. Saadettin Ef., 1st. 1981, s. 121) 

^° -Ken'anRifai, a.g.e. s. 606 



851 



-Rabita ve Tevesstll, 1st, 1994, s.224 



408 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Bir velinin velayeti ve kendini her an Allah Teala'ya yakm hissetme hali 
silrekli olarak gerceklestigi takdirde, onun muhtelif sekillerde tasavvur edilmesi 
milmkundur. Muhal degildir. Ctinkti burada cesitli sekilde hissedilen ve gozii- 
ken onun ruhaniyetidir. Bu durumlar ma'rifet ehli tarafmdan cokca miisahede 
edilmistir. (Suyuti'mnKitabuT-Miinceli'sinden almmistir.) 

Allah'm veli kullan, bedenlerinde, ilahi nefha olarak bulunan ruhlarmi ha- 
kim kildiklarmdan muhtelif §ekil ve suretlerde gozilkebilirler. Onlarm, hayatla- 
rmda ve olumlerinden sonra keramet gostermesi ve tasarrufta bulunmasi milm- 
kundur. (Hamevi, Nefeha-tu'1-kurb) 

Diinyada rah yetmis bin §ekil ve surette, Berzah'ta ise daha 90k §ekil ve ce- 
sitlerde gozilkebilir. (Mevlana Halid, Rabita Risalesi) 

§eytan, Hz. Rasuliillah sallallahil aleyhi ve sellemin kihgmda gozilkemedi- 
gi gibi kamil bir veli'nin suretinde gozilkmeye de giic yetiremez. (Fethu'1-bari 
serh-i Sahihi'i-Buhari) 

Evliya'uTlahm milridlerine goziikmesi ve baglilarmm kendisinden feyz al- 
masi, olilmlerinden sonra bile milmkundur. (§erhuT-Mevakif) 

Mesela: Her kim ayete'l-ktlrsi'yi okur ve §eyh Abdtllkadir Geylani kuddise 
sirruhu'l azizin bulundugu tarafa doner, yedi defa ona selam verirse verdigi her 
bir selam ile birlikte onun kabrine dogra bir adim yaklasir ise ihtiyaci karsilamr. 

Allah Teala Rablik sifatinin tecelliyati geregi kullanni terbiye etmek icin 
gerekli vasita ve durumlan yaratmis. ve yaratmaya devam etmektedir. 

Efendi Hazretlerinin son senesindeki durum 

Efendi Hazretleri son sene yapilan hatimlerinde ve sohbetlerinde genel- 
likle a§agidaki kelamlan 50k soylemi§tir. 

k k k 

"Iki dlemde tasarruf ehlidir ruhu veli 
Deme kim bu murdedir, bunda nice derman ola 
Ruh §im§iri Hudd'dir ten gilafolmu§ ana 
Ddhi did kdr eder bir tig kim ttryan ola" 

kkk 

"Biz bize teslim olan, ihvan-i Allah Teala'ya teslim ederiz. Yarin ki- 
yamet gttntt Ondan isteyecegiz". 

k k k 

"Her bir ihvani, pir hukmunde gorily orum". 

k k k 

"Iyiyiz Garda§im! Geldik gidiyoruz, bizim ihvanimiz bizim ruhaniyeti- 
mizden ayrilmadikga ve birbirlerine kar§i ayni minval ttzere olurlarsa on- 



%sn — O.Ziyauddin Dagistani, Tasawuf Ve Tarikatlarla tigili Fetvalar, trc: Irfan 
GUNDUZ-Yakup ClCEK, 1st. 1992 s. 172-173 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 409 

lari almadan cennete girmeyecegime size soz veriyorum" 

kkk 

"Gardaslarim "anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" 

■k-k-k 

"Gardaslarim! Bakiyoruz bazi kimseler kendiliginden seyhlik ediyor- 
lar. Tevbekdr olmadan olen fahise kadinlar gibi ellerinde bigaklar ile ken- 
dilerini dograyacaklar. Kendiliginden seyhlik edenlerin hali, mahser ye- 
rinde onlardan beter olacak. " 

Her murside dil verme kim yolunu sarpa ugradir 

Mursidi kdmil olanin gayetyolu asan imis 

Bu rivayetler 50k kisjnin §ahit oldugu bir durumdur. Bu nedenle Efendi 
Hazretleri Hakk'ayuriimesinden sonra, ihvanin hemen §eyh arama sevdasina 
dii§up hata etmemeleri icin 50k uyarmi§tir. Fakat ihvan-i kiramdan bircok 
ki§i, hemen bir ki§inin etegine yapi§mamiz gerekir diye bir karga§a ortami 
olu§masinda etkili oldular. Bunun neticesi de, ihvanin dagilmasina ve 
tarikatin zayiflamasina sebebdir. 

Eger gerekli bir durum olsa idi, Efendi Hazretlerinden daha vefah bir ki- 
§i bulunmazdi. O birisi ifin "sizin seyhiniz bu oldu " deseydi, o ki§inin online 
fikan da olmazdi. O'nun yanm asir hizmet ettigi insanlann peri§an olmalan- 
m istemeyecegi muhakkaktir. 

Efendi Hazretlerinin zahiren ir§ad hilafeti birakmamasimn muhakkak bir 
emirle oldugu kesindir. Ciinkii Hz. Ebubekir ve Hz. Omer radiyallahii 
anhumamn halifelik sefimindeki iki yoldan Hz. Omer radiyallahii anhin 
dolayisiyla Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemin yolunu tercih etmi§tir. 
Bu yol zamanin ve insanlann istikametleri ile olan tercih oldugundan ileride 
zuhur edecek hadiselerde, Allah Teala zatini gostermis, olmaktadir. Ciinkii 
Hz. Osman radiyallahii anh donemindeki fitnelerde, insanlar hep kendilerin- 
de suf aradilar. Hz. Omer radiyallahii anha ise emanet olarak verildiginden 
olacak hadiselere kefalet Hz. Ebubekir radiyallahii anh olmu§tur. Kotii bir 
durum da hasil olmami§tir. Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemin halifelik 
vazifesini ummetine tevcih ve terk etmesi ise, halifelikte siinnet olacak bir 
hususun ogretilmesidir. 

Ancak bazi yerlerdeki vazife kelimesinin, mutlak manada ir§ad ile anla- 
§ilmasi du§unduriicii bir durumdur. Bazi vazifelerde bir nuirsjdin vazifeleri 
ile o kadar 6rtu§tu ki ir§ad ile benze§ti. Vazifeli ki§iler, vazifelerindeki ah- 
kami hakikati iizere anlatmamalan da ayn sorunlar fikartti. 

Efendi Hazretleri hatim hocalan ifin §u kelami 50k manidardir. 

"Gardasim! Biz hatim okut diye bir vazife veriyoruz. Meger dyle demi- 
yormusuz Sen git or ay a seyh dur. Yok, gardasim, yok". 



853 — Efendi Hazretlerinin hastaligi sirasmda Ulusoylar'm babasi ziyarete geldi. 
Efendi Hazretlerinin ayak ucuna oturdu, hasbihalden sonra gelen misafirin, "Ef en- 
dim nasilsin?" sorusuna verdigi cevaptir. 



410 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Miirsitten maksadirmz, kamil miirsit olandir. Yani bizzat ve manen 
Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem Efendimiz tarafmdan memur olanlardir. 
Hazret-i Pir oyle buyuruyorlar: Miirsit, salike dort yerde yetifir: Biri, can ce- 
kisirken, biri kabirde, biri sirati gecerken, biri de mizanda amelleri tarti- 

854 

lirken. Salike bu dort yerde yetismeyen miirsit, kamil degildir". 

Qtinkti "Olgunlasmarms bir seyhe milrid olan ehadiyet cemalini goremez. 

"Merkebin arkasini open o dudak 

Mesihin opuqunun tadini nasrf bulabilir" 

Hoca Abdu'1-Melik-i Seravi kuddise sirruhu'1-aziz der ki: Seyh Kur'an-i 
Kerim'i dilnyevi kazanclara vesile edenlerin durumunu aciklarken ulasamadigi 
bir yere, Kur'an-i Kerim'i ayagmm altma koyarak ulasmaya cahsanlann duru- 
muna benzetir. 

Seyh Sadreddin kuddise sirruhu'1-aziz der ki: Rasulilllah sallallahil aleyhi 
ve sellem miractan donerken kadmlardan bir toplulugun cehennemde, atesten 
yapilmis kesici aletlerle kendi etlerini kesmekte olduklanm gordtl ve bunlann 
kimler olduklanm sordu. Onlarm zina ile cocuk dilnyaya getirip kocalarma 
"senden" diyen kisiler olduklan soylendi. 

Seyh buyurdu ki: 

"Nefsin arzu ve istekleriyle dopdolu olduklan hdlde, gonul ve ir§at dava- 
sinda bulunuyorlarsa, onlarm azaplan bu kadinlarin gordugii azaptan §iddetii- 
dir ". 

Seyh Zahid'in oglu Cemaleddin Ali kuddise sirruhu'1-aziz seyhin huzuruna 
geldi dedi ki: 

"Ir§at seccadesine qok uzaklardaki insanlann durumlarindan mdnevi giig- 
leriyle haberdar olabilen ve qok uzaklardaki, olmek ilzere olan miiridlerinin 
imanlanni kurtarabilen ki§iler oturabilir ". 

AM Ferec-i Zengani kuddise sirruhu'1-aziz den kamil velinin kim oldugu 
soruldu. O da dedi ki: 

"Onunden gegen bir kifjiden nasil nesiller dilnyaya gelecegini, hangisinin 
itaatkar, hangisinin asi olacagini bibneli, bu da yetntez; 

Muridlerinden biri olmek ilzere oka onun imdadina yetisir ve seytanin 
aldatntasindan korur; bu da yetntez, 

Muridlerinden biri olse, Miinker ve Nekir'in sualleri sirasinda yaninda 
olur ve sorulari cevaplamasina yardint eder; ancak yine de "§eyhligin 's'si 
gonlunden gegerse erlikten nasibi yoktur". 

Binaenaleyh, var olani saklamak, olmayani var gostermek ihanettir. Bu 
yolda enaniyyet mertebesinde alinan manevi cezanin telafisi mumkun ol- 
mamaktadir. Bunun olmasi demek ihvanin nesebini kirar. Bu ise istenilen 
durum degildir. 

Efendi Hazretleri son olarak soyledigi gazelde de, bu konu iizerinde du- 



854 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 546 
855 — QAVUSOGLU, a.g.e. s.131 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 411 

rulmu§tur. 

Sanmayin ki bizi sire-i engttr ile mestiz 

Biz ehli harabattaniz kim mest-il elestiz, 

Ol demde kim ikrar eyledi bizleri ey dost 

§imdi dirilub gevremiz gbrdu ki mestiz 

Bu zevke erer ehl-i hirat kim bula biryol 

Akd ana tuzak olmus iken, mumkun mil gideyol 

Askin elemi her kimi zar etti o makbul 

Safi demesin kim buyolda biz dahi mestiz 



Bezm-i ezele vakifolan ehl-i harabat. 

Terk eylemez bizleri olsak tapur-afat 

Iste o zaman bilir ki biz ezeli mestiz. 

Bu dedikodular olacak hep cttmle gttzel 

Cun basa getirmis o takdiri ezel 

Bildim ki bu diem hareketi sun-i lem-yezel 

Toprak olup ayaklar altina yuz koydum elbetdeki mestiz. 

Efendi Hazretlerinden §6yle bir rivayet daha gelmi§tir. Bugiin insani ifin 
tehlikeli ve agir manalar ta§imaktadir. §6yle ki: 

"Gardaslarim! Bu vazife bizimle tamam. Bizden sonra seyh yoktur" 
deyip bir miktar rabita halinde kaldiktan sonra, 

"Ahir zaman aldmeti, bizden sonra her kosede bir seyh gikacak" yine 
bir miktar rabita halinden sonra, 

"Canim onlarin gittigiyola seytan dahi gitmeyecek" 

Bu kelamlann afiklamasini yapmak gerekmektedir. 

"Gardaslarim! Bu vazife bizimle tamam. Bizden sonra seyh yoktur" 

Afiklamasi sorular bolumunde gelecektir. 

"Ahir zaman aldmeti, bizden sonra her kosede bir seyh gikacak" 

Buradaki mana jeyhlik makammm fogalacagi ve bir faydadan 90k kesafete se- 
bep olacagi haberidir. Bir ba§ka manada kendi kolundan 90k §eyh (16 ki§i) 9ikaca- 
gidir ki, oyle de olmujtur. Bu 90galmada bereketin azalacagma ijaret etmijtir. Qtln- 
kil fitne attik9a feyzde noksanlik zuhur ettirir. 

"Canim onlarin gittigiyola seytan dahi gitmeyecek" 



856 — §EN, a.g.e. s.37. 

857 — Bizi uzilm suyu ile sarho§ sanmayin. Biz ask ile sarhos olunan meyhanenin 
mudavimleriyiz ve Elest Meclisinin sarabi ile sarhosuz. 

858 — Cemal Kurnaz-Mustafa Tatci, Yesevilik Bilgisi, Ankara, 2000, s.447- Sufi 



412 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Kutbti'l-aktab Hace Ahmed Yesevi ve Tabakat mesayihi (Tabakatu's-sufiyye 
adli eserdeki ilk donem sufileri) soyle demislerdir. 

"Ahir zamanda bizden sonra oyle seyhler zuhur edecek ki; seytan aleyhi'1-lane 
onlardan ders alacak ve onlar seytamn isini yapacaklar. Halka dost olup halk ne 
isterse onu yapacaklar. Milridlerine yol gosterip onlan maksada ulastiramayacaklar. 
Dis gortintislerini silsleyip milridden 90k hirs sahibi olacaklar ve icleri (batmlan) 
harab olacak. Ktifiir ile imam farkli gormeyecekler, alimleri sevmeyecek ve onlara 
iltifat etmeyecekler. Ehl-i Silnnet ve-1 cemaati dtisman goriip ehl-i bid'at ve dalaleti 
sevecekler. Kotuliiklerini one cikanp Hakk Teala'dan iyilik umacak ve seyhlik iddi- 
asmda bulunacaklar. Ama seyhlik isini de kotii yapip miiridlerin kapismda (veya 
istekleri dogrultusunda) yiiriiyecekler. Bu haldeki kisi, milride seyhlik yapmamah ve 
ondan bir sey almamahdir. (Ama) milrid bir sey vermezse, o zorla alacak. Eger o 
aldigi nesneyi layik olan kisiye ve yoksula vermeyip kendine ve ailesine sarf ederse, 
it olilsil yemis gibi olur. Eger o taraftan ahp yese ve kiyafet giyse, o giysi ilzerinde 
(omuzunda) oldugu silrece, kildigi namaz ve tuttugu 01T19 Allah Teala dergahmda 
makbul olmaz ve yedigi her lokma icin cehennem'de U9 bin yil azap gorilr. 

Sultanil'l-arifTn soyle derler: Bizden sonra boyle bir bid'atgiya kim pir deyip 
hizmet etse kafir ve mel'un olur. Boyle bir kimsenin yaptiklanm ilim yerine tutmak 
ve bid'atim silnnet yerine tutup helal gormek, turn bunlar seriatta kilfur, tarikatta 
reddedilmis ve hakikatta usamlmis islerdir. Aynca Hace Ahmed Yesevi kuddise 
sirruhu'l aziz der ki: Vay o kisilere ki boyle seyhlere el uzatip milrid olurlar. 

Kendilerini azaba atarlar. 

" §iiphesiz azabim fjiddetlidir". (Ibrahim, 7). 

Ey dervis! §eyhlik davasmda bulunan kimsenin, kirk yil bir mtirsid-i kamilin 
hizmetinde bulunmus, gile gekip ondan icazet almis olmasi gerekir. (Aksi takdirde) 
onun milrid edinmesi ve hediye almasi haram ve batildir. §eriata aykm is yapan kisi 
dinden cikar, tarikata aykm is yapan da merdud olur, reddedilir. Ve her kim tevbe 
etmeden dtlnyadan gocerse cehennemde azap gorilr. Bundan Allah'a sigimnz. 

Darendeli Haci Hasan Efendi buyurdu ki: 

"Bir asrin kutbu Hakk'a yurudugunde ihvanlari sallanir hamlari do- 
kttlttr. Ihvanin ozu sarma§ik gibi olur. Sevdigini sarma§ik gibi tutmah. " 

Halife Secimi 

§eyh; sozlukte simasinda ya§lihk alametleri beliren, sa<?i sakah agaran en 
az elli ya§lan civannda ki§i, ba§kan, kabile reisi gibi anlamlara gelir. 

Tarikatta ise, ir§ada izinli tekke ve dergahta terbiye ile me§gul olan kim- 
selere denir. 

§eyhin yerine ir§ad makamina gefmede iki yol izlenir. Bunlardan biri 
yoldan gelme, digeri ise, belden gelme usuludur. 

Yoldan gelme usulune gore §eyh, genellikle kendi miiridleri arasindan 
arkada§lan arasina yiikselmi§ ve manevi geli§meye yatkin kimseleri, daha 



Muhammed Danismen "Yeseviligin Ilk Donemine Ait Bir Risale:, Mir'atu'l- 
Kulub", Ilam, C 2, s. 2, Temmuz-Arahk 1997, 1st. 1998, s. 41-85 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 413 

saghklarinda yazili, bazen sozlii i§aret ve icazet vererek muhtelif yerlerde 
ir§ad hizmetiyle gorevlendirirler. Bu durumda ihvan da o zata tereddiitsiiz 
tabi olmaktadir. 

Belden gelme usuliinde ise, emanet §eyhin evlatlanna intikal eder. §eyh 
Efendi, evlatlan arasindan bazen birine i§arette bulunur ve ona tabi olunma- 
sini ister. 

§eyh acikca i§arette bulundugu zaman, §eyhlik makamina kimin gecece- 
ginde problem ve sikinti olmaz. i§aretin acik olmadigi zamanlarda ya ihvan 
aralanndan en liyakatli gordiikleri birine bey 'at ederler. Ya da tekke §eyhligi 
bo§ahr ve dagilmalar ba§lar. Eger §eyhin birden fazla halifesi olursa ve ki- 
min §eyh olacagi acikca anla§ilamadigi zamanlarda halifelerden yani tekkede 
veya dergahta itibar edilen yiiksek makam ve halde oldugu bilinenler tara- 
findan her biri ir§adlanm kendi niyetleri ile surduriir. Ancak entrikalar ile de 
halifelik makamina gelmede ayn bir husustur. Bu usul Allah Teala ve 
Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemin siinnetine uygun olmayip tehlikeli 
bir usuldiir. 

Yukanda bahsi gefen halifenin secilme usuliinde eger belirsizlik olu§ur- 
sa nasil hareket edilmesi gerektigi hususunda Rasulullah sallallahii aleyhi ve 
sellemin ashabimn gittigi yolu tercih etmek gerekir. 

Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem, sagligmda kendisinden sonra Mils- 
lumanlarm basma gegecek kisiyi belirtmemis ve bu isi ashabma birakmistir. O, 
hasta yatagmda yatarken, hie silphesiz, devletin basma kimin gececegi konusu, 
ileri gelen bazi arkadaslarmm kafasim mesgul etmistir. Belki bu konuda ashap- 

859 

tan bazilan arasmda ikili-uglil gorilsmeleryapilmistir. 

— isti§ari sefim (Hz. Ebu Bekir radiyallahu anhin sefiminde) 

— Bir onceki halifenin teklifi, (Hz. Omer radiyallahu anhin sefiminde) 

— §uranin teklifi, (Hz. Osman radiyallahu anhin seciminde) 



859 — BOYACIOGLU, Ramazan, C.U.LF.Dergisi / 2002 / Cilt 6 / sayi 1 deki ma- 



kale. 



414 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Ihramcizade Haci Ismail Hakki TOPRAK kuddise sirruhu'l-azizin 
Halifeleri 

Efendi Hazretleri sayilamayacak miktarda hatim hocasi ve belli bolge- 
lerde hizmet vermek icin halife gorevlendirmi§tir. Fakat kendisinden son- 
ra §u kip benden sonra ir§ada oturacaktir diye bir icazet-name ve a§ikare 
cemiyet icinde soylenmis. bir soz yoktur. Bazi kimseler icinde soylenen hiz- 
met kelimesi ise, ir§at ile yorumlanmi§tir. 

Allah Teala'nin kudret hazinesinde mur§itler eksik olmaz. Fakat eger bu 
vazife kendinde olmayip var gibi gosterip hareket edenlerin biiyiik bir hata 
iizere olduklan diisjinulmelidir. Eger varsa bu hususa da saygi gostermek 
gerekir. 

Padisaha esvapci basi olan kisinin, padisah hesabma ticarete girismesi zi- 
yankarlrktan ibarettir. Padisahla birlikte oturan kimsenin padisah kapismda 
oturmasi yaziktir, aldanmaktir. Bir kimseye padisaha elini opmek firsati diiser 
de o, ayagim operse bu, suctur. Her ne kadar ayaga bas koymak da bir yakmlik- 
tir, fakat el opme yakmligma nispetle hatadir, duskunliiktur. Padisah yuziinii bi- 
rine gosterdikten sonra, o baskasma meylederse kiskamr. 

Efendi Hazretleri, kendinde Mur§idi Kamillik, Gavs-iil Azam ve Kutbu'l 
Aktab olmak iizere uc vazifeyi ta§imakta idi. Belki bu uc agir vazife-i 



860 — 98 tane halife yetistirdigi rivayet edilir. Halifelik sifati ile miirsidligi kans- 
tirmamak gerekir. 

861 — Efendi Hazretleri irsad vazifesi ile ilgili bir yazi birakmamistir. 

"Icazet-name Arapca-Farsca bir terkib. Izin mektubu, bir nevi diploma manasma 
gelir. §eyhlerin, olgunluk makamlarmi asan ve irsad mertebesine yilkselip gelenlere, 
gordiikleri terbiye ve irsad smirlan icinde, taliblerin terbiye ve irsad edilmesi konu- 
sunda verdikleri izin. Bunu belgeleyen, mezuniyet kagidma da icazet-name denir. 
Icazet-name alanlara, seyh tarafmdan merasimle tag giydirilirdi. Bazi tasavvuf okul- 
larmda, tag yerine "hirka giydirmek" tabiri kullamlir." CEBEClOGLU Ethem, Ta- 
savvuf Terimleri ve Deyimleri Sozliigu, Ankara, 1997, s.384 

862 — Asagida Mehmet Kazim TOPRAK kuddise sirruhu Efendinin hizmeti acik- 
layan ifadeleri bu konuda 90k onemlidir. 

863 — Mesnevi c.I, b. 1766-1770 

864 — gf en( jj Hazretlerinin uzun omurlil olmasi yam doksan yasim gecmesi 
kutbiyyetine delildir. 

Ismail Hakki Bursevi kuddise sirruhuT-azize gore Aziz Mahmud Hildayi ittifakla 
zamanmm kutbudur. Ozellikle Tecelliyat isimli eserinde onun kutbiyyetine isaret 
eden deliller vardir. Arifler de onun kutbiyyeti ilzerinde ittifak etmislerdir. Ismail 
Hakki, kutb-i vticudun uzun omurlil oldugunun soylendigini belirterek Aziz 
Mahmud Hildayi kuddise sirruhu'l-azizin uzun omtlrltl olup doksan yasim gecmesini 
de kutbiyyetinin bir delili saymistir. (Aziz Mahmud Hildayi Uluslararasi Sempoz- 
yum Bildiriler, Ist-Usktidar Beld. 2006, c. II, s. 331, Ismail Hakki Bursevi, Kitabti's- 
Silsile, s.66) 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 415 

hemen teslim edecek birisi olmadigmdan gorevi kendinde birakmak zorunda 
kalmis. olabilir. 

Bazi asirda Kutbu'l-lrsad, Gavsu' 1 -Azam ve Kutbu'l-Aktablik her biri zati 
seriflere aynca ihsan olunur. Ve bazi asirda bu Menasib-i ilahiye bir zati serife 
ihsan olunur. Yani Kutbu'l-Aktab, Gavsu' 1 -Azam ve Sirri Hilafet bu 119 hiz- 
met'u-llah bir zati serife ihsan olunur. 

Hakk'a yurudiigu tarihlerinden sonra, bazi evliya tasarruftan men edilir. 
Bu onlarin mertebelerine baglidir. Eger bir veli Muhammedi Me§rep degilse 
onun tasarrufu devam etmez. Cunkii islam di§inda biitun dinlerin §eriati kal- 
dinlmi§tir. Yani isevi, Musevi, Ibrahimi vb. me§repli veliler Hakk'a yurudii- 
gu tarihlerinden sonra tasarruflan kesilince, ister istemez onlarin baghlan da 
zamanla azalir. Bu tiir vazifeliler Hakk'a yuriidukten sonra da tasarruf yetki- 
sine sahiptir. 

Miiridin Hakk'a yiiriiyen §eyhinden bizzat bir i§aret almadan, §eyhini 
terk etmesi yanh§tir. Bu durumda en giizel olani iiveysi olarak Efendisine 
baglanmasidir. Eger i§aret almis. ise, i§aretine baglanmasi vaciptir. Baskasi- 
nin da uyma mecburiyeti de yoktur. 

Ancak birfok miir§idin Hakk'a yuriimesinden sonra talebelerin ferret 
devresi gecirmis. olmasi tabii bir durumdur. Bu sebeptendir ki, birfok tarikat 
kolunun sonmesi vazife elinde olmayan §eyhler tarafindan olmu§tur. 

1969 senesinden bu yana §eyhliklerini ilan eden ki§iler fikmi§tir. Bu ki- 
§ilerin dogru veya hatah olup olmamalan konusunda soz soylemek yanh§ bir 
durum olu§turmaktadir. ^iinkii bu ki§iler Efendi Hazretlerinin rahle-i tedri- 
sinden gecmis. olduklanndan, nefsin aldatici mertebelerinden kurtulmus. ol- 
malan umulur. O giinden bu yana gefen seneler ihvanlar iizerinde bir siiku- 
net ve birbirine e§it seviyedeki ihvanin ahirete gocmeleri ile bu konu iizerin- 
de sozler ekseriyetle bitmis. durumdadir. 

Haci Hasan kaddese'llahii sirrahu'1-aziz Efendi, Seyyid Osman Hulusi 
ve Bedreddin Efendilere buyurdu ki; 

"Efendim dedi ki; Benden sonra harifiler gok olacak. " Dave olarak 
Haci Hasan Efendi de, Seyyid Osman Hulusi Efendiye tekrar buyurdu ki; 

"Bizden sonrada, hurdjilar gok olacak, bu listeye kayit olnta. " 



865 — Miftahu'l-Kultib, s. 75. Istanbul-1301 



866 — Sahte seyhler. 

867 — Uyduruk tarikat ehilleri; tahrif edilmis tarikat zihniyetine sahib kisiler. 



416 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Halifelik konusu hakkinda sorulabilecek sorular ve cevaplan; 

Yukanda anlatilan hususlar cercevesinde Efendi Hazretlerinden sonra 
hilafet konusunda sorulabilecek sorular §unlar olabilir. 

1 — "Gardaslarim! Bu vazife bizimle tamam. Bizden sonra seyh yoktur" 
ve devamindaki sozler bugiln igin gegerli midir? 

Muhyiddin Arabi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri kendisi icin Hatm-ul- 

O/TO 

Evliya (Veliligin son halkasi) demi§tir. 

Imam-til Evliya arif-i billah Ebfi Abdullah Muhammed b. Ali b. Mu- 
hammed b. Arab-i, et-Tai, el-Hatimi, el-Endtilfisi, §eyh-ul Ekber Muhyiddin 
Kaddese'llahu sirrahu'1-aziz bu konuda buyurdu Id ; 

Ya Rabb '/' Sana arz ve siikrdn ettim. Makam-i celdletin pek buyuktur. Ya 
Rabb 'i agikladigim bu siikrdn ve sevinci kalbimde kabul etti. 

Kalbi sikintilarla beraber yakinlasmana, zdt-i azimu 's-sdnin kalbe sigma- 
sindan olu§an ferah ve sevince hayret ederim. 

Fakat hakikdtler, gece giinduz dmd 'da gizli oldugu halde kalbimde ildhi 
viicud denizinde ke^fine hayran kaldim. 

Asil ve saji nur olan Hakk uzaktan gorulen hayal gibi cisimlerin yerine geqen 
ve yerinde durmayan bir nur verdin. 

Cesedimin nuruna §a$irmiyorum da, yalniz kalbdeki nurlann nasi! temsil ve 
durduguna §a$iriyorum. 

Eger bu meyletmi§ nur, ke§fen zdhir ve goru§ yerine kaynayarak akiyorsa, o 
halde tecelli eden nur-u ildhi o kalbde durmaktadir. 

Dedigimi anladinsa ey delikanli, i$in esdsini tetkik ve tecriibe eyle. Acaba 
halkin gorily vefikri, alim olan zdt-i bilebilir mi? 

Zatinin birligi bizim O 'ndan ayri bulundugumuz zaman ilmimizin kendisine 
birle,pnesinden miinezzeh oldugu gibi bu yoklugun varliga gikmasindan eski ve 
ezelidir. 

Allah Tedld 'nin Rasul-u Kerimi sallalldhu aleyhi ve sellem, Hdtem-ul 
Evliya 'yi tdyin ile yani dhir zamanda Isa b. Meryem aleyhisseldmin yeryuziine 
ini§i ve Deccdl-in katlini ve bunlarda nubiiwet hukmii ile degil de veldyet hukmii 
ile olacagini bana haber vermi§tir. 

"Ben risdletin ruhdniyeti ve Beyt-ul Hardm (Kdbe) Esrdr-i hakki igin bana o 
Hdtem 'in makamini niteliklerini ve beydn eyle " dedigimde; 

"O bir hukumdur. Hakim olan Allah Teala onu birgok kimse iginden en 
iyisini en guzelini segmiftir," cevabini verdi. 

"Mukaddes Zdt-i (Isa b. Meryem Aleyhisseldm) Hdtem gorebilir, " dedigim- 
de, siddetie yiiz gevirerek cevap verdi ki; 



— "Hatm" Arapfada "bir i§i tamamlayip sona erdirmek, bir §eyin sonuna 
damga vurmak, bir yazi veya belgeyi muhurlemek" anlamlarma gelir. Hatem'ill 
evliya gorujunil ilk defa ortaya atari Hakim Tirmizi'dir (h.y.t. 320/932). 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 417 

"Hatenti Hakiki'den baskasinin gordugu devam etmez"dedi. 

"Hatm-i veldyet Onu gordugu zaman, zamanin zuhuruna vakit var midir? 

demistim. Cevdben 

"(500+5+400) vakit vardir. Hatem-i Hakiki hakkinda ki ise qok buyuktur" 

dedi. 

Hatmin miihim bir sirr-i vardir ki, arif-i billdh olan her kdmil veli ona vakif 
ve niifuz ederse, onun sahsiyeti etrdfinda devir eder. 

Meshur muhaddis Hakim Tirmizi kaddese 'lldhu sirrahu 'l-aziz ona dunya 
omrii ve silsile-i vildyetin hatmi olduguna isdret etmis, fakat izhdr etmemis oldu- 
gundan kalbler o hatmi bilmekten salim yani bos kalmistir. 

Cendb-i Siddik Azdm radiyalldhii anh bile siddikiyet makaminda bulundugu 
halde hatm-i bilmeye nail olmadigindan semd-i magribin parlayan giinesi onun 
tarafindan goriilmemistir. Qiinkii hatm, Cendb-i Siddik'dan iistiin makamdadir. 
Sebebi de kendisinde hem nilbilvvet ve hem de veldyet vardir. Yani Isa b. Meryem 
aleyhisseldmdir. 

Cendb-i Siddik Azdm radiyalldhii anh zevken idrdk etmemi§, fakat hatm-in 
kendisi gizli oldugu halde gosterdigi eserler ve iqaretleri kalben mii§dhede etmi§- 
tir. Berrak sirlarina toz bula§mi§ olmaktan kiskanir. Sayet kendisine bir i$ik ak- 
seden yildizlarin i§iklari gibi olabilir. 

Bu esrdr, ar§in ustiinde bir yerde, dolunay veya parlak giine§ gibi zuhur 
ederse, makdm-i hatim 'de onda luzumlu gerekli olmustur. 

Bazen ashdb-i esrdra o esrdr-i musdhede zuhur eder ki, o esrdrin bir kismi 
yuksek hiddyet rehberi diger bir kismi da fikir ve bozuk akideye seytana atilan 
taslar gibi bir engeldir. 

Birlik zatini cisimlerin nazarindan saklayan mukaddes zati tenzih ve takdis 
ederim. Bununla berdber o asil zdt olanin tecelliydt nurlari, her kalb ve hayat 
sahibi icin umumidir. 

Fakat yarasa gozlu olan kimseye ziyd yaklasamaz. Seddet ve huzurlu hayati 
hasta olan nerede gorecektir. 

Kendilerine manevi makam verdigimiz sahsiyetler on bes kisma taksim edil- 
mistir. Olaylar ve kdindtin bunlarla kiyamini goruyoruz. 

(Bunlar: Rasul, Nebt, Alint, Veli, mii'min-i iimmi — Aktab, Evtad, Vuzera, 
Havas-u Abdal, Nukaba, Miisliiman, Kafir, Tabi, Tabi ohnayan, Asi) 

Kirklarin adetleri sonsuzdur. Bu kisiler bu hukme riza sahibi olmus olan 
miittefiklerdir. 

Arzu edersen sekiz tanesini say ve fazla soyleme. Bunlann yollari da birdir. 
(Rasul, Nebi, Alint, Aktab, Evtad, Havas, Abdal, Nukaba) 



— Isa b. Meryem aleyhisselam: Cenab-i Muhyiddin Arab-i kaddese'llahil 
sirrahu'l-azizin Hatm-i velayet yani sahibini gorebilmek hususunda ki teminatma 
[hentiz ona 90k vakit vardir. Sen goremeyeceksin. Ke?f ve §uhut alemindeki goriljun 
haricte devam etmez] cevabi verilmijtir. Cenab-i Muhyiddin Arab-i kaddese'llahil 
sirrahu'l-azizin kesfi silphesiz kesfi hakikidir, kesfi hayali degildir. Yalmz Hatm-in 
zamam gelecege baglanmistir. Buradan anlasilan Hazreti Seyh bu temenniyi 
Futuhat-i Mekkiye'sinde once beyan etmis ve ondan sonra yazdigi rilyasma niyaz- 
etmisse de omrii vefa etmemistir. 



418 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Yukaridaki sekiz adetten yedisi herkesge bilinir. Fakat sekizincisi Rabbdni 
tecelliydtta gerekli ve devamhhgi olandir. Makdm-i Hatm sahibidir. 

Diinyanin omrii fena buldugunda ve ahir zaman geldigine zaman deldlet et- 
tiginde biiyuk olaylar olacak ve hatm gelecektir. 

Bu sekizin iginden yedi miisahit kip, halk gaflete diismus iken zuhur edecek- 
tir. Onlar islerini hilm ve sukunetle isleri iddre edeceklerdir. 

§am sehrinde Ravza-i Hadrd (yesil bahqe) da Hatm 'in diismanlari buluna- 
caktir. Fakat Ravza-i Hadrd 'ya mdlik olacak muminlere sejkatli merhametli 
Hatm 'dir. 

Hatm bir isi yapmak isterse veya bir emr-i mdnevi aldiginda, yukaridaki ki- 
§ilerden hig birine kayith olmayarak isleri diledigince yapar. Cahil ona bir i§ 
hususunda miiracaat ettigi zaman sen O Hatm 'i qok da 'vd eden veya hasim gibi 
gorursun. 

Zdhiren Hatm 'i cahilden yiiz qevirendir. Fakat temiz kalbi olciilmeyecek 
kiymetli, islere hakim ve kefildir. 

Hatm 'in omriinde yarim saat kalsa, ondan diger saata kadar mutlaka o 
akide-i halledecek ve isleri bitirecektir. 

Hatm 'in gelmesi ile addlet agacinin dallari titremeye baslar. Yeryuziindeki 
agaqlar ve bitkiler kurumus iken hayat bulurlar. 

Imam-ill Mil 'min 'in temiz cesedi topraga verilse de yine getirdigi Allah Tea- 
Id 'nin addleti dogudan batiya zahir ve intisar edecektir. 

Iste burada yani bu isin sonunda Allah Tedld'nin beyani saldti kendisine ha- 
yat ve olumde asik oldugum zdt-i risdlete olsun. Amin 

Hakk Tedld'ya arz edilen hamd ve sendyi mukaddem ve Sultdn-i Enbiyd 
sallalldhii aleyhi ve selleme takdim edilen sonunda bir olan saldttan sonra; 

Ey akil sahibil Rey sahibi olan anlayis sahibinin miihim emirler hakkinda 
soyledigimizi tedbir ve tefekkiir ile acdiblik tasryan lutfedilen lafizlarin ve sana 
beyan edilen faydah manalari arastir. 

Sir/ mdnaya ait olan o seye dunyevi bakisla bakma ki, yolu yanihrsan ve bu 
konuda yalniz kalan cismin yorulmus olur. 

O manevi emirler ve acayip manalar bir hayat sahibi bir niisha olursan yani 

Letdif-i Rabbdniye halinde taltif edersen uzaklara gitmeye gerek gormem. Qunku 

. ,.,. 872 
mana gizlidir. 



— Yani Isa aleyhisseldm gelecektir ki, Hatm O 'dur. C^unku geldigi zaman diin- 
yanin sonu ve veldyetin bitisi olacaktir. Bunun iqin Hatm (muhiir-son) dir. 

— Kitabin basindan baslayip burada tamamlanan manzumede Cendb-i 
Muhyiddin Ardb-i Hazretleri Efendimiz Hz. Isa aleyhisseldm kelimesini, gelis zama- 
nini ve Hatm 'in ismi ile gelecegini ve yanindaki yardimcilarini kismen isaret ve 
kismen sardhatle (aqikqa) beyan ve ifdde buyurmustur. Bundan sonra yine ve kiiquk 
bir manzume ve bir tavsiyesi ile bu kitabi yazmaktan maksadi ne ise ona intikal 
edeceklerini izah etmislerdir. Allah Tedld sirrini takdis, yardimini ve feyzini uzeri- 
mizde kilsin. Amin 

872 — Muhyiddin Arab-i, Ankd-i Mugrib-Sirr-i Mektum-u Mahtum (Uzeri Mu- 
hurlenmij Gizli Sirlar), Yazma, Atatilrk Kuttiphanesi, Osman Nuri Ergin, 1700) 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 419 



"Hatem'ill enbiya gibi mtisltimanlar arasmda bir de "hatem-i velayet" (vela- 
yetin muhrii, veliligin bitis mertebesi, kisisi, sonu) tabiri, vardir ve Muhyiddin 
Arabi, Hatem'ill evliya sayilir. Bu tabirde velilik denilen mertebe veya memuri- 
yet kac derece ise, Muhyiddin Arabi onun en sonuna kadar gitmis ve hatmetmis- 
tir, manasmadir. Yoksa velilik Muhyiddin Arabi ile son bulmustur, ondan sonra 
bilyilk mikyasta veli yani ilahi miltefekkir gelmeyecektir, demek degildir." 

Velilik, nebilik gibi cah§ma kar§ihgi olmayip ilahi bir liituftur. Efendi 
Hazretlerinin Hatem'ul-Evliyahgi, O'na Allah Teala'nin ihsan ettigi hususi 
mertebesine goredir. Yoksa O'nunla velayet bitecek manasina gelmemekte- 
dir. Ismail Hakki Bursevi kuddise sirruhu'1-aziz Hatm (Son Halka) hakkin- 

874 

daki g6ru§ii ile durumun hususilik iizerine olacagidir. Yoksa bir mevzuda 



s " 3 -ERGIN, a.g.e. s. 281 



874 — "Ibadet sifatmda son mertebe hatmi siicudladir ki, mahserde feth-i bab-i se- 
faat olunduk da ol halde miitekeffil-i-saadet-i dareyn sefi'u's-sakaleynden sallallahil 
aleyhi ve sellem ve sair sefaate me'zun olanlardan vaki' olsa gerektir. Pes ol secde- 
den sonra ibadet-i zatiyye kahr ki ona emir ve teklif mukarin olmaz. Nitekim ruh-i 
izafi mutarakatinde dahi, hayat-i zatiyye kahp meyyitten emr il nehy sakit olur. Ve 
Kur'an-i Aziz 'in hatmi, sure-i beraat iledir. Zira bu sure makbul ve merdud 
meyamm temyiz eder. Ahir nazil olan hilkum ise, ehl-i cennet ve nan birbirinden 
temyizdir. Ve ahkam-i serayi bizim seri'atimizle hatm olunmustur, Enbiya 
aleyhisselam bizim Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem mahtiim olduklan gibi; 
Hz. Isa aleyhisselamm ntizul-i tabi'iyyet ve bazi ahkami tagyir-i taayytln-i Sari' 
iledir. Fe'fhem. Ve bizim seriatimizin htlkmil semsin magripten tuluuyla hatm olu- 
nur. Zira semsin suret-i amme-i kevniyyeye nisbeti, ruh-i hayvaninin bizim beden- 
lerimize nisbeti gibidir. Ve kalem-i alamn min-haystl' 1 -insan-i kamile nisbeti bizim 
nes'etlerimizi mildebbir olan ruh-i ilahinin; nisbeti gibidir. Onun icin sems magrip- 
ten tulu' ettikten sonra kimsenin iman il ameline i'tibar olunmaz. Riih-i insaninin 
tedbir-i bedenden i'razi ve ruh-i hayvaninin mutarakati halinde i'tibar olunmadigi 
gibi. Ve hilafet-i ilahiyye-i mutlaka mertebesinin hatmi Hz. Isa aleyhisselam iledir. 
Hilafet-i Nebeviyye mertebesinin hatmi, Hz. Mehdi ile oldugu gibi. Ve velayet-i 
Muhammediyye'nin min-haystl hususi'l-mertebe hatmi arabdan bir hasib ve nesib 
ractll-i kerimle vaki' olmustur. Nitekim husus mertebe-i adi ve seyf al-i Osman'dan 
Fatih Sultan Muhammed (Rahimehu'l-Ehadu's-Samed) ile hatm olunmustur. Ve 
veladet-i mutlaka Sin'de bir mevlud-i pakize ile hatm olunur ki, ba'de ez-in dtlnyaya 
ukm sari olur. 

Nitekim, "Ilim Qin'de de oka onu arayiniz. " (Kesfil'1-Haf a, I, h. no: 397) ona 
isarettir. Ve saltanat-i mutlaka, saltanat-i Osmaniyye ile hatm olunur. Pes Al-i Os- 
man'm devleti zaman-i Mehdi'ye muttasil olur. Velakin husus iizerine kiminle hatm 
olacagi kimseye ma'liim degildir. Egerci ki, ahiru'l-aktab bi-husiis maliimdur. 
Nitekim takrir-i sabiktan fehmolunur. Ve hatm-i vtlzera Ashab-i Kehf tir ki, 
vezaret-i Mehdi ile takalltld etseler gerekdir. Ve bunlar gerci acemdir. Velakin arabi 
tekelltim etseler gerekdir. Pes yediyilz bin ltlgatin evveli stlryani ve ahiri arabidir. 
Onun ifin ehl-i cennetin dahi, lisani arabidir. Ehl-i narm a'cemi oldugu gibi ve farisi 



420 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



a'cemiden mtistesna olmakla lisan-i ehl-i cennete ilhak olunmustur. Ve ba (4 1 ) ve 
cim ( £) ve zel( J) ve kaf ( & )-i farisiyye huraf-i arabiyye ilhak olundugu gibi. Onun 
icin huruf otuz ikidir derler. Ve fesahat-i arabiyye Sehban ile ve fesahat-i tefsiriyye 
Carullah ile ve Tlirki-i mutlak , §eyh Yunus Emre kuddise sirruhu'1-aziz ile ve husus 
mertebe seyh-i tarikatimiz Mahmud Htidayi el-Usktidari kuddise sirruhu'1-aziz ile 
hatm olunmustur. Onun icin cevami'-i kelime mazhar ve kelimatmda cemi'-i 
meratibe isaret-i ve hafiyye mtiyesserdir. Egerci ki, ba'zi ehl-i ruunet ve haset 
mezaya-i kelama milhtedi olmadigmdan duayi milcerrede hamleder. Ve lisan-i ta- 
savvuf §eyh-i Ekber ve §eyh-i Kebir'de kuddise sirruhuma'1-aziz hatmolunmustur 
ki, cemi'-i erbab-i taiik onlardan Hakk'a mustellddir. Onun icin onlar tarikat-i 
mahsusa mensub degildir. Ve bu lisanda sey-heyn-i mezkurinin birbirlerine 
nisbetleri lisan-i Tilrki'de §eyh Yunus ve Hildayi nisbetleri gibidir, fa'rif (bil). Ve 
suyuh-i kibar hakkmda erbab-i kiyl il kalin halleri malumdur. (Ismail Hakki Bursevi, 
Tuhfe-i Aliyye, Hzl: §eyda OZTURK, 1st., 2000, s.252) 

Velayetin kesbi mi yoksa vehbi mi oldugu konusunun ilk donemden itibaren tar- 
tisildigi bilinmektedir. Hakim Tirmizi kaddese'llahil sirrahu'l aziz velilerin sahip 
olduklan zahiri ve batmi ozelliklerden de bahsetmekte ve zahirde onlarm tamnmasi- 
ni kolaylastiran alametleri hakkmda soyle demektedir: "Birincisi, Rasuliillah 
sallalldhii aleyhi ve selleme sorulan bir soru uzerine verdigi rivayet edilen cevaptaki 
ozelliktir. Kendilerine: Allah Tedld 'nin velileri kimlerdir? Diye soruldugunda, §6yle 
demiqlerdir: Gdriildiiklerinde Allah Tedld'yi hatirlatan kimselerdir." Musa 
aleyhisseldmin §oyle dedigi nakledilmektedir: 

"Yd Rabbi! Senin velilerin kimlerdir? Ona §u §ekilde cevap verilmi^tir: Onlar 
oyle kimselerdir ki, Ben amldigimda onlar hatirlanir, onlar anildiginda Ben hatirla- 
nirim. " Ikincisi, onlarda hakkin giicii vardir. Bu giiq sebebiyle hie kimse onlara 
mukavemet edemez. Uguncu olarak, onlar firdset sahibidirler. Dordiincu ozellikleri, 
ilhama mahzar olmalaridir. Besincisi, onlara ezd edenin cildirip kotil bir sonla 
karsilasmasidir. Altincisi, onlara haset etmeyi aliskanhk haline getirenler hariq, 
diller onlari ovme hususunda birlesirler. Yedinci alametleri, dualarinin makbul 
olmasi ve qokkisa siirede biryerden baska biryere gitme (tayy-i mekdn), su ustunde 
yuriime, Hizir aleyhisseldmla sohbet etme gibi degisik sekillerde keramet gostere- 
bilmeleridir. Hizir, kendisiyle gorusmeyi arzulayan birilerini bulmak iqin daglari, 
ovalari, denizleriyle butun yeryiizunu dolasir. " (Hakim Tirmizi, HatmuT-evliya, s. 
361) 

"Velilerin ve bulunduklari makamlann birbirine ustiinlukleri hususunda 
onun esas aldigi olcii nebilerdir. Ona gore, nasil ki enbivanin bir kismi belli 
ozelliklerinden dolavi digerlerinden iistiin iseler velilerden bazilari da sair 
evlivanin onfinde bulunmaktadirlar." Hatmu '1-evliyd, s. 337. 

Hakim Tirmizi kaddese'llahil sirrahu'l aziz bu gortlstlne dayanak olarak sundu- 
gu delillerden biri Rasuliillah sallallahtl aleyhi ve sellemle ilgilidir. Allah Teala'nm 
Hz. Muhammed sallallahtl aleyhi ve selleme alemde hie kimseye vermedigi hususi- 
yetler bahsettigini soyleyen Hakim Tirmizi bunlardan bazilanm herkesin bilebilece- 
gini ama geri kalanmm yalmzca Allah Teala'nm seckin kildigi kisilere acildigim 
iddia etmektedir. Allah Teala baska pek 90k seyin yam sira Hz. Muhammed 
sallallahtl aleyhi ve selleme hatemu'nubiivveti de vermistir. Bu enbiya igerisinde 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 421 



yalmzca ona ihsan edilmistir. Burada Hakim Tirmizi'nin hatem ve hatm kelimelerini 
milhilr anlammda kullandigim ozellikle vurgulamak gerekir. Ona gore Allah Teala 
nubiivvetin butiin cilzlerini bir araya toplamis, tamamlamis ve kendi muhuriiyle de 
muhurlemistir. Bu nokta onemlidir, zira bu muhiir sayesinde seytan ve nefs nubiiv- 
vet alanma sizmak icin yol bulamazlar. Hz. Rasultillah sallallahil aleyhi ve sellem 
dismdaki enbiyanm boyle bir ozelligi bulunmadigmdan, onlar nefslerinin kalplerine 
etki etmesinden emin olamazlar. Hatmu 1-evliyd, s. 340. 

Hz. Muhammed sallallahil aleyhi ve sellemin bu ozelliginden hareket eden Ha- 
kim Tirmizi hatemu'l-evliya ile ilgili gortistinti su sekilde ortaya koyar: 

"Aziz ve Celil olan Allah Tedld nebisinin (sallalldhii aleyhi ve sellem) ruhunu 
kabzettiginde, onun timmetinden kirk sidik ortaya cikar. Yeryiizii onlarla ayakta 
durur ve onlar onun ev halkidir (dl-i beyt). Onlardan biri oldtigtinde yerini bir bas- 
kasi alir. Onlarin sayilari ttikenip dtinyanin sonu geldiginde Allah Tedld bir veil 
gonderir. Allah Tedld onu seqmis, ayirmis, kendisine yaklastirmis, yakinlastirmis, 
evliydya verdigini ona da vermis ve ona ozel olarak "Hatimu'l-veldye"yi ihsan 
etmistir. Boylece o, diger velilere Allah Tedld 'nin ktyamet giiniindeki delili olur. 
Rasultillah sallalldhii aleyhi ve sellem de sidku 'n-niibiivvet bulundugu gibi onda da 
bu milhur sebebiyle sidku 'l-veldyet bulunur. Ne §eytan ona yaklasabilir ve ne de 
nefs bu veldyetten kendi payina dtiseni alabilir. " Hatmu '1-evliyd, s. 344. 

Tirmizi'nin buradaki ifadelerinden hatmu'l-velaye sahibi olan veliye atfettigi 
ozelliklerin Hz. Rasultillah sallallahil aleyhi ve sellemin ozellikleri ile benzerlik arz 
ettigi ortaya crkmaktadrr. Bilhassa son ctimledeki yaklasimi onun degisik cevreler- 
den gelen elestirilere maruz kalmasma sebep olmustur. Ancak o bu yorumunu yol 
acabilecegi tehlikeleri onceden tahmin ederek velayetle niibuvvet arasmdaki farka 
dikkat cekmis ve bu dogrultuda aciklamalar yapmistir: 

"Niibuvvet ve veldyet arasmdaki fark sudur: Niibuvvet, bir ruh esliginde vahiy 
olarak Allah Tedld 'dan gelen kelamdir. Vahiy tamamlanmca o ruhla mtihtirlenir. 
Vahyin kabulti onunla olur. Bu sekilde tasdik edilmesi gerekir. Kim onu inkdr ederse 
kdfir olur. Qiinkti o Allah Tedld Tedld 'nin Keldm 'ini reddetmistir. Veldyet ise, Allah 
Tedld 'nin baska bir yolla kendisine hadis ulastirmayi tistlendigi kisi icin soz konusu 
olur. Boylece o hadise nail olur. Bu hadis Aziz ve Celil olan Allah Tedld 'dan, sekine 
esliginde hak lisani tizere ayrilir. Muhaddesin kalbinde bulunan sekine o hadisi 
karsilar, muhaddes de bunu kabul eder ve onunla stiktin bulur. " Hatmu 'l-evliyd, s. 
346. 

Bu mesele baglammda Ibn Abbas radiyallahii anhdan gelen bir rivayete dayana- 
rak muhaddes dedigi velilerin de tipki nebiler gibi gorevlendirilmis olduklanm soy- 
ley en Tirmizi soyle devam etmektedir: 

"Bununla onlarin insanlara gonderilmis elciler olduklanm kastetmiyorum. De- 
mek istedigim onlarin Aziz ve Celil olan Allah Tedld tarafindan yalmzca elci olarak 
gonderildikleridir. Allah Tedld 'nin, isini tistlenip, secip, Kendisi 'ne ayirdigi her kisi 
dtinyada elcidir ve gonderilmistir. Israilogullari arasmdaki kullarina bir ceza olmak 
tizere hazirladigi dtismanlarindan bazilarini, Allah Tedld 'nin nasil zikrettigini gor- 
miiyor musun? §oyle buyuruyor: "Uzerinize pek giiglii olan kullarimizi salacagiz". 
(isra,5) 

Burada O, ceza ve kotultik icin gondermistir. §u ayette zikredilenler ise hayir ve 
yardim icin gonderilmislerdir: "Senden once hicbir rasul ve nebi gdndermemifjizdir 



422 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

umumi hatemiyet yoktur. Ciinkii Efendi Hazretlerinden sonrada sayisiz evli- 
ya gelmi§ ve gelmektedir. 

"Her vakitde hatmu'l-evliya birdir, bu vakitde Allah subhanehu ve 
te'dld hatmu'l-evliya olmagi Misriye virdi." 

Belki, buradaki mana Efendi Hazretleri icin takdir edilen tasarruf zamani 
icerisinde ne kadar evliya gelecekse hepsinin O'nun kontrolunde olacagi, 
zahiri ve batini durumunda O'nun gibi Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
sellemin makam-i maneviyesi iizere olacak birinin nadiriyetine, kelamin 
soylendigi niyet ve vakit ile makami iizere biri bulunmayacagi manasina 
gelmektedir. 

ki..." Bu su demektir: Biz hicbir nebi gondermedik. Bir kavme nebi gonderilmis 
midir? §ayet boyle ise o rasuldtir. O halde nebi ile rasul arasmda ne fark vardir? 
Rasul, (Allah Teala'dan) haber veren, belli bir kavme gonderilip onlan uyaran ve 
elcilik gorevini yerine getiren kisidir. Nebi ise haber verir ama belli bir kavme gon- 
derilmemistir. Ancak kendisine soruldugunda cevap verir. Insanlan Allah Teala'ya 
cagmr, onlara nasihat eder ve rasuliln seriati dogrultusunda yurilmeleri gereken yolu 
aciklar. 

Rasvile gelince, o Allah Teala'dan getirmis oldugu bir seriate sahiptir ve insanlan 
buna uymaya davet eder. Nebi ise elci olarak gonderilmis degildir. O kendisinden 
onceki rasuliln seriatine tabi olur, halki o rasuliln getirmis oldugu seriate uymaya 
davet eder ve onlara rehberlikte bulunur. Aym sekilde muhaddes de soz konusu 
seriat kanaliyla Aziz ve Celil olan Allah Teala'ya caginr ve rehberlik eder. Hak 
lisamyla Allah Teala'dan ona gelen mtijde, destek ve nasihattir. Kendisine gelenler, 
seriattan hicbir seyi neshetmez, bilakis ona tamamen uygunluk arz eder. Iste buna 
karsi 9ikan vesvesecinin ta kendisidir. Ibn Abbas radiyallahtl anh tilavetinde bu 
rasul, nebi ve muhaddesi bir arada okumustur. Qtlnktl onlar Allah Teala katmdan 
gonderilmislerdir. Allah Teala onlarm her birinden ayn ayn soz almistir (misak). 
Rasuliln misaki risaletiyle, nebinin misaki ntlbtlvvetiyle, muhaddesin misaki velayeti 
ile ilgilidir. Onlarm hepsi Allah Teala'ya davet ederler. Bununla birlikte rasuliln 
risaleti seriatle yerine getirmesi gerekir. Nebinin Allah Teala'dan haber vermesi 
gerekir ki bunu inkar eden kafir olur. Muhaddese gelince, onun hadisi rasuliln seriati 
dahilinde onun icin bir destek ve ilave bir delildir. §ayet bunu Allah Teala'nm kulla- 
n ifin kullamrsa bu onun Allah Teala'ya yakmlasmasi ifin bir rahmet ve vesile olur. 
Onu inkar eden onun bereket ve mirundan mahrum kalmis olur. Zira o Allah Tea- 
la'ya cagirip rehberlik eden olgun bir kisidir." Hatmu 1-evliyd, s. 352. 

(Salih Cift, HatmuT-Evliya, Ebu Abdullah Muhammed b. Ali el-Hakim et- 
Tirmizi, Tasavvuf: Ilmi ve Akademik Arastirma Dergisi, yil: 6 [2005], sayi: 15) 

875 — QEQEN, Hahl, Niyazi-iMisri'nm Hatiralan, 1st, 2006, s. 39 

S16 —DURSUN GUNE§ (d.1948) Bayburt-Demirozu'lu Ali Haydar Efendi la- 
kabi ile taninan kifjinin kendi hakkinda verdigi bilgide gegen konu buna ifjaret 
olmaktadu. 

"Efendim, seyahat doneminin oncesinde Dergahi Izzette soyle bir mana sey- 
retmistim; Hizir aleyhisselam, Ibrahim Garibullah manami acip ruhumu alarak biz 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 423 

"Gegen gun hocanin biri: Eski giinler gecti... Biz iki kisi kaldik. Biz de 
gidersek dilnyada alim kahnayacak! " 

Diyormus. Bu cesit sozler, Hakk'm tecellisini inkar olur. Su veya bu za- 
manda Allah Teala'nm mevcudiyetini inkar edebilir misin? O mevcut oldukca 
da isimlerinin icaplan nasil soner, mevcut olmaz? Bir ismin noksam hie dtistinti- 
lebilir mi? Boyle bir sey olsa dilnya yerinde kalmaz. Ctinkti dilnyadan maksat, 
Hakk'm btittin esmasmm zuhurudur. Hak, istedigi vilcuttan tecelli eder. Onun 
icin is sankta, kavukta degildir. Binaenaleyh Hakk'm zuhuru kilik kiyafete bagli 

A —\A- » 877 

degildir. 

Bir ba§ka mana da, Efendi Hazretlerinin makam yoniinden yiiksek bir 



fakiri Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellemin huzuruna gottirdtiler. Rasultlllah 
sallallahtl aleyhi ve sellem bir ktirsti tlzerinde oturuyordu. Bana gore arka sag tara- 
fmda Enbiya kilrsiller tlzerinde, sol tarafta da Evliyaullah ayakta dump bizi seyredi- 
yorlardi. Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellem "Hog geldin evladim " diyerek elini 
uzatti. Elini Opttlm sonra ayagi kalkarak ellerini semaya a?ip benim igin dua eyledi. 
Enbiya, Evliya'da amin soyledi. Dua bitince ktlrstlntln sol tarafma bizi alarak, Hizir 
aleyhisselam gorevlilere, "Dursun Efendinin zamaninda her ne kadar ir$at olacak 
var ise, toplayin getirin " buyurdu. Biraz sonra sol taraf nebilerin on tarafi mahseri 
bir kalabahk oldu. Sirayla gelerek elimizi opmeye basladilar. Anlayamadigim bazi 
haller oldu. 

Bazen Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellemle bir vtlcut olarak ktlrstlde oturuyor 
bazen sagmda bulunuyor bazen soluna geciyordum. Bu elimizi opmeye gelenlere 
gore oluyordu. Sonra bu gecis toreni bittikten sonra Hizir aleyhisselam ve 
Garibullah'a donerek "Goturiin bunu temizleyip aim bana getirin" buyurdu. Onlar- 
da ahp gottlrdtller. Bir merdiven basma getirdiler. Merdiven genis asagi iniyordu. 
Her basamak basmda kapi vardi. Bu merdivenleri inerek bu odalan acip gormemi 
soylediler. Bunun tlzerine merdivenleri birer birer inerek odalan gezmeye basladim. 
Bu odalarda Silsile'yi Naksibendi'ye de bulunan zatlar vardi. Hz. Sah Naksibendi 
kuddise sirruhu'l-azizin odasma vardigimda odada bir tabut vardi. Sahi Naksibend 
bana; "Lpe evladim bu senin emanetindir", "Zamani gelince bunu ta^iyacaksin" 
"§imdi git odalan gez" dedi. En son basamaga odaya kadar gezdim. En son ki, 
odanin onunde Sivash Ismail Ihramazade Garibullah duruyordu. 

"Hos geldin evladim. Gel iqeri" dedi. Ben saga sola baktim. Ibrahim Garibullah 
kuddise sirruhu'l-azizin odasim aradim. Pirzade (Ihramcizade Haci Ismail Hakki 
TOPRAK Hazretleri; 

"Ibrahim burada oda yapamadi. Artik buradan bizim odamizdan seyredecek- 
sin. Senin mana ismin Ali'dir evladim "Ali evladim" dedi. Ve bir zaman o odada 
kaldim. Dort ay sonra Ibrahim'in cennettteki mekanma iade edildim. Iki sene onunla 
kaldim. Bir gun bana; "Sinemde ne var ise, sana emzirdim " dedi. "Bende artik bir 
sey kalmadi " dedi. Arkasmda oturuyordum. Birden elini arkaya uzatarak omzumdan 
tuttu, tlsttlnden asirarak ileri firlatti. Boylece yolumu agmis oldu pirlere ve 
Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellem Efendimize ytirtidtim..." (Tevhid Gemisi 
Dergisi, 1st. 2006, sayi 10, s.23-25) 

877 — Ken'anRilai, a.g.e. s.218 



424 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

mertebede olmasina ve tasarrufunun Hakk'a yuruyiisjinden sonrada devam 
edecegine i§aret etmesidir. 

Binaenaleyh, Efendi Hazretleri a§ikare §u ki§i "benim yerime otursun " 
dememi§tir. Ancak bazi yerlerde "hizmet" kelimesi kullanmi§tir. Bu yoruma 
acik bir kelimedir. icerigi soylenen ki§inin durumu ile ilgilidir. Toplumla 
direkt olarak ilgili olup olmadigi §ahsin yorumuna aittir. 

Efendi Hazretleri "Canim onlarin gittigi yola, seytan dahi gitmeyecek" 
sozuyle bir kimsenin olmayan bir gorevi var olarak gosterdiginde durumu- 
nun kotii bir §ekilde olacagini da aynca aciklami§tir. 

Hatirlatilmasi gereken bir durumda alemde butiin olan §eyler, Allah Tea- 

la'nin emrinde ve hukmundedir. Evliyaya verilen tasarruf etme yetkisi de 

yine Allah Teala'nin elindedir. 

"Cilmle irade Hakk'mdir, lakin Bari Teala iradesini kimseye vermez." 

0*70 

"Irade-i ktllliye insan-i kamil'de bile yoktur." 

2 — Efendi Hazretleri Hakk'a yurudukten sonra bir ki§iyi yeti^tirebilir 
mi? 

Evet. Nak§ilik iiveysilik ile kuvvetlenmi§ bir tarikattir. Silsiledeki ko- 
pukluklar bu terbiye usulu ile giderilmi§tir. Kiyamet saatinin gaybi bilgiler- 
den olmasi ve kullann halleri ile ili§kili oldugundan, Allah Teala zamanini 
ileri ve geriye almasi gibidir. Zaman, mekan ve insanlann durumu sonucla- 
nn degi§mesine sebep olur. Mustafa Haki kuddise sirruhuT-aziz Hazretleri 
ihramcizade Haci Ismail Hakki Hazretleri icin buyurur ki; 

"Ogul, bu i§ bizimle bitecekti sen bunu bizden aldin" 

Bu sozden anla§ilan "Ibn-ul Vakit" (Zamanin cocugu) olanin halinin de- 
gi§ebilecegidir. 

Mesela: Efendi Hazretlerinin oglu Ihramcizade Mehmet Kazim Efendi- 

879 

nin 14 Kasim 1994 senesinde ihvana hizmet ile gorevlendirilmesi gibi. 

Ancak hizmet kelimesinde bulunan mahiyet, enaniyetini giderememis. 
kimselerde yanks, anlayi§ olu§turdugunu gormekteyiz. Bazilan ifinde §eyh- 
liklerini iddia etmedikleri halde kendilerinin §eyh gibi kabul edilme isteginin 
olmasida ayn bir durumdur. Bu ise hatadir. 

3 — Efendi Hazretleri hig kimseyi yetistirmedi mi? 

Efendi Hazretleri sayisiz kigiyi velayette kemale erdirmi§ ve yeti§tirmi§- 
tir. Fakat kemalin mertebelerinde onlarin sirlan, zatinca malumdur. Yeti§tir- 
digi ki§ilerin §u veya bu diyerek sinirlandinlmasi da O'nu takdir edememek- 
ten ba§ka bir §ey degildir. 



878 — Selim Divane, Sadiklarm Mil^killerinin Anahtan, a.g.e., s.41 

879 — Tokatli Kokucu Kemal Hisli Efendinin yanmda bulunan Mehmet §en Veli 

Efendinin bizzat kendi yazisiyla tuttugu notlarda vazifenin bu tarihte verildigini 

okudum. (Yazan) 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 425 



Allah Teala tarlasma temiz tohumlar ekilsin de sonra temiz mahsul verme- 

sin... imkam yok! Allah Teala bahceleri de mahsul vermezse artik Allah Tea- 

la'nm yeri genistir denebilir mi? 

Haci Hasan Akyol Efendi, Efendi hakkinda buyurur ki; 

"Ben birgok §eyh gordugum gibi, tig §eyhe hizmet ettim. Sirrini ve ha- 
lini en sakh tutan O idi. Biz O'nu anlayamadik, ba§kalari da anlayamadi- 
lar." 

Hz. Osman radiyallahtl anh, halite olur olmaz hemen kosup minbere cikti. 
Ulular ulusu Nebi'nin minberi tic basamakti. Ebubekir radiyallahtl anh, minbere 
cikmca ikinci basamaga, Omer radiyallahtl anhde zamamnda Islam'a ve dine 
saygisi dolayisiyla tictincti basamaga oturmustu. 

Hz. Osman Tn devri gelince o tlst basamaga cikti, o bahti kutlu, oraya otur- 
du. Herzevekilin biri ona sordu: "Ilk iki halite, Rasultillah sallallahtl aleyhi ve 
sellemin yerine oturmadilar. Sen nasil oldu da onlardan tlsttln olmaya kalkisi- 
yorsun? Halbuki mertebe bakimmdan onlardan asagism sen." 

Hz. Osman radiyallahtl anh dedi ki; "Uctincti basamaga otursaydim beni 
Omer'e benziyorum samrlardi. Ikinci basamaga otursaydim diyebilirlerdi ki, bu 
Ebubekir'e benziyor, onun misli! 

Bu tlst basamak, Mustafa'nm makami... O padisaha benzememe zaten im- 

kamm yok. Ondan sonra o merhametli halite, hutbe okuyacak yerde ta ikindiye 

yakm bir zamana kadar sustu kaldi. Kimse de, hadi okusana diyecek bir kudret 

de yoktu, mescitten crkip gidecek kudret de! 

Halkm ileri olanlarma da bir heybet cokmtistti, bayagilarma da. Mescidin 

001 

ici, dami nurla dolmustu! Can goztl agik olanlar o nuru gorily orlardi... 

Eger birisi hakikaten Efendi Hazretlerinden sonra bu ir§ad makamina la- 
yik olsa idi, oturdugu zaman kimsede bir ihtilaf zuhur etmez, herkes onu 
kabul ederdi. Ancak zamanin ihtiyaci olan hilafet a§ikar olmu§tur. Hifbir 
ihvan Efendi Hazretlerinden sonra uzun bir muddet filan §eyh oldu diye bir 
iddiada bulunmami§tir. 

4 — §eyhligini ilan edenler hepsi yanh§ yolda mi? 

Bu du§unce tarzi en biiyiik hatalardandir. ^iinkii bu yol nefis terbiyesi 
yoludur. Yalan onlar hakkinda du§unulmez. Yalan nifak alametidir. Olma- 
yan bir §eyi de var gostermek ihanettir. Eger bu yola biri ihanet etmi§se mut- 
lak bedelini 6demi§tir. 

Afagihk nefis, eger senden yttce bir kazang dilese bile bu dilekte hile ve 



8S0 — Mesnevi c.IV, b. 1759-1760 
881 — Mesnevi c.IV, b.487-499 



426 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

... , 882 

citizen varair. 

"Nitekim kendilerine uyulanlar, azabi gorunce yanlarindan uzakla§a- 
caklar ve aralarindaki baglar kopacaktir. Uyanlar: "Ke§ke bizim igin diln- 
yaya bir donu§ olsa da, bizden uzaklcujtiklari gibi biz de onlardan uzakla§- 
sak. " Boylelikle Allah onlarin amellerini kendilerine bir pi^manhk olarak 
gosterdi. Cehennemden de cikacak degillerdir" derler. " 

"Eger mesayih kendisini halka mutasavviflann sifatmda ve terbiye ehlinin 
goruntistiyle gosterir, ici de bunun ziddi olursa, koyun suretinde kurt gibidir. 

Halk onu koyun gibi bildigi icin, ondan emin olur, o da bile ve aldatmayla isini 

.. ..... „ 884 

yurutur. 

Ahmed Tahir kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 

"Irtjada mezun olmadigi halde batjina adam toplayanin, Museylemet'ul- 
Kezzab He hafjrindan korkulur. " (Museylemet 'ul-Kezzdb = Yalanci Miiseyleme. 
Asr-i Saadette nebilik iddia etmis, Hicri onbirinci yilda dlduriilmiistur.) 

"Insanlarin bazdari, kendilerini kurtarmadan ba§kalarini kurtarmaya 
kalkifjiyor. " " Yuznteyi ogrenmeden denize girerseniz bogulursunuz- " 

Ken'an Rifai kuddise sirruhu'1-aziz basmdan gecen su hadise bu konuyu 
90k gilzel anlatiyor. 

"Dim gozltikctiye gitmistim. Cok muazzam olan bu dtikkamn sahibi de aym 
zamanda goz doktoru idi. Kendisine, gozltlk su noktaya temas ettikce iltihap 
yapryor, bunun caresini bulun, dedim. 

Sira sira gozltikler cikardi. Onu takti, bunu takti, olmadi. Nihayet care ola- 
rak: Her vakit gozltlk takmaym! Diyerek isin icinden crkmak istedi. Nasil olur? 
Hekim devamli gozltlk kullanmami tavsiye ediyor, diyerek dtlkkandan ciktim. 

Bu defa, doktorun tavsiye etmis oldugu gozltikctiye gittim. Ktictictik bir 
dtlkkani vardi ve icinde gozltlkten baska bircok sihhi levazim bulunuyordu. §i- 
kayetimi ona da soyledim. Gozltlgtl aldi, bir makine ile ayirarak istedigim sekle 
getirip elime verdi. 

Iste ktictictik bir dtlkkan. Oteki gibi btlytlk ve zengin degil. Fakat gozltikcti- 

887 

ltlgtln inceligini, yani asil maksadi elde etmis." 

Dersaadet'te meshur Mesnevihan Haci Htisameddin Efendi merhum 
kuddise sirruhu'1-aziz derste soyle soyledi ki; 

"Erenler, sen dersin ki, ben evliya oldum. Masallah, ne kolay evliyahkl Bak 



882 — Mesnevi, c.II, b. 2603 

883 — Bakara, 166-167 

884 — QAVU§OGLU, a.g.e. s.133 

885 — GUNEREN, a.g.e., s. 78 

886 — a.g.e., s. 87 

887 — Ken'an Rifai, a.g.e. s. 156 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 427 

eger sidigin gill suyu gibi kokuyor ise, evliyasin; yoksa dyle pis pis kokar ise, 
bir sey degilsin, bombok bir herifsin! " derler idi. Sabihtir, ciinkii evliyamn her 
§eyi tahirdir. Lakin bu asi fakir de, bir kere Cenab-i Gavs-i A'zam Efendimiz- 
den ijittim ki, 

"Evet, bir makam vardir, o makam sahipleri dyledir. Ama kadim olmaz, 

sonra yine insanlann bevli gibi olur, yani insanlarin bevli gibi kokar" dedi- 

, ,,888 
ler. 

Efendi Hazretlerinin gorevlendirdigi vazifeliler hakka yuriiyene kadar 
gorevlerini ikmal etmi§lerdir. Onlann bulundugu yerin ihvanlanna kendile- 
rine bir §eyh gibi rabita ettirenlerin oldugu gorulmu§tur. Fakat bazi bolgeler- 
de sirf kendi du§uncelerine ihvanin tabi olmasi icin hatim hocalannin tecrit 
edilmesi gibi durumlann olmasi da ayni siyasi hayat gibi mesjhat makamini 
elde etmeye benzemi§tir. Bu yerlerde bile nihayetinde ihvanlar belli bir su- 
kunete ererek tarikat devam etmektedir. Bu ise, mecburi kabuliyet gerektir- 
mi§tir. 

Mesela; §ahit oldugumuz bir §eyhin Hakk'a yurumesinde, Efendinin ce- 
naze namazindan once alelacele hatim hocalan bir mekana toplatilmi§, kisa 
bir goru§meden sonra o an zarfi ile itiraz edilemeyecek bir kigiyi kendi go- 
ru§leriyle §eyh ilan etmi§ ve birbirine e§it seviyede bulunan insanlarin egitlik 
zafiyetlerinden faydalanarak biat konusunda etki altinda ve bey'atlann ahn- 
masini saglanmi§tir. 

Bu anlatilan mesele gorunii§te hatali olmasina ragmen cemaat iizerinde 
gelecekte olacak fitnenin bertaraf edilmesi afisindan Allah Teala'nin bir 
lutfu olarak gormek gerekir. £unku fitnenin aftigi yara ve nifak senelerce 
tedavi edilmesi mumkun degildir. Ancak bu fe§it hareket tehlikeli yolda 
yiiriimek gibidir. 

Binaenaleyh, giinumiizde mensuplan 50k olan tarikatlarda muridlerin 
§eyhlerinin yuziinii gormeden intisab ettikleri goriilmektedir. Mesela; Aziz 
Mahmud Hiidayi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin Osmanh iilkesinin 
muhtelif bolgesinde altmi§i a§kin, Mevlana Halid Bagdad! kuddise sirruhu'l- 
azizin ise, yiizlerce halifesi vardi. Bu halifeler aracihgi ile miiridlerini yeti§- 
tirip egitmi§tirler. Bugiinde durum aynidir. §eyhe yapilan intisab ile halifesi- 
ne yapilan intisab arasinda manevi yiikseli§ afisindan fark yok gibidir. 
Onemli olan miiridin teslimiyetidir. £iinku halifeye yapilan intisabi §eyhe, 
§eyhe yapilam da Rasuliillah sallallahii aleyhi ve selleme yapilan intisab gibi 
kabul gormektedir. 

Efendi Hazretleri hayatlanyla kayith olmak iizere bir kisim kimselere bir 
bolgede hatim hocahgi hilafeti verdikleri bilinen bir husustur. Bu hilafet bir 
tur ders vekaleti oldugundan, O'nun hayati ile sinirhdir. Fakat O'nun Hakk'a 
yuriimesinden once yerine kimin gefecegine dair yazih ve sozlii bir bifimde 



888 — A551, a.g.e. c. I, s.507 



428 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

kesin aciklama yapmadigindan, halifelerin hilafeti devam etmektedir. Bu 
ki§ilerin de bir §eyh gibi vazife gormelerini de Efendi Hazretlerinden aldik- 
lan vazifenin devami olarak kabul etmeliyiz. Ancak bir incelik vardir. 

Mustafa Ozeren kuddise sirruhu'1-aziz buyurdu ki; 

"Evladtm, bana, gayrimiislimden veli olur ntu diye sorarlar. Allah Tea- 
la'nin her lisandan velisi vardir, ancak onlar yalniz kendilerini kurtarirlar, 
batjkasina yardim edemezler" 

Bu sozden de anla§ilacagi uzere verilen ahnmaz, fakat kisir kalmak ve 
nesepsiz kalmak da buyuk bir iptiladir. 

Hiilasa, Ahmed Tahir kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 
" Mes'uliyet-i maneviye cezasiz kahnaz, ancak zantan ahr. " 

5 — Kiyamete kadar bu din baki ise, §ubesi olan tartkatlarda devam ede- 
cek midir? 

Evet. 

Islamiyet kiyamete kadar baki olacagina gore, tarikatlar bu dinin ve in- 
sanlann ihtiyaflanndan dogmu§tur. Asr-i Saadet doneminde tasavvufun 
muessesele§mesini bir fikih, akaid, vb gibi Efendimiz sallallahu aleyhi ve 
sellem biinyesinde gerfeklegtirmi^tir. Bunlan fark ve ayirt etmek gelecek 
nesillere kalmi§tir. 

insanin manevi ihtiyaflanndan olan tarikatlarda hakiki ve batil olarak 
kiyamete kadar guncelligini yitirmeyecek kurumlardir. 

6 — Bir mur§ide tdbi olmak mecburiyet midir? 

Hayir. 

Allah Teala ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin farz kildigi §eyin 
di§inda bir farz yoktur. Ancak egitilmeye muhtaf insanin birinci gorevi ken- 
disine yol gostermeye muktedir kamil birisini bulmasidir. "Bilmiyorsaniz 
Hint ehline sorunuz. " 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; 

"Yirnti veya daha az veya daha cok kifjiden ohifjan bir topluluk iqinde bu- 

lundugunda bunlarin yiiziine dikkatle bak, Eger iclerinde Allah Teala icin 

kendisinden cekinilen bir ki$i goremezsen, bil ki, artik durum nazik bir hal 

almiftir. " 

"Ummetim icin iiq §eyden korkarint: "Hint sahibini gordiiklerinde kendisini 



889 


-GUNEREN, 


a.g.e.. 


, s. 


33 


890 


-GUNEREN, 


a.g.e.. 


, s. 


92 


891 


-Nahl, 43 









-(Taberani) (Uhudil'l Kilbra, a.g.e. s.60) 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 429 

onemsemeyip soru sormamalaridir" (bu tic sakmcali seyden yalniz maddesini zik- 

.. ... 893 

retmistrr.) 

Cunkii insanoglunu kendi noksanlanni nadiren gordiigii gibi kendi ken- 
dini diizeltmesi haline de az rastlanmaktadir. 

Mur§id-i kamil, dogru yola cagiran ki§i oldugundan, §eriat, tarikat ve 
hakikat ilimlerinden haberdar olmasi gerekir. £iinku nefs insana cogu zaman 
boyle tuzaklar kurar, yanli§lanni ho§, eksiklerini tam gosterir. insan icinde 
bulundugu olaylan ve durumlan objektif olarak degerlendiremez. Bir 
mur§id-i kamilin yaninda bulunan kimse, onun tecriibelerinden yararlanmak 
durumundadir. Miir§id ona, nefsinin kendisine kuracagi tuzaklan gosterir ve 
daha fabuk mesafe almasini saglar. 

Ebu Yezid el-Bestami kuddise sirruhu'1-aziz buyuruyor ki; 

"§eyhi olmayanin §eyhi §eytandir." Cuneyd-i Bagdadi kuddise 
sirruhu'1-aziz ise; 

"Kimin ttstadi yoksa ttstadi §eytandir" Cuneyd'in bu ibaresi 
Bestami'den kapsamhdir. Zira iistad lafzi zahir ve batin ilimlerinin ogretil- 
mesini de kapsar. 

Diger bir rivayette de: "Iki tane fjeyhi olanin, fjeyhi fjeytan olur." buyrul- 
mu^tur. 

Allah Teala'nm aslam Hazret-i Ali kerremallahu vecheh buyurur ki; 

"Eger beni terbiye edici olmasaydi, ben Rabbimi bilemezdim. " Oyle ise, 
sen nasil bileceksin? 

Zira delilsiz yol bulunmaz, kilavuzsuz sefere gidilmez, aletsiz cihad-i 
ekber yapilmaz ve terbiyesiz nefis atma binilmez. 

Hakk yolunun yolcusu, tam bir inancla ve muhabbetle bir milrsid-i kamile 

baglamp teslim olursa, varligmm, insani mertebesinin yilkselmesi milyesser 

olup esfelden a'laya (a$agidan yukariya) dogru menziller kat etmeye baslar. 
895 



Biitiin uygulamali ilimlerde ogrenmede ilgili eserleri okumanin yeterli 
olmadigi ve bir iistada ihtiyaf oldugu bilinmektedir. 
Mesela; 



893 — (Taberani) (Uhudil'l Kilbra, a.g.e. s.60) 



Zamammizda oyle kisilerle karsilasiyoruz ki, baska yolun kitaplanm dahi okut- 
turmuyorlar. Bu durumu sahsen yasayanlardan biride benim. Bu turlti haraketlerin 
manasmi dahi anlamak mumkun olmuyor. Ancak bu sorunun cevabmi mani' olan 
kisilere sordugumuzda cevap dahi vermiyorlar. (Yazan) 

894 — Ismail Hakki Bursevi, Tuhfe-i Vesimiyye, Hzl: §eyda OZTURK, 1st., 2000, 
s.136 

895 — §eyh Mustafa Kabuli er-Rifai, Kenzil'l-Esrar, 1st., 2001, s.24 



430 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Dini ilimlerden "kiraat ilmi" de uygulamali bir ilimdir. Tecvid ve kiraat 
bilgileri her ne kadar kitaplarda yazili ise, de onlann anlasilrp uygulanmasi bir 
"fem-i muhsin" tabir edilen ehliyetli agzm icra ve ifa suretiyle talimine bagli- 
dir. Bu ytlzden kiraat ilmi ilstaddan ogrenilir. "Hal" ilmi olan tasavvuf da kitap 
mtitealasryla elde edilmez. Ancak bir miirsid-i kamilden ogrenilir. Onlann reh- 
berliginde ve yamnda bulunularak elde edilir. Tasavvufta iste bu manadaki 
iistadlar icin miirsid veya daha ozel anlamda seyh kavrami kullamlir. 

Bununla beraber nadiren de olsa seyhin yardimma ve isaretine hacet kal- 
maz. Uveysiler, Berhiler gibi. 

Bunlar bir seyhin terbiye ve irsadma hacet kalmaksizm dogrudan dogruya 
Allah Teala'dan feyz alabilenlerdir. Rasuliillah sallallahil aleyhi ve sellemin yti- 
ce asnndan once gelip boyle vasitasiz olarak feyz kazamp hakikate erisenlere 
Hz. Musa aleyhisselam zamamndaki "Berh-i Esved" adiyla tanman kole de bu 
mazhariyet ve mesrepte oldugundan "Berhiler, " Efendimiz sallallahil aleyhi ve 
sellemden sonra gelen bu mazhariyet sahiplerine Uveyse'l-Karani radiyallahil 

897 

anha nisbetle Uveysiler denilmistir. 

Bu konuda Uveysilik me§rebi nadirattan oldugu ifin ilk tedbir olarak, 
noksanlan ve bunlann nasil giderilebilecegini gostermek ifin bir miir§id 
lazimdir. Insanda var olan devamli ilerleme sirasinda miir§id onu birfok 
luzumsuz §eylerden alikoyacaktir. Yalnizca okumak ve dinlemekle ogrenil- 
meyecek nice hususlann tecriibeli bir miir§idin gozetiminde pratik olarak 
tatbik edilerek kolayca yol alinacaktir. £unku bilmek yeterli degildir. Onun 
hazmedilmesi ve ah§kanlik haline gelmesi lazimdir. Bu sebeple biitiin muta- 
savviflar, tasavvuf yolunda yukanda belirtildigi iizere ilerleyebilmek ifin bir 
mur§ide baglanmak gerektigi konusunda uzla§mi§lardir. Ustadi olmayan bir 
miiridin yol almasi soz konusu bile edilmez. 

Beden doktorlan, doktorlugu yeni ogrenmislerdir zaten... Onlar, hastaligi 
teshis icin idrara vesaireye muhtagtir. Fakat kamil, Allah Teala doktorlan, uzak- 
tan adim duydular mi varligmm ta derinlerine kadar girerler! Hatta sen dogma- 
dan yillarca evvelki hallerini bile gorilrler! 

Insanlarin mizaf ve tabiatlan birbirinden farkh oldugu ifin egitim yollan 
da farkh olacaktir. 

Mtlrsidler milridlerine; bazen Ekberiyye tarikatmda oldugu gibi, sadece te- 
veccilh ederek, bazen Bedeviyye tarikatmda oldugu gibi, muhabbet nazanyla 
bakarak, bazen de Rifaiyye ve Halidiyye tarikatmda oldugu gibi, onlan etrafma 
saf saf toplayip, gaiplerindeki havatirm defi ifin teveccilh ederdi. Her miiridin 



896 — Muhammed Hikmet Efendi, Marifet-i Ilahiyye Tarikat-i Aliyye, 1st, s. 66 

897 — AYNI. a.g.e. s. 249 

898 — Mesnevi c.IV, b. 1799-1802 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 431 

kabiliyetine gore kendi batmmdan feyz almasmi saglar, ledilnni ilmin gonillle- 
rinde zuhuruna gayret gosterirdi. 

Seyh-i Ekber Muhyiddin Ibn Arabi'ye ait " Men Arefe Nefsehu Fekad 
Arefe Rabbeh isimli eserin serhinde Ervadi, Naksbendi tarikatmda bulunan, nef- 
sin yedi mertebesini kat'etme keyfiyetini anlattiktan sonra soyle diyor: 

"Nefsin yedi tabakasim kat'etmek bazi tarikatlarda esma-yi seb'ayi 
(yedi isim) gecmekle, bazilarinda seyhin miiride tevecciih etmesiyle, bazda- 
rinda seyhin miiride muhabbet nazariyla bakmasiyla, bazdarinda ise, §eyh- 
le bir araya gelerek ilim ve feyiz almak suretiyle olur. Bu durumda miirid, 
feyhin dediklerini duvmasa bile §eyhle bir araya gelmek suretiyle Mimic do- 

. 899 

lup tasar. 

Yokluktan varhga geldin ya kendine gel, geldin ama nasil geldin? Sarhosca 
hie kendinden haberin yok. Geldigin yollar aklmda bile kalmadi. Fakat biz yine 
sana bir remiz soyleyecek, bir sey hatirlatacagrz. Bu akli terk et de hakiki akla 
ulas. 

Bu kulagi tika da hakiki kulak kesil! Hayir, hayir soyleyecegim ctinku he- 
niiz hamsm sen. Daha ilkbahardasm, Temmuzu gormedin bile! Ey ulular, bu ci- 
han bir agaca benzer; biz de bu alemdeki yan ham, yan olmus meyveler gibiyiz. 
Ham meyveler, daha iyice yapismistir, ardan kolay, kolay kopmazlar. 

Qunkil ham meyve koske, saraya layik degildir ki, Fakat oldu da tathlasti, 
dudagi lsmr bir hale geldi mi artik dallara iyi yapismaz hemen dusilverir. O baht 
ve ikbal yilzilnden adamm agzi tathlasti mi insana biltiln cihan mulkti soguk ge- 
lir. Bir seye simsiki yapismak, bir seyde taassup gostermek hamliktir. 

Sen ana karmnda gocuk halindeyken isin guciln ancak kan igmeden ibaret- 

, 900 

tir. 

Bu bakimdan bir rehber ve ustada olan ihtiyac ne kadar gerekli ise, 
usulunde tercihi de o kadar onemlidir. Ancak yeti§tirme usulleri bir mecbu- 
riyet degildir. Fakat tecriibeler birikimi oldugundan gereklidir. 

Aynca; "§eyhlerin silsilesine kendisini ulcujtiracak ve kalbinden per- 
deyi kaldiracak ttstadi olmayan kimse, sahipsiz bir sokak gocugu ve nesebi 
belirsiz bir ki§idir" denilmektedir. 

7 — §eyhlik makamina oturacak kiqiler, kendilerini ba^kalarinin etkisin- 
den nigin kurtaramiyor? 

§eyhlik kurumu, insanin ruh dunyasina ve gonul alemine hitap ettigi icin 
etkili ve yararh oldugu kadar, son derece istismara acik bir kurumdur. Bu 
konuda sahih niyeti olan kazanmaktadir. 

Bu hususta, su sozdeki hikmeti ve sirri dusiln: "Halk, hukumdann dini ilze- 
redir." Bu soz de bizim soylediklerimizle aym kapiya cikmaktadir. Qunkil hil- 



899 — YILMAZ, Hilly a, a.g.e., s.41 
900 — Mesnevi c.III, b. 1289-1297 



432 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

kiimdar, idaresi altmdakiler iizerinde galip ve onlara hakimdir. Halk, tipki 90- 
cuklann babalannda, ogrencilerin de ogretmenlerinde var olduguna inandiklan 
milkemmellik gibi, hilkilmdarlannda var olduguna inandiklan mukemmellik 

901 

nedeniyle onu kendilerine ornek alirlar. 

Cemaat sistemi icerisinde olan bir kurumda etkile§menin olmasi muhak- 
kaktir. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemden sonraki yakin donemlerde 
olan if sava§lar (Siffin, Cemel, Kebela. . . ) bu etkilenmenin olmasina en gu- 
zel delillerdendir. Oyle ki, buyugun yaninda karde§ gibi olanlar, biiyiik gi- 
dince kendi aralannda anla§mazhga du§meleri yaratih§in geregidir. 

Ashnda hepsinin derdi ve niyeti iyilik yapmak ve ideale ula§maktir. Fa- 
kat neticenin kendi tarafindan tayinini istemesi, kirginhklara sebep olur. 
Sonucta bir kovanda iki an beyi olmayacagindan, biri digerini isteyerek veya 
istemeyerek terk eder. Bu aynliktan ya hakikat veya batil cikar. Hakikat 
yoluna devam ederek guclenirken batil ise, sonufta yikihp gitmektedir. 

"§eyh Zilnnun el-Misri kuddise sirruhu'l azize tarikatta dogrulugun ne ol- 
dugu sorulur, o da bir §iirle §u anlamda cevap verir: 
"Hepimiz fjafjkin gunahkarlanz, 
Dogrulugu istiyoruz, fakat yolunu bulamiyoruz." 

Zamammrzda bu sozil soyleyecek ve boyle konujacak kimseler var 
midir? Zamammizda biiyiik gecinen kimseler alenen 'Ben kutb'um, 
ben gavs'im' demektedirler. 

Anlatildigma gore, tabiinin Efendisi olan, Hasan Basri kuddise sirruhu'l 

aziz Hazretlerine biri, 

"Ey Efendim, dun seni cennette gordum, " der. Hazret, soyle cevap verir: 

902 

"Iblis, senden ve benden batjka aldatacak birini bulamadi mi?" 

Mustafa Ozeren Efendi Hazretleri bu konudaki buyruklan hatrrlanmalidir: 

903 

"Daima aldatan degil, aldanan kazanir. " Buyururdu. 

8 — Yukandaki soruya benzer bir soru; Manevi yolun temsilcileri kemal 
mertebeye kavu§mami§ ki^ilerin yonlendirmesinden etkilenir mi? 

Evet. 

Ciinku bu yolun biiyiiklerindeki saflik ve iyi niyet ileri boyuttadir. Bu in- 
sanlan safligindan dolayi aptal zanneden istismarcilar, niyetlerine ula§mak 
ifin onlan kullanmaya cah§irlar. Bu yiice ki§iler etrafindaki insanlann hilele- 
rine kar§i 50k tedbirlidir. Istismarcilann kontroliinii bu §ekilde elinde tutarak 
diizendeki dengeyi saglamaya fali§ir. Eger bu §ekilde yapmazsa bozulmalar 
ba§layip kontrolden fikmalar olur. Hakiki mur§id, dalginhk hallerinden ari- 



901 — Ibn-i Haldun, Mukaddime, trc. Halil KENDIR, 1st, 2004, s. 201 
902 — Uhudu'l Kilbra, a.g.e. s.986 
903 — KUQUK, a.g.e., s. 58 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 433 

dir. Ancak etrafinda bulunan sahtekarlan bertaraf etmeyince etkileniyor mu 
diye bir intibada goriinmeye ba§lar ki, bu ayn bir sirdir. 

Bil ki, sefkatli olmak, uyanik ve keskin zekali idarecilerde az goruliir. §ef- 
katli olmak daha 90k gafil veya gafil gibi davranan kimselerde olur. Uyanik ida- 
recilerde en az gorillen sey ise, tebaasma altmdan kalkamayacaklan sorumluluk- 
lan yilklemektir. Ciinkii boyle bir idareci, onlarm idrak edemeyecekleri seylere 
nufuz eder, islerin sonunu fark eder ve bu yilzden onlarm altmdan kalkamaya- 
caklan ve helak olmalarma sebep olacak sorumluluklan onlara yilkler. Bu ytlz- 
den Hz. Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem soyle diyor: "En zayifinizin yii- 
ruyusune gore yuruyun. " 

Yine yoneticinin asm zeki olmamasmm sart kosulmasi da bununla ilgilidir. 
Bunun temeli ise, Hz. Omer radiyallahii anhm, Ziyad bin Ebu Sufyan'i, Irak 
idareciliginden azletmesine dayamr. Hz. Omer, Ziyad'i azledince Ziyad ona 
soyle demistir: 

"Bent niqin azlettin ey mil 'minlerin emiri? Acizlik ve yetersizlik sebebiyle 
mi? Yoksa ihanet yuzunden mi? " Hz. Omer radiyallahtl anh dedi ki; 

"Ben seni ikisinden biri sebebiyle azletmedim. Sadece akhnin ilstunlugu 
He insanlara (kaldiramayacaklan) sorumluluklar yuklemeyi hos gormedim." 
Iste bu olaydan, Ziyad bin Ebu Stlfyan ve Amr bin As gibi, asm derecede zeki 
kimselerin idareci olmamalan sarti crkartilmistir. Ctinkti boyle bir zekaya, in- 
sanlann tabiatlarma uygun olmayan (tlstesinden gelemeyecekleri) sorumlulukla- 
rm ytlklenmesi eslik edecektir. 

Maddi riyasette olan zekilik kavrami, manevi riyasette kamillerin temiz- 
ligi ile e§degerdir. 

Bu konuya ayn bir baki§ afisindan bakarsak, kemal mertebeyi tayin 
tesbit etmek ancak kemal ehli tarafindan olur. Kamil olan, bu turlu yonlen- 
dirmelerden emin olmasi gerekir, diye du§unmekte gerekmektedir. Ancak 
velayet makami, niibiivvet makami gibi, emniyetli bir durum arz etmez. 

Islami fizgilerde hareket eden bir ki§i kendi durumu tartar ve ona gore 
yol ?izer. Eger nefsinin istekleri ile i§ tutarsa kendini ve intisap eden 
muridlerinin helakine sebep olur. 

"Dostlannsa hakikatte dtlsmanlarmdir; onlar seni Allah Teala tapismdan 

905 

uzaklastmr, seni mesgul ederler! 

Eger biri bu ttir etki alttnda kaltrsa, bu noksanltk i§areti olabilir. Ancak 
bazt kollarda taklit ile ba§laytp hakikati bulma egilimi de 50k olmaktadtr. 
Zamantmtzda bu durum daha da artmi§tir. Belki zaman iferisinde mukallit 
i§in hakikatine erebilir. Bu durumlan fark ve temyiz etmekte zordur. Taklit 
simfinda olan iman kabul edilen imandandir. Bu yolun ash da taklit ile ba§- 



904 — Ibn-i Haldun, Mukaddime, trc. Hahl KENDlR, 1st, 2004, s.268 
905 — Mesnevic.IV,b.96 



434 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ladigindan iyi niyetli olanlar sonufta "niyet hayir, akibet hayir" ile hakikate 
kavu§urlar. 

"Ben veliyim." Diye, "Ben evliyayim." Diye bir tane davul calmis, ilan et- 
mis zat gosteremezsiniz. "Sen velisin." "Sen Allah dostusun." Diye muhatablar 
soylerler. Nasil ki, Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellem Efendimizin risaletini 
tasdik, kisinin kendi yukumlultigti ise, velinin de velayetini tasdik, kisinin kendi 
htirriyetidir. Ama bu htirriyet hududu dahilinde de terbiyeli olmama hurriyeti- 
miz yoktur. Terbiyeli olmak mecburiyetimiz vardir. Bir btiytik insan grubunun, 
Musltiman grubunun "veli" tamdigi zat hakkmda stipheli lakirdilar etmesi, en 
hafif tabiriyle terbiyesizliktir. 

9 — Her yeti§mi§ kisinin §eyh olmasi gerekli mi? 

— Hayir. Ancak insanin derunundaki hirs bu §eylere yonlendirebilir. 

Ahmed Ami§ kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 

907 

" Vilcuduna soztt gegmeyenin batjkasina soztt gegmez- " 

Bu konuda Haci Hasan Akyol Efendi'nin, Efendi Hazretlerinin 



906 — INANQER, O. Tugrul, Vakte Kar?i Sozler, hzl. Ay?e SASA-Berat DE- 
MiRCijst.2006,s.l67 

907 — GUNEREN, age., s. 77 

908 — HACI HASAN AKYOL kuddise sirruhu'1-aziz Efendi: 

1895 yilmda Haci Dervis Mahallesi'nde dogdu. Muftil Hilseyin Efendinin torun- 
larmdan Mehmet Sabit Efendi'nin ogludur. Amcakizi Milnevver Hanimla evlendi. 
Dort oglu, bir kizi olmak ilzere 5 cocugu olmustur. Ilk ve Rtlsdiye tahsilini Daren- 
de' deyapmistir. 

Askerligini Istanbul'da Selimiye kislasmda yaptigi sirada (Tokat mebusu) 
hulefayi Naksibendiye'den Seyyid Mustafa Haki kaddese'llahtl sirrahu'1-aziz Efen- 
di 'ye intisap etmistir. Burada hem vatani gorevini hem de ilmi ve dini cahsmalarim 
beraber yurtitmustur. Milrsidinin vefatmdan sonra Sivas Mebusu Haci Mustafa Taki 
kaddese'llahtl sirrahu'1-aziz Efendi'den stllukunu ikmal etmistir. 1925 yilmda Taki 
Efendi' nin vefatiyla Ihramcizade Haci Ismail Hakki Toprak kaddese'llahtl 
sirrahu'1-aziz Efendiye intisap etmistir. 

Haci Hasan Akyol Efendi cevresinde sevilen sayilan bir kisi idi. Maddi ve ma- 
nevi himmetleriyle birgok insanin ticarete atilmasmda, Darende'nin ilim ve irfan 
diyan olmasmda btlytlk katkisi olmustur. Haci Hasan kaddese'llahtl sirrahu'1-aziz 
Efendi, Darende'nin Kurtbagi Mahallesi'ne kendi ismiyle 1957 yilmda yapilan 
camiide dokuz yil fahri imamhk yapmistir. Daha sonra evini 20 Eyltll 1966 yilmda 
Sivas' a Kemal Tosuner'in evine tasimistir. 1971 yilmda da Hakk'a ytlrtlyene kadar 
oturdugu evine yerlesmistir. 

Kendi el yazisi ile tuttugu notlar, sohbetleri ve nasihatlarm bir kismi daha sonra 
islam ve Ahldk adiyla yaymlanmistir. 31.07.1984 yilmda kan kanseri hastahgmdan 
Sivas'ta kendi evinde Hakk'a yurtimusttir. Kabri mtlbarekeleri Sivas Yukan Tekke 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 435 

Hakk'a yuriimesinden sonraki hareketi en giizel ornektir. 

Efendi Hazretlerinin Hakk'a yiiriimesinden sonra son e§i Hafizanne evin 
hizmetine bakmakta olan §en Mehmet Veli ile Haci Hasan Akyol Efendi 'ye, 

"Gelsin ihvana sahip olsun, hatm-i hdceyi de okutsun " diye haber gon- 
dermesi iizerine; Haci Hasan Akyol Efendi'nin, 

"Efendi canim! Bizim degil Efendi'nin oturdugu yere oturmak, onun 
ayagini bastigiyere ayagimizi basmaya hicap ederiz" 

Buyurmalan bir vefa ve §eyhlik makaminin yetisjnis. bir ihvan icin 
mecburiyet olmadigini gostermi§tir. 

Turkelili Mevlana Kiiciik Hiiseyin Efendi anlatti ki; 

"1980 yihnda Haci Hasan kaddese'llahii sirrahu'1-aziz Efendiyi, Hulusi 
Efendi onsekiz arkada§iyla ziyarete gitti. Haci Hasan Efendi, Hulusi Efendi- 
ye hitaben; 

"Seyyid mahserde toplandigimizi gordunt, ben biryuce ki§iye sarildim, 
sende bizim etegimizden tutundun" dedi. Hulusi Efendi; 

"Tarikatta tevhit oncumuzsun, ba§ka kime sarilayim" dedi ve aglama- 
ya ba§ladi, arkada§lan da agladilar. 

Eger Haci Hasan Akyol Efendi Hatm-i Hacegana okutmaya gitseydi ve 
§eyhligi dileseydi, ir§ad vazifesi muhakkak iizerinde kahrdi. Efendi Hazret- 
leri, Haci Hasan Akyol Efendi icin §6yle buyurmu§tur; 



kabristanmda Haci Mustafa Taki kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin kabri civann- 
dadir. 

O aziz insan dopdolu intan 
Oldu hofj rev an bagi ridvan 
Isnti Hasan 'di hulki hasendi 
Fiili hasendi halk i cihana. 

Vec-hi nurunda, Hakk huzurunda. 

Her unturunda uydu Kur'an'a, 

Gunduzu saint, gecesi kaint, 

Uydu her daint, Hukm-u Yezdan'a. 
Ustadi kantil, etntis tekamul, 
Olntustu dahil, babi irfana, 
Gelse bir bi-ntar, halin istifsar, 
Eylerdi tintar, hos tabibane. 

Fikri saibdi, Hakk'a talipdi, 

§evki galipti, feyzi Rahman 'a, 

Asik u sadik, derdine layik, 

Kazdilar kabrin kuyi canane. 

Seyyid Haci Hulusi Ates kaddese'llahii sirrahu'l aziz 



436 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Canim! Haci Hasan bizim siddikimizdir" 

Darendeli Haci Emin kaddese'llahu sirrahu'1-aziz Efendi buyurdu ki; 



909 — Siddiklik makammm sahibi Hz. Ebubekir radiyallahii anhmdir. 

Hz. Ebu Bekir radiyallahil anh askullah, hasyerullah ve muhabbet-i Rasuliillah 
sallallahii aleyhi ve sellemden oturii, daima mahzun idi. Ahkam-i ser'iye ve Kur'am 
Kerim'in meziyetlerine layikiyla vakrf, giizel ahlak sahibi idi. Fevkalade miittaki, 
iffet, adalet, insaf sahibi ve cesur idi. Hilznil ve Allah Teala'ya karsi korkusu, fazla 
idi. Bu halden dolayi, ici daima yamkti. Her gece yatsi namazmi bitirince, ev halki 
ile bir iki saat sohbet ettikten sonra onlan yatirir; kendisi abdestini tazeler, iki rekat 
nafile namaz kilar ve seccadesi tlzerine oturarak, Msu icinde murakabeye dalardi. 
Sabaha bir saat kala, milbarek basim kaldinr ve bir "ah!" cekerdi ki; o anda agzm- 
dan crkan nurun lsigi, Kabe duvarlanm aydmlatirdi. Sonra kalkip on rekat teheccild 
namazi kilar, ev halkim uyandmr ve sabah namazmm silnnetini kildiktan sonra mes- 
cide giderdi. (BUR GAY, Hasan, Hazreti Muhammed (s.a.v.)'in Varisleri, Ankara, 
1994, s.29) 

Sidkryyet: Tevhid makamlanm tahsil edip bitiren kimselerin yeridir. Buna tevhid 
makamlarmda Cem'til Cem derler. Ihvan icin ondan ileri bir makam yoktur. Tevhid 
makammdan sonra o salikler icin dort riltbe vardir. Bu riltbe o makam sahiplerine 
batm tarafmdan verilir. Bu riltbeler sirasiyla sunlardir. 

1 - Velayet 

2-Sidkiyyet 

3-Karabet 

4-Nubuvvet 

Velayet: Iki hali vardir. Bir hali HakkTa, bir hali de halkla olmaktir. Hal sahibi 
Hakk ile oldugu zamanda kesfi artar, gorilsil artar. Halkla oldugu zamanda mahcu- 
biyeti artar. 

Sidkiyyet: Tek hali vardir. Onlar hie halkla olmazlar, Hep HakkTa olurlar. Onla- 
rm mazharmda Hak'tan gayn olmaz. Onlar hie halk gormez. Bu makam da bazi 
veliler soz soylemisler. Beyazid'i Bestami kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri: 

"Ben otuz senedir Hakk'la konufjuyorum, halk zannediyor ben kendileriyle 
konu$uyorum." Bu, sidkiyyetin halidir. Bir kiside sidkiyyet hali tecelli ederse, o 
halk goremez, esya goremez hep gordugil Hakk'tir. Iste sidkiyyetin hali budur. 

Karabet: Kurbiyyet demektir. Kurbiyyet ise, Allah Teala'ya yakmhktir. Velayet 
sahipleri gibi bunda da iki hal vardir. Bunlar ya HakkTa olur, ya halk'la olur. Ister 
HakkTa olsunlar, ister halk'la olsunlar hicbir zaman mahcubiyetleri olmaz. HakkTa 
oldugu zaman kesfi nasil ise, halk'la oldugu zaman da aym kesfi muhafaza eder. Bu 
mertebede gerek velayetten gerekse sidkiyyetten daha ustun bir mertebededir. 

Nubiivvet: Bu makamda vahy gelir. Bundan once saydigimiz mertebe sahiplerine 
ilham gelir. Nubilvvetin bu mertebelerde farki, vahy gelmesidir. Bu nubilvvetten, 
daha ustun, daha bilyilk bir makam yoktur. Bu riltbelerde de makamlarm tecellileri 
vardir. 

910 — H. Mehmet Emin Boyraz kaddese'llahu sirrahu'l aziz 

Malatya ilinin Darende ileesinin Ayvah kasabasmda 1912 yilmda dogdu. Ecdadi 
olan Boyrazoglu ailesi, Gaziantep civannda yasayan Barak Tilrklerindendir. Takri- 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 437 

"§eyhimin ve halifelerinin sozlerini benim zekdm kavrayamadi. Fakat 
Haci Hasan ve Haci Hulusi kuddise sirruhu 'l-azizdn Efendiler, yalniz ve 
beraber oldular. §eyhimizin ve kendi sirlarini topraga gomduler. §eyhimi- 
zin muhabbetiyle dilnyada suyunt, buyum demeden ahirete temiz gogtiller. 
§imdi berzdh dleminde seyhimiz He beraberler. " 

Gulbaba Cavit KAYHAN ise, halifeleri hakkinda §6yle demi§tir. 
"Efendi, aziz-i vakittir. Halifelerinin gok olmasi lazimdir. §arttir. Hali- 
feleri Pirlerine kemali sadakatlerinden gizlenmis ve sdylememislerdirler. " 

911 



ben besyiiz yil once (1445) Ayvali'ya gelerek, Ermeni'den bosalan bu arazileri isgal 
edip, suriilerini otlatarak, oraya yerlesmislerdir. §u anda, halen onbinlerce donilm 
ciftlikleri elinde bulunduran bu kabilenin, sattigi arazilerde Ayvali ve Kuluncak 
koyleri yasamaktadir. 

Iki ytlzyil kadar once Ermenilerin isgaline ugrayan Gtlriln kazasmi, savajarak 
kurtaran Boyrazogullarma, Padijah Sivas-Harput arasmda agalik yetkisi vermi^tir. 
Bu kabilenin prensibi, halki iyi yonetmek ve devlete yardimci olup, gerektiginde 
halktan asker ve vergi toplayip, devlete verme olmu^tur. 

Onun igindir ki, halka ve devlete sevilmekten kaynaklanan bir gilce sahip olmu§, 
kazancmi hep halka ve devlete harcami^lardir. 

Emin Efendi 'nin babaannesi, Sofular koyilndeki Siddiklar kabilesine mensuptur 
ki, onlarm soyunda (§eriflik) ve takvahk me^hurdur. Anneannesi ise Hekimhan 
Agasi §atirogullan'ndandir. Babasi Osman Aga, medrese mezunu ve takva bir zat 
ldi. 

Emin Efendi, hayatmi din kultilrune, ibadete, muhabbete ve halka hizmete vak- 
fetmis olup, gevresinde Naksibendi tarikatmm temsilcisi olmustur. Halka bilgi ve 
muhabbet asilamakla omrunu-gefirmistir. Gavs'tll-azam Ihramcizade Haci Ismail 
Hakki kaddese'llahtl sirrahu'l aziz Efendinin ilglerden olan haliferinden biridir. 

Emin Efendi hakkinda, Darendeli Es Seyyid Osman Hulusi kaddese'llahtl 
sirrahu'l aziz Efendi'nin yillar once yazdigi bir siiri; 

"Emin 'in sinesi tabaveri vash nigar olmu§ 

Anin gun hubbu canda ol a§igim ismi ezberdir 

Dili mirati kabildir, mukabbildir cemaline 

Miicella sinesinde nuri haklamii azhardir. 

Meldhdt miilkinin §ahi anun tut zarini mazur 
O suzii §emmi vasl olmustur amma zari averdir 
Bu suretle goziikmek cilvesidirydri mananin 
O yoksa zahiri batinda birle§mi§ beraberdir. " 

911 — Bu zatlar; bir degil, tig ttlrltldurler. 

"Bunlardan bir kismi yalniz sirri zata erer ve o ytlksek hakikati idrak eder; fakat 
susar, artik kendi zevk ve nese aleminde yasar, kimse ile gorilsmez, kimse ile niza 
etmez, kendisiyle mtinakasa edenlere de karsilikta bulunmaz. 

Diger bir kismi da bu hakikati ancak birkac kisiye agizdan duyurur, fakat eser 
yazmaz. Yani bir eser yazsm da, kendisinden sonra o eseri okuyanlar istifade etsin, 
hakikati anlasm. Iste buna imkan yoktur. 



438 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Abdiilaziz Mecdi TOLUN kuddise sirruhu'1-aziz buyurur ki; 

"Ben. Miir§idim diye iddia etmedim; fakat etrafimdakiler beni got tevkir (saygi 

912 

gosterip, layik gordiiler) ettiler. " 

Allah Teala dedi ki; Bu veliler benim cocuklanmdir. Gariplik alemindedir- 
ler, esleri yoktur. Ne isleri vardir, ne gticleri. 

Halki imtihan icin, hor ve yetim gortintirler. Fakat hakikatte dostlan da be- 
nim, nedimleri de. Hepsi de benim korumama arka vermistir. Sanki onlar, be- 
nim cilzlerimdir. Sakm, sakm! Bunlar benim hirka giyenlerimdir. Binlerce kisi 

913 

arasmda ytlz binlerce kisidirler. Fakat yine de hepsi bir vtlcuttur." 

Bu yolda herkes bir nimete mazhar olabilir. Fakat bir makama sahip ol- 
mak Allah Teala'nin vergisidir. £unku bu yolda ilmi olmayana ve maddi ve 
manevi silsilesi saglam olmayana vazife verilmez. 

Bunun sebebi, halkm karsisma cikartihp kabul ettirilmek istenen her seyin mut- 
laka asabiyete (sosyolojik tisttinltik) ihtiyac duymasidrr. Bir hadiste soyle deniyor: 
"Allah Teala ancak kavmi iginde (soyu ve kabilesi yontinden) guc ve kuvvet sahibi 
birini nebi olarak gonderir." Insanlarm en tlsttlnleri olan ve mucizeler gosteren 
nebiler hakkmda durum bu olduguna gore, acaba mucizeler gosteremeyen diger 

914 

insanlarm asabiyet olmadan basanh olacaklan dusunillebilir mi? 

Herkes, herkese bir lokma bir sey verebilir, ama bogaz bagislamak ancak Allah 
Teala'nin isidir. 

§eyh Necmeddin Kilbra kuddise sirruhuT aziz der ki; 

Gonill alemi agilmadikga seyhlik yapmak ve mtirid edinmek dogru olmaz. §eyh 
Ahmed Yesevi kuddise sirruhuT aziz der ki; (Bir kisi) yetmis makamdan gecmeden 
seyhlik iddiasmda bulunsa o hemen kafir olur. Sadr Ata Risalesi'nde nakledilir ki; 
Bir kisi gonill alemi acilmadan gavs ve gavslar, Hizir ve Ilyas basta olmak tlzere 
gayb erenleri ile sohbet etmeden ve onlardan icazet almadan seyhlik iddiasmda 
bulunsa yalanci, bid'atci ve seytan'dir demisler. Eger bir kimse bu adi gecen gayb 
erenleri ve ruhlarmdan icazet alip seyhlik makammda mtirid ve dostlanyla halvete 
otursa, boyle seyhi gayb erenler terbiye edip tarikati ogretirler ve ona yardimci olur- 
lar. Aynca mtirid ve dostlan da bu halvetten vecd ve feyz elde ederler. Bu hale sekr 
makami derler. O makamda salike bazi seyler zuhur eder. Gayb makammdan ne 
gelse buna tecelli eder veya seyh denen kisi mtiridin U9 ytlz altmis damarmdan han- 
gisinin razi, hangisinin razi olmadigma vakif olur. Iste, seyh denen kimse mtlridi 
terbiye edip muradma ulastirabiliyorsa, onun mtirid edinmesi caiz ve uygun olur. 



Bir tictincti kisim da hem belirli kimselere bu hakikati agizdan duyururlar, hem 
de biraz kapah yollardan gitmek tlzere eser de yazarlar ve birakirlar." (ERGIN, a.g.e. 
s. 286) 

912 — Boyle olmasma ragmen seyhlik vasfi ile hareketten kacmmislardrr. ERGIN, 
a.g.e. s.227 

913 — Mesnevi c.III, b.79-84 

914 — Ibn-i Haldun, Mukaddime, trc. Hahl KENDIR, 1st, 2004, s. 224 

915 — Mesnevi c.III, b. 17 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 439 

916 

Eger milridi maksada ulastiramryorsa, milrid edinmesi caiz olmaz. 
Ali Eri§ isimli ihvandan dinledim. 
"Fatsa'da, Efendi Hazretleri Hakk'a yurudukten sonra ihvan arasinda 

917 

vazife kimin uzerine kaldi davasi oldu. Kiraz Hoca vazife bende dedi. Ali 
Osman Efendi de Hafiz Hakki Efendi Hazretlerine baglanmayi uygun gordti. 
Ben ise, bu konuda thramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretlerine mti- 
racaatta bulundum. Manada Efendi Hazretleri bana "Benim vekilim sen- 
sin" buyurdu. O zamandan beri ilk defa sana (Yazana) anlatiyorum. Ben ise, 
kimsenin haline karismadim Efendi Hazretlerinden de bir an ayrilmadim. 
Gardasim! Tarn teslimiyet gerekir. 

Seneler sonra Termeli Mehmet Efendi, Karasakal ve oglum Mustafa He 
hasta yataginda yatan Hafiz Hakki Efendinin ziyaretine gittik Yataginda 
yatiyordu. Surekli Hafiz Hakki Efendi "Bu sizin babaniz mi?" Diye bana 
isaret ediyordu. Termeli Mehmet Efendi bunun manasini bir ttirlu anlaya- 
madi. " 

918 

Zamanla Efendi 'nin ihvanlan icinde kendinden sonra zahiri irsad ma- 
kammda oturup biiyiik isler ve hizmetler yapacak zatlar oldugu gorillmektedir. 
Bu zatlar bildigimiz sekilde tekke seyhi veya bir tarikat piri hareket etmemisler- 
dir. Oyle ki, kendilerine bir seyhlik isnat ve teklif veya israr edilse de, kabul et- 
memislerdir. Onlar diinya menfaati ve gecinmek icin baslarma adam toplama- 
mislar, vekale acmamislar. Oteden beri isleri neden ibaretse, onunla mesgul ol- 
muslar. Bu esnada onlarm hali "El i$te, gontil oyna$ta " makammdadir. Bu ih- 
vanlarm yoldaki sevgileri seyhlerine olan bagliliklandir. Mevlana Halit Bag- 
dadi kuddise sirruhu'1-aziz buyur ki; 

"Muhabbet, muridin kalbinden murfjidin manevi vilcuduna akan bir ne- 

919 

hirdir. " (Muhabbetin mekana ve makama ihtiy aci yoktur.) 

10 — Bulundugu kolda icazetli seyh kalmazsa baska kol'a ihvan gegebilir 
mi? 

Evet. 

"Kim tebaasinda daha alim biri bulundugu halde bir alimi taklit ederse, Allah 
Teala'ya, Rasulilllah sallallahu aleyhi ve selleme ve Cemaat-i muslimin'e ihanet 
etmifj olur. " 

Eger ihvan gonlunu teskin ve nefsini terbiye edende kendisi ifin bir te- 
rakki bulamiyorsa arayi§ ifinde olup hedefe kavu§turacak birini aramasi 
gereklidir. 



9l6 —Yesevilik Bilgisi, a.g.e.s.439, Mir'atu'l-Kulub," s. 41-85 

917 — Mehmet Akkiraz (1895-1997) Binlerce muslumamn yetismesinde emegi 
gecti. Imam Hatip lisesi, kur'an kursu ve camilerin yapimma oncilluk etti. 16 
Haziran 1997 Pazartesi gunti Samsun'da Hakk'a yurudtl. 

91 8 — Ahmet Amis Efendi. 

9!9 — ERGIN, a.e. s: 285 

920 — Feyzu'l-Kadrr, I, h. 2701 



440 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Bazi terbiye usullerinde "Seyhi Hakk'a yuruyen dervi§in, islak mendil 
kuruyuncaya kadar kendine bir §eyh bulmasi gerekir" denilmi§tir. 

§ah-i Nak§ibend kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin bir sozii vardir: 
"Sag kedi, olmu§ aslandan daha iyidir. " 

921 

Buradaki mana, ruhaniyetin durumuna gore olmasidir. Ciinkii O bes. 
miir§id oncesi olan Abdulhalik Gucdiivnani kuddise sirruhu'l-azizden de 
feyz almi§tir. Emir Giilal kuddise sirruhu'l-azizide miir§id kabul etmi§tir. 

Manevi kapiyi aralayamayana, zahirdeki murside tabi olmak farz- 
dir. 

Beyhaki iman bahsinde ve Hervey-i Derecatii't-Taibin adli kitapta asagi- 
daki su hadisi tahric (rivayet) eyledi: 

"Ibn Abbas'tan rivayet edildigine gore o soyle dedi; Rasultillah sallallahti 
aleyhi ve sellem Efendimiz bizim aramizda iken onun yanmda Cibril 



921 — Bu mektub, Bedi-uz-zamana gonderilmisdir. Hizir "aleyhisselam" ve 
Ilyas "aleyhisselam" ile bulusmagi bildirmekdedir: 

Allah Teala'ya hamd olsun! Onun secdigi kullarma selam olsun! 

Cok zamandan beri, sevdiklerimiz Hizir "ala nebiyyina ve aleyhissalattl vesse- 
lam" ifin soruyorlar. Onun icin bu fakire lazim olan bilgi verilmediginden cevab 
yazmiyordum. Bugiln sabah vakti toplanmijtik. Ilyas "aleyhisselam" ile Hizir "ala 
nebiyyina ve aleyhimessalevatti vetteslimat" riihani sekillerde geldiler. Hizir 
"aleyhisselam" riihani olarak dedi ki, 

"Biz ruhlar alemindeniz. Allah Teald, bizim ruhlanmiza oyle kuvvet vermifjtir 
ki, insan fjeklini ahriz. Insanlarin yaptigi igleri, bizim ruhlanmiz da yapar. Insan- 
lann yaptigi gibi yururuz, dururuz, ibadet ederiz" 

"Namazlari §dfi 'i mezhebine gore mi kilarsiniz? " dedim. 

"Biz Islamiyyete uymakla emr olunmadik. Kutb-i medarin ifjlerine yardtm ede- 
riz. Kutb-i medar §afi'i mezhebinde oldugu igin, biz de onun arkasinda $afi'i 
mezhebine gore kdiyoruz" dedi. Bu sozilnden anlasildi ki, bunlarm ibadetine sevab 
yoktur. Yanmda bulunduklan kimseler gibi ibadet ederler. Ibadetin yalmz seklini 
yaparlar. Bu konusmadan da anladim ki, velayetin kemalati safi'i mezhebine uygun- 
dur. Nilbuvvet kemalatmm ise hanefT mezhebine baghligi vardir. Kiyamete kadar 
hi9 nebi gelmeyecektir. Bu timmete bir nebi gonderilse idi, HanefT mezhebine gore 
ibadet ederdi. Hace Muhammed Parisa kaddese'llahil sirrahu'l aziz hazretlerinin, 
(Filsul-i sitte) kitabmdaki, (Hazret-i Isa "ala nebiyyina ve aleyhissalattl vesselam" 
gokden indikden sonra, Imam-i a'zam Ebvi Hanife "radiyallahtl teala anh" mezhebi- 
ne gore is yapar) sozuntin ne demek oldugu simdi anlasildi. Bu iki btlytlkten yardim 
ve dua istemegi dusundtlm. 

"Allah Teala'nm ltltfuna, ihsanma, nimetlerine kavusan bir kimseye biz ne yapa- 
biliriz?" dedi. Sanki kendilerini aradan cektiler. Hazret-i Ilyas "ala nebiyyina ve 
aleyhissalattl vesselam" bu konusmaya hie katilmadi. Bir sey soylemedi. Vesselam. 

Zikr et zikr, bedende iken camn! 

Kalbin temizligi zikr iledir Rahmamn! 

[Imam Rabbani Mektubat, c: 1-282] 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 441 

aleyhisselamda vardi. Allah Teala, katmdan Hz. Resule bir melek indirdi. Ve o 
melek soyle dedi: 

"Ya Muhammed! Rabb'in sana selam ederek, seni nebi ve kul olmakla, 
nebi ve melek olma arasinda muhayyer birakti." (Secme hakkim sana verdi.) 
Hz. Cibril aleyhisselam Rasultillah sallallahu aleyhi ve selleme isaret ederek, 
tevazuyu, yani nebi ve kullugu secmesini istedi. Bunun tizerine Rasultillah 
sallallahu aleyhi ve sellem; 

"Nebilik ve kullugu isterim" buyurdu. Melek (cevabi almca) goge yiikseldi. 
Rasultillah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz dontip Cebrail'e sordu. 

"Bu gelen kimdi?" Cibril aleyhisselam cevap verdi: 

"Israfil'dL.." Bu hadisten anlasildigma gore Cebrail aleyhisselam, 
Rasultillah sallallahu aleyhi ve sellemin bir nevi hocasidir. Zira Rasultillah 
sallallahu aleyhi ve sellem onun irade eyledigini irade buyurdu. Hz. Cibril 
aleyhisselam seyh ve muallim menzilesindedir. Hz. Muhammed sallallahu aley- 
hi ve sellem ise, mtiteallim (ogrenen) ve mtirid menzilesindedir. 

Nitekim bu manaya isaret olarak, Cenab-i Hak ayet-i kerimesinde soyle bu- 
yuruyor: 

"Mulkun gerqek sahibi olan Allah Teala, her seyden yucedir, Ey Muham- 
med! Kur'an-i Kerim vahyedilirken, henuz bitmeden okumaya kalkma. 'Rab- 
bim ilmimi artir' de. " (Ta-Ha, 114) 

Bu ayet-i kerimeden de anlasilan, Hz. Rasultillah sallallahu aleyhi ve 
sellemin, vahy-i ilahide Hz. Cibril aleyhisselama uymasidrr. Iste salike lazim 
olan da; onun seyhinin ontine gegmemesi ve onun isteklerine zit harekette bu- 
lunmamasidir. Onun te'dibiyle edeplenmesi ve onun kalbi temizligiyle yikan- 
masi gerekir. §ayet salikin bir seyhi yoksa, elbette ki, hayatta olan halihazirdaki 
bir mtirside intisab etmek ifin gayret sarf etmesi gerekir. Zira bu tarik-i evliya 
insani Hakk'm kapisma gottiren bir yoldur. Buna mtirsidsiz gidilmez ve yalmz 
kitap okumakla bu yol kat edilmez. Ve menzil-i maksuda erisilmez. Hz. Mevla- 
na kuddise sirruhu'l-azizin buyurduklan gibi, 

Bu yolu Hizir'in yoldatjligi olmadan geqme. 
Karanliklar vardir orada. Kaybolma tehlikesinden korkl 
Birpir seq. Qunkupir olmadan bu yol tehlike, korku ve qukurlarla dolu- 
dur. 

Salike elbette bir pirin isaret edildigi ortadadir. "§eyhi olmayanin fjeyhi 
$eytandir" demisler. Ebti Ali Dehhak kuddise sirruhu'1-aziz buyurdu ki; 

"Bir bahqivan tarafindan dikilmeksizin kendiliginden biten agag yaprakla- 
nir ama meyvesi olmaz, meyvesi olsa bile tadimi ve yiyimi ho§ degildir ve bu 
agaqlar daglarda yetiqirler. " 

Btittin seyhler ve tarikatlar arasinda meshurdur ki; 

"pir-iperver (terbiye edenzdt, ustad), Huda-perver gibi degildir." Ser'i se- 
rifte hadis-i senile sabittir ki; egitilmis kopegin daha dogrusu avci kopegi olarak 
yetistirilmis kopegin avladigim yemek helal oldugu gibi, egitilmemis, siradan 
bir kopegin yakaladigi canli hayvan, esasta eti yenecek bir sey olsa dahi yine de 
yenmez. Neden? Ctinkti onu egitilmemis bir kopek yakaladi. O murdardir ve 
yenmesi haramdir, iste buna kiyasen diyebiliriz ki, bir tistadm elinden crkarak 



442 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

egitilmis biriyle, kendi kendine, ilstadsiz olarak yetismis biri arasmda biiyiik 
fark vardir. Ve bu ikisi asla aym kefeye konamaz. Onun icin bu yola (tarikata) 
girecek bir kimsenin, kendi zamamnda yasayan bir miirsidin hizmetine girmesi 
ve ona her seyiyle teslim olmasi vaciptir denilmistir. Zira tarik-i evliya oyle ko- 
lay bir is olup, siradan fiillerden degildir. Nitekim Kabil Habil'i oldilrdukten 
sonra, bir karganm irsadma muhtac hale geldi. Bu hem Kur'an-i Kerim'de sabit- 
tir hem de Mesnevi'de izah edilmistir. 

Mesayihin kendi aralarmda mutabik olarak ilzerinde durduklan bir mesele 
de, miirsidden maksadm, yasayan bir miirsid oldugudur. Yoksa bu dilnyadan 
dar-i bekaya intikal ederek vefat etmis miirsid degildir. Yani bir kimse irsad ol- 
mak tizere kendisine bir miirsid anyorsa, onun kendi zamamnda yasayan ve 
halki irsad etmeye memur bir mtirsidi bulmasi ve ondan terbiye almasi icab 
eder. Zira bir kimse olmtis olan bir mtirsid-i kamilden ne ders alabilir, ne 
meratib-i sillukil idrak edebilir, ne de bu yoldaki bir kisim esrara vakif olabilir. 
Ama bazi kimseler vardir ki, sikmtilanndan ferahlamak i9in dua ederken, bu 
kimselerin yilzil suyu htlrmetine imdat isterler. Bu takdirde onlarm ruhaniyeti 
— Allah Teala'nm izniyle — tevessillde fay da saglayacaktir. Ama irsad edemez. 
Buna ragmen, bazi kimselerin miliaria olan asinahgi fazladir. Bu sahislarm is- 
tisna kabilinden de olsa, irsad olmalan vakidir. Zira bu kimseler varhktan tecrit 
olup (fena bularak) ruha tebdil eylemislerdir. Ama beseri hususiyetlere sahip 
olan bir kimsenin olmtis biri tarafmdan Irsad ediliyor olmasi nasil mumkiln ola- 
bilir ki? Bu nev'i irsad ancak bu alemde (dilnyada) gerceklesecek olan irsaddir. 
Bu irsad, hem hizmet, hem de kulluktur. Oldilkten sonra ise, kullukla mtikelle- 
fiyet ortadan kalkar, irsad etmek; kullukla mukellefiyeti olmayan kimseye ztll- 
dtlr. Sonra zevk-i ilahide bogulurcasma Allah Teala'da hasr olmus biri icin bu 
ktllfet niye? Ve bu neyi ifade eder? Vefat edip gecip gitmis olan pir-i 
mtirsidlerin sayet ruhlan bu alemdeki salikleri irsad etmeye devam edecekti, o 
halde nicin yerlerine halife birakarak gittiler? Nitekim alemlerin efendisi, kamil- 
lerin en ekmeli efdalul-mtirselin Hz. Muhammed sallallahtl aleyhi ve sellemi 
yaratilanlarm en sereflisi ve tlstatlarm en gtlzeli iken nicin 

"Ummetimin irtjadina kimse lazint degildir. Ben nasil hayatta iken onlari 

irsad ediyor idiysent, Hakk'a yurudukten sonra da irsad ederint" demedi? 

Eger vefatmdan sonra, hayatta olan bir mtirsidin kendisinden sonra irsad etmeye 

devam ve salahiyeti olmasaydi, hie stlphesiz Efendimiz, bunu soylemek ihtiya- 

cim hissederdi. Ve kendisinden sonra halife tayin edilmesine bizzat hayattayken 

karsi cikardi. Ve ummetini, kendisinden sonra gelen ilim ve fazilet sahibi kim- 

selere, ilimlerinden ve faziletlerinden istifade etmeleri hususunda tesvik etmez- 
,.922 
di. 

Gavs-i Hizani kaddese'llahtl sirrahu'l aziz soyle buyurdu: "Sohbetinde bu- 
lundugum bazi §eyhler, muridlerine rabitada kendilerini degil, vefat etmi§ olan 
kendi §eyhlerini rdbita yapmayi soyliiyorlardi. Hdlbuki berzah dlemindeki kipyi 
rdbita etme, diinya dlemindeki ki§iye nasil menfaat verir. " 

Ytlce mecliste sofilerden biri bu konu hakkmda soyle dedi: 



-Ismail Ankaravi, Minhacu'l-Fukara, 1st, 2005, s. 57-59 



O'nun Hakkinda S6ylenmi§ Kelamlar 443 

"Eger alent-i berzahtakinin rabitasi, dtinya alemindekine kafi gelseydi, Hz. 
Rasulilllah sallallahtt aleyhi ve sellem btttttn mahlukatin seyhi ve dilnyadaki 
hayatindan daha ekmel bir hayat ile Ravza-i Mutahharada diri oldugundan, 

923 

btttun mahlukat onun rabitasiyla yetinir ve bu daha iyi olurdu. " ~ Gavs-i 

924 

Hizani sofinin bu soztinti begendi. 

Eski devirlerde birfok §eyhten icazetli dervi§ler bulunmaktadir. Fakat 
edep olarak bir kapida israrli durmanin daha menfaatli olacagi goru§ yaygin- 
dir. £iinku hifbir mur§id-i kamil "gelin bana tabi ve teslim olun demez, " 
dememelidir. 

"Hazret-i Resul zamanmdan ta bu zamana dek mesayihten ve hulefadan hie 
kimse icazet olmaksizm mesayih elinden diyerek la-'ale't-ta'yin ya da kendi 
adim anarak filan elinden diye tevbe vermemijtir. 

Mliridin jeyhten icazet talep etmesi dogru degildir. Qilnkii milrid tam tesli- 



923 — Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem ile nubtivvet gorevi bitmesine ragmen 
velayeti ise usul farkliliklanyla devam etmektedir. Buradaki farki gormek gerekir. 
Eger denildigi gibi durum olmus olsa idi, Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellemin ilk 
nebi olarak gelmesi veya diger nebi ve rastlllerin gelmesine gerek kalmazdi. Belki 
de Adem aleyhisselamdan sonra nebi de gelmezdi. Bu sebeple ntlbtlvvetin son bul- 
dugu velayetin devami nedeniyle evliyamn velayetteki devammda keyfiyet usul 
sahbinin tercihinde aranmahdrr. Zahiren bir onceki mtirsidini rabita ettirenin niyeti 
ve mahiyeti baskalarma karanhk oldugundan, yoldaki gelen vekilin noksanligmm 
ikmali bu sekilde giderilmis ve ihvan emniyeti dilsunuldugti anlasilmaktadir. (Ya- 
zan) 

Imran Ibnu Huseyn radiyallahu anhilma anlatiyor: Rasulilllah sallallahil aleyhi ve 
sellem buyurdular ki: 

"Insanlarin en hayirhlan benint asrimda yatjayanlardir. Sonra bunlari takip 
edenlerdir, sonra da bunlari takip edenlerdir. " Imran radiyallahu anh der ki: 

"Kendi asrini zikrettikten sonra iki asir mi, iic asir mi zikretti bilemiyorum. bu 
sonunculari takiben byle insanlar gelir ki kendilerinden sahidlik istenmedigi halde 
sahidlikte bulunurlar, onlar ihanet icindedirler, itimad olunmazlar. Nezirlerde 
(adak) bulunurlar, yerine getirmezler. Aralarinda sismanhk zuhur eder. " Bir riva- 
yette su ziyade var: "Yentin taleb edilmeden yentin ederler. " 

(Buhari, §ehadat 9, Fezailu'l-Ashab 1, Rikak 7, Eyman 27; Muslim, Fezailu's- 
Sahabe, 214, (2535); Tirmizi, Fiten 45, (2222), §ehadat 4, (2303); Ebu Davud, Sun- 
net 10, (4657); Nesai, Eyman 29, (7, 17, 18).) 

"Dttn bugttnden hayirhdir, bugttn yarindan hayirh olacak. Bu hal kiyamete 
kadar devam edecek. " (kendinden sonra gelen zamandan hayirhdir. ) 

"...Size dainta eskisinden daha kottt gttnler gelecek. Ancak bu kotttlttkle 
emirlerinizin kotttlttgttntt kasdetmiyorum. Fakat alimlerinizi, fakihlerinizi kaste- 
diyorum. Bunlar gidiyorlar, sizler onlarin yerine yenisini bulamayacaksiniz. Bun- 
lar yerine kendi reyleriyle fetva verecekler geliyor. " 

924 — Gavs-i Hizani Seyyid Sibgatullah-el Arvasi, Minah (Vergiler), Istanbul, 
Arahk 1996, s.64 Minah: 63 



444 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

925 

miyet icinde olmalidir." 

1 1 — Mecburiyetten §eyh olunur mu? 

Hayir. Bu i§i iyi niyetle yapiyoruz diyenler vardir. Bu ise, yine tehlikeli 
bir yoldur. Bir §eyler kazanmaya fah^ihrken belki bir §eyler kaybedilir. 
Ahmed Tahir kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 
" Herkes iyi yaptigini zanneder. " 

Mustafa Ozeren kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 

"Bir §eyin ohnasi iqin qok israr etmeyiniz. Gonliiniizu ona takmayiniz. Siz 

927 

israr ettikqe o sizden uzaklatjir. " 

928 

Kifjin kardan testiler yapiyorsun, iyi ama hig onlar suya dayanir mi? 

929 

Bu yolda §eyh sifati ile mur§itlik sifatini ayn tutmak gerekir. 



925 — QAVU§OGLU, a.g.e. s.127 
926 — GUNEREN, a.g.e., s. 50 
927 — KUQUK, a.g.e., s. 67 
928 — Mesnevi c.III, b.720 



929 — Efendi Hazretlerinin ihvanlarmdan tarikat yolunun zahirini kurtarmak icin 
ciktik diyen bazi kisilere su soz soylenmelidir. 

1 -Kendilerine rabita y aptirmamalidir. 

2-Tarikat derslerini ikmal eylememislerse tamamlamalidir. 

3-Sohbetlerinde Efendi Hazretlerinden bahsederek kendileri yokluk ile hareket 
etmelidir. 

4-Eger kendilerine vazife verildigini soyleyenlere, bizdeki vazife zahiri kurtar- 
mak bu ihvan toplulugunun cil yavrusu gibi dagilmasma mani olmak icin demelidir. 

5-Efendi Hazretleri ile olan baglantiyi koparmamalidir. Eserlerine, sozlerine sa- 
hip gikmali, evlatlanna saygi gostermelidir 

6-Sohbetlerin ana temasi hep Efendi Hazretleri olmalidir. 

7-Az bir feyz varsa, bunun Efendi Hazretlerinin ikrami oldugunu bilmelidir. 

8-Silsilelere kendi adlarmi yazdirmaktan kafmmali ve yazmamalan icinde ih- 
vanlanm devamh ihtar etmelidir. Bazi ihvamn kesiflerindeki hatalan hemen dilzelt- 
melidir. 

9-Ahiret hayatmi dilnyaya tercih etmeyip, eger ki, bir hatamn varhgim hissedi- 
yorlarsa nefislerine ayak basip bu davadan vaz gecmeleridir. 

10-Kendisini seyh kabul eden baskalannm kesfine degil, bizzat yakaza veya 
uyamk halde Rasulullah sallallahil aleyhi ve sellemden ve Efendi Hazretlerinden 
emaneti teslim almahdrr. Kendisi Maneviyat meclisinden haberdar olmayip baskala- 
nnm gormils oldugunu ( farz edelim ) bunu nefsine pay cikararak kabul etmemelidir. 

1 1-Her seyin sonu yokluk, varhk Allah Teala'nm ise; hakikat yolunda sen olsan 
ne olur olmasan ne olur, demeli ve isi sahibine teslim etmelidir. 

"Bu sayilan §eylerin Efendi Hazretleri tarafindan tasdik edildigini bizzat 
Mehmet Veli SEN ile yaptigim bir miilakatta yasadim. Soyle ki; 1993 ydinda 
O'nun §eyhlik yaptigini bildigimden kendisi ile konusurken bana "Artik ihvan- 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 445 

"Molla Cami kuddise sirruhu 'l-aziz Hazretleri kimseye zikir telkin etmez- 

mis. Fakat sadik bir Talib gikarsa onu gizlice tarikattan haberdar ederlermis. 

930 

'§eyhlik yukune tahammuliim yok' dermisler. " 

Mur§id olacak ki§inin bulug <?agi daha sonraki gelecek zamanda ise, 
bu da ayn bir onemli husustur. 

Bazen kamil-i milkemmil bir veli, tarikat ta'limi icin, kemale gelmemis bir 
veliye izin verir. Henilz kemale gelmemis bu mtirsid de, milridleri ile toplamp 
vazifelerini icra ederken olgunlasir. Nitekim Hace §ah-i Naksibend kuddise 
sirruhu' l-aziz Hazretleri, Mevlana Ya'kvib-i Cerhi kuddise sirruhu'l-azize kemal 
derecesine kavusmadan once, tarikat ta'limi icin icazet vermisler ve 

"Ey Ya'kub, benden sana ne ulastiysa, onlan insanlara ulastir" buyur- 
muslardir. Mevlana Ya'kvib-i Cerhi kuddise sirruhu' 1-azizin kemale gelmesi, 
daha sonra Hace Alaeddin-i Attar kuddise sirruhu'l-azizin hizmet ve huzurunda 
olmustur. Bunun igin Abdurrahman Cami kuddise sirruhu 'l-aziz, (Nefehat) ki- 
tabmda, Mevlana Ya'kvib-i Qerhi kuddise sirruhu'l-azizi once Alaeddin Attar 
kuddise sirruhu'l-azizin milridleri ztimresinden sayar, sonra §ah-i Naksibend 
kuddise sirruhu'l-azize baglar. Milrsid-i kamil-i milkemmilin, vilayet derecele- 
rinden sadece bir derecede ictihat ve kabiliyeti bulunan bir mtiridine, o dereceye 
kavustuktan sonra tarikat ta'limi icin icazet vermesi de, bu kabildendir. O mtirid 
bir bakimdan kamildir, bir bakimdan nakistir. Vilayet derecelerinden iki veya tic 
dereceye isti'dadi bulunan mtiridin hali de onun gibi, bir bakimdan kamildir, bir 
bakimdansa nakistir. Cunkti nihayetin nihayetindeki butun derecelere ulasma- 
dan bir bakimdan kemalde, bir bakimdan da noksandadir. Bununla beraber ka- 
mil ve milkemmil seyh, istidadmda mevcut olan vilayete kavustuktan sonra, 
tarikat ta'limi icin icazet verir. 

Demek ki, icazet (hilafetname), mutlak olarak kemale gelmis olanlara ve- 
rilmez. §unu da bildirelim ki, kemale gelmemis olmak icazete mani ise, de, ka- 
mil-i milkemmil, noksan birini, Yani kemale gelmemis birini kendine naib eder 
ve "Onun eli benim elimdir" derse, huzuruna gelenlere bir zaran olmaz. Her isin 

931 

en dogrusunu Allah Teala bilir. (29. Boltlm) 



lanm beni terk etmeye ba^ladilar" dedi. Kendisiyle yukarida sayilanlar iizere bir 
konusmamiz gecti. Sonra ayrildik. Ertesi gun Mehmet Veli SEN tekrar yanima 
geldi. Bana "Bu gece Efendi Hazretleri ile gortifjtuk. Ismail'in sozlerini tut, dedi" 
Sonra "Bana baska bir sozun daha var mi?" deyince "Ben kintint ki, sana soz 
soyleyeyint" dedim." (Yazan) 

Buradan su manayi cikarmak miimkiin olabilir. Efendi Hazretleri kendi- 
sinden ayrilmayan dersini ikmal etmis ihvanlarina zaruret simfindan ihvanin 
baglanma durumunu hos karsdadigini anlamak gerekir. Eger bu sekilde olma- 
sa idi, manevi cezalarin tecelli edecegi asikardir. 

— §U§UD, Hasan Lutfi, Islam Tasavvufunda Hacegdn Hdneddni, Istanbul, 
1958, s. 116 

931 — imam-i Rabbam, Mebde' ve Me'ad, 1st. 2000, s. 50 



446 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Necmeddin Kilbra kuddise sirruhu'1-aziz der ki; Miiritlik Hakk'm zatiyla 
sifatlanmaktir. Hakk Teala bu sifatla kula tecelli etmeyince iradet nurunun aksi 
kulun gonlilnde zahir olup milrid olmaz. Sayet milrid kendi varhgim ortadan 
kaldiramazsa zillet vadisine diiser ve imam tehlikeye girer. Hakk Teala buyurur 
ki; " . . . ellerinizle tehlikeye atmaym,...." (Bakara,195) Bu sebeple icazet talep 
etmek milrid icin iflas demektir. Icazet talep etmek kustahhgini ancak kendini 
begenenler yapar. 

§eyh, miiride Allah Teald'ya yuruytifjteki nefs menzillerinden ilahi te- 
cellilerin baslangici olan kalb makaminin sonuna ulastiginda icazet verir. Is- 
tidatlan olmadigi halde icazet talep edenlere de icazet verirler, fakat bu icazet 
onlar iqin dogru yoldan sapma sebebidir. Ancak seyh icazeti kendi istegiyle 
verirse o baska. 

Milrid, mtlrebbi huzurunda ve mesayih tarikinde ic yonilnil gticlendirmeden 
iddia sahiplerinin kiskirtmasryla dalalete diiserler; itikatlan temizken murdar 
olur. Seytamn vesveseleri zahir azaya sirayet eder. Boylece nefs ne seriata nede 

932 

seyhin emirlerine itaat eder. 

"Herzevekillerin herzelerini, manasiz sozlerini, safma gururlanm az dinle, 
bu cesit adamlarla savas safma girme." 

A ytlcelerden kacan seyh, bu hileyi birak! Sen, basma birkaf koril toplamis 
aci suya benziyorsun! Adeta bunlar benim dervislerimdir. . . Ben de aci suyum. 
Benden icerler de boyle kor olurlar diyorsun! 

Suyunu Lediln denizinden tath bir hale getir. Kotil suyu bu korlere tuzak 
yapma! Kalk, yaban esegi avlayan Allah Teala'nm aslanlanm gor... Sen, neden 
kopek gibi hileyle kor avlamadasm? Onlara yaban esegi avliyorlar dedim... Fa- 
kat yaban esegi de nedir ki? Onlar sevgiliden baskasim avlamazlar... Hepsi de 

934 

aslandir, aslan avcisidir, nur sarhosudur! 

Bazi cahil seyhler, kendilerine bir miktar esrar-i ilahiye acildigi zaman... 
Merkep izinde birikmis su gorilp derya zannetmis kimseler gibi. kendisini kamil 
oldum zannedip, nefsinin hilesine aldamr, hakikate varamaz..berzah denilen iki 

935 

mertebe arasmda ki, gecitte kahr. 

"Islah-i nefs ehemm-i muhimmatdandir. Kisi kendi nefsini lslah itmeden 
gayrm lslahma milbaseret ayn-i gaflettir. Ve tarikata alim olmayan rehmima ol- 
mak ayn-i cehalettir. Imdi riayet-i seri'at-i serif ile tamir ve tarikat-i mesayih-i 
izam ile batmm tenvir ide." 



932 — QAVUSOGLU, a.g.e. s.128 
933 — Mesnevi c.III, b.4020 
934 — Mesnevi c.IV, b. 1549-1 553 



935 — SelimDivane, Sadiklarm Miiskillerinin Anahtan, a.g.e., s.56 
936 — "Nefsi terbiye etmek onemli islerdendir. Kisi kendi nefsini lslah etmeden 
baskasmm lslahma heveslenirse gafletten baska bir sey degildir. Ve tarikati bilme- 
yene kilavuz olmak cehaletten baska bir seyde degildir. Simdi seri'at-i serife riayet 
ile tamir ve tarikatm btiyiik mesayihi ile batim aydmlatmak gerekir." 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 447 

Orug tutup halka riya kilanlan, 
Namaz kihp tesbih ele alanlan, 
Seyhint deyip baska bina kuranlan; 

937 

Son deminde imanindan cilda kddim. 

Ahmed Yesevi kuddise sirruhu'1-aziz 

Bir kimse illaki nefsine yenik du§up ir§ad seccadesine oturmak isterse 
veya vazife verilmeden kendine bir §ekilde temin etse, onun kendine tabi 
olanlar icin verecegi bir feda-i can talep edilecegini unutmamahdir. Bu ise, 
kamil olmayan icin zor bir imtihandir. Enbiya ve rasuller aleyhimusselam 
dahi bu minval imtihandan gecirilmi§lerdir. Bunu isyan mertebesine du§me- 
den gecmek kamile mahsusu bir haldir. 

Bir gun Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem Efendimiz, bir dizlerinde 
kendi ogullan Hazret-i Ibrahim, bir dizlerinde Hazret-i Hilseyin oldugu halde 
ikisini de oksuyorlarmis. Bu sirada Cebrail aleyhisselam gelerek: 

"Ya Resulallah, iki inci bir dizide ohnayacak. Ikisinden birinifeda etmen 
Idzint geliyor," demis. Dusunmiisler ki, 

"Hazret-i Hilseyin 'i feda edersent, ben, Hatice, anasi ve Ali ntahzun ola- 
cagiz. Fakat Ibrahim 'i feda edersent, ben ve annesi ntahzun olacagiz, ekseri- 

938 

yet ntahzun olacagina Ibrahim'ifeda ederint," demijler. 

§eyh Mevlana Halid-i Naksibendi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin 
ashabma yazdigi bir mektubun tercumesini burada zikretmekte fay da umuyoruz: 

"Besmele, tahmid ve tasliyeden sonra, 

Hidayette yildizlara benzeyen afif, iktidada kandillere musabih olan 
mursid-i kamiller buyurdular ki, "Mutene'imin ni'metiyle istigal sebebiyle 
mun'imi unutntasi kufran-i ni'mettir. Tarikintiz ntuhakkikleri agikladilar ki, 
vucudundan fani olmayan salike, rabitafena meydana getirmez- Bu hal belki 
saliki, vartaya dusurur. Sizlerden umdugum benden selanti ve kelami kesin. 
Belki miiriivvetin ve vefanin kentali budur. Sizler vakit vakit nefsinizle ntuva- 
cehe yapin, ancak zaruret halinde biz fakir kitmire tahriren muracaat edin" 

"Bize hizmet edenlerden bazi kimseler vardir ki, mesakkat cihetinden siz- 
den uzak, sohbet cihetinden sizden kidemli, hizmet cihetinden sizden qok ol- 
dugu halde, bizint isaretintiz olmadan hareket etmezler. Bu tarikat, asrimizda 
bulunan muteseyyihlerin oyuncagi degildir. Hile ve hud'a sahihlerinin batil 
sozleri de degildir. Hakiki seyh, murid ile Rabbi arasinda bir vasitadir. Hakiki 
seyhten yuz qevirmek Cenab-i Hak'dan yiiz qevirmek gibidir. Muridlere ken- 
diniz icin rabita ettirip suretinizi ta'Em etmeyin. Isterse suretiniz zahir olsun. 
Ashnda sizin bu ta'liminiz seytanin telbiyesindendir. Bizint emrimiz olmadan 

(Aziz Mahmud Hildayi kuddise sirruhu'l azizin Belgiradh Ali Efendiye Gon- 
derdigi Mektup'tan. Derleyen: Cengiz Gundogdu, Yrd. Dog. Dr. Atatiirk U. Ilahiyat 
FakiiltesiTasawuf Dergisi, Sayi: 3 Nisan-2000 Sahife:82-84) 

937 — Eraslan, Kemal, Divan-i Hikmetten Secmeler, 1993, s.12 

938 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 384 



448 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

hig kimseyi halife tayin etmeyin. Nerede kaldi ki, etrafa halife ohnak icin 
zahmet gekmeniz? Eger bu dustugunuz gaflette devam ederseniz, sizden ta- 
mamen yiiz ceviririz. Bir kere de sizden yiiz cevirirsek bir daha muvafakatimiz 
guqtiir. Dikenli agaci vilcuttan cekip qikarmak sizinle barismaktan kolaydir. 
Bizint kalbimiz bir kere kirihrsa bir daha dogrulmanin ihtimaE yoktur. Bir 
kimse ki, i'tizar ile ma'zur olur, bizden vebal kalkti demektir. Selamlar!' 

Bu kelami, abd-i miskin Halid Naksibendi el-Miiceddid el-Kiirdi el- 

939 

Osmani kendi diliyle soyledi ve eliyle yazdi. 

12 — §eyhlik miles sesi birkag kelam uzerine istinat etmek dogru olur mu? 

Islam dininde §ahitlik muessesi iki kisjnin §ehadeti ile gercekle§ir. Bir 
ki§inin kendi ba§indan gecen bir durumuna iki §ahit getiriyorsa onun dogru- 
lugunu kabullenmek gerekir. £unku aksi ispatlanmadikfa biitiin sozler dogru 
kabul edilir. 

Mesela; 1967 yihndaki Efendi Hazretlerinin son haclannda Medine-i 
Miinevvere'de Mescid-i Nebevi'nin "Siddik Kapisi" kar§isinda Hamamci 
§aban Aydin ve Gemerekli Abdussamed'inde bulundugu bir sirada Efendi 
Hazretleri, Seyyid Osman Hulusi Efendi ye donerek; 

"Gardasim Hulusi! Senin ecdadin bizint ser-tdcimizdir. Uzerinize bu- 
yuk bir vazife intikal ediyor. Ihvan'a sahip gikip, hizmet edersiniz" diye 
buyurmu§lardir. Seyyid Osman Hulusi Efendide cevaben "estagfirullah 
Efendim " demi§tir. 

Ancak birinci soruda gecen konu ile ilgili kelam 1967 senesinden sonra 
olan senelerde gecmesi de ayn bir durum olu§turmaktadir. 



939 — Mehmet Zahid KOTKU, Tasavvufl Ahlak, 1st, 1998, s.241 

940 — Ba§ka bir rivayette Efendi Hazretleri sozilne devam ederek, "Bu yukiln agir- 
ligmi ancak siz cekebilirsiniz" diye karjilik vermijtir. 

941 — Seyyid Osman Hulusi kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin irsad vazifesi bir 
icazetname ile te'yid edilmemistir. Osman Hulusi kuddise sirruhu Efendi kendine 
bagli ihvan gurubunda okunan silsileye ancak isimlerini 1983 yilmda yazili olarak 
dahil edebilmistir. Bu zamana kadar vazife bizde diyerek ileri cikmamistir. O'nun 
icin 1 969 da vazife almis diyenler varsa da bu gorils hicbir sekilde dillendirilmedigi 
gibi bu iddia sahibi tarafmdan kabul edilmedigi muhakkaktir. Qunkil yakmdan tam- 
yan hicbir ihvan tarafmdan bu turlil duyum yoktur. 1986 yilmda Ankarah Hatim 
Hocasi Kara Mevlana Haci Ahmet Turan kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin agzmdan 
bizzat su kelami duydum. 

"§u an Seyyid Osman Hulusi kuddise sirruhu' l-aziz Efendiye bir vazife intikal 
etti. Eger ders ahnak istersen git, O'ndan al dedi. " 

Ancak kendisi O'na bir seyh olarak baglanmamisti. 

Bu konuda sunun bir hakikat oldugunu yazmak gerekir ki, Seyyid Osman Hulusi 
kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin vazife aldigim Hamamci Saban Efendinin agzmdan 
isittik. Fakat bizim gibi milbtedi olan kisiler ifin uygun olan Seyyid Osman Hulusi 
kuddise sirruhu'l-azize baglanmak idi. Bizde 1986 yilmda Seyyid Osman Hulusi 
kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin yanma gidip ders aldik. Rabitayi Efendi Hazretleri- 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 449 



ne gore tarif etti. Fakat herzevekillerin yilzunden O'nun bile razi olmadigi sekilde 
rabitayi O'na cevirdik. Simdi anliyoruz ki, bu bir hatadir. Cunkti Osman Hulusi 
kuddise sirrahu Efendi kendine ihvan olanlara bile ders tarif ederken rabita ve feyz 
talebini Ihramcrzade Haci Ismail Hakki TOPRAK Hazretlerine kuddise sirruhu 
yapilmasi seklinde tarif ettiklerine 90k defalar sahit olmusumdur. Aynca 
Gavsiilazam'a rabita edilecegi kitabimizda bahis konu edilmistir. 

"Seyh-i A'zam Efendimiz hem de daima Hazret-i Pir Mehmed Vehbi Hayyat 
kuddise sirruhu' 1-aziz Efendimiz Hazretlerine rabita olunmasmi emr il ferman bu- 
yururlar idi ve soyle irade ederler idi ki, 

"Rabita Gavs-i a'zama olur, ondan baskasina rabita olmaz; onun igin Hazret-i 
Hayyat Efendimize rabita edin" diye ferman buyururlar idi. Insaf et, muriivvet et 
nazar-i Hak ile nazar et ki, Fehmi Efendimiz Hazretleri ne derecelerde kendilerini 
mahv u fena etmisler ki, rabita ancak kendilerine mahsus iken miirsitleri olan 
Cenab-i Hayyat Hazretlerine rabita olunmasmi ferman buyurmuslardir." (Asci Ibra- 
him Dede, a. g.e. c. I, s.391) 

Seyyid Osman Hulusi kuddise sirruhu '1-aziz Efendi seyhtir. Fakat O'nun razi 
olmadigmi O'na layik gormekte abes ile istigaldir. Seyhlik makammda tasniflerin 
nasil yapilacagmi bilmeden tek bir kisimda yorum yapmak hata olmaktadir. Bu 
hatayi ihvan-i kiram cokca yapmistrr. Yapacaktir da. 

Tarikat sistemi dini hayatm icinde farz-i kifaye makammda olan bir kurumdur. 
Bu kurumda ifrat ve tefrit hatadan baska bir netice dogurmaz. Seyyid Osman Hulusi 
kuddise sirruhu '1-aziz Efendinin "Evet ogul, inanmazlar canim, inanmazlar" (Go- 
nuller Sultani- Es-Seyyid Haci Hulusi Efendi, Ismail Palakoglu, 2005, s.159) soztl 
ise, kanatimizce kendi seviyesinde olanlar icin soylemistir. Efendi Hazretlerinin 
Hakk'a yurumesinden 15 sene gibi bir zamandan sonrada bir seyin kabul edilirligi 
tabi ki, zordur. 

Aynca Efendi Hazretlerinden sonra Haci Hasan Efendinin de etrafmda seyhligini 
tevkir edenler olmasma ragmen O'nun bu konuda acik bir kapi birakmadigma sahi- 
diz. 1978 tarihinde ise gonderilen bir mektup vardir. 

Es-Seyyid Haci Hulusi Efendi Gardasima! 

Edep, seref, Hint, irfan, vefa ve kemalatta zamanin kamilisin. Bu biqare 
natuvaneye liltfedin. Ihsan sizin adetinizdir. Erbab-i ihsan oldugunuza ilel ebed 
itikat ettint. 

10 Muharrem'ul Haram h.1399/ m:1978 

Haci Hasan Efendinin oglu Haki Efendi anlatiyor. "31.07.1984 senesinde babam 
Hakk'a ytirumeden birkac gun once Hulusi Efendi ziyaret niyetiyle Sivas'a geliyor. 
Ben dilkkanda otururken babam telefonu caldirdi yukan ciktim, bana sordu ki; 

"Seyyid geldi mi?" Ben cevap veremedim dilkkana indim, baktim ki, Hulusi 
Efendi dilkkanda oturuyor. Hemen Hulusi Efendi ile babamm yanma ciktik. Babam 
dedi ki; 

"Seyhimle goriistiint bendeki emaneti teslim ah " Hulusi Efendi buytik bir ytl- 
kiln altma girmis bir insan gibi, babamm ayaklarma uzun sure kapandi ve bende 
kaldiramadim. Nureddin Agabey geldi onu bir odaya gecirdik. Hulusi Efendinin 
cezbeli hali gecti ve 



450 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

13 — §eyhlik vazifesinde ferdi igtihat mi, yoksa cemiyetin icmdsi mi ge- 
reklidir? 

Tarikat mur§idinin icazeti ve muridde liyakat gereklidir. Evladi dahi olsa 
hakki yerine koymak farzdir. 

Onbesinci asirda Ankara' da kurulmus olan Bayramiyye tarikatmm piri 
Haci Bayram Veli kuddise sirruhu'l-azize tarikatlar tarihinde evliyalar babasi 
adi verilir. Kendisini yetistiren btiytik mutasawif Seyh Hamid Veli kuddise 
sirruhu'1-aziz, halifeligi oglu Yusuf Hakiki kuddise sirruhu'l-azize birakmaya- 
rak Haci Bayram kuddise sirruhu'l-azize devreder. Bunun iizerine Yusuf Hakiki 
kuddise sirruhu'1-aziz babasma karsi hayretle kansik bir kizgmlik duymaya bas- 
lar. Devamli bu meseleyi dusunerek asik bir surat ile dergahm bahcesindeki ku- 
yudan su cekerken babasi cagmr ve soyle der: 

"Bak evladim Hz. Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellemin yolu acrktrr. 
Orada her gercegi btittin yanhshklardan siynlmis olarak gortirstin. Devlet idare- 
sinde, manevi islerde, sanatta velhasil emniyeti yuriiten her turlti galismada isle- 
ri ehline birakmak, veliahdi yetkililerden segmek dinimizin emridir. Senden 
sonra hakikate en ziyade asina olup, talebeleriyle yetistirmeye en mtisait kabili- 
yetlerle donanmis olarak Haci Bayram' 1 goruyorum. Sana karsi babahk sevgim, 
beni vazifemden ve dogru yoldan ayiramaz. Yusuf Hakiki, babasmm bu soz- 
lerini bir mtiddet dinledikten sonra: 

"Ama baba, gormiiyor musun? Senin gibi bir dergahi degil, koskoca mille- 
ti idare eden padisahlar bile saltanati ogullarma devrediyorlar. Onlar 
musliimanhgi bilmiyorlar mi? Onlar Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellemin 
yolundan habersiz midirler?" 

Seyh Hamid Veli kuddise sirruhu'1-aziz bu sual tizerine adeta irkilir. Ren- 
gi saranr ve uzak manalara dalarak: 

"Evladim, pek isabetli bir noktaya degindin, hakhsm. Hz. Rasultillah 
sallallahti aleyhi ve sellemin gosterdigi yolda idareyi en muktedir olana devret- 
mek lazimdir. Ama kotti geleneklerin yasamasi bizi hakikate karsi gelmege zor- 

"Ya Rabbi Haci Hasan Agamin online bir adim atmadim, soziine bir soz kat- 
madim" dedi ve agladi, Bayram Ali'nin evine gittiler. 

Binaenaleyh, Seyyid Hulusi kuddise sirruhu'l-azize gonderilen mektuptaki niyet 
tarn anlasilamamaktadrr. Ancak anlatilan bu olay daha acrk manalar ifade etmekte- 
dir. 

(Bu iki kisi hakkmda bilgi vermemiz onlan yakmdan tammamizdir. Diger seyh 
olan kisiler hakkmda fazla yorum yapmak istemiyoruz. Yazan) 

Konu gelmisken bir insamn seyh olma sifati onun kadrini yticeltmez. Bir insana 
deger veren konu insanlara yaptigi hizmettir. Seyyid Osman Hulusi kuddise 
sirruhu'l-azizin hizmeti Hakk ve piran katmda makbuldur. Yoksa nice bu yolda 
rehntima olmuslar vardir ki, adlan menakib kitaplarmda da gecmez. 

Simdi Seyyid Osman Hulusi kuddise sirruhu'l-azizin evlatlan bu yolda hizmete 
talip ve varis olmuslardrr. Allah Teala onlann yardimcilan olsun. 

Bu anlatiklanmiz bizim tecrtibelerimiz ve yasadiklanmizdir. Bu konuda baska 
kisilerin gortislerine bilgilerine saygi duyanz. (Yazan) 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 451 

lamaz." dedi ve soyle devam etti: 

Hz Hiiseyin radiyallahii anh Kerbela'da aile efradiyla susuzlukla yanar- 
ken, giines etrafi cehennem gibi, yaktigi bir ogle vaktinde cadirm online cikar, 
kumlan avuclayarak ellerini yikar. Bu sirada kendisine uzuntii ile bakan sadik 
kolesinin: 

"Yezid'e Mat etseydi de bu sikmtiyi cekmeseydi acaba ne olurdu?" sek- 
lindeki kalbden bir diisiincesi ruhuna akseder, manali manali kolenin yiiziine 
bakarak: 

"Muhakkak ki, bizim Yezid'e biat etmeyisimizin saltanat dusiincesiyle bir 
alakasi yoktur. Babadan ogula kalan devlet, dedemiz Hz. Rasuliillah sallallahii 
aleyhi ve sellemin gosterdigi yola aykindir. Biz Yezid'e biat edersek Islam' in 
en bilyilk direklerinden biri olan secim yollu idareyi temelinden sarsmis ve sal- 
tanat sifatmi yasatan idareye yeniden kudret kazandirmis oluruz. Halk secsin, 
Yezid degil kim olursa olsun itaat ederiz." Der ve sonra ellerini yikamak icin 
avucunda tuttugu kumlan gostererek: 

"Kerbeld 'da her kum zerresi §ahit olsun ki, her devirde bizim 
miicddelemizi anlayip, ona katilan bizdendir. " Diye yemin eder. §eyh Hamid 
Veli kuddise sirruhu'1-aziz sozilniln burasmda Oglu Yusuf Hakiki'nin omuzla- 
nm oksayarak: 

"Iste evladim hakikat budur. Her seyin yerli yerinde olmasi gerekir. Elmasi 
demircinin orsilne, bakiri sultamn tacma oturtan cehaletten daima sakm. Mahir 
bir okcuyu hamama tellak yapip, mahir bir bilgini kuyudan su cekmege mah- 
kum edecek sekilde gelisen cemiyetler daima cokmtislerdir demistir 

Bu sozlerden sonra aslmda iyi bir insan olan Yusuf Hakiki kuddise 
sirruhu'1-aziz, Haci Bayram Veli'nin mtiridi olmus ve ona ziyadesiyle hilrmet 

942 

eylemistir. 

Ancak, Osmanli Imparatorlugu doneminde miiridlerin tabii olacaklan 
§eyhler me§ihat makami tarafindan tayin edilmesi tarikatlann son zamanlar- 
da yetersiz ve idari durumlarda devlet kar§isinda aciz kaldiklannin afik gos- 
tergesidir. 

Cumhuriyet doneminde ise, bu konuda nakledilen olaylara bakinca ge- 
nellikle ki§ilerin kendilerini topluma kabul ettirmeleri vardir. 

Ahmed Tahir kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 
" Altinin sahtesi oldugu gibi, evliyanin da sahtesi vardir. Bazisi benlige 
kapihr. Verilen geri ahnmaz. Ancak boylesi kendini kurtarir, bafjkasini kurta- 



942 — KARABULUT, All Riza, Kaysen'de Meshur Mutasavviflar, Kay sen, 1984, 



s. 161 

943 



II. Abdtilhamid Han tarafindan kurdurulan 'Meclis-i megayih 'in amaci oto- 
kontrol sistemini daha saglikh bir bicimde hayata gefirmekti. Bu amaci gercekles- 
tirmek ifin bir takim cahsmalar yapilmis ve tekke seyhlerinin dini ve tasavvufi egi- 
timleri icin belli esaslar konularak icazet zorunlulugu getirilmistir. 



452 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

944 

ramaz. " 

Hiilasa; Efendi Hazretlerinin Hakk'a yuriimesinden sonra 16 ki§i §eyhlik 
iddiasi ile ortaya cikmi§ oldugu rivayet edilir. Bunlann bir kismi kendilerini 
kabul ettirerek tarikatlanni ve gruplanni kurmu§ ve devam ettirmektedirler. 
Bu ki§ilerin dogruluklanni Allah Teala'ya havale etmek en uygun olanidir. 

14 — §eyhlik vazifesi alan kiqide bulunan e§yalar o §eyhin muteberligine 
i§aret olur mu? 

Hayir. 

Eger e§yalar teberriiken §eyhi tarafindan gonderilmi§ ise, bu e§yalarda 
bir icazet kiymeti vardir. 

Mesela: Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin hirkasini Hz. Ebubekir 
ve Hz. Omer radiyallahii anhiima ile Veysel Karani radiyallahii anh Hazret- 
lerine bizzat gondermesi, Tokath Mustafa Haki kuddise sirruhu'l-azizin 
Efendi Hazretlerine e§yalanni teberriiken gondermesi gibi. 

Efendi Hazretlerinin boyle bir ki§iye emanet gonderdigi kimsece bilin- 
memektedir. Sonradan bazi esyalannda bir yerde toplanmasi mursjtlik vazi- 
fesi icin delil tesjdl etmez. Fakat toplandigi yerin vefakarhgina biiyiik i§aret 
olabilir. Takdirle kar§ilamak lazimdir. 

\5-§eyh gerekli midir? 

Ahmed Amis, Efendi 'ye talebelerinden birisi muridin §eyhe olan ihtiya- 
cini sorunca; 

"Bu niqin boyle oldu? Bu boyle olmamahydi" gibi sozler caiz degildir. 
Qiinkii bundan Allah Teala'ya akil ogr etmek gikar." 

(Damadi Nairn Beye soyle buyurmuslar) " '§u soyle olsun', 'bu boyle olsun' 
dan kurtuluncaya kadar seyhe muhtagsin. " 

" Dagi, dag, tasi, tas olarak gordiikge seyhe muhtagsin. " 

"Kendinle konusuncaya kadar seyhe muhtagsin. " 

"Yer taban, gok tavan arasindaki ciimle mahliikati kendinizden mukad- 
dem ihvan bilmedikge seyhe muhtagsin." 

"Gelene sevinmeyinceye, gidene yerinmeyinceye kadar seyhe muhtagsin." 

945 

Tarikat okul oldugu icin bir iistada ihtiyac vardir. Usulleri vardir. Bunla- 
nn her donem yeniden yapilanmasi zor olan i§lerdendir. Zaman icerisinde 
kemal ve simflara aynlmi§ ve olgunla§mi§tir. Onun icin tasavvufi hayat ice- 
risinde bir §eyh ihtiyac kabilinden olan §eylerdendir. 

"Bilyuk miirsidi kamiller, sonradan kendilerine nisbet olunan tarikati; seyir 
ve siiluk yolunu hayatta iken koymus degildirler. Hakk'a yurildukten sonra ken- 



944 — GUNEREN, age., s. 56 
945 — GUNEREN, a.g.e., s. 66 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 453 

dilerine bagli olanlar bazi usuller koymu^lar, bazi merasimler meydana getir- 
mijler ve bunlar o tarikatm esasi olmu^tur. Daha acikcasi, htirmet ettikleri, bagli 
bulunduklan o btiytik adamm hayattaki hareketlerini kendilerine bir olcti kabul 
etmi^lerdir. §u var ki, insanlik bugtin artik tarikat yolundan gitmiyor. Yalniz 
btlytlk mtltefekkirlerin, ytlksek mtlrjidi kamillerin (§ah Nak^ibend, Abdtllkadir 
Geylani kuddise sirruhu'l-azizan) yolundan gitmegi daha kestirme buluyor. 

Boyle hareket edenler, bu yola merak edenler mazur gortllmelidirler. Cunkti 
bu ttlrltl kimseler kendi ruhlannm mahiyetindeki bazi gizlilikleri ancak idrakleri 
ve dimaglarmm yapilijlarmm mtlsaadesi nisbetinde aramak mecburiyetindedir- 
ler ve mutlaka arayacaklardir." 

\6-Tarikatlardaki hizipleqmenin dini igerigi nedir? 

Insanlar birbirlerinden farkh yaratilmi§tir. Bu biitun insanlar icin gecerli 
bir ortak ozelliktir. Insanlar kendi caplannda ve takatleri miktannca hakikati 
arar. Hakikati arayan insanlann yaratih§larindaki farklihklar gibi, hakikati 
arama metotlan da farkh olacaktir. Eger bu §ekilde bir yapilanma olmasa idi, 
kurumlar te§kil etmeyecekti. Fikhi mezhepler dahi bu ayriliklann olu§masi 
insanlann fitrat olgusunun tezahiiriidiir. Bu nedenle olus.umlann sistematigi 
ve kurumlan zahirde acihm gostermesi ile hayatiyet kazanacaktir. Kiyamete 
kadar devam edecek islam'in zayiflamayip kuvvetlenmesi icin bu fakhla§ma 
gerekmektedir. Allah Teala, islam'i kiyamete kadar ifrat ve tefrit arasinda 
kurulmus. miiesseseler arasinda giiclendirmis. ve istikamet iizere olanlarla 
devam ettirmektedir. Kiifiir iizere bulunan 50k kimselerin Islami icerik ile 
zayif tarikatlar tarafindan hidayet olmalan gecis. donemini saglamaktan ba§- 
ka ne olabilir. £iinkii batihn kan§tigi tarikatlarda miihtedinin kendinde bulu- 
nan bazi §eyleri bulmasi o ki§iye bir rahathk vermekte ve islam'i rahat kabul 
edebilmektedir. Eger bizler bu tarikatlann yaptiklan i§lerde musamahakar 
davram§lar iizerine bulunmazsak, Islam' a en biiyiik zaran veririz. Aynca 
simgeleri bariz kalmak §arti ile gayrimuslimlerin bir arada hayatin icinde 
bulunmasi ile Islam'in nurundan insanlar haberdar olmu§tur. Bu §ekilde 
binlerce ki§inin miisliiman oldugu da g6rulmu§tur. 

Tasavvuf ehline dii§en gayret bu arada belli bir seviyeyi kat edenlere bir 
sonraki hakikati bildirmek icin cah§ma icinde olmahdir. Bu nedenle yapilan 
tenkitte §eyhin postni§inligi nasil ele gecirdigi degil, islam 'a baglihgi ve 
insanhga yaptigi hizmette aramahyiz. Eger bu ki§iler sebebiyle bir ki§i hida- 
yet buluyorsa, bu o §eyhin diinyadaki en biiyiik nimete kavu§mu§ oldugunu 



U6 -ERGIN, a.g.e. s. 286-287 



947 — Osmanli imparatorlugu doneminde Bektaji, §ia ve Stlnni tarikatlar devlet 
kontroltl altmda idi. Bu tarikatlann smir boylarmda yerle^tirilmesi bizzat devlet 
tarafindan yapilmij ve elzem gorulmtljttlr. Ifrati ve terfidi olmayan bir sistemde 
orta yol hicbir zaman luilunamamistir ve sistem hemen cokmiistiir. 

948 — Efendi Hazretlerinin vekalesini temizleyen bir Ermeni Kadm vardi. 



454 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

.. , • 949 

gostenr. 

Tarikatlarda ayni §eyhten terbiye goriip aynlan bircok gruplar vardir. Bu 
Allah Teala'ya ula§an yollann zenginligi ve rahmet sebebi olan i§lerdendir. 

Zaman, mekan, ortam ve insan gorii§ ve bili§lerde tebdil ve degi§ime 
ugradigi gibi, islam'in giizel yiizii insanlara degi§ik tecellilerde kendini su- 
nar. Bu sunu§ta Allah Teala'nin biiyiik tasarrufunu gorenler mesela Mevlana 
kuddise sirruhu'1-aziz gibi, senelerce kendinden bahsettirir. Bu kolda da 
Efendinin de kendini unutturmayacak §ahsiyetlerden biri oldugunu seneler 
gecmesine ragmen gormekteyiz. 

Ibrahim Has Hazretleri Menakibname'sinde yaziyorlar ki; 

"Karabas-i Veli hazretleri kimseyi reddeylemezlerdi. Nice fasiklar gelir, biat di- 
lerler ve bir milddet sonra tevbekar olurlar; irsad sahibi adamlar sirasma gegerlerdi. 



949 — Hz. Muhammed sallallahti aleyhi ve sellem buyurur ki; "Vallahi, senin hi- 
dayetinle bir tek kisiye hidayet verilmesi, senin igin kiymetli develerden mutesekkil 
surulerden daha hayuhdir. " (Ktittib-i Sitte) 

950 — Tarikatlarin Sayisi - Once sunu soyleyelim ki, tarikler pek coktur. Zira as- 
lmda "Hak Teald Hazretlerine ulastirici olan tarikler (yollar) yaratiklarin nefesle- 
ri sayisincadir." Fakat bunlarm hepsi tic smifa indirgenebilir: 

Ahyar Tariki, Ebrar Tariki, Settar Tariki. 

Ahyar Tariki - Birinci tarik muamelat erbabmm yoludur ki, Allah Teala'nin 
farzlan ve nebilerin stlnnetlerini yerine getirmekle, yani 90k namaz kilmak, 90k 01119 
tutmak, 90k Kur'an okumak gibi ser'i amellere girismekle hasil olur. Bu yol saye- 
sinde Hakk'a vasil olmak i9in hem 90k zaman ister, hem de bu vasitayla maksada 
ulasmakta basanh olanlar azdir. Zahitlerin yolu budur. 

Ebrar Tariki - Bu ikinci yol mticahede ve riyazet yoludur ki, mticahede (nefsini 
yenmeye 9ahsma) ile ahlaki degistirme, nefsi temizlemek ve kalbi antmaktir. Buna 
ebrar (iyiler) yolu derler. Bu sayede insan nefsini kottl ahlaktan temizleyip kalbini 
kottl isteklerden antabilir. Bu yolla Hakk'a erenler birincisinden daha 9oktur. 

Settar Tariki - Bu tl9tlncu yol ask ve muhabbet ehlinin ve cezbeyle yola girenle- 
rin yolundan ibarettir ki, buna tarik-i sairin (ytlrtlyenler yolu) veya §ettar Tariki 
derler. Bu yola giden ihvan ileride ayrmtilarryla soyleyecegimiz tlzere Ehadiyetin 
kutlu zatma kadar bir halden baska bir hale intikal etmek suretiyle manen seyr ve 
seyahat eder. Bu yolun sarti insamn kendi iradesiyle oltlmtl kabul etmesidir. Tabii 
oltlmle olen bir kimse nasil dtlnyadan tamamen el 9ekmeye mecbur olursa iradesiyle 
olen insan da her seyden vazge9ecek, hatta kendi vtlcudunu bile yok farz edecektir. 

"Cezbe ehlinden olup ask ile ulfet etntis olmayan ihvan, bu yttce tarike siiluk 
edentez. Zira bu tarik, "§ettar Tarikati"dir. Bunun ilk adinunda ihvanin beseriyet 
kabugunu ask atesiyle yakip kuslar yunturtasindan qikar gibi cikntasi gerekir. Bu 
tarike siiluk kolay sanihnasin, zira bu tarikin gugluklerinin en hafifi cam terk 
etmektir. " 

Tarikatlar, Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellemin kendi siretidir ki, zahiri riya- 
zet ve mticahedeler, batim ise, menzilleri ve makamlan ge9mektir. Bu islerin hepsi- 
ne etvar (tavirlar) derler ki, ihvan onunla bir halden diger bir hale doner. Ve omrti 
olduk9a bu dontlstlmler ve tecelliler yolu tlzerinde seyredip gider." (AYNI. a.g.e. s. 
220-221) 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 455 

Bir de herkes bulundugu tarik ilzere terbiye ederlerdi. Hatta Mevlevi Sinecak Musta- 
fa Efendi Hazretleri bir gun, 

"Sultanim Mevleviligi terk edip, sizin hizmetinizde olacagim; bana biat verin. " 
dedi. Hz. §eyh cevaben, 

"Size Mevleviligi biraktirmak olmaz. Her bir tarikten murat suret degildir. Mu- 
ral Allah Tedld 'yi bilmektir. Her hangi tarikte olursaniz sizi irsdd mumkundiir. " 
Buyurdular ve onu terbiyeleri altma alrp, mertebe-i irsada ulastrrmislardir. Tarik-i 
Kadiri'den ve sair turuk-i aliyyeden bircok zevat hazretten biat isterlerdi. Hazret 
onlara biat vermez ve 

"Geliniz sizin ile goriiselim. Biattan murat, teslimdir. Sonra Allah Tedld yi bil- 

951 
mektir. " Buyururlardi. Bu suretle 90k kimseleri yetistirmislerdir." 

17-Aynca a§agida gelecek kisimda §u sorulann cevabi gelmektedir. 

— §eyhin icazet vermesi ile halifenin kendine rabita yaptiramayacagi; 

— Hakk 'a yuruyen §eyhe rabita yapilmaz demenin yanh§ oldugu; 

— §eyh vefat etti diye muridin faydasini umarak kendine rabita yaptir- 
masinin hata oldugu; 

— Hakk 'a yuruyen §eyh igin tasarruftan dugtti demenin yanh§ oldugu; 

— §eyh hayatta iken muridine dilerse yetki vererek kendi yerine kaim ki- 
labilecegi; 

— Ruhun ne kadar gtiglti ve tasarrufu oldugu; 

Seyh Abdullah-i Dehlevi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri, Seyh Halid-i Bag- 
dad! kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerine rabita ile emr ettikten sonra, §eyh Halid-i 
Bagdadi kuddise sirruhu'l-azizde rabita yaptirdi. Bilahare mumaileyh de fena ile be- 
kamn ehemmiyetini mtisahade ettikten sonra rabitaya izin verdi. Her kim bu derece- 
ye vasil olursa kendine rabita yaptirsm. Bazi muridin rabitadan men' ve zecr edildigi 
halde kendisine rabita yaptirmasi fazlasiyla taaccilbil mucibdir. (Ve la havle ve la 
kuvvete ilia billahil ali'yyil azim.) Bazi mtirid de, seyh vefat ettikten sonra kendisine 
rabita yaptrrmistrr. Bazisi da, meyyit ahirete intikal ettikten sonra dilnyaya iltifati 
kalmaz demistir. Bu kanaat, nefsinde kemal iddia edenlerin hatasmdan da buyilktilr. 
Bu soz Evliyaullah indinde, tasarrufati inkardir. Bunda ittifak vardir. 

Evliyaullahin tasarrufati, ahirete intikal ettiklerinde de bakidir. Onun ifin 
Hazreti imam-i taiikat el ma'riif Sah Nak^ibend kuddise sirruhu'1-aziz Seyh 
Abdiilhalik Giicdiivani kuddise sirruhu'l-azizin riihaniyetinden feyz almistir. Hal- 
buki bu iki zat-i muhteremin arasmda bes adet vasita vardir. 

Yine Ebii'l Hasen Harkani kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri, Bayezid-i 
Bestami kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerini idrak etmedigi halde, onun riihaniyetin- 
den feyz almistir. Belki Bayezid'in vefatmdan sonra dilnyaya gelmistir. 

Ey kardes, bilmelisin ki, seyhimiz Ziyaeddin Halid en-Nak§ibendi'l- 
Miiceddid kuddise sirruhu'1-aziz hayatmda, ashabmdan hie birinin kemaline sahit 
olmadi ve hie birine rabitaya izin vermedi. Hatta siddetle nehy ederdi. 
Milridlerinden soranlara da, "Benim yammda mtirid yoktur, yalmz Ismail yanm 



-Sefine-i Evliya, c.IV, s.27 



456 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

milriddir" derdi. §eyh Ismail de Halid kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin vefatm- 
dan sonra kaim-makami oldu. Ondan sonra seyh Abdullah Herevi kuddise sirruhu'l- 
aziz kemal mertebesini buldu. Fakat kendi suretine kimseyi rabita yaptirmadi. Haz- 
reti seyhin bazi ashabma, noksanlanyla beraber irsada izin verilmistir. Nitekim Hoca 
Bahaeddin kuddise sirruhu'1-aziz Ya'kub-ii Qerhi kuddise sirruhu'l-azize, kemal-i 
vusulilnden evvel, 

"Yd Ya'kub! Benden sana ne vdsil oldnysa, sen de onu ndsa ilet" buyurdular. 
Bundan sonra Ya'kub-tl Qerhi, §eyh Alaeddih kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin 
elinde tekemmill etti. Eger mukemmelin izin ve icazeti ile nakis olan irsada mesgul 
olursa, kamilin yerine kaim olur. Yani nakism eli kamilin eli olur. Zarara ugramaz. 
Allah-tl a'lem bissevab. 

Milfessirler toplulugu, "Eger Yusuf, Rabb'inin burhamm (ilahi ihtari) gor- 
memis olsaydi, olacak olan olurdu." (2/99) ayet-i kerimesinde, ruhaniyyunun 
imdat ve tasarrufunu tasrih ettiler. Mufessirinden sahip-i Ke§§ af (burhan) kelime- 
sini tefsir etti ve dedi ki; 

Ya'kub aleyhissalatu vesselam, Yusuf aleyhisselama (iyyake ve iyyaha) yani, 
"Ya Yusuf, seni Zilleyha ile olmaktan ve Ztlleyha'nm sozilnil tutmaktan tahzir ede- 
rim" dedigini, Yusuf aleyhisselamm da bunu isittigini ve hatta Ya'kub 
aleyhisselamm temessill ile mtibarek parmagmi lsirarak gorundugunil de zikr etmis- 
tir. Evliyaullah, ruhaniyetlerinin cismaniyetleri ilzerine galebesi sebebi ile cesitli 
suretlerde zahir olurlar. Nitekim sahih hadiste, Sultantl'l-Enbiya sallallahil aleyhi ve 
sellem Efendimiz Hazretleri, bazi ehl-i Cennete, . Cennetin her kapismdan gaginla- 
cagim buyurdular. Ebubekir Siddik radiyallahil anh dedi ki; 

"Bir adant nasil olur ki, Cennetin her kapisindan girsin?"Cevaben: 
"Evet, umarim ki, o da sensin!' buyurdular. 

Imam-i Rabbani kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerini, muridlerinden on ikisi bir 
aksam iftara da'vet etmisler ve aym zamanda onikisinin iftar sofrasmda da hazir 

952 

bulunmuslardir. Kaddesallahil sirrilhu'1-aziz. 



-Mehmet Zahid KOTKU, Tasavvufi Ahlak, 1st, 1998, s.241-243 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 457 

II-MUHIB VEMURIDLERI 

Efendi Hazretlerinin damadi Hayyat Mehmet Efendiden nakledilen bir 
rivayete gore, bir gun huzurlannda sohbet esnasinda, orada hazir bulunanlar- 
dan bir kaci: 

"Efendim, Size gelen herkese, tefrik etmeden ders veriyorsunuz, bunun 
hikmeti nedir? " diye soruyorlar. O da buyurur ki; 

"Gardaslarim! Eskiden medrese, tekke gibi, Hint irfan yerleri vardi. 
Cannier asli mekdnlardir, tali mekdnlar kalmadi. Tarikata girme hevesiyle 
gelenleri biz bos geviremeyiz, fakat bizim bir gonttl dairemiz vardir ki, biz- 
ce malumdur. " Ba§ka bir zamanda §6yle buyururdular; 

"Bir kimse bostanina karpuz eker. Karpuzlarin buyudukten sonra en 
iyilerini satip para kazanir. Ondan ehvenini esine dostuna ve aile efradina 
yetirir. Geriye kalanini da hayvanlarina yedirir. O bostan ekenin bunda bir 
zarari var mi? Gardaslarim! Ders verdigimiz kimse hig bir sey yapmayip ta 
kottt ahlaklarindan vazgegse bu da bir kdr degil midir?" 

Efendi Hazretlerinin tekkesi yeryiizii, ihvanlan da butiin insanhkti. Hic- 
bir kimseyi ahval bakimindan eksik ve noksan gormezdi. Yokluk ile geldi ve 
yokluk ile gitti. Kimseye ne incindi ve de kimseye incindi. Uzenler olursa, 
onlan da Allah Teala'ya havale ederdi. 

Efendi kuddise sirruhu'l aziz Hazretlerinin yol arkada§lanndan §6hret 
bulmu§ olanlardan bazilan §unlardir. 

Milezzinzade Abdurrauf Aqikalm Efendi 

Ali Eris Efendi (Fatsa) 

Ali Osman Efendi (Fatsa) 

Avni Ecevit Efendi (Gtirun) 

Bahri Efendi (Unye, Tekkiraz) 



953 — Bahri Efendi Hazretleri: 1932 yilmda Ordu-Unye, Tekkiraz Koyilnde 
dogmujtur. Arif Hocamn torunu Mustafa Beyin ogludur. 

Arif Hocamn Tekkiraz'da Tokat ve Niksar'dan gelen yolcularm konakladigi 30 
odali misafirhanesi vardir. Comertligi ve misafirperverligi ile sohret bulmus bir 
aileden gelen Bahri Efendi Hazretleri Anafartalar ilkogretim Okulu-Unye'de ilk 
tahsilini tamamladi. Askerligini Bandirma'da muhabere onbasisi olarak yapti. 

Askerlik gorevinden donusilnde 1 956 yilmda Naime Hamm ile evlendi. 

1958 yilmda babasmdan izin isteyerek Sivas'a Gavs'ill-azam Ihramcizade Haci 
Ismail Hakki Efendi kaddese'llahti sirrahu'l-aziz Hazretlerine gitmek istedigini be- 
yan etmistir. Babasi ise Sivas'a gitmekten vazgecerse, bir takim elbise alacagim 
vaad etsede, Bahri Efendi Hazretleri manevi elbiseyi tercih ederek babasim ikna 
etmis ve Sivas'a gelerek Ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi kaddese'llahti 
sirrahu'l-aziz Hazretlerine intisab etmistir. 

Daha sonra Istanbul'a gocmtis IEET Idaresinde falismis 1983'te emekli olmus- 
tur. Halen Qamhca'da ikamet etmektedir. 

1969 yilmda Ihramcizade Efendi Hazretleri hakka yurudilkten sonra tasavvutl 
hayatim Bakkalkoy Dergahmda irsad faaliyetlerini yurilten Mesudiyeli Koyulhisar 



458 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Basmaci Mehmet Efendi (Isparta) 
Biinyamin Yildirim(tmranh) 



Armutcayrrli Ibrahim Yilmaz Efendinin terbiyesinde devam etmistir. 9 Mayis 1 974 
yilmda Ibrahim Efendi Hazretleri Hakk'a ytirtimesinden sonra bu kola bagli olan 
ihvanlarm irsad ve terbiyesi zatlarma tevdi edilmistir. Yokluk yolu tlzere bu kola 
bagli olan ihvam kiramm terbiyesi ile mesgul olmaktadir. 

Menakib 

1960 yilmda Bahri Efendi Hazretleri hammryla beraber Samsun-Terme'den Si- 
vas'taki Haci Karabey isimli ihvamn evine gidiyorlar. Bulunduklan senenin 90k 
kurak gecmesinden dolayi Ihramcizade Hazretlerine hacetlerini bildirip dua istiyor- 
lar. Efendi Hazretleri ve ihvanlar ile beraber yagmur duasi icin sahraya cikryorlar. 
Sohbette iken Ihramcizade Efendi Hazretleri; 

"Gardatjlarim! Beni benden sormayin, ben insan degilem" buyurarak yoklugun 

sirrim izhar ederek semaya nazar kiliyor. Bir mtiddet sonra yagmur yagmaya basli- 

yor. 
* 

Bahri Efendi Hazretleri Qanakkale Conkbayir'da sahra sohbeti yaparlarken, bir 
aile yanlarma geliyor. 

"Siz burada ne yapiyorsunuz? " diye soruyorlar. Bahri Efendi Hazretleri; 

"Yagmur duasina giktik." Bay an ise kocasma Bahri Efendi Hazretleri oniinde 
bulunan sekerleri gostererek; 

"GeL.Bu sekerler duahdir. Sende al. " Kocasi sekerden bir miktar almis ve uzak- 
lasirlarken bereket zuhur etmis ve yagmur yagmaya baslamistrr. 

954 — Biinyamin Yildirim Hoca Efendi 1943 yilmda imranlmm Uyamk Ko- 
ytl'nde dtlnyaya geldi. Babasmm ismi Recep annesinin ise, Fatima'drr. Ilk ilim tahsi- 
lini koy imami olan Babasmdan aldi. Kur'an-i Kerim, tecvit, fikih ve hadis dersleri 
alarak ilim hayatma basladi. 

Hentlz 10 yaslarmdayken namaz, orug, zekat, dtlnya, tasavvuf ve ask gibi konu- 
lar hakkmda hatiri sayihr siirler yazmaya basladi. 

Haramlar konusunda 90k hassasti. Evin tek erkek cocugu oldugu icin hayvanlan 
otlatmak 90gu kez kendisine dilsilyordu bu sebeble onlan onune katar dag yolunu 
tutardi. Namaz vakti gelince hayvanlarm baslarma fuvallar gefirir kendisi namazda 
iken baskalannm tarlasma girmelerine milsaade etmez namazmi oyle eda ederdi. 

Bu ve benzeri bircok hal ondan tecelli etmeye baslaymca fevresinde ki, kisiler 
kendisine "§eyh Biinyamin" lakabim takmis ve onu bu isimle cagirmaya baslamis- 
lardi. Recep Hoca oglunun iyi bir egitimden gecmesini istedi, bu amagla ellerinden 
tutup Gavstl-1 Azam Haci Ismail Hakki Ihramcizade Hazretleri huzuruna gotilrduler. 
Bu donemler yasi hentlz 16'dir. . . 

Normalde Haci Ismail Efendi Hazretleri dersi verdigi kisiye Lafza-i Celal'i gtln- 
de bin kere tekrar etmesini soylerken, Biinyamin Efendiye bes bin kez tekrar etme- 
sini soyler. Bu duruma sahit olan babasi Recep hoca: 

"Efendim ben hoca olmama ragmen beni bin 'den baqlattiniz Biinyamin ise, he- 
niiz cocuk ama ona bes bin kez cekmesini tavsiye buyurdunuz, hikmeti nedir" deyin- 
ce Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri: 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 459 

(Gillbaba) Cavit Kayhan (Mesudiyeli) 



"Gardatjim! bu ezeli bir mesele, onun atjki bunu kaldirmaya miisaittir" buyu- 
rurlar. 

Yedi yaslarmda baslayan ilim tahsili seyhinin 1969'da Hakk'a yuruytistine kadar 
19 sene stirdti. Bu donemin ilk 9 senesi zahiri bilgilerin, ikinci 10 senesi ise, batmi 
bilgileri ogrenerek gegti. Aradan iki sene gibi bir zaman gecmisti ki, on sekiz yasla- 
rmda §ukru Bey'in kizi Nazife Hanimla evlendi. Bu evliliklerinden ikisi erkek dordti 
kiz olmak ilzere alti tane cocuklan dilnyaya geldi. 

Askerligini Erzurum'da Topfu favusu olarak yapmis asker iken Hattat Mustafa 
Efendi gibi bir9ok Ehli Hal ile gorusmustur. Tezkereyi aldiktan sonra sohbetleri 
siklastirmis seyhiyle daha sik beraber olmaya baslamis ve sehir disi seyahatler yap- 
maya firsatlar bulmustu. Bu donemden sonra sik sik Istanbul'da bulunan ablasi Elif 
hammm yanma gelir dervis cemaatleri gezer, alim, asik ve ariflerle gorustir sohbetler 
ederdi. 

Bir silreligine Erzincan'm Esirkigi ilgesinde babasmm yerine imamlrk yapmis o 
bolgenin insanmm da gonlunti kazanmistir. 

1969'da seyhi Haci Ismail Hakki Toprak Efendinin Hakk'a yurtimesinden sonra 
Sivas'ta daha fazla duramadilar ve manevi bir isaretle 1974 yilmda evliyalar ve 
cileler sehri Istanbul'a gog ettiler. 

Istanbul'da Kuctikbakkal koylil Ibrahim Efendinin yamnda egitimine devam 
eden Bilnyamin Efendi ondan 90k faydalanmistir. Ibrahim Efendi icin: "Ibrahim 
efendinin bize 90k faydasi olmustur, kendisi tasarrufta olan bir Ehli hal idi" buyu- 
rurlardi. 

Irsad faaliyetlerine basladigmda yasi henilz 33'dtlr. 

1987 ve 1992 olmak ilzere iki kez hacca gittiler. 17 Mart 1994'de Persembe gli- 
nt! Hakk'a ytirtidti. 

"Adap hostur adap hostur, Adabi olmayan bostur" kelamim 90k soylerdi. 

955 — Sozlerinden : 

GOZDEN SiLMP GONULLERDE YA§AMAK 

Beser vtlcudu fanidir. Ruhu ise ezeli ve ebedidir. Yalniz insanlar birakacagi 
eserleri ile manen yasarlar. Ruh ise oltlmstlzdur. 

Olmek, unutulmak hi9te istenilen bir arzu olamaz. Ebedi hayatm mtistaklan, 
ab-i hayat-i mana olan ask 9esmesinden i9melidirler. 

Olmemek i9in eserler birakmak sarttir. Eserler; hayirh evlatlar, talebeler, as- 
li meyveler, hayratlar, bunlarm hepsinden tlsttln, ger9ek insan ornegi vermektir. 

"Beni rabbim terbiye etti, ne giizel edeplendirdi" buyuran Rasultlllah 
sallallahtl aleyhi ve sellem Efendimiz gtlzel ahlakm en gtlzel miras oldugunu 
isaretlemislerdir. 

"Bana dtlnyamzdan U9 sey sevdirildi, birincisi hayat arkadasim, dert ortagim, 
en yakinim kadmdir. 

Ikincisi gtlzel koku, tl9tlncusu goztlmtln nuru namazdir." buyuran sevgili pey- 
gamberimiz bize hayatm, iki cihan hayatmm ger9ek manasim bildirmislerdir. 

Kadmi sevmesindeki hikmet, kadm ve erkegin birbirine, ikisi de Hakkm Celal 
ve Cemal sifatlan ile bulunduklarmdan dolayidir. 



460 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Cencinli Ibrahim Basar Efendi 

Qanakcili Deli Mustafa (Veli) 

Darendeli Haci Hasan Akyol Efendi 

Darendeli Seyyid Osman Hulusi Efendi 

Darendeli Haci Hamza Efendi 

Darendeli Ahmet Turan Efendi (Kara Mevlana) 

Darendeli Haci Emin Efendi (Ayvah) 

Fatsa -Fizmeli Hamid Tarakgi Hoca Efendi 

Goreleli Hilseyin Kibar Efendi 

Hz. Mevlana kaddese'llahti sirrahu'1-aziz kadim ifrat derecede yilcelterek "Ka- 
dm Hakkm pertevi nurundan yaratilmistir, halik degildir, yaratici vasfina layik 
oldugundan gayr-i mahluk dense la-zevaldir" der. Yaraticmm, yaratici aynasidir. 

Gtlzel koku ise Allah Teala sevgisi, iman sevgisi, kadm ve erkegin bir birini 
iyi anlayarak kurduklan muhabbet, saadet ve sadakatidir, der. 

Goztimtin nuru namaz buyurmasi ise; namaz kulu Hakka ulastiran en silratli 
vasitadir. Vasitasiz yol almmadigi gibi, ibadetsiz Allah Teala'ya kavusmak mum- 
kiln degildir. 

956 — Goreleli Hiiseyin (Kibar) Efendi, hakkmda verilen bilgiler, maalesef arzu 
ettigimiz dilzeyde degildir. Farkh bilgi kaynaklanndan elde ettigimiz neticelere 
gore, Gorele'nin Karakes koytinden Kibaroglu Mehmet Efendi 'nin ogludur. 1915 
yilmda dogdugu bilinmektedir. Bu yillar, I. Dilnya savasmm en elem verici yilandir. 
Canakkale, Kafkasya. Stiveys ve diger cephelerde yasanan dramatik olaylar, toplu- 
mu ve ekonomik sartlan 90k zor duruma sokmus, sair imkansizhklarm yamnda 
egitim imkanlarmm da kisith duruma dtismesi sebebiyle egitim imkam bilytlk olcti- 
de ortadan kalkmistir. Iste bu ytlzden Hilseyin Efendi arzuladigi egitimi alamamis, 
Riistiye tahsili ile yetinmek durumunda kalmistir. Askerligini Kirklareli'nde tamam- 
lamistir. 

Verilen bilgilere bakacak olursak, ceddinden ekseriyetinin ehli tarik oldugu, ta- 
savvufi gelenegin bu ailede onceden var oldugu anlasilmaktadir. Hatta Naksibendi 
silsilesinde onemli bir yer isgal eden Hasan Harakani Hazretlerinin soyundan oldugu 
rivayet edilmektedir. Ancak onun, Halidiligin Mekki kolu ile tamsmasi, falismak 
i9in gittigi Zonguldak'ta mukim, Gavs'tll-azam Ihramcizade Haci Ismail Hakki 
kaddese'llahti sirrahu'l aziz Efendinin halifelerinden Haci Hamza Efendi sayesinde 
olmustur. Ilk intisabim Haci Hamza Efendi'ye yaptigi anlasilan Goreleli Htlseyin 
Efendi'nin, daha sonra Sivas'a gittigi burada bir ay kaldigi ve bundan sonra irsadim 
ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi ile beraber stlrdtlrdtlgtl anlasilmaktadir. 

Daha sonra irsad gorevi ile memleketine geldigi, ilk irsad faaliyetlerine koyiln- 
den basladigi bilinmektedir. Ekonomik durumunun iyi olmasi, onun kendisini irsad 
hizmetlerine rahat vermesine yardimci olmustur. Hatta kendisine ait arazilerin 
onemli bir kismim satarak, ihvanlan icin harcadigi ifade edilmektedir. Onun bu 
tasaddukgu tutumu, bolgede bulunan saygm esnaf ve ilim ehli bircok insamn, ona 
intisap etmesine neden olmus ve bu sayede Ihramcizade mektebinin tesiri bolgede 
yayilmistir. 

Goreleli Hilseyin Efendi, bir ara sehre inmis, irsad faaliyetlerini Gorele sehir 
merkezinde stlrdtlrmtlsttlr. Ancak inkilaplar doneminin tekke ve zaviyelerle ilgili 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 461 

Haci Mehmed Nuri Sayi Efendi (Kuzum Dede-Tokat) 

Haci Murat Efendi (Celebi)(Trabzon) 

Haci Berber Bekir Efendi 

Haci Stileyman Yticer Efendi (Niksar) 

Hamamci §aban Aydin Efendi 

Hayyat Mehmet Gtindtizoglu Efendi 

Htisnti Efendi (Gtirtin) 

Ibrahim Gokge Efendi 

Ibrahim Yilmaz Efendi (Mesudiyeli) 

Kastamonulu Tahsin §enal Efendi 

Kuyumcu Haci Bekir Kiziltoprak Efendi 

Haci Mehmet Efendi (Basoren Akdere -Gtirtin) 

Mehmet Akkiraz Efendi (Korgan) 

Mehmet Isik Efendi (Tokat) 

Mehmet §en Veli Efendi (Gtirun) 

Mtiftti Mevltit Sarioglu Efendi 

Orenli-Eynesilli Mustafa Eren Efendi 

tutumu yuztinden ugradigi takibatlar, onu tekrar koyilne donmeye mecbur etmistir. 
Buradaki tasavvufi yasayisi daha 90k "milnzevi" tarzda sayilabilir. Hatta hayatmm 
son donemlerinde evinden uzakca bir yerde, bahce icinde kurdugu "9ardak"ta ken- 
dini tamamiyla ibadete verdigi nakledilmektedir. 

Marangozluk isi ile de ugrastigi bilinen Hilseyin Efendi 'nin, zaturre hastaligma 
yakalandigi, bu hastaliktan kurtulamayarak, hentiz geng denilebilecek bir yasta, 
1 963 yilmda vet at ettigi bilinmektedir. 

Hafiz Abdurrahman, Faik Hoca, Tahir Duman Hoca, Cevdet Hafiz gibi onemli 
sahsiyetlerin, onun kurdugu sohbet meclislerinde yetismis oldugu ifade edilmekte- 
dir. Orenli Mustafa kaddese'llahil sirrahu'l aziz Efendi'nin de ondan ders aldigi 
nakledilmekte ise de, bu konu net degildir. Zira Mustafa Eren ile ilgili olarak dinle- 
digimiz sahislar bu rivayeti dogrulamamaktadrrlar. Ancak, Hilseyin Efendinin kur- 
dugu sohbet meclislerine istirak ettigi yolundaki bilgilerin dogrulugu kabul edilebi- 
lir. (Fatsa, Mehmet, Tasavvufta Mekki Kolu, 1st, 2000, s. 171) 

957 — Eynesilli Mustafa Eren kaddese'llahil sirrahu'l aziz 

Oren koytl, Eynesil ilfe merkezinden yilrunerek gidilebilecek yakmlikta, 9ay, 
meyve ve fmdik bahgelerinin butiln renk cumbusti ile kanstigi, Karadeniz'e biraz 
yukandan bakan gilzel bir koydilr. Mustafa Eren Efendi, 28 Ocak 1926'da, bu ko- 
ytln, eski adiyla "Yagabil" yeni adiyla "Yakuplu" mahallesinde dogmustur. Babasi, 
Mollahalilogullanndan Molla Mustafa'dir. Sert mizaci ile tanman Molla Mustafa, 
Eynesil'de ticaretle mesgul olmustur. 

Ona ilk egitimini annesi vermistir. Ilkogrenimini ise Eynesil Merkez ilkokulun- 
da tamamlamistir. Agabeyi, Dr. Hakki Eren, ondan daha ileri simflarda olmasma 
ragmen, onunla sik sik mtizakereye girdigi, zihni gucunti ispat ettigi nakledilir. 

1944 yilmda evlenmis olan Mustafa Eren Efendi, 1946'da Urfa'da askerlik sart- 
larmda nobetleri sirasmda Kur'an'i ezberlemistir. Askerliginin kalan kismim Trab- 
zon'da tamamlamistir. Asil egitimini askerlik donilsilnde ikmal etmistir. 



462 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Medreselerin kapatilmasi, mtiderrislerin cesitli suclar isnat edilerek telef edilme- 
leri ve dini egitimin yasaklanmasi gibi tek parti uygulamalarma ragmen; Eynesil'de 
mukim, son devrin Osmanli ulemasmdan Giidiikoglu Haci Hasan Efendi ve Emekli 
muftii Kasberzade Haci Ahmet Elendi gibi kimselerden temel Island ilimleri tahsil 
etmeye muvaffak olmustur. 

Eynesil eski muftiisu merhum Mehmet Emecen'in, onunla ilgili bir hatirasim 
soyle naklettigi anlatilir: "Ben gunluk derslerimi yapmak icin, biitun giin gahgirken, 
Muqtala Eren dukkdnda ticaretie me§gul olurken bir taraftan da kuquk kdgitlara 
notlar tutar; ertesi gunii ben dersimi vermekle zor tanirken O, Haci Ahmet Hocaya 
gelecek dersler icin sorular sorar ve hocayi mii^kul durumda birakirdi. " 

Tahsil ile ticareti bir arada yilrilten Mustafa Eren Efendinin, 1950de Trabzon'a 
bir manifatura diikkam actigi, ancak arzuladigi ortami bulamayarak tekrar Eynesil'e 
dondugil, 1955 yilma kadar aym isi burada devam ettirdikten sonra, bu isi ogullan- 
na birakarak kendisini tasavvufa ve Island cahsmalara verdigi bilinen bir husustur. 
Ticaretteki durtist davramslan ve basansi, halen onu tamyanlarca takdir ile anlatilir. 
Boyle olmasma ragmen onun ticareti birakmasmda, hie silphesiz igine girdigi mane- 
viyat ikliminin nimetlerini tatmis olmasi belirleyici olmahdir. 

Onun tasawufla tamsmasi once kitaplar araciligi ile olmus olmahdir. Zira 
1950Ti yillarda bu anlamda bir arayis igindedir. Nitekim bu arayism bir sonucu 
olarak, Ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi ile tamsimadan once Vakfikebir'de 
mukim Kadiri seyhi Hafiz Osman Efendi; Gorele'de mukim Halveti seyhi Haci 
Milrsel Efendi gibi maneviyat ehli insanlarla gorusmilstur. 

Mustafa Eren Hazretleri, Ihramcizade Haci Ismail Hakki Toprak Hazretleri ile 
1 953 yili mayis aymda tamsmis ve hayatmdaki asil degisiklik bundan sonra basla- 
mistir. Bu tamsmayi kimin sagladigim henilz bilemiyoruz, ancak ticaretie mesgul 
oldugu i9in mala gittigi Istanbul'da Eytlp Sultan Hazretlerini ziyaret ederek, dua 
ettigi ve donilstlnde Sivas'a gectigi, Haci Ismail Hakki Efendiye burada intisap 
ettigi ifade edilmektedir. Bundan once, herhangi bir yere intisabmm olmadigi da 
bilinen bir husustur. Mustafa Eren Hazretleri 'nin bundan sonra manevi hazlar dtln- 
yasma ait haller ile zahiri ilimleri gonlilnde ve zihninde meze ederek, muhabbet ve 
rahmani zevk dolu bir hayat yasadigi bilinmektedir. 

Tasavvuf literaturilnde gegen manevi hallerin icinde, farkh bir dilnya yasayan ve 
Allah Teala'ya asik olmamn verdigi lezzetli iklimde seyhi Ihramcizade Hazretleri 
ile dolu dolu tarn 16 yil gecirmistir. Ihramcizade Hazretlerinin 1969'da Hakk'a 
yuruyusil ile de manevi gorevine baslamis, kendi irsad halkasim olusturmustur. 

Mustafa Eren Hazretleri 'nin, daha seyhinin saghgmda ihvan arasmda "Hoca 
Efendi" diye amldigi, istirak ettigi sohbetlerde yilksek bir karizma olusturdugu ve 
manevi tasarrufunun oldukga taskm oldugu, o donemi yasayan ihvanlar tarafmdan 
nakledilmekledir. 

Dort defa hacca gitmis, Imam-i Azam, Seyh Sibli, Hasan Basri ve Imam Ali 
radiyallahtl anhilmu, her hac yolculugunda ziyaret etmeyi ihmal etmemistir. 

Mustafa Eren Hazretleri, 1 990 yilmda rahatsrzlanmistir. Rahatsizlanmazdan on- 
ce, hie aksatmadan surdurdugil "gezerek irfjad" faaliyetini durdurmus ve ozel oto- 
mobilini de satmistrr. Yakalandigi kanser hastahgi ile ilgili yapilan tedaviler olumlu 
sonug vermemis ve elem verici bir nekahet devrinden sonra, 1991 yili 22 Temmuz 
gunii Bulancak'ta hastahk doneminde kaldigi bir ihvanmm evinde rahmet-i rahma- 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 463 

Omer Basar Efendi 

Sirri Su Efendi (Gurtin) 

Sivash Hafiz Hakki Urgilp Efendi 

Taskopriilu Mustafa Ozsoy Efendi 

Taskopriilu Nuri Atasoy Efendi (Kitmiri thrami) 

Tilrkeli Mevlana Haci Ktiguk Hilseyin Efendi 

Me§hur ihvan bacilar 

Fatma Hanim, Gulname Baci, Hamide Hamlaci, Hesna Baci, Hayriye 
Hanim (Efendi Hazretlerinin kizi), Hikmet Hanim, Salise Baci, Karabuklu 
Hatice Hanim 



na kavusmustur. Vefat ettigi odada, Eynesil ve Orendeki vekalelerde saatlerin 
13.55'de durmus olmasi da kutsiyetine isarettir. 

Manevi ozellikleri bakimmdan 90k farkli ozelliklere sahip olan Mustafa Efendi- 
nin, fiziki bakimdan da diger insanlardan seckin oldugu gorulilr. Uzun boylu, segkin 
yapili ve bugday tenli oldugu bilinmektedir, Etkileyici bakislan, anlasilir ve kisa 
konusma tarzi, guglil hafizasi, derin sezgi gtlctl ve keskin zekasi ile hayranlik uyan- 
diran bir yapiya sahiptir. 

(Fatsa, Mehmet, Tasavvufta Mekki Kolu, 1st, 2000, s. 179-193-Yem Dtlnya, 
Nisan, 1998) 

958 — Ummi bir halite idi. Efendi Hazretleri 90k itibar eder, her zaman yamnda bir 
yer gosterirdi. Efendi Hazretleri onun ummiliginden dolayi kiskananlara; 

"Gardafjlanm! Ihvanimiza en gtizel fjekilde hizntet ediyor. Kurda kutja yem et- 
tirmiyor. Yetmezmi? 

Bir gun pirlerden birisi bir kopegin ayagini dpmii$. Opmesinden dolayi ayipla- 
yanlara 'ihvanimizi muhafaza ediyor' buyurmu§. 

Mustafa Efendi bizint canintizdir. " 

959 — Haci Hasan kaddese'llahtl sirrahu'l aziz Efendi, Nuri Efendinin arkasmda 
namaz kilmca "Takva sahibi birisinin arkasmda namaz kilmak nebilerin arkasinada 
namaz kilmak gibidir, " buyurmustur. 

960 — §j n0 p 1 931 dogumlu Tilrkelili Hatim Hocasidir. Efendi Hazretlerinden son- 
ra Darendeli Haci Hasan kuddise sirruhu'1-aziz Efendi terbiyesinde ihvanhga devam 
etmistir. 



464 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

III-O'NUN HAKKINDA SOYLENMIS KELAMLAR 

"Oglum mazhariyyetin gok buy ilk. " 

Efendi Hazretlerinin annesi 



AAA 



O'nun her hali Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemdir. " 

ihramcizade Mehmet Kazim Efendi 



"Baba seni biz evliya ettik. Ben ettim sabrettin, annem etti sabrettin, 
Allah sana bu makami bahsetti. " 

ihramcizade Kemal Toprak 



Ey, Garib 'u-lldh yoluna kim ki, can eylerfeda, 
Akibet mazhdr dtistip esrara oldu dsind. 

Ey, ne hikmettir ki, ol mahmur fusunkdr gozlerin, 
Kande baksa can alur, aldigina vermez behd 

Devlet'in babinda beklerler visalin isteyu, 
Hig bin yok olmadan bulmaz visal, gormez lika. 

Kim ki, la linden Sen 'in igmezse bir katre sarab, 
Hizr 'a yoldas olsa da bulmaz yine db-i beka '. 

Ey, ne mihrabtir kasin mihrabi kim ana mtiddm, 
Bas egip taat igin her yan sticud eyler ana. 

Gamze tigiyle HULUS1 hastanin al canini, 
Bir murada ere, kim ola sana canifeda. 



-ATE§, Seyyid Osman Hulusi, Divani, 1986, s. 6 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 465 



Gegtik esrdr-i ene 1-Hak 'dan o Hallac degiliz, 
Hizr'in dbina haydtina da muhtac degiliz. 
Sirrimiz hamtr gibi, igmeyeni mest etmez, 
Sirrimiz ketm ederiz fasltle tdrdc degiliz. 
Arifdn simdi koyup hirka-i tdr-i pudi, 
Dediler cumlesi biz hirkah nessdc degiliz. 
Mene derman edecekydr Garib'u-lldh 'dir, 
Yoksa Lokman Hekim 'e dahi muhtac degiliz. 
Ey HULUSI biz o mir 'dt-i suun zdtiyiz, 
Vdkifiz sirrina bt-gdne-i mi 'rdc degiliz. 



Yogruldu mdyesinden ol Sultan-i Kevneyn 'in 
Mursid-i dzam oldu dlem-i isneynin 
Tarik-i Naksibendt'nin nuru ol sah-i merddn 
Ihsani liltfeyledi ana Sultan-i Yezdan 

Ahir zamanin muceddidi, neslidir pdki 
ildht deryaya gark etti dm Mustafa Hdki 
Gavsti 1-dzam varis-i enbiya mukerremi 
Ld-mekdni tutmus sdn-i mursid-i diem 

Kararan kalplere inen nuru pilr ziyddir 
Cihan-i irsdd eden vucudu mualladir. 
O mesayih-i izdm, devlet-i sehinsdhidir, 
O gonulleri Hakka uguran vech-i mdhidir. 

Mefahir-i ulema, evliydy-i Kibriya 
O hursid-i kevn-i mekdn suleha-i asfiya. 
Ahfdd-i Muhammedi kenz-i mahfi Hilda 
Ddimdir Hakki hayrette vardir himmeti 



962 — ATE§, a.e. s. 84 



466 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Zeht devlet ki, §ol dil kurb-i Rabbti 1-Alemtn olmu§, 
Dugtip hake eri§mi§ la-mekane bi-mekin olmu§. 

Zeht izzet ki, §ol can buldu canani caninda, 
Felekler pdyine ytiz surmek He mustetyn olmu§. 

Agil ey dide §u yari kim ydr He ydr olup, 
Aradan ikilik refolup ydr muin olmu§. 

Eri§ ddmdnini tut habl-i Kur 'an 'i tutam dersen, 
E§igi Kd 'be anin dameni hablil 1-metin olmu§. 

Yeti§ gurbette kalma var Garib 'u-lldh 'a yol bul kim, 
Keldmi vahy-i Hak, hem kendisi Ruhu 1-Emin olmu§. 

Anin hukmundedir diem, dmn re 'yindedir devrdn, 
bulmu§ vasl-i yari, ydr He halvet-ni^in olmu§. 

Eger ki, zahiren imam kesbi sandilar amma, 
Ezel bezmindeki ikrara bu tasdik rehin olmu§. 

Ezelde taniyip bilmi§ o ydre ydr olan canlar, 
Bu dlemde bilip am, yine ana yakin olmu§. 

Garib'u-lldh-i Hakki 'nin ayagi tozun stirme, 
Kim edindiyse geqmine o goz Hakke 1-yakin olmu§. 

Bu yolda varini yok eylemekmi§ hep kemdl ancak, 
§u kim toprak olanin yeri ar§-i berin olmu§. 



HULUSI her sozun sidki soztinu hdl edinmektir, 
soz ki, olmaya hdl ctimle kul kdzibin olmu§. 



Medine qehrinin hak u topragi, 
Ravzd-i Habib 'in gill u yapragi, 
Hakikat qehrinde kurmu§ otagi, 
Seyyidim, sultdmm, Garib'u-lldhim, 
Miir^idim, muinim, Refi 'u-lldhim. 



'"* ATE§, a.g.e. s. 89 



964 — ATE§, a.e. s. 272 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 467 



Can murginin ezkdri diddr-i Garib 'u-lldh, 
Her demdeki eflcdri didar-i Garib 'u-lldh. 
Almiq ezeli varin kilmiq ana ikrarin, 
Gormu§ gill-i ruhsatin diddr-i Garib 'u-lldh. 
Akvdl-i §eriat hep akvdl-i tarikat hep, 
Ahvdl-i hakikat hep esrdr-i Garib 'u-lldh. 

Her tenlere can olmu§ cdndn-i Garib 'u-lldh. 

Giln gibi ay an olmu§ burhdn-i Garib 'u-lldh. 
01 arif-i ddndyi bul menzil-i dla 'yi, 
Tutmu§ iki dunydyi ho§ qdn-i Garib' u-lldh. 
Amd neyi gdrmil^tur ednd neyi bilmiqtir, 
Dana dm bulmu^tur erkdn-i Garib' u-lldh. 
Esrdr-i kemdhidir etvdr-i mebdhidir, 
Divdn-i ildhidir divdn-i Garib'u-lldh. 

Merddn-i Hudddir hep merddn-i Garib 'u-lldh. 

Gozleri dm gormezse ol hdzir nazirdir, 

Goz mtirdem hdlinde drzu-yi cemdlinde, 
Her lahza haydlinde diddr-i Garib 'u-lldh. 
Ydr-i ezeli oldur ydrin gilzeli oldur, 
Envdr-i tecelli oldur diddr-i Garib 'u-lldh. 
Allah 'a emdnet ol her kdri keramet ol, 
Hep van seldmet ol, ol ydr-i Garib'u-lldh. 
Asdr-i muhabbettir esrdr-i muhabbettir, 
Envdr-i muhabbettir diddr-i Garib'u-lldh. 
Bu bende HULUSI'nin efgende HULUSI'nin, 
Dil bende HULUSI'nin diddr-i Garib'u-lldh. 



965 — ATE§, a.e. s. 185 



468 Gavs-ul Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

•k k k 

Her demde silrulmez bu devrdn~i Rasulullah, 
Her demde kurulmaz bu divdn-i Rasulullah. 

Her dideye ytiz agmaz her goz o ytize kagmaz, 
Her merhaleden gegmez kervdn-i Rasulullah. 

Bin yilhk omre degmez bir lahzasini dnin, 
Her carta nastb olmaz ihsan-i Rasulullah. 

Derya-yi maarifden dtirr al dil-i arifden, 
Pilr hikmeti sarifden dur kan-i Rasulullah. 

Erkan-i Garib'u-lldh, burhan-i Garib'u-lldh, 

Her san-i Garib 'u-lldh, hep san-i Rasulullah. 

Her emre Matta, her veghile taatta, 
Meydan-i sadakatta merdan-i Rasulullah. 

HULUSIne devlettir bin lutfu inayettir, 
Olmak ne saadettir kurban-i Rasulullah. 



966 — ATE§, a.e. s. 195 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 469 



Adem tabiath melek simah 
Sah olursan sana gedd bulunur 
Her kim giller ytizlti hem dili tath 
tste anda lutf-i Huda bulunur 

Pehlivanhk edip nefsin yikarsan 
imanin nurundan sem 'ayakarsan 
Musa gibi, Tur dagina gikarsan 
Sana Hak dilinden nida bulunur 

Kdl u beld ikrarini gildersen 
Onda olan borcu bunda Qdersen 
Ismail gibi, canin kurbdn edersen 
Sana gokten inen kurbdn bulunur 

Hakk'a talip isen hizmet et ptre 
Ikiyi terk edip ere gor hire 
Hak edip ytizunu sure gor yere 
Candan vazgegince cdndn bulunur 

Eger ki, basinda akhn var ise, 
Hak yoluna sarfet malm var ise, 
Geceler subha dek derdin var ise, 
Bulbtil gibi, zar et gulzdr bulunur 

Basinda var ise, sa 'adet taci 
Ka 'be 'ye varmadan olunmaz haci 
Olmak istiyorsan guruh-i ndct 
Her derde sabreyle derman bulunur 

Hakikat sehrinin disinda durdun 
Sen Veli der bunda ne haber sordun 
Denizde mermer tas iginde kurdun 
Agzinda yesil ot gida bulunur 



Mehmet Veli §EN 



470 Gavs-ul Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

•k k k 

Ctimle dlemlerin sultani sensin 
Milrsidi azamsin kutbu cihansin 

Peygamber vekili ahir zamansin 
Sozlerin Kur 'an 'dir hem tercilmansin. 

Alim cahil demez sohbet edersin 
Hakkin kullarini hep bir tutarsin 

Bir nazarda halden hale toylarsin 
Fuyuzat mahzeni hem menbdsin. 

Giines gibi, dogdun ahir zamana 
Hakikat nurunu yaydin cihana 

Milnkir dahi gordti geldi imana 
Mahbubu rahmanin armaganisin. 

Akhn haddimi seni bilmeye 
Dil takat getirmez vasfeylemeye 

Himmetin kafidir §ukreylemeye 
Gorunmez dertlerin dermani sensin. 

§e§ cihetten senin nurun goruriim 
Askina sevkine hayran olurum 

Indinde kurbana hazir dururum 
Gonlumun kiblesi hem Kd 'besisin. 

Bu soz senden degil §en Mehmed Veli 
Dostun kendinedir kendi sozleri 

Hig bir seye degismem ben o dilberi 
Canimin canisin hem cananisin. 

Mehmet Veli §EN 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 471 



geyhimin illeridir Sivas illeri, 
Gorunce sad eder her gonulleri 
Hava He suyu cihanda yoktur 
Nimetle doludur gilzel yerleri 
Ortulupinar'dir semtinin adi 
Tash sokak 'tan gider beytin yollari 
Ihramcizade 'dir Ismail Toprak 
Tartkatlar seyhi Nakst'nin mutlak 
Ihyayi uluma memur etmis Hakk 
Evliyadir onun hep ihvanlari 
Silnnettir evkatt ser 'iyye isi 
Zikr-u tesbih olur ctimle tesvisi 
Daima sohbettir her isin basi, 
Hakyola sevk etmis Rabbim onlari 
Perisan kapinda §en Mehmet Veil 
Esigine bas koydu yerde yuzleri. 
Rasuliln askina affet kemteri 
Kapinda bekliyor dondurme geri. 



Yine havalandi divane gontil 
§ah Ihraminin Hi gorundu 
Arifol kendini yabana atma 
Col esrari galubela gorundu. 
geriat hamna konuk olali 
Mugallet halinden irak olali 
Milrsit dergahina girak olali 
Evliyamn dogru yolu gorundu. 
§ukur marifetten ctizi haberim 
Hakikdt yolunda muni mihirim 
Dedim mah cemalin goster eypirim 
Pir ihramcizade Veil gorundu. 

GARIP nedir sendeki bu halet 
Haktan bagislandi bize inayet 
Ravza-i Resul-u kildim ziyaret 
Her yerde sahimin nuru gorundu. 



Mehmet Veli §EN 



472 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

geyhim thramci ash Sivash 
Sivas 'ta kurmus Hakkin yuvasi 
Hakikdt mulkiinun sadik babasi 
Sahiptir ihvanina Ihramcizade 

Sitki sadakatle agmis kapisin 
Almis ihvaninin berat tapusun 
Azabi kabirde kiyamet korusun 
Gostermez ihvana Ihramcizade 

Mevldnin zikri daim dilinde 
ihvanin zinciri daim elinde 
Kamu seherlerde gaflet halinde 
Koymaz ihvanini Ihramcizade 

Milrid yetistirmektir onun sani 
Ihvani olsaydik bizlerde beri 
Yakmaz bu kervani Cehennem nan 
Soyler ihvanina Ihramcizade 

Piri pak eyledi zati Mevld 'da 
Ruhu sad eyledi feryad ulyada 
Sancagin altinda yarin ukbada 
Toplar ihvanini Ihramcizade 

Onu candan seven kamil olur 
Hakkin rizasini elbette bulur 
Cennet nimeti sofrasinda bol olur 
Yedirir ihvanina Ihramcizade 

Gayri mtislum gorse gelir imana 
Yahsi yaman demez katar kervana 
Ocagina dusen sifa bulur cana 
Hastalar Lokmani Ihramcizade 



Kdinati aydinlatan vech-i dyinesidir. 
Aleme hayat verenpdk musaffa nefesidir. 

Gul cemaline hayrandir ciimle mahlukat 
Rehberi Rasiil hayatinin gdyesidir. 

Ihsan, ikram, vakar zdtinin mundericdti 
Ar^-i dladan geni$ olan O 'nun dyesidir. 

Gayri istemez gonuller ancak cemdlini 
Garib 'u-lldh 'taki oz Yiice Rasuliin mdyesidir. 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 473 



SAHABEDEN GUNUMUZE ALLAH DOSTLARI 

"Mddemki Adem, her biri bir diem " 

Icazet aldiginda, ba§ina sank sarmaya ba§layan Ismail Hakki Toprak'a 
bir gun babasi, "Oglum Ismail, sen sank ol" diye telkinde bulununca, i§in 
ozunu kavrar ve bir daha sank sarmaz. 

Ismail Hakki Toprak, "Egri ayaga gore egri ayakkabi yapariz" de- 
mesine ragmen 38 giinliik bir hapis hayati ya§ami§tir (1938). 

Oglu Kazim Toprak' in bir cocugu olmu§, adini §eyhinin adi olarak tes- 
pit ederek Mustafa Haki koymu§tu. Ismail Hakki Toprak, §eyhine duydu- 
gu vefa hissiyle, bu torunu ne zaman yanina gelse ayaga kalkardi. 

Israf konusunda 50k duyarli idi. Sigara icen bir ihvanma, 

"Ya bizi ya da sigarayi terk edersiniz" derdi. 

Ehl-i Beyt'e a§ik idi, onlara saygi gosterirdi. Siinnete son derece bagliy- 
di. Sevenlerinin anlattigina gore devlete kar§i degil, kotii yonetime (diizene) 
kar§iydi. Devleti savunur, rejimin lslahi ifin dua ederdi. 

Bir §iiri: 

Katremizden hisse al bi-gari derya olmusuz, 
Cttmle halka bir bakisla gesm-i bin a olmusuz. 

Gergi zahirde lisdn-i nas- He guftdrimiz 
Md'nd yuzunden soyunup hep muarrd olmusuz 

Validem merhume agmisti bize bir kutlufdl 
Ravzd-i Pdki ziyaretle demisti; Ey Kerim-ul Mutedl 

Bu Habibin hurmetine ver bana birferzend-i bi-meldl 
Andan aldigi libasi bunda iksd olmusuz. 

Prof. Dr. Ethem CEBECIOGLU 



474 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



ISMAIL HAKKI TOPRAK kaddese'llahii sirrahu'1-aziz 

Olmeden once olmek, oldukten sonra da ya§amaktir. Diinyadaki hiz- 
metlerini berzah alemine ta§iyarak 6lumsuzle§en abide §ahsiyetler, hala 
aramizda tasarruflanni siirdiiriiyorlar. Gercek mutasarrif hie suphesiz Allah 
Teala'dir. Havl ve kuvvet sadece O'nundur, varliklar ise birer mazhariyettir. 

Bir goniil erinin soyledigi gibi: 

"Her dtt dlemde tasarruf ehlidir ruh-i veli 

Dime kim bu murdedir, bunda nice derman ola 

Ruh §im§ir-i Huda'dir, ten gildf olmu§ ana, 

Daha aid kdr ider bir tig ki uryan ola" 

Gercek velinin ruhunun diinyada da, berzahta da tasarrufu devam et- 
mektedir. Goniil sultanlan, a§k ve imanin temsilcileridir. Onlar en iistteki 
kuvvete degil, en iistteki Kitab'a uzanmi§lar ve ilahi iradeye teslim olmu§- 
lardir. Uzerinde ya§adigimiz cennet vatanimizin manevi mimarlan onlardir. 

Kemal vasfina sahip olmayan insanlar, ba§kalan icin ornek olamazlar. 
Bu kemal medihle zemmi, dane ile harmani, liituf ile kahn bir bilen ve go- 
ren miistagni insanlara hastir. Nitekim Niyazi-i Misri de bu hususu teyid 
babinda §6yle buyurmu§tur: 

"Kahr u lutfu §ey'-i vahid bilmeyen feker azab 
01 azabtan kurtulup sultan olan anlar bizi." 

Tasavvuf ilminde itibariolan viicud, Mutlak Viicud'un letafetten, kesa- 
fete, ayniyyetten gayriyyete tenezziiliinden meydana gelmi§tir. Kemal, 
§ehadet aleminde zuhur eden "Insan-i KamiF'in viicuduyla ortaya fikmi§tir. 
"Insan-i Kamil" ilahi isimleri cami' olan "Allah" isminin mazhandir. On- 
dan ba§ka hifbir mevcudun bu mazhariyyete kabiliyyeti yoktur. 

"Insan-i Kamil" bil'-asale Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem efen- 
dimizdir. Peygamberler ve onlara tabi olan miimtaz veliler bi'1-vekale bu 
mertebenin varisi olmu§lardir. 

Gercek veliler, insanlann ihtiras sillelerinden solan yiizlerini ve gozle- 
rindeki dinmez aciyi gorerek, onlan kurtarma derdine du§en miibarek kim- 
selerdir. Onlar kar-zarar hesabi pe§inde degildir. island kalb terbiyesi, 
Kur'an-i Kerim'i kalb sadasi bilirler. Onlann gorii§ii, goriinu§u, du§iinu§ii, 
davasi, manasi, hayali, §ekli ve olfiisii Hakk'in nzasina miiteveccihtir. 

Veliler kalabahklardan degil, Allah'tan guc ahrlar. Ruhlanni koprii 
yaparak, Hakk'a ula§an benlikleriyle, cemaatlerini de bu kopriiden gefir- 
mesini bilirler. 

Sadirlara §ifa dagitan kamil insan merhum Ismail Hakki Toprak hazret- 
lerinin, yine sadirlarda ya§ayan giizel hayatindan, satirlara d6kiilmii§ fazla- 
ca malumat bulamadik. Bilinmemeyi ihtiyar etmek, daha 50k bilinmektir. 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 475 

Mehmet Akif merhum da: 

"Rahmetle anilmak, edebiyyet budur amma 
"Sessizya§adim, kim beni nerden bilecektir" 

demi§tir. 

Ismail Hakki Toprak hazretleri (ihrami-zade) 1297/1880 tarihinde Si- 
vas'ta Nalbantba§i mahallesinde diinyayi tesrif buyurdu. 

Anadolu evliyasinin asnmiz temsilcilerinin miimtazlanndan ve vatani- 
mizin manevi mimarlanndan olan Ismail Hakki Toprak hazretlerinin babasi 
Hiiseyin Efendi, annesi Ai§e hatundur. 

Ilk ve rii§tiye tahsilini ikmalden sonra, SJfaiye Medresesi'nde dini egi- 
timini tamamlami§tir. Ilk memuriyyeti Sivas'tadir. Kisa bir muddet sonra 
Tokat'a tayin oldu. Tokat'ta bulundugu siralarda Nak§ibendiyye Tarikati 
§eyhi Mustafa Haki hazretlerinin sohbetlerine devam etti. 

Ismail Hakki Toprak hazretleri Mustafa Haki hazretleriyle ilk tam§ma- 
sini §6yle anlatiyor: 

"Mustafa Haki hazretleri ihvanryla sohbet ederken, fakir iceriye gir- 
dim. Hazret: -Oglum! Sen haci Ai§e hatunun oglu musun?- dedi. -evet- diye 
cevap verdim. I§te o anda manevi bir haz hissettim. Goziim, elim §eyhim 
oldu; O ben oldu, ben o oldum." 

Ismail Toprak hazretleri tekrar Sivas'a geldi ve Tuzla'ya memur oldu. 
O siralarda Mustafa Haki hazretleri bir vazife ile istanbul'da bulunuyordu. 
Ismail Toprak hazretlerinin gonliine du§en ate§, onu bir ki§ giinii §eyhini 
ziyaret ifin Istanbul' a fekti. 

Hazretin bu yolculugu son derece me§akkatli gefmi§; Sivas'tan Sam- 
sun'a kadar yayan yurumu§; oradan kalabahk yolcusu olan bir vapura binip 
Istanbul' a gelmi§tir. 

Sultan Ahmed Camiinde §eyhiyle bulu§an hazret, 15 giin ikametten 
sonra tekrar Sivas'a dondii. Mustafa Haki hazretleri o siralarda Hakk'in 
rahmetine kavu§mu§ ve Fatih Camii civanna defnedilmi§tir. 

§eyhinin vefatindan sonra Haci Mustafa Taki hazretlerine intisab etti 
ve ondan hilafet aldi. Ismail Toprak hazretlerinin sohbetlerinde tesbit edilen 
kayda gore, Mustafa Taki hazretleri, Mustafa Haki hazretlerinin oglu 
Bahaeddin efendiye ve bir de Yusuf efendiye hilafet vermi§tir. 

Ismail Toprak hazretlerinin sohbetlerinde bulunan ihvanlanndan birinin 
naklettigine gore Darende'de Hatib Hasan Efendi, Haci Bayram Veli'nin 
§eyhi Hamid Aksarayi'nin kabri olarak bilinen mahalde Hakk'a niyazda 
bulunur. O gece riiyasinda kendisine mursjdinin ilkbaharda Darande'ye 
gelecegi mujdesi verilir. 

Ismail Hakki Toprak hazretleri Nisan ayinin sonlanna dogru at iistiinde 
koyden koye dola§arak Giiriin'e vanr. Sim efendiyi de yanina alarak, bir- 
likte Darende'ye gelirler. Rastladiklan bir cocuga Mustafa efendinin evini 



476 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

sorarlar. da onlan aradiklan evin online kadar goturiir. Ismail Toprak 
hazretleri, bu hizmetinin kar§ihginda cocuga bah§is. vermek ister. £ocuk 
"ben para degil himmet isterim" deyince, "biz de verdik yavrum" der. I§te o 
cocuk, son devrin goniil sultanlanndan Darendeli Hasan Efendi oglu Hulusi 
efendi hazretleridir. 

1964 yihnda ogretmen olarak Sivas'a tayin oldugum zaman, Ismail 
Hakki hazretleri hayatta idi. Kendilerini gorme bahtiyarhgina erenlerden 
olmanin hazzini ya§iyorum. Sivas Imam-Hatip Lisesi yaptirma cemiyetinde 
bulundugu siralarda, her toplantiyi muntazaman te§rif buyururlar ve ahnan 
kararlan dikkat ve hassasiyetle takip ederlerdi. Bir gun £orapcilar Han'inda 
O'nu ziyarete gitmi§tim. £ok kalabahk bir cemaat toplanmi§ti. Teshirli ve 
tesirli giizel bir sohbetten sonra, birlikte yedigimiz yogurtlu ispanak yeme- 
ginin lezzetini hala unutamadim. 

Ismail Hakki Toprak hazretleri, Ubeydullah Ahrar hazretlerinin 
"Hacegan tarikatinde zamanin gerektirdigi §ey ne ise, himmet ve hizmetin 
ona sarfedilmesi lazimdir" soziinii bir hayat diisturu olarak kabullenmis. ve 
hep bu minval iizere ya§ami§tir. 

Sivas ve civannda O'nun himmetiyle bitirilmis. 54 eser tesbit edilmi§tir. 

Ismail Toprak hazretleri 1969 tarihinde 1 Agustos cumartesi giinii sa- 

bah saat 9.00 siralannda Hakk'in rahmetine kavu§mu§, kalabahk bir cemaa- 

tin i§tirak ettigi cenaze namazim miiteakib Ulu Cami avlusuna defnedilmi§- 

tir. 

Tarikat geleneginde, her talibe ders verilmez, me§reb ve isti'dad ara- 
nirdi. Miiracaat eden kimse, o miir§idden feyz istidadina sahipse, tarikate 
kabul edilir, murid olurdu. Biiyiik velilerin tarikate intisab ifin, pekfok im- 
tihandan gectikten sonra miirid olduklanni biliyoruz. Aziz Mahmud Hiidayi 
hazretlerinin §eyhi Uftade (k.s.) ya intisab etmek icin sokaklarda ciger sat- 
tigi rivayet edilmektedir. 

Ismail Toprak hazretlerinin damadi Mehmed beyden nakledilen bir ri- 
vayete gore, bir gun huzurlannda sohbet esnasinda, orada hazir bulunanlar- 
dan birkafi: 

"Efendim! Size gelen herkese, tefrik etmeden ders veriyorsunuz; bunun 
hikmeti nedir?" diye soruyorlar. O da: "Gardaslarim! Eskiden medrese, 
tekke gibi Him irfan yerleri vardi. Camiler asli mekdnlardir; tali mekdnlar 
kalmadi. Tarikate girme hevesiyle gelenleri biz bos gevirenleyiz; fakat 
bizim bir goniil ddiremiz vardir ki, bizce malumdur" buyurmu§lardir. 

Ilhan §enel beyin, ilhan §enel beyden naklettigi ifade edilen bir yazida, 
Ismail Toprak hazretlerinin kendilerine intisab icin gelen bir zati sinadiktan 
sonra: 

"Gardasim! Bu muhtar mtthuru degil ki, hemen verelim. Bizde bir 
sey yok; Allah bize, biz de size verecegiz" buyurdugu kaydedilmi§tir. 

Ismail Toprak hazretleri sohbetlerinde iki §ey iizerinde israria durdugu 
zikredilir, bunlar "hatm-i hacegan"i ve sohbetleri terk etmemektir. 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 477 

Bir velide zahir olan hariku' 1-ade hallere "keramet" ismi verilir. Evliya 
keramete pek iltifat etmemi§tir. Tasavvuf kitaplannda keramet izhan "hayz- 
i rical" olarak vasiflandinhr. Mucizenin izhannin, kerametin de izmarinin 
vacib oldugu belirtilmi§tir. Her yerde mutasarnf Allah Teala'dir, mucize- 
nin, kerametin ve istidracin haliki Hak Teala'dir. Evliyamn en biiyiik kera- 
meti ahlak-i hamide sahibi olmalan, islam'i ya§amalan ve ya§atmalandir. 
Bizlere ornek taraflan da bu hiisn-i halleridir. Onlar toprak gibidir, kendile- 
rinden hep giizel §eyler zuhur eder. 

Ismail Toprak hazretlerinin insanlara hizmet babinda izhar buyurdugu 
tasarruflannin bir hayli 50k oldugu zikredilmektedir. Bunlardan birkacini 
arz ediyorum: 

Bir zat hazretten ders ahyor ve koyiine donuyor. Giinlerden bir gun ar- 
kada§lan onu israria icki sofrasina davet ediyorlar. O zat ziyafette icki ka- 
dehini agzina yakla§tirdigi an, kolu uyu§up kahyor. Hemen bir vasita ile 
Sivas'a getiriyorlar. Hazretin huzuruna vanr varmaz kol eski haline donii- 
yor. Ismail Toprak hazretleri: "Bmm ihvanimizin uzakhgi yakinhgi yok- 
tur, her an onlarla beraberiz" buyururlar. 

Yine bir giin Konya e§rafmdan biri, beyninde meydana gelen bir anza 
sebebiyle konu§ma melekesini kaybetmis, olan oglunu, faresiz kahp hazre- 
tin huzuruna getirmi§. Durumu berber Haci Bekir Efendi Ismail Toprak 
hazretlerine arz ediyor. Hazret miibarek elleriyle tuttugu caya okuyup, 50- 
cuga ifirdikten sonra: "Oglum! Senin adin ne?" diyor. £ocuk "Ahmed 
efendim!" deyip konu§maya ba§hyor. 

Sivas'in ileri gelenlerinden bir emekli albay felf olmu§. Ailesi istan- 
bul'a focuklannin yanina gitmi§; hastaya bakan hizmetfi de evi terketmi§. 
Durumdan hazreti haberdar etmi§ler. Bir bardak suya okuyup, Hakki hafiza 
verip hastaya gondermi§. Suyu icen emekli albay ikindi vakti Hakk'in rah- 
metine kavu§mu§, Ismail Toprak hazretlerini durumdan haberdar etmi§ler: 
"Haberim var" buyurmu§lar. 

Ismail Toprak hazretleri sohbetlerinde mursjidi Mustafa Haki hazretle- 
rine olan muhabbetini sik sik tekrarlar; onunla ilk kar§ila§tigi am unutama- 
digini; gonliinii tutu§turan o ate§in aym tazelikle yanmaya devam ettigini 
soyler ve §u ilahinin okunmasim ister: 

"Seni ben severim candan igeru 

Yolum vardir bu erkdndan igeru 

Beni benden sorma, bende degilem 

Suretim bo§ gezer, tenden igeru" 
Ilahiyi dinlerken gozya§lanni tutamazmi§. 

Haci Mustafa Haki hazretlerinin §am'da ikamet eden mahdumu 
Bahaeddin efendinin kendisine gondermis, oldugu mektubu giinlerce kerrat 
ile okuduktan sonra §u tarz cevabi bir mektup yazdigi belirtiliyor. Bir def- 
terde el yazisiyla yazilmi§ bu mektubu, okuyabildigim olfiide naklediyo- 
rum: 



478 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Seni sevmek, benim dinim ve imdnim geregi. Ildhi! din u imandan 

ayirma. 
Oteden beri muhabbetinizle ndldn olan kalb-i girydnimi, ndle-i 
efgdnim hadden efzun bir hdl He girydn ve suzan ettigi sirada kalemi 
elime aldim 

Sultdnim ne buldum ise senden buldum ve bu dlem-i fenada ne gibi 
bir zevke erdimse, mutlaka sizinle erdim. 

Muhterem pederiniz Hdki (k.s.) efendimiz, sultanimizdir. Onun 
rilhdniyetinin perverde-i bezminden bir an hdli olamam. Ne gdre ki taht- 
gdh-i saltanatlarina varamam. Nadiren varsam bile, kendilerini bula- 
mam. §ayet gorsem, nim nazarla mazhar-i iltifat olsant, bir zevk u huzur 
ve itmi'ndn bulurum. Adeta kendimi bu dlemden gikmis ve cdndna vdsil 
olmus bilirim. 

Iste bu tesirin icrd-yi ahkdmindan olmahdir ki, sizi nig unutamam. 
Aks-i timsdlinizi gozlerimden ve silri haydlinizi gonlumden gikaramam. 
Her nerede bir gesm-i siyahin fusunkdr bakisini gorsem, yuregim garpar 
ve dide-i kalbim size bakar. Bu zevk He gegirdigim gunlerimi felege de- 
gisntem. 

Iste bunlarin ulviyyetinden olmah idi ki, oradan nezd-i dlinize gelir, 
envdr-i cental ve ahvdl-i bi-meldlinizden bi-had feyizler ahnm. §imdi o 
nazar-i kimya eserinden dur mu oldum. 

Ey name git, mazhar-i fuyilzdt-i dlemiydn olan paye vu yed-i kemdli 
ta'zim ve muhabbetle, hdl-i pur melalimi hazret-i Bahd'ya arzet. Bu na- 
zarlarini uzerimizden dirig etmesinler. 

Iste ahkaru 'l-mevcudu dergdh-i Bdri'ye arz ve iltica ediyorum ki; Ey 
Huda! Aczimi muhabbetine ve vdrimi sana ve seni sevenlerin ruhuna sarf 
eden bir kulun degil miyim? 

Elbette bir giln olur, mazhar-i iltifatin ve ndil-i mukdfatin olurum. 
Liltfet, kerem et, beni o zumre-i dil-feribten ayirma. " 

Ismail Hakki Toprak 15 Rebiu'l-evvel 1347. 

Ismail Toprak hazretlerinin sohbetlerinde soyledigi rivayet edilen bir- 
kaf sozuyle tebligime son veriyorum. Allah Teala bu gonul erlerine takdire 
liyakat kesbetmeyi herkese nasip etsin. 

"Gardaslarim! Ehlullahin nazar ve himmeti daglan taslan eritir ve ih- 

ya eder. " 

"Biz §araptan donme sirkeyiz. Bizim bir gozumuz daha vardir, onu 
da Cendb-i Hak nasib etmis. " 

"Gardaslarim! Biz gidenlerle gider, gelenlerle geliriz. " 

"Gardaslarim! Darende bizim ihsanimizin feyiz membai ve Tarikati- 
mizin kapisi oldu. Hulusi kugukten bizden himmet istedi, biz de verdik. 
Iste o Hulusi, bu Hulusi; gidin ziyaret edin, sohbet edin; gok asigimizdir. " 

Dr. Selguk ERAYDIN 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 479 



Btttttn cihani stisltiyor 
Feyzi Rahmani He 
Ins-u Cinn 'e ders veriyor 
Ilm-i irfani He 

Bu dunyaya Sultan gelmi§ 

Daglar ta^lar boyun egmi§ 

Ctimle mahlukfeyz almi§ 

Milnkirler inkdr eyliyor 
Gelin ey gafiller! Gelin 
Bu sultandan feyz aim 
Aninfeyz He himmeti 
Cihaneyn-i mdmur eyliyor 

Bir ah gekse ta derinden 

Daglar oynardi yerinden 

Masum-u feyzli dilinden 

Ilm-i ledtin fd§ eyliyor 
Ilm-i ledtin mektebini 
Agmi§ btittin yerytiztinde 
Anda tahsil eden dervi§ 
Ar§-i ktirsti seyr eyliyor 

Bu beytin ashni sorarsan 

Ilhami gelir Sivas 'tan 

ihramcizadem Sultandan 

Teberrilken soyleniyor 
Kitmir Nuri soyler bunu 
Gtinahi gok, defter dolu 
Affin ister adz dili 
Ihsan kapisin gozltiyor 

Kitmir Nuri 



480 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



IHRAMCIZADE'NIN VAKFA HIZMETLERI 

Bazi insanlar vardir ki, kutup yildizi gibidirler, niceleri boyle insanlara 
bakarak yollanni diizeltirler. Topluma hizmeti vicdani bir gorev sayanlar, 
hem kendilerine hem de cevresindekilere faydah olanlar, her devirde 50k az 
bulunur. I§te boyle az bulunan bir kamil ki§i tanidim ki, saninm bu zati siz 
okuyuculanm da tanirsiniz. Sadece Sivas'a degil Tiirkiye'nin bircok yerine, 
ce§me camii, koprii yapilmasina onciiliik eden ihramcizade Ismail Hakki 
Toprak'tan bahsediyorum. Bu zat soyadi gibi aleak gonullu, bilgisi arttikca 
gururu eksilen bir insan-i kamil idi. 

1964 yihnin Temmuz ayi idi. Giinunu hatirlayamryorum. Yenicar§i'da 
§imdi belediye otobiislerinin kalktigi yerdeki Corapci Hani'ni Sivash olanla- 
nn cogu bilirler. Bu ah§ap bina icinde bir oda var idi ki, buraya "vekdle" 
derlerdi. ihramcizade 'yi ilk defa i§te bu binada gordiim. Orta boylu, beyaz 
benizli, kemerli burunlu, aksakalh bir goniil tabibi idi. Sessizce iceriye gir- 
dim, selam verdim, bir kenara oturdum. Burada bir diizine ya§h ki§i halka 
§eklinde oturmu§lardi. Genflik duygulanm beni meraktan meraka suruklii- 
yordu. Bu adamlar ne maksatla burada toplanmi§lardi? Biraz sonra zihnim- 
deki diigiim cozuluverdi. Zira ihramcizade, bir ba§ i§areti yapti, oturanlardan 
Haci Bekir Emmi dedikleri zat elini kulagina atti, yanik bir sesle soylemeye 
ba§ladi: 

"Sdkiyd caminda nedir bu esrar 
Kildi bir katresi mestdne beni 
§ardb-i la'linde ne keyfiyet var 
Soyletir efsdne efsdne beni 
Bakmazlar dertliye algindir diye 
Hdkikat bahrine dalgindir diye 
Bir sagi Leyld'ya vurgundur diye 
Yaznwjlar defter e divdne beni" 

Bu giizel parca, hem dinleyeni hem de soyleyeni derinden etkiledi. Otu- 
ranlann gozleri nemlendi, baktim bazilannin yanaklanndan ya§lar suzulup 
geliyordu ve sonra, goniil incileri pes. pe§e dizildi. Niyazi-i Misri'den soylii- 
yorlardi: 

" Gel ey bdd-i sabd haber ver bize cdndn illerinden. " 
Yine sira Berber Haci Bekir' e geldi, a§k ile vecd ile bir dahi soylemek 
du§tu: 

"Seni ben severim candan igertt 
Yolunt vardir bu erkdndan igeru 
Beni bende denten bende degilim 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 481 

Bir ben vardir bende benden igertt 
Yunusun sozleri hundur dtestir 
Kapinda bir kuldur senden igertt" 

Elbette dertli olan derman arar derdine, lakin nerede ne arayacagini bil- 
meyenler bo§una zahmet cekerler. Boyle yanh§ arayi§lar insani §a§kina cevi- 
rir. Niyazi-i Misri bu gercegi §ah damanndan yakalami§tir: 

"Derman arar dim derdime derdim bana derman imis 
Burhan arar dim ashma ashm bana burhan imis 
Sagi solu gozler idim dost yttzttntt gorem deytt 
Ben tasrada arar idim ol can iginde can imis" 

Bu §iir, vekalede sik sik okunurmu§. O gun de ihramcizade'nin sohbet 
meclisinde tekrar edildi, vecd icinde dinlendi. Zayif vucutlu, mahcup tavirh 
birisine donerek hitap edildi: 

"Soyle Karasarh... " Karasarli soyledi, soyledikfe co§tu. Sesi giizel de- 
gildi, lakin ictendi, samimiydi. Oldugu gibi goriinen ruh asaletiyle bu adam, 
okudugu kendi §iirlerini zevkle dinletiyordu. 

Bu gonul dostunu daha sonra daha yakindan tanidim. Ara§tirdim, 
ihramcizade'nin kendisi tarafindan yazilmi§, on adet §iirini tespit ettim. 
Bu §iirler, sanat endi§esinden uzak tasavvufi ne§e ile dolu parcalardi. Oglu 
Kazim Toprak'ta, kendi el yazmasi bir kitaptan §u §iirlerini geliniz okuya- 
hm: 

"Gonttl dilberdedir elhamdttlillah 
Leb-i kevserdedir elhamdttlillah 
Neferzend tt zen ister ne tertip 
Ne sim tt zerdedir elhamdttlillah 
Qtt dil dilberde seyr eyler 
Cemdli Dahi bi-perdedir elhamdttlillah 
Gonttl dostun arar tenha cihanda 
Adtt kim kerdedir elhamdttlillah 
Degil gam yok olursa terk-i canim 
Acep hos yerdedir elhamdttlillah" 
Ezelden hamr-i aski igti 
Hakki Henttz ol sirdadir elhamdttlillah 



967 — Genellikle bu jiirler Ismail Hakki Bursevi kuddise sirruhu'l-azizindir. (Ya- 



zan) 

9 

sim yazi Efendi Hazretlerinindir.(Yazan) 



968 — Bu siir Erzurumlu Ibrahim Hakki Hazretlerinindir. Bu yazma eserde bir ki- 



482 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Oglu Mehmet Kazim Toprak'a soruyorum: Babaniz en fazla kimleri 
sevmezdi? Tek cumleyle cevaphyordu: 

"O'nun sevmedigi yoktu ki, .. " 

ihramcizade 'nin §eyhi Mustafa Taki mensur bir mevlid yazmis. ve 
ihramcizade de bunu nazma cekmi§tir. 165 beyitlik mesnevi tarzinda yazilan 
bu mevlid, bazi ilahilerle birlikte 52 sayfahk bir kitap halinde 1969 yihnda 
istanbul, Dizerkonca Matbaasi'nda bastinlmi§tir. 

"Ydre Yadigdr" ismiyle basilan bu kitapta ihramcizade 'nin Tiirkce, 
Farsca ve Arapca bazi naatlan da mevcuttur. §imdi o mevlidden bir kiiciik 
bolum sunahm: 

"Adem atamiz Cennete indi 

Nur-i Ahmedi alninda gorundu 

Babadan ogula o nur-i Celil 

Gelmesine olmus bir gttzel delil 

Seyyidu'l- enbiyd ol Mustafdnin 

Kdn-i kerem ol bd-vefdnin 

Kim hdmili olsa ol nur-i evhad 

Herkes tanirdi kalmazdi birferd 

Ismi Abdullah kavmi Mudari 

Zevcesi Amine hdmil-i Nebi 

Alti ay bilmedi hdmilligini 

Melekler ederdi dmilligini" 

Nesir hususunda ise, ihramcizade 'nin cah§malan, maalesef bir araya 
toplanmami§tir. 1929 yihnda yazdigi ve §am'da bulunan Haci Bahaeddin 
Efendi'ye gonderdigi bir mektup iyi bir ornek te§kil eder kanaatindeyim. Bu 
mektup suslu nesir dedigimiz yazi turiinde giizel bir ornektir: 

"I§te oteden beri derd-i muhabbetinizle ndldn olan kalbim yine ndle vtt 
efgdnimi ba§tan a§irmak He girydn ve suzan olarak kdlemi elime aldim 

Sultdnim, ne buldum ise, senden buldum ve bufenada ne gibi bir zev- 
ke erdimse, mutlaka sizinle erdim. 

Elbette bir gun olur, mazhar-i iltifatin ve ndil-i mukdfatin olurum. 
Lutfen, kerem et, beni o zumre-i dil-firibten ayirma. " 

Vefatindan sonra kitaplannin bir kismi Darendeli Hulusi Efendi'ye gon- 
derilmi§tir. 

HAYATI VE HAYRATI 

Manevi diinyasim kisaca boyle tasvir ettigimiz ihramcizade 'nin, kisaca 
hayat hikayesine gecebiliriz: 



969 — Bu kitabm basilmasi Ihramcizade Haci Ismail Hakki TOPRAK Hazretleri- 
nin istegi ile olmayip basan kisilerin hizmet simfmdan bir gayretleridir. (Yazan) 
970 — Arapca naat, Efendi Hazretlerinin degildir. Delail-i hayrat'tandir. (Yazan) 
971 — M. Kazim TOPRAK Efendi tarafmdan tamirat ve incelenme niyeti ile gon- 
derilmistir. (Yazan) 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 483 

Niifus kaydina gore, r. 1296 (1880/81) yihnda Sivas Ortuliipinar Mahal- 
lesi'nde dunyaya geldi. Dedeleri Kabe'nin ihramini degi§tiren bir kimse 
oldugu icin, siilalesine "IHRAMCI" denilmi§tir. Babasi Hilseyin Httsntt, 
annesi Ai§e Hanim'dir. ihramcizade, yedi ya§indayken, babasi Zara'ya Ad- 
liye ba§katibi olarak gitmi§. Orada sibyan mektebini bitiren Ihramcizade, on 
ya§indayken Sivas' a gelip ru§tiyeye girmi§, burasini da bitirdikten sonra 
adliyeye "mulazimeten" (stajyer memur olarak) gonderilmi§tir. Tokat'ta hem 
memuriyetini surdiiriiyor hem de medrese ogretimini tamamhyor. Aynca, 
Tokat'ta Haci Mustafa Haki Efendi'ye intisap ediyor. Mustafa Haki Efendi, 
1324 / 1908 yihnda Tokat mebusu olarak Istanbul'a gidince, Ihramcizade de 
artik Tokat'tan aynlmak zorunda kahyor. Sivas "Diiyun-i Umumiye" me- 
murluguna tayin ediliyor. Diiyun-i Umumiye kaldinhnca Sivas Inhisar Dai- 
resine gecmi§. 1927 yihnda Zara'nin Carhi Tuzlasi'na bagh "Cedit Tuzla" 
memurluguna atanir. Cedit' te 1931 yih Temmuz ortasina kadar fah§ir ve 
kendi arzusuyla emekli olur. Emeklilik yillannin biiyiik boliimii Sivas'ta 
gefmi§tir. 2 Agustos 1969 yihnda Hakk'in rahmetine kavu§an bu ulu ki§i, 
geride maddi ve manevi derin izler birakarak g6cmu§tur. 

Yazimin ba§hgi "ihramcizade'nin Vakfa Hizmetleri" idi. §imdi o hiz- 
metlerini siralamamn zamani geldi. Ulu Cami 1950 yihnda harabe halinde- 
dir, ibadete kapatilmi§tir. Bu hal Sivas halkini derinden yaralar, Ihramcizade 
bunu fark eder, hemen bir dernek kurulur. 1955'ten 1966 yihma kadar Ulu 
Cami tamirattan gefer, ibadete afihr. 

Ya koylerde yaptirdigi fe§melere ne dersiniz? ilk defa Zara'nin Cencin 
Koyii'ne gider, burada ifme suyunun olmadigim goriince hemen harekete 
gefer, halktan para toplanir, koy halkiyla birlikte 6 km. uzaktaki Kizilcan 
Tepesi'ndeki icme suyu getirilir. Aynca, aym koye Kizihrmak'tan gefmek 
ifin bir koprii de yaptinr. 

Tozanh Kopriisii, 1943'te yeniden yaptinhr, halkin hizmetine afihr. Ay- 
nca, Sivas'ta Hoca imam Camii'nin minaresini sadece kendi parasindan 
yaptinr, yiiregi iyilikle dolu olanlar hayir yapmaktan usanir mi? 
ihramcizade, hayirlanna da devam eder: 1958/62 yillannda Sivas imam Ha- 
tip Lisesi ifin bir dernek kurulur, bu dernegin ba§kam yine aym zattir. Tur- 
kiye'nin muhtelif yerlerinden toplanan paralarla Sivas'a hizmet gelmesine 
sebep olur. Sivas icinde 27 adet ce§menin yapilmasina yardimci olur. 

Maddi ve manevi yonuyle bu kadar hizmet eden kimseler ba§ka iilkeler- 
de ya§asaydi, acaba boyle insanlara nasil miikafat verirlerdi? ihramcizade, 
soyadi gibi mutevazi oldugu icin kimseden bir temenna beklemedi. Lakin 
biz iyi insanlan gene neslimize iyi tanitmahyiz, boyle zatlan unutulmaktan 
kurtarmak icin onlann hizmetlerini zaman zaman hatirlamahyiz. 
(CANOZAN, Ali §ahin, 1991,Revnak, Sivas.) 



484 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



4Agustos 1969 
Hizmet Gazetesi/Sivas 

ISMAIL EFENDI 

Ismail Efendi Hakk'in rahmetine kavu§tu. Sivas O'nun §ahsinda 50k 
§eyler kaybetti. O, bir tesbihin imamesi gibiydi: Toplayici, yapici, guzelle§ti- 
rici ve huzur verici bir §ahsiyeti vardi. islam'a yakin ve bagh olanlar haric 
tutulursa, denilebilir ki; O'nun bu §ehirde hicbir yakini yoktu. Kanunlar 51- 
kanlmi§ti. Hie kimse "bey, Efendi, aga, pa§a" gibi, bu milletin ruhunda, 
dilinde, edebiyatinda yer eden kelimeleri kullanamayacakti. Bu garip, bu 
acayip kanuna ragmen, O, bu §ehirde ve biitun cevre vilayetlerde yanm asn 
a§an bir sure icerisinde, hep "EFENDI" olarak bilindi; hep "EFENDI" 
diye kendisine hitap edildi. 

Yakinlan arasinda, onun bir tek ciimlesi, bir ceza hakiminin hiikmunden 
daha tesirli olurdu. Bir yoksulun giydirilmesi, bir du§kunun kalkinmasi, ec- 
dat yadigan bir eserin korunmasi veya yeni ba§tan onanlmasi, bir kiiltiir 
miiessesinin kurulmasi onun uzatacagi parmaga ve soyleyecegi bir tek ciim- 
leye baghydi. Kanunla, zorla, zuliimle, tehditle degil, faziletiyle ve Efendili- 
giyle yapiyor, yaptinyordu. 

Kendisini ilk g6ru§iim galiba ilkokul tahsilimin ilk yillannda olmu§tu. 
Babam elimden tutarak beni ona g6turmu§tu. Bir biiyiik odada, edebiyle 
oturan insanlar arasina ben de diz c6kmu§tum. Orada nasil bir sohbet yapil- 
digim §imdi bir tek ciimle bile olsun hatirlamryorum. Sonra aradan 8-10 yil 
gefti. Babamin Gaziantep'e tayini fikinca bizi ugurlamaya gelmi§ti. Ufiincu 
bir defa goremedim. Babamin 50k yakin dostuydu. Ben siyasi bir takim fe- 
ki§melerin iferisine girince ziyaretine ozellikle gitmedim, gidemedim. Boyle 
olmasina ragmen 50k ilerici bir Istanbul gazetesi onu ve beni Sivas'ta nurcu 
medresesinin §eyhi olarak gosterdi. Halbuki merhum Ismail Efendi Nak§i- 
bendi tarikatina mensuptu. Gosteri§ten ve hatta sesli ibadetten tamamen 
uzak, miinzevi, sessiz, sakin hayat ya§iyordu. Benim §eyhligim ise, en ah- 
mak insanlann bile inanmayacagi bir uydurmadan ibaretti. Bu safsataya ina- 
nanlar sadece solcular oldu. 

Ismail Efendi halkasina dahil olan 50k muminler tanidim. Temiz, terbi- 
yeli, inanmi§, namuslu ve fali§kan insanlar... Bir ayakustunde bin bir yalan 
soyleyen riyakar ve sahtekar insanlann cemiyetimizin huzurunu alt list ettik- 
leri bir devirde Ismail Efendilerin kaybi, teessuriimuzu daha da artinyor. 

Manevi yapimizin mimarlanndan biri daha topraga dii§tii. Allah rahme- 
tini iizerinden ve iizerimizden eksik etmesin. 

Yavuz Bulent BAKILER 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 485 



"EFENDI HAZRETLERI" 

Yiizlerinde, alinlannda, gozlerinde ve ellerinde huzur denilen §eyi gezdi- 
ren, dinlendiren, misafir eden ve sonunda onu bir §ahsiyet cizgisi haline geti- 
ren insanlar gelirdi o eve ve yine kavgasiz, ban§ik ve her §eyle dost bir halet- 
le evden aynhrlardi; yiizlerinde biraz daha i§ik ve duru gozlerine oturmus. 
sevgi panltilanyla. Cocuktum, ama anhyordum: Bunlar "ihvan"di. 60'h 
yillann, "ihvan, tekke, dervi§, §eyh, dergdh" gibi kelimelere hayli sert ve 
soguk nazarlarla bakan resmi tutumu, ihvan'i da Hasan Sabbah'in Alamut 
Kal'asi'nda afyonlu §erbetlerle cezb ederek kendine benzettigi tehlikeli mili- 
tanlar gibi gosteriyordu. Cocuktum, ama anhyordum; bunlar muhabbetle 
lebaleb dolu, gozlerine bakinca yiireginin derinligini gorebileceginiz kadar 
berrak insanlardi. O eve muhabbetle gelir ve daha ziyade bir muhabbetle 
giderlerdi. Bunlar "ihvan lardi. Bu ev bir "tekke " idi. Bu tekkenin bir §eyhi, 
ihvanlannin diliyle "§dh"i vardi; Ihramcizade Ismail Hakki Efendi'ydi ve 
ben cocuktum. 

Gozleri iriydi, maviliginde gri bulutlar geziniyordu. Gozleri, yuvasina 
sigmryor gibi di§an ta§mi§ti. Hep munis bakiyordu. Muhabbet dedikleri §ey, 
"Efendi Hazretleri"nin muhitine o gozlerden yayihyordu. Ufak tefek, kam- 
buru cikmi§, kisa beyaz sakalh kirpik biyikh, alt dudagi bariz derecede etli, 
iri kemerli bumu ile dikkat ceken ve guzelligini fizik unsurlanyla in§a etme- 
den de giizel bir ihtiyardi. Ah, o 50k ihtiyardi, ben cocuktum. Evde oldugu 
zaman, onu diledigini an gorebilme imkanim vardi, ama ben cocuktum; ko- 
nu§amadik. Benim sorulanm belirginle§tiginde o foktan dar-i beka'ya yii- 
rumii§ gitmi§ti. Sorulanm ise, hala bende duruyor. 

Yaz-kis, kasketle di§an fikardi, yaz-ki§ mevsimine gore gri ya da siyah 
pardosii giyerdi. Ku§luk vakti ya ila ogleden sonra "vekale "ye gitmek iizere 
di§an fikacagi zaman, bir ko§u di§an fikar, fayton fevirir, uzun bahfeyi 
ko§arak gecip iferi haber verir, kapisim afardim. Ba§imi ok§ar iltifat eder ve 
daima takim giydigi elbisesinin yelek cebinden sari bir yirmi be§ kuru§ fika- 
nr, bah§i§ verirdi. Hayir, yirmi be§ kuru§, degildi, iki bufuk liraydi: Daha uc- 
be§ saniye bile gefmeden o sari yirmi be§lik, "Efendi" nin ardi sira golgesini 
bile incitmekten fekinerek yiiriiyen ihvanlan tarafindan daha biiyiik meblag- 
lara tahvil olunurdu. Ben bire on kazanan bir karaborsaci kadar memnun 
olurken, ihvanlar da "Efendi Hazretleri"nin elinden cikmi§, bir -aziz hatirayi 
edindikleri ifin sevinirlerdi. Ve o sevinci ben sari leblebiye, mavi bilyeye, 
ye§il plastik toplara ve kiilrengi sinema biletlerine cevirirdim. 

"Vekale," ?ar§i ifinde, Corapfi Hani'mn list kahnda iki goz bir odaydi. 
Yaz-ki§ demeden uzaklardan kopup gelen "ihvanlar" orada ia§e edilir, orada 
Efendilerinin sohbetlerini "samiin" sifatiyla dinlemek saadetine eri§irler ve 
orada aym soframn etrafinda, tekkenin koca mutfaginda, koca kara kazan- 
larda pi§mi§ tekke a§inm lezzetine vanrlardi, Hanim ihvanlar ise, eger uzak 
yerlerden gelmi§lerse birkaf giinlugiine tekkede hamurlardi. 



486 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Tekke, Ortiiliipinar Mahallesi'nde Ta§h Sokakla Hasanh Sokagi'm ka- 
vu§turan bir parselin orta yerinde iki kath, kocaman bir evdi. Bahcesinde 
elma agaclan vardi. Uc-bes. gun saltanat siiren leylak agaci vardi ve leylak, 
"Efendi Hazretlerf'nin odasinin penceresine bakardi. Ben cocuktum; tekke, 
bahcesinden cati arasina, odunlugundan "Efendi Hazretleri"nin yatak odasi- 
na kadar benim oyum sahamdi ve evimiz tekkenin tam kar§isindaydi. 

Ikinci katla "biiyiik oda" vardi. Biiyiiktii, bazi geceler ihvanlar orada 
toplanir, tek kelime etmeden, fit cikarmadan Efendilerinin etrafinda oturur 
zikir ederlerdi. Naksi idiler, siikuti dervi§ler idiler. Biiyiik odanin duvannda 
bir eski zaman ressaminin elinden cikma "Mekke-i Miikerreme ve Medine-i 
Miinevvere" resmi asihydi. Kapinin hemen saginda biiyiik camekanh bir 
kitaphk vardi. Kitaplikta o zaman bihnedighn, anlamadigim, okuyamadigim 
eski yazili me§in ciltli kitaplar vardi, "EfendF'nin kitaphgi idi. O okurdu. 
Sadece ehl-i goniil degil, ehl-i kalem idi. Bu hiikme 15 Rebiiilevvel 1347 
tarihinde §eyhine hitaben kaleme aldigi §u satirlar §ahittir: 

"I§te bu tesirin icrd-yi ahkdmindan olmahdir ki, sizi hig unutamam; aks- 
i timsdlinizi gozlerimden ve sur-i haydlinizi gonlilmden gikaramam. Her 
nerede bir gesm-i siyahin filsunkdr bakisini gorsem yuregim garpar ve dtde-i 
kalbim size bakar. Bu zevk He gegirdigim gilnleri felege degismem (...) Ey 
name! Git, mazhar-i fuyuzat-i diem olan bir paye, yed-i kemdl-i tazim ve 
muhabbetle hdl-i pilrmeldlimi Hazret-i Baha 'ya huzuren arz et. De ki; Sizin 
nazarinizdan sdh-i rdhayol gider.. " 

§eyh ile ihvan arasindaki goniil alakalan, cocukluk muhayyilemin kav- 
rayi§indan 50k uzaklardaydi, ama bu alakanin hasihni cocuk da olsaniz elle 
tutabilir, gozle gorebilirdiniz: Muhabbetti! Tekkenin kirec sivah duvarla- 
nnda, bahce ifindeki ince beton yolun en ba§inda, meyvesini ancak eyliiller- 
de teslim eden ta§ armutta, ihvanlann fehresinde ve "Efendi Hazretleri"nin 
her haletinde titre§en, ince bir bugu gibi tebahhur ederek atmosfere yayilan, 
tekkeyi (uzaktan ya da yakindan) istintak eden "siyasi memurlan" son dere- 
ce Efendi ve hiirmetkar davranmaga mecbur eden muhabbetti. Muhabbetin 
siklet merkezi, iri gozlerinin maviliginde gri bulutlar gezindiren "Efendi 
Hazretleri" ydi. Onun bilgisi tahtinda duran kimya, siradan insanlan; berber- 
leri, kundura tamircilerini, fiftfileri, iimmi ev hanimlanni, memurlan gozbe- 
beklerinde "muhabbeti" biiyiiten olgun insanlar haline getiriyordu. Yikildi, 
tiikendi diyeceginiz insanlan bu guzelle§tiriyor, ayakta tutuyor ve her §eyle 
ban§tinyordu. Onun cevresinde kavga yoktu. Cocuktum, ama anlryordum. 

Bir goniil ne§'esiyle "Efendi" yi §iirin miicenet gokyiiziinde gezindiren 
de, o "muhabbet" dedikleri §ey olmahydi. 
"Goniil dilberdedir elhamdulillah 

Leb-i kevserdedir elhamdulillah 

Neferzend u zen ister ne tertib 

Ne sim-tt zerdedir elhamdulillah. " 

Belki fayi 50k sevdiginden olsa gerek, biitiin naksi dervi§am faya a§ikti. 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 487 

Sicak yaz gunlerinde ara sira Efendi Hazretleri ihvani toplar. Yukan Tekke 
dibindeki mesire yerine "sahra'ya gidilir, bir at arabasina kilimler, secca- 
deler, hah, yastik ve minderler yuklenirdi. Boyle giinlerde pirinften mamul 
devasa bir Rus semaveri mutlaka yukun ba§ini fekerdi. Efendi Hazretleri, 
cayi af lk ve §ark taraflannda "kitlama" tabir edilen tarzda icerdi. Kelle §eke- 
ri denilen topak kesme §eker bir fay tabagina kinhr, doyuncaya kadar iizeri- 
ne limon sikihr ve f aya §eker atmadan, bir ondan bir bundan cayin lezzetine 
vanlirdi. Ben, ayni fay muhabbetini hanim meclislerinde de gordum. Cen- 
netmekan halamin yanik sesiyle orta yerde etrafa nefis fay rayhasi salan 
semavere kar§i okudugu "ilahi" hala kulaklanmdadir: 

"Semdverin rengi aldan Getir sagdan, gotttr soldan 

Dervi§ gikmaz boyle yoldan Yan semdver, don semdver 

Limon, §eker, gay semdver Semaveri ahstirin 

Masa He tutusturun Kusenleri kavusturun 

Yan semdver, don semdver Semdverim iniliyor 

Anlamiyor mu ne diyor? Daim Hakk'i zikrediyor 

Yan semdver, don semdver Limon, seker, gay semdver" 

Sonralan ogrendim ki, ihvanlar fay ifip "demlenirler" ve faya "kiifiik 
dervi§" derlermi§. Bugiin zihnimde bir bardak limonlu fay ve iizerinde bu- 
gusu tuten, bagn ate§le yanan her semaver, o giizel insanlann me§replerin- 
den tedai olunmu§ sevimli bir rumuzdur. 

60'h yillann Sivas'ini in§a eden be§eri fizgilerden belki de en muhimi, 
Ihramcizade §eyh Ismail Efendi'nin etrafinda doniip duran bir manevi ik- 
limdi. "Efendi"nin Hakk'a yurudiigii giin o alem de gofiiverdi. O gun ilk de- 
fa "ihvan"in fehresinde ye's gordum; onlara diinya ve ukba'yi yorumlayip 
anlatan mihveri kaybetmi§lerdi. Imamesi kaybolmu§, ipi kinlmi§ bir tesbih 
gibi dagiliverdiler. inhitat, az zaman gefmeden tekkenin duvarlannda bile 
derin izler birakti: Bahfe tar-ii mar oldu, sivalar f atlayip dokiildii, ihvanlann 
miieddep ayak sesleri hafifledi ve birkaf yil sonra tekke i§bilir miiteahhit 
esnafimn dar hayalhanelerinde dort katli bir apartman blokuna donu§iiverdi. 
§eyh Hakk'a yiirudii, tekke yikildi, ihvan dagildi. 
Ve ben hala f ocuktum. 

(ALKAN, Ahmet Turan, Altinci §ehir, 1992, Istanbul) 



Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



UMIT BURCU 

Ben 50k sukuti insan tanidim, gecenlerde bir yazida da onlara dair ipuc- 
lan vermeye cah§tim. Konu§malan icap ettigi yerde o insanlann da bazen 
konu§tuklan olurdu, ama onlann soz ve beyanlan daha ziyade hallerinden 
siiziilen manalan acmaya matuf, mubhem hisleri §erh etme istikametinde ve 
gozsuzlere kapali hakikatleri avamile§urme yoniinde olurdu. Onlar halleriyle 
seslendirdikleri sukuti hutbeleriyle herkesi mest ederlerdi. Onlann hal ve 
goniil derinliklerinden dolayi, dillerini bilen-bilmeyen hemen herkes ne de- 
mek istediklerini rahatlikla anlar ve onlara buyiilenirdi. Onlann yamndayken 
"duydum, ogrendim ve inandim" yerine "gordiim, hissettim ve bende ol- 
dum" derdik. Konu§urken hikmet konu§urlardi. Siikut ederken de derin mu- 
rakabe baki§lanyla insanin adeta icini delerlerdi. Cok kaynaga ugradim, 50k 
ce§menin ba§ina gittim, ama heyhat, hifbirinde kovami dolduramadim. Ava- 
re dola§tim, avare gezdim. Avare gezdigime halim §ahit degil mi? Ama laf 
ederken hikmet konu§an, sessiz dururken de tefekkiir eden o siikutilerin sii- 
kutu hala iizerimde tesir icra eder. Onlannki kristalle§mi§ tefekkiir, kristal- 
le§mi§ murakabedir. 

Mesela; Ihramcizade Ismail Efendi He beraber olmustum. Onca za- 
man iginde belki iki kelime ancak konusmustu. Ama boynunu bir yana 
kirip boynu egriymis gibi, saygiyla durusu, dizustu oturusu, mahcup tavri 
ve her haline nttfuz eden, Allah'in huzurunda olma havasi bana gok tesir 
etmisti. 

Hani hep deriz ya; "Cok giizel hutbeler dinledim, biiyiik hatiplerin soz- 
lerine kulak verdim. Artik kulaklanm doydu. Fakat gozlerim ac. Islam'in 
lafini eden degil, onu ya§ayan insan gormek istiyorum." Maalesef, sozler, 
soz soyleyenden bizar. Hutbeler, hatipten bizar. Va'z u nasihatler vaizden 
bizar. Kimse kinlmasin, ben kendimi de dahil ederek soyliiyorum. Namaz 
kilan, Kur'an okuyan, camide saf tutan insanlann cehrelerinde ha§yet gor- 
miiyorum. Allah'in huzurunda duruyor olu§umuz halimize aksetmiyor, ha§- 
yet yok duru§umuzda. Kalbler 6lmii§ adeta. Saflar arasinda mutehanik me- 
zarlar gibi kipirdam§lar durumumuza tam uyuyor. Bir cenaze yatiyor, kal- 
kiyor, egiliyor ve dogruluyor; fogumuz cenaze gibi Allah huzuruna geliyor 
ve cenaze gibi gidiyor. Ve dolayisiyla da miisliimanlar adina iyi bir goruntu 
olmuyor, halimiz kimseye bir §ey ifade etmiyor. 

(M.Fethullah GULEN, UmitBurcu, Istanbul, 2005) 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 489 



A§IK SEYIT YALCIN'NIN HATIRATI 972 

Koyde hatirhydim, hatinm vardi. Agir misafirler de kondururdum. Belli 
haremimiz de vardi. Koyde benim hatinmi sayarlardi. I§te dokuz yiiz elli bes. 
tarihinde bir degirmen yapmaya te§ebbus ettim. Koyliiler her gun on araba, 
yirmi ogiin ko§arlar, degirmenime tas. cekerler, getirir yaparlar. Ne icin? 
Dedemin, babamin bir kiymeti varmis. demek ki, Beni bir degirmen sahibi 
ettiler. O degirmen be§-on sene surdii. Yeni usul degirmenler cikinca, bu 
degirmenler yavas. yavas. gozden du§tii yeni degirmenciler gelmedi. Gelen 
yok. Biz de kimseye veremedik, tuttuk degirmenleri yiktik. Ben de yiktim, 
ba§kalan da. 

— O giinlere ait bir hatiraniz var mi? 

— He... Bir sene deh§et bir yagmur yagmi§, degirmenin arklan da dol- 
mu§tu. Giic yetecek bir §ey degil. Her sene paramla yaptirryorum. Ben de o 
sene ihramcizade Ismail Hakki Hazretleri'nin tekkesine meraklrydim. Si- 
vas'a gelince geriye gidemezdim. Oglum Ahmet de degirmenin arkini yap- 
mami§, geldi beni yakaladi. "Baba sen nasil adamsin? Gel i§inin ba§ina, 
arkin takilacak. Gezeceksen sonra gez." Diyerek beni yakaladi tahil pazann- 
da. Ben de vakit yakindi, ogle abdesti almaya geliyordum. Oglan benimle 



972 — SEYlT YALQIN 1908 yilinin Mart aymda Ula?'m Eskikarahisar koyilnde 
dogmujtur. Nilfusta 1910 (Rumi 1326)'da dogdugu kayitlidir. Mtlderris Hasan 
Efendi'nin torunu, Bilal ve Esma'nm ogludur. I. Dilnya Savasmda babasmi, 7-8 
yasmdayken de annesini kaybetmis; dedesi tarafmdan buyiltulmustur. Erzincanli 
Terzi Baba'nm soyundan olup, Sivas'taki Naksibendi seyhlerinden ihramcizade 
Haci Ismail Hakki Toprak'm milrididir. Eli acik, gonlil zengin, hosgorillil, yoksullan 
gozetip kollayan birisidir. Koyilnde ve cevresinde herkesin sevip saydigi birisidir. 
Herhangi bir tahsil gormemis; koy imammdan dini bilgiler ogrenmistir. Askerligini 
Sivas'ta topfu birliginde yapmistir. O'nun en 90k sevdigi islerden birisi, "Seda" adh 
Arap atiyla, at yanslarma katilmak olmustur. Bir ara Tecer dagmm etegindeki tarla- 
smm ilzerine bir su degirmeni yaptirmis, omrilniln sonuna kadar bu isle ugrasmistir. 
On dort yasmda evlenmis, bu evlilikten dort kizi ve bir oglu olmustur. 18.12.1994 
tarihinde Sivas'ta vefat etmistir. 

On dokuz-yirmi yaslarmda Niyazi Misri'nin elinden bade icmis, siire bu rilyadan 
sonra baslamistir. Bu yilzden ilk siirlerinde Misri mahlasim kullanmistir. Daren- 
de'de yatmakta olan Somuncu Baha'nm ahfadmdan olan Osman Hulusi Ates ile 
devamli temas icinde oldugundan, siirlerinde onun etkisinde kalmistir. Okur-yazar 
olmadigi i9in bazi siirlerini baskalarma not ettirmis; 90gunu kaydettirmedigi i9in 
kaybetmistir. Siir teknigi saglamdir. Genellikle dini, tasavvufi siirler yazmistir. Saz 
olmamakla beraber irticali kuvvetli biridir. Pek 90k asikla karsilasmistir. Siirleri, A. 
Sahin Canozan tarafmdan "Asik Seyit Yal9in'm Hayati ve Siirleri" adiyla bir kitapta 
toplanmistir. Siirlerinde 90gunlukla Seyit, bazen de Bi9are Seyit mahlasim kullan- 
mistir. 



490 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

beraber geldi. Orda bir tanesi de abdest aliyordu. "Bir, iki, bir, iki..." Divane, 
deli, ba§i acik, yalinayak. Oglen namaza durur, yatsiya gider, oyle bir adam. 
Oglum onu goriince bana dedi ki; "Senin §u berdu§lardan, sarho§lardan hie 
farkin yok. Malin yok, halin yok, her §eyini terk edip burada geziyorsun. 
Yav, soyka i§ini gor de gene gel." dedi. Oyle sokranirken benim de hatinma 
bir §ey du§tu. Ona; 

Nefsin seytanina nispet yuruyen 
Zannetmem Iblis'ten kalani vardir. 
Seni tan eylerse senden tureyen 
Sah olsa sirtinda palani vardir. 

Diye hepsi yedi kita bir deyis. soyledim. Boyle deyince "Baba!" dedi. 
"Ne diyorsun oglum?" dedim. "§u siftahki soyledigin sirti palani birak da ne 
soylersen soyle!" dedi. Megerse o sirti palan kendine dokunmu§. "Bu 
deyi§atin tadini zaten senin sirtinin palani getiriyor. Ben onu cikartamam." 
Dedim. Ezan okunmaya ba§ladi, 

Seyyid'im sirlarim vermezdim ydda 
Yediler elinden sundular bade 
Bize yol gosterin Ihramcizade 
Inayet Allah 'tan himmet isterim 

Diye bitirdim. Kadin kalkti, elime uzandi. "Ha§a sen benim annemsin" 
dedim. Dedi ki; "Sen Kuran -1 Kerim ile konu§uyorsun. Benim pirim yok, 
senin pirin var, oziir diliyorum. 

— Agziniza saghk Seyid Emmi. Biz sizin Ihramcizade Ismail Efendi'nin 
muritlerinden 

oldugunuzu biliyoruz. Bize biraz da bundan bahseder misiniz? Ne zaman 
tani§timz? ilisjdniz ne kadar surdu? Size ne gibi bir etkisi oldu? 

— Muritleri olamayiz da ziyaretlerine gider gelirdim. 

— Ne zaman ba§ladi bu? 

— Ben buna ba§layah... Yirmi ya§lanndaydim, genf idim. Deliktas/in 
Cat Koyii'nde emem (halam) vardi. O kadin yirmi sene yataga girmedi. Cok 
ibadetli bir kadindi. 

— "Oglum beni Ihramcizade 'ye goturl Oglum beni Ismail Efendi'ye 
goturl. " 

der dururdu. Bir gun aldim, geldim kadini. Getirince Ihramcizade ona 
ders verdi. Istedi ki, bana da ders versin. "Oglum, sana da ders verecegim" 
diyor ya, ben cahilim. "Derse giremem " diye sakinryorum. Sonunda; "Belki 
girerim" diye du§unurken; "Sen sonunu dusunuyorsun. Sonunda girerim 
diyorsun. Ama dmtir kdgidini gikart bir goreyim. Kag giln ornrun var? " dedi. 
Neyse ben de bunu tecriibe yapryorum. Cahillik... Ne kadar cahillik... 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 491 

Bir gun dedim ki; "Eger bu seyh ise, ben bundan ders alacaksam, buna 
bir tecrube yapayim. Tecrube iqin qarsamba gtinu tiyatroya gittim. "Bakahm 
bu benim nerede oldugumu bilecek mi, bilmeyecek mi? " diye. §eyh mi, degil 
mi? Cuma ak§ami meclisine gittim. O mubarek iki kat otururdu Kible'ye 
kar§i §u §ekilde. Allah ile kelime yapardi. Dogruldu bana soylemedi de ce- 
maate bir §ey soyledi. Cunkii bozmak istemezdi kimseyi. Onun icin ortahga 
soyledi. Dedi ki; 

"Ebu'l-Hasan §eyh §azeli Hazretleri bir gun; 

"Benim iki muridim var; birisi magripte birisi masrikta. Hataya dustiigu 
zaman, bu iki kolu yetisip alamazsa miirsid-i kdmil olamaz. " Bunu dinleyen 
oradaki muritlerinden ikisi cahil imi§. Yiiruyiip giderlerken; 

'Bizim seyh amma partalladi. Biri magripte biri masrikta olan mtiridi 
nasil getirecek? ' O zaman §eyh keramet gosterip bunlardan ikisini de birini 
magribe birini ma§nka atmi§, ikisini de iki eliyle bozmadan almi§, getirmis. 
evlerine. §imdi gelmi§ler ki, aym vaziyette soyunmu§lar. Birbirini bu §ekilde 
goriince sabahtan; 'Sana boyle boyle oldu... " demi§. Otekisi; 'Bana da oldu. ' 
demi§. §imdi bunlar utandigindan meclise varamiyorlar, §eyhin kar§insa. 
§eyhi §azeli Hazretleri; 

"Bunlarin ikisinin de hatalari var. Getirin bunlari meclise!" demi§. 
Utamyorlar, gelemiyorlar. Getirmi§ler, gelince demis. ki; 

"Nasil oglum, miirsid-i kdmil bir eliyle biri magriptekini bir eliyle mas- 
riktakini kurtarabiliyor mu?" deyince aglayarak ayagina kapanmi§lar. 'Evet, 
getiriyor.' demis. biri. Bunu dinledikten sonra hatami anladim. Gidip gelme- 
ye ba§ladim. 



973 — KAYA, Dogan,"Seyit YALQIN ile Roportaj," Hayat Agaci Dergisi, 2005, 



s. 64 



492 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



CORAPCIHANI 974 

Bu yaziyi yazmaya baslamadan evvel Corapci Hani'nm icini gezip son seklini 
gorme arzuma nail olamadim. Siki sikiya koslenmis kapi, islevini yerine getiremiyor 
olmanm ve de kaderini bekliyor olmamn buruk huznunii tasryor gibiydi. Esasmda 
bir yolunu bulup iceriyi dolasma imkam varken bunun icin de ozel bir caba harca- 
madim. Ciinku goz gorebildigine hiikmeder, gonle ise, hadd ti payan yoktur. Hillasa 
bu Han'm simdiki durumunu gormekten ziyade macerasmi ogreniyor olmanm cos- 
kusunu cikimmda tasryarak arastirmalanmi surdurdiim. Kendimi hem kitabi hem 
sifahi bilgiler lsigmda bu Han'da konaklayan bir misafir olarak buldum. Han'm 
hikayesini ogrenmenin yolunun ashnda bircok insamn hay at hikayesini ogrenmekten 
gectigini de elbette biliyordum. Corapci Hani'nm "Corapci Omer Efendi" ismiyle 
maruf ve de buytik ihtimal meslegi ismine sifat olmus bir zat zamamnda veya biraz 
daha evvelinde yapildigi birkac kusak sonraki torun ve Han'm son sahibi Nusret 
Akca tarafindan soylenir. Sonralan mirasfilan tarafmdan gogunlukla kiralanmak 
suretiyle ayakta tutulmaya cahsilan han bir zaman da Omer Efendi'nin miras9isi ve 
ihramcizade Ismail Hakki Toprak'm arkadasi Kadir Hafiz tarafindan isletilir. Hattat- 
liktaki mahareti ile Ihramcizade Ismail Hakki Toprak'm bile ovgilsunu kazanan 
Kadir Hafiz zamamndan itibaren Corapci Ham yukanda bahsettigimiz gibi, 
ihramcizade 'yi yurdun cesitli yerlerinden ziyarete gelen milritler icin konaklama 
yeri olmustur. 

Sonraki donemlerde Han'm isletmesi genellikle kiracilarm ellerinde olmasma 
ragmen bu gelenek uzunca bir silre bozulmamis ve yine Nusret Akca'nm ifadesine 
gore han kiralamrken bu gelenege aykm davramlmamasi kiracilara sart kosulmustur. 
(Akga, genclik faglarmda araba ile seyir halindeyken yaya haldeki ihramcizade ve 
muritlerine yol vermistir. Efendi'ye Kadir Hafiz'm torunu oldugu iletilince de baba- 
siyla Seyh'in evine davet edilmistir, ihramcizade'nin kendisini 

"Asil aztnaz bal kokmaz" diyerek ovdugunil ve elleriyle bahgesindeki agagtan 
bir elma kopanp kendisine ikram ettigini gozleri dolu dolu anlatir. Ctlzdamndan 
saygiyla crkararak gosterdigi fotograf da ihramcizade'den baskasmmki degildir. 
Qorapgi Ham hizmet veren bir isletme olarak bu sekilde 1 997 yilma kadar varhgim 
surdurmustilr. Simdilerde beli bilkilk, gozleri bugulu ve manidar bakisli bir yash 
mtlrit kivammdadir. On yildir kapah olan han fikrimce 90k isabetli bir kararla yakla- 
sik bes ay once Sivas Belediye'sine restorasyon sartiyla sembolik bir fiyata satilmis- 
tir. Umanz Qorapfi Ham aslma uygun olarak varhgim idame ettirecek kadar, "Artik 
bahtin agiktir uzun etme arkadasi" sitemini deruhte edecek gilzellikte olacak kadar 
mtlrit duasi almistir. Suna inamyoruz ki, usta isi bir restorasyonla Kulttir Sehri Si- 
vas'm gortllmeye namzet, nadide mekanlarmdan birisi olmayi hak edecek biryapidir 
Qorapgi Ham. 

Mehmet TOYRAN 



974 — TOYRAN, Mehmet, Sultan Sehir Dergisi- Qorapfi Hani Makalesi, Sivas, 
2007, sayi 2, s.48 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 493 

Sivas'a Bassaghgi 

Posta kutusunda birikmis. Hizmet gazetelerinden birisinin ba§ligi siyah 
cikmi§ti. Dedim ki, Sivas'ta birkac idealistin cikardigi bu gazete de galiba 
maddi zorluk icinde ve bu sebeple bir renk tasarrufu pe§inde de. Fakat gaze- 
teyi acinca gordiim ki bu tamamen ihtiyari bir renk degi§tirmedir ve bir ma- 
tern icindir. Zira Ismail Hakki Toprak'in vefatini haber vermektedir Once 
§unu soyleyeyim islam'da matem yoktur. Hele Ismail Hakki Toprak Efendi 
gibi bir zatin oliimii ancak bir "§eb-i arustur" — Gerdek gecesi — 

Sivaslilann gah "Ehramcizade" gah "§eyh Ismail Efendi" diye andiklan 
bu zatin soyadimn Toprak oldugunu da bu vesileyle ogrendim ve pek begen- 
dim. Aym §ekilde CHPTi Belediye Ba§kam Rahmi Giinay'in bu haberi Be- 
lediye hoparloriinden biiyiik bir hurmetle bizzat vermesini de. Bu bana biraz 
da CHP'nin merhuma bir tarziyesi gibi geldi. Ciinkii CHP devrinde her din 
adamina oldugu gibi Ismail Hakki Toprak Efendi Hazretlerine de bircok 
baski yapilip durdu. Hatta bu son senelerde bile o 50k ya§h haliyle Ismail 
Efendi'yi Adliye koridorlannda suriindiiriip durdular. Hem de bir komunist 
iftira taktigiyle. 

Halbuki Adliye'nin en biiyiik dostu o idi. Soylendigine gore, onu tani- 
yan ve sevenler, biitiin hukuki ihtilaflannda O'nun araciligini can ii goniil- 
den kabul ediyorlar ve bircok davalar Adliye 'ye intikal etmeden halledilip 
bitiyordu. O'nu sevenler de bir hayli kalabalikti. 

§u satirlara geldigim zaman hatirladim ki ben bu zati bir defa olsun 
gormemisjm. Sadece bir defa UIu Camii'de iki uc saf onde arkasindan gos- 
termi§lerdi. Ama ki§inin en giizel simasi eserleridir. Kurtanci fiil ve hareket- 
leridir. Birfok insani cami'e ve Ulu Camii Sivas'a yeniden kazandiran, bii- 
tiin tamir ve takviye faaliyetini tedvir eden o'dur. 

Sivas adam gormus, §ehirdir. 

Tekkeoniinde Abdiilvahhabi Gazi yatar. Sahabidir. 

Ya Ak§emseddine nazire Kara §ems Hazretleri. 

Alibabalar. Buyiiklii kiifiiklii. Ya Torniiklii §eyh Denir ki Gavs'dir. 

Ya Arab $eyh... Sivas Kongresinin manevi kanatlan... 

Kazanci Zade Emin Edip Efendi. Ve Onun talebesi izzet Hoca (Ali Baba 
Camii avlusunda yan yana yatarlar) 

Ve Aziz Baba. 

Ve §imdi de Ismail Hakki Toprak. Kara toprak demeyin "goriin icinde 
kimler yatur" der §airimiz. Sivas'a ba§saghgi dilerim. 

Boyle ba§saghgi dilenecek evlatlar yeti§tirmesi temennisiyle beraber. 

Zira o, §imdi "serin serviler altinda kalan kabrinde" huzur icinde yat- 
maktadir. 

Ebedi Huzurda. 

Ergun GOZE/ KO§EBA§I 
16 Agustos 1969-Tercuman Gazetesi 



494 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



"BAKAN OLMAK" 975 



Dedemden cocuklanna (babam ve iki amcam) kalan bir kiiciik arsanin 
sati§i icin babamin §eyh Ismail Efendi'ye verdigi vekalet. Babam notere 
muracaatla beyanda bulunuyor: 

Sene 1944! 

(Dedem murisim Huseyin Efendi'den babam Muharrem Efendi'ye on- 
dan bizlere [§evki, Nedim, Faik karde§lere] intikal eden ... pafta ... par- 
sel... ada no.'lu arsanin sati§im, bizler adina satmaya ... Ismail Efendi'yi 
vekil tayin ettik vs.) 

Babamin dedesi Huseyin Efendi bir, babamin babasi Muharrem 
Efendi iki, babam ve karde§leri tie, bana geldik dort nesil, noterden tas- 
dikli Sivash! Bunlar, yerden bitmedi ya, evveliyatlan yok mu? Ben de 
tic nesil kendimden ilave ediyorum, meydan artik benim. Etti 7 nesil! 

Eh, bu kadar cabadan sonra, bana "Sivashhgini ispat et" diyenlere, 
hakh olarak, affiniza siginarak "senin 7 silsilene..." diyebilmek icin.. 

Meger ne zormu§ Sivash olabilmek ve bunu ispatlamak. 

Babamdan dinledigime gore, dedelerim, Sivas Ulu Camii'nin kay- 
yumlan imi§, Selcuklulardan beri gunumiize kadar gelen bu son derece 
krymetli eserin hizmetkan olarak ve babadan ogula intikal eden bu go- 
revi dedelerim surdurmu§. Bir yandan da mezar ta§cihgi I§ini yurutmii§- 
ler. Soyadimizin "Tascioglu" olu§unun sebebi bu! Dedem hem camideki 
gorevine devam etmis, ve hem de Diiyunu Umumiye'de memurluguna. . . 

Sira babama gelince, yiiksek tahsil yapmaya kararh babam, Ulu 
Camii'deki gorevi, sonradan Turkiye fapinda 50k me§hur olan ve sagh- 
ginda binlerce ki§inin ziyaret ettigi, olumiinde, istasyondan camiye kadar 
butun yollan kapsayan bir insan seliyle ebedi istirahatgahi olan cami 
avlusundaki kabre defnedilen, §eyh Ismail Efendi'ye gorevi emanet 
etmis, ve istanbul'a hukuk tahsiline gitmi§... 



Mukerrem TA§QIOGLU 



Isimli Kitaptan (s.20) 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 495 

ATMAYIN 

Ihramcizade 'dir pirlerin basi 
Onun himmetidir gozumun yasi 
Ona bagh btitun dervisin cam 
Sakin mtirsidimi elden atmayin. 

Siz gosterdiniz zahirde bu yolu 
Seyhime baghdir ihvanin kolu 
Cilmlesi degil mi Allah 'in kulu 
Sakin mtirsidimi dilden atmayin 

Askin kandilini ondan yaktiniz 
Sonra kapisina kilit taktiniz 
Onun iqin bu garibi yiktiniz 
Sakin mtirsidimi kalbden atmayin 

Penceresin kapisini ortttintiz 
Onsuz nasil Hakk yaninda arttiniz 
Teraziyi onsuz nasil tarttiniz 
Benim mtirsidimi candan atmayin 

Yapraklarin meyvelerin anlamaz 
O olmazsa bu gozlerim aglamaz 
Coskun sular bile onsuz gaglamaz 
Sakin o sultani tenden atmayin 

Gulbaba Cavit Kayhan 



496 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Ta ezelden ytiztim gtilmez aglarim 
Hasretinle ytirekpisti Efendim 
Olenecek karalar baglarim 
Yolum ruha dtistti Efendim. 

Bindokuzytiz altmis dokuz yihnda 
Agustos ikide Sivas elinde 
Ecel sarabini almis elinde 
Emri hak deyu igti Efendim. 

Dost igin canina etmedi minnet 
Babina varanlar ahrdi himmet 
Mergadi serifin makami cennet 
Camii serif segti Efendim. 

Pirim gitti okstiz kaldim gtilmedim 
Canimi verip yollarinda olmedim 
Gafll idim kiymetini bilmedim 
Eyvah firsat elden gitti Efendim. 

Arabistan derdin sen Elbistan 'a 
Muhabbet segerdin bu sirin cana 
Mekke, Medine 'ye Arabistan 'a 
Hakikat nurunu sagti Efendim. 

§ule verip ayineyi cemale 
Milrsit olup ermistin kemale 
§ark-i garpta cenubundan f$imale 
Bahri umman gibi costu Efendim. 

Yedi kere haccin ekber mutlaka 
Sanldin ihrama yesil yapraga 
Doksan tig yasinda cemdl 'ullaha 
§eb-ti aruz deyu ugtu Efendim. 

Sefil Ali eder hasih kelam 
Elde gtiftarini yaziyor kalem 
Asik masukuna erdi vesselam 
Vecihi gabini agti Efendim. 

2 Agustos 1969 
A?ik Sefil All 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 497 

§oyle bir gark ettim devri dlemi 
Yoktur misaliniz sizin Efendim 

Uzerine olsun Hakk'in seldmi 
Hak yolunda gordilm sizi Efendim. 

Ctimle Hakyoluna vermis sin varin 
Makami Mahmut 'tur Efendim yerin 

Semaya akseder baktikga nurun 
§ems He kamer ytiztin Efendim 

Kalbin iman dolu olmazsin zelil 
Askin illerinde olmazsin melul 

Dilnyada ukbada sen bize delil 
Cilnkil Hakk 'a geger nazin Efendim. 

Bigare garibim gurbette kaldim 
Isyanimdan gaflet bahrina daldim 

§imdi aglayarak kapina geldim 
Bizi de deftere yazin Efendim. 

Gittigin yol Siddik azam yoludur 
Aslin Ihramcizade naksi koludur 

Hazine-i kalbin hikmet doludur 
Alana cevahir soziln Efendim. 

Askina dusenler bir btilbul olur 
Agihr akzade gonca gill olur 

Cemalini goren yanar kill olur 
Kime nazar kilsa goziln Efendim. 

Dertli Sefil Ali kapinda aglar 
Bu askin atesi sinemi daglar 

Hastanin halinden ne bilir saglar 
Hastalara sifa sensin Efendim. 

A?ik Sefil All 



498 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Asiklarin meyi vuslat demidir 
Eger talip olsam satarlar mi ki? 

Onlar bu cevheri seherde bulmuslar 
Anin igin seherde yatarlar mi ki? 

Asiklarin gonlti daim hos olur 
Hak igin aglarlar gozti yas olur 

Ser verir sir vermez yigit has olur 
Sirrini meydana atarlar mi ki? 

Asiklarin gecesi bayram gunudur 
Canani gorunce canin unutur 

Vuslata erince kendin tanitir 
Hakk'tan ozge biryol tutarlar mi ki? 

Dilnyayi birpula versen de almaz 
Erenler yolundan hig geri kalmaz 

Vefasiz dilbere muptela olmaz 
Onlar bir gilnestir batarlar mi ki? 

Sefil Ali 'm dertli soyler gazeli 
Ben pire asigim ezel ezeli 

Sivas 'ta sevdigim ahret gilzeli 
Bizi de stiruye katarlar mi ki? 

Sivas 'ta sevdigim dtinya gilzeli 
Bizi de yabana atarlar mi ki? 

A?ik Sefil Ah 



O'nun Hakkinda Soylenmi§ Kelamlar 499 

Sultamm payine ytiztim silreyim 
Ne taraftan asar yollarin senin 
Hasretim yuztinu nerde goreyim 
Asiga Bagdat 'tir yollarin senin 

Camii Kebir 'de namaz lalarsin 
Ytiz vurup mihraba dilek dilersin 
Gozyasin He gonlumuzu sularsin 
Akar ab-u Kevser sellerin senin 

Tariki Naksiden giyinmissin tag 
Bu yol kimseye eylemez muhtag 
Her seher vaktinde eylersin mirag 
Hakk He Hakk soyler dillerin senin 

Ne gilzel yaratmis ol Bdri Hilda 
Bir canim var olsun yoluna feda 
Bin bir gigekten ahrsin gida 
Alemin dilinde ballarin senin 

Sefil Ali 'm ydr aski var oztinde 
Dilnyayi verseler yoktur gozilnde 
Emanetullaln versem dizinde 
Tutsa salacamdan ellerin senin 

A§ik Sefil All 



500 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



IKINCI KISIM 



/v /v /v 



NAK$I-HAKI 
PIRAN-I AZAM-I 



sv • 



HAKI TARIKATI 
ADAB-I 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 501 



BIRINCI BOLUM 

A) TASAWUF 

Seyr il silluk hallerinden bahseden ilme "Tasawuf ilmi" denir. Buna terettilb 

eden sonuc, seyr il silluke terettilb eden sonucun aymsidir. Gtlzel veya cirkin ira- 

di fiillerin kendisinden sadir olmasi bakimmdan insan nefsinin hallerini bilmek- 

976 
tir. 

"Sufflik, birtakim kurallar veya ilimlerden meydana gelen sistem olmayip 

977 

ahlaki bir egilimdir. 

Yani sufflik birtakim kurallardan ibaret olsaydi, zahmetli bir cabalama ile 
elde edilebilirdi; sonra bir ilmi bulunsaydi, ogretim yoluyla kazamlabilirdi. Ak- 
sine sufflik, "Allah Tedld 'nin ahlaki ile ahldklanin" sozilne uygun bir egilimdir. 

978 

Allah Teala'nm ahlakma ise, ne kurallarla ne de ilimlerle ulasilabilir." 

Hikmet ve hakikate dair yazilan eserlerin en onemli ve esasli noktalan da- 
ima remiz ve isaretle gecmistir. 

Hakiki tasawuf ilmi iistattan talebeye, seyhten miiride emanet edil- 
mek suretiyle zamammiza kadar gelebilmi^tir. 

Tasavvufun milhim ve esasli bahisleri olan (esrar) dan maksut, gayri makul 
seyler degildir. Yalmz tasavvufun agiklanan bilgileri dusilnilrlerin aklmm alabi- 
lecegi meselelerden olmakla mutasavviflar kelimilnnase (insanlara akillarinin 

979 

alabilecegi $ekilde konu$mak) emrine uymuslardir. 

Tasawuf ba§li ba§ina hususi bir ilimdir. Ahlakin yiiksek mertebesinde 
bulunup fark edilip edilmemesi ancak talibin istegi iizere tecelli etmektedir. 
Terakki yolunda noksan kalan §eyler bu ilimle tamamlanir. Bu ilimden her- 
kes sorumlu tutulmami§tir. £unku hal ilmi olmasindan dolayi varhgi gerekli, 
fakat mecburi degildir. 

Hazret-i Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellemin hayatim tetkik ettigimiz za- 
man bakiyoruz, birtakim sozleri umuma soylemis, birtakim sozleri hususa soy- 



— QlQEK, Yakup, Muhammed Zdhid el-Kevseri'nin Tasawufi Goru^leri Ma- 
kale si-Osmanh Devletinin Kurulu^unda §eyh Edebdli Hazretlerinin Rolii ve 
Mehmed Zahid Kotku kuddise sirruhu'l-aziz Sempozyumu, , Seha Nesriyat, 1st. 1996, 
s. 127-145 

977 — Mezheblerde de durum bu sekildedir. Imamlardan (mtictehidler) hicbiri, 
"Benim kabul ettigim goriige ve igtihadima tabi olun " dememiqlerdir. Bilakis, Bizim 
aldigimiz kaynaklardan siz de aliniz" demislerdir. 

978 — NICHOLSON, a.g.e. s.23 

979 — Hz. Ali radiyallahu anh demistir ki; "Insanlara anlayacaklari seyleri anla- 
tin. Allah Teala ve Rasulunun yalanlanntasini ister ntisiniz?" (Buhari, Ilm 49.) 



502 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

lemis, birtakim sozleri de bazi kimselerin kulagma soylemis. Tasimak meselesi- 
dir bu, herkes her seyi tasryamaz yahut tasryacak hale geldigi zaman soylenir. 
Aynen silt cocugunun ewela ana memesiyle beslenmesi gibi... Sonra corbaydi, 
meyve suyuydu, bilmem ne... Ondan sonra ancak sert kabuklu meyveler, sebze- 
ler yiyebilir cocuk. Disleri olustugu zaman, midesi onu hazmedebilecegi za- 
man... Ufacik cocuga bulgur pilavi verilir mi? Bogazma kacar, oliir. Ne zaman 
ki, bulgur pilavim cigneyip hazmedecek hale gelir, o zaman bulgur pilavi yer. 

Mevlana Sufi Danismend dediler ki; Hace Ahmed Yesevi kuddise sirruhu'l 
aziz liitfedip buyururlar. Tarikat kalb ile amel etmektir. Yani tarikat, gonill ile 
amel etmektir ve gonill alemi goztinti acmaktir. Nitekim Hz. Muhammed Musta- 
fa sallallahil aleyhi ve sellem bu konudan soyle haber verirler: 

Allah Teala'nm nur ve zulmetten yetmis bin perdesi vardir. Eger bu perdeleri 
acsaydi, baktigi her sey yanardi. Stlphesiz, Allah azze ve celle'nin nurdan ve ka- 
ranhktan yetmis bin perdesi vardir. Eger bunlan acsa, gozuntin nuru her nereye 
ulassa kesinlikle onu yakardi. 

Ve (aynca) alem-i kilbra (btlytlk alem) ve alem-i sugra (kufilk alem) vardir. 
Gozle gorilnmeyen nesneler alem-i ktlbradadir. Ama ehl-i tasavvufa gore, kisinin 
gonill alemi a9ilsa onsekiz bin alemi apacik gorilr, tipki alem-i sugra'da goriln- 
dugil gibi. Ama gonlil agmak i9in sert cile gekmek gerek. Mevla azze ve celle 
Kur'an-i Kerim'de soyle haber verir: 

"Bizim ugrumuzda cihad edenleri (gayret sarf edenleri) elbette kendi yolla- 
nmiza erifjtirecegiz." (Ankebut, 6) Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem buyu- 
rur ki; Olmeden once oltlntlz. Tasavvufun hedefi insan ve insam lslahtir. Bu se- 

981 

beple, tasavvufun insana nasil baktigim bilmek lazimdir. 

Tasavvuf ilmine gore insanin manevi vucudunda iki zit varhk vardir. 
Bunlardan biri Ruh, digeri de Nefs'tir. Tasavvuf bu iki unsuru temel alarak 
§ekillenmi§tir. 

Tasavvufun hedefi, insanin manevi viicudunu, manevi olum ve manevi 
hastahklardan korumak, dunya ve ahirette insam manen, huzurlu ve sihhatli 
ya§atmaktir. 

Tasavvufun Qkis Yeri 

Tasavvuf, dtlnyamn her devrinde ve her yerde, ttlrltl tilrlil sekillerde goriln- 

milstur. Hindistan'da, Misir'da, Yunanistan'da, Iskenderiye'de, Museviyet'te, 

Iseviyet'te ve nihayet Islamiyet'te tekemmill etmis oldugu halde kendini gos- 

.... 982 

termistir. 

Avrupa tarihgileri ve arastirmacilan Islami tasavvufun esaslanm Kur'an-i 

Kerim ve Hadis-i Serif haricinde gormek istiyorlar. Onlan boyle bir zanna sevk 



980 _ 1NANQER, O. Tugrul, Vakte Karsi Sozler, hzl. Ayse SASA-Berat DE- 
MIRCi, Ist.2006, s.38 

ml —Yesevilik Bilgisi, a.g.e.s.439, Mir'atu'l-Kulub," s. 41-85 
982 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 354 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 503 

eden Kur'an-i Kerim ve Hadis-i §erif lerin hakiki manalarmi anlamayislandir. 
Avrupalilar bu hususta mazurdurlar. Islami tasavvuf anlasihrlik ve delalet ettigi 

983 

mana itibariyle hie bir vakit kitap sahifelerine gecmemistir. 

Tasavvuf, yani mistisizm kelimesini. Iseviyette ilk soyleyen Kneber'dir. 

Mistisizm, Yunanca "miio" kelimesinden almmistir. Agzim ve goztinti ka- 
pamak manasma gelir. Bu itibarla tasavvuf demek, aklm istidlaller nazariyesine 
mtiracaat edilmeksizin kesb olunan kalp marifeti demektir. Ilk Miladi asirda, 
havari Apostolos'dan Hiristiyanligi alan ve bilahare Atina'da piskopos olan De- 
nis Nom Divin isimli zat Hakk'a vusultin, ruhun bu his aleminden tecerrilt ve 
dtlnya baglarmi terk ve bizzat kendini unutmakla mtimktin olacagmi talim et- 

;. 984 

mistir. 

'Genellikle mistisizm, ruhi tamamlanma igin insanin yaptigi bir nevi hare- 
kettir. Bu hareket kirihnca insan derunilesir ve iqine kapanir... ' 

Biiyiik mistikler hususi kabiliyetlere sahip olan fevkaldde insanlardir. Bun- 
lar, devrin umumi ruhunu gosteren mistik hareketi yaratirlar. Tarikatiar, cema- 
atler, gizli mezhepler bu umumi ruhi hallerin taklit edilmis, anane halini almis 
sekilleridir. Mistisizm adet halini aldikca aktifligini ve atdganhk ve heyecanini 
kaybeder. Pasif, kapah ve muayyen bir zilmreye mahsus batini bir vasif almaga 
baslar. ' 

'Islam tasavvufu, Islam 'a yabanci ve Hiristiyanhkla Budistlikten ahnma 
degildir. Bunun kaynagi Kur 'an-i Kerim ve Hadis-i §erif tir. Bununla beraber 
tasavvuf diger dinlerde de vardir. ' 

Topkapi Sarayi Kutilphanesi'nde; Mevlana Hilsameddin Oglu Mustafa na- 
mmda bir zatm, Risale-i Zevkiyye isimli el yazmasi kitabmda soyle denmekte- 
dir: 

"Ilk dervifjlik, befjerin babasi olan Hz- Adem'le bafjlamifjtir. " 

O zaman baslayan dervislik her devirde var olmustur. 

Buda'yi ele alahm. Buda der ki; 

"Kotuluklerin, kederlerin, oliimiin sebebi fjehvettir. Her bir insanin basi- 
na birer beld kesilen ihtiyaglari, kalplerde uyandiran yine sehvet ve hirstir. " 
Bunun igin Buda, sehvet ve hirstan kurtulmak caresi olmak ilzere riyazat yani 
perhiz ve ayni zamanda derin derin tefekkuril, insanin yavas yavas dtlnya arzu- 
larmdan cekilmesi ve benliginden kurtulmasi yolunu gostermistir. 
Tasavvufun Hedefi 

Anlatilanlardan anla§ildigina gore butun her §ey Allah Teala'yi bilmek 
icindir. 

Bilmek; kal ile yani okumakla, kitapla degil, ancak hal ile yani usultl dai- 



983 — Hz. Ali radiyallahtl anh demistir ki; "Insanlara anlayacaklari seyleri anla- 
tin. Allah Teala ve Rasulunun yalanlanmasini ister misiniz?" (Buhari, Ilm 49.) 

984 



— Ken'anRifai, a.g.e. s. 367 
^— ERGIN, a.g.e. s. 303 
986 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 354 



504 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

resinde seyr ve silluk ile mtimktin olur. Bununla beraber Bursali Ismail Hakki 
merhumun Kitab-tin-Netice de yazdiklan gibi, yalniz bilmek de kafi degil, bul- 
mak ve daha sonra da olmak lazimdir. Bu son mertebeler ise, ancak ve ancak 
Allah Teala'nm lutf ve inayetiyle kullara milyesser olur. Ayntilkudati Hemedani 
in: 

<U>1 % ill V demek baska, <0il V) aJI V l A/feneA: baska ve <0il ^1 ill ^ l 

olmak baskadir. 

Bildim o kadar ki, bilmek olmaz 

Fuzuli 
Yine Ahmed Tahir kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 
"Maneviyatta ilerleye ilerleye, evvela adini, sonra tadini, sonra huzurunu 

987 

ve nihayet kendini bulursun. " 

Her kim hem Hakk'i, hem halki, hem fenayi hem bekayi, hem hadisi hem ki- 
demi, hem kendisinin acizliginin kemalini ve hem de Allah Teala'nm kudretinin 
kemalini kendi vilcudunda bulup, kullugu ve uluhiyeti birbirini gormeye mani 
perde etmezse, iste o kimse sek ve silphelerden ve telvin denilen baska inanclar- 
dan kurtulur, tevhid ehli olur. 

Felsefe ile Tasavvuf 

Tasavvufu bir felsefi akim gibi gormek isteyenler olmustur. Fakat felsefe 
ile tasavvuf arasmda btlytlk fark vardir. 

Felsefe akli ilimlerdendir. Akil dairesinden crkan bilgileri anlama demektir. 
Felsefede aklm otesine yilkselme yoktur. Bu nedenle felsefe nefse ait bir ilim- 
dir. 

Tasavvuf, 90k btlytlk olan kainatm btlttln varhgi ve bireyleri ile asikar olan 
hakikatten bahseder. Tasavvuf nefs oldtlrmek ile aklm tlsttlndeki bildirilen ilahi 
ilim ile olan ve hakikatlerin aslma ait bulunan ytlksek kemalati ile kavusmak ve 
stlslenmek demektir. 

Buna gore felsefe aklm icinde; tasavvuf aklm tlsttlnde bulunan ogrenme ve 

989 

kemalat ile sifatlanma demektir. 

Abdulgani Nablusi kuddise sirruhuT-aziz buyurdu ki; "Vasitalar goktur; 
ask ise, en verimli olanidir. " 

Tarikat yolu ask yoludur. Akil babi degildir. 

Imam Gazali, Necmeddin Ktlbra Hazretleri'nin huzuruna gelmis. Maksadi, 
hazretin icinden gikamayacagim zannettigi bazi sualler sormak imis. Fakat 
Necmeddin Hazretleri kabiz ismiyle tecelli edince, Imam Gazali'nin btlttln bil- 
dikleri silinmis. Hazret o zaman: 



987 — GUNEREN, age., s. 99 



989 



-Selim Divane, Sadiklarm Mtlskillerinin Anahtan, a.g.e., s.58 



-ERGIN, a.g.e. s. 285-288 
-Bekri Alaeddin, 
UYSAL, 1st, 1995, s. 116 



990 — Bekri Alaeddin, Abdulgani Nablusi Hayati ve Fikirleri, cvr. Dr. Veysel 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 505 

"Ya Gazali!" demis, 

"Hafizani biz kabzettik. §imdi, kendi ilimlerinin iade olunmasini mi is- 
tersin, yoksa batin ilimlerini mi istersin?" 
Bu sual karsismda Gazali: 
"Ah Efendim, elli senedir bu bilgiyi kazanmak iqin qok emek sarf ettim. 

991 

Bana onlari bagitjlayin!" diye cevap vermis. 

1c alemi, akil ile izah olunamaz. Tarikat, aklm dismdadir. Eger akil harici 
olmasaydi, Kant da, Schopenhauer de, peygamberim! Diye ortaya crkarlardi. 
Her dava her muskiil akil ile halledilmis olsaydi ne nebilere ne mtirsitlere liizum 

992 

kalirdi. Iste mtirsitler, bu akil iistii yolu gosterirler. 
"Felsefe ile tasavvuf arasinda nefark vardir?" 

"Evet, biri akli hikmet, digeri hakiki hikmettir. Yani biri zan ve vehim yolu, 
digeri hakikat yoludur. 

Felsefe bir stiphecilik ve zan yolu oldugu sununla da sabittir ki, 
Schopenhauer, Kant, Nietzsche gibi filozoflar daima birbirlerini curtitmus. Me- 
sela eski felsefenin bugiinkii felsefeyi bastanbasa nakzedisi gibi. 

Halbuki hakikat yolunda, hangi Ehl'u-llah, bir digerinin dedigini furiitmus, 
nakz eylemistir? Bin bu kadar sene evvel gelen bir Hakk velisi de, bes yiiz bu 
kadar sene sonra gelecek olan da hep aym hakikati soylerler. Qiinkii hakikat eh- 

993 

linin beyanlan gorgiiye dayamr. Hakk'tan ahr ve Hakk'dan bahsederler." 

Filozoflar ifinde tamamiyla hakikate ermis bir kimse tasavvur edemiyorum. 
Qiinkii bunlarm bilgilerine ve bildiklerine akil delil olmustur. Akil ise, mahluk 
olmak hasebiyle kendi ustunde olan hakikatleri idrak edecek kudret ve kuvvette 
degildir. Onun icin bunlar, derya iginde diimensiz seyir ve sefer eden bir gemi 
gibidirler ki, nihayet guntin birinde taslara garparak parfalamrlar. 

Evet, bunlarm icinde Hazret-i Rasultillah sallallahii aleyhi ve sellemin 
maneviyatmdan nur ve feyiz almis olan Sokrat, Eflatun, Epiktetos gibi kimseler 

994 

de vardir. Fakat hakikati bulmus olan bu gibilere pek ender olarak rastlamr. 

"Eflatun: Bilmek demek, eski feyleri hatirlamak demektir, diyor. Iste 
buradaki bilisme, kaynasma ve bulusma da ezelin icabidir. Sokrat'm yine giizel 
bir sozti vardir: Felsefe demek, oliime hazirlanmak demektir. O zamamn ifa- 
desine gore tasavvuf, felsefe soziiyle anlatilmakta idi. 

Iste buttin bu sozler, binlerce sene evvel soylenmistir. Yani Sokrat ve onun 
gibi hakikat pesinde kosan kimseler, Rasultillah sallallahii aleyhi ve sellem 

995 

Efendimizin batmmdan iktibas ederek bulmus, duymus ve soylemislerdir. 

Binaenaleyh, tasavvuf insan hayatinda fiiliyattir. Felsefe ise, fikriyatta 
kaldigi icin neticede sonucta sonmeye mahkum olur. 



" l — Ken'anRifai, 


a.g.e. s. 173 


992 -a.g.e.s. 172 




" 3 - a.g.e. s. 292 




" 4 — a.g.e. s. 469 




" 5 — a.g.e. s. 569 





506 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Hakiki miirsid kimdir? Tasavvuf felsefesiyle ugrasan kimse degil, bizzat 

tasavvuf suurunu amel haline getiren kimsedir. Onun igin de mutasavvif yasar; 

tasavvuf felsefesini yapan ise, mutasavvifm yasadigi hayatm usttinde zihin yo- 

996 
rar. 

Hak yolunun rehberi nefsi dttrttr kdmilin 
Dil tahtinin serveri nefsi dttrttr kdmilin 

Nefsini mat eyleyen, ref'i-memat eyleyen 
Nefh-i hayat eyleyen nefsi dttrttr kdmilin 

Isteyu git ddemi, ddemde bul ddemi 
Sirr-i nefahttt demi nefsi dttrttr kdmilin 

Sure-yi Necm'i oku anlagrf vahyi Hakk'i 
Bilesin o mantiki nefsi dttrttr kdmilin 

Ruhttl-Kudtts demini, ddemde iste am 
Olmtts gonttlttn cam nefsi dttrttr kdmilin 

Maye-yi zat denilen, feyz-i necat denilen 
Ab-i hayat denilen nefsi dttrttr kdmilin 

Diri kdan tenleri, zinde eden canlari 
Kaldiran olenleri nefsi dttrttr kdmilin 

Mevtaya etse nefes, her yaneden gele ses 
Hasreden ey haksinas nefsi dttrttr kdmilin 

Niydzi'yi can eden zerresini kan eden 
Katresin umman eden bir demidir kdmilin 

Niydzi Misri kuddise sirruhu 1-aziz 



-AYVERDl, Samiha, Abide §ahsiyetler, 1st. 1976, s.101 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 507 

AKSARAY OGLANLAR DERGAHI §EYHI 
IBRAHIM EFENDI " 7 TASAVVUF MANZUMESI " 8 

1 Bidayette tasavvuf suft bi-can olmaga derler 
Nihayette gonul tahtinda sultan olmaga derler 

Tasavvuf meslegine intisap etmek isteyen sufi, bu dergaha girerken, 
maddi varhgindan siynlarak kendinde bir varlik gormemelidir. Bu tarzda 
ba§layan manevi yolculugun nihayetine ula§an kimse goniil tahtinin sultani 
olur. 

2 Tarikatta ibarettir tasavvuf mahv-i suretten 
Hakikdtte sardy-i sirda mihmdn olmaga derler 

Tasavvuf, Allah Teala'nin varhgindan ayn gibi goriinen suret ve §ekille- 
ri yok etmekten ibaret olup, hakikate erdikten sonra ise, o suretlerin arkasin- 
daki sir sarayinda misafir olarak oturmaktir. 

Denizin dibinde inciler, taslarla kansik olarak bulunur. Oviilecek seyler, 
ayiplar kusurlar arasmda olur. 

3 Bu db u kil libdsindan tasavvuf dri olmaktir 
Tasavvuf cism-i safinur-i Yezdan olmaga derler 

Tasavvuf, toprak ve sudan ibaret olan suretten temizlenmektir. Varhgin- 
dan soyunan dervi§, cismini safla§tirarak, Allah Teala'nin nuru olur. 
(O'nunla goriir, O'nunla isjtir, O'nunla tutar ve O'nunla yuriir.) 

4 Tasavvuf lem'ayi envdr-i mutlaktan uyarmaktir 
Tasavvuf dtes-i ask He suzdn olmaga derler 



" 7 — (OGKE, Ahmet, Isldmi Ara§tirmalar Dergisi, c. 17, sayi: 1, 2004, s. 84-90, 
Kisaltilarak yazildi.) Bu kitapta bu veliye yer vermemizin sebebi tasavvuf tarifi 
hakkmda soylenmis seylerin bilyilk bir kismmm topluca ifade edilmesindendir. 

Hicri 1000 (m. 1591-92) yilmda dilnyaya gelen Ibrahim Efendi 22 Rebiu'1-Ahir 
1065 (1 Mart 1655) Qarsamba Hakka ytirumus ve haziresine defnolundugu Aksa- 
ray'daki Oglanlar Tekkesi, 1957'de Millet Caddesi acilirken yikilmis ve haziredeki 
diger seyhlerin kabirleriyle birlikte onun nasi da Murad Pasa Camii haziresine nak- 
ledilmistir. 

" 8 — Afiklamalar (ERAYDIN, a.g.e. s.471-475 ve MAh Ayni a.g.e. s.208-212) 

999 — Bidayet baslangic, nihayet son ve bi-cdn cansiz demektir. 

iooo — Mafoy^ sure t t suretleri (gorunilsleri) yok etmek. Mihmdn, misafir. Tarikat, 
yollar; 

1001 — Mesnevi c.III, b.866 

1002 — ^|^ su j^-^ ^, ura( j a ^qj^- unsur( j an biri olan toprak anlammdadir. Ari, so- 
yunmus, giplak. Safi, saf, armmis. Yezdan, Allah Teala 

1003 — j^ gm ,^ ^^ p an ^ L ]7 nva - r> nurlar. Uyarmak, lsigi yakmak, yaradihsta mev- 
cut olup ihmal ytlztlnden sonmeye ytlz tutmus ilahi ask atesini zikirle yeniden alev- 



508 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Tasavvuf, goniilde mutlak nurlardan bir i§ik yakarak, a§k ate§iyle yanip 
tutu§maktir. 

Tabiat kanunudur: Hasret, kiiciik atesleri sonduriir, buyiikleri ise, yan- 

. 1004 

gma cevinr. 

Ask bir sent '-i ildhtdir benim pervanesi 
§evk bir zencirdir gdnltim anin divdnesi 

§eyh Galib kuddise sirruhu'l-aziz 

5 Tasavvufta serait ndme-i hestiyi durmektir 
Tasavvuf ehl-i ser'u ehl-i imdn olmaga derler 

Tasavvuf, hem §eriat, hem iman ehli olup varhk kitabim durerek, varh- 
gindan gecmektir. 

Bana bende demen bende degilem 
Bir ben vardir bende, benden igeru 

6 Tasavvuf arif olmaktir hakimen ddetulldha 
Tasavvuf cumle ehli derde derman olmaga derler 

Tasavvuf, hakimane bir tarzda adetullahi (sunnetullah) anlamak, butun 
dert sahiplerinin derdine derman olmaktir. 
Mevlana kuddise sirruhu'l-aziz der ki; 

"Secde etmekten ba^ geviren Ibtis, sadece Hint sahibi idi. Afjk ehli degil- 
di. Onun icin Adem aleyhisseldmda tecelli eden Ilahi nefesi goremedi ve Al- 
lah Teala'nin insana bunca azim bir mertebe verdigini anlamadi." 

1 Tasavvuf ten tilsimin ism miftdhiyla agmaktir 
Tasavvuf bu imaret kulli virdn olmaga derler 



lendirmek. 

1004 — AYVERDI, Samiha, Abide §ahsiyetler, 1st. 1976, s.200 
1005 — ^ era i( t ^artlar. Ndme-i hesti, yok olma, yokluk mektubu. §er ', seriat. 
1006 — .Arif t Allah Teala'yi hakkiyle bilen, taniyan. Hakimen, hakimce, hikmetle- 
rini bilerek. Adetullah, Allah Teala'nin adeti. Allah Teala'nin kendi yarattigi 
sebeblerin yine kendi yarattigi sonuclan her zaman vermesi. Butun tabiat kanunlan 
gibi maneviyatta da gecerli olan ilahi kanunlar, topluca adetullah diye amhr. Der- 
man, fare ilac. 

1007 — AYVERDI, Samiha, Abide §ahsiyetler, 1st. 1976, s.169 
Hak Teala melaikeye muallimleri olan Adem aleyhisselama secde ile emr etti. 
Bu secde, ibadet secdesi degil, insanlann Ka'be'ye secdesi gibi emir secdesidir ve 
Adem aleyhisselami tesrif ve tafdildir. Ancak Allah Teala'ya mahsus olan ibadet 
secdesi ondan baskasma yapmaktan, gerek melaike ve gerek biz insanlar Allah Tea- 
la'ya sigimnz. (KONUK, Ahmed Avni ,"et-Tedbiratu'l-ilahiyye fi Islahi Memleketi'l- 
insamyye" Tercilme ve Serhi, hzl: Mustafa TAHRALI, 1st. 1992, s. 81) 

1008 — Miji a h t anahtar. Imaret, insan eliyle yapilmis dtizenlemeler, daim ve baki 
temellere dayanmayan, gorunils ve gosterislerle ilgili baymdirlik isleri. Kulli, btltiln, 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 509 

Her dugumun bir tilsimla acildigi soylenir. Tenin tilsimi da "Allah" is- 
minin anahtan olan "Bismillah " ile acihr. Tasavvuf mamur olan bu varhgi 
tamamen viran etmek, nefse nisbetle ruhu beslemektir. 

8 Tasavvuf sufi kali hale tebdil eylemektir bil 
Dahi her soz ki, soyler db-i hay van olmaga derler 

Tasavvuf, sufinin sozunu ve bilgisini hale cevirmesidir. (ilmiyle amil 
olma). Hal ehli, soylediklerini ve bildiklerini bizzat ya§ayan bir kimsenin her 
sozii, basjtalan icin hayat iksiri hukmiindedir. 

9 Tasavvuf ilm-i ta'birdt u te'vildti bilmektir 
Tasavvuf can evinde sirr-i Subhdn olmaga derler 

Tasavvuf, ta'bir ve te'vil ilmine vakif olmak, Kur'an-i Kerim ve Sun- 
net' in esranni anlamaktir. Tasavvuf kalbi, ilahi sirlann yolu ve aynasi yap- 
maktir. 

10 Tasavvuf hayret-i kubrdda mest u vdlih olmaktir 
Tasavvuf Hakk 'in esrarinda hayran olmaga derler 

Tasavvuf, biiyiik bir hayret ve deh§etle kendinden gecmek, Allah Tea- 
la'nin sonsuz esran kar§isinda hayran kahp iirpermektir. 

1 1 Tasavvuf kalb evinden mdsivdllahi gidermektir 
Tasavvuf kalb-i mu'min ars-i Rahman olmaga derler 

Tasavvuf, gonul hanesinden masivayi temizlemek, kalbini Rahman'mn 
ar§i yapmaktir. 

Kalb-i mil 'min ars-i Rahman 'dir 

Am yikmak ziyade tugyandir. 

"Allah Teala, Adem aleyhisselamm hamurunu bizzat hazirladi. Melekler o 
kadar dil^unduler ve ara^tirdilar. Adem aleyhisselamm yapismm nasil oldugunu 
bilemediler. Iblis, Adem aleyhisselamm cevresinde dolasirken agzim agik gorilp 
girdi. Adem aleyhisselamm yaratihsim anlamaya calisti. Kalbe kadar ulasti, an- 
cak gonltine girmeye yol bulamadi; cunkti Adem aleyhisselamm gonlilne gir- 

hep. 

1009 — g a ^ s q z jj^ yasanan durum. Tebdil, degistirme, donilsturme. Ab-i hay- 
van, dirilik suyu, iceni olilmsuz kilan manevi iksir, tasavvufun oztl olan Lediln ilmi. 

1010 — ilm-i tabirdt u te 'vildt, sozleri rilyada ve gercek hayatta gorunen olaylan, 
yerde ve goklerde her an gosterilmekte olan ilahi isaretleri yorumlama bilgisi. 

1011 — Hayret-i kiibrd, en buytik hayvanhk ve saskmhk durumu. Mest, kendinden 
gegmis. Vdlih, saskm, akh basmdan gitmis. Esrar, sirlar. 

1012 — Mdsivdllah, Allah Teala'dan baska olan her sey. Mu'min, Rahman, Allah 
Teala'nm isimleri; Mil 'min, Allah Teala hakkmda "kendi kendine iman etmis kuluna 
verdigi sozden caymayacak olan," Rahman da "sevgisi btlttln yaratiklanm kusatmis 
olan" demektir. 



510 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

mek icin §eytan'a yol yoktur. Vesvese mahalli gogiistiir, kalb degildir. Bin en- 
diseyle geri dondii. Adem aleyhisselamm kalbine giremedi ve herkes tarafmdan 
da boylece reddedildi. Bundan dolayi tarikat buyiikleri demistir ki, kim bir go- 
nill reddetse biltiln goniillerde reddedilmis olur. Kim bir gonill kabul etse btittin 
goniiller de onu kabul eder. Ancak halkm cogu gonlii nefisten ayiramaz. Fukara 
dilinde 

"Halkin reddi, Hakk'in kabuludur." Soziindeki halk, nefsi kalbten ayira- 

v, 11 t » 1013 

mayan halktir. 

"Is tarikata girmekte degil, gonill sahibinin gonlilne girmektedir. O tarikata 
giren kimse, isterse biltiln gtln ve gece riyazat ve taatla, ibadetle mesgul olsun, 
oldtlgtl vakit karsismda yaptigi iyilik veya kotulilgil bulur. 

Fakat bir gonill sahibini bulursa, o vakit i§ kolaylajir ftlnktl o sayede ahla- 
kmi tasfiye eder. Tabii, bulandan maksat, rengine boyanan, onun isrine yani yo- 
luna giden demektir. Buna muvaffak olamayan kimse, o ilstadm degil, seytamn, 
nefsinin yoluna gidiyor, demektir. 

Kamil ilstadi bulan, cemali bulur. Ne kadar mevcudat varsa, hepsi de o ka- 
milin kalbi vasitasiyla Hakki bulmaya calisir. 

Yarin ytlzil, Hakk'in cemalidir. Hacca gidenler, tasi topragi tavaf ederler. 
Bir gonill ele getir ki, hacc-i ekberdir. Bin kabeden bir gonill evladir. Kabe'ye 
gitmek icin ihrama btlrtlntlrler, yani esvaplarmdan soyunurlar. Gonill Kabesine 
tevecctlh eden asiklar ise, iki cihandan soyunurlar. Onlarm ihrami budur. 

Kabe Stlbhan'nm nzasi mahallidir. Qtlnktl oraya Allah Teala'nm nzasi ifin 
gidilir. Gonill ise, Rahman'm mtlsahede edildigi yerdir. Binaenaleyh bir gonill, 
yerler ve goklerden dtlnya ve kainattan Kabe-i alisan'dan daha ytlcedir. Ne mut- 
lu o kimseye ki, hakiki Arafat olan arif-i billahi bulur ve onda Hakk'in cemalini 

i „ 1014 

seyreyler. 

Htllasa; Is tarikata girmekte degil, insan olmaktir. Halbuki bazilan isi 
tarikata girmekte zannederler. Tarikat, tarik-i Muhammedi'dir. Insam tarikat 
kurtarmaz. Kurtaran milrsittir, kamil insandir. Hangi tarikte olsa, onu arayip 
bulmali. Is, eline tesbihi alip sabahlara kadar esma cekmekte yahut zikir ve iba- 
dette degildir. O kamil mtirsidi bulup, onilnde (la) olabilmektedir. 

12 Tasavvuf her nefeste §arka vtt garba eri§mektir 
Tasavvuf bu kamu halka nigeh-bdn olmaga derler 

Tasavvuf, her an, §arkta ve garptaki muslumanlan du§unmek, onlarin 
sevincine ve tasasina ortak olmak, ihtiyaf sahiplerine hizmet etmektir. Ta- 
savvuf, butun halki goriip gozetmeye fali§maktir. 

13 Tasavvuf cttmle zerrdt-i cihanda Hakk'i gormektir 



1013 — QAVUSOGLU, a.g.e. s.133-134 
11,14 -Ken'an Rifai, a.g.e. s.316-317 



11,15 a.g.e.s.547 



1016 



■ Nigah-ban, gozcil, bekgi. 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 511 

Tasavvuf gun gibi kevne numdydn olmaga derler 

Tasavvuf, cihanin butun zerrelerinde Hakk'i mii§ahede etmektir. Sufi 
gune§ gibidir. Insanlan zulmetten nura ula§tmr. 
Bir kitdbullah-i azamdir serdser kdinat 
Hangi harfl yoklasan, mdndsi hep Allah gikar. 

14 Tasavvuf anlamaktir yetmis iki milletin dilin 
Tasavvuf dlem-i akla Siileyman olmaga derler 

Tasavvuf, yetmis. iki milletin dilini bilmek, herkesin halinden anla- 
maktir. Hz. Siileyman aleyhisselam nasil ku§diline vanncaya kadar butun 
dilleri biliyorsa, tasavvuf erbabi da akil alemine Siileyman olmalidir. 

15 Tasavvuf urvetu'l-vuskd yukuti can He gekmektir 
Tasavvuf mazhar-i dydt-i gufran olmaga derler 

Tasavvuf, Kur'an-i Kerim'in hiikiimlerine butun giiciiyle baglanmak ve 
oliinceye kadar bu inancini devam ettirmektir. Boyle bir davranis, icinde 
bulunan sufi, gufran (affedici) ayetlerinin mazhan olur. 

16 Tasavvuf ism-i a'zamla tasarruftur butun kevne 
Tasavvuf cdmi-i ahkdm-i Kur'dn olmaga derler 

Tasavvuf, butun kainata "ism-i a'zam"la tasarruf etmektir. Boyle bir 
davranis, icinde bulunan sufi, gufran ayetlerinin mazhan olur. "Ism-i a'zam," 
Allah Teala'nin Kur'an-i Kerim'de gecen yiiz isminden doksan dokuzu belli 
olan "Esma'iil-Husnasi"nin iistiindeki adina verilen isim olarak bilinir. Her- 
kes tarafindan bilinmeyen bu isme vakif olan kimse Allah Teala'nin izniyle 
tasarruf imkanma sahip olur. Ism-i a'zam'in tecellisi insani kamildir. Insani 
kamilin gonliine giren bu isimle tasarruf eder. 



ion — ^errat, zerreler, atomlar. Kevn, olujlar, ol emri tlzerine olu§mu§ olan biltiln 
nesneler, kainat. Nilmdyan, gorilnen meydana ve agiga cikan. 

ioi8 — ji/ em _i afci^ ak^ fikir ve diljunce dilnyasi, akilla kavranabilen varliklar 
alemi. Siileyman, ic dtlnyada sultan oldugu gibi dis dilnyada da sultan olan ve kendi- 
sine ruzgara hilkmetme kudreti verilmis bulunan Siileyman aleyhisselamdir. 

1019 — jjyyg^ k u ip Yuska, saglam, kuvvetli, kopmaz. Urvetu'l-Viiska, yapisilacak 
saglam ve kopmaz kulp. Gerfek anlami: Allah Teala'ya ulasmak igin 
Muhammediyet vesilesine yapisip baglanmak. Mazhar, zuhur, belirme yeri. Aydt, 
ayetler, isaretler. Gufran, bagislanma ve bagislama. "Tasavvuf, bagislama isaretleri- 
nin gorilnuse gelis yeri olmaktir." 

1020 — j sm _j £ zam> Allah Teala'nin en bilyilk ismi ki, bu ismi bilenler onunla esya 
ilzerinde Allah Teala'nin kudretiyle tasarruf yetkisine sahip olurlar. Kevn, kainat. 
Cdmi-i ahkdm-i Kur'an, Kur'an-i Kerim'in hukumlerim ve hikmetlerini kendinde 
toplayan kimse. 



512 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

1 7 Tasavvuf vdsil olmaktir cemidn tdlib-i Hakk 'a 
Tasavvuf vasl-i dilddr ile h an dan olmaga derler. 

1 8 Tasavvuf her nazarda zdt-i Hakka nazir olmaktir 

1022 

Tasavvuf sufiye her muskil dsdn olmaga derler 
Tasarruf sahibi Allah Teala'dir. Cenab-i Hakk'in sonsuz olan esma, sifat 
ve tecellilerini maddi ve manevi alemde gormektir. 

Ahmed Amis kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 
"Allah tecellisini tekrar etmez." "Esma-i Ilahiye, Zat-i Ildhiye'nin 
libasidir. Her an bir libas ile zuhur eder. Onun hiikmii bitince diger bir isim- 
le telebbiis eder." Allah bu dunyada esma ile tecelli buyurur. Hangi esma ile 

1023 

zuhur ederse, digerleri ona ta'bi olur. " 

Demi§lerdir ki; "Dttnya bir gun attdrin birgun baytarindir." 

Hikaye 

Vaktiyle valinin biri azlolunmus, hayli zaman acikta kalmis. Bir gun usagi: 
Efendi, demis, filan agac kovugunda bir zat oturur herkes gidip onun duasim 
alir, bilytlk bir zattir. Haydi, biz de gidelim de senin icin dua isteyelim! 

Efendi de ujagm sozunil dinleyerek kalkar ve beraberce o zata giderler. 
Elini opilp hacetlerini soylerler. O zat da: 

"Ya Rabbi, der, ne kadar hayir sahipleri ne kadar salihler, asiklar varsa 
onlarin yttzu suyu hurmetine bu adama yakinda bir memuriyet ihsan et!" 

Bu duayi aldiktan sonra Efendi ve u$ak evlerine donerler. Biraz sonra da bir 
yaver gelerek filan yere vali tayin oldugunu bildirir. Aradan be§ on sene gectik- 
ten sonra vali tekrar azlolunur. Yine usagm teklifi ilzerine agag kavugundaki 
zata gidip yeniden dua isterler. Ama bu defa o zat: 

Ya Rabbi, ne kadar meyhaneci, edepsiz, katil, hirsiz kullarin varsa onla- 
rin yiizii suyu hurmetine bu adama bir memuriyet ver," diye dua eder. Bu tur- 
lil bir niyaz beklemeyen valinin hayreti karsismda: 

"Merak etme oglunt, tecelli devir devirdir bu da hak, o da hak... Sen isine 
bak tayin olunursun," diye cevap verir. Gercekten de 119 gun sonra tekrar bir 
tayin cikarak adamcagiz yeni isine gider. 

Bazi kimseler gorily orsun, Hak yolunda olduklan halde bircok maddi mah- 
rumiyetler ve elemler icindedirler. Fakat onlarin icinde bulunduklan ateste ne 
gillistanlar gizlidir. Allah Teala'dan uzak kalan bir kimse ise, ne kadar zevk ve 
safa icinde de olsa yine atesin icindedir. Ctinku ash atestir neticede de yine atese 
munkalip olur. 

Fakat bu iki ates arasmda azim farklar vardir. Biri ates gorilnur ici gillistan- 



" — Vasl, ulasma, erisme, kavusma. Vdsil, ula$an, eri$en, Hakk'a kavusan. 
Cemidn, butunilyle, tamamryla, Tdlib, isteyen. Dilddr, gontll alan, sevgili. Handn, 
sevilen, 
gillen. 

1022 — ]^ azar> bakis. Nazir, bakan, goren. Mii§kul, guflilk. Asan, kolaylik, kolay. 

1023 — GUNEREN, a.g.e., s. 68 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 513 

dir. Biri gillistan goriiniir ici atestir. Fark bu.." 

19 Tasavvuf ilni-i Hakka sinesini mahzen etmektir 
Tasavvuf sufi bir katreyken umman olmaga derler 

Tasavvuf, Hakk'in ilmine kalbini mahzen etmektir. Ledunni ilme sahip 
olmak ve bu suretle be§eriyete faydah hale gelmektir. Bu sayede bir katreden 
ibaret bulunan sufi umman haline gelmis. olur. 

20 Tasavvuf kttlli yakmaktir vucudun ndr-i Id ile 
Tasavvuf nur-i Hid He insdn olmaga derler 

"Tasavvuf, kendi varhgmi inkar harfmin nuru ile tamamen yok ederek 
isbat harfinin nuru ile Allah Teala'nin varhginin kendi suretinde goriinu§e 
geldigini anlamak suretiyle gercek insan olmak demektir."(La mevcude ilia 
Hu). 

21 Tasavvuf onsekiz bin dleme dopdolu olmaktir 

1027 

Tasavvuf nuh felek emrine ferman olmaga derler 

Tasavvuf, kainattan haberdar olmak, on sekiz bin alem hakkinda bilgi 
edinmek, e§yanm hakikatine vakif olup dokuz felegin (giines. sistemi) emrine 
ferman olmaktir. 

22 Tasavvuf "kul kef a billdh " He da 'vet durur halki 
Tasavvuf "ircii" lafziyla mestdn olmaga derler 

Kul kefd billah, "De ki, Allah Tedld yeter" anlaminda ve Kur'an-i Ke- 
rim'de (Rad 43. ve Ankebut 52. ayetlerde) aynen gecen kelam. Ddvet durur, 
davettir. Ircii, "Geri donfanlamina emir. Kur'an-i Kerim'de (Fecr,28) gefen 
"Sen O'ndan ve O da senden hosnut olmus olarak Rabbine geri don! Boy- 
lece kullarim arasina gir ki, cennetime giresin, " mealindeki ayete atiftir. 

insanlann hepsi Allah Teala'dan gelir, fakat bazisi tasavvuf terbiyesiyle 
kendi hakikatini anlayarak "Geri don!" emrine uymus, olur. Bunun ifin ta- 
savvuf, sevgilinin "Geri don!" davetini isjtmekle bu emre muhatap olmanin 
zevkinden sarhos, olmaya derler, demektir. Mestdn, sarho§lar, 50k sarho§ 
olan kimse. 

Ehl-i tevhid olmak istersen sivdya meyli kes 
Ag goziln merddne bak, Allah bes, bakiheves! 



1 4 -Ken'anRifai, a.g.e. s. 160 



1025 — Sine, gogils, kalb. Mahzen, hazinenin saklandigi yer. Katre, damla Umman, 
buytik deniz, okyanus. 

1026 — La, tevhid kelimesinin bajmdaki inkar harfi. Ilia, tevhid kelimesinin ikinci 
yarismm bajmdaki isbat harfi. 

1027 — Nuh, dokuz. Felek, yildiz. Ferman, emir, buyruk; burada emrine boyun 
egen. 



514 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



23 Tasavvuf gttnde bin kerre olupyine dirilmektir 
Tasavvuf cumle diem cismine can olmaga derler 

Tasavvuf, Allah Teala'nin sonsuz kudretini mu§ahede edip kendinden 
gecmek, olmeden evvel olmek, ruhen diri kalmaktir. Tasavvuf, butiin alemin 
cisminin ruhu olmak, onlan ihya etmek, Allah Teala'nin "Hayy" isminin 
mazhan olmaktir. 

24 Tasavvuf zdt-i insan zdt-i Hakk 'ta fan i olmaktir 
Tasavvuf "kurbu ev ednd'da pinhdn olmaga derler 

Tasavvuf, sufinin kendi varhgini, gercek varhkta yok etmesi, bu sayede 
"Kurbu ev edna" makamina ula§masidir 

25 Tasavvuf sofinin her bir kihnda bir goz olmaktir 
Tasavvuf u ehl-i suffe, ehl-i mizdn olmaga derler. 

26 Tasavvuf cam cdndna verip dzdde olmaktir 
Tasavvuf cdn-i cdndn cdn-i cdndn olmaga derler 

Tasavvuf, cam sevgiliye verip, masiva esaretinden kurtulmak, gercek 
sevgilinin cam olmaktir. 

27 Tasavvuf bende olmaktir hakikdt hak ey Ibrahim 
Tasavvuf ser'-i Ahmed dilde burhan olmaga derler 

Tasavvuf, Allah Tedld 'ya kul olmak, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve 
sellemin seriatim gonulde bir delil olarak yasatmaktir. 



1 " 8 -Cumle diem, btittin varliklar. 



1029 — 2£t t kijilik. Fdni, yok olmu§ giderilmij. Kurb, yakmlik. Ev ednd, "yahut 
daha ajagi" demektir ki, Kur'an-i Kerim'de (Necm, 9) Miraf anlatilirken Rasultlllah 
sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin Allah Teala'ya yakmligm en son derecesine 
eristigini ifade eden ayete atif ki, bu yakmhktan sonra vahy gelmistir. Pinhdn, giz- 
lenmis saklanmis. 

1030 — £ n i_j Suffe, Rasultlllah sallallahu aleyhi ve sellemin, insan ve Allah Tea- 
la'nin hakikatini, dinin ozunil ve Kur'an-i Kerim'in hikmetlerini anlatan hususi ve 
mahrem sohbetlerine devam eden ashab. 

Ehl-i mizdn, terazi sahibi olanlar, hakki ve hakikati adaletle tartanlar. 

1031 — Cdndn, sevgili, Allah Teala, Azdde, hilr, baglantilardan kurtulmus. 

1032 — £ g ^ ^ er i a t. Dil, burada hem gonill hem de konusma aleti olan dil anlamma 
gelir. Burhdn, kesin delil, kuvvetli dayanak. 

1033 — Ibrahim Efendi Hazretlerinin yukandaki manzumesinde gecen tasavvuf ta- 
riflerinden baska onun Dil-i Dana isimli elyazmasi manzum eserinin baska bir ye- 
rinde su tarif beyti de gecmektedir: 

"Ona der hikmet erbabi tasavvuf, Gide cehil, gele carta tasarruf." 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 515 

B) LNTLSAB ETTLGL KOL VE SLLSLLESI 
I-iNTISAB ETTIGI KOL UN TURKCE SILSILESI 

BiSMILLAHiRRAHMANiRRAHiM 

Hakikdt bahrinin dtirrin deren mahbub-i subhdni 
Ki eristi kdbe kavseyni ev edndda bulup kdm 
O dttrrtt derc edip Siddik oluban mahzen-i esrar 
Zehi sidkinda sadiktir o ydrin gdrdaydrdni 
O gencifeth edip Selmdn sagti ravh He reyhan 
Nice canlar olup mestdn unuttu hur u gilmdni 
Erisdi Kdsim-i Evvdb o bdbda oldu gtin bevvdb 
Erip td sahile gark-db dtistti hdn-i ruhdni 
Cu anin hdn-i bezminde bulup Cafer-i zinde 
Acdyib olduferhunde buluban sidk-i hakkdnt 
Onun sidk u sefasinin nesimin buldu gun Tayfur 
Haydsinin sefasindan nice gor dedi subhdni 
Cil o buydan ahp semme gegerdi seyr-i imkdndan 
Ki hark etti haydldti Ebu 1-Hasan el-Hardkdni 
Onun o himmetin gorup Ebu Ali olup gdldk 
Uruc etti dldya td ola mahrem-i Yezddni 
Onun ddmdnini tutup ona der-pey revdn oldu 
QiX vdkifoldu sirrina Seyh Yusuf el-Hemeddni 
Gelip gavsu 'l-haldyik gun ona dil-bend edip her dent 
Bulup bilip gorup rabbin Abdulhdlik el-Gucduvndni 
Qil Seyh-i Arif-i Dana sulukunde olup bind 
Erisdi kasri ikdna agihp bdb-i irfdni 
Sena kildi ona Mahmud ki, nezdinde ola mahbub 
Muhabbette olup maglub bilip hayrette hayrdni 
Ali a la makam buldu onun sohbet-i yumnunde 
Cindn-i himmet He kim ola Ali Ahmed-i Sdni 
Dediler kutbu 'l-evliyd Muhammed Baba Semmdsi 
Gegip a'lddan a' lay a uruc etti onun cam 
Urucunun hurucunda tulti ' etti bir mehtdb ona 
Seyyid Gtildl dendi gonuller kildi nurani 
Muhammed Sdh-i Naksbend tulti' eyledi gtin hursid 
Ihata etti dfdki onun nurifeyezdni 
Muhammed Aldti 'd-din onun o nur-i feyzinden 
Itirlar sagdi canlara veriben derde dermani 
Onun o itri buyundan gti buldu cezbe-i Ya'kub 
Cikip ceveldn edip garhi gtizdr eyledi imkdni 
tsitin Hdce Ahrdr Hakk'in bahs u kirdmindan 
Nice kehf-i enam oldu sagip in 'dm u ihsani 



516 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Muhammed-i Zahide cdnd eristi gun o ihsana 
Erip makam-i ihsana suhud eyledi vicdani 

Muhammed Dervis derd-ndk dilsilp derde bi-pdydn 

Ki td bir giln deva eder diye ederdi efgdni 

Cu Hdcegi Semerkandi bu sohbette bulup kandi 

Ona dertler deva oldu gbzetti hukm-i fermani 

Fenaya saldi giln uzun bekayi buldu pes baki 

Mekdni Id-mekdn sehrin edindi cdy-i nurdni 

Muceddid Ahmed-i Sdni aceb kesf makaminda 

Bulunur mu ona sdni Buhdrayd Hordsdni 

Aninferhunde bezminde Muhammed oldu giln Ma 'sum 

Pes oldu urvetil 1-vilskd tutuban habl-i Kur'dni 

Visdk edindi Seyfeddin uruc etti huruc etti 

Mekdni Id-mekdn oldu gorundu cdy-i rabbdni 

Nihdn gayb-i mutlaktan olacakfeth-i nurdni 

Olup nurun aid nur Seyyid Muhammed 'el-Bedevdni 

Cu Semseddin Habibullah dusuptur Mazhar-i Cdndn 

Pes oldu canlara canan o canlar caninin cam 

Cu geldi Sdh Abdullah bu yolda oldu hablulldh 

Fend-filldh bekd-billdh onun da oldu seyrdni 

Ziydeddin Seyh Hdlid bu yolda ser-firdz oldu 

Gegip sadra tarikatta tefevvuk etti akrani 

Cu Abdullah gelip Rum 'dan ona camla ram oldu 

Ziydlandi gozil gonlil nedir pes ruh-i rdvdni 

Cemdli sem'ine pervane olan Yahya ki, pir-i ma 

Yuceltti kasr-i irfani koyup hdn-i Ddgistdni 

Bu kemter Rumi'ye ya rab n 'ola kitmir ola der-bdb 

Ki td subh olacak gore bir kez o sen ham 

Pes anda Mustafa Rumi anafeth olunup ebvdb 

Sardy-i seyr-i vahdetde gorurdi pek tydn cam 

Tokadi Mustafa Hdki o minhdcdan ahp nuri 

Uyandirdi pes enzdri kiluban ehl-i iz 'dm 

Sivasi Mustafa Taki o serverden ahp fey zi 

Olup serdar tarikatda etti ihya muriddm 

Niksdri Seyh Haci Ahmed bu yolda reh-nilmd oldu 

Ki zira ol gil Rumi 'den ahrdifeyz-i ruhani 

Cemal-i dfitabivla cihani gark-i nur etti 

Garibu 'lldhi Ihrami celilu 7- kadri burhani 



1034 — Buraya kadar yazilan kisim Qorumlu Mustafa Rumi kuddise sirruhu'1-aziz 



tarafmdan yazilmistir. 

1035 -Son il 
dan yazilmistir 



1035 — g on -j,- mlsra Sgyyjd Osman Hulusi Efendi kuddise sirruhu'1-aziz tarafm- 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 517 

II-iNTISAB ETTIGI KOL UN FARSCA SILSILESi 

BiSMiLLAHiRRAHMANiRRAHiM 

Nebi, Siddik u Selman Kasim est-tt Ca'fer u Tayfur 
Ki ba'de-z- btt'l- Hasen sttd bit Ali vtt Yusuf es-kencur 

Zi Abdttlhdlik-i anted Arif-i Mahmud-tt ra behre 
Ki zisan sttd diyar-i Maverattnnehri huh tur 

Ali Baba Gttldl-i Naksibendest tt Alattddin 

Pes ez Ya 'kub-u Carhi, Hdce-i Ahrar-i sttd meshur 

Muhammed, Zahid u Dervis, Muhammed, Hdcegi Baki 
Muceddid, Urvettt 7 Vilska vtt Seyfttddin, Seyyid Nur 

Habibullah-i Mazhar, §ah-i Abdullah pir'i-ma 
Ez-isan resk-i subh u iyd sttd mdra seb-i deycur 

Ziyattddin Vahid'ttl-asri Mevlana-i ma Halid 
Ctt anted kaniten lillahiya ze'lfeyz-iya zen-nur 

Pes Abdullah-i Mekki Seyyid Yahya-i Dagistani 
Ez-isan mttnceli sttdfeyz-i Sttbhan der garib tt dur 

Corunti Mustafa Runt-i Faruki-i Sirani 
Ez-isan o be tenvir diyar-i Rum sttd meshur 

Vez u sttd- vez Halil Hamdi, Tokad-i Mustafa Hdki 
Httseyni Seyyid entced cihan ez-feyz o me'mur 

Ser-d-pd ber Tdki cari fttyttzat-i ez o server 

Ki halk-i hulk-i o dervey temamet mttncel-i mestur 

Haci Ahmed Seyh-i Niksari-i Corunti terbiyet- gerdes 
Ki mttstahlef mtteyyed sttd sahih yed zi- sened mensur 

Ez-isan izn-i am ker-dent der Garib 'u-lldh-i Ihrami 
Ve lakin cttmrtt nd-vagfir, hatdna der cihan meshur. 

Kaddes 'allahti esrara 'htimti 7 aliyyeh ve efdda aleynd min 
berakatihim 'us-seniyyeh ve li sairi 's-sadatut- tartkati 7 aliyyeh 
Rizaen celle ve ala bi-sirri 7 Fatiha. 



518 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

FARIS! SiLSILE-i §ERIFiN ACIKLAMASI 
BiSMiLLAHiRRAHMANiRRAHIM 

Nebi sallallahti aleyhi ve sellem emri ile Ebubekir Siddik-i Azam radiyallahil 
anh sonra Selman-i Farisi radiyallahil arm sonra Kasim Ibn-i Muhammed sonra 
Cafer-i Sadik sonra Bayezid-i Bestami Tayfur sonra Ebu'l Hasen Harkani ve Ebu 
Ali Feramedi ve ondan sonra da Yusuf Hemedani ilahi hazinelerin kasadan oldu- 
lar. 

Abdulhalik Gucdtivnani geldi, sonra Arif-i Rivgeri, sonra Mahmud-u Encir-i 
Fagnevi hazineden hissedar oldular. Oyle ki, onlar sayesinde Maveratinnehir sehri 
Tur-i Sina dagi gibi, ilahi feyizlerin akip durdugu bir mekan oldu. 

Daha sonra, Ali Ramiteni, Muhammed Baba Semasi, Seyyid Emir Gtilal, Sah-i 
Naksibend ve Alaiiddin Attar ve daha sonra Yakub-u Cerhi ve daha sonra da Hace-i 
Ahrar bu yolda meshur oldular. 

Daha sonra Muhammed Parisa, Muhammed Zahid ve Dervis Muhammed ve 
Hacegi Emkenegi ve Muhammed Bakibillah ve Milceddid Imam-i Rabbani Hazret- 

1 ni/~ i A17 

leri ve sonra Urvet-iil Viiska Muhammed Masum-u Faruki Hazretleri geldi- 
ler ve Seyfeddin Hazretleri ve Seyyid Nur Muhammed-til Bedevani Hazretleri gelir 
ve daha sonra: 

Mazhar-i Can-i Canan Semseddin Habibullah var. Sonra Sah Abdullah-i 
Dehlevi ki, onlar sayesinde karanhk geceler bayram gilnlerini bile kiskandiracak 
kadar gilzellesti. 

Ondan sonra Ziyaeddin Mevlana Halid-i Bagdadi ki, o, asrmm bir tanesi idi. 
Feyz ve nur kaynagi ve bilytlk bir Veli idi. 

Sonra Abdullah Mekki ve Seyyid Yahya-i Dagistani geldiler. Bu milbarek 
mtirsid-i kamiller, Silbhan olan Allah'tan gelen feyzleri, uzak yakm her tarafa yaydi- 
lar. 

Daha sonra, Corumlu Pir olarak amlan Faruk-i Sirani Mustafa Rumi Hazretleri 
irsad makamma gegtiler. Bunlar biltiln Anadolu'yu nurlandinp manen yeniden dirilt- 
tiler, ihya ettiler. 

Ondan sonra, Halil Hamdi Pasa Hazretleri ve Hilseyni 90k serefli bir Efendi 
olan Tokath Mustafa Haki Hazretleri irsad vazifesini aldilar. Btlttln cihan onun 
feyzleriyle yeniden yapilanmis, hay at bulmustur. 

Ittifakla Mustafa Taki Hazretleri geldi. Mustafa Haki Efendi Hazretleri manevi 
feyzleri kesintisiz olarak ona ulastirdi. Seyhinin ahlaki gilzellikleri ve manevi olgun- 
lugu onda gizli, agik panldayip durmakta idi. 

Niksarh Seyh Haci Ahmedi, Corumlu Pir'in terbiyesiyle kemale ermistir ki, 
onun halifeligi kuwetli bir senetle gergeklesmis ve ilan edilmistir. 

Tasarrufu Tokath Mustafa Haki Efendiden alan O, sam yilce insan-i kamil 
Garib'u-llah-i Ihrami umumi bir izinle irsada basladi. Lakin derdi ki; gilnahimiz 
affolmayacak kadar, hatamiz cihanda meshurdur. 



1036 — Ikinci bin yilm zahiri ve batmi biltiln dini konulan dtlzeltip, yanlis anlama- 
lan ortadan kaldirarak Islam Tn gergek durumunu yeniden ortaya koyan. 

1037 — Hakkm en saglam ipine sanlan. 

1038 — ihramcizade Haci Ismail Hakki TOPRAK Hazretleri kuddise sirruhu tara- 
fmdan silsile-i Serife dahil edilmistir. 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 



519 



Piran-i Izamin Hakka Yiiriiyiis 
Tarihleri 


(Hicri- Miladi) 


Hz Muhammed sallallahtl aleyhi ve sellem 


(11/632) 


Hz Ebubekir radiyallahu anh 


(13/634) 


Selman FarisT radiyallahuanh 


(35/655) 


Kasim b Muhammed radiyallahu anh 


(102/720-21) 


Imam Cafer Sadik radiyallahu anh 


(148/765) 


Ebu Yezid Bestam! 


(261/875) 


Ebu Hasan Harkani 


(419/1028-29) 


Ebu Ali Feramedi 


(477/1084-85) 


Yusuf Hemedan! 


(535/1140^1) 


AbdulhalTk Gucdiivnam 


(617/1220-21) 


Hoca Arif RTvgerT 


(649/1251) 


Mahmud Encir FagnevT 


(670/1271) 


Ali Ramitenl (-azizan) 


(705/1305,715/1315) 


Muhammed Baba SemasT 


(740/1339) 


Seyyid Emir Gulal 


(777/1375) 


Behaiiddin Naksibend 


(791/1389) 


Muhammed Alaeddin Attar 


(802/1399) 


Mevlana Ya'kub CerhT 


(847/1443) 


Ubeydullah TaskendT 


(895/1490) 


Muhammed Parisa 


(922/1516-17) 


Dervis Muhammed 


(970/1562) 


HacegT EmkenegT 


(1008/1599) 


Muhammed Baki Billah 


(1014/1605) 


Imam-i RabbanT 


(1034/1625) 


Muhammed Ma'sum 


(1098/1687) 


M SeyfeddTn FarukT 


(1100/1689) 


Muhammed BedevanT 


(1135/1723) 


§emsedd!n Habibullah 


(1195/1781) 


Abdullah DehlevT 


(1240/1824-25) 


Mevlana Halid Bagdad! 


(1242/1826) 


Abdullah-i Mekki ErzincanT 


(21 Zilhicce 1311- 25 Haziran 1894) 


§eyh Yahya Dagistani 




CorumT Mustafa Rum! Faruk-i §irani 


(1319-1899) 


Seyyid A'rec Halil Hamdi Pasa 




Tokad! Seyyid Mustafa Hak! 


(15 R.Evvel 1339-15 Ocak 1920) 


Mustafa Taki Dogruyol 


(11 Muharreml341-lAgustos 1925) 


Haci Ahmet (Zarakol) Niksar! 


(1935) 


Ihramcizade Haci Ismail Hakki TOPRAK 


(2 Agustos 1969) 



520 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

C) PIRLERI VE §EYHLERJ HAKKINDA BILGILER 

Ziyauddin vdhid- ill asri Mevlana- i ma Halid 
Qu anted ganiten lillah ya zel-feyzi ya zen-nur 

Pes Abdullah-i Mekki Seyyid Yahya Dagistdni 
Ez isan munceli sudfeyz-i subhan der garib-u dur 

ABDULLAH-I MEKKI EFENDI (25 Haziran 1894) 1039 
§emsu-§ §umus adli kitapta Abdullah Erzincan-i olarak gecer. Mevlana 
Halid-i Bagdadi tarafindan Erzurum, Erzincan, Kudus ve bilahare Mekke'de 
gorevlendirilmi§tir. Abdullah-i Mekki Hazretleri Erzincanli oldugu soylense 
de babasi Abdullah'in o4 ° kabri Ordu Derekoy-Yukandamlah' dadir. 

Mekke'de oglu Abdullah Necati, Ibrahim Efendi ve kizlan Hatice, Emi- 
ne, Abbasiye ve Havva Hanimlar oldugunu ogreniyoruz. 

Abdullah Mekki kuddise sirruhu'l-azizin zamanmm usuliine gore ilim tahsil 
edip ilimde yilksek mertebeye ulastiktan sonra el-Bagdadi'yi Bagdat'ta tamdigi, 
sohbetleriyle jerellenip icazet-i tamme ile hilafet aldigi anlajilmaktadir. El- 
Bagdadi'nin bazi hac yolculuklarmda kendisine "Bu defa hacca geli^im seni zi- 
yaret icindir." Dedigi Mecd-i Talid'de rivayet edilen Abdullah Mekki kuddise 
sirruhu'l-azizin tasawufta sahv ve Beka makammda bulundugu Haydarizade ta- 
rafindan zikredilmektedir. 

Halid-i Bagdadi kuddise sirruhu'l-azizin manevi terbiyesinden istifade edip 
feyz alan Abdullah Mekki irsad gorevi ile Anadolu sehirlerinden Erzincan ve 
Erzurum'a ugradi. Erzincan'a gelislerinde etrafa baktiktan sonra, "-Mevlana 
Halid-i Bagdadi kuddise sirruhu'l-azizin bizi gorevlendirip ta'rif buyurduklan 
memleket burasi olmalidir. Burada bir zatm bizde nasibi ve emaneti vardir." 
Dedigi Erzincan Tarihinde belirtilen Abdullah Mekki'nin bu ifade ile orada 
"Terzi Baba" lakabiyla bilinen Muhammed Vehbi (1264/1847)'yi kastettigini 
daha sonraki gelismelerden anlamaktayiz. 

Erzincan'da ne kadar kaldigi bilinmeyen Abdullah Mekki kuddise 
sirruhu'1-aziz, Halidiyye tarikatma bu yorede kendisinin vasitasiyla ilk intisab 
eden Muhammed Vehbi kuddise sirruhu'l-azize irsad icin mutlak hilafet vererek 
Erzurum'a oradan da Kudiis'e gitti. Ardmdan Mekke-i Miikerreme'de mticavir 
kalarak, Ebu Kubeys Dagmdaki tekkelerinde irsad ile mesgul olmustur. 

Daha sonra yerine §eyh Siileyman b. Hasan el-Kinmi kuddise sirruhu'l- 
azizi biraktigi ve Mekke'de vefat ettigi Siileyman Ziihdi tarafindan ifade edil- 



1039 — (h: 21 Zilhicce 1311- r: 13 Haziran 1310) 
1040 — BOA, Fon Kodu: Y.MTV.Dosya No: 1 1 1, Gomlek No:75 
1041 — BOA, Fon Kodu: Y.MTV.Dosya No: 101, Gomlek No:82 
Fon Kodu: Y.MTV.Dosya No:64, Gomlek No: 102- 
FonKodu: L.DH.. DosyaNo:1056 Gomlek No: 82897 
Fon Kodu: Y.MTV Dosya No:l 1 1 Gomlek No:75 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 521 

mektedir. 

Halifelerinden en meshuru Yanyali Mustafa Ismet kuddise sirruhu'1-aziz 
Efendi'dir. Halidiyye tarikatmm Anadolu'da intisannda biiyiik hizmetleri bulu- 
nan Mekki'nin guniimuze kadar ulasan bir tarikat silsilesine sahip olmasi onun 
etkisinin sinirim gostermektedir. 

25 Haziran 1894 tarihinde Mekke'de Ebu Kubeys Dagindaki tekke- 
de Hakk'a yiirumu§tur. Kendisinden sonra tekke faaliyetleri devam etmekte 
oldugu anla§ilmaktadir. Tekke Postni§inligine oglu Ibrahim Efendi gelmi§tir. 

1045 



Tiirkfe silsilede §u §ekilde adi zikredilir. 

Q u Abdullah gelip Rum' dan ana can He ram oldu 
Ziyalandi gozu ni derpes Rum'a revani 



1042 — BOA, Fon Kodu: Y..MTV Dosya No: 1 1 1, Gomlek No: 75 Bu belgeye go- 
re oglu Ibrahim Efendininin postnisinligine geldigi anlasilmaktadir. §eyh Silleyman 
b. Hasan el-Kinmi kuddise sirruhu'l-azizede ayn bir icazet verilmistir. 

1043 — MEMI§ ; Abdurrahman, Hahdi Bagdad! ve Anadolu'da Halidilik, 1st, 2000, 
s. 190 

11,44 ■ BOA, Fon Kodu: Y..MTV.DosyaNo: 64, GomlekNo:102 



1045 



■ BOA, Fon Kodu: Y..MTV Dosya No: 111, Gomlek No: 75 



522 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



§EYH YAHYA DAGISTAM kaddese'llahu sirrah u'l-aziz 

Bulundugu bolgede riyaset uzere biiyiik bir makam sahibi iken tarikat 
yolunu tercih eden Mur§id-i Kamil buyugumuzdiir. 

Dagistan hanlanndan olmasina ragmen sadeligi seven, saltanattan kaci- 
nan bir zattir. 

Osmanh Sultanlan tarafindan da beratlar verilmi§tir. Oglu Halil Pa§a ile 
birlikte Mekke-i Mukerreme'ye hicret etmi§lerdir. Halifesi oldugu Abdullah- 
1 Mekki Hazretlerinin Hakk'a yuriimesinden sonra Mekke-i Mukerreme'de 
bir zaviye yaptirarak omiirlerinin nihayetine kadar hizmet etmi§lerdir. 



1046 — "Seyyid Yahya Dagistani kaddese'llahu sirrahu'l-azizin, ne zaman diin- 
yaya geldigi ve nereli oldugu, tarn olarak bilinmemektedir. Anlatilanlara bakarak, 
onun 19. yilzyilm basmda, Dagistan'da yasadigim, sonra da Mekke-i 
Mukerreme'ye gittigini kabul edebiliriz Elimizde bulunan bir elyazmasmda, 
ondan, bolgenin meliki, emiri gibi sifatlarla soz etmektedir. Ancak, Dagistan'm 
tarihine dair kaynaklara bakildigmda bu isimde ve vasifla bir melike rastlanma- 
makladir. §u kadar var ki, Dagistan'm sosyal-dini yapisi goz online almarak onun 
saygm bir asiret lideri veya dini karizmasi dolayisi ile bu adla amldigim soylemek 
mumkiln olabilir. 

Yahya Dagistani'nin, Dagistan'da bulunan bir Naksi dergahma intisap ettigi- 
ni, dergahm seyhi olilnce de gorevin onda kaldigmi, daha sonra da Mekke'ye 
giderek, orada Abdullah Mekki ile tamstigmi ve ona baglandigim ogreniyoruz. 
Buna bakarak, onun tasavvuf ile iliskisinin Abdullah Mekki Hazretleri ile tamsma- 
smdan 90k onceye dayandigim soyleyebiliriz. 

Yahya Dagistani'nin yasadigi donem, Kafkas halkmm §eyh §amil'in ve sair 
Halidiye mesayihmm liderliginde Ruslara karsi milcadele ettikleri bir donemdir. 
§iddetli direnislere ragmen Ruslarm, Kafkasya'yi isgali onlenememis ve halk 
ile birlikte bircok alim ve Naksibendi/Halidi mensubu insan Anadolu'ya ve Islam 
dtlnyasmm muhtelif bolgelerine hicret etmislerdir. Yahya Dagistani'nin de bu 
gocler sirasmda Mekke'ye gof etmis olmasi gerekir. 

Onun, kendisine ait ayn bir dergahmm olup olmadigim bilemiyoruz. Ancak, 
Mekke'de Abdullah Mekki Hazretlerinin yanmda bulundugu ve o vefat edince 
de burada bulunan dergahm irsad hizmetlerini. Mekkinin diger halifesi §eyh 
Silleyman Kirimi ile yuruttilkleri kesin olarak bilinmektedir. 

Yahya Dagistani'nin, omrunun sonuna kadar Mekke'de kalmis oldugu ve 
burada vefat ettigi rivayeti dogru kabul edilebilir." (FATSA, Mehmet Tasavvuf- 
ta Mekki Kolu, 1st, 2000, s. 114) 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 523 



QORUMI HACI MUSTAFA RUMI FARUK-I SIRANI (Kara 

Seyh) 1047 (h.y.t.h. 1316, m. 1899) 

Corum-i Mustafa Rurni Faruki-i Sirani 
Ez isan o be-tenvir diyar-i Rum sud ma 'mur 

SJran ilcesinde ve diger il ve ilcelerde §eyh-i SJrani olarak bilinen Haci 
Mustafa Efendi, yeti§tirdigi ogrenciler ve giivenilir ki§iligi ile Anadolu in- 
saninin gonliinde taht kuran biiyiik evliyalardan biridir. Giimu§hane iline 
bagli §iran'in Sanca koyunde dogmu§tur. 

1829 yilinda Ruslann Bayburt yoresine i§gal etmesi iizerine, Sanca koy- 
leri, Cimen daglanndaki Bogazyayla koyiiniin yaylasinda Belen yaylasi de- 
nilen yere goferler, bir Rus baskinina kar§i giindiiz gelir atlarla tarladaki 
ekinleri bifer, gece de cikar yaylada otururlarmi§. I§te bu yillarda bir yag- 
murlu gecede Belen yaylada cingirhk denilen kuyunun yaninda Haci Musta- 
fa Efendi diinyaya gelir. Haci Mustafa Efendi'nin dogdugu yer ta§larla fevri- 
li olup, hala muhafaza edilir. Babasi Sanca Koyunde Omer Efendi, annesi 
Babacan koyiinden Nasuhogullanndan Havva Hatun'dur. Hz. Omer'iil- 
Faruk radiyallahii anhin soyundandir. 

Ilk tahsilini §iran'da yapan Haci Mustafa Efendi, medrese tahsilini yap- 
mak iizere amcasinin oglu Ahmet Efendi 'yi kader arkada§i yaparak yanina 
alir ve onunla birlikte Trabzon'a gider. Trabzon'da kayit yaptirmak icin 
medreseye ba§vururlar. Tasradan geldiklerinin hesabi yapilarak medresenin 
en kotu odalanndan birisi gosterilir ve denir ki; 

"Bu odada durursaniz kaydinizi yapahm. " Bunun iizerine Mustafa 
Efendi der ki; 

"Yeter ki, bizi Medreseye aim, biz her seye katlaniriz" Muderris kayit- 
lanni yapar, ama bakar ki, 50k kisa siirede biiyiik ba§an sagladiklanndan 
medresenin en giizel odalanndan biri verilir. 

Medreseden icazet aldiktan sonra yurdun fe§itli bolgelerini gezen Haci 
Mustafa kuddise sirruhu'1-aziz Efendi, gittigi yerlerde saygi ve sevgi ile 
kar§ilamrmi§ 

Sik sik seyahatlere fikar ve evinden uzakla§irdi. Mustafa Efendi bir yer- 
de kahci degildir. Yine bir defasinda U§ak'a ve Kiitahya tarafina gider. 
Amcasinin oglu kader arkada§i Ahmet Efendi, gidip getirir. 



1047 — Giresun-Alucra'da bu lakapla tanmmijtir. 

1048 — g u bolge bugiln bile Halvetilerin 90k faal olduklan bolgedir. "Pir-i 
Sakaleyn Kutbu'l Alemil'l Fi'd-dareyn Bila Niza es Sultan e§ Seyh Saban-i Veli 
kuddise sirruhu'l aziz Kastamoni" Hazretlerinden sonra devam eden bir silsile mev- 
cuttur. 



524 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Bir zaman sonra dini ilimlerini tahsil icin Istanbul' a giderek Ahmed 
Ziyauddin-i Giimu§hanevi kuddise sirruhu'l-azize intisap eder. Kisa zaman- 
da 50k biiyiik haller kazanir. Gordukleri bazi harikulade halleri §eyhine soy- 
leyerek aciklamada bulunmalan icin arz edince Ahmed Ziyaiiddin-i 
Giimusjianevi Hazretleri ona; 

"Sizin bu ali mazhariyyetinizin heba olmasini istemem. Bundan oteye si- 
zi goturmeye takatim yoktur. Size Mekke-i Milkerreme 'de ndsiri fuyuzat-i 
Naksibendiyenin buyuklerinden Abdullah-i Mekki Hazretlerini tavsiye ede- 
rim " buyururmu§tur. 

Corumlu Mustafa Rumi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri birkac pirden 
feyz almi§tir. Hepsi de bu pir Efendimize "Benim sana verecegim bu ka- 
dar" demi§tir. 

Haci Mustafa Efendi dogruca i§aret buyrulan Abdullah-i Mekki Hazret- 
lerine gitmek ifin yola fikar. Misir yoluyla Mekke-i Miikerreme'ye ula§ir. 
Abdullah! Mekki kuddise sirruhu'l-azize intisap etmi§tir. 

Abdullah-i Mekki in Hakk'a yuriimesinden sonra hilafete gelen Seyyid 
Yahya Dagistani, Haci Mustafa Efendi'yi kisa zamanda kemal mertebeye 
kavu§turmu§ ve kendilerine hilafet vererek Medine-i Miinevvere'de ir§ada 
memur etmi§tir. 

Haci Mustafa Efendi orada edebe riayet edemeyecegini du§unerek, §ey- 
hi Dagistani kuddise sirruhu'l-azize bir mektup yazmi§, yeniden Mekke-i 
Miikerreme'ye donmek ifin izin istemi§tir. Verilen izin iizerine tekrar Mek- 
ke-i Miikerreme'ye donmu§se de kisa bir miiddet sonra §eyhi Dagistani 
kuddise sirruhu'1-aziz: 

"Rum diyarini ir§ada memur edildiniz. Derhal vazifenize inkiyat ediniz. " 
Fakat ifinde bir sikinti ile yola fikmi§tir. Mekke-i Mukerreme'den Medine-i 
Miinevvere'ye gelerek, Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin ravzasim 
ziyaret edip, uzun bir murakabe sonunda, aym emri Efendimiz sallallahii 
aleyhi ve sellemden tekrar emir ahnca, son nefesini Medine-i Miinevvere'de 
vermek istegini arz eder. Bunun iizerine, Efendimiz sallallahii aleyhi ve 
sellem kendilerini mujdeleyerek; 

Hz. Omer radiyallahii anhin soyundan geldigini ve son nefesini Medine-i 
Miinevvere'de vererek Cennet-iil Baki'ye defnedileceginin miijdesini verir. 

§iran'da tekke kurma faligmalanna ba§layan Haci Mustafa Efendi, bu si- 
rada Sanca koyiindeki Telliogullanndan Ali Cavus, ile arasi afihr. Ali Ca- 
vu§'a sinirlenen Haci Mustafa Efendi, Corum'a yerle§mek iizere §iran Ilfe- 
sini terk eder bir daha da geri donmez. 

Corumlu Mustafa Rumi kuddise sirruhu'l aziz Hazretleri tekkesini To- 
kat'ta kurmak ifin niyet etmi§ ve burada bir zaman hamalhk yapmi§tir. Bir 
kadin "Ey Allah Tedld'nin evliyasi sen Rum' a hamalhk yapmay a mi gel- 



-Mehmet I§ik Efendi (Zara-Kizik Koyil) 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 525 

din?" demesi nedeniyle artik Tokat'ta durmak istememistir. Ve buradan 
Corum vilayetine gitmi§tir. 

Haci Mustafa Efendi bir sure sonra Corum'a gelir. Corum'da ilk giinler- 
de bir a§evinde cah§ir. Kazancini evinde cah§tirmak bahanesiyle getirdigi 
amelelere sohbet ederek hediye usuliinden yevmiye olarak verir. Bu ve ben- 
zeri hallerden sonra Haci Mustafa Efendi iyice taninarak Corum'un Hidirhk 
mahallesinde sahabeden Madi Kerb Hazretlerinin mezannin yakinina medre- 
se ve tekkesini afar, insanlan manevi feyz ve bereketleriyle yeti§tirmeye 
ba§lar. 

Kisa siirede cevresinde onemli bir ilim ve irfan halkasinin olu§masini 
saglamis. oldugu anla§ilan Haci Mustafa Rumi Hazretlerinin ihvanlan ile 
hacca giderken, padi§ah tarafindan istanbul'a davet edildigi, bu davete ica- 
bet etse bile onun "Alimlerin kotttsu emirlerin kapisina bende olandir" 
diyerek verilen ziyafete katilmadigi rivayet edilmektedir. 

Corum'un me§hur muderrislerinden Kurt Mustafa adiyla bilinen muder- 
ris Mustafa Efendi ile tani§mi§tir. Bu zatin, Haci Mustafa Rumi Hazretlerine 
intisab ettigi hikaye edilir. Bundan ba§ka, Laz Mahmut gibi devrin alimle- 
riyle de, iyi bir ilim ve muhabbet halkasi kurdugu anla§ilan Mustafa Rumi 
Hazretlerinin, muderrisliginin yaninda ir§ad gorevini ba§anyla yurutmu§tiir. 
O donemlerde Sivas'a bagh Mesudiye kazasimn Bensekos koyiinde meskun 
ve fevresinde manevi ki§iligi ile etkili olan Sanalizade muderris Ahmet 
Efendi de ondan icazet almi§tir. Onun istegine uyarak 1889'da Niksar'a 
gelmi§ ve Yagbasan medresesinde tedrise ba§lami§tir. 

3 Tekke acmi§tir. 312 kadar halife yeti§tirdigi ir§at ile icazetli olarak bi- 
lebildiklerimiz; 

Tokath Mustafa Haki Efendi, 

Niksarh Haci Ahmet Efendi, 

Alucrah Muderris Haci Hasan Efendi 

Alucrah Muderris Haci Osman Efendi 



11,50 -Mehmet 151k Efendi (Zara-Kizik Koyu) 



1051 — Fatsa, Mehmet, Tasavvufta Mekki Kolu, 1st, 2000, s. 1 16 
1052 — Fatsa, Mehmet, Tasavvufta Mekki Kolu, 1st, 2000, s. 1 16 
1053 — Babasmm adi Veysel'dir. Kendisi Zihar'da imamhk yapmistir. Gelvaris'da 
(yakin zamana kadar Alucra'ya bagh bir koy) bulunan medresede 24 talebesinin 
masrafim cekmis, ayni zamanda maisetlerini de karsilamistir. Bolgenin dince ihya- 
smda payi 90k buytiktur. Zihar Medresesi'nde pek 90k alim yetistirmistir. 1800Tu 
yillarda yasamistir 

1054 — Muderris Ahmet Ogullan'ndan olup Torul (Gumiishane) Beskilise Ko- 
yii'nde dede evinde diinyaya gelmistir. Kokeninin "seyyid" oldugu rivayetleri var- 
dir. Siilalesi hoca-zade bir yapiya sahip oldugu i9in ilk tahsilini aile i9erisinde ahr. 
Daha sonra Zihar imami Muderris Haci Hasan Efendiden ders alan Haci Osman 
Efendi Coram tekkesinin seyhlerinden Naksibendi §eyhi Haci Mustafa kuddise 



526 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Calganh Muderris Osman Efendi 
Basciftlikli inceimamzade Hasan Efendi 
Haci Muharrem Hilmi Harputi Efendi 
Oflu-Hackah Hoca Baba 



sirruhu'1-aziz Efendiden egitim alip ona intisab etmistir. Sonra onun emri ile Sam'a 
gitmistir. Burada bir silre Islam tebliginde talebe yetistirdikten sonra Alucra'ya gele- 
rek yerlesmistir. 

Haci Osman Efendi kuddise sirruhu'l-azizin halkca bircok kerameti sabittir. 
Devrin alimlerince, vakit namazlanm Mekke'de kildigi rivayet edilir. 

Haci Osman Efendi kuddise sirruhu'l-azizin hayati boyunca silahim belinden dii- 
siirmedigi soylenir. 

Alucra'da bircok alim yetistirerek Alucra'nm dini yonden ihyasmda bilyilk kat- 
kisi olmustur. Yetistirdigi onemli talebelerinden bazilan sunlardir: 

— Hoca Yusuf Yagcioglu (Dellulii Hoca) 

— Molla Hasan 

— Molla Recep 

Haci Osman Efendi kendi istegi ilzerine Mekke'de medfundur 

1055 — Dogumu tarn olarak belli olmayrp, Calgan'da 1932 de Hakk'a yurudugii 
tarih edilmistir. Hocasi Haci Hasan kuddise sirruhu'1-aziz Efendi gibi mtiderris Os- 
man Efendi kuddise sirruhu'1-aziz de Haci Mustafa kuddise sirruhu'1-aziz Efendi 
den ders almistir. 

1056 — inceimamzade diye de amlan bu zat, kesin olmamakla beraber 1850 yilm- 
da diinyaya gelmistir. Ordu'ya bagh, o zaman bir nahiye olan Aybasti'nm bir ko- 
yilnden Tokat-Basgiftlik'e gof eden bir ailenin cocugudur. Babasmm dindar birisi 
oldugu (Ahmet Efendi) bilinmektedir. 

Tokat'ta gordugil medrese egitiminden sonra, Corum'a Haci Mustafa Rumi Haz- 
retlerinin medresesine gitmis, burada Niksarh Haci Ahmet Efendi ile birlikte maddi 
ve manevi egitimini tamamladiktan sonra irsad ifin Tokat'm Resadiye ilgesine gon- 
derilmistir. Ancak burada fazla kalmadgim ogrendigimiz Hasan Efendi'nin, kendi 
memleketine gelerek burada irsada basladigi anlasilmaktadir. Yasadigi donemin 
diger mutasavviflan gibi oda fesitli sikayetlere ve takibatlara maruz kalmis, o ytlz- 
den irsad gorevini geregi gibi yerine getirememistir. 1932 yilmda Hakk'a yurumils- 
ttlr. Birfok elyazmasi eserden olusan ozel kiltilphanesi, ilmiye simfma ait giysileri 
bugiln de torunlan tarafmdan muhafaza edilmeye cahsilmaktadrr. ( Fatsa, Mehmet, 
Tasawufta Mekki Kolu, 1st, 2000, s. 173) 

— "Bufakir-i piir-taksir §dzeli tarikine, dair usul-i zikir ve tariki ewe Id Me- 
dine-i Miinewere 'de Qorumlu Haci Mustafa Efendiden ahz-ii teldkki ettim. " (ATE§, 
Stileyman, Kadiri Yolu Saliklerinin Zikir Makamlan, Ankara, 1976, s.56) 

loss — Oflu-Hackah Hoca Baba kuddise sirruhu'1-aziz Efendi. 

Son devir Trabzon evliyalarmdandir. Hakkmda en 90k malumat ve menkabe bu- 
lunan tasavvuf ehli meshur bir zattir. Hackah Baba diye amhr. Asil adi Mustafa 
Tarhan'dir. Hackah Hoca diye meshur olmustur. Kus Mustafa, Beyaz Hoca, Hackah 
Baba diye de amlmaktadrr. Hackah Hoca, Trabzon'un Of ilcesinin Dagonil (Eski 
ismi Hanlut) koyilnde 1 864 yilmda dogmustur. 

Babasi Mollahasanogullan'ndan Ibrahim Efendi'dir. Onun da babasi Haci Dur- 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 527 



mus olarak Hacka'daki mezarmdaki kitabesinde yazilidir. Fakat kayitlarda Haci 
Durmus'un 1700-1780 yillan arasmda yasadigma dair mezar tasi yazisi vardir. 
Hackali Baba 1864 yilmda dogduguna gore dedesinin dogumu ile kendi dogumu 
arasmda 1 64 yil f ark olmasi mumkiin degildir ve mutlaka aralarda birileri vardir ve 
bu duruma Haci Durmus dedesi degildir. Hackali Baba'nm mezarmdaki kitabesinde 
Durmus'un babasi Buharali Kutbuzzaman Mollahasan Efendi olarak gecer. Yrd. 
Doc. Dr. Hanefi Bostan'm incelemelerinde, 1681 tarihindeki Of Avariz Defterlerin- 
de Hanlut'ta vergi verenler arasmda Hasan Efendi 'nin gecmesi Haci Durmus'un 
kimligini dogrular. 

Mekke'den Buhara'ya, Buhara'dan Erzurum'a oradan da Of'un Dagonil (Hanlut) 
Koytine (Bu koy simdi Hayrat ilcesine baglidir) Island teblig icin gelmistir. Hackali 
Hoca'nm dedesi Haci Durmus'un mezan su anda Of'un Dagonil koytintin Varhali 
mahallesinde bulunmaktadir. Hackali Hoca'nm babasi Ibrahim Efendi, oglu Mustafa 
(Hackali Hoca) 90k kiiciik yasta iken fahri imamlik yapmak icin oglu ile birlikte 
Of'tan aynlip Hacka'ya (Dilzkoy) yerlesmislerdir. Dagonil koyiindeki evinin yeri ve 
satmis oldugu bir miktar arzi su anda orada bulunan Mollahasanogullan'mn elinde- 
dir. Hackali Hoca, babasi gibi Hacka'da Dogankoy (Muzura) merkez caminde fahri 
imam hatiplige baslamis. Bu gorevi yuruttugii sirada kendisine bir gece manevi bir 
hal ile "kalk" denildi. Cunkti ona biiyiik gorev verilecekti. Manevi isareti almisti. Bu 
isarete gore Qorum iline gitmek gerekiyordu ve gitti. Orada bulunan zamamn kutbu 
Qorumhi Haci Mustafa Rumi kuddise sirruhu'l-azizin huzuruna vardi. Dergahm 
etrafmda yiizlerce dervis bulunan Qorumlu Haci Mustafa Rumi; 

"Trabzon'dan benim misafirim gelecek, o gelmeden higbirinizi kabul etmeye- 
cegim" diyerek yiizlerce insam bekletip Hackali Hoca'yi bizzat gozetleyerek ziya- 
retci kabul etmemistir. Hackali Hoca, huzuruna vardigmda Corumlu Haci Mustafa 
Rumi; 

"Kus Mustafa geldin mi?" diyerek ona Kus Mustafa ismini vermistir. Hafkah 
Baba vefat ettiginde gogsti tizerine bir kus konmus ve oradan hie aynlmayarak 
onunla beraber kabrine gitmistir. Hagkali Hoca'nm diger hocasi Boztepe'de Evren 
Dede'nin ayak ucunda yatan Akcaabatli Veli Hakki Baba'dir. Fakat en fazla bilgiyi 
Corumlu Mustafa Efendi'den almistir. 

Hackali Hoca'nm hayati Islamiyet'e hizmet ile gecmistir. Menkabeleri dilden di- 
le dolasmaktadir. Sigaraya son derece karsi idi. Gelecekte sigaraya hizmet eden 
tutunctilerin af kalacagim, misir ve fasulye ekenlerin daha karh olacagim soylemis- 
tir. Bu soztinden sonra Iran'da kitlik olmus. Dedigini yapanlar Iran'a misir ve fasul- 
ye satarak zengin oldugu boylelikle Trabzon halk kulttir tarihine gegmistir. 

Sivas Kongresi'ne katilan Besikdiizlti Abdul Hasip Ataman, Hackali Hoca baba- 
yi orada gordugunii soylemistir. Birgoklan da Hackali Babayi Kurtulus Savasi'nda 
gordiiklerini soylemislerdir. Hatta savasta biliniyorken Trabzon Pazarkapi ofisinin 
ontinde bugday cuvallanm stingiileyerek "vurun aslanlanm, vurun zaferi kazandik" 
diye haykirdigma ve sonra ortadan kaybolduguna sahit olanlar vardir. Kurtulus Sa- 
vasi'nda Moloz'da, Pazarkapi'da aym anda Cuma namazmda bircok yerde goriil- 
mustiir. En 90k anlatilan menkabelerinden birinde Akfaabat'ta arabaya binmedigi 
halde, araba Moloz'a geldiginde yolcular Hafkali Hoca'yi arabadan once Moloz'a 
gelmis olarak gormeleridir. 

Haksiz anamn mezan Hackali Hoca'nm yamndadir. 



528 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Acem veliahdi Takyuddin Efendi, 

Darendeli Mahmut Efendi' dir. 

Corum'da Haci Mustafa Efendi'ye ilk biat eden, daha sonra Darende'ye 
yerle§en Mahmut Efendidir. Manevi olarak yeti§tikten sonra Mahmut Efen- 
di bir postta iki §eyh olmaz diye Darende'ye yerle§mi§tir. 



Hafiz Mustafa Akkaya, Hackali Baba'nm 12 tarikat seyhi oldugunu belirterek 
Hackali Baba camisinde 5.8.2004 tarihinde kendisi ile yaptigimiz goriismede kamil- 
lige burada eristigini soylemistir. 

Hackali Hoca 1949 senesinin Ramazan aymda Akcaabat'm bir koyilnde hasta- 
landi. At ile su anda yattigi makama Hacka (Dilzkoy) yaylasma gottirdtiler. Rama- 
zan aymm dorduncil gilnil (Cuma gunii) su anda yanmda yatan Haksiz annemizin 
(Zeliha Kazanci) kucagmda Hakk'a yurumustilr. O yillar yaz kis demeden Tiirbe- 
si'ni de icine alan kiiciik bir cami insa ettiler. Simdi bu kiiciik caminin yanmda 90k 
bilyilk cami insa edilmistir. 

MENAKIB 

Hackali Baba'nm torunun esi olan Koprubasi Fidanli mahallesinden Hayrettin 
Yazici'nm anlattigma gore: "Hackali Hoca'nm babasi Ibrahim Efendi'nin mezari 
Dilzkoy cikismdaki kilfilk minareli camidedir. Ibrahim Efendi orada imamhk yapar- 
ken cemaatin olmadigim gorilnce ogluna "Oglum sen ge9 imamhk yap demis. O da 
mihraba gecmis ve Allahilekber der demez cami cemaat dolmus, namazim bitirip te 
selam verince cemaat bosalmis. Bunun ilzerine Ibrahim Efendi oglu Hackali Ba- 
ba'nm sirtma vurarak tamam oglum, tamam, sen tamamsm artik erdin" demis." 

Yine "Yomra muftusu Sabit Sitki Yazici, iginden Hackali Baba'ya iki deste ka- 
sik getirecegim demis fakat yanma giderken bir deste kasik getirince Hackali Hoca, 
hemen ona daha kasiklan gormeden diger deste kasik nerede diye sormus." 
(http://hackalihoca.bravehost.com) 

1059 — Darendeli Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendi 

Sofuzade lakabi ile tanman Mehmet Aga'nm, 1241 hicri yilmda, miladi takvim- 
ler 1 Ocak 1826 tarihini gosterirken, Darende'de Haci Milsrif mahallesindeki hane- 
lerinde bir oglu dilnyaya geldi. Adim "Mahmud" koydular. 

Mahmud, belli bir ogrenim yasma gelince, §eyh Hamidi Veli kuddise sirruhu'l- 
aziz Hazretleri'nin Camii §erifi yakmmda bulunan Sibyan mektebinde tahsil hayati- 
na basladi. Buradan mezun olduktan sonra Usak'da bulunan Ayintabizade Haci 
Ahmed Efendinin ders verdigi medresede derslere devam erti. Sonra Sivas'a gitti. 
Orada Gokmedrese'de milderrislik yapmakta olan Darendeli Haci Salih Efendinin 
derslerine devam etti. Sonra da, hocasmm iznini alarak Kayseri'ye gitti. Burada 
Kursunlu Medresesi'ne devam ederek Agcakoyun Muftusu Haci Arif Efendiden 
dersler aldi. Istanbul'un ilmin ikmal merkezi oldugunu o da iyi biliyordu. Daha 
sonra Istanbul'a gitti. Edirnekapi yolu ilzerinde bulunan Nisanci Mehmet Pasa Med- 
resesi'nde ikamet etmeye basladi. Aym zamanda bu medresede gorev yapmakta olan 
Kavalah Yusuf Efendiden Serhi Akaid ve diger bazi dersleri aldi. Hocasmm olumil 
ilzerine Fatih (camii) Medresesi Mtlderrisi Kara Halil Efendiden Kadi Miri ve Celali 
derslerini aldi. Aym hocadan 1278/14 Kasim 1861 tarihli bir icazetname (diploma) 
alarak medrese tahsilini tamamladi. Ruusu htlmayun (resmi goreve tayin) imtihanma 
girdi, bu imtiham kazanarak sahadetname aldi. Ancak goreve tayin edilmeden Co- 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 529 



rum'a gitti. Seyh Eyilb Mahallesi olarak bilinen mahallesinde ikamet etmeye basladi 
ve kisa bir silre sonra da evlendi. Bu evlilikten tic oglu oldu. Bunlardan ikisi Mtiftu 
Mehmet Emin ve Rtistti Efendidir. Ktictik oglu ise, gene yasta vefat etti. Raziye, 
Zeynep, Firdevs ve Nafiye admda dortte kizi dtinyaya geldi. Kizi Raziye Hamm, 
alim Omer Sem'i Efendinin oglu alim ve fazil Mustafa Esad Efendi ile evlendi. 

Tahsilini tamamlayan Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendi, Corum'da mtider- 
rislik yapmaya basladi. Tahsili esnasmda Arapca ve Farscayi da ogrenmis oldugun- 
dan bu dersleri de ogretmekte idi. Tasavvuf buyuklerinden Corumlu Mustafa Riimi 
Sirani kuddise sirruhu'1-aziz Efendiye intisab ederek, tasavvuf ilimlerine de asinalik 
kazandi. Bu arada seyhi ile beraber hac ziyaretine gitti. Donusilnden sonra Haci 
Mahmud Efendi diye amlmaya basladi. 

Corum'da yaklasik yirmi bes yil kaldiktan sonra, ziyaret maksadiyla Darende'ye 
geldi. Bu sirada halk, yeni kurulmus olan mahallelerde bulunan bahceli yazlik evler- 
de oturmaktaydi. Darende'nin eski mahallelerindeki evler, camiler ve diger eserlerin 
bircogu yikilmisti. Camilerden sadece Seyh Hamidi Veli kuddise sirruhu'1-aziz 
Hazretleri Camii Serifi yikilmamisti. Bu duruma uzillen Haci Mahmud kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendi, bu caminin yrkilmamasi icin hemen onun etrafmdaki yrkilma- 
ya ytlz tutmus medresenin tamirini yaptirdi ve burada ders vermeye basladi. Bu 
medrese eskiden beri §eyh Hamidi Veli Medresesi olarak bilinirdi. Bu siralar Da- 
rende'deki kishk evler dagilmis; yazliklarm bulundugu bolgede sehrin yeniden te- 
sekkulil ilzerine, halk eski sehrin bulundugu bolgeyi terk etmisti. Haci Mahmud 
Efendi, eski sehrin bulundugu mahaldeki bu medreseyi yeniden ihya edince halk da 
kismen bu bolgede kalmaya basladi. 

20 sene kadar §eyh Hamidi Veli Cami'i §erifi yakmmdaki medresede yilzlerce 
talebeye ders okutan Seyyid ve Halid Efendiler'in hocalan Haci Mahmud kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendi Hazretleri, §eyh Hamidi Veli Hazretlerinin Darende'de bu 
Cami'i §erif deriinunda medfun bulundugunu ve birgok kerre murakabe halinde 
gordugunil soylerlerdi. 

Haci Mahmud Efendi, tahminen tic dort yil kadar §eyh Hamidi Veli Medrese- 
si'nde mtlderrislik yaptiktan sonra, halkm istegi ilzerine 65 yasmda iken Darende 
Mtifttiltigti'ne tayin edildi. Bu tayini §eyhullslamm 7 Ocak 1891 tarihli mensuru ile 
kabul edildi. 

Sofuzade Haci Mahmud Efendi, §eyh Hamidi Veli Camii ve Medresesi'nde 
onemli hizmetleri yerine getirmekle beraber §eyh Hamidi Veli Kutilphanesine kitap- 
lar vakfetti. 

Haci Mahmud Efendi, eskilerin tabiriyle; dirayetli, her yontl ile gorevini yapma- 
ya muktedir bir kimseydi. Orta boylu, ela gozltl, kumral sakalh bir eskali vardi. 

Yetistirdigi Talebeleri 

Haci Mahmud Efendi, §eyh Hamidi Veli Medresesi'nde muderrislik yaptigi yil- 
larda 240 ogrenci okutup, on bes hocaya icazet verdi. Sonralan adlanm cokca du- 
yurmus olan Darendeli alimlerin yetismesine oncultlk etti. Oglu Haci Mehmet Emin 
Efendi, Guriln Muftusil Gubunlil Nazi Efendi, Elbistan kadisi Seyyid Efendi, Meh- 
met Pasa Medresesi Muderrisi Qorumlu Kasim Efendi, Kangal'm Karacaviran ko- 
ytlnden Haci Bekir Efendi, Gerimterli Omer Efendi, Bayram Efendilerden oglu Haci 
Mehmet Efendi, Muftilzadelerden Darende kadiligi yapmis olan Mustafa Esad Efen- 
di, Halidi Yekta Efendi, Es-Seyyid Omer Osman Hulusi Efendi, Es-Seyyid Hatip 



530 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



Hasan Efendi, onun talebeleri idi. 
MENAKIB 
Bir Ramazan Menkabesi 

Haci Mahmud Efendinin talebelerinden biri Ramazan'a yakm gilnlerde bir koye 
gitti. O koytln ileri gelenleri ile gorusttigtinde kendini takdim etti. Koytln ileri gelen- 
leri 90k iyi geldin, yarm Ramazan, bizim teravih namazimizi hatimle kildirabilir 
misin? diye sorduklarmda "kildinnm" kelimesi agzmdan cikti. 

Halbuki kendisi hafiz degildi. Allah Teala'nm hidayetine, buyukltigtine, hocasi- 
nm himmetine sigmarak bir boy abdesti alrp, her gun bir ctizti ezberlemek kaydiyla 
30 gun yanhssiz ve noksansiz teravih namazmi hatim ile kildirdi. Ancak son teravi- 
hin son rekatmda "Nas" suresini okurken sasirdi. Nas suresini tic kere tekrarlayrp, 
dtizelterek, namazi ikmal etti. Bayramdan sonra Darende'ye geldiginde durumu 
Hocasi Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendiye bey an ettiginde, o da: "Ogul o 
sasirtma kabahati senin degil, benim, O anda baska bir isle mesguldtik, biz seni 
tasarrufumuzda tutmamistik" diye buyurdu. 

Kangal Agasimn Adagi 

Sivas'm Kangal Ilcesinde bir agamn erkek cocugu olmazdi. Somuncu Baba Haz- 
retlerinin tilrbesini ziyaret ederek Allah Teala'ya duada bulundu; "Allah'im benim 
evladim olur ise, senin nzan icin, kulagi U9 kans olan kurban kesecegim" diyerek 
adak adadi. 

Aradan zaman gecti, agamn bir erkek cocugu oldu. Aga vaadini yerine getirmek 
ifin, butun surillerin kulagim kanslatti, U9 kans gelmesinin imkansiz oldugunu 
gordtl. Bir turlti foztlm bulamayarak, zamamn Sivas Muftusune basvurdu. Durumu 
anlatti, Muftu Efendi de kitaplardan aradi, ama boyle bir konuya rastlayamadi. 
Netice itibariyle bu konuyu Darendeli Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendi- 
nin cozebilecegini soyledi. 

Aga, Darende'ye gelerek Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendiyi buldu. 
Meseleyi anlatti. Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendide gayet ciddi bir se- 
kilde "Bu mesele icin mi, ta oradan buraya kadar yoruldun" dedi. 

Hz. Eyyub aleyhisselamm basmdan gegen hadiseyi ve Kur'an'dan ayet mealleri- 
ni verdi: 

Sad Suresinin 44. ayetinde soyle buyrulmaktadir: "(Bir de dedik ki,): 'Eline bir 
demet al da onunla (esine) vur; yemininde durmamazhk etme.' Dogrusu biz onu 
sabirli bulduk. O ne gilzel kul! O hakikaten daima Allah'a yonelmektedir." 

Hastaligi sirasmda bir yanhs anlamayla hammma 90k kizan Eyyub 
Aleyhisselam, iyilestiginde ona 100 sopa vuracagma dair yemin etmisti. Fakat iyi- 
lestiginde isin ifyuzuntl anlaymca, ne yapacagi hakkmda fareler ararken, crkis yolu- 
nu Allah Teala gosterdi. "Eline (ytlz basaktan) bir demet sap al da onunla vur; yemi- 
ninde durmazhk etme." diye emretti. 

Eyyub Aleyhisselam, ytlz tane ekin sapim bir araya getirip, demet yapip, bagladi 
ve yeminini yerine getirmek tlzere Hammi Rahme'ye hafifce vurdu. Boylece mesele 
halledilmis oldu. Yemin yerini bulmus, Rahme'nin cam da yanmamis oldu. Rahme 
Validemiz, Allah Teala'nm, kendisi icin boyle bir fare gostermesinden dolayi ayn 
bir mutluluk duydu. Islam hukukunda "Eyyub ruhsati" olarak gecen bu usul, ye- 
minlerde ve cezalarm tatbikinde zaman zaman kullamlmistir. 

Meseleyi su sekilde halledeceksin: "Adadigm kurbamn kulagim yeni dogan 90- 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 531 

Mustafa Haki'yi kuddise sirruhu'l-azizi de Tokat'ta ir§adla gorevlendir- 



cugun kansi ile kanslarsm ve bu borctan da kurtulursun" dedi. Bunun ilzerine Aga 
90k sevindi ve Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendiye dualar edip, hayir 
duasmi da aldiktan sonra memleketine dondti. 
Kaymagi Siit, Siitii Kaymak Edenler 

13 yaslarmda olan Hacilarli Seydi Efendi, Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz 
Efendinin sabah kahvaltisi davetine icabet etti. Kahvaltida bazi yiyeceklerle beraber 
bir kap da silt vardi. Cocuk siltten bir kac kasik ictikten sonra stittin katica bir kay- 
mak olarak kasigma gelmesiyle hayrete kapildi. O anda Haci Mahmud kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendi gillerek elini cocugun omzuna koydu; "Ye oglum ye, bizim 
sutiimuz bazen kaymak olur, bazen de silt olur" diye buyurdu. 

Bir Kuyu Kirk Tas 

Zaviye Mahallesinden Hafiz Aga, bir gun irmaktan omuz cengeli ile iki kova su 
goturiirken, Merhum Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendi onu gordil: "Ne 
ogul Hafiz Efendi bu suyu nereye goturiiyorsun" diye sordugunda, Hafiz Aga: "Ho- 
cam malumunuz kuyunun suyu kurudu, agaclann dibine goturuyorum dedi. Haci 
Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendi: "Oyle mi hele onu birak bir kuyuya kadar 
gidelim" diyerek kuyunun basma vanp oturdu. 

Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendi 40 tane tas sayip Hafiz Aga'nm eli- 
ne vererek "Oglum 40 Yasini Serif oku, her Yasin'i Serifin bitiminde bu tasm birini 
kuyuya at" dedi. Kendisi istigrak haline daldi. Hafiz Aga 39 Yasini Serif okuyup 
taslan attiktan sonra, 40 Yasini Serifi okuyunca, 40. tasi Haci Mahmud kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendi kendi eliyle kuyuya birakmasryla beraber kuyunun suyu bir 
anda dolarak yatagi olan arka revan olmaya basladi. 

Bunu goren Hafiz Aga buyilk bir sevinc ve hayretler igine dilserek, bir abdest 
almak istedi. Bunun ilzerine Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendi "Gel ogul 
abdestimizi gidip camii'nin ontinde alalim" demesiyle beraber onlar caminin online 
gelinceye kadar, su onlardan once geldi. Su ile abdestlerini aldilar. 

Hizmetin Miikafati 

1901 yilmda Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendi Hakk'm rahmetine ka- 
vustu. Vefat edince Camii'nin haziresine defnedilmek istendi, ancak Seyhli kabile- 
sinin ileri gelenlerinden bazilan, onun Seyh Hamidi Veli ahfadmdan olmadigmdan 
hazireye defnine karsi gikti. Hem bu olay hem de siddetli kis nedeniyle cenaze eski 
hamamm tisttinde 119 giin bekletildi. Bu giinlerde Darende'de bulunmayan Seyh 
Siileyman kuddise sirruhu'1-aziz Efendi Darende'ye dondugiinde gece riiyasmda 
Haci Mahmud kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin cenazesini gotiirup Hazire'ye defnet- 
tigini ve bir zatm kapiya gelerek kendisine misafir oldugunu gordii. Bu zat: "Ya 
Siileyman sen Haci Mahmud Efendinin cenazesini defin ile me 'mur kilmdm, ben 
salat u selam okuyacagim, sen de cenazeyi hazirlayip defnedeceksin" dedi. Sabah 
olunca gordtigti riiyayi Seyh Hamidi Veli Camii imami Hatip Efendiye ve diger 
Seyhli kabilesi mensuplarma anlatti. Talebelerinden Hatip Hasan Efendi hocasmm 
cenaze namazim kildirdi. ' 'Haci Mahmud Efendi hizmetinden dolayi buraya defne- 
dilmeye layik olmustur. " diyerek onlarm da nzasim aldi. Cenaze 119 giin sonra camii 
haziresine defnedildi. (28 Haziran 2006, Darende Internet Gazetesinden almmistir.) 



532 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

mi§tir. Kendisine BuyukPir, Mustafa Hakiye KiigukPir lakabi verilmi§tir. 

Uc evliligi vardir. En son hanimi ise, Tokat e§rafmdandir. Kendileri ile 
hacca gidip orada Hakk'a yuriiyen hammidir. Babasindan kalan mirasi ile 
Kelkit cayi iizerindeki Telezon Kopriisunu yaptirmi§tir. 

Afyonkarahisar'da bir sure mecburi ikamete tabi tutuldugunu da ogren- 
digimiz, Mustafa Rumi Hazretleri, buradan gittigi Hicaz'a gitmi§tir. Onun, 
Hidirhk'ta bulunan iki §ehidin kabirlerini tespiti ilginctir. 

Uzun yillar Corum Ili ve cevresindeki illerin saygisi ve sevgisiyle ya§a- 
yan Haci Mustafa Efendi'nin on iki kere hacca gittigi rivayet edilir. 

1898-1899 yihnda yine amcasimn oglu Ahmet Efendi ve muridleri ile 
hazirhklanni tamamlayarak hacca giderler. Bu Haci Mustafa Rumi Efen- 
di'nin son seferidir. 

Seksen bes. ya§inda son haccini yiiz elli kisjlik bir ihvan ve ailesiyle 
yapmi§lardir. Omriinu Allah Teala'ya ve Rasuliillah sallallahu aleyhi ve 
selleme kavu§ma arzusu ile tamamlayan Haci Mustafa kuddise sirruhu'1-aziz 
Efendi, kendisi de bu yolculugun son yolculuk oldugunu biliyordu ki, o do- 
nemlerde padi§ah tarafindan hacca gidenlere yardim amaciyla istanbul'da 
verilen parayi kabul etmemi§, yamndaki ihvanlanna de almamalanni soyle- 
mi§tir. 

Ihvanlarindan biri Niksarh, Yolcu diye adlandirdiklan §ahislar, parayi 
nicin kabul etmediklerini soranca §u cevabi verir. 

"Yolcu yolda, Niksarh deryada kalsa, §iranh 'da golde kalsa gerektir. " 

Gercekten daha vapura binmeden yolcu dedikleri murid yolda hastalana- 
rak Hakk'a yiiriiyor. Niksarh da denizde giderken Hakk'a yuriiyor. Hac ziya- 
retini ilan ettiklerinde yine dili tutulmus, ve sadece Kur'an-i Kerim okuya- 
bilmi§lerdir. Genclik yillannda da Mustafa Efendi'nin dili tutulmus. sonra 
dili afilmi§tir. Bu halin Hakk'a yuriimelerine i§aret olarak yine olacagi haber 
verilmi§tir. Hacci eda ettikten sonra Medine-i Miinevvere'ye gelip miicavir 
olmu§lardir. Talebesi Tokath Seyyid Mustafa Haki Efendi'nin de miicavir 
kalmak istemesi iizerine O'na hitaben: 

"Sizin burada mucaveretinizden, memlekete donup Allah Tedld 'nin kul- 
larini irsadiniz elzemdir. " Diyerek Haki Efendi'yi memlekete donmesinin 
uygun oldugunu, bastonunu amcasimn ogluna vererek buyurur ki; 

"Sen git. Ben burada kahp Efendimiz sallallahu aleyhi ve selleme hizmet 
edecegim. " 

Gordiigii bir riiyada ciibbesinin uf kismindan kesildigini ve gomuldii- 
giinii, hanimimn irtihali olarak afiklami§tir. Gercekten de hanimi vefat ede- 
rek defnedilmi§, kendiside bir iki gun ara ile irtihal-i dar-i beka buyurarak, 
Cennet-iil Baki Kabristan'inda Hz. Osman radiyallahu anhin ayakucuna 
defin edilmistir. (Hicri 1316, Miladi: 1898-1899) 1060 



1060 — Ayp Ibrahim Hazretlerinin anlattigi bir hac yolculugu diger rivayetler goz 
online almmca Qorumlu Haci Mustafa Rumi Hazretlerinin son hac ziyaretine uy- 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 533 



makta olmasi ve tarihler arasmdaki birkag aylik zaman farki anlatilanlarda uygunluk 
gostermektedir. 

"Refikimiz Haci Mehmed Efendi, Surre Emini Kethtidasi Hilseyin Efendiye mti- 
nasebeti oldugu cihetle onunla donmek ilzere kaldigmdan ve Haci Muhtar Efendi 
hazretlerinin enistesi Haci Bekir Efendi dahi birlikte gideceginden Bekir Efendinin 
refiki Haci Mustafa Efendi, fakirle arkadas oldu. Fakat arkadaslar da "Cenab-i Hak 
sabirlar versin sana, bir mtisktil istir!" dediler, yani Haci Mustafa Efendi ahlaki diger 
bir ahlak idi. Her ne ise, Allah Teala'ya tevekkill ederek Zilhicce-i serifin on altmci 
[7 Mayis 1898] cumartesi gilnil deve ile tekne kira edip kafile ile beraber Mekke-i 
Mukerreme'den Cidde'ye hareket olunup ara yerde bir gece geceleyerek ertesi on 
sekizinci pazartesi gilnil sabahleyin Cidde'ye yetismek icin ewelce misafir oldugu - 
muz delil Seyyid Ahmed Efendi marifetiyle bitisigindeki bir haneye misafir olduk. 
Cidde'de iki gece kaldik. Mtlsltlman hacilar i9in 90k vapurlar hazir ve mevcut olup 
ilk ewel hareket edecek, Idare-i Mahsusamn Adana vapuru olup beher nefere alti 
adet Osmanli lirasi olarak bilet kesileceginden hemen gidip Mustafa Efendi ile bera- 
ber iki bilet ahp Zilhicce-i serifin yirminci [12 Mayis 1898] garsamba gilnil Cid- 
de'den hareket olunmustur. Haci Mustafa Efendi yol esnasmda fakire 90k zahmet 
vermis ise, de vapura binecegimiz gtlndeki rahatsizhgi fakiri ziyadece incitmistir. 
Sabrettik. Hacilar ziyade kalabalik oldugundan bir kismim ambara koydular. Biz de 
orasi rahat diye ambara indik. Bir mtiddet sonra gordtlm ki, ambarda olan kalabahk- 
tan ve fena kokulardan rahat olunamayacagmdan ilaveten bir bu9uk lira verip ki9 
ilstilnde gilverte ilzerine yalmzca naklettim. 

Mustafa Efendi gelmedi. Ve zaten aynlmayi niyet etmis idim. Oyle oldu. Hik- 
met-i ilahi o gece mumaileyh Haci Mustafa Efendi soguk mu almis, ne olmus ise, 
fena halde keyifsiz olup basuru hareket etmis. Ertesi gilnil yukan yammiza geldi. 
"Aman ben de buraya geleyim" diyerek bir yer bulup sikisti ise, de hastahgi artarak, 
kanh basura 9evirdi. Bu hal ile Tur-i Sina'ya Zilhicce-i serifin yirmi tl9tlnctl [14 
Mayis 1 898] cumartesi gilnil vardik. Orada on iki gun karantina beklenecektir. Cid- 
de'den ve Mustafa Efendiden aynlarak ile yalmz basimiza kaldik. Ger9i bizim Polis 
Haci Ismail Efendi vapurda ise, de zaten bu cemaatten Mekke-i Mtikerreme'de ayn- 
lip herkes kendi basma kalmis idi. 

Cidde'den aynldigimizm ertesi gilnil gtlvertede yammda yatagi olan bizim Edir- 
neli vilayet mektubu kalemi gorevlilerinden Haci Ali Bey 'in dostlarmdan Idare-i 
Mahsusa Telgraf Memuru Haci Rifat Efendi nammda bir zat gelip Ali Bey'in yata- 
gma oturup muhabbet ettiler. Fakir de hos geldiniz gibi muamelede bulunup oteden 
beriden muhabbet olunur iken, mumaileyh Rifat Efendinin Dersaadet'te ne tarafta 
haneleri oldugu sual olundu. Dedi ki, "Mtlstakil hanemiz yoktur, §ehzadebasi'nda 
Imaret Sokagi'nda bir hanede kira ile ikamet olunur" deyip hanenin bazi ozellikleri- 
ni soyler soylemez, dedim ki, 

"Erenler, o hane bizden satilmis bir hanedir, size i9erisini tarif ve bey an edeyim" 
deyip hanenin tamamryla i9erisini tarif ettim ve dedim ki, 

"Benim enistem Besir Aga yeniden yaptirmca bor9lu dtlstlp sonrada satmistir." 
Komsulanm bir bir soyledim. Bundan Haci Rifat Efendi ziyadesiyle memnun olup o 
gun yammizdan aynlmadi. O'nun idarenin telgraf memuru oldugundan Hicaz'a 
parasiz gelmis yani vapura para vermemis ve bas kamarasmda ikamet etmekte oldu- 
gundan fakire buyurdular ki, "Malum ya vapurun sikligi, abdesthane i9in 90k zah- 



534 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



met il mesakkat gekerseniz bizim kamarota birkag kurus verir iseniz, oranm abdest - 
hanesi mukemmeldir, her vakit gelip orada abdest alirsmiz ve bu vesile ile de orada 
oturup muhabbet ederiz" buyurdular. Fakir soyle bir nazar ettim ki, bu zat, ehl-i 
tarikat olmali. Sual ettim, Gumiishaneli merhum Haci Ahmed Efendi kuddise 
sirruhu'1-aziz dervislerinden imis. Fakir de "Hazret-i seyhi bilirim" deyip bazi ah- 
vallerinden beyan ettim. Ve kendimin mtirsidi olan Sultan-i Ulema-billah Efendimi- 
zin bazi hallerinden beyan edip onu gordilm ki, bu -aziz Haci Rifat Efendi gilya 
kendi mtirsidleri seyh merhumu bulmus gibi fakire sarihp "Aman Efendim, birlikte 
olalim" diyerek adeta alaka edercesine sevgisini izhar etti. Fakir de bas can ile kabul 
edip artik gece gilndtlz aynlmaz sanki kendi kolem gibi hizmetler ve arz-i muhab- 
betler eder. Fe-subhanallah anladim ki, bu zat-i ali-kadri erenler bu kemter bicareye 
yardim igin gondermistir. Artik bizden de arz-i muhabbetler ile manevi evladimiz 
kabul ettik. Daima kamaraya giderim, orada abdest ahrim, taam ederim, o da bize 
"peder Efendi" diyerek onilm arkamdan aynlmaz. Hatta Kaptan Binbasi Hilseyin 
Bey ve diger vapur halki sahiden Rifat Efendinin pederidir zannederek pek 90k 
hilrmet ve tazimde bulundular. Sonra Tur-i Sina'ya geldik. Kendisi gemi takimmdan 
addolunarak vapurda kahp karantina mahalline gikmadilar. Lakin bizi sandala bindi- 
rir iken, boynuma sarihp "pedercigim" diye agladi ve bizi de aglatti ve bas kamarasi 
musterilerinden olup muhabbeti ilerlettigimiz Telgraf-i Umumi Muhabere Memuru 
Haci Nuri Bey ile Bab-i Fetva-penahide bulunan Haci Zihni Efendiye pek 90k rica 
ve niyazlar edip fakiri erenlere emanet edip hizmetime itina etmelerini 90k rica et- 
mistir. Ve onlar tarafmdan dahi fevkalade hilrmet il riayet olunmustur. Hatta birbi- 
rini muhabbetten dolayi kiskamp/1013/ birbirlerini ge9mek isterler idi. Fakir de 
onlarm su muhabbetlerine karsi bir beyit dtlztlp devamli soyler idim: "Zihnimle Nur 
u Rifat'i buldum." 

Yani "Zihni Efendi ile Nuri ve Rifat Efendiyi buldum" diyerek Zihni Efendi 
tarikat-i ilmiyyeden oldugundan ona oncelik, Nuri Efendi hem since ve hem memu- 
riyet9e Rifat Efendiden mukaddem olup onlan takdim ederek ctimlesini memnun 
ettim. Ancak bizim Haci Mustafa Efendiyi memnun edemedigimden Tur-i Sina'da 
birakilmistir, yani U9 dort gtln sonra hastaneye gidip vefat etmistir. Cenab-i Hak 
rahmet ve magfiret etsin -azizim. 

On iki gtln pek gtl9 hal ile ge9irip vapura avdet ettik. Velinimet muhterem Haci 
Muhtar Efendi hazretleri zaten Hicaz yolunda rahatsiz idi, yani bir gtln sihhat ve 
afiyette olamadilar. Oldularsa da iste soyle boyle. Ve basmda olan zevat-i kiram ise, 
ctimleten akrabayi taallukattan olup harici kimse yok idi. Ancak oyle idrareye 
mtiktedir bir kimse olmadigmdan ve Hak selamet versin kendileri dahi hemen bir 
vesvese ve evhama dtlstlp bazi kere fakir kendisine sihhat ve selametle donecegimi- 
ze sanki Allah Teala tarafmdan mujde ve ilham olunmus gibi seyler soy ley ip teselli 
ederdim. Haci Mustafa Efendinin keyifsizligini duyarak edip karantinadan fakire 
tezkire gondermisler idi, 9ilnku hazretlerinin rahatsizhgi Hicaz valisi tarafmdan bir 
telgrafla padisaha arz olunup denizden Istanbul'a gelmesine padisah emri gonderil- 
mesiyle fakirden bir hafta sonra takim dairesiyle beraberce Cidde'ye avdet edip 
oradan Misir kumpanyasmm Feyytim isimli vapuruna binerek bir hafta sonra Ttir-i 
Sina'ya gelmisler idi. Hatta deniz yolculugunda dtlmeni kmhp sakatlanmis olan 
Haci Ytinus'un vapurunu Feyytim vapuruna baglayip getirmisler idi. Bizden bir 
hafta sonra da onlarm vapuru tahliye olunarak karantina mahalline, aynca kendileri- 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 535 

Ihvan kafilesi 50. gun sonra Turkiye'ye donmiisjerdir. 

Haci Mustafa Efendi, ilmi, ahlaki davrani§lan ile Tokat, Corum, Amas- 
ya, Trabzon gibi yerlerde dilden dile anlatilmaktadir. 

Qegitli kitaplar ve §iirler yazdigi soylenen Haci Mustafa Efendi'nin basih 
eserlerine heniiz rastlanmadigi halde; Dilistdn, Bedestdn ve Gulistdn ismin- 
de tig kitabinin oldugu soylenir. Hatta bunlann sonradan bir fuval iferisinde 
tarlaya gomiildugu de anlatilan riayetler arasindadir. 



ne aynlan ozel yere crktilar. l§te Muhterem Haci Muhtar Efendi hazretlerinin karan- 
tinadan yazip gemi nobetcisi vasitasiyla fakire gondermi§ olduklan mektubun bir 
aym ajagiya yazilmijtir. -azizim: 

Azizim el-Hac Ibrahim Efendi, 1060 

Nisane-i kabul-i ilahi olan ariza-i ser il gesminiz insallah bertaraf olmustur. 
Mekke-i Mukerreme'den harekette isticaliniz Adana vapuru gibi muntazam bir 
Islam vapuruna yetismenizi intaq etmesinden dolayi sayeste-i afv u tesdmuh gorii- 
liir. Ama bizim isticalimiz higbir ise yaramadi, zira Feyyum vapuru gibi gayr-i 
muntazam ve yolculari hadd-i ma'rufundan efzun bir vapura bindik. Zaten Mek- 
ke-i Mukerreme'den hasta hasta hareket ettigimiz cihetle Cidde yolunda ve Cid- 
de'de hayattan umidi kestik. Tur'a gelirken, firtinaya tutulup rahatsiz olduk. §u 
kadar ki, esna-yi rdhta bin huccaci hamil oldugu halde dumenin denize dusme- 
sinden ve su almaya baslamasindan dolayi sergerddn-i girddb-i hayret il hatar 
olan Haci Yunus'un vapurunu vapurumuza rabt ettirmeye muvaffak oldugumuz- 
dan dolayi bahtiyariz. Elhamdulillah sizin karantinaniz zannederim ki, bir iki 
giine kadar hitam bulacagindan bizden evvelce Istanbul'a muvasalat buyuracak- 
siniz. Cemi'-i ahbdb ve ihvdn-i kirama selam-i acizanemizi teblig buyurun ve ha- 
nemize de ugrayip onlari hdlimizden haberdar edin. Refikiniz rifatlii Mustafa 
Efendiye seldm ve dua ederim. Hafiz Efendiye dahi kezdUk. 

Baki devdm-i seldmet ve afiyet -azizim, Efendim. Muhtar. (A§ci Ibrahim Dede, 
a.g.e. c. II, s. 1012-1015) 

Yeni Turkqe ile 

Azizim el-Hdc Ibrahim Efendi, 

Ni§dne-i kabul-i ilahi olan baqinizdaki sikinti in§allah bertaraf 'olmustur. Mekke- 
i Mukerreme 'den harekette acele Adana vapuru gibi muntazam bir Islam vapuruna 
yetismeniz gerektiginden dolayi uygun goriilur. Ama bizim acele etmemiz higbir ise 
yaramadi, zira Feyyum vapuru gibi diizensiz ve yolculari fazla kalabahk bir vapura 
bindik. Zaten Mekke-i Mukerreme 'den hasta hasta hareket ettigimiz cihetle Cidde 
yolunda ve Cidde 'de hayattan umidi kestik. Tur 'a gelirken, firtinaya tutulup rahatsiz 
olduk §u kadar ki, yol esnasinda bin haciyi tasidigi halde dumenin denize dusme- 
sinden ve su almaya baslamasindan dolayi basi donmiis gibi diimensiz olan Haci 
Yunus 'un vapurunu vapurumuza baglamaya muvaffak oldugumuzdan dolayi bahti- 
yariz. Elhamdulillah sizin karantinaniz zannederim ki, bir iki giine kadar bitecegin- 
den bizden evvelce Istanbul 'a varmis olacaksiniz. Butun dostlara ve ihvdn-i kirama 
seldm-i acizanemizi teblig buyurun ve hanemize de ugrayip onlari hdlimizden 
haberdar edin. Yol arkadasiniz degerli Mustafa Efendiye seldm ve dua ederim. Hafiz 
Efendiye dahi oylece. 

Baki devdm-i seldmet ve afiyet -azizim, Efendim. Muhtar. 



536 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Hz. Omer radiyallahii anhin soyundan oldugu icin celal me§replidir. 

Haci Mustafa Rumi Hazretlerinin, icazet verdigi talebelerinin miiderris 
olduklan dikkate ahnacak olursa, onun ilmiye sinifinda iyi bir mevkiiye 
sahip oldugu ve tekkesinin yaninda medrese egitimi de verdigi anla§ilmak- 
tadir. Medresede verdigi zahiri ilimlerin yaninda tekkede de, "hal egitimfne 
dayanan ir§adini surdurdiigu ifade edilmektedir. Anlatilanlara bakarak onun 
"siikuti sohbet" tarzini da ba§lattigi kabul edilebilir. Gavs'ul-azam 
ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendinin bu tarzi geli§tirdigini de ilave 
edebiliriz. 

"Bir kisinin hdli, bin kisinin kdlinden daha gttzeldir" sozii Haci Musta- 
fa Rumi Hazretlerinin bu yonunii yansitir. 

Helal lokmaya biiyiik bir titizlikle dikkat ettigi icin, ziraatla me§gul 
olurdu. Di§anda, car§ida veya herhangi bir acik mekanda yemek yedigini 
kimse gormedigi gibi, rasgele insanlann dahi evlerinde yiyip icmemi§tir. 
Tarikati aliyyenin riikunlerine son derece titiz ve dikkatlidir. 

Hatm-i Hacegan ve sohbet mevzuunda taviz ve ciddiyetsizlik kabul et- 
mezlerdi. 

Haci Mustafa Efendi'nin nesli devam etmektedir. Ogullan; Haci Faik 
Efendi ve Hafiz Efendidir. Haci Faik Efendi'nin oglu olan Zeynel Abidin 
Efendi bir sure postnisjnlikte bulunmu§lardir. 

§eyhler §eceresinde Qorum-i Mustafa Rum-i Faruk §irdni diye yazil- 

1061 

mi§tir. 

Masukumun gttldur teni ben gill u zari n 'eylerem 
Askin gdlii makber bana baska mezari n' eylerem 
El gekmisem fanilere menzil olan viraneden 
Ldhut eli menzil bana hdki diyari n 'eylerem 
Mecnun gibi dagdan daga gezmek ne layik asika 
Gbnlumde buldum ydrimi kest u gttzari n 'eylerem 
Bttlbul nigin verdin gonttl rengi solan bir goncaya 
Solmaz benim nazh gulumfani bahari n' eylerem 
Gunduzleri hasret geker asik sebi bayram sayar 
Her saatim vuslat demi leyli nehari n 'eylerem 
Agyar ileyok ulfetim bigdnedir dttnya bana 
Canan He vahdet gerek kesrette yari n 'eylerem 
Dil mutmain canan He havf-i reca bilmem nedir 
Cananimin cananiyim dilde gubari n 'eylerem 
Zahid btttttn olsun senin Kevser behist huri melek 
Cananimin cananiyim baska sikdri n 'eylerem 
Tek hucreli evdir gonttl sigmaz ona bin bir emel 



-Tilrkiye Gazetesi Evliyalar Ansiklopedisi c.9 s.235 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 537 

Tek dilbere verdim gonttl ba§ka nigdri n 'eylerem 
A§kinla in§a eyledim dostun koyttne hanemi 
Esmd-i httsnd gevresi tartan cidari n 'eylerem 
Yandim tecelli nuruna Musa gibi hayretteyim 
Tur u dilim satparedir artik §irari n' eylerem 
Gogtttm diyar-i dilbere donmem dahi ben §eyran 'a 
Ugtum ezel sahrasina yerde karari n 'eylerem 

Haci Mustafa Rumi Efendi 



MURSJD-i KAMIL MUSTAFA EFENDI HAZRETLERFNiN 
§AM-I §ERIF'E TE§RIFLERi BEYANINDADIR 1062 

Erzincan'a yakin olan SJran kazasi ulemasindan ve tarikat-i aliyye-i 
Naksjbendiyye hulefa-yi kiramindan olup uzun bir muddet Corum sancagin- 
da ilim ne§reden ve kullan ir§ad ile zahir ve batin mamur eden biiyiiklerden 
olan guclii §a§ilacak kadar faziletli, dogru yolda olan ziihd sahibi Mustafa 
Efendi Hazretleri bin iif yiiz iif [1886] sene-i hicriyesinde yanlannda bazi 
muridleri ve dervi§leriyle beraber Hicaza hac ziyareti yapip donu§iinde §am- 
1 §erifi ziyaret etmek hayirh niyeti ile buraya gelmek iizere Beyrut'a fikmi§ 
oldugunu Beyrut Mekteb-i Ru§diye-i Askeriyye hocasi Qorwav Ali Efendi 
biraderimiz §am'da Halilullah Medresesi'nde sakin tiiccar ve ihvan-i 
tarikattan Kagitfi §akir Efendi'ye yazmi§lar. Onlar da fakire ifade ve beyan 
ettiler. Efendi kuddise sirruhu Hazretleri coktan beri ^orum'da olmasiyla 
aramizda zahir yonuyle bir g6ru§mememiz, iilfet ve muhabbet yok ise, de, 
mademki Sultan-i Ulemabillah kuddise sirruhu' 1 -aziz Efendimizin durdukla- 
n ve mur§idlerinin meskenlerine yakinhgin evvelce bulunmasi cihetle mu- 
hakkak aralannda iilfet ve onceden gelen bir muhabbet de bulunacagi mu- 
hakkak vardir deyip Mustafa Rumi Hazretlerini kar§ilamaya gitmek ve hiz- 
metinde bulunmak fakire vaciptir deyip O'nun icin §akir Efendi'ye dedim 
ki, 

"Efendi hazretlerini kar§ilamaya gitmek iizere oradan hareket giiniinu 
zatiniza yaziyla fakire haber vermeniz rica olunur." Onlar da "Bas. iizerine" 
dediler. 

Aradan dort be§ giin gefmi§ti ki, bir sabah §akir Efendi Corumlu Pir 
Mustafa Rumi Hazretleri hakkinda 

"Yaptigim tahmine gore bugiin Hazret-i §eyh, §am-i §erife vasil olacak- 
lardir." Haberini verdi. Fakir derhal eve donerek elbisemi giyip dogruca 
§akir Efendi 'nin odasina geldim. Megerki Faziletli Miir§id Haci Halil Efendi 
Hazretleri kendi hanelerine misafir etmek niyetiyle lazim gelen hazirhkta 



1062 — a§9i Ibrahim Dede, A$gi Dede'nin Hatiralari, hzl. Mustafa Kof-Eytlb 
Tannverdi, 1st, 2006 c. I, s.605-616 
1063 — Bugiin Gumushane'ye bagli. 



538 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

bulunup hatta §akir Efendiden fay kupalan ah§veri§ini yaparken gordum. 
Derhal ellerini opiip bu hizmet ve lutuflarindan fevkalade te§ekkurler edip 
fay takiminin akcesini fakir verip 

"Hemen buyurun, §imdi arabaya binip yola oyle devam edelim" dedim. 
Haci Halil Efendi Hazretleri buyurdu ki, 

"Daha erkendir, §akir Efendide bir fay icelim, bir parca kahvalti edelim, 
sonra gideriz." Fakir buna razi olmayip gitmeyi tacil edip bunlara derhal 
biraz francala, uziim, peynir ahp 

"Araba icinde yeriz, buyurun" demekle beraber, gonlumde de bir taraf- 
tan cekihnis. telgrafin heyecani ile hizmet edememek korkusuyla dururken, 
Sultan-i Ulema-billah kuddise sirruhu'1-aziz tarafindan manevi i§aret ile 
buyurdular ki; 

"Bu gelen zat-i §erif tarafimizdan size misafir gonderilmi§tir. Haklannda 
lazim gelen hizmet ve yardimda kusur eylemeyesiniz" gibi manalar atilmak- 
la artik ihtiyanm elimden gidip eyledigim telas. ve acele ve gayret, bunlan 
hayrette birakip 

"Canim birader, nedir sizde olan telas. ve tacil?" diye sual ederlerdi. Fa- 
kir de cevabinda: 

"Efendim, bu zat-i ali-kadr Sultan-i Ulema-billah Efendimizin vatanda§i 
ve hem de tarikat arkada§i olup muhakkak aralannda iilfet ve muhabbet dahi 
olacagi acik bir emirdir. Fakiriniz Ulema-billah Efendimizin a§ci dedesi 
oldugum cihetle elbette fakire misafir demek olacagindan bu yiizden vaktiyle 
gidilip tesriflerinden evvelce orada §eyhi hazir olarak bekleyen biri olmak 
lazim" deyip acelece bunlan ahp ve bir araba kiralayip birinci mevkii olan 
karusaya binip §ehre iki saat uzakta olan Elhame isimli mahallere gittik. 

I§te -azizim, arabaya binip acildik. Ama velakin ne afildik! Heniiz mey- 
haneden kalkmi§, kendisine malik olmayan bir mestane gibi oldum. O kadar 
ne§e ve tecelli geldi ki, degil arabaya, biiyiik sahralara sigamryorum. Haci 
Halil Efendi hazretleri ise, batin yoluna tamamiyla vakif olmasiyla onlar 
yalniz tebessiim ile fakirin kelamimi dinleyerek ederek ne§eleniyorlardir. 
Hele bizim §akir Efendi bizden ona da bir sevinme hali gelerek o da hareket 
ve cumbu§e geldi. 

I§te bu hal ile Elhame 'ye vasil olduk. Aradan be§ on dakika gefer gef- 
mez bir de baktik ki, arabalar dagdan a§agi dogru geliyor, ftinku Mustafa 
Efendi Hazretleri yol esnasinda namaz ve niyaz icin karusaya binmeyip yiik, 
e§ya nakleden arabalara binmis, oldugu haberini almi§ idik, §imdi arabalar 
boyle zuhur etmesiyle Haci Halil Efendi Hazretleri fakire bir nazar ederek 

"Koca A§ci Dedemiz, acele edisinizde aym keramet gibi oldu!" buyur- 
dular. Oradan piyade olarak kirk elli adim ileriye dogru yonelip ilk gelen 
arabamn icinde mii§ahede ederek hemen selama durduk. Onlar da irfanlany- 
la bizi bilip iltifat ettiler. Araba dump hemen fakir, arabaya fikip koltuguna 
girip dikkatli ve edeb ile a§agi indirdim. Diger araba da dahi iki dervisj olup 
bizim arabada yer olmadigindan dervi§lere: 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 539 

"Siz e§yamz ile yine bu araba ile §ehre geliniz, arkada§lanmizdan birileri 
ile sizi haneye aldinnz" deyip oradan £orumlu Pir Mustafa Rumi Hazretle- 
rini ahp ozel araba ile §am-i §erife dondiik. /606/ 

O'nun §6yle cemallerine dikkat ettim, tipki Ulema-billah Efendimize 
benzemektedir. isimleri dahi Mustafa olmasryla hem isimde ve hem cisimde 
tamamiyla benzer bulundugundan sanki Ulema-billah Efendimizdir. Artik 
bir ba§ka hale ve renge girdim. Mu§arunileyh Haci Halil Efendi Hazretleri 
buyurdular ki, 

"Bu zat, §eyh Fehmi Efendi hazretlerinin a§ci dedesidir." £orumlu Pir 
Hazretleri cevabinda: 

"Ma§allah. barekellah! Biz de Hazret-i Fehmi kuddise sirruhu'1-ali tara- 
findan geliyoruz" demesiyle ihtiyanm butun biitun elimden gidip bir 
cezbe hali gelip aglamaya ba§ladim. Onlan da aglattim. 

Bu halimden §eyh Efendi hazretleri, mu§arunileyh Ulema-billah Efen- 
dimize olan a§k ve muhabbetimin derecesini anlayip 50k iltifatlar edip Haz- 
ret-i Fehmi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleriyle olan eskiden beri iilfet ve 
muhabbetleri oldugundan bahsederek hikaye etmeye ba§ladilar. Megerki 
hakikaten aralannda eski bir hukuk var imi§. Hazret-i Fehmi kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendimizin ilk hacc-i §erife te§riflerinde birlikte olduklanni 
beyan buyurdular. Hatta §6yle bir hikaye naklettiler ki, 

"Siiveys. denizinde bir biiyiik firtinayla kar§ila§tik. §6yle ki, gemiye 
binmis. gider iken birdenbire bir firtina zuhur etti. Zannettim ki, hemen ge- 
mimiz batacak. Kendimden limit keserek §6yle geminin bir kenannda hazir 
olayimda gemi denize battigi anda kendimi kelime-i §ehadet ile beraber de- 
nize atayim. Lakin nazar-i dikkat ile §eyh Fehmi Efendi hazretlerine nazar 
ediyorum. Onlarda asla boyle bir tela§ goremeyip yalniz murakabeye var- 
mi§lar, oylece emr-i ilahiyyeyi bekleyip duruyorlar. Artik onlann tevecciih 
ve niyazlan berekatiyla olmah ki, o anda gemimiz orada bir liman bulup 
hemen oraya dahil olarak orasini siginak yeri yaptik. Diger gemiler dahi 



1064 — j-[ acl Fehmi Erzincani kuddise sirruhu'l aziz 

19. ytlzyilda Anadolu'da yetisen evliyadan. Asil ismi, Mustafa Fehmi'dir. Erzin- 
canli Unit! Terzi Baba'nm halifelerindendir. Dogum yeri ve tarihi bilinmemektedir. 
1890 (h. 1298) senesinde Mekke-i Mukerreme'de vefat etti. Zamanmm usulilne gore 
cesitli ilimleri tahsil ederek kendisini yetistiren Haci Fehmi Efendi, tasavvufta Mev- 
lana Halid-i Bagdadi hazretlerinin yolunun edeplerini ve erkamm Erzincan'da yayan 
Terzi Baba'ya talebe oldu. Onun sohbetlerinde yetisip kemale geldi. Hocasmm vefa- 
tmdan sonra Allah Teala'nm emir ve yasaklanm insanlara anlatip, talebe yetistirdi. 
Osmanli Devleti ile Rusya arasmda 1877 senesinde meydana gelen ve Doksan tic 
Harbi diye bilinen harb esnasmda Dogu Anadolu'ya Ruslann htlcum ettigi sirada 
talebeleriyle birlikte harbe katihp, biiyiik kahramanhklar gosterdi. 1890 (h. 1298) 
senesinde hac ibadetini yerine getirmek tlzere gittigi Mekke-i Mukerreme'de hasta- 
landi. Otuz gun sonra da vefat etti. Hazret-i Hadice'nin kabrinin ayak ucuna defne- 
dildi. 



540 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

oraya geldiler. Birkac gun firtinadan orada kaldik. Bir gun bizden evvel bir 
gemi oradan cikrp gider iken, bizim geminin gitmesi icin dahi Hazret-i Feh- 
mi Efendimize soyledim, ciinkii gemide de ondan biiyiik kimsemiz yoktur. 
Fakire cevabinda buyurdular ki, 

"Sufi, sen kan§ma!" Fakir de sukut ettim. Bir de onu gordum ki, o giden 
gemi riizgann ters esmesiyle kendisini ta§a carprp icinde olan Musliiman 
hacilar denize gark oldular. O gece de limanda kaldik. Fakir §6yle muraka- 
bede iken, bir adam zuhur etti. Fakire sual etti ki, 

"Sizin ba§imiz kimdir?" Fakir de bizim ile beraber ihvandan bir a§ik ve 
bir sadik ihvammiz var idi, ismine Halid derler idi, onu gosterdim. O adam 
gidip onun belindeki ku§agindan tutup §6yle geminin ba§ tarafina dogru 
cekip gotiirdii. O halde murakabeden uyandim. Hemen Halid'i cagirdim: 

"Aman u§ak, §uradan biraz sadaka ver, gemide olan fukara ve dervi§le- 
re!" dedim. O da hemen bir miktar sadaka dagitti. Bu hallerden Fehmi Efen- 
di Hazretlerini haberdar ettim. Onlar da memnun olup te§ekkur ve hamd-ii 
senalar edip ertesi giin sabahleyin riizgar dump limandan hareket ederek 
selamete vasil olduk" diye arabamn icinde hikaye buyurdular./607/ 

I§te §eyh Efendi hazretlerinin bu hikaye eyledigi hususu mukaddemce 
arz u beyan etmis. idim ki, Hazret-i Ulema-billah kuddise sirruhu'1-aziz Hi- 
caz'dan Erzincan'a doner iken fakire anlatmi§lar idi ki, 

"Bizi Hicaz'dan sahvermiyorlar idi, yani manevi izin yok idi. Ancak va- 
lidemin nzasi yok idi diye oradan hareket ettik. Az kaldi ki, bindigimiz ge- 
miyi denize gark edip o kadar Musliiman hacilar bu fakirin yiiziinden denize 
gark olacaklar idi. Gemiden §6yle bir kenara cikmak niyet etmis. idim. Hele 
afv'i ilahi zuhur edip sahil-i selamete fiktik" buyurmu§lar idi. 

I§te o hikayenin tafsilini mii§ariinileyh Mustafa Hazretlerinden dinleyin- 
ce artik O'na hizmet ve kullugum kat kat oldu, zira ki, sevdigim Efendimden 
geliyordu. Boyle muhabbetler ile Dunmar adh mahalleye gelip orada araba- 
dan inip abdest yenileyerek ile ikindi namazim cemaatle eda edip tekrar ara- 
baya binip dogruca Haci Halil Efendi Hazretlerinin evine gittik. Oradan 
adam gonderip onceden giden dervi§leri ile e§yalan aldirdik. O gece orada 
istirahat buyurdular. 

Ertesi sabah huzurlanna gittim. Beraberce faylar icip muhabbetler mey- 
dana geldi. Zannettim ki, Sultan Ulema-billah Efendimiz tekrar diinyaya 
geldi, zira ki, o zaman-i sa'adete benzer buldum. Ve §eyh Mustafa Hazretle- 
rinin dahi fakire olan kudsi teveccuhleri bir derece fakiri raks u cumbu§e 
getirdi. Zevk ve mest halimden onlar da memnun olup kudsi teveccuhlerini 
daha da artirdilar. Ve Haci Halil Efendi Hazretleri de: 

"Efendim, A§ci Dedemiz §imdi §am-i §erif in kutbudur" deyip artik bu 
sozden §eyh Efendi hazretleri latife yoluyla ismimizi "Kutub" koyarak 

"Gel bakahm bizim Kutub, ne var ne yok!" diye birtakim iltifat ve latife 
buyururlar idi. I§te taklit olarak §imdi de kutup olduk -azizim. Zaten her bir 
i§im taklit idi. Bu da bir taklit olsun dedim. 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 541 

O gun §eyh Efendi hazretleriyle dervi§leri ve Haci Halil Efendi'yi alip 
hamama goturdiim. Ertesi gunii de Hazret-i Mevlana Halid kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendimizin evine yuz siiriip onceden ahnmis. miisaade ile izin 
uzerine harem-i saadetleri ki, iffetlu ismetlu valide sultan Efendimiz hazret- 
lerinin huzur-i devletlerine gidilip iltifata mazhar olduk. O zaman §eyh 
Efendi hazretlerini bir miskin dilenci fakir haliyle kemal'i tevazu ve husu' 
ile valide-i muhterem hazretlerinin kar§isinda dump ayaklanna kapanip sec- 
de edercesine kemal-i ta'zim ve saygi ile fevkalade hayran oldum. Oradan 
artik gereken ziyaretlere gidilip tam bir huzur ile gezip dola§ilmi§tir. Ancak 
fakire §6yle bir buyurdular ki; 

"Birkac ay burada kalmak arzu ederim." Yani bu kis. burada kalacagim- 
dan munasip bir hiicre veya bir ev kiralanmasi icin emir buyurdular. Fakir 
derhal ara§tirmakta olup bu hususu bizim §ubenin yazi i§leri ba§katibi Haci 
Izzet Efendi haber ahp mahdumu Rifat Bey'e demis. ki, 

"Bizim Ibrahim Efendi, §eyh Efendi hazretleri icin kiralamaya niyet et- 
tigi §imdi birtakim kirahk yeri vardir. Bundan aynca biti§igimizdeki evimiz 
bo§tur. Bu evin anahtanni gotur, ona teslim et" demi§. Zaten Izzet Efendi, 
muttaki, abid ve zahid bir zat olup derhal Rifat Bey, anahtan getirip verdi. 
Fevkalade memnun oldum ve keyfiyeti hazret-i §eyh Efendimize arz ettim ve 
hane sahibinin yardimindan haber verdim./608/ Memnun olup kabul buyur- 
dular. Oraya nakil olup lazim gelen hasir, levazimat, mangal vb. §eyler tara- 
fimdan satin ahndi. Bazi e§yayi da evimden getirdim. §eyh Efendi hazretleri 
eskiden beri hifbir kimsenin bir §eyi yani akfe ve bohfa ve sair bir §ey kabul 
etmediginden ba§ka hifbir kimsenin davetine gitmez ve kimse ile muhabbet 
etmez; uzlet ihtiyar etmis, ve daima zikr ve rabita ile me§gul olup fakirin 
boyle §eylere akce sarf ettigime razi olmayip derhal fakiri caginp iki adet 
Osmanh lirasi verdiler ki, 

"Bunu levazimata sarf edin" diye. Derhal fakir ellerine kapanip 

"Efendim merhamet buyurun, kulunuz a§ci dedelik vazifesini ifa ediyo- 
rum. Sonra size yaptigim masrafin bilgilerini takdim ederim, o zaman hesa- 
bimizi goriiruz" diye kendilerini ikna ettim. 

§eyh Efendi hazretlerinin ziihd ve takvalan ve fazl u kerametleri 
nihayeyetsiz dereceye varmis. idi. Hatta Avrupa §ekeri yemeyip fay icin Mi- 
sir §ekeri satin ahr idim. §ayet bazi kere evimden yiyecek getirilecek olur 
ise, onlann tembih ve tarif ve tavsifleri iizere yapihrsa oylece kabul buyurur- 
lar idi. Ve kimseyi huzurlanna kabul etmezler, ancak izin ile ve fakiri ile 
§6yle birkac dakika huzurlanna ahrlar idi. Hatta §am-i §erifte sakin, me§hur 
Adanah Ama Hoca Efendi, bu zatin §amm ve §6hretini duyunca kulaktan 
a§ik olmu§ idi. Velakin kendi ama oldugu ve gayet ya§h ve ihtiyar bulundu- 
gu ve bir de huzurlanna kimseyi kabul etmediklerini i§ittigi cihetle ziyaretle- 
rine gidemeyip bunun bir faresini aramakta iken bir zat, fakirin ona yakinh- 
gimi soylemi§ler. Derhal beni fagirarak: 

"Aman oglum, sana pek 50k rica ederim, §u zat ile bu fakiri bir kere go- 



542 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ru§turmenin caresi ne ise, sizin himmetinizden beklerim" dediler. Fakir de 

"Bas. iizerine, In§aallahu Teala yann gece yatsidan evvelce hazret-i §eyh 
Efendimizi buraya getiririm" dedim. Onlar da fevkalade memnun olup ora- 
daki biitun ihvan dahi memnun olarak hep birden 

"Yann gece bekleriz" dediler. SJmdi fakire bir biiyiik endi§e ve tefekkur 
oldu ki, belki kabul buyurmazlar, gitmezler; soz de verdim. Nasil olur ve ne 
zemin ile ne yolda arz edeyim diye tefekkur eder iken, piran-i azam 
hezaratimn ruhaniyetleriyle imdat isteyerek sure-i Abese hatinma geldi, yani 
"Abese ve tevelld a En cdehu '1-a 'ma" ayet-i kerimesi, fakire bir biiyiik 
ruhani imdat oldu. 

Ertesi gece yemekten sonra yiiksek huzurlanna yiiz siiriip ve §6yle ko- 
nu§tum ki; 

"Yiiksek yakinhgimzda Adanah ama bir hoca Efendi duaciniz vardir. 
Kendisi gayet ya§h ve ihtiyar olup ziyaretinize gelmeye kudreti yoktur ve 
kendisi ehl-i tarik olup Efendimizin giizel vasiflanni duyup kulagindan a§ik 
olmu§tur. Fakirinizden gormek icin izin ile pek 50k te§riflerinizi istirham 
buyurdular. Fakiriniz de Efendimize olan yakinlik ve kullugundan dolayi 
taahhiit ettim. Lutf u ihsan Efendimizindir. Eger ki, bu dilegim ve niyazimizi 
kabul buyurmaz iseniz o vakit bir §ey diyemem, ancak sure-i Abese 'yi kiraat 
ederim" dedigim anda bu i§aret fevkalade ho§una gidip 1 609 1 tebessiim 
buyurup "Sen ne yaman adamsin, nasil bu ayet-i kerimeler hatinna geldi" 
£ok yaman bir kutub imi§sin!" diye latife edip "Artik gitmemek olmaz, bu- 
yurun gidelim" deyip oradan Adanah Ama Hoca Efendi'nin hanesine geldik. 
Hemen oda kapisindan iceri girer girmez ortada olan nargile ve sigara ve 
fubuk gibi §eyleri derhal kaldirdilar. Kemal-i ta'zim ile ellerini optiiler ve 
Ama Hoca'nin yanina oturttular. §6yle bir saat kadar muhabbet oldu. Lakin 
ciimlesi anlatilamayacak §ekilde mest oldu, zira kuvvet-i ilmiyye ve 
ameliyye mukemmel, zahir ii batin yoniinden biiyiiklerden bir zattir. Elbette 
bunda olan tesirler ba§ka olur. Sonra evimize dondiik. 

Pazartesi ve cuma geceleri hatm-i hacegan kiraat etmek niyeti ile eve bi- 
ti§ik olan mescid-i §erife te§rifleri ve bu yiizden ihvan, feyze mazhar olup 
cumlesini memnun ve sevindirmelerini arz ettim ise, de kabul buyurmayip 
ancak fakir ve Haci Halil Efendi beraberce evlerinde mevcut iki dervis. ile 
pazartesi ve cuma geceleri hatm-i hacegan kiraatine miisaade buyrulup her 
cuma ve pazartesi geceleri gidip hatm-i hacegan okur idik. Zannederdik ki, 
§am-i §erifte degil, cennet-i a'lada okuyoruz gibi oyle huzur-i tam ve nispet 
kokusu odayi ihata eder idi. Hatm-i hacegan hitamindan sonra yanm saat 
miktan yerimizden harekete kuvvet bulamayip oyle deryayi a§ka ve feyz-i 
tecelli-i Hakk'a gark olmus, olur idik. Gtic hal ile uyanir idik. 

Haci Mustafa Rumi kuddise sirruhu'1-aziz Efendi hazretleri silsilename-i 



"Surat asti ve dondu, a'nta geldi diye. " (Abese, 1-2) 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 543 

§erifi diger renk ve tarzda bizzat kendileri kaleme alip bazi kere kiraat buyu- 
rurlar idi. Fakir istirham edip yaninda olan dervi§e yazdinp bir aynini aldim 
ve kutsal emanetler sinifinda korudum ve teberriiken buraya dahi ayniyla 

j 1066 

yazdim. 

Velhasil boyle muhabbet ve cumbiisjer ile evvel bahar oldu. §eyh Efendi 
hazretleri geri donmeye niyet buyurdular. Fakir de yol esnasinda giymek 
iizere bir adet §am ma§lahi takdim ettim. Kabul buyurmadilar. Lakin Haci 
Halil Efendi §6yle niyaz ve rica ettiler ki, 

"A§ci Dedemizin hal ii §ani Efendimizce hos. ve giizel oldugu bilinmi§tir. 
Binaenaleyh bu bendenizi ba§kalanna benzetmeyiniz. §am-i §erif kutbunun 
abasina buriinup yol esnasinda soguk ve sicaktan muhafaza olunursunuz" 
demesiyle mu§arunileyh §eyh Mustafa Efendi Hazretleri de tebessiim ede- 
rek 

"Sahih, dogru buyurdunuz. Pek yolundadir, iyi olur. Getir bakalim kutup 
Efendibabamiz!" diyerek birtakim iltifatlar ile kabul buyurdular. Yol 
Fatihasini okuyarak ile selamla birlikte "Ya Mevlana sultanim, a§kiniz 
muzdad olsun" diye arkalanndan bakilarak giizelce veda olunmu§tur./615/ 

Corumlu Mustafa Rumi Hazretlerinin Corum'a vardiktan bir hayli 
mtiddet sonra Asci Ibrahim Efendi Hazretlerine gondermis oldugu mek- 
tuplari 

Bismihi ve hamdihi ve saldten ve seldmen aid habibihi. Ve ba'd: 
Sadakatli eh-i uhreviyyem Efendi hazretleri, 

Ba'de't-tahiyyeti'l-vdfiye hdtir-i §erifinizi istifsar ve hayir dualari 
rica ve niyaz olunduktan sonra egergi taraf-i dcizdnemizden sudl-i serif 
buyurulur ise, tdrih-i mektuba kadar vucud-i ndgizimiz sihhat ve afiyet 
iizere olup sevk-i lika uzerine bilesiniz ve bu defa bu tarafa azimet eden el- 
Hdc Ali Efendi yediyle Idyik olmayarak bir kat gamasir gonderilmistir. 
Kusura kalmayip kabul buyurmaniz niyaz „ olunur. 

Candan -azizint, biraderim, sene-i esbakta o tarafa geldigimizde hakk-i 
dcizide uzerinize dusen hizmetinizi kdmilen eda edip bizi mahcup eylemis- 
tiniz. Lakin bu bende-i dcizde hayret-i hak ulfet-i halka ntdni oldugundan 
bizler ile kemaliyle ulfet u muhabbet olunmadi. Bizi mazur tutasiniz. "el- 
Uzru makbulun inde kirdmi'n-ndsi. " 

El-Fakir el-hakir turdbu'l-akddm 
Hddimu 'l-fukard Mustafa 
En-Naks-bendi el-Hdlidi 



1066 — a§9i Ibrahim Dede, a.g.e. c. II, s.610-612 (Burada yazilmij olan Silsile-i 
§erifi Ttirk^e Silsile kismmda tekrar olmasm diye orada yazdik. 

1067 — Bj smm j ve hamdihi ve salaten ve selamen ala habibihi. Ve sonra: 



544 



Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



SEYH-I SIRANI HACI MUSTAFA EFENDI HAZRETLERINE 
YAZILAN METHIYE 

Jeter artik bu hasret Er geg akibetim budur 

Ask He halvetim Sefaat karim bu mudur? 

Sana gelmektir niyetim Bu yol asklar yoludur 

Daha donmem ben Sirdne. Daha donmem ben Sirane. 



Kabul eyle timmetini 
Alsin Pirden Himmetini 
Ver bakayim cennetini 
Daha donmem ben Sirdne. 



Mustafa 'yim Mustafa 'ya 
Varayim o pilr safaya 
Iltica kildim mevlaya 
Daha donmem ben Sirane 



Erdim Sefaat- kdrina 
Kabul edip olyanina 
Misafirim Osman 'ina 
Daha donmem ben Sirdne. 



Bu can canani arz eder 
Garip kulun niyaz eder 
Ummet Muhammed'e gider 
Daha donmem ben Sirdne. 



Ytiztim stirdtim esigine 
Sen sahip ol asigina 
ilticam var boyle sana 
Daha donmem ben Sirdne. 



Asik isem ydre erem 
Cemali pakini gorem 
Esigine ytizler stirem 
Daha donmem ben Sirane. 



Fani dtinyada daraldim 
Hasretin He bunaldim 
Ilticayi sana kildim 
Daha donmem ben Sirane 



Cismi canim arzuluyor 
Hasret yaralar sizhyor 
Gonltim Muhammed 'e dbntiyor 
Daha donmem ben Sirdne 



Burada tamam olsun omrtim 
Vuslat olsun hem bu gtintim 
Sultanima gider gonltim 



Bir iltica niyazim var 
Dilde bin bir vaazim var 
Kabul eden Feyyaz 'im var 



Sadakatli ahiret Kardesim Efendi hazretleri, Selamdan sonra hatirmizi soranm ve 
hayir dualan rica ve niyaz olunduktan sonra eger ki, bizim halimizden sual-i serif 
buyurulur ise, bu mektubun yazildigi tarihe kadar naciz vticudumuz sihhat ve afiyet 
ilzere olup cemalinizi gormek arzusunda oldugumuzu bilesiniz ve bu defa bu tarafa 
azimet eden el-Hac Ali Efendi eliyle layik olmayarak bir kat camasir gonderilmistir. 
Kusura kalmayip kabul buyurmamz niyaz, olunur. 

Candan -azizim, biraderim, gecen sene o tarafa geldigimizde hakk-i acizide ilze- 
rinize dilsen hizmetinizi kamilen eda edip bizi mahcup eylemistiniz. Lakin bu ben- 
de-i acizde Hakk'm Hayranligi halka olan tllfetimize mani oldugundan bizler ile tarn 
bir tllfet ve muhabbet olunmadi. Bizi mazur tutasmiz. "Erdemli insanlar, mazereti 
kabul ederler." 

el-Fakir el-hakir Ayaklar Topragi Hadimu'l-fukara 

Mustafa en-Naksibendi el-Halidi 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 



54- 



Daha donmem ben Strane. 

Bir canim var sana kurban 
Yeter artik bana bu hal 
Gel de bana emrin sultan 
Daha donmem ben Strane. 



Daha donmem ben Strane. 

Son nefesim Allah 
Bulurum felah insallah 
Kabul eyle Rasulilllah 
Daha donmem ben Strane. 



Mustafa 'ya yeter geldi 
Dar'us selamini bildi 
Yansin bana bu kandilin 
Daha donmem ben Strane. 

HIMMETEYLE GEL EFENDLM 



Seyhimiz Haci Mustafa 
Hilkmederdi Gaf'tan Gaf'a 
Koy cennette bizi safa 
Himmet eyle gel Efendim 

Batti Corum 'un gilnesi 
Insallah bulundu est 
Mahzun eyledi dervisi 
Himmet eyle gel Efendim 

Seksen bese erdi yasi 
Nur idi Corumun tasi 
Yetim birakti dervisi 
Himmet eyle gel Efendim 

Hakka bahsetti varini 
Tutan olasi yerini 
Memnun eyledi pirini 
Himmet eyle gel Efendim 



Corum ili Corum Hi 
Ugtu gitti Hak bulbulu 
Agiktir ihvana yolu 
Himmet eyle gel Efendim 

Gelin kardesler gidelim 
Ruhun sdduman edelim 
O 'nsuz cihani nidelim 
Himmet eyle gel Efendim 

Efendim Hakka ytirudu 
Corum 'da gtiller sarardi 
Bazi gonuller kir idi 
Himmet eyle gel Efendim 

Biz gegerken gel siratta 
Dil neden ahifirgatta 
Muhtaciz biz himmetine 
Himmet eyle gel Efendim 



Asiklarin yanar ozil 
ihvanlarin size size nazi 
Yollarini ctimle bizi 
Cennet eyle gel Efendim 



Hasan 



546 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

MENAKIBI 

1- Haci Mustafa Efendi civar kazalardan ziyaretine gelen bir zata mem- 
leketine donmek iizere izin vermi§. Bir gun sonra da ayni zatin car§ida vasi- 
ta aradigini goriince: 

"Vasitada mi aranirmis. Biz Mekke vadilerinde yahnayak mursid-i kd- 
mil arayip gezdigimizde, ayaklarimizin yariklarina gekirgeler gizlenirdi. 
§imdi siz ucuz buldunuz da kiymetini bilmiyorsunuz. " Buyurunca, o zat 
memleketine yiiriiyerek donmek mecburiyetinde kalmi§tir. 

2- Haci Mustafa Efendi 'ye uzun bir miiddet fazla intisap eden olmayin- 
ca, para ile Corum'da a mele tutmus. onlara i§yerine tesbih cekmelerini iste- 
mi§tir. Onlar her gun evine gelip sabahtan ak§ama kadar tesbih cekerler pa- 
ralanni ahp giderlermi§. Kirk giinden sonra artik gelmeyin, denilmi§tir. Fa- 
kat o ameleler biz para istemeyiz demi§ler boylece 50k ki§i tarikata intisap 
etmi§tir. 

3- Haci Mustafa Efendi Corum'da Haci Mahmut Efendi'nin mektebine 
gitmi§tir. 3 giin misafir kaldiktan sonra Haci Mahmut Efendi, Mustafa Ru- 
mi'ye misafirligin hakki 119 giindiir §u terkibi bir f6z demi§tir. Mustafa 
Rumi Efendi fevkalade bir izahat yapinca ondaki degi§ik hali fark edip onu 
basko§eye oturtmu§tur. Aralannda gefen sohbetten sonra intisap etmis. ve 
ilk ihvani olmu§tur. 

4-Darendeli Mahmut Efendi uzun bir miiddet kendinde bir hal degi§ik- 
ligini fark edemeyince biiyiik bir huzursuzluga gark olmu§tur. Arkada§lan 
ilerleme kesp ederlerken bir hal degi§ikligi olmamasi onun bu huzursuzlu- 
gunu daha da artirmi§tir. 

Bir giin Haci Mustafa Efendi'ye abdest suyu dokerken dayanamayip 
§eyhine halini kalben arz etmi§tir. 

"Bunca zamandir hizmet ediyorum, benden sonra gelenler bile icazet 
aldi gitti ben hala ayni Mahmud'um" demi§tir. Bu haline vakif olan Musta- 
fa Rumi buyurur ki; 

"Oglum git mezarhgi gez. " Mahmut Efendi Mezarhgi gezerken bir kop- 
rii iizerinde iki okiiziin birbirlerine yol vermeyip biri digerini du§iirdugiinu 
g6rmii§tur. Dii§iirene kar§i sert bir nazarla bakan Mahmut Efendi onun 
oliimiine sebep olmu§tur. Mezarhgi dola§tiktan sonra §eyhinin yanina don- 
mii§tur. 

Haci Mustafa Efendi sohbet esnasinda bu olayin vuku ile Mahmut 
Efendi hakkinda, 

"Bazilari var ki, bizden irsad vazifesi istiyorlar, onlara biz nasil bu 
agir gorevi verebiliriz. Daha iki hayvan arasindaki muameleye dayanami- 
yor. Biz onlara nasil Ummet-i Muhammedi teslim ederiz. " Bu kelam iize- 
rine hatasim fark eden Mahmut kuddise sirruhu'1-aziz Efendi §eyhinden 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 547 

oztir dilemi§tir. 

O zaman Haci Mustafa Efendi onun istanbul'dan medrese tahsilini bi- 
tirdikten sonra donerken gordiigii rtiyayi hatirlatmi§tir. Bu rtiyada Mahmut 
Efendi arkada§lan ile denizde yolculuk yaparken gemi batmi§. Arkada§lan 
bogulmus. idi. Kendisi ise, bir tahtaya tutunup batmaktan kurtulmu§tur. 
Gordiigii bu riiya, onun bu halin rumuzu oldugunu aciklami§tir. 

Bu olaydan sonra hakikate kavu§mu§ Mahmut Efendi Corum'dan ayn- 
lip Darende'ye yerle§mi§tir. 

5-Haci Mustafa Efendi tekkesine bir gun bir vaiz gelmi§. §eyh ve ihvan- 
lann sukut oturmasindan huzursuz olmus. ve 

"Efendim siz niye bunlara dini meseleler anlatmiyorsunuz. "Mustafa 
Rtimi buyurur ki; 

"Sukutumuzu anlamayan sozumuzu anlamaz. " Yine de dayanamayan 
vaiz bir kac meselenin coztimtine dair konu§mu§ ve yorulmu§tur. 

"Faydah olduk mu?" diye sorunca Mustafa Rumi buyurur ki; 

"Biz zaten seni dinlemedik. " 

6-Corumlu Pir son haccinda artik Anadolu'ya donmek ifin gemiye bin- 
mek iizere limana gelmi§tir. Fakat Corumlu Pir riiyasindan bahsederek bu- 
yurur ki; 

"Cubbemizden bir parga kestiler, Osman Zinnureyn radiyalldhu 
anhin kabrine gomduler" 

Takdir-i ilahi gemi 16 gun zarfinda limana gelmemi§. Sabirlan tiike- 
nince bir arzuhal yazdinp Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin kabrine 
biraktirmi§lardir. 17. giinde ihvanlanndan Yolcu Hoca Hakk'a yuriimu§tiir. 
Sonrada Haci Mustafa Efendi hanimi vefat etmi§tir. 2 giin sonra kendisi 
Hakk'ayurumu§tu ve Cennetii'l-Baki'ye defhetmi§lerdir. 

Mustafa Rumi kuddise sirruhu'l-azizin daha onceden soyledigi; 

"Yolcu yolda, Niksarh deryada, §iranh'da golde kalsa gerek," sozii 
Hakikat olmu§tur. 

7- Bir giin muridlerinden bir kaf gene Haci Mustafa Efendi ye abdest 
suyu lsitirken §akala§mi§lar. Su lsimnca da abdest aldirmak iizere yanlanna 
gitmi§lerdir. Daha eline su deger degmez buyurur ki; 

"Qabuk bu suyu dokun ve birbirinizle oynasmadan yeni bir su isitin. 
Zira bu su ile ahnan abdestin, ibadeti de sohbeti de boyle ciddiyetsiz olur. " 

8-61 ya§inda hacca giderken ba§indan gecen bir olay §udur. 

Hac yolculugu esnasinda Giresun Alucra-§iran mevkisinde meskun halk 
(tic bin ki§i civannda) onu yolcu etmek ifin gefirirler. Bu kalabahk Haci 
Mustafa Efendiden yagmur duasi etmesini rica ederler. O da kibirden uzak 
kendini naciz biri olarak nitelendirip o sirada kalabahgin arasinda bulunan 



548 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Calganh Osman kuddise sirruhu'1-aziz Efendi'ye yagmur duasi etmesini 
ister. Bu hadiseyle Calganh Osman kuddise sirruhu'1-aziz Efendi'yi halkina 
tanitir. 

Yine yolculugu sirasinda (Sivas) Su§ehri civannda koyliiler, mezarhkla- 
nnda metfun bir zat icin duasini isterler. Haci Mustafa Efendi daha mezara 
varmadan "Eyvah! Kabrinden hala duman gikiyor. " Der. Cevresine bu zat 
hakkinda soru sordugunda onun tiitiin tiryakisi oldugu cevabini alir. 

Haci Mustafa Efendi hac farizasim yerine getirdikten sonra, geri donu§ii 
deniz yolu ile Samsun'a gelip Samsun'dan Corum'a gitmek ister. Bunun icin 
de bir gemiye biner. Limanda bilet kontrolii yapilinca Haci Mustafa kuddise 
sirruhu'l aziz Efendi'nin bileti olmadigi anla§ihr. Kendisine bilet soruldu- 
gunda "Benim biletim kesildi. " Cevabi ahnirsa da kabul edilmez ve gemiden 
indirilir. Gemiden inen Haci Mustafa kuddise sirruhu'l aziz Efendi bir cami- 
ye gelip evrad-i zikrini yapmaya ba§lar. Haci Mustafa Efendi gemiden indik- 
ten sonra gemi hareket etmez. Kaptan geminin butun aksamimn tam olmasi- 
na ragmen hareket alamamasinda bir sebep arar ve gorevlilerden bir fakirin 
indirildigi cevabini ahnca, hemen durumun farkina vanr ve Haci Mustafa 
Efendi'yi cabucak buldurularak gemiye konuk eder. Haci Mustafa Efendi 
gemiye biner binmez gemi hareket etmeye baslar. Bu kafile, diger gemiler- 
den 50k sonra cikmi§sa da, Samsun'a dort saat erken vanr. 

Samsun'da muridleri kar§ilar ve onlar e§liginde Corum'a ula§ir. 

9- Sultan Abdulhamid Han Kuddise sirruhu Hazretleri Corumlu Mustafa 
Rumi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerini yanina fagirmi§. Miibarek Pir 
Efendimiz, 

"Bizi gagirirsa Allah Tedld katinda biz, yanina gidersek o halk katin- 
dan silinir" buyurmu§. 



-Mehmet I§ik Efendi (Zara-Kizik Koyil) 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 549 

CORUMLU MUSTAFA RUM! KUDDISE SIRRUHU'L AZIZ HAZ- 
RETLERiNIN TARIKAT-I ALIYYEYE ESRARINA AIT BAZI SOH- 
BETLERINDE KONU§MA ESNASINDA OLUNAN SUALE CEVAP 

OLARAK BUYURMU§ OLDUKLARI BAZI SOZLERiDIR 1069 

Nutk-i Alileri 

Ruh ikidir. Birisi ruh-i hayattir. I§te bu ruh, emr-i Rabbi olan ruhtur. 

Digeri, ruh-i revanidir. I§te bu ruh, alem-i melekuta gider gelir. "Elestu 
bi-rabbi-kum" hitabinda "Beli!" diyen ruh budur. Bu ruh, cism-i latiftir; bu 
ruh, hakikat-i insandir, yani ayn-i sabite denilen, bu ruhtur. Bu ruh-i revani 
her insanin heykel ve heyeti uzere yani Zeyd'in ve Amr'in ve Hasan ve Hu- 
seyin'in vb. bu zahirde olan heykel ve heyeti nasil ise, o ruh-i revani aynen 
oylecedir. Mesela bir adam litografya (TasTmski) vasitasiyla resmini cikanr, 
i§te onun gibidir. O resimde senin ciimle heykel ve heyetin ve §emailin mev- 
cuttur. Lakin senin gibi, o resimde bir yogunluk ve bir agirhk yoktur, cism-i 
latif gibidir. I§te bu ruh-i revan da aynen oyledir. 

SJmdi nefis denilen §ey bir cevher-i latiftir; ruh ile kalp arasinda bir vasi- 
tadir. Ruhtan feyz-i rabbaniyi ahp kalbe doker. Bu nefis, hakikatte ugursuz, 
kotu ve Cenab-i Hakk'a asi degildir. Bu nefse sovmek ve lanet etmek caiz 
degildir. Bu nefis, daima ruh tarafina meyleder. Ancak buna nefs-i 
emmarelik ve sair kotu sifatlar insan tarafindan gelir; onunla bu sifatlar nefse 
anz olur. Nefis, daima seni Hakk'a kavusjurmaya fali§ir. Sen onun muhalifi 
olan §eyleri ona teklif etmekle onu yoldan cikanrsin. Bunun misali §6yledir 
ki, mesela sahraya ya yaylaya birtakim vah§i ve ha§an hayvanlar mesela bir 
tay, sahrada gelen ve giden adamlan kapar, tapar, lsinr, lakin o tayi giizelce 
terbiye eder isen ondan o hal defolur. Artik istedigin gibi, onu istihdam ve 
istimal edersin. 

I§te bundan anla§ildi ki, o hayvamn zatinda bir fenahk ve ha§anhk yok- 
tur. Onu sen oyle sahraya sahverip kendi hevasina terk ettiginden otiirii asi 



1069 — A591 Ibrahim Dede, a.g.e. c. II, s.612-614 

1070 — Ken'an Rifai kuddise sirruhu'l-azize gore ise, tic kisim ruh vardir. 

"Biri hayvani ruh ki, bu hem insanda hem hayvanda bulunur. Ikincisi ise, ruh-i 
revandir ki, insanda bulunur ve uyku halinde de bedenden aynhp birgok seyler go- 
rur. Mesela ruyada gezip konusuyor, oturuyor kalkiyorsun. Fakat vilcudun hareket 
etmiyor. Butiln bunlan yapan ruh-i revan, uyku halinde vilcut ile busbutiln alakasim 
da kesmiyor. Onun icin ruyada korktugun veya muztarip oldugun vakit, bagmyor, 
hatta agliyorsun. Boylece de gorillen seyler az 90k bedende tesir icra ediyor." 

"Bir de izafi ruh vardir ki, o ancak bir kamil insana vusul ile kazamhr. Iste cez- 
beyi kabul eden bu ruh, can-i can-i candir. Yani bir can vardir sonra bunun i9inde bir 
can daha vardir ki, o da Hakikat-i Muhammediye'dir. Bir can daha vardir ki, 
Sirrullah'tir, Allah'tir. Yani can-i can-i can budur." (Ken'an Rifai, a.g.e. s. 146) 



550 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

oldu. "Men arefe nefsehu fe-kad arefe rabbehu. " I§te bu hadis-i §erif 
yukanda beyan olunan esran beyan ve izah eder. §6yle ki, yani ihvan olan, 

1072 

tekmil-i siiluk edip son makamda "Fe-kdne kdbe kavseyni ev ednd" ya 
vasil oldukta, kabe-kavseyn demek okun yayidir, bir ciheti yaratilmi§lar 
imkan alemine ve bir ciheti alem-i viicuda yani Allah Teala'yadir. i§te bura- 

1073 

ya kadar olan siiluke, siiluk-i afaki tesmiye olunur. "Ev ednd" makam-i 
kurb-i ilahiye (Allah Teala'ya yakinhk)dir. Bundan ileri olan siiluke, siiluk-i 
enfiisi tesmiye ederler. iste buradan ileride Cenab-i Hakk'in esma ve sifat-i 
ilahiyyesinde siiluk demektir. Burada nefis, mertebeleri tamamlayip edip 
Cenab-i Hakk'a ayna olur, yani biitiin esma ve sifat-i ilahiyye bu aynada 
aciga cikip o vakit bu ayna olan nefste Hakk'in cemalini mu§ahede ile ara 
yerde ayna olan nefsi dahi sanki yok gibi olup Hakk'a vasil olmakla i§te 
"Men arefe nefsehu" bunu yani nefsini bildigin gibi Hakk'i o zaman 
bilirsin, bulursun demektir, yani ayn-i Hakk olup esma ve sifat-i ilahiyye 
hepsi birden sende tecelli etmekle Hakk'i ne demek oldugunu bilir. 

Alemler 

Alem-i miilk ve alem-i melekut vardir. 

Alem-i miilk bu diinyadir. Alem-i melekut, semavattir. 

Alem-i miilk bir §eyin zahiri demektir; alem-i melekut o §eyin batini 
demektir, yani alem-i miilk agac gibidir. Alem-i melekut o agacin kokii de- 
mektir. I§te bu diinya semavatin zahiridir. Diinyamn batin da semavattir. Bu 
diinya onun golgesi gibidir, zira her bir §ey o §eyin batimyla kaimdir, yani 
her §eyin zahiri oldugu gibi, batini dahi vardir. Ona onun hakikati derler; 
yani ayn-i sabitesi demektir. imdi "la ilahe illa'llah" kelime-i tevhidi ki, "la" 

H harfi, sanki yazisi makas §eklindedir. Boyle Bu ^ harfi, ona i§arettir ki, 

nasil makas bir §ey keser bifer, iki parfa eder ise, bu V harfide masivallahi 

kestigi icin ona rumuz olarak makas §eklinde yazilmi§tir. ' Lakin H kelime- 
sinde la-mevcud miilahaza olunacaktir. "Bu mulahazada eger ki, masivallah 
yoktur" der isen, boyle keser bifer isen, o vakit bu fikir olur, yani V kelime- 
si makas demek olur. Velakin bu miilahaza caiz degildir, zira ki, Cenab-i 



1071 — "Kendini bilen, rabbini bilir." Ke§fu'l-hafa, c. 2, s. 262, no: 2532. Ibn 
Teymiyye mevzu oldugunu, en-Nevevi de sabit olmadigmi soylemij. 

1072 — "(Muhammed ile arasmdaki mesafe) Ikiyay uzunlugu kadar, yahut daha 
az kaldi. " (Necm, 9) 

io73_ -yahut daha az. " Necm, 9. 

1074 — "Kendini bilen, rabbini bilir." Keyfu'l'hafa, c. 2, s. 262, no: 2532. Ibn 
Teymiyye mevzu oldugunu, en-Nevevi de sabit olmadigmi soylemis. 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 551 

Hak ayet-i kerimesinde yerleri gokleri halk edip mevcut oldugunu ispat et- 
mi§. Sen nasil inkar edersin, yoktur dersin? Ancak la-mevcude demek yani 
masivallah mevcuttur. Lakin onun mahv u izalesini murat edersin, inkar 
etmezsin. Ancak onun yok olup Hakk'in var oldugunu ispat ve murat eder- 
sin. Dahi insan da boyle f kelimesi §eklindedir. Ba§ a§agi dump ayaklanni 

yukan kaldinr ise, i§te bir mukemmel i kelimesidir. Bu da insanin yok 

olup fani olduguna bir manevi i§arettir. Bu rumuzat ve i§arat-i ma'neviyyeyi 
bilmek a§k ile olur, taklit ve me§k ile olmaz. 

Ask 

A§k ne §eydir, nasil olur der isen, sana bir temsil ve hikaye ile a§ki be- 
yan edeyim. Bir deveci, devesini kaybedip aramak icin sahralara §uraya bu- 
raya gider imi§. Bir sahrada bir ce§me ba§inda bir kiz gormu§. Murat etmi§ 
ki, bu kiza sual edeyim, belki deveyi gormu§tur deyip yanina yakla§ip kizdan 
develeri sual etmi§. Kiz ona cevabinda demis. ki, 

"Beni babam dayimin ogluna verecektir. Ben ona varmryorum, istemem, 
ben filana varacagim!" Deveci tekrar: 

"Kizim ben senden develeri sual ediyorum." Tekrar kiz cevabinda: 

"Canim emmi, dedim ya, ben ona varmayacagin, filana varacagim" de- 
mi§. Deveci birkac defa tekrar tekrar boyle demis. ise, de fayda etmeyip yine 
o kendi efkanni soyliiyor. Deveci anlami§ ki, buna i§i anlativeremeyecektir, 
oradan gitmi§tir. i§te a§k-i ilahide olan zat boyle olmah, yani a§k-i ilahiden 
ba§ka bir §ey bilmemeli demektir. 

Namazlar 

Farz namazlardan once eda olunan siinnet, farza hazirlanmak ifin yani 
huzur-i Hakk'a girmezden evvel insan kendisini dua ve selamlamaya ve 
hazir etmek makamidir. Ve bir de namazin ba§inda "Iyydke na'budu" ye 
kadar "kef -i hitab yoktur, yani Fatiha-i §erifin evvelinde kef-i hitab ile ba§- 
lamiyor. Olmadigina i§aret "Iyydke na'budu" ye kadar yine kul kendisi- 
ni huzur-i Hakk'a selamlamaya ve duaya ve hazir etmek icin bir nevi manevi 
musaade demektir. Artik "Iyydke na'budu" den a§agi kul, mevlasimn huzu- 
runda oldugunu tamamiyla bilip ona gore hitaplara muntazir olacaktir. 



"(Yd Rabbi) Ancak sana kulluk ederiz. " (Fatiha, 4) 



552 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



SEYYIDA'REC 1076 HAUL HAMDI PA§A EFENDI 

Dogum ve oliim tarihi hakkinda kesin bir bilgi yoktur. 

Seyyid Yahya Dagistani kuddise sirruhu'l-azizin oglu olup, pa§a riitbe- 
sinde bir asker iken muhterem babalannin Mekke-i Mukerreme'ye hicret 
etmesinden dolayi beraberinde gitmi§tir. 

Ba§bakanlik ar§ivlerinden 24 Mayis 1867 tarihinde Hicaz Vilayetine 

1077 

yazdigi dilekcesinde Yenbaulbahr kaymakamhgi yaptigi otuz-kirk ki§ilik 
bir aileye sahip oldugunu ve gecim darhgi cektiklerini icin yardim istedigi 

1 078 

ve 1 1 Temmuz 1867 de maas. baglandigi goriilmektedir. 

Abdullah-i Mekki kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerine, daha sonra da pe- 
deri Yahya Dagistani kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerine hizmet etmi§tir. 
Her iki pirden de terbiye gormu§tur. Babalan Seyyid Yahya Dagistani Haz- 
retlerinin irtihalinden sonra Mekke-i Mukerreme'de hilafete gecmi§tir. Mek- 
ke-i Mukerreme'de medfundur. Balabani Hiiseyin Hiisnii Efendi Mek- 
ke'deki halifesidir. (h. 1347/ m. 1928) 

Corumlu Mustafa Rumi ve Tokath Mustafa Haki Efendi de Anadolu'da 
ayni anda ir§ad vazifesindedirler. 

Halil Hamdi Pa§a Balabani §eyh Hasan Hiisnii Efendiye ve Haci Halil 
Efendiye de icazet vermi§tir. 
Haci Halil Efendi 

Bana gore Haci Halil Efendi Hazretleri milrjitleri ki, §u an Mekke-i 
Mukerreme'de seccade-ni§in-i ir§ad-i ibad (§eyhlik vazifesinde olan) faziletli, 
§eyh Dagistani Haci Halil Pasa Hazretleri §eyh Mustafa Efendi 'ye, Haci Halil 
Efendi 'nin sanki silluk ve terakkisi icin bazi manevi isareti olmali ki, §eyh Mus- 
tafa Efendi buna dair ara sira bazi gizlice remzen isaret eder idi. 

Bir gun yine boyle rumuz ve isaret sirasmda musarilnileyh Haci Halil Efen- 
di, §eyh Mustafa Efendi 'ye hitaben bir temsil ile sunlan buyurdular. §oyle ki, 
bildikleri tlzere koylerde olan hayvanat yani inek, oktlz, buzagi, tosun bu gibi 
hayvanlan coban vasitasiyla sahralara otlamaya gonderirler. Bunlar ahirlardan 
cikip ova, sahralara gidince birbirlerine asmak igin birbirlerinin ilzerlerine gikar- 
lar, sicrarlar, yani tosun boylece inekleri asmak ister. O bicare koca oktlz oyle 
cumbils ve neseden geri kalmis ve kocaligi sebebiyle yerinden harekete mecali 
kalmamis olmasiyla o koca oktlz, soyle bir ufak tepenin ilzerine gilg hal ile gikip 
uzaktan onlara yani birbirlerinin ilzerlerine sicrayanlara kemal-i ask u nesesin- 
den bir gilzel ayn ses ile "O-mu-mu!" diye nida eder, yani 

"Ben de bu neseden ve bu cumbilsten isterim. Ama ne care ki, kudret il 
kuvvetim kalmamistir, eski zamamm yoktur. Bari siz durmayip bu is ile mesgul 
olunuz" diye onlara nese vermek icin oylece ses ile bagirir. Bunun gibi, simdi 



1 ° 7 6 — A'REC'in kelime manasi 'aksak' demektir. Bu pir de gercekte bu hal var 



midir? Bilemiyoruz. 

1077_ 

1078 — BOA, Fon Kodu: 1..MMS, DosyaNo:35, GomlekNo:1426 



' -Kizildeniz'le Hicaz arasmda bulunan bir sehirdir. 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 553 

fakiriniz ile A§ci Dede duacmrz, i§te boyle ihtiyar koca okilz gibi, olup silluk ve 
terakki nese ve cumbusiinden geri kaldigimiz cihetle artik silluk yolunda Hak 
olan civ an merdanelere uzaktan nazar edip "O-mu-mu" diye nida ediyoruz!" di- 
ye gilzel kelam buyurdular. Bu rumuzdan mtisartinileyh seyh Efendi i§i anlayip 
tebessiim buyurup onlara cevap olarak "Ask ve siilukiin sonu yoktur" "Vefevka 

1079 

killli zi ilmin alimun" diye bazi hikayeler naklettiler 

Haci Halil Efendi o dereceye vasil olmus idiler ki, hangi vakit isteseler ve 
piran-i azam hangisiyle ruhani yonden sohbet, konusma ve bir sey izni icin emel 
ve arzu buyursalar idi, o anda sanki manevi telgraf tellerini baglamis gibi, hacet 
arzi ederek cevap alirlar idi. 



1079 — "Hq T bilgi sahibinin ilstilnde daha bir bilen vardir." (Yusuf, 76) 
108 °— Asci Ibrahim Dede, a.g.e. c. II, s.615 



554 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



SEYYID HACI MUSTAFA HAKI TOKADI EFENDI 

(d. r. 1272 m. 1855- h.y.t. 15 Kanunisani Per§embe 1336 (m. 15 Ocak 
1920) 

Vez o sud vez Halil Hamdi Pasa, Tokad-i Mustafa Hdki 
Huseyni Seyyid emced cihan ezfeyz-i o ma'mur 

Tokat'ta Sogukpinar Mahallesi'nde dogmu§tur. §eyhulislam Mustafa 
Sabri Efendi'nin yegenidir. 9 ya§inda Kuran'i ezberlemis. ve §er'i ilimleri 
tahsil etmi§tir. 

Mustafa Haki Efendi, ilk tahsilini Tokat'ta yaptiktan sonra, maneviyatin 
i§tiyaki ile Corumlu Mustafa Rumi Efendi'ye talebe olup icazet aldi. Sonra 
Tokat'a donup, talebe yeti§tirmeye ba§ladi. Dergahi hak a§iklan, ilim taliple- 
ri ile dolup ta§ardi. Kalbindeki nuraniyeti miibarek simalanna aksetmis. ol- 
dugundan kendilerini yeti§tiren Mustafa Rumi kuddise sirruhuT-aziz Haz- 
retleri, nurani simasindan dolayi "Melek Hafiz" diye hitap etmi§tir. 

Corumlu Pir kuddise sirruhuT-azizdeki siki terbiye, yine Pir'in i§areti ile 
birazcik doneminde hafifletilmi§tir. ^iinkii me§rep itiban ile Muhammedi 
idi. 

Tokat Ali Pa§a Camii'nde imam-hatiplik de yapmistir. 1908 de 2. Me§- 
rutiyetin ilani sebebi ile Tokat Mebusu olarak Istanbul' a mebus olarak git- 
mi§tir. Meclis azahgi pasif olarak devam ettigi, ancak ittihatcilar tarafindan 
Istanbul'da mecburi ikamete tabi tutulmu§tur. Tokat'a donu§une izin 

verilmediginden Kendisine Mevlana Mustafa Ismet Garib'u-llah Efendi'nin 
Fatih-^ar§amba Cebeciba§i Mahallesinde ki, konak 1920 yihna kadar Der- 
gah olarak verilmi§tir. 



1081 — Son Seyhulislam Mustafa Sabri Efendi 

Devlet-i Ali Osmaniye'nin son devir §eyhulislamlarmdan olan Mustafa Sabri 
Efendi 1869 yilmda Tokat'ta dogmustur. Aym zamanda siyasetle de ilgilenen Sabri 
Efendinin babasi Ahmet Efendidir. 12 Mart 1954 tarihinde Mirag gecesinin sabahm- 
da Kahire'de ahirete irtihal etmistir. Allah rahmet eylesin. 

1082 — Mustafa Haki kuddise sirruhu Efendi, Babasma ders gekerken 

"Baba meleklerin hifjirtisini duyuyor musun" babasi bir cevap verememistir. 
Qorumlu Pir'in ihvani olan babasi Qorumlu Pir'i ziyaretlerinde; 

"Melek Hafiz nasillar" diye sorunca o gilnden sonra adi "Melek Hafiz" diye 
kalmistir. 

1083 — BOA, Fon Kodu: L.DUIT, Dosya No:17/l, Gomlek No:60 Hakk'a yilruyu- 
stl ile ilgili belgede meclis azahgi sifatmm devam etmekte oldugu gorillmektedir. 

1084 — y[ eY \ ana Mustafa Ismet Garibullah kuddise sirruhu'1-aziz Efendi tarafindan 
h. 1 289/m: 1 872 tarihinde yapildi. 1 960 da yeniden ibadete acildi. Caminin (mustemi- 
lati ile) alam 3000 m 2 dir. (Fatih Camileri ve Diger Tarihi Eserler, D.LB, 1991, 
s.138) 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 555 

Daha sonra bu yer Ahiskali Haydar Efendi'ye me§ihat makaminin emri 
ile dergah olarak verilmi§tir. Ali Haydar kuddise sirruhu'1-aziz Efendiyle 
Tokath Pirimiz arasinda epeyce bir kirginhk ya§anmasi, be§ sene kadar bu 
sorunun siirmesi kaderin garip bir cilvesidir. Melek Hafiz'in din karde§i 



Ali Haydar kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin kizi Saide Hamm'm anlattigma go- 
re; "Ali Haydar Efendi o zamanm Seyhtilislami Esa'd kuddise sirruhu'1-aziz Efendi- 
ye "Efendim, benim hakkim ne olacak" demistir. O da "eger Mustafa Haki Efendi 
memlekete giderse fesat durum cikacak, bir zaman sabret" demistir. Albay Kenan 
Bey bu ise yani tekkenin devrine yelteniyor. Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz 
Efendi ise, "Benim oliim gikar, dirim gikmaz" diyor. Albay Kenan Bey '13 Kasim 
1919 Ser-katib-i Hazreti Sehriyari Ali Fuad'a cevabi mesihat cevabi ile' mazba- 
talarm hazirlanmasma calismis ve Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz Efendiye 
goturmek icin hazirlanmistrr. Fakat gazeteler Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz 
Efendinin vefat haberini yazdigmi gormilsler. Fakat bu arada Ktictik Mustafa Pasa 
ile Fevzi Pasa Mahalleleri arasinda btlytlk bir yangm crkmis Ali Haydar Efendinin 
ve ihvamn bircogunun evi de yanmistir." 

Anlatilanlardan anlasildigma gore "Benim oliim gikar, dirim gikmaz" sozil ha- 
kikate crkmistir. 

— Devletin dusmanlar tarafindan isgal edildigi bir donemde dergah bir sorun 
haline gelmistir. Bu acikh durumunu gosteren belgeleri asagida sunulmustur. Bu 
olaylarin olusunda Mustafa Haki kuddise sirruhu Hazretlerini elestirenlerin "Tek- 
keyi gasb eden §eyh " tabirini kullanmalan garib bir durumdur. 

"Hafiz Halil Sami Efendi 1919 yilmda Padisaha hitaben yazdigi dilekce: 

"Padisah'm en ytlce makamma, 

Cenab-i Hak ve Kadir-i Mutlak Hazretleri Padisahm omilr ve afiyetlerini ziyade 
ve en son gilne kadar saltanat makammi ebedi kilsm. (Amin!) Efendimiz sallallahtl 
aleyhi ve sellemin hilrmetine Sultan Abdulmecid Han Hazretlerinin turbelerinde her 
Cuma gecesi on mtirid ile "Halidi adabi" ilzere "Hatm-i hacegan" icra eylemekle 
gorevlendirilen Sultan Selim Camii yamnda Cebecibasi Mahallesinde Ytlce Naksi- 
bendi Tarikatmm Halidi Seyhlerinden Seyh Mustafa Ismet Efendi kuddise sirruhu 
Hazretlerinin vakif ve ihya buyurduklan "Halidi Dergahi" nm seyhlik cihetine, ken- 
dilerine mensup halife ve mtlridlerin sefecegi bir zati kendilerine sart ve tahsis bu- 
yurmuslardir. 1330 (1914) senesinde Mesihat cihetine vakfm sartma istinaden mez- 
kur cihetin hakki ile sart kosulmus olan ve Seyh Ismet Efendi Hazretleri 'nin kuddise 
sirruhu halifelerinden Seyh Halil Nurullah Efendi Hazretlerinin kuddise sirruhu 
halifesi Seyh Ali Riza Efendi kuddise sirruhu Hazretlerinden mtistahlef; ahlaki, 
sireti, zahir ve batm ilimlerindeki dirayeti, ihvamn terbiyesinde ehliyeti mtisellem ve 
Seyh Ali Riza Efendi kuddise sirruhu Hazretlerinin irtihalinde isaret olunan vakfi 
silsilesine mensup hemen buttin ihvan ve muridamn kendilerine biatle itimada maz- 
har-i merci ve melee olmus ve o Hazrete mensup mtirid ve talebelere Naksibendiye-i 
Halidiyye-i Ismetiyye Tarikatim ta'lim, saliklere terbiye, Hatm-i Hacegan ve seyr-i 
stlluk hizmetlerini asagida arz olunacagi tlzere dort seneden beri hanelerinde ve cami 
koselerinde devam ve ifa zaruretinde kalmis Hazreti ismet'in yegane mtlmessili 



556 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



bulunan Seyhimiz ve bugiln fetvahanede tesekktil etmis "Muhitu'l Fetava Heyeti" 
riyasetinde bulunan resadetlti, faziletlil Ali Haydar kuddise sirruhu Hazretlerine 
tevcihine dair sart-i vakif mucibi butun halite ve muridlerin muhtirleri ile muhtirlu 
intihab mazbatamizi Meclis-i Mesayih'e takdim etmisken; Meclis-i Mesayih'ce sarti 
vakif hie nazar-i dikkate almmayarak musarunileyhin tarikat silsilesinden haric 
sabik Tokat Mebusu Mustafa Haki Efendiye intihabsiz tevcih etmislerdi. Dort sene- 
den beri devam eden cahsmamizm neticesi muamele Sura-i Devlet'ten, Fetvaha- 
ne'den edilen suallerle bir sene evvel yine Meclis-i Mesayih'ce mezkur dergahm 
"Mustafa Haki Efendi"ye hilafetinin tevcihi ser' ve kanuna gore yok htikmundedir." 
cevabi verildigi halde bir seneden beri mezkur dergahta gayr-i mesru, fuzuli ikamet 
ettigi gibi sonradan, sabik Seyhtilislam Tokatli Mustafa Sabri Efendiye iltica edip 
kendisini Meclis-i Mesayih'e aza tayin ettirip bu vasita ile bu mesru olmayan hare- 
ketlerini devam ettirdigi ve mezkur dergah bir seneden beri Meclis-i Mesayih'ce 
mahlul ve sart-i vakif mucibince intihabnamemizle gercek sahibi varken kendisinin 
ser' an ve kanunen btltiln mtizakerelerde haric kalmasi lazim oldugu halde hazir 
bulunup ttlrltl desiseler ve tehditlere apacik olan hakkimizi bu gtlne kadar surtince- 
mede biraktigi ve isaret olunan vakfa mensup ihvan ve muridlerin otede beride peri- 
san olmalarma vesile oldugunu btlytlk bir uztlnttl ve kederle ytlce Makamlarma arz 
ve ibla' ve hadisede mukaddes Zatlan da alakadar bulundugunda Meclis-i Mesayih 
de bu sarih hakkimizi senelerce surtincemede kalmasi ile uzuntuytl icine alan bir hal 
kesbeden mezkur dergahimrzm biran evvel bu gasplardan kurtanlmasi ve hak sahibi 
ve ehli olan, intihap oldugu arz olunan Ali Haydar Efendi Hazretlerine tevcih ve 
teslimi hususunun emir ve irade-i §ehriyan kemal-i tazarru' ile niyaz ve istirham 
olunur. Bu hususta ve her halde padisahm emir ve iradesi Efendimiz Hazretle- 
ri'nindir." 

15 Muharrem 1338/11 Tesrin-i ewel 1335 

(24 Ekim 1919) 

El-Fakir el-Hac Hafiz Halil Sami Kullan. 

Ismetullah Efendi Tekkesinin Ali Haydar Efendiye iadesini talep eden dilekceye, 
19 gun sonra "padisah baskatibi Ali Fuad" imzasryla asagidaki tezkere gonderildi: 

"Sultan Selim Camii civarmda Cebecibasi Mahallesinde bulunan Halidi Derga- 
hi'nin kurucusu Seyh Ismet Efendinin Hakk'a yurudugil tarih tarihinden beri mezkur 
dergahm seyhligine mtiridler tarafmdan intihap olunan zatm tayini usultlne riayet 
olarak sonradan inhilal eden postnisinlige de icap eden usul ilzere Fatih muciz dersi- 
amlarmdan fetvahanede "Muhitu'l-Fetva Hey'eti" reisi Ali Haydar Efendi intihab 
(secilmis) olunmusken vaki' olan intihab (secim) nazan itibara almmaksizm digeri 
tayin kilmdigmdan bahisle eski usultln muhafazasi istidadma dair Hafiz Halil Sami 
imzasi ile padisahhk makamma takdim olunan dilekfe Padisah tarafmdan goruldil. 
Halidi Tarikati'na mensup Mesihat cihetlerinin inhilalinde Mesihat hizmetine tayin 
olunacaklarm mtiridler tarafmdan intihabi tarikatlarm usulti icabmda bulunmus ol- 
dugundan, bu sekil vakif sartma da muvafrk oldugu takdirde mezkur dergahm seyh- 
liginin segimi durumunda eski usultln degistirilmesi cihetine gidilmesi muvafik 
olamayacagi mtllahaza buyrularak, yukanda zikredilen dilekce tetkik edilerek icap 
eden durumun ifasi zimmmda Padisah'm emri ve fermam have olunarak 
Seyhtilislamhk Makami'na gonderildi. Bu hususta emir ve ferman, emir sahibi olan 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 557 



Padisah Hazretleri'nindir. 

5 Safer 1338/30 Tesrm-i Evvel 1335 
(13 Kasim 1919) 

Ser-katib-i Hazreti 

Sehriyari Ali Fuad" 

(Ahmet Acrkgoz,10 Nisan 2005, Inkisaf Dergisi,) 

(Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri 15 Ocak 1920'de Hakk'a yurii- 
yene kadar dergah Ali Haydar Efendiye nasip olmamasmdaki durumun aciklanmasi 
biraz gerekmektedir.) 

Hakikatte bu durum cemal ve celal mertebesinde olan iki pirin milcadelesidir. 
Ali Haydar kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin Mustafa Haki kuddise sirruhu'l- 
azizin Hakk'a yuriimesi ile bu makama gelebilmesi "rahmetim gazabimi geqmi$tir" 
sirrmm tecellisidir. Ciinkii mesrep itiban ile Ali Haydar Efendi celali idi. 

Konu hakkmda su hadiseyi hatirlatalim ki; 

"Hz. Osman radiyallahu anh muhasara edildigi zaman, namaz kildirma isine Hz. 
Ebu Hilreyre radiyallahu anhi tayin etti. Bazen Hz. Ibnu Abbas radiyallahu anh kil- 
dinyordu. Sonra, Hz. Osman radiyallahu anh (isyancilara) elci yollayrp, "benden ne 
istiyorsunuz?" diye sordu. Onlar: 

"Hildfetten aynlmani istiyoruz" dediler. O da: 

"Allah Teala'nin bana giydirdigi bir kaftani gikarmam" diyerek reddetti. 

"Onlar seni oldurecekler!" dediler. O: 

"Beni oldurdugunuz takdirde, ebediyyen birbirinizi sevmeyecek, dusmanla 
elbirlik savasamayacaksiniz. Gore gore ihtildfa duseceksiniz. Ey kavnt, bana karsi 
gikardiginiz jm ihtildf sakin ola batjiniza, sizden oncekilerin ntaruz kaldigi belayi 
dolamasin!" dedi. Ihtilalcilerin tazyikleri artmca, cuma guntine oruclu olarak girdi. 
Gun biraz ilerleyince uyudu. Uyamnca: 

"§u anda ruyamda RasulilUah sallallahii aleyhi ve sellemi gordiim. Bana: 
"Ak§am yanimizda iftarini yapacaksin" buyurdu" dedi. O gun oldurilldu. Sonra 
Hz. Ali radiyallahu anh hutbe okumak tlzere kalkti. Hamd il senadan sonra: 

"Ey insanlar, dedi, bana yaklatjin, gozlerinizi, kulaklarinizi dort agin. §ahsen 
ben ve sizler hepimizin fitnenin igine dii§memizden korkuyorum. Fitne sirasinda, 
hepimize gayret gerekecek, " Devamla dedi ki; 

"Allah Teala bu ummeti iki edeble terbiye etti: Kitap ve Siinnet. Bunlarin (tat- 
biki hususunda), sultan nezdinde gevseklik olantaz. Oyle ise, Allah Teala'dan 
korkun, aranizdaki meseleleri h all e din. " 

Hz. Ali radiyallahu anh bunlan soyleyip minberden indi ve beytu'l-maldan arta 
kalan servete yonelerek Musltimanlar arasmda taksim etti." (Kutub-u Sitte) 

Tekkenin tekrar el degistirmesinde crkan btiyuk yangm ise, aradaki kirgmhgm, 
"benim oltim qikar" kelammm hakikate crkmasi ve yukanda zikredilen Hz. Osman 
radiyallahu anhm hali Mustafa Haki kuddise sirruhu'l-azizin hakhhk payim ytlk- 
seltmektedir. 

Mustafa Haki kuddise sirruhu'l-azizin RasulilUah sallallahii aleyhi ve sellemin 
devlet tarafmdan verilen hilafeti terk etmeme emri tlzerine hareket etmesi ve Tokat 
Ili'ne gitmekten men edilmesi ile bu tekkedeki misafirligi vukua gelmistir. Yoksa 
O'nun bu sekilde bir dilegi olmadigi ihvanca meshurdur. Aynca Osmanh Devle- 



558 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

tarafindan bilinmemesi cilve-i ilahinin tecellisi olsa gerektir. 

Tokath Pirimizin Kabri saadetleri Fatih Cami-i Haziresinde olup, 
Ahmed Amis, kuddise sirruhu'1-aziz Efendi ile kom§udur. Mustafa Haki 
Efendi Fatih Camii haziresine defin edilmesine izin verilmedigi gibi, bir 
rivayet vardir. Fakat asilsiz olmasi gerekir. £unku ar§iv kayitlannda adi 
gecen yere defin edilmek icin devlet izni vardir. Belgelerden 17 Ocak 
1920 tarihinde defnine izin verildigi anla§ilmaktadir. 

Muhalif olan ki§ilerin riiyalannda "Bur ay a Haki gibi bir er yatacak" 
denilmi§tir. Bu durum £orumlu Mustafa Rumi kuddise sirruhu'l-azizin Hz. 
Osman radiyallahii anhin ayak ucuna defnedilirken de zuhur etmi§tir. Na§i 
omuzlarda ta§imrken §imdi defin edildigi yere gelince kimse ileriye goture- 
memi§. Orada da sirlanmi§. 

Oglu Bahaeddin Efendi ise, Eczacihk tedrisatim bitirmi§ lakin siyasi ent- 
rikalar yiiziinden Medine-i Miinevvere'ye gitmi§ ve 27 sene orada ders 
okutmu§tur. Daha sonra Hakk'a yuriiyene kadar §am'da ikamet buyurmu§- 
lardir. 



ti'nin ve Mejihat Makammm verdigi bir karar karjismda tekke ihvanlarm siyasi 
karar gibi davranmalan ve kendi sectiklerini seyh kabul etmeleri de seyh segme 
isinin zahire yoneldigini gosterir. Qtlnktl Ulil'l emre itaat etmekte ayn bir farzdir. 

Neticede ates eksiklikleri tamamlamis, kirgmliga sebep olan maddeyi yani tek- 
keyi ve gevresini bertaraf etmistir. Ali Haydar Efendi Hazretlerinin tekkeyi fazla 
istemesinden dolayi Allah Teala yenisi ile vermistir. Fakat sonra baska bir sikmti 
olarak Cumhuriyet donemi gelmis ve tekkeler kapatilmis. Bu konu bu minval ilzere 
nihayet bulmustur. 

Buyilkler hakkmda gelisi gilzel yazi yazanlar Mustafa Haki kuddise sirruhu'l- 
aziz icin gasp ifadesi kullanmalan seyhlerine olan asm sevgiden olsa da bu kelamm 
hatali tarafi foktur. Allah Teala'ya sigminz. 

1086 — BOA, Fon Kodu: L.DUIT, Dosya No: 17/1, Gomlek No:60 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 559 

SOHBETLERINDEN 

"Ashdb-i Kirdm radiyalldhti anhttm sohbet ile yttkseldl Onlar dini 
bildirenlerdir. Onlara dil uzatan, dini yikar. Onlarin imanda ayrihklari 
yoktur. Hepsi btttttn velilerden ttstttndttr. Insana Idzim olan once Ehl-i 
sttnnete uygun inanmak, sonra Allah Tedld'nin emir ve yasaklarina uy- 
ntak ve tasavvuf yolunda ilerlemektir. Islam 'in temeli; Ehl-i sttnnet dlimle- 
rinin bildirdiklerine inanmak veyapmaktir. " 

"Mttslttman temiz topraga benzer. Temiz topraga her sey atihr. Haka- 
ret gorebilir, eziyet gorebilir, cefaya ugrayabilir. Ldkin ondan hep gttzel 
temiz faydah seyler gikar. Mttminin, insanlari ayirmadan, hepsine ayni 
sekilde davranmasi ve gttzel ahldkh olmasi Idzimdir. " 

"Bir kimsenin havada uctugunu suyun ttzerinde yttrttdttgttntt gorse- 
niz, Isldmiyet'in emir ve yasaklarina uymaktaki hassasiyetine bakiniz. 
Sayet bu tarn ise, ona uyabilirsiniz. Eger emir ve yasaklarda gevseklik var- 
sa hemen ondan uzaklasiniz. Qttnktt zarari dokunur. " 

MENAKIBI 

1-Mustafa Haki Hazretleri Samsun'a geldigi bir gunde misafir kaldigi 
evde ikram edilen meyveyi yerken buyurur ki; 

"Bu gece dttnyaya bir oglum gelse gerektir." Tokat'a gelindiginde go- 
riiliir ki, sozun soylendigi o saatte Bahauddin kuddise sirruhu'1-aziz Efendi 
diinyaya gelmi§tir. 

2- ihramcizade Hazretleri §eyhi ile ihvani arasinda gecen §u hadiseyi 
50k anlatmi§tir. 

"§eyhim bir mecliste ihvanlan ile sohbet ederken, o yorenin Ismuk 
adindaki bir e§kiya; 

"Ben seyhin yanina girecegim " demi§ti. Ihvanlar e§kiyadan emin ola- 
mami§lar. Miisaade etmemi§ler. Buna kizan Ismuk, binanin catisina fikmi^ 
tandir bacasindan a§agi kendini birakmi§. Tam olarak §eyhimin online 
du§mu§. 

"Sen kimsin, ne isin var" diye buyurunca; 

"Efendim sizi gormek istedim, gostermediler bana, " demi§. Bu halden 
miiteessir olan §eyhim; 

"Sen sttluk gordttn mil?" 

"Hayir" cevabim ahnca; 

"Eger gormtts olsaydin, sana icazet verirdik," buyurmu§lar. §eyhim, 

"Gel sana sttluk dersi tarif edelim" buyurunca; 

"Efendim ben stilugu ne yapayim. Efendimin bir nazari bin suluk eder " 
demi§tir. 

3-Mustafa Haki kuddise sirruhu'l-azize bir §eyh gelip kendini ihvanin 
foklugu ile 6vunmu§tur. Mustafa Haki buyurur ki; 



560 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Bir kavak ile kabak varmi§. Kavak kabaga dermis, ki; 

"Sen nesin ben haftada bir kari§ uzuyorum. " Kabak; 

"Gilz gelince goruguruz " demi§. Bu meyanda o §eyhin etrafinda ne ka- 
dar ihvan varsa dagilmi§ ve §eyh Mustafa Haki kuddise sirruhu'l-azize 
intisab etmi§tir. 

4-Mustafa Haki tekkeyi yaparken Fatsah Hamit Hoca; 

"Efendim ne yapiyorsunuz? " diye sormu§. 

"Bir mukallidi getirip oturtasiniz diye tekke yapiyoruz" buyurmu§lar- 
dir. Seneler sonra soylenmis. bu soz kendileri halkin israri ile milletvekili 
secilip Istanbul' a gidince hatim okutmak icin ve ihvanin ba§ina Fehmi 
Efendi'yi birakmi§tir. Fakat kendileri bu vazifeden bir §ekilde dondiiklerin- 
de Fehmi Efendi "bu vazife bizde" diye hatim okunurken Mustafa Haki 
kuddise sirruhu'l-azize ta§lan vermemi§. Mustafa Haki bir huzursuzluga 
meydan vermemek icin Istanbul' a geri donmu§tur. 

5- Bir gun Mustafa Haki Efendi, ihvanlan ile sohbet aninda ku§lar bu- 
lunduklan mekana gelip §akimaya ba§lami§lar. Orada bulunanlar; 

"Bu ne haldir, Efendim " diye sormu§lar. Buyurmu§lar ki; 

"Bir gun bu hocalarin ba§indan sariklari ahnacak" 

Daha sonra kurulacak Tiirkiye Cumhuriyetini ve §apka inkilabim haber 
vermi§tir. 

6- Mustafa Haki Efendi, ihvani Muftu Abdurrahman Efendi'ye bir gun 
seni bir yere ziyarete goturecegim, demi§. Gittikleri ise, Es'ad Erbili Hazret- 
leri imi§. Bir zaman sohbetten sonra Es'ad kuddise sirruhu'1-aziz Efendi 



— Es'ad Erbili kuddise sirruhu'1-aziz 

Musul'un Erbil kasabasmdan (r. 1264/m. 1847) yilmda dogdu. Baba ve anne tara- 
fmdan seyyiddir. Babasi Erbil'de bulunan Halidi tekkesi jeyhi M Said Efendidir. 
Babasi tarafmdan dedesi Hidayetullah Efendi ise, Mevlana Halid el-Bagdadi kuddise 
sirruhu'l-azizin Erbil'de yaptirdigi tekkeye tayin ettigi halifesidir. 

Es'ad Efendi ilk tahsilini Erbil ve Deyr'de ikmal ettikten sonra yirmi 119 yasmda 
iken (r.l287/m.l870) yilmda manevi bir isaretle Naksi -Halidi seyhi Taha'l-Hariri'ye 
(h.y.t. (r. 1294/m.l875) intisab etti. Bes yilda seyr u sulukunii ikmal ile hilafet aldi 
(r.l292/m.l875) yilmda Hicaz'a gitti. 

Hac doniisii, seyhi de vefat etmis bulundugundan Istanbul 'a geldi. Kisa zamanda 
sohreti Istanbul'u tuttu ve Sultanm damadi olan Dervispasa-zade Halid Pasa kendi- 
sini saraya davet ederek ondan bir bucuk sene kadar Arapca ve dini ilimler tahsil 
etti. Sultan ikinci Abdiilhamit Han tarafmdan da Meclis-i Mesayih azaligma tayin 
olundu. Aynca kendisine bir tekke tevcih olunmasi icin Mesihat' a mtiracaat etti. 
Findik zade Macuncu civannda Sehremini Odabasi semtindeki Kelami Dergahi 
seyhligi mtinhal bulunuyordu. Burasi Kadiri tekkesi oldugundan tayin ifin Kadiri 
icazetname gerekiyordu. Esad kuddise sirruhu'1-aziz Efendi (r. 1303/m. 1883) tari- 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 561 

abdeste cikmi§. Mustafa Haki Efendi buyurur ki; 

"Ya Abdurrahman bu seyhin bir makamina bak" Abdurrahman Efendi; 

"Kalpte mi desem " diye soylenirken Mustafa Haki buyurur ki; 

"Oglum Istanbul da iki ytiz ktisur seyh var. Es 'ad Efendi hal seyhi ve 
kalbte, fakat siyasete karisti. " 

Iceri giren Es'ad Efendi duruma vakif olarak; 

"§eyhim, Es 'ad sen zayifsin kalpte gahs demisti" kelamini buyurur. 



hinde Abdiilkadir Geylani kuddise sirruhu'1-aziz ahfadmdan Abdulhamid er-Rifkani 
kuddise sirruhu'l-azizden aldigi Kadiri icazetnameyi ibraz ile bu tekkeye tayin olun- 
du. Burada milntesiplerine once oturarak ve Kadiri evradi okuyarak Kadiri ayini, 
sonra da Naksi usulilnce "hatm-i hacegan" yaptmrdi. (r. 1316/m. 1900) yilmda 
Abdulhamid Han tarafmdan memleketi Erbil'de ikamete memur edildi. 

Esad Efendi, Mesrutiyeti milteakip sevenlerinin daveti ilzerine 
(r. 1324/m.l908)de tekrar Istanbul'a dondil. Kelami dergahim zemin kat ilzerine 
genisleterek yeniden insa ettirdi. Uskildar'daki Selimiye Dergahi seyhligi bosahnca 
oramn seyhligi de Es'ad kuddise sirruhu'1-aziz Efendiye tevcih olundu. 

Es'ad kuddise sirruhu'1-aziz Efendi (r. 1330/m.l914) yilmda once Meclis-i 
Mesayih azasi sonra da reisi oldu Meclis-i Mesayih reisligi zamamnda tekkelerin 
lslahi ve seyhliklerine ehliyetli kimselerin tayini ile seyh evladmm en iyi sekilde 
yetistirilmelerini temin istikametinde cahsmalar yapti. Padisah Sultan Resad'm 
sevgisini kazanan Es'ad kuddise sirruhu'1-aziz Efendi, aym yil "silrre emini" olarak 
hacca gonderildi. (r.l331/m.l915) yilmda meclis-i Mesayih reisliginden istifa etti. 

Tekkelerin kapatilmasmdan sonra hif sokaga gikmamaga karar vererek Erenkoy- 
Kazasker' de satm aldigi koskilnde inzivayi ihtiyar etmesine ragmen dikkatler ilze- 
rinden eksik olmamistir. 23 Arahk 1930 yilmda meydana gelen Menemen vakasiyla 
ilgisi bulundugu iddiasiyla tutuklanarak Menemen'e sevk edildi. Idam talebiyle 
yargilandi, ilerlemis yasi sebebiyle idam cezasi milebbet hapse gevrildi. Oglu M. Ali 
Efendi ise, idam edildi. Es'ad kuddise sirruhu'1-aziz Efendi Menemen'deki askeri 
hastanede tiremiden tedavi gordilgil sirada 84 yasmda iken 3-4 Mart (1931) gecesi 
vefat etti. Vefatiyla birlikte zehirlendigi ile ilgili tartismalar da gilndeme geldi. 

1088 — J milyona yakin niifusa sahip Istanbul'da 1882'de Istanbul'da 260 
tarikat tekkesi vardi. 

Bunlarm 52'si Naksi, 45'i Kadiri, 40'i Rifai, 32'si Halveti, 21 'i Siinbiili, 15'i 
Sadi ve 14'il Sabani adh Silnni tarikatlara aitti. 

Diger tarikatlara ait tekke sayilan ise, olduk9a alt dilzeydeydi. Bunlar, 7 Cerrahi, 
5 Mevlevi, 4 Gillseni, 4 Bayrami, 4 Ussaki, 4 Sinani, 3 Halidi, 8 Bedevi ve 2 Sazeli 
tekke siydi. 

1880 yilma gelindiginde Istanbul'daki tekke sayisi 305 'e ulasirken ozellikle 
Naksiler, Kadiriler, Celvetiler daha da gtic kazanmisti. 

1089 — Seyh, milride "es-seyru ila'l-lahi"deki nefs menzillerinden ilahi tecellilerin 
baslangici olan kalp makammm sonuna ulastigmda icazet verir. (CAVUSOGLU, 
a.g.e. s.128) 



562 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

HAKK'A YURUYUSU SEBEBIYLE YAZILAN 
MERSIYEDEN BIR BOL UM 

Hicrdnda koydun bizleri ey Milrsid-i ebcel 
Ndkislari kim eyleyecek kdmil u ekmel 

Destine yapistik ebedi bir habl-i metine 
Cektin elini ndkis olan dustti zemine 

Eyvdh gegirdik dem-i firsatlari eyvdh 
Allaha ulastirici sohbetleri eyvdh 

Feyz-i nazarin murdeleri eyledi ihyd 
Bu seng-dil Ademligini bulmadi hdld 

Sen bizleri cezb eder idin ars-i berine 
Biz kendimizi attirmz zir-i zemine 

Hayfd o nezdfet o zerdfet, o cemdl 

Cem ' olmus idi sende hemdn ctimle kemdldt 

*** 
METHIYE 

Gel ey gok gor ki, bir kerre ne hdldir Hazret-i Hdki 
Saddet bagi igre bir nihatdir Hazret-i Hdki 

Ne sultdn-i hakikdttir gortip anla kemdlinden 
Ne isrdk eylemis nur-i zil 1-celdldir Hazret-i Hdki 

Anin sir-db He gill hakki musaffa bi-cemdlinden 
Tekdmul eylemis bir mdh-i cemdldir Hazret-i Hdki 

Dehanimdan gikan her nutku bir iksir-i a zamdir 
Ser-d-pd nur-i akdes bir kemdldir Hazret-i Hdki 

Ana bir bende olmak her kula Hakk 'tan saadettir 
HulusiHakk'a vdsitu 7- visaldir Hazret-i Hdki 

Seyyid Osman Hulusi kuddise sirruhu'l-aziz 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 563 

HACI MUSTAFA TAKI EFENDI (DOGRUYOL) (1873-1925) 1090 

Hayati ve Ilmi Kisiligi 

Mustafa Taki Efendi (r. 1289- m.1873) yilinda Sivas'ta Oglancavus. ma- 
hallesinde dogdu. Annesi Saniye Hanim, babasi Mehmet Selim Efendidir. 
Bu yuzden Mustafa Taki Efendi'ye Selim Efendizade de denilmi§tir. Anne 
ve babasi hakkinda yazih kaynaklarda kayda deger bir bilgi mevcut degildir. 
Ismindeki Taki ilavesini sonradan aldigi anla§ilmaktadir. Meclis zabitlannda 
ve Milli Egitim Bakanligi kayitlannda adi Mustafa Taki olarak gecerken, 
niifus kaydinda sadece Mustafa olarak gecmektedir. Burada §unu da belirt- 
mekte yarar var. Mustafa Taki Efendinin adi Meclis zabitlannda ve bazi 
makalelerinde Mustafa Taki olarak gecerken, Kirk hadisinde ve yine bazi 
makalelerinde Mustafa Naki olarak da gecmektedir. 

Taki; 'Allah'tan korkan, muttaki, dindar' demektir. 

Naki ise, 'saf, katiksiz, pak, tertemiz, annmis/ anlamina gelir. Mustafa 
Taki Efendinin, makalelerinde, isminden sonra soyadi ya da belirleyici vasif 
olarak her iki ifadeyi de bilincli olarak kullandigi anla§ilmaktadir. 

Ilk ve orta tahsilini Sivas Iptidai Mektebi ve Ru§tiyesi'nde, yiiksek tahsi- 
lini de Medrese'de tamamladi. Mustafa Taki Efendi'nin hangi medreseden 
mezun oldugu ve hangi hocalardan ders aldigi bilinmemektedir. 

Arapca ve Farscayi 50k iyi bilen Mustafa Taki Efendinin, her ne kadar 
Kelam ilminde ihtisas sahibi oldugu soyleniyor ise, de, makalelerinden ve 
Meclis kiirsiisunde yaptigi konu§malanndan Fikih ilminde daha otorite oldu- 
gu anla§ilmaktadir. Aynca Feraiz, Tefsir, Hadis ve Siyer alanlannda da 
vukufiyeti vardir. Miiderris ve Dersiam olup Sultani'de muallimlik, Medre- 
sede fikih ve tefsir hocahgi, mahkeme azahgi, "Sirat-i Miistakim" ve 
"Sebilurre§ad" dergilerinde muharrirlik yapmi§tir. 

Donemin soz konusu en onemli dergilerinde, toplumun ce§itli kesimleri- 
ne yonelik uyanci ve yonlendirici makaleleri yayimlanmi§tir. Zaman zaman 
bazi yazilara cevap vermi§, fikirlerini korkusuzca toplumun her kesimiyle 
payla§mi§tir. Ornegin Istanbul'da yayimlanan "Azadamard" dergisinde cikan 
Islam'daki cihadi vah§et olarak gosteren bir yaziya, "Islamiyet'te Cihad" 
isimli makalesiyle cevap vermi§tir. 

Memuriyet Hayati 

19 Ekim 1887'de Sorgu Hakimi (miistantik muavini) Yardimcihgi ile 
Adliye Te§kilatinda ba§ladi. 

1 Kasim 1891'de Hafik ilfesi Sorgu Hakimi Yardimcisi oldu. Adliyede- 
ki gorevini, 17 Nisan 1894- 29 Haziran 1913 tarihleri arasinda Sivas Adli- 



1090 — Bu ^Qj Um yaziin-ken d 0? D r Cemal AGIRMAN'in Somuncu Baba Dergi- 
si, Arahk / 2005, s. 34-38 makalesi temel almmij, bazi §eyler ilave edilerek yazilmij- 
tir. 



564 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

yesinde Bidayet Mahkemesi zabit katipligi, miidde- i umumi (ba§savci) ka- 
tipligi, Bidayet Mahkemesi ba§katipligi ve mahkeme aza mulazimhgi ile 
siirdiirdii. 

Kisa bir sure Meclis-i Umumi azahginda bulundu. 13 Kasim 1914'te Si- 
vas Sultanisi (Lise) Arapca ogretmenligine atanmasiyla adliye te§kilatindan 
aynldi. 

Bir miiddet Daru'l hilafe Tiirkce miiderrisligi ile Arapca-nahiv ve fikih 
miiderrisligi yapti. Ogretmenlik gorevini 22 Nisan 1920'ye kadar surdiirdii. 

1 Agustos 1336'da (1920) 47 yasinda iken TBMM. I. Donem Sivas me- 
busu (milletvekili) olarak meclise girdi, 23 Nisan 1920'de yapilan ilk mecli- 
sin acih§inda hazir bulundu. Ankara Fetvasi'm "Sivas Mebusu, Ulemadan 
Mustafa Taki " ismiyle imzaladi. 

Mecliste §er'iyye, Evkaf, Adalet, Ir§at, Anayasa, Dilekce, Milli Egitim 
komisyonlannda ve Memurin Muhakemat Tetkik Kurulunda cah§ti. Bu ara- 
da III. Toplanti yilinda bir siire Dilekfe Komisyonu ba§kanhgim yapti. Do- 
nem ifinde 7 'si gizli oturumlarda olmak iizere TBMM kiirsiisiinden 43 ko- 
nu§ma yapti; 5 kanun onerisi verdi. 

I. Donem milletvekilliginden sonra 1923'te Sivas'a Hadis ve Arapca og- 
retmenligine atandi. Bu gorevde iken Hakk'ayurumu§tur. 

Tasavvufi Hayati 

Omriinun fogu ara§tirmak, eser telif etmek, yazih ve sozlii olarak insan- 
lan ir§ad etmekle gefti. 

Mustafa Taki Efendi, Tokat'a gidip, ders aldiktan uc giin sonra fena ma- 
kamina fiktiklan rivayet edilir. O'nun bu kabiliyetine hayran kalan Haki 
kuddise sirruhuT-aziz Efendi murakabe-i ahadiyet derslerini talim ettirerek 
siilukiinii kisa zamanda ikmal etmi§tir. Bu halden sonra Sivas'a donmeye ve 
orada hatm-i Hacegan okutup, ders tarif etmeye memur kihnmi§lardir. Arka- 
da§lanndan bazilan; acaba bu kadar kisa zamanda siilukiinii tamam edebildi 
mi gibi du§uncelerine kar§ihk, Mustafa Haki kuddise sirruhu'1-aziz §6yle 
cevap vermi§tir: 

"Sizler daha yari yoldayken Mustafa Taki Efendi siilukiinii ikmal et- 
misti. " 

Mustafa Haki Efendi, Mustafa Taki Efendi icin §6yle buyurur; 

"Mustafa! Senin elin bizim elimizdir. " 

Tokath Mustafa Haki Efendinin Hakk'a yiiriimesinden sonra vazife 
ihramcizade Haci Ismail Hakki Toprak Hazretlerine intikale ettiyse de 
siilukiinii ikmal etmediginden muvakkaten, zuhurat yoluyla Mustafa Taki 
Efendiye ihvan teslim olmu§tur. 

Mustafa Taki Efendinin ilmi otoritesi, devrin alimlerince de takdir edil- 
mi§, kendisinden saygiyla bahsedilmi§tir. Hasan Basri £antay, ondan 'bti- 
ytik suft, ytiksek alim ve drif bir zat olarak bahseder. Onun ilmi otoritesini, 
hukuk bilgisinin derinligini, mantik ve felsefeye olan vukufiyetini, §er'i ilim- 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 565 

lerdeki enginligini kanun muzakereleri esnasinda meclis kursiisirnden yaptigi 
konu§malardan gormek mumkirndiir. 

(r. 18 Agustos Sail 1341 - m. 18 Agustos 1925) senesinde ihvanlanndan 
birisi olan Yoncahkh Mehmet Beyin hanesinde irtihal-i dar-i beka buyurur- 
lar. Cenazesini yayh at arabasiyla Sivas'a getirilmi§tir. Kabri, Sivas'ta 
Abdiilvehhab Gazi Kabristanindadir. 

Mustafa Taki Efendi Hakk'a yuruyiince bazilan demi§lerdir ki; 

"Hint tig Mustafa He gitti. 

Qorumlu Mustafa Runti Efendi, 

Tokath Mustafa Hdki, 

Sivash Mustafa Taki dir. " 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi, Darendeli Haci Hasan Akyol, 
Baytarbeyli Mustafa Efendi ve Muezzin Ali Efendi gibi, onde gelen §ahsi- 
yetler, onun sohbetlerinden feyiz almi§tir. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri Sivash Pirimiz Musta- 
fa Taki Efendi hakkinda "Bizim sohbet seyhimiz" buyurulardi. 

Bu arada Mustafa Taki Efendi, Hakk'a yuriidukten sonra damadi Cerkez 
Yusuf Efendi ve oglu Bedir Hafiz'in (Dogruyol) §eyhlik vazifesini de- 
ruhte etmekte israrci olmu§lardir. Bedir Hafiz Efendi gordiigii bir riiyada 
babasimn emri iizerine Ihramcizade Haci Ismail Efendi Hazretlerine gelip 
arzuhal etmesinden sonra, Bedir Hafiz'a; 

"Gardasim, Bedir Hafiz o kolu da sen idare et" diyerek vazife-i ruhsa- 

,■ 1092 • .. 

tiye vermi§tir. 

Toplam yedi 7 focuk babasi olan Mustafa Taki Efendi dort kez evlen- 
mi§, kendisinden bir kiza sahip oldugu ikinci e§i Behiye Hamm'dan bo§an- 
mi§, 1950'de vefat eden iifiincu e§i Teyfika Hamm'dan cocuklan olmami§, 
dordiincii e§i Emine Hamm'dan da bo§anmi§tir. Birinci e§i Hatice Ha- 
mm'dan alti cocugu olmu§tur. 

Ailesi daha sonra "Dogruyol" soyadim almi§tir. 



1091 — §EYH BEDRETTIN kuddise sirruhu'1-aziz EFENDI 

Asil ismi Bedrettin Dogruyol olan Haci Hafiz Bedrettin kuddise sirruhu'1-aziz 
Efendi, Naksi seyhlerindendir. h.1327 yilmda dogmustur. Haci Mustafa Taki 
kuddise sirruhu'1-aziz Efendinin ogludur. Yildizeli ve Sivas'ta hayatim surdurmilstu. 
Yildizeli Qarsi Cami imam-hatipligi gorevinde bulunmustur. 20 Nisan 1984 tarihin- 
de Qatalpmar Cami'nde cuma namazi esnasinda Hakk'a yurildugu tarih olmustur. 
Kabri, mezarliklar tarafmdan camiye gidilirken camiye 600 metre kala sol taraftadir. 
(YASAK, a.g.e. s. 58) 

1092 — Zahiren ^eyhligi yurutup, manada pire muttasil olan simrli ruhsat sahibi. 

1093 — oiumlulugunda bes gocugu oldugu ifade edilen Mustafa Taki kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendinin, torunu Mithat Dogruyol'un notlarmda yedi focuk babasi 
oldugu ifade edilmistir. 



566 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

MENAKIBI 

1-Bir hac seferinde Tokath Pirimize hizmet etmis. ve onun sayisiz tevec- 
cuh ve iltifatlanna mazhar olu§unu kendisi §6yle anlatmi§tir. 

"Pir Efendimizle Mekke-i Mukerreme'de hac farizasini tamamladiktan 
sonra Medine-i Miinevvere'ye dondiik. Ziyareti Nebevi'de fikrime geldi ki; 
dogrudan dogruya Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemi rabitaya ahr feyz 
ve bereketinden azami derecede nasiplenirim. Ancak §ebeke-i §erifin oniinde 
ne kadar rabita ve huzur aldiysam da tutturamadim. Bombos. kalmi§tim. An- 
ladim ve hemen Haki kuddise sirruhu'1-aziz Efendi'yi vasita ettim. Sel gibi, 
fuyuzat akmaya ba§ladi. Di§an ciktigimizda buyurdu ki; 

"Burada da beraber olsak daha iyi olmaz mi? 

Hemen eline kapandim ve O'ndan af diledim." 

2-Bahauddin Efendi bir hatirasinda §6yle anlatmi§tir. 

"Mustafa Taki kuddise sirruhu'1-aziz Efendi'yi yaz giinlerinde Tokat'a 
davet ederdim. Lutfeder te§rif buyururlardi. Kendilerini goren Tokat ihvani 
onun aynen Mustafa Haki Hazretlerine benzedigini soylerlerdi. Sohbetlerin- 
de sayisiz nasib-i maneviyye var idi. Ertesi yilin sonbahannda rahatsizlan- 
mi§lar ve beni emretmi§ler idi. Derhal Tokat'tan aynlarak Sivas'a gittim ve 
orada hizmetleriyle bizzat me§gul olmak §erefine eri§tim. Bir mirac gecesi 
miraciye okuyarak sohbet buyurdular. O yilin yaz aylannda yine ziyaretleri- 
ne gittim, bana §am'a hicret etmem ifin emir buyurdular. Son g6ru§memiz- 
di. Kendileri ihvanlann daveti iizerine Giiriin'e gideceklerini soylemi§lerdi." 

3- Mustafa Taki kuddise sirruhuT-azize kendinden sonraki halife soru- 
lunca buyurdu ki; 

"Ihramcizade Haci Ismail Efendi Allah 'in halifesidir. Bizim halife ta- 
yin etme salahiyetimiz yoktur. " 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 567 

ESERLERI 

§u anda bilinen dort eseri vardir. 
1-Tarih-i Nur-i Muhammedi: 

Hz. Muhammed sallallahii aleyhi ve sellemin hayatini muhtevi Arap 
harfleriyle 18 ciiz halinde yazilan bu eser, (r. 1339 -1341 / m. 1923 - 1925) 
tarihleri arasinda Sivas Matbaasi'nda basilmi§tir. 

Ciiz ciiz yazilan kitap, 17. Ciiziinde Mirac hakkinda yazihnis. ve son 
18.Ciiziinde Fatmatii-z Zehra Validemiz hakkindadir. 

2-Kirk Hadis (Ilmihal: Siyasi ve Jctimai) ; 

Bu eserin bir niishasi Sivas Belediyesi Kemal ibn-i Hiimam Kiitiiphane- 
si'nde Haci Hasan Akyol tarafindan vakfedilen kitaplar arasinda bulunmak- 
tadir. 

Aym eser, R. 1237- M. 1822 tarihinde Mithat Pa§a Sanayi Mektebi 
Matbaasi'nda basilmi§tir. 

3-Mevlid: 

Mustafa Taki Efendinin nesir olarak yazdigi bu eserini sonradan 
ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi kaddese'llahti sirrahu'l- aziz nazma 
cekmi§tir. (Yar-e Yadigar'in yazilmasina ilham olan eser) 

Efendi Hazretleri mevlidinin ba§inda bu konuyla alakah olarak §u bilgi- 
leri vermektedir: 

Ustadim Taki aleyhi 'r-rahme 

Yazmi§ti mensur etmi§ti tuhfe 

§ikeste-beste dtirr-i mensurdan 

Okudum nazm ettim nur-i mevfurdan 

4-Agac Dikmenin Fazileti 

Mustafa Taki kuddise sirruhu Efendinin, bu isimle oldukca hacimli kita- 
binin oldugu belirtilmektedir. 

5-Makaleler 

"Sirat-i Mustakim, " "Sebilurregad" ve "Beyanu 1-Hak" dergilerinde 
yazmis, oldugu makalelerle dikkatleri iizerine feken Mustafa Taki kuddise 
sirruhu'1-aziz Efendi, zamaninin onde gelen fikir adamlanndan biri olarak 
Turk siyasi ve fikir tarihinde onemli izler birakmi§tir. Yazilannda sade ve 
anla§ihr bir dil kullanarak halka inmeyi, onlara arzuladigi mesaji iletmeyi 
ba§arabilmi§tir.°»' 



— Haci Hasan Akyol'un istinsah ettigi bu nilsha, Tarih-i Nur-i 
Muhammediyye'nin "Fatimattl'z- Zehra " adli son cuzunti de ihtiva etmektedir. 

1095 — Mustafa Taki kuddise sirruhu Efendinin, bu isimle oldukca hacimli kitabi- 
nm oldugu belirtilmektedir. 

1096 — qinar Fatih, Mustafa Taki Efendi, Cumhuriyet Universitesi Ilahiyat Fak. 
Dergisi c. IX/2 Arahk 2005, Sivas, s. 180 



568 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

HACI AHMET EFENDI NIKSARI EFENDI (ZARAKOL) 

Mesudiye ilcesinin Beyseki koyiinde (h. 1279-m.l861) tarihinde dog- 
mata. Babasi Yusuf Efendi, annesi Marziyye Hanim'dir. Uzuna yakin orta 
boylu, siyah gozlii, uzun beyaz kivircik sakalh aim geni§ ve yiizii 50k nurlu 
bir zattir. Daha cocuk ya§lannda ilk derslerini ve egitimini, muhterem baba- 
lan Yusuf Efendiden okumu§tur. devrin en buyuk alimlerinden birisi olan 
Yusuf Efendi iki oglunu ihtimamla okutmu§tur. Gerci alti cocugu olan Yusuf 
Efendi biitun cocuklannin da okumalanni istemi§se de, iclerinden Omer 
Liitfi ve Haci Ahmed Efendileri, zekalanndan ve ilme olan meraklanndan 
dolayi ozenle yeti§tirmi§tir. Zamanin alimlerin takdim ve te§vikleriyle Ende- 
run'a girmi§ ve tahsillerini ba§anyla bitirmi§lerdir. Karde§i Omer Liitfi 
Efendi muderrislige kadar yiikselmi§tir, Kendileri de devrin buyiik alim ve 
mur§itleriyle derslerine devam etmi§lerdir. 

Haci Ahmed Niksari Hazretleri uzun yillar sonra memleketi Mesudi- 
ye'ye donmu§lerdir. O siralarda Corum'da §6hret bulan Haci Mustafa Rumi 
Hazretlerinden intisap etmi§tir. Corumlu Mustafa Rumi Hazretlerinden, ir§ad 
vazifesi almi§tir. 

Kendileri ders okuttuktan sonra medresede kalir, giinlerini ibadetle gefi- 
rirmi§. Cok merhametli, halim ve yumu§ak huylu oldugundan muridlerini 
uzun boylu riyazete tabi tutmami§tir. 

Niksar'daki Cilehane Medreselerinde talebesi 50k olmu§tur. Niksar'da 
Kar§ibag mahallesinde kurdugu tekkesinde ir§ada ba§layan Haci Ahmet 
Efendinin daha 50k Trabzon, Gumu§hane, Bayburt, Of, Tokat, Corum, Ala- 
ca, Iskilip ve Erzincan gibi yerlerde tesiri oldu. 

Niksar'da daha 50k Arapfa, Farsca ve Osmanhca eserlerden olu§an, zen- 
gin bir kutiiphane kurmu§ olan Haci Ahmet Efendinin bu cah§masi, zamanin 
idarecileri tarafindan talan edilmi§, bu eserlerin bir kismi istanbul'a Siiley- 
maniye kutuphanesine g6turulmu§tiir. 

Kurtulu§ Sava§i yillannda Pontus Rumlanna kar§i, ihvani ile birlikte mii- 
cadele ettigi, o donemde ya§ami§ olanlar tarafindan nakledilir. Kurtulu§ Sa- 
va§indaki miicadelesi bilindigi halde, manevi yonii ve tasavvufi faaliyetleri 
nedeniyle takibata ugrami§ ve Istiklal Mahkemeleri'nde yargilanmi§tir. 

Haci Ahmet Efendi, tekke faaliyetlerinin yaninda Dani§mentli Devletin- 
den kalma Ulu Cami'de verdigi vaazlanyla halki aydinlatmaya ve moralleri- 
ni yiikseltmeye 5ah§mi§in. Iki defa evlenmis. olan Haci Ahmet Efendi, 90 
yasjanndi iken (30.01.1937) Hakk'a yurumu§tur. Cenazesi, iyi bir muderris 
olan karde§i Omer Liitfii Zarakol tarafindan yikanarak kildinlmi§tir. Haci 
Ahmet Efendi, 9 defa hacca gitmi§tir. Turhal Gat koylu Mustafa Efendi, 
Erbaah Muttalip Efendi iskilipli Zeynelabidin Efendi, Alacah Haci Bekir 
Efendi ve Tosyah Mehmet Cevik Efendi gibi halifeleri vardir. Kabri, Nik- 



■ Fatsa, Mehmet, Tasavvufta Mekki Kolu, 1st, 2000, s. 121 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 569 

sar'da Melik Gazi kabristanligindadir. 

Ir§ad vazifesine bakacak vasifta birini yeti§medigi icin, kendi ihvanlan- 
nin terbiyesini, Hakk'a yuriimeden once bir icazetname ile ir§ad Gavs'iil- 
azam ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretlerine birakmi§tir. 

MENAKIBI 

1- Niksar'da bir sarho§, birazda etrafin dolduru§uyla Niksari §eyh Efen- 
dimizi taciz ve tehdit ederek talebesini dagitmasini ve medreseyi terk etme- 
sini ister. Sukut buyuran Haci Ahmed Efendi o gunii medresenin icinde degil 
de oniindeki peykede yatarak gecirir. Aym gece sarhos. kabadayi kendi evin- 
de yatarken acayip bir riiya goriir: Bakar ki, riiyasinda Niksar kalesinin ba- 
§inda, bir zat ona §u ihtarda bulunuyor; "Bizim Ahmed 'imize bir daha doku- 
nursan kari§mam " Ruyanin deh§etiyle uyanan, kabadayi boy abdesti alarak 
dogru Haci Ahmed kuddise sirruhu'1-aziz Efendi'nin huzuruna gelir. 

"Ne oAga! Bizi bur ay a da mi koymayacaksin?" der. Sarhos, ayaklanna 
kapanarak tevbe eder. 

2-Efendi Hazretlerinin torunlanndan Sakine Hamm'in kocasi Mehmet 
Altuntas/in babasi Mehmet Efendi, Haci Ahmed Efendinin yaninda amele 
olarak bir zaman fali§mi§ ve aynlacaklan zaman 

"Garda^im! Allah Tedld sana hayirh bir evlat ihsan etsin " buyurmu§tur. 

Bu duanin bereketiyle diinyaya gelen Mehmet Efendi, daha sonra 
ihramcizade Haci Ismail Efendi Hazretlerine damat olur. 

Mehmet Altuntas, Sivas ilinde yeti§mi§ son devir hafizi kurradan olup te- 
ravih namazlanni hatimle kildirarak miisliimanlara hizmet etmi§tir. 

3- Corumlu Mustafa Rumi kuddise sirruhu'1-aziz Niksar'a Haci Ahmet 
Efendiyi ziyarete gelince sormus. ki; 

"Ne kadar ihvaniniz var?" 

"Efendim! 7-15-40 ihvanim var" demi§. 

"Bu nasil sayi Ahmet Efendi?" dediginde 

'Efendim yedi ihvan hatm-i hace okudugumuz ve sizi de taniyanlardir. 
Onbeqi bu yedi ile goruguyorlar. Kirki bu onbe§i ile tani^iyorlar. " Corumlu 
Pir Efendi buyurdu ki; 

"Allah Tedld yedinin igine onbe^i ve kirki ddhil edecek, hepsi bizim 
ihvdnimizdir. " 



570 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

SEYYID ABDULLAH HA§LML EL MEKKL (ARAB §EYH) 1098 

Rifai tarikati §eyhlerindendir. 



1098 — bkn. YILDIZ, Alim, "Arab §eyh'in Bir Mektubu Makalesi" Hayat Agaci 
Dergisi, Bahar 2005, s. 46-47 

1099 — ggyyjd Ahmed b. All el-Mekki b. Yahya er-Rifai kaddese'llahti sirrahu'l 
aziz (o. 578/1182) Rifaiyye tarikatmm kurucusu. 512'de (1118). Bagdat'la Basra 
arasmda kalan Bataih bolgesinde Ummtiabide koytinde dogdu. Atalarmdan Rifaa el- 
Hasan el-Mekki'den (6. 331/943) dolayi Rifai nisbesini aldi. §a'rani ise et- 
Tabakatti"l— ktibra'smda (s 1401, bu nisbenin aym ismi tasiyan bir Arap kabilesine 
mensup olmasmdan ileri geldigini yazar. Ancak onun hayatmdan bahseden ilk kay- 
naklarda boyle bir bilgi yoktur, son devir kaynaklan da bu gortisti kabul etmezler. 
Dogum tarihi bazi mtielliflerce 500 (1107) olarak verilmekle birlikte ilk kaynaklar 
512(1118) tarihi ilzerinde ittifak etmislerdir. 

Ahmed er-Rifai'nin Hz. Hilseyin soyundan gelen bir seyyid oldugunda btittin 
kaynaklar birlesirler. Babasi Hakk'a yurudtigtinde yedi yasmda olan Ahmed er- 
Rifafi'yi, devrin bilyilk sufilerinden dayisi Mansur el-Bataihi, annesi ve kardesleriyle 
birlikte himayesine aldi. Kur'an ogrenimini ve hifzim tamamladrktan sonra, devrin 
alim ve mutasavviflarmdan Ali Ebil'1-Fazl el-Vasiti ve diger bazi alimlerden Islami 
ilimleri ogrendi. Ebu Ishak es-Sirazi'nin §afii fikhi ile ilgili Kitabtl't-Tenbih'ini oku- 
du. Bu kitaba yazdigi serh Mogol istilasi sirasmda kaybolmustur. Vasiti ona icazet 
verdi ve hirkasim giydirdi. "Herkes ils-tadiyla ben ise talebem Rifai ile iftihar ede- 
rim" diyen Vasiti, zahir ve batm ilimlerine sahip bir alim ve sufi oldugunu belirtmek 
tlzere ona "ebil'l-alemeyn" unvamm verdi. Ahmed er-Rifai, Vasiti 'nm olilmunden 
sonra dayisi Mansur el-Bataihi'nin terbiye ve irsad halkasma girdi. Rifai'ye hilafet ve 
"seyhu's-silyuh" unvamm vererek kendisine bagli btlttln tekkelerin seyhligini de 
tevdi eden Bataihi, Ummtlabide'deki tekkeye yerlesip mtiridlerin irsad ve terbiyesiy- 
le mesgul olmasim istedi. Birkag sene sonra bolgesindeki seyhlerin bazi ciddi tenkit- 
lerine maruz kalmis, hatta erkek ve kadm mtlridlerini aym zikir meclisinde bir arada 
bulundurmak gibi stlnnet disi uygulamalarda bulundugu iddiasiyla Halife Mtlktefi'ye 
sikayet edilmisse de bu durum onun calismalarma ve tesirlerinin yayilmasma engel 
teskil etmemistir. Mtlridlerinin sayismm artmasi, o bolgedeki seyhlerin haset ve 
kiskanfhgma sebep oldu. Ancak o bircok iftira, itham ve hakaretlerle karsilasmasma 
ragmen, btlytlk bir sabir ve tevazu gostererek irsad vazifesine devam etti. Kendisini 
cekemeyenler Halife Mtlktefi'ye, erkek ve kadm mtlridlerini aym zikir meclisinde 
bir arada bulundurdugu iddiasiyla sikayet ettiler.(l 155) Durumu yerinde arastirmak- 
la gorevlendirilen memur, kanaatlerini halifeye, "Bu seyyid ve muridleri sunnet 
yolunda degillerse yeryiizunde sunnet uzere hareket eden hie kimse kalmamis de- 
mektir" seklinde acrkladi. Bunun tlzerine Halife, Ahmed er-Rifai'ye, yaptirdigi tah- 
kikattan dolayi oztlr dileyen bir mektup gonderdi. 

1 160'ta bazi yakmlan ve mtlridleriyle birlikte hacca gitti. Dontlste Medine'yi zi- 
yaret etti. Medine uzaktan gortlntlnce devesinden inip ytlrtlyerek Ravza-i 
Mutahhara'ya girdi. Rifai'nin bu ziyaret sirasmda zuhur ettigi ileri stlrtllen bir kera- 
metiyle ilgili menkibe oldukca meshurdur. 

Rivayete gore. Rastlltlllah sallallahtl aleyhi ve sellemin kabri ontlne gelince "es- 
Selamii aleyke ya ceddil" diyerek selam vermis, orada bulunanlar Hz. Rastlltlllah 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 571 

Hazreti Pir-i Sani es-Seyyid e§-§eyh Ahmed izzeddin es-Sayyadi er-Rifai 
kaddese'llahti sirrahu'l azizin (h.y.t: m. 1271) siilale-i tahiresinden gelen es- 
Seyyid e§-§eyh Muhammed Azim el-Ha§imi el Mekki es-Sayyadi er-Rifai 
Efendi Hazretlerinin oglu es-Seyyid e§-§eyh Abdullah el-Ha§imi el Mekki 
es-Sayyadi er-Rifai kaddese'llahti sirrahu'l aziz hazretleri (r. 1245-m. 1829) 



sallallahil aleyhi ve sellemin "Aleyke's-selam ya veledi" soztiyle selama karsilrk 
verdigini duymuslar; cezbeye gelen Ritai diz coktip, 

"Uzakta iken benim yerime varip topragini opsiin diye sana ruhumu gonderi- 
yordum; simdi bu devlet bedenime de nasip oldu; uzat elini de dudaklanmla ope- 
yim" manasma gelen meshur siirini okumus; bunun ilzerine Hz. Rasultillah 
sallallahil aleyhi ve sellemin kabrinden disanya nilrani bir el uzanmis ve Ritai bu eli 
opmtis; aralarmda Hayyat b. Kays el-Harrani ve Adi b. Mtisafir gibi zatlarm da bu- 
lundugu bilyilk bir topluluk hadiseye sahit olmuslardrr. Ahmed er-Rifai'nin biyogra- 
fisini yazan milellifler pek 90k sahit ismi sayarak bu menkibeyi miltevatir bir haber 
seklinde degerlendirirler. (Gayetu't-tahrir milellifi Abdillaziz ed-Dirini, Hz. Pey- 
gamber'in selama karsihk vermesinin ve kabrinden disanya nilrani bir elin uzanma- 
smm mtlmktln oldugu hakkmda devrin kadisma ait bir fetvayi da zikreder. 
Celaleddin es-Silyilti bu haberi inceledigi es-§erefil'l-muhtem adli risalesinde hadi- 
senin tevatilr derecesine ulastigim soyler. Ritai seyhlerinden Ebil'l-Hilda es-Sayyadi 
de bu menkibe hakkmda kaleme aldigi el-Kenzil'1-mutalsem fi meddi yedi'n-Nebi li- 
veledihi'-l gavs er-Rita'i adh eserinde bu menkibeye yer veren pek 90k kitap ve 
mtielliften iktibaslar yapmistir. Ritai'ye saygisi ve baghhgi olanlann bu menkibeyi 
miltevatir haber olarak gosterme gayretlerine ragmen, bizzat Ritai, prensip olarak 
keramete onem vermemistir. 

Abbasi Halifesi Mtlstencid, Ahmed er-Ritai'ye bir mektup gondererek kendisine 
nasihat ve tavsiyelerde bulunmasim istedi. Ritai'nin cevabi mektubunu begenen 
halite ona ve dervislerine bir9ok hediye gonderdi, bir sene sonra da sarayma davet 
etti. Halite, maiyetindekiler ve Bagdat seyhleri ona bilyilk bir saygi ve ilgi gosterdi- 
ler. Irsadtl'l mtlslimin milellifi Fariisi, halifenin onu ikinci ve tl9tlnctl gtln yalmz 
basma saraya davet ettigini, babasmm kabri civarmda icra ettigi zikir meclisine 
kendisinin de katildigim anlatir. Bu ve benzeri kayitlardan onun Abbasi halifelerin- 
den hilrmet goren, devrinin tamnmis ve itibarli bir sufisi oldugu anlasilmaktadir, 
ikinci defa hacca gittigi kaynaklarda ifade edilmekle birlikte tarih verilmemektedir. 

Ahmed er-Rifai, siddetli bir ishal hastaligi sonunda 22 Cemaziyelevvel 578'de 
(23 Eylill 1 182) vefat etti. Tilrbesi Bagdat'm gilneyinde Vasit yakmlarmdadir, ilk esi 
Hatice binti Ebii Bekir el-Vasiti en-Neccari'den Fatima ve Zeyneb adlarmda iki kizi, 
onun vefatmdan sonra evlendigi Rabia'dan Salih adli bir oglu olmus, ancak Salih 
evlenmeden vefat ettigi i9in nesli kizlan ile devam etmistir. Fatirna'dan Ibrahim el- 
A'zeb (o. 609/ 1212) ve Ahmed el-Ahdar (o. 645/1247) adlarmda devirlerinde mes- 
hur iki silfl, Zeyneb'den ise ikisi kiz altisi erkek olmak ilzere on torunu olmustur. 
Bunlardan Izzeddin Ahmed es-Sayvad (o 670/ 1271) Rifaivye'nin Sayyadivve 
kolunun kurucusu olup tarikatin Irak, Hicaz, Yemen, Misir ve Suriye'de ya- 
yilmasinda tesiri olmustur. Ahmed er-Rifai'nin nesli guniimuze kadar devam 
etmistir. Rifai aileler Suudi Arabistan, Irak, Suriye, Misir, Lubnan gibi iilke- 
lerde bulunmaktadir. 



572 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

senesinde Mekke-i Mukerreme'de diinyayi te§rif etmi§lerdir. Annesi Havva 
Mehri Hamm'dir. 

Hz. Seyyid Abdullah el-Ha§imi el Mekki , babasi Seyyid Muhammed 
Azim el-Ha§imi kaddese'llahu sirrahu'l azize intisab etmi§, babasindan seyr- 
i siiluk goriip Rifai-Sayyadi, Kadiri, Bedevi, §azeli, Sadi, Nak§ibendi, Mev- 
levi tariklerinden hilafet icazet almistir.. Daha sonra Medine-i Miinevvere'ye 
gidip es-Seyyid e§-§eyh Hasan er-Rifai Hazretlerinden ve es-Seyyid e§§eyh 
Salim er-Rifai hazretlerinden Rifai-Sayyadi iizre birer hilafet daha almi§lar- 
dir. Mekke-i Mukerreme ve Medine-i Miinevvere'de pek me§hur olan 
Ha§imi-Sayyadi ailesi bu civarda Tarikat-i Aliyye-i Rifaiyye'nin inti§anna 
pek biiyiik hizmetlerde bulunmu§lardir. Hazreti Pir-i Sani es-Seyyid e§-§eyh 
Ahmed izzeddin es-Sayyadi er-Pvifai kaddese'llahu sirrahu'l azizin bu ailesi 
Hicaz ve civan haricinde, Suriye, Irak ve civannda da Rifaiyye-i 
Sayyadiyye'nin merkez dergahi olmu§lardir. Seyyid Abdullah el-Ha§imi el 
Mekki Hicaz'dan Afganistan'a gitmi§ler orada 20 sene kalarak Tarikat-i 
Rifaiyye'yi ne§r etmi§lerdir. Daha sonra istanbul'a gelen Hazreti Seyyid 
Abdullah el-Ha§imi kaddese'llahu sirrahu'l aziz Sultan ikinci Abdiilhamid 
Han'in pek 50k iltifatlanna mazhar olmu§lardir. Bizzat padi§ah tarafindan 
kendilerine §eyhu 'l-Ekber iinvani verilmi§tir. 

Sivas'a gelmeden once italya'da bulundugu rivayetleri de vardir. Abdul- 
lah Ha§imi el Mekki kaddese'llahu sirrahu'l aziz Anadolu'nun pek 50k ye- 
rinde ir§ad faaliyetlerinde bulunmu§tur. Bu arada If Anadolu Bolgesindeki 
biitiin Seyyid'lerin ba§ina "Nakibii'l-E§raf' olarak atanmi§lardir. II. 
Abdulhamid Han Sivas vilayetindeki Sunni ve alevi cemaatin arasinda ba§- 
lami§ olan kan§ikhk ve fitne had safhaya vardigindan Seyyid Abdullah 
Ha§imi el Mekki Rifa-i kuddise sirruhu'l-azizi Istanbul'a cagirmis. bu duru- 

mun diizeltilmesi icin rica etmi§tir. 1876'da Sivas'a gelip yerlesjnis. ve der- 

-1, i 1100 

gahini afmigtir. 

29 Nisan 1896 de Izmir Paye-i Miicerredesi, 23 Ocak 1900 de birinci 

dereceden terfii, 15 §ubat 1900 de ikinci riitbelerden Mecidi Ni§am itasi 

1103 •, 

venlmi§tir. 

Siyasi hayati 50k canh gecen Sivas'in idari amirleriyle ve ozellikle do- 

nemin Sivas valisi Re§it Akif Pa§a ile (valiligi 1901-1908) iyi munasebetler 

iferisinde olmu§tur. 1903 yihnda alamadigi terfi, maa§ artinmi ve 1908'de 

Osmanh ni§amm 25 §ubat 1908 de Bilad-i Hamse'den Bursa payesi ile bir 

ni§an verilmi§tir. Ancak Ittihat ve Terakki Hiikiimetinin zulmiinden kurtula- 

mami§tir. Mekke-i Miikerreme'ye siirgiin gitmi§tir. 



110 °— BAO, FonKodu: L.DH.. DosyaNo:1018 Gomlek No: 80293 
1101 — Paye-i Miicerrede: Bir Memuriyetin fiili olarak degil, riltbe olarak veril- 
mesi. BAO, FonKodu: Y..MTV. DosyaNo:141 Gomlek No: 10 
1102 — BAO, FonKodu: Y..MTV. DosyaNo:197 Gomlek No:126 
1103 — BAO, Fon Kodu: L.TAL. Dosya No:202 Gomlek No: 1317/L-094 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 573 

Mekke-i Mukerreme'ye Surgun Edilmesindeki Yazisma Metinleri 

31 Mart 1325 (13 Nisan 1909) vakasi ile Hareket Ordusu Istanbul' a gir- 
mis. ve II. Abdulhamid Hani 33 yil padi§ahhk yaptiktan sonra 27 Nisan 1909 
da tahtan indirdiler. Divan-i Harb-i Orfi (Sikryonetim Mahkemeleri) kararla- 
n neticesinde bircok kisjye idam, surgun vb. cezalar verildi. 

Abdullah Ha§imi el Mekki Hazretleri 24 Kanunisani 1324 / Cumartesi / 
6 §ubat 1909'da kuruldugu ilan edilen Ittihad-i Muhammedi Cemiyeti'ne 
girdiginden 31 Mart vakasindan sonra ki, yargilamalar neticesinde cemiyet 
azalanna agir cezalar verilince Abdullah Ha§imi El Mekki 'ye Sivas'tan 
Mekke-i Mukerreme'ye muebbeden nefyine karar verilmi§tir. §6yle ki; 



1104 — ALBAYRAK, Sadik, irticanm Lanhcesi, 1st, 1987, c.I, s, 174 
Ittihad-i Muhammedi Cemiyeti Istanbul Merkezi, Idare Meclisi Azalari: 

1) Stlheyl Paja Hazretleri, 

2) §eyh Feyzullah Efendi zade Mehmet Sadik Efendi Hazretleri, 

3) Bayezid Dersiamlarmdan Mehmet Emin Hayreti Efendi 

4) ibnu'n-NatT Ahmet Es'at Efendi, 

5) §eyh el-Hac Mehmet Emin Efendi, 

6) Karagumrilk Camii ikinci imami Nevjehirli Hafiz Mehmet Sabri Efendi, 

7) Bandirma Naibi §evket Efendi, 

8) Bediuzzaman Said Kilrdi Ibni Mirza, 

9) Hirka-i Saadet Hazret-i Nebevi Kethildasi Haci Hayri Bey Efendi, 

1 0) Evkaf-i Htlmayun ser-veznedan Rajit Efendi 

11) Debre-i Bala redif kumandanhgmdan milnfasil ferik Riza Pa§a 

12) Volkan yazarlarmdan Faruki Omer Sevki Efendi, 

13) Tarikat-i Halvetiyeden Seyh Seyyit Muslim Penah Etendi Darendevi, 

14) Binbasi Refik Bey Efendi, 

1 5) Kadiri Seyhi Veli Mehmet Efgani Efendi, 

16) Muciz dersiamlardan Ahmet Nazif Efendi, 

17) Feriklikten emekli Haci Izzet Pasa, 

18) Sivas Vilayeti Nakibul-Esraf Kaymakami Seyyit Abdullah Hasimi el- 
Mekki Efendi Hazretleri, 

19) Memurlardan Ihsan Bey, 

20) Memurlardan Hayri Bey, 

21) Fatih dersiamlarmdan Divriligi Kadizade Abdullah Ziyaeddin Efendi, 

22) Seyh Yunus Dergahi Post-nisini Seyh Ali Efendi, 

23) Beylerbeyi Camii Vaizi Haci Kazim Efendi, 

24) Seyhzade Haci Mehmet Efendi, 

25) Muderrislerden Tevfik Efendi, 

26) Volkan yazan Dervis Vahdeti. 

27) Naksibendi mesayihmdan, muhaddis Dagistanh Omer Ziyaeddin Efendi 
1105 —ALBAYRAK, Sadik, Irticanm Tanhcesi, 1st, 1987, c.I, s, 175 



574 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

1- 

Sivas 'ta Rifai dergdhi seyhi Abdullah Hasimi bin Mehmet Efendi hakkinda mev- 
kufen Divani harbi orfice icra kilinan tahikkat neticesinde mumaileyhin supheli 
giiruhtan bulundugu anlasilmis iradei orfiye kararnamesinin altinci maddesine 
tevfikan kendisinin memleketi bulunan Mekke-i Miikerremeye miiebbeden nakline 
bil- ittifak karar verildi. 

AZALAR 

Rumi 3 Agustos 1325 

Hicri29Recep 1327 

Miladi 16 Agustos 1909 

no6~ 



SER NAME 421 

Huzuri samii cenabi sadaret penahiye 

Maruzu gaker kemineleridirki 

Sivas 'ta rifai dergdhi seyhi Abdullah Hasimi bin Mehmet Efendinin hakkinda mev- 

kufen divani harbi orfice icra kilinan tahkikat ve muhakemat neticesinde sadir olan 

hukmii miibeyyen divani harb mazbatasi madviyyen huzuru samileri kihnmis olmak- 

la Icra icabina musaade—i fahimaneleri seza var buyurulmak babinda emru ferman 

hazreti veliyyul emrindir. 

Hareket Ordusu Kumandani 

Mahmut Sevket 

Rumi 3 agustos 1325 

Hicri 29 Recep 1327 

Miladi 16 Agustos 1909 

ran - 



Atufetlil Efendim Hazretleri 

Sivas 'ta Rifai dergahi seyhi Abdullah Hasimi bin Mehmet Efendi hakkinda Divani harbi 
orfice icra kilinan tetkikat ve tahikkat neticesinde mumaileyhin siipheli giiruhtan bulundugu 
anlasilmasina binaen idare-i orfiye kararnamesinin altinci maddesi hukmiine tevfikan memle- 
keti bulunan Mekke-i Miikerremeye miiebbeden nefi hakkinda divani harp orfiden tanzim 
olunan mazbatanin gonderildigi beyaniyla icra-i icabini havi hareket ordusu kumandanhgt- 
nin tezkeresinin melfufu He arz ve takdim kihnmak He iradei seniyye-i hazreti padisahi ne- 
vechile seref sudur buyurulur ise, mantuku ali infaz kihnacagt beyaniyla tezkire-i senaveri 
terkim kihndi efendim. 

SADRAZAM 

Rumi 5 Agustos 1325 

Hicri 1 Saban 1327 

Miladi 18 Agustos 1909 

Maruzu kemireleridir. 

Reside-i desti tazim olup Melfuflanyla 



11 !l ■ BOA, Fon Kodu: L.AS..DosyaNo:89 GomlekNo:1327/§-14 



110" 



■ BOA, Fon Kodu: I. AS..DosyaNo:89 GomlekNo:1327/§-14 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 575 

Beraber manzur ali buyurdugum 

is bu tezkere-i sand sadaret penahileri 

iizerine muacibence iradei seniyye-i cenabi padisahi 

seref muteallik buyurulmus olmakla 

Ol babda ol zaman hazreti veliyyul emrindir. 

Rumi 6 Agustos 1325 
Hicri 2 Saban 1327 
Miladi 19 Agustos 1909 

ncs - 

4- 
Harbiye Nezareti 24 Saban 1327 

Sivas 'ta Rifai dergdhi seyhi Muhakemat dairesi 333 

Abdullah Hasimi bin Mehmet Efendinin 
Memleketinden milebbeden nefyedilmesi hakkinda 

Saadetlii efendim hazretleri Sivas 'ta rifai dergdhi seyhi Abdullah Hasimi bin Mehmet 
Efendi hakkinda divam harp orfice icra kihnan tetkikat ve tahkikat neticesinde mumaileyh 
supheli guruhtan bulundugu anlasilmis binaen idare-i orfiye kararnamesinin altinci maddesi 
hilkmilnce memleketi bulunan Mekke-i Mukerremeye milebbeden nefyi hakkinda birinci divan 
hap orfiden tanzim ve hareket ordusu kumandanhgindan ba-tezkire teb 'id olunan mazbata 
iizerine balaya milsteniden 6 agustos 1325 tarihinde iradei seniyeyi hilafet penahi seref taal- 
luk buyruldugu, ba buyruldugu ve izbar buyurulmus oldugundan, bir mantuku emru fermani 
hilmayun mumaileyh alelusul emniyetti umumiye mildilriyetine teslim edilmis ba-muhtira 
merkez kumandanhgina teblig edilmis oldugundan muhakemat dairesi ifadesiyle beyani hale 
ibtidd kihndi ol babda emri ferman efendim hazretlerinindir 

Harbiye Naziri 

Rumi 24 Agustos 1325 

Hicri 21 Saban 1327 

Miladi 6 Eylul 1909 

1109" 

_5- 

Ddhiliye Nezareti Muhaberati Umumiye Dairesi 

EVRAK850 

Rumi 28 Agustos 1325 

Hicri 24 Saban 1327 

Miladi 10 Eylul 1909 

Hicaz Vilayeti Behiyyesi 

Sivas da Rifai dergdhi seyhi Abdullah Hasimi bin Mehmet hakkinda Divani harbi orfice icra 
kihnan tetkikat ve tahikkat neticesinde mumaileyhin supheli guruhtan bulundugu anlasilmis 
binaen idare-i orfiye dairesinin altinci maddesi hukmilne tevfikan memleketi bulunan Mekke-i 
Milkerreme'ye milebbeden nef'i hakkinda divani harp orfi karariyla bil-istizan hilafet penahi 
seref muteallik bulunarak icabi derdest icra bulunacagi harbiye nezaretine emri ferman 
buyurulmakla 

mo" 



11 "" : ■ BOA, Fon Kodu: L.AS..DosyaNo:89 GomlekNo:1327/§-14 



1109 



-BOA, Fon Kodu: DH.MUL..Dosya No: 7/-1 Gomlek No:53 



576 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Yukanda yazi§malanni naklettigimiz i§lemler neticesinde Mekke-i 
Miikerreme'ye siirgun edilen Sivas'ta Rifai dergahi §eyhi Abdullah Ha§imi 
kuddise sirruhu'1-aziz ve ailesi maddi sikintiya du§mu§tur. 

Daha sonra a§agida sunacagimiz arzuhal ile kendisine ait maa§in ve ev- 
kaftan gelen gelirlerin iadesi icin miiracaat etmi§tir ve kabul edilmi§tir. 

6- 



Huzuri Aliye-i Hazreti Vilayet Pendhiye 

Maruzi Daiyanemdir. 

Daiyeleri Sivas vilayeti celilesi nakibiil esraf kaymakami ve Rifai dergahi seri- 
fi postnisi iken hasbel kader Mekke-i Miikerreme'ye milebbeden teb'idime 
dersaadette miitesekkil divani harb orfice verilen hiikiim ve karar iizerine buraya 
(Mekke) gelmis isemde sinnim seksene garip bulundugundan baska bir qarem 
yok ise, bu da muvafiki muaddilet olmayacagindan esasai atiyesi kendi tarafimdan 
ettirilen dergahi serifi mezkurun maliyeden muhavvel bin kurufj maafj kat edildigi 
cihetiyle Seddi lazim gelmifj ise, de tekyenin Seddi tariki rifaiyeye muhalif bulun- 
dugundan gerqi icazet verdigim mahdum kullar (Mehntet Ragip) vekaleti ifa ede- 
cegi tabiidir. Ancak herhalde ntiktar kafi akcenin tedarikine mutevakkif bulunma- 
sina ve infaki iaseleri iizerinte farzi ayn olan on nefer evladi iyalimin Sivas vilaye- 
tinde bir haleti sefalette kahnalarina binaen gerek mahdum kolenizi de tekyeyi 
kiisadina ve gerekirse aileyi maruzatin infak ve iaselerine temine muktezai akqe- 
nin sarfi zimninda kaydi hayat sarti ile ez gayri-temil Sivas vilayeti maliyesinden 
sehri tesviye edilmekte olan 900 ve evkaftan muhavvel 400 ki, centan bin iicyiiz 
kurusun Mekke-i Miikerreme emvalinden havalei ita ve tesviyesine iyabet 
buyurulmus mukaddes olan mesrutiyetin bahs edildigi adalet nantina istirham 
eylerim ve el-yevm nan-paresine muhtaq ve sinnim ise, sehri seyhuhata vasil oldu- 
gu nazari vilayet penahilerince malum olacagi gibi, ancak merhametinize dehalet 
eylerim ol bab da emriferman hazreti men-lehiil emrindir. 

Sivas Vilayeti 

Rifai Dergahi Postnisini 

Seyyid Abbullah Hasinti 

Daileri 

Rumi 22 Te^rinisani 1325 

Hicri 22 Zilkade 1327 

Miladi 5 Arahk 1909 



mi 



mo — BOA, FonKodu: DH.MUL.DosyaNo: 7/-1 GomlekNo:53 
ml — BOA, Fon Kodu: DH.MUL.Dosya No:50/-1 Gomlek No:24 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 577 

_7- 

Hicaz Vilayeti 
Mektubu Kalemi 
Adet 138 
Dahiliye Nazareti Celilesine 

Hiilasa: Miiebbeden Mekke-i Miikerreme 'ye tebid edilmis 
Seyyid Abdullah Hasimin Sivas vilayetine mahsus maasin 
Mekkei Miikerreme emvalinden havalei ita ve tesviyesine 
dair verdigi arzuhalin leffen taktim edildigi hususunda 

Atufetlii efendim Hazretleri 

Sivas vilayeti nakib-iil esraf kaymakami ve rifai dergahi postisini iken divani harp 
orfi karariyla miiebbeden Mekke-i Miikerreme 'ye tebyid edilerek buraya geldiginden 
ve sinni garib bulundugundan bahsile ailesinin tebmini maisetleri zimninda Sivas 
vilayetinden sehri tesviye edilmekte olan 900 ve evkaftan muhavvel 400 ki, ceman 
bin iicyiiz kurusun Mekke-i Miikerreme ahvalinden havalei ita ve tesviyesi esbabinin 
istikmaline dair Seyyid Abdullah Hasimi imzasiyla veriliip leffen arz ve takdim kih- 
nan arzuhalde istida ve istirham olunmakla muktezasin ifasi hususuna musaadei 
celile-i nezaret penahileri say an buyurulmak babinda emrii ferman hazret mennehul 
emrindir. 

Vali vekili 

Rumi 23 Tefjrinisani 1325 

Hicri 23 Zilkade 1327 

Miladi 6Arahk 1909 

TTTT 



20 Kanunevvel 1325 
20Zilhicce 1327 
2Ocakl910 
Maliye Evkafi Hiimayun Nezareti Aliyesine 

Sivas Vilayeti Nakib 'iil esraf kaymakami ve Rifai dergahi seyhi iken divani harp 
orfi karariyle Mekke-i Miikerreme 'ye nefyi ve teb 'id edilmis isede men ii temin mai- 
sete gayri muktedir bulundugunun bahsi ile vilayet miisariil ileyhce sehri mahsusi 

900 ve , ve evkaftan muhawel 400 ki, ceman bin iicyiiz kurusun mekki 

miikerreme emvalinden havalei tesviyesi hakkinda Seyyid Abdullah Hasimi imzasiy- 
la verilen arzuhalin leffile icrai icabi hicaz vilayeti ve vekdletine ba-tahrirat izbar ve 
keyfiyet maliyeyi evkafi hiimayun nezareti aliyesinde isar kihnmis olmakla nezareti 
Aliyelerince dahi sureti istidaya ve ahval emsaline nazaran iktizasinin ifa ve inayeti 
himmet miitemennadir efendim. 

TTTT" 



1112 — BOA, Fon Kodu: DH.MUL.Dosya No:50/-1 Gomlek No:24 
1113 — BOA, Fon Kodu: DH.MUL.Dosya No:50/-1 Gomlek No:24 



578 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Seyyid Abdullah Ha§imi el-Mekki Rifainin Mekke-i Miikerreme'den 
donu§unun tarihini elimizdeki bilgiler i§iginda tam olarak bilememekteyiz. 
Ancak torunlanndan duydugumuz ifadeye gore " Mekke'de yedi sene kal- 
mistir. Bu yedi sene zarfinda "Kdbe'nin altin halkalarina yapi§ip aileme 
tekrar kavwjtur diye Rabbime gok dualar ettim" dedigi rivayeti me§hurdur. 
Bu zaman icerisinde e§i Halime Hanim evkaftan gelen para ve kendisinin 
gece gunduz el i§leri yapip satarak dergahin hizmette kalmasina yardim et- 
mi§lerdir." Rivayetlerden 1. Diinya sava§i sonlanna dogru Sivas'a don- 

diikleri anla§ilmaktadir. 

Milli Miicadele doneminde ise, Sivas'ta yapilan 4 Eyliil Sivas Kongresi- 
ne Sivas temsilcisi olarak katilmi§, " Mustafa Kemal Pa§a'ya destek ver- 
mi§, kendisini Sivas'da bulundugu miiddetce dergahinda misafir etmis. ve 
Pa§a'yi suikastten kurtarmi§lardir. Sivas Kongresi boyunca delegelerin ye- 
mek ihtiyacina biiyiik miktarda katki ve e§yalar Abdullah Ha§imi el Mekki 
kaddese'llahii sirrahu'l aziz dergahindan kar§ilanmi§tir. Sivas Kongresi fo- 
tografi olarak bilinen, Kongre Binasi oniinde fekilmi^ fotografta Ataturk'iin 
sag tarafinda goriilen ki§i Abdullah Ha§imi el Mekki Hazretleridir. 

Evlilikleri ve Cocuklan 

Sivas vilayetinde iken iki evlilik yapmi§tir. Halime isimli bir hanimla 
evliliginden Mehmed Ragip (d. r:17 Ramazan 1295- m:15 Eyliil 1878) ve 
Ahmed Siraceddin (d. r: 2 Safer 1311- m:14 Agustos 1893) isminde iki oglu 
ve Fatimatiizzehra isminde bir kizi olmu§tur. Diger hanimi Divrigili Fatma- 
giil Hanim Kasim 1891'de vefat etmi§tir. 

Abdullah Ha§imi kuddise sirruhu'l-azizin focuklanndan hafiz olan kizi 
Fatima bekar olarak vefat etmi§, biiyiik oglu Mehmet Ragip'in da iki ayn 
evliliginden focugu olmami§tir. Kiifiik oglu Ahmet Siraceddin astegmen 
olarak Dogu cephesinde sava§mi§ ve Ruslara esir du§mu§tur. Bir Giircii ka- 
din tarafindan kurtanldiktan sonra bir sure Erzurum'da tedavi altina ahnmi§ 
daha sonra Sivas'a d6nmu§tur. Cumhuriyet sonrasinda Fizik-Kimya-Biyoloji 
ogretmeni olarak, Sivas Lisesi, Sivas Ogretmen Okulu, Malatya Lisesi, El- 
bistan Lisesi, Bafra Lisesi, Trabzon Lisesi ve son olarak Kilis Lisesi'nde 
fah§mi§tir. Kirk yedi yil ogretmen olarak fali§tiktan sonra 1951 yihnda 
emekliye aynlarak Sivas'a donmii§ ve 1955 yihnda Sivas'ta Hakk'a yiirii- 



1114 — Seyyide Bilengul ALTUNTA^'tan dmledim. 

1115 — Sivas Kongresi delegelerinin yemekleri ilk gilnlerde Sivas Belediyesi tara- 
findan karsilandi. Belediye Baskani Abdulhak Bey sadece yemekle degil, bilttln 
sorunlarla yakmdan ilgilendi. Daha sonra masraflan kismak amaciyla, yemekler 
Kongre binasmm alt katmdaki mutfakta gikanldi. Yemek giderleri belli olctide Si- 
vas'm varlikli aileleri tarafindan karsilandi. 

Sehrin ileri gelenleri ve yoneticileri sik sik kongre binasma giderek, Mustafa 
Kemal Pasa ve beraberindekileri ziyaret ettiler, gece sohbetlerine katildilar. 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 579 

mu§tur. Ahmed Siraceddin'in; Seyyid Nizameddin, Izzettin ve §ehri Banu 
isimlerini ta§iyan uc cocugundan, 1917 dogumlu olan Seyyid Nizameddin 
isimli oglu hayattadir ve Sivas'ta ya§amaktadir. 

Abdullah Ha§imi kuddise sirruhu'l-azizin Fadime isminde bir evlathgi 
da vardir. §eyh tarafindan biiyutulup evlendiren Fadime Hamm'in torunlan 
da Sivas'ta ya§amaktadirlar. 

Hakk'a Yuruyusu 

1909 yihnda Mekke-i Mukerreme'ye siirgiin olarak gittiginde ya§i sek- 
sene yakla§tigim arzuhalinde beyan eden Abdullah Ha§imi kuddise 
sirruhu'l-azizin 13 Kasim 1922 tarihinde Hakka yurudugiinde 92 ya§in- 
da oldugu anla§ilmaktadir. 

Abdullah Ha§imi el Mekki icin, Ataturk'iin bir ba§saghgi telgrafi ile ce- 
naze icin yiiz lira para gondermi§tir. 

Turbesi 

Satin ahp Rifai Tekkesi olarak vakfettigi konagimn alt katindaki bir 
odada ebedi istirahatina fekilmi§tir. §imdi ise kabri, Kabri Pa§abey mahalle- 
sinde kendi ismiyle anilan Arab §eyh Caddesi iizerindedir. Burasi, Ulu Ca- 
mii'nden ogretmen evine giderken Ortmelipinar Camii'ni gectikten sonra sol 
tarafta yikilmis, bir kaf duvan duran eski konagin yikik duvarlan arasinda 
kucuk kuliibe goriiniimdeki tiirbedir. Tiirbe olarak yapilmis. olan bina, tugla 
ile oriilup, di§ tarafi fimento ile sivanmi§, duvarlanna kilim ve seccadeler 
asilmi§tir. ^atisi iizerine ise, bir cinko sac konulup iizerine ta§lar konularak 
meydana getirilmi§ alelade bir yapidir. Yol geni§letme fali§masi oncesi iki 
kath bu konagin alt katindaki bir odanin icerisinde bulunan tiirbe, konagin 
yikilmasi nedeniyle di§anda kalmi§tir. 

in§aallah, Ehl-i Rifai tarafindan mekanin ashna tekrar fevrilecegi zaman 
biiyiik bir zuhuratin olacagi i§areti verilmi§tir. (Allah-ii a'lem) 

Tarikat Silsilesi 

Abdullah Ha§imi el Mekki Sivas'ta 32. Tekkesini acmi§tir. Me§ihat ar§i- 
vindeki bir belgeye gore, 24 §evval 1313 (8 Nisan 1896) tarihinde Sivas 

1117 

nakibu'l-esraf kaymakamhgi gorevine getirilmi§tir. Aym belgeye gore 21 



1116 — 13 Ekim 1922 tarihini de verenler var. 



1117 — NAKIB-UL ESRAF: Hazreti Rasulilllah sallallahu aleyhi ve sellemm su- 
lalesi mensuplarmm ijleriyle me^gul olan vazife sahibi hakkmda kullamlir bir 
tabirdir. 

Ehl-i beyitten olanlara Islamiyyetin her devrinde pek ziyade hurmet ve tazim 
gosterilir, kendilerine ait i§lere bakmak tlzere iflerinden biri reis tayin edilirdi. 
Nakib-ill Ejraf adim alan bu reis Rasulilllah sallallahu aleyhi ve selem sillalesi men- 
suplarmm islerine bakar, neseblerini kayit ve zapt eder, dogumlanm, olilmlerini 



580 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



deftere gecirir, onlan adi sanata girmekten ve fena hallerde bulunmaktan meneder, 
haklanni korur, fey ve ganimetten kendilerine ait hisseyi alip aralarmda dagitir, 
stilaleden olan kadmlarm ktifvi olmayanlarla evlenmelerini men ederdi. Hulasa 
Nakibtil-esraf Muhammed Mustafa sallallahti aleyhi ve sellemin hanedam efradmm 
umumi bir vasisi htlkmilnde idi. 

Nakib-til-esrafhk mansibi, gordtigti vazifesinin serefinden ottirti, en yilksek man- 
siplardan sayihr, Halifeden sonra gelirdi. Bu sebebden Abbasi halifesi (Kadir Billah) 
-zamanmda Nakib-iil-esraf bulunan (Es-Serif-iir Radi) halifeye hitaben yazdigi bir 
siirde 

"Aramizda bir fark var ise, o da sen halifesin ben degilim. Baska cihetlerden bir 
birimizden farkimiz yok" demisti. 

Halifeler tarafmdan Nakib-til-esraflara yazilan fermanlar ve beratlarda bu maka- 
mi ihraz etmis olanlarm kadir ve menziletlerinin btiytikltigtiyle miltenasip tazimkar 
sozler kullamhr, sikayet (zemzem dagitma vazifesi) ve divan-i mezalim (adalet 
divani) riyaseti gibi yilksek memuriyetler verilirdi. Islam devletlerinde her devir ve 
asirda Nakib-ill-esraflara htlrmet ve tazimde bulunulmustur. 

Osmanlilar Misir'm fethini mtitaakip Yavuz zamanmda "Hadim-til-Haremeyn" 
unvamm almislar ve o tarihten itibaren Mekke ve Medine ile siki mtinasebete basla- 
diklan halde daha Yildinm zamanmda "Nakib-til-Esraf" tayin eylemislerdir. 
Hammer'in (cilt 2, sayfa 255) buna dair olan ifadesi soyledir: "Yildinm Bayezid 
Seyyid Nuta'yi, ilmi fezailinden dolayi Nakib-iil-esraf tayin etmisti. "Seyyid Nuta' 
oliince oglu (Zeynelabidin Efendi) kendisine halef oldu. Nakib-iil-esraflik Fatih 
zamanmda bir aralik lagvedilmis ise, de oglu Bayezid'in saltanati zamanmda tekrar 
ihdas olunmus ve ondan sonra inkitasiz devam etmistir. 

Rahmetli Ali Emiri Efendi (hyt: 1924) "Hadim ve hafiz-i emanat-i mtibareke, 
hulefayi Osmaniyenin seref-i silsile-i siyadetlerive ilm-i celil-i ensabm fevaidi" 
basligi ile yazdigi kiymetli bir yazida (Osmanli Tarih ve Edebiyat Mecmuasi, 30 
Eyltil 1335, adet 19) su tafsilati veriyor: 

"Selatin-i Osmaniye'nin sadat-i kiram hazaratma fevkalade hurmet-i mahsuslan 
oldugundan bu silsile-i mtibarekeye bazi miiteseyyidler kansmamak ve bir seyyid-i 
Sahih-tin-nesep bir memlekete seyahat ederse hakkmda hurmet olunmak ve sayet 
gittigi sehirde temekkiin ve tavattun buyurursa ismi zapt ve kaydolunmak tizere 
hicretin sekiz yiiz tarihinde selatin-i Osmaniye'nin dordunciisu bulunan Yildinm 
Bayezit tarafmdan o vakit pay-i taht olan Bursa'da (Nakib-iil-esraf) unvamyla 
sadattan olmak tizere memur-i mahsus tayin buyurulmus ve Fatih Istanbul'u zapt 
ettikten sonra da bu hususa itina buyurduklan gibi mahdumlan Sultan Ikinci 
Bayezit-i zamanmda umum vilayet ve liva merkezlerine vesair icap ed en mahallere 
de (Nakib-iil-esraf vekili) unvamyla memurlar nasp ve tayin buyrularak sadatm 
silsilelerinin muhafazasma itina edilmis ve el'an devam edilmekte bulunmustur. 
Zaten o misillii sadat-i kiramdan olanlarm ellerinde secereleri bulunmak tabii ise, de 
secereleri ziyaa ugrar veyahut secere tutmamis bulunanlar olursa ya Dersaadet'de 
Nakib-til- esrafa veyahut Nakib-iil-esraf vekillerine mtiracaatla siyadetini irae ve 
ispat edebilirler." 

"Nakib-iil-esraf 'in Osmanlilar zamamndaki vazifesi hulefa ahdindekilerin asagi 
yukan ayniydi. 

Vak'a ntivis Lutfi Efendi (Lutfi tarihi, cilt 3, sayfa 147) Nakib-iil-esraflik igin 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 581 

Ekim 1901'de gorev suresi tekrar uzatilmi§ ve 27 Mart 1909 tarihine kadar 
bu gorevi surdurmu§tur. 

Hadim-ul Fukara Seyyid Abdullah Ha§imi el Mekki kuddise sirruhu'l- 
azize icazet veren silsile §udur. (Bu silsile 50k yerde nesebi saadetleri ile 
birle§ir) 

Seyyid Salim b. Heyazig el-Medeni el-Harbi [SeyhiJ 

Seyyid Omer b. Seyyid Kazim 

Seyyid Ibrahim b. Feyyaz 

Seyyid Izzettin b. Seyyid Saban 

Seyyid Mehdi 

Seyyid Ali 

Seyyid Muhammed 

Seyyid Hizir 

Seyyid Recep 

Seyyid Saban 

Seyyid Muhammed 

Seyyid Salih 

Seyyid A bdurrahman 

Seyyid Abdullah 

Seyyid Hasan 

Seyyid Huseyin 

Seyyid Yusuf 

Seyyid Recep 

Seyyid Saban 

Seyyid Muhammed El-Urus 

Seyyid Semseddin 

Seyyid Muhammed 

Seyyid Ahmet Rifa-i 

Halifeleri 

Bilgisine ula§abildigimiz halifelerinden birkac ki§i §unlardir. 
• Kendisi henuz hayattayken buyuk oglu Mehmed Ragip'i halife tayin 



"Nakabeti e$raf hizmet-i jerif esinin vazif esi ensap marif etiyle seyyid ve milteseyyidi 
fark ve temyiz ve harigten nesep ilhak olunmasmi men' ve tahzirdir" diyor. 

Osmanlilar zamanmda Nakib-ill-esrafa pek ziyade htirmet olunurdu. Merasim 
esnasmda devlet ricaline takaddilm ederdi. Nakib-ill. Esraflardan padisahlara kilif 
kusatanlar oldugu gibi milstecab-ud-da've (duasi makbul) sayildiklan igin dualarm 
gogunu Nakib-ill-esraflar yaparlardi. 

Ikinci Abdillhamit zamanmda Nakib-ill-esraflarm oturmalarma mahsus Yildiz 
civarmda bir konak tahsis olunmustu. Nakib-ill-esrafm 1908 Temmuz Inkilabi'na 
kadar maasi 1000 kurusu gegmezken ondan sonra ayhgi 5000 kurusa fikanlmistir. 
Eskiden kalabalik bir kalem heyeti varken en sonra 1000 kurus aylikli bir katibi 
vardi. Osmanli saltanatiyla beraber nakib-ill-esrallik da tarihe kansmistir.(Pakalm, 
Mehmed Zeki, Tarih Deyimleri Ve Terimleri Sozlugil, Istanbul, 1972) 



582 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ederek, icazetname vermis, ve hirka giydirmi§tir. Vermis, oldugu bu icazet- 
name 12 Rebiii'l-Evvel 1327 (3 Nisan 1909) tarihinde Mekke'de bulunan 
reisu'l-me§ayih Ahmed Akil tarafindan da tasdik edilmi§tir. 
• Bagdat'da Hazreti Pir Seyyid Abdiilkadir Geylani kaddese'llahii 
sirrahu'l aziz dergahinda postnisjin olan es-Seyyid e§-§erif e§-§eyh 
§erafeddin el-Ensari el-Kadiri efendimiz hazretlerinin hicri 1277 miladi 
1860 senesinde Seyyid Muhammed el-Ensari adinda bir oglu olmu§tur. Haz- 
reti §eyh Seyyid Muhammed el-Ensari efendimiz babasi Hz. §erafeddin'e 
intisab etmi§, seyr-i siiluk gormiis. ve Kadiri hilafeti almi§lardir. Hasani ve 
Hiiseyni neseb ile Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin torunlanndan olan 
bu zat-i ala emr-i manevi ile Bagdat'dan kalkip Erzincan'a gelmi§ler ve yine 
emr-i manevi ile Sivas'a gelerek Abdullah Ha§imi kaddese'llahii sirrahu'l 
azize intisab etmi§lerdir. Abdullah Hasjmi kaddese'llahii sirrahu'l aziz Mu- 
hammed el-Ensari Efendiye Rifai-Sayyadi hilafeti vermi§ler ve kendilerini 
ir§ad hizmetlerini yiiriitmek iizere Istanbul' a gondermi§lerdir. 

Muhammed el-Ensari Hazretleri Erzincan'da iken Vesile Hammefendi ile 
evlenmi§ler ve bu evlilikden Seyyid Aziz el-Ensari ve Seyyid Muhyiddin el- 
Ensari dogmu§lardir. 19. yy. sonlannda Istanbul'u te§rif eden Ensari ailesi 
Kasimpa§a semtinde o zamanlar metruk bir halde bulunan Ayn-i Ali Baba 
Kadiri dergahim tekrardan in§a etmi§ler ve buraya Rifai-Kadiri me§ihati 
koymu§lardir. Abdullah Ha§imi el Mekki kaddese'llahii sirrahu'l aziz 
Hakk'a yiiriiyene kadar istanbul'u zaman zaman tesrif etmi§ler ve halifeleri 
Seyyid Muhammed el-Ensari dergahinda unutulmaz hatiralar birakmi§lardir. 
Muhammed el-Ensari kaddese'llahii sirrahu'l aziz de istanbul'da Arap §eyh 
namiyla tanmmi§tir. 14 Kasim 1939 senesinde Hakk'a gocmu§ler, Kulaksiz 
Kabristan'inda Idris-i Muhtefi Hazretlerinin ba§ucu hizasina sirlanmi§lardir. 
• Uskiidar Rifai Asitanesi'nin postuna Ahmed Ziyaeddin efendi'nin 
intikalinden sonra Meclis-i Me§ayih karan ile Asitane postuna tayin 
edilen zat, Seyyid Abdullah el-Ha§imi el Mekki er-Rifai es- Sayyadi 
kaddese'llahii sirrahu'l azizin halifelerinden Zileli Haci Bekir Baba 
Hazretleridir. 

Vakfiyesi 

Abdullah Ha§imi el Mekki Hazretlerine Sivas-Yildizeli civanndaki 
Mumcu Koyii'niin bir kismi ve Ismail Bey Qiftligi dergahimn ve kendi ihti- 
yaflanni kar§ilamasi icin miilk olarak verilmi§tir. 

Kurdugu Rifai tekkesi ifin Pa§abey mahallesinde bir konak satin alarak 
gerekli tadilat ve semahaneyi yaptirdiktan sonra burayi dergah haline getire- 

1 1 i o 

rek h.27 Zilhicce 1331 (m. 27 Kasim 1913) de vakif haline getirmi§tir. 
Iki kath buyukce olan konagin iist katinda semahane, misafirhane, mutfak, 



■ Demirel, Omer, Osmanli Donemi Sivas §ehri, Sivas 2006, s.55 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 583 

meydan odasi, alt katinda ise, odunluk, sofa, ahir ve diger mu§temilat bu- 
lunmaktadir. 

Bir vakif senedine gore Pa§abey mahallesinde kurmus. oldugu tekkesin- 
de in§a ettigi mescitte hatiplik yapacak zatlara verilmek iizere 1311 (1893) 
yihnda bes. yiiz kuru§luk bir vakif tesis etmi§tir. 

26 Muharrem 1332 (24 Arahk 1913) tarihini ta§iyan vakif senedine gore, 
vakfin idaresi ile dergahin §eyhligini biiyiik oglu Seyyid Mehmed Ragib'a, 
bunun vefatindan sonra da kiiciik oglu Seyyid Ahmed Siraceddin'e birakmi§- 
tir. 

Efendi Hazretleri, Tokatli Pir'den once yedi sene kadar Seyyid Abdullah 
Ha§imi el-Mekki Rifdi ye intisabh bulunmus. ve Hakk'a yuriidukten sonrada 
daima kabirlerini ziyaret etmi§tir. 

MENAKIBI 

Halk arasindaki itibanni teyit etmek icin yanan firm icine girmesi gibi, 
burhan torenleri yapilmasi tarafindan istenmi§tir. Abdullah Ha§imi el Mekki 
(Arab §eyh) Hazretlerinin burhan torenlerinde miiridlerin ba§inm kesilmesi, 
bicak ve §i§ vurma ates, ile i§tigal etme vb. bircok burhandan izinli olmasi 
O'nun kiymetinin artmasina da sebep olmu§tur. 

1- Arab §eyh Hazretleri Hakk'a yuriimeden kirk giin once memleketle- 
rine donen gaziler, onunla sava§ta beraber carpi§tiklanm halka ayan edince, 
"Artik gitme vaktimiz geldi" buyurmu§lar ve kirk giin sonra bu diinyayi terk 
etmi§lerdir. 

2- Arab §eyh, cenazesini yikamayi vasiyet ettigi Ahmet Hoca ile ?ok 
yakin ve iyi dostturlar. Arab §eyh, Hakk'a yurudugiinde, Ahmet Hoca, ce- 
nazeyi yikamaya ba§lar. Ifinden, 

"Ermi§ diyorlardi... " Soziinii gefirince serfe parmagini Arab §eyh tutar 
ve birakmaz. Ugra§masina ragmen parmagini cenazenin elinden kurtara- 
mayan hocanin tela§i iizerine, orada bulunanlann okumalan sayesine parma- 
gini kurtanr. 

3- Arab §eyh Hazretlerine soruldu ki; 

— Efendim, Mustafa Kemal isimli ki§i yurdu kurtarmak ifin faaliyetler- 
de bulunuyor, ba§arabilecek mi? 

— Evet, fakat kadin ve kizlanmizin ba§lanm da afacaktir. 



1119 — Arab §eyh kuddise sirruhu Hazretlerin torunlarmdan Seyyid Nizamettin 
Gilrer Efendiden i^ittigimize gore, Efendi kuddise sirruhu '1-aziz Hazretleri, Arab 
Seybi hayati boyunca devamli olarak kabr-i seadetlerini ziyaret eder ve tilrbe oda- 
smda bir zaman bas basa otururmus. 

ii2o_ YASAK, a.g.e. s. 76-77 



584 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

— Yardim etmeyelim mi? 

— Hayir, ona yardim edin. £unku bu millet devletsiz kalmasin. 

4-istanbul'a geldiginde velayetine delil olarak bir keramet gostermesi 
talep edilince bir cocukla bir firina girmis. ve bir miiddet sonra cocukla bera- 
ber cikmistir. £ocuga soruldugunda, 

— Dede iceride namaz kildi bende fifekli bahcede oynadim, demi§tir. 
Daha sonra o firini bir daha yakamami§lardir. 
DESTUR 

Yinefeth oldu ol babi Rifdt dergeh-i zibd 
Muvaffak bil-kudum etsin bu dergdhi GaniMevld 
Kedine Mekke hem beyti mukerrem handanindan 
seyyid ismi Abdulldh-i Hdqim eyledi in§d 
Keramet evliya hakdir hususan kutb-i Rabbdni 
Vti gavsu l-vdsilin hem arifin dilnyd vti md-fihd 
Hatab yerine ol pdyin sokup ndra o matbahda 
Pi^irdi md-hazar taam misafirler igin mahzd 
ikinci zahiri bdtin semdvdt-i zemininde 
Musahhar oldu vah§t ctimle hayvan eyledi tmd 
Aninciln merkadi beyti ziydretde o qirinler 
Muhafizdir muhini gene-mylar giremez asla 
Veil pak seyyidt Ahmed Rifdt hazret-i pirim 
Naam yd kaddesellahul-aziz ismiyle saddeknd 
Tartkat §ahlarin §ahi emir 'l-miiminin Siddik 
Aliyyul-Murtezd Haydar ulum-i cennetul-mevd 
Cemilinde buyurdu evliya hakkinda la-havfun 
Aleyhim dyeti teb$ir verildi mujde-i rand 

gefaatler umariz cilmlesinden yd Rasulalldh 
§efiim yd MuhammedMustafd Mahmud-i zul-atd 
Demddem zikr-i ydd olsun bu dergdhi halifetde 
Ola sdye-i pirdnda nice himmetleri efzd 

Mucevherle gozetdim Husniyd rumiyle tdrihi 
Dedim ol §eyh-i murgidim igin bir ma htive 'l-dld 
(sene 1300/884) 

1121 

Tarih-i musanna' ez-huruf-i cevher-i Rumi 



1121 — YILDIZ, Alim, "Arab §eyh'in Bir Mektubu Makalesi" Hay at Agaci Der- 
gisi, 2006, s. 47. Bu tekkeyle ilgili olarak Muzaffer Sansozen'in babasi muderris 
Hilseyin Husnil (1843-1917) tarafmdan yazilan bu §iire gore tekke Rumi 1300 (M. 
1 884) tarihinde yapilmijtir. 

Vezni: Mefaililn mefaililn mefailun mefailun 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l azlz 585 

1122 

Kendisine venlen icazet $u gekildedir. 

Bismillahirrahmdnirrahim 

Allah Tedld'ya Hamd olsun, bu icazetnameyi beseriyeti terbiye igin bu 
aciz Adem almistir. 

Hidayet seccadesine oturmustur. Beserin ulasmasi gerekli olan hedefe 
varmak igin kurtulus yoluna intisap edip ve cennete kavusmak dunya ve 
dini fark edip ayirmak zikrin ashna ulasmak nubuvvet sartlarina uymak 
igin kabul etmistir. 

Birligi Ytice olan Mevla' yi tesbih ederim ki; 

Allah Tedld O'nu (icazet sahibini) baskalarinin nefislerinin bilmedigi- 
ne ulastirmis, O'nu gururdan ve nefsani duygulardan temizlemis, manevi- 
yat elbisesini giydirmis, kendi nuruyla nurlandirmis, O'na Kutsi elbiseler 
giydirmis ve nimetlerini vermis, ulvi himmetlerini yuksek tutmus ve O'nu 
afv ederek bu icazetname sahibini dostlari derecesine gikarmistir. 

Hamd ederim ki, Hamd etmek, Hakk tarafindan istenen seylerdendir. 
O'nun verdigi nimetlere sukur ederiz 

O'ndan baska Hah, birligine ortakyoktur. 

Gozlerin disari firlayacagi gunde, hata ehlinin, cahillerin, asm giden- 
lerin ve siniri asanlar O'nu bulacaklardir. 

Kim ki; cahil birini yol gosterici kabul ederse bilsin ki, o ilimsiz kisinin 
davetine icabet Cahiliye Davetine icabet etmek gibidir 

Ben §ehadet ederim ki, Seyyidimiz, Efendimiz, Sahibimiz Muhammed 
sallalldhu aleyhi ve sellem Allah Tedld'nin kulu, elgisi, risaletle gelen, 
Hanif dini uzere olan ve ummetine Hakk'a yuruyene kadar nasihat edene, 
aline ashabina saldt ve selam ederim. Bize Rabbani bilgileri ogrettl Kur- 
tulus ve dinin yollarini agikladi. 

Bize icazet verenler Sunnet-i Muhammediye'ye yapismislar ve buyola 
bagh yasamislardir. Muhammedi Terbiye yoluna girenlere saldt ve selam 
olsun. 

Ey benim Gardaslarim! Allah Tedld'nin razi oldugu sifat onlardadir. 
Daima onlar huzunlu. §ehvani duygulara dusmekten korkarak, yuzlerini 
O'na gevirip dua ederek, kalblerinde Allah Tedld sevgisi He zikrin tilaveti 
He mesguldurler. Kalblerinde O'nun nuru, nefesleri misk kokusu, melekle- 
rin zevklerine muttali olmus sanki sarhoslar ve sorulduklarinda mecnun 
gibi, derler. Onlara bakar sasar kahrsin. Onlara daglarin, yerlerin ve gok- 
lerin anahtarlari teslim edilmis. Onlar seytanin azdirmasindan korunmus 
ve meleklerin, ruhanilerin dost edindigi kisilerdir. 

Vesseldmu ala men it-tebe' dl-Hudd 



ln2 — Silsilesi yazildiktan sonra devam eden Arapfa metinden tercilme edilmi§- 



tir. 



586 Gavs-ul Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

1123 

Abdullah Ha§imi el Mekki'nin Bir Mektubu 

Nur-i didem ciger kosem §eyh Seyyid Mehmed Ragib Efendi Mahsusan 
selam dualar edip, hatirini sual ederim. 

Tarafimizdan sual olunur ise, lehti'1-hamd afiyet tizere olup, sizlerin 
hasret-i istiyakinizdan ma-add bir kederim olmadigi Huda 'ya ayandir. He- 
men Cenab-i Hak ctimle ehl-i Islam He beraber hayirh matlub ve maksudu- 
muza nail eyleyip, an-kartb hayirh mtilakatlarinizi tevfik eyleye dmin. 

Akdem ki, sukkalarimda is 'ar eyledim idi ki, irsal eylediginiz meblagi 15 
liraya iblag edip, dtiyundan halds olahm ve maaslari tamamen ahz edip 
etmediginizi beyan edesiniz. Devletli veliyyti 'n-niam Vali Pasa hazretlerine 
tig kit 'a tavsiyenin hentiz bir semeresi zuhur etmedi. Mtisarun ileyhe mtira- 
caat edip, isdrdtim tizere bir kit 'a mabeyn-i htimdyun ikinci katibi devletli 
Ahmed tzzet Pasa hazretlerine maasimizin zammiyla ve rtitbemizin terfiine 
dair bir kit 'a gtizelce tavsiye ve bir kit 'a da Sadrazam Pasa hazretlerine de 
nisdn-i zi-sdn vesair islerimize muavenette bulunmasina dair ve bir kit 'a da 
maliye nazin devletli Resad Pasa hazretlerine cem 'an tig kit 'a tavsiye ahz 
edip irsal edesiniz Akdem ki, takdim etmis oldugum tavsiyelerden bir semere 
zuhur etmedi ve hem de §eyh efendinin bu defa gidisinden bir sey anlasilmi- 
yor. Hayirhsi ola. tslerimizden hdld bir netice yoktur. 

Aman oglum, Vali Pasa hazretlerine rica eyleyip, her halde tavsiyeleri 
ahz edip sertan irsal edesiniz ve isbu sukka He birlikte Vali Pasa hazretle- 
rinden bir kit 'a ricaname tahrir edip irsal eyledim. Zira bendeleri bu tarafga 
olan islerimizi hayirhsiyla netice olmadikga ol tarafa aztmet edemeyecegim. 
Dua ediniz ctimle ihvanlar He Cenab-i Hak hayirhsiyla islerimize teshtlatlar 
tevfik eyleyip an-kartb hayirh matlubumuza muvaffak eyleye de dosta dtis- 
mana karsi me 'yusen avdet ettirmeye de hayirhsiyla maa-mesruren izam 
ettire. Ol tarafga umur-i beyniyyemize ve dergdhimiza ve giftligin islerine 
devam edip, isinizle mesgul olup dosta dtismana meydan aldirmayip 
mtidebbirdne teddbirde bulunasimz. Bendelerinizi de hayirh haberinizle 
peyderpey mesrur edesiniz ve maaslari tedahtilde birakmayasimz, ctimlesini 
ahz eylediniz ise, is 'ar ediniz ki, Nisan maasinin senedini ve Mayis 'in sene- 
dini tahrir edip tarafma irsal edeyim. Ve akdem ki, is 'arim mesellti idarenize 
bakasiniz. 7 ytiz kurustan fazla dergdhimiza mesarif etmeyesiniz. Nezdinizde 
bir miktar akge tedarik edesiniz. Zira ileride bizlere akge Itizum olacaktir. 
Is 'ar eyledikge tarafma akge irsal edesiniz. Her halde seni goreyim oglum, 
dosta dtismana karsi bendelerini mahcup etmeyip, isinizle gtictintizle ugrasip 
tarafimi handan edesiniz. Ve bu hafta postasiyla gazetelerini irsal eyledim. 
Tilavet edip havadisinizi anlayiniz. 

Ol tarafta halile-i muhteremim Halime Hanim 'a ve gelinim Zekiye Ha- 
nim 'a ve kdim validem hamma selam dualar edip hatir-i nazikanelerini sual 



1123 — YILDIZ, Alim, "Arab §eyh'in Bir Mektubu Makalesi" Hay at Agaci Dergi- 
si, 2006, s. 50 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 587 

ederim. Gozum nurlari Ahmed Efendi He Zehra Hanim 'in gozlerinden optip 
hatir-i ndzikdnelerini istifar ederim. Fadime ve Mevlude 'ye bilhassa selam 
ederim. 

imamzdde Huseyin efendiye, Ahmed efendiye, Medineli §eyh efendiye, 
Zarah Hulusi 'ye, Omer efendiye, Divrigli Ismail efendiye, Mulazim Nazmi 
efendiye, Seyyid Ahmed agaya, Seyyid efendiye, Dervis Ibrahim efendiye, 
dergahta bulunan ctimle ihvanlara ve Ziyaya, ctimle komsulara vesair sual 
eden zevatlarin kdffesine ale 'l-infirdd selam dualar edip hatirlarini sual 
ederim. 

Bu tarafta Haci Huseyin, Divrigli Osman efendi mahsusan ciimlenize 
selam edip, hatir-i dlilerinizi istifar ederler. 

01 tarafga her ne havadis var ise, tafsilen tarafima beyan edesiniz. Oyle 
muhtasar sukka tahrir etmeyiniz mufassalan ctimle ahvdlinizi ve havadisinizi 
is 'or edesiniz. Ve Hasan da Sivas 'ta midir, memlekete gitti mi ve Sivas 'ta 
ise, ne is He mesguldur, ahvdlini tarafima is'ar edesiniz. Ntifus tezkiresini 
posta He ol tarafa irsal eyledim idi. Vusulune dair bir isdrdtimza muvaffak 
olamadim. Yoksa vusul bulmadi mi, is 'ar edesiniz endise ediyorum. Kemal-i 
afiyette daim olup peyderpey ahbdrdt-i hayriyyenizle tarafimi memnun ede- 
siniz oglum efendi. 28 Nisan 1319- 
Rifdi §eyhi Pederiniz 




588 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

FAZLULLAH MUR ALI BABA kaddese'lldhu sirrahu'l aziz 

Kerkuklu Ahmet Pa§a adinda soylu ve zengin bir ailenin cocugudur. 
1805 yihnda dogan Mur Ali Baha'nin asil ismi Mehmet'tir. 

Mur Ali Baba, dugunun yapilacagi gece riiyasinda hizmetinde uzun sure 
bulundugu §eyhi olan Kadiri §eyhlerinden Abdurrahman Halis Hazretlerini 
goriiyor. Onun i§areti uzerine duguniinu ve memleketini terk ederek, Sivas'a 
geliyor. Bugun kabrinin bulundugu £ayiragzi semtindeki tarla icerisine 
Hammadezade'nin kurdugu tekke ve mescitte 1878 tarihinde hizmete 
basjryor. Hammadezade'nin kiziyla evleniyor. Arapca ve Farscaya da vakif 
olan Mur Ali Baba hem dini yonden ibadet ve ir§adiyla hem de §ehrin bayin- 
dirhk hizmetlerinin tamamlanmasi icin halki te§vik ediyor. Sivas Valisi Halil 
Rifat Pa§a'nm "gidemedigin yer senin degildir" sozuyle ba§lattigi Sivas- 
Zara, Sivas- Guriin yollannin yapilmasi icin halki Kepfeli mevkiinde topla- 
yarak, fah^malan ve katkilan ifin caba sarf ediyor. 

1 125 

Tanzimat Edebiyatimn onde gelen §airi Ziya Pa§a ile davette bulun- 
dugu Amasya'da kar§ila§iyor ve tam§iyor. Uzun sohbetleri kar§ihkh olarak 
§iir yazmakla devam ediyor. Ziya Pa§a Amasya'da hastalandiginda ve dok- 
torlann hastahgi icin yapacak fazla bir §ey bulamadiklannda, Pa§a, Mur Ali 
Baba'dan yardim istiyor. Mur Ali Baba'da yazdigi mektupta "mektubumun 



1124 — Demirel, Omer, Osmanli Donemi Sivas Sehri, Sivas 2006, s.55 
1125 — ZIYA PA§A (1825-1880) 

Istanbul'da dogdu, 17 Mayis 1880'de Adana'da oldil. Asil adi Abdillhamid 
Ziyaeddin'dir. Turk edebiyat ve siyaset tarihinin onemli isimlerinden biri olan Ziya 
Pasa 1863 yilmda Amasya'ya "surgiln"e gonderilmistir. Ziya Pasa batililasma yo- 
lundaki Turk Edebiyatimn kuruculan arasmdadir. Mason olarak lansedilmesi ise, 
iftiralar smifmdandir. Yenilik taraftan olmasi hasebi ile bu iftiraya maruz kalmistir. 

Naat-i Serif 

Beld-yi mdsivdya mubteldyim yd Resulalldh 
Zebun-i penge-i nefs u hevdyim yd Resulalldh 
Kerem kil ben esime el-aman ey rahmet-i diem 
Ser-d-pd mahz-i isydn u hatdyim yd Resulalldh 
Sen evreng-i sefdat sdhisin sultdn-i rahmetsin 
Kapinda ben de bir kemter geddyim yd Resulalldh 
Sefdat kd meded yoksa o riitbe cok gundhim kim 
Ne riitbe yansam ol riitbe sezdyim yd Resulalldh 
Zebun-i derd-i isydna tabib-i mihribdn sensin 
Alilim ben de muhtdc-i devdyim yd Resulalldh 
Ne gam mucrim isem de bana besdir bu sa 'ddet kim 
Kapinda bir kemine hdk-i pdyim yd Resulalldh 
Beni reddetme evlddin basiyciin bdb-i lutfundan 
Ziya 'yim bende-i Al-i dbdyim yd Resulalldh 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 589 

tarihi illetinizin defi ola" misra ile hastahktan kurtaracagi tarihi belirtmis. 
oluyor. 

1882 yihnda Hakk'a yuriimu§tur. Mur Ali Baba kabri, £ayiragzi sem- 
tinde Kizihrmak Saglik ocagi kar§isindaki, Mur Ali Baba Kur'an Kursu bah- 
cesi icerisindedir. £ah§kanhgindan dolayi Mur (kannca) lakabi halk arasin- 
da Mor olarak kullanilmaktadir. 129 

Bugiin kabrinin bulundugu yerde, bir tekke ile mescidi bulunan Mur Ali 
Baba'nin 1882 yihnda Hakk'a yurumesi uzerine tekkenin giineydogu ko§e- 
sine bir tiirbe yapilarak defhedilmistir. Dikdortgen planli, eliptik bir tek kub- 
be ile ortuludur. Tekke ve mescit tamamen yikilmis. oldugundan 1980Ti 
yillarda iki kath betonarme bir bina olarak yeniden yapilmi§tir. Yeni yapilan 
bu binanin, birinci kati cami olarak kullanilmakta, ikinci kat ise, yine kendi 
adi ile anilan Mur Ali Baba Yatih Bolge Kur'an Kursu olarak kullanilmak- 
tadir. Mur Ali Baba'nin kabri ise, bu binanin dogu yonii olan giri§ tarafinda 
ustu afik bir kabir §eklinde ve etrafi demir parmakhklarla cevrelenmis. §ekil- 
dedir. 

Ali mahlasini kullanan Mur Ali Baba'nin §iirlerinden bir ornek: 

Amberin rayihasi turra-i canan getirir 
Liltfeder bad-i saba, derdime derman getirir, 
Ben derem nukheti ztilfun getir ey bad-i saba 
O gider basima sevdayi perisan getirir 
Ben derem, kasd ile git name-i dildari getir 
O gider stirat ile katlime ferman getirir 
Sabri kil Aliya zillet igin izzet var 
Gokyuzu ebri kagan baglasa baran getirir. 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretlerinin Mur Ali Baba ile 
goru§meleri kiifiik ya§larda aile biiyiiklerinin goru§meleri ile olmasi muhak- 
kaktir. 

Efendi Hazretleri, Mur Ali Baba kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin te- 
vazusundan konu§anlara buyurmus. ki; 

"Gardasim! Karincada topragin uzerinde gezer" 

ZlYA PA^A'NIN, MUR ALI BABA Kaddese'llahti sirrahu'l azize 
YAZDIGI MANZUM MEKTUPLAR 

Benim ey nuru cesm-i iftihanm 
Medetkanm, enisim , gamkisanm 
Surur-i hatinm sevk-i derunum 



ii26_ YASAK, a.g.e. s. 95-97 



590 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Ferah bahsi dilzar-i zebunum 
Siphr-i feyz u askin aftabi 
Kemalat-i ilahinin kitabi 
Furug-i zata mahzardir cemalin 
Kemalat-i Hiidadandir kemalin 
Utandinrsan n'ola hiisniinle mahi 
Ayan vechinde envar-i ilahi 
Harim-i barigah-i kurb-i haksin 
Sana merd-i Hiida dense ehaksin 

1127 

Degil merd-i Hiida belki Hiidasin 
Ki esrar-i Hiida'ya a§inasin 
Bilirsin ey tabib-i mihribamm 
Neler cekti bu cism-i natuvanim 
Azizim hem ni§inim oldu zillet 
Civanhkta beni pir etti illet 
Maraz, sihhattan etti soyle teb'id 
Etibbadan, devadan kestim timid 
Degildim muktedir bir iltifata 
Bakardim dtirbin ile hayata 
Vticudum za'f ile dondti hilale 
I§im kaldi Cenab-i layezale 
Figan ti zar idi her ruz-i ganm 
Bu hal tizre gecerdi rtizganm 
Inayetnameniz kim vasil oldu 
Gontilde bin meserret hasil oldu 
Dahi afmazdan evvel kitabi 
Bu resme eyledim ana hitabi 
Didim, ey ntisha-i tehkik u nfan 
Niivid-i yar ve te'vid-i dil u can 

Sen ol cananin ittin destini bus 
Heman ben kaldim ancak zar u me'yus 
Hased ey name-i ferhunde tali' 
Sana oldu nigah-i yar vaki' 
Deyub bu nazmi hem gozya§i sactim 
Biraz fikr ettim ahir mihrin actim 
Ne gordiim, bir kitab-i meani 
Lisaniil gaybdir her bir beyani 
Sufuf-i varidat olmus. suturu 

1127 — Ziya Pa§a, Mur Ali Baba kaddese'llahtl sirrahu'l azize, bu misrada "Allah 
Teala adami degil, bizzat Hudasm!" demekle, Allah Teala'nm bir "Insan-i Kamil" 
de tecelli ettigine inandigmi anlatmak istiyor. 



Mur Ali Baba kaddese'llahti sirrahu'l aziz 591 

Mezayasi ider vala §uuru 
Celi her niiktesinde bin hakaik 
Ayan her ciimlesinde bin dekaik 
Zeban-i alem-i irfan, zebani 
Beyan-i feyz-u rabbani, beyani 
Yazilmi§ bir nice bahsi hakikat 
Ki her harfi deger bin kere dikkat 
Bakip ol niishaya tekrar tekrar 
Teselli buldu her lahza dil-i zar 
Nigah ettikce ben naks-i kitaba 
Medar-i hiffet oldu iztiraba 
Vucud-i natuvane geldi kudret 
Gorundii veche-i asar-i sihhat 
Tagayyiir geldi sihhatle mizaca 
Mudara kalmadi tibba, ilaca 
Surur ve behcetim gelmez beyana 
Yeniden gelmi§im guy a cihana 
Bunun §iikrunde aczim gerci zahir 
i§im ancak hiilus iizre duadir 
Vucudun gormeye hacet ilaca 
Tabib ol ehl-i derd u ihtiyaca 
Safa iizre gefe omr u zamanin 
Bula feyz-i miiebbet hanedanin 

26Ekiml864 
25 Cemadiyelula 1281 
Ey Nur Ali vu nur-i 'ali 
Mecmua-yi cumle-i meali 
Hilal-i dekayik-i hakayik 
Ke§§af-i hakayik-i dekayik 
Mes'alkes-i §ahrah-i tahkik 
Pada§-i tarik, Hizr-i tevfik 
Dana-yi bevatin u zevahir 
Derya-yi muhiyt-i alem-i sirr 
Mir'at-i cihannuma-yi irfan 
Hur§id-i sipehr-i feyz u ihsan 
Seccade ni§in-i feyz u irsad 
Ferdii'l ferd, Kiirve-i efrad 
Ey miir§id-i kamil-i ilahi 
Yok, fazl-u kemaline tenahi 
Derd-i dile niisha-yi §ifasin 
Alemde bir ayet-i Hudasin 
Ber-name-i dil-nevazin aldim 
Ahbar-i hayatsazin aldim 



592 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Mefumu vefa meali ihsan 
Mazmunu kerem, mefadi irfan 
Her harfi miizil-i cirk-i alam 
Her lafzi delil-i sevk u aram 
01 sevk ile dil cihana sigmaz 
Dil§adligim beyana sigmaz 
Keyfiyet-i mana-i mu§ahed 
Verdi dil zare zevk-i bihad 
Hakka ki garibdir bu rii'ya 
Encamini ide hayr Mevla 
Rai, mer'i, mura'i birdir 
Rii'yet amma acib sirdir 
Bu bahiste gerci kavl coktur 
Tahkikine ihtimal yoktur 
Tevhidde cunku gayet olmaz 
Bir dairede nihayet olmaz 
Men' eylecekti gordiim e§gal 
Yazdim bu bir iki satin derhal 
Ey hasreti bagnmi iden hun 
Taksirimi eyle afve mekrun 
Kil miinkiri feyzin ile iskat 
01 mahzan ciimle-i kemalat 



1 -2Nisanl865 
128 Zilkade 1281 
(Nazif, Suleyman, 'Kulliyat-i Ziya Pa§a', Istanbul, 1924) 



Gurre Zilkade 1281 



Gurre (Kameri aylarm ilk gilnlerine gurre-i §ehr denilmijtir) 



IKINCI BOLUM 



/v /v 



NAK^I-HAKI 
TARIKATI ADAB-I 



Nak§i HakI Temel prensipleri 595 



Ehlulldh Hazerdt-i buyurmu^lardir hi; 

"Bir sdlikte dort §ey mevcut olmadikga 

O sdlik mtikemmel olamaz. 

Birisi dddb-i Mevlevi, 

Ikincisi silluk-i Nak§i, 

Ugiinciisii a§k-i Kddiri, 

Dordilncusil teslim-i Bekta^i, 
1129 



A-NAKSI ISTILAHLARI 1130 

Sadat-i kiramin hakikatleri anlamakta kullandiklan bazi istilahlar vardir 
ki, onlann yoluna siiluk edenlerin bu istilahlari iyi bilmeleri ve geregince 
amel etmeleri lazimdir. Bu biiyiik tarikat Maveraiinnehir beldelerinde zuhur 
etmesi ve belde buyukleri de umumiyetle Farsca konu§malan sebebi ile bu 
istilahlar Farisidir. Bu yiiksek manah kelimeler (11) kelime olup, Hace 
Abdiilhalik Gucdiivani Hazretlerine aittir. Bu kelimeler Tarikat-i Aliyye-i 
Nak§ibendiyye'ye suluk edenlere her zaman rehber olacak kelimelerdir. 
Tarikatin temel olculerini temsil, kemal yolunun muhte§em planini 8 diistur 
te§kil eder: 

1 — Hu§ der dem. . 

2 — Nazar ber kadem. 

3 — Sefer der vatan. 

4 — Halvet der encilmen. 

5 — Yad- Kerd. 

6 — Baz-i Ke§t. 

1 — Nigah-i Da§t, 
8 — Ydd-i Da§t. 
Aynca sayilan sekize 3 diistur daha ilave edilmi§tir. 

1 — Vukuf-u zamdni. 

2 — Vukuf-u adedi. 

3 — Vukuf-u kalbi. 
Bunlarla beraber hepsi 1 1 dir. 



ln9 — A§9i Ibrahim Dede, a.g.e. c. I, s.433 



Bazilan buna ilave olarak §unu eklediler. "Be$incisi teveccilhil Halidt" 

1130 — Bu kisim Muhammed b. Abdullah Hani, Addb, trc. Ali Hilsrevoglu, Istan- 
bul, 1980, s. 251-261 deki bolilmden ve Mevlana §eyh Safiyuddin kuddise sirruhu, 
Resahat, trc. Necip Fazil KISAKUREK, 1999, s. 27-37 den faydalanarak yazilmistir. 



596 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

1— VUKUF-U ZAMANL 

Vukuf: Bilme, haberli olma. 

Ihvan, iizerinden gecen zamana muttali' olmalidir, hem nasil bir zaman- 
da bulundugunu, hem de icinde bulundugu zamani iyi bilip, degerlendirip 
degerlendiremedigini ara§tirmah, kendini sik sik yoklamahdir: 

icinde bulundugu zaman icinde kendi durumu nedir? Huzurda midir? 
Huzur icinde midir? §iikiir mii etmektedir, kendi helakine sebep olacak bir 
gaflet icinde midir? 

Ihvan, butun varhgiyla asil maksadina tevecciih etmedigi bir anin iize- 
rinden gecmesine, Allah Teala'dan gafil olarak bir tek nefes ya§amamasina 
dikkat etmeli, butun giiciiyle her an SAHV (manen uyamkhk) halinde bu- 
lunmaya gayret etmelidir. Allah Teala buyurur ki; 

'Allah, gozlerin hdin bakisini ve sadirlarin gizlemekte oldugu her seyi 

1131 

bilir. ' 'Ne yerde, ne gokte zerre miskdl hig bir §ey Rabbinden uzak ve 
gizli kalmaz. ' 'Goklerin veyerin anahtarlari O'nundur. ' 

Bunun icin ihvan her gece ve gunduziin ve her gun i§ledigi amellerini ne 
§ekilde i§ledigini birer birer muhasebe etmeli, giizel amelleri kendine mu- 
yesser kilan Allah Teala'ya §iikredip daha giizellerini ziyadesiyle beraber 
temenni etmeli, firkinleri icin tevbe ve istigfar edip nedamet ederek Allah 
Teala'dan bilmeli ve O'na yonelmeli, §ayet uyanamazsa bir gun muhakkak 
ona donecegini bilmelidir. 

Bu mesele iizerinde bu yolun biiyiikleri buyuruyorlar ki; 

"Milridin butun ugraqma ve didinmelerini neticeye baglayan ve onu mu- 
radina eriqtirmekte en btiyuk muessirlerden biri olan "Vukuf-u Zamani, " 
insanin her an kendi halini bilmesi halinin §ukru mii, ozrii mii gerektirdigini 
anlamasi demektir. " 

Sah-i Nak^ibend kuddise sirruhu'1-aziz 

"Bahaeddin Nak§ibend kuddise sirruhu 1-aziz Hazretleri, bize, kabz (si- 
kisma) halinde istigfar; bast (genisleme) halinde de siiktir He emir buyur- 
muslardir. tste bu iki hale dikkat ve riayet "Vukuf-u Zamani" dir. " 

Yakup £erhi kuddise sirruhu'1-aziz 

"Milridin olanca kdr binasi, "Vukuf-u Zamani" isinde saat uzerine ku- 
rulmustur. Yani milridin halindeki nizam, vaktini muhafaza etmege baghdir. 
Ta ki, aldigi her nefes, huzur He mi, gafletle mi gegmektedir, bilsin. 

"Vukuf-u Zamani" tasawuf biiyiiklerince nefs murakabe ve muhasebe- 
sinden ibarettir. "Muhasebe, her gegen saatin huzur veya gaflet noktasindan 
hesaplanmasidir. Eger vaziyette noksan varsa "Baz-i Gest" usuliine sarihp 
amele yeniden baslanmasi lazimdir. " 

Hace kuddise sirruhu'1-aziz 



lm — (Gafir, 19) 
1132 — (Yunus,61) 
1133 — (Zilmer, 63) 



Nak§i HakI Temel prensipleri 597 

2— VUKUF-U ADEDI: 

Zikir sayisina dikkat ve riayet demektir. ihvan zikrini yaparken adedine 
dikkat etmeli, mur§idinin verdigi adede riayet etmelidir. 

Bu adede riayetle beraber zikrin verilen miktar yapilmasindan ibarettir. 
Yoksa mucerret aded degildir. Bu, gonlii vesvese ve tefrikadan korumak 
icindir. 

Hacegan yolunda "Vukuf-u Adedi," mucerret sayi saymak degil, sayi 
cercevesi icinde kalbi zikri derinle§tirmektir. Gerekir ki, bir nefeste, 3, 5, 7 
veya 21 defa Allah ismi zikredilsin ve bu kemiyet olculeri mutlaka tek ra- 
kamlarla bitsin. 

Hace Bahaeddin Nak§ibend Hazretleri, kalbi zikirde sayiya dikkat ve ri- 
ayetin daginik "havatir" i toplayip sildigine i§aret ederler. 

Sadat-i Kiram Hazretlerinin bazilan demi§lerdir ki, : "Vukuf-i Adedi" 
zikirde §art degildir. Burada esas olan kalbin mezkur (zikredilen) ile beraber 
olmasidir: Huzur halinde bulunmasidir ki, zikrin faydasi ve eseri gorunsun. 
Bu da 'NEFY' ederken be§eri varhgin (Giines. varken yildizlann kayboldugu 
gibi) yok olmasi, 'ISBAT' yaparken de ilahi cezbe eserlerinin cikmasidir. 

Bu mesele iizerinde bu yolun buyiikleri buyuruyorlar ki; 
"Vukuf-u Adedi" denilen hassa, Ledun ilminin ilk mertebesidir. Bu go- 
rug ten murat, baqlangigta bulunanlara ait tasarrufve cezbe eserleri olmak 
gerektir. " 

Sah-i Naksibend kuddise sirruhu'1-aziz 

"Dava kemiyette degil, keyflyette gok zikirdir. Yani huzur ve §uurla gok 
zikir. . Kemiyet ne kadar fazla olursa olsun. Eseri has olmayinca bosuna 
yorgunluk demektir. Zikrin eseri, Tevhit Kelimesindeki nefy kisminda beseri 
vucudun yokluga karistigina, ispat kisminda da uluhiyet cezbelerinden bir 
tecelli gorundugune deldlet eden hallerle meydana gikar. " 

"Oyle bir halet ve keyfiyet ki, yakinhk ve Ledun ilminin baslangici onda 
tecelli eder. "Vukuf-u Adedi" nin ledun ilminde baslangig noktasi oldugu, 
Mutlak Bir'in dleminde belirmesi sirrindan haber vermesiyledir. "Vahid"in, 
esasta, sayilara gekirdek teskil etmesi gibi. " 

Hace Alaeddin Attar kuddise sirruhu'1-aziz 

3— VUKUF-U KALBI: 

Iki manasi vardir. 

1 -Ihvan zikrederken kalbinin zikredilene vakif olmasidir. Yani ihvanin 
her an Allah Teala'yi "Yad Da§t" nev'inden bilmesidir. 

Zikrederken her an murakabe halinde olmah, bu halini kaybetmemeye 
cali§mahdir. Sadat-i Kiram Hazretleri vukuf-i kalbinin zikirde §art oldugunu 
soylerler. Ihvan zikir esnasinda kalbine hakim ve sahip olmah, ona o kadar 
vakif olmah ki, orada Allah Teala'dan ba§ka bir §ey bulmasin. 

2- ihvamngonule yonelmesi. Kalb, sol memenin altinda bir et parcasi. 
Ona kalb denmesinin sebebi fikirlerin, du§uncelerin ve niyetlerin degi§mesi 
itibariyle fekip ceviren, degi§tiren kuvvetin mahalli olmasindandir. Ona 



598 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

vakif olmak demek, onun ne halde bulundugunu her an murakabe etmektir: 
Zikirle me§gul mii, degil mi? ve ki§i her an kalbindekini miilahaza etmeli, 
kalbinde gaflete acik bir kapi, bir delik bulunmamahdir. Hazreti Hace Mu- 
hammed Naksjbend bilhassa Vukuf-i kalbi iizerinde durur ve ona dikkat 
ederdi. 

Bir ayet geregince, Allah Teala her yerde hazirken nasil Kabe'ye donii- 
lerek ona el acilryorsa, can ve gonul kabesi kalbe yonelmek suretiyle yol 
bulunuyor ve onsuz olmuyor. Zira insan, icinde bulundugu taayyiin suretleri 
ve hayvani ruhu bakimindan istikametlerin zindamnda mahpustur. Fakat 
yine ayni insan, 6z hakikatiyle cihet ve istikametlerin di§indadir. Bu bakim- 
dan cihet ve istikametin esiri, cihetsizligi yine cihette aramak zorunda kah- 
yor. Yine bu bakimdan mecaz, yoluyla gonul denilen et parcasi da ruh 
hakikatinin ni§anesi ve bir nevi cihet tayini noktasi oluyor. Hakikate yol icin 
bu mecaz noktasina yonelmek ve Lediin ilminin anahtanni onda bulmak 
gerekmektedir. 

Bu hususta Hoca Ubeydullah kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurur- 
lar ki; 

"Vukuf-u Kalbi" Allah Teala 'dan agah olmakta bir gonul halidir. Oyle 
ki, gonulde, Allah Teala 'dan ba§ka hig bir qey olmayacak. 

Zikirde zikredilenden agah ve gdnlti ona inhisar ettirmek. . Bu agahhga, 
gorily, eri§, vucutve "Vukuf-u Kalbi" derler." 

4— HU§ DER DEM: 

Hu§: Akil. Der: icinde manasinda zarf (Baglaf) Dem: Zaman, Nefis. 

Akil sahibi ihvana gerekir ki, ahp verdigi hie bir nefeste gaflet etmeme- 
lidir. Nefeslerini gafletten kurtaran kimse artik her an Allah Teala ile bera- 
berdir. Gafletten kurtulup her nefes uyanik olmak 50k zordur. 

Hazret-i Imam Rabbani kuddise sirruhu'1-aziz 90k hamd ve istigfar ederler- 
di. Az bir nimete 90k silkrederlerdi. Hatta evla olan bir isi terk etseler, 90k fazla 
istigfar ederlerdi. Eger bir belaya maruz kalsalar "Kotii amellerimizden ve hal- 
lerimizdendir," derlerdi. Fakat o belayi, bir9ok kirleri temizleyen bir sabun gibi, 
gorurlerdi. Buna, yukselmenin sebebi derlerdi. 

Her an Allah Teala ile beraber olmanin §uuruna ancak boyle eri§ilebilir. 
Ancak nefeslerini gaflet icinde ahp vermekten kendini muhafaza eden kim- 
senin kalbi Allah Teala ile huzur halinde olabilir. Nefes ahp verirken kalbin 
Allah Teala ile huzurda olmasi demek, nefesleri Allah Teala'ya itaatle ve 
ibadet suretiyle ihya ederek, vasil etmektir. Nefesleri gafletten kurtaran kal- 
bini huzura erdirir. Huzura eren ise, Allah Teala'nin tecelliyatim her an mu- 



1134 — Muhammed Hasim Kismi, Berekat Imam-i Rabbani Ve Yolundakiler, trc. 
A. FarukMeyan, 1st. 1980, s.217 



Nak§i HakI Temel prensipleri 599 

§ahede eder. Onun tecelliyati ise, mahlukatin nefesleri adedincedir. Kalb 
Allah Teala ile huzurda iken girip cikan her nefes ihya edilmi§tir ve Allah 
Teala'ya gonderilmi§tir demektir. Gafletle ahnip verilen her nefes de oldii- 
riilmu§tiir, Allah Teala'ya varmami§tir. 

Bu mesele iizerinde bu yolun buyukleri buyuruyorlar ki; 
"Bir nefesten bir nefese gegerken asla gaflete dusmemek ve huzurda ol- 
maktir " 

Mevlana Sadettin Ka^gari kuddise sirruhu'1-aziz 

"Bu yolda nefesi muhafaza ve ona riayet etmegi mtihim tutmuslardir. 
Gerektir ki, her nefes huzur ve bilgi ile ahnip verilsin. Nefesini koruyama- 
yanlara yolunu sasirmis gozuyle bakarlar. " 

Hace Ubeydullah kuddise sirruhu'1-aziz 

"Bu yolda terakkinin temeli nefes uzerindedir. Her nefeste hale bakmah 
ve mazi ile istikbali dusiinmekten uzak kalmamahdir. Nefesin giris ve ciki- 
sinda iki nefes arasini Qyle muhafaza etmelidir ki, hig biri vilcuda gafletle 
girip vilcuttan gafletle gikmasin. " 

Sah Naksibend kuddise sirruhu'1-aziz 

"Allah Teala'nin zat ismi "ha - he" harfinden ibaret olup basindaki 
"elif ve "lam" harfleri tarif edatidir, iste her nefeste bu harfve isim cere- 
yan eder. Sahibi ister farkinda olsun, ister olmasin. O sey ki, iginde o isim 
cereyan etmez, hayata mustahak degildir. §u halde btitun canhlarin nefes 
ahs ve verisleri, bilen ve bilmeyen igin hep o isimledir. Marifet yolcusuna 
dusen borg ise, bu inceligi bilmek ve her nefeste Allah ile olarak huzuru elde 
tutmaktir. " 

Necmeddin Kiibra kuddise sirruhu'1-aziz 

5 — NAZAR BER - KADEM: 

Nazar: Bakis. 

Ber: Uzerinde manasinda Zarf 

Kadem: Ayak. 

"Salik, yolda yuruyu§unde gozunu ayaginin online takip semaya bak- 
mamasidir ki, gozii etrafa takilmasin. £iinku ayaklannin ucuna bakarak yii- 
riimezse gozii etrafa takihr, bu ise, kalbi perdeler. Kalbteki perdelerin cogu 
bir takim resimler, suretledir ki, nazar (bakmak) yoluyla kalbte yer eder. 
Bunun ifin ihvan yolda yiiriirken gozii §urada burada gezerse zikirden perde- 
lenir, fiinkii yeni basjamis. ihvanin nazan bir yere takihrsa kalbini me§gul 
eder, derhal tefrikaya, vesveseye tutulur. £iinku kalbini muhafaza edecek 
kadar kuvvet kazanmami§tir. Vesveseye ve tefrikaya kar§i zayif bir haldedir. 
Bunun icin bilhassa her ki§inin yiizlerine bakmamahdir. 



600 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

§eyh Muhammed bin Abdullah nakleder ki; 

"Bir gun ustadimla bir yolda gidiyordum. Goziim, giizel bir gencin yii- 
ziine ili§ti, iistadim bu halime vakif oldu. Dondii bana dedi ki; 

"Oglum! Sen bu nazarin zararini elbette bir gun goreceksin!" Ben o 
sozden 50k muteessir oldum. Ne gibi zarar gorecegim diye bekledim. Tam 
yirmi sene gecti, bir gece o zaran gordiim. Tefekkur ederken uyumus. kalmi- 
§im. Sabahleyin kalktim, gayet iyi hifz ettigim Kur'an-i Kerim'i ba§tan so- 
nuna kadar unutmu§um. Neresinden okusam, herhangi bir ayetten iki keli- 
meyi yan yana getiremiyordum. Heyecan icinde kaldim catlayacak dereceye 
geldim. O sirada bana hatiften bir nida geldi: 

"Bu nisyan yirmi sene evvelki bakisin zararidir, vakit geldi de zuhur 
etti. " 

Orta ve yeti§kin salikler dahi yolda giderken saga sola, yere, goge nazar 
ederlerse kalblerinde huzur ve batinlannda cemiyet kalmaz. Sonra o huzur 
ve cemiyet tahsil etmek giictiir. Saliklerin ciimlesine yolda giderken nazanni 
ayaginin iizerinden ayirmamak lazimdir. Boylece salik masivadan elini ce- 
ker, diinya muhabbetini terk eder ve Hak yolunda siilukiine devam edebi- 

,■ 1135 

hr. 

Sufiyye Hazaratina gore, agyann yiiziine bakmak biiyiik zararlara yol 
afar. £unku safi kalbler, cilalanmi§ aynalar gibidir. Ihvan bir bugday tarla- 
sinda dolu ve bo§ ba§ak gibidir ki, dolu ba§ak ba§ini one egmi§tir, digeri bo§ 
oldugu ifin dimdik durmaktadir. Eger di§andaki herkesin yiiziine bakihrsa 
onlann kati kalblerinin kasveti, kotii ahlaklan, fasit fikirleri aynen ihvanin 
kalbine akseder. Bu ise, ihvan ifin son derece tehlikelidir. Bir de giizellerin 
yiizlerine bakmamahdir. ^iinkii fitneye tutulur. £unku 

'Bakmak, seytanin oklarindan bir oktur. ' Kime bu ok isabet eder- 
se o, Allah Teala yolunda fitneye du§mii§ olur. ihvan bu oktan kurtulmak 
icin gozleri yerde (Ayaklannin ucuna bakarak) yuriimelidir. 

Ihvan olan insan-i kamil ve Allah Teala'dan ba§kasina nazar etmez. 
Ciinku masivadan alakasim kesme yolundadir. Nasil siiratle ko§an bir kimse 
sadece ayaklanna bakarsa ihvan da yan yoldan donmemek icin zahiren ve 
batmen Allah Teala'ya nazanni tahsis etmelidir. Aynca tevazu erbabi olan 
zatlar ayaklanna bakarak yuriirler. Miitekebbir, burnu biiyiik kimseler de 
dimdik yuriirler. 

Bu, aynca Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin yuriiyii§ §eklidir. O, 
yiiriirken saga sola bakmaz, ayaklannin ucuna bakarak yiiriir, sanki yoku§tan 
iniyormu§ gibi, siiratle yiiriirlerdi. Efendimiz sallallahu aleyhi ve selleme 
tabi' olan ihvan de aym §ekilde yiiriimelidir. 



1135 — Nasrullah Efendi, §ah-i Nalqibend, Istanbul, 1979, s. 170 
1136 — Hadis-i Kutsinin tamami soyledir: "Harama bakmak iblis'in oklarindan 
bir oktur ki, her Mm benden korkarak onu birakirsa, zevkine bedel ona bir iman 
veririm ki, onun halavetini kalbinde duyar." (Hakim, Taberani) 



Nak§i HakI Temel prensipleri 601 

6 — SEFER DER -VAT AN: 

Sefer: Yolculuk 

Der: icinde manasinda zarf. 

Vatan: Allah Teala, ruhun asil yurdu, giizel sifatlar. 

Halk arasinda sefer, bir beldeden bir ba§ka beldeye gitmektir. Vatan ise, 
insanin ikamet ettigi ev yahut memlekettir. 'Sefer Der Vatan ' sozunun ma- 
nasi, ihvanin seferi, alem-i Halktan, Hakk'a olmalidir. Vatanda ilerlemeye 
Seyr-i enfuside denir. Hazreti Ibrahim aleyhisselamin i§aret ettigi gibi ki; 

1137 w 

"Ben, Rabbime gidiyorum " demi§tir. 

Ihvan icinde bulundugu manevi hali yeterli gormeyip daha giizel, daha 
fazla hasenat ile dolu bir hale sefer etmelidir. Yahut bir makamdan bir yiik- 
sek makama yukselmeye gayret etmelidir. 

Me§ayih-i Kiram Hazretleri ihvanlan zahiri seferden men etmi§lerdir. 
Ciinku me§akkati coktur, mihnetlidir. Siiluk yolunda, Allah Teala'nin nzasi- 
na muhalif is, tutma ihtimali coktur. Yolculuk farzlan ve sunnetleri terk et- 
mege her zaman miisaittir. Bu ise, ihvanlann kalblerini tefrika ve vesvese ile 
harap eder. Kemale eren mur§idler ise, bu me§akkatin tesiri altinda kalmayip 
Allah Teala'dan gafil bulunmayacaklan icin yol me§akkatinin tesiri altinda 
kalmazlar. Belki bu daha fazla terakki etmelerine sebep olur. Dereceleri yiik- 
selir. Hem seferin mihnetle me§akkatlerine tahammiil ederler, hem de gittik- 
leri yerlerde ir§adda bulunurlar. Selef-i salihin Hazretleri, gonullerin bir yeri 
vatan etmeye meyil edip insanlarla iilfetleri ileri gittigi zaman, kendilerine 
onlardan gelen adetleri birakip rahatlanni terk etmek, insanlarla a§in iilfetten 
kurtulmak ifin sefer ederler ki, kendileri ifin tecerriid-i tam hasil olup en 
yiiksek makamlara vasil olsunlar. 

Bu mesele iizerinde bu yolun biiyiikleri buyuruyorlar ki; 
"Ihvan hevd ve §ehvetini terk edip, Allah Teala 'ya ibadet ve itaat 'e don- 
mesi lazimdir. 'Sefer der - Vatan ' sozunden murat, bir beldeden diger bir 
beldeye sefer etmek degil, insanin kendi ig dleminde Allah Teala 'ya dontis 
yapmasidir. Erbdb-i siiluk, zahiri seferi bir mursid-i kdmil 'i buldugu zaman 
onun her emrini Ldyikiyla yerine getirmek iqin kapisina baglanir ve zahiri 
seferi birakir. Batini seferine baslar. Ona ancak bundan sonra mtirid denile- 
bilir. " 

Ebu Osman El-Magribi kuddise sirruhu'1-aziz 
"Btittin hayir ye bereketlerin anahtarlari mtirid oldugun yerde sabir et- 
mendedir. Mtirid denilecek hale gelinceye kadar o kapida sabredeceksin. 
Sen o hale gelince bereket zahir olur. Artik sen Allah Teala 'ya dogru sefer 
etmeye baslamissin demektir. Zahirde sefer etmissin veya etmemissin bir sey 
fark etmez. " 

§eyh Hakim Tirmizi kuddise sirruhu'1-aziz 



-(Saffat,99) 



602 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

7 — HALVET DER - ENCUMEN: 

Halvet: Saliklerin ibadet icin cekildikleri tenha yer demektir. Yalnizlik 

Der: icinde manasinda zarf. 

Encumen: insanlann toplu bulunduklan yer yahut topluluk manasinadir. 
Istekler, 

'Halvet der-encumen' istilahinin manasi; ihvan halk icinde, insanlar ara- 
sinda iken her an Allah Teala ile beraber olmahdir. 'Herkesle beraber fakat 
yalmz' sozii bunu anlatir. Bu durumda 'Halvet Der Enciimen' murakabe 
manasina gelir. 

Ihvan, insanlarla beraber olmasina ragmen insanlann onun kalbine mut- 
tali' olmamasi lazimdir. O, Allah Teala ile beraber olmah fakat bunu etrafina 
sezdirmemelidir. 

Yine ihvan kalbi zikre mustegrak olmah, o kadar ki, car§rya girdigi za- 
man insanlann gurultusiinu duymayacak hale gelmelidir. Allah Teala'nin 
zikri kalbin hakikatini istila etmis. olmahdir. 

'Halvet Der Encumen ' Kelimesinden anlasilacak bir baska mana da su- 
dur: Bu yola stiluk eden ihvan dyle bir yere intisap etmelidir ki, nerede olur- 
sa olsun, insanlarla bir surti muamelatta bulunmasi onu Hakk'la beraber 

1 i io 

olmaktan ahkoymaz. ' 

HALVET iki kisimdir. 

Birincisi zahiri halvet (Itikaf veya erbain): 

Ihvanin evinde insanlardan ayn bir yere cekilip orada alem-i Melekut, 
alem-i §uhud, alem-i Ceberut'a muttali' olmak ifin oturup me§gul olmasidir. 
Ciinkii zahiri hislerin duyulann cah§masi durduruldugu zaman batini hisler 
Melekut ayetlerini ve Ceberut aleminin esranni muka§efe ifin hazir hale 
gelir. 

Itikaf ve erbaini, Ustaz Cemaleddin Kumuki kaddese'llahtl sirrahu'l aziz 
§oyle ifade buyurur: 

"itikaf, ancak jeyhin verdigi izinle, onun talim ve telkini ile yapilir. itikaf 
veya erbaine girecegi yerin, insan ve hayvan seslerinden uzak olmasi lazimdir. 
Bu hizmete giren bir kimse, dilnyevi ijlerden alakasmi keser. Tuzsuz, yagsiz ve 
az gida almak suretiyle, nefsini terbiye eder. Okumak, yazmak ile me^gul ol- 
maz. Nefsani arzulardan uzaklajir. Allah Teala'yi ve O'na kavujmaktan bajka 
bir §ey diljunmez. Bilyilk mertebe ve kerametlere goz dikmez. Kendisini Allah 
Teala'ya baglar. Vilcudunu, oturdugu yeri ve elbisesini temiz tutar. Daima, kib- 
leye kar§i diz cokerek oturur. Gozlerini yumar, kendi varligmi kaybederek, bil- 
tiln hislerinden aynhr. Her cihetten kalbini, Allah Teala'ya dogru agar. Farz ve 
silnnet namazlarmi eda eder. Ruhaniyyeti, cismaniyyetine galip gelmedikge, 
halk ile temasta bulunmaz. Ruhaniyyetin hululilnden ve hakikati gordtlkten son- 
ra, itikaf veya erbaine son verir. Eskisi gibi, herkesle temasta bulunabilir. Bun- 



— "Oyle Heal vardir ki, ne ticaret, ne de ah^ verifj onlari zikrullah'tan ah- 
koyamaz." (Nur, 37) 



Nak§i HakI Temel prensipleri 603 

dan sonra seyhi, miiridde bir gelisme hissederse, ona, daha yilksek dereceler ref 
etmesi icin yol gosterir." 

ikincisi batint halvet: 

Bu batinin her an Hakk'in esranni mu§ahede halinde olmasidir. Halkla 
muamelesi onu zahiri mutalaadan ve batini mu§ahededen ahkoymaz. i§te 
acik secik anla§iliyor ki, hakiki halvet budur. Bu halvet tarik-i Nak§ibendi'ye 
hastir. £unku onlar zahiri manadaki bildigimiz, halvete, bir ko§eye cekil- 
mezler, cemaatten aynlmazlar. 

Onlann halveti kendi batinlanndadir: insanlarla toplu halde bu- 
lunurlarken kendi iclerinde halvet halindedirler. 

Hace Bahaeddin Nak§ibend Hazretlerine sormu§lar: 

"Sizin tarikatinizin esasi nedir? Buyurmu§lar: 

"Halvet der encumen, toplulukta yalnizhktir. Zahirde halk, batinda 
hak He olmak. " Ve 

"Bizint tarikatimizin esasi sohbettir. Halktan uzakla§makta §ohret, 
ijdhretteyse afet vardir. Hayr cemiyettedir; cemiyet de sohbette. Elverir ki, 
her iki tarafin hakki verilsin ve birinden birine saplanip kahnmasin. " 

Sadat-t Kiram Hazretlerinin halvetin bu turlusiinu tercih etmelerinin se- 
bebi Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin siinnetine ittiba' etmek ifindir. 
Ciinku o insanlann ifine girip onlann hidayetine cah§mayi bir ko§eye cekil- 
mege tercih etmi§tir ve buyurmu§tur ki; 

"Insanlann arasina karisip onlann ezasina sabreden mttmin, onlann 
igine kansmayan ve bir koseye gekilen muminden hayirhdir. " 

Bu mesele iizerinde bu yolun biiyiikleri buyuruyorlar ki; 
"Kdmil insan, kendisinden bir surti kerametler sadir olan kimse degil, 
bilakis halk igine girip ahs verisini yapan, maisetini kendisi temin eden, 
evlenen, insanlarla hasir nesir olan, bununla beraber bir an Allah Tedld 'dan 
gafil olmayan kimsedir. " 

Seyh Ebu Said'il-Harraz kuddise sirruhu'1-aziz 

"Toplulukta yalnizhk sudur: Zikir insani dyle kaplayacak insan kendisini 
zikre dyle verecek ki, en kalabahk ve samatah yere girse hig bir sey isitemez 
olacak. " 

Hace Evliya-yi Kebir kuddise sirruhu'1-aziz 

"Insan kendisini topyekun zikre verse, bes alti gilnde dyle bir mertebeye 
erisir ki, halkin gagristigi ve birbiriyle didistigi hep zikir gorunur. Kendi 



1139 — (BURGAY, Hasan, Hazreti Muhammed (s.a.v.) 'in Varisleri, Ankara, 1994, 
s.238) 

1140 — Mevlevilerde halvet lOOlgundtir. Ebcet hesabma gore 1001 sayisi razi ol- 
mak makamidir. Halvet asil halk icinde yapihr. Bugilnktl manada baskalarmm aci ve 
lzdirabma tahammtll etmektir. Bugiln icin sekil uygulamasi yoktur. "Cemalnur 
Sargut Hanim" 



604 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

konustuklari da. " 

Hoca Ubeydullah (k.s) Hazretleri 

"Bu Tartkat-i aliyenin bir baska hususiyeti de "Halvet der- 
encilmen "dir. Baskalari arasinda yalniz imis gibi, olmak demektir ve "Sefer 
der-vatan "dan hasil olur. Sefer der-vatan muyesser olunca, baskalari ara- 
sinda zihnin dagilmasi da vatan gibi, yalnizhga sefer eder. Afdki dagimklik- 
lar kalbe sizamaz. Bu yalnizhk diger tartkatlarda ancak muntehada, sona 
varanlarda muyesser olur. Fakat bu Tartkat-i aliye 'de baslangigta hasil 
oldugundan, bu yola mahsus sayilmistir. "Halvet der-encilmen " demek, va- 
tani halvet kapilarini kapamak, pencerelerini ormek demektir. Yani herkesin 
arasinda hig kimseye iltifat etmeyecek, hig kimse He muhatap olup konusma- 
yacak. Bu demek degildir ki, gozlerini yumacak, duygularini zorla muattal 
birakacak. Hayir! Boyle bir sey bu Tarikat-i aliye 'de yoktur. Kardesim! Bil- 
tiln bu zorlamalar, yolun basinda ve ortasinda olur. Sona varanlarin bunlar 
igin kendini zorlamasi gerekmez. Herkesin arasinda iken kalbini toparlamis- 
tir, gaflet arasinda iken huzurdadir. " 

Imam Rabbani kuddise sirruhu'1-aziz (221. Mektup) 

8 — YAD- KERD: 

Yad: Zikir. Allah, Nefy u isbat vb. 

Kerd: Zikretmek demektir. Ash Kerden' dir. Kolay okunsun diye sonun- 
daki nun harfi du§urulmu§tur. 

Zikri, kalb ve dil ile daima tekrarlamak demektir. 

Ihvan murakabe mertebesine geldikten sonra zikrini 'Nefy u Isbat' yo- 
luyla yapmahdir. Her gun belirli bir aded buna devam eder. (5.000 veya 
10.000 kadar.) Bu mertebede 'Nefy u Isbat' ile zikrin lisanla yapilmasimn 
§art oldugu beyan edildi. Ciinku kalb, unsurlara bagh olmasi sebebiyle, un- 
surlann tesiriyle paslanabilir, 'Nefy ii Isbat' lisanla yapihnca bu paslar zail 
olur; murakabe noktasindan mu§ahede mertebesine yukselir. 

(Yad Kerd) Istilahimn bir ba§ka manasi; Kalple veya lisanla olsun zikr-i 
daimi icinde olmaktir. Ism-i Zat veya bir ba§ka zikir veya 'Nefy u Isbat' 
§eklinde yapilmis. olsun musavidir. Maksat zikrin kesintisiz devam etmesidir. 
Zikredilenle (Allah Teala ile) ancak bu §ekilde huzura vanhr. Bu istilahin bir 
baska manasi da, gaflete mahal birakmadan, gaflet etmeden zikre devam 
etmektir. £unku Allah Teala 

'Unuttugun zaman Rabbini zikret. ' Buyurmu§tur. Bu nedenle asil 
hedef zikir degil, Allah Teala'nin unutulmamasidir. 

Zikir, Ism-i Celal yahut Kelime-i Tevhid gekmek degildir. Bunlar birer ka- 
buktan ibarettir ki, bu zikri gramofon da yapabilir. Insandan aranan ve beklenen 
ise, hakiki zikirdir. 



(Kehf, 24) 



Nak§i HakI Temel prensipleri 605 

Zikir kalbe gelen jeytani vesveselerden o kalbi muhafaza etmek yani bo- 
jaltmak ve malayani ile illfeti terk etmektir. Sonra coklukta birligi gormek, 
davadan uzaklajmak yani tarn bir sulh icinde olmak ve kalbe ilham olan 
manalan tefekkilr etmek yani gafil olmamaktir. 

Yoksa sabahlara kadar tesbih cekip kafani duvarlara vurmu^sun ne fayda? 
Ondan maksat bu soylediklerimin icrasidir, fakat gaflette olan, senin vasil oldu- 
gun hakikatlere erijemez. 

Bu mesele uzerinde bu yolun biiyiikleri buyuruyorlar ki; 

"Zikir talimin usulti soyledir ki, §eyh kalbiyle tevhid kelimesini soyler- 
ken, mtirid kendi kalbini hazirlayacak ve seyhin ytiregine karsi tutup gbzleri- 
ni yumacak, dilini damagina yapistiracak, dislerini sikacak, nefesini tutacak 
ve yalniz kalbiyle zikre baslayacak. 'Nefesini hapsetmekte sabir gosterecek ve 
bir nefeste tig kere tevhid kelimesini gekecek. . Boylece zikrin halavetini kal- 
binde arayacak. " 

Mevlana Sadettin Kasgari kuddise sirruhu'1-aziz 

"Zikirden murat, kalbin Allah Tedld'dan bilgi edinmesidir. Bu bilgi 
meydana gelince zikir yerini buldu demektir. Eger gontil ehli sohbetinde bu 
bilgi meydana gelmezse zikre devam etmek lazimdir. Zikirde en kolay ve 
saglam yol, nefesini gobegi altinda hapsedip dudagini dudagina ve dilini 
damagina yapistirmak suretiyle olandir. Kalbin hakikdti o duygu ve anlayis 
merkezi olmaktir ki, her tarafa yonelir, dtinyayi ve dtinya islerini hep o dti- 
stintir ve goz agip kapayincaya kadar yerleri, gokleri ve btittin dlemleri dola- 
sir, iste onu btittin fikirlerden caydirip, tiksindirip, ytirek dedigimiz maddi et 
pargasina dondtirmek ve zikirle baglamak lazimdir. O ttirlti ki, Tevhid Keli- 
mesindeki (Id) hecesini yukariya gekip (tldhe) lafzini sag tarafina atarak 
(Ilia Hah) kelimesini siddet ve kuvvetle kalbe indirerek, ytikleyerek . Oyle ki; 
zikrin harareti btittin vticuda yayilmis hissetmeli ve o hararet iginde erimeli. 
. Tevhit kelimesinin nefy tdbir olunan "la ildhe" kisminda, mtirid, kendi 
vticuduyla beraber mutlak bir yokluga dalacak, ispat kisminda "Ilia Hah " 
ise, varhgi yalniz Allah Tedld 'ya tahsis edecektir. Mtirid btittin zamanini bu 
zikre baglayacak ve hig bir faaliyet kalbin atisi gibi onu bu zikrinden ahko- 
yamayacaktir. Nihayet zikir kalbin zarurt sifati haline gelecektir. 

Kalb, tig koseli bir et pargasi seklindedir ki, sol memenin altindadir ve 
insan hakikdtinin toplu merkezidir. Bu et pargasi oyle bir kelimedir ki, toplu 
hakikdt onun manasidir. Toplu insan hakikdti de oyle bir Qzdtir ki, btittin 
kdinat onun mufassal ifadesidir. Her yemisin gekirdeginde kendi agaci 6z 
halinde bulundugu gibi, kalbte de btittin kdinat Qzlestirilmistir. Hdsih, kalb, 
btittin mevcutlarin htilasa halinde ntishasi ve sonsuz sirlarin toplanma nok- 
tasidir. Kalbe yol bulan murada erer, ona yol bulmak da gontil ehlinin hiz- 
metine erismekle olur. O zaman mtiride oyle bir keyfiyetytiz gosterir ki, esya 



-Ken'an Rilai, a.g.e. s. 376 



606 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ve hadiselerin dedikodusundan kurtulup can ve gonul sohbetine ve Allah 
bilgisine ever. Hig bir zahmet ve mesakkat gekmeksizin de Allah 'tan gayri ne 
varsa onlardan el geker. Esyanin terkindeki hikmeti, hurriyeti, zikir 
hakikdtim mtirid o zaman anlar. " 

Hoca Ubeydullah kuddise sirruhu'1-aziz 

9 — BAZ KE§T: 

Baz: Donmek. Hatirlamak. Tekrar 

Ke§t: Seyir ve tema§a etmek, dusjinmek. Ash ke§ten'dir. Kolay okunsun 
diye sonundaki nun harfi du§urulmu§tur. 

Zikirde ihtiyarsizca hatira gelen, iyi ve kotii her fikri nefyetmek, kov- 
maktir. Ihvan 'Nefy u Isbdt' yaparken nefesini sahverdigi vakit soyledigi 
kelime-i §erife'nin manasini du§unmeli, zikirde kalbin "Maksudum ancak 
sensin! Matlilbum ancak senin rizdndir. Baska hig bir sey degilV itmina- 
nina ermesi §arttir. Batinda ba§ka alakalara yer kaldikca boyle bir itminan 
te§ekkiil edemez ve zikr halis olamaz. Ba§langicta bu itminana eri§emese de 
yine zikri birakmamak ve bu his elde edilinceye kadar zikre devam etmek 
gerekir. "Allah'im! Maksiidum ancak sensin! Ve matlubum ancak senin 
rizdndir!" Derken Nefy u Isbat'in manasini kuvvetlendirilmis. olur. Bu, 
ihvanin kalbinde Tevhid hakikatinin sirrini yerle§tirir. O hale gelir ki, na- 
zanndan butun mahlukat silinir, sadece Hakk'i goriir. Allah Teala'nin 
viicudu (Varhgi) zahir olur. Hacegan-i Nak§ibendiyenin ihvanlara bunu bil- 
hassa emretmelerinin sebebi budur. 

Ihvan zikr ediyorsa zikrinin manasini dusjinecektir. Sirr-i Tevhide, 
tecrid ve tefride boyle vasil olur. Baz Ke§t istilahinin bir ba§ka manasi, 
ihvanin zikir esnasinda Allah Teala'yi layikiyla zikretmekten aciz oldugunu 
ve kusurlanni Allah Teala'ya arz etmesidir. ^iinkii Allah Teala'nin yardimi 
olmadan hif bir kimse onu hakkiyla zikredemez. Buyiiklerimiz; 'Seni tenzih 
ederiz! Ldyik oldugun sekilde zikredemedik seni ey Mezkur!' Diye 
acziyetlerini aciga vurmu§lardir. Ihvan butun varhgi ile zikredip Rabbi de 
onu zikretmedikce onunla huzura varamaz. Onun inayeti olmadan hif bir 
kimse O'nu hakkiyla zikredemez, zikrin esranni anlayamaz. Ona vasil olmak 
miiyesser olmaz. Bunun icin 'Baz Ke§t' kelimesiyle anlatilmak istenen, 
ihvanin zikir esnasinda her an Allah Teala'ya rucu' etmesi gerektigidir ki, 
zikir ile mezkura boyle eri§ilir. Bu konuda Mevlana Aliyiiddin kuddise 
sirruhu'1-aziz buyurur ki; "Baslangigta ilk zikir emrini aldigim zaman "Al- 
lah Tedld'm, benim muradim sensin, senin rizandir; baska hig bir sey de- 
gil! " fikrini benimsemedim, boyle bir iddiadan utandim. Zira bu iddiada 
sadik degildim. Yalan soylemis olacaktim. Vaziyeti ustadima anlattim. Dedi- 
ler ki; "insan bu sozde sadik olmasa bile yalanini hakikdt haline getirince- 
ye kadar onda sdbit olmahdir. " Sonradan isin hakikdtini anladim. Tarn dog- 
ruluk, iste, yalani bile gergege gevirmege bakan bu sebat ve isrardadir. 



Nak§i HakI Temel prensipleri 607 

10 — NIGAHDA§T: 
Nigah: Baki§, bakma, nazar, kalb 

Dasten: Korumak. Ash Da§ten' dir. Kolay okunsun diye sonundaki nun 
harfi du§urulmu§tur. 

Bu kelime, kalbi havatirdan korunmaktan kinayedir. 

Havatir: Hatir'm cem'idir ve kalbe ilk gelen seye verilen isimdir. Istilahta, 
hatirlama, anma, fikir, insanm icinde duydugu ses, can kulagi ile isitilen sada 
anlamlarma gelir. 

"Havatir"in, yani kalbe ani olarak gelen yabanci ve nefyi gereken his ve 
fikirlerin murakabesidir. Oyle ki, murid, bin kere Allah Teala'nin ismini 
andigi halde hatinna bir kere bile yabanci fikir gelmemelidir. Ceyrek saat da 
olsa kalbi havatirdan muhafaza etmek 50k zor bir i§tir. Buna muvaffak olan 
kimse tasavvufun semeresini almi§tir. Cunkii tasavvuf, kalbi havatinn gir- 
mesinden, bir surii fasit fikirlerden muhafaza kuvveti demektir, kalbi 
safiyetle muhafaza etmek demektir. Bu iki §eyi (Zikri ve muhafazayi) yapan, 
kalbinin hakikatini bilmis. olur. Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem bunun 
icin 'Kendini bilen Rabbini bilir' buyurmu§tur. 

Allah Teala, kalbi, zatinin cemaline ayna etmi§tir. Araya havatir girince 
aynada bir §ey goriihnez. Kalbini havatirdan korumayan. Allah Teala'nin 
cemalini, nurlanni, isimlerini ve sifatim mii§ahede edemez. Bir salik, yanm 
saat dahi olsa kalbini zikrettigimiz hicaplardan hifz edebilirse o ihvan ce- 
malden veya nurlardan bir tecelli mii§ahede edebilir. Fakat bu yolda ba§an 
50k giiftur. £ok miicahede etmek lazimdir, bu sebeple, Nak§ibendilikte kalbi 
havatirdan korumak en yiiksek bir makam olmu§tur. 

Kalbe hicap olan havatir altidir: 

1 — Havacis: Nefs tarafindan zuhur eder. 



1143 — MEMl§, Abdurrahman, Halidi Bagdadi ve Anadolu'da Halidilik, 1st, 2000, 
s.41 

1144 — n a f lz E S -Sehavi soyle der: "Ebu Muzaffer b. Sem'ani der ki; 'Bu soz 
merfu olarak bilinmez, bilakis Yahya b. Muaz er-Razi'nin sozil olarak hikaye edi- 
lir." Kamus'un sahibi Fiyruz Abadi ise; bu Nebevi hadislerden degildir, 90gu insan- 
lar bunu Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin hadislerinden sayarlar. 

1145 — "Yemin olsun ki, insani Biz yarattik ve nefsinin ona ne gibi vesveseler 
verdigini biliyoruz ve Biz ona fjahdamanndan daha yakiniz." (Kaf, 16) "Nefsin 
vesvesesi" tabiri, bir insanin, kendi kendine soyledigi ve gonltlnden gecirdigi gizli 
duygular, kararlar, vehimler, hatiralar ve bunlar gibi buttin batini suur durumlarmi 
da icine alir. 

Nefsin seriata gore en buyilk silahi "Vesvese vermek" tir. Bunlar o kadar gizli ve 
sessizdir ki, bazilanni melekler dahi bilmekten acizdirler. Onlan da sadece Allah 
Teala bilir. Nefisten gelen vesvese, seytanm vesvesesinden daha gizli olmasmdan 
dolayi daha kuvvetlidir. Dolayisiyla nefis, seytandan daha muthis bir dilsmandir. 



608 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

2 — Vesavis: §eytan tarafindan gogiis yolu ile kalbe atilmaya ?ali§ilir. 

3 — Ilhamat: Melek tarafindan kalbe iner. 

4 — Varidat: Allah Teala tarafindan kalbe dogar. 

5 — Suver-i kainat: Havas tarafindan kalbe girer. 

6 — Ma'kulat: Akil tarafindan kalbe hatirlanir. 

Melek tarafindan kalbe ilka edilen havatinn dogrulugu seri ilme muvafik 
olmasi ile bilinir. §eytan tarafindan gelen havatir ise, cogunlukla kisiyi" gilnah 
islemeye sevk eder. Nefis cihetinden gelen havatir ise, kisiyi heva ve hevesine 
tabi olmaya, kendini biiyiik gormeye veya nefsin ozelligi olan diger vasiflara ca- 



Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem bu hususa "Senin en buyilk diismanin nef- 
sindir. " Diyerek isaret buyurmustur. 

Seriat makammda , nefis kalbi zikirden uzak tutmak ve ibadetlerin faziletini gi- 
dermek icin "§u i§ olmasa, §u §6yle oka! " gibi vesveselerle kalbi daima mesgul 
eder. Nefis bulundugu makam ve dereceye gore, insana degisik tuzak ve hileler 
kullamr. Her ne kadar bazen uslu duruyor gibi gorilnse de silahlan yam basmda 
hazirdir. Hig tahmin edilmeyen bir anda aniden o silahi kullamr ve ruhu oldurilr. 

Mesela; abdestsiz namaz kilmmaz ama Necib Fazil demis ki, "Iki defa da ab- 
destsiz namaz kil, yw vesveseden kurtulmak igin!.." yani "Vesveseye itibar etnte!" 
Tereddtltle abdest bozulmaz demek istemistir. 

Tarikat makammda ise, uyuma, fazladan nafile ibadet ve emirsiz zikir gibi emir- 
ler verir. Bu sebebleri cogaltarak muridi Allah Teala'dan uzaklastirmaya fahsir. 

Velayet ve nubiiwet makammda ise; yersiz davalarm pesinde kosturarak akhm 
kanstinr. 

Marifete makamma gegince de Rububiyet konularma kafa yordurur. 

Stlleyman ed-Darani buyurdu ki; 

"Kul ihlash olunca, vesvese ve riyamn cogu kesintiye ugrar." 

ii46 — qj z jj sese ^ dusilnceye denir. Bir mastar olan "vesvas" kelimesi seytamn 
ismidir. "§eytan, Adent'e vesvese verdi." manasma gelen bircok ayet de, seytamn 
vesvesesine isaret edilmistir. §eytan "vesvesenin kaynagi" demektir. Meshur olan 
manasiyla vesvese, nefsin veya seytamn gogse attigi hayirsiz, faydasiz, alfak hatira 
ve mulahazalara verilen bir isimdir. 

Vesvese, hayalden ote gefemeyen ve mantrkca da hayal olan seylerdir. Kalpte 
kabul gormeyen vesvesenin higbir zaran yoktur. §eytan, Adem aleyhisselamm yara- 
tilismda gevresinde dolasirken agzim acik gorilp girdi. Adem aleyhisselamm yarati- 
hsim anlamaya falisti. Kalbe kadar ulasti, ancak gonlilne girmeye yol bulamadi. 
Qunkil Adem aleyhisselamm gonlilne girmek i9in §eytan'a yol yoktur. Vesvese 
mahalli gogustilr, kalp degil. Bin endiseyle geri dondil. Adem aleyhisselamm kalbi- 
ne giremedi ve herkes tarafindan da boylece reddedildi. Bundan dolayi tarikat bil- 
yilkleri demistir ki, kimi bir gonill reddetse biltiln gonilllerde reddedilmis olur. Kim 
bir gonill kabul etse biltiln gontlller de onu kabul eder. Ancak halkm 90gu gonltl 
nefisten ayiramaz. 

"Gizli konusmalar seytandandu. Bu, intan edenleri iizntek icindir. Oysa sey- 
tan, AUah'in izni obnadikca, muminlere hicbir zarar veremez- Muminler Allah'a 
dayanip guvensinler." (Mtlcadele, 10) 



Nak§i HakI Temel prensipleri 609 

gmr. Mutasavvrflar/yedigi haram olan bir kimsenin ilham ile vesvese arasmdaki 
farki goremeyecegi konusunda gorily belirtmislerdir. 

Kalbe dogan dtlstlncenin rahmani mi yoksa seytani mi oldugunu ayirmadaki 
olcti konusunda Haydarizade soyle der: 

Eger kalbe gelen dtistinceye nefis veya seytan karsi crkip giderilmesine gay- 
ret sarf ederlerse o, kalbe melek tarafmdan ilka edilen meleki bir dtistincedir. 
Boyle olmayip da nefis ve seytamn, isteyerek veya istemeyerek kabul ettirdikle- 
ri bir dtlstlnce, ilham yoluyla kalbde dogan ilhami bir hatiradir, dtistincedir. 

§u halde kalbe gelen ve dini bakimdan yapilmasi emredilen ve ovtilen 
rahmani bir dtistincenin, kibirlenme, kendini btiytik gorme gibi, yasaklar 
ihtimaliyle uygulanmasi engellenmemeli, aksine geregi olan fiil hemen icra edi- 
lip yerine getirilmelidir. Ama gercekten kendini btiyuk gorme gibi bir durum ki- 
siye hakim olup da ondan kacmmaya cahstigi halde muvaffak olamazsa hemen 
istigfar etmeli ve bu dtlstlncesinden dolayi Allah'tan af dilemelidir. Qtinkti te- 
kebbtlrtln kalbe hakim olmasi durumunda yapilan btlttln salih amellerin de mah- 
volacagi ve gecersiz sayilacagi bilinmektedir. 

Hatir ile kalb muaheze edilemez. Zira bu, kisinin irade ve ihtiyarmda degil- 
dir. Bunun gibi, meyil, heyecan ve sehvet de ihtiyaii olmadiklan ifin, kisiler on- 
lardan mes'ul degildir. Kulu bunlarla muaheze etmek, gtlctl yetmedigi bir sey- 
den onlan sorumlu tutmak demektir ki, bu caiz degildir. 

Kalbe dogan dtlstlnce dinen yasaklanmis bir fiilin yapilmasim istiyorsa sey- 
tan vesvesesinden veya nefs-i emmarenin hile ve desiselerinden oldugundan kisi 
bu fiile meyletmemeli ve Allah Teala'dan istigfar etmelidir. el-Bagdadi' nin 
mtiridi Haydarizade'ye gore havatir'in bes cesittir. 

l.Hacis mertebesi: Bunlar nefsin ortaya koydugu gelip gegici dtlstlnceler- 
dir. Bu dtlstlncenin kalbde dogmasmdan dolayi herhangi bir mesuliyet yoktur. 

2. Hatir mertebesi: Kisinin icinde herhangi bir dtlstlncenin cereyan etmesi- 
dir. Bu dtlstlnceden dolayi da sorumluluk yoktur. 

3. Hadisii'n-nefs mertebesi: Hatir mertebesindeki bir dtlstlncenin yapihp 
yapilmamasi konusunda nefsin tereddtlt igin de bulunmasi mertebesidir. Bu dtl- 
stlncenin de, fiiliyata intikal etmedikge herhangi bir mes'tlliyeti yoktur. 

4. Hemm mertebesi: Nefsin, bir dtlstlncenin yapilmasma karar verdigi saf- 
hadir. Bu da fiiliyata intikal etmedikce affedilmistir. Hemm mertebesindeki dtl- 
stlnce eger hasene demlen iyi bir fiilin yapilmasma ait bir niyyet ise, bu sefer 
sahibine o dtlstlncesinden dolayi sevab verilir. Ama aym dtlstlnce herhangi bir 
kottlltlgtln yapilmasi ile ilgili ise, fiiliyata intikal ettirilmedikce karsihgmda bir 
ceza yoktur. Boylece niyyet safhasmdaki iyi dtlstlnce ile kottl dtlstlnceye arzular 
farkh degerlendirilmis oluyor. Ama bundan onceki tic dtlstlnce mertebesinde 
ise, bunlarm iyi veya kottl olmalan karsihgmda ne bir sevab ne de bir ceza soz 
konusu degildir. 

5.Azm mertebesi: Herhangi bir dtlstlncenin yapilmasma kesin bir sekilde 
karar verilmesi mertebesidir. Bu dtlstlncesinden dolayi sahibi sevab veya ceza 
gortlr. 

Melekten gelen hatir'a insan bazen uyar, bazen ona aykm hareket eder. Ya- 
ni, nefsine ve seytana uyarak melegin dedigine muhalefet eder. Fakat Allah'tan 
gelen hatir'a kulun muhalefet etmesi mtlmktln degildir. Mutasavviflar bu nokta- 
da, yani, Allah'tan iki hatir gelse birincisi mi yoksa ikincisinin mi daha kuwetli 



610 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

olacagi konusunda degisik goriisler ileri surmiislerdir. 

Havatinn hepsi, yeni ba§layan salike gore birer hicaptir. Acemi olan ih- 
van, suluku esnasinda kalbini bu havatinn hepsinden korunmak ve di§andan 
iceri girmelerine mani olmak icin cali§mahdir. ihvan, mu§ahede makamina 
vasil olunca artik havatir hicap olmaz. 

Kalbi havatirdan korunmanin yolu sudur: 

Ihvan, bes. duygu organini di§ alem ile ilgilendirmeyecektir. Zira cogun- 
lukla havatir goz ve kulak vasitasiyla kalbe ula§ir. ihvan, akhni dahi di§ alem 
ile ilgilenmekten kurtarmahdir. Miir§idin emrettigi is. ile me§gul almahdir. 
Kelime-i tevhid ile kalbi bo§altarak ve istigfar ederek Allah Teala'ya tevec- 
ciih etmelidir. insanlardan uzak kalmah ve konu§maktan dilini cekmelidir. 
Kalbine daima hakim olmah, havatin kalbinden fikarmaya ve diinya i§lerini 
terk etmeye fah^mahdir. 

Bu mesele iizerinde bu yolun biiyiikleri buyuruyorlar ki; 
"Kirk sene kalbimin kapisinda bekgilik yaptim, onu Allah Tedld 'dan 
bagkasina agmadim. Kalbim o hale geldi ki, Allah 'tan ba^kasini tanimaz 
oldum. " 

Seyh Ebu Bekr'il-Kettani 
"Ben kalbimi on gece bekledim, muhafaza ettim, kalbim de beni yirmi 
sene muhafaza etti. " 

Bir biiyiik soylemistir. 
"Milrid, bir veya iki saat, hatta mumkiin oldugu takdirde daha fazla 
zaman iginde kendisini "havatir " dan korumahdir. " 

Mevlana Sadeddin Ka^gari kuddise sirruhu'1-aziz 
"Nigah-i Dast o dereceye erismelidir ki, gunesin dogusundan batisina 
kadar muridin gonlune hig bir yabanci sey ugramamahdir. Oyle ki, insanda 
hayal kuweti kendi kendini azletmis hale gelmelidir. " 

Mevlana Kasim kuddise sirruhu'1-aziz 

11— YAD-IDA§T: 

Yad: Allah Teala, Allah Teala'nin zikri 

Da§t: Korumak. Ash Da§ten' dir. Kolay okunsun diye sonundaki nun 
harfi du§urulmu§tur. 

Her an ve mekanda, vicdan ve zevk yoluyla Allah Teala'dan haberli ol- 
mak halidir. Ehadiyet viicudunun devam iizere murakabesinden ibarettir. Bu 
konuda §6yle me§gul olmahdir: 



1147 — MEMI§ ; Abdurrahman, Halidi Bagdadi ve Anadolu'da Halidilik, 1st, 2000, 
s.42 

1148 — Nasrullah Efendi, a.g.e. s. 167-168 



Nak§i HakI Temel prensipleri 611 

Butun baglan kalbinden sokiip atmali, kuvvetleri ve hisleri tatil etmeli, 
butun varhklan asil durumlan olan yokluk ile du§unmeli; noksanhktan, §e- 
kilden cihet ve mekandan miinezzeh bir emr-i nurani ve bir viicudu Hakani 
miilahaza etmeli ve bu faaliyette bezginlik duymadan devam gostermelidir. 
Ta ki, Allah Teala'yi, her yerde ve her §eyde mu§ahede edebilsin. 

ihvan 'Nefy u Isbdt' zikrini yaparken habs-i nefes yaparak kalbini mez- 
kur ile huzura vardirmahdir. ihvan her ne halde olursa olsun, kalbi her an 
Allah Teala ile huzur halinde bulunmadir. Bu bakimdan Yad Da§t istilahl 
murakabe ile ayni manaya gelir. Bunun bir ba§ka manasi kalbi, Zat tecellisi- 
ni mu§ahedeye her an uyanik tutmaktir. 

Zikirden hasil olan huzur, murakabe, sohbet ve rabita, Yad Da§t lstila- 
hiyla ayni manaya gelir. Buradan hareket ederek diyebiliriz ki, huzur, zat-i 
ehadiyyetin nurlanni mii§ahede etmektir. Bunun ifin keyfiyeti muhteliftir, 
ce§itli durumlarda zuhur eder, onu havastan ba§kasi bilmez. 
Bu mesele iizerinde bu yolun buyiikleri buyuruyorlar ki; 

— Ydd-Kerd, zikirde tekellilf, mubalagayla isrardan ibarettir. 
— Baz-Ge^t Allah Teala 'ya donu§ ve adini her aniqta Allah Teala 'yi 
murad edini^tir. 

— Nigah-Da^t, dille soylemeksizin Allah Teala 'ya donu§ halini mu- 
hafaza etmektir. 

— Ydd-Da^t ise, Nigah-Da$t halini derinleqtirmekten ve bilgiyle kul- 
lanmaktan ibarettir. 

Hace Ubeydullah kuddise sirruhu'1-aziz 

"Yad-i da§t en ytiksek mertebedir. Ondan sonra mertebe yoktur. " 

Imam Rabbani kuddise sirruhu'1-aziz 



612 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

B-ONEMLI BIR MEVZU VESVESE 

Insan hayatmm bir kismmda azda olsa her kisinin basma gelen olaylardan birisi 
olmasi hasebiyle vesvese tizerine yapilmis bir arastirmayi kitaba almak yerinde ve 
uygun goriilmustur. Qtinkii vesvese inane hayatmda seytanm kullandigi silahlardan 
biridir. Bunu yenme yolan ise, Rasultlllah sallallahu aleyhi ve sellem tarafmdan 
mtisltimanlara ogretilmistir. 

Bircok insan ilzerinde gordtigumtiz kadan ile vesveseler inanca oyle tesir etmis- 
tir ki, takva sadedinde yaptigi ameller aslmda onun vesveselerinin neticesi olmustur. 
Onun icin Efendi Hazretleri "Cahilin sofusu seytanm maskarasidir" deyimini 90k 
kullanmistrr. Bu konu toplum icerisinde bir hastalik gibi 90k olmasma ragmen, kisi- 
ler tarafmdan dile getirilmekte zorlamlan bir husus olmasmdan dolayi rahatsiz olan 
ihvan kardeslerimizi de uyarmak ve bilgilendirmek icin konu hakkmda bir boltim 
ayirmak uygun gorilldu. 

I-Temizlik ve Ibadetteki Vesveseler 

1- Abdest Almakla Ilgili Vesveseler 

Bazi kisiler, abdest alirken uzuvlarmm lslamp lslanmadigi konusunda tereddtlde 
dilserek "Yikamadigim yer kaldi mi? Kalmadi mi? Azalarimi iki defa mi yikadim, ilq 
defa mi?" seklinde dustinmeye baslarlar. Suyun lslatip lslatmadigim veya uzuvlanm 
kag defa yikadiklan hususunda tereddilt ederler. U9 defa yikamasi gereken uzvu, bes 
defa yikarlar ya da "su ula§madi " diye haddinden fazla su kullamrlar. Bir litre kul- 
lanmasi gerekirken, on litre su sarf ederler. Boylece su israfi ve zaman israfi ile 
birlikte, seytanm vesvesesine dilserek onun maskarasi olurlar. Bu hal ilerleyince de 
kiside psikolojik rahatsizlik ortaya gikar. 

Rasultlllah sallallahu aleyhi ve sellem bazi insanlann bu konuda vesveseye dtl- 
sebileceklerini haber vermis ve "Abdest (alirken vesvese vermek) icin 'Velehan' 
denilen bir seytan vardir. Suyun vesvesesinden sakinin. " 



1149 — DOLEK, Adem, Yrd. Doc.Dr. Atattlrk Unv. Erzmcan Ilahiyat M.Y.O. Ha- 
dis ABD. Ogrt. Uyesi, Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi IV (2004) 
Hadisler Isiginda Temizlik ve Ibadet Konularindaki Vesveseler ve Tedavi Yollari 
Makalesi, Sayi: 4, s. 48-69 "Bu kisim ad gecen makaleden faydalanarak yazilmis- 
tir." 

115 °— Tirmizi, Taharet, 43; Ibn Mace, Taharet, 49; Ahmed b. Hanbel, V, 136; 
Aynca bkz, Tebrizi, Muhammed b. Abdillah el-Hatib, Mifkatu'l-Mesabih, Beyrut, 
1979,1,131. 

Hz. Omer radiyallahtl anh buyurdu ki; 

Iblis'in zurriyyeti dokuzdur: 

Zelitiin, sokaklarda gezer, bayragim sokaga dikmistir; 

Vesin, musibetlerle beraberdir; 

Evan, Sultan lie beraberdir; Hefaf, sarap lie beraberdir; 

Miirre, tiflemekle ses gikaran galgi aletlerininyamndadir; 

Lekiis, atese tapanlarla beraberdir; 

Miisevet, agizlarda dolasan yalan haberlerdedir; 



Nak§i HakI Temel prensipleri 613 

Hadiste gecen ve "veleh" kelimesinden ttiretilmis olan "Velehan"; heva ile ak- 
lin gitmesi, hayrete dtisme manasma gelmektedir. Abdest alirken kisiye vesvese 

vererek haddinden fazla su kullandirmasi sebebiyle bu seytana "Velehan" denilmis- 

1152 

tir . Ki§i, abdest alirken bu seytanm vesvesesine kapilir ve seytan da bu kisi ile 
oynamaya baslar. Dolayisiyla Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellem, boyle bir sey- 
tanm, abdest alirken vesvese verdigini haber vermek suretiyle kisiyi asmliga dtis- 
mekten sakmdirmistir. 

Bu konu ile ilgili su hadis de dikkati cekmektedir: 

"Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve selleme bir a'rabi gelir ve abdest hakkmda soru 
sorar. Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellemde abdest azalarmi tiger kere yikayarak 
abdestin almismi ona gosterir, sonra da "Iste abdest budur, kirn ucten fazla yikarsa 

1153 

kottt etmis veya haddi asmis veya zulmetmis olur " buyurur. 

Hadis kitaplarmda Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellemin abdestte kullandigi 
su miktari anlatilrrken, gtlntlmtlz olcti birimiyle yaklasik bir litreye yakm miktardaki 

1154 

(bir mtldd) su ile abdest aldigi bildirilmektedir. Bu da bize abdest alma konu- 
sunda su israfi yapmadan kifayet edecek derecede su kullamlmasmm gerekliligine 
isaret etmektedir. 

Abdestin Bozulmasi ile Ilgili Vesveseler 

Dinimizde abdesti bozan seyler bellidir. Kisi abdestli iken ktictik ve btlytlk ab- 
dest mahallinden crkan necasetler veya yellenme, vtlcudun her hangi bir yerinden 
crkan kan, iltihap vs. seyler abdesti bozar. Ancak bazi zaman, kisinin makadmda bir 
hareketlenme meydana gelir ve "Acaba yellenme mi oldu?" diye tereddtlt eder, 
abdesti konusunda stlpheye dtlser, namaz kilmakta ise, namazi birakir gider. Ashnda 
o hareketlenme, bir yellenme degildir. Nitekim asagida zikredecegimiz hadislerde de 
gortllecegi gibi, Hz. Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellem boyle bir hareketlenmeyi 
seytanm vesvesesi olarak nitelendirmis ve boyle bir durumla karsilasan kisiye su 
tavsiyeyi yapmistir: "Ses ve koku olmadikca abdest almaya gerekyoktur. " 

Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve selleme, namazda iken 'hayaline abdesti bozuldu 
gibi ' gelen bir adamdan bahsedilmisti. Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellem "Sesi 

1157 

isitip kokuyu duymadikca namazi sakin terk etmesin. " Buyurmustur. Ibnu 



Dasim, evlerde bulunur. Bir kimse evine girdigi zaman, Allah Teala'nm selamim 
vermez ise, aile fertleri arasmda gecimsizlik olur. 

Velehan, abdestde, namaz ve ibadetlerde vesvese verir. (BUR GAY, Hasan, Haz- 
reti Muhammed (s.a.v.)'in Varisleri, Ankara, 1994, s.53) 

1151 — Ebulbeka, Eyyub b. Musa, Kiilliyyat Liigaviyye, Beyrut, 1993, s. 398. 

1152 — Ebtilbeka, s. 946. 

1153 — Ibn Mace, Taharet, 48. 

1154 — Buhari, Vudti', 47; Ibn Kuteybe, Garib, I, 8; Ibnu'l-Kayyim, §emsuddin 
Muhammed b. Ebi Bekr, §eytanin Tuzaklari (Terc: Omer Temizel), Konya, 1993, 
I, 442-443; Genis bilgi icin bkz.Babanzade, Ahmed Nairn, Sahih-i Buhari Muhta- 
sari Tecrid-i Sarih Tercemesi ve §erhi, Ankara, 1979, 1, 166. 

1155 — Bkz. Serahasi, §emsuddm, el-Mebsut, 1st. 1982, 1, 45. 

1156 — Buhari, Vudti', 4; Tirmizi, Taharet, 56. 



-Buhari, Vudti, 4; Muslim, Hayiz, 98. 



614 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Huzeyme (v. 31 l/923)'nin rivayetinde 

"Birinize seytan gelip de 'Abdestini bozdun' dedigi zaman, o da (icinden) 'ya- 
lan soyledin' desin. Ancak burnu ile koku hisseder ve kulagi ile de sesi duyarsa o 
hariq. " Buyrulmaktadir. 

Yine bircok rivayette bu mevzu hakkmda hadisi verifier soyledir. 

"Biriniz namazda iken ona seytan gelir ve duburunden bir kil ahr, onu uzatir. 
O kisi de abdestinin bozuldugunu sanir. Boyle bir durumda ses duymadikga veya 
koku hissetmedikge namazdan aynlmasin. " 

"Biriniz mescidde iken, karninda (duburunde) bir hareket hissetse ve abdes- 
tinin bozulup bozuhnadigi hususunda tereddude diisse bir ses isitmedikqe veya bir 
koku duymadikga (abdest almak igin) ntescidi terk etntesin. " 

"Biriniz namazda iken seytan ona gelir ve bir adamin hayvanini yumusakga 
zapt ettigi gibi, o kimseyi ele gegirir, ona hakim olunca o kisinin kalgalarinin 
arasindan, onu namazdan vazgegirmek igin, yellenme gibi, bir sey yapar. Biriniz 
boyle bir durumla karsilasirsa, suphe birakmayacak sekilde kesin olarak bir ses 
duymadikga ya da koku hissetmedikge namazini bozmasin." 

2-Gusiil Abdesti ile Ilgili Vesveseler 

Bazi ki^ilerde gorillen bir vesvese §ekli de banyoda haddinden fazla kalarak 
banyo yapmakla me^gul olmasidir. Gusill abdestinin almisi ile ilgili farkli rivayetleri 
degerlendirdigimizde ve Hz. Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellemin gusill abdesti 
almasma baktigimizda sunu gorilruz: Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellem once 
ellerini, sonra vtlcudundaki necasetleri yikar, sonra da namaz abdesti gibi, abdest 
ahrdi; parmaklanni suya batirarak kuru yer kalmamasi icin saclarmm diplerini 
hilallardi; sonra basma su doker, sonra sag omuzuna ve daha sonra da sol omuzuna 
ticer kere su doker, vtlcudunda kuru yer birakmadan btlttln bedenini yikardi 
Ancak yikamlan yerde su birikmesi durumunda ayaklann yrkanmasmm en sona 
birakildigi gortllmektedir. Namaz abdesti gibi, abdest almadan da gustll abdesti 
almabilir, bunun igin gustllde esas olan vtlcutta kuru yerin kalmamasidir. 

Hz. Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellemin gustll abdestinde kullandigi su mik- 
tan anlatihrken, konu ile ilgili farkli rivayetler degerlendirildiginde, gtintimtiz 0I9U 
birimiyle yaklasik 2,5 litreden 5 litreye kadar varan miktarlarda (bir sa') su kullan- 
digi acrkca anlatilmaktadir. 



1158 — Ibn Huzeyme, Muhammed b. Ishak, Sahih, Beyrut, 1992, I, 19; Hakim, 
Muhammed b. Abdillah, el-Mustedrek ala's-Sahihayn, Beyrut, 1990, 1, 227. 

1159 — Ibn Huzeyme, I, 19. 

1!60 — Ahmed b. Hanbel, III, 96. 

1161 — Muslim, Hayz, 99; Ebti Davud, Taharet, 68 (177); Tirmizi, Taharet, 56; 
Ibnu Huzeyme, Sahih, I, 19. 

1162 — Ahmed b. Hanbel, II, 330. 

1163 — Buhari, Vudti, 1, 

1164 — Buhari, Vudti, 2, 6. 

1165 — Buhari, Vudti', 3, 47; Bu konuda genis bil icin bkz. Babanzade, I, 164— 
165; Canan,X, 542-543. 



Nak§i HakI Temel prensipleri 615 

Yine erkeklerde ozellikle de bazi genglerde vesveseye sebep olan bir durum da- 
ha vardir ki, o da meni ile mezinin birbirinden farkli seyler oldugunun bilinmemesi- 
dir. Zira kisi, kendisinden mezi geldiginde, meni geldi zanm ile her mezi geldiginde 
banyo yapmakta, bu kadar fazla banyo yapmakla da bas edemeyince sikmtiya dtis- 
mektedir. 

Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellemin her erkegin mezi ifraz edebilecegini ha- 
ber vermis ve boyle bir durumla karsilasan kisinin erkeklik uzvunu ve husyelerini 
yikayarak namaz abdesti almamn yeterli olacagim bildirmistir. 

Bir baska ornek olarak su hadisi zikredebiliriz: Sehl Ibnu Hilneyf anlatiyor: 

"Ben mezi akintisindan epey bir sikinti gekiyordum. Bu yiizden de sik sik gusiil 
abdesti alryordum. Sonunda Rasultillah sallallahti aleyhi ve selleme bu durumu 
sordum. Bana: 

'Meziden dolayi sana abdest kafidir. ' buyurdu. Ben de: 

'Ey Allah 'in Rasulu! Elbiseye degen meziyi ne yapmahyim? ' dedim. Rasultillah 
sallalldhti aleyhi ve sellem de: 

'Bir avuc su ahp, bunu mezinin degdigini gordugun yerlere serpmen yeterli- 
dir. ' buyurdu. " 

3- Istibra ile Ilgili Vesvese 

Istibra; ktictik abdest bozduktan sonra idrar akmtismm kalmamasi icin bekle- 
mektir . Hz. Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem 

"Biriniz bevlettiginde erkeklik uzvunu iiq kere siyirsin." Buyurarak 

istibrayi tavsiye etmistir . Taharetlendikten sonra kisi, idrar yolunda idrarm 91k- 

ma ihtimalinden iyice emin olmasi bakimmdan da baskalarmm dikkatini cekmeye- 

1171 
cek sekilde, biraz ytirtimek, hafifce okstlrmek, ayaklan hareket ettirmek, kimil- 

damak gibi, bazi metotlardan birisini yapabilir. §ayet akmti gelecek olursa tekrar 

taharetlenir (istinca yapar) ve abdestini ahr. Istibramn yapilisi, genellikle insandan 

insana degisir: Kimi, hafifce bir siyirmakla; kimi, okstlrmekle yapabilir; kimi de 

bunlarm hi9 birine ihtiya9 duymadan biraz bekleyerek bunu saglayabilir. §ayet, 

ktl9tlk abdesti bozduktan sonra, istibra yapmadan, hemen abdest alimrsa bu sakmcali 

olabilir. Qunkti idrar yolundaki kalmtilar, abdest aldiktan sonra 9ikarsa abdest bozu- 



1166 -Ebti Davud, Taharet, 83 (211). 



1167 — Ebu Davud, Taharet, 83 (210); Tirmrzi, Taharet, 84; ibn Mace, Taharet, 70. 

1168 — Ibn Manzur, I, 33; Genis bilgi i9in bkz. Bilmen, Omer Nasuhi, Biiyiik Is- 
lam Ilmihali, 1st. 1992, s. 70; ISAM (heyet), Ilmihal, 1st. ts. I, 193-194; Sofuoglu, 
s.199. 

ii69 — f| e y Sem j 5 Ali b. Ebi Bekir, Mecmeu'z-Zevaid ve Menbeu'l-Fevaid, Bey- 
rut, 1982, 1,207. 

1170 — Ej-kekigj-^ ku9tlk abdestini bozduktan sonra, sol elinin isaret parmagi altta, 
basparmagi da tlstte olmak tlzere tenastll uzvunu dipten uca dogru hafiffe birka9 
kere siyirmak suretiyle idrar akmtismm yolda kalmamasim saglarlar, sonra da taha- 
retlenirler. 

1171 — Pamuk ile tikama metodu vesveseli kisiler i9in en gtlzel ve pratik yoldur. 
(Yazan) 



616 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

1172 

lur, namaz da olmaz. Bununla birlikte elbise kirlenir ve idrar, el ayasmdan fazla 
miktarda oldugunda yine namaza engel olur. Bu bakimdan istibra yapmanm bilyilk 
onemi vardir. Idrar akmtisinm kesilmesi kisiden kisiye degisebilir: Bazi kisilerde 
cabuk, bazi kisilerde de biraz gecikmeli olabilir. Fakat bazi kisiler, istibra yaparken, 
normal sartlarda yukanda soz konusu edilen ve kendisine en uygun olan metotlardan 
birini yapmasi yeterli olmasma ragmen, asmliga kacarak idrannm kesilmedigi ves- 
vesesine kapilir ve abdestini bozduktan sonra istibra yapmak maksadryla tuvalette ya 
da disanda uzun silre beklerler, yuriirler, hatta bu yilzden de cemaatle namaz kilmayi 
kacmrlar. Boyle kisilerde sayet anormal (patolojik) bir rahatsizlik varsa idrar tahlili 
yaptirmasi ve tibbi bir rahatsizlik tespit edildiginde tedavi gormeleri lazimdir. 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem istibradaki vesvese icin; 

"Cebrail (bana) geldi ve: 'Ey Muhammed! Abdest aldiginda (avucuna biraz) 
su ahp (avret mahalline) serp. ' dedi. " 

Ibnu Mace'nin rivayetinde de "Cebrail bana abdesti ogretti ve abdest aldiktan 
sonraki gikacak idrar (suphesin)</e« dolayi elbisemin altina su serpmemi emret- 

1174 

ti." Buyrulmaktadrr. Bu sekilde su serpmenin sebebi, vesveseyi gidermek igin- 

1175 

dir ki, elbisesinde yaslik hisseden kisi, (yasligm idrardan olmadigmda yakin 
sahibi olmak sartiyla) bu hissin su serpintisinden geldigine hamlederek vesveseden 
kurtulmus olur. 

4-Diger Temizlikler ile Ilgili Vesveseler 

Yukanda da bahsedildigi gibi, temizliksiz saglikli bir hayatm olmasi dusunille- 
medigi gibi, temizlik olmadan ibadetler de makbul olmaz. Ancak psikiyatristlerin 
tespitlerine gore bazi kisilerin ozellikle de bazi bayanlarm, temizlik yapma hususun- 
da asmliga vardirdiklan gorillmektedir. Bu konuda psikiyatristlerin tespitlerinden 
bazilan sunlardir: Bazi kimselerin; 

— Ellerini, mikroplarm gikmadigi kaygisiyla uzun silre yikamalan, 

— Ellerinin derisi soyulmaya vanncaya kadar sabunlayarak yikamalan, 

— Evlerini her gun yikamalan, 

— Elleri bir seye dokundugunda hemen sabunlamalan, 

— Qorapla yere basmca o forapla namaz kilmamalan, 

— Bir esyayi haddinden fazla defalarca yikamalan, 

— Kirlenme dustincesiyle gocugunu kucagma almamalan ve bebeklere dokun- 
mamalan, 

— Eve her hangi bir misafir geldiginde evin kirlendigi vesvesesiyle misafir gider 
gitmez misafirin bulundugu yerleri tekrar tekrar silmeye baslamalari gibi, bircok 
durumlar. 



1172 — Zihni, Mehmed, Nimetu'l-Islam, 1st. 1398/1977, 57; Canan, XIV, 566. 
1173 — Tirmizi, Taharet, 38. 

lm — Ibn Mace, Taharet, 58; Ahmed b. Hanbel, V, 203. 

1175 — IbnuT-Esir, Mecduddin, en-Nihaye fi Garibi'l-Hadis ve'1-Eser, Beyrut, 
ts. V, 69; Fikhi acrklamalar icin bkz. Serahsi, I, 

1176_ 
1177 



1176 — Zihni, 57. 



-Bu konularda sikayetci olanlara ornek olarak bkz. Saygih, Sefa, Strese 
Son, Ist.2001, s. 41; Emmelkap, Paul M. G. (heyet), (Terc: Birsen Ceyhun, Nursen 



Nak§i HakI Temel prensipleri 617 

Vesveselerin 90k olma sebepleri olarak Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellem 
soyle buyurmustur: 

"Hig biriniz yikandigi yere asla bevl etmesin, sonra orada gusiil abdesti ahr, 
zira vesvesenin qogu bundan hasil olur. " 

II- Ibadetler lie Ilgili Vesveseler 

1-Namazla Ilgili Vesveseler 

Namazla ilgili hadisler incelendiginde Hz. Rasultillah sallallahti aleyhi ve 
sellemin, namaz kilarken seytanm kisiye verdigi bir kisim vesveseleri ve bu vesvese- 
lere karsi almacak tedbirleri beyan ettikleri gortilmektedir. Hatta Rasultillah 
sallallahti aleyhi ve sellem: 

"Kim, Benim su abdestim gibi, abdest ahr sonra da vesveseye dusmeden iki 

1179 

rekat namaz kdarsa Allah onun geqmis gunahlarim bagislar" buyurarak, 
insamn namaz kilarken vesveseden kurtulmasmm adeta imkansrz olduguna isaret 
etmekte ve namazda mtlmktln oldugu kadar dtlnyevi mesgalelerden uzak durmak 
suretiyle namaz kilmdigmda ktlgtlk gtlnahlarm affedilecegini beyan etmektedir 

Namazla ilgili olarak seytanm ilka ettigi vesveseleri; namazda sasirma, nafile 
nevinden 90k namaz kilma ve ibadet etme, namazm kabul olup olmamasim ya da 
dogru yapilip yapilmamasim dtlstlnme gibi, birkag kisimda degerlendirmek mtlm- 
ktlndtlr. 

Seytanm Namazdaki Vesvesesi 

Hz. Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellem seytanm insamn akhna bircok seyleri 
hatirlatmak suretiyle sasirttigim bildirerek soyle buyurur: "Namaza nida edildiginde 
(ezan veya ikamet okundugunda) seytan geri doner, ezani duyamayincaya kadar 
yellenerek kaqar, uzaklasir. Ikamet bitince doner, kisi He nefsi arasina vesvese 
atarak soyle der: '§unu hatirla, sunu hatirla, bunu hatirla ... Ta kaq rekat kddigi- 
ni hatirlayamayincaya kadar devam eder. ' Kisi de kaq rekat kildigini hatirlayama- 
yacak kadar sasirir. " 

Gortlldtlgtl tlzere hadiste, seytan vesvese vermek suretiyle bir takim dtlstlnceleri 
hatirlatarak insanlarm zihinlerini mesgul ettigi ve namazda sasirttigi bildirilmekte- 
dir. 

Namazda seytanm vesvesesine maruz kalan insanlarm alacagi tedbirleri de 
Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellem, su sekilde beyan etmektedir: 

"§uphesiz seytan ademoglu ile kalbi arasina girer ve kisi kaq rekat kildigini 
bilemez. Bu hal adamin basina geldigi zaman (tahiyyata) oturdugunda iki secde 



Oral), Anksiyete Bozukluklari, Ankara, 1994, s. 126, 127; Karacay, Yusuf, Bir 
Psikiyatristle Sohbetler, 1st. 2001, s. 24-25; Goleman, Daniel, Duygusal Zeka 

(Qev: Banu Seckm Ytlksel), 1st. 2003, s. 89. 

ins — g^ u Davud, Taharet, 15; Tirmizi, Taharet, 17; Nesai, Ebti Abdirrahman b. 
§uayb,Sunen, 1st. 1992, Taharet, 22. 

1179 — Buhari, Vudu', 28; Ebti Davud, Taharet, 51; Nesai, Taharet, 68. 

118 °— Bkz. Smdi, Nuruddin. b. Abdilhadi, Ta'likun ala Sunen-i Nesai, 1st. 1992, 
1,64. 

1181 — Buhari, Ezan, 4; Muslim, Salat, 16,18, 19; Ebti Davud, Salat, 30 (516). 



618 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

etsin. " 

"Herhangi biriniz namaz kilmaya basladiginda seytan ona gelir ve namazini 
kaq rekat kildigini bilmemesi icin sasirtir. Biriniz boyle bir duruma maruz kahnca 
iki secde yapsin. " 

"Biriniz nantazin rekatinda silpheye dustugunde supheyi atsin ve silphesiz 
bildigi rekati uzerine hareket etsin. Eger nantazi tantant ise, fazla kihnan rekat 
nafile olur. Eger noksan kilntis ise, o rekat, nantazi tamamlamak icin olntus olur. 
Nantazin sonunda yaptigi iki secde de seytanin burnunun topraga siiriinntesi icin 
olntus olur. " 

Seytanin namazda vesvese vermesiyle kac rekat kildigini sasiran kisinin basvu- 

racagi coztimti Hz. Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem bey an ederek, kisinin emin 

oldugu rekat sayisma gore -eksik ise, rekatlan tamamlamak suretiyle- selamdan 

once veya sonra iki secde (sehiv secdesi) yaparak namazi bitirmesini belirtmektedir. 

Sehiv secdesi ile namazm eksikligi giderilmekle birlikte seytanin burnu da yere 

silrtulmus olmaktadir. Qunkti seytan secde etmekten imtina ettigi ifin secdenin ya- 

pilmasi ona 90k agir gelmektedir. Bu bakimdan seytana, Allah Teala igin secde 

11 85 
yapilmasmdan daha agir gelen bir sey yoktur. 

Namazda yamlmak sadece siradan kisilere mahsus degildir. Rasultillah 
sallallahil aleyhi ve sellem de namaz kildirdigmda O'nun da namazda yamldigi vuku 
bulmus, O da sehiv secdesi yaparak namazi tamamlamistir. Boylece namazda unut- 
ma vuku bulan tlmmetine nasil yapmasi gerektigi hususunda da ornek olmustur. 
Mesela, Abdullah b. Mes'ud radiyallahtl anhden rivayet ediliyor: 

"(Bir keresinde) Rasultillah sallallahil aleyhi ve sellem ogle namazini bes rekat 
kilmisti da kendisine: 'Namdza ziydde mi kihndi?' diye soruldu. Rasultillah 
sallallahil aleyhi ve sellem de: 

'Bu nasilsualdir?' buyurdu. Sonra bir sahdbinin: 

'Namazi bes rekat kildiniz. ' demesi tizerine Rasultillah, seldm verdikten sonra 
(sehiv icin,) iki defa secde yapti. " 

Abdullah b. Mes'ud radiyallahtl anhden rivayet ettigine gore: (Bir defasmda) 
Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem namaz kildirdi. Ibnu Mes'ud radiyallahtl 
anhden rivayet eden Alkame b. Kays-i Nehal'den rivayeten, Ibrahim b. Yezid-i 
Nehal: "Amma (namazi) fazla mi, eksik mi kildirdi bilemiyorum. " Dedikten sonra 
Ibnu Mes'ud'un lafzim rivayete donerek der ki; Rasultillah sallallahtl aleyhi ve 
sellem selam verince biri ona: "Yd Rasuldlldh, namaz hakkinda yeniden bir sey 
(vahy) mi geldi? " diye sordu. Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem "Neden sor- 
dun ?" deyince: 

"Yd Rasuldlldh, soyle boyle kildirdin da ondan. "dediler. Bunun uzerine 
Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem, tesehhtld vaziyetini almak tlzere iki bacagim 



1182 — Ibn Mace, Ikamet, 135. 

1183 — Buhari, Sehiv, 7. Malik , Sehiv, 1. 



1184 — Muslim, Mesacid, 88,89; Ebu Davud, Salat, 190; Nesai, Sehiv, 24; Ibn 
Mace, Ikamet, 132. 

ii85 — ztirkani, Muhammed b. Abdilbaki, Serhu'z-Zurkani ala Muvatta-i li 
Imam Malik, Beyrut, 1990, 1, 293. 

1186 — Buhari, Sehiv, 2. 



Nak§i HakI Temel prensipleri 619 

btiktti ve kibleye karsi yoneldi, iki secde etti, sonra da selam verdi. Ytiztinti bize 
dontince: 

'Namaz hakkinda yeni bir sey gelmis olsaydi, size (onceden) haber verirdim. 
Fakat ben de sizin gibi beserim. Sizin unuttugunuz gibi, Ben de unuturum 
(Bir seyi) unuttugum zaman (tesbih ve saire ile) buna hatirlatiniz. Iginizden biri 
nantazda suphe edecek olursa dogru olani arastirip (dogrusu budur diye verdigi 
karara binaen) namazini tamamlasin. Sonra selam verip ondan sonra da iki kere 
secde etsin. ' buyurdu." 

Osman b. Ebi'l-As radiyallahti anh namazda kendisine seytamn vesvese verdi- 
gini Rasultillah sallallahtl aleyhi ve selleme haber verir ve Rasultillah sallallahtl 
aleyhi ve sellemin bu konudaki tavsiyelerini soyle anlatir: "§eytan, benim ile nama- 
zim arasina giriyor ve kiraatimi kanqtiriyor (beni §upheye du§uriiyor) der. 
Rasultillah sallallahil aleyhi ve sellemde: "Bu, Hinzib denilen bir seytandir. Onu 
hissettigin zaman ondan hemenAllah'a sigin ve (namazdan sonraj soltarafina iiq 
kere iifiir. " Buyurur. Osman: 

'Bu tavsiyeyi yaptim ve Allah Tedld o §eytani benden giderdi ' der. Hadiste 

de goruldilgil gibi, Osman b. Ebi'l-As radiyallahil anh namazda kendisine vesvese 
veren durumdan Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellemi haberdar eder ve Rasultillah 
ona bu vesvesenin, namazda insana vesvese veren hmzip admdaki seytamn oldugu- 
nu ve bu seytamn vesvesesinden kurtulmamn caresinin de Allah Teala'ya sigmmak 
oldugunu bildirir. Osman da Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellemin kendisine yap- 
tigi tavsiyeyi yerine getirdigini ve o seytamn vesvesesinden kurtuldugunu soylemek- 
tedir. Namaz kilan her insamn da, Osman b. Ebi'l-As radiyallahtl anh gibi, aym 
sekilde vesveseye dtlsttlgtlntl ve bu durumdan sikayette bulundugunu duyuyoruz. 
Hz. Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem iste boyle bir vesvesenin garesini goster- 
mektedir. Boyle rahatsizhgm tedavisi de, o vesvesenin seytandan oldugunu bilmek, 
o vesvese ile mesgul olmamak ve seytamn serrinden Allah'a sigmmaktir. Hz. 
Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem namazda seytamn vesvesesine maruz kalanla- 
ra onun serrinden Allah'a sigmmayi tavsiye ettigi gibi, kendiside mescide girdigi 
zaman 

"Euztt billahi'l-Azim ve bivechihi'l-Kerim ve sultanihi'l-Kadim mine's- 
seytanirracim. " §eklinde dua etmis" ve timmetine bu konuda da ornek olmus- 
tur. Yine Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem "Her derdin bir devasi vardir. 



1187 — Buradaki Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellemin "Ben de unuturum" ifa- 
desi, ahkamm tebliginde degildir. Ancak teblig dismdaki fiillerinde ise, alimlerin 
gogunlugu, vahiy ya da ilham yolu ile kendisine malum olmasi sartiyla yamlma 
vuku bulabilecegi gortlstlndedirler. Nitekim Rasultillah sallallahtl aleyhi ve 
sellemden de birkag defa vaki olan sehiv ve unutma, "Benim unutmam" veya "unut- 
turulmam, ancak kaide takriri ifin olur." Ifadesi geregince timmetine sehiv ve unut- 
ma anz oldugunda ne yapmalan gerektigini fiilen gostermesi ve ogretmesi hikmeti- 
ne mtlstenittir. (Babanzade, II, 344). 

1188 — Buhari, Salat, 31. 

1189 — Muslim, Selam, 68; Ahmed b. Hanbel, IV, 216; Ibnu'l-Kayyim, §eytamn 
Tuzaklan, I, 441 

1190 — Ebu Davud, Salat, 18 (466). 



620 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

1191 

Derdin devasina denk gelindigi zaman Allah Teala'nin izni ile o dert iyi olur. " 

Buyurmustur. 

2- Daha Iyi Ibadet Etme Diisiincesi ile Ilgili Vesvese 

§eytanm vesvesesinden biri de kisiye, daha iyi ibadet etmesi seklinde verdigi 
vesvesedir. Bazi kisiler, "en guzel §ekilde ibadet edeyim " dtistincesiyle ibadetlerini 
son derece gilzel yapmaya cahsir ve" adaplanni tarn olarak yaptim mi? Guzel oldu 
mu?" seklinde vesveseye kapilir, "En iyiyi yapayim " derken, adablarmdaki ktictik 
bir noksanliktan ve kendince en iyi sekilde olamayismdan dolayi tekrar tekrar mes- 
gul oldugu ibadeti yapmaya cahsir. Bu ttir bir hareket en iyi sekilde yapma vesvese- 
sinden kaynaklanmaktadir. "Acaba benim yaptigim ibadetler tarn oldu mu?" diisun- 
cesine kapilan insan, boyle bir dusiince yerine "Acaba makbul oldu mu?" seklinde 
diisunmekle ibadetteki noksanligmdan olayi istigfar etmelidir. 

Bu hususlarm yamnda onemli olan diger bir husus daha bilinmeli ki, o da; "En 
iyi §ekilde yaptim. " §eklindeki bir dtlsilnceyle kibre ve ucba, ameline gtivenmeye 
sebep olan bir ibadetten, noksanligi ve layikiyla yapilamadigi bilinen ve bundan 
dolayi da Allah'a yonelip ilticada ve istigfarda bulunulan bir ibadet, daha ustun ve 
daha iyidir. Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem "Istikametli olun, (ne kadar 

1192 

istikametli olmay a cahssamz da) gilq yetirmezsiniz ■■ " Buyurmaktadir. 

3- Daha ^ok Ibadet Etme Diisiincesi ile Ilgili Vesvese 

Kisiyi vesveseye dilsilren seytamn diger bir vesvesesi de nafile nevinden ibadet 
etmek, yani " 'Daha qok ibadet edeyim ', 'Sabahlara kadar namaz kilayim ', 'Tesbih 
ve zikir cekeyim ', 'Dua okuyayim ' gibi nafile ibadetlerle geceleri ihya edeyim " 
dusilncesidir. Bu hususta su bilinmeli ki; seytan insam fazla nafile ibadetlerle mes- 
gul ederek farz ibadetlerinden ahkoyar ya da farz ibadetlerini vaktinin sonuna birak- 
tinr veya unutturarak farz ibadetlerinin vaktini gecirttirir. Mesela, gecelerini fazla 
nafile ibadetlerle ihya eden kisi, "Biraz istirahat edeyim. " derken uykuya dalar ve 

1193 

bircok kere farz olan sabah namazim kacrnr. " Ya da nafile olan "Evrad ve 
ezkdrimi okuyayim. " "Virdimi bitireyim. " derken farz olan ibadetleri vaktin sonuna 
kadar tehir eder. Ya da evrad ve ezkanm okuyamadigi zaman oyle telaslamr ki, 
farzlarmdaki ihmalinden o kadar endise duymaz. 

Hz. Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem "en iyiye yakin olani yapin, az da 
olsa devamli olanin daha sevaph olmasi ile sevinin, kolaylciftirin ve sabah aksam 
seferinde ve gece yolculugunda (tevfik vermesi icin) Allah Teala'dan yardim iste- 
yin" buyurmustur. Allah Teala Kur'an-i Kerim de "Allah Teala, dinde size bir zor- 

1194 

luk kdmadi" Hz. Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem de: "Ey insanlar! Din- 

1195 

de asirdiktan sakinin, ctinkti sizden oncekileri dindeki asinliklan heldk etti. " 

Buyrulmasi dini hayattaki itidalin zirve nokta oldugunu gostermektedir. 



1191 — Muslim, Selam, 69. 



1192 — Ibn Mace, Taharet, 4; Darimi, Vudu', 2; Malik, Taharet, 6 (36); Ahmed b. 
Hanbel, V, 282. 

1193 



bkz. Suyuti, Ta'lik, VIII, 122. 
1194 — Hacc, 22/78. 

1195 — Ibn Mace, Menasik, 63; Aynca bkz. Nesai, Menasik, 217; Ahmed b. 
Hanbel, I, 215, 347. 



Kitabiyat 62 1 

C) NAK§I-HAKI TEMEL PRENSIPLERi 

Efendi Hazretlerinin uygulamalan temel ahnarak konu incelenecektir. 

I-iBADET ADABI 

Namaz ibadeti 

Ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri ibadetlerin yapilma- 
sinda azimet sahibi olmayi tavsiye etmekle birlikte, a§in gidilip insanlan 
incitecek bir hal ahnmasina razi olmazdi. 

"Tasavvuf incitmemek ve incinmemektir, yalniz incitmemeye degil asil in- 
cinmemeye ahsmak gerek. 

Dervislik, sadece namaz kilmak, oruc tutmak, sabahlara kadar ibadet et- 
mek, hayratta bulunmak demek degildir. Qiinkii bunlar bendelik icaplandir. Asil 
dervislik, incitmemektir. Iste bu mertebeye vasil olan kimse dervis olur. Yani 
fakr sahibi olur. 

Efendi Hazretlerinin son sozlerinin "namazinizi kihn" olmasi, 
O'nun namaza verdigi onemi gostermesi acisindan onemlidir. 

Kendisi devamh abdestli durur, dort mezhebinin abdest hiikumlerini 
uygulardi. ihvanlanna da abdestin adabina riayeti ve mumkun oldugunca 
abdestli olmayi tavsiye ederdi. Misvak siinnetini hifbir zaman terk etmemi§- 
tir. 

Son zamanlarda abdestte istibraya dikkatin azaldigindan imama uydugu 
vakitlerde kiyamda fikhi duruma gore Fatiha Suresini okurlardi. 

Her gun tehecciid vaktinde uyanir ve giine tehecciid namazi ile ba§lardi. 
Sabah namazimn siinnetini evde kilar camiye giderdi. Sabah namazim daima 
cemaatle evinin yakimnda bulunan Sofu Yusuf Camii'nde eda ederdi. Na- 
mazdan sonra camide i§rak vaktine kadar hie kimildamadan oturarak giinliik 
zikrini yapar ve i§rak ve istihare namazlanni camide kihp oradan eve gecer- 



1196 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 317 

1197 — §ukru SefaDALAK Efendi anlatti. 



Dedemin her nasihati bize ve herkese; 

"Garda$im! Namazinizi kihn," diye tic kere tekrar ederdi. 

1198 — "Sonra bunlarin ardindan dyle bir nesil geldi ki, namazi terk ettiler, 
heva ve heveslerine uydular; onlar bu tafjkinhklarinin kartjihgini mutlaka gore- 
ceklerdir. Cehennemdeki «Gayya» vadisini boylayacaklardir. " (Meryem, 59) 

"Her nefis, kazandigina kartjihk bir rehindir. Ancak, (hesap defteri) sagyanin- 
dan verilenler baska: Onlar cennetler iqindedir. Gilnahkarlara, 'sizi jm yakici 
atetje sokan nedir?' diye uzaktan uzaga sorarlar. Onlar $oyle cevap verirler: Biz, 
namaz kilanlar dan degildik..." (Milddessir, 38-43) 

"Biz namazdan batjka amellerden herhangi bir fjeyin terkini kiifiir saymazdik." 
(Tirmizi) "Namazin terki §irktir. " (Deylemi) 



622 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

lerdi. 

Be§ vakit namazini daima cemaatle eda ederdi. Ozellikle ogle ve ikindi 
namazlanni Ulu Cami'de kilardi. Ulu Cami'de namazi minberin sol yanin- 
daki diregin sol tarafinda kilardi. Namaz vakitlerinden mutlaka yarim saat 
once camiye gelir, ezani beklerdi. Kendisinin bazi vakitlerde Ulu Cami'de 
imamhk yaptigi olurdu. 

Evde veya vekalede cemaatle namaz kihnacagi zaman kendileri imam 
olurlardi. 

Namazlarda Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellemin siinnet kiraatlanni 
takip ederdi. Mesela; Sabah namazimn farzinda genellikle birinci rekatta 
Fatiha'dan sonra; "Al'a" suresini, ikinci rekatta zammi sure olarak "§ems" 
suresini okurlardi. 

Efendi Hazretleri ihvanma teheccud namazi icin ruhsat verdigi halde 
diger nafileler iizere sabit kadem olmalanni isterdi. 

Namaz konusunda be§ vakit namazlardaki sabah namazi siinneti haric iki 
rekath siinnetleri dort kilardi. 

Kildigi nafile namazlari : 

Israk Namazi (2 Rekat) Gunes, dogup bir mizrak veya iki mizrak yiikse- 
lince yani kerahet vakti ciktiktan sonra lifer ihlas suresi ile kilmayi tercih 
ederdi. 

Istihare Namazi (2 Rekat) Gunes, dogup kerahet ciktiktan sonra ve ayn- 
ca bir i§e niyetlenince kihnir. Gece yatmadan once kihnacak istihare nama- 
zini Efendi Hazretleri §u §ekilde kilardi. 

Iki rekat kihnan bu namazin birinci rekatinda Kafirun Suresi, ikinci reka- 
tinda Ihlas Suresi okunur. Namaz bitince on bir adet salavat-i §erife, yetmi§ 
adet istigfar ve yiiz adet kelime-i tevhit getirilerek uykuya yatardi. 

Duha-Kusluk Namazi (4-8 Rekat) Gune§in topragi lsitmaya ba§ladigi 
vakit. Evvel vakti gune§in topragi lsittigi vakit ile ba§lar. Faziletli olan vakti 
ise, giiniin dortte bir vakti olan saattir. 

Evvabin Namazi (6-12 Rekat) Ak§am namazimn siinnetinden sonra ki- 
linir. Bu namazda Buruc, Tarik, Leyl ve Kadir Surelerini okumada tercih 

j j- 1200 

ederdi. 



— "Kim sabah namazini cemaatle birlikte birlikte kilar sonra da gunes do- 
guncaya kadar oturup Allah Teala'yi anar daha sonra da iki rekat namaz kilarsa 
bu onun iqin tarn ve eksiksiz olarak bir hac ve umre ecri gibi olur. " (Tirmizi) 

1200 — f[ U ( U ']-kulub'ta, akjamla yatsi arasmdaki zikir hususunda §u izahat veril- 
mijtir: Abdurrahman b. Mansur, Sa'd b. Said'den, Sa'd da, Abdal tabakasmdan olan 
Ktlrz b. Vebr'e radiyallahu anhdan naklederek dedi ki, bana §amli bir kardejim 
haber vermijti, ona da bunu Abdaldan olan bir kardeji nakl etmij. Birgiln Hizir 
aleyhisselama 

"Geceleri amel edecegim bir §eyi bana talim et," dedim. Hizir aleyhisselam §oyle 



Kitabiyat 623 

Bu namazlardan ba§ka nafileler kilabilir. Abdest namazi, Tahiyye-i 
Mescid Namazi, Tesbih Namazi vb. 

Kabir Nur Namazi (2 Rekat) Yatmadan once 
Ihram Namazi (2 Rekat) Yatmadan once 



dedi: 

"Aksam namazmi kildigm zaman hicbir kimse ile bir sey konusmaksizm yatsi 
namazi icin ayaga kalk, kildigm namazm her rekatmda bir fatiha, tic ihlas oku, na- 
mazi bitirince evine gel, kimseye bir sey soyleme, iki rek'at namaz kil, her rekatta 
bir fatiha, yedi ihlas oku, namazi bitirince secdeye kapamp yedi kere: 

"Siibhdnellah ve 'l-hamdulillah, veld ilahe illdllahu ve 'l-ldhu ekber, veld havle 
veld kuwete ilia billahi 'l-aliyyi 1-azim, " de. Sonra basim secdeden kaldinp oturdu- 
gun yerden iki elini dua icin kaldir ve: 

"Yd hayy, yd kayyum, yd ze 'l-celdli ve 'l-ikrdm, yd erhame 'r-rdhimin yd ildhe 7- 
ewelin ve 'l-dhirin yd rahmdne 'd-diinyd ve 'l-dhireti ve rahimehd, yd Rab, yd Rab, yd 
Rab, yd Allah, yd Allah, yd Allah, " de sonra elini kaldirmisken yerinden kalk ve bu 
duayi bir kere daha oku. Sonra sag tarafm tlzerine kibleye karsi her ne yerde dilersen 
yat uyu. Uyku galebe calana kadar Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve selleme salavat 
getirmekle mesgul ol, Ben, "Bu duayi kimden isittigini bana bildirmeni dilerim," 
dedim, Hizir aleyhisselam "Bu dua kendisine ta'lim oldugu ve vahiy yolu ile nazil 
oldugu zaman ben Muhammed sallallahtl aleyhi ve sellemin yamnda idim. Ben bu 
duayi, Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellemin kendisine ta'lim ettigi kimseden 
ogrenmistim." dedi. Sonra Hizir aleyhisselam dedi ki, 

"Bir kimse bu namazda bu duaya gtlzel bir yakin ve samimi bir niyetle devam 
ederse, dtlnyadan cikmadan evvel Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellemi rtlyasmda 
gortlr. Bir zat buna devam etti, rtlyada cennete girip Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve 
sellemi mtisahede etti, O'nu gordtl. Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellem onunla 
konustu, kendisine bazi seyler ta'lim etti. (Nefahatti'l-Uns, a.g.e. 96-97) 



624 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Teheccud Namazini Kihs Sekli 

ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi Hazretleri Teheccud namazini 1 1 
rekat kilar, §u usulu ekseri tatbik ederdi. iki§er rekath olarak; 
Birinci rekatta Bakara Suresinin 1-5 ayetlerini, 

Ikinci rekatta Bakara Suresinin 285 -286 ayetlerini okur 

Selamdan sonra; 

Duasini 3 defa okurdu. 

Ikinci iki rekatta; 

Ucuncii rekatta Yasin Suresinin 1-12 ayetlerini; 

Dordiincii rekatta Yasin Suresinin 37-40 ayetlerini okurdu. 

sis *> } a y / / s} t» /v , 

•^ x" ^* >^* k^- •* 

1202 

Selamdan sonra uc defa a§agidaki virdi tekrar ederdi. 

Ucuncii iki rekatta; 

Be§inci rekatta ve altinci rekatta lifer kere ihlas suresini okur selam verir 
Selamdan sonra uc defa yukandaki virdi tekrar ederdi. 

1203 

Sonra Vitr namazini kilar. Birinci rekatta "ATa Suresi" ikinci 



1201 — "Allah Teala'yi mahlukati sayismca, nefsinin nzasmca, arsmm agir- h- 
gmca, kelimelerinin adedince tesbih (noksanliklardan tenzih) ederim." 

1202 — "Allah Teala'yi hamdederek tenzih ederim, yilce Allah noksan sifatlardan 
milnezzehtir. Allah Teala'm seni hamdinle tesbih ederim, magfiretini diler, giinahla- 
nma tevbe ederim." 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem soyle buyurmustur: 

"Soylemesi dile kolay gelen, buna kartjilik (kiyamet gilnil) terazinin sevap kefe- 
sinde agir basan ve Rahman (olan Allah Teala)'ja qok sevintli gelen iki soz vardir 
ki, (bu) 'Subhanallahi ve bihamdihi' (Allah Teala'm! Sana hamd ederek, seni bil- 
ttln noksanliklardan tenzih ederim) sozudur. " (Buhari, Muslim) 

"Her kirn, giinde yiiz defa 'Subhanallahi ve bihamdihi' derse, deniz kopugu 
kadar bile (90k) olsa, onun gunahlan bagifjlanir. " (Muslim) 

1203 — Yatsi namazmdan sonra vitri kildiysa bu vitri kaza niyeti ile kilardi. 



Kitabiyat 625 



a§agidaki virdi okur ve terk etmezdi 



rekatta "Kafirun Suresi," uciincii rekatta "Ihlas Suresi" ni okur sonra 3 defa 
li okur ve terk etmezdi. 

defa rj^\j'k£==iSi\^ i/ ~j l j*jjji]\iJ&*]\ jU4-*" 

< lXojap y cite liU^j j < cx)a2-.~» y ilU«s> j ijpi jl .>— gwl 

Sonra oturarak iki rekat kilardi. 

Birinci rekatta Ihlas ve Felak Surelerini, ikinci rekatta Nas suresini 
okurdu. Sonra a§agidaki duayi 3 defa okur, bitis. duasini ederdi. 



; ' ' '' ; '' -*< < -< ^- 



CfJ iJ^J ij^l} i^* j* JI^-t^^^J* 3 ^-*-^ • cii^^iLi^lJ^Jfj ccite^a^ 

Tehecciid namazini kildiktan sonra kibleye kar§i tevecciih ve murakabe 
ile me§gul olur veya zikrini yapar. Eger uyku galebe calarsa uyur ve sabah 
namazi vaktinde uyanir. Abdest ahr sabah namazi siinnetini evde kilar ve 

1207 

istigfarla me§gul olur. Sonra mescide gider. Cemaatle namaz kilar ve 



1204 — "Mahlukatin sahibi ve mevcudata benzemekten munezzeh olan melekle- 
rin ve ruhun rabbi olan Allah Teala'yi tenzih ve tesbih ederim. 

Ey Allah Teala'm Senin nzani sefaatgi kilarak ofkenden sana siginiyorum. Af- 
fini sefaatgi yaparak cezandan sana siginiyorum. Senden de sana siginiyorum. 
Sana layik oldugun senayi yapamam Sen kendini sena ettigin gibisin" 

1205 — Ummii Selleme radiyallahu anh anlatiyor: "Rasulilllah sallallahii aleyhi 
ve sellem vitir namazindan sonra oturdugu yerden iki hafif rekat daha kilardi. " 
(Kutub-u Sitte) 

1206 — "Allah Teala'm, senden hayirlari yapmami, kotil seyleri de terk etmemi 
ve fakirleri sevmemi talep ediyorum! Kullarina birfitne arzu edersen, beni fitneye 
diismeden, yanina all" (Tirmizi, Tefsir, Sad, (3231, 3232). 

"Allah Teala'm! Senden sevgini ve seni sevenlerin sevgisini ve senin sevgine 
beni ulastiracak ameli talep ediyorum. AUah'im! Senin sevgini nefsimden, ailem- 
den, mahmdan, soguk sudan daha sevgili kiL " (Tirmizi) 

1207 — c en £b-i Gavs-i A'zam Efendimiz bir de §unu emir buyurdular ki, 

"Istigfar-i serif e devam olunsun. Qiinkii istigfar, ayni ciiniip adamlar nasil ki, 
hamamda tas ile su dokiip pak olur ise, seksiz ve silphesiz istigfar iste oyle insani 



626 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

yerinden kalkmaz ve gunluk dersi ile me§gul olur. Eger mescid kapamrsa 
evine doner evde dersini ikmal ederdi. 

Oruc Ibadeti: 

Efendi kuddise sirruhu'l aziz Hazretleri Ramazan orucu di§inda nafile 
oruclardan eyyam-i beyz, pazartesi ve Per§embe oruclanni tutmaya gayret 
ederdi. Ramazan ayinda itikafa girerlerdi. Son zamanlarda ihvanlann ve 
misafirlerin cokca gelmesi yiiziinden nafile oruclan ve itikaf ve yapamadik- 
lanndan biraz yakinirlardi. 

Gunluk Evrad-i 



"Evrdd" sozlukte; "gelmek, ge§meye varmak, suya gelen topluluk, akan 
su ve dere" anlamlanni ta§iyan "vird" kelimesinin coguludur. Vird; Kur'an-i 
Kerim'den ve Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem ve selefi salihinden 
nakledilen me§hur dualan ve me§hur virdleri layik oldugu §ekilde ogrenip, 
yapmaktir. 

Virdler Allah Teala'ya yakinhk kazanmak icin okunur. Vird, vecdin 
meydana gelmesine ve varidelere yani kalbe dogan manalara vesiledir. Bu 
yiizden "virdi olmayanin vdridi olmaz" denilmi§tir. 

Evrad ve ezkar, imam kuvvetlendirir. Imandaki saglamlik Allah Tea- 
la'nin o kul iizerindeki liitfunu cogaltir; ziihd, takva, ihlas, vera' gibi, ma- 
kamlann kazamlmasina sebep olur. Manasim bilip bunlar iizerinde du§iine- 
rek dua etmek imam artinr, duanin amacina ula§masim temin eder. 

Her tarikatin hususi bir virdi bulunur. 

Efendi Hazretleri gunluk iizerine vazife kildigi zikrini yapar, sabah ve 
ikindiden sonra Evrad-i Bahaiyye'yi ve Delail-i Hayrat'a devam ederdi. 

Gunluk olarak da 41 defa Salat-i Nariye (Tefriciye) 

/ / Si / } } ) Si} } ) / / 

..a <4 a >^> ^f . ..> a > ^> J .< .. .f^.^-* (-r^^ U * ~*^' f ^ S \\ ? ' "<• 



pak eder" (Asci c. I, s.527) 

1208 — Magrib Halki Salat-i Nariye ile yagmur isterler. (§eyh Yusuf Topcu, 
Tuhfe'tu-z Zakirin, 1st, 2000) 

"Allah Tedld 'm kendisiyle diigiimlerin qozuldugu, sikintilarin aqdip zail oldugu, 
ihtiyaqlarin yerine getirildigi, arzu, isteklere ve giizel neticelere ulasddigi, kerim 
yiizii suyu hiirmetine yagmur istendigi Efendimiz Muhammed sallallahii aleyhi ve 
selleme O 'nun dl ve ashabina her goz aqip kapama, her nefes alip verme, Sana 
ma 'lum her sey sayisinca kdmil saldt ve eksiksiz seldm et. " 



Kitabiyat 627 

t_t\Sy»jL,« A^=>iJvJU ^jJLj'ks^A A^=>2_- <U_>5-»S>J <UI _Lp J J>S^^=<\\*^>y ylL-iJI 



21 defa Salat-i Fatih'i 



ve Kur'an-i Kerim'i okur, ihvanlanna da okumalanni tavsiye ederdi. 
Aynca ihvanlara a§agidaki tesbihati yapmalanni tavsiye ederdi. 

71 adet 12U ^Jiii; piiLMji VjJ> V 



1209 — Kiiciik Allame Ibn-til Milnyar Hazretleri buyurdu ki; "Bu salavat-i okuyan 
kimse "Detail-ill Hayraf'i dort kere okuntus gibi sevap ahr. " 

Bu salavat icin alimler altiyiizbin salavata bedeldir demislerdir. (Seyh Yusuf 
Topcu, Tuhfe'til-z Zakirin, 1st, 2000, s. 314) Okuyus usulil farz namazlardan sonra 
veya namazlarm bitiminde, sabah bes adet, diger vakit namazlarmdan sonra dorder 
adet okunur. 

"Allah Tedld'm kendisiyle kapah kapilarin aqilan, iqlerin bitmesi ancak 
O'nunla olan, Hakk ile gergek yardunin sahibi, dogru yola hidayet edene ve Aline 
kiymeti ve buyuklugu miktari ile saldt et. " 

1210 — Kur'an Kerim Okuma Edebi 

Naksibendi Tarikinde biiyiikler Kur'an-i Kerim okumada tercih ettikleri usulleri 
genellikle; 

Vazifelerde gilnduz: Fatiha Suresi, Kafirun Suresi, Ihlas Suresi, Muavvezeteyn 
Suresi, Hasir Suresi sonu, Bakara Suresi Sonu ve ilaveten istigfar okunmasmi ge- 
rekli gormuslerdir. 

Gece: Yasin Suresini okumak uygun gorulmustilr. Ali Ramitani kuddise 
sirruhu'1-aziz buyurdu ki; 

'Vq kalp yani Kur'an-i Kerim'in kalbi, gecenin kalbi, miiminin kalbi. Bir yer- 
de birlesirse miimin muvaffak olur. 

Kur'an-i Kerim'in kalbi, Yasin Suresi. Gecenin kalbi; teheccud vakti." 

1211 — "Evden cikarken "Bismillahi, tevekkeltu alallahi, la havle ve Id kuvvete 
ilia billdh" diyen, tehlikelerden korunur ve §eytan ondan uzakla§ir. " (Tirmizi) 

"La havle... " okumak, doksan dokuz derde devadir. Bunlann en hafifi sikintidan 
kurtulmaktir. " (Ebvi Nuaym) 

imam-i Rabbani kuddise sirruhu Hazretleri, din ve diinya zararlarmdan kurtul- 
mak icin her gun 500 defa "La havle vela kuvvete ilia billah" okurdu. Okumaya 
baslarken ve okuyunca yiizer defa Salavat getirirdi. (Tefsir-i Mazheri) 



628 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

51 adet (evden cikmadan once) j*-+>-\\ j»>-\Jl<ul^» -o 

101 adet ^\^y\j &\ fJLxZLh 



„ 1212 \-^ii " "\^ y * as- s \ \s \s a* 

101 adet va^jkjol^l jl>=^ «aj^>c)j«0il jb'c-^ 

25 adet ^I^JI^^I jJ^i^M-JlVjill i^LilL.1 

2 1 adet (gece y atarken) >~p~\J 1 (V^J ^ 1 >* 

1213 

Ak§am ve sabahin farz namazindan sonra yedi kere; 



fcX*^ 



^ u, aV</-^ 



Her farz namazindan sonra 1 1 adet salavat-i §erife 



"Allahumme salli aid Muhammedin ve aid Al-i Muhammedin ve 
sahbihi ve sellim" ve tic istigfar okunur. 

Sabah ve ikindinin farz namazindan sonra yedi adet Tevbe suresinin son 
iki ayeti diger vakitlerde bir adet okumak. 

} s „ i s „ > >ts -J > _ SS 



1212 — "Birkimse, sabah-ak§am yuz defa "Subhanallahi ve bihamdihi" derse, o 
giin ve o gece hig kimse onun kadar sevap kazanamaz. " (Deylemi) 

1213 — Sabah-aksam 7 defa "Allahumme ecirni minennar" diyen cehennemden 
kurtulur. (Ebu Davud) 

1214 — "Meclislerinizi silsleyin. Zikir ve salat-ii selamlar, ziynettir. Her toplan- 
tiniz onlarla donansm. Ekseri evliyalar, salavati serifi onbirtaneden az soylemezler." 
(AYTANQ, Gonill, Sozce, 1st. 2005, s.12) 



Kitabiyat 629 

^- ^ ^ *_?• u y *y v </ u ^, 

10 adet v^j-ii- 5 « is- 9 " " 

' ' ' ' < > s . ' ° ' " " < > s ' 

///•}.. i / ^ f is 

" *" *s" ' \ \ y i * > % ■> y (• • y [yy \» >y \ > \y y \»("" . y y \ i . i 

? f / ' s s s ' y / 

y • y ' y y 

Borclu ve nzk geni§li icin kirk defa; 

/ . o / a ^ / a < 

^ u y -^yy y~ u y -^yy 

Her farz namazdan sonra okunacak dua 

a / / s, a as a ^ 

y ' I . \y ' ty t y i .,y \y y y \y i > ,,y ly .v/ y y"y 

y 1 , ..^a < ^ « <j, (^ «, ^ i a i^ > y. < ,, y y a , a _ ty , t ,y t ,.r»» 
j.Oil'U^.j^JI 1$_>I t N 2LAC' > .>L_«JI ^-xa-^-I^*— £»_o J-*lj >«>-^-> *->,/•,/• 

Miilk (Tebareke) Suresi gece okunur. 



630 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

//- SOHBETADABI 

Sohbetin Hikmeti 

Sohbet Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem tarafindan tesis edilmis. 
terbiye usuliidiir. Sahabe-i Giizin radiyallahu annum bu §ekilde terbiye gor- 
mii§tur. Tarikatlar hepsinde bu usul esas ahnmakla birlikte Naksjbendi yo- 
lunda temel §artlar arasindadir. 

§ah-i Naksibendi kuddise sirruhu'1-aziz buyuruyor ki; 

"Iki davar sagacak kadar zaman olsa da sohbet ediniz. " 

"Bizint yolumuz sohbet yoludur, toplulukta da rahmet vardir. " Kalpleri 

bir olan yani kalpleri birbirine uygun olan kimselerin toplulugu Allah eala ve 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve selleme sevgilidir. Allah Teala ve Rasuliillah 

sallallahii aleyhi ve sellemin sevdigi bir topluluk dtlnyada da ahirette de sevilir. 
1215 

Sohbetin ilk ba§ladigi yer olarak Mohackaleli §eyh Abdulvahid 
Dagistani Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Bu sohbetimiz Miragta Allah Teala He Rasuliillah sallallahii aleyhi 
ve sellem arasinda yapilmis sohbetin sirri iizere baslamis, Ebubekir 
radiyallahu anh He devam etmis ve daha sonra silsile yolu He hala giinii- 
miize kadar devam eden biryoldur. " 

Molla Cami'nin tabiriyle "Ez sohbet-i dervisan bily-i Muhammed amed"&\v. 

(Dervislerin sohbetinden Muhammed sallallahii aleyhi ve sellemin kokusu ge- 

hr.) 1217 

Eger sen hidayet istersen Ehl'u-llah meclisine devam et!.. Erenlerin sohbeti- 

1218 

ni dinle!. Taki,...senin gonltlne de hidayet gelsin.. 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem buyurdu ki; 

"Hayirh bir sohbet, mtimin igin ikibin kere iki bin (4 Milyon) sohbete kefa- 

, , ,,1219 
ret olur. 

Sozlerden de anla§ilacagi iizere sohbet Allah Teala'nin ve Rasuliillah 
sallallahii aleyhi ve sellemin siinnetidir. 



1215 — §eyh Muhammed Nazim Adil El-Kibnsi, Hakdost Sohbetleri, Kitapkent 

2004 

1216 — sjgyjj Muhammed Nazim Adil El-Kibnsi'nin halifelerinden, kendisi ile go- 

rtlsttlgtlmtlzdeki agiklamadir. 

1211 — INANQER, Omer Tugrul, Sohbetler, 1st, 2006, s.62 

1218 — g e ij m Qj vanej Sadiklarm Mtlskillerinin Anahtan, a.g.e., s.84 

1219 — §eyh Yusuf Topgu, Tuhfe'ttl-z Zakirin, 1st, 2000, s.363 



Kitabiyat 63 1 

"Sohbet miiessirdir, sohbet ve iilfet, insanoglunun ic biinyesine, karakter 
yapisma siner, tesir eyler; debbaghaneye gittigin vakit ilstilne pis koku, 
giilhaneye gittigin vakit ise, gill kokusu sindigi gibi... 

Dtlnya ehlinin dedikodudan ibaret meclislerinde bulunmak yahut manevi ve 
ruhani meclislerin yiikseltici, olgunlastinci havasi icinde sohbet eylemek de in- 
san tizerinde aym mtlspet veya menfT tesiri yapar." 

Sohbetin gerekliligi hakkinda Nasreddin Hoca'nin §u sozii 50k manidar- 
dir. 

"Kdbili hitap bir adam bulamazsam, merkebimle sohbet ederim, sohbe- 
ti terk etmem. " 

Sohbetin Amaci 

Allah Teala'nin nzasi ve terbiye icin gereklidir. 

Efendi Hazretleri buyurur ki; 

"Gardaslarim! Iki ihvanimiz bir araya geldiklerinde uquncusu 

pirdndir" 

1222 
"Sohbette edebinize muhabbetinize sahip olun. Her sohbette vuslat 



1220 — Ken'an Rifai, a.g.e. s. 68 



~ — Nuri Atasoy isimli ihvandan dinledim. 

"1962 yillan idi. Gene ihvamm. Taskopril'de Gizlice Koytl Caminde imamhk 
yapiyorum. Ihvanligi yasarken heyecan ve coskum son derece fazla oldugundan 
sohbetlerden kendimi alamiyordum. Her firsatta bir ihvan kardesimizi buldum mu, 
semaveri kurup sohbet yapmak istiyordum. Yine bir gun yatsi namazmi kildim. 
Evime giderken yolda nalbant arkadasimi gordilm. Qok yorgun oldugu halinden 
belli oluyordu. Fakat 'gel sohbet edelim ' israrimi kiramadi ve onu eve goturdilm. 
Sohbet uzadikfa uzadi. Feyzimin muhabbetimizin coskunlugu her yammizi sarmisti. 
Her zaman sohbet mekamnda Efendi Hazretleri ifin bir makam hazirlardim. Yine bu 
sohbette kose minderi hazirlamistim. Bu minderin online nasil kendimize gay barda- 
gi hazirliyorsak Efendi Hazretleri iginde bir bardak gay hazirlayip biraktim. Bir 
yandan gay iciyoruz, ilahiler soylilyoruz. Birden gozilm Efendi Hazretleri icin hazir- 
ladigim bardaga takildi. Qaym yansi igilmisti. Birden her sey suspus oldu. Kendim- 
de konusacak, ilahi soyleyecek takat kalmadi. Sonra Efendi Hazretlerinin 

"Iki ihvan bir araya geldiklerinde iiciincusu biz oluruz" kelami serifleri kalbi- 
me ay an olup, yolumuzun bir hakikatini mtisahede eyledigimi anladim." 

1222 — gdgp^ ancajj kendisine yol gosterecek, kusurlarmi, dilstlk yonlerini, ayak 
silrgmelerini kendisine anlatacak bir milrsidin onderligiyle ogrenilir. Qilnku nefsini 
milcahede de oldilren, vakitlerini zilhd iginde yok eden kimse, nefsinin yanmda olur. 
O haline kibr eder, ondaki kusurunu bilemez. Mutlaka makamlan yurilyilp gegmis, 
halleri yasamis milrsidlerinden kendisine kutluluklar hasil olmus, onlardaki sefkat 
nurlarma ermis birinin kendisine yol gostermesi lazimdir. Bu zat, milride yolunu 
gosterir; ona vakitlerinin dilzgiln ve bozuk olanlarmi agiklar; hayrmi, serrini bildirir; 
boylece milrid, eger nasibi varsa rusd yoluna ulasir. Eger bu salik, yasadigi makam- 
larda ve hallerde yamhrsa ilmiyle amel eden, dtlnyadan ytlz geviren ogilt verici bir 



632 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

vardir. Hig vuslatsiz sohbet olmaz. Higbir §ohret afatsiz olmaz. Oyleyse 
§ohretten kaginin" 

Sohbette ne zuhur ederse, ona kanaat edilmesi tavsiye olunur. Sohbet, 
tecriibeli kimse ile yapildikta ihvana yardimci olur. 

Efendi Hazretleri sohbetine "Gardcujlarim" diyerek ba§lardi. Onemli bir 
kelami uc defa tekrar ederdi, 

Sohbetlerden sonra (son senelerinde) "Anlayana sivrisinek saz, anla- 
mayana davul zurna az, " Atasoziinii hatirlatirlardi. 

Efendi Hazretleri sohbette oturur iken caylar gelir. Bir sure rabita eder. 
Sonra ba§im kaldinr. 

"Garda§larim! Bu dttnya bir diem. Allah Tedld'dan geldik. Allah Ted- 
la'ya gidecegiz. " Sonra biraz murakabe eder, sonra "Garda§larim, gay iger- 
ken, kulagimiz bir ses ister" der, giizel okuyu§lu bir ihvan ilahi okuturdu. 

Erenlerin sohbeti ele giresi degil 
Ikrdr ile gelenler mahrum kalasi degil 
Ikrdr gerek bir ere goz agib diddr gore 
Sarraf gerek gevhere ndddn bilesi degil 
Bir pinarin ba§ina bir destiyi koysalar 
Kirk yd anda durursa kendi dolasi degil 
Ummi Sinan yol ayan oluptur belli beydn 
Dervifjlik yolu hemdn tac u hirkasi degil 

Hz. Pir Ummi Sinan-i Halveti kuddise sirruhu'1-aziz 

Ilahi Okuma 

Bazi cevreler ilahi okunmasi konusunda tepkili davranirlar. Fakat evliya- 
larin dilinden dokiilen ilahi nameler okunursa feyz zuhur eder. £unku bu 
ilahilerin yazih§lari dogus, denen bir usul ile olur. Yani yazan eline kalemi 
ahr. Ifine dogan ciimleleri pe§i pe§ine kafiye ve diger §iir usullerini dusjin- 
meden bitmeden yazar. Neticede §iir dogar. §airlerin yazdiklan bu tiirlii de- 
gildir. Onun ifin ruhun ilahi alemden aldigi nameler ruhu dinlendirir. Bazen 
oyle bir durum zuhur eder ki, Kur'an-i Kerim'in okunmasindan fazla tesir 
eder. Bunun nedeni ise, ilahi kelama nufuz etmek insana zordur. Fakat be§er 
kelami olan ilahiye ise, iinsiyet kolay olmaktadir. Ashnda Kur'an-i Ke- 



bilgine milracaat eder, ona halini soyler, onun ogudunil ve ijaretini kabul eder, bu 
suretle dogru yolunu kaybetmez. Eger milridin iradesi dogru olursa Allah Teala ona, 
ileri gitmij bir salik, ya da ogilt veren bir bilgin nasib eder. Zira tamamen Allah 
Teala'ya yonelen kimsenin, Allah Teala btltiln muradmi kendi ilzerine ahr ve higbir 
zaman onu ihmal etmez. Eger ogilt veren bir alim ve yolu yurumuj bir veli bula- 
mazsa tamamen Rabbine milracaat eder. Ona ytlz tutar ki, Allah bu kulundan saglam 
irade ve karar gordilgil takdirde onun terbiye ve ogretimini bizzat kendisi yapsm. 
(Ebu Abdurrahman Sillemi, Risaleler, trc. Stlleyman ATE§, Ankara, 1981, s. 75) 



Kitabiyat 633 

rim'deki olan manevi durum ilahiden 50k fazladir. Fakat fark edilmesi zor- 
dur. 

Ebu'l Harkani kuddise sirruhu'l aziz demistir ki; 

"Eger bir kimse bir ilahi okuyup bununla Hakk'i dilese, Kur'an-i Ke- 
rim'i okuyup Hakk'i dilememesinden iyidir. " (Nefahatii'l Tins, age. 444) 

Aynca bazilan da ilahiyi sazla okumu§tur. Bu konu hakkinda en giizel 
cevap belki §u aciklama olacaktir. 

§eyhu'l-lslam Mustafa Sabri Efendi, Mevkrfii' 1 -Akli ve'l-llm adli eserin- 
de soyle bir kissa anlatmaktadir: 

"Ben, Anadolu vilayetlerinden bilyilk bir vilayet olan Kayseri'de talebe 
iken, isittigime gore Hocam Divrikli Mehmed Emin Efendi ki, Kayserili Haci 
Torun Efendi'nin damadi diye meshurdur. -Allah her ikisine de rahmet etsin-. 
§eyh Damad Halil Efendi admda meshur ilim adamlarmdan biri kalabahk ilmi 
bir cemaat icinde 

"Onu ovgii He tesbih etmeyen hie bir varhk yoktur. Ama siz onlarin 
tesbihlerini anlayamazsiniz" (Isra, 44) ayetinde calgi aletleri ayetin manasi ifi- 
ne nasil girebilirler?" diye bir soru sormustur. Damad Emin Efendi'nin mantikta 
bilyilk bilgisi vardi, soyle cevap vermistir: 

"Ayetteki kaziyye (onerme) umumidir. Her varhk ki, var olusu sebe- 
biyle Allah Teala'yi tesbih eder ve boylece bu ayetin hiikmiine oyun aletleri 
de girer. Zira bunlar da mevcut varhk olmalari sebebiyle Allah Teala'yi 
tesbih ederler. Oyun aletlerinin insanlari Allah Teala'nin zikirden ahkoy- 
malari ve seriatin onu yasaklamasi sebebiyle asd maddelerinin Allah Tea- 
la'yi zikirden yoksun olmalari la/1111 gelmez." 

Mantik bilgisi sebebiyle htlktlm fikaran bu hikayeyi Misir'da kalabahk il- 
mi bir topluluk iginde anlattim. Gereken ilgi ve alaka gosterilmedi. Ihtimal ki, 
bu ilgisizlik mantik ilminin Misir'da gerektigi gibi, takdir edilmeyisinden ve 

1223 

gaflette olanlarm bu ilim aleyhinde bulunmasmdandir. 

Sohbetin Yapilig Sekli 

Efendi Hazretleri ifin manevi bir makam hazirlamr. Piranin manevi ma- 
kama te§rif edecekleri bir hakikat olduguna itikat edilir. 

Sohbette oturu§ namaz oturu§u gibi, rahatsizsa rahat edecegi §ekilde 
yerde oturulur. 

Ken'an Rifai kuddise sirruhu'1-aziz basmdan gefen su hadise bu konuyu 
90k giizel anlatiyor. 

Bir gun Harem-i §erifte diz cokmtis oturuyordum ve dizlerim uyustukca da 
ara sira vaziyetimi degistiriyordum. Yamma bir zat geldi: Ya Efendi, huzurunu 
bozma da bagdas kur otur, rahat et, zaran yok! dedi. 



1223 — KARABULUT, Ali Riza, Kayseri'de Meshur Mutasavviflar, Kayseri, 
1984, s. 245 



634 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Oyle ya huzursuz diz coktip oturmaktansa, huzur ile bagdas kurarak otur- 
mak elbet daha iyi... Edep sade zahiri hareketler ve gortintisler ile degildir. Sen 
kalpte huzurunu muhafazaya dikkat et. Qtinkti Allah Teala kalbe ve niyete nazar 

1224 

eder. Elverir ki, sen onunla olasm." 

Sohbette fay icmek sohbetin ana ozelliklerindendir. 

Cay icin semaver kurulur. Sohbette icilmi§ cayin tortusu tuvalet gibi, 
mekanlara dokulmez. 

Qayi saki adi verilen ki§i hazirlar ve caylan dagitmada yardimci ki§iler 
bulunur. £aylar kitlama usulti ile icilir. Bu usuliin tercihi ortanin ka§ik ses- 
leri huzuru bozmamasi icindir. £ay icilirken sesiz fokurdatmadan, bardak 
tabagina korkan sessiz bir §ekilde konulmasina dikkat edilir. Eger Efendi 
Hazretleri veya her hangi bir biiyiik varken o icmeden caya ba§lanilmaz. 

ihvanlar sair zamanlarda sigara icmek men edildigi gibi, sohbet meka- 
ninda ihvan olmayanin ifmesi ho§ kar§ilanmaz. 

Sohbet halkasinda aynlmak sessizce olur, giderken, "ben gidiyorum " 
gibi kelamlar soylenmez. Aynca saate bakmak gibi bikkinhk ifade eden 
hareketlerden kafinihr. Sohbette edebe 50k onem verilir. Cezbeli hali 
olanlar uyanhr veya biiyiikler o halden gecmesi ifin gerekli manevi terbiye- 
nin usulleri ile ihvandaki bu hali terk ettirir. £unku bagirmak ve nara atmak 



1224 — Ken'anRitai, a.g.e. s. 188 

1225 — Sen Mehmet isimli ihvan Efendimizden evine gittigim bizzat gozlerimle 
gorilp ve sasirip sorunca, kalan ifilmis fay tortularmi ayn bir kapta toplayip topraga 
defin ettigini soylemistir. (Yazan) 

Aslmda temiz olan veya bu yolda kullamlan butiln esya hilrmete layik oldugu gi- 
bi, esyanm hakiki manevisi pisiligin zilletini gekmeye milsait degildir. 

"Seyh Ebtl'l-Abbas bir giln yamnda arkadaslan oldugu halde giderken, icabmda 
gocuguna abdest bozdurmak igin bir sise satm almis. Fakat yolda su ve serbet igmek 
isteyenler olunca yanlarmda baska kap olmadigi ifin onu kullanmak mecburiyetinde 
kalmis. O zaman sise, hal veya kal lisani ile sizin gibi 

"Allah Tedld 'ran sevgililerine hizmet ettikten sonra ben idrar kabi olamam, " 
demis ve catlamis. 

Ebtl'l-Abbas, hadiseyi Hazret-i Muhyiddin kuddise sirruhu'l azize anlatmis. 
Hazret de buyurmus ki; 

"O, oyle demek istememif. Demek istemifj ki; Igine Cenab-i Hakk'in marifeti 
dolan bir kalbe artik ondan gayri bir fjey giremez ve o kalp Allah Teala'nin yasak- 
ladigi $eyleri tafjiyamaz. Kirilmasiyla de, Cenab-i Hakk'in heybeti huzurunda 
insanin boyle acizden kirilmasi lazim geldigini gostermek istemi§," buyurmus." 
(Ken'anRitai, a.g.e. s. 340) 

1226 — Efendi Hazretleri bir sohbetinde bir zaman sonra, ilim sahibi bir ihvamn 
cebinden saatini cikarrp baktigmi gorence, 

"Sohbette saate bakmak edep haricidir, kuslar kacti" diyerek sohbeti orada ke- 
sip, kalkmistir. 



Kitabiyat 635 

yol ba§inda goriilen zayif hallerdendir. 

"Hasan Basri radiyallahtl anhm bir milridi vardi, Kur'an-i Kerim'den oku- 
nan bir ayeti isitince kendini yerden yere vurur ve feryat ederdi. Hasan Basri 
radiyallahtl anh ona, dedi ki; 

"Eger yapmakta oldugun su hareketi yapmamaya kadir oldugun halde ya- 
parsan, biitun muamele ve taatini yokluk atesine vurmus olursun. Eger yapma- 
maya kadir degilsen, beni kendinden on menzil geride birakmis olursun. Sonra: 
"Nara Seytandandir," bir kimse nara atarsa, hakikdtte o narayi atan ancak 
seytandir, " dedi. Burada htiktim, galib ve sayi olana gore verilmistir. Zira her 
yerde vaziyet boyle degildir. Nara atmamaya muktedir oldugu halde kendisin- 
den sayha cikan bir kimse seytandir, diyerek Hasan Basri radiyallahtl anh soztl- 

1227 

ntl bizzat kendisi serh etmistir." 

Devrekli Ismail b. Ali soyle anlatiyor: "§am'da iken bir gtln Mevlana Halid 
kuddise sirruhu'l-azizin evine gittim. Iltifatlanna nail olunca cezbe hali gelip bir 
nevi zorlama ile cezbe izhar etmeye cahstim. Gozlerimi acmca §eyh hazretleri 
yamndaki sahsa 

"Ismail'e soyle, hal ile cezbe ortaya giktiginda onu tutmak gerekir. Neden 
zorlayarak izhar eder de cezbesini tutmaz? Tekelliifle cezbe gostermek riyadir. 

1 228 

Oysa riya zinadan daha bilyilk gunahtir. Haline tevbe etsin. " 

Burada en onemli husus eger cezbe haline ihvan sahip olamiyorsa, der- 
sinin veya halinin mur§idi tarafindan yukseltilmesi gerekir. 

Sohbetin Usulii 

Ihvanlar ister sohbette olsun, ister ba§ka bir yerde olsun kendinden on- 
ce bu yola suluk edene kar§i saygi gostermesi gerekir. 

Sohbet yerinde suluk gormu§ler, gormeyenlerden, ihtiyarlar gencler- 
den, dersi onceden alanlar sonra alanlardan daha list ko§eye, konu§mada 
oncelige, sohbetin idaresine hak sahibidir. 

Efendi Hazretleri dahi bulundugu sohbetlerde dahi kendinden once ih- 
van olmus, ki§iler gelince yerinden kalkar onlara kendi yerlerine buyur eder- 
di. Mesela Pe§kircioglu Nuri Efendi kendisinden once ders aldigi ifin iceri 
girince yerinden kalkardi. 

ihvanin buyiikleri soz soylerken dikkatle dinlenir. Buyuklerin yiizlerine 
cebhi baki§ kerih goruliir. 

Eger ilahi okunuyorsa di§ardan gelen ki§i, ilahi bitiminde mekana dahil 
olur. Soz soyleyecek ise, izin isteyerek soze ba§lar. 

§eyh §erafeddin kuddise sirruhu'1-aziz (d:h. 1292-m. 1875 h.y.t: 

h. 1 3 5 5— m. 1936) "Sohbet icin mutlaka dokuz sart lazimdir. " Buyurmustur. 
1 — Bir yerde toplanti ve sohbet icin davet olunuldugunda o mecliste asla 



l2P1 — Tezkirettl'l-Evliya s. 74 
i228_ YiLMAZ, Htilya, a.g.e., s.31 



636 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

seriata aykm bir sey olmamalidir. Her ne kadar davete icabet silnnet ise, de, 
eger bir toplantida yemek-icmekten baska bir maksat yok ise, o meclisten hic- 
bir fay da hasil olmayacagmdan o davete icabet etmemelidir 

2 — Yemek sirasmda adaba ve silnnet-i seniyyeye riayet edilmelidir. 

3 — Bir mecliste konusuluyorsa mtinkirattan, inkardan ve malayaniden, bos 
sozlerden ictinab etmek, kacmmak lazimdir. Eger bir yerde yalan, giybet vs. var 
ise, imam olanlan bundan men etmeli, uyarmak icin nasihatte bulunulmalidir. 

4 — Sohbetin bir yoneticisi olmalidir. Sohbet yerinde kargasa olmamali, 
herkes sakin sekilde oturmali, bir nizam ve intizam ilzere olunmalidir. 

5 — Sohbet meclisine sirayet edecek derecede gam ve kasavet sahibi olan 
bir kimse mecliste oturmamalidrr. Kalbinde bir dert ve sikmtisi olanlar, sohbete 
gitmemelidir. 

6 — Manevi sohbet meclisinde dtlnya isleri ve gecimle ilgili seylerden 
bahsedilmemelidir. Zira bunun yeri, tasavvuf sohbeti degildir. 

7 — Davet sahibinin o davetten muradi ne ise, onu iyi anlayip milkemmel 
surette ihtimama ve muradma cevap vermeye gayret sarf etmelidir. Ancak yine 
davet sahibinin arzusundan ziyade diger kimselerin arzusuna bakilmamalidir. 

8 — Sohbet meclisini tic ya da bes saatten ziyade uzatmamalidir. Zira ziya- 
de olursa soze malayani ve takvaya muhalif unsurlar kansir. 

9 — Sohbet sonunda, o mecliste sadir olan ahkama aykm soz ve davrams- 
lar i9in, yirmi bes kez istigfar edilmelidir. Sohbetten sonra birkac ayet okun- 

1229 

mail ve bagislanmahdrr. 

Tiirkelili Mevlana Kiifiik Hiiseyin Efendiden dinledim. 

1966 yih haccinda Efendi Hazretleri ile bulundum. Hacdan sonra 
vekaleye, Efendi Hazretlerini ziyarete gittigimde Haci Bekir Efendi yiiksek 
sesiyle, 

Canan ilinin gullerinin bagi gorundu 
Dost ikliminin lalesinin dagi gorundu 
Envdr-i Muhammed doguben tuttu cihani 
§akku 7 kamerin mu 'cize parmagi gorundu 
Kaygu gecesi gitti kantu kalmadi korku 
Eyyub'a dahi sihhatinin gagi gorundu 
Dil hastasinin derdine dermani eristi 
§emsi'ye bu gun dostunun otagi gorundu 

Soyluyor ve aghyordu. §eyhimiz Efendimiz Hazretleri buyurdu ki; 

"Gardaslarim! mahserde boylece toplanacagiz. Rasulullah sallalldhu 
aleyhi ve sellemin Havz-i Kevseri'nin basinda butun tevhit ehli ehlullah 
cent olacagiz cemdle tevhid sesleriyle gidecegiz. Tevhit ehli Ehlu 'lldh 'a, 
Ndci Firkasi'na yakinhga vesile tayin olunduk. 



-http://tasavvuf.sufiler.googlepages.com/serafeddin 



Kitabiyat 



637 



"Garda§larim! Tevhid ehlisiniz. Ndci Firkasi strati gormeyecek. He- 
sapta sorulmayacak. Mah§ere gidi§ yoku§tur. " dedi elinde tesbihi dik tuttu 
33 siibhana'llah'i tarif etti. 

"Sirat dttzdur. " dedi 33 elhamduli'llah'i diiz tutarak tarif etti. 

"Cenneti cemdle gidi§imiz ini§tir" dedi 33 Allah-u Ekber'i a§agi tutarak 
tesbihini tarif etti. 

"Her namazin sonunda tefekkurle okuruz" buyurdu. Biraz sukuttan 
sonra ba§ini kaldirdi, buyurdu ki; 

"Garda§larim! Olttmtt, berzdhi mah§eri tefekkur edin. Namaz krfarken 
Beytu'lldhi, salavdt-i §erife okurken de Ravza-i Rasulullah sallalldhu 
aleyhi ve sellemi tefekkur edin ve hatirlayin. Gayri zamanda bizi hatirla- 
yin. Yolunuz du§erse Mekke'ye Medine'ye gidin. Fakat bizi unutmayin. 
Bizi Sivas'ta bulursunuz. 

Garda§larim! Ihvanimiz bizi unutmaz. Bizde ihvanimizi almadan cen- 
nete gidersek, cennet bize haram olsun " deyince ihvan gozya§iyla ayaga 

1230 

kalkti §eyhimizde ayaga kalkti elini open her ihvana "Fi-emani'llah" 
dedi. En son eline uzandim. "Fi-emani'llah" dedi ve ilave olarak; 

"Allah Tedld'dan temiz geldik, emaneti eh line temiz teslim edelim" 
buyurdu. §eyhimden duydugum son soz oldu. 




"Allah Teala'ya emanet olun" manasmda yapilan dua. 



638 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

III-HATM-i HACEGAN ADABI 

Hatm-i Hacegan 

Bu hatmeye Buyuk Hatim adi verilir. Okuyus. usuliiniin Hasan Basri 
radiyallahu anhdan geldigi rivayet edilir. Hacegan bu usul iizere tertip etmi§- 
lerdir. 

Sadece ders almis. erkekler toplanip Hatm-i Hacegan yaparlar. 

"Hanimlara Hatm-i Hace yoktur bunu biL 

Ciinkii gegmis buyukler kadinlarla Hatm-i Hace yapmadilar sen de degis- 
tirme. " 

Sultan-i Ulema-billah Fehmi Efendi kuddise sirruhu'1-aziz buyurmuslardir 
ki, "Ehl-i sulukun helali olan haremiyle bile iqtimainda manevi olan kanatla- 

1232 

n kirdir, terakki edip ugamaz, yeryuzunde kalir. " 

Bu nedenle, ehl-i tarikin erkekleri kadinlar konusunda §eriatin fizgisini 
saglam tutmahdir. 

Biiyiik hatmi okumak isteyen karde§imiz, siilukii bitirmi§ olmah alti 
seneden beri dersli olmah veya bu dersleri okumus, ve en az uc ki§i olmali- 
dir. Liizumunda tek ba§ina bir ki§ide de okuyabilir. 

Eski donemlerde suluk gormeyen hatmeye dahil edilmedigi halde, bu 
usul zamanin icabi terk edildigi gibi, camilerde okutulan hatmelerde ise, 
gosteri halini almasimn online gefilemedigi goriilmektedir. 

Zamani 

Pazar ve Per§embe ikindiden sonra veya ak§ami okunur. Ramazan ayin- 
da ise, her gun ak§am okunur. Duruma gore bolgede ya§ayan insanlann du- 
rumlan goz oniinde ahnarak, tespit edilen bir saatte okunur. 

Hatim Memurlan 
Hatim Hocasi 

Hatim hocalannin secimi bizzat §eyh tarafindan yapihr. Hatm-i 
Hacegan-i okutmakla yetkilidir. Bazilannda yeni intisap eden ki§ilere ders 
tarif etme yetkisi de vardir. 

Hatim Cavusu 



1231 — Mustafa Ismet Garibullah, a.g.e. c.l, s.291 

Hatm-i Hacegan zaman kaydi olan ibadettir. Bazi kollarda kadm vekilin hasta 
oldugu zaman bu ibadeti yaptirdigi rivayetleri vardir. Bu bir hatadir. Eger bir turlu 
kadm cemiyeti tesekkillu varsa onlarm kelime-i tevhid hatimi okumalan uygundur. 
Qunkil hasta olan kadm ihvan Kur'an-i Kerimi okuyamaz. Fakat zikir yapabilir. 

1232 — A??1 ibrahim Dede, a.g.e. c. Ill, s.l 188 



Kitabiyat 639 

Hatim esnasinda ta§ dagitimi ve ihvanin hal ve hareketini diizenleyen ki- 
§idir. 

Hatm-i Hacegan'i Okuyus Usulii 

Hatmenin los. bir ortamda okunmasi tercih edilir. Buhur yakilabilir. 

Hatim Hocasi ve cavus. haricinde herkes gozlerini kapatir. 

Cemaat sessiz ve gozii kapali oturur ve zikir emirlerini bekler. Sozle ve- 
ya hareketle miidahale yasaktir. Okunacak salavat, dua ve sureler icten ve 
sessiz okunmalidir. Kendisine tas. yetmeyen ki§iler, gozleri kapali bir vazi- 
yette okumadan bekler. 

Hatmenin ba§lamasi tas. dagitimi ile ba§lar. Boylece eline ta§ gelenin go- 
ziinii hatme bitene kadar acmamasi gerekir. Hatim Hocasimn ta§i yere sertce 
birakmasina kadar gozler kapali tutulur. Ta§in du§me sesiyle Silsile-i §erif 
okunmaya ba§lamr. 

Silsile-i §erif okunup bitene kadar, gozler kapali tutulmasi uygundur, fa- 
kat mecbur degildir. 

Hatm-i Hacegan'in Zikri 

7 Adet Fatiha Suresi 

100 Adet Saldvat-i §erife 

79 Adet In§irah Suresi (Besmele ile beraber) 

1001 Adet Ihlds Suresi (Besmele ile beraber) 

7 Adet Fatiha Suresi (Besmele ile beraber) 

100 Adet Salavat-i §erife (adetlerde fazlahk ve eksiklik yapilmamaya 
cali§ilmalidir. £unku Naksji usulunde "adet" iizerinde vukuf esaslardandir.) 

Hatm-i Hacegan'in Yapilis Sekli 

Hatim ^!avu§u arkada§lan daire §eklinde namazda oturur gibi, dizer. Ha- 
tim cavu§u tarafindan toplam 100 adet kuguk 11 adet buyuk tas ahmr. 

1 1 biiyiik ta§tan bir tanesi Hatim Hocasimn online, 6 adedi sag tarafa, 4 
adedi de sol tarafa aynhr. 

100 adet kucuk ta§tan 79 adedi hatim hocasimn sag tarafindan itibaren, 
cavus. tarafindan ihvana dagitihr. 21 adet kucuk ta§ Hatim Hocasimn elinde 
kahr. 

Hatim Hocasi Hatme Duasini okur. 

Daha sonra Hatim Hocasi hatm-i Hacegam okutmaya ba§lar. Hatim ho- 
casi sesli, digerleri de ifinden 

5 defa "Estagfirullah " dedikten sonra, orada bulunan herkes ifinden son 
Estagfirullah'i 



1233 — Aded 1001 'e hatim hocasi tarafindan ilave edilir. 1001 sayisi Sefine-i Evli- 
ya kitabmda (c. II, s. 41) de zikredilmektedir. Mevlevilikte de 1001 sayisi esastir. 



640 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

a s s 

a /}/}<* < X , /a . as s as a 

"el-azim, el-kerim, er-rahim, el-hayy-ul kayyum ve gaffara'z-zunube 
ve etiibu ileyhe, ya rabbigfirli" birlikte denir. 

Sonra Hatim Hocasi da dahil olarak sag taraftan itibaren 7 ki§i iclerinden 
besmele ile birlikte Fatiha suresini okurlar. 

Sonra hatim hocasi 

"Saldvat-i Serif eh " 

Der, herkes kendi elindeki tas. adedince icinden salavat-i §erifeyi 
(Allahumme salli ve sellim ala Seyyidina Muhammedin ve ala ali Seyyidina 
Muhammedin bi adedi ilmik) okur. 

a ^ , \ ' ^ \ ' > \**s-.\'' 

Hatim Hocasi da elindeki 21 adet kiiciik ta§a salavat-i §erife okuyunca 
salavat-i §erife 100 adede tamamlanmis. olur. Bu arada ihvan rabita halini 
ahr. 

Daha sonra Hatim Hocasi "Elem Nesrahleke-i Serif" der, orada bulu- 
nanlar iclerinden besmele ile beraber ellerindeki tas. adedince "Insirah Sure- 
sini " okurlar. Bu da 79 adet olmus. olur. 

Daha sonra Hatim Hocasi elindeki 2 1 adet kiiciik ta§tan bir kac tanesini 
kendine birakip, geri kalanim cavu§a verir. O da hatim Hocasimn, sol tara- 
findan itibaren o ta§lan ihvana dagitir. 

Daha sonra Hatim Hocasi sesli olarak "Ihlds-i Serif der ve herkes icin- 
den besmele ile beraber elindeki ta§ adedince "Ihlas Suresini " okur. 

Her bir seferinde hatim memuru da 10 Adet biiyiik ta§tan 1 tanesini diger 
tarafa koyar, bu i§lem 10 defa tekrarlamr. Her bir biiyiik ta§a 100 adet ihlas 
Suresi okundugu icin 1000 adet Ihlas Suresi okunmus. olur. Hatim Hocasi 1 
adet Ihlas Suresi ilave eder. Daha sonra Hatim Hocasi dahil sol taraftaki 7 
ki§i icinden besmele ile beraber "Fatiha Suresini" okur. 

Daha sonra Hatim Hocasi "Saldvat-i Serif eh " der, herkes icinden elin- 
deki ta§ adedince yani toplam 100 adet "Salavat-i §erife" okur. 

Daha sonra kiraati diizgiin bir ki§i tarafindan 

a a / C s as / a » a } s S 

4. \ > ('S.,/- . ,. — ■ 1.. +SS S S- \S , » [sit SSt^'ss .,/■ aS{sr\~ • ,^/ls"^ 
A f> t->Uj)i(jUjiiJA)i «u>- -(jAiJJ.y Ui_^*j bJLijjk si j^j b M o •, y Uj- 
' s- v '-> ' - s- • • <£ • 

Al-i Imran Suresi, 7. ayeti okunur. Sonra ta§lar, cavus. tarafindan sol ta- 
raftan itibaren toplanmaya ba§lar, bu arada da Hatim Hocasi kendi icinden, 



Kitabiyat 641 

okunan ayet-i kerime ve salavat-i §erife ve hatm-i Hacegandan hasil olan 
sevabi belli bir duzenle hediye eder ve torbaya toplanmis. ta§lan ses verecek 
§ekilde yere birakir. Dileyen goziinii acar. Boylelikle hatm-i hacegan bitmis. 
olur. 

Sonra Silsile-i §erif okunur. 

EM Said Muhammed el-Hadimi soyle der: 

"Kim Hacegan hatmesinden sonra seyhlerin silsilesini okursa kendisinde ke- 
sif ve yilcelmeler hasil olur. (Bilhassa vird ve zikir sahibi kimseler, kendilerine 

1234 

ruhani bir hal galip caldigmda mutlaka bu silsileyi okumalidirlar.) 
Hatimden sonra tath bir §eyin ikrami §erbet, lokum, helva vb. uygundur. 

Hatm-i Hacegan 'in Fazileti 

Hatm-i Hacegan hakkinda bircok faziletler oldugu rivayet edilir. 

1-0 memleket afattan emin olur Yetmis. bin melaike hazir olur. 
2-Piranlann ruhaniyeti okuyanlardan razi olur. 
3-Piranm manevi sofrasidir. 

Sultan-i Ulema-billah kuddise sirruhu'1-aziz Efendi buyurmustur ki, 
"Hatm-i hacegan kiraat olunan haneye ve belki o mahalleye ve belki o 

1235 

beldeye higbir bela ve musibet isabet etmez" 

Dagistan'm ve Kafkasya'nm rehberi ve mucahidi Seyh Samil kuddise 
sirruhu'l aziz bir Naksi Seyhidir. Mevlana Halid-i Bagdadi kuddise sirruhu'l 
azizin halifelerinden Seyh Ismail ed-Dagistani'nin halifesidir. 

Imam Samil kuddise sirruhu'1-aziz Ruslara esir dtlser. Murakabede bakar 
ki, seyhi Ismail kuddise sirruhu'l aziz Efendi ona kizgm kizgm bakmaktadir. 

Birden seyhi bagirir: 

"Sen bugiln hatm-i Hacegani terk etmeseydin Ruslara esir dusmezdin. " 

1236 



1234 — E^-Seyh Muhammed Emin El-Erbili, Kalblerin Nuru Tasavvuf, Konya, 
1994, s. 219 

1235 — Asci Ibrahim Dede, a.g.e. c. II, s.728 

1236 — Hadiseyi rivayet eden Seyh Nazim Kibrisinin buyilk seyhi Seyh Serafeddin 
Dagistani kuddise sirruhu'l aziz dir. 



642 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

HATM-I HACEGAN IN MEDHI 

Erer maksuduna ol kimse Hatm-i Hdcegdn eyler 
Cihanin cdh u icldlinde kesb-i izz u san eyler 

Bu hatmi okumak kesret verir emval u evlada 
Girifddri ider dzdd gamindan sddumdn eyler 

Bu hatm He bulur hdif selamet serr-i a'dddan 
Edd-yi deyni ol medyun olanlardan daman eyler 

§ifdlar bahs edttp ashdb-i emraza verir sihhat 
Suluk erbabina esrarini Hakk'in ay an eyler 

Bu hatmin feyz-i ruhanilerin ol kimse anlar kim 
Tarik-i Naksibendi ttzre Hatm-i Hdcegdn eyler 

Sadelestirilmis Sekli 

Erer maksuduna ol kimse Hatm-i Hacegan eyler 

Cihanin makam ve buyuklugiinde buytik kazanc eyler 

Bu hatmi okumak cokluk verir mal ve evlatlara 

Dusmusti kurtanr gamindan sevincli eyler 

Bu hatmile bulur korkak selamet bulur dtisman serrinden 

Borclu olanlan borclulanndan azad eyler 

§ifalar bahs eder hastalara verir sihhat 

Silluk erbabina esrarini Hakk'in ay an eyler 

Bu hatmin feyz-i ruhanilerin ol kimse anlarsa 

Tarik-i Naksibendi ilzre Hatm-i Hacegan eyler (Sefine-i Evliya, c.II, s.42) 

IV-KELiME-i TEVHID HATIMI 

Bu hatim, Hatim Hocasi veya bir ki§i kontrolunde okunabilir. 

Tevhid Hatmi bir ki§iyle de, 50k ki§iyle de yapilabilecek olan bir hatim- 
dir. Tevhid hatmi; 70.000 (Yetmi§ bin) adet Kelime-i Tevhid'in okunmasi- 
dir. 

Hatim memuru 700 fasulye veya ta§ hazirlar. Evvela neye okunuyorsa 
niyet eder. Bir, Fatiha Suresi ve 115 ihlas suresi okur ruhaniyete hediye eder. 
Sonra afiktan istiaze ve Besmele'yi ceker ve 

Okunarak zikir ba§lar. Ele ahnan tesbihin her bir tanesi icin "La Ildhe 
illa'lldh" £& \i\ aJw denir ve her tesbih yiize tamamlandiktan sonra 
"La lldhe Illa'lldh Muhammed-ur Rasulullah" 



Kitabiyat 643 






Denir. Her fasulye icin 100 Kelime-i Tevhit okunur. 
Neticede 70.000 adet soylenmis. olur. Okuma bitiminde A§r-i §erif ve 
Kur'an-i Kerim'in hatim duasi okunur. 

Kelime-i Tevhid Hatmi Fazileti 

"Bir kimse, kendisi veya ba§kasi igin yetmi§ bin adet kelime-i tevhid 
(kelime-i tayyibe) okursa, gunahlari afv olur. " 

(Hadis-i Serif -Makamat-i Mazhariyye) 

"Hatm-i tehlil yapip, sevabini blulerin ruhlarina hediye etmek gokfay- 
dahdir. " 

Imam Rabbani Ahmed Faruki 

Mazhar-i Can-i Canan Hazretleri, bir kadinin kabri yanina oturmu§tu. 
Kabre yuziinu doniip, hatinna ba§ka bir §ey getirmeyip; yalniz onu du§iindu. 

"Bu mezarda Cehennem ate§i var. Kadinin imanh olmasindan §uphe 
ediyorum. Ruhuna, hatm-i tehlil sevabi bagi§layacagim. Imam varsa, afv 
olur" buyurdu. Hatm-i tehlil'in sevabini bagi§ladiktan sonra; "Elhamdulil- 
lah imam varmi§, kelime-i tayyibe tesirini gosterip azabtan kurtuldu" bu- 
yurdu. 

Abdullah-i Dehlevi kuddise sirruhu'1-aziz 

§eyhulislam Kemalpa§azade kuddise sirruhu'l-azizin (d. 1468-h.y.t. 15 
Nisan 1534) vasiyetnamesi bize Hakk'a yiiruyen bir muslumana yapilmasi 
gereken son vazifeyi ve 70 bin kelime-i tevhid'in gerekli oldugunu afiklayan 
cok giizel bir ornektir. 

Bismillahirrahmanirrahim 

el-Hamdulillahi Rabbi 'l-dlemin, ve's-saldtu ve's-seld-mii aid seyyidind 
Muhammedin ve dlini ve sahbihi ecmain. 

Haza ma evsd bihi Ahmed b.Siileyman b. Kemal evsd ve hiive ye§hedii en Id 
Ildhe Ilia 'lldh ve enne Muhammeden abdiihu ve rasuliih. Ve enne 's-sdate 
dtiyetun la raybe fihd ve ennallahe yeb 'asii menfi '1-kubur. 

B i smill ahirrahmanirrahim 

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah Teala'yadir. Salat ve selam Efendimiz Mu- 
hammed'e, aline ve ashabmm (radiyallahti annum) hepsine olsun 

Bu vasiyet Ahmed b.Siileyman b. Kemal'in vasiyetidir. O jehadet eder ve derki; 

E^hedil en la ilahe illallah ve enne Muhammeden abdiihu ve rasiiltih. 

"Kiyamet vakti de gelecektir; bunda fjtiphe yoktur. Ve Allah Teala kabirlerde- 
ki kimseleri diriltip kalduacaktir. " (Hac,7) 

Sonra, vasiyet ederim ki, hastalandigimda stinnet tizere kibleye tevecciih ettire- 
ler. Bir kimse yammda te'enni ile ve tefekkiir ile Kur'an-i Kerim okuya ve kelime-i 



644 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

sehadeti tekrar edeler. Ruhum kabz olunca ondort kimse tesbih cevirip yetmis bin 
kerre la ilahe illa'llah soyleyip sevabmi bana bagislayalar. 01 kimselere bin akca 
sadaka vereler. Ve dahi salihlerden hie cenaze yrkamamis bir kimse benim cenazemi 
yuya. Dahi yunarken su salasm etmeyeler. Ve her camide sala verdirmeyeler, Sultan 
Muhammed Camii'nde sala verdirmek kifayet ider. Ve dahi yunurken cehr ile zik- 
retmeyeler. Ve is tamamlanmca sohret etmeyip stlnnet ilzre olmayam terk edtlp 
dervisane gotureler. Kabrim muslimin kabristanmda yol iizerinde bir yiiksekce bir 
yerde kazalar, iizerin yiiksek yapmayalar, alamet icin yonulmadik tas dikeler. Def- 
noldugumda iizerimde cilz okutmayalar, az bir asir Kur'an-i Kerim olur. (hip oku- 
m ay alar) Ve kurban itmeyeler, fukaraya akce dagitalar. Ve salihlerden bazi kimsele- 
re bir miktar akce vereler, onlar vanp halvetlerinde hatm-i Kur'an-i serif ideler. Ve 
yedi gilne degin ruhum iciin yemek pisireler. Ve yedi gun kabirde bekleyip dua ve 
tesbih ideler, bu kisilere on bin akce harciyalar. Ve hac iciin dahi bes bin akce vasi- 

yet ettim, bir kimseye verip hac ettireler. Vasiyettimi kabul edip yerine getireler. 
1237 



V-TESBIH NAMAZI 

Tesbih namazi Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin tavsiye buyurdu- 
gu bir namazdir. insanin hif olmazsa omriinde bir defa kilmasi veya kilabi- 
lirse her sene kilmasi, her ay kilmasi... Tarzinda yapabildigince 50k yapilma- 
sini te§vik eden rivayetler vardir. Tesbih namazi yalniz kihnan bir namazdir. 
Fakat her zaman kihnan bir namaz olmadigindan veya nasil kilindigi biline- 
medigi ifin cemaatle kihnabilir. 

Tesbih namazi nasil kihnir? 

Dort rekattir, her rekatta 75 defa, "Subhdnalldhi vel-hamdulilldhi veld 
ildhe illalldhu valldhu ekber" denilir. Sonuncusunda soylerken, "Veld havle 
veld kuvvete ilia billdhil-aliyyil-aztm " eklenir. 

"Allah u ekber" diye namaza duruldugu zaman Subhaneke okunur. Fati- 
ha'ya ba§lamadan evvel, "Subhdnalldhi vel-hamdulilldhi veld ildhe illalldhu 
valldhu ekber". 15 defa soylenir; 15'inciden sonra, "Veld havle veld kuwete 
ilia billdhil-aliyyil-aztm ". denilir. Ondan sonra euzu-besmele fekilir, Fatiha 
okunur. Fatiha'dan sonra Kur'an-i Kerim'den bir miktar sure veya bazi ayet- 
ler okunur. 

Kiraat bitince, riikua varmadan, daha ayaktayken, 10 defa "Subhdnalldhi 
vel-hamdulilldhi veld ildhe illalldhu valldhu". denilir. 10'uncudan sonra, 
"Veld havle veld kuwete ilia billdhil-aliyyil-aztm ". eklenir. 

Ba§ta 15, rekatin sonunda 10 defa okunmasiyla 25 eder. Sonra riikua va- 
nhr, riikuda her zaman okudugumuz tesbihleri okuduktan sonra, yine 10 
defa bu okunur. 

Riikudan kalip dogruldugu zaman kavmede yine 10 defa okunur. Ondan 
sonra secdeye vanlir, secdede her zaman fektigimiz tesbihler soylendikten 



SARAQ, M. Ah Yekta, Seyhillislam Kemalpasazade, 1999, s.48 



Kitabiyat 645 

sonra 10 defa bu soylenir. Sonra iki secde arasinda dogrularak, orada, celse- 
de yine 10 defa okunur. ikinci defa secdeye vanhr, orda da tabii olarak oku- 
dugumuz tesbihlerden sonra 10 defa okunur. 

Bir rekatta 75, ikinci rekatta 75 daha; 150 eder. Selam verildikten sonra 
iki rekat daha kihnir. Boylece dort rekatta 300 defa "Subhdnalldhi vel- 
hamdulilldhi veld ildhe illalldhu valldhu ekber". Denilmis. olur. 

Eger sehvi gerektiren bir hal olursa sehiv secdelerinde Abdullah ibn-i 
Miibarek Hazretlerinden gelen rivayete gore 10 defa bu zikir secdelerde 
tekrar edilir. 

VI— iSTIHARE NAMAZI 1238 

istihare, "hayir" veya "hiyare" ashndan gelir. Hayir talep etmek demek- 
tir. Daha dogrusu, iki §eyden birine muhtac olana onlann hayirhsini talep 
etmek manasina gelir. Yoksa kadere bakip iyiyi bulmak demek degildir. 
Akhn ve dinin kabul etmedigine istihare olmaz. 

Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem bir i§ yapmaya karar verenlere is- 
tiharede bulunmayi tavsiye etmi§tir. Bu muayyen adaba uyarak riiyada o i§in 
hayirh olup olmayacagi hususunda Allah Teala'dan bir i§aret talep etmek ve 
bu i§arete gore hareket etmektir. istiharede bulunmaya te§vik eden, ehemmi- 
yetini haber veren bircok hadis vardir. Bazilan zayif ise, de ba§ta Buhari 
olmak iizere pek 50k muteber hadis kitaplannda yer alacak sihhatte olanlan 
da mevcuttur. Bazilan §6yledir: 

"Allah Tedld'ya istihare, kisinin saadet vesilelerinden biridir. " 

"Istihare eden zarara dusmez. " 

Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem bir is. yapacagi zaman §6yle dua 
ederdi: "Allah Tedld'm, bana iyilik ver ve benim igin iyi olani seg. " 

Hz. Cabir radiyallahii anh anlatiyor: "Rasulullah sallallahii aleyhi ve 
sellem bize, Kur 'an 'dan bir sure ogrettigi gibi, her iste istiharede bulunma- 
mizi ogretirdi. Derdi ki; "Biriniz bir isi yapmaya arzu duydugu zaman, farz- 
lar disinda iki rekat namaz kilsin, sonra su duayi okusun: "Allah Tedld'm, 
senden hayir talep ediyorum, zira sen bilirsin. Senden hayri yapmaya kudret 
talep ediyorum, zira sen vermeye kadirsin, Rabbim ytice fazlini da talep edi- 



' — "Kardefim bir ij yapacagin zaman gayet tereddut edersen acaba hak- 
kimda hayirhmidir diye fjdyle istihare et. 

On tane ufakparga kagit kes. Bes tanesine hayirhyaz besini bos koy. Hepsini 
katla biri birine kanstir, sol tarafina koy. On rekat namaz kd ikide bir selam ver 
her selam verdikge o kagitlardan bir tanesini al, sag tarafina koy, on rekat namaz 
bitince kagitlann bes tanesi sag tarafa gegmis olur kagitlann besini de ag bak 
hayirh goksa o isi hemen yap... Bosu gok gikarsa yapma serdir. Allah Teala sana 
hayirhsini bildirir bu gok hayirh bir tefe'uldur. 

Pirana danismak ve onlardan hayirhsini sormak daha uygundur. Onlarda Sa- 
na bildirirler." (§EN, age. s.33) 



646 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

yorum. Sen her seye kadirsin, ben acizim. Sen bilirsin, ben cdhilim. Sen 
gayblari bilirsin. Allah Tedld 'm, eger bu is bana dinim, hayatim ve sonum 
iqin hayirhdir, bunu bana takdir et ve yapmami kolay kil. Sonra da onu hak- 
kimda mubarek kil. Eger bu isin, bana dinim, hayatim ve dkibetim iqin zarar- 
hdir; onu benden qevir, beni de ondan qevir. tyilik ne ise, bana onu takdir et, 
sonra da bana onu sevdir! " Hz. Cdbir radiyalldhu anh dedi ki; "Bu duadan 
sonra yapacagi isi zikrederdi. " (Buhari) 



Kitabiyat 647 

VII-TARIKAT VAZiFESi VE DERS ADABI 

1-DERSLER 

Efendi Hazretleri ihvanlanna ders verirken yazilmasini istemez, ezber 
edilmesini ve ehli olmayamn eline gecmesini istemezdi. 

Dersin cekilecegi en faziletli vakit sabah namazindan sonra, teheccud 
namazindan sonra, eger dersi bu vakitlerde ifa edemiyorsa bos. bir zamanin- 
da ifa eda eder. 

Dersten once hediyeler okunur. Fuyuzat talebinde bulunur. 

En fazla 15 dakika rabitadan sonra verilen (bu herkes icin ayni olmaz) 
kadar Lafza-i Celal cekilir. 

Bu dersler Kalb, Ruh, Sir, Hafi, Ahfa, Nefsi Natika gibi makamlar ile 
ba§lar. Buralan ba§an ile gecerse Efendi Hazretleri siiluk actigi zaman 
siiluke sokar, ba§anh olanlar kelime-i tevhit zikrine gecerler. Dersler keli- 
me-i Tevhid zikri iizerinden degi§ir. Ruh mertebeleri iizerinde dersler de- 
vam eder 

Tarikat dersleri konusunda biiyiik bir gizlilik olmasina ragmen bugiin in- 
sanlann bazi konulara ula§masi zor oldugundan bazi konulan acarak zikir 
adab-i iizerinde tafsilatli duracagiz. £iinkii zamanimizda bu konu hakkinda 
noksanhklar viicuda gelmi§tir. Miir§id gecinen 50k kisj dahi dersler hakkinda 
yeterli bilgi ve tecriibeye sahip degildir. 

Zikir yapacak bir ihvan da uc durum vardir. 

— Hediye Bolumu: 
5 adet istigfar 
3 adet Salavat-i Serife 

1 adet "Rabbena Atina Min Ledunke Rahmeten ve Heyyi'lena min 
emrina ra§edd" 

/ S S ? s as s ^/ 

1 adet Fatiha-i Serif 
1 adet Ayet-el Kiirsi 
1 adet Elemnesrahleke Suresi 
3 adet ihlas-i Serif 
3 adet Felak suresi 
3 adet Nas Suresi 

1 adet Bakara Suresinin bas sayfasi (1-5 ayetleri) 
3 adet Salavat-i Serife 

Bu sureler ve dualar okunduktan sonra, hediye yapihr. 
Ilahi Ya Rabbi! 

Bu okuduklanmdan hasil olan sevabi iki cihanin sultani Rasuliillah 
sallallahu aleyhi ve sellemin ruhaniyetine hediye eyledim. 



648 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Andan hasil olan sevabi Adem aleyhisselamin ruhaniyetine hediye eyle- 
dim. 

Andan hasil olan sevabi Efendimiz ile Adem aleyhisselam arasinda ge- 
cen nebilerin ruhaniyetine hediye eyledim. 

Andan hasil olan sevabi Ebubekir Siddiki- Azam Efendimizin ruhaniye- 
tine hediye eyledim. 

Andan hasil olan sevabi Ehli Beytin ruhaniyetlerine hediye eyledim. 

Andan hasil olan sevabi Sahabe-i Giizin Efendilerimiz, Tabiin, 
tebauttabiin Efendilerimiz 'in ruhaniyetlerine hediye eyledim. 

Andan hasil olan sevabi silsile-i Nak§ibendiyeye ve hassaten §ah 
Bahaeddin Nak§bend kuddise sirruhu'1-aziz Efendimizin ruhaniyetlerine 
hediye eyledim. 

Andan hasil olan sevabi Imam-i Rabbani kuddise sirruhu'1-aziz Efendi- 
mizin, Mevlana-i Halid kuddise sirruhu'1-aziz Efendimizin ruhaniyetlerine 
hediye eyledim. 

Andan hasil olan sevabi §eyhim ihramcizade Haci Ismail Hakki Toprak 
kuddise sirruhuT-aziz Efendimin ruhaniyetine hediye eyledim. 

Andan hasil olan sevabi ihvan karde§lerimin ruhaniyetine, musluman ve 
muminlerin ruhaniyetine, hayatta bulunanlann defteri amallerine hediye 
eyledim. Kendi gelmis. ve gecmi§lerimin ruhaniyetine hayatta bulunanlann 
defterlerine hassaten anne ve babamin ruhaniyetlerine hediye eyledim. 

— Feyz Talebi: 

Tasavvuf yolunda terbiye olan ki§iler iki turlu feyz kapisindan istifade 
ederler. 

1-Dogrudan dogruya aracisiz Allah Teala'dan feyz almak. 

2-Silsile Ricali vasitasiyla Allah Teala'dan feyz almak. Buna Feyz-i 
Istinddi veya Fuyuzdt-i Silsile-i Celil e isimleri verilir 

Makamina gore ihvanin hangi makam ve nebinin tahti kademinde (kont- 
rolunde) ise, oradan feyiz talebinde bulunur. 15 veya 20 dakika kadardir. 
Feyz talebini §eyhe rabita ile yapar. 

Feyz, Allah Teala'dan istenirken Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
selleme, oradan isa aleyhisselama, oradan Musa aleyhisselama, oradan Nuh 
aleyhisselama, oradan Ibrahim aleyhisselama, oradan Adem aleyhisselam 
ruhaniyetine, Siddik-i Azam Efendimizin ruhaniyetine ve oradan §eyhim 
ihramcizade kuddise sirruhu'1-aziz Efendimin ruhaniyetine, oradan benim 
letaiflerime ve ecza-i viicuduma ve oradan biitiin mahlukatin ve ecza-i vii- 
cutlanna inzal eyle denir ve rabitaya gefilir. 

— Rabita 

Rabita: Arapca "rabt" kokiinden tiiretilmi§ bir kelimedir. 
Sozlukte: birlestirmek, bitistirmek, ilistirmek ve baglamak anlamina 
gelmektedir. 



Kitabiyat 649 

Rabita, her §eyden once, psikolojik ozellikleri ile insani bir olaydir. In- 
san, konsantrasyonu korumada kendine rehberlik edecek somut bir §eye her 
an ihtiyac duyar. Bunu da en kolay rabita ile saglar. 

Nak§ibendi Tarikati'nin kurallanndan biri olan rabitadan dolayi bu tarike 
Rabita tariki denmi§tir. 

Allah Teala'yi seyredilebilecegi makama ula§abihni§ olan §eyhe gonlii 
baglamaktir. £unkii §eyh, oluk gibidir. Feyiz, yani ilahi nurlar, ona baglan- 
mi§ olan muridin kalbine, onun kalbinden akar. 

Rabita, ihvanin, kendini mur§idi ile yiiz yiize gelmi§ varsayip ondan fe- 
yiz aldigini zihninde canlandirmasi, yani Allah Teala'da fani olmu§ bulunan 
§eyhinin §eklini hayalinde siirekli canlandirmasiyla onun ruhaniyetinden 
yardim istemesi demektir. Bu usul ihvanin edeplenmesi ve tipki §eyhinin 
yaninda bulunuyormu§ gibi, giyabinda da ondan feyiz alabilmesi icin liizum- 
ludur. £unku ihvan, §eyhinin §eklini hayalinde canlandirmakla ancak huzur 
bulur, nurlanir ve bu sayede firkin davram§larda bulunmaktan sakinir. 

Rabitanin Tarihi ve Olugma Seyri 

Tasavvuf tarihinde onceleri seyhi sevmek, kalbi ona baglamak, bu sayede 
ondan feyz almak ve davramslarmi taklid etmek gibi uygulamalar zamanla geli- 
serek seyhin suret ve siretini dusilnmek seklini almis olmalidir. Necmeddin 
Kilbra (h.y.t. 618/1221) kalbi seyhe baglamanm (rabt etmenin) onemini vurgu- 
lamistir. §ihabeddin Omer Silhreverdi kaddese'llahil sirrahu'l aziz (h.y.t. 
632/1234) de bu konuda soyle demistir: 

"Muridin §eyhine nazar ederek butiin dikkatini onda toplamasi ve Cendb-i 
Hak'tan §eyhi uzerine gelen tecellileri seyre dalmasi (rabita), onun semdda 
(musiki dinlerken) kendi kendine hareket etmesinden daha hayirhdir. 

Muhammed Parsa kaddese'llahil sirrahu'l aziz, Hicaz yolunda seyhi 
Bahaeddin Naksbend kaddese'llahil sirrahu'l azizin kendisine rabita yapmasmi 
ve suretini (yiiz seklini) hayalinde tutmasmi istedigini nakleder. Bu rivayet, 
"$eyhin suretini dusunme" seklindeki rabitanin Bahaeddin Naksbend 
kaddese'llahil sirrahu'l aziz doneminde basladigmi gostermektedir. 

Hasan Attar'kaddese'llahtl sirrahu'l azizin mtlridlerinden birinin daima sey- 
hinin suretine rabita ettigi ve bu sayede seyhindeki cezbe sifatmm kendisine si- 
rayet ettigi rivayet edilir. Hasan Attar ve Abdullah Imami Isfahan! de Alaiyye 
kolunda tevecctlhtln yapilis seklini anlatirken once seyhin suretini dtlstlnmek ge- 
rektigini, gelen feyz ile hararetin tesiri zuhur edince kalbe tevecctlh edilecegini 
kaydetmislerdir. Abdurrahman Cam! kaddese'llahil sirrahu'l aziz aym tevecctlhtl 
anlatirken rabita yapilacak seyhin milsahede makamma ulasmis, zati tecellilere 
mazhar, goruldilgilnde Allah Teala hatira gelen kamil bir zat olmasi gerektigi 
ilzerinde durmustur. 

Ya'kub Qerhi, Ubeydullah Ahrar'a kaddese'llahil sirrahu'l azizan Hacegan 
taiikatmm egitim usullerini ogretirken sira rabitaya geldiginde ona bu usulil 
mtlridlere anlatirken onlan hayrete dtlstlrmemesini ve sadece kabiliyetli 
milridlere anlatmasmi tavsiye etmistir. Qtlnkil rabita idraki zayif milridlerce yan- 
ks anlama ve uygulamalara sahne olabilirdi. 



650 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Rabita ile alakah ilk rivayetlerde seyhin suretinin dusuniilecegi ifade edilmis, 
ancak detayli bilgi verilmemistir. Bu konuda ilk detayli bilgiye Ubeydullah 
Ahrar kaddese'llahil sirrahu'l azizde rastlanmaktadir. Ona gore rabitada seyhin 
iki kasmm arasmi dtistinmek gerekir. Qiinkii burasi feyz mahalli olarak telakki 
edilmektedir. Rivayete gore Hace Ahrar ikinci oglu Muhammed Yahya'ya rabi- 
tayi tavsiye etmisti. O gilnlerde babasmm bir sohbet meclisinde oturan Muham- 
med Yahya rabitada acaba yuztine mi yoksa gozilne mi tevecciih etmeliyim diye 
diisuniirken Hace Ahrar ona bakip isaret parmagi ile iki kasi arasmi gostermis, 
meclis dagihp yalmz kaldiklarmda da rabitada seyhin iki kasi arasmi dusiinmek 
gerektigini acikca ifade etmistir Ubeydullah Ahrar kaddese'llahil sirrahu'l azizin 
muridleri olan Nureddin Taskendi ile Mevlanazade Ferketi arasmda rabitamn 
namazda da devam edip etmeyecegi konusunda bir tartisma yasanmis, Ferketi 
namazda rabitamn insam kufre gotilrebilecegini one suriince, Hace Ahrar 
kaddese'llahil sirrahu'l aziz namazda "kalbi mal miilk gibi dunyevi §eylere bagh 
olan ve bunlari du^iinen ki§i kdfir olmuyor da, kalbi bir mil 'mine baglamak niqin 
kufre sebep olsun? " diyerek ona karsi crkmistir. 

Insanoglunun idraki Allah'm zatim dtistinmekten acizdir. Bu sebeple namaz 
kilan kisi Allah Teala'nm sifatlanm dusunilrken, faraza kendisinin Kabe'de 
Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellemin imam oldugunu, seyhinin ve saygi duy- 
dugu diger insanlarm yamnda saf tuttugunu dusilnmesi daha bilingli bir ibadete 
sebep olabilir bu konuda yanhs anlamalardan kagmmak gerekir. Kaynaklarda 
rabita uygulamasmm tasavvufi egitimin sadece baslannda gerekli oldugu da 
ifade edilir. Zira kalben Allah Teala'ya yonelebilecek seviyeye gelen milrid ifin 
seyhe rabita ltlzumsuz ve masiva olarak telakki edilmektedir. Hacegi Emkenegi 
kaddese'llahil sirrahu'l azizin mtiridlerinden Haci Abdillaziz ise rabitada milridin 
hayal yoluyla seyhini kendi yanma getirmektense, kendisinin hayalen seyhi hu- 
zuruna gitmesinin tasavvufi edebe daha uygun olacagim ifade etmistir. 

Naksbendiligin ilk donemlerindeki rabitamn yapihs sekli hakkmda kaynak- 
larda sadece yukandaki bilgiler bulunmaktadrr. XIX. ytlzyila gelindiginde tarika- 
tin Halidiyye kolunda rabita konusu daha detayli olarak ele almmis ve rabitamn 

1239 

farkh uygulama sekillerinden bahsedilmistir. 

Rabita ilk defa miladi 1550'lerde sade bir sozciik olarak tarikat edebiya- 
tina girmi§, 19. Yuzyilin ortalannda Nak§ibendiligin en onemli kurali haline 
gelmi§tir. 

Rabitayi ilk kez bagimsiz bir konu olarak i§leyen miladi 1778-1826 yil- 
lan arasinda ya§ami§ olan Mevlana Halid Bagdadi kuddise sirruhu'l-azizdir. 

Rabitada gereken fiziksel durumlar gunlardir. 

— Abdestli olmak: 

— Giinde bir veya iki defa uygulamak. Rabita giinde bir defa yapiliyorsa 
ikindiden sonra veya sabahtan sonra yapilmalidir. 



1239 — TOSUN, Necdet; Bahaeddin Naksbend / Hayati, Gorusleri, Tarikati, 1st. 
2002, s.315-317 



Kitabiyat 651 

— En az yirmi dakika kadar olmasi gerekir. 

— Fiziksel ve zihinsel rahathk. Gerekirse gusul abdesti almak 

— Rabita yapabileceginiz, ortam dikkati dagitabilecek §eylerden yeteri 
kadar uzak bir yer olmahdir. 

— Yemekten en az iki saat sonra yapilmahdir. Yemegin hemen ardindan 
yapilan rabita rahat olmaz. 

— Gozleri kapayarak mur§idin huzurunda O'na yonelmektir. 

— Dikkat iki gozun arasina toplanarak hareket edilmelidir. 

— Ufak rahatsizliklar varsa rabitanin huzurunu bozabilir. Bu gibi durum- 
larda kisa tutulmahdir. 

— Sakahn gogse dayanmasi ve rahat bir oturma §ekli ile oturmak gere- 
kir. Mesela; ters teverruk oturu§u ile veya rahat edebilecegi §ekilde otur- 
mak: 

— Rabita siiresince dilin ucu damaga degmeli, digerlerine gore list di§le- 
rin arkasina veya alt di§lerin arkasina degmeli ve dil agizda diiz yatmahdir. 
Dilin ucunun alt di§lerin arkasina dayanmasi en dogal §ekil gibi goriiniiyorsa 
da dil en uygun gelen §ekilde tutmak gerekir. 

— Sessiz, yava§, yumu§ak ve diizenli bir solunum yapilmahdir. Solunum 
sayisi azaltihr. Eger burun tikah degilse, agiz kapatip burnundan solunmah- 
dir. 

Normal §ekildeki solunum diizensiz ve endi§elidir. Ki§i havayi akciger- 
lerdeki tam devrini tamamlamaya birakmak yetenegine sahip olmadigindan 
havanin bir kismi tam di§an verilemeden akcigerlerde kahr. iradeli olmadan 
cok zorunlu olarak solunum yapar. Rabita yapanlann kalb ati§i, ortalama, 
dakikada uc ati§ azahr. Viicudun oksijen tuketimi yiizde yirmi kadar azahr- 
ken, yiiksek olan tansiyonda dii§er. 

Rabita Cesitleri 

a) Rabita 't ul-Huzur: ihvanin devamh olarak Allah Teala ile beraber ol- 
dugunu du§unmesi. 

b) Rabita 't ul-Mevt: Ihvanin, olum aninin gelip fattigini, sanki mezara 
konmak iizere oldugunu, berzah ve ahiret alemlerini devamh surette du§un- 
mesi. 

c) Rabita 't ul-Mur^id: Ihvanin devamh olarak mur§idini dii§unmesi ve 
onu hayalinde canlandirmasi. 

Mursidi Rabita Cesitleri 

Rabita mur§ide degil, Allah Teala'yadir. Hakikatte mur§idler insanlan 
kendilerine baglayip ve bey'at ettirmezler. Allah Teala'ya baglarlar ve 



— Sol ayak dik tutulur; (ydni topuk yukarida, parmak uqlari ise, yerdedir.) 
sag ayagm parmak uglan da kopru gibi duran sol bacagm altmdan biraz disan gika- 
nlir. Eller namazda oldugu gibi yine dizler ilzerinde bulundurulur. 



652 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

bey'atettirirler. 

Kendisine rabita olunacak miirsidin tavir ve ahlaki Rasulilllah sallallahil 

aleyhi ve sellemin ahlakma tabi olmadrkca rabitadan beklenen feyzin zuhuru 

imkansrzdir. Rabita eden salikin ise, seyhinin Rasulilllah sallallahil aleyhi ve 

sellemin ahlaki ile ahlaklandigim, seriat stlnnet ve tarikat olctileriyle tahkik ey- 

lemesi de milrid ilzerine vacibtir. Yoksa rabita eden de ettiren de perisan olur- 

, 1241 

lar. 

Buna gore; 

1- ihvanin kamil §eyhin suretini kar§isinda tasavvur edip hayal yoluyla 
iki ka§i arasina bakmak ve suretteki ruhaniyete yonelmek. Kendinden gecme 
(Gaybet) ve kaybolma hali ba§layincaya kadar rabitayi surdiirmek. 

— Gaybet iki turludur. 

a-Bu tevecciihte gaybet hasil olana kadar veya cezbe aciga cikana kadar. 
b-Mur§idin suretinin etrafini kaplamasi ile gaybet ve cezbe hasil olana 
kadar. 

Bu hallerden biri hasil olduktan sonra rabitayi keser. 

2- Ihvanin kendini mur§id kiyafet ve heyetinde gormesidir. Bu rabita 
§ekline telebbiis (giyim) rabitasi ismi verilir. 

3- Mur§idin suretini kar§isinda goriip, onu kalbinin ortasina indirmek, 
kalbini uzun ve genis, bir dehliz farz ederek mur§idi o dehlizde yuriiyor ve 
kendisine dogru geliyor hayal eylemek. 

Rabita Adabi 



Mur§idini her yerde hazir gormesidir. Mur§idin kemalatini ve ruhaniye- 
tini fark edememesi, oyle ki mekanla kayitlayamamasidir. Mur§idin tasarru- 
funu Allah Teala'nin tasarrufundan gormesidir. Eger miir§idin muhabbetini 
muhafaza eder ve nisbetini kaybetmezse butun vakitlerde rabitaya devam 
eder ve fark edemez olur. 

Miirid Allah Teala'dan gelecek feyze vasitasiz ula§abilecek kudretine 
ula§incaya kadar rabitaya devam eder. Oyleki; 

Sultan-i Ulema-billah kuddise sirruhu'1-aziz Efendimiz sulilklarm basmda 
bir gece kendilerine gusill yapmak etmek lazim gelmisti. Uykudan uyanip Haz- 
ret-i Pir'in ask u muhabbetleri gonillleri fevkalade zuhur edip boyle cilnilp ha- 
linde rabita etmeye dahi cesaret edemeyip ziyadesiyle muzdarip olmuslar. Ne 
hal ise, ask u muhabbetleriyle oyalamp gusill abdesti aldiktan sonra huzur-i 
saadetlerine gitmisler. Hazret-i Pir Efendimiz buyurmuslar ki, 

"Hoca Fehmi Efendi, bu gece fakire bir acaib hal oldu. Uykudan uyandi- 
gimda soyle isaret oldu ki, acele fabuk rabita ediniz diye. Fakir dedim ki, 

"Camm, abdest alayim da oyle rabita edeyim." Dediler ki, "Ctlntlplere ab- 



■ Muhammed Hikmet Efendi, Marifet-i Ilahiyye Tarikat-i Aliyye, 1st, s. 57 



Kitabiyat 653 

destsiz rabita caizdir." Artik zaruri, oyle abdestsiz olarak muhabbetlerini karsi- 

1242 

layip rabita ettik" buyurmuslar. 

Yukanda anlatilan durumda dahi rabitaya devam eder. Rabita me§guli- 
yeti terakki makamlanni cikincaya ve mu§ahedeye eri§inceye kadar perdeleri 
aralamak icin gereklidir. Fakat miir§ide muhabbetini terk etmez. £unkii nis- 
pet ve muhabbeti muhafaza mu§ahedeyi artinr. ihvan rabitayla iinsiyet ya- 
kinhk kazanir. 

Rabrtanin faydalan 

l-§eyh ile ihvan arasinda fayda vermek ve faydalanmak icin bir aractir. 

Rabita; miiride, Allah Teala'ya karsi derin bir saygi halini beraberinde geti- 
riyor. Ciinkii nasil buyuklerimizin ve sevdigimizin huzurunda laubali olmuyor, 
onun cemalini seyretmek, onun hilrmetine munafT bir jey yapmamak ifin itina 
gosteriyorsak, tesbihatta da aym hali takmmak ve O'nun huzurunda oldugunu; 
O'nun yakmmda oldugunu hissetmek gerekir ki, bu, kijiye gore degi^ir; bazisi 
huzurda, bazisi yakmmdadir. Rabita, zamane tabiriyle soyleyecegim, tarn da 
aym §eyi karjilamaz ger9i ama bir konsantrasyon temini icindir ama meditasyon 
degildir. Meditasyon baska bir sey. Kendinden gegmek yoktur, kendine gelmek 
vardir dervislikte. Dervisler kendilerinden gecmek igin dervis olmazlar, kendile- 
rine gelmek igin dervis olurlar. 

2-ihvani hedefe ula§tiracak en kisa yoldur. 

3-Zikirden daha faydahdir. "Zikirsiz rabita insani Allah Tedld 'ya ula§ti- 
rir. Rdbitasiz zikir Allah Teala'ya ulaqtirmaz. " 

Hace Ahrar Fikarat Risalesinde buyuruyor ki; "Milrsidin gorilntusu (seklini 

1244 

hayal etmek) Allah Teala'nm zikrinden daha tesirlidir." 



Bahkesirli Abdiilaziz Mecdi TOLUN Efendi'nin Rabita Hakkindaki 
gorii^leri 

"Rabitayi sekil itibariyle soyle de tarif ederlerdi: 

— Gozilnil kapayip zihnini her tilrlil havatir ve dilsilnceden hali tutarak 
milrside teslimiyet ve ondan yardim ve musktil islerini sormaktir. 

Rabita, bir sirri azim-i ilahidir. Her seyin hallinin kisa yoludur. 

Bu yolun kavusturucu vasitasi muhabbettir. Yilksek mektup istiyor musun? 
Rabita, rabita; rabita sirri da beraber. 



' ' — Asci Ibrahim Dede, a.g.e. c. II, s.620 

1243 — INANQER, O. Tugrul, Vakte Karsi Sozler, hzl. Ayse §ASA-Berat DE- 
MiRCi, ist.2006, s.177 

1244 — (Mustafa ismet Garibullah, a.g.e. c.2, s.332) 



654 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



a a s a a / 



"Goklerde ve yerde bilyukluk O 'nundur. O, iistiin ve guglii olandir, hiikum 
ve hikmet sahibidir. " (Casiye,37) i sirrmi rabitada tefsir et. Kalbin, sirri's-silrur 
ile dolar. 

Latetefekkeru (Allah Teala'nm zatim dujunmeyin) hadisinden beyan olan 
Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellemin yasagi dump dururken, mesela Allah 
Teala'nm zatim tefekkilre kalkijmak dogru degildir. 

1c kapi (kalb) acilmca di§ kapi (goz) kapamr. Binaenaleyh di§ kapi acilmca 
if kapi kapanmak iktiza eder. 

Rabita-i kalbiye uzagi yakm ve hakikatlerin derinligi hususundaki irfani 
stlsler. Burada lisan dilsizdir. 

inanm kalbi, Allah Teala'nm tecelli ettigi yer ve rabbani ilhamlarm geldigi 
yerdir. 

Ihvan, bakijim gaflet olan bakijtan koruyarak nazar ettikce, yani ilahi nur- 
larm yolu olan kalbe yoluna gittikce feyzlerin zuhuru sonsuz olur. 

Benligi aradan cikar. Vucut Hakk'mdir. l§in sirri rabitadadir. Onu kalbinde 
ara. Iceriden yol yakmdir, mesafe yoktur. Manevi rabita feyz dogurur. Bunda 
acele etme. Ilahi feyizler zaman zaman zuhur eder. Dilnyevi i§ler rabitaya mani 
olmazsa ve i§ arasmda da kendi kendine kolaylikla meydana gelirse 90k gilzel 
olur. Buna "El iste, gonul oynasta " denir. 

Benim hayalimle degil, hakikatimle me^gul ol. Hayal dedigin benim unsur- 
lanmm, bedenimin timsali olacak. Hakikatim, ruhum ve sirnmdir. Ruhumla 
me^gul olabilirsen; yakmlik, uzakhk, birlejme, aynlik kalmaz. Ortada bir nurlu 
gune§ kalir ki, biitun zerreler onun ve cezbesinde olur. 

Rabita her mu^kulu halle kafidir. Rabita Allah Teala'nm sirridir. Mujkillat 
anmla hallolunur, her §ey nejeye tebdil olur. Hayatm lezzetini o zaman aciga 
gikar. 

Rabitamn kuweti, tevecciihun aym nisbette artijma sebep olur. Bu pazarda 
herkese parasi nisbetinde mal verirler. 

Manevi yolculuklarda ruh degi^meler gecirir. Bunun adim ve tadim seyir 
ve stlluk kelimeleriyle anlatirlar. Bu yolun biniti rabitadir. 

Dudaga gelemeyen fikirler kalbten kalbe intikal eder. Bu olmadrkca §ek 
yakine, yakin zevk-i maneviye inkilap edemez. Bu jekle ihtimam olunursa, ma- 
neviyat maddiyata galebe eder. 

"Birbirinizle sevgi ve kardeslik iizere olasiniz. Tarikat-i aliyye 'de gayrihk 

yoktur. Tarikat-i aliye 'nin binasi muhabbet iizere tests edilmistir. Zuhur baslan- 
1245 

gici muhabbettir. " Muhabbetin sirri rabita ile de renklenirse, i§te o gun ca- 
nana giden yolun bajlangicma stiluke ba§lami§ olunur. 

I^ler inceden incedir. Acele etmege gelmez. 

Rabita tic ttlrltl olur: 

1 -Cism-i kesife (yogunla§mi§, maddi ceset), 

2-Cism-i latife, (hay ale) 

3-Cisimden mtlcerret ruha. 



-YARAR, a.g.e. s.63, 29.mektub 



Kitabiyat 655 

Ruh rabitasma ulasilmadikca ikilik yani aynlik aradan crkmaz. Ikilik ara- 
dan crkmadrkca da safa-yi kalbi hasil olamaz. Safayi kalbi olmaymca, firkat ve 
aynlik uzuntiileri vardir. 

Rabitada acilan manalan dil ile soylemek kotii hallere diismekten beterdir. 
Maneviyatm maddiyat, maddiyatm maneviyat olmasi mumktin olmadigi gibi, 
manevi alemi ve ruhta tecelli eden hakikatleri, dilnyevi alemin unsurlan soze 
diisurmek uygun olmaz. 

Rdbita ile sirri rdbita ayri §eylerdir. 

Sahilleri gozle goriinmeyen sonsuz manevi deryada rabitasiz sefere crkan- 
lar, dtlmensiz gemi ile girdaplar tisttinde hayretler icinde dolasanlara benzerler. 
Rabitadaki ask kuvvetli olursa, deryaya gark olur. O sirada biri elden tutmazsa, 
bu sarhosluktan kurtulmak pek zordur. Askta olmazsa da, dtistinceden ibaret 
olursa, bos soz dairesini gecemez. Ne istigrak olur, ne de baska bir sey. Manevi 
makamlarda ileri gitmek icin rabita lazimdir. 

Rabitanm esasi, muhabbetin siddetindedir. Muhabbetin siddeti vecd'te ve 

daha siddetlisi cezbe halinde bulunur. Ask belali bir yoldur. Bahtiyar insan bu 

belaya giriftar olur. Rabita; vilcud gemisinin dilmenidir. Rabitasiz sefer milte- 

madi bir galkantidan ibaret olur. Hangi semte gidildigi malum olmaz, istigrak 

alemidir. Rabita dilzgun tutulursa, istikamet tayin edilmis demektir. Mesafe ne 

kadar uzun olsa, maksut menzile kavusmak hasil olur. Bu sefer, ruhi bir sefer- 

dir. Buna gore rabita da ruhidir. Girdapsiz yollar mevcut iken, dtlmensiz gemi 

ile girdaplar ustunden atlamak dahi zordur. 

Allah Teala, "Yeryuzilne ve goge sigmam. Fakat milmin kulumun kalbine 
„, , 1246 

sigarim buyurdu. 

Bu hadisi kutsinin manasim rabita halleder. 

Rabitanm yolu bilindikce kalbte neseden baska hie bir sey meydana gel- 
mez; sikmtidan eser gortlnmez. Vtlcudun mutlak hakimi olan Allah Teala o za- 
man idrak olunur. 

4-Rabitamn fiziksel boyutu da a§agidaki afiklama ile 50k iyi anla§ilmak- 
tadir. Gormenin ne demek oldugu anla§ilinca rabita ile insanin kendi cevre- 
sinde olu§turacagi etki alani afiga fikacaktir. 

"Bilimsel deneyler gosterdi ki, eger bir kisiyi alip beynini belli PET tarama- 
lanyla veya bilgisayar teknolojisiyle incelerken belli bir nesneye bakmalanm is- 
tersek beynin belli bolgeleri aydmlamyor. Ve sonra gozlerini kapatip... Aym 
nesneyi hayal etmeleri istendiginde sanki o nesneye gercekten gozle bakiyor- 
mus gibi, beynin aym bolgeleri aydmlamyor. Bu bilim adamlannm su soruyu 
sormasma neden oldu O zaman kim gortlyor? Beyin mi gortlyor? Yoksa gozler 
mi? Ve gergek ne? 



1246 — Burada da; zat mertebesinin kendisi degil, sureti, ornegi sigmaktadir. Ken- 
disinin sigmasi dusuntilemez. Gortlltlyor ki, kalbin maddesiz, mekansiz seylerden 
daha genis olmasi, onlarm kendilerinden degil, suretlerinden daha genis olmasidir. 
Mekansizlar karsismda, Ars ve Arsta bulunan her sey, zerre kadar bile sayilamaz. 

1241 — ERGIN, a.g.e. s. 252-257 



656 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Gercek olan beynimizle gordugiimuz mil... Yoksa gozlerimizle gordugii- 
mtlz mtl? Ve gercek su ki, beyin cevresinde gordiikleriyle hatirladiklan arasm- 
daki farki bilmez... Ciinku aym ozel sinir aglan ateslenir." (Kuantum Fizigi Bel- 
geseli) 



Rabitaya itiraz edenler bulunmaktadir. insani olan bir olayin ibadet gibi 
ki: 



1 24S 

du§unulmesinin getirdigi sikintilar ifin fe§itli yorumlar mevcuttur. §6yle 



Naksbendiler rabitayi "seyhe tarn bir muhabbet" diye tarif etmislerdir. Bu ta- 
rif ile insan psikolojisi birlikte dusunuldugiinde, rabitada seyhin suretini dusiin- 
mek icin ozel bir gayrete gerek olmadigi ve muhabbetin yeterli oldugu anlasilir. 
Zaten seven sevdigini ister istemez dusiiniir. Bu, insan tabiatmm bir geregidir. 
Ote yandan insan, yapisi itibanyla bir seyleri sevip ilnsiyet etmeye ve gonltinu 
baglamaya (rabt-i kalb etmeye) meyillidir. Bu afidan bakildigmda dilnyada rabi- 
tasiz insan yoktur. Ancak bazilarmm rabitasi ulvi seyleredir, bazilarmm ki ise 
basit dilnyevi seyleredir. 

Rabita, esini seven bir adamm evdeki hammim giyaben birkac dakika dil- 
silnmesi gibi basit ve psikolojik bir hadise olup itikadla bir alakasi olmamasma 
ragmen, Qzellikle XIX. asirdan itibaren, insan psikolojisini yorumlayacak kultii- 
rel altyapiya sahip olmayan bazi kisiler tarafmdan bir iman-kufur meselesi sekli- 
ne sokulup elestirilere tabi tutulmustur. Bu elestirilere cevap vermek isteyen bazi 
Naksbendiler de zaman zaman zorlama yorumlarla delil getirmeye galismislardir. 
Ancak burada ele aldigimiz donem olan Milceddidiyye oncesinde -Mevlanazade 
Ferketi'nin kaygilan milstesna- rabita hakkmda bu tur elestirilerin geldigine dair 
herhangi bir kayit olmadigma gore, bu konudaki tartismalar gogunlukla son asir- 
larm urunil olmalidir. 

Rabita konusunda mtistakil eser yazan ya da eserlerinde bu konuya vurgu ya- 
panlar cogunlukla Naksbendiyye tarikatma mensup olmakla birlikte, rabita uygu- 
lamasi sadece bu tarikata mahsus olmayip bircok tarikatta mevcuddur. 

Bazi taiikatlardaki fena fi's-seyh tabiri de, rabitamn ozil olan seyhi sevmenin 

1249 

bir baska ifadesidir. 



1248 — Mutezili, Vahhabi ve radikal geginen bazi kesimlerin toplumda olusturmak 
istedikleri fitnevari aynlik tohumlan neticesiyle, kisileri cemaat duygulanndan ko- 
pararak yalmzlik icerisinde birakmak istemelerinden baska ne olabilir ki; 

§irk konusunun islenilipte zarar verilmeyecek hicbir itikat meselesi yok gibidir. 
Bu sevgi isterse Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellem icin olsun. Bu kisiler 
Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellemin dahi sevilmesine razi degillerdir. Sevmek 
ilahi bir duygu oldugundan pozitivizm etkisindeki bu gortlslere sahip kisileri ikna 
etmek dahi mumktin degildir. Qtlnktl tasavvuf sevgi isidir. Her insamn sevgiden 
nasibi yoktur. 

1249 — TOSUN, Necdet; Bahaeddin Naksbend / Hayati, Gorilslen, Tankati, 1st. 
2002, s.3 17-3 18 



Kitabiyat 657 

— Zikir 

Zikr; kelimesi hatirlamak, hatirda tutmak, §6hret, §eref anlamlanni ta§ir. 
Zikirdeki hatirlama iki turludur: 

1. Unutulan §eyi hatirlamak, 

2. Unutmamak igin surekli olarak hatirda tutmak. 

Kur'an-i Kerim ve Hadis-i §erifte "zikr" dua, niyaz ve hatta Kur'an-i 
Kerim manasina da kullanilmi§tir. Tasavvuf istilahl olarak zikir, korkunun 
galebesi veya Allah Teala sevgisinin coklugu ile "gaflet meydanindan gikip 
Allah Teala 'yi mu§ahedeye yukselmek" anlamini ta§ir. 

Zikredene "ihvan, " zikredilene yani Allah Teala'ya "mezkur" denir. 

Zikir Kur'an-i Kerim'de uzerinde israria durulan konulardan birisidir. 
Zikr kelimesi kavram olarak, Kur'an-i Kerim'de, 256 yerde gecmektedir. 

Zikir, di§indaki ibadetlerin hie birisi Allah Teala ile kul arasindaki per- 
delerin tamamini ortadan kaldirmaz, Allah Teala ile kul arasi butun perdele- 
rin kalktigi an zikir anidir. 

Allah Teala §6yle buyurur. "Kulum beni zikrettigi ve dudaklari benim 
(ismimle) hareket ettigi vakit, ben onunla birlikteyim. " 

EM Talib kuddise sirruhu'1-aziz miinacatmda soyle derdi: 
"Ilahi! Eger beni zikredin, demeseydin, ism-i $erijini agzina almaya Mm 
caret edebilirdi. " 

1252 

"Unuttugun zaman da Rabbini an" Yani, zikredenin ba§ka §eyleri 
unutarak yalmzca Allah Teala'yi zikretmesidir. Asil ba§kasi ve yabanci olan 
ise, insanin kendi nefsidir. Insan Allah Teala'yi zikrederken, kendi nefsini 
dahi unutacak dereceye gelmeli ve kendini bulmasidir. 

"Bu ajk ateji ne ile yanar? Derseniz, bu a§k ate§i, zikrullah kilici ile yanar. 
Zikrullah'tan da maksat, sabahlara kadar lisanla: Allah, Allah... Demek degildir. 

"Rabbini zikret, kendini unuttugun vakit (Kehf,24) buyrulur. Yani Allah 
Teala'yi oyle zikreyle ki, Allah Teala'dan gayri bir §ey kalmasm ve kendi nefsin 
de kalmasm. Qunkil hakiki zikrin manasi, zikreden, zikredilen ve zikrin bir ol- 
masidir. 

Iste bu tilrlil zikirde bulunamn kalbinde ikilik ve o kimsede benlik kalmaz. 
O kimsenin kalbine hakiki sevgili nazar eder ve kendi cemalini o kimsenin kal- 
binde gorilr. O zaman oyle hitap eder ki; Bu gonillde, bu mulkiln icinde yardan 
baskasi yoktur. Ve yine oyle hitap eder ki; 

"Bugun alent mulku kintin icindir?" Cevap: "Kahhar ve tek olan Allah 

1253 

icindir." (Gafir, 16) 



125 °— Buhari, Tevhid, 43; Ahmed b. Hanbel, II. 540 

1251 — NefaharuT tins, a.g.e. s. 220 

1252 -Kehf,24 

1253 — Ken'anRitai, a.g.e. s. 317 



658 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

A591 Dede Hazretleri yeni tarikata girdiklerinde bir gece rilyasmda yamnda 
yani karyolada gayet iri, muzir ve fakirin cesedinden binlik raki igirmij gibi 
sarhos bilytlk bir insan yatiyor gormtis, oyle ki, onun harekete, kimildanmaya 
mecali yok, baygm dtismtisttir. Ona goztintin ucuyla bakmis birde ne gorstin bo- 
yuyla beraber yan yana rengi bukalemun gibi, ytiz renkle boyanmis emsali go- 
rtilmemis bir canli. Bu manzaradan korkarak ve dehsetten uyamp yatagmdan 
sicrami§. Sonra anlamis ki, o canli kendi nefsidir. Zikrullah binliginden sarhos 

1254 

ve mest olmustur. Evet oyledir. 

Zikir hakikat yolunda perdeleri kaldinnca insanin nerden gelip gittigini 
ayan eder. Ancak Mustafa Ozeren kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu 
ki; 

"Zikir ntorfin gibidir, kifji bir an telaffuz eder, o hal gegince eski haline 

doner. " 

Rasultillah sallallahil aleyhi ve sellem bir savasa asker gonderdigi zaman su 
ogtitleri verirdi: "Iginde Allah Tedld 'nin zikri olmayan sozler gonlii karartir. Al- 
lah Tedld 'nin rahmetinden uzaklaqtinr. Insanlarin Allah Tedld 'ya en uzak olani 
da gonlii kara olanlardir. " 

Mesayihten birisi soyle demistir: 

"Marifet nuru goniil igindedir. Marifet aydinligi da goniil goziindedir. Al- 
lah Tedld 'yi zikredenin gonlii yumu§ar. Marifet nuru artar. Goniil gozii aydin- 
lanir. Konuqmasi diinyahk iizerine olan kimsenin gonlii kararir. " Goniil bir 
agac gibidir. Allah Teala'nm zikri su gibidir. Sulanan agac yapraklamr, yemis 
verir. Sulanmayan agac kurur, oltir. Bu agac kesilip yakilir. Gontiller de Allah 
Teala'nm zikriyle sulanmazsa, kurur. Boyle bir goniil ateste yakmak gerek. Bu 
goniil sahibi de dtlnyadan goctince hemen cehenneme girmeye milstahak 

, 1257 

olur. 

Buna gore Allah Teala'yi belli cilmleler ve kelimelerle anmak, Allah Tea- 
la'nm kainattaki tecellisini gorilp, onu tesbih etmek anlamma gelen zikir, genel 
anlamiyla en bilytlk ibadettir. Namaz ibadetlerin btlytlgtldtlr, fakat her zaman ki- 
lmmaz. Zikir ise, her zaman yapilabilir. Ayakta iken, otururken, yatarken Allah 
Teala zikredilir. Zikrimize, Allah Teala zikir ile mukabele etmektedir. Tasawuf 
ehli zikre 90k onem verir ve diger ibadetlere tercih ederler. Ctinkti baska higbir 
timmete boyle bir seref nasip olmamistir. Kur'an-i Kerim'de namaz, oruc, zekat 
gibi, diger ibadetler icin "90k namaz kilimz," "90k 01T19 tutunuz" gibi ifadeler 
olmamasma karsihk zikir i9in "Allah Teala'yi 90k 90k zikrediniz" ifadesi bu- 
lunmaktadir. 

Soz, fiil, hareket ve silkunetinde §eriat'a uygun hareket etmek zikir simfma 
girer denilmistir. Fakat Allah Teala'nm isimlerinin belirli ustll ve tertiple tekrar 



[ ~' 4 -A591 Ibrahim Dede, a.g.e. c. Ill, s. 1016 



1255 — KUQUK, a.g.e., s. 67 
1256 — Tirmizi, Ztlhd 61 



-Erzurumlu Darir Mustafa, a.g.e. s. 39-40 



Kitabiyat 659 

edilmesinde manevi ilerlemeler oldugu icin tasavvuf ehlince tercih edilen esas- 
lardan olmustur. Oyle ki, taklit olarak zikiryapan dahi mutlaka tesirini gortir. 

Zikrin Kisimlari 

"Seyyid Yahya §irvani kuddise sirruhuT-azizin, tasawuf kitaplan icinde 
kisa fakat pek muteber bir eser olan "Esrdru ' Talibin " inde zikir su sekilde ki- 
simlara aynliyor. 

Lisamn Zikri: Bu zikirle kalbten unutma giderilerek Allah Teala'yi kalb 
anar. 

Nefsin Zikri: Harf ve sesle isitilmeyip belki his ve batm hareketiyle bilinen 
zikirdir. 

Kalbin Zikri: Allah Teala'nm celal ve cemalinin vicdanen dustintilmesi 
sonucunu doguran zikirdir. 

Ruhun Zikri: Allah Teala'nm sifatlarma ait tecellilerin nurlarmm mtisahe- 
desi sonucunu doguran zikirdir. 

Sirrin Zikri: Murakabedir ki, ilahi sirlarm mtikasefeyle acilmasim ve acrk, 
aydmlik halde bilinmesini saglar. 

Hafi Zikir: Siddikiyyet makammda Zat-i Ahadiyyet'in cemalini, nurlarmi 
gorilnuse getirmek ve gozden gecirmektir. 

Hafiyyii'1-Hafi Zikri: En son makama mahsus olan zikirdir. Hakk'al 
yakin'in hakikati ve vuslattir. Belki bu, makamsrzlik, mertebesizlik, mekansiz- 
hk ve zamansizhkta olup zikir adi verilmesine bile Hacet kalmamakla buna vus- 
lat demek dahi yetersiz bir deyimdir. Buna ancak Allah Teala muttali olur; nite- 
ligini ancak O bilebilir. "Hig fjuphesiz O gizli olani da bilir, ondan daha gizli 

1258 

olani da, " ayet-i kerimesinde zikredilmis olan sir budur ki, her bilginin en 
mukemmeli, her maksadm en degerlisi ve en ogulenidir. Bu makama kavusmak 
serefine eren ruh, ruhlarm hepsinden daha latif olur ki, bu tifl-i meani (manalar 
90gu)nin ruhudur." 

Zikir Telkin Etmenin Keyfiyeti 

Iki sey gereklidir. 

— Silnnet tlzere milrsidin telkini 

— Sadik ve iradeli mtirid 

Milrsid, mtlridden U9 giln riyazet ile istigfar, salavat ve dua yapmasim, ay- 
nca geceleri istihare yapmasi ister. (Dilerse yaptirmaz) Istiharenin veya seyhin 
uygun gormesi ile dorduncil giln milride milrsid gustll abdesti aldirir. Iki rekat 
tevbe namazi ve istihare namazi kildinr. 

Milrsid sirti kibleye gelecek sekilde erkek mtlridi ile gizli olabilecek bir 
mekanda mtlridini karsisma diz dize oturtur. Kadm ise, mahremi ile beraber 
uzak mesafede veya perde arkasmda oturmasi gerekir. 

Mtirid seyhine btlttln hatalanm anlatir. Kul hakki varsa bildirir. Odeme icin 



1258 -Taha, 7 

1259 -AYNI, a.g.e. s.225 



1260 — Haci Osman Usktldari Naksibendi Efendi, Tarikat Risalesi trc, Ismail Hak- 
ki Altuntas, yazma 



660 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

kendisi veya milrsid tarafmdan tedarik edilme yoluna gidilir. Farzlardan terk et- 
tigi seylerin kazasi ve keffaretler varsa tamamlanmasi icin milrsid soz alir. 

Milrsid noksanlarm ikmalinden sonra mtiridden takva ve iyilik ilzere olma- 
si, ehl-i silnnet ve'l cemaat ilzere bulunacagma, azimetle amel isleyecegine ruh- 
satlan terk edecegine, bidatlerden sakmacagma dair soz alir. 

Zikir telkini ikiye aynlir. 

1-Umumi Usui 

Yazili olarak veya milrsidin nisbetini hibe etmesi yani merhametinden kabi- 
liyetsiz olabilecek olana da telkin etmesidir. 

Milrsid, milrid eger erkek ise, sag eli ile milridi ile musafaha eder. Kadm 
ise, elbisesinin bir tarafmi tutturur. (Tutturmayabilir) Sonra milrsid fetih stiresi- 
nin bey 'at ayetini okur. Sonra milrsid ve milrid ellerini dizleri tlzerine koyarlar. 
Mtlride kalbine tevecctlh etmesini ister. Milrsid Ism-i Zat-i telkin edecekse kalbi 
ile Allah, Allah, Allah... Diye zikreder ve mtlride usultl telkin eder. Eger 
Lailahe IllaTlah zikri telkin edilecekse hapsi nefes ile telkin eder. Milrsid zikir 
usultinti verdigi kolun sadati kiram-i zikreder. Ctinkti sadati kiramm amldigi 
yerde bereket vardir. Eger cehri zikir telkin edilecekse beraber yukandaki zikir- 
leri beraber tekrar ederler. Silnnet olan usul bu sekildedir. 

2-Hususi Usui 

Telkin aym olmakla beraber milrsid ve mtlridin feyiz kuvveti vardir. Bunda 
milrsidin mtlridin ilahi nisbete olan istidadmdan dolayi velayet kuwetindeki 
gizli sirri bahsetmesidir. 

Telkin Edilen Zikirler 

Genellikle Naksi usultlnde iki isim telkin edilir. Ikisi de aslmda birdir. 

1-Allah Ismi Telkini Ile Baslayis 

Cezbe ehlinden olanlara once bu zikir sonra nefy u isbat telkin edilir. Zat 
isminin zikri letaifle olur. (Efendi Hazretleri genellikle Allah ismi ile bas- 
lamistir.) 

2- Nefy u Isbat Telkini He Baslayis 

Cezbe ehlinden degilse ilk once bu isim telkin edilir. Cezbe hali zuhur 
edince ism-i zat ve hapsi nefesle nefy u isbat zikri telkin edilir. Bazilarma ise, 
ilk once hapsi nefesle nefy u isbat telkin edilir. 

Zikrin Sarti 

Devamli huzur, devamli adab ve sartlara uymaktir. Bu konuda mesayih 
soyle demistir. 

" Zikirde sart olan milrsidin zikri telkin etmesidir. Sonra ihldsh ibadet, qok 
muhabbet, vnslat talebi, gaflet olmayan huzurla zikir ve Allah Tedld 'nin yardimi 
ile zikirdir. " 



1261 — Bircok tarikatta dersler yazili olarak verilmesi istihare icin uzun zaman ay- 
nlmamasi bu kisimdandir. 

l262 — Kalb, Ruh, Sirr, Hafi, Ahfa, Nefs-i Natika, 

1263 — Haci Osman Usktldari Naksibendi Efendi, Tarikat Risalesi trc, Ismail Hak- 



ki Altuntas 



Kitabiyat 661 

Kalp zikir halinde zikirle degil, Allah Teala ile mesgul olmalidir. Miir- 
sidin yardimi da en buytik destektir. 

Mustafa Ozeren kuddise sirruhu'1-aziz buyurdu ki; 

"Tanimadigin bir ismi bin defa ansan sana cevap verntez. Onu tanimak ve 
sevmek gerekir. " 

Zikrin Yapihs sekli 

En guzel ders vakti sabah namazindan sonra i§rak vaktinde olandir, de- 
nilmi§tir. Kisa bir ozet olarak letaif merhaleleri §u §ekildedir. 

"Zikredecek kimse taharet eder, abdest ahr. Temiz bir yerde iki rekat 
namaz kilar, dizustiine oturur, sonra dudaklanni birbirine yapi§tmr. Dilini 
dahi damagina tespit eder, gozlerini yumar, azasini hareketten men eder. 
Butiin kuvvetlerini ve hasselerini ta'til eder ve mur§idin ruhaniyetine gonlii- 
nii cevirip ondan yardim umar, sonra sol memesinin altinda kalbine ism-i 

celali, nurani harflerle ve tasavvur kalemi ile nak§eder. ("Allah" &\ ismi 

§erifini ye§illi sanh nur ile yazih goriir gibi du§iinur.) O miibarek lafzin ma- 
nasi olan Allah Teala'ya tevecciih eder. Bu teveccuh ile oyle me§gul olur ki, 
kendini unutur, diinya kaygisi ve i§lerini bir yana atar. 

"Euzti billahi mine§ §eytanirracim bismillahirrahmanirrahim. tlahi 
ente maksudi verizdike matlubt, efdaluzzikri fagfirlena ya "Allah" "Allah" 
"Allah" diye bin defa "Allah" denir Her yiiz defa "Allah" deyince yiiz ba- 
§inda. "Laildhe illa'lldh Muhammedun Rasulullah sallalldhu aleyhi ve 
sellem ildht ente maksudi ve rizdike matlubt, "Allah" "Allah" diye devam 
eder. 

I§te zikir bu suretle zikre devam kalbini anndira anndira asil fevirip ol- 
gunla§tira olgunla§tira yolunu bulur. Bundan sonra murid, kalbini zikirden 
cekip fevireyim dese bile muvaffak olamaz. Bu halin zuhurunda miir§idin 
izni ile zikri, ruha nakleder ve ruh ile dahi sag memenin altinda zikirle me§- 
gul olur. Ruhta olgunla§ma ve asil niteligine doniip istenilen menzile eri§me 
kudreti hasil olur. Murid yine mur§idin izni ile zikri, ruhtan sirra nakleder ve 
sir ile sadnn sol tarafinda me§gul olur. Bundan sonra yine mursjdin izni ile 
zikri hafiye nakleder. Hafi gogsiin sag tarafindadir. Bu merhalede de muvaf- 
fak olan murid, mur§idin izni ile zikri ahfaya nakleder. Bundan sonra mur§id 
izin vererek muridin zikri, nefs-i natikaya intikal eder. Bundan sonra zikir, 
viicudun her zerresine sirayet eder. Tabiatin zulmeti, anasinn kudreti, 
cismaniyetin kesafeti tamamiyla yanip peri§an olur. Bedenin ciizlerinden 



1264 — Kalbler, manevi durumlanna gore bes kisma aynlir. 

1 . Olu Kalbler 2. Hasta Kalbler 3. Gafil Kalbler 4. Zakir Kalbler 5. Din Kalbler 

1265 — KUQIJK, a.g.e., s. 68 



662 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

zikir o derece zuhur eder ki, miirid viicudunda her zerrenin Allah Teala'yi 
zikrettigini duyar ve hangi azasi ile zikredeyim dese muvaffak olur. Daha 
sonra haricteki varhklann da Allah Teala'yi zikrettigini duyar. 

Bu ahvalin zuhurunda mur§id, ihvana kelime-i tevhidi habs-i nefes sure- 
tiyle telkin eder ve miirid habs-i nefes ile kelime-i tevhid ile me§gul olur. 
Miirid her mertebede, o mertebenin nurunu mu§ahede eder. 

"Miirid, ism-i celali zikir ile letaifte mii§ahede ettigi nurlan Allah Tea- 
la'nin nurlan zannedip, onlar ile me§gul olmamahdir. Zira mii§ahede ettigi 
nurlar, ilahi nurlann hicaplanndandir. ilahi nurlar, mii§ahede ettigi nurlann 
otesindedir. Letaifte mii§ahede edilen nurlarla me§gul olup kalmak miiridi 
Allah Teala'nin tecellisinden mahrum eder. 

Bir de §unu bilmelidir ki, letaif nurlannin her miiride zuhur etmesi lazim 
gelmez. Bazi miirid, i§in ba§langicinda be§eri viicudu mahvedip, siyah nur 
mu§ahede edebilir, ondan ba§kasi zuhur etmez. O siyah nurdan gecerse Al- 
lah Teala'nin nurunu mu§ahede eder. Bu letaif nurlannin zuhuru ve asli saf- 
fetlerinin husulii bu §art iledir ki, eger miirid zikrini huzur ile ifa ve kalbini 
her turlu kayittan soyarak farzlan ve siinneti kemali ile eda eder ve biitiin 
vaktini zikre hasrederse, zuhurat olur. Yoksa olur olmaz zikir ile bu hassalar 
zuhur edivermez. Eger zikri nakle bir vechile izin mumkun olmazsa, batinda 
mur§idin ruhaniyetinden izin ahp, bir sonraki letaife oyle nakleder." 

Zikirde dikkat edilecek hususlar 

Temiz bir mekanda abdestli olarak kibleye kar§i oturarak, elleri (gogiis 
iizerinde) gozler yumuk derisi iizerinde zikir darbelerinin titre§imi olma- 
dan biitiin giiciinii toplayarak zikretmelidir. "Allah" ismi §erifini zikrederken 
Arapfa ses uyumuna dikkat etmelidir. Gelen du§uncelere itibar etmeyecektir. 
§iddetli cezbe veya gaflet hali olursa kendini koy vermeyerek onun gitmesi- 
ni bekleyecektir. Zikir aninda gogiiste §iddetli vuru§lar oldugu zamanda 
gitmesini bekleyecektir. Fakat kalbin ati§iyla uyumlu bir hal zuhur ederse o 
zaman uyum icinde zikre devam edilmeli ve kesilmemelidir. 

Biitiin olan halleri mur§idine haber vermelidir. Miiride gereken halini 
haber vermesidir. Du§unceler ve zevkler haber edilirse §eyh onu terbiye 
eder. Eger bedende zikir halinde sarsilmalar, terlemeler, kalbte hafakanlar 
olursa yazin soguk ile ki§in sicak su ile gusiil abdesti almahdir. Biitiin giicii 
ile bu haller gidip zikir kalbte sakin olup yerle§inceye kadar fah^mahdir. 

Zikirde havatir ve dii§iince fogahrsa abdest almah ve 'Ya Kadir' veya 



1266 — Nasrullah Efendi, a.g.e. s.138-139 
1267 -Nasrullah Efendi, a.g.e. s. 139-140 



1268 — ihvan mahviyette olmasi gerekli oldugu i9in tesbihini disandan kimsenin 
gormeyecegi sekilde sakli tutmasi icin en uygun olani dizleri arasmda bir elide ils- 
tilnde kapali olmasi daha uygundur. Efendi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinin 
ihvani bu yolu tercih etmistir. 



Kitabiyat 663 

'Ya FeggdV esmasim veya istigfar cekmelidir. Bunlar netice vermez ise, 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme salavat getirmeli veya mur§idini 
rabita etmelidir. 

Zikrin ve letaiflerin nurlanni ke§feder ise, ba§ka nurlara itibar etmemeli- 
dir. Yinede nurlara itibar etmekten kendini korumasi miiride uygundur. Ciin- 
kli Allah Teala zatina layik olmayan her §eyden uzaktir. 

Bir sebepten dolayi zikri birakmak gerekirse kalbini zikrin manasi uze- 
rinde sabit birakmahdir. Masivayi zikre donene kadar, kalbe yakin kilmama- 
lidir. Zikre ba§layacagi zaman Allah Teala'ya dua etmeli siginmahdir. Allah 
Teala, dua edilirse zakirin kalbini muhafaza eder, masivanin zaranni ondan 
uzakla§tinr. Zikir usuliine uygun yapildigi zaman bir eseri meydana gelir. 

1269 

Ilahi ente maksudi ve rizaike matlubi her yuziinciide kalben soylenme- 
lidir. Bu kalpteki havatin yok eder. Gaybet hali olunca zikri terk eder. Bu hal 
bitince zikre doner. Zikir bitince hemen yerinden kalkmaz. Kalbine nazar 
eder. Bu bekleme 15 dakika ve bir saat arasinda olabilir. Bu beklemede 
gaybet hali, varidat beklemesi olur. 

Her latife bir oncekinden daha latiftir. Insana hos. gelir kavu§tum diye 
kendini kaptirmamahdir. Kalb makami ile ba§layan ihvan o latifenin halleri 
hasil olunca bir list latifeye gecer. 

1270 

Ikindi seherinde ders yerine rabita tercih edilir. 

Zikrin Fiziksel Boyutu 

Zikrin maddi acidan viicutta olu§turdugu etki icin yapilan deneyin mahi- 
yetini kavramak gerekmektedir. 

Deney §u §ekildedir. 

"Metro sergimiz bize Japonya'dan Bay Masaru Emoto'dan geldi. Bay 
Emoto suyun molekiiler yapisiyla ve onu etkileyen §eylerle 50k ilgiliydi. Su 
dort elementin en yenilikci olanidir. Bay Emoto'nun belki fiziksel olmayan 
olaylara cevap verecegini du§iindu. Bu yiizden zihinsel uyanci uygulanmis. 
bir dizi fah§ma yapti ve bunu mikroskobun karanhk alamyla fotografladi. Ilk 
resim Fujiwara Baraji'ndan bir suya ait. Bu resim de aym suyun bir Budist 
rahip tarafindan kutsandiktan sonraki hali. Bir sonraki resimlerde Bay Emoto 
kelimeler fikartip. Onlan damitilmis, su §i§elerine bantladi ve onlan gecele- 
yin oylece birakti. Ilk fotograf saf damitilmi§ suyun resmi sadece onun ozii 
kan§ik. Sonraki fotograflar gordugiiniiz gibi, 50k giizel ve hepsi birbirinden 



1269 — Haci Osman Uskildari Nakjibendi Efendi, Tarikat Risalesi trc, Ismail Hak- 
ki Altuntas 

1270 — Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, sabahm erken saatlerini yani seher 
vakitlerini feyizli kilmasi i9in Allah Teala'ya dua etmis, ummetinin dikkatini bu 
saatleri degerlendirmeye gekmeye gahsmistir. Bu saatler, ibadet, tevbe ve istigfar 
zamanlan olmalidir. 



664 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

farkh. Bay Emoto diisjincenin ya da niyetin butiin bunlardaki kuvveti yon- 
lendirdigini soylemi§tir. Onlann molekiilleri nasil etkilediginin bilimi ashn- 
da bilinmiyor. Su molekiilleri di§inda tabii ki, Ve vucudumuzun %90'inin su 
oldugunu akhnizda tutarsaniz bu gercekten biiyiileyici. Seni hayrete dii§iirdii 
degil mi? Eger diisiinceler suya bunu yapabiliyorsa. Bizim dii§iinceleri- 
mizin bize ne yapabilecegini hayal et. Kesinlikle diisjince tek ba§ina biitiin 
viicudu tamamiyla degi§tirebilir. (Kuantum Fizigi Belgeseli) 

2-SEYR-U SJJLJJK: 

Tasavvuf ve tarikatlardaki egitim ve terbiye i§ine verilen genel ad seyr u 
siiluktur. 

Seyr-u Siiluk: Iki sozciikten olu§an Arapca bile§ik bir terimdir. 

Sozliikte: Seyr, Yiiriimek; Silluk ise, gitmek ve yola girmek demektir. 
Ikisi de ilmin, bilginin ilerlemesidir. Madde hareketi degildir. 

Tasavvuf terim olarak ise; mistik usullerle ozel bir egitimden gecmek 
demektir. Yani cehaletten ilme, kotii huylardan giizel ahlaka, kulun fani var- 
hgindan Allah Teala'nin varhgina yonelmektir. 

Suluk, tasavvuf yoluna girmi§ ki§iyi Allah Teala'ya vuslata hazirlayan 
ahlaki egitimdir. Bir ba§ka ifadeyle seyr u siiluk, tarikata giren kimsenin 
manevi makamlanni tamamlayincaya kadar gefecegi hal ve makamlann 
adidir. 

"Sulukten amag giizel ahlaki elde etmektir. Yoksa keqf-iX keramet degil- 

,. „ 1271 

air. 

Seyrin ba§i siiluk; yani yola girmek, sonu da vusul; yani Allah Teala'ya 
kavu§maktir. Allah Teala'ya vuslat Allah Teala'yi goruyormu§casina kulluk 
(ihsan) §uuruna ermek, daima Allah Teala ile beraber bulundugu hali yaka- 
lamak, O'na teslim olup O'ndan razi olmaktir. Her is, ve fiilin gercek failinin 
Allah Teala oldugunu kavramak ve varhk iddiasindan kurtulup gercek tevhi- 
de ermektir. 

imam-i Rabbani ; "Seyr ve sulukten maksat, nefsi kotii huylardan ve qir- 
kin sifatlardan temizlemektir"demi§, bu firkin sifatlann ba§inda nefse du§- 
kiin olmak ve onun arzulanna, isteklerine tutulmak geldigini ifade etmi§tir. 

Tasavvufi terbiyede seyr u siilukte siireklilik ve devamhhk esastir. 
Tarikata girmekle i§ bitmedigi gibi, kulluk gorevleri geregi gibi, yerine geti- 
rilmesi gerekmektedir. Bayezid Bestami miiridlerine buyurur ki; 

"Bdyezid'in derisine girseniz, onun ahlakiyla ahlaklanmadikga bir ise 
yaramaz?" 

Unutulmayacak onemli husus tarikata intisap diinyevi ve uhrevi kurtulu- 

1272 

§un tek faresi degildir. £unku manevi kurtulu§, son nefese baghdir. Son 



12-1 -YARAR, a.g.e. s.133, 132.mektub 



1272 — Rasultlllah sallallahil aleyhi ve sellem buyurdu ki; "Biriniz yaratildigi za- 
man, annesinin rahminde kirk giln nutfe, sonra kirk gun kan pihtisi olarak, sonra da 
kirk giln bir cignem et olarak toparlamr. Sonra Allah Teala ona dort kelime ile bir 



Kitabiyat 665 

nefeste iman selameti elde etmenin yolu, bu dunyada istikamet iizere ya§a- 
maktir. Takvaya ermek, ibadet ve muamelatta ihsan ve ihlasta devamlihktir. 

1273 

Seyr-u Siilukiin dort makami vardir. 

"Seyr-i ila'llah"; "Seyr-i Fi'llah ," " Seyr-i Ani'llah Billah" "Seyr-i Fil- 
Esya." 

SEYR CE§ITLERi 

Iki kisimdir: 
Cezbe ve siiluk. 

(Siiluk), ugrasarak ilerlemektir. (Cezbe) gekilip goturulmektir. 

Seyr-i afaki'ye "siiluk," seyr-i enfiisi'ye "cezbe" adi verilir. 

Bunlara tasfiye ve tezkiye de denir. Siiluktan once olan cezbenin, yani 
tezkiyeden once olan tasfiyenin kiymeti yoktur. Siiluk tamamlandiktan sonra 
olan cezbe yani tezkiyeden sonra olan tasfiye lazimdir ve seyr-i fi'llah da 
hasil olur. 

Once olan cezbe ve tasfiye, siilukii kolayla§tirmaga yarar. Siiluk olma- 
dan, maksada kavu§ulamaz. Yol tamam gidilmedikce, cemal-i ilahi goriin- 
mez. Onceki cezbe, sonra olan cezbenin suretinin numunesi gibidir. 
Hakikatte, birbirinden ba§kadirlar. Biiyiiklerimizin, "Sonda olan seyler, 
bcifjlangigta yerle§tirilmi§tir" soziinden maksat, "Sonda kavuqulacak suretin 
gdrunugu yerle§tirilmi§tir " demektir. 

Seyr ve siilukten maksat ve cezbe ve tasfiyeden beklenilen §ey, nefsi ko- 
tii huylardan ve firkin sifatlardan temizlemektir. Bu firkin sifatlann ba§i, 
nefse du§kun olmak ve onun arzulanna, isteklerine tutulmaktir. O halde, 
Seyr-i enfiisi lazimdir. Kotii sifatlardan giizel sifatlara donmek lazimdir. 
Seyr-i afaki luzumlu degildir. Maksat ve gaye bu seyre bagli degildir. Ciinkii 
zahiri §eylere dii§kiinliik, nefse dii§kiin olmaktan ileri gelir. Insan, her §eyi, 
kendini sevdigi ifin sever. Cocugunu, mahni sevmek, onlardan istifade ede- 
cegi ifindir. Seyr-i enfiiside, insani, Allah Teala'nin sevgisi kaplayarak, in- 



melek gonderir: 

Eline gececek rizki, Oliim zatnani, Dunyada vapacaklari, Kotii bir ki$i veya iyi 
bir kul olacagi yazihr. 

Sonra ona rah ufurillur. Kendinden bajka hifbir ilah olmayana yemin ederim ki, 
biriniz, kendisiyle onun arasmda bir adim kalana kadar cennetlikler gibi amel eder, 
derken, yazilanlar onu geger de, cehennemlikler gibi amel eder ve cehenneme girer. 
Stiphesiz biriniz, kendisiyle onun arasmda bir adim kalmcaya kadar cehennemlikler 
gibi amel eder, yazilanlar onu gecer de, cennetlikler gibi amel eder ve cennete gi- 
rer." (Buhari) 

1273 — Bu simflandirmalar degisikte olabilir. Neticede hepsi aym neticeye var- 
maktadir. 

1274 — PAKALIN, Mehmed Zeki, Tarih Deyimleri Ve Terimleri Sozlilgu, Istan- 
bul,1972, c.3, s.198 



666 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

san, kendini sevmekten kurtuldugu icin evlat ve mal sevgisi de, bununla 
beraber yok olur. halde, seyr-i enfusi muhakkak lazimdir. Seyr-i afaki, 
buna bagh olarak, maksadi miiyesser olur. Nebilerin "aleyhimussalevatu ve- 
t'teslimat" seyrleri, yalniz seyr-i enfusi idi. Seyr-i afaki, bununla beraber 
yapiliyordu. 

Siiluk konaklanni ve cezbe makamlanni gectikten sonra, anla§ildi ki, 
seyr ve siiluktan maksat, yani tasavvuf yolculugundan maksat, ihlas maka- 
mina varmaktir. Ihlas makamina kavu§abilmek icin, enfusi ve afaki mabutla- 
ra tapinmaktan kurtulmak lazimdir. 

Seyr-i enfusi, bu yolun nihayetinde ele gecer. Behauddin-i Nak§ibend 
Hazretleri buyurdu ki, "Ehl'u-llah, Fena ve Beka makamina kavu§tuktan 
sonra, her gordiiklerini kendilerinde goriirler. Her tanidiklanni kendilerinde 
tamrlar. Bunlann hayretleri, anlayamamalan kendilerinde olur. "Kendiniz- 

1275 

dedir, gormuyor musunuz? " Buyruldu. 

Seyr-i enfusiden once olan seyrlerin yani ilerlemelerin hepsi, (Seyr-i 
afaki) idi. Seyr-i afakide ele gecen §eyler hiftir. Yani, aramlana gore hif 
sayihr. Ancak §uhud-i enfusiye kavu§mak ifin, once seyr-i afaki lazimdir. 
Seyr-i afakide, sanki kotuluklerden temizlenmek ve seyr-i enfuside, iyi ahlak 
ile ahlaklanmak vardir. £unku kotuluklerden aynlmak, Fena makamina uy- 
gundur. Iyiliklere kavu§mak, Beka makamina uygun olur. Bu seyr-i enfusi- 
nin nihayeti yok demi§lerdir. Insanin omrii sonsuz olsa, bu seyr bitmez de- 
nilmi§tir. £unku mahlukun sifatlannin nihayeti yok demi§lerdir. Yani Allah 
Teala'nin sonsuz sifatlan, salikin latifeleri aynasinda tecelli etmekte, O'nun 
kemalatindan bir kemal goriinmektedir. O halde, bu seyr bitmez ve sonu 
gelmez. 

Bu konuda biiyiikler buyuyurdular ki; 

Hace Ubeydullah-i Ahrar kuddise sirruhu'1-aziz; 

"Allah Tedld'ya kavu^makta, zulmet perdelerinin kalkmasi igin mahluk- 
larin hepsini a§mak, yani seyr-i dfdkiyi ve seyr-i enfustyi tamamlamak la- 
zimdir. Nurdan perdelerin aradan kalkmasi igin de seyr-i fi llah gere- 
kir "flfemi§tir. 

Ebu Said-i Harraz kuddise sirruhu'1-aziz; 

"Seyr-i afaki (kendinin di§inda ilerleme), insani, matlubdan (Allah Tea- 
la'dan) uzaklastirir, seyr-i enfusi ise, insani, matluba kavusturur" demistir. 
Seyr-i enfusi, tasavvuf yolunda bulunan kimsenin kendinde ilerlemesi, kotti 
huylardan temizlenen nefsin, iyi huylarla bezenmesi, silslenmesidir. " 

Abdiilkadir Geylani kuddise sirruhu'1-aziz, 

1275 — Zanyat,21 



Kitabiyat 667 

"Seyr-i enfilside, insani, Allah Tedld 'nin sevgisi kaplayarak, insan, ken- 
dini sevmekten kurtuldugu igin, evldd ve mal sevgisi de bununla berdber yok 
olur. Ohalde, seyr-i enfusi muhakkak Idzimdir" 

Efendi Hazretleri buyurdu ki; 

"Gardasim! Sttlilk gormeyen ihvan listesine kayit olmaz. Her amelin 
edebi var. Tarikatin edebi de sulukunu tekmil etmektir. " 
SEYR MERTEBELERI 

Hakikat erbabina gore sefer, muridin Allah Teala'ya yonelmesi sirasinda 
kalbin gecirmis. oldugu seyirlerden ibarettir. Bu esnada takip edilen sefer 
dorttur: 

1-SEYR ILA'LLAH 

Seyr u sulukun dort mertebesinden birincisi hakkinda kullanihr bir ta- 
birdir. Buna "sefer-i evvel" de denir. (Seyr-i ila'llah) demek, a§agi bilgiler- 
den, yiiksek bilgilere ilerlemek, ilimde durmadan yiikselmektir. Bu §ekilde 
mahluklara ait bilgiler bilindikten sonra, Allah Teala'nin ilmine kadar vanhr. 
Bu bilgiler ba§layinca, mahluklara ait bilgilerin hepsi unutulur. Bu hale 
(Fena) denir. 

Allah Teala'nin, lutfu ve ihsani ile masivanin hepsi, kalb goziinden sili- 
nince, isimleri bile unutulunca, (Fena) hasil oldu denir. (Seyr-i ila'llah) ta- 
mam olur. 

Salik, yaradih§inda Muhammedi ise, Alem-i emrin be§ latifesini, siralan 
ile geftikten sonra, bunlann Alem-i kebirdeki asillannda seyr eder. Yani 
ilerler. Allah Teala'nin liitfu ile bu bes. ashn her birini inceden inceye gece- 
rek sonuna gelir. Boylece, imkan dairesini (Seyr-i ila'llah) ile bitirmis. olur. 
(Fena) hasil oldu denir. (Vilayet-i sugra) makamina ba§lami§ olur. 

Hakiki Fena ise, sifat-i ilahinin ve isimlerinin ve hicbir baghligin, ayn 
bir gorunu§iin de, tamamen goriilmedigi zaman hasil olur. Zat-i ilahiden 
ba§ka hifbir §ey goriilmez ve du§unulmez. Seyr-i ila'llah Allah yolculugu, 
i§te burada sona erer. 

2-SEYR FI'LLAH 

Seyr ii sulukun dort mertebesinden ikinci mertebesi hakkinda kullanihr 
bir tabirdir. Buna "sefer-i sani" (cem) de denir. 

Allah Teala'nin isimlerinde ve sifatlannda ilerleme, Allah Teala'nin be- 
gendigi ve razi oldugu §eylerde fani olma (yani O'nun sevdiklerini sevmek 
ve O'nun sevdikleri kendine sevgili olmak) seyr-i fi'llah diye isimlendirilir. 
Boylece anlatilamayan, i§aretle bildirilemeyen ve isim verilemeyen, bir §eye 
benzetilemeyen, kimsenin bilemedigi, anlayamadigi mertebeye vanhr. Bu 
seyre (Beka) denir. 

Bu makamda, siilukten sonra, cezbe hasil olur. Bu seyre, seyr-i fi'llah 



668 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

da denmesine sebep, ihvan bu seyrde, Allah Teala'nin sifatlan ile sifatlanir. 
Bir sifattan bir sifata gecer. £unkii aynadaki suretlerin sifatlannin bazisindan 
aynanin da nasibi olur. Bundan dolayi, sanki Allah Teala'nin isimlerinde 
seyr etmis. gibidir. 

(Seyr-i fiTlah) hasil olmadikca, tam ihlas elde edilemez. (Seyr-i fi'llah) 
denilen (Isbat) makamina kavu§mak icin cah§ihr. Bu makamda, kalb yalniz 
Allah Teala'yi hatirlamaktadir. Bu makama (Beka) makami ve (Hakikat) 
denir. Vilayetin sonu, beka makamidir. Birincisinde fena makamina ve 
hakikatte beka makamina kavu§an ihvan, vilayete kavu§mu§, Veli olmu§tur. 
Nefs-i emmaresi, nefs-i mutmainne olmu§, kiifirrden, inkardan kurtulup, 
yaratih§inda bulunan kotuliik, azginhk yok olmus. ve Rabbinden razi Rabbi 
de ondan razidir. 

Abdulhakim bin Mustafa Arvasi kuddise sirruhuT-aziz; "Seyr-i ila llah 
ve seyr-i fi llah yani Allah Tedld 'nin begendigi seylerde fdni olma hasil ol- 
madikga, tam ihlas (her i§ini yalniz Allah Teala'nin nzasi icin yapma) elde 
edilemez. Muhlislerin (ihlas sahiplerinin) olgunluguna kavusulamaz " c/emi§- 
tir. 

Fena fiTlah makami zahir olunca, dil ile her gun be§bin kere tehlil de 
yani 'Ldlldhe Ilia 'llah ' zikrinde bulunduktan sonra, Allah Teala'yi muraka- 
bede olmak gereklidir ki, Allah Teala'ya kar§i fena-i kiilli (tumuyle kendin- 
den gecme hali) elde edilsin. 

3-SEYR ANiLLAH-BILLAH 

Ufiincu seyre, (Seyr-i ani'llah-i billah) denir. Bu da, ilmin hareketidir. 
Yiiksek bilgilerden a§agi bilgilere inilir. Boylece, mahluklan bilmege kadar 
inilir. Butun viicud mertebelerinin bilgisi unutulur. 

Ufiincu ve gelecek olan dordiincii seyrler, davet makamini elde etmek 
ifindir. Allah Teala'nin kullanna yardimi gelip fetih miiyesser olunca 
(Nasr,l) vahdet kapisi afihr. Mutlak fena ve istigrakla '"ayn-i cem'"de zati 
§iihud ve birlik nuru Allah Teala'nin yardimi ile verilince ir§at seccadesi 
helal olur. Bu da §eyh hazretlerinden icazet ve "hazret-i 'izzet" ten i§aret ile 
olur. 

Ayntl'1-cem Allah Teala'nin birligini (Ahadiyyetini) zahiri ve batmi olan 

iki zitta bagli kilmamaktir. Ahadiyyet makami, "Kabe kavseyn " makamidir. 

Ikilik artik kalmaz. Bu makam gecilince de "Ev Edna " makamina ulajilir ki, bu 

makam velayetin son makamidir. 

Seyr-i bi'llah'a kadar her makamda, en kamil Allah Teala dostlannin 
hepsine gore zikirde sayiyla me§gul olunmahdir. Lakin be§bin sayisiyla ka- 
yitlanmak seyr-i ila'llah'in tamamlanmasina ve ondan az sonrasina kadar 
gereklidir ki, maksat ve meram bulunabilsin. 



1276 — Necm, 9 



Kitabiyat 669 



4-SEYR-I ESYA (SEYRI MUSTEDIL ) (Donulen Makamlar) 

Bunlardan sonra, dorduncu seyr ba§lar. Buna (Seyr-i e§ya) denir. Birinci 
seyrde unurulmus. olan, e§yanin biitiin bilgileri, §imdi yavas. yavas. ele gecer. 
Bu dorduncu seyr, birinci seyrin tersidir. Uciincii seyr de, ikinci seyrin kar§i- 
ligidir. 

Bu makam da Hakk'tan halka donme makamidir. Bu ise, cem' ve fark bir- 
ligi demektir. Hakk'm halka dahil olmasi ve onda yok olmasidir ki, kesrette 
vahdet, vahdette de kesret gorillebilsin. Bu da Allah Teala'dan Allah Teala'ya 
donmedir. Bu makam, fenadan sonra beka, cem 'den sonra fark makamidir." 

1277 

Tasavvufta nihayete kavu§an bir velinin geri dondukten sonra, daha once 
unutmus, oldugu e§yanin biitiin bilgilerine yeniden sahip olmasi, Seyr-i fil- 
e§ya diye isimlendirilir. Muhammed Baki-billah kuddise sirruhu'1-aziz bu- 
yurmu§tur ki; 

"Seyr-i fil-eqya, davet makamini elde etmek igindir. Davet makami, nebi- 
lere mahsustur. " 

SEYRIN HALLERI 

Seyr: Ikidir: 

Uruc [yukselmek], Hakk'a donmeye derler. Niizul [inisj, halka teveccii- 
he [donmeye] derler. 

1 — Uruci (Miistetir): "Salikin Allah Teala'ya maglup (yok) olmak icin sey- 
ridir. Bu; cuz'iln killle seyridir. Buna seyr-i suuri de denilir. Bu seyr; insan mertebe- 

1 278 

sinden Allah Teala'ya kadardir. Bu seyrde mebde'den ne kadar uzaklastmhrsa 

1279 1280 

damlarm denize dtismesi gibi, daha ziyade mucerred olur." 
Seyr-i ila'llah ve seyr-i fi'llah, uruc ederken olur. 

2 — Nuzuli (Miistedil): Salikin viicudunun zuhuru ifin mutlak viicudun 
(Allah Teala'nin) seyridir. Vacibin imkan mertebesine, mutlakin 
mukayyede, kiilliin ciiz'e niizulii de seyr-i inbisati ve zuhuri de derler. Bu 

1 2S2 

seyr; akl-i kiilden insan mertebesine kadardir. Bu seyrde asildan ne kadar 



1 7 -Sefine-i Evliya, c.II, s.177 deki Dip not. 



1278 — Bastaraf. Baslangig. Baslama. Kaynak. Kok. Temel. Esas. 

1279 — Halis, saf, katisiksiz, kansik olmayan. Tek basma Mtlsahhas olmayan. Vil- 
cuda gelmis esya ve ef alin sekil ve suretlerinden ayn olarak dusunillen her keyfiyet 
ve mefhuma veya nisbet mefhumuna denir. Bunun ziddi musahhasidir ki, esyamn 
butiln vasiflan ile zihinde husuludilr. 

128 °— ERGIN, a.g.e. s: 31 

1281 — Yayilma, genisleme 

1282 — ^jjj.j Yjjil: Kainatta gorillen umumi ahenk. Her seyi kavrayan akil. 



670 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

uzak dii§uliirse denizin sahile seyri gibi, daha zahir ve cami' olur. 
Seyr-i ani'llahi bi'llah ve seyri e§ya billah, niizul yaparken olur. 

Mutlak fetih denen "es-seyrii bi'llahi ani'llah"ta vahdet kapisi afilmaym- 
ca kimse seyhlik makamma yetismez. Feth-i karib denen es-seyril ilallah'ta 
apafik ufka ulasip feth meydana gelmeyince, yani nefis makammdan ytikselip 
"Allah Teala'nm yardimi" verilmeyince pek 90k ganimetler ve yakm bilgisi 
meydana gelmeyince, kudsi gercek kesifler gergeklejmeyince, yilce ufuklara 
ulasmak kesinlesmeyince; "es-seyril fi'llahi"de gontil fethi olan rah nurlarmm 
ortaya gikmasiyla olusan feth-i milbin karanhklardan, nurlardan ve kazanclar- 
dan muhakkak olmaymca kimse hilafete layik olmaz. Ancak burada bilyilk bir 
tehlike vardir; cunkti kalb sirrm kontrolilne yilkselince nefs, kalb makamma 
yilkselir. Onceki sifatlan kalbi nurlarla orttiltir. Bil ki, nurani goriintislerden, 
renklerle ortaya crktigmdan kalb makami tamam ve kamil olmaz; ancak rah 
makamma yilkseldikten sonra olur. 

Tasavvuf buyiiklerinden Ibrahim bin §eyban-i Kazvini buyurdu ki; 
"Fend ve Bekd bilgileri, Allah Tedld 'nin bir olduguna hdlis inananlarda 

ve ibddetlerini dogru yapanlarda bulunur. Ba^kalarinin Fend ve Bekd ola- 

rak soyledikleri, hep yalandir ve zindikhktir. " 

letAifler 

Zikir dersleri latifeler uzerinde uygulanir. Letaif kelimesi latifenin cogu- 
ludur. insanin maddi kalbiyle alakasi bulunan, ruh ve nefs gibi manevi varh- 
ginin ozellikleri ifin kullanilir. 

"Latif ' Allah Teala'nm esma-i hiisnasindandir. Liitufkar anlamina geldi- 
gi gibi, ince, cismi olmayan, gozle goriilmeyen anlamina da gelir. Nitekim: 
"Gozler O 'nu idrak edemez. O gozleri idrak eder. Latif dir. Habtr 'dir. " 
Ayetindeki "Latif bu anlama, yani gozle goriilmeyen ama her §eyden haber- 
dar olan anlamindadir. "Latife" de aym kokten olup gozle goriilmeyen anla- 
mi ta§ir. 

Letaiflerin Yerleri 

Letaifler Alem-i sagir ve Alem-i Kebir olmak iizere iki yerdedir. 
— Alem-i sagir yani kiifiik alem insana denir. 
— Alem-i Kebir insandan ba§ka her §eydir. 



1283 — Niizul, uructan (inmek, 9ikmakdan) fazla vaki' olmasi icin "La ildhe illal- 
lah " kelime-i tehlilini 90k soylemek ve Ytlz defa "La ildhe illallah " dedikten sonra, 
"Muhammedun Resulullah " soylemekle olur. Urucu fazla olan ihvan, dil ile kelime- 
i tehlili soylerken her defasmda "Muhammedun Resulullah " diye de have ederse, 
niizul ziyade olur. Urucu ve ntlzultl mtlsavi olan, on veya on bes defa "La ilahe illal- 
lah" dedikten sonra, "Muhammedun Resulullah " der. Bu usul, uruc ve ntlzultln hasil 
olmasi igin 90k faydahdir. 

1284 — QAVU§OGLU, a.g.e. s.133 

1285 — En'am, 103 



Kitabiyat 671 

Alem-i sagir, on parcadan meydana gelmi§tir. Bu da ikiye aynhr. 

1 -Alem-i halk bes. letaiftir. Nefs, hava, toprak, su ve ates. Asillan 
da Alem-i kebirdedir. Yerin dibinden ar§a kadar, alemi halkdir. Onun iistii 
alem-i emirdir. 

Ar§in icindeki mahluklar maddeden yapilmi§tir. Zamanh ve hacimlidir- 
ler. Onun icin Alem-i halk'a olcii alemi de denir. Mahluklar, ademle (yok- 
luk) viicudun (varhk) birle§mesinden meydana gelmi§tir. Ademle viicudun 
birle§mesi, bes. ashn sonuna kadardir. 

2-Alem-i emir be§ letaiftir. Kalb, ruh, sir, hafi ve ahfa'dir. Asillan, ar§in 
di§inda goriiliir. Alem-i emir, maddesiz, hacimsizdir. Bunun icin, Alem-i 
emre La-mekani de denilmektedir. 

Letaifler 

Kalb latifesinin yeri, sol memenin iki parmak altidir. 

Ruh latifesi sag memenin iki parmak altindadir. 

Sir latifesi sol memenin iki parmak iistii ve gogsiin ortasina yakindir. 

Hafi latifesi sag memenin iki parmak iistii gogsiin ortasina yakindir. 

Ahfa latifesi gogsiin ortasindadir. 

Nefs latifesinin yeri ahndir. 

Beden (ate§, hava, su ve topraktan) meydana gelmektedir. Bu unsurlan 
ayn ayn sayarsak, latifeler on olur. Onun icin bunlara letaif-i a§ere (on 
latife) denilmi§tir. 

SEYR DERSLERiMN MAKAMLARI 

Ihvan, zikir derslerine devam eder. Bu derslerde feyzin ve alacagi hal 
makami iizerinde mur§idin halini a§agida gelecek §ekilde belirler. Bu dersler 
Tevhit makamlannda alacagi hallerle derslerini takip edecegi yoldur. 

VILAYETI SUGRA ( Kucuk Velayet) FENA MAKAMLARI 

Velayeti sugra (kiifiik velilik) dairesi Allah Teala'nin isim ve sifatimn 
golgesindeki manevi yolculuga denir. 

Velayeti sugra'nin alameti, melekut alemine yonelisjn yok olma ve o 
alemi alti yon (dogu, bati, kuzey, giiney, alt ve list) ile ku§atip, kalbi, velaye- 
ti sugra dairesine kavu§maktir. Temsili bir du§unce ile be§eri viicudun ve 
biitiin varhgin Allah Teala'nin varhgi ile beraberligini gormek de esma ve 
sifatin golgesinde seyr'in i§aretidir. 

Esma ve sifat'in golgelerinin dairesi, nebiler ve veliler harif, biitiin var- 
hgin var olu§lannin ba§langif noktasidir. Allah-ii Teala'nin, yarattigi biitiin 
varhga varhk tecellisi, esma ve sifatimn golgelerinin tecellilerinden ula§ir. O 
golge tecelliler, kendi zati varhgi ile biitiin yarattiklan arasinda bir vasitadir. 
O'nun esma ve sifatimn tecellilerinin golgesi olmasa varhk meydana gel- 



1286 — g e( j en j saymayanlarda vardir. Fakat zikr-i sultan beden ile yapildigi igin 
bedenin de letaiften sayilmasi uygundur. 



672 Gavs-iil Azam ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

mez, O'ndan ba§ka her §ey daha onceden oldugu gibi adem (yok) olurdu. 
Kemal sifatlar sahibi Allah Teala, yarattiklanndan hie bir §eye muhtac 

degildir. Kainati var edi§i de ona muhtac olu§undan dolayi degildir. Kur'an-i 

Kerim'de de ifade buyurdugu gibi: 

"Allah Teala, Yarattiklanndan hig bir §eye muhtag degildir" 

Her §ahsa Allah Teala'nin feyiz ve kemalati, o §ahsin yaratih§indaki 

§ahsina ait hakikati vasitasiyla gelir. Tasavvufi terbiyede Necmeddin Kubra 

kuddise sirruhu'l-azizin "Allah Tedld'ya giden yollar, mahlukatin ahp 

1 TOO 

verdigi nefeslerin adedi kadar goktur" sozii, esma ve sifat'in 

tecellilerine ait golgelere i§arettir. 

Buradaki "mahlukatin nefesleri kadar" tabiri, yollann foklugundan ki- 
naye olarak kullanilmaktadir. Dolayisi ile esma ve sifatin golgelerinin tecel- 
lilerindeki coklugu da ifade etmektedir. 

Bunlardan bilhassa U9 yol vardir: Biri taatler ve ibadetler ile me^gul olan 
kimselerin yolu; ikincisi, riyazetler ve milcahedeler ile me^gul olan kimselerin 
yolu; U9ilncusu a§k yoludur. 

Birinci yoldan Hakk'a vasil olanlar pek azdir. Ikinciden vasil olanlar ise 
evvelkilere nisbetle daha ziyade ise de yine nadirdir. Ucuncti yolun baslangici 
bunlarm nihayeti olur. 

Iste bu ask yoluyla yol alanlarm istekleri de arzulan da masuklarmm arzu- 

, 1289 

sudur. 

Bir latife, velayeti sugra dairesine dahil oldugu zaman, ashnin ashnda ve 
hakikatinde fena bulur. (Yani: esma ve sifatin tecellilerinin golgeleri, bu 
tecellilerin bizzat kendilerinde fena bulur (yokluga erer) demektir). I§te o 
zaman hakikatinde yok olmakla bekaya ula§mi§ olur. 

1- Kalb Dersi 129 ° 

Tecell-i Ef al: Adem aleyhisselamin tahtinda ve Kalb 'in karsihgi 
karsihgidir . 

Kul bu kalb ile Allah Teala'yi hakkiyla zikredebilirse, kendi kalbiyle, 
kiilli kalb arasindaki perdeler kalkar. O zaman kalbiyle Allah Teala'yi zik- 
reden kul, butun varhklarla da Allah Teala'yi zikretmeye ba§lar. 

Eger ruh bu sirra erememi§se muhakkak kalb aleminde i§lenen giinah ve 



1287_ ( Ankebut6 ) 

1288 — f| az j n j ; Cevahiru'l Ebrar min Emvac-i Bihar, Yesevi Menakipnamesi, Ci- 



han Okuyucu, Kayseri, 1995, s.56 
-Ken'an Rifai, a.g.e. s. 463 



1289 



129 °— Bu kisimda (RAHMI Serin, Vehler Ve Tarikatlerde Usui, 1st. S.285-298; 
YASAR, Ahmet, Qam Kozalagmdaki Sir, 1st. 1999, s. 329-367) faydalamlarak yazil- 
mistir. 



Kitabiyat 673 

isyanlar sebebiyle paslanmalar ve kirlenmeler ohnu§, kalbin iizeri giinah 
tabakalanyla ortulmus. bazi kalbler ise demirden bir parca gibi sertle§mi§tir. 

Bu sebeple evvela kalbi zikre 50k devam edilerek kalb ile zikir irtibatini 
tesis ve temin ettikten sonra ruhi zikre gecilir. 

Ki§i latife-i kalb ile Allah Teala'yi zikretmeye ba§lamadan once hediye 
yapihr. Bundan sonra "Ya Rabbi feyzi tecellini, ef'dli ildhiyeni Rasulullah 
sallalldhu aleyhi ve selemin kalbi saadetinden Hz. Adem aleyhisseldmin 
kalbi saadetine oradan da me$ayih-i i'zdm hazretlerinin kalbi saadetine 
ulagtirdigin gibi §eyhime ve bu dciz kulunun da kalbine ula§tir " diye dua ve 
niyaz eder ve kalb tarafina basin egerek oturur ve kalbi ile bin defa 
zikre ba§lar. 

Allah Teala'nin sevgisini kalbe yerle§tirince ruh dirilmeye, canlanmaya 
ba§lar Kalb kendi lisaniyla konu§ur ve zikrede ede hakikatleri ruhun kula- 
gina ufuriir. Ruh hissetmeye ba§ladigi zikrin manevi zevkiyle gafletten kur- 
tulmaya ba§lar. O vakit Allah Teala'nin yardimiyla kul, ruhuyla da Allah 
Teala'yi zikretmeye ba§lar. 

Bu makamda ilk olarak Tevhid mertebelerinden Tevhid-i Ef al telkin ve 
talim edilir. 

Tevhid-i Ef alin manasi: Allah Teala fiillerinde birdir. Goriinen ve go- 
riinmeyen miilkiinde O'ndan ba§ka fail yoktur ve her §ey ilahi takdiri iizerine 
yuriimektedir. Bu makami zevk edenler neticede tevekkiil sahibi olur, halka 
kar§i ihtirasi olmaz. Kendi nefislerine fark, aleme ise, cem' nazan ile bakar- 
lar. 

Fiillerin birligi anlamina geldiginden §eriat ve tarikat gerekleri yerine 
getirilir. Bu mertebeye gelebilmek ifin ihvan, her §eyden once di§ ve i? te- 
mizligini saglamasi gerekir. Di§ temizligini su ile yaparken (abdest, gusiil 
gibi), if temizligini de devamh zikir ile gercekle§tirir. 

Bundan sonra hakikat bilgilerinin elde edilip uygulanmasi gelmektedir. 
Fiillerin hepsini yani bize nisbetle iyisini de kotusunu de Hakk'a nisbet et- 
mek esastir. Ciinkii onlann iyiligi ve kotiilugii bize goredir. Yoksa Hakk'a 
nisbet edildiginde hepsi hayirdir ve isimlendirilmemi§tir. Fiillerin iyiligi ve 
fenahgi, kula nisbet edildiginde belirlenir ve bu zamanda, iyi ve kotu diye 
adlandinhr. 

Ehlullah, fiilleri Hakk'a nisbet eder. Mesela; Allah zina etti demez. Zira 
zina ismini ortaya fikaran bu fiilin kula nisbet edilmesidir. Eger bu fiil kula 
nisbet edilmeseydi, o fiilin adi belli olmaz, iyilik ve kotiiliikten biriyle hiik- 
molunmazdi. 

Fiillerin Allah Teala'ya ait oldugunu §u ayet-i kerimelerden anla§ihr. 

j^L.*> Uj (OsjJ^- «Uil j "Allah sizi ve amelinizi yaratti. " (Saffat, 96) 



-Feyz talebi rabitamn on ajamasidir. 



674 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ihvanin bu zevki devamh mii§ahede edebilmesi ifin, kendisine telkin di- 
len Tevhid zikrinde bir rabita verilir. Bu mertebenin rabitasi La Fdile 
illallah\\x. (Gerfekte biitiin i§leri yapan, ancak Allah Teala'dir) Eger ihvan, 
nefisle olup fiilleri Allah Teala'ya nisbet etmeyip kendisinde goriirse, o za- 
man aynhkta yani ikilikte kahr. 

Ef al derslerinde a§km halleri vardir. Hakiki iman, tevhidi ef al maka- 
mindan ba§lar. 

Buna gore L Kalb LatifesVnin yok olmasi, ef'ali ilahiyyenin tecellisinde 
olur. O zaman ihvanin, hatta biitiin varhgin fiilleri bu tecelli ile gizlenir. 
Ihvan artik bu makamda ef ali ilahiyyenin goriinii§lerinden ba§kasini gore- 
mez. Bu latifenin velayetine, Velayet-i Adem aleyhisselam adi verilir. Bu 
velayet makamindan ula§an ihvana Ademi me§rep (Adem aleyhisselam me§- 
repli) denilir. 

Kalb latifesinin seyrinde, ihvana zevk, §evk, ah, nara, istigrak, vecd hasil 
olur. Tevhid-i viicudi ele geftiginden "Ene'l hakk" ve "Siibhani" der. Go- 
niilde Allah miibarek isminin miisemmasini miilahaza etmek emr edilir. 

Kalbe tevecciih ve zikir lafzini dogru soyleyerek, "senin zdt-i 
pdkinden ba§ka hig maksut yoktur" manasim miilahaza etmek ve gonlii 

1293 

baska dii§iincelerden korumak manasi ta§iyan Vukuf-i kalbi ye devam 
edilir. 

Durumuna gore eger ihvanda san-ye§il nur omuzlan hizasinda 91- 



1292 — Bu makamlara ytlkselen kijilere "Ademiyyul me§rep, Ibrahimi me§rep, 
Museviyyul metjrep, Iseviyyul metjrep" gibi o makamm nebilerinin isimleri verilir. 

1293 — Kalbe yonelerek ve Allah Teala'nm ytlce zatma tevecciih ederek ve hatiri- 
na bir §ey getirmeyerek ve dogru telaffuzla zikrin manasim dilsunmek, zikr ve baz- 
gest (senin zat-i pakinden baska hie maksudum yoktur) manasim veya "Ey Al- 
lah'im! Benim maksudum sensin ve senin nzandir" manasim dusunmelidir. Bu 
esnada kendi yoklugunu Allah Teala'nm zati paki ile dusunmelidir. 

1294 — Bu nurlarm renklerinde ihtilaf vardir. Mesela " kalbin nuru kirmizi, ruhun 
nuru sari, sirrm nuru beyaz, hafinin nuru yesil, ahfamn nuru siyah ve bazen beyaz, 
ummi dimagda zuhur eden sultan-i zikir, nefs-i natikamn nuru mavi olur." 
(Nasrullah Efendi, a.g.e.s. 139) Bu da gosteriyor ki, insamn mesreplerine gore simf- 
landmlma ve degisim vardir. 

Adetler izafidir. Her mtlrsidin usillilnde sayilar degisir artar veya azalabilir. Bazi 
bilyilkler bu sayilarda Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellemin silnneti takip etmek 
daha uygundur, demisler. 

Darendeli Haci Hasan Efendi, Tokath Mustafa Haki kuddise sirruhu'l-azizden 
ilk dersini alirken, once kalbden ders tarif edilmis. Fakat aym mecliste Tokath Pir 
kemalatmm ulviyyetine istinaden dersi letaiflerden haps-i nefese gegirerek bir nefes- 
te sira ile 3 — 5 — 7 — 15 — 21 adetlerine sira ile ytlkselterek sulukunil ikmal ettirmis- 
tir. Yani ilk dersi verilip ve almdigi anda sulukil ikmal ettirilerek kamil mertebeye 
ulasmistir. Ancak Haci Mustafa Taki kaddese'llahil sirrahu'1-aziz zamamnda Efendi 
Hazretleri ile beraber usulen sillilk gikarmistir. 



Kitabiyat 675 

kip yiikselirse veya kendisini lzdirap veya depresme kaplarsa ruh latifesiyle 
telkinde bulunulur. 

2- Ruh Dersi 

Tecell-i Sifati Subuti: Ibrahim aleyhisselam ve Nuh aleyhisselam 

tahtinda ve Ruh'un karsihgi: 

Hediyeden sonra "Ya Rab feyzi tecellt-i sifati subutiyeni Rasulullah 
sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin ruhu saadetinden, Hz. Nuh ve Hz. 
Ibrahim aleyhisselamin ruhu saadetlerine, oradan da mesdyihi izam hazret- 
lerinin ruhu saadetleri vasitasi He seyhime ve bu dciz kulunun da ruhuna 
vdsil eyle, " der ve a§agidaki ayet-i celilelerin manasini du§unmeye ba§lar. 

"..Allah yaptiklarinizi gorendir. " 

"..Allah, yaptiklarinizi gokiyi bilendir. " 

1297 

"..Allah, yaptiklarinizdan haberdardir. " 

"...§uphesiz Allah her seye kdadirdir. " 

Bu ayet-i celilerin manalanni on on be§ dakika kadar tefekkiir ettikten 
sonra ki§i kalb dersinde oturdugunun aksi yonde oturur boynunu ruha 
dogru buker; Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellemin feyiz ve 
ruhaniyetinden Hz. Nuh ve Hz. Ibrahim aleyhisselamin ruhaniyetine oradan 
da me§ayih-i kiram hazretlerinin ruhlanna oradan da §eyhimize bizim ruhu- 
muza, kalbimize bir feyz nurunun aktigini du§unup, hissederek Allah Tea- 
la'yi zikretmeye devam eder. 

Kulun ruhuna tecelli eden feyzin rengi kirmizidir. Ruhuna akan bu feyz 
akinlan devam ederken kul, kalbindeki feyiz akinlanndan da gafil olmamaya 
gayret eder. 

Kul ruh ile Allah Teala'yi zikretmeye ba§layinca, damarlanndaki kan 
ve vucudundaki hiicrelerde zikrin zevkini ahr. Muhabbet-i ilahi kalbimizde 
dirildigi gibi butun hiicrelerimizde dirilir ve "Allah" "Allah"demeye ba§lar. 
I§te buna "zikr-i can", "zikr-i ruh" denilir. 

Kalb aleminde kulun igleri, ef al-i ilahi kar§isinda yok oldugu gibi, ruh 
alemimizde de i§itme, gorme, duyma, ilim ve benzeri sifatlanmiz, Allah 
Teala'nin sifatlan iferisinde mahvoluncaya kadar zikre devam eder 

Sifat, gayba aittir ve meydana gelmeden oncedir. Meydana gelince, dun- 



ihramcizade Mehmet Kazim Efendi bir Gilrun ziyaretinde oramn ders halifesi 
Husnil Dayi tarafmdan kalbden ders tarifi almistir. Fakat ilk dersi ikmal ettikten 
sonra Kazim Efendi aldigi manevi isaretle; Efendi Hazretlerinin; 

"Oglum! Senin dersin 1000 kere kelime-i Tevhid'dir" buyurmasi ilzerine dersi- 
ni lafza-i celalden Kelime-i Tevhide gegirmistir. 

1295 — (Hucilrat, 18) 

1296 — (Yusuf, 19) 

1291 — (Hasr,18) 

1298 — (Bakara, 148) 



676 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ya aleminde isimlenir. Ruh latifesinin fenasi, Allah Teala'ya mahsus bulunan 
Sifati Siibutiyyenin tecellilerinde olur. 

Hayat, ilim, irade, kudret, semi', basar ve kelam Hakk'indir. Yani; diri 
olan, i§iten, goren, soyleyen, irade eden ve yegane kudret sahibi Allah Tea- 
la'dir. Burada ihvan, zevken bu sifatlar ile mevsuf olanin ancak Allah Teala 
oldugunu bilecektir. 

Boylelikle kul i§itme, gorme, gibi biitiin sifatlann gercekte, mutlak 
manalan ile Allah Teala'ya ait oldugunu kabul eder. 

Artik insan ruhu "fenafis-sifat" (Allah Teala'nin sifat makamlannda yok 
olma) denen makama dogru yiikselmege ba§lar. 

Ruh yiikselirken, Allah Teala'nin velilerinin ruh makamlanndan. Hz. 
Ibrahim ile Hz. Nuh aleyhisselamin ruh makamina dogru yiikselir. O zaman 
inanci kemale erer ve kul Hz. Ibrahim aleyhisselamin ate§e atihrken yardi- 
mina ko§an Cebrail aleyhisselama "Qekil, Rabbimle benim arama girme. 
Beni benden iyi bilen, senden de daha gok gttzel yardim edendir" makami- 
na adimini atar. Boylelikle o makamdaki nebi aleyhimusselam ve diger var- 
hklann ruhamyetiyle birlikte Allah Teala'yi zikretme §erefine nail olur. 

Bu ruh makamindaki kul Allah Teala'yi hakkiyla zikredince Allah Tea- 
la'ya olan muhabbeti damanndaki kana ve viicudundaki zerrelere intikal 
eder ve sahip oldugu muhabbet duygusu, icine sigmaz hale gelir ve icindeki 
arayi§ yeniden tazelenir. 

Kul sevdigini en giizel sifatlanyla ogrenip tamyinca: "ah sesini duysam, 
zdtini gorsem, eserlerinde onu mu^ahede edebilsem!" diye arayi§a gecer. 
Mutlak sevgiliye onu goturecek delilleri ve elinden tutup yol gosterecek 
olanlan arar. 

Tipki Hz. Musa aleyhisselamin Fir'avun'un §errinden kafip Medyen'de 
Hz. §uayb aleyhisselama sigindiktan sonra, ki§in karh ve soguk giinlerinde 
geri donerken folde yolunu kaybetmi§. Nasil kurtulacagini du§uniirken ken- 
disine uzaktan bir i§ik goriinmu? ve onu ates. zannetmi§. Aile efradina "Otu- 
run bana bir kivrfcim panltisi gibi bir i§ik gorundu. Gideyim, ya i§igin 
yaninda yolu bilen birini bulurum ya da bir miktar ate§ ahr gelirim, yakip 
isiniriz. " gibi. 

Tipki Hz. Musa aleyhisselamin gordiigii i§igin yanma giderken i§ik da bir 
agacin icine dogru girer. Hz. Musa aleyhisselam agactan gelen "I§te ben Al- 
lah hm" sedasim duydugu an ruh aleminin derinliklerinde mii§ahedeler 
tecelli eder, gibi. 

Rabb'ini duymamn, O'na kavu§manm ve O'nu gormenin muhabbeti, ku- 
lun ruhuna hakim olunca Hz. Musa'nin aleyhisselam sir makamina adim 
atma firsatim Allah Teala'nin lutfu ile elde etmis. olur ve ihvan ruhunda Al- 
lah Teala'dan tecelli eden ilim i§igina dogru azimle yakla§maya gayret eder. 

Ihvan, varhga ait bulunan biitiin bu sifatlann Allah Teala'ya ait sifatlar 
oldugunu mu§ahede eder. Varhgin ash biitiin sifatlann da ashdir. ihvan, 
zikrederken sifat-i subutiyyenin Allah Teala'nin oldugunu tefekkiir ederek 



Kitabiyat 677 

kemal sifatlan Allah Teala'ya nisbet eder ve if aleminde istikrar saglar. 

Bu makam Tufan (kan§ikhk) ve nari (yakici) dir. Durum boyle olunca, 
ihvan bu makamda hem kendi varhgini, hem de Allah Teala'dan ba§ka var- 
hgi iddia edilen her §eyin varhgini reddeder. Boylece, Ruh-da bir hareket 
meydana gelip tutu§ursa veya co§kunluk hasil olursa, ihvana Sir latifesiyle 
telkinde bulunulur. 

Bu makamdan ihvana da, Ibrahimi me§rep (Ibrahim aleyhisselam me§- 
rebinde) denilir. 

3- Sir Dersi 

Tecell-i Suunat-i Zatiyye : 
Musa aleyhisselam tahtinda ve Sir'in karsihgi: 

Bundan sonra kula sir dersi tarif edilir. Sir, sol gogsun iki parmak ustun- 
dedir 

Hediyeden sonra "Ya Rabbi! Feyzi lecelli-i sifati §uun-i zatini Rasulullah 
sallalldhu aleyhi ve sellem Efendimizin sirr-i saadetinden Hz. Musa'nin 
aleyhisseldmin sirr-i saadetine ulastirdigin gibi, mesdyih-i kiram hazretleri- 
nin sirr-i saadetleri vasitasiyla, seyhime ve bu dciz kulunun da sirrina vdsil 
eyle " der, gozlerini kapatir, sir makami olan sol gogsun iki parmak ustiinden 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin simndan, Hz. Musa aleyhisselamin 
ve oradan da diger me§ayihlardan sir makamlanndan feyzin, beyaz bir nur 
gibi sir makamindan kalbine dogru indigini, aktigini dusjinerek: 

"...O'nun zdtindan ba§ka her §ey helak olacaktir..." ayet-i 

celilesinin manasim on, on be§ dakika kadar tefekkiir ve rabita ederken kalb 
ile bin adet zikreder. (Bazilan sir ile desede bu makamlar birbirine yakin 
oldugu icin sir ile zikretmek ifin kendini zorlamamahdir. Vukuf kalbe yapil- 
digindan sirrin zikri kalbin zikrinden ayn olmayacagi kesindir.) 

Bu makam Hz. Musa'in aleyhisselamin kadem-i §eriflerinin " altinda- 



1299 — "Hakk'in zati, buttin bagliliklardan, itibardan tecerrudil, kendisinin hif- 
bir ?eye, hifbir §eyin de kendisine milnasebeti olmadigi mertebe hakkmda higbir §ey 
soylenemez. Hakk'in halka, halkm da Hakk'a bagli bulundugu mertebede ise, Allah 
Teala'nm zatma haller ve sifatlar nisbet edilir. Qunkil halk, Hakk'in gorunme ve 
meydana fikma yerleridir. Riza, gazap, icabet, sevinc ve saire gibi seyler ki, bunlara 
§uun denmistir. Her milessirde birtakim sifatlar vardir ki, bunlar, O'ndaki tiluhiyyet 
mertebesidir. Bu mertebenin kabz, bast, yasatma, oldilrme, kahr vs. gibi seylere 
mahsus halleri vardir. Bunlar mertebenin hukumleridir. Bu genel mukaddimeyi bil 
ki, Allah Teala'nm izniyle yararlanasm." (Sadrettin Konevi'nin Fatiha Tefsirinden) 
(Irfan sofralan, 19. sofra, Niyazi Misri, Silleyman ATE§, 1971, s. 53) 

130 °— (Kasas, 88) 

1301 — Burada gecen (kadem-i serif) ayaklardan maksat stlnnet ve tarikattir. Bu 
latifelerden biriyle kendisinde bir terakki hasil olup adi gefen hal ve durumlardan 
biri zuhur ederse aym latifeyi ayagi altmda bulunduran nebinin mesrebi ilzerinde 
sayilir. 



678 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

dir. Yani bu makam Hz. Musa'nin aleyhisselamin adim attigi bir makamdir. 
Cenab-i Allah Kur'an-i Kerim'de: 

"Musd tayin ettigimiz vakitte (Tur'a) gelip de Rabb'i onunla konusunca 
"Rabb'im! Bana (kendini) goster; seni goreyim!" dedi. (Rabb'i): "Sen 
beni asla goremezsin. Fakat su daga bak. Eger oyerinde durabilirse sen de 
beni goreceksin!" buyurdu. Rabb'i o daga tecelli edince onu paramparga 
etti, Musd da baygin dustu. Ayihnca dedi ki. Seni noksan sifatlardan ten- 

1302 

zih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananlarin ilkiyim. " Buyurmaktadir. 

Nasil ki Hz. Musa aleyhisselam ayet-i kerimede beyan edildigi uzere "Ya 
Rab! zdtini bana goster, seni goreyim" deyince Allah Teala "Beni fdni 
gozlerinle goremezsin; daga bak, dagi gorursen, beni de gbrursun. " der. 
Hz. Musa aleyhisselam daga bakinca, nazanndan her §ey kayboldu. Cunkii 
tecelli-i ilahinin kar§isinda butun alemler bir zerre kadar olmadigi icin, 
tecelli-i irade zuhur edince, biitun varhklar kendi kufuklugiinu idrak ederler. 

Kul, bu buyukluk kar§isinda zerre misali olan kainatinda idrak edileme- 
yecek zerreler, parfaciklar haline geldigini anlayinca, her §ey ona yok halin- 
de goriiliir. Yildizlar geceleyin goriilur, ama giine§ dogunca goriinmez hale 
geldikleri gibi, bu makama yiikselen insanlarda tecelli-i ilahi nuru altinda 
iken var olanlar, yok haline gelirler ve "fenafillah" denilen makam zuhur 
eder. 

Ihvan, bu makamda butun zerrelerle Allah Teala'yi zikretmege ba§lar ve 
her §eyin sifat-i ilahi iferisinde mahvoldugunu idrak eder. 

Artik ihvan, biiyiik bir hayranhk iferisinde seyrettigi zerrelerin zikir 
zevklerinin idrakiyla Allah Teala'yi zikreder. Bu zevk sarho§lugundan ayi- 
hnca Hz. Musa aleyhisselamin kendine geldiginde yaptigi gibi, Cenab-i 
Hakki mii§ahede ederek, Allah Teala'nin zat-i ilahisinin sonsuz ve simrsiz 
oldugunu gerfek manada idrak edip; Hz. Musa'nin aleyhisselamin: 

"Ya Rab, ben tevbe ettim, senin varhginin hakikatini gozler ihata ede- 
mez, gormenin siniri igine alamaz olduguna ben iman ettim. " dedigi gibi 
kul da Allah Teala'nin zat ve sifatlannin simrsiz oldugunu idrak etmege 
ba§lar. 

Sonsuz bir zikir ile Allah Teala'yi zikreden kul, hayranhklar icerisinde 
kahr. Kul bu makamda; Hz Musa'nin aleyhisselamin Medyen'den gelirken 
colde yolunu kaybedip soguk bir havuda kurtulu§u ifin bir yol veya yol gos- 
terecek olan birisini ararken, uzaktan kendisine bir i§ik goriildugu gibi zikir 
ehli olan salikde de lutf-u ilahi olarak, ilahi tecelliler zuhur etmeye ba§laya- 
bilir. Bu tecelliyatin nereden, nasil olacagini tesbit etmek mumkiin olmaz. 

Hz. Musa aleyhisselam etrafa bakarken ailesine, "Bana bir isik gorttnu- 
yor, ben oradan ya biraz ates ahp buraya gelirim, ates yakar sizi isitirim 
veya yol gosteren birisini bulurum. " deyip i§iga dogru giderken; i§ik da 



-(A'raf, 143) 



Kitabiyat 679 

ondan uzakla§ryordu. Nihayet i§ik bir agactan ona goriiniir ve kendisine 
"ben senin Rabb'inim" der. Bu hitapla Hz. Musa aleyhisselam ilahi kelamin 
tecellisine mazhar oldugu gibi, bu makamdaki ihvan de manevi zevkin mu- 
habbet cezbelerinin hayranhklan icerisindeyken. Allah Teala hakikatlerin 
yiiziinden perdeleri kaldinr ve hakki hak olarak, batik da batil olarak gorme- 
yi ona nasip eder. 

Hz. Musa aleyhisselamnin Rabb'iyla yaptigi bu konu§manm ardindan 
Fir'avun'a davetci olarak gonderildigi gibi, ihvan de hakikatleri nefsine teb- 
lig etmek iizere bir miicadeleye bir davete basjamis. olur. 

Bu miicadelede insan ruhu §ahit oldugu hayranhklar icerisinde miicadele- 
sini surdiiriirken ay ve gune§i bulutlann kapattigi gibi hakikatlerin iizerini de 
dalalet ve §a§kinhk bulutlan gelir kaplar. 

Bu durumdaki kulun ke§f-i hakikiye gecmesi ifin mevlasini 50k zikret- 
meye ihtiyaci vardir. Kul Cenab-i Hak'kin sifat-i selbiyelerinin tecellisine 
mazhar olamayinca hakikatin yiiziindeki cehalet bulutlannin uzakla§masi 
mumkiin degildir. Bu bulutlann dagilmasi ifin ihvana "hafi dersi" denilen 
bir ders verilir. 

4- Hafi Dersi 
Tecelli-i Suunat-i Selbiye: isa (as ) tahtinda ve Hafi'nin karsihgi: 

Hafi makami sag gogsiin iki parmak iistiindedir. Hafi dersi hediyeden 
sonra ihvan "Ya Rabbi, feyzi tecelli-i sifati selbiyeni Rasulullah sallalldhu 
aleyhi ve sellem Efendimizin hafl-i saadetinden, Hz. Isa aleyhisselamin hafi-i 
saadetine, oradan da mesdyih-i kiram hazretlerinin hafi-i saadetlerini ulas- 
tirdigin gibi, seyhime ve bu dciz kulunun da hafi-ine vdsil eyle " der ve gozle- 
rini kapar. Ihvan feyz nurunun Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efen- 
dimizin hafi-i saadetinden, Hz. isa aleyhisselamin hafi-i saadetine, oradan da 
me§ayih-i izam vasitasiyla kendi hafi makamina aktigini du§unerek: 

"...O'nun benzen higbir sey yoktur. O isitendir, gorendir." ayet-i 

celilesinin manasim tefekkiir ederek on, on bes. dakika kadar murakebe hali 
ya§ar. 

Ihvan bu makamda §a§kinhklar ve hayretler iferisinde, Allah Teala'nin 
sifatlanyla diger varhklann sifatlan arasinda hie benzerlik olmadigini, ger- 
fek manada idrak eder. 

Insan goriir, Allah Teala'nin da gorme sifati vardir. Ama bunlar birbirle- 
rine hie benzemezler; insan bir tarafa bakarken me§gul oldugu icin, diger 
yonleri goremez. Allah Teala'nin gormesi ise, boyle degildir. O her §eyi bir 
anda ve birbirine kan§tirmadan goriir. 

Allah Teala'nin i§itmesi de bizim gibi degildir. Bizi, dinledigimiz her- 
hangi bir ses me§gul eder, digerini duymaya veya idrak etmeye gucumuz 



i303_ (§umJ1) 



680 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

yetmez. Allah Teala'nin duymasi ise boyle degildir. O, butun sedalan birbi- 
rine kan§tirmadan, bir anda dinler. Allah Teala'nin butun sifatlan bu 
misallerde belirtildigi gibi §umulludur. 

ihvan, bu makamda, bu du§unce ile Allah Teala'yi tefekkiir edince, Allah 
Teala'nin sifatlanyla, kendi arasindaki cehalet bulutlan yavas. yavas. dagil- 
maya ba§layarak Allah Teala'nin zatinda benzeri olmadigi gibi, sifatlannda 
da benzeri olmadiginin hakikati, kalbinde yerle§ir. 

Bu makamda zuhur eden nur siyah bir renktedir. Ciinkii kul ya§adigi ka- 
ranhklar ve hayranhklar icerisinden kurtulmasi icin yine zikrullaha muhtac- 
tir. Diger dersler gibi feyz nurunun kalbe aktigini dii§iinerek kalb ile bin 
tane zikir yapar. 

Bu makam Hz. isa aleyhisselamin kadem-i §erifi altindadir. Yani bu ma- 
kamda hakkiyla Allah Teala'yi zikreden Hz. Isa aleyhisselamdir. Hz. Isa 
aleyhisselamin bu makamda mazhar oldugu haller, bu makama yiikselen in- 
sanlarda da zuhur edebilir. 

Ihvan bu makamlardan yiikselirken mevlasim sifatlanyla taniyip hakkiyla 
zikretmeye ba§lar. Mevlasim hakkiyla zikredince, Rabbi de onu sever, o da 
mevlasimn muhabbet cezbelerine kapihr. Ciinkii Allah Teala kulunu sevince 
kul da o muhabbet cezbeleri ile Allah Teala'ya dogru yakla§ir. Kafesteki 
bulbiiller gibi, Allah Teala'nin varhgini azamet ve kudretini tefekkiir ederek 
zikretmege ba§layinca, ihvanin ruhu manevi zevklerin merkezi haline gelir. 

Kul (zakir) kalbine yerle§tirdigi ve sigindigi diger ilahlan terk ederek 
gercek Mevlasina tevecciih eder. Diinyamn siislenmi§, yaldizlanmi§ mail, 
mulku, makami, mevki'si ve aile yuvasi Rabbi'yle arasina girerek onu 
Rabb'inden ayiramaz. Anik kulun mi'rac gecesi yakla§ir. Ruh mi'raf etmek, 
mevlasina kavu§mak ifin biitiin guciinii kullanmaya azim ve gayret sarf et- 
meye karar verir. 

Hz. Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem Efendimiz mi'rac gecesinde 
muhabbet cezbeleri ile yanip kavrulmus, olarak Beytullahin kar§isinda hazin 
hazin bekledigi gibi; kul da Rabb'ul izzetin muhabbet kapisinda kalbi 
muhabbetullahla pi§mi§, kebap olmus. bir §ekilde, imkansizhklar iferisinde 
beklemege ba§lar. 

Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem sabirsizhk ve imkansizhklar iferi- 
sinde beklerken Cebrail aleyhisselam geldi. Buragi getirdi ve: 

"Sevdigin, gergek mandda dostun olan Allah Teala seni davet ediyor. 
Kalk Burag'a bin, " dedigi an Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem Efen- 
dimiz yola ciktigi gibi, etrafindakileri gormek ifin saga sola ba§im fevirme- 
yip Kabe-i Muazzama'dan Mescidi Aksa'ya dogru giderken sagina ve solu- 
na degi§ik varhklar geldi canlandi, agladilar, giildiiler, siislendiler ve: "Ne 
olur liltfet ve bize bak," dediler. Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem ise 
ba§im hif bir tarafa cevirmeden maksuduna ula§mak ifin yoluna devam etti- 
gi gibi; ihvana da Allah Teala'nin yardimi yeti§ir ve Mevlasi ona bir dostu- 
nu, miir§id olarak gonderir. O miir§id Cebrail aleyhisselam gibi, ihvana hiz- 



Kitabiyat 681 

metci olur ve ihvana kendisini Hakk'a ula§tiracak en kisa yolu gosterir. 
ihvan; Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem Mescidi Aksa'da butun 
enbiyalann ervahlarryla bulu§tugu gibi, bu makamdaki ihvanda enbiyalann 
ve evliyaullahin ervahryla bulu§ur. 

Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem Mekke'den Mescidi Aksa'ya kadar 
Burak iizerinde, Mescidi Aksa'dan Sidre-i Miinteha'ya kadar degi§ik vasita- 
larla giderken Cebrail aleyhisselamin ona rehberlik ettigi gibi; ihvanin da bu 
yolculugu tamamlayabilmesi icin bir yol gostericiye, miir§ide ihtiyaci vardir. 

Ihvan; hafi makaminda beden vasitasini birakir, miir§idin yerini de mu- 
habbeti ilahi ahr. Sevgililer sevgilisi Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem 
ruh yolculugu yapma kemalatina erince ihvana "ahfa" dersi verilir. 

5- Ahfa Dersi 

Tecelli-i §an-i Cami-i ilmi ilahi: Rasuliillah sallallahu aleyhi ve 

sellemin tahtinda Ahfa'nin karsihgi : 

Ahfa gogsiin ortasindaki makamdir. Rasuliillah sallallahu aleyhi ve 
sellem makami olan bu makam "mahbubiyet makamidir. " 

Bu makamda hediyeden sonra: "Ya Rabbi! Feyzi tecelli-i hakdyila 
ildhiyeni Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin ahfasina ulas- 
tirdigin gibi, mesayih-i kiram hazretlerinin ahfd-i saadetleri vasitasiyla sey- 
hime ve bu aciz kulunun da ahfa 'sina t'sal eyle. " der. 

Cenab-i Hak'tan feyz nurunun bizatihi Rasuliillah sallallahu aleyhi ve 
sellem ahfasina tecelli edip oradan da ihvanin ahfasina ye§il bir nur §eklinde 
tecelli edince ihvan: 

"Ve sen elbette yttce bir ahldk uzeresin. " ayet-i celilesinin manasim 
on on be§ dakika tefekkiir ettikten sonra feyz nurunun kalbe aki§im hissedin- 
ce kalb ile bin defa Allah'i zikreder. (Allah, Allah diyerek.) 

Bu makamda kul gercek ruhani mi'raf makamina yukselmis. olur. 
Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellemin Cenab-i Hak "Sen" diye seslendigi 
gibi, ihvan da Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin kar§isinda 
"Sen " hitabina muhatap olarak oturmu§ olur. 

Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem num. Cenab-i Hak'kin sifatlannin 
bir tecelli aynasi oldugu ifin ihvan, burada feyzi vasitasiz olarak Rasuliillah 
sallallahu aleyhi ve sellemden ahr. 

Ihvan, Rasuliillah sallallahu aleyhi ve selleme tam olarak ittiba etmenin 
yollanni butun imkanlanyla ara§tinr. ^iinkii bu makam, hakikat makami 
olup burada ilim Hakk'a intikal eder, iman; taklitten tahkike dogru yonelir. 

Ciinkii Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem mi'rac gecesinde, biitiin 
alemleri cennet ve cehennemleri gorerek ilm-i yakinden, aynel yakin maka- 
mina gefmi§ti. Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem "ayn'el-yakin" maka- 



1304 — (Kalem, 4) 



682 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

mindan bakarak; Allah Teala'nin, kainatin yaratih§i icin; "ol" dedigi sedayi 
duymu§, kainatin yaratili§ini ve yok olu§unu, "hakk'el-yakin" olarak mu§a- 
hede etmi§tir. 

Rasuliillah sallallahu aleyhi ve selleme gercek manada ittiba' edip ahfa 
makamina cikan, bu makamda muhabbet cezbeleri ile Allah Teala'yi zikre- 
den ihvan da "ruh-i cuz'den ruh-i kul'e" dogru sefer yapmis. olur. 

"Rilh-i kill," Ruh-i Muhammed'dir (sallallahu aleyhi ve sellem) Ar§, 
Kiirs, Levh, Kalem, zerre ve kiirre o ruhtan yaratilmi§tir. Ihvan artik yildizla- 
nn gune§in i§iginda kayboldugu gibi ruh-i kiillun icerisinde yok olup 
muhabbetullah ve muhabbet-i Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem iceri- 
sinde fani olmayi arzuladigi bir makama gelmis. olur. 

Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem, Cebrail aleyhisselam ile sidre-i 
miintehaya vardiklan zaman, Cebrail aleyhisselam Rasuliillah sallallahu 
aleyhi ve sellem Efendimiz'e; 

"Ya Rasuliillah sallalldhil aleyhi ve sellem ben buradan Oteye gege- 
mem. Buradan ileri gegmek istersem mahvolurum." der. Bunun iizerine 
Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem 

"Ey Cebrail aleyhisselam, buraya kadar beni sen mi goturdun ki? Beni 
buraya muhabbet cezbeleri goturdu. Sen olmasan dahi benim baska bir 
tarafa gitme kudret ve imkdnim yoktu" der. Bu noktada rehber olarak gelen 
Cebrail aleyhisselam, Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellemden aynhr. 

Bu makama yiikselen kemalat sahibi zikir ehlini miir§idler 
muhabbetullaha teslim ederler. Yunus Emre'yi, §eyhinin dergahtan uzakla§- 
tirmasi gibi. Ciinkii muhabbette de ihvan Allah Teala'yi hakkiyla tevhid 
etmeye mecburdur. 

Ne yazik ki rehberler ve mur§itler 50k sevilince; ihvan. muhabbette Allah 
Teala'yi hakkiyla tevhid etmeyi unutur ve gonliine insanlann muhabbeti 
yerlesjr. Yunus'un §eyhi, Yunus'da bu hali ke§fedince miiridanma "Yunus'u 
dergahtan kovun, disariya atin "demi§tir. 

Tarihlerde kaydoldugu gibi Yunus kaddese'llahii sirrahu'l aziz dergahtan 
§eyhi tarafindan kovulmu? ve uzakla§tinlmi§tir. Yunus, yeryiiziinde gezip 
dola§irken gercek mahbubun, gerfek dostun yalniz Allah Teala Hazretleri 
oldugunu biitiin hakikati ile kavrayarak kemalatim tamamladi. ihvan bu dii- 
§iinceye vannca muhabbetin gercek manada yalniz Allah Teala'ya ait oldu- 
gunu kavrar ve tevhid inancimn gercek manasim idrak ederek hakikat yo- 
lunda adimlanni atmaya ba§lar. 

Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem Cebrail'den aleyhisselam aynhnca 
yalniz ba§ina, degi§ik vasitalarla mahbubuna dogru yakla§maya ba§ladigi 
gibi; mur§idler de ihvana "nefs-i natika" dersini verirler. 

Ciinkii "nefs-i natika" karar veren gercek bir guc, gercek bir kuvvet ve 
Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz gibi mahbubun muhabbet 
cezbelerine kapilmi§, vuslat isteyen gercek bir varhktir. 



Kitabiyat 683 

6- Nefs-i Natika Dersi 
Mertebe-i Zilal-i Esma-i Sifat Dairesi: 



Bu makamda hediyeden sonra: "Ya Rabbi! Feyzi tecelli-i hakdyiki 
ildhiyeni Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize ulasttrdigin gibi, 
mesdyih-i kiram hazretlerinin vasitasiyla seyhime ve bu dciz kulunun da 
Nefs-i Natikam vilcuduma t'sal eyle. " Nefs-i natika makami iki ka§in arasin- 
dadir. Hediyeden sonra, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz 
Sidre-i Miinteha'ya, oradan da imkan dairesinin ustiine yiikseldigi gibi, 
ihvanin ruhunun basiret gozii almndan sonsuzluga dogru yiikselir, imkan 
aleminin iistiinden Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin Sidre-i 
Miintehadan baki§i gibi kainata bakar. 

I§te o zaman sonsuz feyz deryasindan, sag ka§inm iistiinden; feyz ve 
letaif makamlan denilen ahfa, hafi, sir, ruh ve kalbe dogru be§eri biinyenin 
kaldiramayacagi kadar feyz akmaga baslar. ihvan bu feyzin zevkleri iferi- 
sinde sag ka§indan sola dogru siir'atle yankilanan "Allah" "Allah" sedasim 
duyar gibi olur ve bu sedayi kalb ve basireti ile birlestirerek bin defa Al- 
lah '1 zikreder. 

Ihvan bu makamda her §eyinden aynlmi§, fekilmis, varhkla yoklugun bir- 
le§tigi bir am ya§ar. Artik bu makama kadar seyretmi§, ilmiyle tesbit etmi§ 
oldugu Ar§'tan, yerin alhna dogru biitiin varhklar bir anda zerrecikler haline, 
yok haline gelir. Cenab-i Hakk'in gerfek varhgi kar§isinda akhn alamayaca- 
gi kadar biiyiik varhklar ve kendisi gunesjn yiiziinde yiizen bir zerrecik hali- 
ne gelir. Bu makama ula§an ihvana "nefs-i cilz " dersi verilir. 

Nefs-i Cuz Dersi 

Hediyeden sonra kainatin Allah Teala'nin varhgi icerisinde bir zerre ol- 
dugunu, biz de o zerrelerin zerresi halinde oldugumuzu dii§iinerek butun 
letaiflerle beraber feyz kaynaklanna olan baghhgimizi du§iiniip bu halimizi 
muhafaza ederek kalbimizle Allah'i bin defa zikrederiz. 

Ihvan bu haliyle Allah Teala'yi zikrederken, zerre halindeki kainatin da 
biitiin zerreleri ile Allah Teala'yi zikrettigini tefekkiir edip, hissederek Al- 
lah'i zikre devam eder. 

Bu halde iken yapilan zikir, ihvani ve biitiin kainati ihata eder, kucaklar: 
zikreden ihvan kendi varhgini ve Allah Teala'dan ba§ka biitiin varhk ve 
dii§iinceleri unutarak Allah'i zikretmege ba§layinca ona "Zikr-i kill" dersi 
verilir. 

7- Zikr-i Kul (Zikr-i Sultan) Dersi; 

i3os — o-Qig e p erc Je. Zill; dtlnyada gorilnen varliklardir. Bu varhklar bir golgedir. 
Zatm isimleri ve sifatlannm golgelerinin tecellilerini seyr ederek Allah Teala'yi 
gordugunil zan ederek bir yokluga diljer. 



684 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Bu makamda hediyeden sonra: "Ya Rabbi! Feyzi tecelli-i hakdyiki 
ildhiyeni Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellem Efendimize ulagtirdigin gibi, 
me§dyih-i kiram hazretlerinin vasitasiyla §eyhime ve bu dciz kulunun da 
vilcuduma t'sal eyle. " der. 

Manevi mihrab olan kalbte en buyuk isim olan Lafza-i Celal belirdiginde 
Allah Teala'nin manevi huzurunda oylece durulur. Bu zikir bazi Allah Teala 
yolculan icin letaif (dersin)i tamamladiktan sonra ortaya cikar. Bu §ekilde 
letaiflerin zikri bittikten sonra Zikr-i Sultan 'a gelmi§ olur ve butun ciizler 
ile zikir yapihr. 

Ihvan hediyeden sonra, kainatin her §eyiyle Allah Teala'nin varhgi kar§i- 
sinda yok haline geldigini dii§iinerek Ccnab-i Hak'kin zatinin sinin olmadigi 
gibi, isminin ve sifatlannin da sinin olmadigini tefekkiir eder. 

Yani Allah Teala Rahman'dir, dedigimiz vakit Rahman Tiginin zamani, 
mekani ve sinin olmadigini du§iinerek, kendi is. ve sifatlanmizi, Allah Tea- 
la'nin i§ ve sifatlan iferisinde yok etmege, unutmaga butun beseri gucu- 
muzle gayret ederek bin defa Allah '1 zikreder. Bu zikir 50k zorluklarla 
elde edilir. Bu sahada nefis; varhgini, enaniyet ve gururunu yok haline ge- 
tirmeye kolay kolay razi olmaz. 

"Ancak Allah dilerse (yapacagim de). Unuttugun zaman Allah '1 an ve 
"Umarim Rabb ' im beni, dogruya daha yakin olana eri^tirir " de. " 

Bu makamda sonra murakabelerden Ma'iyyet ve Hiiviyet Murakabesi 
Dersi tarif edilir. Konu dagilmamasi ifin murakabe usuliinii burada anlatmak 
uygun olmu§tur. 



-(Kehf, 24) 



Kitabiyat 685 

teveccuh 1307 

Naksbendi kaynaklarmda dort ayn teveccilh tilrilne rastlanmaktadir. 
I.Allah Teala'ya tevecciih (kalben ydnelifj), 

2. Kalbe teveccilh, 

3. Miiridin §eyhine tevecciihii, 

4. §eyhin miirtdine tevecciihii. 

Allah Teala'ya tevecciih: 

Milrid, gayret edip kalbini ve dtistincesini Allah Tealaya yoneltir, dtistince yo- 
luyla "Allah" ismini tekrarlar, yonden milnezzeh olarak her yerde Onun hazir oldu- 
gunu dustintir ve Allah Teala'nm cezbesi kalbe ulasir. Zaten cezbesiz teveccilh 
mumktin degildir. Hakk'i tenzih ve tesbihten uzak olarak dtistinmeye cahsir. 

Kalbe tevecciih: 



Bu tevecctihtin iki farkh uygulamasi vardir. Salik, "Allah" ismini kalbine yazil- 
mis olarak dustintir, o yaziya nazar ve teveccilh eder, bu vesileyle huzilr-i ilahide 
oldugunun suuruna ulasir. Ya da "Allah" isminin manasim yazi ve lafizdan, Arapga 
ve Farsca'dan uzak mutlak olarak dtlstlntlp biltiln gilcilyle kalbine yonelir. Onceleri 
zorlanarak bu tevecciihii yapar, zamanla kolaylasir ve aliskanlik haline gelir. Bu 
teveccilh zor gelirse su yolu izleyebilir: Allah ismini, biltiln varhgi kusatan genis bir 
nur olarak dtlstlntlr, o nuru goztlntln ontlne getirir ve biltiln gilcilyle kalbine yonelir. 
Kaplumbagamn goztlntl yumurtasma dikip nazar edisi gibi, milrid de kalbine nazar 
ve teveccilh etmelidir. Kaplumbaga bir an goztlntl ayinrsa yumurtamn bozulacagim 
dtlstlntlr ve biltiln gilcilyle ona nazar eder. Ya da tavugun bir stlre aynlirsa bozu- 
lacaklanm dtlstlnerek yumurtalan tlzerinde israria durusu gibi, salik de daima kalbi- 
ne teveccilh edip onu gafletten ve dtlnyevi dtlstlncelerden korumahdir ki neticeye 
ulasabilsin. Naksbendiyye'nin kelimat-i kud-siyye denen seyr u stlltlkteki on bir 
prensibinden "nigdh dd$t" ve "vukuf-i kalbi" de kalbi havatirdan muhafaza edip 
ona hakim olmak icin teveccilh anlammdadir. 

Sevhe tevecciih: 

Bu, yasayan veya Hakk'a ytlrtlmtls seyhlere teveccilh seklinde iki ttlrde gortll- 
mektedir ve gayesi ya feyz almak, ya da manen yardim istemektir (istimdad). 

Baki Billah kaddese'llahtl sirrahu'1-aziz: 

"Rabita veya tevecciih esnasinda zikirlerden bir zikir yansima yoluyla mur§idin 
kalbinden sdlikin kalbine dogar", demistir. 

"Milrid once intisap ettigi §eyhinin yiizunii haydline getirir (rabita), bir hararet 
ve manevi hdl zuhur edince o hayali birakir ya da bir kenarda muhafaza eder ve 
onun neticesi olan hdl ile turn guciinii kullanarak kalbine tevecciih eder ". Bunlar, 
feyz icin seyhe tevecctlhe ornektir. 

Rivayete gore, Emir Ktllal kaddese'llahtl sirrahu'l-azizin oglu Emir Hamza'nm 
mtiridlerinden bazilan ticaret i?in sefere ciktiklannda hirsizlar yollanm keserek 
mallarim yagmalamis, mtlridler de Emir Hamza'nm ruhaniyetine teveccilh etmisler- 



1307 — TOSUN, Necdet; Bahaeddin Naksbend / Hayati, Gortlslen, Tankati, 1st. 
2002, s. 315 



686 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

dir. Bir silre sonra hirsizlar geri gelip mallan iade etmisler ve "sizin §u evsdfta bir 
§eyhiniz var mi? " diye sormuslar. Mtiridler "eve/" deyince, hirsizlar tevbe ettiklerini 
ve o zata milrid olmak istediklerini ifade etmislerdir. Bu rivayet de manen yardim 
isteme anlammdaki teveccilhe bir ornek sayilabilir. 

Hakk'a ytirtimtis bir seyhin ruhaniyetine tevecctihtin de bircok ornekleri gortil- 
mektedir. Hace Bahaeddin Naksbend ve Ubeydullah Ahrar kaddese'llahtl sirrahu'l- 
azizanm tasavvufT egitimin baslarmda bazi tilrbeleri uzun silre ziyaret ettikleri bi- 
linmektedir. 

Alaeddin Attar kaddese'llahtl sirrahu'1-aziz, evliyanm mezarlanm ziyaretten 
maksadm, Allah Teala'ya tevecctlh oldugunu, mezardaki zatm ruhunun Allah Tea- 
la'ya tarn bir tevecctlhe vesile olacagmi ifade etmistir. Ancak tevecctlh icin ttlrbeye 
gitmek sart degildir. Uzaktan tevecctlh de yapilabilir. Bahaeddin Naksbend 
kaddese'llahtl sirrahu'l-azizin Uveys Karani radiyallahtl anh ve Hakim Tirmizi 
kaddese'llahtl sirrahu'l-azizin rtlhaniyetlerine tevecctlhtl bu ttlrdendir. 

Miiride tevecciih: 

Bir seyhin feyz aktarmak ve olgunlastirmak gayesiyle manen mtlridine yonelme- 
sidir. Rivayete gore, Ali Ramiteni kaddese'llahtl sirrahu'l-azize bir gtln onemli bir 
misafir gelmisti. Ancak evde yiyecek bir sey yoktu. Sikmtiyla evden crkan Ramiteni 
mtlridlerinden birinin kendisine yemek getirdigini gordtl ve bu duruma 90k sevindi. 
Misafiri ugurladiktan sonra bu mtlridi faginp kendisinden bir sey dilemesini istedi. 
Mtlrid, kendisi gibi kamil bir insan olmak istedigini soyleyince Ramiteni ona tevec- 
ctlhte bulundu ve kisa stlrede kemale ulastirdi. 

Hace Bahaeddin Naksbend kaddese'llahtl sirrahu'l-azizde seyhi Emir Ktllal 
kaddese'llahtl sirrahu'l-azizin oglu Emir Burhan'a tevecctlh edip feyz aktarmis ve 
tasavvufT yonden olgunlasmasma yardimci olmustur. 

Alaeddin Attar bu tevecctlhtln tesirinin devam ede bilmesi icin mtiridin gayret 
etmesi ve seyhinin emirlerine uymasi gerektigini, aksi takdirde birkac gtln sonra bu 
tesirin yok olacagmi ikaz etmektedir. 

Bu orneklerde gortllen, mtlridi olgunlastirmak icin onun kalbine feyz aktarma 
seklindeki tevecctlhttlr. 

Mtlceddidiyye doneminde ise yeni ve daha detayh bir tevecctlh usulli gelismistir. 
Bu, seyhin mtiridini karsisma ahp bedenindeki letaifine teker teker tevecctlh ile feyz 
aktarmasi ve bu say ede onun letaifini zikreder hale getirmesidir. 

Naksbendiligin ilk donemlerinde tevecctlh ile yakm anlamda kullamlan bir diger 
kavram da murakabedir. Bu donemde murakabenin cogunlukla kalbe tevecctlh edip 
onu korumak ve kontrol etmek anlammda kullamldigi gortllmektedir. Tevecctlhte 
hedef alman nesne (obje) farkh olabilir, murakabede ise hedef kalptir. 
MURAKABE 

Murakabe, kalbi me§guliyetlerden koruyarak, zikirsiz ve mur§ide rabita 
yapmaksizin sadece ilahi yakalayi§i beklemektir. ihvan, daima ve her zaman 
ilahi zat'a kar§i kendini ihtiyac ifinde gostererek yonelmesidir. Ta ki, Allah 
Teala'ya yonelmek suretiyle ba§kalanna ait dii§unceler artik ihvana hucum 
etmeyecek §ekilde kalb meleke kazanincaya kadar. 

Murakabe, bir yokluga du§mek kendini Irade-i Ilahiyyede yok etmek 
demektir. Kainatin hal ve hareketlerini Allah Teala'dan bilmek ve tefekkiir 



Kitabiyat 687 

ve du§uncelerinle O'nu bulmak ve bilmektir. ihvan mur§it vasitasiyla Allah 
Teala'ya tevecciih ederek; ihsan ve liituf denizinden feyz talebiyle sanki 
Allah Teala huzurunda, Allah Teala'ya yonelmesidir. 

Bu makam "ihsan " dir. Kul taklitten hakikate erince gormenin ash olan 
idrake yani anlayi§a gecer ki, bu ihsan makamidir. Bu makamda kul ibadet- 
ten bir §evk ve zevk duyar. Rasulullah sallallahii aleyhi ve selleme ihsan 
sorulunca; 

"Ihsan, Allah Teala'ya, gorttr gibi ibadet etmendir. Her ne kadar sen 
onu gormesen de O seni gorttr" buyurdu. 

"Tevecciih ve murakabede kalbin, Ism-i Zat'm manasma iman mefhumu 
tlzere istigrak ve istihlak yoluyla miilazemet etmesidir, O derece ki, hie bir an 
onu birakmamahdir. 

Ihvan bilmelidir ki, Allah Teala her an onun halinden haberdardir ve onunla 
beraberdir. 

Tevecciih ve murakabe, nefy ve isbattan ilstiln ve efdaldir. Cezbeye daha 
yakmdir. Ihvan murakabeye devam sayesinde "Vezaret" mertebesine vanr. Ona 
mtilk ve melekutta tasarruf milyesser olur. Gontlllerden gecenlere muttali' olur; 
Batinim hidayet nuruyla nurlandmr. Kim murakabeye devam ederse devam-i 

1308 1309 

cem'iyet-i hatir ve devam-i kabul'ul-kulub hali hasil olur. Sofi lstilahla- 
rmda buna "Cent' ve Kabul" derler. Cilnyed-i Bagdadi den nakledilir ki; 

"Murakabe hususunda birkedi bana yol gosterdi. §oyle ki; 

Bir gun ben yolda giderken bir kedi gordiim. Bir fare deligine gozlerini 
raptetmi§, dylesine bir istigrak ile gozetliyordu ki, bir tiiyii bile kipirdamiyordu. 
Onun bu tevecciih ve murakabe hdline hayran oldum. Sirrima nida edildi ki; 

— Ey, himmeti atjagi olan! Senin maksudun fare kadar nadir? Bu tarik-i 
Hakk'ta himmetin bir kedininkinden az olursa halin ne olur? 

Bu hitaptan uyandim. Murakabe yoluna koyuldum. Benim icimde maksadim 
hasil oldu. " 

Hace Abdullah el-Ensari buyurur ki; 

"Unuttugum zantan Rabbini zikret!" dyetini, O 'ndan gayrisini unutup, 
gonliinden sildigin zaman, sonra zikrederken zikrini unuttugun zaman sonra 
zikr-i Hakk esnasinda kendini unuttugun zaman " diye tefsir etti. 

Ihvan kendini ve gaybet halini unuttugu zaman bu hal fenamn fenasidir. 
Denildi ki; Fena mertebesine varan tekrar beseri vasiflanna doner. Zilnnun-i 
Misri derki; 

"Donen ancak yoldan donmiis olur." 

Ihvan fend-i tarn hdline vdsil olmakla veldyet-i sugra derecesine ulasir. 
Bundan sonra ancak ve ancak veldyet-i kubra derecesine vdsil olabilir. Bu da 



1308 — K u i un jg aleminin dagimkliktan kurtulup, butun letaifiyle bir noktaya mti- 
teveccih bulunmasi halidir. "Hakka tahsis-i nazar etmek" sozil bunu daha sumullti 
olarak ifade eder. 

1309 — Kalplerin her an Allah Teala'ya mtiteveccih olmasi halidir. 

131 °— (Kehf, 24) 



Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



bekd-billdhtir. 

Bundan sonra nafile namazlarla mesgul olur. Bu, Allah Teala'nm bir fazli- 

dir, diledigine verir. Allah Teala btiytik fazilet sahibidir. Bunu kolay bir is zan- 

1311 
netmeyin. Bunun en asagi derecesi elli bin yillik yoldur." 

Kimde bu hal meydana gelirse marifet nurlan kalbinde nurlanma olur, gogsti 

1312 

genisler ve hakikatin kesfi acihr. " Ferasetinde hatalar olmaz. Kesfinde millk 
ve melekut alemini bilir. Allah Teala'ya yakmhk kesb eder ve O'nunla gtizelle- 
§ir. Btltiln vakitlerinde O'nunla olur. Butun ibadetlerinde murakabe ilzere olmak 
kemal ilzere itaattir. Murakabe sahabe radiyallahti anhtimtin ozelliklerindendir. 
Onlar devamh murakabe ile mesgul olurlardi. Bu konuda "Bir saat tefekkur, bir 

1313 

sene ibadetten hayirlidir" buyrulmustur. 

Emir Ktilal kaddese'llahti sirrahu'l-azizin onde gelen milridlerinden 
§emseddin Killal hacca giderken ugradigi Irak'ta o bolgenin jeyhlerinden mura- 
kabe usultimi ogrenmij ve Maveraiinnehr'de bu usulii yayan ilk ki§i olmu^tur. 
Bahaed-din Nakjbend'e bu murakabeyi ogreten de odur. Nakjbend bu usulii 

1314 

Muhammed Parsa'ya son haccmda hicaz yolunda ogretmistir. 

Murakabe manevi yolculukta mtiridi mtisahede mertebesine ulastmr. Bu- 
nun tizerinde devam ederse Allah Teala'ya kavusanlardan olur. 

Murakabe umuma gore Allah Teala'nm huktimlerini gozleyerek amel et- 
mektir. 

U9e aynlir. 

1 -Her halinde biitiin hiikumlere uymak ve Allah Teala'nm bilgisi dahilinde 
oldugunu bilmektir. 

2-Allah Teala'ya ulastinci amellerde gayret gostermek, kainatta Allah Tea- 
la'nm isimlerini ve sifatlanm tefekkur etmeye gahsmak. 

3-Allah Teala'nm isimleri ve sifatlannm hakikatini mtikasefe etmek ile 
zatim mtisahede etmektir. Bu makam Vilayeti sugra'dir. Allah Teala'ya vuslat 
ulasilmasi gereken son makamdir. Bu mertebede Fena mertebeleri tamamlamr. 
Beka mertebelerine hazir olunur. Haller kaybolarak makamlar sabit olur. Kim 
bu mertebeye kavusursa kafirdigi vazifeleri tamamlar ve azalan ibadet ytlktlntl 
gekmeye ahsir. Kalbi mtisahede nurlan ile nurlamr. Butun vakitleri Allah Tea- 
la'ya itaat ile dolar. Azalan dahi Allah Teala'ya kulluk tlzere olur. Kalbi Allah 
Teala'nm istegi tlzere sahit ve kararli olur. Tevhidin hakikatindeki maarife ula- 



1311 — Muhammed b. Abdullah Ham, a.g.e. s.249-250 

1312 — §ihabeddin Stlhreverdi (o. 632/1234) buyurdu ki; 

"Kesf, bazen gorerek, bazen de duyarak olur. Bazen icten duyar, bazen da disan- 
dan ve hatiften bir nida olarak isitir" (Aziz Mahmud Htldayi Uluslararasi Sempoz- 
yum Bildiriler, Ist-Usktidar Beld. 2006, c. I, s. 224) 

1313 — Suyuti Cami'inde "Bir saat fikir, altmis sene ibadetten hayirlidir" lafziyla 
zikretti. 

1314 — TOSUN, Necdet; Bahaeddin Naksbend / Hayati, Gortlslen, Tankati, 1st. 
2002, s. 3 12-3 15 



Kitabiyat 689 

sir. Kullukta ytikselme ve terakki stirekli artar. 

Murakabe kalbin, zat isminin manasma tam iman ederek buna dalmasi ve 
kendini yok bilerek buna devam etmesidir, hie bir an Allah Teala'dan gafil kal- 
mamasidir. 

Ehl'u-llah buyurdular ki; "Murakabe kelime manasi itibariyle bir qeyi kar- 
ijihkh olarak gozetlemek demektir. " 

Murakabe Allah Teala'ya vasil olmak icin milstakil bir yoldur. 

Hakikat talibi bilmelidir ki, Cenab-i Hak her an onun halini gormektedir ve 
her an onunla beraberdir. 

Tevecctlh ve murakabe, nefy-ti isbattan ytiksek ve usttindtir. Cezbeye daha 
yakmdir. Salik murakabeye devam sayesinde vezaret mertebesine vanr. Ona 
mtilkti melekutta tasarruf milyesser olur. Gontillerden gecenlere mtittali olur. 
Batim hidayet nurlanyla nurlamr. Kim murakabeye devam ederse gonlti daima 
derli toplu olur ve kalbi daima Allah celle celaluhu'na yonelik olur. Bu hale bti- 
yilkler "Cem" ve "Kabul" derler. Baska bir ifade ile "kiln meallah vela tilbali" 

1315 

yani her an Allah Teala ile beraber olma nes'esi. 

Murakabe Sartlari 

Milrjidin izin vermesi, usulilnil ogretmesi ve terbiyesinde olmak gerekir. 
Eger cezbeli milrid ise, nisbetleri terk etmesi gerekir. Feyizler ve varidatlar vu- 
kuftan once gelirse mtir^id telkin eder. 

Kaynaklarda murakabenin hakikatine vakif olmadigi halde murakabeye dal- 
mi§ gibi gorilnen gafil insanlarm jiddetle ele^tirildikleri de gorillmektedir. 

Murakabenin Yapilisi 

Temiz mekanda, temiz beden ve elbiseyle huzuru kalp, gonill ve akil ile bu- 
lunmahdir. Ortamm hayvan ve seslerden etkilenmemesi gerekir. Ba§ka insamn 
girmemesi de gerekir. 

Murakabeye bajlayacagi zaman kibleye kar^i iki dizi ilstilne oturur ve goz- 
lerini yumar. Sonra gticlerini ve hareketlerini ve hislerini durdurur. Biltiln bil- 
diklerini unutmaya cahjir. Sonra kalbini dilegi olan Allah Teala'ya cezb edilmij 
olarak tevecctlh eder. Oyle helak (yok) olmu§ gibi, bir yol takip eder. Btlttln va- 
kitlerinde bu keyfiyetle murakabeyi devam ettirmeye cali^ir. Farz ve revatib 
stlnnetleri di^mdaki nafileleri terk eder. Bu hal havatir zahmeti ve dort unsur 
(toprak, su, hava, ate?) havassma ulajmcaya kadar devam ettirir. Oyle ki, ruha- 
niyeti cesede galip gelip karar kilana kadar devam eder. 

Murakabe Edebi 

Murakabe devam eden bir hal oldugu icin bo§ zamanlarda evinde ve cami- 
de oturmasi, hisleri teskin etmek, kitap okumayi ve yazmayi birakmak, nefse 
muhalefet etmek, dijan cikrp gezmeyi terk etmek, davetlere gitmemek, bo§ §ey- 
leri birakip Allah Teala'yi dujtlnmek, devamh zikir cekmek, makamlara ka- 
vu§ma hirsim terk etmek, kerameti istememek ve edep simfma giren btlttln me- 
selelere dikkat etmek gerekir. 



-Muhammed Hikmet Efendi, Marifet-i Ilahiyye Tarikat-i Aliyye, 1st, s. 130 



690 



Gavs-iil Azam Ihramcrzade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



8-Ma'iyyet ve Hiiviyet Murakabesi Dersi 

Bu dersin gayesi varhgin Allah Teala ile olu§udur. Allah Teala'dan ba§ka 
varhklar mustakil bir varhk degildir. Yalniz mustakil varhk vacibul viicud 
olan Allah Teala'nin varhgidir. 

Ciinkii kainat yokken O var idi. O yokken bir zerrenin varhgini dahi du- 
§unmek mumkiin degildir. Bu varhk yok olacak olsaydi O'nun varhgi asla 
degi§mez. Bu sirrin perdelerinin kalkmasi icin mai'yyet dersi olan zikir der- 
sine ihtiyac oldugu icin, ihvana bu makama gelince mai'yyet dersi verilir. 

Ma'iyyet dersi hediyeden sonra 



UH <iil 



1316 



ayet-i kerimesini ve Rasuliillah sallallahu aleyhi ve sellem Mekke'den 
hicret ederken sigindiklan Hira Magarasinda Ebu Bekir-i Siddik radiyallahii 
anh Hazretlerine: 

"Ya Ebu Bekir, mahzun olma Allah Teala bizimledir" buyurdugu hadis- 
i §erifini du§iinerek Allah Teala'nin her an bizimle beraber olu§unun tecelli 
sirlanna mazhar olmak Ifin ma'iyyet dersi olan tevhidi zikri ogrenip ihvan 
dersine devam etmege ba§lar. 

"La ildhe" kelimesini zikre kalbden baslayip ruh makamina getirir. 
"Illa'lldh" kelimesini de ruh makamindan ahp sir makamindan dolasti- 
rip kalbine indirir. 

Gogsun uzerinde kalbden ruha dogru duz bir cizgi gibi kopru ce- 
kilerek "Ilia 'Hah " tevhid adimlanyla ruha, ruhtan da yuvarlak bir da- 
ire, kubbe cekilerek kalbe tevhid nurunu indirerek nefesle kalbini bir- 
lestirerek bin adet zikr-i tevhidi tamamlamaga gayret eder. 

Latifelerdeki Lafza-i Celal Zikir Adedi 



MAKAMI 


YERI 


NEBi'SI 


NURUNUN 
RENGI ve 
UNSURU 


ADEDI 


KALP 


Sol memenin iki 
parmak alti 


ADEM aleyhisselam 


SARI-YESIL 
Toprak 


1317 

En az 300 

En fazla 2000 


RUH 


Sag memenin iki 
parmak alti 


NUH aleyhisselam 
IBRAHIM aleyhisselam 


KIRMIZI 
Hava 


En az 1000 
En fazla 3000 


SIR 


Sol memenin iki 
parmak iistii 


MUSA aleyhisselam 


SU RENGI 
Su 


En az 1000 
En fazla 4000 


HAFI 


Sag memenin iki 


ISA aleyhisselam 


SIYAH 


En az 1000 



131 — "Allah Teala bizimledir" (Tevbe, 40) 

1317 — Qocuklardan ders alanlar oldugunda verilecek miktardir. Seyyid Osman 
Hulusi kaddese'llahil sirrahu'l-aziz dersi ktictik yasta almca Efendi Hazretleri bu 
adedi tayin buyurmusur. 



Kitabiyat 



691 





parmak iistii 




Ate§ 


En fazla 5000 


AHFA 


Gogsiin ortasi 


MUHAMMED 
sallallahii aleyhi ve sellem 


YE§IL 
Toprak 


En az 1000 
En fazla 6000 


NEFS-I 
NATIKA 


Iki ka§in arasidir 


VUCUD-U KUL 


HER RENK 

VAR 

(Yani renksiz) 


En az 1000 
En fazla 7000 



Latifelerdeki Lafza-i Celal Zikir Cali§ma Zamani 

Bu zikirlere zaman tayin etmek yanli§ uygulama olur. Ciinkii her ki§inin 
kabiliyeti ve istidati farkli oldugu gibi manevi durumuda ayncahk gosterir. 
Biiyiikler icerisinde bir anda siiluk derslerini ikmal etmi§ ki§iler, Lafza-i 
Celal Zikr-i yapmadan kelime-i tevhid zikrine gecenler 50k olmu§tur. Der- 
sini aldigi saatin akabinde hemen bir list derse gecen oldugu gibi senelerce 
ayni derste mudavim olanlar da bulunmaktadir. Bu konuda onemli olan insan 
olabilmektir. Efendi Hazretleri bazi ki§iler icin buyurdu ki; 

"Gardaijlarim! Bakiyoruz ki, kemdlatta yerde olanlarin, dersleri ar§ta 
gorily oruz. Bu i§ boyle degildir. " 

Bu sozden anla§ilan birilerinin yiiksek ders cekmesi bir mana ifade et- 
medigidir. Bu onemli husustur. 

Mehmet §en Veli kaddese'llahii sirrahu'1-aziz Efendinin yazdigi Evrad-i 
Bahaiye afiklamasindaki kitapta zaman ile kayith zikir adedleri vardir. Bu 
konuda almayi uygun gordiik. Cunku bazi ihvan eger bu turlu kitaplar ile 
zikir talim ederse usul konusunda bi-haber olmasin. Ciinkii zamammizin 
iptilalan arttigi gibi hileside kuvvetlenmi§tir. 

1110 
(Bej seneye) kadar kalbte bin defa "Allah" de. (Qilnkil diger letaiflerin 

nazarlan (baki§) yerleri makamlan oldugu halde ruhun dijmdakileri zikirleri 

kalpdedir.) 

En az 2 ay kalbde 2 bin defa "Allah" denir. 

En az 3 ay sonra kalbten ruha nazar et. Ruh da 3 bin defa "Allah " denir. 

En az 4 ay sonra sirra nazar et. 4 bin defa kalbde "Allah" denir. 

En az 5 ay sonra hafiye nazar et. 5 bin defa kalbde "Allah" denir. 

En az 6 ay sonra ahfaya nazar et 6 bin defa kalbde "Allah" denir. 

En az 7 ay sonra nefsi natikaya nazar et, 7 bin defa "Allah" de 40 gun 
boyle falls. 

40 gun sonra nefesini topla nefsi natikaya nazar et. 7 bin defa "Allah" de 

40 gun nefesini topla ruha nazar et. 3 bin defa "Allah" de. 

4 ay sonra nefesini topla hafiye nazar et. 4 bin defa "Allah" de. 

5 ay sonra nefesini topla ahfaye nazaret 5 bin defa Allah de. 

40 gun nefesini topla oldugu halde bir nefeste 21 defa "lailahe illa'llah" 
de. Sayisiz yirmi birer defa 90k 90k gece gilnduz vakit bulduk9a de. 
21 gilnde boyle devam et. 



~ — Seyyid Osman Hulusi kaddese'llahii sirrahu'l-azizin "kalpde be^ sene gibi 
bir gahfjma gereklidir" rivayetini duydum. 



692 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Bu yirmi 21 gilnden sonra tenha bir evde selamet yerde yetmis bin defa 
"lailahe illa'Uah" de. 

1319 

Bundan sonra millahaza-i nakis " ki kendi viicudundaki yazili olan 

"lailahe illa'Uah" kelimesini nefy u isbat dersindeki tarif lizere oku. 

On gilnde boyle devam et sayisiz fasilasiz oku.(Stiluk crkarma) 

On giln sonra bol yemek yap ihvani yarana ziyafet ver dostlarma komsu- 

larma dtigtin gibi silrurlu semaver yak muhabbetli hayatta en mukaddes bir 

guniin olduguna sevin biltiln hayatm bedeli bir gilniln olduguna inan ve bil 

1320 

ona gore Rabbine silkran hamdti senada ol... 

Siiluk 1321 

Eger ihvanin durumu miisait ise, Siiluk adi verilen bir inzivaya geciri- 

1322 ■ 

lir. Ihvan Haps-i Nefes (bir nefeste 21 Kelime-i Tevhit e ula§mak) e talim 

1323 

ettirilir. Bu inziva duruma gore Halidi Haki'de en fazla 10 giindiir. Efen- 
di Hazretlerinden onceki pirler yani £orumlu Mustafa Rumi kuddise 
sirruhu'l aziz 30 veya 40 gun, Tokath Mustafa Haki kuddise sirruhu'l aziz 
20 gun suluk cikanrlardi. Zamanla bu gun sayisinda azaltilma olmu§tur. 



1319 — MULAHAZA-I NAKI§ 



V deyince V biltiln letaifleri dolasarak icine alarak nefsi natikada birlesir. J ruh 
ile hafinin yanmdadir tekrar <J diyince gogtls istikametinde * diyince ta ahfayi icine 
alirki, j* ismi serifi gogilsden cikar. VI diyince kalbin yanmdadir sir ile kalbi arasm- 
dadir. •&! diyince kalbin iginde yesil sari nur ile yazilidir- Boyle kendi vilcudundeki 
Rabbin denilen kisim olan nefy u isbatm yapildigi kisimdir. 

1320 — ^ en ^ Mehmet Veli, Evrdd-i Bahaiye, Sivas, 1976, s. 15 

1321 — Ihvan arasmda inziva ve halvete girmenin adi olarak kullamlan bir terim 
olmasi acismdan bu sekilde anlatmak zorunda kalmdi. Qilnkil terbiye yolunun hep- 
sine birden Seyr-i suluk denir. 

1322 — §eyh §erafeddin kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; "hayatinda 
bir defa olsun erbdin yapmayan kimse ben Nak§ibendiyim demeye utansin" demisti. 
§eyhligi birak dervis olacak adamm hig olmazsa omrilnde bir defa erbain (kirk giln 
siiren husiisi ibadet) cikarmasi lazimdir. Erbain ikidir; 

1 — Recep ay mm basmdan saban aynm onuna kadar gadabi nefsaniyi mahkiim 
etmek igindir. 

2 — Zilkade aymm basmdan Zilhicce ayinin onuna kadardir ki, sehvani kuvveti 
kontrol edecek kuvveti eline alabilmek igindir. (§eyh Nazim Kibnsi, Hakdost Soh- 
betlen, 2004) 

1323 — Hace Bahaeddin Naksbend kaddese'llahtl sirrahu'1-aziz nafile 01T19 tutan 
mtiridi Ya'kub Qerhi'ye de orucunu bozup yemesini tavsiye etmis ve: "Nefsin arzu- 
lanna hakim ohna konusunda yemek, oruq tutmaktan daha iyidir, biz bunu tecril- 
be ettik" demisti. Cunkti o, riyazat ve perhiz sonucu olusan hallere itimad etmiyor- 
du. (TOSUN, Necdet; Bahaeddin Naksbend / Hayati, Gorusleri, Tarikati, 1st. 2002, 
s.113) 

1324 — §eyh Hasan-i Basri radiyallahil arm der ki; §eyh Bayezid-i Bestami 
kuddise sirruhu'l azize kadar turn seyhler altmis gilnde bir lokma yemek yerler, bu 



Kitabiyat 693 

Duydugumuza gore bazi i§te cah§an ihvanlar i§leri ile beraber bu suluku 
yapmi§lardir. Siiluk gunlerinde 70 000 kelime-i tevhit kamilen bitmi§ olmah 
gerekirse fazlala§tinlir veya azaltihr. Burada dikkat edilecek husustan biri 
kabiliyetin §eyh veya vekili tarafindan tayini gerekir ki, bu 50k onemlidir. 
Sulukten cikanlan ihvan karde§lerine yemek ziyafeti verir bu onun vilayet 
yolundaki en guzel hatirasidir. 



altmis gece gilndilz de uyumazlardi. Allah Teala'yi zikredip, goz afip kapanmcaya 
kadar bile olsa zikirden ayn kalmazlar, sonra gonill alemleri afilirdi. §eyh Bayezid-i 
Bestami radiyallahil anh Hace Ahmed Yesevi kuddise sirruhu'l azize kadar diger 
jeyhler kirk gilnde bir lokma yemek yediler ve kirk gece gilnduz uyumadilar. Uyu- 
yup zikirden uzak kalmadilar. Sonra gonill alemleri acildi. Hakim Silleyman kuddise 
sirruhu'l aziz kirk gun boyle yapti. Mahmud Hace radiyallahil anh yirmi dokuz gtln 
ve Zengi Ata radiyallahil anh on dokuz gtln boyle yaptilar. (Yesevilik Bilgisi, 
a.g.e.s.439, Mir'atu'l-Kulub," s. 41-85) 



694 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

TEVHID-J HAKJKJ (HAPS-J NEFES LLE NEFY-U JSBAT) 

Sadat-i Nak§ibendiye biiyiiklerinden gelen ikinci bir zikir §ekli nefy u 
isbat ile yapilmasidir. Miirid, kelime-i tevhid ile cezbe kivaminin ashni tahsil 
eder ve murakabeye istidat kazanir. 

Nefy u isbat "Ld-ildhe Illa'lldh" tan ibaret olan kelime-i tayyibe ile 
me§gul olmaktir. Bu durumda hapsi nefes (nefesi tutma) ve Rasuliillah 
sallallahii aleyhi ve sellemden geldigi §ekilde zikretmek, tek sayida durmaya 
riayet ve bilinen sekiz §arta uyularak yapmaktir. (Bu derste nefesi tutup, kalb 
diliyle tevhid okurken Allah Teala'dan ba§ka her §eyi atip Allah Teala'nin 
zatini diisjinmemektir. 

Haps-i nefes hakkmda Urvetii'l-viiska Muhammed Ma'sum kuddise 
sirruhu'l-azizden sual edilmijtir ki; 

"Haps-i nefes ile amel bid 'at midir, degil midir? Eger bid 'at ise, hasene 
midir? Miiceddidin indinde bid'atte hasen yoktur. §u halde bid'atten kurtulusa 
care nedir? Zikir ise, hadd-i zdtinda hasendir ve mesnundurl " denilmijtir. Ce- 
vaben; 

"Zikirde habs-i nefes, sadr-i evvelde sabit olmamis ise, de, sonra, haps-i 
nefes ile zikri, Hizir aleyhisselant, Hoca Abdulhalik Gucduvnani kuddise 
sirruhu'l-azize ta'lim ettiler ki, Hizir aleyhisselantin ameline bid' at ile hiikm 
olunantaz. " 

Yapilis Sekli 

Nefy u isbat "La tlahe Ilia llah " kelime-i Tevhidi ile yapihr. Nefes tut- 
mada hedef 21 Kelime-i Tevhide ulasjnaktir. Giicii yetemeyenler 3,5,7,9. . . . 
da karar kilabilirler. Hastahgi varsa bu zikir yaptmlmaz. 

Yukanda aciklandigi §ekildeki gibi, dil damaga yapi§tinhr, gobegin al- 
tinda nefes hapsedilir, sonra hayal edilerek dimagin sonuna kadar "La" yi 
feker, oradan "Llahe" sag omzuna; "Llla'llah" da kalb-e devredilir. Kalb, 
§eklini ve yerini bildigimiz, sol taraftaki en kisa kaburga kemiginin altindaki 
kalbdir. "Llla'llah" lafzi biitiin kuvvetiyle kalbin en derinliklerine i§leyecek, 
harareti batan viicudu saracak derecede kalbe devrolur. 

"La Llahe" derken biitiin masivayi, Allah Teala'dan gayn ne varsa son- 
radan olmus. ne ki, mevcut ise, hepsini nefyeder, her birinin fani oldugunu 
tefekkiir eder ve onlara o gozle bakar. 

"Llla'llah" soylerken de, Allah Teala'nin zatina, bekanin ancak O oldu- 
gunu kalbine nak§eder. Bunu biitiin letaifiyle yapar, yani bu i§e biitiin letaifi 
i§tirak eder. "Ldildhe Llla'llah" in yazisimn §eklini du§iiniir. Manasim te- 
fekkiir eder ki, Allah Teala'nin zatindan ba§ka maksudumuz yoktur, demek- 
tir. 

"O'ndan ba§ka maksudunun olmadigini" soylemek, "O'ndan baqka 



Kitabiyat 695 

1325 

ma 'budumuz olmadigini " soylemekten daha genis. manahdir. £unkii her 
ma'bud ayni zamanda maksuddur. Aksi olamaz. Bunun sonunda kalbiyle: 

"Muhammedun Resululldh" 

Der. Bunu soylerken, Hazret-i Rasuliillah sallallahii aleyhi ve selleme 
ittiba' etmeye kendini §artlandinr. Bunu boyle tamamladiktan sonra, nefesi- 
nin kuvvet derecesine gore bunu tekrar eder. Bunu tek sayida birakir. Buna 
"Vukuf-i kalbt" denir. 

"Her an ihvanin icinde nefsini tazyik ettiginde, tellerden bir tel iizere 
vakfedip "Muhammedun Rasuliillah " 1 dahi miilahaza etmelidir. Ve ondan 
sonra nefesini serbest birakarak zikre devam etmelidir. Nefesini birakirken, 
"ildhi ente maksudi ve riddke matlubi" cumlesini du§iinmehdir. Ve 
"Muhammedun Resulullah"\ Allah Teala'ya vesile kabul edip kendisinin 
kontrol altina oldugunu kastetmelidir. Bu ciimleyi mulahazanin faydasi, iki 
nefesin arasini muhafaza edip, kalbini havatirdan kurtarmaktir. Eger bu min- 
val iizere ihvanin tavirda durus, 2 1 adet zikir sayisina ula§irsa, zikrin neticesi 
hasil olur ve zikrin neticesi nefy tarafinda be§eriyet viicudunu nefyi hasil 
ederek kalbe indirir, nefesini Allah Teala sevgisi ile kalbe vurup bu tasav- 
vurunu isbat tarafindan meydana cikararak cezbe ile ezeli ve ebedi halini 
hisseder olmaktir. 

Eger 21 adede ula§ihp zikir neticesi hasil olmami§sa muhakkak ki, ih- 
van, zikrin adabinda kusur etmi§tir. Zikre ba§tan ba§lamasi lazimdir. 

Ihvan, zikrini huzur icinde yapmak manasini dusjinmekte titizlik gos- 
termelidir. Biitun masivayi goniilden cikarmah ve biitiin ilim ve amilleri nefy 
tarafindan miilahaza etmelidir. Ve fani §eyleri nefye ziyadesi ile cah§mahdir. 
Hayir, §er ne gibi havatir varsa kalbinden sokiip atmahdir. isbat tarafinda 
Allah Teala'nin birligini miilahaza edip, nefsini bu mulahazada fani kilmah 
ve tevhid ile ayni zamanda akla nazar eylememelidir. 

Farz ve siinnet namazlanni vaktinde tam bir huzur ile kilmahdir. Bundan 
sonra halktan uzlet edip, biitiin vakitlerini kelime-i tevhidin zikrine harcama- 
hdir. 1326 

Eger buna hakkiyle fali§ir, nefyedilecek olani nefyeder, isbat edilecek 
olani isbat ederse neticesi zahir olur. Murakabeye ba§layacak hale gelir. 

Tevhid-i hakiki (Nefy u isbat) dersinin dokuz sarti vardir. 



1325 — Zira tarikat ehli, kelime-i tevhide tic mana verdiler: Acemi icin "La mabu- 
de illa'llah," orta halli igin: "La maksude illa'llah" ve gelijmijler icin: "La mevcude 
illa'llah"dir. Bu makama, la maksude illa'llah manasi milnasip olup, zikirde bu ma- 
nayi miilahaza etmek lazimdir ve millahazaya ziyade ihtimam etmelidir. Zira 
ihvanda miilahaza olmazsa fayda yoktur. Belki zarar vardir. Zira ekseri zakirlerin 
perisan olup, maksuda vasil olmadiklan, zikri, gaflet iizere etmelerindendir. 
(Nasrullah Efendi, a.g.e. s. 141) 

1326 — Nasrullah Efendi, a.g.e. s. 142 



696 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

1- Vukuf-u kalbi: Yani kalbde hatira gelen biitiin §eyleri tamamiyla bo- 
§altip kalbi hazir bir vaziyete getirip; Allah Teala'nin huzurunda, kontrolde 
oldugunu dii§iinmek. 

2-Nefesini cekip hapsederek Allah Teala'nin di§indaki biitiin var- 
hklardan ve dii§iincelerden kurtularak bir an nefes tuttuktan sonra vermek. 

3- Kelime-i tevhidin yazisini viicudunda miilahaza etmek: Bu diisjinceyi 
gobegin altindan ba§layarak beyninden dola§tinp kalbe inmesini miilahaza 
etmek. Yani "La ildhe" derken "Id" nin telaffuzunu gobegin altindan ba§la- 
tip sag kulagimn hizasindan beyin kubbesini dola§tinp "ilahe" yi sag 
omuzuna getirip "Illa'lldh" diyerek kalbde "Id Ilahe Illa'lldh"i hem yazisi- 
ni hemde nurunu dii§iinerek kalbde zikri tamamlayip devam etmesi. 

4-Kelime-i tevhidin gogiisteki nakis. §eklini miilahaza etmek, zikrin tesi- 
rini duymak icindir. 

5- "La ildhe Illa'lldh" kelimesinin sonsuz, manalanni tefekkiir etmek. 

6- "La ildhe Llla'lldh" kelimesinin manasim kalbe kararh bir §ekilde 
yerle§tirerek; masivayi, evhami ve hayalati kalbden cikarmak. 

7- "La ildhe" kelimesini bu §ekliyle gobekten beyine, beyinden sag 
omuza getirerek tamamlayip "Llla'lldh" i da kalbe vurarak nefes almadan 3, 
5, 7, 9, 11. ... 21 e kadar tekrarlamaga gayret eder. Tek sayilarda sag gogsiin 
altindaki ruh makaminda "Muhammed'un Rasulullah" diyerek zikrini ta- 
mamlar. 

8- Yapilan zikrin sayilanni miilahaza ederek, dii§iinerek tek sayilarda 
durmaya ah§kanhk kazanmak 

9- Nefesini ahnca "ildhi ente maksudi ve make matlubi. " Allahumme 
atini muhdbbetuke ve rizake ve magrufeteke" (Allah'im, gayem sensin, 
aradigim da nzandir. Allah'im, bana sevgini, nzani ve seni tammayi liitfet.) 
deyip nefesini aym §ekilde gobegin altindan alarak aym dii§iincelerle zikrine 
devam ederek bin adet "La ildhe Llla'llah" diyerek nefiy ile isbat dersine 
devam eder. 

"La ildhe illa'llah"m sonsuz manalanni dii§iinerek Allah Teala'dan 
ba§ka gercek manada sevilecek sayilacak, korkulacak ve yardimina sigimla- 
cak bir varhgin olmadigini dii§iinerek kalbindeki Allah Teala'dan ba§ka 
varhk ve dii§iinceleri fikarmak iizere miicadele yapmaga ve dersine devam 
eder. ihvan bu dersler sayesinde zikru'llahin asil gayesi olan "kelime-i 
tevhidin" gercek manalanni kalbine yerle§tirerek magrifet-i ilahiye kavu§- 
maya gayret eder. 

Zikrin bu §eklini §eyh Abdulhalik Gucdiivani kuddise sirruhu'1-aziz, 
Hazreti Hizir aleyhisselamdan almi§tir. Ona suya dalmasim emrederek bu 
§ekil zikri 6gretmi§tir. Suya dalmasim emretmesinin sebebi nefesini tutmak 
ifindir. Ciinkii ba§langicta en ihtiyath yol budur. 

Mi'racu's-Saade kitabinda demi§tir ki, : 

"§eyhimiz bize zikrin bu §eklini yapmamiza izin verdigi zaman "Ll- 
la'lldh"! omuzdan cikarip kalbine verirken bu hayali vurus, esnasinda ba§i 



Kitabiyat 697 

biraz hareket ettirmemizi soyledi. Bu, bunun tesirini meydana cikanr." 

Yine ondan i§ittik ki; 

Bu zikri, salik ilk defa yaparken yirmi bir yahut yirmi uc adedine balig 
oluncaya kadar manayi tasavvur etmeden yapar. Bunu yapmaga yalniz bir 
nefeste muktedir olabilir. Bu dereceye geldigi zaman ona (yukanda anlatti- 
gimiz) manayi tasavvur etmeyi ve zikri birinci yol uzere devam ettirmesini 
emreder. Bir nefes hapsinde sayili adede vasil oluncaya kadar boyle devam 
eder, Bundan sonra bu zikre devam ederse cidden giizel olur ve neticesi go- 
ruliir. Ancak bunu emredilen miktar yapmakla geregini yerine getirmi§tir. 
Bundan sonra Allah Teala'ya tahsis-i nazar eyler." 

Yine §eyh Ismail el-Halidi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretlerinden i§ittik 
ki; 

"Adede riayet hafiza He yapilacaktir. Parmakla veya tesbihle degil. " 
buyurdu. 

Yine buyurdu ki; 

"Zikir gokluga bagh olarak habs-i nefesden aciz kahr ve yapamazsa ne 
yapmak lazimdir? Sorusuna buyurulur ki; 

"Nefesini birakip yukanda anlatilan zikre habs-i nefes yapmadan devam 

1327 

eder, bu da ayni sekilde faydahdir. " 

Ism-i celal ile ancak, zat-i maiyet (zat ile beraberlik) cezbesi hasil olur. 
Kelime-i tevhid ile kayyumiye-i cezbesi (ezeli ve ebedi olmanin cezbesi) ve 
bundan da Murakabe-i Ehadiyyet usulu ogretilir. Murakabe ise, fenayi tam 
hasil eder. Fend-i Tam ile murid Allah Teala'ya vasil olur ve seyr u siiluk 
tehlikelerinden selamet bulmak vardir. 

Ehadiyet Murakabesi Dersi 

Tevhid, insanin asil yaratihs. gayesidir. insan ezelden ebede dogru hayat 
kopriisiinden, ister istemez, tevhid adimlanni atarak gecmektedir. Tevhid 
dersi de hediyeden sonra. 

" \ * 

ayet-i kerimesini diger derslerde dusjindugu gibi, bu dersin evvelinde de 
tefekkiir eder. 

"Ya Rabbi nefsimi ve on sekiz bin alemi §ah-i Naksibend Efendimizin 
ruhaniyetinde fani bildim. §ah Efendimizin ruhaniyetini Ebubekir 
radiyalldhu anh Siddtk 'ul Azam radiyallahu anh Efendimizin ruhaniyetinde 
fani bildim. Siddtk 'ul Azam radiyalldhu anh Efendimizin ruhaniyetini 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin ruhaniyetinde fani bildim. 



1327 — Muhammed b. Abdullah Hani, Addb, trc. Ali Htlsrevoglu, Istanbul, 1980, 
s. 245-247 

i328_ "o Allah bir tektir." (Ihlas, 1) 



698 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellem Efendimizin ruhaniyetini Ehadiyyet-i 
Ilahiyyende fani bildim, Ya Rabbi!" denilir. 

Nefs-i kiilden ve butun masivadan, Allah'tan ba§ka, biitiin varhk ve dii- 
§iinceleri terk etme niyetiyle "Id ildhe illa'lldh" der. 

Kalb ile lisani sessizce birlestirerek kalbden "Id ildhe" ile basladigi 
zikri, ruh makaminda tamamlayarak "illa'lldh" 1 da ruh makamindan 
baslayip kalbde tamamlayarak, kalbe bir adim atmis gibi "Id ilahe il- 
ia' lldh"i bin defa tefekkur ederek tesbih etmek iizere, ihvana tevhid 
dersi verilir. ihvan bu dersini tamamlarken Allah Teala'dan ba§ka biitiin 
varliklann hepsinin sonradan var oldugunu ve sonunda yok olacaklanni do- 
layisiyla bu varliklann bir golge halinde oldugunu gercekten anlamaya ve 
kavramaya ba§lar. 

Kul, kendisinden sadir olan i§lerine bakinca i§leri halk edenin gercekte 
Allah Teala oldugunu, hayatina ve diger sifatlanna bakinca, bu canhhgi 
kendisine verenin ve biitiin sifatlannin Allah Teala'nin sifatlanyla kayith 
oldugunu goriir ve bu nimetlerin Allah Teala tarafindan kendisine verildigini 
ve onun izniyle devam ettigini, hakikatiyle idrak etmege ba§lar. 

Boylelikle kul, kendisinin cah§arak elde edici oldugunu yaraticinin ise 
Allah Teala oldugunu idrak edip, biitiin i§lerin gercekle Cenab-i Hakk'in 
iradesiyle meydana geldigini kabul ettigi gibi, "sifat-i selbiye" (Allah Tea- 
la' da bulunmasi caiz olmayan sifatlar. Allah Teala'nin sifat-i zatiyye ve 
sifat-i subutiyyeden baska sifatlari ya itibari (var kabul edilen) veya 
selbidir. 

Allah Teala cisim degildir. Cisimden degildir. Madde degildir. Araz 
yani hal degildir. Mekani yoktur. Zamanh degildir. Bir seye girmis, bir 
yere yerlesmis degildir. Hudutlu, bir seyle cevrilmis degildir. Bir taraf- 
ta, bir cihette degildir. Bir seye mensup degildir. Bir seye benzemez. 
Misli, ortagi ve ziddi yoktur. Anasi, babasi, zevcesi (hanimi), cocuklan 
yoktur. Bunlarin hepsi mahluklarda (sonradan yaratilanlarda) bulunur. 
Hepsi noksanhk ve kusur alametleridir. Butun bunlar sifat-i selbiyyedir. 
Butun kemal sifatlar Allah Teala' da vardir. Butun noksan sifatlar yok- 
tur.) 

nin de kendisinden meydana geldigini idrak etmege ba§lar. 

Ciinkii noksan sifatlar, kusur ve hatalar insanlara ait sifatlardir Allah Tea- 
la'nin zat ve sifatlannda asla noksanhk dii§iiniilemeyecegi icin; kul Allah 
Teala'yi noksan sifatlardan tenzih etme mecburiyetinde oldugunu da idrak 
etmege ba§lar. 

O vakit kul "la ildhe ilia lldh " derken butun isleri halk edenin Allah 
Teala oldugunu, butun kemal sifatlarm Allah Teala'ya ait oldugunu ve 
noksan sifatlarm Allah Teala'ya layik olmadigini idrak ederek tevhid 
dersine devam edince: kul Allah Teala ile oldugunu idrak etmege bas- 
lar. 

Siilukten cikan ihvan artik vilayet makamlannda yol almak iizere dersi 



Kitabiyat 699 

Seyr-i Mustetir (Cikilan Makamlar) uzerinde cah§ir. 

SEYRI MUSTETIR 1329 

Tevhid-i Viicud'un sirlannin ihvan tarafindan ke§fedilebilmesi 50k iba- 
det ve taatta bulunmaya, §eytan ve bunlann sevdirdikleri §eylerle miicadele 
etmeye ve onlarla ilgili §eyleri terk etmeye, zikir ve tefekkure devam etme- 
ye, gercek sevgili olan Allah Teala'ya ve onun sevdiklerine a§k ve muhab- 
betle yonelmeye baghdir. 

Bu makamda ihvanin kalbi, kutsi olan her §eyi kendisine cezbeder (ce- 
ker). Y6neli§i de kutsi olan §eylere olur. Ihvanin yaptigi mucadelelerin hepsi 
Allah Teala'nin Resuliine itaatten dolayi yapihrsa, o ihvana ait latifelerin 
hepsi, her tiirlii manevi lekelerden annir. Bilhassa, boyle bir ihvanin kalbi 
gaflet kirlerinden temizlenir. Oyle duruma gelir ki; Allah Teala'nin isimler 
ve sifatlannin golgesinin aksine ayna olus. durumuna gelir de O'nun esma ve 
sifatina mahsus olan tecelli golgeleri ihvan tarafindan pinl pinl seyredilir. 
Bu seyre dalan miskin a§ik o derece kendisinden gecer ki, sevgilisini de go- 
remez hale gelir. 

Ihvan bu makama sevgilisinin goziinden, esma ve Allah Teala'nin sifat- 
lanna ait olan golgenin aksi ve tasavvuru ile acik bir §ekilde ula§ir. Konu§- 
malanna §athiyyat kan§tiranlar, sevgililerinin suretinin batinini defalarca 
goriir, sevginin sarho§lugu ile kendilerinden gecerler. O zaman ihvanda sir- 
nndaki kavu§manin hayali meydana gelir. Gordiigii §ey sevgilisinin ash mi- 
dir? Yoksa golgesi midir? Fark edemez. Ihvan bu halinde kendine hakim 
olamaz ve Allah Teala ile Allah Teala oldugunu, Allah Teala'yi gordugiinii 
fekinmeden soylemekten kendini bir tiirlii alamaz. 

Allah Teala'nin esma ve sifatimn golgelerinin tecellisini ihvanin devam- 
h olarak seyretmesi onu o hale getirir ki, hayalindeki sevgilisinin suret ve 
aynini devamh surette gordiigii icin, Allah Teala'yi gordiigiinii ve maksadina 

1330 

erdigini zanneder. Acik olarak: "Ene'l Hakk" (Ben hakkim) " , "Ben beni 

1331 

noksan sifatlardan tenzih ederim" gibi sozler soylemeye ba§lar. Ihvan- 
da "Ene 7 Hakk" sirrimn gorunu§ii i§te budur. I§te bu hallerin sahibi, nefsin- 
den ve nefsani zevklerinden uzakla§arak fena (yok) mertebesine erince, ken- 
disinde bu hal meydana gelmektedir. Bu gibi kimselere kar§i fena dav- 
ranmak ve onlan ceki§tirmek dogru degildir. Zira onlar dis. g6riinu§lerinden 
dolayi kendilerine soylenenlerden 50k uzaktirlar. Onlar bu halleri ile Allah 



1329 — Bu derslerin afiklamasmda Ahmed Ziyauddin GUMU§HANEVI kuddise 
sirruhu, "Cdmi-ul Usui" kitabi ve Tercilmesi (Rahmi SERIN- Veliler ve 
Tarikatlarda Usui) den istifade edilmistir. s. 281-298 

1330 — Jlk defa bu sozil afik olarak avama soy ley en Hallac-i Mansur kuddise 
sirruhu'l-aziz'dir. 

1331 — Ilk defa bu sozil acik olarak avama soyleyen Bayezid Bestami kuddise 
sirruhu'l-aziz'dir. 



700 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Teala'nin veli ve kendinden gecmi§ kullanna dahil kimselerdir. 

Bir Hadis-i Kutside Allah Teala §6yle buyurur ki; 

"Ben kulumun zanni uzereyim " 

Allah Teala tarafindan kula yapilan bir muamele, kulun zannina en uy- 
gun du§en olmaktadir. 



Kitabiyat 701 

VILAYET-i RUBRA ( Buyuk Velayet ) 

Velayeti Kiibra, Allah Teala'nin Esma, Sifat ve Zat'ina mahsus olan dai- 
rede seyirden ibarettir. 

Ne zaman ihvan Tevhid-i Viicudi ve Allah Teala ile beraberlik sirrina 
(maiyyet murakabesi) ererse, o zaman nefsinde Ar§i Mecid'den, hatta 
Ars/tan daha yiice bir makamdan zeminin altina kadar uzanan alemlerde, 
zerreler de dahil olmak iizere, her §eyi ku§atmi§ olarak yayilan bir nur goriir. 
Bu nurun renkle ilgisi bulunmamakla beraber, semavi ve koyu bir g6runii§te 

y\ 1332 

oldugu soylenebilir. Bir hadisi kutside "Allah Teala Amd 'da idi. " bu- 
yurmaktadir. 

Allah Teala ile beraberlik sirrina eren ve Tevhid-i Viicudi'nin §ereflisi 
olan kimse o nur'u, giinesjn dogus. anindaki netligi gibi, goriir. O zamana 
kadar bir benzerini gormedigi bu nur 'a kar§i 

"Acaba bu gdrdiigum Allah Teala midir? " diye §iipheye dii§ecek kadar 
bu tecellinin tesiri altinda kahr. Nihayet bu nur da ihvanin murakabesinden 
cekilir ve eseri bile kalmaz. Bu nur ile yok olan imkan alemi, bu nurun yok 
olmasi ile tekrar meydana gelir. Bir nur tecellisi ile diger bir alemin yok 
olmasi, birinin digerini yok ettigi icin degil, tipki giinesjn dogmasi ile ashnda 
var olan yildizlann giindiiz goriilemedigi gibi, bir §eydir. Fakat kalbe ait 
seyirdeki gorii§, maddi gozle olan gorii§ gibi, sinirh olmadigi ifin, bu maka- 
min yolculugunda olan zat, yolculuk esnasinda gordiigii varhgin, varhgi 
vacib olanin (Allah Teala'nin) tecellisi midir, yoksa mumkun olan bir varhk 
belirtisi midir, ayirt edebilir. 

Varhgi vacib olan Allah Teala'nin tecellisini gorme haline 
"O'nunla olma" hali denilir. Allah Teala'nin liituf ve kereminin eseri olan, 
ihvanda bu gorme hali, Velayeti Kubra' da seyreden velilere mahsus bir ilti- 
fatidir ki; Bu makamin velayeti peygamberlere mahsus bir velayettir. 

Ihvan, manevi sarho§luktan ayilma ve uyanma makaminda varhgi oldu- 
gu gibi, yerli yerinde goriir. Fakat gordiigii §eylerin, Allah Teala'nin varhgi- 
m gosteren §eylerden ve O'nun varhginin golgesinden ba§ka bir §ey olmayan 
§eyler oldugunu anlar. Yine bu makamin sirlanna eren zat goriir ve anlar ki; 
Varhgin goriinu§u Allah Teala'nin sifatidir ve katiyyen ash degildir. Tevhid- 
i §iihudinin manasi i§te budur. Oyle bir tevhid-i §uhudi ki, nefis latifesinden 
mu§ahede edilir. Allah Teala'nin kuluna olan yakinhginin manasi bu ma- 
kamda anla§ihr. 

"O'nunla beraber olmak ve O'nayakin olmak" arasindaki fark'a gelin- 
ce: Beraber olmanin sonu "Bir" olmaya ve sonunda ikiligi kaldirmaya gider. 
Her ne kadar mumkun olanin varhgi aynca mu§ahede edilirse de, varhgi 
kendi zatindan degil, Allah Teala'nin varhgindandir. Yine mumkunun sifati- 
nin varhgi da O'nun sifatimn varhgindandir. 



' — "Her §ey yokluk halinde iken ve kdinatta hie bir §ey var olmadigi zaman- 
da Allah Teala, varhgi kendi Zati ile idi. " 



702 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Beraberligin ve birligin hakikdti yokluktur. Yaratilmi§ olanin Allah Te- 
ala'da yok olmasidir. Bu hususu bundan daha fazla acmak miimkun degildir. 
Buraya kadar yapilan izahattan anla§ilmi§tir ki; 

Varhkta asil olan golge degil, bizzat varhgin ashdir. Zaten golgenin var- 
hgi da onu salan bir asildan gelir. Varhgin sifatinda da durum aynen boy- 
ledir. Golge olan sifatin varhgi, asil olan sifatin varhgmin eseridir. Asil ola- 
nin golgeye yakinhgina kar§ihk, nasil olur da golgenin asil olana yakinhgin- 
dan bahsedilebilir? Golgenin varhgi golgeyi du§iiren asildan gelmektedir. 

Ekrabiyyet "Allah-u Tedld 'nin kuluna her seyden yakin olus " halini sa- 
tirlara intikal ettirmek miimkun degildir. 

Akhn giicii de bu makami anlamak ve anlatmak icin 50k noksan ve kifa- 
yetsizdir. Allah Teala'nin kuluna olan yakinhginin, kulun kendi kendine 
olan yakinhgindan daha yakin oldugunu kavramak hususunda, idrak susmu§ 
ve akil acze du§mu§tur. Bu mesele akhn otesindedir. Bu sirn meydana koy- 
ma yetkisi sinirh tutulmu§tur. 

Velayet-i Kiibra dairesi, Gavs'i da icine alan 115 daireden meydana ge- 
lir. Velayet-i Kiibra'ya mahsus bulunan bu 115 daireden alemi emirden olan 
bes, letaifeye (kalb, ruh, sir, hafl, ahfa) mahsus bulunan dairelere kadar uza- 
nir. Bu dairede yiikselme yeri ve feyiz kaynagi bes. latife ile birlikte, nefis 
latifesidir. Bu dairede murakabe Allah Teala sevgisi (muhabbet) murakabe- 
sidir. Bu murakabeyi Allah Teala Kur'an-i Kerim'de §6yle ifade buyurur. 

1333 

"Allah Tedld onlari sever, onlar da Allah Tedld'yi" Muhabbet mu- 
rakabesinde feyiz kaynagi, nefis latifesidir. 

Bu dairelerin her birisinde murakabe yolu, ihvanin kendi varhgini, ifin- 
de bulundugu daireden silkip atmaktir. Bundan sonra da muhabbetullah (Al- 
lah Teala sevgisi) feyzinin, esma ve sifatin ash dairesinden, nefis latifesi 
olan (ene) latifesine sevk edildigi du§unulmelidir. Gercekte muhabbetullah 
feyzi ashn ash dairesinden (enaniyyet) latifesine sevk olunmaktadir. 
Gavs'a ait dairede de, muhabbetullah feyzi enaniyyet latifesine gonderil- 



1333 — Maide, 54 

1334 — g^j- j- ar fl c arasmda kullamlan gavs kelimesi; makam olan gavsiyetle ile 
Gavsiyette tasarruf eden ehlullah birbirine karijtinlmijtir. (bkn. §eyh §uayb 
§erafeddin Gilljeni, Izahu'l-Meram Fi Meziyyeti'l-Kelam, Tarik-i Gtlljeni 
Hilafetnamesi 1st, Buhara Yaymevi, 2001, s 87) 

Bir zamanda bir tane tasarruf sahibi gavs bulunmasi gerekirken her tarikte ayn 
ayn birer gavsm olmasmdaki durum bu anlayis farkmdan dogmaktadir. Gavs ma- 
kamm Hz. Abdillkadir Geylani Efendimizle tesmiye bulunan gavsiyet ise, ayn bir 
hususiyet arzetmektedir. Konu hakkmda su sozler ise, 90k manidardir. 

Hz. Pir Seyyid Ahmed er-Rufai kuddise sirruhu'1-aziz buyurdu ki; 

"Allah Tedld bir kimseye Hakk erleri makamina qikarmak dilerse, once ona nef- 

sini terbiye vazifesini verir. Nefsini terbiye etmeyi baqardigi takdirde ev halkini yola 

getirme vazifesini ytikler, onlara iyilik eder ve iyi geginirse ona baska bir vazife 

qikar. Komsulanni ve mahalle halkini yola getirme vazifesini ahr. Bunlara da iyilik 



Kitabiyat 703 

mektedir. 

Buradan da ashn ash dairesine yiikselir. ihvanin yukseldigi ashn ash da- 
iresi gavs'in bulundugu dairededir. Bu dairenin sirrina eren gavs'tir. I§te bu 
iki daire (asil dairesi ile ashn- ash kul dairesi) ile bahsi gecen ve mahalli 
yiice olan yarim dairede bulunan kimselerde, gercekten Ruh-i kul'e yakin- 
la§ma meydana gelmektedir. Sonuncu dairenin yansinda Ekrabiyyet ve 
Tevhid-i §uhudi'nin sirri meydana gelmektedir. Bu dairede Ekrabiyyet (ya- 
kinhk) Murakabesi (Allah-ii Teala'nin kuluna her §eyden yakin olma sirri) 
hayali olarak hissedilir. Bu hususa dair Kur'an-i Kerim'de Allah Teala §6yle 
buyurur: 

"And olsun ki, insani bizyarattik. Nefsinin kendisine fisildadiklarini 

1335 

bile biliriz. Biz ona sahdamarindan daha yakiniz. " 

Ekrabiyyet makamindan daha yiicelere seyretme imkani hasil olunca, bu 
defa seyir asil (Zat) dairesinde meydana gelir. 

Velayeti Sugra'da meydana gelen yok olma hali yine bu dairelerdedir. 
Ancak, Velayeti Sugrada meydana gelen bu hal, yok olu§un ash degil sure- 
tidir. 

Bu dairelerde Allah Teala'nin birliginin, manasi du§unulerek lisan ile 
yapilan tahlillerle ifade edilir. 

Bazi dairelerin kesilmesi ve bazilannin tamam olmasi meselesine gelin- 
ce: Bu dairelerden her biri ihvana giines. kadar acik ve net olarak goriinur. 
Eger dairede zayiflama ve kopma ihtimali belirmi§se ashnda giines. gibi par- 



eder ve iyi geginirse vazifesini yine degipr. Bulundugu beldenin idaresini yuklenir, 
onlarla da iyi gecinir, iyilikle bulunursa butiin ulkenin idaresi ona biralahr. Bunda 
da ba§ari kazandigi, ozunii Allah Teala 'dan ayirmadigi takdirde, mevkii biraz daha 
yukseltilir. Yerle sema arasindakilerin idaresi tevdi edilir. Yerle semd arasinda o 
kadar cok mahlukat vardir ki, adedini yalniz Allah Teala bilir. Artik bundan sonra 
yukselmege baslar, bir semddan dbiirune gecer. Ta ki, gavsiyyet mahalline kadar. 
Bundan sonra beseri vasfi silinir. Allah Teala 'nin sifatlarindan biri olur. Allah Tea- 
la'nin gizli kildiklarina muttali olmaya baslar. Oyle ki, onun nazari olmadan, ne 
bitki biter ne bir yaprak yeserir. Bundan sonra Allah Teala ile keldm eder. Ama 
keldmin mahiyetini yaratilmislarin akh alamaz. Qtinkii o ucsuz bucaksiz bir denizdir. 
Dikkat gerek Bircok kimse bu denizin sahilinde boguldu. Ulemadan, salihlerden pek 
coklannin imam bu denizin sahilinde gitti. Digerleri soyle dursun. " 
(Safer Baba, Tasavvuf Terimleri, 1st., 1998, s.79) 

Ayrica bu tur konular hakkinda biiyiikler bu meseleye §oyle yakla§mi§lar- 
dir. 

"Her muridin kendi fjeyhini Kutb-ulAktab veya Gavs gormesi o, muridin hak- 
kidir. Ama bafjka metjayihi kiiciik gormesi onun hakki degildir. §ayet kendi mttr- 
sidi Kutb-ulAktab veya Gavs olmasa da muridin ihlasi sebebiyle zamanin kutbu o 
muridin seyhi suretine girer ve o muridin ruhuna hizmet eder. " 

1335 -Kaf,16 



704 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

lak goriinen o dairenin tecellisi, ihvana biraz soniik, daire kopma durumuna 
gelmi§se tutulma esnasindaki giine§in nurunun soniikliik hali gibi, goriiniir. 

Velayeti Kiibra dairelerinin alametleri: 

Bu alametler, if alemine ait feyiz muamelelerinden ba§ka bir §ey degil- 
dir. Bu ise, insanda dimag ve gogiis ile ilgilidir. i§te dimagdan gogse acilan 
bu yolla ihvanda §erh-i Sadir (Gogiis acilmasi) meydana gelmekte, bundan 
da izahina imkan olmayan gogiis geni§ligi hasil olmaktadir. 

Her ne kadar kalb latifesinin, seyrinde meydana gelen, §erh-i sadr'in 
izahi miimkiin degil ise, de, bu durumdaki ihvan, kalbinde nice semavi yiice- 
likler goriir. O semavi yiicelikler de, nice kalblere §ahit olur. Bu geni§leme 
aym zamanda bes. latife icerisinde kalbe ait bir geni§leme olup, diger latife- 
lerle bir ilgisi yoktur. 

Velayeti Kiibra'da hasil olan §erh-i'sadir'a gelince; Bu geni§lemenin ha- 
li gogiisiin tamamini kaplar. §erhi sadir halinin meydana geldigi yer, Vela- 
yeti Kiibra'da ahfa latifesidir. §erhi sadr'in i§areti goniil yolu ile meydana 
gelir ki, bu da kaza (kader) hiikiimlerine kar§i itirazda bulunmamaktir. Ihva- 
nin mutmain oldugu (Allah Teala ile birlik olu§un zevkine erdigi) makam, 
bu makamdir. Ihvan buradan da nza makamina yiikselir. Kulun Allah'tan 
gelen her §eye nza gosterdigi makam da bu makamdir. 



Velayeti Kiibra'da zikirlerin Yapihsi 

Hediyeden sonra "Ya Rabbi! Feyzi tecellt-i hakdyiki ildhiyeni Rasulullah 
sallalldhu aleyhi ve selleme, oradan Isa aleyhisselama, oradan Musa 
aleyhisselama, oradan Nuh aleyhisselama, oradan Ibrahim aleyhisselama, 
oradan Adem aleyhisselam ruhaniyetine, Siddik-i Azam Efendimizin ruhani- 
yetine ve oradan seyhimin ruhaniyetine, oradan benim letaiflerime ve ecza-i 
vilcuduma ve oradan buttin mahlukatin ve ecza-i vucutlarina inzal ve i 'sal 
eyle " denir. 

Ders halinde oldugun yerde Vilayet Kiibra dairelerinde kalbinden ruha 
gef, sirra gee hafiye gef, ahfa'ya gee, nefsi natikaya gee, nefsi natikadan 
bundan sonra soldan saga dogru donerek cami minaresine fikar gibi bir kus. 
ufar misali semaya dogru done done 51k. Yedinci kat sema iizerindeki feza-i 
tevhid meydanma gir her "laildhe illa'llah" kelimesinde o daireyi bir defa 
don. Boyle iki bin defa "lailahe illa'llah" de. Her yiiz ba§inda bir defada 
"La ildhe illa'llah Muhammedun Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellem 
Bismilldhirrahmdnirrahim efdalu'zukru fa'lem ennehu La mevcude illal- 
lah " diye devam et. 

La ma'bude illa'llah, La maksude illa'llah, La matlulebe illa'llah zi- 
kirlerini tarif edildikce degi§tirerek dersine devam et. 



Kitabiyat 705 

Velayet-i Kiibra Daireleri 

1-Daire-i Makam-i Velayet-i Kiibra Adem aleyhisselam 
2-Daire-i Makam-i Velayet-i Kiibra Nuh, Ibrahim aleyhisselam 
3-Daire-i Makam-i Velayet-i Kiibra Musa aleyhisselam 
4-Daire-i Makam-i Velayet-i Kiibra Isa aleyhisselam 
5-Daire-i Makam-i Velayet-i Kiibra Muhammed aleyhisselam 

Velayeti Kiibra Makamlan 

1-Murakabe-i Gavs-i Muhabbet ve Daire-i Esma-i Sifat 

Mahbubiyet Murakabesi Dersi 

Muhabbet "Bu yolun buyuk i§lerindendir. Kendine has nisbeti olan- 
dir. Ebubekir Siddik radiyallahii anh bu nisbeti Rasuliillah sallallahii aleyhi 
ve sellem iizerine cezbe-i muhabbet ile baglar. Bu tarik cezbe tarikidir. Cez- 
be nisbeti buna tahsis edilmi§tir. §ayet muhabbet olmazsa cezbe olmaz. Cez- 
be olmayinca nisbet husule gelmez. Letaiflerin hususiyeti miir§idde fena ile 
zuhur eder. Iradesini kaybedende muhabbet cezbesi olu§ur. Miirsjdde olan 
marifeti ilahiyye ve tecelliyati rabbaniye miiride azar azar muhabbet ile gel- 
meye ba§lar. Miirid miir§idin delaleti ile muhabbeti vasitasiyla miknatis gibi, 
cekilmeye ba§lar ve" sevgiliye dogru yol ahr. Miir§ide olan muhabbeti ne 
kadarsa bilmelidir ki, Allah Teala'yi o kadar seviyor demektir. Mur§ide olan 
muhabbet Allah Teala'ya vuslat ifin kafidir. Muhabbet bu yolda ayni 
hakikattir. 

Mustafa Ozeren kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; "Asil olan 

1337 

muhabbet-i ilahiyi gonliine nakfjetmektir. " 

Ahmed Tahir kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 

"Her fjeyin muhabbeti fena bulur, murfjid muhabbeti fena bulmaz, gittikge 

. „ 1338 

artar. 

Allah Teala'ya olan muhabbet iki kisimdir. 

Vasitah ve vasitasiz. 

Enbiyamn ve cezbeli olanlann muhabbeti ilahi ve vasitasizdir. Ciinkii 
bunlann muhabbeti Zat-i Ehadiyyetin fuyuzatindandir. Bunun vahdet sirri 
mahlukatin vasitasi olmayan bir sirdir. 

Evliyaya muhabbette vasitah kisimdandir. Bunlar enbiyamn muhabbeti 
ile Allah Teala'ya vuslat ederler. Enbiyamn muhabbeti Allah Teala'ya olan 
muhabbete vasitadir. Eger bu vasita olmazsa Allah Teala'ya muhabbet ol- 
maz. Bunun icin Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem "Beni sevenler Allah 



1336 — Naksibendi Haci Osman Usktldari Efendi, Tarikat Risalesi trc, Ismail Hak- 
ki Altuntas, yazma. Bu kisim bu kitabdan faydalanarak yazilmistrr. 



133" 



-KUQUK, a.g.e., s. 68 
-GUNEREN, a.g.e., s. 92 



706 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Tedld'yi severler" buyurdu. Ehl-i Beyti sevmenin muhabbet dairesinde te- 
mel ta§lanndandir. Bu nedenle muhabbettin evveli Ehl-i Beyti sevmek ile 
ba§layacagi unutulmamalidir. 

Adab-i Muhabbet 

Mur§idine olan muhabbet ile kalbini temizlemeli ve huzurunda ba§ka 
birini hatira getirmemeli ve onun varhgini on planda tutmahdir. Emirlerine 
amade olmah, muhalefet etmemelidir. Her halinde ona tabi olu gibi olmah- 
dir. Miir§idin verdigi emanetleri tesbih, takke, ciibbe vb. §eyleri muhafaza 
etmelidir. Bu hal ile olunursa muhabbette artma olur." 

Ma'ruf-Kerhi kuddise sirruhu'l-azize muhabbetten sorduklarmda: "Muhab- 

1339 

bet halkm ogretmesiyle olmaz, o sadece Hakk'm bir ihsamdir" dedi. 

Onun icin mahluk ve e§yanin sevgisinden daha 50k sevilmeye layik olan 
Zat-i ecel ve ala olan Allah Teala'yi sevmek ve kalbde "0"nun muhabbetini 
artirmak icin mahbubiyet dersi olan zikir dersine devam edilir. 
' > > " 

" Allah Tedld onlari sever onlar da Allah Tedld 'yi sever... " (Maide, 54) 
ayet-i kerimesini tefekkiir eder. 

§unu bilmeliyiz ki, bizim Allah Teala'yi sevebilmemiz icin, evvela Allah 
Teala'nin bizi sevmesi lazimdir. O bizi sevmeden bizim onu sevmemiz ezeli 
ve ebedi olmayan bir taklitfilik ve gefici bir sevgi gosterisi olur. Bu sebeple 
Allah Teala'yi zikretmeyi 50k sevip bu zikre devam etme mecburiyetinde- 
yiz. 

Allah Teala zatinda, fiillerinde ve sifatlannda hifbir suretle e§ ve ortak 
kabul etmedigi ifin, herhangi bir sifatinda kendisine ba§kalanm ortak kabul 
etmeyi §irk, §irki de bir pislik kabul ettigi icin kul bu makamda, "la ilahe 
illa'lldh" derken kalb ile "Senden ba§ka her varhgin muhabbetini reddediyo- 
rum, ancak Senin muhabbetini kabul ediyorum," §uur ve idraki icerisinde, 
evvelki derslerinde oldugu gibi "Id ildhe"yi kalbinden baslayip ruha geci- 
rerek "illa'lldh" 1 da ruhtan baslayip hafi makamina, oradan sir maka- 
mina, oradan kalbe indirerek bin defa tevhid-i zikirle, Allah Teala'yi 
zikreder. Ihvan "muhabbette tevhid" yan§masini kazanmak ifin be§eri guc 
ve iradesini kullamnca kiirre-i arzdan, Ar§ kubbesine benzeyen gogiis alemi- 
ne ge?er. Gogiis aleminde ne kadar fiil, sifat, makam, mevki' hevesleri varsa 
hepsinden 50k Allah Teala'yi sevdigini dii§iine dii§iine tevhid-i muhabbete 
yukselir. 

O vakit kul mahluka muhabbetin esaretinden kurtularak hurriyetine kavu- 
§ur. Biilbiil gibi kafeslerde degil de tevhid-i muhabbet bahcesinin miibarek, 



-Net ahattl'l tins, a.g.e. s. 162 



Kitabiyat 707 

giizel giil kokulan arasinda "Id ilahe illa'lldh" der. 

ihvan artik bahcelerdeki giil ve kokusunun degil giilii ve kokulan yarata- 
nin dostu olmak icin gayret etmektedir ve bilmektedir ki giiller ve giizel 
kokular Rabb'ine giden yolda birer perdedir. 

Artik muhabbetin giil misali kokulan viicudundan yayilmaga ve muhab- 
betten hasil olan giizel ahlaklar kendisinden seyredilmege ba§lar. Biitiin mal, 
miilk, evlat, makam, mevki'lerden olu§an esaret zincirlerini birer birer kinp 
hakiki dostuna kavu§mayi can-i goniilden arzulamaga ba§lar. 

2-Daire-i Asl'i Asl'a seyr, 

3-Daire-i Asl-i KM, Ruh-i Kiil 

4-Akrabiyet (yakinhk) Murakabesi Dersi 

Allah Teala'ya ilmi yakinhk elde etmek ve zuhuratlardan istifade sagla- 
mak icin ihvana akrabiyet dersi verilir. Bu dersi alan ihvan hediyeden sonra: 



^\tf}\ *&\y»j "VEHUVALLAHU EKRABV ILEYNA" 

"...QunkiX biz ona §ah damarindan daha yakiniz" (Kaf, 16) Bu ayet-i ke- 
rimenin manasini tefekkiir etmege ba§lar. 

Biz alemi, maddi alemi idrak edebildigimiz halde maddenin ifindeki 
mana alemini idrak etmekten aciz kalmaktayiz. 

Eger biz maddenin iferisindeki mana tecellilerini idrak edebilseydik, o 
vakit maddeyi tozlar dumanlar halinde goriir ve madde ile mananin birbirle- 
rinden yerle gok arasi kadar uzak oldugunu idrak ettigimiz gibi, mananin 
insana maddeden daha yakin oldugunu da idrak edebilirdik. 

Bu tecelliyata mazhar olabilmek icin "akrabiyet dersi" olan tevhid-i zi- 
kir dersi ihvana verilir. Ihvan "maiyyet dersinde" oldugu gibi "la ildhe" yi 
kalbinden ruha, ruhundan Hafiye, Hafiden sir makamina oradan da 
kalbine indirerek bin defa nefes ve kalbiyle "la ildhe illa'lldh" zikrine 
devam eder. 

Ciinkii ihvan Allah Teala'nin sifatlannin kula; kulun sahip oldugu sifat- 
lardan daha yakin oldugunu idrak etmenin tecellilerine mazhar olur. 

Kul, anlar ki benim yapacagim i§lerden evvel, Allah Teala istediklerini 
yapar. ^iinkii Allah Teala bir §eyi yapmayi murat edince o §ey "ol" deme- 
den meydana gelir. Onun icin Allah Teala bize, bizden daha yakindir. 

Allah Teala dilerse senin ve biitiin be§erin iradesinden evvel, kendi 
iradesi tecelli eder. Be§er kainata zarar vermek istese "0"nun izni olmadan, 
hif bir zarar veremez. Bir iyilik yapmak isteseler, "O" miisaade etmezse, bir 
§ey yapamazlar. 

Bu dii§iinceyi gerfek manada idrak edip kalbe yerle§tirmek icin "la ildhe 
illa'lldh" 1 "Bize Allah'dan daha yakin hifbir varhgin olmadigi," manasiyla 
dii§iinmek lazimdir. 

Kul bize bizden daha yakin olan Allah Teala Hazretlerinin sifatlan ile be- 



708 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

§eri sifatlann yakinhklan arasindaki sonsuz farklan idrak ederken; her ihsa- 
nin oniinde Allah Teala'nin ihsan elini, her giic ve kudretin oniinde Allah 
Teala'nin giic ve kudret elinin bulundugunu anlar. 

Allah Teala'nin ihsaninin bir kase suyu ifmek ifin kaldirdiginin elinin 
oniinde olu§u, agaflann dallanndaki meyvelerin, topraktan yeti§en hububat, 
sebze, karpuz ve benzeri ni'metlerin be§erin eli degmeden kudret eliyle ha- 
zirlanip bizlere ihsan eliyle uzatilmasi, bizleri muhabbeti ilahiye ye getiren 
en biiyiik yol oldugu icin ihvana,bu makamda da "mahbubiyet dersi" verilir. 



Kitabiyat 709 

VILAYET-i ULYA (Velayetin en yiice mertebesi) 

Kisaca makamlan tekrar hatirlamak gerekirse; 

Velayeti sugrd: Biiyiik nebiler ve meleklerin di§inda kalan velilere mah- 
sus olarak goriilen haller, Allah Teala'nin isim ve sifatlannin golgeleridir. 
Allah Teala'nin isim ve sifatlannin goriiniisjiniin golgeleri olan bu mertebe- 
nin seyridir. 

Velayeti Ktibrd: Biiyiik nebilere mahsus olarak goriilen haller de Allah 
Teala'nin esma ve sifatlan ile yine O'nun maksadina ait bir takim iradelerin 
g6riinii§iidiir. 

Velayeti Ulyd; Melaike-i Kiram'a ait olarak goriilen hallere ki, bu haller 
taayyiinatin parcalandir. Bu makamlara Unsurlarin Seyri adi verilmekte- 
dir. Topraga bagh unsurlar bu unsurlara dahil degildir. 

Miir§id-i Kamil, ihvana himmet ve merhamet murat edince, ona Velayeti 
Kiibra dairesi icerisinde yoneli§te bulunur ve her daireye ait halleri ihvanin 
latifelerine himmetiyle doldurur. 

Yine Miir§id-i Kamil ihvanda §erhi Sadr meydana gelmesi icin yoneli§te 
bulunur, ihvan bu himmet eseri yoneli§le beyin faaliyetinin gogiisle yakin 
ilgisini goriir. Bu himmetin eseri olarak gogsiinde geni§leme hali bulur. Bu- 
nun neticesi olarak da toprak, su, hava ve ates. gibi unsurlan icin ilahi cez- 
beler (kendinden gecme) idrak eder. i§te bu cezbelerden de yiicelme ve yiik- 
selmeler meydana gelir. Bu arada ihvana renkle ilgili giizel haller gelmeye 
devam eder. Batina miisemma olan zat'inda ihvanin fani olmasi boylece 
kolayla§ir. Varhgi yok olur. Yiice makama eren ihvanin baka mertebesine 
ermesi kolayla§ir ye artik melaike-i kiram ile miinasebetler meydana gelir. 

Velayeti Kubrd'nin seyri Allah Teala'nin "Zahir" ism-i serifinde, Ve- 
layeti Ulyd'nin seyri ise, "Batin" ism-i serifindedir. 

Zdavx ism-i §erifin seyrinde, Zat'a ait olan dii§iincenin di§inda, yalniz si- 
fat'a ait tecelliler vardir. Batin ismi §erifinin seyrinde ise, her ne kadar esma 
ve sifatlara ait tecelliler meydana geliyorsa da, bazen de Zat'imn tecellisine 
§ahit olunmaktadir. 

Bazen temsili olarak ve evvelki tecellilere ilaveten ihvan bir suret ke§fe- 
der ve kesTettigi bu sureti di§tan goriir. Fakat ihvanin gordiigii bu sureti, 
Allah Teala'nin esma ve sifatlan kaplar. Bu kaplayi§, gunesjn i§inlan ile bir 
§eyi kaplayi§i gibidir. Ihvan bazen gordiigii bu sureti tecelli cizgisi olmadan 
goriir. Boyle bir gorii§te dahi, gordiigii suretin renkleri yine mukemmeldir. 
Suret iizerinde meydana gelen tecelli hatlan boyle bir gorii§te bilahare gizli- 
lige doner. 

Velayeti Ulyd oz, Veldyet-i Ktibrd bu oz'tin kabugu gibidir. Buna gore 
bir iistteki bir derecelerin bir alttaki derecelere nisbetle durumu da yine boy- 
ledir. Bir iistteki 6z, bir alttaki, o oziin kabugu durumundadir. 



1340 — Gorilnmek. Belirmek. Anlajilma. Zahir ve ajikar olma. Meydana gikmalar. 
Belli olmalar. 



710 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Niibiivvet kemalati icin durum boyle degildir. Velayet makamlanna 
nisbetle, niibiivvet makamlan arasindaki munasebetler nebilerden ba§kasi 
icin tasavvuru bile miimkiin olmayan §eylerdir. Onlar, Bdtin ism-i §erifi ile 
isimlenmis. Zat'in murakabesini bu makamdan yaparlar. 

Niibiivvet Velayetinde feyzin kaynagi, toprak unsuru di§inda kalan uc 
unsurdur. (su, hava ve ate§) Bu makamda lisanen yapilan zikir ve uzun ki- 
yamlarla eda edilen nafile namazlar yiikselme vesilesidir. Yine bu makamda 
§eriatin ruhsat olarak saydigi §eylerle amel etmek dogru degildir. Belki, 
faydah olabilecek amel, §eriatta azimet olarak kabul edilen amellerdir. 

Bu husustaki incelige gelince: Ruhsatla amel etmek insani insanhgin 
geregi olan nefsaniyyet yoniine feker. Azimet olan §eylerin amel olarak ya- 
pilmasi ise, meleklik, hasleti ile bezenmesi ve meleklige yakla§mayi ortaya 
koyar. Ne zaman insanda meleklige ait hizmetler fazlala§irsa bu velayet mer- 
tebesinden siiratle daha yiice mertebelere yiikselme kolayla§ir. Bu velayette 
(Niibiivvet Velayeti) meydana gelen sir, Tevhid-i Viicudi ve Tevhid-i §uhudi 
sirlan gibi, degildir. Tevhid-i Viicudi ve Tevhidi §uhudi'nin sirlanni an- 
lamak ve anlatmak bir dereceye kadar miimkiindiir. Halbuki velayetin (Nii- 
biivvet Velayetinin - Velayeti Ulya'nin) sirlan gizlenmeye daha layik olup, 
soz ve yazi ile ifadesi miimkiin degildir. 

Mertebe-i vilayet-i Ulya Huviyyet-i Melekutiyyet Dairesi : 
Derece-i Havass-i Melaike zuhur eder. 



Kitabiyat 711 



KEMALA T DAIRELERI 

1- Mertebe-i Kemalat-i Nubuvvet, Risalet ve Heyet-i Vahdaniyye Da- 
iresi : 

Miir§id-i Kamil, ihvana merhamet edip, onun fazilet ve derecesini yiik- 
seltmek istedigi zaman, ondaki toprak unsuruna tevecciih buyurur ve ihvana 
latifesine yapilan bu yonelis. ile Nubuvvet Velayetinden feyiz gelir. Bu oyle 
bir kemaldir ki, bu kemal, Zat'i ve daimi tecelliden ibarettir. Bu makamin 
bilgisi biitiin bilgileri yitirmektir. Yine bu makamda zaman, keyfiyet ve 
renkler — gizli olan haller dahil — bir i§e yaramaz hale gelirler. Bu makamda 
itikat ve imana taalluk eden §eylerin kuvveti meydana cikar. Allah Teala'yi 
bulmak icin delil arastirmak yerine, akil ve muhakeme delil yerine kaim 
olur. Bu makamin bilgisi, biitiin nebilerin §eriatlandir. Bu makamda ihvanin 
gizli hallerinde geni§leme meydana gelir. 

Ister Velayeti Sugra, ister Kiibra, isterse Ulya olsun, bu velayet makam- 
lannda derece derece ihvanda serhi sadir meydana gelir. Gizli hallere 
nisbetin yaninda. gogiis darhgi ve ona benzer bir hal asla bulunmaz. Velaye- 
tin her basamaginda, bir basamagin diger basamakla gerek surette gerekse 
hakikatte bir alakasi vardir. Yine bu makamda ihvanda kusuru kendinde 
gorebilme. iimitsizlige yakin bir halde kusurlanndan dolayi kendi kendine 
danlma, manen fazilet olan hallerin kendisinde kalmadigini sanma veya 
hizmetlerinden bir fayda temin edememis olmanin uzunttisu icine dalma 
halleri meydana gelmeye baslar. ihvan bu hususlarda o duruma gelir ki; 
Kendisini manen bombos ve hie bir ise yaramaz halde zanneder. Hatta za- 
manla kendisini bir kafirden bile asagi goriir. 

ihvanin bu halleri, daha onceleri kendisine ait bulunduguna inandigi ve 
fazilet dolu sandigi hallerinin, (Susuz kimsenin, serabi su zannedip, yakla§- 
tikfa hifligini anladikca, du§tugii iimitsizlik ve peri§anhk haline benzer). 
Benimdir diye inandigi ve giivendigi ve varhklanni kabul ettigi §eylerin 
hepsi bu makamda ihvana birer hayal olur. 

Ne zaman ki, mur§id-i kamilin yoneli§i ile bu makam ihvana ke§folur. 
Bu arada gorme haline benzer bir hal de yine ihvan ifin kolayla§ir. Bu gorme 
hali her ne kadar Allah Teala'yi ahirette gorme haline benzemezse de — biz 
ahirette meydana gelecek bu gorme haline sjmdiden inandik — bu goriis. 
velayet mertebelerindeki gozetleme hallerine nisbetle daha rahat, daha engin 
ve daha kolay bir g6rii§tur. 

Ahirete mahsus bulunan gorii§, alemi halk'a mahsus olan gorii§lerdendir. 
Orada yapilan i§ler de yine alemi halktan nasibi bulunan i§lerdir. Nitekim 
alemi emr'in latifeleri bu makamda adeta (la-§ey) dir. (Yani hie bir §ey de- 
gildir.) Nefis latifesinde ve unsurlara ait bulunan latifelerde de durum yine 
boyledir. (Yani bunlara ait latifeler de la-§ey durumundadir.) 

Bu muameleler toprak unsuru ile ilgili latifeye mahsustur. Her ne kadar 
diger unsurlann da toprak unsuru ile alaka ve baglantilan dolayisi ile bu 



712 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

muamelelerden nasipleri varsa da ehemmiyeti yoktur. 

Bu makam, §eriat hiikiimleri ile Allah Teala'nin varhgindan ve sifatla- 
nndan haberler, kabir, ha§ir, cennet, cehennem ve bunlara benzer ne varsa en 
dogru haberci olan Allah Teala'nin Rasuliiniin haber verdigi §eyler olup, 
hepsi de gozle goriilen akil ve mantigin kabul ettigi §eylerin makamidir. 

Bu makamda Hakk'in kendi varhgi e§yaya ayna durumundadir. O'ndan 
ba§ka ne kadar varhk varsa, hepsi de o aynada goriilen suretler gibidir. Ay- 
nadaki suretin yarhgi gercek varhk degil, gercek varhga nisbetle bir hayal- 
dir. Fakat hayal de olsa (yok) degildir. Gercek varhgin golgesi olarak vardir. 

Suret gosteren bir aynada. ilk goriilen sey ayna degil. resimdir. 

Ayna, kendisine bakanin dikkatini iizerine ceker. Fakat bu makamdaki 
durum bu kaidenin tamamen aksinedir. Bu makamda aynanin varhgi ilk 
baki§ta goriiliir. Esyanin varhgi ise, tetkik neticesinde goriilebilir, i§te bunun 
icindir ki, Allah Teala'nin varhgi bedihidir. O'nun varhgina nisbetle 
e§yanm varhgi nazaridir. Bu makam yiiceligi, yayginhgi ve ortaya koydugu 
meseleleri itibariyle 50k acaip bir makamdir. Bu manadaki acaibliklerin 
meydana gelmesi, yine bu makama baki§in kar§ihgidir. Bundan daha acaibi 
ise, sofiye tarafindan yapilan zikirlerin bu makamda yahniz ba§ina bir §ey 
ifade edemeyi§idir. Tilavet esaslanna uyularak okunan Kur'an-i Kerim, edep 
ve erkanma dikkat gosterilerek eda edilen namaz, hadisi §eriflerle sihhati 
tespit edilen dua ve niyazlann hepsi bir arada bulunmak suretiyle bu ma- 
kamda yukselmeye vesile olurlar. 

Hadis ilmi ile me§gul olmak, siinnet-i §eriiyye'ye hakkiyle baghhk gos- 
termek, bu makami hem nurlandinr, hem de kuvvetlendirir. Boylece ihvana 
"Kabe kavseyni ev edna sirri" (iki yay arasi ve daha yakin olma) ke§fettiri- 
lir. 

Allah-ii Teala'nin Zat'ina mahsus ve devamhhk arz eden tecellilerini ta- 
savvuf yolunun biiyiikleri iif mertebe iizerinde tespit ettiler. 

a-Havass-i Nubuvvet: Bu mertebede murakabe Zat'a yapihr. Zat'a ya- 
pilan murakabe nubuvvetin kemalinin kaynagidir. Zatin tecellisinin derecele- 
ri vardir. ilki nubuvvet kemalatidir. Burada itibarlan da araya katmadan 
zatin murakabesi yapihr. Burada feyzin geldigi yer, toprak unsuru latifesidir. 
Kur'an-i Kerim okumak terakki hasil eder. Batin hallerinin belirsizligi, anla- 
tilamayan ve nasil oldugu bilinemeyen haller ele gecer. Devamh olarak 
niyyet ve akideler kuvvetlenir. Istidlali olan §eyler bedihi olur. Kur'an-i Ke- 
rim'deki mukattaa harflerine ait sirlar, bu derecelere kavu§anlarda hasil olur. 

b-Havass-i Risalet: Bu mertebede de murakabe yine Zata yapihr. Zat'a 
yapilan murakabe risaletteki kemalinde kaynagidir. Bu makamin feyiz ye 
bereketi, ihvanda meydana gelen birlik heyeti iizerine gonderilir. 

c-Heyet-i Vahdaniyye: Alemi emir ve alemi halk'in hepsine birden ve- 



-Aklm ve mantigm kabul edecegi bir gergektir 



Kitabiyat 713 

rilen bir isimdir. Gerek alemi emir ve gerekse alemi halktan olan tecellilerin 
bir araya gelmelerinden ve gerekli temizlik ve ayiklamadan sonra diger bir 
heyet daha meydana gelir. 

Mesela: Bir kimse muhtelif cins ilaclan bir araya getirmek suretiyle bir 
tek ilac meydana getirmek isterse, her ilacin belli bir olciide olmasi ve hep- 
sinin birbirine iyice kari§tinlmasi icap eder. Boyle imal edilirse ilactan bek- 
lenen fayda saglanir. Bircok ilacin bir arada birbirine iyi kari§tirilmasryla da 
yeni bir ilac ismi meydana gelmis. olur. 

Letaifi a§ere denilen o latife de aynen boyledir. Bu latifelerden her birisi 
icin de birer heyet hasil olur. Yine bu makamda bu on latife icin nice yiicel- 
me ve yukselmeler meydana gelir. Bu latifelere olan tecellilerin sonundaki 
yiikselme, nurlanma geni§leme ve renklenme daha evvel bahsi gecen ma- 
kamlardakilere nisbetle 50k daha fazladir. Bahsi gecen makamlann hepsinin 
bu makama nisbeti kabugun oz'e nisbeti gibidir. 

2- Mertebe-i Kemalati Ulu'l -azim Dairesi: 

Bu makamin feyzi, ilmin bu mertebede kemale ermis. olmasi ve yine bu 
mertebedeki nurlann diger mertebelere nisbetle daha 50k tecelli ile bes- 
lenmis. bulunmasi dolayisi ile Vahdaniyyet heyeti iizerine varid olur: 

Bu makama ula§an kimseler, murakabelerini Zat'a yaparlar. Bu durum 
ise, UluT-Azim makaminda kemalatin kaynagidir. Bu makamda Kur'an-i 
Kerim'deki Huruf-u Mukattaa diye bilinen harflerle, mute§abih olan ayetle- 
rin sirlan anla§ihr hale gelir. Bu makama ula§an kimseler, sir sahibi kihna- 
rak, sevenle sevilen, arasindaki, yalniz faziletten nasip olan bu muhabbeti, 
Allah Teala'nin Rasuliiniin yoluna uymak suretiyle dagitirlar. Risalet 
kemalatindan, Vahdaniyyet heyeti iizerine gizliye ait muamele oldugu za- 
man, o gizlinin yiikseli§i sade Allah Teala'nin kendi fazh kereminden olur. 
Her ne kadar butun ilerlemeler amelle degil. O'nun fazh keremi olarak, 
meydana gelmi§lerse de ihvanin Ulu'l Azim makaminin velayetine ula§ma- 
si, bilhassa Allah-ii Teala'nin fazh ve ihsamdir. Meydana gelen terakkinin 
kazanilmasimn asla akil ve amelle bir ilgisi yoktur. Ameller bu hususta an- 
cak birer yukselis. sebebi olabilirler. 

Ulu'l Azim makaminin velayetine nail olmada sebepten bahsetmekte 
abestir. 

Allah Teala'yi Esma-i Hiisnasi ile zikretmek, kalpteki tecellilere mani 
olabilecek her turlii fazlahgi ve yaramazhgi atmaya ve onun nurlanmasina 
vesiledir. Fakat zikrullahin kalbte meydana getirdigi bu hasletlerin g6runu§ii 
sonunda, mutlaka §u veya bu makam verilir veya §u dereceye eri§ilir diye- 
bilmek miimkiin degildir 

Mesela, bir kimse Zat'imn ismi olan Allah ismi §erifi ile zikretmeye de- 
vam etse veya nefy ii isbat olan kelime-i tevhid (La ilahe illallah) ile zikir 
faaliyetini devam ettirse, bu yapilan zikirler, zikredenin Allah Teala yolunda 
bulundugunu ifade etmekle beraber, mutlaka yukan makam ve derecelere 



714 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

yiikselecegini gostermez. Fakat kelime-i tevhid olan (La ilahe illallah) keli- 
mesini (Muhammed tin Rasulullah) ilavesi ile zenginle§tirir. Allah ismi §eri- 
fini Allah Teala'nin Rasuliine salavat-i §erife ile takviye ederse, daha yiice 
mertebelere yukselmek icin, ihvan durumunu daha 50k kuvvetlendirmis. 
olur.Zikir esnasinda tarif edilen arahklarla kelime-i tevhide (La-ilahe illallah 
kelamina) (Muhammed tin Rasulullah) lafzini ilave etmek, gogiis kafesinin 
geni§lemesine de vesile olur. Bu ifadenin ilavesi ile meydana gelen manevi 
tesir, Allah ismi ile zikirden sonra yapilacak salavat-i §erife ile takviyeden 
daha fazladir.Yukandan beri ifade edilen makamlann hepsinde, tilavet kai- 
delerine uygun olarak okunan Kur'an-i Kerim yukseli§e vesiledir. ihvanin 
ula§tigi biitiin makam ve mertebeler Kur'an-i Kerim vasitasiyladir. 
3- Mertebe-i Kemalati Cam-i Zat-i Muhabbet-i Uluhiyyet: 
Bu makamda fena bulmak ifin, yedinci kat gokte hediyeleri eskisi gibi, 
tamam ettikten sonra, yedinci kat gokte bin kelime-i tevhit cekersin. Sonra 
cihetsiz olarak Allah Teala'yi du§unursun. 



Kitabiyat 715 

D)MUR$ID-MURID MUNASEBETLERI 

Miirsid; rehber, kilavuz ve yol gosteren demektir. Tasavvufta §eyh ile 
ayni anlamdadir. 

Mur§id-i kamil dogru yolu gosteren, dalaletten hidayete sevk eden ki§i- 
dir. Tarikatta seyr u sulukunu tamamlayip ir§ada ehliyetli olan ki§iler icin 
kullanihr bir tabirdir. 

ilmi ledun sahibi olan mursjdler, kalpte sabit olan ilmin sahipleri, nebi- 
lerin varisleridir. 

§eyh Ebu Rafi radiyallahu anh rivayetiyle §erh-i Tarikat' isimli kitapta 
gelen hadisi §erifte buyruldu ki; "Bir kavmin §eyhi, ummetin nebisi gibi- 
dir. " ' Milr§id-i kamil o kimsedir ki, sozii ozilne uygun olur. Kuvvet ve dogruluk 



1342 — Bu ilmi iki turlti yolla elde etmijlerdir 



— Kalpte sabit olan batm, lediln veya maneviyat ilmidir ki, Allah Teala bu ilmi 
diledigine verir, falismakla kazamlmaz. Bu ilmin sahipleri Allah Teala'nm huc- 
ceti, halkm milrsidleridir. 

— Lisan ilmi olup okuyup calismakla elde edilir. Kitap ve sunnet 
bu ilmin iki kaynagidir. Aritler bu iki ilmi de elde edip hazmetmistirler. Bunlara 
uyan da Hakk'a vasil olmustur. 

1343 — §evkani; el-Fevaidil'1-Mecmu'a, 286, 488 

Ilk asrm musliiman tarihfilerine gore, Muhammed sallallahil aleyhi ve sellemin 
sirtmda, biyografisinde milteaddit defalar bahsedilen bir cesit "ur" (veya "ben") 
vardi. (Ibn Hisam, s. 141) Selman Farisi radiyallahu anhm ve Heraklius'un elcisinin 
bunu arayip sormasi (lbn Hanbel, IV, 74-75) Yine bir Arap tabip bununla alakadar 
olmustu (Ibn Sa'd, l/II, s. 132-3) 

Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellemin Hakk'a yilruyusunden sonra, kendisini 
son defa yikayanlar, bu "ur"u bulamadilar. Bunun Risalet Miihru olduguna inaml- 
mistir; olilmiiyle nilbuvvet son buldugundan bu milhur geri almmistir. (Prof. Dr. 
Muhammed Hamidullah, islam Peygamberi, 1st, 2003, c. II, s. 1 102) 




716 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

1344 

sahibidir. Nitekim Allah Teala "Emrolundugun gibi, dosdogru ol. " buyurmus- 

tur. Bast ve kabz sahibi olup gerektigi zaman dervisin stilukunu bast eder (acip ge- 
nisletir) ve gerektigi zaman kabz eder (daraltip kapatir). Iddia sahibi olmaz. Ctinkti 
tasavvuf, davayi terk edip ilahi sirlan soylememektir. Rasultlllah sallallahu aleyhi ve 
sellem "Tasawuf davayi terk edip mdndlari gizlemektir. " buyurmustur. Mtirsid-i 
kamil caliskan ve gayret sahibi olur. §ehvet, sohret ve tabiat esiri olmaz. Zilhd ve 
takva ile silslenir. Dilnya ve ahiret muhabbeti yoktur. Soztin kisasi Allah yolunda 
olur ve baska bir sey hedefleyip istemez. §eriat elbisesini sirtma giyip eline muhase- 
be asasim alir. Allah'm tecellisi ile fena fi'llahta tamamen mahvolur ve bekabillaha 
ulasip cemden farka gelir. Dinin emir ve yasagim geregi gibi, yerine getirir. Dort 
kapisi (seriat, tarikat, marifet ve hakikat) mamur olur. Bunlardan birisi eksik olsa 
mtirsit olamaz, kimseyi irsat edemez. 

§imdi ey benim camm, mtirsid-i kamil bulmak son derece gticttir. Bir asik, 
milrsid-i kamil buldugu zaman onun isi tamamdir. Insan-i kamil, isterse bir asigi 
goz a9ip kapaymcaya kadar gecen bir silrede irsat edip Hakk'a ulastmr. 

"Kelime-i Tevhidi kalbiyle tasdik ve diliyle ikrar eden her mumine gere- 
ken; inang ve ihlasla, kapicisi oldugu Allah Teala'nm hazinesi olan kalbe heva 



Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellemin sirtmda bulunan Mtlhr-tl serifin i9inde 
olan tic satirm her biri, bir rivayet tizere yazilmistir. Mtihrti serifin Orta yazisi: 

"La ilahe illallah Muhammedurresulullah" 

Ustyazisi: 

"Tevecceh haysu fji'te feinneke Mensurun" 

Alt yazisi: 

"Tebahce Ya Muhammed Ente Heysurun" 

Anlami soyledir: 

"Ya Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem! Seni mujdeleriz. Hie bir kimse 
senin eristigin mertebeye erismedi. Sen nebilerin en cesurusun. Nusret anah- 
tarlari sana verildi. Nereye yonelsen Allah Teald'nin yardimiyla galipsin." 

Tirmizi radiyallahti anh Hazretleri rivayet eder ki: 

"Bu Mtlhr-tl serifin faydalarmdan biri, her kim abdestli olarak sabahtan Mtlhr-tl 
serife baksa aksama kadar, aym evvelinde baksa aym sonuna kadar, yilm evvelinde 
baksa yilsonuna kadar, yola crkarken baksa gittigi yerden dontlnceye kadar gecen 
zamanlar, kendisi icin hayirli ve mtlbarek olur. Mtlhr-tl serife baktigi sene ifinde 
oltlrse, iman ile ahirete goger." (BURGAY, Hasan, Hazreti Muhammed (s.a.v.) 'in 
Varisleri, Ankara, 1994, s.18) 

"Kim Rasultlllah sallallahu aleyhi ve sellemin ntlbtlvvet mtihrunti yazip Ramazan 
aymm yansi gelince onun suyu ile iftar ederse Hakk'a ytlrtlyecegi zaman can acisim 
gormez." (Islam Tarihi, Erzurumlu Mustafa Darir, 1st. 1952, c.6, s.741) 

Evliyalar Rasultlllah sallallahu aleyhi ve sellemin seriati tizere varisleri olup 1s- 
lamiyet'in devammda nebiler makammda olurlar. Kendileri nebi olmasalar da nebi 
ahkammda htlkmtl caridir. 

1344 -Hud, 112 

1345 — § e jj m Dj vane Ariflerin Delili Muskillerinin Anahtari, Mustafa TATCI- 
Halil QELTIK, Ankara, 2004, s. 28 



Kitabiyat 717 

ve seytam koymamaga, kamil bir mtirsid bulup elini tutarak tevbe etmege gayret 
etmelidir. Zira delilsiz yola cikilmaz. 

Kamil mtirsid o yoldan gidip gelmistir. Tehlikeli olan yerlerini bilir. Delalet 
ederse mtiridini de kolaylikla gecirir. 

Yalimz, "gimdi boyle kamil mur$id nerede?" denilirse, bu soz yerindedir; 
amma yine bunda nefsin hilesi vardir. Eksiklik sendedir. Hemen arastirmaya 
bak. Bir kul ki, ihlasla nza yolunu isterse, sebepleri yaratan Allah Teala onu 
mahrum etmez. Belki sen onu ararken o senin elinden tutar. 

Mtirsidi Kamil oldugunu nasil bileyim? Dersen, alameti pek coktur fakat su 
tic husus sana yeter: 

Birincisi: Huzuruna girince btittin tiztinttin gider, icinde bir ferahlik ve sev- 
gi duyarsm. 

ikincisi: Meclisinden aynlmayi istemezsin. Sozlerinden iginin sevk ve mu- 
habbeti artar. 

Ucuncusil: Ziyaretine gelen btlytlk kugilk herkes elini opme zorunlulugu 
duyar, hayir duasim ister. 

Buttin hareketleri, davramsi hali Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellemdir. 
Iste tic alamet ki, riyadan, gosteristen uzak, bunlan kimde gortirsen hif durma, 
git kendisine tarn bir teslimiyetle teslim ol. 

Usule gore sevhler 

Uf kisimdir: Ta'lim §eyhi, sohbet §eyhi ve tarikat §eyhi. 

Ta'lim §eyhi: Tasavvufi konularda bilgi veren ogretmen konumundaki 
ihvandir. 

Sohbet §eyhi: Sohbetine herkesin katilip sozlerini dinledigi hal ve hare- 
ketleriyle ornek olan ki§idir. Bunlardan ilki sadece ogretici, ikincisi ise, ha- 
liyle etkileyicidir. 

Tarikat §eyhi: Ihvanini bir annenin yavrusunu terbiye etmesi titizligi ile 
yeti§tirmeye fali§an §eyhtir. Buna terbiye, ir§ad ve siiluk §eyhi de denir. 
Boyle bir terbiye §eyhi, miirid ve miintesiplerinin beden ve ruhlan iizerinde 
mutlak soz sahibidir. Miirid ne diliyle, ne de kalbiyle boyle bir §eyhe itiraz 
etmemeli, aksine gassal oniinde meyyit gibi, teslim olmalidtr. Boyle bir 
§eyh, Allah Teala ve Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin vekili, Allah 
Teala'ntn yeryiiziinde halifesidir. 

Sen demedin mi ki, "Korii, yolda tutup goturen Allah Teala' dan yiizlerce ecir 
alir, yiizlerce sevaba girer! 

Kim bir korii kirk adim gotiiriirse giinahlari bagifjlanir, dogru yolu bulur!" 



1347 



Hakikatine gore sevhler, 

Hal, kal, yol veya yal §eyhi olmak iizere de iife aynhr. 



1346 — KUYUMCU, Fehmi, Evliyamn Dilinden, , Nur Yaymlari,1978, s.33-34 
1347 — Mesnevi, c.IV, b. 1468-1469 



718 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Hal §eyhi gercek anlamda tarikat ve tasavvufu ya§ayip ya§atan Allah 
Teala dostu. 

Allah Teala dostlan o kisileridir ki, insanlar dilnyanm goruntistine baktikla- 
n zaman onlar, dilnyanm icytiztinti gorilrler. Insanlar hemen-elde edilecek dtin- 
ya isleriyle ugrasirlarken onlar, bir milddet sonra gelecek ahireti elde etmek 
kavgasma dtiserler. Ahiret islerine koyulurlar. Kendilerini oldtirecek zevklerden 
gecerler, o zevkleri oldtirtirler. Terk edecekleri seyleri bilirler de daha once terk 
ederler. Bilirler ki, baskanmm dtinyadan elde ettikleri 90k sey pek azdir. Onla- 
rm dilnyayi elde etmeleri ellerinden yitirmelerinden baska bir sey degildir. 

Allah Teala dostlan insanlarm uzlastrklan seylere dilsmandirlar. Onlann 
dilsman olduklan seylere dostturlar. Onlarla Kitabm hilkilmleri bilinir; onlardir 
Allah Teala nm kitabiyla bilenler. Onlarla Kitabm hilkilmleri ytlrtlttlr; onlardir 
Kitabm htikmuyle yilrilyenler. Umduklan seyin tlsttlnde umulacak bir sey gor- 
mezler onlar. Korktuklannm tlsttlnde korkulacak bir varhk tammaz onlar. 

Kdl §eyhi sozde §eyh, i§in sozlii tarafini bilen; 

Yol veya yal §eyhi ise, menfaatfi §eyh; mensuplanni bir takim fikarlar 
ifin fevresinde tutan sahtekar. Sakinilmasi gereken ki§idir. 

§eyhiilislam Kemalpa§azade kuddise sirruhu'1-aziz (d. 1468-h.y.t. 15 Ni- 
san 1534) gore §eyhlerin vasiflanni Milniretu'l-Islam adh kitabindaki 
afiklamalan bu durumu 50k giizel ortaya koymu§tur. Ozet olarak; 

§eyhin dort alameti vardir: 

1) Mtlridinin dini ve dtlnyevi stlphelerini giderecek kadar alim olmasi, 

2) Htlbbtl'd-dtlnya (dtlnya sevgisinden) uzak durmasi ve kendisini heva ve 
arzulardan uzak tutmasi, 



1348 — j| z ^y- ken-ejnaiighu veche, Nehc'tll-Belaga, hzl: Abdtllbaki Golpmarli, 
1st. h. 1390, s. 395 

1349 — "Necmti Daye kuddise sirruhu der ki; §ayet sifa dagitan doktor hasta olsa 
kendi kendini tedavi edemez. Ctinkti hastaliktan dolayi artik eski doktor degildir. 
Ona saglikli, iyi gortlsltl bir doktor gerek. §ayet bulunmazsa hasta doktorun tedavisi 
pek fayda vermez. Mtlride bir yardim ulasmaz. 

Sent bilen uyumakta sen uyumaktasin 

Uyuyan uyuyani nasi] uyandirsin 

Artik hata ile nefse ve seytana aldanmamak, kendi ilmine ve aklma gtivenmemek 
gerektigi iyice anlasilmis olmali. Istek tohumu gontlle dtlstlnce, gaybm hizmetcileri- 
ne saygi gostermeli, onlan bir ganimet olarak gormelidir. Mesayih bu konuda, kendi 
tasarrufunda olmaktansa bir kedinin tasarrufunda olmak daha iyidir, "Nefsimizle bir 
an bas basa birakma " demislerdir. Aynca demislerdir ki, Kaf dan Kaf a ucmaktansa 
bir sivrisinegin kanadi altmda olmak daha iyidir. Bu sozlerin hepsi sohret afetinden 
kagmmak gerektigine isaret etmektedir." (QAVU^OGLU, a.g.e. s.137) 

1350 — MunirettiT-islam, Stlleymaniye Ktp. Bsad Efendi, nr. 1188, vr. 29b. vd.- 
SARAQ, M. Ali Yekta, §eyhulisldm Kemalpasazdde, 1999, s. 26-28 



Kitabiyat 719 

3) Diger insanlarm ve mtiridlerinin elinde bulunan imkanlara tamah etme- 
mesi, 

4) Biltiln fiil ve sozlerinin seriata muvafik olmasi. 

Eger bu dort vasif bir kiside yoksa ve o kisi de seyhlik davasmda bulunu- 
yorsa o yalancidir. Yalanci ise, sadiklara seyh olamaz. §eyh ve milridin ilk vazi- 
fesi seriati bilmektir. §eriat ise, Allah Teala ve Rasulilllah sallallahil aleyhi ve 
sellemin emir ve yasaklandir. 

"Kendisini seyh ilan eden kisi icin iki durum soz konusudur. Eger o kisi 
ilim ve hilm sahibi, dtlnya sevgisinden yilz cevirmis, stipheli seylerden uzak du- 
ran, soz ve fiilen seriatm muktezasma uygun, talimi ve nasihati delil ile olan bi- 
risi ise, iste o kisi Allah Teala'nin ve Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellemin 
gercek halifesidir. Ama o kiside bu hususiyetler yok ise, o zaman o kisi seytamn 
halifesidir. §eytanm halifesi ise, seriatm htlkmtlne gore hem sapmis hem de 
dogru yoldan insanlan saptirmis biri kisidir. Zira mesru olam inkar etmis ve 
onun yerine batil deliller koymus demektir. Kadi, mufti! ve diger din alimlerine 
dtlsen bu kisinin serr ve fesadim ehl-i islam'm yolundan kaldirmalandir...." 

"Devlet idarecileri ve dtlnya ehli zamammrzm seyhlerini severler. Zira on- 
lar rablerine onlarm sahip olduklan mansib ve devletlerinin artmasi igin dua 
ederler. Halbuki dtlnya mansiblan onlan Allah Teala'dan uzaklastirmaktadir. 
Zamammizm seyhleri de idarecileri ve ehl-i dtlnyayi sever, onlarm gontlllerini 
celb etmek, mallanm almak ifin onlerinde ktictikltik gosterirler... Eski zamamn 
seyhleri kendilerini sevenlerin Allah Teala'ya yakmlasmasi ve onun katmdaki 
derecelerinin ytlkselmesi icin dua ederler ve insanlarm ellerindeki mal mtllkten 
ytlz 9evirirlerdi. Gtintimtiztin seyhleri ise, (sanki) kendilerini sevenlerin Allah 
Teala'dan uzaklasmalan ve helak olmalan igin dua ediyor, insanlarm mallanm 
almak istiyorlar..." 

Murid; lugatte irade sahibi ve dileyen anlaminadir. 

Tasavvufta ise, iradesini Allah Teala'nin ve mur§idin iradesine teslim 
etmi§, iradesi olmayan kimse demektir. Bu anlamda §eyh ile miirid arasinda- 
ki ili§ki 50k yiiksek diizeyde; bir sevgi ve teslimiyet ili§kisidir. 

Kamil bir murside baglanmak gerekli midir? 

insanin manevi yolculuga cikmadan once bir miir§id aramasi gerekir. 

Salik, tasavvuf imamlarmdan, nasihati kendisini etkileyecegi, sohbetinde 
yetisecegi bir mtirsid arar. Bu arayismda nefsinin ve halkm ttlm arzulanm bir 
kenara birakir, yalmz arayip tabi oldugu sahsm htlkmtlnce gitmegi ama9lar. O 
arayip buldugu hekim (imam, mtirsid'i kamil), buna nazar ederek hastahgmm 
sebebini bilir devasim da ona gosterir. Boylece derdine derman bulur, ytlce Al- 
lah Teala'nin izniyle iyilesir. §ayet mtlrside, (dtlnya) sebeplerinden bir sey ifin 
gitmis ise, bos yere vaktini zayi etmistir, ona hekimin soztl tesit etmez. Ebu 
Yezid-i Bestami kuddise sirruhu'1-aziz soyle demis: 



1351 — Suleymaniye Ktp. Esad Efendi, nr. 1188, vr. 33b.vd.- SARAQ, M. Ah 
Yekta, §eyhulisldm Kemalpa^azdde, 1999, s. 28 



720 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

1352 

"Sen hicbir §eysiz ol ki, her §ey senin icin olsun. " 
Marasi Ahmed Tahir kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 
"Her miiridin bir murfjidi vardir. Murtjitsiz miirid olmaz. Her miirid diin- 
yaya iki defa dogar. Birinci dogufj ana rahminden gelmekte, ikinci dogufj 

1353 

mur§ide millaki ohnaktir. " 

Naksjbendiyye tarikatinda Abdulhalik Gucdevani kaddese'llahu 
sirrahu'l aziz tarafindan konulan on bir prensipten biri olan "Sefer der- 
vatan " in bir anlami da mur§id aramak icin yolculuga cikmak demektir. Bu 
konuda tic turlii hal vardir. 

— Bir mur§ide baglanmadan nefsinin §errinden kurtulamayacak ve ha- 
rama dii§ecek kimseler icin, farz; 

— Manevi derecesinin yukselmesine yardimci olacak kimseler icin 
mustehab; 

— Intisap kendilerine bir §ey kazandirmayacak olanlar ifin mubahtir. 

Her terbiyede oldugu gibi, mur§ide baglanmadan tasavvufi bir hayatin 
gerfekle§mesi miimkiin olmaz. Tasavvufi hayata giren kimse de, bu yoldan 
gecmis. ve sonuc almi§ olan kimseden, elinde kitaplar, eserler ve bilgiler 
bulunan kimseye nazaran, daha 50k istifade eder. Cunku tasavvuf nazari bir 
ilim degil, tatbiki bir ilimdir. Mur§ide baglanmayan ki§i, boyle bir yolda 
onemli bir rehberden mahrum olarak yola fikmi§ demektir. 

Ebu Bekir §ibli kuddise sirruhuT-aziz buyur ki; 

"Vasitasiz olarak Allah Tedld He oturmak gugtttr. " 

Mesela; bir ki§i geceleyin bir §ehre girmek isterse, yolu bilmezse, yol 
iizerinde haydutlar oldugu bildirilse veya bilse, iki §eye muhtac olur. 

1355 

Biri fener, ikincisi rehber'dir. 



1352 — Ebu Abdurrahman Sulemi, Risaleler, trc. Silleyman ATE§, Ankara, 1981, 
s. 7 

1353 — KUQUK, a.g.e., s. 57 

1354 — Tezkiretu'l-Evliya s. 666 

1355 — Rehber konusunda beyinin cahjmasi hakkmda §\x olaym unutulmamasi ge- 
rekir. 

"Beynimiz sadece mumkiln olduguna inandigimizi gosterecek §ekilde gahjir. 
Ornekleri daha once icimizde var olanlarla jartlanma yollu e§le§tiririz. Dogru oldu- 
guna inandigim harika bir hikayeye gore Kizilderililer Karayip Adalarmdaki yerli 
Amerikan Kizilderiler Columbus'un gemilerinin yanajtigim gordtlkleri zaman onlan 
higbir jekilde gorememij. Qilnktl daha once gordtlkleri hicbir §eye benzemiyormuj 
gorememijler. Columbus'un donanmasi Karayiplere vardigi zaman higbir yerli ge- 
mileri goremedi ufukta var olmalarma ragmen. Gemileri goremeyislerinin nedeni 
beyinlerinde yelkenlilerin var olduguna dair bir bilgi ya da deneyim bulunmamasiy- 
di. Bu yilzden bakan, okyanusta dalgalanmalar oldugunu fark eder. Fakat hie gemi 
gormez. Sonuca ne sebep oluyor diye merak etmeye baslar. Boylece her gun cikip 
bakar bakar ve bakar. Ve belli bir zaman sonra gemileri gorebilir. Ve bir kez gemile- 



Kitabiyat 721 

Buna gore nefis yolunda; fener esaslar, yol usul, rehber yol gosteren dir. 
Terbiyede gidecegi §ehirde hakikdt §ehri yani insan olmanin sirrina kavu§- 
maktir. 

Eger feneri olsa, rehberi olmazsa istegine kavu§amaz. Fenersiz gidecek 
olursa bu sefer de yolunu kaybedip telef olur. Rehberi olsa feneri bulunmaz- 
sa, rehberini goremez yolu kaybeder. 

Miirsidin nefes atesinden, telkin cakmagi ile talibin kalbin kavma bir kivil- 

cim yetismezse veya buyiiklerin billur nazarma talip kendini tarn teslim ile gel- 

mezse emegi hebadir. Her ne kadar cahssa da bostur. 01 atesi bulup cigerini pi- 

siremez. Nitekim yoniln ocaga donmeyen her ne kadar ufurse ocagi yakamaz ve 

, 1356 

yemek pisirmez. 

Eger bu yola giren hakiki iistada yolu ugramazsa, o zamanda hak olana 

1357 

ula§masi da mumkiin degildir. £unkii §eytanin ve nefsin hak yolundan 

1 'J C Q . 

goriiniip azdirmalan 50k olmaktadir. Insan terbiye edilmeden once §eyta- 
nin ve nefsin yonlendirmelerine kar§i istekli oldugundan hataya dii§me ihti- 
malleri 50k olmaktadir. £unkii dis. alemdeki kotuliiklerin bir benzeri insanin 
icinde de bulunmaktadir. 

1359 

[Cenab-i Allah Teala buyurur: "Rabbinize yonelin" yani Rabbinize 
bey'at edin demektir. "Ve O'na ulafjmaya yol arayin." Yani Hakk'a ulasti- 
nci isteyin demektir. Hakk'a ulastmci olan miirsidi kamildir. Yani miirsidi ka- 
mile bey'at ediniz, ona baglammz, o sizi Hakk'a ulastinr, demektir. 

ri gordtigti zaman gemilerin orada var oldugunu herkese anlatir. Cunkii herkes ona 
inanmistir ve giivenmistir onlar da gorilrler." (Kuantum Fizik Belgeseli) 

Onun icin bilgiyi verenin bulunmasi ile gercek hakkmdaki dogruya tarn olarak 
ulasabiliriz. Rasilllerin gelmesi bunu en gilzel sekilde aciklar. 

1356 — Arif, Hilseyin, Yunus Emre, Istanbul, 1977 s.52 

1357 — Onun icin terbiye yolunda onderlere ihtiyac vardir. Ihtiyacm sirrim bilme- 
yenler, "Allah Tedld insani kimseye muhtaq etmesin" diye dua ederler. Halbuki bu 
alemde ihtiyacsiz kimse bulunmaz. Bilyilk bir ayet olan insan dahi ana ve babaya 
muhtac olarak yaratilmistir. Bu nedenle ogrenci ogretmene, ogretmen ogrenciye, 
Efendi hizmetkara, hizmetkar Efendiye muhtactir. Ogrenci olmasa ogretmen kimi 
irsat edebilir. Yaratilmis seyler icin ne gerekli ise, onu Allah Teala yaratmistir. 

1358 — "Uzlete cekilmis bir kimse, disanda davullar ile asker cagnldigmi isitmis. 
Nefsi ona: "Kalk, ne duruyorsun? Din ugrunda harbe git... Ya gazi olursun ya se- 
hit! " demis. Nefsinin bu tesvikine karsi bu zat: 

"Ey nefsim, hayir iqin beni tesvik etmezsin. Bu isten maksadin nedir? " diye so- 
runca, nefsi: 

"Eger muharebede oliirsen, oliim bir keredir, kurtulurum. Qiinkii sen beni her an 
yerdenyere vurmakla durmadan dlduruyorsunl " demis. "(Ken'an Rilai, a.g.e. s. 23) 

1359 — Ztimer, 54 

136 °— Maide, 35 



722 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Ve dogrusu Allah diledigini saptinr ve kendisine yoneleni dogru yola 
eristirir. Onlar inanmislar, kalpleri Allah Teala'yi anmakla huzura kavus- 
mustur. Dikkat edin, kalpler ancak Allah Teala'yi anmakla huzura kavusur." 

Allah Teala murat ettigi kimseyi dalalette birakir ve kendine baglanan yani 
bey 'at edenlere hidayet eder. hidayet bulanlar bey 'at ehli olup imana gelen ve 
Allah Teala'nm zikri ile kalpleri huzura kavusan asiklardir. Batm manasi de- 
mektir ki; "Bey'at edip zikir ehli olan asrklara Allah Teala hidayet eder. Hida- 
yetten murat Hakk'm cezbesidir yani bir kimse bey'at edip zikir ehli olursa Al- 
lah Teala onun gonltine kendi tarafmdan bir cezbe birakir, o cezbe ile Hakk'a 
ulasir. Kalbi huzur bulur. Qiinkii Hakk'a ulasmadikca kalp huzur bulmaz. Nite- 
kim Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem 

"Allah 'a ulasmadikga miiminler igin huzur yoktur" buyurdu. 

Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem soyle dedi: 

"Kur'an'in bazi ayetleri, bazi ayetlerini tefsir eder." Yani Kur'an'm bazi 
yerleri, diger yerlerini tefsir eder. "Ey Muhammed, fjuphesiz sana ba^ egerek 
ellerini verenler, Allah Teal&'ya ba§ egip el vermis sayihrlar. Allah'in eli on- 
larin ellerinin ustundedir." ~ Ve "Ey Muhammed, Allah muminlerden, 
agaq altinda sana bas egerek el verirken yemin olsun ki, hosnut olmustur. " 

Yani, ey Muhammed, su kimseler ki, sana bey'at ettiler, onlarm elleri tlze- 
rindeki el, Allah Teala'nm elidir, kudretidir ve yine ey Muhammed, Allah Teala 
inananlardan razi oldu. Qilnkil onlar sana bey'at ettiler, diye rizasmm bey'atta 
oldugunu bildirdi. Ve kadmlar hakkmda 

"Ey nebi, inanmis kadinlar, Allah Teala'ya hiq bir ortak kosmamak sar- 
tiyla sana bey'at etmek uzere geldikleri zaman, onlari kabul et, onlara Allah 
Teala' dan bagislanma dile." Buyurdu. Yani ey Muhammed, kadinlar sana 
bey'at etmeye geldikleri zaman, onlara bey'at verip tevbe ettir ki, Allah Tea- 
la'ya ortak kosmasmlar, buyurdu. 

§imdi bu ayetlerden anlasildi ki, Allah Teala'nm nzasi bey'atta imis. 
Bey'at etmeyip seriat makammda kendiliginden bin yil ibadet etsen, olgunluga 
ulasamayip tarikat, marifet ve hakikat sirlanndan mahrum kalip nefsini ve Rab- 
bini bilemezsin. 1 



1361 — Ra'd, 27-28 

1362 — KesfilT Hall, C. I, s. 362 

1363 — Fetih, 10 

1364 -Fetih, 18 

1365 — Milmtahme, 12 



~ — Selim Divane, Ariflerin Delili Miiskillerinin Anahtari, M. TATCI- 
H.QELTIK, Ank, 2004, s.33 



Kitabiyat 723 

Nisbet-i Hifzin Keyfiyeti: 

Nisbetin hifzi, Nak§ibendilikte biiyiik §art olmasinin sebebi §udur: 

Nisbetin manasi, mur§idin miiritten aldigi ahid ve talim eyledigi zikr ve 
ubudiyyetten ibarettir. Bu manaca nisbet, tarikatin aynisidir. ihvan bu nisbeti 
hizf etmezse, tarikati hifz etmemis. olur. Tarikati hifz etmeyen ise, tard olu- 
nur. Bu vechile Allah Teala'ya yakin olamaz. 

"Fikrini zikre, zikrini kalbe, kalbini de mur§ide ayna yapip, Hakka 
rapt edesin ki, bu §ekilde varhgini verip, intisap sahibi olasin" 

Murid, miirsjd ile yaptigi ahd u misakin ve ogrendigi zikir ve ibadet 
adabinin icaplanni yerine getirmekte sebat edecek ve bu adab ve ibadetlere 
tamamen ah§rp, manevi haz duymus. olacaktir. Ihvan vazifesinden en kucuk 
bir hususu terk etmeyecek ve mur§id tarafindan kendisine verilen derse hie 
bir §eyi ziyade kilmayacak ve mur§idi her hal u karda kendisine kilavuz bile- 
cek, ayni zamanda her turlu feyz ve futuhatin miir§id vasitasiyla olabilecegi- 
ne inanacaktir. Eger ihvan, mur§idden aldigi bir emri terk ederse ahdini 
bozmu§, soziinden donmu§ ve dalalete du§mii§ olur. O takdirde murid, mur- 
§ide kar§i oziir dileyecek ve yeniden ahd u misak edecek ve nisbeti yenileye- 

, , • 1369 

cektir. 

"Salik bajlangigta inancmi tam teslimiyetle bir pire teslim edip her emrine 
itaat ve hizmet ve ihtimam ile calijirsa yolu Hakk'a gider. Lakin otuz, kirk giln- 
de pirim himmetiyle irjad olurum deyip azm ile zikri ve fikir ile calijir ve gonlil 
acele ile Hakk'tan tecelli-i cemal limit eder. Lakin istedigi gibi, nefsin muradi 
hasil olmayip zamanla zikr ve fikrini terk eder, sonra §eyhine gtlcenip birkag 
gtln bu hale sabir edemeyip jeyhin mahremlerine ve hadimlerine jeyhten §ika- 
yet ettikte, o -azize onun jikayetinden haber verdiklerinde tebesstlm edip cevap 
vermez. Sonra bir zaman gectikten sonra seyhinden ytlz dondtlrtlp ahbaplanna, 
akrabasma ve akranma soyler ki, 

"Bizim §eyhimizi ben tasarruf sahibi bir miirsid-i kdmil zannederdim. Lakin 
zannim gibi degil imis. Bende bu ilim, fazilet ve ciddi gahsma, amel ve kabiliyet 
var iken, beni terbiye edip insdn-i kdmil edemedi. §imdi bildim ve anladim ki, 
onlar dahi benim gibi dciz ve zayif imis. Abes yere zahmet verip gonlumuze 
agirhk verdiler" dedikte, onun ktlstahhgma nazar etmeyip yine onun lslahma 
htlsn-i tevecctlh olurlar. Bu esnada o mtirit, seyhi ziyaretine vardikta, onun bu 
makama ugradigmi bildiginden dolayi lutf ile muamele edip nasihat ile nza ma- 
kamma delil olup Hakk yoluna ragbet ettirip ve bazi hizmet teklif edip onu im- 



1367 — Nasrullah Efendi, a.g.e. s. 149 
1368 -YARAR, a.g.e. s.188, 193.mektub 



1369 — AHDj BOZMAK: Mtlrside karsi inanmamak, hakkma riayet etmemek ve 
kendisinden aldigi emri terk etmek ve baska mursidlerin sohbetlerine hazir olmak... 

Bir muridin, iki mtlrside nisbeti varsa, o murid asla felah bulmaz. Milride, kendi 
milrsidinden baskalanyla gorilsmek ve Milrsidinin hilafmda olan kimselerle sohbet 
etmek caiz degildir. Murid " Ancak benim milrsidim Allah Teala'ya vasil olmustur. 
Ve beni ancak, benim milrsidim Allah Teala'ya vasil eder." Demelidir. 



724 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

tihan eder. Ama o salik kulagma girmeyip nasihati kabul etmez ve hizmetini go- 
rtip nzasmda bulunmaz. Huzurunda ve arkasmdan kilstahlik edip seyhe itiraz ve 
atma tutma yapip akli deliller ve nakli ile -azizi tohmet altmda birakmaya cah- 
sir. O, onun halini ilham-i rabbaniyle bildikte, Hakk'm izni ile onun terbiyesin- 
den farig olup gonltinden cikanp nefret eder. O salik meclisten gidip evvelki 

1370 

fitne ve fesadma kosarak nefsine tabi olup gider. 

"Saadet sahibi Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellemin ortaya crkismda, 
Ashab-i Kiram Hazretleri radiyallahil anhilm birlikleri tarn ve noksansiz idi. 
Ama nubtivvet kemal buldukca hepsinde kalplere kabiliyetler geldi. Birbirine 
rekabet lazim geldi. Aralarmda neler neler oldu. Siyer kitaplannda bunlar yazi- 
lidir. Okuyanlar durumu bilirler. Tie ve belki de dortte biri ayni mtimin. Digerle- 
ri munafikliga dtisttiler. Benzetme olmasm da, bizim de bugunkti halimiz boyle. 
Her giln fukara (dervisler) arasmda uydurma, dilzme ve yalan sozler zuhur et- 
mektedir ki, isiten hayrette kalir. Hala icimde gizli olan, tekkede olanlann hep- 
sini def edip, disandan gorevle bir imam ve muezzin tedarik ederek ve avam 
seklinde bir hizmetkar bulmak. Hakki arayanlar da, rilyasi ve derdi oldugunda 
gelsin; haberini alsm; gitsin. Baska 9aresini bulamadim. Kime gonill 
bagliyayim?" 

"Ne haldir bilinmez. Zamane milridleri kendi hallerini ve gayretlerini bil- 
meyip, mtirid iken milrsid gibi davramrlar, batmi ve manevi zevkimiz yok der- 
ler. Subhanallah! Hastasm; hastalik sifati, illetle meydana gelir. Hastalik olma- 
sa, hasta olma hali nasil belirirdi? Behey deli! Akilliyim dersin, mtirsidin isle- 
rine tarizde, itirazlarda bulunursun. Ya Hazret-i Allah Teala'dan utamp, 
evliyaullahtan haya etmez misin? Halife-i zati, isinde kimseye bagli degildir. 
Dogru yanlis sorulmaz. O'nun isi zatim ilgilendirir. Soru ve cevap kendisinden 
kendinedir. Qunkti mtirid oldun. Ihtiyari oltlm tahsil et. Bu suretle nefsini bilip, 
siddik sifatiyla nitelenmis ol. Yoksa mecazi hayatta ne yola fikarsm, behey ga- 
fil. Adm Ahmed, Mehmed; Mustafa diye onurlamrsm. Isin ise, gafil isi. Utan- 
maz mism? Gaflet sahiplerinin yamnda ne soylersin? Onlar hayn serri bilmez- 
ler, ihtiyari oltlm (Olmeden evvel oltlntlz hadis-i serifine isaret ediyor.) sahibi 
olup, bu mecazi varhktan kurtulup, gafletten uyanmamislardir. Uykuda konu- 
san, sayiklar. Onun soztlne itibar olunur mu? Uyamk (kahp goztl acrk) olanlar, 
sagma sapan sozler soyleyenlere gtllerler. Uyamklik kihgma btlrtlnmusstln. 
Hakikaten uyamk olanlara merhamet etmez misin? Bu halini arif-i billah olanlar 
gortlp: 

1372 

"Tas atan bizden, attiran bizden degil" demisler." 
Muridin (Ihvanin) Durumu 

* Mtirid ben oldum olgunlastim dememeli, yokluk iginde olmahdir. 

"En btlytlk sermaye, sermayesizliktir. En btlytlk bilgi, bilgisizliktir. Keza, 



1370 — A^j Ibrahim Dede, a.g.e. c. II, s.667 
1371 — YARAR, a.g.e. s.92, 48. mektup 
1372 — YARAR, a.g.e. s.90, 47. mektup 



Kitabiyat 725 

en buytik alet, aletsizliktir. 

(Henilz bir yasmda olan kiiciik torununu gostererek:) Bak goruyorsun bu 
cocukta ne sermaye var? Fakat herkes ona sermaye yetistiriyor. Bir seye kadir 
olmadigi icin ona bakryor, yediriyor, giydiriyor, istirahatim dusuniiyor. Aleti 
yok, fakat aletler icinde... 

Ne mutlu o kimseye ki, acz ve hayret, kuvvet ve gidasidir. O, iki diinyada 
da dostun golgesinde uyur. 

Acz ve hayret gibi sermaye mi olur? deme. Hazret-i Musa aleyhisselam, 
Cenab-i Hakk'a: 

"Yd Rabbi bu zamanda benim gibi, bir kulun var mi?" Deyince Cenab-i 
Hak da Musa'ya: 

"Git Hizir'a... Sana gostersin... " dedi. Musa gitti ve bakmca elinde ytlz bin 
asa ile ytlz bin Musa gordtl. Iste o zaman: Rabbi zidni like tehayyilren 

1373 

"Yd Rabbi, senin hakkinda hayretimi ziydde et," dedi." 

Hakk'i anlamak kolaydir. Yaramaz huylan iyi huylara degismek gucttir. 

Onun icin gecmisteki asiklar kirkar, elliser yil silluk eylediler. Bir asik hayvan 

huyunu terk edip insan huyu ile huylanmazsa her ne kadar lediln ilmi bilse, 

hakikate ulasmis degildir, yalancidir. Qunkti ben insamm der; ama sireti hay- 

vandir. Hayvan iken insanhk davasi etmek, goz gore gore yalan soylemek- 
. 1374 
tir. 

"Tecelli, herkesin istidat ve kabiliyetine, yani kabma goredir. Bu kaplardan 
mesela bir fincamn, bir bardagm tlstilnden deryayi da gegirsen, istiabi kadar alir 
ve dolunca da, hal diliyle; doldum, diyerek geri kalan akip gider. Keza bir ka- 
zan, bir havuz ve ilh... icin de aym kanun hakimdir. Ta deryaya varmcaya ka- 
dar. . . 

Gerci her kabm dolunca, doldum, demesi tabiidir. Fakat bir fincamn bir ka- 
zana nisbetle doldum diyip ovilnmesi ne kadar gulunctur. 

Iste, bu alls ve istidat sebebiyle, herkese kabiliyetine gore tecelli vaki' olur. 
Fakat azamet-i ilahiyyeye nihayet yoktur. Oyle olmamis olsa, Hazret-i Resul-i 
Ekrem sallallahil aleyhi ve sellem: 

1375 

"Yd Rabbi senin marifetini hakkiyla bilemedik" buyurur muydu?" 

§unu da bilmelidir ki, milridler bazen pirleri hakkinda bir tevehilmme kapi- 
hp, pirlerin makamma kavustuklanm, onunla beraber ve esit olduklanm dilsu- 
nilrler. Isin hakikati anlattigimiz gibidir. Onunla esit gormesi, ancak o makamla- 
ra kavusmasi halindedir, o makamlarm hasil olmasmda degildir. Zira hasil olan, 
tufeyli olmakla hasil olmustur. Buradan, milridin milrsidi derecesine crkamaya- 
cagi, onunla aym seviyeye gelemeyecegi de anlasilmasm. Oyle degildir. Aym 
seviyeye gelmek mumkiln ve caizdir. Hatta vaki'dir. Lakin lark, o makamm ha- 



1 3 -Ken'an Rilai, a.g.e. s.286 



1374 — § e jj m Di vane; Ariflerin Delhi Muskillerinin Anahtan, Mustafa TATCI- 
Hahl QELTlK, Ankara, 2004,s. 76 
1375 — Ken'an Rilai, a.g.e. s. 17 



726 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

sil olmasi ile o makama vasil olmakta olup, 90k incedir. Her milrid bunu anla- 
yacak dereceye ve hale kavusamaz. Bu farki anlayabilmekte sahih kesf ve sarih 
ilham sarttir. Allah Teala en dogrusunu ilham edicidir. Hidayet iizere olanlara 
selam olsun. (14. Bolilm) 

Sadreddin-i Konevi kaddese'llahii sirrahu'1-aziz hazretlerinin milridlerinden 
birisi izinsiz halvete girer. Bu nedenle bir kac gun ortadan kaybolur. Hz. §eyh 
onun nerede oldugunu arkadaslarmdan sorar. Halvette bulundugunu haber verir- 
ler. Cenab-i seyh onun halvet-hanesine gider. Bircok yazilar yazmakla mesgul 
bulur. 

"Bu yazdigin nedir?" diye sorar. Milrid cevaben der ki: 
"§eyhim, vaktaki halvete girdim, oniimde birisi zahir olup Hz. Cibril oldu- 
gunu soyledi ve sana ledunni ilimleri ogretecegim dedi, ve agzima tukurdu. Bu 
hdlin pesinden bende bir qok mdnalar kalbime dogdu. fpimdi kaybolmamasi icin 
o ilimleri tespit ve yazmakla mesgulum. " Hz. §eyh tebessilm edip buyurdular ki: 
"Sen Cibril'in gehnesinden once ne ile mefjguldun?" Milrid: 
"Zikrulldh ile mesgul idim " dedi. Hz. §eyh irsaden buyurdular ki: 
"Hig Hz- Cibril, Hakk'a teveccuh edip zikrulldh ile mesgul olan bir kint- 
senin kalbini ayirmak ister mi? Zuhur eden Cibril degil, seni Hakk'tan ayir- 
ntak isteyen fjeytan-i lain idi. Sen benint iznint ohnaksizin halvete girdigin icin 
bu fitneye mubtela oldun. Sintdi halvetten gik, ve bu fjeytani ilhamlari dahi 

■ 1 „» 1377 
imha etl 

* Murid beni efendim yetistirmedi dememelidir. 

Mustafa Ozeren kuddise sirruhu'1-aziz insamn manevi durumunu, halini, 
nereye kadar terakki etmis oldugunu bilememesi gibi, mtiskil meselelerinde 
soyle buyurdular ki; 

"Bazi kimseler gidecekleri yere perdeler ile kapatilmiij arabalarda gider- 
ler. Onlari kintse gorntez, kendileri de nereye gittiklerini bilmezler. Varacak- 
lari yere vasil olunca, kapicilar kotjar, perdeleri agar, onlari kartjilarlar" ve 
sonra da sunlan have etmislerdi: "Acele etmemeli. Aksi halde insan ya benli- 

1 37R 

gine kapihr veya meczub olur. " 

Unutulmamahdir ki, "halka egride olsa kapidadir. " Bu yola talip olan 
kendini kapiya bend ederse, hedefine varmi§ demektir. £unku kapi kulpu 
buyuk ve kufukler tarafindan kabul edilmi§ demektir. 

* Murid vaktini ivi gecirmeli, itiraz etmemelidir. 



1376 — imam-i Rabbam, Mebde' ve Me'ad, 1st. 2000, s. 35 

1371 — KONUK, Ahmed Avm ,"et-Tedbiratu'l-Hahiyye fi Islahi Memleketi'l- 
insaniyye" Tercilme ve §erhi, hzl: Mustafa TAHRALI, 1st. 1992, s. 273 
1378 — GUNEREN, a.g.e., s. 36 



Kitabiyat 727 

Allah Teala dedi ki; Cocuk, anasi kendisine kizsa bile yine anasma sanlir! 
Ondan baska birisinin varhgim bile bilmez... Ondan mahmurdur, ondan sarhos. 
Anasi ona bir sille indirse yine anasma gelir, ona sokulur. Ondan baska kimse- 
den yardim istemez... Butiin serri de odur, butiin hayn da o. 

Senin hatirmda da hayirdan, serden bizden baska kinase yok... Baska yerle- 
re dontip bakmiyorsun bile! Benden baska ne varsa sence tastan, kerpicten iba- 
ret... Ister cocuk olsun, ister gene, ister ihtiyar, hie kimseye aldiris ettigin yok. 

Namazda "Iyyake na'btidti- yalmz sana tapanz" ve bela vakitlerinde "Sen- 
sen baskasmdan yardim istemeyiz" demek de buna benzer. Bu "Iyyake 
na'bildu" sozlilkte hasrdir ve ancak ziyam gidermeye milnhasirdir. 

"Iyyake nestain" de hasr icindir ve yardim istemeyi yalmz Allah Teala'ya 
hasreder. Yani bu ayetin manasi sudur: Ancak sana ibadet ederiz ve ancak sen- 

1379 

den yardim isteriz. 

* Miirid seyhten bir isaret gelmeyince herhangi bir ise baslamamahdir. 

Nuri Atasoy isimli ihvandan dinledim. 

"Efendi Hazretlerini ziyaret icin Ta§k6pru'den babam, ben ve ihvanlar 
on iki kisjlik minibus ile Sivas'a gittik. Bu arada sahra sohbetlerine Efendi 
Hazretlerini de gotiiriip getiriyordum. Babam tarikata biraz muanzdi. Artik 
cam sikihnca gitmemiz icin izin istemek mecburiyeti hasil olmu§tu. Bu arada 
§arki§la Hoyiik Koyii'nde bulunan Hasan Hiiseyin §ahin adh asker arkada- 
§imi da ziyaret etmek istiyordum. Efendi Hazretlerine izin icin muracaat 
ettik. Fakat "Garda§im! Ta§koprululer bugunde kalsinlar, yarin giderler" 
dediyse de israrimiz kar§isinda, bizi yola vurmak ifin minibiisiin yanina 
geldi §6ylece her tarafina, altina, iistiine dahi bakti. Soma arabamn sol fanni 
eliyle sivazladi. Sonra "Haydi, Garda§im Allah' a emanet olun" diyerek bizi 
ugurladi. Biz yola du§tuk ama cigerimizde bir yangin bir uzuntu peyda oldu. 
Yol artik bizim icin sikintidan ba§ka bir §ey vermiyordu. Efendi Hazretleri- 
nin soziinii tutmamak agir gelmi§ti. Bu dusjincelerle koyii fark edemeyip iif 
kilometre gecmis, §arki§la'ya vasil olmu§uz. Geri donmek ifinde babam razi 
olmuyordu. Arkada§imi da ziyaret edemeden Kayseri yoluna revan olduk. 
Yolda aniden omimuze bir at cikmasin mi? Attan minibusu kurtardik, meger 
tayi da varmi§. Minibiisiin sol farina farpti ve yolun kenanna savruldu. Bu 
hal iizere bir sarsinti gecirdik ama, Allah Teala'ya cok §iikiir Efendi Hazret- 
lerinin nazannin ve sivazlamasimn sirri afiga cikti. Bizlere bir §ey olmadi. 
Ancak bu hadise ihvan karde§lerimiz ve bize ders oldu." 

Ali Eris. isimli ihvandan dinledim. 

Korgan'dan iki ki§i ile Efendi Hazretlerini ziyaret ettigimizde yammizda 
Kiraz Hoca vardi. Kiraz Hoca, Efendi Hazretlerine "Beni vekil hacca gon- 
dermek istiyorlar, ne buyurursunuz" dedi. Efendi Hazretleri; 



-Mesnevi c.IV, b.2923-2933 



728 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Ben bu i§te yokum, ta§ atsan bana degmez. " Buyurdu. 

Daha sonra Efendi Hazretlerinin yanindan aynldiktan sonra Kiraz Hoca- 
ya dedim ki; 

"Hem adamdan parasini aldin, §imdide izin istiyorsun. Hemen parayi 
iade et" dedim. Fakat iade olmadigi gibi, hacca da gitti. Bu i§ten Efendi 
Hazretleri razi olmami§ti. 

* Huzurda ve gaybette onun igaretiyle gitmeli gelmelidir. 

Tokath Kuzum Dede anlatmi§tir. 

Efendi Hazretleri Ulu Camii'ye yardim toplamak icin Tokat'a birkac 
defa geldiginde hizmet ettigini, atinin yulanndan tuttugunu koy koy dola§- 
tiklanni anlatirken, 

"Bir giln Efendi Hazretlerinin atinin yularini tutuyordum. Fakat yerdeki 
taqlarin uzerinde La ilahe illallah yazilarini gormeye baqladim ve tedirgin 
oldum, yuruyemedim. " Efendi Hazretleri 

"Gardcujim! Ne oldu?" bende durumu anlattim. Efendi Hazretleri 

"Garda§im! Dersini degi§tirelim" dersimi degi§tirdi ve bendeki hal 
kayboldu. 

§eyh Stlleyman-i Darani kuddise sirruhu'l-azizin bir sadik milridi vardi, 
aym zamanda ekmekfisi idi. Her ne i§ gorse, jeyhe damjmadan ijlemezdi. Bir 
giln §eyhe gelip: 

— Hamur yogurayim mi? Diye sordu. Hazret-i §eyh: 

— Yogur, buyurdu. Biraz sonra, tekrar geldi: 

— Firm yakayim mi? Diye sordu. Hazret-i seyh: 

— Yak, buyurdu. Gitti, hamuru yogurdu, firmi yakti ve tekrar geldi: 

— §eyhim, dedi. Hamur yoguruldu, firm yandi, §imdi ne yapayim? 

§eyh kendisine kizdi ve: 

— Git, iqine gir, buyurdu. 
Dervis gitti, yanan firmm icine girdi ve bagdas kurup oturdu. Zikrullah ile mes- 
gul olmaga basladi. 

Bir muddet sonra, seyhin aklma geldi. Finnin bulundugu yere gidip bakti 
ki, dervis kizgm finnin iginde zikrediyor. Milbarek elini uzatti: 

— Ey dervifj, gel difjari cik.. Sidkin seninle beraberdir. Atefj bile sana gu- 
listan olmufj, buyurarak onu disan cikardi, arkasmi sivadi ve himmet etti dervis 
muradma erdi ve o teslimiyyeti yuztinden buytik bir seyh oldu. 

* Murid kendinde olugan manevi olgunluk kegf keramet vb. seyleri mur- 
sidinin ikrami olarak gormeli. kendinden bilmemelidir. 

"Milkasefe, bir kamil mtirside el veren dervisin, iptidai halinde olur ki, 



-Esrefoglu Rumi, Milzekkin Nilfus, 1st, s. 485 



Kitabiyat 729 

mtirsidin kalbi feyzinden, salikinin kalbine ilham olunan feyzdir. Hatta Zaman-i 
Saadet'te Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem Efendimizin vahiy kitabetine ka- 
dar crkmis Abdullah ibni §erh ismindeki adam, gelen vahyi yazarken bilmedi ki, 
kendi kalbine akseden Efendimizin mini idi. Fakat burnt bilmedi ve dergah-i ila- 
hiden kovuldu, oltinceye kadar da tovbe nasip olmadi. Oyle ki, Efendimiz Ibni 
Serh'e Adem'in tesekktiltinti izah eden ayeti soyleyip stlkut buyurduklan sirada 
Ibni §erh: Fetebarek' Allah ii ahsenii'l-halikin ( Milminun 14) "Yaratanlarm en 
gilzeli Allah, ne yilcedir!" dedi. Efendimiz de "ayettir, yaz!" Buyurunca vahiy 
katibi bu feyzin Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellemden kendisine aksetmis ol- 

1 O Q 1 

dugunu bilmeyerek: Bana da vahy oluyor, dedi ve iste bu suretle tardedildi. 

"Kamil, Allah Teala doktorlan, uzaktan adini duydular mi varhginin ta derin- 
lerine kadar girerler! Hatta sen dogmadan yillarca evvelki hallerini bile goriir- 
ler" 1382 

* Icinin suslenmesi igin acele etmemelidir. Cunkii murgid terbive etmek 
igin niyet edince bir daha vazgegmez. 

Ahmed Amis kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri buyurdu ki; 
" Biz bir binayi tamir ederken, kiremitlerini bile sallamayiz. " 

* Miirid miirsidine karsi tereddiit iginde. saskinlik icinde olmamali. ken- 
di megrebini bilmelidir. 

Mtlrit, onden giden, kilavuz olan seyhi smamaya kalkisirsa esektir. Din yo- 
lunda onu smamaya kalkistm mi hakikatten haberi olmayan, sen smanmis olur- 
sun... Senin ctlretin, senin bilgisizligin girgiplak olur, aleme yayilir... Yoksa o, 
bu arastirmayla nereden anlasilir; nasil meydana cikar? 

A yigidim, bir zerre, kalkar da dagi tartmaga girisirse terazisi parcalamr gi- 
der! Onlarda kendi akillannca bir terazi dtlzenler de Allah Teala erini o teraziyle 
tartmaga kalkarlar! Halbuki o, akil terazisine bile sigmaz... Akil terazisini bile 
kirar, parcalar! Onu smamak, ona emrine gore htlkmetmek gibidir... Oyle bir 
padisaha buyruk buyurmaya kalkisma sakm! 

Zamamn kutbunun soztlne karsi nakli ilim, bil ki, su varken teyemmtim et- 
meye benzer! Kendini aptal yerine koy, ona uy da ytlrtl...ancak bu aptalhkla 
kurtulabilirsin! 

Babam, insanlarm padisahi, bunun ifin "cennetliklerin qogu aptaldir" de- 
di. Akil ve zeka sana kibir ve gurur verir... aptal ol da gonltln dogru kalsm! Ap- 
tallik dedigim halka iki kat maskara olan adamm ahmakhgi degildir... bu aptal- 
hk, ona hayran olan adamm aptalhgidir! 

Kendilerini unutup Yusuf'un ytlztlntl gorenler, o gtlzellige dalip kalanlar... 



1381 — Ken'anRifai, a.g.e. s. 538 
1382 — Mesnevi, c.4,b:1800 
1383 — GUNEREN, a.g.e., s. 84 
1384 — Mesnevi c.IV, b.374-380 



730 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

bu ytlzden ellerini dograyanlar yok mu i§te onlar aptaldir! Akli, dost askmda 
kurban et...akillarm hepside o taraftandir, odur! Akillilar akillarmi o tarafa gon- 
dermislerdir. Yalniz sevgili olmayan ahmak, bu tarafta kalmistir! 

Hayretle su bastan aklm gitti mi basmdaki her sac, bir bas, bir akil kesilir! 
O tarafta akla, beyne dtistince zahmeti yoktur... Ctinkti orada her ova, her bahce 
akil ve beyin bitirir! Bu ovadan gecer, o taraftaki ovaya gelirsen nilkteler duyar- 
sm... Oradaki baglara, bahcelere gelirsen hurma fidamn sulamr, yeserir! 

Bu yoldaki koskti, sayvam, sohreti sam terk et... Kilavuzun hareket etme- 
dikce hareket etme! Bassiz hareket eden, kuyruk olur... Boyle adamm hareketi 
akrebin hareketine benzer! Egri gider, geceleri gormez, cirkindir, zehirlidir. . . Isi 
gticti, temiz bedenleri dalamak, sokmaktir! 

Basim ez onun... Huyu hep budur, ahlaki hep bu... Bu huyundan vazgecmez 

o! Onun icin en iyi sey, basmm ezilmesidir... Cunkti bu suretle can kirmtisi da o 

kotil tenden kurtulmus olur! Delinin elinden silahi al da adalet ve sulh, senden 

razi olsun! Fakat elinde silahi olur, akh da bulunmazsa bagla elini... Yoksa yilz- 
, 1385 

lerce zararyapar. 

* Murid mur§idinin haliyle zahir ve batinda amel etmelidir. 
Ibrahim Dusuki kuddise sirruhu'1-aziz §6yle buyurdu: 

"§eyhine baghhk hususunda cehd-tt gayret gostermeyen kimse 
nihdyetinde murid olup felaha eremez. O mur§id ki, kendisi uyur talebesi 
de uyur. Kendisi kalkar, talebesi de kalkardi. " 

* Murid sirnni seyhin isareti olmadan soylememelidir. 

Gozliller onilnde haberden bahsetmek hatadir... Qtlnkil bu bahis bizim gafil 
oldugumuza noksanhgimrza delalet eder. Gozlilniln onilnde susmak, sana fayda 
verir. "Kuran okunurken susun, dinleyin" emri, bu ytlzden gelmistir. Can goztl 
agik olan kamil, sana soyle derse gtlzelce, edeplice soyle, soztl uzatma! Uzat di- 
ye emrederse yine emre uy, utanarak soyle! 

* Miirid Allah Teala'nin nzasina aykin hicbir dusiinceye gonliinde yer 
vermemelidir. Sayet olursa defetmeye cahsmah muhaliflerin sohbetinden de 
kacmalidir. 

"Tecelli, vaktidir devami olmaz. Aniden gelir gecer. Tecelliye gontll vere- 
rek zuhurat ifin "Bu da geqerya hu " diyerek basiret tlzere olmah. Zuhurata go- 
ntll baglayanlar, akil kansikligmdan kurtulamazlar. Boylece zuhurat vakte bag- 
hdir ve tecellilerin olma zamamdir. Vaktin kiymetini bilip, "Bu nicin boyledir" 

1387 

demeyip nza kapismda sabit durmahdir." 



1385 — Mesnevi c.IV, b. 1418-1435 
1386 — Mesnevi c.IV, b.2071-2074 
1387 — YARAR, a.g.e. s.136, 136. mektup 



Kitabiyat 731 

* Murid batin huzuru ile miigahede lezzetinden bagka bir geyle meggul 
olmamalidir. 

"Fihimafih'te der ki; Zamamn giizellerini bir yere topladilar ve Mecnun'a 
"Bak, Allah Tedld kudretiyle neler yapmigtir "dediler. Mecnun basim kaldi- 
np bakmadi. Bakmasi icin israr ettiler. O zaman dedi ki; Leyla'nm sevgisi ba- 
simm ilzerinde keskin bir kilic tutmaktadir; basimi kaldirdigimda boynumu 
vurmasmdan korkanm. Milrid seyhin cemalinin vilayetine asrk olup siyaset vi- 
layetinin saltanati gonliine iz birakmaymca manevi ilgi ortaya cikmaz ve seyhin 
batmmdan miiride bir yardim ulasmaz." 

* Murid manevi kazancini toplamah ve murgidine goturmeli, onun hesa- 
biyla meggul olmamalidir. £unkii topladiklanni toplayacaklanni kendigi 
bilemez ve onun izni olmadan kullanamaz. Neyin ne olacagi ve oldugunu 
bilmek ancak Allah Teala'nin ikramidir. Zahirin gekliyle batinin rengini 
bulmak yok gibidir. 

* Murid igine bakmah. igin hegabim yapmamah; ibadetle meggul olmali. 
goze getirmemelidir. 

"Milrid milr^idine dost olana dost, dilsman olana dilsman olmalidir. Dostlu- 
gun belirtisi olarak dostun dostunu dost, dilsmanmi dilsman tutmaktir. Qtlnktl 
iman, Allah Teala'nin dilsmanlarma olan sevgi ile bir arada olmaz. Kim bir 
kimseyi sevmezse onun dilsmanmi da sevmesi su iki yonden yasaklanmistir: 
Kalbte Allah Teala'nin dtismanma karsi sevgi varsa kisi ya milnafik olur ya da 
bilyilk bir gilnah islemis olur. Sahih iman ve halis tevhide ulasanlar 

1389 

milbtedilerle bir arada oturmaz, yiyip igmezler, denilir. 

Milrid Allah Teala'nin nzasma aykm hicbir dtlstlnceye gonlilnde yer ver- 

memelidir. §ayet olursa defetmeye cahsmah muhaliflerin sohbetinden de kaf- 

i j 1390 
mahdir. 

* Murid "gel senin iQin ders alahm, ihvan ol" dememelidir. Eger teklif 
ile birisi ihvan olurga biiyiiklerin ifadegi ile "bir hava ile gelen, ba§ka bir 
hava ile gider" hukmune uygun dugmugttir. 

§eyhin biri, soz arasmda daima: "Pir ile gelen zir ile gider" dermis. Bunun 
sebebini kendisinden sormuslar. Benim Dervis Mehmet isminde bir dervisim 
vardir. Her zaman: 

"Efendim, bakin herkesin etrafinda yiizlerce miiridi bulunuyor. Sizin ise, 
benden ba^ka derviginiz yok". Diye tizultir dururdu. Bir gun Karacaahmet'ten 



rss -QAVU^OGLU, a.g.e. s. 137-1 38 



1389 -a.g.e.s.l37 
1390 -a.g.e. s.139 



732 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

gecerken, iki cocugun kavga ettiklerini gordilm. Birinin elinde bir kus basi, di- 
gerinin elinde bu kusun govdesi vardi. Cocuklarm kavgasma netice vermek tize- 
re birinden basi, digerinden govdeyi alip, Allah'm izniyle basi vilcuda yapistira- 
rak ucurdum. Kus pir diye gidince kavga da kesildi ve bu hadise de btittin mem- 
lekete yayilarak pek 90k keramet dusktinti gelip bize milrit oldu. 

Bir giln Dervis Mehmet'e: "Cuma namazmi btittin ihvanla beraber kirda ki- 
lalim, dedim. Fakat kimseye hissettirmeden uzunca bir bagirsak parcasma su 
doldurup dtigtimleyerek belime sardim ve yine bir tavuk kursagim da sisirerek 
yanma bagladim. Boylece imamete gecerek namaza durduk. Fakat az sonra su 
dolu bagirsagm ucundaki dtigtimti cozdtim, aym zamanda kursagi da ses cikara- 
cak surette oynattim. Bu suretle namazda abdest bozacak iki hatamn zahir oldu- 
gu hissini verdim. 

Bu halden sonra namaza devam etmekte olusuma sasiran ihvan, birer ikiser 
cemaatten aynlarak kactilar. Sade Dervis Mehmet kaldi. Nihayet ona: Herkes 
gitti, sen neden buradasm? Benden zuhur eden halleri gorilp isitmedin mi? de- 
dim. Gordilm ve duydum Efendim. Fakat senin her yaptigmda bir hikmet oldu- 
gunu bilirim. Bunu ogrenmis oldugum igin susmayi uygun buldum, dedi. Iste, 

1391 

dedim, bir pir ile gelenler zir ile boyle gider." 

* Miiridin manevi havatini ilgilendiren her konuyu miirsidiyle istigare 
etmelidir. Bunun olfiisu tarikatlara ve mur§idlerin usullerine gore degi§ebi- 
lir. 

Mesela bazi tarikatlarda seyr u sulukta manevi yukseli§ riiya yoluyla 
olur. Bu tiir tarikatlarda salikin gordiigii riiyalan mur§idine anlatmasi gere- 
kir. Nak§ibendiyye tarikati ve Efendi Hazretlerinin kurdugu Haki yolunda 

1392 

ise, riiya fazla bir onem ta§imaz. Fakat birfok Nak§i me§ayihinin riiyaya 
onem verdigi bilinmektedir. 

Riiyada esas olan islam'i giizel §ekilde ya§amak ile 6zde§tirip salihlerin 



1,1 -Ken'an Rifai, a.g.e. s. 508 



1392 — "Ruyalarm kiymeti olsaydi, riiyada gortllenlere gilvenilseydi, milridlerin 
rehberlere hie ihtiyaclan olmazdi. Allah Teala'nm marifetlerine kavusmak ifin, 
tarikatlardan birine baglanmak lazim olmazdi. Qilnkil her mtirid, riiyada gordilgilne 
gore, isini yoluna kordu. Yasayisim, rilyalarma gore dilzenlerdi. Riiyalan, rehberin 
yoluna uygun olsun, olmasm, rehberi begensin begenmesin, onlara uyardi. Boyle 
olunca, rehberlik mtiridlik zinciri kopar, her cahil, her ahmak, kendi gorilsilne gore 
hareket ederdi. Sadik olan bir mtirid, rehberi varken, binlerce riiyaya on parahk 
deger vermez. Akilh, uyamk olan bir talib, pir nimetine kavusmus iken, riiyalan 
hayal sayar, hicbirini hatirma bile getirmez. Mel'iin seytan, gtiglti bir dtismandir. 
Sona varanlar bile, onun aldatmasmdan korkusuz degildirler. Onun yalanlarmdan 
korkmakta, titremektedirler. Sondakiler boyle olunca, yolun baslangicmda ve orta- 
smda olanlan artik anlamali. Halbuki Allah Teala, sondakileri korumaktadir. §eytan 
bunlan aldatamaz. Baslangictakiler ve yoldakiler ise, boyle degildir. Iste bunun ifin, 
onlarm rilyalarma gtivenilmez. Dtlsmamn aldatmasmdan korunmus degildirler." 
(Imam Rabbani, Mektubat, trc, H.Hilmi Isik, Istanbul, 1977, s.449- (273. Mektub) 



Kitabiyat 733 

riiyasina itibar etmek gerekir. £unku ihramcizade Haci Ismail Hakki Efendi 
Hazretleri kendi riiyalanna da itibar etmemi§tir. Belki bir ba§ka mana isti- 
kametin riiya dumenine birakilmamasidir. Yine buradaki mana riiya gormek 
degil, riiyayi yoranin yanks, yonlendirmesine mani olmak olsa gerektir. 
Ciinku Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem ashabi ile sabahlan sohbetleri- 
ne ba§larken "iginizde riiya goren var mi? " ile ba§lami§tir. Buna gore; 

Riiya Cihetiyle Insanlar Uc Kisimdir 

Islam alimleri, bu mevzuda varid olan hadisleri degerlendirerek insanlan tic 
gruba aymrlar: 

1- Nebiler: Bunlarm rtiyalarmm hepsi dogrudur. Bazen da tabir gerektiren sey- 
ler gorebilirler. 

2- Salihler: Bunlarm rtiyalan cogunluk itibanyla dogrudur. Bunlar da bazen 
tabire muhtac olmayacak acrklrkta gorilrler. 

3- Diger insanlar: Bunlar, dogru ve dogru olmayan her ikisini de gorilrler. Bun- 
lar u? kisimdir. 

a) Mestur (hali kapali) olanlar: Bunlarm rilyalari halleriyle muvazi gider. 

b) Fasiklar: "Bunlarm ruyasi gogunlukla edgas (kansik, manasiz)dir. Dogru 



1393 — Gene Osman namryla meshur II. Osman Avusturya maglubiyetinden sonra 
kendisini kizlar agasi ile hocasi Omer Efendi hacca tesvik ediyor. Hacca gitmesini, 
orada tevbe istigfar etmesini soylilyorlar. Kendisinin de gonlilnde var, ancak maglu- 
biyetin akabinde hac tarafma ve ozellikle Suriye-Arabistan tarafma gidilesi ordu 
cenahmdan padisahm o bolgeden yeni bir asker devsirecegi ve yeniceri ocagim lagv 
edecegi seklinde yorumlamyor. Bu haber Istanbul'da calkalanmaya basliyor. Aziz 
Mahmud Hildayi kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri basta olmak ilzere bazi zevat II. 
Osman'a nasihat ediyorlar: 

"Sultanim! Sizin mulkun bekasi agisindan burayi birakip hacca gitmeniz iktiza 
etmez- Siz devletin bafjinda olun, halkin batjinda olun, askerin batjinda olun. Aziz 
Mahmud Hildayi kuddise sirruhu'l-azizin bu telkinleri ve diger bazi hocalarm da 
telkini tlzerine II. Osman bir ara bu sevdadan vazgeciyor. Ama gelin goriln ki, kade- 
rin cilvesi, mukadder olan degismiyor. Padisah bir riiya gortlyor. Rtlyasmda elinde 
Kur'an-i Kerim var, Kur'an okuyor. Kur'an okurken bir an Rasuliillah sallallahii 
aleyhi ve sellem zahir oluyor. Elinden mushafi cekip kayboluyor. Sultan dehsetle 
uyamyor ve hocasi Omer Efendi'ye riiyayi anlatiyor. Omer Efendi zaten hacca git- 
mesini istedigi icin: 

"Efendim! Riiya a?ik, siz ewelden hacca gitmek igin niyet ettiniz, sonra bundan 
vazgectiniz. Elinizden mushafm Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem Efendimiz 
tarafmdan almmasi sizin ser'i bir konuda, dini bir mevzuda verdiginiz karardan 
vazgegmis olmamza isarettir. Dolayiyla siz yeniden hacca gitmek ilzere karanmzi 
tashih etmelisiniz" deyince bu sefer II. Osman tekrar hacca gitme sevdasma kapili- 
yor ve karanndan vazgefmiyor. Tabii bu arada Halil Pasa ve benzeri bazi pasalar 
gtlvenligi saglamak ilzere kaptan-i derya sifatiyla Suriye ve Kizildeniz taraflarma 
gorevlendiriliyor. Ancak askerler, yeniceri ocagi yapilamn kendilerine komplo oldu- 
gunu dtlstlnerek isyan ediyorlar. ( Aziz Mahmud Hildayi Uluslararasi Sempozyum 
Bildmler, Ist-Usktldar Beld. 2006, c. I, s. 21-22) 



734 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

kismi pek azdir. 

c) Kafirler: Bunlann rtiyasmda sidk iyice azdir. Bu duruma: "Rtiyaca en 
dogrulan, sozce en dogrulandir" hadisi isaret eder. 

RUYA UQ KISIMDIR 

Bazilarmca mevkuf, bazilarmca merfu olarak rivayet edilen bir kisim ha- 
dislere gore ruyalar tic kisimdir: 

1-Hak rilya: Bu, hadislerde "rilyayi saliha," "rilyayi sadrka," "rilyayi 
hasene" gibi, farkli kelimelerle ifade edilmistir. Bu isimlerle zikredilen ruyalar, 
edgas'tan uzak ve halistirler. Bu, kisinin mazhar olacagi yakm bir hayrm haber- 
cisidir. Bu sebeple Allah'tan btisra (mtijde) kabul edilmistir. 

2 -Kisinin nefsine konustugu rilya: Bu kisinin uyanik halde zihninden gecen 
vehimlerin tesiriyle gordtigti ruyadir. 

3-§eytanm tiztintti verdigi rilya: Hosa gitmeyen, can sikici ruyalar buraya 
girer. 

Bu tic kisma, Ibn-u Hacer dort kisim daha ekleyerek 7 'ye crkanr. Mamafih 
bunlan da yukandakilerden birine dahil ederek tifti asil kabul etmek mumktin- 
dtir. 

4-Hadisu'n nefs: Nefsin konu^masi, yani arzulann te'siriyle gortilen rilya. 

5-§eytanm eglenmesi: Hadiste, "§eytan birinizle rtiyada eglenirse bunu 
bajkasma anlatmaym" denmijtir. 

6-Uyamkken yapmaya alijtigmi rilyada gormek. Belli saatlerde yemeyi 
itiyad edinen o saatte uyursa, kendini yemek yer gormesi gibi. 

7-Edgas: (Kanjik, yalanci ruyalar). 
Riiya ve riiya ta'biri hakkinda bu kisa aciklamadan sonra konu ile ilgili 
imam-i Rabbani kuddise sirruhu'l-azizin 273. Mektubu buraya koymak uy- 
gun oldu. 

"Sual: Rilyada, Rasiiltillah sallallahti aleyhi ve sellem gorulilrse, o rilya 
dogrudur. §eytanm aldatmasmdan korunmujtur. Qilnkil §eytan, onun jekline gi- 
remez. Boyle bildirildi. Onun igin, kardejlerimizin rilyalarmm dogru olmasi la- 
zimdir. §eytanm aldatmasi olmaz degil mi? 

Cevap: (Filtuhat-i Mekkiyye) kitabmm sahibi, yani Muhyiddin-i Arabi 
kuddise sirruhu'1-aziz Hazretleri, seytan, Medine-i Milnevvere'de metfun bulu- 
nan Muhammed aleyhisselamm kendi sekline giremez diyor. Baska suretlerde 
de, Rasulilllah olarak gorilnemez diyenleri kabul etmiyor. Rasultlllah sallallahti 
aleyhi ve sellem kendi seklini ve hele rilyada tamyabilmek 90k gtl9 olacagi 
meydandadir. Bunun ifin, rilyalara nasil gtlvenilebilir? Alimlerin gogunun dedi- 
gine uyarak ve Rasultlllah sallallahti aleyhi ve sellemin ytlksek sanma yakisacak 
tlzere, seytamn hifbir sekilde o Serverin ismi ile gortlnemeyecegini soylersek, o 
sekilden emirler almak ve onun begenip begenmedigini anlamak kolay degildir. 
Mel'tln seytan dtlsmanligim burada da gosterebilir. Araya kansarak, olmayan 
seyi olmus gibi gosterebilir. Rtlya goreni sasirtir. Kendi sozlerini ve isaretlerini, 
o seklin Rasultlllah sallallahti aleyhi ve sellemin sozleri ve isaretleri imis gibi 
gosterir. 



-Canan Ibrahim, Kutub-u Sitte, Istanbul, 1995, s.407-41 1 



Kitabiyat 735 

Cogumuzun bildigi gibi, bir gun Seyyid-til-beser "aleyhi ve ala alibi ve 
eshabissalatil vesselam" Ashabi ile oturuyordu. Kureys'in ileri gelenleri ve ka- 
firlerin sefleri orada idiler. Seyyid-til-beser "aleyhi ve ala alihissalattl vesselam" 
onlara (Ven-necmi) suresini okudu. Onlann putlarmi anlatan ayet-i kerimeye 
gelince, mel'un seytan putlan oven birkac soztl, o Server'in "aleyhi ve ala 
alihissalattl vesselam" soztlne ekledi. Dinleyenler, bunlan da o Server'in soztl 
sandilar. Seytamn sozlerini ayet-i kerimeden ayiramadilar. Orada bulunan kafir- 
ler bagirmaya baslayarak, Muhammed "aleyhissalattl vesselam" bizimle sulh 
yapti, putlanmizi ovdtl dediler. Orada bulunan mtisltimanlar da, okunan sozlere 
sasakaldilar. O Server "aleyhissalattl vesselam" seytamn sozlerini anlamadi. (Ne 
oluyorsunuz?) diye sordu. Ashab-i kiram, siz okurken bu sozler de araya kansti 
dediler. O Server "aleyhi ve ala alihissalattl vesselam" dtlstlnceye daldi ve 90k 
tlztlldtl. Hemen Cebrail-i emin "ala nebiyyina ve aleyhissalattl vesselam" vahy 
getirdi. O sozleri seytamn kanstirdigi, btlttln Nebilerin sozlerine de kanstirmis 
oldugunu bildirdi. Allah Teala, o sozleri ayet-i kerime arasmdan crkardi. Kendi 
kelamim sapsaglam yapti. 

Gortlltlyor ki, o Server "aleyhi ve ala alihissalattl vesselam" hayatta iken ve 
uyamk iken ve Ashab-i kiram arasmda, seytan-i lain o Server'in "aleyhi ve ala 
alihissalattl vesselam" soztlne kendi bozuk seylerini kanstinyor ve hie kimse 
bunu ayiramryor. O Server "aleyhi ve ala alihissalattl vesselam" vefat ettikten 
sonra bir kimse uykuda hisleri calismaz iken ve yalmz iken, nasil olur da, rtlya- 
nm seytamn kansmasmdan korundugunu ve onun degistirmedigini anlayabilir? 

Sunu da soyleyelim ki, mevlid okuyanlarm ve dinleyenlerin zihinlerinde 
Rastlltlllah sallallahtl aleyhi ve sellemin bu isten razi oldugu yerlesmis bulun- 
maktadir. Qtlnktl ovtllen kimseler, ovenleri begenir. Bu dtlstlnce, hayallerinde 
yerleserek, hayallerindeki sekli, sureti rtlyada gorebilirler. Bu rtlya dogru olma- 
digi gibi, seytan da kansmis degildir. 

Sunu da bildirelim ki, rtlyalar dogru olsa bile, arasira gortlndtlgtl gibi gikar. 
Mesela, rtlyada birisi gortlltlrse, o kimsenin kendisi anlasihr. Dogru olan rtlya- 
lar, 90k olur ki, gortlldtlgtl gibi crkmaz. Bundan baska bir sey anlamak, yani ta- 
bir etmek lazim gelir. Mesela, rtlyada Ahmed gortlltlr. Ahmed ile Mehmed ara- 
smda siki baglanti oldugundan, bu rtlyadan Mehmed anlasihr. Bu bildirdikleri- 
miz gosteriyor ki, oradaki sevdiklerimizin gordtlkleri rtlyalara seytan kansma- 
mis olsa bile, bu rtly alarm, gortlldtlgtl gibi, oldugu nereden anlasihr? Bunlan ta- 
bir etmek lazim olmadigi ve baska seyleri gostermedikleri nasil soylenebilir? 
Demek ki, rtlyalara kiymet vermemelidir. Her sey, insan uyamk iken vardir. 
Bunlan uyamk iken gormege cahsmalidir. Uyamk iken gortllen, bulunan seylere 
gtlvenilir. Bunlar, tabir etmek istemez. Rtlyada ve hayalde gortllen seyler de, 

u ia- 1395 
ruya ve hayaldir. 

* Miirid. edebini tarikat usuliinii muhafaza etmelidir. Buyukler bu konu- 
da "Usulii zayi eden vusulu kaybeder" buyurdular. 

* Bir kusur isleyince veya miirsidin tazirinin sebebini kendinden bilmeli- 



-Imam Rabbani, Mektubat, trc, H.Hilmi Isik, Istanbul, 1977, s. 450^152 



736 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

dir. 

Adem aleyhisselam, kabahati nefsinde gordtl ve: 

"Ya Rabbi nefsime zulmettim" dedi. Cenab-i Hak: 

"Ya Adem, bu hal benim kaza ve kaderim icabi oldugunu bildigin halde 
nicin kendini suglu tutuyorsunl" buyurunca: 

"Biliyorum Ya Rabbi.. Fakat sendendir demeye edebim birakmadi," diye 
cevap verdi. l§te Adem aleyhisselamm bu kendisini hor hakir edip aczini bilme- 
si, onu tekrar kendine, ala mevkiine yilkseltti. 

§eytana gelince, Cenab-i Hakk'a: 

"Bana dalaleti sen verdin!" demek suretiyle Hakk'm dergahmdan kovul- 
du. 

Allah Teala, iki cihanda da edebi tevfik etsin. Qiinkii edepsiz kimse, iki 

1397 

dilnyada da hilsrandadir." 

Ebu Osman el-Hiri de joyle dedi: 

"Kim nefsini terbiye ederse herkes ondan terbiye ogrenir; edeb ehline 
aykiri hareket eden yasaklan qigner ve kendisine uyanlar yoldan gikarlar." 
Yusuf ibn el-Hilseyn joyle dedi: 

"Her amel edenin degeri, edebidir. Edebin bir kismini terk edenin degeri 
yoktur." Muhammed ibn el-Fadl da joyle dedi: 

"Kim zahirin adabini kullanusa zahir arkadaslan, onun adabiyla edep- 
lenirler, kirn batinin adabim kullanirsa halkin kalblerine onun heybeti dii- 

„ 1398 

ser. 

* Mursidinin her seyini canina minnet. butun asanni ve alakadar nesneleri 
miibarek. nefsi icin feyz. huzur ve sihhat bilmeli gaflet etmemelidir. 

* Murgidinin mekaninda izinsiz oturmamali ve elbisesini giymemelidir. 
Onun huzurunda kolenin efendisi huzurundaki oturugu gibi oturmahdir. 

* Miirgidin bir gey yapmayi emrettiginde, emr ettigi geyi bilmek icin, 
hemen acele etmemeli ki, emrettigi geyi anlamayarak hata yapmamahdir. 

* Miirgidin emrettigi geyin sebebini sormamah ona bir is hakkinda soz 
soyledigin vakit, ondan o soze cevap istememelidir. 

* Onun diismanini bildigin vakit. o dusmani Allah Teala yolunda terk et- 
meli ve onunla beraber oturmamahdir. Onu seven ve ona sena eden kimseyi 
gordiigiin vakit onu sev ve yardim etmelidir. 



1396_ Arat - 23 

1397 — Ken'anRitai, a.g.e. s. 321 

1398 — g^ u Abdurrahman Sillemi, Risaleler, trc. Silleyman ATE§, Ankara, 1981, 



s. 41 



Kitabiyat 737 

* Miirsidinin bosadigi hanimini almamah, yatak odasina girmekten sa- 
kinmali ve onun evinde onunla beraber yatmamaya calismamah, mecbur 
kalirsan ayik olarak bulunmahdir. 

* Diinya igini onunla miisavere etmekten kacinmahdir. Ciinkii igi miirgide 
sormadan ve onun muradim bilmeden yaparsan mazur olunur. Eger yaptigin 
Sekilden bagkasini miirsidin bir gey beyan ederse. belki yapamazsin. Onun 
icin miisavere sakincali olabilir. 

* Yapacagin bir is hakkinda sana bir fikir gelir ve miirsidin sana bir vol 
gosterir ise, onu kabul etmeli ve onu begenmezlik etmemelidir. 

* Mursidinin senin iizerine takdim ettigi her bir kimseye hizmet etmelidir. 
Yolda gecenin disinda onun oniinde vuriimemelidir. (Gece vol aydinlik olur 
ve yolda bir mania olmadigi goriiliirse muridin vine seyhinin oniinde yiiru- 
mesi caiz degildir.) devamh ona bakmamali ve meclisinde cok oturmamali- 
dir. 

* Miirsidinin mekrinden hazer etmelidir. Zira onlar talibe bazi vakitlerde 
mekr ederler. 

* Eger miirsidin sefere gider ve seni mekamnda terk ederse, sen her gun 
oraya gittigin vakitlerde, oradaymis gibi, onun oturmakta oldugu mevzi'e, 
ona selam vererek devam etmeli ve onun gaybetinde. huzurundaki riayet ile 
hurmetine miirai olmahdir. 

* Miirsidinin hazir oldugu vakit arkan ona isabet eden bir mevzi'de na- 
maz kilmamahdir. 



738 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

E—KADIN iHVANIN D UR UMLARI 

Tasavvuf kitaplannda adablar yazihrken genellikle erkekler iizerinde 
daha 50k durulmu§tur. Bizim burada iizerinde durmak istedigimiz konu ka- 
dinin terakki etmesinin sirlanni beyan etmektir. 

*Kadin ihvan, miir§idini kocasindan zahiren iistiin tutmayacaktir. 
Miir§idin iistiinliigii manen mevcut oldugu muhakkaktir. Fakat §eriatin koy- 
dugu hiikme gore ise koca kadin iizerinde bir derece iistiindiir. Bu nedenle 
kocasini da maddi ve manevi konularda kendine tercih etmelidir. £unku 



1399 — j| z j| ttre y re ra diyallahu anh anlatiyor: "Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve 
sellem buyurdular ki; "§ayet ben bir insanin baska bir insana secde etmesini em- 
redecek olsaydim, kadina, kocasina secde etmesini emrederdim." (Tirmizi, Rada' 
10,1159) 

Ummtl Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve 
sellem buyurdular ki; "Hangi kadin, kocasi kendisinden razi olarak vefat ederse, 
cennete girer. " (Tirmizi, Rada 10, 1161) 

1400 — Ummtl Stlleym radiyallahu anhayi kadmlarimrz ornek almahdrr. 

"Ebu Talha radiyallahu anhm bir oglu vardi, hastaydi. Ebtl Talha sokaga crktigi 
bir sirada cocuk olmtlsttl. Ebtl Talha, eve dontlnce: 

"Oglum nasil?" diye sordu. Qocugun annesi Ummtl Stlleym radiyallahu anha; 

"O, oldugundan da daha rahat," dedi ve kendisine aksam yemegi getirdi. Ebtl 
Talha yemegi yedi, sonra esine yaklasti. Isini bitirince Ummtl Stlleym: 

"Ebu Talha, ortada bir entanet var, bazdari bu emaneti ariyet olarak ahyor- 
lar. Entanet Allah Teala'nin diledigi bir sure yanlarinda kahyor. Derken emaneti 
verenler adam gonderip emanetlerini geri ahyorlar. Bu durumda kendilerine 
entanet verilen kimselerin sizlanmalari dogru olur mu? 

"Hayir, dogru degildir. " 

Bu cevap tlzerine Ummtl Stlleym: 

"Oglun dunyadan ayrildi oldii," dedi. 

"Nerede?" 

"Iste surada, kiiqiik odada. " 

Ebtl Talha iceri girdi, cocugun ytlztlntl acti: "innd lilldhi ve in-nd ileyhi rdciun" 
(Biz Allah'imz, O'na donecegiz,) diyerek kadere nza gosterdi. 

"Haydi qocugu defnediniz, " dedi. Daha sonra sabah olunca Ebtl Talha 
radiyallahu anh Rasiiltillah sallallahtl aleyhi ve sellemin yanma vardi, olup bitenleri 
anlatti. Rasiiltillah sallallahtl aleyhi ve sellem: 

"Gece gerdege girdiniz mi?" diye sordu. 

"Evet, " dedi. Bunun tlzerine Rasiiltillah sallallahtl aleyhi ve sellem; 

"Allah 'im, geceyi haklarinda mubarek kd," diye dua etti. Daha sonra; 

"Beni hak din ile gonderen Allah Teala'ya yemin ederim ki o, cocugunun oltl- 
mtine sabrettigi i9in Allah Teala onun rahmine bir erkek cocugu ilka eylemistir," 
buyurdu. O geceki mtinasebetten Ummtl Stlleym bir oglan gocugu dogurdu. 
(Kandehlevi, M.Yusuf, Hayattl's Sahabe, trc. Sitki Guile, c.3, s. 141-142) 

Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Rasiiltillah sallallahtl aleyhi ve sellem 
buyurdular ki; "Uc kisi vardir ki, onlarin namazlari kulaklarindan oteye gecmez: 



Kitabiyat 739 

manevi yolda ilerlerken perdelenmek vardir. Cemal perdeleri dahi terakkisi- 
ne mani olur. Kadinda celal perdesi ile perdelenmek yoktur. Eger celal sifati 
onlarda zahir olsa idi yaraticihk sifati olan anneligi ta§ryamayacagi gibi, bir 
erkek ona baglanamazdi. Erkek ise, celal ve cemalin sifatlanna haizdir. Ka- 
dinin racul (erlik) sifatini bulmasi ise, izafi olup, bircok kadinda zuhur et- 
mez. Bu nedenle celal sifatinin ozellilerini kocasindan aldiginda istikamet 
uzere olur. 

*Kadin ihvan eger kocasi ba§ka bir §eyhe veya cemaate bagh ise, koca- 
sinin tarafindaki miir§idi veya iistadi tercih etmelidir. Eger tercih edemiyorsa 
tarti§tiklan ve anla§amadiklan konularda §eriatin koydugu esaslan baz alma- 
hdir. £unku §eriatin esaslan tarikatten once gelir. 

*Kadin ihvan kocasina kar§i olan gorevlerini ihmal edip ibadetlerinde 
a§inya gitmemelidir. 



1- Doniinceye kadar, kagan kole. 

2- Geceyi, kocasi kendisine dargin olarak geqiren kadin. 

3- Kavminin nefret ettigi imam." (Tirmizi, Salat 266, 360) 

Ebu Hilreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Rasultlllah sallallahil aleyhi ve sellem 
buyurdular ki; "Nefsim kudret elinde olan Zat-i Ziilceldl'e yemin ederim, bir erkek 
hanimini yataga davet ettiginde kadin imtina edip gelmezse, kocasi ondan razi 
oluncaya kadar semada olan melekler ona gadab ederler. " 

Bir bajka rivayette §oyle denmijtir: "Erkek, kadinini yatagina gagirir, kadin da 
gelmeye yanasmaz, erkek ofkelenmis olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar - 
bir rivayette yataga gelinceye kadar- kadina lanet okurlar. " 

Bir bajka rivayette: "Kadin kiiskiinliikle kocasinin yatagindan ayri olarak sa- 
bahlarsa, melekler onu lanetler" denmijtir. (Buhari, Nikah 85, Bed'tl'1-Halk 6; 
Muslim, Nikah 120-122 1436; Ebu Davud, Nikah 41,2141) 

i4oi — j| z g^ u j| ure y re radiyallahu anh anlatiyor: "Rasultlllah sallallahil aleyhi ve 
sellem buyurdular ki; "Kadin, kocasi varken izin almadan nafile oruq tutmasin." 
(Buhari, Nikah 84; 86; Muslim, Zekat 84, 1026; Ebu Davud, Savm 74, 2485; 
Tirmizi, Savm 65, 782) 

Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Safvan Ibnu Muattal radiyallahu anhm ha- 
mmi, yamnda Safvan da bulundugu bir anda Rasultlllah sallallahil aleyhi ve selleme 
gelerek: 

"Ey Allah 'in Rasulii, namaz hldigim zaman kocam beni doviiyor, oruq tuttugum 
zaman da orucumu bozduruyor, giine§ doguncaya kadar da sabah namazi kilmi- 
yor! " dedi. Rasultlllah sallallahil aleyhi ve sellem, hammimn bu soyledikleri hak- 
kmda Safvan'a sordu. Safvan: 

"Ey Allah 'in Rasulii! "Namaz kildigim zaman doviiyor" sozune gelince, o za- 
man bir rekatte uzun iki sure okuyor. Hdlbuki ben bunu yasakladim " dedi. 
Rasultlllah sallallahil aleyhi ve sellem kadina: 

"Insanlara tek surenin okunmasi yeterlidir" buyurdu. Safvan devam etti: 

"Oruq tuttugum zaman bozduruyor" sozune gelince, "Hanimim oruq tutup du- 
ruyor. Ben gencim, hep sabre demiyorum. " dedi. Rasultlllah sallallahil aleyhi ve 
sellem; 



740 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

*Kadin ihvan, kocasina isyan etmemelidir. 

Insan kotii huyun olu§ma sebebini bilirse yanhs. yapmaktan kendini ko- 
rur. Mesela; Aliyyu'l-Havvas kuddise sirruhu'1-aziz buyurdular ki; 

"Kan ve kocanin ahlakini inceleyince kadininin ahlak ve davranisi er- 
keginki gibidir. Qunku kadin ondan yaratilmistir. Bir kimse kendi huyun- 
dan habersiz ise, kendi e§inin huy ve ahlakina bakmahdir. O zaman kendi 
huy ve ahlakini aynada gormtts gibi, kendisine goz kirpw baktigini gorttr. " 

Hadis-i §erifte de: "Allah Tedld'mn diledigi oldu, dilemedigi de olmadi" 
denilmi§tir. 

Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem 'e biri gelip saliha bir kadinla 
evlenmek icin dua talebinde bulundu. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem 
"melekler arasinda dua etsem onlar drnin deseler bile kaderin degigmez" 
buyurdular. Bu hadisler gosteriyor ki, sabir en giizel i§arettir. 

*Once ihvan olan kadinin kocasi sonradan bu tasavvuf yoluna girecegi 
muhakkaktir. £unku ayeti kerimede Allah Teala buyurur ki; 

"Er olanlar kadinlar uzerinde hakim dururlar, gttnktt bir kerre Allah 
Teala birini digerinden ttstttn yaratmi§tir" 

Bu sebepten dolayi kocasinin bu yola girmesi icin ikna yoluna gitmeye 

"Bir kadin kocasinin izni olmadan nafile oruq tutamaz!" buyurdular. Safvan 
devamla: 

"Giines doguncaya kadar sabah namazi kilmadigim sozune gelince, biz gece 
qali^an bir aileyiz, bunu herkes biliyor. Sabaha yakin yatinca giine§ doguncaya 
kadar uyanamiyoruz ' ' diye afiklama yapti. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem; 

"Ey Safvan, uyaninca namazini kill" buyurdular." (Ebu Davud, Savm 74, 
2459) 

Rabiatu'l-Adeviyye kuddise sirruhu'l-azize her gece abdest ahr, kokular silrunur 
ve kocasina: "Benimle olmak istiyor musun?" diye sorarmis. "Hayir" cevabim 
almasi tlzerine sabaha kadar ibadet edermis. Gecenin ilk bolumilnde: 

"Allah'im! Gozler uyudu, yildizlar sondtt, dunya hilkumdarlari kapilarini ka- 
patti, ama senin kapin kapanmaz, beni bagisla" diye yakanrmis. Ardmdan namaz 
icin divan durarak: 

"Izzet ve celaline andolsun ki, yasadigim siirece huzurundaki durumum saba- 
ha degin boyle olacak" dermis. (Imam §arani, Tenbihu'l Mugterrin, trc. Selefin 
Ihlas ve Takvasi, Sitki Gillie, Istanbul, 1997, s.136) 

1402 — Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem 
buyurdular ki; 

"Ciddi bir sebep olmadan, kocasindan hul' yoluyla bosanan kadin, cennetin 
kokusunu alamaz." (Tirmizi, Talak 11, 1186,1187; Ebu Davud, Talak 18 2226; 
Nesai, Talak 34, 6,168) 

Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle denmistir: "Hangi kadin zevcesinden bo- 
sanma taleb ederse..." Ebu Hureyre'nin Nesai'de gelen bir rivayetinde: "Kocasin- 
dan hul' suretiyle bosanan kadinlar giinahqa munafiklar gibidir" buyurulmustur. 

1403 -Nisa,34 



Kitabiyat 741 

zorlamamalidir. £unku mumin ve ahlakli kadin, aile hayatinin gercek ilaci- 
dir. 

Ebu Umame radiyallahu anh'm rivayetine gore: "Rasultlllah sallallahu 
aleyhi ve sellem soyle buyurmuslardir: 

"Mu'min, Allah Teala'ya takvadan sonra en ziyade saliha bir zevceden 
hayir goriir. Boylesi bir kadina emretse itaat eder. Ona baksa sttrur duyar, bir 
seyi yapip yapmamasi hususunda yemin etse, kadin bunu yerine getirerek onu 
yeminden kurtanr, kadinindan ayrihp uzak bir yere gitse, kadin hem kendi 
namusu ve hem de adamin mall hususunda hayirhah ve durust olur. " 

Abdullah, Ibnu Amr radiyallahu anhilma anlatiyor: "Rasultlllah sallallahu 
aleyhi ve sellem buyurdular ki; 

"Guzellikleri sebebiyle kadinlarla evlenmeyin. Ciinkii giizelliklerinin on- 
lari kibir ve gurur sebebiyle alcaltacagindan korkulur. 

Onlarla mal ve mulkleri sebebiyle de evlenmeyin, zira mal ve mulkun on- 
lari azdiracagindan korkulur. 

Fakat onlarla diyaneti esas alarak evlenin. Yemin olsun, burnu kesik, ku- 
lagi delik siyahi dindar bir kole dindar olmayan hiir kadinlardan efdaldir. " 

*Kadinlar derslerini tamamlarken eksiklikleri Efendi Hazretleri tarafin- 
dan tamamlanacagi icin ailesinin isteklerini on planda tutmah e§ine ve co- 
cuklanna kar§i §efkatli olmahdir. Bu arada aile bireyleri olumsuz bir tutum 
sergiliyorlarsa sabir da gostermelidir. Cunkii maneviyatta hakli plan kadinin 
istekleri en az ret edilen hallerdendir. £unku yaratih§lanndaki latif sifatinin 
zayi olmamasi icin Allah Teala manevi yardimini fabuk gonderir. 

* Kadin ihvanlann sohbetleri feyz yoniinden kuvvetli olsa da terakki yo- 
niinden zayif kaldigi ifin kocasinin terakki etmesini dileyerek onun sohbetle- 
re gitmesine mani olmayacaktir. Kocasinin kazandigi manevi hali kadin evi- 
nin icerisinde ondan ahr ve kazancina ortak olur. Bu §ekilde de kendisinin 
yol almasina kolayhklar ihsan olur. 

Kadin ve erkek kan§ik yapilan sohbetlerden, kadin ve erkek ihvan sa- 
kinmalidir. ^iinkii bu tur sohbetlerin fuyuzati fazla olmasi yaninda tehli- 
kesini bertaraf edecek manevi kudret her zaman bulunmadigi ifin dikkatli 
olunmahdir. Bu turlu kan§ik sohbetleri biiyiikler tercih etmemi§lerdir. 

*Miir§idinin ziyaretine muhakkak kocasi ile beraber gitmelidir. Ko- 



1404 — jk nu ^^ as radiyallahu anhilma anlatiyor: "Rasultlllah sallallahu aleyhi ve 
sellem soyle buyurdular: "Bir erkek, yaninda mahremi bulunmayan yabanci bir 
kadinla yalniz kalmasin!" Bunun tlzerine bir adam kalkarak: 

"Ey Allah 'in Resulu, kadinim hacc iqinyola qikti, ben ise, falan falan gazvelere 
yazildim!" dedi. Rasultlllah sallallahu aleyhi ve sellem "Oyleyse git hanimina yetis, 
onunla hacc yap!" diye emretti." (Buhari, Cezau's-Sayd 26, Cihad 140, 181, Nikah 
111; Muslim, Hacc 424, 1341) 

1405 — g^ Htlreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Rasultlllah sallallahu aleyhi ve 
sellem buyurdular ki; "Allah Teala'ya ve ahiret gunune inanan bir kadina, bir 



742 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

casi ihvan degilse mur§idini goniil ziyaretleri ile ziyaret kilmah ve onu iiz- 
memelidir. Eger yalniz ba§ina veya bir kadin cemaatle ziyaret turlanna 
i§tirak ederse, bilmelidir ki, bu ziyaretlerin neticesinde fazla bir terakki bu- 
lamaz. Yalniz zevk ve feyz alir. Bu istenen hedef degildir. £iinku tasav- 
vuf nefsi terbiye icindir. 

*"Kendini yeti§tirmek isteyen kadin ihvan yalniz kaldigi zamanlarda 
onun terbiyesi ile kim nasil me§gul olacaktir? " 

Bu soru icin verilecek cevap §udur. Tarikat §eriatin di§inda degildir. Ta- 
savvufun inceliklerine kavu§mak icinde kitaplar okumali ve izinsiz derslerini 
degi§tirmemelidir. Senelerce yalniz ba§langic dersini cekmis. (yirmi yil gee- 
mis hie kimse ile g6ru§memi§) bir ihavana Efendi Hazretleri ona siiluku 
(yiiksek dersleri) gecmis. ihvanin dersini vermi§tir. Bu §u demek oluyor. Ders 
vasita. Onemli olan yola sadakat ve devam etmektir. 

* Kadin ihvanin kendi aralannda yaptiklan sohbetlerde genellikle siikut 
iizere, biri tarafindan Kur'an-i Kerim, ilahi ve ilmihal, menakip kitaplan 
okumalan uygun olacaktir. 

* Kadin ihvan gordiigii riiyalan birbirlerine anlatmamahdir. Yalniz koca- 
sina anlatmahdir. ^iinkii kadinlann birbirlerine anlattiklan riiyalar sonufta 
kadin ihvanlar icin sorun te§kil etmektedir. 

* Kadin ihvanda bazi zaman mur§idine kar§i sevgisinde a§inya gittigini 
hissederek yanks, bir halim vardir, §eklinde uzuntu olur. Unutulmamahdir ki; 
miir§idin kadin muridi ile izdivaci tarikat §eriatinda men edilmi§ hususlar- 
dandir. Kadin bu hali yenmek icin, iiziilmek yerine kocasina kar§i hiz- 



gece ve gunduz devam edecek bir mesafeye, yaninda bir mahremi olmadikca git- 
mesi helal degildir." (Buhari, Taksiru's-Salat 4; Muslim, Hacc 419, 422, 1339; 
Muvatta, isti'zan 37, 2, 979; Ebu Davud, Menasik 2, 1723-1725; Tirmizi, Rada 15, 
1170) 

1406 — g^ u Htlreyre radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'm Result! hangi kadm 
daha hayirlidir?" dendi, 

"Kocasi bakinca onu surura gark eden, emredince itaat eden nefis ve mahnda, 
kocasinin hofjuna gitmeyen qeyle ona muhalefet etmeyen kadin!" diye cevap ver- 
di." (Nesai, Nikah 14 6,68.) 

1407 — g^ Useyd radiyallahu anh anlatiyor: "Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve 
sellem mescidden gikiyordu. Yolda kadmlarla erkeklerin kansmis vaziyette oldukla- 
nm gortlnce, kadmlara: 

"Sizler geride kahn. Yolun ortasindan gitmeyin, kenarlarindan gidin!" ferman 
buyurdu. Bundan sonra, kadmlar nerdeyse duvara degecek sekilde ytlrtlrdtl. Bazen 
bu degmeler sebebiyle, elbisesinin duvara takildigi olurdu." (Ebu Davud, Edeb 180, 
5272) 

Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve sellem 
buyurdular ki; "Kadin avrettir, difjari cikti mi fjeytan ona muttali olur." (Tirmizi, 
Rada 18, 1173) 

1408 — "Tarikatm seriati vardir. §eriatm tarikati vardir. Hakikatin marifeti vardir. 



Kitabiyat 743 

metini artirmahdir. £unku bu vesvese §eytandir. Evli insanlardaki uzuntule- 
rin hepsi §eytandir. Bu erkek ve kadin icinde aynidir. £unku kadin ve erkek 
evlenince vahdet sifati ile Allah Teala rahim sifatindan tecelli eder. Bu rahim 
sifatiylada nesiller devam etmektedir. 

*Kadindaki velayet sonucunda mur§itlik sifatina kavu§an 50k nadirdir. 
Bu zamanda ise, pek mumkunde goriilmemektedir. Onun icin §eytan bazila- 
nna 50k yuksek makamlara erdin gibi aldatmalan olursa dikkat ederek bu 
hali terk etmeye cah§mahdir. Kadinlarda halife, vekil, hatim hocasi ve ders 
tarifi yapmak vazifesi olmaz. 

* Kadin ihvanin ortu konusunda dikkatli olmasi en onemli hususlardan- 
dir. £ah§masi zaruri olanlar icin ise, Allah Teala'ya dua ederek bu hal- 
den kisa zamanda kurtulup mai§etini giderecek nzik icin kocasina dua etme- 
lidir. Rizkinin kocasinin tarafiyla temini yoluna gitmelidir. Ancak bu konuda 
en onemli husus aile bireylerinin birbirlerini anlamaya cah§malan huzursuz 



Marifetin seriati vardir. Mesela evlenme yasagmm kimlerle olacagi bellidir. Usui, 
furil, kardes, teyze, hala, dayi, amca bir de stitkardes ana, baba. Bunun dismdakilerle 
evlenme serbestiyetiyeti vardir. Fakat bir seyh dervisesi (kadm dervis) ile evlenemez. 
Bu da tarikatm seriatidrr. Nereden bileceksin? 

Doguda bunun uygulamalan var ama... 

O Seyh degildir. Sahtekardir. Bak gayet acrk soylilyorum. Aynca, kottl misal, 
misal teskil etmez. Yani, kottl ornekten ornek almmaz. 

Kadinin bo^anmasini saghyor, sonra kendisi evleniyor. 

Kendi seyhse ve onun dervisesiyse olmaz. Baskasmm dervisesiyle olur. 

Sen bir seyhsin. Sana Intisab etmis bir dervisen var. Onunla omtlr boyu evlene- 
mezsin. Bu genel bir kaidedir. Ancak muhabbet bahsi bazen kaideleri asar. Nefs 
degil, muhabbet. Bu nerede yaziyor? Demeyin." (INANQER, O. Tugrul, Gontll Soh- 
betlen, 1st, 2005, s. 59) 

Mtlrsidler tarikat edebinde baba makammda olduklarmdan gocuklan mesabesin- 
de olan muridleri ile izdivaf etmesi terbiye okuluna en buytik zaran verir. 

1409 — Ummti Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Cenab-i Hakk'm su mealdeki 
kavl-i seriileri indigi zaman, "Ey peygamber! Hanimlanna, kizlanna ve 
mii'minlerin hanimlanna soyle. Evlerinden giktiklarinda di^ ortulerini uzerlerine 
alsinlar.." (Ahzab 59) Ensar kadmlan baslarmda siyah orttlden kargalar tasiyor gibi 
olduklan halde disan gikarlardi." (Ebu Davud, Libas 32, 4101) 

Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Esma bint-i Ebi Bekr radiyallahu anhuma, 
tlzerinde ince bir elbise oldugu halde Rasultlllah sallallahu aleyhi ve sellemin huzu- 
runa girmisti. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ondan yonuntl ters istikamete 
cevirdi ve: 

"Ey Esma! Kadin hayiz yasina girdi mi ondan sadece sunun ve sunun disinda 
hicbir yerinin goriinmesi caiz degildir!" dedi ve ytlztl ile ellerine isaret etti." (Ebu 
Davud, Libas 34, 4104) 

Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Vmniii Seleme radiyallahu anha, 
evinde iken de cilbabesini basortiisiinii fazilet umidiyle uzerinden hie cikarmazdi. " 
Rezin tahric etti. 



744 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

bir ortam icine de du§memeleridir. Eger gecim sikintisi nedeniyle bo§anma- 

lar olursa bunun manevi hicbir tedavisi yoktur. Maddiyat insana ancak iizun- 

tii verir. 

*Kadin ihvanin mescidi, sohbetyeri, vb her §eyi evidir. ihtiyacini di§an- 

da aramaya cali§mamahdir. Eger evinde huzur bulursa kocasi onun emrinde 

olacagi muhakkaktir. £unkii Allah Teala kan-koca miicadelesinde kadin 

tarafina yardim eder. Ancak kadin isteklerinde nefsani ve dunyevi §eyler icin 

kendini zorlamamahdir. 

*Kadin icin itaatin sinirlanni belirlerken unutulmamahdir ki, Allah Tea- 

la'nin yasaklanni a§an kocasi icin itaat etme mecburiyetide yoktur. £unku 

kadinin kocaya itaati Allah Teala'ya itaat gibi oldugundan Allah Teala kotii 

§eyleri emretmez. Allah Teala zulum sifati ile tecelli etmez. Zulum sifati 

§eytani sifatlardan olup mumin kadindan §eytana itaatte beklenilmez. 

Gah su doker, gah tuz eker. Gah tandira yayar, atesle onu mihenge vurur. 

Istekli ve istenen, bu cesit dUrulUp bUkUlUr, Alt olan ve Ust gelen, bu oyundadir 

iste. Bu oyun yalniz kocayla kan arasmda olmaz. Her asikla her sevgili de bu 

oyunu oynar. Eweli olmayanla sonradan olamn, varlikla var olup suret kabul 

edenin Vise ve Ramin gibi, bukulup ezilmesi farzdir. Fakat her birinin oyunu 

baska bir cesittir. Her birinin ezilip bUzUlmesi baska bir hUnerdendir. Kocaya 

kansi icin "ey koca karini kotii tutma, ho§ tut " demek igin misal olarak soyle- 

dim. Gerdek gecesi yengesi onun elini tutup hos bir emanet olarak senin eline 

vermedi mi? Ey gUvenilir kisi sen iyi kotU ne yaparsan Allah Teala'da sana onu 

1411 
yapar. 



1410 — g^ u j| ttre y re ra diyallahu anh anlatiyor: "RasulUllah sallallahU aleyhi ve 
sellem buyurdular ki; "Kadinlara hayirhah olun, zira kadin bir eyegi kemiginden 
yaratilmifjtir. Eyegi kemiginin en egri yeri yukan kismidir. Onu dogrultntaya kal- 
karsan kirarsin. Kendi haline birakirsan egri halde kahr. Oyleyse kadinlara ha- 
yirhah olun." (Buhari, Nikah 79, Enbiya 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Muslim, Rada 
65, 1468; Tirmizi, Talak 12, 1188) 

Amr Ibnu'I-Ahvas radiyallahu anh anlatiyor: "RasulUllah sallallahU aleyhi ve 
sellem buyurdular ki; "Kadinlara karfji hayirhah olun. fHinkii onlar sizin yaniniz- 
da esirler gibidirler. Onlara iyi davranmaktan batjka bir hakkiniz yok, yeter ki, 
onlar aqik bir cirkinlik iflemesinler. Eger i§lerlerse yatakta yalniz birakin ve fjid- 
detli olmayacak fjekilde doviin. Size itaat ederlerse haklarinda a§iri gitmeye baha- 
ne aramayin. Bilesiniz, kadinlariniz uzerinde hakkiniz var, kadinlarinizin da sizin 
uzerinizde hakki var. Onlar uzerindeki hakkiniz, yataginizi istemediklerinize qig- 
netmemeleridir. Istemediklerinizi evlerinize almamalaridir. Bilesiniz onlarin sizin 
uzerinizdeki haklari, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanizdir." 

Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "RasulUllah sallallahU aleyhi ve sellem bu- 
yurdular ki; "Eger bir kintsenin bir baskasina secde etmesini emretseydint, kadina, 
kocasina secde etmesini emrederdint ve eger bir erkek karisina kirmizi bir dagdan 
siyah bir daga ve siyah bir dagdan kirmizi bir daga tas tasimayi entretseydi, uygun 
olan, kadinin bu entri yerine getirntesidir." 

14H — Mesnevi, c. VI, b. 3949-3957 



Kitabiyat 745 

*Kadinin kavu§acagi en yuksek makam a§k makami olan Hz. Hatice 
radiyallahu anhanin makamidir. Bu makam 50k ibadet ile elde edilmeyip 
kadinin itaat ile once kocasina sonra mirrsjdine fedayi can ve hizmet etme- 
sidir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin kadinlar arasinda en 50k deger 
verdigi de Hz. Hatice radiyallahu anhadir. 

Hz. Fatima, Hz. Ai§e radiyallahu anhumanin makamlan daha sonra ge- 
lir. Bu nedenle kocasina a§ik olmayan kadinin mur§idinden alacagi hicbir 
§ey yoktur. Kocasimn cilesine katlanmak bin yilhk riyazattan faziletlidir. 

1412 



KADINNIClN "ORTUN EMRINE" MUHATAP KILINDI? 

Insan kutsidir. Erkek ve kadin bu kutsiligin bireyleri olarak bir butundur. 
Allah Teala yaratih§i latif olan bir cuz'u yani kadini muhafaza icin ortulii 
tutmak istedi. Cirnkii biitun icerisinde ciplakhk ile kadinin ezilen taraf olarak 
kalmasim istemedi. Ancak kadinlann biiyiik bir kismi kendine verilen giizel- 
ligi etrafi ile payla§mak arzusuna du§mu§tur. Bu nedenle ce§itli sebepler 
bularak gizli defineyi aciga cikartmak istediler. Her kadin e§i olan kocasimn 
bir kismini olu§turdugunu bilmelidir. Bu §u demek olur. Yaratih§indaki bazi 
zayif noktalan ancak e§i ile tamamlayacaktir. Her insan gibi, kadinda hayati 
boyunca bu eksikligi tamamlamak icin gayret gostermektedir. Bunu bulma- 
yinca kendince fareler arayarak di§a afihr. Sonufta bulmak istedigi §eyi de 
bulamaz. Erkek ise, bu turlu bir zorlama iferisinde degildir. ^iinkii hakim 
sifati ile bu noksanhgi hifbir §ekilde hissetmez. 

Allah Teala kadina cazibe vermistir. Fakat kapatmayi da yaninda em- 
retmi§tir. Ortiideki sinin tek parfa elbise ile emretmi§tir. Tek parfa vah- 



1412 — Abdullah Ibnu Ebi Evfa radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Muaz §am'dan 
donilnce Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem secde etmisti. Efendimiz sallallahu 
aleyhi ve sellem hay re tie: 

"Ey Muaz! Bu da ne?" dedi. O acikladi: 

"§am 'a gitmi§tim, onlarin reislerine ve patriklerine secde ettiklerine rastladim. 
lqimden, ayni seyi size yapmak arzusu gegti. " Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem 
bununuzerine: 

"Bunu yapmayin! Zira fjayet ben, bir kintseye, Allah Teala' dan batjkasina sec- 
de etnteyi emretseydim, kadina kocasina secde etmesini emrederdim. Muhant- 
nted'in nefsi elinde olan Zat-i Zulcelal'e yentin ederim ki, bir kadin, kocasimn 
hakkini eda etmedikqe Rabbinin hakkini da eda edentez. Kadin deve sirtindaki 
sentere binntis iken kocasi nefsini talep edecek olsa, kadin bu istege mani ola- 
maz. " 

1413 — "Mumin kadinlara soyle basortulerini (carsaflarini) yakalarinin uzerine 
sarkitsinlar. " (Nur, 31) 

Ebussuud Efendi'nin tefsirinde "Cilbab" dan maksat 90k genis ve uzun bir ortil- 
dtlr. Kadin bununla basim orttugu gibi yuzunil ve gogsunil de orterek ayaklarma 



746 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

detin (birligin) temsili oldugundan ruhani yiikseli§in emaresidir. Ortii aslinda 
bir olan Allah Teala'nin kadinda goriilen zuhuratinin ifnasini saglayan mii- 
him bir e§yadir. Bu muhafazadaki sinin Hz. Ai§e radiyallahii anha §u §ekilde 
tesbit etmi§tir. 

Hazreti Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellem "her nebi vefat ettigi me- 
kanda defnedilmistir" buyurdugu icin kendisi de Hakk'a yurtidugtinde kabir 
olarak Hazreti Aise radiyallahii anhamn hilcresinde yattigi dosegin serili oldugu 
yerde sirlanmistir. Hazreti Ebu Bekir radiyallahii anh Hakk'a yurtidugtinde Haz- 
reti Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellemin yanmda sirlanmistir. Hazreti Aise 
radiyallahii anha buyurdu ki; 

"Hazreti Rasulilllah sallallahil aleyhi ve sellem ve babamin sirlandiklari 

1414 

evime girerdim. Efendim ve babam der, dis elbisemi cikarirdim. " 

Hazreti Omer radiyallahii anh Hakk'a ytlrtlytlp babasmm yanma sirlanmca 
Aise radiyallahii anha cilbabmi giyinmeye basladi ona: "Annemiz size ne olu- 
yor? Neden cilbabinizi giyiyorsunuz denildiginde " soyle buyurdu: 

"§u efendim, su da babamdi Hazreti Omer radiyallahii anhdan haya 
ederek giyindim. " 

Imami Malik radiyallahii anh foyle soylemi^tir: 

Hazreti Aise radiyallahii anhamn evi iki kisma aynhp bir duvarla boltln- 
mtlsttl. Bu iki boltlmden birinde kabir vardir. Bir kismm da Hazreti Aise 
radiyallahii anha bulunuyordu. Arada sirada kabir tarafma gecerdi. Hazreti 
Omer radiyallahii anhden sonra da gecerdi. Fakat bu defa tlzerine bir ortii ahp 
ona btlrtlnerek girerdi. 

Yine Hazreti Fatima radiyallahii anha tesetttlre son derece ehemmiyet ve- 
rirdi. Vefat ettigi zaman yikanmasmda iki kisinin bulunmasim (Esma binti 
Umeys ve Hazreti Ali Kerremallahti veche) ve ktictik bir fadir icinde yikanma- 
sim, cenazesinin kimse tarafmdan gortllmemesi igin geceleyin sirlanmasim va- 
siyet etmis ve oyle yapilmistrr. Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellem onun bu 
hassasiyetine uygun olarak "kryamet gtlntl olunca perde gerisinden bir mtinadi 
soyle seslenecek: 

"Ey mahser halki gozlerinizi kapayin Fatima bint-i Muhammed 
sallallahil aleyhi ve sellem geqecek. " 

Miknatis demiri feker. Bu nedenle ortiisii, kadini korumasi yaninda ca- 
zibe kuvvetini de artirdigi gibi, kontrol altinda tutmaktadir. Insan bilmedigi 
§eyin pe§ine gitmekten heyecan duyar. Afik olan §eyde sir du§iinulemez. 

kadar salar. 

Celaleyn tefsirinde cilbab ise, kadmm btlttln vtlcudunu kapatan orttldtlr. Ibni Ab- 
bas radiyallahii anh, "Hiir olduklarinin bilinmesi ve iffetlerinin korunmasi icin 
mii'min kadinlara bir gozleri hark, ba§ ve yiizlerini tamamiyla ortmeleri em- 
redilmi^tir." 

1414 — Sirlamak. Defnedilmek manasma kullamlmaktadir. Insan icin hakiki oltlm 
olmadigi gibi, btiytiklerimizin dtlnyayi terk etmelerinde saygi ifadesi i9in bu lafzi 
kullanmak edeben tlzerimize vacibtir. 



Kitabiyat 747 

Cunkti tedbiri yanindadir. £ok ki§i a§ik oldugu ki§ide gordugu, belki hayali- 
dir. Vuslat olunca da hayalini bulamayinca iizuliir. Fakat faresini de kay- 
betmi§tir. 

Hasih insan, vuslata erdi mi vasita olan kadm, adamm goztine soguk go- 

u i 1416 
runmeye baslar. 

Eger kadin, murad verecek bir vasfa erisjnis. olup bir erkegi kendine bag- 
lami§sa, bu sefer ba§kasini da ayni etkiye almamasi ifin kendini koruma 
altina almasi lazimdir. Cunkti vuslata kavu§mu§ olanin soguklugu zamanla 
artar iken, digerlerinin ate§i harlanmaktadir. Buna ancak kadin engel olacak- 
tir. "Kadm tencere gibidir " denilmi§tir. 

Ztiyyine linnas, hilkmilnce Allah Teala'nm insanlar ifin bezedigi §ey- 
lerden halk, nasil kurtulabilir? 

Allah Teala; kadim erkeklere munis olmak tlzere yaratti. Adem nasil olurda 
Havva'dan aynlabilir? 

Kisi yigitlikte Zaloglu Rilstem bile olsa Hamza'dan bile ileri geese yine 
hilkmetme hususunda kansmm esiridir. 

Ademi sozlerinden alemin sarhos oldugu Muhammed sallallahil aleyhi ve 
sellem bile "Kellimini ya Humeyra" (Benimle konus) derdi. 

Gerfi zahiren su, atesten ustilndilr; fakat bir kaba konunca ates, onu fikir fi- 
kir kaynatir. 

Ikisinin arasmda bir tencere, bir comlek oldu mu ates, o suyu yok eder, ha- 
va haline getirir. 

Gorunilste su nasil atesten tistunse, sen de kadmdan ilsttlnsun; fakat 
hakikatte ona maglupsun, sen onu istemektesin. 

Boyle bir hassa ancak Ademoglundadir. Cunkti insanda muhabbet vardir. 
Hayvamn muhabbeti azdir ve bu da onun nakis olmasmdan ileri gelmistir. 

Kadinlar, akilli kisiye galebe ederler, fakat cahil kisi onlara galip olur 

Rasultillah sallallahil aleyhi ve sellem dedi ki; "Kadinlar; akilli kifjilere eh- 
li dil olanlara fazlasiyla galip olurlar. Fakat cahiller, kadina galebe ederler." 
Cunkti onlar sert ve kaba muameleli olurlar. Onlarda acima, ltitfetme, sevme 
azdir. Cunkti tabiatlannda, yaradilislarmda hayvanlik tisttindtir. 

Sevgi ve acima, insanhk vasfidir; hiddet ve sehvetse... hayvanlik vasfidir. 
Kadin, Hakk nurudur, sevgili degil... Sanki yaraticidir, yaratilmis degil- 
dir! 1418 



1415 — IJLKU, Ktibra, Islam'da Tesetttir ve Evlilik, 1st, 2006, s.6-7, 35 

1416 — Mesnevi, c.III, b: 1400 

1417 — "Insanlar a, kadinlar, ogullar, yuklerle altin ve giimtis yiginlari, cins at- 
lar, davarlar, ekinler gibi zevklerin sevgisi, gekici hale getirildi. Fakat bunlar, 
diinya hayatinin gecici nimetleridir. Oysa Allah, akibet guzelligi, O'nun yaninda- 
dir." (Al-iimran, 14) 

1418 — Mesnevi, c.I, b: 2425-2436 



748 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Erkek kadindaki ilahi sirn kendinde bulamadigi icin kadina olan istegini 
dizginleyemez. Bu nedenle "Bakmak zinadir" desende goziinii kadindan 
ayiramaz. Onun icin ortiinmesini isteyen Allah Teala'dir. £iinkii erkekte ve 
kadinda kar§i cinse meyil vardir. 

Bir kadinin kocasmi yahut bir kocanm kansmi alip bir yere gotiirsen esi de 
kosa kosa mutlaka onun yanma gelir. 

Bu birlikte alem beka bulsun diye Allah Teala erkekle kadina da birbirleri- 
ne karsi bir meyil verdi. Her cilz'e de, diger bir cilz'e meyil verdi. . . Ikisinin bir- 
lesmesinden bir sey dogar, bir sey vilcut bulur. 

Allah Teala zahiri ve batini ortunmeyi beraber istemi§tir. Yani ortunme 
yalniz viicudun da ortiinmesi degildir. Ruhun ortiinmesi de gereklidir. 

Nice namuslu, ortulii kadm vardir ki, ferciyle, bogazmm somlugundan 

i + 1421 
rusvay olmujtur. 

Kadmm bakiji fitnedir. Fakat bu fitne, sesi de duyuldu mu bir katken yilz 
kat olur. Sesini yticeltmesine imkan bulunmazsa kadmm baki^i, yalniz ba^ma 

1422 

fay da etmez. 

Bu nedenle kadin ortusuyle sirnni korur. Bu sirri ise, erkeginin aynasi- 
dir. Ayna eger afikta olursa gelen giden bakmak ister. Erkek ise, bir zaman 
sonra gelenin gidenin bakarken nefesi ile isledigi aynayi temizlemek yerine, 
ya kirarsa? Aynanin islenmemesi ifin evde ortu ortersin. Bu ortii surekli 
aynani temiz tutar. Erkek bakmak icin aftiginda firkin yuziinii dahi guzel 
goriir. Bunun ifin hususi giizellik umumile§tiginde degersizle§ir. Talibi bile 
olmaz. Allah Teala hususi giizelliklerin payla§ilmasim bazi yerlerde yasak- 
lami§tir. Bu giizelliklerin ba§inda kadinin giizelligi vardir. 

Kadin kendinde olanin saklamaya ah§irsa onu erkekten daha fazla ko- 
rumaktadir. Afarsa Allah Teala'ya dahi isyan edebilecek giicii kendinde 
bulur. £unku kadin yaratma sifatimn tecelligahidir. Bu nedenle ortiinen ka- 
dina acilmayi, afik olan kadina ortiinmesi istenirken zorlama yolu ile degil 
ikna yolu ile teklif etmelidir. Zayif denilen kadinin 50k guclu oldugu bilinen 
bir gercektir. 



1419 — Mesnevi, c.III, b: 2873 
1420 — Mesnevi, c.III, b: 4415 
1421 — Mesnevi, c.III, b. 1696 
1422 — Mesnevi, c.VI, b.4557 



1423 — Ibnu Omer radiyallahu anhilma anlatiyor: "Rasultlllah sallallahtl aleyhi ve 
sellem (bir bayram namazmda kadmlar tarafma gegerek): 

"Ey kadinlar cemaati! (Allah Teala yolunda) sadakada bulunun, istigfan qok 
yapin. Zira ben siz kadinlann cehennemde cogunlugu tetjkil ettigini gordiim" 



Kitabiyat 749 

Hiilasa kadin ortusuyle cazibe gucunu kontrol altina almaktadir. £unkii 
kadin kar§isinda galip olan erkek yok gibidir. 

"Bu i§, siz kadinlarin tuzagindandir. Gergekten de sizin tuzaginiz gok 

... ...... ,,1424 

buyuktur. 

Qiinkii kadinin istegi kar§isinda erkek aciz kalmi§tir. Aciz kalan erkekte 
kadinin safiyetini bozup kadina zarar vermekten kendini kurtaramami§tir. 
Onun icin erkekteki acziyeti kadinin aciga cikartmamasi gerekir. £unkii 
erkegin tabiati buna musaade etmez. Bu nedenle 50k zaman huzur bozulmu§- 
tur. Huzurun olmadigi ortamda iyilik ve kotuluk vasfi kaybolur. Iyiligin ve 
kotulugun degersizle§tigi toplum ilahi gazabi celp eder. 



buyurdular. Dinleyenlerden cesaretli bir kadin: 

"Niye cehennemliklerin qogunu kadinlar tetjkil ediyor, neyimiz var?" diye sor- 
du. Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellem: 

"Agzinizdan kottt soz gok gikiyor ve kocalanniza kar$i nankorluk ediyorsunuz- 
Akh ve dini eksik olanlar arasinda akd sahibi erkeklere galebe calan sizden ba$- 
kasini gormedim! " dedi. O kadin tekrar: 

"Ey Allah'in resulu! Akh ve dini eksik ne demek?" diye sorunca Rasultillah 
sallallahti aleyhi ve sellem acikladi: 

"Akh noksan tabiri, iki kadinin sahithginin bir erkegin sahithgine denk ohna- 
sini ifade eder. Dinlerinin eksik ohnasi tabiri de onlarin (hayiz donemlerinde) 
gunlerce namaz kilmamalarini, Ramazan ayinda orug tutmamalarini ifade eder. " 

Buhari, Hayz 6, Zekat 44, Iman 21, Ktlstlf 9, Nikah 88; Muslim, Ktlstlf 17, (907), 
Iman 132, (79); Nesai, Ktlsuf 17, (3, 147); Muvatta, Ktlsuf 2, (1, 187). 

1424 — Yusuf, 28 



750 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

F- iHVANIN PSiKOLOJIK DURUMLARI 

Kitabin icerisinde dolayli olarak bu konunun izahlan geese de ihvana 
faydah olacagi du§iincesiyle bir ba§hk altinda incelemek ihtiyaci hasil ol- 
mu§tur. Genellikle dikkat edilecek hususlar §unlar olabilir. 

*Asil hedefin ahiret hayati oldugu diinyada gorecegi ve kazanacagi §ey- 
lerin geciciligini unutmayip, gerekirse terk etmede kararh olmahdir. 

Eger bir deniz yolculugunda bindigin gemi bir limana ugrar da seni kiyiya 
su almak icin yollarlarsa, yolda midye kabugu veya mantar bulursan bunlan 
toplayabilirsin. Fakat aklm daima gemide olmahdir. Sik sik basim gemiye cevi- 
rerek kaptanm seni caginp cagirmadigim arastirmahsm. Eger kaptan caginrsa 
seni eli ayagi bagli bir hayvan gibi, gemiye atmalanna meydan vermemek icin 
elindekilerinin hepsini atip hizla geriye donmelisin. Hay at yolculugunda da du- 
rum aymdir. Bir midye kabugu veya bir mantar yerine bir kadm veya bir cocuk 
nasibin olursa, bunlan benimsersin. Fakat kaptan seni caginnca arkana bakma- 
dan her seyi birakip gitmen lazimdir. Eger yasli isen yetisememek korkusuyla, 
gemiden pek uzaklasmamalism. 

*isteklerini dizginlemeyi bilmelidir. 

Bir 90cuk; agzi dar, iginde fmdik incir bulunan bir kaba elini sokar, avucu- 
nu alabildigi kadar doldurur ve bu kadar, sisince, elini disanya fikaramayarak 
aglamaga baslar. Yavrum onun yansim birak. Elini yine oldukca dolu disanya 
9ikarabilirsin. Sen iste bu 90cuksun. Qok istiyorsun ve hepsini elde edemiyor- 
sun. Daha az iste, o zaman istedigin senin olur. 

*Her §eyden once yalnizlik denen korkulardan kendini kurtarmali pay- 
la§mayi ogrenmelidir. Tasavvuf terbiyesi aslinda insani yalnizhktan kurtar- 
maktir. Nak§i usuliindeki rabita uygulamasi bu nedenledir. Kendini yalniz 
hisseden ki§i duygulanni ve fikirlerini olgula§tirmada yeterli olamayacagi 
muhakkaktir. "Yalnizlik Allah Tedld'ya mahsustur" denir. Allah Teala 
yeterlilik ve hif bir §eye muhtac olmamak afisindan yalnizhkla vasiflidir. 
"Ben, cinleri ve insanlari ancak Bana kulluk etsinler diye yarattim. " 
Ayette gefen "li-ya'budun"(kulluk) ifin "li-ya'rifun" (bilinmek) manasi 
verilmi§tir. ^iinkii bilinmeyene ve bilmeyenin kulluk etmesi mumkun degil- 
dir. Allah Teala mahlukata kendini rasiiller vasitasiyla tanitmi§tir. Bu neden- 
le Allah Teala yalnizhgi kendi nefsi icinde istememektedir. Yaraticinin 



i425_ E piKTETOS ; Dilsilnceler ve Sohbetler, trc. Burhan TOPRAK, 1st, 1962, 



dustinceler. 13 
-a.e., 3 
-Zariyj 
-Tevfik Ceylan Dede bu konuda buyurdu ki; "Allah Teala yalnizlik sikinti- 



1426 — a.e., 3 kitap, sohbet. 16 
1427 — Zanyat, 56 



Kitabiyat 751 

yaratilmi§lar ile bir ili§kisi olduguna gore ihvan her haliikarda hayatini bir 
kimse ile payla§acaktir. 

*Giiven duygusunu ileri seviyede tutmak gerekir. 

Seni silrgilne gonderecekler! 

— Dtlnyanm otesinde beni gonderecekleri bir iilke var mi? Gittigim her 
yerde gokleri, giinesi, ayi, yildizlan bulamayacak miyim? Rilyalarim ve bir tali- 

1429 

him olmayacak mi? Allah Teala ile sohbete imkan bulamayacak miyim? 

*Kitapta da gectigi gibi, zamanini degerlendirirken olgunla§ma surecinin 
herkes icin ayni olamayacagini da unutmamahdir. 

*Hicbir §ekilde insanustii ozellikleri (keramet) hedef tayin etmemeli ve 
keramet gibi §eyleri hedefleyen ki§ilerden uzak durmalidir. ^iinkii bu ki§iler 
genellikle sorunlu ki§ilerdir. Onlar hayali §eyler ile hayatin gerfeklerinden 
uzakla§mi§lardir. 

Sik sik diljilp kalktigimiz kimselerin tizerimizdeki tesiri az degildir. Bitevi- 
ye bir sefih ile diljilp kalkarsan, 90k kuvvetli bir jahsiyetin yoksa senin onu yo- 
la getirecegini limit etmekten 90k onun seni bozmasmdan korkmahdir. 
Mademki killtilrsuzlerle temasta bu kadar tehlike vardir, onlarla ancak bilyilk bir 
ihtiyat ve anlayisla dilsilp kalkmahdir. 

*Mur§idini insanlik vasfindan di§an fikarmamalidir. Eger bu §ekilde dii- 
§iincelere kendini yonlendirirse ileriye doniik kar§ila§acagi sorunlan foze- 
medigi zaman bunalima du§ecegine kesin gozle bakihr. "Nigin boyle olu- 
yor? Benim efendim bana niye yardim etmiyor? " vb. sorulan ile inancinda 
sarsilmalar olur ki, sonuflan olumsuz olmaktadir. 

*Uzulmemelidir. 

Dilnyada olup biten seylerin bir kismi elimizdedir. Bir kismi da elimizde 
degildir. 

Elimizde olanlar dustincelerimiz, yasayisimiz, isteklerimiz, egilimlerimiz, 
igrenmelerimiz; bir kelimeyle butiln hareketlerimizdir. 

Elimizde olmayanlar ise, esya, mal, sohret, mevki bir kelime ile hareketle- 
rimiz arasmda olmayan seylerdir. Elimizde olanlar tabiatlan dolayisiyla hurdilr- 
ler. Hi9bir sey onlan durduramadigi gibi, onlara engel de olamaz. Elinizde ol- 
mayanlar ise, gil9suz, esir, boyunduruk altmda, binlerce engel ve terslik i9inde 



sindan bu alemleri yaratti." (Orhan Baba'dan isittim) 
1429 — a.e., 3 kitap, sohbet. 44 
1430 — a.e.,3kitap, sohbet.31 



752 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

olup biltiln btittin bize aykmdirlar. O halde hatirla ki, tabiatlan dolayisiyla esir 
olanlan hilr ve baskasma bagh olan seyleri sana aynlmis samyorsan her adimda 
engellere rastlayacak, kinlacak, tiztilecek ve Allah Teala'dan ve insanlardan da 
sikayet edeceksin. Buna karsilrk senin olam benimser ve baskasmm olani da 
baskasmm iradesinde sayarsan; o zaman kimse sana istemedigini yaptiramadigi 
gibi, istedigini de yapmana engel olamaz. Dolayisiyla kimseden sikayet etmez, 
kimseyi suclandirmaz ve istemeden hicbir hareketi yapmaga zorlanmazsm. 
Kimse sana bir fenalik edemez, dtismamn olamaz ve basma kotti, zararh bir sey 
de gelmez. 

*Ask cihetiyle zuhur edecek hallerin cabuk gecilmesini tercih ederek bir 
sonraki makam olan vuslatin bekasini bulmak istemelidir. £unku a§k terbi- 
yesi elemli ve bu deryada bogulan 50k oldugundan, gecihnesi ile terbiye 
edilmek ve murebbi olmak mumkun olur. 

A§kta delilik halleri insana anzdir. Vuslatta ayiklik ve menfaat vermek 
vardir. Mevlana kuddise sirruhu'1-aziz Mesnevi §erifini vuslata erdikten 
sonra yazmi§tir. Eger bu §ekilde olmami§ olsa idi, okuyana ho§ gelmezdi. 
Bazilan eserlerini seyr halinde yazarlar. Tatli ve ho§ goriinse de verimli ol- 
maz. ^iinkii her insanin terbiyesi ayni yoldan olmadigi bilinen gercektir. 
Seyr halinde yazanlann eseri ve sozleri o yola muvafik du§ene zevk verir. 
Bu nedenle Mesnevi gibi, her kesime hitap eden eserler az olmaktadir. 

*Neye ne kadar sahip oldugunu bilmelidir. . 

Her ne hakkmda olursa olsun: "Onu kaybettim!" deme. Fakat "Onu geri 
verdim!" de. Qocugun mu oldil? Onu geri verdin. Karm mi oldil? Onu da geri 
verdin. Tarlam mi elinden aldilar? Iste yine bir geri verme. — Lakin onu elim- 
den alan kottl bir adamdi! — Onu sana verenin falan veya filan yolu ile geri al- 
masmm ne onemi var? Onu sende biraktigi stlrede, yolcularm otellerden fayda- 
landiklan gibi, adeta sana ait bir sey degilmis gibi ondan faydalan. 

Allah Teala hayatin her cephesinde kulunun yamndadir. Irade-i kiilliyesi 
ile takdir ettiklerinden ba§ka olarak kullanna §erri bile verse rahmetindendir. 
Ciinkii ilahtir. Kula dii§en kulluk gerfegini unutmamasidir. Acizligini bilme- 
si insan ifin bir oziir beyamdir ve affa seza olur. Allah Teala rabligini en 
giizel §ekilde ifa kildigindan insan kulluk mecburiyetini unutmamah sorum- 
lulugunu iizerine almahdir. 

* Allah Teala'nin diinyada ki§i ifin takdir ettigine razi olmah, geregini 
en giizel §ekilde icra etmelidir. 



-a.e., dtlstlnceler. 1-4 
-a.e., dtlstlnceler. 17 



Kitabiyat 753 

Hatirla ki, uzun veya kisa bir piyeste rejisortin sana verdigi rolil oynayacak 
bir aktorstin. Eger senin bir dilenci rolil oynamam uygun gormtisse, elinden gel- 
digi kadar iyi oynaman lazimdrr. Eger bir topalm yahut bir prensin veya ayakta- 
kimmdan birinin roltinti oynamam uygun gortirse, yine baska tilrlil hareket 
edecek degilsin. Zira verilen rolil iyi oynamak sana dtlser. Lakin bu rolil secmek 
Allah Teala'nm elindedir. 

*Her §eyde tabiatinin gereginden ba§ka ozellik beklememelidir. 

Seni eglendiren, ihtiyaclarim doyuran, bir kelimeyle sevdigin her sey karsi- 
smda, kendi kendine, onun ne oldugunu sormayi unutma. Ilkonce en ktictikle- 
rinden basla. Bir comlegi seviyorsan, topraktan yapilrms bir comlegi sevdigini 
bil. Eger kinlirsa ilzillmezsin. Qocugunu veya kanm seviyorsan kendi kendine 

1434 

gecici bir varligi seviyorum de. Eger olilverirlerse lztirap gekmezsin. 
*insanlar ile arasindaki kopriileri yikmamali, yanh§ hallerde once kendi- 
ni diizeltmeye fah^mahdir. 

Hatirla ki, ne sana soven, ne seni doven, ne de sana hakaret eden vardir. 
Fakat bu isleri yapanlarm sana hakaret ettiklerine inancm onlan sana boyle gos- 
termektedir. §u halde ne zaman biri seni kirar veya kizdmrsa. Bil ki, seni kizdi- 
ran o adam degil, senin inancmdir. 

*Muhakkak her insanin bir guzel tarafi oldugundan, yolun erbabindan is- 
tifade etmeye fah^malidir. 

Her seyin iki kulpu vardir: biri onu tasimaga elverisli olan kulp, oteki tas- 
maga elverisli olmayan kulptur. §u halde kardesin sana bir kottllilk ederse, onu 
sana kottllilk yaptigi yandan alma. Bu onu gottlrtlp gitmege elverisli olmayan 
kulptur. Fakat obtlr yandan yani senin kardesin oldugu taraftan al. Bu suretle 
onu sana, tahammtil edilebilir gosteren saglam taraftan tutmus olacaksm. 

*Ezel taksimatinda irade-i kiilliyenin taksimine razi olmah ve sahip ol- 
dugu sinirlannin ne oldugunu tespit etmelidir. 

Sana senden gelmemis olan ozelliklerle asla ogtlnme. Bir at gururla: "Ben 
gtlzelim!" dese buna tahammtil edilebilir. Fakat sen bobtlrlenerek "Guzel bir 
atim var!" dersen bilki gtlzel bir ata sahip olmakla ogtlntlyorsun. Bunda cana ait 
olan nedir? Muhayyileni kullanman! Bunun icin muhayyileni kullamrken tabiati 
kolla. Iste o zaman kendindeki meziyetle ogtlnebilirsin. 



1433 — a.e., dtlstlnceler. 25 
1434 — a.e., dtlstlnceler. 8 
1435 — a.e., dtlstlnceler. 29 
14,6 -a.e., dtlstlnceler. 69 



143" 



-a.e,, dtlstlnceler. 12 



754 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

*Kabz (keder) hallerinde §ukrunii, bast (sevinc-zevk) hallerinde istigfa- 
nni artirmahdir. 

*Hallerin geciciligi fitnesinden kendisini kurtaramadiginda hal kendini 
terk ettiginde iiziintuye dii§ecegini bilmelidir. 

Ruh su ile dolu bir havuz gibidir. Onun kanatlan bu havuzu aydmlatan 
lsrktir. Havuzun suyu dalgalandrkca lsigmda dalgalandigi sanilir. Halbuki i§ik 
oldugu gibidir. Insan icinde bu boyledir. O bulamk ve uzuntulii iken, faziletleri 
bulamk ve perisan degildir. Onun ozilndeki kuvvetler harekete gelmistir. Bu 
kuvvetler durgunlasmca her sey durgunlasacaktir. 

* "Kendi kendime asla engel olmayacagim ! " demelidir. 

* Soylenen kotii sozlerden etkilenmeyip sabnni artirmahdir. 

"Bir ta§a kilfret, neye yarar? O seni duymaz. Onun icin ta§i taklit et ve Sa- 
na soylenen kufurleri duyma!" 

*Ba§ansizliktan korkmamalidir. 

Ne fakirlikten, ne silrgilnden, ne zindandan ne de olilmden korkmamalidir. 
Fakat korkudan korkmalidir. 

*Duygulann esiri olmamalidir. 

Kilfuk ve bilyilk esirler vardir. Ktictikler kilguk seyler igin, bir yemek, bir 

ev, ufak tefek yardimlar icin esir olanlardir. Btiyukler ise, mildurluk, valilik gi- 

bi seyler icin esir olanlardir. Vilayet makammm sembolti olan baltalarm ve ok- 

larm kimin onilnde tasmdigim gorilyorsun, o vali obilr esirlerden daha esirdir. 
1442 

*Cali§manin sonucunu beklerken, olaylann yoniinii ve sonucunu tayin 
etmeyi bilmelidir. 

Savasta Allah Teala'ya dayanmaktan ne fayda crkar ki? Bu tavla oynayan 
acemilerin Allah Teala'ya dayanmasma benzer. Donup kalmamis olan keskin 
bakislarsa, ileriyi delip gider, perdeleri yirtip gorilr. Bu bakisa sahip olanlar, on 
yil sonra olacak seyi simdiden, hem de gozleri ile gorilrler. Boylece herkes ba- 



1438 

— a.e. 


, 3 kitap, sohbet.5 


1439 

— a.e. 


, sohbet.6 


1440 

— a.e.. 


, sohbet. 68 


1441 

— a.e. 

1442 „ a 


, 2. kitap, sohbet. 39 



Kitabiyat 755 

ki§i ve gortijti miktarmca gaybi da gorur, gelecegi de... Hayn da gorilr §erri de. 
Goztin ontinde ardmda bir engel kalmadi mi btittin dtlnya dtimdtiz olur, goz, 
gayp levhasmi bile okur. Goztinti ardma cevirdi mi varligm bajladigi zamandan 

1443 

itibaren buttin macera ve alemin yaradiliji goztlne gortlntlr! 

*Hatah durumlann pi§manhgi duymaktansa terk makami olan tevbeyi 
nimet bilerek unutmaya cah§mahdir. Tasavvuf ehli unutkanhgi 50k olan ki§i 
demektir. Hatasini ve sevabini hep unutur. Gaflet ile gelecegini ve gonulleri 
imar eder. Bu gaflet ayikhgin iizerinde olan bir gaflettir. 

O anda bu dtlnya harap olurdu, insanlarm iglerinde hirs kalmazdi. Ey can, 

1444 

bu alemin diregi gaflettir. Akillilik, uyamklik, bu dtlnya icin afettir. 

*Dani§tigi §eylerde tarif edilene uymahdir. Soziinii tutmayacaksa sor- 
maktan kafinmahdir. Ciinkii Rasulullah sallallahii aleyhi ve selleme ashab-i 
kiram liizumsuz soru sormaktan kafinirlardi. 

*Azhgin fitnesi foklugun fitnesinden hafif oldugundan ibadet veya zikir 
olsun her §eyde en aziyla yetinmelidir. 

Buraya kadar sayilan maddeler cogaltilabilir. Onemli olan razi olmayi 
adet haline getirip kendini korumakta kolay yolu tercih etmelidir. 



1443 — Mesnevi, c.IV, b. 2900-2905 
1444 — Mesnevi, c.I, b.2065-2066 



756 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

G—EHL-I BEYT'I SEVMEK 1445 

Sevgi ve bugz ezeli ve gizlidir. Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin evla- 
dini seven kisinin sevgisi, kendisinden sonra cocuklarina, Ehl-i Beyt'e diisman- 
lik edenin diismanhgi da cocuklarina gecmistir. Rasuliillah sallallahii aleyhi ve 
sellemin evladmi sevenlerde bu sevgi meydana cikmistrr. Cenabi Hakk soyle bu- 
yurmustur: 

"Onlar, ancak kendilerine meleklerin gehnesini veya Rabbinin gebnesini ya 
da Rablerinin bir takim alametlerinin gehnesini gozetUyorlar. Rabbinin bazi ala- 
metleri geldigi gun, onceden iman etmemis veya imaninda bir hayu kazanmamis 
bir kimseye o giinkii imam hiqbir yarar saglamaz. De ki: "Gozetin! Ciinkii biz de 

silphesiz gozetiyoruz- " 

Allah Teala'nm bazi soztl tipa tip Hasan ve Hilseyin'in sayisma tekabill ediyor. 
Ayet, onlann iki ayet (mu'cize) olduklanm gosteriyor. Kim onlan inkar ederse, 
Allah Teala'nm ayetini inkar etmis olur. Sevenler ve sevmeyenler hakkmda biltiln 
soylediklerim, Mecahsti'z-Zuhri'den almmistrr. Allah Teala gercegi soyler, O, 
dogru yola iletir. Mecalisu'z-Zilhri'de soyle deniliyor: 

"De ki; "Bu (tebligatim karsihginda) sizden bir ucret istemiyorum. Ancak ya- 

1447 

kinlara muhabbet istiyorum. " sozilnde gecen Kurba kelimesi, karabet manasi- 
na mastardir. Yakmlik tasiyan kimse murad edilmistir. Yani: "Ya Muhammed, 
ummetine soyle, size getirdigim hakikat karsihginda sizden bir ucret istemiyorum, 
sadece yakinlarimi sevmenizi ve onlara eziyet etmemenizi istiyorum. " 

Rivayet ediliyor ki; Bu ayet nazil oldugu zaman: "Senin yakinin kimdir ki, mu- 
habbeti bize farz oldu ya Rasulallah sallalldhu aleyhi ve sellem? " dediler. Buyurdu 
ki; 

"Ali-Fatimatuz-Zehra ve evlatlaridir." Kessaf'ta Rasuliillah sallallahii aleyhi 
ve sellem Efendimiz soyle buyurmustur, deniliyor: 

"Muhammed'in Ehl-i Beytine muhabbet uzerine Men, sehittir." Uyamk olun, 
Al-i Muhammed'e sevgi uzerine oleni, once oltlm melegi, sonra Mtlnker ve Nekir 
cennetle mtijdeler. 

Dikkat edin, Ehl-i Beyt'e muhabbet uzerine olen, gelin kocasmm evine teslim 
edildigi gibi, cennete teslim edilir. 

Dikkat edin, Al-i Muhammed'e muhabbette sebat uzerine olen kimse, imam ga- 
rantili bir mtimin olarak oltlr. Al-i Muhammed'e muhabbet uzerine olen kimsenin 
kabrinden cennete iki pencere acilrr. Muhakkak Al-i Muhammed'e muhabbet uzeri- 
ne olen kimsenin, Allah Teala kabrini rahmet meleklerinin ziyaretgahi yapar. Mu- 
hakkak, Al-i Muhammed'e muhabbet uzerine olen, stlnnet ve cemaat ilzere oltlr, kim 
Al-i Muhammed'e bugz uzerine oltlrse, kiyamet gtlntlnde iki goztl arasma "Allah 
Teala'nm rahmetinden umutsuzdur" ibaresi yazili olarak hasr olunur. Al-i Mu- 
hammed'e bugz uzerine olen, kafir olarak oltlr. 

Dikkat edin, Al-i Muhammed'e bugz uzerine olen, cennetin kokusunu kokla- 
yamaz." Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem soyle buyurmustur: 

"Bizim kapimiza gelenin hakki, uzerimize vacib olur" Bu hadisin soylenisine 



1445 — Niyazi Misri, Irfan Sofralari, Stileyman Ates, 1971, sl56, 62. sofra 

1446 — En'am, 158 
i447_ ?ura; 23 



Kitabiyat 757 

sebep sudur: "Tarikus-Salat bir adam, Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem zama- 
nmda olmtistti. Ashab, Resul-i Ekrem'in: "Namazi kasden terk eden kafir olur." 
hadisinin di§ manasma dayanarak bu adam ilzerine namaz kilmamak ve onu Yahudi 
kabristanma gommek istediler. Ali Kerremallahti veche geldi, 

"Ya Resulallah! Bu adam: "YaAli, AUah'in Resuliinii ve evladini seviyorum." 
diyerek beni bu soztine sahid tuttu. " dedi. O zaman Hz. Rasultillah sallallahil aleyhi 
ve sellem yukandaki hadisini soyledi. Hz. Ali kerremallahil veche'de o adamm 
namazim kildirdi" ve mtisltiman kabristanma defnetti. 

Hikaye olunur ki; Ali Kerremallahil veche Rasultillah sallallahtl aleyhi ve 
sellem Efendimize geldi ve insanlann kendisine 90k haset ettiklerinden sikayet etti. 
Aleyhisselam buyurdu ki; 

"Cennete ilk giren dort kisinin dorduncusu olmak istemez ntisin? Ben, Sen, 
Hasan ve Huseyin, zevcelerimiz sagintizda solumuzda, zurriyetlerintiz zevceleri- 
ntizin arkasinda oldugu halde Cennete girecegiz." 

Muhibbu'd-din at-Tabari Ebu Hureyre radiyallahtl anhm soyle dedigini rivayet 
ediyor: 

"Ebu Leheb'in kizi Sebia: "Ya Rasulallah sallallahil aleyhi ve sellem, bana 
"Sen Hatabu 'n-Nar: Ates odununun kizisin. " diyorlar diye sikayet etti. Rasultillah 
sallallahtl aleyhi ve sellem buyurdu ki; 

"Benint akrabama eziyyet eden bir kavntin hali nice olur? Benint akrabama 
eziyet eden, bana eziyet eder. Bana eziyet eden de, Allah Teald'ya eziyet etntis 
olur. " 

§ifa-i §erifte su hadise kaydedilmistir: "Muhammed'in Ali'ni (evladini) tani- 
mak, cehennemden kurtulmadir. Muhamnted evladini sevmek, sirat (koprusun) 
den geqmeye ruhsattir. Al-i Muhamnted 'e dostluk, azaptan emandir." Yine orada 
deniliyor ki; 

"Ulemamn bir kismi: Onlan tammak yerlerini ve nebiye yakmlik cihetlerini 
bilmek demektir. Bir insan onlan bu sekilde tamrsa onlar hakkmda neler yapilmasi 
gerektigini bilir ve bu bilgisi sebebiyle onlara htirmet ve muhabbette kusur etmez." 
Yine orada su soz de vardir: 

"Ebu Bekir Siddik radiyallahtl anh demistir ki; "Muhammed'i, Ehl-i Beytinde 
gozetleyiniz. " ve demistir ki; 

"Nefsim, elinde olan Allah Tedld 'ya yemin ederim ki, benim icin Rasultillah 
sallallahil aleyhi ve sellemin akrabasi, benim kendi akrabamdan daha sevgili ve 
ileridir. " 

Hayret, hayret ki, insan, Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellemin evladini 
sevmez, hatta onu kottileyerek, haset ederek ona eziyet ederse, Allah Teala 
katinda nasil mertebe, makam ve §eref talep edebilir? Sadece yememek, icme- 
mek, ac kalmak, uyumamak ve ibadet vazifelerini yapmakla bir makam elde edile- 
mez. Zavalli bilmiyor ki, goklerle yer arasi kadar ibadeti olsa, Allah Teala'ya kavu- 
samaz. Iblis'e bak ki, bu kadar ibadeti varken Allah Teala'nm lanetini ugramistrr. 

Rivayet ediliyor ki; Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem Efendimizin sehrinde 
kendisine komsu olup orada elde ettigi sevaplara karsm, Imam Malik radiyallahtl 
anhi, Cater ibn-u Stileyman dovmtlsttl. Imam Malik, dayaktan bayildi. Insanlar gelip 
kendisini ayilttiklan vakit soyle dedi: 

"Beni dovene hakkimi helal ettigime sizi sahit tutarim. " Sonra kendisine bunun 
sebebi soruldugunda soyle dedi: 



758 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Oldiigum zaman Rasulullah sallalldhii aleyhi ve sellem tie karsilasirsam, be- 
nim yuzumden evlad-i Resulullah 'tan birinin Cehenneme gitmesinden utanirim. " 
"Kim bir iyilik ederse, onun iyiligini artinriz. " 

Stiddi'den rivayet edildigine gore, bu ayette gecen hasene (iyilik) Rasulullah 
sallallahu aleyhi ve sellemin Ehl-i Beytine muhabbettir. Bu ayet, Ebubekir Siddik 
radiyallahtl anhm Ehl-i Beyti 90k sevmesi hakkmda nazil olmustur. Zahir olan 
umum iyiliktir. Hangi iyilik olursa olsun. Ama su var ki, "Yakmlara sevgiden" 
sonra zikredilmesi, bu sevginin, ayetin isaret ettigi iyilik oldugu dtistincesini kuvvet- 
lendirir. Diger iyilikler de buna tabi'dir. 

"Allah Teala tevbe edeni affeder. Itaat edene sekur'dur" sevap verir, nimet ve 
keremini artirir. Kurtubi ve baskalan Suddi'nin su ayet hakkmda soyle dedigini 
naklederler: "Allah bagislayicidir, sekurdur" yani Al-i Muhammed'in gilnahlarmi 
bagislayicidir. Onlarm iyiliklerine tesekktir edicidir. Sa'lebi'de: 

"Ey Ehl-i Beyt, Allah sizden kotulilgu gidermek ve sizi tertemiz yapmak isti- 

1449 

yor. " ayetindeki Ehl-i Beyt ile butun Hasim ogullarmm kast edildigine kanidir. 
Savaiku'l-Muhrika da bunu zikretmis ve demistir ki, 

"Imam Malik radiyalldhii anhaya gore, Ehl-i Beyt'e farz ve nafile sadakamn 
haram olu§u da onlari temizleme icindir. Qunkii sadaka ve zekdt, insanlarm kirleri- 
dir. Alan insani kilqilk du^urilr. Vereni iistiin yapar. " ve demistir ki; 

"Miifessirlerden bir cemaat "Seldmiin aid Ilydsin: Selam Ilyas 'a " ayetinden 
maksat, Muhammed evladi olduguna kail olmu^lardir. " Kelbi de boyle demistir. 
Yine Kelbi'den bir kavilde Rasulullah sallallahtl aleyhi ve sellemde evla bi-t'tarik 
ayetin sumultine dahildir. Fahrtld'din Razi soyle diyor: 

Hazreti Rasulullah sallallahtl aleyhi ve selem, Ehli Beyti, bes seyde kendisine 
mtisavidir: Selam da. Qtlnktl "Esselamii aleyke eyyuhennebiyyu: Selam sana ey 
peygamber" ve: "Selamiin ala Ilyasin: Ilyas' a selam olsun." buyurmustur, 

O'na salatta ve sehadette vardir. Allah Teala buyurmustur: 

"Ta Ha: yani Ey Tahir" ve buyurmustur: "Yuridullahu li yuzhibe ankumu'r- 
ricse: Allah Teala sizi temizlemek istiyor." Sadakamn htlrmetinde ve muhabbette: 

1451 

"Bana tabi olun ki, Allah Teala sizi sevsin" "Sizden bir ttcret beklemiyorum, 

ancak yakmlara muhabbet etmenizi istiyorum. " ayetleri bunu amirdir. Rasulullah 
sallallahtl aleyhi ve sellemde: 

"Yildizlar gok ehline emandir. Ehli Beytim, ummetime emandir." demistir. 
Savaik sahibi bu hususta soyle demis: 

"Cenabi Hakk dunyayi, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem icin yaratmis- 
tir. Onun devamini Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin devamina ve Ehl-i 
Beytinin devamina bagh kilmistir. ^iinkii onlar, Fahr-i Razi'nin zikrettigi husus- 
larda onunla musavidirler. fHinkii Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem "Al- 
lah 'int, onlar benden, ben onlardanim. " demistir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
sellemin bir parcasi olan Hz. Fatima radiyallahtl anhadan dogmalari sebebiyle 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin bir parqasidular." (Savaik) 



1448 -Sura, 23 

1449_ Ahzab; 33 

1450 — Saffat, 130 



-Al-i Imran, 3 1 



Kitabiyat 759 

Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem soyle buyurmustur: 

"Aranizda Ehl-i Beytim, Nuh'un gemisine benzer. Binen kurtulur." (Mtis- 
lim'in rivayetinde: geri kalan bogulur) bir rivayette helak olur cilmlesi de vardir. 
Bu hadisin manasi sudur: Onlan seven, onlara htirmet ve tazim eden, onlarm alimle- 
rinin gosterdigi yolda giden muhalefet etme karanligmdan kurtulur. Bundan geri 
kalan, ktiftir denizinde bogulur, azgmlikta helak olur. Yine bu hususta Hz. 
Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellemin: 

"Allah Teala'nin tiq hiirmeti vardir: Allah Teald, bunlara riayet edenin dini- 
ni, dtinyasini korur. Bunlara riayet etmeyen kimsenin Allah Teald ne dtinyasini, 
ne ahiretini korumaz: Islam'a hiirmet, bana hiirmet ve benim rahmime (soyuma) 
htirmettir. " 

"Ben, tevbe eden, inanan, salih antel isleyip hidayete eren kimseyi elbette ba- 
gislayanim." ayetinde Sabittl'l-Bennai: 

"Yani Hz. Rasultillah sallalldhti aleyhi ve sellemin Ehl-i Beytinin veldyetine er- 
di. " demistir. Bu Savaik'te zikredilmistir. Kurtubi orada Ibnu Abbas'tan: 

"Rabb'in sana razi oluncaya kadar verecektir." ayeti tlzerinde su tefsiri yap- 
mistir: 

"Rasultillah sallallahti aleyhi ve sellemin rizasi, Ehl-i Beytinden hiqbirinin 
cehenneme girntentesidir. " Hakim su hadisi cikarmis ve sahih gormtlsttlr: 

"Rabbint, Ehl-i Beytimden Allah Teala'nin birligine inanan ve benim nebili- 
gimi kabul edene azab etmeyecegini bana va'detti." 

"Rabbimden, Ehl-i Beytimden hie kimseyi atese sokmamasini niyaz ettint; 
bunu bana verdi. " 

Ahmed, Menakibmda Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem Efendimizin soyle 
dedigini kaydediyor: 

"Ey Hasim ogullari, Beni hak rasul olarak gonderen Allah Teala'ya yentin 
ederint ki, Cennet halkasini tutsaydim, once sizinle baslardim." Tabarani Ali 
Kerremallahti vecheden su soztl derlemistir: 

"Rasultillah sallallahtl aleyhi ve sellem Efendimizden isittim, diyordu ki; 

"Havz-i Kevser'e ilk gelenler, Ehl-i Beytim ve timmetimden onlan sevenler- 
dir." 

"Ehl-i Beytim ve onlan sevenler, Cennette su iki (parmak) gibi (yan yana) 
dir." 

"Biriniz beni kendisinden fazla sevmedikce, bana kendisinden cok htirmet 
etmedikqe, Ehl-i Beytimi kendisinden qok sevmedikqe, onlan kendine tercih etnte- 
dikqe iman etmis ohnaz. " 

"Evladinizi tiq huy tizerine yetistiriniz: Rasultillah sallalldhti aleyhi ve 
sellemin sevgisi, Ehl-i Beytinin sevgisi ve Kur'an-i Kerim okumaktir. " 

"Benim, Ehl-i Beytimin, Ansar'in ve Arabin hakkini itiraf etmeyen ya mtina- 
fiktir, ya siddet ve sikinti iqindedir, ya da annesi kendisine ctintip iken hamile 
kalmistir. " 

"Ehl-i Beytimi ancak mtimin ve mtittaki olan kisi sever. Onlara ancak mtina- 
fik ve saki olan bugz eder. " 

"Ehl-i Beytime bugzedeni Allah Teald cehenneme atar." 



1452 — Taha, 82 



760 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

"Hasimogullarina ve Ensara bugz kiifiirdiir. Arab' a bugz ise, nifaktir." 

Kadi Iyaz Sifa'da ozetle soyle demistir: "Bir kimse Hz- Rasulullah sallallahu 
aleyhi ve sellemin zurriyetinden birisinin babasina sover ve Hz- Rasulullah 
sallallahu aleyhi ve sellemi istisna ettigine bir delil getiremezse o adam 
katlolunur. " Savaikte soyle diyor: 

"Ehl-i Beytim hakkinda bana eziyet eden kimseye Allah Teala lanet etsin. 
Ehl-i Beytim hakkinda bana eziyet edeni Allah Teala incitir. Allah Teala, Ehl-i 
Beytinte zulnteden yahut onlari olduren, yahut oldurene yardint eden veya onlara 
sovene Cenneti harant kilmistir. " 

Bu Hadisi seriflerden, Ehl-i Beyte muhabbetin farz oldugu ve onlara bugzun 
haram oldugu anlasilmaktadir. Beyhaki, Bagavi, Ehl-i Beyte muhabbetin ltizu- 
munu tasrih etmisler, Safii de su soztiyle bunu ifade etmistir: 

"Ey Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin Ehl-i Beyti, sizi sevmek, Allah 
Teala'nin inzal buyurdugu Kur'an-i Kerimde bize farz kihnmistir. Size §u bil- 
yilk §eref yeter ki, size salavat-i serife getirmeyen kimse namaz kilamamis sayilir. 
(zira namazm her oturusunda Hz. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemle beraber 
aline salavat getirilir. Hz. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve soyuna rahmet 
istenir.) Bundan dolayi Ehl-i Beytten, bir bid'at ve sair seyi isleyip fasik olan kim- 
senin zatma degil, fiillerine bugz edilir. Qunkil O, aralarmda zaman olsa da yine 
Allah Teala'nin Elcisinin bir parcasidir. An-NakiyyuT-Makrizi soyle diyor: 

"Onlara dil uzatmaktan sakinin. Qunkii salih de olsa, facir de olsa, yine 
O'nun evladidir" Seyh Muhyiddin Arabi kuddise sirruhu'l-aziz, Ftituhat'mda soyle 
diyor: 

"Bana Mekke'de inamhr bir kimse dedi ki; Ben, Mekke'de seriflerin halka yap- 
tiklan isleri kottl gorilrdum. Rtlyamda Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin kizi 
Hz. Fatimatu'z-zehra radiyallahtl anhayi gordtlm. Benden yilz gevirdi. Selam verip, 
yilz fevirmesinin sebebini sordum. 

"Sen gerijlere dil uzatiyorsun. " dedi. 

"Ey Seyyide 'm, dedim, onlarin insanlara neler yaptiklanni gormiiyor musun? " 

"Onlar benim ogullarim degil midir? " dedi. "Bu andan itibaren tevbe ettim. " 
dedim." 

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuslardir: "Kim bana 
kavusmak ve kiyamet giiniinde kendisine sefaat elinti uzatmami isterse, Ehl-i 
Beytinte salat etsin, onlari sevindirsin. " (Savaik). 

imam-i Safii soyle demis: "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin evladi, 
benim vesilemdir. Onlar benim icin Allah Teahi'ya vesiledir. Onlar yttzu hurmeti- 
ne kiyamet giiniinde sahifemin sag tarafimdan verilmesini umarim." Rivayet 
edilir ki; Ibnu Omer radiyallahtl anh Ztlbeyr'e 

"Gidip Hasan Ibn-i Ali'yi ziyaret edelim" dedi. Ztlbeyr biraz agir aldi. Ibnu 
Omer: 

"Bilmiyor musun ki, Hasim ogullannin halini sormak farzdir. Ziyaret nafile- 
dir." (Savaik) Hatib, bu konuda merfu'an su hadisi cikarmistir: 

"Bir adam digerine kiyam eder (oniinden kalkar); ancak Hasim ogullari mils- 
tesnadir. Onlar, hiq kimseye kiyam etmezler. " 

Hikaye olunur ki, Kurra' (iyi Kur'an-i Kerim okuyanlar) dan biri bos kaldikca 
Timurlenk'in mezarma gider, basi ucunda: 

"Tutunuz onu, baglayiniz, sonra cehenneme atiniz, sonra boyu yetmis arsin 



Kitabiyat 761 

olan zincirlere vurunuz." ayetini okurmus. Bu adam demis ki; "Birden uyu- 

musum. Bir de baktim ki, Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellem Efendimiz oturmus, 
Timurlenk de yamnda. Kendisini azarladim: 

"Ey Allah 'in du§mam, buraya da mi geldin?" dedim. Istedim ki, elinden tutup 
Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellem Efendimizin yanmdan kaldirayim. Efendimiz; 
"Birak onu, dedi, gunku o benim ziirriyetimi seviyordu." aglayarak uyandim. 
Artik o ayeti Timur'un kabrinde okumaktan vazgectim. CemaltiT-Mtirsidi ves- 
§ihabu'l-Kuzani haber vermistir ki; 

Timur'un ogullarmdan biri soyle nakletmis: Timur, oltim hastahgma yakalandi- 
gi zaman birkac giln lztirap cekmis, ytizti simsiyah kesilmis, rengi degismisti. Sonra 
uyanmis. Kendisine o halini haber vermisler. Demis ki; 

"Azap melekleri bana gelmislerdi. Rasulilllah sallallahtl aleyhi ve sellem gelip 
onlara: 

"Onu birakin gidin, gunku o, benim akrabami sever ve onlara iyilik ederdi. " 
dedi. Onlar da birakip gittiler. Ibnu Hacer diyor ki; 

"Onlarm hakkma riayet, insanlarm en zalimi olan, Timurlenk'e bile fay da verir- 
se artik baskasma nice olur" 

Hikaye olunur ki; 

Yemen salihlerinden biri goluk cocuguyla beraber deniz yoluyla Hacca gitmis. 
Cidde'ye kavustuklan zaman gtlmrtlkgtller, kadmm ig gamasirlarma varmcaya kadar 
hepsini aramislar. O salih adam bu muameleye 90k kizmis. Mekke §erifi es Seyyid 
Muhammed ibnu Berekat (Allah ona rahmet etsin) i Allah Teala'ya sikayet etmis. 
Rtlyasmda Hz. Rastiltlllah sallallahtl aleyhi ve sellemi gormtls. Rastiltlllah sallallahtl 
aleyhi ve sellem kendisinden ytlz cevirmis. 

"Nigin ya Rastilallah? diye sormus. Buyurmus ki; 

"Benim su oglumdan daha zalim hie kintse gormedin mi?" Adam hemen kor- 
ku icerisinde uyanmis. §erif hakkmda Allah Teala'ya tevbe etmis ve artik ne yaparsa 
yapsm, hicbir serife dil uzatmamaya ahdetmis." (al-Ikdu'1-Lai) 

Ey Allah Teala'nin Rasulii'nun Ehl-i Beyti, ey kendilerini methetmek icin 
Kur'an-i Kerim ayetleri inen kimseler! 

Ey Rasulilllah sallallahii aleyhi ve sellemin Ehli Beyti, sizi sevmek farzdir. 
Siz biitiin iimmetlerden iistiinsiiniiz. Ey Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin 
Ehli Beyti, sizi Kur'an-i Kerim ogmiistiir. Artik benim ogmemin, benim sozii- 
miin ne kiymeti kalir? 

§nr: 

"Nebiler, Rastiltlllah sallallahtl aleyhi ve sellemi alamet yaptilar. 

Alamet, meshur olmayamn isidir. 

Ntlbtlvvet nuru, o Ehl-i Beytin gtlzel ytlzlerindedir. 

Onlar Tiraz-i Ahder'den daha sereflidirler." 



-Hakka, 30-32 



762 



Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



EFENDI HAZRETLERINI ANLA TAN BIR MEKTUP 



Ey goziim nuru azizim canim, 
Sevgili kardesim Abdurrahmanim 

Yirmibes tarih kdnuni sani, 
Yazmissin name-i safayi cam 
Okuyup sevkila memnun oldum, 
Tarzi insasina meftun oldum 
Bir hayal gozde tecessum etti, 
Can o hissiyle tebessiim etti 
Kalem acizse de tahrire am, 
Goniil arzuladi takrire am 
Dedim ol sitki vefah yare, 
Bir cevap eyleyeyim avare 
Yazayim yad edeni yad edeyim, 
Bent dilsad edeni sad edeyim 
Deyeyim derdine lazimh deva, 
Vereyim gonliine lazimh safa 
Bir vefa devleti askina, 
Bir deva serbeti dert layikina 
Bir nefes durma dilersen care, 
Dert ile azmet o kuyi yare 
Gor neAli ne serefli Sultan, 
Derdine iste var andan derman. 
Bak analar he dogurmus candir, 
Sahibi kdni vefa irfandir 
Bizi adem sanarak aldanma, 
Yanma beyhude bu nare yanma 
Nazari sefkatinin asdri, 
Size giil gosterivermis hdn 

guzel gorucu gozlerle ana, 
Bir nazar eyle de gor bak ki sana 
Nice bin f aide hdsrf olsun, 

Can o maksuduna vasil olsun 

01 tabibi haziki Hakk'tir ozii Hakk, 
Yuzu Hakk mazhari soyler sozii Hakk 
Kabil dyine gibi kalbi anin, 

Veqhine eyle de mukdbil anin 
Dur kapisinda edeple bir an, 
Hasil olsun sana zevk u vicdan 
Bil adem hilkati adem ne imis, 
Ademe nefhedilen dem ne imis 
Nazari himmetine ol layik 
Keremi hazretine ol layik 



O nazar bahsi hayati candir, 

nazar mahzi necdt-i candir 
Her saadet am gormekliktir 
Her saadet ana ermekliktir. 
Bakacak veqhine dyine gibi, 
Hakki gorHakki goren dide gibi 

01 Rental sahibi zati kantil, 
Nazarinca sana olur hasil 
Her muradi 6z ahr goz gorucek 
Her merama goz erer 6z ericek 
O Hilda dostunu gor Arifi gor 
Sohbeti yumnuni maarifi gor 
Her bir edvari kemale yetmis 
Siineni hal ile hale yetmis 

Ces 'mi im 'an Ile etsen de nazar 
Goremem Ser-i hilafinca giizer 
Iste evsafi kemali elhak, 
Ahmed 'in zdtina olmus mulhak 
EkmeliAlem o ali Seyyid 
Ebcelii azam o ali miirsid 
Her ne soz dense anadir noksan, 
Mazhari Ahsen-i takvim ol can 
Aldiginda ey aziz mektubu, 
Bir nefes durma ara matlubu 
Sefer et dsikisan dildare, 
Giizer et bulbiil isen gulzdre 
Omriinii taze hayata erdir, 
Canini badi necata erdir 
Bu Hulusi 'ye de anda yad et, 
Dili mahzununu bir dem sad et 
Kapisi esiginde koyda yiiziin, 
Sitki candan ana bagla oziin 
Deki ey miirsidi azam sana hos, 
Karayuz kapuna geldim eli bos 
Ululan sani budur ola geda, 
Naili hilsnii kabul lit/fit ata 
Duyar isen bu nasihat kdfi, 
Yoksa neylersin urulmus lafi 
Baki hiirmetle muhabbetle selam, 
Eylerim qokqa dua hatmi kelam 

(Seyyid Osman Hulusi Kaddese'llahil 
Sirrahu'l-Azizin Efendi Hazretlerini 
anlattigi ve Abdurrahman Efendiye gon- 
derdigi Mektubu) 



Kitabiyat 763 

NETICE 

Hz. Ali kerremallahu veche yillar once Efendi Hazretlerinin vasiflanni 
§u §ekilde tarif ediyor. 

Yiiziinde giileclik vardir, kalbindeyse hii/iin. Gonlii her seyden genis- 
tir, nefsi her seyden aleak. Yiicelikten nefret eder, diismandir, garni gussasi 
uzundur, diisiinmesi derin. Susmasi fazladir; konusmaya vakti hie yoktur. 
£ok §iikreder; cok sabreder. Du^iinceye dalmistir, ihtiyaci olanlari goriince 
kendi ihtiyacini hatirlamaz bile, giizeldir, gecinmesi hos, ve yumusaktir. Se- 
ref ve din bakimindan serttir, huy bakimindan kuldan daha asagidadir. 

Yazilan bu kitapta da ihramcizade Haci Ismail Hakki Toprak kuddise 
sirruhu'1-aziz Hazretleri hakkinda verilen bilgiler ile tasavvufi terbiyesinin 
ilkesini de tespit etmeye ?ali§tik. Bu tespit bizim gorebildigimiz bir kisimdir. 
Ula§amadigimiz bilginin 50k oldugunu itiraf etmek durumundayiz. 

Haci Hasan Akyol Efendi'nin Efendi Hazretleri hakkinda buyurdugu 
sozler 50k manidardir. 

"Ben birgok seyh gordtigtim gibi, tig seyhe hizmet ettim. Sirrini ve ha- 
lini en sakh tutan O idi. Biz O'nu anlayamadik, ba§kalari da anlayamadi- 
lar." 

"Yil 1949 idi. Efendi Hazretleri 40 kip Sivas tan, 32 ki§i Malatya ve 
Kastamonu tarafmdan olmak uzere 72 kip ile hacca gitmi^lerdi. Medine 'de 
§eyhim 40 giln ba§ini yastiga koyup yatmadi. Rasulullah sallalldhu aleyhi ve 
sellemin Ravzasinda huzurlu gilnlerimiz oldu. Cidde 'de ugak beklerken §ey- 
him; 

"Anadan dogmu§a dondtintiz, kul hakki harig" dedi. Ugaga bindik. 
f$eyhim ugagin arka tarafina dondti, namaz kiliyoruz. 72 ki^iye imam oldu. 
Nurcu cemaatinin bap Kastamonulu Fevzi Efendi de vardi, dedi ki; 

'Efendi ne mutlu. Hig kimseye nasip olmayan size nasip oldu " §eyhim 
dedi ki; 

"Soztintizden taviz vermeyin, imaninizda sadik olun. Mahserde 72 fir- 
ka, 73 cti olan Ndci firkasinin onctisti tayin olunduk" sdztinu seyhimizin, 
dilinden duydum. 

"Ne mutlu, cihanin kutbu. §eyhimizi duyan duyurana degil mi? "Fatsah 
Hamit Hoca Sivas 'a seyhime ziyarete gelince "Sivas 'in her seyi seyhim ol- 
mus " dermis. Seyhimin yanina varmadan geri donermis. 6 yd bu sekilde 
devam etmis. Qarsamba 'da araba garpmis polis Hamit Hoca 'ya sormus. 

"Seyhime gittim, Seyhimden de geliyorum, Seyhime kurban oldum " di- 
yen Hamit Hoca kabrinde saglamca durdugu goruldu, 
"Iste hay (diri) duran kurbanhk sehit budur " 



1454 — Hz. Ali kerremallahu veche, Nehc'ill-Belaga, hzl: Abdtllbaki Golpmarli, 
1st. h. 1390, s. 393 



764 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Konuya uygunlugu sebebiyle Turkelili Mevlana Kiiciik Hiiseyin Efendi- 
den dinlediklerimi aktanyorum. 

Haci Hasan Efendimizin evine gittik. Sabah kahvaltisini yaptik. Buyurdu 
ki; "§eyhimizi ziyaret ettiniz mi? Oyle ise, bizde seyhimizden haber ederiz. " 
dedi. Qay igerken ilaveten buyurdu ki; 

"§eyhim iki cihanin kutbu idl §eyhimle 43 yd beraber oldum iki tende 
bir can idik. Halen de beraberiz. §uphe edenler bende, bir yara agsinlar 
§eyhimin kabrini de agip baksinlar. §eyhim kabrinde hay (diri) duruyor. 
Ayni yarayi §eyhimde gorurler. 

"En ziyade acidan yara, dil yarasidir. Her yaranin tedavisi vardir. Dil 
yarasi mahserde mahcupluktur. Rasulullah sallalldhu aleyhi ve sellent 
buyurdu ki; 

"Suluk goren azap gormezfakat mahcupluk vardir." Mahserde mak- 
eup olmayacagim. §eyhimin sozune soz katmadim, ilaveyi kelam yapma- 
dim, duyduklarimi duyurmaga vesile oldum. 

Haci Gardas! Bu matlupsuz ziyaretlerinle bizi memnun ettin. Bizde si- 
ze §eyhimizi anlattik. Zamanimizin kutbunu tanimaktan buyilk bir nimet 
olmaz. §eyhimden duydugum, yakinhgi ziyade edecek amel, edep, hayd, 
/erased asikdr ettik. Aramizda gizli sir kalmadi. Herkesin sevdigi He bera- 
ber olacagi berzahta, mahserde ve Havzi Kevser basinda cent olup cennette 
cemdlu 'lldh 'a tevhid sesleriyle kosarak gidecegiz ve beraber olacagiz 

Aktanlan bu sozler bize Efendi Hazretlerini anlatabilmenin zorlugunu 
gosterdi. Ashnda buyukler hakkinda yazmak eksikligi itiraf etmekten ba§ka 
bir §eyde degildir. 

Kitap yazihrken iki bilginin olu§tugunu gorduk. Biri duyulanlar, digeri 
goriilenler. Goriilenlerinde ikiye aynldiklanni anladik. Gozle goriilenler ve 
kalple goriilenler. 

Kalple gorenler hep sustu. Digerleri ise, konu§tular. Bizde her ne kadar 
kalple gormedikse de akil goziimiizle gormeye cah§tik. Akil goziimiiz bize 
bir §eyi hatirlatti ki; kalple gorenler nifin sukutu tercih ettiler. 

Rasulullah sallallahii aleyhi ve sellem buyurdu ki; 

"Biz nebilerin asikdre mucizeleri He Hakk'taki mertebemizi artar. 
Bizden sonra Allah Tedld'nin yeryuzunde veli kullari olur, gizUUkleri ka- 
dar yakinhklari ve mertebesi artar. " Haci Hasan Efendi bu soze ilaveten 

"Eger biz durumumuzu asikdr etseydik kapimizda onbes gun bekler 
yuzumuzu gormeden giderdiniz, Efendi Hazretlerinin durumu siz dustt- 
nun. " 

Bu nedenle Efendi Hazretleri icin ne kadar soylense ve yazilsa hala bir 
takim §eyler eksik kalmi§tir. Eksik kalani tamamlayacak bilgilerin zamanla 
halkaya dahil olacagi du§uncesiyle ozrumuzii beyan ederiz. 

Tane arayana tane, tuzaktir. Fakat Silleyman arayan hem Stileyman'i bulur, 

hem taneyi elde eder. Bu ahir zamanda kujlara bir an bile birbirlerinden aman 

yoktur. Devrimizde de Silleyman var, bizi sulha kavujturur, zulmumuzil giderir. 



Kitabiyat 765 

"Higbir ummet yoktur ki, aralarinda bir korkutucu olmasin" ayetini oku. Allah 

Teala "Higbir ummet bulunamaz ki, iglerinde bir Allah Teala 'nin halifesi, bir 

1455 

himmet sahibi bulunmasin " dedi. Allah Teala sana Hakk korkusunu verdi 

mi bunu "Korkma" hitabi say. Sana tabak yolladi mi ekmek de yollayacak de- 

mektir. 

insamn bugilnkil hayati, buttin zevkleri ve kederleriyle gecmis omilrlerin 

amelleri neticesidir. Bu boyle oldugu gibi, simdiki amellerimiz de gelecek 

omilrlerin tohumlandir." 

Ya Rabbi! 

Temizler hakki igin bizi bulatjikhktan uzak tut. Eger bihneyerek bir kusur 
yaptiksa, bizi mazur gor. Ibadetten beli iki kat olan, bununla beraber gilnahtan 
utanarak gozleri ayaklarina bakan ihtiyarlar hiirmetine goziimii saadet yiiziine 
bakmaktan, dilimi fjehadet getirmekten menetme. 

Yakin geragini yoluma tut Kotiiliik yapmaktan elimi kisati. Goriilmege yara- 
mayan fjeylerden goziimii gevir. Dince makbul ohnayan fjeyleri yapmak igin bana 
kudret verme. 

Ben senin atjkinda durmuij bir zerreyint, hakirim; varhgimla yoklugunt miisa- 
vidir. Senin lutfun gunefjinden bana bir tel ifjik elverir; gorenler beni o i$ik iginde 
gorsiinler. 

Ya Rabbi! Asi kullarina bak, Bakilacak, acinacak onlardir. Sen padifjahsin, 
biz gedayiz. Senin bize iltifatin kafidir. 

Ya Rabb! Bana ceza verecek isen adaletine gore ver. Amelime gore verecek 
olursan interim, aglarim, vadin boyle degildi diyeferyat ederim. 

Ya Rabb! Beni hakaretle kapidan kovma. ^iinkii benim ba§ka kapim yoktur. 

Kapindan cehaletle birkag gun ayrddimsa, pieman oldum. Simdi geldint, yii- 
ziime kapiyi kapama. 

Yaptigim murdarhktan dolayi acz He bafjimi egmekten batjka bir ozriim yok- 
tur. 

Allah Teala'm! Sen zenginsin, ben fakirim. Bana gunahimdan dolayi ceza 
verme. Adettir, zenginler fakirlere acirlar. 

Zaaf halimden dolayi aglasam da yeri vardir. ^iinkii zayifisem de, Efendim 
kavidir. 

Ya Rabbi! Gafletle Elest-ii bezmindeki ahdi unuttum. Ne yapayim boyle oldu. 
Gayret eli kazaya ne yapabilir? Bizim tedbirimizin elinden ne gelir? Ifjte bu nokta 
bize kusurumuzdan dolayi oziir olarak kafidir. 

Ilahi, ben ne yaptintsa Sen yiktin. Efendiye kartji kulun elinden ne gelir? 
Ilahi, ben Senin hiikmiinden bus gekmiyorum. Fakat iraden ne ise, o olu- 

1458 

yor. 

Amin. 



1455 — Mesnevi c.II, b. 3705-3709 

1456 — Mesnevi c.III, b.495 

1 j;? -Ken'an Rifai, a.g.e., s.306 



145S 



-Seyh Sadi-i Sirazi, Bostan, a.g.e., s. 300 



766 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Gonul hun oldu sevkinden boyandim Yd Resulallah 
Nasil bilmem bu nirdna dayandim Yd Resulallah 
Ezel bezminde bir dinmezfigdndim Yd Resulallah 
Cemdlinle ferah-ndk et kiyandim Yd Resulallah 

Yanan kalbe devdsin sen bulunmaz bir sifdsin sen 
Muazzam bir sehdsin sen dilersen rehnumdsin sen 
Habib-i Kibriyd'sin sen Muhammed Mustafa' sin sen 
Cemdlinle ferah-ndk et kiyandim Yd Resulallah 

Gill agmaz gaglayan akmaz Ildhi nurun olmazsa 
Soner diem nefes kalmazfelek manzurun olmazsa 
Firdk aglar visdl aglar ezel mesturun olmazsa 
Cemdlinle ferah-ndk et kiyandim Yd Resulallah 

Erir canlar o gul-buy-i revdn-bahsin hevdsindan 
Gunes titrer yanar diddrinin bak ihtirdsindan 
Perisdn bir niydz inler haydtin muntehdsindan 
Cemdlinle ferah-ndk et kiyandim Yd Resulallah 

Susuz kalsam yanan gollerde can versem elem duymam 
Yanardaglar yanar bagrimda ummanlarda nem duymam 
Alevler yagsa goklerden ve ben mess eylesem duymam 
Cemdlinle ferah-ndk et kiyandim Yd Resulallah 

Ne devlettir yumup askinla goz rdhinda can vermek 
Nasib olmaz mi Sultdnim haremgdhinda can vermek 
Sonerken gozlerim dsdn olur dhinda can vermek 
Cemdlinle ferah-ndk et kiyandim Yd Resulallah 

Boyun buktum perisdnim bu derdin sende tedbiri 
Leb'im kavruldu atesten doner pdyinde tezkiri 
Ne dent gonlum murdd eylerse taltif eyle Kitmir'i 
Cemdlinle ferah-ndk et kiyandim Yd Resulallah 

Yaman Dede kuddise sirruhu'l-aziz 



Kitabiyat 767 

". '» "... I > 

y y y y y 

^ /• ' ^ ' ^ *' ^ *' *' *' ^*" 

va— Jl^P Li Okf- >, .^ >»— ^=8— .All ,V Jj-V" >a— ^=>«-l>- jjli /Vj>" jJI j\\gj <*«11 

W v/i',iv/ « t^ s ^ >••• i s t<. M> "' s" '^y ^ ?-* W ' s °\y > y 

/ ^ ' 

y * ' ' y ' 

y ' 
s -" s " s , ^ s ^ • , - ^ ,^ 

y [ y [ y ' y 



3V f^y.y (• »i » r^t i "yy »y> y y\J >> i «\{"" 
y \jJ* l/ ~ i»>l j* b_)^_*j ^A^^iJXijij* bl b^ 






Dy 'kjL>j-uj£j\jL*a # Dy i^jujJ* j<5^Ls>-l 



5w okuduklarimdan hdsil olan ecir ve sevaplan once Fahri diem Efendimiz 
sallalldhu aleyhi ve sellem 'in ruhaniyetlerine hediye eyledim. Sonra hdsd olan se- 
vabi gelmis biitun peygamberlerin aleyhimusseldtii vesseldm Efendilerimizin, dl-i ve 
ehlibeyt ve Ashab-i Giizin radiyalldhu annum ruhlarina hediye eyledim. Sonra hdsd 
olan sevabi Muhammed Bahdeddin Naksibent kuddise sirruhu 'l-aziz Efendimize 
hediye eyledim. Sonra hdsd olan sevabi gelmis ve gecmis biitun evliyanin ruhaniyet- 
lerine hediye eyledim. Sonra hdsd olan sevabi bizlere hakikat ve marifet yolunu 
bizlere ogreten buyuklerimizin ve hdssaten Govs 'ul-dzam Ihramcizdde Haci Ismail 
Hakki kaddese 'lldhti sirrahu 7 aziz Efendim Hazretlerinin ruhaniyetlerine hediye 
eyledim. Sonra hdsd olan sevabi milmin ve miimindtin ruhaniyetlerine, hayatta bu- 
lunanlarin defteri dmallerine hediye eyledim. Sonra Anne ve babamin, akrabamin 



1459 — "Ey Rabb 'imiz, bize kendi katindan bir rahmet ver, bizim iqin i^imizden 
dolayi bir muvaffakiyet hazirla. " (Kehf, 10) 



768 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

ruhaniyetlerine, hayatta bulunanlarin defteri dmallerine hediye eyledim. 
Sonra ruhen ve kalben 

, „ < • > ~ \ ' " 

[Emellerimi her §eyden kesip sadece Allah Teala'ya yoneldim.] cumlesini du§iinur- 
sun. 

A._S»-_j_)i y] J^a.^^1 U A.a5- ■ Jl __) ^Xa^o* ^^-~> ^^j] ^~ 5 ^> J J w*-J^* u \ <>} >«— ^-Wl 
*' / s? / / / / / 

y . \' ' ' • I 

L-<Lt — £>*_$_J!I -kll_J y^U.2-. .y^. J! (A) 

1 • ' ^ / 

Sonra, 

Okuyup duaya bajlarsm. 



/ / / 






j >&£ A, ^U^ Jj CiilCill Vl a!IV ci JJ1 ^1 J^]| ^kil to c^lliiSI 
jyipolll*^Cili *£p^*Cs U^i-j^Cil; i^plc-vwWllul UiljkPjjilj^-ji^ A 

/ / / / ' ** x 

j j5m> ^^ j^ul m s> Vj j^- Vj ^ks»ui j ii vj i v 

*' /**/** s ' / 

' \ , " ° ' t 0, ' " > 

**' ^ ^ ^ ^ V- 



Kitabiyat 769 

/ / / / / / 

' 1 ' -* " J > s " " " " '<■ ' 

/ / / / / s / s } * / o 

ax j/ x x x j/ 

S ^ / flfl > ,_ ^ 0/ 

^, / ^ / ?■ ? / 00> 

/ a / a / / _>0X 

»-L!L>0(l j jj jJ^all ^ 7A 5 ^^~ , U« (*-Lj» j ,y* « j is*- - -**' j p- : - "*■*"' (^^-ij-^aji ^ 

- « .. I' >l s ' s - I' - I.I ' "-» ' - U ' .-» -',,' I - - • >' ,, '•-'.. s - K - 1. 1 ' ° > 



770 Gavs-ul Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

/ } } } 0/ / / / / / / 

/ ? / ' ^ ' 

« _^ i— -^ i ^ » ' ° > ° ^ s * " '' > 

^ / * / 

a < ^ "£ >-k, ^ a . \** /* // -J 

i ^-^* ^ Lr » i i " ^ i " ' ^ 

^ 4 a } / /a / / 

/ I ^ y v/ i a s ^. < \ ■* s/ ^ s f ' \<< Is" s" ' its' is" Is" > i a s 

«-L^u UJ 9 I AmJS- y *• -«!.> Ajla^>cJ 9 J ^»>. ^J?-L>- L* J >» $J.XjI j-O U> >o»_Lj»J 

a ^ a > a / /a , ^, > 

^ - »>m r « V- ' ' '-<\'\ - "sir > - , - , - , - , - , - , - , 

JJ^-yaAj )/ U;v_US j_ya.^Jl *•*->- J j-»)(l (*->- (vJ>- jv^>- (v-3- /v^- «_>■ jw*- jW»- 

< s < , a a / a > /_ , 

^^,-^^^fl a -^ ~* ' \ ~*> ** so 

\^Jjjl> f-LlfU .Oil J^^T _^a.l]l «J_J1 ^> Vi All Vjj kli (^i cjllstSI 

1 / / * / 

i* > //■/■/■}/ / / } v } / 

Ji^P .Oil jli_Lp^^C'l] Uljll Uj j& -Oil ^Li U-tli 1) Vlij-3V ajl>=)j «uil 

a ^^ ^^ a/a^^^ a .} , ' ''\ s' tk ' 

3 ciU_il ^i j^^-*- j*jj^1JI (ALLil 5^*4-*" ^^ j4-^ ^^ j ^9^1; 



Kitabiyat 771 

l s I s » > - 1 » - ^ /i"" { s s sis C > I ,. C f I s s > S \ S > SS \ 

S s S S s S S S S S * S S 

3S j \JsW3Sj IjStliolJ l-llLt'g 111 ^^,1^1^ tjJJ^^-^ ^4-* 

S » S S S S } S S S 

_ / » } S ^ ^ ^S } } S 

> > , > ' si 

j 3 >»->■ ill j LJ jJI Ol^ya^ \-~JlP 'bi (j>^J' ^ /i-^-jl /y j j^Joiji 3j\ii_>- ^1 *L> 

' i. „ > ' ' ' ' ' 

J U-wj-^-l L° lxja_9 J U)Lya_)l } IxPUw^U Wot— - * j ij\— iiOll y^.>- 1W Ljj-JL, 

fix si s s s o s o o o 

\_)l (*^— Jul l V«a>- Jl «— >-jl C-ol J Ix^k^-y if A-^ U)_j— i Jo w^_XP >» L^ *i y j UJ^_)i 

s s s s > s ss s s s 

i ' s s \' ' , . . ° ■> ' ' * } ' ' 

tiL!l««.) LjI <v^_ Jul bju-iij l^J Ix^-Li j UJU.pI U^j 5"y J bL^Sp* U^j y?->I« j' 

a a s 






772 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

> > > > ' > ' > > " - - 

> - » > , > , * * , * 

' \ V } ° - V\"- } t " t \' } ° " \ 1 " t I >8 " - " \ V - " ° • " <*■ It" - " ' • 

•'H ' " ll " s ■* • -* " it » t K-* ' " "I " lt^ ' -* " it " t K -* ' " /^S (•' t^" " l 

s o a s s s / a 

2JLl«J! j jwl> j [joajJI »jlS\ij\ jox>Jl J^j-lSl) j [^-L^Ij] *L*lil) l^>-y 

Si Si, ,000 

uJJLxti Joj^l (J'-^- : *- (V* *^Ji i_> .'Jl j_* j Jojj U.J *UJl>- ^ ,Jlj»jeJl Joa^iaH iji>il 

^ ^ , ? <- t ^ <■ 

tl'.. » t r !• - 8 -* *"" -* " I"" ' -* *\"\ ' \' 'J ' \ r\'° " ' In 

j_5 JUi -Oil ^_£^^Ji_j Wj-j«^ '»^-s»=>=) j bj^a» *LjL«Jljj Lx^ «Oib [Uoc^siJ 
9 x°xi 9 'x ° x £ ■*> ~ " \ ' ' ' ' 

!j->-j^5^j ij - ^^^^^^ *^"jj C^ (*-^j v^j^^tj^j v^(J^' 



Kitabiyat 773 

> flx x x v /•/•/•} X XX X } / X 

x x 

X A XX J/ ii fl x f X vi X^XXXX^X 

3^H\^H Uj^Ij c^l ^ Ui^Ju^S lliS^ )Cs3l t^ljjl &^ip\* 



Jilj. 



fix XX ^j^? xfl xflXt" X X ^x 

X X ' X 



\* ■" I \"\"' I » -* 1 II - ,'">, If* " XI s f^'l-X \ ^| - 'I s V" > ' \t^'\' * 1\\ 

Uja^S bJ^I/^JulfoljO] <* \^yj>-\3^ bjJij # *L-»-iJAxa Ixfs^jIx^ljv^Jul 

} x i* x k / x x flxx^x 

.y (jA-Oj-*> b]^Jj| L*>bj 1>-U_>j U-^.jj Uwj^-Pj u*^*? \jj^*_>j 2f j uAl?j 

x i xfl x?xfl flxfl > fi xflfl a 

x 1 rf X j *- 

xxxxfl x 1* a a a ^a 

UJlIJ Jj^ J*^-l j^Jul «-\SsL^JI :U2l*1j1j *L>-*j!SI XIZJlWj *Wj}\j Jlj«ilj 

)a_j«JI ".^ « JoLP jl ^^jAjtJI - ,^ u Jj i)l fv^— Jul A.^j SvJi a >->-l J ail*j «Je^ujl 

8 ' ' -> "- 8 ^ ,' >^ -- » >•_ £ 

tilJsA^ ^-J^ (vuu>-l 3 4?^*i ^-^ •— *-^ j*f-^ GLlujl i3j^ (V ^ £**-^ 

flx fix X fix X ^ X >x X X 

(jL>..Z ^jSlP C^^Ju'^ Hj C»ul cil-J^ «-\ju' ^jya.*-^ V iljuk-S*) j jv^Jul ijljl>^_^ 

xxx x x xflxx XX Xt" X 

>. > 8 ^ K x i„ . »x «,.x II." I' ' l.i 8 > •> •> ' 'I' /|/|/ «..x II. 8 " I' 

i_Jj^*^ u iJa-J^*^ ij>" iJUSjP l> iJA)\j>c^u ij^jt^b iJAOUJ> ,j>- DbJ^P U 

> xfl xxx x >fl xfl XX XX X 

wflx XX »"> flx^xx flxfl XX 



774 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

» -- c } ' I ' ' ' ' C } ' > ' 

j «-LJjVl j_1j 3 *W-^ i/S-h <A»pe_« «<A~«< 'Jp rXai j^ tiLilLj jC_-< 

/ / / / / / / / / y y vi / / / 

juaAJIj A^uyi A._a>s>B) ^_*|^_^)| j <U_>- J^> A.i j Jul) «-u.o»jlj <U_^/_a a ^ b » U->*J I 
C^LsJu>a j A I »-*j j' j ^w^-X^JI <LJ^> <L£ >-3 >j iCJoi tiL-tub <jAjI—*> 'Ujj^s^i Ai_ya.A) 

* / / a a / > ? ° 

,)LJi)^«Lya_) VLc^-*Jo'L5 Ju_^u il^=8) Ipillu Ijjjj U-JU ljj->" jbJtllA.^" 
/ / / ** ' 

^ a^ a >aa >aa^ fl a 

• / / s 

a x * ^a a *a 

^> [<> ^> ^^ ^> ^ . ^> f <A s- u\ ,-' o, /-* "- f^ ^ K\ 

I) t-jL*J I) X-*~*0 Vj J^9-l I) J^-»-lj I) ^yS- I) # [^Ij- 4 ■J] # V'J-^- 9 " (T 1 *" F 

^.yYy^ f> [ol r /] # ^y_- I) ^-Lf-s ^ cu— k si ->«-* ^ r 1 --? 



A 



Kitabiyat 775 



**-!/> 



\C>\ y J] # >» JuJl «*«— Jl a-* } <0i I .- i ssstoASsaL ■■■» <p> fol w« /] <8 

L x. > \ - [j^, s ■> « ^, * / L x. > J x 

J J J *Jfl ^ X V } 

> x ,. > »x>> .. > »>.. x'x. « .. > . .. .. > lK .. > 'it -* ' s "it '-* Stl 'llXt • it » t '-* 

j»jjiji j^-Ji j^' r^-** ^' j*j ^' ^^ii w*v' ( j' 4j *"J' j* ^' ^' ^ i£^' «oii j^ 

_> w a a a o C o s o / s / / s a 

\j\jj>\ (jya.^1 "j-^\ J^_*-JI i$>h^\ J^*^ jj^a^i\ {$JQ>\ JjUeil ^Svlail jU>Jl 

_> a ^? o ■* s s s a } a / a s o 

ujjfi ^Uil ^U\ c^l J jJJI >*lil ij£ti ^U!l _U«\2l ^.1^1 jallil 

t^l^-UI (villLil ( jJ«^J1 f***^ j-ijtil ^>-J*.il »jlJLJI olL^-Jl "jVLa\\ «j\Ul 

I s > « A ^ ° ° x 

x' a . x' . ax'., x' a. . _, x'. . x' > • S " "\ \ ^ ' ^ \ * "\\ "* K II "* "it 

x' '-' x- x- x' ' " *' ' \ " Cj.' 

a XX 

X xx x^ t x^ <> X^ X' X' 

CiLL« lx_>cSl lA»_lij x j c^_l>^- Hi J jil^ V j Cx_^aj US Slj V j Cx.*i^ Hi 

o o / b a a a , a fl 

*-^l>sjl >>-r fl -i M ^j_^j1 «_»XjI AJu?^)! ^j..— ^ail ju-u* Ji -iJol c^->=ajI ^t^LiJi 
^l^iUWkil V l^lilJ^iUI^UlV [ j^Ij^ ] ^£pl Ja^JI 

•* } / / / S S } * / S B } * / i 

> »^X SXX»«^^ X« > 

x i ""x i |X » x ' x 1 ""x" . „i . ' x i ""x » X X ' x i ""x » > 

xjx' xjx'x' x'xJx'X 

i* } / / / / v> } / w / / / v } 



776 Gavs-ul Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

/ } x x x v / x yv I* } V *> } 

X XXX X X X X X 

* > flx x a xflx XX XX > 

1 X ^^ X X 

XX X> S" s- XX XX ^ ^\ — < 

flflt"^XXX> X I* , 

a / , a / / / a , » °> v i 

C-vl'j LJj^C-vll Lji^-^.lj CJ -J!_p|j li_Pl_jS.pl J 3 j_9- J I (W->-J u L->Jjl A-a-S-J 

> x » > 

> \\s > . / , , 1 1 s . i - > . i «. h « t s ^ • it > ' x: 
p_--o <0i I j_* .3CNJI-Jilp_~o -Jilj-fc pLlJl-Jil-, ~o ju>.->- Jl^j_>- 

XX " X X X " X X X 

X , > X < > « 

9 a ,- «'^^«.^ s t • it » t 8 Y » I ' -* •('-' « t 

J «• ..-£ <u— i »^o j_^j if ^ £ j»l «uil rt^^o 4 «uil j_a JuJJI <oil 

1 " ' X X X " X 

X " X 

9 ,a .. x> ,X i -> a . X a » |/ o. i-'Th /X r it ^ ^ s \S* s" 

Sir* >* J; ia -^ c '' -*-t>- J £ ^ J ^ r ^ * <^fV ^-^^yj 

^ / ^ x ^~" I ^ 

jJi % Gai>-I Aa-jA>- I -Oil AaiUjl >a»_*j AajU- lf*ip LJ ^2 A.f=_=> j I j^U 

X- X XX " UU ^ - >x 

/ \> / ^ } S/ ^s \ a >S ' ' a S /so, 

°Ss 2^11? j ^*_^=!L> 2^11? JLkj LuLu 2c^l ^*_J,J1 a*j y ^-^ssuAp J^Jl 

X X x '-' - X • ^ '' 

x 

/a > > a / a ^ ^> >a/ a ^ 

/ s > > '. > ' , >-* > / a ^ a > /a 

/ ' / X x / 

> . >> ^a> , a ^ . /a / / / > } 

A ^ ,>a/a / > < / , 

. rx . -f X i „ ax, X a fX. X ,. , ,. -,. -> eiX X „ ^ X . ,t .XX, 

2— L. -Oil . XLJ j > »^ J .^U^ Jl J^jJI >*~^Ip ^^=» . jiJJl ^x-.^J 

l "X • L/ -. . \j t v ty 



j/y^==^^. 



> > 



Kitabiyat 777 

4 s\ ^ >*,/ > /a o / a a /a 

j> i\ aJI 9 O <OJI A^_ mi ^-L>t_Mi 9i) Ai -jLa-1^.«J| j jw_«J_«Jl j jujLajI 

*, S S S S ■ S s* s* 

» -f > > 1 I <"" a , 

» -> a ^ . , -jOr- <-> a .. ^ ^ < -> « , ^ " T < f * ' St. ' <),' N/f " I ^ " 

i " "/ U *> ' s* s* 

* / / / 

as sua a } . / a , 

' • -^ . " '"ti ^ < ^ ii ' • ' < ' \- •• ' ' r .•. ^ ' ■ ' s/f ^ . r' ^ it 

? ^ ''' ? ^ ' ^ ^ 

a > , ^ /a a a 

-^ • s ; i • ^ i ^ # -' ' - 

< s a s s > s , , / / | s 

\ s ' ' »^\ • ' t ^ \S ^ {• > » '■ I {^ \^ ""^ a s. S \Si> > iss-a-sl", 

/ / / / 

. > / a _ as , / / 

°j^=JL\ j l^jj iV. f<ui 1 l^i 1^. i*k; Villa (V li^ 3 j * &r* ^^^ V 



778 



Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



s s 



s* f "v kl y ys. i s" i > , i Xs » ► . s" ^u > s s" . I > s\ , s? s" >y "STY ' * 

«»>> S S } S SSI > > > > S SI 

~» > .S" . i \y ys" K i, . 1 > t s- > a .. Is- a i ls . , ... 1 f "• , » /,/'. i s/( 

S s " s s 

a > ^ a s s } s s 

y t y ... ^s- n s- > \ s t> -» > .y «y is- yf.s.» . f I. 






>* Sof- 



as' ' ^ \ M ^ ."0,7*' s- s- 

,-"• j < ^~=» f> .*., j frsat»Jl ,>i. >^1 <0il J^ y Vi JaLSI l^j 4, ^_^=sjjLj 

*-' " ' "V ^ *, ^ s' ^y S* I • 

s s * s * s 

C / / } 

j]*Dl j>\^l j^li^l jillil^l^ lll^-jl j \Ii^] \_o\y 3\ <^ j->.«,_»-.->- 

j ^^Ixil yaJlp ^j^z\\ £—- 7UL.J ^jj tiU-«J 1^1 j /j->Jl 4.^-9 j^jlcAJail jJ^uJl 

y y y ' s" 

«_ijj jl j 2uj_2ulJl pllA? -u> \Ls-*£\p JjLLj jl sjjyb^l «ii» tjlJl^i [ol^ 7] 

^"*" S" S~ S" / 

/ / / S / 0/ 

> ^ fj /v } / / y ^, w <s / 

i^JsV ju.!u_u a>*_s-j{L2 »wl (_^1 /jjlLJI UJLp&4 ocA^^o ^p *X*»j X^ r*^^ 

s- s" s- -^ s" s- / 

/ 

^ s / *•/ , / / }■ / / / / / * / / / ^"1, / / . s & s- s- s- s- 

X fix / / / / / // / / } } 2 

\^ »Uiil Vj ^^ Vj ^ ; ^1 ^j \^3blpV 6C« J^l^j'jJJ! 



Kitabiyat 779 

/a o 



s > 



* » } sis * } / / 



[Olj^ J] <*JbjJIoljL^ 



/ / 






Baslayistaki gibi, hediye yapihr. 

Evrdd-i Kudsiye (Bahaiyye) gunde iki defa okumak uygundur. Sabah kusluga 
yakin bir zamanda veya ikindi namazindan sonra okunur. Okumalarda (sabah ve 
aksam) birkaq kelimede degisiklik yapihr. Bazi yerlerde tekrarlar yapihr. Bu ise, 
duanin feyz ve tesirini artirir. 



780 



Gavs-iil Azam Ihramcrzade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



ICINDEKILER 

Dua 7 

Onsoz 11 

BiRINCi KISIM 

Gin? 17 

Tasawufi hayatm siyasi ve ictimai durumu 

ve iiniuiiii Mr bakis 22 

Tarikatlarm kapatilma sebeplerine Mr 

bakis 31 

BiRINCi BOLUM 

A) HAYATI 

I-Beseri hayati 37 

1 — Sivas Vilayeti'nin siyasi ve ictimai durumu 

ve umumi bir baki§ 

2 — Dogum yeri ve memleketi 39 

3 — Adi ve ecdadi 

4 — Cocuklugu 43 

5— Evlilikleri 47 

6 — Cocuklan 

II-Resmi vazifeleri 49 

III -Emeklilik hayati 50 
Hapis yatmasi 

IV — Hakk'a yiiriiyiisii 54 
B)TASAVVUFI HAYATI 

I — Intisabi ve miiridligi 59 

II— Seyhligi 61 

III — Gavshgin ve kadiiiligin verilmesi 63 

IV — Efendi Hazretlerinin hayatinda dokuz 

sayisinin sirrc 67 

V — Mevleviligin verilisi 69 

VI — 12 tarikatten icazetli ve icazet veren 

olmasi 70 

C)MENKABE VE KERAMETLERl 

I — Intisabindan onceki zamana ait 

menakibi 73 

II — Miiridlik devresine ait menakibi 74 

III — Seyhlik devrine ait menakibi 76 

IV — Hakk'a yiiriimesinden sonraki 

menakibi 112 

iKINCi BOLUM 

A)iLMI, EDEBI VE TASAWUFI SAHSI- 

YETI 

I — ilmi sahsiyeti 119 

II — Edebi sahsiyeti 125 

1 — Yar-e Yadigar -Mevlid-i Nebi 

Aleyhisselam 126 

2 — Katre §iiri 147 

§iirin yazilma hikayesi 149 

Katre jiirinin a9iklamasi 152 

3 — Mektuplarindan ornekler 235 

III — Tasawufi sahsiyeti 

1 — Terbiye adabi 241 

Melametin tarifi 

Ger9ek melamilerin vasiflan 247 

Efendi Hazretlerinin melamiligi 248 

Vahdet-i viicut-vahdet-i §uhut 250 

Vahdet-i viicut 250 



Vahdeti §uhut 253 

Varhk ve yokluk 257 

Varhk ve yokluk konusunda Mevlana'mn 

g6rii§leri 262 

§eriat ve tasavvuf birlikteligi 267 

Ilmin iistunliigu 268 

2-Adab-i Muasereti 275 

Anne sevgisi 

Arkada§ligi 

Canjamba giinii 

Cocuk sevgisi 276 

Davete icap ederdi 277 

Fedakarhgi 

Evdeki hali 278 

Hali 279 

Hasta ziyareti 280 

Hiisn-ii zanni 

Insanlara ili§kisi 28 1 

Insanlara saygisi 

Iyi Su Icme Hakkinda 

Giyimi 

Sank sarmak siinnettir 282 

Kur'an-ikerim'e hizmeti 283 

Kurban Kesilirken 

Mezhep goru^ii 

Misafir sevgisi 

Seyhine vefasi 284 

Temizligi 285 

Tirnak kesmesi 286 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellem ve Ehl-i 

Beyt sevgisi 

Yardimseverligi 287 

Yemekteki hali 288 

Yuriiyusteki hali 

Zahire hiikmetmemek hakkinda 

Zuhdii 

3 — Sozlerinden 291 

4 — Sohbetlerinden 317 

Allah Teala'yi isteme hakkinda 

Allah Teala'mn ehli hakkinda 319 

Alemler hakkinda 320 

Aile hukuku 

Av eti hakkinda 

Dilenciler hakkinda 

Dedikodu yapan hakkinda 

Denizler hakkinda 321 

Ders vermede liyakatin ikinci plana atilmasi 

Devlete itaat hakkinda 

Diinya hayati hakkinda 322 

Dostlar hakkinda 323 

Efendi hazretlerinin kendi makami hakkinda 

Efendi hazretlerinin bir miinacati 

Ehl-i beyt hakkinda 324 

Fena fi's- §eyh hakkinda 325 

Gavshgi hakkinda 

Gercek hafizlar hakkinda 

Gerjek temizlik hakkinda 327 

Hacca gidemeyenler hakkinda 

Hacilar hakkinda 



Kitabiyat 



781 



Hakikat hakkinda 328 

Hastahktan §ifa bulma hakkinda 

Helal Rizik Hakkinda 

Himmet hakkinda 

Hiisn-ii zan hakkinda 329 

Ihvanhk hakkinda 

Ihvandan istenilen §ey hakkinda 

Ihvan Felj olmaz ve bunamaz 331 

ihvanin Coklugu Hakkinda 

Ilk vazife 

Ilkbahar mevsimi hakkinda 

Insana deger veren §eyler hakkinda 332 

Istemeyi bilmek hakkinda 333 

Isim koymasi hakkinda 

l§lerin degistirilmesi hakkinda 334 

l§lerin hakikati hakkinda 335 

l§lerin zahiren soylenmesi hakkinda 

i§lerin tecellisi hakkinda takdirin onemi 

Kaza namazi hakkinda 

Kendine soylenmis. ilahilerin hakikati 

hakkinda 336 

Kendini begenenler hakkinda 337 

Keramet hakkinda 338 

Kokusu 339 

Leyla ve mecnun 

Meczuplar hakkinda 340 

Misafirlik hakkinda 

Misafirler hakkinda 

Miinaka§a Hakkinda 

Naci firkasi hakkinda 

Rabita hakkinda 341 

Ramazan ayi hakkinda 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve sellemin Efendi 

Hazretlerine isim vermesi 342 

Rasuliillah sallallahii aleyhi ve selleme olan 

sevgisi hakkinda 342 

Rusya hakkinda 

Sabn hakkinda 

Sahte §eyhler hakkinda 

Sakal hakkinda 343 

Sevmek hakkinda 

Siyaseti hakkinda 344 

Sohbet hakkinda 346 

Son olarak soyledigi gazel 347 

§eyhligin kazanilmasi hakkinda 348 

§eyhin iistiinlugu hakkinda 

§eyhin makami hakkinda 349 

§eyhin gerekliligi hakkinda 

§eyhliginin hakikati hakkinda 

§eyhligin hakkini vermek hakkinda 350 

§evval orucu hakkinda 

Takdir Hakkinda 

Tarikati hakkinda 351 

Ulu Camii hakkinda 

Uj aylar hakkinda 

Tekkesi hakkinda 

Teslimiyet hakkinda 

Vefali olmak Hakkinda 

Vefat eden ki§i i9in kelime-i tevhid hatmi 352 



Vesvese hakkinda 

Zahiri Ilim 

Zikir hakkinda 

Kisa §iirleri 353 

5 — Sevdigi siirlerden bir demet 355 

6 — Efendi hazretleiinin sevdigi hikayeler- 

den bir demet 377 

7— Bal tefsiri 389 

8 — Sevdigi yemekler 392 

B) HIZMETLERi 

1 — Ulu Camii tamirati 393 

Ulu Camii 

Ulu Cami'nin ozellikleri; 

Ulu Camii 'nin gordiigii tamiratlar 394 

Ulu Cami'nin 1955 teki son biiytiktamiri: 

Ulu Camii ihramcizade Haci Ismail Hakki 

Efendi Hazretleri tarafindan tamiri: 

Ulu Camii ile ilgili meshur rivayetler 396 

2 — Sivas Imam Hatip Lisesi'niii 

Yapimi 397 

3 — Tamir ettigi ve yaptirdigi camiler 398 

Hoca Imam Camii minaresi 

Hayirseverler Camii 

Sofu Yusuf Camii 

Sofu Yusuf kuddise sirruhu'1-aziz 

Dikimevi Camii 

Serceli Camii 

Yeni Camii 399 

4 — Yaptirdigi kopriiler 

Zara -(Cencin),Tozanh Kopriisti, 

5 — Yaptirdigi cesmeler 

Sivas — Cencin koyii) i9me suyu 

UCUNCU BOLUM 

A) SOHRETI VE NUFUZU 403 

B) TE'SIRI 404 
I— Halifeleri 405 

Silsile 

Uveysilik 406 

Ruhanilerin tasarrufu 409 

Efendi hazretlerinin son senesindeki 
Durum 411 
Halife secimi 415 

ihramcizade ismail Hakki Toprak kuddise 
sirruhu'l-azizin halifeleri 417 
Konu hakkinda sorulan sorular ve cevaplan; 
1 — "Garda§lanm! Bu i§ burada bizimle ta- 
mam. Bizden sonra §eyh yoktur" bugiin i9in 
ge9erli midir? 419 

2 — Efendi hazretleri Hakk'a yuriidtikten sonra 
bir ki§iyi yeti§tirebilir mi? 427 
3 — Efendi hazretleri hi9 kimseyi yeti^tirmedi 
mi? 

4 — §eyhligini ilan edenler hepsi yanh§ yolda 
mi? 428 

5 — Kiyamete kadar bu din baki ise, §ubesi olan 
tarikatlarda devam edecek midir? 43 1 

6 — Bir miir§ide tab! olmak mecburiyet midir? 
7 — §eyhler kendilerini ba§kalanmn etkisinden 



782 



Gavs-iil Azam ihramcrzade Ismail Hakki Toprak Sivasi 



nijin kurtaramiyor? 434 
8 — Manevi yolun temsilcileri kemal mertebeye 
kavu§mamis, ki§ilerin yonlendirmesinden 
etkilenirmi? 435 

9 — Her yeti§mis, ki§inin §eyh olmasi gerekli 
mi? 437 

10 — Bulundugu kolda icazetli seyh kalmazsa 
ba§ka kol'a ihvan ge9ebilir mi? 442 
1 1 — Mecburiyetten §eyh olunur mu? 447 
12 — Seyhlik miiessesi birka9 kelam iizerine 
istinat etmek dogru olur mu? 451 
13 — Seyhlik ferdi ijtihat mi, yoksa cemiyetin 
icmasi mi gereklidir? 453 
14 — Seyhlik vazifesi alan ki§ide bulunan 
e§yalar o §eyhin muteberligine i§aret 
olurmu? 455 
15 — Seyh gerekli midir? 
16 — Tarikatlardaki hiziple§menin dini i9erigi 
nedir? 456 

17 — Aynca a§agida gelecek kisimda su sorula- 
rin cevabi gelmektedir. 458 
— Seyhin icazet vermesi ile halifenin kendine 
rabita yaptiramayacagi; 
— Hakk'a yuriiyen §eyhe rabita yapilmaz 
demenin yanlis, oldugu; 

— Seyh vefat etti diye miirid faydasim umarak 
kendine rabita yaptirmasimn 
hata oldugu; 

— Hakk'a yiiriiyen ijeyhin tasarruftan diistti 
demenin yanlis, oldugu; 
— Seyh hayatta iken miiridine dilerse yetki 
vererek kendi yerine kaim kilabilecegi; 
— Ruhun ne kadar giijlii ve tasarrufu oldugu; 
II — Muhlb ve miiridleri 461 
III — O'nun hakkinda soylenmis 
kelamlar 468 

JKJNCi KISIM 
BiRINCi BOLUM 
A)Tasawuf 507 

Felsefe ile tasavvuf 510 

Aksaray Oglanlar Dergahi §eyhi Ibrahim 

Efendinin tasavvuf manzumesi 513 

B) Intisab ettigi kol ve silsilesi 

I — Intisab ettigi kolun Turkce silsilesi 521 
II — Intisab ettigi kolun Farsca silsilesi 523 
Farisi silsile-i §erifin aciklamasi 524 
Piran-i izamin Hakk'a yuruyu§ tarihleri 525 

C) Pirleri ve §eyhleri hakkinda bilgiler 
Abdullah-i Mekki Erzincanl 526 
§eyh Yahya Dagistani 529 
^orumi Mustafa Rumi Faruk-i §iranl 
(Kara §eyh) 530 

Alucrali Miiderris Haci Hasan Efendi 532 

Alucrali Miiderris Haci Osman Efendi 

Qalganli Miiderris Osman Efendi 533 

Oflu-Hajkali Hoca Baba 

Darendeli Mahmut Efendi 535 

Mtir§id-i Kamil Mustafa Efendi Hazretlerinin 



§am-i §erif e Terrified 544 

Corumlu Mustafa Rumi Hazretlerinin 

mektubu 550 

Menakibi 553 

Corumlu Mustafa Rumi Kuddise Sirruhu'l 

Aziz Hazretlerinin Sohbetleri 556 

Seyyid A'rec Halil Hamdi Pasa 559 

Seyyid Mustafa Haki Efendi Tokadi 561 

Sohbetlerinden 566 

Menakibi 

Mustafa Taki Efendi (Dogmyol) 570 

Menakibi 573 

Eserleri 574 

Haci Ahmet Efendi Niksari (Zarakol)575 

Menakibi 576 

Seyyid Abdullah Hashnt El Mekki (Arab 

Seyh) 577 

Mekke-i Miikerreme'ye siirgiin edilmesindeki 

yazi§ma metinleri 580 

Evlilikleri ve Cocuklari 585 

Hakk'a Yuruyu^ii 586 

Tiirbesi 

Tarikat silsilesi 

Halifeleri 588 

Vakfiyesi 589 

Menakibi 590 

icazetnamesi 592 

Abdullah Ha§imi El Mekki'nin 

bir mektubu 593 

Fazlullah Mur AU Baba 595 

iKINCi BOLUM 

NAKSI-HAKI TARIKATI ADAB-I 

A-NAKSI ISTILAHLARI 603 

1 — Vukuf-u Zamani 604 

2— Vukuf-u Adedi 605 

3— Vukuf-u Kalbi 

4 — Hus Der Dem 606 

5 — Nazar Ber - Kadem 607 

6— Sefer Der -Vatan 609 

7 — Halvet Der — Enciimen 610 

8— Yad-Kerd 612 

9— BazKest 614 

10— NigahDast615 

11— Yad-iDast 618 

B-VESVESE 620 

I-Temizlik ve ibadetteki vesveseler 

1 — Abdest almakla ilgili vesveseler 620 

Abdestin bozulmasi ile ilgili vesveseler 621 

2 — Gusiil abdesti ile ilgili vesveseler 622 

3 — istibra ile ilgili vesvese 623 

4 — Diger temizlikler ile ilgili vesveseler 624 

II- Ibadetler ile ilgili vesveseler 

1 — Namazla ilgili vesveseler 625 

§eytanin namazdaki vesvesesi 

2 — Daha iyi ibadet etme du§iincesi ile ilgili 

vesvese 628 

3 — Daha 90k ibadet etme dii§uncesi ile ilgili 

vesvese 



Kitabiyat 



783 



C)NAKSI-HAKI TEMEL PRENSIPLERI 
I-ibadet adabi 629 
Namaz ibadeti 

Kildigi nafile namazlan ise, §6yledir 630 
Tehecciid namazim kih§ §ekli 632 
Oru9 ibadeti 634 
Gtinliik evrad-i 
II — Sohbet adabi 
Sohbetin hikmeti 639 
Sohbetin amaci 640 

Ilahi okuma 641 

Sohbetin yapih§ §ekli 642 
Sohbetin usulii 644 

III — Hatm-i Hacegan adabi 
Hatm-i Hacegan 647 

Zamani 

Hatim memurlan 

Hatm-i Hacegan'i okuyu§ usulii 648 
Hatm-i Hacegan'm zikri 
Hatm-i Hacegan'in yapihs, sekli 
Hatm-i Hacegan'in fazileti 650 
IV— Kelime-i Tevhid Ilatmi 651 
Kelime-i Tevhid hatmi fazileti 652 
V — Tesbih namazi 653 
Tesbih namazi nasil kihmr? 
VI — Istihare namazi 654 
VII — Taiikat vazifesi ve ders adabi 656 
1 — Dersler 
Hediye boltimii: 
Feyz talebi 657 

Rabita 

Rabitamn Tarihi ve Olu^ma Seyri 658 
Rabitada fiziksel durumlar §unlardir 659 
Rabita ce§itleri 660 
Mtir§idi rabita ce§itleri 
Rabita adabi 661 
Rabitamn faydalan 662 
Zikir 666 

Zikrin kisimlari 668 
Zikir telkin etmenin keyfiyeti 
Telkin edilen zikirler 669 
Zikrin §arti 

Zikrin yapihs, §ekli 670 
Zikirde dikkat edilecek hususlar 671 
Zikrin fiziksel boyutu 672 

2 — Seyr-u siiluk 674 
Seyr yesitleri 675 
Seyr mertebeleri 677 
1-Seyr ila llah 
2-Seyr fi'llah 
3-Seyr ani'llah-billah 

4-Seyr-i esya (seyri miistedil ) (dontilen ma- 
kamlar) 

Seyrin halleri 679 
Letaifler 681 
Letaiflerin yerleri 
Seyr Derslerinin Makamlan 
Vilayeti Sugra ( Kiiciik Velayet) Fena Ma- 
kamlan 682 



1-Kalb Dersi 


683 


2-Ruh Dersi 


685 


3-Sir Dersi 


687 


4-Hafi Dersi 


689 


5-Ahfa Dersi 


691 



6-Nefs-i Natika Dersi 693 

Nefs-i Ciiz Dersi 694 

7-Nefs-i Kill Dersi (Zikri Sultan) 694 

Teveccuh ve Murakabe 695 

Murakabe 696 

Murakabe §artlari 699 

Murakabenin yapih§i 

Murakabe edebi 

8-Maiyyet ve hiiviyyet murakabesi 700 

Latifelerdeki Lafza-i Celal Zikir Adedi 70 1 

Latifelerdeki Lafza-i Celal Zikir Cah§ma 

Zamani 

Siiluk 702 

Haps-i nefes ile nefy-u isbat 703 

Yapihs, sekli 704 

Tevhid-i hakiki (Nefy ii isbat) dersinin dokuz 

§arti vardir. 705 

Ehadiyyet murakabesi dersi 707 

Seyri Mustetir 708 

Vilayet-i Rubra ( biiyiik velayet ) 710 

Velayeti Kiibra dairelerinin alametleri 713 

Velayeti Kiibra'da zikirlerin Yapih§i 

Velayet-i Kiibra Daireleri 714 

Velayeti Kiibra Makamlan 

Mahbubiyet murakabesi dersi 

1 — Murakabe-i Gavs-i Muhabbet ve Daire-i 

Esma-i Sifat 

2 — Daire-i Asl'i Asl'a Seyr, 716 

3— Daire-i Asl-i Kill, Ruh-i Kill 

4 — Akrebiyet (yakinlik) murakabesi dersi: 

Vilayet-i Ulya 718 

Mertebe-i Vilayet-i Ulya Hiiviyyet-i 

Melekutiyyet Dairesi: 

Kemalat Daireleri 719 

1 — Mertebe-i Kemalat-i Ntibiivvet, Risalet ve 

Heyet-i Vahdaniyye Dairesi: 

2 — Mertebe-i Kemalat-i Ulii'l — Azim Dairesi: 

3 — Cam-i Zat-i Muhabbet-i Uluhiyyet: 

D)MURSiD-MURID MUNASEBETLERI 

Mursid 723 

Miirid 

Bir miir§ide baglanmak gereklimidir? 727 

Nisbet-i hrfzin keyfiyeti 73 1 

Miiridin (Ihvanin) durumu 733 

Riiya 741 

E— KADIN IHVANIN DURUMLARI 746 

Kadin nijin "orttin emrine" muhatap 

kilindi? 753 

F — Ihvanin Psikolojik Durumlan 758 

G— Ehl-I Beyt'i Sevmek 764 

S.Osman Hulusi Efendinin Mektubu 289 

Netice 771 

Evrad-I Bahaiye (Kudsi Dua) 775-1 

Icindekiler 792 Kitabiyat 796 



784 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

kItabiyat 

Ahmed Ziyauddin Gumiishanevi kuddise sirruhu "Cami-ul Usui" Arapca, Istanbul, 

Ahmet Acrkgoz, Inkisaf Dergisi,\0 Nisan 2005, 

Albayrak, Sadik, Irticanin Tarihgesi, 1st, 1987 

Altuntas, Ismail Hakki, Muhammedi Dua, Istanbul, 2004, 

Altuntas, Ismail Hakki, Naksibendi Seyhi Ismail Hakki Toprak'in Hayat Ve Men- 

kibeleri (Yaymlanmamis Lisans Tez) A.U. Ilahiyat Fak. 1992, Ankara 

Alvin Toffler-Heidi Toffler, Zenginlik Devrimi, trc. Selim YENlQERl, 1st, 2006 

Alvm Toffler, Gelecek Korkusu Sok, Cev. Prof. Selami Turgut, 1st. 2006 

Arif, Hilseyin, Yunus Emre, Istanbul, 1 977 

Apuhan, Recep Siikrii, Oteki Menderes, 1st, 1 997 

A. Ibrahim Dede, Asci Dede'nin Hatiralari, Mustafa Koc-E. Tanriverdi, 1st, 2006, 

Asik, Nevzat, Ibadette Asirihga Karsi Hz. Peygamberin Tutumu, Izmir, 2003. 

Ates, Seyyid Osman Hulusi, Divan-i Hulusi-i Darendevi, Istanbul, 1 986 

Ates, Stileyman, Kadiri Yolu Saliklerinin Zikir Makamlari, Ankara, 1976, 

Aymaz, Abdullah, Isigin Dustugu Yerler. 1st, 2005 

Aytanc, Gonill, Sozce, 1st. 2005 

Ayni, Mehmet Ali, Tasavvuf Tarihi, sadelestiren H.Rahmi Yananli, 1st, 2000 

Ayverdi, Samiha, Abide Sahsiyetler, 1st. 1976, 

B. Ahmed Nairn, Sahih-i BuhariM Tecrid-i Sarih trc. ve Serhi, 1 979. 

Bastunc, Yilksel, Yangin Adam Neyzen Teyfik, 1st. 2000 

Berksan, Nazim, Tarafsiz Konusuyor, 1st, 1 960 

Beyanu'l-Hak Dergisi, Cilt: 2, Sayi: 28, Yil: 1327 

Bilmen, Omer Nasuhi, Biiyiik Islam Ilmihali, 1st., 1992. 

Bursevi, Ismail Hakki, Tuhfe-i Ataiyye, Veysel Akkaya, Kabe Velnsan, Istanbul, 

Burgay , Hasan, Hazreti Muhammed (s.a.v.) 'in Varisleri, Ankara, 1994 

Canan, Ibrahim, Kutub-i Sitte Muhtasari Tercume ve §erhi, Ankara, 1988. 

Cebecioglu Ethem, Tasavvuf Terimleri Ve Deyimleri Sozlugii, Ankara, 1997 

Qantay, Hasan Basri, Kirk Hadis ve Mealleri, 

Qantay, Hasan Basri, Kur'an-i Hakim ve Meal-i Kerim, Istanbul 1976 

Qavusoglu, A\i,"Yusuf Hakiki'nin Tasavvuf Risalesi/'S.B.Ens. D.S.13Yil: 2002, 

Cecen, Halil, Niyazi-i Misri'nin Hatiralari, 1st, 2006, 

Qetin, Mahmut, Iliskiler, 1st. 2000 

QmarFatih, M. TakiEfendi, Cum. U. Ilahiyat Fak. Der C. IX/2.12. 2005, Sivas, 

Coskun, Ahmet, Sohbetler, Hatiralar, 1st, 1 982 

Coker, Fahri, Turk Parlamento Tarihi, Milli Miicadele Ve TBMM I. Donem 

(1919-1923), Ankara 1995, III, 890, (TBMM. Vakfi Yaymlan); 

Demirel, Omer, Osmanh Donemi Sivas Sehri, Sivas 2006 

Denizkuslan, Mahmud, Kur'an-i Kerim ve Hadislerde Tip, 1st., 1982. 

Dolek, Adem, Yrd. Doc.Dr. Ataturk Unv. Erzincan Ilahiyat M.Y.O. Hadis ABD. 

Ogrt. Uyesi, Dinbilimleri A. Arastirma Dergisi IV (2004) Hadisler Isiginda Temizlik 

ve Ibadet Konularindaki Vesveseler ve Tedavi Yollari Makalesi, Sayi: 4, s. 48-69 

Dilaver Selvi-Enbiya Yildinm-K. Yildiz -O. Yildiz, Rabita ve Tevessiil, 1st, 1994 

Dinbilimleri Akademik Arastirma Dergisi IV (2004) Hadisler Isiginda Temizlik ve 

Ibadet Konularindaki Vesveseler ve Tedavi Yollari Makalesi, Sayi: 4, 

Din Egitimi Arastirmalan Dergisi Yil: 2002 Mevldna Makalesi, Sayi: 10, 

Ebu Abdurrahman Sulemi, Risaleler, trc. Stileyman ATES, Ankara, 1981 



Kitabiyat 785 

Elmahh, M. Hamdi Yazir (h.y .t. 1 942), Hak DM Kur'an Dili, (I -IX), Eser Nesr. ts. 
Eraydm, Selcuk, Tasavvufve Tarikatler, Istanbul, 1994 
Epiktetos, Dusilnceler ve Sohbetler, trc. Burhan TOPRAK, 1st, 1962 
Ergin, O. Nuri; Bahkesirli Abdulaziz Mecdi Tolun Hayati ve Sahsiyeti, 1st. 1942, 
Ergun Goze, "Sivas'a Bassagligi Makalesi" Tercilman Gazetesi, 16 Agustos 1969 
E.Darir Mustafa, Kirk Hadis Kirk Hikaye, trc. S. Yildinm- N. Tilmaz, 1st., 2004, 
Esref Edib, Kara Kitap, 1st, 1 972 
Esrefoglu Rumi, Muzekkin Niifus, 1st, 

Eyilp Sabri Pasa, Kabe ve Mekke Tarihi, Sadelestiren, Osman Erdem, 1st. 
Fatih Camileri ve Diger Tarihi Eserler, D.l.B, 1991 
Fatsa, Mehmet, Tasavvufta Mekki Kolu, 1st, 2000 

Feriduddin Attar, Tezkiretii-l Evliya, hzl. Suleyman Uludag, Bursa, 1984, 
Fethullah Gillen, Umit Burcu, Istanbul, 2005 

Gavs-i Hizani Seyyid Sibgatullah-el Arvasi, Minah (Vergiler), Istanbul, Aralik 1 996 
Gazzali, Er-Risaletii'l-Lediinniye, Trc. Yaman Ankan, Istanbul, 1972, 
Goleman, Daniel, Duygusal Zeka (Cev: Banu Seckin Yilksel), 1st., 2003. 
Golpmarli, Abdulbaki, Meldmilik ve Meldmiler, 1st. 1931 

Gilneren, M. Fatih, H. Sabaniye Azizanin Hikmetli Sozleri ve Hatiralarim, 1st, 2003 
Gilrlek, Dursun, Ayakh Kutiiphaneler, Istanbul, 2005 

H. Osman Uskiidari, Naksibendi Efendi, Tarikat Risalesi Trc, I.H. Altuntas, Yazma 
Hizmet Gazetesi, 4 Agustos 1 969 

Husameddin Bursevi, Menakib-i Hazret-i Uftade, 1st, 1 996 
Hilseyin Hilmi Isik, Tarn Ilmihal Se'adet-i Ebediyye, Istanbul, 2004 
Ibn-i Haldun, Mukaddime, trc. Halil Kendir, 1st, 2004 

ibnuT-Kayyim, §emsuddin Muhammed b. Ebi Bekir, Seytanin Tuzaklari (Trc: 
Omer Temizel), (I-II), Konya, 1993. 
Ilmihal, (heyet), Isam, 1st., ts. 

Imam Rabbani, Mektubat, trc, H. Hilmi Isik, Istanbul, 1 977 
imam-i Rabbani, Mebde' ve Me'ad, 1st. 2000 
Imam §arani, Uhud-ul Kiibra, Selahaddin Alpayjstanbul, 1981 
imam §arani, Tenbihu'l Mugterrin, trc. Selefin Ihlas ve Takvasi, Sitki Gillie, Istan- 
bul, 1997 

imam Burhanilddin Ez-Zernuci, Ta'lim ve Muteallim, trc.Y. Vehbi Yavuz, 1st, 1993 
inancer, Omer Tugrul, Sohbetler, 1st, 2006 

, 0. Tugrul, Goniil Sohbetleri, 1st, 2005, s. 13 

, 0. Tugrul, Vakte Karsi Sozler, hzl. Ayse §asa-Berat Demirci, ist.2006 

Island Arastirmalar Dergisi, C. 17, Sayi: 1, 2004 

ismail Hakki Bursevi, Tuhfe-i Vesimiyye, hzl: §eyda Ozturk, 1st., 2000, 

; Tuhfe-i Aliyye, Hzl: §eyda Ozturk, 1st., 2000 

ismail Hakki Toprak kuddise sirruhu, Yare Yadigar ibrahim Yilmaz - Ali Altm 

Karacay, Yusuf, Bir Psikiyatristle Sohbetler, 1st., 2001 

Katip Celebi, Mizanii'l Hakk fi Ihtiyari'l Ahakk, hzl. Orhan §aik Gokyay, 1st, 1980 

Kay a, Dogan,"Seyit Yalcm ile Roportaj," H ay at Agaci Dergisi, Bahar 2005, 

Keklik, Nihat, El-Futuhat El- Mekkiye Kriterleri, 1st, 1990 

Kemikli, Bilal, Sun'ullah-i Gaybi, Ankara, 2000 

Ken'an Rifai, Sohbetler, hzl: Samiha Ayverdi, 1st, 2000 

Kurnaz, Cemal -Mustafa Tatci, Turk Edebiyatinda Sathiyye, Ankara, 2001 



786 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi 

Kurnaz, Cemal-Mustafa Tatci, Yesevilik Bilgisi, Ankara, 2000 

Konuk, Ahmed Avm,"et-Tedbiratii'l-Ilahiyye fi Islahi Memleketi'l-Insaniyye" Trc. 

ve Serhi, hzl: Mustafa Tahrali, 1st. 1992 

Kosec Ahmed Dede, Es-Sohbetu's Safiyye, trc. Ahmed Remzi Dede, hzl. Seyh 

Galib- Prof.Dr. All Alparslan Kultur ve Tunzm Bak. Yay. No: 964-1988 

Kiiciik, Hafiz Hasan, Risale Tarikat-i Sabaniye'de Silsile Evrad ve Dua, 1st, 2003 

Dr. Laura Veccia Vaglieri, Batih Aydinlar Goziiyle Miisliimanlik Islamin Savun- 

masi, Yaymlayan: Kemaleddin Senocak, 1st, 2002 

Lamii Celebi, Nefahatu'l-Uns Tercumesi A. Cami, hzl., S. Uludag, M.Kara, 1998, 

Kuyumcu, Fehmi, Evliyanin Dilinden, Nur Yaymlan,1978, 

Malik Binnebi, Kur'an-i Kerim Mucizesi, trc. Ergun Goze, 1st. 2003 

Mehmet Zahid Kotku, Tasavvufi Ahlak, 1st, 1998 

M. Cemaleddin El-Hulvi, Lemezat-i Hulviyye, Serhan Taysi, 1st, 1992 

Hz. Mevlana Kuddise Sirruhu, Fihi Mdfih, Cev. M. U. Tankahya, Istanbul, 1985, 

Hz. Mevlana, Fihi Ma Fih, trc. A.Avni Konuk, hzl. Selcuk Eraydmjst. 2001 

Hz. Mevlana Kuddise Sirruhu, Mesnevi, Veled Izbudak MEB. Istanbul,2001 

Mevlana Seyh Safiyuddin Kuddise Sirruhu, Retjahat, Trc. N. Fazil Kisakilrek, 1999, 

Memis, Abdurrahman, Halidi Bagdadi ve Anadolu'da Halidilik, 1st, 2000 

Muhammed B. Abdullah Hani, Adab, Trc. Ali Hilsrevoglu, Istanbul, 1980 

M. Hasim Kismi, Berekat - Imam-i Rabbani ve Yolundakiler, F. Meyan, 1st. 1 980 

Mustafa Ismet Garibullah, Risale-I Kudsiyye Tercumesi, Istanbul, 2003, 

Nasrullah Efendi, §ah-i Naksibend, Istanbul, 1979 

Necati, M. Osman, Hadis ve Psikoloji (Terc: Mustafa Isik), Ankara, 2000. 

Hz. Ali kerremallahu veche, Nehc'ul-Belaga, Abdtllbaki Golpmarh, 1st. h. 1390, 

Nicholson, Reynold A, Islam Siifileri, Trc. Yilcel Belli- Murat Temelli, 1st, 2004 

Niyazi Misri, Irfan Sofralan, Stileyman Ates, 1971 

O. Htlseyin Vassal", Sefine-i Evliya, Hzl. Mehmet Akkus-Ali Yilmaz, Istanbul, 2006 

Ocak, A Yasar, Osmanh Medeniyeti Tarihi, Editor: E. Ihsanoglu, 1st, 1 999 

Oruc, Ayse, Insan ve Islam ohnak, 1st. 2003 

Ogke, Ahmet, Islami Arastirmalar Dergisi,c. 17, sayi: 1,2004, 

Oz, Mehmet Ali, Biitiin Yonleriyle Giiriin Ilqesi Tarihi Ve Cografyasi, Sivas, 2002 

Ozdes, Talip, Vahiy ve Islam Tebliginin Kronolojik Cetveli, Sivas, 1994 

Ozttlrk, Yasar Nuri, Muhammed Tevfik Bosnevi, Istanbul, 1981 

Pakalm, Mehmed Zeki, Tarih Deyimleri Ve Terimleri SozlUgii, Istanbul, 1972 

Palakoglu, Ismail, Goniiller Sultani S. Osman Hulusi Efendi, Ankara, 2005 

Rahmi Serin, Veliler Ve Tarikatlerde Usui, Istanbul, Pamuk Yaymlan, 

Say gill, Sefa, Strese Son, 1st., 2001. 

Safer Baba, Tasavvuf Terimleri, 1st., 1998 

Selim Divane, Sadiklarin Muskillerinin Anahtari, Ahmed Sadik Yivlik, 1st, 1 998, 

Selim Divane, Ariflerin Delili Muskillerinin Anahtari, M, Tatci-H. Celtik, 2004 

Seydi Ali Reis, Mir'at-ul Memalik, hzl. Eyilp Culum, Besikdilztl, 2005, 

Seyyid Nigari kuddise sirruhu' l-aziz Divani, hzl: Doc. Dr. Azmi Bilgin, 1st. 2003 

Sir, Ayse Nur; Batmayan Giines Devam Eden Golgeler, 1st., 2005 

Sofuoglu, M. Cemal, Islam Dini Esaslari, Izmir, 1999. 

Somuncu Baba Kultur Edebiyat Ve Arastirma Dergisi, Arahk / 2005 

Somuncu Baba Kultur Edebiyat Ve Arastirma Dergisi, Kasim-Aralrk 2000 

Somuncu Baba Kiiltiir-Edebiyat Ve Arastirma Dergisi, Arahk 1996, 



Kitabiyat 787 

Sufi Muhammed Danismen "Yeseviligin Ilk Donemine Ait Bir Risale:, Mir'atu'l- 

Kulub," Warn, C 2, s. 2, Temmuz-Aralik 1997, 1st. 1998 

Sunar, Cavit, Islam' da Felsefe, Ankara, 1972, 

Stileyman Ibrahim, Meveddet Pinarlan, trc. Adrian M.Selman, 1st. 2000 

Sen, Mehmet Veli, Evrad-i Bahaiye, Sivas, 1 976, 

Senocak, Kemaleddin, Muslilmanlar Arasinda Bir Garib Yolcu, 1st, 2004, 

Seyh Sadi-i Sirazi, Bostan ve Gulistan, trc.,Kilisli Rifat Bilge, 1st, 1968 

Seyh Mustafa Kabuli er-Rifai, Kenzii'l-Esrar, 1st., 2001 

Sevki Koca- Murat Kacis, Neyzen Tevfik Kulliyati, 1st. 2000 

Seyh Yusuf Topcu, Tuhfe'tu-z Zakirin, 1st, 2000 

Susud, Hasan Lutfi, Islam Tasavvufunda Hacegan Hanedani, Istanbul, 1958 

Tevhid Gemisi Dergisi, 1st. 2006, Sayi 10, 

Topkara, Cevat, Bir Gerqegin Itirafi, Istanbul,2005 

Toprak, Ihramcizade Mehmet Kazim, Kitab-i GUI, Sivas 

Tosun, Necdet; Bahaeddin Naksbend / Hayati, Gorusleri, Tarikati, 1st. 2002 

Toyran, Mehmet, Sultan Sehir Dergisi- Corapqi Hani Makalesi, Sivas, 2007, sayi 2 

Ulku, Ktlbra, Islam' da Tesettur ve Evlilik, 1st, 2006 

Yahyab. Musa Ez-Zehrani, Peygamberimizin Ummeti Uzerindeki Hakki,. 1st. 

Yarar, Cezair, Mektubat-i Hasan Sezai, Istanbul, 2001 

Yardim, Ali, Peygamberimiz'in §emaili, 1st., 1998, s. 232. 

Yardim, M. Nuri, Safiye ErolKitabi, 1st, 2003 

Yasak, Ibrahim, Sivas Yatirlari, Sivashlar Vakfi Yaymlan, Istanbul 2004 

Y. Billent Bakiler "Ismail Efendi" (Sivas)Hizmet Gazetesi,4 Agustos 1969 

Yesil, Semseddin, Gavs-i Azant Abdulkadir Geylani Hz- Nutuklarindan, 1st, 1978 

Yildiz, Alim, "Arab §eyh 'in Bir Mektubu Makalesi " Hayat Agaci Der, Bahar 2005 

Yilmaz, Hilly a, Diinden Bugiine Gumushanevi Mektebi, 1st, 1997 

Zihni, Mehmed, Nimetu'l-isldm, 1st., 1398 h. 

Zeren, Mehmet, "Mesnevide Geqen Biitiin Hikayeler" 1st. 2004 



788 Gavs-iil Azam Ihramcizade Ismail Hakki Toprak Sivasi